TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
91inci
Birleşim
4
Nisan 2015 Cumartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
BU BİRLEŞİM TUTANAK ÖZETİ
III.-
GELEN KÂĞITLAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, Milliyetçi Hareket Partisinin
Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeşin 18inci ölüm yıl
dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı merhum Alparslan
Türkeşin 18inci ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
2.-
Ankara Milletvekili Levent Gökün, Milliyetçi
Hareket Partisinin Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeşin
18inci ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
3.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı merhum Alparslan
Türkeşin 18inci ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin 687 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 57nci maddesinden sonra gelmek üzere ihdas edilen
madde üzerinde şahsı adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
6.-
Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya, bugüne kadarki tarafsız ve
başarılı yönetiminden dolayı teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
7.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya, bugüne kadarki
tarafsız ve başarılı yönetiminden dolayı teşekkür
ettiğine ilişkin açıklaması
8.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının 687 sıra sayılı Kanun
Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
9.-
Burdur Milletvekili Bayram Özçelikin, Burdurdaki BURTRAK traktör
fabrikasının durumuna ilişkin açıklaması
10.-
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğanın,
24üncü Dönemde yapılan tüm çalışmalar için herkese
şükranlarını sunduğuna ve bu dönemde hayatını
kaybeden milletvekillerine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
11.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya, Meclisin
zarafetini göstermek için çiçek takdim etmek istediklerine ilişkin
açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 21 milletvekilinin,
Kahramanmaraşın kalkınması, ülke ekonomisine katkı ve
iş istihdamı sağlanması konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1293)
2.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 22 milletvekilinin,
İskenderun Körfezinde kurulacak termik santrallerin Akdeniz Bölgesindeki
tarım ve insan yaşamı üzerinde yaratacağı tehlikelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1294)
3.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 22 milletvekilinin, zorunlu
askerlik görevini yürütürken gerçekleşen şüpheli asker ölümlerinin
nedenlerinin ve devletin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1295)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve
arkadaşları tarafından, son günlerde Irak ve Doğu Türkistan
Türklerine karşı artan saldırılar ve katliamların
araştırılarak Hükûmetin gereken tedbirleri alması
amacıyla 1/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2015 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
B)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, görüşülmekte olan 687 sıra
sayılı Kanun Tasarısının Genel Kurulun
90ıncı Birleşiminde kabul edilen 34, 35, 41 ve 88inci
maddelerinin yeniden görüşülmesine dair, Hükûmet adına
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının talebinin İç
Tüzükün 89uncu maddesi uyarınca Danışma Kurulunca uygun
görüldüğüne ilişkin görüşü
2.-
Danışma Kurulunun, Genel Kurulun daha önce toplanılması
kararlaştırılan 5 Nisan 2015 Pazar günü toplanmamasına,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak
25inci Dönem milletvekili genel seçimine ilişkin kesin sonuçların
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 37nci ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 3üncü maddesine göre Yüksek Seçim Kurulunca
Türkiye radyo ve televizyonlarından ilanını takip eden
beşinci gün saat 15.00te toplanmak üzere 7 Nisan 2015 Salı
(Salı günü dâhil) gününden itibaren tatile girmesine ilişkin önerisi
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.-
Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum
Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı:
287)
3.-
Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
4.-
Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/1008) (S. Sayısı: 685)
5.- İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ve İzmir
Milletvekili Aydın Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili
Ali Demirçalı ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel
Aydoğan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın;
Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili Hasan
Ören ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ile 2 Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri
(1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664, 2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182,
2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534, 2/2541, 2/2546) (S. Sayısı:
687)
6.-
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Merkez Anlaşmasının Ekinde
Değişiklik Yapılmasına ve KEİ Merkezinin
Kalıcı Olarak Taşınmasının Usullerine İlişkin
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1036) (S. Sayısı: 696)
7.-
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi
Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye
Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın Uygulanmasına
İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1040) (S. Sayısı:
708)
8.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1001) (S. Sayısı: 686)
9.-
Türkiye Cumhuriyeti ile Belarus Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve
Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/731) (S. Sayısı: 422)
10.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler İnsani
İşler Eşgüdüm Ofisi Arasında Türkiyede Bir Ülke Ofisi
Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 604)
11.-
Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin
Mukavele Sözleşmesi Elektronik Taşıma Belgesi ile İlgili Ek
Protokole Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/422) (S.
Sayısı: 58)
12.-
Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/883) (S. Sayısı: 582)
13.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/753) (S.
Sayısı: 447)
14.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve
Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/891) (S. Sayısı: 584)
15.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/737) (S. Sayısı: 432)
16.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Acil Durumlar Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/953)
(S. Sayısı: 690)
17.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı
Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/348) (S. Sayısı 212)
B)
Yeniden Görüşmeleri Yapılan Tasarılar / Teklifler (Tekriri
Müzakere)
1.- İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ve İzmir Milletvekili
Aydın Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili Ali
Demirçalı ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel
Aydoğan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın;
Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili
Hasan Ören ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulu ile 2 Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığı Tezkereleri
(1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664, 2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182,
2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534, 2/2541, 2/2546) (S. Sayısı:
687) (34, 35, 41 ve 88inci Maddeler)
IX.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcunun,
24üncü Dönemde Başkan Vekili olarak görev yapmaktan onur duyduğuna,
yapılan tüm çalışmalar için herkese teşekkür ettiğine,
bu dönemde hayatını kaybeden milletvekillerine Allahtan rahmet
dilediğine ve bütün şiddet ve terör olaylarını
kınadığına ilişkin konuşması
X.-
OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 687) İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının oylaması
2.-
(S. Sayısı: 696) Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü
ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez
Anlaşmasının Ekinde Değişiklik Yapılmasına
ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak Taşınmasının
Usullerine İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü
ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
3.-
(S. Sayısı: 708) Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu
Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II)
Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın
Uygulanmasına İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
4.-
(S. Sayısı: 686) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
5.-
(S. Sayısı: 582) Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
6.-
(S. Sayısı: 447) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin
Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısının oylaması
7.-
(S. Sayısı: 584) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan
Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
8.-
(S. Sayısı: 432) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
9.-
(S. Sayısı: 690) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil Durumlar Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
4 Nisan 2015 Cumartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Dilek
YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci
Birleşimini açıyorum.
Görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce bir sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı söz, Milliyetçi Hareket
Partisinin merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeşin
vefatının 18inci yıl dönümü hakkında söz isteyen Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğluna aittir.
Buyurunuz Sayın Halaçoğlu.
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Kayseri
Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun, Milliyetçi Hareket Partisinin Genel
Başkanı merhum Alparslan Türkeşin 18inci ölüm yıl
dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Başbuğumuz merhum Alparslan
Türkeşin ölümünün 18inci yılı dolayısıyla gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Bizleri yaratana hamdederim ki İslam'la
müşerref olduk. Mevcudiyetimiz onun yolundan giderek değer
kazanacaktır. Muhakkak ki, her canlı ölümü tadıcıdır.
Dünyada yaptıklarımız ahiretimizin
hazırlayıcısıdır. Bu sebeple hayırla veya
nefretle anılmak biz insanoğulları için büyük önem
taşımaktadır. İşte bugün, hayırla anılan bir
kişiden bahsetmek istiyorum.
Ölüm yıl dönümü olan bugün, Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin
katılımlarıyla, tüm camiamızla birlikte kabri
başında bir anma toplantısı gerçekleştirdik. Genel
Başkanımızın merhum Başbuğumuzun kabri
başında yapmış oldukları konuşmadan
alıntı yaparak sizlere hitap ediyorum.
Mücadeleyle geçen seksen yılık bir ömürden
sonra, 4 Nisan 1997'de ebediyete intikal eden Başbuğumuz Alparslan
Türkeş'i, minnet ve rahmetle anıyorum.
Özlem dolu hissiyatımızla, şükran ve
bağlılık duygularımızı ifade etmek, aziz
hatırasını dualarla yâd etmek, ruhuna
Fatihalarımızı okumak bizler için vazgeçilmezlerdendir.
Aradan geçen on sekiz yıla rağmen ona olan
sevgimiz hiçbir zaman azalmamıştır; aksine,
yaşadığımız siyasal gelişmelerin onu hep
haklı çıkarmış olması, hayattayken ortaya koyduğu
vizyonun doğruluğuna bizleri daha da inandırmış,
gücümüze güç katmıştır.
Merhum Başbuğumuz mücadeleci bir ruh,
inanmış bir kalp, milletine sevdalı bir yürek, tarihine
sadık bir şuur, zorluklara eğilmeyen bir cesaret, yılmayan
ve teslim olmayan bir iradedir. Bu az bulunur özellikler, onu,
yaşadığı çağın önemli devlet ve siyaset
adamlarından biri hâline doğal olarak yükseltmiştir.
Onu ve eserlerini anlamanın en emin yolu,
fikirlerini, aksiyonunu ve metodunu, verdiği mücadelenin imkân ve
şartlarını dönemine göre yorumlamaktan geçmektedir.
Merhum Alparslan Türkeş, milliyetçiliği
dışlayan ve tehlikeli gören düşüncelerin rağbet
bulduğu bir dönemde, Türk milliyetçiliğinin
bayraktarlığını yapan gönül, fikir ve eylem
adamıdır. Milletimizin şahsında
taçlandırdığı Başbuğ unvanını millet,
vatan ve devlet sevgisiyle özdeşleştirerek âdeta
bayraklaştırmıştır.
Yapılan karşı mücadelelere rağmen
Türk milliyetçiliği, Anadolu'nun her köşesine onunla
yayılmış ve Türk gençlerinin vicdanında yer bulmayı
onunla başarmıştır.
"Doğru bir fikri yenecek hiçbir kuvvet
yoktur." diyen Başbuğ, iki asırdır fikir ve felsefe
arayışının sürdüğü Türk düşünce tarihine
istikamet vermiş, milliyetçiliği milletle buluşturacak iman ve
aşk dolu hareketin öncülüğünü yapmıştır. Bu liderlik
özelliğiyle etki alanı Türkiye dışına da
taşmış, Türk dünyasına ve ortak kültür dairesindeki bütün
mazlum milletlere umut olacak yeni bir diriliş ateşi
yakmıştır.
O,
bir siyasal hareketin mimarı olmasının yanı sıra hayat
çizgisi içinde sarsılmaz inancın ve ufuk ötesini gören engin bir muhakemenin
de temsilcisi olmuştur.
Yürekten
inandığı ve gönülden bağlandığı Türklük
sevgisi uğruna her türlü meşakkati göze alabilmiştir.
Örnek
bir inanç timsali olarak Türkiye'nin "Aç hürler ve tok esirler"
ülkesi olmasını tümüyle reddetmiştir.
Soğukkanlı
ve sağduyulu analiz kabiliyeti, Türk milletinin değerleri ve
çıkarları konusundaki derin hassasiyeti herkes tarafından kabul
görmüştür.
Onun
uzlaşmacı, barışçı, yapıcı siyaseti
Türkiye'yi birçok kez krizden kurtarmış, Türk milletinin
kardeşlik bağları için hep ümit aşısı
olmuştur.
Fırtınalı
geçen hayatı boyunca herkesin düştüğü yerde ve zamanda o
kalkıp dosdoğru ve tek başına yürümeyi
başarabilmiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi onunla başlayan süreçte öze dönüşün, ilkeli tutumun,
dürüstlüğün, tarihî ve kültürel ihtişamın simgesi olmuş ve
bugün Türkiye'nin yegâne kurtuluş çaresi mevkisine hak ederek
çıkmıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Bir dakika alabilir miyim
BAŞKAN
Tabii, buyurunuz Sayın Halaçoğlu, tamamlayınız sözünüzü.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim Başkanım.
Merhum
Başbuğumuzun diktiği fidan bugün
çınarlaşmış, milletimizin takdir ve teveccühünü üst
seviyede kazanmıştır.
Onun
en büyük eseri ülkücülerdir.
Vatan
ve millet bekasına adanmış ülkücü ömürler Türkiye'nin gelecek
iddiası, sosyal ve ekonomik meselelerin reçetesi, birliğinin ve
bölünmez bütünlüğünün teminatıdır.
"Ülkücüler,
insanlık âlemi içinde ne uşak olmayı ne de
başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen
şerefli bir bayrağın
taşıyıcısıdır." diyen merhum Türkeş'in
bizlere bıraktığı mücadele disiplinini mutlaka iktidara
taşıyacağız.
Üzerimizde
projelendirilen oyunlar dün işe yaramadı, bugün de
yaramayacaktır.
Varlığımızı
hedef alan saldırılar dün başaramadı, bugün de
aynısı olacaktır.
Düşmemizi
amaçlayan karanlık kampanyalar, şirret operasyonlar, çirkin emeller,
yıkım ve yenilgiye odaklanmış tezgâhlar dün sonuç
alamadı, bugün de olacak olan budur.
Öz
güvenimiz tam, heyecanımız tarifsizdir.
Mensubiyetinden
onur duyduğumuz Türk milleti her türlü badireyi aşacak, her türlü
çileyi yenecek, her türlü mihneti yutacak ve yok edecek çap ve
kırattadır.
Yürekleri
vatan sevgisiyle çarpan Türk milliyetçileri hiç olmadığı kadar
diri, hiç olmadığı kadar uyanık, hiç
olmadığı kadar azim ve inançla perçinlenmiştir.
Bu
vesileyle, gönlümüzdeki yeri hiç değişmeyecek olan
Başbuğumuz Alparslan Türkeş'i, dava ve ülkü şehitlerimizi
bir kez daha rahmet ve şükranla yâd ediyorum.
Merhum
liderimizin kabrinin nur, mekânının cennet olmasını
Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum.
Ruhu
şad olsun.
Saygılarımla.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Halaçoğlu.
Sayın
Doğru, buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun,
Milliyetçi Hareket Partisinin Genel
Başkanı merhum Alparslan Türkeşin 18inci ölüm yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben
de, Türk dünyasının Başbuğu Alparslan Türkeşi
ölümünün 18inci yılında minnet, şükran ve hasretle
anıyorum. Ruhu şad olsun diyorum.
Onun
Türk devletine ve Türk milletine yapmış olduğu hizmetleri hiçbir
zaman unutmayacağımızı da söylemek istiyorum.
Alparslan
Türkeşin Türk gençliğine hitaben bir sözü çok önemlidir. Hepiniz
birer Türk Bayrağısınız. Bayrağı lekelemeyin,
kirletmeyin, yere düşürmeyin. şeklindeki sözü şu anda ne kadar
önemlidir, bunu bir kez daha buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden
söylüyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mesut Dedeoğlu ve 21 milletvekilinin,
Kahramanmaraşın kalkınması, ülke ekonomisine katkı ve
iş istihdamı sağlanması konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1293)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kahramanmaraş ilinin kalkınması, ülke
ekonomisine daha fazla katkı ve iş istihdamı
sağlanması konusunda araştırma yapılarak,
alınması gereken önlemler arasında ikinci bir organize sanayi
bölgesi kurulması amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddesi uyarınca Meclis
araştırması açılmasını saygılarımla arz
ve talep ederim.
1)Mesut
Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
2)Tunca
Toskay (Antalya)
3)Mehmet
Şandır (Mersin)
4)Murat
Başesgioğlu (İstanbul)
5)Mustafa
Kalaycı (Konya)
6)Enver
Erdem (Elâzığ)
7)Sümer
Oral (Manisa)
8)Muharrem
Varlı (Adana)
9)S.
Nevzat Korkmaz (Isparta)
10)Ali
Halaman (Adana)
11)Seyfettin
Yılmaz (Adana)
12)Cemalettin
Şimşek (Samsun)
13)Emin
Çınar (Kastamonu)
14)Bülent
Belen (Tekirdağ)
15)Reşat
Doğru (Tokat)
16)Ali
Öz (Mersin)
17)
Mustafa Erdem (Ankara)
18)Sinan
Oğan (Iğdır)
19)Necati
Özensoy (Bursa)
20)Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
21)Münir
Kutluata (Sakarya)
22)Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri)
Gerekçe:
Kahramanmaraş'ın ekonomik yapısı,
cumhuriyetten 1980'li yıllara kadar genellikle tarım,
hayvancılık ve küçük el sanatlarına dayalı olarak
gelişmiştir. Kahramanmaraş'ta gerçek anlamda özel sektör
yatırımları 1984 yılında
başlamıştır.
Kahramanmaraş'ta 1984'ten itibaren tekstil
sektöründe iplik, dokuma, örme ve boya tesislerinin lokomotifi olan hazır
giyim sektörünün yanı sıra çelik mutfak eşya, alüminyum,
ayakkabıcılık ve bakırcılık sektörü iddialı
sektörler hâline gelmiştir.
Kahramanmaraş'ın 2011 yılı
ihracatı 750 milyon dolar, ithalatı da 1 milyar doları
bulmuştur. Yine, 2011 yılında ihracatçı firma
sayısı 197 olarak gerçekleşirken, iller arası ihracat
tutarına göre Kahramanmaraş iller arası sıralamada 19uncu
sırada yer almaktadır. Ayrıca, Kahramanmaraş
yapmış olduğu ithalat bakımından da iller
arasında 15inci sırada yer almaktadır.
Ekonomiye ve istihdama çok önemli katkılar
sağlayan bu sektörlerin daha fazla gelişimini sağlamak ve
dışa açılımını temin etmek için yeni bir organize
sanayinin mutlaka kurulması gerekmektedir.
Bugün Kahramanmaraş özel sektör
yatırımlarıyla 650 tesisiyle Türkiye'nin sayılı sanayi
merkezlerinden biri hâline gelmiştir. İlk ve ikinci 500 büyük sanayi
kuruluşu içerisinde 17 firması bulunan Kahramanmaraş sanayide
tüketilen enerji açısından 81 il içerisinde 9uncu sırada yer
almaktadır. Sanayi sektörlerinin toplam istihdamı yaklaşık
30 bin kişiyi bulmaktadır.
Kahramanmaraş'ta sanayileşme ilimizi Adana,
Gaziantep ve Kayseri'ye bağlayan kara yolları üzerinde oluşan ve
organize sanayi bölgesi statüsünde olmayan sanayi bölgelerinde
gerçekleşmiştir.
Bu bölgelerde sanayi parseli bulma imkânı neredeyse
imkânsız hâle gelmiştir. Yeni yatırım yapan şirketler
bulundukları bölgede kara yolundan genelde 250 ila 1.000 metre içeri
girmiş bulunmaktadır.
Kahramanmaraş'ta 2003 yılında aktif hâle
gelen Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesiyse bugün itibarıyla
yüzde 96 doluluk oranına ulaşmış bulunmaktadır. Bu
sebeple, ilimizde ikinci organize sanayi bölgesinin kurulması ve
hızla altyapı çalışmalarına başlanması
zorunlu hâle gelmiştir.
İkinci organize sanayi bölgesi için Kahramanmaraş
Valiliğince yapılan toplantılarda en iyi alternatifin ilimiz
Pazarcık ilçesi Tomsuklu mevkisi olduğu
değerlendirilmiştir. Bu konuda idari ve hukuki işlemlerin
başlatılması konusunda ortak kanaat oluşturularak rapor
altına alınmıştır.
Bu bölge Kahramanmaraş sanayisinin gelecekte uzun
yıllar ihtiyacını karşılayacak büyüklüğe sahip
bir alandır. Bu anlamda, ilimizin geleceğini ve sanayinin vizyonunu
düşünerek buranın organize sanayi bölgesi olarak planlanması çok
büyük önem taşımaktadır.
Bu nedenle, Kahramanmaraş'ın
kalkınması, ülke ekonomisine katkı ve iş istihdamı
sağlanması açısından ikinci bir organize sanayi bölgesi
kurulması konusunda araştırma yapılarak, gerekli önlemlerin
alınması için Anayasa'nın 98inci ve TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105inci maddesi uyarınca bir Meclis araştırması
komisyonu kurulması uygun olacaktır.
2.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 22 milletvekilinin,
İskenderun Körfezinde kurulacak termik santrallerin Akdeniz Bölgesindeki
tarım ve insan yaşamı üzerinde yaratacağı tehlikelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1294)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Tarımsal üretim açısından ülkemizin en
önemli tarım bölgesi olan Akdeniz Bölgesinde yer alan İskenderun
Körfezinde 5'i Erzin'de olmak üzere 15 termik santralin kurulması
planlanmaktadır. Bölgede henüz termik santral kurulmamasına
rağmen sanayi tesislerinin kirliliği tarımı ve çevreyi
olumsuz etkilemektedir. İskenderun Körfezinde kurulacak termik
santrallerin Akdeniz Bölgesindeki tarım ve insan yaşamı
üzerinde yaratacağı tehlikelerin tespit edilmesi ve alınacak
önlemlerin saptanması için Anayasanın 98'inci, İç Tüzük'ün 104
ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1)
Abdullah Levent Tüzel (İstanbul)
2)
Pervin Buldan (Iğdır)
3)
İdris Baluken (Bingöl)
4)
Sırrı Sakık (Muş)
5)
Murat Bozlak (Adana)
6)
Halil Aksoy (Ağrı)
7)
Ayla Akat Ata (Batman)
8)
Hasip Kaplan (Şırnak)
9)
Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
10)
Emine Ayna (Diyarbakır)
11)
Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12)
Altan Tan (Diyarbakır)
13)
Adil Zozani (Hakkâri)
14)
Esat Canan (Hakkâri)
15)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16)
Sebahat Tuncel (İstanbul)
17)
Mülkiye Birtane (Kars)
18)
Erol Dora (Mardin)
19)
Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
20)
Demir Çelik (Muş)
21)
İbrahim Binici (Şanlıurfa)
22)
Nazmi Gür (Van)
23)
Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Toprak, tarım sektörü için önemli bir üretim faktörü
olduğu kadar sanayi ve kentleşme için de aynı derecede önem
taşımaktadır. Türkiye'de tarımsal üretime uygun birinci
sınıf verimli tarım toprakları gittikçe artan bir ölçüde
konut, sanayi ve kamu yatırımları gibi tarım
dışı alanlara kaymaktadır. Nitekim, Çukurova, Mersin ve
Tarsus yöresindeki birinci sınıf tarım toprakları ile
başka birçok verimli ova ve tarımsal alanlar tarım
dışı amaçlar için kullanıldıklarından, bir daha
tarımsal üretimde kullanılamayacak şekilde elden
çıkarılmış bulunmaktadır.
Birinci sınıf tarım
topraklarının amaç dışı kullanımının
önlenebilmesi için, öncelikli olarak "Dün patates büyüyen tarlalarda bugün
fabrikalar kuruyoruz." diyen zihniyetin değişmesi gerekmektedir.
Ayrıca, çevre dostu, sürdürülebilir bir tarımsal üretimin gerçekleştirilebilmesi
için öncelikli olarak ülkemizin gerçeklerine uygun, doğru tarım
politikalarının uygulanması gerekmektedir.
Tarımsal üretim açısından ülkemizin en
önemli bölgesi olan Akdeniz Bölgesinde yer alan İskenderun Körfezi, son
dönemde kurulması planlanan termik santrallerle sıkça gündeme
gelmektedir. Bu planlamada tarım sektörünün tümden yok
sayıldığı görülmektedir. Çünkü Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi,
yaklaşık 3,8 milyon tonluk meyve üretimiyle ülkemizin en fazla meyve
üretilen bölgesi konumundadır ve yıllara göre değişmekle
birlikte Türkiye meyve üretiminin yaklaşık yüzde 28'i bu bölgede
gerçekleşmektedir. Öte yandan, Akdeniz Bölgesi, ülkemizde örtü altı
meyve ve sebze üretiminin en yoğun yapıldığı ve ilk
turfanda meyve ve sebze üretiminin ana merkezi konumunda bulunan bir bölgedir.
Ülkemizin önemli ihraç ürünlerinden olan narenciyenin de en fazla
üretildiği bölge Akdeniz Bölgesidir.
Oysa termik santrallerin kurulduğu bir bölgede
sürdürülebilir tarım yapmak olanaksızlaşmaktadır. Termik
santraller yarattıkları kirlilikle çevresinde bulunan tarım
arazilerini ve bitki örtüsünü olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle termik
santrallerin bacalarından kontrolsüz olarak açığa çıkan gaz
ve partiküller çok uzak mesafelere dahi taşınarak bitkiler ve
topraklar üzerinde birikmektedir.
Söz konusu bölge, Osmaniye Organize Sanayi Bölgesinin
yakınlarında yer almakta olup zaten mevcut durumu ile risk
altındadır. Ağır metal ve radyoaktivite ile
bulaşmış suyu sulamada kullanmak, başta bitkiler olmak
üzere, insan yaşamını olumsuz yönde etkileyecektir. Bölgede
henüz termik santral kurulmamasına rağmen sanayi tesislerinin
kirliliği nedeniyle meyve ağaçlarının taç örtüsü
dışında kalan sürgünlerdeki meyvelerde çürümeler
saptanmıştır.
Söz konusu çürüme ve bozulmaların asit yağmurları
sonucunda gerçekleşmiş olduğu konusunda uzman görüşleri
bulunmaktadır. Yumurtalıkta bulunan Sugözü Termik Santralinin
etrafında yer alan köylerde yetiştirilen hayvanların kan ve süt
ürünlerinde kurşun miktarı normalden daha yüksek bulunmuştur. Bu
durum hayvanların beslendiği bitki örtüsünde, toprakta veya suda
kurşun miktarının normalden daha fazla olabileceği
kanısını güçlendirmektedir.
Bütün yönleriyle değerlendirildiğinde, termik
santraller ile sürdürülebilir tarımın yan yana duramayacak iki olgu
olduğu söylenebilir. Eğer mevcut süreç planlandığı
gibi işlerse Hatay'ın Samandağ kıyılarından
başlayarak Adana, Tarsus ve Mersin kıyılarına kadar uzanan
geniş bir alanda tarımsal üretimin ciddi anlamda ve ülke ekonomisini
de etkileyecek düzeyde zarar görmesi ve hatta tamamen çölleşmesi
kaçınılmaz olacaktır.
Öte yandan, Erzin'e yapılacak doğal gaz termik
santraline ilişkin ÇED iptali davasında bilirkişi raporunda da
Erzin'e kurulacak diğer termik santrallerin ve yöredeki diğer
kirleticilerin kümülatif etkisi dikkate alınmalı. tezi
bilirkişilerce haklı bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Akdeniz Bölgesi'nde, tarımı ve
bütün bu güzellikleri yok etme potansiyeli bulunan termik santrallerin
kurulması çalışmalarının ÇED raporu iptal
davasına rağmen neden devam ettiğinin, bölgede
yaratacağı tehlikelerin ve alınacak önlemlerin tespit edilmesi
için Meclis araştırması komisyonu kurulması Meclis denetim
çalışmaları bakımından önemlidir.
3.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 22 milletvekilinin, zorunlu
askerlik görevini yürütürken gerçekleşen şüpheli asker ölümlerinin
nedenlerinin ve devletin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1295)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır.
Ancak son dönemde asker intiharları denilerek geçiştirilen asker
ölümleri vahim boyutlara ulaşmış durumdadır. Evrensel insan
hakları çerçevesinde, yaşam hakkının yasanın koruması
altında olması ilkesinden hareketle, zorunlu askerlik görevini
yürütürken gerçekleşen şüpheli asker ölümlerinin nedenlerinin ve
devletin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin tespit edilmesi ve
alınacak önlemlerin saptanması için Anayasanın 98'inci, İç
Tüzük 'ün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasını arz ederim.
1) Abdullah Levent Tüzel (İstanbul)
2) İdris Baluken (Bingöl)
3) Sırrı Sakık (Muş)
4) Murat Bozlak (Adana)
5) Halil Aksoy (Ağrı)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Hasip Kaplan (Şırnak)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Adil Zozani (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel
(İstanbul)
16) Mülkiye
Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul
Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
23) Pervin Buldan (Iğdır)
Gerekçe:
Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır.
Bundan altmış dört yıl önce, 10 Aralık 1948 tarihinde kabul
edilmiş olan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları
Evrensel Bildirisinde yaşam hakkı "Herkesin yaşam
hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı
vardır." şeklinde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinde ise "Herkesin yaşam hakkı
yasanın koruması altındadır." denilmektedir.
Devletlerin insan haklarına saygı
yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülük, yaşam hakkı söz
konusu olduğunda öncelikle devletlerin kendilerinin yaşam
hakkını ihlal etmemesi (öldürmemesi) şeklinde kendisini
gösterir. Saygı yükümlülüğü pozitif bir yükümlülük olarak, üçüncü
şahısların yaşam hakkını ihlal etmemesi için
önlem alması; ihlal edenler olduğunda soruşturma ve
kovuşturmaya başvurması ve yaptırım uygulaması,
yaşam hakkını ihlal edenler kamu görevlisi de olsa etkin hukuk
yollarının tanınması biçiminde kendisini gösterir.
Kısaca, herkesin yaşam hakkı, kişi özgürlüğü ve
güvenliğine hakkı vardır. Yine, herkesin yaşam hakkı
yasanın koruması altında olmalıdır.
Türkiye'de ölüm cezaları 2002 yılında
kaldırılmıştır, ancak Türkiye'nin temel sorunu olan
insan hakları ve demokrasi sorunu hâlâ varlığını
sürdürmektedir. İnsan hakları ihlallerinin başında
yaşam hakkı ihlali gelmektedir. Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün
yol açtığı çatışmalı ortam nedeniyle her
yaştan ve milliyetten insan, bu savaşta 30 binin üzerinde insan
yaşamını yitirmiştir.
Yine, son dönemde asker intiharları denilerek
geçiştirilen asker ölümleri vahim boyutlara ulaşmış
durumdadır. Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın 27
Nisan 2012 tarihinde, Malatya Milletvekili Veli Ağababa'nın bir soru
önergesine verdiği cevaba göre, son on yılda (2002-2012) 934 asker
intihar etmiştir.
Cumhuriyet gazetesinde çıkan 15 Mayıs 2012
tarihli haberde ise Bakan Yılmaz tarafından 1990'dan bu yana yirmi
iki yılda 2.221 kişinin intihar ettiği, 1.602 kişinin de
kendisini askere elverişsiz hâle getirmeye çalışırken silah
kazası veya askerî araç kazası ya da yılan sokması,
yıldırım düşmesi, elektrik çarpması ya da düşme
sonucu hayatını kaybettiği belirtilmektedir.
MAZLUMDER'in yaptığı açıklamaya göre,
2012 yılında askerde intihar ettiği açıklanan 42 askerin
39'u Kürt'tür. Bu sayı Türkiye'deki zorunlu askerlik
uygulamasının ve süregelen çatışmalı ortamın
yarattığı sorunların boyutlarını göstermektedir.
Askere gönderilen gençlerin en güvende olması gerektiği askerî
kurumların içerisinde cinayete kurban gitmelerine rağmen bu cinayetlerin
yeterince soruşturulmadığı kanaati yaygındır.
MAZLUMDER'in raporunda Oktay Can, Aydın Dere, Mazlum
Karabulut vakaları ele alınmakta ve ailelerinin adalet için
gittikleri yargı makamlarınca ikinci kez mağdur edildikleri
belirtilmektedir. Devletin kurumlarının raporlarıyla cinayete
kurban gittikleri ispat edilen bu askerlerin aileleri Türkiye Cumhuriyeti
makamlarından bulamadıkları adaleti şimdi AİHM'e
başvurarak aramakta kararlılar. denilmektedir. Söz konusu
vakaların hepsinin askerî alanda gerçekleştiği, çeşitli
senaryolarla intihar olarak ailelerine bildirildiği, hiçbirinin failinin
bulunmadığı, son bir yılda intihar ettiği söylenen 42
askerden 1inin Ermeni, 2sinin Türk, geriye kalan 39 kişinin ise Kürt
kökenli olduğu, bu vakalar intihar olarak kabul edilse dahi, bunun
sebeplerinin araştırılması gerektiği ifade
edilmektedir.
Asker Hakları İnisiyatifi adına TBMM
İnsan Hakları Komisyonuna başvuran Doçent Doktor Tolga
İslam, asker haklarının İnternet sitesine bir yılda
tüm illerden 432 başvuru aldıklarını belirterek kötü
muamelenin intihar, kalıcı fiziksel hasarlar ve akıl
sağlığını yitirme gibi sonuçlara yol
açtığını, sadece 2012 yılında 43 intihar
vakası olduğunu, bu meselede Meclisin daha kuvvetli bir irade
göstermesi gerektiğini ifade etmektedir.
Evrensel insan hakları çerçevesinde, yaşam
hakkının yasanın koruması altında olması
ilkesinden hareketle, zorunlu askerlik görevini yürütürken gerçekleşen
şüpheli asker ölümlerinin nedenlerinin ve devletin yükümlülüklerini yerine
getirip getirmediğinin tespit edilmesi ve askerde ölümlerin önlenmesi için
alınacak önlemlerin belirlenmesi bakımından Meclis
araştırma komisyonu kurulması denetim çalışmaları
bakımından çok önem taşımaktadır.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Buyurunuz Sayın Gök, sisteme girmişsiniz.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Milliyetçi
Hareket Partisinin Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeşin
18inci ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Milliyetçi Hareket Partisi kurucu Genel Başkanı
Alparslan Türkeşin vefatının yıl dönümünde Milliyetçi
Hareket Partisi camiasının Alparslan Türkeşin kaybından
dolayı duyduğu üzüntüyü anladığımızı ve onların
bu özel gününde de kendilerine tekrar başsağlığı
dileklerimizi ifade ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Gök.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve daha sonra oylarınıza
sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve arkadaşları tarafından, son günlerde Irak ve
Doğu Türkistan Türklerine karşı artan saldırılar ve
katliamların araştırılarak Hükûmetin gereken tedbirleri
alması amacıyla 1/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2015 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/4/2015 Cumartesi günü (bugün)
toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin
İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Yusuf
Halaçoğlu
Kayseri
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
1 Temmuz 2013 tarih ve 15841 sayıyla TBMM
Başkanlığına Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve
arkadaşlarının Son günlerde Irak Türkleri ve Doğu
Türkistan Türklerine karşı saldırılar artmış ve
katliamlar olmuştur. Bu konuların araştırılarak,
Hükûmetin gereken tedbirleri alması amacıyla" vermiş
olduğu Meclis araştırması açılması önergesinin
4/4/2015 Cumartesi günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin
bugünkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Sayın Doğruyu
çağırmadan önce bir dakika
Sayın Bostancı sisteme girmiş, ona da bir
söz vereyim müsaade ederseniz.
Buyunuz Sayın Bostancı.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı merhum Alparslan
Türkeşin 18inci ölüm yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin rahmetli Genel
Başkanı Alparslan Türkeşin vefatının 18inci
yılı. Kendisine bir kez daha bu vesileyle rahmet diliyorum.
Milliyetçilik, Türkiyenin modernleşme tarihinde
önemli çizgilerden biridir; hem entelektüel hayatımızda hem de siyasi
hayatımızda, toplumun modernleşmesinde, geleceğine
ilişkin tasavvurların oluşmasında önemli roller
üstlenmiş siyasi ve entelektüel bir hareket olarak yer
almıştır.
Rahmetli Türkeş yakın tarihimizin
muhataralı süreçlerinde milliyetçiliği siyasi olarak temsil eden,
bunu da Türkiyenin birliği, dirliği istikametinde en zorlu
zamanlarda dahi telaffuz eden bir liderdi. Elbette geleceğe ilişkin
Türkiyenin siyasetine baktığımızda farklı siyasi
ekoller var, farklı yaklaşımlar var, aralarında rekabet,
çatışma, tartışmalar var ama millet, geçmişteki
figürlere, geçmişteki insanlara karşı ortak bir hatıra ve
kadirşinaslık içerisinde davranan bir kolektif bilince sahip olan
varlıktır. Biz de bu manada artık tarihe intikal etmiş olan
böylesine önemli roller üstlenmiş kişilere karşı
onları milletin ortak değerleri olarak görmek durumundayız,
ortak hatıralarımız olarak görmek durumundayız. Nur içinde
yatmasını diliyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bostancı.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve
arkadaşları tarafından, son günlerde Irak ve Doğu Türkistan
Türklerine karşı artan saldırılar ve katliamların
araştırılarak Hükûmetin gereken tedbirleri alması
amacıyla 1/7/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2015 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin
lehinde Tokat Milletvekili Reşat Doğru.
Buyurunuz Sayın Doğru. (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Tabii, 1/7/2013 tarihinde vermiş olduğumuz
-yaklaşık olarak bir buçuk yıl önceki- Meclis
araştırma önergesiyle ilgili söz almış bulunuyoruz, neyse
ki yine de Meclisin son konuşmalarından birisi olarak burada
yapacağız.
Tabii, bizim önergeyi verdiğimiz zamanki Türk
dünyası, Irak Türkleri, Doğu Türkistan Türkleriyle ilgili tablonun
daha ağır bir durumuyla şu anda karşı
karşıyayız. Yüce Türk devletine yapılan
saldırıların her geçen gün artarak devam etmekte olduğunu
da söylemek istiyorum.
Sözlerimin başında, 18inci ölüm yıl
dönümünü andığımız büyük lider, dünya Türklüğünün
Başbuğu, Türk dünyasının Başbuğu Alparslan
Türkeşi rahmetle, minnetle, şükranla ve hasretle anıyorum, ruhu
şad olsun diyorum. O yüce insan yüce Türk milletine, Türk gençliğine
çok büyük hizmetler yapmış, çok önemli görevler yapmış,
gençliğin yetişmesinde, bilinçlenmesinde çok büyük emekleri geçmiş
olan birisidir, mekânı cennet olsun diyorum.
Özellikle onun söylemiş olduğu Hepiniz birer
Türk Bayrağısınız, bayrağı lekelemeyin,
kirletmeyin, yere düşürmeyin. sözü çok önemlidir. Şu an
itibarıyla da Türkiye Cumhuriyetinde belki de en önemli sözün bu
olduğunu düşünüyorum. Ayrıca rahmetli Başbuğumuzun
Ülkü ocaklarını ve Milliyetçi Hareket Partisini Türk milletine
emanet ediyorum. sözünü de buradan bir kez daha söylemek isterim yani Türk
milletine çok önemli bir emanet de rahmetli Başbuğumuz tarafından
verilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, tabii, son günlerde
Türk dünyası deyince Irak Türklerine, Suriye Türklerine, Doğu
Türkistan Türklerine karşı saldırıların
artmış olduğunu, katliamların yapılmaya da devam
etmekte olduğunu da söylemek durumundayız. 25 Haziran 2013 günü yani
benim de bu önergeyi vermiş olduğum günlerde Selahattin kenti
Tuzhurmatu ilçesinde haince terör saldırısı sonucu Irak Türkmen
Cephesi Başkan Yardımcısı Sayın Ali Haşim Muhtaroğlu
ile Selahattin kenti Vali Yardımcısı Ahmet Koca başta olmak
üzere çok sayıda kardeşimiz hain bir saldırıya maruz
kalmış ve hayatlarını kaybetmişti. O günden itibaren
de Irak Türklerine karşı hür dünyanın gözü önünde çok
ağır saldırılar, planlı yok etmeler devam etmektedir.
Irakın ABD ve koalisyon güçlerince işgali sonucu Türklere çok büyük
kayıplar verdirilmiştir. ABD destekli peşmergeler Irak
Türklerine her yerde saldırmış, Kerkük başta olmak üzere
birçok şehirde demografik yapıyı değiştirip zorla
Türkmenler göçe zorlanmışlardır.
Son yıllarda Suriye
Türkleri de ağır saldırılara maruz kalmış, yine
kaybedenler sınıfında yer almışlardır.
