TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
75inci Birleşim
12 Mart 2015 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Osman Boyraz'ın, Türkiyede demir yolu ulaşım
ağlarının gelişimi ve Ankara-Eskişehir yüksek
hızlı tren seferlerinin başlamasının yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın, Mersin ilinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Mardin Milletvekili Erol
Dora'nın, Mardinin Kızıltepe ve Cizre ilçelerinde üniversite
seçme sınavına girecek öğrencilerin yaşadıkları
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın, İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın
yaptığı gündem dışı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Osman Boyraz'ın, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın, İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in, Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin MHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına ve MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
5.- Kayseri Milletvekili
İsmail Tamer'in, Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşekin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
6.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
7.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, Konya Milletvekili Faruk Balın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
8.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünalın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
9.- Samsun Milletvekili
Cemalettin Şimşek'in, Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
2.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın, İstiklal Marşının
kabulünün 94üncü yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri
rahmetle andıklarına ilişkin açıklaması
3.- Diyarbakır
Milletvekili Cuma İçten'in, İstiklal Marşının
kabulünün 94üncü yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri
rahmetle andıklarına ilişkin açıklaması
4.- Uşak Milletvekili
İsmail Güneş'in, İstiklal Marşının kabulünün
94üncü yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
5.- İzmir Milletvekili
Ertuğrul Günay'ın, İstiklal Marşının kabulünün
94üncü yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
6.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı'nın, Ankaradaki Mersin tanıtım
günlerine ve Mersin Büyükşehir Belediyesinde işten
çıkarılan taşeron işçilerinin durumuna ilişkin
açıklaması
7.- Kocaeli Milletvekili
Mehmet Hilal Kaplan'ın, Kocaelinde 112 acil yardım
istasyonlarının yetersiz olduğuna ve herkesin rahat
ulaşabileceği bir sistemin
olmasını temenni ettiğine ilişkin açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Binnaz Toprak'ın, ÖSYMnin, üniversite giriş
sınavı sorularının açıklanmasıyla ilgili
Danıştay kararına uyması gerektiğine ilişkin
açıklaması
9.- Adana Milletvekili
Muharrem Varlı'nın, İstiklal Marşının kabulünün
94üncü yıl dönümüne ve pamuk üreticilerine verilen prim desteğinin
artırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
10.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, emeklilerin durumunun iyileştirilmesi
konusunda Hükûmet yetkililerini göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
11.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, 12 Mart 1971 muhtırasına ve İstiklal
Marşının kabulünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
12.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, 12 Mart 1971 muhtırasına ve İstiklal
Marşının kabulünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
13.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın, İstiklal Marşının
kabulünün 94üncü yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri
rahmetle andıklarına ilişkin açıklaması
14.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar'ın, İzmitin Alikahya Mahallesindeki evler için
alınan yıkım kararına ilişkin açıklaması
15.- Kütahya Milletvekili
Alim Işık'ın, Meclisin gündemine gelmesi beklenen bir torba yasa
tasarısının içerisine 2981 sayılı Kanun gereği
tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu alamayanların mağduriyetini
giderecek bir madde ekleyerek bu sorunun çözümünden yana olduklarına
ilişkin açıklaması
16.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Erol Büyükburça Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin
açıklaması
17.- Konya Milletvekili Faruk
Bal'ın, Erol Büyükburça Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin
açıklaması
18.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve
tecavüz iddialarıyla ilgili olarak Hükûmetin bilgi vermesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
19.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve tecavüz
iddialarıyla ilgili olarak Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
20.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, Elâzığda bir öğrenci
yurdundaki taciz ve tecavüz iddialarıyla ilgili olarak Hükûmetin bilgi
vermesi gerektiğine ilişkin açıklaması
21.- Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın, Elâzığda
bir öğrenci yurdundaki taciz ve tecavüz iddialarıyla ilgili konunun
hem cumhuriyet savcılığı hem Bakanlık tarafından
ayrı ayrı incelenmekte olduğuna ve gereğinin
yapılacağına ilişkin açıklaması
22.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı'nın, açıklamaları için Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslama teşekkür ettiğine
ve Erol Büyükburça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
23.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan'ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Ayşenur İslamdan, Tokatta bir ortaokulda yaşanan bazı
olaylarla ilgili basına yansıyan bilgilerin doğru olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
24.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur
İslamın Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve
tecavüz iddialarıyla ilgili konuya ne zaman muttali olduğunu
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
25.- Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın, Ankara Milletvekili
Levent Gök ile Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın
yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
26.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur
İslamın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
27.- Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın, Ankara Milletvekili
Levent Gökün yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
28.- Elâzığ
Milletvekili Sermin Balık'ın, Elâzığda bir öğrenci
yurdundaki taciz ve tecavüz iddialarına ilişkin açıklaması
29.- Tokat Milletvekili Orhan
Düzgün'ün, Tokatta bir ortaokulda yaşanan bazı olaylarla ilgili Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ne
yapacağını ciddi bir şekilde takip edeceklerine
ilişkin açıklaması
30.- Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın, Tokat Milletvekili
Orhan Düzgünün yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
31.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, İçişleri Bakanlığının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu
maddelerinin Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresine ilişkin
açıklaması
32.- Ankara Milletvekili
Levent Gök'ün, İçişleri Bakanlığının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu
maddelerinin Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresine ilişkin
açıklaması
33.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan'ın, İçişleri Bakanlığının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu
maddelerinin Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresine ilişkin
açıklaması
34.- İzmir Milletvekili
Oktay Vural'ın, İçişleri Bakanlığının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu
maddelerinin Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresi okunduktan sonra
gruplara dağıtım işlemi yapılmasının usule
uygun olmadığına ilişkin açıklaması
VII.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Meral Akşener'in, Başkanlık Divanı
olarak, İstiklal Marşının kabulünün 94üncü yıl
dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Meral Akşener'in, Başkanlık Divanı
olarak Erol Büyükburça Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin
ilişkin konuşması
VIII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutça ve 20 milletvekilinin, Güney Marmara bölgesinin
su kaynaklarındaki kirliliğin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1251)
2.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar ve 19 milletvekilinin, mevcut enerji kaynaklarını verimli
kullanabilmek ve yeni enerji kaynaklarını hayata geçirebilmek için
karşılaşılan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1252)
3.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akar ve 19 milletvekilinin, gelir dağılımındaki
adaletsizliğin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1253)
B) Gensoru Önergeleri
1.- HDP Grubu adına,
Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, ekonominin
kötü yönetildiği iddiasıyla Başbakan Yardımcısı
Ali Babacan hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi
(11/48)
C) Tezkereler
1.- İçişleri
Bakanlığının, 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının henüz görüşülmeyen 68inci maddeden 130uncu
maddeye (dâhil) kadar olan maddelerinin, varsa önergeleriyle beraber, İç
Tüzükün 88inci maddesi hükmü gereğince Komisyona geri verilmesine
ilişkin tezkeresi (3/1721)
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup
Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, 6306
sayılı Kanunun 23üncü maddesi gereği 15/5/2015 tarihi
itibarıyla yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar
Affı ve Gecekondu Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış
fakat tapusunu alamayan yurttaşların yaşadıkları
sorunların araştırılması amacıyla 11/3/2015
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
Genel Kurulun 12 Mart 2015 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- MHP Grubunun, Mersin
Milletvekili Ali Öz ve arkadaşları tarafından, sağlık
çalışanlarının mevcut sorunlarının
araştırılması ve bu sorunların giderilmesinde
esaslı önlemlerin alınması, yasal düzenlemeler
yapılması amacıyla 9/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Hatay
Milletvekili Mevlüt Dudu ve 22 milletvekili tarafından, demir çelik üretim
ve ticaret sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 23/2/2015
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
Genel Kurulun 12 Mart 2015 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
3.- Ceza İnfaz
Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
4.- Askeri Hakimler Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı:
685)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684)
6.- Konya Milletvekili Kerim
Özkul ve Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 45 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri (2/2616) (S.
Sayısı: 688)
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tan'ın, 1966 yılında meydana gelen
Varto-Hınıs depremi mağdurlarından talep edilen konut
paralarına,
- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, Türkiye'ye sığınan Türkmenlerin durumuna,
- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun, Hatay'ın Arsuz ilçesinde meydana gelen aşırı
yağışın neden olduğu zarara,
- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının 2015 yılı bütçesinden
yapılacak harcamalara,
İlişkin
soruları ve Başbakan Yardımcısı Numan
Kurtulmuş'un cevabı (7/59155), (7/59157), (7/59159), (7/59453)
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığının 2015 yılı bütçesinden
yapılacak harcamalara ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Numan Kurtulmuş'un cevabı (7/59451)
3.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Türk İşbirliği ve Koordinasyon
Ajansı Başkanlığının 2015 yılı
bütçesinden yapılacak harcamalara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un cevabı (7/59452)
4.- Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu'nun, bağlı kurum ve kuruluşlardaki ulaşım
harcamalarına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/60110)
5.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, 28 Mayıs 2013 tarihinden itibaren Gezi Parkı
eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle hakkında işlem
yapılan personele ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/60329)
6.- Ankara Milletvekili Özcan
Yeniçeri'nin, 28 Mayıs 2013 tarihinden itibaren sosyal medya
paylaşımları nedeniyle hakkında işlem yapılan
personele ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/60330)
7.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya'nın, bağlı kurum ve kuruluşlar
tarafından kiralanan hizmet binalarına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/60332)
8.- İstanbul
Milletvekili Haluk Eyidoğan'ın, 2014 yılında yapılan A
ve B tipi KBRN elbisesi ihalelerine ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un cevabı (7/60347)
9.- Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıaka'nın, bağlı kurum ve kuruluşlarda sosyal medya
paylaşımları nedeniyle hakkında işlem yapılan
kamu personeline ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı (7/60748)
10.- İstanbul
Milletvekili Umut Oran'ın, bir açıklamasına ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un cevabı
(7/61002)
12 Mart 2015
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.05
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
14.14
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Açılışta yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Türkiyede demir yolu ulaşım
ağlarının gelişimi ve Ankara-Eskişehir yüksek
hızlı tren seferlerinin başlamasının yıl dönümü
münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Osman Boyraza
aittir.
Buyurunuz
Sayın Boyraz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Osman
Boyraz'ın, Türkiyede demir yolu ulaşım ağlarının
gelişimi ve Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren seferlerinin
başlamasının yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiyede demir yolları ulaşım ağlarının
gelişimi ve Ankara-Eskişehir yüksek hızlı tren seferlerinin
başlamasının yıl dönümü münasebetiyle gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle,
sizleri ve ekranları başında bizleri seyreden aziz milletimizi
sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Öncelikle,
İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisinde
kabulünün 94üncü yıl dönümünde Mehmet Akif Ersoy ve tüm
şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, üstadın da ifade
ettiği gibi, Rabbim bir daha bu ülkeye İstiklal Marşı
yazdırmasın diyorum.
Sayın
milletvekilleri, ulaşım bir ülkenin kalkınmasında,
refahın artmasında, muasır medeniyetlerin seviyesine
ulaşmasında, toplumun kaynaşması ve dönüşümünde
ekonomik ve ticari gelişmenin temel belirleyicisi olmuştur. Halil
Rıfat Paşanın ifade ettiği gibi, gidemediğin yer
senin değildir. Bu sözü rehber alarak Anadolu coğrafyasını
baştan başa, doğudan batıya, kuzeyden güneye
ulaşım ağlarıyla bütünleştirerek milletle milleti kaynaştırdık,
sevenleri kavuşturduk, yolları bölerek milleti bütünleştirdik.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; kısaca size
ulaşımda yapılanları anlatmak istiyorum; özellikle kara
yolu, demir yolu ve hava yollarında yapılanları birkaç
açıklamayla izah etmek istiyorum.
Kara yoluyla
ilgili olarak: Hepinizin de malumu, 2003 yılına kadar 6 bin kilometre
olan duble yol, 2003 yılında AK PARTİ iktidarlarıyla
birlikte yaklaşık 17 bin kilometreye ulaştı. 2003
yılında toplam 50 kilometre olan tünellerin uzunluğu, 2003 ve
2014 arasında, AK PARTİ iktidarlarında yaklaşık 200
kilometreye ulaşarak 144 tane tünelin yapımı
tamamlanmıştır. Yine, hepimizin bildiği gibi, yakın
bir gelecekte İstanbul, Bursa ve İzmir otoyolunun tamamlanması,
üçüncü köprünün süratle yapımı da devam etmektedir.
Hava
yollarına gelecek olursak: 2003 yılında sadece 60 noktaya
uçuş yapan Türkiye, bugün 236 noktaya uçuş yapıyor.
Dünyanın en fazla noktasına uçan ülke Türkiyedir. Aktif
havalimanı sayısı 26 iken yaklaşık 52ye
yükselmiştir. 2003 yılında iç hatlarda 9 milyon kişi
seyahat ederken bugün yaklaşık 100 milyon kişiye
ulaşmıştır ve Türkiyede hava yolları halkın yolu
olacak dedik ve bunun da gereğini yerine getirdik.
Gelelim demir
yollarına: Demir yollarında 23 Eylül 1856 tarihinde
İzmir-Aydın demir yolu inşasına başlanarak Anadolu
coğrafyasının kaderi değiştirilmeye
başlanmıştır. 1856-1923 yılları arasında
4.136 kilometrelik demir yolu inşa edilerek cumhuriyete miras
bırakılmıştır. 1923 ve 1950 yılları
arasında 134 kilometre olmak üzere toplam 3.164 kilometre demir yolu
yapılmıştır. Yine, 1951-2003 yılları
arasında siyasi iradenin yetersizliği, ülkede güven ve
istikrarın olmayışı sebebiyle, maalesef ki yılda
ortalama 18 kilometre demir yolu yapılmak üzere toplam 945 kilometre demir
yolu yapılmıştır.Yine, 2003 yılında AK
PARTİnin iktidara gelmesinden günümüze kadar yılda ortalama 180
kilometre demir yolu ağı döşenerek toplam 1.800 kilometreyle
ülke baştan sona demir ağıyla örülmüş ve yaklaşık
olarak da 3 bin küsur kilometrenin yapımına devam edilmektedir.
Tabii, burada
sizlerle özellikle bazı şeyleri paylaşmak istiyorum. Bu
kapsamda, 2009 yılında yüksek hızlı demir yolu
yapımında, Ankara merkez olmak üzere, Türkiyeye başkentlik
yapmış, Selçuklulara, Osmanlılara ve Türkiye Cumhuriyetine
başkentlik yapmış yaklaşık 16 ili de birbirleriyle
bağlayacağız.
Bakın, bu
gördüğünüz tablo 2003 yılındaki demir yolu ağları. Bu
gördüğünüz tablo ise 2015 yılında hizmetin ve siyasetin eseri
olan çalışmalarımız. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Yine,
İstanbul Milletvekili olmam hasebiyle
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Yavaş yavaş, anlaşılmıyor. Ağır
ağır, ağır ağır
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) -
başta, o dönemki, 1994teki Belediye
Başkanımız Recep Tayyip Erdoğana, ondan sonraki süreçte
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Göster, bir bakalım, görelim.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Yavaş yavaş.
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) - Haydar Bey, sana da geleceğim, sabret.
ondan sonraysa
Kadir Topbaşa sizlerin huzurunda teşekkür etmeyi borç biliyorum.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ağır ağır anlat, anlaşılmıyor.
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) Gördüğünüz gibi, İstanbulun her tarafını,
insan vücudundaki damarlar gibi, birbiriyle bütünleştirdik; 2004 öncesinde
45 kilometre, 2004 ve 2014 arasında 142 kilometre. İşte, hizmet
burada, hizmeti hepiniz görüyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Bravo Osman(!)
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) - Şairin de ifade ettiği gibi, diyoruz ki: Eski Türkiye'nin
borcu dağ gibi; köyümüz, kentimiz oldu bağ gibi; yollarımız
oldu kaymak, yağ gibi. Laf anlamak isteyene sivrisinek saz, laf anlamak
istemeyene davul zurna az; tüp kuyruğu bitti, geldi doğal gaz. Bundan
mı rahatsızsın Haydar Bey? (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Kafiyeli olmadı, kafiyeli olmadı; uymadı,
uymadı.
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) - Bu aziz milletimiz kendisine hizmet yapanı çok iyi bilmekte.
Toplumun vicdanı hassas kuyumcu terazisi gibidir. Biz toplumun
vicdanına, ferasetine güveniyoruz. Yaptığımız
hizmetler ortada. 7 Haziranda da bu necip millet bir kez daha AK PARTİ
kadrolarını görevlendirecektir. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurunuz.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN -
Yani, ne söylediğini bile sormayacağım Sayın Akar, ne
söylediğini bile sormuyorum, bakın.
LEVENT GÖK
(Ankara) Tabii, tabii, sataşma öyle aleni oldu ki.
BAŞKAN -
Buyurunuz.
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın,
İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın yaptığı gündem
dışı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Osman
kardeşim, tabii, bazı şeyleri doğru söylüyor ama eksik
söylüyor. Bir defa, devlet demir yolları miras kalmadı
Osmanlıdan, devlet demir yolları cumhuriyette satın
alındı. (CHP sıralarından alkışlar) 4.300
kilometrelik devlet demir yolları Cumhuriyet Döneminde satın
alındı ve 1 lira dış borç alınmadan alındı.
Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren dediğiniz ama sadece
hızlı olan trene 4,6 milyar TL masraf yapıldı ve bunun
yüzde 86sı dış borçla, dış krediyle
yapıldı.
Yani, Türkiye
gelecek otuz yılında bu paraları ödeyecek Osman kardeşim.
Daha
anlatabilirim, daha çok şey anlatabilirim ama şu hikâyeyi de
anlatayım, yüksek hızlı tren hikâyesini de anlatayım.
Yüksek hızlı trenin projesi Oktay Vurala aittir. (AK PARTİ
sıralarından Aa sesleri) Yüksek hızlı trenin 600 milyon
euroluk kredisi Faik Öztraka aittir, İspanyol kredisi. Doğru, bunun
temelini atmak 2003te size nasip oldu. Aslında, Eskişehir
hattını 2005te bitirecektiniz, maalesef 2009da ancak açabildiniz.
Şimdi İstanbula kadar uzattığınızı iddia
ettiğiniz tren, Eskişehire kadar, doğru, 240 kilometre gidiyor
ama Eskişehirden Pendike -İstanbula da değil- kadar gidiyor
ve Pendike kadar sadece bazı yerlerde, çok kısa bir kilometrede, 30
kilometre civarında 240 kilometre hız yapıyor, diğer
yerlerde 35 ila 65 kilometre arasında hız yapıyor. Hani büyük
törenlerle açtığınız bu hattın yapılabilmesi için
sadece 18 kilometrelik Sapanca-Doğançay hattında tünel
yapılması gerekiyor. Yine, bu hattın devreye girebilmesi için
T26 tüneli var -hani milletin anasına küfreden Mehmet Cengizin
yaptığı T26 tüneli, özel ihale ettiniz onu- oradaki TBM makinesi
yani tünel açma makinesi yanlış alındığı için,
çöktüğü için de baypas yapıldı ve bu baypasla da TÜRGEVin o
dönemki Başkanına ihale verildi. Merak edenlere ben bunun
geçmişini, bunun hikâyesini anlatabilirim.
Teşekkür
ediyorum Osman kardeşime bana bu fırsatı verdiği için.
Çok sağ ol.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akar.
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Sayın Başkan, bir yanlış
anlaşılmadan dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Osman Boyraz'ın,
Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Efendim, öncelikle sizleri tekrar sevgiyle saygıyla
selamlıyorum.
Haydar
kardeşimiz bir gerçeğin altını ifade etmeme
Özellikle
şunu ifade edeyim: Demir yollarına bugüne kadar emeği geçen
herkesten Allah razı olsun diyorum ama AK PARTİ iktidarları bir
farkındalık oluşturdu. Muhalefet içgüdüsüyle hareket etmenizi de
gayet normal karşılıyorum, bu doğaldır. Görmezden
gelmek, yok saymak muhalefetin kabiliyeti diyelim ama özellikle şunu
söylüyorum, sizi kastederek Haydar Bey: Bütün bu güzellikleri görmezden
gelmeniz neye benziyor biliyor musunuz?
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Görmezden gelmiyoruz ki.
OSMAN BOYRAZ (Devamla)
Aydınlığından istifade ettiğiniz güneşi inkâr
etme gibi bir yönteme giriyorsunuz.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Ben böyle güzel kelimeler söyleyemem, teknik olarak
açıklarım.
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) - Dolayısıyla da bütün rakamlar, bütün grafikler ortada.
Matematik yankesiciliğine gerek yok, her şey ortada.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Çok ayıp bir şey!
OSMAN BOYRAZ
(Devamla) Teşekkür ediyorum.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Yine olmadı, büyüğüne yankesici dedi.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkanım
BAŞKAN Ben
şimdi yani bir şey dedim mi? Buyurunuz diyorum.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Sıkı takip ettiğim için iki dakikalık süreyi.
Buyurunuz.
Güzel gidiyordu da
işte, hadi bakalım
3.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın,
İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Osman
kardeşimin ben şair olduğunu biliyorum, güzel şiirler
yazıyor ama ben de matematikçiyim, bana da matematik yankesicisi
demesini yakıştıramadım kendisine.
Şimdi,
muhalefet içgüdüsüyle hareket etmiyoruz. Bu ülkenin daha iyi şeylere
ihtiyacı var, bunda hemfikiriz, daha iyisini yapmak ama
MUHARREM VARLI
(Adana) Allah onlara da nasip edecek inşallah.
HAYDAR AKAR
(Devamla) Evet, Allah o iyi şeyleri yapmayı bize nasip eder
diyorum, bir.
İki: Biraz
daha söyleyeyim, Devlet Demiryolları hakkında bilgin yok
anladığım kadarıyla. Şu anda 51 kente Devlet
Demiryolları gidiyor, demir yolları var ve 51 kentin de tümüne 1950
yılına kadar gitmiş. Ondan sonra yeni bir kente Devlet
Demiryolları gitmemiş Sevgili Kardeşim.
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Söyledim ya 1950den sonra yapılanları.
HAYDAR AKAR
(Devamla) Şimdi, Cumhuriyet Döneminde, 1950 yılına kadar
Yani sizin devamı olduğunuz sağ iktidarların tümünde
Cumhuriyet Döneminde yapılan kadar yol yapılmamış, bütün
bunlar bir gerçek.
Şimdi, siz 888 kilometre hızlı tren
hattı yaptınız. Hızlı trenin yarısı
çalışmıyor. Bu, bir gerçek, realite. Süleyman Kahramandı
TCDD Genel Müdürü, Pendikten beraber bindik. Sakaryaya kadar bizim bir de
banliyömüz vardı. Otuz altı aydır -yine Kocaeli milletvekilleri
var- sırf ben o hattı inceledikten sonra, sinyalizasyon eksik
olduğu için, 3 gidiş 3 geliş olmak üzere banliyö koydular;
aslında on dakikada bir gitmesi gerekiyordu, günde yaklaşık 30
bin kişi yararlanıyordu bundan. Şimdi, eskiden, Sakarya Tren
Garından, Adapazarı Tren Garından İstanbul
Haydarpaşaya bir vasıtayla gidiyordun. Şimdi, Sakarya Tren
Garından bindiğin zaman Arifiyeye kadar ADARAYla geliyorsun;
Arifiyede banliyö trenine biniyorsun, Pendike kadar gidiyorsun; Pendikten
otobüse binip Kartal metrosuna gidiyorsun; Kartaldan metroya biniyorsun,
Kadıköye gidiyorsun; Kadıköyde vapura biniyorsun, karşıya
geçiyorsun. Eskiden öğrencisi, memuru, işçisi sadece bir
vasıtayla gidebiliyordu. Teknoloji demek kalite demektir, insan
yaşamını kolaylaştırmak demektir. Eğer siz insana
zulüm yapıyorsanız getirdiğiniz teknolojinin de bir kıymeti
yok.
Ama Türkiyenin bunlara ihtiyacı
var mı? Var, bunda hemfikiriz. Ama bunu yaparken de öz
kaynaklarımızla yapmaya, insanlarımızı
borçlandırmamaya dikkat edelim. Ki
80 milyar dolar Türkiye Cumhuriyeti borçlanmış, sizinle beraber 43
milyar dolar daha borçlanmış, devletin toplam borcu 123,7 milyar
dolara çıkmış bugün; devletin borcu, özel sektörün değil
Sevgili Osman Kardeşim.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun, efendim.
LEVENT GÖK (Ankara) Duyulması
açısından bir açıklamada bulunacağım şuradan izin
verirseniz.
BAŞKAN Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Tabii, Osman kardeşimiz genç bir
kardeşimiz. Kürsüde konuşurken heyecanlı bir şekilde
anlatmasını anlayışla karşılarız. Ben burada
sarf ettiği bir sözcüğün sanırım kastını
aştığını düşünüyorum. Matematik
yankesiciliği şeklinde bir söz söyledi. Ben hem bir büyüğü
olarak -izin verirse- hem de siyasi nezaket açısından o sözün
heyecanla, kastını aştığını düşünerek
söylendiğini kabul ediyorum ve bir dahaki konuşmalarında bu
yakıştırmaları yaparken daha dikkatli olmasını
kendisine tavsiye ediyorum.
Sağ olun.
BAŞKAN Şimdi, gündem
dışı ikinci söz, Mersin ilinin sorunları hakkında söz
isteyen Mersin Milletvekili Sayın Mehmet Şandıra aittir.
Buyurunuz Sayın Şandır.
(MHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
2.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın, Mersin ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün böyle güzel esprilerle,
paslaşmalarla günün başlamış olmasını kazanç
olarak görüyorum. Ben de huzurlu, sağlıklı, gergin olmayan bir
birleşim temenni ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, tabii, şunu da söylememe lütfen müsaade edin: Siyasetçi
yaptığıyla övünmemeli, yapamadıklarından dolayı
üzüntüsünü ifade etmeli.
Değerli
kardeşim, yapılan her şeye çok teşekkür ediyoruz ama bu
millet hizmetin en güzeline layık, en çoğuna layık. Geç
kaldık, daha yapmamız gereken çok şey var. Onun için çok, böyle,
Sen yaptın, ben yaptım. atışması içerisinde
birbirimizi kırmaya gerek yok, bu milletin huzura ihtiyacı var.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) - Mehmet Bey, sizden üzüntüleri mi bekleyeceğiz
şimdi?
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Değerli Hocam, değerli arkadaşlar; gerçekten
talihsiz bir dönem yaşadık. 24üncü Dönem gergin bir
tartışmayla başladı ve yine gergin oturumlarla,
birleşimlerle sona yaklaşıyor. Yorulduk, gerildik. İktidar
grubu için çok önemli bir kanun olabilir, bizim için bireysel hak ve
özgürlüklerin kısıtlanması anlamında ve sistemin
yozlaşması anlamında ciddi tehdit ve tehlikeler
taşıyan bir kanun görüşülüyor. Bunun üzerindeki gerginlik
herkesi yordu. Ama, dediğim gibi, zaten gergin bir döneme
başlamıştık. 24üncü Dönem İç Tüzük
tartışmalarıyla başladı, şimdi de yine İç
Tüzük tartışmaları üzerinden, yazık, bize
yakışmayan, güzel olmayan birtakım olaylar yaşıyoruz.
Ama, ben, bugün
size bir güzellikten bahsetmek istiyorum ve sizi davet ediyorum. Bu hafta sonu
Ankarada Mersin günlerini yaşayacağız. Tüm milletvekili
arkadaşlarımı, kurumsal kimlikleriyle tüm siyasi partilerimizi,
grup başkan vekillerimizi Mersinin güzelliklerini paylaşmaya davet
ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Mersin hepimizin ortak değeri. Dolayısıyla,
Mersinin güzelliklerini paylaşmak, size aktarmak, size takdim etmek benim
için Mersin Milletvekili olarak bir onurdur.
Mersin,
biliyorsunuz, 1 milyon 700 bini geçkin nüfusu, 15 bin kilometrekareyi geçen yüz
ölçümüyle ülkemizin çok değerli bir kıyı vilayeti. Burada 320
kilometrelik kıyı şeridimiz var. Turizmiyle,
tarımıyla, tarihî değerleriyle Türkiyemiz açısından,
milletimiz açısından yeni yüzyılın çok önemli bir
gelişme alanı, bu küreselleşen dünyaya açılan bir küresel
penceremiz olabilir. Mersin birçok tarihî eseriyle, tarihî değeriyle de
ülkemizin ve milletimizin övünç kaynağı bir yer. Ayrıca, Mersin
bereketin... Mersinin topraklarının büyük kesimi Türkiye'nin
tahıl ambarı, Türkiye'nin sebze meyve ambarı, Türkiye'nin
güzelliklerinin merkezi, zenginliklerinin merkezi. Dolayısıyla
Mersinin, bu kadar güzellikleri olan Mersinin güzelliklerini takdim etmek
için sizleri davet ediyoruz; geliniz, bunları paylaşalım. Ve
sizi Mersine davet ediyorum, güzellikleri tanıyın ve gelin Mersinde
yaşayın diye davet ediyorum.
Ama müsaade
ederseniz Mersinin bir iki sorunundan da bahsetmek Mersinlilere
karşı bir sorumluluk olsa gerektir. Bugün Mersin bu kadar zenginlik
ve güzelliğin sahibi bir kent olmasına rağmen işsizlik oranı Türkiye
ortalamasının yüzde 50 fazlası; Türkiyeye, Mersine
yakışmayan bir sonuç. Mersinde, bakın, yapılan bir
yoksulluk araştırmasında Mersin halkının yüzde 61,2si
asgari ücretin altında bir gelirle, aylık gelirle yaşamak
mecburiyetinde. Mersin göç veriyor, o kadar güzelliklere rağmen Mersinde
yaşayan insanlar, karınlarını doyuramadıkları
için başka şehirlere göç etmek mecburiyetinde. Şunu söylemem
gerekir, her defasında da söylüyorum: AKP iktidarının on iki
yılının sonunda bir muhasebesi yapılırsa gelsin
arkadaşlarımız, anlatsınlar- Mersine Mersinin hak
ettiği yatırımlar yapılmamıştır. Türkiyede
6ncı sırada genel bütçeye katkı veren Mersin, 24üncü
sırada kaynak aktarımına şahit olmuştur.
Dolayısıyla Mersinliler AKP iktidarından alacaklıdır. Özellikle
Çukurova havaalanının yapılmaması, Tarsus, Kazanlı
turizm alanının ertelenmiş olması Mersinin geleceği
açısından çok ciddi sıkıntılar yaratacaktır.
Bunları da sizlerin takdirine sunuyor, tekrar, Mersinin Ankaradaki
günlerine sizleri davet ediyorum, saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şandır.
Gündem
dışı üçüncü söz, Kızıltepe ve Cizre ilçelerinde
üniversite seçme sınavına girecek öğrencilerin
yaşadıkları sorunlar hakkında söz isteyen Mardin
Milletvekili Sayın Erol Doraya aittir.
Buyurunuz
Sayın Dora.
3.- Mardin Milletvekili Erol Dora'nın,
Mardinin Kızıltepe ve Cizre ilçelerinde üniversite seçme
sınavına girecek öğrencilerin yaşadıkları
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
EROL DORA (Mardin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; üniversite seçme sınavında
Kızıltepe ve Cizre ilçelerindeki öğrencilerin
yaşadıkları sorunlar üzerine söz almış bulunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz
gibi, önümüzdeki hafta sonu ÖSYM tarafından merkezî olarak yapılacak
ve milyonlarca çocuğumuzun, gencimizin eğitim açısından
kaderini belirleyecek olan ve kısa adı YGS olan Yükseköğretime
Geçiş Sınavı yapılacaktır. ÖSYM tarafından
yapılacak olan Yükseköğretime Geçiş Sınavına
ilişkin, sınav yapılacak merkezler içerisinde, Mardin iline
bağlı, 230 bini aşkın nüfusa sahip bulunan
Kızıltepe ilçemiz yine yer almayacak ve söz konusu sınava
girecek Kızıltepeli öğrencilerimiz sınava girmek üzere
tercihleri dışında yine diğer ilçelere ve illere gönderileceklerdir.
Sayın Millî Eğitim Bakanına sormak istiyorum:
Kızıltepenin cezalı olması ne anlama gelmektedir? Ceza,
okul binalarına mı, sınavlarda gözetmenlik yapan öğretmen
kadrosuna mı, yoksa öğrencilere mi verilmiştir?
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine ÖSYM tarafından, güvenlik
olmadığı gerekçesiyle YGS sınav merkezi listesinden
çıkartılan bir diğer ilçemiz de Şırnak iline
bağlı olan Cizre ilçemizdir. Cizreli öğrencilerimiz de
Kızıltepeli öğrencilerimiz gibi ilçe merkezinde değil,
Şırnak merkez ile beraber 2 belde ve birkaç köyün sınav merkezi
olmasından dolayı, tercihleri dışında Mardin, Batman
ve Siirt gibi illerde, ayrıca Cudi ve Gabar Dağı eteklerinde,
ulaşımı oldukça zor olan köylerde sınava girmek zorunda
bırakılmışlardır.
Değerli milletvekilleri,
Kızıltepeli ve Cizreli öğrencilerimizin tercihleri
dışında sınav merkezlerinde sınava girmek zorunda
bırakılmaları öncelikle Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırı bir uygulamadır. Kaldı ki öğrencilerimizin
sınava girmek zorunda bırakıldıkları il ve ilçelerde
yoğunluktan ötürü kalacak yer sorunları yaşanmaktadır.
Öğrencilerimiz sınava geç kalmamak pahasına, bir gün önceden,
gidecekleri il ve ilçelerde âdeta geceyi sokakta geçirmekle karşı
karşıya bırakılmaktadırlar. Sınava girebilmek
için tercihleri dışında şehir dışına
gönderilecek binlerce Kızıltepeli ve Cizreli öğrencinin
gidecekleri yerlerde ciddi adaptasyon ve barınma sorunları ve
mağduriyetleri yaşayacakları aşikârdır. Diğer
taraftan, maddi durumu kötü olan çok sayıda öğrenci bu
yanlış uygulamadan ötürü belki de sınava girme
haklarını kullanamayacaklardır. ÖSYMnin aldığı
bu çarpık kararın faturası ne yazık ki bir yıl boyunca
büyük emekle sınava hazırlanan gençlere ve çocuklarını
okutmak için binbir türlü zahmete katlanan ailelere kesilmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim
Bakanlığı Cizrede güvenliğin olmadığı
yönündeki bir kanaate nasıl varmıştır? Bu karar
alınırken il ve ilçe mülki amirlerinin görüşlerine
başvurulmuş mudur? Millî Eğitim Bakanlığı bu
sorularımızın cevaplarını kamuoyuyla
paylaşmalıdır. Cizre ve Kızıltepede yaşayan
binlerce öğrencinin YGS sınavında diğer il ve ilçelere
dağıtılması öğrencilerin sınava eşit koşullarda
girme hakkının Bakanlık ve ÖSYM tarafından açıkça
ihlali anlamına gelmektedir. Sınava girecek öğrencilere yönelik
hiçbir güvenlik problemi yok iken böyle pervasızca alınmış
bir kararla Cizreli çocuklarımız ve gençlerimiz açıkça
cezalandırılmak istenmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sınav yapılacak merkezlere
ilişkin alınan bu adaletsiz kararın, ülke genelinde yapılan
bir sınav olması hasebiyle sınava girecek öğrenciler
arasında yarattığı eşitsizlik kadar, aynı zamanda
öğrenciler açısından ciddi psikolojik mağduriyetlere de
neden olabileceği aşikârdır. Yaşadıkları ilçe
merkezlerinin dışında, kendi istekleri dışında
zorunlu olarak gönderildikleri il ve ilçelerde sınava girecek olan
öğrencilerin yaşayacakları mağduriyetlerin giderilmesi için
Millî Eğitim Bakanlığının aldığı hiçbir
önlem bulunmamaktadır. Kendi istekleri dışında il ve ilçelerde
sınava girmek zorunda bırakılan öğrencilerin yol
masrafları ve kalacak yer masrafları dahi Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından karşılanmamaktadır. Bu
çarpık uygulamanın sahibi olan Millî Eğitim
Bakanlığı, Kızıltepeli ve Cizreli öğrencilerin
sınavlarda yaşayacakları olası
başarısızlığın en büyük ortağı
olacaktır.
Millî Eğitim
Bakanlığının binlerce öğrenciyi perişan etmeye
hakkı bulunmuyor. Bu adaletsiz uygulamadan derhâl vazgeçilmelidir diyor,
sınava girecek olan bütün vatandaşlarımıza
başarılar diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dora.
60ıncı
maddeye göre pek kısa söz taleplerini yerine getireceğim.
Sayın Ünal
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın, İstiklal Marşının kabulünün 94üncü yıl
dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kabul edilişinin 94üncü yıl dönümünü kutluyoruz. 12 Mart
1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen İstiklal
Marşımız, aziz milletimizin bir diriliş
destanıdır. İstiklale giden zamanlarda maddi ve manevi
zorluklarla mücadele eden milletimizin ortak duygusunun, inancının
sembolüdür. İstiklal Marşında ortaya konan inanç ve güven,
bugün de ihtiyacımız olan manevi atmosferi yansıtmaktadır.
İstiklal Marşımızın o güzel dizeleri günümüzde de
sadece manevi dünyamızı aydınlatmakla kalmamakta, yeni Türkiye
hedeflerine de ışık tutmaktadır. İstiklal
Marşı, aziz milletimizin bağımsızlık ve özgürlük
savaşını ölümsüzleştiren, her mısrasıyla milletin
ortak duygu dünyasına seslenen eşsiz bir eserdir.
Bu duygu ve
düşüncelerle, İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük
Millet Meclisinde kabulünün 94üncü yıl dönümünü kutluyor, millî
şairimiz, büyük mütefekkir Mehmet Akif Ersoyu ve bütün şehitlerimizi
rahmetle, şükranla anıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
İçten
3.- Diyarbakır Milletvekili Cuma
İçten'in, İstiklal Marşının kabulünün 94üncü
yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
CUMA İÇTEN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kim
bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?
Şüheda
fışkıracak toprağı sıksan şüheda!
Canı,
cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek
vatanımdan beni dünyada cüda. diyen İstiklal
Marşımız, Türküyle Kürtüyle, Sünnisiyle Alevisiyle,
farklı dinlerin ve dillerin, ay yıldızlı bayrak
altında yaşayan, 780 bin kilometrekareyi vatan olarak gören bütün
vatandaşlarımızın namusunu, şerefini, haysiyetini ve
değerlerini ifade eden, zalimlere geçit vermeyen, mazlumlara kucak açan,
bizleri dünyaya anlatan en önemli kimliğimizdir.
Bu vesileyle,
şehitlerimizin duygularını kaleminden döken millî şairimiz
Mehmet Akif Ersoya Allahtan rahmet diliyor, ruhuna Fatiha okuyoruz.
BAŞKAN
Sayın Güneş
4.- Uşak Milletvekili İsmail
Güneş'in, İstiklal Marşının kabulünün 94üncü
yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
İSMAİL
GÜNEŞ (Uşak) Sayın Başkanım, bugün 12 Mart 2015,
İstiklal Marşımızın kabulünün 94üncü
yılını idrak etmekteyiz. Bundan tam yüz yıl önce sömürgeci
ve işgalci güçler ülkemizi işgal etmek istemiş ama her türlü
güçlüğe, yoksulluğa ve olumsuz şartlara rağmen, bu millet
buna Dur. demiş ve yeniden küllerinden doğmasını
bilmiştir. Cenab-ı Allahımızdan bu millete tekrar böyle
günleri yaşatmamasını temenni ediyorum.
Diğer
taraftan, Osmanlı İmparatorluğu adıyla tarih yazan bu
millet, birlik ve kardeşlik içinde Türkiye Cumhuriyeti devleti
adıyla yeni tarihler yazacaktır.
İstiklal
Marşı yazarı millî şairimiz Mehmet Akif Ersoyu ve tüm
şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyorum.
BAŞKAN
Sayın Günay
5.- İzmir Milletvekili Ertuğrul
Günay'ın, İstiklal Marşının kabulünün 94üncü
yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
ERTUĞRUL
GÜNAY (İzmir) Sayın Başkanım, bugün, çökmüş bir
imparatorluğun ve parçalanmış bir vatanın külleri üzerinden
yeni bir devlet çıkaran gazi Meclisin İstiklal
Marşımızı kabulünün 94üncü yıl dönümü. İstiklal
Marşının kabul yıl dönümünde hamasetin ötesinde bazı
gerçekleri hatırlamamızda fayda var.
İstiklal
Marşının şairi Mehmet Akif Ersoy Ankarada Taceddin
Dergâhının bir odasında mahrumiyet koşullarında
yaşarken sırtındaki paltosunu ihtiyacı olan bir
arkadaşına vermiş, İstiklal Marşını kazanan
şaire verilecek, bir ev alabilecek para ödülünü de kabul etmemişti.
Bunu, bir ders olarak bütün Meclisin ve bütün milletin her zaman
hafızasında yaşatması gerekmektedir.
Yine, Gazi Mustafa
Kemal de 1937de milletin kendisine bağışlamış
olduğu bütün mal varlığını Bu mal
varlığı bana yük olmaktadır. diyerek millete armağan
etmişti.
Bu özel günde Gazi
Mustafa Kemal Atatürkü, sırtında paltosu yokken bir ev alacak para
ödülünü reddeden Mehmet Akif Ersoyu ve gazi Meclisin bütün üyelerini rahmet ve
minnetle bir kez daha anıyorum ve siyaseti bu fakir milletin
sırtından zengin olmak için kullanan herkesi aynı inanç ve aynı
imanla, şiddetle kınıyorum.
Saygılar
sunarım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Atıcı
6.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcı'nın, Ankaradaki Mersin tanıtım günlerine ve
Mersin Büyükşehir Belediyesinde işten çıkarılan
taşeron işçilerinin durumuna ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Ankarada
Mersin tanıtım günleri başlıyor. Biz Mersinin
güneşiyle, doğasıyla, altın kum sahilleriyle, narenciye
cenneti olmasıyla, cezeryesiyle, tantunisiyle, kerebiciyle, muzuyla, çileğiyle,
sebzesiyle, meyvesiyle; her renkten, her inançtan, her kökenden kardeşçe
ve barış içinde yaşayan insanlarıyla
tanıtılmasını arzu ediyoruz. Ancak Mersin, maalesef
Büyükşehir Belediyesinden çıkarılan ve sayıları bini
geçen taşeron işçileriyle anılıyor. Bu işçilerin
çoğu DİSK GENEL-İŞ Sendikasında örgütlü oldukları
için işten çıkarıldılar. Bugün yüzlerce işçi Ankarada
yağmur, soğuk demeden ekmeklerinin peşine düştü ve yürüdü.
