TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
65inci Birleşim
26 Şubat 2015
Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, Afganistanın başkenti
Kabilde yapılan saldırıda şehit olan askere Allahtan
rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı
askere acil şifalar dilediğine ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, İsmet İnönüyle ilgili
tweet konusunu, kim yaparsa yapsın, nasıl yapılırsa
yapılsın kınadığına ilişkin ilişkin
konuşması
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, UEFA Avrupa Liginde üst tura
çıkan Beşiktaşı kutladığına ilişkin
konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru'nun, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan
Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Ali Özgündüz'ün, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan
Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Adana Milletvekili Necdet
Ünüvar'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan Hocalı
katliamının yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan Hocalı
katliamının yıl dönümüne ve Afganistanın başkenti
Kabilde yapılan saldırıda şehit olan askere Allahtan
rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı
askere acil şifalar dilediğine ilişkin açıklaması
2.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan Hocalı
katliamının yıl dönümüne, Afganistanın başkenti
Kabilde yapılan saldırıda şehit olan askere Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı, yaralı askere
acil şifalar dilediğine ve İç Güvenlik Yasası çerçevesinde
Milliyetçi Hareket Partisini başka partilerle iş birliği içinde
gösteren kirli bir algı operasyonu yürütüldüğüne ilişkin
açıklaması
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan
Hocalı katliamının yıl dönümüne ve Afganistanın
başkenti Kabilde yapılan saldırıda şehit olan askere
Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı,
yaralı askere acil şifalar dilediğine ilişkin
açıklaması
4.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan
Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
5.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, İç Tüzükün 13üncü maddesi
uyarınca daha önce yanlış oylamayla ilgili
yaptığı itirazla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının kararını beklediğine
ilişkin açıklaması
6.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Meclis Genel Kurulu oturma düzeni içinde HDP Grubu
milletvekillerine yeterli yer bulunmadığına ilişkin
açıklaması
7.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in, Van Vali Yardımcısı ve Erciş
Kaymakamının, HDP İl Başkanından basın
açıklamasını ertelemeleri talebinde bulunduklarına
ilişkin açıklaması
8.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Meclis çalışma koşullarının
ağırlığı nedeniyle, rahatsız olan milletvekillerini
de göz önünde bulundurarak bugünkü çalışma saatlerinin gözden
geçirilmesini talep ettiğine ilişkin açıklaması
9.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcuyu İsmet
İnönüyle ilgili paylaştığı bir tweet nedeniyle
kınadığına ilişkin açıklaması
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, Sinop Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
11.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcunun İsmet
İnönüyle ilgili paylaştığı tweetin ve Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin bir fotomontaj üzerinden Milliyetçi
Hareket Partisine yönelik ifadelerinin, Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekillerinin kirli bir senaryonun uygulayıcıları
olduğunu gösterdiğine ilişkin açıklaması
12.- Balıkesir
Milletvekili Tülay Babuşcu'nun, İsmet İnönüyle ilgili tweeti
herhangi bir kastı olmadan dikkatsizlik sonucu retweet etmesi nedeniyle
özür dilediğine ve İsmet İnönüyü rahmetle andığına
ilişkin açıklaması
13.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Meclis TV yayınlarında
tarafsızlık ilkesinin gözetilmediğine ilişkin
açıklaması
14.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, AK PARTİ Grubunun muhalefetin getirdiği bir
grup önerisine karşıysa bunu kürsüden ifade etmesi gerektiğine
ve HDP Grubu milletvekillerine ayrılan yeni oturma düzenini uygun
bulmadıklarına ilişkin açıklaması
15.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, HDP Grubu milletvekillerinin oturma düzenine ilişkin
açıklaması
16.- İstanbul
Milletvekili İhsan Özkes'in, Balıkesir Milletvekili Tülay
Babuşcunun İsmet İnönüyle ilgili
paylaştığı tweet için gösterdiği tepki
sırasında kimseyi incitmek amacı olmadığına
ilişkin açıklaması
17.- Bursa Milletvekili
Necati Özensoy'un, MHP grup önerisiyle görüşülmesi talep edilen genel
görüşme önergesine duyarsız kalınmasını doğru
bulmadığına ilişkin açıklaması
18.- Ankara Milletvekili
Bülent Kuşoğlu'nun, daha önce bilgi istediği konularla ilgili
Hükûmetin Genel Kurulda ciddi bir açıklama yapması gerektiğine
ilişkin açıklaması
19.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, Meclis Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılıya rahatsızlığından dolayı
geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
20.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkan'ın, Meclis Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılıya rahatsızlığından dolayı
geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
21.- Konya Milletvekili
Ayşe Türkmenoğlu'nun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
22.- Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü'nün, Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
23.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, İçişleri Bakanlığı Basın
Müşavirliğinin kendisiyle ilgili yaptığı
açıklamanın İçişleri Bakanlığının
sayfasından kaldırılmamasının Türkiye Büyük Millet
Meclisine saygısızlık olduğuna ilişkin açıklaması
24.- Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in, İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
25.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
26.- Aydın Milletvekili
Ali Uzunırmak'ın, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
27.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
28.- Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani'nin, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
29.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
30.- Bursa Milletvekili
Hüseyin Şahin'in, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin açıklaması
31.- Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani'nin, Meclis Genel Kurulundaki oturma düzeni ve daha önce
yapılan oylamayla ilgili itirazlara Meclis Başkanlık
Divanının ne zaman cevap vereceğini öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
32.- Hatay Milletvekili
Mehmet Öntürkün, 26/2/2015 tarhili 65inci Birleşimde 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 31inci maddesinin
oylamasında sehven ret oyu kullandığına ve oyunu kabul
olarak düzelttiğine ilişkin açıklaması
VII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR
1.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
2.- İzmir Milletvekili
Mustafa Moroğlu'nun 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
3.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
4.- Isparta Milletvekili Ali
Haydar Öner'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
5.- Hatay Milletvekili Refik
Eryılmaz'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
6.- Manisa Milletvekili Özgür
Özel'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine
ilişkin konuşması
7.- Iğdır
Milletvekili Sinan Oğan'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
8.- Isparta Milletvekili S.
Nevzat Korkmaz'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
9.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğan'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
10.- Bolu Milletvekili Tanju
Özcan'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
11.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın, 23/2/2015 tarihli 62nci Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
12.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
13.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
14.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
15.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
16.- Van Milletvekili Özdal
Üçer'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki bazı ifadelerini
düzelttiğine ilişkin konuşması
17.- İstanbul
Milletvekili Celal Dinçer'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
18.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Sinop Milletvekili Engin
Altay'ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın yerinden sarf
ettiği bazı ifadeleri sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlunun yaptığı
açıklaması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.- İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın, Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlunun 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 32nci maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında
MHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
IX.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan ve 21 milletvekilinin, Güney Antalya Turizmi
Geliştirme ve Altyapı Birliğinde (GATAB) yaşanan
yolsuzlukların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1230)
2.- Erzincan Milletvekili
Muharrem Işık ve 21 milletvekilinin, yurt dışına
gönderilen öğretmenler ile diğer personelin
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1231)
3.- Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün ve 21 milletvekilinin, kara ve hava kuvvetlerinin envanterinde bulunan
hava araçlarıyla yapılan kazaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1232)
X.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun,
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve arkadaşları
tarafından, Cizre olayları ve 6 kişinin ölümü nedeniyle
28/1/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, Grup
Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural tarafından, Ukraynada
yaşananlar çerçevesinde Kırım Tatar Türklerinin durumu hususunda
26/2/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 26 Şubat 2015 Perşembe günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Manisa
Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşları tarafından, çocuk
cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen işkence ve cinsel
istismar olaylarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla, 21/5/2014 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
XI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Ceza İnfaz
Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
4.- Askeri Hakimler Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı:
685)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/995,
2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684)
6.- Kültürel İfadelerin
Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı:
54)
XII.- OYLAMALAR
1.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 27'nci maddesinin oylaması
2.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
28'inci maddesinin oylaması
3.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 29'uncu maddesinin oylaması
4.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 30'uncu maddesinin oylaması
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 31'inci maddesinin oylaması
6.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 32'nci maddesinin oylaması
26 Şubat 2015 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.04
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 65inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Açılışta yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.34
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 65inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un,
Afganistanın başkenti Kabilde yapılan saldırıda
şehit olan askere Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralı askere acil şifalar
dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Afganistan Türk
Kuvvet Komutanlığından NATOnun Afganistandaki kıdemli
sivil temsilcisi büyükelçinin koruma timinin aracına başkent Kabilde
bomba yüklü bir araçla saldırıda bulunulmuştur. Bir askerimiz
şehit olmuş, bir asker yaralanmıştır. Şehidimize
Allahtan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve milletimize
başsağlığı, sabır ve metanet diliyorum;
yaralı personelimize de acil şifalar diliyorum.
Şimdi gündem dışı ilk söz Hocalı
katliamı hakkında söz isteyen Tokat Milletvekili Reşat
Doğruya aittir.
Buyurun Sayın Doğru. (MHP
sıralarından alkışlar)
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğru'nun, 26 Şubat 1992 tarihinde
yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
26 Şubat 1992 yılında Azerbaycanın
öz toprağı Karabağın Hocalı kasabasında Ermeni
katillerce yapılan soykırımla ilgili söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, bugün Azerbaycan dernekleri
Türkiye Büyük Millet Meclisini ziyaret etmişlerdir bu konuyla ilgili
olarak, onlara da ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerimi ve
şükranlarımı arz ediyorum.
Diğer bir konu da, Türk Hava Kuvvetlerinin 2 tane
savaş uçağının düşmesi sonucu şehit olan 4
pilotumuza ve Afganistanda Taliban militanlarının
saldırısıyla şehit olan 1 askerimize Allahtan rahmet
diliyorum, yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Sayın milletvekilleri, 25-26 Şubat tarihlerinde
Azerbaycan Türklerine dünyada benzeri görülmeyen soykırım
yapılmıştır. Hocalı kasabasına Rus destekli
Ermeni çeteleri saldırıp masum insanları hunharca
katletmişlerdir. Yapılan soykırım modern dünyanın
gözünün önünde yapılmıştır. 63ü çocuk, 106sı
kadın 613 kardeşimiz şehit olmuş, 495
soydaşımız ağır yaralanmış, 2.250si de
rehin alınmıştır. Ayrıca, akıbeti belli olmayan
yüzlerce Azerbaycanlı kardeşimiz vardır. Hocalıda oluk
oluk kan akmış, toprağa dökülen kanlar kurumamış,
yürekler yanmaya devam etmektedir. Şu anda da Karabağ ve
etrafındaki 7 Azerbaycan şehri Ermeniler tarafından işgal
altındadır. Bu bölgelerden zorla göç ettirilen 1 milyonun üzerindeki
insanımız Azerbaycanın çeşitli rayonlarında maalesef
çok zor şartlar altında yaşamaktadırlar.
Bir ay önce Azerbaycana yaptığımız
ziyarette Karabağ göçmenlerini de ziyaret ettik. O insanların vatan
özlemiyle yürekleri yanıyor, kanıyor, şehit olan insanların
hesabının sorulması bekleniyor. Ne zaman öz
toprağımıza döneceğiz diye yanıp tutuşuyorlar;
ağıtlarını şiir, roman, hikâye yaparak
ölümsüzleştiriyorlar. Gözleri doluyor, kan ağlıyorlar. Bütün bu
olup bitenler de maalesef İnsan haklarını savunuyoruz. diyerek
aldatan sözde modern dünyanın gözü önünde oluyor. Katiller,
soykırımcılar ellerini kollarını sallayarak
Ermenistanda bakan, devlet başkanı oluyor, dünya da maalesef
duyarsız şekilde seyrediyor. Soykırıma uğrayan
insanların ve zorla göç ettirilen 1 milyonun üzerindeki Azerbaycan
Türkünün ise maalesef sesi duyulmuyor, onların çektikleri maalesef
görülmüyor.
Pekâlâ, biz ne yapıyoruz? Milliyetçi Hareket Partisi
olarak Azerbaycanlı kardeşlerimizin her zaman yanındayız,
onların her türlü sorununu dün de, bugün de, yarın da dile getiriyor,
unutturmamaya çalışıyoruz ancak mevcut iktidar Azerbaycan
Türkünün hakkını ve hukukunu korumada bizce biraz zayıf
kalıyor, aciz kalıyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki STK
kuruluşlarına konunun yeterli şekilde
taşınmadığı kanaatindeyiz, işgalin bitmesi için
yeterli destek maalesef verilmiyor. Ancak Türkiye Hükûmeti ve bütün
insanlarına da çok büyük sorumluluk düştüğünü de söylemek
mecburiyetindeyiz. Azerbaycan topraklarının işgali bitmeden,
vatanlarına geri dönüş sağlanmadan, soykırımın
hesabı sorulmadan hiç kimse Ermeni devletiyle ilişki
kurmamalıdır ve kuramaz. Barış yapıyoruz. diye vatan
toprağından, şehitlerin hesabının sorulmasından
vazgeçilirse tarih de bunların hiçbirini unutmaz ve bir gün de mutlaka
bunun hesabını sorar.
Saygıdeğer milletvekilleri, 26 Şubat
tarihi, tabii, Ermenilerin yapmış olduğu soykırımla
ilgili önemli bir gündür. Biz 26 Şubat tarihinin özellikle hem Türk
dünyasında hem de ülkemizde bir soykırım günü olarak ilan
edilmesini istiyoruz. Bununla ilgili de kanun tekliflerimizi hem geçmiş
dönemlerde hem de bu dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduk. Geçen
dönemlerde gündemde olmuş olmasına rağmen maalesef bu kanun
teklifimiz kanunlaşmadı ama bu dönem -enteresandır- gündeme bile
alamadık çünkü kendim burada kanun teklifimizi 37ci maddeye göre
sunmuştum. Kanun teklifimize gündeme girmesiyle ilgili hayır oyu
verilmiştir. Ancak şunu söylemek mecburiyetindeyiz ki bu tür kanun
teklifleri mutlaka kanunlaşmalıdır.
Türk dünyasının her tarafında şu anda
Türklere karşı yoğun saldırıların olduğunu
da görüyoruz. Şu anda Doğu Türkistanda insanların yürekleri
yanıyor, o insanların kanı akıyor; orada zorla insanlar
hapislere atılıyor, öldürülüyor, yok edilmeye
çalışıyor. Aynı tabloyu Azerbaycanda görüyoruz, aynı
tabloyu Kerkükte görüyoruz, Musulda görüyoruz, Suriyede görüyoruz. Öyleyse
Türklere karşı yapılan bu saldırıların hepsini şiddetle
kınamak önce bizim görevimiz olmalıdır diye düşünüyorum.
Ben buradan Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden
Hocalı şehitlerinin aziz ruhları karşısında
saygıyla eğiliyorum. Azerbaycanın çeşitli yerlerinde
bulunan Karabağ göçmenlerini, kardeşlerimizi de saygıyla
selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı ikinci söz, aynı konuda
söz isteyen İstanbul Milletvekili Ali Özgündüze aittir.
Buyurun Sayın Özgündüz. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2.-
İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz'ün, 26 Şubat 1992 tarihinde
yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlarken Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle bugün Afganistanın başkenti Kabilde
büyükelçilik aracımıza yapılan saldırı sonucu
şehit olan askerimize Allahtan rahmet, yaralı askerimize de acil
şifalar diliyorum.
Evet, bugün Hocalı katliamının 23üncü
yıl dönümü; soykırıma varan bir katliam. O nedenle karanfillerle
çıktık bu kürsüye ve şehitlerimizi yâd ediyoruz hep birlikte,
bütün gruplar olarak bu yüce Mecliste.
Değerli arkadaşlar, Hocalı,
Dağlık Karabağ bölgesinde yer alan, kadimden beri Azerbaycan
toprağı olan, Türk toprağı olan bir kasabamız ve
Karabağ işgali sırasında İnsan Hakları
İzleme Örgütünün raporlarına göre en kapsamlı sivil
katliamın yapıldığı bir kasaba. İçinde 83 çocuk,
106 kadın, 50nin üzerinde yaşlının bizim öz dilimizle
koca kişinin- olduğu 600ün üzerinde sivil insan o gece katledildi.
Şubat ayında, 25 Şubatı 26 Şubata bağlayan
zemheri, ayaz, soğuk gecede insanlar yataklarından kalkıp
ormanlık alana, meşeliğe sığınmak istediler.
Birçoğu da orada dondu, kangren oldu. Efendim, hâlen 150den fazla
kayıp var ve 1.200ün üzerinde de bir esir olayı gerçekleşti.
20inci yüzyılda, insanların gözü önünde yaşanan, aslında
soykırımın önlenmesine ilişkin anlaşmanın 2nci
maddesinde tarif edilen soykırım tanımına uyan bir katliam
yaşandı.
Biz her sene bu katliamı kınıyoruz. Bugün nasıl
IŞİD denilen sapkın örgüt Suriyede, bölgede, Irakta
insanların başını kesiyorsa o gün de Ermeni çeteleri
oradaki sivil insanların başını kesti, katletti. Bugün
Dağlık Karabağ, Hocalı, Ağdam, Kelbecer, Fuzuli,
Laçın, Şuşa, Hankendi ne yazık ki makûs, mazlum konumda,
esaret altında, işgal altında. Fakat buradan, rahmetli Mehmet
Emin Resulzadenin dediği gibi diyelim ki:
Bir kere yükselen bayrak bir daha asla inmez!
Sen bizimsin, bizimsin durdukça bedende can; yaşa,
yaşa, çok yaşa ey şanlı Azerbaycan, ey şanlı
Karabağ!
Oralar bizimdir, oralar yaşayacaktır, oralar
yeniden özgür olacaktır, azat olacaktır ve inşallah biz
önümüzdeki yıllarda Hocalıda bu katliamı
kınayacağız, şehitleri de rahmetle, minnetle anacağız.
Bugün, Hocalıda şehit olan, yine Azerbaycanın
bağımsızlığı için can veren tüm şehitleri
saygıyla, minnetle anıyoruz. Aynı zamanda, yine, 1918
yıllarında işgal edilen Bakünün kurtarılması için
Anadolu topraklarından Baküye giden ve orada bugün Şehitler
Hiyabanının yanındaki Türk Şehitliğinde yatmakta
olan -Azerbaycanlı kardeşlerle birlikte- Türk şehitlerimizi de
saygıyla, minnetle anıyoruz.
Bir de sitemimi iletiyim. Yani, gönül isterdi ki bizim
Hükûmetimiz bugün Orta Doğuda, Suriyede, Irakta rejim
değiştirmek için, birilerini devirmek için gösterdiği gayreti
keşke Azerbaycanın işgal edilen topraklarının
kurtuluşu için gösterseydi, keşke Karabağın özgürlüğü
için gösterseydi.
Bu sorun yirmi üç yıldır devam ediyor, Avrupa
Güvenlik İş Birliği Teşkilatı Minsk Grubu bu sorunu
çözmek için uğraşıyor ancak çözülemiyor ne yazık ki.
Ülkemize önemli görev düşmektedir bu konuda. Azerbaycan gerçekten bizim
eşi benzeri görülmeyen bir dostumuzdur. Buradan, yeniden Hocalı
şehitlerini anarken Baküye Ankaradan selam olsun diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Azerbaycan Cumhuriyeti Dağlık Karabağ Bölgesi Hocalı
kasabasında 26 Şubat 1992 tarihinde yaşanan Hocalı
katliamının yıl dönümü üzerine söz isteyen Adana Milletvekili
Necdet Ünüvara aittir.
Buyurun Sayın Ünüvar.
3.-
Adana Milletvekili Necdet Ünüvar'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde
yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
NECDET ÜNÜVAR (Adana) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında Türkiyede ve
Afganistanda şehit düşen askerlerimize Cenab-ı Haktan rahmet
dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Bugün, Hocalı katliamında yirmi üç yıl
önce hayatını kaybeden şehitlerimizi anmak üzere söz
almış bulunuyorum. Yüce Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, dostluk ve kardeşlik
sadece sevinçlerde belli olmaz acılarda da belli olur, hatta acılarda
daha çok belli olur. Bugün çok acı bir olayın yıl dönümünü
birlikte anıyoruz. Hocalı, bizim ortak acımızdır.
Hocalı nedir? Hocalı bir katliamdır ama
basit bir katliam değil; planlı, daha önceden tertip edilmiş,
düşünülmüş bir katliam. Esasında Hocalıya
baktığınız zaman, Hocalının çok stratejik bir
şehir olduğunu görmek mümkün. Bakınız, şurada,
haritada gösterdiğim, Karabağın tam ortasında Hocalı
kenti var. Hocalı o dönemde sivil havaalanının olduğu tek
şehirdi. Dolayısıyla, o, Hocalının düşmesi
Dağlık Karabağın esarete düşmesiyle beraber giden,
hatta Dağlık Karabağın kilidi konumundaki bir şehrin
düşmesi anlamına da geliyor. Bunu tabii, Ermeni güçleri de biliyordu.
Belki 10 bin nüfuslu bir şehirdi ama Dağlık Karabağ için
son derece stratejik önemde olan bir şehirdi. Nitekim, 1992de Hocalı
katliamı olduktan sonra 1994te de Dağlık Karabağ esarete
düştü, hâlâ, tam yirmi bir yıldır Azerbaycan
topraklarının yüzde 20si esir konumunda. Tam 1 milyonun üzerinde
Azerbaycanlı kardeşimiz kaçkın veya göçkün şeklinde
Azerbaycanın değişik şehirlerinde yaşamak durumunda.
Esasında, Hocalı bilinmeyen bir hadise
değil çünkü kaydı kuydu var, videosu var, fotoğrafları var.
Hatta olayı bizzat işleyenlerin itirafları var; radyo
konuşmalarında, televizyon konuşmalarında, kendi
yazdıkları makalelerde, kitaplarda bizzat itiraf erilmiş bir
katliam.
Peki, dünya bir şey yapıyor mu? Dünya maalesef
bir şey yapmıyor, Birleşmiş Milletler bir şey
yapmıyor. AGİTe bağlı Minsk Grubu kuruldu ve Minsk
Grubunun asıl çözmesi gereken problem Dağlık Karabağ ve
Hocalının da içinde bulunduğu şehirlerle ilgili
yaşanan problemler ama, maalesef, yirmi bir yıldır Minsk Grubu
sadece havanda su dövüyor. Esasında, bildikleri hâlde konuyu, çok fazla
çözmek istemiyorlar. Ama, şu anda hem Türkiye hem Azerbaycan, çok
şükür, hem ekonomik hem sosyal hem siyasi açıdan giderek güçleniyor.
Ben, bu güçlenmenin neticesinde, Hocalı başta olmak üzere
Dağlık Karabağın da esaretten kurtulacağına
inanıyorum ama sesimizi daha gür çıkarmamız gerektiğine de
inanıyorum.
Bugün gündem dışı üç konuşma da
Hocalı katliamıyla ilgili. Aslında bu, Parlamentonun
duyarlılığını da gösteriyor. Dün biz dostluk grubu
olarak gece saat on ikide Meclisin içindeki bütün o tartışmalardan
arınarak, iktidar, muhalefet birlikte bir Hocalı Bildirgesi
yayınladık ve canlı olarak da yayınlandı. Son derece
de olumlu tepkiler var. Ama inanıyorum ki bu etkinlikleri bizim daha fazla
yaygın hâle getirmemiz lazım. Türkiyenin her yerinde buna benzer
etkinlikler var ama çağın platformlarını da daha etkin bir
şekilde kullanarak daha fazla duyurmamız lazım. Çünkü,
Hocalı içimizde kanayan bir yara, sönmeyen bir ateş ve bitmeyen bir
hasret. Cumhurbaşkanımız Dağlık Karabağın
içimizde kanayan yara olduğunu çok net bir şekilde ifade ediyor,
Başbakanımız ifade ediyor, Hükûmetimiz çalışıyor;
birlikte, iktidar, muhalefet çalışıyoruz; daha çok
çalışmalıyız çünkü Hocalı için adalet gerekiyor.
Orada hayatını kaybedenleri rahmetle
anıyorum. Meclis Bakan Vekilim de müsaade ederse, elimde Türkiye ve
Azerbaycan bayrakları ve karanfiller var. Karanfillerle oradaki
şehitler anılır. Ben de hem Başkan Vekilimize hem gruplara
karanfil ve bayrak vererek sözlerimi bitirmek istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ,
CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Altay, buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde
yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne ve
Afganistanın başkenti Kabilde yapılan saldırıda
şehit olan askere Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralı askere acil şifalar
dilediğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün 26 Şubat. 26 Şubat 1992de, biraz önce
kürsüdeki sayın hatiplerin de değindiği ve belirttiği gibi,
Hocalı kasabasında korkunç bir vahşet uygulandı, 613
soydaşımız Ermeni çetelerince katledildi. Bu tarihte, biz bugün
de Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan 77 milyon vatandaş olarak tek
millet, iki devlet ülküsünde birleştiğimiz dost ve kardeş
Azerbaycana sevgilerimizi, dostluk ve dayanışma
duygularımızı Cumhuriyet Halk Partisi olarak iletmek istiyorum.
Öte yandan, Afganistanda meydana gelen
saldırıda büyükelçilik konvoyumuzda görevli bir askerimiz şehit
oldu. Şehit askerimize Tanrıdan rahmet diliyoruz,
yakınlarına başsağlığı diliyoruz, yaralı
askerimize acil şifalar diliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural, buyurun.
2.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, 26 Şubat 1992 tarihinde
yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne,
Afganistanın başkenti Kabilde yapılan saldırıda
şehit olan askere Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralı askere acil şifalar
dilediğine ve İç Güvenlik Yasası çerçevesinde Milliyetçi Hareket
Partisini başka partilerle iş birliği içinde gösteren kirli bir
algı operasyonu yürütüldüğüne ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün Ermenistanın gerçekleştirdiği
Hocalı katliamının yıl dönümü. Aslında, Hocalı
yirmi üç yıldır kanıyor. Bu vesileyle, katliamda
hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum, milletimizin
başı sağ olsun. Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez.
Afganistanda yapılan saldırı neticesinde
şehit olan askerimize de Cenab-ı Haktan rahmet diliyorum,
başımız sağ olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kırk altı yıldır Türk siyasi hayatında yer alan
Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücü hareket, yöneticileri, kadroları ve
mensuplarıyla siyasi ve fikir mücadelesi süresince milletimizin
birliği, bütünlüğü, inançları, değerleri, menfaatleri ve
ihtiyaçları temelinde demokratik mücadelesini özgün bir parti olarak
yürütmüş, bölücülükle, terörle mücadele konusunda tavrı ve tutumu,
mücadelesi netleşmiş bir partidir. Partimizin adını ve
yöneticilerini bu şerefli mücadeleye leke getirecek şekilde yalan ve
iftiralarla kirletmeye yönelik hiçbir algı operasyonu tutmayacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak AKPnin yönettiği sözde
açılım ve çözüm adı altında çözülmeye götürecek süreci ve
bunların aktörlerini deşifre etmeye devam edeceğiz. Bu
çerçevede, iç güvenlik yasası çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisini başka
partilerle iş birliği ve omuz omuza gösteren kirli algı
operasyonu yürütüldüğü açıktır. Her siyasi partinin bu yasaya
karşı çıkış nedeni olabilir ve
farklılıkları bulunabilir. Bunlar birbirinden
bağımsızdır. Bu konuda bir ortak hareket etme
arayışı içerisinde olmadık, olmayacağız.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz terörle,
şiddetle mücadeleden yanayız müzakereden değil, hukuk
devletinden, demokrasiden yanayız, özgürlüklerden yanayız, dikta
rejimlerine karşıyız. Bu çerçevedeki tutumumuz
değişmeyecektir. Bu konuda hiçbir taviz vermemeye kararlı olduğumuzu
ifade etmek istiyorum. Bu eksende, AKPnin ısrarla bu kararlı
tutumumuz nedeniyle oluşturmak istediği algı operasyonu
çerçevesindeki iddialar yalandır ve iftiradır. Bu yalan ve
iftiralarla oluşturulmak istenen algı yürüttüğümüz haklı
mücadelenin milletimiz tarafından benimsendiğini göstermektedir. Bu
kapsamda gerek Sayın Cumhurbaşkanı gerek Başbakanın
ifadeleri, Milliyetçi Hareket Partisi yöneticilerine, bize yönelik iftira ve
yalanlar, gerek sosyal medyada aktrollerin gerekse havuz medyasında MHPye
yönelik iftira kampanyası, fotomontajlar, üniversitelerde oluşturulan
çatışma ortamı, Fırat Yılmaz Çakıroğluna
yönelik saldırı derin odakların oluşturmak istediği
bir senaryonun unsurlarıdır. Millet düşmanı bu kirli
senaryo ittifakları deşifre etmeye devam edeceğiz. Bu
ahlaksız senaryonun derin ve kirli odaklar iş birliğiyle
yürütüldüğü görülmektedir. Kirli ittifaklar haklı mücadelemize
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kirli ittifaklar haklı mücadelemize gölge
düşüremeyecektir. Bu kirli senaryonun yürütücülerine karşı
sözümüzü esirgemeden, yılmadan her ortamda cevabını vermeye
devam edeceğiz. Sesimizi ve mücadelemizi kimse kısamayacaktır. Daha
büyük bir kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Milliyetçi
Hareket Partisi yöneticilerini, yürüttüğü siyaseti AKPnin yalan ve iftira
kampanyasıyla bu mücadeleden vazgeçirmeye gücü yetmeyecektir, adi ve kirli
oyun bozulacaktır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Ünal
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın, 26 Şubat 1992
tarihinde yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne ve
Afganistanın başkenti Kabilde yapılan saldırıda
şehit olan askere Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralı askere acil şifalar
dilediğine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ermenistan Cumhuriyeti
birlikleri tarafından 1992 yılının 25 Şubatı 26
Şubata bağlayan gecesinde Yukarı Karabağın
Hocalı kasabasına düzenlenen saldırıda 106sı
kadın, 63ü çocuk ve 70i yaşlı olmak üzere toplam 613
Azerbaycan vatandaşı katledilmiştir, 613 Azerbaycanlı can
bu katliamda hayatını kaybetmiştir.
Türkiyeyle Azerbaycan hem sevinçte hem
tasada dost ve kardeştir. Hocalı ortak acımızdır. Her
26 Şubatta birlikte yas tutar, birlikte üzülürüz. Tam yirmi üç yıl
önce Hocalıda hunharca katledilen kardeşlerimizi rahmetle
anıyor, bir daha böyle acı günler yaşamamayı diliyorum.
Ayrıca Afganistanda
Büyükelçiliğimizin konvoyuna yapılan saldırıda
hayatını kaybeden askerimize, şehidimize Allahtan rahmet
diliyorum, acılı ailesine de başsağlığı
diliyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Buldan
4.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın, 26 Şubat 1992
tarihinde yaşanan Hocalı katliamının yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de Halkların Demokratik Partisi olarak, Hocalı
katliamında yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet
diliyorum.
Hocalı
katliamı, yirmi üç yıl önce, 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan
Cumhuriyetinin Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı
kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerden 613 kişinin toplu
şekilde öldürülmesi olayıdır. Bu ve buna benzer tüm toplu
katliamlar insanlık âleminde açıklaması olmayan ve her biri
birer insanlık suçu olan olaylar ve katliamlardır. Sadece Azerbaycan
tarihinin değil, bütün insanlık tarihinin en dehşetli hadiselerini bir kez daha lanetlediğimizi ifade
etmek istiyorum.
Tüm toplu katliamlarda yaşamını yitiren tüm
insanlarımıza bir kez daha Allahtan rahmet diliyor, tüm
yakınlarına başsağlığı dileklerimizi
iletiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu, İç Tüzükün 58inci maddesi
gereğince düzeltme talebiniz var.
Buyurun.
VII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, 25/2/2015 tarihli
64üncü Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İç Tüzükün 58inci maddesi çerçevesinde
Dün tutanaklara hakaret
edercesine diye bir ibare geçmiş. Aslında, hakaret etmesinden çok,
Hükûmetin sanki beceremediği şeklinde bir algıya sebep olacak
tarzda bir yönetim anlayışında, söylemde bulunduğunu, Cumhurbaşkanının
böyle bir tarzının, tavrının olduğunu kastetmek
istedim. Onu düzeltmek için söz aldım.(x)
Ancak, yine, o dünkü konuşmamda bazı ifadelerim var, onlarla ilgili
de birkaç şeyi daha aktarmak istiyorum bu vesileyle.
Bu Süleyman Şah Türbesinin oradan bir gece operasyonla
kaldırılıp Suriyenin başka bir coğrafyasına,
arazinin bize ait olmadığı bir yere, oradaki
vatandaşın, arazi sahibinin izni olmadan konulmasına
ilişkin bir gecekondu türbe anlayışı olduğunu
söylemiştim. Bu Süleyman Şah Türbesiyle ilgili Hükûmet yetkilileri
Orada hiç değerli bir şeyimiz kalmadı. Bütün değerli olan
şeyleri aldık geldik. gibi bir ifadede bulundular. Aslında
onların kastettiği şeyler sandukalar ve bir kısım
tekstil ürünleri yani örtü gibi hatıralar. Oysa geride bırakılan
vatan toprağıdır. Uğruna kan dökülen, can verilen vatan
toprağıdır.
Toprak deyince aklına ranttan başka bir
şey gelmeyenlerin, aklına imar gelenlerin, villalar, apartmanlar,
AVMler gelenlerin tabii ki vatan toprağının ne anlama
geldiğini bilmeleri beklenemez. Bunun ne anlama geldiğini
bilmeyenler, Emevi Camisinde namaz kılma hesabını yapanlar,
maalesef, yanlış politikaların neticesinde, muhterem bir
zatın naaşını gece kaçırarak,
toprağımızı terk ederek, ancak Genelkurmay
Başkanının makam odasında şükür namazı
kılabilmektedirler. Bunu da haber yaptırarak gerçek durumu kurtarmaya
çalışmaktadırlar ama yetmez.
Siz tarihe atalarının kabrini gizlice
kaçıran, vatan toprağını terk eden Cumhurbaşkanı,
Başbakan, Genelkurmay Başkanı olarak geçtiniz. Türk Ceza
Kanununun 302nci maddesi kapsamında da vatan toprağını
başkasına verdiğiniz için ceza çekeceksiniz. Bunun
sorumluluğunu, muhakkak bedelini ödeyeceksiniz.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, kayıtlara geçmesi için söylüyorum. Bunu defaatle söyledik ama
muhalefet bu konuyu ısrarla farklı şekilde kullanmaya devam
ediyor. 1973te planlanıp 1975te gerçekleştirilen Caber Kalesinden
Bozüyüke bir naklikubûr daha var. O dönemde de Milliyetçi Hareket Partisi
OKTAY VURAL (İzmir) - Neden dolayı, neden?
Söyleyin bakayım, neden dolayı?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Baraj
Baraj
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Şimdi, bu,
vatan toprağını terk etmek değildir. Orada aslolan Süleyman
Şahın ve 2 muhafızının naaşıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) Toprağımız
orası.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ve onların
naaşının bulunduğu yer bizim vatan
toprağımızdır.
OKTAY VURAL (İzmir) Vatandan kaçtınız.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Dolayısıyla bu meselenin daha fazla istismar edilmesi Türkiye'nin
millî çıkarları açısından doğru değildir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) İstismar konusunda
sizin elinize su dökemeyiz!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Muhalefeti bu
konudaki istismarından vazgeçmeye davet ediyorum.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, vatan
toprağıysa vatan toprağını terk ettiğini itiraf
ediyor. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisinde karar aldık, Hükûmete görev
verdik; Süleyman Şahın bulunduğu toprak vatan
toprağıdır, burayı koruyun. diye talimat verdik. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin verdiği bu talimata Ankara Antlaşması ve
Lozan Antlaşmasıyla bizim vatan toprağımızı bir
gecekondu anlayışıyla başka yere çekmek suretiyle buradan
kaçanların burada ahkâm kesmeye hakları yoktur.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bu konunun iç güvenlik kanununun engelleyicisi olarak
kullanılması doğru değil. Lütfen muhalefet bu
tavrından vazgeçsin.
OKTAY VURAL (İzmir) Vatan toprağı varken
ne iç güvenliği? Vatan toprağını terk ediyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Süleyman
Şahın bulunduğu yer vatan toprağıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) Licede sınav
yapamıyorsunuz. Vatan toprağından kaçıyorsunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Niye terk ettiniz o zaman?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) 1975te neden terk
edildiyse şimdi de o yüzden terk ediyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Baraj
Baraj
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Baraj
OKTAY VURAL (İzmir) Millete açıkça söyle!
Niye doğruları söylemiyorsunuz?
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) 1975tekinin sebebini
kendi ağzınla açıklasana yüreğin yetiyorsa!
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Ünal Süleyman
Şah Türbesi gibi bütün milletçe hassas olduğumuz bir konuyla ilgili
olarak bizim istismarda bulunduğumuzu, konuyu istismar ettiğimizi
söyleyerek muhalefet partilerinin tümüne açık, aleni bir sataşmada
bulunmuştur; söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay, iki dakika söz
veriyorum sataşma nedeniyle.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünalın yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Ünal da çok iyi hatırlayacaktır, 19
Şubat akşamı oturduğum yerden ayağa kalkarak
Sayın Meclis Başkanına Şu an itibarıyla Süleyman
Şah Türbesinde Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin, devletinin bir
hâkimiyeti, kontrolü kalmamıştır. Gelen duyumlar var, askerlerimizin
can güvenliğiyle ilgili de çeşitli duyumlar var. demiştim.
Aynı iddiayı Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan
Vekili İdris Baluken de yapmış idi. Genel Kurulda bulunan
İçişleri Bakanı da ısrarla Hükûmetten Genel Kurula izahat
vermesini talep edince Bunlar dedikodu haberleri; dedikoduyla, duyumla
Mecliste iş yapılmaz, yok böyle bir şey. diyerek Genel Kurula
yanlış ve yalan beyanda bulunmuştu. Gene hep beraber
hatırlayacağımız gibi, iktidar partisinden kimi
milletvekili arkadaşlarım da beni eleştirmişlerdi, ben de
Sizle yarın öbür gün görüşeceğiz, şimdi beni ithamla
suçlayanlar, karalama yapmakla suçlayanlar benden özür dileyecek.
demiştim. Nitekim, 21 Şubatta Türk Silahlı Kuvvetleri, dolayısıyla
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti Süleyman Şah Türbesine PYDden de icazet ve
izin almak suretiyle gidip, bayrak direğimizi sırtlayıp
Türkiye-Suriye sınır noktasına gelmişlerdir.
Yapılan iş daha önceki nakle benzemez
Sayın Ünal. Daha önce baraj yapımı nedeniyle sular altında
kalınmasıyla ilgili bir durum vardı, bunu herkes de biliyor.
Süleyman Şah Türbesindeki tavrınızla Türkiyeyi Orta
Doğuda âciz ve komik duruma düşürdünüz. Hükûmete söylüyorum -Hükûmet
yerinde değil- Hükûmet kendisinden utanmalıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Ünal.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Şahsımı kastederek
ENGİN ALTAY (Sinop) Ne dedim şahsına?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
daha önce
kendisine verilen bilgilerin yanlış ve yalan bilgiler olduğunu
söyledi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet, İçişleri
Bakanı benim söylediğime Yalan. dedi.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Şimdi,
bakınız, millî güvenliği gerektiren konularda tabii ki yüce
Meclise bilgi verilir
ENGİN ALTAY (Sinop) Kapalı oturum
yapalım. dedim o zaman ben.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
kapalı
oturumda da verilir fakat İçişleri Bakanı bu konunun
muhatabı değildir, Savunma Bakanıdır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Nerede, muhatabı
nerede? Nerede muhatap?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Biz sabah dokuzda
Savunma Bakanının gelip burada bilgi vermesini grup başkan
vekillerine teklif ettik. Sabah dörtte operasyon yapılırken,
operasyon başladıktan ve tamamlandıktan sonra Savunma
Bakanının gelip burada sabah dokuzda bilgi vermesini teklif ettik.
Fakat Meclisin kapatılması kararı alınmıştı,
bu karardan dolayı Savunma Bakanı gelip burada bilgi vermedi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Biz buradaydık sekiz
buçuğa kadar, o niye burada olmuyor?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ben tekrar
şunu söylüyorum: Millî güvenliği gerektiren bir konuda bir siyasi
partiye karşı eleştiriniz ve muhalefetiniz olabilir ama Türkiye
Cumhuriyeti devletinin uluslararası itibarını
MEHMET GÜNAL (Antalya) Devlet mi
bıraktınız ya!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
aşağılamak bir partiye muhalefet yapmak değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Uluslararası
hakkımızdan vazgeçtiniz be!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Meclis Hükûmeti
denetleyecek, millî iradenin üstünde değildir Hükûmet. Hesap verecek
tabii.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Biz
uluslararası hukuktan doğan haklarımızı
kullandık, kimseden izin almadık, Türkiyenin yüce
itibarını koruyarak
OKTAY VURAL (İzmir) Anlat, anlat, heyecanlı
oluyor, anlat.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
bir naklikubûrda
bulunduk. Bunu daha fazla istismar etmeye gerek yok Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
Uluslararası haklarımızı kullandık. diyenler Lozan
ve Ankara Anlaşmasıyla tapulu vatan toprağından
kaçtılar. Hangi uluslararası haktan bahsediyorsunuz siz ya? PYDye
haber vermek uluslararası mıdır?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Hiç kimseye haber
verilmedi.
OKTAY VURAL (İzmir) Haber verdiniz, Davutoğlu
söyledi.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Davutoğlu söyledi ya,
senin Başbakanından haberin yok ya! Davutoğlu farklı
söylüyor, sen farklı söylüyorsun.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Siz devletinizin
değil de PYDnin açıklamalarına inanıyorsanız ben
hiçbir şey söylemiyorum. (Gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, buyurun Sayın Altay.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Türk Ceza Kanunu 302ye
göre yargılanacaksınız.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ana muhalefet partisi olarak
bir talebimiz var: 21-22 Şubatta yapılan iş bir askerî
operasyondan ziyade bir lojistik sevkiyattır. Ulaştırma
Bakanının Meclise gelerek bu konuda bilgi vermesi lazım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Demagoji yapmaya
gerek yok Sayın Başkan, bunu bir demagojiye dönüştürmeye gerek
yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bu konu çünkü Millî Savunma
Bakanından ziyade Ulaştırma Bakanlığıyla ilgili
bir konudur.
Kayıtlara da geçsin.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Mahir Beye
söz verdiğinizde kürsüde bunun bir istismar olduğunu
Benim
konuşmamla ilgili, istismar ettiğime ilişkin bir beyanda
bulundular. Müsaade ederseniz
BAŞKAN Grup Başkan Vekiliniz Sayın Vural
cevap verdiler ama.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Ben
şahsıma sataştığını
OKTAY VURAL (İzmir) Kendi konuşmasına
sataşmış.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Benim kendi
konuşmamdı efendim.
BAŞKAN Sataşma nedeniyle söz veriyorum.
Buyurun Sayın Türkoğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
2.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Mahir Bey, bu operasyonun yapıldığı
saatlerde muhalefet partisi milletvekilleri böyle bir operasyondan haberdar
olduklarını ve Genel Kurulda bulunan Sayın Bakanın bu
konuda Genel Kurulu bilgilendirmesine ilişkin bir talepte bulundular. O
anda Hükûmet sıralarında oturan Sayın Bakan dediler ki: Bu bir
millî güvenlik meselesidir, size bilgi veremeyiz. Yani Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunda milletvekillerine -sizler de dâhil- Haber veremeyiz,
bu bir millî güvenlik meselesidir. diyen Hükûmet, bugün öğreniyoruz ki
PYDye bilgi vermiş, PKKya bilgi vermiş, IŞİDe bilgi
vermiş, İrana bilgi vermiş ama Türk milletinin
milletvekillerine bilgi vermiyor. Kimden neyi gizliyorsunuz? Vatan
toprağını terk ediyorsunuz ama bu vatanın vatan olması
için kanını döken milletin çocuklarına, onların vekillerine
bilgi vermiyorsunuz. Buna isyan edeceğiz tabii, buna sessiz
kalamayız. Biz o Emevi Muaviye gibi değiliz, onun bunun emriyle dişi
deveye erkek, erkek deveye dişi diyenler değiliz; biz akıl
izan sahibi, vicdan sahibi, vatan millet sevdalısı Türk
milliyetçileriyiz.
1975 yılında bu türbenin yerinin
değiştiğini bize örnek veriyorsunuz. Baraj kurulmuş orada.
Barajın altında hangi türbeyi bekleteceksiniz?
OKTAY VURAL (İzmir) Barajın altında
kalan siz oldunuz.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla)
Şnorkelle mi dalacak oradaki askerler, dalgıç elbisesi mi giyecekler?
Tabii ki yeri değişecek. Bugün Hasankeyfte neyi
tartışıyorsunuz? Yeri değişsin, baraj kuruluyor.
deniyor. Birecik Barajındaki Belkıs Harabeleri, Zeugma Harabelerinin
niye yeri değişti? Barajın altında kaldığı
için. Tabii ki Süleyman Şah Türbesinin de yeri değişecekti.
Bunu, bugün türbesini, sandukalarını, o mübarek zatların
kabirlerini kaçırmakla eş tutmak akılla izah edilecek bir
davranış değil.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ayrıca, siz
devletinizin açıklamalarına değil, PYDnin
açıklamalarına inanarak hareket ediyorsunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ya, Davutoğlu ne
diyor, sen ne diyorsun Mahir Bey ya!
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Devamla) - Türk
milletinden bu bilgileri gizlediğiniz için Hükûmeti kınıyorum,
sizleri de ayıplıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Mustafa Moroğlu, 58inci madde
gereğince söz talebiniz var.
Buyurun.
VII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR (Devam)
2.-
İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu'nun 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması (X)
MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) Sayın
Başkan, dün verdiğimiz bir araştırma önergesinde yaptığım
konuşmaların tutanaklarda düzeltilmesi için söz aldım.
Bunlardan birincisi: 1inci sayfa, 33üncü satırda
aklamak kelimesinin saklamak olarak düzeltilmesini istiyorum. Bir
diğeri de 2nci sayfada hastaların doktorları sopalarla
kovaladıkları resimleri önünüze koyarak diye bir terim
kullanmışım, hakikaten doğru bir kelime değil, onu
göstererek, size göstererek diye düzeltilmesini istiyorum.
Asıl düzeltilmesini istediğim de 3üncü sayfada
Recep Özel kardeşim diye bir hitapta bulunmuşum, bunun gerçek
anlamda düzeltilmesini istiyorum, nedeni de şu: Recep Özel
yaptığı davranıştan ötürü özür dileyinceye kadar Recep
Özele kardeşim denmesini doğru bulmuyorum. Nedeni de şu:
Tarihi geçmiş bir gaz bombasını bize attılar. dedikten
sonra Recep Özel Siz gösteriyi önce yapsaydınız. diye bir
sataşmada bulundu, gerçek düşüncesi o muydu bilmiyorum, öyle
olmadığını ifade etmesi lazım. Milletvekillerine
tarihi geçmiş gaz bombası atılmasını bırak, gaz
bombası atılmasına karşı çıkması lazım
ve eleştirmesi lazımdı. Çünkü Gezi direnişinde atılan
gaz bombalarından o gösteriyle ilgisi olmayan 3 yurttaş ya evinde ya
da hastanede yakalandıkları gaz bombasının etkisinden ötürü
hayatını kaybetti. Bir empati yapsaydı Recep Özel, o gaz
bombasından, bir gösteriye atılan gaz bombasından kendisi,
çocuğu, ailesi, hepimizin çocukları, aileleri etkilenebilir ve
ölebilirdi, onun için bu gaz bombasının atılmasına
karşı durması gerekirken Siz de keşke önce yapsaydınız.
diyerek çok kötü bir ifadede bulunmuştur. Bu ifadeyi geri alıncaya
kadar kardeşim demeyi doğru bulmadığım için
düzeltilmesini talep ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Sayın Ruhsar Demirel, Eskişehir
Milletvekili, İç Tüzük 58inci madde gereğince söz talebi var.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
3.-
Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum düzeltmeme fırsat verdiğiniz
için.
Dün akşam 24üncü maddeyle ilgili grubumuzun
verdiği önerge hakkında konuşurken Hükûmet edenler, kamu düzeni
kadar toplumsal huzuru da önceliklemeliler. Hukuku askıya alıp
oluşacak boşlukla yaratılacak talimatlar üzerinden, yürütmeyi o
boşluk içine koyup kamudaki bazı unsurların gücünü
artırarak insan haklarında insanların özgürlüklerine
kısıtlamalar getirmek, Anayasaya, uluslararası
sözleşmelere rağmen evrensel kabullere rağmen
deyip peşi
sıra Çünkü içinizde bir güvenlik paranoyası var. diye bir ifade
kullanmıştım ve sonrasında da bunun bir korku
olduğunu, korkunun insanı köleliğe götürdüğünü ifade
ettikten sonra sözlerimi bitirmeden hemen önce tekraren Bu güven
paranoyasıyla çıkarmaya çalıştığınız
kanun ve akabinde de dolayısıyla güvenlik paranoyasından bir
parça sıyrılıp
(x) diye
birtakım cümleler kurmuştum. Bu ikinci güven paranoyası
sözümün de güvenlik paranoyası olarak değiştirilmesini
istiyorum. Çünkü güven paranoyası sözü biraz şahsi gibi geldi bana
da, açıkçası üzüldüm. Benim buradaki kastım, hükûmet edenlerin
veya ülkenin çok üst kademelerindeki bazı kişilerin güvenlikle ilgili
bir paranoyaya kapıldıkları. Kendi asayişleriyle ilgili bir
paranoyaya kapıldıkları, işte suikast hezeyanları
gibi, korku hezeyanları gibi sözleri olması itibarıyla burada
güven paranoyasıyla bir şahsileştirme değil çevrelerine
dair bir kaygıyla etraflarındaki herkesten şüphe etmeleri,
herkesi paralel, vesaire gibi itham etmelerinden ötürü bir güvenlik
paranoyasıydı benim kastetmeye çalıştığım.
Dolayısıyla, ikinci güven paranoyası sözümün güvenlik
paranoyası olarak değiştirilmesini rica ediyorum.
Sayın Başkana da bu fırsatı
verdiği için teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi de Ali Haydar Öner, Isparta Milletvekili,
İç Tüzük 58inci madde gereğince söz istedi.
Buyurun Sayın Öner.
4.-
Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması (x)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
Dün gece yarısından sonraki konuşmamda,
uzun ve sağlıksız çalışma koşullarının
yol açabileceği sakıncalardan söz etmiştim. Strese,
gerginliğe yol açabileceğini, başkaca ciddi tehlikeler
olabileceğini vurgulamıştım. Bugün Sayın Meclis
Başkan Vekilimiz Ayşe Nur Bahçekapılının
geçirdiği rahatsızlık ve tansiyon yükselmesinden dolayı
üzgünüm. Sebeplerden biriysem hoşgörüsünü rica ediyorum.
Sayın Başkanım, dün, ayrıca, 37
kilometre mesafeden sıfır noktasına taşınan Süleyman
Şah Türbesinden de eleştirel bir ifadeyle söz etmiştim ancak
eksik bıraktığım bir husus var: Adalet Partisi
iktidarı ve yandaşları gayrimillî anlayışlarından
ötürü gayrimenkul kavramını da bilmiyorlar. Vatan toprağı
taşınamaz. Zaruret hâli diye bir kavram var. Baraj sebebiyle sular
altında kalan yer, ikili anlaşmalarla, uluslararası
geçerliliği olan anlaşmalarla yer değiştirebilir ancak onun
dışında gayrimenkul niteliğini menkul hâle getiremezsiniz.
Bir başka husus daha, bu iktidar bayrak nasıl
göndere çekilir onu da bilmiyor. Bir yere bir gönder koymuşlar, üzerine
bir bayrak takmışlar, taşıyorlar, taşırken
bayrağın ucu yere değiyor. Önce göndere bayrak dikilir, sonra
bayrak o göndere şanla çekilir.
Ay yıldızlı al bayrağa selam olsun.
(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
58inci maddeye göre söz isteyen Sayın Refik
Eryılmaz, Hatay Milletvekili.
Buyurun.
5.-
Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
REFİK ERYILMAZ (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Dün gece yaptığım konuşmada,
tarafıma yapılan sataşma nedeniyle AKP Grubuna yönelik olarak
Esat kardeşinizdir, Esatla birlikte Bodrumda tatil yaptınız,
Şamda kahvaltı yaptınız. (X)
derken, orada AKPli bütün milletvekillerini kastetmedim; orada
kastettiğimiz, bu sözleri o tarihte söyleyen dönemin Başbakanı
ve Dışişleri Bakanına yöneliktir. Bu şekilde
düzeltilmesini rica ediyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Onları
çağırmamışlar mı kahvaltıya?
REFİK ERYILMAZ (Devamla) Evet.
Dün bu kürsüde tarihî bir uyarıda bulundum, tarihe
not düşme adına özellikle ABDyle imzalanan Eğit-Donat
politikasının, mutabakatının bölgemiz, ülkemiz
açısından yaratacağı tehlikeyi ifade etmeye çalıştım,
altını çizmeye çalıştım. Hemen bugün sabah, maalesef,
Afganistanda El Kaide, askerî birliğimize saldırıda bulundu, 1
askerimiz şehit oldu, ona Allahtan rahmet diliyorum. Bu bir
başlangıçtır. Emin olun, bunun sorumlusu da yine bu
sözleşmenin altına imza atan siyasi iktidardır.
