TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
74üncü
Birleşim
11
Mart 2015 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın, üniversitelerdeki terör saldırılarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün'ün, Türkiyede adalete ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Metin Külünk'ün, Avrupada yükselen ırkçılık ve
İslamofobi ile Avusturya İslam yasasına ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Meral Akşener'in, hatip kürsüsünden artan
suların israf edilmemesi yönünde birden fazla kişi tarafından
arandığı ve bu suların değerlendirilmesine
ilişkin konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın, Berkin Elvanın ölüm yıl
dönümüne ve Millî Eğitim Bakanlığındaki
kadrolaşmanın sınır tanımadığına
ilişkin açıklaması
2.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz'ın, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığındaki kadrolaşma nedeniyle
işlerin aksadığına ilişkin açıklaması
3.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, şube yöneticileri ile okul müdürlerinin görevden
alınmalarıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararlarının
uygulanması konusunda Millî Eğitim Bakanlığını
göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
4.- Isparta Milletvekili S.
Nevzat Korkmaz'ın, AKPnin yanlış ekonomi politikaları ve
Cumhurbaşkanının yersiz demeçleriyle doların 2,60 TLnin
üzerine çıktığına ve başta Cumhurbaşkanı
olmak üzere Hükûmet yetkililerinin ekonomiyi bilenlere bırakmaları
gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Anayasayı çiğneyen Cumhurbaşkanı,
siyasileştirilmiş MİT, AKPlileştirilmiş yargı ve
AKPnin kolluk kuvveti hâline getirilmiş emniyetiyle Türkiyenin resmen
polis devletine dönüştürüldüğüne ilişkin açıklaması
6.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz'ın, Kadınlar Birinci Liginde mücadele eden
Adana İdmanyurduna 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde yapılan
saldırının sorumlularının bulunması
gerektiğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisini şahsa özel yasa
çıkarmaktan ziyade milletin dertlerine çözüm bulabilecek yasama faaliyetlerinde
bulunmaya davet ettiğine ilişkin açıklaması
7.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan'ın, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ve
Dilovasında yeni bir çevre katliamı yapıldığına
ilişkin açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in, Berkin Elvanın ölüm yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
9.- Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün, Tarsus ile Hatay arasındaki arıcıların
mağduriyetlerinin giderilmesi için direkt ve elden destek
sağlanması konusunda Hükûmeti duyarlı olmaya davet ettiğine
ilişkin açıklaması
10.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
11.- Ankara Milletvekili
Haluk Özdalga'nın, AKPnin dış siyasetinin ucuz ve
sağlıksız bir zihniyet üzerine kurulu olduğuna ilişkin
açıklaması
12.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay'ın, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
13.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, Halkların Demokratik Partisi olarak,
Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
14.- Diyarbakır
Milletvekili Mine Lök Beyaz'ın, HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
15.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Hakan Fidanın tekrar MİT
Müsteşarlığına atanmasının kanunsuz bir uygulama
olduğuna ilişkin açıklaması
16.- Tekirdağ
Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut'un, İzmir Milletvekili Aytun
Çırayın 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 58inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
17.- Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani'nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral
Akşenerin 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 59uncu maddesiyle ilgili önergenin oylaması
sırasında İç Tüzükün 57nci maddesine göre işlem
yapmasının doğru olmadığına ilişkin açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan ve 21 milletvekilinin, antidepresan ilaçların
temini ve kullanımındaki artışın
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1248)
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 19 milletvekilinin, kolluk
güçlerinin işkence ve kötü muamele uygulamasına neden göz
yumulduğunun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1249)
3.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel ve 19 milletvekilinin, çocukları
çalışmaya iten nedenler ile çalışan çocukların maruz
kaldığı istismar, iş kazaları ve
bağlantılı hastalıkların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1250)
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR
1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, 10/3/2015 tarihli 73üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in, 10/3/2015 tarihli 73üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
3.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, 10/3/2015 tarihli 73üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından,
kadın işsizliğinin nedenlerinin
araştırılması amacıyla 17/12/2012 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, 13/1/2015
tarihinde Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve arkadaşları tarafından,
emeklilerin sorunlarının araştırılması; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve arkadaşları tarafından,
ülkemizdeki sayıları 9 milyonu bulan emeklilerimizin içinde
bulundukları sıkıntıların
araştırılması, taban aylıklarının
eşitlenmesi, maaş farklılıklarının giderilmesi ve
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla (10/148)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 11 Mart
2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Çorum
Milletvekili Tufan Köse ve 19 milletvekili tarafından, Çorum ilinin turizm
alanındaki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin, Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyazın HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına satışması nedeniyle konuşması
2.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyazın HDP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, Ankara Milletvekili Levent Gökün usul
görüşmesiyle ilgili konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
4.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
5.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında HDP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
7.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
8.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
9.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
10.- Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani'nin, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
11.- Çorum Milletvekili Salim
Uslu'nun, Çorum Milletvekili Tufan Kösenin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
12.- Çorum Milletvekili Tufan
Köse'nin, Çorum Milletvekili Salim Uslunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
13.- Çorum Milletvekili Tufan
Köse'nin, Çorum Milletvekili Cahit Bağcının CHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
14.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
58inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında CHP eski Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
15.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ eski Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
16.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, İzmir Milletvekili Aytun
Çırayın 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 58inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
17.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
18.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 59uncu maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
19.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ'ın, Ertuğrul Kürkcünün 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 59uncu maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
XI.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Meral Akşenerin HDP grup önerisinin görüşmeleri
sırasında konuşan hatibi uyarmamasıyla ilgili tutumunun
İç Tüzükün 66ncı maddesine uygun olup olmadığı
hakkında
XII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık
Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Anayasa Komisyonunda
açık bulunan üyeliğe seçim
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Ceza İnfaz
Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
4.- Askeri Hakimler Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı:
685)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684)
6.- Konya Milletvekili Kerim
Özkul ve Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 45 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (2/2616) (S.
Sayısı: 688)
XIV.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bakanlığın akreditasyon
uyguladığı basın organlarına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/58707)
2.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in, Zonguldak'ta redevans süresi dolan bir
maden işletmesinde çalışan işçilerin durumuna ilişkin
sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/58709)
3.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, İran'a yapılan yiyecek, ilaç ve tıbbi
malzeme ihracatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/58711)
4.- Antalya Milletvekili
Yıldıray Sapan'ın, güneş enerjisinden elektrik üretimine ve
bu kapsamda yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/58716)
5.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, 2011-2014 yılları arasında yolsuzluk
nedeniyle soruşturma veya dava açılan üst düzey bürokratlar ile
görevden alınan personele ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/58717)
6.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğüt'ün, BOTAŞ'a açılan davalara ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/58953)
7.- Ankara Milletvekili Zühal
Topcu'nun, 2012-2014 yılları arasında Bakanlık ile bağlı
kurum ve kuruluşlar tarafından yürütülen destek ve hibe
programları çerçevesinde desteklenen projelere ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/58956)
8.- İzmir Milletvekili
Rahmi Aşkın Türeli'nin, enerji santrallerine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/58962)
9.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, doğal gaz fiyatlarında indirim yapılmasına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/58963)
10.- Balıkesir
Milletvekili Ayşe Nedret Akova'nın, Giresun SEKA Aksu Kağıt
Fabrikasının özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/60079)
11.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan'ın, Mersin Limanı'nda yaşanan çeşitli
sorunlara ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin
Caniklinin cevabı (7/60183)
12.- İstanbul
Milletvekili D. Ali Torlak'ın, 2014 yılında başlatılan
kamu yatırımlarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/60594)
11 Mart 2015
Çarşamba
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 74üncü Birleşimini açıyorum.
Teknik bir
arızadan dolayı birleşime yirmi dakika ara vermek zorundayım,
sistem düzeltildikten sonra tekrar başlayacağız. Aç kapa yapmak
zorundayım.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.04
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.26
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN -
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce, üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, üniversitelerdeki terör saldırıları
hakkında söz isteyen, Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçaya aittir.
Buyurunuz
Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçay'ın, üniversitelerdeki terör saldırılarına
ilişkin gündem dışı konuşması
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
üniversitelerde son günlerde artan terör saldırıları
hakkında gündem dışı söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 20 Şubat 2015 Cuma günü, İzmirde, Ege Üniversitesi
kampüsünde, Edebiyat Fakültesi tarih bölümü öğrencisi, ülkücü
kardeşimiz Fırat Yılmaz Çakıroğlu, PKKlı
teröristlerce saldırıya uğrayarak şehit edilmiştir.
Fırat Yılmaz Çakıroğluna Allahtan rahmet diliyorum;
ailesine, arkadaşlarına ve camiamıza sabırlar diliyorum.
Olay, bölücü terör
örgütü PKKnın açık bir saldırısıdır. Bu olay,
bizde, terör örgütü ile iktidar emrindeki bazı güvenlik ve istihbarat
teşkilatlarında bazı melun grupların ortaklaşa iş
birliğiyle hazırlanan bir ortam ve tezgâh olduğu şüphesini
kuvvetli şekilde uyandırmaktadır. Bu komplolar, geçmişte
olduğu gibi somuttur ve örnekleri de vardır.
Bu
kumpasların amacı, ülkücüleri sokak kavgasının içine
çekmektir. AKPnin açılım politikası yüzünden dağdaki
terörist şimdi şehirlerde ve üniversitelerde terör estirmektedir. AKP
iktidarı, PKKnın bu faaliyetlerine göz yummaktadır.
Fırat kardeşimiz, Ege Üniversitesi
Rektörlüğüne bir dilekçe yazarak, çoğu üniversite öğrencisi
olmayan PKKlıların üniversiteye gelerek kendilerini tehdit
ettiğini dile getirmiş ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını
istemiştir. Fırat kardeşimizin bu dilekçesini dikkate almayan ve
üniversitede güvenliği sağlamayan rektör, hangi yüzle hâlâ
koltuğunda oturmaktadır? Rektörün sorumluluğu yok mudur? Fakülte
koridorları Kandil mağarası hâline getirilirken Edebiyat Fakültesi
Dekanının hiç mi sorumluluğu yoktur? PKKnın açık
tehditlerine karşı Fıratın güvenliğini, okulun
asayişini sağlamayan İzmir Emniyetini kusursuz sayabilir miyiz?
Fıratı yaralı hâlde kırk beş dakika bekleten polisler
kanuni görevlerini yerine getirmemiş, suç işlemişlerdir.
Yaralı ve kan kaybeden bir insanı öylece orta yerde bırakıp
başında beklemek hangi aklın, hangi vicdanın eseridir?
Şehrin bir PKK üssü hâline gelmesine âdeta göz yuman basiretsiz vali
nerededir? Kamu güvenliği için terör örgütünden ricacı olan
İçişleri Bakanı ne yapmaktadır? Fırat için
çağrılan ambulansın kırk beş dakika geç gelmesi, gelen
ambulansın yaralıyı almasının geciktirilmesi
Sağlık Bakanını hiç mi rahatsız etmemektedir? Bu
kişilerin Fıratın şehit edilmesinde hiçbir sorumluluğu
olmadığını düşünmek, hukuken de idareten de mümkün
değildir. Ancak, bugün 20nci gün ve bu
saydıklarımızın hiçbirinden herhangi bir istifa haberi veya
bir sorumluluk işareti duymadık. Ahlaken ve vicdanen bu kadar
yozlaşmış bir yönetimin varlığından rahatsız
değil misiniz? Üniversitelerimiz, PKKnın dağ eğitiminden
geçmiş bölücü militanların üssü hâline getirilmektedir. Öğrenim
özgürlüğü ve can güvenliği kalmamıştır. Çözüm süreci
diyerek, taviz üstüne taviz vererek bölücü teröristi cesaretlendiren siyasi
iktidar bu ihanetin başsorumlusudur.
Hükûmeti
uyarıyorum: Hükûmet üniversitelerden terörü temizlemek zorundadır.
Başbakan, İçişleri Bakanı, Millî Eğitim Bakanı
üniversitelerdeki bu terörist örgütlenmelerle mücadele etme iradesini bir an
evvel ortaya koymak durumundadır. Aksi bir durum, ülkemizde güvenlik,
demokrasi, özgürlük, eğitim ve yaşama hakkının kontrolden
çıkmasına yol açacaktır.
Gençlerimiz
üzerinden kirli bir oyun oynanmaktadır. AKP-PKK ortaklığı
üniversitelerde gençlerimizin hayatını kaybetmesine yol
açmaktadır. Hükûmetin İmralıda ve Kandilde oturduğu masa,
birlikte Türk milletine kurdukları kumpas bu cinayetlerin
hazırlayıcısıdır. Ege Üniversitesinde başta
rektör ve dekan olmak üzere üniversite yönetimi, Emniyet Müdürlüğü, Millî
İstihbarat Teşkilatı ve vali de bu provokasyonların
hepsinde birer pay sahibidir. Netice itibarıyla, AKP-PKK
ortaklığı Türk gençliğini tehdit etmektedir; AKP-PKK
ortaklığı insani değerleri yok saymakta, insan ömrünün
kutsiyetini göz ardı etmektedir. Bu iş birliği, güvenliğe,
demokrasiye, özgürlüğe, eğitime ve yaşama hakkına bir
tehdittir.
Bu
düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Gündem
dışı ikinci söz, Türkiyede adaletle ilgili söz isteyen Tunceli
Milletvekili Sayın Hüseyin Aygüne aittir.
Buyurunuz
Sayın Aygün. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Tunceli Milletvekili
Hüseyin Aygün'ün, Türkiyede adalete ilişkin gündem dışı
konuşması
HÜSEYİN AYGÜN
(Tunceli) Sayın Başkanım, çok teşekkürler.
Altı yüz otuz
altı gün evvel katledilen, 45 kilo girdiği hastaneden 16 kilo olarak
çıkan Berkin Elvanın hikâyesi adaletin ne rezil durumda
olduğunu gösteren tek başına bir dava olarak gösterilebilir.
8 bin kişinin
yaralandığı, 30 kişinin gözlerinin
çıktığı, 9 kişinin katledildiği Gezi
olaylarıyla ilgili davalarda kamuoyuna mal olan Ali İsmail, Ethem
Sarısülük gibi kardeşlerimizin davaları hariç, bu dosyaları
devralan savcılar şu ana kadar hiçbir işlem yapmadılar. O
yüzden bu Meclise gelen Berkin Elvanın annesi Gülsüm Elvan şöyle
dedi: Ya Allahım, benim çocuğumun başına gelen, Tayyip
Erdoğan, senin de çocuğunun başına gelsin. Adalet
işlemediği zaman böyle olur; adalet işlemediği zaman kan
davası, ilkel öç alma hukuku, kendi çocuğunu vuran polisi hedef alan
özel girişimler gündeme gelebilir.
Bu dosyada tam 4
polisin eşkâli belirlendi. Ve soruşturma başladıktan on ay
sonra anne-babadan ifade alabilen savcı, bu 4 polis için İstanbul
Emniyet Müdürlüğüne sayısız defa yazı yazdı; son yazdığı
yazıya İstanbul Emniyeti tam beş aydır hiçbir yanıt
vermedi. Ben şöyle düşünüyorum: Bu 4 polis muhtemelen
IŞİDe katılmışlardır. Sır olup yok oldular,
bunların nerede olduğunu İstanbul Emniyeti bilmiyor. Kim
olduklarını ben biliyorum çünkü Ulusal Kriminal Büro var,
bunların ismini tespit etti ama benim açıklamam uygun olmaz ki.
Eğer bir devlet varsa, yargı varsa bu kişiler gitmeli, Berkinin
kafasına niye nişan alarak ateş ettiklerini, niye 14
yaşında bir çocuğu öldürdüklerini orada yargıya
anlatmalılar, tabii yargı diye bir şey varsa. Yargı diye
bir şey var mı, mesele bu.
Bu dosyada tam 5
savcı değişmiş arkadaşlar şu ana kadar. 1
savcı dört ay hiçbir işlem yapmamış. Dosyayı
almış, ne avukatlarla görüşme ne anne-babayla görüşme ne bu
olayın zanlısı olan Emniyet Müdürlüğüyle görüşme, hiçbir
şey yapmamış. Ya, bu savcılık nasıl bir meslek
anlamadım ki? Gerçekten, insan biraz utanmaz mı, beş ay bir
dosyada, öldürülmüş bir çocuğun dosyasında hiçbir işlem
yapmıyorsunuz? Tabii, savcıların niye görüşmediğini
ben çok iyi anlıyorum, şunun için görüşmüyorlar: Emri ben
verdim. diyen Tayyip Erdoğan Berkini katledenlere kol kanat geriyor. O
yüzden sahip çıkıyorlar, o yüzden sessiz kalıyorlar, o yüzden 14
yaşındaki bir çocuğun ölüsünden vicdani, hukuki -yasal
sorumluluklarını geçiyorum- hiçbir rahatsızlık duymuyorlar,
hiçbir işlem yapmıyorlar. Savcıların bir bölümü de bu arada
paralelmiş, AKP öyle dedi, bunların yerini değiştirdi
falan; bu da inanılmaz bir şey. Zaten hiçbir şey yapmayan
savcılar
Tam 5 savcı değiştirdik şu ana kadar.
Arkadaşlar,
bugün 1inci yıl dönümü çocuğun ölümünün, 11 Mart 2014ten bu yana
bir yıl geçmiş. Fırat için de
başsağlığı diliyorum. Gerçekten çok üzüldüm ve
öldürüldüğünde onun acısına sahip çıktım, Egedeki
kardeşimizin, hemen söyleyeyim. Bir yıldır hiçbir işlem
yapmayan bir Emniyet örgütü var ve bu 1inci yıl anmalarına bugün
Emniyet örgütü yine saldırdı. İstanbul Çekmeköyde, Gezi
Parkında, bu kentte, Ankara Tuzluçayırda Berkin Elvan
protestolarına, anmalarına polis saldırdı. Ya, böyle bir
adalet olur mu Allah aşkına? Yani, herhangi bir vatandaş
-Tuzluçayırda onu anan arkadaşları söylemiyorum- herhangi biri
yani evinde oturan sıradan biri böyle bir devlete güvenebilir mi? Böyle
bir devlet olabilir mi, hiçbir şekilde mağdurların sesini
duymayan? Hâlâ, Kabataşta birinin üzerine bilmem ne yapmışlar,
onun yalanlarıyla Türkiye gündemini meşgul ediyorlar. 14
yaşında bir çocuk var ortada, ölmüş. Eğer biraz vicdan
varsa -ben adaletten, sorumluluktan, yasal görevden vazgeçtim, o zaten yok yani
bir rejim yok ama- bu meselede adım atılmalı. Bu meselenin daha
fazla büyümemesi, kin ve nefret dalgalarına yol açmaması,
şiddetin hortlamaması
Bakın,
adaletsizlik her yerde adaleti tehdit eder ve bir kişiye yapılan
adaletsizlik adaleti her yerde ortadan kaldırır; bu, dünyanın
her yerinde böyledir. İşlenmiş suçlara verilmeyen adalet yeni
suçların da kapısını açar, dünya tarihi bunu
kanıtlıyor.
Fazla söze
gerek yok, çok duygusal bir gün. Berkine Abbas Karakaya kardeşimin
yazdığı bir şiirle selam etmek istiyorum.
Berkin Elvan
Damla damla
karışacaktım
Benekli
güneşle çilek tarlalarına
Aklıma
sığmıyordu gökyüzü
Kalbimde
kuşa dönüyordu
Suyun
aydınlığı gecenin nabzıyla
İnecektim
kar bahçelerine ağır ağır
Ölüm beni de
bulacaktı ama
Adıyla
bilinir başkalarına insan
Mor
kanatlı kelebeğiydim ben annemin
Kısa bir
nefes oldu hayatım
Ekmek almaya
çıktığım o sabah
Bin
yıldır kırmızı insanın kanı
Gördüm
akıttılar benimki de kırmızı
Annem annem
esirgeme bakışlarını
Bulamıyor
gözlerim ışığı sensiz.
Çok
teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aygün.
Gündem
dışı üçüncü söz, Avrupada yükselen ırkçılık ve
İslamafobi ile Avusturya İslam yasası hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sayın Metin Külünke aittir.
Buyurunuz
Sayın Külünk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul
Milletvekili Metin Külünk'ün, Avrupada yükselen ırkçılık ve
İslamofobi ile Avusturya İslam yasasına ilişkin gündem
dışı konuşması
METİN
KÜLÜNK (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Avrupada yabancı düşmanlığı
ve İslamofobi hakkında gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Hem Fırat
Çakıroğlu kardeşimizin hem de ölümünün 1inci yılında
Berkin Elvan evladımızın ailesiyle tekraren
başsağlığı dileklerimi ve üzüntülerimi
paylaşıyorum ve yüce heyetinizi de saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce, dün akşam hem Brüksel Havaalanında hem de
Strazburg Havaalanında yaşanan enteresan bir olayı ve
Avrupanın geldiği noktayı tespit eden bir hususu paylaşmak
istiyorum.
Strazburg
Parlamentosunda yapılacak toplantılara katılmak üzere
AK
PARTİ Brüksel Ofisi Başkan Yardımcısı Asiye Bilgin
Hanımefendi uçağa binmeden önce Brüksel Havaalanında güvenlik
kontrolünden geçerken zorla başı açılmak istenmiş ve Asiye
Bilgin Hanımefendi başını açmamakta ısrar edince polis
onun direnci
karşısında sükûtla geçiştirmiş. Ardından,
Parlamentodaki çalışmalar bitip tekrar Brüksele dönme yolunda
Strazburg Havaalanında Brükselde yaşadığının
bir adım ötesine giderek polis zorla Asiye Bilgin Hanımefendinin
üzerini çıkarmasını istemiş. Asiye Bilgin Hanımefendi
Ben Müslüman bir hanımım ve üzerimi çıkaramam, eğer kabin
varsa lütfen aramalarınızı kabinde gerçekleştirin.
demesine rağmen, ikinci bir polis gelerek sözlü şiddetin derecesini
yükseltmiş, meydan okurcasına Burası Strazburg, burada
dediğimizi yapacaksınız. diyerek bir kadına sözlü
şiddet ve daha ötesine giderek inanç özgürlüğü temelli tercihlerinin
gereğinin zıddı bir baskı uygulamıştır. Bu
tavrından dolayı Fransız polisini kınıyoruz. Bu
tavrından dolayı Fransız makamlarını Asiye Bilgin
Hanımefendiden ve Türkiyeden özür dilemeye davet ediyoruz.
Fransız
polisinin bu tavrı ne anlama gelmektedir? Fransız polisinin bu
tavrı yabancı düşmanlığıdır.
İslamofobinin, din düşmanlığı boyutunun geldiği
noktadır. Nedir bu? Avrupanın küresel olduğunu iddia
ettiği değerlerinin yerelde sınıfta kalmasıdır.
Avrupanın kendine ait olduğunu iddia ettiği değerlerdeki
samimiyetsizliğinin, dün akşam ve de Avrupada son dönemde yükselen
ırkçı saldırılar, yabancı
düşmanlığı temelinde iflas etmesi demektir.
Bakın,
Charlie Hebdo saldırısından sonra Avrupada ırkçı
saldırıların, yabancı
düşmanlığının ne noktaya geldiğinin
fotoğraflarını sizlerle paylaşmak istiyorum: Bir camimiz ve
yakılmış hâli. Yılbaşı gecesi Neonazi saldırısına
kurban götürülmek istenen ama çok şükür, Stuttgart yakınlarında
ailece bir aradayken Neonazi saldırısı sonucu yaralanan, 20
dikiş atılan evladımızın hâli. Bu, bir diğer cami
yangını. Bu, Avrupada camilerimizin içlerine yapılmış
gamalı haç işareti, Avrupanın geldiği nokta. Bu, Avrupada
yükselen başörtü düşmanlığının geldiği son
nokta. Bu, Avrupanın inanç özgürlüğü, demokrasi, özgürlük gibi
kavramlarının, camilerde insanların dinî ibadet
alanlarının yakılarak iflas etmiş hâli. Bu, bir
Avrupalı polisin bir Türk gencine reva gördüğü muamelenin fotoğrafı.
Bu, bir caminin hâli.
Bunlarla şunu
anlatmak istiyorum: Özellikle Avusturyadaki İslam yasasıyla da
Avrupada Türkiyeyi sınırlandırma gayretleri var. Avrupada,
özellikle Avusturya yasasıyla bir laboratuvar çalışması
yapılarak Türkiye'nin Avrupadaki vatandaşlarının dinî
hizmetlerini görmek amacıyla attığı adımları
engelleme çalışmaları var. Bu anlamda Avrupayı samimiyete
davet ediyor, sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ederim Sayın Külünk.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Meral Akşener'in, hatip kürsüsünden artan
suların israf edilmemesi yönünde birden fazla kişi tarafından
arandığı ve bu suların değerlendirilmesine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Bir
şey söyleyeceğim grup başkan vekillerine, beni birden fazla
kişi aradı. Burada su bardakları var ya Azıcık
içiyoruz, kalıyor, dökülüyor. Suyla ilgili, buna yönelik, artık
hayvanlara mı verilir, çiçekler mi sulanır, ne yapılır ne
edilir, dökülmesin yani kalan şey, bir yerde biriktirilsin,
yazıktır, günahtır. diye arayanlar var. Nasıl bir şey
yapılır onu bilmiyorum, paylaşmak istedim.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Isparta) Tek kişilik ped bardak konabilir.
LEVENT GÖK
(Ankara) Tümünü içmek lazım.
BAŞKAN
Hayır, ondan bahsetmiyorum yani az içilip kalıyor, dökülüyor ya, bunların
dökülmemesini... Ya hayvan barınakları için ya da çiçek sulamak
vesaire için kullanılmasına yönelik birden fazla insanın talebi
var. Ben sizinle paylaşmak istedim.
Evet, şimdi,
60ıncı maddeye göre söz vereceğim.
Sayın
Atıcı...
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın, Berkin Elvanın ölüm yıl
dönümüne ve Millî Eğitim Bakanlığındaki
kadrolaşmanın sınır tanımadığına
ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Büyük usta
Nazım Hikmet 1956 yılında yazdığı şiirde
Büyümez ölü çocuklar. diyor. Büyük ustanın ilk kez
yanıldığına şahit oluyorum çünkü Berkin Elvan her gün
büyüyor, büyümeye devam edecek.
Değerli
arkadaşlar, Millî Eğitim Bakanlığında kadrolaşma
sınır tanımıyor. Millî Eğitim Bakanlığı
merkez teşkilatı şube müdürleri, 434 kişi, şahsa
bağlı şube müdürü olarak kadrolara alındı yani
kızağa çekildi. Daha sonra, buralara yeniden yapılandırma
adıyla kendi adamlarını, AKPnin yandaşlarını
getirdiler, buralara koydular. Daha sonra, buralara atanan mağdurları
şahsa bağlı eğitim uzmanı kadrosuna atadılar ve
özlük haklarını da ciddi şekilde azalttılar. Bunların
özlük hakları gittiği gibi, bilgi birikimleri de boşa gitti;
sadece bu insanlar değil, ülkemiz de zarara uğradı. Boş
olan 426 adet şube müdürlüğü kadrosunun derhâl bu birikimli
insanlarla doldurulması gerekir diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Yılmaz...
2.- Afyonkarahisar
Milletvekili Kemalettin Yılmaz'ın, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığındaki kadrolaşma nedeniyle
işlerin aksadığına ilişkin açıklaması
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Teşekkürler Sayın Başkanım.
Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında gerek eleman
eksikliği gerekse ehliyet, liyakat ve hakkaniyet ölçülerinden ziyade,
siyasi saiklerle veya İş bilmezse bilmesin, yeter ki bizden olsun.
anlayışıyla kadrolaşma yapıldığından
işlerin aksadığını defalarca söyledim. Evraklar
burada, tarih, sayıları mevcut. Bayat ilçemizde bir çiftçimiz
TİGEMden damızlık buzağı talep ediyor, verilen
cevapta tahsisin yapıldığı belirtiliyor ve tahsisi yapılan
damızlık erkek buzağının ırkı,
sayısı, teslim olacağı süre ve işletme bile
belirtiliyor. Çok güzel. Çiftçimiz seviniyor ancak birileri devreye giriyor,
ertesi gün gelen faksla bu tahsisin sehven yapıldığı
belirtiliyor. Bu tür uygulamalar ve bu evraklar da gösteriyor ki ya iş
bilmez kadrolar iş başında ya da adamına göre icraat
yapılıyor. Acaba hangisi, vatandaşımız merak ediyor.
Saygılar
sunarım.
BAŞKAN
Sayın Işık...
3.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, şube yöneticileri ile okul müdürlerinin görevden
alınmalarıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararlarının
uygulanması konusunda Millî Eğitim Bakanlığını
göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bilindiği
gibi, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapan
şube müdürleri ile okul yöneticilerinin 2014-2015 eğitim öğretim
yılı öncesinde görevden alınarak bu kurumlara AKPnin
yandaş sendikasının istekleri doğrultusunda yandaş
yöneticilerin atanması sonucunda, devletin okulları da,
kurumları da siyasetin emrine sokulmuştur. Bir gecede görevden
alınan şube müdürleri ile okul müdürleri ve müdür
yardımcıları haklarını aramak için yargıya
başvurmuşlar, birçoğu ilgili mahkemelerden yürütmeyi durdurma
veya göreve iade kararı almalarına karşın ne yazık ki
bugüne kadar görevlerine iade edilmemişlerdir. Bu hukuk tanımaz
tavırlarıyla devletin kurumlarını ve yargı
organlarının kararlarını hiçe sayan Millî Eğitim
Bakanını acilen bu mağduriyetlerin giderilmesi konusunda göreve
davet ediyorum ve uyarıyorum.
Sizlere de
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz
4.- Isparta Milletvekili S.
Nevzat Korkmaz'ın, AKPnin yanlış ekonomi politikaları ve
Cumhurbaşkanının yersiz demeçleriyle doların 2,60 TLnin
üzerine çıktığına ve başta Cumhurbaşkanı
olmak üzere Hükûmet yetkililerinin ekonomiyi bilenlere bırakmaları
gerektiğine ilişkin açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Başkanım, AKPnin yanlış ekonomi
politikaları ve Cumhurbaşkanının yersiz demeçleriyle dolar
2,60ın üzerinde.
Hükûmet fert
başına millî geliri 10.971 dolar olarak
açıklamıştı -bu rakamı hadi doğru sayalım-
son iki ayda doların paramız karşısındaki yüzde 20
değer artışıyla fert başına millî gelir 8.763
dolara inmiş durumda, kişi başına 2.200 dolarlık bir
düşme var. Halkın borcu 6 katrilyondan 350 katrilyona
çıkmış; batık tüketici kredileri 127 kat, kredi kartı
borçları 24 kat artmış; halkın icralık borcu 22
katrilyonu geçmiş. Bilen bilmeyen konuşacak, millet
fakirleşecek. Bu kabul edilemez.
Milliyetçi Hareket
Partisi olarak başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm Hükûmet
yetkililerinin ekonomiyi bilenlere bırakmalarını,
susmalarının konuşmalarından daha hayırlı
olduğunu hatırlatıyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Yeniçeri
5.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Anayasayı çiğneyen Cumhurbaşkanı, siyasileştirilmiş
MİT, AKPlileştirilmiş yargı ve AKPnin kolluk kuvveti
hâline getirilmiş emniyetiyle Türkiyenin resmen polis devletine
dönüştürüldüğüne ilişkin açıklaması
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, kendisini Anayasa, yasa ya da hiçbir kurala bağlı
hissetmemektedir; siyaset yapmakta, muhalefet liderleriyle polemiklere
girmekte, mitingler düzenlemekte ve vatandaştan AKP için 400 milletvekili
istemektedir. İçişleri eski Bakanı Efkan Ala, üzerine yemin ettiği
Anayasayı tanımadığını ifade etmiştir.
Tayyip Erdoğan ve Alanın kendilerini hangi Anayasaya göre
konumlandırdıkları da belli değildir. AKP milletvekili
adayı Hakan Fidan AKPye mensup bir partilidir. Adaylıktan
çekildikten sonra böyle birinin MİT gibi bir millî strateji
kuruluşunun başına getirilmesi yanlış olmuştur.
Görüldüğü
gibi, Anayasayı çiğneyen Cumhurbaşkanı;
siyasileştirilmiş, partileştirilmiş MİT;
AKPlileştirilmiş yargı, AKPnin kolluk kuvveti hâline
getirilmiş Emniyetiyle Türkiye resmen polis devletine
dönüştürülmüştür. AKP demokrasiye, Anayasaya ve hukuk devletine
kastetmekten suçludur, yargılanacaktır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Yılmaz
6.- Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmaz'ın, Kadınlar Birinci Liginde mücadele eden
Adana İdmanyurduna 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde yapılan
saldırının sorumlularının bulunması
gerektiğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisini şahsa özel yasa
çıkarmaktan ziyade milletin dertlerine çözüm bulabilecek yasama
faaliyetlerinde bulunmaya davet ettiğine ilişkin açıklaması
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Kadınlar Birinci Liginde mücadele eden Adana
İdmanyurduna 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde bir saldırı
düzenlenmiştir. Buradan, yetkilileri bir an önce bu kadın futbol
takımımıza yapılan saldırının
sorumlularını bulmaya davet ediyorum.
İkinci bir
husus da: Yaklaşık yirmi iki gündür burada iç güvenlik paketini
görüşüyoruz. Bu, milletin hayrına olan bir paket değildir,
sadece şahısları korumaya yönelik bir pakettir. Şu
seçimlere gittiğimiz süre içerisinde milletimizin çok ciddi sorunları
vardır; taşeron işçileri sorunlarına çözüm bekliyor,
atanamayan öğretmenlerden mühendislere kadar, çiftçimizin,
esnafımızın, BAĞ-KURlumuzun, bütün kesimlerin ciddi
sıkıntıları vardır. Yirmi iki gündür şahsa özel
yasa çıkarmaktan ziyade, seçime gidilen bu süreçte milletimizin dertlerine
çözüm bulabilecek yasama faaliyetlerinde bulunmaya davet ediyorum Türkiye Büyük
Millet Meclisini.
BAŞKAN
Sayın Kaplan
7.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan'ın, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ve
Dilovasında yeni bir çevre katliamı yapıldığına
ilişkin açıklaması
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öldürülmesinin
üzerinden bir yıl geçen sevgili Berkin Elvanı saygıyla
anıyorum.
Türkiyede kanser
ovası denince akla Dilovası geliyor. Yeni bir çevre katliamı
var. Dilovası 5 organize sanayi bölgesi, son dönemde yapılan
katı atık depolama tesisi, kömür OSBsiyle âdeta çevre
katliamlarının yaşandığı bir yer. Türkiyedeki
kanser oranının ortalama yüzde 21 olduğu değer Dilovasında
yüzde 32 civarında.
Şimdi,
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Dilovasının üzerinde orman
arazisinin üzerine 1 milyon 500 bin metrekarelik bir alana katı atık
depolama ve bertaraf tesisi kurmaya çalışıyor. Yeşil
alanların olmadığı, çocuk parklarının
olmadığı, sosyal donatılarının
olmadığı; sinema, tiyatro, sanat, kültür merkezleri
yatırımlarının olmadığı bir belediye nedense
insanları burada ölüme terk etmeye çalışıyor. Yetkilileri
uyarıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Tüzel
8.- İstanbul Milletvekili
Abdullah Levent Tüzel'in, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de bir
yıl önce aramızdan ayrılan 14 yaşındaki sevgili
çocuğumuz Berkin Elvanı anmak istiyorum. Okmeydanında bir
emekçi ailesinin çocuğu olarak evinin önünde ekmek almaya giderken Gezi
direnişini bastırmak isteyen polislerin gaz fişeğiyle
vuruldu, iki yüz altmış dokuz gün direndi, sonunda milyonların
katıldığı bir cenaze töreniyle ebediyete uğurlandı.
Cumhurbaşkanı
bütün acımasızlığıyla terörle ilişkilendirdi
Berkini. Sevgili annesini meydanlarda yuhalatmaktan çekinmedi ve Berkin Elvan,
Gezide öldürülen 8 gencin âdeta simgesi oldu.
Diğer bir
yönüyle de, o oynadığı bilyeler de aynı zamanda Gezideki
halk direnişinin simgesi oldu ve şimdi görüşmekte olduğumuz
iç güvenlik yasasının gerekçesi hâline getirildi.
Dava
süründürülüyor, 18 polisin ifadesi alındı ama hâlâ
açılmadı. O nedenle, katiller ve azmettirenler
cezalandırılsın.
Sevgili ailesinin
de isteği adalet, kardeşlik ve barış gerçekleşsin.
Onu saygıyla
anıyoruz.
Hepinize selamlar.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Öz
9.- Mersin Milletvekili Ali
Öz'ün, Tarsus ile Hatay arasındaki arıcıların
mağduriyetlerinin giderilmesi için direkt ve elden destek
sağlanması konusunda Hükûmeti duyarlı olmaya davet ettiğine
ilişkin açıklaması
ALİ ÖZ
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
2012 ve 2013
yılları arasında, özellikle Tarsus ile Hatay arasında
arıcılar çok büyük bir mağduriyet yaşadılar. Yine 2015
yılının Mart ayının altıncı ve yedinci
günlerinde Akdeniz Bölgesinde -özellikle bu alanda- yoğun bir arı
zehirlenmesi meydana geldi. İlçede tarım ilacından zehirlenen
arılar tespit edilip hiçbir yardım yapılmadı, sadece banka
kredilerinin faizleri Hükûmet tarafından çıkartılan yasayla
ertelendi. Ama şunu unutmamak lazım ki: Arıcıların
büyük çoğunluğunun bankalardan kredi alabilmek adına ipotek
ettirecekleri doğru düzgün bir birikimleri yok. Dolayısıyla, bu
arıcıların mağduriyetlerinin giderilmesi için bu
vatandaşlarımıza direkt ve elden destek sağlanması
gerekmektedir. Hükûmeti ve özellikle Tarım Bakanlığını
bu noktada duyarlı olmaya davet ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Gök
10.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, bu iktidar, Berkin Elvandan korkuyor, 14
yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvanın
kullandığı bilyelerden korkuyor. Bu iktidar, iç güvenlik
paketine, bütün çocukların oyunlarında kullandığı
bilyeleri dâhil etmek suretiyle nasıl korktuğunu bir kez daha
gösteriyor. Berkin Elvandan korkan iktidar, Berkin Elvanın
acısının Türk geleneklerine, örf ve âdetlerimize göre
yaşanmasına dahi izin vermiyor. Bir yası azaltmak mümkünken bu
yası daha da artıran, daha da acıyı artıran
yöntemlerle bugün ölümünün 1inci yıl dönümünde Berkini anmak isteyen
binlerce kişiyi polis dağıtıyor, yine gaz bombaları ve
tazyikli suyla dağıtmaya kalkıyor. Korkunun ecele faydası
yok.
Sayın
Başkan, sadece Berkin Elvan mı? Uluderede ölen gençleri anmak
isteyen toplulukta bir görevli kartını yakasına iliştirdi
diye 7 Uludereli genci bu devlet mahkemeye verdi, biliyor musunuz? Niçin?
Kendini kamu görevlisi gibi göstermek suçundan dolayı. Yani, orada
toplanan yığınları tanzim etmek, onları organize,
disiplinli bir şekilde mezarlığa götürmek isteyen 7 genci,
sadece 34 gencin anılmasının düzenli yapılmasından
dolayı mahkemeye veren bir devlet anlayışının, bugün
niçin Berkin Elvana tahammül edemediğini bir kez daha görüyoruz. Berkin
Elvan ölümsüzdür, yaşayacaktır ama onu katledenler, tarih önünde
mutlaka er ya da geç en ağır bir şekilde hesabını
verecektir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Özdalga.
11.- Ankara Milletvekili
Haluk Özdalga'nın, AKPnin dış siyasetinin ucuz ve
sağlıksız bir zihniyet üzerine kurulu olduğuna ilişkin
açıklaması
HALUK ÖZDALGA
(Ankara) Teşekkür ederim.
İflas
etmiş Orta Doğu siyasetinin bir göstergesi, Mısırla
ilişkilerimizin tamamen sıfırlanmış olması. AKP
gerekçe olarak Mısırda darbe oldu, biz darbeye ve darbecilere
karşıyız. diyor. Mısırın hemen güneyinde
Sudanda da askerî darbe oldu; Albay Ömer Beşir, seçimle iş
başına gelen hükûmeti devirdi, Mısırdakinden çok daha
kanlı bir rejim kurdu. Erdoğan ve Davutoğlu, Sudandaki
darbecileri hiç eleştirmedi; aksine, darbeci Albay Beşirin en
yakın kankası oldular. Bu tutarsızlık acaba neden? Çünkü
Sudanda Albay Beşir, laik bir hükûmeti devirdi, yerine İslamcı
bir rejim kurdu; Mısırda General Sisi, İslamcı Müslüman
Kardeşler yönetimini devirdi. Demek ki AKP, darbeyi İslamcılar
yaparsa destek veriyor, darbe, İslamcı bir iktidarı devirmek
için yapılırsa karşı çıkıyor. İşte,
AKPnin dış siyaseti bu kadar ucuz ve sağlıksız bir
zihniyet üzerine kurulu.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Akçay.
12.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçay'ın, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önceki
gündem dışı konuşmam sırasında süre bitmesi
nedeniyle dile getirememiştim. Bugün, aynı zamanda,
hayatının baharında, 14 yaşında başına gaz
kapsülü isabet ederek hayatını kaybeden çocuk Berkin Elvanın da
ölümünün 1inci yıl dönümü. Berkin Elvana da ve onun şahsında,
hayatını kaybeden bütün mahzun ve masum evlatlarımıza da
rahmet diliyorum ve bu olayların Hükûmet bakımından
yanlış yönetim anlayışından kaynaklandığını
özellikle hatırlatıyor ve Hükûmeti görevini yapmaya davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Sayın Buldan
13.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, Halkların Demokratik Partisi olarak,
Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de, Halkların Demokratik
Partisi olarak, Berkin Elvan şahsında, tüm katledilen
çocuklarımızı bir kez daha saygıyla anıyorum.
Okmeydanındaki
Gezi eylemlerinde bir polisin attığı gaz fişeğinin,
başına gelmesiyle komaya giren ve iki yüz altmış dokuz gün
direndikten sonra 15 yaşında yaşama veda eden sevgili Berkin
Elvanın bugün 1inci ölüm yıl dönümü.
Berkin,
vurulduğunda 45 kiloydu, ölüme direnirken 16 kiloya düştü ve yüz
binler bir araya geldi, onu ebediyete uğurladı. Ne acıdır
ki Berkin Elvanın katilleri hâlâ bulunamadı ve
yargılanmadı. Dolayısıyla, bütün
çocuklarımızın katillerinin bir an önce bulunması,
yargılanması ve gerekli cezalara çarptırılması
gerekir.
Ben, Berkin Elvan
şahsında, bir kez daha, katledilen tüm çocuklarımızı
saygıyla anıyorum ve onun ölümsüz olduğunu, küçük yüreğinin
bizim yüreğimizde yaşadığını ifade ediyor,
ailesine bir kez daha başsağlığı dileklerimizi
iletiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan ve 21 milletvekilinin, antidepresan ilaçların
temini ve kullanımındaki artışın
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1248)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de sadece
bir yılda tam 37 milyon kutu antidepresan ilaç tüketilmiştir. Son
dokuz yılda antidepresan ilaç kullanımı yüzde 160 artarak rekor
seviyeye ulaşmıştır. Antidepresan kullanımındaki
artışta, uzman olmayan doktorların da bu ilaçları
yazabilmesinin etkisi olduğu gözlenmektedir. Bu konuda gerekli
araştırmaların yapılması ve önlemlerin
alınması için Anayasanın 98'inci, İç Tüzükün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Hasip Kaplan (Şırnak)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) İdris
Baluken (Bingöl)
4) Sırrı
Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Halil Aksoy (Ağrı)
7) Ayla Akat Ata (Batman)
8) Hüsamettin
Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel
Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
16) Mülkiye
Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Ruhsal hastalıkların
tüm dünyada her geçen yıl daha çok insanı etkilediğine
şüphe yok. Tabii ki Türkiye de bundan muaf değil. Dünya
Sağlık Örgütü de depresyonun 2020li yıllarda kalp
hastalıklarından sonra hayatımızı tehdit eden ikinci
önemli hastalık olacağını tahmin ediyor. Her geçen gün
zorlaşan hayat şartları ve bozulan insan ilişkilerinin
ruhsal sıkıntıları artırmasını çok tabii
bulmakla beraber, bunların teşhisinin giderek daha rahat konduğunu
da gözden kaçırmamak gerekir. Türkiye'de ilaç kullanımı geçen
her yıl büyük bir artış gösterirken bu artışlarda
önemli bir yeri olan antidepresanların da kullanımının her
geçen yıl yükseldiği rakamlarla belirlendi. Ülkemizde 2003
yılında 14 milyon 238 bin kutu antidepresan kullanılırken
2008 yılında 31 milyon 302 bin, 2010 yılında 34 milyon,
2012 yılında ise 36 milyon 881 bin kutu antidepresan
kullanımı gerçekleşmiştir. Bu, durumun nüfusun neredeyse
yarısının antidepresan kullandığı olarak
yorumlanabileceğini yönündedir. İlaçları en çok yazan
sağlık çalışanlarının ise aile hekimleri,
pratisyen hekimler, psikiyatristler ve nörologlar olduğunun, depresyonla
ilgili Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre toplumlarda her 5
kişiden 1inin depresyona gireceğinin beklendiğini, 2020
yılında en fazla iş gücü kaybına neden olan rahatsızlığın
depresyon olacağını belirtilmektedir. Depresyon
yaklaşık yüzde 15-25 arasında değişen oranlarda
görülüyor. Gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 30'lara
vardığı, Türkiye'de ise yüzde 20-25'ler oranında
olduğu tahmin ediliyor. Bu yüksek oranlar oldukça dikkat çekiyor. Dünya
Sağlık Örgütünün verilerine göre, toplumda her 5 kişiden 1inin
ömür boyu depresyona gireceğinin beklendiği söylenmektedir.
Kadınlarda riskin erkeklere oranla 2 kat fazla olduğu da yapılan
çalışmalarda da ortaya çıkmıştır. Son yıllarda
özellikle kamuoyunda ve bazı bilim çevrelerinde psikiyatri
ilaçlarının gereksiz kullanımına ve antidepresan
tüketiminin artışına dair endişeler aşikârdır. Bu
endişenin temel dayanağının 2010 yılında
Türkiye'de satılan 34 milyon kutu antidepresan olduğu ortadadır.
Türkiye'nin yarısı neredeyse antidepresan kullanıyor. Ülkemizde
antidepresan ilaçlarla zehirlenmenin yüzde 14,5 gibi anlamlı bir orana
sahip olduğuna değinen araştırmalar, bu oranın yüksek
olmasının ülkemizde antidepresan ilaçların eczanelerden reçetesiz
olarak kolaylıkla alınabilmesiyle açıklanıyor. Antidepresan
ilaçların son yıllarda gittikçe daha fazla reçetelenmesi,
ilaçların çoğunun maliyetlerinin çok düşük olmasıyla
erişkin yaş grubunda intihar oranlarının yüksekliğinin
açıklanabileceğini belirtiyor. Antidepresan ve antipsikotik
ilaçların büyük çoğunluğu reçetesiz olarak eczanelerden temin
edilebilmektedir. Psikiyatr dışı hekimler tarafından
kolayca antidepresan ve antipsikotik ilaç yazılmasının birçok
sakıncası bulunmaktadır. Ya da ilaç kullanımı
gerekmeyen birçok kişi psikiyatrik ilaçlar kullanmaktadır. Türkiye,
dünyada reçetesiz olarak ilaç satın alınabilen ender ülkelerden biri.
Antidepresanlar, hem intihar hem de vahşet eğilimini artırıyor.
Türkiye'de bugün bunlar hiçbir kontrole tabi değildir. Herkesin cebinde
ağır antidepresanlar bulunmaktadır.
Bu tür
antidepresan ilaçların rahatlıkla temin edilmesi nedeniyle, insanlar
en ufak bir sıkıntılarında bile bu ilaçları alarak hem
kendilerine hem de çevresindekilere zarar verebilmektedir. Bu nedenle,
antidepresan ilaçların temini ve kullanımındaki
artışın araştırılması ve önlem
alınması için araştırma komisyonu kurulmasında yarar
bulunmaktadır.