Şu anda bu işçiler, temsilciler parti gruplarıyla
görüşüyorlar ancak Milliyetçi Hareket Partisi bu işçilere randevu
bile vermemiş. İşten çıkarılan işçiler
yaklaşık altı aydır çadırlarda direniyor. Mersinin
tanıtımına en büyük katkı, direnen bu işçilerin
yeniden işe alınmasıyla olacaktır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Kaplan
7.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın, Kocaelinde 112 acil yardım istasyonlarının
yetersiz olduğuna ve herkesin rahat ulaşabileceği bir sistemin
olmasını temenni ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, Kocaeli ilimizde sağlık açısından 112
istasyonu sayısı 32. Kocaeli ilinin batısında,
İstanbula yakın bulunan 4 ilçemizde toplam nüfusun yüzde 45i
oturuyor olmasına rağmen istasyon sayısının 8de
kalması nedeniyle, -ortalama, kişi başına düşen-
nüfusa, 100 bin kişiye 1 112 Acil İstasyonu düşmektedir. Bu
haksız uygulamaya son verilmesi noktasında yetkilileri uyarmak
istiyorum. Dengeli ve herkesin rahat ulaşabileceği bir istasyon ve 112
sisteminin olmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Toprak
8.- İstanbul Milletvekili Binnaz
Toprak'ın, ÖSYMnin, üniversite giriş sınavı
sorularının açıklanmasıyla ilgili Danıştay
kararına uyması gerektiğine ilişkin açıklaması
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) Çok teşekkürler Sayın Başkan.
Ben, biraz önce
sözü edilen ÖSYM sınavlarına ilişkin önemli bir meseleye
değinmek istiyorum. Biliyorsunuz, yıllardır ÖSYM
sınavlarında sınav yapıldıktan sonra sorular
açıklanıyordu, çocuklar da ona göre kendi kendilerini
değerlendiriyorlardı, kamuoyu da değerlendiriyordu sınav
sonuçlarına göre.
Şimdi, son
birkaç yıldır ÖSYM bunu açıklamamaya başladı, sadece
20 tane soruyu açıklıyor. Bu Danıştaya gitti -geçen
yıldı zannediyorum- Danıştay bunu yanlış buldu,
Kamuoyunun bilgilendirilme hakkı vardır. dedi ve ÖSYMnin bütün
soruları açıklaması gerektiği doğrultusunda karar
verdi. Bu sene aynı şeyi yapıyorlar, gene 20 soru
açıklanacakmış.
Şimdi,
bakın, böyle bir şey olamaz. Yani bu ülkede hukuk bitmiş
vaziyette; Cumhurbaşkanı Anayasayı tanımam. diyor,
bakanlar Anayasayı tanımıyoruz. diyorlar. Hukuksuz olarak pek
çok iş yapılıyor, hiçbir şey yapamıyoruz bu konuda.
Gözlerimizle gördüğümüz yolsuzluk meselesini bu Meclis aklamış
vaziyette, böyle bir şey olamaz.
BAŞKAN -
Teşekkür ederim.
Sayın
Varlı, buyurun.
9.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlı'nın, İstiklal Marşının kabulünün 94üncü
yıl dönümüne ve pamuk üreticilerine verilen prim desteğinin
artırılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHARREM VARLI
(Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de
İstiklal Marşının kabulünü kutluyorum. Mehmet Akif Ersoyu
minnetle, şükranla yâd ediyorum. Tabii ki, Mehmet Akif Ersoyun
yaşantısını, onun hayallerini, onun düşüncelerini iyi
anlayan birileri olarak onun kemiklerini sızlatmamamız gerekir diye
de düşünüyorum.
Buradan da
Hükûmete bir uyarıda bulunmak istiyorum: Bugünlerde Çukurovada
mısır ve pamuk ekimi başlayacak. Söz vermişlerdi
Pamuğun prim fiyatlarını yükselteceğiz. diye,
pamuğun prim fiyatları aynı yerinde sayıyor. Çiftçiye pamuk
ektirmemiz lazım çünkü biz bir tekstil ülkeyiz, tekstilin ham maddesi de
pamuk; dışarıdan ithal ederek biz tekstilde dünyayla
yarışamayız. Onun için, bir an önce bu prim desteğinin
artırılması lazım ki çiftçi mısır ekmeden pamuk
ekmeye devam etsin. Dolayısıyla, Hükûmetin de bu konuda bir an önce
tedbir alması lazım. Dediğim gibi, tekstilde dünyayla
yarışabilmek için ham maddemizi kendimizin üretmesi lazım.
Şu anda dünyada en çok pamuk ithal eden ülke durumundayız ne
yazık ki.
BAŞKAN
Sayın Işık
10.- Kütahya Milletvekili Alim Işık'ın,
emeklilerin durumunun iyileştirilmesi konusunda Hükûmet yetkililerini
göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dün, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz emeklilerin sorunlarının
araştırılmasıyla ilgili önerge üzerinde yapılan
görüşmeleri izleyen çok sayıda emeklimiz bizleri arayarak hemen hemen
tamamına yakının borç
içinde yaşadıklarını, aylık 24 lira veya 15 lira gibi
maaş zamlarının kendileriyle alay anlamına geldiğini,
şu andaki maaşlarının oldukça düşük
kaldığını, ikinci bir işte çalışanlardan
kesilen yüzde 15-20 oranındaki SGK primi kesintisinin mutlaka
kaldırılması gerektiğini ve bunun haksızlık
olduğunu belirtmişlerdir. Emekli maaşlarının yeterli
olduğunu belirten AKPli bakan, milletvekili ve yöneticilere de
istemlerini iletmemizi özellikle istirham etmişlerdir.
Emeklilerin durumlarının
iyileştirilmesi konusunda Hükûmetin yetkililerini göreve davet ediyorum,
size de teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gök
11.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, 12
Mart 1971 muhtırasına ve İstiklal Marşının
kabulünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın
Başkan, bundan kırk dört yıl önce, 12 Mart 1971 tarihinde
Silahlı Kuvvetlerin Cumhurbaşkanına verdiği bir
muhtırayla hükûmet istifaya zorlanmıştır.
Türkiye, 12 Mart, 1971 tarihinde
verilen bu muhtırayla daha sonra son derece karanlık bir sürece
girmiş ve Türkiye'nin en karanlık tablosunu oluşturan günler o
dönemde yaşanmıştır. Askerî darbeler, askerî
muhtıralar gibi her türlü vesayeti reddettiğimizi ama bugünlerde
oluşturulmaya çalışılan Cumhurbaşkanı vesayetini
de şiddetle kınadığımızı ve
reddettiğimizi tekrar belirtmek istiyorum.
Ayrıca yine, doksan dört yıl
önce 12 Mart 1921 tarihinde Birinci Meclis tarafından kabul edilen ve
Mehmet Akif Ersoyun Türk milletine emanet ettiği İstiklal
Marşının yıl dönümünde İstiklal Marşını
yazanları, güfteleyenleri, besteleyenleri ve İstiklal Harbini
sürdürerek bugünkü bağımsız Türkiyeyi yaratanların her
birini ayrı ayrı saygıyla selamlıyor ve hepsine rahmet
diliyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Yılmaz
Yok.
Sayın Vural
12.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, 12 Mart 1971 muhtırasına ve İstiklal
Marşının kabulünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, bugün 12 Mart, İstiklal
Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabulünün
94üncü yılı. Millî şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoyu,
istiklal ve egemenliğimiz uğruna şehit olanları rahmet ve
minnetle anıyoruz. Cenabıhak milletimize bir daha İstiklal
Marşı yazdırmasın. Tabii, vatan toprağını
koruyarak İstiklal Marşını kabul eden Türkiye Büyük Millet
Meclisi, aslında bugünlerde vatan toprağının terk
edilmesinin sonuçlarını da çok iyi idrak etmelidir. İstiklal
Marşını kabul eden Türk milletinin egemenliğini ve
istiklalini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı ruh,
heyecanla istiklalimizi, egemenliğimizin bölünmez bütünlüğünü, millî
mücadelemizle kurulan cumhuriyetimizi, vatan toprağını korumaya
yönelik her türlü kararı alması gerektiğine olan
inancımı da, kararlılığımızı da bu
vesileyle ifade etmek istiyorum.
12 Mart
münasebetiyle, aynı zamanda millî egemenliğimize yönelik her türlü
darbe girişim ve zihniyetini kınadığımı bu
vesileyle ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Şandır
13.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın, İstiklal Marşının kabulünün
94üncü yıl dönümüne ve Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugünden doksan
dört yıl önce millî marş olarak bu Mecliste kabul edilen
İstiklal Marşımızın ruhuna ve mesajına her
zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu günler
yaşamaktayız. Türk milletine korkma diyen Mehmet Akif Ersoya yüce
Allahtan rahmetler dilerken milletimizin birliğini parçalamak,
devletimizin millî yapısını değiştirmek için siyaset
yapanlara karşı Türk milliyetçileri olarak
korkmadığımızı buradan ifade etmek istiyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak İstiklal Marşının ruhuna ve
mesajına sahip çıkmaya hazır olduğumuzu ifade eder, yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Akar
14.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın,
İzmitin Alikahya Mahallesindeki evler için alınan yıkım
kararına ilişkin açıklaması
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Sayın Başkan, İzmit Alikahya beldesinde beldeler
kalktı- merkez mahallesinde iki gün önce 3 aileye ait -sabah beşte-
evler yıkıldı ve orada bulunan 100e yakın haneye de
yıkım kararları yollanmaya başlandı. Bu iktidar
döneminde, orada bu inşaatlar yapılırken yol getirildi, su
getirildi, elektrik getirildi, doğal gaz getirildi ve bugün insanlara
yıkım ihbarları geliyor. Aslında yer kendilerine ait,
çalılık diye geçiyor, imara açılması gereken bir yer
çünkü çalı kalmamış. Bu problemin böyle halledilmesi gerekirken
insanların evlerini başlarına yıkıyorlar. Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi Uzaydan görüntülüyoruz artık, kimsenin kaçak
bina yapma şansı yok. derken bugün Kaçak bina yapıldı.
diye insanların evleri yıkılıyor ki bunu doğru
bulmuyoruz. Bir an evvel bu insanların problemlerinin çözülmesi
gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VII.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Meral Akşener'in, Başkanlık Divanı olarak,
İstiklal Marşının kabulünün 94üncü yıl dönümüne ve
Mehmet Akif Ersoy ile tüm şehitleri rahmetle andıklarına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Ben
de Başkanlık Divanı adına İstiklal
Marşımızın kabulünün 94üncü yıl dönümünü büyük bir
heyecanla ve minnetle kutluyorum, anıyorum. İstiklal
Marşının şairi rahmetli, merhum Mehmet Akif Ersoyu ve
İstiklal Marşımızla şekillenen Millî Mücadele ruhunu,
iradesinin sahiplerini minnetle, şükranla, rahmetle anıyorum.
Cenabıhak bir daha bu millete İstiklal Marşını
yazdırmasın duasını tekrarlıyorum ve o gün kabul eden
gazi Meclisin mensuplarını ve bizler gibi Başkanlık
Divanında oturanları rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum.
Teşekkür
ederim. (Alkışlar)
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutça ve 20 milletvekilinin, Güney Marmara bölgesinin su kaynaklarındaki
kirliliğin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1251)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Güney Marmara
bölümü, Saros Körfezi ile İzmit Körfezi'nin güneyinde kalan, Çanakkale,
Balıkesir, Bursa, Yalova, Bilecik illeri ile İzmit ve Sakarya
illerinin bir kısmını kapsayan alandır. Güney Marmara
bölgesi akarsu ve göller bakımından zengindir. Bölgenin en önemli
akarsuları Susurluk (Simav) Çayı, Gönen Çayı, Biga Çayı,
Koca Çay, Havran Çayı, Atnos Çayı, Üzümcü Çayı, Zeytin
Çayı, Kirmasti Çayı, Kızıklı Dere, Kara Dere ve Kille
Deresi'dir. Susurluk Çayı, Kütahya'nın Şaphane
Dağından çıkarak, Bursa'da Nilüfer Çayı ile birleşip
Ballıkaya'da Marmara Denizine dökülür. Gönen Çayı, Kaz
Dağından çıkarak Kazak, Bakırçay ve Akkayası
çaylarını alır ve Erdek Körfezine dökülür. Güney Marmara
bölgesinin gölleri İznik, Uluabat, Tabak Gölü ve Manyas Kuş Gölü bu
bölümde bulunur.
Manyas Kuş
Gölü Türkiye'nin altıncı büyük gölüdür. Göl, Manyas Çayı,
Sığırcı Deresi, Mürüvvetler Deresi, Dutlu Deresi ve yer
altı suları ile beslenmektedir. Göl'ün çıkışı ise
Karadere ile olmaktadır. Göl ve yakın çevresine 1981
yılında 1inci derece Doğal SİT alanı statüsü
verilmiştir. 200'ü aşkın kuş türü ile 23 balık türünün
bulunduğu bilinen göldeki Millî Park'a 1975 yılında Avrupa
Konseyince A sınıfı diploma verilmiştir. Yöre halkı,
tarıma dayalı küçük işletmeler ve fabrikaların
yarattığı kirlilikten ötürü oldukça şikâyetçidir. 5 Haziran
2012 Dünya Çevre Günü Manyas Gölü'nde toplu balık ölümlerinin
yaşanması, izleyen günlerde de toplu kuş ölümlerinin
yaşanması tehlikenin boyutlarını göstermektedir.
Balya'da
kurşun kirliliği bölgede dehşet saçan boyuttadır. Çevre ve
Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın
ifadesiyle "vahşice depolanan" atıkların
yarattığı kirlilik Kocaçay'a, Maden Deresi'ne ve nihai olarak
Manyas Kuş Gölü'ne ulaşmaktadır.
Güney Marmara
bölgesinin önemli göllerinden Ulubat Gölü'nde Mustafakemalpaşa Çayı
vasıtasıyla sanayi tesislerinden fosfor yüklü atık sular
taşınması ve buna bağlı olarak azalan oksijen
miktarı zaman zaman toplu balık ölümlerine yol açmaktadır.
Çanakkale-Balıkesir
kesimindeki önemli akarsulardan olan Gönen Çayı, Gönen sonrasında
organik madde, azot ve oksijen parametreleri açısından kirli ya da
çok kirli su sınıfında yer almaktadır. Biga Çayı'nda
ise Biga öncesinde su kalitesi bilinmemektedir. Biga sonrasında ise
Marmara Denizi girişinde kimyasal oksijen ihtiyacı ikinci
sınıf, biyolojik oksijen ihtiyacı üçüncü sınıf değerlere
düşmektedir.
Çanakkale'nin
Umurbey Çayı ve Sarıçayda kurşun-çinko yatakları ve
işleme tesislerinin bulunması ayrıca değerlendirilmelidir.
Önemli diğer bir sorun Bursa İznik Gölü'ndeki kirlenmedir. İznik
Gölü'nü besleyen dereler ve gölü Marmara Denizi'ne bağlayan göl
ayağı organik madde, azot ve fosfor açısından çok
kirlenmiş vaziyettedir.
Türkiye'de, son
kırk yılda 1 milyon 300 bin hektar sulak alan kuruma ve kirlenme gibi
nedenlerle ekolojik ve ekonomik işlevini yitirmiştir. İzlenen
yanlış yönetim ve kullanım uygulamalarına küresel iklim değişikliğinin
etkileri de eklenince ülkemizde bulunan yaklaşık 1,2 milyon hektar
sulak alanın geleceğinin güvende olduğu söylemek oldukça zordur.
Bu korkunç tablo hayati öneme sahip su potansiyelimizi tehdit etmektedir.
Özellikle güney Marmara bölgemiz tarımsal üretimin yanı sıra
tarıma dayalı sanayi ve sanayinin diğer kollarında
yoğun bir gelişme yaşamaktadır. Beraberinde kentleşme
ve nüfus artışı, önemli ölçüde evsel atık su, yüzey sularının
ve yer altı sularının kirlenmesine yol açmakta ve kalitesini
tehdit etmektedir.
Güney Marmara
bölgesinin su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimi
konusunda, mevcut alanların daha fazla tahrip olmasını önleyici
projelerin saptanması, boyutları gittikçe büyüyen kirlenmenin yarattığı
tehdidin ve bu tehdidin nasıl giderileceğinin kapsamlı olarak
araştırılması için Anayasanın 98, İç Tüzükün
104 ve 105inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Namık
Havutça (Balıkesir)
2) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
3) Gürkut Acar (Antalya)
4) Hülya Güven (İzmir)
5) Celal Dinçer (İstanbul)
6) Turgay Develi (Adana)
7) Haydar Akar (Kocaeli)
8) İlhan
Demiröz (Bursa)
9) Hurşit
Güneş (Kocaeli)
10) Doğan
Şafak (Niğde)
11) Osman Kaptan (Antalya)
12) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
13) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
14) Kamer Genç (Tunceli)
15) Ali
Serindağ (Gaziantep)
16) Emre Köprülü (Tekirdağ)
17) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
18) Candan Yüceer (Tekirdağ)
19) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
20) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
21) İhsan
Özkes (İstanbul)
2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve 19
milletvekilinin, mevcut enerji kaynaklarını verimli kullanabilmek ve
yeni enerji kaynaklarını hayata geçirebilmek için
karşılaşılan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1252)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Giderek artan
enerji ihtiyacının karşılanması mevcut projeler ve
yatırımlarla yeterli olmadığı
anlaşılmaktadır. Ülkemizde kalkınmayı sürdürebilmemiz
için doğru bir enerji politikasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
nedenlerle, mevcut enerji kaynaklarını verimli kullanabilmek ve yeni
enerji kaynaklarını hayata geçirebilmek için
karşılaşılan sorunların ele alınması ve
gerekli tedbirlerin belirlenmesi amacı ile Anayasamızın 98'
inci, İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Haydar Akar (Kocaeli)
2) Namık
Havutça (Balıkesir)
3) Gürkut Acar (Antalya)
4) Celal Dinçer (İstanbul)
5) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
6) İlhan
Demiröz (Bursa)
7) Turgay Develi (Adana)
8) Doğan
Şafak (Niğde)
9) Ali
Serindağ (Gaziantep)
10) Osman Kaptan (Antalya)
11) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
12) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
13) Kamer Genç (Tunceli)
14) Emre Köprülü (Tekirdağ)
15) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
16) Candan Yüceer (Tekirdağ)
17) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
18) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
19) İhsan
Özkes (İstanbul)
20) Hülya Güven (İzmir)
Gerekçe:
Günümüzde enerji,
dünyanın en önemli meselesi haline gelmiştir. Çünkü enerji tüketimi
teknolojik gelişime ve nüfus artışına bağlı
olarak giderek, her geçen gün artmaktadır. Enerji üretimindeki
bağımlılık, ülkemizin refah ve kalkınma seviyesini
olumsuz yönde etkilemektedir. TEİAŞ'ın
hazırladığı "Türkiye Elektrik Enerjisi 10
Yıllık Üretim Kapasite Projeksiyonuna (2011-2020)" göre
beklenen yıllık ortalama talep artışı yüksek talep ve
düşük talep serileri için sırasıyla yüzde 7,5 ve yüzde 6,5'tur.
Projeksiyonda,
yüksek talep serisine göre 2020 yılında elektrik tüketiminin
yaklaşık 434 TWh'e, düşük talep serisine göre ise 398 TWh'e
ulaşacağı öngörülmektedir. Türkiye, yüksek talep ve düşük
talep serilerinde projelerin güvenilir üretim kapasitesi ve Senaryo 2'ye göre
2017 yılında elektrik sıkıntısıyla
karşı karşıya kalacaktır. Nisan 2012 itibarıyla
kurulu gücü yaklaşık 53.942 MW olan Türkiye'nin toplam elektrik
üretiminin yüzde 45'i doğal gaz, yüzde 28'i kömür, yüzde 23'ü
hidroelektrik kaynaklar ve ancak yüzde 2,1'i rüzgâr enerjisiyle karşılanmaktadır.
Enerji kaynakları bakımından net ithalatçı ülke konumunda
olan Türkiye'de enerji arzının yüzde 73'ü ithalatla
karşılanmaktadır. Doğal gaz hâlen elektrik enerjisi
üretimimizde en yüksek paya sahip olmaya devam etmektedir. Bu nedenle en yüksek
fiyat artışları sürekli olarak doğal gaz ve petrol
ürünlerinde meydana gelmektedir.
Ülkelerin ekonomik
ve sosyal gelişimlerinin en temel unsurunun enerji olduğu
gerçeğinden yola çıkıldığında, enerjinin
kesintisiz, güvenilir ve ucuz yollardan bulunması ve enerji
kaynaklarının da mutlaka çeşitlendirilmesi zorunluluğuyla
karşı karşıya kalındığı görülmektedir.
Ülkemiz
yenilenebilir enerji kaynakları bakımından çok iyi bir iklim
kuşağı ve coğrafi konuma sahiptir. Bu potansiyeli
fırsata çevirmek için ülkemizin coğrafi konumu çok iyi
incelenmelidir. Hangi bölgelerde güneş enerjisinden, hangi bölgelerde
rüzgâr enerjisinden ve jeotermal enerjisinden yararlanacağı tespit
edilmeli ve yenilenebilir enerji kaynakları daha etkin kullanılmalıdır.
Enerji sektöründeki dışa bağımlılık
oranımız göz önüne alındığında ve ayrıca
ilave olarak da tarım, turizm ve endüstri gibi alanlarda ülkemizin
kalkınmasına büyük ölçüde ilave katkı sağlayacak bu tür
kaynaklarımıza daha fazla önem vermemiz gerektiği apaçık
ortadadır.
Bu nedenlerle
enerjide dışa bağımlılığı azaltmak,
refah ve kalkınmayı sağlamak, enerji potansiyelinin
araştırılarak değerlendirilmesi, mevcut
yatırımların verimli kullanılmadığı ve yeni
enerji kaynaklarının da yeterli hızda hayata
geçirilmediğini düşünerek bir Meclis araştırması
açılmasının yerinde olacağı kanaatindeyiz.
3.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ve 19
milletvekilinin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1253)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Anayasamızın
98, İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince,
ülkemizin içinde bulunduğu zor ve kötü ekonomik şartlar göz önünde
bulundurularak yoksullukla mücadele etmek ve buna bağlı olarak
toplumsal refahı ve birlikteliği arttıracak olan gelir
dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesiyle ilgili
sorunların, alınması gereken önlemlerin ve çözüm önerilerinin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırma komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Haydar Akar (Kocaeli)
2) Namık
Havutça (Balıkesir)
3) Gürkut Acar (Antalya)
4) Celal Dinçer (İstanbul)
5) İlhan
Demiröz (Bursa)
6) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
7) Turgay Develi (Adana)
8) Osman Kaptan (Antalya)
9) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
10) Doğan
Şafak (Niğde)
11) Mehmet Hilal
Kaplan (Kocaeli)
12) Kamer Genç (Tunceli)
13) Ali
Serindağ (Gaziantep)
14) Emre Köprülü (Tekirdağ)
15) Selahattin
Karaahmetoğlu (Giresun)
16) Candan Yüceer (Tekirdağ)
17) Ali İhsan
Köktürk (Zonguldak)
18) Mustafa Serdar
Soydan (Çanakkale)
19) İhsan
Özkes (İstanbul)
20) Hülya Güven (İzmir)
Gerekçe:
Ülkemizde ekonomik
şartların daraldığı ve daha da kötü hâle geldiği,
gelir dağılımındaki bozukluğun sürekli
arttığı yaşam şartlarının dar gelirlilerin
aleyhine gelişmesi süreklilik arz etmektedir. Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK) 2011 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları
Araştırması da bunu göstermektedir.
Araştırma
Türkiye nüfusunun yüzde 16,1'inin yoksulluk riski altında olduğunu
ortaya koymaktadır. Yoksulluk riski altında olanların
sayısı 12 milyon kişiyi aşmıştır. Bunun
yanında sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı
2009da yüzde 17,3 iken, 2010 yılında bu oran yüzde 18,5i bulmuştur.
Yine TÜİK verilerine göre en zengin yüzde 20lik grup toplam gelirin yüzde
46,7sini almaktadır, en yoksul yüzde 20lik grubun aldığı
pay ise yüzde 5,8'dir. Bu da en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20
arasındaki gelir farkının 8 kat olduğu sonucunu ortaya
çıkarmaktadır. Ülkemizdeki zengin ve fakir arasındaki artan bu
gelir uçurumu kent ve kırsalda yaşayanlar arasında da giderek
artmaktadır.
Yine nüfusun yüzde
86,5'i "evden uzakta bir haftalık tatili", yüzde 67,6'sı
"beklenmedik harcamalarını" ve yüzde 80,3'ü
"yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme
ihtiyacını" ekonomik nedenlerle
karşılayamamaktadır. Yüzde 41,6'sının konutunda
"sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere
çerçevesi ve benzeri" sorunlar söz konusudur. Yüzde 41,7'sinin
oturduğu konutta "izolasyondan dolayı ısınma
sorunu" yaşanmaktadır. Yüzde 61,8'inin hanesinin taksit
ödemeleri ve borçları -konut alımı ve konut masrafları
dışında- bulunmakta, bu borç ödemeleri yüzde 26,2'sinin hanesine
çok yük getirmektedir.
Son yıllarda
yaşanan adaletsiz gelir dağılımı ve uygulanan
yanlış politikalar dar gelirliler üzerindeki yükü
arttırmış, bireyler yoksulluk sınırının
altına itilmiştir. Her ülkenin temel dinamiği olan orta direk
artık Türkiye'de çökmüştür. İktidar tarafından sadaka
kültürünün yerleşmesi için çalışmaların yapılması
konunun daha kötü sonuçlara varacağı endişesini
uyandırmaktadır. Sadaka kültürü çözüm değildir, kendine
bağımlı milyonlar yaratmak da yanlış bir amaç ve
politikadır.
Yoksullukla
mücadele ve gelir dağılımındaki eşitsizliği
içeren bu hususları ülkemizdeki üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşları
ve devletimizin ilgili organlarıyla birlikte detaylı incelenerek
değerlendirilmelidir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik
dikkatle incelenmeli, gelir ölçütleri detaylı bir şekilde çıkartılmalı
ve adaletli gelir dağılımı incelenmelidir.
Bu nedenlerle,
gelir dağılımındaki adaletsizliklerin tespiti ve
çözümlenmesi amacıyla Anayasamızın 98inci maddesi, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince araştırma komisyonu
kurularak konunun tüm boyutlarıyla
araştırılmasını saygılarımızla arz
ederiz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Bir gensoru
önergesi vardır, önerge bastırılıp sayın üyelere bugün
dağıtılmıştır.
Şimdi önergeyi
okutuyorum:
B) Gensoru Önergeleri
1.- HDP Grubu adına, Grup Başkan
Vekili Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, ekonominin kötü
yönetildiği iddiasıyla Başbakan Yardımcısı Ali
Babacan hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi
(11/48)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Dolar kurunun
hızla artması, T.C. Merkez Bankasına müdahale edilmesi, siyasi
istikrarsızlık sonucu ekonominin riske sokulması nedeniyle;
"Ekonomik Konularda Genel Koordinasyon Sorumlusu" Başbakan
Yardımcısı Sayın Ali Babacan hakkında Anayasanın
98, 99, İç Tüzükün 106 ncı maddesi uyarınca gensoru
açılmasını arz ve teklif ederiz. 06.03.2015
İdris
Baluken
Bingöl
HDP
Grup Başkan Vekili
Genel Gerekçe:
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ın, Merkez Bankasıyla sürdürdüğü faiz
kavgası, Hükümetin basiretsizliği, suskunluğu ve etkili önlemler
alınmaması sonucu zirve yapan dolar rekor kırmaya
başladı.
Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı
Erdem Başçı'nın istifa edeceğine yönelik dedikodular ve
Başçı'nın sağlık sorunlarından ötürü Merkezin
toplantısına katılmadığı yönündeki bilgi de
eklenince korkulan oldu.
Merkezden, istifa
iddialarına yalanlama ve Başçı'yla ilgili görevinin
başında açıklamaları gelse de yurt dışından
gelen veriler ile Amerikan Merkez Bankasının yaklaşmakta olan
kritik faiz kararı da sürece eklenince dolar bir gün içinde 3-4 zirve
birden görmeye başladı.
Merkez
Bankasının günlük olarak arttırma kararı
aldığı döviz silahı da doların ateşini söndürmeye
yetmedi. 2,55 seviyeleriyle zirveye çıkan dolar, Merkezin piyasaya
sürdüğü 60 milyon dolar sonrasında beklenenin aksine düşüş
yerine 2,62 seviyeleriyle en yüksek zirvesine ulaştı.
Şirket
bilançoları hasar görürken, reel sektörün açık pozisyonu 180 milyar
dolar. Burada yüzde 10'luk bir kur artışının 18 milyar
dolar karşılığı Türk lirası etkisi olacak. Bu da
kabaca 35-40 milyar TL zarar bilançolara yansıyacak demektir.
İhracatçıların
ara malı ithal etmesi nedeniyle bu piyasanın da dolaylı bir
zarara uğradığı görülmektedir.
Türkiye, petrol
fiyatlarının düşmesi sonucu 2015 yılında daha
düşük bir enflasyon elde etse de, olası sert faiz indirimi, mevcut
dalgalanmalar da devalüasyona yol açıyor. TCMB dolardaki son
yükselişe bakarak, geçen yıl faizleri yükselterek dolardaki
yükselişin önüne geçmiş ve bir devalüasyon (Paranın satın
alma gücünün düşürülmesi) krizini engellediyse de, önümüzdeki günlerde
yeni krizler kapıda. Doların güçlenmesinin TL'nin dış
değerinde, enflasyonun devam etmesinin de TL'nin iç değerinde
yarattığı kayıplar Türkiye üreticisinin rekabet gücünü
olumsuz şekilde etkiliyor. Bu, önümüzdeki dönem için ciddi bir risk
oluşturuyor.
Ayrıca,
yabancı yatırımcı için şu anki Türk lirası faiz
oranları cazip gelmiyor, daha doğrusu, bu cari açıkla bu
uluslararası konjonktürde Türk lirası yatırımı yapmak
için mevcut faiz oranlarını yeterli bulmuyorlar.
Türkiye'de döviz kurunu daha çok
Türkiye'deki iç istikrarsızlıklar belirliyor ama 2,50 de psikolojik
bir sınır. Sade vatandaş doların artacağını
beklerse o zaten artar. Küçük tasarrufu olanlar bile gidip bunu dövize
çevirmeye çalışırlar. Zaten Merkez Bankasının döviz
rezervleri oldukça sınırlı. Türkiye'nin net döviz rezervleri 40
milyar doların biraz üzerinde. Bir döviz talebi olduğu zaman da
kısa sürede bu cephane tükenebilir.
Özellikle 2010-2013 döneminde
hesapsızca borçlanarak döviz borçlarını büyüten firmaları
bu yıl da çok zor günler bekliyor. Dolar kurunun düşük olduğu
sıralarda dövizle borçlanan firmaların 2013 sonrası hızla
değerlenen döviz karşısında TL olarak borçları
olağanüstü arttı. Sadece 2013 sonunda bile 390 milyar dolarlık
dış borç stokunun TL karşılığı 862 milyar TL
iken, 9 Şubat 2015 itibariyle bu borç 967 milyar TL'ye çıktı ve
226 milyar TLlik kur farkı zararı birikti. Sadece 14 ayda yüzde 33
oranında artan TL cinsinden borç yükü, birçok sanayi ve hizmet
firmasının kâbusu durumunda. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın faiz indirimi ile ilgili Merkez Bankasını
baskı altına alan demeçleriyle de yukarı giden dolar kurunun her
sentlik artışı, borç stokunun 4 milyar TL
artışına yol açıyor. G-20 içinde 5'li kırılgan
içinde en başta gelen Türkiyede, yanlış ekonomi
politikaları sonucu, enflasyon ve işsizlik artmış, TL
değer kaybetmiş, ülke risk altına sokulmuştur.
Ekonominin kötü yönetilmesi
dolayısıyla Ekonomik Konularda Genel Koordinasyon Sorumlusu
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan hakkında gensoru
açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Gensorunun gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmenin gününü de kapsayan
Danışma Kurulu önerisi daha sonra onayınıza sunulacaktır.
Halkların Demokratik Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili
Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, 6306 sayılı
Kanunun 23üncü maddesi gereği 15/5/2015 tarihi itibarıyla
yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar Affı ve
Gecekondu Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu
alamayan yurttaşların yaşadıkları sorunların
araştırılması amacıyla 11/3/2015 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
12/03/2015
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 12/03/2015
Perşembe günü (Bugün) yaptığı toplantısında
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
İdris
Baluken
Bingöl
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
11 Mart 2015
tarihinde, Bingöl Milletvekili Grup Başkan Vekili İdris Baluken
tarafından verilen (1745 sıra nolu), "6306 sayılı
Kanunun 23'üncü maddesi gereği 15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla
yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar Affı ve
Gecekondu Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu
alamayan yurttaşların yaşadıkları sorunların
araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 12/03/2015
Perşembe günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin lehinde Mardin Milletvekili
Sayın Erol Dora.
Buyurunuz
Sayın Dora. (HDP sıralarından alkışlar)
EROL DORA (Mardin)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6306 sayılı
Kanunun 23üncü maddesi gereği 15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla
yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu
Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu alamayan
yurttaşlarımızın yaşadıkları sorunların
tespiti ve bu sorunların çözümü için ivedilikle atılması gereken
adımların belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin vermiş
olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiyede, 1950lilerden günümüze değin, kırdan
kente doğru ve ülkenin doğusundan batısına doğru
sürekli bir göç hareketliliği yaşandığı hepimizin
malumudur. Hükûmetlerin politikalarıyla da göç hareketliliği sürekli
olarak teşvik edilmiştir. 1927 yılında ülke nüfusunun yüzde
76sı kırsal bölgelerde, yüzde 24üyse kentsel alanlarda
yaşıyorken, bugün ülke nüfusunun yüzde 75inden fazlası
şehirlerde yaşamaktadır. Yaşanan göç giderek
yoğunlaşan bir şehirleşmeyi de beraberinde
getirmiştir.
Değerli
milletvekilleri, hızla gelişen şehirleşmenin
yarattığı en büyük sorun, hiç kuşkusuz yerleşim ve
barınma sorunu olmuştur. Özellikle 1950lerden günümüze
şehirleşmeyi teşvik eden hükûmetler şehirleşmenin
gereği olan altyapı ve konut ihtiyacını ise görmezden
gelmişlerdir. Kentleşme oranının artmasını bir
gelişim göstergesiymiş gibi sunmaktan geri kalmayan, AKPnin de
içerisinde yer aldığı hükûmetler silsilesi yurttaşın
yerleşim ve barınma sorunları karşısında
halkı âdeta kendi kaderine terk etmişlerdir. Bu politikalar
Türkiyede birçok ilde düzensiz, plansız ve çarpık bir
kentleşmeye neden olmuştur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 1980li yıllarda Türkiyede
neredeyse bütün büyük şehirlerde tapusuz ve imar plansız yapıların
yoğun bir biçimde yaygınlaştığı, gecekondu olarak
kavramlaştırılan yapıların hızla
arttığı görüntülere tanıklık edilmiştir.
Hızlı, plansız ve çarpık kentleşme, kentlerin mevcut
altyapı durumlarının artan nüfus yoğunluğu
karşısında hazırlıksız yakalanması
neticesinde varoş mahalleler ciddi bir yaygınlık
kazanmıştır.
Ekonomik,
sağlık, eğitim, siyasi, kültürel ve sosyal sebeplerden ötürü
daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak umuduyla köyünü ve
topraklarını terk eden yüz binlerce yoksul aile yıllarca son
derece sağlıksız koşullarda yaşamak pahasına göç
yollarını tutmuşlardır. Kente göç eden aileler bir arsa
satın alacak ve sağlam bir ev yapabilecek ekonomik güce sahip
olmadığından, boş araziler üzerine kaçak,
dayanıksız ve birkaç gün içerisinde hızlıca inşa edilen
derme çatma yapılarda barınmak durumunda kalmışlardır.
Değerli
milletvekilleri, hükûmetler kentlere göç eden söz konusu
yurttaşlarımızı köylerinde veya köylerine yakın il ve
ilçelerde tutabilecek ekonomik ve sosyal politikalar
geliştirememişlerdir. Diğer taraftan, siyasi iktidarlar, gerek
merkezî hükûmetler gerekse belediyeler, her seçim döneminde bu kaçak,
çarpık ve dayanıksız yapılarda oturan
yurttaşlarımızı suistimal ederek tapu vaatleri vermiş
ve gecekondularda oturmak zorunda kalan yurttaşlarımızın bu
durumunu oy potansiyeli hâline getirmek için türlü yöntemlere
başvurmuşlardır. Bu yapılar her seçim döneminde biraz daha
artmış; daha sonra bu yapılar her seçim döneminde yeni kaçak
katların çıkıldığı, mimari projeden yoksun,
olası deprem risklerine karşı denetimsiz yapılar biçimini
alarak süregitmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tapuları
olmadığı için sürekli evlerinin yıkılma tehlikesiyle
karşı karşıya olan bu yurttaşların yerleşim
haklarına ilişkin yürütülen çeşitli mücadeleler sonucunda, 1980
sonrası 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu Kanunu
çıkartılmıştır. Bu kanuna istinaden yurttaşlara
belli bir ücret karşılığında konutlarının
bulunduğu arsalar için tapu tahsis belgesi verilmiştir. Lakin kanunda
belirtilen usul ve esaslara kamu idaresi tarafından
uyulmadığı için tapu tahsis belgeleri tapuya
dönüştürülememiştir. Her seçim öncesi siyasi iktidarların 2981
sayılı Kanun gereği tapu tahsis belgelerinin tapuya
dönüştürülmesi yönündeki sözlerine rağmen, belli sermaye çevreleri
dışındaki yoksul halkın yerleşim hakkı görmezden
gelinerek tapuların verilmesi ötelenmiştir.
Değerli
milletvekilleri, 2012 yılına gelindiğinde ise
çıkartılan 6306 sayılı Afet ve Kentsel Dönüşüm Kanunu
ile 2981 sayılı İmar Affı ve Gecekondu Kanununun 15
Mayıs 2015 tarihinde yürürlükten kaldırılacağı hükme
bağlanmıştır. 2012 yılında alınan karara
göre 2981 sayılı Kanunun üç yıl sonra yürürlükten
kaldırılmasının gerekçesi olarak tapu tahsis belgesi olan
yurttaşların bu süreç içerisinde tapularını almaları
ve herhangi bir haksızlığa yer verilmemesi gösterilmiştir.
Ancak aradan geçen üç yıl zarfında yine belli sermaye grupları
dışında yüz binlerce yurttaşa hakları olan tapular
verilmemiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu tapuların bir
kısmının hâlâ halka verilmemiş olmasının en büyük
nedeni, bu yaşam alanlarının büyük sermaye grupları için
yeni rant kapıları olarak görülmesidir. AKP Hükûmetinin de
anlayış bakımından ortak hareket ettiği,
aşırı kâr hırsı güdüsüne sahip sermayenin hamleleriyle
yapılmak istenen, aslında hepimizin çok iyi bildiği kentsel
dönüşüm adı altında, bu durumda olan mahallelerde yaşayan
yoksul insanları yerlerinden yurtlarından etmek ve bu arazilere
AVMler, gökdelenler inşa etmektir.
AKP Hükûmetinin
söz konusu yurttaşlarımıza son on yıldır
uyguladığı, sözde sosyal devlet çalışması gibi
gösterilmeye çalışılan TOKİ uygulamalarıdır. Bu
vatandaşlarımızın yaşadıkları mahalleler
devletçe kamulaştırılmakta ve kendilerine arsaları
karşılığında kalitesiz konutlar verilmektedir.
Ayrıca sosyal devlet ilkesini suistimal eden AKP Hükûmeti,
kamulaştırılan bu arazilere inşa ettiği konut
sayısı ve yurttaşa verdiği konut sayısı
karşılaştırıldığında ciddi bir
kârı halktan kaçırmakta ve sermayeye peşkeş çektiği de
açıkça ortaya çıkmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 6306 sayılı Kanun
gereği 15 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla 2981 sayılı
Kanunun yürürlükten kalkmasıyla İstanbul, İzmir, Ankara
başta olmak üzere Türkiyenin değişik illerinde bulunan
sayısız mahallede yaşanan bu duruma acil bir çözüm üretilmemesi,
Anayasanın 35inci maddesinin ihlali ve yerleşim yeri
hakkının zorla gasbı anlamına gelecektir.
Türkiyenin birçok
büyük kentinde hak kaybına uğramamak ve onlarca yıldır
yaşadıkları yerleşim alanlarının
tapularını almak için söz konusu mahallelerde yaşayan
yurttaşlarımız dernekleşmekte ve çeşitli biçimlerde
hak mücadelesi yürütmeye devam etmektedirler. Örgütlü bir şekilde hareket
eden bu dernekler acilen 6306 sayılı Kanunun 23üncü maddesinin yürürlükten
kaldırılmasını ya da bu madde kaldırılamayacaksa
uygulama süresinin beş yıl daha ertelenmesini, 2981 sayılı
Kanundan doğan haklarının garanti altına
alınmasını talep etmektedirler.
Tüm bu gerçeklerle
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuda yaşanacak hak
kayıplarının önüne geçebilmek için sorunun tüm boyutlarıyla
araştırılması ve çözüm önerileri geliştirmesi
amacıyla ivedilikle bir Meclis araştırma komisyonu
kurulması elzemdir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yurttaşlarımızın
yaşadıkları bu büyük sorunun çözülmesi noktasında, önergemize
bütün siyasi partilerden destek beklediğimizi belirtiyor, tekrar Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dora.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Kocaeli Milletvekili Sayın
İlyas Şeker.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlar; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle ben de
İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisinde
kabul edilişinin 94üncü yılı münasebetiyle, millî şairimiz
Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Savaşında şehit olan
şehitlerimizi ve gazilerimizi bu vesileyle rahmetle anıyorum.
HDP grup önerisi
hakkında da söz almış bulunmaktayım. Evet, grup önerisinde
de bahsedildiği gibi, özellikle kırsaldan kente yapılan göçler
neticesinde bir gecekondulaşma ve bir tapusuzluk söz konusu oldu maalesef
geçmiş yıllarda. Tabii, bunun nedenlerine bakınca, bunun en
önemli nedenlerinden bir tanesi plansızlık. Zamanında iyi
planlamalar yapılmadığı için, bölgeler arasını
denkleştirecek planlamalar yapılmadığı için,
yatırımlarda bölgeler gözetilmediği için
yatırımların büyük bir çoğunluğu büyük şehirlerde
oluştuğundan dolayı ve oraya da bu vesileyle göçler gelmiş
ve göçle birlikte orada ciddi anlamda bir planlama problemleri de ortaya
çıkmış.