Ben dün burada uyarımı yaptım, bu
Eğit-Donat Protokolünden dolayı ülkemize ve ülkemizin
vatandaşlarına yönelik gerçekleşebilecek her türlü terör
saldırısından, bu protokolün, bu mutabakatın altına
imza atanların sorumlu olacağını ifade ettim. Bunu tekrar
ediyorum: Bu tarihî hatadan AKP iktidarının derhâl vazgeçmesi
gerekiyor. Bu, Türkiyeyi dünyanın en tehlikeli terör örgütünün hedef
tahtasına oturtmakla kalmıyor, aynı zamanda bizim
uluslararası anlamda Birleşmiş Milletler gözetiminde yaptığımız
12 protokol ve anlaşmaya da açıkça aykırılık
oluşturuyor. Bu da yeterli değil, iç hukukta Türk Ceza Kanununun ve
Terörle Mücadele Kanununun bir sürü maddesine de aykırılık
oluşturmaktadır. Bu protokolü imzalayan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
REFİK ERYILMAZ (Devamla)
Dışişleri
Bakanı hakkında savcıları göreve davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Yine 58inci madde gereğince söz isteyen Özgür Özel,
Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Özel. (CHP sıralarından
alkışlar)
6.-
Manisa Milletvekili Özgür Özel'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Dün, partimizin grup önerisi görüşülürken, Sayın
Mustafa Moroğlunun, toplumsal olaylarda kullanılan ve üzerinde son
kullanma tarihi yazan, son kullanma tarihinden sonra
kullanılmasının ölümcül sonuçlar doğurabileceği
söylenen gaz fişeğinin kullanıldığı noktada,
Sayın Recep Özel arkadaşımız oradan bir laf atarak
şöyle bir ifade kullandı, dedi ki: Madem öyle, siz de eylemi gaz
fişeğinin son kullanma tarihinden önce yapaydınız. Biz de
buna tepki gösterdik, Sayın Mustafa Moroğlu da bu konuda kürsüden
kendi görüşlerini ifade ederken, benim ifadem tutanağa, Sayın
Moroğlunun konuşmasından hemen sonra Hayır, O tarihten
önce yapaydınız. diyor. şeklinde geçmiş. Oradaki
Hayır (X) ifadesi, Sayın
Mustafa Moroğlunun konuyla ilgili yapmış olduğu tespitlere
yönelik bir ifade değildir, bağlamından kopmuş bir
ifadedir. Recep Özelin kullandığı cümleye, kendi grubu
reaksiyon vermeyince, Ne oldu? diye birbirlerine sorarken, orada bir
Hayır kelimesi kullanıldı, ama esas olarak benim
gösterdiğim tepki, Recep Özelin, bir toplumsal olayda tarihi geçmiş
bir gaz fişeği kullanılmasının, bir iktidar
milletvekili olarak, mensubu olduğu partinin hükûmet ettiği ve onun
kontrolündeki Bakanlığın emrindeki kolluk kuvvetlerinin bu
yaptığı meseleden rahatsızlık duyacağına,
utanç duyacağına, bu meseleyle ilgili gerekli araştırmaların
yapılması için harekete geçeceğine, o tepkilerini gösteren ve
demokratik hakkını kullanan kitleyi küçümseyerek, onlarla alay
ederek, o tarihteki o meselenin, vurgulanan meselenin önemini hiçe sayıp,
bunun yirmi gün, yirmi beş gün önceki tarihe çekilmesinin de mümkün
olabileceğini küçümsemesine gösterdiğim tepkidir. Tutanakların
bu yönde değiştirilmesini arz ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Yine, 58inci madde gereğince söz isteyen Sinan
Oğan, Iğdır Milletvekili.
Buyurun Sayın Oğan.
7.-
Iğdır Milletvekili Sinan Oğan'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması (x)
SİNAN OĞAN (Iğdır) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün
akşam gece geç saatlerde yapmış olduğum konuşmada,
İçişleri Komisyonu Başkanına yönelik Ya
dolandırıcılık yaptınız ya da Meclisi
dolandırdınız veyahut da yalan konuşuyorsunuz. dedim. O
dolandırıcılık sözünün, yanlış
anlaşılmaya mahal verme ihtimali olduğu için
dolandırmacılık olarak kayıtlara geçmesini istiyorum.
Bir de Meclisin yemeğini niye yediniz? ifadesini
İçişleri Komisyonunun yemeğini niye yediniz? şeklinde
değiştirmek istiyorum.
Bir de Sayın Komisyon Başkanı yerine Ya
Sayın Komisyon Başkanı şeklinde düzeltilmesini istirham
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün
(AK PARTİ sıralarından Gülünç duruma düşüyorsunuz! sesi)
Gülünç duruma, burada Hocalıyı 3 parti
anarken, AKP sıraları bomboş olduğunda düşüyor. Gülünç
duruma, Emevi Camisine cuma namazına gidecekken ecdadın
Karakozaktaki mezarına bir Fatiha dahi okumaya gitmeye cesaret edemeyip,
ecdat kemiğini toplayıp kucaklayıp getirenler düşüyor.
Gülünç duruma, orada sınır karakolunu -orası aynı zamanda
bir sınır karakoludur- koruyamayıp, nakliye şirketi gibi,
oradan karakolunu kucaklayıp gelenler düşüyor. Gülünç duruma,
ecdadımızın kemiklerini sızlatma pahasına, Türk
Bayrağını ve ecdadımızın naaşını
PKK paçavralarının gölgesine yatıranlar düşüyor.
Kalkmış burada konuşuyorsunuz Gülünç duruma düşmeyin. diye.
Türk milletini düşürdüğünüz durumun farkında
mısınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SİNAN OĞAN (Devamla) Burada biz o gün de
konuştuk, Meclise bilgi verin dedim, vermediniz bilgi. Kime bilgi
vermişsiniz? PKKya, PYDye, IŞİDe, İrana, Suriyeye,
Amerikaya; herkese bilgi vermişsiniz, Gazi Meclise bilgi
vermemişsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) İsraile de
vermişler.
SİNAN OĞAN (Devamla) Türk milleti görüyor
kimin gülünç duruma düştüğünü. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN Şunlar bitiyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, sayın hatibin kullandığı bir kavram var ki
BAŞKAN Sayın Kaplan, söz verdim. Söz bitsin,
konuşma bitsin, vereyim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Tamam.
BAŞKAN İç Tüzük 58inci madde gereğince,
buyurun Sayın Korkmaz.
8.-
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
(*)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; saygıyla selamlıyorum hepinizi.
Ben de İç Tüzükün 58inci maddesine göre dilekçe
verdim Başkanlık Divanına. Bunun üzerine konuşuyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz önce AKP Grup
Başkan Vekili Mahir Ünal Bey biraz da böyle yüksek perdeden sesini
yükselterek bir şeyler anlatmaya çalıştı.
Mahir Bey, sesinizi ne kadar yükseltirseniz yükseltin, bu
sizin ne ilk vukuatınız -bu anlayışla da- ne de son olacak.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Cevap
vermeyeceğim. İç Tüzükü kullanarak sataşma, cevap
vermeyeceğim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Bakın, geçmişe
doğru bir gidelim. Efendim, Türk askerinin başına çuval
geçirilmedi mi arkadaşlar?
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Mesele milletin
takdirindedir.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Bakın, soruyorum: Türk
askerinin başına çuval geçirilmedi mi? Geçirildi. Ne
yaptınız? Sustunuz, tevil etmeye çalıştınız yani
olan biten o rezaleti tevil etmeye çalıştınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Mantı yediler Kayseride.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Başka? Bu memlekette,
kardeşim, bir Habur rezaleti yaşanmadı mı?
Yaşandı. Peki, siz ne yaptınız?
OKTAY VURAL (İzmir) Türk Bayrağı ile
Atatürk posterini indirdiler.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Kafanızı öne
eğmek yerine, milletten özür dilemek yerine bunun âdeta bir
barış gösterisi hâlinde sunulmasına sessiz kaldınız.
Başka? Osloda, 40 bin kişinin katili PKKyla görüşmeler
yapmadınız mı?
OKTAY VURAL (İzmir) 29 Ekimde peşmergeyi
geçirdiler.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, bu nasıl düzeltmedir ya? Neyi düzeltiyor sayın hatip?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Biz bunları
söylediğimiz zaman siz ne dediniz? Efendim, terör örgütüyle
görüştüğümüzü iddia eden şerefsizdir. dediniz. Sonra ne oldu?
Bu gerçek ortaya çıkınca yine bunu tevil etmeye kalkmadınız
mı? 29 Ekimde, bu memleketin en büyük bayramında peşmergelere
âdeta geçit töreni yaptıran kimdi?
Dolayısıyla, Mahir Bey, benim size tavsiyem, bu
tür konularda lütfen başınızı öne eğiniz, Türk
milletinden özür dileyiniz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Cevap
vermeyeceğim. Çünkü, amacınız onu tartışmak
değil, tahrik etmek ve görüşmeleri engellemek.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Bu zihniyetle siz, Allah
muhafaza, daha bu milletin başını çok belalara
sokarsınız. O yüzden, buradan aziz milletime söylüyorum: AKPden
kurtulmak demek, beladan kurtulmak demektir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Cevap
vermeyeceğim.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Veremez, veremez,
verecek cevabı yok. Gayrimenkul kavramını bilmiyorlar, ne
cevabı verecek?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Yine 58inci madde gereğince, Mehmet Erdoğan,
Muğla Milletvekili.
9.-
Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dün Genel Kurulda yapmış
olduğum konuşmada Sayın Komisyon Başkanı, Sayın
İçişleri Bakanı, AKPnin grup başkan vekilleri;
Başbakana niçin yalan atıyorsunuz? (x)
ifadesini kullanmışım. Bunu düzeltmek istiyorum çünkü Komisyonda
biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerçekten çok ciddi katkılarda
bulunduk. Ancak gerek Komisyon Başkanının gerek AK PARTİ
grup başkan vekillerinin gerekse İçişleri Bakanının
Başbakana bu konuda doğru bilgi vermedikleri için
Başbakanın dünkü grup toplantısında kamuoyuna
yanlış bilgi verdiğine şahit olduk. Beyanımın bu
konudaki bilgi verme konusunun eksik olduğunun şeklinde düzeltilmesini
istirham ediyorum.
Tabii, arkadaşlar, bu kanunla ilgili olarak, iktidar
partisi ısrarla muhalefet partilerinin herhangi bir katkıda
bulunmadığını ve herhangi bir teklifle gelmediğini
söylüyor. Biz gerek alt komisyonda gerek İçişleri Komisyonunda
üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık ama iktidar kendi
kafasına -kimin nefsine göre yazıp getirdilerse bu kanunu- bir
şablon koymuş, bu şablonun dışına çıkmamak
için olağanüstü gayret sarf etti. Bu sebeple de Komisyondaki iktidar
partisi milletvekilleri, bizim Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri
olarak söylediklerimizi dinlemek zahmetinde bile bulunmadılar. Bu Komisyon
sırasında da defaatle bunu dile getirdik: Eğer ellerinizde bu
akıllı telefonlarınız olmasaydı bu Komisyon
çalışmaları boyunca neyle vakit geçirecektiniz, burada
nasıl bulunacaktınız? dedik.
Ve buradan tekrar etmek istiyorum: İktidar partisi
hiç kimsenin fikrini almadan, hiç kimsenin katkısına fırsat
vermeden hazırlayıp getirdiği bu yanlış kanunu
savunmaya devam ettiği müddetçe biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak
bu yanlışları sizin yüzünüze karşı söylemeye devam
edeceğiz ve milletimize verdiğiniz yanlış bilgiler
konusunda da yanlış algınızı düzeltmek için gayretimiz
sonuna kadar devam edecektir.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Madde 58 gereğince, yine, Tanju Özcan,
Bolu Milletvekili.
Buyurun Sayın Özcan.
10.-
Bolu Milletvekili Tanju Özcan'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de dün yerimden bir dakikalık söz alarak, Sayın
Meclis Başkan Vekilimizin üslubuyla ilgili olarak Sayın
Cumhurbaşkanı bile üslup konusunda sizin elinize su dökemez.(X) demiştim. Bu sözümü düzeltmek
için söz aldım.
Sayın Meclis Başkan Vekilimizin -Ayşe Nur
Bahçekapılı Hanımefendiden bahsediyorum- son zamanlardaki
üslubu, Meclisi yönetme tarzı gerçekten Gazi Meclise
yakışmıyor. Kendisi, Gazi Meclisi bugüne kadar yöneten
başkan vekillerinden çok daha farklı bir yönetim
anlayışı çizen bir başkan vekilimiz ancak yine de bu
şekilde hitap etmemem gerekiyordu. Ben bunu düzeltmek istedim. Ancak,
tabii, bu vesileyle şunu da söylemekte fayda var: Gerçekten, Türkiye Büyük
Millet Meclisi başkan vekillerinin -ki İç Tüzük bunu da emrediyor
açık bir şekilde- hitap konusunda milletvekillerine örnek olması
gerekiyor. Ama bu dönemde -ben belki ilk kez görüyorum- bir Meclis başkan
vekilinin milletvekillerine siz diye hitap etmeyi bırakıp sen
diye hitap ettiğini, hatta kullandığı üsluba bakınca
da son derece yakışıksız bir üslup içerisinde olduğunu
da üzülerek gördük, bunu da yaşadık, keşke
yaşamamış olsaydık.
Ben, tabii, dünkü konuşmamda şunu
söylemiştim, o kısmı düzeltmiyorum: Meclis başkan
vekillerimizin, tüm milletvekillerine örnek olması gerekiyor üslup
noktasında. Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı
Hanımefendi de -bundan sonraki süreçte de zannediyorum Meclisimizi
yönetecek- eğer üslubuna dikkat ederse Mecliste bugüne kadar yaşanan
gerginliklerin önemli ölçüde azalacağı kanaatindeyim. Üslup noktasında
herkesi daha dikkatli olmaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, gündem dışı
konuşmalar sırasında sisteme girdiniz ama biliyorsunuz, İç
Tüzükün 59uncu maddesi gereği en çok 3 kişiye söz veriliyor, onun
için söz veremiyorum.
Gündeme geçiyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Kaplan, bir şey
söyleyeceksiniz.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
5.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, İç Tüzükün 13üncü
maddesi uyarınca daha önce yanlış oylamayla ilgili
yaptığı itirazla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının kararını beklediğine
ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, bir
önceki birleşimde, ondan önceki ve 23ündeki birleşimde İç Tüzük
13üncü madde uyarınca hem Başkanlığınıza hem Meclis
Başkanlığına ayrı ayrı dilekçeler verdik ve bu
konuda, Başkanlık Divanının, İç Tüzükün 13üncü
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hemen toplanıp bir karar
vermesini
Usulsüzlük vardı oylamada, karar yeter sayısında,
yoklamada, geneli üzerinde konuşmada, söz kesmede, soru-cevapta, birinci
bölümde. Sizler de en son bir önceki birleşimde bu talebimizle ilgili
olarak bir açıklama yaptınız. Beş dakika ara verdiniz ve
sonra Başkanlık Divanına bunu ileteceğinizi söylediniz.
Bilahare geldiğinizde de ilettiğinizi söylediniz.
Şimdi, bu,
çok ciddi bir olay. Bu önergelerden sonra tekrar paketin görüşmelerine
başlayacağız. Ancak, bu usulsüzlükleri gidermeden yol
almamız hem İç Tüzük gereği mümkün değil hem sizlerin de
hassasiyeti oldu. Bu konuda Genel Kurulu bilgilendirseniz
Çünkü, Başkanlık
Divanı üyesi arkadaşlarımıza bugün de sorduk; kendilerine
hiçbir bildirim yapılmamış, bir toplantıya
çağrılmamışlar. Sayın Meclis Başkanı
Kanadadan bu akşam mı dönüyor, yarın sabah mı dönüyor,
bilmiyoruz, herhâlde bu akşam dönecek.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Genel Kurulu bilgilendirirseniz bu
tartışmayı sürekli hâle getirmemek için...
BAŞKAN
Sayın Meclis Başkanımız bu akşam dönüyor efendim, daha
önce de bunun açıklaması yapıldı. Meclis
Başkanlığına -zaten sizin de dilekçeniz var- biz de intikal
ettirdik, çalışmalar devam ediyor. Zannediyorum, yarın
Sayın Başkan da gelince toplantı için Başkanlık
Divanı üyelerini çağıracaktır efendim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Tabii ki biz şikâyetçi olduğumuz için
bizim de çağrılmamız gerekiyor, anlatmamız gerekiyor orada.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Müsaade ederseniz Sayın Başkan bir şey
söyleyeceğim.
BAŞKAN
Meclis araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Herkesi dinledim efendim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bir hususu
BAŞKAN -
Ama, böyle bir usulümüz
Lütfen
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Ayağa kalktım efendim. İç Tüzük
BAŞKAN
Ne istiyorsunuz, buyurun.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Dinleyin efendim.
BAŞKAN
Buyurun.
6.-
Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Meclis Genel Kurulu oturma düzeni içinde
HDP Grubu milletvekillerine yeterli yer bulunmadığına
ilişkin açıklaması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, Meclis Genel Kurulu oturma düzeni bu.
Şimdi, her partinin, milletvekili sayısı oranında, Meclis
Genel Kurulu oturma düzeni içerisinde kendisine sandalye
ayrılmış. Malumunuz, bizim grubumuzun da üye sayısı
28. Ancak, Meclis Genel Kurulunda bizim partiye ayrılan 18 koltuk var. Bu oturma düzeni düzeltilmeden bizim
milletvekillerinin gelip başka partilerin...
İDRİS BALUKEN (Bitlis) Ayakta
kalıyorlar.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - ...milletvekillerine
ayrılan sıralara oturması doğru değil, aynı
zamanda haksız bir uygulamadır. Bu yerleşkeyi düzeltin.
Milletvekillerimiz çoğunlukla buradalar, kimi milletvekillerimiz oturacak
yer bulamadıkları için, başka bir partinin de
sıralarına gidip oturmak istemedikleri için kulislerde oturmayı
tercih ediyorlar. Bunu bir düzeltin, sonra neyi konuşacaksak
konuşalım.
BAŞKAN Çalışmalara devam edelim.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun Sayın Üçer, ne için söz
istemiştiniz?
7.-
Van Milletvekili Özdal Üçer'in, Van Vali Yardımcısı ve
Erciş Kaymakamının, HDP İl Başkanından basın
açıklamasını ertelemeleri talebinde bulunduklarına
ilişkin açıklaması
ÖZDAL ÜÇER (Van) Sayın Başkan, söz hakkı
için teşekkür ediyorum. Umuyorum ki kürsüden de söz hakkı verirsiniz.
Vanda yaşanan çok acil bir durumla ilgili Meclisi
bilgilendirmek istiyorum. Vali Yardımcısı ve Erciş
Kaymakamı, İl Başkanımızı arayıp,
yapmış oldukları basın açıklamasını
ertelemeleri talebinde bulunmuş. Bu durumu...
BAŞKAN Tutanaklara geçti efendim, teşekkür
ediyorum.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Bununla ilgili bir bilgilendirme ve
kaygımızı ifade etmek istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bitlis) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Baluken, buyurun.
8.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, Meclis çalışma
koşullarının ağırlığı nedeniyle,
rahatsız olan milletvekillerini de göz önünde bulundurarak bugünkü
çalışma saatlerinin gözden geçirilmesini talep ettiğine
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bitlis) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yaklaşık dokuz gündür burada milletvekilleri çok yoğun bir
mesaiyle ülkenin geleceğini ilgilendiren bir yasa
tasarısını görüşüyorlar. Bu görüşmeler esnasında
zaman zaman on dokuz saate, yirmi saate varan ve milletvekillerinin
sağlığını direkt olarak tehdit eden bazı
oturumlar maalesef şekilleniyor. Özellikle, Sekiz saati aşan bütün
oturumlarda, genel sağlık açısından, insan
sağlığı açısından son derece olumsuz
koşullar her an burada doğabilir. uyarımızı biz
defalarca dile getirdik. Doğrusu, bu konuda kaygılıyız.
Nitekim, bugün bu kaygılarımız haklı da çıktı.
Keşke olmasaydı ama basına yansıyan haberlere göre, Meclis
Başkan Vekili Sayın Ayşe Nur Bahçekapılının bir
sağlık problemi ortaya çıkmış. Tabii, biz öncelikle, kendisine
geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz. Ancak, bu sağlıkla
ilgili duyduğumuz kaygıların hem sizin için hem de Genel
Kuruldaki diğer milletvekilleri için de şu anda geçerli olduğunu
düşünüyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü, insan
sağlığını, biyolojik, psikolojik ve sosyal
açıdan tam bir iyilik hâli olarak değerlendirir. Bu kadar uzun
çalışma saatleriyle bu kadar gerilimli ortamlarda bir insanın ne
biyolojik açıdan ne psikolojik açıdan ne de sosyal açıdan iyi
olması, iyilik hâlini sağlaması mümkün değildir.
Dolayısıyla, Meclis Başkan Vekili olarak sizden de talebimiz:
Aramızda kalp hastası, tansiyon, şeker hastası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Bingöl)
olan milletvekili
arkadaşlarımız var, bu durumu da göz önünde bulundurarak
özellikle, bugünkü oturumun saatleriyle ilgili mevcut durumu gözden geçirmenizi
talep ediyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Altay, buyurun.
9.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Balıkesir Milletvekili Tülay
Babuşcuyu İsmet İnönüyle ilgili paylaştığı
bir tweet nedeniyle kınadığına ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Adalet ve Kalkınma Partisi
Balıkesir Milletvekili Sayın Tülay Babuşcu biraz önce bir
tweet paylaştı. Bu tweet Başkan RTE
kullanıcısıyla yayınlanmış,
başlığı da şöyle: Bizans dostu, kahpe İsmet
İnönü! Bir milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyetinin kurucularından,
2nci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönüyle ilgili böyle
bir tweeti paylaşmasını şiddetle ve nefretle
kınıyorum.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Alçakça buluyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Aynı zamanda aynı
kınamayı iktidar partisinin sayın grup başkan vekilinden de
bekliyorum.
Ancak böyle bir anlayış için iki kelime daha
etmek istiyorum. Neyzen Tefvikin meşhur bir şiiri var: Ne
ararsın Tanrı ile aramda. Bu şiirin son kıtasını
Tülay Babuşcuya ithaf ediyorum. Kendisini meczup, sapkın ve
şerefsiz ilan ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım, siz
de bu konuda bir tutum belirlemek durumundasınız.
BAŞKAN Kimseye talimat vermeye
kalkışmayın, biz gereğini yapacağız. Lütfen,
lütfen ama!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan
BAŞKAN Açtırıyorum, bir saniye.
Buyurun.
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın, Sinop Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, öncelikle böyle bir bilgi bizim tarafımıza
ulaşmış değil. Dolayısıyla suç şahsidir,
bunun üzerinden tabii ki AK PARTİ Grubuna dönük bir suçlamada bulunamaz
hiç kimse.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bulunmadım zaten,
adamınızı suçladım.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Bu, öncelikle
eğer burada ifade edildiği gibi ifadeler kullanılmışsa
tweette ve gerçek kişi olarak bu ifadeler kullanılmışsa
biz AK PARTİ olarak böyle bir ifadeyi asla tasvip etmeyiz. Ama sayın
grup başkan vekilinin kullandığı ifade de Meclisin
mehabetine yakışan bir ifade değil. Konuyu anlamadan, konu
araştırılmadan, bu konuyla ilgili direkt olarak bu şekilde
bir ifadede bulunmak öncelikle burada yargısız infaz olur. Biz de bu
konuda gerekli araştırmaları yapacağız, tabii ki
Türkiye Cumhuriyetinin kurucularından İsmet İnönüye
ilişkin ağzıma alamayacağım bu ifadeyi eğer
gerçek bir kişi olarak kullanmışsa, bu, bizim asla tasvip edebileceğimiz
bir şey değildir.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Vural.
11.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, Balıkesir Milletvekili Tülay
Babuşcunun İsmet İnönüyle ilgili
paylaştığı tweetin ve Kocaeli Milletvekili İlyas
Şekerin bir fotomontaj üzerinden Milliyetçi Hareket Partisine yönelik
ifadelerinin, Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin kirli bir
senaryonun uygulayıcıları olduğunu gösterdiğine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, tabii, böyle bir ifade kabul
edilebilir değildir. Dolayısıyla bu ifadeyi kullanan
hakkında gerekli tespiti yaparak Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu, bu
konuda gerekli disiplin işlemlerini herhâlde başlatacaktır ama
cumhuriyetimizi bir reklam arası olarak gören bir zihniyetin aslında
mücadele ettiğinin tamamen cumhuriyet olduğunun, cumhuriyet fikriyle
bağdaşık olmadığının da
itirafıdır.
Bu çerçevede, yine aynı şekilde, Adalet ve
Kalkınma Partisi Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Parlamentoda HDP Grubunun yaptığı bir protestoda Sayın
Hasip Kaplanın işaretini bozkurda dönüştürüp haksızca,
ahlaksızca böyle bir fotomontajı yaparak ondan sonra bu fotomontaj
üzerinden de partimize yönelik ifadeleri, aslında, Adalet ve Kalkınma
Partili bu milletvekillerinin nasıl kirli, pis bir kumpasın
içerisinde olduğunu, nasıl bir kirli senaryonun
uygulayıcısı olduğunu göstermesi bakımından ibret
vericidir. Bunlar bir değildir, iki değildir. Dolayısıyla,
bu kirli ittifakı, bu kirli senaryoyu uygulayarak Milliyetçi Hareket
Partisinin bu konudaki tavırlarını kamuoyuna yanlış
bir şekilde aksettiren, tarihî şahsiyetlere karşı bu
ifadeleri kullananların Türk milletiyle, cumhuriyetle problemleri
olmaktadır. Bu kişilerin, milletvekili seçilmiş olmakla birlikte
milletin iradesinden, tarihinden, değerlerinden uzak olduğu gayet
açık ve nettir. Bu vesileyle bunu da ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan...
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un,
İsmet İnönüyle ilgili tweet konusunu, kim yaparsa yapsın,
nasıl yapılırsa yapılsın
kınadığına ilişkin ilişkin konuşması
BAŞKAN Bahsedilen konu, biraz önce Sayın
Altayın da bahsettiği gibi, tweetle gerçekleştirilen bir
hadise, Genel Kurulda olan bir hadise değil ama kim yaparsa yapsın,
hangi usullerle yapılırsa yapılsın tasvip edilecek bir
hadise değil. Suçların şahsiliği ilkesini de dikkate
alarak, öncelikle tabii ki parti grubunu ilgilendiriyor ama sadece milletvekili
değil, milletvekili olmayan birisini de -kimse bunu yazan-
kınıyorum ve ilgili partinin de gereğini yapmasını
temenni ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet...
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, Sayın Oktay Vuralın bahsettiği olay, Meclis Genel
Kurulu esnasında bir milletvekili tarafından sosyal medyada
gerçekleştirilmiş. Bunu asla ve asla AK PARTİ Grubuna mal
etmiyorum, kendi haddini aşan bir durum olarak görüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben o zihniyete mal ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Maalesef,
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bile sazan gibi bunun
üzerine atlayıp sosyal medyada yayınlayınca binlerce kişi
gerçek resmi koyup şu karşıda fotoğrafçılar
ENGİN ALTAY (Sinop) Silmek yetmez, özür dilesin.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Kaplan.
Bu dışarıdaki hadiseler hep burada
konuşulacak.
Teşekkür ediyorum efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Genel Kurulda,
şu önünüzde otururken çekilmiş bir resim. Genel Kurulda şurada,
önünüzde otururken çekilen bir resimdi. O resmi fotoshop yaparak
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani
fotoshoplamışlar, Hasip Beyi bozkurt işareti yaparken
Bunu
yapan, bir milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Zafer
işaretini bozkurt işareti yaparak kendi zihniyetiyle
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Yani bu, hem MHPye
hem HDPye saygısızlıktır.(X)
BAŞKAN - Ben olayı bilmiyorum ama teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Burada
yapıldı, bilmeniz lazım.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Burası Gazi Meclis
Tülay Hanım. Burası Gazi Meclis, Gazinin kurduğu Meclis,
yakışıyor mu size?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben bunun sistematik bir
senaryonun bir parçası olduğunu iddia ediyorum. Bu konuda AKPnin
BAŞKAN Söylediniz biraz önce Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir)
özellikle bununla ilgili
pazarlama yaparak Başbakanın, Cumhurbaşkanının, her
bir parti farklı saiklerle bu konudaki tavrını ortaya
koymuşken sanki arada bir ittifak varmış gibi göstermesi,
aslında bunun şahsi değil, tamamen Adalet ve Kalkınma
Partisinin kirli bir tezgâhının, derin algı operasyonun bir
parçası olarak tezgâhlandığını gayet açık ve net
ortaya koyuyor.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
müsaade eder misiniz.
BAŞKAN Lütfen, Sayın Zozani
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
ben bir talepte bulundum. Şimdi milletvekillerimiz nereye oturacak?
Milletvekillerimiz nerede oturacak, böyle bir haksızlık olur mu?
Bizim milletvekilleri nerede oturacak?
IX.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan ve 21 milletvekilinin, Güney
Antalya Turizmi Geliştirme ve Altyapı Birliğinde (GATAB)
yaşanan yolsuzlukların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1230)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Güney Antalya Turizmi Geliştirme ve Altyapı
Birliğinde (GATAB) yaşanan yolsuzlukların
araştırılması amacıyla Anayasanın 98'inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Yıldıray Sapan (Antalya)
2) Namık Havutça (Balıkesir)
3) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
4) Aykan Erdemir (Bursa)
5) İdris Yıldız (Ordu)
6) Veli Ağbaba (Malatya)
7) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
8) Erdal Aksünger (İzmir)
9) Sinan Aydın Aygün (Ankara)
10) Birgül Ayman Güler (İzmir)
11) Ali Özgündüz (İstanbul)
12) Bülent Kuşoğlu (Ankara)
13) Doğan Şafak (Niğde)
14) Ayşe Eser Danışoğlu (İstanbul)
15) Ramis Topal (Amasya)
16) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
17) Haydar Akar (Kocaeli)
18) Mustafa Moroğlu (İzmir)
19) Gürkut Acar (Antalya)
20) İlhan Demiröz (Bursa)
21) Candan Yüceer (Tekirdağ)
22) İhsan Özkes (İstanbul)
Gerekçe:
Güney Antalya Turizmi Geliştirme ve Altyapı
Birliği (GATAB), 1989 yılında 1580 sayılı Yasa
uyarınca, Turizm Bakanlığı, İl Özel İdaresi ve
yöredeki mahalli idarelerin iştirakiyle kurulmuş bir
yapıdır. Bakanlıkça yapılan altyapılar bir protokolle
bedelsiz intifa hakkı yoluyla kırk dokuz
yıllığına GATAB'a devredilmiştir. Proje alanında
içme ve kullanma suyu, kanalizasyon ve arıtma tesisleri, derin deniz
deşarjı, çöp toplama ve geri dönüşüm tesisleri ile zararlılarla
mücadele hizmetleri, hizmet bölgesinin turizm tanıtımları GATAB
tarafından yürütülmektedir. GATAB, abonelerinden, vermiş olduğu
içme ve kullanma suyu ile atık su (kanalizasyon) hizmeti karşılığı
her yıl Birlik Meclisince belirlenen tarife üzerinden
topladığı gelirlerle ihtiyaç duyduğu mali kaynağı
oluşturmaktadır.
GATAB'ı yedi yıldan bu yana yöneten, aynı
zamanda Kemer Tekirova Belde Belediyesinin AKP'li Belediye Başkanı
olan Yusuf Üras'ın faaliyetleri hiç incelenip
soruşturulmamaktadır. Altyapı, kanalizasyon, çöp ve ilaçlama
hizmetleri vermek için kurulan GATAB'ın 2011 bütçesi, 49,5 milyon
liradır. Bu bütçenin sadece 4,6 milyon lirasının altyapıya
harcandığı iddia edilmektedir. Geriye kalan 45 milyon liranın
akıbeti bilinmemektedir.
İlgili bütçenin, yarısı bozuk olan MOBESE,
usulsüz yapılan yurtdışı uçuşları, ihaleler,
kiralanan binek araçlar, akrabalara verilen cep telefonlarının
faturaları, yandaşlara ederinden kat kat pahalıya yaptırılan
promosyonlar, uygun olmayan projeler için harcandığı iddia edilmektedir.
Bunlardan başka, burada sayamadığımız onlarca
yolsuzluk iddiası artık iyice ayyuka çıkmıştır.
Başkan ve yandaşlarının kurumun kasasından
aldığı paralar da cabasıdır. Başkan Yusuf Üras,
yurt dışı seyahatleri için resmen kasayı
boşaltmıştır. Yandaşlar ve danışmanlar olduk
olmadık işleri bahane göstererek yüklü miktarlarda parayı
kasadan almışlardır.
İcraatlar bunlarla da sınırlı
kalmamıştır. 1 liraya yapılabilecek işler için 10 lira
harcanılmış göstererek kılıfına
uydurulmuştur. Sera camları, saksı, toprak, fare zehri gibi
kalemlere dünyanın parası ödenmiş gözükmektedir. Aynı
zamanda, dışarıdan yapılan hizmet alımlarında
taşeron firma işçileri, GATAB'ın ihale komisyonuna devlet memuru
gibi görev yapmışlardır.
Böyle bir kurumun kayıtlarının muhafazasını
da incelemek lazımdır. Antalya'nın Kemer ilçesinde
kayıtların ve belgelerin tutulduğu depolar bulunmaktadır.
Yaz mevsiminin hemen başında bu depoların başına bir
şey geleceği duyumunu almamıza ve yetkilileri basın yoluyla
uyarmamıza karşın, uyarılarımız dikkate
alınmamıştır. Kısa bir süre sonra depoların
yakınında yangın çıkmıştır. İlgili
depoların bir kısmının yangından zarar gördüğü
söylenmiş fakat GATAB'ın kayıtlarına bir şey
olmadığı açıklanmamıştır.
Yıllık 50 milyon lira bütçesi olan ve yolsuzluk
iddiaları ayyuka çıkan bir kurumun üzerine hiçbir şekilde
gidilmemektedir. İçişleri Bakanlığı bu kurumun
teftişini uygun bir şekilde yapmamaktadır. Valilik tüm
şikâyetlere karşın kurumu denetlememektedir. Kemer
Kaymakamlığı defalarca kurum kayıtlarını ve
belgelerini istemesine karşın bir sonuca ulaşamamış,
ilgili kaymakam kurumun üzerine gidiyor diye defalarca merkeze çekilmiş
ancak mahkeme kararlarıyla görevine yeniden dönebilmiştir. Böylesine
bir kurumun TBMM tarafından incelenmesi,
vatandaşlarımızın paralarının sağa sola
çarçur edilmemesi açısından önem arz etmektedir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle Güney Antalya
Turizmi Geliştirme ve Altyapı Birliği'nde (GATAB) yaşanan
yolsuzlukların araştırılması ve yüce Meclisimizce
tespiti amacıyla bir Meclis araştırması açılması
yerinde olacaktır.
2.-
Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ve 21 milletvekilinin, yurt
dışına gönderilen öğretmenler ile diğer personelin
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1231)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Yurt dışına gönderilen öğretmenler ve
diğer personelin gerek mali, gerek sağlık ve sosyal haklar
bakımından yaşadıkları problemlerin ve görevlerini
yaparken karşılaştıkları sorunların
araştırılması için Anayasanın 98inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
1) Muharrem Işık (Erzincan)
2) Celal Dinçer (İstanbul)
3) Haluk Ahmet Gümüş (Balıkesir)
4) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
5) Ali Demirçalı (Adana)
6) Osman Kaptan (Antalya)
7) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
8) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
9) Candan Yüceer (Tekirdağ)
10) Yıldıray Sapan (Antalya)
11) Sedef Küçük (İstanbul)
12) Hasan Ören (Manisa)
13) Levent Gök (Ankara)
14) Ayşe Nedret Akova (Balıkesir)
15) Faik Tunay (İstanbul)
16) Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
17) Ramis Topal (Amasya)
18) Namık Havutça (Balıkesir)
19) Mahmut Tanal (İstanbul)
20) Gürkut Acar (Antalya)
21) İlhan Demiröz (Bursa)
22) İhsan Özkes (İstanbul)
Gerekçe:
Millî Eğitim Bakanlığı ve
Bakanlıklar Arası Ortak Kültür Komisyonunca seçilip yurt
dışında birçok ülkeye gönderilen öğretmenlerimiz
çeşitli sorunlarla mücadele etmektedirler. Yurt dışına
gönderilecek öğretmenlerin görevlendirmeleri 3/7/2003/25157 tarih ve
sayılı Resmî Gazetenin "Bakanlıklar Arası Ortak
Kültür Komisyonunun Çalışma Esas ve Usulleri ile Bu Komisyon
Tarafından Yurt Dışında Görevlendirilecek Personelin
Nitelikleri ile Hak ve Yükümlülüklerinin Belirlenmesine İlişkin
Kararlara göre yapılmaktadır.
Yurt dışında görevlendirilen
öğretmenlerimiz çok değişik ülkelerde ve ülkelerin birbirinden
uzak bölgelerinde görev yaptıkları için yaşadıkları
sorunlar için bir araya gelip çözüm üretememektedirler. Öyle ki birçok
yabancı ülkedeki büyükelçiliklerimizde yurt dışındaki
öğretmenlerimizin muhatap olacağı görevli eğitim
müşavirleri bile bulunmamaktadır. Yurt dışında
görevlendirilen öğretmenlerimiz geçici olarak görevlendirildiklerinden
dolayı pek çok hakları kaybolmaktadır. Bu mağduriyetin
giderilmesi için yurt dışında görevlendirilen öğretmenlerin
görev tanımlarının yeniden yapılması gerekmektedir.
Öğretmenlerin alacakları ücret için her ülkeye
göre ayrı bir limit belirlenmiştir. Ancak belirlenen ücret limiti pek
çok ülke için oldukça düşük ücretlerdir. Öğretmenlerin
gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarından düşük maaş
almaları, düşük yaşam standartlarında yaşamaları
temsiliyet açısından kabul edilebilir değildir. En azından
yurt dışı ücretleri görev yaptıkları ülkedeki
meslektaşlarının seviyesine göre belirlenmelidir. Bu geçici
görevlendirilen öğretmenlerin izin sürelerinin kısa olması,
yolluk alamamaları, tedavi giderlerinin yüksekliği ve bulundukları
ülkedeki kira ve yaşamlarını idame ettirecek koşulların
zorlu ve pahalı olması gibi sorunların bir an önce çözülmesi
gerekmektedir.
Yaşanan sorunların temelinde yurt
dışına gönderilen personelin görevlendirilme şekli
yatmaktadır. Geçici görevli olarak gönderilen personel, geçici
görevlendirildiği için pek çok haktan mahrum kalmaktadır. Bunun
sürekli görev olarak değişmesi gerekmektedir. Ancak böyle
olduğunda öğretmenlerin ve diğer personelin
sorunlarının çözümü için önemli mesafe alınabilir.
3.-
Tokat Milletvekili Orhan Düzgün ve 21 milletvekilinin, kara ve hava
kuvvetlerinin envanterinde bulunan hava araçlarıyla yapılan
kazaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1232)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Son günlerde kara ve hava kuvvetlerimizin envanterinde
bulunan hava araçlarının özellikle Skorsky helikopterlerinin kaza
kırım sayıları kamuoyunun dikkatini çekecek boyutlara
ulaşmıştır...
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bizim burada dinleme mi
yapılıyor Sayın Başkan? Sayın Başkan, sürekli
dinleme mi yapılıyor bizim sıraya? Ama gerçekten yani
Başka yanan var mı yani, sürekli burada biz
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Dinleme, fişleme,
her türlü şey
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Her şey
yapılıyor bu Genel Kurulda.
(Kâtip Üye Tokat Milletvekili Dilek Yüksel
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
...Türk Silahlı Kuvvetlerimizin 1990
yılından itibaren kullandığı Skorsky helikopterlerin
bildiğimiz 17 adet kazası bulunmakta ve bu kazalarda 87 askerimizin
şehit olduğu düşünülecek olursa konunun bir an önce
araştırılması gereği açıktır.
Bu kazalar, ölümlü olduğu, şehit verildiği
ve sebebinin özellikle hava şartları veya pilotaj hatası olarak
açıklandığı durumlarda kamuoyunda daha da derin bir üzüntü
ve hayal kırıklığı yaratmaktadır. Kazalar
hakkında yapılan yorumlar rahatsız edici bir bilgi
kirliliği doğurmaktadır.
Böylece, artık spekülasyonlara yol açan bu kazalar,
halkın profesyonellik konusunda ordusuna karşı olan
itimadını sarsmaya, komuta heyetinin ve uçuş ekiplerinin öz
güvenlerinin yara alarak karar verme mekanizmalarının
zayıflamasına yol açma, dolayısıyla da yurt
savunmasının ayrılmaz bir parçası olan savaşma azim ve
kararlılığına olumsuz tesir etme potansiyeline sahiptir.
Her zaman olduğu gibi yine TSK tarafından idari
ve adli soruşturma başlatıldığı medya yoluyla
duyurulmuş olmakla birlikte, çoğunlukla başımıza bir
olay gelmesi hâlinde, sadece o münferit olayın, aynı kurum içinde,
yine o kurumun personeli tarafından yapılan bir çalışmayla
sorumluların bulunması ve bu olaya göre tedbirler
alınmasının yanı sıra, duruma hem
halkımızın vicdanını rahatlatacak hem
spekülasyonları ortadan kaldıracak, hem de sorunlara kurum
dışarısından bir gözle daha köklü ve kalıcı bir
çözüm bulunması, sorunların tespiti ve çözümlenmesi için Anayasamızın
98inci maddesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104üncü
ve 105inci maddeleri gereğince bir araştırma komisyonu
kurularak konunun tüm boyutlarıyla
araştırılmasını saygılarımızla arz
ederiz.
1) Orhan Düzgün (Tokat)
2) İhsan Özkes (İstanbul)
3) Mustafa Serdar Soydan (Çanakkale)
4) Ali Demirçalı (Adana)
5) Levent Gök (Ankara)
6) Hasan Ören (Manisa)
7) Osman Kaptan (Antalya)
8) Metin Lütfi Baydar (Aydın)
9) Yıldıray Sapan (Antalya)
10) Sedef Küçük (İstanbul)
11) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
12) Ramis Topal (Amasya)
13) Namık Havutça (Balıkesir)
14) Mahmut Tanal (İstanbul)
15) Ayşe Nedret
Akova (Balıkesir)
16) Gürkut Acar (Antalya)
17) Haluk Ahmet
Gümüş (Balıkesir)
18) Celal Dinçer (İstanbul)
19) İlhan Demiröz (Bursa)
20) Candan Yüceer (Tekirdağ)
21) Ali Serindağ (Gaziantep)
22) Hasan Akgöl (Hatay)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Biraz önceki konuyla ilgili, zannediyorum, Sayın
Babuşcunun söz talebi var.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
12.-
Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşcu'nun, İsmet İnönüyle
ilgili tweeti herhangi bir kastı olmadan dikkatsizlik sonucu retweet
etmesi nedeniyle özür dilediğine ve İsmet İnönüyü rahmetle
andığına ilişkin açıklaması
TÜLAY BABUŞCU (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli Meclis üyesi arkadaşlarım; biraz önce çok
farkına varmadan yaptığım bir retweetle ilgili, gerek CHP
Grubundan gerekse Meclisimizin ve Cumhuriyetimizin kurucu
Başkanlarından Sayın İsmet İnönüden, başta fark
etmeden resmî odaklı paylaştığım, daha doğrusu
retweet yaptığım konuyla ilgili, tümüyle ilgili, hem
başlık hem içerikle ilgili özürlerimi sunuyorum. Cidden herhangi bir
kastım yoktu, dikkatsizlik sonucu olmuştur. Huzurlarınızda
Sayın İsmet İnönüyü tekrar rahmetle anıyorum. Ruhu
şad olsun. (CHP sıralarından Yazıklar olsun! sesi)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Doksan yıllık
aradan ne haber?
TÜLAY BABUŞCU (Balıkesir) Konuyu
değiştirmeyelim. Dediğim gibi, tekrar, cumhuriyetimizin kurucusu
için hepinizden özür diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.58
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 65inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım...
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın
Başkan, efendim, öneriye geçmeden dünkü tutanakla ilgili bir arzım
olacak. Dün Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi üzerine
yaptığım konuşmada bir cümle eksik geçmiş -eksik
geçtiğini de göreceksiniz- onu düzeltmek istiyorum izninizle. Tüzükün
BAŞKAN Arkadaşlar dilekçe veriyorlar. Bir
şey düzeltecekseniz dilekçe verin. Öneriye başladım, bunu
bitireyim, ondan sonra değerlendiririz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Tamam.
BAŞKAN Okutuyorum:
X.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
HDP Grubunun, İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve
arkadaşları tarafından, Cizre olayları ve 6 kişinin
ölümü nedeniyle 28/1/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
26/2/2015
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 26/2/2015 Perşembe günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
28 Ocak 2015 tarihinde İstanbul Milletvekili A.
Levent Tüzel ve arkadaşları tarafından verilen (1422 sıra
no.lu), "Cizre olayları ve 6 kişinin ölümü" nedeniyle
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma
önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak, 26/2/2015 Perşembe günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi lehinde söz isteyen Faysal Sarıyıldız, Şırnak
Milletvekili.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
talebimizi bu arada ne yaptınız, onu da merak ediyoruz. Yani bu
sıralara oturabiliriz sonra ha!
BAŞKAN - Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
FAYSAL SARIYILDIZ (Şırnak) Sayın
Başkan, Parlamentonun sayın üyeleri; partimizin Cizre'de çocuk
infazlarının araştırılması amacıyla
sunduğu araştırma önergesiyle ilgili bireysel fikirlerimi ifade
etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Hepinizi selamlıyorum.
Cizre, muhalif kent hüviyetinden ötürü sürekli olarak
iktidarların hedefi hâline gelmiştir. 1990'lı yıllarda
Nevroz kutlamalarında kolluk güçleri tarafından açılan
ateş sonucu bir günde çoğu çocuk 30'u aşkın kişi
hayatını kaybetti. Henüz 17 yaşında bir çocukken memleketim
olan Cizre'de Nevroz kutlamalarında devlet hayatım boyunca
unutamayacağım bir kanlı vesikayı zihnime nakşetti,
bütün Kürt çocuklarına yaptığı gibi. Kürtlerde telafisi zor
toplumsal kırılma yaratan, 1990'larda en çok zulme uğrayan,
toplu ölümler ve faili meçhul cinayetlerin yaşandığı Cizre,
geçtiğimiz günlerde de yine devlet tasallutunun en zalimane
kıskacına alındı.
Türkiye halklarının evlatlarını daha
çocuk yaştayken katletmek ve sonrasında onlara terörist yaftası
yapıştırmak artık bir devlet geleneği hâline
gelmiş bulunmaktadır. Bu devlet geleneğinin son kurbanı
Cizreli çocuklar oldu. Cizre'de 3'ü çocuk 6 kişinin ölümüne ve onlarca
kişinin ağır yaralanmasına neden olan AKP devleti,
asıl Cizre'de kamu düzenini bozdu. Kamuyla barışı
sağlamayan bir Hükûmet kamu düzenini nasıl sağlayacak? AKP'nin
anladığı kamu düzeninin, daha doğrusu güvenlikçi konseptin
yegâne gayesi Kürt halkının politik toplumsal dinamiklerini boğmaktır.
Muhalif Kürt toplumsal dinamiğinin güçlü olduğu Cizre bu nedenle
hedef hâline getirilmiştir. Bu, Kürtleri sopayla uslandırma
hükümranlığının kadim hikâyesidir aynı zamanda.
Kötülük kokan bu hikâyenin başkahramanı olan AKP şimdi
iktidarın sopasını eline almış bulunmaktadır.
(
)(X)
toplumsal gösterilere dair gençlere bazı eylem tarzlarına
ilişkin duyarlılık çağrısı yaptığı
gün, Cizre'de olaylar start aldı. Hendeklerin
kapatıldığı gün 16 yaşındaki Ümit Kurt vuruldu.
Sayın Öcalan'ın mesajını Cizre'ye iletmek üzere gelen DTK
ve HDP heyetinin ilçede yarattığı olumlu havanın hemen
akabinde ise 12 yaşındaki Nihat Kazanhan yaşamını
yitirdi. Cizre'de plakasız araçlarla korsan bir tarzda kent merkezinde
çocukların öldürülmesini ve hedef hâline getirilmesini sadece müphem
adreslere havale etmek, hedef şaşırtmak, asıl
sorumluları gizleme amacını taşımaktadır. Salt
provokasyon momentinde yapılan siyasal izah, AKP Hükûmetinin sis
içerisinde kendisini kaybettirmesine fırsat sunma amacını
taşımaktadır. Evet, derin güçler diyalog süreçlerinde pusuya
yatar, süreci akamete uğratacak girişimlerde bulunabilir. Ancak
Hükûmet bu süreçteki tutumuyla ateşin üzerine benzinle
koşmuştur.
Hükûmet, Kobani ve Cizre olaylarına zemin sunarak
güvenlikçi konseptini devreye sokmak istemiştir. Yine, bu bahaneye
sığınarak, diyalog sürecinde üzerine düşen yükümlülükleri
yerine getirmeyerek ertelemiştir. Bu nedenle siyasal sorumluluk birinci
dereceden Hükûmete aittir. Cizre'de Hükûmetin de içerisinde olduğu
kanlı bir tezgâh kuruldu.
AKP, Cizre'de sürecin hassasiyetiyle hareket etmek ve
müsebbibi olduğu toplumsal reaksiyonu anlamak yerine, iktidar
repertuvarında öncelikli sırada olan cebir ve baskıyı
giderek katmerleştirdi. Hrant Dink cinayetinden yargılanan ve
hakkında yurt dışı yasağı bulunan bir kişiyi
Cizre Emniyet Müdürü olarak atayarak ilçedeki toplumsal tansiyonu da yükseltti.
Hükûmetin bu kirli politikası sonucu 3'ü çocuk 6
kişi polis kurşunuyla katledildi. Kürt çocuklarının ölümü
zaten genelde muammalıdır, meçhuldür. Çünkü Kürt çocukları, bu
ülkenin üvey evlatları olarak görülüyor. Zaten öldürülmeyi hak etmişlerdir.
Mutlaka bir şey yapmıştırlar ki öldürülmüştür. Polis
durup dururken öldürür mü? İşte, yıllarca devlet Kürt
çocuklarının ölümünü meşrulaştıran bu dili çok ustaca
üretti. Nihat, zafer işareti yapmasaydı başından vurulup
öldürülmeyecekti. Roboskili çocuklar açlıktan ölselerdi ama kutsal
devletimizin kanlarla sulanmış sınırlarını ihlal
etmeselerdi, bombalanarak parçalanmış bedenleri annelerinin ellerine
teslim edilmeyecekti. Yahya Menekşe slogan atmasaydı panzerle
ezilmeyecekti.
Hükûmet, yaşanan ölümleri aydınlatmak ve
sorumluları yargı önüne çıkarmak yerine failleri aklayan ve
inkâr yoluna giden bir politik tutum sergiledi.
Cizre 'de polisin zırhlı araçtan
açtığı ateş sonucu 12 yaşındaki Nihat
Kazanhanın başına isabet eden fişekle hayatını
kaybettiğini haykırmamıza rağmen, İçişleri
Bakanı ve Başbakan, henüz Nihat'ın kanı kurumadan polisin
olay mahallinde silah ya da biber gazı kullanmadığını
ileri sürdü. Ancak 28 Ocak günü bir televizyon kanalında yayınlanan
görüntülerde Nihat Kazanhan'ın polis tarafından öldürüldüğü
anı anına görüldü. Bugün de gazete ve İnternet sayfalarında
polisin küçücük bir bedene nasıl kıydığını
başka bir polisin insanı dehşete düşüren
itiraflarından anlamaktayız.
Kamuoyunun ve partimizin yoğun baskısı
sonucu Nihat'ı vuran polislerden biri ancak günler sonra tutuklandı.
Şimdi, siyasi ahlak ve erdem şunu gerektirirdi: Başbakan ve
İçişleri Bakanı halkın önüne çıkıp, kamuoyunu
yanılttıkları için ve yürüttükleri algı operasyonundan
ötürü özür dilemeliydi. Ancak, Hükûmet olayı polise yıkarak işin
içinden çıkmaya çalışmaktadır. Polisin de paralel
olanına yıkmaktadır. Oysaki birinci dereceden fail kolluk güçlerini
cezasızlık zırhıyla koruyan ve kollayan AKP Hükûmetidir,
tıpkı Berkin Elvan'ı vuran polisleri koruduğu gibi.
Cizre'de polis sadece 12 yaşındaki Nihat'ı
değil, 15 yaşındaki Barış Dalmış'ı, 14
yaşındaki Ümit Kurt'u ve 33 yaşındaki Zeki Alar'ı da
aynı zalimlikle katletti. Çocukların öldürüldüğü yerde
barış olmaz, çocukların öldürüldüğü yerde gelecek zifiri
bir karanlık olur. Çocuklar ölünce toplumların yüreğinde bir
daha kapanmayacak yaralar açılır. Başka bir ülkenin
çocuklarına gözyaşı dökmek, evet, erdemliliktir ve insani bir
tutumdur. Ancak, siz one minuteçilerin zerreyimiskal samimiyetine
güvenmiyoruz. Nihat Kazanhan, Berkin Elvan, Barış Dalmış,
Ümit Kurt, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz ve Roboskili çocuklar için
vicdanı sızlamayan bir zihniyetin, başka bir ülkenin çocukları
için döktüğü gözyaşına nasıl inanmamızı
beklersiniz? Çocuğa yönelik öldürme politikalarının ve
şiddet uygulayan devletin güvenlik aygıtlarının bir an
evvel bağımsız denetime açılması gerektiğini
defaatle belirtmemize rağmen, Hükûmet güvenlik paketiyle yeni çocuk
infazlarının önünü açıyor.
Bir kez daha belirtmek istiyoruz, iç güvenlik yasa
tasarsıyla hayata geçirilmek ve "kamu güvenliği"
yalanıyla gizlenmek istenen tedbirler açıkça faşizan
tedbirlerdir. Bu yasayla, artık, her kent, her ilçe, her mahalle, her köy
ve her ev birer cezaevine dönüşecektir; iç güvenlik paketiyle ülke
yarı açık cezaevine dönüşecektir; Türkiye, çocuk ölümleriyle
mezarlığa dönüşecektir. Türkiye halklarının Hitler ve
Mussolini yasalarına değil, barış yasalarına
ihtiyacı vardır.
En büyük icraatlarından birinin OHAL'i kaldırmak
olduğunu söyleyen Hükûmet, güvenlik paketiyle OHAL'i yeniden güncelliyor.
OHAL daha önceden sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde
vardı, ancak şimdi tüm Türkiye'de OHAL kuralları geçerli olacak.
Bu paketle, aşırı yetkilerle donatılan ve devletin bir
dönem bölgedeki cellatları olan Ünal Erkanlar ve Hayri
Kozakçıoğulları gibi süper vali uygulamasına geçilecektir.