Saldırılar sonucu birçok kardeşimiz canını
kaybetmiş, yaralanmış; Irak'ı, Suriye'yi terk etmek
mecburiyetinde kalmışlardır.
Son zamanlarda özellikle iş ve güç sahibi olan Türklere
karşı saldırıların da tekrar artmakta olduğunu da
görüyoruz. Doktorundan mühendisine kadar bir çok kardeşimiz
kaçırılmakta, fidye istenmekte yahut da öldürülmektedir. Türkmen
kanını akıtmakla görevli saldırganlar katliam üstüne
katliam yapmaktadırlar. Suriye ve Irak'ta canlı bombalar, suikast
görevlileri, teröristler, kiralık katiller hiç ara vermeden ölüm
saçmaktadırlar. Türkmen kimliği, Türkmen varlığı,
Türkmen eserleri, Türkmen şuuru kanlı emellerin hedefidir. Türkmenler
zorla göçe tabi tutulmakta, baskılar giderek artmaktadır.
Ayrıca Türklere yapılan saldırılardan
Doğu Türkistan da, orada yaşayan Türkmen kardeşlerimiz de
payını almaktadır. 21inci yüzyılda Doğu Türkistan'da
zalimane bir baskısıyla saldırılar ve katliamlar devam
etmektedir. Avrupa ve Amerika başta olmak üzere bütün dünyanın
şiddet uygulanan vahşeti görmesi ve yakın takibe alması
gerekirken, maalesef bunların hepsi bir kenara konmuştur. Bugün
dünyadaki en ağır kâbus Doğu Türkistan'da
yaşanmaktadır. Son günlerde Uygur bölgesinde saldırılar ve
katliamlar artmıştır. Onlarca, yüzlerce kardeşimiz hunharca
saldırılar neticesinde öldürülmektedir.
Dünyada hukukun, adaletin, kanunun
olmadığı ülkelerin başında Çin gelmektedir. Çin'de ne
hâkim ne savcı ne polis Doğu Türkistan'da kardeşlerimize
uygulanan zulümlere karşı hiçbir şey yapmamaktadır. Çin'de
30 milyona yakın Türk'ün akıbetinin ne olduğu bilinmemektedir.
Hapishanelerde, karakollarda zalimane işkencelere devam edilmektedir.
Akıl hastanelerine binlerce Uygur Türk'ü sevk edilmiş olup, Doğu
Türkistan'da on binlerce kişi yargısız şekilde infaz
edilmektedir.
Yine, Doğu Türkistan ve Irak'ta, Suriye'de
yaşanan olaylar ve zulüm, dünyanın en önemli olaylarının
başında gelmelidir.
İşte bütün bunlar göz önüne alınınca
Türkiyenin kardeşlerimize sahip çıkması gerekir. Ancak, AKP
Hükûmeti maalesef, Irak, Doğu Türkistan, Suriye, Ahıska,
Karabağdaki Türk kardeşlerimize tam olarak sahip
çıktığını söyleyemez. Bu da işin doğru
olmadığını göstermektedir.
Başbakan ve Hükûmet yetkilileri Kandildeki teröristlerle,
İmralı'daki cani ve yandaşlarıyla, Barzaniyle
görüşmüşlerdir. Neredeyse beş altı seneden beri Türkmen
temsilcileriyle maalesef ciddi manada görüşülmemiştir, onlar
dinlenmemiştir. Türkmenlerin kaderi peşmergelerin ve PKK'nın
eline, insafına terk edilmiş durumdadır. Yani Türkmenlerin etnik
temizliğe tutulup yok edilmesi, baskı ve dayatmalara maruz
kalması ne Hükûmeti ne diğer yetkilileri pek fazla
ilgilendirmemektedir. Bu, Türkmenlere yapılan çok büyük yanlış
ve haksızlıktır.
Ancak Türkmenler çok sabırlı olsalar da
artık güçleri, takatleri kalmamıştır. Türkmen
kardeşlerimiz kasıtlı olarak yalnızlığa
itilmekte, izole edilmekte ve canevlerinden vurulmaktadır.
Tuzhurmatu'da Türkmen liderlere yapılan
saldırılar ne ilk ne de sondur. Ancak Kerkük, Bağdat, Lazkiye,
Musul, Telafer, Tuzhurmatu diken üstündedir. Güvensizlik, karmaşa,
belirsizlik almış başını gitmektedir. Türkler
şaşkın, ne yapacağını bilmemektedir.
Doğu Türkistan'da Uygur Türkleri de kan
ağlamaktadır. Hükûmet, PKK'ya, Barzani'ye, Talabani'ye kucak açarken
neden Doğu Türkistan lideri Rabia Kadir Hanımefendiye sahip
çıkmamaktadır. Rabia Kadir, dünyanın kabul ettiği bir lider
ve kahramandır. Doğu Türkistan Türklerinin haklı
davasını dünyanın her tarafında her türlü
imkânsızlıklara rağmen yılmadan yiğitçe
anlatmaktadır. Rabia Kadir Hanımefendi, mutlaka sahip
çıkılması gereken bir insandır, ülkemize davet edilmelidir
ve sahiplenilmelidir.
Doğu Türkistan'da devlet eliyle ırk
ayrımcılığı yapılmaktadır. Doğum
yasağı, mecburi kürtaj, kısırlaştırma politikalarıyla
soykırım yapılmaktadır. Bölgede uyuşturucu
kullanımı, madde bağımlılığı özellikle
Türk gençleri üzerinde, Türk nüfusunun yoğun olduğu yerlerde
teşvik edilmektedir. Nükleer denemeler Türk yurtlarında
yapılarak, kalıtımla geçebilen çok ciddi sağlık
sorunları ortaya çıkartılmaktadır. Türk bölgesine
planlı şekilde Çinli getirilip yerleştirilmektedir. Doğu
Türkistan bölgesinde bulunan 171 çeşit maden ve doğal gaz
kaynaklarına sahip olunmaya çalışılmaktadır. 30
milyonluk Türk insanı, 1,5 milyarlık Çin nüfusunun
baskısını yoğun şekilde yaşamaktadır. Çin
Hükûmeti, insanlarımızı yok etmek için her türlü
gaddarlığı ve oyunu sergilemektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları
Komisyonu olarak bölgeyi ziyaret edip durumu görmek için
yaptığımız birçok müracaat Çin Hükûmeti tarafından
maalesef kabul edilmemiştir. Bu da gösteriyor ki durum görüldüğünden
daha da vahimdir ve acil olarak müdahale edilmesi gereken bir ortam
vardır. İnsanlarımız öldürülmektedir, haksız yere idam
edilmektedir, tutuklanmaktadır, sürgüne gönderilmektedir. Bütün bunlar da
sözüm ona hür dünyanın, dünya STKlarının maalesef gözleri
önünde olmaktadır. Çin zulmüne karşı, başta bizim
Hükûmetimiz olmak üzere dünya sessiz bir şekilde seyretmekte ve sessiz
kalmaya devam etmektedir. Ancak o insanlar bizim kardeşlerimizdir. Sivil
toplum kuruluşları başta olmak üzere, Hükûmet onların her
türlü konusunu mutlaka sahiplenmeliydi; haklı isteklerini dünyanın
her tarafına taşımalı, toplumlardan tepki ortaya
çıkarmalıdır. Ancak, bunların hiçbirisi ya hiç
yapılmamıştır ya da çok az yapılmıştır,
yetersiz olmuştur. Hâlbuki, Türkiyenin güvenliği
Kıbrıstan, Kerkükten, Şamdan, Ahıskadan,
Karabağdan geçmektedir. İşte, bütün bunların
araştırılarak gerekli önlemlerin alınması
gerekmektedir. AKP Hükûmeti ve Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu,
Irak Merkezî Hükûmeti ile Barzaninin değil, Türkmen kardeşlerimizin
haklı davalarını görüşerek savunmalı, konuyu
uluslararası kuruluşlara götürmelidir. Sivil toplum
kuruluşları, mutlaka, hem Türkiyemizde hem de dünyanın her
tarafında konuya sahip çıkmalıdır. Yüce Türk devleti,
Kerkükte, Ahıskada, Doğu Türkistanda, Kıbrısta,
Karabağda, Şuşada olmalı, oraları yakinen takip
etmelidir.
Türkiye Türkleri olarak biz Türk milliyetçileri,
Milliyetçi Hareket Partililer olarak soydaşlarımızın
yanında olup Türklere yapılan bütün saldırıları
lanetlemekteyiz. Tuzhurmatu Türktür, Kerkük Türktür; Türkmenlik
bayraktır, vatandır, sevdadır. Dünya Türklüğü her zaman bizim
sevdamız olarak da kalacaktır, kimse bunu
değiştiremeyecektir. Kardeşlerimize yapılan zulümleri,
hainlikleri yakinen biliyor ve takip ediyoruz, Türk milliyetçileri olarak
onların yanındayız, onlarla beraberiz, mutlaka çekilen
acıların hesabını da bir gün soracağız.
Yüce Türk milleti, titre
ve kendine dön, vatanına, toprağına, milletine,
bayrağına, diline, inancına sahip çık diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
REŞAT DOĞRU (Devamla) Yukarıda
anlattığım nedenler göz önüne alınarak Türkiye Büyük Millet
Meclisinde araştırma açılmasını istemiştik ancak
Meclisin de sonu gelmiştir. Ben bu vesileyle tekrar yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, size de çok teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Aleyhinde Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Ben de merhum Alparslan Türkeşi ölümünün 18inci
yılında rahmetle anıyor, ruhu şad olsun diyorum.
Milliyetçi Hareket Partisine ve Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğruya da teşekkür ediyorum hem
konuşmasından hem de bu konuda grup önerisi verdiğinden
dolayı. Biz de AK PARTİ ve Hükûmet olarak, Türkmen soydaşlarımızın
Iraktaki bekası ve huzurunun Türkiyenin dış politika
önceliklerinden biri olduğunu, Türkiyenin Türkmen davasına
verdiği desteğin her zaman güçlü olduğunu belirtiyoruz.
Türkmenlerin güvenliği bizim için öncelikli bir
konudur. Bu çerçevede öncelikli hedefimiz, Türkmenlere ve Türkmeneli bölgesine
büyük zarar veren DEAŞ tehdidiyle mücadeledir. Türkmen
soydaşlarımızın güvenliği düzenli olarak ilgili
kurumlarımızın katılımıyla yapılan
toplantılarda yer almakta, başta öz savunma ihtiyaçları
hakkında olmak üzere her konuda adımlar atmaktayız, Irak makamları
ve uluslararası platformda bunları dile getirmekteyiz. Türkmen
kardeşlerimizin Iraktaki mevcudiyetleri ve güvenlik ve
refahlarının sağlanması için gerekli desteği
geçmişte olduğu gibi bundan sonra da sağlamaya devam
edeceğiz.
Türkiye Kerkükün statüsü konusunda tartışma ve
gelişmeleri de yakından takip etmektedir. Kerkükün nihai statüsüne
ilişkin çözümün, başta Türkmen kardeşlerimiz olmak üzere tüm
Kerküklülerin çıkar ve beklentilerini karşılayacak bir
uzlaşıya dayanması gerektiğine inanıyoruz. Kerküke
yönelik bir oldubittiye seyirci kalmayacağız. Irakın küçük bir
modeli olan Kerkükün etnik ve dinî çeşitliliğinin özenle
korunması için gerekli gayreti gösteriyoruz. Irak Türkmenlerini Irak ve
Türkiye arasındaki ilişkilerde bir dostluk köprüsü olarak görüyoruz.
Irakın selamet, istikrar ve refahını her zaman için savunagelen
ülkemiz, bu ülkedeki Türkmen varlığının da yegâne garantörü
olmayı sürdürecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
diğer yandan, Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yaşayan soydaşlarımızla
ilgili gelişmeler Hükûmetimiz tarafından titizlikle ve çok
yakından takip edilmektedir. Uygur soydaşlarımızla tarihî
ve kültürel bağlarımızın yanı sıra, ülkemizde Uygur
kökenli çok sayıda vatandaşımızın da
yaşaması kamuoyumuzun, dolayısıyla Hükûmetimizin
hassasiyetini daha da artırmaktadır. Öte yandan, meselenin
Türkiye-Çin ilişkileri boyutu da keza Uygur
soydaşlarımızın selameti bakımından
tarafımızca ciddiyetle ele alınmakta, zira Çinle bozulacak
ilişkilerimizin Uygur soydaşların selameti bakımından
da doğrudan olumsuz etkilerinin olacağı göz önünde
bulundurulmalıdır. Çin makamlarıyla temaslarımızda,
ülkeden kaçışlara yol açan gerekçelerin ortadan
kaldırılması için ihtiyaç duyulan her türlü tedbirin
alınması noktasında iş birliğine hazır olduğumuzu
da her vesileyle dile getirmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
soydaşlarımızın yaşam seviyelerinin yükseltilmesi,
refahlarının artırılması, Sincan bölgesinin
kalkınması amacıyla Türkiye olarak ticaret merkezi
tarafımızdan kuruldu, iş adamlarımızı da bu
tarafa yönlendirme çalışmalarına devam edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
demin de söylediğim üzere Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisini
şahsen destekliyorum, Tokat Milletvekilimizin açıklamalarına da
aynen iştirak ettiğimi belirtiyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Can.
Önerinin lehinde,
Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan.
Buyurunuz
Sayın Kaplan. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET HİLAL
KAPLAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu grup
önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Belki de bu dönem
son konuşmam. Öncelikle, Sayın Mumcu, Meclis Başkan Vekili
olarak bu Mecliste dönem dönem yaşanan sıkıntılarda
göstermiş olduğunuz hoşgörü, sakin ve iyi bir idare
yönetiminizden dolayı şahsım ve grubum adına
teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği Türkmenlerle ilgili
grup önerisinde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak 10 Kasım 2014 tarihinde
Kerküke Türkmen soydaşlarımıza yaptığımız
ziyaretlerle ilgili bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Son yıllarda,
özellikle Orta Doğu coğrafyasında -hem Suriyede hem Irakta hem
de Doğu Türkistanda- yaşayan soydaşlarımıza
karşı büyük eziyetin, büyük sıkıntının
yaşandığı bir gerçektir; özellikle Irakta sistemli olarak
asimile edilmek, yok edilmek istendiği çok net olarak gözükmektedir.
Oraya
vardığımızda, Irak Türkmen Cephesi Lideri Erşat Salihi
bize hem Türkmenlerin konukseverliğini hem de yaşadığı
sıkıntıyı çok net olarak gösterdi. Kendi ifadesiyle, diyor
ki: Biz 2003 yılından itibaren -tesadüftür, Hükûmetinizin iktidara
geldiği döneme denk düşüyor- ne yazık ki Türkiyeden yeteri
kadar destek alamadık. Özellikle, önce Saddam tarafından sonra da
IŞİD denen vahşi bir örgüt tarafından âdeta yok edildik.
Saddam döneminde sürüldük, baskı altına alındık. Hatta o
dönem, Araplaştırma politikası nedeniyle Kürtler de bizim gibi
bir baskı içerisinde oldu. O bölgede Türkmenlerin
yaşadığı Telafer, Tuzhurmatu, Amirli gibi yerleri ne
yazık ki son IŞİD saldırılarıyla terk etmek
zorunda kaldık.
Eskiden beri,
Kerkük Türkmeneli olarak bilinirdi. Nüfusunun yaklaşık
yarısı Türkmendi. Ama son dönemdeki IŞİD
saldırılarından sonra Türkmenler özellikle demin
bahsettiğim yerlerden buraya göç etmelerine rağmen, kalan Türkmen
nüfusu ne yazık ki üçte 1 -yani 1 milyon 800 bin nüfusun
yaklaşık 400 bini civarında Türkmen soydaşımız
var- ve temsil edilme noktaları da ne yazık ki
ötekileştirilmiş. Türkmen Meclisinde 41 milletvekilinin içerisinde 26
tanesi Kürt, 9 tanesi Türkmen.
Şimdi, nedeni
şu
Sayın Salihinin açıklaması, oradaki temsilcilerin
açıklaması, ki hakikaten gördüğünüzde yüreğiniz
sızlıyor: Bizim hem Saddam tarafından hem IŞİD
tarafından hem dönem dönem burayı idare eden peşmerge ve Kürtler
tarafından ötekileştirilme, hor görülme nedenimizin tek nedeni
Türkiye Cumhuriyeti devletinin bize sahip çıkmaması,
soydaşlarımızın bizim yanımızda olduğu
hissini vermemesi.
Biz oraya
gittiğimizde bir kampı ziyaret ettik. O kamp büyük
sıkıntılarla kurulmuş bir kamptı. Bir Türkmen
vatandaşının toprakları üzerinde -yanılmıyorsam
bizim AFAD ve TİKA tarafından- bir çadır kent kurulmuş. O
çadır kentte elektrik yok, temizlik yok, tuvalet yok, banyo yapma
olanağı yok. Çocukların üstü başı perişan. O
kısmı anlatmıyorum. Hakikaten yürekleri parçalıyor. Savaşların
olduğu, sıkıntıların olduğu dönemlerde bunlar
olur mu? Bunlar olur. Ama asıl üzücü taraf şu: Asıl üzücü taraf,
kimsenin sahip çıkmaması noktasında bizim yalnız kalmamız.
Diyorlar ki: Cumhuriyet Halk Partisinin heyetinin buraya gelmesi, özellikle 7
milletvekiliyle buraya gelmesi ve bu bölgede can güvenliği olmamasına
rağmen buraya gelmesi bize bir şey verdi.
Yaptığınız yardımların elbette önemi var,
yapmış olduğunuz katkıların elbette önemi var ama
bizim yanımızda Türkiye Cumhuriyeti devletinin muhalefetiyle,
iktidarıyla bir duruş göstermesinin algısı bizim için daha
önemli. Bu algı şimdiye kadar ne yazık ki Hükûmetiniz
tarafından oluşturulamadı ve gün geçtikçe gerek Suriyede gerek
Irakta bölgede yaşayan Türkmenler üzerinde baskı devam ediyor, ötekileştirme
devam ediyor, asimile devam ediyor.
Bir örnek vereceğim: Ziyaret ettiğimiz kampta
602 tane Türkmen yurttaşımız yaşıyordu,
barınıyordu, 40ı bebek. Çadırları gezmeye
başladık, hekim olmamız nedeniyle, çoğunluğumuz da
hekimdi, o ziyaret esnasında ulaşmaya çalıştık. Büyük
bir kısmı Türkmence konuşmuyor, Türkçe konuşmuyor, Arapça
konuşuyor. Bunun üzerine yetkililere sorduk: Neden bu
arkadaşların büyük bir kısmı Arapça konuşuyor?
Dediler ki: Saddam döneminde bizim yaşadığımız
bölgelerde Türkmence ve Türkçe konuşmak yasaklandı. Biz de kendi
varlığımızı devam ettirmek için asimile olduk,
bunların dilini kullana kullana bu noktaya geldik.
Şimdi, size vurgulamak istediğim nokta şu:
Eğer biz sadece bunlar bizim soydaşımız deyip sahip
çıkmazsak, onları yalnızlaştırırsak, gerek
uluslararası görüşmelerde gerek barış
anlaşmalarında gerek idari yönetimlerin temsili noktasında
yanlarında olduğumuz hissini vermez isek bundan sonra Türkmenlerin o
bölgede var olma şansı kalmayacaktır. Ben Hükûmet yetkililerinin
bundan sonra Irakta, Suriyede ve diğer ülkelerde yaşamış
ve yaşamakta bulunan Türkmen soydaşlarımıza sözde
değil, gerçekte sahip çıkarak varlıklarını hissettirme
noktasında yardımcı olmalarını bekliyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu grup
önerisini desteklediğimizi ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP, AK PARTİ, MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Kaplan.
Aleyhinde Mardin Milletvekili Erol Dora.
Buyurunuz Sayın Dora.
EROL DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de konuşmama başlamadan önce, Sayın
Başkanın bu dört sene çerçevesinde Meclisin yönetiminde bütün siyasi
partilere eşit bir şekilde, demokratik ölçüler çerçevesinde
davranmış olduğundan dolayı öncelikle kendisini bu
nezaketinden dolayı tebrik ediyorum. Gelecek dönemde de kendisini o
makamda görmek istediğimi ifade etmek istiyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin Irak Türkleri ve Doğu
Türkistan Türklerine karşı yapılmış olan
saldırılarla ilgili olarak vermiş olduğu
araştırma önergesi üzerine düşüncelerimi ben de ifade etmek
istiyorum.
Gerçekten biz, bütün halklara, bütün farklı
inançlara eşit bir gözle bakan bir zihniyete sahibiz.
Dolayısıyla, hem Iraktaki Türkmenlere ve Doğu Türkistandaki
Türkmenlere yapılan saldırıları kabul etmemiz mümkün
değildir, bunları öncelikle
kınadığımızı ifade etmek istiyorum.
Siz de biliyorsunuz bu son süreçte Irakta meydana gelen
gelişmeleri. Özellikle Türkmenlere, Asuri Süryanilere, Ezidilere, orada
yaşayan Şii Türkmenlere aslında bütün dünyanın gözü önünde
bir neosoykırım uygulanmaktadır, bu insanlar kendi
habitatlarından, yaşam alanlarından sökülmektedir.
Yaklaşık 200 bin Asuri-Süryani Ninova bölgesini IŞİD
saldırıları sonucunda terk etmek zorunda kaldı ama
Türkiyeden bu anlamda herhangi bir ses çıkmadı. Keza, Ezidilerin
başına gelenleri biliyorsunuz, Şengal bölgesinde
yaklaşık 600 bin Ezidi insanımız bölgelerinden söküldüler,
bu kadar kadın, kız, çocuk şu anda IŞİDin elindedir
ama maalesef, başta Türkiye olmak üzere, dünyamız, Birleşmiş
Milletler, Avrupa Birliği bu anlamda gereken
duyarlılığı göstermediler. Biz aslında Irak'ta bu
yaşananlardan küresel güçleri de Amerikayı da Birleşmiş
Milletleri de sorumlu tutuyoruz. Eğer bu küresel güçler Orta Doğuyu
yeniden dizayn etmek amacıyla yapmış oldukları bu vekâlet
savaşlarını başlatmamış olsaydılar bugün
oradaki Türkmenler, Asuri-Süryaniler, Ezidiler ve oradaki diğer
farklı inanç grupları belki şu anda bu felaketleri
yaşamamış olacaklardı. Dolayısıyla, en büyük
sorumluluğu ben bunlara yüklüyorum.
Bugün Birleşmiş Milletler diye bir örgüt var.
Bunun görevinin ne olduğunu ben algılayabilmiş değilim.
Eğer gerçekten Birleşmiş Milletler gerçek rolünü oynamak
istiyorsa yeniden yapılanması gerektiğine inanıyorum. Tabii
ki bizim bugün Meclisten bu sorunları dile getirmemiz çok önemlidir ama
aslında, bunun somut anlamda da sorunlarımızı
çözmediğini görmekteyiz. Dolayısıyla, artık devletlerin,
Birleşmiş Milletlerin fonksiyonlarını tartışmaları
gerekir. Bugün eğer Irakta Türkmenler, Telaferde, Tuzhurmatuda,
Kerkükte korunmuyorsa, keza Asuri Süryaniler, Ezidiler, yani, artık bu
anlamda, bu mazlum ve kendini savunamayacak halkların korunması
gerekir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından. Bu
anlamda da Birleşmiş Milletlerin yalnız Amerikanın
istediği zamanlarda bazı bölgelere müdahale etmesi değil, gerçek
anlamda, bütün sivil toplum kuruluşları ve dünya parlamentoları
tarafından artık Birleşmiş Milletlerin de görevlerinin
yeniden tartışılması ve yeni bir görev ve sorumlulukla,
özellikle bu mazlum halkların, farklı inançların, etnik
grupların korunması yönünde bir görev üstlenmesi gerektiğine
inanıyoruz. Yakın tarihte de bildiğiniz gibi yine Hasekede,
Suriyede IŞİD saldırıları sonucunda 250ye yakın
Asuri-Süryani, kadın, kız, çocuk kaçırıldı. Hâlâ
IŞİDin, DAİŞin elindedir ama yine Türkiyeden bir ses
çıkmadı. İşte, Türkiye kendini bir zamanlar
Osmanlının varisi olarak kabul ediyor. Buradaki insanların
çoğu da aslında Hakkârilidir, Şırnaklıdır,
Mardinlidir. Değişik zamanlarda, değişik siyasi
baskılardan, katliamlardan kaçarak oraya yerleşmiş olan
aslında Türkiyeli insanlardır. Biz, Halkların Demokratik Partisi
olarak başta Türkmenler olmak üzere, Kürtler, Asuri-Süryaniler, Ezidiler,
Şii Türkmenler, bütün halkların kardeşliğine inanan bir partiyiz
ve dolayısıyla, Türkmenlerin de korunması noktasında,
Asuri-Süryanilerin, Ezidilerin ve orada yaşayan bütün
farklılıkların, farklı inançların korunması
noktasında, Türkiye eğer gerçek anlamda insan haklarına
değer veriyorsa bütün bu halkların korunması yönünde daha somut
politikalar üretmesi
Bu anlamda, geçenlerde Fransa, Asuri-Süryaniler için, hem
Irakta hem de Suriyedeki durumlarıyla ilgili olarak Birleşmiş
Milletleri toplantıya çağırdı. Aslında bu görevi bana
göre Türkiyenin yapması gerekirdi ama bugün Türkiye bu anlamda henüz
kınayıcı bir beyanda dahi bulunmamıştır. Biz de
bu konuda Türkiyenin politikalarını eleştiriyoruz, yetersiz
buluyoruz. Dolayısıyla, Irakta yaşayan, oradaki bütün
halkların kültürlerinin, ana dillerinin korunması, özellikle fiziki
anlamda korunmaları ve kaçmış olanların, kaçmak zorunda
kalmış olanların tekrar kendi ana yurtlarına, köylerine,
ilçelerine, şehirlerine dönmesi noktasında Türkiyeye büyük görev ve
sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Buradaki bütün siyasi partilere
de sesleniyorum: Yalnız Türkmenlere değil -tabii ki biz
halkların kardeşliğine inandığımızdan
dolayı tabii ki Türkmenlerin hakları da dile getirilecektir- ama
orada Asuri-Süryanilere, Ezidilere, Şii Türkmenlere, Araplara, bütün
farklı etnik ve inanç gruplarına yapılan
saldırıları bu Parlamentonun dile getirmesi gerekir,
bunları kınaması gerekir. Yalnız teorik anlamda da
kınamak değil, Türkiyenin devlet olarak bu konuda görev ve
sorumluluklar üstlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Dolayısıyla da Iraktaki bütün farklılıkların,
Türkmenlerin ve diğer bütün grupların aslında
korunmasının tek yöntemi vardır, o da bu farklı etnik
gruplara Birleşmiş Milletler güvencesi çerçevesinde otonomi, özerkliğin
tanınmasıdır. Bunun dışında, başka,
farklı halkların inisiyatifine bırakılmaları durumunda
daima bu tür katliamlarla karşılaşacaklarını somut
örnekler de bize göstermektedir. Bu anlamda da bu hassasiyetimizi ifade etmek
istiyorum. Biz yine diyoruz ki: Yaşasın halkların
kardeşliği. Ve empati duygusu çerçevesinde de artık yalnız
kendi haklarımızı savunmanın bir öneminin
kalmadığını düşünüyoruz. Önemli olan, erdemli olan
davranış başka farklı inançlara, farklı etnik gruplara
yapılan saldırıları kınamak ve onların önlenmesi
noktasında da hem devlet olarak hem Parlamento olarak hem de siyasi
partiler olarak gereken duyarlılığın gösterilmesidir.
Bu duygu ve düşüncelerle tekrar hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Dora.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Alınan karar gereğince, gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Devlet Sırrı
Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet
Komisyonu Raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Ceza İnfaz
Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Ceza
İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/742) (S. Sayısı: 616)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Askeri Hakimler Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Askeri
Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/1008) (S. Sayısı: 685)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.56
4 Nisan 2015 Cumartesi
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.15
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Dilek
YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
5inci
sırada yer alan, İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığı Tezkerelerinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Burdur Milletvekili
Hasan Hami Yıldırım ve İzmir Milletvekili Aydın
Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili Ali Demirçalı ve
İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 2
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 2
Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664,
2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182, 2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534,
2/2541, 2/2546) (S. Sayısı: 687)(x)
BAŞKAN
- Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen
tasarının geçen birleşimde ikinci bölümde yer alan 57nci
maddesi kabul edilmişti.
Şimdi,
yeni madde ihdasına dair dört önerge vardır, ilkini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısına aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul
Isparta
Hakan Çavuşoğlu Ramazan Can Osman
Aşkın Bak
Bursa Kırıkkale
İstanbul
MADDE 58 - 5510 sayılı
Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 65- 4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalı ve hak sahiplerine;
a) 2015
yılından önce bağlanmış ve 2015 yılı Ocak
ödeme döneminde Kanunun 55 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre
artırılmış gelir ve aylık tutarları, 2015
yılı Temmuz ödeme döneminden itibaren Kanunun 55 inci maddesinin
ikinci fıkrasına göre artırılır. Artırılan
gelir ve aylık tutarları dosya bazında ödenmesi gereken miktar
esas alınmak kaydıyla; 2015 yılı Temmuz ödeme döneminde
1.000 TL (dahil) ve altında olanlar 100 TL tutarında, 1.000 TL'nin
üstünde olanlar da 1.100 TL'yi geçmeyecek tutarda ayrıca
artırılır.
b) 2015
yılında bağlanacak malullük, yaşlılık veya ölüm
aylıklarının 27 nci, 29 uncu, 33 üncü ve geçici 2 nci maddelere
göre 2015 yılı Ocak ayı itibarıyla hesaplanan aylık
tutarları, (a) bendinde belirtilen şekilde artırılarak
ödenir.
c) İş
kazaları ile meslek hastalıkları sigortasından hak
kazanılan gelirlere esas günlük kazanç hesabına giren;
1) Son takvim
ayı 2015 yılının birinci yarısına ait olanlara
bağlanacak gelirler 2015 yılı Ocak ve Temmuz ödeme dönemlerinde
Kanunun 55 inci maddesinin ikinci fıkrasına ve birinci
fıkranın (a) bendinin ikinci cümlesine göre,
2) Son takvim ayı 2015
yılının ikinci yarısına ait olanlara bağlanacak
gelirler ise 2015 yılı Temmuz ödeme döneminde 55 inci maddenin ikinci
fıkrasına ve birinci fıkranın (a) bendinin ikinci cümlesine
göre,
artırılarak
ödenir.
d)
Birinci fıkranın (a) bendinin
ikinci cümlesine göre yapılacak artış tutarı;
1) İş
kazaları ve meslek hastalıkları sigortasından sürekli
iş göremezlik geliri almakta olanlara, gelir bağlanmasına esas
olan sürekli iş göremezlik derecesi oranında,
2)
Ölüm dosyalarında hak sahiplerinin
hisseleri oranında,
3) Yabancı
ülkelerle akdedilen sosyal güvenlik sözleşmeleri uyarınca kısmi
gelir veya aylık alanlara, ülkemiz mevzuatına tabi olarak geçen prim
ödeme gün sayılarının, sosyal güvenlik sözleşmesine göre
nazara alınan toplam prim ödeme gün sayışma olan oranına
göre,
uygulanır.
e) Birinci
fıkranın (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen şekilde
artırılan gelir ve aylıklar, 2015 yılı Temmuz ödeme
döneminde 55 inci maddeye göre ayrıca artırılmaz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla yani 14 kişiyle katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana) Salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla katıldığı için önerge üzerine yeni
bir madde olarak görüşme açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın
Çelebi.
Buyurunuz Sayın Çelebi.
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Bu madde düzenlemesinin temel mantığı
1.000 lira ve 1.000 lira dâhil olmak üzere 100 liralık, yine emeklilere
sadaka niteliğinde bir katkının sunulmasıdır. Sadaka
diyorum, bunu ben kendim söylemiyorum, emekliler sadaka diyor. Emeklilerle
ilgili -burada ve daha önce de Komisyonda çeşitli defalarda ifade
ettiğimiz gibi- asgariden, açlık sınırının
altında olmayacak bir maaşın emeklilere verilmesini talep ettik.
Bu, Cumhuriyet Halk Partisinin bundan sonraki seçim bildirgesinde de bu
maddeler çok açıklıkla ortaya konulacak. Biz, en az, emekli
maaşının açlık sınırının altında
olmayacağı bir düzenlemeyi zaten emekli sendikalarıyla, emekli
dernekleriyle, bütün emekli yapılarıyla konuştuk, böylesi bir
mutabakatımız var. Dolayısıyla, bu mutabakatın
altında burada ifade edilecek bir düzenlemeye zaten olumlu bakmamız
mümkün değil.
Yine emekliler açısından, değerli
arkadaşlarım, birçok sorun var. Bu düzenlemeyle ilgili, biliyorum,
salt çoğunlukla yine Komisyon bizim önerilerimize
katılmayacaktır bununla ilgili düzenlemelerdeki taleplerimize. O da
emeklilikte yaşa takılan arkadaşlarımızla ilgili. Bakın,
burada, dün ve evvelsi gün yapılan yasal düzenlemelerde birçok aflar
yapıldı, birçok imtiyazlar tanındı. Bundan önceki
milyarlarca lira para birçok düzenlemeyle nedeniyle affedildi, yok
sayıldı ama onun çok altında, onda 1i miktarında, tam 5
milyon kişiyi ilgilendiren -hemen ilgilendiren değil ama, uzun vadede
5 milyon kişiyi ilgilendiren- emeklilikte yaşa takılanların
sorununun çözümü konusunda verdiğimiz bütün önergeler reddediliyor.
Dolayısıyla, bu emekli arkadaşlarımızın çoğu
9 bin iş gününü doldurmuşlar; kadınlar 7.200 iş gününü
doldurmuşlar, 50 yaşına, 55 yaşına gelmişler ama
yaşı bekliyorlar, emeklilik haklarından yoksunlar. Bunları
düzeltelim diye getirdiğimiz önergelerin çoğu reddediliyor, çoğu
yok sayılıyor. O arkadaşlar işe giremiyor. diyoruz,
Sayın Bakana bunu defalarca söylüyoruz. 50 yaşındaki bir
insanın işe girmesi zor, 55 yaşındaki bir insanın
işe girmesi zor. Gelin, bunu onaralım; burada frene
basılıyor. Ama iki gündür baktığımız zaman,
milyarlarca lira para, birçok kaynak başka yerlere aktarılabiliyor.
Bizim talebimiz ne? Bizim talebimiz, bu insanlar
emekliliğe hak kazandığı hâlde sağlık
hizmetlerinden yararlanamıyor. Gelin, en azından, emekliler 9 bin gün
bu ülkede prim ödemişler, 7 bin gün prim ödemişler, 8 bin gün prim
ödemişler. Yani üç ay, dört ay prim ödeyenler bu ülkede sağlık
hizmetlerinden yararlanıyor ama emekli olamadıkları için,
şimdi de çalışamadıkları için, yaşa
takıldıkları için bu arkadaşlar sağlık hizmetlerinden
yararlanamıyor. Gelin bunu çözelim. diyoruz, yok. Emekliye gelince Yok,
yok
ama göstermelik bir 100 liralık katkıyı ahlar ile vahlar
ile Başbakan sundu. Sanki büyük bir iş yapılıyormuş
gibi seçim öncesinde yine bir algı yönetimi oluşturuluyor. Bu konuda
AKPnin başarısını kabul ediyorum; AKP algı yönetimini
çok iyi yönetiyor, burada da itiraf ediyorum. Ama çok iyi bir şey
yapıyormuş gibi, bunu da basın pompalıyor; Emeklilere
müjde! Emekliler şu hakları elde edecekler, bu hakları elde
edecekler. diye müjdeler sunuyorlar ama bu müjdenin içinden emekliler için
hayal kırıklığı çıkıyor. Emeklilerin
geleceği karartılıyor, emeklilerin onuruyla oynanıyor. O
nedenle, bu anlamdaki bir düzenleme karşısında bizim
verdiğimiz teklifler dikkate alındığında
Bakın,
emeklilikte yaşa takılanlar bugün Meclis önüne geldiler, onların
sorununun çözülmesi hâlinde çok daha güzel işler yaparız.
Madem bu dört yılın son günlerinde buralarda
emek harcıyoruz günlerdir -emeği olan bütün arkadaşlara
şükranlarımı sunuyorum- gelin, böyle palyatif tedbirlerle
değil, geçici pansumanlarla değil, kalıcı, emeklilerin
umudunu yeniden yeşertecek, emeklilerin geleceğini yeniden
yaşama geçirecek bir uygulamayı, bir katkıyı verin diyorum,
hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sevgiler sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Çelebi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisinin bu düzenlemeleri,
yıllarca televizyonlarda gösterilen bir gazoz reklamı vardı
hatırlarsanız, bana onu hatırlattı, diyordu ki: İmaj
hiçbir şeydir, susuzluk her şeydir. Şimdi, bu, susuzluğu gidermeyen
bir imaj çalışması. 100 lirayı verecek
Hatta, aslında
bir kandırmaca da var değerli arkadaşlar, yani onu da tam
dediği gibi vermiyor. Eğer madde dikkatle incelenirse diyor ki madde:
Gelir ve aylıkları önce 55inci maddenin (2)nci fıkrasına
göre artırılır. Yani, altı aylık enflasyon
oranında artırılacak, temmuz zammından sonra 1.000
liranın altında alanlara 100 lira verilecek, 1.000 lira ila 1.100
lira arasında alanlarınki de 1.100 liraya tamamlanacak. Yani, Hükûmet
yıllardır artık alıştı, kendisini çok uyanık
zannediyor ve emekliyi de kandıracağını düşünüyor. Bu
zam neden bu ay uygulamaya giriyor? Neden emekliye daha az vermenin
hesabını yapıyorsunuz? Niye temmuzu bekliyorsunuz? Niye
yapıyormuş gibi yapıyorsunuz? Bir şeyi yapınca
emeklinin içine sindirin. Madem, 100 lira zam dediniz, samimiyseniz bu ay
uygulamaya koyarsınız. Burada işin bu yönünü dikkatlerinize
çekmek istiyorum değerli arkadaşlar. Biraz sonra önergemiz de
gelecek. Gerçek manada, emeklinin rahatlamasını eğer istiyorsak
ve emeklinin de bu yapılan düzenlemeleri içine sindirmesini istiyorsak
bunları daha iyi bir düzenlemeyle getirmemiz gerekir.
Türkiye KAMU-SEN Araştırma Geliştirme
Merkezinin, Türkiye İstatistik Kurumundan aldığı, yine
devletin resmî rakamlarına göre oluşturduğu 2015 Şubat
ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarına göre çalışan tek
kişinin yoksulluk sınırı 2.061 liradır. 4 kişilik
bir ailenin asgari geçim haddi ise 4.183 lira. Çalışan tek
kişinin açlık sınırı ise 1.593 liradır.
Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma
harcamaları toplamı ise 1.645 liradır ve ailenin aylık
gıda harcaması toplamı da 1.017 lira olmaktadır.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu
hususları dikkate aldığımızda, bu sadece bir şeyi
yapmaktan ziyade, yapıyor görünme gayreti içerisinde, seçime yönelik yeter
ki bir propaganda malzemesi oluşsun. Bu rakamlar son derece yetersizdir,
bunların yükseltilmesi gerekmektedir.