Özellikle, mesela
birinci derece deprem bölgesi olmasına rağmen
Marmara Bölgesi, benim
seçildiğim Kocaeli de dâhil olmak üzere, birinci derece deprem bölgesidir
ama ülkenin en önemli tesisleri, en önemli sanayi tesisleri, ülke ekonomisine,
ciddi anlamda ekonomiye katkı sağlayan tesisler maalesef bu
bölgelerde yapılmış. İşte bunlar geçmişteki
plansızlıkların bir neticesi.
Tabii, bununla
birlikte, bu gecekondulaşmayla ve şehre yapılan göçle birlikte
bu problem nasıl çözülebilir diye çalışmalar
yapılmış. 1984 yılında 2981 sayılı İmar
Affı Kanunu çıkarılmış. Özellikle, tapusu olup da
kaçak inşaat yapanlar, kendi arazisine veya bir başkasının
arazisi üzerine yaptıkları inşaatlar veya tapusuz, tapusu
olmadığı hâlde belediyenin, hazinenin, Vakıflar Genel
Müdürlüğünün, üzerine inşaat yapılmış olan
arsalarıyla ilgili 2981 sayılı Yasa çıkarıldı. Bu
nasıl çözülebilir, nasıl çalışma yapılabilir, bu
konuda kanun ve yönetmelikler çıkarıldı ve bunlara da süre
verildi, İki yıl içerisinde de çözülmesi gerekiyor. denildi.
Bununla ilgili, ayrıca yine yönetmeliklerle yeminli özel teknik bürolar
oluşturuldu ve buraya, bu tür problemi olan insanlar 2 bin lira bedel
karşılığında müracaatlarını yaptılar ve
yeminli teknik özel bürolar da bu çalışmalarını
tamamladıktan sonra ilgili kurumlara aktardılar. İlgili
kurumlara aktarıldıktan sonra, eğer kanunda belirtilen
şartlara uygunsa buradaki veriler, o zaman bunlara tapu tahsis belgeleri
verildi ve bunlar da tapu siciline şerh edildi. Daha sonra, ıslah
imar planlarıyla birlikte veya imar uygulamalarıyla birlikte müstakil
hâle getirildiği zaman da bunlarla ilgili tapuları devlet vermeye
başladı. Daha sonra, 1986 yılında, özellikle yurt dışında
olup da bu yasadan haberi olmayanlarla ilgili ve yurt içinde olup da bir
vesileyle haberi olmamış olanlarla ilgili tekrar bir süre
uzatıldı, altı aylık ve on iki aylık süre ve o
sürelerin sonucunda bu kanuna göre işlemler tamamlanmış oldu.
Bugüne kadar yaklaşık yüzde 80ler civarında bunların tapu
işlemleri yapıldı, tamamlandı; yüzde 15-20 civarında
bir eksik kısım var, o da imar uygulamalarının
yapılmamasından dolayı, bununla ilgili de şu anda
çalışmalar devam ediyor.
Tabii, bunlar
kazanılmış hak, kanunla vatandaşa verilmiş ve
kazanılmış hak, bunun geri alınması mümkün değil.
Bu yasayla, afet riski altındaki alanların dönüşüm
yasasıyla birlikte 2981 sayılı Yasa yürürlükten
kaldırılıyor ama vatandaşların burada
hakkının kaybolması söz konusu değil. Her ihtimale
karşı, bir sıkıntı olmaması açısından
bu anlamda yine genel bir çalışma yapılıyor ve
vatandaşlarımızın -az önce belirttiğim gibi- herhangi
bir hakkının kaybolması da mümkün değil diyorum.
Gündemimizin
yoğun olması nedeniyle, grup önerisi hakkında, herhangi bir
araştırma yapılmaya gerek yok, bu konuda gerekli
çalışmalar yapılıyor, vatandaşların
kazanılmış hakkıdır, kaybolması da mümkün
değil diyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şeker.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisinin lehinde İstanbul Milletvekili
Sayın Akif Hamzaçebi.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyede 1950li yıllarla birlikte sanayileşme
politikasında bir değişiklik başlamış ve
politikadaki bu değişiklik köyden kente göç olgusunu
yaratmıştır.
O tarihten bugüne
kadar köylerden şehirlere göç devam etmektedir, bu göçün nerede
duracağı henüz belli değildir. Kentlerimizin nüfusu ne kadara
ulaşacak, bu hâlen tahmin edilebilir durumda değildir. Yapılan
bütün tahminler boşa çıkmıştır. Yapılan
tahminlerin üzerinde köyden kente göç olgusu yaşanmıştır,
yaşanmaya devam edilmektedir. Bugün Türkiyenin ortalama nüfus
artış hızı yüzde 1,2 olmakla birlikte, kentsel nüfus
artış hızı yüzde 3ün üzerindedir.
Köyden kente
olağanüstü göç, kentlerde yerleşim sorunu yaratmıştır.
Kente gelen vatandaşlarımız, başını sokacak bir
ev yapabilmek, edinebilmek için, başta kamu arazileri olmak üzere, bu
arazilerin imara açılması yönlü bir talebi ortaya koymuş, bu
talep resmî şekillerde karşılanabildiği ölçüde
karşılanmış, karşılanamadığı
ölçüde de yasa dışı yerleşimler meydana gelmiştir.
Ve Türkiyede
ortalama yirmi-yirmi beş yılda bir imar affı düzenlemeleri
yapılmıştır. Bunların ilk ciddi düzenlemesi, 1966
yılında yürürlüğe giren Gecekondu Kanunudur. Gecekondu,
kendisine ait olmayan, çoğunlukla da kamuya, hazineye veya diğer kamu
kurumlarına ait olan arazi üzerinde sahibinin izni olmadan yapılan
yapıya denmektedir. 1966 yılındaki Gecekondu Kanunu bu tip
yerleşimlerden doğan sorunu çözmeye çalışmış, bu
yerleşimleri tapuya kavuşturmak amacıyla bir düzenleme
yapmıştır ancak 1966 yılındaki bu olumlu yasa, hükmünü
o yıllarda ifa etmiş ancak kente göç devam ettiği için orada
kalmamıştır. Nihayet, ondan yaklaşık yirmi yıl
sonra, on sekiz yıl sonra, 1984 yılında, rahmetli Turgut Özal
zamanında 2981 sayılı İmar Affı Kanunu
çıkarılmıştır. O günkü yıllarda kurulan o dönem
yeminli özel bürolar aracılığıyla, gecekondu olarak
isimlendirdiğimiz, imar mevzuatına aykırı ve
başkasının arazisi üzerinde yapılan bu yapılara tapu
vermek amacıyla, bu bürolar aracılığıyla bir sistem
kurulmuş ve vatandaşların bir bölümü o yasa uyarınca
tapularını almışlardır. Ancak, o tarihten bugüne kadar
tapularını alamamış olan on binlerce
vatandaşımız vardır. Bu sorun hâlen devam etmektedir.
Evvelsi gün
Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye'nin her yerinden temsilcileri olan bir
oluşum, bir platform gelmiştir; İstanbuldan, İzmirden,
Türkiye'nin diğer yerlerinden temsilcilerin olduğu ve 2981
sayılı Kanuna göre ellerinde bulunan tapu tahsis belgelerinin tapuya
dönüşmemiş olduğu, bu sorunların sahibi olan
vatandaşlarımız gelmiştir, bütün siyasi parti
gruplarını dolaşmışlardır. Dolaşma nedenleri
de şudur: 1984 yılında çıkmış olan 2981
sayılı Kanun, 16 Mayıs 2012 tarihinde kabul edilen 6306
sayılı Kentsel Dönüşüm Yasasıyla birlikte yürürlükten
kaldırılmıştır. Sorun burada. 16 Mayıs 2012
tarihli Kanun, Kentsel Dönüşüm Kanunu; o kanunun 23üncü maddesi, 2981
sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılmasını
öngörmüştür.
O tarihte ben bu
kürsüye gelerek bu işlemin yanlışlığını
ifade ettim, Arkadaşlar, bunu yapmayın. dedim. 2981
sayılı Kanun henüz hükmünü tamamlamamıştır, daha
binlerce, on binlerce vatandaşımız, ya elinde tapu tahsis
belgesi var, tapuya dönüşmemiş ya da bütün şartları
taşıdığı hâlde, tapu tahsis belgesi için başvuru
yaptığı hâlde tapu tahsis belgesini bile
alamamıştır. Belediyeler ıslah imar planlarını
yapmamıştır. Millî Emlakten bu taşınmazların
kendilerine devrini ya talep etmemişlerdir ya da talep etmekle birlikte bu
devri gerçekleştirememişlerdir ve vatandaşlarımız bir
umutla kendilerine tapu verilmesini beklemektedir. Kentsel Dönüşüm
Kanununun 23üncü maddesi 2981 sayılı Kanunu yürürlükten
kaldırırken bunun yanlışlığını burada
ben ifade ettim.
Bakın, 16
Mayıs 2012 Çarşamba günü, 107nci Birleşim tutanağı,
konuşmamda Bu tamamen yanlıştır, bu
yanlışlıktan vazgeçin. Şimdi iktidar partisi diyebilir ki
Evet, biz bunu yürürlükten kaldırıyoruz ama kanunun bir başka
maddesine hüküm koyarak bu yürürlükten kaldırma işleminin bir
yıl sonra yürürlüğe gireceğini söylüyoruz. Nitekim bana gelen
cevap o şekilde çünkü kanunun yürürlükle ilgili maddesinde Bir yıl
sonra yürürlüğe girer. şeklinde bir hüküm var ama bir yılda bu
işlemlerin tamamlanmayacağı açık, bu bir yıllık
süre yetmez. diyorum ve bu eleştirilerim üzerine o bir yıllık
süre üç yıl olarak değiştiriliyor. Şimdi, üç
yıllık süre 31 Mayıs 2015 tarihinde sona ermektedir. 31
Mayıs 2015 tarihinde herhangi bir yeni düzenleme
yapılmadığı takdirde 2981 sayılı Kanun
yürürlükten kalkmış olacaktır ve bu vatandaşlarımız
ellerinde tapu tahsis belgeleriyle ta 1984 yılındaki Özal Hükûmetinin
kendilerine sağlamış olduğu hakkı elde edemeden ortada
kalmış olacaklardır.
Değerli
arkadaşlar, bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisi olarak önerimiz şudur:
Parlamento kapanmadan, seçim nedeniyle çalışmalarını
sonlandırmadan, görüşmekte olduğumuz torba yasaların
herhangi birisine bir hüküm ilave edelim, bu süreyi beş yıl,
altı yıl uzatalım arkadaşlar; böyle bir yılda, iki
yılda bitebilecek gibi bir iş değildir bu.
Yine, bir madde
daha oraya ilave edelim ve şu zorunluluğu getirelim: Bu süre
uzatımını sağladıktan sonra, tüm belediyelere bu
taşınmazları yani tapu tahsis belgesine konu olan
taşınmazları ilgili kamu kurumundan, Millî Emlakse Millî Emlak,
Vakıflarsa Vakıflar, diğer kamu kurumlarıysa onlar,
onlardan bir yıl içinde talep etme zorunluluğunu getirelim.
İlgili kamu kurumlarına da, başta Millî Emlak yani hazine olmak
üzere, belediyelerin talep ettiği bu taşınmazların, talep
tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili belediyeye devredilmesi
zorunluluğunu getirelim ve belediyeye devredilen ve üzerinde
vatandaşın evi, binası olan bu taşınmazların da
en geç bir yıl içinde ıslah imar planlarının
yapılması şartını koyalım ve Yapılan
ıslah imar planlarına göre vatandaşa tapusu verilir. diyelim.
Bakın, çözüm
budur. Bu yöndeki bir teklifi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak biz Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdik. Teklifimiz
herkesin desteğine açıktır. Hayır, o maddeyi öyle
yapmayalım, şöyle yapalım. diyebilirsiniz, olabilir, öneriler olabilir,
bunu geliştirebiliriz. Farklı görüşler olabilir, Beş
yıl değil, yedi yıl. diyebilirsiniz, Hayır, üç yılda
biz bitirebiliriz. diyebilirsiniz; hepsine açığız
arkadaşlar. Dört siyasi parti grubu, bağımsızlar bir araya
gelelim, Parlamento kapanmadan torba yasaların birisine bu maddeyi ilave
edelim ve vatandaşın tapu sorununu çözelim.
Bakın, 16
Mayıs 2012de ben bu kürsüden bu uyarıyı
yapmışım. Yapmayın, bu süre yetmeyecek, bu maddeyi
yürürlükten kaldırmayalım. demişim. 2 Bde benzer
eleştirileri yaptım bu kürsüden, hatırlayın. 2 B
yasası yine 2012de kabul edilirken Bu yasa eksik çıktı,
arkadaşlar, yapmayın. dedim. 3 kez o yasayı
değiştirmek için buraya değişiklik teklifi getirdiniz.
Şimdi, bunu uzatmayalım, bir seferlik bir düzenleme yapalım,
esaslı bir düzenleme yapalım ve vatandaşlarımızın
tapularını kendilerine seçimden önce vermenin sözünü burada dört
siyasi parti verelim. Vatandaş kazansın, vatandaşın
sorununu çözelim. Siyaset, vatandaşın sorununu çözmek içindir.
Ayrıca, bir
kanun tümüyle sorunu çözmedikten sonra Bu kanunu yürürlükten kaldırıyorum.
diyebilir mi yasama organı? Böyle bir yasama faaliyeti olur mu
değerli arkadaşlar?
Evet, görüşüm
bunlardan ibaren.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Isparta Milletvekili Sayın
Recep Özel.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Halkların
Demokratik Partisinin vermiş olduğu tapu hakkı
kazanmış fakat tapusunu alamayan
vatandaşlarımızın sorunlarının
araştırılmasıyla ilgili Meclis araştırması
önergesi üzerinde söz aldım.
Tabii, 2981
sayılı İmar Affı Kanunu gereği birtakım
vatandaşlarımız ellerindeki tapu tahsis belgeleri ya da
birtakım hak kazandırıcı belgelerle tapularını
almaya hak kazanmışlar fakat her ne sebeple olursa olsun bu zamana
kadar tapusunu alamayan birtakım vatandaşlarımız var.
Bunlarla ilgili, 6306 sayılı Yasayla bu yasanın yürürlükten
kaldırılması ve 31 Mayıs 2015 tarihinde de tapusunu
almayanların 2981 sayılı Kanundan kaynaklanan haklarına
halel geleceği, zarar göreceğine dönük bir iddia var. Bundan
dolayı, gerçekten hak kazanmış, mağdur olacak vatandaşlarımız
varsa da tekrar bu yasanın yürürlüğüyle ilgili bir çalışma
yapılabilir. Bu tür, vatandaşlarımızın
mağduriyetini giderici olan bir çalışma grubumuz tarafından
da yapılmaktadır. En kısa sürede de bu
vatandaşlarımızın, haklının hakkının
teslim edilmesi noktasında elimizden gelen bütün gayreti
göstereceğimizi burada belirtmek istiyorum.
Tabii, burada
Bundan sizin amacınız, büyük sermaye gruplarına rant aktarmak.
gibi hiçbir zaman olmayan bir niyetimizi, çalışmamızı da
Burada altını çizerek böyle bir iddiayı da reddediyoruz. Hiçbir
zaman bir sermeye grubunun, sermayenin yanında olmadık, hep mazlumun,
ezilen kesimin yanında olduk.
ALİM
IŞIK (Kütahya) - Duymasın sermaye grupları, desteklerini
çekerler.
RECEP ÖZEL
(Devamla) - Kimin hakkı varsa da kim haklıdan yanaysa da
hakkını teslim etmek bizim birinci önceliğimiz diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Işık, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık'ın, Meclisin gündemine gelmesi beklenen bir torba yasa
tasarısının içerisine 2981 sayılı Kanun gereği
tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu alamayanların
mağduriyetini giderecek bir madde ekleyerek bu sorunun çözümünden yana
olduklarına ilişkin açıklaması
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak, bu konuda mağduriyet söz konusu olduğunu
biliyoruz. İmar affı ve gecekondularla ilgili olarak Mahalleler
Birliğinin temsilcileri grubumuzu da ziyaret ettiklerinde bu
sıkıntının çözülmesi konusundaki taleplerini ve önerilerini
grubumuza aktardılar. Özellikle önümüzdeki günlerde yüce Meclisin
gündemine gelmesi beklenen birkaç torba yasa tasarısından birinin
içerisine böyle bir mağduriyeti giderecek hayırlı maddeyi
ekleyerek bunun çözümünden yana tavrımızı belirtmek istiyorum.
Bu kadar hayırsız iş yapan Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun böyle bir hayırlı işe Evet. demesi gerektiğini
ve torba yasada, eklenecek bir maddeyle bu ciddi sorunun çözülmesi
gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili
Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, 6306 sayılı
Kanunun 23üncü maddesi gereği 15/5/2015 tarihi itibarıyla
yürürlükten kalkacak olan 2981 sayılı İmar Affı ve
Gecekondu Kanunu gereği tapu hakkı kazanmış fakat tapusunu
alamayan yurttaşların yaşadıkları sorunların
araştırılması amacıyla 11/3/2015 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
ENGİN ALTAY
(Sinop) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati :
15.44
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
16.07
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Öneriyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- MHP Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Öz
ve arkadaşları tarafından, sağlık
çalışanlarının mevcut sorunlarının
araştırılması ve bu sorunların giderilmesinde
esaslı önlemlerin alınması, yasal düzenlemeler
yapılması amacıyla 9/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
12/03/2015
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 12 Mart 2015 Perşembe günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
09 Ekim 2013 tarih ve 2013/246 sayıyla TBMM
Başkanlığına, Mersin
Milletvekili Ali Öz ve arkadaşlarınca Sağlık
çalışanlarının mevcut sorunlarının
araştırılması ve bu sorunların giderilmesinde
esaslı önlemlerin alınması, yasal düzenlemeler
yapılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergemizin 12 Mart 2015 Perşembe günü (bugün)
Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin
lehinde ilk söz Samsun Milletvekili Sayın Cemalettin Şimşeke
aittir. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan
önce, Türkiye Cumhuriyetinin
bağımsızlığının simgesi olan İstiklal
Marşımızın kabul edilişinin yıl dönümünde,
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İstiklal Marşını
Türk milletine armağan eden millî şairimiz Mehmet Akif Ersoyu ve
kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket
Partisinin, sağlık çalışanlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirler konusunda vermiş olduğu araştırma önergesiyle
ilgili söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, sağlık bir hak olmasının yanında, bu
hizmeti sunanların, hizmetin hassasiyetine binaen daha dikkatli ve daha
hassas olmaları gerekmektedir, çünkü sağlık
çalışanlarının çalışma materyali insandır ve
insan sağlığıdır. Hastaneler yirmi dört saat hizmet
veren kuruluşlardır. Sağlık hizmetlerinde mesai
kavramı çoğu zaman yoktur. Benim mesaim bitti. diyerek bir maliye
memuru gibi hastayı bırakıp gidemezsiniz. Mutlaka ona
yapılması gereken müdahaleyi yapar, ancak ondan sonra gidebilirsiniz.
Bu, aynı zamanda insani ve vicdani bir görevdir. Bu hizmetin bu yönüyle ne
kadar önemli olduğu konusunu uzun uzun sizlere anlatmama, sizlerle
paylaşmama sanırım gerek yoktur. Onun için sağlık
çalışanlarının çalışma koşullarının
ve moral motivasyonlarının en üst düzeyde olması gerekir. Esasen
bu, devletin sağlık hizmetlerine verdiği önemin de ayrıca
bir parçasıdır. Ülkemizde sağlık hizmetlerinin kalitesinin
artması, çalışanlarının eğitiminin yanında
çalışma koşullarının da iyileştirilmesine
bağlıdır.
Değerli
milletvekilleri, ancak bugün sağlık
çalışanlarının sorunları giderek
ağırlaşmaktadır. Birçok sorunlarının
olmasının yanında en önemli sorunları çalışma
koşulları ve özlük haklarıyla ilgili olan
sorunlarıdır. Hastanelerde giderek artan iş yoğunluğu
ve aşırı nöbet hastane çalışanlarını insan
üstü bir çalışmaya zorlamakta ve hata yapmaları riskini
artırmaktadır. Sağlık çalışanları
düşünmeyen robotlar şekline dönüşmüş durumdadır âdeta.
Ekonomik olarak sağlık çalışanlarının ücretleri
maalesef yetersizdir. Sağlık çalışanlarının döner
sermayeden aldıkları ücretler emekliliklerine
yansımamaktadır. Bu konuyla ilgili vermiş olduğum kanun
teklifi iktidar tarafından dikkate alınmamış ve Meclis
gündemine getirilmemiştir. Özlük hakları çalışma
şartlarına göre çok yetersizdir. Her türlü bulaşıcı
hastalığa açık ve enfeksiyon riski altında
çalışmalarına rağmen, gazetecilik, emniyet
teşkilatı ve benzeri birçok mesleğe tanınan fiilî hizmet
zammı sağlık çalışanlarına çok görülmüştür.
Sağlık çalışanlarının fiilî hizmet zammıyla
ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifi de yine önceki kanun teklifimiz
gibi iktidar tarafından değerlendirilmemiş ve Meclis gündemine
getirilmemiştir.
Sağlık
personelleri 4924, 657, 4/A, 4/B, 4/C, vekil sağlık personeli gibi
farklı istihdam modellerinde çalıştırılarak
birbirlerine küstürülmüştür. İstihdam modelleriyle parçalı
aileler oluşturulmuş, askerlik dönüşü göreve başlayamama,
hamilelik sonrası işe dönenler, sağlık sorunu nedeniyle
otuz günü geçen zamanlarda sözleşmelerinin sonlandırılması
gibi birçok sorunları sağlık çalışanları
yaşamaktadırlar. Sağlık çalışanlarının
eğitim intibakları ancak mahkeme kararıyla olmaktadır.
Birçok kurum ve kuruluşun sağlık intibaklarının
mahkeme kararı gerekmeden yapıldığını bilmekteyiz.
Görevde yükselme neredeyse yok denecek kadar azdır. Liyakat
aranmamaktadır, görevde yükselmek için sadece yandaş olmak
yeterlidir. Görev tanımı belirsizlikleri çok belirgin ortadadır.
Nöbetlerin çok yoğun olmasının yanında nöbet ücretleri de
yok denecek kadar azdır.
Sağlık
çalışanlarına uygulanan şiddete karşı 2012
yılında Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir komisyon kurulup
alınması gereken tedbirler belirlenmesine rağmen
sağlık çalışanlarına karşı şiddet her
geçen gün artmaktadır. Bu önemli bir sorun olarak hâlen
karşımızda devam etmektedir.
Mobbing
sağlık çalışanlarının hâlâ devam eden en önemli
sorunlarındandır. Ehliyet ve liyakate göre yapılmayan ve
görevlendirilmeyen, daha çok siyasi saiklerle iş başına gelen
yöneticiler sağlık çalışanlarına karşı
ayrımcılık yaparak mobbing uygulamaktadır.
Sağlık çalışanları daha çok bizdensin ya da
karşısın olarak değerlendirilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, sağlık çalışanları ek ödemenin
emekliliklerine yansımasını istiyorlar. Bugün sağlık
çalışanlarına ödenen ek ödemenin emekliliklerine
yansıtılmaması sebebiyle sağlık
çalışanları maalesef emekli olamamaktadırlar. Ön lisans
mezunu olan hemşire, ebe ve sağlık memurlarına verilen
lisans tamamlama hakkının laboratuvar teknisyeni ve röntgen teknisyenlerine
de verilmesini istiyorlar. Laboratuvar ve röntgen teknisyenlerine lisans
tamamlama hakkının verilmemesi bir hak gasbı ve ayrıca
haksızlıktır. Fiilî hizmet zammından istifade etmek
istiyorlar. Bugün sağlık çalışanlarının fiilî
hizmet zammından istifade etmemiş olmaları çalışma
koşulları göz önüne alındığında büyük bir
haksızlıktır.
Lisans mezunu
çalışan sağlık personelinin ek göstergelerinin 3000 yerine
mutlaka 3600 olması gerekmektedir. Hastane çalışma
koşullarının her yönüyle riskli olması sebebiyle özellikli
birimlerde verilen ek ödemeden sadece özellikli birimler değil ama tüm
hastane birimlerinin, tüm hastane çalışanlarının aynı
şekilde -ek ödemeden- istifade ettirilmesi gerekmektedir ve
çalışanlar bunu istemektedirler. Amirin inisiyatifiyle verilen yüzde
10, yüzde 20 gibi farklı ek ödemenin dayanağının izafi
olması çalışanlar arasında huzursuzluk yaratmaktadır.
Amirin inisiyatifiyle verilen bu fark ödemesi çok farklı saiklerle
verilebildiğinden adam kayırmacılık yaratmakta, bu da
hastane çalışanları üzerinde olumsuz etki yaparak
çalışma barışını maalesef bozmaktadır.
Performans sisteminin tekrar gözden geçirilerek daha adil bir performans
sistemi dağıtılmasını istemektedirler. Performans
sisteminin, hekimleri çok hasta bakmaya ve daha çok girişimsel işlem
yapmaya zorlamayacak şekilde yeniden düzenlenmesini istemektedirler. Bu
durum sağlıkta kalite için olmazsa olmaz bir durum hâline
gelmiştir ayrıca.
Tüm bu sorunlar
nedeniyle, sağlıkta daha nitelikli bir hizmet sunumu
gerçekleştirmek için sağlık çalışanlarının
bu sorunlarının araştırılarak alınması
gereken tedbirler konusunda mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir
araştırma komisyonu kurulmasına ihtiyaç vardır.
Hastane
çalışanlarının giderek yoğunlaşan sorunları,
çalışma tempoları hastanelerdeki yoğunluğun
artması nedeniyle ağırlaşmakta ve mutlaka, bu
çalışma koşullarıyla bu işin sonuna kadar
götürülmeyeceğini hesap etmemiz gerekiyor. Bunu değerlendirmek
amacıyla bu araştırma önergemize yüce Meclisin katkı
sunmasını ve bizi desteklemelerini istiyor, tekrar hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şimşek.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Kayseri Milletvekili Sayın
İsmail Tamer.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin, sağlık çalışmalarıyla
ilgili Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Duymasın doktorlar, sağlık
çalışanları İsmail Bey.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bunun aleyhinde söz alınır
mı ya?
İSMAİL
TAMER (Devamla) - Konuşmama başlamadan önce, İstiklal
Marşımızın 12 Mart 1921de Türkiye Büyük Millet Meclisinde
kabulünün 94üncü yılını ben de kutluyorum.
Ayrıca,
iki gün sonra idrak edeceğimiz 14 Mart Tıp Bayramı
dolayısıyla Türkiyedeki tüm doktor arkadaşlarımın,
sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp
Bayramını da saygıyla kutluyorum, hepsine sevgi ve
selamlarımı iletiyorum.
Değerli
arkadaşlar, biliyorsunuz, sağlıkta, biz iktidara geldiğimiz
dönem içerisinde, siz ne kadar bunu kabul etmeseniz de halkımızdaki
memnuniyet oranının yüzde 35lerden yüzde 76lara
çıktığı bir dönemi yaşadık, âdeta
sağlıkta devrim yaptık.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yüzde 35in altına düştü Hocam, yüzde 35in
altında şu anda.
İSMAİL
TAMER (Devamla) - Ben bunları kısaca maddeler hâlinde izah
edeceğim.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Bu değil konumuz, sağlık
çalışanlarının sorunları.
İSMAİL
TAMER (Devamla) - Daha sonra da yine Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş
olduğu iddialar üzerine de birkaç kelime söylemek istiyorum.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Sağlıkta devrimi konuşmuyoruz.
İSMAİL
TAMER (Devamla) - Sağlıkta Dönüşüm Programıyla
vatandaşlarımızın hekime ulaşılabilirliği
son derece artmıştır. 2002 yılında kişi
başına hekime müracaat ortalama 3 iken bugün 8 kişiye kadar
yükselmiştir.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Normal mi bu?
İSMAİL
TAMER (Devamla) - Anne ve bebek ölüm hızlarında, önlemekle ilgili
-diğer gelişmiş ülkelerin otuz yıl içerisinde
yaptığı- bebek ölüm hızını binde 30lardan binde
7,8e kadar çektik. Yine, aynı şekilde, anne ölüm
hızlarını binde 64lerden binde 16lara kadar çektiğimizi
de ifade etmek istiyorum.
Sağlık
Bakanlığına bağlı tüm hastanelerde sağlık
çalışanlarının performans ve verimliliklerini artırmak
amacıyla performansa dayalı ek ödeme uygulamasını getirdik.
Zaman içinde oluşan hakkaniyetsizlikleri düzenlemek için günümüzde hızla da
çalışmalara devam ediyoruz.
AK PARTİ
döneminde inşaat yatırımlarımız hızla artarak
devam etmiş, 2002 yılındaki
Özellikle, biraz önce
arkadaşımın bahsetmiş olduğu gibi, sağlıkta
fiziki hastane koşullarını ortadan kaldırmak amacıyla
şehir hastanelerini yapıyoruz. Bunun da ilki biliyorsunuz Kayseride
başladı.
Bu nitelikli
yatak dediğimiz yani içerisinde hasta yatağının, hasta
refakatçi yatağının, banyosunun, tuvaletinin olduğu, adam
gibi yaşanabilecek 30 metrekarenin üzerinde odadır. Tek kişilik
yatak diye tabir ettiğimiz nitelikli yatakları, sizin döneminizde,
2002 öncesinde 6 bin civarındayken bugün 50 binlere yükselttik.
İnşallah, önümüzdeki dönemlerde de şehir hastanelerini
bitirdiğimizde yüzde 100e yakınını -tamamıyla
beraber- nitelikli yatağa dönüştürmüş olacağız.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) - Siz bitirmiyorsunuz ki. Sizinle ne ilgisi var? Parayı veren
bitirecek.
İSMAİL
TAMER (Devamla) - Ayrıca, 72 ilde 238 sağlık tesisimizde 986
yataklı anne otellerini kurduk.
Yine, toplum
sağlığı merkezlerini kurduk.
Yoğun
bakım yataklarında çok vahim bir durum vardı Türkiyede.
Yataklarda yer bulunmuyor, hastalar hayatını kaybediyordu. Ama,
şu an için ben rakamlar vereyim: 2002 yılında 839 tane
yoğun bakım yatağımız varken bugün için 11.672ye
yükselttik.
Ayrıca,
palyatif merkezler kurduk. Bunda da kronik hastalığı olan
hastalara yardım etme amacıyla
Yine, gelemeyen,
evde kimsesi olmayan, bakıma muhtaç hastalar için de evde bakımı
gerçekleştirdik.
Böylece, devletin
kimsesizlerin kimsesi olma vurgusunu daha somut olarak ortaya koymuş
olduk.
Sağlıklı
insan gücü kaynağı 2002 yılında 256 bin iken 2014te 530
bine çıkmıştır.
Yetişmiş
insan gücü ve ileri düzeyde teknoloji donanımı gerektiren özelliklerle
de hastanelerimizi tıbbı teknoloji alanında donattık.
Yapılamayan ameliyatların, çok daha rahat bir şekilde Türkiye
sathına yayarak, her ilde yapılmasını sağladık.
Birer örnek de verecek olursam: 4 sağlık tesisimize robotik cerrahi
kurduk. 42 sağlık tesisimize radyoterapi merkezi kurduk. 50
sağlık tesisimize -7 sağlık tesisimiz de olmak üzere- KVC
merkezi, 7 sağlık tesisimize de pediatrik KVC merkezini yaptık. Onkoloji
merkezleri kurduk, 18 sağlık tesisimize prematüre retinopatisi
tanı merkezini getirdik, 34 sağlık merkezimize yanık
ünitesi kurduk. Ben asistanlık dönemimde hatırlarım,
cerrahlık dönemimde hatırlarım, yanıklı hastalar büyük
bir sıkıntı içerisindeydi, enfeksiyona kapılmış,
artık sonu gelmeyen, ölümlerle noktalanan durumlar söz konusuydu. Ayrıca,
2002lerde yıllık 700 civarında olan organ naklini bugün
4.300lere kadar ulaştırdık.
Değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri; işte sağlıkta
gelişmenin, sağlıkta devrimin en önemli özelliklerinden
birisidir, ağız diş sağlığı merkezlerinin
sayılarını artırdık. 137 tane ağız diş
sağlığı merkezini, ayrıca 6 tane de yine
ağız diş sağlığı hastanesini faaliyete
geçirdik.
Bununla
kalmadı, Türkiye turizmde de, sağlık turizminde de çok ileri
gitti. Artık bugün Türkiyeye gelen uçaklar dolusu yabancı hasta var.
Avrupadan gelen hastalar var, İngiltereden gelen hastalar var,
Afrikadan gelenler var, Orta Doğudan gelenler var, bir sağlık
turizmi cenneti hâline getirdik Türkiyeyi.
Bununla
da kalmadık, Afrikadaki bazı ülkelerde hastaneler kurarak onlara da yardım
ediyoruz. Somalide 250 yataklı, Sudanda 200 yataklı, Pakistanda 70
yataklı, Filistinde de 30 yataklı hastaneleri kurmuş olduk.
Bizim tek amacımız, halkımıza, hastalarımıza en
önemli hizmeti, sağlık hizmetini verebilmektir.
Tabii,
Tıp Bayramı da geldi. Bugün Başbakanımızın da
açıklamış olduğu gibi, sağlıkla ilgili yeni
birtakım gelişmeleri de sizinle paylaşmak istiyorum.
Yapacağımız düzenlemeyle nöbet ücretlerinde yüzde 50 zam
getirdik. Hekimlerimizin yanında, diğer tüm sağlık
çalışanları bu zam ücretlerinden yararlanacak. Aynı
zamanda, 112 çalışanları ve yoğun bakımlarda olanlara
yüzde 75 oranında zam yapılmış olacaktır.
Biliyorsunuz,
2010 yılında hâlen hekimlerimizin sabit döner sermayeleri...
Emeklilik primi kesilirken ikinci bir emeklilik aylığı elde etme
imkânı getirmiştik, bu düzenleme aynen devam edecek. Ayrıca,
arzu eden hekimlerimize sabit döner sermayenin üzerinde döner sermaye
gelirlerinde emekli primi kesilmesi imkânı getiriyoruz.
Yine,
çalışmak isteyen hekimlerimiz eskiden 65 yaşında emekli
oluyorlardı, isteyen hekimlerimiz artık 70 yaşına kadar
çalışabilecekler. Hekim sayımızdaki açığı da
bir nebze önlemiş olacağız. Hekimlerimizin meslek icabı
yapmış oldukları tıbbi işlemler nedeniyle
haklarında açılan davalarda da önemli yenilikler yaptık,
artık -kamuda çalışan sigortalılar dâhil olmak üzere- yüzde
50sini kamu, yüzde 50sini de doktor arkadaşlarımız kendileri
ödüyor durumda olacaklar. Bunun
yanında, özel hastanedeki doktor arkadaşlarımızın da
yine aynı şekilde bu haktan yararlanmalarını
sağladık.
Değerli
arkadaşlar, ayrıca bir ameliyat esnasında hastalarda bir
sıkıntı olduğunda sigortalarını
genişletmiş durumdayız. Yapacağımız yeni
düzenlemeyle -mali sorumluluk sigortası- vaka başına 400 ile 600
bin arasında değişen bir rakam getiriyoruz, ortalama 400 bin
lira civarında bunu artırmış olacağız.
Sağlık çalışanlarının yıpranma payı,
fiilî hizmet zammı talepleri üzerinde de
çalışmalarımız devam ediyor.
Ayrıca,
değerli arkadaşım, yine burada, sağlıkta
şiddetten bahsetti. Sağlıkta şiddette Beyaz Kod
uygulamasıyla önemli bir görevi ifa etmiş oluyoruz. Bundan önce
direkt suç olarak kabul edilmeyen, suçlar kapsamına alınıp,
sağlıkta doktora şiddet, sağlıkçıya şiddeti
yapanların artık tutuklanmalarıyla ilgili yeni düzenlemeler
gelmiş oldu. Yine, il
bazında Beyaz Kod koordinatörlükleri kuruldu. Aynı şekilde,
sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele
karşı, görev sırasında, görevleri dolayısıyla
işlenen kasten yaralama suçlarında, Ceza Muhakemelerinin 100üncü
maddesinin (3)üncü fıkrasına göre, değerlendirme, cezaya
çarptırılma durumları söz konusu oldu. Sağlık
tesislerimizde -Emniyet personeli görevlendirmesiyle- Emniyetten 709 kişi
bize yardım etmeye çalışıyor.
Değerli
arkadaşlar, tüm bu güzellikler içerisinde sağlıkta devrim yaptığımızı
bir kez daha haykırıyorum ve ifade ediyorum.
Tüm
halkımıza sağlıklı günler temenni ediyor, önerinin
aleyhinde olduğumuzu ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tamer.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Bir şey ifade edebilir miyim Sayın
Başkan?
BAŞKAN
Tabii.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Şimdi, bizim araştırma
önergemiz sağlık çalışanlarının sorunları
hakkındaydı ama konuşmacı, Sayın Tamer
sağlık sistemini anlatarak, yanlış da bilgi vererek
yanlış bir
Söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun, düzeltin.
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Deavam)
4.- Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in, Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin MHP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve MHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bizim araştırma
önergemizin konusu, sağlık sisteminin değil sağlık
çalışanlarının sorunlarını içermekteydi. Hâlbuki
konuşmacı, Sayın Tamer buraya geldi, 2002de sağlık
şuydu, 2014te şu noktaya geldi. dedi. Hep örnekler veriyorlar ya
böyle, hakikaten en büyük hata ve eksiklik de burada yapılıyor diye geçmişte
de söylemiştim. Bu, sistemin irdelenmemesine, sorgulanmamasına sebep
oluyor ve üzerine hiçbir şey koyulamıyor senelerden beri.
Tamam,
sağlıkta bir dönüşümdür, adı konuldu ama bunun nereye
gittiği, döne döne nereye gittiği de belli değil esasında,
sistemin nereye gittiği hakikaten belli değil. Bakın,
çalışanlara bir sorun değerli iktidar milletvekilleri,
çalışanlarla bir görüşün; her gün yönergeler geliyor, benim
çalıştığım zaman da böyleydi, her gün tebliğler,
her gün yönergeler değişiyor. Bu sistemin mantığı
değişmediği müddetçe
Eğer sağlık sistemini
konuşacaksak onu da konuşuruz elbette ama sistemin
mantığını değiştirmediğimiz müddetçe bu
sistem içerisinde yapılan değişiklikler hiçbir zaman
sağlıkta yenilik getirmiyor artık, üzerine bir şey
koymuyor. Bunu kabul edin lütfen.
Diyorsunuz ki: Sağlıkta,
genel tababette müracaatı 8e çıkardık. Ya, 28 Avrupa
Birliği ülkesinin ortalaması, Türkiyedeki doktor
sayısından, Türkiye ortalamasından, hastane, yatak
sayısı, hemşire sayısı çok yüksek olmasına
rağmen onlar da 6,4; bizde müracaat 8. Böyle bir müracaat olur mu
hastaneye? 100-150 hasta bakabilir mi bir hekim? Bunları
konuşmamız lazım. Esasen gündeme getirilmesi gereken konular
bunlar eğer sistemi konuşacaksak. Bugün, hastalar gerçekten, gerçek
hastalar muayene olamamakta ama hasta olmayanlar
Ben çok rastlıyorum,
diyor ki: Biraz daha iyileşeyim de hastaneye gidip bir muayene
olacağım, çok hastayım şimdi. Yani hastalar değil,
âdeta hasta olmayanlar hastaneye gidip müracaat edebiliyorlar.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Devamla) Hakikaten hastaneler tıklım
tıklım.
Doktorlara verilen
performans nedeniyle çok hasta bakmaları söyleniyor. Dolayısıyla
da doktorlara çok hasta baktırılarak sağlıkta kaliteli,
nitelikli bir hizmet sunmanın önüne geçiliyor.
Bu vesileyle
tekrar söz aldım, sizi de saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Tamer.
FARUK BAL (Konya)
Niye buyurdu Sayın Başkanım? Hangi nedenle söz verdiniz
sayın hatibe?
BAŞKAN
Sırayla buyur ediyorum.
FARUK BAL (Konya)
Sataşma mı var, yoksa
BAŞKAN
Herkes bilgilendiriyor. Yani şimdi öyle, bilgilendirme
seansındayız.
5.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamer'in,
Samsun Milletvekili Cemalettin Şimşekin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Şimdi, değerli arkadaşım benim
yanlış bilgi verdiğimi ifade etti. Ben yanlış bilgi
falan vermedim. Eskiden niye 3 hastayı kabul ediyordu? Sevk yoktu, hasta
doktora gelemiyordu. Dolayısıyla, bir sürü sıkıntılar
vardı, SSK hastanelerinin önü kuyrukla doluydu. Yine aynı
şekilde, üniversite hastanesine sevk etmek için bir sürü paralar talep
ediliyordu. Siz de bir doktorsunuz, bunu çok iyi biliyorsunuz. Biz bunları
ortadan kaldırdığımız için 8e yükseldi. Ayrıca,
150 hasta bakıldığı zaman eski dönem, 2002 öncesi dönem;
şu anda bakılan hasta sayısı 50-60, hatta daha da
düşük yerler söz konusu.
Bunun
yanında, performans sistemini eleştirdiniz. Sizin
aldığınız maaş 1.600 lira, hatta o dönem 1.200 lira
civarındaydı. Bakın, ben bugün bir uzman doktorun ve pratisyen
doktorun aldığı maaşı söyleyeceğim,
maaşının haricinde ek ödemeyi size söyleyeceğim.
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Önce bir çıplak maaşı söyle.
İSMAİL
TAMER (Devamla) Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ocak
ayında uzman doktorun aldığı en düşük maaş 4.259,
en yüksek 12.906, ortalaması 9.263 TL.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Emeklisi ne alıyor? Niye doktorları 70
yaşına kadar çalıştırmaya karar verdiniz?
İSMAİL
TAMER (Devamla) Yine, pratisyenin ocak ayında 2.304 ve 8.912, bunun
ortalaması, bir pratisyen hekimin ortalaması 5.259dur.
Değerli arkadaşlar, siz
nereden nereye geldiğimizi hâlâ görememişsiniz.
