TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
62nci Birleşim
23 Şubat 2015 Pazartesi
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun 21/2/2015 tarihli
60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, gündem
dışı konuşma için talepte bulunan milletvekillerine söz
verilmesi ve Süleyman Şah Türbesine yapılan operasyonla ilgili bilgi
sunulacağından bugünkü birleşimin TV 3ten
yayınlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
3.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Millî
Savunma Bakanının gündem dışı konuşma
yapacağından grupların daha önceden haberdar edilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
4.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Süleyman
Şah Türbesine yapılan operasyonla ilgili bilgi sunumunun İç
Tüzükün 50nci maddesine göre özel bir gündemle yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanının Başkanlık
Divanını görevlendirmesine ilişkin açıklaması
6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
7.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın,
Kırım Halk Cumhuriyeti ilk Başkanı Numan Çelebi
Cihanın 97nci ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
8.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın,
görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 11inci maddesini olumlu bulduklarına ve kabul
oyu verdiklerine ilişkin açıklaması
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin, görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 11inci maddesini olumlu bulduklarına ve kabul
oyu verdiklerine ilişkin açıklaması
10.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 11inci maddesine muhalefet partilerinin
verdiği desteğe teşekkür ettiğine ve bu
tutumlarını diğer maddelerde de göstermelerini beklediğine
ilişkin açıklaması
11.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
Halkların Demokratik Partisinin özellikle uyuşturucuyla mücadele
konusunda son derece hassas olduğuna ve Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
12.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
13.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın,
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
14.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının AB kriterleri ile
Avrupa Konseyi ülkelerindeki hukuk standartlarına
uymadığına ve Uluslararası Af Örgütünün dünya genelinde bu
yasa tasarısına karşı imza kampanyası
başlattığına ilişkin açıklaması
15.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, TBMM
Başkan Vekillerinin milletvekillerine karşı şiddet, hiddet
ve lakayıt davranışlardan vazgeçmesini tavsiye ettiğine
ilişkin açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakut'un, Başkanlık Divanının, Hükûmetin gündem
dışı konuşma talebini gruplara bildirme yükümlülüğü
olmadığına ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakut'un, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin konuşması
VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Hükümetin Gündem Dışı
Açıklşmaları
1.- Millî Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz'ın, Süleyman Şah Türbesine yapılan operasyona
ilişkin gündem dışı açıklaması ve HDP Grubu
adına Van Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu adına Adana Milletvekili
Osman Faruk Loğoğlu, MHP Grubu adına Ankara Milletvekili
Yıldırım Tuğrul Türkeş ve AK PARTİ Grubu
adına İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'ın
konuşmaları
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlunun
Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın gündem
dışı konuşmasından sonra CHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın, Ankara
Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeşin Millî Savunma
Bakanı İsmet Yılmazın gündem dışı
konuşmasından sonra MHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
5.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Millî
Savunma Bakanı İsmet Yılmazın gündem dışı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin, Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın gündem
dışı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
7.- Millî Savunma Bakanı İsmet
Yılmaz'ın, İzmir Milletvekili Oktay Vural ile İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle
yaptıkları konuşmaları sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
8.- Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın, İzmir Milletvekili Oktay Vural ile İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle
yaptıkları konuşmaları sırasında AK PARTİ
Grubuna ve AK PARTİ Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
10.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal'ın, Sinop
Milletvekili Engin Altayın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
11.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Sinop
Milletvekili Engin Altayın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
12.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Hakkâri
Milletvekili Adil Zozaninin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
13.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin
Türkoğlu'nun, Sinop Milletvekili Engin Altayın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında MHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
14.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Sinop
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
15.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Osmaniye
Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
16.- İstanbul Milletvekili Melda Onur'un,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında hayvanlara
sataşması nedeniyle konuşması
17.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
18.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
19.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in,
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
20.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
21.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve HDP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
22.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın, İstanbul Milletvekili Melda Onurun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
23.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın,
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
24.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın yerinden sarf ettiği bazı
ifadeleri sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
25.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
26.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın,
Sinop Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
27.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz'ın,
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
28.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal'ın, Sinop
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
29.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in,
21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
2.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, 21/2/2015
tarihli 60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
3.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın,
21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve 25 milletvekilinin, Hakkâri ilinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1221)
2.- Mersin Milletvekili Ali Öz ve 19 milletvekilinin,
S-70 Skorsky helikopter kazalarının sebeplerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1222)
3.- HDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, araştırma
görevlilerinin çalışma hayatında yaşadıkları
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1223)
B) Gensoru Önergeleri
1.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun,
kamu düzenini sağlamada görevlerini yürütemediği, PKK/KCKnın
faaliyetlerini engelleyemeyerek paralel devlet yapılanmasına zemin
hazırladığı, rüşvet ve yolsuzluk
soruşturmasını akamete uğratma girişimlerinde
bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanı Efkan Ala
hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/45)
C) Çeşitli İşler
- Gösteri ve Protestolar
1.- Bitlis
Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu'nun, kürsüde ağzını
siyah bantla kapatması
2.- Muş Milletvekili Demir Çelik'in, kürsüde
ağzını siyah bantla kapatması
3.- Antalya
Milletvekili Gürkut Acar'ın, ayağa kalkarak "Angarya
yasaktır, Anayasa Md.18" yazılı pankart açması
4.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, "Angarya yasaktır, Anayasa
Md.18" yazılı dövizi göstermesi
X.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl
Milletvekili İdris Baluken tarafından, AKP Hükûmetinin
sağlık politikaları alanında uygulamaya koyduğu
özelleştirme politikalarının araştırılması
amacıyla 18/2/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 23 Şubat
2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili
Kemalettin Yılmaz ve arkadaşları tarafından, ülkemizde
pancar üretiminin ve üreticilerinin sorunlarının
araştırılması, alınması gereken önlemlerin tespit
edilmesi ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele
alınabilmesi amacıyla 12/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 23 Şubat
2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunun 23/2/2015 tarihinde saat 19.00a kadar çalışmasına
ilişkin önerisi
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük
Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S.
Sayısı: 287)
3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S.
Sayısı: 616)
4.- Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı: 685)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684)
6.- Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin
Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı: 54)
XII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın Genel
Kurulun 21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşiminde söz ve karar
yeter sayısı taleplerinin karşılanmadığıyla
ilgili başvurusunu ve 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 110uncu maddesinin 1inci maddesinden önce
görüşülmesine dair önergesini işleme almamasının İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun, Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesinin
11inci maddesinden önce görüşülmesine dair önergesini işleme
almamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı üzerinde vermiş olduğu
önergeleri işleme almamasının İç Tüzük hükümlerine uygun
olup olmadığı hakkında
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun, 684 sıra sayılı Kanun Tasarısına
İçişleri Komisyonunda eklenen maddelerin gerekçeleri raporda yer
almadığı hâlde eksik rapor üzerinden görüşmelere devam
etmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Komisyon ve Hükûmet
yetkililerinin Genel Kurulda hazır bulunmamasına rağmen 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 15inci maddesinin
açık oylama işlemine devam ederek sonucunu
açıklamasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
XIII.- OYLAMALAR
1.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 11'inci maddesinin
oylaması
2.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 12'nci maddesinin
oylaması
3.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesinin
oylaması
4.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 14'üncü maddesinin
oylaması
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesinin
oylaması
6.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 16'ncı
maddesinin oylaması
XIV.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Bakanlığın 2014 yılı bütçesinden yapılan
harcamalara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin
Caniklinin cevabı (7/59693)
2.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, 2002-2015
yılları arasında TBMM ile bağlı kurum ve
kuruluşlarca satın alınan hukuk, muhasebe ve mali hizmetlere
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/59777)
3.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Rekabet Kurumunun 2014 yılı bütçesinden yapılan harcamalara
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Caniklinin
cevabı (7/59916)
4.- İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in, bir
Sayıştay denetçisi hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sadık Yakutun cevabı
(7/60071)
5.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
Sayıştay 2014 yılı bütçesinden yapılan harcamalara
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Sadık Yakutun cevabı (7/60072)
23
Şubat 2015 Pazartesi
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın), Muharrem IŞIK
(Erzincan)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşimini açıyorum.
III.-
YOKLAMA
BAŞKAN
- Yoklama yapacağım.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN-
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
Gündeme
geçiyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, İç Tüzükün 59uncu maddesiyle gündem dışı
konusunda size elbette bir takdir hakkı bırakılmış ama
ben bildim bileli bu Parlamentoda çok istisnai hâller dışında
gündem dışı konuşma Başkanlık Divanınca hep
verilmiştir.
Bugün
baktığım zaman, gündem dışı yok görülüyor. Bunun,
teamülleri yıkmak, değiştirmek konusundaki
tavrınızın bir açıklaması olsa gerek diye
düşünüyorum.
BAŞKAN
Sayın Altay, bugün televizyonlar vermediği için,
televizyonların vermediği günlerde
arkadaşlarımızın, sayın milletvekillerinin talepleri
olmadığı için verilmemiştir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Talep olmadığı için
BAŞKAN
Evet.
Ayrıca
Millî Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmazın 59a göre
söz talebi var, bu görüşülecek efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Müsaade etmediniz ki ben şu şeyi bir görüşseydim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Müsaade etmeden, önemli bir konu var.
BAŞKAN
Hayır, Sayın Altaya verdim ama
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Cevap verin o zaman, benim söz talebim var.
BAŞKAN
- Sizin için söylemiyorum ama ben gündem dışına geçmemdeki,
gündem dışındaki konuyu gündeme getiremedim, söyleyemedim ki.
Buyurun
Sayın Baluken.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ben bitirmedim Başkanım.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Şimdi, 21 Şubattaki İç Tüzük ve
BAŞKAN
Bir saniye Sayın Baluken.
Açıklama
yapayım: Cuma günü televizyonlar vermediği hâlde sayın
milletvekillerinin gündem dışı sözleri varsa
müracaatlarını yapsınlar.
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Şimdi verecek misiniz?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Şimdi de talep olursa vereceksiniz o zaman.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baluken.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gündem dışı talep ediyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) 2 milletvekilimiz de talep ediyor.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gündem dışı talep ediyoruz.
BAŞKAN
Hayır, cuma günü için diyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Talep ediyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Vereceğiz. dediniz, kabul ettiniz.
BAŞKAN
- Lütfen efendim
Hükûmetin talebi var efendim, cuma günü için söyledim ben
açıklamayı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gündem dışı talep ediyoruz.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul)- Sayın Başkan, bugün için gündem
dışı söz istiyoruz.
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Gündem dışı söz istiyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Böyle bir şey yok! Tüzükte nerede yazıyor?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Biz de gündem dışı talep ediyoruz
yani daha önce talep ettik ama talebimizi değerlendirmediniz.
BAŞKAN
Efendim, müracaat edilmediği hâlde burada bu konuyu gündeme getirmek bu
konuyu istismar etmek demektir. Lütfen
Şimdiye kadar gündem
dışılar değerlendirilmiştir. Hükûmetin gündem
dışı söz talebi var.
DEMİR
ÇELİK (Muş) Talep ediyoruz.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) - Bundan daha iyi gündem dışı
mı olur?
BAŞKAN
- Sayın Baluken, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun 21/2/2015 tarihli 60ıncı
Birleşimdeki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, 21 Şubat 2015 tarihindeki hemen hemen bütün oturumlarda oturumu
yöneten Meclis başkan vekilleri İç Tüzükü ve Anayasayı hiçe
sayarak keyfî bir yönetim göstermişlerdir. Bu yönetimle ilgili sizin de
bulunmuş olduğunuz oturumlarda mevcut durum bir türlü
aşılamadığı için, İç Tüzükten kaynaklı
haklarımızı kullanmadığımız için grubumuz
Divan önünde bir oturma eylemi gerçekleştirmiştir. Bu oturma eylemi
sırasında diğer muhalefet partilerinin kürsüyü kullanma
hakkına karşı da herhangi bir fiilî durumumuz söz konusu
olmamıştır. Ancak, siz, İç Tüzükün 68inci maddesine de
uygun olmayarak, gürültü ve kavga ortamında, oturumun
kapatılması gereken durumda oturumu yönetmeye devam ettiniz.
O günkü tutanakları
incelediğimizde, 209uncu sayfada, Milliyetçi Hareket Partisi adına
konuşan Sayın Sinan Oğan, size hitaben, grubumuzu göstererek
şu cümleleri sarf ediyor: Yalan konuşuyorsun. Bunu size söylüyor. Sayın
Sadık Yakut, yalan konuşmayın. Biraz önce geldiğimizde
aynen dediniz ki: Biz bu Meclisi bunlara mı teslim edeceğiz? Birazdan
kapatıp gideceğiz.(x) Böyle demediniz mi?
Şimdi, bizim merak ettiğimiz
şey şu: Milyonlarca oy alarak bu Meclise gelen, halkın iradesini
temsil eden Halkların Demokratik Partisiyle ilgili, bir, bunlar diyerek
üstten bakan, hiçe sayan, halkın iradesini esas almayan bir söylem
içerisinde bulundunuz mu?
İki: HDPnin tavrıyla ilgili
arka odada diğer grup başkan vekilleriyle birlikte böyle bir
pazarlığın içerisine girdiniz mi? Eğer girmemişseniz,
HDPye bunlar diyerek aşağılayıcı bir üslupla bir
söylem kullanmamışsanız bunu düzeltmenizi bekleyeceğiz,
eğer bu cümleleri sarf etmişseniz Halkların Demokratik
Partisinden özür dilemenizi isteyeceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öncelikle şunu belirtmek
istiyorum
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkanım, ben meramımı bitirmemiştim efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Yani bana söz verdiniz,
meramımı tamamlamadan Sayın Balukene söz verdiniz.
BAŞKAN Öyle mi?
Buyurun.
2.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, gündem dışı
konuşma için talepte bulunan milletvekillerine söz verilmesi ve Süleyman
Şah Türbesine yapılan operasyonla ilgili bilgi
sunulacağından bugünkü birleşimin TV 3ten yayınlanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkan, öncelikle, gündem dışı konusundaki olumlu
yaklaşımınıza teşekkür ediyorum.
Arkadaşlarımız müracaatlarını da yaptılar.
BAŞKAN Bugün için değildi.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Bildiğiniz gibi, gündem dışının müracaatının
bir gün önce yapılması diye bir usul yok. Yani,
dolayısıyla, söz vereceğinizi umuyorum, bu bir.
İkincisi de: Bizdeki gündeme göre,
Millî Savunma Bakanının, Süleyman Şah Türbesinin nakli ve oraya
yapılan operasyonla ilgili Genel Kurula bilgi sunacağına dair
bir bilgiye sahibiz.
Şimdi, kamuoyumuzun da,
vatandaşlarımızın da, 77 milyonun da orada olup bitenle
ilgili, bildiğiniz gibi, kafaları son derece karışık;
o müdahaleye menfi bakanlar var, müspet bakanlar var. Daha doğrusu, ne
olup bittiği konusunda kamuoyumuzda bir algı sorunu var. Bu
bakımdan, takdir eder ve uygun görürseniz, bu kadar önemli bir konuyu
görüşeceğimiz -TBMM TVyle yapılan sözleşme, anlaşma
da belli, orada da buna açık hüküm var- bugünkü birleşimin TRT 3
tarafından yayınlanması konusunda girişim
başlatmanızı da talep ediyoruz efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın
Başkan
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Bakanın gündem dışı söz talebi olduğunu ilk defa
şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda duyduk. Böylesine
önemli bir konuda uluorta bir şekilde Bakan bilgi verecek. demek
Başkanlık Divanının bu konuda haberi yok muydu?
Başkanlığa müracaat daha önce yok muydu?
BAŞKAN Haberi var efendim,
işte, okuyorum, müsaade etmediniz ki.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
okuyorsunuz ama, Bakanın gündem dışı konuşma
yapacağını da
Siz Gündem dışı
vermeyeceğim. dediniz.
BAŞKAN Hayır, efendim,
gündem dışı vermeyeceğim demedim Sayın Vural.
Sayın Altayın
Sayın Altay bir defa müsaade
etmedi. Çünkü, toplantı yeter sayısı vardır, gündeme
geçiyoruz dedim. Müsaade edilmedi, müsaade edilmiş olsaydı
Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına, Suriye topraklarında icra
edilen Şah Fırat
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Bunu
okuyacaktım.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bakın
BAŞKAN Gündem
dışı müracaat olmadığı için vermedim dedim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Okuyun
efendim, biz de öğrenelim. Okuyun da öğrenelim efendim, kimsenin
müsaadesini beklemeyin.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bakın
BAŞKAN Bir saniye efendim, ben
meramımı ifade edeyim.
Ama cuma günü için
Televizyonlar
yayın yapmadığı için, sayın milletvekillerinin
talepleri yok, vermedim. Cuma günü için, televizyon yayın
yapmadığı hâlde sayın milletvekilleri istiyorlarsa müracaatlarını
yapsınlar dedim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Pazartesi günü için televizyon yayını var
mı?
BAŞKAN
Yok efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Onun için vermedim. diyorsunuz.
BAŞKAN
Müracaat olmadığı için diyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Müracaat ettiler efendim, ettiler.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Müracaat ettik, müracaatımız var.
BAŞKAN
Hayır efendim, müracaat yoktu şimdiye kadar.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Var, var önünüzde.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ettiler, var Sayın Başkan.
BAŞKAN
Vermiyorum efendim, verilmedi, vermiyorum çünkü benim takdirimde.
OKTAY
VURAL (İzmir) Peki, tamam, peki.
BAŞKAN
Çünkü benim takdirimde, konu bu.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bir ulan demediğiniz kaldı zaten, bir o
kaldı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ama Hükûmete nasıl veriyorsunuz?
BAŞKAN
Sayın Vural, sayın milletvekili arkadaşlar, siz de dâhil,
Başkanlık Divanına ve şahsıma her şeyi söyleme
hakkını kendinizde görüyorsunuz. Ben sayın demeden hiçbir
milletvekiline şimdiye kadar hitap etmedim. Bu durum, kişilerin
OKTAY
VURAL (İzmir) Vermiyorum, vermeyeceğim. diyerek talimatla hitap
etmeniz karşısında
BAŞKAN
Sayın Vural, izah ettim ama, 3 defa, 4 defa söyledim.
Sayın
Altay
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, şu kadar söylemek istiyorum
sadece. Şimdi, siz samimiyetle dediniz ki
Yani kendinizle çelişmeyin
diye bunu söylüyorum: Siz Bir talep olmadığı için gündem
dışı yok. dediniz ancak Divana intikal etmiş gündem
dışı talepleri var. Hayır, takdir sizin ama kendinizle
çelişmeyesiniz diye bir yapıcı uyarıda bulunmak istiyorum.
BAŞKAN
Efendim, çelişmiyorum, çelişmediğim için de cuma günü
vereceğim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, Talep olmadığı için
vermiyorum. dediniz. E, talep var. O vakit kendi söylediğinizi
çürütmüş oluyorsunuz.
BAŞKAN
Talebin yapılması lazımdı daha önce,
değerlendirirdik efendim doğrusu.
Buyurun
Sayın Vural.
3.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Millî Savunma
Bakanının gündem dışı konuşma
yapacağından grupların daha önceden haberdar edilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, gündem dışı
konuşmaları verdiğiniz zaman Hükûmeti haberdar ediyorsunuz
gündem dışı konuşmalarla ilgili.
BAŞKAN
Evet.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bir Bakanın gündem dışı talebi size
gelmişse, gruplara da söz hakkı düşeceğinden, grupları
da haberdar etmeniz gerekirdi ayrıca. Dolayısıyla -çünkü bu
konuda ona söz hakkı düştüğü zaman gruplara da söz hakkı
düşer- bu durumda, grupların bu söz hakkını kullanması
için de önceden haberdar etmeniz gerekirdi, bizi haberdar etmediniz.
BAŞKAN
Sayın Vural, ben, başlamadan önce, gruplar müracaat etti mi,
konuşmacılar kimdir diye istedim Kanunlardan. Ancak Kanunlar, henüz
müracaat edilmediğini söyledi.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır efendim, ben onunla ilgili demiyorum. Verirsiniz,
vermezsiniz.
BAŞKAN
Hayır, gruplar konuşacak tabii, gruplara söz verilecek, burada
problem yok ki.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, ben şunu söylemek istiyorum: Bakın, bir
milletvekilinin gündem dışı konuşma
yapacağını, hangi konuda konuşma yapacağını
yürütmeye bildiriyorsunuz, değil mi?
BAŞKAN
Evet.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ben de diyorum ki bir sayın bakanın bu konuda
yapacağı bir konuşma varsa gruplara da bildirmeniz gerekirdi,
gruplar da bu konuda hazırlıklarını yapsaydı. Böyle
oldubittilerle yani yürütmeyi haberdar edip Parlamentoyu haberdar etmemeniz,
grupları haberdar etmemeniz doğru bir şey değil. Yani biz
burada öğreniyoruz. Böylesine önemli bir konuda, müsaade edin de,
eğer bir bakanın bu konuda gündem dışı talebi varsa,
bilgi vermek istiyorsa grupları haberdar edin, bununla ilgili
milletvekilleri vardır, söz hakları olacaktır, bu konuda bir
değerlendirme yapma imkânı olacaktır. Yani takdir edersiniz ki
böylesine ciddi meseleler uluorta değerlendirilecek meseleler de
değildir. Sayın Bakanın bu konuda hazırlığı
var, bizim de her milletvekilimizin hazırlığı var ama
böylesine önemli bir konuyu ciddiye almamak demektir, Parlamentoyu ve
grupları ciddiye almamak demektir. O bakımdan bununla ilgili talep
4.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Süleyman Şah Türbesine
yapılan operasyonla ilgili bilgi sunumunun İç Tüzükün 50nci
maddesine göre özel bir gündemle yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, Süleyman Şah Türbesiyle
ilgili burada yapılacak konuşmalar son derece önemlidir. Hükûmetin
böyle bir talebi olmuşsa tabii ki Hükûmet Meclise bu konuda bilgi vermekle
yükümlüdür, itirazımız buraya değil. Ancak -İç Tüzükün
50nci maddesi- bunu özel bir gündemle yapmamız gerekliydi. Siz Hükûmete
burada söz hakkı verip ardından gruplara da söz hakkı verecek
iseniz -ki eğilim o yönde- o zaman bunu Sayın Bakanın gündem
dışı konuşma talebi olarak alıp burada gruplara da
ayrıca söz verme yetkiniz yok. Bir taraftan Ben gündem
dışı taleplerini kabul etmiyorum. diyorsunuz, Reddediyorum.
diyorsunuz
BAŞKAN
Öyle bir şey söz konusu değil efendim. Kullanmadığım
cümleleri kullanmayın lütfen.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Öyle dediniz: Talepler olmadı.
Şimdi,
İç Tüzük 50nci maddeye dayalı olarak bu birleşimi özel gündemle
yapmanız gerekiyor, gruplara da hazırlık yapma zamanı
tanımanız gerekiyor. Başka türlü, grupların mutabakatı
olmadıkça, Danışma Kurulu kararı olmadıkça bu konuyu
bu şekilde gündeme alamazsınız.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu konu da çok önemli bir konu,
elbette Türkiyenin önemli bir konusu. Siyasi parti gruplarıyla,
Danışma Kurulu aracılığıyla yarın bu konuda
bir genel görüşme niteliğinde ön görüşmeleri yapmak üzere bir
gündem tayin edelim, özel gündem olsun. Bu mesele gündem dışı
bir konuşmayla geçiştirilecek kadar hafife alınacak bir mesele
değildir, önemli bir meseledir. Bu önemli mesele hakkında da bu
konuda Parlamento özel bir gündem oluşturmak için bir zemin
oluşturmalıdır.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakut'un, Başkanlık Divanının, Hükûmetin gündem
dışı konuşma talebini gruplara bildirme yükümlülüğü
olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın Vural, önce, İç Tüzükün 59uncu maddesinin ikinci
fıkrasını bir okuyayım: Hükümet, olağanüstü acele
hallerde gündem dışı söz isterse, Başkan, bu istemi yerine
getirir. Hükümetin açıklamasından sonra, siyasî parti grupları
birer defa ve onar dakikayı aşmamak üzere, konuşma hakkına
sahiptirler. Grubu bulunmayan milletvekillerinden birine de beş
dakikayı geçmemek üzere söz verilir.
Şimdi,
birincisi, olağanüstü acele bir hâl ve Hükûmet 59uncu madde
gereğince gündem dışı söz istemiş; vermek
durumundayız. Diğer taraftan, Hükûmetin açıklamasından
sonra, açıklama yaptıktan sonra gruplara da söz verilecek. Gruplara
bildirme yükümlülüğü de yok, daha önceki uygulamalarda söz konusu
değil efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, ne yapmak?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hükûmete bildirme var, gruplara da olmalı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, bir saniye
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yani Gruplara bildirme
yükümlülüğü yok. deyip, grupları bu konuda dışlama
talebiniz son derece yanlış.
BAŞKAN
Efendim, dışlama talebi değil, ben İç Tüzükü okuyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bakın, benim söz hakkım varsa
BAŞKAN
İç Tüzük diyor ki: Hükümet açıklama yaptıktan sonra, gruplar
söz isterlerse verilir. Bunu anlatıyorum ben size.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ben de diyorum ki Hükûmetin bu konuda gündem
dışı talebi olduğunu gruplara bildirmeniz gerekiyordu.
Benim söz hakkımı
BAŞKAN
İşte, değil efendim. Uygulamalarda, 59uncu madde
gereğince gündem dışı söz istemişse, Hükûmetin söz
istemesi durumunda değil diyorum; onu söylüyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, müsaade ederseniz
OKTAY
VURAL (İzmir) Yani Hükûmet söz istemedi mi?
RECEP
ÖZEL (Isparta) İstedi, istedi.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, bu husus İç Tüzük 59a
girmez.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hüküm yok.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Gündem dışını bildirmek üzere hüküm mü
var?
BAŞKAN
Evet efendim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, şimdi
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, bir saniye
Sayın
Başkan, ben, müsaade ederseniz
BAŞKAN
Hanginizin konuşacağını önce bir kendi aranızda isterseniz
kararlaştırın.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, bu, olağanüstü hâli
gerektiren bir durum değildir. Bu durum dört gün önceden Grup Başkan
Vekilimiz Sayın İdris Baluken tarafından Meclis Genel Kurul
gündemine taşınmış bir konudur.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yani bu kadar da olmaz be! Yani bu da bir rezalet! Ben
bildirmem. Bildirmeye lüzum yok. Kim takar sizi. Üsluba bakın ya!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Defaatle, aynı günkü oturumda Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altay da bu hususu gündeme
getirdi. Dolayısıyla olağanüstü durum söz konusu değildir.
Genel görüşme gerektiren bir hususu içeriyor, özel gündemle, sizin İç
Tüzük 50ye göre işlem yapmanız gerekir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Olmuş bitmiş, zaten kaçılmış
oradan.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım, çok kısa
Başkanım,
şimdi, İç Tüzükün size verdiği takdir hakları var, elbette
buna hiçbir itirazım olmaz. Gündem dışı söz vermiyorum
derseniz biz bunun için burada bir usul konusu, mevzusu yapamayız.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Olmuş bitmiş efendim onlara göre.
Onların öyle bir derdi yokmuş efendim, Olmuş bitmiş.
diyorlar.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ancak, Sayın Vuralın işaret ettiği konu
çok açık. Parlamento uygulamalarında -yani uygulamalar da İç
Tüzüktür bence- bizim milletvekillerinin şahsi olarak gündem
dışı taleplerini Hükûmete, ilgili bakana Meclis haber veriyor,
veriyor. Bu konuda da aslında çok açık İç Tüzükte bir hüküm ben
hatırlamıyorum. Orada verilen haber, Sayın Vuralın
işaret ettiği gibi, eğer Hükûmetin şimdi bize, Meclise
vereceği bilgi Süleyman Şah Türbesinin dışındaki bir
konuysa eyvallah, çok yenidir, çok tazedir, çok sıcaktır, Hükûmet de
Genel Kurulu bilgilendirir ama belli ki Süleyman Şah Türbesiyle ilgili Hükûmet
bilgi verecek. Bunu Başkanlığınızın gruplara
Ben
şimdi Grup Müdürünü aradım, bir yazı gelmemiş, bir telefon
gelmemiş.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Gündeminizde var.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Grupları bu kadar ciddiye almamak, küçümsemek çok etik değil,
çok şık değil. Bu bakımdan bu tutum için bir usul
tartışması gerekir diye düşünüyorum takdir ederseniz.
BAŞKAN
Hayır efendim, usul tartışması açacak herhangi bir
şey söz konusu değil, lütfen.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Niye efendim? Başkanım, grupları yok
sayıyorsunuz, hiçe sayıyorsunuz.
BAŞKAN
Hayır, yok saymıyorum efendim. Hükûmet 59uncu madde
gereğince
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ama Süleyman Şahla ilgiliyse
Yok sayıyorsunuz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Altay
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bir usul tartışması talebimiz var.
BAŞKAN
Lütfen ama Sayın Altay
OKTAY
VURAL (İzmir) Biz Kanunlar Kararlara sorduk, Meclis
Başkanlığına sorduk, Bugün neler var? dedik. Bunlarla
ilgili sunuşlardan bir tanesinin olduğunu söylediler. Bununla ilgili
gündemimizi oluşturduk. Yani, bununla ilgili, yürütmenin güdümünde
değil Sayın Başkan, burası
BAŞKAN
Efendim, kanunlardan geçmişteki uygulamaları da isteyeyim, biraz
sonra sizlere burada takdim edeyim, bildireyim yani.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, burası milletin Meclisi. Yürütmenin Meclisi
değil, milletin Meclisi. Milletin Meclisinde birisi bir konuşma
yapacaksa, önceden haberiniz varsa bunu bize bildirin. Yani gecekondu Meclisi
değil. Parlamentoyu, milletvekillerini ciddiye alın.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakut'un, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
konuşması
BAŞKAN
Sayın Baluken, biraz önceki söylediğiniz konuyla ilgili, arka odada
bu konuyla ilgili herhangi bir görüşme ve kimseyle de herhangi bir
konuşma olmamıştır. Burada Sayın Vuralla ve
Sayın Oğanla
Buradaki kastım, tabii, bunlar derken eylem
yapan şahıslar ve sayın milletvekilleri için Ara
vereceğim. dedim, Kapatacağım. sözü de değil. Onun
haricinde
Çünkü Meclisin çalışması gerekir. Mecliste bir eylem
yapılıyorsa bu eylemi sonlandırmak için de Bir madde daha
görüşüp ara vereceğim, grup başkan vekillerini arkaya davet
edeceğim. dedim. Konuştuğum bu.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bunlara cevap vereceğim tabii ki ama...
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Hükûmet adına Suriye topraklarında icra
edilen Şah Fırat Operasyonu hakkında Genel Kurulu bilgilendirmek
üzere
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın Başkan!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bir saniye!
BAŞKAN
-
Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmazın İç Tüzükün
59uncu maddesine göre söz talebi vardır.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, usul
tartışması talebimiz var.
BAŞKAN
- Gündeme geçmeden önce bu talebi yerine getireceğim.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, usul talebi var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Sayın Bakanın açıklamasından sonra istemleri hâlinde siyasi
parti gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden birine söz
vereceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Usul talebimiz var. Tutumunuzla ilgili usul
tartışması açıyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, tutumunuzla ilgili usul
tartışması istiyoruz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, şuna ne
yaptınız, şu önergeye ne yaptınız?
BAŞKAN
Konuşma süreleri Hükûmet için
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Şu önergeye ne yaptınız?
BAŞKAN
Biraz sonra cevap veririm efendim neyse.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır, usul tartışması
talebimiz var! Bu önergemize ne yaptınız?
BAŞKAN
yirmi, siyasi parti grupları için on, grubu bulunmayan milletvekilli
için beş dakikadır.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar, önergeyi işleme koymuyor! Usul
talebini kabul etmeyen bir Başkan var burada!
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Hükümetin Gündem Dışı Açıklamaları
1.- Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, Süleyman
Şah Türbesine yapılan operasyona ilişkin gündem
dışı açıklaması ve HDP Grubu adına Van
Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu adına Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu, MHP Grubu adına Ankara Milletvekili Yıldırım
Tuğrul Türkeş ve AK PARTİ Grubu adına İstanbul
Milletvekili Şirin Ünal'ın konuşmaları
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 21 ve 22 Şubat 2015te Süleyman Şah Saygı
Karakoluna yönelik olarak gerçekleştirilmiş Şah Fırat
Operasyonu hakkında yüce Meclisimize Hükûmet olarak bilgi sunmak
amacıyla söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi
ve sayın milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; bu coğrafyanın bin
yıldan beri bu aziz millete vatan olduğunun göstergelerinden biri de
Süleyman Şah Türbesidir. Bilindiği üzere, Osman Gazinin dedesi
Süleyman Şahın 13üncü yüzyıldan bu yana Caber Kalesi
eteklerinde bulunan ve Türk mezarı olarak bilinen kabri, Türkiye ile
Fransa arasında imzalanan 1921 Ankara Antlaşması uyarınca
Türk toprağı olarak kabul edilmiş, Lozan Barış
Antlaşmasında da Ankara Antlaşmasının hükümlerinin
aynen geçerli olduğu teyit edilmiştir. Süleyman Şah Türbesi ata
emaneti olarak dönem dönem yenilenmiş, bakım ve onarımı
yapılmıştır. Bu türbenin yeri, önce, 1939 yılında
kale içerisinde değiştirilmiş, daha sonra Suriye hükûmeti
tarafından Fırat Nehri üzerine yapılan barajın dolarak
sularının Caber Kalesini su altında
bırakacağının görülmesi üzerine 1975 yılında
Süleyman Şah Türbesi Caber Kalesinden Halepe bağlı Karakozak
köyündeki Fıratın doğu yakasına taşınarak ikinci
kez değiştirilmiştir. Bu arada, Caber Kalesinin en yakın
Türk sınırına olan uzaklığının
yaklaşık 90 kilometre, Karakozak köyündeki karakolun en yakın
Türk sınırına olan uzaklığının ise
yaklaşık 30 kilometre olduğunu da belirtmek isterim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; bu bir millî davadır, her
partinin ortak sorumluluğunda olan bir davadır. Bu operasyona
karşı çıkan dış güçlerin kim olduğuna
bakıldığında bu operasyonun ne kadar yerinde ve doğru
olduğu da görülecektir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri,
cumhuriyetin kuruluşundan bu yana kadar -Mustafa Kemal
Cumhurbaşkanımız döneminde de dâhil olmak üzere- ata emaneti
olarak gördüğü Süleyman Şah Türbesine hizmet etmeyi, ecdada
saygının bir gereği olarak görmüş ve yerine
getirmiştir. Bu aziz millet, bu yurdu kendisine vatan yapanları her
zaman hayırla yâd etmiştir. Bugün bu topraklarda özgürce,
başımız dik olarak yaşıyorsak bunu
ecdadımıza borçlu olduğumuzu biliyoruz. Bu bilinçle onların
hatırasına sahip çıkmayı bir borç, bir görev olarak
görmekteyiz. Onların tarihe sığmayacağını, bir
gül bahçesine girercesine bu kara toprağa girenlerin aziz
hatırasına her ne yapılsa az geleceğini, onları ancak
ebediyetlerin istiap edeceğini, Orhan Şaik Gökyayın ifadesiyle
Bu vatan toprağın kara bağrında/ Sıradağlar gibi
duranlarındır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Vay, vay, vay!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bir tarih boyunca onun
uğrunda,
OKTAY
VURAL (İzmir) Sıra dağlar gibi
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Kendini tarihe verenlerindir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yapma ya! Nerede durdunuz?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Ardına bakmadan yollara
düşen,
OKTAY
VURAL (İzmir) O dağı sınırımıza mı
getirdiniz?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Huduttan hududa yol bulup
koşan/ Her taşı yakut olan bu vatan/ Can verme sırrına
erenlerindir. olduğunu çok iyi bilmektedir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) İstifa et, özür dile! Demagoji, polemik
yapma! Hiçbir söylediğin doğru değil!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinin
OKTAY
VURAL (İzmir) Yüz karası, yüz karası, tarihin yüz karası!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Yaptığınız hıyanettir,
vatan hainliğidir!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
2 Ekim 2014 tarih ve 1071
sayılı Kararıyla kabul edilen Hükûmet tezkeresinde
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) 70 kilometre öteyi muhafaza edemiyorsun 80 milyon
nüfuslu bir Türkiyede, utanın!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Türkiyenin güney kara
sınırları boyunca ulusal güvenliğimize dönük risk ve tehditlerin
önemli oranda arttığı
OKTAY
VURAL (İzmir) Korkaklar! Teslimiyetçiler!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
uluslararası hukuk
uyarınca Türk toprağı kabul edilen Süleyman Şah Saygı
Karakoluna dönük
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Ricat ettiniz, ricat! Ayıp, ayıp!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
güvenlik riskinin de
artığı açıkça belirtilerek
OKTAY
VURAL (İzmir) Taşımacılık şirketine haber
verseydin getirilmesi işini!
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Lozanda aldığımızı verdiniz
geriye; Lozanda aldık, geriye verdik.
OKTAY
VURAL (İzmir) Devletimizi düşürdüğünüz raddeye bakın!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Türk Silahlı Kuvvetlerinin
gerektiği takdirde sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak
üzere yabancı ülkelere gönderilmesi hususunda Hükûmete yetki verilmesi
talep edilmiş ve bu talep Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da
kabul edilmiştir.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Beğenmediğiniz Lozanda
aldığımızı geri iade ettiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Seni türbeyi korumak için gönderdik, kaç diye değil!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu tezkerenin kabul edildiği
tarihten sonra güney sınırımızda ortaya çıkan
gelişmeler, bu tezkerede ileri sürülen hususlarda Hükûmetimizin
haklılığını ortaya koymuştur. Güney
sınırlarımızın ötesinde bulunan DEAŞ terör
örgütü
OKTAY
VURAL (İzmir) Onlarla iş birliği yaptınız.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
uluslararası toplum
tarafından da bir tehdit olarak görülmüş
OKTAY
VURAL (İzmir) Musulda konsolosluğumuzu teslim ettiniz.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bütün bunların altında
kaldınız, bütün bunların! Kendi elinizle Süleyman
Şahı havaya uçurdunuz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
bununla ilgili olarak
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları çıkartılmış,
bu kararlar çerçevesinde
OKTAY
VURAL (İzmir) Terör örgütüne teslim ediyorsunuz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
70e yakın ülke
uluslararası bir koalisyon oluşturarak
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bir de konuşuyorsunuz!
OKTAY
VURAL (İzmir) Hangi yüzle konuşuyorsunuz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Yetmiş iki milletten
kişinin de katıldığı bu tehdide karşı
mücadele vermeye başlamıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ne mücadelesi? Şu mücadeleye bakın be!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bak, bak, bak, bak! Bak, bak, bak!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu süre içinde Japonya, Ürdün ve
Amerikan vatandaşlarının da arasında bulunduğu
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Şu hâle bak!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
birçok rehineye ve insanlara
karşı yapılan cinayetler bu tehdidin boyutunu apaçık ortaya
koymuştur. Türkiye, uluslararası koalisyonun bir parçası
olduğunu açıkça beyan etmiş
OKTAY
VURAL (İzmir) Aciz içerisinde!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
ve bu tehdide yönelik olarak
yapılacak çalışmalara katkı vermek amacıyla da
sözleşme imzalamıştır.
Suriyede
her geçen gün artan güvenlik sorunları ve askerî zaruretler de dikkate
alınarak uluslararası hukuktan doğan haklarımız
saklı kalmak kaydıyla
OKTAY
VURAL (İzmir) Koalisyonla birlikte toprağımızı terk
ettiniz. İsrailin isteğiyle hareket ediyorsunuz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bu Şah Fırat Operasyonu değil, kedi
tırnağı operasyonu, kedi tırnağı!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
uluslararası
antlaşmalarla Türk toprağı olan Süleyman Şah Saygı
Karakolundaki manevi değerleri, yüksek ecdat yadigârı emanetlerin,
geçici olarak yine Suriyede bulunan Eşme köyü sınırları
içinde kalan ve güvenlik güçlerimizce koruma altına alınacak bir yere
taşınmasına Hükûmetimizce karar verilmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) İsrailin isteğiyle yaptınız
bunları.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Ecdadın kemikleri sızlıyor, kemikleri.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Ecdattan bahsetmeye hakkınız yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bu karar uyarınca Şah
Fırat Operasyonu adı verilen bir harekâtla 21 Şubat 2015 tarihi
saat 21.00de eş zamanlı olarak iki operasyon birden
başlatılmıştır.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Tabansızlar! Tabansızlar! Yüreksizler!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Yazıklar olsun size.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Yazıklar olsun size.
OKTAY
VURAL (İzmir) ABD, İsrail tavsiyesine uymuşlar.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Birincisi,
Mürşitpınardan birliklerimiz Suriyeye girmiş ve süratle
Karakozak köyüne doğru hareket etmiştir.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Tamamen palavra, ne anlatıyorsun sen be! Sen
oradan çekil, gel konuş bir de burada.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bu birliklerimiz 22 Şubat
00.30 sularında Süleyman Şah Saygı Karakoluna
ulaşmıştır. Yine saat 21.02de başka bir tank
birliğimizse Eşme civarında yine Suriye topraklarına
girerek yakın bir mekânda Süleyman Şahın yeni kutsal
mekânının tanzimi ve naklikubûrun gerçekleştirilmesini teminen
gerekli toprak parçasını kontrol altına almıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu Hükûmet hangi yüzle
konuşuyor burada? Bu rezaleti nasıl savunabilirler? Nasıl
savunabilirler ya?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Yazıklar olsun! Bin defa yazıklar
olsun!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bu birliklerimiz saat 21.02
itibarıyla bayrağımızı bu toprak parçası üzerinde
dalgalandırmıştır.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ecdadı havaya uçuruyorsunuz, gelip burada
konuşuyorsunuz, utanmıyorsunuz!
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Buradan ekmek çıkmaz size, ekmek çıkmaz!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ekmeği bırak
Siz ayakkabı
kutularından çıkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sizin işiniz gücünüz yemek değil mi? Hep
yemektesiniz, hep yeme içme. İşiniz gücünüz yemek. (AK PARTİ ve
MHP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar)
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Karakozaktaki Süleyman Şah Saygı
Karakoluna varan birliklerimiz ecdadımızın bize emaneti olan
Süleyman Şahın naaşı ile diğer emanetleri, karakolda
görev yapan 38 Mehmetçiğimizi alarak 06.03 sularında Türkiyeye güven
içinde gelmişlerdir. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Bayrağı oradan indirdin mi indirmedin mi?
PKKyla birlikte yaptın mı, yapmadın mı?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Zillete düşürdünüz bizi.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Süleyman Şahın naaşı seni
çarpacak, cin çarpar gibi çarpacak!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Operasyon 22 Şubat 2015,
10.12 itibarıyla tamamlanmıştır.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Koca devleti, koca Türkiye Cumhuriyetini terör
örgütlerine peşkeş çekiyorsunuz.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Şah Fırat Operasyonuna
39 tank, 57 zırhlı araç, 100 araç ve 572 personel
katılmıştır.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) PKKnın önünde boyun eğdiniz, yetmedi,
şimdi IŞİDin önünde boyun eğiyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Nakliye şirketi! Millî Savunma Bakanı
değil, nakliye şirketi sahibi. İki sandukayı getirmeyi
başarı diye sunuyor ya!
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Yeni ulaştırma bakanı!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Yaptığınız IŞİD
açılımı.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) - Bu operasyon, Kara Kuvvetleri unsurlarımızca
icra edilmiş, Türk Hava Kuvvetlerine bağlı unsurlarsa ülke
içinde hazır durumda bekletilmiştir. Her türlü risk içeren bir
bölgede çatışma dahi olmaksızın
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Allah, Allah!
OKTAY
VURAL (İzmir) Vay anasını ya! Kahramana bak, kahramana!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Tabana kuvvet nasıl
kaçtığını anlatıyorsun değil mi? Utanın,
utanın!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
bu operasyonun
gerçekleşmiş olması Türk Silahlı Kuvvetlerimizin
caydırıcı gücünü ve harbe hazırlık derecesini
göstermektedir. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Alkışlayın, alkışlayın!
Damat Ferit gibisiniz! Damat Ferit Sevri imzaladığı zaman da
alkışlayanlar vardı!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu operasyonu başarıyla
gerçekleştiren Türk Silahlı Kuvvetlerimizin Genel Kurmay
Başkanı ve kuvvet komutanları başta olmak üzere, tüm
mensuplarını tebrik ediyoruz, milletimizin haklı güvenine mazhar
olduklarını bir kez daha gösterdiler. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; MHP
sıralarından gürültüler)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Hani Avrupayı yönetiyordunuz, hani
dünyayı yönetiyordunuz, hani Orta Doğuyu yönetiyordunuz, ne oldu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Şah Fırat Operasyonunun
başlangıcında, intikal sırasında bir personelimiz
geçirdiği bir kaza neticesinde şehit olmuştur.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bravo! Bravo Bakan, iyi kaçtınız! Helal olsun
size! Çok başarılı kaçak operasyonu yaptınız!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu vesileyle, şehidimize
Allah'tan rahmet, ailesine ve Silahlı Kuvvetlerimize
başsağlığı diliyorum. [CHP sıralarından
alkışlar(!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) Yüz karasısınız, yüz karası!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bravo size!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu operasyon Mehmetçikimizin can güvenliği ve askerî
gereklilik de dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) AKP'nin mal güvenliği için
yaptınız, ne Mehmetçikin can güvenliği!
OKTAY
VURAL (İzmir) Mehmetçik vatan toprağını korumak için var,
senin gibi kaçırmak için yok!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Mehmetçik rehin diye daha önce
açıklama yapanlara bugün Mehmetçikimizin rehin olmadığı
gösterilmiştir.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) İyi ki İstiklal Savaşında
yoktunuz ya, iyi ki yoktunuz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Türkiye güçlüdür, millî hak ve
menfaatlerini koruma gücüne sahiptir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Çanakkale geçilmez. diyenler boşu boşuna
mı öldü? Sizin zihniyetinizle bırakın Çanakkaleyi
korumayı
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Türk askerinin başına çuval sizin
zamanınızda geçirildi. Alıp gelseydiniz ya, başına
çuval geçirilmiş Türk askerini alıp gelseydiniz ya!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bugün Orta Doğuda
yaşanan gelişmelerin geçmişte bir örneği
görülmemiştir. Bu istisnai duruma karşı istisnai tedbirlerin
alınması da doğaldır. Kaybedilen bir vatan
toprağı yoktur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Yoktur! Yuh olsun size! Yuh olsun size be!
Alkışlayanlara da yuh olsun be!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) He ya yoktur! Terkedilen, kaçılan toprak
vardır!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Türkiye egemenlik hakkından
vazgeçmemiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar;
CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Millî gururumuza kadar, millî onurumuza kadar ne varsa yok
ettiniz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Birçok askerî gereklilikten
biriyle ilgili olarak kısa bir açıklama yapmak isterim. Süleyman
Şah Saygı Karakoluna her an bir baskın olma ihtimali de göz
önüne alınarak savaş uçaklarımız havada devriye görevi
yapmaktadır
OKTAY
VURAL (İzmir) Ya, orada baskın için karakol kapatıyorsunuz,
PKK için askeri çektiğiniz gibi yapıyorsunuz!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
ve bu bölge yirmi dört saat
boyunca insansız hava araçlarıyla da gözlemlenmekteydi.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Zillete düştünüz, zillete!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Ancak, gözlem hava
şartları müsait olduğunda yapılmakta, kötü hava
şartlarında bu dahi yapılamamaktaydı.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bak, bak, bak! Meteoroloji bakanı,
meteoroloji! Hava tahmin raporu sunuyor!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu da mevcut riski
artırmaktaydı. Bu tehdidin ne kadar süreceği de bilinmemektedir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bravo! Havanın durumunu da dikkate
almışsınız! Ne kadar önemli bir tedbir almış ya!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Beş yıl sürer. diyen
de var, Otuz yıl sürer. diyen de var. Hangisi olursa olsun,
bulunduğu yerde verilecek güvenlik hizmeti ilave risk
taşımaktadır. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Vallahi helal olsun ya! Şu zilleti
yaşattınız!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Orada ne kuruluyor, onların önünü
açtınız!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu riski ortadan kaldırmak bu
ülke çıkarlarına daha uygundur, burada yapılan da budur. Bir
saldırı hâlinde mukabelede bulununcaya kadar geçecek sürede Mehmetçikimizin
kalacağı riskin ise karşılığı yoktur.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Ecdadın kemikleri sızlıyor, kemikleri!
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Amerikan, İsrail uşakları!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu operasyonun gerekliliğini Yozgatın Yerköyünden
Seyit Ahmetin Babası Hacı Osman anlamıştır, Antepten
Ökkeş anlamıştır, Maraştan Ecder, Sivastan Ahmet
Turan anlamıştır
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sizin nasıl kaçak olduğunuzu
anlamıştır!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Malatyadan Hocaların
Zeynepin kızı Kudret Ana anlamıştır
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sizin ne olduğunuzu
anlamıştır!
OKTAY
VURAL (İzmir) Sütçü İmam seni iyi anladı, iyi anladı!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Çanakkaleden Asım,
Sakaryadan Mehmet anlamıştır. Oflu Çakırların Hasan
anlamıştır, kısaca milletimiz anlamıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sütçü İmam iyi anladı!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Hasan Tahsin ile Nene Hatun anlamıyor,
problem orada sizin yaptığınızda.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Türkiye daha önce de DEAŞ terör örgütünün rehinesi olan
Musul Başkonsolosluk personelinin tecrübesini
yaşamıştır.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sizi Balkan bozgununa uğramış
siyasi
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu aziz millet, DEAŞ terör
örgütü mensupları tarafından Musul Başkonsolosluğu
işgal edilip
OKTAY
VURAL (İzmir) Medine Muharebesinde savunan Fahrettin Paşa seni iyi
anladı! O muharebede çekirge yiyerek savunanlar iyi anladı!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) İyi anlar!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
personeli rehin
alındığında Konsolosluk niye daha önce
boşaltılmadı? diye suçlama yapıldığını
hatırlamaktadır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Teslimiyetçi! Çekirge yiyerek korudular be!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) O gün o suçlamayı
yapanların bugün niçin karakol boşaltıldı demeye hakkı
yoktur.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Karakolu da boşalt! Kimsenin sizi
eleştirmeye hakkı yok, bir sizin ihanet etmeye hakkınız
var!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) O gün Musul
Başkonsolosluğundaki vatandaşlarımızın rehin
alınması olayında gerekli tedbirleri almadı diye
Dışişleri Bakanımız hakkında gensoru verenlerin
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ne kadar haklıymış o gensoru. O
gensorunun altında kalsaydınız keşke!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
bugün Süleyman Şah
Karakolundaki personelimizin can güvenliği için alınan tedbirler
için niçin alındı demeye de söz hakkı yoktur.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Gazi Osman Paşa lanetliyor sizi!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu aziz millet, Dışişleri Bakanlığında
Dışişleri Bakanı, Dışişleri
Müsteşarı, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay İkinci
Başkanı arasında yapılan güvenlik
toplantısının
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Hepiniz istifa edeceksiniz, toptan, hepiniz!
Hepiniz istifa! Gözden düştünüz, meşruiyetinizi yitirdiniz! Vatana
kasttan istifa etmeniz lazım. Utanın, utanın!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
dinlenilerek dış
güçlere servis edilmesi üzerine yapılan tartışmaları da
hatırlamaktadır. O gün Devlet Süleyman Şah Karakolunu bahane
ederek Suriyede savaşa girecek. diyenleri bu millet unutmamaktadır.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Utanmadan, sıkılmadan, toprağı
koruyamadın, bir de bunu eleştirenlere Haksızlık
ediyorsun. de!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) O gün bu asılsız
iddiaları yapanların bu iddialarının bugün boşa
çıkmış olduğunu bu millet görmektedir. Olaylar ve
gelişmeler o iddia sahiplerini yalanlamıştır.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Tezkereyi sana kaçman için vermedik, orada olup muharebe
etmen için verdik. Muharebe edemediniz, sonucuna da katlanacaksınız!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) İddiaları boşa
çıkanların ve olayların iddialarını
yalanladığı kişilerin bugün yine söz söylemeye hakları
yoktur.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Hükûmetimiz her bir
vatandaşımızın Hükûmetimiz, her bir
vatandaşımızın can güvenliğini koruyacak tedbirleri
alır, her bir karış vatan toprağını korumak için
gereken tedbirleri de alır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
OKTAY VURAL (İzmir) Vay, vay, vay! Korumaya bak!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Büyüklere masallar!
Uyuyacaklar var! Çocuklara, yavrucaklara masallar anlatıyor!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Biz
hep söyledik. Hiç kimse Türkiyenin ülke topraklarını ve vatandaşlarının
can güvenliğini koruma yolundaki kararlılığını
test etmesin. Bu kararlılığımızı
gerçekleştirdiğimizi bu operasyonda gösterdik.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Selaniki teslim eden Hasan
Paşanın heykelini yaptı Yunanlılar; IŞİD de,
İsrail de sizin heykelinizi yapar artık.
OKTAY VURAL (İzmir) IŞİD, PKK seninle
gurur duyuyor!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu
operasyona 39 tank, 57 zırhlı araç, 100 araç ve 572 personel
katılmış ise bu ulusal çıkarlarımızı korumak
için gereken kararlılığımızı göstermektedir.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Ulusal çıkarla ne
alaka sizin yaptığınız? Ulusal çıkar sizin için teslim
olmak, Ver kurtul! demek, bir adım önde olmak için baş eğmek!
Baş eğe eğe boynunuz bastonu geçti, bastonu!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Her
türlü tedbiri almaktan çekinmeyeceğimizin de apaçık bir
göstergesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) İçeride
faşizm, dışarıya teslimiyet!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Bugünden sonra da bu vatanın ve bu milletin her türlü hakkı ve
hukukunu korumak için her ne gerekiyorsa gereğini yapacağız.
Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Mecliste faşizm
uygulayın, IŞİDe gelince kedi gibi pısın!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Yeni Suriye Eşmesindeki Süleyman Şah Türbesi ülkemize yaya yürüme
mesafesinde.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Geliyor IŞİD,
geliyor!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Ecdadına bir Fatiha okumak isteyenleri Süleyman Şah Türbesini
ziyaret etmeye davet ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SİNAN OĞAN (Iğdır) Bari Uşak
Eşmeye getireydiniz, daha yakın!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Orada da görülecektir ki bayrak dalgalanmakta, ecdat emanetlerine sahip
çıkılmaktadır. Bundan sonra da sahip çıkmaya devam
edilecektir.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) İhanetinizi
saklamayacağız. Vatan toprağına kastettiniz, vatan
toprağını terk ettiniz! Suç işlediniz, suç!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bize
güvenin! Bu güveni bu ana kadar hiç boşa çıkarmadık, bundan
sonra da boşa çıkarmayacağız.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) Allah bu ülkeyi sizin
düştüğünüz duruma düşürmesin! Ne zor iş, ne zor iş!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Suç işlediniz,
suç! Yargılanacaksınız!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Sözlerime son verirken bir kez daha Şah Fırat Operasyonunun
başarıyla gerçekleşmesinde görev alan başta Silahlı
Kuvvetlerimiz olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Bakan olmanız sizi
kurtarmayacak. Kim altına imzayı attıysa hepiniz
çıkacaksınız Yüce Divanın karşısına.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) Bu
operasyonun intikali aşamasında bir kaza sonucu şehit olan
şehidimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyorum, mekânları cennet olsun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sizin mekânınız neresi
olur, onu bilemeyiz yani.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Sözlerime Abdurrahim Karakoçun şiiriyle son veriyorum: Nusret versin
yeri göğü yaratan/ Çekip çıkaralım akı karadan
OKTAY VURAL (İzmir) Vay, vay, vay! Kahramana
bakın ya! Kahramana bakın!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Ertuğrul Bey, Osmangazi, Murat Han/ Susarsam hakkını helal
etmesin.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Millete yalan söylüyorsunuz!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Bakana IŞİD üstün hizmet madalyası versin; PKK, YPG üstün hizmet
madalyası versin. Vatan toprağını bırakıp
kaçmış, vatan toprağını koruyamamış bir
Bakan! Koruyamadınız bir toprağı! Yazıklar
olsun size! Yazıklar olsun!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Mezarı koruyamadınız, mezarı!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sandukayı getirip de kahramanlık taslıyorsunuz!
Şunlara bakın be! Hangi yüzle çıkıyorsunuz!
BAŞKAN
Gruplar adına söz talebi var mı? Soruyorum. (Gürültüler)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Nazmi Gür, Van Milletvekili
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Gündem dışı ver önce!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Emreder gibi konuşma Özcan!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ama Vermiyorum, kesiyorum. diyor. Burası
Meclis.
BAŞKAN
Hakların Demokratik Partisi Grubu adına Nazmi Gür, Van Milletvekili.
Buyurun Sayın
Gür. (HDP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan, İç Tüzük 67yi lütfen
değerlendirin efendim.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bakan yalan söylüyor, biz de burada dinlemek
durumundayız.
HDP GRUBU ADINA
NAZMİ GÜR (Van) Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
biraz önce Sayın Bakan Genel Kurula bilgi verdi. Biz de Süleyman Şah
Operasyonuyla ilgili gerçekleri, düşüncelerimizi, görüşlerimizi
sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Değerli
arkadaşlar, böylesi bir operasyon sonucu Süleyman Şah, maalesef,
mezarında rahat uyumamış, 3üncü kez mezar yeri
değiştirilerek Suriyenin ve bizim Rojava Kürdistan dediğimiz
Kobani kantonunun bir köyüne nakledilmiştir.
Bu olayı
baştan itibaren takip ettik, Genel Kurulu Grup Başkan Vekilimiz
aracılığıyla bilgilendirdik, Hükûmetten bilgi istedik ve
biliyorsunuz, biz burada bir yasayı tartışırken eş
zamanlı bir şekilde de bu operasyon gerçekleştirildi fakat bu
operasyonu tek başına Türkiye yapmadı. Bu gerçeği sizlerle,
arkadaşlarımızla paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, önce, 1923ten itibaren, Lozanda Caber Kalesinin bir bölümü
Türkiye toprağı sayıldı. 1921de Ankara
Antlaşmasıyla, Türkiye-Fransa arasındaki bir antlaşmayla,
bu Türkiye toprağı orada korundu fakat bir baraj yapımıyla
nakledildi. Daha sonra, nakledildiği yerde -yine 2nci bir baraj- Tabka
Barajı yapılırken yerini değiştirme olanağı
doğdu ve bu nedenle, bir kez daha, 1995 yılında mezarın
yeri değiştirildi. Şimdi, başka bir nedenle, yeni bir baraj
yapılmıyor ama başka bir gerekçeyle Hükûmet karar verdi ve Süleyman
Şah Türbesi bulunduğu yerden taşınarak Kobani kantonunun
Eşme köyüne nakledildi. Geçici olduğunu söylüyor Hükûmet bunun ama
bunun yaratacağı hukuki sorunları, uluslararası hukuku da
göz önünde bulundurmakta fayda var.
Baştan
itibaren, bu operasyon yapılırken değerli arkadaşlar,
başta Kobani kantonu yetkilileri olmak üzere, PYD ve YPG yetkilileriyle de
görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Olması gereken de buydu
aslında çünkü Türkiye'nin Kobaniden bu kadar zırhlı aracı,
bu kadar silahlı bir gücü 35-40 kilometre öteye kadar götürmesinin
imkânı yoktu dolayısıyla Kobani kantonu yetkilileri PYD ve YPG
güçleri bu konuda bilgilendirilmiş, onların onayı, onların
katılımı ve desteğiyle bu operasyon gerçekleştirilmiştir.
Bu
gerçeği -isterseniz, kısaca- YPGnin yaptığı
basın açıklamasında görmek gerekir; olduğu gibi okuyorum:
Türk ordusuna bağlı zırhlı araçlar ve askerlerin
katılımıyla dün gece Süleyman Şah Türbesi'ne yönelik bir
operasyon düzenlenmiştir. Bu operasyon, YPG
Komutanlığımızın bilgisi dâhilinde ve YPG Kobani
güçlerimizin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Türk
devletinin talebi ve koalisyon güçlerinin isteğini değerlendiren
komutanlığımız insani boyutları ön planda olan
operasyonda bir sakınca görmemiş ve onay vermiştir. YPG Kobani
Komutanlığımızca belirlenen yetkili
arkadaşlarımız ile Türk devlet yetkilileri arasında
yürütülen dört günlük tartışmaların ardından operasyon
planlaması yapılmıştır. Bu, ortak bir operasyon
elbette ki.
Bu
çerçevede, dün gece saat 21.00'de Türk ordusuna bağlı
zırhlı araçlar ve belli sayıda asker Mürşitpınar
Kapısından Kobani kantonu sınırları içine
girmiştir. Türk ordusu, daha önce belirlenen yol hattı üzerinden
güçlerimize ait araçlar eşliğinde ilerleyerek Süleyman Şah
Türbesine ulaşmıştır. Güçlerimizin denetiminde bulunan
alanlar içinde Türk askerlerinin mevzilendirilmesi ve ikmalinde sorumluluk alan
güçlerimiz geri çekilme esnasında da bu görevini eksiksiz yerine
getirmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bravo! PKKyla birlikte iş birliği
yapıyorsunuz! YPGnin savunma bakanı mı oldunuz?
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sizi Mondrosçular sizi!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Güçlerimizin aktif katıldığı operasyon
tamamlanmıştır.
Bu,
tabii, YPGnin açıklaması değerli arkadaşlar.
Şimdi,
bu operasyon sonucu, böyle bir operasyon sonucu
taşınmıştır.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Bak, ne hâllere düştünüz? Ne hâllere
düştünüz? YPGden yardım dileniyorsunuz! Sizi sünepeler sizi!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Taşınmanın her aşamasında Kobanide
bulunan bütün yetkililer gerekli desteği sağlamıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Alkışlasanıza! Alkışlasanıza
ya! Ya, alkışlasanıza AKP Grubu! Birlikte operasyon
yapmışlar!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Değerli arkadaşlar, ikinci önemli konu, elbette ki
hukuki durumdur.
OKTAY
VURAL (İzmir) Paşa, arkanı dönsene!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Uluslararası hukuka göre, Türkiye defakto bir durum
yaratmış ve aslında kendisine ait bir toprak parçasından
başka bir toprak parçasına, Kobaninin Eşme köyündeki toprak
parçasına bunu taşımıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Arkanı dönsene Paşa! Dönsene!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Bu, tümüyle defakto bir durumdur. Kobanideki Eşme köyü on
gün önce yeniden, biliyorsunuz, DAİŞ güçlerinden, çetelerinden
temizlendi; çatışa çatışa temizlendi, orada YPG güçleri
onlarca şehit verdi. Eşme köyünün bir Suriye toprağı
olduğunu ve aynı zamanda Kobani kantonunun bir parçası
olduğunu asla unutmamamız lazım. Sınıra yakın,
100 metre, 180 metre uzaklıktaki bu alan elbette ki Kobani kantonunun
yetkililerinin izniyle ve desteğiyle gerçekleştirilmiştir. (MHP
sıralarından gürültüler)
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Yazıklar olsun!
OKTAY
VURAL (İzmir) Bravo, AKP Grubundan alkışlar!
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Paşa, Sayın Bakan, duyuyor
musun?
NAZMİ
GÜR (Devamla) Oradaki toprak parçasının defakto bir durumla
Süleymah Şah Türbesine dönüştürülmesi bundan sonra elbette ki hem
kanton yönetimi hem de Kürtler açısından son derece önemli bir tarihî
durumdur. (MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Kahraman Millî Savunma Bakanı! Kahraman Millî Savunma
Bakanı, IŞİDle, PKKyla nasıl anlaşma
yaptığını açıkla!
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Bu millete, bu büyük devlete bu zulüm, zulüm!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Değerli arkadaşlar, bundan sonra Süleyman Şah
Türbesinin yapılacağı alan elbette ki, söylediğimiz gibi,
Eşme köyünün toprakları ve Kobani kantonuna bağlı bir
toprak parçası.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Acaba YPGye bunun karşılığında
ne verildi, hangi sözler verildi?
NAZMİ
GÜR (Devamla) Oranın da aynı zamanda, Sayın Bakan, bir özel
mülkiyet konusu olduğunu da sizlere belirtmek lazım. Bu geçici durum,
defakto durum Hükûmetin kibir dolu açıklamalarına
yansıtılmış, bu bir zafer olarak ilan edilmiştir ama
orada bulunan güçlerin, yerel(x)
güçlerin; orada bulunan, iş birliği yaptığı bütün
güçlerin bu operasyondaki başarısını göz ardı ederek
dile getirilmesi elbette ki üstten bakıcı, elbette ki kabul edilemez
bir durum ve tutumdur.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bak, bak, bak, bak! Ey milletim, duyun! Yazın bunu
yandaş, candaş medya, yazın!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Şimdi, önümüzde önemli bir konu daha var değerli
arkadaşlar; o da iki aşamada gerçekleştirilecek bu operasyon
henüz bizce bitmemiştir çünkü birinci aşamada orada görevli olan
askerler geri çekilmiş, ikinci aşama ise türbenin Türkiye
sınırına yakın olan bir bölgeye taşınma
işidir. Bu iş uluslararası hukuka gerçekten ne kadar uygundur,
ne kadar değildir, önümüzdeki günlerde son derece tartışma
konusudur. Dediğimiz gibi, uluslararası hukuka karşı
defakto bir durum söz konusudur. Bu defakto durum karşısında,
elbette ki Süleyman Şah, Eşme köyünde yapımı devam edecek
olan bu türbeye defnedildiğinde, aynı zamanda demokratik ve özgür
Suriye güçleriyle bundan sonra ve rejim değişikliği
gerçekleştirildiğinde, yeni bir mutabakat zaptının
uluslararası hukuk konusu olacağı da kesindir. Bu
taşınma işinin uluslararası hukuk boyutunu da bu
şekilde dile getirebiliriz.
Diğer
önemli bir konu değerli arkadaşlar, o bölgede Kobani kantonu ile
Türkiye arasındaki ilişkilerdir. Biz öteden beri, Rojava bölgesinde
kurulan 3 kantonun Türkiyeyle olan iyi ilişkilerinin sürdürülmesini,
geliştirilmesini istedik ama her zaman Hükûmet arkasını döndü,
her zaman Hükûmet bu güçlerle ilişkilerde son derece ketum davrandı.
Örneğin, Kobanide altı aydır savaş sürerken Kobanide
insani bir kantonun açılması konusunda da son derece ketum
davrandı ama işte, görüyorsunuz, Kürtler insani bir durum söz konusu
olduğunda iş birliğinden kaçınmıyorlar.
Bu,
elbette ki Türkiye-Kobani kantonu ilişkileri açısından son
derece önemli bir dönüm noktasıdır; bizim açımızdan, bundan
sonra, Türkiye Hükûmetinin Kobaniyle birlikte 3 kantonu tanıması,
onlarla ilişkilerini sürdürmesi, 3 bölgede de 3 resmî kapının
açılmasıdır. Mürşitpınar Sınır
Kapısı artık, bundan sonra resmî bir gümrük kapısı
olarak açılmalı, sadece insani yardım ya da insan geliş
gidişlerinden çıkarılmalı, Kobani Hükûmetiyle resmî
ilişkiler düzeyinde bu Mürşitpınar Kapısı gümrük kapısı
olarak, resmî gümrük kapısı olarak aynı zamanda ticari
ilişkilere de, ticarete de açılmalıdır.
Bu
ilişki tarzı elbette ki bölgede yeni bir durum yaratacaktır.
Böyle bir durum üzerinden Hükûmetin ilişkilerini geliştirmesini,
Hükûmetin her 3 kantonu tanımasını ve bundan sonra demokratik
ilişkilerin sürdürülmesini, elbette ki biz, Türkiyenin yararına,
Türkiyenin çıkarına görüyoruz. Kantonlarla böylesi bir
ilişkinin, böylesi bir yapıcı ilişkinin elbette ki iki
yıldır sürdürdüğümüz demokratik çözüm sürecine, barış
sürecine de olumlu katkıları olacağını
düşünüyoruz.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ederim.
OKTAY
VURAL (İzmir) AKP Grubu, alkışlayın! İşte
ortağınız, alkışlasanıza!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Getirdiğiniz manzara bu işte, yazıklar
olsun!
BAŞKAN
Sayın Vural, biraz önce Hükûmete yirmi dakika verilmesinin
yanlış olduğunu beyan ettiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet.
BAŞKAN
Yanlışlık varsa düzeltiriz, size de yirmişer dakika yani
gruplara da yirmişer dakika veririz. dedim. Ancak -örnekleri gelecek ama-
iki tane örnekte gündem
OKTAY
VURAL (İzmir) Var, örnekleri gördüm efendim. Bunlar yanlış
örnekler. Çünkü, Sayın Başkan, madde üzerinde de, tümü üzerinde de
grupların ne kadar söz hakkı varsa Hükûmetin de o kadar söz
hakkı vardır. Dolayısıyla, bu uygulama yanlış
olabilir. Hükûmet Parlamentonun üzerinde değildir.
Maddelerde
on dakika veriyorsunuz, bizim de on dakikamız var; tümünde yirmi dakika
veriyorsunuz, bizim de yirmi dakikamız var. Sadece ve sadece
soruşturma önergelerinde sınırsızdır,
diğerlerinde eşitlik vardır.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Nerede yazıyor?
OKTAY
VURAL (İzmir) Yürütmeyi bu konuda yasamanın üzerinde göstermek
doğru değildir. O bakımdan ben söyledim. Yoksa uygulamaların
bir kısmından haberdarım.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ederim.
Ama,
şimdiye kadar uygulamalar bu. Bundan sonrası için, sayın grup
başkan vekilleri toplanalım
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle vereceğinizi söylediniz ama.
BAŞKAN
Tekrar bu kararlaştırılabilir efendim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, daha önce şu
uygulamalar yapıldı: Hükûmete yirmi dakika süre verildi; İç
Tüzükte muhalefet partilerine onar dakika süre verileceği
yazılı olmakla birlikte, uygulamada bu on dakikalık süreyi
aştık. Ben bunun tanığıyım, burada bunu
yaptık. O nedenle, ben bu on dakikalık sürenin siyasi parti
gruplarının mutabakatıyla artırılmasını ve
yirmi dakikaya çıkarılmasını öneriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Şimdi,
gruplar adına ikinci konuşmacı
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bu önerime
bir değerlendirme yapmayacak mısınız?
BAŞKAN
Ama efendim, öneri
Sayın
Hamzaçebi, iki tane örnek geldi. Ben örnekleri de daha çoğaltabilirim
yani.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, ama
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Viskoelastik ve antik önergeler! Diğer
milletvekili onar dakika
BAŞKAN
Hükûmetin gündem dışı konuşmalarında daha önce
gündeme getirilmeyen bir konu, özellikle bugün getirildi. Doğrusu, biraz
önce ben Sayın Vurala yaptığım açıklamada, grup
başkan vekilleriyle toplanılıp bundan sonra bu konu
kararlaştırılır dedim. Başka nasıl cevap
verebilirim ki?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, benim
dediğimi bir araştırın efendim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, İç Tüzük 59 Hükûmete de
yirmi dakika verileceğini yazmıyor.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, benim
dediğimi de araştırın, bu uygulama da yapıldı.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bakın, Sayın Başkan, Ben aynı süreyi
veririm. dediniz.
BAŞKAN
Yanlışsa düzeltirim dedim efendim, söylediğim sözlerin
arkasındayım, yanlışsa düzeltirim dedim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, benim
dediğimi de araştırın.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, İç Tüzük 59 Hükûmete yirmi
dakika vereceğinizi yazmıyor.
BAŞKAN
Sayın Zozani, uygulamadan bahsediyorum ben.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Uygulama değil, İç Tüzükü uygulamak
zorundasınız. Yazmıyor öyle bir şey ya!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, şimdi,
siz 2 uygulama getirdiniz. Kanunlar ve Kararlar
Başkanlığına söyleyin, benim dediğimi de
araştırsınlar, bu uygulamayı da göreceksiniz efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şimdi,
ikinci konuşmacı grup adına kim efendim, hangi grup söz istiyor?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, devam etmekte ısrar
ederseniz tutumunuz üzerinde usul tartışması talep ediyorum.
BAŞKAN
Efendim, istemiyorsa geçeceğim ben, ne yapayım, geçmek
zorundayım yani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, tutumunuz üzerinde usul
tartışması talep ediyorum.
BAŞKAN
Efendim, usul tartışması açacak herhangi bir söz
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, yanlış uyguluyorsunuz İç
Tüzükü. Tutumunuz üzerinde usul tartışması talep ediyoruz
Sayın Başkan, İç Tüzükü yanlış uyguluyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Altay, siz söz mü istiyorsunuz?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Faruk Loğoğlu
BAŞKAN
İkinci konuşmacı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Faruk Loğoğlu, Adana Milletvekili.
Buyurun
Sayın Loğoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biraz rahatsız olduğum için sesim tam
çıkmayabilir ama konu çok önemli.
Öncelikle,
Sayın Millî Savunma Bakanını dikkatle dinlediğimi
söyleyemeyeceğim, hatta dinlemediğimi söyleyeceğim çünkü
Sayın Bakanın buraya çıkıp gazetelerde yer alan haberlerden
müteşekkil bir sunum yapmasını kınıyorum ama Adalet ve
Kalkınma Partisi yetkilileri her zaman bunu yapıyorlar, kapalı
oturumlarda da bunu yapıyorlar, böyle hayati konularda da aynı
şeyi yapıyorlar.
OKTAY
VURAL (İzmir) O da bilmiyor ki zaten, YPGnin isteğiyle hareket
ediyor!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Benim Millî Savunma Bakanından
beklediğim şuydu: Türk milletinden bu vahim hata için, bu vahim
operasyon için, sonuçları Türkiye Cumhuriyetinin üstüne bir kara leke
olarak kalacak olan bu vahim operasyon için keşke özür dileseydi. (CHP ve
MHP sıralarından alkışlar) Neden bir kara leke? Çünkü, ilk
defa askerimizin eliyle bir vatan toprağının parçası,
belirsiz, muhatabı belli olmayan bir kişilere teslim edilmiştir,
vatan toprağı teslim edilmiştir. Operasyon için Suriye
hükûmetinin rızası alınmamıştır.
Şimdi,
konunun çok ayrıntıları var, lütfen, çok
ayrıntıları var; uluslararası hukuka
aykırılık bunlardan bir tanesi. Uluslararası hukukta, bir
ülkeye bir askerî operasyon düzenleme hakkı ancak meşru savunma
durumunda ortaya çıkar. Suriyeden Türkiyeye yönelik bir
saldırı yok, bildiğimiz kadarıyla AKP iktidarının
yakın dostu olan IŞİDden de henüz bir saldırı yok. O
bakımdan, bu askerî operasyon yani Suriye topraklarına çok
sayıda asker ve tankla girilmesi, bir defa, Suriye hükûmetinin
yaptığı açıklamalara da bakarsanız, Suriyeye bir
saldırıdır, Suriye topraklarına karşı bir
saldırıdır.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın vekil, sen Suriyenin vekili misin? Sen
Suriyenin vekili misin ya Suriyeye saldırdın. diyor ya?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) İkincisi, bu iktidar
Lütfen
laf atmayın, laf atmayın.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Dinle de anla, dinle!
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Sanki Suriyeye saldırmış zannediyor
kendini.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Siz IŞİDin vekili misiniz?
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Suriyeye sanki bir şey yaptınız da, hava
atmaya kalkmayın bari.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bu iktidarın istismar etmediği
hiçbir şey kalmamıştır bu ülkede. En son istismar ettikleri
de Türkiye Cumhuriyetinin, halkımızın kanıyla,
canlarıyla boyadığı bayrağımızdır.
Hangi anlamda istismar edilmiştir? Çünkü, öncelikle, yine asker eliyle bu bayrak
gönderinden indirilmiş, başka bir yere nakledilmiş,
nakledildiği yer -dikkatinizi çekiyorum, ikinci uluslararası hukuka
aykırılıktır- Suriye toprağıdır. Suriye
bizim arka bahçemiz mi? Suriye, bizim istediğimiz an istediğimiz yere
girebileceğimiz, üzerinde hâkimiyet kuracağımız, askerî
alanlar kuracağımız bir komşu ülke mi?
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, sayın konuşmacı
kimin adına konuşuyor? (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Türk ulusunun adına konuşuyorum.
Türk ulusunun adına konuşuyorum. Siz kimin adına
konuşuyorsunuz? Ben Türk ulusunun adına konuşuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Suriye adına konuşuyorsunuz sanki,
konuşmalarınızı gözden geçirin. Suriye adına mı
konuşuyorsun sen?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Siz İsrail adına konuşuyorsunuz!
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Devlet adamı gibi konuşuyor devlet adamı!
Hukuk adına, ahlak adına doğruyu konuşuyor! Sanki
gitmiş de Suriyeye girmiş de bir şey yapmış gibi!
Hani bıçak kemiğe dayanmıştı ne oldu?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bu hukuk dışılığa
ilk defa Türk askeri ortak edilmiştir, Türk askeri ortak edilmiştir.
Biz, sizin, siyasetçiler olarak yaptığınız
yanlışların, hataların altından kalkarız ama
askeri, Türk askerini, Mehmetçiki hatalarınıza ortak edemezsiniz.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Burası aşiret devleti mi? Ders veriyor, dinleyin
de öğrenin. Ders veriyor bedavaya.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) Suriyeye danışmanlık
yapıyordur!
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Uluslararası hukuk denilen bir şeyden haberiniz
olsun! Bir gün size de lazım olacak.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bu hatayı da bu durumda
yapmışsınız, bunu Türk milleti asla, asla affetmeyecektir.
(CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
Süleyman Şah Türbesi uzun geçmişi olan bir...
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Mevlâna Türbesini ne zaman
taşıyacaksınız, onu da merak ediyorum.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bu konuda benim kanaatim, milletimizin
büyük bir kısmının bu operasyondan rahatsızlık
duyduğu kesindir ama Mustafa Kemal Atatürk ve bu konuya Lozanda sahip
çıkan, 1939 yılında sahip çıkan İsmet İnönünün
herhâlde kemikleri bugünün koşullarında bayağı
sızlıyordur; bunu da hatırlatmak isterim.
Bugün
öyle bir Hükûmet var ki başımızda, vatandaşını,
toprağını, bayrağını koruyamayan bir Hükûmettir.
(CHP sıralarından alkışlar)
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Satar! Satar! 50 kere bayrak indirdiniz!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bunu Musulda gördük, bunu Mavi Marmara
olayında gördük. Gemiler gidecekti, ne oldu? 7 vatandaşımız
öldürüldü. Bunları sineye çekebiliyor musunuz?
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Çeker onlar Hocam!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bunun sorumluluğunu üstünüze
alabiliyor musunuz? Onun için, lütfen, ağzınızı açmadan
doğru düşünün.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Uluslararası sularda
saldırılmıştır.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) E, tamam, ne oldu? Biz de onu söylüyoruz.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Ne oldu? Onu söylüyoruz.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Hani siz dünyayı yönetiyordunuz?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Şimdi, deniyor ki: Askerlerimizin
canları tehlike altındaydı. Evet, bir IŞİD tehlikesi
var ama IŞİDten hiç bahsetmeyen, hiç karşısına
almayan, her türlü yardımı, her türlü manevi desteği veren bir
AKP Hükûmeti var.
AHMET
YENİ (Samsun) Nereden biliyorsun?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) IŞİD lafı
ağzınızdan çıkıyor mu? Çıkmıyor. Onun için
-herhâlde diyorum- yani vatanını korumak için canını veren
bu ülke, bu insanlar, oradaki askerlerimiz de herhâlde buna
hazırdılar ama AKPnin fıtratında vatan için can vermek
diye bir şey yok anlaşılan. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Aynen iade ediyoruz size, aynen iade ediyoruz!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Burada, tabii, Türk Silahlı Kuvvetleri
kendisine verilen bir emri icra etmiştir.
İSMAİL
AYDIN (Bursa) İran ve Suriye karşı.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) İbretlik bir konuşma yapıyor
şu anda!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bu emrin her bakımdan yanlış
olduğunu herhâlde sadece biz görmüyoruz, sizler de görüyorsunuz ama buna
ses çıkartamıyorsunuz, keşke sesiniz çıksa.
AHMET
YENİ (Samsun) İran niye karşı bize?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bütün bunlar
AHMET
YENİ (Samsun) İran niye karşı?
ÖMER
FARUK ÖZ (Malatya) İran niye karşı çıktı?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Buraya nasıl geldik, onu bir
irdeleyelim. Buraya nasıl geldik, buraya böyle kendi kendimize mi geldik?
AHMET
YENİ (Samsun) Esad karşı, İran karşı, siz
karşısınız.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Adalet ve Kalkınma Partisinin Suriye
ve Irak bağlamında izlediği yanlış politikalar
nedeniyle bugüne geldik.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) İsrail niye destekliyor? Siz onlara
bakın. Topraklarınızı terk etmiş
İran niye,
İran? İran Ankaradan çekil, çok iyi olacak. dese yanına
mı gideceksin?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Bugüne gelmemizin sebebi izlenen
yanlış politikalardır, bunu asla unutmayın. Türkiye
sıfır sorunla başladı komşularıyla, ne oldu, tam
tersi bir noktaya geldi. Ayıptır! Yani, Türk askerinin
bayrağını indirmesi, Türk toprağını kime teslim
ettiği belli olmayacak şekilde -herhâlde IŞİDe teslim
ettik çünkü ona da kısaca değineceğim birazdan- oradan çekilmesi
bu milletin alnına sürülmüş kara bir lekedir, buna hakkınız
yok.
Şimdi,
Musul Başkonsolosluğumuzun zamanında tahliye edilmemesi ne kadar
yanlış idiyse Süleyman Şah Türbesindeki askerlerimizin
-askerlerimizin diyorum- tahliye edilmesi veya geri çekilmesi yani bir ricat
anlayışı, bir korku anlayışı içinde geri
çekilmesi daha da vahim bir yanlış olmuştur. Şimdi,
basın ve medyada bunun tartışmaları çok
yapılıyor, bu gerçekler de ortaya çıkacak. Bu memlekette hiçbir
gerçek, sizin bütün gayretlerinize rağmen, gizli kalmayacak, bütün bunlar
gün ışığına çıkacak. IŞİDle
yapılan iş birliği, PYDyle yapılan iş birliği
Üç gün önce Cumhurbaşkanınız gürlüyor Efendim, işte PYD
şöyledir, böyledir. diyerek. Ondan sonra bakıyoruz, böyle bir
operasyon için PYDden yardım alıyoruz. IŞİD ortada yok,
IŞİDe bir laf söylenmiyor. Niçin? Bu, IŞİD nedeniyle
çekilmedi mi? Niçin Sayın Savunma Bakanı bu konuyu anlatırken
IŞİDden bahsetmiyor? Niçin IŞİDin
karşımızda olduğunu, bir terörist örgütü olduğunu
anlatmıyor bize?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Tüm IŞİD müttefikleri, o
nedenle Sayın Loğoğlu.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Onun için yani bizimle burada
paylaşılan fikirleri, bilgileri ben
Bilgi olarak da kabul etmiyorum,
bilgi olarak da kabul etmiyorum.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Şiir okudu, şiir.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Yani, bu, Meclise karşı, Meclis
üzerinden Türk milletine karşı bir
saygısızlıktır. Siz kendinize göre bir siyaset oyunu
oynuyorsunuz, sözde başarılı olduğunuzu
düşünüyorsunuz. Geçen akşam, geç saatlerde iç güvenlik paketi burada
konuşulurken, baktım, efendim, Cumhurbaşkanının, Bu
yasa geçecek. lafını duyunca herkes, sizler alkış
tutuyorsunuz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Biz de geçmesini istiyoruz da ondan.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Aynı sözler Başbakanın
ağzından tekrarlandığında alkış
tutuyorsunuz. Biraz kendinize güvenin, biraz kendinize saygı duyun.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Emekli büyükelçilerin hepsi Doğru. diyor da
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Biz kendimize saygı duyuyoruz. Biz kendimiz de
yasanın çıkmasını istiyoruz da onun için
alkışlıyoruz.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Yani, bu memleketin sahipleri sadece Tayyip
Erdoğan ve sadece Davutoğlu değil. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu memleketin sahipleri buradaki bizleriz, bu memleketin
sahipleri milletvekilleri olup bizleriz. Onun için bu memlekete, bu insanlara,
halkımıza ve halkımızın çıkarlarına sahip çıkacaksınız;
bunu unutmayın. Ha, yapmıyorsunuz, keyfiniz bilir ama bunun
maliyetini, bunun faturasını ödeyeceksiniz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Suriyeden yana konuşuyorsun, Sahip
çıkın. diyorsun ya .
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Ben Suriyenin sözcüsü falan değilim;
biz uluslararası hukukun sözcüsüyüz, uluslararası hukukun sözcüsüyüz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Suriyenin sözcü gibi konuştun. diyen yok.
Tutanaklardan bir oku.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Onun için biraz kitap
karıştırın, biraz şey yapın, sağa sola sorun
uluslararası hukuk nedir diye.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Kitapları karıştırırken kafan
karışmış senin.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Benim kafam tertemiz, benim kafam tertemiz.
Onun için
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Karışmış,
karışmış; sen kitapları
karıştırırken kafanı
karıştırmışsın.
AHMET
YENİ (Samsun) Türk milletinin sözcüsü olun.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Efendim?
AHMET
YENİ (Samsun) Türk milletinin sözcüsü olun.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Yani, lütfen, sakin olun.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sen şu tutanaklardan bir oku, ondan sonra gel özür
dile bakalım milletten.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Benim sakin konuşmam durumun
vahametiyle orantılı bir sükûnet değil, sadece meselenin
vahametini tam olarak anlatmak, paylaşmak için sesimi yükseltmemeye
çalışıyorum. Onun için, sakin konuşmak meselenin önemli
olmadığı anlamına gelmiyor. Bu sözlerle,
vatanınıza sahip çıkın, askerinize sahip çıkın,
bayrağınıza sahip çıkın, toprağınıza
sahip çıkın diyorum.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Suriyeden yana olma.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Tutanakları oku ve gel, özür dile.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Efendim, sayın konuşmacı AKPnin
fıtratında vatan için ölmek yoktur. diye bir hüküm ifade etti.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Doğru söyledi.
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Doğru söyledi.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Bu çerçevede, arkadaşları da
Doğru söyledi. diyorlar.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Onu bir ortaya koy da bir görelim ya. Çekildiniz
mi, çekilmediniz mi? Süleyman Şahı koruyabildiniz mi,
koruyamadınız mı, onu söyleyin ve gidin.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı, iki dakika süre veriyorum sataşma
nedeniyle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın, Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlunun Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmazın gündem dışı
konuşmasından sonra CHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Özcan Beyi biraz sükûnete davet ediyorum.