Çünkü, bu paketin yasalaşması durumunda valinin kararıyla
gözaltılar yapılabilecek, valiler bu yasayla geçmişteki umumi
müfettişler olacaklar, hayatımızın her alanını
iktidar adına denetleyen kişiler olacaklardır. Türkiye
halklarını faşizmin ebedi karanlığına mahkûm
etmek isteyen ve çocuklarımızı namluların hedefi hâline
getiren bu yasayı çıkaran AKP Hükûmeti lanetle anılacaktır.
Konuşmamı ünlü filozof Deleuze'nin şu
sözüyle bitirmek istiyorum: "İktidar hayatı hedef
aldığında, hayat iktidara direniş olur. Hayatı hedef
alan bu yasaya karşı hayatı savunanlar olarak Nihatların,
Berkinlerin, Ceylanların ve Uğurların ölmemesi için direnmeye
devam edeceğiz, bu böyle biline.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde
söz isteyen Ramazan Can, Kırıkkale Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Cizrede son dönemde meydana gelen önemli olaylar oldu.
Nitekim, 29/11/2014 tarihinde otobüs işletmecisi bir vatandaş
gerçekleştirilen saldırı sonucu hayatını kaybetti.
Yine, 27/12/2014 tarihinde HÜDAPAR-PKK çatışmasında 4 kişi
hayatını kaybetti. Ümit Kurt isimli şahıs
hayatını kaybetti. Nihat Kazanhan isimli bir çocuk hayatını
kaybetti. Yine, Nazım Ölmez isimli köy korucusu oğluyla birlikte
saldırıya uğradı, hayatını kaybetti. Netice
itibarıyla, 6 Ekimden günümüze kadar şiddet olaylarıyla ilgili
65 şahıs gözaltına alındı, bunlardan 13
şahıs tutuklandı. Ölenlere Allahtan rahmet diliyorum,
yakınlarına taziye dileklerimi iletiyorum.
Bu çocukların hepsi bizim çocuklarımız, bu
çocukların hepsi bizim geleceğimiz. Çocuklar arasında, ölenler
arasında, mağdurlar arasında ve mağdureler arasında
ayrım yapmak bir devlete yakışmaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti
böyle bir ayrım yapmamaktadır, bunu -kesinlikle- herkes bilsin.
Cizre olayları sadece asayişsizlik
olayları değil, aynı zamanda çözüm sürecine yönelik bir
provokasyondur. Bu hadiselerin siyasi boyutu var. Bu olaylarda can verenler
oldu, hepsine Allahtan rahmet diliyorum.
Olaylarla ilgili adli ve idari tahkikat devam ediyor.
Olaylara zamanında müdahale edilemedi. İş makineleri gönderildi
ancak hendekler vardı. Belediye çalışmaları nedeniyle bu
hendekler aşılamadı, zaman kaybı oldu. Bir kısım
milletvekili arkadaşların oraya gitmesi ve talimatların
verilmesini takiben bunun geriye 12 yaşındaki bir çocuğun
cansız cesedi olarak dönmesi hepimizi derinden yaraladı.
Bunlar bir mesaj olabilir yani Silahı elden
bırakmayız, şiddeti elden bırakmayız, burası
bizimdir, burayı kimseye vermeyiz. diye bir mesaj olabilir. Ama hiç
kimsenin şüphesi olmasın ki normalleşme süreci devam edecektir,
çözüm süreci devam edecektir. Ancak, buna rağmen bazı karanlık
güçler vesayet günlerine, asimilasyon, ret, inkâr, günlerine, baskı,
işkence günlerine Türkiyeyi döndürmek istiyor olabilir. Statükoyu
savunan, geçmişi özleyen, karanlığa alışmış,
aydınlığı istemeyen, etnik zenginliğimizi
kaşıyanlara karşı, statükoyu yıkmaya, geleceğe
umutla bakmaya, aydınlık günlere hep birlikte yol almaya,
kardeşlik iklimini genişletmeye gayret etmeye devam edeceğiz.
Nefret söylemleriyle, sloganlarla ayrıştırmayı doğru
bulmuyoruz. Sevgiyi yüceltmek, barışı, huzuru tesis etmek zordur
ama ırkçı söylemlerle nefreti yaymak, toplumun huzurunu bozmak çok
kolaydır. Ama biz zor olana talibiz çünkü hepimiz insanız, hepimiz
kardeşiz.
AK PARTİ hükûmetleri olarak biz, toplumda düzeni,
barışı, huzuru tesis etmek için gayret ediyoruz. Her türlü
hukuki olmayan eylemleri, saldırıları, etnik milliyetçilik
tepkilerini, ayrılık söylemlerini, ırkçı tutumları
kınıyoruz. Hükûmet olarak, partimiz olarak gereken önlemleri
aldık, alacağız, almaya devam edeceğiz. Karanlık
saldırıların nedenlerinin arkasındaki karanlık
odakları ortaya çıkarmak görevimizdir; varsa provokasyon bunu da
ortaya çıkarmak görevimizdir. Partimize, karanlık dehlizlerde çözüm
sürecine darbe vurmaya, barış ve huzurumuzu bozmaya, kardeşlik
iklimini bozmaya gayret edenler amaçlarına ulaşamayacaklardır ve
hüsrana uğrayacaklardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
grup önerisini Genel Kurulun takdirine sunuyor, hepinizi tekrar saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Tutanaklara geçmesi
açısından bir hususu belirtmek istiyorum.
Sayın hatip kürsü konuşması
sırasında Cizrede HÜDAPAR ve PKK çatışması
olduğunu söyledi. Bu bilgi kesinlikle doğru değildir. Cizrenin
tamamında
Zaten, HÜDAPARın, Cizre merkezinde, HÜDAPARa sempati
duyan 10-15 aile dışında bir kitlesi de yoktur. Orada yaşananların
tamamı devletin karanlık dehlizlerinde özellikle örgütlenmiş,
planlanmış ve çocukların ölümü üzerine hayata geçirilmiş
son derece vahim olaylardır. Bu yönüyle, kendisi de Çözüm sürecine yönelik
bir provokasyondu. tespitinde bulundu. Çözüm sürecinin bir tarafı,
yürütücülerinden birisi, biliyorsunuz, AKP Hükûmetidir. Dolayısıyla,
çözüm süreciyle ilgili provokasyonu açığa çıkarmaya yönelik bir
önergede AK PARTİ Grubu böyle bir tespit yapmışsa biz bunu
önergemize verilecek destek olarak, olumlu oy olarak algılıyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Baluken.
Lehte söz isteyen Vahap Seçer, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Seçer. (CHP sıralarından
alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Halkların Demokratik Partisinin vermiş
olduğu, öncelikli olarak Cizrede meydana gelen olayların ve bu
olaylarda meydana gelen ölümlerin, yaralanmaların ve hepimizi üzen
neticelerin araştırılmasıyla ilgili bir Meclis
araştırma komisyonunun kurulmasıyla ilgili önergeyle
alakalı söz aldım.
Değerli arkadaşlarım, tabii,
geçtiğimiz yılın sonunda, bu yılın başında
Cizrede meydana gelen olaylar ve o olaylarda özellikle çocuk yaştaki
vatandaşlarımızı kaybetmemiz bizi derinden üzüntüye sevk
etti. Ancak, çocuk yaştaki ölümler, bu tip -tırnak içerisinde
söylüyorum- provokatif olaylar sadece Cizrede ya da doğuda,
güneydoğuda meydana gelen olaylarda olmuyor. Gezi olayları
sırasında ve süregelen birtakım toplumsal olaylarda birçok çocuk
yaşta vatandaşımızı kaybettik. Berkin Elvanı
kaybettik, çocuk yaşta bir yurttaşımızdı; Ali
İsmail Korkmazları, Abdullah Cömertleri, Ahmet Atakanları hep
daha hayatlarının baharında kaybettik. Ancak, Cizrede
meydana gelen olaylarda 6 yurttaşımız hayatını
kaybetti, bunun 4'ü çocuktu. 27 Aralık 2014te 19 yaşındaki
Yasin Özer, 15 yaşındaki Barış Dalmış genç
yaşta hayatlarını kaybettiler. 6 Ocakta 14 yaşındaki
Ümit Kurt öldürülmüştür. Son olarak da 14 Ocakta 12 yaşındaki
6ncı sınıf öğrencisi Nihat Kazanhan bu
çatışmalarda hayatını kaybetti. Yine, 25 Şubatta, dün,
Şırnak Cizrede çocuk yaştaki yurttaşımızın
yaralanmasıyla sonuçlanan bir olay var.
Bugün,
cezaevlerindeki çocuklara uygulanan şiddeti, istismarı, cinsel
istismarı konuşuyoruz ve gündemin en önemli konularından biri
olan bu konuları konuşurken, Cizrede ve daha önceki toplumsal
olaylarda hayatını kaybeden çocuklarla ilgili bir komisyon
kurulmasını da Mecliste tartışıyoruz. Aslında
Sayın Cumhurbaşkanının 2006 yılında, o dönemde
-Başbakanlığı döneminde- Diyarbakırdaki olaylar
karşısında Kadın da olsa, çocuk da olsa gözlerinin
yaşına bakmayacağız. söylemi birçok şeyi ifade
ediyor. Aslında, işte o, AKPnin -bana göre- çocuk avı
politikasının başlangıcı oluyor.
O
günden bugüne bu tip olaylarda, devlet güçlerinin yaptığı
saldırılarla, bombaların patlamasıyla, silahlı saldırılarla,
gaz fişekleriyle kaç çocuk öldürülmüş, yıllara göre bir
envanterini çıkardım. 2006 yılında 18 çocuk, 2007de 3,
2008de 1, 2009da 12, 2010da 14, 2011de yine 31 çocuk -bunun içerisinde
Uluderede öldürülen 22 çocuk var- 2012 yılında 10, 2013te 1 ve
2014te de 3 çocuk öldürülmüş. Yine bu yılın başında,
az önce de söylediğim gibi, 2 çocuk yurttaşımızı
kaybetmişiz.
Cizrede
meydana gelen olaylar manidar. En son öldürülen, 14 Ocakta Yafes Mahallesinde kafasından vurularak
hayatını kaybeden Nihat Kazanhanın kamyon şoförü
babası olaydan hemen sonra şöyle bir ifade veriyor: Nihat ve 3
arkadaşı oyun oynarken zırhlı araçtan inen bir polis
Nihata ateş edip kafasından vurmuş. Hemen ardından da
yerdeki mermi kovanını alarak zırhlı araçlarla olay yerinden
uzaklaşılmış. Nihat polis tarafından öldürüldü. Sonuna
kadar davacı olacağım. Oğlumun katillerinin
bulunmasını istiyorum. Bu bir babanın feryadı, diyor ki:
Oğlumu polis öldürdü.
Hemen arkasından, İçişleri Bakanı
Efkan Ala diyor ki: Bugün orada polis silah da kullanmamış, herhangi
bir gaz da kullanmamış dolayısıyla açık bir
provokasyon. Her zaman olduğu gibi Hükûmetinizin
sığındığı liman, provokasyon. Ve Davutoğlu,
Sayın Başbakan -daha da acı bir ifade, daha da manidar bir
ifade- diyor ki: Buradan net olarak ifade etmem gerekir ki bunun herhangi bir
şekilde emniyet görevlilerimizin kurşunuyla öldürülmesi söz konusu
değil. Orada ne fiilî bir müdahale ne de gaz kullanımı söz
konusu oldu.
Ama bakın, tutuklanan özel harekâtçı polis
memurunun -bugün basında da yer aldı- ifadesi var. Kamera
kayıtlarından, olaydan sonra bu H.V. isimli -baş harflerini
veriyorum isminin ve soy adının- polis gözaltına
alınıyor ve ifadesinde diyor ki: Bu çocuğu yani Nihatı
Mehmet Nurbaki Göçmez adlı polis öldürdü. Ve olayı anlatıyor:
Biz, oraya aşırtmalı gaz atmamız söylendi, bunu
yaptık. Ama bir pompalı tüfek vardı, av tüfeği vardı,
Mehmet Nurbaki bunu aldı, hedef gözetmeksizin çocukların olduğu tarafa,
kalabalığa ateş açtı ve bir çocuk orada yere düştü,
çocuğu alıp götürdüler. diyor. Ama asıl manidar olan ne biliyor
musunuz bu ifadede? Diyor ki: Biz bu dosyada kimsenin
tutuklanmayacağını düşünüyorduk. Yani diyor ki: Çünkü,
bugüne kadar birçok böyle ölüm oldu, polis kurşunuyla birçok çocuk
öldürüldü, vatandaş öldürüldü ama kimse bunun arkasını
aramadı, aradıysa da bir sonuç elde edilemedi. Hani Ali İsmail
Korkmazın annesi de mahkemeden sonra Lanet olsun böyle adalete! dedi.
Şimdi, bu vurguyu yapıyor polis memuru.
Peki, o dönemde Sayın Cumhurbaşkanı ne
diyor? O da Provokasyon var. diyor. Diyor ki: Cizrede bugün tezgâhlanmaya
çalışılan oyunu biliyoruz. Bu devletin resmî giysileri
içerisinde olan, zırhlı araçlarıyla caddenin kenarına
bombayı koyanları görüyor musunuz? Yani, bu bir provokasyon: Polis
var, devletin kolluk güçleri var, emniyet güçleri var ama bunlar da kendi
içerisinde bölünmüş; bir kısmı provokasyon yapanlar, bir
kısmı da Bizim polisimiz, AKPnin polisi. diyor. Devletin polisi
ortada yok. Diyor ki: Arkasından yine, devletin başka görevlisi bunu
yakalayabiliyor. Yani, birisi bombayı koyuyor, bir diğer polis
geliyor, bunu yakalayabiliyor.
Bülent Arınç da yine Provokasyon var. diyor, o da
çözüm sürecine bağlıyor; Çözüm sürecini akamete uğratmak için
yapılan provokasyonlar. diyor. Mealen söylüyorum. Bu sadece bir
asayişsizlik olayı değil, aynı zamanda çözüm sürecini de
yakından ilgilendiriyor.
Şimdi, ne hikmetse bu Hükûmet, meydana gelen bütün
olayları
Aslında, sadece asayişle ilgili değil,
bakın, Merkez Bankasıyla ilgili çok önemli gelişmeler oldu
dünden bu yana; Merkez Bankasından sorumlu Başbakan
Yardımcısı istifanın eşiğine geldi, Merkez
Bankası Başkanı Yeter artık, işime
karışıyorsunuz. dedi, istifanın eşiğine geldi
ama Cumhurbaşkanı dedi ki: Bunlar, bu yapılanlar, Merkez
Bankasının aldığı kararlar bir anlamda provokatif
kararlar. Yani, birilerinin vesayetinde yapılan, birileri tarafından
yönetilen, birileri tarafında emir ve sevk edilen
Şimdi, bir tarafta barış süreci,
Türkiyenin kanayan yarası, Kürt sorunu; mutlaka çözüme ihtiyaç var.
Gerçekten, keşke samimi olduğunu bilsek hem iktidarın hem
diğer tarafların. Ve bunun Meclis çatısı altında
olmasını defaatle dile getirdik, buna inanabilsek biz de katkı
sunalım diye. Böyle bir süreç işliyor ve birtakım provokatif
eylemler var. Hükûmet diyor ki: Bu yapılanlar provokasyon. Peki, bunu
kim önleyecek, bu provokasyonu kim önleyecek? Emniyet kimin elinde,
İstihbarat Teşkilatı kimin emrinde, jandarma kimin emrinde?
Şimdi, Hükûmet olarak siz bunları şikâyet etmeyeceksiniz, kimse
bu provokasyonları yapanlar ortaya çıkartacaksınız.
Dolayısıyla, gerçekten, doğuda,
güneydoğuda çözüm sürecine yönelik birtakım olaylar oluyor, bunu yok
sayamayız ama demokratik hakkını kullanan, gerçekten devletin
herhangi bir konudaki politikalarına karşı demokratik
hakkını kullanan, anayasal hakkını kullanan,
barışçı gösteriler yapan insanlara da, maalesef, polis hedef
gözetmeksizin o demokratik hakkı önlemek adına şiddet
kullanıyor. Bunu da buradan açıklıkla ifade etmek
zorundayız ve verilen önerge son derece doğru bir önergedir.
Bizim bu önergeye evet oyu
kullanacağımızı ifade ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önerge aleyhinde söz isteyen Nurdan Şanlı,
Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Şanlı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURDAN ŞANLI (Ankara) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik
Partisinin bugün Genel Kurulda görüşülmesini talep ettiği grup
önerisi üzerinde söz aldım ve Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Öncelikle, ben de Hocalı katliamında
hayatını kaybedenlere rahmet diliyor, yakınlarına da
sabır ve başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, verilmiş olan bu
önergede Halkların Demokratik Partisi, bölgenin çeşitli
alanlarında, aynı zamanda da Cizrede yaşanan olaylar ve kolluk
güçlerinin bu olaylar karşısında sergilediği tutumun
araştırılmasını istemektedir. Gerekçelerinde
bahsedilen olaylar acaba iddia edildiği gibi mi
yaşanmıştır, burada bir asayişsizlik mi söz konusudur?
(HDP sıralarından gürültüler)
MÜLKİYE BİRTANE (Kars) Yalan mı
söyleniyor?
NURDAN ŞANLI (Devamla) Yoksa çözüm sürecine
yönelik bir provokasyon mudur? Bunu çok iyi anlamak ve değerlendirmek
gerekir ve ben buradan, bu tür olaylarda hayatını kaybeden -hangi
yaşta olursa olsun- bütün insanlarımıza Allahtan rahmet
diliyorum. Bütün bunları yapanları belirlemek, bütün bu olayları
gerçekleştirenleri ve yapanları belirlemek ve deşifre etmek için
gerekli çalışmalar yapıldı, yapılıyor ve meydana
gelen olaylarla ilgili soruşturmalar da devam ediyor.
Buradan, biraz önce bahsedilen Nihat Kazanhanla ilgili
bir açıklama yapmak istiyorum. Şöyle deniyor: 14/1/2015 tarihinde
saat 15.45 sıralarında devlet hastanesine getirilen 2003 Cizre
doğumlu Nihat Kazanhan isimli çocuk hayatını kaybetmiştir.
Hastanede yapılan incelemede şahsın ateşli silahla
kafasından vurulduğu tespit edilmiştir. Ve şöyle deniyor:
Olayla ilgili özel harekât polisi tutuklanmıştır.
İşte, bütün bunlar doğrultusunda,
özgürlükler ile güvenliği dengede tutacak şekilde hazırlanan ve
Genel Kurulda görüşmeye başladığımız ve
görüşmelerine devam ettiğimiz Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu bu
anlamda gerçekten çok önemlidir ve bu kanunun görüşmeleri, Genel Kurulun
gündeminde olması ve görüşmelere devam edilmesi nedeniyle HDP
Grubunun önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, kararı Genel
Kurula sunuyor ve sizlere saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
13.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Meclis TV
yayınlarında tarafsızlık ilkesinin gözetilmediğine
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Meclis Televizyonunun yayınlarıyla ilgili bir
konuyu Sayın Meclis Başkanının dikkatine sunmak istiyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonu, yayınlarında
tarafsızlık ilkesini gözetmemektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun konuşmalarını vermek üzere, daha çok onların
sesini duyurmak üzere hareket eden bir kuruma dönüşmüştür Meclis
Televizyonu. Örneğin, 3 muhalefet partisinin konuşmaları
verildikten sonra, daha doğrusu Meclis Televizyonunun Genel Kurul
çalışmalarını vermediği saatlerde, örneğin yemek
nedeniyle veya diğer nedenlerle verilen aralarda, o boşlukları
değerlendirmek üzere yapılan haberlerde, eğer 3 muhalefet
partisi temsilcisinin konuşmaları verilmiş ise Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubundan da 3 kişinin konuşması verilsin
şeklinde bir kaygı içinde hareket edilmektedir. Eşitlik bu
değildir, eşitlik her siyasi partiye eşit bir zaman diliminin
tanınmasıdır.
Yine, Genel Kurul çalışmalarının
yansıtılmasında, zaman zaman sadece kürsünün verilmesi, Genel
Kurul salonunun verilmemesi yönünde bir çalışma
yapılmaktadır. Bir kez kameralar bu nedenle kilitlenmiştir,
Sadece kürsü verilsin, Genel Kurul gösterilmesin. şeklinde Adalet ve
Kalkınma Partili milletvekillerinin baskısıyla böyle bir
şey yapıldığı iddia edilmektedir. Bizlerin, muhalefet
grubunun basın toplantıları akşam 19.00a kadar olan
saatlerde -yani Genel Kurul çalışmalarına ara verilen saatleri
kastediyorum tabii ki- verilmemektedir ya da çok az verilmektedir ama iktidar
partisi grubunun basın toplantıları olunca bunlar o saatlerde
verilmektedir.
Ben Sayın Meclis Başkanına, Meclis
Televizyonunun bu yanlı yayın faaliyetine el koymasını ve
objektif bir yayına geçilmesi yönünde gerekli çabayı göstermesini
tavsiye ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve
arkadaşları tarafından, Cizre olayları ve 6 kişinin
ölümü nedeniyle 28/1/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunacağım
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan
BAŞKAN Başladım konuşmaya, daha
sonra söz vereyim size.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır,
hayır, tutanaklara geçmesi açısından bir şeyi ifade
edeceğim; oylamanın sonucunu değiştirebilir.
BAŞKAN Anladım da konuşmaya başladım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Özkes, Sayın Gök,
Sayın Çıray, Sayın Serindağ, Sayın Öner, Sayın
Toptaş, Sayın Ekşi, Sayın Tanal, Sayın Akar,
Sayın Ekinci, Sayın Özcan, Sayın Seçer, Sayın Tayan,
Sayın Çetin, Sayın Düzgün, Sayın Özel, Sayın Öztürk,
Sayın Mumcu, Sayın Susam, Sayın Aygün.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.46
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.58
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Mine LÖK BEYAZ
(Diyarbakır)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 65inci Birleşiminin Beşinci Oturumu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi Grubu
önerisinin oylanmasından önce istem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım ve yoklama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve
arkadaşları tarafından, Cizre olayları ve 6 kişinin
ölümü nedeniyle 28/1/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Buyurun Sayın Baluken.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
14.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, AK PARTİ Grubunun muhalefetin
getirdiği bir grup önerisine karşıysa bunu kürsüden ifade etmesi
gerektiğine ve HDP Grubu milletvekillerine ayrılan yeni oturma
düzenini uygun bulmadıklarına ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, keşke oylama öncesinde bu
söz hakkını tanımış olsaydınız
BAŞKAN Oylamaya başlamıştık
efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) -
belki oylamayla
ilgili söyleyeceğim bu cümleler Genel Kurulun oylama sonucuna tesir
edebilirdi.
Şimdi, çok önemli bir konuyu konuşuyoruz, yani
Cizrede son iki ayda 6 çocuğun polis kurşunuyla katledilmesi
olayı. AK PARTİ Grubu adına konuşan sayın hatipler
sanki olayların bütün detaylarıyla ilgili gereken her şey
yapılmış da 1 özel timin tutuklanmasıyla bütün bu cinayetler
açığa çıkmış gibi bir tablo yansıttılar.
Belli ki grup kararını da olumsuz oy kullanmak üzere
almışlar. Çünkü önerge HDP'den geliyor, muhalefetten geliyor ama
kürsüye çıkıp Biz bunu Genel Kurulun takdirine sunuyoruz. demek
suretiyle halkımızı yanıltıyorlar. Bir kere, her
şeyden önce, bu, dürüstlüğe uymaz. Grup olarak eğer muhalefetin
getirdiği önergeye karşıt bir pozisyondaysanız bunu
kürsüden ifade etmeniz gerekir. Gereğinin yapılmasıyla ilgili
de, 6 çocuğun ölümü üzerinden 1 özel timin tutuklanmasını burada
örnek göstermeyi de ben halkımızın vicdanının
takdirine bırakıyorum. Birinci konu bu Sayın Başkan.
İkinci konu da: Demin bu Meclis Genel Kurulundaki
oturum düzeniyle ilgili sayın milletvekilimizin yapmış
olduğu itiraz üzerine, yeni bir düzenleme yapılmış bir
kroki bize ulaştırıldı.
Şimdi, tabii, bizim bu durumu da kabul etmemiz
mümkün değil çünkü burada yaklaşık 10 milletvekilimiz için
ayrılan koltuklar, Milliyetçi Hareket Partisinin Grubu içerisinde
ayrılmış olan koltuklardır. Aslında, Meclis Genel
Kurulunun genel düzenlemesine baktığınız zaman, Meclisin
üçte 2si
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, bitmedi, önemli bir konu.
BAŞKAN Bir dakika veriyorum.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, Meclis Genel Kurulunun üçte 2si AK PARTİye
ayrılmış, üçte 1ine de muhalefet
sıkıştırılmış. Sayısal oran da böyle
değil aslında ve şöyle de bir durum var: AK PARTİ,
Başbakandan ya da Cumhurbaşkanından özel işaretle gelen bir
yasa tasarısı olmayınca, çoğu zaman Genel Kurulda 40-50
kişiyle temsil ediliyor. Hâl böyleyken Meclisin üçte 2sini bu
şekilde iktidar partisine ayırıp üçte 1ini muhalefete
ayırmanız hiç doğru değil. Yani ayıp olmasa
yakında benimle Oktay Vuralı da yan yana oturtacaksınız
sırf AK PARTİli vekiller rahat etsinler diye.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Niye ayıp olsun ki.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Bu oturma düzeni uygun
olmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisiyle aramızda bir
sorun yok tabii, ama salonun genel düzenlemesi ve fiziki koşulları
uygunken böylesi bir düzenlemeye biz karşı çıkıyoruz.
Bunun için grup başkan vekillerinin önerilerini -bir
kısa arayla- alıp Başkanlık Divanını
toplayabilirsiniz diye düşünüyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
15.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, HDP Grubu milletvekillerinin
oturma düzenine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu
yerle ilgili konu tabii önemli bir sorun ama aslında Adalet ve
Kalkınma Partisi ile HDPnin çözüm sürecinde beraberliği,
birlikteliği, özellikle Hükûmet üyeleriyle yakın iş birliği
dolayısıyla, sık sık bir araya gelmelerini
kolaylaştırmak açısından, Adalet ve Kalkınma
Partisinin yürütmeye yakın bölümünde HDPye yer
ayrılmasının çok daha anlamlı olacağını
düşünüyorum. Bu şekilde, bu irtibat daha seri bir şekilde
şey yapılır.
BAŞKAN İsterseniz, bu konuya grup başkan
vekilleri bir arada karar verin efendim. Öyle karar
OKTAY VURAL (İzmir) Yok, hayır
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Olur, olur, Sayın
Vural; ara versin.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben burada doğru
olacağını düşünüyorum. Bunlarla ilgili, zannediyorum,
Adalet ve Kalkınma Partisi bu şekilde bir iş birliğini
yürüttüğüne göre bu koalisyonla devam etmek istiyor.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Lüften ama ya!
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
İç Tüzük 69a göre söz istiyorum, ısrar da ediyorum.
BAŞKAN Sayın Zozani
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Israr ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Zozani
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir şey
söyleyeceğim.
BAŞKAN Efendim, bir şey söyleyeceksiniz ama
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O zaman müsaade edin.
BAŞKAN
orada duruyorsunuz, ben okumaya
başladıktan sonra söylüyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim,
ayaktaydım.
BAŞKAN Söz vereceğim efendim, şu öneriyi
bir okutayım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 69a göre
söz istiyorum ve ısrar ediyorum. Israr ediyorum.
BAŞKAN İstemediniz efendim. Oturun lütfen
yerinize.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Israr ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Öneriyi okutuyorum:
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
MHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural
tarafından, Ukraynada yaşananlar çerçevesinde Kırım Tatar
Türklerinin durumu hususunda 26/2/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 26 Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
26/2/2015
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 26 Şubat 2015
Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP Grup Başkan Vekili
Öneri:
26 Şubat 2015 tarih, 4955 sayıyla TBMM
Başkanlığına İzmir Milletvekili ve MHP Grup
Başkan Vekili Oktay Vuralın Ukraynada yaşananlar çerçevesinde
Kırım Tatar Türklerinin durumu hususunda verdiği genel
görüşme açılması önergesinin 26/2/2015 Perşembe günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Ruhsar Demirel.
Buyurun Sayın Demirel. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gök, biliyorsunuz, işlem
başladı. Sayın hatibe söz veriyorum, oradan işaret
ediyorsunuz.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Ama önemli olmasa istemezdi.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Konuşmadan sonra
Sayın Zozaninin de talebini dikkate alırsanız seviniriz.
BAŞKAN İşlem bitecek efendim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Hayır, işlem
değil, işlem konuşmadır.
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) Efendim,
baştan alabilir miyiz lütfen konuşmanız bittiyse.
BAŞKAN Yeniden başlatıyorum.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) İşlem
başladı işte.
RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii bugün Hocalı katliamının 23üncü
seneidevriyesi. Orada şehadete erenleri yalnızca Azerbaycanlı
diye düşünmek doğru değil. Türk milletine, Türk
milliyetçiliğine yönelmiş bir soykırım hareketidir ve
dünyanın farklı yerlerinde, 21inci yüzyılın ilk
çeyreğinde hâlen bu soykırım çalışmaları,
asimilasyonlar devam etmektedir. Bunun örneklerini dünyanın farklı
yerlerinde hâlen görüyoruz ve bunun bir uzantısı olarak Ukraynanın
toprak bütünlüğünün parçalanmasından sonra Kırımda da
yaşananlar benzer öykülerdir. Ukrayna, sonuçta 45 milyonluk nüfusunun
ötesinde jeopolitik, ekonomik, sosyal konumu itibarıyla dünyanın çok
önemli bir yerinde, hem de tam Doğu ile Batının kesişme,
çakışma ya da karşılaşma noktasında. Yoksa
kimsenin, aynı Arap Baharında olduğu gibi,
Ukraynalıların demokratik hakları, insan haklarıyla ilgili
bir kaygısı yok. Nasıl ki Arap Baharında da o ülkelere
demokrasi getireceğiz diye katliamlar gelmiş, terör örgütü
denilebilecek bazı canilikleri yapan kişiler istihdam edilip
bazı ülkeler de taşıyıcı annelik yapmışsa
aynı bunlar gibi şeyler Ukrayna için de söz konusu olmuştur.
Ukrayna, 1991e
kadar Sovyetler Birliğine bağlı iken 1989da başlayan,
soğuk savaşın bitimiyle birlikte Kafkaslarda gelişen
bağımsızlaşma hareketiyle beraber, 1991 yılında
vatandaşlarının yüzde 90ının evet oyuyla
bağımsız hâle gelmiştir. Ve bu
bağımsızlıkla beraber, 1954 yılında Sovyetlerin
Ukraynaya Kırımı hediye etmesi itibarıyla Ukrayna
sınırlarında kalmış diye düşünülen
Kırım da Ukraynayla birlikte kendi özerk yapısını
korumaya başlamış, Ukraynanın bağımsız bir
ülke olmasıyla beraber Ukrayna toprak bütünlüğünün içinde telakki
edilmiştir. 1991den sonraki bu gidiş, tabiatıyla, Rusya için
çok da tercih edilen bir durum olmamıştır. Ve Ukrayna,
yapısı itibarıyla, coğrafi konumu, sosyal konumu, toprak
altındaki ve üstündeki bereket ve enerji kaynakları nedeniyle hep
dünyanın kafasını yorduğu bir yer olmuş. Doğu ile
Batı arasındaki bu çatışma ta ki 2004 yılında
artık görünür bir hâl almış -aynı oturduğunuz
koltukların rengi gibi- hatırlayacaksınız, Turuncu
Devrim... 2004 yılında da dünya, Ukraynaya Turuncu Devrimle
özgürlük getirdiğini düşünüyordu Arap Baharıyla Orta Doğu
ülkelerine getirdiği gibi. Bu özgürlük kim içindi, kimin hangi
kaynakları elde etmesi içindi ve arada heba olacak kimlerdi?
İşte, o çerçevede, 2006 ile
2009 yılları arasında Putin kendi kontrolünü Ukrayna üzerinde
kurmak için Ukraynaya gaz akışını kesti 2010da kendi
istediği bir yönetim gelene kadar. 2010 yılında Putinin
istediği bir yönetim geldikten sonra 2013e kadar süren muhtelif
tartışmalar ve çatışmaların ötesinde Avrupa
Birliğiyle olan sözleşmeler imzalanmayınca, Avrupa Birliği,
Amerika -hep beraber- tekrar ikinci bir Turuncu Devrim gibi Ukraynaya özgürlük
ve demokrasi vaatleriyle baskı yapmaya başladılar.
Tabii, Putin de boş durmuyordu.
Nitekim, 17 Aralık 2013te çok aşina olacağınız bir
hâl oldu Ukraynada: Doğal gaz indirimi. Hani bizde de oldu ya, hatırlar
mısınız aralık ayında. Putin, 17 Aralık 2013de
Ukraynaya, kontrolünü sürdürmek için, Ukrayna üzerindeki baskıcı
kontrolünü sürdürmek için 15 milyar dolarlık yardım ve doğal gaz
indirimi vadetti ve bizimki gibi yüzde 6 değildi oraya vadettiği; üçte
1, yüzde 30u aşkın bir doğal gaz indirimi vadetti kontrolünü
sürdürmek için. Bu indirim size çok aşina gelecektir sayın
milletvekilleri.
16 Ocakta Ukrayna Parlamentosu yine size
aşina gelecek bir şey yaptı: Her türlü protestoyu yasaklayan
yasalar çıkardı. Sokağa çıkan herkese TOMA, herkese gaz.
Aynı bu şekilde yasalar çıkardılar. Ve tarih 23 Şubat
2014 olduğunda, Soçideki Kış Olimpiyatlarının
kapanış töreninde -ki olimpiyatlar, malum, barış
çağrıştırırlar- Putin o gösterilerde bütün
cesametiyle, bütün gücüyle dünyaya görüntüsünü verdikten sonra 23 Şubatta,
27 Şubat günü Rusya yanlısı bir grup insan Kırım
Parlamentosunu işgal ederek Kırım Parlamentosuna Rusya
bayrağını diktiler. Bunları hatırlıyor musunuz?
Tam bir yıl oldu. Bence hatırlamıyorsunuz, hatırlasanız
bugüne kadar Hükûmet olarak sanıyorum daha etkin işler
yapardınız.
İşte,
27 Şubattan sonra donanması da zaten Kırım sularında,
Kırım Limanında bulunan Rusya giderek Kırım Türk
Tatarları üzerinde etkisini artırmakla beraber
katliamlarını da artırdı ve 1 Martta da Putin,
Kırıma asker çıkarmak için kendi parlamentosundan izin aldı. Şimdi, bütün bunlar olurken 18
Mayıs 1944te Stalinin Kırım Türk Tatarlarına katliam,
asimilasyon için yaptığı sürgünden sonra, 1989 yılı
itibarıyla, yavaş yavaş kendi imkânlarıyla ve zor
şartlarda tekrar doğdukları topraklara veya ata
topraklarına dönmekte olan Kırım Türk Tatarları, böylece
ikinci kez tekrar topraklarından atılma, dışlanma ve
katliama uğrama riski taşıdılar. Bu süreçte 21
Kırım Tatar genci kaçırıldı, 3 gencin işkence
edilmiş cesetleri bulundu -bunu Dışişleri
Bakanlığı da biliyor- ve camilere Rus askerleri girdi,
Kur'an-ı Kerimi okumak yasaklandı, Mevlânanın Mesnevisi
yakıldı, bütün dinî kitaplar Kırımda yakıldı.
Hani, sizde de var ya Googledan dua attıranlar, aynı onlar gibi,
onlar da bizim kutsallarımıza el ve dil uzattılar. Aylık
gelirleri yaklaşık 100-150 dolar olan Kırım Türklerine
binlerce dolarlık para cezaları tahsis edilmeye çalışıldı.
Türkiye Cumhuriyeti nişanı sahibi Mustafa Abdülcemil Kırımoğlunun
vatanı Kırıma girmesi yasaklandı, arkasından
Kırım Tatar Millî Meclisinin Başkanı Refat Çubarovun
Kırıma girmesi yasaklandı ve şu ana kadar Kırım
Tatarlarından 4 kişinin doğdukları topraklara, ata
topraklarına girmesi yasaklandı. Ama, iş bununla da
sınırlı kalmadı, Kırım Tatar Millî Meclisi
Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz şu anda tutuklu.
Rivayete göre 19 Mayısa kadar deniliyor ama 19 Mayıstan sonra da ne
olacağını hiç kimse bilmiyor.
Peki, işgalin başından beri bütün
bunları bilen, bütün bunları takip ettiğini söyleyen,
dünyanın her yerindeki Türk soydaşlarımızın,
dindaşlarımızın her tür sorununa kulak
kabarttıklarını, göğüslerinin
çarptığını söyleyen Hükûmet ne yaptı? Türk Hükûmeti,
Türkiye Cumhuriyetinin Hükûmeti işgali tanımadığı,
Ukraynanın toprak bütünlüğüne saygılı olunması
gerektiği yönündeki kanaatini belirtirken Bu kanunsuz işgale
karşı müttefiklerimizle birlikte hareket edeceğiz,
Kırım Türk Tatarlarının haklarını da
koruyacağız. dedi. Yalnızca dedi, her zamanki gibi
yalnızca konuştular. Kırım Tatarlarının
haklarının ne kadar korunduğunu ben size az önce anlattım;
kaç kişinin topraklarımızdan
atıldığını, kaç kişinin işkence gördüğünü,
kaç kişinin öldürüldüğünü, kaç kişinin kayıp olduğunu
söyledim. İşte, dahası, bu
müttefiklerimizle birlikte Hükûmetin nasıl hareket ettiğini
açıkçası biz bilmiyoruz. Bilmek istiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti Kırım Türk Tatarları için ne planlıyor?
Planlarındaki 1inci madde yüzde 6 doğal gaz indirimiydi aynı
Ukraynaya da yaptığı gibi ama onların fiyatı daha
pahalıydı Ukraynalıların. Ukraynaya yüzde 30 indirim
yaparken bizi, Hükûmet aracılığıyla yüzde 6 indirimle
kimlere pazarladılar bilmiyoruz. Üstüne bir de Akkuyunun ÇED raporu da
cebine konuldu Putinin.
Sayın
milletvekilleri, bizler Türkiye Cumhuriyetinin milletvekilleriyiz. Oradakiler
bizim soydaşlarımız, dindaşlarımız; tarih, kan,
gönül bağlarımız olan insanlar. Bunlar için bir ÇED raporunu,
yüzde 6lık doğal gaz indirimini nasıl
karşılıyorsunuz? Kaldı ki bu yüzde 6 doğal gaz
indirimi olmasına rağmen, biz Avrupalılardan 42 dolar daha fazla
para veriyoruz doğal gaza ve hâlâ da faturalarınıza
yansımadı.
Kırım
Türk Tatarlarının bedeli nedir? Hükûmete soruyorum. Doğu
Türkistandakilerin bedeli Çinle ticaretse, Kerkükteki, Telaferdekilerin bedeli
bazılarıyla süreç yürütüp petrol pazarlığıysa
Kırım Türk Tatarlarının bedeli doğal gaz
mıdır? O zaman Anadoludaki Türk vatandaşlarının
bedeli nedir, sayın milletvekilleri bunu düşününüz.
Tam
bir yıl oldu. Abdülcemil Kırımoğlu kendi doğduğu
topraklara giremiyor, Refat Çubarov giremiyor, kimlerin daha neyle muhatap
olacağı bilinmiyor ve Hükûmet gayriresmî bir heyeti Kırıma
yollamayı düşünüyor. Bu, bir çeşit dolaylı kabuldür. Bu
dolaylı kabulü Kırım Türk Tatarları adına
reddediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konuda
Dışişlerine hem Meclisi daha detaylı bilgilendirmesi ve hem
de yurt dışındaki Türk soydaşlarımızın ve
dindaşlarımızın akıbeti konusunda daha hassas, daha
tutarlı politikalar izlemesi konusunda da ricada bulunuyoruz.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Seyit Sertçelik, Ankara
Milletvekili? Yok.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan...
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Yaklaşık on gündür iç güvenlik paketini, 684
sıra sayılı paketi görüşüyoruz, mesafe almaya gayret
ediyoruz. Toplumun belli bir kesimi bu kanunun yasalaşmasını
bekliyor.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Yapma ya! Bunu kim
bekliyor ki?
RAMAZAN CAN (Devamla) Muhalefet tabii ki İç
Tüzükten kaynaklanan haklarını korumak için ellerinden geleni
yapıyorlar.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Dört gözle bekliyor
millet!
RAMAZAN CAN (Devamla) - İç Tüzükten kaynaklanan
hukuki haklarını korumak için bütün mücadelelerini sürdürüyorlar.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Önergenin konusu ne
Ramazan Bey?
RAMAZAN CAN (Devamla) - Biz de yine İç Tüzükten ve
Anayasadan, kanunlardan kaynaklanan haklarımızı
kullanacağız.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye)
Araştırma önergesinin konusunu bir söyle.
FARUK BAL (Konya) Ramazan Bey, Kırım
Türklerine gel, Kırım Türklerine.
RAMAZAN CAN (Devamla) Bu nedenle, bu hafta
itibarıyla ikinci bölümü bitirmeyi planlıyoruz.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Oradan laf
atıyordun ya Konuya gel, konuya... Hadi, bir de sen konuya gel!
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Hangi konuda
konuşuyorsun Sayın Ramazan Can?
RAMAZAN CAN (Devamla) Netice itibarıyla, grup
önerisini Genel Kurulun takdirlerinize sunuyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar;
CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Konu ne, konu, Ramazan
Bey? Konuyu bilmiyor ya!
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Gerçekten hangi konuda
konuştun sen? Allah Allah! Bilmeden konuşmanın tipik bir
örneği.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Konuyu
bilmiyor Başkanım.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, konuyu bilmeden grup önerisi üzerinde konuştu.
BAŞKAN Onun için bıraktı zaten.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Sayın
Başkan, AKPden konuyu bilen adamlar getirsinler.
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi
lehinde söz isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Verin bize biz
konuşalım. Adam konuşamıyor! Budur!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin Kırım
Türklerinin sorunlarının araştırılması için
vermiş olduğu grup önerisi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce... Bu güvenlik
paketini tüm halkımızın beklediğini söyledi Sayın
Ramazan Can. Aslında iç güvenlik paketi denilen bu paketi, dikta
yönetimini özleyen, dikta yönetimini kurmaya çalışan ve bu konudaki
hevesi kursağında kalacak olan başta Sayın Recep Tayyip
Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu olmak üzere- çok dar bir- AKP
Hükûmetinin kadrosunun dışında bekleyen kimse yok.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) Kırım
üzerine konuş, Kırım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Aksine, bize gelen
talepler bu paketin çekilmesi yönünde ve bu paketin, Adalet ve Kalkınma
Partisinin 2002 yılından sonra başlattığı
özgürlükçü anlayışla çatıştığını herkes
söylüyor. Adalet ve Kalkınma Partisi bugüne kadarki tezlerinde Siz
güvenlikten yana mısınız? Güvenlik politikalarıyla,
cezayı artırmakla sorunları çözemezsiniz. diyordu, temel
savunması bu argüman üzerine oturmuştu. Ama, şimdi, öyle
anlaşılıyor ki cezaları artırmanın
dışında, kurumsal olarak faşizmi yerleştirecek bir
yasa tasarısını yine güvenlik adına savunmaktan geri
kalmamaktadırlar.
Değerli milletvekilleri, 27 Şubat 2014
tarihinde Kırım Ruslar tarafından işgal edildi. 16 Mart
2014 tarihinde Kırımda referandum yapılıyor, bu
referanduma katılım oranı yüzde 83 ve Kırımın
Rusyaya bağlanması yönünde Kırımda yüzde 96,
Sivastopolda yüzde 95 oranında bir oy kullanılıyor. 17 Mart
2014 tarihinde Kırım Parlamentosu Rusyaya bağlanma talebini
iletiyor, 17 Nisan 2014 tarihinde de Rusya Devlet Başkanı Vladimir
Putin Rusyanın Kırımı ilhakı kararını
onaylıyor ve bir gün sonra da Kırım resmen Rusyaya
katılıyor.
Değerli milletvekilleri, Rusyanın
Kırımı ilhakından sonra Rusya, bölgede çok hızlı
bir şekilde, kendisine yönelik, kendi yönetimine yönelik grupları,
kişileri tasfiye etmeye başlıyor ve Kırım Tatarları,
Rus işgaline karşı çıktıkları ve Ukrayna
yönetiminden yana olduklarını belirttikleri için bu baskılardan
en fazla nasibini alan grup oluyor. Bazı Kırım Tatarları
kayboluyor, bazıları da ölü bulunuyor. Kırım
Tatarlarının lideri Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil
Kırımoğluna 2019 yılına kadar Kırıma
giriş yasağı konuluyor. Rusyanın Kırımı
ilhakı uluslararası hukukun bir ihlalidir, Ukraynanın toprak
bütünlüğüne açıkça bir saldırıdır.
Aslında, Kırım ile Suriye arasında
bir paralellik var. Akıllı olanlar, aptallar tekrarlasın diye
değil, öğrensin diye atasözlerini yaratırlarmış.
Suriyede yaşananlar aslında Türk Hükûmeti açısından,
başta Mevlüt Çavuşuoğlu olmak üzere Başbakan Ahmet
Davutoğlu açısından bence ders alınması gereken konulardır.
Ruslar 1783te Kırımı ilhak ettikten sonra,
Osmanlının kendi toprakları olarak gördüğü Suriyede de
hâkimiyeti gittikçe zayıflıyor ve 19uncu yüzyıldan itibaren
Suriye Şamı Babıaliden hızla bir kopuş içerisine
giriyor. Osmanlıdan alınıp Ukraynaya verilen Kırım,
Ukraynanın Rus hâkimiyetine girişinin 300üncü yılında bir
Rus prestiji olarak algılanıyor. Suriye ve Ukraynadaki 20nci
yüzyılda kurulan bu rejimler aslında Doğu-Batı
arasındaki soğuk savaşın dengelerinin
yarattığı rejimler bir yerde.
Değerli milletvekilleri demin den söyledim- bir
Afrika atasözü var gene: Müzik değişince dansın da
değişmeye başlaması lazım. Bu, son dönemde, özellikle
bu dönemde dünyada yaşanan çoğu krizlerin ve
çatışmaların nedeni Osmanlı ve Sovyetlerin
yıkılması, ABDnin güç kaybederek merkezini Orta Doğudan
transatlantiğe kaydırması, Pasifike atlatması ve Türkiye
açısından Kırım ile Suriye arasındaki
paralelliğin pekişmesidir.
Değerli milletvekilleri, Batı, Orta
Doğuda Moskova yanlısı olarak gözüken Esad rejimini
çeşitli yöntemlerle uluslararası hukuku çiğneyerek devirmeye
girişirken Rusya da Ukraynada, Doğu Avrupada Batı
yanlısı ABci gözüken Ukrayna yönetimini devirmeye
girişmiştir; görüntü budur. Şimdi, aslında bunu bizim
görüntü olarak tanımlamamızın nedeni şudur: Ne Esad ne de
Ukraynanın ABciliği ya da Rusçuluğu esaslı değildir.
Zira, Rus yanlısı denen Viktor Yanukoviçin Batı
yanlısı denen rakibi Yuliya Timoşenkoyu Rusyayla doğal
gaz pazarlığında daha fazla yumuşak
davrandığı nedeniyle hapsettirdiğini unutmamak gerekir. Öte
yandan, yine, ABD Dışişleri Bakanı John Kerrynin 2009 yılında
eşiyle birlikte yemek yediği Beşşar Esadı Orta
Doğuda barış ve istikrarın önemli oyuncusu olduğunu,
övdüğünü de unutmamız gerekir. Güç dengelerindeki mevcut
oynaklıklardan her iki lider faydalanmaya çalışmaktadır.
Polonyalı satranç ustası Savielly Tartakower
-Allah rahmet eylesin, 1956 yılında ölmüş- bir başka büyük
satranç ustasıyla giriştiği oyunda, yarışma öncesinde
masaya bakıp her zamanki kötümserliğiyle diyor ki: Bütün hatalar,
satranç tahtasının üstünde yapılmak üzere bizi bekliyor.
Değerli milletvekilleri, şimdi de
Kırımda bütün hatalar Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlunu bekliyor ve daha önce Dışişleri
Bakanı olan, şimdi de Başbakan olan Sayın Ahmet Davutoğlunu
bütün hatalar bekliyor.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle şunu da
söylemek istiyorum: Türkiye'nin, gerçekten, dış politikada Suriyede
yaptığı hataları Kırımda yapmaması gerekir;
Kırımda sadece Ukraynanın toprak bütünlüğünden yana
olduğunu söylemesi yeterli değildir. Biz Rusya Dostluk Grubu olarak
Rusyaya gittiğimizde, oradaki siyasi partilerin liderlerine ve
ilgililere, hepsine birden, Ukraynada Ukraynanın toprak
bütünlüğünden yana olduğumuzu, Kırımdaki Türklerin
haklarının korunması ve Kırımın özerk yapısının
korunması gerektiğini söyledik ve orada 2019a kadar yasak konulan
liderinin bu yasağının kaldırılması
gerektiğini söyledik.
Ben, MHP Grubunun önergesinin, dünya
halklarının kendi kaderlerini tayin hakkının da
bulunduğunu düşünerek, bu kendi kaderlerinin başka güçlü
devletler tarafından tayin ve tespit edilmesinin günümüzde
uluslararası hukuku da zedelediğini dikkate alarak gereğinin
yapılmasını ve bu konunun
araştırılmasının uygun olacağını
düşünmekteyim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde
son konuşmacı Recep Özel, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Özel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin, Ukraynanın
başkenti Kievde başlayan toplumsal olaylar ve sonrasında ülke
geneline yayılmış olan [CHP ve MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar(!)] ve özellikle de Kırımda meydana
gelmiş olaylar ve bunun akabinde bir referandumla Rusyaya bağlanması
üzerine bu coğrafyada yaşamış olan
soydaşımız, kan bağımız olan Kırım Türk
Tatarlarıyla ilgili son gelişmelerle ilgili bir Meclis
araştırması ya da genel görüşme yapılması
yönündeki talepleri bugünkü gündemimize geldi.
Tabii...
FARUK BAL (Konya) Evet!
RECEP ÖZEL (Devamla) ...bu coğrafya,
Kırım Türklerinin bulunduğu bu coğrafya...
FARUK BAL (Konya) Evet!
RECEP ÖZEL (Devamla) ...Osmanlının bir
bakiyesi, Osmanlının toprakları altında bulunan bir yer.
FARUK BAL (Konya) Daha ileride Altınordu var,
Altınorduya gel!
RECEP ÖZEL
(Devamla) Ukraynaya bağlıyken de özerklik anlamında bir
parlamentosu, yerel bir meclisi vardı. Ukraynadaki
karışıklıklar sonunda kendi meclislerinde almış
oldukları referandum neticesinde Rusyaya bağlanma kararı
çıktı. Tabii dünyanın neresinde yaşayan bir
soydaşımız, bir akraba topluluğumuz varsa bunların
sorunlarıyla ilgilenmek için dönemimizde, AK PARTİ iktidarı
döneminde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı kuruldu ve burada ne tür sorunlar varsa bu
Başkanlığımız, kurulan bu idare her türlü soruna
eğiliyor, yurt dışında bulunan, özellikle
Kırımda bulunan tüm bu soydaşlarımıza da elinden
gelen gayreti yapıyor. Ayrıca TİKAnın burada çok güzel
faaliyetleri var. Bunların birtakım ihtiyaçlarını TİKA
marifetiyle giderdiğimize de şahidiz. Eğer burada gerçekten bir
haksızlık, bir mağduriyet varsa da buna bir uygun zamanda yine
burada bir Meclis görüşmesi açılmasında hiçbir sakınca yok.
Ama bununla ilgili Dışişlerimiz, Yurtdışı Türkler
ve Akraba Topluluklar Başkanlığımız gerekli bütün
çalışmaları da yapmaktadır.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Ne
yaptı?
RECEP ÖZEL (Devamla) Söz
almışken burada da bir konuyu açıklığa
kavuşturmak istiyorum.
Biraz önce buraya CHP Milletvekilimiz
Sayın Mustafa Moroğlu geldi, dün burada yapmış olduğu
bir -biber gazıyla ilgili- konuşmasında son kullanma tarihinin
geçtiğiyle ilgili Bize son kullanma tarihi geçmiş bir biber
gazı sıktınız. demişti, ben de yerimden Siz de son
kullanma tarihinden önce bu eylemi yapsaydınız. gibi latife kokan,
içerisinde espri olan, Meclis çalışmalarında da bu esprili laf
atma doğasında olan bir şeyi yaptım. Başka bir
amacımız yoktu. Elbette ki, tabii, eylem yapanların, polisin
kullanmış olduğu bir biber gazının son kullanma
tarihini bilecek hâli yok zaten. Onu bilebilmeleri de mümkün değil. Ondan
önce eylem yapmalı
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Üzerinde yazıyor.
RECEP ÖZEL (Devamla) Bir espriyi bu
kadar büyütmesini, kardeşim lafını da geri almasını,
Bir daha kardeşim demeyeceğim. lafını da anlayabilmiş
değilim. Eğer benim bu laflarımdan o kadar çok üzüldüyse, manevi
ızdırap duyuyorsa biz erdemli kişi olarak özür dilemesini de
biliriz. Kime bundan dolayı bir ızdırap yaşattıysak
özür dileriz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değil bir milletvekiline, vatandaşlarımızın hiçbirine
bir biber gazı sıkılmasını da hiçbirimiz tasvip
etmeyiz ama polisin de eylem anlamında, caydırıcı önlemler
anlamında da bu bir yöntem, kullanıyor. Haksız kullanmasına
siz de karşısınız, biz de karşıyız.
Bugünkü gündemimiz belli olduğu için, MHPnin çok
katılmış olduğumuz bu önergesini daha sonra tekrar
değerlendirmek gündemimizde diyor, hepinize saygılar sunuyorum
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza
sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama
BAŞKAN - Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne kadar çok
katıldığınızı göreceğiz.