Çalıştığınız dönemde sizin
aldığınız maaşla, daha sonraki ek ödemeyle
aldığınızı vicdanınıza soruyorum. Size bunu ifade
etmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CEMALETTİN ŞİMŞEK
(Samsun) Sayın Başkan
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan -ben gerekçemi de izah edeyim- sayın hatip 2002
referansıyla 57nci Hükûmet dönemine de atıfta bulundu.
BAŞKAN Hayhay da, Sayın
Cemalettin Şimşek de bir şey söyleyecekti. Aynı şey
mi?
FARUK BAL (Konya) Aynı
değil.
BAŞKAN Ben Sayın Bakana
öncelik vereyim, Hükûmeti savunsun.
Buyurunuz.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Şimdi, 57nci Hükûmeti nereden
karıştırdın İsmail ağabey?
RECEP ÖZEL (Isparta) Bakanlık
yaptığı dönemi savunacak.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Bu 57nci Hükûmetin genel vekâletini mi aldın ağabey?
6.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın,
Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ağzı olan konuşur.
diye bir laf var, buraya gelen arkadaşlar önünü arkasını
düşünmeden 2002 diye başlıyorlar, milada da oradan
başlıyorlar. Eğer aklınız eriyorsa, birazcık
siyasi geçmişiniz varsa ve hafızanız varsa
araştırın, inceleyin. Şimdi, sizin sağlıkta
dönüşüm, değişim dediğiniz iş, Milliyetçi Hareket
Partisinin 2009 seçim beyannamesinde SSK ve
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
1999.
RECEP ÖZEL (Isparta) Vay be! Ama tüp
geçidi başlattılar!
FARUK BAL (Devamla) Sayın
Başkan, insicamımı bozmasın, bu Recep çok konuşuyor,
bana da laf atıyor.
1999 yılının seçim
beyannamesinde, Emekli Sandığına tabi olanlarla
SSKlıları ve BAĞ-KURluları birleştirme projesidir.
AKP nevzuhur bir parti olarak 2001li yıllarda, 2002li yıllarda
kurulurken arayışa geçti Siyasi projeleri nasıl
araklarım. diye. MHPnin 2023 Projesini nasıl
araklamışsa, Milliyetçi Hareket Partisinin sağlıktaki
dönüşümle ilgili Emekli Sandığıyla SSKyı
birleştirme projesini de o çerçeve içerisinde almıştır.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Protokoller imzalanmıştı o zaman, protokoller.
İDRİS ŞAHİN
(Çankırı) Sizinkiler sadece fikirde kalıyor, icraata AK
PARTİ geçiriyor işte.
FARUK BAL (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, o şartlar altında koalisyon hükûmetinde
-bilginiz olsun- bu projeyi biz hayata geçirmeye çalıştık
GÜLAY DALYAN (İstanbul) Sonuç?
FARUK BAL (Devamla)
ancak SSK
Anavatan Partisine bağlı olduğu için o zamanın Anavatanla
ilişkili Sayın Bakanı kendi yetkileri çerçevesinde buna izin
vermedi.
GÜLAY DALYAN (İstanbul) Sonuç?
Beceremediniz, kendi projenizi bile yapamadınız.
FARUK BAL (Devamla) Bu nedenden
dolayı hayata geçirilememiştir diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
GÜLAY DALYAN (İstanbul) Sonuç
Beceremediniz, kendi projenizi bile gerçekleştirecek gücünüz yok.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Efendim.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Hatip, partimize dönük nevzuhur ifadesini
kullandı. Bununla ilgili
FARUK BAL (Konya)
Evet, doğru efendim, sataştım.
BAŞKAN
Hayhay.
Şimdi, hani
filmleri başlatırken yönetmen action diyor ya, öyle olduk.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
7.- Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın, Konya Milletvekili Faruk Balın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün hem gündem
dışı konuşmalarda hem de şu andaki konuşmalarda
hatipler, daha önce, AK PARTİ iktidara gelmeden önce kendi projeleri
olduğunu, işte hızlı trenle ilgili projenin önceden
başlatıldığını, sağlıkta dönüşümün
önceden başlatıldığını
FARUK BAL (Konya)
Marmaray
MAHİR ÜNAL
(Devamla) Efendim, devletin zaten rafları bir sürü projeyle dolu.
Aslolan, bu projeleri aslolan gerçekleştirecek iradeyi ortaya
koymaktır ve bu mali disiplini ve parayı sağlayabilmektir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Bakın,
bazı rakamlardan bahsedeceğim size: 2002 yılında vergi
gelirlerinin yüzde 85,7si faiz ödemelerine giderken şimdi bu oran yüzde
14e düşmüş durumda. Bu sayede 2002 yılında kamu faiz
harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 14,8
iken bugün yüzde 2,8; kamu net borcu 2002 yılında 215 milyar iken
şimdi 190 milyar civarında, 2002 yılında borçlanma ortalama
vadesi sadece 9,4 ay iken şimdi 74 aya ulaşmış. Yine,
geçmişte bütçe açığının gayrisafi yurt içi
hasılaya oranı yüzde 15lerde iken şimdi yüzde 1,5larda. Bunu
daha uzatabiliriz.
Şimdi, bu
sayede, on iki yıllık siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde ortaya
güçlü bir siyasi irade kondu, devletin hazinesi doldu, devletin tozlu
raflarındaki projeler de AK PARTİnin güçlü iradesiyle hamdolsun
müşahhas bir hâle geldi, gerçekleşti, refah oldu, hizmet oldu. O
yüzden, biz, bu millete bu yaptıklarımızı söylemekten
utanıyoruz çünkü bu bizim görevimiz ve şunun da bilinmesini
istiyoruz: Bunları yapmaya devam edeceğiz. Bizi izlemeye devam edin.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
- Sayın hatip AKPnin nevzuhur olduğuna dair benim söylemim üzerine
söz aldı, yalan yanlış beyanda bulundu. Bu nedenden dolayı
söz istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
8.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünalın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
FARUK BAL (Konya)
Mahir Beyin burada aldığı sözün gereğini yerine
getireceğini ümit ederek nasıl nevzuhur ya da nasıl öncesi var
diye bekliyordum, cevap vermedi, yalan yanlış ifadelerde bulundu.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Efendim, nevzuhur temelsiz demektir, temellerimizi
anlattım.
FARUK BAL
(Devamla) Şimdi, 2002 rakamlarına göre
baktığımızda, AKP nevzuhur bir parti olarak 57nci Hükûmet
döneminde yaşanmış krizlerden sonra makroekonomik dengelerin
düzenlenmesi için alınmış olan tedbirlerin
yarattığı pozitif ortamları siyasi bir geleceğe
çevirmek suretiyle bugünlere kadar gelmiştir. Ama 2002ye
baktığımız zaman, AKPnin bugünkü fotoğrafında
-iyi dinle Mahir Bey- 2002de gayrisafi büyüme hızı yüzde 6,2;
2014te yüzde 3,3. Toplam kamu borcu 2002de 242 milyar, 2014te 599,7 milyar
dolar. İç borç 149,9 milyar 2002de, şimdi 411,1 milyar dolar. Ve Türkiyenin
bütün vatandaşları, şirketleri borçlanmış durumda,
yaşanmakta olan dolar krizi ve bu dolar krizinin suni bir şekilde
Cumhurbaşkanının Merkez Bankasına baskısı
nedeniyle artması sonunda dövize bağlı olarak borçlanmış
olan şirketler şu anki rakam itibarıyla 100 milyar dolara
yakın bir kayıp içerisindedir. Bunları da söylemeni beklerdim.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, sadece kayıtlara geçmesi
için söylüyorum: Bu meseleler rakamlar üzerinden değil oranlar üzerinden
konuşulur. O yüzden, sayın hatibin oranları vermesini beklerdik
efendim.
BAŞKAN
Sayın Şimşek
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) - Sayın Tamer konuşmasında bizim yanlış
bilgi verdiğimizi ifade etti, söz istiyorum.
BAŞKAN Gene
mi düzeltme var?
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Düzeltme değil, bilgi vereceğim.
BAŞKAN -
Buyurun.
9.- Samsun Milletvekili Cemalettin
Şimşek'in, Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Samsun) Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hakikaten, konuşmacı
konuşmasında -Sayın Tamer- bizi yanlış
bilgilendirmekle suçladı bir yerde belki, yani o şekilde ifadelerde
bulundu.
Şunu ifade
etmek istiyorum öncelikle, şunu bilmeniz lazım Sayın Tamer: 2002
ve öncesinde de sağlıkta sorunlar vardı, elbette ki farklı
sorunlar vardı. Bugün de çok fazla sorun var. Sizin eksik
tarafınız, kabul etmediğiniz tarafınız, bugünkü
sorunları görmeyip onları görmezden gelmeniz. Bugün sağlık
çalışanlarının sorunları giderek artmakta yoğunluk
ortamında. Özlük hakları sıradan memurların özlük
haklarından daha geride; fiilî hizmet zammını almak istiyorlar,
çalıştıkları ortamların koşullarının
daha iyileştirilmesini istiyorlar. E, bunları konuşmamamız
mı lazım? Bunlar o kadar yoğunlaştı, o kadar büyüdü ki
bu sorunların konuşularak mutlaka sağlık
çalışanlarının sorunlarının çözülmesi lazım
diyoruz.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Onları düzelteceğiz, bir zam vereceğiz.
CEMALETTİN
ŞİMŞEK (Devamla) - Ona gelince, şimdi, eskiden hekimlerin
maaşları azdı ama, biliyorsunuz, yasa gereği muayenehane
açma gibi bir yetkileri, hakları vardı. Siz dediniz ki: Hekim ile
hasta arasına para giriyor, girmesin. Böyle bir sistem
Ama bu sefer de
puan soktunuz hekim ile hasta arasına. Hastaya puan gibi bakmaya başladı
hekim sizin sisteminizde.
Dolayısıyla,
bakın, hekimlerde malpraktis korkusu ve defansif tıp
uygulamaları gelişti. Eskiden risk alırdı hekimler kendi
hastalarına karşı ama bugün risk almıyor,
başından gönderiyor. Niye? Çünkü puan hangisinde daha fazla, ona
bakıyor. Hekim hekimdir, doğru çalışır, dürüst, düzgün
bir insandır; düzgündür ama her şeyden önce insandır. Her
insanın yaptığı hatayı ve eksikliği hekimlerin de
yapabileceğini düşünüp, sistemi ona göre kurgulamamız
gerekmektedir. Hiçbir sistem, kişilerin düşüncesine, kişilere
bırakılacak kadar değersiz değildir. Sağlık da
çok önemli bir değerdir. Dolayısıyla, kişilerin
inisiyatifine bırakılamaz.
Bunu ifade ediyor,
hepinize teşekkür ediyorum.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Her hekim şereflidir Hocam.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Öz
ve arkadaşları tarafından, sağlık
çalışanlarının mevcut sorunlarının
araştırılması ve bu sorunların giderilmesinde
esaslı önlemlerin alınması, yasal düzenlemeler
yapılması amacıyla 9/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde Tokat Milletvekili
Sayın Orhan Düzgün. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket
Partisinin, sağlık çalışanlarının
sorunlarıyla ilgili önergesi hakkında söz aldım. Ancak, bu
konuya girmeden önce, dün Tokatta yaşanan bir olayla ilgili sizleri
bilgilendirmek istiyorum.
Dün, Tokatta, bir
ilköğretim okulunda bir öğretmen, başörtüsü olmayan
kadınlara tecavüzün mubah olduğunu söyledi ve kız
öğrencileri başörtüsü takması konusunda uyardı.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Yanlış yapmış, çok yanlış.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Yanlış efendim.
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Edepsizlik etmiş.
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Kötüden örnek olmaz, kötüden örnek mi olur?
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Şimdi, sayın milletvekilleri, bu görüşe
katılmayacağınızı düşünüyorum ancak şunu
samimiyetle söylüyorum: Bu devlet memuru hakkında ne
yapacağınızı da takip edeceğiz çünkü bu sözle olmaz,
bakalım bu arkadaşla ilgili neler yapılacak? Göreceğiz,
izleyeceğiz hep beraber.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Takipçisi olacağız Sayın Vekilim.
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlarım,
sağlıkta devrim dedi benim sevgili meslektaşım.
Şimdi ben size şöyle söyleyeyim: Yani devrim lafı çok size
göre bir laf değil. Neden değil? Bu zamana kadar hiç devrim
yapmadınız. Şimdi, devrim yapmak ciddi bir laftır, ciddi
bir iddiadır. Devrimi yaparsanız ülkeyi yönetirsiniz, devrimi
yapamazsınız sizi idam ederler. Siz bu sağlıkta devrim
işini beceremediniz, kusura bakmayın. Şimdi gerekçelerini tek
tek anlatacağım.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Vatandaş öyle demiyor.
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Anlatacağım. Görürsünüz, vatandaşın ne
dediğini de göreceğiz yakında.
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Millet kabul ediyor ama, sağlıkta devrimi millet
kabul ediyor, siz kabul etmeyebilirsiniz.
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Anlatacağım. Şimdi, nasıl
başlamıştı bu hikâye? Dediniz ki: Kardeşim, kimlik
kartını al, ister özel hastaneye git ister devlet hastanesine git,
canın nereyi istiyorsa oraya git, para pul yok. Peki, nereye geldi bu
iş şimdi? Vatandaş hastaneyi arıyor, telefon ediyor,
randevu alacak, Ver bakalım parayı. Hastaneye geliyor, poliklinikte
muayene olacak, Ver bakalım parayı. Tahlillerim çabuk
çıksın, böyle istiyorum., Ver bakalım parayı. Özel bir
ameliyat olmak istiyorum., Ver bakalım parayı. Tam 13 yerden para
alıyorsunuz, tam 13 yerden. Eskiden bir yerden alınıyordu. Hastaneler
birer işletme hâline dönüştürüldü.
Değerli
arkadaşlarım, sağlık en temel yaşam
hakkıdır. Burayı bir işletme, bir ticarethane olarak
göremezsiniz. Eğer böyle görürseniz hata yaparsınız, ki nitekim
oldu, hastası az olan hastaneler kapatıldı. Hastane bakkal
dükkânı değil arkadaşlar, müşteri gelmediği zaman
kapatılmaz. Böyle bir uygulama olmaz.
Sağlık
çalışanları ne durumda? Bakın, her seferinde söylüyorum
RECEP ÖZEL
(Isparta) Hangi devlet hastanesi kapandı?
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Anlatırım.
Her seferinde
söylüyorum, Sağlık Bakanı geldi buraya -bir önceki
Sağlık Bakanı- dedi ki: Ya, bu mecburi hizmet insanın
insana zulmüdür. Peki ne oldu? Siz mecburi hizmeti geri getirdiğiniz gibi
yan dal yapanlara da mecburi hizmet koydunuz. Yani mecburi hizmet arttı,
insanın insana zulmü arttı sağlıkta.
Peki,
sağlık çalışanlarının can güvenliğine ne
oldu arkadaşlar? Bakın, daha bugün Diyarbakırda bir hekim
bıçaklandı, şu anda ölümle pençeleşiyor. Her kürsüye
geldiğimizde diyoruz ki: Ne yapın edin, biz de destek verelim,
şu sağlık çalışanlarına şiddeti
durduralım. Durmuyor bir türlü. Niye durmuyor? Çünkü, işte, az önce
sevgili meslektaşım da yaptı, sorarsanız doktorlar kucakla
para alıyorlar fakat benim arkadaşlarım hâlâ
çalışıyorlar, hâlâ görüşüyorum, hiç böyle 9-10 bin lira
maaş alan bir doktordan haberimiz yok.
İSMAİL
TAMER (Kayseri) Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki
ocak ayı maaşlarını söyleyeyim size.
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Bakın, şunu söyleyeyim ben size: Bir doktor emekli
olduğunda, bugün kaç para emekli maaşı alıyor biliyor
musunuz? 1.500 lira maaş alıyor ve bu nedenle emekli
olamıyorlar. Herhâlde siz de bunu fark ettiniz ki 70 yaşına
kadar çalışsın. diyorsunuz. Ya, değerli
arkadaşlarım, bu ülkede siz mirasınızı 65
yaşından sonra oğlunuza bırakacağınız zaman
devlet sizden rapor istiyor, Git bana doktordan rapor getir, senin aklın
başında mı? diyor. Siz 70 yaşındaki adama
insanların sağlığını emanet etmeye
uğraşıyorsunuz. Böyle bir yaklaşım olamaz.
Aile hekimlerine
dediniz ki: Gelin, siz pratisyen hekimsiniz, biz size bir hafta kurs verelim,
hepiniz aile hekimi olun. Peki, o zaman niye insanlara aile hekimliği
uzmanlığı yaptırdınız üç yıl, bu iş bir
haftada oluyordu madem? O zaman da dedik, Yahu, bu pratisyen hekimleri
çekiyorsunuz hastanelerin acillerinden, yarın acilde nöbet tutacak doktor
bulamazsınız. dedik, dinlemediniz. Ee, şimdi ne oldu? Bu sefer
de dediniz ki: Hadi bakalım, çıkın merkezlerinizden, acilde
nöbet tutacaksınız. Peki, onu da bulamazsanız ne olacak? Onu da
bulamazsınız Uzman hekime nöbet tuttururum ben. Adam göz doktoru,
yirmi yıldır kalp krizi okumamış, geçmiş, acilde
-sizlerin ailesi de aynı durumda- kalp krizi tedavi etmeye kalkıyor.
Ee, böyle olunca da tabii, morbidite de artıyor, mortalite de
artıyor. Bunu defalarca söylüyoruz söylüyoruz, dilimizde tüy bitti,
anlayan dinleyen yok.
Arkadaşlar,
bakın, biz şurada bir yasa çıkarmaya uğraşıyoruz
ve günlerdir, gece sabaha kadar çalışıyoruz. Şimdi,
hekimleri düşünün, o sabaha kadar
çalıştığınız anı düşünün, birisi gelip
size diyecek ki: Akşama kadar da devam edeceksin. Kaç gün
yaparsınız bunu Allah aşkına? Yapmazsınız. Ama
hekimler bunu yıllardır yapıyorlar ve siz o gözünden uyku akan,
o yorgunluktan tükenmiş insanlara bu ülkenin
sağlığını, insanların sağlığını
emanet ediyorsunuz.
Evet, değerli
arkadaşlarım, ücretleri söyledik. Yardımcı sağlık
personeli
Çalışıyorlar. Yani ben bu ülkenin sağlık
çalışanlarının hepsinin dürüst ve gayretli olduğuna inanırım
açıkçası, beraber çalıştım çünkü. Bunlara döner
sermaye verilirken bunlar nedense hep bir tavana takılırlar fakat
bununla ilgili hiçbir yasal düzenleme yapılmaz. Hekimler eğer hastane
para kazandıysa para alırlar ama yardımcı sağlık
personeline Sen tavana takıldın. derler, o gariban adamlar 150
lira, 200 lira parayla yetinmek zorunda kalırlar. Buna ne zaman çözüm
bulacaksınız, onu bilemiyorum.
Şimdi, özel
hastanelerin açılmasına sınırlama getirdiniz. Peki,
kriteriniz ne arkadaşlar? Veya özel hastanenin
çalıştıracağı hekim sayısına
kısıtlama getirdiniz. Neye binaen getirdiniz? Siz herhangi bir
fabrikaya gidip -mademki bu hastaneler iş yeri- Sen burada şu kadar
işçi çalıştırabilirsin, bu kadar mühendis
çalıştırabilirsin. diyor musunuz? Demiyorsunuz. O zaman niye özel
hastane sahibine diyorsunuz? Yahu, taksi plakası satılır gibi
hekim diploması satılmaya başlandı, hekim kadrosu
satılmaya başlandı. Bunları size defalarca söyledik, bunun
önüne geçin dedik ama dinleyen yok arkadaşlar.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Bu kadroları kim aldı, kim depoladı,
kim biriktirdi? Kim bu kadrolar üzerinden milyarlar kazandı?
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Evet, değerli arkadaşlarım, şimdi
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sizin öneriniz ne? Sizin önerileriniz ne?
ORHAN DÜZGÜN
(Devamla) Önerilerimi söyleyeceğim Recep. Bu işten de anlıyorsundur
sen kesin, onun için anlatacağım.
Bakın, bugün
Başbakan açıklama yaptı, diyor ki: Hekimlerin nöbet ücretlerine
zam yaptık. Kaç para zam yaptınız? Saatini 7,5 liradan 10
liraya çıkardınız, bu. Hâlbuki ne söz vermişsiniz
hekimlere? Fiilî hizmet zammı yapacağız. demişsiniz,
Performansınızı emekliliğe yansıtacağız.
demişsiniz, Maaşlarınızda iyileşme
yapacağız. demişsiniz, Emeklilik ücretlerini artıracağız.
demişsiniz. Bunların hiçbirinden bahseden yok. Nöbetini tutarsan 7,5
liradan 10 liraya çıkardım nöbet ücretini. demişsiniz.
Yaptığınız iyilik de bu.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, bakın, şunu açıkça
söylüyorum: Keşke Sağlık Bakanı burada olsaydı da ona
cevap verseydi. Sağlıktan rant elde etmek, hele hele yolsuzluk
yapmak, hiçbir ülkenin, hiçbir vicdanın kabul edeceği bir şey
değildir. Bakın, istiyorsanız size adresi de veririm,
Çayyolunda bir bina, kimin olduğu biliyoruz, kimin
kiraladığını biliyoruz, kaç para kira
aldığını da biliyoruz. İki buçuk yıldır
bomboş bir binaya Sağlık Bakanlığı 400 bin lira
kira ödüyor ve bu bina bomboş arkadaşlar. Yazık günah değil
mi bu devletin parasına? Bu milletin parasına yazık günah
değil mi arkadaşlar? Yani, neden bunu engellemiyorsunuz? Bu
binayı kim kiralamış, kimin bu bina, kim aracılık
etmiş, bir sorun bakalım, sorun Allah aşkına. Eğer
merak ediyorsanız gelin, ben size hepsini söylerim, böyle bir şey
olmaz.
İlaç
Evet,
ilaç sektöründe fiyatlar düşürüldü, bence olumlu bir gelişmedir fakat
orada da kantarın topuzu kaçtı. Şimdi, kanser olmuş hasta
ilaç bulamıyor. Niye bulamıyor? Çünkü, bunlarla ilgili bir sürü özel
izinler getirilmiş, bir sürü prosedür getirilmiş, vatandaş kan
ağlıyor. Efendim, söylediğim gibi, sağlık sistemini
uçuruyorduk, sağlık sistemi çakılmış durumda. Bundan
sonra nereye gideceği, ne olacağımız, ne biteceğimiz
hiçbirimizin belli değil.
Değerli
arkadaşlar, iş yeri hekimlikleriyle ilgili
Bakın, her gün bu
ülkede kazalar, cinayetler oluyor, artık, bunlar iş kazası falan
değil, iş cinayeti bunlar. Bunlarla ilgili ne yapılıyor,
iş yeri hekimliğiyle ne yapılıyor, hiç kimsenin
bildiği ettiği yok. Bu insanların
sağlığını kim denetliyor, iş yerlerinin
sağlığını kim denetliyor, nasıl yapıyor?
Yani, bu işle ilgili de bir piyasa oluştu. Artık, elinde
çantayla dolaşıp, iş yeri iş yeri gezip Gelin, ben sizin
tansiyonunuza bakayım, sağlık kontrolünüzü yapayım. diyen
bir sektör üredi. Böyle, bu şekilde nasıl götüreceksiniz bu işi
değerli arkadaşlarım?
Tekrar,
söylediğim gibi, umut ederim ki sağlıktaki
çalışanların hakları bir an evvel gözetilir, bu ülkenin
sağlık sistemi bir an evvel düzeltilir.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Düzgün.
Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Sivas Milletvekili Sayın Hilmi Bilgin.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde söz
almış buluyorum. Bu vesileyle heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Milletvekilimiz İsmail Tamer Bey grup önerisi aleyhinde çok detaylı
olarak bilgi verdi. Gerek AK PARTİ döneminde sağlık
alanında yapılan çalışmaları gerekse sağlık
çalışanlarının sorunlarının çözümüne yönelik olan
hükûmetlerimizin yapmış olduğu hizmetleri ve icraatları
detaylı olarak anlattı. Yine, önümüzdeki süreçte 2023 hedefleri
doğrultusunda AK PARTİ hükûmetlerinin sağlık alanında
yapmayı planladığı çalışmalardan da çok
değerli milletvekilimiz detaylı olarak bahsetti.
Değerli
milletvekilleri, AK PARTİ iktidara geldiği andan itibaren, bunu
muhalefet ister kabul etsin ister kabul etmesin, halkımıza
sorduğumuz zaman, halkımızın içine girip de AK
PARTİ'nin icraatları noktasındaki memnuniyete
baktığımız zaman sağlık alanında
yapılan çalışmalardan halkımız en üst seviyede
memnundur ve bunu her zaman göstermektedirler. Yapılan anketlere
baktığımız zaman da sağlık alanındaki
memnuniyetin en üst seviyede olduğunu görmekteyiz.
Sağlık
çalışanlarını sağlık sisteminin ayrı bir
parçası olarak düşünemeyiz. Eğer sağlık alanında
yapılan hizmetlerden halkın memnuniyeti, milletimizin memnuniyeti
varsa, bu, sağlık çalışanlarının özveriyle
yapmış oldukları çalışmalarının bir
doğal sonucudur. Buradan şu sonucu çıkarırız ki
mutlaka dünya değişiyor, şartlar gelişiyor, Türkiye
gelişiyor, değişen ve gelişen dünyada her alanda,
sağlık alanında da olsun, diğer alanda da olsun, sorunlar
ve farklı ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Sorun çözmek üzere kurulan
hükûmetlerimiz, temelinde her türlü sorunu, Hiçbir mazeret
başarının yerini tutmaz. anlayışıyla hareket
eden hükûmetlerimiz, gelişen şartlar doğrultusunda farklı
alanlarda yine sorun çözmeye, milletimizin menfaati doğrultusunda,
milletimizin talebi doğrultusunda çalışmaya devam edecektir.
Bizden önceki
dönemlerde de tabii ki iktidar olan, hükûmet eden, bu millete hizmet etmek
üzere hükûmete gelen partiler mutlaka çalışmalar
yapmıştır, mutlaka iyi projeleri vardır. Çok değerli
grup başkan vekilimizin söylediği gibi de iyi projeler mutlaka
vardır ama aslolan bu projeleri hayata geçirmektir. Bu projeleri hayata
geçirerek milletin memnuniyetini kazanıp, bir sonraki seçimlerde milletin
desteğini alarak tekrar iktidar olup hizmete devam etmektir. AK PARTİ
3 Kasım 2002 tarihinden itibaren gerek sağlık alanında
olsun gerekse diğer alanlarda olsun yapmış olduğu
hizmetlerle birlikte, milletimizle birlikte bu ülkeyi daha da
geliştirmeye, daha da büyütmeye ve 2023 hedeflerine doğru götürmek
yolunda emin adımlarla devam etmektedir.
Ben, bu vesileyle, 14 Mart vesilesiyle
sağlık çalışanlarımızın tekrar 14 Mart
Tıp Bayramlarını tebrik ediyorum. İnşallah
onların desteğiyle birlikte sağlık alanındaki memnuniyet
daha da artacak ve milletimizle birlikte biz, emin adımlarla hedefimize
doğru yürüyeceğiz.
Bu vesileyle, Meclisin belirlenen
gündem doğrultusunda çalışmasının daha uygun
olacağı kanaatiyle grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu
söylüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
III.- YOKLAMA
(CHP ve MHP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama talep
ediyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi
vardır.
Sayın Gök, Sayın Çıray,
Sayın Susam, Sayın Bal, Sayın Kaplan, Sayın Düzgün,
Sayın Şimşek, Sayın Yılmaz, Sayın Kutluata,
Sayın Toskay, Sayın Başesgioğlu, Sayın Dedeoğlu,
Sayın Danışoğlu, Sayın Çandar, Sayın Oyan,
Sayın Dudu, Sayın Toprak, Sayın Akar, Sayın Güler,
Sayın Türkoğlu, Sayın Bulut, Sayın Türmen.
İki dakika süre veriyorum ve de
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.58
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
17.08
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ (Bolu)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
III - YOKLAMA
BAŞKAN -
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin oylamasından önce istem
üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- MHP Grubunun, Mersin Milletvekili Ali Öz
ve arkadaşları tarafından, sağlık
çalışanlarının mevcut sorunlarının
araştırılması ve bu sorunların giderilmesinde
esaslı önlemlerin alınması, yasal düzenlemeler
yapılması amacıyla 9/10/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
3.- CHP Grubunun, Hatay Milletvekili Mevlüt
Dudu ve 22 milletvekili tarafından, demir çelik üretim ve ticaret
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 23/2/2015 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak Genel Kurulun 12 Mart 2015
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
12/03/2015
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 12/03/2015 Perşembe günü (Bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Levent
Gök
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Hatay Milletvekili
Mevlüt Dudu ve 22 milletvekilinin Demir çelik üretim ve ticaret sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 23/02/2015 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin (1726 sıra no.lu), Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 12/03/2015
Perşembe günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde Hatay Milletvekili Sayın
Mevlüt Dudu, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
MEVLÜT DUDU
(Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Demir çelik
sektörü, ülkemiz sanayisini ayakta tutan temel sektörlerdendir. Ülkemizde
imalat sanayisini besleyen demir çelik sektörünün stratejik sektör olarak kabul
edilmesi ve rekabet gücünün korunması gerekmektedir. Demir çelik
sektöründe yaşanan sıkıntılar her geçen gün
artmaktadır.
Bu arada, küresel
çelik pazarının üzerindeki Çin etkisi göz ardı edilemeyecek bir
biçimde büyümeye devam etmektedir. Çin tehlikesine karşı, dünyada
birçok ülke tedbirler almaktadır. Avrupa Birliği Parlamentosu,
stratejik önemi ve endüstriyel üretimin yerli ham maddeyle yapılması
için, Avrupa Birliği ülkelerinde odak noktası hâline gelen demir
çelik sektörünün, otomotiv, inşaat, makine imalatı gibi üretim
odaklı sektörlerin gelişmesi ve katma değer yaratması
bakımından daha etkin korunması için çalışmalar
başlatmıştır. Avrupa Birliğinin uygulamaları
dışında, özellikle sınır komşularımızla
yaşanan sorunlar nedeniyle demir çelik sektörümüzün kapasite kullanım
oranı 2013 yılında yüzde 70 seviyelerine kadar
gerilemiştir.
Buna ilave olarak
ülke içinde Ekonomi nasıl bozulur? çalışmaları
başlamış, kendini Başbakan sanan Cumhurbaşkanı
tarafından Merkez Bankasına karşı açılan savaş
sonrasında dolar fırlamış, üreticiler ve tüccarlar zarar
üstüne zarar eder hâle gelmiştir. Bu arada tüm yük halkın ve
emekçinin omuzlarına yüklenmektedir.
Geçtiğimiz
yıllarda Türkiye, dünyanın en büyük 8inci çelik tüketicisi,
dünyanın en büyük 7nci çelik ihracatçısı, dünyanın en
büyük 9uncu çelik ithalatçısı, dünyanın en büyük 6ncı net
çelik ihracatçısı, dünyanın en büyük inşaat demiri
ihracatçısı ve Çinden sonra dünyanın 2nci en büyük uzun ürün
ihracatçısı, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin en büyük çelik
tedarikçisi konumunda bulunmaktaydı ama bu durum bozulmaya
başlamıştır.
Dünya çelik
üretiminin yüzde 70i entegre tesislerde, yüzde 30u da ark fırınlı
tesislerde yapılmaktadır. Türkiyedeki oran bunun tam tersidir.
Hâliyle, cevher ile hurda arasında açılan makas ilk olarak Türk
üreticileri vurmaktadır. Küresel çelik sektöründe, hurda denilince
Türkiye, cevher denilince Çin akla gelir. Çünkü Türkiye 20 milyon tonun
üzerinde hurda ithalatıyla dünyanın en büyük ithalatçısı
olmasına rağmen hurda piyasasını tam anlamıyla kontrol
edememektedir. Dünya sularında dolaşan cevher yüklü gemilerdeki
cevherin de yüzde 67si Çine gitmektedir. Ürünlerden biri olan inşaat
demirinde de yeni yatırımlara ve kapasite
artırımlarına müsaade edilmeye devam edilmektedir. Ciddi bir
kapasite fazlalığıyla karşı karşıya olan
inşaat demirinde yeni kapasitelerin önüne geçilmemesi Türk çelik
sanayisinin bindiği dalı kesmesi anlamına gelmektedir.
Sektörün bir
diğer eksikliğiyse vasıflı çelik üretiminin yetersiz
olmasıdır. Bunun için gerekli teknolojik değişikliklerin
yapılabilmesi için sektör yönlendirilmeli ve gereken teşvik
verilmelidir. Hurda, yassı mamul ve vasıflı çelik ithalatlarının
çok yüksek olmasından kaynaklanan cari açık durumunun
değişmesi ve Türk demir çelik sektörünün net ihracatçı
olması gerekmektedir. Bu da sektörün katma değeri yüksek ürünlere
yönelmesiyle birlikte ürün yelpazesini genişletmesiyle mümkündür. Bu
sayede sektör hem yeni pazarlara giriş imkânı elde edebilecek hem de
mevcut pazarlardaki payını artırabilecektir.
En büyük maliyet
giderlerinden olan enerji ve bu enerji maliyetleri üzerindeki ilave fon ve
kesintiler, uluslararası piyasalarda rekabet gücümüzü rakip ülkelere
karşı olumsuz yönde etkilemektedir. Sektörün ham madde
açısından ithalata bağımlı olması, girdi
maliyetlerini artırmaktayken enerji maliyetlerinin de yüksek oluşu
rekabet gücümüzü önemli ölçüde azaltmaktadır. 2014 yılında çelik
üretimi 2012 yılındaki seviyesine kıyasla yüzde 6 civarında
gerilemiştir. Çinli üreticilerin sahip olduğu üstünlüklere ek olarak
devlet yardımlarından sağladıkları avantajla çok
düşük fiyatlardan ihracat yaparak piyasalara yansıtması dünya
piyasalarında ve ülkemizde olumsuz bir durum yaratmıştır.
En büyük ihraç
pazarımız konumunda bulunan Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin
petrol gelirlerinin azalması, bu ülkelerin yatırımlarında
ve dolayısıyla çelik tüketimlerinde daralma yaşanmasına
neden olmuştur. Bu bölgelerde devam eden iç kargaşa ve siyasi
dalgalanmalar bu ülkelerin sanayi ve üretime olan
yatırımlarını da engellemektedir. Suriyede devam eden
olayların Irakı da içine alacak şekilde büyümesi, en büyük
pazarımız konumunda bulunan Iraka yönelik
ihracatımızı da sınırlandırmaktadır. Ülke
olarak Orta Doğu bölgesine yapılan çelik ihracatı geçen
yılın aynı dönemine göre miktar bazında yüzde 21,4
oranında gerilemiştir. Genel anlamda, 2014 yılı kasım
ayında Türkiyenin çelik ihracatı önceki yılın aynı
dönemine kıyasla miktar bakımından yüzde 5,3 düşüşle
1,55 milyon tona, değer bakımından ise yüzde 5,9
düşüşle 1,33 milyar dolara gerilemiştir. Aynı dönemde
gerçekleştirilen çelik ithalatıysa önceki yılın aynı
dönemine göre miktar bakımından yüzde 26.5 artışla 1,36
milyon tona, değer bakımından yüzde 12,6lık
artışla 1,14 milyar dolara ulaşmıştır.
Sektörün ham çelik
üretiminde kapasite kullanım oranı da 2012ye nazaran yüzde 73
seviyesinden yüzde 69 seviyesine gerilemiştir. Sektörün rekabet gücündeki
zayıflama nedeniyle Türkiyenin tüketimindeki yüzde 10 civarındaki
artış, ağırlıklı bir şekilde ithalatla
karşılanmıştır. Çelik sektörünün ihracat kalemleri
gerileme eğilimi gösterirken ithalat miktarında önemli
artış da dikkat çekicidir. Üreticiler ve tüccarlar devlet
tarafından işin kolayına zorlanmaktadır. Şimdiki
uygulamalarla üreticiler işlerini azaltmaktadır çünkü hazır
mamulü almak daha kârlıdır.
Sektörde istihdam
durumuna baktığımızda ise ham çelikten mamul üreten
kuruluşlarda 2013 yılı itibarıyla 37.129 kişiye
doğrudan istihdam sağlanmıştır. Diğer çelik
kuruluşları ve dolaylı istihdamla birlikte sektörün toplam
istihdamının 200 bin kişinin üzerinde olduğu tahmin
edilmektedir. 2013 yılında istihdamda yaşanan azalmada bazı
kuruluşların ham çelik üretimini durdurmuş olmalarının
da etkisi vardır.
Ülkemizde
yaşanan ekonomik kargaşa ve siyasi dengesizlikler ortadadır.
2015 yılında da belirsizliğin ağır basacağı
düşünülen sektörün yeniden büyüme trendine girebilmesi için sektörün
içinde bulunduğu durumun saptanması ve acilen strateji ve planlar
geliştirilmesi gerekmektedir. Sektörde kurulu kapasitelerin etkin bir
şekilde kullanımı sağlanmalı, dış ticaret
açığı ve cari açığın kapatılmasındaki
önemi fark edilmeli, istihdam açısından ne kadar önemli olduğu
bilinmeli, yurt içi katma değerin artırılmasındaki etkisi
anlaşılmalıdır. Ayrıca, demir çelik sektörünün girdi
sağladığı otomotiv, inşaat, beyaz eşya, makine
gibi temel sektörlerin gelişimini desteklemesine de esas teşkil
edecek hassas bir nokta olduğu unutulmamalıdır. Demir çelik
üretim ve ticaret sektöründeki sorunların
araştırılması ve bunun sonucunda sektörün ve
halkımızın bilgilendirilmesi ve çözüm yollarının
belirlenerek uygulanmasının sağlanması amacıyla araştırma
komisyonu kurularak konunun araştırılmasını istiyoruz.
Değerli
milletvekilleri, tabii, haftalardır, adına iç güvenlik paketi
dediğimiz zulüm yasasının burada görüşüldüğünü hepimiz
biliyoruz. Bu kürsüye çıkmışken bu konuda da birkaç cümle
söylememek mümkün değildir diye düşünüyorum. AKP iktidarı,
dünyada ve ülkemizde bugüne kadar örneklerinde de görüldüğü üzere,
gidişinin yakın olduğunun farkındadır. Bu nedenle, bu
zulüm yasaları, bu faşist yasalar ne yazık ki Parlamentoda
gündeme getirilmektedir ama ben şunu söylemek istiyorum: Zulmünüz ne kadar
artarsa gidişiniz de o kadar şiddetli olacak; biz bundan eminiz, siz
de bunu bilmelisiniz. Bakın, yüzyıllar öncesinden Yunus Emre sanki
size sesleniyor, ne diyor Yunus Emre: Sanma ki zalimin yaptığı
kârdır/ Mazlumun ahı indirir şahı/Her şeyin bir vakti
vardır. Ben de diyorum ki, işte o vakit 7 Hazirandır. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dudu.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Hatay Milletvekili Sayın Hacı
Bayram Türkoğlu.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
HACI BAYRAM
TÜRKOĞLU (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi aleyhinde söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Demir çelik
sanayisi, birbirini tamamlayan entegre özellikte bir sanayi sektörüdür,
bağımsız olarak çalışabilen ve çeşitli demir
çelik ürünleri üreten alt sektörlerden oluşmaktadır. Demir çelik
sanayisi uzun hadde ürünleri, yassı hadde ürünleri, vasıflı
çelik ürünleri, demir çelik döküm sanayisi, çelik borular ve ferro
alaşımları alt sektörlerinden oluşmaktadır.
1990
yılından itibaren Avrupa Birliği çelik sanayisi devlet
kontrolünden kademeli olarak çıkarılmaya
başlanmıştır. Ulusal çelik endüstrileri aşama
aşama özelleştirilmiş, Avrupa Birliği kapasite kontrolü
kaldırılmış, devlet yardımlarında sıkı
tedbirler alınmış ve ithalatta serbestleştirilme
politikaları benimsenmiştir. Sonuç olarak, Avrupa Birliği
dünyanın en açık çelik pazarı hâline gelmiştir. Önceleri,
tabii, Avrupa Birliğinde üretim daha fazla iken, gelişmiş
ülkelerde demir çelik sanayisinde daha fazla bir üretim kapasitesi varken,
zaman içerisinde bu, yerini gelişmekte olan ülkelere
bırakmıştır.
Bizim
Türkiyemizde de tabii, 1980li yıllara baktığımızda,
1980li yıllarda çok az bir kapasiteyle üretim varken, 1990lı
yıllarda bu kapasite uzun mamulde oldukça artmış, yassı
mamulde de üretim özellikle 2000li yıllardan sonra artmaya
başlamıştır. Şu anda gelinen nokta, yuvarlak demirde
35 milyon ton civarında, yassı mamulde ise 20 milyon ton
civarında. Bir ülkenin refah seviyesi, çelik sektöründeki birim insan
başına kullandığı çelikle de doğru
orantılı. Bunun ortalamasının dünyada 250 kilogram
civarında olduğunu düşünürsek, bizim ülkemizde 415 kilogram
kişi başına bir kullanım kapasitesi söz konusu.
Tabii, bizim demir
çelik üretiminde ciddi manada bir ihracatımız var. 1990lı
yıllarda dünya piyasasındaki kriz nedeniyle, dünya piyasasındaki
hacimsel daralmadan biz de maalesef nasibimizi aldık ama bizde süratle
dünyanın ihtiyacı olan yassı mamule doğru bir
kayış oldu, o üretime doğru bir gidiş oldu. Şimdi,
tabii, önümüzdeki yıllarda çelik sektöründeki bu krizden daha fazla
etkilenmemek adına, firmalarımız mutlaka AR-GE çalışmalarına
önem vermeli, günümüz şartlarında mutlaka inovasyona önem vererek
üretimde katma değeri yüksek mamulleri üretmek için de bir
çalışma sarf etmelidir.
Bizim çelik
sanayisindeki en büyük ihraç kalemlerimiz Orta Doğuya olmaktadır.
Orta Doğuda malum, gerek Irakta gerekse Suriyede olan kriz sebebiyle
bizim oralara çelik ihracatındaki kapasitemiz şu anda biraz
düşmüş durumda ama yine de bizim buralara
yaptığımız, Orta Doğuya
yaptığımız çelik ihracatımız yüzde 35ler
civarındadır.
Değerli
milletvekilleri, bundan sonraki kademede yapılması gereken önemli husus
şudur: Bizim şu anda üretimimizin aşağı yukarı
yüzde 35i cevherden elde edilen üretim, yüzde 70i de ark ocaklarından,
elektrik ocaklarından elde edilen üretim.