Sağlığından ciddi olarak endişe edeceğim. Biraz
öncesinden beri çok hararetli bir şekilde konuşuyor.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Ruh sağlığı mı?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Bizim için kıymetli,
sağlığına bir şey olsun istemeyiz.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Sağlığımız feda olsun
ülkeye. Biz ülke adına endişe ediyoruz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Sayın Loğoğlu diplomat, öyle bir
gelenekten geliyor. Diplomatlar çok rasyonel insanlardır, ne hamasi
kışkırtmalara gelirler ne de siyasi angajmanlar esasen
onların değerlendirmelerini etkiler.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Tüm bu gelenekleri bozdunuz işte.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Ancak öyle anlaşılıyor ki
Meclisin atmosferi ve bu siyasi münakaşalar, biraz, diplomat
geleneğinden gelen arkadaşları da etkiliyor.
Sayın
Loğoğlunun müktesebatında var olan rasyonelliğe
sesleniyorum: AKPlilerin fıtratında vatan için ölmek yoktur.
cümlesi, doğru bir cümle olabilir mi?
AHMET
YENİ (Samsun) İade ediyoruz kendisine.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Aynen doğru, çok doğru.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Bu ülkenin yarısı ya.
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Oy verenleri kastetmiyoruz, kimleri
saydığımız belli.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Pazarlama var, pazarlama.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Bakın arkadaşlar, AK PARTİ,
AKPliler dediği, bu milletin yarısıdır.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Bu milletin yarısıdır.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) AKPliler dediği, bu milletin
yarısıdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Vatan
için ölmek lazım geldiğinde, biz inanıyoruz ki
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Kaçarsınız, kaçarsınız.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla)
hangi partiden olursa olsun herkes kendisine
düşen görevi yapar
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Analar ağlamasın, analar
ağlamasın!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Savaşmazsınız
sıvışırsınız.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) ...ancak AK PARTİnin önemli bir farkı
var, o fark da şu.
OKTAY
VURAL (İzmir) Analar ağlamasın!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Savaşma, sıvış.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Siyasetin asli görevi herkese ölüm yolunu göstermek
değildir, insanları yaşatabilmektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Gerektiğinde ölürüz
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Ne için ölürsünüz?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla)
ama her vesile hamasi bir
kışkırtmayla insanları ölüme çağıran bir siyasi
dil, uygun bir dil değildir.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Ne için ölürsünüz? Dolarlar için mi, vatan için mi?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) - Sayın Loğoğlu, bir de Türk
milletine saygısızlıktan bahsetti
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla)
öyle suçladı bizi ama kendi
konuşması o saygısızlığın bir
işaretiydi bence.
Saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, doğrudan
doğruya, sayın konuşmacı şahsımı, ismimi
anarak bana sataşmıştır.
BAŞKAN
Şahsınız adına?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Evet.
BAŞKAN
Ne söyledi efendim?
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Ne demedi ki.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sağlığından endişe
ediyorum. dedi yani Sağlıksız. demek istedi. Ben şimdi kimin
sağlıklı, kimin sağlıksız olduğunu
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Ankara) Bizim için kıymetli. dedim. Ne
takılması? Özcan, çok ayıp.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yeniçeri. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Evet, böyle bir fırsatı verdiği
için önce teşekkür ediyorum.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Aslan gibi, aslan!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Sayın Başkan
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Niye o kadar neşelisin?
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) -
şunu çok açık bir şekilde
söyleyeyim ki öfkemiz çok büyüktür, hiddetimiz çok büyüktür. (AK PARTİ
sıralarından Oo sesleri) Bu öfke ve hiddet sizi milletin önünde
mahvedecektir, bunu böyle bilin!
Sizin,
Süleyman Şah Türbesinin terkini ve Türk askerinin onurunu ve haysiyetini
ayaklar altına alan bu tutumunuz, hiçbir suretle, hiçbir gerekçe
altına alınarak savunulamaz; AKP Hükûmetinin Türkiye
sınırına 100 kilometre mesafedeki bir toprak parçasını
koruyamadığının net ve açık kanıtıdır.
Ayrıca,
bu çekiliş, AKP iktidarının Türkiyenin egemenliğini ve
çıkarlarını koruma iradesinin olmadığını
göstermiştir; Kerkük, Musul, Telafer, Tuzhurmatu ve Süleyman Şah
Türbesinin bulunduğu bölgeye kadar uzanan coğrafyada yaşayan
Türkmen nüfusunun tamamının mahvedilmesi ve yok edilmesine giden yolu
açmıştır. Kobani düştü, düşecek. diyen Erdoğan,
Süleyman Şah Türbesini IŞİD havaya uçurmadan proaktif davranarak
kendisi havaya uçurmuştur.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Süleyman Şah düştü.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Kobanideki teröristler direnerek
IŞİDi durdururken AKP kaçarak IŞİD ile PYDnin önünü
açmıştır.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Aynen öyle olmuştur.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Süleyman Şah Türbesinin bulunduğu
alan Kobaninin devamı olan bir bölgedir. Kobanide egemenliğini
direnerek pekiştiren PKK, PYD önünde engel olan Süleyman Şahtaki
Türk egemenliğini de sona erdirmiştir ve PKK ve PYDnin önü
açılmıştır. Ruhsuz ve şuursuz AKPnin palavracı
yöneticilerinin ecdat edebiyatı, terk edilen türbenin enkazı
altında kalmıştır. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Aynaya bak, aynaya!
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Geri çekiliş, büyük bir
başarısızlık ve onur kırıcı bir yenilginin
adı hâline gelmiştir. Gazzeyi kurtarmak için yola düşen
Erdoğan, Süleyman Şah Türbesinden ancak yakarak, yıkarak ve
kaçarak kendisini kurtarmıştır. Erdoğan ve Davutoğlu
ikilisinin genelde Orta Doğu, özelde ise Suriyede izlediği
politikanın iflası bu çekilişle tamamen tescillenmiştir.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Aynaya bak, aynaya!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Aynaya baksam, benim aynada Alparslan, Fatih,
Yavuz çıkar; siz bakın, Mondros'un imzacıları çıkar ve
siz bakın, Damat Ferit çıkar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
İBRAHİM
KORKMAZ (Düzce) Yürü! Yürü!
OKTAY
VURAL (İzmir) Damat Feritin milletvekilleri!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir saniye
Sayın
Loğoğlu, buyurun, siz niye söz istiyorsunuz?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Adana) Sayın Başkan, sözlerim
çarpıtıldı, sataşma var, ismen defalarca zikredildim; onun
için söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Loğoğlu, sataşma nedeniyle iki dakika söz
veriyorum.
3.- Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Adana) Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Öncelikle,
burada hamasetten bahsediyor isek bunun ustaları bu sıralarda oturan,
birazda arkamızda oturan Sayın Bakanımızdır.
AHMET
YENİ (Samsun) Ayıp, ayıp, şu yaptığına
bak!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) İkincisi: Sayın Bostancı her
zaman yaptığı gibi bilgili bir edayla ama içeriğinin tümüne
baktığınız zaman içinde terslikler olan,
tutarsızlıklar olan bir konuşma yapmıştır.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Yapmayın!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Şu anlamda, onu söyleyeceğim:
Rasyonalite, diplomasi mesleğine has ve onunla sınırlı bir
olay değildir.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Tabii ki.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Rasyonalite, şurada en fazla hâkim
olması gereken unsurdur. (CHP sıralarından alkışlar)
Ama şu sıralardan en az gördüğümüz unsur feraset, rasyonalite ve
buna benzer diğer değerlerdir.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Yapmayın, yapmayın!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Onun için, evlerinize döndüğünüzde
lütfen bu hesabı yapın, ellerinizi vicdanınıza koyun,
hakikaten rasyonel mi hareket ediyoruz, vicdanlı mı hareket ediyoruz;
bu soruları sorduğunuz zaman cevaplar gayet açıktır.
Sataşma
oluyor, Efendim, siz Suriyenin sözcüsü durumunda mısınız?
diye.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Suriye de çok rahatsız, siz de
rahatsızsınız.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Şimdi, yani, bu, bir milletvekiline,
Türkiye Cumhuriyeti halkı tarafından seçilmiş bir milletvekiline
söylenecek bir söz mü?
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Ya, ben sataştığımda siz
konuşuyor muydunuz?
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Rasyonel bir söz mü? (CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Konuşmalarınıza bakın,
konuşmalarınıza!
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Onun için, lütfen yani, her şeyi
dengeli görelim, her şeyi kendi çapında görelim.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Konuşmalarınıza bakın da özür
dileyin bir.
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Suriyeyle paralelsiniz, Suriyeyle paralel.
OSMAN
FARUK LOĞOĞLU (Devamla) Ağzınızı tutun lütfen,
ağzınız çok konuşuyor, ağzınız
yanlış konuşuyor. Onun için, lütfen, lütfen
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OSMAN
ÇAKIR (Düzce) Türkiyenin yarısından özür dileyin.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Tutanakları okuyun da gelin özür dileyin.
VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Hükümetin Gündem Dışı Açıklamaları (Devam)
1.- Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, Süleyman
Şah Türbesine yapılan operasyona ilişkin gündem
dışı açıklaması ve HDP Grubu adına Van
Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu adına Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu, MHP Grubu adına Ankara Milletvekili
Yıldırım Tuğrul Türkeş ve AK PARTİ Grubu
adına İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'ın
konuşmaları (Devam)
BAŞKAN
- Gruplar adına üçüncü konuşmacı Tuğrul Türkeş, Ankara
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Türkeş.
MHP
GRUBU ADINA YILDIRIM TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; Süleyman Şah Saygı Karakoluyla
ilgili dün sabahtan itibaren -evvelden de duyduk ama- takip ettiğimiz
konular ve bugün Sayın Millî Savunma Bakanının burada
yaptığı açıklamaların hiçbiri maalesef tatmin edici
değildir ve gerçeği de tam olarak yansıtmıyor.
Şimdi,
dün, Sayın Başbakan, Genelkurmay karargâhında sabahtan
açıklama yapacak. Anonslar yapılıyor altıdan, altı
buçuktan itibaren; yedi buçukta yapıldı, yapılamadı; sekizde,
sekizi on geçe, bir heyecan yaratılıyor. Ondan sonra, Sayın
Başbakan çıktı, tarih, coğrafya, hamaset
Allah
aşkına, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı Genelkurmay
karargâhında siyasi şov içinde olmalı mı böyle? Oradaki
konuşma ciddi bir askerî operasyonun izahı mı, yoksa
malumatfuruş şeklinde Ben bunları bilirim, ben oranın
coğrafyasını da bilirim, tarihini de bilirim. mi?
Değerli
arkadaşlar, bir kere neyi yaşadık? Neyi
yaşadığımıza bir bakalım: Türkiye Cumhuriyeti
topraklarının dışındaki tek toprağımızı
-Musuldaki konsolosluk rezaletini konuşmuyorum, bugün ona çok fazla
vaktimiz yok ama- Türkiyenin dışındaki tek
toprağımızı terk ettik. Türkiye hududunun dibine de
Amerikanvari Iwo Jima taklidi bir bayrak kaldırma hareketini de marifet
olarak kamuoyuna sundunuz. Ya, utanmıyor musunuz? Ayıp değil mi
bu?
SONER
AKSOY (Kütahya) Sen utan!
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) Hakikaten utanmıyor musunuz?
SONER
AKSOY (Kütahya) Sen utan!
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) Yani, oralardan, arkadan görünmeden laf
etmek o kadar problem değil.
SONER
AKSOY (Kütahya) Ayıp, ayıp, utanmıyorsun!
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Ar damarları çatlamış, ar
damarları çatlamış.
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) Ama Diyarbakırdaki 2nci Hava Kuvvet
Komutanlığının
SONER
AKSOY (Kütahya) Utanmıyor musunuz? ne demek, adam gibi konuş!
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) Ah keşke bilginiz olsa, keşke
anlasanız bunları da zatıaliniz de gelip buradan
konuşsanız. Oradan öyle üfürmek o kadar kolay ki, bilgisiz olunca
öyle oluyor, bilgisiz olunca öyle oluyor.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Size bir şey demiyorum, Ahmet kardeşimin
hatırı var; yüzüme bakarak söylüyorsunuz da.
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) 2nci Hava Kuvvet
Komutanlığının bayrağını hâlâ
bulabilmiş değilsiniz, bulamadınız daha ve Türkiye'nin
dışındaki tek toprağımızı kaybettiniz,
boşalttınız, geldiniz.
Ha,
bunun üstüne de seçim arifesi, seçime dört ay var diye bir şov
yapacaksınız, bir miğfer edebiyatına gireceksiniz. Bu
millet yemez onu, bu millet onu kabul etmez. Ben, size gayet açık ve net
söyleyeyim. 1974te rahmetli Ecevit Kıbrıs Barış
Harekâtı sonrasında miğfer giydi, haklıydı; siz
haksızsınız. 1996da Sayın Tansu Çiller, Kardak olayları
sırasında dedi ki: O bayrak inecek, o asker oradan gidecek. Ona da
miğfer giydirdiler kampanyada, o da haklıydı; siz, gene
haksızsınız. 1996da Sayın Mesut Yılmaz, bu
teröristbaşının Suriyede baba Esad tarafından himaye
edildiği dönemde uyarılarını yaptı, ona da bir
miğfer giydirdiler, o da haklıydı; siz, hâlâ haksızsınız.
Siz, Türk askerini çektiniz, Türk toprağını
boşalttınız. Sadece Türk toprağını
boşaltmadınız, orada 14 tane Türkmen köyünü de sahipsiz
bıraktınız. Farkında mısınız
yaptığınızın siz?
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) YPD var, merak etmeyin onlar sahipli.
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) Ondan sonra da Sayın Başbakan
başta olmak üzere, burada Sayın Bakan çıkıp, bunu bir
askerî başarı, bir ulusal kabiliyet, filan
Biz onu yaparız,
bunu
Ya insanların gözünün içine baka baka hezimeti,
yanlışı, ayıbı, utanılması gereken bir
şeyi başarı diye, marifet diye sanki bir iş
yapmışsınız gibi anlatamazsınız,
anlatamazsınız arkadaşlar. Bu, mümkün değil. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
Ha,
Sayın Bakan gelip burada, bize birtakım şeyleri kendince
anlatıyor. Sayın Başbakan meydan meydan geziyor, parti içi
çalışmalarında bile bunun ne kadar başarı
olduğunu anlatıyor ama kendi partiliniz bile inanmamış,
iştahsız alkışlıyorlar, iştahsız
alkışlıyorlar. Yani parti çalışmasında da bugün
büyük başarısını anlattı, onlar bile yemedi.
Şimdi,
Türk askerlerini kurtardınız. Orada, ateş hattının
içinde PYD ile IŞİDin çatıştığı bölgede
Türk askerinin tehlikede bulunması hepimizin yüreğini havada
tutuyordu. Türk askeri oradan çekildi. Ama başarı değil; toprak
kaybettiniz, presencenızı kaybettiniz, oradaki mevcudiyeti
kaybettiniz, en önemlisi oradaki Türkmenleri sahipsiz
bıraktınız.
OKTAY
VURAL (İzmir) Onun için yaptılar, ben açıklayacağım,
PKKyla beraber, birlikte
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) - 14 tane köy: Büyük Hammam, Küçük Hammam,
Büyük Hayye, Küçük Hayye, Kabir, Harfen, Cub El Kadir, El Cofe, El Tugal, Bir
Hallo, Ed Tavşan
Hepsi Türkmen köyü bunların Sayın Bakan.
Bunlar, Süleyman Şah Saygı Karakolunun etrafındaydı ve
oradaki Türk askerinin manen, psikolojikman oradaki Türkmenlere bir güven
vermesi vardı. Siz, kolay bir başarı, Esadı
itivereceğiz oradan büyük bir başarı elde edeceğiz diye
girdiğiniz yerde bir askerî birliğinizin dahi güvenliğini
koruyamaz hâle geldiniz. Ondan sonra da bunu burada bir basit açıklamayla
geçiştiremeyiz.
Bu
HDP'li milletvekillerinin burada yaptıkları açıklamalar var,
inkar ediyorsunuz. Onların açıklamasını biz tekrar etmeye
kalktığımızda Ee, ona mı itimat edeceksiniz bana
mı itimat edeceksiniz? diyorsunuz.
Peki,
gelin, bir genel görüşme yapalım. Bu kadar basit bir açıklamayla
bunu geçiştiremezsiniz. Sizin yandaş basınınız bunu
büyük bir zafer, yani imkân bulsalar dördüncü miğfer giydirme olayı
Sayın Davutoğlunun başında bir miğferle seçim
kampanyası yapmak için yapıyorsunuz bunu, onun farkındayız.
Ama olmaz, asker çektiniz, toprak kaybettiniz; tekrar tekrar söylüyorum, bunu
yapanın kafasına miğfer geçmez, başka şey geçmesi
lazım
FARUK
BAL (Konya) Çuval geçer, çuval!
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) -
ama bu Meclisin kürsüsünden söylemeye
açıkçası ben utanıyorum, ben ar ediyorum.
Çok
değerli milletvekilleri, çok kıymetli arkadaşlarım; bu,
buradaki bir Bakanımızın sade, basın haberlerinden
derlenmiş açıklamasıyla geçiştirilecek bir konu
değildir. Bunun -madem o kadar, sabaha kadar ceketini çıkartıp
izlemiş ve etkilenmiş- Sayın Başbakanın dâhil
teşrifiyle birlikte, burada bir genel görüşmede toprak mı
kaybettik, kazandık mı
Türkiye hududuna bağlı bir yere, Suriye
Eşmesi denilen yere -haritaya meraklı olanınız var mı
bilmiyorum- aldık bayrağımızı; naaşları da
getirdik, Türkiyeye koyduk. Bu da başarı ha, bu da
başarı(!) Bunların burada daha ciddi konuşulması
lazım. Bu HDPli milletvekillerinin, oradaki Kürt unsurlarının
onayı, müsamahası, desteği, neyse, onunla geçtiğinizi söylüyorlar
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Başka nasıl olacak,
başkasının topraklarına girerken izin almayacak mı
yani?
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Devamla) -
bu, Türkiye Cumhuriyeti devleti
açısından da Türk Silahlı Kuvvetleri açısından da
züldür, zül. Bu konuların Mecliste bir genel görüşme altında
doğru dürüst görüşülmesi lazım.
Evet,
bir başarınız yok, yeni ve büyük bir hezimetiniz var,
dünyanın gözü önünde büyük bir ayıbınız var ve bunu
sakın savunmaya kalkmayın. Hani Erzurumun bir tabiri var Sin
külahın görünmesin. diyor, ya hiç sesiniz çıkmayacak,
külahınızı bile göstermeyeceksiniz ya da eğer hakikaten
bunun iyi bir şey olduğuna inanıyorsanız burada bir genel
görüşme yapılması lazım.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir saniye, Başka söz talebi var mı? diye sorayım.
Başka
söz talebi var mı?
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Sayın Bakanın
konuşmasında
BAŞKAN
Sayın Vural, bir saniye, Sayın Baluken sizden önce söz
istemişti, onu vereyim.
Buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, demin kürsüde konuşma yapan
sayın hatip, HDP milletvekilleri
Birilerinin onayına, bilgisine
ihtiyaç olunmuş gibi, böyle farklı bir algı yaratan cümleler
kullandı, grubumuza sataştı. Grubumuz adına bir
açıklama yapacağız sataşmadan dolayı.
BAŞKAN
Buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Ayla Akat Ata konuşacak.
BAŞKAN
Sataşma nedeniyle Ayla Akat Ata, Batman Milletvekili.
Buyurun
Sayın Ata.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
4.- Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın, Ankara Milletvekili
Yıldırım Tuğrul Türkeşin Millî Savunma Bakanı
İsmet Yılmazın gündem dışı
konuşmasından sonra MHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
AYLA
AKAT ATA (Batman) Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
bir milletvekilinin, burada grubu bulunan bir siyasi parti için Bu HDP
milletvekilleri şeklinde bir cümle kullanması, Parlamentonun
itibarına da ne yazık ki halel getirmiştir, bunu belirterek
başlamak istiyorum.
Diğer
bir boyutu, arkadaşlar: Biraz önce grubumuz adına konuşma yapan
Van Vekilimiz Sayın Nazmi Gür, HDP Grubunun açıklamasını
sizinle paylaşmadı; bizzat, bugün, Kobani kantonu yönetiminin ve askerî
gücünün yapmış olduğu açıklama bu kürsüden okundu.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) O daha vahim!
AYLA
AKAT ATA (Devamla) Bugün, kabul edilir ya da edilmez Kobanide bir yönetim
var. İlk kabul etmesi gereken ülke Türkiye Cumhuriyetiydi, çünkü Türkiye
Cumhuriyeti sınırları içerisinde de Kürt halkı
yaşıyor, Türkiye'nin de bir Kürdistanı var; nasıl ki
Suriyenin varsa, nasıl ki Irakın varsa, nasıl ki
İranın bir Kürdistanı varsa Türkiye sınırları
içerisinde de bir Kürdistan var.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Çok vahim!
AYLA
AKAT ATA (Devamla) Ve bugün, bu Parlamento çatısı altında,
dünyanın en örgütlü, 2015 yılında en örgütlü, artık
eylemleriyle hiçbir tartışma götürmeden terör örgütü olarak kabul
edilen bir örgüt karşısında dünyanın takdir ettiği bir
direnişi ortaya koymuş bir örgütten bahsederken biraz daha
saygıyla, biraz daha o direnişin gereklerini anlayarak ifade etmek
lazım. İnanıyorum ki bugün, bu Parlamento çatısı
altında oturan her milletvekilimiz, eğer bir terör örgütü Sizin
toprağınız, sizin kadınlarınız, sizin
inancınız da dâhil olmak üzere her türlü değeriniz, bizim
tarafımızdan alaşağı edilecek, bize helaldir.
dediğinde, sanıyorum bu Parlamentodaki herhangi bir milletvekili,
durup yerinde bunu seyretmeyecektir, direnecektir
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) PKK terör örgütü müdür, değil midir?
AYLA
AKAT ATA (Devamla)
toprağını savunacaktır, içinde
bulunduğu kültürünü
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) PKK terör örgütü müdür, değil midir; bunu söyle.
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Değildir.
AYLA
AKAT ATA (Devamla) Ben çok açık söylüyorum, hiçbir koşulda da bunun
aksini söylemedik; bugün Türkiye toplumuna empoze edilmek istenen bir terör
ve terörizm kavramı var. Biz bunun doğru
olmadığını söylüyoruz.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) PKK terör örgütü müdür, değil midir?
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Değildir.
AYLA
AKAT ATA (Devamla) Bugün PKK etrafında
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) PKK terör örgütü müdür, değil midir? Buradan
değil oradan seslenin.
AYLA
AKAT ATA (Devamla) Ben açık bir şekilde söylüyorum, PKK bir terör
örgütü değildir, ben görmüyorum ama sizler tarafından da
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Mesele yok o zaman!
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) AKP vekillerine söyle.
AYLA
AKAT ATA (Devamla)
bunun tartışılabileceği her zeminde
tartışmaya hazırız. (HDP sıralarından
alkışlar)
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Mesele yok o zaman!
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, tabii PKK bir terör örgütü değildir.
diyenlere karşı Hükûmetin suspus kalması gerçekten bunu
aynı zamanda onayladığını gösteren bir suskunluktur.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Aynen öyle.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bize göre PKK bir terör örgütüdür.
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) Millî Savunma Bakanına soralım.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hükûmet bir cevap versin.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hem de kundaktaki Kürt kökenli insanları,
Mazıdağında, Ağrıda, Diyarbakırda, mezralarda
öldürülen kadınları, çocukları katletmiş, uyuşturucu
ticareti yapan, zulmeden bir terör örgütüdür. Milletin vicdanında bir
terör örgütü olarak yaşamıştır.
MÜNİR
KUTLUATA (Sakarya) Bakan açıklasın.
OKTAY
VURAL (İzmir) Kürt kökenli kardeşlerimiz nezdinde de PKK bir terör
örgütüdür. Bunu tarih yazmıştır.
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Hayal görüyorsunuz siz.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Senin yeğenin de oradadır biliyorsun
değil mi? Senin yeğenin de şu anda PKK saflarındadır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Orada bu ölen çocuklarımızın, öldürülen
çocuklarımızın, bunların hepsi Kürt kökenliydi ama bu zalim
örgüt başta Kürt kökenli insanları öldürdü; onları koruyan
askeri, polisi, onlara hizmet gönderen mühendisimizi, öğretmenimizi
öldürdü. Dolayısıyla, PKK, cumhuriyet tarihinin en kanlı terör
örgütüdür.
FAYSAL
SARIYILDIZ (Şırnak) Şu an dünyanın onurunu PKK koruyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Üstelik, gerçekten, o çocuklara yazık, günah; onlar
şu bu değil, Kürt kökenli çocuklar hem de. Böyle bir terör örgütüdür.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Sayın Bakan
konuşmasında, bu operasyona karşı çıkanları
dış güçlerle ilişkilendirdi, bu çerçevede Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bu operasyonla ilgili eleştirilerimizi ilettik. Bu konuda
Sayın Bakanın bu sataşmasıyla ilgili söz almak istiyorum.
AYLA
AKAT ATA (Batman) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir saniye. Sayın Akata
Buyurun
Sayın Akat.
AYLA
AKAT ATA (Batman) Sayın Başkanım, biraz önce sataşmadan
dolayı söz aldık ve konuştuk. Çok açık ve nettir ki
partimizin de, benim şahsımın da üzerine siyaset
yaptığımız değerler vardır. Bunlar bedel ödenerek
yaratılmıştır; birincisi bu.
İkincisi:
sayın Başkan, bugün burada gündemimiz, benim, sataşmaya konu
olan Sayın hatibin yapmış olduğu açıklama
esasında bir gündem çarpıtma pratiğidir, bütün dünyanın
önünde eğildiği bir direnişi bu çatı altında terörize
etme girişimidir. Buna asla ve asla Türkiye toplumunun Evet.
demediğini bir kez daha belirtmek istiyoruz.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sizce, sizce.
AYLA
AKAT ATA (Batman) Bugün YPG öncülüğünde YPJyle birlikte orada
açığa çıkan koalisyon, insanlık değerlerinin
tamamına karşı koruma amacıyla IŞİDe
karşı direnen ve büyük bir zafer kazanan bir örgüttür.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
AYLA
AKAT ATA (Batman) Bir kez daha belirtelim. Burada hiçbir siyasi partinin
Kürt kökenli vatandaşlarımız böyle düşünüyor, Kürt kökenli
vatandaşlarımız böyle takdir ediyor. deme hakkı yoktur.
BAŞKAN
Öyle demedi zaten efendim, dinledim ben. Öldürüldüğünü söyledi sadece.
AYLA
AKAT ATA (Batman) Önce Kürt kökenli vatandaşlarımıza
sormaları, Kürt kökenli vatandaşlarımızın bugüne kadar
ortaya koymuş olduğu iradeyi tanımaları ve görmeleri
gerekir. Bugün burada yapılan açıklama bir kez daha ortaya
koymuştur ki inkâr devam ediyor
BAŞKAN
Evet, teşekkür ederim.
AYLA
AKAT ATA (Batman)
düşünceyi inkâr, siyasi iradeyi inkâr, ortaya koyulan
eylemi inkâr devam ediyor.
Teşekkür
ediyorum.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Meclis Başkan Vekilinin bu propagandaya müsaade
etmemesi lazım.
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Ne propagandası, gerçekleri söylüyor.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Vural, sataşmadan dolayı söz istemiştiniz.
Sataşma
nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
Buyurun.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bakanın açıklama yapması lazım. Orada
suspus oturuyor ya; ipliğini, yakasını PKKya
kaptırmış. Türkiye Kürdistanı diyor, gıkı
çıkmıyor. Yazıklar olsun size be! Hükûmet olarak söyleyeceğiniz
iki çift laf yok mu? Çık burada, kürsüden açıklama yap. Siz
nasıl Bakansınız? Yazıklar olsun size!
BAŞKAN
Sayın Akçay, lütfen.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bir sözünüz olsun AKP vekilleri, hadi bakalım!
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Niye suspus oldunuz? Sesiniz çıksın,
hadi!
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Bunlar PKKyla değil, MHPyle
anlaşıyorlar zaten.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bizim ne söyleyeceğimize
Hükûmet karar veremez, hiçbir siyasi parti karar veremez. Biz doğru
bildiğimiz her şeyi o kürsüden özgürce söyleriz. Hiç kimsenin
düzeltme hakkı da haddi de yoktur.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural, sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
Buyurun
efendim.
5.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Millî Savunma
Bakanı İsmet Yılmazın gündem dışı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
biraz önce yeni Türkiyenin sıvışma bakanının gündem
dışı yaptığı konuşma
Türkiye, bugün,
maalesef yenik bir Türkiye, Bakan da sıvışma
bakanıdır. Kendisinin bu başarılı
sıvışmadan dolayı gerçekten ödüllendirilmesi
gerektiğini söylüyor, gerçekten. (MHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan, arkadaşlara müdahale eder
misiniz.
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Alkışlıyoruz,
sıvışma bakanını alkışlıyoruz(!)
OKTAY
VURAL (Devamla) Şimdi, Medine Savunmasını
BAŞKAN
Sayın Vural, Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanlığına,
lütfen, öyle bir tabir
(AK PARTİ sıralarından O şekilde
hitap edemezsiniz. sesi)
OKTAY
VURAL (Devamla) Evet, evet.
BAŞKAN
Sayın Bakanla ilgili söyleyebilirsiniz ama
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Bakanlık yapmış birisin.
Bunlar sana yakışmıyor.
OKTAY
VURAL (Devamla) Sayın Başkan, Türk toprağını terk
eden ve bunu onaylayan bir zihniyet sıvışan bir zihniyettir. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Sıvışma bakanı ne
demek ya! Ne kadar ayıp bir şey.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Aynen, sıvışma bakanı!
OKTAY
VURAL (Devamla) Bugün, Türk toprağını terk etmiş bir
Bakan olarak bunu Parlamentoda savunuyor. Ne dememi bekliyorsunuz? Savundunuz
mu? Savundu mu Sayın Bakan? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Bakan dinliyor efendim, evet.
OKTAY
VURAL (Devamla) Sizin vicdanınız da sızlıyordur, buradaki
milletvekillerinin de vicdanı sızlıyordur. Bu millet,
vicdanı olan herkes, onun vekili olan herkes bundan gerçekten
sızı duyuyordur.
Evet,
bugün burada gördük ki PKKyla birlikte hareket etmişler. Bugün gördük ki
21 Ağustos 2014te Süleyman Şah IŞİDe veriliyor. denilen
haber, IŞİDle yapılan anlaşmayla terk edilendir.
Şimdi, bununla ilgili olarak sizden orada istenen neydi biliyor musunuz,
neydi? Aslında, burada kale filan
Ama siz ne yaptınız biliyor
musunuz
Çanakkale
şiirinde şunu diyor:
Ne
çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır
kala mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi
kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü
tesis-i ilahî o metin istihkâm.
Siz
bugün o milletin içindeki imanı geri çektiniz biliyor musunuz, asıl
kahreden odur biliyor musunuz, asıl kahreden odur. Asıl kahreden, bu
milletin imanına aykırı bir adım atmanızdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ERDOĞAN (Adıyaman) Haydi oradan!
OKTAY
VURAL (Devamla) Ve buradan ben sesleniyorum
Sezai Karakoçtan okudu, ben de
Mehmet Akiften okuyayım.
Sayın
Başkan, sataşmalardan dolayı şey oldu, müsaade ederseniz
iki mısra okuyup bitireceğim.
BAŞKAN
Sayın Vural, usulümüzü biliyorsunuz, lütfen
FARUK
BAL (Konya) Tercümeye süre veriyordu başkan vekili.
OKTAY
VURAL (Devamla) Sezai Karakoçtan okudu, ben de Mehmet Akiften
okuyayım. Anlayana saz, anlamayana
(AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler) Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
Bakmayın,
hem tükürün çehre-i murdarımıza!
Tükürün,
belki biraz duygu gelir arımıza!
Tükürün
cephe-i lakaydına Şarkın, tükürün!
Kuşkulansın,
görelim, gayreti halkın, tükürün!
Tükürün
milleti alçakça vuran darbelere!
Tükürün
onlara alkış tutan kahpelere!
Tükürün
Ehl-î Salibin o hayâsız yüzüne!
Tükürün
onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet
denilen maskara mahluku görün,
Tükürün
maskeli vicdanına asrın, tükürün!
Hepinize
saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Aynen katılıyorum, aynen
katılıyorum! Ve biz de tükürüyoruz!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi söz istedi, lütfen
Sayın
Hamzaçebi, buyurun.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kayıtlara geçmesi için...
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi söz istedi.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Tamam, ondan sonra
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, efendim,
Sayın Bakan konuşmasında şöyle bir cümle kullandı: Bu
bir millî davadır. Bu operasyona karşı çıkan dış
güçlerin kim olduğuna bakıldığında bu operasyonun ne
kadar doğru olduğu ortaya çıkacaktır. Bu cümleden sonra
konuşmasının diğer bölümlerinde sanki bu operasyona
Türkiye'de karşı çıkanlar da bu dış güçlerle beraber
gibi bir izlenim verecek şekilde grubumuza sataşmıştır
efendim. Söz istiyorum.
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Hâlâ anlayamadınız mı, öyle zaten.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
Onu
kastetmiyor doğrusu ama
Buyurun,
sataşma nedeniyle söz veriyorum.
6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Millî Savunma
Bakanı İsmet Yılmazın gündem dışı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; zamanım çok kısa, hemen konuya giriyorum.
Şimdi,
Süleyman Şahla ilgili ilk haber gazetelerde yer aldı. 13 Mart 2014
tarihinde Süleyman Şah Türbesinin olduğu bölgenin IŞİD
kontrolüne geçtiği haberi basında yer aldı. Onun üzerine
zamanın Başbakanı Sayın Erdoğan şunu söyledi:
Böyle bir yanlışlık olacak olursa gereği neyse
yapılacaktır. Bu topraklar bizim toprağımızdır.
Bu topraklarda yapılacak bir saldırı aynen Türkiye'ye
yapılmış bir saldırıdır. Müthiş bir
kararlılık ifade eden bir cümle. Sayın Davutoğlu o zaman
bakan, o da aynı cümleleri tekrarlıyor, Türkiye'nin
kararlılığını vurguluyor Topraklarımıza,
Süleyman Şaha bir şey olursa yapanları perişan ederiz.
anlamında bir değerlendirme yapıyor.
Tezkereyi
görüşüyoruz, Suriye tezkeresi. Tarih: 2/10/2014. Suriye tezkeresinin
gerekçesinde deniliyor ki: Süleyman Şah Karakolu tehdit altında.
Onun
için yetki aldınız Meclisten. Gerçekte tezkereye gerek yoktu. Türk
toprağı, vatan toprağına saldırı olursa gidip
Silahlı Kuvvetlerimizin cevabını vermesi lazım. Şimdi,
tezkere görüşülürken ben bunları söylüyorum.
Sayın Bakan
şu cümleyi kullanıyor: IŞİDin Türkiye-Suriye
sınırına 37
kilometre mesafede bulunan Süleyman Şah Saygı Karakolu bölgesindeki
mevcudiyeti ulusal güvenliğimize yönelik apaçık bir risk, apaçık
bir tehdit oluşturmaktadır. Türk ana vatanının
ayrılmaz bir parçası olan Süleyman Şah Saygı Karakolunu
korumak devletimizin asli vazifesidir.
Bu devletin asli görevi Süleyman
Şahı korumaktır, askerimizi oradan çekmek değildir.
Şama gidip Emevi Camisinde cuma namazı kılacağız.
diyen Sayın Davutoğlu, Süleyman Şah Türbesini IŞİDe
teslim etmiştir, türbeden olduk.
Teşekkür ederim.
Hepinize saygılar sunuyorum.(CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın
Başkanım, kayıtlara geçmesi için söylüyorum efendim, söz talebim
yok.
Biraz önce benim bulunduğum yerden
HDP sözcüsü Türkiye Cumhuriyetinin Anayasasındaki temel kabullere
aykırı bir konuşma yaparken siz sustunuz, Milliyetçi Hareket
Partisi Sayın Grup Başkan Vekili Millî Savunma Bakanına yönelik
bir eleştiri getirdiğinde müdahale ettiniz. Ben Genel Kurul huzurunda
soruyorum: Acaba Türkiye Cumhuriyetini bu kadar zor duruma düşürmüş
Millî Savunma Bakanının itibarı Türkiye Cumhuriyetinin
itibarından daha mı önde geliyor? Niye sustunuz? Niye bir
açıklama yapmadınız?
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkan
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan, söz talebiniz var
galiba.
Sataşma nedeniyle mi efendim? Niçin efendim? Ne
söyledi?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Evet.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakanım.
İki dakika da size söz veriyorum sataşmadan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan,
ifadeyi duymadık, niçin söz istiyor? Sayın Başkanım,
Sayın Bakan niye söz istedi, duymadık, sıvışma
kavramından mı?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan,
söz istemiştik, bize vermiyorsunuz. Hükûmetin türbeyi turneye
çıkardığı söyleniyor, doğru mudur? Sayın Bakan
cevaplasın.
7.- Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz Mehmetçikin
canını korumuştur.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Kaçarak korudu, kaçarak!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Hükûmet Türk milletinin onurunu korumuştur, Hükûmetimiz Türk milletinin
hak ve hukukunu korumuştur.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Erkekliğin onda 9u
kaçmaktır. Sizin düşünceniz bu!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Dışişleri Bakanlığındaki dinlenme ifşa
edildiğinde Mehmetçikin kanı üzerine siyaset yapmayın., burada
Mehmetçikin cesetlerini buraya göndermeyin, tabutların gelmesini
istemiyoruz. diyenler, şimdi kalkıp da IŞİD tehdidinin 72
milletin katılımıyla ne hâle geldiğini gördükten sonra da 1
Mehmetçik can verseydi o zaman demeyecek miydiniz
ERKAN AKÇAY (Manisa) Vatanı verin o zaman! Mehmetçik
neden var orada? Bayrak neden dalgalanıyor? Yazıklar olsun sana!
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla)
Dört bir tarafı
IŞİDle çevrili -nasıl ki Musul Başkonsolosluğuna
dediğiniz gibi- niye boşaltmadınız? Gerekli tedbirleri niye
almadınız? Yaptığımız
doğrudur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; MHP
sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bundan mı korktunuz!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Biz Mehmetçikimizi koruduk.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sen nasıl Mehmetçiki
koruyorsun!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Bayrağımız da Suriye sınırları içerisindeki
Süleyman Şah Türbesinin bulunduğu yerde dalgalanıyor.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bayrağı Türkiye
sınırına getirseydiniz, içeride
dalgalandırsaydınız!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Dolayısıyla, bu aziz milletin gönlü ferah olsun. Bu Hükûmet, bu
milletten aldığı yetkiye dayanarak da bu milletin zerre kadar
hakkını kaybettirmez.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ne hakkı kaldı be!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Bir başka husus da: Hangi örgütün terör örgütü olup
olmadığına, hangisinin olup olmadığına,
açsınlar, Birleşmiş Milletlerin kabullerine, Avrupa Birliğinin
kabullerine ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına baksınlar.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Bir defa da siz
söyleyin burada, siz söyleyin!
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Bir defa da siz
söyleyin!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Dolayısıyla, Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü
kabul edileni, Türkiye Cumhuriyeti tarafından terör örgütü kabul edileni,
dolayısıyla biz de terör örgütü olarak kabul ederiz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) İsmini ver!
İsmini ver, ismini!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Bir başkasının kendi fikirlerini bize empoze etme
yükümlülüğü yoktur.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Niye korkuyorsun!
İsmini versene!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
PKK da terör örgütüdür, DEAŞ da terör örgütüdür, biz korkmuyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) PKK terör örgütüdür. de!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
PKK da terör örgütüdür ama sizin söylediğinizi söylemek zorunda
değiliz.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Niye iş
birliği yapıyorsunuz o zaman?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Biz bu milletin desteğini aldığımız sürece, bu
milletin her bir ferdinin hakkını korumaya devam edeceğiz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Niye iş birliği
yaptınız o zaman!
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) Terör örgütüyle
niye iş birliği yapıyorsunuz o zaman!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Devamla) -
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Aydın, daha önce söz talebiniz
vardı.
Buyurun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkanım,
konuşmacılar hem grubumuzu hem de grup
başkanımızı ilzam ederek Süleyman Şah Türbesini
IŞİDe teslim ettiniz. gibi haksız bir ithamda
bulunmuştur. Sataşmadan dolayı söz istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Kime teslim ettiniz ya?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kime teslim ettin o zaman?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Bakan,
bayrağı sınırın bu tarafına getirseydin, bu
tarafa getirseydin daha güvenli olurdu.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kime teslim ettiğinizi de
söyleyin o zaman.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yazık! Yazık!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Musul Konsolosluğunu kime
teslim ettiniz?
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
8.- Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları
sırasında AK PARTİ Grubuna ve AK PARTİ Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
AHMET AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Öncelikle, bu onuru Türkiye Cumhuriyetine çok gören ve
bu millet adına değil de aslında Esed rejimiyle ortak dil
kullananların kınanması lazım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bir tek Esed rejimi çıktı,
bunu inkâr etti. Esed rejimi çıktı, böyle bir ikazda, böyle bir
ihtarda Türkiye Cumhuriyetine âdeta bulundu.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Kaçtınız,
kaçtınız, IŞIDe teslim ettiniz orayı!
AHMET AYDIN (Devamla) - Ama, maalesef, burada Türkiye
Cumhuriyetinin bu millî onurunu yaşayacağınıza kalkıp
Esed rejimiyle ortak dili kullanmanız, asıl kahreden bu millet
adına budur. Bunun bilinmesi lazım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; MHP sıralarından
gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Erkekliğin onda 9u
kaçmaktır, diyorsun Ahmet Aydın!
AHMET
AYDIN (Devamla) - İkincisi: Masa başında Musulu, Kerkükü
verenlerin kalkıp bu kürsüde konuşmaya hakları yoktur. Masa
başında Musulu verdiniz, Kerkükü verdiniz, Süleymaniyeyi verdiniz.
Kalkıp şimdi de Türkiye Cumhuriyeti toprak kaybediyor,
bayrağı indirdiniz. demeye hakkınız yok. Türkiye
Cumhuriyeti tek bir karış toprak kaybetmemiştir.
AHMET
DURAN BULUT (Balıkesir) Deli misin!
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ya, sen rüya mı görüyorsun!
OKTAY
VURAL (İzmir) Bu ne diyor ya!
AHMET
AYDIN (Devamla) - O yangının içerisinde bir tek askerini vermeden,
bir tek kaza şehidimiz hariç, tereyağından kıl çeker gibi o
emanetleri almıştır, o emanetleri getirmiştir ve
istediği yere de o bayrağı dikmiştir, bunun
alkışlanması lazım, bunun takdir edilmesi lazım
arkadaşlar. Lütfen, elimizi vicdanımıza koyalım.[AK
PARTİ sıralarından alkışlar; CHP
sıralarından gülüşmeler(!)] Biz bu ülkenin onurunu her beraber
korumak zorundayız. Kalkıp başkalarının
ağzıyla, başkalarının söylemleriyle hareket edemeyiz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kaçırın, kaçırın!
Kıbrısı da daha güvenli bir yere taşıyın!
AHMET
AYDIN (Devamla) - Bu ülkede tek bir karış toprağı
kaybettirmemişiz, kaybettirmeyiz; o bayrağı
dalgalandırmışız...
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kıbrısı başka bir yere
taşıyın, daha güvenli olur!
AHMET
AYDIN (Devamla) - ...dalgalandırmaya devam edeceğiz.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Ege adaları ne oldu Ahmet Bey, Ege
adaları? Ege adalarını nasıl teslim ettiniz Ahmet Bey?
AHMET
AYDIN (Devamla) - Ama sizlere rağmen de biz bunu yapmaya devam
edeceğiz diyorum, hepinize teşekkür ediyorum.
PKKnın
terör örgütü olduğunu da bütün dünya biliyor, malumun ilamına gerek
yok. Evet, PKK, zalimane bir terör örgütüdür ve bu manada...
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Ama görüşmeleri yaparsınız PKKyla.
AHMET
AYDIN (Devamla) - ...son otuz yılda 40 bine yakın canın
kaybına vesile olmuştur, sebep olmuştur.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) - Niye anlaşma yapıyorsunuz?
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Niye görüşüyorsunuz o zaman PKKyla?
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Niye onlarla pazarlık yapıyorsun o zaman?
AHMET
AYDIN (Devamla) - Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Niye anlaşma yapıyorsunuz o zaman? Niye
mücadele etmiyorsunuz?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Biz terör örgütüyle anlaşma yapmıyoruz.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Mücadele niye etmiyorsunuz? Resmen
anlaşıyorsunuz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Siyasetçilerle görüşüyoruz bir daha bu acılar
yaşanmasın diye.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) ...biraz önce Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Türkiye,
PKKyı ve onun PYD ve YPGsini bir terör örgütü olarak gören Türkiye
Cumhuriyeti devleti bu konuşmalarla ilgili yapılan bu konuşmada
YPGnin, yani PKKnın yan kolu YPGyle beraber, birlikte bu operasyonu düzenlediklerine
ilişkin ifadede bulunmuştur.
Sayın
Bakanın bu konuda herhangi bir açıklama yapmaması, bugün Millî
Savunma Bakanının sıvışma bakanı olarak PKK, PYD
ve YPGyle birlikte bu operasyonu yaptığını da kabul
etmiştir. Benim sataşmama, bizim sataşmamıza söz veren,
cevap veren bakan, bu konuda YPGyle, PKKnın yan kolu YPGyle birlikte
hareket ettikleri iddiasına cevap vermeyerek aslında ne
yaptığını açıkça kabul etmiştir. Aziz milletim
bunu görsün.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan...
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Bir yalanı tekrar ederek yalan
söylüyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Cevap bile veremediniz, biliyor musunuz, cevap bile
veremediniz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Erkekliğin onda 9u kaçmak!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi, siz ne için söz istediniz?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, Sayın
Ahmet Aydın, konuşmasında, benim konuşmamı kastetmek
suretiyle Esadla bizim iş birliğimiz yönünde...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
İki
dakika söz veriyorum.
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Aydın benim eleştirilerime cevap vermedi,
başka bir şeyler söylüyor; Musul diyor, Kerkük diyor. Sayın
Aydın, sizin -sizin derken şahıs olarak,
şahsınızı kastetmiyorum ama- Hükûmetinizin, hükûmet etme
anlayışınızın cumhuriyetle, Atatürkle bir problemi
var.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Yok, bir problemimiz yok.
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Ne alakası var ya.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Bakın, Türkiye Cumhuriyeti 1923
yılında Lozan Anlaşmasıyla kurulduğunda bu Süleyman
Şah Türbesi cumhuriyetin sınırları içerisine
alınmıştı.
Daha
eskiye gidelim: Cumhuriyet henüz kurulmuş değil.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) 1939da, 1975te taşındı.
Taşınmadı mı?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) 1921 yılında, Ankara
Anlaşmasıyla, onun 9uncu maddesiyle, Mustafa Kemal Atatürk,
Osmanlıdan miras bu Süleyman Şah Türbesini Türkiye Büyük Millet
Meclisi ile Fransa arasında yapılan anlaşmaya konu ederek
Türkiye'nin görevlendireceği, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi
Hükûmetinin görevlendireceği muhafızlar tarafından
korunacağı yönünde bir hükmü oraya yerleştiriyor.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) 1939da niye taşındı? 1975de niye
taşındı?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Bakın, Atatürkün Osmanlıdan
miras Süleyman Şah Türbesine karşı olan tutumuna bakın,
bir de kendi Hükûmetinizin tutumuna bakın. (CHP sıralarından
alkışlar) Süleyman Şah Türbesini IŞİDe teslim
etmişsiniz, IŞİDe teslim olmuşsunuz. Türk tarihinin en
büyük lekesidir bu, tarihimizin en büyük lekesidir. Bunu burada bir
kahramanlık, övünç gibi anlatıyorsunuz. Ben üzüntü duyuyorum. Bu
milletin alnına bir leke sürülmüştür, bu lekeyi siz sürdünüz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Milletin alnı aktır, ak. Siz kendinize
bakın.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli milletvekilleri,
söyleyeceğim çok şey var.
Bakın,
Taraf gazetesinin...
GÖKCEN
ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Hangi taraf o?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) ...bir haberi vardı Ağustos 2014
tarihinde, Musul Konsolosluğundaki 49 görevlimiz rehin
alındığı zaman dendi ki: Süleyman Şah Türbesi
verilecek, 49 rehine kurtarılacak. İşte, o pazarlık bugün
gerçek olmuştur, o pazarlık bugün tahakkuk etmiştir. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı konuşma
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen, Sayın Altay ama
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, şunu merak ediyorum artık
Beni
çıldırtmayın yani!
BAŞKAN
Neyi merak ediyorsunuz Sayın Altay?
Buyurun,
sizi dinliyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bir grup başkan vekili ayağa kalkmış,
Lütfen, Sayın Altay
diyorsunuz, ben doğal hakkımı
kullanıyorum.
İktidar
partisi grup başkan vekili, kürsüde, Musulu, Kerkükü masa
başında verenlerden bahsedin. diyerek kimi kastettiğini
söylesin. Zannımca partimizin ikinci genel başkanını, hatta
Gazi Mustafa Kemal Atatürkü kastetti. Böyleyse, bu sadece Cumhuriyet Halk
Partisine değil, Türkiye Büyük Millet Meclisine de bir hakaret.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) O zaman, sataşmadan söz istiyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ya, bir dakika ya!
Önce
sizin ona bir cevap vermeniz lazım, oturduğunuz koltuktan sizin ona
bir cevap vermeniz lazım, sonra biz de parti olarak söz talep ediyoruz.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Bilse verir, bilmiyor ki.
BAŞKAN
Evet, Sayın Hamzaçebi cevap verdi ama Sayın Aydın burada yok.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Hamzaçebi kendi konuşmasıyla ilgili hususa
cevap verdi.
BAŞKAN
Sayın Aydın geldiğinde soralım efendim, ona göre cevap
verelim.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Senin cevap vermen gerekir Meclisi temsilen. Bilmiyorsun
mademki söz ver, bilmiyorsan söz ver, açıklayalım.
BAŞKAN
Bir saniye efendim
Neyi kastettiğini kendisine soracağız.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır, çok açık, Masa başında Musulu,
Kerkükü verenler
BAŞKAN
Evet, dinledik, Sayın Aydın gelsin soralım kendisine efendim.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Ya, nesini soracağız bunun?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Kimi kastediyorsunuz?
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Ahmet Aydın gelsin, soralım.
BAŞKAN
Gündem dışı söz üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz isteyen Şirin Ünal, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Ünal. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bakın, konuşmalar
bitince
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, kürsüde hatip var, lütfen
OKTAY
VURAL (İzmir) -
Başka grup adına söz var mı? dediniz,
Yok. dediniz, sataşmadan dolayı söz aldıktan sonra söz
veriyorsunuz.
VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Hükümetin Gündem Dışı Açıklamaları (Devam)
1.- Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın, Süleyman
Şah Türbesine yapılan operasyona ilişkin gündem
dışı açıklaması ve HDP Grubu adına Van
Milletvekili Nazmi Gür, CHP Grubu adına Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu, MHP Grubu adına Ankara Milletvekili
Yıldırım Tuğrul Türkeş ve AK PARTİ Grubu
adına İstanbul Milletvekili Şirin Ünal'ın konuşmaları
(Devam)
AK
PARTİ GRUBU ADINA ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Değerli
Başkan, sayın milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) İyi ki bu terfi etmemiş ha! İyi ki
almışsınız bunu ha!
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla) Sözlerime başlamadan evvel, 21-22 Şubat tarihinde
Süleyman Şah Türbesinin ve Saygı Karakolunun
taşınması, bir diğer adıyla Şah Fırat
Operasyonu sırasında yaşanan elim kaza sonucunda
hayatını kaybeden şehidimiz Başçavuş Halit
Avcıya Allahtan rahmet, ailesi ve silah arkadaşlarına
sabır ve metanet dilerim.
Değerli
milletvekilleri, malumunuz, Süleyman Şah Türbesi Osmanlı Devletinin
kurucusu Osman Gazinin büyükbabası Süleyman Şah ve 2 askerinin
naaşlarının bulunduğu mukaddes bir
varlığımızdır. Anadolu Selçuklu Devletinin kurucusu
Süleyman Şah, amcası Sultan Melikşahın kardeşi
Tutuşla yaptığı savaşta burada vefat etmiştir.
Bu topraklar ise Yavuz Sultan Selim zamanında 16ncı yüzyılda
yeniden fethedilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, 1921 yılında Fransa ile Türkiye arasında
imzalanan Ankara Anlaşmasının 9uncu maddesine göre, Süleyman
Şah Türbesi ve üzerinde bulunduğu Caber Kalesi Türk toprağı
olarak sayılmıştır. Suriye sınırları
içerisinde Türkiye'nin toprağı olarak uluslararası anlamda kabul
edilen tarihî bir türbe özelliği taşımaktadır. Türk
Silahlı Kuvvetleri, görevli personel sayısını bir süre önce
artırarak 50 civarında personel görevlendirmiştir. Personelin
yarısı Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı
bordo berelilerden, diğer yarısı da astsubaylarımızdan
ve subaylarımızdan oluşmaktadır.
Süleyman
Şah Türbesi ve Saygı Karakolu, bilindiği üzere, Suriye
sınırları içerisinde bulunan, uluslararası hukuk temelinde
anlaşmalarla kayda geçirilmiş bir Türk toprağıdır.
Türbe ve müştemilatı, Caber Kalesi eteklerinde ilk yapım
tarihinden bu yana bir dizi yıkım, taşınma ve yeniden
inşa faaliyetleri geçirmiştir. Son olarak, baraj inşaatı
nedeniyle 1975te sınırlarımızdan 37 kilometre
uzaklıktaki Münbiç ilçesinin Karakozak köyüne
taşınmıştır. Suriyede devam eden çatışmalar
ve süregelen istikrarsızlık ortamı mukaddes bir değerimiz
olan Süleyman Şah Türbesinin, Saygı Karakolunun ve büyük bir
fedakârlık ve kahramanlık örneğiyle burayı bekleyen Türk
Silahlı Kuvvetleri personelinin güvenliğine yönelik ciddi bir risk
oluşturmuştur. Bilhassa son dönemlerde görülen zaruret üzerine
gerekli tedbirlerin alınması uygun görülmüştür. Süper güç olan
Amerika Birleşik Devletleri de zaman zaman bu tür kararlar alarak
büyükelçiliklerini veya konsolosluklarını daha emniyetli ve güvenli
bölgelere taşıyabilmektedir. Hükûmetimiz 76 milyon
vatandaşımızın emniyet ve refahından doğrudan
sorumlu olarak Şah Fırat Harekâtını planlamış ve
icra etmiştir. Millî harekât olarak icra edilen bu harekât kapsamında
hiçbir ülkeye bilgi verilmemiş ve PKK, IŞİD ve YPG gibi terör
örgütlerine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri gerekli ve yeterli
güvenlik tedbirlerini de almıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Vay!
YILDIRIM
TUĞRUL TÜRKEŞ (Ankara) Ne yaptınız, askeri geri çektiniz.
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla) Manevi emanetlerin korunması ve Silahlı Kuvvetler
mensuplarımızın güvenliklerinin alınması için
OKTAY
VURAL (İzmir) Senin Genelkurmay Başkanı da istifa etsin.
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla)
Türk Silahlı Kuvvetlerine direktif verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, başarılı operasyonun
ayrıntılarından bahsetmek gerekirse
OKTAY
VURAL (İzmir) Genelkurmay da, Millî Savunma Bakanı da istifa etsin.
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla)
operasyon 21 Şubat Cumartesi günü saat 18.30
sularında başlamıştır. Bu operasyon için bilhassa gece
saatleri tercih edilmiştir. Zira, bölgede gerek YPG unsurları gerekse
IŞİD unsurlarının gece saatlerinde harekât kabiliyetlerinin
daha az oluşu göz önünde bulundurulmuştur. Öncesinde Türk
Silahlı Kuvvetleri, insansız hava araçları, termal kameralar ve
bazı özel teçhizat ile bir dizi operasyon düzenlemiştir. 18.30
sularında Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolunda bulunan
bölgeden bir tim Genelkurmay Başkanlığımızın
Görüntü İzleme Merkezine görüntü aktarmaya başlamıştır.
Karargâhta Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi içinde bir operasyon
merkezi oluşturulmuş ve buradan bu görüntüler takip edilmeye
başlanmıştır. Operasyonun sevk ve idaresini buradan
Sayın Başbakanımız bizzat kendisi takip etmiş ve
yönetmiştir. Şanlıurfada bulunan 20. Zırhlı Tugay
Komutanlığından çıkan Süleyman Şah operasyonunun
birlikleri Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır
Kapısından saat 21.00de çıkış yapmışlardır.
Tank ve zırhlı personel taşıyıcılarının
da aralarında bulunduğu yaklaşık 100 araç ve özel birlikler
Halepin Münbiç ilçesine bağlı Karakozak köyü
yakınlarındaki 10 dönümlük bir arazide bulunan Süleyman Şah
Türbesi ve Saygı Karakoluna doğru ilerleyişe geçmişlerdir.
Türkiyeden yirmi dört saat izlenen türbeye hareket eden özel birlikler, yola
çıktığı andan itibaren insansız hava
araçlarımız tarafından takibe alınmıştır.
İnsansız hava araçlarımızdan elde edilen görüntüler
Genelkurmay Başkanlığı Silahlı Kuvvetler Komuta
Harekât Merkezinde Sayın Başbakanımız, Millî Savunma
Bakanımız, Genelkurmay Başkanımız ve kuvvet
komutanlarımız tarafından saniye saniye izlenmiştir.
Diyarbakırdan kalkan F16 uçaklarımız, operasyon süresince
muharebe hava devriyesi görevleri kapsamında verilecek her türlü görevlere
hazır olmak üzere havada hazır beklemişlerdir. Bomba ve füze
yüklü savaş uçaklarımız, sınır boyunca keşif
uçucu yapmış, askerlerimize tehdit oluşturabilecek her türlü
gruplara karşı da kesin olarak vur emri almışlardır.
Türkiye sınırında konuşlandırılan
fırtına obüslerinin yönü topçu kalkanı oluşturulmak için
bölgeye çevrilmiştir.
Şah
Operasyonuna aralarında zırhlı araçların da olduğu
yaklaşık 100 aracımız katılmış, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin seçkin birliklerinin yer aldığı
konvoydaki tank sayısı da yaklaşık 40 olarak
kaydedilmiştir. İlaveten, operasyonda 572 personelle Suriyeye
giriş yapılmıştır. Operasyon planlanırken
tankların ve birliklerin yaklaşık iki saatlik sürede Süleyman
Şaha ulaşması hedeflenmiş ancak IŞİDin
tuzaklaması nedeniyle asfalt yollar kullanılamayınca
zırhlı birlikler ve tanklar devreye girmiştir. Fırat Nehri
kıyısındaki Süleyman Şaha çamurlu araziden
tanklarımız ulaşıp türbenin güvenliğini
sağlamışlardır. Daha önce yeri iki kez değişen türbede
yer alan Ertuğrul Gazinin babası Süleyman Şahın ve 2
askerin naaşları dualar eşliğinde araçlara
yüklenmiştir. Naaşlar dâhil türbe içerisindeki kıymeti eserler
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Tam bir pandomim yaşattınız, pandomim.
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla) -
herhangi bir saldırı hâlinde zarar görmemesi için
çelik kasalara konulmuş, Süleyman Şah ve 2 askerinin
naaşları alınarak Türkiyeye getirilmiş ve bir
karargâhımızda koruma altına alınmıştır.
Ankara
Antlaşmasından kaynaklanan haklarını kullanan Türkiye,
Süleyman Şah Türbesinin geçici olarak yapılması planlanan
sınırın 200 metre ötesindeki Suriye Eşmesi bölgesine
tanklarını göndermiş ve 10 dönümlük araziyi çevirmiştir;
tepenin bulunduğu hâkim noktaya konuşlanmış ve türbenin
geçici olarak inşa edilmesi planlanan Suriye Eşmesine törenle Türk
Bayrağı çekilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, son derece başarılı bir operasyon daha
gerçekleşmiştir. Bildiğiniz gibi, milletimizin Anadoluya
yürüyüşünün öncüsü olan Kayı boyunun lideri Süleyman Şahın
Fırat kenarında vefat etmesi, Caber Kalesine defnedilmesi suretiyle
orada bizim için son derece mukaddes bir mekân oluşmuştur.
Ben,
bu uğurda kahramanca görev yapan askerlerimizi büyük bir özveri ve emekle
çaba harcayan kuvvet komutanlarımızı, Genelkurmay
Başkanımızı, Millî Savunma Bakanımızı ve
bizzat sevk ve idaresini başarıyla yürüten Sayın
Başbakanımızı yürekten kutluyor, huzurunuzda bir kez daha
teşekkür ediyorum.
Sayın
Başbakanımızın da ifadesiyle, Şah Fırat
Operasyonu bizim için bir onur gecesidir.
YILDIRIM TUĞRUL
TÜRKEŞ (Ankara) Ya bırak, şah mat oldunuz.
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla) Aziz bayrağımız Suriye semalarında
ebediyete kadar dalgalanmaya devam edecektir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sözlerime son verirken,
merhum Mithat Cemal Kuntayın şu dizeleriyle sözlerime son vermek
istiyorum.
KEMALETTİN YILMAZ
(Afyonkarahisar) Ancak şiir okursunuz, başka bir şey
yapmazsınız siz.
ŞİRİN
ÜNAL (Devamla) Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır; / Toprak,
eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
Hepinize
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KEMALETTİN YILMAZ
(Afyonkarahisar) Ancak şiir okursunuz, bayrağın kıymetini
ne bilirsiniz siz?
OKTAY VURAL (İzmir)
Sana göre, toprak, eğer uğruna kaçan varsa vatandır. Buna
göre, kaçan varsa
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Korkmuşsun, kaçmışsın!
OKTAY VURAL (İzmir)
Kaçmışsın be!
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
İç Tüzükün 58inci
maddesi gereğince Sayın İdris Baluken, Sayın Adil Zozani ve
Sayın Hasip Kaplan söz istemişlerdir; söz vereceğim.
Birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati : 15.56
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.11
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK(Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Şimdi,
İç Tüzükün 58inci maddesine göre söz isteyen İdris Baluken, Bingöl
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Baluken.
İki
dakika söz veriyorum.
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, 21/2/2015 tarihli
60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine
ilişkin konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Geçen
oturumdaki tutanakta 97nci sayfada, MHP Grubu adına konuşan Hasan
Hüseyin Türkoğluna yönelik AKPyle anlaştınız mı?(x) şeklinde bir beyanım
olmuş. Bundan rahatsızlık duyan Milliyetçi Hareket Partililer
bize ulaştılar ve kurumsal olarak MHPnin böyle
suçlanamayacağını söylediler. Buradaki kastım, tabii, genel
politikalarda kurumsal olarak MHPnin AKPyle anlaştığı
şeklinde değil, Hasan Hüseyin Türkoğlunun
şahsının usul tartışmasıyla ilgili bir
anlaşma yaptığı şeklindedir. Dolayısıyla
bunun kayıtlara geçmesi için bu düzeltmenin önemli olduğunu
düşünüyorum.
Tabii,
biraz önce önemli bir tartışma yürütüldü. Aslında buradaki tartışma
düzeyini, biz, çok geri bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Dünyanın
gelmiş olduğu düzey açısından, artık, toprak alma,
toprak verme üzerinden bir tartışmanın demokratik
değerlerle örtüşmediği kanaatindeyiz. Biz, Orta Doğu
coğrafyasında bu halkların başına bela olan en önemli
şeyin emperyal güçlerin dayattığı ulus devlet
sınırları olduğunu düşünüyoruz. Mayınlar,
sınırlar, tel örgüler bu halkları karşı karşıya
getirmek için, birbirine boğazlatmak için özel olarak devreye girmiş
planlardır. Bugün Avrupa Birliği ülkelerine
baktığınızda bu ülkelerin arasında bu
sınırların halkları birbirine karşıt pozisyona
getiren, boğazlatan sınırların
kalktığını görürsünüz. Dolayısıyla,
Ortadoğuda da kalıcı bir barış için, demokratik bir
gelecek için halkların bir arada yaşama iradesine saygı
duyulmalı, dış politikada yapılan yanlışlar
dürüstçe ortaya konmalı ve dünyanın vardığı demokratik
değerler açısından da rasyonel birtakım önermeler ortaya
konmalı diye düşünüyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şimdi,
58inci madde gereğince söz isteyen Hakkâri Milletvekili Adil Zozani.
Buyurun
Sayın Zozani. (HDP sıralarından alkışlar)
2.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, 21/2/2015 tarihli
60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine
ilişkin konuşması (x)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim.
21
Şubat günlü 60ıncı Birleşimde biz burada eylemdeyken bize
bulunduğu yerden nahoş sözler söyleyen bir AKP milletvekiline sarf
ettiğim sözleri düzeltmek için söz aldım.
Esasında
sevimli bir hayvana benzettim. Ona ilişkin, nasıl, bir insana aslan
demek hakaret değilse başka bir şekilde bir benzetme yapmak da
hakaret sayılmaması gerekir diye düşünüyoruz.
Ayrıca,
oturumu gayrimeşru bir şekilde İç Tüzükün bütün kurallarını
hiçe sayarak yöneten Sayın Sadık Yakutun, Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkan Vekili Oktay Vural ve Sinan Oğanla kürsü önündeki
yaptığı pazarlık ve bu pazarlığa ilişkin
olarak grubumuza yönelik sarf ettiği sözleri henüz geri
almadığını bir kez daha ifade edeyim.
Şimdi,
o arada, esasında, bize sarf edilen sözler çok önemli değil;
Sayın Sadık Yakutun, MHP Grubunu saf duruma düşürmüş
olması bizim garibimize gitti.
Şunu
bilmeniz gerekirdi diye düşünüyorum: Siz, yuva kaçkını
Sadık Yakutun size sadık kalacağını nasıl
düşünebilirsiniz bilmiyorum; böyle bir saflığı o esnada, o
hengâmede nasıl kabullendiğinizi anlamış değilim.
Açıkça size yönelik bir kumpas kurdu, siz de bu kumpası görmediniz ve
size sarf edilen, size çekilen kumpas, maalesef, üzerinize atılı
olarak kaldı Sayın Oktay Vural. Sizi saf yerine koydu Sadık
Yakut.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Bunu burada bir kez daha ifade etmiş olayım.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Siz söz istiyor musunuz?
Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, siz bir cevap verecek misiniz?
BAŞKAN
Yok, ben cevap vermeyeceğim.
Buyurun
siz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu sataşmayı cevap
vermeye değer görmüyorum.
BAŞKAN
Ben de zaten değer görmediğim için vermedim.
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama, açıkçası, orada bulunarak bu tabloyu
yaşatanların ve bu tablonun yaşatılması
karşısında İç Tüzük hükümlerini kullanmayanların esas,
beraber, birlikte hareket ettiklerini düşünüyorum. Dolayısıyla,
benim asıl yadırgadığım konu hem orada böyle bir
eylemin olması hem de buna izin verilmesidir. Bu konudaki
tavrımızı her zaman sürdüreceğiz.
Asıl
sorgulanması gereken, Meclis idare amirleri, yöneticileri ne iş
yapar? İç Tüzüke göre hareket etmezse ne iş yapar?
Bu
tabloları yakıştıramadığımızı
ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
İç
Tüzükün 58inci maddesi gereğince söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan.
3.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, 21/2/2015
tarihli 60ıncı Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, önceki birleşimde
Başkanlık Divanına hitaben Önergemiz var. dedim. Fakat o kadar
gürültü patırtı içinde Başkanlık Divanı kendinden
geçmişti ki, Başkanlık Divanına yazılı
verdiğimiz önergenin hangi önerge olduğunu dikkate
almamıştı. Şimdi tekrar o önergeyi okuyorum, bahsettiğim
önerge: 684 sıra sayılı Tasarının 110uncu
maddesinin, 1inci maddeden önce, İç Tüzük 83üncü madde uyarınca
görüşülmesini arz ve teklif ederiz. (x)
Sayın
Başkan, bu 83üncü madde uyarınca, kamu ve ahlak düzeni
kavramının 1inci maddeden önce görüşülmesi gerekirdi ki bu
güvenlik paketi hangi kamunun, hangi ahlak düzeninin korunmasına özgürlük
getiriyor, baskı getiriyor, totaliter bir rejim getiriyor, bunun net
anlaşılması için. Ancak benim tutanaktaki Önergem vardır
sözü -nokta nokta- tamamlanmasına dahi izin verilmediği için ne tür
bir önerge olduğu da anlaşılmıyor. Şimdi, Meclis
Başkanlık Divanının benim önergemi görmeme, işleme
koymama gibi bir keyfiyeti, lüksü yoktur. Bu önergem 83üncü madde
uyarınca verilen bir önergeydi. Bu önergemin dikkate alınarak tekrar
görüşülmesini Sayın Başkanlık Divanından istiyorum
çünkü tutanakta, o karmaşada önergeler birbirine karışıyor.
Benim madde önergelerimi ise Başkanlık Divanının
okumasının yanlış olduğunu, kâtip üyenin okuması
gerektiğini de ifade ediyorum. Durum bundan ibarettir.
Ayrıca
Sayın Başkan, karambole gelmemesi için, bir önergem daha vardı,
onu ne yapacaksınız?
BAŞKAN
Sayın Kaplan, önergelerin her ikisi de geldi, tasarıyla ilgili
olduğu için tasarı görüşülürken görüşeceğiz efendim.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Usul
Tamam, tamam, sağ olun.
BAŞKAN
Hayır, konuşacağım, cevap vereceğim size.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır. Ayrı ayrı okutuyorum:
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 25
milletvekilinin, Hakkâri ilinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1221)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Hakkârili
yurttaşlar ekonomik, sosyal, siyasal, psikolojik alandaki binlerce sorunla
boğuşurken, ciddi bir yalnızlık ve sahipsizlik duygusu
içinde yaşamakta, aidiyet duygularını yitirmekte ve
sorunlarına karşı kendi çarelerini üretmenin peşine
düşmektedirler. Bu bakımdan Hakkâri ilimizin sorunlarının
araştırılması ve çözüm önerilerinin sunulması
amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM İçtüzüğünün 104üncü
ve 105inci maddeleri gereği, bir Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
1) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
2) Sena Kaleli
(Bursa)
3) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
4) Kamer Genç
(Tunceli)
5) Veli Ağbaba (Malatya)
6) Gürkut Acar
(Antalya)
7) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
8) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
9) Recep Gürkan (Edirne)
10) Mehmet Şeker (Gaziantep)
11) Ahmet Toptaş (Afyonkarahisar)
12) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
13) Hülya Güven
(İzmir)
14) İhsan Özkes (İstanbul)
15) Osman Kaptan
(Antalya)
16) Levent Gök
(Ankara)
17) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
18) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
19) Ali Demirçalı (Adana)
20) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
21) Yıldıray Sapan (Antalya)
22) Sedef Küçük
(İstanbul)
23) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
24) Ramis Topal
(Amasya)
25) Namık Havutça (Balıkesir)
26) Hasan Ören
(Manisa)
Gerekçe:
Ülkemizin
İran ve Irak sınırında bulunan ve 2010 Adrese Dayalı
Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre 251.302 kişilik nüfusu
barındıran Hakkâri'de nüfusun yüzde 54'ü şehirde, yüzde
46'sı da köylerde yaşamaktadır. 1990'lı yıllarda pek
çok köyün boşaltıldığı Hakkâri'de temel geçim
kaynağı olan tarım ve hayvancılık, mera ve yayla
yasaklarından ötürü hızlı bir inişe geçmiştir.
TÜİK'in
tespitlerine göre Hakkâri'de şehirleşme oranı, nüfus
artış hızı, kişi başına gayrisafi yurt içi
hasıla, sanayi iş kolunda çalışanların toplam
istihdama oranı bakımından Türkiye ortalamasının
altındadır. Tarım kolunda çalışanların toplam
istihdam oranı ise Türkiye ortalamasının üstündedir. Ancak
tarım kolundaki istihdam oranının yüksekliği,
yurttaşların geçim koşullarını düzeltmeye
yaramamaktadır. Zira bu iş kolunda çalışanlar başka
hiçbir istihdam alanı bulamamakta ve bu şekilde temel geçimlerini
bile sağlayamamaktadırlar.
TÜİK'in
2010 tarihinde yaptığı ve dört ili kapsayan (Van, Muş,
Bitlis ve Hakkâri) "Bölgesel Göstergeler"
araştırmasına göre bu illerdeki işsizlik oranı yüzde
17 iken, Türkiye ortalaması yüzde 11'dir. Aynı araştırma,
iş gücüne katılım konusunda da Hakkâri'nin Türkiye
ortalamasının altında olduğunu ortaya koymaktadır. Söz
konusu araştırmaya göre maaşlı çalışan
sayısı yüzde 0,4, maddi mallara ilişkin brüt
yatırımların Türkiye toplamı içindeki payı da yüzde
0,7'dir. Hakkâri'de yıllık nüfus artış
hızının yüzdelik oranının eksi 21,5 olması da
dikkat çekicidir.
Ülkemizde
sanayi tesislerinin en az olduğu illerden Hakkâri'nin hava kalitesi
bakımından Türkiye'nin en düşük ili olması da ayrıca
dikkatlere şayandır. Hava kalitesi istatistikleri 2010-2011'e göre
kükürtdioksit (S02) ortalamasının en yüksek bulunduğu il ve ilçe
merkezleri içinde Hakkâri birinci sıradadır. Hava kalitesindeki bu
düşüklüğün özellikle çocuklarda ve yaşlılarda ne tür
sağlık sorunlarına yol açtığına dair net bir
veriye sahip değiliz. Bu konunun araştırılması ve
Hakkâri ile ilçelerindeki hava kirliliğine karşı önlem
alınması elzem görünmektedir.
Hakkârili
öğrencilerin özellikle üniversite sınavlarına hazırlık
sürecinde eğitim olanaklarına erişim konusunda
yaşadıkları sıkıntılar, bu ilimizin
başarı oranını da açık bir biçimde etkilemekte,
Hakkâri, üniversite sınav sonuçları sıralamasında neredeyse
istikrarlı bir biçimde Türkiye'nin en başarısız illeri
içinde yer almaktadır.
Kürt
sorununun en fazla görünür olduğu illerden Hakkâri'de sivil halkın
gündelik hayatta ticaret ilişkileri, eğitim, sanat, sosyal
aktiviteler, sağlık ve suya erişim konusunda ciddi sorunlar
yaşadığı bilinmektedir. Bu sorunların tespiti ve çözüm
için gerekli önerilerin ortaya konması gerekmektedir.
Bölgede
yaşanan çatışmalardan en fazla kadın ve çocukların
etkilendiği varsayıldığında, ciddi psikososyal
problemler de yaşanmaktadır. Özellikle kadınların
yaşadıkları travmalara karşı çözüm arayışlarına
girmek elzemdir.
Öte
yandan, mera ve yayla yasaklarının, keza mülki amirliğin sivillere
yasakladığı alanların ve mayın riskinin bulunduğu
yörelerin, yöre halkının gündelik hayatını, ticari
aktivitelerini nasıl etkilediğini, bölgedeki hayvancılık ve
tarım faaliyetlerini ne hâle getirdiğini tespit etmek gerekmektedir.
Yüksekova
ilçemizde, 1980'li yıllara kadar Türkiye'nin sayılı kuş
cennetlerinden biri olan Nehil Irmağı'nın önünün açılarak
Zap Suyu'na karışmasına sebebiyet verildiği için
kuşların yaşam alanı olan Nehil
Sazlığı'nın kurutulduğu bilinmektedir. Nehil
Sazlığı'nın yeniden eski hâline getirilmesi ve doğu
ile batı arasında yolculuk yapan kuşlar için elzem bir duraklama
mekânına yeniden kavuşturulması gerekmektedir.
Özellikle
yoğun çatışmaların ve coğrafi koşulların
yarattığı olumsuzluklar neticesinde Çukurca ilçesinin neredeyse
dış dünyadan yalıtıldığı bilinmektedir.
Burada işsizlik had safhada olup yöre köylülerinin neredeyse tek geçim
kaynağı geçici köy koruculuğundan elde ettikleri
maaştır. Gençler ise eğitim olanakları da
olmadığı için ülkenin batısına göç etmek
dışında bir seçeneğe sahip değillerdir. Göçün sadece
il dışına değil, il içinde de devam ettiğini
vurgulamak gerekir. Çukurca'dan Yüksekova veya Hakkâri merkeze,
Şemdinli'den Yüksekova'ya veya köylerden il ve ilçelere doğru sürekli
bir göç yaşanmakta, yöredeki halk âdeta geçinmek için yarı göçebe bir
hayat sürdürmektedir.
Hülasa,
Hakkârili yurttaşlar ekonomik, sosyal, siyasal, psikolojik alandaki
binlerce sorunla boğuşurken, ciddi bir yalnızlık ve
sahipsizlik duygusu içinde yaşamakta, aidiyet duygularını
yitirmekte ve sorunlarına karşı kendi çarelerini üretmenin
peşine düşmektedirler.
2.- Mersin Milletvekili Ali Öz ve 19 milletvekilinin, S-70 Skorsky
helikopter kazalarının sebeplerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1222)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu
ve güneydoğuda terörle mücadele kapsamında artış gösteren
aynı tip ve marka S-70 Skorsky helikopter kazalarının
sebeplerinin araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi
konusunda Anayasanın 98inci ve İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince ekte sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1)
Ali Öz (Mersin)
2)
Mehmet Şandır (Mersin)
3)
Oktay Vural (İzmir)
4)
S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
5)
Özcan Yeniçeri (Ankara)
6)
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
7)
Muharrem Varlı (Adana)
8)
Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
9)
Ali Halaman (Adana)
10)
Seyfettin Yılmaz (Adana)
11)
Emin Çınar (Kastamonu)
12)
Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
13)
Mehmet Erdoğan (Muğla)
14)
Mehmet Günal (Antalya)
15)
Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
16)
Lütfü Türkkan (Kocaeli)
17)
D. Ali Torlak (İstanbul)
18)
Ali Uzunırmak (Aydın)
19)
Alim Işık (Kütahya)
20)
Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
Gerekçe:
Türk
Silahlı Kuvvetlerinin 1990 yılından itibaren Skorsky
helikopterlerinin bilinen 17 adet kazası bulunmaktadır ve bu
kazalarda 87 asker şehit olmuştur.
Siirt'in
Pervari ilçesinde 17 askerin şehit olmasına yol açan helikopter
kazası yakın zamanlardaki diğer kazaları da akıllara
getirmiştir. Kazalar hakkında yapılan yorumlar rahatsız
edici boyutlardadır.
Diyarbakır-Lice:
1 şehit, 7 yaralı (11/10/2012)
Diyarbakır'ın
Lice İlçesi Abalı köyü üs bölgesinde personel değişimi
sırasında Skorsky tipi helikopter, kalkışı sırasında
kuyruk kısmı tele çarpınca kontrol kaybına
uğramış ve acil iniş sırasında gövdesi üzerine
düşmüştür. Kazada, Uzman Çavuş İlyas Genel şehit
olurken, biri ağır 7 asker yaralanmıştır.
Dağlıca:
5 şehit, 7 yaralı (22/07/2012)
Hakkâri
Dağlıca'da 4 mürettebat ve 11 kişilik emniyet timini
taşıyan askerî helikopter inişe geçtiği sırada
düşmüştür. 5 asker şehit olurken 7 asker de
yaralanmıştır.
Kabil:
5 şehit (16/03/2012)
Afganistan'da
bir Türk helikopterinin düşmesi sonucu 5 Türk askeri şehit
olmuştur. Helikopter, Kabil'e bir buçuk saat uzaklıktaki Bagrami
kasabasında teknik bir arıza sonucu bir evin üzerine
düşmüştür. Olayda evdeki 2 Afgan vatandaşı da
hayatını kaybetmiştir.
Helikopterlerin
düşüş nedenleri arasında teknik arıza öne
çıkıyor. Oysa sabotaj, saldırı, tedbirsizlik, dikkatsizlik
ve ihmal seçenekleri de göz ardı edilmemelidir. Aynı tip
helikopterlerin arkası arkasına kaza kırıma
uğraması uyarıcı olmalı ve alarm vermelidir.
S-70
Skorsky helikopterlerin metal yorgunu ve uçuş saatlerini doldurmuş
olmaları ve ek olarak helikopter sayısındaki yetersizlikle
birlikte mevcut taşıma kapasitelerinin aşılarak
kullanılması felaketlere davetiye çıkarmaktadır.
Türk
Silahlı Kuvvetlerinin hava ve kara taşıt araçlarının
yenilenmesi ve çağın şartlarına uygun donanıma sahip
olması acil alınacak tedbirler içerisinde yer almalıdır.
S-70
Skorsky helikopterleri hangi ülke tarafından ve hangi yıldan bu yana
yapılmaktadır? Bu helikopterleri bizim dışımızda
kullanan kaç ülke vardır? Bu ülkelerde de bizde olduğu gibi sık
ve benzer kaza kırım olmakta mıdır?
Konunun
TBMM tarafından da araştırılması, son dönemlerde S-70
Skorsky helikopterlerinin kaza kırım sayılarının
artması, tüm ayrıntı ve yönleriyle incelenmesini ve
derinlemesine araştırılmasını sağlayacaktır.
Helikopter
kazalarına son vermek için sorumluluk mevkisinde bulunan herkesin harekete
geçmesi gerekmektedir. Bu kapsamdaki kazaların önüne geçilmesi için
gerekli önlemler alınmaz ve tedbirler adım adım uygulanmazsa,
bundan sonra ortaya çıkabilecek her kayıp ve acının vebali bu
duruma göz yuman ve ağırdan alan herkesin üzerine olacaktır.
Önergemiz
bu amaçla hazırlanmıştır.
3.- HDP Grubu adına, Grup Başkan Vekili Iğdır
Milletvekili Pervin Buldanın, araştırma görevlilerinin
çalışma hayatında yaşadıkları sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1223)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Araştırma
görevlilerinin çeşitli sorunlarına eğilmek, bugün diğer
dünya ülkelerinin de karşılaştığı, kaliteli
elemanların üniversiteden ayrılıp endüstriye kaymaları,
gelecekte araştırmacı ve öğretim üyesi sıkıntısı
yaşanması sorunlarına çözüm olacaktır. Bu nedenle ülkemizde
araştırma görevlilerinin çalışma hayatında
yaşadıkları sorunların araştırılması ve
çözüm yollarının tespiti için Anayasa'nın 98inci ve İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince "Meclis
araştırması" açılmasını
saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
HDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Üniversitelerimizdeki
öğretim elemanları, 2547 sayılı Yasada öğretim
üyeleri, öğretim görevlileri, okutmanlar ve öğretim
yardımcıları olmak üzere dört grupta
sınıflandırılmıştır. Bunlardan öğretim
yardımcıları grubunu araştırma görevlileri olarak
adlandırılan kesim oluşturmaktadır. 2547 sayılı
Yükseköğretim Kanununun 33üncü maddesinde araştırma
görevlilerinin görev tanımları açık olarak yapılmıştır:
"Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında
yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı
olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim
yardımcılarıdır." Bu yasa maddesi açık ve net
olarak belirtmese de araştırma görevliliğinin üniversite
öğretim üyeliğinin temel basamağını
oluşturduğu ve öğretim üyeliğinin genelde
araştırma görevliliğinden başladığı
uygulamada en sık rastlanan durumdur. Üniversitelere alınan
araştırma görevlileri yurt içinde lisansüstü eğitim için kurulan
enstitülerde, yurt dışında ise 2547 sayılı
Yasanın 33üncü ve 35inci maddelerinin öngördüğü biçimde lisansüstü
öğretim yoluyla yetiştirilmektedirler.
Her
şeyden önce, "araştırma görevlisi"
kavramının, "kimdir ve yetki ve sorumlulukları nelerdir"
anlamında açıklığa kavuşturulması gereği
açıktır. Ülkemizde, araştırma görevlileriyle ilgili
uygulamada karşılaşılan sorunlar, bu görevlerin
tanımlarının açık olarak
yapılmayışından kaynaklanmaktadır. Araştırma
görevlileri, yasada görev tanımının net olmamasından
kaynaklı olarak, görevlerinin dışında da birçok iş
yapmak zorunda kalmaktadırlar.
Görev
tanımı ile ilgili olarak yaşanan zorlukların yanı
sıra, maddi konularda ve olanakların yetersizliği de
yaşanan sorunlar arasındadır. Lisansüstü eğitimi en iyi
koşullarda tamamlayabilmek için yeterli maddi ortamın -laboratuvar ve
araç-gereç, bilgisayar, fotokopi, kütüphane kaynakları gibi- ve
olanakların -tatmin edici ücretler, araştırma fonundan
katkı, konaklama ve ulaşım desteği gibi- olmaması da
mesleklerini ifa ederken araştırma görevlerinin
yaşadıkları sıkıntılar arasındadır.
Ayrıca,
gerek yurt içinde gerekse yurt dışında lisansüstü
eğitimlerini tamamlayanların göreve başlatılmaları
konusunda yaşanan isabetsizlikler konusunda gerekli önlemler
alınmalı ve üniversitelerin bu elemanları ellerinden
kaçırmaları önlenmelidir.