BAŞKAN - Sayın Gök, Sayın Dinçer, Sayın Özkes,
Sayın Toptaş, Sayın Akar, Sayın Öner, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Eyidoğan, Sayın Tayan, Sayın
Seçer, Sayın Çetin, Sayın Öztürk, Sayın Susam, Sayın
Türmen, Sayın Ekinci, Sayın Toprak, Sayın Onur, Sayın
Aygün, Sayın Dudu, Sayın Çıray, Sayın Özel.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hani bir dakika veriyordun
BAŞKAN Vaziyete göre
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Duyuldu, duyuldu
Vaziyete göre. dedin
ya, duyuldu yani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O vaziyete göre sözünüz
kayıtlara geçti yalnız.
Sayın Başkanın ağzından duydunuz Vaziyete göre
süre veriyorum. dediğini.
(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
MHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Oktay Vural
tarafından, Ukraynada yaşananlar çerçevesinde Kırım Tatar
Türklerinin durumu hususunda 26/2/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 26 Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Özkes, yerinizden söz talebi vardı bir
düzeltmeyle ilgili zannediyorum.
Buyurun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sonra da İç Tüzükün 58inci maddesi
gereğince söz isteyen sayın milletvekillerine söz vereceğim.
Buyurun Sayın Özkes.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
16.-
İstanbul Milletvekili İhsan Özkes'in, Balıkesir Milletvekili
Tülay Babuşcunun İsmet İnönüyle ilgili
paylaştığı tweet için gösterdiği tepki
sırasında kimseyi incitmek amacı olmadığına
ilişkin açıklaması
İHSAN ÖZKES (İstanbul) Sayın
Başkan, biraz önce rahmetli İnönüyle ilgili bir kelime nedeniyle
tartışma yaşandı. Sevgili Peygamberimiz Ölülerinizi
rahmetle yâd ediniz. buyurmuştur. Merhum İnönü için sarf edilen bir
sözden rahatsızlık duydum ve tepkimi gösterdim. Kimseyi incitmek
amacım olmadığı gibi AKP Grup Başkan Vekili Sayın
Mahir Ünala da herhangi bir incitici söz söylemedim. İstemeden
kırgınlık olmuşsa bundan üzüntü duyar ve özür dilerim.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
sisteme gireceğiz ama bizim mikrofonlar bozuk olduğu için
FATİH ŞAHİN (Ankara) Onu da mı
kırdınız?
BAŞKAN Tamam, vereceğim efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teknik arıza var
Sayın Başkan, yapılmamış
BAŞKAN Siz oturun, açtıracağım ben.
İç Tüzükün 58inci maddesi gereğince söz
isteyen Aytun Çıray, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Çıray.
VII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR (Devam)
11.-
İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın, 23/2/2015 tarihli 62nci
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
AYTUN ÇIRAY (İzmir) Sayın Başkan,
değerli üyeler; sağlıkla ilgili yapılan görüşmeler
sırasında AKP iktidarı döneminde bonzainin
kullanımında artış oranını yüzde 300 olarak belirtmiştim.
Daha sonra Sayın Ünüvarın itirazıyla bunu sadece 2014
yılı artışı(x)
olarak kayıtlarda düzeltmek istiyorum.
Ancak, buraya gelmişken şunu da söylemeden
geçmek istemiyorum: Değerli arkadaşlar, son günlerin en önemli
maddesi, biliyorsunuz, Süleyman Şah Türbesi meselesi. Eğer böyle
olmasaydı hem Sayın Cumhurbaşkanı hem de Başbakan
günde 3 defa bu konuyu çeşitli ortamlarda dile getirmezlerdi. Eğer
Cumhuriyet Halk Partisi böyle bir durumla karşı karşıya
kalmış olsaydı ne yapardı? diye kamuoyu önünde bazı
sorular sordular. Eğer Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve
Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olmuş olsaydı, büyük bir askerî gücü
tüm hava ve kara unsurlarıyla hududa yığar ve Süleyman Şah
Türbesinin yer aldığı Türkiye Cumhuriyeti toprağı
tehdit altına düşerse Birleşmiş Milletler
Yasasının 51inci maddesine göre müdahale hakkımızı
kullanacağımızı ilan eder, dosta düşmana haddini
bildirirdik. Yoksa, bir maytap patlayınca vatan toprağını
terk edip kaçmazdık.
Saygılar sunuyorum arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz
İç Tüzük 58inci madde gereğince söz istedi.
Buyurun Sayın Yılmaz.
12.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben de dünkü birleşimdeki bir ifademin
düzeltilmesini istiyorum. Oradaki 9.500 Suriyeli ifadesinin 9.500 Türkmen(x) olarak değiştirilerek
kayıtlara geçmesini istirham ediyorum.
Bu vesileyle bu iç güvenlik paketi diye
adlandırılan paketin görüşmesi noktasında Milliyetçi
Hareket Partisi olarak İç Tüzükten kaynaklanan ve Anayasadan kaynaklanan
haklarımızı koruma noktasında kararlılığımızı
ortaya koyuyoruz. Bu iç güvenlik paketinde doğruyu ortaya koymak
lazım. Eğer bu ülkenin Başbakanı dâhil olmak üzere, bütün
televizyon programlarında ve her platformda, Milliyetçi Hareket Partisinin
molotofkokteyline, bonzaiye ve poşuya destek vererek terörün yanında
algısını oluşturmaya çalışması bu ülkeyi
yöneten bir Başbakan açısından doğru değildir. Bunu
defalar kere söylememize rağmen hâlâ Başbakanın ısrarla
molotofkokteylini, MHPyi ve terörü yan yana getirerek algı
oluşturmaya çalışması bu ülkeyi yöneten bir Başbakan
açısından güvenilirlik noktasında ciddi soru işaretleri
bırakıyor.
Lütfen, rica ediyoruz, Milliyetçi Hareket Partisi bu
güvenlik paketinde bu bonzai ve molotofkokteyline ve poşuya evet oyu
vermiştir, bunu mutlaka birinin Sayın Başbakana
hatırlatması gerekiyor. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, burada
terörle ilgili hangi maddeyi getirirseniz getirin, mücadelede eksiklik
gördüğünüz, hep beraber burada oylamaya ve kabul etmeye anında
hazırız.(x) Ama
bu ülkenin, devletin kurumlarını, kendinizi koruma adı
altında yok ederek devleti yok etmeye çalışmanıza
Milliyetçi Hareket Partisi olarak müsaade etmeyeceğiz. Demokratik
haklarımızı, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde sonuna kadar
kullanacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bunun da bilinmesini
arz ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Alim Işık, Kütahya Milletvekili, yine, İç
Tüzük madde 58 gereğince söz istemiştir.
Buyurun Sayın Işık.
13.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ben de dünkü birleşimde yapmış
olduğum bir konuşmada, özellikle Sayın Başbakanın
Adalet ve Kalkınma Partisi grup toplantısında
yaptığı konuşmada geçen ifadelerine değinmiştim
ve konuşmamda Muhalefet partilerinden HDP, MHP, CHP kirli ittifak
yapıyor. şeklindeki Başbakana ait sözün doğru olmadığını
beyan ederek Bir Başbakana millete bu şekilde yalan söylemek
yakışmaz, doğru bilgilendiriniz. şeklindeki ifademde geçen
yalan söylemek ifadesinin doğru olmayan ifadelerde bulunmak(x) şeklinde düzeltilmesinin daha
doğru olacağını düşünüyorum.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Ya, ikisi de
aynı şey zaten.
ALİM IŞIK (Devamla) Çünkü Sayın
Başbakan bir zatımuhterem ama Başbakanlık önemli bir makam,
o makamı yıpratmaması için ve siyasi partiler bu ülkenin
geleceğini şekillendiren, ona göre politika üreten değerli
kurumlar olduğu için siyasi partilerin tüzel kişiliğine ve
onların liderlerine bu şekilde söylemlerde bulunmanın,
gerçekten, bir Başbakana yakışmadığını ifade
etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi,
sadece, kirli ittifaklarla ilgili yapabileceği ne varsa onu milletle
paylaşmayı kendisine görev bilmiştir. Kirli ittifak, maalesef,
ne acıdır ki bugünkü Hükûmetin yaptığı
ittifaklardır. O nedenle bu ifadenin bu şekilde düzeltilmesi yerinde
olacaktır.
Yine, bu iç güvenlik yasa tasarısında geçen
konularla ilgili, Milliyetçi Hareket Partisinin, milletin ve ülkenin lehine
olan her konuda, daha önce de olduğu gibi, iktidarın getirdiği
öneriye destek verdiğini burada sizler biliyorsunuz. Lütfen bu
doğruları Sayın Başbakana kim söylüyorsa, kim ulaştıracaksa
bir an önce ulaştırsın. Sayın Başbakanın
televizyonlarda yaptığı o konuşmalar bu ülkenin
itibarını zedelemektedir.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, 58nci madde gereğince söz isteyen Ali
Serindağ, Gaziantep Milletvekili.
Sayın Serindağ
Yok.
Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Bal.
14.-
Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, dünkü
oturumda Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna söz vermeyişinize MHPnin
hakkını gasbediyorsunuz. şeklinde bir ifadede bulunmuştum.
Gasbetmediniz ama söz de vermediniz. (x)
Bu şekilde düzeltiyorum.
Bu vesileyle Alim Beyin lafından başlayarak
ifade ediyorum. Tabii, Sayın Başbakana Yalan söylüyor. demek
doğru değil. Ama bu ne? Sayın Başbakan diyor ki
basının huzurunda: Sayın Bahçeliye soruyorum: Süleyman
Şahın türbesi 1973te nakledildiğinde Alparslan Türkeş
Başbakan Yardımcısıydı. Doğru mu bu
arkadaşlar?
OKTAY VURAL (İzmir) Yalan!
KORAY AYDIN (Trabzon) Yalancı!
ALİM IŞIK (Kütahya) Devletin
kayıtları öyle göstermiyor.
FARUK BAL (Devamla) Tabii, çok derin, stratejik
incelemeler içerisinde bulunan Başbakan sığ incelemelere
kendisini layık görmüyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hayatı yalan, hayatı!
OKTAY VURAL (İzmir) Derinlikte kaybolmuş.
FARUK BAL (Devamla) Başbakanlıkta bulunan
hangi hükûmetin ne zaman kurulduğuna ilişkin tabelalara baksa bu
hatayı, bu yanlışı yapmayacak. Tabii ki Sayın
Başbakan nerede sıkışsa Milliyetçi Hareket Partisine bir
sataşmada bulunmaya çalışıyor. Ben de sizden rica ediyorum,
bilenleriniz ya da şimdi öğrenenleriniz Sayın Başbakana
doğruyu söylesin, bir daha böyle yalan yanlış işlere
bulaşmasın.
Süleyman Şah Türbesi 1968 yılında Tabka
Barajının nakledilmesi
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Bakan, söyle, Yalan
söylüyorsun Sayın Başbakan. de, öyle söyle.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan iletsin
Başbakana.
FARUK BAL (Devamla) Sayın Başkan, laf
atıyorlar bana, lütfen süremi düzeltin.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen hatibe
laf atmayalım.
FARUK BAL (Devamla) Lütfen bir dakika ilave edin
efendim. Bir dakika ilavenizi rica ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 1968 yılında
Suriye Tabka Barajı yapacağım. diye Süleyman Şah
Türbesinin değiştirilmesini talep ediyor. Uluslararası
anlaşmalara göre 1973 yılına kadar müzakere yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) 1973 yılında o
zamanın Hükûmeti Alparslan Türkeş o zaman yok- Süleyman Şah
Türbesinin Caber Kalesinde bulunan yeri şamandırayla belirlenmesi
suretiyle ve yeni yapılacak yerin de Türkiye Cumhuriyeti devleti
tarafından belirlenmesi suretiyle şimdi sizin naklettiğiniz
Karakozak köyüne taşınmasını kabul ediyor. İkisinin
ortak özelliği
Sayın Başkan, benim
BAŞKAN Sayın Bal, lütfen, teşekkür
ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Öğrenme
hakkımız açısından biraz daha söz verseniz Sayın
Başkan.
FARUK BAL (Devamla) Neyse, böyle devam edeyim.
İkisi arasındaki ortak nokta, her ikisi de
Türkmen bölgesidir ve 1921 Ankara Anlaşmasıyla ve 1923 Lozan
Antlaşmasıyla o zaman kurulan Türkiye Cumhuriyet devletinin
Suriyede bir bayrak gösterme ihtiyacı nedeniyle olmuştur ama siz,
PKK ve IŞİD terörü yüzünden o türbeyi kaçırmak için PKK ve
IŞİD terör örgütünün yardımına ve korumasına ihtiyaç
duymuşsunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) İç Tüzük 58e göre
söz Sayın Balukende.
BAŞKAN Evet, İdris Baluken Bingöl
Milletvekili.
Buyurun Sayın Baluken, sizin de var 58inci madde
gereği söz talebiniz ve son söz talebi.
Buyurun.
15.-
Bingöl Milletvekili İdris Baluken'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünkü oturuma ait tutanaklarda şöyle bir cümlem var:
Sayın Erkan Akçayın sataşması üzerine söz
almışım ve onun tezlerini çürütmeye çalışırken de
Kullanmış olduğu cümlelerin herhangi bir gerçeklik payı
olmadığını eminim ki mantıklı düşünen her milletvekili
burada takdir edebilir. demişim. Tabii bu yanlış anlamaya son
derece açık bir cümle. Sanki aramızda bizim gibi düşünmeyen
milletvekillerinin mantıksız düşündüğünü ima etmişim
gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Ben onun tutanaklardan
çıkmasını isteyeceğim. Olayları doğru
değerlendiren milletvekilleri(X)
diye düzeltebiliriz yani mantıklı düşünen yerine
olayları doğru değerlendiren diye düzeltebiliriz. Çünkü her
şeyden önce birbirimize duyduğumuz saygıyı yitirmememiz
gerekir. Birbirimizi eleştirebiliriz, zaman zaman gerilimler artabilir,
eleştirinin dozu yükselebilir, nahoş olaylar olabilir ama aynı
çatı altında karşılıklı olarak o
saygıyı ayakta tutmak bence son derece önemlidir.
Demin Meclis Başkan Vekiline de bu doğrultuda
bir hekim olarak bazı kaygılarımı iletmiştim. Maalesef
Sayın Meclis Başkan Vekili, şu anda hastaneye
kaldırılan Meclis Başkan Vekilinin sağlık durumuyla
ilgili bir açıklama bile yapmadı. Yani düşünün ki basında
Meclis Başkan Vekili tansiyon düşüklüğünden dolayı acilen
hastaneye kaldırıldı. yazıyor ama Genel Kurula
ayrıntılı bir bilgilendirme yapılmıyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
üzüntülerimizi ifade etmemize fırsat verin lütfen.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Ve yine Genel Kurulun
çalışma saatlerinin diğer milletvekillerinin
sağlıklarını tehdit ettiğini söylüyoruz. Bu konuda
hiçbir tavır yok. Özellikle AK PARTİde hekim olan
arkadaşları buradan uyarıyorum: Arkadaşlar, yani biz
Hipokrat Yeminine bağlı olarak sağlıksız olan tüm
koşullarda insan sağlığını korumakla yükümlüyüz.
Lütfen sizler de bu duruma müdahil olun, grubunuza gerekli uyarıları
yapın diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Baluken, Sayın Başkan
Vekilinin sağlığını düşündüğünüz için
teşekkür ediyorum ancak hastaneye kaldırılması söz konusu
değil.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Gazetede yazıyor.
BAŞKAN Basında yazan her şeyi biliyoruz
efendim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Doğru bilgi
yapılsın.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz de öğrenelim
Başkan.
BAŞKAN Evet, sisteme girin Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, mikrofonum
bozuk, nasıl sisteme gireyim?
BAŞKAN Başka bir yerden şey yapın
efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Biz seyyar
satıcı değiliz her gün bir yere gidelim.
BAŞKAN Sayın Özensoy, bir dakika söz
veriyorum.
Siz de bir başka yerde sisteme girerseniz Sayın
Zozani...
Buyurun Sayın Özensoy.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
17.-
Bursa Milletvekili Necati Özensoy'un, MHP grup önerisiyle görüşülmesi
talep edilen genel görüşme önergesine duyarsız
kalınmasını doğru bulmadığına ilişkin
açıklaması
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ataları Kırımdan gelip Bursaya
yerleşmiş bir milletvekiliyim. Bugünkü bu genel görüşmenin bu
şekilde geçiştirilmemesi gerekirdi çünkü orada yaşayan 250 bin
soydaşımız çok büyük sıkıntılar
yaşıyor. Kırım Türklüğünün lideri Abdülcemil
Kırımoğlunun doğduğu, doyduğu topraklara
girişi yasaklandı, Kırım Tatar Millî Meclis
Başkanı Refat Çubarovun Kırıma girişi
yasaklandı ve orada yaşayan soydaşlarımız çok büyük
sıkıntılar içerisinde. 18 Mayıs 1944te Stalinin
yaptığı o soykırımı hâlâ unutmadık,
hafızalarımızda taze olarak duruyor. Orada yaşayan
soydaşlarımızın menfaatleri Ukraynanın toprak
bütünlüğünden yanaydı. Türkiye Büyük Millet Meclisinin de bu genel
görüşmeye böyle duyarsız kalması, özellikle Adalet ve
Kalkınma Partisinin böyle bir tutum içerisinde bulunmasını da
doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, Meclis
Başkan Vekilinin rahatsızlığıyla ilgili iki kelime
konuşma yapmak istiyorum.
BAŞKAN Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşları
tarafından, çocuk cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen
işkence ve cinsel istismar olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla, 21/5/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 26/2/2015 Perşembe günü
(bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin Altay
Sinop
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşları
tarafından, çocuk cezaevlerinde yaşandığı iddia
edilen işkence ve cinsel istismar olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla 21/5/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırma
önergesinin (1362 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 26/2/2015 Perşembe
günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde ilk konuşmacı
Özgür Özel, Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Özel. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.
Bu dönem Meclise toplam 3.210 tane araştırma
önergesi talebi iletildi. Bunlardan 1.092 tanesi gündeme alınabildi ancak
sadece 10 tane komisyon kuruldu ve kurulan 10 komisyonun tamamı da iktidar
partisinin önceden veya bir olay olduktan sonra kurulmasını talep
ettiği komisyonlardı. Yani, muhalefetten gelen araştırma
komisyonu kurma taleplerinin tamamı reddedilmiş durumda. Bu 10
komisyonun içinde kurulan komisyonlara ve ne şekilde komisyon
kurulduğuna bakarsanız iktidarın bakış
açısını da en yakından gözlemeniz mümkün.
En başta, tabii, Soma Komisyonu. Soma faciası
yaşanmadan önce adım adım bu facia yaklaşıyorken bizim
ekim ayında verdiğimiz önergemiz, nisan ayında, faciadan sadece
on dört gün önce burada görüşülüp tüm muhalefet partilerinin olumlu oyuna
rağmen iktidar partisi eliyle reddedilmişti. Bu Komisyonu kurmak
ancak bu büyük faciadan sonra iktidar partisinin de evet oylarıyla
mümkün oldu. Kadına yönelik şiddete ilişkin 10dan fazla
önergeyi reddeden iktidar partisi, kamuoyunda infial oluşturan bir olaydan
sonra bu Komisyonu kurdu. Mevsimlik tarım işçilerinin
sorunlarını araştırmak için 17 tane işçimizin
Ispartada yanarak ölmesi gerekti maalesef. Hekime karşı şiddet
için Ersin Arslanın böğrüne bir bıçak saplanmasını,
Doping Komisyonunun kurulması için olimpiyat rekortmeni atletimizde ve
Kırkpınar başpehlivanında doping çıkmasını
beklediniz.
Şimdi, geldiğimiz noktada, 21 Mayıs 2014
günü verdiğimiz bir araştırma komisyonunun kurulmasını
konuşacağız burada. Orada diyoruz ki: Pozantıda
yaşananlardan sonra, Sincana ve diğer cezaevlerine nakledilen
çocukların Pozantıdaki gibi istismara ve işkenceye maruz
kaldıklarına ilişkin kuvvetli duyumlar alınıyor,
çeşitli baroların çalışmaları var; bu komisyonu
kuralım. Ancak bugün konuşabiliyoruz. Neden sonra? İşte,
Şakran Cezaevindeki işkence, istismar meseleleri cezaevinin iç
yazışmalarında ortaya çıkıp araştırmacı
gazeteci İsmail Saymaz bunu Türkiyenin gündemine
taşıdıktan sonra.
Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonu,
Pozantıda 28 Şubat 2012de, tam üç yıl önce, Pozantıyla
ilgili duyumlar geldiğinde oraya harekete geçmiş,
yazdığı rapordan bir gün sonra Pozantı Cezaevi
kapatılmıştı. O rapordan sonra, 100den çok cezaevine
gittik, 180 ziyaret gerçekleştirdik, 130 rapor yazdık, bunların
5 tanesi de kitaplaştı. Ve şu gerçeği ortaya koymak gerekir
ki biz Pozantıya giderken derin devlet bize önce dayanışma,
iş birliği teklif edip sonra da tehditte bulunuyordu AKP eliyle. Biz
yoldaydık Üç gün geç gitseniz ne olur? diyordu, Zaten bunlar taş
atan çocuklar -o günkü deyimle TMK mağduru çocuklar- orada maruz
kaldıkları işkenceyi hak eden çocuklar. demek istiyordu AKPnin
derin devleti.
Biz o gün şunu söyledik: Sizin elinizde devlet denen
aygıt ne hâle gelmiş olursa olsun devletin milletten ve
dolayısıyla milletvekillerinden saklayacağı hiçbir şey
olamaz.
Biz cezaevine girerken, Pozantıya, biz
kapıdan, Adalet Bakanlığı müfettişi bacadan girdi,
hemen ikinci bir müfettiş talep etti. Biz raporumuzu 1 Martta yazdık,
o 2 Mart günü cezaevini kapattı. Pozantıyı kapatırken
şüphemiz şuydu: Buradaki mağdurlar, buradaki tanıklar, bu
olaya tanıklık etmiş bu mekân gözler önünden uzak tutulacak ve
daha sonra bu işin üstü örtülecek. O günkü açıklamamız da
aynı bu yönde oldu.
Peki, zaman geçti, ne oldu? Gerçekten tanıklar
uzaklaştırıldı, mağdurlar çil yavrusu gibi Türkiye'nin
dört bir yanına dağıtıldı, kanıtlar
karartıldı, olay unutturuldu ve geçtiğimiz günlerde verilen
takipsizlik kararıyla da Pozantının tamamen üstü örtüldü.
Örtülsün, devletimiz bu işten zarar görmesin.
Devlet bu işten ders aldı mı? Evet, devlet bu işten ders
aldı; ilk iş olarak, Pozantıyı haber yapan Zeynep
Kurişi tutuklayıp hapishaneye koydu bir daha kimse böyle haberler
yapmasın diye.
Sonra, Pozantının sorumlu 2. Müdürünü Van
Ercişteki cezaevine 1. Müdür yaptı yani terfien atadı.
Pozantıdaki 1. Müdürü, onu, Pozantıdaki çocukların
peşinden Sincana yolladı, 1. Müdür yaptı orada. İşte,
devletin aldığı ders bu!
Sonra? Sonra işte, Sincandan, Aliağadan,
Şakrandan, Antalyadan, Türkiye'nin dört bir ucundaki çocuk cezaevlerinden
çığlıklar yükselmeye devam etti. Şimdi Şakran,
İsmail Saymazın yaptığı haberle gündemde. Bir görev
taksim yazışması ele geçirilmiş. Diyor ki
yazışmada: Çocuk mahkûmlar birbirlerine işkence
yapıyorlar. Diyor ki o yazışmada: Büyük çocuklar küçüklere
cinsel istismarda bulunuyor. Cinsel suçlardan yatan çocuklar diğer
çocuklara tecavüz ediyor, diğer çocuklara işkencede bulunuyor.
İnfaz koruma memurları denetimsiz, yetki ve
sorumluluklarını aşmış durumdalar, her şey
kontrolden çıktı. Koğuş nöbetçisi çocuklar zaman zaman
x-ray cihazının başındaki arabalara eşlik ettirilerek,
içeriye sokulması yasak olan emtianın içeriye girmesi
sağlanıyor. Biz bunu duyar duymaz aslında dedik ki: E biz 21
Mayıs günü zaten bunları söylemiştik ama bunu bir türlü gündeme
aldıramadık. ve dedik ki: Bir araştırma önergesi daha
verelim, bakalım ne olacak. Hemen oraya, ilk önce Sayın Nurettin
Demiri görevlendirdik, gitti. Ardından da bugün Sayın Aytuğ
Atıcı ve Hülya Güven Şakranda incelemelerde bulunuyorlar.
Dünden bir tane farkı var: Devlet Pozantıdan
sonra, biz çocuk cezaevlerine gitmek istediğimiz her durumda, bazen
İstanbul Şartını -ki aynen uygulanmalıdır- bazen
görüşmeye psikolog tarafından çocuğun
hazırlanamadığını, bazen görüşme
sırasında görevlendirilecek psikoteknik personel eksikliğini
bahane ederek, Adalet Bakanlığı, bizleri bu cezaevlerinden uzak
tutmaya çalıştı ama Şakranda artık mızrak çuvala
sığmayınca hemen bir bahar temizliğine girişmeler ve
bir halkla ilişkiler operasyonu, birkaç tane gazeteciyi, yandaşı
içeri çekip fotoğraf çektirmeler falan
Yani, derin devlet refleksleri
devam ediyor. 1980 darbesinden sonra bunlar vardı, 90larda
yaşandı; 2015 yılındayız, bu derin devlet
dayanışması, derin devlet refleksi devam ediyor
açıkçası.
Cezaeviyle ilgili CHP Komisyonu, şeffaflık
ilkesi gereğince müdürün önce İç yazışmadır,
Bakanlığa sorun. deyip sonra Tatbikat olsun diye
yazmıştım. dediği yazışmayla ilgili ifadelerini
de kamuoyu gündemine taşıdı. Yandaş medya, müdürün
ifadelerini sanki Cumhuriyet Halk Partisi Cezaevi Komisyonunun kati
kanaatiymiş gibi medyaya taşıdı, onunla ilgili de bir
düzeltme yapmak zorunda kaldık.
Cezaeviyle ilgili mesele şudur, şimdi, bugün,
önce şunu kabul etmek durumundayız: Cezaevindeki herkesin başta
sağlığı, eğitim hakkı, barınması ve
vücut dokunulmazlığı devletin güvencesindedir, devlete
emanettir. Oradaki çocukların sağlıklarından da,
namuslarından da devlet sorumludur. Ona halel gelirse devletin namusuna
halel gelmiş demektir. Devleti yönetirken hükûmetler bunu dikkate almalı,
böyle davranmalıdır. Aksi durumda, bundan sonra ortaya çıkacak
her şey Hükûmetin ve bu araştırma taleplerine direnen iktidar
partisinin, çoğunluk partisinin vekillerinin boynunda asılı
durur.
Pozantı cezasız kalınca yani
Pozantıdan diğer cezaevlerine dağıtılınca, bu
sefer diğer yerlerden çığlıklar yükselmeye
başladı demiştik. Bu çığlıkları kim duyacak?
Duyarsa işte bu yüce Meclis duyacak ve bu yüce Meclisin organları
duyacak.
Bakın, elimde maalesef bir açıklama var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Cezaevi Araştırma Alt Komisyonu
Başkanı Sayın Ayşe Türkmenoğluna soruyorlar:
Şakranla ilgili şüpheler çok, gider misiniz? Sayın
Türkmenoğlu da şöyle bir açıklama yapıyor: İç güvenlik
paketi var, Meclisin gündemi yoğun, onu bırakıp da Şakrana
gidemeyiz. Ben bu yaklaşımı kamuoyunun vicdanına, sizlerin
vicdanına terk ediyorum. Görevi bu meseleleri araştırmak üzere
kurulmuş olan Alt Komisyonun Başkanının
yaklaşımı bu. Şimdi, bu vakitten sonra görev Meclisin. Bir
komisyon kurulur, Türkiyedeki bütün çocuk cezaevleri, kadın cezaevleri
gezilir ve oradaki varsa istismarlar -ki olduğuna inanıyoruz- varsa
bu işkenceler -olduğunu görüyoruz, duyuyoruz- vücut
dokunulmazlığına karşı ihlaller
Ve maalesef
Türkiyede 2 bin çocuk var cezaevlerinde; 1.500ü tutuklu, 500ü hükümlü, yani,
yüzde 75; inanılmaz bir oran.
Ve çocuk cezaevleri kapatılmalıdır.
Çocukların günlük yaşamları içinde suça eğilimleri ortadan
kaldırılmalı, ıslah edilmelidirler. Mussolininin devlet
intikamıyla devlet yönetmek AKPye belki yakışır ama Türkiye
Cumhuriyeti devletine yakışmaz.
Saygılar sunuyorum. (CHP, MHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde
konuşmacı Kemal Aktaş, Van Milletvekili.
Buyurun Sayın Aktaş (HDP sıralarından
alkışlar)
KEMAL AKTAŞ (Van) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine
Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
2011 yılı verilerine göre, Türkiye nüfusunun 24
milyonu 0-18 yaş aralığındaki çocuklardan
oluşmaktadır. Üzerinde konuştuğumuz konu, bu 24 milyonluk
nüfusu ilgilendiren bir konudur. Hükûmetin mevcut politikaları ve güvenlik
anlayışı bu şekilde devam ederse bu çocukların
tamamı potansiyel olarak gözaltına alınma, mahkemeye çıkma
ve cezaevlerine girme potansiyelini taşımaktadır. Sokakta,
gözaltında ve cezaevlerinde çocukların neler
yaşadıklarını her gün görmekteyiz, duymaktayız ve
okumaktayız. 12 yaşındaki Nihatın üstüne güpegündüz,
herkesin gözü önünde zırhlı araçlarla, panzerlerle, pompalı
tüfeklerle, gazla giden güvenlik anlayışının
kapıların kör, duvarların dilsiz ve görevlilerin vicdansız
olduğu cezaevlerinde çocuklara neler yapabileceğini varın siz
düşünün.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bilim insanları, çocukluk durumunu insanın en hassas ve en özel
durumu olarak ele almakta ve çocuklarla ilgili her türlü iş ve
işlemde bu hassasiyete ve çocuk doğasına uygun özellikte
davranılması gerektiğini belirtmektedir. Demokrasisi ve insani
gelişim standartları yüksek olan ülkeler yasalarını,
hukuksal mevzuatlarını ve adalet sistemlerini çocukların bu özel
durumunu dikkate alarak düzenlemektedirler. Türkiye'nin de parçası
olduğu Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliğinde çocuklarla
ilgili çok sayıda özel düzenlemeyi hazırlayarak devletlerin
imzasına açmışlardır. Türkiye, çocuk haklarıyla ilgili
olan 19u bağlayıcı olmak üzere toplam 27 adet belgeye imza
atarak bu sözleşmelere bağlı kalacağını ve iç
hukukta gereğini yerine getireceğini beyan etmiş ve kabul
etmiştir. Gelin görün ki, Türkiye'de her yıl 300 binden fazla çocuk
güvenlik birimleriyle tanışmaktadır. Yılda 10 binden fazla
çocuk gözaltı ve cezaevi uygulamasına tabi tutulmaktadır. Ocak
2015 tarihi itibarıyla Adalet Bakanlığının
yayınlamış olduğu verilere göre, 3 tanesi müstakil çocuk
cezaevi olmak üzere farklı tip ve yapıdaki 100 adet cezaevinde çocuk
koğuşları bulunmaktadır. Bu cezaevlerinde 542si hükümlü ve
1.515i tutuklu olmak üzere toplam 2.057 çocuk cezaevlerinde kalmaktadır.
Adalet Bakanlığının yaş gruplarını
12-17 ve 18-20 olarak ayırması, cezaevindeki çocuk
sayısını gizlemeye yönelik bir gruplamadır. Bakanlık,
7.638 kişiyi 18-20 yaş olarak gruplamıştır. Bu
gruplamaya göre, 17 yaşını tamamlayanlar reşit
sayılmıştır; oysa, yasalar 18 yaşını
tamamlayanları reşit saymaktadır. Ayrıca, 0-6 yaş
aralığındaki 450 çocuk
da anneleriyle birlikte zorunluluktan cezaevinde
kalmaktadırlar.
Türkiye'nin de imza attığını
belirttiğim 27 adet sözleşmede, adalet sistemine giren çocuklar için
gözaltı ve hapse koyma kararlarına çok istisna ve en son çare olarak
başvurulabileceğini öngörmektedir. Yukardaki veriler, Türkiye'de tam
tersine, çocuklar için gözaltına alınma ve cezaevine konulma
kararlarının ilk ve tek çare olarak görüldüğünü göstermektedir.
Başta yaşam hakkı olmak üzere, pek çok
hakları dışarıda bile gasbedilen çocukların,
cezaevlerinde, hem kamu görevlileri tarafından hem de kamu görevlilerinin
sorumluluğunda bulunan cezaevlerinde akranları tarafından, insan
onurunu ve toplum vicdanını yaralayan muamelelere maruz
kaldıkları gündemdeki yerini korumaktadır.
Pozantı, Sincan, Şakran, Van ve Ceyhan
cezaevlerinde çocukların yaşadığı insanlık
dışı uygulamaların tek sorumlusu, çocukları
dışarda ve içerde potansiyel suçlu gören ve onları cezaevlerine
kapatan güvenlikçi zihniyetin ta kendisidir.
Cezaevlerinde çocukların maruz
kaldığı işkence, taciz ve tecavüz iddiaları, bu güvenlikçi zihniyet ve güvenlikçi
yargı anlayışından kaynaklı olarak etkin
bir şekilde soruşturulmadığı için, tekrardan
işlenmeye devam etmektedir. Uğradığı kötü muameleyi
bir şekilde basına ve kamuoyuna duyurmayı başaran
mağdur çocukların iddialarını araştırmak yerine,
görevlilere karşı geldikleri gerekçesiyle çocukları suçlayan
ibretlik davalar açılmaktadır.
Çocuklar için cehennemi andıran Pozantı
Cezaevinde yaşananlardan sorumluluğu bulunduğu iddiasıyla
haklarında dava açılan görevlilerin üzerlerine atılı
suçlardan beraat ettiklerini, geçtiğimiz gün basından öğrendik
İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre,
sadece 2014 yılı içinde 49 çocuk cezaevinde 64 çocuk, gözaltı
yerlerinde işkenceye uğradığına dair başvuruda
bulunmuştur. Seçim bölgem olan Van ilinde de çocukların gözaltı
ve cezaevinde işkence ve kötü muameleye uğradığını,
Meclis ve kamuoyunun gündemine taşıdım. Yetkililerin kamuoyuna
yansıyan bu iddialarla ilgili neler yaptıklarını
açıklamaları gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisine konu olan Ceyhan M Tipi Cezaevinde
2014 yılında yaşanan cinsel tecavüz vakası ile Şakran
Cezaevinde yetkililerin iç yazışmalarına konu olan olay,
devletin gözetimi ve denetimi altında olan yerlerde, devletin
şahitliğinde çocukların tacize ve tecavüze
uğradığının açık kanıtıdır. Ceyhan
M Tipi Cezaevinde yaşanan olayla ilgili, Meclis İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu 29/5/2014 tarihinde ilgili
cezaevine sadece 2 milletvekiliyle gitmiş ve
hazırladığı raporda, âdeta orada
yaşandığı iddia edilen olayı
muğlaklaştıran ifadelere yer vermiştir. Mağdurun
kendisi, ailesi ve avukatıyla görüşme yapılmamış, resmî
görevlilerin muğlak beyanlarını komisyon raporuna aktararak
Meclisin saygınlığını zedeleyecek bir
çalışmayı kamuoyuna sunmuştur.
Nitekim, raporda geçen hususlara ilişkin, Adalet
Bakanlığı da 31/12/2014 tarihinde yürütmüş olduğu
çalışmasında Meclis İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonunun raporuna atıfta bulunarak "Cinsel taciz ve tecavüz
olayının yaşanıp yaşanmadığı hususunda
kesin bir kanaate ulaşılamamıştır." diyerek
olayın üstünü örtme yoluna gitmiştir. Bu cezasızlık ve
olayların üstünü örtme anlayışı çocuklara karşı
suç işleyenleri cesaretlendirmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
geldiğimiz aşamada basına ve kamuoyuna yansıyan bilgiler
ile mevcut cezasızlık politikaları çocukların cezaevlerine
konulması ve kapatılmasının çocuklarda ve toplum vicdanında
onarılamaz yaralara yol açtığını bir kez daha ortaya
koymuştur. Cezaevlerinin çocukların yaşamında derin izler
bırakan olayların yaşandığı mekânlara
dönüştüğü ve çocukların bu cezaevlerinden ve bu adalet
sisteminden uzak tutulmaları gerektiği ortaya
çıkmıştır. Görüşülmekte olan güvenlik paketinin
yasalaşmasıyla Türkiye çocuklar için daha da tehlikeli bir ülke
hâline gelecektir.
Çocuklar için alternatif adalet
arayışlarına girilerek, altına imza atılan
uluslararası belgelerde geçen tüm haklar eksiksiz olarak hayata
geçirilmeli, çocukların tutulduğu tüm mekânlar insan hakları ve
sivil toplum örgütlerinin denetimine açılmalıdır.
Bu vesileyle, Cumhuriyet Halk Partisinin önerisine
katıldığımızı beyan ediyor, çocukları
değil, cezaevlerini kapatalım diyoruz.
İnsanlık çocuklara en iyisini sunmaya borçludur
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen
Sinan Oğan, Iğdır Milletvekili.
Buyurun Sayın Oğan. (MHP sıralarından
alkışlar)
(Iğdır Milletvekili Sinan Oğanın
Hocalı katliamına ait fotoğrafları kürsünün önüne
koyması)
KEMALLETTİN AYDIN (Gümüşhane) Zabıta
geliyor, zabıta!
SİNAN OĞAN (Iğdır) Ağrı
Milletvekili arkadaşımız buraya koyduğunda Zabıta
geliyor. diye söylemiyordunuz. O da hakkıdır. diyordunuz
arkadaşın.
ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) Resim
sergisi oldu burası, resim sergisi yaptınız resmen.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Acı
sergisi, resim sergisi değil. Yani, bu
ALİ AYDINLIOĞLU (Balıkesir) Böyle bir
şey olmaz bu Mecliste, ilk defa görüyorum.
SİNAN OĞAN (Iğdır) İlk defa
olmuyor. Ağrı Milletvekilimiz de bunu yaptığında
KEMALLETTİN AYDIN (Gümüşhane) Görseli
bırak da sözle ne anlatacaksan anlat. Sözleri biten, görsele geçer.
SİNAN OĞAN (Iğdır) Arkadaşlar,
görsel dediğiniz
Bari bunda yapmayın, bari bunda yapmayın, ne
olursunuz.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Ne, rahatsız mı
oldunuz yani?
SİNAN OĞAN (Iğdır) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sizden istirhamım,
gelin, bari bugün bu konuda siyaset üstü konuşalım. Dün biz bunu
başardık, Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu üyeleri olarak biz bunu
başardık. Burada da lütfen bunu gösterelim. Aynı şekilde,
böylesine millî bir konunun millî olarak kalmasına, gelin, siz de
katkıda bulunun.
Ondan önce şunu ifade etmek istiyorum: Tabii,
Türkiyede son günlerde kadına yönelik şiddet, kadın
cinayetleri, özellikle çocuklara yönelik taciz, tecavüz artmakta. Hele bu bizim
haberimizin olduğu kısmı. Oysa çocuk bakımevlerinde, çocuk
hapishanelerinde, çocukların sığındığı çocuk
yurtlarında bu, katbekat fazladır ve bu olayda olduğu gibi
birçok zaman da tesadüfen öğrenilebilmektedir. O sebeple Çocuklar
masumdur. diyoruz. Çocuklar nerede olursa olsun, yine, siyaset üstü
bakılması gereken bir konudur.
Değerli arkadaşlar, bakınız,
nasıl ki buradaki çocuklar gibi masum... Ölürken bile gözünü kapatmak
zorunda kalmış bu çocuk, ölürken bile Düşünebiliyor musunuz
arkadaşlar, çocukların cesetleri çöplere atılmış. Bu
çocuklar bizim çocuklarımız aslında. Nasıl ki burada
cesetleri çöpe atılmışsa aynı şekilde -bugün
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinde görüştüğümüz gibi- bu
bedenlere Hocalıda işkence ederken belki de bu bedenler
birtakım kötü niyetlilerin istismarına uğrayabiliyor
değerli arkadaşlar.
Azerbaycanın Dağlık Karabağ
Bölgesinde bulunan Hocalı kasabasında 25-26 Şubat 1992
tarihinde Ermeniler tarafından girişilen soykırım sonucunda
bir insanlık dramı yaşanmış, 106sı kadın,
63ü çocuk, yaklaşık 70i yaşlı olmak üzere 613 Azerbaycan
Türkü, doktor raporlarından ve uluslararası basın
tarafından belgelenen işkencelerle vahşice katledilmiştir.
Bu bizim ortak acımızdır. Eğer biz Türkiye ve Azerbaycana
Bir millet, iki devlet diyorsak, Hocalı da iki devlet, tek milletin
ortak acısıdır. 1 milyondan fazla kardeşimiz sokaklarda
kaçkın, göçmen durumunda bırakılmıştır. Yirmi üç
senedir bu acı kanamaya devam ediyor ve yirmi üç senedir bu
acıyı yaşatanlar daha uluslararası mahkemelere çıkmış
değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, 26 Şubatı
Hocalıda yaşanan soykırım kurbanlarını anma günü
olarak kabul etmesine yönelik bir kanun teklifimiz var. Burada, bütün siyasi
parti temsilcileri olarak biz, 26 Şubat gününü, Hocalı başta
olmak üzere Türk dünyasında yaşanan vahşetin,
soykırımların, işkencelerin ve Türk dünyasında
kardeşlerimize yönelik bütün art niyetlerin, kötü niyetlerin ve
savaşların kurbanlarını anma günü olarak yüce Meclisimiz
buna karar versin isteriz. Bu vesileyle, ben Hocalıda yaşanan
vahşette hayatını kaybeden insanlarımız başta
olmak üzere bütün Türk dünyasının başı sağ olsun
diyorum, bütün şehitlerimizi rahmetle yâd ettiğimi ifade ediyorum.
Değerli arkadaşlar, dünya çok savaş gördü, dünya çok
işkence gördü ama insan cesetlerine işkence yapılan bir
savaş asla yaşanmamıştır. O, Hocalıda yaşandı.
Uluslararası basına baktığınızda -sadece Türk
basını değil, Azerbaycan basını değil-
uluslararası basın diyor ki: Hocalıda insanların kafa
derisi yüzüldü, çocuklar yataklarında katledildi; çocukların burnu,
kulağı kesildi, hamile insanların karnı deşilerek
bebekleri çıkarıldı. Bütün kültür varlıklarımız
mezar taşlarına kadar yerle bir edildi, şehirler yerle bir
edildi. Bakınız, Ekmek Müzesi, dünyada ilk ve tektir,
Karabağda, o da yerle bir edildi değerli arkadaşlar. Ve
geliyoruz işte buraya, burası ezan sesi gelmesi gereken yer
arkadaşlar. Resim sergisi diyordunuz ya biraz önce; evet, resim sergisi,
öyle kabul edin. Domuzların beslendiği camilerimizin resim sergisi,
böyle kabul edin. Bu, inanıyorum ki sizin de vicdanınızı
sızlatır. Resim sergisi diye laf atmadan önce sizin de
vicdanınıza ben inanıyorum. Elhamdülillah Müslümanım.
diyen her Allah kulunun vicdanını sızlatır bu. Bu resmi
Ermeniler çekti ve servis ettiler arkadaşlar. Bu resmi de Ermeniler çekti,
servis ettiler. E, buna karşı çıkmayalım mı? Bakınız,
şunu söylemeyeceğim bugün: Siz Vanda kilise tamir ettiniz,
çanını taktınız. Bunları hiç söylemiyorum, karşılıklılık
esasını falan da hiç söylemiyorum. Azıcık vicdanı olan
herkesin buna Dur. demesi lazım. Burada camilerin ahır olarak kullanılmasının,
herhâlde Türkiyede Müslümanım. diyen herkesin vicdanını
kanatması lazım ve bunun için de, siz Hükûmetsiniz -biz
çağrıda bulunuyoruz ama bizim çağrımız muhalefet
olarak yetmiyor- Hükûmet eden sizsiniz, buna bir Dur. deyin. Buradan size sesleniyorum,
buna bir Dur. deyin. Camilerimize yapılan bu
saygısızlığa Dur. demek bir Müslümanın görevidir.
İktidarı, muhalefeti bırakınız, Müslümanım.
diyen herkesin en öncelikli görevidir dünyanın neresinde olursa olsun.
Ayakkabıyla girmiş değiller, domuzla girmişler
arkadaşlar, domuzla girilmiş bu camilere. Savaşın bütün
acı yüzü var. Savaşın bir yüzünde çocukların
katledilişi var, savaşın diğer yüzünde ibadethanelerimizin
içine domuzların doldurulduğu, ahır
yapıldığı bir başka yüzü var. Savaşın bir
başka yüzünde, müzelerin dağıtıldığı,
heykellerin yerle bir edildiği, orada yaşayan Türklerin yok
edildiği bir yüz var.
Ama, şunu
söyleyeyim size, sadece orada
Hani, diyeceksiniz ki: Sürekli Türk
söylüyorsunuz. Değil arkadaşlar. Hocalıda yaşayan Kürtleri
de katlettiler sırf Müslüman oldukları için, biliyor musunuz?
Ermenistanda yaşayan 60 bine yakın Kürt vardı, onları da
sürdüler Müslüman oldukları için, sadece Yezidi Kürtlerini orada muhafaza
ettiler. Dolayısıyla, bunun sadece bir etnik mesele olmadığının,
aynı zamanda bir inanç meselesi olduğunun da altını çizmek
için ifade ediyorum.
26 Şubat
günü, bugün, buradan, yüce Meclisten hem size sesleniyorum hem de yüce Meclis
vasıtasıyla Hepimiz Ermeniyiz. diye sokaklara dökülenlere
sesleniyorum: Hiç olmazsa 26 Şubat günü, hepiniz olmasa da bir
kısmınız Hocalılı olun, Hocalı
vatandaşı olun, Hepimiz Hocalılıyız. deyin ve bu
vahşete bir son diyelim.
Değerli arkadaşlar, biz Türkler büyük bir
milletiz. Bizim tarihimizde kara lekeler yoktur Allaha şükür. Ama, biz
Türkler acımızı içimizde yaşatan bir milletiz. Şimdiye
kadar hep kahramanlıklarımızı, zaferlerimizi söyledik,
yenilgilerimizi ve acılarımızı hiç söylemedik. 5 milyon
Türk katledildi ama Batıya baktığınızda, Türkler
katledilen değil, katleden olarak algılanıyor. Neden? Çünkü
Hocalı gibi, tarihimizde onlarca, yüzlerce dram var; Iğdırda
var, Vanda var, Karsta var, Ağrıda var, Sivasta var. Ama,
bunları dile getirmediğimiz için, bizler, bugün, bu suçu
işleyenlerin işledikleri suçun muhatabı olarak uluslararası
camianın karşısındayız. O sebeple burada tekrar,
tekrar, tekrar, tekrar ben bunu ifade ediyorum. Türkiye'nin birçok iline -daha
geçenlerde Viyanadaydım- uluslararası birçok konferansa giderek şunu
ifade ediyorum: Biz Türkler soykırımcı değil, bilakis
soykırıma uğrayan bir milletiz. 100üncü yıl münasebetiyle
de size son çağrım şudur: Biz elbette barış
diyeceğiz ama soykırım suçunu işleyen Sarkisyan başta
olmak üzere, onların da uluslararası mahkemelerin
karşısına çıkmasına vesile olacağız
inşallah ve bize yapılan bu soykırımları bütün dünyaya
anlatarak da bu dünyada kimin gerçek soykırımcı olduğunu,
inşallah, dosta da düşmana da göstereceğiz.
Sabrınız için ve laf
atmadığınız için de teşekkür ediyorum ayrıca.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kuşoğlu, bir söz talebiniz var.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
18.-
Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu'nun, daha önce bilgi istediği
konularla ilgili Hükûmetin Genel Kurulda ciddi bir açıklama yapması
gerektiğine ilişkin açıklaması
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, aşağı
yukarı on gündür Meclis çalışıyor; geceleri
çalışıyoruz, mesai yapıyoruz aralıksız, sabaha
kadar çalışmalarımız da var. Bu arada çok önemli olaylar
oldu. Bir tanesi, biliyorsunuz, Süleyman Şah konusu; bir tanesi de yine
dün Merkez Bankasıyla ilgili, Başbakan Yardımcısıyla
ilgili konu. Bunları gece dile getirdim ben de sizin delaletinizle,
sağ olun, söz verdiniz, ilgili bakanlara buradalardı- sorular
sordum. Fakat her ikisinden de maalesef cevap alamadık, kamuoyunu tatmin
eden bir cevap alamadık. Dün gece, borcu olan bir insan, dolar borcu olan
bir insan sabaha kadar uyumadı. Bir yığın böyle insan
vardı. Sayın Bakan Böyle bir şey doğru
değildir. diye kamuoyunu, yani Türkiye Büyük Millet Meclisini ciddiye
alıp doğru dürüst bir açıklama yapmadı. Bugün açıklama
yapıldı ama dünden yapılması çok daha doğruydu, Meclis
çalışıyordu sabaha kadar, doğrusu oydu.
Geçen
gün, Süleyman Şah meselesinde de aynı şekilde bir açıklama
yapılması çok daha doğru olurdu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
muhatap alınması doğru olurdu, maalesef olmadı. Ben size
teşekkür ediyorum ama sayın bakanların Türkiye Büyük Millet
Meclisini, Genel Kurulu dikkate almalarını özellikle...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şu
anda 2 sayın bakan dinlediler efendim, buradalar.
Sayın
Türkoğlu, buyurun.
19.-
Osmaniye Milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, Meclis Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılıya
rahatsızlığından dolayı geçmiş olsun
dileğinde bulunduklarına ilişkin açıklaması
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
On
günden beri devam edilen 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmeleri hepimizi yordu. İktidar
partisi grup başkan vekili bir arkadaşımız, bizim çok
yorulacağımızı, sabaha kadar devam edemeyeceğimizi
falan düşünerek tasarıya devam edilmesi konusunda Ayşe Nur
Hanıma işaret vermişti ama maalesef biz değil de Ayşe
Nur Hanım çok yorulmuş, dayanamamış. Ben buradan kendisine
geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.
Söz
verdiğiniz için de teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Türkkan...
20.-
Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın, Meclis Başkan Vekili Ayşe
Nur Bahçekapılıya rahatsızlığından dolayı
geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ilişkin
açıklaması
LÜTFÜ
TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan ben de Meclis Başkan Vekili
Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı Hanımefendiye
rahatsızlığından dolayı geçmiş olsun diyorum. Bir
an önce iyileşip aramıza gelmesini, Meclisi o haklı iradesiyle
yönetmeye devam etmesini arzu ettiğimi bizatihi belirtmek istiyorum.
Saygılar
sunarım efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Türkmenoğlu, bir söz talebiniz var.
21.-
Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu'nun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
AYŞE
TÜRMENOĞLU (Konya) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Biraz
önce CHP Grubu adına konuşan konuşmacı adımı
zikrederek bazı gerçek dışı beyanlarda bulundu. Bunu düzeltmek
istiyorum.
Öncelikle,
Şakran Cezaevinde çocuk istismarı ya da tecavüzüyle ilgili,
Komisyonumuza herhangi bir ihbar ya da şikâyet bulunmamakta, bunu
belirtmek istiyorum.
Yine,
söz konusu olayların geçmiş dönemde incelemeye konu olan,
şikâyete konu olan olaylarla ilgili olduğu, şu anda gündemde
böyle bir şikâyetin olmadığı, bu nedenle gündemimizde
cezaevine yönelik bu anlamda bir ziyaretin şikâyet ve ihbar
olmaması... Ve ben yine, aynı şekilde, cezaevleri genel
müdürüyle konuştum ve bir CHP milletvekili de kendisine iştirak etmiş incelemelerde dün
itibarıyla. CHP Milletvekili Nurettin Demir de iddiaların yalan
olduğunu beyan ettiler.
Bu noktada, ben, CHPli konuşmacının
konuşmalarını tekrar bir gözden geçirip kendi milletvekillerinin
bu konudaki beyanlarını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri...
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan...
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Kürkcü.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Bu açıklama
hilafıhakikattir. Bununla ilgili açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, yerinizden söz veriyorum
Sayın Kürkcü.
Bir dakika da size veriyorum.
22.-
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün, Konya Milletvekili Ayşe
Türkmenoğlunun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan,
bu açıklama gerçeğe aykırı çünkü Şakran Cezaevinde
velev ki eski tarihte gerçekleşmiş bir suç ve bu suçun
ifşası olsa dahi, o dönemde Şakranı gezen İnsan
Hakları heyeti bunun vaki olmadığına dair, benim bütün
eleştirilerime ve muhalefet şerhime rağmen bunun vaki
olmadığına dair beyanda bulundu, bu raporu Meclise getirdi,
Meclis de bu raporu onayladı.
Şimdi ortaya çıkan bu gerçek aslında İnsan
Hakları Komisyonunun her zaman olduğu gibi kurumları aklama
yönünde bir karar mekanizması
çalıştırdığını, hiçbir zaman sonuna kadar
gitmediğini gösteriyor. Çünkü bunun bütün belirtileri vardı; insan
hakları kuruluşları, çocuk hakları kuruluşları
bütün bu bilgileri taşımışlardı ve bunun üzerine,
benim talebim üzerine İnsan Hakları Komisyonu oraya gitti ama bu
gerçekleri incelemeden ve görmeden çıktı geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Şimdi, bu ortaya
çıkan mektup, açıklama şunu açıkça gösteriyor ki hâlâ
cezalandırılması gereken bir tecavüzler dizisi o cezaevinde
mevcuttur. O yüzden yapılacak iş, Komisyonun bu ihbarı alır
almaz yargı mercilerine taşımasıdır. Bunu
yapmadıkları için kınıyorum kendilerini.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Gök, yerinizden.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sisteme girmişsiniz, buyurun.
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, ben
aynı zamanda sataşmadan dolayı da söz istiyorum.
BAŞKAN Kim sataştı Sayın Gök?