Hepinize
saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Bingöl Milletvekili İdris Baluken.
Buyurunuz Sayın
Baluken. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de partimiz adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Buradaki yeni madde
ihdasında da yine Hükûmet lütfetmiş yani 1.000 TLnin altında
alan emeklilere 100 TL tutarında, 1.000 TLnin üstünde alanlara da 1.100
TLyi geçmeyecek şekilde bir artış öngörmüş. Dünden
beri emeklilerin sorunları burada konuşulurken biz açık bir
şey söylüyoruz: Bu ülkedeki açlık sınırının ve
yoksulluk sınırının ne olduğunu bütün
milletvekillerinin önlerine koyup ona göre bir vicdani muhasebe yapması
gerektiğini söylüyoruz. Bir ülkede eğer açlık
sınırı 1.400 TLyi geçmişse, yoksulluk
sınırı 4.000 TLnin üstüne çıkmışsa bu tarz
önergeler hazırlanırken hiç olmazsa böyle palyatif, hiçbir soruna
çözüm olmayacak öneriler yerine, muhalefetle ortaklaşılarak daha
yapıcı birtakım öneriler getirilebilir. Ama, maalesef, Hükûmet
-dün de ifade etmiştim- seçim öncesi emeklileri bir parmak balla
kandırmanın yollarını arıyor. Bu, ayıptır
her şeyden önce. On üç yıl boyunca emeklilerin hiçbir sorununu
çözmeyin, emeklileri yoksulluk, açlık sınırının
altında yaşamaya mahkûm edin, dört yıllık iktidarınızda
da bu konuda çok kötü bir sınav verin, dört yılın sonunda,
işte, Meclisin son gününde 100 TLlik bir zammı da bir lütuf olarak
bu Meclis Genel Kuruluna getirin. Bunu kabul etmemiz mümkün değil
arkadaşlar. Yani tabii ki bir artış olduğu için
karşı çıkmayacağız ama bu şekilde bir öneriyle
buraya gelmek, her şeyden önce emeklilerimize hakarettir.
Bakın,
ben herkesin anlayacağı dilde söyleyeyim: Bu zam miktarıyla,
siz, her gün 2 simit parası arttıracak şekilde bir düzenleme
yapmış oluyorsunuz. Yani, emeklinin sofrasına her gün 2 simit
daha fazla konacak şekilde bir zamdan bahsediyoruz. Ayda 2 kilo et daha
fazla alacak şekilde bir zam. Bunun emeklilerin sorunlarını
çözmesi mümkün mü arkadaşlar? Yani, eğer böyle bir niyetiniz varsa
Komisyon aşamasında da ya da Genel Kurul aşamasında da
Bunu daha farklı, daha sonuç alıcı bir hâle nasıl
getirebiliriz? diye hepinizin mutlaka tartışması,
ortaklaşması gerekirdi.
Emeklilerin
mevcut sorunları dağ gibi ve artık sözün bittiği bir
yerdeyiz. Hani, bugün buraya çıkıp çok fazla Hükûmet niye
şunları yapmadı? On üç yıl boyunca böyle oldu. demenin de bir anlamı yok. Meclisin son gününde
artık söz bitmiştir. Yani, bundan sonra söz halktadır,
emeklilerin kendisindedir, çalışanların, emekçilerin
kendisindedir ve emekçiler, emekliler, işçiler bu sözün takdirini 7
Haziranda ortaya koyacakları tavırla göstereceklerdir.
Ama, gönül isterdi
ki bu süreç içerisinde hiç olmazsa emekli olamayan bazı toplumsal
kesimlerin sorunlarını da çözmüş olalım. Burada iki önemli
grup vardı. Aslında, Sayın Bakan, bu yaşı
tamamlayıp prim gün sayısını doldurmamış olanlar
için de dönem boyunca yaptığımız görüşmelerde hep
olumlu konuştu yani bu konuda bir adım atılabileceğini
söyledi. Biz de bu haberleri zaman zaman kamuoyuyla paylaştık. Ama,
maalesef, geldiğimiz noktada bu sorunu çözememiş olarak bu Meclisi
kapatacağız.
Diğer sorun da
yaştan dolayı emekli olamayanlar. Yani, burada, tabii, 99
yılında çıkarılan bir yasayla bu düzenleme
yapıldı. Mezarda emeklilik olarak halkın nitelediği bu
düzenleme de pek çok kişiyi mağdur ediyor. Prim gün
sayısını doldurup yaştan dolayı emekli olamayan çok
büyük bir kesim, çok büyük bir kitle var.
Bütün bunları
niye söylüyoruz? Hani, bu saatten sonra çözüm beklentimiz yok zaten, Meclisin
son gününde zaten böyle bir şey olmayacak. Ama, dört yıl boyunca bu
sorunları dile getirmemize rağmen, burada herhangi bir çözüm önerisi
getirmediğiniz için, Hükûmet olarak elinizi bu konularda taşın
altına koymadığınız için son günde de Meclis Genel
Kurulunda sizi halka şikâyet ediyoruz, çalışanlara, emeklilere
şikâyet ediyoruz. 8 Haziranda da bu şikâyetlerin nasıl takdir
edildiğini hep beraber burada tekrar konuşacağız.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Baluken.
Şahsı
adına İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi.
Buyurunuz
Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Başbakanın emeklilere 100 lira
taahhüdünün maddesini görüşüyoruz şimdi. Hemen söyleyeyim ki
Sayın Başbakan emeklilere doğruyu söylememiştir. Sayın
Başbakan diyor ki: Emeklilerin yüzde 60ı bundan
yararlanacaktır. Bu rakam tamamen gerçek dışıdır.
Sayın Başbakan emeklilere doğruyu söylememiştir. Türkiyede
toplam emekli sayısı 10 milyon 920 bindir. Bunun işçi emeklisi
olan kısmı 6,5 milyondur, BAĞ-KUR emeklileri 2 milyon 452 bin
kişidir, memur emeklileri de 1 milyon 958 bindir. Bu rakama tekrar
döneceğim.
Sayın
Başbakan ne diyor? 1.000 liranın altında emekli maaşı
alan her emekliye 100 Türk lirası vereceğiz. 1.000 ila 1.100 Türk
lirası arasında emekli maaşı alanların
maaşını da 1.100 liraya tamamlayacağız. Ancak bu
önergede bir de kurnazlık yapılıyor.
Değerli
milletvekilleri, emeklilerin maaşı ocak ve temmuz ayında artar.
Diyor ki burada: Sana 100 lira veriyorum ama -ya da maaşını
1.100 liraya tamamlıyorum ama- sana temmuzdaki o, enflasyondan kaynaklanan
artışı vermeyeceğim. Bunu bilelim bir kere, bunu geri
alıyor. Bir eliyle veriyor, öbür eliyle de o artışın bir
kısmını geri alıyor. Bunu ne zaman verecek? Temmuz ayında
verecek, şimdi vermiyor. Niye temmuz ayı? Sayın Başbakan emekliye
demek istiyor ki: Bu seçimde bizim partimize oy ver, ben de sana temmuz
ayında 100 lira vereyim. Böyle bir siyaset olur mu değerli
arkadaşlar?
Cumhuriyet Halk
Partisi, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, emeklilere dinî
bayramlarda, yani Ramazan Bayramında ve Kurban Bayramında birer
maaş ikramiye sözünü verdi. Davutoğlu paniğe kapıldı,
panikle bir şey yapmaya çalışıyor, bizi taklit etmeye
çalışıyor; olmuyor, olmuyor, yapamaz, taklit edemez, bizim
peşimizden gelemez, bizim projelerimize Davutoğlunun yetişmesi
mümkün değildir. Birer maaş ikramiye dinî bayramlarda... Davutoğlu ne diyor: 100 lira vereceğim,
temmuz ayında vereceğim ama temmuzdaki emekli maaş
artışını da sana vermeyeceğim.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Temmuz ayında kendisi olmayacak Sayın
Başbakanın.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - İki: 100 lira mı veriyor
gerçekten? Hayır arkadaşlar, vermiyor.
Şimdi,
bakın, emeklilerin toplamı 10 milyon 920 bin. Ne dedi Sayın
Başbakan? Emeklilerin yüzde 60ı bundan yararlanacak. Yani, 6
milyon 552 bin emeklinin yararlanacağını söylüyor. Şimdi,
en düşük SSK emekli maaşı 1.047 lira. Eğer temmuz
ayında yüzde 3lük normal artış olursa, enflasyondan kaynaklanan
artış, bu 1.047 liralık maaş 1.078 lira olacak. Ne diyor
Sayın Davutoğlu? Ben bunu 1.100 liraya tamamlayacağım yani
22 lira vereceğim. Yani, bir kere, 6,5 milyonluk işçi emeklisine
Sayın Davutoğlunun vereceği artış 22 liradır.
Bu, bir kısım emeklide 2 lira olacaktır, 3 lira olacaktır.
Davutoğlu diyor ki: 2 lira aldın -işçi emeklisi- hadi
bakalım, gözün aydın. İşçi emeklisi yararlanmıyor.
Geriye kalıyor 2 milyon 452 bin BAĞ-KUR emeklisi, onlara da 100 lira
verecek, vermeyecek, meçhul.
Değerli
milletvekilleri, sonuçta Emeklilerin yüzde 60ı, 6,5 milyon kişi
bundan yararlanacak. iddiası koca bir yalandır, koca bir balondur.
Davutoğlu emeklilerden özür dilemelidir.
Değerli
milletvekilleri, bu önerge gerçek dışıdır, gerçeği
yansıtmıyor. 22 liralık zammı, 2 liralık zammı, 3
liralık zammı Davutoğlu emekliye bir müjde gibi sunuyor ve bunu
da bir seçim yatırımı olarak söylüyor. Bu da üzücü bir durumdur;
oyunu bana vereceksin, 22 lira zammı alacaksın.
Emeklimiz
ne yapacağını biliyor. Emeklimiz 7 Haziranda size gerekli dersi
verecektir. Biz bütün emeklilerimize Ramazan Bayramında, Kurban
Bayramında birer maaş ikramiye sözünü tekrarlıyoruz,
vereceğiz, kendilerine hayırlı olsun diyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
Buyurunuz Sayın Bostancı.
V.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
4.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin 687 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 57nci maddesinden sonra gelmek üzere ihdas edilen
madde üzerinde şahsı adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, 60a göre söz talep ettim.
Teşekkür ediyorum.
Dünden beri, Sayın Kılıçdaroğlunun
emeklilere yönelik vaadi üzerine böyle bir düzenleme
yapıldığı değerlendirmesi yapılıyor, bu
doğru değil. On üç yıldır başarılı olan bir
iktidar var, Sayın Kılıçdaroğlunun Genel
Başkanlığı beş yıl. Bizim için ilham verici
olmasını dilerdik, akıllı bir iktidar herkesten ilham
almaya çalışır ve kendisi yapar ama Sayın
Kılıçdaroğlunun bize ilham vermesi söz konusu olmaz çünkü
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Taklit etmenize vesile
oluyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Sayın
Kılıçdaroğlunun İstanbul Belediye
Başkanlığı adaylığı sırasında
işsiz ailelere yönelik bir vaadi vardı, 600 lira civarında para
verileceğine ilişkin. CHPnin değerli yetkilileri bilirler ki bu
tür uygulamalar hakkaniyet ve eşitlik esası üzerinde
değerlendirilir ve eğer siz bir yerde böyle bir vaatte
bulunuyorsanız bütün belediyelerinize ilişkin benzeri bir vaadin söz
konusu olması gerekir. Ama ne yazık ki İstanbul Belediye
Başkanlığını kaybeden Sayın
Kılıçdaroğlu, belediyeyi kazandıkları yerlerde benzeri
bir düzenleme yapmamışlardır, dolayısıyla, vaadinin
altında kalmıştır. Keşke ilham verici olsa, biz bundan
hiç gocunmayız, bundan rahatsız olmayız ama ne yazık ki
öyle değil.
Bunu arz etmek için söz aldım, teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Bostancı.
Buyurunuz Sayın Hamzaçebi.
5.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bostancı
çok mahcup bir şekilde savunmaya çalıştı, ne
diyeceğini de doğrusu bilemedi, Sayın Kılıçdaroğlunun
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
adaylığı dönemine giderek oralardan güç almaya
çalıştı ama başaramıyor.
Şimdi, önergeye gel Sayın Bostancı.
Önerge, BAĞ-KUR, SSK emeklilerine, 6,5 milyon kişilik bir kitleyi
oluşturan SSK emeklisine en çok 22 lira zammı içeriyor. Bu 22 lira
zammı alan kişiye temmuz zammını da vermeyecekler. Bu 22
lira zammı neden veriyorsunuz, niye harekete geçtiniz? Sayın
Kılıçdaroğlunun emeklilere dinî bayramlarda birer maaş
ikramiye sözü üzerine harekete geçtiniz.
Bakın, biz sosyal güvenlik destek primini de
sıfırlama sözünü verdik, Sayın Kılıçdaroğlu bu
sözü verdi, hemen panikle buraya bir önerge getirdiniz, Bari yüzde 15ten 10a
indirelim. Taklittir bu yani taklit etmeye çalışmaktır. Taklit
hiçbir zaman aslı gibi başarılı olamaz.
Bizi daha çok takip edeceksiniz. Seçim dönemine
doğru birçok projemizi açıkladıkça siz bizi takip etmek zorunda
kalacaksınız. Ne yazık ki Parlamento kapalı
olacağı için o konularda önerge verme imkânınız olmayacak.
Millete bunları söyleyeceksiniz, biz bunları millete
anlatacağız, millet 7 Haziranda sizi sandığa gömecek.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Burdur Milletvekili
Hasan Hami Yıldırım ve İzmir Milletvekili Aydın
Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili Ali Demirçalı ve
İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 2
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 2
Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu ile Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664,
2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182, 2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534,
2/2541, 2/2546) (S. Sayısı: 687) (Devam)
BAŞKAN Yeni madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısına eklenen
ve yeni madde olarak görüşülen 58 inci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Murat
Başesgioğlu Yusuf
Halaçoğlu
Manisa İstanbul
Kayseri
Hasan Hüseyin Türkoğlu Cemalettin Şimşek
Osmaniye Samsun
4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve
(b) bentleri kapsamındaki sigortalı ve hak sahiplerine;
a) Bu Kanunun 55 inci maddesi kapsamında
sigortalıya bağlanacak aylıklar hiçbir şekilde asgari brüt
ücretin bir buçuk katından az olamaz. Aylıklar, her yılın
Aralık ayına göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından
açıklanan en son temel yıllı tüketici fiyatları genel
indeksindeki değişim oranının tamamı ile sabit
fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla gelişme hızının
toplamına (1) tam sayısının ilâve edilmesi sonucunda
bulunan değer oranında artırılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
(Kâtip Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz
tarafından gerekçenin okunmasına başlandı)
Gerekçe:
Hükümetin getirdiği düzenlemeyle maaşı
1.000 liranın altında olan emeklilere seyyanen 100 TL zam yapılmaktadır.
Maaşı 1.000 TL'nin üzerinde olanlara ise 1.100'TL'yi geçmeyecek
oranda zam yapılmaktadır.
Önergemizle en düşük emekli aylığı
brüt asgari ücretin birbuçuk katı tutarında 1.800 TL'ye
çıkarılmış ve emekli maaşı
artışlarına refah payının tamamının katılması
amaçlanmıştır.
Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme
Merkezi'nin Türkiye İstatistik Kurumundan almış olduğu
fiyatlarla oluşturduğu 2015
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın
Başkanım, gerekçe dedik ama lütfen biraz anlaşılır
biçimde okuyalım. Yani konuşmuyoruz ama böyle geçiştirilsin de
istemiyoruz.
(Kâtip Üye Diyarbakır Milletvekili Mine Lök Beyaz
tarafından gerekçenin okunmasına devam edildi)
Şubat
ayına ait asgari geçim endeksi sonuçlarına göre; çalışan
tek kişinin yoksulluk sınırı 2.061 TL'dir. 4 kişilik
bir ailenin asgari geçim haddi ise 4.183 liradır. Çalışan tek
kişinin açlık sınırı ise 1.593 liradır.
Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin ortalama gıda ve barınma
harcamaları toplamı ise 1.645 liradır. Ailenin aylık
gıda harcaması toplamı ise 1.017 liradır.
Sosyal Güvenlik Kurumunun en son
açıkladığı 2014 Kasım ayı verilerine göre
ülkemizde 10 milyon 875 bin emekli, dul ve yetim aylık ve gelir
almaktadır. Uzun bir çalışma hayatından sonra emekliye ayrılan
insanlar gelecek endişesi duymadan, ömrünün geri kalan
kısmını huzurlu, mutlu ve insanca yaşamayı hayal
etmektedir. Ancak, ülkemizde emeklilerimiz mutlu değildir. Emekliler
gelecekten umutsuz bir hayat sürdürmektedir.
2012 Türkiye emekli profili anketine göre; emeklilerin
yüzde 84'ü gelirlerinin yetersiz olduğunu ifade etmiştir. Geçinmek
için başkalarına muhtaç olan emeklilerin oranı yüzde 30'dur.
Emeklilerin yüzde 28'i maaşlarının dörtte 1'ini, yüzde 38'i
maaşlarının yarısını, yüzde 20'si
maaşlarının dörtte 3'ünü, yüzde 14'ü de tamamını
gıda harcamalarına ayırmaktadır. Emeklilerin yüzde 28'i
gecekonduda yaşıyor, yüzde 27'si kiracıdır. Emeklilerin
yüzde 56'sı ise evlerini sadece ve sadece sobayla
ısıtabilmektedir.
Emeklilerin büyük çoğunluğu açlık
sınırının altında aylık almaktadır. 2014
yılı sonu itibarıyla en düşük BAĞ-KUR tarım
emeklisi 611 lira, en düşük SSK emeklisi 750 lira, Emekli
Sandığı emeklisiyse 1.298 lira almaktadır. Bu emekli
maaşları emeklilerin onurlu bir yaşam için ve sosyal hayata
katılmalarını sağlayabilecek olanakların çok altındadır.
Emeklilerin maaş seviyelerinin belirlenmesinde açlık ve yoksulluk
kriterleri dikkate alınarak taban aylık uygulanmalıdır.
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu'nda emekli aylıklarının hesaplanmasında
1978 yılından 1999 yılına kadar memur maaş
katsayısı esas alınıyordu. 1999 yılında
yapılan değişiklikle emekli aylıkları
hesaplanırken sigortalının her takvim yılına ait prime
esas kazancının her yılın aralık ayına göre TÜFE
indeksindeki artış oranı ile gayrisafi yurt içi hasıla sabit
fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı
artırılarak bulunması esası getirilmişti. Getirilen bu
sistemle sigortalının geçmiş yıllardaki aylık
kazançları, kazancının olduğu yılı takip eden her
yılın TÜFE indeksindeki artış oranı ile gayrisafi yurt
içi hasıla sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı
ayrı artırılarak emekli olacağı güne kadar
güncellenmekte idi. Yani hem enflasyon oranının tamamı hem
büyüme oranının tamamı sigortalının kazancına
yansıtılıyordu. Ancak AKP Hükûmeti çıkardığı
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunuyla emekli aylıklarındaki
refah payını yüzde 100'den yüzde 30'a düşürmüştür.
Dolayısıyla, 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununa göre yaşlılık
aylığı hesaplanırken, güncelleme katsayısı
kullanılarak sigortalının geçmiş yıllardaki aylık
kazançları, kazancının olduğu yılı takip eden her
yılın TÜFE indeksindeki artış oranı ile gayrisafi yurt
içi hâsılanın sabit fiyatlarla gelişme hızının
yüzde 30'u kadar artırılmaktadır. Yani yaşlılık
aylığı bağlanırken ortalama aylık kazanca TÜFE
artışının tamamı ve büyüme hızının
yüzde 30'u yansıtılmaktadır.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Şimdi, yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Yani madde kabul edilmiş ve ihdas
edilmiştir.
Bir karışıklığa mahal vermemek
için teklifin mevcut maddeleri üzerinde görüşmelere devam edeceğiz.
Daha sonra, kanun yazımı sırasında maddelerin
ardışık olarak numaraları oluşturulacaktır.
Şimdi, gene yeni madde ihdasına dair iki önerge
vardır, bu iki önerge de aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısına aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Ahmet
Aydın Köksal
Toptan
Yozgat Adıyaman Zonguldak
Yılmaz Tunç Ercan Candan Yusuf
Başer
Bartın Zonguldak Yozgat
Ertuğrul Soysal Özcan
Ulupınar
Yozgat Zonguldak
"MADDE
59 - 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 66 -10/6/2003 (dahil) tarihi ile 13/5/2014 tarihi arasında kömür ve
linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş
kazası sonucunda ölen sigortalının; genel sağlık
sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle
prim ve prime ilişkin her türlü borçları terkin edilir ve ölüm
tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmaksızın hak
sahiplerine aylık bağlanır. Bu şekilde bağlanan
aylıklara ilişkin primlerin eksik olan kısmı Maliye
Bakanlığınca Kuruma ödenir.
Gelir ve aylıkların hesaplanması ile hak
sahiplerine paylaştırılmasında sigortalının ölüm
tarihinde yürürlükte olan Kanun hükümleri esas alınır.
Birinci fıkra kapsamında olan ve 2008 Ekim
ayı başından önce ölen sigortalının hak sahibi eş
ve çocuklarından artan hisse bulunması halinde ana ve babaya 506
sayılı Kanunun mülga maddelerindeki, bu tarihten sonra ölen sigortalının
ana ve babasına ise Kanunun 34 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinde belirtilen her türlü kazanç ve irattan
elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha
az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve
aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık
bağlanmamış olması şartları
aranmaksızın gelir ve aylık bağlanır.
Bu madde kapsamında yazılı istekte bulunan
hak sahiplerinin gelir ve aylıkları, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihi takip eden aybaşından başlatılır
ve bağlanan gelir ve aylıklar için geriye yönelik herhangi bir ödeme
yapılmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığınca
müştereken tespit edilir."
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
İzzet Çetin Ali İhsan
Köktürk Süleyman
Çelebi
Ankara Zonguldak İstanbul
Aytuğ Atıcı Mehmet Haberal Mehmet Hilal Kaplan
Mersin Zonguldak Kocaeli
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki bu iki önergeye salt çoğunluğuyla
katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET
ÜNÜVAR (Adana) Salt çoğunluğumuz mevcuttur, katılıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Komisyon salt çoğunluğuyla aynı mahiyetteki bu önergeye
katıldığı için yeni bir madde olarak önerge üzerinde
görüşme açıyorum.
Gruplar
adına ilk söz sahibi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Çelebi.
CHP
GRUBU ADINA SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Çok teşekkürler
Sayın Başkan.
Aslında,
çok önemli bir düzenlemeyi ve Komisyonun da katıldığı bu
düzenlemeyi tarihî bir dönemeç noktası olarak görüyorum. Ermenekte ve
Somada ölenlerle ilgili tanınan hakların madendeki daha önce
ölen bütün vatandaşlarımıza 2003 tarihi tabii, baz alınarak
uygulanıyor olması konusunda bu teklif Komisyona geldiği günden
itibaren ve bugünkü aşamasına kadar -Cumhuriyet Halk Partisinin
talebiydi- bu talebe diğer bütün muhalefet partileri ve iktidar partisi de
katkı sunduğu için -burada açıklıkla ifade ediyorum- olumlu
bir noktaya gelinmiştir. Bu olumlu nokta, bir
haksızlığın da giderilmesi böylece
tamamlanmıştır. Çünkü Bütçe Komisyonuna Zonguldaktan
kadınlar gelmişti Bizim çocuklarımız, bizim eşlerimiz
Somada ölmediği için mi, Ermenekte ölmediği için mi veya diğer
Keşanda ölenler
Örneğin, Edirnede İpsalada ölenler,
başka illerde ölenler için dediler ki: Bizi bu haktan niye mahrum
ediyorsunuz?
Şimdi,
bir hata düzeltildi, bu hatanın düzeltilmesine gerçekten teşekkür
ediyorum ama burada bizim açımızdan, Cumhuriyet Halk Partisi
açısından -kırmızı çizgi lafını çok telaffuz
etmem bu kürsüden ama- olmazsa olmazlarımızdır. Bu hatadan
dönüldüğü için, bu yanlışlık giderildiği için, bu
yanlışlık onarıldığı için gerçekten
teşekkür ediyorum.
Buraya
emeği geçen, katkı veren
Biz Sayın Bakana da teşekkür
etmesini biliriz. Sayın Bakanım, biz onu da biliriz, merak etmeyin.
Eleştiririz, iyi yaptığınızı da
alkışlarız. Emek verdiğiniz zaman alkışlamayı
biliriz, eksiğinizi de eleştiririz. Bu anlamda
AHMET
YENİ (Samsun) AK PARTİye de
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Ne diyorsunuz efendim, sesinizi tam almak istiyorum.
AHMET
YENİ (Samsun) AK PARTİye de teşekkür borçlusunuz.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) AK PARTİye demedim ben, AK PARTİ
değil, AKPnin Komisyon üyelerine, buna katkı verenlere dedim. Yani
diğer haksızlıklara da
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) El kaldırarak katkı verecekler.
SÜLEYMAN
ÇELEBİ (Devamla) Katkı verecekler tamam. Yani katkı veren
herkese teşekkür ediyorum ama AK PARTİyi özel olarak söylemem. Özellikle muhalefet partilerinin
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) Yasak değil
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ahmet Bey alındı,
alındı, gidiyor ya, alındı biraz!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Efendim?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ahmet Bey gidiyor,
alındı biraz!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Siz
karşısınız galiba, karşısınız
değil mi?
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) Kendisi yok yani.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Dolayısıyla
şunu söylüyorum: Yani aslında burada güzel bir değerlendirme
içerisindeydim ama bunu bile yok etmek için elinden geleni yapıyorsun.
Yani senin zaten laf atma sanatını umuyorum bu dönem
sonlandırırsın. Gelecek dönem olacak mısın, olmayacak
mısın bilmiyorum ama
AHMET YENİ (Samsun) Olmayacağım,
olmayacağım.
BAŞKAN Lütfen karşılıklı
konuşmayınız.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Üçüncü dönem mi?
Gidicisin, giderken de bir laf daha atma fırsatını buldun ben
konuşurken.
O nedenle de şunu söylüyorum: Emeği geçen bütün
arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET YÜKSEL (Denizli) Biz de
alkışlıyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Çelebi.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Erkan Akçay.
Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinize saygılar
sunuyorum.
Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar. diye bir
söz var. Biz düzenlemeyi yapınca öncelikle eşitliği, hakkaniyeti
ve uygulama birliğini sağlamamız gerekiyor. Yani iktidar
kendisini yıllardır o kadar çok kasıyor ki ayak sürüyor, en
sonunda dediğimiz noktaya gelmek zorunda kalıyor. Mayıs
ayında, haziran ayında Soma maden kazasından sonra
Zonguldaklı ailelerin ne kadar feryat figan ettiklerine hepimiz tanık
olduk. Dolayısıyla, bir düzenlemeyi vatandaşların ve bu
düzenlemeyi uygulayacak olanların, bu haklardan yararlanacak
olanların da içine sindirmesi gerekir.
Dün akşam bir madde eklemesiyle, işte, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonunda olan Soma AŞnin mal
varlığından ve bloke edilen parasından işten
atılan maden işçilerine kıdem tazminatının ödenmesi
düzenlemesi yapıldı, biz de destek verdik ve imza koyduk, daha uygun
çözümü getiren bir önergemiz olmasına rağmen. Fakat yine, uygulama birliği,
bu eşitlik, adalet yine sağlanamadı. Neden? Çünkü Soma Kömürleri
AŞden işten atılan işçilerin kıdem
tazminatının ödenmesi için bir şekilde çözüm bulundu ama benzeri
şekilde Uyar Madencilik Şirketinde işten atılan ve
maaşlarını alamamış işçilerin sorunlarını
çözemedik. Eğer bizim önergemiz kabul edilseydi hem bu Uyar Madencilikten
hem diğer yine Türkiye Kömür İşletmelerinden redevans hizmet
alımıyla iş yapan firmalardan atılan işçilerin kıdem
tazminatları sorunu da çözülecekti. Ama şimdi bu defa Uyar
Madencilikten işten atılan işçilerin Biz de aynı
şekilde haklarımızı istiyoruz. feryatlarını hep
birlikte duyacağız. Bu defa onun için gayret göstereceğiz. Yine,
altı aylık, belki de bir yıllık zaman kaybı olacak.
Aslında bunlara hiç gerek yok. Bunlar neden oluyor? Değerli
arkadaşlar, Hükûmetin plansız, programsız
çalışmasından. Geniş ufuklu, geniş perspektifli
düşünemiyor. Yani Hükûmetin bir orkestrasyonu, bir politikası yok,
Aman, hele şu anı bir kurtarayım. diyor. Veya sonuna kadar
feryat, figanlar arttıktan sonra yani iş işten geçtikten sonra
yapılan düzenlemenin de doğrusu çok fazla bir anlamı
kalmıyor.
Bu nedenle, yapılan düzenlemeye önemli ölçüde
katılmakla birlikte, yine, eksik bulduğumuzu da ifade etmek
istiyorum.
Bu düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Bingöl
Milletvekili İdris Baluken.
Buyurunuz Sayın Baluken.
HDP GRUBU ADINA İDRİS BALUKEN (Bingöl)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Olumlu yapılan bir düzenleme varsa tabii ki o olumlu
yapılan düzenlemeye katkı sunmak ve onda katkısı olanlara
da teşekkür etmek hepimizin boynunun borcudur. Keşke, hani bütün
yasama dönemi boyunca, muhalefetle birlikte bu tarz olumlu olabilecek, hani
sorunların tamamını çözmese de olumlu olabilecek birtakım
düzenlemelerle burada mesai yapsaydık. Özellikle son iki ayda, iç güvenlik
paketi görüşülürken burada yaşanan tablolar, bence Meclis tarihine
kara leke olarak geçecek nitelikteydi. Hiç olmazsa kapanırken böyle
birtakım kısmi olumlu düzenlemelerle bu şekilde ortaklaşmak
önemlidir.
Burada yapılan düzenleme, özellikle Soma ve
Ermenekte yaşamını yitiren sigortalılara
tanınmış olan hakların, diğer yerlerde de yer
altı işlerinde çalışanlar için, çalışıp da
yaşamını yitirenler için düzenlemesine dairdir. Prime
ilişkin her türlü borcun terkin edilmesi ve şart
aranmaksızın aylık bağlanmasıyla ilgilidir.
Aslında Soma ve Ermenekle ilgili oraya özgün düzenlemeler
yapılırken de biz bunun mutlaka yapılması gerektiğini
bu kürsüden de ifade etmiştik. Bunu yapmadığınız
zaman, sosyal devlet olma gereğinin eşitlik ilkesine aykırı
bir şekilde meseleyi ele almış olacağınıza ve
yeni sorun alanları yaratacağınıza o dönemde dikkat
çekmiştik. İşte, birkaç ay sonra, şimdi yeniden bir torba
içerisinde bunu getirdiniz. Yani, yanlıştan dönülmesi de tabii,
olumludur, öyle bakmak lazım.
Tabii, bu yer altı işleri yüksek riskli yerler.
Özellikle yaşanan facialardan da, katliam gibi olan kazalardan da bunu
gördük. Keşke bu tarz düzenlemeler yerine yani torba yasalar içerisinde
çözüm aramak yerine derli toplu yasal düzenlemelerle biz bu iş
kazalarını koruyucu tedbirleri çok ciddi bir şekilde burada ele
almış olsaydık, denetimle ilgili yetersizlikleri -ki
biliyorsunuz, Somada, Ermenekte yakın dönemde Bakanlığa ait
müfettişler denetim yaptıktan sonra o facialar meydana gelmişti,
onlarla ilgili mevcut boşlukları- tamamen kapatacak bazı
düzenlemeleri derli toplu bir kanunda yapmış olsaydık. Yine, bu
katliamların altında sorumluluğu olanların
cezasızlığıyla ilgili durumu da tamamen ortadan
kaldırmış olsaydık. Yani bunları yapmadık.
Bunlarla ilgili, tamam, bazı kısmi şeyler yapıldı ama
sorun alanları önümüzde duruyor. Bu işin fıtratında ölüm
var, bu kazalar var. demek hiçbir zaman madenciler tarafından ya da
vicdanı olan hiç kimse tarafından kabul edilmedi. Ya da Acı
çekmeden öldüler, güzel öldüler. demek, Bu, madencilerin kaderinde, böylesi
hadiseler olur. demek vicdan yaraladı. Bütün bunları çok
detaylı bir şekilde, derli toplu yasal düzenlemelerle ele
almadık ama hiç olmazsa daha önce yapılmış olan özgün
bazı düzenlemelerin kapsamına girmeyen ve mağdur olan yaşamını
yitirmiş yer altı işçilerini, madencileri bu maddeyle bir sıkıntıdan
kurtarıyoruz.
Prim borçlarının terkin edilmesi ve aylık
bağlanması önemlidir, Maliye Bakanlığına
devredilmiş bu borçların ödenmesi, Maliye Bakanlığı da
tam da bu tarz şeyler için devreye girmeli yani Maliye
Bakanlığı saçma sapan birçok kaleme ödenek
ayıracağına, Anayasada sosyal devlet olma ilkesi yazıyorsa
bu tarz düzenlemelere imzasını atmalı diyoruz.
Ben de katkısı olan hem Sayın Bakana hem
de bütün gruplara partimiz adına teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Baluken.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Ulupınar.
AK PARTİ GRUBU ADINA ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak)
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz hafta Zonguldakımızın
mülkiyet konusunu çözmüştük. Bugün de, son gün de, inşallah
şehit yakınlarına birtakım olanakların
sağlanmasını bu Genel Kurulda hayata geçireceğiz.
Somada ve Ermenekte yaşanan bu faciadan sonra
Zonguldakta ve bütün Türkiyede maden şehitlerinin yakınlarına
da aynı hakların verilmesi gerekmekteydi. Bir haksızlık söz
konusu idi. Ben bundan dolayı destek veren bütün milletvekillerimize
teşekkür ediyorum. Zonguldakımıza bu müjdeyi inşallah
bugün vereceğiz.
Sayın Bakanıma, Komisyonumuza, Komisyon
üyelerimize, Genel Kurula teşekkür ediyor, saygılarımı
sunuyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Ulupınar.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiş ve yeni bir madde ihdas
edilmiştir.
Bir yeni madde ihdası daha var; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 Sıra Sayılı
"İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı'nın 59uncu Maddesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Aytuğ Atıcı Mehmet
Şeker Süleyman
Çelebi
Mersin Gaziantep İstanbul
Kemal Değirmendereli Özgür Özel
Edirne Manisa
MADDE
60 - 5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 65- 506 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak 08.09.1999
tarihinden önce sigortalı olanlardan erkek ise adına 9000 gün
malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları bildirilmiş
olanlar, kadın ise adına 7200 gün malullük, yaşlılık
ve ölüm sigortası bildirilmiş olanlar, 506 sayılı Kanunun
Geçici 81 inci maddesindeki hükümlere bakılmaksızın bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde kuruma
başvurmaları halinde yaşlılık
aylığından yararlandırılırlar.
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunluğuyla katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Salt çoğunluğumuz maalesef
bulunmamaktadır; katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunluğuyla katılamamış
olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Şimdi,
madde 58e geldik sayın milletvekilleri.
Madde
58 üzerinde dört önerge var. Bu dört önergenin ikisi aynı mahiyette, öbür
ikisi de aynı mahiyette; ayrı ayrı, iki ayrı önerge olarak
işleme alacağım.
Şimdi,
önergelerden ikisi aynı mahiyette olanı okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 687 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 58.
Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul Isparta
Fatih Şahin Hakan
Çavuşoğlu
Ankara Bursa
MADDE 58- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesinin birinci
fıkrasına "kazazedenin sosyal güvencesi olup
olmadığına bakılmaksızın" ibaresinden sonra
gelmek üzere "genel sağlık sigortalısı sayılanlar
için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları
çerçevesinde" ibaresi ve aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler
yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için
belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini
belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu
sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki
istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dahil edilmez."
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ Atıcı Haydar
Akar Ali
İhsan Köktürk
Mersin Kocaeli Zonguldak
Süleyman Çelebi Musa Çam
İstanbul İzmir
BAŞKAN Şimdi okutacağım iki önerge
de aynı mahiyettedir, onları da birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
yasa tasarısının 58 inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Erol Dora Adil
Zozani
Bingöl Mardin Hakkâri
Sırrı Süreyya Önder Nazmi Gür Abdullah Levent
Tüzel
İstanbul Van İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Alim Işık Erkan
Akçay Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Manisa Kayseri
Cemalettin Şimşek Ali Öz Ali
Halaman
Samsun Mersin Adana
Yusuf Ziya İrbeç
Antalya
BAŞKAN Komisyon bu son okuttuğum aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı, kamuoyunda beklenen ve
vatandaşımızın mağduriyetini giderecek düzenlemelerden
yoksundur. Yaklaşan 25inci Dönem milletvekili genel seçimleri öncesinde
yapılan bazı küçük iyileştirmelerle AK PARTİnin siyasi
çıkar sağlamak amacına yönelik olarak gerçekleştirdiği
düzenlemeler yerine, yıllardır çözüm bekleyen sorunların
tasarı metninde yer alması gerekmektedir. Maddenin tasarı
metninden çıkarılması kamu ve milletimiz yararına
olacaktır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN Diğer gerekçeyi okutuyorum:
AYTUĞ ATICI (Mersin) Efendim, gerekçede
yazılan şeylerin aynı şekilde okunması gerekiyor.
Gerekçede AKP yazıyor, konuşmacı arkadaşımız
AK PARTİ diye okuyor. Ne yazıyorsa onu okuması gerekiyor
efendim.
Teşekkür ederim.
AFİF DEMİRKIRAN (Siirt) Ama ismi AK
PARTİ.
BAŞKAN Evet, tabii ki öyle okuması gerekir.
Lütfen dikkat ediniz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Hukuken AK PARTİ.
BAŞKAN İdris Baluken (Bingöl) ve
arkadaşlarının önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe: Sağlık hakkını
kısıtlayan düzenlemeler sosyal devlet ilkesine
aykırıdır. Değişiklikle buna yönelik ortaya
çıkacak sorunların giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçelerini okuttuğum aynı
mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Aynı mahiyetteki diğer iki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının 58. Maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı (Amasya) ve
arkadaşları
MADDE 58- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesinin birinci fıkrasına
"kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına
bakılmaksızın" ibaresinden sonra gelmek üzere "genel
sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen
sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde"
ibaresi ve aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler
yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için
belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini
belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu
sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki
istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dahil edilmez."
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ Atıcı (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu iki önergeye
Komisyon katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Mehmet Naci Bostancı ve
arkadaşlarının önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan
sağlık hizmet bedellerinin ve kapsamının ne şekilde
belirleneceğine açıklık getirilmektedir.
BAŞKAN Aytuğ Atıcı ve
arkadaşlarının önergesinin gerekçesi okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut düzenlemede trafik kazasına uğrayan
kişinin sağlık giderleri SGK tarafından hiçbir
kısıtlama olmaksızın karşılanmakta iken getirilen
önergeyle GSS'liler için belirlenen usul ve esaslara göre yapılması
düzenlenmektedir. Bu yüzden protezlerinden ilaçlarına kadar birçok hususta
yurttaşın hakları kısıtlanacak ve mağduriyet
oluşacaktır. Sağlık hakkından yararlanmaya yönelik
getirilen her kısıtlamanın sosyal devlet
anlayışından bizi uzaklaştıracağı ilkesiyle
maddede düzenleme yapılmıştır.