Araştırma
görevlilerinin görev tanımlarının yapılması, yurt
dışına gönderilme olanaklarının
artırılması -özellikle kısa dönemli görevlendirmeler-
doktora sonrasında yardımcı doçent kadrolarının
yeterli düzeyde artırılması, üniversitelerin bünyesinde
yabancı dil merkezleri açılıp bunlardan ücretsiz yararlanma
olanağı sağlanması, laboratuvar, araç-gereç, kütüphane,
bilgisayar, İnternet, fotokopi gibi olanakların
artırılması, kısa dönem askerlik tazminatı ödenmesi,
araştırma ve doktora tezlerinin TÜBİTAK, araştırma
fonları veya çeşitli bakanlıklarca finanse edilmesi, yılda
bir defa olmak üzere eğitim-öğretim-yayın tazminatı ödenmesi,
araştırma fonları ve döner sermayeden yararlanma
olanağının arttırılması ve bu şekilde ek
gelir sağlayamayanların maaşlarında ayarlama
yapılması, bir kurumda araştırma görevlisi olarak
çalışırken başka bir kurumda lisansüstü öğrenim
görenlere ulaşım ve konaklama için ek maddi yardım
yapılması, lisansüstü eğitimin özlük haklarına ve
maaşlara yansıtılması ve maaşların özendirici
düzeye getirilmesi, araştırma görevlilerinin yönetimde temsil
edilmesi olarak sıraladığımız istekler, gerçekten
araştırma görevlilerinin günlük yaşamlarında açıkça
görülen, karşı karşıya bulundukları sorunlarla
ilişkilidir. Bu koşulların düzeltilmesi geleceğin
öğretim üyelerinin daha iyi koşullarda yetişmesine fırsat
verecektir. Bu sorunların ve yaşanan diğer sorunların
tespiti ve çözüm yollarının araştırılması için
bir Meclis araştırması açılmasının fayda
sağlayacağı kanaatindeyiz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Bir
gensoru önergesi vardı, önerge daha önce bastırılıp
sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi,
önergeyi okutuyorum:
B) Gensoru Önergeleri
1.- MHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, kamu
düzenini sağlamada görevlerini yürütemediği, PKK/KCKnın
faaliyetlerini engelleyemeyerek paralel devlet yapılanmasına zemin
hazırladığı, rüşvet ve yolsuzluk
soruşturmasını akamete uğratma girişimlerinde
bulunduğu iddiasıyla İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında
gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/45)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kamu
düzenini sağlamada görevlerini yürütemediği; terör örgütü ve
uzantılarıyla kamu düzeninin sağlanması
pazarlığı yapılmasına zemin
hazırladığı; PKK/KCK'nın sözde mahkeme
kurmasını, vergi toplamasını, asayiş birimleri
kurmasını, İçişleri Bakanlığı
müfettişlerinin raporlarında yer aldığı hâlde kamu
ihalelerinin ve sosyal yardımların kendilerinin belirlediği
kişilere dağıtılmasını engelleyemeyerek paralel
devlet yapılanmasına zemin hazırladığı;
rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında adli kolluğa emir ve
talimat verdiği, görev yerlerini değiştirerek kanunen suç
sayılan hususlarının soruşturulmasını akamete
uğratma girişimlerinden dolayı İçişleri Bakanı
Sayın Efkan Ala hakkında Anayasanın 98'inci ve 99'uncu, İç
Tüzükün 106'ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına arz ve talep ederiz.
Oktay Vural Yusuf
Halaçoğlu
İzmir Kayseri
Gerekçe:
Egemenlik
hakkının kayıtsız şartsız millete ait olduğu
ve egemenliğin kullanılmasının hiçbir surette hiçbir
kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamayacağı
Anayasanın benimsediği hükümlerdir.
1982
Anayasasının da benimsediği üniter hukuki modelde yargı
yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce
kullanılacağı ve vergilerin ancak kanunla konulabileceği,
millî güvenliğin sağlanmasından da Bakanlar Kurulu ve ilgili
bakanların TBMM'ye karşı siyaseten sorumlu olduğu
açıkça belirtilmiştir. Bu görev ve yetkileri kullanacak devlet
organlarının kuruluşu ve işleyişiyse kanunlarla
düzenlenmiştir.
İç güvenliğin
ve asayişin sağlanması ile kamu düzeninin korunması
İçişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunu'nun temel
amacı olarak belirlenmiştir. Aynı kanunun 2'nci maddesiyle iç
güvenlik kuruluşlarını idare etmek suretiyle devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünü, yurdun iç güvenliğini ve
asayişini, kamu düzeni ve genel ahlakı koruma görevi
İçişleri Bakanlığına verilmiştir. Bu görevlerin
yerine getirilmesindense İçişleri Bakam sorumlu tutulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin iç ve dış tehditlerle ne şekilde
mücadele edeceği ve bu görevin sorumluları gerek Anayasamızda
gerekse ilgili kanunlarda açıkça belirtilmiştir.
Kamu düzeni ve millî
güvenliği sağlamakla görevli makamların bu görevleri
yürütemediği anlaşılmaktadır. Terör örgütünün şehir
yapılanması olan KCK'nın şehir merkezlerinde mahkemeler
kurduğu, Kandildeyse üst mahkeme kurularak yargı fonksiyonu
yürütüldüğü ifade edilmektedir.
Terör örgütünün
doğu ve güneydoğu illerimizde asayiş birimleri ve karakollar kurarak
kolluk faaliyeti üstlendiği, askerî makamların ve emniyetin bu
bölgelere karadan giremediği ve insansız hava uçakları kullanmak
zorunda kaldıkları, vergi toplayıp adli ve idari para
cezaları verdiği Genelkurmay Başkanlığının
açıklamaları arasında yer almaktadır.
Kamu ihalelerinin terör
örgütü tarafından dağıtıldığı ve sosyal
yardımların YDG-H onayını alan kişilere verildiği
iddialarıysa Bakanlık müfettişlerinin 28 Ekim-3 Kasım
2014 tarihli denetimlerinde tespit ettiği bulgular olarak basın
organlarında yer almıştır. Bakanlık bu iddiaları
yalanlamamıştır. İllerdeki idarecilerin toplumsal
olayları öngöremediği, terör örgütünün okul, mahkeme ve güvenlik
birimleri oluşturduğu, bölgelerde kamu görevlilerinin hizmet
binaları ve lojmanlarından çıkamadıkları raporda yer
aldığı iddia edilen konulardır.
Türkiye
gündemini uzun süre meşgul eden 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet
operasyonlarında soruşturmayı yürüten adli kolluk görevlilerine
İçişleri Bakanı tarafından emir ve talimat verildiği,
kolluk görevlilerinin haklarında soruşturma açılarak görev
yerlerinin değiştirildiği iddiaları ülke gündemindeki
yerini korumaktadır. Buna karşın, TSK'nın
Şırnak'taki operasyon taleplerinin Bakan emriyle vali tarafından
reddedildiği ve Diyarbakır Emniyet Müdürünün terör örgütünün sözde
liderinden eylemlerde fazla olay çıkmaması için ricacı
olduğu iddiaları da gündemde yer almıştır.
Bakan
Ala, PKK elebaşlarından Sabri Ok'un 2006 yılında Ankara'ya
geldiği ve yetkililerle görüşmesini Bu olaylar sizin çok ilginizi
çeken teferruatlardır ama biz detaylarla ilgilenmiyoruz. Biz genel
siyaseti ve genel yönlendirmeyi yapıyoruz." diyerek hukuka
aykırılığı
meşrulaştırmıştır.
Yukarıda
yer alan hususlar hem gündemde yer almış hem de bölgede yaşayan
vatandaşlarımızın yaygın şikâyet ve endişelerine
konu olmuştur.
İçişleri
Bakanı Sayın Efkan Ala, sorumlu olduğu kamu düzeni, huzur ve
asayişin sağlanmasında acz gösterdiği gibi kanunen sahip
olduğu yetkileri kullanmayarak üniter yapının fiilen
bozulmasına ve ülkemizin belirli bölümlerinde paralel bir devlet
yapılanması kurulmasına zemin hazırlamaktadır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Gensorunun
gündeme alınıp alınmayacağı hususundaki
görüşmenin günü daha sonra Danışma Kurulu önerisiyle
onayınıza sunulacaktır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Biz bu gensoru önergesini verdiğimiz zaman
imzalarımız Oktay Vural, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan
Vekili, İzmir Milletvekili; Yusuf Halaçoğlu, Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkan Vekili, Kayseri Milletvekili olarak yazıldı.
BAŞKAN
Tabii.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama, maalesef, yazılan metinde Oktay Vural,
İzmir
İzmir ne yani? Tasarruftan dolayı mı basmadı
bunları? Dolayısıyla tutanaklara da bu şekilde geçmesini
teminen -muhtemelen bir hatadır- ben sadece ifade ettim.
BAŞKAN
Sayın Vural, yanlışlık düzeltilecek, tutanaklara düzgün
geçecek ve bundan sonra da yapılmayacaktır.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanının Başkanlık Divanını
görevlendirmesine ilişkin açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, 19 ve 20 şubat tarihinde
yapılan Genel Kurul görüşmelerinde Meclis Başkan Vekili olarak
Sayın Ayşe Nur Bahçekapılının yönettiği
oturumlarda bir nöbet değişiminiz söz konusu olmuştu.
Hatırlarsanız, her üç siyasi partinin grup başkan vekilleri de
bu nöbet değişimiyle ilgili bir yazılı talimatın olup
olmadığını, Meclis Başkanı Sayın Cemil
Çiçekin bir yazılı nöbet kâğıdı, evrakı
imzalayıp imzalamadığını
sorgulamışlardı. O gün her üç siyasi partinin grup başkan
vekilleri de Sayın Meclis Başkanına ulaşarak böyle bir
yazılı kâğıdın düzenlenip düzenlenmediğini
sorduğunu ve bu bilgiyi sizinle
paylaştığımızı biliyorsunuz.
Sayın
Meclis Başkanı böyle bir kâğıdı
imzalamadığını ve bugün idare edilmesi gerektiğini
bizim grup başkan vekillerimize ve diğer siyasi partilerin grup
başkan vekillerine iletmiştir. Genel Kurulda yapılan
tartışmalarda da size yöneltilen bu soru üzerine siz Meclis
Başkanından telefonla olur aldığınızı ve
herhangi bir sorun olmadığını ifade ettiniz ve bu Meclis
tutanaklarında da var. Ancak, bir gün sonra yapılan oturumda yani 21
Şubat 2015 tarihli oturumda ise elimdeki belgede Sayın Cemil Çiçekin
ıslak imzasıyla tanımlanmış olan bir görev kâğıdı
var ve bu görev kâğıdında da Meclis Başkanlık
Divanında görev alacak olan Meclis Başkan vekillerinin isimleri de
Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı ve Sayın Sadık Yakut
diye özellikle açık olarak belirtilmiş ve altına da ıslak
imzayla Meclis Başkanı bu evrakı imzalamış.
Şimdi, tabii, burada bir çelişki ortaya
çıkıyor. Yani eğer Meclis Başkanı size telefonla Bu
oturumu yönetebilirsiniz. gibi bir şey ifade etmişse, doğal
olarak, ertesi gün de böyle bir görevlendirme kâğıdına ihtiyaç
duymadan telefonla bu görev yetkisini bildirmesi gerekirdi. Ancak bizim düşüncemiz
odur ki bir gün sonra Meclis Başkanı ıslak imzasıyla bu
görevlendirme kâğıdını, görev yetki
kâğıdını eğer göndermişse bir önceki gün sizin
yazılı görev kâğıdınız olmadığı
için yönetmiş olduğunuz oturumdaki bütün düzenlemeler geçersiz
sayılmalıdır. İç Tüzükün 15inci maddesine, biz, 21
Şubattaki bu evrakın uygun olduğunu, sizin Telefon
aracılığıyla ben görevlendirildim, yetkilendirildim.
şeklinde ifade etmiş olduğunuz beyanatın da uygun
olmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla
yazılı görev kâğıdı olmadan burada nöbet
değişimi şeklinde yapmış olduğunuz Genel Kurul
oturumlarındaki bütün o görüşmelerin geçersiz sayılması
gerektiğini, bu konuda Meclis Başkan Vekili olarak da yetkinizi
kullanmanız gerektiğini ifade ediyorum.
Eğer bu konuyla ilgili aksi bir durumunuz olursa da
tutumunuzla ilgili usul tartışması açılmasını
talep ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
O gün de açıklamada bulunmuştuk; Sayın
Meclis Başkanıyla da telefonla görüşüldü, grup başkan
vekilleriyle toplantı yapıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisinin
açıldığı günden itibaren tüm uygulamalarda zaman zaman
Meclis başkan vekillerinin ve zaman zaman da kâtip üyelerin gerek
rahatsızlıkları sebebiyle gerek mazeretleri sebebiyle nöbet
değiştirmelerinin geçmişten bu tarafa gelen bir teamül
olduğu, Sayın Meclis Başkanının da nöbet
değişimiyle ilgili
İDRİS BALUKEN (Bingöl) O zaman bir gün sonra bu
kâğıdı niye gönderdi?
BAŞKAN
herhangi bir problemin
olmadığını söylediğini burada ifade ettim ben.
Dolayısıyla yapılacak herhangi bir işlem yoktur.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Usul
tartışması açıyoruz.
BAŞKAN Usul tartışması açacak bir
şey yok efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN Yok efendim. Bunu konuştuk daha önce.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, madde 15te
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Hayır, bir grup başkan vekili usul
tartışması istiyor.
BAŞKAN
Şimdi, Sayın Baluken, bunu o gün konuştuk ve konu çözüldü
efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) O gün konuşmamız meselenin bittiği
anlamına gelmiyor ki. Biz bu konuda tatmin değiliz. Usul
tartışmasıyla ilgili talepler diğer işlerden öne
alınır.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, İç Tüzük 15 gayet
açık. İç Tüzük 15te Başkanın görevlendirilmesinin
yazılı olarak yapılacağına dair bir ifade yok.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) O zaman bir gün sonra niye bu yapılıyor Sayın
Başkan?
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ama Sayın Başkan Meclis grup başkan
vekillerinin talebini dikkate almış ve bir yazı
göndermiştir. Bunu uzatmaya gerek yok efendim.
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
Önceki birleşimlerdeki
usul tartışmasını şimdi açamayız efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, hayır hayır, bu usul
tartışması yapılmadı.
BAŞKAN -
Sayın Baluken, teşekkür ediyorum.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
X.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken tarafından, AKP Hükûmetinin sağlık politikaları
alanında uygulamaya koyduğu özelleştirme
politikalarının araştırılması amacıyla
18/2/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 23 Şubat
2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
23/02/2015
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 23/02/2015 Pazartesi günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisini, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
Iğdır
Grup
Başkan Vekili
Öneri: 18 Şubat
2013 tarihinde, Bingöl Milletvekili Grup Başkan Vekili İdris Baluken
tarafından verilen (2620 sıra no.lu), AKP Hükûmetinin
sağlık politikaları alanında uygulamaya koyduğu
özelleştirme politikalarının araştırılması
amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 23/02/2015 Pazartesi günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Demir Çelik,
Muş Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çelik. (HDP sıralarından alkışlar)
DEMİR
ÇELİK (Muş) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; son otuz yıldır
küreselleşmenin açığa çıktığı neoliberal
politikaların bütün dünyayı kasıp kavurduğu bir sürecin
Türkiyedeki son on üç yıllık versiyonunu ya da siyasal
travmalarını tartışmak üzere gündeminize bir
araştırma önergesi taşımış bulunmaktayız.
AKPnin
on üç yıllık tarihi, iktidara ve sermayeye hizmeti esas alan,
toplumun ve toplum dinamiklerinin ihtiyaçlarını ise göz ardı
eden bir yaklaşım ve zihniyetle geçmiştir. Neoliberal politikaların
piyasalaştırma, taşeronlaştırma ve
metalaştırma anlayışı ve zihniyeti, AKPnin Türkiyede
on iki yıl boyunca savunduğu, 13üncü yılında da savunmaya
devam ettiği bir politik hat ve çizgi olmuştur. Özellikle
sağlık gibi, insanın da, toplumun da olmazsa olmaz, temel
ihtiyaçlarına metavari ya da alınıp satılan bir mal olarak
yaklaşıyor olması kabul edilmezdir. Sağlıksız
birey sağlıksız toplum demektir, sağlığından
yoksun toplum ise hem siyaseten hem kültürel ve sosyal politikaları
itibarıyla da üretkenlikten alıkonulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti
devletinin 1982 Anayasasının 2nci maddesindeki sosyal ve hukuk
devleti olma vurgusuna rağmen -özelleştirmenin haddi var, hesabı
yok, önüne geçilmez- özelleştirme politikalarıyla da insanlar,
toplumlar ve topluluklar sağlık gibi temel ihtiyaçlarından
alıkonulan bir noktada kalmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dünya literatüründe sağlık
denilince, ruhsal, bedensel olduğu kadar insanın siyasal, sosyal ve
kültürel iyi hâli olarak anlaşılmalıdır. Düşününüz ki
ülkemizde dillerin yok sayıldığı, inkâr edilip
asimilasyonist politikalara tabi tutulduğu bir süreçte ruhsal, kültürel ve
sosyal iyi hâl olabilir mi? Yine, ülkemizde birçok dinin yanı sıra
birçok inancın olması gerçeğine karşın inançların
inkâr edilip asilimisyonist politikalara tabi tutulduğu ve bu manada
birçok inancın, kültürün mevcut var olan taleplerinin
karşılanamadığı ortamda iyi hâlden,
sağlığın iyi hâlinden bahsedilebilir mi? Ruhsal, sosyal ve
kültürel haklarından mahrum kalmış kitlelerin taleplerini
karşılamak var iken, Sağlıkta Dönüşüm Politikası
adı altında ve buna da reform söylemini ve yaftasını
yapıştırarak bizler, halklar, inançlar
aldatılmıştır. Sağlıkta Dönüşüm
Politikası adı altında yapılmak istenen bir reform
değil, aksine sosyal devletin yerine getirmesi gereken görev ve kamusal
hizmet özelleştirilerek parayla alınıp satılan bir metaya
dönüştürülmüştür. Parası olanın hizmeti görme hakkına
sahip olduğu, parası olmayanla birlikte sosyal güvenlikten yoksun
olanlarınsa ölüme terk edildiği bir anlayış hem sosyal
devlet hem de hukuk devletiyle bağdaşmaz. Ama görünen o ki bu
uygulamayı devam ettirmekte beis görmeyen AKP, mevcudu da süsleyerek
elmalı şekerler olarak bize sunmaya da devam ediyor. Son iç güvenlik
paketinden de anlaşılacağı gibi, özgürlük ve
barış yanlısı olunması gereken bir süreçten geçiyor
olmamıza karşın, yetkilendirilmiş ve vazife salahiyetiyle
toplum üstünde önemli bir erke sahip olan polise yeni görevler, yeni
sorumluluklar, yeni haklar verilerek var olan, kadim olan(´) haklara
da el konuluyor, gasbediliyor. Bunu en çok sağlıkta hissetmek
mümkündür.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kamu hastanelerinin
hiçleştirildiği, özel sağlık hizmetlerinin de
kutsandığı bir süreçte sağlık ve sosyal güvenlikten
yoksun insanların, parasız, mülksüz insanların bu hizmeti
almadığı gerçeğini ne zaman göreceksiniz? Parası
olmayanın sağlık güvenlik hakkı ve sağlık
güvenlik sahibi olmasına karşın, üç aydan daha uzun süreyle buna
erişmeden yoksun kalan insanlarımız var. Röntgen, MR çekimi,
ultrason başta olmak üzere, insanlara eğer referansı yoksa,
eğer torpili yoksa üç aydan daha kısa bir süre verilemez; kanser
gibi, şeker hastalığı, kolesterol, tansiyon gibi önemli
hastalıklarda, anın, dakikanın ve saniyenin bile önemli
olduğu bu hastalıkların tedavisinde göz ardı ediliyor.
Parası olmayanın sosyal güvenlikten yararlanma hakkına sahip
olması gerekirken Abdullah amcanın Ayşe kızı Ankarada
tedavi görecek, yatacak hastane bulamadığı için ölüme terk
edilmiştir. Üç yıl öncesinde Vanın Gürpınar ilçesinde hava
nakil aracıyla ulaştırılması, nakledilmesi gereken
Muharrem çocuğumuz babasının sırtında 16 kilometre
boyu saatlerce taşınıp ölüme terk edilmiştir. Yakın
zamanda birçok insanımız İstanbulda, İzmirde yatacak ve
tedavi görecek hastane bulamadığı için ve aynı zamanda acil
müdahaleye maruz kalan hastalık sahibi olmasından kaynaklı
mağduriyetler yaşamıştır, yaşıyorlar.
Sağlıkta
dönüşüm olacaksa parasız olmalı, sağlıkta dönüşüm
olacaksa ana dilde sağlık hizmeti olmalıdır,
sağlıkta dönüşüm olacaksa, sağlık reformu
yapılacaksa herkesin kimliğine, diline, dinine, ırkına,
mezhebine ya da zengin yoksul olduğuna bakmaksızın, sosyal
devlet olmanın, hukuk devleti olmanın gereği bu sağlık
hizmetinin yapılmasıdır; erişilemeyen,
ulaştırılamayanın da eriştirilmesi,
ulaştırılması hakkıdır.
Bakınız,
kış ayı içindeyiz. Ardahanda, Karsta, Ağrıda,
Muşta, Vanda, Hakkâride hüküm süren ağır kış
şartlarında doğum hastası kadınlar maalesef hava nakil
araçlarıyla ulaştırılamadığı, yollar da
kapalı olduğu için ilkel araçlarla, kızaklarla ya da omuzdaki
bir kısım araçlarla taşınmak durumunda
kalmışlardır. Bu insanın kendisiyle birlikte
taşıdığı can hiçe sayılmıştır,
ölüme terk edilmiştir.
Yine,
görüyoruz ve izliyoruz ki birçok hastanenin kalorifer sistemi, ısıtma
sistemi felç olmuş, ısıtılamamış olmaktan
dolayı yoğun bakım ünitesi hastaları ve serviste birçok
yatan hastalar buz ve donmayla karşı karşıya
kalmışlardır ama iş saraya gelince, elektrik faturası
1 milyon 150 bin olduğunda, doğal gaz harcamalarında 10 binin
üzerinde evin ısınmasına yetecek bir faturayla karşı
karşıya kaldığında onu harcamakta, bu kaynağı
oluşturmakta beis görmüyor devlet. Devlet sadece Cumhurbaşkanı
için, Başbakanı için, Meclisi için yoktur, devlet iktidar
dışı kalmış, yönetim dışı
kalmış tüm emekçilerin, ezilenlerin, yoksulların devletiyse
onlara karşı da adil olup bu haklarını kullanma fırsatını
vermelidir. Devlet kimliklere, inançlara, siyasal düşüncelere
karşı nötr olacağına tarafgir olmuştur, tarafgir
davranmaya devam ediyordur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu manada, herkesi ama herkesi
adalet, eşitlik, hukuk arayışı içerisinde
duyarlılığa davet ediyoruz. Bu duyarlılığın
gereği olarak, sağlıkta dönüşümün, radikal dönüşümün
olabilmesine fırsat veren ama buna rağmen de AKP iktidarı
tarafından yürütülen bir kısım hukuk dışı
uygulamalarla emekçilerin, sağlık çalışanlarının
özlük haklarından yoksun bırakılıp sürgüne ve
mağduriyete tabi tutuldukları bu süreci göz önünde bulundurarak
herkesi AKPnin sağlık politikalarının
araştırılması yönlü verdiğimiz araştırma
önergesine desteğe davet ediyor, saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Ali Öz, Mersin
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Öz. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ
ÖZ (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük gereği
Halkların Demokratik Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin
aleyhinde söz almış bulunuyorum ama tabii ki Türkiyedeki
sağlık sorunlarının araştırılmasıyla
alakalı lehte konuşacağımı da ifade etmek istiyorum.
Adalet
ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği 2002 yılından itibaren
Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında,
Türkiyede sağlık politikalarının yeniden
şekillendirilmesi uğruna yeni birtakım değişiklikler
yapmış. Adalet ve Kalkınma Partisinin her zaman
yaptığı, bizim de sık sık şahit olduğumuz
bir hususu özellikle vurgulayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Sağlıkta,
nitelikli ve kaliteli bir hizmetin sunulması için tüm dünyanın
evrensel kurallarıyla kabul edilen temel realiteler var. Bunların
başında da anne ölüm hızı, bebek ölüm hızı gibi
ifadeler, değerler yer almakta. Yüce Parlamentoyla paylaşmak isterim
ki: Türkiyede bebek ölüm hızı 1993 yılında binde 52,6;
1998 yılında binde 42,7; 2003 yılında yani Adalet ve
Kalkınma Partisinin iktidarının ilk yılında binde
28,5; 2008 yılında binde 17; 2012 yılında binde 7,4; 2013
yılında da binde 7,8. Yani burada ifade etmemiz gereken şu ki:
Siz, henüz daha parti olarak bile kurulmadan, 1993 yılı ile 2003
yılları arasını analiz ettiğimizde, bebek ölüm
hızının hızlı bir şekilde, tüm dünyada olduğu
gibi, ülkemizde de düşmüş olduğunun net rakamlarıdır.
Oysa ki siz, sağlıktaki bu dönüşüm programının
başarısını anlatırken bu rakamlara maalesef her
şeyde milat kabul ettiğiniz 2002 yılından başlayarak
yüce halkımızı aldatmaya ve kandırmaya devam etmektesiniz.
Yine,
anne ölüm hızına baktığımızda 1998
yılında binde 70; 2006 yılında binde 28,5; 2013
yılında binde 15,9. Özellikle, yapılan araştırmalar
göstermiştir ki anne ölüm hızı noktasından
baktığınız zaman Türkiyede bölgeler arasında ciddi bir
fark var. Oysa ki Türkiyeyi tüm coğrafi bölgeleriyle, 77 milyon
insanıyla bir bütün olarak değerlendirdiğinizde bölgeler
arası farkın
Sizin uygulamış olduğunuz dönüşüm
programı gerçekten gerçekçi ve Türkiyedeki sağlık
alanındaki hizmet kalitesini artırıcı nitelikte olsa tüm
bölgelerde bu anne ölüm hızının aynı oranda düşmesini
beklemek herhâlde en doğal hakkımız olması gerekir. Peki,
bunun karşılığında ne yapılmış? Bunun
karşılığında, Sağlıkta Dönüşüm
Programıyla beraber başlayan, sağlık harcamalarında
her yıl üzerine ilave olarak yüksek oranda bir artış
olduğunu görüyoruz. Sadece, devletin genel bütçeden sağlık
harcamalarındaki artış yükünün artmasıyla beraber,
aynı zamanda, vatandaşlarımızın cepten
yapmış olduğu sağlık harcamalarında da kendilerine
günden güne bir külfet geldiğini ifade etmek lazım. Artık,
iş, Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık harcamalarını
karşılayamayacağı duruma gelmiş olmalı ki,
sağlıkta temel bazı hizmetlerin alınması
noktasında özel sigortalar devreye girmek durumunda kalıyor.
Dolayısıyla, vatandaşların, gerçekten eşit,
ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmeti alması anayasal
hakları olmasına rağmen, sağlıktaki bu dönüşümle
vatandaşlarımıza günden güne artan bir yük binmekte.
Sağlıkta
Dönüşüm Programıyla beraber hemen ilk
başlattığınız şeylerden bir tanesi, hastanelerde,
gerek eğitim ve araştırma hastanelerinde gerekse üniversite
hastanelerinde performansa dayalı bir sistem başlatmak oldu.
Biz,
muhalefet partileri olarak, özellikle sağlık alanında
yapmış olduğumuz her konuşmada, performans sisteminin
sağlıkta kaliteyi yakından etkilediğini, sağlık
hizmet sunucularının bu sistemden memnun
olmadığını, yapılan anketlerde bunun net olarak ortaya
çıktığını, bu sağlıktaki performans sistemi
uygulamasının defaten yeniden gözden geçirilmesini talep etmemize
rağmen, bu konuyla alakalı bugüne kadar bir gelişme
olmadığını belirtmek istiyorum.
Yine,
sağlık hizmetleri noktasında, ülkemizdeki tüm sektörlerde
olduğu gibi sağlık alanındaki taşeronlaşma Adalet
ve Kalkınma Partisinin iktidarı döneminde âdeta pik yapmış,
rekor üzerine rekor kırmıştır.
Sağlık
çalışanlarının özlük haklarındaki iyileşme,
Hükûmetiniz tarafından -Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın Hemşireler Gününde yapmış olduğu bir
konuşmada da ifade edildiği gibi- fiilî hizmet zammının,
yıpranma payının en kısa zamanda mutlaka verileceği
ifade edilmiş olmasına rağmen, maalesef, iktidarınız
tarafından bu söz de askıda bırakılmıştır.
Tabii
ki sağlık harcamaları içinden çıkılmaz bir hâle
gelince, sağlık uygulama tebliğinde
vatandaşlarımızın normal şartlarda alması gereken
sağlık hizmetlerine sürekli olarak bir kısıtlama yoluna
gidiyorsunuz. Mesela, son yapmış olduğunuz uygulamada, özellikle
fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında vatandaşların
alması gereken sağlık hizmetlerinden birtakım hizmetleri Sosyal
Güvenlik Kurumunun ödemeleri dışına çıkarttınız.
Dejeneratif hastalıkların, çok önemsediğiniz obeziteyle
mücadele, toplumun, belki de tüm dünyanın önemli bir
bulaşıcı hastalığı olarak kabul edilen obezitenin
önlenmesi noktasında devletin ödemesi gerekenleri ödeme kapsamı
dışına çıkarttınız.
Sağlıktaki
sağlık hizmet sunucuları arasındaki kadrolaşma
sağlığın önemli sorunlarından bir tanesidir. Her ne
kadar kabul etmekte zorlansanız da Türkiyedeki tüm kamu kurumlarında
yapmış olduğunuz siyasi kadrolaşma -ister adını
sadece sendika, AKP veya paralel cemaat olgusu olarak vurgulayın-
sağlık alanında da kendisini oldukça belirgin hâlde göstermekte,
maalesef, liyakat esasına dayalı olmayan bir kadrolaşmayı
burada da yapmaktasınız. Bunun örneğini çıkartmış
olduğunuz kanunlarla millî eğitimde yaptınız. Biz sizleri
uyarıyoruz, sağlıktaki yapmış olduğunuz bu
kadrolaşma, tıpkı bugün başınıza musallat
olmuş olan ve siz kabul etmeseniz de birlikte yol yürümüş
olduğunuz cemaat benzeri bir yapılanmanın sağlık
kadrolaşması içerisinde de yer aldığını her
biriniz görmezlikten gelmeyin, geç olmadan bununla alakalı da gereken
önlemlerin alınması lazım.
Dünyada,
belki de Türkiye kadar, yeni kurulmuş olan bir sendikanın,
hızlı bir şekilde kadrolaşması, üyeye sahip
olması, yandaş sendika dışında örneği olmayan bir
sendikal tutum olarak karşımıza çıkmakta. Burada da bu
sendikadaki kadrolaşmayla beraber sağlıkta hizmet
sunucularının kadrolaşmasına sürekli fırsat
tanıdınız. Sağlık çalışanlarının
ücret artışı yetersizliği önemli bir sorun olmasına
rağmen, özellikle sağlık çalışanlarının
büyük çoğunluğu emekli olduktan sonra çok düşük ücretler
aldıklarından, yaşamlarını idame ettirebilmek
adına başka işlerle uğraşmak zorunda
bırakıldığından, oradaki yeni alanın, yeni
istihdam alanının oluşmaması da önemli sorunlardan bir
tanesi.
Türkiyede,
hepimizin bildiği gibi, bu dönemde, son on yıl içerisinde ilaç
fiyatlarında ciddi manada bir düşüş oldu. Bu kabul edilebilir ve
gerçekte de doğru olan bir yaklaşım. Ancak, aslında ilaç
fiyatlarında bu kadar düşüş olmasına rağmen, devletin
ilaca ödemiş olduğu miktarın bununla paralel
düşmeyişini de sorgulamak mecburiyetindeyiz. Yani, kurmuş
olduğunuz, o çok övündüğünüz, sadece birkaç haftalık
eğitimden sonra bir sertifika vererek sizin uydurduğunuz aile
hekimliği uygulamasından sonra, ilaç tüketim sayısında,
kutu bazında ülke nüfusuyla orantısız olarak ciddi manada bir
artış var. Manzara şu ki vatandaş kalkıyor aile
hekimine veya hastaneye gidiyor ama orada hekimin hastasına
ayıracağı yeterli zaman olmadığından
hastanın şikâyeti, derdi doğru düzgün dinlenmediğinden bir
reçeteyle vatandaş geri gönderiliyor. Bakın, bu, ülke ekonomisine
zarardır. Bu, sağlıkta kaliteyi düşüren bir metot ve
yöntemdir. Bunun mutlaka önüne geçme adına hekimin merkezinde olduğu
sağlık hizmet sunumunu önceleyen yeni bir yapıyı kurmak
zorundayız.
Tabii
ki bunun dışında, övünerek Özel hastaneleri tüm
vatandaşımızın hizmetine açıyoruz. dediniz. Ama özel
hastanelerden Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında olanlar bile çok ciddi
manada fark ücretleri ödemeden buradan yararlanamıyorlar. Yani, bu
sorunların hiçbirisi yokmuş gibi Sağlıkta çağ
atladık. demeniz yapmış olduğunuz iyi hizmetleri gölgeler
niteliktedir. Dolayısıyla, bu konunun detaylı bir şekilde
araştırılmasının gerçekten Türkiye için elzem
olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla, verilen grup önerisinin
lehinde olduğumuzu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.07
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde ikinci konuşmacı Aytun
Çıray, İzmir Milletvekili.
Buyurun
Sayın Çıray. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUN
ÇIRAY (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
biraz önce önerge üzerinde konuşan meslektaşımın da
söylediği gibi, sağlık sadece Sağlık
Bakanlığının ya da Sosyal Güvenlik
Bakanlığının sorumluluğundan ibaret bir hadise
değildir. Aslında insan sağlığını
hükûmetlerin politikalarının tümü belirler. Yani, insanların
ekonomik ve sosyal seviyelerini yükseltirseniz, refah dağılımını
düzeltirseniz, gelir dağılımındaki adaletsizliği
giderirseniz insanlar ruh ve beden sağlığı
açısından, koruyucu sağlık hizmetleri açısından
çok daha iyi durumda olurlar.
Sağlıkla
ilgili diğer sözlerime geçmeden önce, Sayın Bakan buradayken bir iki
cümle ifade etmek istiyorum. Kendisine bir soru önergesi vermiştim, 2014
yılında ne kadar Türk Bayrağı indirildi? diye
sormuştum. Kendisi de cevabında 51 defa Türk
Bayrağının indirildiğini, böyle bir girişimde
bulunulduğunu söylemişti. 52ncisi de bu Hükûmet olmuştur. Bu
Hükûmet, Süleyman Şah Türbesindeki Türk Bayrağını
indirmiş ve haklarımızı koruyamamıştır.
Şimdi, Sayın Erdoğanın çıkıp CHP, CHP, CHP
diye böyle vurgulayarak, şeddeli konuşarak söylediği CHPye
baktığımız zaman, CHP, Lozanla ve Ankara
Anlaşmasıyla Süleyman Şah Türbesini ve oradaki toprak
haklarımızı korumuştur. Hatay yine Cumhuriyet Halk Partisi
döneminde savaşmadan Türkiye topraklarına
katılmıştır. (CHP sıralarından
alkışlar) Aynı şekilde, Montrö Anlaşmasıyla 1936
yılında yine Boğazdaki haklarımız sonsuza kadar bizim
egemenliğimiz altına girmiştir. AKP iktidarında ise
aslında bu ilk toprak kaybımız değildir, esasen ülkenin bir
bölümünde egemenlik devrinde bulundunuz, orada bayraklarımızı
-biraz önce ifade ettiğim gibi- koruyamıyorsunuz, diğer yandan
Annan Planıyla birlikte Kıbrıstaki haklarımızdan
vazgeçtiniz ve şimdi de Süleyman Şah yani AKP iktidarında
Türkiye üçüncü defadır toprak kaybına uğruyor. Böyle politikaların
olduğu bir ülkede ve bu ülkede herkesin Cumhurbaşkanı
olması gereken bir şahsiyetin sürekli gerginlik politikası
uyguladığı bir ülkede insanların ruh
sağlığının ve beden
sağlığının normal olmasını bekleyemezsiniz.
Bir ülkenin en üst seviyesindeki devlet adamı ülkenin
yarısını yok farz ederek siyaset yaparsa, diğer yarısı
üzerinde sürekli baskı yaratılırsa ve şimdi İç
Güvenlik Yasa Tasarısı adı altında bir yasayı getirip
buradan yeni bir baskı yasasını çıkarmaya
çalışıyorsanız toplumsal depresyonun
kapısını açmışsınız demektir. Nitekim
bunların işaretleri var burada. Bakınız, devletin
verilerine, TÜİKin verilerine göre uyuşturucuyla ilgili suçlardan
cezaevlerine girenlerin sayısı 2009-2013 yılları
arasında yüzde 355 oranında artış kaydetmiş ve 2.601den
11.500e çıkmış.
Değerli
arkadaşlar, sentetik uyuşturucuda yani bonzai filan diye
adını söylediğimiz uyuşturucuda artış oranı
AKP iktidarı döneminde yüzde 300.(x)
Bütün bunlar AKP siyasetinin genelinin insan sağlığını
bozduğunu gösteren veriler.
NECDET
ÜNÜVAR (Adana) Sentetik uyuşturucu iki üç yıldır var
Sayın Çıray.
AYTUN
ÇIRAY (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar, narkotikteki
artışı söyledik.
Doğrusu,
değerli mevkidaşım, daha önce de size ifade ettiğim gibi,
Adalet ve Kalkınma Partisi başlangıçta bizim de
desteklediğimiz politikalarla sağlıkta dönüşüme
başladı. Hastanelerin tek çatı altında toplanması,
hastane eczanelerinde sıraların kaldırılması yani ilaç
alımlarının eczanelere devredilmesi ve benzeri uygulamaları
biz desteklemiştik fakat ne zamana kadar?
NECDET
ÜNÜVAR (Adana) CHP karşı çıkmıştı biliyorsunuz
o düzenlemeye. Hayır, CHP karşı çıkmıştı
2005te.
AYTUN
ÇIRAY (Devamla) Sağlıkta ne zaman ki finansman kontrolünü elinizden
kaçırdınız, ne zaman ki sağlığın temel
yapısını unuttunuz
Yani, sağlık diğer sektörlere
benzemeyen, arz-talep dengesinin farklılık arz ettiği, yani
talebin zorunlu olduğu, bir insanın hasta olduğu zaman talep
etmek zorunda olduğu bir sektör olduğunu unuttu AKP iktidarı ve
özelleştirme konusunda işi kontrolden kaçırdı, performans
konusunda tıp etiğini ve her türlü ahlakı ortadan kaldırdı
ve işte o zaman sistem çöktü.
Değerli
arkadaşlar, üstelik öyle bir çöküş ki, Türkiyede bu çöküşü
örtbas etmek için geçmiş Başbakan, bir önceki Başbakan kürtaj
tartışması açmak zorunda kaldı. Bu kürtaj
tartışmasının açılmasının nedeni şuydu:
2002de yüzde 21 olan sezaryen oranı, 2011de yüzde 47ye
sıçramıştı. Bunun durdurulması gerekiyordu. Bu
hatayı ikrar etmek yerine, başka bir tartışmayı bahane
ederek sözde manevi duygular adı altında, hepimizin
paylaştığı manevi duygular adı altında böyle bir
viraj alınmaya çalışıldı.
Bakın
arkadaşlar, performans sistemi o kadar yanlış bir sistem ki,
biliyorsunuz, bütün dünya sağlıkta teşhise dayalı
sistemlerle satın alma modellerine geçti istismarları önlemek için.
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde performans sisteminden
sonra 2002-2013 yılları arasında yapılan ameliyatlarda
artış oranı yüzde 114tür.
NECDET
ÜNÜVAR (Adana) İnsanlar hizmet almaya başladı.
AYTUN
ÇIRAY (Devamla) Üniversite hastanelerindeki ameliyatların
artış oranı yüzde 116dır. Özel hastanelerde yapılan
ameliyatların sayısındaki artış oranı yüzde
561dir. Bu artışlar Türkiyenin nüfus artış
oranlarıyla bağdaşmıyor. Bu artışların
bilimsel izahı yok. Bu artışlar tamamen bir sistemin
istismarından ibaret. Bakınız, bana kim anlatabilir Türkiyede
2011 yılında ortalama her 9 kişiden 1ine bilgisayarlı
tomografi çekilmesinin bilimsel olduğunu? Bana kim anlatabilir her 10
kişiden 1ine de MR çekilmiş olmasının bilimsel
olduğunu? Bu, AKP sisteminin ortaya çıkardığı
sağlıksız bir durumdur. Sağlığı düzeltmek
demek, sadece güzel fiziki yapılar yapmaktan ibaret değil. Sayın
Müsteşar, siz de çok iyi biliyorsunuz, o dönemde görevde değildiniz,
hastaneler sistemi getirildi, şehir hastaneleri sistemi. Türkiye'nin
sağlığını aldınız, yirmi-yirmi beş
senelik borçlandırıyorsunuz, önceden yiyorsunuz. Bugünün
parasıyla 25-26 milyar lira -eski parayla katrilyon lira- bu ülkeyi
borçlandırıyorsunuz. Sonra da işin kötüsü, onları yaparken
de diğer hastaneleri yıkma kararı alıyorsunuz yani yatak
sayısında bir artış da sağlanamayacak. O hâlde, bunu
yapmanın, bu işi böyle götürmenin anlamı ne? Üstelik 21inci
yüzyılda artık devasa hastaneler dönemi bitti, kompakt,
ulaşılabilir, semtlere dağıtılmış
hastanelere ihtiyacımız var. Yani, şunu söylemeye
çalışıyorum: Sonuçta, iş geldi dayandı, Adalet ve
Kalkınma Partisi sağlık politikalarının
yanlış finansman modeli yüzünden elini milletin cebine attı.
Eski Bakan da dâhil olmak üzere en çok övündükleri şey ne: Biz
muayenehaneleri kapattık, millet ile sağlık personeli
arasındaki para alışverişini bitirdik. deniyordu
değil mi? Bakın, tam aksi oldu, 2002 senesinde, sabit kurlara göre 92
dolar olan cepten sağlık harcamaları bugün 169,5 dolara
çıktı kişi başına. Bunlar TÜİKin raporları,
devletin raporları.
Hani
millet rahat edecekti? Hani sosyal adalet? Biraz önce, değerli
meslektaşım burada konuşurken ifade etti, yeni
kısıtlamalara gittiniz fizik tedavide. İşte bizim kaçak
saraya itirazımız buradan. Milletin bir kısmı fakir, ilaçsız,
300e yakın ilaç piyasada olmayacak, mukopolisakkaridoz hastalığı
yüzünden 1 kız çocuğumuz ölecek, hâlâ kan fabrikası
kurulmamış olacak; böyle bir ülkenin saray yaptırmak gibi bir
hakkı olabilir mi?
Değerli
arkadaşlar, onun için, söylemek istediğim şey şu:
Cumhuriyet Halk Partisi olarak buradan Türk milletine sesleniyoruz: Gelince bu
bozuk sağlık düzenini düzelteceğiz ve ilk
yapacağımız iş, performans sistemi yerine başka bir
sistem ortaya koyup sağlıkta katkı payını
kaldıracağız.
Ey
Türk milleti, senin cebinden alınan 16 milyar lira katkı
payını Cumhuriyet Halk Partisi kaldırmaya söz veriyor.
Hepinize
en derin saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Salih Koca,
Eskişehir Milletvekili.
Buyurun
Sayın Koca. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SALİH
KOCA (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekillerimiz; Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
AK
PARTİnin en güçlü olduğu, vatandaşlarımız
tarafından da en yüksek teveccüh aldığı alanlardan biri de
sağlık sistemimizdir. Bu anlamda, sağlık, AK PARTİ
Hükûmetimizin en önemli önceliklerinden olmuştur ve bugüne kadar en yüksek
bütçelerden biri de sağlığa ayrılmıştır.
Sağlık alanında insanımıza daha kaliteli, daha adil ve
kolay ulaşılabilir hizmet sunma yolunda hayal edilemeyen
birtakım başarılar bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
Sağlık hizmetlerini temel bir insan hakkı olarak kabul eden
iktidarımız, Sağlıkta Dönüşüm Programıyla
sağlık alanında pek çok yapısal düzenlemeler
gerçekleştirmiştir. Kamu hastanelerini tek çatı altında
birleştirerek bütün vatandaşlarımızın bu hastanelerden
hizmet almalarına imkân sağlanmıştır. Üniversite ve
özel hastane kapıları bütün vatandaşlarımıza
açılmış, vatandaşlarımızın sağlık
sigortalarıyla tüm sağlık kurumlarından hizmet
almaları sağlanmıştır.
Modern
sağlık anlayışının temel unsurları
arasında yer alan aile hekimliği uygulamasına bu dönemde
geçilmiştir. Halkımızın tümünün sağlık
hizmetlerinden aynı standartlarda faydalandığı,
yoksulların primlerinin devletimizce karşılandığı,
18 yaşın altındaki çocuklarımızın
tamamının sağlık güvencesi altında olduğu
sağlık sigortası sistemi hayata geçirilmiştir. Tüm
vatandaşlarımızın birinci basamak sağlık
hizmetlerini ücretsiz almaları sağlanmıştır.
Yalnızca şehirlerde değil, köylerde de 112 acil sağlık
hizmeti sunmaya başlanılmıştır. Bu kapsamda, istasyon
sayıları artırılıp ambulanslarımız en son
teknolojilerle donatılırken sisteme hava ve deniz taşıma
araçları eklenmiştir. Böylece, gelişmiş ülkelerin otuz
yılda ulaştığı hedeflere AK PARTİ
iktidarıyla on yılda ulaşılmıştır. Herkes
için ulaşılabilir, nitelikli, sürdürülebilir ve güçlü bir
sağlık sistemi kurulmuştur. Gelişmiş ülkelerde
toplumun ancak bir kısmının satın alabildiği hizmetler
yeni Türkiyede halkın tamamına büyük ölçüde bedelsiz olarak
sunulmaktadır. Sosyal kimliğine, gelir durumuna, siyasi
eğilimine, bölgesel konumuna bakılmaksızın milletimizin her
kesiminin her türlü sağlık hizmetine eşit ve adil erişimi
sağlanmıştır.
Bu
düşüncelerle, bundan sonra yapacağımız
çalışmalarla da sağlıkta daha iyi noktaya geleceğimize
inanıyor, HDP grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu bildiriyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Hamzaçebi, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Benim
kürsüden yaptığım bir konuşmada yaptığım
eleştiriler üzerine Sayın Ahmet Aydın söz alarak bir
konuşma yaptı ve Cumhuriyet Halk Partisini kastederek dedi ki: Masa
başında Musulu verdiniz, Kerkükü verdiniz, Süleymaniyeyi
verdiniz. Buna yönelik Sayın Engin Altayın eleştirisi,
itirazı üzerine siz de Sayın Ahmet Aydına soralım.
dediniz ama şu ana kadar Sayın Ahmet Aydın Genel Kurula
gelmiş değil.
Ben
şunu söylemek istiyorum: Kurtuluş Savaşı Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluş mücadelesidir, bir imparatorluğun
yıkıntıları üzerine yeni bir devletin bir millet olarak
doğuşunun mücadelesidir. Bu soru son derece anlamsız. Bu soru
şöyle de sorulabilir: Neden Osmanlı İmparatorluğunun
sınırlarına Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk sahip
çıkmadı? Neden Irakı verdiniz, neden Suriyeyi verdiniz, neden
Balkanları kaybettiniz, neden Filistini kaybettiniz, neden Arabistanı
kaybettiniz? Böylesi büyük bir mücadelenin yıllarıdır o
yıllar, masa başında verilen bir şey yoktur, Türkiye
Cumhuriyetinin kurulması, var olması, bir devletin, bir milletin
doğuşu mücadelesidir. Ama öyle anlıyorum ki, Sayın
Aydın bu cümlesiyle Türkiye Cumhuriyetinin o zaman bir toprak
kaybettiğini düşünerek Biz de bugün Süleyman Şahı
verdik. demek istiyor, oraya sığınmak istiyor. Oysa o tarihte
verilen hiçbir şey yoktur, bir millet, devlet olarak, cumhuriyet olarak
doğmuştur o tarihte.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken tarafından, AKP Hükûmetinin sağlık politikaları
alanında uygulamaya koyduğu özelleştirme
politikalarının araştırılması amacıyla
18/2/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 23 Şubat
2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
HDP grup önerisini
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Evet, yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Çıray, Sayın Yılmaz, Sayın Öner,
Sayın Şeker, Sayın Erdemir, Sayın Acar, Sayın Öz,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Akar, Sayın Öztürk, Sayın
Loğoğlu, Sayın Demiröz, Sayın Çetin, Sayın Türeli,
Sayın Aldan, Sayın Özkan, Sayın Aygün, Sayın Öztrak,
Sayın Susam.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris
Baluken tarafından, AKP Hükûmetinin sağlık politikaları
alanında uygulamaya koyduğu özelleştirme
politikalarının araştırılması amacıyla
18/2/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 23 Şubat
2015 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubunun önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, kısa bir söz talebim var
efendim.
BAŞKAN
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Kırım Halk
Cumhuriyeti ilk Başkanı Numan Çelebi Cihanın 97nci ölüm
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün
23 Şubat. 23 Şubat 1918de Numan Çelebi Cihan Kırım Halk
Cumhuriyetinin ilk başkanı. Numan Çelebi Cihan eğitimini
İstanbulda yapmış, Vefa Lisesinde okurken Tatar Gençlik
Örgütünü kurmuş, Kırım Tatar Öğrenci Birliği ve
Vatanın kurulmasında rol almış, 1917de Millî Partiyi
kurmuştur. Daha sonra Kırım Halk Cumhuriyetinin ilk başkanı
olmuştur. Ancak, Ocak 1918de Bolşevik güçlerinin
Kırımı ele geçirmesi esnasında tutuklanmış,
kurşuna dizilmiş ve denize atılmıştır.
Bu
ölüm yıl dönümünde Numan Çelebi Cihanı saygıyla, rahmetle
anıyor, Kırım Tatar Türklerini bu şanlı mücadelesinde
Bundan sonraki dönemde de bu şanlı mücadelesinin
bağımsız bir cumhuriyete doğru gitmesini diliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz ve
arkadaşları tarafından, ülkemizde pancar üretiminin ve
üreticilerinin sorunlarının araştırılması,
alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi ve bunlara ilişkin
yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi amacıyla 12/7/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
Genel Kurulun 23 Şubat 2015 Pazartesi günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN
Öneriyi okutuyorum:
23/2/2015
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 23 Şubat 2015 Pazartesi günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Oktay
Vural
İzmir
MHP Grup
Başkan Vekili
Öneri:
12
Temmuz 2013 tarih ve 2013/16290 sayı ile TBMM
Başkanlığına Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin
Yılmaz ve arkadaşlarınca ülkemizde pancar üretiminin ve
üreticilerinin sorunlarının araştırılması,
alınması gereken önlemlerin tespit edilmesi ve bunlara ilişkin
yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi amacıyla verilmiş
olan Meclis araştırma önergemizin 23 Şubat 2015 Pazartesi günü
(bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Kemalettin
Yılmaz, Afyonkarahisar Milletvekili.
Buyurun
Sayın Yılmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şeker, oluşturduğu katma değer, tarımda ve sanayide
sağladığı istihdam nedeniyle ülkemizde üretilen ve
stratejik öneme sahip temel gıda maddelerinden biridir. Şeker sektörü
ise ülkemizde ithalata gerek kalmaksızın kendi kendine
yeterliliği sağlayan ender sektörlerimizdendir. Dünyada yılda
170 milyon ton civarında üretilmekte olan beyaz şekerin
yaklaşık beşte 1i pancardan, beşte 4ü ise
kamıştan elde edilmektedir. Bu iki ham maddeden elde edilen
şekerler arasında tat, kalite ve görünüm bakımından bir
fark bulunmamaktadır. Kristal şeker üretimi yapan 111 ülkenin 69u
kamış, 35i pancar ve 7si hem kamış hem de pancar
yetiştiricisidir. Dünyanın en büyük şeker üreticisi ve
ihracatçısı, kamış üretimi şeker üreticisi olan
Brezilyadır. 160 milyon ton civarında olan dünya yıllık
şeker tüketiminde ise sırasıyla Hindistan, Avrupa Birliği,
Çin ve Brezilya en büyük paya sahiptir. Dünya pancar şekeri üretiminde
ülkemiz, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, Rusya ve Almanyanın
ardından 5inci, Avrupanın ise 4üncü büyük ülkesidir. Ülkemizde son
tamamlanan 2013-2014 pazarlama yılında 16,5 milyon ton pancardan 2
milyon 390 bin ton pancar şekeri üretimi gerçekleştirilmiştir ve
bu üretim 57 vilayete bağlı 3.665 ayrı yerleşim biriminde
126 bin çiftçi tarafından ve de toplam 291 bin hektar alanda
gerçekleştirilmiştir. Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Örgütü (FAO) 2013 verilerine göre hektar başına pancar
verimi ülkemizde 53 tondur. Bu oran Fransada 85 ton, Almanyada 64 ton,
İngilterede 68 ton, Polonyada ise 55 tondur.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde tarım ve sanayi entegrasyonunun en güzel
örneklerinden biri olan pancar tarımı ve şeker sanayisi,
geçmişten günümüze kalkınma yolunda sağladığı çok
yönlü katkılarıyla stratejik konumunu bugün de hâlâ
korumaktadır. Türk şeker sektörü ve pancar üretimi, yalnız
şeker üretmek için ham madde kullanmakla kalmayıp
yarattığı istihdam ve yan sektörlerle sağladığı
önemli katkılarla da tarım sektörümüzün içerisinde en fazla çiftçi
geliri sağlamaktadır. Şeker sanayisi ve pancar
tarımının ülke tarımına, hayvancılığa,
taşımacılık sektörüne, kimya, ilaç, alkol, yem ve maya
sektörüyle ilgili geniş ve kapsamlı bir alana hitap ettiği
gerçeği gözden kaçırılmamalıdır. Bu yollarla
doğrudan ve dolaylı olarak ilişkilendirilen 10 milyon
insanımıza iş ve aş imkânı sağlayan şeker
sektörü, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişimi bakımından
karşılaştırmalı bir üstünlüğe de sahiptir.
Şeker
üretimi, şeker pancarı üreticisi çiftçiyle birlikte organize edilen
bir sanayi faaliyetidir. Bu üretim, bir yönüyle tarladaki tarımsal
faaliyet, diğer yönüyle de ağır sanayiye dayanmaktadır.
İkisini de birbirinden ayırmak mümkün değildir. Pancar üretimi dışındaki
tarımsal ürünleri üreten çiftçi bu ürününü rekabet şartları
içerisinde tercih ettiği, dilediği alıcıya satabilmektedir.
Oysa şeker pancarının tek alıcısı vardır, o
da şeker fabrikasıdır. Pancar üreten çiftçinin ürettiği
pancarı fabrika dışında başka bir alıcıya
satması mümkün değildir. Tek bir alıcının olması,
fiyat politikası bakımından da
bağımlılığı beraberinde getirmektedir.
Pancarın saklanmasının, depolanmasının güçlüğü,
kısa sürede bozulması nedeniyle pancarın bir an önce şeker
fabrikasına satılıp işlenmesi gerekmektedir. Bu sürenin kısalığı
çiftçiyi fabrikaya daha da bağımlı hâle getirmektedir. Fabrika
da sürekli olarak aynı üreticiyle beraber çalışmak
zorundadır. Pancarın şeker fabrikalarına uzak yerlerden
getirilmesinin güçlüğü ve yüksek maliyetli olması fabrika
civarındaki üreticiyle karşılıklı bir çıkar
bağımlılığını beraberinde getirmektedir,
devam ettirmektedir. Bundan dolayı da fabrika çiftçilere tohum, fide,
ilaç, gübre gibi girdileri temin etmek durumunda kalmaktadır. Tarım
ve sanayinin bu derece karşılıklı olarak birbirine sıkı
bir şekilde bağlı olduğu başka bir sektör
bulunmamaktadır. Bu organik bağ şeker fabrikalarının
çiftçiler tarafından kooperatif şeklinde örgütlenmesini de zorunlu
hâle getirmiştir. Kooperatif çiftçiyi şeker fabrikasına
bağlamakta ve bu organik bağın sürekliliğini
sağlamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde 1990lı yıllardan başlayan
nişasta bazlı şeker üretimi, toplam kapasitesi 1,3 milyon tona
ulaşan 9 fabrikada sürdürülmekte olup bunların 4ü sadece ihracata
yönelik faaliyet göstermektedir. Şeker Kurumu tarafından nişasta
bazlı şeker üreticileri için tespit edilen kotanın Bakanlar
Kurulu kararıyla geçmiş yıllarda sürekli olarak yüzde 50
arttırıldığı gerçeği pancar şekeri aleyhine
olmuştur. Daha net bir ifadeyle ülkemizde son iki yılda yapılan
nişasta bazlı şeker uygulamalarıyla milletimizin
ağzının tadı kaçırılmaya devam etmektedir. Bu
arada yanlış tercih ve uygulamalarınızla 2,5 milyon tonluk
şeker üretilememiştir. Yine bu yanlış uygulamalarla 320 bin
hektar alanda pancar tarımı yapılamamıştır. 4,4
milyar dolarlık katma değer kaybına
uğranmıştır. 80 bin tarım işçisi maalesef
işini kaybetmiştir. 6,3 milyon ton küspenin ve 840 bin ton
melasın üretilememesi ve dolayısıyla besicilik sektörü olumsuz
etkilenmiş ve 210 bin tonluk et açığı oluşmuştur.
Pancar şekeri sanayisinin yüzde 60 kapasiteyle çalışmasına
neden olunmuş ve neticede maliyetlerin artmasına neden olmuştur.
Değerli milletvekilleri, tüm
çiftçilerimiz ve üreticilerimizde olduğu gibi pancar üreticisi de
tedirgindir. Dünyanın en pahalı girdileriyle üretim yapmak
mecburiyetinde kalmaktadırlar. Milat kabul ettiğiniz 2002
yılında çiftçimiz 1 litre mazot almak için 10 kilogram pancar teslim
etmesi yeterliyken bu sene 1 litre mazot alabilmek için 28-30 kilogram pancar
teslim etmek zorunda kalmıştır. Çiftçilerimiz maalesef
başka yapacak işi olmadığından boğaz
tokluğuna üretmeye devam
etmektedirler. Bu sene Orta Anadoluda pancar ekim bölgelerinde görülen
hastalık nedeniyle de polar oranlarının oldukça düşük
çıkması üreticimizi ciddi bir gelir kaybına uğratmıştır.
Yine, 16 polar 1 ton pancar 144 liradan alınmıştır. Bu
ücret çiftçimizin masraflarını karşılamaktan çok
uzaktır. Avrupa Birliği ülkelerindeki üreticiler gibi ülkemiz çiftçisi
de girdi fiyatları konusunda mutlaka sübvanse edilmeli, desteklenmelidir.
Tarımın üreticinin- en büyük girdileri olan
mazot, ilaç, gübre, tohum, fide, fidan, yem ve sulamada kullanılan
elektrikte ÖTV ve KDV mutlaka sıfırlanmalıdır. Yoksa, zaten
SOS vermekte olan çiftçilerimizin cenaze namazını hep beraber
kılacağız.
Değerli milletvekilleri, şeker
fabrikalarının özelleştirme kapsamında olması gerek
fabrika çalışanlarını gerekse şeker pancarı
üreticilerini son derece tedirgin etmektedir. TÜRKŞEKERin olası
özelleştirilmesi durumunda ülkemizde büyük kayıplar
yaşanacaktır. Kurulu yatırım değerleri
yaklaşık 3 milyar dolar civarında olan
fabrikalarımızın kapanmakla karşı karşıya
olması, başta doğu illerimiz olmak üzere bölgede
kalkınmayı sekteye uğratacak, ülkenin göç ve güvenlik
sorunlarını hızla artıracaktır. Yaklaşık 1
milyon dekar alanda pancar tarımı yapılamayacak ve şeker
üretimi 650 bin ton daralacaktır.
Şeker üretimi azalmış ve tarım
alanları daralmış bir konumda iken o çok istediğiniz Avrupa
Birliğine tam üyeliğin gerçekleşmesi durumunda, Avrupa
Birliği Şeker Rejimi Reformu gereği ülkemiz şeker
sektöründen tamamen çekilmek zorunda kalabilecektir.
Modern dünyanın gelişmiş ülkelerinde
şeker sektörü devletlerin eliyle desteklenmekte, mümkün olduğunca
korunmakta ve teşvik edilmektedir. Ülkemizde ise şeker sektöründe
dünyadaki gelişmelerin tam aksine bir süreç yaşanmakta, 2003
yılında özelleştirmeye ilişkin yol haritası belirlenen
TÜRKŞEKER hızlı ilerleyen bir özelleştirme sürecindedir.
Ancak, yapılagelen uygulamaların günümüz koşullarında
yetersiz kaldığı ve değişen dinamiklere göre yeniden
ele alınması ve güncellenmesi gerekliliği ortaya
çıkmıştır. TÜRKŞEKERin özelleştirme
programında bulunduğu 2008-2014 yılları arasında
-altı yıllık dönemde- TÜRKŞEKERe ait fabrikaların
coğrafi bazlı portföy grupları hâlinde, varlık
satışı yöntemiyle yapılan özelleştirme ihaleleri
sonuçlandırma aşamasına gelindiğinde, gerek mahkeme
kararları gerekse Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarıyla iptal
edilmiştir. Özelleştirme Yüksek Kurulunun 18 Ağustos 2011
tarih ve 2011/67 sayılı Kararıyla özelleştirme
işlemlerinin 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlanması
kararlaştırılmış idi. Bugüne kadar portföy
gruplarından hiçbirisinin satılması mümkün
olmamıştır. Bu arada, Özelleştirme Yüksek Kurulu,
TÜRKŞEKERin özelleştirme işlemlerinin 31/12/2014 tarihinden
itibaren iki yıl uzatılmasına karar vermiştir. Yani,
TÜRKŞEKERin özelleştirilme süreci maalesef ısrarlı bir
şekilde devam ettirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, sektördeki sorunların
tespiti ve çözülmesi, ülke ekonomisinde yaşanacak ve telafisi imkânsız
kayıpların önlenmesi için özelleştirme sürecinin acilen
durdurulması gereklidir. Diğer taraftan, sektörün dünyayla rekabet
gücü kazanması için, pancar üreticileri, şeker işçileri ile
kamunun birlikte yer aldığı yeni bir model
oluşturulması için ciddi bir çalışma
yapılmalıdır.
Bu amaçla, Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş
olduğumuz bu önergeye desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz
isteyen Nurdan Şanlı, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Şanlı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURDAN ŞANLI (Ankara) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; bugün Genel Kurulda
görüşülmek üzere Milliyetçi Hareket Partisinin talep etmiş
olduğu grup önerisinin üzerinde söz aldım ve Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu bu
öneri, ülkemizde pancar üretiminin ve üreticilerinin sorunlarının
araştırılması, ele alınması ve gereken önlemlerin
tespit edilmesi ve bunlara ilişkin yapılacak olan yasaların ve
düzenlemelerin ele alınmasıyla ilgili.
Değerli
milletvekilleri, tabii ki bu konu Genel Kurulda görüşülebilecek bir konu.
Hatta, sadece pancar üretimi ve üreticilerinin sorunları değil,
başka alanlarda da faaliyet gösteren, üretim yapan, üretimin ve
üreticilerin sorunlarını da tabii ki doğal olarak burada hep
birlikte konuşacağız ve paylaşacağız. Ancak, bugünün gündemi
çok daha önceden belirlendiği için onu yerine getirmek durumundayız
ve ben, bu nedenle, bu önerinin aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, Genel
Kurulun takdirlerine sunuyorum.
Saygılarımla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen İlhan Demiröz, Bursa Milletvekili.
Buyurun Sayın
Demiröz. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN DEMİRÖZ
(Bursa) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; şeker
pancarı ve şeker üretimiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin,
sorunları araştırarak, önlemlerin tespiti amacıyla vermiş
oldukları araştırma önergesi üzerine söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlarım.
Sözlerime
başlamadan önce, benden önce çıkan hatibin konuşmasıyla
ilgili bir şey söylemek istemiyordum ama bugünlerde hep moda oldu,
Efendim, bugünkü gündem farklıdır ve şeker pancarı ile
şeker pancarı üreticilerinin sorunları önemsizdir. Onun için,
böyle bir araştırmaya ve böyle bir araştırma önergesine...
Nedir? Aleyhte olduklarını ifade ediyor. Arkadaşlar, ileriki
bölümde geleceğim, eğer daha önceki dönemlerde de bizim, şeker
pancarıyla ve şeker üreticileriyle ilgili verdiğimiz
araştırma önergelerine AKP Grubu sahip çıksaydı bugün
bunlarla karşılaşmamış olacaktık.
Değerli
arkadaşlar, yıllık üretimi ve tüketimi 160 milyon tonun üzerinde
olan şekerin dünyada, yaklaşık olarak yüzde 28i şeker
pancarından, yüzde 72si şeker kamışından
üretilmektedir. Hâlbuki ülkemizde şekerin tamamı şeker
pancarından üretilmektedir. Ülkemizde yaklaşık 100 bin çiftçi
ailesi, yılda 170-180 bin hektar arasında değişen ekim
alanlarında pancar yetiştirmekte ve bu pancarlar TÜRKŞEKERe
bağlı 23 fabrikada işlenmektedir. Benden önceki
konuşmacı arkadaşımızın da ifade ettiği
gibi, şeker pancarı tarımı ve sanayisi her yıl
yaklaşık 400 bin pancar ekicisi ile 250 bin tarım, 30 bin sanayi
işçisi ve alt sektör çalışanlarının aileleriyle
birlikte toplam 10 milyon insanımızı doğrudan
ilgilendirmektedir. Bunun yanı sıra, pancar tarımı,
hayvancılık, ilaç, et, süt, nakliye ve hizmet sektörleriyle de iç içe
geçmiş durumdadır.
Şeker
Yasasıyla şekerde başlanan ekim alanlarının
azaltılması küçük aile çiftçilerine büyük zararlar vermiştir.
Değerli milletvekilleri, şeker fabrikaları çok önemlidir.
Bulunduğu bölgede, sanayinin olmadığı bir bölgede, âdeta
üniversite gibi, örnek tarım uygulamalarıyla, sosyal faaliyetleriyle
o bölgeye büyük kazanç olmuştur ama gelin görün ki bu Hükûmet şeker
fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda hâlâ ısrar
etmektedir. Korkarım ki bu ısrarla -daha önce TEKELle, tütünle
ilgili yapılan, fabrikalarının kapanması gibi- TÜRKŞEKER
fabrikalarının özelleştirildikten sonra kapanması durumunda
bütün sıkıntıyı şeker pancarı üreticisi, köylüsü,
çiftçisi ve ona bağlı diğer kolların çekeceğini burada
belirtmek isterim.
Ayrıca,
değerli milletvekilleri, şeker fiyatlarıyla ilgili alım
fiyatlarının düşük tutulması da yavaş yavaş
şeker pancarı çiftçilerinin bu sektörden uzaklaşmasını
sağlamaktadır.
Şeker
pancarıyla ilgili, bu sektörlere ve toprağa vermiş olduğu
fayda konusunu çok belirtmek istemiyorum ama şunları da söylemeden
geçemeyeceğim: Şeker pancarı kendinden sonra ekilen ürünlerde
verim artışı sağladığı gibi, kırsal
kesimde ayçiçeğine göre 4,4 kat, buğdaya göre de 18 kat fazla
istihdam oluşturmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, 2002 ile 2014 yılları arasında, şeker
pancarının Türkiye Şeker Fabrikası Anonim Şirketi
tarafından belirlenen fiyatı yüzde 113 artmıştır. Buna
karşılık, girdi fiyatlarının artış
miktarı yüzde 300dür. Değerli arkadaşlar, bunu şunun için
söylüyorum: 2014 yılında Şeker Kurumunun açıklamış
olduğu fiyat 137 kuruş/kilogram. Peki, bu rakam 2013te kaçtı?
144 kuruştu. Yani 2013ten sonra, 2014 yılında hiçbir girdi
fiyatında artış olmadı, bundan dolayı 137 kuruşa
çekildi!
Başka
ne oldu arkadaşlar? 2014 yılında yağışlar ve
bölgede görülen hastalıklar nedeniyle şekerde polar düşüşü
yaşandı. Bu ne anlama gelmektedir? Polar düşüklüğü
açıklandığı takdirde belirtilen bu fiyatın
altında alım gösterir. İşte, örneğin, benim bölgem
Bursa Yenişehirde -ziraat odası başkanından aldım bu
rakamı- 97 kuruşa düştü arkadaşlar. Yani 137 kuruş
ilan ettiniz ama polardan dolayı 97 kuruşa düşürdünüz.
İşte,
az önce bahsettiğim gibi, eğer verdiğimiz bu önergeleri
zamanında dikkate alsaydı AKP sıralarındaki milletvekili
arkadaşlar, bugün bu çiftçilerin, pancar ekicilerinin bu
sıkıntılarını bir nebze de olsa gidermiş olurduk.
Hatta, şunu da özellikle söylemek istiyorum, AKP döneminde değil
çünkü AKP çiftçinin, köylünün dostu değil, ondan önceki dönemlerde polar
düşüklüğünde şu yapılmıştır: Polar 14 baz
alınmış, onun altındaki polar düşüklükleri dikkate
alınmadan fiyatlar ödenmiştir. İnanın, bugün bu konuyla
ilgili, Türkiyedeki tüm pancar üreticileri çok sıkıntılı
ve aynı zamanda da zor durumdadır.
Değerli
arkadaşlar, devlet desteği olmayan, tarımı desteklemeyen bu
Hükûmet, yine, her zaman olduğu gibi başka bir şey daha
yapmaktadır. Ne yapmaktadır? Nişasta bazlı şeker
üretimini teşvik etmektedir. Peki, nişasta bazlı şeker
üretimi nedir? Nişasta bazlı şeker üretimi, mısırdan
glikoz, fruktoz şeker üretmektir. Peki, kabul ediyoruz. Bu, AB ülkeleri
içerisindeki kota ile bizi
karşılaştırğıdınız zaman bizde yüzde 10
ve Bakanlar Kurulunun yüzde 50 artırmasıyla devam etmektedir yani 250
bin ton Türkiyede ortalama nişasta bazlı şeker üretilmektedir.
Nereye gelmek istiyorum? Arkadaşlar, nişasta bazlı şekeri
ürettiriyorsunuz, çok güzel, şeker pancarından uzaklaşıyorsunuz.
Peki, ne yapıyorsunuz? Mısır. Mısırda ne
yapıyorsunuz? Mısırda da ithalat yapıyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar) Ne kadar yaptınız
değerli arkadaşlar? AKP döneminde 10 milyon ton mısır ithal
edildi, biz üretemiyor muyuz? 10 milyon tona ödediğiniz para 5,6 milyar TL
ithalat için ödenmiştir.
ÖNDER
MATLI (Bursa) Dünyanın en büyük 2nci yumurta ihracatçısı oldu
bu ülke, İlhan Beyim unutma.
İLHAN
DEMİRÖZ (Devamla) ABDden, Brezilyadan, Arjantinden mısır
ithal eden Hükûmet kendi üreticisini desteklemeyip
dışarıdakilere destek sağlamaktadır.
ÖNDER
MATLI (Bursa) Bak, ben buradayım İlhan Bey.
İLHAN
DEMİRÖZ (Devamla) Arkadaşlar, nişasta bazlı
şekerdeki kota kimle ilgili? Çok uluslu şirketlerle ilgili
olduğunu ifade etmek istiyorum.
Evet,
Bursa milletvekili her zaman olduğu gibi yandan parazitlik yapıyor
ama ona şunu söylüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Bursada kendisi tarımcı, bir Cargill var, Cargill, çok uluslu
nişasta bazlı bir şeker fabrikası. Hangi dönemde,
nasıl kurulduğunu, bugüne kadar nasıl ruhsatlı
çalıştığını ve Karacabeyde mısır
üretilip oraya geldiğini biliyor mu arkadaşımız?
ÖNDER
MATLI (Bursa) Ne zaman kuruldu, ne zaman?
İLHAN
DEMİRÖZ (Devamla) Maalesef bilmiyor. Bunların işi gücü bu
şekilde hareket etmek. Buraya gelir konuşursunuz.
Arkadaşlar,
bu kadar karamsar bir tablo çizmek istemezdim ancak bu bir gerçek, bunu
söylememiz lazım. Buradan pancar üreticilerimize, köylülerimize,
çiftçilerimize şunu söylemek istiyorum: Bu karamsar tablo gerçektir ama
biz CHP iktidarında, Sayın Kılıçdaroğlunun
başbakanlığı döneminde... 6-7 Aralıkta Ankarada
hiçbir partinin olmayan tarım programını biz
açıkladık. Burada bu programımızla pancar üretimine ve size
gereken desteği vereceğiz. Ne yapacağız? Ülkemizin
şeker politikası kendine yeterli ve dünya piyasalarında önemli
bir üretim aracı olacak. Türkiyede nişasta bazlı kotaları
durduracağız, AB kotalarını getireceğiz. Şeker
üretiminin maliyetlerini düşürecek ve şeker pancarı
tarımını destekleyeceğiz diyorum ve size de bu kürsüyü
bırakıyorum, gel cevap ver.
Saygılar
ve sevgiler sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Şeker fabrikalarını
kapatmayacağız, özelleştirmeyeceğiz!
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Ali
Ercoşkun, Bolu Milletvekili.
Buyurun
Sayın Ercoşkun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup
önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
benden önce söz alan Ankara Milletvekilimiz Sayın Nurdan
Şanlının ifadesini tekrarlamak istiyorum çünkü şeker
üretimi, şeker pancarı üretimi gerçekten Türkiyede oldukça
geniş kesimleri ilgilendiren, üretim miktarı olarak ve üretim
tekniği olarak da oldukça önemle değerlendirilmesi gereken bir konu.
Nurdan Hanım da bu konunun değerlendirilmesi gerektiğini,
konuşulması gerektiğini ifade ettiler. Bunun bir kez daha burada
altını çizmek isterim.
Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu olarak 2014
yılı içerisinde şeker pancarı ve buna dayalı sanayiyle
ilgili oldukça fazla çalışmayı iktidarıyla muhalefetiyle
birlikte gerçekleştirdik. Yani, konuyla alakalı, gerek şeker
üreticileri gerekse şeker pancarı üreticileri, bunun sanayi
ayağı ve malumunuz olan konuyla ilgili kotalar, bu kotaların
nasıl dağıtıldığı, bunların ne zaman
gerçekleştirildiği noktasında tüm Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu üyelerinin iktidar ve muhalefet partisi
milletvekilleri dâhil olmak üzere bilgileri oldu. Evet, önümüzdeki dönemde
Türkiye Büyük Millet Meclisi içerisinde en önemli konulardan birisinin bu
Şeker Kanunu ve buna bağlı kotalarla alakalı düzenlemeleri
olduğunu söyleyebiliriz. Bu manada bu çalışmaları da
iktidar ve muhalefet olarak hep birlikte siyaset üstü değerlendirmemiz
lazım. Bu konuya katılıyoruz.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Destekliyor musunuz?
İLHAN
DEMİRÖZ (Bursa) Yalnız, dolar düşüklüğüyle çiftçiler zor
durumda.
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) - Fakat, malumunuz olan noktada iç güvenlik
yasasıyla alakalı, bu reformla alakalı başlamış
olduğumuz bir yasa var.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Ya, bu reform değil, reform deme sen.
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) - Dolayısıyla, bu yasayı devam ettirip
bitirdikten sonra, bunların hepsini görüşebileceğimizi ümit
ediyorum. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Araştırma komisyonu
kurulmasının ne gibi bir sakıncası var?
ALİ
ERCOŞKUN (Devamla) - Ben, bu görüş ve düşüncelerle Milliyetçi
Hareket Partisinin grup önerisini Genel Kurulun takdirlerine arz ediyor,
sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.04
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi,
öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Elektronik
cihazla oylama yapacağız ve iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır.
Öneri
kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23/2/2015
tarihinde saat 19.00a kadar çalışmasına ilişkin önerisi
Sayı:
1147 23/2/2015
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 23/2/2015 Pazartesi günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisini İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Engin Altay
Sinop
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23/2/2015 tarihinde saat 19.00a kadar
çalışması önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisi lehinde söz isteyen Sinop Milletvekili
Engin Altay.
Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, salı gününden beri yani yedi günden beri sözde iç
güvenlik paketi kanun tasarısını görüşmeye
çalışıyoruz. Elbette muhalefetin rezervleri var, çekinceleri
var. Bu rezerv ve çekinceler sırf salt muhalefet olsun, muhalefet
yapalım anlayışından kaynaklı değil; bunu
sanırım siz de anladınız. Esasen, kendi kendinize
kaldığınızda, vicdanlarınızla baş
başayken bu Yasanın demokrasiyi rafa
kaldırdığını, askıya
kaldırdığını siz de kabul ediyorsunuz. Ancak, bununla
beraber gerek Sayın Cumhurbaşkanının gerek Sayın
Başbakanın bu yasayla ilgili inadına da -inat da bir
murattır mantığından kaynaklı inadına da- teslim
olmuş bir grup hâliniz var. Olabilir, iktidar partisinin Hükûmetten gelen
kanun tasarılarını desteklemek gibi bir geleneği de, usulü
de, mecburiyeti de vardır; bunlara bizim hiçbir itirazımız yok.
Burada itirazımız olan konu
Muhalefet partileri olarak bizler de
diyoruz ki: Kanun koyucu, Anayasa koyucu Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünü
yaparken iktidar muhalefet dengesini gözetmiş, iktidarın
kullanabileceği imkânları da, muhalefetin kullanabileceği imkânları
da İç Tüzüke yerleştirmiş.
Şimdi,
burada hepimize düşen, burası dağbaşı
olmadığına göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğuna
göre, kanun koyma yeri olduğuna göre, bir kere Başkanlık
Divanının -özellikle Başkanlık Divanının ki
İç Tüzük de bizce bir kanundur- bu İç Tüzüke mutlak suretle
uyması lazım. Daha önce söyledim ama
anlaşılmadığı için tekrar söylemek zorundayım: Bu
İç Tüzük, Başkanlık Divanına bazı tasarrufları bırakmış,
takdir yetkilerini bırakmış ama keyfî uygulamanın da
kapısını kapatmıştır. Sayın
başkanların, oturumu yöneten sayın Meclis başkan
vekillerinin Efendim, siz bunu bi hakkın suistimali olarak
kullanıyorsunuz, kötü niyetle kullanıyorsunuz. diyerek, İç
Tüzükte yazılı hakları muhalefetin kullanmasına
karşı bir tavır geliştirme, bir keyfî uygulama yapma
hakkı yoktur. Bu Parlamentoda bir hafta boyunca hem Türkiyeye hem dünyaya
yeteri kadar rezil olduk. Yani Parlamentoya yakışmayacak görüntüler
yaşandı; gasp yaşandı, şiddet yaşandı, argo
yaşandı, küfür yaşandı, ne yaşandıysa yaşandı.
Şimdi,
burada yapılması gereken bir şey var, aslında iki şey
var. Hükûmetin de şunu anlamış olması lazım,
Hükûmetten de Sayın Bakan burada: Yani 3 ayrı siyasi parti bir araya
gelebiliyorsa, burada bir şey var. Milliyetçi Hareket Partisiyle,
özellikle Halkların Demokratik Partisinin kolay kolay aynı noktada
durduklarına son üç buçuk yıldır pek tanık olmadık.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Hiç tanık olmadık, hiç tanık olmadık.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Yani, buradan bile Hükûmetin bir şey anlaması
lazım. Bizim samimi, yapıcı bir önerimiz var. Başından
beri söylüyoruz. Başbakan ya da İçişleri Bakanı her
vesileyle diyor ki: Ee, muhalefet önerilerini getirsin bakalım,
oturalım, konuşalım. Ya, bu böyle olmaz. Burada ayaküstü bu
işler Öneri getir, ha beğendik, beğenmedik... Bu olmaz. Bir
tane şey yapılması lazım. Aksi takdirde, eminim ki
muhalefet partileri dirençlerini göstermeye devam edecek.
Hükûmet,
bu tasarıyı geri çekebilir, Komisyon geri çekebilir. Hızlı
bir şekilde -öyle, uzun, birkaç gün demiyorum- bir günde, bilemediniz iki
günde 4 siyasi partinin temsilcileri oturur, bu tasarıdaki çekinceler,
bizim çekincelerimiz doğrultusunda tasarı demokrasiye ve Anayasaya
uygun bir hâle getirilebilir ya da Komisyon geri çekmez, Türkiye Büyük Millet
Meclisi çalışmalarına bir gün ara verir, 4 siyasi parti gene
ister Komisyon Başkanı nezaretinde,
başkanlığında, ister İçişleri Bakanının
nezaretinde, başkanlığında bir araya gelinir, bu yasa
tasarısının muhalefetçe sakıncalı görünen
unsurları, Anayasaya aykırı görünen unsurları
olabildiğince temizlenmeye çalışılır ve buradan bu
kanun geçer. Çok değil daha bir ay önce, hep söylüyorum bunu, Sayın
Nurettin Caniklinin bir kanunu buradan bir günde geçti, madde sayısı
da oldukça fazlaydı. Hayır, yok, bizim çoğunluğumuz var,
biz bu çoğunlukla bu yasayı geçiririz. derseniz, geçirirsiniz. Ben
Bu yasa buradan zinhar geçmez. demem. Bu yasa buradan geçer ama çok geç
geçer, sıkıntılı geçer. Gene söylüyorum, bunu bu kürsüden
söylemekten de hicap duyuyorum, üzülüyorum ama Parlamento rezil oldu,
itibarını kaybetti, itibar zafiyeti geçirdi. Siz biz bu yasayı
geçirelim de Parlamentonun itibarı bizim için önemli değil
diyorsanız, onu bilemem. Ama buranın üyesi olarak toplumda bir
karşılığınız var. İtibarsız bir
Parlamentonun üyeleri de toplum nezdinde doğal olarak itibar kaybına
uğrar. Size samimi bir çağrı yapıyoruz. Bu şekilde
sabah 5lere kadar Meclisi çalıştırmak zaten hem en basit
tabiriyle insan haklarına da aykırı, çok yanlış, ruh
sağlığı bozuluyor insanların, gereksiz
sıkıntılar çıkıyor burada. Gelin, bunlara gerek yok,
samimi, yapıcı bir el uzatıyoruz ana muhalefet partisi olarak.
Yani bu yasa bu şekilde buradan üç haftada geçer, bir haftada geçer ama
bir günden bir şey olmaz. Parlamento çalışmalarına ara
vermeli, partiler bir araya gelmeli ve bu konuda bir çözüm bulunmalı. Aksi
takdirde, hem Meclisin zamanını israf etmiş olursunuz hem de
görünen yani basına, kamuoyuna yansıyan manzara itibarıyla da
Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını zedelemeye devam etmiş
olursunuz. Buradan samimi bir çağrı yaptım.
Bir
samimi talebim ve çağrım da tabii ki Başkanlık
Divanına; oturumu yöneten, yönetmiş olan, bundan sonra yönetecek olan
bütün başkan vekillerine diyorum ki: İç Tüzükün size verdiği
takdir haklarını kullanırsınız, saygı
duyarız ama İç Tüzükün amir hükümlerini
Ben burada usul
tartışması açmaya gerek görmüyorum. diyemezsiniz, böyle bir
hakkınız yok. Hele hele usul tartışmasını açmak
isteyen bir grup başkan vekiliyse -bir siyasi partinin grup başkan
vekiliyse- o tartışma açılmak zorundadır. Biz vara
yoğa da usul tartışması istemeyiz. İçimize sinmeyen
bir durum için usul tartışması isteriz ve açarız.
Açmazsanız burayı gene germiş olursunuz.
68i
-lütfen- Meclisi yöneten bütün başkan vekillerinin uygulaması
lazım. Yani, Efendim, orada 55 var, ben 55e göre işlem
yapıyorum. diyemezsiniz. Burada milletvekillerinin kafası gözü
yarılırken 55e göre orada ara vermeye hakkınız yok
Sayın Başkan. Sayın başkanlar, burada insanların
kafası yarılırken Birleşime on dakika ara veriyorum. deme
hakkınız yok. Ayağa kalkacaksınız: Genel Kurulu,
oturumu kapatırım, ayrılın, sakinleşin, sükûneti
sağlayın
İdare amirlerini göreve
çağıracaksınız. Buna rağmen gürültü devam ediyorsa
kapatacaksınız. İkincisinde de gene gürültü devam ediyorsa
temelli yani bir günlüğüne birleşimi kapatacaksınız. Ee,
ben bunu yapmam. Niye yapmazsın? Muhalefet suistimal ediyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Doğru.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Ya, muhalefet niye suistimal etsin? Muhalefet,
yapıcı, kendince haklı olduğu önerilerini getiriyor. Gülüp
durmayın, gülüp durmayın, şuranın iklimini bozmayın
yani şuna güvenmeyin: Dün Halkların Demokratik Partisine mensup
milletvekilleri burada oturdu. Çok şükür, iyi bir iş yaptınız
yani haddinizi bildiniz.
FATİH
ŞAHİN (Ankara) Güleriz bak.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Ama şimdi Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket
Partisine mensup milletvekillerine yönelik bir anda efeleşiyorsunuz.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Efe değil, çalı kakıcı bunlar.
FATİH
ŞAHİN (Ankara) Öyle demeyin, güleriz.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Yani bunun tadı kaçacak, onu söylüyorum. Siz de, biz de
buna uyacağız, buradaki haklarımızı
kullanacağız.
Kanun
geçmez demiyorum, geçer, üç hafta sonra geçsin, bir şey olmaz. Polisin
zaten yüzüne peçe takanı, molotof atanı yakalamaması ve hâkimin,
savcının Türk Ceza Kanunundan onlara ceza vermemesi diye bir
şey söz konusu değil, bunların hepsi var.
Bu
bakımdan, bizim grup önerimiz, bugün Meclisin
çalışmalarını 19.00a kadar sürdürmesi ve
kapanmasıdır. Bu, Parlamentonun bundan sonraki çalışma
iklimine yönelik bir olumlu doping yapacaktır ve bu olumlu dopinge,
Parlamento ikliminin yumuşamasına herkesin ihtiyacı var. Ben
burada, tabii, MHP ve HDP grup başkan vekillerine de işin
doğrusu çok görüyorum. Yani muhalefetin görevlerinde bu kanunla ilgili
olarak zaman zaman aksamalar olduğunu, yaptıklarını da
düşünüyorum. Takdir kendilerinindir ben onu bilmem.