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve 19 milletvekilinin, kolluk
güçlerinin işkence ve kötü muamele uygulamasına neden göz
yumulduğunun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1249)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye, işkencenin ulusal düzeyde önlenmesi için
Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı
Sözleşmeye Ek Protokolü'ne uygun bir Ulusal Önleme Mekanizması
kurmamıştır. Avrupa Komisyonumun 2012 İlerleme Raporunda
da Türkiye bu hususta eleştirilmiştir. 2012 İlerleme Raporunda
kolluk görevlilerinin özellikle resmî olmayan gözaltı merkezlerinde güç
kullanmaya devam ettiklerine işaret edilmiş; ayrıca işkence
ve kötü muameleye ilişkin soruşturmaların adli birimlerce yavaş
yürütüldüğüne, buna karşın güvenlik güçlerinin karşıt
iddialarına öncelik verildiğine dikkat çekilmiştir. Bu
bağlamda, işkenceyle mücadele için ulusal önleme
mekanizmasının neden kurulmadığını; işkence
ve kötü muameleye ilişkin soruşturmaların adli birimlerce neden
yavaş yürütüldüğünü; kolluk kuvvetleri hakkında gelen
şikâyetlerin neden dikkate alınmadığını; kolluk
kuvvetini şikâyet eden kişi mağdurken nasıl sanık
konumuna düşürüldüğünü; işkence suçundan haklarında
soruşturma açılan kolluk kuvvetlerine ceza verilmemesi yönünde
politika uygulanmasının sebeplerinin neler olduğunu; bireysel
hak taleplerine karşı kolluk güçlerinin işkence ve kötü muamele
uygulamasına neden göz yumulduğunun araştırılması
ve incelenmesi amacıyla Anayasanın 98inci ve TBMM
İçtüzüğünün 104üncü ve 105inci maddeleri gereği, Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz. 08/11/2012
Saygılarımızla.
1)
Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
2)
Ali Özgündüz (İstanbul)
3)
Ali Demirçalı (Adana)
4)
Tanju Özcan (Bolu)
5)
Mehmet Ali Ediboğlu (Hatay)
6)
Hülya Güven (İzmir)
7)
Emre Köprülü (Tekirdağ)
8)
Turgay Develi (Adana)
9)
Haydar Akar (Kocaeli)
10)
Gürkut Acar (Antalya)
11)
Celal Dinçer (İstanbul)
12)
Ali Sarıbaş (Çanakkale)
13)
İlhan Demiröz (Bursa)
14)
Hurşit Güneş (Kocaeli)
15)
Namık Havutça (Balıkesir)
16)
Osman Kaptan (Antalya)
17)
Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
18)
Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
19)
Ali Serindağ (Gaziantep)
20)
Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
Gerekçe:
Türkiye'nin
2005 yılında imzaladığı Birleşmiş Milletler
(BM) İşkenceye Karşı Sözleşmeye Ek Seçmeli
Protokolünün (OPCAT) Onaylanmasına Dair 6167 sayılı Yasa, 12
Mart 2011 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir. Türkiye, İşkenceyi Önleme Alt Komitesinin
alıkonulma yerlerine düzenli ve habersiz ziyaret yetkisini tanıma ve
en geç bir yıl içinde işkencenin ulusal düzeyde önlenmesi için Seçmeli
Protokol'e uygun bir ulusal önleme mekanizması kurma yükümlülüğü
altına girmiştir. Ancak, böyle bir yükümlülük üstlenilmesine
karşın OPCAT gereği belirtilen en geç bir yıllık süre
olan 27 Ekim 2012 tarihinde işkencenin ulusal düzeyde önlenmesi için
Seçmeli Protokol'e uygun bir ulusal önleme mekanizması
kurulmamıştır.
Avrupa
Komisyonu'nun 2012 İlerleme Raporu'nda da Türkiye bu hususta
eleştirilmiştir. 2012 İlerleme Raporu'nda kolluk görevlilerinin
özellikle resmî olmayan gözaltı merkezlerinde güç kullanmaya devam
ettiklerine işaret edilmiş. Ayrıca işkence ve kötü
muameleye ilişkin soruşturmaların adli birimlerce yavaş
yürütüldüğüne, buna karşın güvenlik güçlerinin karşıt
iddialarına öncelik verildiğine dikkat çekilmiştir.
Bizzat Emniyet Genel Müdürlüğünün
verilerine göre Şubat 2005-Haziran 2010 arasında işkence suçu
uyarınca haklarında soruşturma açılan 309 güvenlik
görevlisinden sadece 2si ceza almıştır. 2011 yılında
gözaltında 5 kişi yaşamını yitirmiştir. 15
kişi ilköğretim veya ortaokulda gördükleri işkence ve kötü
muamele sonucu yaralanırken kolluk güçlerinin işkence veya kötü
muamelesi sonucu yaralanan kişi sayısı da 228 kişidir.
Aynı yıl içinde cezaevlerinde 41 kişi hayatını
kaybederken 148 kişi de yaralanmıştır. 2012 yılının
ilk dört ayında 281 kişi işkence ve kötü muameleye maruz
kalmıştır.
İşkenceyle mücadele için
ulusal önleme mekanizmasının neden kurulmadığını,
işkence ve kötü muameleye ilişkin soruşturmaların adli
birimlerce neden yavaş yürütüldüğünü, kolluk kuvvetleri hakkında
gelen şikâyetlerin neden dikkate alınmadığını,
kolluk kuvvetini şikâyet eden kişi mağdurken nasıl
sanık konuma düşürüldüğünü, işkence suçundan
haklarında soruşturma açılan kolluk kuvvetlerine ceza
verilmemesi yönünde politika uygulanmasının sebeplerinin neler
olduğunu, bireysel hak taleplerine karşı kolluk güçlerinin işkence
ve kötü muamele uygulamasına neden göz yumulduğunun
araştırılması ve incelenmesi amacıyla bir Meclis
araştırmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
3.- Eskişehir
Milletvekili Ruhsar Demirel ve 19 milletvekilinin, çocukları
çalışmaya iten nedenler ile çalışan çocukların maruz
kaldığı istismar, iş kazaları ve
bağlantılı hastalıkların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1250)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Çocukları çalışmaya iten
nedenler ile çalışan çocukların maruz kaldığı
istismar, iş kazaları ve bağlantılı
hastalıkların tespit edilebilmesi ve çalışan
çocukların okula dönüşünün sağlanabilmesi için gerekli
önlemlerin alınabilmesi amacıyla, Anayasamızın 98inci, Türkiye
Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğü'nün 104üncü ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılması için
gereğini saygılarımızla arz ederiz.
1) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
2) Tunca Toskay (Antalya)
3) Sümer Oral (Manisa)
4) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
5) Erkan Akçay (Manisa)
6) Münir Kutluata (Sakarya)
7) Mustafa Kalaycı (Konya)
8) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
9) Necati Özensoy (Bursa)
10) Adnan Şefik Çirkin (Hatay)
11) Oktay Vural (İzmir)
12) Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
13) Koray Aydın (Trabzon)
14) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
15) Muharrem
Varlı (Adana)
16) Ali Öz (Mersin)
17) Seyfettin
Yılmaz (Adana)
18) Emin
Çınar (Kastamonu)
19) Meral
Akşener (İstanbul)
20) Bülent Belen (Tekirdağ)
Gerekçe:
"Çocuk
işçi kavramı, ülkemizdeki yasalara göre 14 yaşını
bitirmiş, 15 yaşından gün almamış çalışan
bireyler olarak tariflense de henüz yetişkinliğe adım atmadan
sosyal ve ekonomik yükümlülüklere boğulmuş; sokaklarda,
ağır çalışma koşullarında ve riskli meslek
gruplarında çalışan, eğitimleri kaçınılmaz olarak
ikinci sıraya itilen çocuklar anlamına gelmektedir.
Türkiye
İstatistik Kurumu 2006 Çocuk İşgücü Anketi verilerine göre
yaklaşık 1 milyon çocuk çalışanın olduğu ve bu
çocukların 600 binden fazlasının ağır işçi olarak
çalıştığı Türkiye'de, çocuk işçiliği konusu
hem çocuk sağlığı ve eğitimi hem de kayıt
dışı istihdam açısından çalışma
hayatının sorunlu alanlarından birisidir.
Çocuk
işçiliğinin temelinde; gelir dağılımındaki
eşitsizlik başta olmak üzere, aşırı nüfus
artışı, kırsaldan kente yoğun göç, eğitim
sistemindeki aksaklıklar, istihdam imkânlarının
kısıtlılığı, yeterli toplumsal bilincin
oluşmaması, ailelerin eğitimsizliği gibi birçok sosyal ve
ekonomik neden bulunmaktadır.
Çocuk
işçiliğinin ana nedeni yoksulluk olarak gösterilmekte, ailelerin
yeterli bütçeye sahip olmamaları ve özellikle okul masraflarının
karşılanmasında ailelerin yetersiz kalması veya
çocuğun işten alınması nedeniyle ailenin
uğrayacağı gelir kaybının çocuğun okuldan
ayrılmasının en önemli nedeni olduğu düşünülmektedir.
Çocuklar kentsel
alanda sanayi, ticaret ve hizmet sektöründe hatta göçün etkisiyle sokakta;
kırsal alanda ise iş çeşitlerine ve mevsimlere göre
değişiklik göstermekle birlikte yoğun olarak tarım
sektöründe mevsimlik işçi veya ücretsiz aile işçisi olarak
çalışmaktadır.
1990
yılında Türkiye tarafından imzalanan Birleşmiş
Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinde, çocuğa uygulanabilecek
olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, 18
yaşına kadar her insan çocuk sayılmaktadır.
Hükûmetin hayata
geçirdiği 4+4+4 eğitim sistemiyle düşürülen çıraklık
yaşına ve yaygınlaştırmaya
çalıştığı mesleki eğitime uygun olarak, gelecekte
işveren için gerekli ucuz iş gücünün çocuk işçilerden temin
edileceği ise rahatlıkla söylenebilir.
Aile bakımı, gözetimi ve
korunmasından mahrum çocukların cinsel istismara maruz
kalabileceği ya da madde bağımlısı olabileceği
unutulmamalıdır.
Araştırmanın
genel amacı, çalışma hayatının sorunlu
alanlarından biri olan çocuk işçilerin sayılarının
artışına gerekçe olan durumların tespit edilmesi,
çocukların eğitimlerinin ikinci sıraya itilmesinin nedenlerinin
incelenerek gerekli tedbirlerin alınabilmesidir.
Araştırmanın
alt amaçları:
1- Çocuk
işçileri çalışma hayatına iten sebepleri ve aile
yapılarını belirlemek,
2- Çocuk işçilerin yaşam
koşullarını, eğitim ve sağlık düzeylerini
belirlemek,
3-
Kayıtlı ve kayıt dışı çalışan çocuk
işçilerin sayıları ve çalıştıkları iş
kollarını belirlemek,
4- İş
kazaları sonucunda yaralanan, hastalanan ve hayatını kaybeden
çocuk işçilerin sayısını ve olguların nedenlerini
belirlemek,
5- Çocuk işçilerin sosyal hakları ve
hak arama sürecinde kendilerinin ve ailelerinin bilgi düzeyini belirlemek,
6- Cinsel istismara maruz kalan ve madde
bağımlısı olan çocuk işçileri belirlemek,
7- Sayıları her geçen gün artan ve
okuldan ayrılmak zorunda bırakılan çocuk işçiler konusunda
toplumun farkındalık düzeyini belirlemek.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler,
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
İç Tüzükün
58inci maddesi uyarınca bir düzeltme talebi vardır.
Şırnak
Milletvekili Sayın Hasip Kaplan, buyurunuz.
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR
1.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, 10/3/2015 tarihli 73üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünkü, bir önceki
birleşimdeki görüşmelerde yürütmenin yasamaya karşı sorumlu
olduğunu ifade etmiştim, bu Merkez Bankası, faiz kurul konusunda.
Hükûmetin, yasamaya hesap vermesi lazım, bir terslik var, Hükûmet,
Cumhurbaşkanlığı makamına hesap veriyor. Ve bu
durumdaki işleyişin, doları
zıplattığını söylemiştim ve orada işte
Eğer yasamaya bilgi vermiyorsanız, ha Bekçi Murtazaya vermişsiniz
ha vermemişsiniz. gibi bir deyim kullanmıştım. Bunun
çıkarılmasını istiyorum. Hükûmet, yasamaya karşı
sorumludur. Bu nedenle, Hükûmet, yasamaya hesap vermeli.(x)
olarak düzeltiyorum.
Yine, dün
konuşurken önerge üzerinde, burada AK PARTİ Grubu Başkan
Vekiline bir soru sormuştum JİTEM var mıdır? diye. Çünkü
mahkemelerde geçiyor, her yerde geçiyor. Sonra da Komisyonda görev alan
Sayın Şahin, siz de cevap verin, nedir bu JİTEM, derin devlet
yapılanması içinde geçiyor? Baktım ki çok fazla Şahin var
Mecliste, Sayın Başkan. Bir karışıklık
olmasın diye hangi Şahin olduğu babında Sayın
İdris Şahin(xx)
olarak düzeltilmesini talep ediyorum çünkü başka Şahinler de var.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından,
kadın işsizliğinin nedenlerinin
araştırılması amacıyla 17/12/2012 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
11/03/2015
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 11/03/2015 Çarşamba günü (Bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
İdris Baluken
Bingöl
Grup Başkan
Vekili
Öneri:
17 Aralık
2012 tarihinde Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları
tarafından verilen (2143 sıra no.lu), kadın
işsizliğinin nedenlerinin araştırılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 11/03/2015 Çarşamba
günlü birleşiminde, sunuşlarda okunması ve görüşmelerin
aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin lehinde Kars Milletvekili
Sayın Mülkiye Birtane.
Buyurunuz. (HDP
sıralarından alkışlar)
MÜLKİYE
BİRTANE (Kars) Teşekkürler Sayın Başkan.
Konuşmama
başlamadan önce, Berkin Elvanı ve ondan önce ve sonra katledilen
çocukları bir kez daha buradan anıyor, bundan sonra bu tür
acıların yaşanmamasını diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiyede yaşamın her alanında erkeğin
sahip olduğu hak ve özgürlüklerden çok daha geri konumda olan
kadının mağdur olduğu bir diğer alan da kadın
istihdamıdır. Kadın işsizliğinin nedenlerinin ve
istihdam durumunun araştırılması için alınması
gereken önlemlerle ilgili vermiş olduğumuz Meclis
araştırması önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Günümüzde
kapitalist üretim ilişkileri içerisinde kadın emeği çok kötü bir
konumda ve üstelik en ucuz iş gücü olarak gündemdeki yerini korumaktadır.
Maruz kalınan yoğun sömürü ilişkileri, kadının emek
gücünü sermayeye eklemlemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal
cinsiyet rollerinin yeniden üretilmesini de sağlıyor. Dünyanın
her yerinde hükûmetler kadın istihdamını artırmak için
sermayeyi önceleyen ve bazı çözüm yollarıyla esnek istihdam
biçimlerini yasalaştırarak hayata geçiriyorlar. Nitekim Türkiye ve
dünyada milyonlarca kadın, düşük ücretle, güvencesiz ve örgütsüz bir
şekilde âdeta modern köleler gibi çalıştırılmakta veya
bir o kadarı da işsiz yaşamaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kadının eşitsiz
konumu, eğitim olanaklarına erişimi, sosyal hayata
katılımı, yönetsel ve idari kademelerde temsili verilerinde
olduğu gibi istihdam rakamlarında da çok net bir biçimde görülüyor.
Dünya Ekonomik Forumunun 2011 yılı siyaset, eğitim,
sağlık istihdam ve benzeri konularda kadın-erkek
eşitliğine yönelik hazırladığı rapora göre,
Türkiye, cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 134 ülke içinde
126ncı sırada. Yine, ekonomiye katılımda 134 ülke içerisinde
131inci sırada yer almaktadır. Çalışan
kadınların çoğu, güvencesiz, düşük ücretle, uzun
çalışma saatleriyle ve sosyal güvenlik haklarından yoksun
koşullarda çalışmaktadırlar.
TÜİSAD ve
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün yine 2011 yılı
verilerine göre, her yıl kadın istihdamında bir gerileme
gözlemlenmiştir. Buna göre, 1990da yüzde 34, 2004te yüzde 27, 2009daysa
yüzde 22 oranları, bu alanda hükûmetlerin, özellikle de kadına
yönelik politikalarıyla övünen AKPnin başarı veya
başarısızlıklarını göstermektedir. 2014
yılı verilerine göre, sigortalı çalışan kadın
sayısında bir artış görülse de aslında geçici
istihdamla uluslararası kurumların verilerine olumlu
yansıtılması için verileri şişirme politikası
izlenmektedir. Sigorta girişleri yapılan geçici çalışanlar,
işten ayrılınca, sigorta girişleri olduğu için
yararlandıkları sosyal fonlardan da yararlanamıyorlar. Bu
kandırma politikalarına artık halkın
inanmadığı gerçeği bilindiği hâlde bundan
vazgeçilmemesi de ayrı bir tartışma konusu. Bazı illerde
kadın istihdamı 2014e göre artarken birçok ilde gerilemesinin
nedenlerinin Hükûmet tarafından araştırılıp ona göre
politika belirlenmesi gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiyede yıllara göre seyreden bu düşüşün
temel nedenlerinden biri, Hükûmetin tarımda dönüşüm
politikalarındaki ustalığıdır diyebiliriz.
TÜSİADın 2008 verilerine göre, kadınların tarımdaki
istihdamı zaman içinde gerilemiş, 1995te yüzde 71, 2000de yüzde
60,5; 2006da 48,4 olarak belirtilmiştir. Ayrıca, kayıt
dışı çalışan kadınların oranıysa yüzde
73tür. Tekrar 2014 verilerine gelirsek kayıt dışı
çalışan kadın sayısı 4 milyonu aşmış
durumda. TÜİK verileri, çalışan kadın
sayısını da ortalama olarak 7 milyon 986 gibi bir rakamla ifade
ediyor, bunun 2 milyonu tarım alanında. Tarım ve hayvancılık
politikalarında doğru temelde bir düzenleme olursa aslında
doğal topluma ve üretime dönüşle sağlıklı beslenme ve
yaşama konusunda da bir gelişmenin tekrar kadın eliyle
olacağı gerçeği ortaya çıkacaktır.
Değerli
milletvekilleri, kadın istihdamının yarısını
oluşturan, kayıt dışı istihdam edilen ve modern köle
konumundaki ev işçileri, ILOnun tanımına göre, bir
başkasının evinde ürettiği hizmet karşısında
ücret alan, ücret karşılığında bir başka evde
çocuk veya yaşlı bakımı, temizlik, aşçılık,
bahçıvanlık gibi işlerde çalışan kesimleri
kapsıyor. Ev emekçilerinin sigortasız, güvencesiz ve sendikasız
çalışma koşullarıyla, aynı zamanda emekleri de
görünmez kılınmaktadır. Her gün, birçok ev emekçisi kadın
kötü muameleye, sömürüye, her türlü şiddete, psikolojik ve cinsel tacize
maruz kalarak mağduriyetlerine yeni mağduriyetler eklenmektedir.
Aldıkları ücretler emeklerinin karşılığı
olmadığı için eşit işe eşit ücret sorunu da karşımıza
çıkan başka bir boyut. Günlük ve haftalık çalışma
süreleri fazla olduğundan, yıpranmaları, hastalanmaları
birçok sağlık sorununu da beraberinde getirmektedir.
Değerli
milletvekilleri, OECD içinde, kamuda kadın istihdamında da son
sıralarda yer almaktayız. İstatistiklere göre, kamuda
çalışan 8.284 üst düzey yöneticinin sadece yüzde 7si
kadındır. Mülki idarelerde, valilik ve kaymakamlıklarda, yerel
yönetimlerde, başkanlık ve encümenliklerde, yine Parlamentoda ve
herhangi bir kurumda kadın yönetici temsili oldukça düşük olan
ülkemizde, kadınlardan ve haklarından bahsetmek tam bir komedidir. Bu
komediden kurtulmak için, özellikle kamu alanında kadın
istihdamına yönelik bir model geliştirmek en kolay kontrol edilecek
alan olduğu için yasal düzenlemelerle radikal kararlar almak gerekiyor.
Her kurumda çalışan kadın oranını belirlemek ve
pratikte bunu uygulamakla başlandığında, kadının
hem cins olarak görünür olması, hem kadın-erkek eşitliğinde
bir adım daha ileriye gidilmesiyle sorun, insan hak ve özgürlükleri
bağlamında çözülme noktasına doğru ilerleyecektir.
Değerli
milletvekilleri, bakınız, daha iki gün önce Sayın
Cumhurbaşkanı, İş hayatında kadının
emeğinin sömürülmesine karşı çıkalım.
çağrısı yaptı, kadın emeğinin sömürülmesini taciz
olarak gördüğünü belirtti, kadına yönelik şiddeti önlemek için
yapılacak çalışmaları bizatihi takip edeceğini
söyledi. O zaman, tacizciyi, tecavüzcüyü koruyan, mağdur olan
kadını suçlayan anlayışı reddeden, kadının
emeğini sömürmeyen yasaları çıkarma zamanı gelmiştir
diyorum. Bir taraftan kadın istihdamından bahseden, diğer
taraftan kadına 3-5 çocuk doğurun. deyip onu çalışma
alanından uzaklaştırmak isteyen Sayın
Cumhurbaşkanının kısa bir süre önce kadınla ilgili
söyledikleri cinsler arası eşitlik konusu da hâlâ sıcaklığını
korurken bugünlerde söylediklerine ne kadar inanılır bilemiyorum ama
bu son söylediklerini sıcağı sıcağına yerine
getirmek için onun her dediğini yapan AKPye de bu önergemizi kabul
etmekten başka bir yol kalmadığını belirtmek
istiyorum. İşte, bu Parlamentoda muhalefet tarafından defalarca
getirilen ve iktidar tarafından da aynı şekilde reddedilen
binlerce önergeden bir tanesinin daha fırsatını siz iktidara
yarattık, yarattık ki Sayın Erdoğanın gözüne
girebilesiniz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Birtane.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisinin aleyhinde, İstanbul Milletvekili
Sayın Sedef Küçük.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
SEDEF KÜÇÜK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Halkların Demokrasi Partisi Grubunca verilen öneri üzerine söz
almış bulunmaktayım.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Demokratik Sayın Vekilim, Demokratik
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) - Halkların Demokratik Partisi.
BAŞKAN
Halkların Demokratik
SEDEF KÜÇÜK
(Devamla) Halkların Demokratik Partisi Grubunca verilen öneri üzerine
söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce, bir yıl önce hayattan koparılan güzel yüzlü,
güzel gülüşlü Berkin Elvanı ve katledilen tüm çocukları, tüm
gençleri bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz kadınlarının genel olarak
yaşadıkları şiddet, ayrımcılık, çarpık
toplumsal algı gibi sorunlar silsilesine ek olarak, oldukça ciddi ve
kalıcı hâle gelmiş bir iş gücüne katılım ve
istihdam sorunu bulunmaktadır. Bu durum, sosyal ve siyasal hayatta
olduğu gibi, ekonomik hayatta da kadınların dezavantajlı
konumunu pekiştirmektedir.
İktidarın
söylem ve uygulamalarında varlığını giderek
hissettiren ve kadını ikinci sınıf gören
yaklaşım, kadının asıl yerinin evi olduğunu,
eşi ve çocuklarına bakmanın ise temel görevi olduğunu
sürekli vurgulamaktadır.
Öyle bir ülke
düşünün ki o ülkenin Cumhurbaşkanı Kadın-erkek
eşitliği fıtrata aykırı, kadının
önceliği annelik olmalı. diyebiliyor. O ülkenin Başbakan
Yardımcısı Kadın iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha
atmayacak. diyebiliyor. O ülkenin Sağlık Bakanı
Kadınların annelik kariyerinin dışında bir başka
kariyeri merkeze almamaları gerekir. diyebiliyor. E, Sayın Cumhurbaşkanından
başlayarak neredeyse tüm yürütmenin böylesi ayrımcı bir dil
kullandığı bir ülkede, o ülkenin Dil Kurumu da müsait
kelimesinin karşılığı olarak flört etmeye müsait
kadın saçmalığını yerleştirebiliyor ya da
İslam medeniyetini kuracak öncü nesiller yetiştirmek için
çalıştığını iddia eden bir vakfın kurucusu
Annen de olsa diz kapağının altından göbeğine kadar
ve sırtına bakamazsın, annen de olsa diz
kapağının üstü tahrik eder. diyebiliyor ya da Hamile
kadınların sokakta gezmesi doğru değil. diyen kerameti
kendinden menkul birisine devletin televizyonunda program
yaptırılabiliyor.
E, bunlar oluyor
da aileden sorumlu Bakan veya yetkili bir Allahın kulu Yahu, siz ne
saçmalıyorsunuz? demiyor. İşte, sorun da burada
başlıyor zaten; sorun, kadının ikinci sınıf
görüldüğü yerde başlıyor; sorun, kadını yalnızca,
iyi bir eş, iyi bir anne, iyi bir ev kadını olduğunda
makbul gören zihniyetin kendini açığa vurduğu yerde
başlıyor. Bu zihniyet kadınlarımızı öylesine
kuşatmış durumda ki nefes alacak yerleri yok.
Kadını
koruyacağını düşündüğümüz yargıya ve onun
sağladığı sözde adalete bakacak olursak -daha önce bu
kürsüden yine örnek vermiştim- İzmirde polis tarafından
vahşice dövülen Fevziye Cengiz hakkında savcılık, polise
mukavemet ve hakaretten sekiz yıl dokuz ay, Fevziye Cengizi döven
polislere ise bir yıl bir ay istiyor. İskenderunda eski sevgilisinin
taciz ve ölüm tehditlerine maruz kalan kadına, savcı E, niye
ilişkiye girip de bizi uğraştırıyorsun? diyebiliyor.
Bu kan dondurucu örnekler bu ülkede yaşanıyor.
Değerli
milletvekilleri, inanın kafayı kuma gömmekle bir yere
varılmıyor. Sonrasında, hunharca katledilen genç
kızlarımızın arkasından timsah gözyaşları
dökünce de bu sorunlar ortadan kalkmıyor. Eğer, günde 1
kadınımızı böylesi cinayetlere kurban veriyorsak sorunumuz
ciddiden de öte demektir.
Bakınız,
2014 Türkiyede Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet
Araştırmasını yapan ekibin Proje Sorumlusu Sayın
Doçent Doktor İlknur Yüksel Kaptanoğlu siyasetçilerin söylemlerine
dikkat çekiyor ve En üst düzeyde Kadın ve erkek eşit değildir.
derseniz, sokaktaki insanda bunu pekiştirmiş olursunuz. diyor. Bu,
yabana atılacak bir saptama değildir. Eğer kadınların
kaç yaşında evlenmesi gerektiğinden başlayarak kaç çocuk
doğuracağına kadar her şeye müdahil olunuyorsa, zaten
toplumda var olan cinsiyetçi algı körükleniyorsa e bunun sonuçları da
kaçınılmazdır. Aslında her şiddet olayında bu
sonuçlarla yüzleşiyoruz ama kimileri bunu görüyor, kimileri de görmekten
imtina ediyor, kimileri bu zihniyetle mücadele edilmesi gerektiğini
anlatmaya çabalıyor, kimileri de Boş verin bu sorunları,
cambaza bakın. diyor, böyle dediği için de her cinayetin, her
şiddetin ortağı oluyor.
Değerli
milletvekilleri, önce bu cinneti yaratan zihniyetle hesaplaşmak
gereği vardır. Bu zihniyet değişmeden ne şiddet
sorununu çözebiliriz ne istihdam sorununu. Araştırmalar
göstermektedir ki kadının eğitimi ve ekonomik hayata
katılımı arttıkça şiddete uğrama oranı da
azalmaktadır. Yani, biraz önce sözünü ettiğim zihniyeti
kırmanın yanı sıra kadınlarımızın
eğitim hakkından tam olarak yararlanmasını
sağlamalı ve ekonomik hayata katılımlarını
artırmalıyız.
Ama görünen odur
ki hem eğitimde hem iş gücüne katılımda ülkemizin durumu
hiç de iç açıcı değildir. Bu kürsüden Dünya Ekonomik Forumunun
Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporuna muhalefete mensup milletvekillerince
defalarca atıf yapıldı, rakamlar ve oranlarla özellikle iş
gücüne katılım ve istihdam oranları
karşılaştırıldı, ekonomik katılımda 142
ülke arasında ancak 130uncu olabildiğimize, birçok Asya ve Afrika
ülkesinin bile gerisinde kaldığımıza ilişkin oranlar
verildi. Zaten OECD ülkeleri arasında son sırada olduğumuzu ve
bu sırayı da hiç kimseye
kaptırmadığımızı biliyorsunuz. Hemen her AB
ilerleme raporunda kadın istihdamında Türkiyenin hâli ortaya
konulmaktadır. Avrupa Birliği Komisyonu raporlarında işaret
edilen ekonomik katılım ve fırsat eşitliği,
eğitime erişim, sağlık ve siyasi gücü elinde bulundurma
açısından kadın ve erkekler arasındaki farkın önemli
düzeyde devam etmekte olduğuna her yıl vurgu yapılmaktadır.
Bu söylenirken kadın-erkek eşitliğini garanti altına alan
hukuki düzenlemelere rağmen, eşitliğin sosyal bir
gerçekliğe de dönüşmediği ifade edilmektedir. Bu, önümüzde duran
bir gerçektir. Yani, kanunlar, yönetmelikler, teşviklerde sorun yok;
sorun, bunları hayata geçirecek idarenin yeterince istekli
olmamasında ve idarecilerin kadını ikinci sınıf
algılayan zihniyetinde.
Değerli
milletvekilleri, kadınlarımızın iş gücüne dâhil olmama
sebeplerinin başında, ev işleriyle meşgul olmaları
gelmektedir. TÜİK toplumsal cinsiyet istatistiklerine göre,
kadınlarımızın yüzde 58,7si bu nedenle iş gücüne
katılamamaktadır. Burada ev işlerinden kasıt,
yaşlı ve çocuk bakımını da
kapsadığından, bu açıdan önlem alınmasının
son derece faydalı olacağı kanısındayız.
İş gücüne dâhil olmayan kadın nüfusun iş gücüne
katılabilmesi için bu işlerin bir kısmının kamusal
hizmetler kapsamında verilmesi, merkezî ve yerel yönetimlerin
girişimleriyle açılacak kreş, yuva ve bakımevleriyle
karşılanması gerekmektedir ama ne devlet ne yerel yönetimler ne
de işverenler bu bakım hizmetlerinin yaygın olarak
sağlanması için istekli görünmemekte ve maliyet üstlenmemektedir.
Özel sektör işletmelerinde çocuk bakımına yönelik tesislerin
sınırlılığının yanı sıra, bu
tesislere sahip bazı işletmelerdeki hizmetlerin niteliğinde de
sorunlar vardır. Bu sorunlar ortadan
kaldırıldığında kadın istihdamında
birtakım gelişmeler olacağı inancındayım ama önce
zihniyet, zihniyet, zihniyet diyorum.
Özellikle idarenin
zihniyetinin değiştirilmesi gerektiğinin altını bir
kez daha çiziyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Küçük.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisinin lehinde, Manisa Milletvekili Sayın
Erkan Akçay.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDPnin
kadın işsizliği konusundaki grup önerisinin lehinde söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tabii, bu konunun sosyokültürel, ekonomik, siyasal,
eğitim ve fırsat eşitliği bakımından çok önemli
boyutları vardır fakat bu kısa süremiz içerisinde mümkün
olduğunca kadın işsizliği ve istihdam üzerinde konuyu
değerlendirmeye çalışacağım.
İşsizlik
verilerindeki tablolar, maalesef, kadın istidamı konusunda oldukça
olumsuzdur. Kadın işsizliği ve istihdamı olunca, diğer
işsizlik oranlarına göre daha karanlık, olumsuz bir hâl
almaktadır.
2014
yılında kadınların işsizlik oranı yüzde 11,9dur.
Bu işsizlik rakamı göreceli olarak düşük görülebilir ancak
burada dikkati çekmek istediğim bir başka veri daha var, o da
kadınların iş gücüne katılma oranı sadece yüzde
30,3tür. Buna göre, Türkiyede iş gücü olarak kabul edilen kadın
sayısı 8 milyon 729 bindir. 2014 yılında ülkemizde sadece 7
milyon 689 bin kadın istihdam edilmiştir. Bu kadınların
sadece 94 bini işveren konumundadır. TÜİK rakamlarında,
istihdam içerisinde değerlendirilmekle birlikte, esasında gizli
işsiz konumunda olan ücretsiz aile işçisi kadınların
sayısı ise 2 milyon 266 bindir. İstihdam edilen 7 milyon 689 bin
kadına karşılık, tam 20 milyon 112 bin kadın ise
iş gücüne dâhil edilmemiştir. İş aramayıp
çalışmaya hazır olan kadınların sayısı 1
milyon 501 bindir ve ev işleriyle meşgul olan kadınların
sayısı 11 milyon 589 bindir. Buna göre, iş gücüne dâhil
edilmeyen her 2 kadından 1i ev işleriyle meşgul olmak
durumundadır. Dikkat edersek, ülkemizde, ev işleriyle meşgul
olan kadınların sayısı kadın iş gücü
sayısından 3 milyon fazladır; ev işleriyle meşgul olan
kadınların sayısı 11 milyon 589 bin, iş gücü olarak
kabul edilen kadın sayısı 8 milyon 729 bindir.
Kadınların
düşük iş gücüne katılım ve istihdam oranları
Türkiyenin istihdam alanındaki en önemli sorunlarından biridir.
Avrupa Birliği ülkeleriyle
karşılaştırıldığında Türkiyedeki
kadın istihdam oranları son derece düşüktür. Toplumsal cinsiyet
eşitliğini sağlamayı hedefleyen Lizbon Stratejisinde
belirlendiği üzere, Avrupa Birliği üyesi ülkeler 2010
yılına kadar kadınların istihdam oranını yüzde
60lara çıkarmayı hedeflerken Türkiyede bu oran 2014te yüzde 30,3
seviyesindedir. Lizbon Stratejisi hedefinin çok gerisinde kalan bu oran,
Türkiyede kadın istihdamı konusunun istihdam
politikalarının merkezinde yer alması gerektiğini
göstermektedir.
Türkiyede
kadın istihdamının artırılması için Hükûmete
büyük sorumluluk düşmektedir. Bunları özetleyecek olursak, Türkiyede
çalışma çağındaki her 4 kadından sadece 1inin iş
gücüne katıldığı, bunun Avrupa Birliği ülkeleriyle
mukayese edildiğinde son derece düşük olduğu artık
istihdamla ilgili tüm kurumların açıklamalarında ve bütün tespitlerde
yer alıyor. Avrupa Birliğinin ilerleme raporlarında bu konuya da
sürekli atıfta bulunulduğu için, hemen her yerde kadın
istihdamının artırılması gerektiğinden söz
ediliyor. Ancak, buna ilişkin olarak ne Hükûmeti ne de ilgili
bakanlıkları somut, zamanı ve hedefi belli istihdam
programlarını uygulama şeklinde maalesef göremiyoruz.
Kadın
istihdamını artırmanın yollarından birisi de
kadınların kendi hesabına çalışması için
onların eğitilmesi, danışmanlık ve kredi hizmeti
verilmesidir. Yeni istihdam alanları yaratmaya ve bunların
kadınlara açık olmasını sağlamaya ilişkin kamusal
sorumluluğun kadın girişimciliğini destekleme projeleriyle
sınırlanamayacağı çok açıktır. Mesleki
eğitimle kadınların vasıflılık düzeyi
artırılmalı ve ilgili kamu kurumları ve mesleki örgütler,
sendikalar kadınların ücretli işe yerleştirilmesinde
aracı olmalıdır. Hükûmet kadınların ücretli
istihdamını artırmak için pozitif ayrımcılık
uygulamalı ve yeni istihdam edilecek kadınların sosyal güvenlik
primlerinin bir kısmının devlet tarafından üstlenilmesine
imkân sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır. Bütün
bunların yapılması için ise kadın-erkek
eşitliğini çalışma hayatına katmaya niyetli bir
iradenin varlığı gereklidir.
Cinsiyete
dayalı iş bölümü, kadınları her türlü ev işinden,
çocuk, hasta ve yaşlı bakımından sorumlu tutuyor. Bu durum,
kadınların eğitimden başlayarak çalışma
hayatına ve siyasal alana katılımını engelleyen büyük
eşitsizliklerin kaynağında yatmaktadır. Bu iş bölümünü
değiştirecek zihnî ve yapısal dönüşüm için, önce
kadınların üzerindeki bakım yükünün toplumsal bir sorumluluk
olarak kabul edilmesi gerekir. Buna uygun kurumsal altyapının
oluşturulması ve eşit şekilde erkekler tarafından da
üstlenilmesinin teşviki büyük önem taşımaktadır. Bunu
ülkemiz açısından daha somut bir şekilde ifade edersek okul
öncesi eğitimin 4-5 yaş grubundaki çocukların tamamını
kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması, 0-3
yaş çocuklar için çok sayıda çocuk bakım yuvası, kreş
ve benzeri kurumların açılması hedeflerini mutlaka yeniden
önümüze koymamız gerekir.
Çok sayıda
araştırma ev dışında çalışmak isteyen ancak
çalışamayan kadınların çocuklarını güvenle
bırakabileceği yerlerin olmamasının iş
aramalarını engellediğini ortaya koymaktadır. Kadın
istihdamını artırmanın ön koşullarından birinin
de bakım hizmetlerine yönelik tesislerin
yaygınlaştırılması olduğu açıktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii işsizlik ve istihdam
deyince, mutlaka akla gelen önceliklerden birisi de ekonomi fakat bugün
itibarıyla, günümüzde, Türkiye ekonomisi ağır bir
bunalımın arifesindedir. Mali piyasalarda, özellikle döviz piyasasında
yaşanan sorunlar Hükûmetin ekonomiyi yönetme kabiliyetinin de
kalmadığını maalesef göstermektedir. Bu, başlı
başına bir yönetim sorunudur.
Ekonomi ile sosyal
yapı birbirinden ayırt edilemez bir bütündür. Ekonomimiz ne kadar
düzgün işliyorsa sosyal hayat da o kadar barış içerisinde olur.
Oysa, bugün Türkiye'de ekonominin patlama noktasına gelmesi sosyal
barışı da, sosyal hayatımızı da ciddi manada
tehdit etmektedir. Fizikte bir kural vardır: Sıkışırsa
patlar. Türkiye ekonomisi ve sosyal yapısı da her geçen gün daha
şiddetli şekilde sıkışmaktadır, buna da
Türkiye'nin tepe yöneticilerinin konuşmalarının, tutum ve
davranışlarının, yanlış uygulamalarının
ve politikasızlıklarının neden olduğunu
düşünüyoruz. Bu konuda elimizdeki en önemli veriler de işsizlik ve
istihdam konusunda ortaya çıkmaktadır.
İşsizlik
ve istihdam verileri kalkınmanın önemli göstergelerinden biridir.
İşsizlik oranları itibarıyla Adalet ve Kalkınma
Partisi döneminde maalesef hiçbir olumlu gelişme yoktur.
İşsizlik verilerine orta vadeli program üzerinden
baktığımızda, Hükûmetin işsizlik konusundaki
politikasızlığını da görmek mümkündür. 2014-2016 Orta
Vadeli Programda 2014 yılı için işsizlik oranı tahmini
yüzde 9,4tür. 2015-2017 Orta Vadeli Programda ise bu oran yüzde 9,6ya
yükseltilmektedir ve işsizlik oranı tahminindeki 0,2 puanlık
artış Türkiye ekonomisine yaklaşık ek 600 bin işsiz
vatandaş ilave etmektedir. İşsizlik oranı beklentisindeki
bu artış büyüme tahminindeki düşüşte de kendini
göstermekte, dolayısıyla istihdam da bu olumsuzluktan nasibini
almaktadır.
Bu
düşüncelerle muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisinin aleyhinde, Diyarbakır Milletvekili
Sayın Mine Lök Beyaz.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
PERVİN BULDAN
(Iğdır) - Mine Hanım, kabul edin, sizi
alkışlayalım.
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Sayın Başkanım, değerli
milletvekillerim; AK PARTİ iktidarında İnsanı yücelt ki
devlet yücelsin. anlayışıyla uygulamaya koyduğumuz sosyal
politikaların temel hedefi insanımızın hayat kalitesini
yükseltmektir.
AK PARTİnin
kuruluşundan bu yana Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum
düsturuyla hareket etmekteyiz. 2002den bu yana ürettiğimiz bütün
politikalarda kadınlarımızın haklarını gözettik
ve pozitif ayrımcılık yaptık. Toplumun
yarısını oluşturan kadınlarımızın
kültürel, sosyal, siyasi varlığını ve etkinliğini,
karar alma mekanizmalarına katılımını artırmak
için gerek mevzuat gerek uygulamaya yönelik pek çok adım attık.
2004 ve 2010
yılında yapılan değişikliklerle Kadınlar ve
erkeklerin eşit haklara sahip olduğu ve bu eşitliğin
sağlanmasında devletin sorumlu bulunduğu ile pozitif
ayrımcılık ilkesi anayasal güvence altına
alınmıştır. Aynı maddeyle yine,
kadınlarımız, çocuklarımız, engellilerimiz,
yaşlılar, şehitler, dul, yetim ve gazilere pozitif
ayrımcılık uygulamasının önü
açılmıştır. 2010 yılında pozitif
ayrımcılık Anayasaya girmiştir.
2003
yılında aile mahkemeleri kurulmuştur, aile içi sorunların
bu ihtisas mahkemelerinde evli hâkimler tarafından görülmesine karar
verilmiştir.
Yine, 2006
yılında Çocuk ve Kadına Yönelik Şiddet Hareketleri ile
Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler
konulu Başbakanlık genelgesi yayınlanmıştır. 2010
yılında kadın istihdamının artırılması
ve eşit işe eşit ücret imkânının sağlanması
amacıyla yayımlanan Kadın İstihdamının
Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin
Sağlanması konulu Başbakanlık genelgesiyle aynı
zamanda Kadın İstihdam Üst Kurulu kurulmuştur.
2003
yılında yine, İş Kanununda eşit işe eşit
ücret ilkesi getirilmiştir. 2005 yılında yürürlüğe giren
İş Kanununda, kadın-erkek eşitliğini gözeten ve
işveren-işçi ilişkisinde cinsiyet dâhil hiçbir nedenle
ayrım yapılamayacağına dair önemli değişiklikler
yapılmıştır. 2008 yılında kadın ve genç
istihdamını artırmak amacıyla İş Kanununda
yapılan düzenlemeyle, kadın ve gençlerin sigorta priminin, beş yıl
süreyle kademeli olarak devlet tarafından ödenmesine
başlanmıştır.
2011de
yapılan düzenlemelerle, annelik ve süt izinleri yeniden düzenlenmiş,
isteği hâlinde babalara da ücretsiz izinden faydalanma hakkı
gelmiştir.
Yine, Gelir
Vergisi Kanununda 2007de yapılan düzenlemeyle, kadınların ev
içinde ürettikleri ürün ve mamullerden elde edilen gelirleri vergiden muaf
tutulmuştur.
2009
yılında, yasalara kadın-erkek eşitliği bakış
açısını yerleştirmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulmuştur.
2011
yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını
kurduk ve farklı kurumları tek çatı altında toplayarak daha
verimli hâle getirdik.
Çağ
dışı uygulamaların kaldırılması sonucu,
kadınlarımızın eğitim düzeyi önemli seviyelere
gelmiştir. Bugün üniversitelerimizde eğitim gören 5 milyon
öğrencinin yüzde 45ini kızlarımız
oluşturmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınların oranı
2000 yılında yüzde 19,4 iken 2013 yılında yüzde 6,6ya
gerilemiştir. Kız çocukları için net okullaşma
oranları ilköğretimde yüzde 99a, ortaokulda yüzde 94e
çıkmıştır. Bu oranlar cumhuriyet tarihinin en yüksek
oranlarıdır.
Yine, aynı
zamanda, Diyarbakır Çermik ilçemiz kız çocuklarının
okullaşması anlamında Türkiye 1incisidir ve yüzde 99,5luk bir
orana sahiptir.
2013
yılında kadınların iş gücüne katılma oranı
yüzde 30,8e yükselmiştir. Kent için bu oran yüzde 28 iken kırsal
alanda daha çok kadın iş gücüne katıldı.
Tabii ki, bildiğiniz
gibi, doğu, güneydoğuda, tarım alanında kadının
iş gücünün düşmesi, aslında köy boşaltmalar, köy yakmalar
ve bölgemizin yaşadığı sorunlarla ilgilidir; biz de
yaptığımız düzenlemelerle köye dönüşü destekledik ve
bunların sayısını her geçen gün artırıyoruz.
Yine, İş
Kanununda yapılan düzenlemelerle, analık hâlinde çalışma yasağı,
doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra da sekiz olmak üzere on altı
haftaya çıkarılmıştır. 6111 sayılı Kanunla
birlikte analık ve süt izinleri yeniden düzenlenmiştir ve yürürlüğe
konulmuştur.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, kendi vekillerini bile
dinlemiyorlar.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, uğultuyu biraz kesebilirseniz
Sayın
hatibin sesini biz de duyalım.
Buyurunuz.
MİNE LÖK
BEYAZ (Devamla) Destek kredisi kullanımında kadınlara pozitif
ayrımcılık uygulamasına gidilmiştir,
kadınların daha yüksek oranda kredi kullanımının önü
açılmıştır. Kadın girişimciliğini
desteklemek amacıyla 2012-2014 döneminde KOSGEB tarafından 5.638
kadın girişimciye 90 milyon lira destek sağlanmıştır.
Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin bulunduğu yerlerde
kadın çiftçilere genel kooperatifçilik ve kooperatif faaliyet alanına
giren konularda eğitim verilmiştir.
2011
yılında düzenlenen mobbing genelgesiyle iş yerinde psikolojik
tacizin önlenmesi yönünde gerekli önlemler alınmıştır.
Psikolojik tacizle mücadeleyi güçlendirmek üzere Çalışma ve Sosyal
Güvenlik İletişim Merkezi Alo 170 üzerinden psikologlar
vasıtasıyla çalışanlara yardım ve destek
sağlanmıştır.
Biraz önce
Sayın Kars Vekilimiz söyledi, Kadın haklarından bahsetmek
komedidir. dedi. Bu, aslında bana çok dokundu. Çünkü, biliyorsunuz, bu
kürsüde bir Kürtçe cümle kurduğu için Leyla Zana Parlamentodan
çıkarılmıştı ama Leyla Zana artık bu
Parlamentoda, AK PARTİ zamanında. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Nasıl AK PARTİ zamanında? Siz mi getirdiniz?
Halk getirdi canım.
MİNE LÖK
BEYAZ (Devamla) Ve yine aynı şekilde, Merve Kavakçı
başörtüsü yüzünden bu Parlamentodan atılan bir ablamızdı,
kardeşimizdi. Allaha hamdolsun ki artık Türkiye Büyük Millet Meclisi
çatısı altında bizim başörtülü arkadaşlarımız
var. Bu da AK PARTİ zamanında gerçekleşmiştir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiyede 1934
yılında seçme ve seçilme hakkının kadınlara
verilmesiyle hep övünülmüştür. Ancak, başörtülü
arkadaşlarımızın seçilme hakkı ellerinden
alınmıştı. Şimdi, AK PARTİ iktidarı
sayesinde bu yaramız kapanmıştır.
Bugün Parlamentoya
baktığımızda, yüzde 14,1lik oranımızla
cumhuriyet tarihinin en yüksek katılımını
gerçekleştirdik ve biz AK PARTİ olarak da yüzde 20 ve 25lere
ulaşmayı hedefliyoruz.
Tabii, şimdi
iç güvenlik paketini görüşüyoruz ve halkımızın da bu
noktada bizden ciddi talebi var. 6-7 Ekim olaylarında rahmetli olan Hasan
Gökgöz, Yasin Börü, onları da ben tekrar rahmetle anıyorum. Hasan
Gökgözün babası Mehmet amca beni biraz önce aradı: Hep Berkin
Elvan, Allah rahmet etsin -onlara da rahmet okudu, başsağlığı
diledi- ama bizim çocuklarımızdan bahsetmiyorsunuz.