LEVENT GÖK (Ankara) Ayşe Hanım
konuşmasında...
BAŞKAN Ne diye? Ne söyledi de sataştı?
İDRİS BALUKEN (Bingöl) CHP Grubu
doğruyu söylemiyor. dedi.
LEVENT GÖK (Ankara) Az önceki
konuşmacımız Özgür Özelin söylediklerinin yalan olduğundan
bahisle bir talepte bulundu. Onu belirtmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Gök.
Sataşma nedeniyle iki dakika söz veriyorum.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.-
Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Konya Milletvekili Ayşe
Türkmenoğlunun yaptığı açıklaması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle, Meclis Başkan Vekilimiz
Sayın Ayşe Nur Bahçekapılıya, yoğun çalışma
temposundan kaynaklandığı belli olan rahatsızlığından
dolayı geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kendisini aradım ama
istirahatte olduğu için görüşme şansım olmadı.
Telefona bakan ilgili arkadaşımıza bu taleplerimizi ilettik.
Umuyor ve diliyorum ki Meclisimizi yöneten ve yönetecek olan başkan
vekillerimizin de yoğun çalışma temposundan kendilerini
koruyarak ve bir düzen sağlayarak bu çalışmaları
yürütmeleri kendi sağlıkları açısından da yararlı
olacaktır. Tekrar geçmiş olsun diyorum.
Az önce AKP Milletvekili Sayın Ayşe Hanım,
konuşmasında İnsan Hakları Komisyonuna Şakran
Cezaeviyle ilgili olarak bir ihbar gelmediğinden bahisle, bu konuda bir
araştırma yapılmadığını ifade etti. Bir
kere, İnsan Hakları Komisyonuna herhangi bir yazılı ya da
sözlü bir başvuruda bulunulmasına gerek yoktur, İnsan Hakları
Komisyonu kamuoyundan duyduğu konularda resen göreve de gider ve gerekli
incelemeyi yapar, gidilmemesi bir yönetim zafiyetidir.
Sayın Başkan, ayrıca, yine, Cezaevi
Komisyonu üyemiz Sayın Nurettin Demir, dün cezaevi
çıkışı sırasında yaptığı
açıklamada cezaevi müdürünün naklettiği bir hususu anlatmıştır;
bu söz kamuoyunda yanlış algılanmıştır. Yani
Sayın Nurettin Demire atfen bir söz değil, cezaevi müdürüne atfen
olan bir sözün de arkasına sığınılmamalıdır.
Şakran Cezaevi, Türkiye'nin en sorunlu cezaevlerinden bir tanesidir,
burada derhâl insan hakları kuruluşlarının, Meclis İnsan
Hakları Komisyonu üyelerinin ve Meclisin de ayrıca bir
araştırma yapmasında sayısız yarar vardır çünkü
çocuklar geleceğimizdir.
Bu konuda, Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerimize
düşeni her zamanki gibi fazlasıyla yapmaya
çalıştığımızı belirtir, hepinizi
saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.32
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 65inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşları
tarafından, çocuk cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen
işkence ve cinsel istismar olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla, 21/5/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak,
Genel Kurulun 26 Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin
görüşmelerinde kalmıştık.
Grup önerisi üzerinde son konuşmacı, aleyhte
söz isteyen Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğludur.
Buyurun Sayın Türkmenoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, tutuklu ve mahkûmların cezaevlerinde
devletin güvencesi ve teminatı altında bulunduklarının
altını çizmemiz gerekiyor hem hayat hakları hem de
sağlıklarıyla ilgili ve güvenlikleriyle ilgili her türlü tedbiri
tabii ki devlet almak durumunda.
Bizler, İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Cezaevleri Alt Komisyonu olarak
Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde sürekli incelemelerde bulunuyoruz, bazen
gelen ihbarlarla incelemelerde bulunuyoruz, bazen kamuoyuna yansıyan
haberlerle incelemelerde bulunuyoruz, bazen de milletvekillerimizle, diğer
muhalefet partisi grubu üyesi milletvekillerimizle birlikte istişarelerle
hangi cezaevlerine gideceğimiz noktasında hep beraber karar verip
cezaevlerinde incelemelerde bulunuyoruz ve bu raporlar hazırlanıp
gerek Adalet Bakanımıza gerekse Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüğüne ulaştırılıyor ve oradaki aksaklıklar
da düzeltilmesi noktasında Komisyonumuz tarafından takip ediliyor ve
bu noktada Meclisin de bir anlamda etkin denetimi sağlanmış
oluyor.
Özellikle son günlerde İzmir
Şakran Çocuk Cezaevinde bazı tecavüz ve istismar olaylarının
olduğu şeklinde kamuoyunda bazı haberler gündeme geldi. Ben
şunu söylemek istiyorum: Bu cezaevinde kalan çocuklarımızın
aileleri, diğer çocuk cezaevlerinde kalan çocuklarımızın
aileleri bizlere ulaşıyorlar; bu tip haberler
yapıldığında hepsinin çok endişe ettiği,
aynı zamanda çocuklarının cezaevinden çıktıktan sonra
belirli bir zan altında bırakılacağı endişesi de
taşıdıklarını söylüyorlar. Bunu da özellikle belirtmem
gerekiyor.
Şakran Cezaevinde
yaşandığı iddia edilen bu olaylarla ilgili, ben, dün
itibarıyla Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüz ve cezaevi
müdürüyle konuştum. Bunun şu şekilde açıklamasını
yapmamız gerekiyor arkadaşlar: Öncelikle, şu anda yaşanan
herhangi bir taciz ya da tecavüz olayı söz konusu değil ama daha
öncesinde, Türkiyenin çeşitli yerlerinde bu tip olayların
yaşandığı iddia edilmiş ve bazıları da,
biliyorsunuz, ceza yargılamalarına tabi tutulmuş ve bazı
failler de ceza almış idi.
Psikososyal hizmetlerin de etkin bir
şekilde yerine getirilmesi amacıyla, kurum içindeki yazışmalarda
bu tip olayların olabileceği, bununla ilgili tedbirlerin
alınması gerektiği ve bu noktada personelin
uyarıldığı şeklinde iç yazışma nedeniyle
böyle bir yazışmanın olduğu ve bu konulara dikkat
çekildiği, olabilecek ihtimaller dâhilinde Türkiyede genelde
yaşanabilecek ya da iddia edilen olaylar olduğu ve bunların da
bu cezaevinde tekrar yaşanmaması konusunda cezaevi yönetiminin kendi
iç yazışmasının, şu anda cezaevinde bu tip bir
olayın gerçekleştiği şeklinde maalesef gazetelerin
bazılarında yalan yanlış haberlerle gündeme geldi. Bunu
özellikle söylememiz gerekiyor çünkü şu anda Şakran Çocuk Cezaevinde
herhangi bir tecavüz ya da cinsel istismar işlenmiş değil.
Bununla ilgili cezaevi yönetimine de gelen bir bilgi yok. Çocuklarla da
görüşüldü. Bunlarla ilgili çocukların da bu konuda herhangi bir
şikâyetleri ya da böyle bir olayın yaşandığına
dair bir ihbarları yok. Bunun özellikle altını çizmem gerekiyor.
Dün Ceza ve
Tevkifevleri Genel Müdürü cezaevinde inceleme yaparken CHP Milletvekili
Nurettin Demir de Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürüne iştirak etmiş, cezaevi
çıkışında bu tip iddiaların yalan olduğunu, 10
çocukla görüştüklerini, çocukların bu tip iddialar
karşısında üzüldüklerini, kamuoyunda kendilerinin ve ailelerinin
rencide edildiğini söylediklerini ve bunların yalan yanlış
bilgiler olduğunu ve cezaevinin de son derece bakımlı ve güzel
bir cezaevi olduğunu söylediği de bütün İnternet sitelerinde ve
haber sitelerinde var. Bunu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü bu,
Cumhuriyet Halk Partisinin bir grup önerisi.
Yine, biliyorsunuz, çocuk cezaevleri özellikle
çocuklarımızın yeniden topluma kazandırılması
anlamında çok önemli. Bu noktada, çocukların, pedagog ve psikologlar
eşliğinde yeni hayatlarına hazırlanmaları
amaçlanmakta. Burada kendi eğitimlerine de devam edebilmekte çocuklar.
Yine, çeşitli kurslara katılıp spor faaliyetleri de
yapabilmekteler. Biz daha önce dolaştığımız
cezaevlerinde bunu gördük.
Söz konusu Şakran Cezaevi, 2012 yılında
açılmış ve 2012 yılından bu yana 2 kez, Meclis
İnsan Hakları Komisyonu alt komisyonu olan Cezaevi Komisyonu
tarafından incelemeye tabi tutulmuştur. İki buçuk
yıllık bir süre içinde bizim Meclis Komisyonumuz, Şakran Çocuk
Cezaevine gitmiştir. Bununla ilgili detaylı raporlar da
hazırlanmış ve bizim Meclis İnternet sitemizde
yayınlanmıştır. Merak eden arkadaşlar ya da
izlemeyenler varsa bakabilirler.
Şakran Cezaevinde bu tip olayların olduğunu söylemek,
şu anda olduğunu söylemek çok da iyi niyetli bir yaklaşım
değil diye düşünüyorum. Çocukların aileleri gerçekten bundan
endişeleniyorlar. Bizlerin bu şekilde, çocuklarımızın
bu şekilde gündeme gelmesi bizleri üzüyor. diyorlar. Bana iletilenleri
söylüyorum.
Yine, biliyorsunuz, cezaevleri, rehabilite etme ve ıslah etme
yerleridir. Burada, özellikle çocuk cezaevlerinin tabii ki farklı
statüleri olması gerekiyor. Burada çocuk cezaevlerinde çalışan
personel, yine meslek içi eğitimden geçirilmekte, çocukların
psikolojik ve sosyal gelişimlerine karşı nasıl
davranmaları gerektiği noktasında zaman zaman kurum içi
eğitimlere de tabi tutuluyor.
Biz geçtiğimiz yıl, yine, Sincan Çocuk
Cezaevine gittik. Burada da Sincan Cezaevinde çocuklara kötü muamele yapıldığı
ve çocukların dövüldüğü iddiası vardı, gündeme
gelmişti. Bununla ilgili Meclis alt komisyonumuz, cezaevleri alt
komisyonumuz incelemeye gitti. Çocuklarla görüştük, orada söz konusu
şiddet olayını gördükleri iddia edilen çocuklarla görüştük.
Sonrasında yine personelle görüştük ve en sonunda oradaki kamera
görüntülerini izledik. Şunun da altını çizmem gerekiyor:
Özellikle cezaevlerinde ortak yaşam alanları kameralarla takip
altına alınmakta. Özel alanları olan yatakhane bölümleri kamera
kayıtları dışında, onları alacak şekilde
değil ama ortak yaşam alanları kamera kayıtları
altına alınmakta; sonrasında herhangi bir mağduriyete
sebebiyet vermemek, herhangi bir istismara sebebiyet vermemek anlamında
bunlar o birimin görevlisi tarafından da sürekli kontrol edilmekte. Onun
da altını çizmem gerekiyor.
Sincan Cezaevinde biz kamera kayıtlarını
incelediğimizde, iddia edildiği gibi çocuklara karşı bir
dayağın söz konusu olmadığını, kötü muamelenin
söz konusu olmadığını ve bizim raporumuzda da bu mevcut.
Aksine, muhalefet milletvekillerimiz de cezaevi infaz koruma
memurlarının sayım esnasında darp edildiklerine yönelik
aynı görüntüleri bizlerle beraber izlediler, biz de izledik ve
şaşırdık. Doğrusunu isterseniz gelen iddiaların
doğru olmadığını da bu şekilde tespit etmiş
olduk.
Dediğim gibi, Şakran Cezaevinde -2002
yılında açılmıştı- 3 tane cinsel istismar suçu
işlendiği belirtilmiş, kayıtlara geçmiş. Bunlardan bir
tanesinin faili on üç yıl ceza almış, diğeri hakkında
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, bir
tanesinin de soruşturması ve kovuşturması hâlâ devam
ediyor.
Burada özellikle şunu söylememiz gerekiyor:
Cezaevlerindeki çocuk istismarına tabii ki bizler asla fırsat
vermeyiz. Bizim en duyarlı olduğumuz konular devletin güvencesi
altında bulunan kişilerin hayat hakları ve biraz önce de
söylenmişti, orada onurları ve duruşlarıyla
namuslarının da korunması devletin temel görevlerindendir. Bunu
da söylememiz gerekiyor. Burada asla herhangi bir ihmale göz yummamız söz
konusu değil.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu, bazı çocuk ceza infaz
kurumlarında da yine 23üncü Dönem ve 24üncü Dönemde bazı
incelemelerde bulundu. Özellikle ben iki yıldır cezaevleri komisyonundayım.
Bu benim başkanlığım döneminde de birçok incelemelerde
bulunduk. Benden önce de arkadaşlarımız birçok cezaevinde
incelemelerde bulunmuşlar, bunların birçoğu da çocuk
cezaevlerini kapsamakta.
Şunu söylemem gerekiyor: Biraz önce söylendi,
Meclis İnsan Hakları Komisyonu Alt Komisyon Başkanı
Ayşe Türkmenoğlunun Meclis gündemi yoğun, şu anda
cezaevini incelemeye gidemeyiz. şeklinde bir beyanı oldu. dedikleri
hususu aydınlatmam gerekiyor. Böyle bir beyanım söz konusu
değil. Böyle bir olay, şu anda herhangi bir olay vuku
bulmadığı için acil incelememizi gerektiren bir husus yok, rutin
incelemeleri zaten yapıyoruz; bunu söylemiştim ben. Burada,
cezaevinin kendi iç yazışmalarından ötürü, daha önce
yaşandığı iddia edilen ve Türkiyede olabilecek ihmallerin
gündeme getirildiği yazışmaların şu anda o cezaevinden
yazılmış gibi gündeme getirilip kamuoyuna
yansıtılmasının hakkaniyetli olmadığını
ve ilk fırsatta yine rutin kontrollerimizi yapmak için, incelemelerde
bulunmak için gidebileceğimizi söyledim.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum
ve önerinin aleyhinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ben, İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Cezaevi Alt Komisyonu üyesiyim.
Sayın Alt Komisyon Başkanının vermiş olduğu
bilgiler hakikate aykırıdır. O bahsettiği raporlarla ilgili
bizim şerhlerimiz vardır. O açıdan, bu bilgiyi doğrulatma
açısından yani gerçek bilgileri yansıtmadığı için
söz istiyorum ben efendim.
BAŞKAN Sayın Tanal, bu, Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi; 2 lehte, 2 aleyhte söz verildi; lehte ve aleyhteki
konuşmacılar fikirlerini belirttiler.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ama hem Meclise
gerçeğe aykırı bilgi verdi hem kamuoyuna, o açıdan
söylüyorum Değerli Başkan.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım
RECEP ÖZEL (Isparta) Oylayacağız efendim,
bunu oylayacağız.
BAŞKAN Hayır, işleme alındı,
oylarınıza sunuyorum efendim, heyecanlanmayın.
RECEP ÖZEL (Isparta) Heyecanlandık efendim.
III.- YOKLAMA
(CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz, tam kadro
yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Dinçer, Sayın Erdemir,
Sayın Öner, Sayın Kuşoğlu, Sayın Çam, Sayın
Tanal, Sayın Özkes, Sayın Seçer, Sayın Düzgün, Sayın
Baydar, Sayın Canalioğlu, Sayın Akova, Sayın Ediboğlu,
Sayın Akar, Sayın Kaplan, Sayın Öztürk, Sayın Vural,
Sayın Işık ve Sayın Yılmaz.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
X.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
CHP Grubunun, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve arkadaşları
tarafından, çocuk cezaevlerinde yaşandığı iddia edilen
işkence ve cinsel istismar olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla, 21/5/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26
Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Şimdi, İç Tüzükün 58inci maddesine göre söz
isteyen Özdal Üçer, Van Milletvekili.
Buyurun Sayın Üçer.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Başkanım, kaç dakika
verdiniz?
BAŞKAN İki dakika.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Keşke beş dakika
verseydiniz. Orada Beş dakika verebilir. diyor.
BAŞKAN Buyurun efendim. (HDP
sıralarından alkışlar)
VII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR (Devam)
16.-
Van Milletvekili Özdal Üçer'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması (x)
ÖZDAL ÜÇER (Van) Değerli arkadaşlar, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dünkü tutanakta, Türkçe öğretmeni olarak kendimi
beyan ettiğim noktasında
Evet, Türkçe öğretmeniyim. Farklı
polemiklere konu olduğu için
Sınıf öğretmenliği
diplomam var. O diplomamda Türk dili edebiyatı öğretmenliği
yapabileceğime dair ibare de söz konusu ve ana dilimin Türkçe
olmamasından kaynaklı kimi lehçe ve şive sorunlarım olmakla
beraber Türk dili kurallarını iyi biliyorum. Türk dili
kurallarını iyi biliyor olmaktan dolayı da kendimle övünebilirim
çünkü AKP Grup Başkan Vekili de, çoğu Türklük üzerine, Türk
milliyetçiliği üzerine çok söylemde bulunuyor ama güç ve şiddet
arasındaki farkı bilmediği için devleti bir şiddet kullanma
iradesi, gücü olarak belirtmişti. Bu konuyla ilgili olarak söyledim.
Ben öğretmen kimliğimi belirtirken
öğretmenlik kimliğimden de onur duyduğumu
Bugün AKPnin iç
güvenlik yasasını getirmek yerine, ataması yapılmayan
öğretmenlerin polis olmak üzere iş bulabilme kaygısıyla
polisliğe müracaat etmesi gerçekliğini oluşturmak yerine, atanması
yapılmayan öğretmenleri atamak, okulu olmayan köylere okul yapmak
politikasını benimsediği bir icraatçı pozisyonda olmuş
olsaydı, biz AKPnin bütün icraatlarını, olumlu manada
yapacağı bütün icraatlarını koşulsuz destekleyecektik.
Ama getirmiş olduğunuz bu yasa sadece Kürtlere değil -Kürtler bu
coğrafyada en çok kendini savunabilecek güçlerden biridir- Türkiyede
yaşayan bütün halklara zarar verecek bir yasadır. Bundan dolayı,
bu yasayı geriye çekin, köylere karakol yapmak yerine, okul; memlekete
polis atamak yerine, eğitim verecek öğretmenler atayın.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Yine, İç Tüzükün 58inci maddesi gereğince söz
isteyen Celal Dinçer, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Dinçer. (CHP sıralarından alkışlar)
17.-
İstanbul Milletvekili Celal Dinçer'in, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
CELAL DİNÇER (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünkü konuşmamda bu iç güvenlik yasası
çıkarsa artık bundan sonra 15 ve 25 Aralık türü
operasyonların yapılamayacağını, bunlara engel olmak
için bu yasanın çıkarıldığını
söylemiştim. 15 değil, 17 Aralık (x) olarak düzeltiyorum Sayın
Başkanım bunu.
Evet, bu Hükûmet, bu yasayı zaten
çıkarmasına gerek kalmadan bütün yolsuzlukları kapatacak
operasyonları zaten yapıyor. Deniz Fenerini birlikte
kararttınız, Deniz Feneri davasında paraları sıfırladığınız
gibi Deniz Feneri davasını da sıfırladınız.
Şimdi, iç güvenlik yasasıyla, daha yasa çıkmadan, sendika kurmak
için grev yapan işçinin kolunu çıkardınız; yolsuzluğa
değil, giyim kuşama karşı savaş açtınız;
anket şirketine, muhalif gazeteye Maliye baskınlarıyla kan
kusturdunuz. Sayın Başbakan, Sayın Cumhurbaşkanımızın
Gezideki polislere Destan yazdınız. dediği cümlenin
aynısını -Sayın Başbakanımız da Sayın
Cumhurbaşkanımızdan örnek alarak- AKPli vekillere dönüp Sizler
Mecliste destan yazdınız. dedi daha bu yasa çıkmadan. Evet,
milletvekilleri olarak destan yazdınız, tokmakla milletvekillerinin
kafasına indirerek bu destanı yazdınız! Öbür taraftan,
vatan toprağını azılı bir terör örgütüne teslim ederek
oralardan koşar adım uzaklaştınız.
Değerli arkadaşlar, bu yasa çıktıktan
sonraki Türkiyenin hâlini düşünmek dahi istemiyorum. Tekrar tekrar, biraz
sonra görüşeceğimiz yasanın geri çekilmesini istirham ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci
sırada yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci
sırada yer alan Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, şimdi sıra
sayılarını okuyorsunuz ama bu sıra
sayılarını tam okumanız gerekiyor. Kimin İç Tüzük
teklifi efendim?
BAŞKAN
Evet efendim, hazırlattıralım.
3üncü
sırada yer alan Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, 1inci sıradaki İç Tüzük
teklifi kimin teklifi?
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Ne fark eder ya?
BAŞKAN
Sayın Vural, şimdiye kadar hep böyle yaptık, biliyorsunuz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, hayır böyle yapılmadı. Hepsini
okuyun.
BAŞKAN
Böyle yapıldı efendim, geçmiş uygulamaları
çıkartalım. Ama bundan sonrakine hazırlattırıyorum,
onu söyledim biraz önce.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sıra sayısını verdikten sonra belli
olur, sıra sayısından belli olur.
BAŞKAN
- 4üncü sırada yer alan Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
4.-
Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/1008) (S. Sayısı: 685)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik
Bildirme Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli
Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili
Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun
olarak görüşülen tasarının, geçen birleşimde, ikinci
bölümünde yer alan 26ncı maddesi kabul edilmişti.
Şimdi, sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır, önergeyi okutup Komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla yani 14 üyesiyle
katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi
işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 26. Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali
Serindağ Ali
Haydar Öner Mahmut
Tanal
Gaziantep Isparta İstanbul
Haydar
Akar
Kocaeli
ENGİN
ALTAY (Sinop) Geri çekiyoruz efendim.
BAŞKAN
Evet, önerge geri çekilmiştir.
27nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum...
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, İçişleri
Bakanlığı Basın Müşavirliğinin kendisiyle ilgili
yaptığı açıklamanın İçişleri
Bakanlığının sayfasından
kaldırılmamasının Türkiye Büyük Millet Meclisine
saygısızlık olduğuna ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu
kanun görüşülürken bu iç güvenlik paketinin görüşülmesiyle ilgili bir
konu gündeme gelmiş. Bu konuda İçişleri Bakanlığı
Basın Müşavirliğinin yaptığı bir açıklama
üzerine Sayın İçişleri Bakanı, bu konuda inceleme
başlattığını ifade etmişti; dün, tekrar,
Sayın Faruk Bal Bu konuyla ilgili ne işlem yaptınız?
dediğinde Biz sözümüzde dururuz, böyle bir şeyi kabul edemeyiz,
inceleme başlattım. demişti. Şu anda efendim,
İçişleri Bakanlığının sayfasında aynı
açıklama duruyor. Yani, bir taraftan buraya gelip Efendim, kabul
edilemez, biz bununla ilgili inceleme başlattık. deyip ondan sonra
da böyle bir açıklamanın İçişleri
Bakanlığının sayfasında durması, her şeyden
önce burada Türkiye Büyük Millet Meclisine yanlış bilgi vermek ve
saygısızlıktır. Böyle bir rezalet olmaz. Yani, kimi
kandırıyorlar Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet, Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Bir taraftan, herhâlde
incelemede Yapılacak bir şey yoktur. diyecekler, bu yalan, bu
bilmem ne böyle duracak. Böyle bir rezalet olur mu ya?
BAŞKAN Sayın Bakan, Sayın Vuralı
dinlediniz. Öncelikle, bunun siteden kaldırılmasıyla ilgili
lütfen bir işlem yapın ve Genel Kurulu da bilgilendirin. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bilgi verecek misiniz şimdi?
24.-
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi
Eker'in, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Evet, Sayın Başkan.
Bu sözü edilen beyanat kaldırılacak, inceleme
de devam ediyor. Onun sonucunda gerekli disiplin vesaire ne gerekiyorsa
işlem yapılacak.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sitede duruyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Bir taraftan burada Böyle bir
şey olmaz, kabul edilemez
O zaman, niye inceleme
başlatıyorsunuz?
CELAL DİNÇER (İstanbul) İki
satırlık bir şey ya!
BAŞKAN Sayın Vural, siteden
kaldırılacağını söyledi
OKTAY VURAL (İzmir) Kimi kandırıyorsunuz
ya?
BAŞKAN
sonucunu da bekleyeceğiz efendim,
alacağız.
OKTAY VURAL (İzmir) Neyin sonucu? Sonuç burada,
çıkartacaklar.
BAŞKAN Hayır, alacağız, Sayın
Bakan söyledi şimdi.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
ERSOY (Sinop) Kaldıracağız. dedi ya Sayın Bakan.
OKTAY VURAL (İzmir) İnceleme
yapacaklarmış!
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN 27nci madde üzerinde
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, Bakan kaymakamlara,
valilere bu yetkiyi verirse inceleme yapılacak, kendi başına güç
olduğu zaman, salla!
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Ya, aslında
buraya Orman Bakanı gelse daha iyi olur, bu kanun orman kanunu ne de olsa.
BAŞKAN Evet, ikinci yeni madde ihdasına ait
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) Ya,
İçişleri Bakanı şu anda Millî Güvenlik Kurulu devam
ettiği için
İçişleri Bakanımız birazdan gelecek.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Orman Bakanı
gelsin.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, Sayın Başkan,
şimdi önergelere başladınız. Madde ihdasıyla ilgili
BAŞKAN Hayır, önergelere değil efendim,
düzeltiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, madde
ihdası
BAŞKAN Şimdi, Sayın Vural, yeni madde
ihdası diye burada iki şey, görememişim yani
OKTAY VURAL (İzmir) İki önerge.
BAŞKAN Doğru, iki önerge. Ama önergeyi
okutmaya başladım Yeni madde ihdası diye uyardılar.
Yeni madde ihdasına dair önergeyi okutuyorum
şimdi, ikinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "3201 sayılı Kanunun Geçici 23 üncü maddesinin
ikinci fıkrasında yer alan "değerlendirilmez" ibaresi
"değerlendirilir" şeklinde değiştirilmiştir."
şeklindeki 26 ncı maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim Işık Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Kütahya Osmaniye
Sinan Oğan Bülent Belen
Iğdır Tekirdağ
MADDE 27 -
OKTAY VURAL (İzmir) Çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
Şimdi, 27nci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 32- Bu Kanuna ekli (3) sayılı
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne eklenmiştir."
şeklindeki 27 nci maddesinin Polis Amirleri Eğitim Merkezi
Müdürlüğünde ileriki dönemde ortaya çıkması muhtemel müdür yardımcısı
ihtiyacına yönelik olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Sinan Oğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Iğdır Osmaniye
Necati Özensoy Bülent
Belen Mustafa
Kalaycı
Bursa Tekirdağ Konya
"MADDE 27- 3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 32 - Bu Kanuna ekli (3) sayılı
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
...
BAŞKAN Sayın Vural, önergeyi okuyor
OKTAY VURAL (İzmir) Önergemiz tam okunmadı.
BAŞKAN Bir saniye
Niye tam okunmadı?
OKTAY VURAL (İzmir) Önergemiz tam okunmadı
çünkü (3) sayılı liste var, (3) sayılı listenin
okunması gerekiyor.
BAŞKAN - Önergeleri yeniden okur musunuz.
BÜLENT BELEN (Tekirdağ) Böyle rezillik olmaz!
BAŞKAN - Evet, birinci önergeyi yeniden okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 32- Bu Kanuna ekli (3) sayılı
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne eklenmiştir."
şeklindeki 27 nci maddesinin Polis Amirleri Eğitim Merkezi
Müdürlüğünde ileriki dönemde ortaya çıkması muhtemel müdür yardımcısı
ihtiyacına yönelik olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Sinan Oğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Iğdır Osmaniye
Necati Özensoy Bülent
Belen Mustafa
Kalaycı
Bursa Tekirdağ Konya
"MADDE 27- 3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 32- Bu Kanuna ekli (3) sayılı
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne eklenmiştir."
(3) SAYILI LİSTE
KURUMU: EMNİYET
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLAT: TAŞRA
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı |
Unvanı |
Derecesi |
Serbest Kadro Adedi |
Toplam |
EMH |
Polis Amirleri Eğitimi Merkezi
Müdürü |
1 |
1 |
1 |
EMH |
Polis
Amirleri Eğitimi Merkezi Müdür Yardımcısı |
1 |
4 |
4 |
TOPLAM |
|
5 |
5 |
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 32- Bu maddeyi ihdas eden Kanuna ekli (3)
sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I)
sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne
eklenmiştir.
şeklindeki 27. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet Toptaş Tanju Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Celal
Dinçer
Çanakkale İstanbul
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 27 nci maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Abdullah Levent Tüzel Demir
Çelik Erol Dora
İstanbul Muş Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu
Bitlis
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Demir Çelik,
Muş Milletvekili. (HDP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Çelik.
DEMİR ÇELİK (Muş) Teşekkürler
Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; sizleri şahsım ve partim adına saygı ve
sevgiyle selamlayarak iyi akşamlar diliyorum.
Değerli Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanun
Tasarısının 27nci maddesi polisin yeniden
teşkilatlandırılması ve biçimlendirilmesine hizmet eden bir
maddedir. Ancak, konunun kendisinden çok yüz yıllık uluslaşma
macerasına bakmakta yarar var diye düşünüyorum. Osmanlı
İmparatorluğunun çöktüğü, yıkıldığı,
ulus üniter devletlerin yeniden şekillendiği 17nci, 18inci
yüzyıllar bu manada burjuva demokratik devrimlerinin de hayata
geçtiği, yönetişim ve idari mekanizmaların yerindenlik ilkesine
bağlı olarak ulus üniter devletin merkezileşmesine karşı
da bir biçimlenmenin hayata geçtiği süreçti. Ancak, Osmanlı
Devletinin yıkılışı, çözülüşü sonrasındaki
irade bürokratik ve daha çok da askerî bürokratik mekanizmaya
dayandığından, ulus üniter devletin ruhuna denk düşen
burjuva devriminin gerçekleşememiş olmasının ortaya
çıkardığı açmazlar, çatışmalar, çelişkiler
yüz yıldır çözüme kavuşturulamadan, her gün ama her gün yeniden
darbeler ve darbeler sonrasındaki yeni anayasal süreçlerle bu ülkenin
geleceği, özgürlükleri, barışı kaybedilmiştir,
çalınmıştır. Yaptığımız da bundan öte
bir şey değil. Düşününüz ki 1982 Anayasasının
üzerinden otuz üç yıl geçmiştir, Anayasanın kendisi, ilgili
maddeleri 30a yakın defa değiştirilmek zorunda
kalınmıştır. Tekçi, katı merkeziyetçi, antidemokratik
bu Anayasanın yol verdiği kanunları, yasaları her hükûmet,
her iktidar kendine göre yontmak, biçimlendirmek, toplumu yönetmek adına
elindeki kırbaç, elindeki cop, elindeki polis, jandarma olarak kullanmak
istemiştir. Düşününüz ki NATOnun 2nci büyük ordusuna sahip
olacaksınız, düşününüz ki Avrupada orduda 1inci
olacaksınız, askerî nicel manada 1inci olacaksınız, polis
teşkilatlarınızla Avrupada 2nciliği kimseye
kaptırmayacaksınız, hâlâ daha, kaygılarınız,
korkularınız, kuşkularınız bitmeden güvenlikten
bahsedeceksiniz.
Söz konusu olan devletin güvenliği mi, toplumun
güvenliği mi? Söz konusu olan devletin güvenliğine karşı
toplumun özgürlükleri midir, toplumun adalet, hak, hukuk arayışı
mıdır? Buna karar vermediğimiz sürece, bugün toplumu yönetmek
adına, oturduğumuz saraylardan emir ve komutayla toplumu
biçimlendirmek adına, getireceğimiz yasaların ya da kanun
tekliflerinin hemen altı ay sonrasında miadını
doldurduğu gerçeğiyle karşılaşacak, yeni
arayışlarla bu memleketin kaynaklarını, emeğini,
zamanını israf edecek, Meclisin ve yasama faaliyetinin gündemini
boşu boşuna işgal etmiş olacağız.
Söz konusu olan, öncelikle, her şeyden çok,
işsizliğin, yoksulluğun bitirildiği, inkâr ve
asimilasyonist politikaların sona erdirildiği, demokratik ulus
anlayışıyla devletin merkezileşmesi yerine egemenliğin
paylaşıldığı, siyasal, bölgesel özerklikler
altında idari, mali özerkliğe kavuşturulmuş, yerellere
eğitimi, sağlığı, kültürü devrederek halkların,
toplulukların, kimliklerin kendi kendisini yönetmesine fırsat
vermektir. Bunu sağladığınızda bireyi de toplumu da
özgürlüğüne kavuşturduğunuz için devletin iç ve dış
düşman yaratma, oluşturma ve bu refleksten hareketle de kendini
korumaya dair bir kısım yasakçı kanunlara, yasalara
ihtiyacınız olmaz. Çünkü, birey özgürdür. Özgür, eşit vatandaşlardan
oluşmuş toplum özgürdür. Özgür, eşit bireylerin birbirlerine
olan saygınlığının ortaya
çıkardığı demokratik mekanizmalar devrededir. Suç ve ceza
yerine toplumun ahlaki, etik kurallarıyla, toplumun paylaşma,
dayanışma, ortaklaşma kültürüyle kendi kendisini yönetmesine
fırsat vermiş olacağız ki bu da insanidir, vicdanidir,
ahlakidir. Bundan yana olmak söz konusu iken her gün ve her gün yeniden bu
kanun ve yasaklarla toplumu hiçleştiren anlayış kabul edilmez
diyor, AKP iktidarını mevcut
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DEMİR ÇELİK (Devamla)
yasa teklifini geri
çekmeye davet ediyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.13
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 27nci maddesi
üzerindeki Muş Milletvekili Demir Çelik ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 32- Bu maddeyi ihdas eden Kanuna ekli (3)
sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I)
sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne
eklenmiştir.
şeklindeki 27. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ali
Serindağ, Gaziantep Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu tasarı torba tasarı ama Sayın
Arınçın ifadesine göre, artık buraya torba tasarı
gelmeyecekti, öyle demişti. Hükûmet Sözcüsü olarak öyle açıkladı
ama demek ki değerli arkadaşlarım, Davutoğlunun sözü
geçmiyor, öyle anlaşılıyor. Davutoğlunun sözü geçseydi bu
kanun bu şekilde buraya gelmezdi.
Sayın Bakan, kanunun özüne geçmeden evvel Hükûmete
bir soru sormak istiyorum, inşallah bunun cevabını -keşke
İçişleri Bakanı olsaydı- burada alırız.
Şimdi, eski İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim
Şahin şöyle diyor: Küçükçekmecede otobüse molotofkokteyli
atılması sonucunda 18 yaşındaki Serap Eser
kızımız hayatını kaybetmişti. Otobüse
molotofkokteyli atarak otobüsü kundaklayan kişilerin ne yazık ki
istihbarat elemanı olduğu bilgisini edindim, aynı zamanda
istihbarat elemanıydılar. Bu doğru mudur? Bu konuda
Parlamentoyu bilgilendirirseniz halkımız da, milletimiz de
bilgilenmiş olur.
Şimdi, demin söyledik Kimse Davutoğlunu dinlemiyor. diye,
devam ediyoruz. Davutoğlu, ilk Başbakan olduğunda demişti
ki: Artık, bundan sonra muhatabınız benim. E,
doğru söylemişti. Başbakan elbette muhataptır ama TÜSİAD
Başkanı çıktı, dedi ki: Bizim muhatabımız
Başbakandır, Cumhurbaşkanı değildir. Başına
neler geldiğini gördük, sonunda istifa etmek durumunda kaldı.
Değerli
arkadaşlarım, daha ne demişti? Yolsuzluk yapan kardeşim
olsa kolunu keserim. Haklarında Meclis soruşturması açılan
4 bakana Kendi isteğinizle Yüce Divana gidin. diye tavsiyede
bulunmuştu, sonra ne olduğunu herkes gördü.
Şeffaflık
kanunu çıkaracağım. demişti. Nasıl zılgıt
yediğini hepimiz izledik. Nitekim, bunun rafa
kaldırıldığını da Hükûmet açıkladı.
Demek ki Başbakanın sözü geçmiyor yani bir nevi vesayet altında.
Peki,
uluslararası alanda sözünü geçirebiliyor mu, bir de ona bakalım.
Şimdi, Paris yürüyüşüne katılmıştı biliyorsunuz
Sayın Başbakan. İtalya Başbakanı şöyle
demişti: Paris yürüyüşüne katılması biraz
sırıttı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Netanyahuyla birlikte, değil mi?
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) - Bu sözler üzerine Sayın Davutoğlu
şöyle demişti: Yaptığı açıklamayı asla
kabul edemeyiz. Eğer çıkıp izahat yapmazsa çok sert mukabelede
bulunacağız, uluslararası alanda açıklama
yapacağız. Peki, siz, İtalyanın özür dilediğini ya
da izahatta bulunduğunu duydunuz mu? Yok. Demek ki Sayın
Başbakan sözünü dinletme iktidarına sahip değil değerli
arkadaşlarım.
Şimdi,
kaçak sarayda her bakanlığın görevlerine karşılık
gelmek üzere başkanlıklar oluşturulmuş, paralel bir hükûmet
kurulmuştur. Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan AKP Genel
Başkanı gibi hareket etmekte, fiilî bir seçim kampanyası
yürütmektedir, AKPye oy istemektedir. Eski
alışkanlıklarına devam etmekte, toplu açılış
adı altında mitingler yapmakta ve kamu kaynakları hoyratça
kullanılmaktadır.
Peki,
Davutoğlunun Cumhurbaşkanına Bunlar benim görevlerim, siz
bunları yapınca ben hangi görevi yapacağım?
Başbakanlık makamını ve beni küçük düşürüyorsunuz. dediğini duydunuz mu? Duymadınız.
Duymadınız çünkü öyle bir şey diyemez.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Bundan ekmek çıkmaz
size!
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) E, şimdi, ne
yapacağız? Yani, biz Sayın Başbakana 23 Nisan
başbakanı gibi bakamayız ki! Peki, Sayın Başbakan bu
ülkeyi nasıl bu şekilde yönetecek? Nasıl yönetecek değerli
arkadaşım?
OKTAY VURAL (İzmir) Yönetemiyor ki!
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Şimdi, sanki
Türkiyede demokrasi var ama demokrasi yok. Polis, mahkeme kararı olmadan
gazete dağıtımını engelliyor. Bir gazeteci bir tweet
attı diye gözaltına alınıyor ve evi aranıyor. Siyasi partiler
binalarına afiş asamıyorlar çünkü polis indirtiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Yani,
demokrasinin olmazsa olmazı basın özgürlüğü yok ve biz bu
tasarıyı görüşüyoruz. Bu şartlarda bu tasarının
görüşülmesi demokrasiye herhangi bir katkı yapmaz, tam tersine
demokrasinin kalmış kırıntılarını da yok
eder.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Karar yeter
sayısı...
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama yapacağız.
Oylama için bir dakikalık süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"Ek Madde 32 - Bu Kanuna ekli (3) sayılı
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı
cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne eklenmiştir."
şeklindeki 27 nci maddesinin Polis Amirleri Eğitim Merkezi
Müdürlüğünde ileriki dönemde ortaya çıkması muhtemel müdür yardımcısı
ihtiyacına yönelik olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
"MADDE 27- 3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıda ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 32-
Bu Kanuna ekli (3) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Emniyet Genel Müdürlüğü
bölümüne eklenmiştir."
(3) SAYILI LİSTE
KURUMU: EMNİYET
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLAT: TAŞRA
İHDAS
EDİLEN KADROLARIN
Sınıfı |
Unvanı |
Derecesi |
Serbest Kadro Adedi |
Toplam |
EMH |
Polis Amirleri Eğitimi Merkezi
Müdürü |
1 |
1 |
1 |
EMH |
Polis
Amirleri Eğitimi Merkezi Müdür Yardımcısı |
1 |
4 |
4 |
TOPLAM |
|
5 |
5 |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa
Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
İç güvenlik paketi diye anılan bu
tasarıda emniyet kadro ve çalışanlarıyla ilgili birçok
düzenleme yapılmakla birlikte, polisin yaşadığı sorunlar
görmezden gelinmektedir. Emniyet teşkilatı personelinin en başta
gelen sorunları özlük hakları ve çalışma
şartlarıyla ilgilidir. Polislerimiz, emekli olunca maaşı
yarı yarıya düştüğünden yaş haddine kadar
çalışmak zorunda kalmaktadır, emekli polislerimizse şiddetli
geçim sıkıntısı çekmektedir.
Dün Konya, Antalya ve İzmirden gelen emekli polis
arkadaşlarımız Türkiye Büyük Millet Meclisi Dikmen
Kapısında ikinci basın açıklamasını yaparak bir
kez daha haklarını aramışlar, taleplerini dile
getirmişlerdir. Sayın Bakan, Sayın Hükûmet, lütfen,
duyarsız kalmayın. On binlerce polisimiz icralık
durumdadır. Ağır çalışma şartları, geçim
sıkıntısı ve ödenemeyecek boyuta yükselen borçları
nedeniyle bunalıma giren, intihar eden polisler vardır. Türk
polisinin özlük haklarının iyileştirileceği yıllar
önce Başbakan düzeyinde vadedilmiş, yıllardır her gelen
AKPli İçişleri Bakanı da umut veren sözler sarf etmiş ama
gelen aldatmış, giden kandırmıştır. En son 25
Temmuz 2013 tarihinde Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde verilen
iftar yemeğine katılan o günkü Başbakan, polisin emeklilik
haklarını düzenleyen çalışmanın gelecek yasama
yılında kanunlaştırılacağını
söylemiştir. Aradan anılan yasama yılı geçmiş ve bu
yasama yılında da bugüne kadar bir gelişme
olmamıştır.
Ey AKP Hükûmeti, bu tasarıda polisin özlük
hakları niye yok? Polislerin özlük hakları iyileştirilecek.
diye verdiğiniz sözleri niye tutmuyorsunuz? Sözünüzü tutmak için on iki
yıl size yetmedi mi? 132 maddelik bu tasarıda AKP, kendi
istediği her konuya yer verirken polisleri yine hüsrana
uğratmıştır. Yeter artık, polislerin onurlarıyla
bu kadar oynamayın. Türk polisi size hakkını helal etmeyecektir.
Değerli milletvekilleri, polisin en başta gelen
isteği, ek göstergelerinin yükseltilmesidir. Tamamına
yakını yükseköğrenimli olan polisler 3600 ek gösterge istiyor,
birçok kadroya verilen 3600 ek göstergenin kendilerine de verilmesini bekliyor.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak verdiğimiz kanun tekliflerinde,
yükseköğrenim gören emniyet personelinin 2200 olan ek göstergesinin 3600
olarak düzeltilmesini, 8inci dereceye kadar ek gösterge verilmesini ve
bazı unvanlı kadroların ek göstergelerinin yükseltilmesini;
yine, emniyet hizmetleri tazminatını kadro, unvan ve derecesine göre
50 puan kadar artıran iyileştirmeler yapılmasını
önerdik. Ancak, 2013 yılında, hem de Polis Haftasında Genel
Kurul gündemine taşıdığımız bu kanun teklifi AKP
Grubunun oylarıyla reddedilmiştir. Bu yüzden, polis camiasının
umutları bir kez daha yıkılmıştır.
Sayın İçişleri Bakanına
çağrıda bulunuyorum: Gelin bir güzellik yapalım, gelin siz bir
yiğitlik yapın ve tarihe geçin; polise 3600 ek göstergeyi bu
tasarıda verelim. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz destek vermeye
hazırız.
Çalışma şartlarında da birçok
sorunlar bulunan Türk polisinin çalışma süre ve şartları
mutlaka dünya standartlarına kavuşturulmalıdır.
Ağır ve yıpratıcı çalışma
koşulları göz önüne alınarak polislerin senelik ve haftalık
izinleri ile fazla mesai ücretleri de mutlaka yeniden düzenlenmeli, Nuh Nebi
zamanından kalma yönetmelikler, insanı insan gibi görmeyen Polis
Disiplin Tüzüğü değiştirilmeli, ikinci emirler
kaldırılmalıdır. Polis, istirahatli dahi olsa amir
tarafından verilen emirle tekrar göreve dönmek zorunda kalmaktadır.
Görevde iken hangi saatte istirahate ayrılacağını bilmeyen
polislerin ikinci emir ihtimali özel yaşamını etkilemektedir.
Polis, programlı bir yaşamdan yoksun kaldığı içindir
ki sürekli olarak görünmeyen bir iş stresinin baskısı altındadır.
Bu ise kaçınılmaz olarak görevi yanında, eşi ve
çocuklarıyla olan ilişkisini ve aile içindeki güvenilirliğini
olumsuz yönde etkilemektedir. Polislerimizin çalışırken ve
emekli olduktan sonra ele güne muhtaç olmadan, huzurlu, itibarlı ve
insanca bir hayat sürdürebilmeleri bir an önce temin edilmelidir.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
27nci maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. İstem
sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit
ettireceğim.
Haydar Akar, Kocaeli?
ENGİN ALTAY (Sinop) Üstleniyorum.
BAŞKAN Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Ömer Süha Aldan, Muğla?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Üstleniyorum.
BAŞKAN Üstlendiler.
Vahap Seçer, Mersin? Burada.
Musa Çam, İzmir? Burada.
Ali Haydar Öner, Isparta? Burada.
Refik Eryılmaz, Hatay? Burada.
Ali Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
İzzet Çetin, Ankara? Burada.
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli? Burada.
Melda Onur, İstanbul? Burada.
Binnaz Toprak, İstanbul? Burada.
Mevlüt Dudu, Hatay? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Sena Kaleli, Bursa? Burada.
Aykan Erdemir, Bursa? Burada.
Metin Lütfi Baydar, Aydın? Burada.
Turhan Tayan, Bursa?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Üstleniyorum.
BAŞKAN Sayın Akar üstlendi.
Bülent Kuşoğlu, Ankara?
Burada.
İhsan Özkes, İstanbul? Burada.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Üstleniyorum.
BAŞKAN Üstlendiler.
Mehmet Volkan Canalioğlu, Trabzon?
Burada.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN 27nci maddenin açık oylama sonucu:
Oy sayısı: 195
Kabul: 194
Ret: 1
(x)
Kâtip Üye
Kâtip
Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Dilek
Yüksel
Bartın
Tokat
Böylece 27nci madde kabul edilmiştir.
Yeni madde ihdasına dair iki önerge vardır, okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 32- Bu Kanuna ekli (3) sayılı listede
yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin
Emniyet Genel Müdürlüğü bölümüne eklenmiştir." şeklindeki
27 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim Işık Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Kütahya Osmaniye
Bülent Belen Sinan
Oğan
Tekirdağ Iğdır
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Geri
çekiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge çekilmiştir.
Yeni madde ihdasıyla ilgili diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 27. Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Celal Dinçer Mahmut
Tanal Musa
Çam
İstanbul İstanbul İzmir
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar
Akar
Trabzon Kocaeli
CELAL DİNÇER (İstanbul) Sayın
Başkan, geri çekiyorum.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
28inci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, mülki idare amirleri ve kendi amirleri
tarafından denetlenir ve teftiş edilir."" şeklindeki
28 inci maddesinin ihtiyacı karşılamak için yeterli
olmaması, denetim konusunda tecrübesi ve yetkinliğiyle önemli bir konumda
olan Mülkiye Teftiş Kuruluna yetkili hale getirilmesi amacıyla
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Erdoğan Sinan Oğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Iğdır Osmaniye
Necati Özensoy Bülent
Belen S.
Nevzat Korkmaz
Bursa Tekirdağ Isparta
"MADDE 28- 3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, Mülkiye müfettişleri, mülki idare amirleri ve
kendi amirleri tarafından denetlenir ve teftiş edilir.""
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, mülki idare amirleri ve kendi amirleri
tarafından denetlenir ve teftiş edilir." şeklindeki 28.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet Toptaş Tanju Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Volkan
Canalioğlu Celal
Dinçer
Çanakkale Trabzon İstanbul
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti - tek adam - diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 28 inci maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Abdullah Levent Tüzel Demir Çelik Erol
Dora
İstanbul Muş Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Hasip Kaplan
Bitlis Şırnak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kaplan. (HDP sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
milletvekilleri, elimde Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonunun İnsan
Hakları Ortak Platformuyla hazırladığı bir Ataman
Grubu Türkiye İzleme Raporu var. Muhtemelen sizlere de böyle bir rapor
gelmiştir. Türkiye 40 davada mahkûm olmuş ve bu 40 davadaki
mahkûmiyeti nedeniyle, sözleşmenin 46ncı maddesi gereği
Bakanlar Komitesinde Bunun mevzuat değişikliğini yapın.
diyor. Bu Ataman Grubu davalarında ne vardı? Yine, izinsiz gösteri
diye söyledikleri gösterilerde -2911de- örgütlenme özgürlüğüne müdahale
var, kolluk kuvvetlerinin zor kullanma yetkisi var, gösterilerin
dağıtılmasında kullanılan gücün orantısız
olması var, bunun sistemli bir hâle gelmesi var, ulusal otoritelerin bunu
uygulayanlar hakkında hiçbir işlem yapmaması var.
Şimdi, Sayın Bakan, bunu çok iyi dinleyin:
Hükûmetiniz 31 Temmuz 2014 tarihli Ataman Grubu Kararları Uygulama Eylem
Planı çıkardı. Bu eylem planında Avrupa Konseyi Bakanlar
Komitesine dediniz ki: Biz değişiklik yapıyoruz. Ne
yapıyorsunuz? 13 Mart 2014 tarihinde 2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasını değiştirdik,
diğerlerine de hazırlanıyoruz. Peki, ondan sonra ne oldu,
Bakanlar Komitesi ne dedi size? 6 maddelik öneri çıkardı. Bu 6
maddenin içinde, yasal düzenleme yapın, gösteri yasasını, göz
yaşartıcı gaz kapsülü kullanımını, polis
memurlarının güç kullanmasıyla ilgili, kolluk görevlilerinin
idari yaptırımlarıyla ilgili ve benzeri birçok konu
Ve özellikle
Bakanlar Komitesi şunu söylüyor: Sunulan yasal, idari ve yargısal tedbirlerle
tatmin olmamıştır Bakanlar Komitesi.
Şimdi, bakın, Bakanlar Komitesi, ayrıca,
şu ana kadar alınan tedbirlerin etkililiğiyle ilgili de bilgi
eksikliği olduğunun altını çizmiştir. Türkiyeden,
yukarıda belirtilen konularla ilgili gelişmeleri 31 Aralık 2014
tarihine kadar Bakanlar Komitesine sunmasını istemiştir.
Söz veriyorum -Sayın Rıza Türmen de burada- bu
sizin paketinizi getirip vereceğiz Bakanlar Komitesine, ben kendim
getireceğim Strazburga. Sizden özel olarak düzenleme
yapılmasını beklerken, yasama alanında düzenleme
yapılması beklenirken siz bir faşizm paketini getirdiniz. Bu
pakette, bu düzenlemelerle ilgili sözleşmeye uygun işlem
yapmadınız, gerekirken yapmadınız. Savcılarla ilgili
yapın. dediler size, siz savcıların görevini valilere verdiniz,
tam tersini yaptınız bu pakette.
Şimdi, buraya bakıyorum, tabii, bu
kapsamlı bir rapor, bunu beş dakika içinde anlatmak mümkün değil
ama size bir şey anlatacağım. Sayın Hükûmet temsilcileri,
şu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15inci maddesini
açın. Bu 15inci maddede, savaş hâlinde veya genel bir tehlike
hâlinde sözleşmeci devletlerin Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesini 15inci madde uyarınca askıya alma hakkı var.
Savaş hâlinde o askıya alma hakkında dahi sözleşmenin 2nci
maddesi olan yaşam hakkını güvence altına almak
zorundasınız, orada 3üncü maddeyi, işkence ve kötü muameleyi
almak zorundasınız. Bakın, dikkat edin, istisnadır. 4üncü
maddenin (1)inci fıkrası yani angarya, buna aykırı
işlem yapamazsınız. Bu Mecliste, bu faşizm paketinde kendinize
de bize de angarya uyguluyorsunuz birileri emretti diye. Söz veriyoruz bunun
için de, angarya uyguladığınız için 17 Şubattan bu
yana, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Meclis hakkında ilk dava
açan milletvekili olacağım.
Şimdi, burada çok açık 7nci madde ihlali var
ve diyor ki: Taraflar alacağı tedbirleri Avrupa Konseyi Genel
Sekreterliğine bildirsin. Yüksek Sözleşmeci Taraf, sözü geçen
tedbirlerin yürürlükten kalktığı tarihi de bildirir.
Şimdi, bu paketiniz çıktığı zaman, doğruca gidin
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesine Alın, o eylem planımızı
hayata geçirdik. deyin, onlar da size Güle güle, bay bay
Nasıl oluyor,
İngilizcesini iyi bilen var mı içinizde? Askıya alacaklar Avrupa
Birliğini, bay bay diyecekler size, o zaman sizinle konuşacağız.
Bay bay Hükûmet! Bir de halkımız size 7 Haziranda bir bay bay
çektiği zaman bu iş tam şeker olacak, şeker gibi olacak.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama yapmak için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri karar yeter
sayısı vardır.
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, mülki idare amirleri ve kendi amirleri
tarafından denetlenir ve teftiş edilir. şeklindeki 28.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Volkan
Canalioğlu, Trabzon Milletvekili.
Buyurun Sayın Canalioğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlamadan önce, bir hafta içinde şehit verdiğimiz 6
vatan evladımıza Allahtan rahmet, Türk milletine sabırlar
diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun.
Şimdi, değerli milletvekilleri, yasa
getiriyorsunuz. Bu yasa kamuda makul şüpheli yasası olarak
biliniyor. Sizler 2002 yılında iktidara gelirken
vatandaşlarımıza şunu söylemiştiniz: Biz 3Yyi
kaldıracağız. demiştiniz yani Yoksulluğu,
yolsuzluğu ve yasakları kaldıracağız. demiştiniz
ama gelinen süreçte bunların hepsini tamamen çoğalttınız,
yasakları giderek artırdınız ve bugün getirdiğiniz
yasayla da bu yasakları kat kat artırıyorsunuz. Yani, siz Türk
halkını kandırıyorsunuz değerli arkadaşlar ve Bu
ülkede barış gelecek. diye aldatıyorsunuz ama ne şekilde
geleceğini ortaya koymuyorsunuz.