Bu
arada Süleyman Şah Türbesiyle ilgili sadece bir şey
söyleyeceğim. Ortada bana göre bir kepazelik var. Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanının, Millî Savunma Bakanının söyledikleri
burada, zamanımız yok, bunları okumayacağım. Ama
Hükûmetin bu son yaptığı şuna benzedi. Anadoluda
itfaiyecilerin kullandığı bir tabir vardır. Yangın
çıkar, itfaiye yangını söndüremez, ev yanıp biter, kül
olur. İtfaiyeciler şehre geri döner -özellikle bu köylerde çok
yaygındır- itfaiyecilere sorarlar: Ne oldu? İtfaiyeciler Evi
kurtaramadık. demez, Ev yandı. demez. Tarlayı
kurtardık. der. Siz Süleyman Şah Türbesindeki tarlayı bile
kurtaramadınız. Hükûmeti bu aczi için de kınıyorum,
açıktan kınıyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Sayın Başkanım, Sayın Altay
konuşması sırasında iki defa grubumuzu töhmet altında
bırakacak açıklamada bulunmuştur Zaman zaman görevlerini
yapmıyor. diye. Müsaade ederseniz 69a göre
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Efe değil bunlar, çalı kakıcı,
eşkıya!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Günal.
Sataşma
nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
10.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal'ın, Sinop Milletvekili Engin
Altayın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Altay zaman zaman dedi
ama biz görevimizi yapıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kanunun
neresine karşı olduğumuzu, içerisinde
kullandığınız bonzai gibi, peçe gibi şeylerin zaten
kanunlarda mevcut olduğunu, Terörle Mücadele Kanununda mevcut
olduğunu, bu kanun içerisinde temel özgürlükleri, hakları yasaklayan;
idarecilere, valiye, kaymakama bütün özgürlükleri kısıtlama, hâkim,
savcı yerine geçme yetkisi veren; polis teşkilatını yok eden,
Jandarmayı yok eden, bir süre sonra federal bir yapının
altyapısını oluşturarak jandarma komutanını dahi
valinin atamasına cevaz veren düzenlemeler var. Onun için Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkan Vekilinin söylediği şey gerçek dışıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi her zaman bunu söylüyor.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kendilerine baksınlar.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) - Ben aynen kendilerine baksınlar diliyorum. Yani Bize
efeleniyorlar diyorlar ama bize efelenemediler.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Bunlar efelenemezler, çalı kakıcı onlar!
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Bilmiyorum yani, efelik ayrı bir şey. Bir de efelik
Aydının doğasında var.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) - Bize efelenemezler. Çalı kakıcı onlar,
çalı kakıcı. Bunlar zalim, namert. AKP için söylüyorum ben bunu.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Bunu efelik diye nitelendirmek de doğru değil
Sayın Altay bence. O, efelik olmuyor; o, kaba kuvvete başvurmak
oluyor. Efelikte biraz delikanlılık oluyor.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) 300 kişiyle saldırmazlar. Bravo. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Hani Sayın Cumhurbaşkanının Fuat Avniye
dediği gibi, hani Delikanlıysan çık. diyor, o başka bir
şey oluyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Fuat Avni, neredesin?
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Maalesef bu kanunla ilgili, değerli arkadaşlar
Yalnız, Sayın Altayın diğer söylediğine
katılıyorum. Yani MHP Grubuyla ilgili söylediklerini kendisine iade
ediyoruz ama çalışma düzeniyle ilgili, verilen önergeyle ilgili
hakikaten bu işi bir gözden geçirmek gerekiyor. Çoğunlukçu
anlayışla, dayatmayla bunların olmayacağını
biliyorsunuz. Onun içerisindeki tekliflerimizi daha önce de söyledik. Onunla
ilgili bir şey varsa ayırt edin, bunlara biz destek olalım.
Terörle mücadele etme niyetiniz olmadığını biliyoruz ama
samimiyetiniz varsa getirin onlara destek olalım, onun
dışında özgürlükleri yasaklayan maddelere karşı
çıkmaya her zaman devam edeceğiz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Sayın Başkan, yani önemli bir yasa tasarısı görüyoruz;
ülkenin demokratik geleceğini karartabilecek, mevcut özgürlükleri
sınırlandırabilecek bir yasa tasarısı. Bu yasa
tasarısıyla ilgili hem komisyon aşamasında hem de
kamuoyuyla yaptığımız paylaşımlarda biz Halkların
Demokratik Partisinin ne düşündüğünü ve nasıl bir muhalefet
göstereceğini ortaya koymuştuk. Nitekim, Genel Kurul
aşamasında da AKPnin şiddet ve zor yöntemlerine rağmen
Halkların Demokratik Partisi olarak biz bu yasa tasarısına
karşı en etkin muhalefeti geliştirmek için büyük bir çaba
içerisindeyiz. Hâl böyleyken, HDPnin duruşu bu kadar ortadayken demin
Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Grup Başkan Vekili Sinop
Milletvekili Sayın Engin Altay Muhalefet partileri zaman zaman
işlerini iyi yapmıyorlar. demek suretiyle Halkların Demokratik
Partisinin de Genel Kuruldaki çalışmalarını iyi
yapmadığını, buradaki muhalefet duruşunu iyi ortaya
koymadığını ifade etmiştir. Dolayısıyla,
grubumuza açıktan bir sataşmada bulunmuştur. Müsaade ederseniz grubumuz adına
Sayın Adil Zozani bir cevap verecek.
BAŞKAN Buyurun Sayın Zozani, sataşma nedeniyle
iki dakika söz veriyorum.
11.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Sinop Milletvekili Engin
Altayın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ediyorum.
Sayın Grup Başkan Vekili, Sayın Altay, 21
Şubat günü tüm Türkiye kamuoyu HDP Grubunun burada AKP Grubunun despotik
yöntemlerle uygulamaya çalıştığı yasama
çalışmalarına karşı nasıl direnç gösterdiğini
yedi saat boyunca gördü. Tüm Türkiye kamuoyu bir şeyi daha gördü: AKP
Grubu her türlü hakarete yüzünü yere eğerek karşılık
vermiştir. Ne söylersen söyle her şey
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hakaret
yaptığını söylüyorsun.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Mahkemede bu delil
olacak.
ADİL ZOZANİ (Devamla) AKP Grubuna ne söylersen
söyle Nisan yağmuru, Yarabbi şükür! diyor. Öyle bir noktaya
geldiler. Öyle bir noktaya geldiler. Bu size yeter, fazla bile!
RECEP ÖZEL (Isparta) Hadi oradan! Hadi oradan!
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bakın, 21 Şubat
tutanağından okuyorum size
RECEP ÖZEL (Isparta) Oku bakalım!
ADİL ZOZANİ (Devamla) 21 Şubat
tutanağından okuyorum
FATİH ŞAHİN (Ankara) Davalar
açılınca görürsün, tebligatlar gelince
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bir saniye
Biz erkek adamın, sözünde duran adamın bu
Mecliste Başkan Vekilliği yaptığını
zannediyorduk. dedi. Bu tutanaktadır, tutanakta.
FATİH ŞAHİN (Ankara) O hakaretlerin
hepsinin bedelini ödeyeceksiniz.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Yarabbi şükür!
dediniz, Bu da bize geldi, bize bunu da gösterdiniz. dedi. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Burada var, burada var. Her şeye, her
şeye Nisan yağmuru, deyip Yarabbi şükür! dediniz ya biz bunu
gördük, Türkiye kamuoyuna bu yüzünüzü gösterdik. En büyük direniş budur!
Cumhuriyet Halk Partisi eğer 21 Şubat günü
yarım saat daha direnç göstermiş olsaydı, çekilmeseydi, kürsü
hevesine kapılmamış olsaydı biz bugün daha iyi bir noktada
olurduk bu yasaya karşı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Anlaşmayı
bozmuşsunuz! Sözünüzde durmamışsınız!
ADİL ZOZANİ (Devamla) Esas görevlerini biraz
daha dirençle yapmış olsalardı biz size o direnci gösterirdik.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya ne yapsan da bu yasa bitecek.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Evet, siz şunu
gördünüz
FATİH ŞAHİN (Ankara)
Anlaşmıştınız değil mi?
ADİL ZOZANİ (Devamla) Siz şunu gördünüz:
HDP geleneğinde direniş olduğunu gördünüz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) Bizim
fıtratımızda direnmek vardır, sizin
fıtratınızda da oy vermek vardır. İşte bu! (HDP
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bunlar yenilir yutulur laflar
değil Sayın Başkan, davet edin burayı.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(Sinop) Sayın Başkanım, sayın hatip
konuşmasında
BAŞKAN Konu
anlaşıldı Sayın Altay, buyurun. Sormuyorum. Sataşma
nedeniyle söz istiyorsunuz.
Buyurun efendim.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ama bir açıklasın Sayın Başkan.
12.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Hakkâri Milletvekili Adil
Zozaninin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY
(Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi
sözcüsü, bizce bu kanuna kamuoyunun büyük çoğunluğu karşı
olduğu için bizi kamuoyunda bu kanunun geçmesine gereği kadar direnç
göstermemekle itham etti.
Şimdi, direnç
diyorum, direnme hakkı diyoruz. Demokrasi tepki ve protesto rejimidir.
Eğer bir memlekette bir iktidar gerek Parlamentoda gerek sokakta tepki ve
protestoya tahammül edemez hâle geldiyse, işte bu getirdiğiniz yasa
ve benzeri yasalarla diktatörlüğünü pekiştirmek için, kendine yönelik
eleştirileri sıfırlamak için tedbirler alır. Bu yasa da
odur zaten. Bu ayrı bir boyutu.
Cumhuriyet Halk
Partisi bu yasaya başından beri, gerek komisyon aşamasında
gerekse Genel Kurulda gereği gibi karşı çıkmaktadır.
Halkların Demokratik Partisini, biz, Cumhuriyet Halk Partili üyeler,
Komisyonda yeteri kadar mücadele ederken keşke görebilseydik de bu yasa bu
Genel Kurula bu şekilde belki gelmezdi diye de düşünüyorum. Takdir
kendilerinin. Ama direnmenin değişik yol ve metotları
vardır. Her siyasi partinin de kendisine göre bir direnme stratejisi
vardır. Elbette muhalefet direnecek, iktidar bastıracak. İktidar
bastırırken, muhalefet direnirken de herkesin -biz ne dedik-
uyması gereken, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğüdür.
Ancak bu konuda
metot olarak, Milliyetçi Hareket Partisinin metodu farklıdır, ki bana
göre pasif bir metottur Milliyetçi Hareket Partisinin metodu, doğru bir
metot değildir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bunları uyarmanız lazım Sayın Başkan.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkanım, pasif kalmayın,
müdahale edin. Bize pasif diyor.
ENGİN ALTAY
(Devamla) Halkların Demokratik Partisinin metodunun kendilerine göre
kendi içinde bir bütünlüğü vardır.
Cumhuriyet Halk
Partisinin direnişi, direnci, kanunlardan, Anayasadan ve Türkiye Büyük
Millet Meclisinden aldığı imkânlar nispetindedir.
Biz hep şunu
söylüyoruz, Kimse kanun dışına çıkmasın! diyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kimse de kürsüye çıkmasın. Kimse oraya
çıkmasın!
ENGİN ALTAY
(Devamla) - Geçen oturumda, nitekim, oturumu yöneten Meclis Başkan
Vekilini de kanun dışılıkla itham ettim. Niye itham ettim?
İç Tüzüke uymadığı için itham ettim. Yine uymazsa yine
itham ederim.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet,
teşekkür ediyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Biz de diyoruz ki: Kimse kanun
dışına çıkmayacağı gibi kürsüye de
çıkmasın! Başkanlık makamına çıkmasın!
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tabii, bu böyle süre gelmesi
Ama, yani, kürsüde,
açıkçası, pasif davranmakla bir şey yapıldı.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem Komisyonda hem Parlamentoda neleri
yaptığımızı, neleri ettiğimizi kürsüden
milletimize herhangi bir başka sataşmaya da yer vermeksizin ifade
etmek durumunda kaldığımızı ifade etmek istiyorum.
Sataşmadan
dolayı söz talebimiz var.
BAŞKAN
Sayın Vural, buyurun sataşma nedeniyle.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu konuşacak.
BAŞKAN
Aslında, söylemeseniz de siz el kaldırınca ben sataşma
olduğunu anlıyorum.
Buyurun
Sayın Türkoğlu.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Hayır, normalde sormayınca vermiyorsunuz ya, onun
için yani, İllaki bir söyle. diyorsunuz.
13.- Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, Sinop
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; bu, biraz
sonra müzakere etmeyi düşündüğünüz tasarıyla ilgili olarak
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altay,
Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki tavrıyla ilgili, tarzıyla
ilgili pasif nitelemesinde bulundular. Bu nitelemeye katılmak mümkün
değil. Bu tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine, (1/995)
sayısı ile Komisyona geldiği günden itibaren Milliyetçi Hareket
Partisinin iki Komisyon üyesi olarak Muğla Milletvekili Sayın Mehmet
Erdoğan ve ben aralık ayının başından bu yana hem
esas Komisyonda hem de alt komisyon üyesi olarak ayrıca ben
olabildiğince Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki
değerlendirmelerini hem kamuoyuyla hem Komisyon üyeleriyle hem de
tasarı sahibi Hükûmetle paylaştık ve fikirlerimizi beyan ettik.
Biz bu fikirlerimizi beyan eder iken ortada Adalet ve Kalkınma
Partisinden, maalesef, fikirlerimizi dinleyen ve anlayışla
karşılayan ne Komisyon üyesi insanlar vardı ne de Hükûmet
vardı. Onlar sadece şu anda olduğu gibi cep telefonlarıyla
oynuyorlardı, mesaj çekiyorlardı ve önergelerimize sadece
Başkanın gözüne bakmak suretiyle evet ya da hayır
şeklinde cevap veriyorlardı.
Ayrıca,
Halkların Demokratik Partisi Grubundan olan milletvekili
arkadaşlarımız da Komisyon çalışmalarına
neredeyse hiç katılmadılar, çok az katıldılar. Ancak bir
gün HDP Eş Genel Başkanı çıkıp CHP, MHP, biz buna hep
beraber karşıyız. deyince o günden beri Başbakan
Bakın, görüyor musunuz, MHP, HDP, CHP aynı tarafta. diye
değerlendirmelerde bulunmaya başladı. Burada bir
danışıklı dövüş olduğunu değerlendiriyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisinin bu konudaki tavrı İç Tüzük ve Anayasa
hükümlerine göre devletin ve milletin menfaatleri doğrultusundadır.
Bunun aksini düşünen de söyleyen de yalan söylüyordur. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
ENGİN
ALTAY (Sinop) Yalan söylüyor Başbakan, yalan!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baluken, sataşma nedeniyle söz veriyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ama iki ayrı sataşma var, öyle yani.
BAŞKAN
Buyurun efendim, buyurun, sataşma
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) İki ayrı sataşma var.
BAŞKAN
Aynı şeyi Sayın Altaya da yaptık efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) CHP adına olan sataşmaya ben cevap vereceğim;
Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlunun da sataşması var, Adil Bey
cevap verecek.
BAŞKAN
Buyurun.
14.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Sinop Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında HDP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
gerçekten siyasi partilerdeki paniği, telaşı görünce ne kadar
doğru yolda olduğumuzu biz bir kez daha görme
fırsatını yakalıyoruz.
Biz
şu bilgiyi biliyoruz: Saraya giden anketlerde, Başbakana giden
anketlerde, AKPde tarihin belki de en dramatik düşüşünün olduğu
bir dönemi yaşıyoruz. Yüzde 39lara doğru hızla düşen
bir oy oranına sahipsiniz.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Daha da aşağı, 35. 39 büyük bunlar için
artık.
MUHAMMET
BİLAL MACİT (İstanbul) On iki yıldır aynı
cümleler, her seçim aynı cümleler.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) Aynı şekilde Cumhuriyet Halk Partisini de, on üç
yıldır, muhalefet yapamamaktan kaynaklı,(´)
sizi sürekli iktidara getirip bu şekilde antidemokratik yasaları
halkın gündemine getirmekten dolayı Türkiye halkı önemli oranda
cezalandırmaya başlamış. Dolayısıyla, CHPde de
aynı oranda düşünün yaşandığını çok iyi
biliyoruz.
Yine,
on üç yıllık iktidarınıza büyük katkısı olan,
etkin bir muhalefet yapamayan Milliyetçi Hareket Partisi de bu kadar olumsuzluk
içerisinde bu anketlerde yerinde saymaya devam ediyor.
Özellikle
o anketleri -bilenleriniz kaç kişidir bilmiyorum ama- bir inceleme
şansınız olursa Türkiyede yeni bir muhalefet partisinin
yükseldiğini, Halkların Demokratik Partisinin giderek Türkiyenin
bütün illerinde âdeta bir parlayan yıldız şeklinde
halkımızın umudu hâline geldiğini görürsünüz.
Dolayısıyla,
burada Komisyonda etkin çalışmadı. demekle ya da HDPyi zan
altında bırakacak birtakım söylemlerle hem AKPye ait hatipler
hem CHPye ait hatipler konuşabilirler. Biz bu paniğinizi
anlıyoruz, telaşınızı anlıyoruz, 8 Haziranda
inşallah burada görüşeceğiz diyoruz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sataşma nedeniyle Sayın Zozani, buyurun.
Sataşma
nedeniyle son konuşmacı efendim, çok net söyleyeyim.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Nasıl yani Sayın Başkan? Öyle şey mi olur
Sayın Başkan ya?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ara verirsen olur.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) - Ara verin Sayın Başkan, ara verin. Öyle şey
olur mu ya?
BAŞKAN
Buyurun.
15.- Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Osmaniye Milletvekili Hasan
Hüseyin Türkoğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Esasında biraz önce bıraktığım
yerden devam etme arzusundayım çünkü bu konu değişmedi. Biraz
önce de gördüğümüz kadarıyla sizin 20 ve 21 Şubattaki
tavrınız devam edecek, ne söylenirse söylensin, burada Nisan
yağmuru, Yarabbi şükür. diyeceğinizi biliyoruz. Bu sizin
çöküşünüzün göstergesidir, bu sizin çöküşünüzün
başlangıcıdır. Bu paket, bu darbe paketi, AKP Hükûmetinin,
AKP iktidarının başlangıcı oldu, siz de bunu
biliyorsunuz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) AKP iktidarının sonunun başlangıcı.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) O nedenle burada her şeye artık Yarabbi
şükür. demek durumunda kaldınız, bu bir.
MUHAMMET
BİLAL MACİT (İstanbul) Hakaret etmeye utanmıyorsun!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Biz bulunduğumuz komisyonlara bir kişi dahi
gitsek sokağın sesini Meclise
taşıdığımız için, komisyonlara
taşıdığımız için, halkın sesini
taşıdığımız için, halkın
duygularını taşıdığımız için Türkiye
kamuoyunun önünde başımız dik dolaşabiliyoruz. Biz
Türkiyenin her tarafında dolaşabiliyoruz; Rizede
dolaşabiliyoruz, İstanbulda dolaşabiliyoruz, Tekirdağda
dolaşabiliyoruz. Bize oy veren vermeyen Türkiye Cumhuriyeti mensubu her
vatandaş Türkiyede onurlu, başı dik siyaset. deyince
Halkların Demokratik Partisi olduğunu ifade eder. Herkesin
gündemidir. Eğer bugün 30 milletvekiliyle burada temsil edilen bir parti
Türkiye kamuoyunun gündeminde MHPye, CHPye, AKPye oy vermiş herkesin
birinci gündemi pozisyonundaysa bu, HDPnin bu Parlamento çatısı
altında başı dik, onurlu muhalefetinden geçiyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Küfürlü muhalefetinden, küfürlü, küfürlü!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Bunu biliyorsunuz, bunu biliyorsunuz ama öyle görünüyor
ki ar damarınız o kadar esnemiş ki her şeyi kabul etmek
durumunda kalıyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Hayda!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Hadi oradan!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, konu kapanmıştır efendim, teşekkür ediyorum,
lütfen
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Ahlaksız şey!
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Ar damarından bahsetti ya Başkan.
BAŞKAN
Efendim tartışma bitmiştir, teşekkür ediyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, Sayın Başkanım
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, müsaade eder misiniz.
Sayın Başkan, terbiyesizce konuşmaya müsaade ediyorsunuz.
Terbiyesizce konuşmayı sataşma olarak kabul etmiyorsunuz.
BAŞKAN
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Vermeyeceğim efendim, lütfen.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Bunu da dinlemek zorundasınız!
BAŞKAN
Tutanakları isteyeceğim ondan sonra efendim.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen, Hasip Kaplan, Şırnak
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bunu nasıl vermeyeceğinizin usulü, oturuma ara
verirsiniz, vermezsiniz. Bu keyfîlik olmaz. Ara verirsen vermezsin. Böyle bir
sataşmaya nasıl cevap vermez? Ara ver Başkan, bana ne ya. Ya
sataşma var.
BAŞKAN
Sayın Kaplan buyurun lütfen.
ENGİN
ALTAY (Sinop) On üç yıldır muhalefet
BAŞKAN
Sayın Kaplan, buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Nereye gidiyorsun, bir dakika ya!
BAŞKAN
- Sayın Altay, böyle bir usul var mı yani? Lütfen Sayın Altay.
(Gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yanılıyorsunuz Başkan, İç Tüzük
68e göre ara ver.
BAŞKAN
Niye ara vereceğim, tutanakları istedim.
Sayın
Kaplan, buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Biraz önce
BAŞKAN
- Siz bilirsiniz Sayın Kaplan.
Sayın
Altay, böyle bir usul
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, biraz önce dedim ki, bu kürsüden söyledim:
Bunu keyfî kullanamazsın Başkan! Ara ver, verme. Ara verirsen olur.
BAŞKAN
- Efendim, tutanakları istemek için ara vermedim. Sayın Altay,
tutanakları istedim efendim, vereceğim diyorum, tamam. (Gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Sayın Kaplan
vazgeçti.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Nasıl istiyorsun, duymadın mı ya? O zaman
demin nasıl söz verdin? Duymuyor musun, ne tutanağı ya? Demin
dinlemeden veriyordun!
BAŞKAN
- Tamam efendim konu anlaşıldı, tutanakları istedim,
gelince okuyacağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, ar damarı diye söyledi ya.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Daha ne söyleyecek?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sana ne kardeşim ya, sana ne!
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Size ne, size ne?
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Kaplan.
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23/2/2015
tarihinde saat 19.00a kadar çalışmasına ilişkin önerisi
(Devam)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar, altıncı günde Mecliste
herkes tırlatmaya başladı.
Açık
söyleyeyim bakın: 20 Şubatta bu psikolojik ve patolojik durumu gördüm
ve bu dilekçeyi verdim Başkana, Başkanlık Divanına. O zaman
Korsan Başkanlık Divanı diyordum, şimdi de diyorum.
Diyorum ki: Günde 15 saat çalışmak ve sürekli sabah dörtlere,
beşlere kadar çalışmak Türkiyenin taraf olduğu Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin 4üncü maddesine göre zorla
çalıştırmaya girer, angaryadır dedim angarya! Kulak
asmadınız.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Babaları için çalışmazlar bu kadar be!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Sözleşmenin 3üncü maddesine göre bu,
milletvekillerine kötü muameledir, işkencedir. dedim, dilekçe verdim,
cevap vermediniz. Sayın Başkan, niye cevap vermiyor
Başkanınız? (AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler)
TÜLAY
KAYNARCA (İstanbul) İşi var.
BAŞKAN
Yasaya gelince vereceğiz.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Ya, bunu nereye koyacaksınız, bunu nereye koyacak
Başkanlık Divanı? Ne zamana kadar? Al bunu götür nereye
götürürsen, Kanadaya mı götürürsün...
RECEP
ÖZEL (Isparta) Sakin... Sakin... Sakin ol.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bakın arkadaşlar, burada -çok açık
söylüyorum- yaşananlar rezalettir tek kelimeyle. Bir milletvekili
çıkıyor Ben psikopatım, böyle vurdum, böyle vurdum. diyor.
Birisi çıkıyor Elim taş gibi, böyle vurdum kadınlara.
diyor. Birisi çıkıyor... Yaşananları bu tutanaklardan
anlatırsam yüzünüz kızarır.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Buna sebep ne?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bakın şu an canlı yayındayız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Canlı yayın yok.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Psikopat olan milletvekili hakkında işlem
yapmadınız Başkanım, kadın döven Elitaş
hakkında da yapmadınız.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Onlar dedelerinden alışık kadın dövmeye.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Ondan sonra, grup haklarını vermediniz. Grup
haklarını vermeyince ne oldu biliyor musunuz? Soru-cevaba da izin
vermediniz. Arkasından, bölüm üzerinde konuşmaya da izin verilmedi,
karar yeter sayısı istendi, uygulanmadı. Ve buradaki manzara
neydi en son, en son neydi biliyor musunuz? Biz, burada oturmuş
alkışlarla, sloganlarla protesto ederken Oktay Vuralın
saçları diken diken olmuştu, kapışıyordunuz. Bu
tutanaklardan çıkan sözlere iyi bir bakın, şu tutanaklardaki
sözlere çok iyi bakın. Bu tutanaklarda yüz kızartıcı
kelimeler var.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hep sizin konuşmalarınız.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Şimdi, bir taraftan Engin Altaya baktım, Sinoplu
sakin bir insan Diyojen gibi ama gitmiş o sakinlik, Karadenizin
fırtınaları gibi dalgalı, kıpkırmızı,
kürsünün önünde kıyamet kopuyor. (CHP sıralarından Vay vay
vay! sesleri) Ya, psikolojisini görünce şaşırdım
kaldım. Mahir Ünala baktım, kaşlarını
çatmış, etrafa bakıyor. Grup başkan vekillerimiz havale
geçiriyorlar. Bu Mecliste en hanımefendi Mihrimah Hanımdı,
sakindi diye bakıyordum, o bile buradaki hatibe Yürü, yürü, yürü! demeye
başlamıştı. (Gülüşmeler)
Söylenen
kelimelere baktığımız zaman, bunların hepsi, hepsi eksi
notlarınızdır. Bakın, açık söyleyeyim, en kötüsü ne
biliyor musunuz? Şu Meclis Başkanlık kürsüsünden şu sözleri
nasıl bulursunuz, bir bakın Allahınızı severseniz?
Okumak zorundayım arkadaşlar, sabırla
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Oku, oku, oku, bekliyoruz.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Meclis Başkan Vekilinin tutumunu görsünler.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bir meclis başkan vekili hatibe ne diyor biliyor
musunuz kürsüden? Eşkıya da sensin, ahlaksız da sensin.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Hatip ne dedi önce?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Peki, hatip ne diyor ona? Hatip ne diyor?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Şimdi, ha, dur
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hasip, hatip ne diyor?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Hayır, hayır
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hasip, hatip ne diyor, onu söyle. Hasip, onu
söyle.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Hatip ne diyor, hatip?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Şimdi, bir başkan vekili çıkıyor bir
başka milletvekiline ne diyor?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Hatibin söylediğini de söylesene Hasip.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bakın, muhalefet elbette ki İç Tüzük
haklarını kullanacak. Oynatırsanız da bakın
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Cumhurbaşkanı
Elâzığda Bu paket geçecek. dedi, sonra Davutoğlu Geçecek.
dedi. E, siz de, 7 Haziranda seçim var, aday olacaksınız.
Terracotta askerler gibi dizildiniz hepiniz, ayrılamıyorsunuz da,
öyle bu paket geçmezse hiçbiriniz milletvekili olamayacak, yüzde 80iniz burada
görülmeyecek.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ben aday değilim, ne olacak? Ben aday
değilim.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Zaten senin şeyin kaynamış.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Senin işin bitti zaten. Senin işin bitmiş.
de
İmam işini bitirmiş.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Elitaş aday değil, Elitaş.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Şimdi, bir Bursa, bir Kocaeli sataşması,
çatışması yaşandı burada.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Hasip Bey, siz de aday mısınız? Siz de
aday değilsiniz, siz de gidiyorsunuz.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Dangalak kelimesinden tutun Sen git Bursaya misket
oynamaya., oradan tutun da bilmem neye, arkasından da söylenen sözler ve
burada Başkanlık Divanı seyrediyor. Ya, bu tırlatma
değil de nedir? Tımarhaneye döndü Meclis.
OSMAN
ÇAKIR (Düzce) Sayenizde, sayenizde!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Milletin iradesinin bu kutsal mekânını buna çevirmeye
hakkınız var mı Sayın Başkan? Ey milletvekilleri,
kimin hakkı var? Kimin köle çalıştırmaya hakkı var
burada? Kim bu şekilde insanları çalıştırabilir?
Burada yüzüm kızarıyor, bazı sözler var ki
okuyamayacağım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Oku, oku, kim söylemiş?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Okuyamayacağım ama tutanakları alın
okuyun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kim söylemiş? Oku.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Çünkü orada birbirine söylenen bu sözlerin içinde hakikaten
çok çok ilginç sözler var.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) İşine gelenleri okuyorsun gelmeyenleri
okumuyorsun be!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Şimdi, Sayın Ahmet Aydın çıktı, en
sakin adamdır dedik, burada bütün muhalefete hakaret etti. Allahtan özür
diledi de hadi onun yakasını bıraktık. E, millet sizin yakanızı
bırakır mı şimdi? Bu özgürlük paketi dediğiniz bu
faşizm paketinin içinde, bu cehennem paketinin içinde bütün bunlar olurken
bu Meclisin psikolojisini, sağlığını siz bozarken
Biz
öğle namazında geliyoruz dikkat ettiniz mi arkadaşlar? Mesaimiz
başlıyor, 2de namazdan sonra buraya giriyoruz. Sabah namazı,
ezan okunuyor, eve giriyoruz.
FATİH
ŞAHİN (Ankara) Doğru.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Şimdi, bu çalışma tarzına insan
hakları, hukuk, demokrasi
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sen Allah için kılıyorsun, onlar Tayyip için!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Milletvekili kendi hakkını koruyamayınca
yurttaşın hakkını korur mu? Korumaz arkadaşlar,
korumaz. Ha, dişinizi sıkarsınız, belki bu dönemde
milletvekili olacaksınız diye bekliyorsunuzdur ama yüzde 80i buradan
gidecek; gideceksiniz ve gelmeyeceksiniz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Elitaş kesin yok.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bakın, inanın, şu altıncı günde
milletvekilleri artık sabahları evden çıkarken çocuklarıyla
helalleşerek buraya geliyor; ya merdivenden düşürürler ya kürsüde
vururlar.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sayenizde!
ÖMER
SELVİ (Niğde) Millet için fedakârlık ağrınıza
mı gidiyor, millet için fedakârlık?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Ya, şu çiçekler var ya, şu çiçekler tehlike arz
ediyor. İktidar boğa gibi saldırıyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ayıp, ayıp!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Ya, buraya kim düşürdü Çamı? Şu çiçeklerin
içinde Çamın ne işi vardı Allah aşkına? Hiç mi bu
fotoğraf sizi utandırmadı?
SEDEF
KÜÇÜK (İstanbul) Kendi kendine düşmüş o!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Peki, Sayın Başkan, hiç mi sizi ilgilendirmiyordu
bu kadar darbın, bu kadar yaralamanın
İZZET
ÇETİN (Ankara) O zevk alıyor.
HASİP
KAPLAN (Devamla) O tokmak kanlıdır, hâlâ niye orada duruyor?
Değiştirdiniz mi tokmağı?
SAKİNE
ÖZ (Manisa) Şiddete eğilimi var
HASİP
KAPLAN (Devamla) Kanlı bir tokmak duruyor orada. Kaç kişi
yaralandı biliyor musunuz?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Şiddete eğilimli insanlar var, tokmağı
saklayın.
HASİP
KAPLAN (Devamla) E, yani, Başkan seyirci; kim küfreder, kim vurur, kim
kırar, kim döker, böyle bir Meclis düzeni olabilir mi? Böyle bir olay
hangi dünya meclisinde var? İlkel kabilelerden alın Romalılardan
girin; Antik Yunana gelin Spartaküse gidin; Ugandaya gelin, Zelandaya
gidin, dünyanın en ilkel kabilesine gidin bu kadar ilkel çalışma
koşulları olan bir meclis yoktur. Bu ilkel çalışma
koşullarını da
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sayenizde.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Başkanın sayesinde.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Nedir, biliyor musunuz?
HÜSEYİN
ÜZÜLMEZ (Konya) İç Tüzükü değiştirelim, daha rahat olsun.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Size kısa özet diyeyim: Neoosmanlı jingoizm
siyaset propaganda tarzı size hâkim olmaya başladı. Bu jingoist
propaganda tarzı kibir taşıyor.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Kötü bir şey mi söylüyorsun bunlara sen?
HASİP
KAPLAN (Devamla) Jingoizmi, girin Googledan öğrenin.
Aşırı ırkçı, şoven, hükümran,
başkalarını küçümseyen, ayrımcılık yapan, hakaret
eden, tahakküm eden, zorbalık uygulayan yayılmacı
politikaların adı Jingoizmdir.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Tam kendinizi tarif ediyorsunuz.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Jingoizmin bugün temsilciliğini yapmaya soyunan bir
iktidarın karşısında direnmek
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Ya, olanı veriyorlar, kaçıyorlar, kahramanlık
türküleri söylüyorlar türbeyi yıktık diye.
HASİP
KAPLAN (Devamla)
en namuslu duruştur, en onurlu duruştur, en
ahlaklı duruştur, en hukuki duruştur. Bu duruşu
sergileyenlere selam olsun. (HDP ve CHP sıralarından sürekli
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bu
duruşa selam duran sendikalara selam olsun, sivil toplum örgütlerine selam
olsun, aydınlara selam olsun. Hırsızlara lanet olsun, yolsuzluk
yapanlara lanet olsun, işkencecilere lanet olsun, çakallara(x) lanet olsun
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Hayvanları karıştırmayın, onlar
masum.
HASİP
KAPLAN (Devamla)
bu ülkeyi soyanlara lanet olsun, bu ülkenin
parasını çalanlara lanet olsun, vergi vermeyenlere lanet olsun, zekât
vermeyenlere lanet olsun, milletine, vatandaşına zulmedenlere lanet
olsun; lanet olsun insan gibi yaşamayana, insan gibi davranmayana, insan
gibi onurlu, dik ve özgür duramayanlara; lanet olsun zulme boyun eğenlere,
lanet olsun teslim olanlara, lanet olsun bir milletvekili
adaylığı için buna evet diyenlere; lanet olsun, lanet olsun,
lanet olsun! (HDP ve CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Olsun, olsun!
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, tutanaklar geldi mi efendim?
BAŞKAN
Efendim?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Tutanakları isteyeceğim.
demiştiniz. Geldi mi?
BAŞKAN
İstedim, gelmedi efendim; gelince izah edeceğim, merak etmeyin,
okuyacağım tutanakları. Okuyacağım efendim,
okuyacağım.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, Başkanın
sözünü kesmek nerede var Allah aşkına?
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Sayın Başkan, hatip
tırlattığımızı iddia etti, sataşmadan söz
almak istiyorum.
BAŞKAN
Efendim?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım,
başlayalım
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Tırlattığımızı iddia etti
hatip, sataşmadan söz almak istiyorum.
BAŞKAN
Sayın milletvekilim, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi diyorum, bir
işlem yapacağız. Lütfen ama
İZZET
ÇETİN (Ankara) Ya, ne işlemi?
MELDA
ONUR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Grup önerisi lehinde söz isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Seyfettin Yılmaz konuşacak.
MELDA
ONUR (İstanbul) Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili.
Buyurun
Sayın Yılmaz.
MELDA
ONUR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen efendim, işlem bitsin, ondan sonra
İZZET
ÇETİN (Ankara) Milletvekilini dinlemek zorundasınız.
MELDA
ONUR (İstanbul) Sayın Başkan, her defasında burada
hayvanların konu edilmesinden rahatsızım. Görüyorum, çakallardan
söz etti.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Yılmaz.
MELDA
ONUR (İstanbul) - Her defasında milletvekilleri çıkıp
sataşmadan söz alıyor. Sataşmadan söz istiyorum.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Milletvekilini dinlemek zorundasınız.
BAŞKAN
İşlem yapıyorum efendim, sayın milletvekilinin de ona
müsaade etmesi lazım. (CHP sıralarından gürültüler)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Sayın Başkan, herkesin
tırlattığını kabul mu ediyorsunuz? (AK PARTİ
sıralarından Otur yerine! sesleri)
BAŞKAN
Sayın Yılmaz, buyurun.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen devam et kardeşim, sen devam et.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Sayın Elitaş, sen yönetmiyorsun Meclisi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen devam et.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Anladım, orası yönetiyor, senin emrinle mi hareket
edeceğiz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, diyor ki: Benim
konuşmama müsaade edin, bunları susturun.
BAŞKAN
Sayın Yılmaz, buyurun, tekrar ediyorum, buyurun.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, Elitaşla yerinizi
değiştirir misiniz, çok meraklı, giderayak bir otursun orada
biraz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği grup önerisi hakkında söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
önerge de bugün saat yediye kadar çalışmayı öngörüyor. Saat de
yaklaşık yediye yaklaştı.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Tam yedi.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Yedi olmuş.
Şimdi,
buradan şunu ifade etmek istiyorum: Yani, bu çalışma düzeni
doğru bir çalışma düzeni değil. Bir talimat geldi, bu
talimat gereği bu yasanın çıkarılması için Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubuyla beraber Meclisi yöneten başkan vekilleri
HAMZA
DAĞ (İzmir) - Size nereden talimat geldi?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Biz hayatımızda hiçbir yerden talimat almayız
ama sizin nereden talimat aldığınız ortadadır.
HAMZA
DAĞ (İzmir) Nereden talimat geldi, söylesene.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Bakın, açık ve net söylüyorum: Şimdi, bu yasa
tasarısı geldiği andan itibaren Meclis başkan vekilleri
önce bir iki gün sakin bir şekilde, muhalefetin İç Tüzükten ve
Anayasadan kaynaklanan haklarını kullanması noktasında
adil bir şekilde
HAMZA
DAĞ (İzmir) Kandilden mi geldi talimat?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Senin talimatı aldığın yer Kandildir!
Senin aldığın yerdeki talimatlara bak sen! (Gürültüler)
HAMZA
DAĞ (İzmir) Sana nereden geldi?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Senin aldığın talimatlara bak, biz yüce Türk
milletinden talimat alırız, senin gibi emir eri olmayız!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Türk milletinin yüzde 50si bize talimat veriyor,
yüzde 10u sana veriyor.
HAMZA
DAĞ (İzmir) Ben emir eri olmuyorum ki
Emir erisin işte.
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, niçin bu milletvekiline müsaade
ediyorsunuz?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Seyfettin, o, TÜRGEVden
harçlığını alıyor, harçlığını.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Şimdi, sayın başkan vekillerine şunu
söyleyeceğim: Ne zaman ki bununla ilgili olay normal, bu başkan
vekilleri olayı sükûnetle götürüp muhalefetin bu yasayla ilgili İç
Tüzükten ve Anayasadan kaynaklanan hakları karşısında
olumlu bir duruş sergilediler, demokratik bir tavır içerisine
girdiler ama ne zaman ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın Elâzığ ve Malatyadan
Cumhurbaşkanlığı
tarafsız bir makamdır. Cumhurbaşkanlığı Türk
devlet geleneğine göre, bizim anlayışımıza göre
saygı duyulması gereken bir makamdır ama en önemli husus da
şudur ki bu koltuklarda bulunan devlet büyüklerinin de bulundukları
koltuklardaki saygınlığı muhafaza etmeleri, en başta
onların görevidir. Bizim anlayışımızda, bizim devlet
geleneğimizde büyüklere saygı vardır ama oradan,
Elâzığdan, Malatyadan, bu yasa önüne geldiğinde onaylayacak
olan tarafsız bir Cumhurbaşkanı Bu yasa ya çıkacak, ya çıkacak.
dedikten sonra bir baktık ki 2 tane Meclis başkan vekilinin
tavrı da demokrasiden uzaklaştı, İç Tüzükten
uzaklaştı, Adalet ve Kalkınma Partisinin tutumu da
uzaklaştı.
Şimdi,
buradan sormak istiyorum: Ey Meclis başkan vekilleri -hem
Bahçekapılı için söylüyorum hem Yakut için söylüyorum- şu bir
hafta içerisinde Meclisi yönettiğinizdeki yönetim tarzınızı
bir gün Allah rızası için alın, televizyonlardan bir izleyin
bakalım. Ondan sonra vicdan muhasebesi yapın.
Gelelim
Adalet ve Kalkınma Partisine. Ondan sonra, burada bu kanunun
çıkmaması için muhalefetin kullandığı hakları yok
saymaya çalışan ve bunu da buradaki sayısal
çoğunluğuyla burada 3 kişiye, 5 kişiye, 10 kişiye 30
kişilik bir ekiple hücum ederek bir sindirme pozisyonu izlendi.
Şimdi, buradan soruyorum: Burada, bu süre içerisinde, beş altı
günlük süre içerisinde 7-8 tane milletvekili yaralandı.
HAMZA
DAĞ (İzmir) Nasıl anlatacaksın HDPyle kürsü önünde
oturduğunuzu.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Bir milletvekili şuradan aşağı
düştü. Allah göstermesin, onun başına bir şey gelmemesi
Ben verilmiş sadakası vardır diye düşünüyorum. Allah
göstermesin, ölüme neden olabilirdi veya felç olarak kalabilirdi.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Ne işiniz vardı orada?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Burada itilenler, kakılanlar, dövülenler, tokmakla
dövülenler
Şimdi, ey Meclis Başkan Vekili, bu İç Tüzükteki
disiplin cezaları ne zaman işlem görecek, ne zaman işlem
yapılacak? Burada insanlar ölüm noktasına geldiğinde,
ağır yaralananların olduğu yerde, tokmakla
saldırıldığı hâlde, sandalyeyle
saldırıldığı hâlde, iktidarıyla muhalefetiyle kim
haksızsa ceza verilmesi lazım.
HAMZA
DAĞ (İzmir) HDPyle iş yapıyorsunuz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Evet, bakın, HDPye gelelim. Şimdi, ne zaman ki bu
ülkede seçim zamanı başladığı zaman, şu anda,
Cumhurbaşkanı çıkıyor
HAMZA
DAĞ (İzmir) Anlatacağız herkese hepsini.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Biz de anlatacağız.
Bir
Cumhurbaşkanı, bir Başbakan diyor ki: MHP ile HDP aynı
saftadır.
AHMET
YENİ (Samsun) Doğru, öyle değil mi?
HAMZA
DAĞ (İzmir) Evet.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) İnsan Allahtan korkar. Milliyetçi Hareket Partisi hep
haklının ve milletin yanında olmuştur ama birileri gibi
siyasi cambazlık yapmamıştır.
HAMZA
DAĞ (İzmir) Göreceksin!
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Abdullah Gülün Cumhurbaşkanlığı
seçiminde Meclise girdiğimizde bize şunu söylediler: AKPnin koltuk
değneği. dediler; 4+4+4te, inandığımız hususta
Adalet ve Kalkınma Partisiyle oy kullandığımız için
birileri tarafından Adalet ve Kalkınma Partisinin koltuk
değneği. dediler.
HAMZA
DAĞ (İzmir) Siz asıl HDPnin kuyruğu oldunuz, şimdi
HDPnin kuyruğu oldunuz.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Diğer bir hususta Cumhuriyet Halk Partisinin
yanında oy kullandığımız için Cumhuriyet Halk
Partisinin vagonuna şey yaptılar ama bizi kendileriyle
karıştıranlara şunu söylemek istiyorum: Biz milletin
yanındayız, biz doğrunun yanındayız. Bu doğruyu
Adalet ve Kalkınma Partisi söylerse o doğruya yine doğru
deriz, Cumhuriyet Halk Partisi söylerse yine doğru deriz.
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Söylüyoruz işte şimdi.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Ama sizin gibi otuz yıl dizinin dibinde
büyüdüğünüz, siyasi rehber olarak kabul ettiğiniz
Bu Adalet ve
Kalkınma Partisini kuranlar gibi Bizim liderimiz Erbakandır.
diyenlerden, Erbakan dışındaki liderleri lider kabul
etmeyenlerden, düşünceleri düşünce kabul etmeyenlerden, otuz yıl
boyunca dizinin dibinde siyaset yapıp ondan sonra da Biz, Millî
Görüş gömleğini çıkardık. diyenlerden hiçbir zaman için
olmadık.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Ne oldunuz?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) On üç yıl boyunca, Hoca Efendinin bir emri varsa
yerine getirmeye hazırız
Fethullah Gülene Devlet Bahçeli Okyanus
ötesi. dediği zaman, Recep Tayyip Erdoğanın Ona söz söylemek
ihanettir, bu ihaneti ülkücü tabana nasıl anlatacaksınız? diye
ifadeleri var. Ondan sonra, grubunuzun içerisinde o Pensilvanyaya akın
akın giden, onun görüşmelerine katılan ama ne zaman ki
işinize gelmediğinde, 17-25 Aralık çıktığında,
hepsi hain ilan edildiğinde suspus olanlardan asla olmadık,
olmayacağız da. Dün, bizi HDPyle bir tutanlara şunu söylüyorum,
Sayın Genel Başkanımız grup toplantısında da
söyledi, bu konudaki konuşmamız nettir, biz diyoruz ki: Yer yarılsa,
gök çatlasa HDP anlayışıyla kıyamette bile bir araya gelmemiz
mümkün değildir. Ama Abdullah Öcalanla pazarlık yapan sizsiniz,
görüşmelerde bulunan sizsiniz, pazarlıkları yürüten sizsiniz.
Bugün, seçim yaklaştığında, her dönemdeki gibi,
oylarınızın düştüğü ortamda, şahin politikalara
sığınıyorsunuz. Şunu söylüyorsunuz: Bu ülkede
barışı getirmek için, çözümü getirmek için her yolu
deneyeceğiz, tabii ki görüşeceğiz. Böyle onlarca
açıklamanız var, Başbakanın da açıklaması var,
Cumhurbaşkanının da açıklaması var.
AHMET
YENİ (Samsun) Doğru, doğru.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Ama şimdi bakıyoruz, yine Elâzığ
meydanlarında, efendime söyleyeyim, Malatya meydanlarında, PKK terör
örgütünü de bırakmış, HDPye diyor ki: Onlarla beraber
olanların, onların amacı terörü önlemek değil. Elinizi
vicdanınıza koyun. Biz bu hususta ne diyoruz? Biz, poşu mu,
getirin bir saniyede kabul edelim; molotofkokteyli mi, getirin bir saniyede
kabul edelim; bonzai mi, getirin bir saniyede kabul edelim diyoruz. İnsan
Allahtan korkar bunları söylerken.
AHMET
YENİ (Samsun) Geçti, geçti, onlar kabul edildi.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Sizin terörle mücadele etmek için hangi yasaya
ihtiyacınız varsa getirin burada uygulayalım. (*)
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Getirdik.
OKTAY
VURAL (İzmir) Uygulamadılar ki.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Ama şunu yapacaksanız, devletin
kurumlarını yok edecekseniz, devletin kurumlarını
çökertecekseniz, birileri hırsızlık yaptığında
işinize gelmediği zaman da o soruşturmayı yürütecek polis teşkilatını
ortadan kaldıracaksanız, terörle mücadelede jandarmayı
kontrolünüz altına alıp da terörle mücadeleyi aksatacaksanız o
zaman sizin işlemlerinizde bir tutarlılık yok.
Şimdi,
poşudan bahsediyorsunuz, molotofkokteylinden bahsediyorsunuz.
Allahınızı severseniz ben size soruyorum: Şırnakta,
Cizrede, ülkenin belli bir bölümünde uzun namlulu silahlarla, roketatarlarla
cirit atanlara niye sesinizi çıkarmıyorsunuz? Onlar orada kuş mu
avlıyor, kuş mu avlıyor? Poşuyla mı bu işi
çözeceksiniz? (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) İş birliği hâlindeler, iş birliği.
PKKdan asayiş dileniyor bunlar, asayiş.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Çözecekseniz yine getirin ama insanda tutarlılık
olur.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Kamu düzeni istiyorlar Kandilden.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Bunları bir irdeleyin, bunları bir
vicdanınızda potadan geçirin, ondan sonra, gelin konuşalım.
Bizim, hayatta talimat aldığımız bir yer olmaz. Bizim
talimatımız milletin talimatıdır. Siz de keşke
iradenizi ortaya koysanız da doğruya doğru, haklıya
haklı diyebilseniz. On üç yıllık bir vicdan muhasebesi
yaptığımızda, bu kürsüden birçok doğruyu
söylediğimizi göreceğiz ama iradeyi ipotek altına
alırsanız, emin olun, yarın
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla)
vicdanı mahşerde hesap verirsiniz,
çocuklarınıza karşı mahcup olursunuz.
Onun
için, hep beraber, gelin, doğruyu yapalım.
Teşekkür
ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sayın Başkan, sayın hatip, biraz
önceki konuşmasında grubumuza sataşmada bulunmuştur.
Grubumuz adına Sayın Sebahat Tuncel cevap verecek.
BAŞKAN
Ne diye sataştı?
PERVİN
BULDAN (Iğdır) - Ayrıca, grubumuz adına konuşma yapan
Sayın Hasip Kaplan yanlış bir değerlendirmede bulundu. Buna
ilişkin de yine Sebahat Tuncel açıklamada bulunacak.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Açıklamaya açıklama yapmak. Burası,
avukatlık değil Sayın Başkan, mahkeme değil.
Basın toplantısı yapar, kendisi açıklar.
MELDA
ONUR (İstanbul) Sayın Başkan
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Kadın milletvekillerimiz dayak yedi, biz dayak
yemedik. Buna ilişkin Sayın Sebahat Tuncel açıklama yapacaklar.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Elitaş, bu sefer kılıç mesafesini
geçmeyesin ha!
BAŞKAN
Bir saniye
Sayın Onuru bir dinleyelim önce.
Buyurun
Sayın Onur.
MELDA
ONUR (İstanbul) Sayın Başkan, defalarca burada aynı
şey yapıldı, artık dayanamıyorum. Ben, Hayvan
Hakları Alt Komisyonu Sözcüsüyüm ve her defasında, burada, hayvanlar
malzeme ediliyor. Çakallar gibi dedi. Ben, hayvanlar hakkında söz almak
istiyorum. Sataşmadır, ben de onların burada temsilcisiyim.
BAŞKAN
Sataşma nedeniyle.
MELDA
ONUR (İstanbul) Evet, sataşma nedeniyle.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Onur. (CHP sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
16.- İstanbul Milletvekili Melda Onur'un, Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında hayvanlara
sataşması nedeniyle konuşması
MELDA
ONUR (İstanbul) Değerli arkadaşlar, ben, Çevre Komisyonu
üyesiyim ve orada kurulan hayvan haklarıyla ilgili bir alt komisyonun
üyesiyim, Başkanımız da Selçuk Özdağ, bilmiyorum burada
mı.
Burada,
çeşitli defalarda, 24üncü Dönemde gelen çeşitli arkadaşlar çok
kötü bir şey söyleyecekleri zaman Ya, hayvanlar bile yapmaz.
Affedersiniz şu, affedersiniz ayı, affedersiniz eşek,
affedersiniz domuz
Az önce, Sayın Hasip Kaplan çakallar gibi dedi. Ben,
hayvan hakları savunucusu olarak, insanların hayvanları hiçbir
şekilde konuşmalarına malzeme etmelerini istemiyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu yüzden de Sayın
Hasip Kaplanı kınıyorum; bir.
Bakınız,
çok çeşitli defalar hayvanlar küfür olarak getirilirler. Efendim köpekler
gibi. Köpekler kendi kendilerine dövüşmezler, köpekleri insanlar
dövüştürür, burada sizi kim dövüştürüyor? Çakallar, sırtlanlar,
bunların ekolojik dengede bir rolleri vardır, bunların her biri
o sistemden beslenirler. Hiçbir hayvan, ne çakal ne sırtlan,
ihtiyacından fazlasını yemez bazıları gibi beyler,
sakın onlara da sataşmayın bundan sonra. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Saldırmaz konuşana, konuşana da
saldırmaz.
MELDA
ONUR (Devamla) - Ve siz bunları söylediğiniz müddetçe ben her
defasında sataşmadan, hayvanlara sataşmadan dolayı söz
alacağım.
Sayın
Hasip Kaplan, sizi de kınıyorum. Ayrıca, burada, domuzlara da,
eşeklere de çakallara da laf edenleri kınıyorum. Çakallar
ihtiyacını yer, çakal olmayan insanlar, çakallara benzemeyenler
ihtiyacından fazlasını yer. Onların kim olduğunu
biliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim, şimdi tutanağa
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Sayın Altay ve
Bir
saniye efendim, tutanak geldi, okutayım, ondan sonra, en son efendim,
oturun lütfen, vereceğiz, merak etmeyin.
Sayın
Balukenin konuşmasından dolayıydı değil mi Sayın
Altay?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Evet.
BAŞKAN
Biz şu bilgiyi biliyoruz, saraya giden anketlerde, Başbakana giden
anketlerde AKPde tarihin belki de en dramatik düşüşünün olduğu
bir dönemi yaşıyoruz. Yüzde 39lara doğru hızla düşen
bir oy oranına sahipsiniz. Aynı şekilde, Cumhuriyet Halk
Partisini de on üç yıldır muhalefet yapamamaktan kaynaklı, sizi
sürekli iktidara getirip bu şekilde antidemokratik yasaları
halkın gündemine getirmekten dolayı Türkiye halkı önemli oranda
cezalandırmaya çalışmış, başlamış,
dolayısıyla CHP'de de aynı oranda düşüşün
yaşandığını çok iyi biliyoruz.
Yine,
on üç yıllık iktidarınıza büyük katkısı olan,
etkin bir muhalefet yapamayan Milliyetçi Hareket Partisi de bu kadar olumsuzluk
içerisinde bu anketlerde yerinde saymaya devam ediyor. Özellikle, o anketleri
bilenleriniz kaç kişidir bilmiyorum ama bir inceleme
şansınız olursa Türkiye'de yeni bir muhalefet partisinin
yükseldiğini, Halkların Demokratik Partisinin giderek Türkiye'nin
bütün illerinde âdeta parlayan
diye devam ediyor.
Benim
okuduğum bu cümlelerde her 3 partiye de eleştiriler var.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, şimdi, bu
BAŞKAN
- Sataşma olarak kabul ettiniz.
Buyurun
efendim, iki dakika söz veriyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Akif Bey cevap verecek.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
17.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim muhalefet
anlayışımızda muhalefet partilerine muhalefet etmek diye
bir şey yoktur. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin
yanlış uygulamalarını halkımıza
anlatırız, bunun karşısında da Cumhuriyet Halk
Partisinin çözüm önerilerini anlatırız.
Ama
mecburum, şimdi, Sayın İdris Baluken Cumhuriyet Halk Partisine
yönelik çok ağır bir eleştiride bulundu, Cumhuriyet Halk
Partisinin on üç yıldır yapmış olduğu muhalefeti
beğenmiyor, kendilerinin etkin muhalefet yaptıklarını
söylüyor. Elbette, kendi muhalefetlerini kendileri değerlendirebilir ama
ben şimdi bizim muhalefet ettiğimiz bazı konularda
Halkların Demokratik Partisinin nasıl muhalefet ettiğine
ilişkin birkaç örnek vermek istiyorum size: Örneğin 4+4+4 millî
eğitim temel sisteminde değişiklik öngören, Türkiyeyi laik
eğitim sisteminden, modern sistemden uzaklaştırıp daha geri
bir konuma taşımak isteyen bu yasa tasarısına, yasaya
karşı Cumhuriyet Halk Partisi günlerce Komisyonda ve Genel Kurulda
etkin bir muhalefet göstermiştir ama ben, doğrusu, Halkların
Demokratik Partisinin orada etkin muhalefetini hatırlamıyorum.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan, özellikle sataşıyor.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Hemen 17 Aralık
soruşturmasından sonra getirilen HSYK düzenlemesi Hükûmetin
yargıya açıkça müdahalesini kapsayan düzenlemeler içeriyordu, o
yasada Halkların Demokratik Partisi oylamada dahi bulunmadı.
Sabahlara kadar burada görüşmeler yaptık gelip hayır oyu vermeye
bile üşendiler, oy vermediler. Bakanların yolsuzluk iddialarıyla
ilgili olarak burada tek bir söz etmediler. Hatta gruba mensup bir milletvekili
Türkiye Cumhuriyetinin parası çalınmıştır, bizi
ilgilendirmez. anlamında bir konuşma yaptı. Tutuklu
milletvekilleriyle ilgili, biz ayrım yapmaksızın bütün
milletvekillerini sahiplendik ama onların
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) -
sahiplenişini ben tüm
milletvekilleri için görmedim.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Erkan Akçay, Manisa Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sayın Başkan, söz hakkımızı
vermeyecek misiniz?
BAŞKAN
Vereceğim efendim, tutanakla ilgili konuşuyoruz, bir saniye.
18.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, her partinin, eğer iktidarsa bir iktidar
anlayışı, politikası olur, muhalefetse de bir muhalefet
anlayışı olur. Kırk altı yıldır Türk siyasi
hayatında aktif bir şekilde ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde
grubuyla temsil edilen Milliyetçi Hareket Partisi de ilkeli, sorumlu, sorun
çözen, çözüm üreten bir siyaset anlayışını yürütmektedir ve
bunun gayreti içerisindedir. Kırk altı yılın Meclis
tutanakları da ortada. Biz, iyiye iyi, eğriye eğri,
doğruya doğru, yanlışa yanlış deriz. Biz
kediye kedi, hırsıza hırsız deriz. Eğer bir
yanlışlık varsa -bu pakette olduğu gibi- millet
yararına görmediğimiz şeylere karşı çıkarız,
hayır deriz ve bunun mücadelesini veririz; bu paketle ilgili
görüşme tutanaklarını, oylama tutanaklarını da lütfen
inceleyin, bunları görürsünüz.
Biz,
Milliyetçi Hareket Partisi ve milletvekilleri olarak, fikri hür, vicdanı
hür milletvekilleriyiz, sizler gibi kişiye tabi, köle olmuş,
iradesini satmış kişi ve gruplar değiliz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bunu bileceksiniz. Kendinizle çelişki
hâlindesiniz.
Bizim
partimizin sivri ucu, (X)Türk milletinin
ve Türkiye'nin yarar ve çıkarlarına doğru
saplanmıştır, kişilere ve şahıs iradelerine göre
bu şekillenmez, bunu bileceksiniz. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak,
tavrımızı şu partiye, bu partiye göre belirlemeyiz, bizim
bir programımız ve tüzüğümüz vardır, kırk altı
yıldır bu çizgi içerisinde devam ederiz. Milliyetçi Hareket Partisi,
bütün meselelere diğer siyasi partilerden farklı olarak bir tarih
şuuru içerisinde bakar, bizim programımız da, politikamız
da bu şekilde hayat bulur.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Tuncel.
19.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in, Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; aslında burada iç güvenlik yasa
tasarısı görüşülürken gerçekten ciddi anlamda bir insan
hakları ihlali var. Âdeta, AKP Grubu bütün gruplara, CHPye, MHPye ve
Grubumuz HDPye mobbing uyguluyor ve bu konuda sağlıklı
çalışma koşullarını ortadan kaldırıyor. On
dört-on beş saat çalıştırarak sağlıklı
değerlendirilemiyor. Biraz önce Hasip Kaplan arkadaşımız da
sanırım bunun psikolojik durumunu ifade etti.
Önce
şu durumu düzeltelim: Doğru, burada HDPli kadınlara yönelik, bu
kürsüde durmasından dolayı AKP Grubu tarafından, Mustafa
Delitaş(x) tarafından bir
şey düzenlenmiştir, biz buna karşı tavrımızı
koyduk. (HDP sıralarından alkışlar) Ama,
kadınların dövülmesi mümkün değildir, kimsenin haddi
değildir, bunun altını çizmek istiyoruz, böyle bir durum yok.
(HDP sıralarından alkışlar)
Sevgili
arkadaşlar
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) O zaman niye Dayak yedik. deyip duruyorsunuz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Niye Dayak yedim. diye yalan söylüyorsun?
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Biz dayak falan yemedik.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Televizyonlarda Dayak yedik. diyorsunuz!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Niye yalan söylüyorsun peki?
PERVİN
BULDAN (Iğdır) İtelediniz Sayın Elitaş.
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Bunu siz televizyon televizyon gezip anlattınız,
acizliğinizi, zavallılığınız anlattınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Niye yalan söylüyorsunuz?
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Size cevap vermek zorunda değilim.
Sayın
Başkan, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen benim adımı niye kullanıyorsun?
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Muhatap almıyorum sizi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Dayak yedim. diye yalan söylüyorsun bir de!
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Diğer bir konu: Yine, Milletvekili
arkadaşımız Melda Hanımın bu türcülük konusunda,
hayvan hakları konusunda söylediklerine katılıyorum. Hasip Bey
bu konuda zaten bir düzeltme yapacak.
Değerli
arkadaşlar, Halkların Demokratik Partisi Türkiyenin demokrasi,
eşitlik ve özgürlük meselesinde olmazsa olmaz partisidir. Bugün burada
direnişin, mücadelenin, halktan, emekten, özgürlükten, barıştan
yana olmanın ne demek olduğunun pratiğini sergilemektedir.
Kadınıyla erkeğiyle biz burada milletvekiliyiz, cinsiyet
ayrımcılığı yapmıyoruz. AKP Hükûmetinin
milliyetçilik yedirilmiş cinsiyetçi politikalarına karşı
burada direnmek bizim en temel hakkımızdır. Şimdiye kadar
direndik, bundan sonra da direneceğiz. Halkımız için,
kadınlar için, gençler için, bir daha bu ülkede savaş olmasın
diye eğer bugün Halkların Demokratik Partisi Sayın Öcalanla
görüşüp barış için emek harcıyorsa herkes teşekkür
etmelidir. Kalkıp burada hamaset yaparak olmaz bu iş. Barış
herkesin ihtiyacıdır, yarın sizin de ihtiyacınız
olacak. Her gün çocuklarımız ölüyor. Eğer çocukların
ölmesini istemiyorsanız, yapacağınız şey
barıştan yana tavır almaktır.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Efendim, biraz önceki hatip AK PARTİ Grubunu
göstererek
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hangi hatip biraz önceki derken?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sebahat Hanım mı?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya)
Köleleştirilmiş, iradesi elinden
alınmış
Erhan Bey, MHPden milletvekili.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Erkan Akçay Sayın Başkan!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Evet. O konuda sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Bostancı, iki dakika süre veriyorum sataşma nedeniyle.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
20.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; bu sözlere ve benzeri sözlere karşı
tavrımız çok açık. Buraya, esasen, buna mukabil etmek, cevap
vermek amacıyla çıkmış değilim. Bundan sonra da bu tür
sözler söylendiğinde kesinlikle bu sözlerin sahiplerini grup olarak
mahkemeye vereceğiz, kişi olarak mahkemeye vereceğiz,
haklarımızı mahkemelerde arayacağız.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Hayhay, memnuniyetle Sayın Başkan Vekili.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ondan da para kazanırsınız. Para
kazanmanın yolunu öğrenmişsiniz siz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) İkaz ediyorum arkadaşları. Çünkü,
şöyle bir strateji var: AK PARTİ Grubu sabırla, yasaya geçilsin,
yasa müzakere edilsin diye beklerken sürekli kışkırtılarak
Olay çıksın, yasaya geçilmesin. stratejisi uygulanıyor. Biz de
buna sessizlikle mukabele ediyoruz. Ne kadar kışkırtma
tekniği kullanılırsa kullanılsın, sabırla
yasayı müzakere etmek üzere bekliyoruz, bizim tavrımız bu.
Muhalefete
ayrıca şunu hatırlatayım: İç Tüzük size birtakım
haklar veriyor. Bu hakları kullanabilirsiniz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Lütfettiniz Sayın Bostancı, lütfettiniz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Bu haklar çerçevesinde elbette söz
alırsınız, itiraz edersiniz, engellemeye
çalışırsınız ama İç Tüzük size burada iktidar
olan bir iradeye karşı fiilî durum yaratarak iktidar olma
hakkını vermez; Meclisin çalışmalarını tayin
etme, dilediğiniz gibi kanunları geçirme veya kanunlara mâni olma
hakkını vermez.
FARUK
BAL (Konya) Cumartesi akşam ne yaşandı Sayın
Bostancı? Cumartesi akşam fiilen Meclisi ıskat ettiniz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Eğer böyle davranırsanız, burada
yasaların müzakere edilmesine mâni olucu şekilde İç Tüzükü
sonuna kadar istismar ederseniz yaptığınız, demokrasiye,
hakka, hukuka, yasaya, hiçbir şeye uymaz.
MUHARREM
VARLI (Adana) Hangi demokrasiden bahsediyorsun, hangi demokrasiden
bahsediyorsun Sayın Bostancı?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Çünkü, bu insanlar sokaktan gelmedi, bunlar
tıpkı sizler gibi milletin iradesini temsil ediyor, üstelik, yüzde
50nin iradesini temsil ediyor. Dolayısıyla, bu yasa İç Tüzük
çerçevesinde elbette görüşülecek ama İç Tüzük haklarını
kullanarak siz bu yasanın görüşülmesine engel olamazsınız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Bu, hukuka uymaz, bunu da bilin.
SEDEF
KÜÇÜK (İstanbul) Bak, Allah bile sesini kesti.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Baluken, buyurun. Siz niye söz istemiştiniz efendim?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Akif Hamzaçebi, konuşması
sırasında ismimi de anarak 4+4+4 yasa tasarısı
sırasında ve HSYKyla ilgili yasa tasarısı
sırasında etkin muhalefet yapmadığımızı
ifade etti.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baluken.
21.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve HDP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sürekli bu kürsüye çıkıp cevap verme merakımız yok. Yani,
biz burada belli eleştirileri dile getiriyoruz.
Cumhuriyet
Halk Partisine yönelik de ben burada çok objektif bir eleştiri ortaya koydum.
Bu ülkede sosyal demokrat bir partinin iktidar olması için bütün
koşulların uygun olduğunu düşünüyorum. Yani, bu ülkede
açlık var, yoksulluk var, yolsuzluk var, savaş var, sokak ortası
infazları var, işkence var; bir sosyal demokrat partinin iktidar olması
için gerekli olan bütün koşullar olmasına rağmen on üç
yıldır iktidarda AKP var. Yani, bu tablonun sorumluluğunda, biz,
Cumhuriyet Halk Partisinin direkt olarak ana muhalefet partisi görevini yerine
getirmediğinin katkısı olduğunu düşünüyoruz.
Dolayısıyla, dile getirdiğim eleştiriler de bu
çerçevedeydi.
Sizin
4+4+4 ve HSYKyla ilgili ortaya koyduğunuz tavrı -halkımız
takip ediyor- kimin etkin muhalefet yapıp yapmadığını,
bırakın, halkımız takdir etsin. HSYK seçimlerinde siz bir
yıl boyunca AKPyi yargıda kadrolaşmakla suçladınız,
AKPyi yargıyı yürütmenin emrine vermekle suçladınız ama
HSYK seçimlerinde her üç siyasi partiye yakın olan bileşenler bir
araya geldi, hep beraber orada âdeta bir koalisyon oluşturdunuz.
Dolayısıyla, daha önce AKPnin yargı kadrolaşması
üzerine söylemiş olduğunuz bütün cümleleri de elinizin kenarıyla
bir tarafa ittiniz.
Dolayısıyla,
dediğim gibi, buraya sürekli çıkma meraklısı değiliz
ancak objektif olarak da hangi siyasi parti hakkında eleştirel bir
bakış açımız varsa onu burada ortaya koymaktan
çekinmeyeceğiz diyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Başkanım, yerimden
BAŞKAN
Sayın Altay, lütfen ama artık
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım, ama tutanağa geçmesi
gerekir, takdir ederseniz.
BAŞKAN
Konu anlaşıldı efendim, karşılıklı sözler
verdim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Yani, Cumhuriyet Halk Partisinin HSYK seçimlerine yönelik bir
tasarrufu olmamıştır, kimseyle bir iş birliği, ittifak
yapılmamıştır. Parti olarak, kurumsal olarak böyle bir
yaklaşımımız olmamıştır. Tutanaklara geçsin.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Kimse kurumsal olarak yapamadı zaten.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Kaplan, buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Melda Hanım, adımı vererek
gerçekten, çok açık bir şekilde, çakallarla ilgili söylemimi
çarpıtarak beni özür dilemeye davet etti ve ismimi zikretti. Bu konuda
BAŞKAN
Yerinizden açıklama yapın efendim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Niye yerimden yapayım ki?
BAŞKAN
Efendim, sataşma söz konusu değil yani.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sataşma için kendisi oraya, kürsüye
çıksın, ben niye yerimden yapayım?
BAŞKAN
Sataşmadan söz istemediniz, sataşma da söz konusu değil.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Özür dilememi istedi, kürsüden özür dilemem
gerekebilir.
BAŞKAN
Yerinizden yapın.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sataşma 69a göre, Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaplan, sataşmaysa buyurun.
22.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, İstanbul
Milletvekili Melda Onurun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Tabii, arkadaşlar, atasözleri vardır.
İnsan haklarının olmadığı Mecliste Melda
Hanım hayvan haklarını korumayı gündeme alarak üstelik
soyadı Kaplan olan bana çok ağır bir sataşmada bulundu.
(HDP, CHP ve MHP sıralarından gülüşmeler) Önce, şu
sözlerine katılıyorum: Çakal da olsa doyacağı kadar yer
veya çalar. Bu konuda katılıyorum. Zaten çakallarla ilgili bu
atasözlerimiz bizi perişan etti, çakallarla ilgili atasözlerimiz var ya.
Diyor ki: Akıllı olmayanı neylesin sakal, kayışı
tarladan götürür çakal. Aslında, o atasözlerine istinaden biraz da
çakallar gibi götürenleri, yiyenleri, yolsuzluk yapanları dedim fakat
burada bir düzeltme yapmam gerekiyor hakikaten. Çakal ihtiyacı kadar
çalıyor; yol yapıp götüren -rüşvet, ihale, şu bu- kendisine
değil, sülalesine yetecek kadar götürüyor. O yönden hakikaten o
hayvanları korumak gerekiyor. O diğer insanlara da gereğini
yapmak gerekiyor. Bu Meclisin aslında onun için kanun çıkarması
gerekiyor ama bu Mecliste bir baktık ki tekme, tokat atma, vurma,
kırma, hakaret
Bu torba kanun, güvenlik paketi geldi, bu Mecliste terör
estiriliyor ve olan oluyor. Onun için, Çakal eniği kurt olmaz,
çarşı iti koyun beklemez. gibi atasözleri de çok çapraşık
şeyler ve bunları dikkate alınca çakalların da tilkileri
perişan ettiğini bilirsiniz. Buradan dikkat çekiyoruz ama
hayvanları da korumak adına olsun, ben özür diliyorum hayvanlar
adına, hepsini korumak adına.
Teşekkür
ederim. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23/2/2015
tarihinde saat 19.00a kadar çalışmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN
Öneri üzerinde söz isteyen Ramazan Can, Kırıkkale Milletvekili.
Buyurun
Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu
kürsüden beş günde çok ilginç sözler çıktı: Bu kanunu
çıkartamazsınız. Bu kanuna geçit vermeyeceğiz.
Boşa uğraşıyorsunuz, bu kanun çıkmaz,
çıkartmayacağız. Arkadaşlar, kime söylüyorsunuz siz bu
sözleri? Türkiye'de 2 kişiden 1 kişinin oyunu almış, 312
kişilik bir gruba söylüyorsunuz.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Diktatör, faşist kanun çıkmaz bu
Meclisten.
RAMAZAN
CAN (Devamla) - Anayasada kanun çıkarma yetkisi düzenlenmiştir.
Peki, kanunu çıkarmama yetkisi düzenlenmiş midir? Kanunu
çıkarmama yetkisi diye bir yetki ben hatırlamıyorum.
Demokrasilerde böyle bir ifade olabilir mi? Böyle bir ifade olamaz. Efendim,
Talimat aldınız. Evet, biz talimat aldık. Kimden aldık?
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Kimden?
RAMAZAN
CAN (Devamla) - Aziz milletimizden yüzde 50lik oyla aldık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Geç onu, geç, palavra, palavra, sallıyorsun!
Talimatı nereden aldığınızı biliyoruz.
RAMAZAN
CAN (Devamla) - Efendim, bizim milletvekili sayımız 312. Netice
itibarıyla 184ün olduğu bir yerde 139la kanun çıkabilir. O
zaman şöyle bir tersinden değerlendirelim: 20 kişilik bir grup
gelsin buraya, biz kanun çıkartmayız
Sevsinler sizi, öyle şey
olabilir mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Ya, üç ay sonra Yanlış yaptık.
diyeceksin, üç ay, üç ay.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Bu millete 9
seçimde hesap verdik, yine 7 Hazirana kadar olan süreçte de hesap
vereceğiz, biz bunları
anlatacağız.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Üç ay sonra
değişiklik önergesi vereceksiniz. Üç ay sonra Hata yaptık.
diyeceksiniz, daha önce yaptığınız gibi.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Efendim, çok
çalışıyoruz, yoruluyoruz.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Yüzde 51 istemiyor,
yüzde 49 istiyor.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Biz
çalışacağız, bunun için milletten oy istedik, millet bize
bu yetkiyi bu şekilde verdi. Gerekirse evlerimizi, ailemizi
unutacağız, çocuklarımızı unutacağız, kimin
için? Aziz milletimiz için. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Palavra! Palavra!
Palavra! Kendinize çalışıyorsunuz, kendinize.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Efendim,
haklarımızı kullanıyoruz. Tabii ki
hakkınızı kullanacaksınız, bir şey mi dedik? Biz
de hakkımızı kullanacağız. İç Tüzükten
kaynaklanan boşluklarla ya da bir hak olmadığı hâlde
hakkı kullanmakla ya da bir hak varken bu hakkı istismar etmekle
kanun engellenemez.
Efendim, Anayasaya aykırı. Arkadaşlar,
Anayasaya aykırılık iddiası komisyonlarda dile getirilir.
Komisyon reddetti, Genel Kurulda dile getirilir. Genel Kurul da reddedebilir,
bu bir siyasi değerlendirmedir.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Müzakere
edilmedi Anayasaya aykırılık, müzakere edilmedi. Önerge
işleme bile alınmadı.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Bunun hukuki değerlendirmesi,
Anayasanın kanunlara uygunluğu murakabesi, kanunların
Anayasaya murakabesi
Anayasa Mahkemesi niye kurulmuş?
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) İptal ettiriyoruz,
Anayasaya aykırı, söylüyoruz. Bunu da iptal ettireceğiz, iptal!
Bir ay içinde iptal olacak.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Netice itibarıyla, bunun
yargısal denetiminin yeri Anayasa Mahkemesidir. Netice itibarıyla,
Anayasa Mahkemesi hep birlikte, oy birliğiyle çıkarmış
olduğumuz kanunu dahi iptal edebilir. Mevhumu muhalifinden
aldığımız takdirde
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Yargı yetkisi
yürütmeye devrediliyor, olmaz!
RAMAZAN CAN (Devamla) -
meclisler anayasaya
aykırı kanun çıkarma yetkisini de haizdir.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Öyle mi? Ya,
yazıklar olsun! Bir milletvekili nasıl söyler? Anayasaya
aykırı kanunlar çıkarıyorsunuz bile bile.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Anayasaya
aykırı yasa mı çıkarmış!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Bu şu demek değildir:
İlla ki Anayasaya aykırı kanun çıkar. Bunların hepsi
bir denetimden geçmek durumuyla olabilir. Netice itibarıyla, komisyonlar,
Genel Kurul ve Anayasa Mahkemesi bunun için vardır. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
Efendim, biz hakkımızı kullanıyoruz.
Peki, Medeni Kanunun 1inci maddesi: Kanun, lafzıyla ve ruhuyla temas
ettiği bütün meselelerde meridir." Pozitif hukuk, meri hukuk
Neye
uygulanacak bu? Medeni Kanunun 2nci maddesi. Ne diyor 2nci madde? Bir
hakkın sırf gayri ızrar eden suistimalini kanun himaye etmez.
Haklar ve borçlar kullanılırken dürüstlük kurallarına riayet
etmek durumundayız. Peki, biz dürüstlük kurallarına riayet ediyor
muyuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Etmiyorsunuz! Etmiyorsunuz!
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Siz ediyor musunuz?
RAMAZAN CAN (Devamla) - Riayet ediyorsak problem yok.
OKTAY VURAL (İzmir) Etmiyorsunuz! Etmiyorsunuz!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Peki, biz beş günde, Allah
aşkına, beş günde kanuna geçememişiz. Ben 22nci Dönemde de
milletvekiliydim, 23te ara verdik, 24te de milletvekiliyim. Ben gündem
dışı konuşmalara dört saat geç
çıkıldığına hayret ediyorum. Yani, böyle bir şey
olabilir mi?
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Bakarsan
var! Fazilet Partisinin ne yaptığına bak! Sen Meclis
tutanaklarına bak!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Bu Meclis nasıl kanun
çıkaracak? Bu milletin problemlerini nasıl çözeceğiz arkadaşlar?
Allah aşkına, bir empati yapın! (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Çıkardı,
çıkardı! Yüzlerce kanun çıktı! Yüzlerce geçmişte kanun
çıktı! Binlerce maddelik kanun çıktı 22nci, 23üncü
Dönemde. Bilmiyor musun?
RAMAZAN CAN (Devamla) - Bir sitemim de Divana olacak.
Şimdi, arkadaşlar, İç Tüzük 19uncu madde 63üncü maddeye
atıf yapıyor.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Anayasaya
aykırı kanun çıkarmayı da kendinde hak görüyorsan
yazık olsun o diplomaya!
RAMAZAN CAN (Devamla) - 63üncü maddeye yapmış
olduğu yollamayla grup önerileri üzerinde 4 söz var; 2 leh, 2 aleyh.
AHMET AYDIN (Adıyaman) En fazla, en fazla.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Hâlbuki 63üncü maddeye
bakıldığında 2 kişiye söz veriliyor, 4 kişiye kadar,
2 kişiye de söz verebilir; beş dakikaya kadar, üç dakika ile beş
dakika arasında da söz verebilir.
SAKİNE ÖZ (Manisa) Onu da
kısıtlayacaksınız ha!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Ama, bu, 4X10=40 dakika olarak
kullanılıyor. Buna da bir şey demiyoruz, bir teamül
oluşmuş, kullanılsın, muhalefet sözlerini yerine getirsin.
OKTAY VURAL (İzmir) Senin deme hakkın var
mı buna ya?
RAMAZAN CAN (Devamla) - Arkadaşlar, şu söze
katılıyorum: Eğer iktidarların olduğu yerde muhalefet
yoksa orada demokrasi yoktur. Doğrudur, muhalefet olacak. Muhalefet
olursa bizim saygınlığımız artar.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Muhalefet sizin
istediğiniz gibi olacak ama!
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Muhalefetin sesini
kısmayacaksın!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Fakat muhalefet de
muhalefetliğini hukuk ve teamül kuralları içerisinde yerine
getirecek. İç Tüzükte, kanunda Anayasada olmayan bir yetkiyi kullanmaya
kalkarsa orada kaos olur.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Olan yetkiyi
kullandığı zaman ne yapıyorsunuz?
RAMAZAN CAN (Devamla) - Ne demek Siz kanunu
çıkartamazsınız. Biz bu kanunu çıkartırız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Senin
çıkardığın kanunun nesi Anayasaya uygun ya!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Çünkü millete borcumuz var,
millete sorumluluğumuz var ve millete vermiş olduğumuz sözleri
yerine getireceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Biz de Anayasa
Mahkemesine iptal ettiririz, bunun da hesabını sorarız.
RAMAZAN CAN (Devamla) - Bu nedenle şu sözleri de
söyleyerek
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Siz burada
çoğunluğa dayanarak Anayasayı ihlal edici kanun
çıkaramazsınız! Anayasaya aykırı kanun
çıkaramazsınız! İptal ettiririz! Yaptık, geçmişte
de yaptık!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Arkadaşlar, burada o kadar
nahoş hadiseler oluyor ki, o kadar galiz, çirkin hadiseler oluyor ki bir
an bir düşünün, empati yapalım, bu sözleri aile ortamında sarf
edebilir miyiz? Sarf edemeyiz. Bu manada ben kendi adıma ve grubumuz
adına bu sözlerden dolayı da özür diliyorum, inşallah muhalefet
partileri de özür diler.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Milliyetçi Hareket Partisinin bu kanunla ilgili görüş ve düşünceleri
açıktır. Kullandıkları hususlar bu kanunu çıkartmamak
amacına yönelik. olarak hatip tarafından yanlış bir
şekilde değerlendirilmiştir. Milliyetçi Hareket Partisinin bu
konudaki görüşünü izah etmek üzere sataşmadan dolayı söz talep
ediyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Faruk Bal efendim.
BAŞKAN -
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
Sayın Bal, buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
23.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Canın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu dediklerimi
anlayabilmeniz için demokrasinin denge ve denetim mekanizmasından
kısaca söz etmem lazım. Siyasi partiler, parlamenter demokrasi
içerisinde Meclisten hükûmet çıkarır. O hükûmeti ilk denetleyecek
olan, hükûmeti kuran partidir. Bu, AKP içerisinde işlememektedir.
Diğer taraftan,
denge denetim mekanizması olmak üzere, Mecliste muhalefet partisinin
Anayasadan, İç Tüzükten doğan hakkı vardır. Ne hakkı
vardır? Kanunun esası hakkında genel konuşma hakkı
vardır, maddeleri üzerinde önerge verme hakkı vardır, sataşma
üzerine söz alma hakkı vardır, bir konu gündeme geldiğinde önemli
ise o konu hakkında görüşlerini bildirme hakkı vardır.
Bütün bunların hepsi cumartesi günü fiilen işgal edilmiş,
AKPnin dayatmacı, despot ve fiilen saldıran hâli ile ortadan
kaldırılmıştır. Cumartesi günü yaşanan olay,
dünyanın hiçbir ülkesinde ortaya çıkmamıştır.
Muhalefet partilerinin söz hakkını, muhalefet partilerinin bakana
soru sorma hakkını, önerge verme hakkını ve oylamada karar
yeter sayısı talep etme hakkını Sayın Başkan
ortadan kaldırmış ve meşruiyetini yitirmiştir. Bütün
bunlar ortada iken, Adalet ve Kalkınma Partisi adına biraz önce
konuşan hatibin muhalefet partisini suçlamasının bir tek
anlamı vardır, o da Goebbels politikasıdır Savunmanın
en uygun yolu taarruzdur. anlayışıyla sağa sola
sataşıyorsunuz. Bu sataşmalar size bir fayda sağlamayacağı
gibi, getirilen ve inşa edilmek istenen polis devletine demokratik ve
hukuki bir anlam da yüklemeyecektir.
Bu çerçeve içerisinde
Milliyetçi Hareket Partisi bu kanunda olumlu bulduğu maddelere oy
vermişti; siz farkında bile değilsiniz. Hedef olarak Milliyetçi
Hareket Partisini görmekten ve iftiranın en büyüğünü, en
aşağılığını, en
münafıklığını yapıp, bizi
başka bir partinin safında görmekle itham edecek
alçaklığı iddia edebiliyorsunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23/2/2015
tarihinde saat 19.00a kadar çalışmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN
- Öneriyi oylarınıza sunuyorum...
III.-
YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY
VURAL (İzmir) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Vural, Sayın Akçay, Sayın Bal, Sayın Oral, Sayın Erdem,
Sayın Erdoğan, Sayın Dedeoğlu, Sayın Bulut, Sayın
Korkmaz, Sayın Şandır, Sayın Akşener, Sayın
Demirel, Sayın Kutluata, Sayın Işık, Sayın Torlak,
Sayın Yılmaz, Sayın Türkoğlu, Sayın Varlı,
Sayın Şeker, Sayın Günal.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 23/2/2015
tarihinde saat 19.00a kadar çalışmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Bir
saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.42
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.46
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Alınan
karar gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyondan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci
sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve
Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci
sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S.
Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı:
616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.- Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/1008) (S. Sayısı: 685)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik
Bildirme Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve
25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (x)
BAŞKAN
- Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen
tasarının 21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşimde birinci
bölümde yer alan 10uncu maddesi kabul edilmişti.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Kaplan, iki dilekçeniz var, birincisi: 684 sıra
sayılı Tasarının 110uncu maddesinin 1inci maddeden önce
İç Tüzük 83üncü madde görüşülmesini arz ve teklif ederiz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bir de 63e göre
BAŞKAN
Evet.
İkincisi:
Önceki birleşimde grup adına söz hakkım, önergeler üzerine
konuşmalarım, karar yeter sayısı talebi ve 110uncu
maddenin öncelikli görüşülmesi talebimiz işleme
alınmamıştır.
Bu
nedenle, İç Tüzük 63üncü madde uyarınca usul hakkında söz
istiyorum.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bizim de taleplerimiz var.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İki önerge hakkında beraber söz almak
istiyorum.
BAŞKAN
Efendim?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İkisini birleştirerek
BAŞKAN
Önce birinci dilekçenize cevap veriyorum: Sayın Kaplanın Genel
Kurulun 21 Şubat 2015 tarihli 60ıncı Birleşiminde
gerçekleştirilen bazı işlemlerden dolayı Birleşim
Başkanlık Divanına bir başvurusu olmuştur. Sayın
Kaplan başvurusunda bahsettiği birleşimdeki söz ve karar yeter
sayısı taleplerinin karşılanmadığını, bir maddenin diğerinden önce
konuşulmasına dair önergenin işleme
alınmadığını belirterek usul hakkında söz
istemektesiniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Evet.
BAŞKAN Sayın Kaplanın
görüştüğümüz 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 110uncu maddesinin 1inci maddeden önce
görüşülmesine dair İç Tüzükün 83üncü maddesine göre bir talebi
olmuştu. İç Tüzükün 83üncü maddesinde: Genel Kurulda bir maddenin
diğerinden önce konuşulmasına işaret oyuyla karar verilebilir.
denilmektedir. Görüştüğümüz kanun tasarısının İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi kabul
edilmiştir. Malumunuz, temel kanun yönteminde tasarı ve teklifler
maddeler hâlinde değil bölümler hâlinde görüşülmekte. Konuşmalar
maddeler üzerinde değil bölümler üzerinde yapılmaktadır. Temel
kanun şeklinde görüşülen bir tasarı ve teklifte İç Tüzükün
83üncü maddesinin uygulama imkânı bulunmadığından
talebinizi yerine getiremiyoruz, işleme alamıyoruz efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkanım
BAŞKAN 60ıncı Birleşimde
gerçekleştirilen işlemle de ilgili olarak bu birleşimde
Başkanlık Divanı olarak yapabileceğimiz bir işlem
değildir. Bu talebiniz için Meclis Başkanlığına
başvurmanız uygun olacaktır Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Hayır Sayın Başkan, siz Başkanlık
Divanısınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, uygulamanız doğru değil efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Bu konuda 63e göre usule ilişkin talepte bulunuyorum ve siz
Başkanlık Divanısınız, size başvuruyoruz, bu
önergeleri size veriyoruz. Siz, aynı zamanda Meclis Başkanlık
Divanı olarak görev yapıyorsunuz. Burada İç Tüzük 13e göre çok
açık bir hüküm var. Bu konuda talebimiz vardı, talebimiz
doğrultusunda söz istiyoruz Sayın Başkan. Söz vermeyecekseniz
aleyhinizde usul tartışması açmak zorunda kalacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama
hayır efendim vermek
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Vermek zorundasınız.