BAŞKAN Gerekçelerini okuttuğum aynı
mahiyetteki bu iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu önerge doğrultusunda madde 58i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde 58 kabul
edilmiştir.
59uncu madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
yasa tasarısının 59 uncu maddesinde geçen "Meslek
standartlarını ve yeterlilikleri onaylamak." ibaresinin
"Meslek standartları ve yeterliliklerin onayı" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Erol Dora Adil
Zozani
Bingöl Mardin Hakkâri
Sırrı Süreyya Önder Nazmi Gür Abdullah Levent
Tüzel
İstanbul Van İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle madde metninin daha
anlaşılır kılınması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
59uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
59uncu madde kabul edilmiştir.
60ıncı madde üzerinde bir adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
yasa tasarısının 60 ıncı maddesinde geçen
"aşağıdaki" ifadesinin "aşağıda
ifade edilen" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Erol Dora Adil
Zozani
Bingöl Mardin Hakkâri
Sırrı Süreyya Önder Nazmi Gür Abdullah Levent
Tüzel
İstanbul Van İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle madde metninin daha
anlaşılır kılınması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
60ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
60ıncı madde kabul edilmiştir.
Böylece ikinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.16
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 91incİ Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
687 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi Üçüncü bölüm görüşmelerine
başlıyoruz.
Üçüncü bölüm, geçici madde 1 dâhil, 61 ila 89uncu
maddeleri kapsamaktadır.
Üçüncü bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Manisa Milletvekili Erkan Akçay konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Akçay.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama başlarken Değerli
Başkanım, 24üncü Dönemde ve ondan önceki dönemde bugüne kadar
göstermiş olduğunuz objektif ve tarafsız yönetiminiz, ayrıca
yönetim becerİniz ve yönetim dirayetiniz ve Meclis Başkan
Vekilliğini en iyi şekilde örnek temsiliyetiniz nedeniyle tebrik ve
teşekkürlerimi sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak ilkeli, sorumlu ve sorun çözen bir siyaset
anlayışını, her alanda olduğu gibi Türkiye Büyük
Millet Meclisinde de yürütmeye gayret gösteriyoruz. Bütün yasama
faaliyetlerimizde ve denetim faaliyetlerimizde bu sorumluluğun, bu ilkeli
siyaset anlayışının gereğini yapmaya
çalıştık ve en son bu görüştüğümüz torba kanun
tasarısı nedeniyle de göstermiş bulunuyoruz.
En son iki maddeyi hatırlayacak olursak, gerek
işten atılan Somalı maden işçilerinin kıdem
tazminatlarının ödenmesiyle ilgili başta Grup Başkan
Vekillerimiz Sayın Oktay Vural ve Sayın Yusuf Halaçoğlu ve
bizlerin tutumları hepinizin malumudur, büyük bir yapıcı ve
olumlu bir gayret içerisinde olduk ve bu düzenlemelerde elbette Meclisteki
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun emekleri inkâr edilemez.
Yine, madenlerde meydana gelen ölümlü kazaların
kapsamını genişleten ve Zonguldaklı mağdur aileleri de
kapsayan en son düzenlemeyi de birlikte yapmış bulunuyoruz.
Değerli milletvekilleri, tabii, burada özellikle son
aylarda, zamanlarda emeklilerimizin sorunları diğer bazı
sorunların da önüne geçmeye başlamıştır. Çünkü, Sosyal
Güvenlik Kurumunun en son açıkladığı 2014 Aralık
ayı verilerine göre ülkemizde 10 milyon 921 bin emekli, dul ve yetim
aylık ve gelir almaktadır.
Uzun bir çalışma hayatından sonra emekliye
ayrılan insanlar, gelecek endişesi duymadan ömrünün geri kalan
kısmını huzurlu, mutlu ve insanca yaşamayı hayal
etmektedir. Ancak, ülkemizde emekliler, maalesef mutlu değildir. Emekliler
gelecekten umutsuz bir hayat sürmektedir ve emekliler zordadır.
Yıllarca emek verenlerin sessiz çığlığına, Adalet
ve Kalkınma Partisi Hükûmeti kulak asmamaktadır. Bugün emekliler
insanca yaşayamıyorsa, mutlu ve huzurlu değilse,
aldıkları aylık yetmiyorsa, şiddetli geçim
sıkıntısı çekiyorsa ve borçlardan bunaldıysa elbette
bunun faili ve müsebbibi ve sorumlusu başta Hükûmettir. On iki
yıldır tek başına iktidarda olmakla övünen Adalet ve
Kalkınma Partisi bu on iki yıllık süre içerisinde
emeklilerimizin sorunlarını çözememiştir. Emeklilerimizin cebine
giren her kuruş, zamlara, faize, vergiye gitmektedir. Emeklimiz neredeyse
borca batmış, elinde avcunda ne varsa gitmiştir ve emeklilerimiz
her yıl bir önceki yıla göre daha da fakirleşmiştir ve
emeklilerimizin büyük çoğunluğu açlık sınırının
altında aylık almaktadır. Emekliler aldığı
aylıkla kendi giderlerini karşılayamazken bir de işsiz
kalan çocuğuna ve onun ailesine bakmak durumunda
kalmışlardır.
Emeklilere reva görülen zamlar son derece yetersiz, böyle
sembolik düzeyde kalmaktadır ve buna göre SSK emeklilerinin
aylığı kaç lira artmıştı? Hatırlatalım:
24 lira. Peki, BAĞ-KUR emeklilerinin emekli aylığı kaç lira
artmıştı? 13 lira ve 15 lira. En son, asgari ücretlilerle ilgili
olarak yapılan düzenlemelerde de, biliyorsunuz, eğer asgari ücretli
evli, eşi çalışmıyor ve 3 çocuğu da varsa 9 lira bir
avantaj sağlandı ve en son biraz evvel yapılan düzenlemeyle de
1.000 liranın altında aylık alan emeklilere 100 liralık
seyyanen ödeme yapıldı. O da binbir zahmetle veriliyor.
Ve emekliler yıllardır banka promosyonu
alabilmek için mücadele vermektedir. Sekiz yılı aşkın bir
süredir bu beklenti içerisindeler. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti
bunu bile becerememiştir aslında rahatlıkla yapabileceği
bir konuyken. Herkes banka promosyonu alırken emekliler
alamamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu yıllık 120 milyar
lira, yani eski ifadeyle 120 katrilyon lirayı aşan emekli
aylığı ödüyor ama emekliler bu ödemeleri yapan bankalardan
promosyon almıyor. Bunun anlamı nedir? Faiz lobisi, faiz lobisi.
İşte faiz lobisi bu. Faiz lobisiyle Hükûmetin beraber
çalıştığının en büyük delillerinden biri budur.
Eğer faiz lobisiyle siz iş birliği yapmıyorsanız veya
ona mağlup olmamışsanız bunu, emeklilik promosyonunu pekâlâ
verdirirsiniz. Neden verdiremiyorsunuz? Neden emeklilerin yanında
değil de faiz lobisinin yanındasınız?
Diğer taraftan Sağlık hizmetleri
ücretsiz. diyorsunuz ancak muayene parası, katılma payı, reçete
parası, kutu parası, fark ücreti diye yaptığınız
kesintiler nedeniyle emekliler maaşının ne olduğunu
doğru dürüst bilememektedirler.
İşte sosyal güvenlik destek primini burada
ziyadesiyle dile getirdik. Emeklilikte yaşa takılanların
sorunları çözülmedi. Vergi mükellefiyeti bulunan dönemler için borçlanma
düzenlemesi yapılmadı.
Bu bölümde, bir de ne derece gerekli olduğu
tartışılır bazı düzenlemeler de var fakat vaktimiz
elvermediği için
İşte 86 ve 87nci maddelerle Maliye Yüksek
Eğitim Merkezi Başkanlığı kapatılıyor. 1998
yılında kurulmuştu bu Maliye Yüksek Eğitim Merkezi
Başkanlığı ve bir maliye akademisi kurma amacıyla bu
adım atılmıştı. Bu gerçekleşmeyince Maliye Yüksek
Eğitim Merkezi Başkanlığı kuruldu.
Bunların
gerekçelerinden biri, söylenen E, artık bu, fonksiyonel değil,
yeterince görev yapamıyor. O zaman fonksiyonel hâle getireceksiniz.
Kurumların içini boşaltırsanız, gerektiği, amacı
doğrultusunda çalıştırmazsanız bir gün kapatmak
zorunda kalıyorsunuz ki, daha başka, 17-25 Aralıktan sonra
başlayan iktidar paniğinin uzantılarını da burada
görmemek mümkün değildir.
Maliye
Bakanlığının Gelir İdaresi
Başkanlığının ve personelinin öncelikli sorunları
bulunmaktadır. 24üncü Dönem tamamlandı ama bu sorunlar, Hükûmet
tarafından ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde çözülebilmiş
değildir. Maliye Bakanlığında ne çalışma
barışı kaldı ne huzur kaldı. Gelir İdaresinde
çalışan müdür, vergi dairesi müdürü, müdür yardımcıları,
gelir uzmanları, şef ve memurların özlük hakları bir
karmaşaya dönüştü. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel
Müdürlüğünde, Bütçe Genel Müdürlüğünde ve diğer genel
müdürlüklerde çalışanların çalışma
barışı da bozuldu. Özlük hakları da eşit, adil ve
hakkaniyetten uzak bir duruma geldi. Çalışma şartları,
maaş ve özlük hakları bakımından bu personel mağdur
edilmiştir.
Defterdarlık
uzman ve uzman yardımcılarının sorunları artarak devam
etmiştir. 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle benzer
nitelikte görev ifa eden kariyer uzmanları arasında ücret
dengesizliklerinin giderilmesi güya amaçlanmış fakat
defterdarlık uzmanları ve yardımcıları bu hükmün
dışında tutulmuştur.
Bu
düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Mardin Milletvekili Erol Dora.
Buyurunuz
Sayın Dora. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 687 sıra sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde Halkların Demokratik
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iş
kazalarının asıl nedeni olarak neoliberal politikaların alt
başlıkları olan özelleştirme,
taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma ve
denetimsizleştirmeyi göremeyen bu tasarıda, başta 6331
sayılı Yasa olmak üzere mevcut mevzuatta zaten yer alan bazı
düzenlemeler yeni bir düzenleme gibi sunulmaktadır. Örneğin,
tasarıya göre çok tehlikeli ve tehlikeli işlerden Bakanlıkça
belirlenenler için mesleki yeterlilik belgesi alma zorunluluğu
getirilmektedir. Oysa bu yükümlülük zaten 6331 sayılı İş
Sağlığı ve İş Güvenliği Kanununda var olan
bir düzenlemedir.
Değerli milletvekilleri, aynı durum, daha önce
dikkat çektiğimiz üzere, iş güvenliği kurallarına uymayan
işverenler için öngörülen cezaların büyük bölümünde de mevcut. Bu
konuda da 6331 sayılı Yasa ve bağlı yönetmeliklerde yer
alan düzenlemelerin tekrarından ibaret yaklaşımlar tasarıda
sıkça görülmektedir.
Tasarının 6331 sayılı Yasanın
uygulamada yaşanan eksikliklerini tamamlamak için
hazırlandığı iddia edilse de, işveren otoritesini
sınırlandıracak güvenceli bir çalışma yaşamının
var edilmesinden ısrarla kaçınmaya devam edildiği açık bir
şekilde görülmektedir. Bu nedenle, tasarıda iş cinayetlerine
davetiye çıkaran taşeron istihdamın ortadan
kaldırılmasına, redevans sisteminden vazgeçilmesine ilişkin
bir düzenlemeye yine yer verilmemiştir.
Yine, iş güvenliğini denetleyecek en etkili
yollardan birinin çalışanın kendi çalışma
koşullarını sendikası aracılığıyla
denetleme hakkı olduğu bilinmesine rağmen, tasarıda özgür
sendikacılık doğrultusunda hiçbir adım da görülmemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
temel eksiklikler, kayıt dışı işçi
çalıştırma üzerinden sermaye birikimi yaratmak, ucuz
işçilik üzerinden rekabet etmek, taşeron sistemi üzerinden kaynak
aktarabilmek için makbul sendikalara mahkûm olmuş, güvencesiz bir
işçi kitlesine ihtiyaç duyulduğu düşüncesini
pekiştirmektedir.
Tasarı, aslında işin esası
bilinmesine rağmen bunu çözmekten uzak, sorunun etrafından
dolaşan, kâğıt üzerinde kalması muhtemel önlemlere
ağırlık veren bir görüntüdedir. Kısacası, özelleştirme
ve taşeronlaşmanın teşvik edildiği, buna
bağlı olarak esnek çalışma biçimlerinin,
sendikasızlaştırmanın
yaygınlaştırıldığı bir çalışma
ortamını görmezden gelen tasarı, sorunun çözümünü alınacak
yüzeysel tedbirlere indirgemektedir.
Değerli milletvekilleri, kanun
tasarısının üçüncü bölümünde öne çıkan düzenlemelerden biri
de kamu kurumlarında çalışan engelli
vatandaşlarımızla ilgilidir. Düzenlemede Kamu kurum ve
kuruluşlarında sürekli işçi kadrosunda görev yapan ve ilgili
mevzuata göre alınan sağlık kurulu raporunda en az yüzde 40
oranında engelli olduğu belirtilen işçiler ile ağır
engelli raporlu eşi veya bakmakla yükümlü olduğu birinci derece kan
hısımları bulunan işçiler, engellilik durumundan
kaynaklanan gerekçelere dayalı olarak kurum içinde yer
değiştirme talebinde bulunabilir. denilmektedir.
Değerli milletvekilleri, söz konusu düzenlemenin
sadece kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçileri
kapsıyor olması büyük bir eksikliktir. Bu nedenle, özel sektörde
çalışan engelli vatandaşların da kanun kapsamına
alınması gerekmektedir. Özel sektörde çalışan engelli
vatandaşlarımızın düzenleme kapsamı
dışında tutulması anayasal eşitlik hakkına
aykırılık teşkil etmektedir.
Değerli milletvekilleri, eğitimden
sağlığa, ulaşımdan iş hayatına, ekonomik ve
sosyal her türlü alanın dışında bırakılmanın
yanı sıra, toplumsal sürece katılımdaki demokratik haklar
ve en temel insan haklarından da büyük ölçüde mahrum bırakılan
engellilerin, bir de kamu çalışanı, özel sektör
çalışanı biçiminde bir ayrımcılığa tabi
tutulmaları asla kabul edilemez. Devlet, Anayasa gereği tüm
yurttaşlarına eşit imkanlar sunmakla mükellefken diğer
birçok alanda olduğu gibi, Hükûmet, bu alandaki sorumluluğunu da
layıkıyla yerine getirmemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiyede engelli bireylerin durumlarının insan haklarıyla olan
ilişkisine dair imzalanan sözleşmelere çoğunlukla yüzeysel ve
popülist açıdan yaklaşılmakta, yardım eli uzatma
biçimindeki yaklaşım, devlet algısı açısından
büyük ölçüde devam etmektedir. Engelliliği kişisel bir trajedi
olmaktan çıkartıp bu konuda devlet kurumlarının ve toplumun
dayattığı engelleri merkeze koyan bir bakışa acilen
ihtiyaç vardır. Kişiler ne ekonomik bir değer ne de işe
yararlılıkları bakımından değil, sadece ve sadece
insan olmaları bakımından bir anlam ifade ettikleri için değerlidirler.
Bu durum, engelli bireyler ve engelli çalışanlar için de
kaçınılmaz olarak böyle olmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
engelli vatandaşlarımızdan bir iş sahibi olacak kadar
şanslı olanların sembolik rakamlarla sembolik işlerde çalışma
fırsatı yakaladıkları göz önünde bulundurulduğunda,
özel sektörde çalışan engelli vatandaşlarımıza yönelik
daha pozitif yaklaşımlar geliştirilmesi zorunludur. Engelli kişilerin
toplumdaki diğer bireylerle eşit olduğu ve olası bir
adaptasyonun engelli kişiler tarafından değil, toplum
tarafından yapılması gerektiği, evrensel insan hakları
normlarında uzun zamandan bu yana yerini almış
bulunmaktadır. Bu bakımdan, toplumsal hayata, çalışma
hayatına yön veren düzenlemeler insan farklılıklarını
göz önünde bulundurmak durumundadırlar. Bu bağlamda, engellilik
konusu, her bakımdan eşitlik ve eşit haklar çerçevesinde
değerlendirilmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün artık, insan hakları örgütlerinin, uluslararası
kuruluşların, devletlerin gündeminde engelli kişilerin insan
hakları olarak yer almaya başlayan kavram, hak
arayışlarında kilit unsurlar olan insan onuru, eşitlik,
ayırımcılığa uğramama, otonomi
kavramlarıyla beraber ele alınır bir hâl
almıştır. Eşitlik ve farklılığa
saygı, yine, engellilik ve insan hakları ilişkisinde hem
başlı başına hem de diğer unsurların daha iyi
anlaşılabilmesi adına büyük önem taşıyan
kavramlardır.
Elbette toplum, farklı farklı bireylerden
oluşan ve bu duruma ev sahipliği yapması gereken bir
yapılanmadır. Bu bağlamda, insan hakları
bakımından eşitlik, herkesin kendi başına bir
değer olduğundan hareketle, değerlilik bakımından ve
yine, haklar bakımından eşit olunmasıdır.
Değerli milletvekilleri, bütün engelli
kişilerin insan hakları ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit
olarak yararlanmalarını teşvik etmek, korumak ve sağlamak
ve bu kişilerin doğuştan gelen onuruna saygı gösterilmesini
teşvik etmek zorundayız. Buna göre, engellilerin çalışma
hakkı da diğer yurttaşlarınkiyle eşit bir şekilde
tanınmalı ve bu hak, engellilerin açık, kapsayıcı ve
erişilebilir nitelikte bir iş piyasası ve çalışma
ortamında serbestçe seçtikleri bir işte hayatlarını
kazanmaları fırsatını sağlamalıdır. Bu
bakımdan, iş yerleri ve işverenler gerekli fiziksel ortama sahip
olmadıkları gerekçesiyle engelli istihdamından geri
kalmayıp bu ortamları yaratmakla mükellef olmalıdırlar.
Değerli milletvekilleri, iş yerinde
gerçekleşebilecek engele dayalı her türlü
ayırımcılığın önüne geçilmesi de gerek yasalar
gerekse diğer düzenlemelerle garanti altına alınması
gereken önemli noktalardır.
Bu çerçevede, Sayın Çalışma
Bakanını ve Hükûmeti, özel sektörde çalışan engelli
vatandaşlarımıza karşı daha duyarlı olmaya ve
binbir zorlukla özel sektörde iş bulabilmiş vatandaşlarımızı
ihmal etmemeye davet ediyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Dora.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebi.
Buyurunuz Sayın Çelebi. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle, bütün baskılara rağmen, buradaki
bütün baskı yöntemlerine karşı dik duruşunuzdan
dolayı, objektif ve tarafsız yönetimleri yalnız bugün için
değil- bütün Meclis sürecinde gösterdiğiniz için bu konuda sizin
gösterdiğiniz duyarlılığa, sabra teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, ben bu Meclise
geldiğimde bir işçi olarak, bir emekçi olarak bu
çarpıklığın giderilmesi konusuna acaba katkı verebilir
miyim, bir nebze ikna edebilir miyim? diye geldim ama görüyoruz ki
söylediklerimiz buza yazılıyor, suya yazılıyor ve sistem
aslında sorgulanmadan bu konuştuğumuz yasaların, bugün ve
bugüne kadar konuştuğumuz yasaların artık bir şeyi
değiştirmediğini, aslında bir sistem sorgulanması
yapılması gerektiğini bir kez daha buradan ifade ediyorum.
Problem ne? Kapitalist sistemin egemenliği hem dünyada hem Avrupada
yaygın bir şekilde almış başını gitmiş
ama artık bu sistem sorgulanıyor. Artık kapitalist, neoliberal
politikalar iflas etmiştir ve bunun sonucunda artık yeniden sol bir
rüzgâr, sosyalizm rüzgârı esmeye başlamıştır
değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bu, bugün belki hissiyatınızda yoktur, Bu
geldi, burada yine edebiyat çekiyor. diyebilirsiniz ama küreselleşmenin
yarattığı tahribatlar, geçmişte nasıl olduysa,
nasıl kapitalizme karşı mücadele edildiyse bugün de kapitalizme
karşı mücadele devam edecektir ve sonlanmayacaktır. Çünkü, yeni
bir küreselleşme dalgası, özellikle 1980lerden bugüne kadar
yaygınlaşan egemen anlayış artık iflas noktasına
gelmiştir. Hani bir dönemin Başkanı Halit Narin, TİSKin
Başkanı, Onlarca yıl işçiler güldü, biz ağladık;
şimdi gülme sırası bizde. dediği, 80den beri devam edilen
neoliberal politikalar ve o egemenlik, sermaye sınıfına hizmet
ilişkisi artık bu çemberi daraltmıştır. Bu baskı
ve zulüm, elbette bir gün son bulacak, elbette bir gün işçiler o tulum
elbiseleriyle beraber yine bu mücadele alanlarında olacaklar ve bunu bu 1
Mayısta da bir kez daha ortaya koyacaklar, yine inadına Taksim
diyecekler, inadına mücadeleyi sürdürecekler.
Şimdi, sistem sorgulanmadan, sistemle ilgili yeni
bir algı olmadan bu sorunlar palyatif, pansuman tedavileriyle çözülüyor.
Emeklilerin sorunu da böyle, engellilerin sorunu da böyle, 4/Clilerin sorunu
da böyle, 4/Blilerin sorunu da böyle, atanamayan mühendislerin sorunu da
böyle, atanamayan öğretmenlerin sorunu da böyle, bu ülkede açlık
sınırı altında asgari ücretle çalışan
vatandaşların sorunu da böyle. Bu ülkedeki yoksulluk
sınırı altında ezilen vatandaşların da, tüm Türkiye
vatandaşlarının sorunları da aslında bir sistem
sorunudur. Sistem pansuman edile edile bu noktaya gelmiştir, artık bu
gemi su almaya başlamıştır, bu gemi batıyor. Palyatif
tedbirlerle günü kurtarabilirsiniz ama uzun vadede bu sorunu
aşmış olamazsınız.
Bakın, arkadaşlar, emeklilerle ilgili, Genel
Başkanımız, Cumhuriyet Halk Partisi gümbür gümbür hedefini de
koyarak seçim bildirgesini onlarla yazdı. Yine, Genel
Başkanımız ve yönetimimiz Taşeron uygulamasını
kaldıracağız. diyor. Şimdi, bize diyorlar ki: Nerede bu
kaynak? Bu parayı nereden bulacaksınız? Arkadaşlar, hemen
bize kaynak soruyorsunuz. Siz burada milyarlarca lira kaynağı
peşkeş çekerken, bu ülkenin mağdurlarının sorununun
giderilmesi konusunda ortaya irade koyduğumuzda diyorsunuz ki: Kaynak
nerede? Ben size kaynak söyleyeyim arkadaşlar, bir taşeron
kaynağı söyleyeyim.
Şimdi, bakın, buradan, aramızdan
ayrılan Kazım Kurt bizim Eskişehir Odunpazarı Belediye
Başkanı oldu; milletvekiliydi, Odunpazarı Belediye
Başkanı oldu. Görevi ilk devraldığında gitti, AKPli
belediye -yine AKPli diyorum- ihaleyi 2.085 liraya çıkarmış.
Böyle anlatayım ki anlayasınız diye. 2.085 liradan işçinin
eline geçen para asgari ücret yani 900 lira. Diğer bütün masrafları
ilave ediyorum oraya -yani sigortası, vergisi, hani, ödese kıdem
tazminatı- toplamı 1.413 liraya mal oluyor. Aradaki fark ne kadar
arkadaşlar? 700 lira. Kimin cebine giriyor? Taşeronun cebine giriyor.
Peki, o taşeron ne yapıyor? Sizin etkinliklerinize -o işçilere
bazen de 100er lira dağıtarak- sizin toplantılarınıza
katılıyor çünkü oradan besleniyor, sizin bütün
organizasyonlarınızda o taşerondan AKP iktidarı besleniyor,
ondan vazgeçmiyorsunuz. Yoksa, bu kaynakları Sağlık
Bakanlığında, işte, en son, burada, Karayollarında
Karayollarında
Sayın Bakan Bu iş çözüldü. dedi, bu sevindirici. Üç
yıllık yargı kararını uygulamadınız,
Yargıtay kararını uygulamadınız. 10 bin işçi
yargı kararına rağmen üç yıl sizi bekledi. Demek ki her
tarafa verdiğiniz, her tarafa dağıttığınız
ama aslında taşeron cumhuriyetini oluşturduğunuz bu
uygulamalara karşı siz o paraları gerçekten işçilere
verseydiniz ne olurdu? Bugün, bu bataklıklardan konuşmazdık,
bahsetmezdik. Neden? İşçinin alım gücü yükselirse
arkadaşlar, emeklinin alım gücü yükselirse bu sanayiye döner.
Sanayinin büyümesi, bir ülkede
Bakın, biz
sanayi düşmanlığı yapmıyoruz. Bir ülkede sanayi
gelişmezse demokrasi olmaz. Bir ülkenin sanayisi ne kadar gelişirse,
ne kadar büyürse o ülkede hukuk olur, adalet olur. Ama sanayisi
gelişmemiş, hâlen yapay gündemlerle, işte, AVMlerle büyütülen
bir Türkiye aslında yoksulluğa mahkûm edilen bir Türkiyedir.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlarımız, şöyle
bir noktadayız: Ülkemiz, elektrik kesintileri son bulsa da dinmeyen
karanlığın içinde. Bu karanlığa son vermek bizim
andımız olsun değerli arkadaşlarım. Biz
yıllardır 4/Clilerin, taşeronların, emeklilerin,
işsizlerin sesi olmaya çalıştık; adaletsiz, eşitsiz
çalışma koşullarını, işçiye ölümü fıtrat
sayanlara karşı dik durmaya, ölümün kader
olmadığını anlatmaya çalıştık. Ölümü
yoksula, işçiye kader görenleri kader tarihinin çöplüğüne
gömeceğimizi bir kez daha buradan ifade ediyorum. Somanın, Gezinin,
madenlerin, inşaatlarda yitirdiğimiz canların hesabını
elbette bir gün vereceksiniz. Bizler ölümle değil, yaşamla
büyüteceğimiz bir geleceği kurmak için mücadele etmeye ant içtik ve
bu mücadelemiz her koşulda sürecektir. Bizim burada olmamız
değil, fikrimizin iktidar olması için, emekçilerin
iktidarını yaratmak için her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi bu
kürsüden bir kez daha ilan ediyorum. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Çelebi.
Buyurunuz Sayın Baluken.
V.- AÇIKLAMALAR(Devam)
6.- Bingöl Milletvekili İdris Balukenin, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya, bugüne
kadarki tarafsız ve başarılı yönetiminden dolayı
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün tabii Meclisin muhtemel
oturumlarının son günü, öyle görünüyor program yetişirse.
Şahsınızın Genel Kuruldaki yönetim tutumuyla alakalı
olarak bugün bir milletvekilimiz kürsüden görüşlerini dile getirdi ancak
ben Halkların Demokratik Partisi Grubunun genel hissiyatını Grup
Başkan Vekili olarak ifade etmek istiyorum. Bugüne kadar bütün oturumlarda
göstermiş olduğunuz tarafsız ve objektif yönetimden, Meclis
Genel Kurulunda işleyişte hukuku ve İç Tüzükü referans almanızdan
ve bir Meclis Başkan Vekili olarak siyasi parti kimliğinden
sıyrılmış olarak orada bir yönetim ortaya koyabilmenin
mümkün ve gerekli olduğunu ortaya koymanızdan dolayı sizlere
teşekkür ediyoruz. Halkların Demokratik Partisi olarak bundan sonra
oraya gelecek olan yeni başkan vekillerine bu dönem içerisinde
göstermiş olduğunuz tutumun örnek olmasını temenni
ediyoruz. Şahsınıza da bundan sonraki siyasi, sosyal ve
kişisel yaşamınızda
başarılarınızın devamını diliyoruz.
Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ederim Sayın
Baluken.
Sayın Hamzaçebi
7.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya, bugüne kadarki
tarafsız ve başarılı yönetiminden dolayı teşekkür
ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, biraz önce kürsüden,
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Süleyman Çelebi, Meclis Başkan
Vekilimiz Sayın Güldal Mumcunun bugüne kadarki objektif yönetimiyle
ilgili çok güzel bir değerlendirme yaptı. Sayın Çelebinin bu
görüşleri Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşleridir. Sayın
Güldal Mumcuya, başlangıçtan itibaren bugüne kadar göstermiş
olduğu objektif yönetim için, başarılı yönetim için,
tarafsız yönetim için Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun teşekkürlerini
iletiyorum ve devamını diliyorum Sayın Başkanım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
VIII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
5.-
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Burdur Milletvekili
Hasan Hami Yıldırım ve İzmir Milletvekili Aydın
Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili Ali Demirçalı ve
İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 2
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Manisa Milletvekili
Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 2
Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664,
2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182, 2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534,
2/2541, 2/2546) (S. Sayısı: 687) (Devam)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Amasya Milletvekili Naci Bostancı.
Buyurunuz Sayın Bostancı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bu
birleşimin sonunda genel bir değerlendirme yapılacak muhakkak
ama 2 gruptan değerlendirme geldiği için ben de Sayın Mumcunun
Başkan Vekili olarak görevini yaparken göstermiş olduğu
titizliğe ve dikkate teşekkür ederim. Aynı şekilde, şu
anda burada olmayan ama dört yıl içerisinde burada Başkan
Vekilliği yapan, Adalet ve Kalkınma Partisinden Sadık Beye,
Ayşenur Hanıma ve MHPden Meral Hanıma aynı çizgide
yapmış oldukları yönetimler için çok teşekkür ediyorum.
Esasen, veda konuşmalarında yapılan
değerlendirmeler ile süreç içerisinde yapılan değerlendirmeler
arasında da zaman zaman kontrast oluşuyor. Biraz önce içeride
konuşurken Sayın Mumcuyla, yeni dönem başlarken veda
konuşmalarını önceden vekillere göstermek ve Bu işin sonu
böyle olacak. diyerek veda konuşmasının atmosferi içerisinde
bir dört yıl geçirmelerini temin etmek iyi olabilir diye düşünmüştük.
Değerli arkadaşlar, bu 100 lira seyyanen zam meselesine
ilişkin birtakım kafa karışıklıkları
olduğu kanaatiyle, bu vesile çerçevesinde söz aldım. Kafa
karışıklığı derken, bir bilgi
karışıklığı, bir yanlış anlama durumu,
bunları düzeltmek isterim.
Her şeyden önce, Emekli Sandığından
emekli olan yaklaşık 2 milyon kişinin zaten maaşları
1.100 liranın üzerinde. Geriye 8,5 milyon BAĞ-KURlu ve SSK emeklisi
kalıyor. Bu 100 lira seyyanen zam, 1.000 liranın altı ve üstü bu
8,5 milyon kişiyi ilgilendiriyor. SSK ve BAĞ-KUR emeklisinin yüzde
60ı yani 5 milyon 89 bin kişi bu 100 lira zamdan faydalanıyor.
Şöyle ki: 3 milyon 300 bin emekli 1.000 liranın altında
maaş aldığı için doğrudan doğruya bu 100
lirayı alıyor, tam olarak alıyor. Geriye kalan 1 milyon 785 bin
emekli ise 1.000 lira ile 1.100 lira arasında bir maaş
aldığı için bunlara 1.100 liraya ulaştıracak
şekilde bu zamları yapılıyor.
İkincisi
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) 22 lira
yani.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Kimisine 99 lira,
kimisine 20 lira olabilir ama bunların büyük bir çoğunluğu
yaklaşık 50-60 lira civarında bir zam alıyorlar.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Hayır, hayır, rakam açık.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Sonuçta, bu, alt
gelir kesiminde bulunan insanlara yönelik bir destektir. AK PARTİnin
yaklaşımı da öncelikle alt gelir grubunda bulunan
insanların hayat standartlarını bütçe imkânları
çerçevesinde yükseltecek tarzda düzenlemeler yapmaktır. Başka tür
yardımlar ve desteklerle de toplumun bu dezavantajlı gruplarına,
alt gelir grubunda yer alan kesimlerine ilişkin düzenlemeler yaptık.
İkinci bir
kafa karışıklığı meselesi Temmuz ayında
TÜFE oranında zam yapılmayacak, bu 100 liralar verilecek.
şeklinde bir yanlış bilgiydi. Emekliler temmuzda normal
zamlarını alacaklar. Bu zamlar ile kendilerine seyyanen yapılan
zam arasında herhangi bağ yok; herkes alacak, emekliler de alacaklar.
İkincisi, emekliler temmuzda alacaklar çünkü kanun gereği bu tür
artışlar ocakta ve temmuzda yapılıyor.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama 100 liralık artış o zamdan
yararlanmayacak.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Devamla) - Yani Bugün yaptık zammı, hemen bugün verelim.
şeklinde bir uygulama söz konusu değil. Temmuzda 100 lira alacak
olanlar 100 lira alacak -yani 1.000 liranın altında olanlar- 1.000
lira ile 1.100 lira arasındakiler 1.100 liraya ulaşacak şekilde
alacaklar.
OKTAY VURAL
(İzmir) 7 Haziranda Hükûmet gelince kararlaştırsın.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) - Ayrıca, TÜFE zamlarını da alacaklar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Biz onu düzelteceğiz, biz düzelteceğiz o yanlışları.
RECEP ÖZEL
(Isparta) Grup Başkan Vekilimiz konuşuyor, lütfen.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Devamla) - Destek primi indirimi yapıyoruz. Bundan da kimler, ne
kadar faydalanıyor, bunu da görmek lazım. 630 bin emekli
faydalanıyor, 40 lira ile 154 lira arasında değişen
oranlarda artış sağlanıyor.
Çok önemli
düzenlemelerden biri de, 1 milyon 300 bin BAĞ-KURlunun prim borcunu
dondurmamızdır. Bu insanlar prim borcu olduğu için
sağlık hizmetlerinden faydalanamıyorlardı. Bu dondurma
neticesinde hastanelere gidebiliyorlar, sağlık hizmetlerinden faydalanabiliyorlar.
Prim borcunu ödeyemeyecek durumda olan yine alt gelir grubundaki bu insanlar
böylelikle sosyal devlet anlayışı çerçevesinde sağlık
hizmetlerinden faydalanacaklar. Eczacıların da bir problemini bu vesileyle
çözmüş olduk.
Ben, bunları
bildirmek için söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bostancı.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, efendim, ben, kürsüde,
emeklilere yapılan zamla ilgili olarak bir konuşma yapmıştım.
O konuşmada vermiş olduğum rakamları Sayın
Bostancı farklı bir şekilde kullanmak suretiyle bana cevap
vermeye çalıştı ama benim verdiğim rakamları
farklı bir amaca hizmet edecek şekilde kullandı.
Ben söz istiyorum efendim.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Ben adından
bahsetmedim efendim, bir kafa karışıklığından,
bilgi eksikliğinden bahsettim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama
bana cevap bu efendim.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Bana cevap vermesi
gerekmiyor, kendisi yorumda bulunabilir efendim.
BAŞKAN Düzeltmek istiyorsunuz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet
efendim.
BAŞKAN Buyurunuz düzeltiniz Sayın Hamzaçebi.
(CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) Sataşma yok. Sataşma
değil de bilgi.
BAŞKAN - Düzeltme talebi var.
Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
8.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının 687 sıra sayılı Kanun
Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, Sayın
Bostancıya bana bu konuşma fırsatını
yarattığı için çok teşekkür ediyorum. Kendisi çok dikkatli
bir dil kullandı bir sataşma olmasın, kürsüye muhalefet
çıkmasın diye ciddi bir gayret sarf etti ama yine de bana bu
konuşma fırsatının doğmasına engel olamadı.
Ben teşekkür ediyorum.
Bir kafa karışıklığı
olmasın, bütün emekliler temmuz ayında zam alacak. dedi yani Yüzde
3lük bir zam, enflasyon neyse işte yüzde 3 ise yüzde 3 oranında bu
zammı alacak. dedi. Bunda kuşku yok, ben Almayacak. şeklinde
bir şey söylemedim. Benim söylediğim, emekliye 100 liralık bir
zam veriyorsunuz, bu 100 liralık zammı bu yüzde 3
artışın içine sokmuyorsunuz. 100 liralık artış
yüzde 3 zamdan yararlanmayacak yani 100 lira veriyorsunuz, yüzde 3
artmasın diyorsunuz. Böyle bir hesap olur mu? Bakın, birincisi bu.
İkincisi, şunu söyledim açık, net
Sayın Bostancı, farklı bir rakamınız varsa elbette
konuşabiliriz: 6,5 milyon SSK emeklisi var. Bu grupta en düşük emekli
maaşı 1.047 lira; yüzde 3 enflasyon olursa bu 1.078 liraya
ulaşıyor. 1.078 lirayı siz -bu 100 liralık zam diyorsunuz
ya- 1.100 liraya ulaştırırken sadece 22 lira vermiş
oluyorsunuz. Eğer bu emekli maaşı 1.095 liraysa 5 lira
veriyorsunuz Buyur emekli kardeşim, sana 5 lira veriyorum ama bu 5
lirayı yüzde 3 oranında da artırmayacağım. Benim
söylediğim bu.
Ne söylerseniz söyleyin, hangi hesabı
yaparsanız yapın Cumhuriyet Halk Partisi emekliye iki bayramda birer
maaş ikramiye verecek. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) Nereden verecek?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz Nereden
vereceksiniz? diye sormaya başladığınız an bizim
projemizi kabul ediyorsunuz demektir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Hamzaçebi.
VIII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Burdur Milletvekili
Hasan Hami Yıldırım ve İzmir Milletvekili Aydın
Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili Ali Demirçalı ve
İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 2
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 2
Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664,
2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182, 2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534,
2/2541, 2/2546) (S. Sayısı: 687) (Devam)
BAŞKAN Şahsı adına, İzmir
Milletvekili Oktay Vural.
Buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Gerçekten, aslında, kapsamlı bir yasa, ancak
muhalefet olarak toplumun menfaatlerini dikkate alarak, ekonomik ve sosyal
kesimlerin taleplerini dikkate alarak bu yasada yapılması
gerekenlerle ilgili olumlu katkılarımızı sunduk. Evet,
bazı maddelerde ilerleme sağlandı ama istediğimiz gibi
olmadı. Ancak şu görüldü ki, toplumun beklentilerinin yerine
getirilmesi konusunda duyarlı bir muhalefet anlayışı
sergiledik. Dolayısıyla, halka açık bir muhalefetin toplumun
meselelerini buraya getirerek sizden birtakım talepler dile getirmesi,
açıkçası bu talepler doğrultusunda düzenlemeler yapmasını
temin etmesi, gerçekten, her şeyden önce biraz da ders alınması
gereken bir husus. Bu konularla ilgili eğer -hepimiz hep beraber,
birlikte- memleketin faydasına olacak birtakım konular varsa, belki
bize göre kâfi değil ama var ise bile olumlu adım atıyoruz.