Şimdi, siz, aslında ülkeyi getirmiş olduğunuz
durumda 3Yye bir 3Y daha eklendiniz. Bu 3Y şu: Yağcı,
yandaş, yalan. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi,
arkadaşlar, rahmetli olsaydı ne derdi? Siz çok iyi tanıyorsunuz;
Sizi gidi 3Yciler sizi
Arkadaşlar, çıkaracağınız
yasalarla ülkeyi germeyeceksiniz. Bakın, siz diyorsunuz ki: Bu ülkenin
yüzde 50si bize nefretle bakıyor, sokağa
çıktığımız zaman insanlar bize nefretle bakıyor.
Ne bekliyordunuz? Sizi sevmelerini mi bekliyordunuz? Şunları
yaptıktan sonra sizi nasıl sevecekler? Türkiye ekonomik, siyasal,
kültürel, sanatsal çöküşe hızla gitmekte; yoksulluk almış
başını gidiyor, vatandaş bir dilim ekmeğe muhtaç;
herkes yarından şüpheli, günübirlik yaşıyor. On iki
yıldır laik-antilaik kutuplaşması yarattınız, her
iki tarafı düşmanlaştırmak için elinizden geleni
yaptınız, AKP iktidarınızda Türkiye topraklarına kin
tohumları ektiniz. Eğitim, sağlık,
bayındırlık hizmetleri çöktü. Yüz yılda milletin alın
teriyle oluşturulan fabrikalar satıldı, halk işsizliğe
mahkûm edildi, özelleştirme adı altında halkın malı,
değerleri haraç mezat satıldı. Köylümüz toprağında
tarım yapamaz oldu Sayın Bakan. Tarlalar boş kaldı; ekin
ekmek, meyve yetiştirmek uluslararası tekellerin iznine bağlandı.
Ahlak değerlerimizi çökerttiniz her şeyden önce.
Hırsızlığı günlük olağan bir iş durumuna
getirdiniz. Hırsız evinize ya da iş yerinize girdiği zaman
Hırsız var. diyemiyorsunuz, dediğiniz zaman makul şüpheli
olarak hemen sizi alıyorlar; ne yapacaklarını bu yasa
çıktıktan sonra da göreceksiniz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ya, Volkan Bey,
yakışıyor mu yani?
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla)
Yakışmıyor değil, size yakışıyor mu?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Yakışıyor mu
ya?
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla) Kimi
vekilleriniz adam kayırmayı ayetlerle haklı göstermeye
kalktılar.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan,
müdahale eder misiniz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Volkan Bey makul şüpheli ne
demek biliyor musun?
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla)
İnsanların günah işleme hakkını engellemeyiz.
dediler Recepçiğim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Makul şüphelinin ne
olduğunu biliyor musun?
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla)
Allahın ayetleriyle alay ettiniz. Toplumu bir arada tutan değerler
sistemini ve kurumları bir bir yok ettiniz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Volkan Bey,
yakışmıyor size.
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bunu basın da yazıyor, herkes
yazıyor. Buna Yakışmıyor. diyorsunuz ama bunu da
halkın buradan bilmesi gerekiyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Halk biliyor.
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla) Cumhurbaşkanı
yalnız yüzde 50 cumhurun başkanı olarak hareket ediyor.
Şimdi, bakınız, bütün bunların
üzerine bir düşünün, kendinizi halkın yerine koyun. Bugünler iyi
günleriniz; binbir yalanla aldattığınız size oy veren
seçmenleriniz var ya, işte, onlardan korkun.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Halk kararını
veriyor. Sen bir kendini halkın yerine koysan zaten böyle yapmazsın.
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla) Çünkü
mahvettiğiniz Türkiyenin ezilen insanlarıdır onlar. Elbet
kandırıldıklarını anlayacaklar ve sizi
sandığa gömeceklerdir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Âmin.
AHMET AYDIN (Adıyaman) 9 seçimdir söylüyorsunuz
bunu, 9 seçimdir.
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Devamla)
Bunları bir tarafa bırakalım. Siz bunlarla
Bırakmayalım çünkü siz bunlarla uğraşırken
değerli milletvekilleri, insanlar aç susuz yaşıyor. Bakın,
size bir örnek veriyorum, sene 2015, 21inci yüzyılın ilk
çeyreği, işte bir örnek: Sene 2015, köyde hâlâ su yok,
satılık susuz köy Araklının Değirmencik Mahallesi
Seymenler mevkisinde satılık susuz köy arkadaşlar, sene 2015.
(CHP sıralarından alkışlar)
Bunları halkın takdirine bırakıyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.08
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 28inci maddesi
üzerindeki Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, mülki idare amirleri ve kendi amirleri
tarafından denetlenir ve teftiş edilir." şeklindeki 28 inci
maddesinin ihtiyacı karşılamak için yeterli olmaması,
denetim konusunda tecrübesi ve yetkinliğiyle önemli bir konumda olan
Mülkiye Teftiş Kuruluna yetkili hale getirilmesi amacıyla
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
MADDE 28- 3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, Mülkiye müfettişleri, mülki idare amirleri ve
kendi amirleri tarafından denetlenir ve teftiş edilir.""
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
SERMİN BALIK (Elâzığ) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Süleyman
Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından
alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinize saygılarımı sunuyorum,
hayırlı akşamlar diliyorum.
Ben sizinle bir mektup paylaşmak istiyorum
değerli arkadaşlar. Bu mektup, bir babanın mektubu, Polis
Kolejinde evladı olan bir babanın mektubu: Sayın Vekilim diye
başlıyor, Polis Akademisi 3üncü sınıfta okuyan, Kolejle
birlikte yedi yıldır üniforma giyen, eğitim alan yavrum için
yazıyorum. Oğlum dünyaya geldiğinde dünyalar benim olmuştu.
Gözünün içine bakarak büyüttük. İlkokula başladı,
öğretmenlerinin gözdesi oldu. Devlet bursluluk sınavına girdi,
yüksek puanla burs aldı. SBS sınavından 480 puan aldığında
havalara uçtuk, gururlandık. Polis Koleji sınavlarına
çağrıldı. Yapılan sınavı
kazandığında dünyalar bizim oldu. Ailem ve köyümüzde Polis
Kolejini kazanan ilk çocuktu. Çevremden ve ailemden, köyümden gören ve duyanlar
tebrik ettiklerindeki sevincimi anlatamam. Oğlum hiçbir zaman boynumu
büktürmedi, her zaman başarılı, saygılı çocuk oldu;
Allah ondan razı olsun, bahtı açık olsun. Küçük yaşta
Kuran-ı Kerim okudu, öğrendi; büyüklerine saygıda kusur etmedi.
Sayın vekillerim, şu an görüştüğünüz
yasa tasarısında oğlumun hayali olan Polis Akademisi
hakkında karar vereceksiniz. Bu karar sadece Polis Akademisi okulunun
kapatılması değil, orada okuyan 1.600 gencin hayali, istikbali,
geleceği olduğu gibi, biz anne ve babaların da hayali için bir
karar vereceksiniz. Bizler zengin, varlıklı insanlar değiliz.
Ben, kamuda çalışan bir işçiyim, birçok öğrenci velisi de
benim gibi aynı durumda. Fakat, bizler bu çocukları devletimize 13
yaşında teslim ettik. Okula teslim ettiğimizde arkamızdan
ağlayarak bıraktık. 13 yaşındaki çocuk sabah
altıda kalkıp yatağını yaptı, kahvaltı için
içtimaya gidip beklerken dışarıdaki yaşıtları
yataklarında horluyor, anneleri kahvaltı
hazırlıyorlardı. Bu zorluk ve disiplin içinde yetişen
yavrularımızı siz Polis Akademisinden atıyorsunuz.
Sayın Bakan bir televizyon programında çizdiği tabloda komiser
yardımcısı açığından bahsediyor fakat Akademideki
öğrencilerin hepsini potansiyel suçlu gibi görmek, bu çocukların
hayatları boyunca devletine küsmeleri, kalplerinin
kırılması sonucunda asıl suçluyu sizler
yaratıyorsunuz.
Sayın vekillerim, bu gençler daha öğrenci.
1.600 kişi ülkeyi bölmez. Ülkeyi bölmeye çalışanları bile
affetme çalışması yaptığınız bu dönemde biz
onları devletine sadakatle yetiştirdik. Çocukların
haklarını yemek inanan bir insanın vereceği karar
değil. Geçen yıl yaz döneminde oğlum bilim eğitim kampına
gitti, geri döndüğünde ellerinin içi kabarmıştı.
Oğluma sordum, Ne oldu yavrum? dedim, bana 40 derecede sıcakta
asfalt üzerinde şınav çektik. dedi.
Çocuklarımız bir suç işlemişse
okulundan atın. Şimdi biz çevremize, akrabalarımıza
sordukları zaman verecek cevap bulamıyoruz, Ne yaptı da
okulundan atılıyor? Yedi yıl gittiği, emek verdiği
okulundan bizlere sadece fotoğrafları ve anıları ile
yavrumuza hasret kaldığımız yıllar kalacak.
Yavrularımızın emekleriyle oynamayın. diyor.
Değerli arkadaşlar, bu mektup gerçekten
siyasetüstü değerlendirilmesi gereken, bir babanın samimi
düşünceleri. Ben bu mektupta herhangi bir abartma görmedim. Bu
satırlarda devlet bütünlüğüne, millet birliğine bir kasıt
görmedim. Ağzınızdan düşürmediğiniz darbeci bir paralellik
de görmedim. Bu, fukara, mütevekkil, mütedeyyin, mutedil bir babanın,
evladının geleceğiyle, hayalleriyle ilgili
kaygılarını bizlerle paylaşmasını içeriyor.
Kendinizi lütfen bu babanın yerine koyun. Bu kanunda bir karar
vereceğiz, bin kere düşünün lütfen, bir kere karar verin. Şayet,
Allah korkusu, ahiret inancı varsa bu çocukların hayalleriyle, bu
anne babaların hayalleriyle oynadığınız için öbür
dünyada bunun hesabı verilecek, bu eller bu yakalara yapışacak.
O bakımdan, hepinizden istirham ediyorum, bu konuyla ilgili siyasetüstü
bir noktaya gelmeye çalışalım. (MHP sıralarından
alkışlar)
Ayrıca bir husus daha var, birçok telefon geliyor;
gerçekten, bu Polis Akademisine giden çocuklar çok özel çocuklar,
başarılı çocuklar. Bu çocuklara hiç olmazsa istedikleri
fakültelere kaydolma gibi bir kolaylık getirin.
Ben, bu babanın düşüncelerini sizlerle halisane
bir biçimde paylaşmak istedim. İnşallah, vereceğiniz
karara, doğru olması yönünde bir katkı verir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım
lll YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var yerine getireceğim.
Sayın Vural, Sayın Erdoğan, Sayın
Akçay, Sayın Türkoğlu, Sayın Yeniçeri, Sayın Belen,
Sayın Korkmaz, Sayın Torlak, Sayın Şandır, Sayın
Öz, Sayın Işık, Sayın Yılmaz, Sayın
Şimşek, Sayın Bal, Sayın Oral, Sayın Türkkan,
Sayın Halaman, Sayın Uzunırmak, Sayın Kalaycı,
Sayın Dedeoğlu.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
28inci maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. İstem
sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit edeceğim.
Haydar Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Ömer Süha Aldan, Muğla? Burada.
Vahap Seçer, Mersin? Burada.
Musa Çam, İzmir? Burada.
Ali Haydar Öner, Isparta? Burada.
Refik Eryılmaz, Hatay?
ENGİN ALTAY (Sinop) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Üstlenildi.
Ali Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
İzzet Çetin, Ankara? Burada.
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli? Burada.
Melda Onur, İstanbul? Burada.
Binnaz Toprak, İstanbul? Burada.
Mevlüt Dudu, Hatay?
RIZA TÜRMEN (İzmir) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Üstlenildi.
Sena Kaleli, Bursa? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Bülent Kuşoğlu, Ankara?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Üstlenildi.
Metin Lütfi Baydar, Aydın? Burada.
İhsan Özkes, İstanbul? Burada.
Turhan Tayan, Bursa? Burada.
Aykan Erdemir, Bursa? Burada.
Mehmet Volkan Canalioğlu, Trabzon? Burada.
BAŞKAN Evet, bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Semiha Öyüş, Aydın Milletvekili?
SEMİHA ÖYÜŞ (Aydın) Burada.
BAŞKAN Evet.
Yıldırım Ramazanoğlu?
YILDIRIM M. RAMAZANOĞLU (Kahramanmaraş)
Burada.
BAŞKAN Burada, evet.
Özcan Ulupınar, Zonguldak Milletvekili?
ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak) Burada.
BAŞKAN Burada.
Taner Yıldız yerine Mehdi Eker.
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Vekâlet
BAŞKAN Evet, burada.
Volkan Bozkır yerine
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
yazılı vekâletname var mı?
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Var, var.
BAŞKAN Tülin Erkal Kara, Bursa Milletvekili?
ENGİN ALTAY (Sinop) Yok Başkanım.
BAŞKAN - Ankara Milletvekili Ali Babacan yerine
Cevdet Yılmaz.
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Vekâlet
BAŞKAN Giresun Milletvekili Nurettin Canikli
yerine Akif Çağatay Kılıç.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yok, o da yok, hani nerede?
(AK PARTİ sıralarından Dışarıda sesleri)
ENGİN
ALTAY (Sinop) Dışarıda, kabul olur mu ya?
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri
ENGİN
ALTAY (Sinop) Yok galiba Başkanım. Yok, Bakan yok. Vekâlet
vermiş, kendi yok.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Isparta) Sayın Başkan, yanlı davranamazsınız
efendim.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Ben bilmiyorum muyum maç seyretmeyi, bak oturuyorum burada.
Bakan da gelsin.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Isparta) İlan edin efendim.
BAŞKAN
Yeterli sayı bulundu, niye itiraz ediyorsunuz ki?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Bakan maç seyretmesin, gelsin Genel Kurula.
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) İşte, Bakan geldi.
AYKAN
ERDEMİR (Bursa) Sayın Başkan, kaç tanesi burada olmadan
vermiş, onu açıklayın da
BAŞKAN
28inci maddenin açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 187
Kabul :
186
Ret :
1(x)
Kâtip
Üye Dilek
Yüksel Tokat |
Kâtip Üye Muhammet Rıza Yalçınkaya Bartın |
Böylece 28inci
madde kabul edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair iki önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "3201 sayılı Kanunun Ek 31 inci maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 33- Emniyet teşkilatının
her türlü göreviyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı, mülki idare amirleri ve kendi amirleri
tarafından denetlenir ve teftiş edilir." şeklindeki 28 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesini
OKTAY VURAL (İzmir) Önergeyi geri çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.34
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut'un, UEFA
Avrupa Liginde üst tura çıkan Beşiktaşı
kutladığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, UEFA Avrupa Liginde çekişmeli bir mücadele
sonucunda muhteşem oyunuyla Liverpoolu eleyerek bir üst tura çıkan
Beşiktaşımızı canı gönülden tebrik eder,
başarılarının devamını dilerim. (Alkışlar)
Buyurun
Sayın Altay.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
25.-
Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, UEFA Avrupa Liginde üst tura
çıkan Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
ENGİN
ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz
de Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bu akşam Liverpool
karşısında gösterdiği yüksek başarıyla Liverpoolu
eleyen Beşiktaş futbol kulübümüzü, Türkiyeyi ve Çarşı
grubunu tebrik ediyoruz. Hayırlı olsun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Beşiktaşlı
olan Sayın Uzunırmak, buyurun.
26.-
Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak'ın, UEFA Avrupa Liginde üst
tura çıkan Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Kara
Kartalımız uçtu, Allaha çok şükür,
takımımızı tebrik ediyoruz, desteği olan bütün Türk
milletinin mensuplarına teşekkür ediyoruz. İnşallah nice
zaferlere Türkiye adına...
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Aydın...
27.-
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın, UEFA Avrupa Liginde üst
tura çıkan Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Beşiktaş bu akşam oynamış
olduğu muhteşem oyunla sadece Türkiyede değil, tüm Avrupada
Türkiyenin adını gururla bahsettirdi. Hakikaten
oynadığı oyunla Liverpoolu eleyen Beşiktaşımızı
bir Fenerbahçeli olarak özellikle tebrik ediyorum,
başarılarının devamını diliyorum. Türk Millî
Takımında da aynı şekilde aynı
başarıları inşallah görmek dileğiyle, ümidiyle
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Zozani...
28.-
Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, UEFA Avrupa Liginde üst tura çıkan
Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Öncelikle bütün Beşiktaş camiasını
biz de tebrik ediyoruz. Beşiktaştan bu yıl beklentimiz bize
Avrupa kupasını getirmesi. Biz esas büyük sevincimizi o zaman
yaşamış olacağız. Ama bir tebriği daha yapmak
arzusundayım: O da Çarşı grubuna, yüz yirmi dakika boyunca 62
bin seyirciyi sürekli motive eden Çarşı grubuna buradan bir tebrik
çok görülmemelidir. (CHP sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Liverpoola darbe
yaptılar.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) En büyük
darbeyi Liverpoola yaptılar.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Umut ediyorum,
artık iktidar partisi de Çarşı grubunu darbeci olarak itham
etmekten vazgeçer. Bu gece ona vesile olsun diyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural...
29.-
İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın, UEFA Avrupa Liginde üst tura
çıkan Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Liverpoolu eleyen Beşiktaşı gerçekten
kutluyorum. Bu kadar sıkıntılı anlar
yaşadığımız böyle bir ortamda gerçekten
Beşiktaş milletimizin gururunu okşamıştır, gurur
yaşatmıştır. Beşiktaş spor kulübünü, Sayın
Başkan Fikret Ormandan başlayarak tüm futbolcularını
kutluyorum. Beşiktaş spor taraftarlarına bize bu sevinci
yaşattıkları için de gerçekten teşekkür ediyorum.
Darısı, devamı, inşallah şampiyonluğa -Türkiye
ligi şampiyonluğu değil yani- Avrupa ligi
şampiyonluğuna diye söylüyorum.
BAŞKAN İnşallah, UEFA
şampiyonluğuna.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Şahin...
30.-
Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin'in, UEFA Avrupa Liginde üst tura
çıkan Beşiktaşı kutladıklarına ilişkin
açıklaması
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) Sayın
Başkanım, bir Bursasporlu olarak ben de Beşiktaş spor
kulübünün bu akşamki başarısını tebrik ediyorum. Türk
futbolunun daha da ileriye gitmesini, daha da yükselmesini ve Avrupada da
şampiyonluklar yaşamasını diliyorum. Beşiktaş bu
akşam tarih yazmıştır. Bursalılar adına da
Beşiktaşı kutluyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - Yeni madde ihdasına dair diğer
önergeyi okutuyorum...
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) Sayın
Başkan, şu mutlu günümüzde, 4 partinin de Beşiktaşı
tebrik ettiği ve anlaştığı... Şunda da
anlaşalım, tatil edelim bu gece Meclisi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bunun üstüne
çalışılmaz. diyor, doğru söylüyor.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) Aynen... Bunun
üstüne çalışılmaz, oturalım, kutlayalım bunu.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 28. Maddesinden sonra
aşağıdaki maddenin eklenmesi ve madde numaralarının
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Mahmut Tanal Musa Çam
İstanbul İstanbul İzmir
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar Akar
Trabzon Kocaeli
MADDE 29 3201 Sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 34
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Önergeyi
çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
Şimdi, 29uncu madde üzerinde beş adet önerge
vardır, ikisi aynı mahiyettedir, üçü Anayasaya
aykırılık önergesi, onlar da aynı mahiyettedir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 3201
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 24- Polis kolejinde
öğrenime devam eden öğrenciler, Millî Eğitim
Bakanlığınca polis koleji giriş sınavının
yapıldığı tarihte aldıkları Ortaöğretim
Yerleştirme Puanları dikkate alınarak durumlarına uygun
okullara naklen kaydedilirler.
Genel Müdürlük tarafından polis kolejinde görev
yapan eğitim öğretim hizmetleri sınıfında yer alan
personel, kadro derecelerine uygun öğretmen unvanlı kadrolara atanmak
üzere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde
Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bunların
atamaları, bildirimi izleyen bir ay içinde yapılır ve atama
işlemi yapılıncaya kadar mali ve sosyal hakları,
anılan birim tarafından ödenmeye devam olunur.
Mevcut amir rütbeleri için ihdas edilmiş bulunan
kadro sayılarının, 55 inci maddenin üçüncü fıkrasında
her amir rütbesi için öngörülen azami kadro sayısından fazla
olması halinde, bu fazlalık giderilinceye kadar, boşalan
kadrolar herhangi bir işlem yapılmaksızın iptal
edilmiş sayılır." şeklindeki 29 uncu maddesinin, öğrenimine
devam eden öğrencilerin eğitim ve öğrenim hakkını
ihlal etmesi, kazanılmış hakları ortadan
kaldırıcı bir yönünün olması ve hakkaniyetle
bağdaşmaması nedenleriyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Sinan Oğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Iğdır Osmaniye
Bülent Belen Necati
Özensoy Ahmet
Duran Bulut
Tekirdağ Bursa Balıkesir
Diğer önergenin imza sahipleri:
Ali Serindağ Ahmet Toptaş Tanju Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar
Bolu
Ali Haydar Öner Ali Sarıbaş Celal
Dinçer
Isparta Çanakkale İstanbul
BAŞKAN
Şimdi okutacağım üç adet önerge Anayasaya
aykırılık önergeleri, aynı mahiyette.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülen
684 Sıra Sayılı Komisyon raporunda yer alan komisyon
tarafından kabul edilen metnin 29. Maddesinin Kanun metninden
çıkarılmasını saygı ile arz ve teklif ederim.
Ertuğrul
Günay
İzmir
Diğer
önergenin imza sahibi:
Erdal Kalkan
İzmir
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Pervin Buldan Nazmi Gür Gülser Yıldırım
Iğdır Van
Mardin
Abdullah Levent Tüzel Selma Irmak Hüsamettin
Zenderlioğlu
İstanbul Şırnak Bitlis
Erol Dora Demir
Çelik Adil
Zozani
Mardin Muş
Hakkâri
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere, Anayasaya
aykırılık önergelerine katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Söz isteyen Selma Irmak, Şırnak Milletvekili.
Buyurun
Sayın Irmak. (HDP sıralarından alkışlar)
SELMA IRMAK
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
günlerdir iç güvenlik paketi üzerinde tartışma yürütüyoruz ve bu
Mecliste bugüne kadar görülmemiş bir muhalefet direnci
yaşanıyor. Ülke bunu izliyor. AKP Hükûmeti ise bu muhalefeti
görmezden gelmeye devam ederek ısrarla ve inatla bu ülkeyi gerçekten kaosa
sürükleyecek, uçuruma sürükleyecek, zaten askıya alınmış
olan hak ve özgürlükleri daha da kısıtlayacak olan paketi
çıkarmakta ısrar ediyor, inadından vazgeçmiyor. Bunun ülkemiz
için bir yararı olduğunu herhâlde hiç kimse düşünmüyordur.
Yüzünü kapatmanın, ulusal kıyafetler giymenin, toplantı, gösteri
ve yürüyüş yapmanın bu ülkeye bugüne kadar bir zararı
olmadığı gibi bundan sonra da olmayacaktır. Bugüne kadar,
hiç kimse ulusal kıyafet giydiği için bu ülke bölünmemiştir. Asıl, yasaklar bu ülkeyi
bölünme noktasına getirmiştir. Asıl, hak ve özgürlükler
konusunda yaşanan ağır insan hakları ihlalleri, bu ülkenin,
ne yazık ki, Fıratın doğusu ve Fıratın
batısı olarak neredeyse ikiye bölünmesine yol
açmıştır.
Bütün bu yasaklamalar, güvenlikçi yöntemler ve politikalar, ne
yazık ki, bu ülkenin yıllarca var olan gelişimini
engellemiştir, olması gereken yerde değil, çok çok gerisinde bir
yerde seyretmiştir. Milyonlarca doları bu güvenlik politikalarına
harcamıştır. Sadece bunlarla yetinse iyi, zarar sadece bu kadar
olsa iyi, kaybedilen 40 bin candan bahsetmiyoruz.
Bir de bunun altında, bu tür güvenlik politikalarının
altına saklanan derin devleti düşünüyoruz. Buranın altında
üreyen defakto yapıları ortaya koymak istiyoruz. Bu defakto
yapılar, bugün, bu ülkenin, ne yazık ki, her alanına
yayılmış ve bu ülkenin altını oymaya devam ediyorlar.
Her gün bir yerde karşımıza çıkıyorlar. Bir gün
Cizrede, bir gün Silopide, bir gün İstanbulda, bir gün Bursada, bir
gün başka bir yerde karşımıza çıkıyorlar.
Evet, bu güvenlik paketi ve güvenlik tedbirleri, güvenlikçi zihniyet, ne
yazık ki, bu ülkeyi bu noktaya getiriyor. O yüzden diyoruz ki, yol
yakınken, bu kadar muhalefet varken, ülke bu kadar bu pakete
karşıyken bu paketin derhâl geri çekilmesi gerekiyor.
Bu paketin çağdaş dünyayla, ileri demokrasiyle
alakası yoktur. O çokça ileri demokrasiden söz eden AKP Hükûmetine
sesleniyoruz: Avrupa Birliğine girmek için çabalayan, kendisini
çağdaş dünyayla kıyaslayan, her seferinde bunu bir gurur
vesilesi yapan AK PARTİ Hükûmetinin, bu paketle hangi derecede
ilerlediği, hangi konuma düştüğü gözler önündedir. Avrupa
Birliğinden yapılan açıklama, bu paketin, Türkiye'nin ilerlemesi
konusunda ve Türkiyedeki demokratik gelişim noktasında derin
endişe duyulduğuna dair kaygıları dile getirmektedir. Bu da
ortaya çıkarıyor ki, sürekli Avrupa Birliği uyumundan bahseden
Hükûmetin aslında uyumdan anladığı uyumsuzluktur, uyum
sağlayamama hâlidir. Avrupa Birliği kriterleri bir yana, kendini Orta
Doğunun lideri olarak görmeye çalışan AK PARTİ Hükûmetinin
bu konuda da iflas ettiğini biliyoruz. Çünkü dış politikası
da bu anlamda barışçıl, hak ve özgürlüklere dayalı,
komşularıyla iyi ilişkiler sürdüren bir ilişki değil,
ne yazık ki, her zaman olduğu gibi, savaşa endeksli,
savaşı önceleyen güvenlik politikaları ve askerî
harekâtları önceleyen bir politikadır. Bu anlamda da bir iflas
yaşandığını söyleyebiliriz.
O nedenle, bu paketin bu ülkeye hiçbir yararı
yoktur. Bu paketin geleceğe, Türkiye'nin ilerlemesine hiçbir yararı
yoktur ve biz bu paketi engellemek için elimizden geleni yapacağız.
AK PARTİ Hükûmeti bu paketi bu Meclisten çıkaramayacaktır. Bunu
bu şekilde söylüyoruz çünkü arkamızda biz biliyoruz ki milyonlar var
ve milyonlar, hak ve özgürlükten yana olan bu ülkenin gerçek vatanseverleri bu
ülkede bu güvenlik paketinin geçmesini istemiyor. Biz de onların
adına burada direnmeye, mücadele etmeye ve bu paketin çıkmaması
için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı istiyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
Diğer önerge üzerindeki
ENGİN ALTAY (Sinop) Aynı mahiyette mi?
BAŞKAN - Sayın Erdal Kalkan
Yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Aynı
mahiyetteyse Hükûmet ile Komisyon niye katılmıyor?
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Eğitim ve öğretim hakkı
Anayasamızın 42nci maddesiyle düzenlenmiş temel
haklardandır.
Tasarının bu maddesi Polis Kolejinde
öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin başka okullara naklini
öngörmekte ve böylelikle öğrencilerin aldıkları puanla
seçtikleri okulda okuma hakkını ortadan kaldırmaktadır.
Bu düzenlemenin, kazanılmış hak
kavramı açısından hukuka ve okumak istedikleri okulu seçme hakları
çiğnenen öğrenciler açısından da Anayasa'nın kişi
hak ve özgürlükleri anlayışına aykırı olduğu
açıktır.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, Hükûmet katılmadı ki ayrı oylayacaksınız.
Sayın Başkan, Hükûmet katılmadı, Komisyon
katılmadı. Gerekçelerimiz farklı. Ayrı ayrı
oylayacaksınız.
(Kâtip Üye Tokat Milletvekili Dilek Yüksel
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
Eğitim ve öğretim hakkı
Anayasamızın 42nci maddesiyle düzenlenmiş temel
haklardandır. Tasarının bu maddesi Güvenlik Bilimleri Fakültesinde
öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin başka okullara naklini
öngörmekte
BAŞKAN Okutmayalım mı?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hayır,
aynı mahiyette değil. Aynı mahiyetteyse Hükûmet
çıksın, desin ki: İkisine de katılıyoruz. Komisyon
çıksın Katılıyoruz. desin. Ama aynı mahiyette
değil, gerekçeleri farklı.
(Kâtip Üye Tokat Milletvekili Dilek Yüksel
tarafından önergenin okunmasına devam edildi)
ve böylelikle öğrencilerin aldıkları
puanla seçtikleri okulda okuma hakkını ortadan
kaldırmaktadır.
Bu düzenlemenin, kazanılmış hak
kavramı açısından hukuka ve okumak istedikleri okulu seçme
hakları çiğnenen öğrenciler açısından da
Anayasa'nın kişi hak ve özgürlükleri anlayışına aykırı
olduğu açıktır.
BAŞKAN Evet, diğer gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Eğitim ve öğretim hakkı,
Anayasamızın 42nci maddesiyle düzenlenmiş temel
haklardandır.
Tasarının bu maddesi, Polis Kolejinde
öğrenimlerini sürdüren öğrencilerin başka okullara naklini
öngörmekte ve böylelikle öğrencilerin aldıkları puanla
seçtikleri okulda okuma hakkını ortadan kaldırmaktadır.
Bu düzenlemenin, kazanılmış hak
kavramı açısından hukuka ve okumak istedikleri okulu seçme
hakları çiğnenen öğrenciler açısından da
Anayasa'nın kişi hak ve özgürlükleri anlayışına
aykırı olduğu açıktır.
BAŞKAN Evet, aynı
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, bu konuda ısrarlıyız çünkü bizim önergemiz mevcut
paketin hem İç Tüzüke hem Anayasaya hem de Anayasanın
düzenlediği evrensel kurallara aykırılık nedeniyledir.
Eğer bu gerekçemize katılıyorsa Hükûmet, Hükûmetin katıldığını
beyan etmesi lazım. Eğer Komisyon katılıyorsa
katıldığını beyan etmesi lazım. Aksi takdirde,
bizim önergemiz ayrı oylanır, kendi çekme önergeleri ayrı oylanır.
İÇİŞLERİ KOMİYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Bizim çekme önergemiz falan yok ki.
BAŞKAN Kendi çekme önergeleri değil.
İÇİŞLERİ KOMİYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Erdal Kalkan ile Ertuğrul Günay vermiş o
önergeleri.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Aynı
mahiyette değil.
BAŞKAN Burada iktidarın önergesi yok
Sayın Kaplan.
İÇİŞLERİ KOMİYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Üçü de Anayasaya aykırılık önergesi.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Ama aynı
mahiyette değil. Mahiyetleri farklı, gerekçeleri farklı.
BAŞKAN Hayır, 2 bağımsız
milletvekilinin önergesi var ve aynı mahiyette, Anayasaya
aykırılık önergesi olduğu için birlikte
değerlendirdik.
Evet, aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın
Öner, Sayın Dinçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın Erdemir,
Sayın Dudu, Sayın Kaplan, Sayın Özkes, Sayın Düzgün,
Sayın Türmen, Sayın Baydar, Sayın Öğüt, Sayın
Tanrıkulu, Sayın Onur, Sayın Toprak, Sayın Ekşi,
Sayın Kaleli, Sayın Çetin ve Sayın Tanal.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/995, 2/422, 2/514,
2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı: 684)
(Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 24- Polis kolejinde
öğrenime devam eden öğrenciler, Millî Eğitim
Bakanlığınca polis koleji giriş sınavının
yapıldığı tarihte aldıkları Ortaöğretim
Yerleştirme Puanları dikkate alınarak durumlarına uygun
okullara naklen kaydedilirler.
Polis kolejinde görev yapan eğitim öğretim
hizmetleri sınıfında yer alan personel, kadro derecelerine uygun
öğretmen unvanlı kadrolara atanmak üzere bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir ay içinde Genel Müdürlük tarafından
Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bunların
atamaları, bildirimi izleyen bir ay içinde yapılır ve atama
işlemi yapılıncaya kadar mali ve sosyal hakları,
anılan birim tarafından ödenmeye devam olunur.
Mevcut amir rütbeleri için ihdas edilmiş bulunan
kadro sayılarının, 55 inci maddenin üçüncü fıkrasında
her amir rütbesi için öngörülen azami kadro sayısından fazla
olması hâlinde, bu fazlalık giderilinceye kadar, boşalan
kadrolar herhangi bir işlem yapılmaksızın iptal edilmiş
sayılır." şeklindeki 29. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Haydar Öner (Isparta) ve arkadaşları
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Ahmet Duran Bulut (Balıkesir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde
söz isteyen Ali Haydar Öner, Isparta Milletvekili.
Buyurun Sayın Öner. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın Başkan, Gazi
Meclisin değerli üyeleri; bugün, devletleşen AKPnin
dayattığı iç güvenlik harekâtının onuncu günü. Onuncu
gününde Gazi Meclisin şanlı direnişçilerini saygıyla
selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
Demokratik haklarımızı kullanarak antidemokratik
nitelikli, insan haklarına, yurttaşlık haklarına, hukukun
üstünlüğüne, AB normlarına, Anayasamızın birçok maddesine
aykırı kapkara kolluk yasasına karşı azim ve
kararlılıkla direnişimizi sürdüreceğiz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye
Büyük Millet Meclisi ağır bir saldırı altındadır.
Saldırının sahipleri devletin en üst makamında olan 3
şahıstır. Devletin en üst makamında bulunan kaçak
sarayın baş sakini her gün bir ile gidiyor, bir veya birkaç
toplantıya katılıyor, durmadan konuşuyor.
Konuşmaları dinleyen topluluklar içinde her görüşten görevliler,
katılımcılar olduğunu veya konuklar olduğunu
umursamadan, aldırmadan, müstesna mevkisinin nüfuzunu kötüye kullanarak
rastgele konuşuyor. Kendinden geçiyor, kendisiyle aynı görüşte
olmayanları kırdığının, incittiğinin
farkına bile varmıyor, varmak istemiyor.
Kaçak sarayın baş sakini ne hukuk ne yargı
ne medya ne AB ne insan hakları ne de namusu ve şerefi üzerine
ettiği yemine sadık kalınması ilkesini dikkate
almıyor. Şu Meclisin hâline bakın. Neler oluyor Mecliste?
diyor. Sayın Cumhurbaşkanı, siz ne istiyorsanız Mecliste de
onlar oluyor, siz nasıl bir Meclis istiyorsanız öyle bir meclisle
karşı karşıyasınız.
Yalanları, yasakları, yoksullukları,
yolsuzlukları protesto etmeyi yasaklayan yasa tasarısı
haklı bir direnişle karşılaşıyor.
Yargıyı vesayet altına aldınız, medyanın büyük
bir bölümünü yandaş hâline getirdiniz, diğer yandaş
kuruluşları çoğalttınız.
Kaçak sarayın baş sakini bitirmeden,
Cumhurbaşkanlığındaki Bakanlar Kurulu toplantısında
yan tarafta oturtulan ve adına Kiziroğlu Ahmet Bey peh peh türküsü
uydurulan zat başlıyor, Bunlar bonzaici, bunlar piyon, bunlar
molotof koalisyonu diyor. Rastgele, yalan yanlış konuşanlar,
provokatif söylem sergileyenler karşılıklarını da
alırlar.
Piyon nedir? Piyon, satranç oyununda en zayıf ve en
fazla olan taştır. Ey Başbakan, sen kaçak saraydaki Bakanlar
Kurulu toplantısında Recep Tayyip Erdoğan tarafından mat
edilen, yan tarafa oturtulan piyonsun. Sayın Cumhurbaşkanı seni
aldı, alı al moru mor bir şekilde yan tarafa oturtturdu. Bir
saraylının dediğine göre önündeki portakal suyunu bile
içmemişsin.
Meclis Başkanı da aynı terane içinde.
Meclisin saygınlığını koruması gereken birinci
kişi Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanıdır. O da bu
arada Kanadada. Onu bekleyen yasalar uzaktan kumandayla değerlendirmelere
tabi tutuluyor.
Meclis TV çalışmıyor. Meclis
Başkanı Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna bile söz geçiremiyor.
Yasama faaliyetleri yasa dışı yöntemlerle yapılıyor,
sonra Meclis Başkanı 24üncü Dönemi yani kendi dönemini suçluyor.
Kaçak sarayın baş sakini, Meclis
Başkanı ve Başbakan bu işlerin müsebbipleridir. Meclis
Başkanı, Meclisin saygınlığını
koruyacağına 70ten fazla yurt dışı seyahatine
çıkmış bir kimse. İç güvenlik yasası adı verilen
bu yasa, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ettiği yemine sadık
sayın milletvekilleri tarafından demokratik direniş hakları
kullanılarak çıkarttırılmayacaktır. 6 Martı hedef
gösterdiniz, 6 Martta da bu yasa çıkmayacaktır. Unutmayın,
piyonlar ile şahlar oyun bittiğinde aynı kutuya konulurlar.
Hak edenlere saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) Piyonu oynayanlar
koyar ama onu, haberin olsun.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Sayın Başkan, bir açıklama yapabilir miyim.
Sayın konuşmacı
Başbakanımızdan -tırnak içinde- piyon ismiyle hitap etti.
Kendisini kınıyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşbihte hata olmaz.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Türkiye
Cumhuriyetinin meşru Başbakanı ve halkın oylarıyla
seçilen Hükûmetin başındaki Sayın Ahmet Davutoğluna
hitabından dolayı kendisini kınıyorum.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Yarın
düzeltir Sayın Başkan, yarın kürsüden düzeltir.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Devletin
memuru olarak yıllarca Sayın Cumhurbaşkanından ve
Sayın Başbakanınızdan emir alarak görev yapmış bu
vekili kınıyorum ve sözlerinden dolayı tekrar özür dilemesini
bekliyorum.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Şerefimle görev
yaptım. Dik durarak görev yaptım.
BAŞKAN Evet, teşekkür ediyorum.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın Başkan,
sataştı efendim.
BAŞKAN Şimdi, aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde Ahmet Duran Bulut, Balıkesir Milletvekili.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Millete piyon diyen,
muhalefete piyon diyen karşılığını alır.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bulut. (MHP
sıralarından alkışlar)
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Beşiktaş futbol takımını ve
taraftarlarını kutluyorum, yolları açık olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde
değişiklik aslı olan fakat Hükûmetin iç güvenlik yasası
diye allayıp pulladığı, üstüne bonzai ve molotofu koyup
sunduğu bir yasayı görüşüyoruz. Bu yasanın içinde bomba var,
bu yasanın içerisinde acı var, gözyaşı var. Bu yasayı
getirirken nasıl değerlendirildi, nasıl düşünüldü, bu
akıl nereden geldi anlamak mümkün değil.
Şimdi, maddelerden birisi polis kolejlerinin
kapatılması. Değerli milletvekilleri, polis kolejleri, askerî
okullardaki çocuklar, küçük öğrenciler üniforma giyerler, o üniforma
onların yüreklerine, ciğerlerine işler, ruhlarına
işler, o mesleğe artık mensubiyet duyarlar çocuk
yaşlarında. Polis kolejlerine, Anadolunun her tarafından fakir
Anadolu çocukları büyük çoğunlukla oralara girerler ve Polis
olacağım. derler; o aşkla, o şevkle, o hayalle büyürler;
çevresinde de o üniformayla onu görenler onunla gurur duyarlar, bakarlar.
Liseden bir başka okula, imam-hatibe, fen lisesine öğrenci geçebilir
ama Polis Kolejinden bir çocuk bir başka okula gidemez, gitse oraya adapte
olamaz. O kadar çocuğun gözyaşına
O kadar çocuğun hayallerini
yıkmış oluyoruz; bu büyük haksızlıktır, pedagojik
olarak büyük bir yanlışlık vardır. Bir şeyi örtmeye
çalışıyorsunuz -yani 17-25 Aralıktan kaynaklanan bir olay-
bütün o çocukları paralelci olarak değerlendiriyorsunuz, bütün
öğretmenleri paralelci olarak değerlendiriyorsunuz.
Sıfır terörle aldınız bu ülkeyi,
bugün teröre teslim olur noktaya geldiniz. Allah aşkına,
vicdanlarınıza bunu bir sorun; sıfır terördü 2002
yılında iktidara geldiğinizde. 2003te Türk Ceza Kanununda
değişiklik neden yaptınız? İki yıla kadar
mahkûmiyet gerektiren suçlardan dolayı tutuklanmayı neden
kaldırdınız? Neden eve dönüş yasasını
çıkardınız? Eve değil, milleti Kandile gönderdiniz, ondan
sonra Haburda törenlerle karşıladınız. Siz bunda
günahkârsınız, (X) siz
sorumlusunuz, siz bu ortamı hazırladınız, terörü siz
azdırdınız, şımarttınız. Ya teslim
alırsınız biter 2002den önce olduğu gibi ya da teslim
olursunuz biter. Bugün teslim oldunuz değerli milletvekilleri. AKP
hükûmetlerinin bu kaçıncı testi? Ve bir testten daha geçiyorsunuz,
bunda da kaybettiniz. Sandıkta çıkmak mesele değil ama 7
Haziranda sandıkta da batacaksınız, göreceksiniz bunu.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sandıktan çıkmak mesele.
AHMET DURAN BULUT (Devamla) Buradan söylüyorum, 7
Hazirandan sonra yoksunuz siz ama geriye bir iz bırakın, geriye
gözyaşı bırakmayın, geriye ah bırakmayın, o
veballe gitmeyin diyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) 2011de de aynı
şeyi söylüyordunuz.
AHMET DURAN BULUT (Devamla) Bu çocukların
istikballerini karartıyorsunuz, bu çocukların geleceklerini
karartıyorsunuz. Bütün bu çocuklar size düşman olacak, hayatları
boyunca beddua edecekler.
Ülkede terör diye aldığınız,
işte bonzai diye gösterdiğiniz
Yıllardan beri Türkiyede bonzai
satmak serbest mi değerli milletvekilleri? Molotof atmak serbest mi? Dört
yıldan on iki yıla kadar mahkûmiyet alan, Türkiyede bir sürü insan
var. Bunu söylüyorsunuz, muhalefet sanki bonzaiyi, molotofu savunuyormuş
gibi. Bunu savunan yok. Siz molotofçusunuz, siz insanların hayallerine
molotof atıyorsunuz. Bunu vicdanlarınıza bir
danışın, bir sorun, bu yanlıştan vazgeçin diyorum.
Gittiğiniz yol, yol değil, emin olun yol değil.
Tek tek konuştuğumuzda birçok milletvekilinin
bu tasarıda neyin geldiğinden haberi yok.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Doğru.
AHMET DURAN BULUT (Devamla) Sadece gelip burada oy kullanıyorsunuz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Recep Özel gibi.
RECEP ÖZEL (Isparta) Hiç de öyle değil!
AHMET DURAN BULUT (Devamla) Allah aşkına,
açın bir okuyun, evinize gittiğiniz zaman okuyun.
RECEP ÖZEL (Isparta) Sen okudun mu hiç? Sen okudun mu?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sen kaç kere okudun?
AHMET DURAN BULUT (Devamla) Birilerinin
yönlendirmesiyle hareket etmeyin, kendi vicdanlarınızla hareket edin
diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarında bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
arayacağım aynı zamanda.
Sayın Altay, Sayın Akar, Sayın Öner,
Sayın Dinçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın Erdemir, Sayın
Dudu, Sayın Özkes, Sayın Kaplan, Sayın Düzgün, Sayın
Baydar, Sayın Türmen, Sayın Toprak, Sayın Tanrıkulu,
Sayın Demiröz, Sayın Danışoğlu, Sayın Tanal,
Sayın Günaydın, Sayın Kaleli ve Sayın Öğüt.
Bir dakika veriyorum efendim.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN - Bir saniye. Oylamayı yapayım,
ondan sonra
29uncu maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem var, istem sahibi sayın
milletvekillerinin adlarını tespit ettireceğim:
Haydar Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Ömer Süha Aldan, Muğla? Burada.
Musa Çam, İzmir? Burada.
Vahap Seçer, Mersin?
ENGİN ALTAY (Sinop) Tekabül ediyorum.
Ali Haydar Öner, Isparta? Burada.
Refik Eryılmaz, Hatay? Burada.
Ali Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
İzzet Çetin, Ankara?
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Üstlendiler.
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli? Burada.
Melda Onur, İstanbul? Burada.
Binnaz Toprak, İstanbul? Burada.
Mevlüt Dudu, Hatay? Burada.
Sena Kaleli, Bursa? Burada.
Aykan Erdemir, Bursa? Burada.
Lütfi Baydar, Aydın? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Turhan Tayan, Bursa? Burada.
Bülent Kuşoğlu, Ankara? Burada.
İhsan Özkes, İstanbul? Burada.
Mehmet Volkan Canalioğlu, Trabzon?
RIZA TÜRMEN (İzmir) - Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Evet, üstlendiler.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel
Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 29uncu maddenin açık oylama sonucu:
Oy sayısı : 225
Kabul : 209
Ret : 16(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya İsmail
Kaşdemir
Bartın Çanakkale
Böylece, 29uncu madde kabul edilmiştir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, Sayın Zozani
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
31.-
Hakkâri Milletvekili Adil Zozani'nin, Meclis Genel Kurulundaki oturma düzeni ve
daha önce yapılan oylamayla ilgili itirazlara Meclis Başkanlık
Divanının ne zaman cevap vereceğini öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
malumunuz, oturumun başında, Meclis Genel Kurulu oturum sisteminde,
düzeninde partimize ait 28 milletvekiline eksik koltuk
ayrıldığına dair bir itirazı dile getirdik. Siz de
Genel Sekreterliği çağırdınız, oturum düzenini yeniden
renklendirdiniz, MHP Grubu içerisinden 10 koltuğu bizim gruba
kaydırdınız.
ENGİN ALTAY (Sinop) Duyamıyoruz Sayın
Başkan, HDP sözcüsünü duyamıyoruz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ancak, göz ardı
ettiğiniz bir husus var Sayın Başkan: Meclis Genel Kurulu oturum
düzenini Genel Sekreterlik belirlemiyor. Genel Sekreterliğin görevleri
Meclis Teşkilat Yasasının 5inci maddesinde
belirlenmiştir.
ENGİN ALTAY (Sinop) Duyamıyoruz, HDP
sözcüsünü duyamıyoruz Sayın Başkan.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ancak, Genel Kuruldaki
oturum düzenini Meclis Başkanlık Divanı belirler. Bu da,
aynı yasanın, yani Teşkilat Yasasının 26ncı
maddesinde belirlenmiş. Son beş gündür 3 muhalefet grubu Meclis
Başkanlık Divanını İç Tüzükün 13üncü maddesi
kapsamında göreve davet ediyor; yazılı olarak
başvurmuş. Siz hangi zaman aralığında Meclis
Başkanlık Divanını topladınız, Genel Kurul
yerleşkesine, oturum sistemine karar verdiniz ve bizim
oturacağımız yerleri belirlediniz? Bu konuda bize bir
açıklama yapmanız gerekir.
İki; Sayın Cemil Çiçek bugün akşam
saatleri itibarıyla artık Ankarada olması gerekirdi, muhtemelen
gelmiştir; gelmişse, İç Tüzük 13üncü madde kapsamında 3
muhalefet partisinin yaptığı başvuruya ne zaman gelip cevap
verecektir? Bu soruların cevabını sizden bekleriz.
BAŞKAN Evet, Sayın Zozani, 13üncü maddede
olduğu gibi
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) HDP grup sözcüsünün ne
dediğini anlamadık. En azından, kısa bir özetine vâkıf
olmak istiyoruz Sayın Başkan. Siz en azından talebi bize
bildirirseniz
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Yazılı mı?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Kürsüden isterseniz
sesli
BAŞKAN - Efendim, talebinizle ilgili şimdi
Sayın Meclis Başkanına, Başkanlığına daha
doğrusu, yazacağız, yazdırıyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hangi talebi?
BAŞKAN Oturma düzeniyle ilgili.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Peki, bunu niye
getirdiniz bize Sayın Başkan?
BAŞKAN Hayır efendim.
RECEP ÖZEL (Isparta) Ya, gündüz konuşuldu.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, bir saniye.
BAŞKAN - Şimdi, bir saniye
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bunu niye getirdiniz
bize Sayın Başkan?
BAŞKAN Sayın Zozani, şu anda oturma
düzeninizde herhangi bir problem var mı?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Genel Kurul,
Başkanlık Divanının zevahiri kurtarma yeri değildir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bir partinin
arkasına oturmayız.
BAŞKAN Efendim?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bir başka
partinin niye arkasına oturalım?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Genel Kurul,
Başkanlık Divanının zevahiri kurtarma yeri değildir.
BAŞKAN Hayır, zevahiri kurtarma yeri
değil efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ha, o zaman
HASİP KAPLAN (Şırnak) Zevahir meselesi
değil, siz gidin o zaman CHP'nin arkasında oturun.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bakın, efendim, o
zaman niye böyle şeklî bilgi verdiniz bize?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, bu
teşekkürle
BAŞKAN Yazacağız efendim
Başkanlığa, gönderdik, itiraz ediyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye Sayın
Başkan
BAŞKAN - Şu anda buradan gördüğümüz
kadarıyla, Divandan görüldüğü kadarıyla ve tüm sayın
milletvekillerinin gördüğü kadarıyla
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, siz gidin
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Yanlış
bilgilendirmeyle kaynaklı olarak tutumunuzla ilgili olarak usul
tartışması talep ediyoruz.
BAŞKAN Efendim, benim tutumumla ilgili bir hadise
değil Sayın Zozani.
Teşekkür ediyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Çünkü, siz bize bunu
dağıtmış olmakla yanlış bilgi verdiniz Sayın
Başkan.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan, biz de
kendileriyle yan yana oturmak istemiyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yan yana mevzusu değil,
arka arkaya
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bize yanlış
bilgi verdiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yanlış bilgi vermedik efendim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bir saniye, biraz önce
ne dediniz Sayın Başkan, biraz önce ne dediniz? Meclis
Başkanlığına talebinizi ileteceğim ve gereğini
yapacağım.
BAŞKAN Evet, bununla tatmin olmadınız
işte.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ama biraz önce siz bize
bir yerleşke dağıttınız.
BAŞKAN - Evet, burada
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce bir
yerleşke dağıttınız, dediniz ki, sizin oturacağınız
yerler buralar.
BAŞKAN Oturuş düzeninizdeki numaraları
okuyayım isterseniz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır efendim.
BAŞKAN Burada neyine itiraz ediyorsunuz, onu
söyleyin.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Tutumunuzla ilgili
olarak usul tartışması talep ediyoruz. Çünkü Meclis Genel
Kuruluna ve bizim grubumuza yanlış bilgi verdiniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kanunla ne alakası var
Başkan ya?
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Sayın Zozani,
dört yıl geçti, bugünün meselesi mi?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim,
yanlış bilgi verdiniz.
BAŞKAN Sayın Zozani, Meclis
açıldığı günden itibaren Genel Kurul salonunda her
milletvekilinin oturabileceği yerler ayrılmıştır.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Evet
BAŞKAN Bu dönemde de aynı şekilde
yerler
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Müsaade edin efendim,
yanlış bir şey var.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Oturma düzeni bakımından bazen
siyasi partiye mensup üyelerin aynı hizada oturmaları mümkün
olmamakta.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Siz de
oturmayın o zaman, karışık oturun.
BAŞKAN Gruplar arasındaki geçiş
yerlerine bazı milletvekillerimiz oturabilmektedir. Benzeri bir durum,
diğer partiler arasında da söz konusudur, sadece sizinle ilgili
değil. Söz konusu oturma düzenini ve siyasi parti gruplarına ayrılan
yerleri gösteren tablo, grup başkanlıklarına yazıyla
ayrıca bildirilecektir. İlla Meclis Başkanının yeni
bir düzenleme yapmasını istiyorsanız, onu da şimdi
yazdıracağım, Meclis Başkanına göndereceğim
efendim.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Bizim fikrimizi niye
almıyorsunuz?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, bir saniye
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
böyle bir şey alsanız oraya gitseniz. Bakın, var orada yer.
BAŞKAN Efendim, bu, tartışılacak
bir konu değil.
Teşekkür ediyorum
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, usul
tartışması talep ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
İmralıda görüşüyorlar, Kandilde görüşüyorlar,
Başbakanlıkta görüşüyorlar, Bakanla görüşüyorlar, grupta
görüşüyorlar; beraber, birlikte otursunlar.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Bize yanlış
bilgi vermişsiniz. Meclis Genel Kurulunda şu anda çoğu
arkadaş neyi tartıştığımızı bilmiyor;
anlatmamız gerekiyor, usul tartışması talep ediyorum.
Efendim, yanlış bilgi vermişsiniz, Meclis Başkanlık
Divanı yanlış bilgi verme yeri değil.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim, ilk arada biz
burada oturacağız. O zaman Meclisi nasıl
çalıştıracaksınız? İlk arada burada
oturacağız, söylüyoruz.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Yeni madde ihdasına dair iki önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "3201 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 24- Polis kolejinde
öğrenime devam eden öğrenciler, Millî Eğitim
Bakanlığınca polis koleji giriş sınavının
yapıldığı tarihte aldıkları Ortaöğretim
Yerleştirme Puanları dikkate alınarak durumlarına uygun
okullara naklen kaydedilirler.