Şimdi, ark
ocaklarından elde edilen üretimin maliyeti yüksek. Genelde dünyadaki ithal
hurda ürünlerde, bizim ithal ettiğimiz hurda ürünlerde yüzde 20 bir
kapasite düşüşü var, yüzde 20 bir ucuzlama var. Demir cevherinde ise
yüzde 56lık bir ucuzlama var.
Şimdi, bizim
üretimimizin yüzde 35i demir cevherinden, yüzde 65i de ark ocaklarından
olduğu için, üretimdeki bu maliyet artışı
dolayısıyla bizim şu anda ark ocaklarındaki fazla üretim
kaynaklı bir kapasitemizden dolayı mesele aleyhimize gibi görünüyor.
Dünyadaki rekabet sistemini esas aldığımız zaman da bu
noktada Türkiye'miz açısından ihracat noktasında birazcık
sıkıntılar gözüküyor.
Tabii, dünyadaki
bütün bu küresel piyasalardaki krize rağmen bizim çelik sektöründe,
şu anda içinde bulunduğumuz şartlarda çok büyük, aman aman
diyecek noktada bir krizimiz bulunmamaktadır. Bundan sonra gerek çelik
sektöründeki gerekse yine çelik dışı diğer metal
ürünlerindeki yüksek katma değerli ürün artışı yönünde
alacağımız tedbirler, Hükûmetimizin de 2018-2023 hedefleri
doğrultusunda bu sektöre verdiği ehemmiyet ve bu sektöre
vereceği destekler sebebiyle, şu anda dünyada görülen krizi, bizim
ülkemizde daha az sıyrıkla, daha az böyle bize vereceği ihracat
yönündeki zararıyla, inşallah, önümüzdeki süreci atlatırız
diyorum.
Ben, Cumhuriyet
Halk Partisinin verdiği grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu ifade
ediyor, inşallah, çelik sektöründeki üreticilerimizin hem inovasyon
kabiliyetleriyle hem AR-GE çalışmalarıyla ülkemizde üretecekleri
katma değeri yüksek ürünlerle bu krizleri
aşacağımızı ve inşallah, ülkemize katma
değer sağlayacağımızı düşünüyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Türkoğlu, bir kriz olduğunu kabul ettin yani.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Türkoğlu.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin lehinde Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.
Buyurunuz
Sayın Günal. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Türkoğluna da teşekkür ediyoruz, en sonunda kriz olduğunu ve
içinden çıkacağımızı söyledi ama içinden çıkmak
için gerekli önlemleri almadığımız zaman sadece dilek ve
temenniler maalesef yeterli olmuyor.
Şimdi, bu
sektör gerçekten imalat sanayisinin ve ekonominin dinamizmini sağlayan,
önemli ürünleri üreten bir sektör hem ağır sanayi anlamında hem
yüksek teknoloji anlamında. Dünyadaki kriz bize de yansıyor yani
aynı şekilde bize de yansıyor. Onun için, şimdi isterseniz
sizinle bir iki tespiti paylaşayım, ondan sonra çözüm önerilerimizi
de bu konuda söyleyeyim.
Ciddi anlamda
sektörün performansında düşüş var. Tabii, bu, dünyadaki
gelişmelerle ilgili ama esas itibarıyla bizim ihracatta da ciddi bir
düşüşümüz olduğu için, ekonomik üretimde talep daralması
olduğu için bu demir çelik sektörünü de doğrudan etkiliyor.
Şimdi, kısaca baktığımız zaman, son iki
yılda özellikle bu gerilemenin arttığını görüyoruz,
vahim bir durum var. Miktar açısından yüzde 6,3; değer
açısından da yüzde 7,9 oranında 2013 yılında gerileme
kaydedilmiş, ciddi bir gerileme. 2014te toparlanırız derken,
yine bakmışız bu çelik ürünleri ihracatımızın
2014 yılında da miktar açısından yüzde 5, değer
açısından yüzde 4 yine değer kaybettiğini, düşüş
gösterdiğini görüyoruz. Yani, son iki yılda,
baktığımız zaman, burada ciddi bir düşüş var,
toplamda yüzde 11 civarında miktar ve değer açısından bir
gerileme olduğunu bu sektörün üretiminde görüyoruz; bu bir vakıa.
Burada uluslararası konjonktür var, uluslararası dış
ticaret kuralları var, koruma önlemleri var, bizim
uyguladığımız yanlış politikalar var,
uygulanmayan politikalar var, hepsi var. Ama sonuç itibarıyla, 2023
yılı lider ülke Türkiye demişti Milliyetçi Hareket Partisi,
Adalet ve Kalkınma Partisi de bunu benimsedi, Sayın Erdoğan da
söylüyor. 2023 yılı hedefimiz 55 milyar dolar çelik ihracatı ama
bundan giderek geriye doğru gidiyoruz. Yani, ileriye doğru gitmemiz
gerekirken geriye doğru gidiyoruz değerli arkadaşlar.
Tabii, burada özel
sektör rekabet gücünü artırmak için gayret ediyor, doğru, dinamik bir
sektör ama burada üretim yöntemleriyle ilgili, üretim teknolojisiyle ilgili
birtakım yatırımlar yapılıyor. Esas itibarıyla,
bu sektörün rekabet gücünü ve üretimini artırmaya yönelik olarak aslında
kamu kesiminin de desteklenmesine ihtiyaç olduğu söyleniyor. Yani, kamu
kesiminin birtakım yapısal önlemleri alması gerektiğini
söylüyor. Kim söylüyor? Onuncu Kalkınma Planı çerçevesinde Demir-Çelik
Çalışma Grubu Raporu söylüyor. Hani sizin sürekli eylem planı
diye söylediğiniz ama dönüşüm programı deyip bir türlü eyleme
geçemediğiniz maddelerden bir tanesi. Başka ne diyor? İsterseniz
orayı da söyleyeyim. Yani, ben sadece kendi görüşümü söylemiyorum,
bu, sektör uzmanlarının çalışma grubu raporunda yer alan
bir değerlendirme. Diyor ki: Türkiyenin 2023 yılında dünyanın
en büyük 10 ekonomisi içerisinde yer alabilmesi ve 500 milyar dolarlık
ihracat hedefine ulaşabilmesi için dikkatinizi çekiyorum- sanayisini
büyütmekten ve daha fazla üretmekten başka seçeneği yoktur. Sanayiyi
geç. İnşaata dur diyemeyiz. diyen şahsa da selam olsun diyoruz.
Yani, sanayiyi büyütmek de, nereden büyüteceğiz? En önemli şeylerden
birisi demir çelik sektörü değil mi? Bunlarla ilgili yerli girdiyi
üretecek, ham maddeyi üretecek olan sektör bu. Devamında diyor ki: Bu
demir çelik sektörü, otomotiv, makine öncelikli sektörleri söylemiş-
ekonominin sağlıklı büyümesinde önemli bir rol üstlenir.
Doğru. Pek çok sanayi koluna girdi sağlayan konumu nedeniyle de bu
sektörün stratejik sektör olarak ele alınması gerektiğini söylüyor
bu rapor. Peki, ne olması gerekiyormuş, onu da söyleyelim:
Şimdi, 55 milyar dolar ihracat, 2023 için sektörün hedefi. 85 milyon ton
yıllık kapasite ve 70 milyon ton üretim hedefine ulaşabilmesi
için, Türkiye ekonomisinin hedeflerine ulaşmasında üzerine düşen
katılımı sağlayabilmesi için sektörün katma değeri
yüksek ürünlere yönelik daha fazla yeni kapasite yatırımı
yapabilmesi, yatırımların ve üretimin sürdürülebilir temele
oturtulması lazım. Bunun için ne diyor? Avrupa Kömür ve Çelik
Topluluğuyla yapmış olduğumuz anlaşma çerçevesinde
Türkiyenin de bu anlaşmaları yapması lazım. bir.
Yaptık mı? Çalışmalar ne aşamada? Yok, bunları
bekliyoruz.
Başka ne
diyor? Bunlarla ilgili, özellikle katma değeri yüksek ve büyük ölçüde
ithalat yoluyla karşılanan ürünlerin üretimine yönelik yeni
yatırımlarda devlet desteği verilmesi. Biz size sektörel
teşvik diye kaç defa söyledik? Efendim, stratejik yatırımlar
500-600 milyon. Yok, hâlâ uygulamaya giremedik.
Başka ne
diyor? Dâhilde işleme rejiminden kaynaklanan aksaklıklar var, bu
sistemin gözden geçirilmesi lazım. Hurda ithalatıyla ilgili
sıkıntılar var, piyasada sıkıntılar var, bunlarla
ilgili devlet önlem alsın. diyor. Peki, aldık mı? Artı, ne
diyor? Sektörün üzerindeki ilave vergi ve fon gibi yüklerin hafifletilerek
rekabet gücünün artırılması gerekiyor. diyor. Bakın, ben
demiyorum, Kalkınma Bakanlığı koordinasyonuyla
hazırlanan Onuncu Kalkınma Planındaki Demir-Çelik
Çalışma Grubu Raporu diyor. Şimdi, biz bunu
yapmamışız.
Burada önemli olan
başka bir husus da atık yönetimi, hurda kısmıdır.
Aynı şeyi daha yeni inceledim. Eylül 2014te Kalkınma
Bakanlığı uzmanlarından birisi tez
hazırlamış; açıp, okuyup, faydalanmıyor Hükûmet.
Yapılıyor ama atık yönetimi ve burada hurdanın önemi
Arkadaşlarımız bildiği için söylüyorum, asıl sorun
oradan kaynaklanıyor. Çin damping uygulayarak, uluslararası
kuralları ihlal ederek bize ihracat yaptığı için, biz de
onu engelleyemediğimiz için rekabeti düşürüyoruz. İçeriden de tedarik
sağlayacak, girdi maliyetini düşürecek bir önlem alamıyoruz.
Peki, ne olacak o zaman? Sanayinin itici gücüyse, burada da gerileme varsa
sanayi üretiminde daralma var. Şimdi, son çeyrek rakamları bu
ayınki de toparlandıktan sonra gelecek ama sanayi üretimindeki trende
baktığımız zaman, maalesef, ekonomideki daralmanın
devam ettiğini görüyoruz. İmalat sanayisi bu işin lokomotifi.
Biz ne yapıyoruz? Endekse bakıyoruz, geriliyor.
Daha dün Merkez
Bankası Başkanı ile Ekonomi Koordinasyon Kurulunda önce
Sayın Babacan, sonra Cumhurbaşkanına bilgi verdiler. Bize
yansıyan kadarıyla ve açıklamalarda görüyoruz Yapısal
önlem almadan enflasyon düşmez, faiz düşmez. diyor. Yapısal
önlemi kim alacak? Az önce dediğimiz gibi, Hükûmet alacak. Ama
yapısal önlem almayı bırakın, yani çok basit olarak,
yetkisi belirlenmiş bir konuda Merkez Bankası
Başkanını ve Başbakan Yardımcısını
polemiğe girerek ihanetle, lobicilikle suçlayan bir ortamda neyin önlemini
alacağız arkadaşlar? Bu kadar yapısal önlem, hepsi var
dedim, daha önce de söyledim. Tamam, bizim söylediğimizi dikkate almayın,
gelin, Onuncu Kalkınma Planındaki kendi
açıkladığınız, bir daha söylüyorum, 2-3 paket olarak
açıkladığınız şeylerin yarısını
yapın, yarısını yapın alnınızdan öperim.
Burada yazıyor, raporlar var; Çalışma Grubu raporları var,
Özel İhtisas Komisyonu raporları var. Bunların
yarısını yapsanız zaten sorunun büyük bir
kısmını çözeriz. Siz ne yapıyorsunuz? Hâlen daha dayatmayla
Biz çoğunluğuz, biz yaparız. Biz İç Tüzükten aldığımız
hakla, çoğunlukla yaparız. Neyi yapıyoruz? Dayatmacı,
antidemokratik yasa.
Şimdi
yukarıda aynısı var; bir torba daha gelmiş,
aşağıda bekleyen iki torba var. Seçim gelmiş,
çalışma takvimi bitiyor, yine dayatmacı bir şekilde Plan ve
Bütçede
Neymiş efendim? YSKdan RTÜKe devredelim, bizim yandaşlar
bizim reklamımızı yapsın, ceza yemesin. Neymiş
efendim? İnşaatçıların elinde stok kalmış, bunu
eritelim. Kardeşim, Sanayiye geç, sanayiye. diyor. Biz hâlâ ne
yapıyoruz? Yok, Bizim faiz lobisi var, döviz lobisi var. Peki, kim? Kim
bu, ben gerçekten merak ediyorum. Ne oldu da dün ihanetle
suçladığınız adamlarla bugün aynı masaya oturdunuz
hiçbir şey olmamış gibi? Arkadaşlar, bir de diyor ki
Ya,
benim kulaklarımda mı bir şey var, gözümde mi bir bozukluk var?
Vatana ihanettir. demedi mi Cumhurbaşkanımız? Dedi. Sonra ne
oldu şimdi? Faiz düştü mü? Düşmedi. Döviz kuru nereye
çıktı? Yükseldi. Ben tekrar soruyorum: Sayın
Cumhurbaşkanının elinde yetki var, bugüne kadar Devlet Denetleme
Kuruluna faiz lobisiyle ilgili herhangi bir araştırma
yaptırmış mı? Açıklamalardan sonra faizdeki artıştan
alan, satan var mı? Borsada manipülasyon yapan var mı? BDDK elinizde,
SPK elinizde, Devlet Denetleme Kurulu elinizde, Başbakanlık
Müsteşarlığı, Teftiş Kurulu, hepsi elinizde; gelin o
zaman, kim faiz lobisidir, kim döviz lobisidir çıkaralım; kim döviz
almış, kim döviz satmış, yükselmeden önce portföyünü
boşaltan var mı, dolduran var mı, bunlara bakalım. Aksi
takdirde, eğer biz bunları yapmazsak, yapısal önlem almazsak
değerli arkadaşlar, bunu çözemeyiz. Ama, Adalet ve Kalkınma
Partisi maalesef, günlük tartışmalarla, kısır
çekişmelerle toplumu bölüyor. İnşallah biz, 8 Hazirandan sonra
Milliyetçi Hareketin iktidarında, güçlü Ekonomi
Bakanlığının altında bütün yapısal önlemleri
alacağız.
Sizlerin de
desteğini alacağız, sizin gibi yapmayacağız diyor, saygılar
sunuyorum.
Araştırma
önergenize destek veriyoruz. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Günal.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Bursa Milletvekili Sayın Hakan
Çavuşoğlu, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekili arkadaşlarım; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisinin demir çelik üretimi ve ticaretine ilişkin olarak yaşanan
sorunların araştırılması ve bilgilendirilmesi
noktasında araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin
vermiş olduğu önerge hakkında söz aldım.
Değerli
arkadaşlarım, demir çelik sektörünün lokomotif sektörlerden bir
tanesi olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi yok.
Dolayısıyla, ülkenin kalkınması noktasında demir çelik
sektörünün, sanayisinin vermiş olduğu katkı da hiç şüphesiz
çok önemli. Nitekim, Cumhuriyet Halk Partisinin önergesinin gerekçesinde
sunmuş olduğu birtakım hususlara katılmamak da mümkün
değil. Özellikle ekonominin bölgedeki siyasi istikrarla çok önemli bir
bağlantısı var, birbiriyle atbaşına giden iki alan
ekonomi ile demokrasi ve siyasi istikrar. Dolayısıyla, bizim zaten
Hükûmet olarak bölgemizde istikrarın sağlanmasına matuf olarak
önemli çabalarımız var. Biz hem komşularımızla
ilişkilerimizde hem de diğer noktalardaki ilişkilerimizde
istikrara, geleceğe projeksiyon ortaya koyan ilişkilere önem
veriyoruz. Dolayısıyla, bu noktada demir çelik sektöründe
yaşanan birtakım sıkıntıların
varlığı zaten bilinmekte çünkü sanayi ve ticaret yaşayan
bir organizma. Yaşayan bir organizmanın da çeşitli süreçler
dairesinde komplikasyonlar göstermesi, semptomlar ortaya çıkarması
hiç şüphesiz olabilmekte. Ancak, bu konuyla ilgili olarak daha
ayrıntılı açıklamayı milletvekili
arkadaşımız Hacı Bayram Türkoğlu teknik analizlere
girmek suretiyle sizlere aktardılar.
Gündemimiz belli,
çalışmalarımızı yoğun bir şekilde, gecenin
geç saatlerine kadar sürdürüyoruz ve seçim sathı mailine girmiş
olduğumuz bu noktada araştırma komisyonumuzu oluşturacak
olsak bile bunu neticeye ulaştırmamız pek mümkün gözükmüyor.
Bu duygularla,
şimdilik, bu komisyonun kurulmasına ilişkin teklifin aleyhinde
olduğumu ifade etmek istiyorum ve Genel Kurulun takdirine sunuyorum.
Sizleri de
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu önerisi reddedilmiştir.
Şimdi,
birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.43
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
18.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada
yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Gök, açıyorum.
Buyurunuz.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Erol
Büyükburça Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, bugün Türk pop müziğinin ünlü
isimlerinden Sayın Erol Büyükburçun vefatını büyük bir
üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz.
Erol Büyükburç,
Türkiyede, ülkemizde pop müziğinin sevilmesinde ve yaygın bir müzik
enstrümanı olarak kullanılmasında sayısız eserleriyle
ve verdiği konserlerle Türk halkının gönlünde taht kurmuş
büyük bir sanatçıdır. Ne yazık ki böyle değerlerimizi
Geçtiğimiz gün ünlü romancımız, edebiyatçımız
Yaşar Kemali kaybettiğimiz gibi, bugün de büyük, dev bir
sanatçıyı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Erol
Büyükburçun şahsında, kendisini sevenlere ve Türkiyedeki
yurttaşlarımıza başsağlığı diliyorum,
elbette ki sanat camiasına da. Böylesine sanatçılarla büyümek,
onların eserleriyle yetişmek bizlere de kısmet oldu. Erol
Büyükburçu saygıyla anarken kendisine rahmet ve tüm Türkiyeye
başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Bal,
buyurun.
17.- Konya Milletvekili Faruk Bal'ın,
Erol Büyükburça Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin açıklaması
FARUK BAL (Konya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün, Türk pop
müziğinin değerli üstadı Erol Büyükburç Hakkın rahmetine
kavuşmuştur. Kendisine Cenab-ı Allahtan rahmet diliyoruz,
sevenlerinin ve Türk müziğine, pop müziğine gönül verenlerin
acılarını paylaşıyoruz. Onların göstermiş
olduğu yolda, Türk kültür ve müziğine vermiş olduğu
katkıların gelecek nesillere birer armağan olması
düşüncesiyle kendisini rahmetle yâd ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VII.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Meral Akşener'in, Başkanlık Divanı olarak Erol
Büyükburça Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin ilişkin
konuşması
BAŞKAN Biz
de Başkanlık Divanı olarak Sayın Erol Büyükburça Allahtan
rahmet diliyoruz, mekânı cennet olsun.
2'nci sırada
yer alan, Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada
yer alan, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik
Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S.
Sayısı: 616)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada
yer alan, Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
4.- Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1008) (S. Sayısı:
685)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada
yer alan, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut
Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Sayın
Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
Sayın İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili
Sayın Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve
Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Sayın Osman Faruk
Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Sayın Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Sayın
Engin Altay, Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa
Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443,
2/2469) (S. Sayısı: 684) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının,
geçen birleşimde, üçüncü bölümünde yer alan 62nci maddesi kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni bir madde ihdasına dair iki önerge vardır,
şimdi ilk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 Sıra
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus
Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Çanakkale Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları'nın
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) "4652
sayılı Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendinde yer alan "2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki 21/A maddesi eklenmiştir.
"Görevden uzaklaştırma
MADDE 21/A- Askeri nitelikte olmayan görevleri
sebebiyle işledikleri iddia edilen bir suçtan dolayı görevi
başında kalmasında sakınca görülen Sahil Güvenlik
Komutanlığı personeli, İçişleri Bakanı
tarafından görevinden uzaklaştırılabilir. Gerektiğinde
Sahil Güvenlik Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilir. Görevden
uzaklaştırılan personel hakkında en geç on gün içinde ön
inceleme veya soruşturmaya başlanır. 353 sayılı Kanun,
926 sayılı Kanun ve 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununda yer alan geçici olarak işten el
çektirme, açığa çıkarma, açığa alınma ve geçici
süre ile görevden uzaklaştırmaya ilişkin hükümler
saklıdır.
Sivil memurların görevden
uzaklaştırılmaları 657 sayılı Kanun hükümlerine
tabidir."" şeklindeki 62 nci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim Işık Özcan
Yeniçeri
Muğla Kütahya Ankara
Mehmet Günal
Antalya
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun; 62.
Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve madde
numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Haydar
Akar Binnaz
Toprak
Gaziantep Kocaeli İstanbul
Ensar Öğüt Ali
Haydar Öner
Ardahan Isparta
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 63te, biri
Anayasaya aykırılık olmak üzere, üç önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4
Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve
İçişleri Komisyonu Raporunun "2692 sayılı Kanuna 21
inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 21/B maddesi
eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE
21/B - Görevden uzaklaştırılanlar yapmakta oldukları
görevden alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri
değiştirilebilir veya başka görev verilmeyebilir.
Görevden
uzaklaştırılanlara bu süre içinde 657 sayılı Kanunun
141 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre aylık ödenir.
Ancak, bu gibilerden haklarında soruşturma izni verilmemesine,
soruşturmaya veya kovuşturmaya yer olmadığına,
beraatına, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının
düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilenlerin
ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir. Türk
Silahlı Kuvvetlerinin yurtdışı kadrolarında
görevliyken görevden uzaklaştırılanlara da yurtiçinde bir
kadroya atanıncaya kadar, bu fıkra uyarınca
yurtdışı aylığı ödenir.
Ön
inceleme veya soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden
uzaklaştırma tedbirleri, haklarında karar verilmesi
beklenmeksizin kaldırılabilir.
Bu
Kanun kapsamındaki görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı
geçemez. Bu süre zorunlu hallerde iki ayı geçmemek üzere bir defa
uzatılabilir. Görevden ayrı kalınan süre hizmetten
sayılır."" şeklindeki 63 üncü maddesinin memur
hukukuyla bağdaşmaması, toplumun ihtiyaçlarına yönelik
olmaması, bakana keyfî yetkiler vermesinden dolayı
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Seyfettin Yılmaz Emin
Çınar Tunca
Toskay
Adana Kastamonu Antalya
"MADDE
63- 2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 21/B maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE
21/B - Görevden uzaklaştırılanlar yapmakta oldukları
görevden alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri
değiştirilebilir veya başka görev verilmeyebilir.
Görevden
uzaklaştırılanlara bu süre içinde 657 sayılı Kanunun
141 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre aylık ödenir.
Ancak, bu gibilerden haklarında soruşturma izni verilmemesine, soruşturmaya
veya kovuşturmaya yer olmadığına, beraatına, her ne
sebeple olursa olsun kamu davasının düşmesine veya ortadan
kaldırılmasına karar verilenler ile bu kanun hükümlerine göre
görevde kalmasına engel teşkil etmeyecek bir suçtan hüküm giyenlerin
ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir. Türk
Silahlı Kuvvetlerinin yurtdışı kadrolarında
görevliyken görevden uzaklaştırılanlara da yurtiçinde bir
kadroya atanıncaya kadar, bu fıkra uyarınca
yurtdışı aylığı ödenir.
Ön
inceleme veya soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden
uzaklaştırma tedbirleri, haklarında karar verilmesi
beklenmeksizin kaldırılabilir.
Bu
Kanun kapsamındaki görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı
geçemez. Bu süre zorunlu hallerde iki ayı geçmemek üzere bir defa
uzatılabilir. Görevden ayrı kalınan süre hizmetten
sayılır.""
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE 21/B-
Görevden uzaklaştırılanlar, yapmakta oldukları görevden
alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri değiştirilebilir
veya kendilerine başka görev verilmeyebilir. Görevden
uzaklaştırılanlara bu süre içinde 657 sayılı Kanunun
141 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre aylık ödenir.
Ancak, bu kişilerden haklarında soruşturma izni verilmemesine,
soruşturmaya veya kovuşturmaya yer olmadığına,
beraatına, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının
düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilenlerin
ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir. Türk
Silahlı Kuvvetlerinin yurtdışı kadrolarında
görevliyken görevden uzaklaştırılanlara da yurtiçinde bir
kadroya atanıncaya kadar bu fıkra uyarınca
yurtdışı aylığı ödenir.
Ön inceleme veya
soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden uzaklaştırma
tedbirleri, haklarında karar verilmesi beklenmeksizin
kaldırılabilir.
Bu Kanun
kapsamındaki görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı geçemez.
Bu süre zorunlu hâllerde iki ayı geçmemek üzere bir defa
uzatılabilir. Görevden ayrı kalınan süre hizmetten sayılır.""
şeklindeki
63. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar Bolu
Ali Sarıbaş Ali
Haydar Öner Mehmet
Hilal Kaplan
Çanakkale Isparta Kocaeli
Celal Dinçer
İstanbul
BAŞKAN
Şimdiki önerge, Anayasaya aykırılık önergesidir, okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair -torba- Kanun Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve
İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan
haklarına aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve
polis devletinin ötesinde, fiili "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden kanun tasarısının 63 üncü maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
Nazmi Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Abdullah
Levent Tüzel Demir
Çelik
Bitlis İstanbul Muş
Erol Dora
Mardin
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET ALTAY (Uşak) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Tüzel, buyurunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
ABDULLAH LEVENT
TÜZEL (İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
İç güvenlik
paketinin bu maddesine de öncekilerde olduğu gibi, Anayasaya
aykırılık nedeniyle itiraz ediyoruz. Bu madde de güvenlik
mensuplarıyla ilgili bir düzenleme, görevden uzaklaştırmayla
ilgili. Şunu sormak istiyorum değerli milletvekilleri: Dünün
mağduru durumunda olmaktan, dünün antidemokratik devlet uygulamalarından,
darbeci bir geleneğin izlerini taşımaktan şikâyet eden AKP
iktidarı, bugün, devlet yönetimini ele geçirmiş olmanın
heyecanı, hezeyanı içerisinde Emniyet mensuplarını, kolluk
görevlilerini, güvenlik görevlilerini istediği gibi çekip çevirmenin
telaşı içerisinde. Bu, kabul edilebilir bir durum değil.
12 Mart,
tarihimizde önemli bir gün tabii, hem bir darbeyi
çağrıştırması, bir darbe tarihi olması nedeniyle
hem de 1995 yılında İstanbul Gazi Mahallesinde 22
yurttaşın hayatını alan bir kontra devlet operasyonu
gerçekleşmesi nedeniyle son derece önemli bir gün. Üzerinden yirmi
yıl geçti, açılan davalar -aslında bütün bu devlet
suçlarında, insanlık suçlarında olduğu gibi- gerçeklerin
üzerini örten bir şekilde yürütüldü. Aslında, yirmi yıllık
bir zaman aşımı tehdidiyle de karşı karşıya.
O günlerde görevde olan ve bugün yargılanmış olan Hanefi
Avcı, kendisi büyük sırlar taşıyor. 12 Mart 1995 gecesi
saat sekiz sıralarında Gazi Mahallesindeki kahvehane ve pastanede
oturan Alevi yurttaşlara, içlerinde Alevi dedesi de olmak üzere,
dışarıdan bir taksiyle ateş açılıyor ve o gece 4
yurttaş; ertesi günü protesto gösterilerinde, Gazide, Ümraniyede,
doğrudan devletin güvenlik güçleri, kontra şebekeler uzun menzilli
silahlarla ateş açarak toplamda 22 yurttaşın canını
alıyor.
Türkiye'nin tarihinde
bu şekilde kitle kırımları hep var, Alevi yurttaşlara
dönük var. Aslında, Gazideki katliamın, sokaktaki protesto
gösterilerinin bir benzeri Gezide yaşandı. Gezide, AKPnin
uygulamalarına karşı çıkan milyonlarca yurttaşın
içlerinde gençler olmak üzere, yine Alevi gençler olmak üzere onların
canı alındı. Benzeri şey, Kobane dayanışma
eylemlerinde oldu, biliyorsunuz, 50ye yakın yurttaş
hayatını kaybetti. Ama, bütün bunlardaki ortak karakter, devletin
görevlileri doğrudan halka ateş açtı, suç işledi ve bunlar
cezasızlıkla ödüllendirildi. Dün, 11 Mart tarihiydi, Berkin
Elvanın öldürülmesini protesto edenler de benzer muameleyle
karşı karşıya kaldı. Doğrudan, göstericileri
polis uzun menzilli silahlarla hedef aldı, bunun fotoğrafları da
basında vardı. İşte bu getirilmek istenen iç güvenlik
yasasına sadece Anayasaya aykırılık nedeniyle
karşı olmak değil, sonuçları itibarıyla da bu
manzaraları acı bir şekilde yaşayacağımız
için karşı çıkıyoruz.
Değerli
milletvekilleri, bunun sonu, aynı şekilde birçok yurttaşın
hayatını, canını alacak şeylerdir, görüntülerdir. O
nedenle de bu yargılamalar gereği gibi
yapılmadığı için, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinde Gazi yargılaması adil yargılama olmamakla
değerlendirilmiş ve devlet mahkûm edilmiştir, bu konuyu
dikkatlerinize sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Başkan, karar yeter sayısı istiyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Tamam.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.26
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati:
18.44
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 63üncü maddesi üzerindeki
İstanbul Milletvekili Sayın Abdullah Levent Tüzel ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Önce mi vereyim
size söz?
OKTAY VURAL
(İzmir) Yok, hayır, şimdi bir konu var, Sayın Bakan da
buradayken
Bu Elâzığdaki öğrenci yurdundaki vaki olayla ilgili
olarak basına da zatıalinizin bir açıklama
6 görevlinin
açığa alındığını ifade ettiniz.
BAŞKAN -
Sayın Vural, açalım iki dakika.
Buyurunuz.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
18.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve tecavüz
iddialarıyla ilgili olarak Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Sayın Bakan da buradayken, kamuoyunun, hepimizin çok hassas
olduğu bir konu, Elâzığdaki bir öğrenci yurdunda vaki olan
bir taciz olayı. Bununla ilgili 2014 yılında
başlamış bir soruşturma var ve geldiği boyutları
itibarıyla sizin de birtakım açıklamalarınız var bu
olaya bulaşan 6 kişinin açığa
alındığına ilişkin. Parlamentomuzu bununla ilgili
bilgilendirmeniz mümkün müdür? Bu açığa alınma işlemi
soruşturma başladığında mı yapıldı,
yoksa kamuoyuna yansıdıktan sonra mı gerçekleşti? Bu
konudaki gelişmeleri ve bütün milletimizin hassasiyetini ve bu konudaki
Açıkçası, hepimizi üzen bu olay hakkında Parlamentomuza bir
bilgi verirseniz, teşekkür ederim.
Bu amaçla söz
aldım, teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Gök, buyurunuz.
19.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve tecavüz
iddialarıyla ilgili olarak Hükûmetin bilgi vermesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK
(Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Oturum
başladıktan sonra Sayın Bakan katıldığı için
soramadık ama Sayın Oktay Beyin de ifade ettiği gibi,
Elâzığda meydana gelen taciz ya da tecavüz iddiaları
karşısında gerçekten kamuoyu bugün -sosyal medya da dâhil olmak
üzere- son derece büyük bir infial içerisinde.
Sayın Bakan,
TÜİK de bir veri açıkladı, tecavüz ve tacizde beş
yılda yüzde 30 artış olduğunu ifade ediyor Türkiye İstatistik
Kurumu. Yani, iktidarınız ve Hükûmetiniz döneminde böylesine önemli
bir artış da söz konusu. Bu yurtta meydana gelen bu hadiseler
nasıl oluyor da önlenemiyor ve bu konuda neler yaptınız,
özellikle Elâzığdaki olayda? Kamuoyunu ve Meclisimizi
bilgilendirmenizi biz de talep ediyoruz.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Buldan.
20.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın, Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve
tecavüz iddialarıyla ilgili olarak Hükûmetin bilgi vermesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
PERVİN BULDAN (Iğdır) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ben de Halkların Demokratik Partisi
olarak, Sayın Bakanı burada görmüşken bugün, Elâzığda
yaşanan taciz ve tecavüz olayına ilişkin daha kapsamlı bir
değerlendirme ve bilgi akışının olması
gerektiğini ifade etmek istiyorum ve Sayın Bakandan bu konudaki
düşüncelerini, yapılması gerekenler ve bundan sonra neler
yapılacak, bu konudaki görüşlerini öğrenmek istiyoruz.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Bakan,
buyurunuz.
21.- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Ayşenur İslam'ın, Elâzığda bir öğrenci
yurdundaki taciz ve tecavüz iddialarıyla ilgili konunun hem cumhuriyet
savcılığı hem Bakanlık tarafından ayrı
ayrı incelenmekte olduğuna ve gereğinin
yapılacağına ilişkin açıklaması
AİLE VE SOSYAL
POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; bana bu
açıklama fırsatını tanıyan yüce Meclisimize çok
teşekkür ediyorum. Konuyu gündeme getiren arkadaşlarıma da
açıklama fırsatı için teşekkür ediyorum.
Konu şu: 2007-2012
yılları arasında cereyan ettiği iddia edilen birtakım
istismar iddiaları var; bu iddialar jandarma komutanlığı
tarafından tespit edilmiş, cumhuriyet savcılığına
suç duyurusunda bulunulmuş, cumhuriyet savcılığı henüz
daha iddia metnini hazırlamamış, çalışmalarına
devam ediyor. Fakat iş bu aşamadayken yani 2007-2012
yılları arasına ait bu iddialar cumhuriyet
savcılığına aksettiği noktadan itibaren
hazırlıklar sürerken, henüz daha bir metne
dönüştürülmemişken basında son derece iddialı bir cümleyle
manşet oluyor hadiseler. Durum budur. Bunun üzerine -Yani devam etmekte
olan bir hadise yoktur, bugüne ait bir şey değildir, 2007-2012 yılları
arasına ait bir iddiadır- bu iddialar ortaya
atıldığı andan itibaren Bakanlığımız
geçmişe yönelik dahi olsa herhangi bir anda herhangi bir alanda gri bir
alan oluşmaması için, herhangi bir sorunun üzerine gidilmeden kapatılmasını
engelleyebilmek amacıyla derhâl harekete geçmiştir. Cumhuriyet
savcılığıyla ve valilikle iletişime geçilerek konu
muvacehesinde adı geçen kişiler tespit edilmiş ve derhâl
görevden uzaklaştırılmışlardır. Bu kişilerin
suçlulukları henüz tespit edilmiş değildir, buna rağmen,
objektif davranabilmek için ve soruşturmanın selameti için
görevlerinden uzaklaştırılmışlardır.
Bakanlığımız derhâl konuyu araştırmak üzere müfettişler
tayin etmiştir, müfettişler görevlerinin başındadır.
Konu hem cumhuriyet savcılığı tarafından hem
Bakanlığımız tarafından ayrı ayrı
incelenmektedir. Hangi döneme ait olursa olsun, hangi yıla ait olursa
olsun sonuna kadar gidilecektir.
Bize emanet edilen
çocuklarımızın yüksek menfaati için konu üzerinde hassas bir dil
kullanılarak yorumların yapılması gerektiğini tekrar
ediyorum ve hem yüce Meclisimizin hem de halkımızın, sonuna
kadar bütün durumların inceleneceğinden, sonuç eğer iddia
edildiği gibi gelirse bütün insan hatalarının en şiddetli
biçimde cezalandırılacağından emin olmalarını
rica ediyorum.
Bundan sonra bu
tür durumların meydana gelmemesi için bütün tedbirler
alınmaktadır. Bunu da bilgilerinize arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bostancı
22.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı'nın, açıklamaları için Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanı Ayşenur İslama teşekkür ettiğine ve Erol
Büyükburça Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakana
da açıklamaları için teşekkür ediyorum. Bu olayın muhakkak
takipçisi olacak ve kamuoyuna bütün şeffaflığıyla intikali
için gerekli sürecin nasıl işlediğiyle ilgilenecektir diye
düşünüyorum.
Erol Büyükburç,
popüler müziğimizin önemli ismi, bugün evinde vefat etmiş bir hâlde
bulundu. Kalp krizi olduğu düşünülüyor. Allahtan kendisine rahmet
diliyorum.
Erol Büyükburç,
müziğe ilişkin toplumsal değişim çerçevesinde yaşanan
arayışlarda, belli bir mecra üzerinde, kimi zaman tercüme
sayılabilecek, kimi zaman telif sayılabilecek müziklere imza
atmış birisidir. Kendine has bir tarzı ve yorum biçimi
vardır. Halk tarafından ne kadar sevildiğini, izleyenleri
olduğunu biliyoruz. 79 yaşına kadar da hep sahnede oldu. Ben de
şahsen kendisini tanıma ve sohbet etme imkânı bulmuştum.
Biz genellikle bu tür sanatçıları tek boyutlu olarak
tanırız, sadece sahnede müzik yapan kişiler olarak. Siyasi ve
toplumsal hayatımızla ne kadar yakından ilgili olduğunu ve
ne kadar sağlam bir muhakemeyle değerlendirmelerde bulunduğunu
biraz da şaşırarak ve utanarak görmüştüm. Hakikaten
insanları, sanatçıları değerlendirirken tek boyutlu
bakmamak gerektiği konusunu bir kez daha bu vesileyle hatırlatmak
isterim. Kendisine Allahtan rahmet diliyorum.
BAŞKAN
Sayın Buldan, buyurun.
23.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan'ın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur
İslamdan, Tokatta bir ortaokulda yaşanan bazı olaylarla ilgili
basına yansıyan bilgilerin doğru olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben Sayın
Bakana bir soru daha sormak istiyorum kendisini burada bulmuşken.
Şimdi, bugün basına da yansıyan ve Tokatta bir ortaokulda din
bilgisi ve ahlâk kültürü öğretmeni olan bir kadın
arkadaşımızın, erkeklerle konuştuğu gerekçesiyle
ve başlarının açık olması gerekçesiyle kız
öğrencilere hakaret ettiği yönünde bilgiler var ve öğretmenin
aynen söylediği şey şu: Siz koşarak eylemlere
gidiyorsunuz. O toprağın altında, Fatiha okudunuz mu? Siz de
Özgecan gibi olursunuz. Ayrıca Zaten başınızı
örtmüyorsunuz, size tecavüz de mübah, kötülük de mübah. dediği
öğrenilmiş ve bu genel olarak basında var. Bunun
doğruluğuna ilişkin ve bu öğretmene ilişkin
yapılması gerekenler konusunda bir bilgi var mı? Bununla ilgili
bilgilendirme yapılırsa iyi olur.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Sayın Gök
24.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün, Aile
ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslamın
Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve tecavüz
iddialarıyla ilgili konuya ne zaman muttali olduğunu öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Bakan, siz bu konuya ne zaman muttali oldunuz? Bir
soruşturma başladıktan sonra mı oldunuz yoksa daha önceden
haberiniz var mıydı? Hangi aşamasında bu konuya muttali
oldunuz?
BAŞKAN
Buyurunuz.
25.- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Ayşenur İslam'ın, Ankara Milletvekili Levent Gök ile
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya)
Sayın Başkanım, süreç genellikle, genellikle değil,
kesinlikle şöyle işler: Herhangi bir şekilde bir şikâyet
olduğu zaman cumhuriyet savcılığı gerekli
araştırmayı yapar, araştırmanın belli bir
aşamasında ilgili birimleri haberdar eder. Durum henüz haberdar etme
aşamasında olmadığı için, cumhuriyet
savcılığı henüz daha kendi araştırmasını
tamamlamadığı için Bakanlığımızı
konudan resmen haberdar etmiş durumda değil bugün itibarıyla.
Ancak, gazete haberinde de görebileceğiniz gibi, gazetede cumhuriyet savcılığının
gizli mahreçli birtakım iç yazışmaları
yayınlandıktan sonra sizin gibi bizim de haberimiz oldu. Bugüne kadar
Bakanlığımıza yapılmış herhangi bir
müracaat, herhangi bir şikâyet, soruşturma açılması
konusunda herhangi bir talep olmadığı için, oluşmadığı
için, bununla ilgili resen yapılmış bir uygulama yok. Resen
yaptığımız ilk uygulama, konudan haberdar olduğumuz
anda yaptığımız uygulamadır. Cumhuriyet
savcılığı kendi soruşturmasını
tamamladıktan sonra normal şartlarda bizi konudan haberdar eder ve biz
o andan itibaren devreye gireriz.
FARUK BAL (Konya)
İdari araştırma yaparsınız efendim, disiplin
araştırması yaparsınız.
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya)
Haberimiz olması gerekir idari araştırma yapabilmek için.
FARUK BAL (Konya)
Hayır, savcılığı beklemezsiniz efendim.
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) Ancak,
biz, biraz önce ifade ettiğim gibi, basında yer alan bu
yazışmaları ihbar kabul ederek derhâl devreye girdik,
soruşturmayı başlattık bu sabah itibarıyla. Siz
herhâlde burada yoktunuz, ben demin bilgi verdim. Konu etrafında ismi
geçen ve elan Bakanlığımızda bulunan bütün kişileri
açığa aldık, soruşturma devam ediyor.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Sayın Bakan, benim de sorum vardı.
BAŞKAN
Sayın Buldanın
O konuda bilginiz var mı?
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya)
Diğer konu, Millî Eğitim Bakanlığımızın
uhdesinde olan bir konudur. Bakanlığın konuyla
ilgilendiğini biliyoruz, bu öğretmen hanımla alakalı bir
araştırma başlattığını biliyoruz. Gerçeklik
durumuna göre onunla ilgili takibat da yapılacaktır.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, bir son cümle söylememe izin verir misiniz?
BAŞKAN
Buyurun.
MUHAMMET
BİLAL MACİT (İstanbul) Yanına git sor!
BAŞKAN
Buyurun.
26.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ın,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslamın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK
(Ankara) Şimdi, tabii, AKP milletvekili arkadaşlarım
Yanına git sor. diyorlar. Bu hepimizin meselesi değerli
arkadaşlarım, yani bu çocuklar hepimizin bağrına
basacağı çocuklar. Yani sizi ilgilendirmiyor mu böylesi önemli bir
konu?
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Levent Bey, niye ilgilendirmesin?