İç güvenlik yasasında da biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak hep bunları dile getirdik, bunlarla ilgili
tavrımızı ortaya koyduk. Evet, işte; yok poşudur, yok
maskedir, yok uyuşturucudur, yok sapandır, yok molotoftur, tamam,
buna Evet. dedik ama maalesef bu konuda olumluları daha olumlu hâle
getirmek, olumsuzları ortadan kaldırmak amacıyla bir diyalog
imkânı olmadı ve açıkçası, milletin tamamının
benimseyebileceği bir kanun çıkmadı. Bu kanunun özünde de
aslında muhalefetin yaptığı katkılar var. Önemli
katkılar sağladık. Bu çerçevede, aslında, emeklilere
yaşlılık aylığı
Tabii, 62nci Hükûmet ama bu 62nci Hükûmet bitecek, 7
Haziranda bitiyor, yeni bir hükûmet gelecek. Şimdi, bu Hükûmet kendisinin
yapmadığı bir konuyla ilgili, temmuzdaki zamla ilgili niye bunu
yapıyor? Bu, seçim amaçlı. Yapacaksanız şimdi yapın,
emekli kardeşlerimiz bekliyor. Allah için, bir yaraya merhem
olacaksanız şimdi bu merhemi sürün. 7 Hazirandan sonraki seçimlerde
zaten 63üncü hükûmet gelecek, o hükûmetin alacağı karar icraatı
olacak. Dolayasıyla, bu, aslında bir bakıma, tamamıyla bir
seçim beyannamesini buraya getirmekten öteye bir anlam
taşımıyor. Gelin hep beraber, birlikte bir geçici maddeyle
bununla ilgili düzenlemenin yürürlüğe girdikten sonra
uygulanacağını ifade edelim de hiç olmazsa 62nci Hükûmetin,
Ahmet Davutoğlunun da bu emeklilere verdiği bir şey olsun. Aksi
takdirde, hiçbir olumlu icraatla anılamayacak diye düşünüyorum.
Dolayısıyla, bu 100 TLlik zam da temmuzdaki
2,6lık zammın içinde mi, dışında mı bir kafa
karışıklığı var. Şüphesiz, olumlu olanlar
var ama taşeron işçilerin sorunu çözülmedi, Meclis olarak Hükûmete
görev verdik, Hükûmet görevini yerine getirememiş. Bunu söylüyorsunuz Bu
görevini yine uzatalım. Görevini yapmayan bir Hükûmet var. Yani bunun
zannederim şubat ayında bitmiş olması gerekiyordu,
yapamadılar. Yaşa takılanlar var, emeklilikte yaşa
takılanların sorunları çözülmedi. Engellilerin sorunları
var, maalesef gelir testine tabi tutuluyorlar, engelli maaşları
kesiliyor. Bununla ilgili tedbir almamız gerekiyor. Taşeron
işçilerin kadroya geçirilmesi yine Yapılacak., Edilecek.,
Çözülecek. diyorsunuz ama bunu defalarca söylemenize rağmen,
Ulaştırma Bakanının burada söz vermesine rağmen
bununla ilgili bir adım atılmadı. Umarım bununla ilgili bir
adım atılır.
Bu konuda Adanada ve Osmaniyede BEYTEKS Tekstilin
maalesef 22 fabrikası kapandı, 5 bin işçi gitti. Siz 120 bin,
topluma kazandırma adı altında altı aylık asgari
ücretle çalıştırılacaklardan bahsediyorsunuz, mevcutlar
kaybediyor. Karayolları 1inci Bölgede çalışan temizlik
işçileri iki aydır maaşlarını alamıyorlar. Yeni
bir ekonomik modele ihtiyaç var. Bu palyatif tedbirlerle olmaz. Yeni bir endüstriyel
ilişkiler modeline ihtiyaç bulunduğu gayet açık ve net.
Sermaye hasıla katsayısının emek
hasıla katsayısı lehine geliştiği bir ortam
içerisinde, aslında küreselleşmenin tahrip ettiği millî
ekonomileri dikkate aldığımızda ya da sosyalizmin ifade
ettiği Bütün işçiler, birleşiniz. yerine, biliyoruz ki bu
memleketin işçisinin toprağa, fabrikaya ihtiyacı vardır,
üretime ihtiyacı vardır. Onun için, milliyetçi bir bakış
açısıyla bir ekonomi politikası uygulanması gerekir.
Milletin tamamının refahını dikkate alacak, üreten, rekabet
gücü yüksek bir Türkiye'yi hedefleyen ve bu konuda da refah oluşturacak
bir istihdamı oluşturacak, istihdamı artıracak ve
paylaşımı ön plana getiren bir ekonomi politikasına ihtiyaç
var. Bu çerçevede, bu yasanın hayırlı olmasını diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) Sayın Başkan, size de,
Başkanlık Divanında görev alan bütün arkadaşlara da
teşekkür ediyorum.
Tabii, bu konuda, özellikle şunu da ifade etmekten
kaçınamayacağım: Burada, kürsüde defalarca itiraz ettik, bu
itirazlarımızın haklı olduğunu düşünüyoruz. Meral
Akşener Hanımefendinin ve sizin yönetiminizin, gerçekten milletin
hukuku olan, Parlamentonun hukuku olan İç Tüzük hükümlerine uygun
olduğunu ifade ediyoruz. Bu makam, partilerin makamı değildir.
(CHP sıralarından alkışlar) Meral Hanım ile
zatıalinizin milletin hukuku olan İç Tüzükü uygulama konusundaki
tutumunuz ve kararlılığınız gerçekten önemli.
Unutmayalım ki hepimiz bu milletin hukukuna tabi
olmalıyız, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünü
gerçekleştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla, hukukun
üstünlüğüne gösterdiğiniz saygı ve hukuku üstün
kıldığınız için, size ve Meral Hanıma da
teşekkür ediyorum.
Saygılarımı arz ediyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Vural.
Üçüncü bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi, üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o
madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
61inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
62nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
63üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
64üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
65inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
66ncı madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 Sıra Sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 66ıncı
maddesi ile 5544 sayılı kanun değiştirilen 16. Maddesinin
1. Fıkrasının d bendi Başkan tarafından mevzuatta
uygun verilen görevler ile mevzuatta öngörülen benzeri görevleri yapmak.
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Aytuğ Atıcı Haydar
Akar Süleyman
Çelebi
Mersin Kocaeli İstanbul
Ali İhsan Köktürk İzzet
Çetin Musa
Çam
Zonguldak Ankara İzmir
Ali Serindağ
Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ,
buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, maddeyle, Mesleki Yeterlilik
Kurumunun İdari ve Mali İşler Dairesi
Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri
Dairesi Başkanlığına dönüştürülmektedir ve bu
dönüştürme yapılırken de bu daireye verilen görevler daha
ayrıntılı olarak düzenlenmektedir.
Mesleki Yeterlilik Kurumu aslında çok önemli bir
kurum; özel hukuk hükümlerine tabi, kamu tüzel kişiliğini haiz, idari
ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli bir kuruluş ve çok da önemli
görevleri var ancak bu görevler yerine getirilirken, elbette, personel istihdam
edilecektir. Yalnız buradaki personel İş Kanununa tabi olarak
çalıştırılmaktadır. Bu kadar önemli görevleri ifa eden
bir kurumun personelinin iş güvencesine sahip olması gerekmektedir; o
nedenle, aslında bu kurumun personelinin büyük çoğunluğunun
Devlet Memurları Kanununa tabi olması işin icabına daha
uygundur. Madem insan kaynaklarıyla ilgili bir düzenleme yapılacak
idiyse bunun göz önünde bulundurulmasının faydalı
olacağını söylemek istiyorum.
Şimdi, bunu söylerken de izninizle kamudaki
istihdama da kısaca değinmek istiyorum. Şimdi, biz kamuda
istihdam edilen personelin sınavla ve objektif ölçüler göz önünde
bulundurularak kamuya alınmasından yanayız. Ancak, üzüntüyle
görüyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde, yani
devriiktiradarınızda bu ilke oldukça çiğnenmiş ve daha
ziyade iktidara yakın ve yandaş diyebileceğimiz kişiler
kamu hizmetlerine alınır olmuştur. Bu, kamu vicdanını
zedelemektedir. Birinci husus bu.
İkincisi, bu yasama dönemi bitiyor artık. Bu
yasama döneminde, maalesef üzüntüyle belirtmem lazım, Türkiye Büyük Millet
Meclisi yasama tekniği açısından olumlu bir sınav vermedi.
Temel kanun ve torba kanun uygulamasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yasama yetkisi maalesef zedelendi. Sayın Başbakan başbakan
olduktan sonra torba kanun uygulamasından vazgeçileceğini ifade
etmiş olmasına rağmen gene bu uygulama devam etti. Demek ki
Sayın Başbakan sözünü dinletemedi. Ama, olması gereken
şudur: Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kanun fabrikası
değildir. Kanunlar objektif, nesnel ve soyut olmalı ve bununla ilgili
hazırlık çalışmaları bihakkın yerine
getirilmelidir. Zaten bu konuyla ilgili bir de mevzuatı hazırlama
yönetmeliği var. Asıl çalışmalar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna gelmeden, belki önce bürokratik kademelerde, daha sonra
da Türkiye Büyük Millet Meclisinin ihtisas komisyonlarında bu husus
mutlaka olgunlaştırılmalı ve Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündemine yani Genel Kurula olgunlaşmış olarak
gelmelidir. Ama, şimdiki uygulamadan da görüyoruz, maalesef, bu lazımeye
uyulmadığını tespit ediyoruz. Şimdi de gördük,
işte son gün, efendim, yeni madde ihdas ediyoruz, getirilen maddeleri
çıkarıyoruz, maddelerde değişiklik yapıyoruz vesaire.
Şimdi, bunlar neyi gösteriyor Sayın Bakan? Bu konuda ciddi bir
çalışmanın yapılmadığını.
Bakanlıkta bununla ilgili ciddi bir çalışmanın
yapılıp ondan sonra hazırlanan tasarının Türkiye Büyük
Millet Meclisine gönderilmediğini görüyoruz. Maalesef, bu sadece sizin
Bakanlığınızla ilgili değil, tüm bakanlıklarda bu
görülmektedir. İnşallah, önümüzdeki yasama döneminde bu uygulama ortadan
kalkar ve yasama tekniğine uygun yasalar olur ama siz yasaları günlük
ihtiyaçlara göre hazırlıyorsunuz. Efendim, Cargillle ilgili bir
sorun mu var, yasa çıkarıyorsunuz. HSYK istediğiniz gibi
davranmadı mı, onunla ilgili bir kanun çıkarıyorsunuz. Emniyetten
muzdarip mi oldunuz veya emniyetin uygulamalarını mı
beğenmediniz, onunla ilgili bir kanun çıkarıyorsunuz. Efendim,
işte, Adanada jandarma MİT tırlarını mı
yakaladı, bu sefer jandarmayı siyasallaştırmak için bir
kanun çıkarıyorsunuz. Yani, yaptığınız tüm
kanunlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilen tüm kanunlar bir
olaya ilişkin, bir olaya tepki kanunu olarak geliyor. Hâlbuki kanunlar
tepki kanunu olmaz. Demin de ifade ettim, bir toplumsal ihtiyaçtan doğar,
bununla ilgili hazırlık çalışmaları yapılır,
tüm aktörlerin görüşleri alınır ve Genel Kurula
olgunlaşmış olarak gelir. İnşallah, bundan sonra da
öyle olur.
Hepinize bundan sonraki yaşamınızda da
başarılar diliyorum. Saygılar sunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Serindağ.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
66ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
67nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
68inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
69uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
70inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
71inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
72nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 687 Sıra Sayılı "İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 72nci maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Aytuğ Atıcı Haydar
Akar İzzet
Çetin
Mersin Kocaeli Ankara
Ali İhsan Köktürk Süleyman Çelebi Musa Çam
Zonguldak İstanbul İzmir
Sena Kaleli
Bursa
(2) Bakanlıklar
ile kamu kurum ve kuruluşlarının görev alanlarını
ilgilendiren mevzuatta bu maddede belirtilen hususlara ilişkin gerekli
düzenlemeler bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dokuz ay
içerisinde yapılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Kim
konuşacak? Gerekçeyi mi okutuyorum?
SENA KALELİ
(Bursa) Ben konuşacağım.
BAŞKAN
Sayın Kaleli, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
SENA KALELİ
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 24üncü Yasama
Döneminin son gününde, 687 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 72nci maddesi üzerine söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
öncelikle, iyisiyle kötüsüyle geçen bu dönemde yaşananlar için aynayı
kendimize tutmamız gerektiğine inanıyorum çünkü genel bir
düşünce ve düşünme sorunumuz var. Hepimiz âdeta mental cüzzamlı
gibiyiz. Her şey düşünceden başlıyor. Söz, düşünce, davranış,
alışkanlık, karakterden kaderimize kadar varabiliyoruz.
Başkalarının karar ve yargılarıyla
değerlendirmeler yapıyor, kendimizi yaratamıyoruz, kendimiz
olarak var olamıyoruz.
Halk, devleti kontrol ediyorsa kendi
yararına yasalar çıkartır. İktidarın devlet
olduğu, çoğunluğun iradesini hükmetme, kendi
varlığını sürdürme aracı olarak gördüğü
toplumlarda eşitsizlik giderilemez, iş güvenliği ve iş
güvencesi sağlanamaz. İyiliğin barındığı tek
yer insan yüreğidir. Adaletin kavramlaştığı tek yer insan
zihnidir. Sevginin deneyimlendiği yerler insan ruhudur, vicdandır,
sevgidir. Ahlak, vicdan, sevgi -insanlığı öldürmek- maalesef
yasalaştırılamıyor.
Eğer emekçi,
vatandaş hakları için iç güvenlik bahanesiyle eylem yapmaktan
caydırılıyorsa, eşit hakkı savunan sosyalist, insanca
yaşam hakkını savunan komünist, kadın haklarını
savunan radikal feminist, çevre haklarını savunan marjinal yani hepsi
çapulcu ve terörist olarak kabul ediliyorsa özgürlüklerden söz edemeyiz.
Yapılan tüm haksızlık, hukuksuzluk, eşitsizlik,
adaletsizlik, maalesef, çaresizliği beslemektedir, çaresizlik de
şiddeti üretmektedir. Gandhinin dediği gibi
Alkışların önüne kanlı ellerle çıkmayınız.
İnsani ve Cinsiyete Dayalı Gelişmişlik Endekslerini
yükseltemezsek, toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemezsek hiçbir
sorun gerçekçi çözülemez.
Tehlikeli ve çok
tehlikeli iş kollarında çalışmak için mesleki
yeterliliğin aranması şüphesiz iş kazalarının
önlenmesi için olmazsa olmazdır. Emek bilinci, talep eden emekçinin ve
sendikaların varlığı da bir o kadar önemlidir.
Denetimler
konusunda Türkiye'nin karnesi zayıftır. İş
müfettişlerinin mesleki yeterlilik, nitelik, niceliği de bir o kadar
önemlidir. Burada, ayrıca, siyasi sorumluluğu alabilecek iradenin
varlığı hepsinden önemlidir.
Açlığa,
yoksulluğa, şiddete, işçi ölümlerine son verebilecekken
insanların ölümlerine neden arıyor, fıtrata bağlıyor,
aldırmıyor, sorumlu arıyoruz. Ekmeğe muhtaç insan hak
arayabilir mi? Özellikle stratejik, tehlikesi yüksek, firesi insan olan iş
kollarında yapılan özelleştirmeler defalarca değişen
Kamu İhale Yasasına göre yapılıyorsa,
ayrımcılık, kayrımcılık, rant, çıkar
ilişkileri, kaynak aktarımları söz konusu oluyorsa denetimlerin
sağlıklı olması, yasanın uygulanması beklenemez.
Denetimin sağlıklı yapılabilmesi için doğru
üretim politikaları, teşvik sistemleri, mali para politikaları,
istihdam ve AR-GE politikalarının uygulanması gerekir.
Gandhi
der ki: Çılgınca tahribatı totaliterlik nedeniyle ya da
özgürlük ve demokrasi adına yapmak ölüler, yetimler, kadınlar, işsizler,
yoksullar, işçiler ve evsizler için hiçbir şey ifade etmez. Yeni
yüzyıla ait politikalarımız vicdanla bütünleşmiyorsa yine
bir şey ifade etmez.
Bu
düşüncelerle, iyisiyle kötüsüyle geride
bıraktığımız 24üncü Dönem sona ererken bütün
milletvekillerine buradan sağlıklı, mutlu,
karşılıklı haklarımızı helal etmemizi
diliyor; adaletsizliğin adaletle yıkılacağı, buradan
iktidar olarak sesleneceğimiz günler yakındır diyor,
saygılar sunuyorum. (CHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Kaleli.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
72nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
72nci madde kabul edilmiştir.
73üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
74üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
75inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
76ncı
madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere iki önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 687 sıra sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 76 ncı maddesinin Tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul Isparta
Fatih Şahin Hakan
Çavuşoğlu Ramazan
Can
Ankara Bursa Kırıkkale
Osman Aşkın Bak
İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Aytuğ Atıcı Haydar
Akar İzzet
Çetin
Mersin Kocaeli Ankara
Süleyman Çelebi Ali İhsan
Köktürk Sena
Kaleli
İstanbul Zonguldak Bursa
Musa Çam
İzmir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki iki önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Akar. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizlere,
bu İş Güvenliği ve Sağlığı Yasasındaki
değişiklikler görüşülürken, intihar eden Japon mühendis Kishi
Ryoichiyi hatırlatarak başlamak istiyorum. Niye hatırlatarak
başlamak istiyorum, biliyor musunuz? Bu Japon mühendis, Türk
ekipmanlarında olan bir çatlaktan dolayı halatın kopması
sonucu suçu kendinde gördü ve intihar etti. Eğer o halat kopmadan önce her
gün yapılan çalışma yapılmış olsaydı en az
30, 40 işçi orada olacak ve 130 metreden düşerek
hayatlarını kaybetmiş olacaktı o olayda.
Şimdi,
o olaydan yola çıkarak bunun Türkiyedeki uygulamasını,
nasıl bir mantıkla iş cinayetlerine
bakıldığını ifade etmek istiyorum. Türkiyede en çok
iş cinayeti madencilikte ve inşaat sektöründe yaşanmakta ama
diğer alanlarda, endüstriyel kuruluşlarda da bu iş cinayetleri
yaşanıyor ama sayısal olarak en çok bunlarda. Sadece mart
ayında 139 işçi hayatını kaybetti, üç ay içinde de 351 işçi
hayatını kaybetti iş cinayetlerinde Türkiyede.
Şimdi,
Bakanlığınız döneminde Türkiye'nin ve hatta dünyanın
en büyük maden kazaları oldu. Nerede oldu bir hatırlatayım size,
hani buraya gelip başsağlıkları dilediniz ve bunlar için
çözüm üretilmesi gerektiğini söylediniz ya: Karadonda oldu. Hatırlar
mısınız Karadonu? Yine, Afşin Elbistanda oldu. Hâlen
cesetler, vatandaşların cesetleri kömür madenlerinin altında
duruyor. Yine, Kozluda oldu ve canlı örneğimiz Somada oldu, 301
canımızı kaybettik. Daha sonra da Ermenekte oldu. Ne zaman
oldu? Bunların tümü Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanının döneminde oldu. Biraz evvel Japon mühendisi
hatırlattım.
Devam
ediyorum. Bunu unutmayın. Avrupa ve dünyanın en büyük iş
cinayetleri Türkiyede olurken Sayın Bakanlığınız
dönemini merak ediyorum. Dedim ya, dünyanın en büyük iş cinayeti 301
kişiyle geçen yıl Somada oldu. Yine, sizin
Bakanlığınız döneminde, her ne kadar bu kürsüye gelip de
İşçi ve emek haklarını savunuyorum. dediyseniz de
Emeğin önündeki engelleri, örgütlenme engellerini
kaldıracağım. dediyseniz de örgütlenmeyi Türkiyede bitirdiniz.
Nasıl bitirdiniz? Örgütlenmek isteyen arkadaşlarımız
iş kollarında, bulundukları fabrikalarda işlerden
atıldılar. Bunu defalarca size söyledim, birçok örnek de verdim.
Yine,
tarihin en alt seviyesine indi Türkiyedeki sendikalaşma; endüstride,
sanayide ve iş kollarında tarihin en alt seviyesine indi. 12 Eylülde
bile daha fazla işçi örgütlüydü, daha çok işçi
sendikalıydı, bugün tarihî dip yaptı sayenizde.
Şimdi, taşeronlara bakıyoruz. Devlette
60-70 bin kişiyle aldınız taşeronu, devleti taşeron
hâline getirdiniz. Çıkardığınız kanunlarla
taşeronluğu kurumsallaştırdınız. Dediniz ki:
Taşeronluğu kaldıramayız. Taşeronluğu 670 bine
çıkardınız devlette, tüm kamu kurum ve
kuruluşlarını taşeron çalıştırır hâle
getirdiniz. Ha, dediniz ki: Hadi devlette bir nebze
kurumsallaştıralım da özelde bunu kaldıramayız. Benim
kentimde dünyanın dev şirketleri, lastik üreticileri -buradan
adlarını da söylüyorum- Pirelli, Bridgestone, Goodyear, yine bir
elektrik dağıtım şirketi SEDAŞ taşeron
işçiliğini kaldırdı, hepsini kadrolu işçi yaptı.
Ha, özel maliyetleri hesaplamıyor da bir tek devlette siz mi
hesaplıyorsunuz maliyetleri? Özel kaldırdığına göre
devlette de kalkabilir diyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında
taşeron işçiliğinin önünü kazıyacağız,
taşeronda çalışan işçilerimiz tümü kadrolu işçi hâline
getirilecek diyorum.
Yine, sizin döneminizde ölümcül hastalıklara sahip
insanlar ilaç bulamıyor, bu da sizin hanenize yazıldı Sayın
Bakan. Üzülüyorum, gerçekten çaba sarf ediyorsunuz ama her
yaptığınız çabadan, her bu kürsüye gelip anlattıktan
sonra Türkiyede işler kötüye gidiyor. Yine, Türkiyede birçok ölümcül
hastalığın ilaçları bulunamıyor. Aileler televizyon
kanallarında feryat ediyor.
Yine ve sizin döneminizde bunu da
başardınız, tarihin en büyük ilaç parasını,
sağlık ücretini kimin döneminde ödüyor emekliler? Sizin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınız döneminde
buna eriştiler. Tarihin en pahalı sağlık hizmetini
alıyor emekliler. Çünkü daha önce emekliler doktora gittiklerinde, reçete
yazıldığında 70 liralık ilaca sadece 7 lira
ödüyorlardı; şimdi, 11 tane ayrı tanı, telefonla
başlıyorsunuz, barkoduyla devam ediyorsunuz, MRıyla devam
ediyorsunuz, doktor ücretiyle devam ediyorsunuz; emeklinin
aldığı üç kuruşa da göz koymuşsunuz diyorum.
Sayın Bakan, Japon mühendisi örnek verdim, gerçi
döneminiz bitti, bundan sonra istifa etseniz de bir kıymeti yok ama bundan
sonra Türkiye Cumhuriyetinin bakanları en azından bu Japon mühendis
kadar, yaptığı işten sorumlu olmalıdır diyorum.
Sayın Başkan, yaptığınız ve
göstermiş olduğunuz güzel yönetimlerden, hukuka uygun, İç
Tüzüke uygun yönetimlerden dolayı size de teşekkür ediyor ve tüm
arkadaşlarıma sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Akar.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin gerekçesini
okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut düzenlemelerin ihtiyaca cevap verebileceği
düşünüldüğünden maddenin tasarıdan çıkarılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu iki önergeyi
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen bu önergeler doğrultusunda 76ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
77nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
78inci madde üzerinde üç önerge vardır, ikisi
aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
yasa tasarısının 78 inci maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
"(5) Özel sektörde çalışan ve aynı
kriterleri taşıyan çalışanlar için de bu aynı haklar
geçerlidir.
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder İbrahim
Ayhan
Bingöl İstanbul Şanlıurfa
Erol Dora Faysal
Sarıyıldız
Mardin Şırnak
BAŞKAN Aynı mahiyetteki iki önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu İle
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 78 inci maddesiyle
4/4/2007 tarihli ve 5620 sayılı Kamuda Geçici İş
Pozisyonlarında Çalışanların Sürekli İşçi
Kadrolarına veya Sözleşmeli Personel Statülerine Geçirilmeleri,
Geçici İşçi Çalıştırılması ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanununa
eklenen Ek maddenin 2 nci fıkrasında geçen "ve bu haktan bir
defadan fazla yararlanılamaz" İbaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul Isparta
Hakan Çavuşoğlu Fatih
Şahin Ramazan
Can
Bursa Ankara Kırıkkale
Osman Aşkın Bak
İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ Atıcı Kadir Gökmen
Öğüt Süleyman
Çelebi
Mersin İstanbul İstanbul
İlhan Demiröz Gökhan
Günaydın
Bursa Ankara
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki bu iki önergeye
Komisyon katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılıyoruz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergelerin gerekçelerini
okutuyorum:
Gerekçe:
İlgili yasal düzenlemede yer alan işçilerin
istihdam koşul ve süreçlerinin özgünlüğü ve geçiş sürecinde
yaşanan sorunlar göz önünde bulundurularak bu maddede öngörülen haktan
yararlanılmasının önündeki engelleri kaldırmak
amacıyla söz konusu madde yasa metninden
çıkarılmıştır.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin gerekçesi:
Söz konusu düzenlemede yer alan kamu kurumu
çalışanlarının özel durumları göz önünde
bulundurularak hak kısıtlamasına neden olabileceği
düşünüldüğünden teklifteki ibare madde metninden
çıkarılmıştır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 687 sıra sayılı yasa tasarısının 78 inci
maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
"(5)
Özel sektörde çalışan ve aynı kriterleri taşıyan
çalışanlar için de bu aynı haklar geçerlidir.
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle özel sektörde çalışan
engelli yurttaşların da aynı haklardan faydalanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Daha önce kabul edilen önerge doğrultusunda 78inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bir düzeltme yapıyorum.
76ncı madde kabul edilen önerge doğrultusunda
tasarı metninden çıkartılmıştır, bunu
düzeltiyorum, geri kalan maddeler ona göre düzenlenecektir.
79uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.53
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 91inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Tasarının görüşmelerine devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
80inci madde üzerinde kalmıştık.
80inci madde üzerinde üçü de aynı mahiyette olmak
üzere üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Yasa Tasarısının 80 inci maddesinde geçen bir ay ibaresinin
bir yıl olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder İbrahim
Ayhan
Bingöl İstanbul Şanlıurfa
Faysal Sarıyıldız Erol Dora
Şırnak Mardin
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul Isparta
Fatih Şahin Ramazan Can Hakan
Çavuşoğlu
Ankara Kırıkkale Bursa
Osman Aşkın Bak
İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ Atıcı İzzet
Çetin Süleyman
Çelebi
Mersin Ankara İstanbul
Mehmet Hilal Kaplan Musa Çam Sinan Aydın
Aygün
Kocaeli İzmir Ankara
Ramazan Kerim Özkan
Burdur
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki bu önergelere katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz efendim.
Gerekçelerini
okutuyorum:
Aytuğ
Atıcı (Mersin) ve arkadaşları
Gerekçe
:
Toplu
iş sözleşmesi hakkının korunması ve
geliştirilmesi amacıyla, bir aylık muafiyet süresinin bir
yıl olarak değiştirilmesi amaçlanmıştır.
Mehmet Naci Bostancı (Amasya) ve
arkadaşları
Gerekçe:
Bu
madde ile getirilen; madde metninde yer alan şartları
taşıyan sendikaların toplu iş sözleşmesi yapma
hakkı kapsamının süre olarak genişletilmesi
amaçlanmaktadır.
İdris Baluken (Bingöl) ve
arkadaşları
Gerekçe
:
Değişiklikle
bir ay sınırlamasının uzatılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki bu önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
80inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
81inci
madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere üç önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 81 inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul Isparta
Hakan Çavuşoğlu Fatih
Şahin Ramazan
Can
Bursa Ankara Kırıkkale
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder İbrahim
Ayhan
Bingöl İstanbul Şanlıurfa
Erol Dora Faysal
Sarıyıldız
Mardin Şırnak
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ Atıcı Haydar
Akar İzzet
Çetin
Mersin Kocaeli Ankara
Süleyman Çelebi Ali İhsan
Köktürk Musa
Çam
İstanbul Zonguldak İzmir
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki bu üç önergeye katılıyor musunuz Sayın
Komisyon?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Çetin,
buyurunuz.
İZZET ÇETİN (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu madde, çıkan bir
madde gerçekten ama bir konuya dikkat çekmek için söz aldım. O da
çalışma yaşamı bir bütün yani 2003 yılında 4857
sayılı Yasa yürürlüğe girdiğinden bu yana pek çok kurum
kanununda köklü değişiklikler yaptınız, kurumlara özgü çalışma
yaşamı yarattınız. Örneğin İller Bankası ve
PTT AŞ kurum kanunlarında. Bu kurumda çalışanlar 4850ye
tabi değildir, bunlar 657ye de tabi değildir, bunlar diğer
çalışma mevzuatına da tabi değildir. diyerek
çalışanlarla ilgili olarak yani kanunsuz çalıştırma
kanunu yapacak kadar temel kanun olan İş Kanununu dejenere ettiniz.
Buradaki düzenleme çıktı ama dikkatinizi çekmek
istiyorum, bir okuyun Allah aşkına. Bir temel kanun hükmünü Orman
Genel Müdürünün bir yönetmelikle değiştirmesine izin verecek kadar
hukuktan, izandan yoksun bir düzenleme yapılmış idi. Gerçekten
buna hakkınız yok yani ormanlarda çalışanların ben
bir orman köylüsünün çocuğuyum- yani ormanlarda çalışma
koşullarının ne kadar zor olduğu, sürütme, kesme, ana depo,
ara depo işlemleri yani belki en ağır işçilik. 20 bin köy,
8 milyon yurttaş bu ormanlardan geçimini sağlıyor. Ona fazla
mesai ödememek, ona mevsiminde alacağı, dört beş aylık
çalışma karşılığında alacağı
ücreti çok görmek bir hukuk devletine yakışmaz.
Gerçekten, Türkiyede orman köylüleri ve orman
işçileri toplumsal kesimler içinde en yoksul kesimdir, en çok korunmaya
muhtaç olan kesimdir, en uysal kesimdir, devletle sorunları olmaz, kendi
işlerini kendi görür, köylerindeki su ihtiyaçlarını, yakacak
ihtiyaçlarını kendileri yaparlar, hatta yollarını bile
kendileri yaparlar, hatta yollarını bile kendileri yaparlar. Bu kadar
çileli bir yaşamda siz diyebilirsiniz ki: Ya, gelsinler şehir
kenarlarına. O şehir kenarlarına göç edip gelip sosyal bir yük
olmaktan da kendilerini alıkoyarlar, çile çekerler, biz de onları
düzenlemelerle yok etmeye çalışıyoruz. Kim olursa olsun, hangi
siyasal iktidar olursa olsun, hangi parti olursa olsun iktidarda, iktidar
muhalefet demeden orman köylüsünün korunması gerekir, orman işçisinin
korunması gerekir çünkü onlar gerçekten yaşamlarını çok zor
sürdüren kesim.
Şimdi, burada bir yanlışlıktan
dönüldü ve o düzenleme çıktı. Yani işverenin işini
bekleyerek zamanını iş yerinde geçiren işçi, çıkacak
işi bekleyen işçi, yangın bekçisi de olsa, orman işçisi de
olsa gerekiyorsa fazla mesaisini alabilmeli, o fazla mesaiyle ne Orman Genel
Müdürlüğü, Orman Bakanlığı ne de devlet batar. Onun için,
bu düzenlemenin çıkmış olması güzel bir düzenleme. Bakana
da kolaylık gösterdiği için teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Çetin.
Aynı mahiyetteki diğer önergelerin
gerekçelerini okutuyorum:
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
Gerekçe:
Bu maddeyle haftalık kırk beş ve günlük on
bir saat çalışma üst sınırı
kaldırılmaktadır. Bu düzenleme açıkça angaryaya zemin
hazırlamaktadır. "Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
yapılacak fazla çalışma ve diğer hususlar,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının
görüşü alınarak Orman Genel Müdürlüğünce" yönetmelikle
düzenlenmesi işçi hakları açısından büyük hak
kayıpları ve sömürü açığa çıkarabilecektir. Fazla
çalışma sürelerine ilişkin hususlar bu tasarıda
düzenlenmeli ve uluslararası temayüllere aykırı
olmamalıdır.
Mehmet Naci Bostancı (Amasya) ve
arkadaşları
Gerekçe:
Mevcut düzenlemelerin ihtiyaca cevap verebileceği
düşünüldüğünden madde tasarı metninden
çıkarılmaktadır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki üç önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiş ve böylece, madde 81 metinden çıkmıştır.
Sayın Özçelik, sisteme girmişsiniz.
Buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
9.- Burdur
Milletvekili Bayram Özçelikin, Burdurdaki BURTRAK traktör
fabrikasının durumuna ilişkin açıklaması
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Dün akşamdan itibaren ve bugün Genel Kurul
açıldığından bu tarafa bir yasal düzenlemeyle ilgili grup
başkan vekillerimizle bir çaba içerisindeyim, o da şudur: 1974te
kurulmuş, 1985te kapatılmış BURTRAK diye traktör
fabrikamız var Burdurda. Müsadere yoluyla, mahkeme kararıyla Orman
Genel Müdürlüğüne geçmiş. 2012de yasal bir düzenleme yaptık,
geçici bir maddeyle iki yıllık süre verilmek suretiyle. 3 defa ihale
oldu 2sine katılanlar oldu ama taahhütlerini yerine getiremediler.
Şimdi, tekrar, Orman Genel Müdürlüğünün bir
yirmi dokuz yıllığına ihaleye çıkması için bir
maddelik bir yasal düzenleme
Yanında da bu alanın 26 bin metrekare
kapalı alanı var, 333 dönüm arazisi var aynı bitişik nizam
kenarında da 2nci OSB var. Yani atıl olan, otuz yıldır
bekleyen bu fabrikanın değerlenmesi için istihdama, ekonomiye
kazandırılması için bir maddelik bir önergeyi grup başkan
vekillerinden rica ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Özçelik.
VIII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.-
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Burdur Milletvekili
Hasan Hami Yıldırım ve İzmir Milletvekili Aydın
Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili Ali Demirçalı ve
İstanbul Milletvekili Gürsel Tekinin; İstanbul Milletvekili Abdullah
Levent Tüzelin; Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan'ın;
İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türelinin; İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın; İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın; Balıkesir
Milletvekili Haluk Ahmet Gümüşün; Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 2
Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın; Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın; İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 2
Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Başkanlığı Tezkereleri (1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664,
2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068, 2/2182, 2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534,
2/2541, 2/2546) (S. Sayısı: 687) (Devam)
BAŞKAN 82nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
82nci madde kabul edilmiştir.
83üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
84üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
85inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
86ncı madde üzerinde iki önerge vardır; ikisi
de aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Yasa Tasarısının 86 ncı maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder İbrahim
Ayhan
Bingöl İstanbul Şanlıurfa
Erol Dora Nursel
Aydoğan
Mardin Diyarbakır
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ Atıcı Ali İhsan
Köktürk Haydar
Akar
Mersin Zonguldak Kocaeli
İzzet Çetin Süleyman
Çelebi Musa
Çam
Ankara İstanbul İzmir
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu iki önergeye
Komisyon katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Aytuğ Atıcı (Mersin) ve
arkadaşları
Gerekçe:
İlgili kurumun kapatılmasının
gerekçesi net olarak belirtilmemiştir. Kurumun kapatılmasıyla
yaşanabilecek mağduriyetlerin önüne geçilmesi için maddenin
tasarıdan çıkarılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
Gerekçe:
Değişiklik ile maddeden kaynaklı ortaya
çıkabilecek mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçelerini okuttuğum aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
86ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
87nci madde üzerinde üç önerge vardır, ikisi
aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 87 nci maddesiyle
13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen geçici 15 inci maddenin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı
Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya
İstanbul
Isparta
Hakan
Çavuşoğlu Osman
Aşkın Bak Ramazan
Can
Bursa
İstanbul
Kırıkkale
"Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanı
ve Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkan Yardımcısı
kadrolarında bulunanların görevi bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte sona erer. Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihte, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamedeki (I) sayılı cetvelin Maliye Bakanlığına
ait bölümünde yer alan; Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanı ile
Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkan Yardımcısı
kadroları, Bakanlık Müşaviri kadroları olarak
değiştirilmiş sayılır. Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte; Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkanı ile
Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkan Yardımcıları
Bakanlık Müşaviri kadrolarına herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın atanmış sayılır. Bu madde
uyarınca atanmış sayılanlara, yeni kadrolarına
atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla eski
kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları ek ders
ücreti hariç olmak üzere ücret ve tazminat toplam net tutarının (bu
tutar sabit bir değer olarak esas alınır); yeni
atandıkları kadrolara ilişkin olarak yapılan, ek ders
ücreti hariç olmak üzere aylık, ek gösterge, ücret ve her türlü tazminat
ve benzeri ödemelerin toplam net tutarından fazla olması hâlinde
aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi
tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak
ödenir. Atanmış sayıldıkları kadro unvanlarında
isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla
kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark tazminatı
ödenmesine son verilir. Bu maddeyle değiştirilen Bakanlık
Müşaviri kadroları, boşalmaları hâlinde herhangi bir
işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş
sayılır."
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer iki
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Yasa Tasarısının 87 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Sırrı Süreyya
Önder İbrahim
Ayhan
Bingöl İstanbul Şanlıurfa
Erol Dora Nursel Aydoğan
Mardin Diyarbakır
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Aytuğ
Atıcı Haydar
Akar İzzet
Çetin
Mersin Kocaeli Ankara
Süleyman Çelebi Musa Çam Ali İhsan Köktürk
İstanbul İzmir Zonguldak
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki bu iki
önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçelerini okutuyorum:
İdris Baluken (Bingöl) ve arkadaşları
Gerekçe:
Değişiklikle maddeden kaynaklı ortaya
çıkabilecek hak kaybı mağduriyetlerin giderilmesi
amaçlanmıştır.