Biz
acılarımızı yarıştırmayalım. 50
yurttaşımız 6-7 ekim olaylarında hayatını
kaybetti ve iç güvenlik paketi de aslında bundan sonra ortaya
çıktı. Bu araştırma komisyonunu tabii ki kuralım ama
inşallah, yeni dönem Parlamentoda. Kadına dair ne yapılacaksa
hepsini de biz AK PARTİ kadın milletvekilleri ve erkek
milletvekilleri çünkü, onların çok büyük desteğini alıyoruz-
Başbakanımızın önderliğinde, Cumhurbaşkanımızın
liderliğinde gerçekleştireceğiz inşallah. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MÜLKİYE
BİRTANE (Kars) Sayın Başkan
BAŞKAN
Dinliyorum.
MÜLKİYE
BİRTANE (Kars) - Sayın hatip ismimi
BAŞKAN
Sayın Birtane, sataşma için söz isteyeceksiniz ama şu
kayıtlara geçsin diye iki cümle söyleyeceksiniz, ondan sonra söz
vereceğim
MÜLKİYE
BİRTANE (Kars) İsmime hitaben konuştuğu için cevap
hakkı doğmuştur, konuşmak istiyorum.
BAŞKAN
Tamam, buyurunuz.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kars Milletvekili Mülkiye
Birtane'nin, Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyazın HDP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına satışması nedeniyle konuşması
MÜLKİYE
BİRTANE (Kars) Teşekkür ediyorum.
Sayın Mine
Hanım, verdiğiniz örnekler belki bugün, bu Parlamentoda doğru
örnekler ama Leyla Zananın bu Meclise gelişi öyle, AK PARTİnin
veya AKPnin lütfu değildir, Kürtlerin uzun yıllardır çok büyük
bedeller ödeyerek, mücadele vererek
Bu Parlamentodan eğer yaka paça
çıkarılıp hapse atılmışlarsa o mücadele sayesinde
geldiklerinin bir göstergesidir, bunu hatırlatmak istiyorum.
Bir de yasal
düzenlemelerden bahsediyorsunuz. Gönül isterdi ki yasal düzenlemelerin bir de
pratiğini görmüş olsaydık, yerini bulmuş olsaydı. Bu
yüzden de diyoruz, konuşunca -sataşma noktasında- belki çok
ustaca bir yaklaşımla, yapılan düzenlemeler üzerinden AKP
Hükûmetini, iktidarını övmeye çalışıyorsunuz ama
Cumhurbaşkanının, bakanların veya AKPnin yetkililerinin
kadın-erkek eşitliği konusunda söyledikleri bu söylediğiniz
yasal düzenlemelerin hiçbiriyle örtüşmüyor, aksine çok büyük
çelişkiler yaşıyoruz. Cumhurbaşkanının -az önceki
konuşmamda da belirttiğim gibi- kadına yönelik vurgulamaya
çalıştığı söylemlerine artık kimse inanmıyor
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Biraz önce, sayın hatip
konuşmasının içerisinde Sayın
Başbakanımızın başkanlığında,
Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde biz bunları
gerçekleştireceğiz. dedi. Takdir edersiniz ki
Cumhurbaşkanının Anayasanın 104üncü maddesinde tarif
edilen görev ve yetkileri içerisinde bir partiye lider olma vasfı yoktur.
Sayın konuşmacının -siz müdahale etmediniz, esasında
sizin orada müdahale etmeniz gerekiyordu bu ifadeye- bunu düzeltmesi gerekiyor.
Düzeltilmiyorsa sizin tutumuzun üzerinde usul tartışması talep
ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, benim de bir söz talebim olacak.
Sayın hatip
konuşması sırasında Yasin Börüyle ilgili herhangi üzüntü
belirtmeyen bir tutum içerisinde olduğumuzu söyledi.
Dolayısıyla, partimizi bir anlamda zan altında
bıraktı. Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hepsi tamam. Bir saniye
Mine Hanım,
şimdi, Sayın Zozaninin sizin sözlerinizin bir cümlesine itirazı
var, izlediniz mi?
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Duyamadım Başkanım.
BAŞKAN Ben
söyleyeyim. Dedi ki: Sayın Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin
çalışmalarıyla ilgili liderlik yapamaz. Dolayısıyla,
ya Sayın Lök sözünü düzeltsin...
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Düzeltecek bir şey yok Başkanım.
BAŞKAN Bir
saniye, bir saniye
Ben anlatayım, ona göre
Ya da siz müdahale etmediğiniz
için sizin hakkınızda, tutumunuz hakkında usul tartışması
isteyeceğim.
Onun için,
şimdi ben size bildiriyorum. Düzeltecek misiniz, düzeltmeyecek misiniz?
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Düzelteceğim bir şey yok ama
açıklayayım müsaade ederseniz.
BAŞKAN
Yani, anlatabildim mi ben?
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Evet.
BAŞKAN -
Tekrar ediyorum Sayın Lök: Sayın Başbakanımızın
ve Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunları
gerçekleştireceğiz. dediniz ya siz. Sayın
Cumhurbaşkanı Anayasaya göre herhangi bir siyasi partinin
gerçekleştireceği işlerde liderlik yapamaz. diyor, ben de size
müdahale etmediğim için usul tartışması açmak istiyor.
Dolayısıyla düzeltirseniz sistemi ona göre, eğer
düzeltmiyorsanız da ona göre
Buyurunuz.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Diyarbakır
Milletvekili Mine Lök Beyaz'ın, HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Ben, tabii, bundan... Hani, Tüzükte var mı,
usul tartışması açılıyor mu, onu bilmiyorum ama
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bizim
kurucu Genel Başkanımızdır, bizim babamızdır,
liderimizdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Şu anda Cumhurbaşkanıdır.
MİNE LÖK
BEYAZ (Devamla) Yani, bunda benim aslında düzeltecek bir şeyim yok.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Cumhurbaşkanı bir partinin lideri olamaz.
MİNE LÖK
BEYAZ (Devamla) Ben, AK PARTİ Kadın Kollarından yetişen
bir milletvekili olarak burada görev yapıyorum. Sayın
Cumhurbaşkanımızın biz her zaman çok çok büyük desteklerini
gördük.
LEVENT GÖK
(Ankara) Efendim, zaten usul tartışmasını gerektiriyor bu
sözler.
MİNE LÖK
BEYAZ (Devamla) Tutanaklardan, ben ne demişim, ben de şimdi
çıkartacağım ama hani bu dediğinizi düzeltecek bir şey
yok aslında.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Usul tartışması açın.
LEVENT GÖK
(Ankara) Teyit ediyor efendim, usul tartışması açalım.
MİNE LÖK
BEYAZ (Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Usul tartışması talep ediyoruz.
BAŞKAN - Şimdi, Sayın
Zozani, bir saniye
LEVENT GÖK (Ankara) Gerekli artık
zaten.
BAŞKAN - Ben kendi kendime usul
tartışması açarım yani siz açamıyorsunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Talep
ediyorum Başkan.
BAŞKAN Bir saniye
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Ben
talep ederim, takdir sizindir.
BAŞKAN - Siz talep edersiniz, ben
de açarım veya açmam.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) Takdir
sizindir, evet.
BAŞKAN - Şimdi, mesele
şu: Prensip olarak ben bugüne kadar, sizlerin de konuşmaları
dâhil olmak üzere -o nedenle de çok eleştirildim- söz kesmiyorum, bir.
İkincisi: Sadece iki konuda
milletvekillerine Başkan Vekillerinin uyarı yapma hakkı var;
biri temiz bir dil kullanma, ikincisi de konudan ayrılma demek üzere iki
konuda.
Onun için, şimdi, usul
tartışması kısmını bir kenara koyarak ben
sataşmaya yönelik bir söz vereyim size; ondan sonra, oylamayı da
yaptıktan sonra onu düşüneceğim, size cevap vereceğim.
Siz söz
istemiştiniz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Evet, evet.
BAŞKAN
Evet, işte onu söylüyorum. Sataşmadan dolayı size söz veriyorum.
Ondan sonra da
önergeyi oylayacağım. Ondan sonra o kısmını
düşüneceğim, bakacağız duruma.
Buyurunuz.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyazın HDP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın hatip
burada, konuşması sırasında Yasin Börü ve 6-7 Ekimde
diğer yaşamını yitirenler arasında sanki bir
ayrım yapmışız gibi, o acıları
paylaşmamışız gibi bir cümle kullandı. Bu cümle
doğru bir cümle değildir.
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Sayın Vekilim, babası söyledi.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) Biz, 6-7 Ekim olaylarında yaşamını
yitiren 50 yurttaşımızın tamamının
acısını yüreğimizde hissettiğimizi ve yeni
acıların yaşanmaması için bu olayların
arkasındaki bütün provokatif yaklaşımların açığa
çıkarılması gerektiğini, bunun için Meclisin de bir araştırma
komisyonu kurması gerektiğini bu kürsüden de defalarca ifade ettik,
bugün de aynı şeyi ifade ediyoruz.
MİNE LÖK
BEYAZ (Diyarbakır) Ben de aynı şeyi söyledim.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) Ölümler arasında ayrım yapmak, acıları
yarıştırmak asla Halkların Demokratik Partisinin
başvuracağı bir yol değildir. Keşke siz de aynı
duyarlılığı göstermiş olsaydınız, keşke
Sayın Başbakan ya da sizin parti lideri olarak
tanımladığınız Sayın Cumhurbaşkanı 6-7
Ekim olaylarında bizzat polis kurşunuyla, asker, korucu kurşunuyla
ölen 36 partili arkadaşımız için de aynı acıyı
yüreğinde hissettiğini bu kadar açık yüreklilikle ortaya
koyabilseydi. Siz bunu yapmadığınız gibi, örneğin 6-7
Ekim olaylarında, Bingöl Emniyet Müdürüne yapılan suikasttan sonra
Olayın faili olarak cezalandırdık. dediğiniz 4 gencin
yargısız infazıyla ilgili söylemiş olduğunuz yalan
ortaya çıkmasına rağmen, halktan özür dilemediniz, o ailelerden
özür dilemediniz, o insanları Emniyet Müdürüne yapılan suikastın
faili olarak infaz ettiniz, sonra kriminal incelemeler farklı sonuçlar
ortaya çıkardı, ona rağmen ailelerden, halktan özür dilemeyen
bir tutum içerisinde oldunuz. 6-7 Ekim olaylarıyla ilgili biz Meclisin
yine bir araştırma komisyonu kurarak bütün o acıları ortaya
çıkarması gerektiğini bugün de savunuyoruz.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, Sayın Zana konusunda
kısa bir...
BAŞKAN
Şimdi, bir saniye, Sayın Levent Gök de ayağa...
LEVENT
GÖK (Ankara) Ben, usul tartışması
açacağınızı düşünerek...
BAŞKAN
Ha, yok, ona sonra, ben önce bir toparlayayım ortalığı da
ondan sonra...
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından,
kadın işsizliğinin nedenlerinin
araştırılması amacıyla 17/12/2012 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Şimdi, önergeyi ben oylarınıza sunacağım.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT
GÖK (Ankara) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama istiyorsunuz, tamam.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan...
BAŞKAN
- Sizinki sataşma olmağı için, açıklamaya her zaman imkân
var, rica ediyorum yani, onlar tamam.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Tabii, tabii.
Geçmişte
Sayın Zananın avukatı olarak bir bilgilendirme yapmam
gerekiyor.
BAŞKAN
Anladım.
Ben,
herkes gibi, şu anda bütün Meclis nasıl yorgunsa ben de öyle
yorgunum, kelimeleri biraz toplamakta zorluk çekiyorum. Öyle yavaş
yavaş, sakin sakin sıraya koyuyorum.
ABDULLAH
LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Dörde kadar çalışınca maalesef
BAŞKAN
Sayın Gök, Sayın Hamzaçebi, Sayın Ayaydın, Sayın
Sarı, Sayın Aygün, Sayın Öner, Sayın Tayan, Sayın
Çetin, Sayın Ediboğlu, Sayın Çıray, Sayın Küçük,
Sayın Şeker, Sayın Tamaylıgil, Sayın Oran, Sayın
Güneş, Sayın Loğoğlu, Sayın Köse, Sayın
Bayraktutan, Sayın Akar, Sayın Kaplan.
İki
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
16.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin oylanmasından önce
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi yeniden
elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Kars
Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından,
kadın işsizliğinin nedenlerinin araştırılması
amacıyla 17/12/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri
kabul edilmemiştir.
Sayın Levent
Tüzel burada mı? Düzeltme talebi vardı.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Dışarıda Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Zozaninin yönetimim hakkında usul tartışması
talebini ben de kabul ediyorum.
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Lehte
BAŞKAN
Lehte Sayın Kubat.
LEVENT GÖK
(Ankara) Aleyhte
BAŞKAN
Aleyhte Sayın Gök.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Lehte
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu lehte, Sayın Gök ve Sayın Zozani aleyhte.
Fakat, şimdi,
sözleri vermeden evvel ben bir düzeltmeyi yaptırayım da sizin
işiniz kısa
Sayın Tüzel,
düzeltme talebinizi yerine getiriyorum.
Buyurunuz.
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in, 10/3/2015 tarihli 73üncü
Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması (x)
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünkü
birleşimde 52nci maddedeki konuşmamda sehven bir ifade geçiyor, onu
düzeltmek istemiştim. Siyasi partiler kapatılmasın diye
Hükûmetin vermiş olduğu Anayasa değişikliği konusunda
Başbakan Ala öyle söylüyor. diye sehven bu şekilde geçmiş.
Sayın
Başbakan Ahmet Davutoğluyla ilgili bu düzeltmeyi yapmışken
özellikle son günlerde eski Müsteşar Sayın Hakan Fidan konusu da
gündeme geldi. Biliyorsunuz, adaylığının geri çekilmesi
konusu çokça tartışıldı ve Cumhurbaşkanından bir
kez daha izinsiz hareket edilemeyen bir tablo ortaya
çıktığını gördük. Sayın Cumhurbaşkanı
da Başbakana, Hükûmete, bütün devlete, bütün topluma gücü yetiyor ama
dolar milyarderlerine söz geçiremedi, biliyorsunuz, bu faiz ve dolar lobisine
yenik düştü. Onlardan bir tanesi Soma Holding, dolar milyarderlerinden.
İşte, Alp Gürkanın Spine Tower isminde gökdeleni,
biliyorsunuz, bu Somada ölen madencilerin cesetleri üzerinde yükseliyor.
Bakın Spine Tower, bunun tanıtımını
yapacakmış perşembe günü.
Biz de buradan
bütün işçilere seslenelim: Somalı madencilerin
acısını, anısını yaşatmak isteyenlerin böyle
bir maden üzerinden anıt yapmak isteyenlere karşı elbette orada
madencileri yalnız bırakmaması gerekiyor. Somalı madenciler
direniyorlar, kan ağlıyorlar; tazminatlarını vermeyen Soma
Holding patronu şimdi böyle gökdelenler dikiyor. Buna hiç kimsenin seyirci
kalmaması lazım. Bu gökdelen, sermayenin
acımasızlığının, fütursuzluğunun,
ahlaksızlığının,
vicdansızlığının, her tür değersizliğinin
resmidir aslında. Orada madenciler kan ağlarken dolar milyarderleri
böyle anıt eserler bırakıyorlar, Şu kadar odalı,
şu kadar yükseklikte, şöyle asansörlü gelin, yatırım
yapın. diyorlar.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (Devamla) İşte Türkiyedeki adaletsizliğin resmidir bu.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şimdi, usul
tartışmasına geçiyoruz.
Lehte Sayın
Kubat, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XI.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Meral Akşenerin HDP grup önerisinin
görüşmeleri sırasında konuşan hatibi uyarmamasıyla
ilgili tutumunun İç Tüzükün 66ncı maddesine uygun olup
olmadığı hakkında
MEHMET DOĞAN
KUBAT (İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, çok değerli arkadaşlarım; açılan usul
görüşmesinde Başkanlığın tutumu lehinde
görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, az önce Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Mine Lök
Beyaz Hanımefendi kadınların istihdamına yönelik bir grup
önerisinin görüşülmesi sırasında kendi düşüncelerini,
görüşlerini gayet nazik biçimde bizimle paylaştı ve bu İç
Tüzüke uygun paylaşımın Sayın Zozani tarafından
Başkanın içeriğine müdahale etmesi gerektiği yönünde bir
itiraz üzerine bu tartışma açıldı.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Anayasanın 104üncü maddesinde
Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri düzenlenmiş. Birinci
fıkrada şöyle diyor: Cumhurbaşkanı Devletin
başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını,
Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını
gözetir.
FARUK BAL (Konya)
Doğan Bey, AKPyi de yönetir. diyor mu?
MEHMET DOĞAN
KUBAT (Devamla) Yine, 104üncü maddenin (b) bendinde; gerekli gördüğü
hâllerde hükûmete yani Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek bu görev ve
yetkileri arasında sayılmıştır.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanının birliğini
temsil ettiği milletin yarısından fazlasını
oluşturan kadınların temel sorunlarının çözümüne
yönelik fikirlerini kamuoyuyla paylaşması, bu konuda
girişimlerde bulunması, gerek Hükûmete gerekse Hükûmet
dışı birtakım kurum ve kuruluşlara bu konuda telkin ve
tavsiyelerde bulunması, hatta talimat vermesi onun anayasal bir görevidir.
Özellikle, kadınların, şu son zamanlarda çok yoğun biçimde
acı hadiselerle gündemimize geldiği bir dönemde Sayın
Cumhurbaşkanımızın bu tür meselelerin kökten çözümüne
yönelik yaptığı bu çağrıların ve bizim bir
arkadaşımızın da Sayın
Cumhurbaşkanımızın bu görüşleri çerçevesinde bu
meselelerin çözümlenmesine yönelik girişimlerine destek vereceğini,
bu konuda kendisini örnek aldığını, onun bize önderlik
ettiğini söylemesinin -İç Tüzük açısından, Anayasa
açısından- bırakın onu, normal bir milletvekilinin fikir
özgürlüğü çerçevesinde bunu dile getirmesinin İç Tüzükün hangi
maddesine ne şekilde aykırı olduğunu çok merak ediyorum.
İç Tüzükte,
66 ve 67nci maddelerde, sadetten huruç ve lisanınezahet ilkeleri var.
Yani, Sayın Başkan şu kürsüdeki konuşmacıyı
sadece konu dışına çıktığı zaman ve İç
Tüzüke aykırı davrandığı zaman uyarıyla
mükellef. İkincisi de eğer kaba ve yaralayıcı sözler
varsa... Arkadaşımız çok nezih bir konuşma yaptı ve
hiç konunun dışına da çıkmadı. Eğer burada
İç Tüzük hükümleri uygulanacaksa, burada, 161 ve 163ün, geçici
çıkarma cezasının uygulanacağı birçok konuşma
yapıldı; gerek Meclis Başkanlığı kürsüsüne gerek
Cumhurbaşkanına gerek Başbakana yönelik çok ağır
ithamlarda bulunuldu ama bu fikir özgürlüğü çerçevesinde denilerek
hiçbir arkadaşımız bu yöntemi zorlamadı. Eğer biz
gerçekten... Fikir özgürlüğü AİHM kararlarında da belirtilir.
Sizin benimsemediğiniz, sarsıcı, belki hiç hoşunuza
gitmeyen düşünceler dile getirilebilir, bunlara hoşgörüyle bakmak
zorundasınız. Bu çerçevede, her gün burada fikir özgürlüğünden
bahseden arkadaşların bir arkadaşımızın
düşüncesinden dolayı usul tartışması açmasını
da çok manidar buluyorum.
Dolayısıyla,
Sayın Başkanımızın bu konuda hatibe müdahale
etmemesini onun fikir özgürlüğüne gösterdiği saygının bir
ifadesi ve İç Tüzüke uygun bir davranış olarak gördüğümden
dolayı Başkanımızın tutumu yerindedir diyorum, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aleyhte Sayın
Zozani, buyurunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Niyet okumak
iktidarın görevi olabilir; getirdikleri İç Güvenlik Yasasıyla
birlikte zaten vatandaşların niyetlerini okuyarak gözaltına
alıp hapse de attıracaklarının
hazırlıklarını yapıyorlar. Dolayısıyla, bu
saatten sonra niyet okumak onların işi, okumamalılar da daha
doğrusu çünkü bunun yasal altyapısını hazırlıyorlar.
Kenan Evren öyle bir cümle kullanmıştı: Vatandaş özgürce
düşünebilir ama seslendirdiği zaman problem oluyor. dedi. Bu, biraz
öyle bir şey. Konuşabilirsiniz, bir şeyi ifade ettiğiniz
zaman, biz onun arkasındaki niyetinizi sorgularız.
Efendim, Meclis
Başkanlık Divanı mekanik bir yer değildir; görevi, İç
Tüzükü ve İç Tüzükle birlikte basılı olarak her
milletvekillerine gönderilen, dağıtılan Anayasayı
uygulamaktır. Çünkü, İç Tüzükün 14üncü maddesinde, Meclis
Başkanının ve Başkanlık Divanının Meclis
çalışmalarının Anayasaya uygunluğunu gözetmek gibi
bir görevi vardır. Gidersiniz 66yı okursunuz, işinize geliyor;
ben de okudum 66yı. 14e bir bakın, 14 çerçevesinde bir bakın
diyor mu, demiyor mu; Meclis Başkanı, Başkanlık Divanı
Meclis çalışmalarının Anayasaya uygunluğunu gözetir
diyor mu, demiyor mu? Burada her bir milletvekilinin yaptığı bir
konuşma, yasama faaliyetinin bir aktivitesi olduğuna göre, her
birimiz açısından bu Anayasa bağlayıcı
mıdır, bağlayıcı değil midir? Her faaliyetimiz
açısından bağlayıcıdır.
İtiraz
ettiğim noktayı bakın çarpıttınız, açık
ifade edeyim: Ben, Sayın Cumhurbaşkanının ya da bir siyasi
parti liderinin toplumsal sorunlarda kampanyalar başlatmasına, sosyal
sorumluluk kampanyaları başlatmasına ve toplumda
duyarlılığa öncülük etmesine itiraz etmedim. Sayın hatibin
buradaki ifadesi de bu değil zaten. Biz AK PARTİ olarak diye cümleye başladı,
Sayın Başbakanımızın
başkanlığında, Sayın
Cumhurbaşkanımızın liderliğinde
diyor. Şimdi,
bunu dediğiniz zaman, benim itiraz ettiğim nokta burasıdır
ve haklı bir itirazdır. Evet, siz mekanik olarak
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Siz de yapın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Devamla) Evet
biz şunu söylemek istiyoruz: Cumhurbaşkanı, Türkiye
Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanıdır...
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Siz de yapabilirsiniz.
İZZET ÇETİN (Ankara) AKP
cumhuriyetinin.
ADİL ZOZANİ (Devamla)
Anayasanın 104üncü maddesinin birinci fıkrası gereği
herkese eşit mesafede durur. Bunu arzu ederiz, bunu söylemek istiyoruz.
Ama müsaade buyurun, müsaade buyurun
AYTUN ÇIRAY (İzmir)
Anayasayı askıya aldı, benim Cumhurbaşkanım değil.
ADİL ZOZANİ (Devamla)
Sayın Cumhurbaşkanının tarafsızlık ilkesini
işletmesine ve bunu uygulamaya koymasına müsaade buyurun. Buraya
çıkıp derseniz ki: Bizim Cumhurbaşkanımız, bizim
partimizin lideri.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) Doğru
söylüyorlar.
ADİL ZOZANİ (Devamla) O, 10
Ağustostan önceydi. Cumhurbaşkanı oldu; Cumhurbaşkanı
olarak, Cumhurbaşkanı sıfatıyla Meclise geldiğinde biz
de burada kendisini nezaketle karşıladık.
Ben Sayın hatibin
konuşmasında bir nezaketsizlik var. demedim. Ancak buradaki
konuşma da, tarafsızlık ilkesini mutlak bir şekilde her
faaliyetinde gözetmesi gereken bir makamda bulunan bir insanı bir partinin
tarafı gibi, bir partinin lideri gibi lanse etmeye
çalıştığınız zaman itiraz ederiz. İtiraz
doğal haktır. Kendinize manevi baba görürsünüz, lider görürsünüz,
başka bir şey
O sizin sorununuz, buna bir şey demiyorum ama
bizi bağlayan şey, Anayasadır. Anayasada tarif edilmiş
yetkiler ve görevler.
Hatırlıyorum, 10 Ağustos
seçimlerinden önce, altı yedi ay öncesinde bu kürsüden ifade ettik, dedik
ki: Mevcut durumda 10 Ağustostan itibaren Türkiyede bir yetki krizi
dönemi başlayacak. Bu kürsüden ifade etmişiz, dile getirmişiz.
Getirin düzenlemelerinizi yapalım, ne yapmak istiyorsanız bu yetki
kargaşasının önüne geçecek tedbirleri alalım, dedik. Niye
getirmediniz? Şimdi, defakto uygulamaların içerisine girdiniz.
E, bir yerde eğer bir paralellik arayacaksınız, bir yerde bir
korsanlık arayacaksanız bu uygulamaların hepsi Anayasaya
aykırı olduğuna göre adını siz koyun, ister paralel
deyin, ister korsan uygulama deyin, ister başka bir şey deyin ama
şurası açık: Anayasaya aykırı işlem
yapıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Buradaki bu ifadeler de bu çerçevede
yanlıştır, itirazımız bunadır. Sayın
Başkanla bir problemimiz yok.
BAŞKAN
Evet, usul tartışmasında lehte Sayın Yılmaz.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
açılan usul tartışmasında Başkanlığın
tutumunun lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Burada Sayın
Meclis Başkanının hatibin konuşmasına müdahale
etmemesinde bir problem yok ama şunu ifade etmek lazım: Sayın
hatibin konuşması doğru bir konuşma
olmamıştır.
Şimdi,
Cumhurbaşkanlığı makamına
baktığınızda, herkesin saygı göstermesi gereken bir
makamdır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi geleneği olarak, hem Anayasa
olarak hem töremiz gereği, Cumhurbaşkanlığının
saygın bir makam olduğunu ifade ediyoruz ama öncelikle bu
makamın saygınlığını korumakla görevli olan
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın kendisidir.
10 Ağustos
seçimlerinden önce Sayın Genel Başkanımızın şu
ifadesi bugünleri işaret ediyordu: Sayın Recep Tayyip
Erdoğandan Cumhurbaşkanı olmaz, olmamalı. derken tam da
bugünleri işaret ediyordu. Orada iki tane sebebi vardı Genel
Başkanımızın ifadesinin. Bir: Hakkında 17-25 Aralıkta
kendisi ve çocuklarını kapsayan asrın yolsuzluğunu içine
alan bu şaibelerden birtakım usulsüz hâkim ve savcı
atamalarıyla kurtulsa bile, millet vicdanında bu 17-25
Aralıktaki asrın yolsuzluğuyla ilgili soru işaretleri devam
ediyordu. İkincisi de geldiği gelenek itibarıyla, tavır
itibarıyla Cumhurbaşkanlığı makamında
tarafsızlığını muhafaza edemeyeceği
noktasında kesin yaptığı tavırlardan dolayı
tespitlerimiz vardı. Sayın Genel Başkanımız bugünleri
ifade etti ve bugün gelinen nokta bunu gösteriyor.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisinin
görevlerinden bir tanesi de Cumhurbaşkanlığı
makamının saygınlığını korumak çünkü
Anayasamızın gerek 101inci maddesi gerek 103üncü maddesi gerekse
104üncü maddesi
101inci maddede, Cumhurbaşkanının seçildiği
andan itibaren partiyle ilişiği kesilir, diyor. Ben şimdi
buradan vicdanınıza soruyorum: Burada kürsüye çıkıp ne
derseniz deyin, şu anda Recep Tayyip Erdoğanın,
Cumhurbaşkanının partiyle ilişiği kesilmiş midir?
Hayır efendim, her noktada partiyle ilgili olaylara müdahale ediyor;
milletvekili adaylarının tespitinden tutun, kimin milletvekili olup
kimin milletvekili olmayacağına kadar Hakan Fidanın
milletvekili olup olmaması Cumhurbaşkanının sorumluğu
içerisinde mi? O, partinin iç meselesidir, yapar veya yapmaz veya X
şahsının AK PARTİden aday olması
Cumhurbaşkanını ilgilendiren bir husus değildir çünkü
Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerekiyor. Burada,
bakın 103üncü maddede ne diye yemin ediyor? Diyor ki:
üzerime
aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek
için
namusum ve şerefim üzerine andiçerim. Şimdi, bu söze, bu yemine
uymak lazım ama ne yapıyor? Cumhurbaşkanı devletin
imkânlarıyla neredeyse AK PARTİnin genel başkanı gibi
mitingler düzenliyor açılışlar adı altında. Kimin
parasıyla yapıyor bunu? Devletin ve milletin parasıyla
yapıyor. O mitinglerinde neyi ifade ediyor? AK PARTİye 400
milletvekili istiyor.
RECEP ÖZEL
(Isparta) AK PARTİye demiyor, bir partiye diyor.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Bir parti dediğinin AK PARTİ olduğunu sen
de iyi biliyorsun, biz de iyi biliyoruz, bütün kamuoyu da iyi biliyor. Yani
şimdi bunu vicdanen kabul etmemiz mümkün mü?
Burada 104üncü
madde de kurumlar arasında uyum içerisinde çalışmayı
gerektiriyor. Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Hangi vicdan?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Bütün milletvekillerine sesleniyorum: Bunu başka bir
cumhurbaşkanı yapmış olsaydı ne derdi? Çıkıp
külhanbeyi bir ifade tarzıyla Eğer siyasete çok meraklıysan
forslarını çıkar, gel, siyaset meydanı burası,
siyaseti burada yap. derdi çünkü bunu defalarca dedi. Anayasa Mahkemesi
Başkanı, AK PARTİnin kapatılmasıyla ilgili sadece
Başkanın oyuyla AK PARTİ kapatılmaktan kurtulduğunda
kahraman Anayasa Mahkemesi Başkanıydı ama aleyhinde verdiği
kararın hemen sonrasında Cüppeni çıkar, siyaset meydanına
gel. ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Mukayesen iyi olmadı. Uymadı, uymadı, hiç
uymadı.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Evet, aynen uyuyor. Çünkü bugün
Cumhurbaşkanının yaptığı dün söyledikleriyle
tezat teşkil ediyor.
Siz, devleti
temsil ediyorsunuz, Türkiye Cumhuriyetinin devletini temsil ediyorsunuz. Siz,
Adalet ve Kalkınma Partililerin Cumhurbaşkanı değilsiniz.
Siz, tüm milletin Cumhurbaşkanısınız. Bunun gibi davranmak
zorundasınız. Bu, devletin kurumlarını yok eder, Cumhurbaşkanlığı
makamına saygısızlık olur,
Cumhurbaşkanlığı makamını yıpratır.
Devletin makamlarını yıpratmaya da kimsenin hakkı yoktur.
Devletin kurumları yıpranırsa devlet yıpranır,
devletin kurumları çökertilirse devlet çökertilir. Bugün bunlar
işinize gelebilir ama yıpranan bir
Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye Cumhuriyeti devletinin
bekası açısından tehlike arz eder.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Onun için, Cumhurbaşkanı siyaset yapacaksa
forslarını çıkarıp gelsin. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.
Aleyhte Sayın
Gök.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii,
seçimler yaklaşınca, AKP milletvekillerinin listelerde yer alma
kaygısını, endişesini ve listeleri de gerçekte kimin
yapacağının bilindiği gerçeği
karşısında burada Cumhurbaşkanına övgüler dizmelerini,
Cumhurbaşkanına âdeta Başbakanı da aşan bir
şekilde onun emrinde olduğunu bildiren sözcükler söylemelerini biz
yadırgamıyoruz. Çünkü, biz biliyoruz ki bu Cumhurbaşkanı,
Anayasanın 101inci maddesinde yazıldığı anlamda
seçildiği anda partisiyle ilişiğini kesmemiştir,
Anayasayı çiğnemiştir. Cumhurbaşkanı partisiyle
ilişiğini kesmediği gibi, AKPliler de Cumhurbaşkanıyla
olan siyasi birliklerini kesmemişlerdir; hâlâ yönetici odur, hâlâ lider
odur, Ahmet Davutoğlu ortada yoktur. Durum bu kadar acıdır ve
gerçektir, acı ve gerçektir.
Şimdi,
Cumhurbaşkanı, burada, tarafsızlığı üzerine yemin
ediyor, tarafsızlığını çiğneyen o kadar örnek var
ki, hangi birini verelim değerli arkadaşlarım, hangi birini
verelim?
İç güvenlik
paketini konuşuyoruz. Cumhurbaşkanı o konuda ahkâm kesiyor,
diyor ki: Bu yasa er ya da geç çıkacak. Kime diyor bunu? Meclise diyor.
Kim çıkartacak bu yasayı, kim Kabul oyu kullanacak? AKPli üyeler.
O yüzden buradan ayrılamıyorsunuz, Cumhurbaşkanının
gözünden düşmemek için, Cumhurbaşkanı nezdindeki
itibarınız sarsılmasın, listelerde yer alalım diye bir
telaş sergiliyorsunuz.
A. EMİN ÖNEN
(Şanlıurfa) Milletvekili nerede olacak başka? Meclis Genel
Kurulunda olur tabii. Ne alakası var? Milletvekili zaten burada olur.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Başka nerede olalım ya? Burada olmayalım, nerede
olalım, nereye gidelim?
LEVENT GÖK
(Devamla) Bakın, Cumhurbaşkanı bunu söyledi, ben bu kürsüden
haykırdım, Bu paket er ya da geç çıkacak. diyen bir
Cumhurbaşkanı Meclis üzerinde vesayet kurmuştur. Yüreğiniz
varsa çıkın buraya, deyin ki: Cumhurbaşkanı, o senin
işin değil, o Başbakan ile bizim işimiz, Meclisin işi.
O konuda karar verecek olan kişi biziz. Biz senin talimatlarınla
hareket etmeyiz. diyen bir yürekli AKPli milletvekili arıyorum!
Arıyorum! Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
yazıyor burada. Vesayet altındasınız hepiniz. Vesayet sizi
eziyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Başkan! Başkan!
LEVENT GÖK
(Devamla) Cumhurbaşkanı daha dün muhtarlara diyor ki: Engelleye
engelleye daha 50inci maddeye geldiler. Kim engelliyor? Muhalefet engelliyor.
RECEP ÖZEL (Isparta)
Evet.
LEVENT GÖK
(Devamla) Cumhurbaşkanı taraf arkadaşlar, taraf, hem de
AKPnin içinde lider gibi taraf.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Taraf, demokrasiden taraf!
LEVENT GÖK
(Devamla) Kim engelliyor? Muhalefet engelliyor. Bir Cumhurbaşkanı
böyle mi konuşur? Bir Cumhurbaşkanı der ki: Bu yasa
Parlamentoda enine boyuna tartışılır, önüme gelir, karar
veririm. Hayır, Cumhurbaşkanı işin içinde. Er ya da geç
çıkacakmış; bu yasanın fazlası yokmuş,
eksiği varmış.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Doğru söylüyor.
LEVENT GÖK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, siz kimi kandırıyorsunuz?
Cumhurbaşkanı
tarafsız da değil ayrıca, ülkeyi bölüyor,
kutuplaştırıyor. Az önce burada konuşan
arkadaşımız Cumhurbaşkanının kadınlarla
ilgili yaptıklarını anlatıyor. Daha geçen gün
Cumhurbaşkanı demedi mi İnadına dekolte giyin, biz
inancına, tarihine bağlı nesiller, düşünen gençler
yetiştireceğiz. diye? Hani siz kıyafetiyle
uğraşmazdınız insanların? Dekolte giymesi sizi niye
ilgilendiriyor insanların? Hani, nerede sizin özgürlükçü
anlayışınız? Hepiniz çuvallıyorsunuz.
Cumhurbaşkanı
şu anda Türkiye demokrasisinin önündeki başsorundur değerli
arkadaşlar. Bir kere, AKPli milletvekilleri bu iradeye karşı
çıkmadığı müddetçe burada milletvekilliği görevini layıkıyla
yerine getiremezsiniz.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) O bizim irademiz karşı
çıkmıyoruz, o bizim irademiz!
LEVENT GÖK
(Devamla) Daha gördük, Başbakanın Gelince memnun olduk.
dediği Hakan Fidanın nasıl böyle adaylığın
elinden alındığını ve Başbakanın
çırpınışları karşısında dahi MİT
Müsteşarlığına siyasi etiğe aykırı olarak
tekrar geri getirildiğini gördük. Ses
çıkarttığınız oldu mu? Yok,
çıkartamazsınız.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Biz sağlam iradenin arkasındayız.
LEVENT GÖK
(Devamla) Sizin hiçbirinizin vesayet altında ses çıkartacak gücü
yoktur. Siz sadece kuru kalabalıklara, muhalefetin üzerine baskı
yapın; polisin şiddetiyle, TOMAlarıyla muhalefeti ezmeye
kalkın.
Bunlar bize
sökmeyecek değerli arkadaşlar. Cumhurbaşkanı haddini
bilecek! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Cumhurbaşkanına Egemenliğin kayıtsız
şartsız milletin olduğu gerçeğini buradan
haykıracağız. deyin. Bir Cumhurbaşkanı bunu
söylediği anda bunu reddetmeyen bir AKP Grubuna bu sözler
müstahaktır.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Sayın Başkan, doğru konuşsun.
LEVENT GÖK
(Devamla) Kalkın buradan eleştirin, yüreğiniz varsa
eleştirin, yüreğiniz varsa eleştirin
Cumhurbaşkanını. İradenizi ve tüm düşünce
sistematiğinizi Cumhurbaşkanınıza emanet etmişsiniz.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Haddini sen bileceksin!
LEVENT GÖK
(Devamla) Bundan hayır gelmez, bundan hayır gelmez. Biz burada
demokrasiyi savunuyoruz, Anayasayı savunuyoruz,
Cumhurbaşkanını anayasal çizgi içinde çalışmaya
zorluyoruz. Bunu yapsın, hepimizin saygısını kazansın
ama bunu yapmayan bir Cumhurbaşkanının burada korunmasına
da Meclis Başkanı müsaade etmemelidir.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Sen kimsin ki Cumhurbaşkanına laf diyeceksin? Sen
kimsin?
LEVENT GÖK
(Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Haddinizi bileceksiniz! O, sağlam iradenin
arkasında.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN Söz
vereceğim size.
Sayın
milletvekilleri, kürsüdeki konuşmacının
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN Siz yerinize
oturun, size ben söz vereceğim ama şunu bitireyim.
Kürsüdeki
konuşmacının sözlerine birleşimi yöneten başkanın
müdahalesi disiplin hükümleri hariç iki şekilde olabilmektedir. Birincisi,
İç Tüzükün 66ncı maddesine göre, görüşülen konu üzerinde konuşmaya
davet etmek için; ikincisi de İç Tüzükün 67nci maddesine göre, kaba ve
yaralayıcı ifadeler sarf eden milletvekilini temiz bir dil kullanmaya
davet etmek için.
ADNAN YILMAZ
(Erzurum) Her şey var.
MURAT YILDIRIM
(Çorum) Dili de temiz değil.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Her ikisini de yaptı.
BAŞKAN
Bunun dışında konuşmacıyı, sözlerinin
uygunluğu, isabetliliği bakımından içerik denetimine tabi
tutup uyarmak Başkanın yetkisinde bulunmadığı gibi
kürsü dokunulmazlığı kavramına da
aykırıdır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Öyle bir usul tartışması açmakla hata ettiniz.
Vakit kaybı, vakit. Yazık değil mi? Bir de beşer dakika
sözleri.
BAŞKAN Bu
usul tartışmasının sonucunu söylüyorum muhteremler.
Sayın
Bostancı, buyurunuz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Efendim Vesayet altındasınız. diyerek
grubumuza hakaret etmiştir.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Usul tartışmasıyla
alakalı gerçekten müdahale etmeniz gerekiyor.
BAŞKAN
Buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, Ankara Milletvekili Levent Gökün usul
görüşmesiyle ilgili konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar
MURAT YILDIRIM
(Çorum) Şeflik dönemi!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla)
burada hiç kimse had bildirme makamında değil.
Demokrasilerde had bildirecek yegâne yer millettir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Millet de sandıkta had
bildirir. Levent Bey ve arkadaşları her seçimde zaten hadlerini
öğrenselerdi bugün daha farklı bir yerde otururlardı. O yüzden,
onların kelimelerle had bildirme lafı yerine milletin bir gerçeklik
olarak iradesi her şeyin yerine geçer onu belirteyim.
İkincisi:
Burası herkesin özgür iradesiyle karar verdiği bir Meclis. CHPliler
ne kadar özgürse, HDPliler, MHPliler ne kadar özgürse bir parti disiplini ve
hiyerarşisi içerisinde, emin olun, en az onlar kadar AK PARTİ de
özgürdür ve kendi iradesiyle karar verir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Keşke öyle olsa!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Üçüncüsü: On üç yıldır AK PARTİ iktidarda.
Allaha şükür bu ülkede kapalı gezen de var, dekolte gezen de var.
Kafamızın içinde bir Türkiye düşünmek yerine sokağa
çıkıp baksak bu ülkenin gerçekliğini görürüz. Dekolte giyene
kimse karışmıyor ama hâlâ başında örtü olanlara
karafatmalar diyen insanlar var ne yazık ki bunu da belirteyim.
LEVENT GÖK (Ankara) Ayıp, ayıp!
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Utanmıyorsunuz ya!
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Bir başka husus, bir başka husus: Beyler, gece
iki olduğunda yine başlarsınız Angarya.,
Çalışmaya hayır., Bizi zorla
çalıştırıyorsunuz. Peki, şimdi ne yapıyoruz biz?
Daha birinci grup önerisi bile bitmemiş ve saat 17.00.
LEVENT GÖK
(Ankara) Bunlar yasama faaliyeti değil mi?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Bu, bir angaryadır.
LEVENT GÖK
(Ankara) Bunlar faaliyet değil mi?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) Bu, Meclisin çalışmasını engelleme
adına fiilî bir durum yaratarak buradaki Meclisin, İç Tüzük
çerçevesinde, çalışmasını engelleme girişimidir. Bu
angaryaya Hayır. diyoruz. Şimdi çalışamıyorsak gece
02.00den sonra çalışacağız.
Saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir
saniye
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hiçbir şey demedi ya!
BAŞKAN Bir
saniye
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Şimdi, sayın milletvekilleri ve sayın grup başkan
vekilleri; 2007den beri ben bu Mecliste görev yapıyorum. Çok kritik
kanunları beraber geçirdik, birbirinizle kafa göz yararak kavga
ettiğiniz kanunları da beraberce geçirdik. Herkes bilir ki vesayet
altında olmak gibi
Sayın
Bostancı size hiç yakıştıramadım, Vesayet
altındasınız. sözünü geri almanızı rica ediyorum
sizden.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Hayır, ben demedim.
MEHMET YÜKSEL
(Denizli) Size demedi.
BAŞKAN
Şahsım için, benim şahsım için söyledi.
Sayın
Başkan
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Hayır efendim, hayır. (AK PARTİ
sıralarından Size demedi. sesleri)
BAŞKAN Bana
demediyseniz o zaman ben geri aldım.
AHMET YENİ
(Samsun) CHP söyledi Sayın Başkan, CHP söyledi.
BAŞKAN Ben
geri aldım, o zaman ben geri aldım tamam çünkü
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Hayır, hayır.
BAŞKAN
Tamam, geri aldım.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Diğeri söyledi Başkanım.
BAŞKAN Ben
de geri aldım.
ADNAN YILMAZ
(Erzurum) Hayır, hayır, Bostancı demedi efendim. Diğerine
söyledi Sayın Başkanım, diğerine söyledi.
AHMET YENİ
(Samsun) CHP söyledi.
BAŞKAN Ya
tamam, müsaade buyurun.
Ben diyorum ki
şahsıma Sayın Başkan Vesayet altındasınız.
dedi diye anladığım için herkese bir açıklama
yapmıştım. Şimdi Ben böyle bir şey demedim, size
demedim. dediği için de sözümü geri aldım, özür dilerim. Bu başka
bir şey, sıra sıra gidiyoruz. Ben çok yorgunum, kafamı
karıştırmayın.
Şimdi,
dolayısıyla, burayla ilgili yani burayı yöneten
şahısla ilgili itirazlarınız olabilir yöntemler olarak,
onun da yolu usul tartışması ama kişiselleştirmeden
meseleleri götürmemizde fayda var.
Buyurunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, Sayın Bostancı biraz
önceki konuşmalarında Bu olup bitenler angaryadır, fiilî
engellemedir. dedi. Benim açtığım usul
tartışmasına binaen bu ifadeleri kullandı,
sataştı.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Meclisin çivisini çıkardınız.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, siz ne diyorsunuz?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Aynı sebeple yani Tüzüke uygun buradaki
verdiğimiz Danışma Kurulu önerilerini angarya olarak
nitelendiren bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil.
BAŞKAN
İlk Sayın Gök başlamıştı anladığım
kadarıyla.
Buyurunuz.
LEVENT GÖK
(Ankara) Bu konuda?
BAŞKAN
Evet, sizin sözünüz üzerine gittiği için. Yalnız mümkün
olduğunca şahsileştirmeden konuları, özel rica ediyorum
hepinizden.
Buyurunuz.
4.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben burada
AKPli arkadaşlarımdan vesayet altında
kalmadıklarını kanıtlamalarını istedim.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ya, biz sana mı kanıtlayacağız?
LEVENT GÖK
(Devamla) Cumhurbaşkanının bu sözleri yenir yutulur
değildir.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sen kanıtla, sen! Bu kadar direnişin sebebi ne,
kanıtla!
AHMET YENİ
(Samsun) Kimsin sen?
LEVENT GÖK
(Devamla) Bakın, ben geçen gün kavgalı oturumdan sonra buradan
konuşma yapmışım. Bu sözlerimi burada aynen
tekrarladım.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Hangi vesayet altındasınız?
LEVENT GÖK
(Devamla) Siz kendinizi vesayet altında kabul ediyor musunuz? diyorum.
AK PARTİ sıralarından Evet. sesleri. Değerli
arkadaşlar, bunlar sizlere yakışmıyor.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Sana ne! Sana ne!
AHMET YENİ
(Samsun) Sana ne! AK PARTİden sana ne!
LEVENT GÖK
(Devamla) Bana nesi
Beni ilgilendirir. Siz Cumhurbaşkanının
vesayeti altında olamazsınız.
ZİVER
ÖZDEMİR (Batman) Size mi soracağız?
LEVENT GÖK
(Devamla) Sizin lideriniz Başbakan Ahmet Davutoğludur, ancak
onunla istişare edersiniz. Tamam mı?
AHMET YENİ
(Samsun) Yahu sizi ilgilendirmez.
LEVENT GÖK
(Devamla) Ben size yerinizi, görevinizi hatırlatıyorum.
AHMET YENİ
(Samsun) Sen kendi partine bak.
LEVENT GÖK
(Devamla) Sayın Başkan, burada Meclisten, İç Tüzükten
kaynaklanan haklarımızı kullanıyoruz. Verilen grup
önerilerinin her biri ülkemizin önemli sorunlarını ilgilendiren
konulardır.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Sizi ne ilgilendirir bizim ilişkimiz ya?
LEVENT GÖK
(Devamla) Partimizin ve diğer partilerin burada görüşlerini
saptayarak ortak bir nokta bulur muyuz. anlayışı içerisindeyiz.
Önemli konular tartıştık. Bakın, az önce HDP Grubunun
verdiği öneride kadınların işsizliği konusunu
tartıştık. Önemsiz bir konu mudur?
Araştırılmayacak bir konu mudur? Bunu angarya olarak gören bir
anlayışı ben gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.
Sayın
Bostancı, keşke bu konuda AKP Grubunu da serbest
bıraksanız, nüfusumuzun yarısını oluşturan
kadınlarımızın işsizlik sorununu, diğer
sorunlarını ortakça araştıracağımız bir
komisyon kursak, bunu bekliyoruz. E, muhalefet bunu talep ediyor, niye
reddediyorsunuz?
Paralel
yapıyla ilgili önerge getiriyoruz, paralel yapı varsa
araştıralım diye AKPliler reddediyor.
AHMET YENİ
(Samsun) Ya, bize karışamazsınız siz. Size mi
soracağız?