LEVENT GÖK
(Ankara) Burada, çok önemli bir konuda, nezaket sınırı
içerisinde, elbette kamuoyunun bilgilenme hakkını muhalefet adına
Bakanı hazır karşımızda bulmuşken yüz yüze
gidermek istiyoruz ama AKPli milletvekillerinin tavrını
kınıyorum. Bana oradan Git, orada kendisine sor. diyorlar;
anlaşılıyor ki bu çocuklar kendilerini ilgilendirmiyor.
Sayın Bakan,
bu çocuklar bizi ilgilendiriyor. 2007den başlayıp 2012ye kadar
süren bir taciz olayından bahsettiniz. Yani geçmiş, birkaç yıl
öncesinde olmuş olayları izah ediyorsunuz. Acaba Aile
Bakanlığınızın denetimleri, müfettişleri bu
olayın bu kadar gecikme hâlinde duyulmasından dolayı sorumlu
değil midir? Yani 2012ye kadar devam eden bir taciz olayı bir
Bakanlık bünyesinin denetimi içerisinde nasıl oldu da
Bakanlığa ulaşamadı ve bunun denetimi niçin
yapılamadı?
BAŞKAN
Cevap vermek ister misiniz?
Buyurun.
27.- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Ayşenur İslam'ın, Ankara Milletvekili Levent Gökün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) - Değerli
arkadaşlarım, çocuklar, elbette bizim çocuklarımız. AK
PARTİnin iktidara gelmesinden sonra devlet denetiminde ve
bakımında olan çocuklarla ilgili son derece iyi, son derece güzel,
son derece çağdaş gelişmeler var; arzu ederseniz bütün bunlarla
ilgili bilgi de verebilirim şu anda.
LEVENT GÖK
(Ankara) Olur efendim, kamuoyu bilgilensin.
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya) -
Şunu söylemek istiyorum size: Çocuklarımızın
koğuş tipi yurt ve yuvalarda kalmamasını sağladık
son birkaç yıl içerisinde. 6 kişilik evlerde ve sevgi evlerinde
kendilerine bakan 3 anneyle birlikte herhangi bir vatandaş gibi, normal,
sıradan hayatlar yaşamalarını sağlamak için elimizden
gelen gayreti sarf ediyoruz. Çocuklarımızın en iyi
yetiştirileceği yerlerin, en iyi bakılacağı yerlerin
aile ortamı olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden koruyucu ailelik
modellerini geliştiriyoruz. Koruyucu aile yanında bakabildiğimiz
çocuklara koruyucu aile yanında bakmaya çalışıyoruz. Ondan
önce, eğer çocuklarımızın devlete teslim edilmesinin sebebi
sadece ekonomik sıkıntılarsa, ailede başka bir
sıkıntı yoksa, ailede küçük yardımlarla çocuğun kendi
evinde bakılması sağlanabilecekse, o yardımları
sağlayarak, SED yardımlarını sağlayarak
çocuklarımızın aileleri yanında bakılmasını
sağlamaya çalışıyoruz.
Çok kesin
olmamakla birlikte yaklaşık rakamları söylüyorum: 80 bin
çocuğumuza SED yardımı vererek ailesinin yanında
bakıyoruz. 10-12 bin çocuğumuza -rakamları yaklaşık
veriyorum, takdir edersiniz ki bütün rakamlar şu anda hafızamda
değil- koruyucu aile yanında bakıyoruz. Yine, bu miktarda,
yaklaşık bu kadar çocuğumuza sevgi evlerinde ve çocuk evlerinde
bakıyoruz. Onlara elimizden geldiği kadar normal hayatlar sunmaya
çalışıyoruz.
Son yıllarda
aldığımız rakamlardan size bahsetmek isterim. Şu anda
3.300 lisanslı çocuğumuz var bizim bakımevlerimizde, sevgi evlerimizde
ve çocuk evlerimizde yaşayan. Bu rakam 2002 yılında 80di. 80
lisanslı sporcumuz vardı, şu anda 3.300 lisanslı sporcumuz
var. Çocuklarımızın TEOG başarısı yüzde 95,
üniversiteye girme başarısı yüzde 70 civarında. Bütün
bunlar, bütün bu rakamlar çocuklarımızın ne kadar iyi
şartlar altında yaşadıklarını gösteriyor. Bir
günden diğer güne bir fark olsun istiyoruz, her gün bir önceki günden daha
iyi olsun istiyoruz; bütün gayretlerimiz bununla alakalı, bütün
çalışmalarımız bununla alakalı.
Biraz önce
sözlerinizde şöyle bir cümle vardı: 2007-2012 yılları
arasında bir taciz ve tecavüzü tespit ettiğinizi söylüyorsunuz.
Yaklaşık olarak böyle bir cümle kurdunuz. Bunu tespit etmedik
sayın vekilim, bu bir iddia. Bu, savcılık makamına
yansımış birtakım iddiaların basında yer
alış biçimi. Eğer bu iddialar doğruysa diye
düşünerek en şiddetli biçimde karşılık verdik bu
iddialara. İddiaların içinde yer alan isimleri derhâl görevden
uzaklaştırdık, konuyla ilgili müfettişler tayin ettik. Bu
geçmiş dönemde olmuş bir şeydir, bugünkü iş değildir.
gibi bir düşünceye asla sahip değiliz. Herhangi bir an için bir gri
alan yaratılmasına müsaade etmeyiz. Hiçbir insan hatasına göz
yummayız. Hiçbir ihmal ve istismarı affedebilecek ya da hoş
görebilecek bir durumumuz yoktur. En şiddetli biçimde
cezalandırılacaklardır eğer herhangi bir ihmal ya da
istismar tespit edilirse. Kendinizden ne kadar eminseniz, bunun sonucunu
nasıl takip edebileceğinizi nasıl tahayyül ediyorsanız,
lütfen benden de o şekilde emin olun. En az sizin hassasiyetiniz kadar,
sizin duyarlılığınız kadar, yüce milletimizin herhangi
bir vicdan sahibi ferdinin en az duyarlılığı kadar konunun
üzerindeyiz. Sizlerle birlikte çalışacağız, bizi
istediğiniz gibi denetleyebilirsiniz, bize istediğiniz soruları
sorabilirsiniz; her şey açık, her şey şeffaf.
Yapılmış bir hata varsa bu hataları telafi etmek için
sonuna kadar gideceğimizden de 77 milyon insanımızın emin
olması gerekir.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Balık
28.- Elâzığ Milletvekili Sermin
Balık'ın, Elâzığda bir öğrenci yurdundaki taciz ve
tecavüz iddialarına ilişkin açıklaması
SERMİN BALIK
(Elâzığ) Sayın Başkanım, Sayın
Bakanımız gerekli açıklamaları yaptı ancak Harput
Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezimiz, 13-18 yaş grubundaki
cinsel istismar mağduru, madde bağımlısı, duygudurum
bozukluğu ve psikolojik rahatsızlığı olan kız
çocuklarımıza hizmet verilen bir kurumumuz. Çocukların iddia
ettikleri, 2007 ve 2012 yılları arasında çeşitli
şehirlerde yaşadıkları, Elâzığ değil,
çeşitli şehirlerde yaşadıkları istismarlar; son,
2012dekilerin de Elâzığda olduğuna dair. Ancak, Harput
jandarma bölgesi olduğu için, 3 Nisan 2014 tarihinde jandarmaya başvurulmasıyla
birlikte Jandarma Genel Komutanlığı savcılığa bir
fezleke yolluyor ve bu iddialar karşısında 11 Mart 2014
tarihinde, çocukların da yaşları küçük olması hasebiyle
psikolog ve pedagoglar eşliğinde çocukların ifadeleri
alınıyor
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Düzgün
29.- Tokat Milletvekili Orhan Düzgün'ün,
Tokatta bir ortaokulda yaşanan bazı olaylarla ilgili Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının ne yapacağını ciddi
bir şekilde takip edeceklerine ilişkin açıklaması
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
dün Tokatta yaşanan olaylarla ilgili sanırım bilgi sahibisiniz.
Ben devlet bürokrasisini bilirim, yirmi bir yıl devlette
çalıştım. Bizim bu işten haberimiz yoktu., Efendim, bir
soruşturma açtık, bakacağız, edeceğiz. devletin bir
işi sürüncemeye atacağının laflarıdır, biz
bunları biliriz.
Şimdi, size
şunu soruyorum: Geçen hafta Antalyada kız çocuklarına taciz
kuran öğretmene ne yaptınız? Oradan alıp bir başka
okula verdiniz. Şu anda o öğretmenin orada başka taciz timleri
kurmadığıyla ilgili bir garantiniz var mı bize? Tokattaki
öğretmeni alıp başka bir okula verdiniz, bu öğretmen gene
oradaki derslere giriyor. Bu okuldakiler bizim çocuklarımız da öbür
okuldakiler başka birilerinin çocukları mı? Devletin bir
ciddiyeti vardır. Devlet bu tür işlerde o kişiye görevden el
çektirir. Bu konuyla ilgili ne yapacağınızı büyük bir
ciddiyetle ve sıkı bir şekilde takip edeceğiz Sayın
Bakan. Bu zülün altından kalkamazsınız, lütfen görevinizi doğru
yapın.
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
30.- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Ayşenur İslam'ın, Tokat Milletvekili Orhan Düzgünün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AİLE VE
SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI AYŞENUR İSLAM (Sakarya)
Sayın Başkan, beni ciddiyete davet eden arkadaşımı
ciddiyete davet ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Dördüncü defa
açıklıyorum: Olayda adı geçen herkes görevden
alınmıştır. Olay takibimiz altındadır. Sonuçlar
kamuoyuyla ve sizinle paylaşılacaktır. Hem yargı
takibindedir hem Bakanlığın takibindedir.
Arkadaşlarımı
ciddiyete tekrar davet ediyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) Sayın Başkan, Tokat Valisi öğretmenin bir başka
okula tayin edildiğini söylüyor. Sayın Bakanın ya bundan haberi
yok ya da bizi yanlış bilgilendiriyor.
BAŞKAN
Hayır, hayır. Şimdi, Millî Eğitim
ORHAN DÜZGÜN
(Tokat) O öğretmen görevden alındı mı alınmadı
mı Sayın Bakan? Bunu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Düzgün, Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili ilk
Sayın Buldanın söylediği konuya ilişkin, Millî Eğitim
Bakanlığının takip ettiğine dair bir cevap verdi,
Sayın Gökün ve Sayın Vuralın gündeme getirdiği konuyla
ilgili de bu cevabı verdi. Dolayısıyla, sizin
söylediğinizle Sayın Bakanın verdiği cevap ayrı
konularla ilişkili. O sizin söylediğiniz, sorduğunuz soruyu daha
evvel Sayın Buldan sordu, o kadın öğretmenle ilgili, ona da bir cevap
verdi.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.09
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
19.27
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet burada.
Şimdi 63üncü
madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE 21/B-
Görevden uzaklaştırılanlar, yapmakta oldukları görevden
alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri değiştirilebilir
veya kendilerine başka görev verilmeyebilir. Görevden uzaklaştırılanlara
bu süre içinde 657 sayılı Kanunun 141 inci maddesinin birinci
fıkrası hükmüne göre aylık ödenir. Ancak, bu kişilerden
haklarında soruşturma izni verilmemesine, soruşturmaya veya
kovuşturmaya yer olmadığına, beraatına, her ne sebeple
olursa olsun kamu davasının düşmesine veya ortadan
kaldırılmasına karar verilenlerin ödenmeyen veya noksan ödenen
her türlü özlük hakları ödenir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin
yurtdışı kadrolarında görevliyken görevden
uzaklaştırılanlara da yurt içinde bir kadroya atanıncaya
kadar bu fıkra uyarınca yurtdışı aylığı
ödenir.
Ön inceleme veya
soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden
uzaklaştırma tedbirleri, haklarında karar verilmesi
beklenmeksizin kaldırılabilir.
Bu Kanun kapsamındaki
görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı geçemez. Bu süre zorunlu
hâllerde iki ayı geçmemek üzere bir defa uzatılabilir. Görevden
ayrı kalınan süre hizmetten sayılır.""
şeklindeki
63. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Hilal Kaplan (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SERMİN BALIK (Elâzığ)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kocaeli
Milletvekili Sayın Mehmet Hilal Kaplan, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
63üncü maddede vermiş olduğumuz önerge doğrultusunda söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, dün, 11 Mart, Berkin Elvanın ölüm yıl dönümüydü;
bir kez daha saygıyla, rahmetle anıyorum. Dün, olayları yine
yaşadık; yine biber gazı, gaz kapsülü, yine basınçlı
su, yine TOMA, yine cop, yine orantısız bir güç.
Bakın, size
bir iki resim göstermek istiyorum, dikkatinizi çekmek istiyorum değerli
milletvekilleri. Resimde gördüğünüz, şimdi iç güvenlik paketinde
yetkilendirmek istediğimiz kolluk kuvvetlerinden bir polis; diz
çökmüş, elinde otomatik silah ve parmağı tetikte.
Karşısındakine de dikkatinizi çekmek istiyorum. Elinde molotof
yok, ağzı kapalı değil, yüzü maskeli değil, elinde
silah yok, bir öğrenci. Yüzündeki korku ifadesini görüyor musunuz?
Değerli milletvekilleri, samimi bir soru soruyorum: Hangi birinizin çocuğunun
bu durumda olmasını istersiniz? Bu, yetkilendirilmemiş kolluk
kuvvetlerinin tavrı.
Yine, benzer bir
tablo Kocaelinden. Güvenlik gerekçesiyle, hiçbir kimseye kimlik sormadan,
kendi kimliğini de göstermeden insanları arabadan indiriyorlar, Ben
sizi kontrol edeceğim, arabanızı arayacağım ya da
şununla ilgili bir soruşturma istiyorum. diyor. Kişi,
kimliğini sorduğunda, bu, kimliğini göstermemekte direniyor. Bu,
yine, güvenlik kuvvetlerine henüz bu yetkiyi vermediğimiz bir süreçte.
Değerli
milletvekilleri, nedir bu tahammülsüzlüğümüz? Bu, Berkin Elvanın
anma törenlerinde orantısız güç kullanmaktaki, dayatmaktaki
tahammülsüzlük ne? Ne istiyor bu insanlar? Hani sizin partinizin isminde olan
ama bir türlü sağlayamadığınız,
uygulayamadığınız adaleti istiyor bu insanlar. Bu insanlar
faili meçhullerin, Berkin Elvanların katillerinin bulunmasını
istiyor. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Bundan daha
doğal bir şey olamaz.
Sayın
İçişleri Bakanım burada. Sayın İçişleri
Bakanıma bir soru sormak istiyorum: Berkin Elvan, Haziran 2013te bir
polisin açtığı ateş sonucu, başına gaz kapsülünün
isabet etmesi sonucu yaralandı, iki yüz altmış dört gün komada
kaldı ve yaşamını yitirdi. Aradan neredeyse iki yıl
geçti. MOBESE kameraları elinizde, yetkiler elinizde, MİT elinizde,
iki yıla yakın bir süredir nasıl oluyor da bir polisi teslim
edemiyorsunuz? Nasıl oluyor da bulamıyorsunuz? Aklıma başka
bir şey geliyor, kamuoyunun da aklına başka bir şey
geliyor. Her zaman olduğu gibi, acaba, bu tip cinayetleri faili olmayan cinayet
kategorisine mi koydurmak istiyorsunuz? Bu kaygı var. Bunu
yanıtlarsanız, beni aydınlatırsanız sevinirim.
Değerli
milletvekilleri, hatırlıyor musunuz, Berkin Elvanın
cenazesinde, dönemin Başbakanı meydanlarda Berkin Elvanın
annesini yuhalattı. Bir şey hatırlatmak istiyorum, dönemin
Başbakanı, şimdiki Sayın Cumhurbaşkanının
cümlesini okuyorum: Ben, evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin
evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler
atışınızı pek anlayamadım.
Anlayamazsınız Sayın Recep Tayyip Erdoğan,
anlamanızı da beklemiyorum. Siz, Mısırda Esmanın
yaşadığı sıkıntıyı empatiyle
anladınız ama Berkin Elvanı, Ali İsmail Korkmazı
empati yaparak bir türlü anlayamadınız.
OSMAN ÖREN (Siirt)
Ayıp! Ayıp!
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Devamla) Kaldı ki, Sayın Cumhurbaşkanıma bir
şey ifade etmek istiyorum: Mezarımızda kırmızı
karanfilin olmasının anlamı şudur, sizin de bilmenizi
istiyorum: Sevginin ölümsüzleştiği, uzun süre kaldığı
mezara gitse dahi, öbür tarafta cennete gitse dahi burada
yaşattığımızın anlamıdır
kırmızı karanfil.
Demir bilyelere
gelince, 15 yaşında bir çocuk , henüz çocukluğunu
yaşayamadı. İşte, o çocukluğunu
yaşayamadığı
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Bilye
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Devamla) - Hepimizin dönem dönem oynadığı -o çocuğumuzun
oynamak istediği- çocukluk sembolüydü bilyeler. Bunları dahi siyasi
bir malzeme yapıp kamuoyunda Berkin Elvanları, Ali İsmail
Korkmazları ve bunların annelerini yuhalatmak, ötekileştirmek,
ne Sayın Cumhurbaşkanına ne Adalet ve Kalkınma Partisinin
hiçbir üyesine yakışmıyor.
OSMAN ÖREN (Siirt)
Ayıp! Ayıp!
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Geziye çağıran siz de sorumlusunuz.
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Çıkar, burada cevap verirsiniz.
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
LEVENT GÖK
(Ankara) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler...
Kabul etmeyenler...
Elektronik
oylamayla yapıyorum.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime bir
saat ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.38
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
20.43
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Şimdi 63üncü
madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki 21/B maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE 21/B-
Görevden uzaklaştırılanlar yapmakta oldukları görevden
alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri değiştirilebilir
veya başka görev verilmeyebilir.
Görevden
uzaklaştırılanlara bu süre içinde 657 sayılı Kanunun
141 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre aylık ödenir.
Ancak, bu gibilerden haklarında soruşturma izni verilmemesine,
soruşturmaya veya kovuşturmaya yer olmadığına,
beraatına, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının
düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilenlerin
ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir. Türk Silahlı
Kuvvetlerinin yurtdışı kadrolarında görevliyken görevden
uzaklaştırılanlara da yurtiçinde bir kadroya atanıncaya
kadar, bu fıkra uyarınca yurtdışı
aylığı ödenir.
Ön
inceleme veya soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden
uzaklaştırma tedbirleri, haklarında karar verilmesi
beklenmeksizin kaldırılabilir.
Bu
Kanun kapsamındaki görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı
geçemez. Bu süre zorunlu hallerde iki ayı geçmemek üzere bir defa
uzatılabilir. Görevden ayrı kalınan süre hizmetten
sayılır."" şeklindeki 63 üncü maddesinin memur
hukukuyla bağdaşmaması, toplumun ihtiyaçlarına yönelik
olmaması, bakana keyfî yetkiler vermesinden dolayı
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
"MADDE
63- 2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki 21/B maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE
21/B - Görevden uzaklaştırılanlar yapmakta oldukları
görevden alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri
değiştirilebilir veya başka görev verilmeyebilir.
Görevden
uzaklaştırılanlara bu süre içinde 657 sayılı Kanunun
141 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre aylık ödenir.
Ancak, bu gibilerden haklarında soruşturma izni verilmemesine,
soruşturmaya veya kovuşturmaya yer olmadığına,
beraatına, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının
düşmesine veya ortadan kaldırılmasına karar verilenler ile
bu kanun hükümlerine göre görevde kalmasına engel teşkil etmeyecek
bir suçtan hüküm giyenlerin ödenmeyen veya noksan ödenen her türlü özlük
hakları ödenir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin yurtdışı
kadrolarında görevliyken görevden uzaklaştırılanlara da
yurtiçinde bir kadroya atanıncaya kadar, bu fıkra uyarınca
yurtdışı aylığı ödenir.
Ön
inceleme veya soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden
uzaklaştırma tedbirleri, haklarında karar verilmesi
beklenmeksizin kaldırılabilir.
Bu
Kanun kapsamındaki görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı
geçemez. Bu süre zorunlu hallerde iki ayı geçmemek üzere bir defa
uzatılabilir. Görevden ayrı kalınan süre hizmetten
sayılır.""
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İDRİS ŞAHİN (Çankırı)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Antalya Milletvekili Sayın Tunca Toskay, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
TUNCA TOSKAY
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 63üncü maddesiyle ilgili vermiş
olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Genel
Kurula saygılar sunuyorum.
Sayın
milletvekilleri, görüşülmekte olan ve AKP iktidarının
dayattığı bu kanun Anayasamızın birçok hükmüne
açıkça aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk
devleti olma özelliğine, kuvvetler ayrılığı ilkesine
ve demokratik parlamenter sistemimize âdeta bir saldırı
niteliğini taşımaktadır. Peki, iktidar böyle bir
düzenlemeyi çıkarmak için neden bu kadar zorlama yapmaktadır? Bunun
birçok sebebi vardır ancak benim değerlendirmeme göre sebepler üç ana
başlıkta toplanabilir: Birincisi, iktidar kadroları büyük ölçüde
yolsuzluk, rüşvet ve suistimale bulaşmıştır. AKP
iktidarı dış etkilerle ve kendi tercihleriyle
vatanımızın bölünmesine yol açacak bir politika izlemektedir.
Yine, AKP iktidarı, Atatürk ve büyük Türk milletinin fedakâr mücadelesi
sonunda kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun temel
felsefesiyle mücadele hâlindedir, devletimizi ve toplumumuzu sosyokültürel
yönden değiştirmek ve dönüştürmek istemektedir.
Yukarıda üç ana başlık hâlinde
topladığımız uygulamalar, olaylar ve tespitlerle ilgili
Anayasamıza ve bütün hukuki mevzuata göre suçlu durumda olan bir iktidar
ve onun kadrolarıyla karşı karşıya bulunuyoruz. Bu
iktidar, suçlarını örtbas etmek için baskıcı kanunlar
çıkarmakta ve kanun dışı yollara başvurmaktadır,
hukuk dışına çıkmaktadır ve totaliter bir rejim
oluşturma eğilimindedir. Toplumda devlete, hukuka ve yargıya
güven kalmamıştır, ayrışma ve gerginlik
artmıştır. Bu durumda beni ve toplumun büyük kesimini çok endişelendiren
bir husus var, o da şu: İktidarın, evrensel
hukukun ve Anayasamızın tesis ettiği hukuk sistemimizin
dışına çıkma eğilimi ve uygulamaları devam ederse
toplumun tepkisi ve cevabı korkarım ki hukuk içinde olmayabilir,
hukuk dışına çıkabilir. Bu, çok büyük bir tehlikedir, ciddi
bir kaosla karşılaşabiliriz. İktidar bu tehlikeli
tutumundan vazgeçmezse ne olur? Sonuç değişmez. Bu iktidar gider ve
hesap vermek zorunda kalır. Anayasaya aykırı baskıcı
kanunlar, yok edilmeye çalışılan deliller hiç kimseyi
kurtaramaz. Devlette evrak ve delil yok olmaz ve kaybolmaz. İmha
ettiğini, üstünü örttüğünü düşündüğünüz her şey günü
geldiğinde önünüze konur. Türkiye Cumhuriyeti devleti sizin
düşündüğünüzden çok daha ciddi bir devlettir. O gün geldiğinde,
bugün bağımsız ve tarafsız yargıyı yok edenler bu
yargıyı çok arayacaklardır.
Vatanın bölünmesine, devletin temel
felsefesinin değiştirilmesine dönük politikalar uygularken, bir
taraftan da yolsuzluk ve rüşvet suistimalinde buluşanlar yargı
karşısında hesap verirken kendileri ve aileleri bu toplum içinde
nasıl yaşayacaklardır? Bu kadroların mensuplarına ve
ailelerine her yerde saatin kaç olduğu sorulacak; çikolata ve
ayakkabı kutuları, elbise askıları hatırlatılacak;
para kasaları ve para sayma makineleri sorulacak; bakkal büyüğü
marketçilikten o şehrin en büyük, yüksek binasını inşa
edenlere bunun kaynağı sorulacak. Ben ne yaptımsa
Başbakanın talimatıyla yaptım, önce o istifa etsin. diyen,
sonra bunu unutan, kentsel dönüşümle zenginleşen Bakana Sen
Karadenizin hangi ilindensin? diye soracaklar. Özet olarak, bu kadrolar
toplumsal baskıyı iliklerine kadar hissedecekler. Bir düşünün,
bu kişilerin aileleri, çocukları ve yakınları bu sosyal
baskı altında nasıl yaşayacaklar? Eğer bundan
rahatsız olmayanlar ortaya çıkarsa inanın ki onların
DNAsı bizimkinden çok farklı.
2015 yılında, altmış
beş yetmiş yıllık demokrasi tecrübesine sahip Türkiyeyi
hiç kimse kafasındaki totaliter rejime ve çağ dışı bir
sosyal yapıya dönüştüremez, buna kimsenin gücü yetmez. Sonunda
uygulamaların faturası mutlaka ödenir. Tarihte bu çıkmaz yola
giren hiçbir iktidarın sonu iyi olmamıştır ve hep aynı
olmuştur.
Bu arada, bir
noktayı daha belirtmek istiyorum sayın milletvekilleri. İktidar
mensuplarının bazılarının Benim bu olaylardan haberim
yoktu, ben tasvip etmiyordum. mazeretleri hiç kimseyi kurtarmaz, tarihte de
bunun örnekleri var. Devletimize, milletimize, siyasal sistemimize ve toplumsal
yapımıza verilen zararın ve yapılan tahribatın bu
faturasını, maalesef, bu millet ödeyecek ancak sizi de tarihte hak
ettiğiniz yere mutlaka oturtacaktır.
Genel Kurula
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Toskay.
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Elektronik
oylamayla yapıyorum.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Yeni
madde ihdasına yönelik iki adet önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun; 63. Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve
madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali Serindağ Ensar
Öğüt Binnaz
Toprak
Gaziantep Ardahan İstanbul
Sena Kaleli Ali
Haydar Öner Haydar
Akar
Bursa Isparta Kocaeli
MADDE
64 - 25/04/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa...
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Geri çekildi.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "2692 sayılı Kanuna 21 inci maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki 21/B maddesi eklenmiştir.
"Görevden
uzaklaştırmanın hukuki ve mali sonuçları
MADDE 21/B-
Görevden uzaklaştırılanlar yapmakta oldukları görevden
alıkonulurlar. Bu kişilerin görev yerleri değiştirilebilir
veya başka görev verilmeyebilir.
Görevden
uzaklaştırılanlara bu süre içinde 657 sayılı Kanunun
141 inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre aylık ödenir.
Ancak, bu gibilerden haklarında soruşturma izni verilmemesine,
soruşturmaya veya kovuşturmaya yer olmadığına,
beraatına, her ne sebeple olursa olsun kamu davasının düşmesine
veya ortadan kaldırılmasına karar verilenlerin ödenmeyen veya
noksan ödenen her türlü özlük hakları ödenir. Türk Silahlı
Kuvvetlerinin yurtdışı kadrolarında görevliyken görevden
uzaklaştırılanlara da yurtiçinde bir kadroya atanıncaya
kadar, bu fıkra uyarınca yurtdışı
aylığı ödenir.
Ön inceleme veya
soruşturmaya konu olan fiillerinin hizmetlerine devama engel
olmadığı anlaşılanların görevden
uzaklaştırma tedbirleri, haklarında karar verilmesi
beklenmeksizin kaldırılabilir.
Bu Kanun
kapsamındaki görevden uzaklaştırma tedbiri iki ayı geçemez.
Bu süre zorunlu hallerde iki ayı geçmemek üzere bir defa
uzatılabilir. Görevden ayrı kalınan süre hizmetten
sayılır."" şeklindeki 63 üncü maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 64te biri
Anayasaya aykırılık üzerine olmak üzere üç önerge vardır,
sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
Sahil Güvenlik Komutanlığının askeri görevleri haricindeki
diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı ile valiler ve kendi amirleri tarafından
denetlenir ve teftiş edilir."" şeklindeki 64 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Seyfettin Yılmaz Emin
Çınar
Adana Kastamonu
"MADDE 64 -
2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
Sahil Güvenlik Komutanlığının mülki görevleriyle ilgili
eylem ve işlemleri İçişleri Bakanlığı ile valiler
ve kendi amirleri tarafından denetlenir ve teftiş edilir.""
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
Sahil Güvenlik Komutanlığının askerî görevleri haricindeki
diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri, İçişleri
Bakanlığı ile valiler ve kendi amirleri tarafından
denetlenir ve teftiş edilir.""
şeklindeki
64. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Levent Gök Ali
Sarıbaş Celal
Dinçer
Ankara Çanakkale İstanbul
Ali Haydar Öner Ahmet
Toptaş Tanju
Özcan
Isparta Afyonkarahisar Bolu
Ali Serindağ Bülent
Kuşoğlu
Gaziantep Ankara
BAŞKAN Şimdiki önerge Anayasaya
aykırılık önergesidir, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiili savaş hali uygulaması getirdiğinden
kanun tasarısının 64 üncü maddesinin Anayasaya
aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Gülser Yıldırım Demir
Çelik Erol
Dora
Mardin Muş Mardin
Abdullah Levent Tüzel Nazmi
Gür Pervin
Buldan
İstanbul Van Iğdır
Hüsamettin Zenderlioğlu
Bitlis
BAŞKAN Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ BAKANI SEBAHATTİN
ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Dora, buyurunuz. (HDP
sıralarından alkışlar)
EROL DORA (Mardin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684
sıra sayılı yasanın 64üncü maddesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu yasayla
demokrasinin tüm temel kurum ve kurallarını yani kuvvetler
ayrılığı, adil yargılanma, ifade özgürlüğü,
toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü gibi evrensel ilke ve
prensipleri hiçe sayan Hükûmet, öyle görünüyor ki artık kendisini
seçtiği bu demokrasi dışı güzergâhta yürümeye mecbur ve
mahkûm görmektedir. AKP Hükûmetinin hak ve özgürlükleri sınırlama ve
ortadan kaldırma pratiğinde bir yasa yapma klasiği hâline gelen
torba yasa formundaki iç güvenlik paketi olarak adlandırılan bu
paket, bir yandan mevcut, muğlak ve cezasızlığa kapı
aralayan ve bu nedenle eleştirilen polislerin yetkilerini daha da
artırmakta, vali ve kaymakamları adli kolluk amiri hâline getirerek
savcı ve yargıçların yetkilerini kullanmasını mümkün
kılmakta, göstericiler için öngörülen, hukuken temellendirilmesi mümkün
olmayan ya da fazlasıyla ağır olan cezalar daha da
ağırlaştırılmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; polisin arama yetkisini
kullanırken var olan savcılık ve mahkeme izin şartı da
kaldırılarak yetkileri baypas ediliyor, sadece kolluk amirinin
kararı yirmi dört saat içinde hâkim önüne sunuluyor ki arama
işleminden sonra gerçekleştirilecek bu işlemin kişi
özgürlüğü ve güvenliği açısından hiçbir anlamı
olmadığı açıkça ortadadır. Bu tasarı, polise, suç
şüphesi, suçüstü hâli ve gecikmesinde sakınca bulunan bir durum
olmadan kişileri durdurma yetkisi tanımıştır yani
polis çarşıda, pazarda, sokakta ve benzeri yerlerde istediği
kişiyi durdurabilir ve özgürlüğünü kısıtlayabilir, herhangi
bir savcı talimatına veya hâkim kararına da ihtiyaç
duyulmayacaktır. Kaldı ki Hükûmet polisin yetkilerini zaten
sınırsız kılan bir düzenlemeyi 2007 yılında
geçirmiş ve o tarihte de siyasi partiler, hukukçular, sivil toplum örgütleri,
hak örgütleri Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yapılan
değişiklikleri eleştirmiş, bu değişikliklerin
beraberinde yargısız infazları getireceğini yüksek sesle
kamuoyuna da ifade etmişlerdir. Nitekim, o dönem getirilen yasal
düzenlemelere karşı olanlar maalesef haklı
çıkmış, Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 16ncı
maddesinde yapılan değişikler sonucu 2007 yılından
bugüne değin 179 sivil hayatını kaybetmiştir. Üstelik, bu 179
kişinin ölümü neticesinde bu cinayetlerden sorumlu olan birçok kişinin
de ceza almadığı da ortadadır.
Yürürlükten olan
Türk Ceza Kanununun mimarlarından biri olarak gösterilen Profesör Doktor
Adem Sözüer güvenlik paketine ilişkin yapmış olduğu
değerlendirmelerde DGMli döneme dönüş olarak
değerlendirmiştir bu paketi. Aynı zamanda, Sayın Sözüer
Güvenlik paketi on yıldır güvenlik bürokrasisinin
dayattığı Anayasaya aykırı düzenlemeleri içeriyor. Bu
Hükûmet hep direndi. Şimdi pes etmemeli. 2005teki özgürlükçü ceza hukuku
reformuna birinci darbeyi özel yetkililer, HSYK, kollukta örgütlenen yapı
vurdu, ikinci darbe ise güvenlik paketiyle vuruluyor. şeklinde ifadelerde
bulunmuştur. Sayın Sözüer, güvenlik paketinin arama, yakalama,
gözaltı, silah kullanma, valiye savcı yetkisi verilmesine ilişkin
düzenlemelerinin de açık olarak Anayasamıza aykırı
olduğunu ifade etmişlerdir.
Aslında
baktığımızda burada polisin yetkilerinin
aşırı bir şekilde artırılmasına gerek
olmadığı açıktır. Biraz önce de ifade ettiğimiz
gibi 2007 yılından bugüne değin 179
vatandaşımızın öldürüldüğü açıkça ortadadır.
Yani burada yeni paketlere ihtiyaç yoktur, polisin eğitimine ihtiyaç
vardır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde,
uluslararası imzalamış bulunduğumuz temel hak ve
özgürlükler konusunda polisin eğitilmesi ve aynı zamanda polisin
güçlü bir şekilde yargı mekanizması tarafından
denetlenmesine ihtiyaç varken temel hak ve özgürlüklere ilişkin olarak
böyle bir paketin getirilmesini biz bu süreçte uygun görmüyoruz. O açıdan,
önümüzde de bir barış süreci var, bu barış sürecinin de
onurlu bir barışa evrilmesi için bir an önce bu güvenlik paketinin
Komisyona çekilmesi gerektiğini ifade ediyor, tekrar Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP ve MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
LEVENT GÖK
(Ankara) Yoklama talebimiz var Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi mevcuttur.
Sayın Gök,
Sayın Serindağ, Sayın Öner, Sayın Özkes, Sayın
Çıray, Sayın Kaplan, Sayın Haberal, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Düzgün, Sayın Öztürk, Sayın
Uzunırmak, Sayın Dedeoğlu, Sayın Şimşek,
Sayın Başesgioğlu, Sayın Erdoğan, Sayın Toskay,
Sayın Korkmaz, Sayın Belen, Sayın Işık, Sayın
İrbeç, Sayın Yılmaz, Sayın Akar.
İki dakika
süre veriyorum ve başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
21.13
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati:
21.21
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 64üncü maddesi
üzerinde Mardin Milletvekili Sayın Erol Dora ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce istem üzerine
yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi tekrar yoklama yapacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S. Sayısı:
684) (Devam)
BAŞKAN 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Bülent
Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2692
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
Sahil Güvenlik Komutanlığının askerî görevleri haricindeki
diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri, İçişleri
Bakanlığı ile valiler ve kendi amirleri tarafından
denetlenir ve teftiş edilir.""
şeklindeki
64. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Levent Gök
(Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz önergeye?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Kuşoğlu, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; 684 sıra sayılı Tasarının 64üncü
maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu iç güvenlik paketinin üçüncü haftasını şu
anda yaşıyoruz. Biz Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri olarak
yukarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda bir taraftan da yeni bir torba
kanunun bugün müzakerelerine başladık. Bizde bir ay önce çıkan
torba kanun henüz Genel Kurula gelmiş değil ama bugün Plan ve Bütçe
Komisyonunda yeni, 33 maddelik bir torba kanun daha görüşülmeye
başlandı. Daha önceki çıkmadığına göre, bundan
sonra çıkacak olan, Komisyondan gelecek olan ne zaman çıkacak
doğrusu merak ediyorum. Bir taraftan da bu iç güvenlik paketinin siyaseten
devam ettirildiğini, bir süre sonra kadük hâline getirileceğini de
düşünüyorum doğrusu. Çok samimi olunmadığını da
düşünüyorum ama bu konuyla ilgili olarak şunu özellikle söylemek
istiyorum: İç güvenlik paketinin gerekçesinde şöyle bir söz
kullanılmış, diyor ki: Polis vazife ve salahiyetlerini
artıran kanun -iç güvenlik paketi- kamu düzenini koruma gerekçesiyle bu
şekilde düzenleniyor, yetkileri artırılıyor. Kamu düzeni,
maalesef, sadece sokağın asayişi olarak alınmış.
Sokağın asayişi olarak kamu düzenini alıyoruz. Hâlbuki kamu
düzeni çok daha geniş bir kavram, kamu düzeni çok önemli bir kavram. Kamu
düzeni, sokağın asayişinin çok ötesinde, toplumun gelenekleriyle
ilgili, adalet anlayışıyla ilgili, ahlak anlayışıyla
ilgili bir kavram, Anayasada yer alan temel haklarla ilgili bir kavram,
dürüstlükle ilgili bir kavram. Yani toplumla ilgili bir kavram her şeyden
önce, toplumun kurallarıyla ilgili bir kavram. Biz bunu çok dar anlamda
almışız ve bununla asayişi sağlayacağımızı
düşünüyoruz.
Değerli
arkadaşlar, konuya daha farklı bir vizyonla yaklaşmak
lazım. Biz, köyde uzun yıllar yaşamış, köyden kente
göçen, hızla kentleşen bir toplumuz. Tabii ki ahlak
anlayışımız değişiyor, toplumsal kurallar
değişiyor, büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Bunu
çok iyi yönetmemiz ve yönlendirmemiz gerekiyordu, bu konuyla ilgili olarak
eğitimin çok iyi verilmesi gerekiyordu, maalesef bu konularda büyük
eksikliklerimiz oldu. Toplumu bu açıdan sadece dinî kurallarla
yönlendirmeye kalktık; eğitimi, kültürü ihmal ettik, ekonomiyi ihmal
ettik, yeni bir toplumsal yaşantı kuramadık ve bugünlere
gelindi. Toplumun bu kadar sıkıntısı varsa
dolayısıyla sokakta da asayişi temin etmek mümkün değildir.
Diğer
taraftan, bütün bunlara bir sebep de, özellikle son yıllarda toplumda
birçok kurumun sıkıntıya uğratılması söz konusu
oldu. Bu, biliyorsunuz, Balyoz, Ergenekon, İzmir Casusluk Davası gibi
birçok davayla -bu Kozmik Oda bu hafta sonuçlandı biliyorsunuz, Sayın
Arınça suikast davası- vesaire, bütün bunlarla toplumun
değerleri, toplumsal değerler tahrip edildi. Kamu düzeni bunlarla
birlikte bozuldu, hiçbir şeyin değeri kalmadı, hiçbir şeye
güven kalmadı, düzensizlik bunlarla beraber geldi. Öncelikle düzeltilmesi
gereken konular bunlar, ondan sonra sokağın asayişi söz
konusudur, o şekilde kamu düzeninin tesis edilmesi daha sonraki bir
iştir. Bütün bunları yapmadık ki. Kamu düzeninin sokak
asayişi olarak alınmasında da bölgeler arasında büyük
farklılıklar var. Biz, doğu ve güneydoğuda kamu düzenini
farklı tesis ediyoruz, batıda farklı tesis ediyoruz maalesef.
Dolayısıyla, hiçbir zaman kamu düzenini doğru olarak
oturtamayız, tesis edemeyiz. Hiçbir şekilde bu anlayışla,
iktidarın bu anlayışıyla, Hükûmetin bu
anlayışıyla kamu düzeninin oluşması mümkün
değildir.
Diğer
taraftan, Genelkurmay Başkanının, rektörlerin,
hocalarımızın, iş adamlarımızın,
gazetecilerimizin tutuklandığı, boş yere
suçlandığı, sıkıntılara sokulduğu bir
anlayışta da toplumda kamu düzeni olamaz, oluşamaz. En önemli
yaralardan bir tanesi de bu açıdan alınmıştır bu
toplumda, bunu da unutmamamız lazım. Hatta, en son
yaşadığımız şu olay, MİT
Müsteşarının istifa etmesi, siyasete giriyorum gerekçesiyle,
ancak bir ay sonra Ben vazgeçtim. deyip tekrar görevine atanması da kamu
düzeninin tahrip edilmesidir, yok edilmesidir. Bütün bunlar, kamuda ve toplumda
yapılan yanlışlıklar kamu düzenini bozmuştur.
Bu vesileyle
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin
Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
EK MADDE 1- Sahil
Güvenlik Komutanlığının askeri görevleri haricindeki
diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı ile valiler ve kendi amirleri tarafından
denetlenir ve teftiş edilir."" şeklindeki 64 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hasan
Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye) ve arkadaşları
MADDE 64 - 2692
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 1- Sahil
Güvenlik Komutanlığının mülki görevleriyle ilgili eylem ve
işlemleri İçişleri Bakanlığı ile valiler ve kendi
amirleri tarafından denetlenir ve teftiş edilir.""
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 64üncü maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım. Bu
vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde,
bilindiği gibi, vatandaşımızın can ve mal
güvenliğinden sorumlu iç güvenlik kurumlarından birisi olan Sahil
Güvenlik Komutanlığının yapısını
değiştiren ve diğer iki kurum olan polis ve jandarma
teşkilatında yapılan düzenlemelere paralel bir düzenlemeyi
kapsamakta. Yani özetle, polisi, jandarmayı ve Sahil Güvenlik Komutanlığını
tamamen iktidarın valilerinin ve kaymakamlarının emrine sokan
bir düzenlemenin son maddesi. Zaten anlaşılan o ki 67nci maddede
AKP'nin bu 132 maddelik tasarıdan beklediği ve Türkiye'yi kaosa sokmak
için elinden gelen çabayı gösterdiği maddeler son buluyor. Ondan
sonra vatandaşın işine yarayacak birkaç madde var.
Anladığım kadarıyla onlar da içinden çekilecek, bu
tasarı böylece bitecek.
Değerli
milletvekilleri, size Anayasamızın 114üncü maddesinde seçimlerde
geçici Bakanlar Kuruluyla ilgili hükümlerde, özellikle seçim sürecine
girildiğinde 3 bakanlığın tarafsız kişilerden
oluşmasını öngören düzenlemeyi hatırlatmak istiyorum.
Bunlardan birisi Adalet Bakanı, diğeri İçişleri Bakanı,
diğeri de Ulaştırma Bakanı.