Genel Müdürlük tarafından polis kolejinde görev
yapan eğitim öğretim hizmetleri sınıfında yer alan
personel, kadro derecelerine uygun öğretmen unvanlı kadrolara atanmak
üzere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içinde
Millî Eğitim Bakanlığına bildirilir. Bunların
atamaları, bildirimi izleyen bir ay içinde yapılır ve atama
işlemi yapılıncaya kadar mali ve sosyal hakları,
anılan birim tarafından ödenmeye devam olunur.
Mevcut amir rütbeleri için ihdas edilmiş bulunan
kadro sayılarının, 55 inci maddenin üçüncü fıkrasında
her amir rütbesi için öngörülen azami kadro sayısından fazla
olması halinde, bu fazlalık giderilinceye kadar, boşalan
kadrolar herhangi bir işlem yapılmaksızın iptal
edilmiş sayılır." şeklindeki 29 uncu maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Sinan Oğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Iğdır Osmaniye
Özcan Yeniçeri Ali
Öz
Ankara Mersin
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Önergeyi
geri çekiyoruz.
BAŞKAN Evet, önerge geri çekilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 29.
Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve madde
numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Mahmut Tanal Musa Çam
İstanbul İstanbul İzmir
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar Akar
Trabzon Kocaeli
MADDE 30- 3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 25- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar
polis çevik kuvvet birimlerinde görevli personelin kıyafetlerinin
sırt ve göğüs bölgelerinde on beş santimetre eninde ve yirmi
beş santimetre boyunda; kollarının yanlarında ve
bacaklarının hem ön hem arka bölgelerinde beş santimetre eninde
ve sekiz santimetre boyunda; kasklarında ise sekiz santimetre boyunda ve
onbeş santimetre eninde olmak üzere sicil numaraları, kıyafet ve
kask zeminlerindeki rengin zıt rengiyle yazılır.
BAŞKAN Sayın Altay, önerge çekiliyor mu
efendim? Okuduk.
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet, çekiyoruz.
BAŞKAN Evet, önerge çekilmiştir.
30uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır.
İkisi aynı mahiyette olup Anayasaya aykırılık
önergesidir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun, 3201 Sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 25- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce ek 24 üncü madde gereğince tazminat
yükümlülüğü doğanlar ve devam edenler bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren altı ay içinde memuriyetten
ayrıldıkları birimlere müracaat etmeleri hâlinde ek 24 üncü
maddenin beşinci fıkrası hükmünden
yararlandırılırlar. Ödemesi devam edenlerden ek 24 üncü maddenin
beşinci fıkrası çerçevesinde yapılacak hesaplamaya göre
fazla ödeme yapmış olanlar ile bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce ödemesini tamamlamış olanlara geri ödeme
yapılmaz."
şeklindeki 30. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet Toptaş Tanju Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Celal
Dinçer
Çanakkale İstanbul
BAŞKAN Şimdi okutacağım iki önerge,
aynı mahiyette ve Anayasaya aykırılık önergeleridir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 30 uncu maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Abdullah Levent Tüzel Erol Dora Hüsamettin
Zenderlioğlu
İstanbul Mardin Bitlis
Demir Çelik
Muş
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet Erdoğan Sinan Oğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Iğdır Osmaniye
Alim Işık Mustafa
Kalaycı
Kütahya Konya
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki Anayasaya
aykırılık önergelerine katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Evet, önerge üzerinde söz isteyen Erol
Dora, Mardin Milletvekili.
Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
EROL DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 684 sıra sayılı Tasarı üzerine söz
aldım ancak Tasarı üzerinde değil, çok önemli bir konuyu
Meclisin gündemine getireceğim. Konuşmama başlamadan önce Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
pazar günü, Suriyede IŞİD terör örgütü, 23 Şubat sabah
saatlerinde, Hasekeye bağlı Habur Nehri kıyısında
bulunan yaklaşık 35 Asuri-Süryani köyüne karşı barbarca bir
saldırı gerçekleştirmiş ve birçok köyü işgal etmiştir.
Bu saldırılar sonucunda 15 insan yaşamını
yitirmiştir ve yaklaşık 250 ila 300 kişiyi
kaçırmıştır. Şu anda bu 35 köy tamamen
boşalmış bulunmaktadır. Yaklaşık 4 bin insan
Haseke ve Kamışlıya doğru göç etmek zorunda
bırakılmıştır. Şimdi, bu olayları
düşündüğümüzde, biliyorsunuz, ağustos ayında IŞİD
tekrar Musula, akabinde Şengale saldırmıştı ve Musul
ve Ninova bölgesinden yine 160 bin Asuri-Süryani, bölgesini terk etmek zorunda
kalmış ve Irak Federe Kürdistan Bölgesine
sığınmıştı.
Buradan bütün dünyaya, başta Parlamentomuza seslenmek istiyorum:
21inci yüzyılda uluslararası güçler, küresel güçler Orta
Doğuda tepişirken mazlum halklar ayak altında ezilmektedirler
ve yaklaşık dört yıldır Suriyede acımasızca bir
iç savaş yaşanmaktadır. Başta Birleşmiş Milletler
olmak üzere, Avrupa Birliği, diğer uluslararası kuruluşlar,
komşu ülkeler kendilerine düşen görev ve sorumlulukları yerine
getirmemektedirler. Aslında, bakarsanız, Birleşmiş
Milletlerin varlığının da artık
sorgulanmasının zamanı gelmiştir. Dikkat ederseniz
IŞİD (DAİŞ) terör örgütü Musula saldırdı ve
oradaki bütün Asuri-Süryani halkını, Hristiyan halkını,
Ezidileri, Şii Türkmenleri, Kürtleri tamamen oradan göçertti ve dünyadan,
Birleşmiş Milletlerden herhangi bir ses çıkmadı. Akabinde
Şengale saldırdı, yaklaşık 600 bin Ezidinin yaşadığı
Şengalde, biliyorsunuz, yüzlerce kadın ve kız
kaçırıldı ve binlerce insan Kürdistan federe bölgesine,
Türkiyeye ve diğer ülkelere göç etmek zorunda kaldılar ve yine
Amerikadan bir ses çıkmadı. Ninova bölgesine saldırdı.
Oranın kadim halkı olan Asuri-Süryani halkı, yaklaşık
altı bin beş yüz yıllık yazılı bir tarihi
olmasını karşın, yine, biraz önce de ifade ettiğimiz
gibi 160 bin insan, köyünü, şehrini, kasabasını terk etmek
zorunda kaldı ve birçok insan kaçırıldı ve öldürüldü. Ne
zaman IŞİD Erbile 30 kilometre yaklaştı, Amerikadan
şöyle bir demeç geldi, dedi ki: Biz IŞİDi vurduk ve
ilerlemesini durdurduk ve bundan sonra ilerleyemez.
Buradan şu
sonuca varmak istiyorum: Demek ki küresel güçler, Büyük Orta Doğu
Projesini yeniden gerçekleştirmek, yeniden bir dizayn vermek
amacıyla devler, filler Orta Doğuda tepişirken
yaklaşık 200 bin Suriyeli vatandaş yaşamını
yitirmiştir ve hâlâ iç savaş devam etmektedir.
Kobanide
yenilen IŞİD, bu sefer hınçla, çağ dışı
ideolojisi çerçevesinde, Hasekede, Habur bölgesinde yine bölgenin kadim
halkı olan Asuri-Süryani Hristiyan halka saldırmıştır
ve yaklaşık 300 kişiye yakın insan şu anda
IŞİDin elindedir ve bu kadar insan öldürülmüş ve bölgesini terk
etmek zorunda kalmıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EROL DORA
(Devamla) - Başta Parlamentomuzu, Birleşmiş Milletleri ve
demokratik zihniyete sahip olan bütün insanlığı
duyarlılığa ve göreve çağırıyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık, Kütahya
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 30uncu maddesinde, Anayasaya
aykırılık nedeniyle vermiş olduğumuz önerge üzerinde
söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iki gün öncesine kadar,
eski Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın tabiriyle,
destan yazan polisler ve emniyet müdürleri vardı, iki günden bu yana yani
AKPnin son grup toplantısının yapıldığı
salı gününden itibaren de yeni Başbakan Sayın Davutoğlunun
destan yazan AKP milletvekilleri var.(X)
Destan yazan polisler tarih oluyor.
Yapılan bu düzenlemelerle birçok emniyet müdürü
resen emekliliğe sevk edilirken polis kolejleri kapatıldı.
Ayrıca, bu maddede, herhangi bir nedenle görevinden ayrılmak
durumunda olanlarla ilgili tazminat ödemesini öngören 3201 sayılı
Kanunun ek 24üncü maddesi hükümlerine göre yapılacak işlemler de
bir başka haksızlığa yol açacak düzenlemeler içermektedir.
O nedenle bu önergeyi verdik. Umarım, aklıselim hâkim gelir, bu madde
bu tasarıdan çekilir, yeni mağduriyetlerin önü kapatılmış
olur.
Ancak mağduriyetler tabii ki bitmiyor, bu
tasarının yasalaşmasıyla çok ciddi ve yeni
mağduriyetler beklenmektedir. Bunlardan birisi, bireyleri yargı
güvencesinden tamamen yoksun olarak korumasız hâle getiren hak ve
özgürlüklerin, iktidarın, idarenin ve polisin insafına terk
edildiği ve maalesef kargaşa içerisinde yine AKPli milletvekili
arkadaşlarımızın oylarıyla geçen maddelerdi.
Keşke bunlar da Anayasaya aykırı olduğu biline biline
buradan geçirilmemiş olsaydı.
Aynı şekilde, her türlü toplantı ve gösteri
yürüyüşünün terör eylemi, buna katılan herkesin de terörist olarak
ilan edildiği düzenlemeler içeren maddeler, Anayasaya aykırı
olduğu hâlde keşke sizlerin oylarıyla kabul edilmeseydi, geri
çekilmiş olsaydı.
Yine, yargı kararı olmadan mülki amirler yani
valiler ve kaymakamlar ile polis amirlerinin emriyle idarenin, kişinin kırk
sekiz saate kadar gözaltına alınmasına yol açan
talimatlarını düzenleyen maddeler yine sizlerle, sizlerin
oylarıyla geçmemiş olsaydı, Anayasaya aykırı olan bu
düzenlemeler keşke bu yüce Meclisten geçirilmemiş olsaydı.
Benzer
şekilde, yargı kararı olmadan, polisin, istediği
kişiyi kırk sekiz saat boyunca gözaltında tutabilecek,
kişinin avukatına ulaşmasını engelleyebilecek
düzenlemeye oy vermemiş olsaydınız, geçmeseydi, Anayasa çiğnenmemiş
olsaydı, hukuk devleti ilkeleri yok sayılmamış
olsaydı, bunlarda uzlaşma sağlanabilmiş olsaydı.
Yine,
keşke polis teşkilatının, jandarma
teşkilatının ve Sahil Güvenlik
Komutanlığının tamamen bir bakanın,
dolayısıyla siyasi iradenin emrine verilen düzenlemelere oy
vermemiş olsaydınız, keşke bunlar geçmemiş
olsaydı, Anayasa çiğnenmemiş olsaydı.
Bundan
sonra, inşallah, umut ediyorum, özellikle bu tasarının
126ncı ve 127nci maddelerinde yer alan ve tüm devlet
memurlarının, AKP karşıtı olması hâlinde,
gönderilecek bir müfettişle memuriyet hayatına son verilmesi
durumunda sadece idareye karşı tazminat davası açabileceği
hakkını veren düzenleme geçmez; Anayasa, hukuk, insan hakları
çiğnenmez. Özellikle buradan sizleri bir kez daha bu maddeyle ilgili
uyarmak istiyorum: AKPnin gönderdiği silahşor müfettişler,
AKPye karşı olan herhangi bir devlet memurunu görevinden alıp
gönderdiği hâlde, geriye, göreve iade hakkını elinden
aldığınız ama sadece idareye tazminat açabilme
hakkını verdiğiniz ve bunu da devletin hazinesinden ödemeyi
garanti ettiğiniz düzenleme, tamamen çağ dışıdır,
tamamen hukuka aykırıdır, Anayasaya aykırıdır. Onun
da bu görüşmeler sırasında bir uzlaşmayla geri çekilmesini
mutlaka temin etmemiz gerektiğini ifade ediyor, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
- Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım,
karar yeter sayısı arayacağım. Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yeter
sayısı vardır, önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail
Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun, 3201
Sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 25- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce ek 24 üncü madde gereğince tazminat
yükümlülüğü doğanlar ve devam edenler bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren altı ay içinde memuriyetten
ayrıldıkları birimlere müracaat etmeleri hâlinde ek 24 üncü
maddenin beşinci fıkrası hükmünden
yararlandırılırlar. Ödemesi devam edenlerden ek 24 üncü maddenin
beşinci fıkrası çerçevesinde yapılacak hesaplamaya göre
fazla ödeme yapmış olanlar ile bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce ödemesini tamamlamış olanlara geri ödeme
yapılmaz."
şeklindeki 30. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Celal Dinçer,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Dinçer. (CHP sıralarından
alkışlar)
CELAL DİNÇER (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, kanunun bu maddesinin
tasarı metninden çıkarılması yönünde verdiğimiz önerge
üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, AKP iktidarı bu on üç
yılda neler yapmış, önce bunu kısa bir özet geçmek
istiyorum: Kumpasa destek vererek kendi Silahlı Kuvvetlerinin şerefli
komutanlarının, subaylarının itibarını
zayıflatmıştır. Adaleti yok etmiş, ülkenin
kıymetli aydınlarını hapislerde çürütmüştür.
Tarım ve hayvancılığı çökertmiştir.
Güneydoğuyu terör örgütüne teslim etmiştir. Tüm özgürlükleri birer
birer yok etmeye başlamıştır. Büyük başarı
sağlayarak uyuşturucu kullanan sayısını yüzde 250
artırmıştır. Atatürk ve cumhuriyeti unutturmaya
çalışmıştır. Millî eğitimi çökertmiştir.
Sağlık sistemini paralı hâle getirerek hastaları özel
hastanelerin insafına terk etmiştir. Ülkeyi komşularıyla
düşman hâle getirmiştir. Cumhuriyetin bütün eserlerini
değerlerinin çok altında fiyatla satarak yandaşlara
peşkeş çekmiştir. Yandaşlarını milyarder,
çocuklarını gemicik sahibi yapmıştır. Vatan
topraklarının bir parçası sayılan Süleyman Şah
Türbesini bir gecede koşar adım terk etmiştir.
Peki, niçin bu iktidar bu yasaya ihtiyaç
duymaktadır? İşte, bu sebeplerle ihtiyaç duymaktadır; halk
bunları görmesin, duymasın ve tepki vermesin.
Değerli arkadaşlar, hiçbir iktidar döneminde bu
denli partizanlık yaşanmamıştır. Valiler, kaymakamlar,
rektörler, yargı üyeleri, bakanlık birimleri bu kadar iktidar
yanlısı ve görevlisi olmamıştır.
Peki, bu, nasıl sağlanmıştır?
Çoğunlukla siyasal İslamın zemininde, cumhuriyetin kuruluş
felsefesine aykırı kadrolar yetiştirilerek tabii ki.
Yıllardır sürdürülen örtülü bir yapılanmayla valiler,
kaymakamlar, yargıçlar, polis ve askerler yetiştirilmiştir. Hak,
hukuk, adalet demeden, sahte sınavlarla, çalınan sorularla,
torpillerle yükselmiştir birçoğu. Bunu ben söylemiyorum, sizler
söylüyorsunuz. AKP-cemaat el ele, sayısız kumpasla ve nihayetinde,
korku imparatorluğu dönemleri yaşatılmıştır.
Aydınlar, askerler, gazeteciler, yazarlar uydurma delillerle zindanlara
atılmıştır. Şimdi bu birliktelik bozulmuştur,
iktidar da kendini korumak için böyle bir yasaya ihtiyaç duymaktadır. Bu
yasanın çıkarılış sebebi budur, bu
çırpınışlar ve bu yüce Mecliste terör estirmeleri de bu
yüzdendir.
Bugün, valilerin çoğu AKP il başkanı,
kaymakamlar ilçe başkanı gibi çalışmaktadır. Daha
geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanından aldığı
ilhamla bir vali, süt programı etkinliğinde bir okulda kara tahtaya
Arapça Sağlıklı süt için. diye yazmıştır. Bu
ülkede Harf Devrimi rafa mı kalktı arkadaşlar? Ya, İzmir
Valiliğinden Birleşik Haziran Hareketinin laik ve bilimsel
eğitim talep eden boykot eylemine getirilen yasağa ne demeli?
Neymiş efendim, Birleşik Haziran Hareketi isimli
yapılanmanın izleyeceği yol ile mücadele yöntemi, Sayın
Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ile AK PARTİ
politikalarına karşıymış! 77 milyonun hepsi sizin gibi
düşünmek zorunda mı? Demokratik bir sisteme karşı
Valiliğin, AKP sözcülüğüne bürünmesini nasıl bir devlet
anlayışı olarak görüyorsunuz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
daha yasa çıkmadan güvenlik güçleri makul şüphe gerekçesiyle
halkı gözaltına almaya başlamıştır, gözaltı
sırasında ölüm vakaları yaşanmaktadır. AKP
iktidarı, iç güvenlik yasasının provasını
geçtiğimiz günlerde bu yüce Mecliste yapmıştır, kan dökerek
yapmıştır. Trafik polisleri bile durumdan vazife çıkararak
aynı eylemi trafik kontrolleri sırasında yapmış ve
ölüme sebebiyet vermişlerdir. Cizrede, Hakkâride, Şanlıurfada
güvenlik güçleri benzer uygulamaları halkın üzerinde
yapmıştır, Erzincanda Hasan Sınırtaşın
tutuklanması olayında Erzincan polisi yapmıştır;
Türkiye Büyük Millet Meclisinde tokmak, milletvekilinin başına
indirilerek yapılmıştır. Bu yasadan sonra aynı tokmak,
milletin başına inecektir, bundan hiç kimsenin şüphesi
olmasın. Kaçak saraydan gelen talimatlarla Derhâl çıksın.
denilen bu yasayı demokrasi ve insan hakları karnesi çok zayıf
olan bu iktidar döve döve çıkarmaya çalışmaktadır. Bu
iktidar, iç güvenliği tekmeyle tokatla sağlamaya
çalışmaktadır. Bu yasa seçim için çıkarılmak istenen
koyu bir sıkıyönetim yasasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CELAL DİNÇER
(Devamla) İşte yukarıda açıkladığımız
gerekçelerle biz bu yasaya karşıyız ve bu yasanın geri çekilmesini
talep ediyoruz. Yapılmak istenen düzenlemeler toplumsal barışa
hizmet etmeyecek, ülkemizi içinden çıkılmaz bir kaos ortamına
sürükleyecektir.
Tekrar yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Komisyonun takdire
bıraktığı, Hükûmetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Altay,
Sayın Hamzaçebi, Sayın Öner, Sayın Dinçer, Sayın Çetin,
Sayın Serindağ, Sayın Öğüt, Sayın Aksünger, Sayın
Erdemir, Sayın Türeli, Sayın Tayan, Sayın Dudu, Sayın
Toprak, Sayın Danışoğlu, Sayın Onur, Sayın Akgöl,
Sayın Kaleli, Sayın Kaplan, Sayın Çam, Sayın Tanal.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
30uncu maddenin oylamasının açık oylama şeklinde
yapılmasına dair bir istem vardır.
İstem sahibi sayın milletvekillerinin adlarını
tespit ettireceğim:
Haydar Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Ömer Süha Aldan, Muğla? Burada.
Vahap Seçer, Mersin? Burada.
Ali Haydar Öner, Isparta? Burada.
Musa Çam, İzmir? Burada.
Refik Eryılmaz, Hatay?
ENGİN ALTAY (Sinop) Üstleniyorum.
BAŞKAN - Burada.
Ali Rıza Öztürk, Mersin?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Üstleniyorum.
BAŞKAN Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
İzzet Çetin, Ankara? Burada.
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli? Burada.
Melda Onur, İstanbul? Burada.
Binnaz Toprak, İstanbul? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Sena Kaleli, Bursa? Burada.
Aykan Erdemir, Bursa? Burada.
Volkan Canalioğlu, Trabzon? Burada.
İhsan Özkes, İstanbul?
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) Üstleniyorum.
BAŞKAN Burada.
Turhan Tayan, Bursa? Burada.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkanım, karar yeter
sayısı istiyorum bu oylama için. Şimdi oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılması için oylama yapmıyor musunuz?
Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Tamam.
Aynı zamanda karar yeter sayısı da arayacağım.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın
Başkanım, açık oylama yapılıyor; işari oylama bu.
Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
işari oyluyorsunuz. Şu anda açık oylama yapılıyor,
yanlış. Bu işari oylama olacak. Bu açık oylamanın
elektronik cihazla yapılması hususunu işari oylama yapın. Karar
yeter sayısı istendi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Süre doldu.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Süre bitti.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
bu ne bitmez bir dakikaymış.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN 30uncu madde açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı |
: |
196 |
Kabul |
: |
194 |
Ret |
: |
2
(x) |
Kâtip
Üye Muhammet Rıza
Yalçınkaya Bartın |
Kâtip
Üye İsmail
Kaşdemir Çanakkale |
Böylece 30uncu madde kabul edilmiştir.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
karar yeter sayısı istenmişti, karar yeter
sayısının olup olmadığını söylemediniz.
RECEP ÖZEL (Isparta) Var zaten.
BAŞKAN Karar yeter sayısı biliniyor
efendim, var burada.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, İç Tüzükün 58inci maddesi
uyarınca söz isteyen Ali Serindağ
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) Şimdi, yani hem
tutanaklara geçmesi bakımından hem bir yanlışlığa
mahal vermeyelim. Ben sizden biraz önce açık oylamanın elektronik
oylamayla yapılmasını oylara sunduğunuzda karar yeter
sayısı istedim, siz bunu atladınız.
BAŞKAN Karar yeter sayısı var ama.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ama gene de tutanaklara
geçsin.
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim.
58inci madde uyarınca söz isteyen Ali
Serindağ, Gaziantep Milletvekili.
Buyurun Sayın Serindağ.
VII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR (Devam)
18.-
Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ'ın, 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Milliyetçi Hareket Partisinin dün
verdiği grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
görüşlerini bendeniz açıklamıştım. Oradaki bir cümle
şöyledir: Hiç kimse şunu söyleyemez: Türk Silahlı Kuvvetleri
Türkiyeye ve Türkiye topraklarına yapılacak olan her tür
saldırıyı, her tür tehdidi defedecek güç, kudret ve kuvvete
sahiptir. Burada şöyle olacaktı: Söyleyemez ifadesi yerine Hiç
kimse şunu inkâr edemez: Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiyeye ve
Türkiye topraklarına yapılacak olan her tür saldırıyı,
her tür tehdidi defedecek güç ve kudrete sahiptir.(x)
Şimdi, bu vesileyle, bu düzeltmeyi yaptıktan
sonra izninizle bir hususa daha değinmek istiyorum. Sayın
Başkan, on gündür burada, zamanı da zorlayarak bir yasama
çalışması yapıyoruz. Gerçekten, hekim
arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, bu insan
sağlığına zararlı bir çalışma düzenidir. Siz
şunu diyebilirsiniz: Efendim, benim yetkim yok. Ama siz bu Meclisin
Başkan Vekilisiniz ve Başkan Vekili olarak da buranın
yönetiminden sorumlusunuz. Bunun belli bir zamanı vardır. Dün üç
buçukta bitti, bugün de hâlâ devam ediyor. Böyle bir çalışma düzeni
insan sağlığına, insan tabiatına aykırı bir
çalışma düzenidir. Bu nedenle bu konuya sizin vaziyet etmenizi
diliyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Yeni madde ihdasına dair iki önerge
vardır, okutuyorum:
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
ara verecektiniz on ikide.
O zaman biz de tartışmamızı
yenileyelim Sayın Başkan.
Ara verecektiniz istişare için.
MEHMET ALTAY (Uşak) - On iki buçukta. dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 30. Maddesinden sonra
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve madde numaralarının
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Mahmut Tanal Musa Çam
İstanbul İstanbul İzmir
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar Akar
Trabzon Kocaeli
MADDE 31- 3201
Sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar
Polis çevik kuvvet birimlerinde görevli personelin kıyafetlerinin
sırt ve göğüs bölgelerinde on beş santimetre eninde ve yirmi
beş santimetre boyunda; kollarının yanlarında ve
bacaklarının hem ön hem arka bölgelerinde beş santimetre eninde
ve sekiz santimetre boyunda; kasklarında ise sekiz santimetre boyunda ve
onbeş santimetre eninde olmak üzere sicil numaraları, kıyafet ve
kask zeminlerindeki rengin zıt rengiyle yazılır.
BAŞKAN Evet, Sayın Altay, işlem
yapıyor muyuz?
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkanım, ek maddeyi
mi okuttunuz?
BAŞKAN Yeni madde ihdası.
ENGİN ALTAY (Sinop) Geri çekiyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Çekiyorsunuz, evet.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporlarının
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) "3201
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce ek 24 üncü madde gereğince
tazminat yükümlülüğü doğanlar ve devam edenler bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde
memuriyetten ayrıldıkları birimlere müracaat etmeleri halinde ek
24 üncü maddenin beşinci fıkrası hükmünden yararlandırılırlar.
Ödemesi devam edenlerden ek 24 üncü maddenin beşinci fıkrası
çerçevesinde yapılacak hesaplamaya göre fazla ödeme yapmış
olanlar ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
OKTAY VURAL (İzmir) Önergeyi geri çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
31inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun, "3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 26 - Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce atanan polis amirlerinin rütbelerde ve meslek
derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri ile (B) grubundan (A) grubuna
geçiş işlemleri aşağıdaki hükümler çerçevesinde
yürütülür.
Polis amirlerinden Polis Akademisi mezunları, Polis
Akademisi mezunu sayılanlar ile Emniyet Genel Müdürlüğüne eleman
yetiştirmek üzere Polis Akademisi bünyesinde en az dört yıllık
fakülte ve yüksekokullarından mezun olanlar (A), komiser
yardımcılığı kursunu başarıyla bitirmiş
olanlar (B) grubunu oluşturur.
Polis amirlerinin, rütbelerde ve meslek derecelerinde
zorunlu en az bekleme süreleri rütbe sırası ile
aşağıda gösterilmiştir.
|
|
EN AZ BEKLEME |
|
RÜTBELER |
MESLEK DERECELERİ |
SÜRELERİ |
|
|
|
(A) |
(B) |
Komiser
Yardımcısı |
9 |
4 |
6 |
Komiser |
8 |
4 |
6 |
Başkomiser |
7 |
3 |
Yaş
Haddi |
Emniyet
Amiri |
6 |
3 |
|
Dördüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
5 |
2 |
|
Üçüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
4 |
2 |
|
İkinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
3 |
1 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
2 |
2 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
1 |
Yaş Haddi |
|
Sınıf
Üstü Emniyet Müdürü |
Derece üstü |
Yaş Haddi |
|
(B) grubu polis amirlerinden en az dört yıllık
yükseköğretim kurumunu bitirenlerin (A) grubuna geçmeleri
aşağıdaki şartlara bağlıdır:
a)
Başkomiserlik rütbesinde (A) grubu polis amirleri için öngörülen en az
bekleme süresi kadar çalışmış olmak.
b) Başkomiser
rütbesinden Emniyet Amiri rütbesine terfide bu grup için ayrı
yapılacak yazılı ve sözlü sınav ile meslek içi yöneticilik
eğitiminde başarılı olmak.
c) Merkez
Değerlendirme Kurulu kararıyla Emniyet Amiri rütbesine terfi
etmiş olmak.
(B) grubundan (A) grubuna geçecek olan amirlerin
sayısı, o yıl itibarıyla (A) grubundan Emniyet
Amirliği rütbesine terfi edenlerin sayısının %10'unu
geçemez."" şeklindeki 31. Maddesinde yer alan %10unu
ibaresinin, %20sini şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Erdoğan Hasan Hüseyin
Türkoğlu Kemalettin
Yılmaz
Muğla Osmaniye Afyonkarahisar
Mustafa
Kalaycı Özcan
Yeniçeri Ruhsar Demirel
Konya Ankara Eskişehir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
3201 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce atanan polis amirlerinin rütbelerde ve meslek
derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri ile (B) grubundan (A) grubuna
geçiş işlemleri aşağıdaki hükümler çerçevesinde
yürütülür.
Polis amirlerinden Polis Akademisi mezunları, Polis
Akademisi mezunu sayılanlar ile Emniyet Genel Müdürlüğüne eleman
yetiştirmek üzere Polis Akademisi bünyesinde en az dört yıllık
fakülte ve yüksekokullarından mezun olanlar (A), komiser
yardımcılığı kursunu başarıyla bitirmiş
olanlar (B) grubunu oluşturur.
Ali
Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali
Sarıbaş Celal
Dinçer Mahmut
Tanal
Çanakkale İstanbul İstanbul
Polis amirlerinin, rütbelerde ve meslek derecelerinde
zorunlu en az bekleme süreleri rütbe sırası ile
aşağıda gösterilmiştir.
|
|
EN AZ BEKLEME |
|
RÜTBELER |
MESLEK DERECELERİ |
SÜRELERİ |
|
|
(A) |
(B) |
|
Komiser
Yardımcısı |
9 |
4 |
6 |
Komiser |
8 |
4 |
6 |
Başkomiser |
7 |
3 |
Yaş
Haddi |
Emniyet
Amiri |
6 |
3 |
|
Dördüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
5 |
2 |
|
Üçüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
4 |
2 |
|
İkinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
3 |
1 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
2 |
2 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
1 |
Yaş
Haddi |
|
Sınıf
Üstü Emniyet Müdürü |
Derece
üstü |
Yaş
Haddi |
|
(B) grubu polis amirlerinden en az dört yıllık
yükseköğretim kurumunu bitirenlerin (A) grubuna geçmeleri
aşağıdaki şartlara bağlıdır:
a)
Başkomiserlik rütbesinde (A) grubu polis amirleri için öngörülen en az
bekleme süresi kadar çalışmış olmak.
b) Başkomiser
rütbesinden Emniyet Amiri rütbesine terfide bu grup için ayrı
yapılacak yazılı ve sözlü sınav ile meslek içi yöneticilik
eğitiminde başarılı olmak.
c) Merkez
Değerlendirme Kurulu kararıyla Emniyet Amiri rütbesine terfi
etmiş olmak.
(B) grubundan (A) grubuna geçecek olan amirlerin
sayısı, o yıl itibarıyla (A) grubundan Emniyet
Amirliği rütbesine terfi edenlerin sayısının %10'unu geçemez.""
şeklindeki 31. Maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasa'ya aykırılık önergesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 31 inci maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Demir Çelik Abdullah Levent Tüzel Hüsamettin Zenderlioğlu
Muş İstanbul Bitlis
Erol Dora Ertuğrul
Kürkcü
Mardin Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MEHMET ALTAY (Uşak) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ertuğrul
Kürkcü, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Kürkcü.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Ya, biz bu Ertuğrul
Kürkcüyle yan yana oturmak istemiyoruz Başkan, bizim yerimizi
değiştirin. Yerimizi değiştirin, biz bu Ertuğrul
Kürkcüyle yan yana oturmak istemiyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Biz araya girmekten
bıktık ya.
ENGİN ALTAY (Sinop) HDP Grubu Bakanlar Kurulu
sırasına taşınsın, zaten bakanlar gelmiyor, HDP orada
otursun.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Boş duruyor
orası Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Zaten ortaklar, koalisyon
kurmuşlar, ne derlerse onları yapıyorlar.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Efendim,
paylaşılamayan bir grup durumuna gelmişiz, bunun
farkındayız ama gerçekten alanımızın
açılması gerekir.
OKTAY VURAL (İzmir) Yok, zaten sizin yapmak
istediğinizi onlar yapıyor, fark etmez.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kürkcü.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan,
sevgili arkadaşlar; hepimiz biliyoruz, aslında bu
tartıştığımız tasarı, esasen, Hükûmet ile
Fethullah Gülen Cemaati arasındaki harbin kanun terimlerine dökülmüş
hâlidir. O nedenle, burada birbirimizi kandırmaya
çalışmayalım, Daha iyi polis yapacağız, daha güzel
eğiteceğiz, şöyle terfi ettireceğiz, böyle terfi
ettireceğiz
O nedenle, bir kere o yumurtayı dikine koymamız
lazım, bu böyle. Fakat, asıl soru şu: Bütün Fethullah Gülen
Cemaati taraftarlarını polisten defetmiş olduğunuz gün
toplum için, halk için ne değişecektir? Bu merkezî bürokratik
mekanizma, bu siyasi mekanizma doğrudan doğruya bir siyasi iradeye,
bir siyasi idareye bağlı silahlı bir insan topluluğu, niçin
ve hangi nedenle halkın güvenliği bakımından bir imkân
sağlayacaktır? Halktan kopmuş, onun üstüne
tırmanmış, bir asalak ur gibi toplumu kemiren bürokrasi ve
güvenlik mekanizması dünyanın her yerinde toplum için bir sorundur ve
toplum kendi içindeki eşitsizlikten doğan sınıf
çatışmasını ortadan kaldırmadıkça bu melanetten
kurtulamaz.
O yüzden, en akıllı, en iyi, en terbiyeli
insanı polis teşkilatının başına getirseniz
hiçbir şey fark etmez. O da sonuçta halka karşı şiddet
kullanacaktır, o da sonuçta insanlara karşı baskı
yapacaktır. Baskı demek, insanları rızası
hilafına bir şeyi yapmaya ya da yapmamaya mecbur etmek demek
olduğu için yurttaşların çok büyük bir bölümüyle devlet
teşkilatı arasında her zaman ve sürekli olarak bir ihtilaf, bir
çatışma olacaktır.
O nedenle, bence, esasen, hakikaten kamu güvenliğini
düşünüyorsak kamuyu devreye sokmaktan daha önemli bir şey yok. Kamu
dediğiniz kimdir? Kamu dediğiniz, aslında evinizle devlet
dairesi arasındaki bütün alandır, buradaki hayattır, buradaki
ilişkilerdir. Bunları güvenliğin esas teminatı hâline getirmedikçe,
burada eşitliğe dayalı bir toplumsal yaşam kurmadıkça,
ne yaparsanız yapın, evinizden devlet dairesine gidene kadar ya
kafanıza bir cop yiyeceksinizdir ya kelepçeleneceksinizdir ya da gaz
bombasına maruz kalacaksınızdır. Son kırk
yıllık hayatımız bize bunu gösteriyor.
O yüzden, düzeltmeye nereden başlayalım
dediğinizde, belki de Fethullah Gülen Cemaati sizin için çok ciddi bir
problemdir ama hepiniz halk için çok ciddi bir problemsiniz. Bu sebeple,
doğru dürüst bir Meclis aslında bu meseleyi kökünden yakalar,
boğayı boynuzlarından tutar ve onu zapt etmeye
çalışırdı ama burada ne yazık ki bunu göremiyoruz.
Ancak, size bir örnek verebilirim. Bir yirmi gün boyunca,
İstanbulda 100 bine yakın insan, polis olmadan, devlet olmadan,
bürokrasi olmadan, şiddet olmadan, zor olmadan, tecavüz olmadan bir arada
yaşamayı başardı. Gezi Parkı çevresinde kurulan
hayatta hiç kimse birbirinin cebinden bir şey çalmadı, hiç kimse bir
başkasının ırzına geçmedi, hiç kimse bir
başkasına karşı şiddet kullanmadı ve bütün
bunları önlemek için, halktan kopmuş, orada yaşayan ve
çalışanlardan ayrı bir güç de kurmak gerekmedi. Her zaman
görevleri sırayla yaparak yirmi gün boyunca, otuz gün boyunca orada bir
başka hayatın mümkün olacağını insanlar gördü.
O yüzden, bunu ibret almak lazım ve Gezinin
nasıl sona erdiğini hatırlayalım. Ne zaman devlet geldi, ne
zaman polis geldi, ne zaman gaz geldi, en iyi eğitilmiş polisler en
çok kafa kırmayı başardılar. Onları da herhâlde
cemaate ihale edecek değilsiniz çünkü onların eylemlerini
savunageldiniz.
O yüzden, bizimle, halk ile devlet arasındaki
ihtilafı bu kanun çözmüyor; bu kanun, aslında halk ile devlet
arasındaki ihtilafı daha da katmerleştiriyor çünkü toplum
içindeki eğilimlerden sadece bir tanesini devlete tamamen hâkim
kıldığı için, gerekçede de belirttiğimiz gibi, bir,
tek parti devletine, bir tek adam devletine doğru Türkiyeyi bu
tasarıyla taşıyorsunuz ama Türkiye bu tasarıyı
taşımayacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Karar yeter sayısı
istiyoruz.
BAŞKAN Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on beş
dakika ara veriyorum.
Sayın grup başkan vekilleri buyursunlar
efendim.
Kapanma Saati: 00.29
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 00.50
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: İsmail
KAŞDEMİR(Çanakkale), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
31inci madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce atanan polis amirlerinin rütbelerde
ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri ile (B) grubundan (A)
grubuna geçiş işlemleri aşağıdaki hükümler
çerçevesinde yürütülür.
Polis amirlerinden Polis Akademisi mezunları, Polis
Akademisi mezunu sayılanlar ile Emniyet Genel Müdürlüğüne eleman
yetiştirmek üzere Polis Akademisi bünyesinde en az dört yıllık
fakülte ve yüksekokullarından mezun olanlar (A), komiser yardımcılığı
kursunu başarıyla bitirmiş olanlar (B) grubunu oluşturur.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
Polis amirlerinin, rütbelerde ve meslek derecelerinde
zorunlu en az bekleme süreleri rütbe sırası ile
aşağıda gösterilmiştir.
|
|
EN AZ BEKLEME |
|
RÜTBELER |
MESLEK DERECELERİ |
SÜRELERİ |
|
|
(A) |
(B) |
|
Komiser
Yardımcısı |
9 |
4 |
6 |
Komiser |
8 |
4 |
6 |
Başkomiser |
7 |
3 |
Yaş
Haddi |
Emniyet
Amiri |
6 |
3 |
|
Dördüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
5 |
2 |
|
Üçüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
4 |
2 |
|
İkinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
3 |
1 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
2 |
2 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
1 |
Yaş
Haddi |
|
Sınıf
Üstü Emniyet Müdürü |
Derece
üstü |
Yaş
Haddi |
|
(B) grubu polis amirlerinden en az dört yıllık
yükseköğretim kurumunu bitirenlerin (A) grubuna geçmeleri
aşağıdaki şartlara bağlıdır:
a)
Başkomiserlik rütbesinde (A) grubu polis amirleri için öngörülen en az
bekleme süresi kadar çalışmış olmak.
b) Başkomiser
rütbesinden Emniyet Amiri rütbesine terfide bu grup için ayrı
yapılacak yazılı ve sözlü sınav ile meslek içi yöneticilik
eğitiminde başarılı olmak.
c) Merkez
Değerlendirme Kurulu kararıyla Emniyet Amiri rütbesine terfi
etmiş olmak.
(B) grubundan (A) grubuna
geçecek olan amirlerin sayısı, o yıl itibarıyla (A)
grubundan Emniyet Amirliği rütbesine terfi edenlerin
sayısının %10'unu geçemez."" şeklindeki 31.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mahmut Tanal,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Tanal. (CHP sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının 31inci maddesinde açıkça Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce atanan polis amirlerinin
rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri ile (B)
grubundan (A) grubuna geçiş işlemleri aşağıdaki
hükümler çerçevesinde yürütülür. şeklinde bir ibare var. Buna baktığımız
zaman, bu mevcut olan çizelgeye göre, bekleme süresine göre yani (A) ve (B) grubu
demek, lise mezunu kişi polislik sınavına girmiş, polis
olmuş, lise mezunu olan polisin komiser
Komiser
yardımcılığı sınavına girdikten sonra
komiser olan polis memurlarının derece yükselmesi ve bekleme süresi
açısından -sınava girenlere, komiserlik sınavına
girenlere- (B) grubu, akademiden gelenlere de (A) grubu denilmekte.
Şimdi, Sayın Bakan
Özür dilerim, Bakanın bu konuyu dinlemesi lazım
ama Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bekleyin Sayın Tanal,
bekleyin.
MAHMUT TANAL (Devamla) Şimdi, tabii, biz, burada
bu konuşmaları yaparken Bakanlığı ve Komisyonu ikna
edebilme açısından bunları anlatıyoruz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet, Sayın Başkan,
çalışma ortamını sağlayın.
MAHMUT TANAL (Devamla) Bakan dinlemeyecekse benim
konuşmamın anlamı yok Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Tanal çok
haklı Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Bakan
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Sayın
Tanalın süresinden gidiyor, bir dakika ilave süre verin.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Siz Genel
Kurula hitap edin Sayın Tanal, biz dinliyoruz.
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA Buyurun,
dinliyorum.
MAHMUT TANAL (Devamla) Bana, öyle sessizce
konuşacağınıza yüksek sesle söyleyin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) Yani, biz burada
konuşmaları yapıyoruz ki sizi belki ikna eder de
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA Sizi
dinliyorum dedim.
BAŞKAN Sayın Tanal, buyurun, yeniden süre
verdim.
MAHMUT TANAL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri,
Sayın Bakanım; şimdi, burada polisleri (A) ve (B) grubuna
ayırırken akademiden gelenleri (A) grubu, lise mezunu olup komiserlik
ve komiser yardımcılığı sınavına girenleri
(B) grubu diye nitelendirmiş durumdasınız. Yalnız, burada,
(B) grubu nedeniyle sınava girenler ancak yaş haddinden dolayı
başkomiserlikten emekliye ayrılıyor. Burada, mevcut olan
düzenleme açısından, akademiden gelen kişinin bekleme süresi
dört yıl, sınavla gelenin bekleme süresi altı yıl. Burada,
hukuk açısından, Anayasanın 10uncu maddesinde bir eşitlik
ilkesi var, ona aykırılık var. Yani kişi sınava
giriyor, başkomiser olabilmek için tam on iki yıl bekliyor,
akademiden gelen sekiz yıl bekliyor, aradaki farkı hukuken izah
edebilmek lazım.
Esasen, en büyük eksiklik ve sıkıntı da
şu: Burada komiserlik sınavına girdikten sonra, komiser olduktan
sonra, bu kişi eğer üniversite sınavına girip üniversiteyi
kazanırsa, burada mevcut olan bu düzenlemeye göre birinci sınıf
emniyet müdürlüğüne kadar yükselebilmesi gerekirken, bu düzenlemeyi burada
yapmamışsınız. Yani burada eksik bir düzenleme var. Hukukun
eksik düzenlemeleri kabul etmemesi lazım. Madem siz bu kanunu
yapıyorsunuz, bu kanunda
Yani kişi sınava girdi, komiser
yardımcısı oldu, komiser oldu, o arada üniversite
sınavına girdi, üniversiteyi kazandıktan sonra, normal
koşullarda (A) grubunda bulunan emniyet müdürlüğüne kadar yükselen
insanların da bundan yararlanması lazım. Burada bir eksik
düzenleme var, benim sizden istirhamım, bu düzenlemenin
yapılmasına ihtiyaç var.
Şimdi, burada, bu yükselmeyle ilgili bekleme
süreleri açısından, dört ve altı yılla ilgili şu anda
açılan davalar var, açılan bu davaları da en azından,
gerçekten nazara almanız gerekir. Yani, yarın, öbür gün bu
yükselmeyle ilgili kararlarınız iptal edilirse bu kanunda uygulanamaz
bir durumla karşı karşıya kalmış
olacağız.
Bu açıdan, açılmış olan bu davalar
açısından da bunu nazara alıp bekleme sürelerinin ya hepsini
dört yıla indirin veya hepsini altı yıla çekin. Doğrusu,
olması gereken bu.
Akademide okuyan birisi gelecek, siz orada komiser
yardımcısısınız, siz onun amiriyken, dört yıl
sonra o sizin amiriniz pozisyonuna düşecek. Yani bu kabul edilebilecek bir
durum değil, büyük bir sakatlık söz konusu.
Şimdi, bu, aynı zamanda, emniyet
mensupları arasında da hızlı terfi ettiği için biri
amir durumuna düşecek. Bu, sistemi de bozacak bir durum.
Şimdi bir başka sorun: Şu anda benim
elimde sizin, AK PARTİnin Belçika bürosunun İngilizceye
Yani,
Avrupada lobi yaptığınız yazılarınız
elimde. Yani, burada siz güya mevcut olan bu düzenlemeleri İngilizceye
çevirmişsiniz Efendim, buradaki bu paketi vatandaşlar istiyor, temel
hak ve özgürlükleri genişletiyoruz ve bu, vatandaşın
ihtiyacıdır; huzur ve barış için bu ihtiyaçtır.
yazmışsınız. Yani, Allah rızası için, siz
bunları yazarken maddeleri yazmamışsınız, bunları
yazmışsınız. Yani burada Avrupayı nasıl
kandırıyorsunuz böyle? Bu hiç yakışır mı? Yani, burada
bir yasa çalışmasını
Tek tek maddeleri yazsanız,
İngilizceye çevirseniz bu kabul. Bu maddeleri İngilizceye çevirmeden
metni yazmışsınız, Efendim, Türkiyede
vatandaşımız huzur ve barış için bu maddeleri istiyor
da biz bunun için yapıyoruz. demişsiniz. İçinizde bu maddeleri
kabul eden kaç kişi var veya müracaat eden kaç kişi var?
Bu açıdan, halkı aldatmamanızı,
Avrupayı aldatmamanızı, kanunu yaparken bu şekildeki kirli
ilişkilere girmemenizi istirham eder,
çalışmalarınızın verimli, başarılı olmasını
diler, hepinize saygılarımı sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın
Dinçer, Sayın Öner, Sayın Kuşoğlu, Sayın Erdemir,
Sayın Aksünger, Sayın Öğüt, Sayın Öztürk, Sayın Tanal,
Sayın Kaplan, Sayın Özkes, Sayın Dudu, Sayın Toprak,
Sayın Danışoğlu, Sayın Çelebi, Sayın Çam, Sayın
Kaleli, Sayın Canalioğlu ve Sayın Aldan.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 3201
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce atanan polis amirlerinin rütbelerde ve meslek
derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri ile (B) grubundan (A) grubuna
geçiş işlemleri aşağıdaki hükümler çerçevesinde
yürütülür.
Polis
amirlerinden Polis Akademisi mezunları, Polis Akademisi mezunu
sayılanlar ile Emniyet Genel Müdürlüğüne eleman yetiştirmek
üzere Polis Akademisi bünyesinde en az dört yıllık fakülte ve
yüksekokullarından mezun olanlar (A), komiser
yardımcılığı kursunu başarıyla bitirmiş
olanlar (B) grubunu oluşturur.
Polis
amirlerinin, rütbelerde ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri
rütbe sırası ile aşağıda gösterilmiştir.
|
|
EN AZ BEKLEME |
|
RÜTBELER |
MESLEK DERECELERİ |
SÜRELERİ |
|
|
(A) |
(B) |
|
Komiser
Yardımcısı |
9 |
4 |
6 |
Komiser |
8 |
4 |
6 |
Başkomiser |
7 |
3 |
Yaş
Haddi |
Emniyet
Amiri |
6 |
3 |
|
Dördüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
5 |
2 |
|
Üçüncü
Sınıf Emniyet Müdürü |
4 |
2 |
|
İkinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
3 |
1 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
2 |
2 |
|
Birinci
Sınıf Emniyet Müdürü |
1 |
Yaş
Haddi |
|
Sınıf
Üstü Emniyet Müdürü |
Derece
üstü |
Yaş
Haddi |
|
(B)
grubu polis amirlerinden en az dört yıllık yükseköğretim
kurumunu bitirenlerin (A) grubuna geçmeleri aşağıdaki
şartlara bağlıdır:
a) Başkomiserlik rütbesinde (A) grubu polis
amirleri için öngörülen en az bekleme süresi kadar çalışmış
olmak.
b) Başkomiser rütbesinden Emniyet Amiri
rütbesine terfide bu grup için ayrı yapılacak yazılı ve
sözlü sınav ile meslek içi yöneticilik eğitiminde başarılı
olmak.
c)
Merkez Değerlendirme Kurulu
kararıyla Emniyet Amiri rütbesine terfi etmiş olmak.
(B) grubundan (A) grubuna geçecek olan amirlerin
sayısı, o yıl itibarıyla (A) grubundan Emniyet
Amirliği rütbesine terfi edenlerin sayısının %10'unu geçemez.""
şeklindeki 31 inci maddesinde yer alan %10unu ibaresinin %20sini
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri,
Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Yeniçeri. (MHP sıralarından
alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısı,
aslında minare çalınmış kılıf uydurma
tasarısı. Bu kılıfı nasıl uyduracaklar, onu ben
şöyle teker teker size aktarmak istiyorum.
ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) Sen de
yardımcı ol.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Şimdi, bu AKP
iktidarı totaliter yasaları birbiri peşi sıra
dayatıyor. Bu iktidar çıkardığı yasayla bir süre önce,
4+4 yasasını hatırlayın, Millî Eğitim
Bakanlığındaki
ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) 4+4+4.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
bütün yöneticileri
görevlerinden aldı. Çeşitli vesilelerle ifade ettiğimiz gibi, bu
yasa çıktıktan sonra bu yasaya dayanılarak 18 bin okul müdürü
görevden alınmıştır. Şöyle dünyaya bir baktığınızda,
bunun dünyada eşi emsali görülmemiş bir uygulama olduğu ortaya
çıkmaktadır ve cumhuriyet tarihinde de örneği yoktur.
ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) Hayır,
Etiyopyada yapılmış Hocam.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Tebrik ediyorsunuz
o zaman.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Evet, zulümde ve
adaletsizlikte, hakkaniyetsizlikte, hukuksuzlukta sizi tebrik ediyorum; zirveye
vurdunuz.
Okul müdürlüğü için yeni sınavlar
açıldı ve bu sınavları kazananların yüzde 92si AKP
yandaşı sendika olan EĞİTİM-BİR-SEN üyesi,
arkadaşlar. Bu durum demokrasi adına ve adalet adına utanç verici
bir durumdur.
İHSAN ŞENER (Ordu) Ne alakası var?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Şimdi
söyleyeceğim ne alakası olduğunu, bunlar birbirini tamamlayan
unsurlar. Hiçbir şey sebepsiz değil, hiçbir şey tek
başına bir yerde durmuyor.
ŞENOL GÜRŞAN (Kırklareli) O, fizik
kanunu Hocam.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) Millî Eğitim Bakanlığında
yapılanların bir benzeri de bugün güvenlik bürokrasisinde
gerçekleştiriliyor. AKP, devlet bürokrasisini giderek AKP bürokrasisi
hâline getiriyor. Polis amirleri arasında (A) ve (B) gibi ayrımlar
yapılması ve bu sınıflarda olanların farklı
sürelerde yükselmesi, hiyerarşik düzeni bozacak bir
uygulamadır. Polis amirlerini (A) ve (B) gibi
sınıflandırarak farklı sürelerde yükselmesini öngören bu
yasa eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır. Bu maddeyle AKP
iktidarı kendisine yakın olanları daha yüksek rütbelere
yükseltme imkânına kavuşmuş olacaktır. Bu durum, Türk
Emniyet teşkilatını AKP emniyet teşkilatı hâline dönüştürecektir.
Sözlü sınavla terfi etmek demek,
AKPli olanların terfi etmesi demektir. Allahın bir olduğuna
inandığınız gibi buna inanabilirsiniz. Bu madde, sözlü
sınavlarla iktidara yakın olanların terfi ettirileceği bir
mekanizmanın önünü açmaktadır.
Yalnız biz bunları
konuşurken, tartışırken Cumhurbaşkanı
Erdoğan da miting yapmaya devam ediyor. Çok ilginçtir, nahır elden
gitmiş, alaca dana hesabı yapıyoruz biz. Yani, Türkiye,
demokrasi ile totalitarizm, başkanlık ile
cumhurbaşkanlığı arasında bugün itibarıyla hibrit
bir yönetim biçimine ulaşmıştır.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) O ne
demek Hocam?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Yani karışık ve karmaşık bir yönetim biçimine
ulaşmıştır diyorum.
Demokrasi için en büyük tehlike ve
tehdit de budur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104üncü maddesine
göre Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla
Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder;
Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli
ve uyumlu çalışmasını gözetir. Bu ifadelerden Cumhurbaşkanının
devletin değil de partinin başı olduğu sonucunu herhâlde
kimse çıkaramaz. Cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına göre de Türk milletinin birliğini temsil ettiği
açıktır. Ayrıca, yeminde de neler söylendiğini herkes
bilmektedir. Cumhurbaşkanı görevini tarafsızlık içinde
yerine getireceği taahhüdünde bulunuyor. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Anayasayı ve yaptığı yemini, maalesef,
ciklet çiğner gibi çiğnemektedir. Cumhurbaşkanı
Erdoğanın
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Seçilmiş Cumhurbaşkanını
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Ben
de seçilmiş milletvekiliyim, ben de gidip
Cumhurbaşkanlığı yapacağım o zaman o siyaset
yaparsa. Bunu böyle anlayacaksınız. (MHP sıralarından
alkışlar) Böyle her seçilen her şeye kadir, her şeyin
sebebi, esbabımucibe layihası değildir. Titreyip kendinize
geleceksiniz. Sizde zekâ ve zekâyı kullanma problemi var. Böyle
kalıplaştırılmış bir biçimde, maalesef, sürekli
bir biçimde yukarıya bakıyorsunuz, oradan gelenleri
tekrarlıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi,
şunu çok açık bir şekilde ifade edeyim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasal görevine
ve ettiği yemine göre, bir partinin başkanı gibi davranamaz.
Anayasamızın 6ncı maddesi açık bir biçimde Hiç kimse
Anayasadan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. diyor. Anayasadan
almadığı bir yetkiyi bu Cumhurbaşkanı Erdoğan
nasıl kullanıyor? Siz bunun hesabını bir sorsanız,
hukukçularınız var. Ahmet İyimaya burada mı, Burhan Kuzu
burada mı? Hangi yetkiyle siyaset yapıyor, hangi yetkiyle muhalefet
liderlerini eleştiriyor Erdoğan? Bunu bize bir açıklayın,
bir görelim onu.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Millet, millet,
millet! Millet verdi o yetkiyi yüzde 52yle.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Erdoğanı
bu kadar cüretkâr yapan yaşanan sürecin sonucudur. Gelinen aşamada
Erdoğan ordu, yargı ve bürokrasi üzerinde tam anlamıyla bir
parti kontrolü kurmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) -
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yalnız Anayasanın ya da
siyaset kurumunun değil, demokrasinin de en büyük düşmanı
olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır. Bugün terörden daha fazla,
Erdoğanın demokrasi üzerindeki tahakkümü problemdir. Sizi
yenileyeceğiz ve yenilendiğiniz zaman hiç kendinize benzemeyen bir
yapı olarak ortaya çıkacaksınız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Yeniçeri.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
31inci maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. İstem
sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit edeceğim.