LEVENT GÖK (Devamla)
Sevgili yurttaşlarım, dün faiz lobisini araştıralım
diye önerge getirdik, AKP Grubunun oylarıyla reddedildi. Paralel
yapıyla ilgili önerge getirdik, AKP Grubunun oylarıyla reddedildi.
Bunlar, sizin gerçek yüzünüzün görülmesi açısından da yararlı
oluyor. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Size mi soracağız, oy kullanmada size mi
soracağız?
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Yasama faaliyeti yapıyoruz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Zabıtlara geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN
Evet.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Angarya kelimesi bizden çıkmadı. Angarya
kelimesini daha önceki zamanlarda da Meclis gece ikide yasama
çalışması yaparken arkadaşlar ifade ettiler.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Gece ikide çalışınca angarya olur tabii.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) - O zaman ifade ettiğiniz angarya durumu asıl şimdi
söz konusu, benim dediğim budur.
BAŞKAN
Tamam.
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Sayın Başkanım, Sayın Bostancı
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Grup başkan vekilin yok mu?
AYTUN ÇIRAY
(İzmir)
milletvekillerini kastederek Siz çalışmaları
angarya olarak gördünüz saat ikiye kadar, şimdi de size angarya
çalışmayı böylece göstereceğiz. diyerek milletvekillerine
sataşmada bulunmuştur.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Allah Allah!
BAŞKAN Yok,
şöyle dedi. Hayır sataşmıştır,
sataşmamıştır ayrı da.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Otursun yerine Sayın Başkan.
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Söylediği şey başka. Sayın Çıray, söylediği
şey başka.
Şimdi, önce
grup başkan vekillerini sırasıyla halledelim, cümle başka.
Buyurunuz
Sayın Halaçoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
5.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi,
angarya dedik, şundan dolayı dedik: Saat ikiden sonra
yaptığınız konuşmalar için, görüşmeler için
söyledik.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Siz konuşuyorsunuz, biz konuşmuyoruz ki!
LEVENT GÖK
(Ankara) Konuşun Recepciğim, konuşun.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Biz usulüne ve Tüzüke uygun olarak
RECEP ÖZEL
(Isparta) Biz görüşüyoruz, siz konuşuyorsunuz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla)
milletin yararına olmayan bir kanun üzerinde
üzerimize
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sana göre o, sana göre!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla)
düşen millet adına görevi yerine
getiriyoruz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Biz de.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Yani, milletin yararına olmayan bir yasada,
Tüzükün bize verdiği, muhalefete verdiği millet yararına olan
bir konuda engelleme çalışmasını yapıyoruz. Bu, bizim,
Tüzüke göre hakkımızdır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Yok öyle bir hak Tüzükte.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Hakkımız var mı, yok mu görüyorsunuz,
vardır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Hangi madde, hangi maddede var? Hangi Tüzük maddesinde var?
YUSUF HALAÇOĞLU (Devamla)
Dolayısıyla, bu saatte yani saat beşte
yaptığımız, verdiğimiz Danışma Kurulu
önerilerini ki
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Kanunun engellenmesi hangi maddede var?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Danışma Kurulu önerileri Tüzüke uygundur.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Kanunun görüşülmesinin engellenmesi hangi maddede var?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Bu Danışma Kurulu önerilerinin burada
görüşülmesi Tüzük gereğidir.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Hangi Tüzük maddesinde var?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hocam, Danışma Kurulu değil, grup önerisi bu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dolayısıyla, Tüzükte bunların
görüşülmesi gerektiği için görüşüyoruz
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Bir tane madde söyle, madde?
YUSUF HALAÇOĞLU
(Devamla)
ve dolayısıyla buna angarya demeniz zaten kanunlara ve
Tüzüke ne kadar aykırı olduğunuzu ve aslında hukuk
dışı olduğunuzu ortaya koymaktadır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Angarya diyen sizsiniz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hocam, grup önerisi bu, Danışma Kurulu değil.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dolayısıyla, grup önerileri,
araştırma önergeleri
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hah!
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Meclis araştırması önergeleri Tüzük
gereğidir ve bu millet adına yapılmaktadır.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Kanun görüşmesi de Tüzük gereği.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Hâliyle milletin problemlerini burada dile getirmeyi
angarya olarak nitelendiren bir zihniyetin hem hukuka hem de Meclise
saygısı olmadığı ortaya çıkmaktadır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Angarya diyen sizsiniz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Bu bir öz eleştiri.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dolayısıyla, bunu kabul etmemiz mümkün
değil. Eğer angarya diyorsanız, Anayasayı açın,
Anayasada angaryanın ne olduğunu görürsünüz
RECEP ÖZEL
(Isparta) O da size uyuyor Hocam.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla)
o çerçeve içerisinde hareket ederseniz.
Dolayısıyla, buraya çıkıp bizim Tüzükteki millet
hakkına konuşmamızı engelleyemezsiniz. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Zozani, buyurunuz.
Grubunuz
adına konuşuyor değil mi? Milletvekili olaraksa katiyen söz
vermeyeceğim, o zaman siz gelip konuşursunuz.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Grup adına.
BAŞKAN
Buyurunuz.
6.- Hakkâri Milletvekili Adil
Zozani'nin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında HDP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz başta
söyledik, biz sürede sıkıntı yaşamayız. Bu pilavdan
dönenin de kaşığı kırılsın. dedik,
öncesinden dedik.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Gece ikide ses yok!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Gece ikide, gece üçte, beşte devamlı
çalışalım, tamam mı?
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Hayhay!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Ona hiç itirazımız yok.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Var, ettiniz.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Angarya konusuna gelince, bakın, bizim itiraz
ettiğimiz nokta şu: Şimdi, bir yerden çıkıp buraya
geleceksiniz, İç Tüzükü elinize alacaksınız Efendim, muhalefet
bunu suistimal ediyor. Muhalefet sizi oraya davet ediyor, uymaya davet ediyor.
Neye? İç Tüzük 73e aykırı bir işlem
yapmışsınız, buraya getirmişsiniz, gerekçeleri olmayan
maddeleri burada görüştürüyorsunuz; yasama yöntemine aykırı bir
işlemdir. Size hatırlatıyor, uymuyorsunuz. İç Tüzük 35inci
maddeye göre aykırı bir işlem yapmışsınız,
buraya getiriyorsunuz, muhalefet buna itiraz ediyor, size
hatırlatıyor, onu da yok sayıyorsunuz. Meclis Başkanını
İç Tüzük 13üncü maddeye uymaya davet ediyor, Meclis Başkanı
İç Tüzüke uymadığını beyan ediyor fiilen. O sizin
aklınıza gelmiyor, İç Tüzük 68 hiç aklınıza gelmiyor
hiçbir şekilde, ondan sonra gelip burada diyorsunuz ki Efendim, İç
Tüzükü suistimal ediyorsunuz. Hayır, İç Tüzükü biz suistimal
etmiyoruz, siz İç Tüzükü yok sayıyorsunuz.
Mevcut durumda
Sayın Cemil Çiçek emekli oluyor, kendisine önerim şu, çok para
kazanır bundan: Bir sahaf dükkânı açsın, Meclis
İçtüzüğünü satsın. Hiç okumamış ama o sahaf
dükkânında Meclis İçtüzüğünü satsın. Yetmiyorsa Sayın
Ayşe Nur Bahçekapılı ile Sayın Sadık Yakutu da
yanına kalfa olarak alabilir.
Teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Ayıp şeyler bunlar ya!
BAŞKAN Yani
şahsileştirmeyin diye ricada bulundum ama yapmayın.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, 13/1/2015
tarihinde Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve arkadaşları
tarafından, emeklilerin sorunlarının
araştırılması; Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve arkadaşları tarafından, ülkemizdeki sayıları 9
milyonu bulan emeklilerimizin içinde bulundukları
sıkıntıların araştırılması, taban
aylıklarının eşitlenmesi, maaş
farklılıklarının giderilmesi ve yaşadıkları
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla (10/148) Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
BAŞKAN -
Evet, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Tarih:
11/3/2015
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 11 Mart 2015 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
(İzmir)
MHP
Grup Başkan Vekili
13 Ocak 2015
tarih, 3607 sayıyla TBMM Başkanlığına verilen Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve arkadaşlarınca emeklilerin
sorunlarının araştırılması ile 20/10/2011 tarih
ve (10/148) esas numaralı, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
arkadaşlarınca verilen ülkemizdeki sayıları 9 milyonu bulan
emeklilerimizin içinde bulundukları sıkıntıların
araştırılması, taban aylıklarının
eşitlenmesi, maaş farklılıklarının giderilmesi ve
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan Meclis araştırması açılması önergelerimizin 11
Mart 2015 Çarşamba günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin
bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde Konya Milletvekili
Sayın Mustafa Kalaycı.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; emeklilerin
sorunlarının araştırılması ve alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılması için Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz
önerge üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Sosyal Güvenlik
Kurumunun en son açıkladığı 2014 Kasım ayı
verilerine göre ülkemizde 10 milyon 875 bin emekli, dul ve yetim aylık ve
gelir almaktadır.
Uzun bir
çalışma hayatından sonra emekliye ayrılan insanlar, gelecek
endişesi duymadan, ömrünün geri kalan kısmını huzurlu,
mutlu ve insanca yaşamayı hayal etmektedir. Ancak, ülkemizde
emeklilerimiz mutlu değildir. Emekliler gelecekten umutsuz bir hayat
sürdürmektedir. Emekliler dardadır, emekliler zordadır; emekliler
çile çekmekte, feryat etmektedir ama ne yazık ki yıllarca emek
verenlerin sessiz çığlığına AKP Hükûmeti kulak
asmamaktadır. Bugün, emekliler insanca yaşayamıyorsa, mutlu ve
huzurlu değilse, aldıkları aylık yetmiyorsa, şiddetli
geçim sıkıntısı çekiyorsa ve borçtan bunaldıysa bunun
faili de, müsebbibi de, sorumlusu da AKP hükûmetleridir. Emeklilerimizin cebine
giren her kuruş da zamlara, faize, vergiye gitmektedir. AKP, emekliyi
borca batırmış, krize sokmuş, elinde avucunda ne varsa
gasbetmiştir. Emeklilerimiz yıldan yıla fakirleşmiş,
sefalete demir atmışlardır.
Emeklilerin büyük
çoğunluğu açlık sınırının altında
aylık almaktadır. Emekliler aldığı aylıkla kendi
giderlerini karşılayamazken bir de işsiz kalan çocuğuna ve
onun ailesine bakmak durumunda kalmışlardır.
AKP, emeklileri
enflasyonla aldatmakta, 3-5 kuruş maaş zammıyla
avutmaktadır. Ocak ayında 2 milyon memur emeklisine yüzde 3, 9 milyon
SSK ve BAĞ-KUR emeklisine de yüzde 2,32 oranında maaş zammı
vermiştir. Emeklilere reva görülen zamlar böyle. Buna göre SSK
emeklilerinin aylığı kaç lira arttı biliyor musunuz? Ben
söyleyeyim: 24 lira. Peki, BAĞ-KUR emeklilerimizin emekli
aylığı kaç lira arttı haberiniz var mı? 13 lira, 15
lira. AKP Hükûmetine diyorum ki: Bu ayıp size yeter.
Ey
Cumhurbaşkanı, ey Başbakan, ey AKP Hükûmeti; içi boş
sözlerle ekonominin iyi durumda olduğunu, Türkiye'nin
zenginleştiğini, kişi başına millî gelirin 11 bin
dolara vardığını söyleyip duruyorsunuz. Mademki öyle,
emeklilere payını niye vermiyorsunuz? Emeklinin hakkını
para kasalarına, ayakkabı kutularına mı istifliyorsunuz?
Soruyorum: Emekliye 15-20 lira zam verirken hiç
sıkılmadınız mı, hiç yüzünüz kızarmadı
mı? Ama, nerede! Bunlarda utanacak, kızaracak yüz yok.
Baksanıza, Maliye Bakanı emekli aylıklarındaki
artışların enflasyonun oldukça üzerinde
gerçekleştiğini söylüyor. Tabii ki bunların tuzu kuru,
bunların emeklileri hiç düşündüğü yok, öyle bir dertleri yok.
Kendileri katrilyonluk saraylarda, köşklerde, trilyonlarca liralık
makam uçağı ve makam arabalarında sefa sürsün, emekliler ise
sürünsün. Bunların anlayışı bu. Aslında, bunlara 700
lira BAĞ-KUR emekli aylığı verelim de emekli
aylığı yüksek miymiş, alçak mıymış bir
görsünler.
Emekliye sürekli
masal okuyan bu Maliye Bakanının, bu Hükûmetin hayat
pahalılığından, gıda fiyatlarına gelen zamlardan
acaba haberi var mıdır? Acaba kömürün, tüp gazın
fiyatından, doğal gaz faturasından, elektrik faturasından
bilgileri var mıdır? Emekliye verilen maaş artışı
açık ve gizli zamlarla kabaran elektrik faturalarındaki
artışı bile karşılamıyor. Sadece elektrik
faturası emekli aylığının önemli bir
kısmını alıp götürüyor. Bir de utanmadan yandaş
şirketler zarar etmesin gerekçesiyle hırsızların
çaldığı elektriğin parasını dürüst
vatandaşların sırtına yüklüyorsunuz. Zaten bu zihniyet
hırsızlara, kaçakçılara, rüşvetçilere sahip çıkmakta
pek mahirdir.
Değerli
milletvekilleri, AKP Hükûmeti emeklileri sürekli hayal
kırıklığına uğratmıştır. Bugün
emeklilerimizden en fazla aldığımız şikâyet emekli
aylığının neden düşük olduğudur, "Filancadan
daha fazla hizmetim var, daha çok prim ödedim, benim emekli
aylığım onunkinden neden az?" diye haklı olarak
soruyorlar. AKP, emeklilere verdiği sözleri tutmamıştır,
emekli aylıkları arasındaki eşitsizlik ve dengesizlikleri
gidermemiştir. Verilen sözlerin aksine, emeklilerin SSK, BAĞ-KUR,
Emekli Sandığı ayrımı aynen sürmektedir.
İntibak
düzenlemesi olarak takdim edilen kanunla sadece 2000 öncesi SSK emeklileri için
kısmi iyileştirme yapılmıştır, 2000 ve
sonrası emeklilerin aylıklarındaki eşitsizlik görmezden
gelinmiştir. Süper emeklilerin, BAĞ-KUR emeklilerinin
mağduriyeti hiç dikkate alınmamıştır.
2008
yılında çıkarılan kanunla emekli aylıklarındaki
refah payını yüzde 100'den yüzde 30'a düşüren, emekli
aylığı hesabında aylık bağlama oranını
azaltan AKP iktidarıdır. Bundan dolayı, eskisine nazaran çok
düşük emekli aylığı bağlanmakta, eski ve yeni emeklilerin
aylıkları arasındaki fark her geçen yıl artmaktadır. O
nedenle, emekli aylıkları arasındaki eşitsizliğin
daniskasını yapan AKP Hükûmetidir.
Bakınız, emekliler banka
promosyonu alabilmek için sekiz yıldır mücadele vermektedir. AKP
Hükûmeti bunu bile becerememiştir. Herkes banka
promosyonu alırken emekliler üvey evlat muamelesi görmektedir. Sosyal
Güvenlik Kurumu yıllık 120 katrilyon lirayı aşan emekli
aylıkları ödüyor ama emekliler bu ödemeleri yapan bankalardan
promosyon almıyor. Ey Hükûmet, herkes alıyor da emekliler sekiz
yıldır neden promosyon alamıyor? Neden emeklilerin yanında
değil de faiz lobisinin tarafındasınız? Neden emekli
aylıklarını faiz lobisine yıllardır bedava
kullandırıyorsunuz?
Diğer taraftan
"Sağlık hizmetleri ücretsiz." diyorsunuz ama muayene
parası, katılma payı, reçete parası, kutu parası, fark
ücreti diye yaptığınız kesintiler nedeniyle emekliler
maaşının ne olduğunu bile bilememektedir. Bugün emekli
aylığının önemli bir kısmı sağlık
kesintilerine gitmektedir.
Yine emekli bir iş bulsa, iş
yeri çalıştırsa emekli aylığının yüzde 15'i
kesilmektedir. Vergi kaçakçılarını, kara paracıları,
rüşvetçileri affeden AKP Hükûmeti emeklinin ümüğünü
sıkmaktadır. Emekli esnafa Niye çalışıyorsun? diye
borç çıkarmaktadır. Emekli olup çalışan esnafımızdan
her gün şikâyet alıyoruz. Taksiciden dolmuşçuya, bakkaldan
tamirciye, berberden lokantacıya kadar tüm esnafımız bu borçlar
nedeniyle Hükûmete ateş püskürmektedir. AKP Hükûmeti, kaç para emekli
aylığı verdiğine bakmıyor, bir de emekli esnafın
"Emekliyken niye çalıştın?" diye
maaşını kesiyor. AKP Hükûmeti emekliye zulüm yapmaktadır.
İş yeri açan, katma değer yaratan, gençlere iş imkânı
sunan emekli esnaf ödüllendirilmesi gerekirken cezalandırmaktadır.
Ama bilesiniz ki emekliler, gördüğü zulüm üzerine 7 Haziranda AKP'yi
sandığa gömecektir.
Değerli
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak emekli
aylıklarının iyileştirilmesi ve emekli aylıkları
arasındaki eşitsizlik ve dengesizliklerin giderilmesi amacıyla
verdiğimiz kanun teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde görüşülmeyi
beklemektedir. Bu teklifte, ödedikleri primler ve bağlanan aylıklar
gözden geçirilmek suretiyle, emekli aylığının yüzde 50'sine
varan oranlarda emekli, dul ve yetimlere iyileştirme zammı ödenmesini
öngörüyoruz. Esasen en düşük emekli aylığı bin liranın
üzerine çıkarılmalıdır. Hiçbir emeklimiz açlık sınırının
altında aylık almamalıdır. Emekli aylıklarındaki
farklılıklar süratle iyileştirilmeli, dengeye getirilmeli,
intibak sağlanmalıdır.
Sağlık hizmetlerinde
alınan bazı katılma payları ve emekli
aylığından yapılan prim kesintileri
kaldırılmalıdır.
Emeklilikte yaşa takılanlar
görmezden gelinmemelidir. Emeklilikte yaşa takılanlar için bahaneler
üretilmemelidir. Asgari emeklilik şartlarına
ulaşamadıkları için emekli aylığına hak
kazanamayan, emeklilikte yaşa takılan, prim gün sayısına
takılan kardeşlerimize kolaylıklar sağlanmalıdır.
Emekli aylığı
bağlanması için gerekli parametreler gözden geçirilmeli,
kazancın güncellenmesindeki yüzde 30luk refah payı oranı yüzde
100 olarak yansıtılmalıdır.
Emekli aylıklarının
artışında sadece enflasyon değil, büyümeden de pay
verilmeli ve bu çerçevedeki hesaplama ayrı bir endeksle
yapılmalıdır.
Teşekkür ediyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Kalaycı.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
önerisinin aleyhinde Hakkâri Milletvekili Sayın Adil Zozani.
İZZET ÇETİN (Ankara) Adil
Zozani, emeklilere karşı mısın sen?
MÜSLİM SARI (İstanbul)
Aleyhinde mi konuşacaksın?
BAŞKAN Sayın Çetin bir
şey söyledi
Buyurunuz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri)
Sayın Çetin Çarşıya karşı ama ben emeklilere karşı
değilim, onu söyleyeyim.
İZZET ÇETİN (Ankara) Ben
Çarşının ta kendisiyim.
ADİL ZOZANİ (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şekil
şartı gereği aleyhte konuşuyorum ama bu önergenin aleyhinde
olmak mümkün değil. Tabii ki konuşmamın içeriği boyutuyla
da lehinde bir konuşma yapacağım. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ama sen
aleyhinde dedin. Ben onu duydum.
ADİL ZOZANİ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, şimdi, Türkiyede emeklilerin son iki ay
içerisinde maaşları mevcut durumda bile üçte 1 oranında eridi.
Yani yüzde 3lük zamdan falan söz edildi ama esasında her emeklinin
maaşı son iki ay içerisinde üçte 1 oranında eridi. Neye göre
eridi? Döviz kurundaki dalgalanmalar nedeniyle eridi. Peki, bu döviz kurundaki
dalgalanmalar kime yaradı? Emekliye yaramadığı kesin çünkü
800 lira maaş alan bir emeklinin alım gücü üçte 1 oranında
düştü mevcut pozisyonda ama bu döviz kurundaki dalgalanmalar birilerine
yaradı. Kime yaradı? Banka hesaplarında dövizi olanlara
yaradı. Emeklilerin banka hesaplarında döviz
olmadığına göre, kimlerin bankalarda döviz hesabı varsa
üzerine alınabilir bu konuda, hele hele bunlar iktidar mensuplarıysa
bu konuda üzerlerine alınmalılar. Çünkü döviz kurundaki dalgalanma ve
özellikle TLnin değer düşüşünden medet uman, kâr uman
yöneticilerin bu ülkede varlığını artık hissediyor
herkes. Herkes bunu konuşuyor, Birileri bankalarındaki
hesapları şişsin diye, kâr elde etsin diye özellikle bu krizlere
çanak tutuyor. diyor ve devletin en tepe noktasındaki insanlar bunu
yapıyorsa emekliyi düşünecek birilerinin iktidar cenahında
olabileceğini düşünmek de biraz safdillik olur.
Şimdi,
bakın, yaklaşık bir aydır iç güvenlik yasa
tasarısını konuşuyoruz, torba tasarıyı
konuşuyoruz, bir ay geçti ama iç güvenlik yasa tasarısından önce
bu Meclisin komisyonlarında görüşülen bir tasarı daha
vardı, o da iş güvenliğiydi. İş güvenliğini siz
getirmiyorsunuz Meclisin gündemine, tasarı olarak komisyonlardan geçti,
torba teklif olarak şu anda Meclis Genel Kurulu sırasında bekliyor.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Bunların derdi iç güvenlik, iş güvenliği
değil!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Getirmiyorsunuz iş güvenliğini buraya, iç
güvenliği getiriyorsunuz.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Her gün 4 kişi ölüyor!
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Yan yana koyarız. Ben biraz sonra sizinle
bazı rakamları paylaşacağım, hangisinin daha acil
olduğuna siz karar verin.
Bakın,
Türkiyede sizin iktidarlarınız döneminde yılda ortalama 1.221
işçi yaşamını yitiriyor, yılda ortalama 1.221
işçi yaşamını yitiriyor. Mevcut durumda Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını yürüten Sayın
Bakanın döneminde bu ortalama yılda 1.600dür, yılda 1.600
işçi hayatını kaybediyor. Ya, Orta Doğu savaşında
yılda bu kadar insan ölmüyor, Orta Doğudaki savaşta yılda
ortalama bu kadar insan ölmüyor, siz hangi iç güvenlikten söz ediyorsunuz?
İş güvenliği daha acil bir konu değil miydi? Getirseydiniz
buraya, insanlarımızın çalışma
koşullarını düzenleseydik, insani koşullar getirseydik.
Niye getirmiyorsunuz? Size bu lazım, çünkü sizi bu koruyor, iş güvenliği
korumuyor, işçinin güvenliği sizin açınızdan hiç önemli
değil. Hatta ve hatta, işçilerin bu ölüm oranının
yüksekliğini, uluslararası sermaye kurumlarına, Türkiyeye davet
etmek istediğiniz sermayedarlara da bir iftihar meselesi olarak
sunabiliyorsunuz, Bakın, işçiler ölüyor ama sermayedar tazminat
ödemek durumunda değildir. diyebiliyorsunuz. Şimdi, böyle
koşullarda siz neden söz edebilirsiniz arkadaşlar?
Bakın, AB
ülkelerinde istihdam edilen yüz bin kişi başına ölümlü iş
kazası oranları burada. Bu sonda gördüğünüz grafik Türkiyeye
ait, yüz binde 14,3. Bu, Türkiye'nin; 27 Avrupa ülkesi içerisindeki
grafiğimiz budur. Hepsinin toplamından daha fazla bir
noktadasınız.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Sen Türkiyeyi Orta Doğu ülkeleriyle kıyasla da
gör.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) Madencilik sektörüyle ilgili bir istatistik, 20 AB ülkesiyle ilgili
istatistik burada, 11 -yüz binde 1 kaza üzerinden söylüyorum- Türkiye 171. Bu
sizin eseriniz.
Bir istatistik
daha vereyim maden sektöründeki iş ölümleriyle ilgili. Bu grafikleri ben
üretmedim, siz de girin, bu grafikleri İnternetten çok rahatlıkla
bulursunuz hem de devletin resmî kurumlarının verdiği
grafiklerdir bunlar, istatistiklerdir, rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Bunun önüne geçebilecek, bu yüz karası grafiği tersine
dönüştürebilecek, iş ölümlerini ortadan kaldırabilecek ya da
asgariye indirebilecek tedbirleri burada görüşmek var iken neyinize
Meclisi bu kadar iç güvenlik paketiyle meşgul ediyorsunuz? Ne
pahasına bunu yapıyorsunuz? Kendinizi koruma pahasına, bunun için.
Derdiniz kendinizi korumaktır. Demokrasiyi, eşitlik ilkelerini
vesaire; hiçbirini hatırlamaz oldunuz.
Hatırlamadığınız için de üçüncü gözle kendinize bakma
yetisini yitirmiş oldunuz. Hükûmet olarak, iktidar partisi olarak bu
vasfınızı yitirdiniz, kendinizi görmüyorsunuz.
Açık ifade
ediyorum, çok iyi biliyorum, biraz sonra bir konuşmacınız
çıkacak, diyecek ki: Gündemimizdeki iç güvenlik paketi nedeniyle
Biz
bunun aciliyetine inanıyoruz. Bu nedenle
Zaten yasama döneminin de sonuna
geldik. Komisyon kurmanın bir anlamı kalmamıştır.
Taraf olsak bile, artık bu komisyonu kurmayacağız.
Açıklamanız bu. Bunun için zahmet etmeyin, gelip burada
konuşmayın. Matbu konuşmanızı zaten biz burada
biliyoruz, anlıyoruz. Refleksleriniz bu konuda belirgin ve net.
Bir şey söyleyeyim.
İkinci
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Artı başka bir şey daha söyleyeceğim,
art bir şey daha söyleyeceğim yani.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Siz gelip burada söylersiniz.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Zaten geleceğim.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Anlaşılan, siz konuşacaksınız.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Ben konuşacağım.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Bunlara da cevap verirsiniz, umut ediyorum.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Tabii, tabii.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Ben zevkle sizi dinleyeceğim Sayın Vekilim
eğer siz konuşacaksanız.
Bu tablolara
ilişkin olarak
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Yalnız onlar önergeyle alakalı değil.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Gelip burada cevap verirsiniz her şeye
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Önergeyle ilgili, şimdi, ona göre konuşalım.
ADİL ZOZANİ
(Devamla) Önerilerimizi yapıyoruz, önerilerimiz var. İş
güvenliği paketinin muhalefet şerhlerini okuyun, zahmet edin okuyun,
orada önerilerimiz çok açık ve nettir. Hepsine önerilerimizi koyuyoruz,
hepsine biz kafa yoruyoruz, okuyoruz. Okumadan gelip burada yasama
faaliyetlerine katılım sağlamıyoruz, bunu bilesiniz. Biz
dersimize çalışıyoruz, siz de dersinize çalışın.
Emeklinin
sofrasındaki ekmek her gün bir dilim daha küçülüyor. Yaşam
koşulları insani boyutların çok çok altına indi, açlık
sınırında insanları yaşatıyorsunuz. Resmî rakamla
10 milyon insanın yaşam koşullarından söz ediyoruz. Bunun
sizi ilgilendiriyor olması gerekir, bu konunun sizi ilgilendiriyor
olması gerekir.
Bakın,
emeklilikte yaşa takılan yaklaşık 460 bin insan sorunu var
Türkiyede. Memnun olurum, buraya çıktığınızda bu
insanların sorunlarının giderilmesi konusunda
Emeklilikte
yaşa takılan insanların sorunlarını nasıl
çözeceksiniz, bu konuya bir cevap vermenizi umut ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Çalışma Bakanı söz verdi Adil Bey.
ADİL
ZOZANİ (Devamla) Sayın Bakan çıksın, burada bir cevap
versin, umut ediyorum.
Bakın, bu
insanlara deli gömleği giydirdiniz; ironi yapmıyorum, bu insanlar
kendilerini görünür kılmak için, sorunlarını ifade etmek için
sokakta deli gömleğiyle dolaşmaya başladılar. Siz
görebildiniz mi? Göremediniz ve her gün bu insanların sorunları
büyüyor, bu sel büyüyor, bir sele dönüştü bu insanların sorunu. Bu
sel sizi götürür, emin olun bu sel sizi götürür ama bari giderken
arkanızdan Allah razı olsun. diyecek insan bırakın,
birisinin size hayır duası etmesini bırakın. Türkiye
zenginden ibaret değildir, Türkiye müteahhitten ibaret bir ülke
değildir. Türkiyenin 77 milyon insanının sorunlarını
sorun ediniyorsanız getirin -bakın, Meclisin gündeminde vardır-
eksiklerini de tamamlayalım, İş Güvenliği
Yasasını getirelim, emeklilerimizin de sorunlarını içine
alacak şekilde bu sorunu çözelim.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Zozani.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu önerisinin lehinde, İstanbul Milletvekili Sayın Müslim
Sarı.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MÜSLİM SARI
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milliyetçi Hareket
Partisinin emeklilerin sorunlarının
araştırılmasıyla ilgili vermiş olduğu araştırma
önergesinin gündeme alınıp alınmamasıyla ilgili söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce -bugün önemli bir gün- AKP faşizminin ve polis
şiddetinin ulaştığı boyutların sembol
isimlerinden biri Berkin Elvanın ölüm yıl dönümü. Kendisini
saygıyla anıyorum. Bundan sonra da, bundan on yıl sonra da,
yirmi yıl sonra da Türkiyenin siyasetiyle ilgili bugün içinden
geçtiğimiz döneme ilişkin söz söyleyecekler, tarih yazıcıları
bugünü kara bir leke olarak yazacaklar ve Berkin Elvan ve Berkin Elvan gibiler
daha çok anılacak bu ülkede.
Şimdi,
emeklilerin çok ciddi sorunları var, çok ciddi problemleri var. Tabii, on
dakikalık bir zaman süresi içinde bunları anlatabilmek çok kolay
değil ama kısa bir özet yapacak olursak şunları
söyleyebiliriz: Bir kere, 10 milyonun üzerinde bir kitleden bahsediyoruz. Resmî
rakamlara göre 6 milyon civarında işçi emeklisi, 2,5 milyon
civarında BAĞ-KURlu ve 2 milyonun biraz üzerinde memur emeklisi
olmak üzere Türkiyede 10,5 milyon civarında emekli var ve bu emeklilerin
de çok büyük problemleri var. Ve beklenir ki iktidar partisi, bu kadar büyük
bir kitlenin, kendi etkiledikleri insanlarla beraber, eşleriyle ve
çocuklarıyla beraber çok ciddi oy potansiyeline ulaşan bu kitlenin
sorunlarına karşı çok daha duyarlı olsun ama maalesef durum
böyle değil.
Emeklilerin en
önemli problemlerinden biri hiç kuşku yok ki gelirleriyle ilgili
problemlerdir. Emekliler bugün çok zor koşullarda, çok kıt
olanaklarla yaşamaya çalışmaktadırlar. Emeklilerin çok
büyük bir kısmının gelirleri Türkiyede tespit edilmiş
açlık sınırının bile altındadır.
Bakınız, 2014 yılı sonu itibarıyla SSKda en
düşük tarım emeklisi 911 lira, BAĞ-KUR tarım emeklisi 611
lira, Emekli Sandığı emeklisiyse 1.273 lira almaktadır. Bu,
emeklilerin onurlu bir yaşam için ve sosyal hayata
katılmalarını sağlayabilecek olanakların çok çok
altındadır.
Bakınız,
emekliler hangi durumda: 2012 yılında Türkiye Emekli Profili Anketi
yapıldı. Bu anketten çok enteresan sonuçlar çıktı:
Emeklilerin yüzde 84ü Gelirlerimiz yetersiz. diyor. Geçinmek için
başkalarına muhtaç olan emeklilerin oranı yüzde 30 yani
Türkiye'de her 10 emekliden 3ü diyor ki: Ben geçinemiyorum, geçinmek için
başkalarına muhtacım. Peki, kimler bunlar? Bunların yüzde
73ü çocuklarından yardım alarak ancak yaşayabildiklerini
söylüyorlar, yüzde 16sı yakın akrabalarından yardım alarak
yaşayabildiklerini söylüyorlar, yüzde 7si devletten, yüzde 4ü de dernek
ve vakıflardan.
Yine bu ankete
göre, emeklilerin yüzde 28i maaşlarının dörtte 1ini sadece ve
sadece gıda harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor, yüzde
38i maaşlarının yarısını gıda
harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor, yüzde 20si
maaşlarının dörtte 3ünü gıda harcamalarına
ayırmak zorunda kalıyor, yüzde 14ü de tamamını gıda
harcamalarına ayırmak zorunda kalıyor yani düşünün, sadece
ve sadece aldıkları maaşla gıdalarını temin
edebilen ve onun ötesinde hiçbir harcama yapamayan geniş ve büyük bir
emekli kitlesiyle karşı karşıyayız.
Emeklilerin yüzde
28i gecekonduda yaşıyor, yüzde 27si kiracı, yüzde 56sı
ise evlerini sadece ve sadece sobayla ısıtabiliyor. Emekliler bu
durumda, bu koşullarda.
Dolayısıyla,
emekli maaşlarının iyileştirilmesi ve onların
gelirlerinin onurlu ve hakça yaşamak için ihtiyaç duydukları seviyeye
çıkartılması bir önceliktir. AKP hükûmetleri döneminde bunun
yapılmadığını görüyoruz,
yapılmadığı için bugün bu sorunlar bu noktaya kadar
gelmiş. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, emeklilerin gelirlerinin
iyileştirilmesi için onlara sadece hedef enflasyonu kadar değil,
hedef enflasyonun da üzerinde -reel olarak- reel büyümeden de, refahtan da pay
verilmesini bir politik öncelik olarak önceliyoruz ve bunu hem seçim
bildirgelerimize koyduk hem de politikalarımızın ana
metinlerinden biridir.
Türkiye'de,
emekliler, onurlu bir yaşamı devam ettirebilmek için, idame ettirmek
için ihtiyaç duydukları gelirlere Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında
önümüzdeki dönemde kavuşacaklardır ve bunu
sağlayacaklardır, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Bir başka
sorun: Ücretlerdeki, emekli maaşlarındaki dengesizlik. Bununla
ilgili, intibakla ilgili bir düzenlemenin bir an önce gündeme getirilmesini
Cumhuriyet Halk Partisi çok hararetle savundu ve istedi ancak AKP adına
intibak dedi fakat intibaktan çok uzak bir düzenlemeyi getirdi, bu Mecliste,
Parlamentoda geçirdi. Biz bunun intibak olmadığını söyledik
ve bu yasal düzenleme emeklilerin ücretleri arasındaki ücret
farklılıklarını, eşit durumda olanların
durumlarının eşitlenmesini sağlayamadı.
Dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisi bunu da en kısa sürede
yapacaktır.
Üçüncü önemli bir
sorun: Sosyal güvenlik destek primi kesintileri. Bakınız, bir
taraftan uyguladığınız ekonomik politikalarla,
belirlediğiniz ücret politikalarıyla emeklileri açlık
sınırının altında yaşatıyorsun,
aldığı maaşlarla geçinemez hâle getiriyorsunuz, bir yandan
da bu emekli kendi adına iş yapmaya kalktığında ondan
ayrıca yüzde 15 destek primi kesintisi yapıyorsunuz. Bu hiç
hakkaniyete uygun değil. Örneğin, bir bakkal dükkânı açan bir
emekli 375 liraya kadar ayda destek primi kesintisi ödemek zorunda
kalıyor. Bu şekilde yaklaşık 600 bin emekli var. Ve
Cumhuriyet Halk Partisi söz veriyor, sosyal güvenlik destek primi kesintisini
de kaldıracak önümüzdeki dönemde.
Emeklilerle ilgili
bir başka sorun -gerçi bu emeklilerle doğrudan ilişkili
değil ama dolaylı yollardan ilişkili- yaşa takılanlar
meselesi. Bakınız, emeklilikle ilgili prim ödeme gün
sayılarını tamamlamış oldukları hâlde
yaşları yeterince müsait olmadığı için, ilgili
mevzuata göre ilgili mevzuatın altında kaldığı için
emekli olamayan insanlar var. Bu insanların sayısı, bize verilen
rakamlara göre, bugün itibarıyla 412 bin. Dolayısıyla, 400
binlik, 500 binlik bir kitlenin, sosyal güvenlik sisteminin parametrelerinde
bir esneklik sağlayarak onların emekli olmalarını
sağlayabilecek bir düzenlemeyi hep beraber hayata geçirebiliriz, biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bundan yanayız. Elbette ki mali dengelerin,
aktöryel dengelerin bozulmasından yana değiliz ancak aktöryel
dengeleri bozmadan, mali dengeleri bozmadan geçiş sisteminin esnekliğinde
birtakım ayarlamalar yaparak bunu da çok rahat bir biçimde
gerçekleştirebiliriz diye düşünüyorum.
Bir başka
sorun: Sağlık giderleri. Emeklilerin en önemli problemlerinden biri
sağlık giderleri çünkü bunlar yaşlı insanlar ve çok önemli
bir kısmı sürekli ilaç kullanmak zorunda ve sağlık
hizmetlerini çok daha fazla talep etmek zorunda olan insanlar. Ama bunların
sağlık giderleri için alınan katılım payları,
emekliler için çok önemli bir problem hâline gelmiş durumda. Muayene
katılım ücretleri, özel hastane fark ücretleri, tetkik fark
ücretleri, erken muayene ücretleri, ilaç ve tıbbi cihaz gibi,
katılım payları gibi çok yüksek miktarlarda ücretleri ödemek
zorundalar. Bununla ilgili düzenleme yapılması şarttır.
Emeklilerin en
önemli problemlerinden biri, sosyal yaşamdan
dışlanmışlıktır. Mesele sadece gelir meselesi
değildir, Türkiyede ciddi bir yaşlılık politikasına
ihtiyaç vardır. Daha doğrusu, yaşlı insanlara ilişkin
bir politika geliştirmeye ihtiyaç vardır ve emekliler bunun en önemli
eksenlerinden biridir. Bakınız, emeklilerin yüzde 72si gazete okumadığını
söylüyor, emeklilerin yüzde 88i kitap almadığını söylüyor,
emeklilerin yüzde 86sı tiyatroya hiç gitmediğini söylüyor, yüzde
81i sinemaya hiç gitmediğini söylüyor. Yani, sosyal yaşam
aktivitelerinden giderek dışlanan, giderek kendisini işe yaramaz
gibi hisseden, sadece evlerinde oturan, dışarıya çıkamayan,
dışarıdaki hayatla bir ilişki kuramayan, entegre
olamamış geniş bir kitleden bahsediyoruz. Dolayısıyla,
büyük ve güçlü, çerçevesi genişletilmiş bir yaşlılık
politikasına ihtiyaç var ve emekliler bunun en önemli unsurlarından
biri.
Emeklilerin bir başka
problemi, ücret pazarlıklarında kendilerinin bir taraf olarak ve
muhatap olarak alınmamasıdır. Kamunun ve devletin iki
dudağının arasında, sadece onların belirlediği
ücretleri alabilen ancak kendi fikirlerinin sorulmadığı, bir
pazarlık unsuru hâline dönüştürülemediği, dolayısıyla
sosyal toplumun bir gereği olarak, sivil toplumun bir gereği olarak
kendilerini karar alma süreçlerinin içinde göremedikleri bir durum söz konusu.
Bunun da kaldırılması gerekir.
Dolayısıyla,
emeklilerin sorunları büyük, vaktimiz yeterli değil ama buradan söz
veriyoruz ki sayıları 11 milyonu bulan emekli, Cumhuriyet Halk
Partisi iktidarında rahata kavuşacak.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Sarı.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Bilecik Milletvekili Sayın Fahrettin
Poyraz, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Saygıdeğer Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi en kalbî
duygularımla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisinin emeklilerin sorunlarının araştırılması
ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesiyle ilgili olarak
verdiği araştırma önergesiyle ilgili olarak grubumun
görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum.
Evet, konuyu önemsiyoruz,
öncelikle bunu ifade edelim. Hakikaten, toplumumuzun yaklaşık 10
milyon kişisini ilgilendiren bir sorundan bahsediyoruz ve bu sorunun
konuşulmasını da önemsiyoruz ama yeri gelmişken şu
tespiti de yapmamız gerektiği kanaatindeyim: Değerli arkadaşlar,
bir değerli arkadaşımın söylediği gibi, Meclisin
şu andaki çalışma takvimi, istesek de bu konuyu en azından
bugün için enine boyuna oturup konuşmak, araştırmak, komisyonlar
kurmak ve bunu rapora bağlamak noktasında yeterli değil. Bu
gerçeği bir kere kabul edelim ama bugün, en azından bu önerge
vesilesiyle bile konuşulması önemli.
Bizim
açımızdan da şu açıdan önemli: Evet yani siz muhalefet
olarak konunun kendi zaviyenizden görebildiğiniz eksikliklerini,
yanlışlıklarını söyleme noktasında gündeme getirilmesini
istemiş olabilirsiniz ama iktidar açısından, bizim
açımızdan baktığımız zaman da şu on iki on
üç yıllık iktidarımız döneminde, AK PARTİ hükûmetleri
döneminde, emeklilerin sorunlarının tespiti ve hafifletilmesi
noktasında neler yaptığımızı da ifade etmemize
imkân sağlayacak. Peki, neler yaptık?
ALİ ÖZ
(Mersin) Neler yaptınız?
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Neler yaptık; şunu söyleyelim, bir tespit
yapalım: Değerli arkadaşlar, 2002 yılı öncesine
bakıldığı zaman emeklilik sisteminde dağınık
bir yapı var; 5 ayrı kanun, 5 ayrı yapı ve bu yapı
çerçevesinde de karmaşık bir yapıdan bahsediyoruz ve bir
standart yok, norm birliği yok.
Yapılan
şey nedir? Değerli arkadaşlar, yapılan şey: Öncelikle
sistem eleştirisiyle, yeni bir sistem önerisiyle, yeni bir sistem
modeliyle birlikte tüm emeklilik sistemi tek çatı altında
toplandı.
Hatırlarsanız,
daha önceki sistemde özellikle temel sorunlardan bir tanesi olan,
emeklilerimizin temel sorunlarından bir tanesi olan sağlık
sistemi birbirine geçmiş, arapsaçı hâline gelmişti
ALİ ÖZ
(Mersin) Şimdi daha da arapsaçı Hocam.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) -
ve bir standart birliği yoktu, Emekli
Sandığına bağlı olan emeklilerimiz diğerlerine
göre sağlık hizmetlerinden azami ölçüde yararlanırken
BAĞ-KURlular bu hizmetlerden yararlanamaz ve SSKlılar ise sadece
SSK hastanelerine mahkûm edilmiş, oradan hizmet alır vaziyetteydi. Ne
oldu? Şu andaki hastaneler birleştirilerek tüm sağlık
sisteminden yararlanma imkânı getirildiği gibi, onun da ötesinde
bütün vatandaşlarımıza kendi doktorunu seçme hakkı
getirildi.
ALİ ÖZ
(Mersin) Allah başımıza dert vermesin, başka bir şey
söylemiyorum.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Daha da öte gidildi, ne oldu? Özellikle bakıma muhtaç
olan emeklilerimize evde bakım hizmetinden istifade etme imkânı
getirildi.
Daha
anlatılabilecek çok şey var ama hangi birini tek tek sayayım,
burada sadece birkaç tane örnekle konuyu gündeme getireceğim, o da nedir?
Öncelikle, engelli çocuğu olan annelere eksik olan primlerini ödeyerek
erken emekli olma imkânı bu dönemde getirildi. Kısmi
çalışanlara çalışma sürelerini otuz güne tamamlayarak erken
emekli olma imkânı bizim dönemimizde getirildi. Bağımsız
çalışanlara da iş kazası geliri alma imkânı getirildi.
Ve ister kabul edin ister kabul etmeyin ama yine bu dönemde emekli olan
insanlarımıza emekli aylıklarını evlerinde alma
imkânı getirildi. Aşağı yukarı sayıları 3,5
milyonu bulan ve emekli olmak isteyip de imkânı olamayanlara, özellikle,
2008 yılında Halk Bankasıyla yapılan protokol çerçevesinde
borçlanma, 2011 yılında da Ziraat Bankasıyla yapılan
protokolle de borçlanarak emekli olma imkânı getirildi. Rakamlara
boğmayacağım, sürem de sınırlı.
Değerli
arkadaşlar, sorun önemli, onun farkındayız; yapılacak çok
işimiz var, onun da farkındayız. Ama, açıkçası,
şunu da anlamakta zorluk çekiyorum değerli arkadaşlar: Biz
diyoruz ki, şu anda Meclisin gündeminde iç güvenlik kanunu var; evet, bir
an önce iç güvenlik kanununu konuşalım, bitirelim, arkada gelen torba
kanunlarda İş Kanunundan bahsettik az önce- İş Kanununu
ilgilendiren hükümler de var arkadaşlar. Kaldı ki İş
Kanununu ilk defa çıkartan da, uygulamaya koyan da bu Hükûmet.
Şimdi, diyorsunuz ki: Biz engelleyeceğiz. Ya, engelleyin, kabul
ediyoruz, engelleyin ama ya, bizim sistemimizde Anayasa Mahkemesi diye bir yer
yok mu arkadaşlar? Hazırlarsınız gerekçelerinizi, bu
kanunda yanlış olarak gördüğünüz hususlar neyse onları
alırsınız, Anayasa Mahkemesine götürürsünüz; Anayasa
Mahkemesinde, eğer ileri sürdüğünüz savlarınız,
iddialarınız doğruysa, kabul görürse zaten Anayasaya
aykırı olan, eksik olan hususlar iptal edilir, değerlendirmeye
alınır. Hadi, Anayasa Mahkemesinden vazgeçtik
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) O zaman Meclise gerek yok ki.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Başkanım, Anayasadan vazgeçtik, Anayasa
Mahkemesinden.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Siz hep vazgeçiyorsunuz Anayasadan zaten.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Önümüzde bir genel seçim var. Bütün muhalefet partileri
olarak çıkıp diyorsunuz ki: Vatandaş iç güvenlik kanununa
karşı. Vatandaş bunu bize söylüyor. Bütün muhalefet partileri
bunu söylüyor, değil mi? E, ne güzel işte, iktidar partisi olarak biz
de vatandaşın karşı olduğu bir kanun
çıkartıyorsak sizin elinizde bir imkân, bir koz var.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Niye seçildik? Millet aleyhine olan bir şeye
engel olmak için.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Çıkın meydanlara -önümüzde sandık var üç ay
sonra, dört ay sonra- ve deyin ki: Biz karşı çıktık
arkadaşlar. Bakın, bu AK PARTİ şunu, şunu, şunu
yapıyor. deyin.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Onu söyleyeceğiz zaten.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Vatandaş bize yanlışı söyle diye yetki verdi,
iktidarın yanlışlarını eleştir diye yetki verdi.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Burada oturmayalım o zaman, hiç gerek yok
Meclise.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Sonuçta da kararı verecek olan halk değil mi?
Meclise itibar etmiyorsunuz, millî iradeye itibar etmiyorsunuz, Anayasa
Mahkemesine itibar etmiyorsunuz. Sonuçta kararı verecek olan millet.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Ya, niye Anayasa Komisyonu var o zaman?
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Lütfen millete itibar edin. Diyorsanız ki: Önümüzde seçim
var, biz iktidara geleceğiz. işte buyurun, hodri meydan ama
engelleme yaparak daha nereye kadar varacaksınız?
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Siz dayatma yaparak nereye kadar varacaksınız, onu bir
söyle bakalım. Siz dayatmayla nereye varacaksınız Sayın Poyraz?