Şimdi,
Hükûmetin taraf olduğu, milletin yararına olmayan bir
tasarının görüşmelerinde Sayın İçişleri
Bakanının burada Hükûmet adına oturmasının doğru
olmadığını ifade etmek istiyorum. Şahsıyla hiçbir
alıp veremediğimiz, problem yok ama bu milletin aleyhinde olan
tasarının görüşmelerinde tarafsız olması gereken bir
İçişleri Bakanının Hükûmet adına bu yüce Kurulda
oturmaması gerekiyor. Çünkü bunların hepsi -baştan beri ifade
ettiğimiz gibi- bu milletin aleyhine olan düzenlemeler.
Sayın
İçişleri Bakanının şu anda uğraşması
gereken en önemli konulardan birisi, bu iç güvenlik
teşkilatlarını talimat vererek bu milletin aleyhinde
yönlendirecek valilerle ilgili işleri çözmek. Örneğin, benim ilim
Kütahyada Sayın Vali şu anda 30 Mart yerel seçimlerinden bu yana
yaklaşık bir yıl geçmesine rağmen AKPden aday olmayan
diğer belediye başkanı adayı veya meclis üyesi adayı
gibi kamu görevlilerini işe döndürmüyor Sayın Bakanım. Bu
arkadaşa nasıl ikazda bulunacaksanız bulunun, bu derebeylik
falan değil. Efkan Ala Bey gitti, sırtını ona
dayamıştı, onun döneminde Bakan oldu. Özellikle sizden istirham
ediyorum, AKPli olmayıp da belediye başkan adayı olmuş
veya diğer adaylar olmuş da bugüne kadar işe
başlatmadığı kişileri niye başlatmadı, bunun
hesabını sorsun. Çünkü bu, bu ülkenin hiçbir vatandaşına
yapılacak zulüm değildir. Devlet memuru, herkes gibi görevini
bırakmış, süresi içerisinde geri dönmek için dilekçe vermiş
bir yıldır süründürülüyor. Kimin intikamını
alıyorsunuz, siz kimin valisisiniz? Dolayısıyla, bunu özellikle
sizlere buradan hatırlatmak istiyorum.
Ayrıca,
özellikle bu maddede, Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli olan
askerî görevlilerin, askerî görevleri dışındaki diğer
görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri için, valilerce ve kendi amirlerince
teftiş edilmesi öngörülüyor. Valiler mülki görevlerle ilgili tasarrufta
bulunabilirler.
Şimdi, Sahil
Güvenlik Komutanlığındaki bir askerî personelin kendi görev
alanıyla ilgili bir askerî işte doğrudan bir valinin rapor
hazırlaması, terfiye sunması ya da karar vermesi doğru bir
iş değildir. Bu önergemizde bu yetkinin sadece mülki görevlerle
sınırlı kalması gündeme
taşınmıştır. Dolayısıyla, önergemizin bu
şekliyle kabulünün daha doğru olacağını
düşünüyoruz. Aksi takdirde, kanunlara rağmen vatandaşın
hakkını iade etmeyen valilerin, bu iç güvenlikte görev alan komutanlar
ya da jandarmalar ya da polisler için iyi niyetli olabileceğini
düşünmek -çok özür dileyerek söylüyorum- sadece saflık olur. Onun
için, bu tasarının 67nci maddesinden sonra Komisyona çekilmesi
sürecinde
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM
IŞIK (Devamla) -
diğer maddelerin de yeniden gözden geçirilip daha
düzenli bir hâle getirilmesi milletimizin ve hepimizin yararına
olacaktır diyorum, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair iki önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1-
Sahil Güvenlik Komutanlığının askeri görevleri haricindeki
diğer görevleriyle ilgili eylem ve işlemleri İçişleri
Bakanlığı ile valiler ve kendi amirleri tarafından
denetlenir ve teftiş edilir."" şeklindeki 64 üncü
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin ihdas
edilmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim
Işık Erkan
Akçay
Muğla Kütahya Manisa
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Geri
çekiyoruz.
BAŞKAN Çekildi.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale Milletvekili
İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun; 64.
Maddesinden sonra aşağıdaki maddenin eklenmesi ve madde
numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ
Gaziantep
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Böyle Çekildi.
demek zorundayım tutanaklara girsin diye de onun için.
65inci maddede
biri Anayasaya aykırılık olmak üzere üç adet önerge
vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun "2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Sahil Güvenlik Komutanına veya valilere devredebilir.""
şeklindeki 65 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 65
-2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla Jandarma
Genel Komutanına devredebilir.""
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Hasan
Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Mesut
Dedeoğlu Alim
Işık Bülent
Belen
Kahramanmaraş Kütahya Tekirdağ
Seyfettin Yılmaz S. Nevzat Korkmaz
Adana Isparta
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun;
5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"2692
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Sahil Güvenlik Komutanına veya valilere devredebilir."
şeklindeki
65. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet Toptaş Tanju Özcan
Gaziantep Afyonkarahisar
Bolu
Ali
Sarıbaş Ali
Haydar Öner Celal Dinçer
Çanakkale Isparta İstanbul
Osman Oktay
Ekşi
İstanbul
BAŞKAN
Şimdiki önerge Anayasa'ya aykırılık önergesidir, okutup
işleme alacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci maddesi;
Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına ve temel
insan haklarına aykırı olup tek parti-tek adam-diktatörlük
rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş hali"
uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının 65 inci
maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi Gür
Iğdır Bitlis Van
Gülser
Yıldırım Abdullah
Levent Tüzel Demir Çelik
Mardin İstanbul Muş
Erol Dora
Mardin
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Zenderlioğlu, buyurunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
üzerinde Halkların Demokratik Partisi adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum.
Doğrusu,
bugün torba şeklinde hazırlanan bu yasa tasarısı, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin 5inci maddesinde yer alan
kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, 6ncı maddesinde
yer alan adil yargılanma hakkı, 10uncu maddesinde yer alan ifade
özgürlüğü ve 11inci maddede yer alan toplanma özgürlüğü hakları
açısından sakıncalar taşımakla birlikte, iç hukuk
açısından da yargı güvencesini ortadan kaldırmaktadır.
Aslında, AK
PARTİnin yeni Türkiyesine ve yeni polis devletine yakışan bir
yasadır. Kendilerine ve yönetim anlayışlarına uygun bir
biçimde çıkarılan bir kanun tasarısı önümüzdedir.
Anlaşılan odur ki bu ülkede bize huzur yok, çünkü bu iç güvenlik yasa
tasarısı ülkeyi tamamen bir kaosa sürükleme yasasıdır,
çünkü bu yasayla vatandaşın yargıya olan güvenini
sarsmaktadır ve güvensizlik yaratmaktadır.
Açıkçası,
hukuk devleti ilkelerini terk ederek, tamamen polis devletine
dönüştürerek, kalıcı bir sıkıyönetim yaşam
tarzını dayatarak halkı bir zulüm cenderesine almaktadır.
Vatandaşı kendisine düşman ilan eden ve en asgari hakların
ve demokrasinin ortadan kaldırılmak istenildiği bir düzenlemedir.
O nedenle, biz bu düzenlemeye kesinlikle karşıyız.
Demokratikleşme
adı altında, tekrar ülkeyi baştan başa bir
sıkıyönetim ve olağanüstü hâle dönüştürme gayreti içinde
olduğunun en bariz örneğini, işte önümüzde duran bu kanun
tasarısıyla görmek mümkündür. Bunu incelemek ya da analiz yapmak için
hukukçu olmaya veya uzman olmaya gerek yok, çünkü her şey açık ve
nettir. Bu madde de AK PARTİnin mantığıyla, Cibali
Karakolunu hatırlarsanız, Türkiye'yi buna çevirmek istemektedir. AK
PARTİ Hükûmeti, hak ve özgürlükleri sınırlama ve ortadan
kaldırma, kendine muhalif olan kesimleri bastırmak ve susturmak,
ifade özgürlüğünü engellemek amacıyla hazırlanan ve ülkede ciddi
sorunların yaşanacağı bir taslağı önümüze
getirmiştir. AK PARTİ Hükûmeti -2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, 3713 sayılı Yasanın 7nci
maddesinin (3)üncü fıkrasında belirttiği gibi kalıcı
sıkıyönetim öngören- toplantı ve gösteri hakkını
kullanan tüm vatandaşları savaş potansiyeli olarak görmektedir.
Bazı
çağrıları hatırlatmakta fayda vardır. Hani
deniliyordu: Artık ülkeyi kurtarma çağrısı yapma dönemi
geride kaldı ya da kapandı. Yasama, yürütme ve yargı
organları, hukukun üstünlüğü, demokratik devlet olma iradesi bu iç
güvenlik yasasıyla tamamen kapanmıştır. Sorunu, demokratik
yol ve yöntemlerle çözülmesi gereken bir sürecin başlaması umudunu,
başka bir bahara erteleme çabası olarak değerlendirmekteyim.
Kuvvetler
ayrılığı, toplumlar arası barışa ihtiyaç
duyduğumuz böylesi bir dönemde güvenlik yasasını gündeme
getirmenin -sorunları demokratik çözümden, hukukun üstünlüğünden-
barış ve kardeşlikle hiçbir ilgisi ve alakası yoktur. Temel
hak ve özgürlüklerin kutsallığı, hoşgörü, toplumsal
barış projesi ile insani ve ahlaki değerlere aykırı
olan bu yasa derhâl geri çekilmelidir. Büyük devlet olma iddiasında olan
Hükûmet, bu yasayla kendi ayağına balta vurmuştur. Özellikle
emniyet teşkilatındaki mevcut kadroları tasfiye etmekte ve
kendisine bağlı bir kadroyu güvenceye almaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu coğrafyada, halkların
yüzyıllarca bir arada yaşadığı bu topraklarda,
çatışarak değil, savaşarak değil, barış ve
huzur içinde yaşamak zorunluluğu söz konusudur ama görülen odur ki
Meclisin kapanacağı bir dönemde getirilen, milletvekillerini
birbirlerini kırmaya, kavgaya dönüştüren böylesi bir yasayı asla
tasvip etmiyoruz. Oysaki bir veda dönemi olması gerekirken maalesef,
üzülerek söylüyorum- sanki bir kavga dövüş sahnesi sergilenen bu yasayla
asla ve asla Türkiyeye huzur gelebileceğine inanmamaktayım.
Bu ülkeyi süper
valilerle, süper emniyet müdürleriyle, süper hâkimlerle, süper savcılarla
idare edeceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz. Sakın
ha
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Devamla) Bu yasayı hemen kaldırın.
Gerçekten iç barışın sağlanmasını
istiyorsanız, bu yasanın rafa kaldırılmasını
talep ediyorum ve öneriyorum size. Çünkü eğer valilere, kaymakamlara ve
diğer yetkili kesimlere yetki vermek istiyorsanız, buyurun,
demokrasiyi işletelim. Sandıkta nasıl belediye başkanı
seçiyorsak, valiyi de öyle seçelim, kaymakamı da öyle seçelim. Niye yetkilendiriyorsunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Zenderlioğlu.
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Devamla) Devlet gücünün hepsini valiye yüklüyorsunuz.
Efendim, vali sıkıyönetim ilan edecek, olağanüstü hâl ilan
edecek; oh, keyfine göre devleti ve ülkeyi idare edecektir. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Siz karşı çıkmayın bari, siz
karşı çıkmayın ya. Sivilleşiyoruz,
sivilleşiyoruz.
HÜSAMETTİN
ZENDERLİOĞLU (Devamla) Tekrar hepinize saygı ve sevgilerimi
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Siz karşı çıkmayın,
sivilleşiyoruz ya! Sivilleşiyoruz, daha ne olacak?
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"2692
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Sahil Güvenlik Komutanına veya valilere devredebilir."
şeklindeki 65. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Oktay Ekşi, buyurunuz lütfen. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN OKTAY
EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer
arkadaşlarım; görüşülmekte olan tasarının 65inci
maddesiyle ilgili önerge üzerinde söz aldım. Biliyorum, o konuda
konuşmam gerekir çünkü İç Tüzük bunu emrediyor ama dört yıl
boyunca gördük ki Başkanlık Divanı, İç Tüzükün birçok
başka hükmü gibi bunu da uygulamıyor. O nedenle, izninizle ben de
bugün konu dışına çıkacağım.
Sevgili
arkadaşlarım, Allahın büyük bir lütfudur, elli dört yıl
önce en genç üyelerinden biri olarak görev aldığım yasama
organının 24üncü Yasama Dönemini en yaşlı üye olarak
açtım. (Alkışlar) Bugün de o yaşlı üyenin veda
konuşmasını yapmak için huzurunuzdayım.
Sevgili arkadaşlarım, dört
yıl önce buraya gelirken ben sanıyordum ki Parlamentoya üye oluyorum
çünkü karşıt görüş sahibi insanların birbirini ikna etmek
için medeni bir dille tartışacakları bir kurumda görev
yapacağımı düşünüyordum. Pek çoğunuz gibi, üzgünüm ki,
aradığımı bulamadım. Onun yerine, hepiniz gibi, ben de
demagojik içerikli, düşük düzeyli, saldırgan dilli, hatta bol
kavgalı bir yasama döneminin ortağı oldum. Bunun temelde buradan
değil, siyasi ikbalini herkesle kavgada arayan despotik bir
anlayıştan kaynaklandığını biliyorum ama
asıl başka bir yanlışa dikkatinizi çekmek istiyorum:
Özellikle siz iktidar mensubu arkadaşlarım, partinizin
aldığı yanlış bir karar sonucu içinizdeki
yetişmiş, parlamenterliği öğrenmiş arkadaşlarınızı
tasfiye edip yerlerine ham politikacılar
koyacaksınız. Bakınız, buradaki
varlığını kavgacı kimliğiyle açıklayan
birkaç kişi hariç, 2nci, 3üncü dönem milletvekillerini ne kavga içinde
görürsünüz ne de kaba bir dil kullandıklarına tanık olursunuz.
Sevgili
arkadaşlarım, ben burada yürütme denetlenir biliyordum. Meclisin bu işlevini
neredeyse hiçe sayan bir İç Tüzük buldum. İç Tüzükte olana da
saygı duymayan bir yürütmenin tanığı oldum. İkisini de
hiçbir zaman içime sindiremedim. Dahası, muhalefet gruplarının
da İç Tüzükün bu antidemokratik hükümlerini, yürütmenin
saygısızlığını bir kadermiş gibi kabullenip
sineye çekmelerini hiç anlayamadım.
Keza,
sanıyordum ki Meclis Başkanlık Divanının bizlere
saygısı vardır ve burada görüşülecek olan konular en az bir
hafta öncesinden milletvekillerine bildirilir. Sizlerle yapılan bir anket
ortaya koydu ki milletvekillerinin üçte 2si o gün Genel Kurulda ne
konuşulacağını bilmeden bu salona girmektedir. 5
milletvekilinden 4ü Meclis çalışmalarını verimsiz
bulmaktadır. Nitekim, hem vaktimizi heba ediyor hem de bir
tasarıyı yasalaştırmak için üç haftadan beri gece gündüz
burada havanda su dövüyoruz.
Sevgili
arkadaşlarım, konuşmaya gelince hepimiz demokrasinin
savunucusuyuz. Burada siyasi partiler var ama siyasi partilerde yönetimler
parti içi demokrasiyi istemiyor, dahası bunu talep edene kimse sahip
çıkmıyor.
Bir
parlamenter demokrasinin en önemli kurumlarından biri bütçe
görüşmeleridir, değil mi? Bu Genel Kurulda, iyi işleyen hiçbir
demokraside görülmemiş komiklikte bir bütçe görüşmesi
yapılıyor. Çünkü, siyasi iktidarın bir yıllık uygulamalarını
ve politikalarını irdelemeyi amaçlayan bütçe görüşmesi tam bir
ortaokul müsameresi düzeyine indirgeniyor; üstelik, bu, grup başkan
vekillerinin mutabakatıyla yapılıyor. Grup başkan
vekillerinin hegemonyası milletvekillerinin özgürce söz almalarına bile
engel olduğu hâlde buna kimse itiraz edemiyor.
Özetle, yasa
önerisi veriyoruz, gündeme aldıramıyoruz; soru önergesi veriyoruz,
yanıtını alamıyoruz; konuşmak istiyoruz, grup
başkan vekillerinin icazetine takılıyoruz.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN OKTAY
EKŞİ (Devamla) Sonuçta, milletin bize verdiği görevi de
hakkıyla yapamadan dört yılı dolduruyoruz.
Başkan
eğer yarım dakika izin verirse gerisini de okuyayım, yoksa
bırakacağım.
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) - Böyle bir usul yok.
BAŞKAN Usul
yok ama Sayın Ekşi vedalaşıyor.
Buyurun.
OSMAN OKTAY
EKŞİ (Devamla) Teşekkür ederim.
Ben, işte bu
nedenle 7 Haziran gününden itibaren aranızdan ayrılacaklardan
biriyim. Ama, altını çizeyim ki bu dört yıl boyunca çok
değerli, donanımlı, zarif insanlar, iyi hatipler, ciddi hukuk
adamları, nitelikli politikacılar ve gerçek dostlar
tanıdım; bundan son derece mutluyum, onlara başarılar
diliyorum. Buraya tekrar gelecek arkadaşlarımın
yanlışlardan arınmış bir Parlamentoda
çalışmasını dileyerek hepinize saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ekşi.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turanın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
"2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Sahil Güvenlik Komutanına veya valilere devredebilir.""
şeklindeki 65 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 65 -
2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla Jandarma
Genel Komutanına devredebilir.""
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kıymetli
milletvekili arkadaşlarım, hepinize hayırlı akşamlar
diliyorum.
Biliyorsunuz ki
Anayasada temel hak ve hürriyetler sıralanmış, bunlardan en
önemlisi, hepinizin bildiği üzere, yaşam hakkı. Eğer
yaşam hakkı yok ise diğer hak ve hürriyetlerin de çok fazla bir
önemi en azından pratikte kalmıyor.
Değerli
arkadaşlar, suç oranları almış başını
gitmiş. Efendim, suça bulaşma yaşı neredeyse ilkokul
yaşlarına kadar inmiş. Hukuksuzluğun, kanunsuzluğun
girmediği hemen hemen hiçbir alan kalmamış. Maalesef, on üç
yıldır Türkiyeyi idare eden AKP yönetiminin güvenlikle ilgili ortaya
koymuş olduğu tablo bu. Buna rağmen bu kürsüye bugüne kadar
hiçbir İçişleri Bakanı gelip Neden Türkiye bu hâlde, neden
güvensiz bir ortama dönüşmüş Türkiye?, bununla ilgili Türkiye Büyük
Millet Meclisini bilgilendirme yahut bu hususları önlemeyle alakalı
projelerini Genel Kurulla paylaşma gibi bir gayret içerisine girmedi.
Ben bir iki gün
önce bazı rakamlar vermiştim, şöyle belirteyim: Öldürme, cinsel
suçlar, uyuşturucu ve hırsızlıkla alakalı, 2011de
14.888 olan dosya, bu hususlarda açılan dosya sayısı, 2013te
44.871e ulaşmış yani 3 katından fazla artmış.
Değerli arkadaşlar, ortada böyle bir tablo varken Bu suçları
nasıl ortadan kaldırırım? çalışması
içerisinde göremediğimiz İçişleri Bakanlığı,
maalesef, bugüne kadar hep Polis teşkilatına, güvenlik güçlerine
nasıl sirayet ederim, onların atamalarını nasıl
zapturapt altına alırım, nasıl kendi günlük siyasal
menfaatlerimin emrine sokarım?, hep bu gayret içerisinde oldu.
Bakın, kara
sınırlarımızın yüzde 95i Kara Kuvvetlerine
bağlı askerî birlikler tarafından sağlanıyor. Hâlbuki
İçişleri Bakanlığı Teşkilat Kanununa
baktığınız zaman, sınır güvenliği de
İçişleri Bakanlığına verilmiş. Diyorsunuz ki:
İç güvenlik işlerini yapan Jandarma ve Sahil Güvenlik personeli
üzerinde hiçbir tasarrufumuz olmuyor, hiçbir değerlendirme
hakkımız olmuyor. İyi de ey AKP milletvekili
arkadaşlarım, bakın, kanunen sizlere görev olarak verilmiş
sınır güvenliği hususunu bugüne kadar neden askerî birliklerden
alıp İçişleri Bakanlığının kontrolü
altına sokmak gibi bir gayretiniz olmadı? Ben gayet iyi biliyorum,
Entegre Hudut Yönetimi Projesi vardı, bir ara bunun üzerinde
çalışıldı İçişleri Bakanlığında,
nerede şimdi bu proje?
Yani Herkes gider
Mersine, biz gideriz tersine. misali, olmanız gereken yerlerde
olmuyorsunuz, nerede istismar var, nerede siyasal anlamda atamalar var, kendi
yandaşlarınızı ödüllendirmeler var, hep bu alana
gözlerinizi dikiyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, sınırlarımız yol geçen hanına
dönmüş, her taraf risk içeriyor. Yani sınırlarda eğer
güvenliği sağlayamıyor iseniz ülkede güvenliği
sağlamanız mümkün değil. Ama bununla ilgili maalesef bir proje
üretemediniz.
Değerli
arkadaşlar, çağdaş ülkelere baktığınız
zaman, çağdaş ülkelerde güvenlik meselelerinin bazı temel
ilkelere dayandığını görüyorsunuz. Bunlardan en önemlisi
tarafsız bir yapılanma. Oralarda hükûmet yok mu? Var. Oralarda
siyaset yok mu? Var ama hükûmet güçleri şunu gayet iyi biliyorlar ki polis
herkese lazım, güvenlik güçleri herkese lazım, o yüzden polisi
zapturapt altına alayım gibi bir gayret içerisinde olmuyor.
Bir başka
husus: Bütün vatandaşlara eşit mesafede duracak yani bana oy
verenler, vermeyenler değil, efendim, devletin polisi olacak, hükûmetin
polisi değil ve delilden sanığa gidecek. Bu ilkeler
ışığında örgütlemiş oldukları güvenlik
güçleri son derece başarılı hizmetler veriyorlar, suçu, suçluyu
en aza indiriyorlar. Eğer bir karnesi tutulacaksa güvenlik ve asayiş
konusunda Adalet ve Kalkınma Partisinin, Adalet ve Kalkınma Partisi
hükûmetleri bugüne kadar iç güvenlik konusunda sınıfta
kalmışlardır. Efendim, bunun üzerine söylenecek fazla da bir
şey yoktur.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Karar yeter sayısı...
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
LEVENT GÖK
(Ankara) Yok efendim, yok.
BAŞKAN -
Peki, iki dakika süre veriyorum ve de başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporları'nın (1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632,
2/2443, 2/2469) "2692 sayılı Kanuna aşağıdaki ek
madde eklenmiştir.
"EK MADDE 2-
İçişleri Bakanı, bu Kanundaki yetkilerinden bir
kısmını gerektiğinde sınırlarını
yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla ilgisine göre
Sahil Güvenlik Komutanına veya valilere devredebilir."
şeklindeki 65 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
maddenin ihdas edilmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Alim
Işık
Muğla Kütahya
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
22.14
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati:
22.27
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet burada.
Yeni madde
ihdasına ilişkin ikinci bir önerge daha vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun; 65inci maddesinden sonra aşağıdaki maddenin
eklenmesi ve madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Haydar Akar Binnaz Toprak
Gaziantep Kocaeli
İstanbul
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 66da,
birisi Anayasaya aykırılık olmak üzere üç adet önerge
vardır, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 19
uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"MADDE 19-
Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere Jandarma Genel Komutanlığı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin askeri görevleri
haricindeki diğer görevlerini ilgilendiren disiplin suçları ortaya
çıktığında, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümleri çerçevesinde uyarma, kınama,
8 güne kadar hizmete kısmi süreli devam ve 1/10'a kadar aylıktan
kesme cezalarını verebilir."" şeklindeki 66 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Erdoğan Yusuf Halaçoğlu Hasan Hüseyin Türkoğlu
Muğla Kayseri Osmaniye
Bülent Belen Alim
Işık Mesut
Dedeoğlu
Tekirdağ Kütahya Kahramanmaraş
Seyfettin Yılmaz Emin Çınar Adnan Şefik Çirkin
Adana Kastamonu Hatay
"MADDE 66 -
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 19
uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 19-
Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
personelinin mülki görevlerini ilgilendiren disiplin suçları ortaya
çıktığında, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümleri çerçevesinde uyarma ve
kınama cezalarını verebilir.""
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"10/6/1949
tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 19 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 19-
Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
personelinin askerî görevleri haricindeki diğer görevlerini ilgilendiren
disiplin suçları ortaya çıktığında, 31/1/2013 tarihli
ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümleri
çerçevesinde uyarma, kınama, 8 güne kadar hizmete kısmi süreli devam
ve 1/10'a kadar aylıktan kesme cezalarını verebilir.""
şeklindeki 66. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ali
Sarıbaş Ali
Haydar Öner
Gaziantep Çanakkale Isparta
Ahmet Toptaş Celal
Dinçer Tanju
Özcan
Afyonkarahisar İstanbul Bolu
BAŞKAN - Anayasaya
aykırılık önergesini okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair -Torba- Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri ile evrensel hukuk normlarına
ve temel insan haklarına aykırı olup tek parti -tek adam-
diktatörlük rejimi ve polis devletinin ötesinde, fiili "savaş
hali" uygulaması getirdiğinden kanun tasarısının 66
ncı maddesinin Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Hüsamettin
Zenderlioğlu Nazmi
Gür
Iğdır Bitlis Van
Gülser Yıldırım Erol
Dora Abdullah
Levent Tüzel
Mardin Mardin İstanbul
İbrahim Ayhan Demir
Çelik
Şanlıurfa Muş
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim
konuşacak?
PERVİN BULDAN
(Iğdır) İbrahim Ayhan.
BAŞKAN
Sayın Ayhan, buyurunuz. (HDP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
AYHAN (Şanlıurfa) Sayın Başkan ve değerli
arkadaşlar, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yani üç haftaya
yakındır özellikle Türkiyenin geleceğini belirleyebilecek bir
konuda burada yoğun bir mesai yapıyoruz ve bu mesainin toplumsal
beklentilere, toplumsal umutlara karşılık gelebileceği bir
çerçevede olması gerekirken, aksine, AKP Hükûmetinin ve iktidarın
çıkarmak istediği mevcut yasa, toplumun beklentilerini geriye çeken
ve kazanılmış haklarını da ortadan kaldıran bir
içeriğe sahiptir. Dolayısıyla, hem çözüm süreci hem benzeri
gelişmelerin Türkiye'de çok ciddi bir motivasyon, çok ciddi bir heyecan
yarattığı böylesi bir süreçte böylesi bir yasanın
çıkarılıyor olması da kuşkusuz toplum beklentilerini,
umutlarını ve çözümü de alabildiğine zorlayabilecek ve onu
darbeleyebilecek bir niteliktedir. O açıdan da bizlerin başından
beri karşı çıktığımız, olmasını
istemediğimiz ve AKP Hükûmetinin ve onun aktörlerinin aslında biraz
daha perspektifsel bir şekilde düşünmesini istediğimiz husus da
budur. Yani toplumsal bir sorunu, eğer siz, toplumda bir güvenlik
algısı yaratarak, toplumda bir güvensizlik varmış gibi bir
sorun ve bir yaklaşım ortaya koyarak çözme gibi bir beklenti
içerisindeyseniz bu oldukça yanlıştır. Yani bu iç güvenlik
paketi aslında topluma karşı müthiş bir güvensizliği
atfeden ve topluma güvensizliği izafe eden bir yasadır. Dolayısıyla,
biz, aslında şu ana kadar toplumun kendisini özgürleştirmesinin,
toplumun kendisini demokratikleştirmesinin önündeki engelleri
kaldırmaya yönelik bir mücadele yürütüyoruz. Ve biz bu mücadelenin toplumu
daha da rahatlatabilecek, toplumu daha da güçlendirebilecek bir yerden
gerçekleşmesini isterken, tam da bu noktada AKP Hükûmeti ve onun iktidar
anlayışı belli bir zihniyet kodlarıyla hareket ederek
aslında daha fazla otoriterleşmeyi, daha fazla tekleşmeyi ve
merkezleşmeyi esas almaktadır.
Yani Sayın
Bostancı da burada, ben birkaç gündür burada kendisini dinliyorum.
Aslında felsefeden, felsefe tarihinden filan bahsediyor. Tam da
aslında bugün yapılmak istenen insan doğasına, insan
felsefesine aykırı bir tutumdur. Yani kendileri çok iyi bilir ki
Alman felsefeci Nietzsche İnsanlar, en kötü hastalıklarına
hastalıklarıyla mücadele ettikleri yöntemler sayesinde
bulaşmışlardır. diyor ve bugün eğer -tez- bir
hastalık, AKPnin zihniyetinde bir hastalık varsa bu
hastalığa karşı mücadele ederken kullanmış
olduğu bir yöntem de aslında hastalığı ortadan
kaldırmaktan ziyade daha da ağırlaştıracak ve daha da
kötüleştirecektir. Dolayısıyla, tez olarak biz aslında
zihinsel arızi bir durumu aldığımızda bunun
karşısına antitez olarak konması gereken şeyin
aslında daha demokratik, daha özgürlükçü bir yaklaşım, tutum
olması gerekirken şu anda yapılmak istenen, onu daha fazla
ağırlaştırabilecek, onu daha fazla
kangrenleştirebilecek bir yaklaşım sergilemektir. Onun için de
yapılması gereken, özgürlükleri esas alan, demokrasiyi esas alan bir
tutumla toplumsal güveni, toplumsal birlikteliği ve halkçı bir
bütünleşmeyi sağlayabilecek bir tutum, bir politika
olmalıdır. Aksine, toplumda kaosu, toplumda bir
yabancılaşmayı ve karşıtlaşmayı
yaratabilecek bu paketteki açığa çıkan bir algı giderek
sorunları daha girift hâle getirecek, sorunları daha da
ağırlaştıracaktır. O bakımdan da AKP Hükûmetinin
özellikle bu yasayla medet ummuş olduğu şeyin kesinlikle
yanlış olduğunu düşünüyoruz ve bir an önce bu
yanlıştan geri dönüp daha fazla toplumu rahatlatan, özgürlüklerin
önünü açan ve demokrasiye güç veren bir tutum içerisinde olmalıdır,
yani bu da birbirini dinleyen, tartışan ve anlayan bir yerden ancak
gerçekleşir. Yani, yaptığım yaptık, ettiğim ettik
bir mantıkla sizin özgürleşmeyi ve demokratikleşmeyi
sağlamanız da mümkün değildir. Dolayısıyla, tartışmayı
ve uzlaşmayı esas alan bir yerden yaklaşmak her zaman doğru
olandır, her zaman esas olandır. Yani, Nietzschenin dediği
gibi, bizim hastalığımızı ortadan kaldırırken
hastalığımızla mücadele ettiğimiz yöntemler
hastalığımızı ortadan kaldırmıyor ve hastalığımızı
daha fazla ağırlaştırıyor. Bu iç güvenlik paketi
mevcut toplumsal sorunları daha da ağırlaştıracak ve
içinden çıkılmaz bir noktaya getirecektir. Ondan kaynaklı olarak
da arkadaşların tekrardan bunu düşünmesini
Özellikle,
aslında çözüm süreci ve benzeri beklentilerin toplumda çok diri, çok
canlı olduğu bir süreçte de kendilerini de gözden geçirerek bu
yasayı derhâl geri çekmeleri gerekiyor, aksi takdirde çok ciddi krizlerin,
çok ciddi sorunların yaşanacağını da söylemek
gerekiyor.
Tekrardan hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun,
"10/6/1949
tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 19 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 19-
Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
personelinin askerî görevleri haricindeki diğer görevlerini ilgilendiren
disiplin suçları ortaya çıktığında, 31/1/2013 tarihli
ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümleri
çerçevesinde uyarma, kınama, 8 güne kadar hizmete kısmi süreli devam
ve 1/10'a kadar aylıktan kesme cezalarını verebilir.""
şeklindeki 66. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon,
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Öner, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR
ÖNER (Isparta) Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün size Üsküdar Üniversitesi
Rektörü ünlü Psikiyatrist Nevzat Tarhanın Psikolojik Savaş
kitabından beş dakikaya sığdırabildiğim bazı
bölümleri okuyacağım, niye okuduğum sonunda
anlaşılacak.
Tarihte büyüklük
hastalığına tutulmuş pek çok lider vardır. Benmerkezci
olmaları ve hak duygusunu hep kendi çıkarlarına göre
kullanmalarının toplumu adaletsizliğe ve barışın
bozulmasına götürdüğünü söylemek kehanet olmaz. Bu kişiler,
demokrasiyi kendi çıkarlarına hizmet etmedikçe sevmezler.
Kendilerinin önemli olduğuna ilişkin büyüklük duyguları
taşırlar, başarı ve yeteneklerini abartırlar.
Kendilerini özel ve önemli görürler. Hep saygı görmeyi beklerler. Hayal
dünyalarında güç, başarı, şöhret, para ön planda yer
alır. Övgüyle beslenirler. Kendilerine iltifat edilmesi için ortam
hazırlarlar. Eleştiriye aşırı duyarlıdırlar.
Kendilerine yapılan eleştiriye iyi amaçlı eleştiri bile
olsa aşağılanmış olma, öfke ve utanç duygularıyla
tepki verirler. Menfaatçidirler. Kişiler arası ilişkileri kendi
çıkarları için kullanırlar. Amaçlarına ulaşmak için
her türlü hile ve aldatmayı normal kabul ederler. Empati yapamazlar.
Başkalarının ne hissettiğini, nelere ihtiyaç duyduğunu
anlayamaz ve hissedemezler. Kin, öfke ve kıskançlık duyguları
fazladır. Acıma ve affetme gibi güzel duyguları kendi
çıkarlarına göre hisseder ve bunları kullanırlar. Büyük
ideallerine kavuştuklarında gerçek kişilikleri daha çok ortaya
çıkar. Her masada farklı konuşmak, durumlara göre ilkelerini
değiştirmek yaşam felsefeleridir. Cesaret gösterisinde
bulunurken, gerçekte son derece de korkuyorlardır fakat korkmuyor taklidi
yapmak zorundadırlar. Bir kısmı, eksiklik, aşağılık
duygularını bastırmak için kendilerine güveniyor rolü yaparlar
fakat bu rolü içselleştirdikleri için dışarıya güvenli
gözükürler. Dünyada en büyük ve en değerli şey olarak kendilerini
hissettikleri için bunu kanıtlama çabası içinde
çırpınırlar, çok çalışırlar, bunun için yetenekli
ve iddialıdırlar. Bilim, sanat, spor, politika, komutanlık,
liderlik ve ticaret gibi rekabet edilen alanlardaki her şeyi bu
kişiler keşfederler dersek abartı olmaz. Böyle birini
tanıyan var mı acaba?(x)
İHSAN
ŞENER (Ordu) Cumhuriyet Halk Partisi.
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) Liderlik bittiğinde narsisizm başlar. Liderlerin
çevresindeki dalkavuklar onların içlerinde bulunan narsist yönlerini
besler ve büyütürler. Böylece liderlerini narsist bir canavar hâline
getirirler.
Halk arasında
çok kullanılan Önce can, sonra canan. sözü adil bir duygunun ifadesi
değildir. Önce doğrular ve ilkeler gelmelidir. Can veya canan
hoşlansa da hoşlanmasa da önce ilkeler diyebilmek bilgece bir
davranıştır.
Etkileyici,
çarpıcı, rol yapıcı davranışlarını
çoğu zaman farkında olmadan gerçekleştirirler.
Satışı iyi yaparlar. İnsanları etkileme, göz boyama
konusunda narsistler çok başarılıdırlar. İleri
narsistler hayranlık duygusu uyandırdığı kişiyi
artık yok sayar, onu küçümser.
Çok
çalışırlar. Çalışıp zafer kazanmak en büyük
doyumlarıdır. Güç ve statü takıntıları nedeniyle
kazanmak için ellerinden ne gelirse yaparlar. Hile ve yalan, amaca ulaşmak
için gerekiyorsa kullanılacaktır. Machiavelli'nin felsefesi çok
hoşlarına gider. Gayeye ulaşmak için her yol caizdir.
düşüncesi onlar için rehber olmuştur.
Eleştiriye
tahammülsüzdürler. Yardım sevmezler. Narsist kişilerin kendi
çıkarlarının söz konusu olmadığı şeyleri
yaptıkları pek görülmüş değildir. Kendilerine iyi dedirtmek
için yardım ederler. Bu nedenle, gizli yardımları onlara
yaptıramazsınız. Bunlardan kurtulmak için kendi
kişiliklerini harekete geçirmek ve onu terk etmek gerekiyor.
Hak edenlere
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu
Raporunun, "10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl
İdaresi Kanununun 19 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"MADDE 19-
Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
personelinin askerî görevleri haricindeki diğer görevlerini ilgilendiren
disiplin suçları ortaya çıktığında, 31/1/2013 tarihli
ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümleri
çerçevesinde uyarma, kınama, 8 güne kadar hizmete kısmi süreli devam
ve 1/10'a kadar aylıktan kesme cezalarını verebilir.""
şeklindeki 66 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"MADDE 66 -
10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 19
uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"MADDE 19-
Vali, general ve amiraller hariç olmak üzere Jandarma Genel
Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
personelinin mülki görevlerini ilgilendiren disiplin suçları ortaya
çıktığında, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümleri çerçevesinde uyarma ve
kınama cezalarını verebilir.""
Mehmet
Erdoğan (Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Hatay Milletvekili Sayın Şefik Çirkin, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, bu
maddede de valilerin ceza verme yetkisini genişleten birtakım
değişiklikler öneriliyor. Sahil Güvenlik, Jandarma
Sayın
milletvekilleri, bizim Hatayda bunların hepsi var. Denizimiz var, Sahil
Güvenliğimiz var, Jandarmamız var fakat huzurumuz yok. Yani, bunlara
kanun çıkarmayla Türkiyenin huzurunu temin edemiyoruz çünkü zaten mevcut
yetkileri kullanmıyoruz. Ambulanslar geliyor, harıl harıl
Suriyeden yaralı militanları taşıyor; El Nusra, El Kaide.
Şimdi, buna insani vazife diyoruz, doğrudur, yapalım ama bu
insani vazifeyse karşı tarafa da aynı insani vazifeyi
yapmıyoruz. O zaman insanlıktan çıkıyor bu iş, taraf
olmaya geliyor.
Bir diğeri,
ambulansların içi el bombası dolu. Ambulansta hasta bakıcı
kız hamile; bir bakıyor, el bombası yere düşüyor.
Şimdi, düşünebiliyor musunuz sayın milletvekilleri, bunlardan
bir tanesi bizim eşimiz, kızımız, yeğenimiz olamaz
mı? Yani güvenliğin, vatandaş güvenliğinin, kendi
vatandaşının güvenliğinin bu kadar geri plana
atıldığı
Hani, bunun çok çeşitli yolları var;
bir seyyar hastane kurarsınız oraya, acil müdahale edecek bir imkân
sağlarsınız. Yani, Allah saklasın, iyi ki olmuyor ama bir
ambulansın içinde birdenbire bir el bombasının
patladığını düşünebiliyor musunuz? Bunun
hesabını gene siz vereceksiniz, iktidar verecek. Yani, her şey
birbirine karışmış, sanki Türkiye güllük gülistanlık,
sanki mevcut kanunlar uygulanıyor, bir bu kalmış.
Biz burada, bu
Mecliste aylar evvel Halepin düşeceğini, rejim güçlerinin Halepi
alacağını, bu konuda tedbir alınması gerektiğini
defalarca söyledik; yaz başında da söyledim. Bakın, bahar geldi,
yaz geliyor, seçim olacak, ne yapıldı? Yeni Sayın
Başbakanımız açıklıyor, Sayın Davutoğlu
Biz
diyorduk ki: Yahu, bir hazırlık yapın, bir göç dalgası
olabilir, tedbir alın. Gelen sadece halk değil, militanlar da
gelecek. Yani, affedersiniz, at izi it izine karışacak, kimin nereye
girdiği çıktığı belli olmayacak. Daha yeni, Sayın
Başbakanımız açıklıyor: Halep düşebilir, bir göç
dalgası bekliyoruz. Peki, ne oluyor, hangi hazırlık var? Yani,
yeni bir olayla mı karşılaşalım?
Kabul ediyorum,
sorun çok. Hatta bu sorunların önemli bir bölümünün de müsebbibi Hükûmetin
yanlış tutumları, Hükûmetin yanlışları. En
başta, dört sene evvel bu Mecliste söyledik, bu Suriye politikası
bizi boğazımıza kadar pisliğe batıracak dedik, dedik,
dedik, inandıramadık. Bugün içinde bulunduğumuz durum, Orta
Doğunun en önemli 3 ülkesinden -biri Suriye, biri İsrail, biri
Mısır- 3ünde de büyükelçimiz yok, temsilciliğimiz yok.
Maşallah, bugün Katar Devlet Başkanı Sayın
Cumhurbaşkanımızın ziyaretine gelmiş, Katarla askerî
anlaşma yapıyoruz. Yahu, kökü başı 300 bin nüfusu var
bunun. Anlaşma yapsak ne olur, yapmasak ne olur? Bunlar bizim
muhatabımız bile olamaz ya, bırakın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, bu çok ciddi bir konu.
MUHARREM VARLI
(Adana) Umurlarında bile değil, umurlarında.
MEVLÜT DUDU
(Hatay) Ama para var, para.
ADNAN
ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) Son olarak şunu ifade
ediyorum: Rejim güçleri Türkmen Dağına dayanmış Suriyede,
şu anda El Nusrayla savaşıyor, önemli stratejik tepeleri
aldı. Henüz Türkmene ilişmiyor, iliştiği an Türkmenin bir
haftadan fazla dayanacak ekmeği, suyu, cephanesi yok. Hani, paralel gitti,
her şey gitti, nerede bu TIRlar? Nerede bu yardım? Allah
rızası için şu meseleye Hükûmet olarak bir el koyun ve
Türkiyeyi, Türk milletini orada bir Türkmen katliamıyla, bunun
utancıyla yüz yüze bırakmayın.
Hepinize
saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Çekiyoruz.
BAŞKAN
Çekildi.