Haydar Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Ömer Süha Aldan, Muğla? Burada.
Vahap Seçer, Mersin? Burada.
Ali Haydar Öner, Isparta? Burada.
Musa Çam, İzmir? Burada.
Refik Eryılmaz, Hatay? Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
Ali Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli? Burada.
Melda Onur, İstanbul? Burada.
İzzet Çetin, Ankara? Burada.
Binnaz Toprak, İstanbul? Burada.
Mevlüt Dudu, Hatay? Burada.
Sena Kaleli, Bursa? Burada.
Aykan Erdemir, Bursa? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Turhan Tayan, Bursa? Burada.
Lütfi
Baydar, Aydın? Burada.
Bülent
Kuşoğlu, Ankara? Burada.
İhsan
Özkes, İstanbul? Burada.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
ENGİN
ALTAY (Sinop) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
- Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunacağım, karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmiştir.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
31inci maddenin açık oylama sonucu:
"Oy sayısı : 220
Kabul : 199
Ret : 21(X)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Dilek Yüksel
Bartın Tokat"
Böylece 31inci madde kabul edilmiştir.
Yeni madde ihdasına dair iki önerge vardır, ayrı
ayrı okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 31. Maddesinden sonra aşağıdaki
maddenin eklenmesi ve madde numaralarının buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Mahmut
Tanal Musa
Çam
İstanbul İstanbul İzmir
Mehmet Volkan Canalioğlu Haydar Akar
Trabzon Kocaeli
ENGİN ALTAY (Sinop) Önergeyi geri çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın "3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 26- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce atanan polis amirlerinin rütbelerde
ve meslek derecelerinde zorunlu en az bekleme süreleri ile (B) grubundan (A)
grubuna geçiş işlemleri aşağıdaki hükümler çerçevesinde
yürütülür.
Polis amirlerinden Polis Akademisi mezunları, Polis
Akademisi mezunu sayılanlar ile Emniyet Genel Müdürlüğüne eleman
yetiştirmek üzere Polis Akademisi bünyesinde en az dört yıllık
fakülte ve yüksekokullarından mezun olanlar (A), komiser yardımcılığı
kursunu başarıyla bitirmiş olanlar (B) grubunu oluşturur.
Polis amirlerinin, rütbelerde ve meslek derecelerinde
zorunlu en az bekleme süreleri rütbe sırası ile
aşağıda gösterilmiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Önergeyi geri çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
32nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, ikisi
Anayasaya aykırılık önergesi ve aynı mahiyettedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 27- 01/01/2015 tarihi
itibarıyla, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz
edenlerden Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu
Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme Başkanı,
Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, İl Emniyet Müdürü,
Emniyet Müşaviri, Polis Moral Eğitim Merkezi Müdürü, Akademi
Başkan Yardımcısı, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi
Müdürü, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı, Teftiş
Kurulu Grup Amiri, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü, Polis Meslek Eğitim
Merkezi Müdürü ve Polis Eğitim Merkezi Müdürü kadrolarında bulunanlar
dışında kalanlar ile 01/01/2015 tarihi itibarıyla
İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz
edenlerden emeklilik veya yaşlılık aylığı
bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz olanlar; bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Yüksek
Değerlendirme Kurulunun teklifi ve İçişleri Bakanının
onayı ile resen emekliye sevk edilebilir. Bu şekilde emekliye sevk edilenler
hakkında da 55 inci maddenin yirmi birinci fıkrası hükümleri
uygulanır."" şeklindeki 32. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet Toptaş Tanju Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Celal
Dinçer Bülent
Kuşoğlu
Çanakkale İstanbul Ankara
BAŞKAN Şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette olup Anayasaya aykırılık önergeleridir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına aykırı
olup tek parti - tek adam - diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde,
fiili "savaş hali" uygulaması getirdiğinden kanun
tasarısının 32 inci maddesinin Anayasa'ya
aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi Gür Gülser Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Abdullah Levent Tüzel Hüsamettin Zenderlioğlu Demir Çelik
İstanbul Bitlis Muş
Erol Dora
Mardin
Aynı mahiyetteki diğer önerge
sahiplerini okuyorum:
Mehmet Erdoğan Kemalettin Yılmaz Faruk Bal
Muğla Afyonkarahisar Konya
Mesut Dedeoğlu Hasan Hüseyin Türkoğlu Ali Öz
Kahramanmaraş Osmaniye Mersin
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Ali Öz, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Öz. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 32nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önergeyle alakalı, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle şunu ifade etmek isterim
ki bu iç güvenlik paketi Meclis gündemine alınmadan önce, Sayın
Başbakanın, özellikle molotof ve bonzaiyle alakalı tüm
grupları itham eden ve dolayısıyla bunlara karşı bir
duruş sergilediğini ifade ettiği muhalefet partilerinin bu
geçirilmiş maddelerde bunlara vermiş olduğu kabul
oylarıyla ne kadar boşa düştüğünü herhâlde bu yüce
Meclisteki herkes görmüş olmalı. Dolayısıyla öncelikle bunu
vurgulamak ve ifade etmek istiyorum.
Tabii ki bu iç
güvenlik paketi Meclis gündemine nereden geldi? Neden böyle bir şeyi
şiddetle, apar topar çıkartma arzusu içerisinde olduğunuzun
gerekçelerine bir bakmak lazım. Gerçekten ülkemizde 17 Aralık
sonrası ortaya çıkan durumun ve ondan sonra Emniyet
teşkilatı içerisinde hızlı bir yapısal
değişikliğe gitme arzunuzun kaynaklarının ne
olduğuna iyi bakılması lazım. Önceki maddelerde Emniyet
teşkilatı içerisinde görevde yükselmeyle alakalı koymuş
olduğunuz kıstaslar ile bu maddede de emniyet içerisinde görev yapan
yeteri kadar -daha önce övündüğünüz, emniyetin özel günlerinde onları
başarılarından dolayı üst üste kutlamış
olduğunuz- deneyimli personelin İçişleri
Bakanlığının kurmuş olduğu bir Yüksek
Değerlendirme Kurulu vasıtasıyla da görevden alınmasını,
uzaklaştırılmasını, âdeta bunların tasfiyesini
başlatacak olan bir süreci bu kanun tasarısı içerisine
koymuş durumdasınız.
Tabii ki bunun sayıları da İnternete yansıyor.
Yani, demek ki Adalet ve Kalkınma Partisinin, paralel
kılıfı adı altında ne kadar polisi Emniyet
teşkilatı içerisinden uzaklaştıracağı, onun
yerine tamamen iktidarınıza bağlı, size birebir biat eden
ne kadar yeni amiri oraya getireceği aslında bu maddeyle kanun
içerisine dercedilmiş durumda.
Daha geriye gittiğimiz zaman, daha önceki
yaklaşımlarınızı değerlendirdiğimizde,
Adalet ve Kalkınma Partisinin temel manada, Sadullah Erginin, Adalet eski
Bakanının 2013 yılında söylemini sizlere tekrardan
hatırlatmak istiyorum. O zamanın Adalet Bakanı diyor ki:
Demokratik bir toplumsal düzenin inşası ve sürdürülebilir
kılınmasında, ne özgürlüklerin güvenlik ihtiyacına ne de
güvenlik ihtiyacının temel hak ve hürriyetlere feda edilmesi gerekir.
Zira, bireysel özgürlük talepleri, temelde bireyin dokunulmaz, alelusul el
uzatılmaz güvenlikli bir alan oluşturma ihtiyacına
dayanır."
Sizin 2013 yılından sonra, 17-25 Aralık tarihinden sonra,
aslında iktidar olarak kafanızın ne kadar karışık
olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu, biraz da
şuna benziyor: 1912 yılında Balkan Harbi öncesinde, gerek
olmadığı düşüncesiyle 120 avcı taburunun bir an önce
terhis edilerek Balkan Savaşlarını Türkiye'nin, ülkemizin
nasıl kaybettiğini hepinizin dikkatlerine sunmamız gerekiyor.
Burada da emniyet içerisinde yetişmiş, özellikle çözüm süreci
akıbetinin ne olacağı belli olmayan bir yere giderken, onlardan
almış olduğunuz tehditleri bile göz ardı ederek terörle
mücadele konusunda birebir uzmanlaşmış olan emniyetin üst düzey
yetkililerini, sadece kendinize biat eden, hukuk tanımayan, sizin
talimatlarınızla hareket eden yeni bir Emniyet teşkilatı
yapısını kurmak için emekli etmeye kalkıyorsunuz. Bu
gittiğiniz yolun doğru bir yol olmadığını ifade
etmek istiyorum.
Tabii ki, bir de, gecenin bu saatinde, gün gelir
iktidardan düşerseniz, bu kanunların size
uygulanacağını hesap ederseniz yani bir kısacık empati
yaparsanız, oturduğunuz yerde vermiş olduğunuz kararları
bir de bu pencereden, bu bakış açısından değerlendirmenizin
doğru olacağı kanaatindeyim.
Tasarının bu maddesiyle birinci, ikinci,
üçüncü, dördüncü sınıf emniyet müdürü ve emniyet amiri rütbelerinde
görev yapmakta olan personelin tasfiyeleri sonucunda yapmak istediğiniz
şeyin Türkiyede bir polis devleti kurmak, polisleri de âdeta bir parti
polisi hâline getirme amacınızın dışında hiçbir
şey olmadığını ifade ediyor, bu vesileyle yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen
Demir Çelik, Muş Milletvekili.
Buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
DEMİR ÇELİK (Muş) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; sizleri şahsım ve partim adına saygı ve
sevgiyle selamlayarak 684 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 32nci maddesi üzerindeki düşüncelerimi
paylaşmak üzere huzurlarınızdayım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün Orta Doğuda insanlık değerlerini ayaklar altına
almak isteyen günümüz neofaşizminin ayak seslerini altı aydır
derinliğine hissediyor, yaşıyor olmamıza rağmen,
kulakları sağır, dilleri lal, gözleri kör bir dünyanın
insanlığın katliamına seyirci kaldıklarını
da maalesef dile getirmeden edemeyeceğim.
Bugün 1915 Osmanlı Döneminin Hakkârinin Behdinan
bölgesinde yaşayan, o zamanın katliamlarına maruz
kaldığı için orayı terk edip Haseki civarındaki Habur
Nehri civarına yerleşmek durumunda kalan, Haburun sağı,
solundaki 35 köyü ikamet edinen Asuri, Süryani halk, farklı bir inanç,
farklı bir etnik kimliğe sahiptir diye DAİŞ çetelerinin
saldırılarına, katliamlarına maruz kalmaktan kendini
kurtaramamıştır. 1933 Irak soykırımına tabi kalan
halk, bugünün neosoykırımıyla karşı
karşıyadır. Kadınları, kızları pazarda
pazarlanmak, taciz ve tecavüze uğramak riskiyle karşı
karşıya iken, erkekleri, oğulları, çocuklarıysa
katliamdan nasibini alarak ya ölümü seçmek durumunda ya da kadim
coğrafyalarından göçmek ve sürgüne tabi tutulmak durumuyla
karşı karşıya kalmışlardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Altın Hilal, Bereketli Hilal olarak bildiğimiz Mezopotamya
ilklerin tarihine imza atan bir coğrafyadır. Sümer rahip devletinden
dünyanın 7 harikasından biri olan Babil Asma Bahçeleri ve Asurilerin
ilk kütüphanesinin olduğu bir kadim coğrafyadır. Bu kadim
coğrafyanın kadim halklarından biri olan Asuriler bugün bu
katliamla karşı karşıya kalmış olmakla
yetinmiyor, ama aynı zamanda insanlığın ortak
değerleri olan sanatını, edebiyatını, kültürünü yok
etme, ortadan kaldırma zulmü ve soykırımıyla da
karşı karşıyadır.
Yaşanan sadece bir soykırım değildir,
sadece yapılmak istenen Asuri, Süryani soykırımıyla kendini
ifade eden bir DAİŞ çete neofaşizm uygulaması yoktur.
Bakınız, gördüğünüz şey, insanlığın ortak
değeri, mirası olan müzelerinin dört bin yıllık
geçmişinden bugüne süzülerek gelebilen heykelleriyle, en üst sanat
ürünleriyle uğraşmaktadırlar. Alın teri var, göz nuru var
ve dört bin yıllık insanlık birikiminin bugüne
taşınmış olan nadide örnekleri DAİŞ faşizmi
tarafından yok ediliyor, ortadan kaldırılıyor. Buna sessiz
kalmak insani değil, vicdani değil.
O nedenle, Kobanide umduğunu bulamayan, Rojavadaki
destansı direnişle faşizmin bu
saldırılarının pervasızlığına
rağmen geri çekilmek zorunda kalan DAİŞ, silahsız,
kimsesiz, sahipsiz bir halkı yakalamış olmanın
fırsatını elden bırakmayarak kendini yeniden yaşatmak
istiyor.
Küresel demokrasi hareketine, Birleşmiş
Milletlere, Avrupa Konseyine, ileri demokrasi söylemine sahip Türkiyeye
buradan çağrımızdır: Ayaklar altına alınan,
katliama tabi tutulan sadece ve tek başına Kürt, Asuri, Arap, Türkmen
değildir, bir bütün, ayaklar altına alınan
insanlıktır, insanlığın kadim, tarihsel
değerleridir. Onlara sahip çıkmak İnsanım. diyen herkesin
görevidir. Bu sorumluluk ve duyarlılıkla harekete etmediğimizde
bir gün sıranın bize geleceğini unutmadan, bu
duyarlılığı esirgemeden harekete geçirmemiz gerekiyor.
Görünen o ki sokaklarda
haykırdığımız ve yankılanan Faşizme
karşı omuz omuza
sloganını DAİŞ çetelerine
karşı harekete geçirmediğimizde bizim camilerimiz de aynen bugün
Süryani halkının kiliselerinin yakılıp
yıkıldığı gibi bir muameleyle karşı
karşıya kalabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DEMİR ÇELİK (Devamla) Yol yakınken
herkesi bu katliama karşı duyarlı olmaya davet ediyor,
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Karar yeter
sayısı
III.- YOKLAMA
(CHP ve MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama
BAŞKAN Yoklama talebi
Sayın Altay, Sayın Akar, Sayın Dinçer,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Aksünger, Sayın Öner, Sayın
Öğüt, Sayın Erdemir, Sayın Öztürk, Sayın Çam, Sayın
Serindağ, Sayın Özkes, Sayın Erdoğan, Sayın Yeniçeri,
Sayın Toprak, Sayın Danışoğlu, Sayın Düzgün,
Sayın Dudu, Sayın Onur, Sayın Kaplan.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, Hatay Milletvekili Mehmet
Öntürkün bir yazısı vardır, okutuyorum:
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
32.-
Hatay Milletvekili Mehmet Öntürkün, 26/2/2015 tarhili 65inci Birleşimde
684 sıra sayılı Kanun Tasarısının 31inci
maddesinin oylamasında sehven ret oyu kullandığına ve
oyunu kabul olarak düzelttiğine ilişkin açıklaması (x)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanına
31inci maddenin elektronik oylamasında sehven ret
oyu verdim. Verilen oyumun düzeltilerek kabul şeklinde kayıtlara
geçmesini arz ederim.
27/2/2015
Saat:
01.20
Mehmet
Öntürk
Hatay
BAŞKAN Evet, tutanaklara geçmiştir.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 27- 01/01/2015 tarihi
itibarıyla, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz
edenlerden Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu
Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme
Başkanı, Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı,
İl Emniyet Müdürü, Emniyet Müşaviri, Polis Moral Eğitim Merkezi
Müdürü, Akademi Başkan Yardımcısı, Polis Amirleri
Eğitimi Merkezi Müdürü, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı,
Teftiş Kurulu Grup Amiri, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü, Polis Meslek
Eğitim Merkezi Müdürü ve Polis Eğitim Merkezi Müdürü
kadrolarında bulunanlar dışında kalanlar ile 01/01/2015
tarihi itibarıyla İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet
Müdürü rütbesini ihraz edenlerden emeklilik veya yaşlılık
aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz
olanlar; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içerisinde Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve İçişleri
Bakanının onayı ile resen emekliye sevk edilebilir. Bu
şekilde emekliye sevk edilenler hakkında da 55 inci maddenin yirmi
birinci fıkrası hükümleri uygulanır." şeklindeki 32
nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Bülent Kuşoğlu, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kuşoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 684 sıra sayılı Tasarının 32nci
maddesi üzerinde grubum adına söz aldım. Hepinize saygılar
sunuyorum.
İlk defa, bu kanun tasarısı konusunda
kürsüye çıktım. Şunu belirteyim ki kanun
tasarısının gerekçelerini, hukuki gerekçelerini çok iyi
anlayamadım ama değerli arkadaşlarım, siyasi gerekçelerini
de anlayabilmiş değilim hakikaten. Onun için genel bir
değerlendirme yapacağım.
Şu 32nci maddeye öncelikle bakayım. 32nci
madde geçici bir madde. Bu resen emekliliğe sevk ediyor emniyet
müdürlerini, birinci sınıf emniyet amirlerini resen emekliliğe
sevk ediyor. Resen emeklilik, bu derece resen emekliliğe sevk etme darbe
dönemlerinde olur biliyorsunuz. Normal bir zamanda resen emekliliğe bu
kadar büyük bir kitle sevk edilmez. Bir darbe söz konusuysa bu kadar kişi
emekliliğe sevk edilebilir.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Darbeci zaten
bunlar, darbeci.
CELAL DİNÇER (İstanbul) Zaten darbeci.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Diyor ki
değerli arkadaşım: Bir darbe teşebbüsü söz konusu. Ya bu
arkadaşların hepsi son on iki, on üç senelik iktidar döneminde
birinci sınıf olmuş, bu görevlere gelmiş kişiler. O
zaman bizim emniyet politikamızda bir yanlışlık var
demektir. Demek ki bizim -burada değerli genel müdürler, emniyetçiler,
mülki amirler, valiler, kaymakamlar var- emniyetle ilgili, iç işleriyle
ilgili politikamız baştan aşağı yanlışmış;
bu, bu anlama geliyor bunu kabul ediyorsak. Bunu da söylemek istemiyorum. Demek
ki baştan aşağı şimdiye kadar yanlışlık
yaptık. Bu kabul edilebilir bir şey olmamalıdır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, böyle
kapsamlı bir kanun değişikliği yapıyorsak hakikaten
gerekçelerini anlayabilmemiz lazım, anlatabilmemiz de lazım topluma.
Şimdi, toplumun durumuna bakmak lazım. Toplum ne durumdadır,
devlet ne durumdadır? Bu tür kanunları devlet için yaparsın,
toplum için yaparsın, toplumun sıkıntıya girdiği bir
dönemde bu tür kanunları getirirsiniz veya devletin
sıkıntıda olduğu, olacağı bir dönem için
getirirsiniz. Hangisi sıkıntıdadır, toplum mu, devlet mi?
Aslında ikisiyle ilgili de çok önemli sıkıntılar var.
Devlete bakıyorsunuz, şu anda devlet baştan aşağı
sıkıntıda. Bu hafta içerisinde Sayın MHP Genel
Başkanı Bahçeli ile Genelkurmay Başkanı arasında bir
polemik yaşandı. Bu, devlet içerisinde maalesef
anlayamadığımız bazı sıkıntıların
olduğunu da gösteriyor. Devlet içerisinde denetim hizmetlerinin olmaması,
devlet içerisindeki birçok bakanlıkta, kuruluşta denetim
hizmetlerinin askıya alınması, teftiş
kurullarının lağvedilmesi, kaldırılması birçok
bakımdan sıkıntı yaratmış vaziyette.
Denetlenmeyen bir devlet var. Dolayısıyla, çok fazla yolsuzluğun,
sıkıntının olduğu bir devlet yapısı söz
konusu.
Ben, ilk gündem dışı konuşmamı,
devletin, özellikle 2011de çıkan kanun hükmünde kararnamelerden sonra çok
büyük sıkıntıya gireceği üzerine yapmıştım,
maalesef o tahminim doğrulandı. Bugün, devlet gerçekten de çok önemli
sıkıntılar yaşıyor. Çok uzatmayayım ama bundan
sonraki konuşmalarımda detayına girerim, toplumda da benzeri
sıkıntılar söz konusu. Toplumda, bugün -kabul etmek gerekir-
antidepresan kullanımı 5 kat artmış vaziyette. Daha önce,
mesela 2008de 17 milyon kutu antidepresan kullanılırken, bu, geçen
sene içerisinde 37 milyon kutuya çıkmış. Anormal bir şey
bu, toplumda bir anormallik var ama bunun çaresi böyle bir kanun mu?
Boşanmalar artmış, her 5 evlilikten 1i boşanmayla
sonuçlanıyor ama bunun çaresi bu kanun mu, böyle bir kanun mu? Terör,
şiddet artmış vaziyette toplum içerisinde ama bunun çaresi bu
değil. Toplumu ne kadar sıkarsanız o kadar tersine bir tepki
alırsınız. Maalesef böyle bir yanlışlık
yapıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak hepimizin iktidar, muhalefet- ikna
edilmesi lazım ilgili bakan tarafından ve bizim de toplumu ikna
edebilmemiz lazım, anlatabilmemiz lazım. Çok
sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Hepimizin, bu dönemle
ilgili olarak sorumlulukları var. Bu sorumluluğu müdrik olmamız
lazım. İnançlarımızla ilgili sıkıntılar söz
konusu, eksiklikler söz konusu; manevi değerlerimizle ilgili eksiklikler,
yanlışlıklar var. Bunları hep beraber düzeltmemiz
gerekiyor, daha sağlıklı bir toplum oluşturmamız
gerekiyor, daha sağlıklı bir devlet yapısı
oluşturmamız gerekiyor ama bunun çözümü maalesef böyle bir kanun
değil. Bu kanun, maalesef toplumu da devleti de geriye götürecek bir
kanundur.
Bu vesileyle herkese saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kuşoğlu.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın hatip MHP Genel
Başkanı ile Genelkurmay Başkanı arasında
anlayamadığımız bir polemik, bir kaos var. diye Sayın
Genel Başkanımızı bir kaosun parçası gibi gösterdi.
Dolayısıyla, zannederim, Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Genel
Başkanın bu konudaki tavrı açık ve net olmuştur. Bu
konuda tutumumuzu açıklamak istiyorum efendim.
BAŞKAN Ben konuşmayı dinledim,
sataşma şeklinde değil ama söz istiyorsanız vereyim.
Sataşma olarak değerlendiriyorsanız buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sataşma nasıl olur
Başkan?
BAŞKAN Yok, sataşma söz konusu değil,
durum tespiti yaptı efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Durum öyle değil ama,
durumu yanlış tespit etmiş demek ki.
BAŞKAN Olabilir.
Buyurun Sayın Vural.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlunun 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 32nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşması sırasında MHP Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tabii, bu türlü bir değerlendirme ve bu
konuda Sayın Genel Başkanımızın hem Hükûmete hem de bu
konuda birtakım ifadeleri bulunan Genelkurmay Başkanına ortaya
koyduğu tavrın sebebi, açıkçası, hem Ankara
Anlaşması hem Lozan Anlaşmasıyla bir vatan
toprağı sayılan Süleyman Şah Türbesinden askerlerimizi
geri çekme iradesini Genelkurmay Başkanlığının bir
şov merkezi hâline dönüştürmek suretiyle, kendilerine uluslararası
hukuk çerçevesinde bizim hak ve mükellefiyetlerimizi koruma görevi
verdiğimiz, vatan toprağını koruma görevi verdiğimiz,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde de Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriyede
vatan toprağını korumak üzere görevlendirdiğimiz bir
talimata aykırı bir şekilde hem Hükûmetin hem de Genelkurmay
Başkanlığının bu konuda hilafına hareket etmesi
üzerine verilmiştir. Bu konuda kim ne olursa olsun, hangi sırça
köşklerde, sarayda oturursa otursun, omzunda ne kadar kalabalık
olursa olsun, bu vatan bize emanettir. Bir Genelkurmay Başkanı
Geride kıymetli emanetler bırakılmamıştır.
diyemez, vatan toprağından daha kıymetli bir emanet yoktur.
Dolayısıyla, bu konuda siyasi Hükûmetin verdiği bir kararı
Genelkurmay Başkanlığının, bu şekilde, siyasi
iradenin kararları dışına çıkarak, daha doğrusu,
onun yerine geçerek böyle bir savunma yapması kabul edilebilir
değildir. Başbakan vardır, kime bağlıysa
açıklamayı o yapar, talimat neyse onu söyler. Kalkıp orada
Geride emanet bırakılmamıştır, şöyle yapılmıştır,
böyle yapılmıştır. Çıkacak, diyecek ki: Bana verilen
talimat böyle. Sonra, kalkıp diyecek ki: Efendim, bu fikirleri kendisine
ve partisinin siyasi fikirlerine yakıştıramadım. Sen kim
oluyorsun da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla)
bizim fikirlerimizi nereye
yakıştırıyorsun?
BÜLENT TURAN (İstanbul) Hani devlet adabı?
OKTAY VURAL (Devamla) Böylesine birisinin siyasete bu
kadar açıkçası dil uzatması, aynı zamanda, AKP Hükûmetinin
bürokratik bir oligarşiyle vesayet rejimi içerisinde hareket ettiğini
ve sivilleşmeden ziyade
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Tam
bu kanunun ruhuna göre konuşuyorsun.
OKTAY VURAL (Devamla)
otoriterleşme eğilimi
içerisinde olduğunu açık ve net bir şekilde ortaya
koymaktadır.
Bu konuda Başbakanın da
Cumhurbaşkanının da Genelkurmay Başkanının da
sorumluluğu varsa o sorumluluğunun hesabını bu milletimiz
her yerde sorar. Bu amaçla söylemiştir.
Devlet işlerinde bir kaos değil, aksine, vatana
sahip çıkma iradesinde kararlı olduğumuzu ifade etmek için
ortaya konmuş bir kararlılık ifadesidir. Bunu bu şekilde
anlamak lazım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim Sayın
Vural.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
32nci maddenin oylamasının açık oylama
şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır. İstem
sahibi sayın milletvekillerinin adlarını tespit edeceğim.
Haydar Akar, Kocaeli? Burada.
Mahmut Tanal, İstanbul? Burada.
Ömer Süha Aldan, Muğla?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Tekabül
ediyorum.
BAŞKAN Tekabül edildi.
Musa Çam, İzmir? Burada.
Vahap Seçer, Mersin?
ERDAL AKSÜNGER (İzmir) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Tekabül edildi
Ali Haydar Öner, Isparta? Burada.
Refik Eryılmaz, Hatay?
İHSAN ÖZKES (İstanbul) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN Tekabül edildi.
Ali Rıza Öztürk, Mersin? Burada.
Orhan Düzgün, Tokat? Burada.
Mehmet Hilal Kaplan, Kocaeli? Burada.
Melda Onur, İstanbul? Burada.
İzzet Çetin, Ankara? Burada.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Tekabül ediyorum.
BAŞKAN - Binnaz Toprak, İstanbul? Burada.
Mevlüt Dudu, Hatay? Burada.
Celal Dinçer, İstanbul? Burada.
Sena Kaleli, Bursa? Burada.
Aykan Erdemir, Bursa? Burada.
Lütfi Baydar, Aydın? Burada.
Turhan Tayan, Bursa?
MEHMET VOLKAN CANALİOĞLU (Trabzon) Tekabül
ediyorum.
BAŞKAN Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 32nci maddenin açık oylama sonucu:
Oy sayısı : 215
Kabul : 203
Ret : 12(x)
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Muhammet Rıza Yalçınkaya Dilek Yüksel
Bartın Tokat
Böylece, 32nci madde kabul edilmiştir.
Yeni madde ihdasına dair iki önerge vardır,
ayrı ayrı okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun 32. Maddesinden sonra aşağıdaki
maddenin eklenmesi ve madde numaralarının buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Celal Dinçer Mahmut
Tanal Musa
Çam
İstanbul İstanbul İzmir
Mehmet
Volkan Canalioğlu Haydar
Akar
Trabzon Kocaeli
MADDE 33- 3201
Sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 34-
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın 3201 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 27- 01/01/2015 tarihi
itibarıyla, Birinci Sınıf Emniyet Müdürü rütbesini ihraz
edenlerden Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu
Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, Özel Güvenlik Denetleme
Başkanı, Birinci Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı,
İl Emniyet Müdürü, Emniyet Müşaviri, Polis Moral Eğitim Merkezi
Müdürü, Akademi Başkan Yardımcısı, Polis Amirleri Eğitimi
Merkezi Müdürü, Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı,
Teftiş Kurulu Grup Amiri, Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürü, Polis Meslek
Eğitim Merkezi Müdürü ve Polis Eğitim Merkezi Müdürü
kadrolarında bulunanlar dışında kalanlar ile 01/01/2015
tarihi itibarıyla İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sınıf Emniyet
Müdürü rütbesini ihraz edenlerden emeklilik veya yaşlılık
aylığı bağlanabilmesi için gerekli şartları haiz
olanlar; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay
içerisinde Yüksek Değerlendirme Kurulunun teklifi ve İçişleri
Bakanının onayı ile resen emekliye sevk edilebilir. Bu
şekilde emekliye sevk edilenler hakkında da 55 inci maddenin yirmi
birinci fıkrası hükümleri uygulanır." şeklindeki 32 nci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini
ve diğer maddelerin buna göre
FARUK BAL (Konya) Geri çekiyoruz
BAŞKAN Önerge geri çekilmiştir.
33üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte 684 Sıra Sayılı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 28- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş yıl içinde
disiplin kurullarınca meslekten veya Devlet memurluğundan
çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği halde 657
sayılı Kanunun 127 nci maddesine göre ceza verme yetkisi
zamanaşımına uğradığı için
cezalandırılamayan emniyet teşkilatı mensupları, bir
ay içinde kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere İçişleri
Bakanlığı tarafından Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir.
Bu personelin, Devlet Personel
Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun değişik 22
nci maddesinin ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında
belirtilen esas ve usuller çerçevesinde diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına, Devlet Personel Başkanlığına
bildirim tarihinden itibaren kırk beş gün içinde atama teklifleri
yapılır. Bunlardan müdür ve üstü kadrolarda olanlar
araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerleri ise Devlet
Personel Başkanlığınca tespit edilen kadrolara
atanırlar. Personel nakledildiği kurumda göreve
başlayıncaya kadar eski kurumunda çalışmaya devam eder ve
bu personelin her türlü mali ve sosyal hakları
çalıştıkları kurum tarafından
karşılanır.
Bu madde kapsamında yer alan personele ilişkin
kadrolar; atama teklifi gerçekleştirilen kamu kurum ve
kuruluşları tarafından ilgililere ilişkin atama
onaylarının alındığı tarih itibarıyla
diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir
işleme gerek kalmaksızın ihdas, tahsis ve vize edilmiş
sayılır. İhdas edilmiş sayılan memur kadroları,
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş
sayılır. Atama işlemi yapılan personele ilişkin
bilgiler ve bu bilgilerdeki değişiklikler, en geç on beş gün
içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir."'
şeklindeki 33üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Mehmet Şandır Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Mersin Osmaniye
Kemalettin Yılmaz Ruhsar Demirel Faruk Bal
Afyonkarahisar Eskişehir Konya
MADDE 33- 3201
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 28- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş
yıl içinde disiplin kurullarınca meslekten veya Devlet
memurluğundan çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği
hâlde 657 sayılı Kanunun 127 nci maddesine göre ceza verme yetkisi
zamanaşımına uğradığı için
cezalandırılmayan emniyet teşkilatı mensuplarıyla
ilgili ceza verme yetkisini zamanaşımına uğratanlara bu
maddenin yürürlüğünden itibaren 3 ay içerisinde bu kanundaki usullere göre
disiplin soruşturma açılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun, "3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 28- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş yıl içinde
disiplin kurullarınca meslekten veya Devlet memurluğundan
çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği hâlde 657
sayılı Kanunun 127 nci maddesine göre ceza verme yetkisi
zamanaşımına uğradığı için
cezalandırılamayan emniyet teşkilatı mensupları, bir
ay içinde kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere
İçişleri Bakanlığı tarafından Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir.
Bu personelin, Devlet Personel
Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesinin
ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında
belirtilen esas ve usuller çerçevesinde diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına, Devlet Personel Başkanlığına
bildirim tarihinden itibaren kırk beş gün içinde atama teklifleri
yapılır. Bunlardan müdür ve üstü kadrolarda olanlar
araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerleri ise Devlet
Personel Başkanlığınca tespit edilen kadrolara
atanırlar. Personel nakledildiği kurumda göreve
başlayıncaya kadar eski kurumunda çalışmaya devam eder ve
bu personelin her türlü mali ve sosyal hakları
çalıştıkları kurum tarafından
karşılanır.
Bu madde kapsamında yer alan personele ilişkin
kadrolar; atama teklifi gerçekleştirilen kamu kurum ve
kuruluşları tarafından ilgililere ilişkin atama
onaylarının alındığı tarih itibarıyla
diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir
işleme gerek kalmaksızın ihdas, tahsis ve vize edilmiş
sayılır. İhdas edilmiş sayılan memur kadroları,
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş
sayılır. Atama işlemi yapılan personele ilişkin
bilgiler ve bu bilgilerdeki değişiklikler, en geç on beş gün
içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir."
şeklindeki 33. Maddenin Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
" Ali
Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Celal
Dinçer Ali
Rıza Öztürk
Çanakkale İstanbul Mersin
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesidir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair -TORBA- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 30 uncu maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Abdullah Levent Tüzel Erol Dora Hüsamettin
Zenderlioğlu
İstanbul Mardin Bitlis
Demir Çelik Adil Zozani
Muş Hakkâri
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI EFKAN ALA
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Adil Zozani,
Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın Zozani. (HDP sıralarından
alkışlar)
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarımız,
şu saat itibarıyla 133 saattir biz bu torbayı konuşuyoruz.
Ortalama dört saatte bir madde geçmiş, 33üncü maddedeyiz. Bu kadar zaman
kaybı yaşanıyor burada.
Şimdi, bu kadar keskin muhalefet etmemizin bir
gerekçesi olsa gerek. Belki şu saate kadar Meclisteki kargaşa
durumundan kaynaklı olarak HDP Grubu bu pakette neye itiraz ediyor
noktası sizler açısından muallak olabilir. İfade
edeceğim bir iki dakika içerisinde, HDP neye muhalefet ediyor, bunu ifade
etmeye çalışacağım size.
Bu paketin 1inci maddesi keyfî üst aramayla ilgili bir
madde. HDP bu maddeye karşı çıkıyor. Bu paketin 3üncü
maddesi polise ifade alma yetkisi
Polis gelecek, evinde seni gözaltına
alacak, orada ifadeni alacak, zapta geçirecek ve o ifade geçerli ifade
sayılacak, HDP buna karşı çıkıyor.
Üç: 4üncü maddesi öldürme yetkisi veriyor polise. HDP
böyle bir yetkinin verilemeyeceğini söylüyor, verilmemesi gerektiğini
söylüyor; itiraz ediyoruz.
Bu paketin 5inci maddesi doğrudan gözaltı yetkisi.
Bu yetkinin verilmemesi gerektiğini söylüyor.
HDP bu paketin 7nci maddesinde molotofa karşı
getirilmek istenen cezai müeyyideye karşı çıkıyor, daha
doğrusu molotofla ilgili düzenlemeye karşı çıkıyor.(X)
Sayın Bakan bir televizyon programında dedi ki:
İngilterede, efendim, 3 PKKli militan molotofla yakalandı, on dört
yıl ceza aldı. Sayın Bakan açıklamasını verdi.
Ya, Sayın Bakan, molotofla ilgili, molotofa verilen cezalarla ilgili
olarak ta Londraya kadar gitmenize gerek yok; Ankaradaki dosyalara
bakın, yirmi sekiz yıl ceza verilmiş. İhtiyaç yok ki.
Ayrıca, Yargıtay molotofu silah saymış mı, ateşli
silah saymış mı? Saymış. Niye bu düzenlemeyi
getiriyorsunuz? HDP bunu sorguluyor.
Dört: İnsanların ekonomik
varlıklarına el koyma düzenlemesine HDP karşı
çıkıyor, paketin 9uncu maddesinde var.
Kıyafet yasağına HDP karşı
çıkıyor, paketin 10uncu maddesinde var. Yöresel kıyafetleriyle
Nevroza katılan insanları, polis, keyfî muamele yaparak
gözaltına alabilecektir. HDP buna karşı çıkıyor.
HDP bu paketin 13, 15 ve 16ncı maddelerindeki,
valilere tanınan yetkilere karşı çıkıyor. Bu
yetkilerle değil vali, kral olunur. HDP bu yetkilerin valilere
verilemeyeceğini söylüyor. Üstüne üstlük, İl Özel İdaresi
Kanununda valilere kentte sokağa çıkma yasağını ilan
etmek dâhil her türlü yetki veriliyor iken bu pakette ekstra yetkiler
veriliyor. Sadece bu yıl içerisinde, geçtiğimiz dört beş ay
içerisinde valiler bu ülkenin kaç ilinde sokağa çıkma
yasağı ilan ettiler? Uygulamasını yaşadık. Ekstra
ne yetki vereceksiniz Allah aşkına, anlamış değiliz.
HDP, bu paketin 14üncü maddesinde ifade
özgürlüğünün önüne çıkarılan engellere karşı
çıkıyor, bu nedenle direnç gösteriyoruz. Bu nedenle Bu paketin bu
hâliyle bu Parlamentodan geçmemesi gerekiyor. diyoruz. Emin olun, böylesi
yasal düzenlemelerle herkes Türkiyede iktidar olmak ister. Siz yarın öbür
gün bu yasal düzenlemeler yürürlükteyken muhalefete düşün de sizin
hâlinizi görelim diyoruz. Muhalefete düşün ki hâlinizi görelim. Yani,
sürekli iktidarda olmazsınız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla)
demokrasi size de
lazım, onu söylüyoruz. Demokrasi öyle bir erdemdir ki, size zarar vermeye
çalışanların da hukukunu koruyabiliyor iseniz, sizi
eleştirenlerin de hukukunu koruyabiliyor iseniz demokrasi vardır,
demokratsınız. Ama şu anda bu Parlamentoda intikam
yasaları, öç alma yasaları çıkarılıyor. Bu doğru
bir yöntem değildir. Bizim direncimiz bunadır, bunun için itiraz ediyoruz.
Bakın, sakin bir edayla itirazlarımızı üç dakika, dört
dakika içerisinde sizinle paylaştık. Göreceğiz,
karşılığını göreceğiz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Zozani.
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
reddedildi efendim.
Şimdi,
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"3201 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 28- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş yıl içinde
disiplin kurullarınca meslekten veya Devlet memurluğundan
çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği hâlde 657
sayılı Kanunun 127 nci maddesine göre ceza verme yetkisi
zamanaşımına uğradığı için
cezalandırılamayan emniyet teşkilatı mensupları, bir
ay içinde kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere İçişleri
Bakanlığı tarafından Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir.
Bu personelin, Devlet Personel
Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22 nci maddesinin
ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında
belirtilen esas ve usuller çerçevesinde diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına, Devlet Personel Başkanlığına
bildirim tarihinden itibaren kırk beş gün içinde atama teklifleri
yapılır. Bunlardan müdür ve üstü kadrolarda olanlar
araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerleri ise Devlet
Personel Başkanlığınca tespit edilen kadrolara atanırlar.
Personel nakledildiği kurumda göreve başlayıncaya kadar eski
kurumunda çalışmaya devam eder ve bu personelin her türlü mali ve
sosyal hakları çalıştıkları kurum tarafından
karşılanır.
Bu madde kapsamında yer alan personele ilişkin
kadrolar; atama teklifi gerçekleştirilen kamu kurum ve
kuruluşları tarafından ilgililere ilişkin atama
onaylarının alındığı tarih itibarıyla
diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka
bir işleme gerek kalmaksızın ihdas, tahsis ve vize edilmiş
sayılır. İhdas edilmiş sayılan memur kadroları,
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş
sayılır. Atama işlemi yapılan personele ilişkin
bilgiler ve bu bilgilerdeki değişiklikler, en geç on beş gün
içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir."
şeklindeki 33. Maddenin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI EFKAN ALA Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın
Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bir tane daha ucube bir maddeyle karşı
karşıyayız. Yani hilkat garibesi bu madde.
Şimdi, geçici madde 28inci madde, 33üncü madde bu. Şimdi Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş yıl içinde
disiplin kurullarınca meslekten veya devlet memurluğundan
çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği hâlde, 657
sayılı Kanunun 127nci maddesine göre ceza verme yetkisi zaman
aşımına uğradığı için
cezalandırılamayan emniyet teşkilatı mensupları, bir
ay içinde kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere
İçişleri Bakanlığı tarafından Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir. Bu, bir kere zaman
aşımının yasaya konulma amacına aykırı.
İnsanların, işledikleri bir suçtan dolayı ya da borçlu
oldukları borcundan dolayı ömür boyu takip edilme korkusuyla
yaşayacak hâlleri yok. Zaman aşımının yasaya
konulmasının bir amacı var. Yani bu amaç buraya konulurken Efkan
Alanın keyfine göre konulmadı ki.
İkincisi,
geriye doğru beş yıl, yani kanunu geriye yürütüyorsunuz.
İşinize gelmeyen ne kadar polis memuru varsa, dün kahraman ilan
ettiğiniz polislerin hepsini temizlemek istiyorsunuz. Bunları
yaparken de Parlamentodaki çoğunluğunuza güvenerek yasa
çıkartıyorsunuz; tıpkı Yargıtay Yasasında
olduğu gibi, orada da yapıldı bunlar. Allah aşkına,
kanunsuzluklarla mücadele edecekseniz kanun içinde mücadele edin. Yani siz,
kafanıza taktığınız insanlardan, her ne suretle olursa
olsun, Cumhurbaşkanının söylediği gibi, şöyle ya da
böyle, onlardan hesap sormak için elinizden ne gelirse yapıyorsunuz; kanun
manun yok, hukuk zaten yok.
Şimdi,
bunlara ceza verilmesi gerektiğini nereden biliyorsunuz? Yani
müfettiş bir soruşturma başlatmış,
soruşturmanın bir yıl içeresinde, en geç iki yıl içerisinde
bitirilmesi lazım. Disiplin Kurulu
toplanmamış, ceza vermemiş. Belki adam, müfettiş
isteyebilir, bunun meslekten tecziye, ihraç edilmesi gerektiğine talepte
bulunabilir. Müfettişlerin dediğiyle zaten iş olsaydı,
bugün mahkemelere iş kalmazdı. Bugüne kadar Türkiyede -ilan
ediyorum- bu müfettişlerin verdiği her rapor mahkemeler
tarafından kabul edilmemiştir çünkü müfettişler yürütmedeki
amirinden, memurundan aldığı talimatlara göre rapor
yazıyor. Şimdi, kalkıyorsunuz, diyorsunuz ki: Tecziye edilmesi
gerektir. Disiplin Kurulu toplasaydı, belki de bu adamlar o cezayı
almayacaklardı, beraat edeceklerdi.
Sonra burada bir de 4046 sayılı
Özelleştirme Kanununu yani özelleştirilecek kurumlardaki personel
rejimini alıp gelip emniyete uygulamaya kalkıyorsunuz. İnsaf
vallahi. Bu tam bir hukuk ucubesidir, garabetidir.
Bu maddeyi kabul etmek mümkün değildir. Bunun bu
madde metninden çıkarılması lazım. İntikam, kin ve
nefret duygularından arınmanız lazım. Dün bunlar sizin
ortaklarınızdı, yol arkadaşlarınızdı.
Yarın da ne olacağı belli olmaz, belki yol arkadaşı
olursunuz.
Hepinize çok teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ENGİN ALTAY (Sinop) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Akar, Sayın Öztürk, Sayın Onur,
Sayın Çetin, Sayın Altay, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Öner, Sayın Öğüt, Sayın Erdemir, Sayın Tanal, Sayın
Canalioğlu, Sayın Aksünger, Sayın Kaplan, Sayın Türeli,
Sayın Çam, Sayın Düzgün, Sayın Toprak, Sayın Kaleli,
Sayın Danışoğlu, Sayın Özkes.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
XI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana
Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte 684 Sıra Sayılı Polis
Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"3201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 28- Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş yıl içinde
disiplin kurullarınca meslekten veya Devlet memurluğundan
çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği halde 657
sayılı Kanunun 127 nci maddesine göre ceza verme yetkisi
zamanaşımına uğradığı için
cezalandırılamayan emniyet teşkilatı mensupları, bir
ay içinde kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere
İçişleri Bakanlığı tarafından Devlet Personel
Başkanlığına bildirilir.
Bu personelin, Devlet Personel
Başkanlığınca 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun değişik 22
nci maddesinin ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı fıkralarında
belirtilen esas ve usuller çerçevesinde diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına, Devlet Personel Başkanlığına
bildirim tarihinden itibaren kırk beş gün içinde atama teklifleri
yapılır. Bunlardan müdür ve üstü kadrolarda olanlar
araştırmacı unvanlı kadrolara, diğerleri ise Devlet
Personel Başkanlığınca tespit edilen kadrolara
atanırlar. Personel nakledildiği kurumda göreve
başlayıncaya kadar eski kurumunda çalışmaya devam eder ve
bu personelin her türlü mali ve sosyal hakları
çalıştıkları kurum tarafından
karşılanır.
Bu madde kapsamında yer alan personele ilişkin
kadrolar; atama teklifi gerçekleştirilen kamu kurum ve
kuruluşları tarafından ilgililere ilişkin atama
onaylarının alındığı tarih itibarıyla
diğer kanunlardaki hükümlere bakılmaksızın ve başka
bir işleme gerek kalmaksızın ihdas, tahsis ve vize edilmiş
sayılır. İhdas edilmiş sayılan memur kadroları,
13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye ekli cetvellerin ilgili bölümüne eklenmiş
sayılır. Atama işlemi yapılan personele ilişkin
bilgiler ve bu bilgilerdeki değişiklikler, en geç on beş gün
içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir."'
şeklindeki 33üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
MADDE 33- 3201
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 28- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki son beş
yıl içinde disiplin kurullarınca meslekten veya Devlet
memurluğundan çıkarma cezasıyla tecziye edilmesi gerektiği
hâlde 657 sayılı Kanunun 127 nci maddesine göre ceza verme yetkisi
zamanaşımına uğradığı için
cezalandırılmayan emniyet teşkilatı mensuplarıyla
ilgili ceza verme yetkisini zamanaşımına uğratanlara bu
maddenin yürürlüğünden itibaren 3 ay içerisinde bu kanundaki usullere göre
disiplin soruşturma açılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ BAKANI
EFKAN ALA Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Faruk Bal, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Bal. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu akşam Türk milletine gurur
duyacağımız bir başarıyı kazandıran
Beşiktaş Kulübümüzü tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Bu
alkışları konuşmanın sonuna yazın bakalım!
FARUK BAL (Devamla) Başta Fikret
Orman olmak üzere teknik ekibe ve üstün bir başarı gösteren
futbolculara, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak tebriklerimizi, takdirlerimizi
sunuyorum.
Tabii, bu başarıda
Çarşı grubunun da çok önemli bir katkısı olmuştur. (AK
PARTİ sıralarından Yok. sesleri) Söyleyeceğimi tahmin
ediyorsunuz galiba. Ben o zaman yani ironi yapmadan doğrudan söyleyeyim.
Çarşı grubu, malum, darbe suçlamasıyla yargılanan bir
taraftar grubu. Çarşı grubu bugün değerli katkısıyla
Arsenala da bir darbe yaptı. (AK PARTİ sıralarından
Liverpool sesleri) Umarım, İngiliz Kraliyet
Başsavcılığı, Çarşı grubunun bu İngiliz
takımına yaptığı darbeden haberdar olursa Türkiyedeki
yargı sistemini içtihadi bir yol olarak alır, Çarşıya
karşı bir dava da onlar açar diye düşünüyorum.
MELDA ONUR (İstanbul)
Çarşı, darbeye de karşı Hocam!
FARUK BAL (Devamla) Aman, aman kimseye
söylemeyin bunu!
İHSAN ŞENER (Ordu) Arsenal
değil, Liverpool, Liverpool.
FARUK BAL
(Devamla) Değerli arkadaşlarım, görüştüğümüz bu
maddede de üç tane darbe var. Lütfen, akli, mantıki ve hukuki
melekelerinize hitap ediyorum. Bu maddede birinci darbe, hukukun temel
prensibine darbedir. İkinci darbe, özelleştirme
kavramıyla bürokrasinin yok edilmesi darbesidir. Üçüncü darbe ise yasama
organı eliyle yürütmenin işlerinin yapılması darbesidir.
Yani şudur: Miadı dolmuş bazı operasyonlarda kullandığınız
polis memurlarından disiplin cezası işlemiş olanların,
geçmişe yönelik olarak beş yıl içerisinde zaman
aşımına uğramış olan disiplin
suçlarını, müflis tüccar gibi tekrar ele alıyorsunuz, bunlara
yeni bir ceza veriyorsunuz, yeni bir yaptırım uyguluyorsunuz. Bu,
makabline şamil kanun çıkarılamaz şeklindeki hukukun
temel prensiplerine aykırıdır. Bu, tartışılmaz.
İşlendiği zaman suç olmayan veya suçtan kurtulmayı
sağlayan bir hüküm varsa, daha sonra yapılacak kanuni düzenlemelerle,
o, suç hâline getirilemez, yeniden yargılama hâline döndürülemez. Bu, hukukun
temel prensibine aykırıdır.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Savaş dönemlerinde
bile olmuyor.
FARUK BAL (Devamla) Savaş hâlinde bile uygulanamaz.
İkinci darbe: Bu personeli alıyorsunuz. Bunlar kim? Sizin
birtakım operasyonlarda, suikastlarda, suikast iddialarıyla veya
siyasi operasyonlarda suç isnadında kullandığınız
emniyet personeli. Bunlara bir Haşhaşi tabiri verdiniz,
miatları dolduğu için bunları şimdi çöpe atıyorsunuz.
Çöp de Devlet Personel Başkanlığı. Oraya hangi hükme göre
atıyorsunuz? Özelleştirme hükmüne göre. Neyi
özelleştiriyorsunuz? Polis teşkilatını. Buradaki
özelleştirme tanımı da çok basittir. Polisi
AKPlileştirebilmek için kadroları boşaltıyorsunuz. Bu da
bir darbedir değerli arkadaşlar, bu da bir darbedir. Bu darbeye maruz
olanlara sorun, ne kadar mazlum ne kadar mağdur olduklarını
onlar size anlatsınlar.
Üçüncü darbe ise, yasama meclisi kanun yapar, yürütme de
bunu uygular. Bakın, siz bu kanunda ne diyorsunuz? Başka kanundaki
hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme hacet
kalmaksızın ihdas, tahsis ve vize işlemleri
yapılmış sayılır. Bunları kim yapacak
kardeşim? Bunları Maliye yapacak, devletin bürokrasisi yapacak.
Bunları Meclis yapar mı? İşte, bu, yürütme gücüne
karşı bir darbedir. Dolayısıyla bu kanunun deve misali
-demişler ki Boynun eğri. Cevap vermiş: Benim nerem
doğru? diye- hiçbir tarafı doğru değil.
Gecenin bu saatinde -sanıyorum bu son madde- gelin,
aklıselim hâkim olsun. Böyle yüzlerce, binlerce yıl önce
insanlığın çatışarak, çarpışarak elde
etmiş olduğu ve hukukun temel prensibi dediğimiz kavramları
ortadan çıkaracak şekilde bir yasayı Türkiye Büyük Millet
Meclisinin alnına kara bir leke olarak sürmeyin. Bu, bir kara lekedir. Bu
kara leke elbette ki Meclisin alnında olmayacaktır, elbette ki AKP
milletvekillerinin alnında olacaktır ve gelecekte bunun hesabı
sizden sorulacaktır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.36
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 02.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Dilek YÜKSEL (Tokat), Muhammet
Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin
Korunması ve Geliştirilmesi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
6.-
Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve
Geliştirilmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/292) (S. Sayısı: 54)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan
sonra da komisyonların bulunamayacağı anlaşıldığından,
alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 27 Şubat 2015 Cuma günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 02.38
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifadeler 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 323üncü sayfasında yer almaktadır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifadeler 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 166ncı sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 418inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağının 316ncı sayfasında yer almaktadır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin
ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü
Birleşim Tutanağı'nın 465inci sayfasında yer almaktadır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64. Birleşim Tutanağının 171inci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmelere ilişkin ifadeler 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 444üncü sayfasında yer almaktadır.
(*) Bu konuşmaya ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 225inci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 469uncu sayfasında yer almıştır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 84üncü sayfasında yer almaktadır.
(X) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 2/3/2015 tarihli 67nci Birleşim Tutanağının 350nci sayfasındaki Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(X) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 23/2/2015 tarihli 62nci Birleşim Tutanağının 185inci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 106ncı sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 2/3/2015 tarihli 67nci Birleşim Tutanağının 416ncı sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 334üncü sayfasında yer almıştır.
(x) Bu
düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim
Tutanağının 198inci sayfasında yer
almıştır.
(X) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 367nci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu
düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim
Tutanağının 186ncı sayfasında yer
almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 26/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 439uncu sayfasında yer almıştır.
(x) 684 S. Sayılı Basmayazı 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 2/3/2015 tarihli 67nci Birleşim Tutanağının 420nci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 2/3/2015 tarihli 67nci Birleşim Tutanağının 408inci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 25/2/2015 tarihli 64üncü Birleşim Tutanağının 127nci sayfasında yer almaktadır.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Bu açıklamaya ilişkin açık oylamanın sonucu bu Birleşim Tutanağının 408inci sayfasında yer almaktadır.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(X) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 2/3/2015 tarihli 67nci Birleşim Tutanağının 412nci sayfasında Geçen Tutanak Hakkında Konuşmalar bölümünde yer almıştır.