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Biz de çıkacağız vatandaşlara
diyeceğiz ki: Arkadaşlar, bu kanun şunu şunu getiriyor;
arkada, torba kanunlarda, diğer kanunlarda şu şu hususlar da
vardı ama muhalefet de bunu istemedi.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bunu söyleyin, söyleyin.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Yani, bak açıkça söylüyorum, biz size çok teşekkür
ediyoruz. Yani, biz özellikle muhalefetin aynı konuda bir araya gelmesi
noktasında vatandaşımıza zaman zaman derdimizi anlatmakta
zorluk çekiyorduk ama şu anda gördük ki muhalefet yekvücut olmuş,
olduğu gibi AK PARTİyi karşısına almış, AK
PARTİye karşı siyaset yapıyor. Ya, biz de bunu meydanlarda
anlatmakta zorluk çekiyorduk, seçim öncesi öyle güzel birleştiniz ki, biz
de millete çıkıp bunu anlatacağız, emin olun
anlatacağız.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Anlatın, anlatın.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Anlat, anlat, heyecanlı oluyor!
ALİM
IŞIK (Kütahya) Telefon açıyor Artvinden bir emekli, Ne söylüyor
bu? diyor.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) - En iyi kararı da haziran seçimi geldiği zaman
millet verecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ben hepinizi en
kalbî duygularla selamlıyor, iç güvenlik kanunu gündemde olduğu için
bu kanunun görüşülmesi noktasında önerinin aleyhinde olduğumu
belirtiyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın hatip konuşması sırasında
bütün muhalefet partilerini kastederek Millî iradeye saygılı
değilsiniz, sandıktan çıkan sonuca saygılı
değilsiniz. diyerek sataşmada bulundu.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Biz de aynı şeyden
LEVENT GÖK
(Ankara) Biz de aynı konuda
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, şahsıma dönük de
sataşma var.
BAŞKAN Yok.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Var efendim, lütfen izah edeyim.
BAŞKAN Bir
saniye
Hayır, sırayla gideyim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Siz bakın, ondan sonra
BAŞKAN - Grup
başkan vekilleri var önce.
Buyurunuz.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
7.- Bingöl Milletvekili
İdris Baluken'in, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında
sayın hatibin çıkıp bu kürsüden özür dilemesi gerekiyor.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Buyurun, yanlış bir şey varsa dileriz.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) Hiçbir siyasi parti millî iradeye, sandıktan
çıkan sonuca saygısız bir tavırla burada siyaset
yürütmüyor. Sandıkla ilgili denklemi siz yeterince doğru
oturtamıyorsunuz. Sandık eşittir demokrasi ilkesini siz
yanlış yorumluyorsunuz. Sandıktan sonra, sandıktan
çıkan çoğunluğun azınlığın
haklarını korumasıyla demokrasi ancak mümkün olur. Bir parti
sandıktan çıkan sonuçla iktidar oldu diye o çoğunluğa
güvenerek kendi canının istediği her şeyi
yasalaştıramaz. Böyle bir şey yoktur.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Anayasa Mahkemesi onun için var.
İDRİS
BALUKEN (Devamla) Tam tersine, ne kadar muhalefetin sesine kulak verirseniz,
denetlenebilirlik, hesap verebilirlik açısından ne kadar erdemli
davranırsanız, bu ülkedeki kuvvetler
ayrılığını ne kadar göz önünde bulundurursanız o
ölçüde siz demokrasiyi korumuş olursunuz. Burada, biz, muhalefet partisi
olarak kendi işimizi yapıyoruz. Her bir muhalefet milletvekili kendi
seçmeninden oy alırken Oraya gidin, iktidar partisinin getirdiği
yasalara onay verin, ne getirirlerse hiçbir zorlama yapmayın. diye oy
almadı. Hepimiz sizinle ilgili kuşkuları olan,
kaygıları olan seçmenlerden oy aldık ve oy alırken de bize
dediler ki: Biz bu iktidar partisine güvenmiyoruz. Bunlar yarın öbür gün
Meclise istedikleri yasaları getirince, siz onların
karşısına çıkıp bizim adımıza denetim görevini
yapın diye size oy veriyoruz. dediler, muhalefet partileri de şu
anda onu yerine getiriyor. Dolayısıyla, burada
kullandığınız cümleler son derece talihsiz cümlelerdir.
Size -eğer gerçekten demokrasiye inanıyorsanız-
maksadını aşan bu cümlelerden dolayı buraya gelip bir
açıklama yapmak ve muhalefet partilerinden özür dilemek
yakışır diyorum.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Aynı sebeple Sayın Başkan... Yani,
millî iradeyi, bizim buradaki varlığımızı hiçe sayarak
Anayasa Mahkemesinden sadece söz ediyor. Bu sebeple
BAŞKAN
Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
8.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekili arkadaşlar, Değerli Milletvekilim; sizin fikirlerinize
dayanacak olursak o zaman muhalefet partilerine hiç gerek yok.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Öyle bir şey demedim; Hocam, öyle bir şey demedim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) İktidar gelsin, istediği kanunu
çıkarsın
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Hocam, öyle bir şey yok.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dinleyin, dinleyin.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Öyle bir şey demedim ama.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dinleyin, dinleyin.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Ya ben öyle bir şey söylemedim.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Hocam, iktidara da gerek yok, Sayın Cumhurbaşkanı
hepsini halledecek onların, bunlar da kalmayacak.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Ben öyle bir şey söylemedim ama.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) -
muhalefet var olsun ama sesini hiç çıkarmadan
bunları kabul etsin, ondan sonra da Bu, Anayasaya
aykırıdır. diye Anayasa Mahkemesine giderek meseleyi çözsün.
Ya
arkadaşlar, herhâlde, siyasi partilerin hem varlıkları hem
Mecliste yer almaları hem de demokrasideki en önemli görevleri
iktidarı denetlemek değil midir, iktidarın
yaptığı yanlışları ortaya koymak değil
midir, yapacakları yanlışları engellemek değil midir?
Şimdi, biz bu görevi yerine getiriyoruz Tüzükün bize verdiği haklar
çerçevesinde. Yani, biz burada gerekli direnci gösteririz, buna rağmen
çoğunluğunuza dayanarak siz bu kanunu
çıkarırsınız çıkarabilirseniz, çıkardıktan
sonra biz Anayasa Mahkemesine gittiğimiz gibi, sizin söylediniz tarzda,
millete de gideriz, sizin her yaptığınız buradaki
yanlışı tek tek anlatırız.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Biz de yapıyoruz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Siz de gidin anlatın; bakalım, size,
karşınıza ne tür sorular çıkacağını da göz
önüne alın.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Millet hakem olsun.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Ve ayrıca eğer buradan çıkacak olursa
bu yasa, yarın o vatandaş nelerle karşı karşıya
geldiğini zaten görecektir ve siz onun yüzüne bakacak hâle bile
gelemeyeceksiniz, karşısına bile
çıkamayacaksınız.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Bundan mutlu olman lazım Hocam, meydan size
kalıyor.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Dolayısıyla, demokrasinin, millî iradenin
tecelli ettiği yer Türkiye Büyük Millet Meclisidir, iktidar da muhalefet
de Tüzüke göre hareket etmek, kanuna göre hareket etmek zorundadır.
Eğer muhalefet birtakım meselelere karşı
çıkmıyorsa görevini yerine getirmiyor demektir ve milletin temsilcisi
olarak, millet bize Oturun, gidin, orada sessiz kalın, iktidar
istediği kanunu çıkarsın. diye oy vermedi.
Dolayısıyla, böyle bir anlayış, Türkiye Büyük Millet
Meclisine ve millî iradeye hakarettir. Lütfen, bu konudaki sözlerinizi düzeltin.
Teşekkür
ediyorum.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Ben öyle bir şey demedim ki Hocam, sen şimdi kendi
kendine
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Gök,
buyurunuz.
9.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer
doğru tekse ve bütün muhalefet partileri de bunda birleşmişse o
zaman hepiniz kendinize dönüp bakacaksınız değerli
arkadaşlar, değerli AKPli kardeşlerim.
Bu ülkenin çok can
alıcı konuları var. Biz diyoruz ki: Polis insanları
öldürmesin. Haklı bir talep mi? Haklı bir talep. Siz ne diyorsunuz?
Polis gerekirse etkisiz hâle getirsin. Biz buna karşıyız.
Niçin siz bu konuda bizlerle uzlaşmıyorsunuz? İnsan
hayatına değer veriyorsanız muhalefetin çizgisine gelirsiniz.
Şu anda, muhalefet Türkiyede demokrasiyi, insan haklarını,
hukukun üstünlüğünü savunuyor.
Valilere
olağanüstü yetkiler veriyorsunuz. Dün de konuştuk; İzmir Valisi
kalkmış, nerede basın toplantısı
yapılacağını, nerede yapılamayacağını,
ne olursa gösteri olacağını yayınlıyor değerli
arkadaşlarım, daha bu yasa çıkmadan bunları yapıyor.
Biz diyoruz ki: Bu yasa çıktıktan sonra siz, tutun bu valilerin neler
yapabileceklerini bir düşünün. Bu konudaki eleştirilere hak vermek
durumundasınız.
Siyasi partiler
demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Öyle mi?
Burada herkes kafa yoruyor, herkes düşüncelerini üretiyor ama sizler de
muhalefetin ileri sürdüğü iddiaları, savunmaları ve
düşünceleri değerlendirmek durumundasınız.
Şimdi,
diyorsunuz ki: Biz sizi meydanlarda anlatacağız. Biz de sizi
anlatacağız.
Sevgili
yurttaşlarım, bugün kadınların işsizliği konusu
konuşulsun, Meclis araştırsın bu konuyu diyoruz, AKPliler
bunu reddettiler. Şimdi, emeklilerin sorunları
araştırılsın diye bir önerinin oylamasını
yapacağız, bu oylamaya lütfen 10 milyona yakın emeklimiz dikkat
etsin. Emeklilerin sorunları araştırılsın diye bir
önergeye iktidar partisi nasıl oy kullanacak? Hodri meydan, az önce hodri
meydan diyordunuz, biz de size hodri meydan diyoruz. İşte Halep,
işte arşın!
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Sayın Zozani
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, biraz önceki konuşmamda
iş güvenliğiyle iç güvenlik paketlerini kıyaslayan
konuşmacı bendim. Sayın Poyraz konuşmasında benim bu
değerlendirmelerime atıfla orada bu yasa
çalışmasını engellemeye çalıştığımızı
ifade etti, sataştı; sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Söz
vereceğim de, engellemiyor musunuz?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) İzah edeyim mi Sayın Başkan?
BAŞKAN
Hayır, hayır, başka bir şey söylüyorum. Ya, söz
vereceğim dedim de
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Müsaade ederseniz
FAHRETTİN
POYAZ (Bilecik) Sayın Başkanım, Zozani ismini nerede
telaffuz etmişim?
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) O
cevabı kürsüde vermek istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Ben
size söz vereceğimi söyledim de güzel bir şey söylüyorum.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkanım
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) - Sayın Başkanım Zozaninin ismini nerede
telaffuz etmişim? Sayın Başkanım...
BAŞKAN
Efendim?
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Nerede telaffuz etmişim ismini beyefendinin?
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, ben o konuyla ilgili olarak
sizin sorunuza da cevabı kürsüde vermek istiyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Konuşmasından alıntı yaptı.
BAŞKAN
Tamam, buyurun.
10.- Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani'nin, Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyrazın MHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, zaman
zaman muhalefet partisi hatipleri de engelleme kavramını
kullanıyor, doğru bulmuyorum, biz engellemeye
çalışmıyoruz. Biz yanlış yapılan bir
yasamanın düzeltilmesi çabalarını ortaya koyuyoruz. Biz bir
düzeltme faaliyeti içerisindeyiz; düzeltiyoruz, yanlışı
düzeltmeye çalışıyoruz, yanlışı ortaya koymaya
çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim buradan yasa
çıkmasın diye bir gayretimiz yok. Biz buradan doğru yasalar
çıksın, yasalar doğru yapılsın diye buradayız.
Şimdi, bizim
buradaki elekten geçtikten sonra bir eksik kalırsa Anayasa Mahkemesi orada
devreye girer, onun için söylüyorum. Ama ben buna rağmen başka bir
şey söyleyeyim: Emin olun, Türkiye'de iç güvenlik sorunu sadece sizde var,
o da nasıl biliyor musunuz? Siz güvenliği bozmayın, Türkiye'de
iç güvenlik sorunu yok. Nasıl söylüyorum?
Bakın,
değerli arkadaşlar, sokaktaki polisinize sahip çıkarsanız,
sokaktaki polise sahip çıkarsanız, güpegündüz çocukları
kurşunlayan polise sahip çıkarsanız, gerekli cezayı
verirseniz, yasaları onlar açısından işletirseniz iç
güvenlik sorunu olmaz Türkiyede. Polisin kamera kayıtlarıyla tespit
edildi mi, edilmedi mi? Yolun kenarına patlayıcı madde koyan
polisler bu ülkede tespit edildi mi, edilmedi mi? Tespit edildi. Ne zaman
tespit edildi? Daha bir iki ay önce ya, daha bir iki ay önce.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Başkanım, bana nerede cevap var burada? Hangi
cümlesinde benim ifademle ilgili bir cevap var?
ADİL
ZOZANİ (Devamla) - Kurşunlayan polisi, çocukları
kurşunlayan, gaz bombasıyla öldüren
Bakın, 184 çocuğun
ismi burada sayıldı, 184 çocuğun burada ismi ifade edildi,
hangisinin failiyle ilgili olarak bir cezalandırma oldu? Enes Ata
kameraların önünde can verdi, 9 yaşındaki Enes Ata
kameraların önünde can verdi. Enes Ataya kurşun sıkan polisi
siz yargıladınız mı, yargılamadınız mı?
İç güvenlik sorunu, evet, sizin açınızdan vardır çünkü
sizin kendiniz sorunsunuz.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, 13/1/2015 tarihinde Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve arkadaşları tarafından,
emeklilerin sorunlarının araştırılması; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve arkadaşları tarafından,
ülkemizdeki sayıları 9 milyonu bulan emeklilerimizin içinde
bulundukları sıkıntıların
araştırılması, taban aylıklarının
eşitlenmesi, maaş farklılıklarının giderilmesi ve
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla (10/148)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergelerinin, Genel Kurulun 11 Mart
2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
III.- YOKLAMA
(CHP ve MHP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT GÖK
(Ankara) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunmadan evvel
bir yoklama talebi vardır.
Sayın Gök,
Sayın Hamzaçebi, Sayın Öztürk, Sayın Köse, Sayın Çetin,
Sayın Günal, Sayın Türkoğlu, Sayın Yılmaz, Sayın
Çınar, Sayın Öz, Sayın Işık, Sayın Tunay,
Sayın Çıray, Sayın Tamaylıgil, Sayın Öztrak,
Sayın Susam, Sayın Aldan, Sayın Türmen, Sayın Seçer,
Sayın İrbeç.
İki dakika süre
veriyorum ve başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, 13/1/2015 tarihinde Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve arkadaşları tarafından,
emeklilerin sorunlarının araştırılması; Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve arkadaşları tarafından,
ülkemizdeki sayıları 9 milyonu bulan emeklilerimizin içinde bulundukları
sıkıntıların araştırılması, taban
aylıklarının eşitlenmesi, maaş farklılıklarının
giderilmesi ve yaşadıkları sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla (10/148) Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergelerinin, Genel
Kurulun 11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, biz emeklilerin sorunlarının
araştırılmasını istiyoruz. Evet, bütün
yurttaşlarımız görsünler, emeklilerin sorunlarının
araştırılması AKPnin oylarıyla reddedilmiştir.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Biz gerekeni yaparız Sayın Başkan.
LEVENT GÖK
(Ankara) Bunu kayıtlara geçirelim Sayın Başkan, emeklilerin
sorunlarının araştırılması önerisi AKPli
milletvekillerinin oylarıyla reddedilmiştir. Bütün Türkiyeli
yurttaşlarımızın bunu bilmesinde yarar vardır.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Efendim, iktidar emeklilerle ilgili çok çeşitli
çalışmalar yürütüyor, çok çeşitli haklar veriyor; yegâne alan
burası değil, öyle bir araştırma önergesi değil.
Dolayısıyla, bu bir propagandadır, başka bir şey
değil.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Bütün Meclisin çalışma gündemi sona
erdikten sonra beyefendiler çalışma yapıyorlarmış!
BAŞKAN
58inci maddeye göre bir söz düzeltme talebi mevcuttur.
Osmaniye
Milletvekili Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA
KONUŞMALAR (Devam)
3.- Osmaniye Milletvekili
Hasan Hüseyin Türkoğlu'nun, 10/3/2015 tarihli 73üncü Birleşimdeki
bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün İç Tüzük
37ye göre söz almış ve Emniyet mensubu personelin ek göstergeleriyle
ilgili bir konuşma yapmıştım. Bu konuşmam
sırasında, AKP hükûmetlerinin polislerin sorunlarını
bildiğini ama bunlara kayıtsız kaldığını
ifade etmiştim. Bu ifademi Sözlerini yerine getirmemişlerdir.(*) şeklinde düzeltmek istiyorum.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; birkaç günden beri
konuşulan MİT Müsteşarı Hakan Fidanın AKPden
milletvekili aday adayı olması ve geri dönmesine ilişkin bir
tartışma var. Bu tartışma çerçevesinde milletvekilliği
adaylığından vazgeçen Hakan Fidan, tekrar MİT
Müsteşarı olarak görevlendirildi. Bununla ilgili, topluma yasal bir
prosedür uygulandığı söylendi ama bu doğru değil.
Şöyle ki: MİT Kanununun 14üncü maddesi, MİT fiilî kadrosuna
atananların göreve başladıktan sonra beş yıl geçmeden
ayrılmaları durumunda tekrar göreve atanmaları için en az
beş yıl geçmesini öngörüyor. Hakan Fidan 17 Nisan 2010 tarihinde
MİT Müsteşar Yardımcılığına atanıyor.
Bu -haber olmuş- Milliyet gazetesinin 17 Nisan 2010 tarihli nüshası,
bu da Sabah gazetesinin 17 Nisan 2010 tarihli nüshası; MİT
Müsteşar Yardımcılığına Başbakanlık
Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidanın
atandığını gösteriyor.
Şimdi, bize
bu atamanın yasal olduğu söyleniyor ama MİT Kanununa göre,
beş yıl geçmeden evvel Hakan Fidanın buraya atanması
mümkün değil. Vikipedide Hakan Fidanın öz geçmişi
gösteriliyor. Burada 17 Nisan 2009da MİT Müsteşar
Yardımcılığına atandığı söyleniyor
ALİM
IŞIK (Kütahya) Bak, bak, bak, sahtekârlık yapıyorlar yani.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Devamla) -
ama dün Vikipedideki Hakan Fidana ait sayfada
onlarca değişiklik yapılmış yani sahte belge
üretilmiş ve Başbakan bu sahte belge üzerinden topluma
doğruları söylemiyor.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN HÜSEYİN
Türkoğlu (Devamla) Cumhurbaşkanı Anayasayı
çiğniyor, Meclis Başkan Vekili İç Tüzükü çiğniyor,
İçişleri Bakanı Anayasayı tanımam. diyor.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Allah, Allah!
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Devamla) Eğer onlar Anayasayı tanımazlarsa bir
gün birileri de çıkar Biz de bu Cumhurbaşkanını ve bu
Bakanı, bu Hükûmeti tanımıyoruz. diyebilirler. Bunun adı
anarşi ve kaostur. Sizleri uyarıyorum.
Türk milletinin
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hasan Hüseyin Türkoğlu.
Ben birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.08
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
18.29
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, bir söz almak istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Hakan Fidanın tekrar MİT
Müsteşarlığına atanmasının kanunsuz bir uygulama
olduğuna ilişkin açıklaması
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Şimdi -kayıtlara girmesi
açısından- MİT Müsteşarının ilk
atandığı tarih 17 Nisan 2010, gazeteler tümüyle yazıyor
bunu, Müsteşar Yardımcılığına atanmış,
mayıs ayında da Müsteşarlığa atanmış. Bunun
için Millî Güvenlik Kurulu toplanmış, 19 Şubat 2010 tarihinde
Millî Güvenlik Kurulu toplanmış, burada karar alınmış.
Şimdi, çok önemli bir husus tabii
ki bu. Hem MİT Kanununun ihlali hem normal prosedürdeki atamalarla ilgili
ihlal hem de birçok devlet memurunun ve görevlisinin görevini suistimal
derecesinde bir durum ortaya çıkıyor. MİT Müsteşarının,
tabii ki Resmî Gazetede yayımlanmamasına rağmen, gazetelerde,
tümüyle her türlü gazetede ilk Müsteşar
Yardımcılığına atandığı tarih 17 Nisan
2010dur, Müsteşarlığa atandığı tarih ise -ondan
hemen sonra- Mayıs 2010dur. Bunun için Millî Güvenlik Kurulu
toplantısı yapılmıştır çünkü MİT Kanununa
göre müsteşarın atanması için Millî Güvenlik Kurulunda karar
alınması, Başbakanın inhası ve
Cumhurbaşkanının onayı gerekiyor. Dolayısıyla, 19
Şubat 2010 tarihinde toplanan Millî Güvenlik Kurulu
toplantısında MİT Müsteşarlığıyla ilgili karar
alınmış. Müsteşar ise milletvekili seçimi için 7 Şubat
2015 yılında istifa etmiştir, 10unda da görevini
bırakmıştır. Yani, Milli Güvenlik Kurulu
toplantısından dokuz gün önce görevini tamamen
bırakmıştır beş yıl dolmadan ve tekrar görevine
dönme söz konusu olmuştur.
Şimdi, şu arada, istifa
ettikten sonraki dönemde Millî Güvenlik Kurulu toplanmamıştır
çünkü kanuna göre Millî Güvenlik Kurulunun onayı gerekmektedir.
Toplanmadığı için Millî Güvenlik Kurulu atama yapılamaz.
Dolayısıyla, bu atama hem beş yılı
doldurmadığı için yanlıştır hem Millî Güvenlik
Kurulu toplantısı yapılıp karar
alınmadığı için yanlıştır, kanunsuzdur.
Dolayısıyla, şu an aldığı tüm maaşlar dâhil,
buna imza atanlar dâhil tümü suçlu duruma düşmektedir. Yani beş
yılını doldurmamış, istifa eden bir müsteşar
tekrar göreve getirilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Dolayısıyla,
kanunlara aykırı hareket edilmiştir. Bunun sorumluları
zamanı gelince hesaba tutulacaktır, herkesin bilmesini istiyoruz.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) - Hocam, kanunları eksik söylüyorsun. Devlet Memurları
Kanununun 59unu bir oku.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Devlet Memurları Kanununa göre, 2 kere kamu
görevinden istifa ederseniz 3üncü kere atanamazsınız.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) - İstisnai kadrolar var, onlara bir
bak istersen Hocam.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
(Devam)
3.- CHP Grubunun, Çorum
Milletvekili Tufan Köse ve 19 milletvekili tarafından, Çorum ilinin turizm
alanındaki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
11/3/2015
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 11/3/2015 Çarşamba günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Levent
Gök
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Çorum Milletvekili
Tufan Köse ve 19 milletvekilinin Çorum ilinin turizm alanındaki
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/5/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (904 sıra no.lu) Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
11/3/2015 Çarşamba günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde Çorum Milletvekili Sayın
Tufan Köse.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle,
konuşmama başlamadan önce, bir yıl önce çocuk yaşta
kendisine silah doğrultularak, tüfek doğrultularak öldürülen Berkin
Elvanı buradan rahmetle anıyorum. Kendisine silah doğrultan
faşist ellerin bir gün kırılacağını bütün
yurttaşlarımın bilmesini istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Çorumun turizmini de konuşacağız,
sanayisini de konuşacağız; Çorumu konuşacağız
bugün biraz. Ben, öncelikle, size Çorumu anlatmak istiyorum. Çorum, Türkiyede
sanayisini kendi kendine müteşebbislerinin çalışmasıyla,
gayretiyle geliştirmiş Orta Anadoluda, Orta Karadenizde bir
kentimizdir. Şöyle anlatmak gerekirse: Çorum, belli sektörlerde marka
olmuş, belli sektörlerde Türkiye ortalamasının üzerinde üretim
yapan bir kenttir. Örnek olsun, kiremit sektöründe Türkiyedeki üretimin yüzde
40ını yapmaktadır. Yumurta ihracatının toplamda yüzde
25ini Çorum sağlamaktadır. Yine, tuğla sektöründe de Türkiyede
yüzde 10 gibi bir üretimle söz sahibidir. Yine, makine
sanayi, hakeza çok gelişmiştir, birçok dallarda gerçekten kendi
müteşebbislerinin girişimcilik ruhuyla belli bir noktaya
gelmiştir. Ama Çorum sanayisi hiçbir zaman desteklenmemiştir devlet
tarafından. 2 tane devlet yatırımımız var birisi
çimento birisi şeker sanayisi. Çimento, geçmişte özelleştirildi,
şeker sektörü de herhâlde Şeker Kanunuyla beraber o da
özelleştirilerek özelleştirme kurbanı yapılacak
sanayilerden biri olacaktır.
Şimdi,
Çorum sanayisi iyiye gitmiyor diyorum. Niye gitmiyor? Örnek olsun, Çorumda bir
devlet hastanesi inşaatı yapılıyor. Devlet hastanesi
inşaatının şartnamesine şöyle bir hüküm konuluyor:
Dış duvarlar gaz betonla örülecek. E, kardeşim, Çorum kiremit
sektöründe, tuğla sektöründe Türkiyede söz sahibiyken sen nasıl olur
da Çorumda yapılan bir devlet hastanesine gaz beton kullanımını
şart olarak koşabilirsin? (CHP sıralarından
alkışlar) Böyle bir şey düşünülebilir mi, olabilir mi?
Şimdi,
Çorumda sanayi iyiye gitmiyor diyoruz. Çorum sanayicilerinin beklediği
tek bir şey var devletten; böyle bize teşvik verin, yatırım
yapın filan diye beklentisi yok. Ne istiyor? Demir yolu istiyor.
Şimdi, bir hava yolu istiyorlar Çorumda, bizim sayın
milletvekillerimiz de buna dâhil, Çorum milletvekillerimiz de. İşte,
Hükûmet programına alındı, efendim, yok
Çalışmaları yapılıyor, etüt ihale edildi. filan.
Ben, Devlet Demiryollarının kitapçığına
bakıyorum, 2023e kadar yapılacak demiryolları arasında
Çorumdaki hızlı tren yolu yok. Gelirken de
araştırdım, tekrar 2014 bütçesine baktım, 2015 bütçesine
baktım, 1 lira dahi ödenek konulmamış. Ama bundan daha kötüsü,
bizim Çorum sanayisi istediği... Elbette hızlı tren istiyor ama
taşımacılığa dönük olarak bir konvansiyonel tren yolu
da istiyor. Çorum sanayisinin gelişmesi ancak yük trenciliğiyle
mümkün olabilecektir. Bu konuda hiçbir gelişme
olmadığını hep beraber biliyoruz.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, Çorumda tarım da geriye gidiyor.
Çorumda sulu tarım maalesef yapılamıyor. Şimdi, sulu
tarım adına Çorumda 2 tane proje var: Birisi Koçhisar Barajı,
birisi Obruk Dutludere sulama kanalları ihalesi. Bunlardan, 229 milyon
lira birinin yatırım tutarı var, 45 milyon lira
harcanmış, bu sene konulan ödenek sadece 5 bin lira. Yine Obruk
Dutludere sulaması için de yatırım bedeli 82 bin lira, 5 bin
lira civarında -5 milyon lira civarında- bir para harcanmış,
bu sene için konulan para da 10 milyon lira. Yani sulu tarım adına da
hiçbir şey yapılmıyor Çorumda. Çorumda
hayvancılık da geriye gidiyor, şeker fabrikalarının
özelleştirilmesinden kaynaklı şeker pancarı
tarımı da geriye gidiyor.
Bu arada
şeker deyince... Çorumda gerçekten teknolojisi iyi, çalışır,
kâr eden bir şeker fabrikamız var; şeker fabrikamızda da
110 geçici işçimiz var. Yaklaşık on sekiz yıldır,
yirmi yıldır, yirmi yedi yıldır çalışanlar var -yılda
dört ay çalışıyorlar- gençliklerini, ömürlerini oraya
vermişler ve usta hâline gelmişler, usta olmuşlar. Şimdi,
Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi diyor ki: Türkiye genelinde
ben 480 işçi alacağım. Neyle alacaksın? Merkezî sistem
sınavla. Kardeşim, bu çalışanların, gençliklerini
oraya verenlerin durumu ne olacak? Bu şekilde Çorumda da, Türkiye'nin
genelinde de iş barışı bozuluyor maalesef.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, Çorumda tren yolu yok dedim, Çorumda
sulamayla ilgili herhangi bir yatırım yok. Peki, kara yollarıyla
ilgili bir yatırım var mı? Bizim arkadaşlarımız
geliyor, zannedersem Başbakan Yardımcısı da geldi, Bülent
Arınç da geldi, diyor ki: İskilip-Tosya yolunu yapacağız,
açacağız. filan. Gelmişti o zaman hastanenin temelini atarken,
İskilipli Atıf Hoca Hastanesinin temelini atarken. Ona da baktım
bugün gelirken, ne yapmışlar Çorumda İskilip-Tosya yoluyla
ilgili? Ta 1999da başlamışlar, 2011de bitirilecek.
denmiş; 2013te en son 2017 demişler. 39 bin yatırım
tutarı var, 19 bin lira harcanmış, bu sene konulan ödenek komik,
51 bin lira koymuşlar. Yani, oralara gidip de hava atmanın, oralara
gidip Çorumluları kandırmanın yeri değil.
Yine,
İskilipten Çankırıya giden yolla ilgili 2 lira ödenek
koymuşlar, 2 bin lira ödenek koymuşlar. Komik komik ödenek koymuşlar.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Yanlış söyleme,
İskilip-Çankırı arasının ihalesi yapıldı.
TUFAN KÖSE
(Devamla) - Hastane yatırımları aynı.
Değerli
arkadaşlarım, Çorumlu kandırılıyor, Çorum hizmet
alamıyor ama aldığı hizmette de Çorumda acayip bir
ayrımcılık var. Bizim köy muhtarları çok korkuyor, köy
muhtarlarımız çok korkuyor. Niye korkuyorlar, biliyor musunuz?
Gidiyorlar, diyelim ki bir yatırım yaptıracaklar köylerine, iki
tane liste çıkartıyorlar: Bir, Nüfus sayısınız kaç
sizin, köylerin? Nüfus sayısı 50, 100, 200, neyse; o yetmiyor,
Acaba AKPye kaç tane oy çıkmış? AKPye ne kadar oy
çıkmış? Bir de ona bakacağız. diyorlar.
Şimdi,
bununla ilgili bir şey söyleyeceğim size. Bakın, dikkatlice
dinleyin arkadaşlar, net bir şey söylüyorum ya, başka bir
şey söylemiyorum: Çorum merkezde 42 köy var, 5 köye kilit taşı
yapılmış, Cumhuriyet Halk Partisinin oyları çok olan 5
köye. Tam 37 köyde de AKPnin oyları çokmuş, 37 köye kilit
taşı yapılmış. Çorumdaki oyları yanlış
anlamayın, Çorumda 120 oy, sıfır oy; 80 oy, sıfır oy;
320 oy, sıfır oy yani böyle oylar, oy dağılımı
böyle. Bakın, Sungurluda yine öyle, CHPnin oy aldığı 72
tane köye, insanın yaşadığı 72 köye 1.300 tane
5 köy
toplam, tamamı AKPli. Uğurludağda 5 köye kilit taşı
yapılmış, tamamı AKPli. Bakın, 189 nüfuslu
Kızağılı köyüne 4.271 metrekare kilit taşı
yapılmış; 400 nüfuslu Küçükerikli köyüne sıfır,
kanalizasyon da yok. Alaca hakeza öyle, 9 AKPli, 2 CHPli. 120 nüfuslu
İsaağacı köyüne 950 metrekare kilit taşı
yapılmış, 134 nüfuslu Boğaziçi köyüne 3.485 metrekare. Yani
Çorumda sosyal barış da bozuluyor, toplumsal barış da
bozuluyor.
Örnek olsun,
Oğuzlar Belediyesini bu sene Cumhuriyet Halk Partisi aldı.
Oğuzlarda 2004te de, 2006da da don olayı
yaşanmıştı ve tek geçim kaynakları olan ceviz ürünü
donmuştu. 2004te, 2006da doğal afet kapsamına alınan
Oğuzlar, 2014 yılında belediyenin CHPye geçmesiyle beraber
doğal afet kapsamına alınmadı. Bu,
ayrımcılık değil midir?
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, köylerin isimlerini vereceğim ama
yetmiyor. Büğet köyü, 567 nüfusu var, 6.975 metrekare almış;
başka bir köy, çok daha küçük bir köy bunun 3 katını
almış.
Değerli
arkadaşlarım, Çorumda işler iyiye gitmiyor. Geçen ben burada
bir konuşma yaptım, dedim ki: Ya, toplum yararına
çalışmadan işçiler dağıtılıyor ama CHPli
belediyelerin olduğu yerlere çok az veriliyor bu toplum yararına
çalışmadan kontenjan. Sayın Salim Uslu çıktı, Herkese
ihtiyacı kadar verdik." dedi. Ben bir daha tekrar etmek istiyorum,
ihtiyaç neye göreymiş? Sayın Uslu da buradan dinlesin, görsün toplum
yararına çalışmadan kontenjanları. Hemen
bulacağım şimdi, örnek olsun, 89.700 nüfuslu AKPli belediyelere
287 kontenjan verilmiş, 11.300 nüfuslu CHPli belediyelere 11 tane, 34.200
nüfuslu MHPliye de 10 tane verilmiş. Bakın, çok ilginç örnek
arkadaşlar, iyi dinleyin: 1.200 nüfuslu Boğazkale, AKPli, 23 kontenjan;
33.000 nüfuslu Sungurlu -ki Boğazkale Sungurludan
ayrılmış- 5 kontenjan. Neresinde bunun adalet, neresinde
kalkınma? Yani Çorumda adalet de yok, kalkınma da yok maalesef.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Ya, muhalefetin belediye başkanları
çalışmıyor ki.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Takip et.
TUFAN KÖSE
(Devamla) - Bakın, burada, işte örneklerin hepsi burada. Kargı
hakeza, 5 bin nüfuslu Kargı 28; 5 bin nüfuslu Mecitözü 5. Ayıp
değil mi arkadaşlar bu, yazık değil mi,
yakışıyor mu yani bu?
Bakın,
Çorumda sosyal barışı bozuyorsunuz dedim. Çorumda
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu var, Nutuku Söylev olarak Türkçeye
çeviren ordinaryüs profesör, Anayasa Komisyonunun üyesi 1961li yıllarda;
parktaki ismi kime dokunduysa Belediye Başkanı onu
kaldırdı, başka bir isim verdi, maalesef başka bir isim
verdi.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi siz tabii, Çorumda sosyal
barışı bozuyorsunuz da Türkiyede bozmuyor musunuz? Yani sosyal
barışı sadece Çorumda bozsanız vallahi bir Çorum feda
olsun AKPye, bir Çorum kurban olsun ama Türkiyede de bozuyorsunuz.
Bülent
Arınça suikast diyerek kozmik odayı tam bir ay aradınız.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Çorumla bunun ne alakası var ya? Sen Çorumda kal, Çorumda.
TUFAN KÖSE
(Devamla) - Çok alakası var, şimdi geleceğim.
Sümeyyeye suikast
iddiasıyla da herhâlde Cumhuriyet Halk Partisini şu anda ya
kapatacaksınız ya arayacaksınız.
Şimdi
Sümeyye deyince aklıma geldi, bak, iyi dinleyin. 3 çocuk, 5 çocuk
diyor ya Sayın Cumhurbaşkanımız, ben baktım şimdi
Cumhurbaşkanımızın torunlarına, vallahi ben
sayısını söylemeyeceğim, merak edenler İnternete
girsinler, Cumhurbaşkanımızın 4 çocuğundan kaç torunu
olduğunu bulsunlar.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Daha gençler, yaparlar.
TUFAN KÖSE
(Devamla) - Yani millete söylemekle bu işler olmuyor, önce kendiniz yapacaksınız
doğruyu, önce doğrunun yanında olacaksınız yoksa
adalet de olmaz, kalkınma da olmaz. (CHP sıralarından
alkışlar)
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Demek ki sorumluluk yokmuş, sadece bir
temenni.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Köse.
SALİM USLU
(Çorum) - Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim?
SALİM USLU
(Çorum) İsmimi zikrederek adaletsiz olduğumuzu ifade etti, ben izin
verirseniz bir iki cümleyle söylemek istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
11.- Çorum Milletvekili Salim
Uslu'nun, Çorum Milletvekili Tufan Kösenin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
SALİM USLU
(Çorum) Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Sayın
Kösenin ifade ettiği hususlar hilafıhakikattir, belirtmek istiyorum.
Bir defa Sanayi
iyi gitmiyor. dediler, Çorumda işsizlik oranı yüzde 5e
düşmüştür sağladığımız teşvikler ve
destekler sayesinde.
Demir yolu Hükûmet programına
alınmıştır. 2 hatlı, çift hatlı bir tren
yolu inşasının, Sayın Başbakanımız Çoruma
gittiğinde tarihini de açıklayacak.
Alacada sulama
başladı, üç etapta bitecek. Onu bilhassa ifade etmek isterim.
Sosyal
barışı bozacak herhangi bir girişim yok,
ayrımcılık söz konusu değil. Nitekim Sayın Tufan
Kösenin bahsettiği Mecitözü Belediye Başkanımız kendisiyle
bana geldiler. İçme suyu konusunda yardımcı olduk. 550 bin
liralık hibe su borusu gönderdik. Bir ayrımcılık söz konusu
olsaydı bunu yapmazdık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yine, Laçin Belediyesine
çöp kamyonu gönderdik. Kendileri aracın önüne bize teşekkür
mesajı yayınladılar.
Onun
dışında toplum yararına çalışmada Çorum
Belediyesine hiç kimseyi vermedik. Adaletten ziyade orada nerede, ne kadar
ihtiyaç varsa ona göre bir adam gönderiliyor. Onu da biz yapmıyoruz,
İŞKUR yapıyor. Onu da bilhassa belirtmek isterim.
Onun
dışında Uğurludağda Şendere Barajının
-54 köyün su ihtiyacı var- hemen orada ihalesi
yapılmıştır. Oraya 8 milyon TL para gönderilmiştir.
Kısa zamanda bitecektir.
Bence Sayın
Köse bunları söyleyeceğine bize gelse, bizden bilgi alsa en
azından daha doğru bilgileri kendisine vermiş oluruz. Kendisi de
biliyor da siyaseten burada bunları söylemesi gerekiyor.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Bakanlık verir o bilgileri. Niye sana gelsin?
SALİM USLU
(Devamla) Çorum bir barış ve huzur şehridir. Geçmişteki
yaralarını sarmıştır. Kalkınmadan gereken
payını hakkaniyetli bir şekilde almaktadır ve biz de Çorum
milletvekilleri olarak canhıraş bir şekilde hiçbir
ayrımcılığa fırsat vermeden çalışıyoruz.
Bunu arz etmek istedim. Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TUFAN KÖSE
(Çorum) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet.
TUFAN KÖSE
(Çorum) Sayın Uslu ismimi de belirterek bana
sataşmıştır. Cevap vermek istiyorum.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Bir şey demedi Bütün Çorum
milletvekilleri olarak çalışıyoruz. dedi Tufan Bey.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Seni de kastetti.
BAŞKAN
Buyurun.
12.- Çorum Milletvekili Tufan
Köse'nin, Çorum Milletvekili Salim Uslunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
TUFAN KÖSE
(Çorum) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi,
Sayın Uslu, tabii kendine göre yanıtlar verdi. Sayın Uslu bizim
Çorumdan da milletvekili arkadaşımızdır. Zaman zaman
kendisiyle konuştuğumuz oluyor ama ben net rakamlar söylüyorum
Sayın Uslu, bir şey söylemiyorum ki. Bakın, şey ortada.
1.200 nüfuslu Boğazkale bir beldedir. Bakın, arkadaşlar, 1.200
nüfus, 23 tane toplum yararına çalışmadan eleman
almış, 33 bin nüfuslu Sungurlu 5 tane alabilmiş. Yani bunun neresi
izaha tabi, ben onu çok bilemiyorum yani. Bakın, çok net bu.
RECEP ÖZEL (Isparta) Orada iş
çoktur, orada iş azdır.
SALİM USLU (Çorum) Sadece kamuya
verilmiş, Çoruma hiç verilmemiş.
TUFAN KÖSE (Devamla) Hayır,
fazlasıyla istiyor. Fazlasıyla Sayın Uslu.
Şimdi, Mecitözü aynı,
Kargı
Biri 28 tane alıyor, biri 5 tane alıyor. İkisi de
beşer bin nüfuslu. Yani bunun neresi izaha tabi, bilmiyorum.
Şimdi, sulama iyiye gitmiyor
diyorum. Bakın, Koçhisar Barajını şeyi ortada
SALİM USLU (Çorum) Ne kadar yatırım
yapılmış?
TUFAN KÖSE (Devamla) Bütçeden
aldım ben bunu, bütçeden aldım. 229 milyon lira, 45 milyon lira
harcanmış. Bu seneki ödenek, 5 milyon lira ödenek. Çok az değil
mi?
Obruk Dutludere, 10 milyon lira bu
seneki ödenek.
Yol dedim. İskilip-Tosya yolundaki
ödenek bu sene çok düşük. Size söyledim az önce yani.
SALİM USLU (Çorum) 60 milyon
harcadık oraya.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Yatırım burada yazıyor Sayın Uslu, yatırım burada
yazıyor, burada yazıyor; 2 bin lira. Yani yıllardır
yapılmıyordu zaten, yıllardır yapılmıyor.
Bakın, İskilip Devlet
Hastanesine gönderilen ödenek de bu sene çok düşük. Bakın, onu da
hemen söyleyeyim size. Burada resmî kayıtlar, sizin
kayıtlarınız. İskilip Devlet Hastanesine 2 bin lira
gidiyor, 2 milyon lira gidiyor İskilip Devlet Hastanesine.
Çorum Devlet Hastanesi diyoruz. 166 bin
liralık yatırım tutarı var, 20 bin lira gidiyor, 20 milyon
lira. Yani bu ödeneklerle nasıl bitireceğiz biz bu işi?
Kilit taşı olayında,
samimiyetle söylüyorum değerli arkadaşlar, net bir ayrım var.
Çorumda -yürekten söylüyorum, samimiyetle söylüyorum, ben başka konuya
girmeyeceğim bugün- AKPye oy verenler ile CHPye oy veren köylerin
arasında net bir ayrımcılık var. Ne adalet var ne
kalkınma var vallahi de billahi de.
RECEP ÖZEL (Isparta) Yemin etme ya,
yemin etme. Bak çarpılırsın.
TUFAN KÖSE (Devamla) Hiç bunun kabul
etmem aksini. Gerçekten de bir ayrımcılık var. Başka konuyu
söylemiyorum, başka konu söylemeyeceğim. Başka bir konu olursa
söylerim. CHP ve AKPli seçmenlerin olduğu köylerin arasında net
ayrım var.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Köse.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Çorum
Milletvekili Tufan Köse ve 19 milletvekili tarafından, Çorum ilinin turizm
alanındaki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu önerisinin aleyhinde Çorum Milletvekili Sayın Cahit Bağcı.
Buyurunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CAHİT BAĞCI (Çorum)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin grup
önerisini hatırlatıyorum: Sayın Tufan Kösenin de altında
imzası olan, onun birinci imza olarak verdiği ve 9 Cumhuriyet Halk
Partisi milletvekilinin imza koyduğu grup önerisi, Çorumda turizmin
sorunları.
Değerli
arkadaşlar, turizmle ilgili tek bir cümle duydunuz mu burada Sayın
Köseden? Duymadınız. Sayın Kösenin, tabii, bugünlerdeki
Çoruma yönelik olarak bu kürsüden küçülen bir Çorum fotoğrafı sunma
kaygısını anlıyorum. Bunu siyasi bir değerlendirme,
seçmene yönelik olarak da bir değerlendirme biçimi olarak görüyorum ama
bunu da Çoruma yapılan bir haksızlık olarak ifade ediyorum.
Değerli
arkadaşlar
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Saraya yapacağına Çoruma yapıyor, ne
yapsın?
CAHİT
BAĞCI (Devamla) Siz bir aydır burada saray türküsü söylüyorsunuz,
biz on üç yıldır Türkiyeye yapılan yatırımları
anlatıyoruz.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Köse Çorumun küçüldüğünü söyledi. Çoruma on
üç yılda belediye yatırımları, belediye harcamaları
dâhil 8,5 milyar TL harcanmıştır. Bunun 5,8 milyar TLsi kamu
yatırımıdır yani merkezî yönetim bütçesinden ayrılan
yatırım toplamı 5,8 milyar TLdir. Çorumda bugün hiçbir sulama
projesi ihale edilmemiştir Sayın Köse. Tımarlı Sulama
Projesi önümüzdeki günlerde ihale edilecek. Kızılırmak bölgesi
yani Bayat, İskilip ve Uğurludağ ilçemizde 112 bin dönüm araziyi
sulayacak bir proje önümüzdeki günlerde ihale edilecek.
Şunu
söyleyeyim, Devlet Planlama Teşkilatından gelen birisi olarak
söyleyeyim Sayın Köse: Rakamları iyi okumak, iyi anlamak lazım.
Bakın, burada bir yatırım programında bir rakam varsa onun
ihale edilebilmesi için, o işin ihale edilebilmesi için ayrılan yüzde
10 ödeneğidir. Başlangıç ödeneği deriz biz buna.
Şimdi
Sayın Köse demir yoluyla ilgili burada bir değerlendirmede bulundu
-Devlet Demiryollarından kontrol ettim, takip ettim- yok diye. 62nci
Hükûmet Programında Sayın Başbakanımız bu kürsüden
Çorumun da içinde bulunduğu demir yoluyla ilgili 2023 hedefleri
içerisinde Kırıkkale-Çorum-Samsun demir yolu
yapılacaktır. demiştir. Yetmez, 2015 yılı
yatırım programındadır. Şimdi, size yatırım
programındaki sayfasını da söyleyeyim değerli
arkadaşlar. İlgili kuruluş: Türkiye Cumhuriyeti Devlet
Demiryolları. Projenin ismi: Etüt Proje İşleri. Proje kodu:
2015E0080
diye başlıyor. İsmi: Kırıkkale-Çorum-Samsun
Demir Yolu Projesi. Başlama ve bitiş tarihleri: 2015te
başlayacak, 2016 yılında bitecek. Ödeneği: Toplam ödenek 10
milyon, 2 milyon TL başlangıç ödeneği konulmuştur ve Devlet
Demiryollarından aldığımız bilgiyi az önce Sayın
Uslu da ifade ettiler.
Kırıkkale-Çorum-Samsun
Demir Yolu Projesi; çift hatlı, konvansiyonel -kendisinin de ifade
ettiği gibi- Çorumun beklentilerini karşılayacak ve özellikle
yük taşımacılığı ve yolcu
taşımacılığını birlikte yapacak bir demir
yolu projesi önümüzdeki günlerde ihale edilecektir. Ben buradan
hayırlı olmasını diliyorum.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Cahit ağabey, Kırıkkale de var, Samsun
da var.
CAHİT BAĞCI
(Devamla) Kırıkkale-Çorum-Samsun. Kırıkkaleye de
hayırlı olsun. Sungurluda bir istasyon olacaktır, Çorum
Organize Sanayiye yakın bir istasyon olacaktır; Çorum merkez,
Merzifon, Havza, Kavak ve Samsuna ulaşacaktır.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Hayırlı olsun da kaç yılda bitecek, onu
söyle!
CAHİT
BAĞCI (Devamla) İki yılda projesini tamamlayacağız,
inşallah 2017 yılında yatırım programına
alınmasıyla birlikte beraberce -sizleri de davet ederiz- kazmayı
vururuz, beraberce beton atarız.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Oooo!
CAHİT
BAĞCI (Devamla) Değerli arkadaşlar, bir diğer konu:
Şu da Çorum demir yolunun haritasıdır ve bu yatırım
görüşmelerinde Sayın Ulaştırma Bakanımız
tarafından Plan Bütçeye sunulan kitapçıktan
alınmıştır. Bu kitapçık burada Bütçe Komisyonu üyelerine
dağıtılmıştır.
Yeri
gelmişken, gündem olmuşken küçülen Çorum fotoğrafını
sunmaya çalıştı burada Sayın Köse. Çorum, değerli
arkadaşlar, ihracatı ithalatından fazla olan bir ildir.