Madde 67de üç
adet önerge vardır, birisi Anayasaya aykırılık
önergesidir, sırasıyla okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Tasarının 67 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 67-
4/11/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç
Hizmet Kanununun 34 üncü maddesinin (d) fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Ancak, Jandarma
Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
mensuplarının kıyafetine ilişkin hususlar, Genelkurmay
Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlar
Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Mehmet
Erdoğan Bülent
Belen Seyfettin Yılmaz
Muğla Tekirdağ Adana
Emin Çınar Alim
Işık Yusuf
Halaçoğlu
Kastamonu Kütahya Kayseri
Hasan Hüseyin
Türkoğlu Oktay
Vural Mesut Dedeoğlu
Osmaniye İzmir Kahramanmaraş
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan'ın; 2559
Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, Adana Milletvekili Osman
Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Mersin
Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün; Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı
ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"4/1/1961
tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet
Kanununun 34üncü maddesinin (d) fıkrasına aşağıdaki
cümle eklenmiştir.
"Ancak,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı mensuplarının kıyafetine ilişkin
hususlar, Genelkurmay Başkanlığının görüşü
alınarak Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri
Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir."" şeklindeki 67nci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ Ahmet
Toptaş Ali
Sarıbaş
Gaziantep Afyonkarahisar Çanakkale
Ali Haydar Öner Celal
Dinçer Levent
Gök
Isparta İstanbul Ankara
Tanju Özcan
Bolu
BAŞKAN Şimdi okutacağım önerge
Anayasaya aykırılık önergesidir, okutup işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 684 sıra sayılı
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair -Torba- Kanun
Tasarısının 1 inci maddesi; Anayasa ve İçtüzük Hükümleri
ile evrensel hukuk normlarına ve temel insan haklarına
aykırı olup, tek parti -tek adam- diktatörlük rejimi ve polis
devletinin ötesinde, fiilî "savaş hali" uygulaması
getirdiğinden, kanun tasarısının 67 nci maddesinin
Anayasa'ya aykırılık nedeniyle tasarı metninden
çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Nazmi
Gür Gülser
Yıldırım
Iğdır Van Mardin
Hüsamettin Zenderlioğlu Abdullah
Levent Tüzel Hasip
Kaplan
Bitlis İstanbul Şırnak
Demir Çelik Erol
Dora
Muş Mardin
BAŞKAN Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI
MEHMET ERSOY (Sinop) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI SEBAHATTİN
ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan, buyurunuz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Arkadaşlar,
kritik maddeye geldik, 67. Şu andan itibaren bu madde görüşüldükten
sonra ara vereceğiz ve muhtemelen Hükûmet, Komisyon, tasarıyı
bazı maddelerini çekmek için geri alacak. Bu arada bir şansı var
Hükûmetin, Parlamentonun bir şansı var. O çok
tartışmalı olan 10-12 madde var özellikle. Bakın,
yaşam hakkını, temel hak ve hürriyetleri, kişi
güvenliğini, özgürlüğü, adaleti ve Avrupa Birliği sürecini,
bütün bunları tehdit eden düzenlemeler. Siz 132 maddeyi
çıkaramadınız, bu size ders olsun. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu size ders olsun. 17 Şubattan beri yirmi saat, yirmi
dört saat bu Meclisi çalıştırdınız, 132 maddeyi
çıkaramadınız, çıkaramayacaksınız, bu size ders
olsun. Ama, inanın, yürüseydiniz, gensorularla, genel görüşmelerle
İç Tüzükün ağır maddelerini devreye koyacaktık ve sizler,
inanın, 132nci maddeyi artık bu seçimlerden sonraki bir senenin
baharında geçirebilecektiniz. Bunlar geride kaldı, şimdi
doğru ve düzgün bir şeyler yapalım.
Bunca
tartışmanın ardından şunun dersini
çıkaralım: Bu çözüm sürecine bunun katkısı var mı?
Bakın, 132 maddenin içinde emniyetin piramidiyle ilgili, sizin
kadrolaşmanız, 7 bin komiserin, yardımcısının
yerleştirilmesi, çok farklı düzenlemeler var. Şu madde bile
komik bir madde; ya, kılık kıyafetiyle ne
uğraşıyorsunuz jandarmanın, kendi içinizde halletsenize.
Fransada jandarma mavi giyiyormuş, biz de mavi giydireceğiz
Zaten
polis mavi giyiyor. Yani bunu duşakabinoğullarının
kıyafetine çevirmeyin de ne yaparsanız yapın, doğru düzgün,
21inci yüzyıla uygun olsun. Mesele bu değil, mesele
Bakın, sizi
arayacaklar, Üstünüzü çıkarın. diyecekler, sizin
çocuklarınızın evini basacaklar, kırk sekiz saat sorgusuz
sualsiz alacaklar. Savcıların yetkilerini valilere veriyorsunuz,
yargıyı devre dışı bırakıyorsunuz, temel hak
ve özgürlükleri denetimin dışına bırakıyorsunuz.
Yarın sizin akrabalarınız bu şikâyetlerle size gelecek ve
siz bu yasayı çıkarmış olarak başınız
önünüze eğik bakacaksınız. Biz size bunları anlattık,
anlatmaya çalıştığımız bu ama siz olayı
farklı boyuta çektiniz.
Bakın, bugün
bir haber çıktı, diyor ki: Saraya 1,3 milyar lira
ayrılıyor, saraydan 81 il gözetlenecek. İnsansız hava
araçları, MİT, bilmem ne, trafik, her şey saraydan
Kardeşim, orası köşk müdür, NASA merkezi midir, bir
anlayalım. Yani, güvenliği bu boyuta getirmenin anlamı yok.
Güvenlik hukukla sağlanır, güvenlik demokrasiyle sağlanır,
güvenlik bir ülkede sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesiyle
sağlanır, güvenlik yurttaşın itiraz hakkını, gaz
yemeden, gazlanmadan, alnından fişekle vurulmadan kendini
anlatmasıyla sağlanır.
Susturulmuş
toplumlarda demokrasi gelişmez, yeşermez arkadaşlar. Susma,
sustukça sıra size gelecek. sloganını sizler çok iyi
bilirsiniz. Sizlerde de zamanı geldi, düşünceleriniz nedeniyle
bazı kesimler baskı gördü. Şimdi, kimliklerinden dolayı,
düşüncelerinden dolayı, inançlarından dolayı bu
baskıların hepsini kaldırmak hepimizin görevi değil mi? Bu
ülkede eşit yurttaş hukukunu onurlu bir şekilde hayata geçirmek,
hukuk devletini güçlendirmek
Ceberut, diktacı, baskı rejimlerinden
çözüm gelmez 78 milyona. Biz bunu söylüyoruz ve buradan çağrıda
bulunuyoruz; çözüm sürecine katkı sunmak için, Nevrozda umudun, özgürlüğün,
direnişin, coşkunun, birlikteliğin, geleceğin, çözümün
ateşini güçlendirmek için güzel bir fırsat var.
Başbakan da
burada, geldi, ben size söyleyeyim, haberiniz olsun. Birazdan bunları
çekeceksiniz. Şimdi ara vereceksiniz ve sonra bunu
konuşacağız, çözeceğiz arkadaşlar, çözmek zorundayız.
Bu Mecliste kavga ederek birbirimizden ayrılmayalım.
Saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Şimdi, hem ara vereceğiz hem ben de sizi arkaya
çağıracağım ama, bir de öyle durum var. Yani, önceden
söylemiş olayım.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, zaten bekliyorduk onu.
BAŞKAN
Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün; Polis Vazife ve Salahiyet
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi,
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun; 5490
Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporunun,
"4/1/1961
tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet
Kanununun 34 üncü maddesinin (d) fıkrasına aşağıdaki
cümle eklenmiştir.
4/1/1961 tarihli
ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun
34 üncü maddesinin (d) fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
"Ancak,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı mensuplarının kıyafetine ilişkin
hususlar, Genelkurmay Başkanlığının görüşü
alınarak Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri
Bakanlığı tarafından müştereken çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir."" şeklindeki 67 nci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Serindağ
(Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Gök, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 67nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge üzerine söz aldım. Hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşık dört haftayı
bulan bir çalışma maratonunda, Hükûmetin dayattığı 132
maddelik bir kanun tasarısının 67nci maddesine gelmiş
bulunuyoruz. Bu kanun tasarısı gerek Komisyona geldiğinde
gerekse Komisyona gelmeden önce kamuoyunda
paylaşıldığında ve Meclisimize geldiğinde Türkiye
bu kanun tasarısını büyük bir ilgiyle takip etti. Nasıl
takip etmesin ki? Her bir maddesi ayrı ayrı bütün herkesi
yakından ilgilendiren, temel hak ve hürriyetlerin
kısıtlanması sonucunu doğuran, kullanıldığında
valiye ve polise olağanüstü yetkiler veren ve bunun olumsuz
sonuçlarının daha bu yetkiler verilmeden valiyi ve polisi nasıl
etkilediğine tanık olduğumuz bir süreci yaşadık ve
yaşıyoruz da. Daha dün İstanbulda, Ankarada, Türkiye'nin pek
çok yerinde
14 yaşındaki bir çocuğun, Berkin Elvanın
kaybının 1inci yıl dönümünde, bir yıl dönümü anmasına
katılanların dahi, onun yasının tutulmasına dahi
fırsat verilmediği, yoldan geçenlerin üzerine polisin yarım
metreden silahını doğrulttuğu bir ülkede bu yasaları
konuşuyoruz değerli arkadaşlarım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye bir yol ayrımındadır. Ya demokrasiyle
yönetileceğiz ya da diktatörlüğe geçeceğiz. Şimdi, AKPli
milletvekili arkadaşlarımızın pek çoğunun iç
dünyasında ben bu tasarının yer etmediğine inanmak
istiyorum. Nasıl olsun ki? Onların da bence buraya bir yasa
geldiğinde, polise verilen silah yetkisinin
artırılmasını değil, tam tersine silah yetkisinin
kaldırılmasını savunan arkadaşlar olduklarına
inanmak istiyorum. Valilerin, kaymakamların, neredeyse bütün gösterileri
yasaklayacakları bir olağanüstü hâl döneminin sürekli
kılınacağı bir dönemi onların da ben iç
dünyasında içselleştirmediklerine inanıyorum çünkü buraya gelen
AKP sözcüleri Biz sıkıyönetimi kaldırdık, OHALi
kaldırdık diye övgüyle bahsederken bir başka
yanlışın içerisine düşmeyeceklerini tahmin ediyorum. Bu
nedenle, sayın milletvekilleri, iktidar partisi milletvekilleri; burada
söylenilen, muhalefet adına söylenilen her söz, her cümle çok önemlidir.
Bu yasa tartışmaları sırasında burada sizleri
defalarca uyarmaya ve naçizane bir şekilde düşüncelerimizi söylemeye
gayret ettik. İşte, demokrasi zaten burada sonuç verir. İktidar
partisi azınlıkta olan muhalefetin sözünü dinler,
uyarılarına hak verirse demokrasi işler. Yoksa, kaptan
rotasında oturduğunuz demokrasi gemisi sizlerin
yanlışı yüzünden batabilir ama bu batmada siz de
batarsınız, biz de batarız, Türkiye de batar. Umuyor ve
diliyorum ki gerek burada söylenen her söz, her milletvekilinin, muhalefet
partisi milletvekillerinin söyledikleri her söz, her cümle, onların
dışında bu konuya ilgi duyan yazarların, çizerlerin,
akademisyenlerin söyledikleri her söz sizler için bir uyarıcı etki
yapar. Bu etkiyi görmek istiyoruz değerli arkadaşlar. Gelin, bu
gemiyi beraber yürütelim. Türkiyenin rotasını demokrasiye, insan
haklarına, hukukun üstünlüğüne hep beraber yöneltelim.
Bu yasayı
tekrar değerlendirelim. Bu yasadaki antidemokratik hükümleri, birbirimizle
kavga etmeden
Artık Parlamentonun son günlerinde birbirimizle
helalleşerek 24üncü Dönem Türkiyeye özgür bir ülke bıraktı,
özgür bir demokrasiyi getirdi, insan haklarını getirdi. diyecek
uygulamalarla, kanunlarla bırakalım. Buna hepimizin ihtiyacı
var, hepimizin de hakkı var değerli milletvekilleri. Türkiye bu
aydınlığı buradan görmek istiyor. Bir aydır süren bu
maratondan çıkış noktasını inşallah bundan sonra,
yarından sonra yapacağımız istişarelerle hep beraber
bulacağız. Bu yasa buradan bu şekilde geçerse Türkiyede
çözümden bahsetmek mümkün değildir, Türkiyede barıştan
bahsetmek mümkün değildir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEVENT GÖK
(Devamla) O nedenle, virajı dönmeden son bir uyarıyı hep
beraber birbirimize yapalım diyor, hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 Sıra Sayılı Tasarının 67 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 67-
4/11/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç
Hizmet Kanununun 34 üncü maddesinin (d) fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Ancak, Jandarma
Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
mensuplarının kıyafetine ilişkin hususlar, Genelkurmay
Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlar
Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET ERSOY (Sinop) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI SEBAHATTİN ÖZTÜRK Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vural, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; mübarek bir cuma akşamı
vaktindeyiz. Dolayısıyla, biz, bu yasanın görüşüldüğü
bütün günlerde hep milletin hayrı için görüş ve düşüncelerimizi
ifade ettik. Bu çerçevede, açıkçası, bundan sonraki süreç içerisinde,
Adalet ve Kalkınma Partisinin, bu yasayla ilgili hem milletin
özgürlüklerini hem yargıyı hem de demokrasiyi haleldar edecek
maddeleri geçirip -hem Emniyet hem de Jandarmanın
siyasileştirilmesine yönelik maddeler geçtikten sonra- muhtemelen bunu bir
önergeyle Komisyona çekmek suretiyle yeni bir oyun planı
hazırlayacağını, hazırladığını
müşahede ediyoruz. Bizim tavsiyemiz, özellikle muhalefetin
hakkını, hukukunu gasbeden despot Meclis başkan vekili
yönetimleriyle İç Tüzük ve hukukun ayaklar altına
alındığı bu maddelerle ilgili, milletin hayrına
olmayan, Parlamento hukukunu yok sayan bu uygulamalarla ilgili
yapılması gereken tek şey vardır: Açıkçası,
milletin egemenliğini ve özgürlüğünü keyfî, olağanüstü bir hâle
terk eden, hepimizin namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ettiği
hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkelerine aykırı bu
uygulamalar karşısında Adalet ve Kalkınma Partisinin,
özellikle de Komisyonun bu yasayı tüm maddeleri itibarıyla geriye
çekmesi ve bunu geriye çektikten sonra da muhalefetle de uzlaşmak suretiyle,
Türkiye'nin hayrına olan ve demokrasiyi daha
yapısallaştıracak, açıkçası hukuk devletini herhangi
bir risk karşısında koruyacak bir yasayla, uzlaşmayla
getirmesidir.
Evet,
bize bunlarla ilgili, haksız bir şekilde, Milliyetçi Hareket
Partisine, işte molotof koalisyonu gibi, çok özür dileyerek ifade
ediyorum, sanki uyuşturucuyla ilgili düzenlemeye
karşıymış gibi haksızca ifadeler kullanıldı
ama bütün milletimizin huzurunda gösterdik ki Milliyetçi Hareket Partisinin
derdi ve kaygısı, açıkçası bir molotof düzenlemesi ya da
uyuşturucu düzenlemesi değil; biz milletin özgürlük
sevdasının, demokrasi sevdasının, hukuk devleti
sevdasının peşindeyiz. Bu bakımdan, Adalet ve Kalkınma
Partisinin, bunlarla ilgili Komisyonun, hangi iradeyi kullanırsa
kullansın, bu iradeyi dikkate alarak muhakkak yapması gereken husus,
bu yasanın açıkçası bütün maddelerini çekmek
olmalıdır.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak hep önerilerimizi yaptık ve bu yasada evet
dediğimiz hususları da açık oylamayla kayıt altına da
aldırdık. Buna mukabil, bu yasanın düzeltilmesi için
yaptığımız önerileri maalesef Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu reddetti.
Değerli
arkadaşlarım, dönemin sonuna geliyoruz. Unutmayın ki hepimiz,
gelecek nesillere nasıl bir hukuk devleti, nasıl bir demokrasi, nasıl
bir özgürlük ortamı oluşturduğumuza ilişkin bir kanaatle
gideceğiz. Dolayısıyla 24üncü Dönemin arkasında, bu
karanlık, keyfî bir olağanüstü hâlle bürokratik oligarşiyi
güçlendiren, milletin egemenliğini kısıtlayan, İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın. felsefesi dışında,
İnsanı korkut ki, sindir ki biz devleti yönetelim.
anlayışı içerisinde bir yasayla 25inci Döneme girilmesin.
Parlamentoda yapılması gereken bence en önemli husus budur.
Bu
yasanın özü şudur: Aynen, İzmirde valinin, karada, havada, denizde
basın açıklamasını yasaklayan zihniyetini, Sık ulan,
sık. diyen polis amirinin talimatını, Konuşma ulan,
konuşma., Otur ulan, otur. diyen zihniyeti
meşrulaştırmaya yöneliktir. Milletin vekilleri olarak, hangi
partiden olursak olalım, unutmayalım ki hepimizin gücü demokrasi,
hukuk devleti, özgür birey olmalıdır. Bu bakımdan, bu konuda
Komisyon Başkanına çağrım şudur: Sayın Komisyon
Başkanı, bu yasa karanlık bir yasa olarak anılmasın.
Bu yasayı mahzurlu bütün yönlerini çıkartmak suretiyle...
İhtiyacım olanı geçirdim, bundan sonrası kalsın.
diyerek Parlamentoda bu yasayı çekmek suretiyle, Mecliste, Meclis
Komisyonunda diğer maddelerini çekmek suretiyle...
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL
(Devamla) - ...bu kanunla ilgili -özür dileyerek ifade ediyorum- bir dolanma
yöntemini benimsememeniz gerektiğini ifade etmek istiyorum. Eğer
yasayı tümüyle çıkartmak istiyorsanız, eğer raporunuzun
arkasındaysanız, sonuna kadar bu yasayı Milliyetçi Hareket
Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde halka şikâyet etmeye
kararlı olduğumuzu ifade ediyor, hepinize saygılarımı
arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Vural.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, Hükûmet tarafından verilen bir tezkere vardır,
okutuyorum:
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
C) Tezkereler
1.- İçişleri
Bakanlığının, 684 sıra sayılı Kanun
Tasarısının henüz görüşülmeyen 68inci maddeden 130uncu
maddeye (dâhil) kadar olan maddelerinin, varsa önergeleriyle beraber, İç
Tüzükün 88inci maddesi hükmü gereğince Komisyona geri verilmesine
ilişkin tezkeresi (3/1721)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısının henüz
görüşülmeyen 68inci maddeden 130uncu maddeye (dâhil) kadar olan
maddelerinin, varsa önergeleriyle beraber, TBMM İçtüzüğünün 88inci
maddesi hükmü gereğince Komisyona geri verilmesi hususunda gereğini
arz ederim. 12/03/2015
Sebahattin
Öztürk
İçişleri Bakanı
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan...
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Dinliyorum
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, İçişleri Bakanlığının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu
maddelerinin Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresine ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, Komisyon Başkanı bir raporunu
tevdi etmiştir. Bu raporla ilgili olarak, açıkçası, bu raporun
arkasında olduklarını söylemiştir. Dolayısıyla,
Komisyon Başkanının, 67den sonraki
BAŞKAN
Sayın Vural, mikrofonunuzu açıyorum.
Diğer grup
başkan vekillerine de söz vereceğim, yorulmayın diye söylüyorum.
Buyurun Sayın
Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugüne kadar
görüştük, konuştuk, bunlarla ilgili endişelerimizi söyledik ve
bütün bunlarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğunuz bu rapora
güveninizin olmadığını bu iradeyle ortaya koydunuz. Bu,
açıkçası, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu taktik
adımlarla oyalamaktır. Bu meselenin özüyle ilgili olarak, hukuk
devleti, demokrasi ve özgürlükler aleyhine olan, Emniyeti siyasileştiren,
Damat Feritin talebi üzerine 15 Mart 1919da yapıldığı
gibi Jandarmayı açıkçası siyasileştirecek ve kontrol
altına alacak bir girişimi elde ettikten sonra bunun
yapılması bu raporun arkasında bir Komisyon iradesi
olmadığını ortaya koyuyor.
Bu çerçevede
şunu ifade etmek istiyorum Sayın Başkan: Burada konuşmalar
yapıldı. Maalesef, Milliyetçi Hareket Partisinin tasarının
tümü üzerindeki konuşma hakkı gasbedildi, gerekçesiz önergeler burada
oylatıldı, karar yeter sayısı istememize rağmen aranmadı,
gürültü olmasına rağmen bu gürültüyü ortadan kaldıracak hiçbir
adım atılmadı, toplantı yeter sayıları
aranmadı, hukuk ayaklar altına alındı.
Dolayısıyla, bu maddelerle ilgili geri çekme iradesi olmayan bir
zihniyetin, bir Komisyonun bundan sonraki raporu da güvenli olmayacaktır.
Dolayısıyla, bu eksende, bu çektiğiniz maddeler ne ise
tamamıyla ilgili iradenizi kullanın. Sizden ricam ve isteğim,
yemin ettiğimiz hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye
uygun hareket etmeniz.
Sayın Bakan,
siz tarafsız bir Bakansınız. Adalet ve Kalkınma Partisinin
Baştan itibaren olmadığınız bir kanunu 67nci maddede
çekmek suretiyle, doğrudan doğruya seçimin güvenliğini ve
tarafsızlığınızı ihlal edecek maddelere geçit
vermek suretiyle siyasi tarafınızı belli etmiş oluyorsunuz.
Siz, yemin ettiniz, Anayasa gereğince tarafsız olacağım.
dediniz. Bu eksende, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun isteği
üzerine, taktik adımı üzerine iradenizi kullanmanız ve bu
iradeyi kullanırken Parlamentoda hukukun ayaklar altına alındığı,
demokrasi, hukuk devleti ve özgürlüklerin kısıtlandığı
bir yasayla ilgili tavır oluşturmamanız sizin aslında
tarafsız bir bakan olarak görev yapamayacağınızı da
göstermektedir. Bu irade, açıkçası, sizin atanma ve bu dönem
içerisinde görev yapmayla ilgili, Anayasa gereğince tarafsız görev
yapmayla ilgili iradeyi ve anayasal konumunuzu yok saymaktır.
Dolayısıyla, bu konuda yapacağınız işlem, ya
yasanın tamamını çekmek olmalıdır ya da bu çekme
iradenizi geri alınız. Madem öyle, bununla ilgili Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulu iradesini ortaya koysun.
Sayın Bakan,
siz tarafsız Bakan olmak üzere görevlendirildiniz. Bu eksende, Komisyonun
yetkisinde olan bir iradeyi bir Bakan olarak kullanmanız iradenizi
çoğunluk iradesine teslim ettiğinizi ortaya koyuyor. Oysa
tarafsızlık ilkesi gereğince, Parlamentoda bir tarafın
yanında, Parlamentonun yanında, tümünün yanında bir tavır
sergilemeniz gerekirdi. O bakımdan, bu yasayla ilgili geri çekme
önergenizi tekrar gözden geçirmenizi ve bu yasanın tamamının
çekilmesi konusunda irade kullanarak bu seçimlerin güvenli bir şekilde
tesis edilebilmesi için bu yasada yürütmeye verilen bu görevlerin doğru
olmadığına ilişkin bir irade beyanıyla
tarafsızlık konusunda bu inancı Parlamentoyla
paylaşmanızı istirham ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Gök,
buyurunuz.
32.- Ankara Milletvekili Levent Gök'ün,
İçişleri Bakanlığının 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu maddelerinin
Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, muhalefet partileri olarak
yaptığımız uyarıların sonucunda maalesef şu
anda gelinen nokta, iktidarın
Sayın
Başkan, az önce son derece yapıcı bir anlayışla,
yapıcı söylemlerle Türkiyenin hangi istikamete doğru
gideceği doğrultusundaki niyetlerimizi ve temennilerimizi belirttik.
Bu temennileri yaparken gerçek bir yurtsever olarak, gerçek bir demokrasiye,
insan haklarına, hukukun üstünlüğüne inanmış bir
milletvekili olarak ve elbette Cumhuriyet Halk Partisini temsil eden bir grup
başkan vekili olarak Türkiyenin demokrasi sevdasından vazgeçmemesi
gerektiğinin üzerinde durduk.
Bu yasanın
ilk başladığı günlerde yaşadığımız
tartışmalar hatırlardadır. O kavga ve gürültülerin
yapıldığı, birçok milletvekilinin
yaralandığı, tümü üzerindeki söz haklarımızın
kısıtlandığı, tutanaklarda yer almasına
rağmen, Başkan Vekilinin Karar yeter sayısı istiyor
musunuz? sorusuna Evet. dememize karşın
gerçekleştirilmediği, birçok usul hatasının
yapıldığı bir ortamda, AKP sözcüleri Gerekirse tekriri
müzakere yaparız, muhalefet partileri önergelerini versin, bunları
değerlendirelim. şeklindeki sözlerle basın önünde
konuşmuşlardır. Tekriri müzakere nerede yapılacaktır
Sayın Başkan? Tekriri müzakerelerin yapılacağı yer
Komisyondur. Biz başından beri bu
anlayışımızı muhafaza ettik ve ulu orta, öyle
ayaküstünde yapılacak tartışmalarla değil, gerçek
anlamıyla bütün akademisyenlerin, sivil toplum örgütlerinin, partilerin
dışındaki kanaat önderlerinin görüşlerinin de
tartışılacağı komisyonda, bu maddelerin tekrar masaya
yatırılması gerektiğinden bahisle görüşlerimizi ifade
ettik. AKP sözcüleri burada, hepsi eğer o sözlerinin arkasındaysa
Bunları biz gerekirse müzakere ederiz, tekriri müzakere yaparız.
diye basın önünde konuşmuşlardır.
Şimdi, biz
gelinen noktada zannediyorduk ki, iktidar partisi ve yeni İçişleri Bakanı
tarafsız bir şekilde göreve geldiği bu anda, muhalefetin de
göstermiş olduğu aykırılıklar nedeniyle demokrasiye ve
temel hak ve hürriyetlere açıkça aykırı olan bu yasanın
geri çekilerek İçişleri Komisyonunda tekrar görüşüleceği
şeklinde bir kanaatimiz oluşmuştu az önceye kadar ama az önce
verilen bir teklifle anlaşılıyor ki, bugüne kadar görüşülen
maddelerle ilgili bir görüşme yok, bundan sonraki maddelerin ne
olacağı konusunda görüşmeler yapılacak.
Sayın Bakan, bir siyasetçi göreve
başladığı zaman kendisinden umut beklenir, kendisine
başarılar dilenir; biz bunu gerçekleştirdik ama siz daha ertesi
gün, ikinci gün burada ettiğiniz yeminin arkasında durmaz ve bu
yemine sadık kalmazsanız zaten tarafsız bir şekilde olmadan
da geldiğiniz o koltuğun çok daha tartışılır hâle
gelmesine neden olursunuz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri ve Sayın Bakan; bu irade, Türkiyeyi demokrasiye götürmez.
Bu irade, muhalefetin arzu ettiği ve iktidar sözcülerinin de dile
getirdiği bir irade değildir. İktidar sözcüleri kendi
iradelerinin arkasında durmamışlardır ve iki günlük
Sayın Bakana da bunu yaptırmak suretiyle Bakanın da
tartışılır hâle gelmesine neden olmuşlardır. Artık,
Sayın Bakan da bu teklifiyle birlikte
tarafsızlığını yitirmiştir. Bu, Türkiyeyi iyi
bir noktaya götürmez.
Talebimiz çok net ve açıktır.
Bu yasanın tümü İçişleri Komisyonuna geri çekilmelidir,
muhalefet partileri olarak orada her türlü katkıyı yaparak
antidemokratik bütün madde ve usulleri değiştirmeliyiz. Bu
tekliflerimiz görüşüldükten sonra tekrar ne varsa üzerinde
çalışmalıyız diyoruz; bizim görüşümüz budur. Bu
görüşümüz doğrultusunda yapılmadığı takdirde
burada yapılan bir orta oyunundan ibarettir. Türkiyeyi
kandıramayız, insanlarımızı kandıramayız.
Demokrasiye, insan haklarına inanan Türkiyede yaşayan
yurttaşlarımızı hayal kırıklığına
uğratamayız. Bu yasayla seçimlerin güvenliği tehlikeye
girecektir. Niçin polise etkisiz kılma, niçin polise
uzaklaştırma, valilere olağanüstü hâl ilan etme yetkisi
getiriyorsunuz? Nedir korkunuz? Bu korkulardan uzakta Türkiye birkaç ay sonra
seçime gitmelidir. Bu seçimin güvenliği şimdiden tehlikeye
düşmüştür. Bu nedenle bu yasanın tümü geri çekilmelidir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Kaplan,
buyurunuz.
33.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın,
İçişleri Bakanlığının 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu maddelerinin
Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresine ilişkin
açıklaması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Şu an bu
Parlamentoda 24üncü Dönem olarak görev yapan biz bütün parlamenterler,
Hükûmet, Komisyon ve şu an tarafsız olduğu için seçim nedeniyle
gelen Sayın İçişleri Bakanı, hepimiz tarih önünde ve
halkın önünde hesap verecek konumda olan kimi alnı ak, kimi kara,
kimi bu ülkenin demokrasi, özgürlükler, insan hakları, hukuk, demokrasinin
geliştirilmesi konusunda tarihe tutanaklarda geçen sözleriyle, verdikleri
önergelerle geçecek ve faşizmin paketine, baskıcı
yasalarına direndiği için, bu ülkenin insanlarına başta
yaşam hakkı olmak üzere en temel insan hak ve hürriyetlerini,
işkence ve kötü muameleye karşı duruşun onurlu
duruşunu, angaryaya karşı duruşun, kişi güvenliği
ve özgürlüğü konusundaki duruşun, adil yargılanma önündeki engellere
karşı duruşun, kişi hak ve özgürlüklerinde iletişim
hakkından konut dokunulmazlığına, haberleşme
hürriyetinden yargı önünde masumiyet karinesine kadar, evrensel hukukun
temel kurallarının 17 Şubattan bu yana
yargılandığı, tartışıldığı bu
süreçlerde hepimiz tarihe ve halka karşı hesap vereceğiz. Ve çok
açık ifade ediyorum, Sayın Başkan, bu kürsüde Parlamento
tarihine en kara sayfalarla geçecek en büyük İç Tüzük ve Anayasa ihlalleri
yaşandı. İktidar partisinin Meclis başkan vekilleri burada
grubumuzun söz hakkını gasbettiler, soru-cevap hakkını
gasbettiler, bölüm üzerine konuşma hakkımızı gasbettiler, 9
Şubatta verdiğim kişisel 132 tane önergemi grup önergesiyle
birleştirerek, grup önergemizi teke indirerek haklarımızı
gasbettiler. Bunca hukuksuzluğun içinde Meclis tarihinin bir ilkini hayata
geçirdik, bu Meclisteki angaryanın, kavgaların,
saldırının, baskının, Güvenlik yasası
çıkaralım. diye Mecliste estirilen terörün yarın sokaklara,
evlere, yaşama, okula, her tarafa yayılacağına dikkat
BAŞKAN
Teşekkür ederim
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bağlıyorum Sayın Başkan.
Şimdi,
asıl noktaya geliyorum ve burada Sayın Başkan, çok önemle
dinlemenizi istediğim bir konu var çünkü bir talepte
bulunacağız. Burada Sayın İçişleri Bakanı
Sebahattin Öztürk imzalı bir önerge var. İç Tüzük 88inci maddeye
göre 68inci maddeden 130uncu maddeye kadar olan bölümler geri çekiliyor.
BAŞKAN
Evet.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, buraya kadar tamam. Fakat bir
gerçek var Sayın Başkan, şu tasarı sadece Hükûmetin
tasarısından oluşmuyor. Şu kapağı
açtığınız zaman ve her gün okuduğunuz şu tasarıda
Hükûmetin 43 madde olarak gelen tasarısına Mecliste muhalefet
milletvekillerinin, bu arada HDP milletvekillerinin de yer alan tekliflerinin
olduğu Polis Vazife ve Salahiyet Kanunundan Nüfus Kanununa kadar birçok
madde bu 68 ile 130uncu maddelerin içinde yer alıyor Şimdi, Hükûmet kendi 43 maddesi ile ilgili geri
adım atabilir, bu Meclisteki muhalefetin muhteşem direnişi
karşısında 67nci maddeye geldiğinde bayrak
kaldırabilir, teslim olabilir, maddelerini geri çekebilir ama Hükûmet
sadece kendi tasarı maddelerini çekebilir. Buradaki muhalefet milletvekillerinin
tekliflerini geri çekme hakkı yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu nedenle, bu
önerge usule de aykırıdır, İç Tüzüke de
aykırıdır ve burada, başlıkta ismi geçen
milletvekillerinin tekliflerinin yer alması nedeniyle onların
adına, onların verdiği teklifi de geri çekme hakkını
vermiyor.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Başkan, süre
vermeyecek misiniz?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yani, buradaki
usulsüzlük, bu tasarının tamamının sahibi, patronu gibi
gözüken Hükûmetin, bu 132 madde içindeki bazı olumlu gibi gözüken, Nüfus
Kanunu, Soyadı Kanunu gibi maddelerin dahi muhalefete ait teklifler
olduğunu görüp bunu çekemeyeceğini ifade etmek istiyorum Sayın
Başkan, bu çok önemli. (AK PARTİ sıralarından Yeter,
yeter! sesleri)
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Niye çekemiyor ya?
BÜLENT TURAN (İstanbul) Süre vermeyecek misiniz
Sayın Başkanım?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu, raporda aynen zikredilmiştir.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Raporda zikredilen bu konu
karşısında şöyle bir durum çıkıyor: Bir, Hükûmet
bu maddelerin tümünün sahibi değil, onun için, çekmesi İç Tüzüke
aykırı. İkincisi, bu önergeyle, 89uncu maddeye ilişkin,
Hükûmete bir davetimiz var. İç Tüzük 89uncu madde diyor ki
Yani son
yürürlük maddelerini görüşeceğiz en sonunda
BAŞKAN
Ben bu arada sizi dinliyorum.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Vallahi, Recep, Ispartalı, bırakırsa
biz de konuşacağız. Kusura bakma, burada konuşuyoruz. Her
şeyin bir usulü var! (AK PARTİ sıralarından gürültüler,
Saatlerdir konuşuyorsun ya! sesleri)
BAŞKAN
Sayın Kaplan, ben Recep Beyle konuşmuyorum, ben sizi çok dikkatle
dinliyorum.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkanım, ne kadar
konuşacağını söylerseniz, ona göre bakalım. Bu kadar
da olmaz ki
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İstediğim kadar konuşurum, İç
Tüzük bu hakkı veriyor.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Öyle şey mi var?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Çıkar, kürsüde de konuşurum. Zaten
şimdi usul tartışması açacağım. Öyle bir şey
yok!
BAŞKAN
Usul tartışmasını açacaksınız da, sözlerinizi
bağlayabilirseniz
BÜLENT TURAN (İstanbul) Bağlayamıyor
Sayın Başkan, biz bağlayalım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bağlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önce ben grup başkan vekillerini arkaya davet edeceğim de onun
için. Ondan sonra tekrar konuşuruz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Şimdi, bir, usule ilişkin talebimiz şu: Bu
önergede artık, Hükûmetin kendi 43 maddelik tasarısı 43 madde
olmaktan çıkmış, tekliflerle birleşmiş ve tasarı
ve tekliflerin tamamının sahibi olma aidiyetini kaybetmiştir. Bu
nedenle bu önerge işleme konamaz, bir.
İkinci konu
Sayın Başkanım: Demin bir davette bulundum bir konuşmada.
İç Tüzük 89uncu madde Hükûmete ve iktidar partisine bir kez daha, bin kez
daha düşünme fırsatı veriyor: Tekriri müzakere. Yürürlük maddelerinden
önce burada AK PARTİ grup başkan vekillerini ve Hükûmet
temsilcilerini, İç Tüzük 89uncu maddeye uygun bir önergeyle, geçen
maddeler konusunda tekriri müzakereye davet ediyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bu konuda bunu resmî olarak yapın, tutanağa
geçirin, kararı oluşturun. Ve sizi doğruyu yapmaya, hukuka uygun
davranmaya davet ettik. Aksi takdirde, Sayın Başkanım bu,
oylamayla çözülecek bir konu değildir- bu maddelerin sahibi Hükûmet
olmadığı için bir İç Tüzük tartışması
açmamız gerekecek ve Komisyonda tekrar, bütün üyelerin
çağrılmasıyla bütün maddelerin yeni baştan teker teker ele
alınması lazım.
BAŞKAN
Bunların ben hepsini, bakın, birkaç kere dönerek
Anladım ama
diyorum ki: Bütün siyasi partilerimizin grup başkan vekillerini ve de
Komisyonu arkaya davet ediyorum.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Niye arkada? Biz de buradayız Sayın
Başkanım.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkanım, siz bunu ilan edin
lütfen, okunan tezkerenin gereğini yapın, sonra biz arkaya geçelim.
BAŞKAN
Şimdi, bir toplanın, ondan sonra, gelince gene usul
tartışması açılacak, şu yapılacak
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Ama Sayın Başkanım
BAŞKAN
Hayır, ben zaten okudum, ben zaten okudum.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş)
başladığınız işlemi
tamamlayın, biz öyle geçelim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, biz arkaya gelmiyoruz. Sayın
Başkan, biz bu güvenlik paketi için bu anlayışla hiçbir
şekilde uzlaşma ve görüşme içinde olmayız. (AK PARTİ
sıralarından Güle güle sesleri, gürültüler) Bir tek şartla,
İç Tüzük 89a göre tekriri müzakere şartıyla sizinle
görüşürüz. Arkada da görüşmeyiz, bu kürsüde görüşürüz. Açık
konuşuyoruz.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Sayın Başkanım, gündeme devam edebilir miyiz?
Madde 88
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, açık konuşuyoruz.
BAŞKAN
Tamam, açık konuşuyorsunuz da
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Açık konuşuyoruz, çok net. Kusura bakmasın,
Oylatalım, önerge gitsin, öyle görüşelim
Olmaz böyle şey.
Dalga mı geçiyorsunuz ya!
BAŞKAN
Hayır, önergenin oylaması yok.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, zaten
BAŞKAN
Sayın Kaplan, önergede oylama yok.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Oylama yok. Zaten 88 son derece açık Sayın
Başkan, neyi konuşuyoruz?
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Tezkere okundu.
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Tezkereler (Devam)
1.- İçişleri Bakanlığının, 684 sıra
sayılı Kanun Tasarısının henüz görüşülmeyen 68inci
maddeden 130uncu maddeye (dâhil) kadar olan maddelerinin, varsa önergeleriyle
beraber, İç Tüzükün 88inci maddesi hükmü gereğince Komisyona geri
verilmesine ilişkin tezkeresi (3/1721) (Devam)
BAŞKAN
88inci maddeyi okuyorum: Esas komisyon veya Hükümet, tasarı veya
teklifin tümünün, belli bir veya birkaç maddesinin, komisyona geri verilmesini,
bir defaya mahsus olmak üzere isteyebilir.
Bu istem,
görüşülmeksizin yerine getirilir. Tasarı veya teklifin tümü geri
istenmişse, tasarı veya teklif hakkında verilen bütün önergeler
esas komisyona verilir. Tasarı veya teklifin belli bir veya birkaç maddesi
geri istenmişe, o madde veya maddeler hakkındaki önergeler esas
komisyona verilir. diye geçiyor.
Tasarının
henüz görüşülmeyen 68 ila 130uncu maddeleri İç Tüzükün 88inci
maddesi uyarınca önergelerle birlikte Komisyona geri verilmiştir.
Eğer
lütfederseniz, ben davet ediyorum, uzlaşmanız için değil yani
bir fikir oluşturabilir miyiz diye. Ondan sonra da ne
yapacağımıza bakalım.
Birleşime
yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati.
23.41
ON
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati:
00.11
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER:
Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- İzmir Milletvekili Oktay
Vural'ın, İçişleri Bakanlığının 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 ila 130uncu
maddelerinin Komisyona geri verilmesiyle ilgili tezkeresi okunduktan sonra
gruplara dağıtım işlemi yapılmasının usule
uygun olmadığına ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, şimdi bu önergenin,
Başkanlık Divanına gelen bütün önergelerin gruplara
dağıtılması gerekiyordu. Maalesef, bu önerge gruplara
dağıtılmamıştı. Önerge okunduktan sonra
dağıtım işlemi yapılmıştır.
Dolayısıyla, bunlarla ilgili, geri vermeyle ilgili iradesinin tecelli
etmesi mümkün değildir. Usulüne uygun olarak Divana gelen her türlü,
önergenin, ne olursa olsun, ister değişiklik, ister geri isteme,
gruplara bildirilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla, bunlarla ilgili hem
Bakanın bu konuda irade beyanındaki eksiklikler hem de
diğerleriyle ilgili daha önce açılan bir usul
tartışması sonlandırılmadan, buna göre, Komisyona geri
verilmesine yönelik bir irade beyanı bu usul tartışması
sonlandırılmadan mümkün değildir. Dolayısıyla,
Komisyonu ve Hükûmeti aradıktan sonra bunlarla ilgili iradenizi ortaya
koyabilirsiniz. Önce usul, ondan sonra esas. Komisyonu ve Hükûmeti
aradıktan sonra buna girelim. Yoktur. dediniz.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) 88 net, o takdiri vermiyor.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Çünkü işlem yapılamaz 88 gereği Sayın
Başkan bu durumda.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, Komisyon ile Hükûmeti arayın, bu konuyla ilgili
Komisyon ve Hükûmeti aramanız gerekiyor.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Bülent Turan'ın; Nüfus Hizmetleri Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Çanakkale
Milletvekili İsmail Kaşdemir'in; Kimlik Bildirme Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplan'ın; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi,
Adana Milletvekili Osman Faruk Loğoğlu'nun; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün;
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Sinop
Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ile 4 Milletvekilinin;
Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu'nun; 5490 Sayılı ve 25/4/2006 Tarihli Nüfus Hizmetleri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve İçişleri Komisyonu Raporları
(1/995, 2/422, 2/514, 2/909, 2/1518, 2/1579, 2/1632, 2/2443, 2/2469) (S.
Sayısı: 684) (Devam)
BAŞKAN - 684
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Konya Milletvekili Sayın Kerim Özkul ve
Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can ile 45 Milletvekilinin;
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin
görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Konya Milletvekili Kerim Özkul ve
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ile 45 Milletvekilinin; Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (2/2616) (S. Sayısı: 688)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da
komisyonun bulunmayacağı anlaşıldığından,
Anayasanın 146ncı maddesi gereğince, Sayıştay Genel
Kurulunca gösterilen 3 aday içinden Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilecek
1 üyenin seçimini yapmak ve alınan karar gereğince, kanun tasarı
ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 13 Mart 2015 Cuma günü saat 14.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi geceler.
Kapanma Saati:
00.19