Aytuğ Atıcı (Mersin) ve
arkadaşları
Gerekçe:
86. Madde ile bağlantılı olan bu maddenin
kanun tasarısının amaçlarıyla ilgisi yoktur. Bu nedenle
kanun metninden çıkarılması önerilmiştir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki bu iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 687 sıra sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
87 nci maddesiyle 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen geçici 15 inci maddenin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı (Amasya) ve arkadaşları
"Maliye Yüksek
Eğitim Merkezi Başkanı ve Maliye Yüksek Eğitim Merkezi
Başkan Yardımcısı kadrolarında bulunanların
görevi bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte, 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamedeki (I) sayılı cetvelin Maliye
Bakanlığına ait bölümünde yer alan; Maliye Yüksek Eğitim
Merkezi Başkanı ile Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkan
Yardımcısı kadroları, Bakanlık Müşaviri
kadroları olarak değiştirilmiş sayılır. Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihte; Maliye Yüksek Eğitim Merkezi
Başkanı ile Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkan
Yardımcıları Bakanlık Müşaviri kadrolarına
herhangi bir işleme gerek kalmaksızın atanmış
sayılır. Bu madde uyarınca atanmış sayılanlara,
yeni kadrolarına atanmış sayıldıkları tarih
itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda
aldıkları ek ders ücreti hariç olmak üzere ücret ve tazminat toplam
net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas
alınır); yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak
yapılan, ek ders ücreti hariç olmak üzere aylık, ek gösterge, ücret
ve her türlü tazminat ve benzeri ödemelerin toplam net tutarından fazla
olması hâlinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye
tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat
olarak ödenir. Atanmış sayıldıkları kadro
unvanlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir
değişiklik olanlarla kendi istekleriyle başka kurumlara
atananlara fark tazminatı ödenmesine son verilir. Bu maddeyle
değiştirilen Bakanlık Müşaviri kadroları,
boşalmaları hâlinde herhangi bir işleme gerek
kalmaksızın iptal edilmiş sayılır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz efendim.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Maliye Yüksek
Eğitim Merkezi Başkanının yanı sıra Başkan
Yardımcılarının da Bakanlık Müşaviri
kadrolarına atanmalarının sağlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
87nci maddeyi
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ve
arkadaşları tarafından 4688 sayılı Kamu Görevlileri
Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun mülga 35inci maddesinin
yeniden düzenlenmesini içeren yeni madde ihdasına ilişkin bir önerge
verilmiştir.
İç Tüzükün 87nci maddesine göre, görüşülmekte
olan tasarı veya teklifin konusu olmayan sair kanunlarda ek ve
değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi niteliğindeki
değişiklik önergeleri işleme konulamaz. Söz konusu önerge,
görüşülmekte olan tasarıda düzenleme konusu yapılmayan bir
kanunda değişiklik içerdiğinden işleme
alınmamaktadır.
Bilgilerinize sunuyorum.
Şimdi, bir geçici madde ihdasına dair
OKTAY VURAL (İzmir) Geçici maddeyi
görüşeceğiz, sonra ihdası
Önce geçici 1inci maddeyi görüşeceğiz.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Geçici 1deki
önergeleri görüşeceğiz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önce geçici
maddeyi görüşeceğiz.
Bir geçici madde vardır ve üzerinde üç önerge
vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
kanun tasarısının Geçici 1. maddesinde yer alan 31.12.2015
tarihine kadar uygulanmaz ibaresinin 01.01.2016 tarihine kadar uygulanmaz
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Yusuf
Halaçoğlu S.
Nevzat Korkmaz
Manisa Kayseri Isparta
Ahmet Duran Bulut Cemalettin
Şimşek
Balıkesir Samsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının geçici 1 inci maddesine
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Levent Gök Aytuğ
Atıcı
Amasya Ankara Mersin
Fatih Çiftci Burhan Kayatürk Mustafa Bilici
Van Van Van
Gülşen Orhan Mehmet Doğan
Kubat Ali
Serindağ
Van İstanbul
Gaziantep
2. Van İlinde 2011 yılında meydana gelen
depremlerden dolayı hasar gören ve 7269 sayılı Kanuna göre orta
hasarlı veya ağır hasarlı olarak tespit edilen yapılar
16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli
yapı olarak kabul edilir ve bu yapılar hakkında bu Kanun
uyarınca işlem yapılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Yasa Tasarısının Geçici 1 inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İdris Baluken Sırrı
Süreyya Önder İbrahim
Ayhan
Bingöl İstanbul Şanlıurfa
Selma Irmak Erol Dora
Şırnak Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılmıyoruz efendim.
EROL DORA (Mardin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Söz konusu maddenin yürürlüğe girmesiyle birlikte,
özellikle muvazaalı alt işveren ilişkilerinin devam ettiği,
işçilerin ihale konusu dışındaki işlerde
çalıştırıldığı kamu kurumlarında,
yöneticiler, bu yaptırımlardan kaçmak için, işçileri mevcut
işlerinden alıp, ihale konusu işlere sevk etmeye
başlamıştır. Özellikle temizlik ihalesi kapsamında
çalıştırılıp, fiilen büro işi yaptırılan
işçilerin zorla temizlikte görevlendirilmesi söz konusu olmuştur. Bu
durum çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunda kaosa ve taşeron
işçilerin mağdur olmasına yol açmıştır. Bu
maddenin yürürlüğünün ertelenmesi sorunu çözmeyecek, sadece öteleyecektir.
Sorunun kaynağına inilmeden sorunun çözülmesi olanaklı
değildir. Sorunun çözümü için en azından muvazaa kararları
uygulanmalı, ihale konusu dışındaki asıl işlerde
çalıştırılan işçiler kamu işçisi olarak istihdam
edilmelidir. Sorunun nihai çözümü ise taşeronlaştırmaya son
verilmesi ve tüm taşeron işçilerin kamu işçisi olarak istihdam
edilmesiyle mümkündür. Değişiklikle bu sorunların çözümün imkân
tanımak amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının geçici 1 inci maddesine
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı (Amasya), Levent Gök (Ankara)
ve arkadaşları
2. Van ilinde 2011 yılında meydana gelen
depremlerden dolayı hasar gören ve 7269 sayılı Kanuna göre orta
hasarlı veya ağır hasarlı olarak tespit edilen yapılar
16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında riskli yapı olarak
kabul edilir ve bu yapılar hakkında bu Kanun uyarınca işlem
yapılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın Başkanım, önerge Van
olur da katılmaz mıyız? Katılıyoruz efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Van ilinde de 2011 yılında meydana gelen
depremlerden dolayı orta veya ağır hasarlı olarak tespit
edilen yapılar, 6306 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden
sonraki tarihlerde bu kanun uyarınca riskli yapı tespiti
yaptırılmadan yıktırıldığı için bu
yapılar hakkında 6306 sayılı Kanun uyarınca işlem
yapılması mümkün olmamakta ve bu durum söz konusu yapıların
maliklerinin mağduriyetine sebep olmaktadır. Yapılan
düzenlemeyle hasarlı olarak tespit edildiği için, yani can
güvenliği bakımından risk teşkil ettiği için
yıktırılmış olan söz konusu yapıların 6306
sayılı Kanun kapsamında değerlendirilebilmesi amacıyla
6306 sayılı Kanuna geçici bir madde eklenmesi öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının Geçici 1. maddesinde yer alan 31.12.2015
tarihine kadar uygulanmaz ibaresinin 01.01.2016 tarihine kadar uygulanmaz
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, buyurunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Kaybının 18inci yılında,
hayatını Türk ve İslam dünyasına vakfetmiş, minnet ve
şükran hisleriyle arkasında gözü yaşlı milyonlarca ülkücü,
milliyetçi bırakmış Başbuğumuz Alparslan Türkeş
Beyi rahmetle anıyor, onu ve fikirlerini ilanihaye
yaşatacağımızın sözünü bu kürsüden bir kez daha
veriyoruz.
Kamu İhale
Kanununa 6552 sayılı Kanunla ek madde ilave edilmişti.
Değerli arkadaşlar, bu madde, taşeron firma
aracılığıyla idarenin asli ve sürekli işlerini yapmak
üzere istihdam edilen personeli ilgilendiriyordu ve bürolarda görevli
taşeron işçilerinin derhâl temizlik işlerine geri gönderilmesini
söylüyordu, aksi takdirde de idarecilere cezai müeyyide öngörüyordu.
Değerli
arkadaşlar, bu madde -taşeron firma?
aracılığıyla- 11 Ocağa kadar Bakanlar Kurulunun
aynı zamanda bir düzenleme yapmasını da söylüyordu ancak bu
düzenleme yapılamadı kıymetli arkadaşlar 11 Ocağa
kadar, bunun üzerine kurum yöneticileri cezai müeyyideye uğramamak için,
bürolarda görevli, yıllardır aynı görevi ifa eden, hatta master,
doktora derecesi bile almış personeli bir anda temizlik işlerine
gönderiverdi.
Geçici 1inci madde
idareleri ve personeli aslında rahatlatan bir düzenleme ancak bu
rahatlığı 2015 sonuna kadar getiriyor. Dolayısıyla,
değerli arkadaşlar, bu nispi rahatlamayı sağlayan düzenleme
için, Sayın Bakan da gayet iyi biliyor ki, Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekilleri olarak hakikaten bu konuda büyük uğraş verdik;
kendilerine ulaştık, Komisyondaki arkadaşlarımıza
ulaştık. Sorun tamamen çözülmemiş olsa da bu nispi rahatlama
düzenlemesini getirdikleri için başta Sayın Bakan olmak üzere
çeşitli partilerin temsilcilerinden oluşan Değerli Komisyonumuza
da teşekkürü bir borç biliyorum.
Değerli
arkadaşlar, on beş yıl çalışan işçiye geçici ya
da taşeron işçi denilebilir mi? Ayrıca, devletin asli ve
sürekli hizmetlerini yürüten personele hâlâ daha işçi denilmesi
Anayasadaki İdarenin asli ve sürekli işleri memurlar eliyle
yürütülür. ilkesiyle ne denli uyuşabilir? Modern kölelik anlamına
gelen taşeron işçiliği çağdaş devlet
anlayışıyla ne kadar bağdaştırılabilir?
Öyleyse, arkadaşlar, çalışma hayatımızın kanayan
yarası olan taşeron işçiliğin mevcudiyetine son verip önce
görevleri hakkaniyetle tanımlayıp tasnif eden Bakanlar Kurulu
kararının yayınlanması ve sonra da tüm taşeron
işçilerine konumlarına, eğitimlerine, görev sürelerine göre
kadro verilmesi uygun olacaktır. Bu husus Milliyetçi Hareket Partisinin
milletine ve taşeron işçi olarak çalışan
kardeşlerimize bir taahhüdüdür. Milliyetçi Hareket Partisinin
iktidarında bu sorun tamamen çözülüp kadro verilmesi yoluna gidilecektir.
Değerli milletvekilleri, bu kürsüden 24üncü Dönemde
de yıllarca ezilen kesimlerin, sivil memurların, Türk Silahlı
Kuvvetlerinde, Emniyet Genel Müdürlüğünde, astsubayların, uzman
erbaşların, polislerin, itfaiye personelinin, atanamayan
öğretmenlerin, atanamayan ziraat ve gıda mühendislerinin, iş ve
meslek danışmanlarının, velhasıl, birçok sosyal
kesimin sorunlarını dillendirdik. Ancak, iktidar bu sözlerimizi
maalesef duymamazlıktan geldi ve bunların sorunlarının
çözümü yönünde herhangi bir adım atmadı. Sessiz kesimlerin sesi olma
hususunda sorumluluğunu bihakkın yerine getiren Milliyetçi Hareket Partisi
olarak, Adalet ve Kalkınma Partisinin bu
sağırlığını ve bu körlüğünü milletimizin
sağduyusuna ve şaşmaz vicdanına havale ediyoruz. Artık
değerlendirme 7 Haziranda aziz milletimizin olacaktır.
Kıymetli arkadaşlar, buraya gelen
arkadaşlar herhâlde dönemlerinin son konuşmalarını
yapıyor. Bize de böyle bir konuşma nasip oldu. Ben de bu konuşma
vesilesiyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarken, bu dönemde görev
almış bütün milletvekillerimize sağlık, esenlik ve huzur
temenni ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Daha önce kabul edilmiş önerge doğrultusunda
geçici madde 1i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi yeni bir geçici madde ihdası vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya
İstanbul Isparta
Osman Aşkın Bak Ramazan Can Fatih
Şahin
İstanbul Kırıkkale Ankara
Hakan Çavuşoğlu
Bursa
"GEÇİCİ MADDE 2- 22/12/2014 tarihli ve
6583 sayılı 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli K
Cetvelinin IV. Diğer Ödemeler başlıklı bölümünün 8 inci
maddesinde yer alan 2022 sayılı 65 Yaşını
Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine göre
bağlanmış veya bağlanacak olan aylıklar için öngörülen
1.751" gösterge rakamı, 1/7/2015-31/12/2015 tarihleri arasında
2.332" olarak uygulanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunluğuyla yani 14 kişiyle katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Salt çoğunluğumuz mevcuttur,
katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Şimdi, Komisyon önergeye salt çoğunluğuyla
katılmış olduğu için önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Erkan Akçay
konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Akçay.
OKTAY
VURAL (İzmir) Biz önergede konuşacağız, bizim önergemiz
var bununla ilgili.
BAŞKAN
Konuşmayacaksınız o zaman.
Önerge
üzerinde söz talepleriniz yok.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hayır, önergemiz var, önerge üzerinde
konuşacağız.
BAŞKAN
Peki.
Sizin
var mı?
ENGİN
ALTAY (Sinop) Var.
BAŞKAN
Sizin var.
Karışıklık
olmuş, kusura bakmayınız.
Madde
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcı
Buyurunuz
Sayın Atıcı. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 687 sıra sayılı Tasarıya eklenen yeni
madde üzerine söz almış bulunuyorum. Emeklilere ve
yaşlılara göstermelik değil, gerçekten sahip çıkan
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, sözlerime Gazi Mustafa Kemal Atatürkün bir söylemiyle
başlamak istiyorum. Der ki Atatürk: Bir milletin yaşlı
vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin
yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Mazide muktedirken
bu kuvvetiyle çalışmış olanlara karşı minnet
hissi duymayan bir milletin, istikbale güvenle bakmaya hakkı yoktur."
Şimdi,
hepimiz geçmiş yıllarda çalıştık,
babalarımız, annelerimiz çalıştılar, geçmişte
muktedirdiler ancak şimdi bu insanlara karşı minnet hissi
duymuyor isek istikbale güvenle, geleceğe güvenle bakamıyoruz. Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün söylemi bu.
Şimdi, bakalım, deminden beri emekliler
üzerinde konuşuluyor. Çalışarak bilfiil ülkenin yükselmesine
katkı veren ancak artık muktedir olmayan -yani güçsüz hâle geldikten
sonra- bu insanlara acaba biz yeterince iyi bakabiliyor muyuz? Az önce emeklilikle
ilgili konular konuşuldu, emeklilerimize gereken hassasiyeti
göstermediğimizi net olarak anlamış bulunuyoruz.
Şimdi, acaba beterin beteri var mı? E, vallahi
var, beterin de beteri muhakkak var. 65 yaşını doldurmuş
muhtaç, güçsüz, kimsesiz Türk vatandaşlarına acaba nasıl
bakıyoruz? Hadi onlar emekliydi, geçmişte
çalışmıştı, az da olsa bir maaşları
vardı. 100 lira getireceğiz. diye milleti gerçekten
yanılttınız, 22 lira civarında bir para vererek bu
insanlara bir katkı sağladınız. Katkı
katkıdır, tamam anladım ama doğruyu söylemek esastır.
Peki, çalışarak emekli olamamış -yine, bizim
ayıbımız- çalışarak emekli edemediğimiz ancak 65
yaşını doldurmuş olan kimsesiz, muhtaç
vatandaşlarımıza bakış açımız nedir?
Şimdi, bugünkü rakamlarla biz bu muhtaç vatandaşlarımıza
sadece 145 lira para veriyoruz. Utanç tablosudur. Bu utanç tablosunu sizler de
görmüşsünüz, düzeltelim diye bir önerge getirmişsiniz. Yani
insanın hakikaten hoşuna gidiyor acaba gerçekten iyi bir düzelme olacak
mı diye. 145 liradan yaklaşık 200 liraya
çıkarıyorsunuz. 200 lira arkadaşlar, hepiniz bir düşünün,
bu 200 lirayla ne yapılır bir ay boyunca? Sadece 200 lira. 145
liradan 200 liraya çıkarıyorsunuz.
Şimdi, benim devletim eğer kimsesiz, muhtaç, 65
yaşını doldurmuş, güçsüz insanlara bakamayacak durumdaysa
diyeceğim bir şey yok ama elinizi vicdanınıza koyun,
Türkiyenin bütün gelirinin yarıdan çoğunun yüzde 1lik kesime
gittiği bir ortamda, geriye kalan yarıdan azının ise yüzde
99a dağıldığı bir ortamda kimsesiz, muhtaç insanlara
ayda 200 lira vermek Allahtan reva mı?
Birazdan bir önerge vereceğiz ve biz, bu insanlara,
kimsesiz, muhtaç 65 yaşını doldurmuş insanlara hiç olmazsa
600 lira verelim diyeceğiz. Bunların sayısı çok değil,
bunların sayısı bizi çok sarsmaz. Bunların
sayısı, yolsuzluk yaparak bir yere gelmiş olan insanların
elindeki paradan çok çok çok daha az. O yüzden, gelin, birazdan
vereceğimiz önergeye hep beraber sahip çıkalım ve bu insanlara,
hepimizin ortak fikriyle, 600 lira parayı çok görmeyelim. Ha siz dersiniz
ki Biz 700 lira vereceğiz. Baş tacı, buyurun. Ama biz
hesabımızı yaptık ve ülkemizin dengelerini çok sarsmadan,
bu insanlara 600 lira para verilebileceğini saptadık.
Değerli arkadaşlar, biz sosyal devlet
anlayışıyla bakıyoruz. Anayasamızın
değişmez maddeleri içerisinde Türkiye Cumhuriyetinin laik,
demokratik ve sosyal hukuk devleti olduğu yazıyor. Bakın, o
sosyal kelimesi halk arasında devlet baba olarak anılıyor.
Eğer siz sosyal devlet anlayışıyla, yani devlet baba
anlayışıyla halkımızı sarmaz iseniz bunun siyasi
bedellerini elbette ödeyeceksiniz. O yüzden, bizim önergemize, birazdan
vereceğimiz önergeye destek vermenizi şimdiden istiyorum.
Tabii,
sadece yaşlılar değildir toplumumuzun vicdan yaralayan
kısmı; çocuklar, engelliler, kadınlar da yine bu kapsamda
değerlendirilecek son derece hassas ve kırılgan kesimlerdir.
Elbette bunlara da el atmamız gerekecek. Engellileri ve bakıma muhtaç
engellileri de eğer siz katarsanız bu yasanın içerisine,
baş tacı olursunuz, el birliğiyle yasalarımızı
çıkarırız. Ancak engellilere verilen raporların
puanlarını düşürerek, daha önce maaş verdiğimiz,
devletimizin maaş verdiği sayısız engellinin puanı
düşürülerek bunların maaşlarından vazgeçirildiği bir
ortamı yaşadığımızı da utanarak söylemek
istiyorum.
Aynı
şekilde, öyle bir duruma geldik ki, bakıma muhtaç engelli
maaşı alabilmek için engelli evladı olan
vatandaşlarımız Ya, keşke azıcık daha engelli
olaydın da bakıma muhtaç maaşı alaydın. noktasına
gelmiştir. Bir anne baba için bunu söylemek çok ama çok büyük bir
ızdıraptır. Ama üç kuruş daha fazla para alabilmek için
çocuğunun 2 puan daha fazla engelli olmasını bile vatandaş,
maalesef maalesef, kabul etmek mecburiyetinde kalmıştır.
Hepinize
telefon geliyordur. Bana da her gün, istisnasız her gün Sayın Hocam,
ne olur bize yardım edin, çocuğumuzun engelli raporunu yenileyelim
Bakın, hakkı olmayan bir raporu alalım demiyorlar. Sadece hak
etmiş ancak sizin düşürdüğünüz puanlar nedeniyle engelliyken
iyileşmediği hâlde engelli olmaktan çıkarılmış
vatandaşlarımız bize yalvarıyorlar.
O
yüzden, biz, toplumun bu kırılgan kesimlerine sahip
çıkacağız. Eğer siz sahip çıkmıyorsanız, hiç
endişe etmesinler, biz, Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında, hem
emekliye hem engelliye hem kimsesize hem 65 yaşını
doldurmuş olanlara sahip çıkacağız ve onları hak
ettikleri noktada yaşatacağız.
Saygılarımla.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.
Başka
söz talebi? Yok.
Madde
üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 687 Sıra Sayılı Kanun Tasarısına eklenen maddenin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Aytuğ Atıcı Ali Haydar
Öner Süleyman
Çelebi
Mersin
Isparta İstanbul
Mehmet Volkan Canalioğlu Özgür Özel
Trabzon Manisa
GEÇİCİ MADDE
- 22/12/2014 tarihli ve 6583
sayılı 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli K
Cetvelinin IV. Diğer Ödemeler başlıklı bölümünün 8 inci
maddesinde yer alan 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş
Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine göre
bağlanmış veya bağlanacak olan aylıklar için öngörülen
"1.751" gösterge rakamı, 1/7/2015-31/12/2015 tarihleri
arasında "7.015" olarak uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısına eklenen
geçici maddede yer alan 2.332 ibaresinin 3.152 olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Yusuf
Halaçoğlu Murat
Başesgioğlu
Manisa Kayseri İstanbul
Hasan Hüseyin Türkoğlu Cemalettin Şimşek
Osmaniye Samsun
BAŞKAN Komisyon son okuttuğum önergeye
katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay,
buyurunuz efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu verdiğimiz önergeyle, 2022 sayılı 65
Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda
yapılan düzenlemeyle ek gösterge rakamının 2.332den 3.152ye
yükseltilmesini amaçlıyoruz.
Şimdi, bu muhtaçlık hâli devam ettiği
müddetçe, belirlenen gösterge rakamının memur aylık
katsayısıyla çarpımından bulunacak tutarda aylık
bağlanıyor mevcut uygulamaya göre ve yapılan bu düzenlemeyle
vatandaşlarımıza bağlanacak aylıklar 1 Temmuz 2015
tarihi itibarıyla 138 liradan 185 liraya çıkarılmaktadır.
Yani muhtaçlık hâli devam eden bu vatandaşlarımıza, bizim
yaptığımız hesaba göre 47 lira zam yapılmaktadır.
Önergemizle bu ek gösterge rakamını 2.332den 3.152ye yükselterek
muhtaçlık hâli devam eden vatandaşlarımıza bağlanacak
aylık 250 liraya yükseltilmektedir.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bizim
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu tasarı görüşmelerindeki birinci
amacımız uzlaşmak. Onun için, iktidarın da Hükûmetin de bu
uzlaşmaya olabildiğince yanaşması ve gelmesi için gayet
mütevazı bir öneriyle geldik. Bu önergeyi kabul etmenizde büyük fayda var
çünkü amacımız uzlaşmak. Aslında bu rakamın daha fazla
olması gerekir, en azından asgari ücretin yarısı kadar bir
rakamı hep birlikte kabul etmemiz gerekir çünkü bu rakamlar çok
düşüktür. Hem muhtaç olacak hem 65 yaşını
aşmış, güçsüz ve kimsesiz Türk vatandaşı olacak ve
buna reva görülecek rakam da en fazla 185 lira olacak, bu kabul edilebilir bir
rakam değildir.
Bundan evvel, bu torba kanunda yapılan
düzenlemelerde de ifade ettiğimiz gibi, mış gibi birtakım
düzenlemeler yapılıyor. Madem bir düzenleme yapacağız, bir
iyileştirme yapacağız, bunu gereği gibi yapmakta büyük
fayda var. Hani derler ya, Attığınız taş
ürküttüğünüz kuşa değsin. misali, bunun gereğini yapmak
gerekiyor.
Şimdi, engellilerin de bir problemi çıkmaya
başladı. Malumunuz, özellikle evde bakım yardımıyla
ilgili gelir testi nedeniyle on binlerce vatandaşımız büyük bir
endişe taşımaktadır ve yakın bir zamanda bu gelir
testini geçemeyen vatandaşlarımız, engelli vatandaşlarımız
için yapılan evde bakım yardımları kesilecektir. Bunun da
kesilmemesi gerekir. Bu 2828 sayılı Kanun ve bununla ilgili olarak
2014/07 sayılı Genelgenin yeniden gözden geçirilmesi ve evde
bakım yardımı almak için gelir testinden geçme
şartının da daha makul, mantıklı seviyelere
getirilmesi gerekir. Aksi takdirde, bundan yararlanan vatandaş
sayısı da minimum düzeyde kalacaktır. Gerçeklerden çok uzak bir
gelir testi uygulaması söz konusudur.
Son olarak ifade etmek istediğim
Değerli
arkadaşlar, Adalet ve Kalkınma Partisi, on iki yıllık
iktidarı süresince sosyal politikalara ilişkin o kadar iddiada
bulunmuştur ancak 2022 sayılı Kanun -yaşlılık
aylığı- 1975 yılında yürürlüğe giren bir
kanundur. Çeşitli yardımlar yapan Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı 1985 yılında kurulmuştur ve
yeşil kart uygulaması da 1992 yılında getirilen bir
düzenlemedir. Aslında, bu düzenlemelerin mimarı da Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti olmamıştır. Engellilere
yapılan yardımlarda bir miktar, kısmen iyileştirme söz
konusudur.
Ben önergemizin kabulünü diliyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısına eklenen maddenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Aytuğ Atıcı (Mersin) ve
arkadaşları
GEÇİCİ MADDE...- 22/12/2014 tarihli ve 6583
sayılı 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli K
Cetvelinin IV. Diğer Ödemeler başlıklı bölümünün 8 inci
maddesinde yer alan 2022 sayılı 65 Yaşını
Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine göre
bağlanmış veya bağlanacak olan aylıklar için öngörülen
"1.751" gösterge rakamı, 1/7/2015-31/12/2015 tarihleri
arasında "7.015" olarak uygulanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Isparta Milletvekili Sayın Ali Haydar
Öner, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın
Başkanım, 24üncü Dönemdeki ilk konuşmamı 2 Kasım
2011de yapmıştım. O konuşmamda Sayın Meclis
Başkanımızın yasa dışı bazı
uygulamalarına vurgu yaparak, 2 hanımefendi başkan vekilini
örnek alsa çok iyi olur demiştim. Gerçekten de Türkiye Büyük Millet
Meclisinde 24üncü Dönemde bazı yasama faaliyetleri yasa
dışı yöntemlerle yapıldı ama gerek Sayın Meral
Akşener gerekse Sayın Şükran Güldal Mumcu yönetiminde
yapılan Meclis oturumları tam bir tarafsızlık ve hukukun
üstünlüğü ilkesine dayandırıldı. Bu öngörümde
yanılmadığım için çok mutluyum. Bize bu onuru
yaşattığınız için teşekkür ve
şükranlarımızı sunarız.
28/3/2012de 4+4+4le ilgili tespitlerimi
yapmıştım, 2/11/2011de de şu hususu
vurgulamıştım: Otuz sekiz yıllık kamu görevinden sonra
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev alma sırasının geldiğini
düşünerek halkın ve sağduyunun sesi olmak, hiç kimseden
korkmadan, çekinmeden gerçekleri dile getirmek üzere
huzurlarınızdayım demiştim. 24üncü Dönemin son
birleşimi olduğunu düşündüğüm bugün de sözüme sadık
kalmanın onurunu ve bahtiyarlığını
yaşamaktayım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2015 yılı yaşlı aylıkları ayda 145 lira 81
kuruş olarak öngörülüyor. 1.751 katsayısını bugünkü memur
katsayısına uygularsak bu rakam çıkıyor ancak açlık
sınırı 1.301 lira, yoksulluk sınırı 1.587 lira
olan bir ülkede bu rakamlar insaf ölçüleriyle bağdaşmıyor.
Aynı şekilde, yüzde 40 ila 69 arasında
engelli yurttaşlarımız 3.240 katsayıyla, bakıma muhtaç
engelliler de 4860 katsayıyla ayda 437 lira alabiliyorlar. Bizim önerimiz,
1.751 olan katsayının 7015e çıkarılarak 65 yaşın
üstündeki muhtaç yurttaşlarımıza ayda 600 lira ödeme
yapılması.
Aynı şekilde, yüzde 40 ila 69 arasında
engelli olanlara 3.240 katsayı yerine 8.000 katsayı, bakıma
muhtaç engelliler için 4.860 olan katsayının 9000e
çıkarılmasını öneriyoruz.
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarı, aylar
sonra uygulamaya koyacağı beş kuruşluk artışlar
için yirmi beş kuruşluk algı yaratmaya
kalkışıyor. 1 Temmuzdan itibaren uygulanacakmış,
Maliye Bakanımız şu anda uygun görmüyormuş! 1 Temmuzda,
şimdiki Maliye Bakanı Maliye Bakanı olmayacak. Şu anda
Başbakan olamayan Ahmet Davutoğlu da Başbakan
sıfatını taşıyamayacak. Devazantajlı gelir ve
vatandaş gruplarını rahata erdirecek olan Cumhuriyet Halk
Partisi iktidarı olacaktır. İnşallah, 7 Hazirandan sonra
Cumhuriyet Halk Partisinin halkçı kadroları halkın
umutlarını gerçeğe dönüştürecektir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Bu sürece katkıda bulunacak olanlara Allahtan
kolaylıklar diliyor, hak edenlere saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Öner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi, geçici yeni madde ihdasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiş ve böylece bir geçici yeni madde ihdas edilmiştir.
88inci madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 88 inci maddesine aşağıdaki (a)
bendinin eklenmesini ve diğer bentlerin buna göre teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Levent Gök Cemalettin
Şimşek
Amasya Ankara Samsun
Erol Dora Mehmet Doğan
Kubat Mine Lök
Beyaz
Mardin İstanbul Diyarbakır
"a)
48 inci maddesi 01/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,"
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Sayın Başkanım, takdire
bırakacağız ama müsaadenizle küçük bir açıklama yapmak
istiyorum.
BAŞKAN
Tabii, buyurunuz.
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Söz konusu önergede yer alan 48inci madde ibaresi,
dünkü görüşmeler esnasında 47nci maddeden sonra yeni madde
ihdasına ilişkin olarak kabul edilen ikinci önergeyle tasarıya
eklenen maddeyi kastetmektedir. Söz konusu madde, 5510 sayılı
Kanunun 80inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin
yürürlükten kaldırılmasını öngörmektedir. Şu an
işleme alınan önerge bu hükmün yürürlük tarihini belirlemektedir. Bu
açıklamayla takdire bırakıyorum.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
İşlemlerin
daha uygulanabilir hale getirilmesi, gerçek kişi esnaf ile şirket
ortağı arasındaki eşitsizliğin
kaldırılması, kayıt dışılığın
önlenmesi ve geçmişe dönük prim borcu oluşmasından kaynaklanan
sigortalı mağduriyetlerinin giderilmesi amacıyla, 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 80 inci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin
1/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlükten
kaldırılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 88inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
88inci madde kabul
edilmiştir.
89uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
89uncu madde kabul edilmiştir.
On
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.05
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, Hükûmetin görüşülmekte olan kanun
tasarısının 34, 35, 41 ve 88inci maddelerinin yeniden
görüşülmesine ilişkin İç Tüzükün 89uncu maddesine göre bir
talebi vardır. Başkanlık bu talebi yerine getirecektir.
Danışma
kurulunun Hükûmetin görüşülmekte olan kanun tasarısının 34,
35, 41 ve 88inci maddelerinin yeniden görüşülmesine ilişkin talebi
hakkındaki görüşünü okutuyorum:
VII.-
ÖNERİLER (Devam?
B)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, görüşülmekte olan 687 sıra
sayılı Kanun Tasarısının Genel Kurulun
90ıncı Birleşiminde kabul edilen 34, 35, 41 ve 88inci
maddelerinin yeniden görüşülmesine dair, Hükûmet adına
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının talebinin İç
Tüzükün 89uncu maddesi uyarınca Danışma Kurulunca uygun
görüldüğüne ilişkin görüşü
Tarih:
4/4/2015
Danışma Kurulu Görüşü
Görüşülmekte
olan 687 sıra sayılı Kanun Tasarısının Genel
Kurulun 90ıncı Birleşiminde kabul edilen 34, 35, 41 ve 88inci
maddelerinin yeniden görüşülmesine dair Hükûmet adına
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının talebi İç
Tüzükün 89uncu maddesi uyarınca Danışma Kurulunca uygun
görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Naci Bostancı Aytuğ
Atıcı
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili Yerine
İdris Baluken Oktay
Vural
Halkların Demokratik Partisi Milliyetçi
Hareket Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
BAŞKAN Danışma Kurulunun görüşü
bilgilerinize sunulmuştur.
5.- İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım ve İzmir
Milletvekili Aydın Şengül ile 50 Milletvekilinin; Adana Milletvekili
Ali Demirçalı ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in; İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel'in; Diyarbakır Milletvekili Nursel
Aydoğan'ın; İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli'nin;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu'nun; Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın;
Balıkesir Milletvekili Haluk Ahmet Gümüş'ün; Manisa Milletvekili
Hasan Ören ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanal'ın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural'ın;
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın; İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu ile 2 Milletvekilinin; Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu ile Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanlığı
Tezkereleri (1/1006, 2/1449, 2/1511, 2/1664, 2/1670, 2/1691, 2/1788, 2/2068,
2/2182, 2/2183, 2/2205, 2/2235, 2/2295, 2/2534, 2/2541, 2/2546) (S. Sayısı: 687) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi Hükûmetin istemini okutup
oylarınıza sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının 34, 35, 41 ve 88inci maddelerinin TBMM
İçtüzüğünün 89uncu maddesi gereğince yeniden
görüşülmesini arz ve teklif ederim.
Faruk
Çelik
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Gerekçe:
Tasarının 34, 35, 41 ve 88inci maddesinin
kanun düzenleme tekniğine uygun olarak daha anlaşılır bir
şekilde yeniden düzenlenmek ve kamu yararı çerçevesinde gece
çalışmasına ilişkin hükmün kapsamının
daraltılması ve yapı denetimine ilişkin cezai müeyyideleri
yeniden düzenleme ihtiyacı için önerge verilmiştir.
BAŞKAN Hükûmetin istemini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bu durumda tasarının 34, 35, 41 ve 88inci
maddelerini yeniden müzakereye açıyorum.
Daha önce 34üncü madde tasarıdan
çıkarılmıştı.
Şimdi, yeniden müzakereye açılan 34üncü madde
üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının Genel Kurulun 3.4.2015 tarihli 90
ıncı Birleşiminde Tasarı metninden çıkarılan 34
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Recep Özel
Amasya İstanbul Isparta
Bülent Turan Ramazan Can Tülay Kaynarca
İstanbul Kırıkkale İstanbul
"MADDE 34- 29/6/2001 tarihli ve 4708
sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin
dördüncü fıkrasının (f) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"f) İşyerinde,
çalışmaların, iş sağlığı ve
güvenliği mevzuatına göre düzenlenmesi gereken sağlık güvenlik
planına uygun olarak yapıldığım kontrol etmek ve
gerekli tedbirlerin alınması için yapı müteahhidini
yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı
takdirde durumu ilgili Çalışma ve İş Kurumu il
müdürlüğüne bildirmek."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ TÜRKAN
DAĞOĞLU (İstanbul) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddeyle yapı denetim kuruluşları, iş
yerinde, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına
göre düzenlenmesi gereken sağlık güvenlik planına ve
onaylanmış yapı projesine uygun olarak
çalışmaların yapıldığını denetlemek,
iş sağlığı ve güvenliği yönünden gerekli
tedbirlerin alınması için yapı müteahhidini yazılı
olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili
Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bildirmekle
görevlendirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 34üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
35inci maddeyi yeniden müzakereye açıyorum.
Söz talebi? Yok.
Üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının Genel Kurulun 3.4.2015 tarihli 90
ıncı Birleşiminde Tasan metninden çıkarılan 35 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Naci
Bostancı Mehmet
Doğan Kubat Recep
Özel
Amasya İstanbul Isparta
Ramazan Can Bülent
Turan Tülay
Kaynarca
Kırıkkale İstanbul İstanbul
MADDE 35- 4708 sayılı Kanunun 8 inci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"İdari müeyyideler ve teminat
MADDE 8- Yapı denetim kuruluşlarından bu
Kanunda ve ilgili mevzuatta öngörülen esaslara göre denetim görevini yerine
getirmedikleri tespit edilenlere, tespit edilen fiil ve hallerin durumuna göre,
aşağıdaki idari yaptırımlar uygulanır.
a) Denetim
personelinin görevi başında bulunmaması veya yapı denetim
kuruluşunun denetim personeline görevi ile ilgili yazılı olarak
bilgi vermediğinin anlaşılması,
b) Mevzuatın
öngördüğü evrakın tanziminde eksiklik veya kusur bulunması,
c) 2 nci maddenin
dördüncü fıkrasının (b) veya (f) bendinde belirtilen görevlerin
yerine getirilmemesi,
hallerinde, tespite konu yapının yapı
denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %10'u kadar idari para cezası,
ç) Hataların yapının
taşıyıcı sistemini etkilememesi kaydı ile, 2 nci
maddenin dördüncü fıkrasının (a) veya (c) ile (g) bentlerinde
belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti halinde, tespite
konu olan yapı denetimi hizmet sözleşmesi bedelinin %20'si kadar
idari para cezası verilir.
d) 2 nci maddenin
dördüncü fıkrasının (d) veya (e) veya (h) veya (ı)
bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmediğinin tespiti halinde,
tespite konu yapının yapı denetimi hizmet sözleşmesi
bedelinin %30'u kadar idari para cezası verilir.
Yapı denetim kuruluşlarına denetim
sorumluluğunu üstlendiği bir işe yönelik yapılacak
tespitler doğrultusunda yukarıdaki bentlerde belirtilen idari
müeyyidelerden birden fazla cezanın verilmesinin gerekmesi halinde o
işe ait yapı denetim hizmet sözleşmesinin en fazla %50'si kadar
idari para cezası verilir.
e) Aşağıda belirtilen;
1) Denetim
hizmetinin bu Kanunda yazılı asgari hizmet bedelinden düşük bir
bedel ile üstlenildiğinin tespit edilmesi,
2) Yapı
sahibinden veya vekilinden, yapı denetim hesabına
yatırılmaksızın yapı denetimi hizmet bedeli
alındığının tespit edilmesi, hallerinde, üstlenilen
denetim işlerinin tamamına ait yapı denetimi hizmet
sözleşmesi bedelleri toplamının %3'ü kadar idari para
cezası verilir.
f) 6 ncı
maddenin birinci fıkrası hükmüne aykırı hareket edilmesi
halinde üstlenilen denetim işlerinin tamamına ait yapı denetimi
hizmet sözleşmesi bedelleri toplamının %2'si kadar idari para
cezası verilir.
g) Aşağıda belirtilen;
1) Hataların
yapının taşıyıcı sistemini etkilemesi halinde 2
nci maddenin dördüncü fıkrasının (a) veya (c) ile (g)
bentlerinde belirtilen görevlerin yerine getirilmemesi,
2) 3 üncü maddenin
beşinci fıkrasının birinci cümlesi hükmüne aykırı
hareket edilmesi,
3) Yapı
denetim kuruluşuna son bir yıl içinde üç defa idari para cezası
uygulanması,
hallerinde, cezayı gerektiren fiil ve halin,
yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle tespit edilip
öğrenilmesinden veya son idari para cezasının tebliğinden
itibaren İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça
bir yıl yeni iş almaktan men cezası verilir.
h) Yeni iş
almaktan men yönünde verilen ilk cezanın ilan edilmesinden sonra, yeni
iş almaktan men yönünde cezayı gerektiren ikinci bir fiilin işlenmesi
ve bundan dolayı ceza verilip ilan edilmesinden sonra üçüncü defa yeni
iş almaktan men yönünde ceza vermeyi gerektiren bir fiillin işlenmesi
ve bundan dolayı da ceza verilip ilan edilmesi halinde, son ilan
tarihinden itibaren Merkez Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine
Bakanlıkça yapı denetim kuruluşunun izin belgesi iptal edilerek
faaliyetine son verilir ve teminatı irat kaydolunur.