Yaklaşık 300 milyon dolarlık dış ticaret hacmi olan,
187 milyon dolar ihracat yapan, Çorum merkezli ihracat yapan
Buna da özellikle
dikkatinizi çekiyorum çünkü menşe olarak Körfez yani Marmara Bölgesi
üzerinden ihracatlar Çoruma yazılmamaktadır. Bununla ilgili
girişimlerimizi de biz Plan Bütçe Komisyonunda da ifade ettik. Nerede
üretim gerçekleşiyorsa oraya yazılması yani pazarlamayı
yapan şirket İstanbul veyahut da Marmara Bölgesinde, Kocaelide
Örneğin, bildiğimiz bir firma, Yalovada merkezi, Yalova üzerinden
ihracat gerçekleştirmektedir ama Çorumda üretimi gerçekleştirmektedir.
Çorum dış ticaret fazlası veren, Türkiyenin cari
açığını küçülten ve işsizliği yüzde 6nın
altında olan, kendi evinde oturma oranı en yüksek olan illerden
birisidir ve kişi başına da otomobili en fazla olan illerden bir
tanesidir. Millî gelirden payı ve refahı en yüksek illerden bir
tanesidir.
İZZET
ÇETİN (Ankara) Ya, göç var, göç.
CAHİT
BAĞCI (Devamla) Rakamları doğru değerlendirelim.
Değerli
arkadaşlar, son olarak, Sayın Köse Çorumun, hiçbir şekilde,
turizmiyle ilgili bir değerlendirme yapmadı ama ben rakam vermek
istiyorum. Çorumda bir Çorum Müzesi vardır, Boğazköyde bir müzemiz
vardır; Kültür Bakanlığımızın girişimiyle
ana yurtlarına dönmesi için girişimde bulunulan eserlerden bir
tanesi, miraslardan bir tanesi Sfenks Boğazköye geri
kazandırılmıştır. Boğazköyde bir müzemiz
vardır, Alacahöyükte bir müzemiz vardır, inşallah Ortaköye de
bir müze yapacağız.
Bu arada, Hitit
Üniversitemize bağlı olarak, Çorumda bir turizm fakültesi
kurulmasıyla ilgili girişimlerimiz devam etmektedir. Rektörümüze
teşekkür ediyorum, kendisi de büyük gayret gösteriyor. Yüksek Öğretim
Kuruluna sunulan bir yatırımdır.
Son olarak,
değerli arkadaşlar, Çorumla alakalı olarak son rakamları
vereyim, Sayın Köse de duysun. 2010 yılında Çorumda hem turizm işletmeli
hem de belediye belgeli tesislerdeki konaklama sayılarını
veriyorum: 2010 yılında toplam 94 bin konaklama
gerçekleşmiş, 2012 yılında 119 bin konaklama
gerçekleşmiş ve 2014 yılı rakamı, 182 bin konaklama
gerçekleşmiştir. Daha detaylı rakamlar var, hangi müzemizi ne
zaman, kaç kişi ziyaret etti, turizm gelirleri nelerdir, bu alandaki
harcamalar nelerdir, bunlara da değinmek istemiyorum çünkü kendisi
imzaladığı araştırma önergesiyle ilgili bir
değerlendirme yapmadı.
Son olarak, ben,
köylerimizin bir değerlendirmeye tabi tutularak bir
ayrımcılık yapıldığı kanaati
oluşturmasını doğru bulmuyorum, yani Şu köy Sünni
köy, şu köy Alevi köy. şeklinde bir değerlendirme yapılmasını
doğru bulmuyorum. Ancak kendisi bazı köy isimleri verdi. Ben hemen
kendi doğduğum, yakın tanıdığım köylerden
örnekler vereyim -kendisi de çok iyi bilir- Mehmetdedetekkesi köyümüz kilitli
taş yapılmıştır, Obruk köyümüz kilitli taş
yapılmıştır, Kumbaba köyümüz kilitli taş
yapılmıştır, İnegazili köyümüz kilitli taş
yapılmıştır; hepsi de -ben 2007 yılından beri
milletvekiliyim- benim hatırladığım dönemlerde
yapılmıştır. Başka köyler de vardır. En son
Dodurga, Laçin, Osmancık üçgeninde bulunan, sürekli içinden geçtiğiniz
Gökgözler köyümüze de tam 6 bin metrekare kilitli taş
döşenmiştir. Hiçbir köyümüze ayrımcılık
yapmıyoruz, Obruk-Dutludere Sulama Projesinden de, Sayın Köse, en
fazla sizin ismini zikrederek kullandığınız köylerimizden
bir tanesi yararlanmaktadır.
Ben bu duygu ve
düşüncelerle, bugün Cumhuriyet Halk Partisinin -her ne kadar üzerinde
konuşulmasa da- önergesi vesilesiyle Çorumla ilgili
değerlendirmelerimi, düşüncelerimi sizlerle paylaşma imkânı
buldum.
Hepinizi
saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum)
İsmimi de zikrederek yanıltıcı bilgi verdiğimi
söyledi.
BAŞKAN
Buyurunuz.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
13.- Çorum Milletvekili Tufan
Köse'nin, Çorum Milletvekili Cahit Bağcının CHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
TUFAN KÖSE (Çorum)
Ben Sayın Bağcıya da Sayın Usluya da teşekkür
ediyorum, bana açıklama fırsatı verdiler.
Şimdi, Çorum
turizminin geriye gittiğini, Sayın Valinin açıklamalarına
bakarlarsa -aralık ve ocak ayı içerisinde- zaten görürler. Çorum
Valisi açıklamış, Sanayide ve tarımda kırdık
kabuğumuzu. Turizmde de karanlıktan çıkartacağım
Çorumu. demiş. Demek ki turizmde karanlıkta. Bu kadar basit. Çorum
Valisinin açıklamaları
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Hükûmet programında var. diyor Sayın Bağcı.
Şimdi, Hükûmet programında var, doğru yani açıkladı,
burada söyledi. Ama bakın, siz 2013te bitireceğiz. dediğiniz,
2011 yılı
Burada resmî belgelerle konuşuyorum. 2011 yılında
demişsiniz ki: Biz 2013 yılında bitireceğiz. Örnek olsun,
neresi? İşte, Çorumdaki Koyunbaba Köprüsünü varsayalım,
2014teki programda 2017ye atmışsınız. Yani üç
yılın içerisinde üç yıl ötelemişsiniz. Daha da ödenekler
çok az, bu gidişle sekiz on yılda da bitmez. Yani Çorumdaki demir
yolu da öyle yapılabilir bir şey değil. Bunlar, tabii, biraz
belki de Çoruma reklam olsun diye yapıldı ama Devlet
Demiryolları ben KİT Komisyonu üyesiydim bundan iki sene önce- iki
sene önce kendi kitapçığında bir harita çıkarttı.
Kitapçıktaki haritada Kırıkkaleden Çoruma doğru uzanan bir
hızlı tren hattı maalesef yok, maalesef yani 2018de
2016da
fizibilitesi ve etüdü bitecekmiş, bitsin, görelim bakalım yani bunun
bitişi 2023ten sonra. O hatlar da yok, İnternete de
girdiğinizde bunların hepsi görülüyor yani sizin
Yapacağız. dediğiniz tarihlere
ayırdığınız ödeneklerle yetişme ihtimali yok.
Mehmetdedeobruk
konusunda teşekkür ederim. Sayın Bağcının köyüdür
orası, bölgesidir yani öyle söyleyeyim ama ben size rakamlar verdim
Sayın Bağcı, bir tane Mehmetdedeobruk kurtarmıyor işi,
inanın, siz de biliyorsunuz bunları. Buraya geliyorsunuz,
söylüyorsunuz ama ben mezhep falan da konuşmadım
farkındaysanız, siz söylediniz. Cumhuriyet Halk Partisine az oy
çıkan köyler hem kilit taşında hem kanalizasyonda
Bakın,
Çavuşköyü var Çorumda, 300 nüfuslu, daha kanalizasyonu yok, artık
kilit taşından vazgeçtik. Şimdi, projeye aldılar, ben bu
sözü söyledim diye belki geri de çevirebilirler, böyle de bir tehlike var.
Çorumlu muhtarlar korkuyor, bu kadar basit. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Çorum
Milletvekili Tufan Köse ve 19 milletvekili tarafından, Çorum ilinin turizm
alanındaki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde söz yok.
Aleyhinde
Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
CHP grup önerisi
üzerine söz almış bulunuyorum.
Burada, tabii,
önergeye baktığımızda turizm sorunlarıyla ilgili ama
turizmle ilgili de bir şey konuşulmadı, isterseniz ben de
turizmden bahsedeyim.
Çorum, Karadeniz
Bölgesinin İç Anadoluya açılan kapısıdır.
Anadolunun kültür mozaiği içerisinde eşsiz bir konuma sahiptir. Yedi
bin yıl öncesine ait kültürel verilere rastlanan Çorumda ilk organize
devleti kuran Hititlerin başkenti Hattuşa yani Boğazkaledir.
Hattuşa, Anadolunun kalbinde, UNESCO tarafından Dünya Kültür
Mirası Listesine alınmış ülkemizdeki 9 değerden
biridir. 1834 yılında Fransız mimar tarafından
keşfedilmiştir. Hitit uygarlığı en az Mısır
uygarlığı kadar eski, zengin bir uygarlıktır.
Hititliler ile Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Anlaşmasının
metin tabletleri de Boğazkalede bulunmuştur.
Hititlerin
diğer önemli merkezi arkeolojide Arinna olarak bilinen Alacahöyük ören
yeri de 13 Kral Mezarı, Hatti Tunç Güneş Kursu ve Sfenksli
Kapıları görülmeye değer tarihî yerlerdendir.
Hitit uygarlığının
yanı sıra her biri sanat eseri olan Selçuklu ve Osmanlı dönemine
ait cami, köprü ve kalelerle süslü Çorum yaylaları, İncesu Kanyonu ve
diğer güzelliklerle turizm zenginidir. Meşhur leblebisi,
Osmancık Kargı pirinciyle dünyaya nam salmıştır. Alacahöyük
ve Boğazkale tarihî mezarları Hitit ve Frig dönemlerine ait
eserlerdendir. Son dönemlerde özellikle, Milletvekillerimiz Sayın Murat
Yıldırım, Salim Uslu ve Cahit Bağcının
katkılarıyla Çorum bir marka şehir hâline gelmiştir.
Yine, Çorum
Belediye Başkanımız, iki dönemdir belediye
başkanlığı yapan Sayın Muzaffer Külcünün de
katkılarıyla Çorum, Anadolunun parlayan yıldızı
olmuştur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerisini Genel Kurulun
takdirine sunuyor, hepinizi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT GÖK
(Ankara) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın Gök, Sayın
Hamzaçebi, Sayın Altay, Sayın Serindağ, Sayın Köse,
Sayın Öğüt, Sayın Öner, Sayın Çetin, Sayın Özkes,
Sayın Kaplan, Sayın Türmen, Sayın Ayaydın, Sayın
Susam, Sayın Toprak, Sayın Düzgün, Sayın Tayan, Sayın
Aydın, Sayın Öztrak, Sayın Türeli, Sayın Aldan.
Yoklamayı
başlatıyorum, iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Çorum
Milletvekili Tufan Köse ve 19 milletvekili tarafından, Çorum ilinin turizm
alanındaki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 9/5/2013
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Gündemin Seçim
kısmına geçiyoruz.
XII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık
Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Anayasa Komisyonunda
açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN
Anayasa Komisyonunda boş bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna
düşen 2 üyelik için seçim yapacağız. Gösterilen adayları
ayrı ayrı oylamaya sunacağım.
Birinci
adayımız, Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürk.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Oy birliğiyle kabul
edilmiştir.
İkinci
adayımız, Muğla Milletvekili Sayın Ömer Süha Aldan.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Oy birliğiyle kabul
edilmiştir.
Birleşime bir
saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.08
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
20.13
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince, sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
XIII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği
Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Ceza
İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Askeri
Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/1008) (S. Sayısı: 685)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada
yer alan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut
Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Sayın
Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
Sayın İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili
Sayın Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Sayın Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Sayın Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Sayın
Engin Altay, Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Polis Vazife
ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684)----(x)
BAŞKAN
Hükûmet ve Komisyon? Yerinde.
İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının,
geçen birleşimde, üçüncü bölümünde yer alan 56ncı maddesi kabul
edilmişti.
Yeni bir madde
ihdasına dair iki önerge vardır, şimdi ilk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "2803 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 2-
İl jandarma komutanı ile merkez ilçe jandarma komutanı
hakkında il valisince, ilçe jandarma komutanı hakkında
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 56. Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
57nci maddede üç
önerge vardır, biri, Anayasaya aykırılık önergesidir,
sırasıyla okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2803 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 3-
İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol komutanlarının
izinleri, ilgili komutanlıkların planlaması da dikkate
alınarak mahalli mülki idare amirlerinin onayı ile
verilir."" şeklindeki 57 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Alim Işık Mesut
Dedeoğlu Seyfettin
Yılmaz
Kütahya Kahramanmaraş Adana
Emin
Çınar
Kastamonu
MADDE 57- 2803
sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 3-
İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol komutanlarının
izinleri, ilgili komutanlıkların planlaması doğrultusunda
mahalli mülki idare amirlerinin uygun görüşü alınarak
verilir.""
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2803
sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 3-
İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol komutanlarının
izinleri, ilgili komutanlıkların planlaması da dikkate
alınarak mahalli mülki idare amirlerinin onayı ile verilir
şeklindeki 57. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Ali
Haydar Öner Celal
Dinçer
Çanakkale Isparta İstanbul
Mehmet Ali Susam
İzmir
BAŞKAN
Şimdiki önerge Anayasaya aykırılık önergesidir, okutup
işleme alacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
57 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Abdullah
Levent Tüzel Erol
Dora
Bitlis İstanbul Mardin
Demir Çelik Adil
Zozani
Muş Hakkâri
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Zozani, buyurunuz.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, esasında sizlerin bu tasarıda en çok
önemsediğiniz maddeleri konuştuğumuzun farkındayız.
Yani bu maddeleri bir şekilde size versek, alın kullanın,
gerisinin hepsi boştur dersek hiç itiraz etmezsiniz, bunu biliyoruz,
farkındayız. Ama bakın, bu düzenlemeleri yaparken esasında
siz geçmişteki faili meçhullere yasal kılıf
oluşturduğunuzun farkında değilsiniz. Yasalarda şöyle
bir kural vardır: Lehe düzenlemeler geriye doğru işletilir. Bu
düzenlemeler bu hâliyle geçtiği zaman, geçtiğimiz yıllarda
işlenmiş bütün faili meçhul cinayetlere bir şekilde yasal
kılıf oluşturmuş olacaksınız. Çocukları
güpegündüz sokak ortasında öldüren devlet görevlilerinin yargılama
dışı bırakılmasına bir yasal zemin
hazırlamış olursunuz. İşte, biz de bu nedenle itiraz
ediyoruz. Bunların, bu şekilde bu düzenlemelerin olmaması
gerekir diyoruz.
Yoksa, geçenlerde
de defalarca söyledik: Jandarmanın, İçişleri
Bakanlığına bağlanmasında bir beis olur mu?
Şimdi, kolluk kuvvetlerinin yönetim şeklini, hiyerarşisini
değiştirebilirsiniz; bu, tasarrufunuzdadır, yapabilirsiniz;
Parlamento, siyasi irade birlikte böyle bir düzenleme yapabilir, buna
itirazımız yok ama yaparken aradaki çelişkileri de bertaraf
ederek yapmamız gerektiğini söylüyoruz. Geçen gün de söyledim, bugün
de söyledim, tam da o maddeleri konuşuyoruz: Eğer, gerçekten siz
böyle bir düzenlemeyi yapıyorsanız
Bakın, hemen
arkanızda oturuyor, aynı rütbeden insanlar oturuyor, şu rütbeden
burada oturan insanlar emekli oldukları zaman 100 bin lira para alacaklar
ama general rütbesinden emekli oldukları zaman 1,5 milyon lira para
alacaklar. İşte, düzeltiyorsanız bunu da düzeltin, ondan sonra
biz de size hak verelim.
Teşekkür
ediyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.27
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:
20.45
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 57nci maddesi üzerinde
Hakkâri Milletvekili Sayın Adil Zozani ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2803
sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 3-
İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol komutanlarının
izinleri, ilgili komutanlıkların planlaması da dikkate
alınarak mahalli mülki idare amirlerinin onayı ile verilir
şeklindeki
57. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Ali Susam
(İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ALTAY (Uşak) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Serindağ, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, 57nci madde jandarma subay ve astsubaylarına verilecek izin
konusunu düzenliyor. Aslında, kamu görevlilerinin izin sorunları
belki o kadar çok üzerinde durulması gereken sorun gibi görülmeyebilir.
Ancak buradaki düzenleme, jandarmayla ilgili tasarrufun sadece kamu
hizmetlerinin gerektirdiği bir düzenleme olmaktan ziyade jandarmayı
tümüyle siyasallaşmaya götüren bir düzenleme, bu izin konusu da bunu
gösteriyor.
Şimdi, madde
ne diyor? İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol
komutanlarının izinleri, ilgili komutanlıkların
planlaması da dikkate alınarak mahalli mülki idare amirlerinin
onayı ile verilir. Yani şimdi, Konyayı düşünün, Konya
merkez ilçesine bağlı bilmem neredeki karakolun karakol
komutanının iznini vali verecek. Böyle bir şey düşünülemez,
buna gerek var mı? Burada olması gereken şuydu: Mülki idare
amirinden yıllık izin onayı alınır ama izin
zamanını belirleme yetkisi kendi en yakın amirine burada ne
olur, en yakın komutanına- bırakılır. Olması
gereken buydu ama bunlar böyle yapmıyorlar, tam tersine, en yakın
amiriyle ilgisini kesecek şekilde bir düzenleme yapıyorlar.
Şimdi, bu
tasarıdan çok bahsettik, bu tasarının getireceği
sakıncalardan çok bahsettik. Bu tasarı çıkmadan bile bazı
valilerin nasıl hareket edeceklerine dair ipuçları yavaş
yavaş ortaya çıkıyor. Mesela, İzmir Valiliği bir karar
almış ve bunu tüm kamu kurumlarına, sivil toplum örgütlerine
göndermiş. Bilmiyorum, belki elinizde vardır bu, bu kararı okuyun,
sıkıyönetim uygulamalarına benzer tedbirler
alınmış burada. Yani, bu karara göre, İzmir'de, şayet
bu karara uyulur ise hiçbir sivil toplum örgütü doğru dürüst basın
açıklaması yapamaz, toplantı, gösteri yürüyüşü
düzenleyemez, düşüncesini rahatça ifade edemez. Bu, tasarı
çıkmadan evvelki bir düzenleme; tasarı çıktıktan sonraki
düzenlemelere siz gidin, bakın. Ne diyor? Anayasanın 25, 26 ve
34üncü maddeleriyle temel esasları belirlenen düşünceyi açıklama
ve yayma hürriyeti -yani böyle bir hürriyetin varlığından
bahsediyor Sayın Vali- gerçek ve tüzel kişiler tarafından
basın açıklamaları adı altında
kullanılırken kamu düzenini bozan, çevre ve gürültü kirliliğine
yol açan, halkın günlük yaşamını zorlaştıran,
zorunlu ihtiyaçların karşılanmasını, huzur ve sükûnu
engelleyen faaliyetler olarak cereyan etmektedir. Yani basın
açıklamalarını Sayın Vali bu şekilde
değerlendirmektedir. Ne yapıyor? Efendim, gürültü kirliliği
yaratıyormuş, çevre kirliliği yaratıyormuş, yok
efendim, işte, insanların günlük yaşamını
etkiliyormuş.
Her toplantı
ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması da dâhil, mutlaka
insanların dikkatini çekmek için yapılır. Yoksa niçin
yapılsın? Başka bir anlamı olmaz ki. Siz insanların
dikkatini bir noktaya çekmek istiyorsanız o konuyla ilgili basın
açıklaması yaparsınız veya toplantı
yaparsınız. Dikkati çekmeyecek bir toplantıyı yapmanın
bir anlamı var mı? Ama, değerli arkadaşlarım, bununla
artık bu bile zorlaştırılıyor.
Arkadaşlar,
bu size bir fikir vermiyor mu? Bakın, siz de buna muhatap olacaksınız;
sadece muhalefet muhatap olmayacak, siz de muhatap olacaksınız.
Jandarmayı siyasallaştırıyorsunuz, emniyeti zaten
siyasallaştırdınız. Zaten bir sayın milletvekili daha
önce öyle demişti, Emniyet cemaate ihale edildi. demişti,
şimdi jandarmayı da öyle yapıyorsunuz. Kendi güvenlik gücünüzü
yarattıktan sonra bir de toplumu bu şekilde cendereye almak
istiyorsunuz. Bu toplum bir noktada patlar, bunu sürekli biz ikaz ediyoruz Bu
şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşünü yok ederseniz,
insanları cendereye alırsanız, insanların bir araya
gelmelerini engellerseniz, bu toplum bir noktada patlar, bunun
zararını herkes görür, en çok da siz görürsünüz. Bakın, bunu hiç
unutmayın.
Jandarma sadece
Türkiye'de yok, Avrupa Birliğinin pek çok ülkesinde var: Fransada var, İtalyada
var, Portekizde var, İspanyada var.
Değerli
arkadaşlarım, İtalya ve Fransada önemli dış
temsilcilikler bile jandarma tarafından korunur.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) İtalyada sahil güvenlik görevi var.
Başbakanlığı, Parlamentoyu,
Cumhurbaşkanlığını ve kritik kurumları jandarma
korur.
O nedenle -bundan
sonraki maddelerde de görüşümü açıklamaya devam edeceğim- gelin,
bu sevdadan vazgeçin ve bu tasarıyı geri çekin diyorum.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Vazgeçmezler, vazgeçmezler!
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı istiyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla
yapıyorum ve iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Evet, karar yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "2803 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 3-
İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol komutanlarının
izinleri, ilgili komutanlıkların planlaması da dikkate
alınarak mahalli mülki idare amirlerinin onayı ile
verilir."" şeklindeki 57 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
MADDE 57- 2803
sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"EK MADDE 3-
İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol komutanlarının
izinleri, ilgili komutanlıkların planlaması doğrultusunda
mahalli mülki idare amirlerinin uygun görüşü alınarak
verilir.""
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ALTAY (Uşak) - Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet, katılıyor musunuz?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Adana Milletvekili Sayın Seyfettin Yılmaz, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 57nci maddesi
üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
konuşmanın başında, burada önemli bir kanunu
görüşeceğiz ama bu kanunda ne yazık ki Orman Bakanı var.
Yani, şimdi, şunu hakikaten söylüyorum, bakın,
açıklıkla söylüyorum: Altı yıl içerisinde Orman
Bakanlığında ne düzen kaldı ne intizam kaldı.
İnşallah bu düzensizlik ve nizamsızlık bu Meclis Genel
Kuruluna da yansımaz.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) - Hayır, sen oradan ayrıldığın
için mi öyle oldu?
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, şimdi, bu 50nci madde
ile 66ncı madde
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) - Yani, düzeni öyle bozmuşsun ki altı
yıldır düzeltemiyor.
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) Düzeltemiyor, düzeltemez de, düzeltemez. İnşallah
7 Haziranda biz geleceğiz, düzelteceğiz, onu ifade edeyim.
Şimdi, Orman
Bakanını bırakıyorum. Önümüzdeki hafta gensoruda onunla
ilgili hazırlıklarımız var, orada
konuşacağız bu konuyu. Şimdi konumuza konsantre
olalım.
Değerli
milletvekilleri, bakın, burada öğleden önce de MİTle ilgili
görüşmeler yapıldı. Şu anda, devletin bütün
kurumlarını yok eden bir iktidar anlayışı var, on üç
yıl içerisinde, çok açık ve net söylüyorum. Bunu her platformda da
dile getireceğiz. On üç yılın sonunda, on üç yıldır
bir mağduriyet edebiyatıyla seçime her girdiğinizde
karşınıza bir kurumu alarak ve o kurumları yok ede ede on
üç yıldır bu noktaya geldiniz. Şimdi de iç güvenlik paketi diye
bir paket getirdiniz. Sanki on üç yıldır Türkiye'nin iç
güvenliğini çok iyi sağladınız, eksiklikleri yeni gördünüz
on üç yıl sonra, şimdi, canhıraş, bu kanun çıkmazsa
Türkiye'nin iç güvenliği tehlikeye girecekmiş gibi kamuoyunda bir
algı oluşturuyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyeti kanunları, yasaları ve
gelenekleri olan bir devlettir. Bu devletin kurumlarını yok ederseniz
bu devleti yok edersiniz. Şimdi, Millî İstihbarat Teşkilatı
gibi Türkiye devletinin iç istihbaratını ve dış
istihbaratını sağlayan MİT teşkilatının
başında Hakan Fidan var. Hakan Fidan, AK PARTİden aday
adayı olmak üzere tüm kamu görevlileri gibi istifa etti. Bu bile
doğru değil, MİT gibi önemli bir kurumun başındaki
insanın bir partiden milletvekili olması bile doğru değil
ama velev ki istifa etti, sonra Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında
bir anlaşmazlık oldu. Başbakan Benim görüşüm
doğrultusunda istifa etti. dedi. Cumhurbaşkanı da dedi ki: Çok
kırıldım Hakan Fidana. Bu istifası doğru
olmamıştır. Ve bir baktık ki iki gün önce Hakan Fidan
MİT Müsteşarlığına geri atanıyor.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, burası yasa yapan bir Meclis. MİT Müsteşarı
bu kanunlar varken, bu yasalar varken yeniden nasıl atandı, bir
kişi çıksın, bunu izah etsin. Seçim Kanununa
baktığınız zaman Seçim Kanunu net bir şekilde ifade
ediyor: Seçimlerin sonuçlanmasından bir ay sonra müracaatı hâlinde
görevine döner. diyor. Özel çıkarılan MİT Kanununun 13üncü ve
14üncü maddelerini incelediğinizde beş yıl şartı
aranıyor. Şimdi, işin enteresan tarafı -çok net söylüyorum-
2010 yılının Nisan ayında MİT
Müsteşarlığı görevine atanan Hakan Fidanın, burada
sizin çok güvendiğiniz bir havuz medyası da dâhil olmak üzere, o
havuz medyası da MİTe atanma tarihi olarak neyi gösteriyor?
17/4/2010 tarihini gösteriyor. Fakat, bu MİT Müsteşarı MİT
Kanununun 14üncü maddesi gereğince
Şimdi,
arkadaşlarımız tespit etti -işte, Hasan Hüseyin
Türkoğlu burada- Vikipedide, bakın. 10 Martta değişiklik
yapılıyor burada ve 2010 olan başlangıç tarihi kaça
çevriliyor biliyor musunuz? 2009a çevriliyor.
Şimdi, ben
size soruyorum: MİT Müsteşarı gibi önemli bir makamda bulunan
bir kişi
Bunu birinin açıklaması lazım. Bu, evrakta
sahtekârlığa girer -bakın, çok açık söylüyorum, bu
doğruysa- bu, dolandırıcılığa girer. Bir MİT
Müsteşarı bunu yapıyorsa bunun MİT Müsteşarlığı
sorgulanır. Bunu bu Meclisin açığa çıkarması
lazım. İktidar partisinin grubuna sesleniyorum: Bu eğer bu
anlatılanlar gibiyse, bu belgeler gibiyse bu, evrakta
sahtekârlıktır. Böyle bir MİT Müsteşarının
olduğu yerde 7 Haziran seçimleri güven altında yapılmaz, 7
Haziran seçimlerine şaibe karışır. Bu MİT
Müsteşarı görevde olduğu müddetçe yüce Meclisten ilan ediyorum:
7 Haziran seçimlerinde şaibe olacaktır
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Şimdiden bahaneyi buldun yani.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Şaibeli seçim!
SEYFETTİN
YILMAZ (Devamla) -
ama bu şaibenin önüne geçeceğiz. MİT
Müsteşarını da atasanız, kanunları da
değiştirseniz, algı operasyonu da yapsanız, polis devletine
de geçseniz 7 Haziranda bu millet size ders verecek, unutmayın. Hiçbir
iktidar korku imparatorluğuyla tarihte ayakta kalmamıştır.
Siz de korku imparatorluğuyla, yasaların arkasından dolanarak,
yasaları yok sayarak, evrakta sahtekârlık yaparak iktidarda
kalamayacaksınız; bunu görün. O zaman da göreceksiniz ki bu yasalar
dönüp size uygulanacak, o zaman Biz ne yaptık? diyeceksiniz.
Hepinize
teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III.
YOKLAMA
(MHP ve CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan, yoklama talebimiz var.
BAŞKAN -
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Türkoğlu, Sayın Erdoğan, Sayın Halaçoğlu, Sayın
Başesgioğlu, Sayın Yılmaz, Sayın Belen, Sayın
Işık, Sayın Akçay, Sayın Yeniçeri, Sayın Yılmaz,
Sayın Çınar, Sayın Çirkin, Sayın İrbeç, Sayın
Torlak, Sayın Adan, Sayın Şimşek, Sayın
Uzunırmak, Sayın Oral, Sayın Özkes, Sayın Şeker,
Sayın Erdemir.
İki dakika
süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve
Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdası için iki adet önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "2803 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"EK
MADDE 3 - İl ve ilçe jandarma komutanları ile karakol
komutanlarının izinleri, ilgili komutanlıkların
planlaması da dikkate alınarak mahalli mülki idare amirlerinin
onayı ile verilir."" şeklindeki 57 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Ali Öz Emin
Çınar Seyfettin
Yılmaz...
Mersin Kastamonu
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun; 57. Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali Serindağ Haydar
Akar
Gaziantep Kocaeli...
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 58de biri
Anayasaya aykırılık olmak üzere üç adet önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2803 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 6 -
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Jandarma Genel Komutanına veya valilere devredebilir."
şeklindeki 58 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Adnan Şefik Çirkin
Hatay
"MADDE 58-
2803 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir. "EK MADDE 6- İçişleri Bakanı, bu
Kanundaki yetkilerinden bir kısmını gerektiğinde
sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek
şartıyla Jandarma Genel Komutanına devredebilir.""
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2803
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 6-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Jandarma Genel Komutanına veya valilere devredebilir.""
şeklindeki
58. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Ali
Haydar Öner Celal
Dinçer
Çanakkale Isparta İstanbul
Mehmet Ali Susam Aytun
Çıray
İzmir İzmir
BAŞKAN
Şimdiki önerge Anayasaya aykırılık önergesidir, okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
58 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
Nazmi Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Abdullah
Levent Tüzel Demir
Çelik
Bitlis İstanbul Muş
Erol Dora Hasip
Kaplan
Mardin Şırnak
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ALTAY (Uşak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, buyurunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Bakın,
arkadaşlar, 25 bin uzman çavuş, 18 bin astsubay, 4.500 subay ve
sayısı 50 bin olarak düşünülen sözleşmeli er. Bu
düzenlemeleri yaptınız. 1990ların JİTEMi var ve çözüm
sürecinin bir başlığı adalet ve hakikatle yüzleşme
komisyonu kurulmasıdır. 1990ların, bunların faillerinin
açığa çıkarılması, derin devletin, cinayetlerin, köy
yakılmalarının, öldürmelerin... Eğer, doğru bir
şey yaptığınıza inanıyorsanız,
çıkarsınız bu kürsüde JİTEM vardır -Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi kararlarında, üst yargıda, her yerde geçiyor-
bu yapılanma yanlıştır, biz de AK PARTİ Hükûmeti
olarak bu tür yapılanmalara karşıyız. diye açık
açık söylersiniz çünkü çözüm sürecinde gerçeklerle yüzleşme,
tıpkı Güney Afrikada olduğu gibi, İngilterede olduğu
gibi, İspanyada olduğu gibi bir tarihsel gereklilik. Diğer bir
noktaya geçelim.
Bu 1990lı
yıllar 2015te sizin önünüze gelecek. Bu yaptığınız
düzenlemeleri yaparken bunları düşünmediniz.
Bir konu daha var, bu konuda da Hükûmet
tarafı ile ana muhalefetten bir cevap istiyorum. Bugün, Sayın Baykal
bir açıklama yaptı, dedi ki: Doğrudur, biz Şubat 2003te,
şimdiki Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın talebi, çağrısı üzerine Boğazda bir
yemek yedik. Lüfer yedik. dedi. Lüferleri güzeldir Boğazın,
bilirsiniz. Fakat bu lüfer olayında, Sayın Başbakanın
yasağı var, Başbakanın yasağının
kaldırılması için meşhur o geçici 1inci madde var ya
Anayasada Bu ara seçimlerde uygulanmaz. diye, seçimlere bir sene kalan
hükümleri kaldıran düzenlemeyi getirdiler. Şimdi, bu pazarlıkta
deniliyor ki Başbakan olması için Sayın Erdoğanın
yolu açılacak, Sayın Baykalın da
cumhurbaşkanlığı yolu açılacak. Şimdi, burada
(AK PARTİ sıralarından Ya kim diyor bunu? sesi)
Sayın
Baykalın bizatihi açıklaması. Hükûmet burada, iktidar burada,
çıkın kardeşim söyleyin. Ana muhalefet de burada. Bu oyun nerede
bozuldu, tren hangi istasyonda devrildi? Bir kere bunun hesabını
açık açık söyleyin. Getiriyorsunuz Anayasa düzenlemelerini ama yüzde
10 barajını getirmek konusunda da hiçbir gayretiniz yok. Çok
demokrasi havarisi kesiliyorsunuz, maşallah!
Mademki öyle,
söyleyin bakayım, hangi konularda anlaştınız? Yakın
tarihtir. Bu yakın tarihteki sayfaları bir açın bakayım da
milletimiz görsün.
Ve ben
şuna davet ediyorum: İktidar ve ana muhalefet, 2015 seçimlerine
başka bir görüşme var mı kafada, düşünüyorlar mı? Onu
da söylemek istiyorum. İnanıyorum, buna cevap verirsiniz. Ve yeter
diyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Sayar
mısınız arkadaşlar.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Sayın Başkan, bariz yok. (AK PARTİ
sıralarından Var, var. sesleri)
BAŞKAN
Elektronik oylama yapıyorum.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter
sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Hasip Kaplan
konuşmasında eski Genel Başkanımız Sayın Deniz
Baykalın ismini de anmak suretiyle kendisine göre bir değerlendirme
yaptı. O nedenle söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Doğru,
haklısınız. Hatta cevap da istedi.
Buyurunuz Sayın Başkan.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
14.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının
58inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında CHP eski Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2003 yılının şubat ayı sonları
ve Sayın Deniz Baykal o zaman Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı- ile zamanın Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı Sayın Tayyip Erdoğan arasında İstanbul
Boğazında yenen bir yemekten hareketle, Sayın Hasip Kaplan
Orada ne konuşuldu, hangi pazarlıklar yapıldı? Tayyip
Erdoğana Başbakanlık yolunun açılması
karşılığında Sayın Deniz Baykala
Cumhurbaşkanlığı mı vadedildi? Bu pazarlıklar
nasıl yapıldı? falan gibi soru işareti yaratmaya yönelik
bir değerlendirme yaptı.
Sayın Baykal
bugün bir açıklama yaptı, gayet açık bir şekilde söylüyor:
2003 yılının Şubat ayı sonunda Sayın Tayyip
Erdoğanla oturduk, 1 Mart tarihli tezkereyi konuştuk. Onun dışında
hiçbir şey konuşmadık. dedi. Yani Sayın Baykal açıklasın.
diyorsunuz Sayın Kaplan, Sayın Baykal zaten
açıklamasını yapmış. Konu Sayın Tayyip
Erdoğanın milletvekilliği yolunun açılmasıysa onu o
tarihte, 22nci Dönem Parlamentosunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde olan
arkadaşlar gayet iyi hatırlayacaktır, Cumhuriyet Halk Partisinin
demokrasi anlayışı gereği Sayın Tayyip
Erdoğanın siyaset yasağının
kaldırılmasına Cumhuriyet Halk Partisi oy vermiştir. Bu,
demokrasinin gereğidir. Bir parti yüzde 34 oranında oy
almışsa onun genel başkanı siyasi yasaklı olduğu
için Parlamento dışındaysa Hayır, bu, Parlamento
dışında kalsın. demek demokrasiye inanmamak demektir,
demokrasiyi reddetmek demektir.
Ha Sayın
Tayyip Erdoğan demokrasiye, demokrasinin kurumlarına inanan bir
kişi midir? derseniz, hayır, Sayın Tayyip Erdoğan giderek
otoriter bir yönetimi kurmaya çalışan bir kişidir. Maalesef,
onun siyasi seyri bu şekilde oldu. Ama, Cumhuriyet Halk Partisi o zaman
doğru yapmıştır. Bugün de olsa siyasi yasaklı bir
kişinin mensubu olduğu, genel başkanı olduğu siyasi
parti büyük bir oy oranıyla Parlamentoya gelmişse o yasaklı
kişinin yasağını kaldırmak demokrasinin ve
Parlamentonun görevidir diye düşünüyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, ben bunu kendim uydurmadım,
haber burada. Yani haber servislerinde, İnternette var bu açıklama.
Sadece Lüfer yedik. demiyor Sayın Baykal, başka şeyler de var.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) 1 Mart tezkeresini konuştuk. diyor.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sadece 1 Mart tezkeresi değil çünkü 9 Martta ara
seçimler Siirtte yapıldı, 9 Martta yapıldı ve 9
Martın öncesine denk gelen bir tarih, bu tarihte geçici bir maddeyle
Anayasa değişikliği yapıldı. Yani şu an hani
Parti kapatılmasın. diyor AK PARTİliler, düzenleme getiriyor.
Barajı indirin diyoruz; getirin, hep beraber çıkaralım, memleket
demokrasi görsün böyle diyoruz; arkadaşlar hep karşı
çıkıyorlar. Yani illa biz de lüfer mi yiyelim Boğazda, ne
yapalım yani? Bu yöntemi de bize anlatsalar, Parlamento
dışında, Boğazda lüferle nasıl çözülüyor bu
işler, biz de anlasak. Yani iktidar ile ana muhalefet kamuoyunu doğru
bilgilendirmek zorunda. Benim söylemek istediğim bu.
BAŞKAN
Anladım.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yani Sayın Başkanım, bayağı, 3
sayfa, uzun bir açıklama.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Bence kürsüde oku.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yok, arkadaşların zaten İnternetleri var.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Bostancı
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Efendim, eski Genel Başkanımızın
otoriter bir yönetim kurmaya çalıştığı ve demokrasiyle
bağlantılı olmadığına dair eleştiri üzerine
BAŞKAN Yani
Sayın Hamzaçebinin sataştığını söylüyorsunuz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Evet.
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, doğruları ifade etmek
sataşma mıdır?
BAŞKAN
Şimdi, işte, kimden, nereden mülhem olduğunu tespit ettim.
15.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ eski Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; elbette, iktidara gelmiş olan bir siyasi partinin genel
başkanının siyaset dışı
bırakılması ne ahlaka ne demokrasiye uygun düşmezdi.
CHPnin o dönemdeki desteğini de saygıyla karşılarız.
Demokrasilerde bu tür ilişkiler ve destekler her zaman olur, mukabelesi de
aynı nezaket çerçevesinde gerçekleştirilir.
Esasen, iktidara
gelmiş bir siyasi hareketin genel başkanını
dışarıda bırakacak bir siyasi atmosferin de kimsenin
hayrına olmayacağı çok açıktır çünkü eğer
muhalefetseniz, iktidar olmak istiyorsanız iktidardaki bir siyasi heyetin
bir nevi, bel altı vuruşa uygun bir pozisyonda ortaya koymak sizin de
işinize gelmez. Dolayısıyla buradaki desteği biz
anlayışla ve demokrasiye uygun bir şekilde bir tavır olarak
değerlendiririz.
Ancak, şu
otoriterleşme meselesi bir şarkı nakaratı gibi durmadan
söyleniyor. Bakın, demokrasinin kuralları açıktır.
Demokrasilerde yöneticileri seçimle getirirsiniz, bu birinci ilkedir.
İkincisi, seçimle geri çağırabilirsiniz. Üçüncüsü, temel hak ve
hürriyetlerin varlığıdır. Dördüncüsü, muhalefetin iktidar
olabilme yollarının açıklığıdır. Türkiyede
bu 4 ilke de mevcuttur. Muhalefet acaba, iktidar olma imkânını buldu
da biz Gitmeyiz. mi dedik? Muhalefet çoğunluk olmak için çaba gösterdi,
kendisini öyle takdim etti de AK PARTİ zorla mı oturdu? Türkiyede
temel hak ve hürriyetlere ilişkin tartışmalar yapılıyor.
Doğru, yapılsın ama Türkiyenin demokratikleştiği çok
açık. Demokrasinin temel kuralları Türkiyede yaşıyor.
Bunları siyasi polemik olarak görürüz.
Saygılarımı
sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2803
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 6-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Jandarma Genel Komutanına veya valilere devredebilir.""
şeklindeki
58. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ALTAY (Uşak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
İzmir Milletvekili Sayın Aytun Çıray, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; asıl
konuşmama geçmeden önce iki konuya dikkat çekmek istiyorum.
Bunlardan bir
tanesi Sayın Hasip Kaplanın biraz önce söylediği yüzde 10
barajı meselesi. Yüzde 10 barajının -ki demokrasinin, bence,
olmazsa olmaz ve geri kalan şeylerin
tartışılmasının ilk, ön şartıdır-
bundan sonra, yapılan çözüm sürecinin ön şartı olarak kabul
edilmesi çağrısını yapıyorum. Eğer yüzde 10
barajı düşmezse bu Hükûmetle hiçbir şey görüşmeyin, kimse
görüşmesin çünkü hiçbir şey samimi değildir o zaman değerli
arkadaşlar. Ön şart budur.
İkincisi:
İzmir Valisi bugün bir genelge yayımlamış. Biraz önce
Sayın Valim burada okudu. Size çağrıda, Hükûmete
çağrıda bulunuyorum: Bu zibidi Valiyi derhâl görevden alın! Bu
zibidilik! (AK PARTİ sıralarından Aa sesleri, gürültüler)
Değerli
arkadaşlar, Erdoğan, kendisinin de inanmadığı yemini
ettikten sonra otarşik bir başkanlık sistemi kurmak için harekete
geçmiştir. Halkın haber alma hürriyetinin olmadığı;
devletin uçaklarının, arabalarının, güvenlik bürokrasisinin
ve paralarının kullanıldığı, adil olmayan bir
seçimle Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Hep söylüyorum, haber alma
özgürlüğünün olmadığı seçimler adil değildir, kanuni
olsa dahi siyaseten gölgelidir. İşte bugün sarayda oturan
şahıs, böyle bir seçimle oraya gelmiştir. Hatırlayın
lütfen, Anayasa'ya... üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla
yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk
Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim. diye
yemin eden Erdoğan daha yemininden bir gün önce AKP kongresine
katılmış, katılmakla kalmamış, muhalefet
partilerine çatmıştı. Hukukun üstünlüğünü
koruyacağına yemin edecek bir şahsiyetin yemin töreninden bir
gün önce
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Ya, önerge üzerinde konuş ya!
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) -
en üst hukuk olan Anayasayı çiğnediği, yolsuzluk
davalarını örtbas etme ön şartıyla bir Başbakan
atayacağını açıkça belli ettiği bir ortamda, bizim,
onun yemin törenine katılmamakla çok doğru
yaptığımızı şimdi bir kez daha görüyorum. Nitekim
birkaç gün önce bunu kendisi de teyit etti, Ben tarafsız bir
Cumhurbaşkanı olmayacağım. diye açık beyanda bulundu.
Şimdi, bir siyasi partiye milletvekili talep ediyor.
Değerli
arkadaşlar, Erdoğan birçokları gibi yürürlükte olan
Anayasayı beğenmeyebilir, onu değiştirmek de isteyebilir
ancak yürürlükte olduğu sürece hepimiz gibi ona uymak zorundadır.
Aksi hâlde, devlet krizi çıkar, anarşi ortaya çıkar. Bir zamanlar
Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz. diyenlere rahmet okutan
bu zorba zihniyet eğer Anayasayı delik deşik etmek istiyorsa
buna izin verilemez. Ancak, Anayasa ve yasalara uymayanları uydurmak
sadece muhalefet partilerinin ve Meclisin görevi değildir, Hükûmet ve
Sayın Davutoğlu başta olmak üzere kuvvetler
ayrılığının diğer kurumları harekete geçmek
zorundadır. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra,
Anayasa, Erdoğan tarafından ihlal edilmekle kalmamış,
iğdiş edilmiştir arkadaşlar.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hadi oradan!
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Beyler, unutmayalım ki demokrasi bir kurumlar ve kurallar
rejimidir. Ne var ki Erdoğan Anayasayı açıkça askıya
almışken muhalefet partisi dışındaki anayasal kurumlar
felce uğramış gibi durmaktadırlar.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) O kürsüyü kirletme! O kürsüyü kirletmeye hakkın yok!
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Bu ülkede kimsenin suç işleme özgürlüğü olamaz.
METİN
METİNER (Adıyaman) Sana hiç yakışıyor mu?
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Yargıtay ve Anayasa Mahkemesinin Anayasayı toplumsal bir
sözleşme yerine canı istediğinde çiğneyebileceği bir
kurallar manzumesi gibi gören Erdoğana bir hukuk dersi vermeleri
gerekmektedir. (AK PARTİ sıralarından Hadi oradan! sesleri)
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Sen mi hukuk dersi vereceksin?
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Aksi hâlde, yargı ve Hükûmet, görevi ihmal ve kötüye kullanma
suçunu işlemiş olur. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Özlüyorsunuz, çok özlüyorsunuz ama yok yok tek
parti.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Kendinin de meşruiyet kaynağı olan Anayasayı
ve hukuk kurallarını, tağyir, tebdil ve ilgaya teşebbüs
eden birine kimse suç ortağı olmasın, hesabı
sorulacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Tek parti şeflik döneminden bahset, tek parti.
Tarihinize bakın tarihinize, aynaya bakın. Faşist tarihin
adamısınız siz! Faşizmin ayak sesleri sizin tarihinizde!
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Haydi oradan! Sağlam irade hepinizi
çarpacak, çarpacak; 7 Haziranda görüşeceğiz.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, İç Tüzükün 67nci maddesi
temiz bir dille konuşmayı talep eder. O kürsüye çıkanların
da milletvekili olma sıfatlarından kaynaklanan böyle bir dille konuşma
zorunlulukları vardır. Beyefendi temiz bir dil
kullanmamıştır, argo ifadeler kullanmıştır.
Kendisini kınıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) - Sayın Başkan
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) Millet haziranda temiz bir dille cevap
verecek.
BAŞKAN Bir
saniye, sırayla.
Buyurun.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) - Sayın Hatip benim ismimi zikrederek
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaplan.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
16.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın, İzmir Milletvekili Aytun
Çırayın 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 58inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın hatibe hatırlatmak istiyorum Yüzde 10
seçim barajı çözüm sürecinin şartı olsun. demişti. Ben,
Dolmabahçede açıklanan 10 maddeyi tekrar okuyorum, bunun kaç tanesi yüzde
10 barajıyla ilgili daha açık bir fikir verir:
1) Demokratik
siyaset tanımı ve içeriği, bakın, demokratik siyaset
tanımı ve içeriği.
2) Demokratik
çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması.
Yine demokrasiyle
ilgili.
3) Özgür
vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri.
Bunların
hepsi sadece barajı değil, Siyasi Partiler Yasasını, seçim
yasalarını, bütün antidemokratik yasaları, hepsini beraber
kapsıyor. En önemlisi, çözüm sürecinde... Ki güvenlik paketine neden etkin
direniş ve muhalefet ettiğimizi AK PARTİ bir türlü
anlayamıyor.
Çözüm sürecinde
demokrasi-güvenlik ilişkisinin kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak
şekilde ele alınması.
Özgürlükleri
koruyacak şekilde; tabii, burada kantar güvenlikten, polis devletinden
yana kaçtığı için uyarıyoruz burada durmadan.