BAŞKAN 13üncü maddenin ikinci
fıkrasını okuyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, bana okumayın.
BAŞKAN Kime okuyayım o
zaman Sayın Kaplan, Genel Kurula okuyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Zaten
Genel Kurula okuyacak.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, kendi bildiğinizi okuyamazsınız. Ben
talepte bulunuyorum.
BAŞKAN Tamam, ben de okuyorum
efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Diyorum ki: Talepte
BAŞKAN Sayın Kaplan, bunu
İç Tüzük hükümlerine göre yapmayacak mıyız?
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkanım, bir önceki oturumda karar yeter sayısı
istiyoruz, Başkanlık Divanı işleme koymamış. Bir
önceki oturumda önergemiz var diyoruz, görüşülmemiş. Bir önceki
oturumda yoklama diyoruz, dikkate alınmamış ve 63e göre İç
Tüzükte usulsüzlük olduğu zaman bu konuda söz ister. Başkanlık
Divanının usulsüzlüklerine karşı bir milletvekili ister.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa)
Başkanın takdirindedir efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Burada
takdir durumunuz yoktur. Biz bunu 13üncü maddeye göre
gerekçelendireceğiz, eğer tutumunuz buysa aleyhte söz istiyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Divan toplansın, kararını versin.
BAŞKAN
Evet, efendim müsaade eder misiniz 13üncü maddenin ikinci
fıkrasını bir okuyayım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Müsaade etmiyorum efendim.
BEDRETTİN
YILDIRIM (Bursa) Bu ne ya, yeter be!
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Allah Allah!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ben size takdir yetkisi vermiyorum.
BAŞKAN
Okuyacağım ben efendim.
Başkanlık
Divanı kanunlar ve İçtüzük gereğince verilen görevleri yerine
getirir. (Gürültüler)
Niye
okutmuyorsunuz siz 13üncü maddenin ikinci fıkrasını?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ben usul
tartışması açıyorum 63e göre, takdiriniz yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Okuyun, okuyun.
BAŞKAN
Siz usul tartışması açamazsınız, sadece talep
edersiniz Sayın Kaplan. Benim okuduğumu bir dinleyin önce.
Genel
Kuruldaki oylamalarda ve seçimlerde önemli bir yanlışlık
olduğu iddia edilirse, Başkan usul görüşmesi açabilir ve
gerekirse oya başvurarak düzeltme yapar. Biz bunu geçen birleşimde
yaptık.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yapmadık.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır, hayır.
BAŞKAN
Hayır, bunun için değil, sizin itiraz ettiğiniz konuyla ilgili
değil, başka konuda diyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır. Efendim yok, işte benim talebimle
yapılmadı.
BAŞKAN
Efendim, müsaade edin lütfen, devam ediyorum: Yanlışlık
birleşimden sonra anlaşılırsa Meclis Başkanı,
Divanı toplayarak takip edilecek yolu kararlaştırır.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Evet, işte bunu
OKTAY
VURAL (İzmir) Tamam.
BAŞKAN
Efendim, Meclis Başkanı diyor Başkan Vekili demiyor
efendim burada.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Mesele bu, bunu istiyoruz, bunu istiyoruz.
BAŞKAN
Başkan kendisine ait görevlerin yerine getirilmesi bakımından
gerekli görürse, Divanın görüşünü alabilir.
OKTAY
VURAL (İzmir) O ayrı bir konu, o ayrı bir konu.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, mesele budur zaten. Bu
takdire
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yanlış bir işlem
yapıldığı söyleniyor
BAŞKAN
O ayrı, tamam ama ikinci fıkrasının son cümlesi çok net
bir şekilde Meclis Başkanının toplayacağını
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, sizin
yorumladığınız gibi yazmıyor İç Tüzük, çok
açık. Yani burada İç Tüzükü uygulamak zorundasın.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, birleşim içinde
yapılacak olanı belirlemiş, birleşimden sonra
yapılacak olanı belirlemiş. Birleşim bitmiştir, yeni
birleşim olduğuna göre Sayın Meclis Başkanının
yapacağı şey, Divanı toplayarak bununla ilgili karar
oluşturacak, bu kadar açık.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Düzelteceksiniz yani.
BAŞKAN
Evet, Meclis Başkanı yapacak bunu.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet, yapmadan geçemezsiniz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sizin bu konuda karar verme yetkiniz yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok. Meclis Başkanını
çağırır diyor, açık hüküm var.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Başkanlık Divanı kararı
verildikten sonra ancak görüşme yapılabilir.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ben de geçen birleşimde
yapılan yanlışlıkları bir tutanağa geçirmek
istiyorum.
BAŞKAN
Şimdi, Sayın Gök, Sayın Vural ve Sayın Kaplan; bir defa
birleşim Başkanlık Divanı ile Meclis Başkanlık
Divanı farklı farklı şeylerdir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, sizin hatanızı
Başkanlık Divanı tamir edecek, siz değil.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Aynı şey mi dedik ya?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Siz yanlış
yapmışsınız, yanlışınıza
karşı Başkanlık Divanını istiyoruz. İç Tüzük
öyle diyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yanlışlığı
düzeltmek için size verilen yetki ayrıdır, Meclis Başkanına
verilen yetki ayrıdır. Biz de diyoruz ki: Meclis Başkanı bu
yanlışlığı düzeltsin, sonra görüşülsün.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Yani sorun
bu. Bu konuda ya taleplerimi kabul edersiniz ya da usul
tartışması açarsınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Bir karar vereceksiniz. Yani
buna siz karar veremezsiniz, doğru
BAŞKAN Efendim, karar verecek durumdayım ama
usul tartışması açıyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, usul
tartışmalık bir durum yok.
BAŞKAN Buyurun, lehte aleyhte söz isteyenler
(Gürültüler)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
LEVENT GÖKT (Ankara) Sayın Başkan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, açık bir
ihlal var, ne usul tartışması! Geç orayı sen!
BAŞKAN Ne yapacağım?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sen kalkacaksın
oradan, Meclis Başkanı gelecek, seni düzeltecek.
BAŞKAN Nasıl konuşuyorsunuz siz?
Sayın Zozani, bir oturur musunuz lütfen, ona göre.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Öyle şey mi olur?
Sen kalkacaksın, ben kalkmayacağım.
BAŞKAN Sizin dediğiniz mi olacak yani?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Nasıl şey olur peki?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı istenmiş mi, istenmemiş mi, incelensin; yoklama
istenmiş mi, istenmemiş mi? Sayın Başkan, çok açık bir
şekilde
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yanlış
yapmışsın bir de şey
Ara ver! Ara ver!
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
Sayın
Başkan, bir de beni dinleyin!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Meclis
Başkanı var.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Başkan -
Sayın Kaplan
diyor ve oradan hemen karar yeter sayısı
istiyorum, uygulamadan geçiyorsunuz; hemen arkasından, Sayın
Başkan
yine
BAŞKAN 13ün ikinci fıkrasını okur
musunuz, üçüncü fıkrasını okur musunuz Sayın Kaplan? Hep
siz söylüyorsunuz ama.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, 75inci sayfayı açın, Hasip Kaplan (Şırnak)
Karar yeter sayısı
diyor. Önergem oylanıyor, dikkat edin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Diğer grupların
da benzer talepleri var.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hasip Bey, diğer
gruplar da
HASİP KAPLAN (Şırnak) Aynı şeyi
Oktay Vural istemiş.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani tek bir grubun dile
getirdiği bir husus değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Üç grup
istemiş. Buna keyfiniz yok ki. Buna takdiriniz yok ki.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Dört gruptan üç tanesi
İç Tüzüke açıkça aykırılık var. diyor. Bunu siz
çözemezsiniz.
BAŞKAN Efendim, benim burada yapabileceğim bir
şey yok. (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Var, var.
BAŞKAN Meclis Başkanlığına
dilekçe vereceksiniz. Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz dilekçe
verdik.
BAŞKAN Evet, 11inci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutuyorum
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hayır
Sayın Başkan
Arkadaşlar, Başkanlık Divanında
toplanalım, versin veya kapatsın.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz Meclis
Başkanlığına dilekçe verdik. Sayın Başkan olumlu
HASİP KAPLAN (Şırnak) 13üncü maddeyle
ilgili buna yetkiniz yok.
(Kâtip Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik
tarafından önerge okunmasına başlandı)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, yapamazsınız! Yapamazsınız!
(Bir grup milletvekilinin Başkanlık Divanı
kürsüsü önünde toplanmaları, gürültüler)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz Meclis
Başkanlığına dilekçe verdik.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, ne yapmamız lazım?
Yanlışlarınızı nasıl düzelteceğiz?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, biz Meclis
Başkanlığına dilekçe verdik. Yanlış
yapıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, ben geçen
birleşimde yapılan yanlışlıkları burada anlatmak
istiyorum. Tutanaklar elimde. Tutanakların hepsi elimde.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, geçen
birleşimde yaptığınız
yanlışlıkları anlatmak istiyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Levent, yanına git.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, usulsüz oylama var.
OKTAY VURAL (İzmir) Kime başvuralım ya?
Yargıya mı başvuralım?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Despot musun, nesin ya?
Bu ne biçim iş?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, ama
bakar mısınız
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ama bakın...
BAŞKAN
Sayın Tanal, lütfen
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Ya oku işte. Öğren. Öğren Başkan, öğren.
Öğrenmek ayıp değil.
BAŞKAN
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.58
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 21.45
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
Hasip Kaplanın İç Tüzükün 13üncü maddesinde belirtilen,
60ıncı Birleşimde gerçekleştirilen işlemlerle ilgili
olarak itirazının neticesi incelendi.
Başkanlık
Divanı olarak yapacağımız bir işlemin
bulunmadığı
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir saniye Sayın Kaplan, bir sözümüz bitsin lütfen ya!
Sayın
Kaplan, biz herkesi sonuna kadar dinliyoruz ama.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Siz bizi dinlemeden karar veriyorsunuz ama.
BAŞKAN
yetkinin Meclis Başkanında
Meclis Başkanının
Divanı toplayarak takip edilecek yolu kararlaştıracağı
anlaşıldığı, zaten dilekçenin Meclis
Başkanlığına yazıldığı, bizim de Meclis
Başkanına hitaben üst yazıyla itirazları
göndereceğimizi bilgilerinize sunuyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Peki, Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu konuda usul tartışması
açalım, siz de karar verin, Başkanlık Divanına gönderin.
BAŞKAN
Usul tartışması olur mu Sayın Kaplan?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Sayın Kaplan usul
tartışması istedi.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, 63e göre bir talebim var.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaplan, usul tartışması açıyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Aleyhinizde
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Lehte
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Aleyhte
ENGİN
ALTAY (Sinop) Aleyhte
OKTAY
VURAL (İzmir) Aleyhte
BAŞKAN
Birer tane vereyim size. Anlaşın, konuşun, kendi
aranızda.
Evet,
talepleri okuyorum: Lehte, Doğan Kubat, İstanbul Milletvekili; Oktay
Vural, İzmir Milletvekili. Aleyhte, Hasip Kaplan, Şırnak
Milletvekili; Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili.
Şimdi,
ilk söz Mehmet Doğan Kubat, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakutun, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın Genel Kurulun
21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşiminde söz ve karar yeter
sayısı taleplerinin karşılanmadığıyla ilgili
başvurusunu ve 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 110uncu maddesinin 1inci maddesinden önce
görüşülmesine dair önergesini işleme almamasının İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul
görüşmesinde Başkanlığımızın tutumu lehinde
görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, geçen hafta da buna benzer bir tartışma
yaşadık. Başkanlık Divanı dayanağını
Anayasadan alan bir kuruluştur, organdır. Yine, İç Tüzükün
9uncu maddesinde ne şeklide kurulacağı belirlenmiştir.
Başkanlık Divanı 1 başkan, 4 başkan vekili, 7 kâtip
üye ve 3 idare amirinden kurulur. Şimdi, 13üncü madde
Başkanlığın yapmış olduğu, seçimler veya
oylamalardaki, yanlışlıklar sebebiyle bunların
düzeltilmesine ilişkin usulün ne şekilde olacağına dair bir
düzenleme getirmiş. Eğer bu oylama ve seçimlerdeki
yanlışlıklar hemen o oylama veya seçimin akabinde, o anda
Başkanlık yani oturumu yöneten Başkanlık tarafından
tespit edilirse buna ilişkin usul görüşmesi açılıp
anında oya başvurmak suretiyle gerekli düzeltmeyi
yapacağını belirtiyor 13üncü maddenin ikinci fıkrası.
Ki bu uygulamayı geçen hafta yaptık.
Yine
ikinci fıkranın son cümlesinde yanlışlığın
birleşimden sonra anlaşılması hâlinde uygulanacak yöntem de
açıklıkla düzenlenmiş. Bu durumda Meclis Başkanına
salt yetki verilmiş ve Meclis Başkanına, böyle bir iddia var ise
yani seçimlerde veya oylamalarda bir yanlışlık olduğu iddia
edilirse -ki bu iddiayı araştırıp, inceleyip, netice
itibarıyla Divanı toplayıp bir karara bağlama yetkisi salt
Meclis Başkanına verilmiş- Meclis Başkanı bu
iddiaları değerlendirip Divanı toplayarak ona göre takip
edilecek usulü belirleyecektir.
Dolayısıyla,
şu anda oturumu yöneten Sayın Başkanımızın da
belirttiği üzere bu konuda Meclis Başkanlığına
yazılı talepler ve Başkanlığa da resen havalesi söz
konusu. Bu noktada Genel Kurulun bu çalışmasını
sürdürmesinde İç Tüzüke ve Anayasaya aykırı herhangi bir yön
yoktur. Başkanlık bu iddiaları araştıracak, ama üç gün
sonra, ama beş gün sonra, eğer varsa böyle bir
yanlışlık, iddialar doğruysa buna göre izlenecek usulü de
13üncü maddenin ikinci fıkrasına göre belirleyecek ve Genel Kurula
arz edecektir, Genel Kurul da ona göre takdir hakkını
kullanacaktır. Dolayısıyla, Başkanımızın
tutumu yerindedir.
Yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte
söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, Başkan Vekili olarak
göreviniz şu İç Tüzükü uygulamaktır. Muhalefet partileri
demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Muhalefet partilerinin bir
talebi söz konusu olduğu zaman bu İç Tüzüke göre Başkanlık
Divanınızın bunu dikkate alıp gereğini İç Tüzük
uyarınca yapması gerekir.
Bakın,
benim önergem okunduğu zaman bir önceki birleşimde dikkat edin, bu
birleşimde değil- aynen tutanakta, bende gözüken 75inci sayfada
Hasip Kaplan: Karar yeter sayısı. diye söylüyorum, stenograflar
geçiyor, tutanakta var, arkasından Oktay Vural, İzmir: Karar yeter
sayısı. diyor, o da geçiyor. Başkanlık Divanı ne
yapıyor? Karar yeter sayısı istemeden Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir
Arkadaşlar,
bu İç Tüzükte karar yeter sayısı diye bir madde var mı?
Var. Yoklama istenmesine ilişkin bir madde var mı? Var. Peki, Meclis
başkan vekilinin Ben bunu uygulamam. keyfiyeti var mı? Yok. İç
Tüzükte böyle bir takdir keyfiyeti başkan vekiline verilmemiş.
Burada, oylamada usulsüzlük var, usulsüzlük var oylamada. Bu oylama nedir?
Muhalefet milletvekili olarak Hasip Kaplanın istediği karar yeter
sayısının uygulanmamasıdır. Nedir? Yoklamanın
uygulanmamasıdır. Sonra bakıyoruz ki, tartışmamız
devam ediyor, yine 76ncı sayfada Hasip Kaplan: Yoklama isteğimize
cevap vereceksiniz. diyorum Sayın Başkan. Buna cevap verilmiyor.
Sayın Başkan, siz Başkansınız, Divan kâtipleri
önergemizi okur. Ona da cevap vermiyor.
Şimdi,
bunun örnekleri çok ama İç Tüzükte ikinci fıkrada çok açık bir
hüküm var: Bir önceki birleşimden sonra anlaşılırsa bu
sorunu Başkanlık Divanı çözer arkadaşlar, burası
değil. Şimdi, Başkan, bu usul tartışması geçti,
ondan önceki fıkraydı, burada oylatamazsınız. Bir tek
yapacağınız şey var, aslında hemen oturumu
kapatıp Başkanlık Divanına talebimizi iletmek. Ayrıca,
Başkanlık Divanına talep verdik, sizin de burada yapmanız
gereken karar Başkanlık Divanına bu talebi iletmek. Bunun
dışında yapacağınız her talep bir başka
usulsüzlük, bir başka hak gasbı, bir başka tür İç Tüzük
çiğnemesi olacaktır. Takdir yetkiniz yok, kesinlikle yok, bu konuda
hemen karar veriniz, Meclisi de bu sorunlarla meşgul etmeyiniz diyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
Şimdi,
lehte söz isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
Buyurun
Sayın Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi
biz burada neyi tartışıyoruz? Aslında cumartesi günü
çoğunluk iradesinin ve Meclisi yöneten başkan vekilinin İç
Tüzüke aykırı hukuksuzluklarını ve usulsüzlüklerini
konuşuyoruz.
Aziz
vatandaşlarım, maalesef burada hukuk ayaklar altına
alınmıştır. Maalesef, burada, İç Tüzük'ün
gerektirdiği karar yeter sayısı olmadan, toplantı yeter
sayısı olmadan, oldubittilerle maddeler geçirilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna ait söz hakkı
tanınmamıştır. Önergeler gerekçe okutulmadan
oylanmıştır, olmayan milletvekili sayısıyla Kabul
edilmiştir. denilmiştir. Vahim bir hukuk hatası vardır.
Milletin hukukunu ayaklar altına alan bir çoğunluk iradesine
karşı biz milletin hukukunu savunuyoruz. Milletin hukukunu ayaklar
altına alan bir Parlamento bunu düzeltmeden çalışmalarına
devam edemez. Açıkça İç Tüzükte bütün bunlar olmasına
rağmen, Milliyetçi Hareket Partisinin söz hakları kesilmiştir,
milletvekillerinin soru sorma hakları gasbedilmiştir,
milletvekillerinin ve grupların karar yeter sayısı hakları
gasbedilmiştir, toplantı yeter sayısı hakları
gasbedilmiştir. Neden? Çünkü, yeterli sayıda milletvekili
olmadığı için oradaki kişi Var. diyerek bunu gözden
kaçırmıştır.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Başkan vekili sürekli anons yaptı ama
çıkmadınız.
OKTAY
VURAL (Devamla) Bize göre yapılması gereken işlem nedir?
13üncü maddeye göre, aynı birleşimde -tespit edildiği zaman-
Meclis Başkanının gerekli düzeltmeyi yapması lazım.
Peki, birleşim bittiğine göre ne yapılması lazım?
Meclis Başkanının Başkanlık Divanını
toplaması lazım.
Biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki bu hukuksuzluğu gidermek için
yapmanız gereken işlem, Meclis Başkanının
Başkanlığında Başkanlık Divanını
toplamak suretiyle takip edilecek yolu belirleyiniz; yapmanız gereken
işlem, bu kanuna göre, bu İçtüzüke göre uygun hareket etmeyi
sağlamaktır. Çünkü, eğer bir maddede karar yeter sayısı
yoksa o maddeden diğer maddeye geçemezsiniz, toplantı yeter
sayısı yoksa yine toplantı yapamazsınız. Bu durumda,
Meclis başkan vekilinin bu talepleri göz ardı etmesi, olmayan bir
karar yeter sayısını, olmayan bir toplantı yeter
sayısını var gibi kabul etmiş olması, doğrudan
doğruya, bu maddelerin keenlemyekûn yok kabul edilmesini ve aynen
başa dönülerek bunlarla ilgili tekriri müzakereyle bunların yeniden
ele alınmasını gerektirmektedir. Hukuku düzeltmek lazım. Bu
Parlamentonun, hukukuna sahip çıkması lazım.
Burada,
kanun koyucu şunun için yapmış, diyor ki size: Hukuksuzluk
yaparsan Parlamentoda hukuksuzluğa izin vermem, Parlamento hukuksuz bir
şekilde devam edemez. Sen tespit ediyorsan sen ama bununla ilgili müracaat
varsa Divan toplanacak, karar verecek. Aksi takdirde, Parlamento
hukuksuzluğun devam etmesini kabul ederse, o zaman Parlamento
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY
VURAL (Devamla) -
milletle, egemenlikle, hukukla
bağlantısını kesmiş demektir.
Onun
için, yapılması gereken işlem, birleşim bittiğine göre
bu usulsüzlükle ilgili Divanın karar vermesidir. Bununla ilgili yapmak,
bundan sonraki hukuksuzlukları da önlemek için
Aynı zamanda
baskılayıcı bir unsurdur, çoğunluk iradesi ve Meclis
başkan vekili buna göre hareket etmek zorunda, mecbur kalacaktır. Bu
mecburiyeti sağlamanın yolu
Aksi takdirde, bundan sonra da
aynısını yaparsınız, aynısını
yaparsınız, bunun garantisi yok ki. İşte bundan dolayı
Meclis Başkanı Toplanalım. diyor, yapalım. O
bakımdan, yapılması gereken işlem hukuka uygun bir
şekilde hareket etsin. Burası İçişleri Bakanının
talimatıyla hareket eden bir Meclis değildir, milletin iradesi
vardır, birilerinin keyfi için bu yasa hukuka aykırı bir
şekilde geçmez, zorla da, dayatmayla da bu şekilde olmaz. Bu dayatmadan
vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Müsamahanıza
sığınarak, özür dileyerek teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
Şimdi,
aleyhte söz isteyen
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, bir cümle efendim.
BAŞKAN
Bir saniye ama, söz vereceğiz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Peki, tamam.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Levent Göke devrediyorum efendim.
BAŞKAN
Levent Gök, Ankara Milletvekili.
Buyurun
Sayın Gök. (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan tasarının daha maddelerinin tümü üzerindeki
görüşmeler
OKTAY
VURAL (İzmir) Tümü tamamlanmadı daha.
LEVENT
GÖK (Devamla)
birinci bölüm üzerindeki görüşmeler dahi usulsüzdür.
Burada Parlamentonun bütün hukuku gasbedilmiştir ve şu anda
bulunduğumuz taleple, 13üncü maddeye göre Başkanlık
Divanının acilen karar vermesi gerekmektedir. Sorun,
Başkanlık Divanının yanlışlık tespit edildikten
sonra ne zaman toplanıp karar vereceğidir.
Değerli
arkadaşlarım, ciddi bir yanlışlık var. 21 Şubat
tarihindeki oturumda, tümü üzerindeki görüşmelerde Başkan, Cumhuriyet
Halk Partisinin sözcüsünü davet ediyor: Sayın Ali Serindağ, geliyor
musunuz? Levent Gök, Grup Başkan Vekili olarak Gelecek efendim,
gelecek. diyorum. Ali Serindağ Geliyorum Sayın Başkan. diyor.
Ondan sonra, Başkan derhâl diğer sözcüye geçiyor.
Değerli
arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Tutanaklarda var bunların
hepsi. Bakın, daha sonra, sözlü sorularda, değerli
arkadaşlarım, bizim söz isteyen arkadaşımıza söz
veriyor Sayın Başkan: Gürkut Acar, lütfen sözünüzü konuşunuz.
Gürkut Acar da diyor ki Sayın Başkan, sistemi açmadınız
ki, benim söz hakkımı kestiniz. Olur mu, açın lütfen
konuşacağım. diyor. Değerli arkadaşlarım, sistem
açılmadan sözlü soruların görüşülmesinin teminine
çalışılmış.
1inci
maddede, değerli arkadaşlarım, Başkan Kabul edenler
demeden Oktay Vural MHP adına karar sayısı istiyor, tutanaklarda
var. Başkan Kabul edenler
Etmeyenler.. diye diğer maddeye geçiyor.
2nci maddeye geçtiğinde de bana bizzat soruyor, beni ayakta görmüş
Karar sayısı mı yeter sayısı mı Sayın Gök?
diyor. Efendim, toplantı sayısı. diyorum. Toplantı
sayısı mı? diyor. Bunu dahi gerçekleştirmiyor ve
oylamayı gerçekleştiriyor.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, karar sayısı istemek bizim
hakkımızdır, yoklama sayısı istemek
hakkımızdır. Sözlü sorularda bir arkadaşımıza söz
geldiği zaman, Başkanın ses cihazını açması bir
kere hakkımızdır. Bütün bunların tamamında usulsüzlük
yapılmıştır.
Şimdi,
Başkan diyebilir ki Ben duymadım. Duyacaktınız Sayın
Başkan. Siz eğer duyamadıysanız demek ki bir itiraftır
bu, Meclisin düzenini sağlayamamışsınız, gürültüyü
engelleyememişsiniz. Bu sizin kusurunuz, sizin kusurunuzdan kaynaklanan
bir durumu bizlere yöneltemezsiniz.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, 1inci maddesinde, 2nci maddesinde,
3üncü maddesinde tutanaklara geçmiş ciddi hatalar var. Bunların
düzeltilmesinin talebi için Meclis Başkanına dilekçe verdik.
Kaldı ki görüşülmekte olan bu kanun tasarısının
1inci, 2nci maddeleri diğer maddeleri etkileyecek önemde yani birbirine
bağımlı maddeler. Bunların görüşülmesindeki
usulsüzlüğün derhâl giderilmesi, Başkanlık Divanının
derhâl toplanması, karar alması ve bir yol haritası çizmesi
gerekiyor, söylediğimiz budur. Tüzükten kaynaklanan bir yetkiyi bugün
tartışıyoruz ve Başkandan da bunun yerine getirilmesini
istiyoruz. Acilen Başkanlık Divanı toplanmalı, bu
usulsüzlükler hakkında karar almalıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
İHSAN
ŞENER (Ordu) Tutanakları alıp seçim mailine gidersiniz,
bunları anlatırsınız, millet görmedi çünkü.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri, iki birleşim öncesinde gerçekleştirilen bazı
oylamalarda yanlışlık iddiasının bu birleşimi
yöneten Başkanlık Divanınca değerlendirilmesi, İç
Tüzükün 13üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mümkün
bulunmamaktadır.
Bu
konuda değerlendirme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına ait olup
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, usulsüzlüklerle devam edilebilir
mi? Usulsüzlük yaparak devam edilebilir mi?
BAŞKAN
-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yanlışlık
başvurusunu değerlendirerek
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Nasıl devam eder?
OKTAY
VURAL (İzmir) Hukuksuzluk nasıl devam eder?
BAŞKAN
-
gerekirse Başkanlık Divanını bu gündemle
toplayacaktır. Divanın kararı doğrultusunda Genel Kurul
işlem yapacaktır. Başkanlığa başvurulduğu
zaten ifade edilmiştir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) 3üncü madde görüşülmeden 4üncü madde
görüşülmeden, 11i, 13ü nasıl görüşürsünüz?
BAŞKAN
- Yanlışlık iddialarının görüşmelerimize engel
hâli bulunmamaktadır.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, diğer maddeleri etkileyecek
yanlışlıklar bunlar. Diğer maddeleri etkileyecektir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Usulsüz uygulamasını devam ettirme
kararınız bir dayatmadır. Bu kanunu hukuka uygun bir
şekilde çıkarmamak için bir dayatma yapıyorsunuz. Türkiye Büyük
Millet Meclisine bu dayatmayı yapma hakkınız yok. Burada
İçişleri Bakanı dahi, Millî Savunma Bakanı dahi otursa bu
dayatmayı kabul edemezsiniz.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ederim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, 2nci, 3üncü maddedeki
usulsüzdür.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yürütmenin dayatmasıyla hareket edemezsiniz.
BAŞKAN
Efendim, usul tartışması açtık, konuştuk konuyu,
fikrimizi söylüyoruz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, ne usulü? Esas bu, esas.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Esas usulsüzlük değil, sizin İç Tüzükü
çiğnemeniz, Başkanlık Divanınızın İç Tüzükü
çiğnemesi sonucu 2nci, 3üncü madde
BAŞKAN
Evet, konu değerlendirilmiştir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, Başkanlık
Divanının tutumu
BAŞKAN
Efendim, aynı konuyu saatlerce konuşacak değiliz.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hayır, devam edemezsiniz.
BAŞKAN
- Sayın Kaplan, konuşuldu, usul tartışması istediniz,
açtık, söz verdik iki lehte, iki aleyhte.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Niye böyle yapıyorsunuz Başkan?
BAŞKAN
Efendim, diğer konular var.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hukuku çiğnemek üzere yemin mi ettiniz? Allah
Allah!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, başka bir konuda beni
dinler misiniz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Osmaniye Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin
Türkoğlunun tasarının 12nci maddesinin 11inci maddeden önce
görüşülmesine dair İç Tüzükün 83üncü maddesine göre bir talebi
gelmiştir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, biz ayaktayız, siz ne
okuyorsunuz?
BAŞKAN
Bir saniye efendim, Sayın Altay da istedi.
Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplanın 110uncu maddenin 1inci maddeden
önce görüşülmesine dair talebi üzerine biraz önce bir açıklamam
olmuştu.
Tekrar
edecek olursak, İç Tüzükün 83üncü maddesinde Genel Kurulda bir maddenin
diğerinden önce konuşulmasına işaret yoluyla karar
verilebilir. denilmektedir.
Görüştüğümüz
kanun tasarısının İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülmesi kabul edilmiştir. Malumunuz, temel kanun
yönteminde tasarı ve teklifler maddeler hâlinde değil, bölümler
hâlinde görüşülmekte; konuşmalar maddeler üzerinde değil,
bölümler üzerinde yapılmakta; temel kanun şeklinde görüşülen bir
tasarı veya teklifte İç Tüzükün 83üncü maddesinin uygulanma
imkânı bulunmadığından bu taleplerin işleme
alınması imkânı bulunmamaktadır.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, tutumunuz hakkında
usul tartışması, tutumunuz hakkında
Yanlış bu.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu, doğru bir uygulama
değil, biliyorsunuz.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sayın Başkanım, bunlar iyi niyetli
değil. Bunlar altı gündür aynı şeyi yapıyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, bu konuşulma, bir maddenin önceden
konuşulması demek önergelerle birlikte ele alınması
demektir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) - Yani, siz konuşmayı
yaptırmayacaksınız ama varsa önergeleri işleme
alacaksınız ondan önce.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Bunlar İç Tüzük falan tanımaz. Altı gündür
engellemeye çalışıyorlar, Meclisi çalıştırmamaya
çalışıyorlar, tek niyetleri bu.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Bununla ilgili yapılan şey konuşmak
değildir, görüşmektir. Eğer siz konuşulup da maddelerin
önergelerini oylatmazsanız bütünü olmaz. Dolayısıyla, bu maddeyi
yani eğer bir başka kanunda konuşulması dediniz,
konuştuk. Peki, önergeleri ne zaman görüşeceğiz? Ondan sonraki
maddede mi görüşeceğiz? Böyle bir mantıksızlık
olabilir mi? Dolayısıyla, burada konuşmak görüşmektir.
BAŞKAN
Temel kanun görüşüyoruz efendim.
Bir
de Sayın Balukenin bir dilekçesi vardı.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, onu tüketmedik.
BAŞKAN
Sayın Baluken, İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun
görüşmelerinde her madde üzerinde en fazla iki değişiklik
önergesi verilebilmektedir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, tüketmedik bunu.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Her parti grubunun önerge hakkı saklı olduğundan bu sayı,
parti grubu sayısı kadar artırılabilmektedir. Grubunuz üyesi
Şırnak Milletvekili Sayın Hasip Kaplan 9 Şubat 2015
tarihinde tasarının her maddesine bir önerge vermiştir. Bu
nedenle sizin ve arkadaşlarınızın imzalarının
olduğu diğer önergeleri işleme alamıyoruz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, ne alakası var?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ne alakası var? Sayın Başkan, biraz
çıtayı fazla aştın sen.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bir önceki konuyla ilgili usul
tartışması açıyorum çünkü uygulamanız
yanlıştır, çok vahimdir.
BAŞKAN
Yapılacak bir şey yok efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, usul tartışması açıyorum.
Bizim konuşma önergemizi
BAŞKAN
Söz isteyen lehte, aleyhte?
OKTAY
VURAL (İzmir) Aleyhte.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Lehte.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Aleyhte.
BAŞKAN
Aleyhte Oktay Vural.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, 83le ilgili
tartışma açıyoruz, usul tartışması ve tutumunuz
hakkında.
OKTAY
VURAL (İzmir) 83üncü maddeyle ilgili bizim önergemiz. 83üncü madde,
83le ilgili.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, İç Tüzükü
çiğnemek için yapılmış
Siz onu aşmadan buna
geçiyorsunuz.
BAŞKAN
Aleyhte Engin Altay.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Aleyhte.
BAŞKAN
Doğan Kubat
Sayın
Baluken, sizden söz isteyen lehte
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ben.
BAŞKAN
Siz misiniz?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, hayır, Hasip Bey de
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Aleyhte istiyorum ben.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) 91inci maddeyle ilgili
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, şu anda 83le ilgili.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bu, 83.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hasip Bey konuşacak.
BAŞKAN
83üncü maddeyle ilgili usul tartışması açıyorum.
Söz
isteyenler: Lehte Sayın Kubat ve Sayın Kaplan, aleyhte Sayın
Vural ve Sayın Altay.
Önce,
lehte Mehmet Doğan Kubat, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakutun, Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlunun 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesinin 11inci
maddesinden önce görüşülmesine dair önergesini işleme almamasının
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul
görüşmesinde Başkanlığın tutumu lehinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, İç Tüzükün 81inci maddesi, kanun tasarı ve
tekliflerinin Genel Kurulda görüşülmesine ilişkin temel esasları
belirlemiştir. 91inci madde ise özel bir yasama yöntemi olan temel
kanunların ne şekilde görüşüleceğine ilişkin detayları
düzenlemiştir ki bununla ilgili 6-7 tane Anayasa Mahkemesi kararı
vardır. Temel kanunların görüşülmesine ilişkin,
örneğin önergeler bakımından da 87de 7 iken bu 91inci maddede
önerge sayısı 4e düşmektedir. Yani, temel kanunlardaki görüşme
yöntemleri farklıdır ve 91e tabidir. Eğer 91de özel olarak
düzenlenmemiş bir konu var ise o zaman genel hükümler Diğer hükümler
saklıdır. hükmü atfı gereğince, birinci fıkranın
(a) bendinin beşinci bendi gereğince bu hükümlere
başvurulabilir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Kubat, 93ü tartışıyoruz.
Kubat, kardeşim
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Şimdi, 91inci maddede bölümlerin maddeler
okunmaksızın temel
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Kubatı uyarsana Sayın
Başkan, 83ü konuşuyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 83ü konuşuyoruz.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Biraz sabırlı olursanız
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, hatip istediğini
konuşur, ne karışıyorlar?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) 83ü tartışıyoruz.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Hasip Bey, merak etme, biliyorum, biliyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ama uyarın yani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 83üncü madde üzerinde görüşülüyor.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Siz ne karışıyorsunuz ya?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sana ne, istediğini konuşur!
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Temel kanunlar bölümler hâlinde görüşülür. Bu
temel kanun da, 684 sıra sayılı temel Kanun da 5 bölüm hâlinde
görüşülüyor
AHMET
HALUK KOÇ (Samsun) Tanımı ne, tanımı, temel kanunun
tanımı ne?
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla)
ve bölümler maddelerin görüşülmesindeki usule
göre ayrı ayrı görüşülür ve bölümlerdeki maddeler ayrı
ayrı oylanır. Bölüm görüşmeleri maddeye göre
yapılıyor. 81deki madde görüşmelerindeki süreleri uyguluyoruz.
Maddeler üzerinde sadece önerge işlemi yapılıyor, siz de bunu
çok iyi biliyorsunuz. 83üncü madde, Genel Kurulda bir maddenin
diğerinden önce konuşulmasına işaret oyuyla karar
verilebilir. Konuşma yapmaksızın normal, 81e göre yapılan
görüşmeler bakımından 83 uygulanabilir ama 91deki özel usul
gereğince, temel kanunların bölümleri maddelerdeki usule göre
görüşüldüğünden, 83 ile 91
karşılaştırıldığında özel hüküm olan
91e göre 83ün uygulanma olanağı olmadığından
dolayı Başkanlığın
tutumu yerindedir diyorum, yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Aleyhte söz isteyen, Oktay Vural,
İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Vural. (MHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
83üncü madde Genel Kurulda bir
maddenin diğerinden önce konuşulmasına işaret oyuyla karar
verilebilir. diyor.
Şimdi, temel yasalar bölümler
hâlinde görüşülüyor. Maddeler önergeleriyle birlikte birdir. Şimdi,
siz eğer Efendim, bu temel kanun olduğu için burada konuşma
yok, maddenin bir önceye alınması mümkün değil. derseniz, bu
durumda, temel kanun olmayan bir maddede, faraza, 4üncü maddeyi 2nci maddeden
önce görüşüp de önergelerini ne yapacaksınız? Ne zaman görüşeceksiniz
yani 4te mi görüşeceksiniz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Eve
götürecekler!
OKTAY VURAL (Devamla)
Dolayısıyla, bu kadar açık seçik. Böyle bir
mantıksızlık olabilir mi?
Varsayalım temel kanun değil,
önerge geldi, ne yapacaksınız? Konuşma dedi, madde üzerinde
gurupları konuşturmayacak mısınız? Önerge var,
önergeyi oylatmayacak mısınız? Dolayısıyla, burada
konuşulma
Meclis konuşmaz, Meclis müzakere eder Sayın
Başkan, istirham ediyorum. Burası kahvehane değil, burada amaca
yönelik bir görüşme yapılır, müzakere yapılır.
Konuşun. E, boşa konuşmanın bir anlamı mı var?
Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisini boşa konuşuyorlar bunlar gibi
görmek doğru değil. Bu durumda yapılması gereken işlem
nedir? Temel kanun olduğu için, madde üzerinde konuşma hakkı
olmadığına göre, maddede eğer önerge varsa önergeler
üzerinde konuşmalar yapılır ki konuşma demek sadece
maddede mi konuşmaktır? Önergede de konuşmaktır yani
önergeleri müzakere edecek. Buna konuşma demiyor musunuz? O zaman
oylamayı da öyle yapacaksınız. Bununla ilgili usul
tartışması açmaya da gerek yok. Yapılacak işlem gayet
açık ve nettir. 12nci maddenin 11den önce konuşulmasını,
önergelerinin birlikte ele alınmasını istiyor muyuz?
Yapacağınız iş -bu kadar zorlamaya ne gerek var- çok basit
bir işlem: Böyle bir önerge vardır, oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir. Bu kadar açık ve
seçik. Neden hukuku zorluyorsunuz? Neden milleti zorluyorsunuz? Lütfen, hukuk
bu kadar zorlanmaz, hukuk zorbalığı kabul etmez. Kanun koyucunun
muradını istediğiniz gibi algılamak olamaz. Konuşulması,
konuşma olmadığına
Önergede konuşma
hakkımız var. Önergede konuşma hakkımızı biz
şimdi görüşmek istiyoruz, belki Parlamento öyle karar alacak. Genel
Kurulun vermesi gereken bir kararı siz Genel Kurulun yerine geçerek
nasıl veriyorsunuz? Siz Genel Kuruldan üstün müsünüz, milletvekillerinden
üstün müsünüz? Böyle bir yetkiniz yok ki sizin. Onun için, hukuku
zorlamayın, buna göre işlem yapın.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY
VURAL (Devamla) - Bununla ilgili yapacağınız işlem sadece
oylamaya sunmaktır, bundan öteye başka yapacağınız bir
işlem yoktur. Bununla ilgili bir takdir hakkınız yok. Böyle bir
işlemle kendinizi çoğunluk iradesinin üstünde görmeniz de son derece
yanlıştır.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Lehte
söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan. (HDP sıralarından alkışlar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, Allah aşkına
sizin nerenizi düzeltelim yani? Her çıktığımız yer
usulsüzlük, her çıktığımız yer İç Tüzüke
aykırılık; her adımınız hukuka aykırı.
Bu kadar da hukuksuz yönetim, bu kadar da zulüm, bu kadar da baskı, bu
kadar da partizanlık olmaz. Çıkarın üstünüzdeki o kıyafeti,
AKPnin cübbesini giyin, rozetini takın, AK PARTİli gibi
davranın, anlayalım sizi. 83üncü maddeyi -otuz yıllık
hukukçuyum, siz de o kadar hukukçusunuz- utanmıyor muyuz burada
tartışmaya?
OKTAY
VURAL (İzmir) Vallahi yahu, açıkça yazılı yahu.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Ne diyor 83üncü madde? Bir sonraki madde bir önceki maddelerle
görüşülebilir. Niye? İhtiyaç varsa.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Genel Kurul karar verir.
HASİP
KAPLAN (Devamla) - Ben 110uncu maddenin öne alınıp
tartışılmasını istemişim. Ne diyor 110? Kamu
düzeni ve ahlakı.
Arkadaşlar,
bu güvenlik paketi hangi kamu düzeni ve ahlakını koruyacak? Mesele
bu. Bunu önden konuşalım diyoruz. Ne kaybedeceksiniz 110uncu maddede
konuşulursa, 10uncu maddede... Ne kaybınız olacak? Hangi treni
kaçıracaksınız? Neyi kaçıracaksınız Allah
aşkına? 110 görüşülmeyecek mi? Niye muhalefetin makul bir
talebine hemen karşı çıkıyorsunuz, hemen reddediyorsunuz,
hemen külliyen karşısınız? Bu kadar
katılımcılıktan uzak, çoğulculuktan uzak,
ortaklaşmaktan uzak, demokrasi kültüründen uzak, çoğunlukçu,
parmakçı diktatörlüğünüzü nereye kadar götüreceksiniz?
Açık
söylüyoruz: Burada, akıl, izan, mizan, hakkaniyet, adalet
kalmamış. Burada, oylayacaksınız şimdi, birazdan,
usulen Genel Kurula
Çoğunluk burada var. Böyle, böyle yapmaya
başladınız ya! Yoruldunuz arkadaşlar. Yeni kol, bilek
kuvvetleri gelecek yerinize. Bu kadar biat eden bir parti grubunun Türkiye
demokrasisine zerre kadar katılımı olmaz. Niye kamu düzeni ve
ahlakını tartışmaktan korkuyorsunuz? Kendinize güvenmiyor
musunuz? Allahtan korkun! Hiç mi güvenmiyorsunuz kendinize? Nasıl bir kamu
düzeni istiyorsunuz? Nasıl bir ahlak istiyorsunuz? Sizin güvenliğiniz
hangi kamu düzenini ve ahlakı koruyacak? Çıkın, harbi harbi
konuşun, tartışalım. Var mı yüreğiniz?
Yüreğiniz varsa bu kürsüde konuşursunuz, yoksa eliniz kalkar.
AHMET
HALDUN ERTÜRK (İstanbul) Çok
Çok
HASİP
KAPLAN (Devamla) Tulumba gibisiniz. Tulumba gibi milletvekili, eliniz kalkar,
buraya bakarsınız, böyle yapar, siz de kalkarsınız, böyle
yapar, öyle
Yapmayın arkadaşlar! Yakışmıyor. Ya,
doğru bir önergeye niye karşı çıkarsınız? Ne
olacak 110uncu madde 10da görüşülürse? Kıyamet mi kopar ha? Yok.
Haydi,
buyurun bildiğinizi okuyamaya devam edin. Allah size selamet versin. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte
son söz, Engin Altay, Sinop Milletvekili.
Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, bugün, yemekten önce, grup önerimiz
görüşülürken de bir hatırlatma yapmıştım. İç
Tüzükün size verdiği takdir hakları var ama bununla
sınırlı kalmak zorundasınız.
Ben,
bu 83le ilgili oylama yapmamanızı çok garipsedim. Temel kanunda
bölüm madde yerine geçer, bunu herkes biliyor, bu Parlamentodaki herkesin
bildiği şey bunlar. Kaldı ki, yanlış dinlemediysem
önergelerinde de aynı bölüm içinde bir maddenin bir maddeden önce görüşülme
Şöyle olsa anlarım: İkinci bölümdeki bir maddeyi birinci
bölümdeki bir maddeden önce görüşelim diye önerge gelse orada bir
çelişki olabilir. Her vesileyle diyorsunuz ya, özellikle iktidar
partisinin grup başkan vekilleri Genel Kurul gündemine hâkimdir. diye.
Ee, zaten 83 de bir cümlelik bir hüküm: Genel Kurulda bir maddenin
diğerinden önce konuşulmasına işaret oyuyla karar
verilebilir. Sayın Başkan, böyle bir takdir hakkınız filan
burada yok. Yok yani bunu yapamazsınız.
Gelelim
ana konuya, 13üncü madde tartışmalarına: Şimdi, burada da
atlanılan bir şey var sayın milletvekilleri.
Şimdi,
herkes okumuştur, bu 13 epey konuşuldu. Aynı birleşim
içinde bir seçim ve oylamada bir yanlışlık tespit edilmiş
ya da iddia edilmişse bütün takdir Divanındı, fakat bu
yanlışlık
O hengâme içinde biz can korkusundan, kendi can
güvenliğimiz endişesinden o yanlışlığın
teknik ayrıntılarına bakamadık, dolayısıyla bu
sonra çıktı.
Şimdi,
Sayın Başkan, sonra çıkınca da
İç Tüzük bunu çok net
düzenlemiş, yanlışlık iddia edildi, tutanaklarla edildi.
Yani Sayın Gök de Sayın Kaplan da Sayın Vural da tutanaklarla
orta yerde oylamalarda bir yanlışlık olduğunu
Tutanaklar
kayıt altına almış İç Tüzük ne diyor burada? İç
Tüzük size bu konuda bir tasarruf bırakmamış, demiş ki, sonra
anlaşılırsa, yani Yanlışlık birleşimden
sonra anlaşılırsa Meclis Başkanı -siz değil,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ya da vekalet
bıraktığı başkan vekili- Divanı toplayarak takip
edilecek yolu kararlaştırır.
Ha,
şimdi, buradan şu çıkar: Sizin açınızdan gidecek yol
yoktur. Yani Divan toplanıp takip edilecek yolu kararlaştırmadan
siz bu kanunu burada görüşmemelisiniz, görüşemezsiniz de. Çünkü iddia
somut, tutanaklardan alınmış ve bu maddelerin sakat
çıkması
Biraz önce bir arkadaşımız söyledi, örneğin,
karar yeter sayısı yokken Başkan oldubittiyle oylattı,
geçildi. Olsaydı, olmasaydı zaten diğerine geçilemeyecekti.
İlaveten, maddeler arasında bağıntı var. Ben onun için
o oturumu yöneten Başkana o oturumda Kanun dışısın
sen. dedim. Yani sokaktaki dilini de söyledim onun Sen
eşkıyalık yapıyorsun. dedim, pişman da değilim,
aynı şey olsa gene söylerim. Orada oturanların kanun
dışılık yapmaya, kanunun dışına çıkmaya
hakkı yok, İç Tüzük çok açık, takip edilecek yolu
Başkanlık Divanı kararlaştıracaktır
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ALTAY (Devamla) -
sizin yapmanız gereken oturumu Divan kararı gelene
kadar sonlandırmaktır; olması gereken budur bu İç Tüzüke
göre.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerinin tümü ve maddeleri;
üzerindeki görüşmeleri, konuşmalar, soru-cevap işlemi,
değişiklik önergesi işlemleri ve oylamadan teşekkül
etmektedir. Temel kanunlarda ise madde yerine bölümler üzerinde konuşma
yapılmaktadır. 83üncü maddede madde üzerinde konuşmadan söz
edildiğinden temel kanun yönteminde uygulama imkânı
olmadığı noktasındaki tutumumda usul görüşmesindeki
OKTAY
VURAL (İzmir) Vahim hata yapıyorsunuz.
BAŞKAN
-
görüşleri değerlendirdiğimde değişiklik
olmamıştır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Şimdi 11inci madde üzerinde dört adet önerge vardır okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Vahim bir hata yapıyorsunuz, hukuka aykırı
davranıyorsunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, grup önergelerimiz var.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen, konu kapanmıştır.
Önergeleri
okutuyorum efendim:
(Bir
grup milletvekilinin kürsü önünde toplanması)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen yerinize oturur musunuz.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
(CHP
ve HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) 91inci madde üzerindeki dilekçemizi görüşmedik.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Hukuk dışına çıkıyorsunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Böyle yönetemezsiniz.
BAŞKAN-
Lütfen sayın milletvekilleri, oturur musunuz.
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun teklifi
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ne yapıyorsunuz?
BAŞKAN
Ne demek Ne yapıyorsunuz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biz ayaktayız, bir şey söyleyeceğiz.
BAŞKAN
Lütfen, konuştuk.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim, böyle yönetemezsiniz.
BAŞKAN
Neyi yönetemem ya!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dur, dur.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yeter, okuma!
(Hakkâri
Milletvekili Adil Zozaninin Kâtip Üye Bayram Özçelikin üzerine yürümesi)
BAŞKAN
Lütfen ama, doğru değil yaptığınız sayın
milletvekilleri.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Kime vurmaya çalışıyorsun! Kafanı
kırarım.
KÂTİP
ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Ne yapıyorsun sen ya?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, kürsüye hakaret ediliyor,
İç Tüzükü uygulayın.
BAŞKAN
Oku sen Bayram Bey. Kırdınız şeyi.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan, dışarıya
çıkartın.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) 91e göre
BAŞKAN
Hayır, cevap verdim ben efendim, cevap verdim. Lütfen,
yapamazsınız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, önerge
BAŞKAN
Verdim önergeyi efendim, konuştum, cevap verdim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) 91inci maddeye
BAŞKAN
Evet, konuştum, cevap verdim efendim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Önergem var Sayın Başkan.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Grup önergelerimiz var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Grup önergemizi dikkate almamışsınız,
onunla ilgili itirazımızı dinlemek zorundasınız.
BAŞKAN
Biraz önce sizinle ilgili cevap verdim ben, 91
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Böyle devam edemezsiniz.
BAŞKAN
Tutanakları isteyin efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Başkanlık
Divanına şiddete prim vermeyin.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Başkan, önergem var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Önergeyle ilgili arkadaşımız söz istedi,
HDPnin önergesi
BAŞKAN
Hayır, tutanakları isteyin efendim önergelerle ilgili.
Lütfen
sayın milletvekilleri, oturur musunuz yerinize.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Düzeltmeni yap, ondan sonra oturalım.
BAŞKAN
Neyin düzeltmesini yapacağım? Ben konuştum
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Başkan, önergem var.
BAŞKAN
Cevap verdim ben.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Başkan, önergemiz var.
BAŞKAN
Çağırıyorsunuz ancak Sayın Kaplan, tutanakları
isteyelim, 91inci maddeyle ilgili cevap verdim ben size, konuştum. Ben
gerekli açıklamaları yaptım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır efendim, neye cevap verdiniz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) 132 tane vermişiz! Grubun var!
BAŞKAN
Hayır efendim, açıklamaları yaptım, tekrar ediyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar, çıkarın şu
önergeleri ya! AK PARTİninkini de, bizimkini de
BAŞKAN
Tekrar ediyorum efendim, siz oturun, açıklama yapacağım.
Tekrar
ediyorum, açıklama yaptım daha önce.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Önerge hırsızlığı
yapılıyor! 132 önerge çalınıyor ya! Bu kadar olmaz ya!
Önerge hırsızlığını da gördük yani!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ayrıca benim de bir itirazım var, o
itirazımı dinlemeden geçemeyeceksiniz!
BAŞKAN
Ben 91inci maddeyle ilgili
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Evet, mikrofon kırıldığı için birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.23
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 22.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Sayın
Balukenin İç Tüzükün 91inci maddesine göre verdiği önergeyle
ilgili usul tartışması açıyorum.
Lehte
ve aleyhte
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Aleyhte.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Lehte.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Aleyhte.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Aleyhte.
BAŞKAN
Evet, lehte Sayın Kubat.
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, 91inci maddeyle ilgili iradenizi
bir beyan eder misiniz? Yani, 91inci maddeyle ilgili talepleri ne oldu da ne
yapmadınız?
BAŞKAN
Beyan ettim efendim, tutanaklarda var, beyan ettim ben daha önce.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tutanaklarda var da biz duymadık.
BAŞKAN
İki defa izah ettim.
Peki,
Sayın Kubat, oturun lütfen, ben izah edeyim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Lütfen efendim.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Biz de duymadık Sayın Başkan, çok memnun
oluruz.
BAŞKAN
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun görüşmelerinde her
madde üzerinde en fazla 2 değişiklik önergesi verilebilmektedir. Her
parti grubunun önerge hakkı saklı olduğundan, bu sayı,
parti grubu sayısı kadar artabilmektedir. Grubunuz üyesi
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 9 Şubat 2015 tarihinde
tasarının her maddesine bir önerge vermiştir. Bu nedenle, sizin
ve arkadaşlarınızın imzalarının olduğu
diğer önergeleri işleme alamıyorum. Tutumum bu efendim.
Buyurun
Sayın Kubat, lehte söz isteyen.
XII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakutun, Bingöl Milletvekili İdris Balukenin 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı üzerinde vermiş olduğu
önergeleri işleme almamasının İç Tüzük hükümlerine uygun
olup olmadığı hakkında
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul
görüşmesinde Başkanlığın tutumu lehinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, aynı konuda daha önce 3 tane usul görüşmesi
yapılmış ve Başkanlığın da Genel Kurulda bu
konudaki uygulamaları aslında yerleşik hâle gelmiştir. 9
Şubat 2011, yine, 28 Mart 2012 tarihli birleşimlerden de
görüleceği üzere İç Tüzükün 91inci maddesine göre geçici madde
eklenmesine dair önerge sayısı 2yle sınırlıdır.
Ancak, siyasi parti grup sayısı ve ilk 2 önergeyi bağımsız
milletvekillerinin vermesi durumuna göre bu sayı artabilir.
Bağımsız milletvekilleri ile -yine diğer bir
birleşimde alınan kararı okuyorum- grubu olmayan siyasi partiler
tarafından verilen değişiklik önergeleri geliş
sırasına göre ilk iki sırada işleme alınır. Yani,
bağımsız ilk önce vermişse, siyasi parti gruplarından
önce, bağımsız artı azami sayıda 4 siyasi parti verir
ama önce siyasi partiler vermişse artık bağımsızın
5inci olarak önergesinin işleme alınması mümkün değil.
İç
Tüzükün 87nci maddesine göre, kanun tasarı ve teklifinde bir maddenin
reddi, tümünün veya bir maddenin komisyona iadesi, bir maddenin
değiştirilmesi, metne ek veya geçici madde eklenmesi hakkında
milletvekilleri, esas komisyon ve hükûmetin değişiklik önergeleri
verebileceği, bu esaslar dâhilinde milletvekilleri tarafından her
madde için 7 önerge verebileceği belirtilmiş. Bu madde hükmünden
geçici yeni madde ihdasına ilişkin önergenin de
sınırının 7 olduğu anlaşılmaktadır.
Yine,
temel kanunları düzenleyen 91inci maddede, milletvekilleri, esas komisyon
veya hükûmet tarafından değişiklik önergesi verilebileceği
ancak bu önergelerin mahiyetinin ne olduğu hakkında açık bir
düzenleme olmadığından ve maddenin yine (a) bendinin beşinci
fıkrasında yapılan atıf uyarınca, 87nci maddede
öngörülen bu sınırlamanın temel kanunlar açısından da
uygulanmasının zaruri olduğu anlaşılmaktadır. Bu
durumda, 87nci maddedeki sınırlama uyarınca yeni madde
ihdasına ilişkin olarak sınırlamanın da burada geçerli
olduğunun kabulü gerekir.
91inci
maddeye göre her madde üzerinde 2 önerge verilebildiğine göre, tasarı
üzerinde ancak 2 yeni madde ihdasına ilişkin önerge
verilebileceğini kabul etmek gerekir. Ancak her siyasi parti grubunun 1
önerge verme hakkı saklıdır ve bağımsızlar en
önce vermek kaydıyla elbette onların da haklarının mahfuz
olduğu, daha önceki uygulamalardan da yerleşik hâle gelmiş bir
Başkanlık uygulamasıdır. Dolayısıyla,
Başkanımızın tutumu yerindedir.
Yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte
söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, İç Tüzükün 91inci
maddesi Temel Kanun, fakat bu, bir torba kanun. Getirdiniz bir önerge, burada
oy çokluğuyla kabul ettiniz, tamam. Bunun kabulünden sonra elbette ki
milletvekillerinin, grupların her birinin birer hakkı var, önerge
hakkı var. Bir de iki milletvekili diye yazıyor 91inci maddede,
Temel Kanunda.
Şimdi,
ben size bir gerçekliği anlatacağım ve vicdanınıza
bırakacağım sadece, vicdanlarınıza
bırakacağım. İçişleri Komisyonunun raporu, 27 Ocak
2015
Sayın Komisyon Başkanı, doğru mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Doğru.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Doğru. Bunu koydum buraya arkadaşlar. Şimdi,
ben buradan CHP ve MHPli komisyon üyelerine soruyorum: Arkadaşlar,
komisyon raporundan sonra size beş gün süre tanındı mı?
Gerekçenizi vermeniz için beş gün tanındı, değil mi? (CHP
ve MHP sıralarından Evet sesleri)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Evet.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Beş gün sonra gerekçenizi verdiniz. Matbaa da diyelim
ki ertesi gün hemen bastı yani şu tasarınızı
6ncı gün bastı diyelim. Bu, 2 Şubatta Meclis
Başkanlığına gelir, değil mi? Peki, Meclis
Başkanlığına bu gelmeden bir milletvekili önerge verebilir
mi? Veremez. Ama AK PARTİ o kadar aceleci ki 30 Ocak tarihinde önerge
vermiş -komisyon rapor yazmış- tasarı daha Meclise
gelmeden. Bu telaşınız neydi, tek milletvekiliyle 132 önerge
verdiniz?
Sayın
Beyefendi, siz verdiniz, değil mi, sizin adınızaydı?
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Ben vermedim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Recep Özel, Recep Özel.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Ya sensindir ya Receptir, Recepin adınadır.
Recepler çok joker oluyorlar.
Şimdi,
30 Ocak, bakın, daha Meclise gelmeden bu. Ben ne zaman vermişim? 9
Şubatta. Peki, bağımsızlar ne zaman vermiş? 16
Şubatta. Demişler ki: İki milletvekili kapattı,
alamazsınız. Ve önergeler dağıtılıyor,
grubumuzun hakkı saklı, iki milletvekili, AKP kapatmış, ben
kapatmışım -AKPnin sayılmaz aslında, bir tek ben
vermişim- grubumuz da önerge vermiş, grubumuzun önergesi yok.
Arkadaşlar,
91inci madde çok açık. Bu konuda tartışılmayacak kadar
açık Anayasa Mahkemesi kararıyla her grubun 1, ayrıca
milletvekillerinin 1 önerge hakkı var. Her maddede önergeler gelir, bakarız,
eksikse, diğer partiler kullanmamışsa benim önergem geçerlidir,
ben konuşurum ama öbür durumlarda partimin grup önergelerine olur
veriyorum. Bunun dışında bir işlem hukuka
aykırıdır. Bunu daha fazla tartışmanın da bir
gereği yok. Sizi hukuka davet ediyorum, diyeceğim bu. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Çok güzel açıkladın, bravo!
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Lehte
söz isteyen Oktay Vural, İzmir Milletvekili.
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Süleyman Nevzat Korkmaz konuşacak.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Süleyman Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gerçekten, şu anda, Genel Kurul görüşmeleri hangi
usule, hangi yönteme göre yapılıyor, hayretler içerisindeyim. Ortada
bir İç Tüzük var ama her Meclis başkan vekilinin bu İç Tüzükü
yorumlaması farklı. İç güvenlik tasarısıyla
alakalı olarak, AKP Grubu tarafından Meclis Başkan Vekili olarak
gösterilen ve Meclis Genel Kurulunun da onayladığı hem Ayşe
Nur Bahçekapılı Hanımefendi hem Sadık Yakut Bey özellikle
İç Tüzükü kendi siyasi parti emelleri doğrultusunda kullandı ve
zaten Genel Kurulun içine düşmüş olduğu bu kaotik ortam da
bundan kaynaklanıyor. Yani hem Sayın Bahçekapılı hem
Sayın Yakut, ortada bir İç Tüzük varken, âdeta, kendisini Meclis
başkan vekili yapan iradeye karşı bir vefa borcu ödemek
istercesine kendi kafalarına göre yorumluyorlar. Ayrıca, Meclis
Başkanlık Divanını sürekli yanlışa iten AKP
Grubunun da doğrudan baskıları bunda çok önemli rol oynuyor
kıymetli arkadaşlar. Yani, özellikle, grup başkan vekillerinin
elini kolunu sallaya sallaya Meclis Başkanlık Divanına âdeta
talimat vermeleri hem Meclis Genel Kurulunu geriyor hem Meclis
Başkanlık Divanı üzerinde büyük tesir yaratıyor.
Şimdi,
arkadaşlar, bakın, size sadece şu kadarını söyleyeyim:
Eğer Başkanlık Divanında Meral Akşener
Hanımefendi olsaydı ve sizin yapmış olduğunuz bu el
kol hareketlerini
ola ki Milliyetçi Hareket Partisi yapsaydı, Meral Akşener
Hanımefendinin ne yapacağını, bakın, benim söylememe
gerek yok, sizler tahmin edebilirsiniz. Bu baskıya asla müsaade
etmeyecekti. Ama, maalesef, AKPnin başkan vekilleri, âdeta, o siyasi
kimliklerini orada kullanmaya devam ediyorlar.
Değerli arkadaşlar, bakın,
kanunun lafzı önemli ama ruhu da önemli. Eğer sizin dediğiniz
gibi her siyasi parti grubu birer konuşma yapacak olsa idi
arkadaşlar, o zaman kanun koyucu şunu yazardı: Milletvekilleri
tarafından Anayasaya aykırılık önergeleri dâhil, madde
üzerinde iki önerge verilebilir. diye yazmayıp Her siyasi parti grubuna
mensup milletvekilleri birer önerge verir. der işi bitirirdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bunu
yazdığına göre arkadaşlar, bunda bir hikmet var, bunu niye
anlamıyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Aleyhte söz isteyen Engin
Altay, Sinop Milletvekili.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu 91inci madde, aslında yılan
hikâyesine dönmüş bir meseledir. Uzun yıllardır ben bunun
yanlış uygulandığını iddia edegeldim fakat bir
türlü çoğunluk grubuyla bu konuda bir mutabakat sağlayamadık.
Nitekim, bu konuda Anayasa Mahkemesinin 31/1/2002de, 10/4/2003te,
29/4/2003te, 30/6/2005te verilmiş kararları var. Yani bir türlü bu
temel kanunun o, bir safsata zaten- görüşülmesiyle ilgili de
Adalet ve
Kalkınma Partisinin çok klasik, bilinen bir zaafıdır, kanun
yapma tekniği sıfırdır. Yaptığı her kanun ya
mahkemeden döner, sonra üstüne 5-6 kanun daha yaparlar
Çok yapıcı
eleştirilerimize rağmen de bunu dikkate almazlar. Bu vesileyle bunun
yeniden gündeme gelmesi bence faydalı oldu.
Burada Halkların Demokratik Partisinin talebi çok
net ve haklı bir talep, doğru bir talep.
Şimdi, ben, öğretmenim yani Türkçem biraz
iyidir, anlama yeteneğim iyidir, anlatmayı bilmem de.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bizde de tersi,
Türkçeye tam hâkim değiliz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, çok açık,
diyor ki: Milletvekilleri iki önerge verebilir. Siyasi partilerin önerge verme
hakkı saklıdır. Bitti. Bu, şudur, bunun
açıklaması şudur: Bir, iki, üç, dört grubun birer önergesi bir
kere banko. Bunun dışında, bir milletvekili Cumhuriyet Halk
Partisi Grubuna mensup olabilir, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna mensup
olabilir, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna ya da Halkların Demokratik
Partisi Grubuna ya da bağımsız, verecek önergesini. Bunu iktidar
çoğunluğu eğdi, büktü sanıyorum, Divanda da bu konuda bir
karar alındı, yanlış hatırlamıyorsam- böyle bir
uygulama öteden beri süregeldi, gidiyor.
Şimdi, hazır bir fırsat. Bir musibet bin
nasihatten iyidir Sayın Başkan. Şu Meclisin hâli ortada. Hem
bence iktidar grubunun da bir iyi niyet gösterisi olur bu, bir iyi niyet olarak
algılanabilir, bu vesileyle bu sorunu çözelim. Konu önemli, konu Türkiye
için önemli.
Sayın Hasip Kaplan, grubunun dışında
ayrıca önerge vermiş, çok doğal olarak bu 91inci maddeye göre
vermiş. Bu maddede Hasip Kaplanın dilekçelerini işleme
almamayı gerektirecek bir hâl ben göremiyorum, gören varsa gelsin, burada
anlatsın. Doğan Bey, bir şeyler anlattı, ben
anlamadım. Ya gelsin Doğan Bey bir daha yeniden anlatsın ya da
Sayın Başkan siz yeniden anlatın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Biz de anlamadık.
Doğan Beyin söylediklerinden hiçbir şey anlamadık.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ama, bu, yanlış,
meşru bir talep, haklı bir talep, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğüne uygun bir talep. Buna göre işlem yapılması
grubumuzun görüşüdür.
Bu bakımdan tutumunuzun aleyhinde söz aldım. Bu
vesileyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanını,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 91inci maddesini
doğru algılayıp, doğru yorumlayıp işlem yapmaya
davet ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükümüzün 91inci maddesindeki her madde
hakkında iki önerge sıralaması konusunda
Başkanlığımızın bugüne kadar
uyguladığı tutumu kısaca açıklamak istiyorum; İç
Tüzükümüzün 91inci maddesine göre, her madde hakkında milletvekillerince
iki önerge verilebilmekte. Ancak her siyasi parti grubuna mensup
milletvekillerinin birer önerge verme hakkı saklı tutulmaktadır. Uygulamada
ise, ilk 2 önerge, geliş sırasına göre işleme
alınmaktadır. Önerge hakkını kullanmamış gruplara
mensup milletvekillerinin daha sonra önerge vermesi hâlinde, en son verilen
önerge çekilerek parti gruplarının birer önerge verme hakkı
korunmaktadır. Grubu bulunmayan siyasi partiler ile
bağımsızların önergelerinin işleme girebilmesi için,
önergelerin siyasi parti grubu mensubu milletvekillerinin verdiği
önergelerden önce verilmiş olması gerekmektedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Recep Özel imkân tanımıyor ki, sıra sayısından önce
gidiyor.
BAŞKAN Bu yöndeki
uygulama, İç Tüzükümüzün 91inci maddesi hükmüne uygundur, maddenin
gerekçesi de bu yöndedir. Dolayısıyla, tutumumuzda bir
değişiklik söz konusu değildir.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Şimdi,
11inci madde üzerinde dört adet önerge vardır, okutuyorum...
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun
Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bu durumda, grubumun önergelerinin
dağıtılmasını istiyorum, talep ediyorum. Grubumun
çoklu imzalı önergelerinin dağıtılmasını
istiyorum.
BAŞKAN O zaman
beş dakika ara veriyorum, dağıtılsın efendim.
Kapanma Saati: 23.16
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 23.23
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Şimdi,
11inci madde üzerinde dört adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"26/9/2004
tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188 inci maddesinin
dördüncü fıkrasına "morfin" ibaresinden sonra gelmek üzere,
sentetik kannabinoid ve türevleri" ibaresi eklenmiştir."
şeklindeki
11. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
MADDE-
11- "26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188.
Maddesinin 4. fıkrasına 'Morfin' sözcüğünden sonra gelmek üzere
'sentetik kannabionid. ve türevleri' ibaresi eklenmiştir."
Engin Altay Ali
Serindağ Ahmet
Toptaş
Sinop Gaziantep Afyonkarahisar
Mehmet Hilal Kaplan Celal
Dinçer Ali
Haydar Öner
Kocaeli İstanbul Isparta
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 11. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Reşat Doğru Mehmet
Erdoğan Mustafa
Kalaycı
Tokat Muğla Konya
Hasan Hüseyin Türkoğlu
Ahmet Duran Bulut D. Ali
Torlak
Osmaniye Balıkesir İstanbul
S. Nevzat Korkmaz
Isparta
"26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 188 inci maddesinin dördüncü
fıkrasına "morfin" ibaresinden sonra gelmek üzere
",sentetik kannabinoid ve türevleri ile diğer uyuşturucu
maddeler" ibaresi eklenmiştir."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 685 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet
Doğan Kubat Mahir
Ünal
Amasya İstanbul Kahramanmaraş
Hilmi Bilgin Hakan
Çavuşoğlu Osman
Kahveci
Sivas Bursa Karabük
MADDE
11- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188 inci
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(4)
a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabionid ve
türevleri veya bazmorfin olması,
b)
Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya
ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan
bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya
benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki
yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde
işlenmesi,
halinde
verilecek ceza yarı oranında artırılır."
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesidir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -TORBA- Kanun Tasarısının 11 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
11 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Adil
Zozani
Şırnak Hakkâri
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun
Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis tarihî, son on günkü
işlemlerin büyük bir çoğunluğunun hükümsüz olduğunu mutlaka
günün birinde yazacaktır. Özellikle 21 Şubat ve bugün
gerçekleşen işlemlerin hükümsüzlüğü Meclis tarihine geçecektir,
eninde sonunda geçecektir. Bu adaletsizlik, bu hukuksuzluk, bu
keşmekeşlik, bu zorba uygulamalar günün birinde mutlaka ama mutlaka
tescillenecek ve tarihe öyle geçecektir. Siz AKP Grubu ve AKP Grubunu temsilen
Meclis Başkanlık Divanında bulunan ve şu anda esasında
AKP Grubuna başkanlık eder durumda olan Meclis Başkan Vekili, bu
tarihî vebalin altında imzası olan kişiler olarak geçeceksiniz.
Eninde sonunda bu böyle olacaktır.
Yanlışta
ısrar, sizin açınızdan her geçen gün bataklığa biraz
daha saplanmadır; her geçen saat bataklığa biraz daha
saplanmadır. Sizi bu yanlıştan, bu bataklıktan kurtarmaya
çalışıyoruz. Derdimiz sadece biz değiliz, Parlamentonun
doğru işler yapmasına olanak yaratılmasını arzu
ediyoruz. Çıkıyorsunuz, burada diyorsunuz ki: Muhalefet engelleme
hakkına sahiptir. Muhalefet engelleme hakkını kullanmıyor,
böyle bir şey söz konusu değil. Muhalefet partisi burada yapılan
yanlış işlerin doğrultulması üzerinde muhalefetini
yapıyor. Yanlış işlere yanlış dediği için
muhalefet ediyor. Siz iktidarsınız diye, siz getirmişsiniz diye,
doğru olacak diye bir kaide söz konusu değildir. Sayısız
örnekler gördük ve siz sürekli Biz çoğunluğuz, biz doğrusunu
yaparız. dediniz. Aynı kanunda, aynı maddede bu Parlamento bir
yıl içerisinde 5 defa değişiklik yaptı. Neyin sonucuydu bu
değişiklik? Siz her defasında yanlış
yaptınız, uygulamada yanlışlığı
açığa çıktı, tekrar bir ay sonra Meclis gündemine
getirdiniz, Efendim, kusura bakmayın yanlış oldu, düzeltiyoruz.
dediniz. Şimdi, biz size yanlışlıklarınızı
söylüyoruz. Bir haftadan beridir biz
yanlışlığınızı yüzünüze söylüyoruz, size
ayna tutuyoruz ama kendinizi görmemekte ısrar ediyorsunuz. Bu
yanlıştan dönülecek, eninde sonunda bu yanlıştan dönülecek,
şu ya da bu şekilde bu yanlıştan dönülecek, bunu bilesiniz.
Bu
vesileyle, söz almışken bir hususu daha düzelteyim, basına
yanlış yansımalar söz konusu. Biraz önce grubumuzun
önergelerinin gündeme alınmaması üzerine Divanın tutumuna itiraz
ederken Meclis Başkanlık Divanı Üyesi Sayın Bayram Özçelik
mikrofonuyla bize saldırıda bulundu.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Aboo, ne yalan ya! Allah Allah, mikrofonla nasıl
saldırıyor ya? Mikrofonu kırdın ya! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Recep Bey, görüntüyü beraber inceleyeceğiz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) İncele.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Bakın, eğer Bayram Özçelik önce mikrofonuyla
bize vurmaya yeltenmişse yalanınla birlikte mikrofonu da sana
yedireceğim!(x)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Allah Allah! Tersi olursa?
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Buradan özür dileyeceğim. Evet, mikrofonuyla
birlikte sana yedireceğim, bunu unutma.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Tersi olursa biz de sana yedireceğiz. Sen de yiyeceksin
mikrofonu! Hayret bir şeysin ya! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Kesinlikle, bakın kesinlikle. Sizinle peşin
konuştuk, bununla peşin konuştuk. Bu
yanlışınızda ısrar etmeyin. Bu saldırgan
tutumunuzdan vazgeçin. Bu saldırgan tutumunuzdan vazgeçmenizi size tavsiye
ediyoruz; tamam mı, bu saldırgan tutumunuzdan vazgeçmenizi
Diyorum
ki: Bu saldırgan tutumu
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Saldırgan sensin. Saldırdın gözümüzün
önünde be. Ayıptır, bu kadar da yalan konuşulmaz!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Yalanı sen söylüyorsun. Yalancı sensin!
Yalanı sen söylüyorsun! Yalancı sensin!
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Saldıran sensin ama. Herkes gördü. Herkesin önünde
oldu, herkesin önünde. Yalan söylüyorsun!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Evet, görüntüler ortada, birlikte inceleriz.
Yalancı sensin! Yalancı sensin! Yalancı sensin!
BAŞKAN
Lütfen Sayın Zozani
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Biraz sonra ortaya çıkacak.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Çıkacak ortaya, göreceğiz. Özür dileyecek misin?
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Eğer benim dediğim şekilde değilse
özür dileyeceğim, ama benim dediğim şekildeyse o mikrofonu sana
yedireceğim. Gel birlikte izleyeceğiz.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Herkes gördü.
MUHAMMET
BİLAL MACİT (İstanbul) Herkesin gördüğünü
başkalarına satıyorsun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
(Kâtip Üye Burdur
Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına
başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Biraz yavaş okur musunuz, anlaşılmıyor.
SAKİNE ÖZ
(Manisa) Biraz bağırın sesiniz duyulmuyor.
(Kâtip Üye Burdur
Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent
Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri
Komisyonu Raporunun 11. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
MELDA
ONUR (İstanbul) Hiçbir şey anlaşılmıyor. Sayın
Başkan, böyle bir şey olur mu?
(Kâtip Üye Burdur
Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin okunmasına devam
edildi)
"26/9/2004
tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188 inci maddesinin
dördüncü fıkrasına "morfin" ibaresinden sonra gelmek
üzere, sentetik kannabinoid ve türevleri ile diğer uyuşturucu maddeler"
ibaresi eklenmiştir."
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Sayın Başkan, başını
duymadık. Başından okuyabilir mi? O kadar hızlı okudu
ki anlayamadık. Lütfen başından okur musunuz doğru dürüst?
Böyle pırr makineli tüfek gibi okuma olmaz ki.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Reşat Doğru, Tokat Milletvekili.
Buyurun
Sayın Doğru. (MHP sıralarından alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci maddesi
üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizde,
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188inci
maddesinin (4)üncü fıkrasına morfin ibaresinden sonra gelmek üzere
sentetik kannabinoid ve türevleri ile diğer uyuşturucu maddeler
ibaresinin ilave edilmesini istiyoruz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, tabii, bir garabet kanun görüşülüyor. Kanunun içerisinde
bazı konuları kabul etmemek mümkün değil. Bunlardan bir tanesi
de madde bağımlılığıyla ilgili, madde
kullanımıyla ilgili olan bu kanun maddesidir. Dolayısıyla
sunulan bu maddeyi kabul ediyoruz.
Ancak
şurası gerçektir ki ülkemizin ve dünyanın önündeki en önemli
sorunlarının başında madde
bağımlılığı yani sigara, alkol ve uyuşturucu
kullanımının gelmiş olduğunu da bilmek
mecburiyetindeyiz. Madde bağımlılığından ülkemiz
genç nüfusu ile en fazla etkilenen ülkelerin başında gelmektedir.
Bağımlılık, başta büyük şehirler olmak üzere
ülkemizin her tarafında korkutucu boyutlara
ulaşmıştır. Şayet önümüzdeki zaman içerisinde süratli
şekilde önlemler alınmaz ise korkarım ki çok geç
kalmış olacağız.
Toplumun
yapısını bozan, insanların amaçlarını,
umutlarını, beklentilerini yok eden bu maddeleri en çok gençler
kullanıyor. Ancak bunun yanında, 15-25 yaştaki
yoğunluğun dışında, 11 yaşa kadar
kullanılan, hatta 65 yaşın üzerinde kullanan insanları da
ülkemizde maalesef görüyoruz. Ancak şurası bir gerçektir ki hiçbir
anne ve baba çocuğunu esrar içerken veyahut da damarına eroin enjekte
ederken yahut extacy tableti kullanırken hayal edemez ama gerçektir ki
onların bunu öğrenmesiyle veyahut da bunların ortaya
çıkmasıyla epey bir zamanın geçmiş olduğu da bir
gerçektir.
Ondan
dolayı da akıl ve beynin en büyük düşmanı olan
uyuşturucular insanın uyum gücünü zarara ve iflasa uğratarak onu
ailesinden, çevresinden, toplumdan, okuldan uzaklaştırmaktadır.
Son zamanlarda bunlarla ilgili çok ciddi bazı, işte, yeni türevlerin
de eklenmekte olduğunu görüyoruz. Bunların başında da
bonzai geliyor. Bonzai, tabii, çok kolay bir şekilde
ulaşılabilen ve ucuz olması münasebetiyle de insanların ele
geçirmiş olduğu uyuşturucu maddelerinin başında
gelmektedir. Şöyle ki: Dünyada da bunun çok yoğun bir şekilde
kullanılmasının yanında, ülkemizde de kullanılmakta
olduğunu görüyoruz. Yani tehlike çok süratli bir şekilde,
okullarımız başta olmak üzere, birçok yere yayılıyor.
İşte
bu meyanda, insanlarımızın ve daha doğrusu toplumun bu
konuları çok ciddi manada gündeme getirmesi gerekmektedir. İşte,
bakınız, kaç günden beri bu kanunlar
tartışılırken, hâlbuki, böyle, uyuşturucuyla ilgili bu
şekilde, bu nevi kanunlar getirilmiş olsa, tahmin ediyorum ki,
herhâlde daha farklı durumlar meydana getirilebilirdi.
Bakınız,
bununla ilgili, uyuşturucu kullanımı ve madde
bağımlılığıyla ilgili Türkiye Büyük Millet
Meclisinde araştırma komisyonları kurulmuş,
araştırma komisyonlarında çok ciddi çalışmalar
yapılmış, onların önerileri de bir bir kamuoyuna
sunulmuştur. Ancak görüldüğü kadarıyla, böyle, parça bölük
şeklinde bazı kanunlar içerisine konularak bunların çözümleri
beklenilmeye çalışılmaktadır ki bunun ne kadar
yanlış olmuş olduğunu da burada hep beraber görüyoruz.
Hâlbuki,
uyuşturucuyla ilgili, mesela uyuşturucuyla mücadele üst kurulunun
kurulması bu komisyonlarda ortaya konulan en önemli önerilerden bir
tanesidir. Yine, bunlardan bir tanesi bununla ilgili ihtisas mahkemelerinin
kurulması, ayrı birimler oluşturulması, yani bir noktada
mücadelenin belli, derli toplu bir şekilde yapılması
öngörülmüş olmasına rağmen, maalesef, parçalar hâlinde
bunları getirerek bir konuyu çözmeye çalışıyoruz ama ben
bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim.
Hâlbuki
araştırma komisyonlarının çalışmaları çok
yoğun şekilde yapılmaktadır. Araştırma
komisyonlarında çok değerli arkadaşlarımız, uzmanlar
gelip hep beraber çalışmalar yapmaktadır. Onların
getirmiş olduğu o öneriler belki de bu şekilde tartışacağımız
bir sürü konuların veyahut da toplumun kabul etmediği veyahut da bir
sürü gündem sıkışıklığı içerisinde
yaratılmaya çalışılan
Bu ortamlar içerisinde
getirilmiş olsa toplumun birçok sorununun da çözümlenebilmiş
olduğunu göreceğiz. Ancak enteresandır, bu konuların
hiçbirisi getirilmiyor. Toplum geriliyor, insanlar geriliyor, Mecliste insanlar
birbirleriyle kavga eder pozisyona geliyor ve maalesef çok kötü görüntülerle
dışa doğru yansımaları da hep beraber
yaşıyoruz. Bunu bizim yüce Türk milleti ve yüce Türk Meclisi bu
şekilde hak etmiyor değerli milletvekilleri.
Buradan
şunu söylemek isterim ki, hâlbuki her şey bir tarafa
bırakılmalı, iktidar, özellikle AKP iktidarı, yani,
Türkiyenin esas gündemini oluşturan konuları buraya getirerek
onları tartışmalı, onları kanunlaştırmalıdır
diyorum.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Vural, bir açık oylama talebiniz var.
İç
Tüzükün 87nci maddesinin son fıkrası: Daha sonra önergeler
işaret oyuyla ayrı ayrı oylanır. 143üncü maddede de
Anayasa, kanunlar ve İçtüzük gereğince işaret oyuna yahut gizli
oya başvurulması zorunlu olmayan hallerde açık oylama
yapılması en az onbeş milletvekilinin yazılı istemine
bağlıdır. demektedir. Dolayısıyla,
değişiklik önergelerinde açık oylama yapılması söz
konusu değildir. Maddenin oylamasında isteyebilirsiniz.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Peki, ne önergesi açık oylamayla yapılacak?
OKTAY
VURAL (İzmir) Zorunlu olduğunu nerede yazıyor?
BAŞKAN
87nci maddenin son fıkrası efendim, Daha sonra önergeler
işaret oyuyla ayrı ayrı oylanır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tamam, İşaret oyuyla oylanır. diyor.
Açık oylama yapılsın, zaten açık oylama da işaret oyu
demektir, işari oydur açık oylama.
BAŞKAN
Şimdi, anladım da Sayın Vural, açık oylamayla ilgili
maddede Anayasa, kanunlar ve İçtüzük gereğince işaret oyuna
yahut gizli oya başvurulması zorunlu olmayan hallerde açık
oylama yapılması en az onbeş milletvekilinin yazılı
istemine bağlıdır. diyor.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Evet, tamam.
BAŞKAN
- Son madde ise Önergeler işaret oyu ile ayrı ayrı
oylanır. Diyor, 87nin son fıkrasında. Dolayısıyla
FARUK
BAL (Konya) Bizim önerge ayrı oylanırken bu şekilde
oylansın.
BAŞKAN
Evet, maddede isteyebilirsiniz efendim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun, "26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun
188 inci maddesinin dördüncü fıkrasına "morfin" ibaresinden
sonra gelmek üzere", sentetik kannabinoid ve türevleri" ibaresi
eklenmiştir." şeklindeki 11. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde-
11- "26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188.
Maddesinin 4.fıkrasına 'Morfin' sözcüğünden sonra gelmek üzere
'sentetik kannabionit ve türevleri' ibaresi eklenmiştir.
Engin
Altay (Sinop) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sayın Altay...
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Mehmet Hilal Kaplan...
BAŞKAN
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz önerge
doğrultusunda söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Adalet
ve Kalkınma Partisi iktidara gelirken ne dedi biliyor musunuz? Manevi
değerlerimizde büyük bir yozlaşma ve bir çürüme var. Toplum huzursuz
ve mutsuz. Bunun için de manevi değerlerimizi güçlendirmemiz lazım.
dedi. On iki yıldır iktidardasınız değerli
milletvekilleri, yaptıklarınızın manevi değerleri
nasıl yükselttiğini hatırlatmak istiyorum size.
Her
5 evlilikten 1i boşanmayla bitiyor, her 4 vatandaştan 1i
antidepresan ilaç kullanıyor. 5,5 milyon işsiz var, 30 milyon
kişi yoksulluk sınırının altında yaşam
savaşı veriyor. Kadınlara yönelik şiddet yüzde 1.400
artıyor. Soruyorum size değerli milletvekilleri: Keyiften mi bu
boşanmalar? Antidepresan kullanmaları mutluluklarından mı?
İş olmayınca, aş olmayınca huzur olmaz. Geçim
zorluğuna düşen vatandaş, önce aile içinden başlayan bir
şiddetle toplum içerisinde. Şimdi, manevi değerleri güçlendirme
mi bu?
Bakın,
size hatırlatmak istiyorum: Yoksulluk, yolsuzluk döneminizde yol oldu.
Rüşvet döneminizde yüzde 685 oranında arttı ve bunu koruma
altına aldınız. Hırsızlık yüzde 286 arttı,
gasp ve yağma yüzde 325 arttı, zimmet yüzde 550 arttı, madde bağımlısı
gençlerimizin sayısı yüzde 658 arttı; sentetik uyuşturucu sizin
döneminizde olmaya başladı, üç yıl içerisinde 67 kat arttı.
Sadece 2013 yılında madde
bağımlılığından dolayı 638 gencimiz
yaşamını yitirdi. Türkiye'de yakalanan uyuşturucu Avrupa
Birliği ülkelerinde yakalanan uyuşturucunun 3 katı oldu.
Fuhuş arttı. Bu mu manevi değerleri yüceltmek?
Değerli
milletvekilleri, din diyorsunuz, ahlak diyorsunuz, iman diyorsunuz, namus
diyorsunuz, vicdan diyorsunuz ama on iki yılda bu ülkeyi, bu toplumu
getirdiğiniz nokta ne yazık ki bu, tam da bir toplumsal çöküntü, bir
tükenmişlik. Yazık değil mi? Bu gençler bizim
çocuklarımız, bunlar bizim yarınlarımız. Bu
çocukları ölüme terk etme, seyretme hakkınız var mı?
İnancı kullanarak olup bitenleri seyretmek hiçbir şekilde kabul
edilir bir durum değildir. Değerli milletvekilleri, sizin
iktidarınız döneminde oldu, bunun büyük bir çoğunluğuyla
tek suçlusu sizsiniz.