Yapı denetim kuruluşunun, 3 üncü maddenin
beşinci fıkrasının ikinci cümlesi hükmüne aykırı
hareket eden veya yapı denetim kuruluşunda görevli iken laboratuvar
kuruluşlarında da görev alan mimar ve mühendislerine İl
Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüğünce 5.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.
İdari para cezası, cezayı gerektiren fiil
ve halin, yetkililer tarafından yapılan inceleme ve denetimlerle
tespit edilmesini müteakip yapı denetim kuruluşunun ve ilgililerin
savunmaları alınarak verilir ve yazılı olarak tebliğ
edilir.
İdari para cezasına karşı onbeş
gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. Bu süre içerisinde
itiraz yoluna başvurulmaması halinde idari para cezası
kesinleşir. İtirazlar, zaruret olmayan hallerde evrak üzerinde
incelenerek en kısa süre içinde karar bağlanır. İtiraz
üzerine verilen mahkeme kararları kesindir.
Yeni iş almaktan men ve faaliyetine son verme
cezalarına dair işlemler, Resmî Gazete'de ilan edilir.
Yeni iş almaktan men cezası, yapı denetim
kuruluşunun denetimindeki diğer işlerin devamına mani
değildir. Ancak, yapı denetim kuruluşuna yeni iş almaktan
men cezası verilmesine esas olan yapım işinin devam edebilmesi
için, yapı sahibi tarafından başka bir yapı denetim
kuruluşu görevlendirilmedikçe, ilgili idare tarafından işin
devamına izin verilmez. Faaliyete son verme cezası verilen hallerde
de, yapı denetim kuruluşunun denetimini üstlendiği
yapıların devamına, yeni yapı denetim kuruluşu
görevlendirilmedikçe ilgili idare tarafından izin verilmez.
Yeni iş almaktan men cezası alan yapı
denetim kuruluşunun ortakları, ceza süresi içinde; faaliyete son
verme cezası alan yapı denetim kuruluşunun ortakları ise,
üç yıl süre içinde herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar
kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı
denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Yapı denetim kuruluşuna üç defa idari para
cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan denetçi mimar ve
denetçi mühendislerin belgeleri, Merkez Yapı Denetim Komisyonunun
kararı ile iptal edilir. Bu suretle belgesi iptal edilen denetçi mimar ve
denetçi mühendisler, üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya
laboratuvar kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka
bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da
olamaz.
Yapı denetim kuruluşuna üç defa idari para
cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan teknik personel,
üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar
kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı
denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Laboratuvar kuruluşlarının personel,
tesis, makine, teçhizat ve kalite kontrol sisteminde olumsuz yönde bir
değişiklik olduğunun veya gerçekleştirilen deneylerin
belirlenmiş teknik kritere uygun olmadığının veya bu
Kanunda ve ilgili mevzuatta belirtilen hükümlere aykırı hareket
edildiğinin tespit edilmesi halinde, tespit edilen fiil ve hallerin
durumuna göre, İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğünce;
a) Laboratuvarların
kalite sistemine ilişkin idari ve teknik şartlar bakımından
tespit edilen aykırılıklar için uyarma cezası,
b) Verilen ilk
uyarma cezasının tebliğ edilmesinden sonra, aynı türden
cezayı gerektiren ikinci bir fiilin işlenmesi ve bundan dolayı
ceza verilip tebliğ edilmesinden sonra üçüncü defa uyarma cezası
vermeyi gerektiren bir fiilin işlenmesi ve bundan dolayı da ceza
verilip tebliğ edilmesi halinde, laboratuar kuruluşuna 5.000 Türk
Lirası idari para cezası,
c) Alet ve cihaz
kalibrasyonlarının zamanında yaptırılmaması veya
kür havuzlarında veya kür odalarında kür şartlarına
uyulmaması veya şantiye mahallinde alınan taze beton
numunelerinin zamanında toplanmaması veya karot numunesi
alınması sırasında laboratuvar denetçisinin hazır
bulunmaması veya laboratuvar kuruluşunun deney kapsam listesindeki
deneyler hariç olmak üzere deney raporlarında Bakanlık logosunun
kullanılması veya numune kayıt ve rapor defterinde
boşluklar bulunması hallerinde, laboratuvar kuruluşuna 10.000
Türk Lirası idari para cezası,verilir.
d) Bu
fıkranın (c) bendine göre verilen ilk cezanın tebliğ
edilmesinden sonra, aynı türden cezayı gerektiren ikinci bir fiilin
işlenmesi ve bundan dolayı ceza verilip tebliğ edilmesinden
sonra üçüncü defa aynı cezayı vermeyi gerektiren bir fiilin
işlenmesi ve bundan dolayı da ceza verilip tebliğ edilmesi
halinde, İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Bakanlıkça
bir yıl yeni iş almaktan men cezası verilir.
e) Aşağıda belirtilen;
1- Bu
fıkranın (d) bendine göre verilen cezanın ilan edilmesinden
sonra, aynı türden cezayı gerektiren ikinci bir fiilin işlenmesi
ve bundan dolayı ceza verilip ilan edilmesinden sonra üçüncü defa
aynı türden ceza vermeyi gerektiren bir fiilin işlenmesi ve bundan
dolayı da ceza verilip ilan edilmesi,
2- Laboratuvar
kuruluşunun idarelere veya şahıslara verdiği deney
raporlarının gerçeği yansıtmayan sonuçlar ihtiva
ettiğinin tespit edilmesi,
hallerinde Merkez Yapı Denetim Komisyonunun teklifi
üzerine Bakanlıkça Laboratuvar kuruluşunun izin belgesi iptal
edilerek faaliyetine son verilir. Sözleşmesi feshedilir ve teminatı
irat kaydolunur.
Üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkra hükümleri,
laboratuvar kuruluşu hakkında uygulanan idari müeyyideler için de
geçerlidir.
Yeni iş almaktan men cezası alan laboratuvar
kuruluşunun ortakları, ceza süresi içinde; faaliyete son verme
cezası alan laboratuvar kuruluşunun ortakları ise, üç yıl
süre içinde herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda
idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya
laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Laboratuvar kuruluşuna üç defa idari para
cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan denetçi
mühendislerin belgeleri, Merkez Yapı Denetim Komisyonu tarafından
iptal edilir. Bu suretle belgesi iptal edilen denetçi mühendisler, üç yıl
süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar kuruluşunda idari
veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı denetim veya
laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
Laboratuvar kuruluşuna üç defa idari para
cezası verilmesine sebep olduğu anlaşılan teknik personel,
üç yıl süre ile herhangi bir yapı denetim veya laboratuvar
kuruluşunda idari veya teknik bir görev alamaz ve başka bir yapı
denetim veya laboratuvar kuruluşunun ortağı da olamaz.
İlgili meslek odaları, yapı denetim veya
laboratuvar kuruluşlarına bu madde uyarınca idari
yaptırım uygulanmasına sebep olan denetçi mimar ve mühendisler
ile diğer mimar ve mühendisler hakkında, kendi mevzuatına göre
cezai işlem yaparak neticesini Merkez Yapı Denetim Komisyonuna
bildirir.
Laboratuvar kuruluşlarının veya denetçi
mimar ve denetçi mühendislerin izin belgesi alma safhasında gerçeğe
aykırı belge düzenlediğinin izin belgesi verildikten sonra
anlaşılması halinde, izin belgesi derhal iptal edilir.
Yapı denetim kuruluşlarına denetim
sorumluluğunu üstlendiği bir işte yeni bir iş almaktan men
cezası almasını gerektiren 2 nci maddenin dördüncü
fıkrasının (a) ve (c) ile (g) bendine aykırı hareket
ettiğinin aynı anda tespit edilmesi halinde bir kez yeni iş
almaktan men cezası verilir.
Laboratuvar kuruluşlarına uyarı
cezası vermeyi gerektiren birden fazla fiilin aynı anda tespit
edilmesi halinde kuruluşa idari para cezasına esas olmak üzere tek
bir uyarı cezası uygulanır.
Laboratuvar kuruluşlarına idari para
cezası vermeyi gerektiren birden fazla fiilin aynı anda tespit
edilmesi halinde kuruluşa en fazla 15.000 Türk Lirası idari para
cezası verilir.
Bu Kanun kapsamında verilecek idari para
cezaları İl Yapı Denetim Komisyonunun teklifi üzerine Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğünce verilir ve verilen idari para
cezaları tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödenir.
Bu Kanuna göre yapı denetim izin belgesi ve
laboratuvar izin belgesi verilmesi sürecinde Bakanlıkça teminat
alınır. Teminatın türü, tutarı, iadesi ve irat
kaydedilmesine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelik
ile belirlenir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Maddeyle,
4708 sayılı Kanuna ilgili mevzuatta öngörülen esaslara göre
yükümlülüklerini yerine getirmeyen yapı denetim kuruluşlarına
uygulanacak idari yaptırımlar belirlenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 35inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
41inci
madde üzerinde müzakere açıyorum.
Söz
talebi? Yok.
41inci
madde üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 41 inci maddesinde yer alan sanayiden
sayılmayan ibaresinin turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti
yürütülen şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Mehmet Naci Bostancı Mehmet Doğan Kubat Abdullah
Çalışkan
Amasya İstanbul Kırşehir
Bülent Turan Osman
Aşkın Bak Tülay
Kaynarca
İstanbul İstanbul İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI
NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
2003/88
sayılı AB Direktifinde, turizm özel güvenlik ve sağlık
hizmetlerinde çalışanların gece çalışma süresinin
sekiz saati üzerinde taraflarca anlaşılarak düzenlenebileceği
belirtilmektedir. Düzenlemeyle, turizm, sağlık ve güvenlik sektörü işyerlerinin,
sektörün ihtiyaçları doğrultusunda haftalık yasal
çalışma süresini geçmeyecek şekilde ve işçinin
yazılı onayı alınarak gece çalışmalarındaki
yedi buçuk saatlik günlük çalışma süresi sınırlamasına
tabi olmaması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen bu önerge doğrultusunda 41inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
88inci
maddeyi müzakereye açıyorum ve şahsı adına İstanbul
Milletvekili Süleyman Çelebinin söz talebini yerine getiriyorum.
Buyurunuz Sayın Çelebi. (CHP sıralarından
alkışlar)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) Çok teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
öncelikle, yoğun bir çalışmayı beraber yürüttük. Özellikle
stenograf arkadaşlarımın haklarını teslim
etmediğimiz için üzülüyorum. Onların en azından bir mesai
hakkı vardı, defalarca konuştuk ama burada ifade ettik, bu Mecliste,
ne yazık ki o haklarını yerine getiremedik.
Yine, değerli arkadaşlarım, burada, Millet
Meclisinde çalışan taşeron, sözleşmeli
arkadaşlarımızın bizim üzerimizde emekleri çok, bu
taleplerini yerine getiremediğimiz için gerçekten, buradan, bu dönem için
buruk ayrılıyoruz. Bu sorunun aşılması konusunda
Binlerce sorunu, binlerce yasayı çözdük ama bu mekânda kendimize hizmet
eden, burada hizmet ilişkisinde olan arkadaşlarımızın
sorununu çözemedik.
Yine, yanımızda danışmanlar
vardı. Danışmanlar, bizim, hepimizin yanında
çalışan arkadaşlardı; bazı milletvekilleri bu dönemde
yeniden gelemeyecek, onların da iş akitleri sona erecek. Her
çalışanın kıdem tazminatı hakkı var ama burada
bizim yanımızda çalışan danışmanların
kıdem tazminatı hakkı gasbedilerek bu Meclis bugün
kapatılmış olacak.
4/Cli vatandaşların sorununu çözemedik.
Sözleşmeli personelin, 4/Blilerin sorununu çözemeden bu Meclis bugün
kapatılacak.
Bu sorunların çözümü konusunda birçok çabayı,
birçok iradeyi arkadaşlarımla, başta Aytuğ Atıcı,
Özgür Özel, Kadir Gökmen Öğüt
Komisyondaki arkadaşlarımın
bütün bu çabalarına rağmen orada verdiğimiz önergeler tek tek
reddedildi. Bunun üzüntüsünü yaşıyorum. Bunun vicdani
sorumluluğunu yaşayarak bu Mecliste, bugün
vedalaşacağız ve o arkadaşlara büyük bir haksızlık
yapıldığını bir kez daha buradan söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, yine, burada birçok
vakfın, cemaat örgütlerinin mal varlıkları verildi, TÖB-DERin
mal varlıklarının verilmesi konusundaki talebimiz yerine
getirilmedi. TÖB-DER önemli bir kurumdu. Diğer bütün örgütler, bütün
vakıflar, bütün bu konudaki ilgili kurumların sorunları çözüldü.
Değerli arkadaşlar, bir diğer önemli konu
ise bilgisayar mühendisleri, atanamayan öğretmenler ve yine, mühendislerin
sorunlarını çözmeden gidiyoruz.
Şimdi, böyle gülüyor olabilirsiniz bizim bu
söylediklerimize. Göreceksiniz, 7 Haziranda bu sıralarda Cumhuriyet Halk
Partisi oturacak. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler) Göreceksiniz...
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz veriyorum: İktidara
geldiğimizde bu sorunları çözmek bizim namus borcumuz olacak, namus
borcumuz olacak. Buradaki bu sorunları çözmek bizim namus borcumuz olacak.
(CHP sıralarından alkışlar)
GÜLAY DALYAN (İstanbul) - Kendiniz
inanmıyorsunuz!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Geleceğin,
emeğin ve bütün emeklilerin sorunlarını çözmek bizim namus
borcumuz olacak.
Hepinize son sözüm şu: Ağalar, paşalar,
padişahlar, vezirler hesap günü gelecek ve o hesap gününde, bu hesap 7
Haziranda sorulacak diyorum.
Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Çelebi.
Madde üzerinde bir önerge vardır. okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 687 sıra sayılı
Kanun Tasarısının Genel Kurulun 4/4/2015 tarihli 91 inci
Birleşiminde değiştirilen 88 inci maddesinin birinci
fıkrasının (ç) bendinin aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Doğan Kubat Tülay
Kaynarca Sermin
Balık
İstanbul
İstanbul
Elâzığ
Nurdan
Şanlı Fatih
Çiftci
Ankara
Van
"ç) Geçici 1 inci maddesinin birinci
fıkrası 11/1/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK
ÇELİK (Şanlıurfa) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yürürlükle ilgili hükmün yeniden düzenlenmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen bu önerge doğrultusunda 88inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
88inci madde
kabul edilmiştir.
Şimdi, böylece, sayın milletvekilleri, üçüncü
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tekriri müzakereyle birlikte
tamamlanmıştır.
Tasarının oylamasına geçmeden önce, oyunun
rengini belirtmek üzere Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı
konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Atıcı. (CHP
sıralarından alkışlar)
HALİL ÜRÜN (Afyonkarahisar) Bravo Hocam, kabul
edeceksin galiba?
AYTUĞ ATICI (Mersin) İnşallah.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarımız; ağırlıklı olarak iş
yaşamını ilgilendiren ve üç gündür Genel Kurulda konuşulan
bu çalışma bizlere çok şey öğretti gerçekten. Aslında,
bu üç günlük çalışma sadece Genel Kurulun gördüğü
çalışma. Bunun öncesinde, alt komisyon safhasında, Komisyon
safhasında, Komisyon dışı yapılan müzakere
toplantılarında, hatta kulis çalışmalarında tam saha
siyaset uygulandı. Yani, gerçekten, benim gibi siyasi yaşamı
kısa olan arkadaşlarımız bu çalışmadan çok şey
öğrendiler, gerçekten çok şey öğrendik. Siyaset nasıl
yapılır?ı bu yasa bizlere öğretti açıkçası ve
kavga olmadan, dövüş olmadan, insanlar birbirini incitmeden nasıl
yasa yapılabilir, bizlere bunu gösterdi. O yüzden, bu yasa
tasarısının çalışmalarında bulunmuş olmaktan
kendi adıma memnuniyetimi ifade ediyorum.
Bu yasa tasarısıyla pek çok
değişiklik yapıldı ama en çok dikkatimizi çeken, bu yasa
tasarısında olmayıp eklenen veyahut da olup zararlı
olduğu için çıkarılan maddeler var. Mesela, bu yasa
tasarısında yaşam odaları yoktu ve bizim önerimizle kabul
edildi. Yine, bu yasa tasarısında şehit olan maden
işçilerimizin hakları yeniliyordu. 2003 yılından sonra
şehit olan bütün madencilerimize, Soma ve Ermenekteki şehitlerimizin
hakları verilmiş oldu. Yine, madencilere ödenmeyen tazminatlar bu
yasa tasarısına eklenen bir maddeyle TMSF
aracılığıyla işverenden alınarak ödenmiş
olacak. Yine, bu yasada olmayan bir konu; Vanda depremden mağdur olan
vatandaşlarımızın sorunları büyük ölçüde çözülmüş
oldu.
Yasada zararlı olan maddeler vardı, bunlar
ayıklandı. Uzaktan çalışma vardı,
çıkarıldı. İkazlar sonucunda da olsa, işçinin
işine son verilmesi vardı, çıkarıldı. Efendim, trafik
kazalarında hakları gasbedilen vatandaşlarımızın
durumları vardı, bu da çıkarıldı. Sendikalarla ilgili
de, 5-6 sendikayı baraj altında kaldığı için âdeta
tasfiye eden durumlar vardı, bunların hepsi çıkarıldı,
ayıklandı, temizlendi ve bir şekilde uzun mücadeleler sonucunda
bu yasa çıkarılmış oldu.
Bu yasayla ilgili
iki tane de özrümüz var: Birincisi emeklilerdendir. Emeklilerin yüzde 15 olan
kesintileri ancak yüzde 10a indirilebildi, sıfıra inmesi
gerekiyordu. Onlara bir özür borcumuz var. Hiç merak etmesinler CHP
iktidarında bu özrümüzü telafi edeceğiz.
Yine, 65 yaş
üstünde olan vatandaşlarımıza bir özür borcumuz var; bu yasayla
ilgili onları da mutlu edemedik. Yine merak etmesinler CHP
iktidarında onların da bu sorunlarını çözeceğiz.
24üncü Dönemin de
sonuna geldik değerli arkadaşlarım, bu dönemde acı
tatlı pek çok olay yaşadık. Yasama faaliyetlerine özgür
iradeleriyle katkı sunan bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür
ediyorum, çalışmalarımızda bizlere destek olan, gece gündüz
destek olan danışmanlarımıza çok teşekkür ediyorum;
çalışmalarımızı kolaylaştıran kavaslara,
stenograflara, teknik personele, hiçbir zaman bizi bırakmayan
çaycılara, garsonlara, temizlik personeline, aşçılara,
fotoğrafçılara, yasama uzmanlarına, bütün personelimize yürekten
teşekkür ediyorum; bizi büyük bir titizlikle takip eden basın
mensuplarına çok teşekkür ediyorum; bizlere büyük tolerans gösteren
ailelerimize, ihmal ettiğimiz dostlarımıza çok teşekkür
ediyorum, bizleri vekil seçen milletimize çok teşekkür ediyorum.
Eğer
farkında olmadan incittiklerim varsa af diliyor, saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.
Sayın
Halaçoğlu, sisteme girmişsiniz; şu anda mı söz
istiyorsunuz?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Şu an istiyorum, son konuyla ilgili.
BAŞKAN
Tabii, buyurunuz.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, üç gün müddetle çekişmeli, uzlaşmalı ve siyasi
olmayan, toplumun çok önemli bir kesiminin sağlık ve iş
güvenliğini de içine alan önemli bir yasa görüşüldü;
bazıları çıkarıldı, ekler yapıldı, ufak
tefek bazı
Yani emeklilerin çalışmaları hâlinde kesintiye
uğrayan maaşları başta olmak üzere, işte 65
yaşını dolduranlarla ilgili, vesair birkaç konu
dışında genelde daha çok uzlaşı içerisinde bir kanun,
yasa geçmiş oldu.
Tabii ki Somadan
tutalım diğer birtakım
Gerçekten işte, Somada meydana
gelen kazada yaşam odası eksikliklerinin de içerisinde bulunduğu
pek çok konu bu yasa içerisinde yer aldı. Bu yasanın
uzlaşıyla çıkmasında en büyük etkili kişi tabii ki
başta Sayın Bakan oldu, ona teşekkür ediyoruz diğer
ekibiyle birlikte. Pek çok konularda uzlaşma sağlandı,
uzlaşamadığımız alanlar oldu ama onlar da daha sonra
yeni gelecek iktidarla zannediyorum ki daha iyiye götürülecektir. Bu
bakımdan bu yasanın çalışanlarımıza
hayırlı olmasını diliyorum.
Acı tatlı geçmiş birtakım olaylar
içerisinde de arkadaşlarımızı kırmışsak bu
kırmamızdan dolayı onlardan özür diliyoruz. Ama
şurasını herkes çok iyi bilmeli ki Türkiye için yaptık yani
Türk milleti için mücadele verdik. Bizim bakış açımızdan
yanlış yapılmış olanlara karşı bir mücadele
ortaya koyduk. Dolayısıyla, bu çabalarımız sadece Türk
milleti içindi, milletvekilliği görevimize bağlı olarak yerine
getirilmişti.
Sayın Başkana ayrıca teşekkür
ediyoruz; gayet sakin, olumlu ve kızmadan Meclisi yönetti, ona da
ayrıca teşekkür ediyoruz ve bu yasaya da Evet. diyeceğimizi
özellikle belirtmek istiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Halaçoğlu.
Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, ben de teşekkür ediyorum.
Gerilimli başlayan bir Meclis
açılışı, burada gerilimle devam eden yasama süreçleri ve en
son birkaç günde de siyasi partilerin büyük oranda uzlaşma
sağlamış olduğu bir yasanın çıkmasıyla
24üncü Dönemin finalini yaşıyoruz. Belki bütün görüşmeler
bittikten sonra grup başkan vekilleri olarak kürsüden birkaç şey
söyleyebiliriz bu konuda. Ancak bu yasanın yasama tekniğinin
nasıl olmasıyla ilgili bir örnek olması açısından ben
söz aldım. Burada Sayın Bakana teşekkür etmek lazım gerek
yasanın Genel Kurula gelmesinden önce siyasi parti gruplarını
ziyaret ederek ortaklaşma önerilerine açık olduğunu ifade etmesi
gerekse de Genel Kurul sırasında muhalefetten gelen önerileri dikkate
alması, büyük oranda bir uzlaşma kültürüyle Meclisin son birkaç
gününü bu şekilde geçirmemizi sağladı. Yetersizlikleriyle
beraber olumlu pek çok düzenlemenin olduğu bir torba kanunu geçireceğiz.
Keşke dört yıllık Meclis pratiği içerisinde emek alanı
ve çalışma hayatıyla ilgili kalıcı birtakım
çözümleri halkımıza kazandırmış olarak bu yasama
faaliyetlerini bitirmiş olsaydık ama bunun imkânı olmadı.
En nihayetinde bütün olumsuzluklarla beraber yasanın bu şekilde bir
uzlaşma kültürüyle ve içerisinde emek alanı ve çalışma
hayatını ilgilendiren olumlu maddelerle geçmesini biz de
Halkların Demokratik Partisi olarak değerli buluyoruz.
Halkımıza, çalışanlara, tüm emekçilere hayırlı
uğurlu olmasını temenni ediyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Baluken.
Tasarının tümü açık oylama tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Oy
sayısı |
: |
263 |
|
Kabul |
: |
262 |
|
Çekimser |
: |
1 (X) |
|
Kâtip Üye Dilek Yüksel Tokat |
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. (Alkışlar)
Şimdi, teşekkür konuşması yapmak
üzere Komisyon Başkanı Adana Milletvekili Necdet Ünüvarı
kürsüye davet ediyorum.
Buyurunuz Sayın Ünüvar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL
İŞLER KOMİSYONU BAŞKANI NECDET ÜNÜVAR (Adana) Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle, değerli Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten çok önemli bir yasayı kabul ettik,
öncelikle hayırlı olsun.
24üncü Dönemin son gününde başta emeklilerimizi,
madencilerimizi, Ermenekte, Zonguldakta, Yozgatta hayatını
kaybeden madencilerimizin yakınlarını ve milyonlarca insanı
yakından ilgilendiren çok önemli bir yasayı kabul ettik, yasamız
hayırlı olsun.
Acısıyla tatlısıyla bir dönemi geride
bırakıyoruz. Bu vesileyle başta siz Meclis Başkan Vekilimiz
olmak üzere, Sayın Ayşe Nur Bahçekapılıya, Sayın
Sadık Yakuta, Sayın Meral Akşenere, burada bulunan grup
başkan vekillerimize ve diğer grup başkan vekillerine, bütün
milletvekillerimize, stenograflara, Kanunlar ve Kararlar görevlisi
arkadaşlarımıza, kavaslara, içerideki dışarıdaki
görevlilere çok teşekkür ediyorum. Buradan, siyasete devam edecek ve
etmeyecek bütün dostlarımıza huzurlu, sağlıklı, mutlu
bir hayat diliyorum.
Bu vesileyle, on
sekiz yıl önce bugün vefat eden merhum Alparslan Türkeşe de
Cenab-ı Haktan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyor, hepinize iyi akşamlar diliyorum. (AK PARTİ, CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ünüvar.
Teşekkür
konuşmasını yapmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çeliki kürsüye davet ediyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Çelik.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Son derece önemli
bir yasayı, 90 maddeden oluşan bir yasayı yüce Meclisin on
altı saatlik mesaisi neticesinde tamamlamış olduk.
Öncelikle, Komisyon
safhasında, Sayın Komisyon Başkanı şahsında
Komisyon üyelerine, alt komisyonda görev yapan bütün
arkadaşlarımıza ve Genel Kurulda katkı sunan bütün siyasi
parti gruplarına, bütün milletvekili arkadaşlarıma çok
teşekkür ediyorum.
Bir anlamda bu
dönemin son yasası olarak bu kabul ettiğimiz yasaya önemli
düzenlemelerle birlikte bir uzlaşı ve hoşgörü kültürünü de
kattığımız inancıyla mutluluğumu ifade etmek
istiyorum.
Hemen, bu kısa
konuşmamın başında ben de
Siyasette öldükten sonra
yaşamak bir istisnadır arkadaşlar. Bu çerçevede,
vefatının seneidevriyesinde merhum Alparslan Türkeşi ben de
rahmetle anıyorum.
Değerli
arkadaşlar, 1999 yılında ben Parlamentoya girdim. Grup
Başkan Vekili olarak beş yıl ve akabinde de yaklaşık
sekiz yıldır Bakan olarak hizmet etme gayreti içerisindeyim.
Sayılı günler hızlı bir şekilde geçiyor. Bizim için on
altı yıl geride kaldı, burada birçok arkadaşımız
için ise dört yıl nasıl geçti öyle tahmin ediyorum siz de
anlamış değilsiniz ama sayılı günler hızlı
geçiyor. Benim açımdan son derece anlamlı yıllardı çünkü
ben bir inşaat ustasının oğluydum ve on altı yıl
bu cumhuriyetin kazanımı olanak Parlamentoda görev yapma
imkânını elde ettim, Allah'a hamdediyorum. (Alkışlar) Tabii,
bu imkânı veren milletimize, Sayın Cumhurbaşkanımıza,
Sayın Başbakanımıza ve AK PARTİmize çok
şükranlarımı sunuyorum.
Aslolan gök kubbe altında hoş bir seda
bırakmaktır. Siyaset hizmet amaçlı gerçekleştiriliyor, bu
amaca dönük yapılmalı. Geriye dönüp baktığım zaman
birkaç hususa değinerek huzurlarınızdan ayrılmak istiyorum.
Herkese nasip olur mu bilmem ama Sosyal Güvenlik
Kurumunun kuruluşu gibi bir reform, benim Bakanlık dönemime isabet
etti ve bu büyük reform, dört gün, beş gün içerisinde bütün partilerin ve
bütün sivil toplum kuruluşlarının uzlaşısıyla
yürürlüğe girdi.
Genel sağlık sigortası hayalimiz idi, yine
bu dönem içerisinde genel sağlık sigortası gerçekleşti.
İstihdam paketi gibi önemli bir düzenleme,
İŞKURun işlevsel hâle gelmesi, yılda 50 bin kişiyi
işe yerleştirirken 700 bin kişiyi işe
yerleştirdiği noktaya gelmesi konusunda önemli düzenlemeler
gerçekleşti.
İş sağlığı, güvenliği
konusunda olmayan bir müstakil yasanın burada birlikte
gerçekleştirilmesini sağladık ve bugün de eksiklerimizi giderme
konusunda önemli düzenlemeler yaptık.
Mesleki Yeterlilik Kurumunu Bilirim, yaparım.
anlayışıyla değil, gerçekten köklü, nitelikli
insanların çalışması anlamında bir yerlere
taşıdık.
Sendikalar Kanununu çıkardık, ihtilal
döneminin o kanununu geride bıraktık ve yeni bir yasa yürürlüğe
girdi. Anayasa değişikliğiyle birlikte, Kamu Görevlileri
Sendikaları ve Toplu Sözleşme Yasası çıkarıldı
yasal değişiklikler gerçekleştirildi. Ve daha neler neler
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı gibi önemli bir birimin kurulması
dönemimizde gerçekleşti. Diyanet İşleri
Başkanlığı teşkilat yasası gibi önemli bir yasa
geçti. Alevî çalıştaylarıyla son derece önemli meselenin
toplumda uzlaşı çerçevesinde çözülmesi konusunda gayretler oldu.
Roman çalıştayı gibi, dışlanmış olan
kardeşlerimizin sorunlarıyla ilgili önemli mücadeleler oldu. Belki
20yi aşan bizzat tekliflerimizle, Ceylânpınar gibi, çok önemli
toplumsal sorunları çözen yasaların bu Meclisten geçmesine vesile
olduk.
Oldu oldu, hepsi geride kaldı ama hoş bir seda
bıraktığımız inancı içerisindeyim ve hepinize de
hoş seda bırakma anlayışıyla Sayın Başkana
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının şahsında bütün
başkan vekillerine, bütün siyasi partilerimizin grup başkan
vekillerine, siz değerli milletvekili arkadaşlarımıza,
gelecek olan arkadaşlarımıza, olur ki takdirdir, gelemeyecek
olan arkadaşlarımıza Meclis yaşamlarında, özel
yaşamlarında sağlık ve başarılar temenni
ettiğimi ifade ediyorum. Hepinize en derin saygılarımı
sunarken hakkımızı helal ediyorum, hakkınızı
helal etmenizi istiyorum, saygılar sunuyorum efendim.
Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Çelik.
Sayın milletvekilleri, beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 20.19
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),
Dilek YÜKSEL (Tokat)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
6ncı sırada yer alan, Karadeniz Ekonomik
İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik
Yapılmasına ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak
Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
6.- Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik
Yapılmasına ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak
Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1036) (S. Sayısı: 696)(x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 696 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
KARADENİZ
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İLE
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
MERKEZ ANLAŞMASININ EKİNDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA VE KEİ
MERKEZİNİN KALICI OLARAK TAŞINMASININ USULLERİNE İLİŞKİN
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ
İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 12 Aralık 2014 tarihinde
Selanikte imzalanan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez Anlaşmasının
Ekinde Değişiklik Yapılmasına ve KEİ Merkezinin
Kalıcı Olarak Taşınmasının Usullerine
İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Anlaşmanın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik cihazla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik
Yapılmasına ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak
Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 236
Kabul : 236 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Dilek Yüksel Mine
Lök Beyaz
Tokat Diyarbakır
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Şimdi, 7nci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi
Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye
Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın Uygulanmasına
İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
7.- Türkiye
Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi
Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye
Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın Uygulanmasına
İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1040) (S. Sayısı:
708) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 708 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Tasarının maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1nci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE AVRUPA
KOMİSYONU ARASINDA KATILIM ÖNCESİ YARDIM ARACI (IPA II)
ÇERÇEVESİNDE BİRLİK TARAFINDAN TÜRKİYE CUMHU-RİYETİNE YAPILACAK MALİ YARDIMIN UYGULANMASINA
İLİŞKİN DÜZENLEMELER HAKKINDA ÇERÇEVE
ANLAŞMANIN ONAY-LANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 11 Şubat 2015 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik
Tarafından Türkiye Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın
Uygulanmasına İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi
Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye
Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın Uygulanmasına
İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 235
Kabul : 235(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Dilek Yüksel Mine Lök Beyaz
Tokat Diyarbakır
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
8inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Tarımsal
İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
8.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili
Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1001) (S. Sayısı: 686) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon
raporu 686 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz talebi yoktur.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE SUDAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
İKİLİ TARIMSAL İŞBİRLİĞİ VE
ORTAKLIĞINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 28 Nisan 2014 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili
Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına
İlişkin Anlaşmanın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, bundan sonra da uluslararası anlaşmalar
görüşeceğimiz için, görüşeceğimiz bütün uluslararası
anlaşmalarda açık oylamanın elektronik cihazla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili
Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Oy
Sayısı |
: |
240 |
Kabul |
: |
240 |
Kâtip Üye Dilek Yüksel Tokat |
Kâtip Üye Mine Lök Beyaz Diyarbakır |
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Şimdi, 9uncu sırada yer alan Türkiye
Cumhuriyeti ile Belarus Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai
Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
9.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Belarus Cumhuriyeti Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai
Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/731) (S. Sayısı: 422)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
10uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Birleşmiş Milletler İnsani İşler
Eşgüdüm Ofisi Arasında Türkiyede Bir Ülke Ofisi Kurulmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
10.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler İnsani
İşler Eşgüdüm Ofisi Arasında Türkiyede Bir Ülke Ofisi
Kurulmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/910) (S. Sayısı: 604)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
11inci
sırada yer alan, Eşyaların Karayolundan Uluslararası
Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi Elektronik Taşıma
Belgesi ile İlgili Ek Protokole Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
11.-
Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin
Mukavele Sözleşmesi Elektronik Taşıma Belgesi ile İlgili Ek
Protokole Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/422) (S. Sayısı: 58)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
12nci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında
Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
12.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/883) (S. Sayısı: 582 (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon
raporu 582 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE KOSOVA CUMHURİYETİ ARASINDA SERBEST
TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1 - (1) 27
Eylül 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova
Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2 - (1) Söz
konusu Anlaşmanın eklerine ilişkin değişiklikleri
onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN
- 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3 - (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
- 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
4üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 4 - (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
- 4üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabiidir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 246
Kabul : 246(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Dilek Yüksel Mine
Lök Beyaz
Tokat Diyarbakır
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
13üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
13.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve
Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/753) (S.
Sayısı: 447) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 447 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
ARAMA VE KURTARMA HİZMETLERİNİN KOORDİNASYONUNA DAİR
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 11 Eylül 2012 tarihinde Gebele'de
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı |
: |
238 |
|
|
Kabul |
: |
238 |
|
|
|
: |
|
|
|
Kâtip Üye Dilek Yüksel Tokat |
Kâtip Üye Bayram Özçelik Burdur |
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Şimdi 14üncü sırada yer alan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
14.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/891) (S. Sayısı: 584)
(xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 584 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE TÜRKMENİSTAN HÜKÜMETİ ARASINDA GENÇLİK VE
SPOR ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 30 Mayıs 2013 tarihinde
Aşkabatta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan
Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 244
Kabul : 244(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Dilek Yüksel Bayram Özçelik
Tokat Burdur
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
15inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin
Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür
Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/737) (S. Sayısı: 432) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 432 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KOSOVA CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR MERKEZLERİNİN KURULUŞU,
İŞLEYİŞİ VE FAALİYETLERİ HAKKINDA
ANLAŞMANIN ONAYLAN-MASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 14 Eylül 2012 tarihinde Priştine'de imzalanan
"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve
Faaliyetleri Hakkında Anlaşma"nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür
Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 249
Kabul : 249(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Dilek Yüksel Bayram Özçelik
Tokat Burdur
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
16ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil Durumlar
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil
Durumlar Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/953) (S. Sayısı: 690) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 690 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz talebi yoktur.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
BULGARİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ACİL
DURUMLAR ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 20 Mart 2012 tarihinde Ankarada imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Acil Durumlar Alanında İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil
Durumlar Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 240
Kabul : 239
Ret 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Dilek Yüksel Bayram Özçelik
Tokat Burdur
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, Başbakan
Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan yerinden
kısa bir söz istemiştir. Söz talebini yerine getiriyorum.
Buyurunuz Sayın Akdoğan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.-
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğanın,
24üncü Dönemde yapılan tüm çalışmalar için herkese
şükranlarını sunduğuna ve bu dönemde hayatını
kaybeden milletvekillerine Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
BAŞBAKAN YARDIMCISI YALÇIN AKDOĞAN (Ankara)
Saygıdeğer Başkanım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 24üncü Dönemin artık sonuna
yaklaşıyoruz. Ben öncelikle Hükûmetimiz adına, bu dönemdeki tüm
kanun tasarı ve teklifleri sebebiyle çok teşekkür ediyorum. Muhalefet
partilerimize de tüm eleştiri ve görüşleriyle katkıda
bulundukları için hassaten teşekkür ediyorum.
Gerçekten çok yorucu, zorlu bir süreç geçirdik. Tüm
Meclis Başkan Vekillerimize, Başkanlık Divanı üyelerimize,
komisyon üyelerimize, siyasi parti gruplarımıza, Meclis
çalışanlarımıza kadar herkese
şükranlarımızı sunuyorum.
Bu dönemde 421 kanun çıkardık.
Yaklaşık 3.850 saat çalıştık. 2.134 sözlü soru, 38.000
yazılı soru cevaplandırıldı.
Bu dönemde maalesef bazı
arkadaşlarımızı kaybettik; Harun Çakırı,
Şerafettin Elçiyi, Ferit Mevlüt Aslanoğlunu, Murat Bozlakı.
Hayatını kaybeden tüm milletvekili arkadaşlarımıza
Cenab-ı Haktan rahmet diliyorum.
Önümüzdeki 7 Haziran seçimlerinin ülkemiz, milletimiz
için hayırlar getirmesini diliyor; hepinizi hürmetle, muhabbetle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Akdoğan.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutuyorum:
VII.-
ÖNERİLER (Devam?
B)
Danışma Kurulu Önerileri (Devam)
2.-
Danışma Kurulunun, Genel Kurulun daha önce toplanılması
kararlaştırılan 5 Nisan 2015 Pazar günü toplanmamasına,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak
25inci Dönem milletvekili genel seçimine ilişkin kesin sonuçların
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 37nci ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 3üncü maddesine göre Yüksek Seçim
Kurulunca Türkiye radyo ve televizyonlarından ilanını takip eden
beşinci gün saat 15.00te toplanmak üzere 7 Nisan 2015 Salı
(Salı günü dâhil) gününden itibaren tatile girmesine ilişkin önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun 4 Nisan 2015 Cumartesi günü
yaptığı toplantıda aşağıdaki önerinin Genel
Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Cemil Çiçek
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Naci Bostancı Levent
Gök
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Oktay Vural İdris
Baluken
Milliyetçi Hareket Partisi Halkların
Demokratik Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Öneri:
Genel
Kurulun daha önce toplanılması kararlaştırılan 5 Nisan
2015 Pazar günü toplanmaması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran
2015 Pazar günü yapılacak 25inci Dönem milletvekili genel seçimine
ilişkin kesin sonuçların 2839 sayılı Milletvekili Seçimi
Kanununun 37'nci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 3'üncü
maddesine göre Yüksek Seçim Kurulunca, Türkiye radyo ve televizyonlarında
ilanını takip eden beşinci gün saat 15.00'te toplanmak üzere, 7
Nisan 2015 Salı (Salı günü dâhil) gününden itibaren tatile girmesi
önerilmiştir.