Yüzde 10
barajını burada çok konuştuk arkadaşlar. Seçim barajı
milletin iradesine saygı demektir, milletin oylarını,
yurttaşın oylarını çalmamak demektir, özgür bir
şekilde milletvekilini seçmek demektir, bu partiye milletin iradesinin
yansıması demektir. Eğer gerçekten demokrasiye inanan zerre
kadar bir parti lideri, yönetimi, ekibi varsa Kenan Evrenin, darbecilerin
yüzde 10 barajının arkasına saklanmaz. Siyasi partilerle ilgili
hüküm getirdiniz, Anayasa Komisyonunda görüşülüyor, eğer
yüreğiniz varsa hodri meydan, davet ediyoruz sizi, gelin barajı
kaldıralım, bu seçime herkes özgürce katılsın! Var mı
o yürek sizde, var mı?
Yeşil
kravatlı Sayın Külünk, var mı o yürek sende? (HDP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Buyurun.
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Sayın Başkanım, Sayın Grup Başkan
Vekili beni kirli bir dil kullanmakla suçladı. Bunu
kullanmadığımı ifade etmek istiyorum.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Efendim, zibidi kelimesini kullandı. Argo... Argo...
17.- İzmir Milletvekili
Aytun Çıray'ın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
AYTUN ÇIRAY
(İzmir) Değerli arkadaşlar, zibidi demek Türk Dil Kurumuna
göre Yersiz ve zamansız davranış göstermek. demektir, bundan
ibarettir. Diğer yandan... (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Yani, sen nesin? O zaman sen de zibidisin!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen...
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Şimdi, biraz önce... (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
AHMET YENİ
(Samsun) Yazıklar olsun be!
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Siz onunla kafanızı yormayın. Asıl, kafanız
neden karıştı, moraliniz neden bozuk biliyoruz. Bu yüzde 10
meselesi var ya, yüzde 10 meselesi, sizin boynunuzda bir demokrasi
çıngırağı gibi sallanıyor, demokrasiye olan
tavrınızın göstergesidir. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Faşist geçmişinize bakın!
AYTUN ÇIRAY
(Devamla) Yüzde 10 barajı turnusol kâğıdıdır, herkes
için turnusol kâğıdıdır; yüzde 10 barajı sizin için de
turnusol kağıdıdır, yüzde 10 barajı Halkların
Demokratik Partisi için de turnusol kâğıdıdır.
İnşallah, Türk milleti bu turnusol kâğıdına bakıp
kimlerin demokrat olduğuna, kimlerin terbiyeli, beyefendi
olduklarına, özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin grup
toplantılarını izleyenler kimlerin terbiyesi konusunda karar
vereceklerdir.
Saygılar
sunarım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Hadi oradan!
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, ağzından çıkan pis sözü
düzeltmeyecek mi?
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hadi geç yerine, zibidilik yapmayın! Zibidilik yapmayın,
yerinize geçin!
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yok, yok, yok Sayın Başkan.
BAŞKAN
Elektronik oylama yapıyorum.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
MEHMET
METİNER (Adıyaman) Zibidiyi zibidiye iade ediyoruz.
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, valiye zibidi dedi, bir şey demeyecek
misiniz? İzmir Valisine zibidi diyen bir milletvekiline bir
cevabınız yok mu sizin?
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Hiçbir uyarınız olmayacak mı?
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Kalkıp da sen ver Ahmet Efendi, kalk da sen ver.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Sen ver, sana sataştı Ahmet Yeni, sen
cevap ver, sen.
KEMALETTİN
YILMAZ (Afyonkarahisar) Az bile söyledi.
BAŞKAN Ben
çok şey yaptım da gerisi nokta, nokta, ünlem.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Evet, karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2803
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 6-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Jandarma Genel Komutanına veya valilere devredebilir.""
şeklindeki
58. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Yusuf Halaçoğlu
(Kayseri) ve arkadaşları
MADDE 58- 2803
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 6-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirtmek şartıyla Jandarma Genel
Komutanına devredebilir.
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ALTAY (Uşak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim
konuşacak?
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Şefik Bey.
BAŞKAN
Hatay Milletvekili Sayın Şefik Çirkin, buyurunuz.(MHP
sıralarından alkışlar)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi,
Tanzimat Döneminde kurulmuş, Umumi Zaptiye Teşkilatı olarak
temeli atılmış, Islahat döneminde Asakir-i Zaptiye
Nizamnamesiyle hukuksal bir süreç kazanmış, İkinci
Meşrutiyette Selanikte bir jandarma subay okulunun kurulmasıyla
buradan yetişen subayların son aşama olarak Harbiye Nezareti
bünyesinde, ona bağlı kurulmuş bir Jandarma Genel Komutanlığından
bahsediyoruz. Kurtuluş Harbinde büyük yararlılıklar göstermiş,
bazı ayrılıkçı güçlerin, çetelerin isyanını
bastırmış, bunda çok faydalı olmuş ve sadece
Türkiyede değil İspanyada, İtalyada, Fransada birliğin
sağlanmasında büyük katkılar göstermiş bir kurum.
Şimdi ne
yapıyoruz biz? Burada İçişleri Bakanı yetkilerinin bir
kısmını valilere devredebilir. gibi bir kanun getiriyoruz,
itirazımız buna. Yani şimdi ne olacak valiye devredince,
farkında mıyız acaba? Vali, il, ilçe Jandarma
komutanlarını atayabilecek. Asker, siyasi iradeye mahkûm kalacak,
yükselmek için siyasi iradeye mecbur kalacak yani sivilleşmeyecek -burada
bir kelime oyunu var- siyasileşecek. Bunu fark edelim Allah
aşkına! Yani sivilleşme adı altında askeri
siyasileştiren bir anlayış Türkiyeyi bir gün felakete götürür
ve hiçbirimiz engel olamayız.
Savaşın
ortasındayız; Orta Doğuyu görüyorsunuz, Suriyeyi görüyorsunuz.
Türkiye, artık, maalesef, her an başı bir belaya bulaşma
ihtimali son derece kuvvetle muhtemel bir devletken dışarıda -Allah
saklasın- bir savaşla uğraştığımızda ne
yapacak? Polisin gücü içerideki huzuru temin etmeye yetecek mi?
Şimdi
diyeceksiniz ki: Biz Jandarmayı kaldırıyor muyuz? Hayır,
ama siyasileştiriyorsunuz, yapısını bozuyorsunuz ve yerel
siyasetçilerin de -sadece size mahsus değil yani biz de geleceğiz
inşallah- yanlışlarıyla Jandarma tamamen vasfını
kaybetmiş, siyasileşmiş bir örgüt olacak. Buna kim sevinecek?
Buna, bu ülkeyi bölmeye çalışan, bu ülkeyi parçalamaya
çalışan PKK sevinecek; PKK bundan memnuniyet duyacak.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Zaten PKK istiyor.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) Niçin memnuniyet duyacak? Çünkü,
bir çözüm süreci silahıyla iktidar partisinin -bize göre- seçim kazanma
hırsını satın ve teslim almıştır.
Dolayısıyla, PKK, aynı zamanda Güneydoğuda daha rahat
imkân bulabilecek. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar, çok büyük bir
yanlış ve sizi bu yanlıştan dönmeye ve önergemizi kabul
etmeye davet ediyoruz.
Şimdi, hangi
Türkiye burası? Yani, efendim, denilebilir ki: İspanyada
şöyle, Avrupada böyle, işte, sivil iradeye bağlı.
Şimdi, öyle bir ülkedeyiz ki Millî İstihbarat Teşkilatı
Başkanı istifa edebiliyor, bir siyasi partiden adaylığa
müracaat edebiliyor, hatta ön seçimine girebiliyor -buraya kadar gene normal
diyelim, değil de- ondan sonra da Sayın
Cumhurbaşkanının talimatı veyahut reddetmesiyle
adaylıktan geri çekiliyor ve Millî İstihbarat
Teşkilatının tekrar başına geçiyor. Böyle bir ülkede
demokrasi olmaz, bunu hangi parti yaparsa yapsın. Böyle bir ülkeden
bahsediyoruz, sıkıntılarımızdan bahsediyoruz ve bu çok
önemli sorunlara yol açacak.
Polisin
yetkilerinin artırılması hakkında bir yasa
çıkarıyoruz paket olarak ama hâlâ polisin özlük haklarıyla
ilgili parmağımızı kıpırdatmıyoruz. Getirin
bari bu yasanın içine bunu da koyun, yüreğimiz ferah bir şekilde
hep birlikte destekleyelim. Yani, polis, dışarıda bekliyor,
memleketi bekliyor, ülkeyi bekliyor ama emekliliği bekliyor,
emekliliği korkuyla bekliyor. Lütfen, hiç olmazsa bu yasama döneminde
böyle bir iyilik yapın, el birliğiyle biz de size yardımcı
olalım, polisin özlük hakları da çıksın. Yetki vererek
polisin başını belaya sokuyorsunuz, bari hiç olmazsa ekonomik
olarak rahatlamasını da sağlayın.
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III. YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama talebimiz var.
BAŞKAN
Yoklama talebi mevcuttur.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Çıray, Sayın Susam,
Sayın Çetin, Sayın Küçük, Sayın Toprak, Sayın
Danışoğlu, Sayın Çandar, Sayın Erdemir, Sayın
Kaplan, Sayın Seçer, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Ayaydın, Sayın Aldan, Sayın Öztürk, Sayın Demirçalı,
Sayın Şeker, Sayın Özkes, Sayın Öğüt
İki dakika
süre veriyorum ve de başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair iki önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın "2803 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 6-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Jandarma Genel Komutanına veya valilere devredebilir.""
şeklindeki 58 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun; 58. Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 59da üç
adet önerge vardır, birisi Anayasaya aykırılık
önergesidir, sırasıyla okutup işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları
İçişleri Bakanınca yapılır. Gerektiğinde Sahil
Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları, Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır."" şeklindeki 59 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu Seyfettin
Yılmaz
Kütahya Kahramanmaraş
Adana
Emin Çınar Faruk Bal
Kastamonu Konya
"MADDE 59 -
9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları Sahil
Güvenlik Komutanının teklifi ile İçişleri Bakanınca
yapılır. Diğer subayların ve astsubayların, Devlet
memurlarının, uzman erbaşların ve sözleşmeli
erbaş ve erlerin atanmaları ile erbaş ve erlerin
dağıtımları, Sahil Güvenlik Komutanınca
yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri saklıdır."
BAŞKAN
Sayın Akbulut, açıyorum sistemi.
Buyurunuz.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Tekirdağ
Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut'un, İzmir Milletvekili Aytun
Çırayın 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 58inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
TEVFİK
ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) Sayın Başkanım,
çok teşekkür ederim.
Biraz önce
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili bir hatibin İzmir Valisi için
zibidi ifadesini kullanmasını hiç doğru
bulmadığımı, çok çirkin bulduğumu ifade etmek
istiyorum. Kendisi burada olmayan ve burada kendini müdafaa edebilecek
imkânı olmayan bir kamu görevlisi için kullanılan bu çirkin ifadenin düzeltilmesini
talep ediyorum.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili
Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları
İçişleri Bakanınca yapılır. Gerektiğinde Sahil
Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları, Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır." şeklindeki 59. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 59-
"9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
sağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları Sahil
Güvenlik Komutanı tarafından yapılır. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları da Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır.
Ali Serindağ Celal
Dinçer Ali
Haydar Öner
Gaziantep İstanbul Isparta
Ahmet Toptaş Gürkut
Acar Mehmet
Ali Susam
Afyonkarahisar Antalya İzmir
İzzet Çetin
Ankara
BAŞKAN
Şimdi Anayasaya aykırılık önergesini okutuyorum ve
işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti - tek adam -
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
59 uncu maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Iğdır Bitlis Van
Gülser Yıldırım Abdullah
Levent Tüzel Demir
Çelik
Mardin İstanbul Muş
Erol Dora Ertuğrul
Kürkcü
Mardin Mersin
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Kürkcü, buyurunuz.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bu
Anayasaya aykırılık iddiasının yerli yerinde
olduğu açık, ortada. Bu açıdan bir oylama yapacağız
birazdan ama besbelli, her zaman olduğu gibi AKP Grubu bunun reddi yönünde
oy kullanacak. Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun, özellikle
yasanın bu bölümünde Jandarma teşkilatını olduğu gibi
devralmak, İçişleri Bakanlığına bağlamak
konusundaki acelesinin gerçek bir siyasi tutuma tekabül edip etmediğinin
farkında olup olmadığını ben hakikaten, gerçekten çok
merak ediyorum. Çünkü Jandarma teşkilatını olduğu gibi
devraldığınızda siz JİTEMi de olduğu gibi
devralıyorsunuz demektir. Tam takım olarak JİTEM, şimdi
Adalet ve Kalkınma Partisinin mülkü olmuştur. Bugüne kadar
işlediği bilcümle cinayetlerle Kürdistanın bir ucundan öbür
ucuna kadar bütün toprağını kana bulayan, en yiğit
evlatlarını canlı canlı doğrayan, asit kuyularına
atan, toprağa gömen bu teşkilattır. Bolu Jandarma Komando Tugayının
köy köy gezerek, Kürdistanı insansızlaştırma faaliyetleri
içerisinde nasıl hunharca faaliyet gösterdiği herkesin
akıllarındadır. Bu, benim iddiamdan ibaret değildir.
Ergenekon kovuşturması kapsamında
yargıladığınız Jandarma Albay Arif Doğan,
JİTEMi kendisinin kurduğunu iddia etmekle kalmamış, bir
alay belgeyi de teslim etmiştir ve burada nasıl Hizbullah
katillerinin Jandarma tarafından korunup kollandığı,
nasıl devrimcilere, yurtseverlere, insan hakları savunucularına
karşı kullanıldığı ortadadır. Bu kanlı
teşkilat sadece ve sadece sivillere karşı değil, kendi
komutanlarına karşı da katliam uygulamıştır.
Eşref Bitlisin, Bahtiyar Aydının, Rıdvan Özdenin
katilleri de bu teşkilattadır.
Şimdi size
soruyorum: Devraldığınız bu teşkilattaki bu katilleri
ne yapacaksınız? Bu katillik birikimini, terekesini nereye
koymayı düşünüyorsunuz? Bununla, yurttaşlara, JİTEM sizin
elinize geçtikten sonra aynı JİTEM faaliyetlerini şimdi sivil
komuta altında sürdürmeyi mi vadedeceksiniz? Bu konuda gerçekten
tutumunuzu çok merak ediyorum. Bunlarla, hiçbir döneminde, Adalet ve
Kalkınma Partisinin on iki yıllık iktidarında
yüzleşilemediği, eski İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu Başkanınız Mehmet Elkatmışın
beyanlarından apaçık ortadadır.
Teoman
Komanı getirip Mecliste sorguya çekemediniz, Teoman Koman size ifade
vermeyi reddetti. Mehmet Ağarı sorguya çekemediniz, Mehmet
Ağar, size Haydi oradan! dedi. Ve gitti ve sonuçta, bu JİTEM
teşkilatı bütün kanlı katillikleriyle beraber elinizde
kaldı. Şimdi, bu teşkilatı ne yapacağınızı
hakikaten çok merak ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun da bu konuda
hiçbir şey söylemediğini, Cumhuriyet Halk Partisinin sesini
çıkarmadığını görerek onların da aslında bu
konuda tutumlarının ortaya çıkmasını istiyorum ve
konuşmamı burada bitiriyorum.
Yoklama istiyorum.
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Karar yeter
sayısı arayacağım, sonra sizlere söz veririm.
Evet, önergeyi
oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Yok, yok; Başkan, yok.
BAŞKAN Elektronik
yapıyorum.
İki dakika
süre veriyorum ve de başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, sonradan geliyorlar. Siz ilk
etapta görünene göre karar vermek durumundasınız.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Başkanım, neye Hayır., neye Evet.
dediklerini bilmiyorlar. Zaten tasarıyı da okumamışlar.
Vallahi, önerge için telef olacaklar, yolda düşecekler.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Hayır, Sayın Başkan, buraya sonradan
geliyorlar. İlk esnada içeride görünene göre siz karar veriyorsunuz.
BAŞKAN
Tamam, dediğinizde haklısınız da aportta bir şekilde,
hurra oluyor.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Dışarıda olduklarını biliyoruz
zaten, gitmesinler. O esnada burada ne görünüyorsa odur.
BAŞKAN
Şimdi, siz İç Tüzük konusunda, şu defterle böyle
yapıyorsunuz ya, İç Tüzüke göre Başkan
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan
BAŞKAN Ya
muhterem, bir dakika. Siz söylediniz, dinledim; ben de kendimi savunayım.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Maç izliyorlar Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Tamam, maç izleyebilirler. Bakın, ben açık konuşuyorum.
Şimdi, şunu sallıyorsunuz, tamam ama İç Tüzüke göre bu iki
beyefendinin veya hanımlar oturuyorsa hanımların sayıp
onlara benim inanmam lazım. İç Tüzük bunu emrediyor. Fakat, ben,
gene, bugünün önem ve ehemmiyetine binaen kendim de sayıyorum, tamam.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Ya, senin derdin iki dakika
değil mi? Kazanıyorsun işte.
BAŞKAN
Hayır, daha fazlası kazanılıyor, iki dakikadan fazla.
Muhalefet açısından bakıldığında iki dakika, iki
dakika, iki dakika şeklinde gidiyor sistem. Hem rahatsız etmiş
oluyorsunuz milletvekillerini, koşmalarına sebep oluyorsunuz, güzel
yani.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Rahatsızlık olmaz efendim. Burada bulunma
sebepleri yasama. Arkadaşlar ya maç seyredecekler ya milletvekili olup
yasama yapacaklar.
BAŞKAN
Evet.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) İkisini beraber
yapabilirler canım, beceriklidir bizim arkadaşlarımız.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Evet, karar yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Evet, şimdi
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Sayın Halaçoğlu
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) HDPden az önceki konuşmacı, Milliyetçi
Hareket Partisinin
BAŞKAN
Evet, buyurunuz.
X.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
18.- Kayseri Milletvekili
Yusuf Halaçoğlu'nun, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 59uncu maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Milliyetçi Hareket Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
YUSUF
HALAÇIOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin
JİTEMle ilgili herhangi bir şekilde suçlanmasını kabul
etmemiz mümkün değil. Değil JİTEM, kim olursa olsun hukuksuz
davranan, halka zulmeden herkese karşıyız. Hukuk
dışı hareket etmeyi asla kabul etmeyiz, zaten bu yüzden bu
yasaya da karşı çıkıyoruz. Çünkü, polis devleti hâline
getirecek bu yasaya karşı çıkmamızın ana sebeplerinden
biri, hukuku hiçe sayarak birtakım olağanüstü yetkiler tanınan
birtakım görevlilerin hatta kendi yetkilerini bile aşarak halka
zulmetmeye kadar varacak, insanları gözaltına alacak ve bunu
sorgusuz, sualsiz uzatabilecek bir yapı içerisinde bir kanunu kabul
etmemiz mümkün değil. Yarın, inancınız olsun ki, iktidardan
düştüğünüz zaman da aynı bu kanunlar, ilk başta sizi
gözaltına alacak ve yaralayacak kanunlardır, bundan hiç şüpheniz
olmasın. Ve Keşke bunlara daha dikkatli davransaydık.
diyeceksiniz ama onun da bir yararı olmayacaktır.
Öte yandan,
şunu söylemek istiyorum: Jandarma teşkilatı, Silahlı
Kuvvetlerimizin bir parçasıdır. Kim ki Silahlı Kuvvetleri
siyasete sokarsa o silahlı kuvvetin hiçbir değeri kalmaz ve
diğer Silahlı Kuvvetlerin de aynı şekilde eğer
siyasete müdahale etmeleri söz konusu olursa bunun müsebbibi de siz olursunuz.
Hem Demokratik ortamlarda, yönetimlerde Silahlı Kuvvetler siyasete
karışmasın. diyorsunuz hem de içine sokuyorsunuz. Ya, yapmayın
hiç olmazsa. Aynı şey daha önce bir kere denendi ve bunun
zararları görüldü. İlla ki valiler tarafından bir şeyler
yapacaksanız bunun yasaları ayrıca çıkarılır.
Dolayısıyla, bunu herkesin iyi bilmesi gerekiyor.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkanım, Sayın Ali
Serindağ konuşacak.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
19.- Gaziantep Milletvekili
Ali Serindağ'ın, Ertuğrul Kürkcünün 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 59uncu maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak hiçbir kurumun, hiçbir kişinin yasa
dışı veya gayrikanuni, insanlara eziyet eden
davranışlarına Evet. demeyiz ama bunu yaparken kimseyi de
elimizde herhangi bir belge yok ise töhmet altında bırakmayız.
Şimdi, biz bu yasaya niçin karşı çıkıyoruz?
İşte, bu tür baskıları önlemek, bu tür baskıların
ortaya çıkmasına meydan vermemek için karşı
çıkıyoruz. Yoksa biz niye karşı çıkalım? Siz
Kamu düzenini sağlayacağız. diyorsunuz. Biz diyoruz ki: Bu
yasa çıkarsa siz kamu düzenini bozarsınız. Birtakım yasa
dışı oluşumlara, gayrikanuni uygulamalara zemin
hazırlarsınız. Biz bunun için karşı
çıkıyoruz. Siz bir taraftan öyle diyorsunuz, bir taraftan da bu tür
davranışlara zemin hazırlayacak düzenlemeler getiriyorsunuz,
sizin çelişkiniz burada. Siz özgürlüklerden bahsediyorsunuz, özgürlükleri
kısıtlayıcı düzenlemeler getiriyorsunuz. Vali
Demin
okudum, genelgenin başında İnsan Hakları Mahkemesinden,
özgürlüklerden, Anayasadan bahsediyor ama metni okuyorsunuz, tamamen
özgürlükleri kısıtlayıcı hükümler içeren düzenlemeler var.
Sizin bu tür durumlardan vazgeçmeniz lazım yani sözünüz ile özünüzün bir
olması lazım. Siz neyi diyorsanız açıkça söylemeniz
lazım. Toplumu bu şekilde bilgilendirmeniz lazım.
Yaptıklarınız ile söyledikleriniz uyuşmuyor, bu konuda da
öyle. Biz -tekrar ediyorum- toplumun baskı altına
alınmasına, sindirilmesine, korkutulmasına kesinlikle sıcak
bakmayız. Biz diyoruz ki: Demokrasinin önündeki tüm engeller
kaldırılmalı, demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla işler
hâle getirilmelidir. O zaman ülkede huzur olur, güvenlik olur, refah olur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkanım, ayrıca deminki
sataşma dışında sayın konuşmacı, tekrar,
Anayasaya aykırı olmasına rağmen Türkiyede bir bölgeyi
Kürdistan olarak nitelendirdi. Bunun kayıtlardan
çıkmasını talep ediyorum, öyle bir yer yoktur.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Anayasaya aykırılık yok Sayın
Başkan.
NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Bir coğrafyanın adı.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Coğrafya da öyle bir coğrafya değil.
Tarihte de hiç olmadı, tarihte de öyle bir şey yok.
BAŞKAN
Yani böyle tanımlanmış bir kavram yok. Dolayısıyla
yani siz kullandınız
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Bu sıralarda bundan seksen yıl önce Kürdistan milletvekilleri
oturuyor muydu? Meclis tutanaklarına bakın.
BAŞKAN
Şimdi, cari Anayasamızda böyle bir tarif yok.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) O zamanın Anayasasında
BAŞKAN
Yani coğrafi bir tanım yok.
ERTUĞRUL
KÜRKCÜ (Mersin) Hâlihazır Anayasada da, o zaman da zaten böyle bir
tanım üzerine bir tartışma yoktu, bugün de yoktur.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Şimdi diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları
İçişleri Bakanınca yapılır. Gerektiğinde Sahil
Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları, Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri saklıdır."
şeklindeki 59. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
"MADDE 59-
9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları Sahil
Güvenlik Komutanının teklifi ile İçişleri Bakanınca
yapılır. Diğer subayların ve astsubayların, Devlet
memurlarının, uzman erbaşların ve sözleşmeli erbaş
ve erlerin atanmaları ile erbaş ve erlerin
dağıtımları, Sahil Güvenlik Komutanınca
yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır.""
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sahil Güvenlik
Komutanlığıyla ilgili bu madde üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini ve önergemizi açıklamak üzere
huzurunuzdayım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu maddeyi ve
önergemizi iyi anlayabilmek için iki konuda yüce Meclise düşüncelerimi
anlatmak istiyorum. Bunlardan bir tanesi, devlet nedir, hükûmet nedir? Devlet,
kurum, kuruluş ve kurallarıyla bir varlıktır ve ilelebet
niteliğini haiz yerli yerinde duran bir güçtür; hükûmet ise gelip
geçicidir. Hükûmet, seçmenden yetkisini alan kişilerin, partilerin devlet
çarklarını çalıştırmak üzere geçici olarak
varlığını sürdüren demokratik bir
kuruluştur. Şimdi, bu noktada, bu ayrıma geldiğimiz zaman,
Adalet ve Kalkınma Partisi de gelip geçici bir niteliktedir ve Hükûmet
olarak yetkisi de gelip geçicidir. Nasıl geçmişte bu devleti
kurduğunu ifade eden CHP gelip geçiciyse, Adalet Partisi gelip
geçmişse, Doğru Yol Partisi, Anavatan Partisi gelip geçmişse,
AKP de gelip geçecektir ancak AKP gelip geçmemek ve kalmak istemektedir. Bunun
adı diktatörlüktür ve diktatörlüğe doğru giden yolda devleti
partileştirmektedir. Bu kapsamda baktığımızda,
devletin organlarını kendi organları hâline getirmektedir.
İşte burada, tam da parlamenter demokrasinin denge ve denetim
aracı olarak nitelendirdiğimiz güç birikimini, iç güvenlik
teşkilatları içerisinde güç birikimini engelleyebilmek amacıyla,
farklı otoritelerde bulunan Sahil Güvenlik Komutanlığı,
Jandarma ve polis teşkilatlarını zapturapt altına alarak
AKPlileştirme çabası içerisindedir. Bu, çok yanlış ve çok
tehlikeli bir yoldur. Böyle yanlış ve tehlikeli bir yol, önümüzdeki
süreçle bir parti devleti hâline gelmesi planlanan Türkiye için bir kaos ve
kargaşa ortamı yaratacaktır.
Şimdi,
böyle düşündüğümüz zaman, devletin organı olan Sahil Güvenlik
Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı, iki
unsuru olan, iki yönü olan, iki şekli olan kuruluşlardır.
Bunlar, bir niteliği itibarıyla askerî nizama tabi, diğer
niteliği itibarıyla da emniyet hizmetleri açısından
İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Böyle
bir durumda, böyle bir değişiklik yapılacak ise doğal
olarak devletin kuruluşu olan Genelkurmay
Başkanlığından Ne düşünüyorsunuz, ne diyorsunuz?
şeklinde bir mütalaa alması lazım. Bu, kanun yapma
tekniğine uygun bir davranış olur. Ancak basına sızan
bilgiye göre, Alo Fatih hatlarından kurtularak sızan bilgilere göre
Genelkurmay Başkanlığından böyle bir mütalaa
alınmamıştır. O takdirde, devlet organına rağmen
parti iradesiyle Türkiye idare edilmektedir. O zaman, karşımıza,
Anayasa gibi, şimdi yürürlükte olduğu konusunda şüpheler
taşınan bir temel kanun geliyor.
Tabii ki Anayasa
herkesin uyması gereken üstün hukuk normudur. Herkesin uyması
dediğimiz zaman, bunun içerisine bu devleti kuran, Kurtuluş
Savaşıyla kuran gazi Meclis dâhildir, Anayasaya uymak
zorundadır, yürütme organı dâhildir ve mahkemeler dâhildir. Dâhil
olanların içerisine Cumhurbaşkanı da dâhildir ama
Cumhurbaşkanı AKPnin parti devleti inşası içerisinde
Anayasayı askıya almış vaziyettedir. Anayasayı
çiğnemesinin yanı sıra, yeminini çiğnemektedir.
Değerli
arkadaşlarım, yemin nedir? Yemin şudur: Dinen yemin,
Allahı şahit tutarak doğru söylediğine ve doğru
yapacağına dair söz vermek demektir. Hukuken yemin Bunun aksi ispat
edilemez, edilirse ben yokum, bütün hakkımdan vazgeçiyorum. demektir.
Yemin ahlaken nedir? Bundan ötesi yok demektir, Ben her şeyimi ortaya
koydum, kişiliğimi, şahsiyetimi ortaya koydum. demektir.
İşte, Sayın Cumhurbaşkanı, bu kürsüde, tarafsız
kalacağına dair, tarih huzurunda namusu ve şerefi üzerine yemin
etmiştir ama muhtarları toplayarak AKPye 400 milletvekili
istemektedir. Türkiye'nin geldiği hâl budur ve bu hâl hiç hayra alamet
değildir.
Değerli
arkadaşlarım, bu kapsam içerisinde, herkes aklını
başına almak zorundadır. Aklını başına
alacakların içerisinde AKPnin sayın milletvekilleri de gelmektedir
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bal.
III.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Susam, Sayın
Atıcı, Sayın Öner, Sayın Çetin, Sayın Erdemir,
Sayın Çıray, Sayın Toprak, Sayın Kaleli, Sayın Çandar,
Sayın Öztürk, Sayın Aldan, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Kaplan, Sayın Şeker, Sayın Özkes, Sayın Demirçalı,
Sayın Tunay, Sayın Seçer.
İki dakika
süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları (1/995, 2/422, 2/514,
2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
22.26
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
22.47
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun, "9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları
İçişleri Bakanınca yapılır. Gerektiğinde Sahil
Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları, Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır." şeklindeki 59. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE- 59
"9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü fıkrası
sağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları Sahil
Güvenlik Komutanı tarafından yapılır. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları da Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Çetin,
buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İZZET ÇETİN (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
gecenin bu saatinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, güvenlik paketi mi, yoksa parti
devleti oluşturma tasarısı mı, bu konuda artık
tartışmaya mahal yok. Kesinlikle AKP, bir yandan Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda, diğer yandan Jandarma Genel
Komutanlığı Teşkilat Kanununda ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı Teşkilat Kanununda yaptığı
değişikliklerle görüyoruz ki artık demokratik bir rejim yerine,
çağdaş bir demokrasi yerine bir kabile devleti gibi, bir klan gibi
ülkeyi yönetmeyi kendisine şiar edinmiş. Hiç kimse kusura
bakmasın ama milletvekili arkadaşlar da buna alet oluyorlar.
Ben Silahlı Kuvvetlerde gerçekten
-Gölcük Tersanesinde başladım çalışma yaşamına- iç
içe yirmi sekiz yıl geçirdim. Komuta kademeleriyle de toplu sözleşme
dönemlerimde çok sıkça teşrikimesai yaptım. Sivilleşmeye
evet Silahlı Kuvvetler içerisinde, demokratikleşmeye de evet ama
siyasallaşmaya hayır.
Şimdi, siz, siyasallaşmadan
da vazgeçiyorsunuz, düzenlemelerinizle, tam anlamıyla Silahlı Kuvvetleri
çökertiyorsunuz. Yani Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı gibi İçişleri Bakanlığına
bağlı bir birimimiz ama görev, yetki
Örneğin
sıkıyönetim dönemlerinde İçişleri
Bakanlığının, savaş hâlinde de doğrudan
doğruya Deniz Kuvvetleri Komutanlığının emrine giren,
onun himayesinde görev yapan bir güvenlik birimi. Dolayısıyla
buradaki atama, yer değiştirme, özlük hakları, 59dan 65inci
maddeye kadar baktığınız zaman görürsünüz ki bu düzenleme,
bir güvenlik sorununu bertaraf etmek değil
Kaldı ki
Türkiyede şu anda, içinde yaşadığımız dönemde
bir güvenlik zafiyeti yok, bir iç güvenlik sorunu yok. Yani, elbette, Türkiye
terörden muztarip ama sadece poşu bağlayan ya da sapanla taş
atanlara ceza yazacağız mantığıyla getirdiğiniz
bir düzenleme gösteriyor ki sizin asıl derdiniz bir iç güvenlik
düzenlemesi, iç güvenlik sorunlarını halletme değil,
doğrudan doğruya parti devletini kurumsal hâle getirme; sesini
çıkaran, demokratik hakkını arayan yurttaşa, işçiye,
hak ve özgürlük peşinde koşan herkese şiddetle
karşılık verme. Bunu gerekçe yapıp arkasında da,
özellikle Sahil Güvenlik Komutanlığını ve Jandarma
teşkilatlarını da valilerin, kaymakamların emrine sokarak
tam anlamıyla onların -ki her zaman yer değiştirmeleri
mümkün- atama, yer değiştirme, özlük hakları, hatta
haklarında düzenlenecek raporlara göre bile terfi işlemlerini yapma
yoluna gidiyorsunuz ki bu yol yol değil değerli arkadaşlar.
Şunu
söylemeliyim: Gerçekten şu anda Türkiye'nin iç güvenlik sorunu yok ama
iş güvenliğine şiddetle ihtiyacı var. Daha dün 4 işçi
yine yaşamını yitirdi. Sadece 2014 yılında 1.886
işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. İki ay
içerisinde resmî kayıtlara göre 206 işçi iş cinayetlerinde yine
yaşamını yitirdi. İş güvenliğine ilişkin
düzenleme yukarıda bekliyor, belki kadük yapacaksınız ama iç
güvenlik sorunu varmış gibi Türkiyede iç güvenlik
tasarısı adı altında Türkiye'nin kurumlarıyla,
düzeniyle, yönetimiyle ciddi şekilde oynuyorsunuz. Bundan hiçbir şekilde
yarar sağlayamayacağınızı bilmenizi isterim.
Gerçekten,
şimdi, burada, bu siyasallaştırmadan, özellikle Sahil Güvenlik
Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından
başlayarak giden siyasallaştırmadan ya da parti devleti
yaratmaya onları alet etmeye davet ederek yapılan bu düzenlemeler
giderek diğer kurumlarda da kendini hissettirecek. Ve bir kez daha
söylüyorum, bakın, göreceksiniz yakın gelecekte bu bumerang sizleri
de vurduğunda diyeceksiniz ki: Mecliste üç muhalefet partisi birden bizi
uyardı ama biz kapıdan koşa koşa geldik, oy verdik,
dışarı çıktık, televizyon izledik, bir daha geldik,
bir daha koştuk. İşimiz, milletvekilliği görevimiz sadece
el kaldırmak, oy vermekten ibaretti. deyip üzüleceksiniz.
Ben
çalışan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Serindağ, Sayın Öztürk, Sayın Susam, Sayın
Öner, Sayın Çetin, Sayın Şeker, Sayın Erdemir, Sayın
Toprak, Sayın Danışoğlu, Sayın Küçük, Sayın
Tunay, Sayın Kaplan, Sayın Özkes, Sayın Çandar, Sayın
Çıray, Sayın Kuşoğlu, Sayın Seçer, Sayın
Demirçalı, Sayın Sarı.
İki dakika
süre veriyorum ve de başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Evet, toplantı yeter sayısı vardır.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
17.- Hakkâri Milletvekili
Adil Zozani'nin, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral
Akşenerin 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 59uncu maddesiyle ilgili önergenin oylaması
sırasında İç Tüzükün 57nci maddesine göre işlem
yapmasının doğru olmadığına ilişkin
açıklaması
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, müsaade ederseniz bir şey
söyleyeceğim.
Biraz önce bizim
grubun önergesi oylanırken oylama esnasında biz karar yeter
sayısı istedik, siz de esasında o esnada Genel Kurul salonunda
karar yeter sayısı yok iken kâtip üyelerin kendi aralarındaki
uyuşmazlığını gerekçe göstererek elektronik oylamayla
bunu belirleyeceğinizi ifade ettiniz.
Bu işlemi siz
İç Tüzük 57ye göre yaptınız, ancak İç Tüzük 57, kâtip
üyelerin bu konuda bir kanaat bildirmelerini hükmetmiyor. Birleşim
açıldıktan sonra Başkan tereddüde düşerse yoklama yapar.
diyor. Kâtip üyelerin burada bir fonksiyonu yok. İç Tüzükün 10uncu
kısmında kâtip üyelerin görevi oylamaların sayımıyla
ilgili olarak 141inci maddede belirlenmiş.
Dolayısıyla,
burada milletvekillerinin karar yeter sayısı istemeleri, talep
etmeleri ya da yoklama talep etmeleri
Burada bir sayım yapma görevi kâtip
üyelerine verilmiyor. Siz burada kâtip üyelerinin sayım yapma görevi
varmış gibi bir işlem yaptınız. Bu doğru
değildir. Kayıtlara geçmesi için ifade ediyorum.
XIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN Yeni
madde ihdasına dair iki önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın "9/7/1982 tarihli ve 2692 sayılı Sahil
Güvenlik Komutanlığı Kanununun 8 inci maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Amiraller
haricinde, Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı karargâhında görevli
başkanlar ile bölge komutanlarının atanmaları
İçişleri Bakanınca yapılır. Gerektiğinde Sahil
Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Diğer
subayların ve astsubayların, Devlet memurlarının, uzman
erbaşların ve sözleşmeli erbaş ve erlerin atanmaları
ile erbaş ve erlerin dağıtımları, Sahil Güvenlik
Komutanınca yapılır. Geçici 6 ncı madde hükümleri
saklıdır."" şeklindeki 59 uncu maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Kayseri
Osmaniye
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN Geri
çekildi.
Diğerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun 59 Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Geri çekiyoruz efendim.
BAŞKAN Geri
çekildi.
Madde 60ta üç
adet önerge vardır, birisi Anayasaya aykırılık
önergesidir, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2692 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 9-
Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli sahil güvenlik mensubu
subay, astsubay, sivil personel, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş
ve er, erbaş ve erlerin hizmet gerekleri veya sağlık yahut diğer
nedenlerle görev ve hizmet yerlerinin değiştirilmesi ile geçici
görevlendirmeleri 8 inci maddedeki usul ve esaslara göre
yapılır."" şeklindeki 60 ıncı
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Kayseri
Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya
Kahramanmaraş
Emin Çınar Münir
Kutluata
Kastamonu Sakarya
"Madde 60-2692 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 9- Sahil Güvenlik
Komutanlığında görevli sahil güvenlik mensubu subay, astsubay,
sivil personel, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş
ve erlerin hizmet gerekleri veya sağlık yahut diğer nedenlerle
görev ve hizmet yerlerinin değiştirilmesi 8 inci maddedeki usul ve
esaslara göre geçici görevlendirmeleri ise Sahil Güvenlik
Komutanlığı tarafından yapılır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra Sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692 sayılı Kanunun 9
uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 9-
Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli sahil güvenlik mensubu
subay, astsubay, sivil personel, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş
ve er, erbaş ve erlerin hizmet gerekleri veya sağlık yahut
diğer nedenlerle görev ve hizmet yerlerinin değiştirilmesi ile
geçici görevlendirmeleri 8 inci maddedeki usul ve esaslara göre
yapılır.""
şeklindeki
60. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ali Sarıbaş Ahmet
Toptaş
Gaziantep Çanakkale Afyonkarahisar Ali Haydar Öner Tanju Özcan Celal
Dinçer
Isparta Bolu İstanbul
Mehmet Ali
Susam
İzmir
BAŞKAN
Şimdiki önerge Anayasa'ya aykırılık önergesidir. Okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığa
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti - tek adam -
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
60 ıncı maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Iğdır Bitlis Van
Gülser
Yıldırım Demir
Çelik Erol
Dora
Mardin Muş Mardin
Abdullah Levent
Tüzel
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Erol Dora, buyurunuz.
EROL DORA (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 60ıncı maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda ele alınan bu iç güvenlik paketi, ülkemizde
Parlamentoda bulunan bütün muhalefet partilerinin ve insan hakları
savunucularının yoğun tepkisine hedef olurken Türkiye
dışında da kaygılar dile getirilmeye devam edilmektedir.
Hükûmet ise hâlâ, düzenlemelerin, Avrupa ülkelerindeki uygulamalar dikkate
alınarak bu paketin hazırlandığını ifade
etmektedir. Oysa İnsan Hakları İzleme Örgütünün kıdemli
araştırmacısı Emma Sinclair, polise verilmesi
düşünülen yeni yetkilerin, Türkiye vatandaşlarının devlet
kaynaklı hak ihlallerine maruz kalma riskini artırabilecek nitelikte
olduğunu açıkça belirtmiş bulunmaktadır.
İnsan
Hakları İzleme Örgütünün, Avrupa Birliği üyesi önemli bir
ülkenin bir diplomatından öğrendiğine göre, Türkiyenin
İçişleri Bakanlığı, geçtiğimiz kasım
ayında, kendi ülkelerinde polise tanınan yetkileri sormuş ve
Avrupa Birliğinden gelebilecek eleştirilerin önünü kesmek
amacıyla onların yasalarında bulunan bazı unsurları
cımbızlayarak almış. Örneğin, İngiliz polisinin
insanları kendi inisiyatifiyle gözaltına alma yetkisi gerçekten de var
ve Almanya yasaları da göstericilerin kimliklerini gizlemek amacıyla
yüzlerini örtmelerini bir suç olarak tanımlıyor ki Türkiyenin yeni
tasarısı da bu 2 unsura yer veriyor. Ancak, Avrupa Birliği
ülkelerinin her birinde polise verilen münferit yetkilerin
cımbızlanması yoluyla bir kıyaslama yapılması
bilinçli bir yanıltma kastı taşımaktadır. Amaç,
ağaçları göstererek ormanı görmezden geleceğimizi ummak.
Hükûmet yetkililerinin değinmekten kaçındığı konu,
Türkiyede kamu düzenini korumak için yürütülen polis faaliyetlerinin bugünkü
durumu, barışçı gösterilerin polisler tarafından
şiddetle ve hukuksuz olarak dağıtıldığı,
şiddet eylemlerine karışmamış barışçı
göstericilerin gözaltına alındığı ve
yargılandığı sayısız vaka hakkında
düşünceler belirtilmektedir.
Türkiyede,
yerleşikleşmiş görev suistimalleri, kötü muamele ve işkence
nedeniyle birkaç istisna dışında polislerden yıllardır
hesap sormayan siyasi otoritelerin ve mahkemelerin kötü sicili hakkında da
herhangi bir açıklama yapılmamaktadır. Bildiğiniz gibi,
özellikle asker ve polisler hakkında açılan davalar, aslında
Türkiyede yeni bir yargı sistemini de ortaya koymuştur yani
taşımalı yargıyı ortaya
çıkarmıştır. Örneğin, Hakkâride, Şırnakta,
Mardinde, Eskişehirde ve birçok yerde polisler tarafından ve
askerler tarafından işlenmiş suçları
taşımalı yargı sistemiyle başka şehirlere
naklederek aslında herhangi bir hukuki yargılamanın
olmayacağını pratikte de görebiliyoruz.
Yine, Emma
Sinclair, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2006dan bu yana
Türkiyeyi toplanma özgürlüğünü ihlal ettiği ve işkence ve kötü
muamele faillerini cezasız bıraktığı için 45 kadar
davada suçlu bulduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Bu gerçek
bağlam göz önüne alındığında, Türkiyede polise
verilen ateşli silah kullanma yetkisinin artırılması daha
çok sayıda vatandaşın ölümü anlamına gelecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; geçmişteki uygulamalar, haksız güç
kullanımından kaynaklanacak bu tür ölümlerin büyük ölçüde
cezasız kalabileceğine de işaret ediyor. Dahası, Türkiyede
geçmişte gözlemlenmiş uygulamalar düşünüldüğünde polise
yargı erkinin onayı olmaksızın kendi inisiyatifiyle
kitlesel gözaltılar yapma yetkisinin verilmesi, gözaltında kötü
muamele vakalarının ve hatta insanların keyfî olarak
gözaltına alındığı, kimseyle görüştürülmediği
veya gözaltında kaybedildiği vakaların artması ve
sıradanlaşması anlamına da gelebilecektir. Hükûmetin
kendisinden farklı düşünenlere geçmişte göstermiş
olduğu tahammülsüzlük düşünüldüğünde, bu
vurguladığımız insan haklarına aykırı
durumların vuku bulması açık ve nettir.
Bu duygu ve
düşüncelerle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dora.
ADİL
ZOZANİ (Şırnak) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili İsmail
Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2692
sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
MADDE 9 - Sahil
Güvenlik Komutanlığında görevli sahil güvenlik mensubu subay,
astsubay, sivil personel, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er,
erbaş ve erlerin hizmet gerekleri veya sağlık yahut diğer
nedenlerle görev ve hizmet yerlerinin değiştirilmesi ile geçici
görevlendirmeleri 8 inci maddedeki usul ve esaslara göre
yapılır." şeklindeki 60. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Mehmet Ali Susam
BAŞKAN
İzmir Milletvekili Sayın Susam, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; iç güvenlik yasa
tasarısı üzerinde görüşürken sizlere bir şeyi
hatırlatmak istiyorum: 3 partinin karşı çıktığı
bu yasa tasarısına neden 3 partinin karşı
çıktığını ve sizin, neden böyle bir iç güvenlik yasa
tasarısı çıkarmaya ihtiyaç duyduğunuzu sorgulamanız
gerekmektedir.
On üç
yıldır iktidardasınız. Her geçen seçimde
oylarınızı artırıyorsunuz. Devletin her kademesinde
gücünüz, kapıcıdan başlayarak müsteşara kadar sizin
tarafınızdan donatılmış durumda ama bugün bize
geldiğiniz gerekçe şu: Ben, toplumsal olayları önleyemiyorum.
Mevcut yasalar yetmiyor. Daha etkin bir önlem alabilmek için yasaları
değiştirmeye ihtiyacım var. Gençlik, uyuşturucu dâhil
birçok terör olaylarına bulaşıyor. Böyle bir noktada Türkiye
var, bu yasayı değiştirmem lazım. diyorsunuz. Bu, sizin on
üç yıllık iktidarınızın iflasının ifadesidir
aslında, gençliğin uyuşturucu batağıyla
karşı karşıya kalması.
Bakın, bir
anımı anlatayım, bundan altı ay önce bir
yakınımın askerlik ziyareti için gittiğim askerî alanda
komutan bana şunu söyledi: Sayın Vekilim, buraya gelen
çocukların yüzde 30u suçlu ve bağımlı olarak geliyor.
Gençliğin 20 yaşında askere gittiği bir ülkede yüzde 30u
böyle geliyorsa geleceğimiz olan gençliği, sizin
iktidarınız döneminde umutsuz, suçlu ve geleceğinden hiçbir
şekilde güvencesi olmayan noktaya getirmiş on üç yıllık bir
iktidarın sorumlusu noktasındasınız, bunun öz eleştirisini
yapmak ve bunun hesabını vermek noktasındasınız.
Ne diyorsunuz bu
yasada? Bana daha çok yetki verin. Eğer toplumsal olaylar daha çok
artıyorsa -siz her olayı polis copuyla- molotofkokteyli ve polis
gazı olayların temel aracı hâline gelmişse burada sizin
artık ciddi bir öz eleştiri yapmaya ihtiyacınız var.
Değerli arkadaşlar, bu nedenle bu yasa gerçekten sizin tüm
iddialarınızın, demokratikleşme, Avrupa Birliğiyle
bütünleşme, demokratik standartları yükseltme, Türkiyede
işsizliği ve ekonomiyi büyütme politikalarındaki tüm
politikalarınızın iflasıdır. Bu noktaya gelmesinin
nedeni şudur: Yanlış bir dış politika izliyorsunuz.
Üretmeye dayanmayan, hakça paylaşmayan, gençlere umut vermeyen, iş
bulmayan bir ekonomik politika uyguluyorsunuz. Eğitimde kesinlikle kalite
ve çağın modernitesini yakalayan, bilgiye, akla, müspet ilme
dayalı bir eğitim sisteminden uzaklaşmış
durumdasınız ve Türkiyede bugün gerçekten, adaleti, hukuku ve
yargı bağımsızlığını kendi denetiminiz
altına alıp güçler ayrımını ortadan kaldıran,
giderek tek adam yönetimine giden bir hukuk sistemini bu ülkeye getirmeye
çalışıyorsunuz. Bunun için de devletin bağımsız
tüm kuruluşlarını bağımsızlıktan
çıkartıp, millî niteliklerini dönüştürüp kendinizin kurumu
hâline getiriyorsunuz. En son MİTteki operasyonunuz da bunun bir
göstergesidir. Askerde, Jandarmada yapmak istedikleriniz bunlardır.