Bakın,
bir de ayrıca ne yapıyorsunuz? Diyorsunuz ki: Bu iç güvenlik
paketinde, antidemokratik bir pakette bir tane iyi madde koyuyorsunuz, o da bu
bonzai maddesi. Biz, bakın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak şimdi
getirdiğiniz önergeye de, bu maddeye de olumlu oy vereceğiz, bunu
meydanlarda da söyledik. Siz getirdiğiniz 9 kötü maddenin yanında bir
iyisini söylüyorsunuz, sonra çıkıp diyorsunuz ki meydanlarda:
Bakın muhalefete, bonzaiyi ve uyuşturucuyu biz kaldırmak
istiyoruz, yok etmek istiyoruz, muhalefet buna karşı
çıkıyor. Bu doğru değil. Eğer sizin getirdiğiniz
bu 9 tane kötü maddeye biz evet dersek demokrasi rafa kalkacak,
antidemokratik uygulamalar olacak, özgürlükler yok olacak, polis devleti
olacak, insanlar sokak ortasında vurulacak. Şimdi, bu
söylediğimiz diktatörlük değil mi? Bu, faşizmin ayak sesleri
değil mi? Cumhuriyet Halk Partisinin ya da muhalefetin faşizmin ayak
seslerinin resmîleşmesine evet demesi mümkün mü? Mümkün değil
değerli milletvekilleri.
Ama,
bu yetmiyormuş gibi çıkıp şunu da söylemeyi ihmal
etmiyorsunuz, diyorsunuz ki: Biz uyuşturucuyla ilgili bir düzenleme
yapıyoruz ama muhalefet buna karşı çıkıyor.
Sayın Başbakan da, değerli temsilcileriniz de, sayın
bakanlarınız da söylüyor. Değerli arkadaşlarım, bu
külliyen yalan. Biz başından beri, Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
sentetik uyuşturucunun çocuklarımızı getirdiği bu
noktadan kurtarmak için destek vereceğimizi söyledik, şimdi
kanıtını göstereceğiz ama siz iki gün önce, başka bir
muhalefet partisinin verdiği bu konuda Meclis araştırma
önergesine Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri olarak ret oyu
verdiniz. Şimdi size soruyorum sınav kısmında: Samimi
misiniz? Hep beraber birazdan göreceğiz.
Ben
bu duygularla, sizin dediğiniz gibi, iki gün önce verdiğiniz önergeye
ret verdiğinizi
Şimdi sizi test etmiş olacağız ve
bunu kamuoyunda, halkın vicdanında seslendireceğiz.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Çok araştırdık onu, o yüzden.
MEHMET
HİLAL KAPLAN (Devamla) Sizin getireceğiniz bu önergeye muhalefetin
destek vereceğini bilmenizi istiyorum. Uyuşturucuyu kaldırmak
hepimizin boynunun borcu. Bu siyasi bir olgu değil, partiler üstü bir
karar.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum
ENGİN
ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Doğan Kubat (İstanbul) ve arkadaşları
MADDE
11- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 188 inci
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(4)
a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, sentetik kannabionid ve
türevleri veya bazmorfin olması,
b)
Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya
ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu bulunulan
bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya
benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki
yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde
işlenmesi, halinde verilecek ceza yarı oranında
artırılır."
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, buyurun, söz talebiniz vardı.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz madde, bu tasarının
en olumlu maddesi olarak ifade edebileceğimiz bir maddedir. Sentetik
uyuşturucuların da Türk Ceza Kanunu kapsamına alınmak
suretiyle cezalandırılmasını öngören bir maddedir. Hem
maddeyi hem de şimdi okunmuş olan Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun önergesini Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak desteklediğimizi
ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, bizim de zaten açık oylama talebimiz var.
Dolayısıyla, açık oylamayla, bununla ilgili, uyuşturucuyla
ilgili, bu konuda Milliyetçi Hareket Partisinin durduğu nokta gayet
açık ve nettir. Umarım, Hükûmet Sözcüsü ile Başbakan bu
tavrı dikkate alarak bir daha partilerin hiçbirini uyuşturucu ya da
molotofla ilişkilendirmez, böyle haksız bir değerlendirme
yapmaz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Uyuşturucuyla mücadeleyle ilgili, Halkların
Demokratik Partisinin Meclis Genel Kuruluna getirdiği önergeler ve kanun
teklifleri bugüne kadar zaten milletvekillerinin bilgisine sunulmuştu.
Uyuşturucuyla mücadelenin biz Türkiyede önemli bir eksiklik olduğunu
düşünüyoruz. Dolayısıyla, bu konuda çok kapsamlı
çalışmalara ve kanun tasarılarına ihtiyaç olduğunu
düşünüyoruz. Ancak böylesi, bütün toplumda tepki yaratan bir yasa
tasarısının içerisine yedirilmiş olarak muhalefeti
yıpratma aracı olarak kullanılmasını, Hükûmet
tarafından, Başbakan tarafından böyle bir tutum ortaya
konmasını büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz. Tabii
ki biz, uyuşturucuyla ilgili maddelerde, mücadeleyi artıracak olan
maddelerle ilgili olumlu oy kullanacağımızı grup olarak
ifade etmek istiyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Uyuşturucu
veya uyarıcı maddelerle mücadelenin daha etkin yürütülebilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunacağım,
ancak 11inci maddenin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir istem vardır. Şimdi istem sahibi
sayın milletvekillerinin adlarını tespit ettireceğim.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye? Burada.
Mehmet
Erdoğan, Muğla? Burada.
Alim
Işık, Kütahya? Burada.
Nevzat
Korkmaz, Isparta? Burada.
Kemalettin
Yılmaz, Afyonkarahisar? Burada.
Mustafa
Kalaycı, Konya? Burada.
Reşat
Doğru, Tokat? Burada.
Mustafa
Erdem, Ankara? Burada.
Ahmet
Duran Bulut, Balıkesir? Burada, takabbül ettiler.
Emin
Çınar, Kastamonu? Burada.
Münir
Kutluata, Sakarya? Burada.
Seyfettin
Yılmaz, Adana? Burada.
Celal
Adan, İstanbul? Burada.
Bahattin
Şeker, Bilecik? Burada.
D. Ali
Torlak, İstanbul? Burada.
Ali
Öz, Mersin? Burada.
Özcan
Yeniçeri, Ankara? Burada.
Zühal
Topçu, Ankara? Burada.
Mehmet
Şandır, Mersin? Burada.
Faruk
Bal, Konya? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım. Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 11inci maddesi açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı |
: |
308 |
|
Kabul |
: |
308 (x) |
|
|
|
|
|
Kâtip Üye Muhammet Rıza Yalçınkaya Bartın |
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Böylece,
madde kabul edilmiştir. (Alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, görüşülmekte olan
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci
maddesini olumlu bulduklarına ve kabul oyu verdiklerine ilişkin
açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz
önce ifade etmiştim, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, molotof, bonzai
ile toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde maske takanlarla ilgili,
yakıcı maddeler bulunduranlarla ilgili maddeler konusunda yetersiz
bulduğumuzu ancak bunlara olumlu baktığımızı
ifade etmiştik ve bunlarla ilgili kabul oyu verdik. Ama maalesef, Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanı konuşmalarında, bugünkü
konuşmalarında da grupları, Milliyetçi Hareket Partisini,
diğer grupları Molotof ve bonzaiye hayır. dediler suretiyle
yalan bilgi vermektedir. Dolayısıyla, bu yalan bilgiyi yüzlerine
çarpıyorum. Sayın Başbakanı da düzgün konuşmaya,
doğru konuşmaya davet ediyorum. Tavrımız açık ve net
olmuştur. Dolayısıyla, bu konuda, umarım, bu
yanlış bilgilerle milleti kirletmeye devam etmesin.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Hamzaçebi, buyurun.
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin,
görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 11inci maddesini olumlu bulduklarına ve kabul
oyu verdiklerine ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Kabul
edilen maddenin hayırlı olmasını diliyorum. Bundan sonra
benzer mahiyette bir madde daha oylayacağız. Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu ona da destek verecektir ve bu tutumumuzla şu çok açık bir
şekilde ortaya çıkmıştır ki: Muhalefet;
uyuşturucu, sentetik, adı ne olursa olsun, gençlerimizi,
vatandaşlarımızı kötü yola iten bütün maddelere
ilişkin mücadele konusunda Hükûmetin atacağı her türlü
adıma destek vermeye hazırdır. Bunu burada çok açık bir
şekilde ifade ediyoruz. Sayın Başbakanın bunu görmezlikten
gelip diğer bütün demokrasi dışı, hukuk dışı
düzenlemeleri molotof ve bonzai gibi kelimelerin arkasına
saklamasını ben doğru bulmuyorum. Sayın Başbakan
umarım bugünden sonra tutumunu değiştirir ve hukuk
dışı diğer maddeleri bir kez daha gözden geçirir. Bunu
tavsiye ediyorum.
Sağ
olun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bostancı, buyurun.
10.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın,
görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 11inci maddesine muhalefet partilerinin
verdiği desteğe teşekkür ettiğine ve bu tutumlarını
diğer maddelerde de göstermelerini beklediğine ilişkin
açıklaması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, çok
teşekkürler.
Muhalefetin
11inci maddeye vermiş olduğu destek dolayısıyla her bir
parti grubuna ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) - Teşekküre gerek yok.
ALİ
ÖZ (Mersin) Bizim baştan beri fikrimizdi zaten. Niye teşekkür
ediyorsun?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Elbette, bu yasaya ilişkin olarak şu
11inci maddedeki ortak tavrın bütün yasa boyunca gösterilmesini isterdik.
(CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ALİ
ÖZ (Mersin) Yok ya!
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Her konuda anlaşmamız gerekmez.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ciddiyet biraz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Grup Başkan Vekilisiniz ya!
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, Genel Kurul
salonunda bonzai içmek yasaklansa iyi olacak! Bonzaililer var aramızda.
BAŞKAN
Bir şey demiyor İsterdik. diyor.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Bizler farklı siyasi partileriz. Doğru
olanın, yanlış olanın ne olduğu hususunda
görüşlerimiz farklı olabilir ama bunları müzakere edersiniz
nezaketle, tartışırsınız, sonra da kurallar
çerçevesinde bir karar verirsiniz. Bizim de yasanın müzakeresiyle
kastımız budur. Muhalefet partilerinin diğer maddelere
ilişkin olarak yanlışlık iddialarında bulunmaları
olağandır ama yanlışlık iddiasını
dayatmaları ve bizim kabul etmemizi beklemeleri hiçbir şekilde
olağan değildir.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Milletvekilleri hastaneden gelemiyor
ya!
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, sataşmadan dolayı
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Biz, müzakereye yönelik olarak o medeni
tavrın devamını çok uygun buluruz, Meclisin atmosferine de uygun
buluruz.
Bu
yasanın kamuoyunda tartışılmasında da kimler, neler
söylüyor, belki toplamına bakmak gerekir.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Ne anlatıyor Sayın Başkan?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Meclisin iradesine yönelik ne tür dayatmalar
olduğunu da biliyoruz kamuoyunda yapılan görüşmelerde ama
şu uygun ve olumlu havanın hiç olmazsa bundan sonra devam etmesinin
faydalı olacağı inancındayım.
Tekrar
teşekkürlerimi ifade ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Baluken
11.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Halkların
Demokratik Partisinin özellikle uyuşturucuyla mücadele konusunda son
derece hassas olduğuna ve Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, siyasi mücadelesini politik ve ahlaki toplumun özgür bireylerini
hedefleyerek yürüten Halkların Demokratik Partisi özellikle
uyuşturucuyla mücadele konusunda son derece hassas tutumlar ve politikalar
üzerinde çalışmaktadır. Biz, politik bir toplum oluşturmak
kadar ahlaki bir toplumun oluşmasını da aynı derecede
önemsiyoruz. Bugüne kadar hemen hemen Türkiye'nin pek çok ilinde
uyuşturucuyla mücadele konusunda sadece Meclis çalışmasıyla
sınırlı bir pratiğimiz olmadı; aynı zamanda,
dediğim gibi, pek çok ilde uyuşturucuyla mücadele çadırları
kurarak bu konudaki toplumsal bilinçlenmeyi ve toplumsal mücadeleyi
artırma şeklinde bir tutum içerisinde olduk. Ama maalesef -Sayın
İçişleri Bakanı da burada- bu uyuşturucuyla mücadele
çadırlarımıza bugüne kadar hep gazla, copla, tazyikli sularla
müdahale edildi. Bu, tabii, bir samimiyet sorununu da beraberinde getiriyor.
Özellikle Sayın Başbakanın da bizim bu konudaki duruşumuz
ve bu kanun tasarısı içerisindeki irademiz ortada olmasına
rağmen bu konuyla ilgili partimizi zan altında bırakan
açıklamalarıyla ilgili partimize bir özür borcu olduğunu
düşünüyoruz. Umarım ki, Sayın Başbakan bugünkü
oylamanın sonuçlarını ister, değerlendirir ve
Halkların Demokratik Partisinden bugüne kadar kullanmış
olduğu cümlelerle ilgili özür diler.
Aynı
zamanda, AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Naci
Bostancının da bu madde üzerinden diğer maddelerle ilgili
tutumla ilişkilendirerek bir konuşma yapmasını da burada
biz büyük bir ciddiyetsizlik olarak değerlendiriyoruz. Aslında, diğer
maddelerde muhalefetin dayatma içerisinde olduğunu söylemesi de grubumuza
açıktan bir sataşmadır. Sataşmadan söz almak için de
takdirinize sunuyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Gök, buyurun.
12.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma Partisinin daha
önceki yasalarda ve hatta daha önceki Anayasa değişikliklerinde
olduğu gibi, bizim de destekleyeceğimiz birtakım olumlu
maddelerin dışında, kendi dayatmak istediği antidemokratik
maddelere karşı bizim bir tutum almamız son derece
doğaldır, o hem parti politikamız hem de ideolojimizin
gereğidir. Şimdi, bu konuda gerek Başbakan ve gerekse şu
anda Mecliste bulunan İçişleri Bakanı da bonzai üzerinden benim
de canlı izlediğim bir konuşmasında yine muhalefete bonzai
üzerinden çatarak sanki bonzaiyle mücadelede muhalefetin böyle bir
değişikliğe karşı çıktığı
algısını yaratmaya çalışmıştır. Bugün
burada bütün muhalefet partileri istisnasız bu değişikliği
desteklemişlerdir ve gerek Başbakandan gerekse İçişleri
Bakanından çok haklı ve yerinde bir özür beklemektedirler.
Sanırım, bu İçişleri Bakanımız da bu özrü bugün
burada gerçekleştirecektir ve teşekkür edecektir muhalefet
partilerine.
Şimdi,
böylesine bir tablo içerisinde yaşanılan gerginliklerin içerisinden
dahi sıyrılarak bir maddede destek olunmasının iktidar
partisindeki karşılığının adı tam
anlamıyla teşekkür olmalıdır. Sayın Naci
Bostancının yaptığı konuşma
kışkırtıcıdır, partimize sataşmaktır.
Böyle bir konuşma şu anda yapılmamalıydı. Böyle bir
konuşmanın ne yeridir ne gereğidir. Böylesine bir desteğin
olduğu bir yerde ancak ve ancak teşekkür edilir ve muhalefet
partilerinin eli sıkılır. Biz, herkes bilsin ki kendi
doğrultumuzda, ülke çıkarlarımız doğrultusunda,
çocuklarımızın geleceğinde ve tüm
insanlarımızın geleceğinde olumlu gördüğümüz her
şeyi destekleriz ama antidemokratik olan konularda da
tavrımızı net bir şekilde belirtiriz, bundan da bizi kimse
alıkoyamaz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Ankara) Ama Bakandan teşekkür bekliyoruz ve özür bekliyoruz.
Sayın Bakan, duymazlıktan gelmeyelim.
BAŞKAN
Sayın Vural, sizin de söz talebiniz var.
Buyurun.
13.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, özür dilerim, yani şimdi,
bununla ilgili tavrımız açıkken AKP Grup Başkan Vekilinin
kalkıp Umarım diğerlerinde destek olursunuz
Umarım siz
muhalefetin ortaya koyduğu noktaya gelirsiniz, dayatma
yapmazsınız. Vatandaşın özgürlüklerini
kısıtlayan, hukuk devletinden çıkartan ve vatandaşı
sindiren ve korkutan maddelerden bir an önce vazgeçin. Bir an önce vazgeçin.
Tavsiyemiz odur. Vazgeçin ya. Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak bu konuda açık çağrımız şudur: Bunlarla ilgili
zaten tereddüt yoktu ama insanların özgürlüğünü kısıtlayan,
hukuk devletinden uzaklaştıran, Jandarmayı PKK isteğiyle
tasfiyeye götüren maddelerle ilgili hususlarda Adalet ve Kalkınma Partisi
bununla ilgili maddeleri çeksin. Dolayısıyla, bu kadar gerilim de
olmaz. Türkiyenin hayrına olan bazı maddelerde hep beraber, birlikte
adım atmış oluruz. Bu bakımdan, iktidarı,
hayırlı olan maddelerde, hayırlı olan
değişikliklerde muhalefetle birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Vereceğim birazdan, tutanakları istedim Sayın Baluken.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge
vardır.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, özür dilerim
BAŞKAN
Lütfen, konuşmaya başladık ama Sayın Zozani
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, önce bir dinleyin, haksız
bir talepse
BAŞKAN
Ama Sayın Zozani, işleme başladım, bitireyim,
dinleyeceğim.
Sayın
milletvekilleri, Başkanlığımıza yeni madde ihdas
edilmesiyle ilgili olarak, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna mensup
milletvekillerince dokuz adet önerge intikal etmiş bulunmaktadır.
Ancak İç Tüzük hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, İç
Tüzükün 91inci maddesi hükümlerine göre, bölümler hâlinde görüşülmekte
olan temel kanunlar üzerinde, her bölümde sadece iki yeni madde ihdası
önergesi verilebilmesi mümkündür.
Nitekim,
benzer şekilde temel kanun olarak görüşülen işlerde, metne yeni
geçici madde ilavesine yönelik değişiklik önergelerinde de Genel
Kurulun 9 Şubat 2011 tarihli 62nci Birleşiminde yapılan usul
görüşmesi sonrasında iki önerge sınırlaması
uygulanmıştır.
İç
Tüzük değişiklik önergeleriyle ilgili 87nci maddesine göre, kanun
tasarı veya teklifinde bir maddenin reddi, tümünün veya bir maddenin
komisyona iadesi, bir maddenin değiştirilmesi, metne ek veya geçici
madde eklenmesi hakkında, milletvekilleri, esas komisyon ve hükûmet
değişiklik önergeleri verebilir. Bu esaslar dairesinde
milletvekilleri tarafından Anayasaya aykırılık önergeleri
dâhil, her madde için yedi önerge verilebilir.
Dolayısıyla,
bu madde hükmünden açıkça çıkan sonuca göre, metne yeni madde
eklenmesine ilişkin önergenin sınırı yedidir.
İç
Tüzükün 91inci maddesi ise, milletvekilleri, esas komisyon ve hükûmet
tarafından değişiklik önergesi verilebileceğini
öngörmektedir. Ancak değişiklik önergelerinin hangi amaçla
verilebileceği hususunda hüküm içermemektedir. Maddenin beşinci
fıkrasında ise diğer hükümlerin saklı olduğu
belirtilmektedir.
Dolayısıyla,
burada da önergelerin bir maddenin reddi, tümünün veya bir maddenin komisyona
iadesi, bir maddenin değiştirilmesi, metne ek veya geçici madde
eklenmesi hakkında verilebilmesi gerekir. Bu durumda, 87nci maddede
olduğu gibi yeni madde sayısına ilişkin
sınırlamanın burada da geçerli olması gerekir.
91inci
maddede, her madde üzerinde
2 önerge verilebildiğinden, her bölüm üzerinde ancak 2 yeni madde
ihdasına ilişkin önerge verilebileceğini kabul etmek gerekir.
Ancak, bu durumda her siyasi parti grubunun 1 önerge verme hakkı
saklıdır. Yani, yeni madde önerge sayısı grup sayısıyla
orantılı olarak da 4e ve ilk 2 önerge grubu olmayan partiler ile
bağımsızlar tarafından kullanılmışsa 6ya
çıkabilir.
Diğer taraftan, Anayasa
Mahkemesinin temel kanunlarla ilgili olarak verdiği 2001/129 esas ve
2002/24 karar no.lu kararında Yasama etkinliklerinde asıl olan,
kamusal yararı gerçekleştirmek amacıyla yapılan
görüşmeler sonucunda Meclis'in gerçek iradesinin oluşmasıdır.
Bu iradenin oluşmasında, yapılan görüşmeler kadar verilen
önergelerin de büyük katkısı olduğu bir gerçektir. Ancak,
milletvekillerine sınırsız sayıda önerge verme
imkânının tanınmasının da yasama
çalışmalarını olumsuz yönde etkileyerek gereksinim duyulan
yasaların çıkarılmasını engelleyeceği
açıktır. dendikten sonra, metne ek veya geçici madde eklenmesinin bu
kapsamda değerlendirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.
Bu nedenlerle, bir bölüm üzerinde 2den
fazla yeni madde önergesini işleme alma imkânı bulunmamaktadır.
Bu konuda 28/3/2012 tarihli birleşimde de bu uygulama ve açıklama
yapılmış, usul tartışması dahi
yapılmaksızın yeni madde ihdası önergeleri geri
çekilmiştir. Bu nedenle, yeni madde ihdası önergelerinden ancak ilk
2sini işleme alacağım. Yeni madde
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Evet
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bu tasarıda kaç kanun değiştiriliyor?
BAŞKAN Bilemiyorum efendim kaç
kanun değiştirildiğini.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Nasıl bilemiyorsunuz ya?
BAŞKAN Komisyon cevap verebilir
efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) 21 kanun.
Dolayısıyla, bunun amacı ve hedefi, eğer bir kanun
kapsamlı olarak değiştiriliyorsa bununla ilgili her madde
Ama,
21 tane kanun var. Yani, bununla ilgili önergeleri kısıtlamak
şeyin ruhuna aykırı. 21 kanun var, benim 21 kanunla ilgili 42
tane önerge verme hakkım var demektir bu.
Sayın Başkan, yani kanun
BAŞKAN Onun için temel kanun
olarak görüşülüyor, evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi
istirham ediyorum, bu bölümde 9 kanun var, 9 kanun.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) 9 kanun değiştiriliyor.
OKTAY VURAL (İzmir) 1 kanun olsa
tamam ama 9 kanun var.
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, beş dakika ara ver, tezekkür edelim.
OKTAY VURAL (İzmir) 9 Kanun
efendim, 9 kanun. Yani, bunlardan hangi birini seçeceğim? Ben bunlarla
ilgili ikişer önerge verdim, bu şey çerçevesinde. Çünkü, bu kanun bir
torba kanun. Böyle bir torba kanunun gelmeyeceğine Sayın
Başbakan Davutoğlu söz vermişti, Sayın Bülent Arınç da
Bundan sonra gelmeyecek. demişti. Bütün bunlara rağmen geldi ama 21
tane kanunda değişiklik
BAŞKAN Evet, Sayın Vural,
teşekkür ediyorum. Açıklamasını yaptım.
Yapabileceğim bir şey yok.
OKTAY VURAL (İzmir) Usul
tartışması açıyorum.
BAŞKAN Zaten daha önce de
28/3/2012 tarihli birleşimde
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, o yaptığınız açıklama torba kanunlar için
geçerli değildir.
BAŞKAN Hayır efendim,
şey için geçerli, tabii.
OKTAY VURAL (İzmir) Yok, yok,
torba kanunlar değil, temel kanunlarla ilgili.
BAŞKAN Temel kanunlar için
efendim, temel kanun diye bahsettik.
OKTAY VURAL (İzmir) Temel kanun
olarak düzenlenmemiş bu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) İç
Tüzük, torba kanuna göre düzenlenmemiş Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu, torba
kanundur. Dolayısıyla, torba kanunda 21 kanun varsa ben her kanun
üzerinde isterim. Öyle bir şey olur mu Sayın Başkan ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Zaten
ne olduğunu bilmediğini itiraf etti.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Diyor ya: Kaç kanun olduğunu bilmiyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Bilmiyorum. dedi ya zaten.
BAŞKAN Benim bahsettiğim,
28/3/2012 tarihinde görüşülen kanun da temel kanun, şimdiki
görüştüğümüz kanun da temel kanun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Başkan hâkim değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Zaten
Başkan gündeme hâkim değil bir kere.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, torba kanun, 21 tane kanun. Şimdi, bunun ilk 2sini neye göre
seçeceksiniz? Yani, 21 adet kanun. Her bir kanunla ilgili madde varsa ben
onunla ilişkili olarak 2 tane verebilmek konusunda kendi kendimi
sınırlandırıyorum zaten. Bu bir torba kanun Sayın
Başkan, bir kanunu kapsamlı olarak değiştiren değil.
Doğrudur bu konuda. Çünkü, böyle olduğu zaman, bir kanun 130 madde
olsa bütün maddeleri değiştirmek için önerge verilebilir.
BAŞKAN Sayın Vural,
değişiklik önergelerini madde bazında verebilirsiniz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim?
BAŞKAN Maddeyi
değiştirmek için verebilirsiniz, madde bazında verebilirsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir)
İşte, efendim, kanunla ilgili
BAŞKAN Yeni madde ihdası
olarak değil efendim. Ancak
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim?
BAŞKAN Yeni madde ihdası
olarak değil, madde bazında verebilirsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Benim madde
ihdasıyla ilgili yetkimi, hakkımı alamazsınız ki.
Benim hakkım var.
BAŞKAN Efendim, daha önce bunun
uygulaması yapılmış.
OKTAY VURAL (İzmir) Okudunuz.
BAŞKAN Okudum ben size. Anayasa
Mahkemesinin kararında
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Sayın Başkan, gündeme hâkim değilsin. Ara verelim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, ben de diyorum ki: O, bir torba kanun değil. Torba kanun
olmadığı için böyle oldu.
BAŞKAN Usul
tartışması açayım, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama
Sayın Başkan
BAŞKAN Ama yapabileceğim
bir şey yok ki, daha önce yapılmış bir şey Sayın
Vural. Yani, bu, böyle gitmez ki.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Sayın Başkan, gündeme hâkim değilsiniz. Gündeme hâkim
değil, itiraf etti.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Kaç
kanun değiştiğini bilmiyor.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bu, tek başına yeterlidir zaten, gündeme
hâkim değil.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Onu önceden söyleyecektiniz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gündeme hâkim değil ya. Bunu yapamaz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Madde ihdası isteyemez miyiz? İsteriz.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) İsteriz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ya, gündeme hâkim değil, gündeme hâkim değil,
bilmiyor ki.
BAŞKAN
Evet, temel kanunda da yeni geçici madde ihdasıyla ilgili 9/2/2011
tarihinde yine sınır konulmuş.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) O karar torba kanunla ilgili değil yalnız.
BAŞKAN
Aynı şekilde.
OKTAY
VURAL (İzmir) Temel kanun Sayın Başkan, bu torba kanun.
BAŞKAN
Temel kanunda da aynı. Geçici maddeyle ilgili yani.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bir istişare edelim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Israr etmeyin Sayın Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) 21 kanunda değişiklik yapıyorsunuz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) O torba kanunla ilgili Anayasa Mahkemesi kararı
değil Sayın Başkan, onu bir gösterir misiniz?
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bir bölümde 9 ayrı kanun
değişiyor. Siz Bunun içinden iki tanesini seç. diyebilir misiniz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim değilsiniz, kabul ettiniz zaten.
OKTAY
VURAL (İzmir) Torba kanun değil o efendim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim olmadığınızı itiraf
ettiniz zaten.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Anayasa Mahkemesi kararı torba kanunla ilgili
değil.
OKTAY
VURAL (İzmir) Torba kanun değil o, onu diyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yanıltıyorlar sizi.
BAŞKAN
Efendim, her ikisi de temel kanun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN
- Hem biraz önceki verdiğim örnek temel kanun hem şimdiki temel
kanun. Dolayısıyla
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Normal kanun farklı bir şey, torba kanun
farklı bir şey, onu ikiye ayıracaksın Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Maddeler üzerinde değişiklik önergeleri verebilirsiniz, bunun
sınırlaması yok
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bakın
BAŞKAN
ama yeni madde ihdasına dair değişiklik önergeleri
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Niye veremeyelim?
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bakın
BAŞKAN
-
91inci maddede net bir şekilde belirtilmiş. İki
OKTAY
VURAL (İzmir) Şimdi, şöyle bir yanlışlık
yapıyorsunuz: Bununla ilgili karar torba kanunla ilgili değildir, bir
kanunla ilgilidir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Her temel kanun torba kanun da değil Sayın
Başkan. Sizin yaptığınız torba kanun.
OKTAY
VURAL (İzmir) O bakımdan, şimdi, ben dokuz tane önerge
vermişim bu bölümde dokuz tane kanun olduğuna göre. Siz bunun iki
tanesini neyine göre seçeceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi?
BAŞKAN
Geliş sırasına göre efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle bir mantık olabilir mi ya?
BAŞKAN
İlk iki önergeyi işleme koyacağız, geliş
sırasına göre.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ya, bunda bir mantık var mı?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hepsini birlikte vermiş, aynı anda, aynı
saatte, aynı saniyede.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Doğru, geliş sırası var.
OKTAY
VURAL (İzmir) Geliş sırası
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Geliş sırası nasıl tespit edilecek?
OKTAY
VURAL (İzmir) Onun için, sizden istirhamım
BAŞKAN
Evet, usul tartışması açayım Sayın Vural.
Konuşacaksanız buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, bakın
FARUK
BAL (Konya) Beş dakika ara verin efendim, beş dakika ara verin.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) İstişare edelim Sayın Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, bakın, Sayın Başkan, bizim
buradaki amacımız molotofla, bonzaiyle, uyuşturucuyla ilgili
daha kapsamlı değişiklikler yapılmasına ilişkin
önerilerimizdir. Bu önerilere AKP Grubu destek verir mi vermez mi bilmiyorum.
Okuyacaksınız
BAŞKAN
Maddeler üzerinde önerge verebilirsiniz, burada problem yok ki.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır efendim, kapsamıyor. Eğer gerçekten
molotofa, yanıcıya, bonzaiye, uyuşturucuya karşı bir
tutum varsa bizim verdiğimiz bu maddelerin de desteklenmesi
gerektiğini düşünüyoruz. Yapacağınız şey şu:
Okuyun, Komisyon yoksa işlemden kalkar, görüşme yok, bir şey
yok.
FARUK
BAL (Konya) Okumaktan ne çıkar Sayın Başkan?
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 00.28
DOKUZUNCU
OTURUM
Açılma
Saati: 01.10
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır.
İç
Tüzükün 91inci maddesine göre yeni bir madde olarak görüşülmesine
komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda
önerge verilebilir. Bu nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt
çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve
İçişleri Komisyonu Raporlarının (1/995, 2/422, 2/514,
2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) "26/9/2004 tarihli ve
5237 sayılı Tük Ceza Kanununun 188 inci maddesinin dördüncü
fıkrasına "morfin" ibaresinden sonra gelmek üzere
"sentetik kannabinoid ve türevleri" ibaresi eklenmiştir."
şeklindeki 11 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim
Işık Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kütahya Osmaniye
Ahmet Duran Bulut Mustafa
Erdem
Balıkesir Ankara
"MADDE 12- 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı
Türk Ceza Kanununun 188 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"(9) Bu madde kapsamında hüküm
giyenler hakkında ayrıca güvenlik tedbiri uygulanabilir.""
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Sayın
Başkanım, izin verirseniz Komisyon üyelerini davet etmek istiyorum.
İçişleri Komisyonunun
değerli üyeleri, madde ihdası için arzu eden
arkadaşlarımız buyursunlar efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Arzu eden deme
ya, Buraya davet ediyorum. de, gelmeyen gelmez. İmada bulunmayalım
Başkanım, lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu
uyuşturucular için güvenlik tedbiri uygulanmasına niye
karşı çıkıyorsunuz ya?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Efendim, salt
çoğunluğumuz yoktur, katılamıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, uyuşturucuyla ilgili güvenlik tedbirine niye
karşı çıkıyorlar ya?
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
12nci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"5237 sayılı Kanunun 191 inci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir."(10) Birinci
fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane
gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve
tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel
veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden
yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi
hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
şeklindeki 12. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE- 12 "5237 sayılı Kanunun 191 inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(10) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt,
hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve
sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre
duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen
sınırlarına üç yüz on metreden yakın mesafe içindeki umumi
veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza 3/4
oranında artırılır.
Mustafa Sezgin Tanrıkulu Ali
Serindağ Celal
Dinçer
İstanbul Gaziantep İstanbul
Ali Haydar Öner Mahmut
Tanal Engin
Altay
Isparta İstanbul Sinop
Ahmet Toptaş
Afyonkarahisar
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 12nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Hasan
Hüseyin Türkoğlu Ahmet Duran Bulut Muğla Osmaniye Balıkesir
D. Ali Torlak S. Nevzat Korkmaz Mustafa Erdem
İstanbul Isparta Ankara
Madde 12:
5237 sayılı
Kanunun 191 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"(10) Birinci
fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kamu binaları, kışla
veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçla toplu
bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü
veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına
iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde
işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında
artırılır."
BAŞKAN
Bu önerge Anayasaya aykırılık önergesidir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti-tek
adam-diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
12 nci maddesinin Anayasaya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Demir Çelik Hüsamettin
Zenderlioğlu Abdullah
Levent Tüzel
Muş Bitlis
İstanbul Erol Dora
Mardin
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Levent Tüzel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Tüzel. (HDP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi selamlıyorum.
Görüşülmekte
olan iç güvenlik paketinin bu maddesi uyuşturucuyla ilgili verilecek
cezalarda bir ağırlaştırma hükmünü taşıyor. Biraz
önce grup başkan vekilimizin de söylediği gibi, aslında bu
paketteki uyuşturucuyla ilgili düzenlemelere bir itirazımız
olmasa gerek. Bu yönde olumlu bir destek vereceğimizi söyledik. Ancak
paketin Türkiyedeki tartışılan boyutuyla bir bütün olarak insan
hak ve özgürlüklerine karşı saldıran bir tutumu nedeniyle bu
madde için de bir Anayasaya aykırılık önergesi vermiş
durumdayız.
Değerli
milletvekilleri, getirilen bu paketi aslında AKP iktidarının
Yeni Türkiye, ileri demokrasi adı altında söylemlerle, hatta
Sayın İçişleri Bakanının bunu bir özgürlükler reformu
olarak ilan etmesi karşısında, aslında tarihin tekerini
âdeta geriye döndürmek isteyen büyük bir geri sıçrama olarak da
nitelendirmek mümkün.
Türkiyede
polisin yetkisi az mıydı? Polis sokaklarda gerektiği kadar suçu
önleyici yetkiyi kullanmaktan geri mi kalıyordu da bu düzenlemeler
getirildi? Böyle olmadığını hepimiz biliyoruz.
Aslında, sokaklardaki kamu görevlilerinin, başta kolluk olmak üzere,
devlet adına yetki kullananların işledikleri suçlar,
orantısızlık, keyfîlik, hukuk dışılık,
hepsinin cezasızlıkla yanıtlandığını
biliyoruz. O nedenle, burada bir ileriye doğru gitmekten söz etmek mümkün
değil.
Hemen
aklımıza tabii, Antepteki görüntüler geliyor. Antepte esnaf
hakkı için alana çıktığında, bir amirin, polis
memurunun ensesinden tutup Sık ulan, sık! dediği, kameralara
yansıyan görüntüyü hepimiz gördük. Oradaki esnafın ne elinde molotof
vardı ne de kafaları, üstleri sarılıydı ne de yasa
dışı bir üniforma giyiyorlardı. Aslında, bu yasayla
birlikte getirilmek istenen çok açık ki sokaklardaki polis şiddetine,
keyfîliğe bir yasal meşruiyet kazandırmak. Ama bu arka planda
olup işte, böyle uyuşturucu maddeleriyle, nüfus düzenlemeleri, kimlik
düzenlemeleri gibi toplumsal meşruiyet taşıyan birtakım
düzenlemelerle, makyaj maddelerle bu paket benimsetilmek isteniyor. Oysaki bu
gerekçeler gerçekten kabul edilebilir değil.
Bütün
Türkiye, demokrasi isteyen, toplumsal barış isteyen, çözüm isteyen,
insan hakları isteyen herkes bu yasaya muhalif olduğu için,
şimdi, en tepeden talimat yoluyla Meclis de kıskaca alınarak bu
saatlerde, sabaha kadar, gergin bir ortamda, gerginlik ne kelime, âdeta
sokaktaki şiddetin, baskının buraya
yansıtılmış hâliyle milletvekillerine, kadın
milletvekillerine saldırarak milletvekillerinin yaralanması
pahasına bu yasa geçirilmek isteniyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil
değerli milletvekilleri.
Bir
defa, hukuksuzluk ve darbeci mantık, bu keyfiyet, bu hukuksuzluk buradaki
Meclis yönetiminden başlıyor. Şimdi, sokaklarda
hırsızlık, yolsuzluk, tecavüz, katil, bütün bunlar varsa
bunların nedenlerini nerede aramak gerekiyor? O suçu işleyenlerde, o
bıçağı çekenlerde, o tetiği kullananlarda değil,
onlara bu fikri aşılayan bu yönetim aygıtını, bu
devlet anlayışını, bu iktidar politikasını
sorgulamamız gerekiyor. Katil, tecavüzcü ve şiddet üreten bir
iktidara sahibiz.
Değerli
milletvekilleri, Polis yetkileri kısıtlansın. derken yeniden
daha artıran, polisinden amirine, kaymakamından valisine bütün
yürütmeyi yargı yetkisiyle donatan; arama, tutuklama, gözaltına alma,
süreleri uzatma, bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. 12 Eylül
rejiminden, Kenan Evrenden şikâyet edenler bugün aynı rejimin
yasalarına sahip olmak istiyor. Nerede, hani ileri demokrasi? Neden buna
ihtiyaç duyuluyor, bütün Türkiye korkuya, endişeye, işkenceye
alınmak isteniyor? Çünkü normal bir şekilde yönetme gücünü
kaybetmiş durumda AKP iktidarı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (Devamla) -
olağanüstü yetkiler elde etmek istiyor özellikle
seçimlere gittiğimiz bu dönemde. Bu kabul edilebilir bir şey
değildir. Bu yasa bütün maddeleriyle geri çekilmeli, Komisyonda yeniden
görüşülmeli, muhalefet partilerinin önerileri, eleştirileri dikkate
alınarak toplumdaki bütün bu infial hâli, itiraz dikkate alınarak
toplumsal bir uzlaşma ve barış ortamında bu yasa yeniden
ele alınmalı diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 12nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Erdem (Ankara) ve arkadaşları
Madde 12:
5237 sayılı
Kanunun 191 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"(10) Birinci
fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kamu binaları,
kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal
amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre
duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen
sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi
veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı
oranında artırılır."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Önerge
üzerinde söz isteyen Mustafa Erdem, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Erdem. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ERDEM (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesi üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına verdiğimiz önerge üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu kanunları niçin çıkarıyoruz bilmiyorum.
Bugüne kadar çıkardığınız kanunları da niçin
çıkardığınızı anlamış değilim. Her
kanun uygulanmak üzere çıkarılıyor ama ne hikmetse AKP
birilerine verdiği sözleri yerine getirmek, bir başka ifadeyle,
birilerinden aldığı talimatları harfiyen uygulamak
adına bu kanunları hiçbir zaman uygulama cesaretini, basiretini,
iradesini kullanamıyor.
Bir
başka husus, bu kanunu yarın hangi gerekçeyle hangi yeni kanunla
değiştireceğinizi de merak ediyorum. Zira, bugüne kadar yüce
Meclisin iradesi yapboz tahtasına çevrilmiş ve her çıkan kanun
uygulamadaki aksaklıkları veya maksadını aşan
bölümlerinin tamamlanması dolayısıyla yeni bir kanun
çıkarılması gerçeğini bu milletin huzuruna getirmeye mecbur
bırakmıştır. Bugüne kadar çıkan kanunlar
uygulanmış mıdır? Ne kadarını uygulayabildiniz?
Örnek olsun diye size söylüyorum: AKP iktidarı Kenarı Diclede PKKlıları
korurken, onların haklarına sahip çıkarken, İzmirde
Fırat Yılmaz Çakıroğlunun şehit edilmesine göz
yummuş ve bu konuda kanunu uygulama iradesini bilerek veya bilmeyerek,
kasten veya iradi bir şekilde, maalesef bu acının
yaşanmasına vesile olacak şekilde uygulamamıştır.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Kasti uygulamaması olabilir mi ya?
MUSTAFA
ERDEM (Devamla) Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinde
terörden sorumlu veya PKKyla yapılan pazarlıklardan sorumlu
geçmişteki bir bakan, yasaların uygulanmaması gerektiği
hususunda valilere, kaymakamlara talimat verdiğini televizyonlardan ifade
ederken, bizatihi kanunların uygulanmamasından kaynaklanan sebeplerle
alçaklar Türk Bayrağını gönderden indirmiş ve bu kanun
çıkarılamamıştır. O zaman size soruyorum: Bu
kanunları niye çıkarıyorsunuz? Uygulamayacaksınız niçin
bu milletin vaktini meşgul ediyor, bu yüce Meclisi bunlarla
oyalıyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak her yararlı işte bu milletin yanında olduk, bu devlete
sahip çıktık, bu Meclisin haklarını korumaya
çalıştık, hakkın yanında, haksızın
karşısında, batılın karşısında olduk.
Ama bugün muhataplarımız kimin yanındalar, ne için buradalar,
hangi kanunun içerisine hakla batılı karıştırarak
buraya getiriyorlar, bunun cevabını sizler veriniz. Ama şunu
unutmayınız ki, şu anda da biz, Sayın Başbakan,
kendisine yakışmayan bir üslupla, birilerine şirin gözükme ve bu
masum milletin duygularını sömürebilme adına bonzaiye
karşı çıktığımızı veya bir şekilde
uyuşturuculara karşı çıktığımızı,
ne bileyim, molotofkokteyllerine karşı çıktığımızı
söylemek suretiyle bir duygu sömürüsü yapıyor ama görünüz ki bu
şerefli millete her zaman hakkın yanında olduğunu ispat
edebilme duygusuyla molotofkokteyline de, poşuya da, bonzaiye de burada
dik durmuş, bu milletin evlatlarını gelecek adına tehdit eden
ne varsa hepsine karşı çıkmıştır.
Ama sizler, hakla batılı iç içe girdirmek
suretiyle neyin iyi, neyin kötü olduğunu bu milletten saklarsanız o
zaman güvenilirliğinizi kaybedeceksiniz. Ama gelin, bu millete samimi
olun. Zira samimiyetten kimseye zarar gelmez ama siz sadakat ehli olmaz,
samimiyete sahip çıkmazsanız bunun bedelini yarın ağır
ödeyeceksiniz. Unutmayınız ki kendiniz için
yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkaları
için yapmayın. Şu anda memlekette uyuşturucudan mahkûm
olanların, Batıda Türk milletine mensup olanların
uyuşturucu mahkûmiyetlerinin ve uyuşturucunun,
ahlaksızlığın, bonzainin her gün artan bir trendle
arttığını düşündüğünüzde siz hangi misyonu
sağlamak, hangi güvenliği temin etmek ve bu milletin geleceğini
hangi duygularla korumak istediğinizi burada ifade edin ve o zaman
göreceksiniz ki bu millet de en az MHP kadar size sahip çıkacak ve sizin
kurtuluşunuz MHPnin elinde olacaktır. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Altay, Sayın Hamzaçebi, Sayın Yılmaz, Sayın Akar,
Sayın Ören, Sayın Tanal, Sayın Acar, Sayın Özcan,
Sayın Kaplan, Sayın Çıray, Sayın Şeker, Sayın
Öner, Sayın Öz, Sayın Küçük, Sayın Tanay, Sayın Demiröz,
Sayın Toprak, Sayın Sarı, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Serter.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"5237 sayılı Kanunun 191 inci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir."(10) Birinci
fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane
gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve
tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel
veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden
yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi
hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
şeklindeki 12. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE- 12 "5237 sayılı Kanunun 191 inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"(10) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt,
hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve
sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre
duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen
sınırlarına üç yüz on metreden yakın mesafe içindeki umumi
veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza 3/4
oranında artırılır.
Mahmut
Tanal (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mahmut Tanal, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
ceza kanunlarının amacı suç işleme oranını
azaltmak, suç işleme olayını caydırmak. Biraz önce
Milliyetçi Hareket Partisinin getirmiş olduğu önerge kamu alanlarında
uyuşturucunun satışı, satılması, içilmesi,
bulundurulmasıydı ancak bunu reddettiniz, bir çelişkiye burada
düştünüz.
Şimdi,
bizim buradaki önergemiz nedir? Mevcut olan Ceza Kanununun 191inci maddesi:
Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya
bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri kullanan
kişiye iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası
verilir. Maddenin hükmü bu. Sizin getirmiş olduğunuz önergede bu
191inci maddeye (10)uncu fıkra eklenmesine ilişkin olarak bir
artırım getirdiniz. Bu fiil, okul, yurt, hastane, kışla
veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunan
bina ve tesislerle, bunların varsa çevre duvarı, tel örgü ve benzeri
engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına 200 metre
olarak siz önergeyi getirmişsiniz, Komisyonun kabul ettiği 200 metre,
biz bunu 300 metre olarak öneriyoruz ve Yakın mesafe içindeki umumi ve
umuma açık olan yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı
oranda artırılır. demişsiniz sizler, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak en azından -bu suçtan caydırma amacıyla-
cezanın 3/4 oranında artırılmasını öngörüyoruz
biz. Buradaki amaç uyuşturucuyla mücadele etmektir.
Bakalım
kimler bonzainin ekonomisinden yararlanıyor? Kimler bonzaici? Bu bonzainin
arkasından hani araştırma önergesi verilmişti ya, bonzai
sosyal, ekonomik ve ekonomik uzantısı olarak hangi siyasi partilere
uzanıyor, araştırma önergesi de buydu, siyasi iktidarın
oylarıyla reddedilmişti. Gerçekten, hani Başbakan suçluyordu:
Efendim, muhalefet partileri bonzaicidir. Şimdi, bakacağız,
burada biz şunu göreceğiz tabii ki: İktidar mı bonzaici,
yoksa muhalefet partileri mi bonzaici? Burada, bu, gerçekten bu işin
turnusol kâğıdıdır.
Evet,
bugüne kadar iç güvenlik paketi deniyordu ama aslında bu bir sıkıyönetim
yasası, içerisinde de sos olarak koymuş olduğunuz biraz önceki
11inci madde ve şimdiki 12nci madde var. Daha önceleri de muhalefet
partilerinin vermiş olduğu kanun teklifleri vardı ancak bu kanun
teklifleri bugüne kadar Genel Kurula getirilmedi ama burada sos maddesi olarak
bunlar konulduğu için topluma bu lanse ediliyor. Şimdi bunu test
edeceğiz.
Sayın
milletvekilleri, Sayın Bakan, Değerli Başkan; mevcut olan iç
güvenlik yasasındaki hükümlere baktığımız zaman, temel
hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının neyle
yapılması lazım? Yasa diyoruz, Anayasamız çünkü böyle
öngörüyor. İki: Orantılılık ilkesine uygun olması
lazım, mevcut olan düzenlemeler orantılılık ilkesine uygun
değil. Elverişlilik ilkesine uygun olması lazım yani hangi
koşullar sizi bu düzenlemeleri yapmaya sevk etti? Toplumun aslında
buna ihtiyacı var mı? Yasa, toplumun ihtiyacı varsa
yapılır. Burada aslında toplumun ihtiyacı yok. Toplumun
asıl ihtiyacı, bonzaiyle ilgili cezanın
ağırlaştırılması gerekirken,
caydırılması için hükümler getirilmesi gerekirken siyasi iktidar
maalesef bunu yapmıyor. Çünkü bizim kendi düşüncemiz, şimdi,
bunun arkasından mutlak suretle siyasi iktidardan birilerinin ekonomik
anlamda ona uzanacağını bildiğimiz için kabul etmiyor.
Üçüncüsü: Zorunluluk olacak. Dördüncüsü: Temel hak ve özgürlüklerin çekirdek
ilkesi ihlal edilmemiş olacak ama getirilen bu düzenlemelere
baktığımız zaman gerçekten temel hak ve özgürlüklerin
asıl çekirdek ilkesi ihlal edilmiş durumda ve netice itibarıyla
önergemizin kabul edilmesi toplumun yararınadır, toplumsal menfaat
açısından olmazsa olmazıdır ama eğer kabul edilmezse
vallahi hepinizi bonzaici diye halka da şikâyet edeceğiz.
Ben
teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım. İyi
çalışmalar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım:
III.-
YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY
VURAL (İzmir) Yoklama talep ediyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Vural, Sayın Günal, Sayın Erdoğan, Sayın Türkoğlu,
Sayın Bal, Sayın Yılmaz, Sayın Dedeoğlu, Sayın
Erdem, Sayın Doğru, Sayın Türkkan, Sayın Kalaycı,
Sayın Korkmaz, Sayın Bulut, Sayın Akçay, Sayın
Şandır, Sayın Öz, Sayın Şimşek, Sayın
Yılmaz, Sayın İrbeç, Sayın Çınar.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, 12nci maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. Şimdi
istem sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit
ettireceğim.
Fatma
Nur Serter, İstanbul? Burada.
Aytun
Çıray, İzmir? Burada.
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Mevlüt
Dudu, Hatay? Burada.
Mehmet
Şeker, Gaziantep? Burada.
Ayşe
Eser Danışoğlu, İstanbul? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
Turgay
Develi, Adana? Burada.
Rıza
Türmen, İzmir? Burada.
Tanju
Özcan, Bolu? Burada.
İzzet
Çetin, Ankara?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN
Takabbül ettiler.
Ali
Özgündüz, İstanbul? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul? Burada.
Sakine
Öz, Manisa? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
Binnaz
Toprak, İstanbul? Burada.
Melda
Onur, İstanbul? Burada.
Aytun
Çıray, İzmir? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 12nci maddesi açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı |
: |
297 |
|
Kabul |
: |
297 |
|
|
|
|
|
Kâtip Üye Muharrem
Işık Erzincan |
Kâtip Üye Dilek Yüksel Tokat |
Böylece
madde kabul edilmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bakın, doğrularda buluşuyoruz değil mi?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Demek ki muhalefet engellemiyormuş hepsini Başkan.
BAŞKAN
- Sayın Baluken, söz talebiniz vardı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Grubumuz adına Adil Bey...
BAŞKAN
Devrediyorsunuz, evet.
Buyurun
Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, elimizdeki raporla ilgili yeni bir durum söz konusu, yeni tespit
ettiğimiz bir durum söz konusu.
İç
Tüzük 73ün birinci bendi der ki: Hükümetçe hazırlanan kanun
tasarıları bütün bakanlarca imzalanmış olarak ve gerekçesi
ile birlikte Meclis Başkanlığına sunulur.
İkinci
fıkrasında da şunu ifade eder: Gerekçede tasarının
tümü ve maddeleri hakkında bilgiler, kaldırılması veya
eklenilmesi istenilen hükümlerin neler olduğu ve neden
kaldırılması, değiştirilmesi veya eklenmesi gerekli
görüldüğü açıkça gösterilmek lâzımdır.
Bu
İç Tüzük 73e dayalı olarak 2005 yılında Mevzuat
Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliki bu Parlamento
kabul etmiş. Bu Yönetmelikin 21inci maddesinin (2)nci bendinde der ki:
Madde gerekçelerinde, her maddenin düzenleniş nedenleri
açıklanır. Kaldırılması, değiştirilmesi veya
eklenmesi istenen hükümlerin neler olduğu ve kaldırma,
değiştirme veya ekleme sebepleri açıkça belirtilir. Madde
gerekçeleri, her madde için ayrı ayrı düzenlenir. Bu Madde
gerekçeleri, madde metninin tekrarı biçiminde hazırlanamaz.
Bu
husus göz önünde bulundurulduğunda, hem yönetmeliğin 21inci maddesi
hem de İç Tüzükün 73üncü maddesine bakıldığında
Komisyonun elimizdeki bu raporunda Hükûmetin daha önce 43 madde şeklinde
Meclise sunduğu, Meclis Başkanlığının da İçişleri
Komisyonuna havale ettiği 43 maddelik Hükûmet tasarısının
madde gerekçeleriyle birlikte genel gerekçesi yer almaktadır. Ancak,
komisyon çalışmaları esnasında bu tasarıya 89 madde
eklenmiştir. Bu 89 maddenin raporda gerekçeleri olmadığı
gibi Komisyonun raporunda bu değişikliklerle ilgili
açıklayıcı herhangi bir bilgi söz konusu değildir.
Dolayısıyla, eksik rapor üzerinden işlem yapıyoruz. Bu
hususu dikkate almanızı rica ediyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Görüşmeye devam edilemez tabii Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın milletvekili eğer 74üncü maddeyi
okumuş olsaydı meramının orada açık bir şekilde
olduğunu görürdü, 73üncü maddede kanun tasarılarının
maddeleriyle birlikte gerekçeli verileceğini ama 74üncü maddede sadece
genel gerekçeyle iktifa edileceğini bilirdi. O anlamda yapılan itiraz
İç Tüzüke aykırı bir itirazdır.
Teşekkür
ediyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Elitaş yanlış madde okuyor.
Biz tasarıyı konuşuyoruz, biz kanun teklifini konuşmuyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tasarıda bütün gerekçeleri var.
OKTAY
VURAL (İzmir) Esas, kanun tasarısıdır efendim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Esas alınan kanun tasarısıdır.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Kanun tasarısı, tasarı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Hükûmetin hazırladığı, bir
tasarıdır, kanun teklifi değildir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Teklifle birleşmiştir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Baltayı yanlış yere vuruyor,
yanlıştır. Siz de bu hususu dikkate almak
durumundasınız.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Zozani.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ve görüşmeye devam edilmemesi lazım Sayın
Başkan.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bu şekilde görüşmeye devam edemeyiz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Komisyon Başkanının fikrini soralım efendim.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Başkanım, bu konu
Komisyon raporumuzda da açıkça ifade edilmiştir. Komisyonumuzda alt
komisyon metninin maddelerinin görüşülmesinden sonra
Başkanlığımıza verilen ve metnin genelini ilgilendiren
önerge, Milliyetçi Hareket Partili ve AK PARTİli Komisyon üyelerimizce
imzalanarak işleme alınmış ve kabul edilmiştir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tamamı mı?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Bu önerge
doğrultusunda, alt komisyon metninin çerçeve maddelerinde ve ayrı
birer çerçeve madde altında düzenlenmesi gereken fıkralar, ek
maddeler ve geçici maddeler kanun yapım tekniğine uygun olarak
ayrı birer çerçeve madde altında olmak üzere bölünmeleri sonucu 43
madde olan metin 132 madde olmuştur. Bu husustaki gerekçe de komisyon
raporumuza dercedilmiştir.
Saygılarımla
arz ediyorum efendim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, böyle bir şey söz konusu
değil.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Kanun tasarısı 132 madde, gerekçesi yok ki.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Burada öyle bir şey söz konusu değil
Sayın Başkan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, görüşülmüş,
Meclis Başkanlığının bastırıp
dağıttığı şeyi
Yani, ara ara öyle
tartışmalar olur mu?
BAŞKAN
Sayın Zozani, zaten
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Eğer biz göremediysek müsaade edin, ara verin,
bize de göstersin. Böyle bir şey söz konusu değil.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Zozani. Meclis Başkanlığı havale
etmiş komisyonlara, komisyonlardan Genel Kurula intikal etmiş
efendim, 12nci maddeye gelmişiz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, müsaade edin, bitireyim.
BAŞKAN
Yapılacak herhangi bir işlem söz konusu değildir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, yeni fark edilmiş bir
durum söz konusudur.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yeni fark edilen bir durum var, görüşülemez.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Meclis Başkanlığının, 14üncü
maddenin 6ncı bendinde komisyon çalışmalarını
denetleme yetkisiyle birlikte, aynı maddenin 10uncu bendinde Anayasaya
uygunluk kriterleri çerçevesinde İçişleri Komisyonunun bu kanun yapma
tekniğine aykırı bir şekilde Meclis gündemine
taşıdığı bu tasarıyla ilgili olarak işlem
yapması gerekmektedir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Kanunlara sorabilirsiniz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, komisyon raporunun tekemmül etmemesi nedeniyle
görüşülemeyeceğine ilişkin, itiraza ilişkin tutumumu
kısaca açıklamak istiyorum.
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir saniye, bir açıklayayım efendim, konuşurken söz
aldınız.
Bakanlar
Kurulunca 24/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulan (1/995) esas numaralı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı,
Başkanlıkça esas olarak havale edildiği İçişleri
Komisyonunda söz konusu tasarı esas alınarak ve 8 kanun teklifiyle
birleştirilerek görüşülmüş, rapora bağlanmış,
rapor Başkanlığa 27/1/2015 tarihinde sunulmuştur. Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca komisyon raporu
bastırılarak milletvekillerine dağıtılmış,
Genel Kurulun gündemine girmiştir, şu anda 12nci maddesi de kabul
edilmiştir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Olabilir, yeni fark edildi.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Yeni fark edilen bir durum bu, olabilir
Başkanım.
BAŞKAN
- Gerekçeleri, genel yetersizliği öne sürülerek görüşülmeyeceği
iddiası doğru değildir efendim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, usul tartışması
açıyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, usul tartışması
talep ediyoruz.
BAŞKAN
Efendim, neyin usul tartışması? 12nci maddeye gelmişiz
Sayın Zozani. Lütfen efendim!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Israr edemezsiniz, bu yanlıştır
Sayın Başkan. En azından bir usul tartışmasında
bizim bunu paylaşmamız
BAŞKAN
Yeni madde ihdasına dair
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim
BAŞKAN
Görüşümü bildirdim efendim, siz söylediniz, ben de söyledim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Tutumunuz hakkında usul tartışması
talep ediyoruz.
BAŞKAN
Yeni madde ihdasına dair
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, bunu yapamazsınız Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Neyi yapamam Sayın Zozani?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bu kadar aykırılığı
yapamazsınız.
BAŞKAN
Lütfen ama
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Size lütfen ama
İzah edeceğiz.
BAŞKAN
Söz aldınız yerinizden, verdim, ben de görüşümü bildirdim,
Sayın Elitaş da fikrini bildirdi, başka
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim, bu kadar yanlış, bu
kadar
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Şimdi, arkadaşımız gerekçeleriyle bu
yasa tasarısının şu anda görüşülemeyeceğine dair
yeni tespit ettiğimiz bir durumu İç Tüzük ve yönetmeliğe
dayanarak Genel Kurulun bilgisine ve sizin bilginize sundu.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, İç Tüzükte olmayan
bir usulle devam ediyoruz. Hep tüzük, tüzük, kurallar diyorlar ama şu anda
her şey kural dışı gidiyor.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Siz bununla ilgili mevcut tasarının
görüşülmesiyle ilgili bir tutum belirlediniz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Sayın Başkan, aynı konuda aynı usul
tartışmasını açmıştı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Dolayısıyla, biz bu tutumunuzun doğru
olmadığını düşünüyoruz ve bir usul
tartışması istiyoruz. İç Tüzükün 63üncü maddesine göre de
usul tartışmasıyla ilgili süreçler diğer işlerden
önceye alınır. Yani, bu konudaki talebimizde ısrarcıyız.
BAŞKAN
Sayın Baluken, Meclis Başkanlığına gelmiş,
Meclis Başkanlığı Komisyona havale etmiş,
görüşülmüş
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Olabilir.
BAŞKAN
-
komisyon raporu yazılmış, Genel Kurula intikal etmiş ve
5inci gün, 6ncı günden bu tarafa devam ediyor görüşmeler, 12nci
maddeye gelmişiz. Biraz önce de görüşlerimi açıkladım, usul
tartışması açacak herhangi bir konu yoktur.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın Başkan
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Başkanım, olabilir, Genel Kurulun gündemine
gelmiş olabilir, 100üncü maddeye de gelmiş olabilir, bir usulsüzlük
varsa bizim görüşmemiz
BAŞKAN
Bu usul nasıl, nerede var yani şimdi?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Her tarafında var Sayın Başkan. Siz
incelediniz mi bunu?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani müsaade edin de usul tartışması
açın, milletvekillerini bilgilendirelim. Milletvekillerini bilgilendirmek
istiyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Milletvekilleri biliyor ki, okuduk gerekçeleri.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gündeme hâkim misiz gerçekten? İncelediniz mi
Sayın Başkan?
BAŞKAN
Sizin hiç kimseye, hiçbir sayın milletvekiline Buna hâkim misiniz,
biliyor musunuz
Bunlar soru değil yani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Siz buna hâkim misiniz Sayın Başkan, gündeme
hâkim misiniz?
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hâkimiz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, bu, Meclis
Başkanlığına hakarettir.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bakın, şu anda saat iki.
BAŞKAN
Olabilir, iki de olabilir canım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hâkim olmadığınız bir gündeme
BAŞKAN
- Grup olarak anlaşırsınız
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yarın grup toplantılarımız var ve
hiçbirimiz bu Genel Kurulun devam etmesi, uzamasıyla ilgili bir çaba
içerisinde değiliz ama tespit ettiğimiz usulsüzlükleri
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) En azından burada tartışmamız
gerekiyor.
ALİ
ERÇOŞKUN (Bolu) Çok inandırıcı oldu.
BAŞKAN
Buyurun efendim, usul tartışması
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
RECEP
ÖZEL (Isparta) Lehte
LEVENT
GÖK (Ankara) Aleyhte
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Aleyhte
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aleyhte
BAŞKAN
Birer tane yazıyorum.
Lehte,
buyurun Sayın Kubat. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, şu, hiç usule uygun
bir hareket değil.
XII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık
Yakutun, 684 sıra sayılı Kanun Tasarısına
İçişleri Komisyonunda eklenen maddelerin gerekçeleri raporda yer
almadığı hâlde eksik rapor üzerinden görüşmelere devam
etmesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul görüşmesinde
Başkanlığın tutumu lehinde söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Biraz
önce Komisyon Başkanımız da açıklama yaptı.
Değerli arkadaşlar, İç Tüzükün 73üncü maddesi kanun
tasarılarının nasıl hazırlanacağını,
buna ilişkin usul ve esasları, şeklî unsurları
belirtmiştir. Gerekçeli olarak, genel gerekçe, madde gerekçeleri ve bunun
tümünün Bakanlar Kurulu tarafından imzalanması gerekliliği
açıkça ifade edilmiştir. Sayın Zozaninin belirttiği
mevzuat hazırlama usul ve esasları hakkında yönetmelik, Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından değil, Bakanlar Kurulu
tarafından kabul edilmiş, kamu kurum ve kuruluşlarına bu
yolda hazırlanacak mevzuatlara ilişkin yön gösterici bir
mevzuattır, ikincil mevzuattır ve Türkiye Büyük Millet Meclisini
kesinlikle bağlamaz. Dolayısıyla, buna aykırılığı
iddia etmek zaten hukuk tekniğine de aykırıdır.
Değerli
arkadaşlar, eğer geçmişteki yerleşik Genel Kurul
uygulamalarından örnekler verecek olursak, bakın, 24 Haziran 2010
tarihli Genel Kurul birleşiminde de burada uygulama
yapılmış. Eğer bir maddeyle birden fazla kanunda
değişiklik öngörülmesi durumu varsa her bir fıkra üzerinde
ayrı madde gibi görüşme açılır Genel Kurulda.
Şimdi,
bu tasarı 43 madde olarak Bakanlar Kurulu kararıyla Komisyona
gönderilmiş. İçişleri Komisyonunun alt komisyonu bunu 43 madde
görüştükten sonra tümü üzerinde üst komisyonun görüşmeleri
sırasında -168 ile 172 sayfaları eldeki tasarıdan
incelenebilir- alt komisyon metninin görüşmeleri tamamlandıktan sonra
verilen bir önerge üzerine çerçeve 43 maddenin
Genel Kurulda maddenin birden
fazla kanunda değişiklik yaptığından dolayı
fıkraların burada ayrı madde olarak görüşülmesi
zorunluluğundan kaynaklı olarak görüşmenin daha kolay ve
bütünlük içerisinde yürütülebilmesi bakımından 43üncü maddede yer
alan fıkralar ayrı madde hâline getirilmek suretiyle kanun
tekniği bakımından da daha uygun bir sistematik
benimsenmiştir. Dolayısıyla, bunun İç Tüzüke
aykırı bir yönü yoktur.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Doğan Bey, sizin hukuk bilginize ne oldu ya?
Şaşırtıyorsunuz.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) - Şu anda da görüşmelere devam edilmesi
noktasında yasal ve anayasal açıdan, İç Tüzük
açısından herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bu vesileyle, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte
söz isteyen Adil Zozani, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun
Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet,
biraz önce, İç Tüzüke alenen aykırı bir durumu gündeminize
getirdik. Esasında, gündeminize getirirken de sizin tutumunuzda ısrar
edeceğinizi biliyorum, biraz sonra yapacağınız
açıklamayı da biliyorum ama en azından, bu
itirazlarımızın kayda geçmesi ve yarın öbür gün
Başkanlık Divanı sizin tutumunuzu veya
uygulamalarınızı incelediğinde ne kadar İç Tüzüke
uygun hareket ettiğinizi görmesi açısından iyi olur diye
düşündük, bu nedenle getirdik.
Efendim,
evet, bu yönetmeliği Hükûmet 2005 yılında
hazırlamış. Hangi hükûmet hazırlamış? AK
PARTİ Hükûmeti bir yönetmelik hazırlamış demiş ki:
Ben, bundan sonra kanun, tasarı, yönetmelik vesaire hazırlarken buna
uygun davranacağım. Kaynağını nereden alıyor?
İç Tüzük 73üncü maddeden alıyor, tasarılar için. Biraz önce
Sayın Elitaş 74e atıfta bulundu, onun üzerinden
geçiştirmeye çalıştı ancak 74 milletvekillerinin vereceği
kanun teklifleriyle ilgilidir. Hükûmetin vereceği tasarıların tamamıyla
İç Tüzük 73e göre değerlendirilmesi gerekiyor. Yönetmelik de İç
Tüzük 73e göre belirlenmiş. Zaten yönetmeliğin 1inci maddesini
okuduğunuz zaman açıkça ifade etmiş, Hükûmet kendisini
bağlamış, Bu yönetmeliğin amacı,
Başbakanlık, bakanlıklar, bağlı, ilgili, ilişkili
kurum ve kuruluşlar
deyip geçiyor, bundan sonra kanun teklifi
hazırlarlarken buna uygun olarak hazırlayacaklar diyor.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Yani kimin 74ü okumadığı belli.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Bunu da geçtik, bunu kim ne zaman yapmış?
2005 yılında AK PARTİ Hükûmeti yapmış, ben buna göre
hazırlık yapacağım, geleceğim demiş.
Ancak
43 maddelik tasarı, etki analizi olmaksızın Meclis gündemine
gelmiş, etki analizi olmadığı için Meclis
Başkanının etki analizi yok deyip
Çünkü bu yönetmeliği
Meclis Başkanlığına sunmuş, Kanunlar Kararlarda var bu
yönetmelik, herkeste yok, Kanunlar Kararlar önlerine bir tasarı ya da
teklif gittiği zaman bu yönetmeliğe bakarak karar veriyorlar.
Kanunlar Kararlar, Hükûmet tasarısı Meclisin ilk gündemine geldiği
zaman, efendim, bu tasarının etki analizi yoktur deyip Meclis
Başkanlığı marifetiyle Hükûmete tasarının
iadesini önermesi gerekirdi. Burada bir görevsizlik durumu söz konusudur, bu
bir.
İkincisi,
ikinci önemli husus: Komisyon çalışmaları esnasında Hükûmetin
önerdiğinin 2 katı kadar daha madde eklenmiş ve şimdi
Meclis Genel Kuruluna gelmiş. Bakıyoruz, ne bir etki analizi var
Madde gerekçesi yok her şeyden önemlisi, çünkü madde gerekçesi şunun
için önemlidir: Uygulayıcı ola ki madde metnini okuduğunda
tereddüde düştü
Doğan Bey, siz hukukçular çok daha iyi bilirsiniz,
bu sizin konunuz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bilir de okumuyor işte, 74ü okumadan konuşuyor.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Uygulayıcı madde metnini
değerlendirdiğinde eğer tereddüde düşerse referans olarak
nereye bakar? Yasa yapıcının maddeye ilişkin olarak
getirdiği gerekçeyi okuyarak karar verir. Siz bunu ortadan
kaldırarak, bu imkânı ortadan kaldırarak yasayı eksik
yapıyorsunuz.
Ben
bir hukukçu değilim ama siz bir hukukçu olarak gelip burada zevahiri
kurtarmak için bu tarz savunmaların içine giriyorsanız en
azından hukukçu kimliğinizi tartışmaya açmış
olursunuz.
Tekrar
ediyorum: Uygulayıcı, Parlamentonun kabul ettiği bu yasalarda
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum Sayın Zozani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) -
herhangi bir cümlede tereddüde düştüğü zaman
kanun yapıcının kanunun gerekçesini okuyarak karar verir. Siz bu
imkânı ortadan kaldırıyorsunuz. Buna dikkatinizi çekiyorum.
BAŞKAN
Lehte söz isteyen Engin Altay, Sinop Milletvekili.
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Levent Bey konuşacaklar.
BAŞKAN
Levent Gök, Ankara Milletvekili.
Buyurun
Sayın Gök. (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii,
gecenin bu ilerleyen saatlerinde biz de Sayın Başkan bir usul
tartışması açınca belki Meclisimizi doğruya sevk eder
düşüncesiyle ve Sayın Başkana güvenerek lehinde söz aldık
ama incelediğimiz zaman baktık ki bizim de lehinde
olacağımız bir husus değildir değerli arkadaşlar.
Şimdi,
sevgili arkadaşlar, gerçekten Bu yasanın neresini düzeltelim? diye
baktığınızda, bir kere, başından beri ciddi
hatalar var. Böylesine temel hakları ilgilendiren bir yasa 43 maddeyle
geliyor ve vardığı sonuç 132 madde. 43 maddenin gerekçesi var,
diğerleri nerede? Yani neyi anlatmak istiyorsunuz o maddede,
milletvekilleri okuduğu zaman o yasanın ruhunu nasıl anlayacak?
Gerekçesini yazarsanız anlayacak. Yani Hükûmet ne düşünüyor, Plan ve
Bütçe Komisyonunda ya da diğer komisyondaki arkadaşlarımız
neler düşünüyor? Bunu bilmemiz lazım değerli arkadaşlar,
hangi gerekçeyle geldi bu, hangi gerekçeyle geldi?
Şimdi,
esas komisyon İçişleri Komisyonu; bu yasanın Adalet Komisyonuna
gitmesi lazım, Anayasa Komisyonuna gitmesi lazım, Avrupa Birliği
Uyum Komisyonuna gitmesi lazım, İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonuna, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonuna, Millî Savunma Komisyonuna, Plan ve Bütçe Komisyonuna gitmesi
lazım. Tam 7 tane tali komisyonu var bu yasanın, hiçbirine gitmiyor
değerli arkadaşlarım. İçişleri Komisyonundan geçiyor,
43 maddeyle geliyor, 132 maddeye çıkıyor; tali komisyonların
hiçbirinde tartışılmıyor, tali komisyonlardan gelen bir
düşünce yok ve İçişleri Komisyonu alıyor bunu, yasa
tekniğine de aykırı olarak -ki tasarılar hükûmetçe
getirildiği zaman, bunların uzmanlarca, bilim adamlarınca,
herkesçe tartışılarak gelmesi gerekiyor- oradan verilen
önergelerle bir torba yasa geliyor.
Torba
yasa, bir kere Başbakanın sözüne aykırı bir yasa,
Başbakan Bir daha getirmeyeceğiz. diyor, ama bu torba yasayla
karşımızdasınız.
Tam
21 kanun değerli arkadaşlarım, birbirleriyle ilgisi yok. Bu
aykırılıklar o kadar fazla ki, bu konuda söyleyecek o kadar çok
söz var ki. Bunların gerekçesinin olmaması, kanun tekniğine
aykırı olması, tali komisyonlardan görüşülmeden gelmesi, 43
maddeyle başlayıp 132 maddeye kadar giden ve 21 kanunu ilgilendiren
bir torba yasayla, Anayasaya, insan haklarına, Avrupadaki bütün
sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, İnsan
Hakları Mahkemesinin bütün kararlarına aykırı bir kanun
tasarısı çıkıyor karşımıza.
Bunları
düzeltsin. diyoruz, ama bu saatte de dinleyeceğinizden hiç umudumuz yok.
Bu nedenle, biz de bunun aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aleyhte
söz isteyen Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
Buyurun
Sayın Günal. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, burada öncelikle şunu söyleyeyim: Komisyon Başkanı
Arkadaşlarımız imzaladı. derken, sanki hepsini kabul
etmiş der gibi söyledi. Muhalefet şerhinde, Şekil
açısından, tasarı mevzuat hazırlama kurallarına uygun
hazırlanmamıştır. diye cümlemiz başlıyor,
arkadaşlarımızın o şerhini önce bir söyleyeyim
aynı konuda.
Bu,
sizin yaptığınız ilk şey değil arkadaşlar.
İç Tüzükün bir yerini okuyor arkadaşlarımız -Sayın
Kubat da aynı şekilde bakıyor- devamında diyor ki:
Gerekçede, tasarının tümü ve maddeleri hakkındaki bilgiler,
kaldırılması veya eklenmesi istenen hükümlerin neler olduğu
ve neden kaldırılması, değiştirilmesi veya eklenmesi
gerekli görüldüğünün açıkça gösterilmesi lazım. Sizin gerekçelerde,
şu yapılmaktadır, bu yapılmaktadır, hiçbirisi yok.
Artı,
sizin tasarınızda kaç tane gerekçe var? 43. Peki, sonra
böldüğünüz maddelerin gerekçesi var mı? Yok. Neden böyle oluyor?
İç Tüzüke aykırı olduğunu bile bile Çabuk geçirelim, 43
maddeyi üçte 1 oranında geçiririz. diye getiriyorsunuz. Meclis
Başkanlığına sesleniyorum, Kanunlar ve Kararlara
seslenmiyorum çünkü Kanunlar ve Kararların söylediğini, Meclis
Başkanının da söylediğini komisyon başkanları
dinlemiyor, sorun burada.
Bakın,
tekrar söylüyorum, Kanunlar ve Kararların İç Tüzüke
aykırı. diye tespit ettiği şeyi komisyon
başkanları dinlemiyor. Sayın Bilgiç orada gülüyor, bakıyor,
o biliyor ne dediğimi.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Çok iyi anladım.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Daha yeni bir tane daha yazı geldi. Meclis
Başkanlığı maalesef artık evrak sevk memurluğu
hâline gelmiş. Komisyonlar kafasına göre, İç Tüzüke
aykırı yapıyor. Bu kanun teklifi siz de kabul ettiniz ki 132
madde. Neden 43 maddelik kanun teklifini Meclis Başkanlığı
kabul ediyor, İç Tüzüke aykırı? Biz burada bir tane önerge
verdiğimiz zaman Kusura bakmayın, bunu alamayız. diyorsunuz.
Neden? İç Tüzükün şu maddesine aykırı. Güzel.
Bunların İç Tüzüke aykırı olduğunu Meclis
Başkanlığı tespit ediyor arkadaşlar. Aynısı
yukarıda, geliyor, başka bir torba. Yazı yazdık Meclis
Başkanlığına. 35inci maddede Kanun ekleyemez
komisyonlar. diyor, yazıyor Meclis Başkanlığı.
Benimki doğru. diyor komisyon başkanı, geriye iade ediyor, siz
de onu alıp sıra sayısına basıyorsunuz.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) İç Tüzük 26
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Şimdi böyle, İç Tüzüke aykırı hiçbir
şey olmaz. Siz artık ne İç Tüzük bıraktınız ne
Anayasa ne kararlar bıraktınız. Bu şekliyle bu kanun yapma
olmaz. Aceleniz var, tamam, anladık ama doğru olanları
getirirseniz o aceleyle çıkar. Siz helal ile haramı karıştırırsanız,
sürekli olarak o torbaların içerisine getirdiğiniz
Bak, iki
tanesine, bütün muhalefet partileri evet verdi mi? Verdi. Hatta, daha ileri
götürelim diye önerge verdik mi? Verdik.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Onlar kabul etmedi. Bonzaiyle ilgili onlar kabul etmedi.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Demek ki muhalefet doğru olan şeyleri
destekliyormuş. Gelin, bu kanunun İç Tüzüke aykırı
hükümlerini şimdiden geri çekin.
Anayasa
Mahkemesinin normalde bunu esastan değil zaten usulden bozması
gerekir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
aynı çerçeve madde içerisinde birden fazla maddede değişiklik
yapan kanun tasarı ve teklifleri sunulabilmektedir. Bu maddelerin
görüşmelerinde komisyonların bugüne kadar farklı usulleri
benimsedikleri görülebilmektedir. İç Tüzükte ihtisas
komisyonlarının kanun tasarı ve tekliflerini görüşmelerinde
ayrıntılı kurallar bulunmamaktadır. Komisyon
görüşmelerinde konuşma süreleri, önerge işlemleri, soru-cevap
işlemi, alt komisyon çalışmaları gibi hususlarda Genel
Kurula nazaran esnek, geniş bir çalışma yöntem ve şekli söz
konusudur. Bu çerçevede, Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve kanun tekniğine uygun şekilde
bazı komisyon görüşmeleri neticesinde bünyesinde birden fazla maddede
değişiklik öngören maddelerin ayrı çerçeve maddeler hâlinde
düzenlenerek Komisyonun kabul ettiği metnin oluşturulduğu
görülebildiği gibi, tasarı veya teklifteki aynı çerçeve madde
içerisinde birden fazla maddede değişiklik yapan düzenlemenin
korunduğu da görülmektedir.
Komisyonun
kanun tekniğine uygun şekilde metnini düzenlememiş olması
hâlinde, Genel Kurul görüşmelerinde Başkanlık resen bir çerçeve madde
içerisinde farklı maddeyi değiştiren her bir fıkrayı
ayrı birer madde olarak telakki etmekte, görüşmesini de
oylamasını da ayrı ayrı gerçekleştirmektedir. Bu
sıra sayısında ise Komisyon kanun yapım tekniğine
uygun olarak her bir madde değişikliğini ayrı çerçeve madde
olarak düzenlemiştir. Bu durum yeni madde ihdası niteliğinde
değildir. Komisyon Raporu, Komisyon görüşme tutanakları ve
Komisyon Başkanınca yapılan açıklamalar çerçevesinde 684 sıra
sayısıyla Meclis Başkanlığına
bastırılarak dağıtılan ve gündeme girerek
görüşmesine başlanmış olan Komisyon Raporu ve metninin
İç Tüzüke uygun olduğu değerlendirilmektedir. Tasarı usul
açısından hemen her yönüyle tartışılmış;
esasının, özünün, içeriğinin konuşulması kabul
edildiği takdirde uygulayıcılara da ışık tutacak,
yararlı olacaktır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin dönemler boyunca uygulanan İç Tüzük hükümlerinin
zorlanmaması düşüncesindeyim. Bu düşüncelerle de tutumumda bir
değişiklik söz konusu değildir.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Başkanım, bu kadar düşünceyi kısa sürede
nasıl yazdınız, merak ettim. Önceden mi
hazırladınız?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bilgisayardan okudu demin Başkan ya
onları!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, usulle ilgili 73üncü maddeye
uygun olmayan tasarıyı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının iade etmesi gerekir. Sorun oradan
kaynaklanıyor. Bunların gerekçeleri İç Tüzükün amir hükümlerine
göre maalesef bu talepleri karşılamıyor. Lazımdır.
diyor ama maalesef bu lüzumluluk kanun tasarılarında yok, sorun
orada. Siz gönderemiyorsunuz geriye, iade edemiyorsunuz ama bizim önerge
olduğu zaman Gerek yoktur. diyorsunuz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/995, 2/422, 2/514,
2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı: 684)
(Devam)
BAŞKAN
Yeni madde ihdasına ilişkin önerge vardır.
Okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "5237 sayılı Tük Ceza Kanununun 191 inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir. "(10)
Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya
ibadethane gibi tedavi, eğitim, askeri ve sosyal amaçlı toplu bulunulan
bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya
benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına
ikiyüz metreden yakından mesafe içindeki umumi veya umuma açık
yerlerde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında
artırılır." şeklindeki 12 nci maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim
Işık
Muğla Kütahya
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, önergeyi geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Evet, önerge geri çekilmiştir.
13üncü
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 13.
Maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 5271 sayılı Kanunun 91.
Maddesinin dördüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Ahmet Duran Bulut Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Balıkesir Osmaniye
D. Ali Torlak S. Nevzat
Korkmaz
İstanbul Isparta
"(4) Suçüstü halleriyle
sınırlı olmak kaydıyla; kişi hakkında
aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki amirlerce
belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar,
şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi
şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar
sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate
kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. Gözaltına alma
nedeninin ortadan kalkması halinde veya işlemlerin tamamlanması
üzerine en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda Cumhuriyet
savcısına yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek
talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest
bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem
yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak
işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu
fıkra kapsamında kolluk tarafından gözaltına alınan
kişiler hakkında da gözaltına ilişkin hükümler
uygulanır."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesine
üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir.
"(4) Suçüstü halleriyle sınırlı
olmak kaydıyla; kişi hakkında aşağıdaki bentlerde
belirtilen suçlarda mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri
tarafından yirmi dört saate kadar, şiddet olaylarının
yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol
açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen
suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alınma kararı
verilebilir. Gözaltına
alma nedeninin ortadan kalkması hâlinde veya işlemlerin
tamamlanması üzerine derhâl ve her hâlde en geç yukarıda belirtilen
sürelerin sonunda Cumhuriyet savcısına yapılan işlemler
hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir.
Kişi serbest bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre
işlem yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat,
toplu olarak işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne
çıkarılır. Bu fıkra kapsamında kolluk tarafından
gözaltına alınan kişiler hakkında da gözaltına
ilişkin hükümler uygulanır.
a) Toplumsal olaylar sırasında işlenen cebir
ve şiddet içeren suçlar.
b) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununda yer alan;
1. Kasten öldürme (madde 81, 82), taksirle öldürme (madde
85),
2. Kasten yaralama (madde 86, 87),
3. Cinsel saldırı (madde 102),
4. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
5. Hırsızlık (madde 141, 142),
6. Yağma (madde 148,149),
7. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve
ticareti (madde 188),
8. Bulaşıcı hastalıklara ilişkin
tedbirlere aykırı davranma (madde 195),
9. Fuhuş (madde 227),
10. Kötü muamele (madde 232),
c) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununda yer alan suçlar.
d) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen suçlar.
e) 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl
İdaresi Kanununa dayanılarak ilan edilen sokağa çıkma
yasağını ihlal etme.
f) 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı
Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen
suçlar.""
şeklindeki 13. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Ali
Serindağ Ahmet
Toptaş
İstanbul Gaziantep Afyonkarahisar
Tanju Özcan Ali
Sarıbaş Ömer
Süha Aldan
Bolu Çanakkale Muğla
BAŞKAN- Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 13 üncü maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Gülser
Yıldırım Nazmi
Gür
Iğdır Mardin Van
Hüsamettin Zenderlioğlu Demir
Çelik Abdullah
Levent Tüzel
Bitlis Muş İstanbul
Erol Dora
Mardin
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ertuğrul Kürkcü, Mersin Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kürkcü. (HDP sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sevgili arkadaşlar,
bu maddeyle ilgili olarak grubumuzun görüşlerini ifade edeceğim.
Esasen, bu polis yetiştirme usullerinin ve kurumlarının
değiştirilmesine ilişkin bir yasa maddesi; daha doğrusu,
tasarının bu maddesi bu alanı düzenliyor, başka bir dizi düzenlemenin
de içinde.
Şimdi,
bunun gerekçesi olarak yasa tasarısında açıkça söylenmemekle
birlikte, İçişleri Bakanı Efkan Ala, bu yasa Meclise sevk
edilirken şöyle demişti: Bu düzenlemeyi yapmak zorundayız.
Eğer paralel yapıyla mücadele edeceksek bu, geçerli çünkü oradaki
öğrencilerin büyük bir bölümü paralel yapıya mensup. Şimdi,
gözümüzün önüne getirirsek eğer polis akademilerinde ve polis kolejlerinde
paralel yapı adı verilen bir yapıya mensup öğrenciler
var. Yani, peki, ne bu paralel yapı? Bu paralel yapıyla ilgili olarak
da Millî Güvenlik Siyaset Belgesine dâhil edilmek üzere, Hükûmetin
yürüttüğü çalışmalar sonunda 30 Ekim 2014 Millî Güvenlik Kurulu
toplantısında şu tanıma ulaşıldı: Millî
güvenliği tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal
görünüm altında illegal faaliyeti yürüten tüm yapılanmalar ve illegal
oluşumlar.
Demek ki, Sayın
Efkan Alanın açıklamasına göre, Türkiye'nin bütün polis
yetiştiren kurumları illegal bir yapının kontrolü
altına girmiş. Hakikaten böyle ise, hakikaten durum bu ise, o zaman
polis akademilerini kapatmadan evvel, bu polis akademilerinde okuyan
öğrenci ve onları yetiştiren hocaların hepsini hapse
tıkmak gerekmez mi? Çünkü anlatıldığına göre, devlet
güvenliğine karşı Millî Güvenlik Siyaset Belgesine girecek kadar
kategorik bir suç işleme ile meşguldürler, bu suçun icrası
önlensin diye polis akademileri kapatılmaktadır. Doğrusu, bu
kadar müthiş bir suçun karşılığı olarak, bu kadar
müsamahakâr, bu kadar hoşgörülü bir idare bulmak çok zor. Demek ki,
aslında bu okullardan dağıtılınca bu öğrenciler,
karşı karşıya kalacağımız tablo, esasen
başka fakültelerde bu paralel faaliyeti sürdürmekte
olacaklarıdır. Belli ki bu gerekçe aslında iddiayla tutarlı
değildir. Esasında bunun 17-25 Aralık operasyonuyla ilgili
olduğunu görüyoruz ve burada bir devlet içi çatışmanın
sonuçlarını Meclise taşıtmak diye bir meseleyle
karşı karşıyayız.