Türkiyede ordunun kendi konumuna çekilmesi ve demokratik bir yapıya
dönüşmesi herkesin arzusudur ama Türkiyede ordunun itibarına sızılması
sizin döneminizin en büyük zafiyetlerinden bir tanesidir. Türkiye
Cumhuriyetinin ordusu, Türkiyenin bulunduğu coğrafyada gücüdür,
etkinliğidir. Onu demokratikleştirirken güçlü kılmak bizim en
önemli görevimizdir ama Genelkurmay Başkanını terörist hâline
getirttiğiniz, kumpaslar kurulan bir ordu hâline getirmeniz sizin en büyük
zaaflarınızdan bir tanesidir. Bunların özeleştirisini
yapmadan bu yasayı savunma hakkınız yoktur. Bu yasa Türkiyeye
ciddi şekilde dar gelen bir yasadır.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Susam.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayar
mısınız arkadaşlar?
Elektronik
yapacağım. İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi gelirler Başkanım iki dakikada.
BAŞKAN
Aslında yani var görünüyordu da eziyet olsun diye, esasını
söyleyeyim yani. Koşma hâli güzel oluyor. Azıcık
koşasınız, hoşuma gidiyor.
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Bir dakika verelim o zaman
Başkanım.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) - Başkanım, bunlar kayıtlara giriyor. Ayıp
oluyor, ayıp!
BAŞKAN -
Canım kayıtlara geçsin, espri yaptım ben size.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) - Aslında oraya yaptınız espriyi.
BAŞKAN -
Hayır, size derken grubunuza değil canım, bilumum
milletvekillerine.
Siz ciddiye mi
aldınız?
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Ciddiye almadık Sayın
Başkanım.
BAŞKAN -
Hayır, ciddiye aldıysanız ben de derhâl ciddileşirim, olur
biter. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Sayın Başkan, neler giriyor kayda
neler, siz devam edin.
BAŞKAN - Yani
ben hakikaten
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, Başkanlık
makamının söylediği şeyler ciddiye alınmaz mı
efendim?
BAŞKAN -
Efendim?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani, Başkanlığın
söylediği ciddiye alınmak zorunda değil midir efendim?
BAŞKAN -
Hayır, hayır, şimdi oylama faslına geçince kendime göre bir
şaka yapayım dedim, ne hâle döndü ya! Hepsini birden geri aldım.
Birleşime
yirmi dakika ara vereceğim şimdi. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Hayır,
hayır, bitsin ondan sonra
Hayır, öyle olmaz
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Başkanım, bizim
günahımız ne yani, çoğunluğun günahı ne?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Başkanım, öyle bir şey yok.
BAŞKAN Ben
hakikaten böyle iyi niyetli bir cümle kuracak oldum, iki taraftan da hurra
aldım, hayret bir şey ya! (AK PARTİ sıralarından Özür
dileriz. sesleri)
Yok, yok, dilemeye
lüzum yok da suçlu olan benim, ne karışıyorsun insanların
işine? Hayret bir şey, yap işini, geç git.
Böyle bir güler
yüz göstereyim istedim
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) Sayın Başkan, madem espriden anlamıyorlar,
ceza olarak ara verin on beş dakika.
BAŞKAN
Hocam, zaten söylemiştim, şimdi siz söylerseniz
inatlaşacağım.
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) Bence on beş dakika ara verin, ben sizin yerinizde olsam
verirdim.
(Elektronik
cihazla oylama devam edildi)
BAŞKAN -
Evet, karar yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
23.24
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
23.56
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun "2692 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 9 -
Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli sahil güvenlik mensubu
subay, astsubay, sivil personel, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş
ve er, erbaş ve erlerin hizmet gerekleri veya sağlık yahut
diğer nedenlerle görev ve hizmet yerlerinin değiştirilmesi ile
geçici görevlendirmeleri 8 inci maddedeki usul ve esaslara göre
yapılır."" şeklindeki 60 ıncı maddenin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
"Madde 60 - 2692 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 9- Sahil Güvenlik Komutanlığında
görevli sahil güvenlik mensubu subay, astsubay, sivil personel, uzman
erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erlerin hizmet
gerekleri veya sağlık yahut diğer nedenlerle görev ve hizmet yerlerinin
değiştirilmesi 8 inci maddedeki usul ve esaslara göre geçici
görevlendirmeleri ise Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından
yapılır.
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sakarya Milletvekili
Sayın Münir Kutluata, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
MÜNİR KUTLUATA (Sakarya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
684 sıra sayılı iç güvenlik
yasa tasarısı diye adlandırılmakta olan
Tasarının 60ıncı maddesi vesilesiyle söz almış
bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, 17
Şubattan bu yana aralıksız olarak bu yasayı
görüşüyoruz, yüzde 45i ancak görüşülebilmiş. Bu gidişle,
bir aylık bir süreyi da alması gerekir eğer bu ciddiyetle konu
devam ederse. Eğer bu yapılmayıp bu yasa iktidarın
muradı hasıl oldu deyip birtakım yakışık almaz
uygulamalarla geri çekilip tekrar getirilip baskınla geçirilmeye
çalışılırsa da ayrıca yeni bir usulsüzlüğe Meclis
alet edilmiş olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, yüce Meclis âdeta bloke edilmiştir. Türk milletinin bu
kadar acil sorunları varken, Türkiye bu kadar büyük
sıkıntıları yaşarken, Türkiye Büyük Millet Meclisini
hiçbir ciddi konuyu görüşemez hâle getirip doğrudan doğruya
iktidara payanda anlamına gelecek bir yasanın
çıkarılması için bloke edilmiş olması fevkalade
üzücüdür, fevkalade dikkat çekicidir.
Muhalefetin
karşı, iktidar milletvekillerinin gönülsüz olduğunun
anlaşıldığı böyle bir yasa, neden bu kadar
ısrarla, Meclis bu kadar meşgul edilerek gece yarılarına
kadar çalıştırılarak çıkarılmaya
çalışılır, orayı anlamış değiliz. Bu
gece yarısı çalıştırmalarıyla ilgili tespitimiz,
kanaatimiz devam etmektedir. Ne zaman ki AKP iktidarı zamanında yüce
Meclis gece yarıları
çalıştırılmıştır, Türk milleti
görmüştür ki mutlaka kendisinin aleyhine, ülkesinin aleyhine birtakım
yasalar çıkarılmaktadır. Bu anlamda bu da bunu teyit eden bir
uygulama olarak ortadadır.
Değerli
milletvekilleri, milletten oy alarak iktidarını sürdüren Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarda kalabilmek için yasalarla oynamakta ve hukuk
devletini dağıtmakta, tarumar etmektedir. O bakımdan, gerçekten,
polis teşkilatıyla oynanması, Jandarma Genel
Komutanlığıyla oynanması, Sahil Güvenlik Komutanlığıyla
oynanması, hangi maksada hizmet etmek için göze alınan
olumsuzluklardır, cürettir diye baktığımız zaman
görünen şudur: İktidar, kötü yönetimle ve iktidar destekli olarak
yürütülmekte olan olumsuzluklara ve bölünme sürecine karşı
çıkacak olan milletin önüne kendi güdümünde ve hukuk devleti ilkelerinden
uzaklaştırılmış bir güvenlik teşkilatıyla
yürüme hazırlığındadır. Milletten oy alan
iktidarın böyle metotlarla iktidarını sürdürmeye
kalkışması, Türkiye'nin ne hâle geldiğini gösteren en
önemli göstergelerden bir tanesidir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye, çok büyük sıkıntılar içindedir,
Türkiyede vatandaş büyük sıkıntıların içindedir.
Türkiye, âdeta yanıyor, bölücülük almış başını
gidiyor; ekonomi çökme sinyalleri verirken, millet bu kadar büyük sıkıntının
içindeyken, Türkiyede ekonomiyle ilgili güven veren hiçbir kurum ve
şahıs kalmamışken, Büyük Millet Meclisinin önüne
sıkıntı içindeki vatandaşlarımızın
çaresizliklerine çare bulacak önlemleri getirmek varken Meclisi bu şekilde
bloke etmenin anlamını biraz daha derinden düşünmek gerekiyor.
İktidar niye vakit kaybını arzu ediyor, iktidar niye zamana
oynuyor, iktidar her konuda çözümden uzak durup niçin vakit geçirmeye
çalışıyor; bu hususlara bütün milletimizin dikkat etmesi
gerekiyor.
Değerli milletvekilleri,
bugün, Hükûmetin ekonomiyle ilgili almadığı tedbirler yüzünden
sıkıntıya düşürdüğü ekonomi, sadece Merkez
Bankasının ve bankacılık siteminin muhafaza ettiği
güvenle yürütülmeye çalışılırken Merkez Bankası da
Hükûmet ve Hükûmetin ekonomiden sorumlu ilgililerinin pozisyonuna
düşürülmüş yani güven telkin edemez hâle getirilmiştir. Bir
ülkeyi yöneten iktidarın
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) -
neden bu kadar tahribe taraftar olduğunu, bu
tahriplerden ne umduğunu milletimizin iyice düşünmesi ve görmesi
gerekir diye düşünüyorum. Bu açıdan, bu yasanın
çıkması için bir ay daha zamana ihtiyacı olduğu gayet
açıktır. İktidarın tekrar gözden geçirmesini tavsiye ve
temenni ediyoruz.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Şimdi maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair iki adet önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları'nın
"2692 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 9-
Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli sahil güvenlik mensubu
subay, astsubay, sivil personel, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş
ve er, erbaş ve erlerin hizmet gerekleri veya sağlık yahut
diğer nedenlerle görev ve hizmet yerlerinin değiştirilmesi ile
geçici görevlendirmeleri 8 inci maddedeki usul ve esaslara göre
yapılır."" şeklindeki 60 ıncı maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve
diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Seyfettin Yılmaz Emin
Çınar
Adana Kastamonu
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Çekiyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Geri çekildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun; 60.
Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve madde
numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 61de üç
adet önerge vardır, biri, Anayasaya aykırılık önergesi.
Sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun "2692 sayılı
Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki üçüncü fıkra
eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri açısından
konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından her
yılsonunda, askeri görevleri haricindeki diğer görevleri ile ilgili
olarak değerlendirme raporu düzenlenir. Değerlendirme raporları
personelin terfi, ödüllendirme, atama ve yer değiştirmesinde dikkate
alınır. Değerlendirme raporlarının içeriği ve
düzenleme esasları, Milli Savunma Bakanlığının
görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.""
şeklindeki 61 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık
Mesut Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Seyfettin Yılmaz Emin
Çınar
Adana Kastamonu
"MADDE 61-
2692 sayılı Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki üçüncü
fıkra eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri
açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından
her yılsonunda, mülki görevleri ile ilgili olarak değerlendirme
raporu düzenlenir. Değerlendirme raporlarının içeriği ve
düzenleme esasları, Milli Savunma Bakanlığının
görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.""
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692
sayılı Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri
açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından
her yıl sonunda, askerî görevleri haricindeki diğer görevleri ile
ilgili olarak değerlendirme raporu düzenlenir. Değerlendirme
raporları personelin terfi, ödüllendirme, atama ve yer
değiştirmesinde dikkate alınır. Değerlendirme
raporlarının içeriği ve düzenlenme esasları, Millî Savunma
Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.""
şeklindeki
61. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Ali
Haydar Öner Celal
Dinçer
Çanakkale Isparta İstanbul
BAŞKAN
Şimdiki önerge Anayasaya aykırılık önergesidir, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -TORBA- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük
rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş hali"
uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının 61 inci
maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Iğdır Bitlis Van
Gülser Yıldırım Abdullah
Levent Tüzel Demir
Çelik
Mardin İstanbul Muş
Erol Dora
Mardin
BAŞKAN
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Demir Çelik buyurunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
DEMİR
ÇELİK (Muş) Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın
Başkanım, çok saygıdeğer milletvekilleri; sizleri
şahsım ve partim adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 61inci maddesi üzerine söz aldım.
Görünen o ki
1990lı yılların acı tecrübelerinden yararlanmak yerine,
yaşanan siyasal ve sosyal travmanın yeniden
yaşatılması niyetini güden bir zihniyet, esir ve ipotek
altına aldığı bu Mecliste halkın temel taleplerini
karşılamak yerine, iktidara ve iktidarın
hizmetkârlığına soyunan bir anlayışla
geleceğimizi karartıyor. 4 bin köy yakıldı,
yıkıldı; 17.500 faili meçhul cinayet işlendi; 3 milyon
Kürt, yoksul Kürt köylüsü yerinden yurdundan edilerek metropollere açlık
ve sefaletle terbiye edilmeye sevk edildi.
O günden bugüne
çıkarılması gereken ders güvenlik-özgürlük denklemi ve dengesi
üzerine güvenlikten yana, güvenlikçi politikalardan yana olmak değildi.
Çıkarılması gereken ders, bunca acıya, yaşanan siyasal
ve sosyal travmaya karşın özgürlükten yana olmak, özgürlüğü esas
almaktı. O gün birçok ocağa ateş düşmüş, birçok can
yanmış, yakılmış, yıkılmış,
viraneye çevrilmiş bir coğrafyada insanlığa sesleniş,
vicdana haykırış vardı. Duymayan kulaklar, görmeyen gözler,
söylemeyen diller bugün de suskunluğu kendisine âdeta meslek
edinmiş, âdet edinmiş bir noktada yine suskunları, çaresizleri
ve sessizlikleri sürdürmeye devam ediyorlar.
AKPnin bu pakette murat ettiği
şey, Sayın Cumhurbaşkanının ve Başbakanın
dediği gibi gerçekten özgürlük olmuş olsaydı, AKPnin bu pakette
murat ettiği şey kamu düzeni denilen şey üzerinden can
güvenliğini sağlamak olmuş olsaydı, her şeyden önce
Jandarmanın valiye bağlanmasıyla
sınırlandırılmış bir sivil otoritenin tahkim
edilmesine çalışılmakla yetinilmezdi. Otuz üç yıldır
siyasetin vesayet altına alınmasının bizatihi kurumsal
kimliği olan Millî Güvenlik Kurulu lağvedilmiş,
dağıtılmış olsaydı, Millî Güvenlik Kurulu yerine
Genelkurmayın Millî Savunma Bakanına bağlanması
sağlanmış olsaydı elbette ki biz bir özgürlükten bahsediyor
olabilirdik.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum,
tam on dakikada da geleceğim.
Kapanma
Saati: 00.16
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati:
00.26
BAŞKAN: Başkan
Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 61inci maddesi üzerinde
Muş Milletvekili Sayın Demir Çelik ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Kanun
tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692
sayılı Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri
açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından
her yıl sonunda, askerî görevleri haricindeki diğer görevleri ile
ilgili olarak değerlendirme raporu düzenlenir. Değerlendirme
raporları personelin terfi, ödüllendirme, atama ve yer
değiştirmesinde dikkate alınır. Değerlendirme
raporlarının içeriği ve düzenlenme esasları, Millî Savunma
Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.""
şeklindeki
61. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali
Serindağ (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Serindağ, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, Jandarma Genel Komutanlığında olduğu gibi,
Sahil Güvenlik Komutanlığı da tümüyle
siyasallaşacaktır. Şimdi, bakın, Sahil Güvenlik
Komutanlığı Kanununa bakıyoruz, madde 2
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Değerli arkadaşlarım
dinlerlerse belki düşünceleri, görüşleri değişebilir: Bu
Komutanlık -yani Sahil Güvenlik Komutanlığı- Türk
Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşu içerisinde olup,
barışta görev ve hizmet yönünden İçişleri
Bakanlığına bağlıdır... Yani neymiş bu?
Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşu içerisindeymiş bu
komutanlık. Gene devam ediyor: ...a) Olağanüstü durumlarda
Genelkurmay Başkanının isteği üzerine, bir kısmı
ya da tümü ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı harekat komutasına
veya emrine b) Savaş halinde tümü ile doğrudan doğruya Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı emrine girer... Şimdi, kuruluş
kanununda bu şekilde düzenlenmiş bir komutanlık tümüyle
siyasallaşıyor, siyasallaşmış bir
komutanlığı siz harbe gönderiyorsunuz ve orada bir
başarı bekliyorsunuz.
Gene, değerli
arkadaşlarım, devam ediyoruz, zannediyorum 10uncu maddede. 10uncu
maddeye bakıyoruz, bak, ne diyor 10uncu madde: Sahil Güvenlik
Komutanlığı personeli, görevlerini 211 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa tabi olarak kendi emir ve
komuta bağlantısı içerisinde yapar. Kanun öyle diyor.
Şimdi, siz bunda hiçbir değişiklik yapmıyorsunuz, bunu
değiştirmiyorsunuz ama personelin atanmasını, görevden alınmasını,
cezalandırılmasını İçişleri
Bakanlığına bırakıyorsunuz. Kanun kendi içinde
çelişir, böyle bir düzenleme olamaz. O zaman siz ne
yapmalısınız? Sahil Güvenlik Komutanlığını
yeniden tümüyle düzenlemelisiniz; aksi hâlde, böyle bir düzenleme hem Türk
Silahlı Kuvvetlerine hem Sahil Güvenlik Komutanlığına hiç
istemedikleri hâlde siyasallaşma yolunu açar değerli
arkadaşlarım. Gelin, bundan vazgeçin. Bu, Türkiye'nin yararına
değildir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyasallaşması
Türkiye'nin yararına değildir.
Siz şimdi
Sahil Güvenlik Komutanlığındaki Kurmay Başkanının
atanmasını bile İçişleri Bakanına veriyorsunuz, bölge
komutanlarının atanmasını İçişleri Bakanına
veriyorsunuz. Böyle bir Silahlı Kuvvetler düşünülebilir mi? O zaman
tümüyle Silahlı Kuvvetlerden alın, ona göre düzenleme yapın.
Yani, hem o hem o olmaz, ikisi bir arada olmaz değerli
arkadaşlarım.
Siz şimdi
kurumları bu şekilde zayıflatıyorsunuz, kurumları bu
şekilde zayıflattıktan sonra da tartışılır
hâle getiriyorsunuz. Aynen nerede olduğu gibi? MİTte olduğu
gibi, Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığında
olduğu gibi. MİT, Türkiye'nin bekası açısından önemli
bir kurumdur ama siz, yaptığınız uygulamalarla,
yaptığınız düzenlemelerle onu da
tartışılır hâle getirdiniz. Millî İstihbarat
Müsteşarını tamamen partinin bir memuru gibi
değerlendiriyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bu
yanlıştır.
Bakın, Millî
İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı atanması yönünden
özel usule tabi -daha önce de söyledim- atanmadan evvel Millî Güvenlik
Kurulunda görüşülüyor. Başka ne var? Yargılanması özel bir
usule tabi, Genelkurmay Başkanının tabi olduğu usule tabi.
Ama kanun koyucu, MİT Müsteşarının politikaya
gireceğini, politikadan sonra tekrar MİT
Müsteşarlığına atanacağını öngörmediği
için onunla ilgili bir düzenleme yapmamış. Bir astsubayın aday
olabilmesi için görevden ayrılması gerekiyor ve bir daha da dönemiyor
ama MİT Müsteşarı aday oluyor ve tekrar dönebiliyor. Böyle bir
şey düşünülemez. Niye? Demin de söylediğim gibi, kanun koyucu
öyle bir şey öngörmemiş, öyle bir şeyin olabileceğini
tahayyül etmemiş ama siz bunun tersini yaptınız.
Başka ne var?
Şimdi, başka bir konuya dikkat çekiyorum değerli
arkadaşlar. Altı yıl evvel, Manisada bulunduğu
sırada, Ankarada Bülent Arınça suikast yapılacağı
yolunda bir şayia çıktı, soruşturma yapıldı
vesaire. İşte, krokiler bulundu, yok, Bülent Arınçın
evinin krokisi vesaire. Krokinin bilgisayar tamircisine ait olduğu görüldü
ve altı yıl sonra takipsizlik kararı verildi ama siz buna
dayanarak Seferberlik Tetkik Kurulunda, Kozmik Odada yirmi altı gün
süreyle, naklen yayınlanmak suretiyle de arama yaptınız. Ne
oldu, sonuç ne oldu? Bir şey elinize geçti mi? Ama o kurumlar
yıprandı, insanlar eziyet çekti, insanlar geleceklerinden yoksun
kaldılar, bir tasfiye hareketi başlatıldı ve siz de buna
alet oldunuz ve şimdi de diyorsunuz ki: Paralel yapı. Şimdi,
başka bir yapı oluşturma derdindesiniz.
Bu yapı da
size hayır getirmeyecektir diyorum, saygılar sunuyorum, sağ
olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Serindağ.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2692 sayılı Kanunun 18 inci maddesine aşağıdaki
üçüncü fıkra eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri
açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından
her yılsonunda, askeri görevleri haricindeki diğer görevleri ile
ilgili olarak değerlendirme raporu düzenlenir. Değerlendirme
raporları personelin terfi, ödüllendirme, atama ve yer
değiştirmesinde dikkate alınır. Değerlendirme
raporlarının içeriği ve düzenleme esasları, Milli Savunma
Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."" şeklindeki 61 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"MADDE 61- 2692 sayılı Kanunun 18 inci
maddesine aşağıdaki üçüncü fıkra eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri
açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından
her yılsonunda, mülki görevleri ile ilgili olarak değerlendirme
raporu düzenlenir. Değerlendirme raporlarının içeriği ve
düzenleme esasları, Milli Savunma Bakanlığının
görüşü alınarak İçişleri Bakanlığı
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.""
Hasan Hüseyin
Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Emin Çınar, Kastamonu Milletvekili.
Buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
EMİN ÇINAR
(Kastamonu) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 61inci maddesinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım.
Amacı ve gayesi ülkemize AKP
diktatöryasını getirmek olan iktidar, bu hedefini
gerçekleştirebilmek için gerekli yasal düzenlemeleri sayısal
çoğunluğuna dayanarak gerçekleştirmek için her türlü yola
başvurmakta, hukuku hiçe sayarak hareketlerine devam etmektedir. Görüştüğümüz
bugünkü kanun tasarısı da bunun ispatı olmuştur. İç
güvenlik paketi adıyla servis edilen bu kanun tasarısı, Terörle
Mücadele Kanunundan tutun da Mera Kanununa kadar birçok yasada
değişiklik öngören bir çuvala dönüşmüş, ülkemiz yerine
AKPye hizmet eden anlayışla ve bilinçle hazırlanmıştır.
PKKnın ve
dış mihrakların aklıyla hareket eden, on iki yılda
ülkemizin aydınlığını icraatlarıyla karartan AKP,
diktatörya düzenini kurmak için her türlü hukuksuzluğu yaparak kanunlar
çıkartmaktadır. Huzur ve güvenliğimizin her geçen gün
bozulduğu, genç kızlarımızın hunharca
katledildiği, sokaklarda yürümenin tehlikeli hâle geldiği,
PKKlı teröristlerin keyfince hareket ettiği, canibaşı
Abdullah Öcalanın barış elçisine dönüştürüldüğü
ülkemizde iç güvenlik kisvesi altında Meclise getirilen bu tasarının
kanunsuzluğa makyaj, Hükûmetin gizli gündemine yasal kılıf oluşturduğu
aşikârdır.
AKP, ülkemizde
barış, huzur ve refah yerine kendi egemenliğini,
yandaşlarının zenginliğini ve yere göğe
sığdıramadıkları kurucu liderinin
diktatöryasını arzulamaktadır. AKP tarafından
hazırlanan kanun tasarılarının özensizliği, hukuktan
ve kanun yapma tekniğinden uzak oluşu, Anayasa hükümlerine
aykırılığı, komisyonlarda yeterince
görüşülmemesi, hatalı yazılması ve kendi milletvekillerinin
bile çıkan yasalardan haberdar olmaması neye hizmet ettiklerinin
açıkça bir göstergesi olmuştur.
Yangından
mal kaçırır gibi kanun çıkartmak, bir de bunları
meydanlarda demokrasi masalları olarak anlatmak ikiyüzlülükten başka
bir şey değildir. Adalet ve Kalkınma Partisi, demokrasi
söylemlerini kendisine kalkan edinmiş ancak demokrasiden zerre kadar anlamayan,
anlamak istemeyen bir zihniyettir. On iki yılda ülkemizde yapılanlar,
yaşananlar, demokrasinin ne kadar geliştiğinin ve
geliştirildiğinin açık bir göstergesidir. İç güvenlik
paketi adı altında, bu kanun boyunca gürültü patırtıya
rağmen sadece talimatla parmak indirip kaldırarak
çıkartılmaya çalışılan da söylediklerimin bir
başka ispatıdır. AKP olarak bu kanunla ne memleketi ne de Türk
milletini düşünüyorsunuz; Yine düşündüğünüz, kendiniz ve âli
çıkarlarınızdır.
Bu kanunla yapmak istediğiniz, devletin
bütün kurumlarında tahribat yaparak devletin hafızasını yok
etmeye çalışmak ve akabinde 17-25 Aralıkta ayyuka çıkan
kendi yolsuzluğunuzu ve hukuksuzluğunuzu ortadan
kaldırmaktadır. Ancak şunu iyi biliniz ki
yaptığınız her türlü yolsuzluk ve hukuksuzluk aziz
milletimizin hafızalarına ve vicdanlarına
kazınmıştır. Bu yapılanların hesabı günü
geldiğinde mutlaka sorulacaktır.
Bilinmelidir ki hiçbir siyasi erk
ilelebet iktidarda kalmamış ve kalmayacaktır. Kendi
çıkarları için her şeyi yapan ve yapmaya devam eden AKP
iktidarı bir gün mutlaka gidecek ve yaptıklarının
hesabını verecektir. Bir gün gelecek, AKPyi ne
çıkardığı kanunlar ne de atadığı memurlar
kurtaracaktır. Yapılanların hesabı tek tek sorulacak, kendi
çıkar ve menfaatleri için her türlü yolsuzluk ve hukuksuzluğu
yapanlar yaptıklarının altında kalacaktır.
Aziz milletimiz, Türkiye Büyük Millet
Meclisi çatısı altında yolsuzlukları aklayanları
vicdanında sonsuza dek affetmeyecektir. Bugünkü iktidar milletimizin
vicdanlarında açtığı karanlık sayfalarda yerini
alacak, öyle de anılacaktır.
Bu vesileyle, vermiş
olduğumuz değişiklik önergemize desteklerinizi bekliyor, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Çınar.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yeni madde ihdasına dair bir adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın "2692 sayılı Kanunun 18 inci maddesine
aşağıdaki üçüncü fıkra eklenmiştir.
"Sahil
güvenlik bölge komutanları hakkında mülki görevleri
açısından konuşlu bulundukları yerin valisi tarafından
her yıl sonunda, askeri görevleri haricindeki diğer görevleri ile
ilgili olarak değerlendirme raporu düzenlenir. Değerlendirme
raporları personelin terfi, ödüllendirme, atama ve yer
değiştirmesinde dikkate alınır. Değerlendirme
raporlarının içeriği ve düzenleme esasları, Millî Savunma
Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."" şeklindeki 61 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf Halaçoğlu Hasan Hüseyin
Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen
Tekirdağ
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Başkanım, çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Bir önerge daha
var, onu da okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun; 61.
Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesini ve madde
numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ensar Öğüt Haydar
Akar
Gaziantep Ardahan Kocaeli
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Çekiyoruz efendim.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 62de bir
adet Anayasaya aykırılık, iki adet de değişiklik
önergesi olmak üzere üç adet önerge var, sırasıyla okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 21/A maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırma
MADDE 21/A- Askeri
nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan
dolayı görevi başında kalmasında sakınca görülen Sahil
Güvenlik Komutanlığı personeli, İçişleri Bakanı
tarafından görevinden uzaklaştırılabilir. Gerektiğinde
Sahil Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Görevden
uzaklaştırılan personel hakkında en geç on gün içinde ön
inceleme veya soruşturmaya başlanır. 353 sayılı Kanun,
926 sayılı Kanun ve 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el
çektirme, açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici
süre ile görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler
saklıdır.
Sivil
memurların görevden uzaklaştırılmaları 657
sayılı Kanun hükümlerine tabidir."" şeklindeki 62 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Seyfettin Yılmaz Emin
Çınar Ali
Uzunırmak
Adana Kastamonu Aydın
"MADDE 62-
2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 21/A maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırma
MADDE 21/A- Mülki
görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan dolayı görevi
başında kalmasında sakınca görülen Sahil Güvenlik
Komutanlığı personeli, Sahil Güvenlik Komutanının
teklifi ile İçişleri Bakanı tarafından görevinden
uzaklaştırılabilir. Görevden uzaklaştırılan
personel hakkında en geç on gün içinde ön inceleme veya soruşturmaya
başlanır. 353 sayılı Kanun, 926 sayılı Kanun ve
31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el çektirme,
açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici süre ile görevden
uzaklaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır.
Sivil
memurların görevden uzaklaştırılmaları 657
sayılı Kanun hükümlerine tabidir.""
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis
Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692
sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
Görevden
uzaklaştırma
MADDE 21/A- Askerî
nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan
dolayı görevi başında kalmasında sakınca görülen Sahil
Güvenlik Komutanlığı personeli, İçişleri Bakanı
tarafından görevinden uzaklaştırılabilir. Gerektiğinde
Sahil Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Görevden
uzaklaştırılan personel hakkında en geç on gün içinde ön
inceleme veya soruşturmaya başlanır. 25/10/1963 tarihli ve 353
sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü
Kanunu, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri
Personel Kanunu ve 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el çektirme,
açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici süre ile
görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır.
Sivil
memurların görevden uzaklaştırılmaları 657
sayılı Kanun hükümlerine tabidir.""
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Ali
Haydar Öner Celal
Dinçer
Çanakkale Isparta İstanbul
Mevlüt Dudu
Hatay
BAŞKAN
Şimdi, Anayasaya aykırılık önergesini okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının
62 nci maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Abdullah
Levent Tüzel Demir
Çelik
Bitlis İstanbul Muş
Erol Dora
Mardin
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
- Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Muş Milletvekili Sayın Demir Çelik, buyurunuz.
DEMİR
ÇELİK (Muş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 62nci maddesi üzerine
partim adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir kanundan, yasadan murat edilen
şey adalet, hukuk, özgürlük ve barışsa tam da yasama
faaliyetinin kendisidir. Bir kanun ve yasadan murat edilen şey
savaşsa, hükümranlıksa, hegemonik ve tahakkümcü gücün
sürdürülebilirliğine hizmet ise demokratik ülkenin yasama faaliyetinin
kendisi değildir. O nedenle, atacağımız her
adımın evrensel hukuka, demokratik toplum hukukuna uygunluğu
kriteri göz önünde bulundurulması gereken en temel olgudur. Biz demokratik
toplum hukukunu hiçe sayarsak, biz evrensel hukuk dışı bir
uygulamayla, küreselleşmenin bu boyutunda, iletişimin devrimsel,
devasa hamlelerinin yaşandığı günümüz dünyasında,
onlardan azade ve uzak bir noktada kendimizi bloke etmiş olur, siyaseten
kuşatmış oluruz. O nedenle, deminki konuşmamdan da
anlaşılması gereken şey, sivilleşme isteniyorsa,
demokratikleşme isteniyorsa, halk iradesinin üzerindeki tahakkümün
kaldırılması olması gereken tek adımdır.
Millî Güvenlik
Kurulunu kaldırmadığınız sürece, antidemokratik
Anayasa yerine eşitlikçi, özgürlükçü, sivil bir anayasayı var
etmediğiniz sürece, halklarınızdan, inançlarınızdan,
vatandaşlarınızdan korkmaya devam ettiğiniz sürece
sığınacağınız tek olgu güvenliktir, güvenlikçi
politikalardır ama siz öncelikle kendinize olan öz güveniniz, bu öz
güveniniz üzerine geliştireceğiniz yeni toplumsal konsensüsle insani,
vicdani ve siyasal etik kuralları itibarıyla hareket etmeye
başladığınızda, korkulardan
sıyrılmış, öz güvenin sağladığı yeni
bir kimlik ve ruhla siz, komşunuzdan, vatandaşınızdan,
halklarınızdan korkmak yerine onların yarattığı
sinerjiyle birlikte değişimin, dönüşümün temel dinamiği
olursunuz.
Bakınız,
Orta Doğu yeniden karılıyor, şekillendiriliyor. Orta
Doğuda rol almak, rol modelliği yüklenmek istiyorsanız,
değişen, dönüşen dünyanın tam da merkezîleştiği
Orta Doğuda yeni bir kimlik, yeni bir toplumsal konsensüse Biz de
varız. diyorsanız dünün güvenlikçi, inkârcı, asimilasyonist
politikaları yerine bugünün yeni ruhuna, barışçıl,
demokratik, özgürlükçü ruhuna denk düşen bir ilişkiyi var etmemiz
gerekiyor. O nedenle, kamu dediğiniz şey sadece ve tek
başına kışla değildir, polis karakolu değildir;
Kamu dediğiniz şey, evinden sokağına, sokağından
devletine, devletiyle birlikte siyasal, sosyal, kültürel faaliyetler bütünüdür
yani üretimdir, emektir, düşünmedir, düşündüğünü
örgütleyebilmedir, örgütlendiği üzerine de yaşama
katılmadır. Demokratik katılımcılıktan yoksun
bıraktığınızda, sanatı, edebiyatı, kültürü
üretmediğinizde, emeğin kendisini örgütleyip özgürlük temelinde
hakların arayışını
kısıtladığınızda orada değişim de
dönüşüm de olmayacağı gibi, tahakküme razı edilmiş,
ikna edilmiş toplumun pasif, edilgen, biat kültürüne razı
edilmiş kişisini bulursunuz, toplumunu bulursunuz. O nedenle, kamusal
alan camidir, sinemadır, tiyatrodur, sinagogdur, cemevidir, kilisedir. Bu
nedenle, kamu dediğiniz şey, hayatın bizatihi ekolojik,
kadın özgürlükçü paradigmasının var olduğu alanların
tümüdür. Bu alanları yok sayıp, onların üstüne varsa yoksa
güvenlikçi politikalarla toplumu kontrol altına almaya
çalıştığınızda belki bugünü kurtarmış
olursunuz ama güneşin balçıkla sıvanmayacağı gerçekliğine
binaen, o karanlık, zifiri geceyi, parlayacak, patlayacak ve aralayacak
olan güneş, bizi aydınlatmaya da, ışıtmaya da devam
edecektir.
(Mikrofon
elektronik cihaz tarafından kapatıldı)
DEMİR
ÇELİK (Devamla) - Bu nedenle, yol yakınken bu güvenlikçi
anlayışlardan uzak, özgürlükçü, demokratik, barışçıl
bir ülkenin arayışı içerisinde olmamız gerektiğini
ifade ediyor, bu paketin geri çekilmesini bir kez daha dikkatlerinize sunuyor,
saygılar sunuyor, iyi geceler diliyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ADİL
ZOZANİ (Hakkâri) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692
sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırma
MADDE 21/A- Askerî
nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan
dolayı görevi başında kalmasında sakınca görülen Sahil
Güvenlik Komutanlığı personeli, İçişleri Bakanı
tarafından görevinden uzaklaştırılabilir. Gerektiğinde
Sahil Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Görevden
uzaklaştırılan personel hakkında en geç on gün içinde ön
inceleme veya soruşturmaya başlanır. 25/10/1963 tarihli ve 353
sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü
Kanunu, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri
Personel Kanunu ve 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el çektirme,
açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici süre ile
görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır.
Sivil
memurların görevden uzaklaştırılmaları 657
sayılı Kanun hükümlerine tabidir.""
şeklindeki
62. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim
konuşacak?
Sayın Mevlüt
Dudu, Hatay Milletvekili, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEVLÜT DUDU
(Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 62nci maddesiyle ilgili
olarak Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, yine öyle bir tasarıyla karşı
karşıyayız ki Anayasanın 19, 20, 21, 22 ve 34üncü
maddelerinde sağlanan güvencelere aykırı, Anayasanın
değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek 2nci maddesinde belirtilen
insan haklarına saygılı hukuk devleti ilkesine aykırı,
Türkiye Cumhuriyetinin imzalayıp onayladığı ve uygulamakla
yükümlü olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine
aykırı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Sözleşmesine aykırı, Avrupa Birliği Temel Haklar
Bildirgesinin 48inci maddesinde ifade edilen masumiyet karinesine
aykırı.
Değerli
milletvekilleri, iç güvenlik paketinde amaç, polisin yetkilerini artırarak
yargıyı sistemin dışında bırakmak, özgürlükleri
büsbütün daraltmak ve toplumsal muhalefeti bastırmaktır. Ülkemizde
her geçen gün AKP baskısı artıyor, AKP ancak böyle ayakta
kalabileceğine inanıyor. Bu tasarı işte böyle bir
zihniyetin ürünüdür.
Bu ülkede son
zamanlarda yaşanan olaylar hukuksuzluğun diz boyu olmasının
sonuçlarıdır. Başbakan, Başbakan olduğuna ne kendini
ne de halkı inandıramıyor. Cumhurbaşkanı,
Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğinden
habersiz, kendisini hâlâ Başbakan ve AKP Genel Başkanı
zannediyor. Eskiden Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı grup
toplantılarını unutamamış, şimdi her hafta
muhtarları kaçak saraya toplayıp onlara grup toplantısı
yapıyor.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sizin başka işiniz yok mu?
MEVLÜT DUDU
(Devamla) Mitingler yapıyor, AKPye oy istiyor, hatta halkı tehdit
ediyor, Güzellikle 400 vekil getirin. diyor.
SADIK BADAK
(Antalya) Boş boş konuşuyorsun!
MEVLÜT DUDU
(Devamla) Dinle, dinle, dinle.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Başka işiniz yok mu sizin ya?
MEVLÜT DUDU
(Devamla) Biz de Güzellikle olmazsa ne olacak? demekten kendimizi
alamıyoruz tabii ki. Anayasaya, hukuk sistemine ve devlet düzenine
karşı işlenen suçlara kılıf uydurmak ve polis devleti
yaratmak için torba torba geçirilen kanun tekliflerine şimdi de bu kanun
ekleniyor. O değil de bu faşist yasanın, bu zulüm
yasasının topluma âdeta bir demokrasi ve özgürlük reformu gibi
sunulmasını anlamak gerçekten mümkün değildir. Hâlâ 12 Eylül
yasalarının arkasına sığınan; Gezide 8
kişinin ölümü, onlarca kişinin sakat kalması ve binlerce
kişinin yaralanması üzerine Emri ben verdim. diyen, bundan bir
destan olarak söz eden, 13 yaşındaki Berkin Elvanı ve
acılı annesini terörist olmakla suçlayıp meydanlarda yuhalatan
bir zihniyetten demokrasi ve özgürlük beklemek bizim aklımızla da bu
halkın aklıyla da alay etmektir. Bu gidiş, gidiş
değildir; sizi uyarıyoruz arkadaşlar.
Değerli
milletvekilleri, dönemin Başbakanına ve bakanlarına
Pensilvanyayla ilgili sorular sorulduğunda Kendisini çok iyi biliriz.
ya da Ne istedilerse verdik. tarzında cevap verenler, şimdilerde
onlara paralel yapı demeye başladı. Yıllarca yan yana durdunuz;
hukuk, emniyet, adalet, eğitim, sağlık ve birçok alanda birlikte
bir yapılanma içine girdiniz. Düzen kurulmuş, işler yolundayken
17 Aralık sabahı bir deprem oldu, yolsuzluk ve
hırsızlıklar ortaya çıktı. Suç ortaklarınız
bir anda paralel yapı ve darbeci oldu. Böcekler ortaya
çıktı, senaryolarla var edilen Ergenekon yok oldu, Balyoz
kırıldı, üstüne üstlük Bütün bunlar bir kumpastı.
denildi.
Peki, ben size
soruyorum: Hükûmet şikâyet etme makamı mıdır yoksa icraat
makamı mıdır? On iki yıllık iktidar sürecinin sonunda,
bir Başbakanın Paralel yapı devleti teslim almış.
diyerek şikâyet etme hakkı var mıdır? Elbette yoktur.
Eğer birilerinin devleti teslim aldığını iddia ediyorsanız,
o zaman teslim eden kimdir? Tabii ki sizsiniz. Bunu itiraf eden bir
iktidarın yapması gereken, emaneti sahibine yani millete iade
etmektir. Bunu siz yapmadınız ama emin olun, 7 Haziranda millet
emaneti sizden alacak ve onu taşıyacak ciddiyet ve sorumluluğa
sahip olana yani Cumhuriyet Halk Partisine teslim edecektir.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2692 sayılı Kanuna 21 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 21/A maddesi
eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırma
MADDE 21/A- Askeri
nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan
dolayı görevi başında kalmasında sakınca görülen Sahil
Güvenlik Komutanlığı personeli, İçişleri Bakanı
tarafından görevinden uzaklaştırılabilir. Gerektiğinde
Sahil Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Görevden
uzaklaştırılan personel hakkında en geç on gün içinde ön
inceleme veya soruşturmaya başlanır. 353 sayılı Kanun,
926 sayılı Kanun ve 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el
çektirme, açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici
süre ile görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler
saklıdır.
Sivil
memurların görevden uzaklaştırılmaları 657
sayılı Kanun hükümlerine tabidir." şeklindeki 62 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
"MADDE
62-2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 21/A maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırma
MADDE 21/A- Mülki
görevleri sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan dolayı görevi
başında kalmasında sakınca görülen Sahil Güvenlik
Komutanlığı personeli, Sahil Güvenlik Komutanının
teklifi ile İçişleri Bakanı tarafından görevinden
uzaklaştırılabilir. Görevden uzaklaştırılan
personel hakkında en geç on gün içinde ön inceleme veya soruşturmaya
başlanır. 353 sayılı Kanun, 926 sayılı Kanun ve
31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el çektirme,
açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici süre ile
görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler saklıdır.
Sivil memurların
görevden uzaklaştırılmaları 657 sayılı Kanun
hükümlerine tabidir.""
Ali
Uzunırmak (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Ali Uzunırmak, Aydın Milletvekili, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
62nci madde
üzerinde verdiğimiz önergede söz aldım. Hepinize en derin
saygılarımı sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, tabii ki yasama organı torba yasalarla ta milattan önce
Roma hukukunun bile yasakladığı bir metodu uyguluyor ve bunun
adına da ileri demokrasi deniyor.
Değerli
milletvekilleri, milattan önce 98 yılında Roma hukukunun bile
yasakladığı bir torba yasa görüşmesini eğer hakikaten
çağdaş bir demokrasinin görüşebildiğini iddia
ediyorsanız bu çok büyük bir garabettir. Özendiğiniz
başkanlık sistemindeki Amerika Birleşik Devletlerinde 48 eyaletten
43ünde torba yasa yasaklanmış anayasal olarak. Nasıl böyle bir
torba yasayı görüşüyoruz? Molotofla, yüz kapatmakla aynı teklif
içerisinde devletin kurumlarının hiyerarşisini
değiştiren, yapıyı tümden değiştiren;
vatandaşa mutedil görünebilecek, belki bizim bile birçoğunu
destekleyebileceğimiz, hatta kabul oyu verdiğimiz molotof gibi,
bonzai gibi konuları getiriyorsunuz, devletin hiyerarşisini
değiştiren maddelerle beraber aynı torbada oylatıyorsunuz.
Buradan bir netice, bir akıl, bir ahlak bekliyor musunuz değerli
milletvekilleri?
Türkiyenin
problemi acaba kanun yokluğu mudur veya birtakım bahanelerle
çıkarttığınız kanunlar mıdır? Bunu
aklıselimle düşünmenizi rica ediyorum. Bakın, eğer biraz
araştırırsanız 2000, 2001, 2002 yıllarında
terörle mücadelede, o günkü kanunlar çerçevesinde ki siz on defa
değiştirdiniz bu kanunları- terör 6 şehide düşmüş
ve terör olayları sayısı 164e düşmüş. 2002
yılında iktidara geldiğinizde ve bugün Oslo
anlaşmasından sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyetimizle
beraber 448e çıkmış şehit sayısı, olay
sayısı da 1.300lü, 1.600lü rakamlara çıkmış. Demek
ki kanun yokluğundan değil, yönetememekten kaynaklanan bir
sıkıntı var.
Tabii ki
bakın, siz şimdi molotofu iddia ediyorsunuz ve biz de buna destek
verdik, her şeye rağmen destek verdik gene ama biraz
araştırmıyor musunuz değerli milletvekilleri? 1 Temmuz 2014
tarihinde gazeteler yazıyor; Molotof attığı
iddiasıyla on bir yıl cezaya çarptırıldı. diyor. Demek
ki molotofla ilgili ceza yetersizliği diye bir şey yok, daha da
ağırlaştırılıyor. 6-7 Ekim Kobani eylemleri
sırasında bir protestocunun taş atmasının neticesinde
Sadi İbiş isimli vatandaşın yüz beş yıl hapis
istemiyle yargılandığını yazıyor gazeteler.
Nasıl Kanun yetersiz. diyorsunuz? Acaba, psikolojik harekât olarak bu
gibi harekâtlarla siz, devletin hiyerarşisini değiştirmekte
bunları bir vesile olarak mı kullanıyorsunuz? Evet, bunları
bir vesile olarak kullanıyorsunuz. Siz korkuyorsunuz. Siz derken
iktidardaki yönetenler korkuyor. Buradaki birçok arkadaşımız bunları
bile araştırmıyor.
Bakın
değerli milletvekilleri, 163 bin insan Türkiyede cezaevlerinde hükümlü ve
tutuklu olarak kalıyor. 200 bin civarında insanda gıyabi tevkif
var. 7,5 milyon civarında dosya üst ve yerel mahkemelerde, bu
dosyaların yüzde 67si ekonomik suç ve 2,5 milyonu üst mahkemelerde
bunların. 7,5 milyon dosyanın yüzde 67si ekonomik suç. Türkiyede
ekonominin iyi olduğundan bahsediyorsunuz, halkın refah içerisinde
olduğundan bahsediyorsunuz. 7,5 milyon dosyanın suç işleme
yaş oranlarını falan aldığınızda, hemen
hemen herkes suçlu durumda.
Bakın,
doğru değerlendirmiyorsunuz olayları. Halkı öyle bir
psikolojiye itiyorsunuz ki
Somali yardımıyla, başka
yardımlarla övünüyorsunuz ama bu ülke on iki yılda 112 milyar dolar
borç faizi ödemiş, 112 milyar dolar, sizin iktidarınızda. Peki,
acaba, 112 dolar borç faizi ödemek mi yoksa başkasına -artık
miktarı ne olursa- yardım etmek mi ülke için önemli? Bunlar nereden
çıkıyor? Siz korkuyorsunuz. Bu yasaları aslında terörle
mücadele için değil, vereceğiz tavizlerde
Türk halkının
genelinde, Gezi olayları gibi başka olaylar karşısında
korktuğunuz için bu yasaları çıkartıyorsunuz. Aslında,
vatandaşın geldiği ekonomik, sosyal, siyasi durumdan
korktuğunuz için bir baskı unsuru
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ UZUNIRMAK
(Devamla) -
kurabilmek için bu yasaları çıkartıyorsunuz,
devletin hiyerarşisini değiştiriyorsunuz. Onun için, bu
yasayı bir zulüm yasası olarak niteliyoruz, desteklediklerimiz hariç.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uzunırmak.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.14
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati:
01.16
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Konya Milletvekili Sayın Kerim Özkul ve
Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can ile 45 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin
görüşmelerine başlayacağız.
6.- Konya Milletvekili Kerim
Özkul ve Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 45 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (2/2616) (S.
Sayısı: 688)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da
komisyonun bulunmayacağı anlaşıldığından,
alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 12 Mart 2015 Perşembe günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum. İyi geceler diliyorum.
Kapanma Saati:
01.17
(x) Bu açıklamaya ilişkin ifade 10/03/2015 tarihli 73üncü Birleşim Tutanağının 146ncı sayfasında yer almıştır.
(xx) Bu açıklamaya ilişkin ifade 10/03/2015 tarihli 73üncü Birleşim Tutanağının 275inci sayfasında yer almıştır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifadeler 10/3/2015 tarihli 73üncü Birleşim Tutanağının 216ncı sayfasında yer almaktadır.
(*) Bu düzeltmeye ilişkin ifadeler 10/03/2015 tarihli 73üncü Birleşim Tutanağının 178inci sayfasında yer almaktadır.
(x) 684 S. Sayılı Basmayazı 19/2/2015 tarihli 58inci Birleşim Tutanağına eklidir.