Bu şartlar
altında, aslında değişen hiçbir şey yok. Polis
teşkilatı aynı polis teşkilatı olmaya devam edecek,
hiçbir şey değişmeyecek, ben böyle anlıyorum çünkü
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, Bingöldeki silahlı
saldırı sonucunda 2 polis şefinin yaralanması ve 2sinin
öldürülmesinin sonrasında, 4 kişinin kurşuna dizilerek
hayatlarının sona erdirilmesini bir cezalandırma operasyonu
olarak söylemişti. Bu teröristler cezalandırıldı.
demişti ancak daha sonra yapılan bütün balistik incelemeler, bu
kişilerin o polis şeflerinin öldürülmesinden sorumlu olmadığını
gösterdi.
Aynı
şey bana, Kutlu Savaş raporunda, Kutlu Savaşın, Özgür
Gündem sahibi Behçet Cantürkün öldürülmesini Türk Emniyet teşkilatı
tarafından öldürülmesi kararlaştırılmış ve
cezası infaz edilmiştir. demesini hatırlatıyor ve Kutlu
Savaştan Ahmet Davutoğluna, Behçet Cantürkten Bingöldeki masum
insanlara değişen hiçbir şey yok ortada. Aslında bütün
mesele polis teşkilatının fethi ve yeniden fethiyle ilgilidir,
yoksa eskiden nasıl yönetiliyorsa öyle yönetilecektir.
Ben
bu koşullar altında muhalefet partilerimizin itirazlarını
yeterli görmüyorum(x),
özellikle Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin bu konuda çok daha atak ve
sert bir muhalefet yürütmelerini beklerdim ama bu da sonuçta bu sürecin
mağdurları olarak bizlere kaldı.
Bu
yasa tasarısına karşı oy kullanılmasını rica
ediyorum. Sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul
edenler... Kabul etmeyenler.. Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 02.39
ONUNCU
OTURUM
Açılma
Saati: 02.50
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü ve arkadaşlarının önergesinin
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Biraz önce, Sayın Ertuğrul Kürkcü Bey
kürsüdeyken Cumhuriyet Halk Partisinin bu tasarıyla ilgili yeteri kadar
muhalefet etmediğini söyleyerek partimize bu şekilde sataşmada
bulunmuştu, 69uncu maddeye göre sataşmadan dolayı söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Tutanağı getirteyim, bakayım Sayın Tanal, hayhay.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesine
üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir.
"(4)
Suçüstü halleriyle sınırlı olmak kaydıyla; kişi
hakkında aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki
amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar,
şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi
şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar
sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate
kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. Gözaltına alma
nedeninin ortadan kalkması hâlinde veya işlemlerin tamamlanması
üzerine derhâl ve her hâlde en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda
Cumhuriyet savcısına yapılan işlemler hakkında bilgi
verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest
bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem
yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak
işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu
fıkra kapsamında kolluk tarafından gözaltına alınan
kişiler hakkında da gözaltına ilişkin hükümler
uygulanır.
a)
Toplumsal olaylar sırasında işlenen cebir ve şiddet içeren
suçlar.
b)
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1.
Kasten öldürme (madde 81, 82), taksirle öldürme (madde 85),
2.
Kasten yaralama (madde 86, 87),
3.
Cinsel saldırı (madde 102),
4.
Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
5.
Hırsızlık (madde 141, 142),
6.
Yağma (madde 148,149),
7.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
8.
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere
aykırı davranma (madde 195),
9.
Fuhuş (madde 227),
10.
Kötü muamele (madde 232),
c)
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda yer alan
suçlar.
d)
6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen suçlar.
e)
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununa dayanılarak
ilan edilen sokağa çıkma yasağını ihlal etme.
f)
21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen suçlar.""
şeklindeki
13. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
SENA
KALELİ (Bursa) Adalet istiyoruz. Grup toplantıları var, herkes
dinlenecek, gruplarına katılacak.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Toprak.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Sayın Başkan, bakın, biliyorsunuz,
tarihte kölelik vardı, köle müessesesi vardı. Kölelerin hakları
yoktu. Hatta Eski Yunanda insandan bile sayılmıyorlardı,
canlı üretim aracı olarak kabul ediliyorlardı ama buna
rağmen akşam olunca kölelere bile yatma izni veriliyordu. Saat 03.00
oldu, herkes çok yoruldu.
BAŞKAN
Zannediyorum gruplar anlaşacak Sayın Toprak.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Beş dakikanız kaldı, lütfen efendim.
Saat 03.00te lütfen
BAŞKAN
Efendim, sayın grup başkan vekilleri anlaşacaklar
zannediyorum.
Önerge
üzerinde söz isteyen Ömer Süha Aldan, Muğla Milletvekili.
Buyurun
Sayın Aldan. (CHP sıralarından alkışlar)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Angarya yasak.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Sabah on buçukta grup toplantısı var.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Saat on buçukta arkadaşların grup
toplantısı var.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Ayıp! Siz kendinize Müslümansınız zaten,
başkasına değil yani.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Angarya yasaktır, Anayasa 18 beyler.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Aldan, yeniden başlatıyorum.
ÖMER
SÜHA ALDAN (Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
biraz önce tüm grupların onayıyla 11 ve 12nci maddelere
ilişkin
(Gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Aldan konuşuyor.
Buyurun.
ÖMER
SÜHA ALDAN (Devamla) Biraz önce bütün grupların onayıyla 11 ve
12nci maddeleri kabul ettik. Fakat şunu unutmayalım: Cezayı
artırmakla suç önlenmez. Keza bonzainin cezasını
artırdık ama esrarın cezası aynı kaldı. Esrar,
cazip bir uyuşturucu hâline getirildi bir anlamda. Bunu hiçbirimiz
görmedik ya da görmek istemiyoruz. İşin bir de bu boyutu var. Yani
dolayısıyla sadece bonzaide böyle ceza artırıp önlemek
yerine küçük yaşta çocuklar neden böyle bir illetin elinde esir oluyorlar
onu araştıralım. Toplumsal yaşamdaki travmaların
kökenine inelim, daha iyi olur diye düşünüyorum.
Bu
maddeye gelince, aslında bu madde, bu tasarının en kritik
maddelerinden biridir bundan sonra gelenle birlikte. Temelde şöyle bir
amaç var: Amaç, toplumsal olaylara katılan, toplumsal muhalefeti
susturmaya dönük olarak gözaltı işlemidir. Fakat dikkatinizi bir
noktaya çekmek isterim. Gözaltına alma işlemini mülki amirin
görevlendireceği kolluk amirleri yapacaktır yani kolluk amirleri
arasında da ayrıma tabi tutulacaklar. Bir kolluk amiri bu
gözaltı işlemini yapmamakla görevlendirilebilir. Kolluk amirleri
ayrıştırılacak, bu önemli bir sorun.
İkinci
sorun: Bu gözaltı işlemi kırk sekiz saate kadar sürecek. Fakat,
şöyle ilginç bir nokta var: Gözaltına alma nedeninin ortadan
kalkması hâlinde
Böyle bir tabirin ne anlama geldiğini ben
anlayamadım, böyle bir tabir olmaz bir yasa düzenlemesinde. İki:
veya işlemlerin tamamlanması üzerine derhâl
Bu da bir
anlamsızdır.
ve her hâlde en geç yukarıda belirtilen
sürelerin sonunda cumhuriyet savcısına yapılan işlemler
hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir.
Bunun anlamı şudur: Polis bir kişiyi gözaltına
aldığı takdirde kırk sekiz saat süreyle savcı onu
serbest bıraktıramayacaktır, anlamı budur. Yani,
tamamıyla savcının adli soruşturma yetkisi, önemli bir
yetkisi elinden alınmaktadır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Engelliyorlar ya.
ÖMER
SÜHA ALDAN (Devamla) - Evet.
Yani, bu, açıkça kuvvetler
ayrılığı ilkesine aykırı bir tablodur. Sonra,
katalog suçlara yer verilmiştir. Yani Suçüstü hâlinde
sınırlı kalmak kaydıyla. denilmiştir ama işte
kasten öldürme, bir de (a) fıkrası var, Toplumsal olaylar
sırasında işlenen cebir ve şiddet içeren suçlar
denmiştir; çocukların cinsel istismarı,
hırsızlık, yağma
Doğru ama şu suçlar yoktur
mesela: İnsan ticareti yoktur, göçmen kaçakçılığı
yoktur, işkence yoktur, parada sahtekârlık yoktur, ihaleye fesat
karıştırmak yoktur, rüşvet yoktur, zimmet yoktur, kara para
aklama yoktur, devlet sırrını ifşa yoktur, Bankalar
Kanununa muhalefet yoktur. Eğer bu suçları, rüşvet suçunu
işleyenler varsa polisin böyle bir gözaltına alma yetkisi bulunmayacaktır
ama bir toplantı sırasında herhangi bir kişinin elinde bir
bilye bulunması hâlinde bunlar kırk sekiz saat süreyle gözaltında
tutulabileceklerdir, ne hâkim ne savcı bunları serbest
bıraktırmayacaktır. Bu, gerçekten hukuk adına utanç verici
bir metindir. Bunu görelim.
Bir noktaya değinmekte yarar görüyorum son olarak.
Değerli milletvekilleri, belli ideal düşüncelerle iktidar olan
anlayışlar eğer o özlemlerini yerine getiremezlerse bir süre
sonra baskıcı bir anlayışı benimseyerek iktidarda
kalmayı arzularlar. Bugün o noktaya gelinmiştir. 3Yden yolsuzluk
Ysi 4 bakanın aklanma süreciyle beraber tarihe
karışmıştır. Bu yasa tasarısı ise yasaklarla
da mücadele edilmediğinin, aksine yeni yasakların
dayatıldığının bir örneğidir. İktidara
geldiğinizdeki o üç söylem şu anda tek bacaklı
kalmıştır.
Fakir fukaraya yardım edin, devam edin diyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Altay, Sayın Öztürk, Sayın Tanal, Sayın Özcan, Sayın Akar,
Sayın Ören, Sayın Günaydın, Sayın Çıray, Sayın
Balbay, Sayın Öz, Sayın Erdemir, Sayın Özgündüz, Sayın
Onur, Sayın Kart, Sayın Demiröz, Sayın Haberal, Sayın
Türeli, Sayın Dudu, Sayın Özkan, Sayın Toprak.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail
Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 13. Maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 5271
sayılı Kanunun 91. Maddesinin (4) üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
"(4) Suçüstü halleriyle
sınırlı olmak kaydıyla; kişi hakkında
aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki amirlerce
belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar,
şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi
şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar
sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate
kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. Gözaltına alma
nedeninin ortadan kalkması halinde veya işlemlerin tamamlanması
üzerine en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda Cumhuriyet
savcısına yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek
talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest
bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem
yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak
işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu
fıkra kapsamında kolluk tarafından gözaltına alınan
kişiler hakkında da gözaltına ilişkin hükümler
uygulanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, önerge üzerinde
söz isteyen Süleyman Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum ve hayırlı geceler diliyorum. Gecenin
03.00ü... (CHP, MHP ve HDP sıralarından Hayırlı sabahlar.
sesleri)
Evet, hayırlı sabahlar desek
de olur.
Değerli
arkadaşlar, bu madde çok açık bir biçimde Anayasaya
aykırı. Yani yargı yetkisinin bağımsız Türk
mahkemelerine ait olduğunu ve bu yetkinin Türk milleti adına yine
mahkemelerce kullanılacağını söyleyen efendim, Anayasa
maddesine, ayrıca mahkemelerin bağımsızlığı
ve hâkimlik teminatını garanti altına alan Anayasa hükümlerine
aykırı.
Baktığımız
zaman, AKPnin siyasal iktidara ilk geldiği yıllar ile şimdiki
söylemleri arasında dağlar kadar fark olduğunu görüyoruz, siyah
ve beyaz kadar zıt. Türkiyede hukuk yok. dediler, kendilerini zenci
Türkler diye adlandırdılar, istismar yoluyla siyasal iktidarı
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, biraz önce okuduğunuz önerge
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Konuşma bitsin Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, hayır, konuşmayı
Önergeyle
ilgili efendim, önergeyle ilgili. Biraz önce okuduğunuz önergeyle
dağıttığınız önerge bir değil. (CHP, MHP ve
HDP sıralarından gürültüler)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Onu da dağıtmışlar, onu da
dağıttılar, dağıttılar, ikisini de
dağıttılar.
OKTAY
VURAL (İzmir) Anayasaya aykırılık önergesini
dağıtmışsınız, bizim önergeyi,
değiştirilen önergeyi dağıtmamışsınız.
Bakın,
CHP Grubunda da bizim önerge Anayasaya aykırılık olarak
geçiyor.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ara verin düzeltin bunu ya! Beş dakika ara verin,
düzeltin bunu. Bu ne biçim iş ya! Ara ver, düzelt ya!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani yanlış önerge mi
dağıtılıyor bize Sayın Başkan?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Uykunuz geldiyse yarına bırakın yani. Böyle bir
şey olur mu, bu nasıl ciddiyetsizlik.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 03.09
ON
BİRİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 03.24
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
13üncü
madde üzerindeki son önergeyi tekrar okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 13.
Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
S.
Nevzat Korkmaz (Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, önerge üzerinde
söz isteyen Süleyman Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar hayırlı
geceler diliyorum, hayırlı sabahlar diliyorum.
Biraz önce bir karmaşa oldu,
önerimizi tekrar ediyorum; önerimiz, tasarı metninden
çıkarılması şeklinde.
AKPnin siyasal iktidara geldiği
yıllara bakıyoruz, bir de şimdiki söylemlerine bakıyoruz,
birbirinden âdeta Güney Kutbu ile Kuzey Kutbu kadar zıt şeyler
söylüyor. Türkiyede hukuk yok. diyordu, Biz zenci Türkleriz. diyordu,
sonra siyasal iktidarı ellerine geçirdiler, mağdurları ve
mazlumları oynarken birden âdeta kimlik değiştirdiler,
kılık değiştirdiler ve hakları gasbetmeye yöneldiler.
İrikmen
ışığı da olsa karanlığı
aydınlatan, adaletin ışığını karartıp milleti
kutuplaştıran, ayrıştıran AKP ampullerini
yaktılar. Adı Adalet olan bir partinin adalete
düşmanlığı, hukuk devletine, mahkemelere husumeti gelecek
kuşaklarca hayretle ve ibretle anılacaktır. On üç
yıllık AKP iktidarı, hakkın, hukukun askıya alındığı
yıllardır. Tilkiyle plan yapıp ağıla girenlerin,
koyunla ağlaşmasıdır AKPli yıllar. İçinizden bir
Allahın kulu Nerede bir hak ve hakikat olursa tutar kaldırırız.
diyen vatan şairinin düsturunun gereği olarak bu despotizme, bu zulme
hayır diyememiştir.
Değerli
milletvekilleri, mahkemeler, bildiğiniz üzere Türk milleti adına
karar verirler. Mülki idare amirleriyse bulundukları yerlerde Hükûmet
politikalarının emrinde amir-memur silsilesi zihniyetiyle
çalışan yüksek bürokratlardır. Her zaman hem merkezin emir ve
yönlendirmelerine hem de yerelde esen siyasi rüzgârların etkilerine
açıktır. Mahkemelerin bağımsızlığı ve
hâkim teminatından bahsedebilirsiniz ama mülki idarenin Hükûmetten
bağımsız hareket edeceği kimsenin aklına bile
getiremeyeceği bir şeydir. Kaymakam ve valinin atanması, yer
değiştirmesi, görevden uzaklaştırılması, ödül ve
cezalandırılması HSYK gibi bir kurul marifetiyle
yapılmıyor.
Sayın
Başkanım, çok büyük bir uğultu var, kendi sesimi duymakta
zorlanıyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Korkmaz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Mülki idare amirinin Hükûmet politikalarıyla
uyuşmaması, görevden alınması için yeter sebeptir. Hiçbir
ülkede, mahkemelerin bağımsızlıklarından şikâyet
edecek, hele hele mahkemeleri, hâkim ve savcıları tehdit edecek,
onlara hakaretlerde bulunacak bir hükûmet yoktur, olamaz da.
Ne
diyordunuz, şimdi neler yapıyorsunuz: Milleti iktidara getiriyoruz,
millet egemenliğini esas kılıyoruz. diyordunuz, ne oldu?
Hükûmetin memuru olan vali ve kaymakamlara bu yargısal yetkileri sunarken
milleti egemen kılmaktan vaz mı geçtiniz?
Valinin
yetkileri idaridir, yargısal yetkileri olamaz. Yargısal yetkileri
haiz idare ancak diktatörlüklerde görülebilir. Bunu siz diyordunuz
değerli arkadaşlar, on sene önce bunu AKP diyordu. İl
İdaresi Kanununda yer alan bir davanın yargılama safhaları
hakkında cumhuriyet savcısından bilgi isteme yetkisini, siz,
hukuk devletine uygun görmediğiniz için geri
almıştınız. Valinin bu yetkisini yargı sürecine müdahale
olarak görüyordunuz. Şimdi ne değişti? Hakikatte değişen
bir şey yok. Değişen, AKPnin gömlek değiştirmiş
olmasıdır.
Devleti
ele geçirdiniz, yetkiler artık sizde. Şimdi, mahkemeleri de siyasi
emellerinize alet etmeye çalışıyorsunuz. AKP, ilk
yıllarında kuzu postuna bürünmüş, iktidar oluncaya kadar hukukun
yanında gözükmeyi tilki kurnazlığıyla becerebilmiştir.
Bunu yaparken de haksızlık, hukuksuzluktan ne kadar ızdırap
çektiğini tiyatro oyuncularına bile taş çıkartacak biçimde
sinsice oynamıştır.
Ey
aziz milletim, Artık bu ülkede hukuk varmış,
hakkımızı arayabileceğiz. yahut Şeriatın
kestiği parmak acımaz. diyemeyeceksiniz bu yasadan sonra. Hukuk
devletine vurulan son darbelerdir bunlar. Ya bunun gereğini 7 Haziranda
yapıp kendi hukukuna sahip çıkacaksın ya da yarın
gözyaşlarıyla muhalefete dert yanmayacaksın. Çözüm de sende,
mühür de sende diyor, bu tasarının Anayasaya aykırı
olduğunu, hukuk devletine aykırı olduğunu bir kez daha
haykırıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 03.31
ON
İKİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 03.35
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.
Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, 13üncü maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. Şimdi
istem sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit
ettireceğim.
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
İzzet
Çetin, Ankara?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN
Takabbül edildi.
Aytuğ
Atıcı, Mersin? Burada.
Mustafa
Ali Balbay, İzmir? Burada.
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
Aytun
Çıray, İzmir? Burada.
Mevlüt
Dudu, Hatay? Burada.
Nur
Serter, İstanbul? Burada.
Rıza
Türmen, İzmir?
HASAN
ÖREN (Manisa) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN
Takabbül edildi.
Turgay
Develi, Adana? Burada.
Ali
Özgündüz, İstanbul? Burada.
Durdu
Özbolat, Kahramanmaraş?
BİHLUN
TAMAYLIGİL (İstanbul) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN
Tamaylıgil takabbül etti.
Sedef
Küçük, İstanbul?
SENA
KALELİ (Bursa) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN
Takabbül etti.
Sakine
Öz, Manisa? Burada.
Tanju
Özcan, Bolu? Burada.
Mehmet
Şeker, Gaziantep? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının 13üncü
maddesinin açık oylama sonucu:
Oy
sayısı : 254
Kabul : 211
Ret : 43 (x)
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Muhammet
Rıza Yalçınkaya Bayram
Özçelik
Bartın Burdur
Böylece
madde kabul edilmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Siyasi parti grupları İç Tüzük çerçevesinde
siyasi partilerle grup toplantılarını yapar. Bizim yarın
saat on buçukta grup toplantımız var. Milliyetçi Hareket Partisinin
grup toplantısı on buçukta başlarken saat dört olmuş, bu
çalışmayı sürdürmek Milliyetçi Hareket Partisi grup
toplantısına katılacak milletvekillerinin bu görevi
yapmasını engellemek demektir. Dolayısıyla,
zatıalinizden isteğim şudur: Eğer, kim oturmak istiyorsa
otursun ama sizi bu fiilî olarak Milliyetçi Hareket Partisine ve grubunu
yapacak siyasi parti gruplarına bu saygısızlığı
yapanlara karşı bir saat ara verip tekrar bir saat ara vererek bununla
ilgili tavrınızı ortaya koymaya davet ediyorum. Böyle bir
şey olmaz.
BAŞKAN
Sayın Vural, ben sayın grup başkan vekillerini
OKTAY
VURAL (İzmir) Benim grup toplantım var, ben grup
toplantısına katılacağım.
BAŞKAN
Genel Kurulun kararı efendim bu, benim, hayır
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Ne Genel Kurulu canım, böyle şey mi olur?
OKTAY
VURAL (İzmir) Benim grup toplantımı engelleyemezsin. (CHP, MHP
ve BDP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Ben engellemiyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Benim grup toplantımı engelleyemezsin.
BAŞKAN
Davet ediyorum içeri, buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Niye beni engelliyorsunuz?
BAŞKAN
Hayır, lütfen, ben engellemiyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Siz niye beni engelliyorsunuz? Hodri meydan, gelin
arkadaşlar, gelin buraya.
(Kürsü
önünde toplanmalar)
BAŞKAN
Genel Kurulun kararı yani benim yapabileceğim bir şey yok.
Bilemem yani, siz bilirsiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ne bu ya? Bir saat engellenecek, bir saat şey olacak,
böyle bir şey olur mu ya? Bu nedir? Nezaketsizliktir.
BAŞKAN
Grup başkan vekillerini ben içeri davet ederim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle bir şey kabul etmiyoruz.
BAŞKAN
Durabilirsiniz yani.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok öyle bir şey!
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Ayağa kalkacaksın, ayağa kalkıp uyarman
gerekir.
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Hodri meydan, hodri meydan be!
BAŞKAN
Hayret bir şey ya! Grup Başkan Vekili olarak siz
anlaşacaksınız.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ara verin.
OKTAY
VURAL (İzmir) Nezaketimizle durduk şimdiye kadar. Saat dört
olmuş.
BAŞKAN
Benim meselem değil ki Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ara verin bir saat, bir saat ara verin.
BAŞKAN
Niye ben ara vereceğim bir saat? Grup Başkan Vekili olarak
anlaşın, davet ediyorum içeri ben.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok öyle bir şey!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Sayın grup başkan vekillerini davet ediyorum.
Kapanma
Saati: 03.44
ON
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 03.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Burada.
Hükûmet?
Burada.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, siyasi partilerin grup
toplantıları yapmaları hem Türkiye Büyük Millet Meclisi hem de
Siyasi Partiler Kanununda var. Bizim on buçukta grup toplantımız
var. Sizin grup toplantınız olmayabilir. Milletvekilleri gidecek,
ondan sonra toplantıya katılacak. Bu bakımdan, bu
toplantıların selametini temin etmek Meclis Başkanlığının
da görevidir. Bu bakımdan, bununla ilgili bir saat ara vermek suretiyle
bunlarla ilgili olarak tavrınızı ortaya koymaya davet ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Parti grubumuzun toplantı yapmasını
engellemeye yönelik bu fiilî durum karşısında sizin bu konuda
inisiyatif kullanmanızı ve bir saat ara vermenizi istirham ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Vural, teşekkür ederim ama şu anda benim burayı,
Meclisi yöneten Başkan Vekili olarak, alınan karar gereğince,
bitimine kadar bunu devam ettirmek zorundayım. (CHP, MHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Siz uyuyup gelmişsiniz, biz uyumadık ama.
BAŞKAN
Siz, grup başkan vekilleriyle anlaştınız mı?
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Siz uyumuşsunuz, biz uyuyamadık Hanımefendi.
BAŞKAN
Müsaade edin.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bakın, benim parti grubumun
toplantısı var diyorum.
BAŞKAN
Bir dakika, yavaş yavaş konuşalım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Siyasi parti grubumun toplantısı var, benim
parti grubumun toplantısı var diyorum.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Ne demek bu? Böyle şey mi olur? Böyle bir
çalışma düzeni nasıl olabilir?
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Doğru, on ikiye kadar ne yaptın?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Doğru, on ikiye kadar ne yaptık!
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Yazıklar olsun! Bitimine kadarmış, neyi
bitiriyorsunuz? Türkiye Cumhuriyetini bitiriyorsunuz siz.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) İkide başladık, ikiden on ikiye
kadar ne yaptık acaba değerli vekiller? İkiden on ikiye kadar ne
yaptık?
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Ne yaparsanız yapın, bizi böyle çalıştırmaya
hakkınız yok sizin.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) O zamanki çalışma değil miydi?
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Böyle bir şey olmaz ya! Böyle bir çalışma
düzeni olmaz, yazıklar olsun! Nedir bu böyle? Dikta mı kuruyorsunuz
bu memlekette?
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) İkide başladık, ikide; ikiden on
ikiye kadar ne yaptığınızı bir sorgulayın
sayın vekiller.
OKTAY
VURAL (İzmir) İç Tüzükü çalıştırın, buyurun
arkadaşlar; madem öyle, buyurun, gelin.
(MHP
milletvekillerinin Başkanlık Kürsüsü önünde toplanmaları)
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle bir şey olmaz Sayın Başkan.
Efendim,
bakın, ben size şunu öneriyorum: İç Tüzükü uygulayın,
tamam, İç Tüzükü uygulayın. Dolayısıyla, İç Tüzükü
uygulayacaksanız, İç Tüzükün gereğini yaparsınız
birazdan, yaparsınız.
BAŞKAN
Uygulamak için buradayım zaten.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tamam, oldu o zaman.
BAŞKAN
Tamam, peki.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Haydi bakalım, nasıl uygulayacaksın, bir
görelim bakalım.
BAŞKAN
- Anlaşın, ne yaparsanız yapın.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, şey yapamazsınız Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Ne yapamam?
OKTAY
VURAL (İzmir) İtiraz ediyoruz, usule aykırı.
BAŞKAN
- Ne?
OKTAY
VURAL (İzmir) Her şey. (AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler)
BAŞKAN
Olur.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Mesela, şu anda sizin gülüşünüz bile usule
aykırı, sizin gelmeniz bile usule aykırı.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sizin Meclis Başkanlığınca
verilmiş görevlendirme belgeniz yok.
BAŞKAN
Ben, kendi kendimi görevlendirdim. Ben, şu anda Meclis
Başkanıyım, kendi kendime görev verdim.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Yazılı belgesi yok. Hani, nerede?
OKTAY
VURAL (İzmir) Yok öyle bir şey
Yok öyle bir şey
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge
vardır. İç Tüzükün 91inci maddesine göre yeni bir madde olarak
görüşülmesine Komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir.
Bu
nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla yani 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi,
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(MHP
sıralarından bir grup milletvekilinin Başkanlık Divanı
kürsüsüne vurmaları)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Niye konuşmuyorsunuz Sayın Başkan?
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili tarafından Başkanlık
Divanı kürsüsüne vurulmaya devam edilmesi ve CHP ve HDP
sıralarından sıra kapaklarına vurmaya devam edilmesi)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) İç Tüzükü uygulayın.
BAŞKAN
Ben İç Tüzükü uyguluyorum. İç Tüzükü uygulamayan sizlersiniz,
sizler.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Millet kafamıza atarken bir şey demiyordunuz.
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi...
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili tarafından
Başkanlık Divanı kürsüsüne vurulmaya devam edilmesi ve CHP ve
HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmaya devam edilmesi)
BAŞKAN
İç Tüzükü uygulamayan, uygulamamı engelleyen şu anda kürsünün
önünde bulunan sayın milletvekilleridir.
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edilmesi)
Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili tarafından
Başkanlık Divanı kürsüsüne vurulmaya devam edilmesi ve CHP ve
HDP sıralarından sıra kapaklarına vurmaya devam edilmesi)
OKTAY
VURAL (İzmir) İç Tüzükü uygulayın Sayın Başkan!
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "4/12/2004 tarihli
BAŞKAN
Yapmayın gürültü
(Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın İç Tüzük
İç Tüzük
şeklinde
sürekli slogan atması)
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin okunmasına
devam edildi)
ve
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesine üçüncü
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir
OKTAY
VURAL (İzmir) Ne yazıyor İç Tüzükte, ne yazıyor?
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
"
(4)
Suçüstü halleriyle sınırlı olmak kaydıyla; kişi
hakkında aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki
amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar,
şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi
şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar
sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate
kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. Gözaltına alma
nedeninin ortadan kalkması halinde veya işlemlerin tamamlanması
üzerine derhal ve her halde en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda
Cumhuriyet savcısına yapılan işlemler hakkında bilgi
verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest
bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem
yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak
işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu
fıkra kapsamında kolluk tarafından gözaltına alınan
kişiler hakkında da gözaltına ilişkin
(Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın İç Tüzük uygula şeklinde sürekli
slogan atması)
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
hükümler
uygulanır.
a) Toplumsal olaylar sırasında
işlenen cebir ve şiddet içeren suçlar.
b) 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) Kasten öldürme (madde 81, 82),
taksirle öldürme (madde 85).
2)Kasten
yaralama (madde 86, 87).
3)Cinsel
saldırı (madde 102).
4)Çocukların
cinsel istismarı (madde 103).
5)Hırsızlık
(madde 141, 142).
6)Yağma
(madde 148, 149).
7) Uyuşturucu veya
uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188).
8) Bulaşıcı hastalıklara
ilişkin tedbirlere aykırı davranma (madde 195).
9)Fuhuş
(madde 227).
10)Kötü
muamele (madde 232).
c) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununda yer alan suçlar.
d)6/10/1983
tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen suçlar
MEHMET
GÜNAL (Antalya) İç Tüzük sana Ayağa kalk. diyor, uygula. Uyar.
diyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle bir şey olur mu ya! İdare amirlerini
göreve çağır, haydi bakalım.
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
e)
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununa
dayanılarak ilan edilen sokağa çıkma yasağını
ihlal etme
(CHP, MHP ve HDP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) İç Tüzük
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
f)
21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununun 3 üncü maddesinde belirtilen suçlar.
şeklindeki
13 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesi ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) İç Tüzük Uygula. diyor, İç Tüzük Ayağa
kalk. diyor. Ayağa kalk, uyar. diyor İç Tüzük, haydi bakalım.
(HDP
sıralarından bir grup milletvekilinin Angarya yasaktır, Anayasa
madde 18 yazılı dövizi göstermeleri)
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Mehmet Erdoğan Alim
Işık
Hasan Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kütahya Osmaniye
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergeyi çektim, önergeyi çektim.
(Kâtip
Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Ahmet Duran Bulut Mehmet
Erdem
Balıkesir Ankara
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergemi çektim, önergemi çektim. Alo, alo
KÂTİP
ÜYE MİNE LÖK BEYAZ (Diyarbakır) Ne bağırıyorsun ya?
Ne bağırıyorsun?
BAŞKAN
Ne yapıyorsunuz ya?
OKTAY
VURAL (İzmir) El uzatma.
BAŞKAN
Elimi tutuyor elimi, elimi çekiyor, elime vuruyor.
(AK
PARTİ ve MHP milletvekillerinin kürsü önünde itişmeleri)
KÂTİP
ÜYE MİNE LÖK BEYAZ (Diyarbakır) Bu ne ya!
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 04.09
ON
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 04.18
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----
0 -----
BAŞKAN
Kadına karşı şiddete hayır! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, MHP sıralarından
gürültüler)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Provokatör kadınlara hayır!
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On Dördüncü Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
ALİ
ÖZ (Mersin) Başkanım
BAŞKAN
Komisyon burada.
Hükûmet
burada.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, biraz önceki ifadenizde
(AK
PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, Özür
dile! sesleri)
BAŞKAN
Lütfen sayın milletvekilleri
OKTAY
VURAL (İzmir)
aslında şiddet uygulamaya eğilimli
olduğunuzu itiraf ettiniz. Bu konuda, böyle bir meseleyi kadına
şiddet olarak algılatıp, söylemek, tam bir
yanıltmadır; doğrusu asıl şiddeti uygulayan ve orada
milletvekillerinin üzerine saldıran bir Meclis Başkan Vekili
vardı, aynı zamanda su bardağını fırlatmak
isteyen birisi vardı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
OKTAY
VURAL (İzmir) Bütün nezaketimizle sizleri uyarmaya
çalışırken, oradaki su bardağını alıp
fırlatmak istediğinizi ve ondan sonra da sizin fiilî olarak
milletvekillerine saldırı yaptığınızı
gördük. Gerçekten, sizin bu davranışınız, aslında
nasıl şiddet eğilimli olduğunuzu ortaya koyuyor.
Dolayısıyla, böyle bir davranış bence kadınlar için
haksız bir değerlendirme olacaktır. Sizin bu
davranışınızı istisnai olarak değerlendiriyorum,
nevi şahsınıza münhasır bir davranış olarak
görüyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Hanımefendilerin böyle bir davranış içerisinde
bulunmayacağını
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
OKTAY
VURAL (İzmir)
böyle bir davranış içinde bulunma iradesinin de
hadsizlik olacağını söylüyorum.
BAŞKAN
Sayın Altay, sizi dinliyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Altay
ENGİN
ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle,
istemeyerek de olsa size İç Tüzükün 64üncü maddesini hatırlatmam
gerekiyor çünkü sadece şimdi değil, zaman zaman bu tutumunuzu hep
sergiliyorsunuz. Görüşmeler sırasında İç Tüzükün size
vermediği bir hakkı kullanarak görüş açıklıyorsunuz,
yorum yapıyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Saldırdı ya, saldırdı!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bu İç Tüzük sizi bundan men ediyor, bir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Vallahi, bir kontrole mi göndersek?
ENGİN
ALTAY (Sinop) İkincisi: Sayın Başkan, İç Tüzükün
Biraz
sonra iktidar partisinin kullanacağı taktiği görebiliyoruz. Bu,
çok sık rastladığımız bir durum değil, on üç
yıldır hemen hemen hiç rastlamadığımız bir durum.
Ancak, kullanabilir, ona da bir şey demem, bu da bir yoldur. Tavsiye
etmem, ahlaki bir yol değildir. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, dinliyoruz
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, lütfedip de bir tokmağa
vursanız yani bu gürültü karşısında.
BAŞKAN
Dinliyoruz sayın milletvekilleri
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ancak, bu, nasıl İç Tüzükün ilgili maddesi
çerçevesince kullanılan bir yolsa ve herkes İç Tüzükü kullanacaksa
ki kullansın, hiçbir itirazım olmaz ama sizin de bu noktada 68e
riayet etmenizi ısrarla talep ederiz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bitirmedim efendim, bitirmedim.
BAŞKAN
Pardon, özür dilerim, bitirdiniz zannettim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ben bu Mecliste hep gürültü olsun, kavga olsun istemem. Buna
meydan verilmesine de sebep olmam, grup olarak da olmayız. Ancak,
şunu yaptırmayız, yapmamalısınız da: Efendim,
biz okur geçeriz, vurur geçeriz, gürültü ne olursa olsun
Ben burada duymadığım
Bakın, biraz önce ben buradan tutanaklara geçirdim, bir şeyler
söyledim siz duyamadınız. Demek ki 68e
BAŞKAN
Size bir dakika diye işaret ettim, evet.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ama temasımız kesildi. Şunu demek istiyorum:
Çalışma ortamını tesis edemediniz. O vakit yapmanız
gereken 68e göre işlemdir. Çalışma ortamını tesis
etmek sizin görevinizdir. Bu çerçevede çalışmalarımıza
devam etmeyi arzu ediyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Ben de çok teşekkür ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
BAŞKAN
Özür dilerim.
Bilmiyorum,
sayın milletvekili, bir erkek milletvekilinin elindeki bir cam
tabağı bir kadın milletvekiline fırlatıyor
olması
CELAL
ADAN (İstanbul) Ya ayıp, buna niye devam ediyoruz biz ya?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Yazık be, yazık be, camı alan oydu be! (MHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
-
ve benim de o cam tabağı elinden almam şiddetse ben
şiddet yaptım.
Buyurun
Sayın Baluken.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Tahrikçi!
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Kamera görüntülerini çıkar, kamera görüntülerini
çıkar! Yalan söyleyen ne olsun? Kim atmış, bir görelim
bakalım.
BAŞKAN
Ben elime aldım darbeyi.
Sayın
Baluken, buyurun.
İDRİS
BALUKEN Tam bir haftadır bu Meclis İçtüzüğünü hiçe sayarak
Meclis başkan vekilleri olarak burada oturum yönetiyorsunuz. Meclis
İçtüzüğünde hangi koşullarda, ne yapmanız gerekir?le
ilgili hususlar son derece nettir. İç Tüzükün 68inci maddesi gürültü ve
kavga durumunda Meclis Başkan Vekilinin ne yapması gerektiğini
açık bir şekilde ifade ediyor. İki kez Başkanlık Divanı
önündeki gürültüden biz ne olduğunu da anlamadık. Sizin veya kâtip
üyenin oradan sarf ettiği hiçbir cümleyi biz HDP Grubu olarak
anlamadık. Bu durumda sizin oturumu İç Tüzükün 68inci maddesine
göre iki kez üst üste kapatmanız ve bu oturumu tamamen bitirmeniz
gerekiyordu. Dediğim gibi, bir haftadır
yaptığınız tavrı yine aynı şekilde devam
ettiriyorsunuz, keyfî bir şekilde Meclisi yönetiyorsunuz. Bu tutumun kabul
edilemez olduğunu ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
14üncü
maddede üç adet önerge vardır.
Okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 14.
maddesine aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan D.
Ali Torlak Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla İstanbul Osmaniye
Ahmet Duran Bulut S.
Nevzat Korkmaz
Balıkesir Isparta
"ı)
10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
5271
sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına
aşağıdaki bentler eklenmiştir,
g)
6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
h)
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar.
şeklindeki
14. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Celal
Dinçer
Çanakkale İstanbul
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkanım, biraz önce kâtip üyenin
okuduğu, Mehmet Erdoğan ve arkadaşları tarafından
verilmiş olan önergeyle bize gönderdiğiniz önerge birbirinden tamamen
farklı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Yeniden işlem yapmanız lazım.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Takdir edersiniz ki bizim bu önergeyi tetkik de etmemiz
gerekir. Uygun görürseniz orada okunan metni talep ediyoruz, tetkik etmek için
de on dakika müsaade rica ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından Yok
ya sesi) Evet
BAŞKAN
Peki.
Fotokopiler
dağıtılmış, acaba bir
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yok, hiçbirimizde yok, farklı önerge.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yanlışlık var, yanlışlık.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bizdeki de farklı, bizdeki de farklı.
BAŞKAN
Peki, bunu düzeltelim.
On
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 04.29
ON
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 04.39
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci Birleşiminin
On Beşinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Burada.
Hükûmet?
Burada.
Biraz
önceki oturumda Sayın Engin Altayın önergeler konusunda bir
itirazı oldu. O değişiklik önergesinin fotokopilerini
yaptık ve dağıtımını gerçekleştirdik.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım önerge Anayasaya
aykırılık önergesidir, öncelikle işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra
sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -Torba-
Kanun Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük
Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 14 üncü maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Kim konuşacak acaba?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hüsamettin
Zenderlioğlu
BAŞKAN Sayın Hüsamettin Zenderlioğlu,
Bitlis Milletvekili, önerge üzerinde konuşacak.
Buyurun.
HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Bitlis)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Aslında bu Meclisin ciddiyetiyle bağdaşmayan
bu hareketleri tasvip etmiyoruz. Sayın Başkanımızın bu
davranışları
Özgürlüklerle, demokrasiyle hiçbir bağı
yok. Bu vesileyle, bütün özgürlükleri sınırlandıran böylesi bir
kanunun gerçekten Türkiyeyi diktatörlüğe sürüklediği şu anda
anlaşılıyor.
Bu vesileyle ben konuşmayacağım,
konuşmama hakkımı kullanıyorum.
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Çeşitli İşler
- Gösteri ve Protestolar
1.- Bitlis
Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu'nun, kürsüde ağzını
siyah bantla kapatması
(Hatip kürsüde ağzını siyah bir bantla
kapattı.)
(HDP ve CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Kürsü konuşma eyleminin
yapıldığı bir yerdir ama Zenderlioğlu
hakkını böyle kullanmak istedi, bekleyelim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Gerçeği odur,
gerçeği. Muhalefet susturuluyor, susturulduğu için kürsüde de
aynı kalmalı.
(HDP sıralarından sürekli alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ne güzel söyledin ya!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Çok
açıklayıcı oldu, tasarı hakkında, görüşmeler
hakkında en açıklayıcı kürsü konuşması oldu!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bu tasarının
ruhuna mı gittin sen!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Zaten toplum da
susturulacak, sokakta toplum da susturulacak. Şimdiden iyi bir mesaj,
bravo!
(HDP sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) - Aslında böyle anlamlı mesaja bir dakika ek süre
verebilirsiniz Sayın Başkan!
ADİL ZOZANİ
(Hakkâri) - Sayın Başkan, ek süre verebilirsiniz!
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Devamla) Saygılarımla. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz, sağ olun.
Güzel bir
konuşmaydı.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir)
- Toplantı yeter sayısı...
BAŞKAN Yoklama
talebi var.
Sayın
Türkoğlu, Sayın Korkmaz, Sayın Vural, Sayın Adan,
Sayın Bal, Sayın Dedeoğlu, Sayın Erdoğan, Sayın
Torlak, Sayın Yılmaz, Sayın Bulut, Sayın Çınar,
Sayın Işık, Sayın Kalaycı, Sayın Akçay,
Sayın Yeniçeri, Sayın Günal, Sayın Yılmaz, Sayın Öz,
Sayın İrbeç, Sayın Halaman.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"5271
sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"g)
6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
h)
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar."
şeklindeki
14. Maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Tanju
Özcan (Bolu) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Efendim, salt
çoğunluğumuz vardır. Salt çoğunlukla katılıyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Komisyonun işari olarak da bunu
Genel Kurula göstermesi gerekmez mi?
BAŞKAN
Efendim?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Komisyonun katıldığını işari
olarak göstermesi gerekmez mi?
BAŞKAN
Ben Komisyonun beyanını aldım Sayın Altay.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Komisyon Başkanının beyanını
aldınız Sayın Başkan.
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Görmedik, milletçileri görelim!
SAKİNE
ÖZ (Manisa) Biz görmedik, size inanmıyoruz.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Komisyon Başkanının beyanını
aldınız Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Komisyon üyelerinin
katıldıklarını işari olarak göstermesi gerekir.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Vur, vur, vur hadi, sen de vur, kadına vur!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İşleme geçtiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Oylamaya geçiyorum, karar yeter sayısı veya yoklama isteyecek
misiniz?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, yanlış işlem
yapıyorsunuz.
BAŞKAN
Oylamaya geçiyorum.
Karar
yeter sayısı istemiyorsunuz.
Karar
yeter sayısı ve yoklama istenmediği için önergeyi
oylarınıza sunuyorum
(MHP sıralarından gürültüler)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum
Pardon
Buyurun
Sayın Altay.
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı istedim efendim.
BAŞKAN
Ben sordum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tutanaklarda var, tutanaklarda var efendim.
BAŞKAN
Sordum, sordum, sordum, hiç ses alamadım. (MHP sıralarından
gürültüler)
FARUK
BAL (Konya) Sordunuz ama bakmadınız.
BAŞKAN
Sayın Altay, buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tutanaklarda var, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Defalarca sordum.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Tutanakları alın, bakın, kontrol
edin; var tutanaklarda.
BAŞKAN
Arkadaşınızı duyamıyorum, biraz saygılı
olabilir miyiz.
Buyurun
Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Komisyon sıralarında salt çoğunluk
nisabında Komisyon üyesi oturuyor olabilir ki oturuyor, o
arkadaşlarımızın oraya oturmalarının sebebi
önergeye katıldıklarını beyanla ilgilidir, kişisel
beyan; Komisyon Başkanı tek başına Komisyonu temsil edemez.
Nitekim, evvelsi gün de bu uygulama olduğunda Komisyon üyeleri işari
olarak katıldıklarını Komisyon Başkanına
belirttiler. Sayın Başkan döndü, 2 kadın milletvekilimiz kafa
salladı, Sayın Başkan Katılıyoruz. dedi. Ben talep
ediyorum ki sizin bizatihi esasen de
Hayır, Başkanın
beyanını da üyeler işari olarak kabul ederse bizce mahzuru yok
ama tekrar söylüyorum, bu ahlaksız bir durumdur, bunun adı
ahlaksızlıktır.
BAŞKAN
Sayın Altay, siz bu kelimeyi çok kullanıyorsunuz ama hadi
hayırlısı olsun!
Diğer
önergeyi okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, biraz önce karar yeter
sayısı istedik. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Duymuyorum.
Lütfen
sayın milletvekilleri, bir dakika
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Duyamıyoruz Başkan, duyamıyoruz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bu maddenin oylamasında karar yeter sayısı
istedik. Dolayısıyla, karar yeter sayısı
(AK PARTİ ve
MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın
Vural, dinliyorum sizi.
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı istedik Sayın
Başkan, karar yeter sayısı dedik.
BAŞKAN
Ben defalarca Karar yeter sayısı mı istiyorsunuz, yoklama
mı istiyorsunuz? dedim, hiçbir işaret gelmedi.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ben Karar yeter sayısı istiyorum dedim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Tutanaklara bakın, tutanaklara. Tutanaklara
bakın, öyle karar verin.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Bakarız.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Ne zaman, yarın mı bakacaksın?
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bakarız. değil ki efendim, karar yeter
sayısı ya yoksa ne olacak?
BAŞKAN
- Buyurun.
(Kâtip
Üye Mine Lök Beyaz tarafından önergenin okunmasına
başlandı)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Karar yeter sayısını aramanız lazım.
Tutanakları isteyip bakın, aramanız lazım. Tamamen hukuksuz
işlem yapıyorsunuz Başkan. Bütün bunların hepsi Meclis
Başkanlığına iletilecek.
(Kâtip
Üye Mine Lök Beyaz tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, gerçekten Meclisi
itibarsızlaştırıyorsunuz yani bu tavırlarla. Yani
Meclis hakikaten kan kaybediyor.
(Kâtip
Üye Mine Lök Beyaz tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 14. maddesine
aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
"ı)
10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunlukla
katılıyoruz efendim.
SAKİNE
ÖZ (Manisa) Aferin iki kerede öğrendin.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Şahin, Avukatlar Kanununun 34üncü
maddesine göre baro başkanıydınız, bu
yakışıyor mu şimdi size?
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler... Kabul edenler
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Etmiyorlar Sayın Başkanım. Kabul
etmeyenler
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Kabul etmeyenler
diyeceksiniz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, kaldıran olmadı.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı istediler, ben de oylama yapıp karar yeter
sayısı arayacağım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamam ama kabul etmiyorlar onlar.
BAŞKAN
Efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Onlar el kaldırmıyorlar, zorla el
kaldırtmayın.
BAŞKAN
Hayır, Sayın Vural istedi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamam.
Kabul
edenler
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır. Kabul edilmemiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
FARUK
BAL (Konya) Muhalefeti konuşturmamak için hileişeriye
yapıyorlar.
BAŞKAN
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Oyla Başkanım, oyla.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan oylamaya geçti.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, iki tane usul hatası
yaptınız. Birincisi, önergeye katıldığına göre
konuşma hakkı yok ama gerekçeyi okutmadan oyladınız.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Komisyonun katıldığı
önergenin gerekçesi okunmaz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, hayır, öyle bir şey yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) İki tanesini öyle yaptınız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Evet.
OKTAY
VURAL (İzmir) İkincisi, açık oylama olmasına rağmen
maddenin oylamasına geçtiniz.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Çuvalladınız, çuvalladınız.
BAŞKAN
Maddeyi oylamadım henüz.
FARUK
BAL (Konya) Uykulusunuz, unutuyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yaptınız.
BAŞKAN
Nerede o? Açık oylama dilekçesi benim elimde yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Nasıl yok? Önünüzde efendim ya.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gündeme hâkim olun.
BAŞKAN
- Şu anda geldi elime. Henüz daha buna gelmedim zaten.
OKTAY
VURAL (İzmir) Maddeyi oylarınıza sunuyorum. dediniz.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı istediniz, ben de şimdi oylamayı
açık oylama
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, siz işleme devam
edin.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ya, oyladınız Sayın Başkan. (MHP, CHP
ve HDP sıralarında gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir durun!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Niye duralım Sayın Başkan!
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçeyi okutmadan nasıl önergeyi
oylatırsınız ya?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ara verin, ara verin.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Gerekçe okunmadı, gerekçe okunmadı.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçe okunmaz zaten ya.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Nasıl olur ya?
BAŞKAN
14üncü maddenin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir istem vardır. Şimdi istem sahibi
sayın milletvekillerinin adlarını tespit edeceğim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Oyladınız siz demin Sayın Başkan.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Oyladınız, oyladınız.
Oyladınız Başkan, oyladınız.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Oylamadı. Maddeyi oylamadı.
FARUK
BAL (Konya) Gerekçeyi okutmadın, gerekçeyi.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Oyladınız, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Aytun Çıray, İzmir? Burada.
Fatma
Nur Serter, İstanbul? Burada.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, bunu yeniden oylayabilmeniz için önce
bir usul tartışması açıp
BAŞKAN
Sayın Altay, işleme başladım, lütfen
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
İzzet
Çetin, Ankara? Burada.
Aytuğ
Atıcı, Mersin? Burada.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Grup Başkan Vekili konuşuyor ya!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, bunu ikinci defa
oylayamazsınız bu şekilde.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Oylanmadı Engin Bey.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Oyladı ya. İkinci defa oylayabilmeniz için usul
tartışması açıp Genel Kurulun oyuna sunmanız
lazım.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Engin Bey, madde oylanmadı.
BAŞKAN
Önce tespit yapıyorum Sayın Altay, tespit yapıyorum,
oylamadım daha.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Oyladınız Başkanım.
ALİ
RIZA ÖZTÜR (Mersin) Ya, oylandı, Komisyon bile parmak
kaldırdı.
BAŞKAN
- Oylamadım, önergeyi oyladım. Allah Allah!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya, olur mu? Komisyon parmak kaldırdı maddenin
oylanmasıyla ilgili.
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, önergeyi oyladım, maddeyi oylamadım
daha.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Oylarınıza sunuyorum. dedi.
Oylarınıza sunuyorum. dedi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, siz devam edin.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Devam edin, devam edin.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Hepsi numara, devam edin.
BAŞKAN
Turgay Develi, Adana? Burada.
Mevlüt
Dudu, Hatay? Burada.
Rıza
Türmen, İzmir? Burada.
Ali
Özgündüz, İstanbul? Burada.
Mehmet
Şeker, Gaziantep?
ATİLLA
KART (Konya) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Kart tekabül ediyor.
Tanju
Özcan, Bolu? Burada.
Sakine
Öz, Manisa? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul?
SENA
KALELİ (Bursa) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Kaleli tekabül ediyor.
Ayşe
Eser Danişoğlu, İstanbul? Burada.
Binnaz
Toprak, İstanbul? Burada.
Melda
Onur, İstanbul? Burada.
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
Mustafa
Ali Balbay, İzmir? Burada.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel
Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik cihazla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Açık oylama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının 14üncü
maddesinin açık oylama sonucu:
Oy Sayısı |
: |
263 |
Kabul |
: |
201 |
Ret |
: |
62 |
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Kâtip Üye Muhammet Rıza Yalçınkaya
Bartın |
Böylelikle
14üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. İç
Tüzükün 91inci maddesine göre yeni bir madde olarak görüşülmesine
komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda
önerge verilebilir.
Bu
nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, yani 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"g)
6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
h)
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci
maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar."
şeklindeki
14 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesini diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim
Işık Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kütahya Osmaniye
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergeyi çektik.
BAŞKAN
Çekmişler, peki.
15inci
maddede dört adet önerge vardır, okutuyorum
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, bir husus var, dikkatinizi
çekmek istiyorum, özür dilerim.
Madde
ihdasları Komisyonun Komisyon sıralarında oturmasını
gerektiren bir durumdur. Mevcut durumda siz hem madde ihdasını
konuşuyorsunuz hem milletvekilleriyle bakanlık bürokrasisi iç içe
oturuyor. Bu yasama tekniğine aykırı bir şekil, durum
şartıdır. Bunu düzeltmeniz gerekir.
BAŞKAN
Nasıl bir düzeltme talep ediyorsunuz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bürokrasi dışarıda. Kimin komisyon
üyesi, kimin komisyon üyesi olmadığını bilmiyoruz.
BAŞKAN
Ben onu görüyorum. 1, 2, 3üncü sıraya kadar, 3üncü sıra dâhil
milletvekilleri.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim, biz bilmiyoruz bunu?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ayırt edemiyoruz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biz bilmiyoruz bunu efendim.
BAŞKAN
Ben biliyorum, ben karar veriyorum çünkü.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, onu siz tayin edemezsiniz.
BAŞKAN
15inci maddede dört adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 15
inci maddesi ile 5442 sayılı Kanunun 11 inci maddesine eklenmesi
öngörülen (G) fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Ramazan
Can
Kayseri İstanbul Kırıkkale
Recep Özel İsmail
Tamer Hacı
Bayram Türkoğlu
Isparta Kayseri Hatay
Osman Çakır Bülent Turan
Düzce İstanbul
(G) Vali, lüzumu halinde kolluk amir
ve memurlarına suç faillerinin bulunması için gereken emirleri
verebilir. Kolluk bu emirleri, mevzuatta belirlenen usule uygun olarak yerine
getirir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 15. maddesi ile 5442 Sayılı "İl İdaresi
Kanununun" 11. maddesine eklenen (G) fıkrasının tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan D.
Ali Torlak Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla İstanbul Osmaniye
S. Nevzat Korkmaz Ahmet Duran Bulut
Isparta Balıkesir
Aynı
mahiyette
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeyi
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Nasıl aynı mahiyette? Bizim farklı önerge, sizde
değiştirilen önerge
Bu sefer oradakiler yanlış.
Dağıtılan şekliyle okuyun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, gündeme hâkim değil
misiniz?
BAŞKAN
Yok değilim, böyle bakıyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) O zaman orada niye oturuyorsunuz?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Aynı mahiyette olan 2 tane.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan ikisi de çıkarım
önergesi değil mi?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir dakika, teknik bir şey var, onu çözüyorlar
arkadaşlar.
Aynı
mahiyette değilmiş.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,"10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi
Kanununun 11 inci maddesine aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"G)
Vali, lüzumu hâlinde, kolluk amir ve memurlarına suçun
aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken
acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler verebilir.
Kolluk bu emirleri mevzuatta belirlenen usule uygun olarak yerine getirir.
H)
Vali, kamu düzenini ve güvenliğini veya kişilerin can ve mal
emniyetini sağlamak amacıyla aldığı tedbir ve
kararların uygulanması için adli kuruluşlar ile (D)
fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla askerî kuruluşlar
dışında, mahallî idareler dâhil bütün kamu kurum ve
kuruluşlarının itfaiye, ambulans, çekici, iş makinesi ve
tedbirlerin zorunlu kıldığı diğer araç ve
gereçlerinden yararlanabilir, personeline görev verebilir. Kamu kurum ve
kuruluşları, valinin bu konudaki emir ve talimatlarını
yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde vali emir ve
talimatlarını kolluk aracılığıyla uygular. Bu
fıkradaki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya geciktirilmesi
sebebiyle oluşan kamu zararı ile gerçek ve tüzel kişilerin
Devlet tarafından karşılanan zararları ilgili idarece genel
hükümlere göre sorumlu kamu görevlilerinden tazmin edilir.
I)
(H) fıkrası ile valiye verilmiş olan yetkiler, ilçede kaymakam
tarafından da kullanılabilir."" şeklindeki 15.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Celal
Dinçer Atilla
Kart
Çanakkale İstanbul Konya
BAŞKAN Şimdi
okutacağım önerge Anayasa'ya aykırılık önergesidir,
öncelikle işleme alacağım.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, eğer bizdeki önergeyse Anayasa'ya
aykırılık önergesi, bu önergeyi işleme
alamazsınız çünkü önergenin başlığında gerekçesi
olan kısım vardır. Anayasa'ya aykırılık önergesi
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının şu
maddesi Anayasa'ya aykırıdır. diye olur ama burada, hiç
alakası olmayan Yapılmasına dair torba kanun
tasarısı, şu anda görüştüğümüz torba kanun tasarısı.
diye bir hüküm yoktur. Önergeyi işleme alamazsınız, İç
Tüzüke aykırı bir önergedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Böyle bir şey olur mu!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Ne görüşüyoruz biz?
BAŞKAN Sayın
Elitaş...
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Eğer bizdeki önergeyse bu önergeyi işleme
alamazsınız Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Niye alamıyoruz?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Ne görüşüyoruz şu anda?
BAŞKAN Sayın
Elitaş, şimdiye kadar, aynı durumda olan
önergeler işleme alındı
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, yanlış
yapıyorsunuz, alamazsınız.
BAŞKAN
ve bundan sonra da böyle gidecek.
Teşekkür
ederim.
Okuyun,
buyurun.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
15 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Demir Çelik Abdullah
Levent Tüzel Hüsamettin
Zenderlioğlu
Muş İstanbul Bitlis
Erol
Dora
Mardin
BAŞKAN Sayın Baluken,
buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Yerimden söz talebimi
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının AB kriterleri ile Avrupa
Konseyi ülkelerindeki hukuk standartlarına uymadığına ve
Uluslararası Af Örgütünün dünya genelinde bu yasa tasarısına
karşı imza kampanyası başlattığına
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, önemli bir
gelişme var. Özellikle Hükûmetin, Komisyon üyelerinin ve iktidar partisi
milletvekillerinin bilmesi gereken bir hususu Genel Kurulla paylaşmak
istiyoruz.
Biliyorsunuz,
bu yasa tasarısı görüşülürken Sayın Başbakan,
özellikle Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ülkelerinin hukuk
standartlarına uygun bir çalışmayla bu tasarının
hazırlandığını ifade etmişti. Biz geçen hafta
içerisinde hem Avrupa Birliği yetkilileriyle hem Avrupa Konseyi
ülkelerinden çeşitli temsilcilerle görüşmüştük. Onların
ifade ettiği şey, bu getirilen yasa tasarısının
kesinlikle AB kriterlerine ya da Avrupa Konseyi ülkelerindeki hukuk
standartlarına uymadığı yönündedir. Bu akşam
itibarıyla bunu doğrulayan bir uluslararası gelişme de
yaşandı. Bu, gerçekten, ülkemizi uluslararası alanda da son
derece zor durumda bırakacak ve Anayasa açısından da
bağlayıcı olan uluslararası sözleşmelere
aykırı bir durumu da beraberinde getirebilir. Burada çok
ayrıntılı bir açıklama var ama özellikle yasa
tasarısının ölümcül silahların ancak polis
memurlarının veya başkalarının hayatlarına
yönelik ani tehditlere karşı korunmak için tek ve son çare olarak
kullanılması gerektiğini belirten Birleşmiş Milletler
Kolluk Güçleri görevlileri tarafından kuvvet ve ateşli silah
kullanımı hakkındaki temel ilkelerdeki güç kullanımına
dair uluslararası insan hakları standartlarıyla ters
düşmesi nedeniyle Uluslararası Af Örgütü dünya genelinde bu yasa
tasarısına karşı bir imza kampanyası
başlatmıştır.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Yani, önce Avrupa Birliğinden, Avrupa Konseyinden gelen
tepkiler, şimdi Uluslararası Af Örgütü eliyle bütün dünyada bir imza
kampanyasına dönüşmüştür. Özellikle, bu tasarının
uluslararası standartlara uygun olduğunu düşünen iktidar partisi
milletvekillerinin, Hükûmet yetkililerinin ve Komisyon üyelerinin bu yeni
gelişmeyi göz önünde bulundurmalarını, ülkemizi zorlayacak,
uluslararası alanda ciddi anlamda sıkıştıracak olan bu
durumu göz önünde bulundurmalarını Genel Kurulun takdirine sunuyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Demir Çelik önerge üzerinde konuşacak.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
DEMİR
ÇELİK (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sokağın
susturulmasına, toplumun tahakküm altına alınmasına hizmet
edecek olan
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kürsüde konuşmak için duruyorsun ama.
DEMİR
ÇELİK (Devamla) -
bu yasa tasarısının antidemokratik ve
faşizan uygulamalarını protesto ederek zamanımı
kullanmak istiyorum.
IX.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Çeşitli
İşler (Devam)
- Gösteri ve
Protestolar (Devam)
2.- Muş
Milletvekili Demir Çelik'in, kürsüde ağzını siyah bantla
kapatması
(Hatip kürsüde ağzını siyah bir bantla
kapattı.)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bravo! Zaten susturulmuşuz.
(HDP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sizi angaryaya
zorlayan kimse onu bir bulsanız, zorla sizi burada tutan kimse.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sözün bittiği yerdeyiz Demir Bey. (HDP
sıralarından sürekli alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Çok güzel ifade ettin, bravo!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Özgürlükler paketini bu kadar güzel ifade edemezdin. Bravo!
(HDP sıralarından alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Reform olunca böyle oluyormuş işte. Bu biraz
da muhalefetin, diğer partilerin söz hakkının gasbedilmesine
yönelik tepkidir aynı zamanda.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Yalnız, kendisi kapatıyor, polis
kapatmıyor.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Gasbedemiyorlar, sıkıysa gasbetsinler.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Ağız bandıyla dolaşmak altı aydan
iki yıla kadar Demir Bey.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Demir Bey AKP dönemindeki insan haklarındaki ilerlemeyi
anlatıyor değil mi!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Evet. İleri demokrasi denilen şey bu olsa
gerek! Hiç kimse konuşmazsa sorun yok!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Hiçbir ilerleme yok mu yani Demir Ağabey? Ne anlatsın
adam. (HDP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, yoklama talebi var.
Sayın
Akar, Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın Özcan, Sayın Develi,
Sayın Acar, Sayın Erdemir, Sayın Çıray, Sayın Öz,
Sayın Öner, Sayın Ören, Sayın Balbay, Sayın Serter,
Sayın Kart, Sayın Toprak, Sayın Onur, Sayın
Atıcı, Sayın Özgündüz, Sayın Erdoğdu, Sayın
Tamaylıgil.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı var, önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"10/6/1949
tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 11 inci
maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"G)
Vali, lüzumu hâlinde, kolluk amir ve memurlarına suçun
aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken
acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler verebilir.
Kolluk bu emirleri mevzuatta belirlenen usule uygun olarak yerine getirir.
H)
Vali, kamu düzenini ve güvenliğini veya kişilerin can ve mal
emniyetini sağlamak amacıyla aldığı tedbir ve
kararların uygulanması için adli kuruluşlar ile (D)
fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla askerî kuruluşlar
dışında, mahallî idareler dâhil bütün kamu kurum ve kuruluşlarının
itfaiye, ambulans, çekici, iş makinesi ve tedbirlerin zorunlu
kıldığı diğer araç ve gereçlerinden yararlanabilir,
personeline görev verebilir. Kamu kurum ve kuruluşları, valinin bu
konudaki emir ve talimatlarını yerine getirmek zorundadır. Aksi
takdirde vali emir ve talimatlarını kolluk
aracılığıyla uygular. Bu fıkradaki yükümlülüklerin
yerine getirilmemesi veya geciktirilmesi sebebiyle oluşan kamu zararı
ile gerçek ve tüzel kişilerin Devlet tarafından karşılanan
zararları ilgili idarece genel hükümlere göre sorumlu kamu görevlilerinden
tazmin edilir.
I)
(H) fıkrası ile valiye verilmiş olan yetkiler, ilçede kaymakam
tarafından da kullanılabilir."" şeklindeki 15.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Tanju
Özcan (Bolu) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Hülleciler.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunlukla
katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN
ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
- Yoklama talebi var, tespit edelim.
Sayın
Altay, Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın Özcan, Sayın Develi,
Sayın Acar, Sayın Erdemir, Sayın Serter, Sayın Çıray,
Sayın Öz, Sayın Öner, Sayın Ören, Sayın Balbay, Sayın
Öğüt, Sayın Kart, Sayın Toprak, Sayın Onur, Sayın
Haberal, Sayın Akar, Sayın Özgündüz, Sayın Atıcı.
İki
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporlarının 15. maddesi ile 5442 Sayılı İl
İdaresi Kanununun 11. Maddesine eklenen (G) fıkrasının
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMSİYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunlukla
katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, onu yerine getiriyoruz.
Sayın
Altay, Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın Özcan, Sayın Develi,
Sayın Acar, Sayın Serter, Sayın Öner, Sayın Ören,
Sayın Erdemir, Sayın Öz, Sayın Onur, Sayın Akar, Sayın
Özgündüz, Sayın Kart, Sayın Balbay, Sayın Öğüt, Sayın
Haberal, Sayın Erdoğdu, Sayın Tamaylıgil.
İki
dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 15
inci maddesi ile 5442 sayılı Kanunun 11 inci maddesine eklenmesi
öngörülen (G) fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
(G)
Vali, lüzumu hâlinde, kolluk amir ve memurlarına suç faillerinin
bulunması için gerekli emirleri verebilir. Kolluk bu emirleri, mevzuatta
belirlenen usule uygun olarak yerine getirir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunlukla
katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
lll.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
Sayın
Altay, Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın Özcan, Sayın Develi,
Sayın Acar, Sayın Serter, Sayın Erdemir, Sayın Ören,
Sayın Öner, Sayın Öz, Sayın Onur, Sayın Akar, Sayın
Özgündüz, Sayın Atıcı, Sayın Kart, Sayın Haberal, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Balbay, Sayın Öğüt
İki
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
- Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 15inci maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. Şimdi
istem sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit
edeceğim.
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? (AK PARTİ sıralarında Yok. sesleri)
MUSA
ÇAM (İzmir) Üstleniyorum.
BAŞKAN
İzzet Çetin, Ankara? (AK PARTİ sıralarında Yok.
sesleri)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Üstleniyorum.
BAŞKAN
Aytun Çıray, İzmir
(AK PARTİ sıralarında Yok.
sesleri)
Mustafa
Ali Balbay, İzmir
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
Nur
Serter, İstanbul? Burada.
Mevlüt
Dudu, Hatay? (AK PARTİ sıralarında Yok. sesleri)
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Üstleniyorum.
BAŞKAN
Aytuğ Atıcı, Mersin? Burada.
Turgay
Develi, Adana? Burada.
Ali
Özgündüz, İstanbul? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul? (AK PARTİ sıralarında Yok. sesleri,
gürültüler)
Ayşe
Eser Danışoğlu, İstanbul
(AK PARTİ
sıralarından Yok sesleri, gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir dakika
Biraz anlayışlı
olalım.
Sakine
Öz, Manisa. Burada.
Tanju
Özcan, Bolu. Burada.
Fatma
Nur Serter, İstanbul. Burada.
Mehmet
Şeker, Gaziantep
Binnaz
Toprak, İstanbul
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, on beş dakika ara talep ediyorum.
BAŞKAN
Sizi mi kıracağım Sayın Özel? Bir beş dakika da
benden yirmi
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının 15inci
maddesi açık oylama sonucu
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, Komisyon ve Hükûmet yerinde
yok, siz oylamanın sonucunu açıklayamazsınız.
OKTAY
VURAL (İzmir) Tasarı ertelenmiştir.
BAŞKAN
Böyle bir şey yok.
Oy
sayısı: 235
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Komisyon yok, nasıl yapıyorsun? (Gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Açıklayamazsınız efendim, Komisyon yok,
Hükûmet yok. Nerede? Olmaz, açıklayamazsınız.
BAŞKAN
Kabul: 200
Ret: 35(x)
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Komisyon nerede, Hükûmet nerede?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Başkan, olmaz.
BAŞKAN
Katip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Mine Lök Beyaz
Bartın Diyarbakır
Böylelikle
15inci madde, kabul edilen önerge doğrultusunda kabul edilmiştir.
(CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
Yirmi
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 05.47
ON
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 06.12
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci Birleşiminin
On Altıncı Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Burada.
Hükûmet?
Burada.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. İç
Tüzükün 91inci maddesine göre, yeni bir madde olarak görüşülmesine
komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda
önerge verilebilir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Bu nedenle, önergeyi okutup
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın Başkan
BAŞKAN
- Siz benim sözümü kesmeyin, ben sizi dinleyeceğim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye, lütfen
BAŞKAN
- Bir dakika, sözümü kesmeyin.
Bu
nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl
İdaresi Kanununun 11 inci maddesine aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
G)
Vali, lüzumu halinde, kolluk amir ve memurlarına suçun
aydınlatılması ve suç faillerinin bulunması için gereken
acele tedbirlerin alınması hususunda doğrudan emirler verebilir.
Kolluk bu emirleri mevzuatta belirlenen usule uygun olarak yerine getirir.
H) Vali, kamu düzenini ve güvenliğini veya
kişilerin can ve mal emniyetini sağlamak amacıyla
aldığı tedbir ve kararların uygulanması için adli
kuruluşlar ile (D) fıkrası hükmü saklı kalmak kaydıyla
askeri kuruluşlar dışında, mahalli idareler dâhil bütün
kamu kurum ve kuruluşlarının itfaiye, ambulans, çekici, iş
makinesi ve tedbirlerin zorunlu kıldığı diğer araç ve
gereçlerinden yararlanabilir, personeline görev verebilir. Kamu kurum ve
kuruluşları, valinin bu konudaki emir ve talimatlarını
yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde vali emir ve
talimatlarını kolluk aracılığıyla uygular. Bu
fıkradaki yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya geciktirilmesi
sebebiyle oluşan kamu zararı ile gerçek ve tüzel kişilerin
Devlet tarafından karşılanan zararları ilgili idarece genel
hükümlere göre sorumlu kamu görevlilerinden tazmin edilir.
I) (H) fıkrası ile valiye verilmiş
olan yetkiler, ilçede kaymakam tarafından da kullanılabilir."
şeklindeki
15 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesini diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergeyi çekiyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge çekilmiştir.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Önce Sayın Adil Zozaniye söz vereceğim.
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önceki birleşimde madde oylaması
sırasında Hükûmet ve Komisyon yerinde yokken siz bir oylama
işlemi gerçekleştirdiniz. İç Tüzük 62 der ki: Her
görüşmenin başından sonuna kadar, Hükümet adına -dikkatle
dinlemenizi arzu ederim- görüş bildirmek üzere Başbakan veya ilgili
bakan veya zorunlu hallerde yetkilendirilmiş birinci derecede sorumlu
daire amirlerinden bir kamu görevlisi hazır bulunur. Bu kimseler
görüşmenin başında hazır değillerse, o konudaki
görüşme bir defalık gelecek birleşime bırakılır.
Sayın
Başkan, başından sonuna kadar siz işlem
gerçekleştirdiğinizde Hükûmet üyeleri de, Komisyon üyeleri de
yerlerinde yoklardı. Yaptığınız işlem
yanlıştır. Aynı birleşim içerisinde
gerçekleştiği için şimdi sizin o işlemi düzeltmeniz
gerekiyor Sayın Başkan.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Görüşmeler tamamlanmıştı, oylama
yapılıyordu ve salondaydılar efendim.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Onlar buradaydı da sen yoktun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Aynı mahiyette
BAŞKAN
Ben dinliyorum sizi Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Şimdi, Sayın Başkan, bu gündemle, buna göre
işleri yürütüyoruz bu Mecliste ve buna göre. Eğer bu
yaptığınız, yapılan oylama gündemin 4üncü
sırasındaki Oylaması Yapılacak İşler
kısmında bir iş olsa orada Hükûmetin ve Komisyonun olmasına
gerek yok bildiğiniz gibi. Ama, bu yapılan,
başlattığınız oylama işlemi ve sonucun
açıklanması gündemin 8inci sırasındaki Kanun Tasarı
ve Teklifleri İle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmı
içerisinde yapılan bir iş ve işlemdir. Dolayısıyla, bu
çerçevede, sayın grup başkan vekilinin dediği gibi 62ye burada
uymak gerekir. Burada dalgınlıktır, olabilir, sabahın bu saatinde,
gerçi siz dinlenmiş olarak geldiniz Genel Kurula ama şimdi ortada bir
sorun var.
BAŞKAN
- Ben de sizler gibi hiç gitmedim eve, buradayım. O yüzden Dinlenmiş
olarak geldiniz. demeyin.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) - Yorgun olarak geldiniz, öyle diyelim Sayın
Başkan.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bu yaptığınız işlemden dolayı
Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışma usullerine aykırı bir
işlem yaptınız. Usul tartışması talep ediyorum ve
aleyhinde söz istiyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ayrıca bu işlemin düzeltilmesi gerekir.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ayrıca onu işte orada söyleyeceğim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, ben burada herhangi bir işlem yapmadım.
Sadece
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Oylama işleminin sonucunu deklare ettiniz
Sayın Başkan.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sonuçları okudunuz.
BAŞKAN
Yaptığım işlemin, oylamanın sonucunu
açıkladım.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ee, ama Komisyon yoktu.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Müsaade eder misiniz
Bu
açıklamayı yaparken benim Komisyona ve Hükûmetin burada olmasına
ihtiyacım yoktu. Kaldı ki
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Niye? Aaa!
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Nasıl yoktu?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ne demek yoktu? Ne demek yok ya.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Niye?
FARUK
BAL (Konya) Sayın Başkan, sizin ihtiyacınız yok da
İç Tüzükün ihtiyacı var.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ya, bir İç Tüzük öğren Sayın
Başkan.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Ya, bir de tutanaklara geçiriyorsun itiraf edip.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Lütfen, rica ediyorum, yanlış beyanda
bulunuyorsunuz. Yani, öyle bir ifade kullanıyorsunuz Sayın
Başkan.
FARUK
BAL (Konya) Öneriye de ihtiyacınız yok, yoklamaya da
ihtiyacınız yok, soruya da ihtiyacınız yok.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Sizin neye ihtiyacınız var?
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkan, usul tartışması açılır, sonra görüş
belirtirsiniz, ısrar edersek Genel Kurulun oyuna başvurursunuz ama
bir hata yapıyorsunuz. Bunlar tutanaklara geçiyor. Yani Parlamento
açısından da hoş şeyler değil bunlar, görülmemiş
şeyler. (Gürültüler)
BAŞKAN Hiçbir şey duymuyorum arkadaşlar
konuşuyor çünkü benim söyleyeceğim şey yarıda kaldı.
Ama arkadaşlar konuşuyor, ben de bitmesini bekliyorum.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Peki, buyurun, siz bitirin o
zaman.
BAŞKAN İhtiyacım yok derken şunu
kastettim: İşlemle ilgili olarak Komisyona veya Hükûmete sormam
gerekli olan bir şey yoktu, bunu kastettim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, kesinlikle
yanlış.
BAŞKAN Kaldı ki ben sonuç
açıklıyorum. Ben usul şeyimi değiştirmeyeceğim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
usul tartışmasını açın, konuşalım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Buradaydılar
Sayın Başkan, buradaydılar; yerlerinde değildiler ama
buradaydılar.
ENGİN ALTAY (Sinop) Olur mu öyle şey ya? Burada
oturmayınca başlatabiliyor mu oturumu?
BAŞKAN Yani şimdi arkadaşlar, usul
tartışması açılır ama şu anda söylediğim
gerekçelerle
Kaldı ki onlar da buradaydılar, terk etmemişlerdi
salonu. (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
kamera kayıtlarını getirin, ortaya çıkacak. Kamera
kayıtlarında olmadıkları bellidir. Sayın Başkan,
yapmayın!
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, usul
tartışması konusunda İç Tüzük size bir takdir hakkı
vermiyor zaten.
BAŞKAN Bakın, 63üncü madde, usul
tartışması, bana bir takdir hakkı verir.
ENGİN ALTAY (Sinop) Nerede verir?
BAŞKAN Çünkü, 63üncü maddede usul
tartışmasının hangi koşullarda
açılacağı yazılmıştır.
ENGİN ALTAY (Sinop) Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışma usullerine uymaya davet
BAŞKAN O koşullardan bir tanesi de Meclisin
çalışma usullerine uymaya davettir. Ben, şu anda
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet. Usule aykırı
iş yapıldı burada.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Usule aykırı
bir işlem yapıldı.
BAŞKAN Bir müsaade edin, bir müsaade, bir müsaade
edin ya.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Bakan Beyin de burada
olduğunu, bizim de burada olduğumuzu gördünüz. (CHP ve HDP
sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) Nerede buradaydınız?
Hayır!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, yoktu!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Hayır, yoktu,
Başkan yoktu. Yalan bari söylemeyin ya! (Gürültüler)
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Yalan söylemiyorum, ben yoktum, İdris Bey
vardı.
BAŞKAN Duymuyorum, hiç duymuyorum, boşu
boşuna bağırmayın.
Siz Sayın Komisyon, burada
mıydınız, salonda mıydınız? (Gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) Ya, pes ya! Pes! Pes!
Sayın Başkan, pes!
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA Efendim,
Genel Kuruldaydık, buradaydık.
BAŞKAN Genel Kuruldaydınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yerinde değil, yerinde!
Nasıl açıyorsunuz? Komisyon yerinde değil, ayıptır ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Namusun üzerine yemin
et Buradaydım. diye!
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Kardeşim, her şeye
bağırıyorsun, bir dakika dinle ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yemin edin önce!
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Ya, bir dakika dinle. Ayıptır ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ayıptır ama
yalan beyan!
BAŞKAN Ya, ben kararımı
açıkladım mı?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Adil Bey, yaptığınızı
kınıyorum. Ayıptır!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz sizin
yaptığınızı kınıyoruz!
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) Yalanınızı
kınıyoruz.
BAŞKAN Sayın Komisyon Başkanı
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Hayır, lütfen, bir saniye, müsaade eder misiniz.
BAŞKAN Sayın Erdoğan
SAKİNE ÖZ (Manisa) İşinize gelmeyince
kulağınız duymuyor, gözünüz görmüyor.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Ayıptır ya!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Genel Kurulda yoktun, yoktun!
Burada yoktu! Buradaydık. demesin o zaman. Nerede buradaydı?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kamera
kayıtlarını isteyin Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yoktu burada. Vallahi de yoktu,
billahi de yoktu, hiç kimse yoktu.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) İdris vardı ya.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, ben karar
bildirmedim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Niye bildirmiyorsunuz!
BAŞKAN E, baksanıza
MEHMET GÜNAL (Antalya) Niye geriyorsunuz Meclisi,
bildirin!
BAŞKAN - Bana emir verme! Bana emir vermeyin!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hukuksuzluğa son
verin, yoklardı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Vallahi de, billahi de
yoklardı!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Komisyon yerinde. Hükûmet yerinde.
Yerinde değilse olmaz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kamera
kayıtlarını istiyoruz Sayın Başkan.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Geriyor ya, geriyor
Meclisi ya!
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA Yerinde,
yerinde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Olmaz Sayın Bakan, olmaz. Yerinde
mi diye bakılır ya.
BAŞKAN Başka kalkıp bağırmak
isteyen varsa ben dinliyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Usulsüz iş
yapmayın!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bu kadar yalan olmaz ya!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kamera
kayıtlarını isteyin arkadaşlar. Böyle şey olmaz ya!
Burada yalan, sahtekârlık, her şey var ya! (Gürültüler)
BAŞKAN - Sevgili arkadaşlarım, Komisyona
soruyorum Buradayım. Hükûmete soruyorum Buradayım. Benim
işlem açısından Komisyona ve Hükûmete o anda soracağım
ve ondan bir bilgi alacağım durum ve aşamada değiliz. Ama,
buna rağmen, usul tartışması açacağım.
SAKİNE ÖZ (Manisa) Lütfettiniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Çok lütfettiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, olmaz,
yerinde mi diye bakılır ya, burada olmanız bir şey ifade
etmez.
BAŞKAN Yalnız, ben de usul
tartışmasının ikinci fıkrasını uyguluyorum,
2 kişiye söz vereceğim, aleyhte ve lehte.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehte
BAŞKAN Lehte, aleyhte, tamam.
Bir aleyhte siz, bir lehte Sayın Doğan Kubat.
Sayın Günal,
geliyor musunuz aleyhte?
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Bir dakika ya!
BAŞKAN Emir mi
alacağım sizden!
Sayın Günal,
geliyor musunuz, sizi kürsüye davet ediyorum?
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Ya, senin babanın çiftliği mi burası? Ayıp ya!
Yeter artık ya, isyan ettirme insanları ya!
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, bu tartışmayı ben talep ettim, bu
tartışmayı ben talep ettim.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Başkan...
BAŞKAN Sayın
Günal, kürsüye geliyor musunuz?
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, çıldırtma beni! Beni
çıldırttın artık! Çıldırttın beni!
BAŞKAN Sayın
Günal kürsüye gelmiyor, Sayın Günal davetime rağmen kürsüye gelmiyor.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Tutanağa bak! Çıldırtma beni, çıldırtıyorsun
beni artık! Çıldırtma beni!
BAŞKAN Sayın
Doğan Kubat, kürsüde...
Sayın Günal,
aleyhte.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Tutanağı getir Başkan! Çıldırtma beni!
BAŞKAN
Çıldırma! E, çıldırma!
ENGİN ALTAY (Sinop)
Çıldıracağım! Saçımı, başımı
yolacağım! Böyle keyfî yönetemezsin burayı!
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara)
Hak gasbediyorsun! Hak gasbediyorsun!
BAŞKAN Terbiyeli
konuşun. Hakkımı kullanıyorum.
Evet, Sayın Günal,
aleyhte konuşuyor musunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ben lehte istedim Başkanım.
BAŞKAN Lehte mi
konuşuyorsunuz? Lehte.
Buyurun.
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Böyle keyfî yönetim olur mu? Bu uygulamanızla ayıp ediyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Günal, lehte mi istiyorsunuz, aleyhte mi?
Ali HAYDAR ÖNER
(Isparta) Yönetmekten aciz bir Başkanla karşı
karşıyayız.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ben lehte dedim Başkanım.
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Bakın, bir kadın olarak sizi anlıyorum, size kadın olarak
saygı duyuyorum.
BAŞKAN Ben de
sizden...
(Mikrofon Başkan
tarafından kapatıldı)
(Manisa Milletvekili
Sakine Öz ile Başkan arasında karşılıklı
konuşmalar, gürültüler)
BAŞKAN Lehte
Günal, evet, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kürsü işgal altında Başkan.
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Sakin olabilmemiz için adaletli davranılması lazım.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, sizi bu keyfî uygulamadan, yönetimden menederim.
Tutanakları inceleyeceksiniz. Tartışmayı ben talep ettim ve
Aleyhte söz istiyorum. dedim.
SAKİNE ÖZ (Manisa)
Kadınlığını kullandığın için
utanıyorum senden.
BAŞKAN 63üncü
maddenin ikinci fıkrasını okuyorum: Usul hakkında
konuşma. Bu yolda bir istemde bulunurlarsa, onar dakikadan fazla sürmemek
şartıyla, lehte ve aleyhte en çok ikişer kişiye söz
verilir.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sürekli olarak böyle uygulandı, ne
değiştiriyorsunuz? Sürekli böyle uyguladık.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) - 2 kişi dediniz siz, zabıtlara bakın.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Evet, devam etsinler.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bugüne kadar ne oldu?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Siz niye değiştiriyorsunuz teamülleri?
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) 2 kişiye vereceğinizi söylediniz
Sayın Başkan.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Neye göre veriyorsunuz söz siz? Sözü neye göre veriyorsunuz?
BAŞKAN
Ben kendi takdir yetkimi kullanıyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır efendim, yok öyle bir yetki!
BAŞKAN
Yok ya!
ENGİN
ALTAY (Sinop) Söz, istem sırasına göre verilir! Şunu bir
öğren ya! Şunu bir öğren! (Gürültüler)
BAŞKAN
At, at, öğreneyim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Söz, istem sırasına göre verilir!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, uzlaşma yok,
kayıtlara bakmak zorundasınız!
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Var, var.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Nerede var ya!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Uzlaşma yok, kayıtlara bakmak
zorundasınız!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Böyle rezalet görülmedi ya!
ENGİN
ALTAY (Sinop) İstem sırasına göre vereceksin bu sözü!
Tutanakları isteyeceksin.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bunun adı rezalet, rezalet, rezalet!
BAŞKAN
Peki, peki.
Lehte
Mehmet Günal, size veriyorum sözü.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İç Tüzükü çiğneye çiğneye paspas
yaptınız.
BAŞKAN
Aleyhte de size veriyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır efendim, ben hakkımı yedirmem.
BAŞKAN
Aleyhte de size veriyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hayır, olmaz, lütuf mu ediyorsun bana!
BAŞKAN
Tamam, aleyhte veriyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Tutanağı alacaksın! Tutanakta kim istiyorsa
vereceksin! Yazık ya!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, tutanaklara bakın.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bir müdahale edin! Allahtan korkun ya! Bu kadar keyfî uygulama
olur mu ya!
BAŞKAN
Lehte Günal...
ENGİN
ALTAY (Sinop) Kepazelik bu ya! Rezil ettiniz Meclisi!
BAŞKAN
Aleyhte Engin Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Efendim, bana lütuf taslama! Bu benim hakkım zaten!
BAŞKAN
Tamam veriyorum söz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Lütfediyorsunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bu tartışmayı gündeme getiren benim
Sayın Başkan! Tutanakları istiyorum.
BAŞKAN
Sana da veriyorum, sana da vereceğim söz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Böyle bir şey olur mu!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Böyle yapamazsınız!
BAŞKAN
Tamam, veriyorum. Peki, söz istediniz, veriyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ya, öyle şey mi olur!
SAKİNE
ÖZ (Mersin) Ayıp bu yaptığınız, ayıp!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Alırsınız tutanakları,
incelersiniz, kim...
BAŞKAN
Siz istiyor musunuz söz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) İstiyoruz tabii ki.
BAŞKAN
Buyurun vereceğim söz. Tamam, otur yerine.
Doğan
Kubat konuşmuyor.
Siz
Mehmet Günal?
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Ben lehte istedim.
BAŞKAN
Lehte...
Sayın
Altay, siz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Aleyhte istedik.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Aleyhte istedim, en önce ben istedim.
BAŞKAN
Aleyhte... Tamam, vereceğim, peki.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Aleyhte.
BAŞKAN
Peki, tamam.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) Lehte Kubat.
BAŞKAN
- Doğan Kubat, size de lehte vereyim.
Tamam,
buyurun.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, siz Meclisi niye bu kadar
geriyorsunuz? Önce 2 kişi dediniz, sonra 4 kişiye
çıkardınız.
BAŞKAN
Sayın Günal, buyurun.
Üç
dakika...
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, bu mazoşist yönetim tarzını
bırakın, İç Tüzükü uygulayın ya!
BAŞKAN
Hepsinden dava açacağım, hepsini duyuyorum. (Gürültüler)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aç dava, ben de sana açacağım.
Sağlığımla oynadın, tansiyonum yükseldi!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Vallahi, İç Tüzükü uygulamamakla hata üstüne
hata yapıyorsunuz. Sizin yaptığınızı hiçbir kimse
yapmaz.
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri, dinliyoruz.
XII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Komisyon ve Hükûmet yetkililerinin Genel
Kurulda hazır bulunmamasına rağmen 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 15inci maddesinin açık
oylama işlemine devam ederek sonucunu açıklamasının İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, eserinizle övünebilirsiniz, sizleri kutluyorum. Özellikle
talimat veren arkadaş kaybolmuş, nereye gitti, göremiyorum. Biz hâlâ
buradayız, sabah oldu, akşama kadar da buradayız. Kendi
başkan vekiliniz aynen şunu söyledi, tutanaklarda var: Sen talimat
alıyorsun. deyince Sizin aldığınız kadar ben de
alıyorum. dedi. Biz burada grup yönetimiyiz, grup başkan vekilleri
talimat alabilir grup başkanından ama Meclis başkan vekili kimseden
talimat almaz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) O da Meclis Başkanından
alıyor.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Meclisi çalıştırmak için Meclis
Başkanından alıyor.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Sadece İç Tüzükü uygular. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Meclis Başkanından alır.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Şimdi, bu işin çivisi çıktı
arkadaşlar, böyle bir yönetim olmaz.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Kürsüye saldırdınız, kadına
vurdunuz be!
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Dayatmayla, çoğunlukla, parmak sayısıyla
Çıkarırız biz canımız isteyince. Ne diyor
Başbakan? Öyle ya da böyle. Öyle nasıl, böyle nasıl; ben merak
ediyorum.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, usul hakkında konuş, usul
tartışması, usul!
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Öyle ya da böyle çıkacakmış. Yahu, böyle bir
yönetim olabilir mi?
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Usule gel, usule.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Böyle bir anlayış olabilir mi? Önergenin birisi
geliyor, yanlış gelmiş; oylama yapıyor, burada kimse yok.
Ben yemin ediyorum, Allahın, Kitapın, Kur'anın üstüne
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Çarpılırsın be!
MEHMET
GÜNAL (Devamla)
burada Başkan açıklarken Komisyon ve Bakanlık
sırasında hiçbir Allahın kulu yoktu, hiç kimse.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, böyle usul tartışması olur mu
ya! Ya, bu nasıl usuldür ya!
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Bir taneniz yemin edin
Bak, diyorum ki: Bütün kutsallar
üzerine yemin ediyorum, burada hiçbirisi yoktu, yoktu. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya, yeminle usul tartışmasının
ne alakası var ya!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen susar mısınız.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Kamera görüntülerini getirin, aksi bir şey varsa
sabahleyin istifa ediyorum milletvekilliğinden, var
mısınız? Var mı bir taneniz?
Yani
böyle şey olur mu ya! Böyle keyfî yönetim olur mu! Dayatma başka bir
şey, İç Tüzüke uymak ayrı bir şey. Böyle bir şey
olamaz.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Neredeydim ben?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sen yoktun orada, sen arkalardaydın, yoktun orada.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Buradaydım. (CHP sıralarından gürültüler)
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Yemin et, çık gel buraya sen de yemin et, ben özür
dileyeyim. Gel buraya yemin et, duysun, millet duysun.
Değerli
arkadaşlar, böyle bir şey olamaz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Vallahi de yoktun, billahi de yoktun.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Ya, bırak ya!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yalan söyleme, yalan söyleme! Ayıp sana!
Yakıştı, sana yakıştı! Tuh sana ya! Yazık
sana!
BAŞKAN
Sayın Öztürk
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Ya, bunu kabul edersiniz, etmezsiniz, Ben uyguladım.
dersiniz ama Buradaydı. diye yemin etmek bütün kutsallarınız
üzerine ayıptır, günahtır, yazıktır ya!
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Buradaydı kardeşim, buradaydı, ben
gördüm.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) Yani Sayın Başkan, buranın yönetimini maalesef
elinizden kaçırdınız, burası yönetilmiyor. Burası
Dingonun ahırına döndü, Meclis falan değil burası,
maalesef öyle oldu. Ne İç Tüzük var ne kanun var ne nizam var ne teamül
var! Burası Tayyip Erdoğanın çiftliği değil ki
kardeşim, burası yüce Meclis, burası talimatla olmaz,
burası Tüzüke ve Anayasaya göre yönetilir. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar) E, buyurun,
çıkarabiliyorsanız devam edin böyle. Kaça kadar
dayanırsınız, onu bilmiyoruz. Yani varsa devam edelim, biz
buradayız. Biz buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz, devam edin hadi.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Aleyhte Sayın Engin Altay.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Günaydın sayın milletvekilleri.
Sayın
milletvekilleri, biraz önce usul tartışması açarken de
belirttiğim gibi bu gündeme göre oylaması yapılacak bir
işlem yapılsa orada kimsenin oturması gerekmiyor, bunu hepiniz
biliyorsunuz. Yapılan işlem, 8inci sıradaki Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmındaki bir işlemdir.
Efendim,
Genel Kurul salonunda falan deniyor. Ya, çok ayıp, yapmayın Allah
aşkına! Buradan her zaman Başkan kanuna geçerken Şu kanunu
görüşeceğiz. Komisyon ve Hükûmet
diye Genel Kurula bakmıyor,
orada oturmaları gereken yere bakıyor. Yapmayın, insaf edin
biraz. Şimdi bu ayrı bir boyut. Olması gereken şu idi:
Hükûmet ve Komisyon orayı terk ettiği anda Başkanın oylama
işlemini durdurması gerekirdi.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Oylama bittikten sonra, bittikten sonra.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Gelir burada söylersin.
Ama,
daha vahim bir sorunumuz var arkadaşlar, daha vahim bir sorunumuz var. Bu
Mecliste benim bulunduğum on üç yıllık uygulamalar, teamüller
değiştiriliyor. Yani Komisyonun, gayriahlaki olarak, sizin
reddedeceğiniz bir önergeye Kabul ediyorum. demesi siyaseten tam bir
ahlaksızlıktır, ayrı. Bakın, Bülent Arınçın
99da bu konu için söylediklerini benim dilim söylemeye varmaz. Bu tavır
için Bülent Arınçın 99da söylediğini ben utanırım,
söyleyemem ama bunu da geçiyorum da
Sayın
Başkan, ben sağlıklı bir insanım, psikolojik olarak da
sağlıklıyım. Son bir haftadır bana kafayı
yedirtmek üzeresiniz, son bir haftadır saçımı
başımı yolacağım. Şunun için yolacağım:
Bunda benim hakkım var. Ben bu hakkımı kimseye yedirmem, can
veririm, yedirmem. (CHP sıralarından alkışlar) Siz
burayı böyle Nasreddin Hoca gibi, babanızın çiftliği gibi
yönetemezsiniz, yönettirmem! Haddinizi bilin! Aklınızı
başınıza alın! Beni çıldırtmayın! Beni
çıldırtmayın! (CHP sıralarından alkışlar)
Burada buna uyacaksınız. Böyle ukala ukala, usul
tartışmasını geve geve milleti burada birbirine
kırdırıp Ben daha fikrimi söylemedim. demeyeceksiniz. Usul tartışması
açmaya mecbursunuz.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Hayır.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Mecbur. Nerede hayır?
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Açabilir. diyor.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Konuşma! 4 kişiyi 2 kişiye indirebilirsiniz.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Sayın Başkan ona uyarsa, sen kınama
cezası alırsın.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Ne bağırıyorsun? Bağırmadan
konuş.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Bak, bir şey demiyorum. İki kişiye söz verirse
yanlış iş yapmış olmaz. Teamülü bozmuş olur.
Başka başkan vekilleri de başka teamülleri bozar.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Teamül mü bıraktınız. Kürsüyü
bastınız, her şeyi
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Zaten teamül mü bıraktınız, kürsüyü
bastınız
ENGİN
ALTAY (Devamla) Herkes, önce Sayın Başkan aklını
başına alsın. Her şeyi buna göre yapmaya mecburuz. Herkes
her şeyi buna göre yapacak.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) E, kürsü basmak ne olacak?
ENGİN
ALTAY (Devamla) Komisyon katılıyor, bir şey diyor muyuz?
İç Tüzükte yeri var, tamam yapıyor. Diyor muyuz bir şey?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Kürsü basmak hangi maddede var?
ENGİN
ALTAY (Devamla) Ama yok iki kişiye düşüreceğim, bilmem ne
yapacağım... Sizi tekrar uyarıyorum, o makamın
hakkını vereceksiniz.
BAŞKAN
Talimatı aldığım şahıs burada. Talimatı
alıyorum şu anda.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Bakalım uyacak mısın?
ENGİN
ALTAY (Devamla) O makam
BAŞKAN
Talimat alıyorum şu anda.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Şu sözü bile söylemeye hakkınız yok.
BAŞKAN
Talimat alıyorum, olur, peki.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Lütfen, buna uyun! Lütfen, buna uyun!
BAŞKAN
Tamam, peki.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Evet, uyacaksınız buna.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Tamam.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) O hâle getirdin Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Talimatları aldık arkadaşlar, rahat olun.
Sayın
Doğan Kubat
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın Başkan, acz içindesiniz, orayı
terk etmelisiniz. Bu kadar aciz bir Başkan gelmedi bu Meclise.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Bu Meclis babandan miras kalmadı sana!
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli arkadaşlar; açılan usul görüşmesinde Sayın
Başkanımızın tutumu lehinde söz almış
bulunuyorum. Biraz önce ifade edildi. 62nci madde, evet, Mecliste bütün görüşmelerin
başından sonuna kadar kanun görüşmelerinde Hükûmet adına
Başbakan veya ilgili bakan ya da zorunlu hâllerde yetkilendirilmiş
birinci derece sorumlu daire amiri. Yani kurumun en üst temsilcilerinden
müsteşar, müsteşar yardımcıları, genel müdürler
şu sıralarda Hükûmeti temsilen bulundurulabilir. Bu kimseler
görüşmenin başında hazır değillerse bir
defalığına görüşmeler ertelenir; komisyon yoksa zaten
görüşme yapılmaz. Şimdi, 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısına geçtiğimiz anda Hükûmetin ve Komisyonun iradesi
Genel Kurulun müşahedesi altında burada bu kanun görüşmelerini
sürdürme yönünde ve bunu oturumlara ara verildikten sonraki her oturumun
başında da burada görüyoruz. Son oturumdan önce yapılan oylama
işlemi sırasında burada, bakınız, Komisyon üyesinden
yetkili sözcüler, Komisyon raporunda isimleri yazılı, İdris
Şahin, Mehmet Altay, Mustafa Akış, Sermin Balık. Bu
arkadaşlarımız Komisyon Başkanıyla birlikte burada,
Hükûmeti temsilen Sayın Bakan ve yine birinci derece sorumlu amirleri olan
kurumun üst düzey tepe yöneticileri, temsil yetkisine sahip olanlar da arka
sıralarda birlikte otuyorlar.
FARUK
BAL (Konya) Temsil belgesi yok onların.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Yoklardı, yoklardı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Ya, git ya. Söylediğine siz de inanmıyorsunuz
Doğan ya.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Bir dakika kardeşim, bir dakika. Buraya gelir
söylersiniz. Onlar da temsil yetkisine sahip.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Git Allah aşkına Doğan ya, git ya.
Başkan da biliyor olmadığını ya. Bakanın kendisi
koşa koşa geldi ya. Bırak Allah aşkına ya.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Burada Komisyon raporunda sözcü olan hiç kimse yoktu.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) - Tüzükü okursan görürsün.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya, Bakan buradaydı, buradan koşa koşa
oraya geldi ya.
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Kamera görüntüsünü getirin o zaman.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Burada Sayın Bakan iki dakikalık oylama
süresi içerisinde zaman zaman grup başkan vekillerimize -muhalefette
dâhil- iner, yanına gidip konuyla ilgili bir şeyler sorabilir. Bu
onun hükûmet sıralarını terk etme iradesini göstermez.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Komisyon raporunda yazmıyorsa yorulma.
SAKİNE
ÖZ (Manisa) Öyle bir şey yok, onlar kalkmıştı.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bak Fikri Bey koştu geldi Bakan olarak oraya.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Genel Kurulu terk etmişlerdi zaten.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Genel Kurul içinde sayın bakan kendisine bir
görüş sorulduğunda buradayım diye irade koyduğu zaman
orada illa oturması
Bu kadar şekilci değil bu sıra.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Allah Allah!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya buradayım demedi. Bakan yoktu, Fikri Bey
koştu geldi. Doğan, Fikri Bey koştu geldi.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Şurada da oturur, kürsünün önünde de olur,
ben buradayım, katılıyorum, katılmıyorum der.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Telefonla da katılabilir mi Kubat?
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Kamera görüntülerini getirin o zaman.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Tüzükün aradığı, hükûmetin temsili
ve onun iradesidir. Bu kadar açıktır. Sırf
çalışmaları engellemek adına burada sudan sebeplerle ikide
bir usul tartışması açılmasını kamuoyunun
takdirine bırakıyorum.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ben de senin kişiliğini kamuoyunun takdirine
bırakıyorum. Kamera görüntülerini getir.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Kamera görüntülerini getir.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (Devamla) Sayın Başkanım, yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Adil Zozani, aleyhte
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Orada bir yemin et bakalım, o kürsüde bir yemin et,
Kuran adına yemin et bakalım o kürsüde burada olduğuna. Hadi
yemin et.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Ya buradayız diyor.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Hadi yemin et.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kubat, telefonla katılabilir mi Kubat?
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Tamam, getir görüntüleri.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Kuran üstüne yemin etsene burada olduklarına.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Yemine gerek yok.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ağzından
çıkarken yalan söylemeyeceksin Doğan Kubat, yakışmıyor
sana da! Sana da yakışmıyor! Git, Kuran üzerine yemin et! Hadi,
getir Kuranı. Ayıp yaptığınız!
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Beyan ediyor,
Buradayım. diyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Fikri Işık
koştu geldi oradan. Fikri Bey koştu geldi. Ben oradaydım. Bu
kadar yalancı olmaz bir adam ya! Yalanla dolanla memleketi yönetiyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Ya Sermin Hanım da
oradaydı.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kulisten katılsın o
zaman telefonla.
BAŞKAN Sayın Zozani, buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
süremi yeniden başlatın.
BAŞKAN Buyurun Sayın Zozani, süreniz yeniden
başlıyor.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Sayın Başkan,
önce kontrol edeyim, yerinizde misiniz, değil misiniz, onu bir kontrol
edeyim, ondan sonra konuşacağız.
Değerli milletvekilleri
BAŞKAN Anlamadım, ne dediniz? Tekrar eder
misiniz?
ADİL ZOZANİ (Devamla) Dedim önce bir kontrol
edeyim yerinizde duruyor musunuz, durmuyor musunuz, ona göre
değerlendireyim.
BAŞKAN Ben yerimdeydim. Siz başkalarına
yönlendirin onu.
Espriye gülsenize arkadaşlar!
ADİL ZOZANİ (Devamla) Değerli milletvekili
arkadaşlarım, biraz önce 15inci maddenin oylamasında Komisyon
ve Hükûmet
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Yerindeydi.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Komisyon
sıralarını terk etmişlerdi.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Hayır,
sonuç açıklanırken orada olmalarına gerek yok.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Başından
itibaren Komisyondaki yerlerini terk etmişlerdi. Bizler müdahale ettikten
sonra, Sayın Bahçekapılı sonucu açıklamaya
başladıktan sonra, biz buradan, ben ve Sayın Öztürk birlikte
Komisyon ve Hükûmet yerinde değil, açıklayamazsınız
sonucu. dediğimiz andan itibaren Sayın iki Bakan şu taraftan
-Sayın Fikri Işık ve Sayın Efkan Ala- telaşla Komisyon
sıralarına doğru geldiler ancak Sayın Başkan o kadar
telaşlı ki en azından şu şekil şartını
biraz laf kalabalığı yapsa, beklese, sonucu okumasa Bakan yerine
geçmiş olacaktı. Onu da beklemedi. İdris Bey, Komisyon üyesi,
Komisyon Sözcüsü, sonuçlar açıklandıktan sonra geri geldi, burada
Ben de buradayım. dedi vaziyeti kurtarmaya çalıştı ama
tablo bu. Resmi size gösteriyorum.
Şimdi, Sayın
Başkan usul tartışması açtığına göre
işlemi yenilemesi gerekir çünkü usul tartışmasıyla birlikte
işlemin de usulsüzlüğünü kabul etmiş oldu. Sayın
Başkan oylama işlemini yeniden yapacak; bu bir. (AK
PARTİ sıralarından Doğru değil. sesi)
Değerli
milletvekili arkadaşlarımız, doğru değil deyin, bir
usul tartışması da oradan yaparız.
Değerli
milletvekili arkadaşlarımız, biz buradayız.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Biz de buradayız.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Bu tasarı bitene kadar buradayız. Bu yoldan
dönen namert olsun. Pilavdan dönenin kaşığı
kırılsın diyoruz. Biz buradayız. Hodri meydan diyoruz. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, teşekkür ederim.
Biraz
önceki açıklamamda da belirttiğim gibi, ben oylama sonucunu okudum.
Bu işlemi yaparken Bakanın ve Komisyonun yerinde olmasının
gerekli olduğuna inanmıyorum çünkü işlem açıklıyorum,
oylama yapmıyorum. (Gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bu ne biçim iş ya!
MEHMET
GÜNAL (Antalya) İnanman gerekmiyor!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Bu nedenle tutumumda aynen devam ediyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir cümle etmeme izin verin.
BAŞKAN
Buyurun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Bakanın ve Komisyonun
katılmadığı bir şeyi burası kabul ederse geri
çekme durumları var.
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Sayın Başkan, bir cümle de ben edebilir
miyim? Yeter artık, isyan ediyoruz. Yeter ya! Hep aynı şey, hep
aynı şey!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ne demek yeter! Kalıyorsanız İç Tüzüke
uyun!
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) İç Tüzüke siz uyun!
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biz buradayız. Uyuyoruz, buradayız.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Burada böyle hukuksuz şeyler olmaz. Madem
kaldınız hukuka uyun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Geri çekme hakkını kullanmak için oylamanın
sonunda orada olmak zorunda. Lütfen dikkatli okuyun.
BAŞKAN
Tamam geçti. Kayıtlara geçti.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan, tutumunuz
doğrudur. İşlem tamamlanmıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
Sayın Başkan, yerimden
söz talebim var.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan!
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
16ncı maddede dört adet önerge vardır, okutuyorum.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 16
ncı maddesi ile 5442 sayılı Kanunun 66 ncı maddesinin
birinci fıkrasına eklenmesi öngörülen cümlenin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Ancak,
kamu düzenini ve güvenliğini veya kişilerin can ve mal emniyetini
tehlikeye düşürecek toplumsal olayların baş göstermesi halinde
vali tarafından kamu düzenini sağlamak amacıyla alınan ve
usulüne göre ilan olunan karar ve tedbirlere aykırı davrananlar üç
aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Mustafa Elitaş Ahmet
Aydın Mehmet
Doğan Kubat
Kayseri Adıyaman
İstanbul
Fatih Şahin Naci
Bostancı
Ankara Amasya
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, TBMM Başkan
Vekillerinin milletvekillerine karşı şiddet, hiddet ve
lakayıt davranışlardan vazgeçmesini tavsiye ettiğine
ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekilleri milleti temsil
ederler. Meclis başkan vekilleri olarak milletvekillerine karşı
şiddet, hiddet ve lakayıt davranışlardan vazgeçmenizi
tavsiye ediyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabetine,
milletvekillerinin saygınlığına gölge düşürmeden bu
davranışlardan vazgeçmeye davet ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Biz sizi vazgeçmeye davet ediyoruz bu davranışlardan.
BAŞKAN
Ben de teşekkür ederim.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sayılı Kanun Tasarısının 16. md.nin son
cümlesi AKP hükumetinin Valilerinin emir ve talimatlarına uymamak
meşru olduğundan ve direnme hakkı temel insan haklarından
olduğundan emirlere uymamak suç teşkil etmez şeklinde
değiştirilmesi teklif olunur.
Ali Özgündüz Binnaz
Toprak Haydar
Akar
İstanbul İstanbul Kocaeli
Fatma Nur Serter Aytun
Çıray Atilla
Kart
İstanbul İzmir Konya
(CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Hadi
bakalım, Sayın Bakan, katıl hadi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hadi
bakalım, katılın.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Daha
neler gelecek, daha ne maddeler
ENGİN ALTAY (Sinop) Yarın
tutanakla birlikte bunları yayınlayacağız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Katılın bakalım.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 16. Maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet
Erdoğan Ahmet
Duran Bulut
Osmaniye Muğla Balıkesir
Durmuşali Torlak S.
Nevzat Korkmaz
İstanbul Isparta
Anayasamızın
2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin niteliklerinden "insan
haklarına saygılı devlet", "demokratik devlet" ve
"hukuk devleti" ilkelerine açıkça aykırılık
teşkil etmektedir. Aynı zamanda bu Tasarı temel hak ve
özgürlükler açısından geri dönülmesi ve telafisi imkânsız
zararlara yol açacak bir nitelik taşımaktadır.
Anayasamızın
5. maddesinde düzenlenen "Devletin temel amaç ve görevleri"
arasında sayılan kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini korumak
ayrıca hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayan her türlü
engeli kaldırmak devlete yüklenmiş ödevlerdendir.
Egemenliğin
kayıtsız şartsız Millete ait olduğunu hüküm
altına alan Anayasamıza göre; "hiç kimsenin veya organın
kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi
kullanmayacağı" ve "yargı yetkisinin Türk Milleti
adına bağımsız mahkemelerce kullanılması"
esastır. Tasarı bu haliyle "Millet Egemenliği" ve "yargı
bağımsızlığına" aykırıdır.
Bu
Tasarı ile Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen "eşitlik
ilkesi" ihlal edilmekte, "temel hak ve hürriyetler" ancak
kanunla sınırlanabilecekken ve bu sınırlamalar
anayasanın sözüne ve ruhuna aykırılık teşkil
edemeyecekken bu ilkeler hiçe sayılmaktadır. İdari
makamların anayasada belirtilen sınırlar aşılarak
yargı organlarınca alınması gereken kararları alma ve
bunları doğrudan uygulama yetkisine sahip olmaları
Anayasanın 123. maddesinde belirtilen "idarenin kanuniliği"
ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
Anayasamızın
19. maddesinde belirtilen "kişi hürriyeti ve güvenliği"
kapsamında hâkim kararı olmaksızın yapılamayacak
iş ve işlemlerin idari makamlara verilmesi hukuk devleti
açısından kabul edilemez. Yargılama öncesinde "özel
hayatın gizliliği", "konut
dokunulmazlığı" ve "kişisel verilerin
korunması" hükümlerinin ihlal edilmesi de anayasa alenen
aykırıdır.
16.
madddenin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yanlış okudunuz burada. Burada en başta
tasarı metninden çıkartılması diye okudunuz, bu metin
yoktu, burada o metin yoktu. Dolayısıyla, yeniden okunması
lazım.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Okla devam ettirdiniz ve okudunuz.
BAŞKAN
Sayın Vural, burada bir ok var, o ok alt paragrafı gösteriyor, onu
okudu.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, efendim, burayı sildik biz, tasarı
metninden çıkartılması silindi.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Tasarı metninden çıkarılması iki sefer talep edildi
Sayın Başkan hem burada hem aşağıda.
OKTAY
VURAL (İzmir) İşte, öyle değil.
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesidir, öncelikle işleme alacağım.
Buyurun.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -TORBA- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
16 ıncı maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Abdullah Levent Tüzel Erol
Dora Hüsamettin
Zenderlioğlu
İstanbul Mardin Bitlis
Demir
Çelik
Muş
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Sayın Nazmi Gür konuşacak.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
NAZMİ GÜR (Van) Bu İç
Tüzük ne işe yarıyor ki? Bilmiyorum ben, taşıyorum.
BAŞKAN Nasıl uygun
görürseniz.
NAZMİ GÜR (Van) Yani işe
yaramıyor gerçekten.
Günaydın herkese.
Sayın
Başkan
Aslında Sayın Başkan da diyerek hitap etmemek
lazım. Bilmiyorum yani gerçekten, saat yedi, insanın içinden
konuşmak da gelmiyor böyle bir durumda. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Konuşma o zaman.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Ama şunu söylemekte fayda var: Sayın Başkan,
hukukçu olduğunuzu söylediniz ama gerçekten, hukuk tanımayan, Anayasa
tanımayan, bu İç Tüzükü tanımayan, hiçe sayan, bu Meclisin
bütün teamüllerini hiçe sayan tutumunuzu, sizin ve AKPnin tutumunu protesto
ediyorum ve kınıyorum. Neden hukuk tanımayan? Çünkü Sayın
Başkan, siz bir hukukçusunuz. Bu kürsüde sık sık hukukçu
olduğunuzu dile getiriyorsunuz ve gerçekten güler yüzünüzle, insanî
yaklaşımlarınızla, zaman zaman herkesi okşayacak tarzdaki
konuşmalarınızla bizden saygıyı hak ediyordunuz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) O geride kaldı, dünde kaldı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) O darbeden önceydi. 21 Şubat darbesinden önceydi
o.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) O darbeden önceydi. 21 Şubat Başkanlık
Divanı darbesi oldu.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gür.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Ama ne zaman ki bu Meclis darbesine tarafsız olmak zorunda
olmanıza rağmen taraf oldunuz, o zaman bizim de
saygımızı kaybettiniz. Yani bir hukukçu olarak, bir kadın
olarak
Gerçekten bu konuda söylenecek bir şey bulamıyorum.
Şu
Anayasayı hiçe sayıyorsunuz. Nasıl olsa talimatı
almışsınız. Öyle ya şimdi 400le geleceksiniz, böyle
bir Anayasanın, beş general tarafından yazılan bir
anayasanın geçerliliği sizin açınızdan yok, niye olsun ki?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Rüyalarında görürler, rüyalarında.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) 274ü bulsunlar da...
NAZMİ
GÜR (Devamla) - İlga etmişsiniz Anayasayı, uymuyorsunuz
Anayasaya. Niye uyasınız ki nasıl olsa yenisini
yazacaksınız, kendinize uygun, yenisini yazacaksınız.
Şimdiden uymamazlık ediyorsunuz bu Anayasaya. Anayasayı
tanımıyorsunuz ve Anayasanın amir hükümlerini açıkça
çiğniyorsunuz.
İç
Tüzük, bütün bu Meclisteki yasama faaliyetlerini, tek tek her milletvekilini,
bütün parti gruplarını ve özellikle bu Meclis kürsüsünü tarafsız
biçimde yöneteceğine söz veren Meclis Başkanı olmak üzere, bütün
Meclis başkan vekillerini bağlıyor değil mi Başkan? Bu
sizi bağlıyor, bununla gitmek zorundasınız. Ben
istediğimi yaparım, ben sizi duymam. Burada milletvekillerini
aşağılayarak, dalga geçerek...
BAŞKAN
Estağfurullah.
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Kendini aşağılıyor, kendini.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Yarın tutanakları bir oku da kendini gör.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Gerçekten böyle yapıyorsunuz.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Tarih yazacak, tarih.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Bizim de haklarımız var hem size karşı hem
Hükûmete karşı hem de AKP Grubuna karşı. Biz, bu hak, hukuk
mücadelesini bütün gücümüzle, cesaretimizle sonuna kadar sürdüreceğiz.
Geçirebilirsiniz,
gerçekten geçirebilirsiniz; bu tasarıyı, bu ülkeye faşizm getirecek
bu tasarıyı, bu ülkeyi uçuruma götürecek bir tasarıyı
geçirebilirsiniz, parmak sayısıyla geçirebilirsiniz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Kendileri uçuruma gidecek.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Ama, değerli arkadaşlar, bak,
beğenmediğiniz bu Kenan Evren Anayasasında ne yazıyor
biliyor musunuz? Angarya yasaktır, işkence yasaktır. diyor.
Hem angaryayı size yaptırıyorlar, siz de
hırsınızı muhalefetten çıkarıyorsunuz ama biz çok
sabırlıyız, emin olun çok sabırlıyız, bekleriz,
sonuna kadar da bekleriz. Sizden daha güçlüyüz biz, bunu bilin. Bizim gücümüz
sayıyla değil. Biz gerçekten parmak otomatı değiliz, böyle
parmak kaldırıp indirmiyoruz.
Değerli
arkadaşlar, siz bu halka karşı sorumlusunuz, siz tarihe
karşı sorumlusunuz, siz topluma karşı sorumlusunuz.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) O yüzden kanun çıkarmaya
çalışıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Can, lütfen...
NAZMİ
GÜR (Devamla) Faşizmi dayatarak, ülkede demokrasiyi rafa kaldırarak
bu ülkede bir yere varamazsınız, gerçekten varamazsınız. Bu
ülkenin itibarını yok ediyorsunuz, farkında değil misiniz?
Kıytırık
da olsa bir demokrasimiz var, küçük de olsa bir demokrasimiz var;
geliştirmemiz gereken, radikal bir biçimde reformlar yapmamız gereken
bir demokrasimiz var, onu da yok ediyorsunuz çünkü biz biliyoruz, AKP demokrat
değil, demokrasiden anlamıyor, demokrasiyle hiç ilgisi yok,
alakası yok.
Bu
Meclisin teamüllerini de yerle bir ettiniz. Ben eminim ki, bu Meclisin güzel
gelenekleri var. Bu kürsüde, biliyoruz ki, kan da döküldü, kafa da
kırıldı. Ben önceki dönemleri hatırlatarak söylüyorum,
burada, bir milletvekilinin Meclis içinde öldüğünü hepiniz biliyorsunuz.
Benden çok daha yaşlılar var.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hepsi senden yaşlı!
NAZMİ
GÜR (Devamla) Bu Mecliste belki o dönemde bulunan
arkadaşlarımız var. Bu kürsüde aşağı doğru
15 merdiven giden bir arkadaşımızı gördük.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Biraz önce de o korkuyu yaşadım, biraz önce de
aynı korkuyu yaşadım, aynı korkuyu yaşadık. Bu
kötülüğü bu ülkeye yapmaya hakkınız yok. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı mı?
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Sayın Vural karar yeter sayısı istedi. Yoklamaya geçiyoruz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, yoklama daha ağır olduğu için onu
tercih edelim.
BAŞKAN
Peki, yoklamaya geçelim.
Sayın
Özel, Sayın Öztürk, Sayın Develi, Sayın Acar, Sayın Serter,
Sayın Öner, Sayın Özgündüz, Sayın Öz, Sayın Balbay,
Sayın Demiröz, Sayın Aksünger, Sayın Tanal, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Günaydın, Sayın Haberal, Sayın
Türeli, Sayın Aldan, Sayın Erdemir, Sayın Kaleli, Sayın
Toprak.
Bir
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 16.
Maddesi Anayasamızın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin
niteliklerinden "insan haklarına saygılı devlet",
"demokratik devlet" ve "hukuk devleti" ilkelerine
açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Aynı zamanda
bu Tasarı temel hak ve özgürlükler açısından geri dönülmesi ve
telafisi imkânsız zararlara yol açacak bir nitelik
taşımaktadır.
Anayasamızın
5. maddesinde düzenlenen "Devletin temel amaç ve görevleri"
arasında sayılan kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini
korumak ayrıca hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayan
her türlü engeli kaldırmak devlete yüklenmiş ödevlerdendir.
Egemenliğin
kayıtsız şartsız Millete ait olduğunu hüküm
altına alan Anayasamıza göre; "hiç kimsenin veya organın
kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi
kullanmayacağı" ve "yargı yetkisinin Türk Milleti
adına bağımsız mahkemelerce kullanılması"
esastır. Tasarı bu haliyle "Millet Egemenliği" ve
"yargı bağımsızlığına"
aykırıdır.
Bu
Tasarı ile Anayasanın 10. Maddesinde belirtilen "eşitlik
ilkesi" ihlal edilmekte, "temel hak ve hürriyetler" ancak
kanunla sınırlanabilecekken ve bu sınırlamalar
anayasanın sözüne ve ruhuna aykırılık teşkil
edemeyecekken bu ilkeler hiçe sayılmaktadır. İdari
makamların anayasada belirtilen sınırlar aşılarak
yargı organlarınca alınması gereken kararları alma ve
bunları doğrudan uygulama yetkisine sahip olmaları
Anayasanın 123. maddesinde belirtilen "idarenin kanuniliği"
ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.
Anayasamızın
19. maddesinde belirtilen "kişi hürriyeti ve güvenliği"
kapsamında hâkim kararı olmaksızın yapılamayacak
iş ve işlemlerin idari makamlara verilmesi hukuk devleti
açısından kabul edilemez. Yargılama öncesinde "özel
hayatın gizliliği", "konut dokunulmazlığı"
ve "kişisel verilerin korunması" hükümlerinin ihlal
edilmesi de anayasaya alenen aykırıdır. 16. maddenin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Ortaklarınıza gelince söz veriyorsunuz,
bize gelince böyle hülle yapıyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet, beraber çalışıyorlar.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Salt çoğunluğumuz
var, katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, duymuyorum.
Sayın
Hükûmet
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Sayın Başkan, duymayacak bir şey
yok. Ortaklarına gelince söz veriyorlar, bize gelince hülle
yapıyorlar.
BAŞKAN
Gürültü yapıyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Katılıyorsunuz.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Muvazaalı Bakan, muvazaalı.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yapılan işlem muvazaalı, muvazaa yapıyor.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı mı, yoklama mı istiyorsunuz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Söz talebim var efendim.
BAŞKAN
Yok, yoklamayı yapayım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Efendim, muvazaa var işlemde, önce onu bir
konuşalım.
BAŞKAN
- Yoklama veya karar yeter sayısı isteyen? Yok.
RECEP
ÖZEL (Isparta) İstemiyorlar efendim, istemiyorlar.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yoklama istiyoruz, yoklama.
BAŞKAN
- Yoklama mı istiyorsunuz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet.
RECEP
ÖZEL (Isparta) İstemiyorlar, zorlamasın. Zorla yoklama istetiyoruz.
BAŞKAN
- Müsaade edin, her maddede benim size bunu hatırlatmak gibi Tüzükten
gelen bir sorumluluğum yok. Siz de, herkes de buna uygun davransın o
zaman.
III.-
YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
BAŞKAN
Sayın Vural, Sayın Türkoğlu, Sayın Erdoğan,
Sayın Dedeoğlu, Sayın Yılmaz, Sayın Yılmaz,
Sayın Çınar, Sayın İrbeç, Sayın Işık, Sayın
Korkmaz, Sayın Kalaycı, Sayın Öz, Sayın Akçay, Sayın
Bal, Sayın Günal, Sayın Kutluata, Sayın Torlak, Sayın
Özensoy, Sayın Halaman, Sayın Bulut.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
Vural, bir şey mi söyleyecektiniz?
Buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, Komisyon sıralarında
bulunan AKP milletvekilleri, HDPnin önergelerine katılmamak suretiyle
onlara konuşma hakkı tanıyıp Milliyetçi Hareket Partisinin
önergelerine katılarak onun söz hakkını kesmek amacıyla
beraber, birlikte çalıştıklarını, iradenin beraber,
birlikte oluştuğunu göstermişlerdir.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Millet görüyor, millet görüyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) AKP-HDP koalisyonunun, iş birliğinin bir
eseridir bu.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Teşekkür
ederim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, grubumuza açıktan sataşma
var.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hiç de sataşmadı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sen mi yönetiyorsun?
BAŞKAN
- Sayın Vural yerinden konuştu, size de vereceğim ve sürenizi de
kesmeyeceğim Sayın Baluken, lütfen, siz de buyurun yerinizden
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, yerimden değil, açıktan sataşma
var yani. Komisyon HDPye...
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sataşmanın yerindesi mi olur?
BAŞKAN
Yerinden sataştı, kürsüden sataşmadı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, partimizi zan altında bırakıyor.
Bizim böyle bir komisyonla herhangi bir işimiz yok.
BAŞKAN
- Şimdi İç Tüzükü uyguluyoruz arkadaşlar.
Sayın
Baluken, buyurun, size iki dakika veriyorum.
Acaba
bu, İç Tüzükün neresinde yazıyor, onu da sonra sormak isterim size.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sataşma, İç Tüzükün her tarafında
yazıyor. Meclis Başkan Vekili İç Tüzükü okur yani.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Okuyun, okuyun Sayın Başkan.
BAŞKAN
- O İç Tüzükte size ne zaman söz vereceğim hakkı da bana
tanınmış vaziyette ama tabii, size gelince İç Tüzük
uygulanıyor, bana gelince uygulanmıyor.
Peki,
buyurun.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
24.- Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sadece Türkiye Büyük Millet Meclisinde değil, dünyadaki
parlamentoların hiçbir tanesinde böyle bir çalışma tarzı ve
böyle bir yönetim tarzı olamaz. (Gürültüler) Bu İç Tüzükü hiçe
sayarak burada kendi keyfine göre söz verip vermeme, sataşma olup olmama
durumunu siz takdir edemezsiniz. Eğer sataşma varsa söz verirsiniz,
sataşma yoksa da onun izahatını yaparsınız. Burada Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına konuşan Grup Başkan Vekili açık
bir şekilde partimizi zan altında bırakıyor. Tam tersine,
aslında Komisyon gerek MHPnin gerek CHPnin önergelerine katılarak
HDPnin karşısında bir millî cephenin teşekkül
ettiğini açık bir şekilde ortaya koyuyor. (Gürültüler) AKP-
CHP-MHP ittifakı HDPye rağmen bu yasa tasarısını
çıkarmak istiyor ama biz İç Tüzükten gelen bütün
haklarımızı kullanarak, burada sizi teşhir ederek
getirmiş olduğunuz bu antidemokratik yasanın can
kayıplarına mal olmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız
çünkü bu yasa tasarısı hukuk devletini tamamen ortadan
kaldırıyor, bir polis devleti, bir faşizm
arayışı, bir diktatörlük rejimine doğru bu ülkeyi götürmek
istiyor. Bu ülkede çocuklar öleceğine, HDP Grubunun milletvekilleri
burada, hepimizin cesetlerini bu Meclisten çıkarabilirsiniz. Hiçbir
tereddüdünüz olmasın, sonuna kadar biz bu yasa tasarısına
karşı Halkların Demokratik Partisi olarak direneceğiz.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Altay, size söz vereceğim yalnız bütün Genel Kurula
şunu hatırlatmak istiyorum: 69uncu maddeye göre sayın
milletvekilleri açıklama talebinde bulunabilir, sataşma nedeniyle
talepte bulunabilir. Açıklama ve cevaplar için Başkan aynı
oturum içinde olmak üzere söz verme zamanını takdir eder.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Direnirlerse?
BAŞKAN
Bu suretle söz almak isteyen, ne sebepten dolayı konuşmak
istediğini Başkana bildirir. Başkan söz verip vermemek
gerektiğini takdir eder.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Direnirlerse?
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yerinde verip vermeyeceği nerede
yazılı?
BAŞKAN
Başkanlıkça kendisine söz verilmeyen kimse direnirse Genel Kurul bu
konuda görüşmesiz ve işaret oyuyla karar verir.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Dalga geçin bakayım milletin iradesiyle.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hayır, Yerinde veriyorum. diyordun, nerede
yazıyor?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Şükür ki bu İç Tüzükü bir okuttuk size,
şükür ki sayemizde İç Tüzükü okuma zahmetine katlandınız.
Zaten okusanız da bir şey değişmiyor ama şükür ki
sayemizde bunu bir okuyorsunuz.
BAŞKAN
Bir direnme filan yapmadı, söz verdim kendisine. Bir de İç Tüzükü
uygulamamakla suçlandım. Takdir kamuoyunun.
Buyurun
Sayın Altay, sizi dinliyorum.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, Halkların Demokratik Partisinin
Sayın Grup Başkan Vekili yaklaşan seçimler
dolayısıyla
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ENGİN
ALTAY (Sinop) Baştan alayım o zaman.
BAŞKAN
Tamam, alın.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bu gürültü oldukça baştan alacağım.
BAŞKAN
Tamam, ben duydum ama olsun.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Halkların Demokratik Partisinin Sayın Grup
Başkan Vekili İdris Baluken, yaklaşan genel seçimler öncesi
AKP-CHP-MHP ittifakı algısı yaratmaya çalışmak
suretiyle güya partimizi hem zan altında bırakmak hem de seçimlere
giderken zayıf düşürmek, istemek suretiyle partimize
sataşmıştır, cevap hakkı doğmuştur. Böyle
bir ittifakın olmadığına dair hem Genel Kurulu hem
kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı hasıl olmuştur. Yüksek takdirlerinizle
söz talep ediyorum.
BAŞKAN
Takdir ettim, buyurun, iki dakika. (CHP sıralarından
alkışlar)
25.- Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Bingöl Milletvekili
İdris Balukenin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
ENGİN
ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; şunu keşke yanımda
getirseydim, Kanunlar güzel bir İç Tüzük şeyi
hazırlamış gerekçeleri, tarihçesiyle birlikte. Arkada da
-bakın, çevirin onu, arkasında- burada en çok geçen çeşitli
kavramlar var, bir tanesi de sataşmadır, orada var. Tabii,
sataşma Parlamentoda bir ritüeldir, olur, yapılır,
yapılması da gerekir ama tabii, yerinden taciz şeklinde
olmaması lazım, bir. İkincisi, biraz somut bir şeye
dayanması lazım.
Sayın
Balukenin MHP Grup Başkan Vekilinin kendilerine yönelik ithamından
sonra bizi -Allah esirgesin- sizinle aynı kefeye koyması bizim için
büyük hakarettir. Bize yapılabilecek en büyük hakaret odur. (CHP
sıralarından alkışlar)
Biz
on iki yıldır sizinle mücadele ediyoruz. Zaman zaman sizin
getirdiğiniz bizce olumsuz bir kanun tasarısı ya da teklifinde
Milliyetçi Hareket Partisi size omuz vermiştir, çok örneği var bunun.
Zaman zaman da Halkların Demokratik Partisinin size kısmi ya da
dolaylı omuz verdiğine şahit olmuşuzdur ama Sayın
Baluken AKP-MHP desen biraz anlarım da, yani AKP-CHP hiç
yakışmadı.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Bu da olmadı Sayın Altay, bu da olmadı, Allah
göstermesin.
ENGİN
ALTAY (Devamla) - Bu, bize yapılabilecek en büyük hakaret, bunu size
misliyle iade ediyorum. Bir aynaya bakın, zaman zaman AKPyle iş
birliği yaptığınıza dair çok örnek görürsünüz,
kendinize yakıştırıyorsanız yapmaya devam edin.
Nitekim,
MHPnin de AKPyle, bizce kamu yararına olmayan, milletimizin menfaatine
olmayan, demokrasiye ve hukuka aykırı birçok konuda Milliyetçi
Hareket Partisinin de sizinle omuz omuza yürüdüğü günleri ben
hatırlıyorum. Bir daha bizi AKPyle yan yana koymayın.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Size ikinci olacak, önce Sayın Naci Bostancıya söz vereyim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hocam, orada mıydınız siz ya?
Özlemiştik sizi.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Bostancı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Biraz uykunuzu aldınız herhâlde Hocam.
BAŞKAN
- Özür dilerim, nedir talebiniz?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan AK PARTİ ile CHPyi
aynı kefeye koymak bize hakarettir. dedi.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Evet.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Vural, vereceğim söz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Eğer, bizi övmek için söylediyse benim
diyeceğim bir şey yok ama bize hakaret kastıyla söylediyse -ki
öyle söyledi- söz istiyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın İdris Balukenin sataşmasıyla
ilgili Engin Altay Beye söz verdiniz, bize de vereceksiniz.
BAŞKAN
Tamam, vereceğim ama şimdi Sayın Bostancıya veriyorum,
sonra da size vereceğim, lütfen.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) O sonra, o sonra, onunki sonra.
BAŞKAN
- Bu var mı İç Tüzükün herhangi bir yerinde?
Sayın
Bostancı, tekrar, yeniden alın, duymadım gürültüden.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Efendim, bostan büyütür gibi polemik büyütüyor, hiç ona
söylenen bir şey yok.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Efendim, Sayın Engin Bey, AK PARTİ ile
CHPnin aynı kefeye konulması bizim için bir hakarettir. dedi.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Evet.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Evet, bu, tersinden bize hakarettir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Durumumuzu tespit ediyoruz arkadaş, durum tespiti bu
bizim. Kendi iç dünyamızı paylaştık samimiyetle yani, Allah
Allah.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bunun neresi sataşma Sayın Başkan, bunun
neresi sataşma? Bu sataşma değil ki.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bunun neresi sataşma Sayın Başkan?
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
26.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın, Sinop
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Değerli arkadaşlar, Meclis içinde
siyasi partilerin burada müzakereleri yürütürken görüşmeleri,
anlaşmaya çalışmaları,
anlaşmazlıklarını ortaya koymaları normaldir. Hepimiz
aynı zeminde ortak bir şekilde bu müzakereleri yürütüyoruz.
Şununla görüştüm, bununla görüştün. gibi değerlendirmelerin
burada bir kıymeti yok.
İttifak
meselesine gelince, AK PARTİnin herhangi bir siyasi partiyle ittifak
etmeye ne gereği var ne ihtiyacı var. AK PARTİnin ittifak
ettiği tek kesim millettir. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Ancak, bu yasa görüşülürken HDPnin, MHPnin
ve CHPnin ortak bir parolası vardı.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) HAS PARTİ nerede, HAS PARTİ? Demokrat Parti
İhtiyaç yoksa onları niye yuttunuz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Onlar parti değil miydi?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Böyle altını çize çize söyledikleri
ortak bir parola: Bu yasa geçmeyecek. (CHP sıralarından
alkışlar[!]) Üçünün söylediği.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Doğru.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) - Arkadaşlar, ortak parolalar
ittifakların ortak sembolüdür. Onlar bu yasanın geçmemesi için
ittifak etmişlerdir.
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Çünkü biz demokratız.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) - HDPliler burada oturdu, MHPliler kürsüyü
işgal etmeye kalktı, Engin Bey de kürsüye yürüdü, kapıdan girdi,
orada durdu. Hepsinin de kastı İç Tüzük derken, yasa derken,
Anayasa derken, tamamen keyfî bir yorumla, gerektiğinde mutlak surette
şu görüşmeleri durdurmak için her türlü yola ve yönteme
başvurmak üzere fiilî durum yarattılar.
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Naci Bey, biz sizi de, sizin demokrasinizi de
koruyoruz.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün 14.00te
başladık görüşmelere, gece bir olduğunda 1 madde
görüşebilmiştik.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) O dündü, dün.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Zaman kavramını da yitirdin.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Meclis böyle bir durum görmedi.
Takdir
milletimizindir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Sizi engellemek hakkımız.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bostancı.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Vural
OKTAY
VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, önce Sayın Baluken
konuştu. Sayın Baluken, CHP ile bize sataştı, siz CHPye
söz verdiniz. CHPnin konuşmasından sonra oraya söz verdiniz. Ben,
Sayın Balukenin sataşmasından dolayı, bir o konuda
sataşmadan dolayı söz talebim var. İkincisi, Sayın Engin
Altaya; bir de Naci Bostancı Paranoya, paranoyak diye söyledi.
Dolayısıyla, bu konularda söz talebim var. Seyfettin Yılmaz
konuşacak.
ENGİN
ALTAY (Sinop) 3 defa.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Parola dedim ben.
BAŞKAN
Önce hangisini yapacaksınız?
OKTAY
VURAL (İzmir) - Önce Sayın Baluken.
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika.
Bir
de gerekçesini öğrenseydim.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Söylemiştim.
BAŞKAN
Ne dedi? Hakaret etti. dedi.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Parola dedim, parola.
BAŞKAN
- Buyurun, süreniz iki dakikadır.
27.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz'ın, Bingöl
Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün AK
PARTİ Grubunun ve Meclis Başkan Vekilinin tutumu siyasi nezakete
uymamıştır, onu bir kere öncelikle ifade edeyim. Bugün
Milliyetçi Hareket Partisinin saat 10.30da grup toplantısı var.
Türkiye'nin birçok yerinden, başta seçim bölgem Adana olmak üzere 70 tane
il yönetim kurulu üyesi Mersinden, Antalyadan Türkiye'nin çeşitli
yerlerinden geliyor. Bu bir siyasi nezaketsizlik olmuştur, buna saygı
gösterilmesi gerekirken buna saygı gösterilmemiştir.
İkincisi,
şunu ifade edeyim: Bizim AKPyle, HDP'yle, CHP'yle ittifakımız
olmamıştır, bu noktada kırk yedi yıldır
rüştünü ispat eden bir partiyiz ama HDP'nin grup başkan vekili burada
siz bunları konuşurken Siz ne konuşuyorsunuz, sizin
ağababalarınız bizimle konuşuyor, bizimle anlaşma
yapıyor, bizimle pazarlık yapıyor. derken neredeydiniz siz?
HALİL
ÜRÜN (Afyonkarahisar) Buradayız, buradayız.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - PKKyla pazarlık yapan, İmralıyla
pazarlık yapan sizlersiniz ve bunu da çıkıp milletin gözünün
içine baka baka Evet, biz PKKyla da görüşüyoruz, İmralıyla da
görüşüyoruz, İmralı çözümün bir parçasıdır. diyen
sizlersiniz. Ama Makyavelist bir anlayışla, çok açık söylüyorum,
Makyavelist bir anlayışla her seçim döneminde geçen dönemde de
aynısını yaptınız, bu dönemde de
aynısını yaptınız- milliyetçi oyları yeniden
kendi bünyenize çekmek için dün kol kola yürüdüğünüz PKKyla, görüştüğünüz
HDP'yle
Daha
geçen gün HDP'li milletvekilleri Yalçın Akdoğanla,
İçişleri Bakanıyla, diğer bakanlarla görüşmedi mi?
Bugün Cumhurbaşkanı çıkıyor
Yok efendim, biz onlarla,
teröristlerle görüşmeyiz, teröristlerin uzantılarıyla
görüşmeyiz. diyen sizlersiniz. Ama bizim Genel
Başkanımızın ve bizim bir tane açıklamamızı
gösteremezsiniz bu noktada.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Ama sizin yüzlerce açıklamanız var, yüzlerce
açıklamanız var. Siyasi, fikrî namusun olması lazım, fikrî
namusun. Fikri namusunuz olmazsa burada
BAŞKAN
Süreniz bitti.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) -
ne konuşursanız konuşun bir mana ifade
etmez. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İkinci sataşma
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Mehmet Günal konuşacak.
BAŞKAN
Kim, kim?
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Engin Altay sataştı.
BAŞKAN
Tamam. Şimdi birbirimize sataşma dönemindeyiz.
İki
dakika söz veriyorum.
Buyurun.
28.- Antalya Milletvekili Mehmet Günal'ın, Sinop Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Altay söyledi, Allah yazdıysa bozsun, öyle bir şeyi yani bizim hiçbir
şekilde
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Sayın Başkan, servisleri geldi, bu
çocukları okula gönderin. Anaokulu çocuğu gibi birbirlerine
sataşıyorlar. Ana okulu çocuğu bunlar, haydi okulunuza,
servisiniz geldi çocuklar.
MEHMET
GÜNAL (Devamla) -
onlarla bir işimiz olmaz. Yani hele hele böyle bir
millî koalisyon, bilmem ne, yani bunların millî bir tarafını ben
görmüyorum. Daha yeni Süleyman Şah Türbesini eğer orada
bırakıp geliyorsanız bu nasıl bir iş ben
anlamadım, nasıl bir millîlik.
Sayın
Bakan, burada hepimiz söyledik, Sayın Altay da söyledi, Sayın Vural
da söyledi; bu haber çıktığı zaman Sayın Bakan burada
nöbetteydi Yok. dedi, kendisine sordum, tutanaklar burada Sayın Bakan,
ispat olursa istifa edecek misin? dedim, oturuyor, bir şey yok. Ya, bu
nasıl millîlik? İlk defa toprakları bırakıp
gidiyorsunuz, yani böyle bir şey olabilir mi? Bilemiyorum, bir dil
sürçmesidir inşallah diye düşünüyorum, belki bir dahakinde Sayın
Altay düzeltir.
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Cumhurbaşkanlığında ne oldu?
MEHMET
GÜNAL (Devamla) - Böyle bir şey, Osloda, Haburda bu yaşanan
rezaletlerin müsebbipleriyle, terörle müzakere eden bir partiyle bizim hiçbir
şekilde ortaklığımız olamaz. Burada 4 tane bakanı
parmak sayısıyla aklayan, demokratik olmayan bir yöntemle herkesi
baskı altında tutan birisi ile milliyetçilik ve demokrasiyi ikiz
kardeş gören bir partinin mensubu olarak
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Vay, vay, vay; demokratlara bak!
MEHMET
GÜNAL (Devamla) -
bizim burada sizlerle o konuda, hele hele bu
yapmış olduğunuz antidemokratik uygulamaları görünce sözde
ileri demokrasinizin ne olduğunu görmüş olduk. Sizin demokraside
iktidardan başka kimse yok, sizden başka kimse yok, sizin
aldığınız oyun dışındaki
vatandaşların oyu geçersiz oluyor, maalesef böyle oluyor.
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Cumhurbaşkanlığında kiminle ittifak
ettiniz?
MEHMET
GÜNAL (Devamla) - Onun için, bizim burada, Sayın Altayın
söylediği gibi, hiçbir şekilde bir şeyimiz yoktur ama biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak kırk yıl da bir de olsa iktidar da
doğruyu söylese ona itirazımız olmaz. Bizim söylediğimiz
noktaya gelirlerse memnun oluruz, onun için uyarıyoruz. Ama bizim
ilkelerimiz bellidir, o ilkelere uyulmadığı için bizim sizlerle
hiçbir işimiz olmaz diyorum, Sayın Altaydan da bunu düzeltmesini
talep ediyorum.
BAŞKAN
Sonuncusu Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Erkan Akçay efendim.
BAŞKAN
Siz kime cevap vereceksiniz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, Sayın Bostancı, CHP-AKP-HDP
BAŞKAN
Neyse, tamam, peki, Tüzük uyguluyoruz ya.
Buyurun
Sayın Akçay. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın
milletvekilleri, Tüzük uyguluyorum, bir dakika.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Sayın Başkanım, bunun sonu gelir mi?
BAŞKAN
Bakacağız.
29.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
muhaverenin, bu diyalogların sonu gelir mi gelmez mi, bilmiyorum.
Yalnız, biz, size, Milliyetçi Hareket Partisinin politikalarını,
ilkelerini siz öğrenene ve anlayana kadar anlatmaktan
bıkmayacağız değerli arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Millete anlat, millete!
ERKAN
AKÇAY (Devamla) Zaten size anlatmak, yani Genel Kurula anlatmak, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde millete anlatmak demektir ve biz millete
anlatıyoruz bunu, tamam mı? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Sizin
yanar döner politikalarınızı, bugün dediğinizi yarın
yalanlayan, ilkesiz, samimiyetsiz politikalarınızı bu millet
artık gördü
RECEP
ÖZEL (Isparta) Gördü de oy ne oldu?
ERKAN
AKÇAY (Devamla) Şimdi, sen oyu da göreceksin 7 Haziranda, tamam mı?
Öyle algı operasyonlarıyla milleti 1 defa, 2 defa, 3 defa
aldatırsın.
RECEP
ÖZEL (Isparta) 9 defa, 9!
ERKAN
AKÇAY (Devamla) Şimdi, bunun neticesini göreceksiniz.
Bakın,
siz, PKKyla iş birliği yapan bir iktidarsınız.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Yok canım! Allah Allah!
ERKAN
AKÇAY (Devamla) Evet, çünkü bir zamanlar sizin liderleriniz Bizim PKKyla
görüştüğümüzü iddia eden ve ispat edemeyen şerefsizdir.
dediler; birkaç ay geçti geçmedi, şimdi, yöneticileriniz,
bakanlarınız PKKyla görüşmenin faziletlerini anlatmaya çalışıyor.
Bu bir çelişkidir, bu bir tutarsızlıktır, bu bir
yalancılıktır.
Bizim
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bir çizgimiz, programımız ve
politikamız var, kırk altı yıldır bunu uygularız.
Bizim hiçbir kompleksimiz yok. Milletimiz ve ülkemiz için yararlı
gördüğümüz her politikayı geliştiririz, evetse evet deriz,
yararlı görülürse
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN
AKÇAY (Devamla)
bunu kabul ederiz, ama ülkemiz adına bu kanunda, bu
güvenlik paketinde de olduğu gibi
BAŞKAN
Süreniz bitti Sayın Akçay.
ERKAN
AKÇAY (Devamla)
zararlı, faydasız gördüklerimize hayır,
faydalı gördüklerimize evet deriz çünkü biz ilkeli ve sorumlu bir
partiyiz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Neresi zararlı?
BAŞKAN
Sayın Akçay, süreniz bitti.
ERKAN
AKÇAY (Devamla) Sizin gibi böyle çıkarcı, yanar döner, bugün
dediğini yarın yalanlayan
BAŞKAN
Sayın Akçay
ERKAN
AKÇAY (Devamla)
inkâr eden bir parti değiliz.
Hepinize
saygılar. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Baluken
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, demin kürsüden
yaptığım konuşma üzerine, İç Tüzükün 69uncu
maddesine dayanarak Cumhuriyet Halk Partisi adına söz alan Sayın Grup
Başkan Vekili
ENGİN
ALTAY (Sinop) Hangimiz?
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sinop Milletvekili Sayın Engin Altay, HDPnin Genel
Kuruldaki yasa tasarılarının görüşmeleri
sırasında, zaman zaman kısmen, zaman zaman da tamamen AKPyle
birlikte, iş birliği içerisinde hareket ettiğini söylemek suretiyle
grubumuza açıktan bir sataşmada bulunmuştur; bu bir.
İkincisi:
Yine İç Tüzükün 69uncu maddesine göre sataşmadan dolayı söz
alan AK PARTİ Grup Başkan Vekili Sayın Naci Bostancı da
yapmış olduğu konuşma sırasında, kürsüden,
Cumhuriyet Halk Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisinin ve Halkların
Demokratik Partisinin burada bu yasa tasarısına karşı bir
ittifak içerisinde hareket ettiğini söylemek suretiyle yine partimize bir
sataşmada bulunmuştur; bu iki.
Üçüncüsü:
Milliyetçi Hareket Partisi adına konuşan, İç Tüzükün 69uncu
maddesi gereğince sataşmadan dolayı söz alan Adana Milletvekili
Sayın Seyfettin Yılmaz da konuşması sırasında,
Halkların Demokratik Partisini kastederek ve grubumuza doğru dönerek
grubumuzdan teröristler diye söz etmiştir.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Dönmedi ya, dönmedi, bu tarafa dönmedi.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Dolayısıyla, hem bir sataşma hem
ağır bir hakaret söz konusudur. Bütün bu, 69uncu maddeye göre
çıkıp sataşmadan söz alan sayın hatipler grubumuza
sataşmıştır. Dolayısıyla, biz de ayrı
ayrı olarak İç Tüzük 69a göre kürsüden bir cevap vermek istiyoruz.
BAŞKAN
On beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 07.28
ON
YEDİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 07.41
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On Yedinci Oturumunu açıyorum.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
- 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon?
Burada.
Hükûmet?
Burada.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce sataşmalarla ilgili olarak, bizim söz
haklarımızla ilgili olarak başlatılan bir süreç vardı.
Onu tamamlamanızı
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Başlatılmış bir iş var. Vereceğim.
demiştiniz.
BAŞKAN
Şimdi, şöyle bir şey söyleyelim: Siz dâhil olmak üzere bütün
milletvekili arkadaşlarım çok doğru bir tespitle Genel Kurulun
Anayasaya ve Tüzüklere uygun bir şekilde yönetilmesini istiyorsunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Evet.
BAŞKAN
- Biz de elimizden geldiği kadar buna uymaya çalışıyoruz.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Oturum değişti.ye bağlama, kimse yemez onu.
BAŞKAN
Açıklama hakkı başlığını
taşıyan madde 69un ikinci fıkrası Açıklama ve
cevaplar için Başkan, aynı oturum içinde olmak üzere söz verme
zamanını takdir eder. diyor. Oturumumuzu
değiştirdiğimiz için İç Tüzük gereğince bu talebinizi
yerine getiremeyeceğim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, hayır, Sayın Başkan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, hayır, bir dinleyin lütfen.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Çok ayıp ama, çok! O zaman kapatmayacaksın sözü
vermeden.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hayır, hayır, Sayın Başkan, bir saniye,
başlatılmış bir iş var.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) O zaman sözü vermeden kapatmayacaksın.
BAŞKAN
- Buyurun, diğer önergeyi okur musunuz lütfen.
(Bingöl
Milletvekili İdris Baluken ve Hakkâri Milletvekili Adil Zozaninin
Başkanlık kürsüsü önüne yürümesi)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Başkan, başlatılmış bir iş
var, o işi bitirmek zorundasınız. Sayın Başkan, siz
bana söz vereceğinizi söylemediniz mi?
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına başlandı)
TBMM
BAŞKANLIĞINA
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bayram Bey, müsaade edin.
Sayın
Başkan
(Kâtip
Üye Burdur Milletvekili Bayram Özçelik tarafından önergenin
okunmasına devam edildi)
Görüşülmekte
olan 684 sayılı Kanun Tasarısının 16. md.nin son
cümlesi Akp hükûmetinin Valilerinin emir ve talimatlarına uymamak
meşru olduğundan ve direnme hakkı temel insan haklarından
olduğundan emirlere uymamak suç teşkil etmez şeklinde
değiştirilmesi teklif olunur. 24/2/2015
Ali Özgündüz
(İstanbul) ve arkadaşları
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani Vereceğim. dediniz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Niye katılmadınız ya,
katılsaydınız ya! Siz katılırsınız diye
verdik o önergeleri.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Bizim ne yapacağımıza
siz karar veremezsiniz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Dur, şimdi öyle önergeler vereceğiz ki daha
sizin ipliğinizi pazara çıkaracağız. Bir tek siz
uyanıksınız!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Dur bakalım, daha nelere katılamayacaksınız
Sayın Bakan.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yani burada sağlıklı bir şekilde
çalışmamız lazım ya, hemen pes etmeyin.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Mustafa Balbay konuşacak.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Çeşitli İşler (Devam)
- Gösteri ve Protestolar (Devam)
3.- Antalya Milletvekili Gürkut
Acar'ın, ayağa kalkarak "Angarya yasaktır, Anayasa
Md.18" yazılı pankart açması
(Antalya
Milletvekili Gürkut Acarın ayağa kalkarak Angarya yasaktır,
Anayasa Md. 18 yazılı bir pankart açması)
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
MUSTAFA
ALİ BALBAY (İzmir) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu paketin 16ncı maddesi, gerçekten, iç güvenlik
paketinin gerçek adının iç güvenliği imha paketi olduğunu
ortaya koyan bir maddedir.
Burada
şu anda saat sekize gelmekte. Hepinize öncelikle günaydın derken
eğer bu yasanın özellikle 10uyla 16ncı maddesi
arasını okursanız, eğer biraz daha dikkatli okur da
geçmişte bu konuda çıkardığınız yasalara
bakarsanız gerçekten kendinize de bir günaydın demek durumunda
kalacaksınız.
Sayın
milletvekilleri, özellikle iktidar partisi milletvekillerine geçmişte
çıkardıkları 2 yasayı anımsatmak istiyorum. Biri
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna ilişkin yasa, öteki de hâkim ve
savcılara özgürce -bugün Mecliste İç Tüzükte
yapıldığı gibi- kürsüdeki sanıkların bütün
haklarını ihlal eden her türlü işlemi yapma hakkını
veren yasa. Lütfen anımsayın bu 2 yasayı. Hâkim ve savcılar
istedikleri gibi hareket ettiler ve siz Tazminat alsanız bile bunu devlet
ödeyecek. dediniz ve yıllarca o hâkim ve savcılar, bu ülkenin
insanları mahkemelerde yargılanırken, haklarında bini
aşkın suçlama olduğu hâlde hiçbir işlem
yapılmadı, tazminat cezalarını devlet ödedi. Şu anda
onlardan birisi olan Sayın Haberal bu davaları
kazandığında yine sizler aynı uygulamayı sürdürdünüz.
Ancak, bu uygulama sizi bulmaya başlayınca vazgeçtiniz ve
Yanılmışız. dediniz. Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kuruluyla ilgili yasada da aynı şeyi yaptınız.
Ve
şimdi, sayın iktidar partisi milletvekilleri, bu getirdiğiniz iç
güvenlik imha yasası polise, kaymakama ve valiye öyle yetkiler veriyor ki
bu paralel mücadelenize rahmet okutacak bir asimetrik mücadeleye başlamak
zorunda kalabilirsiniz yakın gelecekte. Çünkü bu verdiğiniz yetkiler
polislere, kaymakamlara ve valilere olağanüstü hâl ilan etmeye kadar varan
yetkiler vermekte ve bu yetkiler Anadoluda nasıl kullanılır ya
da bu yetkiyi alan bir kişi nasıl kullanır, bunun pek çok
örneği var. Hani Anadoluda bir laf vardır: Adam evladına yetki
vermişler, babasını tutuklamış.
Ve
bu tür yetkileri alan kişiler geçmişte sadece polisin
2007
yılında, sayın milletvekilleri, sizler bir yasa
çıkardınız, polise daha özgür silah kullanma hakkı
verdiniz. O günden bu yana kaç kişi polis kurşunuyla öldü biliyor
musunuz? 183 kişi. Onların bazılarının
anne-babalarıyla ben bir haftadır konuşmaktayım. Dilerim
hiçbiriniz böyle bir acı yaşamazsınız, düşmanımıza
vermesin. Oğlu görev başındayken caminin önünde vurulmuş.
Oğlu doğum gününden dönerken yolda vurulmuş ve polis kendisinde
bu yetkiyi gördüğü için, silah kullanma yetkisini gördüğü için daha
ileri bir yetki kullanmış, ölen kişilere, sayın
milletvekilleri, kimine kaza süsü vermiş, kimine intihar süsü vermiş.
Şimdi siz bu polise daha geniş yetki veriyorsunuz. Bütün
açıklıkla söylüyorum: Polisimize de yazık ediyorsunuz. Burada
İçişleri Bakanlığı Türkiye'deki ve dünyadaki polise
güvenilirlik rakamlarını lütfen açıklasın. Dünyada yüzde
80-90ı bulurken polise güvenilirlik maalesef Türkiye'de yüzde
20-30larda. Bu yasayla birlikte siz iç güvenlik imha yasasını
çıkarmış olacaksınız ve polis ile halkın
arasını daha da açmış olacaksınız. Ve devlet
kurumlarına verdiğiniz bu yetkinin en somut örneği, şu anda
MİT bile kendisini muhalefeti imha teşkilatı gibi görebilmekte.
Bunun devamında, MİT, meşruiyeti imha teşkilatı olursa
hiç şaşırmayın.
Sayın milletvekilleri, bu yasayla
birlikte sizler bir yetki zehirlenmesinin de önünü açmış
olacaksınız. Lütfen kaymakamların ve valilerin hiçbir yetki
almadan, hiçbir yasaya dayanmadan uygulayacakları bu yasakların
nelere mal olacağını unutmayın sayın milletvekilleri.
Tabii, şu anda eğer siz bu
yasayı aynen geçirirseniz, yakın gelecekte
Şu anda uygulamakta
olduğunuz, getirmekte olduğunuz bu yasa 12 Eylülde
çıkmıştır. Bu yasanın örneği -12 Eylülde- Türk
Ceza Yasasının 526ncı maddesinde vardı ve o madde bir
süre sonra Yargıtayca ortadan kaldırıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) Ben
sizleri bir kez daha düşünmeye çağırıyorum. Bu
çıkardığınız yasadan pişman
olacaksınız. Geçmişte buna benzer 5 yasadan pişman oldunuz
ve geri döndünüz.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Balbay.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) Yine,
dilerim yol yakınken dönersiniz. Gerçekten bu yasa olağanüstü hâl
getirecek, faşizmi getirecek.
BAŞKAN Sayın Balbay,
teşekkür ederim.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) Ben
de teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Altay,
Sayın Öztürk, Sayın Özel, Sayın Acar, Sayın Develi,
Sayın Serter, Sayın Öner, Sayın Öz, Sayın Erdemir,
Sayın Onur, Sayın Özgündüz, Sayın Balbay, Sayın Aksünger,
Sayın Günaydın, Sayın Kaleli, Sayın Tamaylıgil,
Sayın Haberal, Sayın Atıcı, Sayın Aldan.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 16
ncı maddesi ile 5442 sayılı Kanunun 66 ncı maddesinin
birinci fıkrasına eklenmesi öngörülen cümlenin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Mustafa Elitaş
(Kayseri) ve arkadaşları
"Ancak, kamu düzenini ve güvenliğini veya
kişilerin can ve mal emniyetini tehlikeye düşürecek toplumsal olayların
baş göstermesi halinde vali tarafından kamu düzenini sağlamak
amacıyla alınan ve usulüne göre ilan olunan karar ve tedbirlere
aykırı davrananlar üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas)
Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İçişleri Komisyonunca kabul edilen düzenleme, amacını
aşacak şekilde geniş olarak yorumlanmaya müsaittir.
Yapılması öngörülen değişikliğin amacını
aşabilecek uygulamaların önüne geçilmesi için bu önerge
verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Altay, Sayın Öztürk, Sayın Özel,
Sayın Acar, Sayın Tanal, Sayın Develi, Sayın Serter,
Sayın Erdemir, Sayın Akar, Sayın Özgündüz, Sayın Balbay,
Sayın Haberal, Sayın Günaydın, Sayın Onur, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Öz, Sayın Öner, Sayın Kaleli, Sayın
Aldan.
Yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail
Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 16ncı maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. Şimdi,
istem sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit
edeceğim.
Haydar
Akar, Kocaeli? Burada.
Nur
Serter, İstanbul? Burada.
Aytun
Çıray, İzmir? Burada.
Mevlüt
Dudu, Hatay? Burada.
Rıza
Türmen, İzmir? Burada.
Turgay
Develi, Adana? Burada.
İlhan
Demiröz, Bursa? Burada.
Mahmut
Tanal, İstanbul? Burada.
İzzet
Çetin, Ankara? Burada.
Durdu
Özbolat, Kahramanmaraş? Burada.
Sedef
Küçük, İstanbul? Burada.
Mustafa
Ali Balbay, İzmir? Burada.
Özgür
Özel, Manisa? Burada.
Ali
Özgündüz, İstanbul? Burada.
Melda
Onur, İstanbul? Burada.
Aytuğ
Atıcı, Mersin? Burada.
Binnaz
Toprak, İstanbul? Burada.
Ayşe
Eser Danışoğlu, İstanbul? Burada.
Tanju
Özcan, Bolu? Burada.
Mehmet
Şeker, Gaziantep? Burada.
Haluk
Koç, Samsun? Burada.
Açık
oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bir
dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının 16ncı
maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı |
: |
220 |
|
Kabul |
: |
179 |
|
Ret |
|
41 |
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Bayram
Özçelik
Bartın Burdur
Madde
kabul edilmiştir.
17nci
maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
Sayın Başkan!
BAŞKAN
Efendim?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Önerge okutacaksınız, bize intikal etmiş bir
önerge yok.
BAŞKAN
Madde ihdası var şu anda, ben yanlış bir şey
söyledim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, 17nci maddeye geçemezsiniz, madde
ihdası var.
BAŞKAN
Evet, onu okutuyorum şimdi. Madde ihdası, yanlış
Bunu
okumadan geçmişim.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır.
İç
Tüzükün 91inci maddesine göre yeni bir madde olarak görüşülmesine Komisyonun
salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde
görüşme açacağız ve bu maddede belirtilen sayıda önerge
vereceğiz. Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım ve
Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt
çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi
önergeyi okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, çektik önergeyi.
BAŞKAN
Önerge çekilmiş.
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergeler dağıtılmadı efendim, 17nci
maddeyle ilgili.
BAŞKAN
Geçmiyorum, yeni madde ihdasına ilişkin istem çekildi.
17nci
maddede üç adet önerge vardır, okutuyorum
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, daha yeni geldi önergeler.
Bunların önceden dağıtılması gerekiyordu, yeni geldi.
BAŞKAN
Buyurun, okuyun, ben bekliyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Oldu, on dakika bekleyelim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, tetkik etmemiz lazım.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, teknik olarak bir araya gelip
bir istişare yapmamız gerekmez mi?
BAŞKAN
17nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Efendim, böyle bir şey olur mu? Daha okumadık bile
önergeleri.
BAŞKAN
Okurken okursunuz siz de.
Zaten
okutmanın amacı Genel Kurulu bilgilendirmek.
Buyurun
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) İyi de çalışacağız üstünde, ne diyor
anlamaya çalışacağız.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teknik anlamda bir fikir alışverişinde
bulunalım Sayın Başkan.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, ara vermeniz lazım beş
dakika, böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN
Okuyun tamam bekliyoruz. Bakın, burada teknik bir işlem var, onu
yapıyoruz.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Okutmayın o zaman.
BAŞKAN
- Zaten okutmayı da Genel Kurulu bilgilendirmek için yapıyoruz, bir
şey değişmiyor.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ya, bir şey değişmiyor olur mu ya?
BAŞKAN
Vakit kaybetmeden okuyun.
Bakın,
burada mikrofon kırıldığı için onun tamiri
yapılıyor şu anda.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun
17.
mdd. Türk Milleti üzerinde kurulacak baskının son
adımıdır.
Bir
darbe hukukudur. Bu tasarı kaçak sarayın kurmak istediği
otoriter ve diktatör rejimin en önemli adımıdır. Bu rejimin
kurulması için TBMM alet edilmektedir. AKP Grubu ve Meclis
Başkanlığı bu antikdemokratik darbe teşebbüsüne
bilerek alet olmaktadır. Anayasa çiğnenmektedir, İç Tüzük
çiğnenmektedir. Milletvekillerinin ve parti gruplarının sesi
kısılmakta, kesilmektedir. Buna alet olan herkes suç ortağıdır,
tetikçidir. Milletin egemenliği anayasal hukuk fiilî olarak çoğunluk
iradesi tarafından ayaklar altına alınmaktadır.
Bu
sebeplerle, bu tasarı ve içindeki maddeler Genel Kurul gündeminden
çekilmelidir.
Bu
hâliyle Anayasamızın 2. maddesinde belirtilen Cumhuriyetin
niteliklerinden insan haklarına saygılı devlet, demokratik
devlet ve hukuk devleti ilkelerine açıkça aykırılık
teşkil etmektedir. Aynı zamanda bu tasarı temel hak ve
özgürlükler açısından geri dönülmesi ve telafisi imkânsız
zararlara yol açacak bir nitelik taşımaktadır.
Anayasamızın
5. maddesinde düzenlenen "Devletin temel amaç ve görevleri"
arasında sayılan kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini
korumak ayrıca hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayan
her türlü engeli kaldırmak devlete yüklenmiş ödevlerdendir.
Egemenliğin
kayıtsız şartsız Millete ait olduğunu hüküm
altına alan Anayasamıza göre; "hiç kimse veya organın
kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanmayacağı"
ve "yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız
mahkemelerce kullanılması" esastır. Tasarı bu haliyle
"Millet Egemenliği" ve "yargı bağımsızlığına"
aykırıdır.
Anayasanın
10. maddesinde belirtilen "eşitlik ilkesi" ihlal edilmekte,
"temel hak ve hürriyetler" ancak kanunla
sınırlanabilecekken ve bu sınırlamalar anayasanın
sözüne ve ruhuna aykırılık teşkil edemeyecekken; idari
makamların Anayasada belirtilen sınırlar aşılarak
yargı organlarınca alınması gereken kararları alma ve
bunları doğrudan uygulama yetkisine sahip olmaları
"idarenin kanuniliği" ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Anayasamızın
19. maddesinde belirtilen "kişi hürriyeti ve güvenliği"
kapsamında hâkim kararı olmaksızın yapılamayacak
iş ve işlemlerin idari makamlara verilmesi hukuk devleti
açısından kabul edilemez. Yargılama öncesinde "özel
hayatın gizliliği", "konut
dokunulmazlığı" ve "kişisel verilerin
korunması" hükümlerinin ihlal edilmesi anayasaya açıkça
aykırıdır.
Anayasa
ile görev, yetki ve özlük hakları güvence altına
alınmış kamu görevlilerinden kolluk görevlisi olarak hizmet
veren Jandarma Teşkilatı ve Polis Teşkilatı personelinin
kazanılmış hakları hiçe sayılarak emekliye sevk
edilmeleri, Polis Koleji ve Polis Akademisinde eğitim görenlerin
rızaları ve hakkaniyet ölçütleri dışında diğer
okullara idarece re'sen ve keyfen yerleştirilmeleri Anayasanın temel
ilkeleri olan "sosyal devlet" ilkesiyle
bağdaşmamaktadır.
17.
maddesi 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan
Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 13.
maddesinin üçüncü fıkrasına eklenen metnin son cümlesinin
aşağıdaki şeklide değiştirilmesini arz ederiz.
Bu
kanun kapsamındaki rücu işlemlerine karşı zaman
aşımı süreleri uygulanmaz.
Mehmet Erdoğan Durmuş
Ali Torlak Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla İstanbul Osmaniye
S. Nevzat Korkmaz Ahmet
Duran Bulut Münir
Kutluata
Isparta Balıkesir Sakarya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sayılı Kanun Tasarısının 17. md.nin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve teklif
olunur.
Devlet,
bu olayların gelişmesine neden olan AKP hükûmetinin haksız
uygulamaları olduğundan ödenen zararların hükûmet üyelerinden
tazmin eder. 24.02.2015
Ali Özgündüz Haydar
Akar Fatma
Nur Serter
İstanbul Kocaeli
İstanbul Binnaz Toprak Atilla Kart
İstanbul Konya
BAŞKAN
Sayın Acar, isterseniz eyleminize oturarak devam edin
sağlığınız açısından. Lütfen
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Siz bozuyorsunuz. Kime ne diyorsunuz?
GÜRKUT
ACAR (Antalya) On sekiz saattir uyumadık Sayın Başkan.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Aman ne kadar düşüncelisiniz, gözlerimiz
yaşardı ya!
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Aman aman, ne kadar
sağlığımızı düşünüyorsunuz. Vallahi
gözlerimiz yaşardı!
BAŞKAN
Şimdi okutacağım önerge Anayasaya aykırılık
önergesidir, okutup öncelikle işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -TORBA- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti - tek adam -
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
17 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Levent Tüzel Erol
Dora Hasip
Kaplan
İstanbul Mardin Şırnak
Demir Çelik Hüsamettin
Zenderlioğlu
Muş Bitlis
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Hasip Kaplan konuşacak önerge üzerinde.
Buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Tam on sekiz saattir aralıksız bu Meclisi
sultanlarınız, paşalarınız, patronlarınız
için çalıştırıyorsunuz. Bu Anayasanın 18inci
maddesinde Angarya yasaktır. yazıyor biliyor musunuz?
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Zorunlu hâllerde çalışmak angarya
değildir diyor hocam.
HASİP
KAPLAN (Devamla) - Hem kendinize angarya uyguluyorsunuz hem muhalefete
uyguluyorsunuz hem sağlıksız yasa yapıyorsunuz
BİNNAZ
TOPRAK (İstanbul) Çalışanlara da
Mecliste
çalışanlara
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Haramiler için çıkıyor yasa, haramiler için
HASİP
KAPLAN (Devamla) Hepimizin sesi düştü. Bakın, bütün grupların,
herkesin sinirleri bozuldu.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Hasip Bey, maşallahınız var.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Vallahi bizim sinirler çok
HASİP
KAPLAN (Devamla) Başkan dâhil herkesin dili bozuldu. Şimdi
okuyacağım size ve size açık söyleyeyim çok vahim bir
durumdasınız.
IX.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Çeşitli İşler (Devam)
- Gösteri ve Protestolar (Devam)
4.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, "Angarya yasaktır, Anayasa
Md.18" yazılı dövizi göstermesi
(Hatip
tarafından "Angarya yasaktır, Anayasa madde
18" yazılı döviz gösterildi)
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Orada var zaten. Var orada.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Yok yok, o görmüyor. Onu buradan görecek mercek kusura
bakmayın.
Ben
de bunu okuyacağım:
Bebeler
ergen doğuyor
Ninniler
kahramanlık masalları,
Yaşayan
bu kanlı haritada
Taşırken
iki büklüm onca yası,
Bir
büyük gözaltı hayatımız.
Ölü
çocuklar coğrafyasında,
Kayıplar
destanı hikâyemiz.
Melekler
anaların dilsiz yasında,
Bu
korkunç bataklık,
Yutuyor
körpe tomurcukları.
Dört
kitap yazıyor eşittir tanrının çocukları.
Ama
burada, insanlar bu Mecliste bile eşit değildir.
Burada,
bu güvenlik paketiyle Meclisin güvenliği gitmiştir arkadaşlar.
Burada, milletin iradesi gasbedilmiştir. Burada, şu gördüğünüz
grubumuzun orada hekim müdahalesi yapılmaktadır zulmünüz nedeniyle,
baskınız nedeniyle.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Kendi kendine angarya yaptı!
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Yazıklar olsun size! Yazıklar olsun!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Sizin zulmünüz nedeniyle.
Bakın,
şimdi, sömürge valilerini sizler atayacaksınız, olağanüstü
hâl valilerini. Bu 17nci maddede de emir verdiği zaman cezasını
arttırıyorsunuz. Bu olağanüstü hâl valilerine
savcıların yetkilerini vereceksiniz, hâkimlerin yetkilerini
vereceksiniz ve ondan sonra döneceksiniz, diyeceksiniz ki: Özgürlük paketi.
Kimi kandırıyorsunuz, kimi?
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Vebali boynunuza!
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bu, özgürlük paketi değil; bu, faşizmin paketidir,
despotizmin paketidir, zulüm paketidir, ancak bir diktatörlük kendini
koruyabilir. Buna özgürlük paketi diyen aptaldır, aptal, hukuk bilmez,
insanlık bilmez, vicdan bilmez, hayat bilmez, hakkaniyet bilmez, adalet
bilmez, bilmez, bilmezdir.
Siz
gelip bu kürsüde 21 Şubatta bir Meclis darbesi yaptınız. 12
Eylül generallerinden beterini yaptınız. Grupların söz
hakkını gasbettiniz Sayın Başkan; sonra, grupların
soru-cevap hakkını gasbettiniz; sonra, grupların birinci bölüm
üzerindeki haklarını gasbettiniz; sonra, yoklama istedik, yoklama
yapmadan oylama yaptınız, karar sayısı istedik, karar
sayısı istememiz tutanaklara geçti, karar sayısı
uygulamadan tutanaklara geçtiniz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Karar sayısı değil, karar yeter sayısı.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Sonra, siz o kadar çok şey yaptınız ki sizin
yaptığınız
RECEP
ÖZEL (Isparta) Kendi yaptıklarınızı da söylesene bir.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Siz, Sayın Başkan, bu kürsüden, bir kadın
Başkan olarak, burada milletvekillerine Eşkıya da sensin,
ahlaksız da sensin. dediniz. Böyle bir kadın
anlayışını reddediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Hadi oradan! sesleri, gürültüler) Eşkıya
demek, milletvekillerine eşkıya demek, ahlaksız demek bu
Başkanlık Divanının hakkı değildir, Başkanlık
Divanı küfür yeri değildir, Başkanlık Divanı hakaret
yeri değildir. (Gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Önce dinleyin.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Onun yeri buralar da değildir.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Başkanlık Divanı disiplini sağlama ve
uygulama yeridir.
Soruyorum
size: Allahınızı severseniz, şu önergelere bir bakın.
Hasip Kaplan: Karar yeter sayısı... uygulanmamış,
Yoklama
Uygulamamış. Tüzük
Uygulanmamış, bakın.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Kusura
bakmayın.
Bakın,
bir tutanak daha, yine Başkan diyor: Eşkıya da sensin,
hırsız da sensin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Onun ilk cümlesini oku, ilk cümlesini oku. Haksızlık yapma, ilk
cümlesini oku. Onun bir önceki sayfasını oku. Haksızlık
yapma.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Peki, Sayın Başkan, bu, sözlerinizin
tutanağı. Tutanakta bunlar, çıkaracak mısınız?
Tutanaktan çıkaracak mısınız? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Aynı şeyi Engin Altaya da söyleyin. Haksızlık
yapmayın.
Süreniz
bitti.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum:
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter mi, yoklama mı?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Toplantı, yoklama.
BAŞKAN
Şimdi, sayın milletvekilleri, Sayın Acara bakmak istiyorum.
Bu yoklamayı geldikten sonra yapalım.
Bir
beş dakika ara.
Kapanma
Saati: 08.13
ON
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 08.26
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA
(Bartın)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On Sekizinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
burada.
Hükûmet
burada.
17nci
madde üzerinde Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce yoklama talebi
vardı.
Israr
ediyor musunuz sayın milletvekilleri, vaz mı geçtiniz?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Vazgeçtik.
BAŞKAN
Yoklama talebinden vazgeçildi.
ALİ
ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Var, var!
BAŞKAN
Bir karar verin ama arkadaşlar!
HASAN
ÖREN (Manisa) Ne bağırıyorsun!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Bağırma ya! On dokuz saattir dırdır ya!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Vazgeçtik.
BAŞKAN
Sayın Ali Rıza Öztürkün beyanına güveniyorum. Yoklama
talebinden vazgeçildi.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 08.28
ON
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma
Saati: 08.29
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 62nci
Birleşiminin On Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok. Ertelenmiştir. (CHP, MHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Komisyon da Hükûmet de orada Sayın Başkan.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Hani çalışacaktık?
BAŞKAN
- Altıncı sırada yer alan Kültürel İfadelerin
Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
6.- Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve
Geliştirilmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı: 54)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Kış kış! Hadi gidin, hadi kaçın!
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
BAŞKAN
Bundan sonra da komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 24 Şubat 2015 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 08.31
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 21/02/2015 tarihli 60ıncı Birleşim Tutanağının 537nci sayfasında yer almaştır.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/2/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 191inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 21/2/2015 tarihli 60. Birleşim Tutanağının 261inci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 21/2/2015 tarihli 60ıncı Birleşim Tutanağının 512inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 21/02/2015 tarihli 60ıncı Birleşim Tutanağının 321inci sayfasında yer almıştır.
(´) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 188inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 26/2/2015 tarihli 62nci Birleşim Tutanağının 142nci sayfasında yer alan Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(´) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 177nci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/2/2015 63üncü Birleşim Tutanağının 175inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(*) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanığının 195inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(X) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 199uncu sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 197nci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) 684 S. Sayılı Basmayazı 19/02/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 184üncü sayfasında geçen Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Bu ifadeye ilişkin açıklama 24/02/2015 tarihli 63üncü Birleşim Tutanağının 179uncu sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almaktadır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.