BAŞKAN
Danışma Kurulu önerisi üzerine Bingöl Milletvekili İdris
Baluken.
Buyurunuz
Sayın Baluken. (HDP sıralarından alkışlar)
İDRİS
BALUKEN (Bingöl) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi Halkların Demokratik
Partisi adına en içten sevgi ve saygı dileklerimle selamlıyorum.
24üncü Dönemin son dakikalarındaki son
konuşmamızı yapacağız. Dört yıl çok
hızlı ve fırtınalı geçti. Geriye dönüp
baktığımızda, içerisinde heyecanların, sevinçlerin,
acıların, kâbusların olduğu bir rüya görmüş gibiyiz;
bir rüyadan bugün uyanmış gibiyiz. Keşke, bütün bu rüyanın
içerisine güzel şeyleri sığdırmış olsaydık
ama hayatın doğal akışı içerisinde bunu
başarmak tabii ki mümkün olmayabilir. Önemli olan buradan gittikten sonra
peşinde birkaç olumlu, hayırlı cümle bırakabilmektir.
Önemli olan, buradan gittikten sonra halkının arasına
başı dik, alnı ak bir şekilde gidebilmektir. Bunu
başarmış olan milletvekillerinin dünyanın en mutlu insanları
olduğunu düşündüğümü buradan belirtmek istiyorum.
Tabii,
son derece zorlu bir dört yıl geçirdik. Meclis gerilimle
başladı, 1 milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesi,
muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin cezaevlerinde tutulması
ayıbıyla başladı ve maalesef, bu gerilim, dört
yıllık yasama sürecinin neredeyse tamamına yansıdı.
Çok geç olarak bu ayıp ortadan kaldırıldı ama keşke
hiç yaşanmamış ve demokrasi tarihimize bir ayıp olarak bu
sorun kazınmamış olsaydı.
Yine,
bu dört yıllık süre içerisinde baktığımızda
halkımızın bizden beklediği, bir darbe
anayasasını bir kenara bırakarak, demokratik, özgürlükçü, sivil
bir anayasayı yapamamış olmanın burukluğunu burada, bu
kürsüde özellikle ifade etmek istiyorum.
Demokratikleşme
ve özgürlükler konusunda maalesef iyi bir sınav vermedik.
Detaylandırmaya gerek yok. Düşünce özgürlüğü, ifade, örgütlenme
özgürlüğü, basın özgürlüğü konusunda devasa sorunlar önümüzde
duruyor. Seçim barajı ve son iki ayda polis devletine doğru
gidişe yol açabilecek olan iç güvenlik yasasının kabul
edilmiş olması bile bence bu dönem açısından iyi
hatırlanmayacak, tarihte iyi anılmayacak olan pratikler olarak burada
anılmalı.
Tabii
her şey olumsuz değildi. Özellikle, 24üncü Dönemde özgürlükler
adına başörtüsü sorununun çözülmüş olmasını biz büyük
bir demokrasi kazancı olarak görüyoruz. Bu Meclise kendi inancıyla,
kendi kadın kimliğiyle başörtüsü takarak gelen milletvekillerinin
had bildirme gerekçesi yapılacak insanlar olmadığını
24üncü Dönemde çok şükür başarmış durumdayız ama
özellikle başörtülü arkadaşlarımızdan yoğun
beklentimizin bir hayal kırıklığıyla burada bu kürsüde
ifade edilmesini ben bir vicdani
görev olarak ifade ediyorum çünkü bir inanç mücadelesi olarak, bir kadın
özgürlük mücadelesi olarak, bir insan hakkı özgürlük mücadelesi olarak biz
o arkadaşlarımızdan bütün bu yılların mücadele
birikimiyle buraya gelip bu ülkenin ezilen bütün kesimlerinin
haklarını, özgürlük mücadelesini sahiplenmelerini beklerdik.
Alevilerin, gayrimüslimlerin, bütün inanç gruplarının, Kürtlerin, bu
ülkedeki bütün farklı kimliklerin mücadelesini bu kürsüde savunmak
inanın ki en çok onlara yakışırdı ama yine de
dediğim gibi bunu başarmış olmayı bile biz çok önemli
tarihî bir adım olarak görüyoruz.
Kadın sorunları konusunda maalesef iyi bir
sınav vermedik. Özgecan cinayetinden dolayı öz eleştiriyi
yapmayan bir milletvekili aramızda varsa o milletvekili görevini iyi
yapmamış demektir.
Ekoloji alanında bu ülkedeki temel sorunları
maalesef çözemedik. HESler, karakollar, kalekollar, madenler ve bunlara
karşı gelişen direnişler bu Meclisin gündeminde yeterince
çözüm bulacak sorun alanları olarak maalesef tartışılmadı.
Özellikle büyük bir ekoloji hareketi olarak başlayan
Gezi direnişini ve yine karakollara, kalekollara karşı Licede,
Geverde başlayan direnişleri buradan ben selamlamak istiyorum. O
direnişlerde hayatını yitiren gençleri özellikle burada anmak
istiyorum, saygıyla, rahmetle anmak istiyorum.
Bu ülkedeki yoksulluk, işsizlik, açlık,
yolsuzluk konusunda maalesef yine iyi sınavlar veremedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla) Sayın
Başkanım, on dakika değil mi? Ben on dakika olarak biliyordum
ama.
BAŞKAN Ben sanki beş dakika talebiniz
varmış gibi algılamıştım.
İDRİS BALUKEN (Devamla) On dakika daha uygun
olur.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim, devam ediniz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Dış
politika konusunda özellikle Avrupa Birliği kriterlerine, evrensel insan
hakları değerlerine ulaşamamış olmanın
burukluğunu yine bu kürsüden ifade etmek istiyorum. Orta Doğuda,
Suriyede yapılan yanlışlarla ülkemizin içine sürüklendiği
tehlikelerin burada mutlaka ifade edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ülkemiz ve halklarımız açısından
belki de bu dönemin en değerli, en kıymetli çalışması
olan çözüm süreciyle ilgili katkı sunan bütün herkese buradan
teşekkür etmek istiyorum. İki yıldır bu ülkede asker,
polis, korucu, sivil, gerilla cenazesi kalkmıyorsa bu çalışmada
katkı sağlayan bütün insanların emeğini minnetle tarihin
yâd edeceğini buradan belirtmek istiyorum. Ama bu Meclis keşke çözüm
sürecini kalıcı barışa götürecek yasal düzenlemelerle,
kalıcı barışı sağlamış olan bir finalle
bütün milletvekillerinin adını tarihe yazmış olsaydı
diyorum.
Bu Meclis kürsüsünde en aykırı fikirlerin dile
getirilmesinin kıyametler koparmadığını 24üncü
Dönemde gördük. En aykırı fikirleri burada dile getirirken, bu
kürsüde Kürtçe birkaç cümle söylerken, bu kürsüde birkaç ayetikerîmeyi okurken
bu ülkenin bölünmediğini ya da bu ülkede korkunç rejim
değişikliklerinin olmadığını en azından
24üncü Dönemde görmüş olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle önümüzdeki
dönem açısından da buradaki temel felsefenin en aykırı
düşüncelere katılmama ama o aykırı düşüncelerin bu
kürsüde sonuna kadar savunulmasının bir ilke olarak benimsenmesi
gerektiğini buradan özellikle ifade etmek istiyorum.
Önümüzde bir seçim var. Bu seçime maalesef yine baraj
ipoteği altında giriyoruz. Hazine yardımlarının
eşitsiz dağılımıyla ve son derece eşitsiz olan
rekabet koşullarıyla giriyoruz. Bunu bu Meclis kaldırmış
olsaydı demokrasi kültürümüze yapmış olduğu katkıyla
beraber 25inci Dönemde buradaki temsiliyetleri Meclise
taşımanın onurunu hep beraber taşırdık ama
maalesef bunu da başaramamış olmanın burukluğunu yine
sizlere ifade etmek istiyorum.
Tabii, anlatacak çok şey var ama şunu özellikle
ifade etmek istiyorum: Hayata bakış açımız ne olursa olsun,
dünya görüşümüz ne olursa olsun, farklı fikirlerimiz ne olursa olsun
bu sıralarda oturan her milletvekillinin yüreğinin bu ülke için
çarptığını, bu halk için çarptığını ve
bu halkın bütün sorunlarını bu Meclis çatısı
altında çözmek istediğini tekrar buradan ben belirtmek istiyorum.
Özellikle bu dönem içerisinde yaşamını
yitiren milletvekillerini; Sayın Şerafettin Elçiyi, Sayın Murat
Bozlakı, Sayın Mevlüt Aslanoğlunu burada rahmetle,
saygıyla anıyorum.
FARUK IŞIK (Muş) AK PARTİ Samsun milletvekilini
söylemedin.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Burada unuttuğum
milletvekilleri olabilir. Yaşamını yitiren bütün
milletvekillerimize Allahtan rahmet, bütün halkımıza
başsağlığı diliyorum.
Özellikle Meclis personelimize ve basının
değerli emekçilerine, Halkların Demokratik Partisi Grubu olarak,
buradan teşekkürlerimi, minnetlerimi, şükranlarımı
sunuyorum.
Yine 24üncü Dönemde, bütün baskılara rağmen,
sokak ortası zulümlere rağmen, işkencelere rağmen dik
duruş gösteren, önümüzdeki dönem burada olacak ya da olmayacak olan bütün
milletvekili arkadaşlarıma, Halkların Demokratik Partisinin
bütün milletvekillerine buradan teşekkür ediyorum.
Bu Meclis döneminde yürüttüğümüz faaliyetler
sırasında kalp kırmış olabiliriz, sürçülisan
etmiş olabiliriz. Bütün bunlardan dolayı, bütün siyasi parti
gruplarının değerli milletvekilleriyle helalleşmek
istediğimizi, helallik istediğimizi ifade ediyor; bize bu onurlu
görevi yaşatan değerli halkımıza, 78 milyon Türkiye
halkına da buradan teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hayırlı, uğurlu olsun. (HDP, AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Baluken.
İzmir Milletvekili Oktay Vural.
Buyurunuz Sayın Vural. (MHP sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
aziz vatandaşlarım; 24 Haziran 2011de Türkiye Büyük Millet
Meclisinde buluştuk ve bu buluşmayla birlikte, yemin ederek göreve
başladık. Yemin ederken Devletin varlığı ve
bağımsızlığını, vatanın ve milletin
bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız
egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik
ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı
kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve
temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten
ayrılmayacağıma büyük Türk milleti önünde namusum ve
şerefim üzerine ant içerim. diyerek göreve başladık. Göreve
başladığımız bu dönem içerisinde vekâleti
aldığımız millete 7 Hazirandan sonra bu vekâleti yenilemek
üzere yeni bir döneme giriyoruz. Her şeyden önce, bu dönem içerisinde
görev yapan bütün milletvekillerine ve bu milletvekillerinin, siyaset
yapanların yükünü çeken ailelerine, gerçekten, bu yükü
taşıdıkları için hepsine teşekkür ediyoruz. Bu yeni
dönemde de haklarında hayırlısı neyse o olsun diye niyaz
ediyorum.
Evet, bizler aslında buradayız.
Şükretmemiz gereken çok önemli hususlar var. Farklı siyasi partiler
olabilir ama unutmayalım ki biz burada köklü bir milleti temsil ediyoruz,
binlerce yıllık devlet geleneğini temsil ediyoruz.
Dolayısıyla, bu bakımdan, sahip olduğumuz bu
değerlerin idraki içerisinde olmamız gerektiğini
düşünüyorum. Bu bakımdan, özellikle, Erzurum-Sivas Kongresi ve Millî
Mücadeleyle Türkiye Cumhuriyeti devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürke
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugüne kadar görev yapmış herkese
şükranlarımızı arz ediyoruz.
Evet, baki olan millet iradesi olsun, devletimiz ebet
müddet yaşasın.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak 52 milletvekiliyle
temsil edildik. 52 milletvekiliyle, önce ülkem ve milletim olarak, bunu
önceliğimiz yaptık. Bu dönem içerisinde meseleye ne iktidar ne
muhalefet açısından baktık. Sorumlu olduğumuz milletin
değerleri, ilkeleri, prensipleri, tarihi, inancı, kimliği, bütün
bunların hepsi bizim yol haritamız olmuştur. Bu çerçevede
meselelere baktık, bu çerçevede önergelerimizi verdik, bu çerçevede
komisyonlarda milletvekillerimiz çok önemli çalışmalarda bulundular,
Genel Kurulda çalışmalarda bulundular.
Ben Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili
olarak -bugün 4 Nisan- rahmetli Başbuğumuzun kurduğu, 1969
yılında kurduğu Milliyetçi Hareket Partisini burada temsil
etmenin şuuru içerisinde hareket ettiğimize gerçekten inanıyorum.
Bu konuda tek bir gücümüz olmuştur, milletin hukuku. Başka; hukukun
üstünlüğüne inandık, hukuku savunduk ve hukuk çerçevesinde
mücadelemizi sürdürdük. Daima iyide, güzelde birleşmek ve bütünleşmek
için çaba sarf ettik; yanlışı elimizle, oylarımızla,
önergelerimizle defedelim diye gayrette bulunduk. Huzurlarınızda
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekillerine canıgönülden
teşekkür ediyorum.
Bu dönem içerisinde
gerçekten hepimizin araması gereken husus, iyide, güzelde buluşmak,
diyalog ve uzlaşmadır. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu Başkan
Vekilleri olarak Yusuf Beyle birlikte, ondan önce de Sayın Mehmet
Şandırla birlikte, verdiğimiz her sözün arkasında durduk,
hiçbir zaman aldatmadık; bu çerçevede Meclis çalışmalarının
milletimizin hayrına olması için büyük gayret sarf ettik.
Kanunlar
çıktı, muhalefet ettik, uzlaştık uzlaşamadık ama
unutmayalım ki hepimizi buraya getiren millet; iktidar olsun muhalefet
olsun milletin iradesini temsil ediyoruz. Demokraside çoğunluk
diğerini elbette yönetir ama demokraside
katılımcılığı sağlamak, milletin bu
çerçevede açıkçası tamamının istek ve arzularını
yerine getirebilmek için de bir diyalog ve uzlaşmaya ihtiyaç olduğu
gayet açık ve net.
İşte, bu çerçevede bu hizmeti hep beraber,
birlikte görürken tabiatıyla bir milletvekili olarak gerçekten burada
sabahlara kadar çalıştık. Belki burada çalışanlar
olmuştur ama zannederim çocuklarımız, ailemiz yükümüzü çekti,
bekledi; hakları var onların. Dolayısıyla böyle
bakıldığı zaman, aslında hepimizin hem sorumlu
olduğu milletimize hem de sorumlu olduğumuz ailelerimize
karşı yükümlülüklerimizi bizi buraya getiren iradenin ortaya
koyduğu şekilde yerine getirdik. Gözler ve kulaklar şehadet
edecek, bazen tutanaklar olur ama inanan bir insan olarak, burada
yaptıklarımızın hepsinin inşallah gelecekte iyilikler yapmışsak
bunun ecrinden hepimizi faydalandırmasını Cenabı-Haktan
niyaz ediyorum.
İşte, bugün, burada, aslında hep beraber
birlikte çalışırken şüphesiz bizim burada çalışma
arkadaşlarımız var. Ailelerimiz olduğu gibi, Mecliste
çalışanlar var; stenograflarımız var,
kavaslarımız var, Kanunlar ve Kararlar var, Başkanlık
Divanı var, basını var. Hep beraber, birlikte bu hizmet eden
değerli kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. Güvenliğimizi
sağlayan polislerimiz var, çalışan diğer işçilerimiz
var, kardeşlerimiz var. Hep beraber birlikte aslında yapmamız
gereken şey Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarını
yükseltmektedir, milletin hukukunu üstün kılmaktır. Unutmayalım
ki demokraside milletten başka büyük güç yoktur arkadaşlar. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin üstünde de başka bir güç yoktur. O bakımdan
hepimiz bunun idrakinde olarak görev yaptık.
İnşallah bundan sonraki dönem içerisinde buraya
gelecek kardeşlerimizle birlikte, yine aynı şekilde, sorumlu
olduğumuz tarihimize, milletimize, onun inancına, değerlerine,
ihtiyaçlarına, menfaatlerine uygun bir şekilde 25inci Dönemle
birlikte diğer dönemlerde gerçekleştirilecek kadrolarla hep beraber,
birlikte iyilikte, güzellikte buluşmayı niyaz ediyorum
Cenabıhaktan.
Bu yeni dönemde, 7 Haziran seçimlerinin öncelikle milletimize
hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, siz değerli
milletvekillerini ve ailelerini hep beraber birlikte saygıyla
selamlıyorum. Hepinizi Allaha emanet ediyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Vural.
Ankara Milletvekili Levent Gök.
Buyurunuz Sayın Gök. (CHP sıralarından
alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlarken
bizlere burada olma fırsatını veren, cumhuriyetimizin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını da
saygıyla, sevgiyle selamlıyor ve kendilerini rahmetle anıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
seçildiğimiz zaman heyecanlı geldik Türkiye Büyük Millet Meclisine ve
bu heyecanı paylaşmak için geldiğimiz Türkiye Büyük Millet
Meclisinde önce 8 milletvekili arkadaşımızın eksik
olduğunu ve o eksikliğin giderilemediği bir süreç içerisinde
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hangi partiden olursa olsun o anda tutuklu olup
da milletin iradesini ve vekâletini aldığı hâlde Mecliste
bulunamayan bütün arkadaşlarımızın, onların
heyecanını, onların burada bulunamayışını
hepsi adına paylaştık ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak da bu
ayıbın ortadan kalkması için mücadele ettik.
Şimdi, bugün, Meclisimizi kapatırken yine 4
eksikle kapatıyoruz, bir başka nedenden dolayı. Mecliste
seçildikten sonra aramızdan ayrılan AKP Milletvekili Harun
Çakırı, HDP milletvekilleri Şerafettin Elçi, Murat
Bozlakı ve Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Mevlüt Aslanoğlunu
sevgiyle, saygıyla, rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun.
(CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
buraya niçin geldik, halkımız bize niçin oy verdi ve niçin
milletvekili olarak bizi burada görevlendirdi? Öncelikle halkımızdan
aldığımız yetki Cumhuriyet Halk Partisinin sol, sosyal
demokrat bir parti olarak emeğe saygı, insan haklarına
saygı, demokrasiyi yüceltmek, demokrasinin bütün kurum ve
kurallarıyla örselenmeden hayata geçirilmesini sağlamak, adaleti
gerçekleştirmek. Bunları yaparken kadın-erkek
eşitliği, engellilerin, işsizlerin, atanamayan
öğretmenlerin, işçinin, köylünün, esnafın kısaca Türkiye'de
yaşayan bütün yığınların, bütün sosyal sınıfların,
herkesin çıkarını korumak ve onların sesi olmak için buraya
geldik. Sesimiz çoğu zaman yüksek çıktı, burada zaman zaman
haykırdığımız zamanlar oldu ama biliniz ki sesimizin
en yüksek çıktığı anda dahi her şey Türkiye içindi.
Bir gemide gidiyoruz hep beraber, iktidar olarak muhalefet olarak. Tüm arzumuz
bu geminin batmaması, bu geminin istikametinde, Mustafa Kemal Atatürkün
çizdiği laik cumhuriyet ekseninde, çağdaş uygarlık
seviyesinde ve bütün dünyadaki evrensel hukuk kurallarının en
iyisinin uygulandığı, çağdaş demokrasinin en iyi
kurallarının uygulandığı, işsizliğin
olmadığı, Türkiyede güven ortamının bulunduğu
bir süreç için Cumhuriyet Halk Partisi olarak elimizden geleni yapmaya
çalıştık. Cumhuriyet Halk Partisi olarak sesimizi
haykırdığımızda biliniz ki orada demokrasi sorunu
vardı, orada iç güvenlik paketi konuşulurken Cumhuriyet Halk Partisi
elbette sesini yükseltecekti çünkü kuruluş felsefesi demokrasiye ve
Atatürkün çizdiği çağdaş uygarlık seviyesine yönelikti.
Yine, kadın-erkek eşitliğinde sesimizi
yükselttik. Engelliler için o zaman hep beraber sesimizi yükselttik ve ortak
kararlar aldık.
Yine, atanamayan öğretmenler dedik, işsizler
dedik, yoksullar dedik, yolsuzluk dedik. Elbette bunların olduğu
yerde Cumhuriyet Halk Partisi sesini yükseltecekti, halkımız bize
bunun için yetki verdi, vekâletname verdi.
Ana muhalefet partisi olarak biz, doğal olarak,
Anayasa Mahkemesi de dâhil olmak üzere başvurduğumuz bütün yollarda,
meşru yollarda iktidarı denetleyerek verdiğimiz önergelerle,
konuştuğumuz her sözcükte iktidarın denetlenmesini,
iktidarın muhalefetin katkı ve görüşlerini, önerilerini
almalarını arzu ettik. Bu amaçla hepsiyle ayrı ayrı
çalışmaktan onur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinin
milletvekilleri tam 1.838 kanun teklifi verdi değerli milletvekilleri,
Türkiyenin çıkarına, halkımızın yararına. Yine,
iktidarı denetlemek açısından 32.399 soru önergesi verdik,
bunları alarak kamuoyuyla paylaştık ve seçmenlerimize ileterek
Türkiyedeki bir fotoğrafı, tabloyu onlarla beraber
paylaştık. 19 gensoru, 10 soruşturma önergesi verdik. 1.744
araştırma önergesiyle Türkiyenin muhtelif sorunlarını
gündeme getirerek gündeme alınmasına, konuşulmasına,
tartışılmasına ve çözüm üretilmesine katkı
sağlanmasına naçizane ölçüde katkı sağlamaya gayret ettik.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
istiyoruz ki bir dahaki Parlamento döneminde bu dönemde olduğu gibi
kararnamelerle yönetilmeyelim; torba yasalarla, temel yasa adı verilen
yasalarla yönetilmeyelim; buradan kanunlar öyle çıkmasın. Bakın,
burada bir demokrasi kültürü içerisinde iş güvenliği paketi
adı altındaki bir paketi hep beraber hepimizin katkısıyla
ve ortak çabasıyla eleştirilerin olduğu, muhalefetin sesinin
dinlendiği, muhalefetin Hükûmeti ikna ettiği, Hükûmetin muhalefeti
ikna ettiği bir çerçeve içerisinde, çok önemli bir yasayı
uzlaşma kültürü içerisinde kabul ettik.
Elbette, bizim arzumuz çok daha ileri. Emek en yüce
değerdir. diyen bir partinin mensupları olarak, biz, burada bugün
gerçekleştirdiğimiz oturumla kabul edilen yasayı yetersiz
buluyoruz. İşçimizin, emeklilerimizin çok daha fazla sosyal haklarla,
özlük haklarıyla, emekli haklarıyla donatılmasını
istiyoruz. Bu açıdan yine de burada görüşülen pakete bir uzlaşma
içerisinde Yetmez ama evet. dedik.
Gördüğünüz gibi, bir demokrasi kültürünü
gerçekleştirdiğimizde yasalar çıkabiliyor, burada kavga etmeden
çıkabiliyor, birbirimizle tartışmadan, yüksek seslerle hitap
etmeden çıkabiliyor. Ama bu Meclisin bu dönemdeki en büyük eksiklerinden
bir tanesi, burada şiddet olaylarının
yaşanmasıydı. Umuyorum ve diliyorum ki bu olaylardan herkes
dersini almıştır. Siyaset kurumuna ve siyasetçiye itibarı
en çok sarsan konulardan bir tanesi olan Meclisteki şiddetin bir dahaki
dönemde asla ve asla olmaması temel arzumuzdur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepimiz bu gemide bütün bunları dikkate alarak ve Türkiyenin demokrasi
çıtasını yükseltmek, hukukun üstünlüğünü artırmak,
insan haklarını en üst seviyeye getirmek için çalışmak
durumundayız.
Kürt sorununu çözmek durumundayız. Biz, Türkiyedeki
Kürt sorununun Cumhuriyet Halk Partisinin önerisiyle, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bütün partilerin bir araya geldiği bir komisyonla,
Parlamentonun denetimi ve Parlamentonun bilgisi ve elbette kamuoyunun bilgisi
çerçevesinde çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda, Türkiye,
başka örneklerini yaşadığımız dünyadaki
çatışmasızlık ortamlarına en rahat geçebilecek
ülkelerden bir tanesidir. Çünkü bizim ülkemizde yaşayan Türk olsun, Kürt
olsun, Alevi olsun, Sünni olsun, bütün yurttaşlarımız binlerce
yıllık bir ortak geçmişten geliyor, biz asla
ayrılamayız. Ulusal bütünlük içerisinde demokrasiyi, insan
haklarını, temel hakları en üst sıralara
çıkarttığımız zaman, Türkiyede başta Kürt sorunu
olmak üzere çözemeyeceğimiz hiçbir sorunun olmadığını
düşünüyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
elbette her şey Türkiye için, her şey huzurlu ve güvenli bir Türkiye
için. Son birkaç gündür ülkemizde gerçekleşen terör olayları hepimizi
düşündürmelidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok açık ve net
bir şekilde, terör nereden gelirse gelsin, karşısında
durmayı ve buna karşı bir duruş sergilemeyi kendimize ilke
edinmiş bir partiyiz. Her şey meşru olacaktır; her şey
siyaset kurumuyla olacaktır; her şey konuşarak, en
aykırı fikri dahi konuşarak, tartışarak, uzlaşma
kültürü içerisinde olacaktır. Demokrasinin zaten kabaca ana tarifi de budur.
Demokrasi, çoğunluğun azınlığa
tahakküm ettiği bir rejim değildir; tam tersine, demokrasi,
azınlığın da haklarının korunduğu bir
rejimdir. Bu nedenle, Çoğunluğum var. diyerek bunu meşruiyet
saymadan, azınlığın da, herkesin düşüncesini alarak,
tartışarak ve uzlaşarak bir kültür içerisinde bunları
ortaya çıkartmak ülkemiz açısından en menfaatli yoldur ve bugün
de gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla bunu
gerçekleştirmiş durumdayız. Siyasetin itibarı
açısından, siyasetçiye olan güven açısından çok önemli olan
bu hususun bundan sonraki 25inci Dönemde çok daha farklı bir
şekilde, çok daha coşkulu bir şekilde ve artarak devam etmesi en
büyük dileğimizdir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görev süremizin sona erdiği
şu saatlerde bizlerle bu çalışmalara ortak olan başta
Meclis Başkanımız olmak üzere, şu anda oturumu yöneten
Sayın Güldal Mumcu şahsında tüm başkan vekillerimize,
Parlamentoda bize yardımcı olan tüm personelimize, burada yaptığımız
çalışmaları kamuoyuna duyuran tüm basın mensuplarına,
elbette bizi yakından takip eden tüm halkımıza ve her birinize,
bütün muhalefet partilerine, iktidar partisine, herkese, ayrı ayrı
teşekkürlerimizi bir borç biliyor ve hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Gök.
Amasya Milletvekili
Naci Bostancı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ
BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; ben teşekkürü en baştan söyleyeyim, sonra
unutabilirim. Meclis Başkanımıza, başkan vekillerimize,
Meclisin çalışanlarına, bir kısmı isimsiz gibi
ortalıkta dolaşan o temizlik işçilerine, o garsonlara,
şurada bize çay veren çaycı Aliye, her yerde görev yapan
güvenlikçilere, polislere, onlara çok teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bizimki de İsmail.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Evet, İsmaile
de teşekkür ediyorum, bu tarafta da İsmail varmış.
Aynı şekilde, 24üncü Dönemi bitirirken burada
birlikte görev yaptığımız bütün gruplara, onların
değerli milletvekillerine, hepsine çok teşekkür ediyorum.
Bu, bir bitiş ve aynı zamanda bir
başlangıç elbette. Yeni hayatları burada ya da başka bir
yerde hayırlı olsun, güzel bir hayatları olsun. Eminim, şu
dört yıl içerisinde yaşananlardan herkes gereken dersleri
çıkartmıştır. İnsanoğlu, böyle bir varlık,
ders çıkartarak ilerler. Başlangıç ve bitiş birbirinin
kardeşidir. 24üncü Döneme başlarken taze bir
başlangıçtı, şimdi bitiriyoruz, aslında bir başka
taze başlangıç için. Buna diyalektik diyorlar. Her şey,
zıddıyla kaimdir. diye bizim kadim geleneğimizde bir söz
vardır. Zıtlar, bir birlik oluşturur: Siyah, beyazın
kardeşidir; hayat, ölümün kardeşidir; bitişler,
başlangıcın kardeşidir; birbirine inkılap ederler,
birbirlerine dönüşürler.
Shakespearein Romeo ve Juliette ölümsüz bir
repliği vardır. Romeo, Julietin balkonuna gelir, uzun uzun
konuşur, vaktin nasıl geçtiğini bilemezler, sonuçta sabah
olurken Juliet der ki: Romeo, çok geç oldu, artık git. Romeo, tan yerine
bakar, der ki: Vakit o kadar geç ki artık erken sayabiliriz. Burada da
vaktin çok geç olduğu erken saydığımız zamanlarda
birlikte çalıştık. Bu çalışmaların hepsi ne
söylenirse söylensin, biliyorum, milletimiz adınaydı. Buradaki
arkadaşların hepsinin niyeti, kastı, sözü bu milletin
geleceği içindi. Belki telaffuzlarımız farklıydı, belki
yaklaşımlarımız farklıydı ama sonuçta bireyi
olduğumuz, içinden geldiğimiz bu milletin çıkarları ve
geleceğe daha güçlü bir şekilde ilerlemesi için konuşmaya
çalıştık.
Zıtlardan bahsettim. Muhalefet, biliyorsunuz,
iktidarın halifesi demektir yani iktidarın hemen arkasında bir
gün iktidar olma düşüncesiyle kendisini iktidarın yerine koyarak
düşünen, öyle davranan, düşünmesi gereken, öyle davranması
gereken çevredir. Muhalefet, halifeden geliyor.
Tabii, bir taraftan herkes kendi siyasal konumuna,
pozisyonuna göre konuşacak ama diğer taraftan da gerçekliğin ne
olduğuna ilişkin muhakeme edecek. İranlı bir düşünür
vardır Daryuş Şayegan, İrana gittiğimde kendisini
ziyaret edemedim, Yaralı Bilinç kitabında diyor ki: Biz
Marksistler
-kendisi Marksist olur-
gündüzleri tarihî maddeciliğin
yöntemiyle rakiplerimizin kafasını kopartırken geceleri gizli
gizli Hâfızın şiirlerini okur, ağlardık. Biraz bizim
millete benziyor bu İranlılar da. Zannediyorum, muhalefetteki
arkadaşlar da burada konuşurken kürsüde bize amansız
eleştiriler yöneltirken iktidarın halifesi olarak
düşündüklerinde, herhâlde vicdanlarında Acaba haksızlık
mı ediyoruz, biz iktidar olsaydık ne yapardık? diye mutlaka
düşünüyorlardır, tıpkı Daryuş Şayeganın
düşündüğü gibi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kıymetli arkadaşlar, insani olan her şey,
bizim bilgimiz dâhilinde. Biz kendimizi muhalefetin yerine koymaya
çalışıyoruz, elbette, muhalefet de aynısını
yapmaya çalışıyor. Zaman içerisinde biraz da birbirimize
benziyoruz galiba çünkü insan, yumruğa yumrukla karşılık
veriyor, tebessüme tebessümle karşılık veriyor, selama da
selamla karşılık veriyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Burada da görüyoruz, selamlaştığımızda,
hoş ortamlar oluştuğunda güzel güzel çalışıyoruz.
Bazen bir ses yükseliyor, mukabil bir ses yükseliyor, sonra hep birlikte
gerilimli bir ortama yöneliyoruz. Biraz da bana öyle geliyor ki
Bu kürsüyle
şu oturduğumuz yer arasındaki kısa mesafede bazı
arkadaşlar öylesine devrimci bir değişiklik yaşıyor ki
her zaman buna hayret ettim, mesela çok öfkeli konuşmalar yapan
arkadaşların iki adım geçtikten sonra gülümseyerek yerlerine
oturması, beni her zaman Nedir bu? diye düşünmeye sevk etti ama
galiba biraz da bu 17nci yüzyıla kadar Avrupada Theatrum mundi
derlerdi: Hayat, bir tiyatrodur. Evet, hayatı temsil etmek gerekir,
milletin yerine, milletin hisleri üzerinden muhakkak. Biraz da sanıyorum
böyle bir anlayışla, insanlar milleti temsil etme arzusuyla, kendi
kişisel takdimleriyle milletin temsili arasına bir parça mesafe
koyarak böyle yaptılar. Ben, burada yapılan her şeyin gerçek ya
da sembolik bir anlamı olduğunu düşünmeye başladım.
Şöyle Meclise baktığımda,
değerli arkadaşlar, aslında herkesin halk çocuğu
olduğunu görüyorum. Evet, ben de postacı Osmanın çocuğuyum.
Babam, mektup dağıtırdı; annem, ümmi Elif
Hanımdı. Aslında benim hikâyem, buradaki herkesin hikâyesi.
Aklıma vekil olmak gelmezdi bile. Bırakın vekil olmayı,
arabamın olacağını bile düşünmezdim.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Dedeniz CHPli miydi?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Ama cumhuriyet ve
demokrasi -işte borçlu olduğumuz budur arkadaşlar- milletin
çocuklarını buraya taşıyor. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar) Ve biz, milletin içinden geldiğimiz
için kesinlikle bu milletin birliği, dirliği ve geleceği için
dövüşeceğiz, kavga edeceğiz, müzakere edeceğiz,
uzlaşacağız. Her şey o diyalektiğin içinde ama
birlikte koşmaya devam edeceğiz.
İlkel
kabilelerde bazı kelimelerin konuşulması tabudur, yasaktır.
İnsanlar onu konuşamaz, konuşmazlar. Onu konuşmak tehlikeli
görülür. Mesela, ölen insanların isimlerini söylemek istemezler,
ruhlarının kendilerini muazzep edeceklerini düşünürler. Modern
toplumlarda da bazı sözlerin rahatsızlık
doğuracağına dair bir duyguyla, o kardeş olduğumuz
ilkel toplumlara has bir kaygıyla davranırız. Bence, Türkiye
bunları aştı. Şu gök kubbe altında bu milletin içinde
ne varsa her şey bu kürsüden konuşulabilmeli. İşte bunu
sağlamak, demokrasi ve özgürlük yolunda ilerleyen bir Türkiyenin,
hepimizin bir parçası olduğu Türkiyenin asli görevidir. Ve lütfen
şunu söylememe izin verin: Gerçekten de bu demokrasi ve özgürlükler
yolunda o Türkiyeye geçişte 2002deki o devrimci, arkasına toplumun
rüzgârını alarak yaşanan siyasal değişim ve bunun
aktörü olan sizlerin de katkısıyla elbette AK PARTİnin çok
büyük yeri vardır.
Şehirleşme,
zenginleşme, geleceğe daha güvenli bir şekilde bakma,
bunların hepsi, bu ülkenin geleceğinin daha parlak olduğunu
gösteriyor arkadaşlar. Türkiye ilerliyor. Kesinlikle demokrasi ve
özgürlükler yolunda ilerliyor çünkü bu iki kavram var ya, bunlar civitas,
city, citizen, bunlarla bağlantılıdır. Civitas,
medeniyet demektir. City, şehir demektir. Citizen, vatandaş
demektir. Civitas, o şehirli normlardır. Bir ülke modernleşirken,
şehirleşirken, zenginleşirken merak etmeyin orada totaliterlik
olmaz. Orada özgürlükleri sınırlayan olmaz. Oralarda tahakkümcü
siyasetler olmaz. Hele ki bu kadar tahakküme, otoriter anlayışlara,
özgürlük düşmanlarına itiraz etmiş olanlar, halktan gelen bu
insanlar, hiç kimse, ne siz ne de biz, buna izin vermeyiz, merak etmeyin. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) O yüzden, Türkiye'nin
geleceği parlak, çok değerli arkadaşlar.
Öğrendiklerimizden
bahsettik. Bazen kürsüden had bildirmeler oldu. Zannediyorum had bildirme de,
had bildiren arkadaşlara bir şey öğretmiştir diye
düşünüyorum. Ne? derseniz? Mevlânâya diyorlar ki: Bu kadar okudun, bu
kadar öğrendin. Sonuçta ne öğrendin?, Haddimi bilmeyi
öğrendim. diyor Mevlânâ. Biz de hepimiz sonuçta haddimizi bilmeyi
öğreniyoruz. En büyük had bildiren, milletin kendisidir; en büyük
öğretmen, halkın kendisidir. Hepimize gerektiğinde -eğer
bilmeyen varsa- haddini bildirecek olan da milletin kendisi. Sandıklar bu
yüzden konulur.
Ve
şuna emin olun: Bu iktidar gemisi dediğimiz, üzerine bir sürü laf
ettiğimiz geminin yelkenlerini dolduran, tayfaların üfürüğü
değil, milletin güçlü rüzgârıdır. O yüzden, milletin güçlü
rüzgârlarıyla yelkenleri dolmuş iktidar gemileri de milletin
hayrına işler, kim olursa olsun.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bostancı.
IX.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcunun, 24üncü
Dönemde Başkan Vekili olarak görev yapmaktan onur duyduğuna, yapılan
tüm çalışmalar için herkese teşekkür ettiğine, bu dönemde
hayatını kaybeden milletvekillerine Allahtan rahmet dilediğine
ve bütün şiddet ve terör olaylarını
kınadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oylamaya
geçmeden önce, izniniz olursa, duygularımı sizlerle paylaşmak
istiyorum ben de.
24üncü Yasama Döneminin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Öncelikle, Meclis çatısı altında sizlerle birlikte
çalışmaktan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkan Vekili
olarak görev yapmaktan büyük onur, kıvanç ve mutluluk duyduğumu ifade
etmek istiyorum.
Ve bu vesileyle, Genel Kurulu yönetirken bize destek
hizmeti veren, başta kavaslarımız, sözlerimizi tutanağa
geçiren stenograflarımız, Divanda bize yakın destek
sağlayan Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı idareci ve
yasama uzmanlarımız ile teknik personelimiz ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi çalışmalarını halkımıza
ulaştıran Meclis TV personelimiz olmak üzere tüm Meclis
çalışanlarına, halkın bilgilenme hakkı için gece
gündüz çalışan tüm basın mensuplarına ve birlikte
çalışmaktan onur duyduğum Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanında görev alan milletvekili
arkadaşlarıma, tüm milletvekillerine ve Hükûmet üyelerine çok
teşekkür ediyorum.
Bu dönem ne yazık ki aramızdan ayrılan
milletvekillerimizden Sayın Harun Çakır, Sayın Şerafettin
Elçi, Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Sayın Murat Bozlakı
bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyor, kendilerine Allahtan rahmet
ve yakınlarına sabır diliyorum.
Bu arada, bütün şiddet ve terör
olaylarını, nereden gelirse gelsin, kınıyorum ve bu terör
olayları ve şiddet nedeniyle hayatını kaybeden tüm
vatandaşlarımıza bir kez daha Allahtan rahmet ve
yakınlarına sabır ve metanet diliyorum.
Bu arada, bugün benim Meclis yönetim tarzımla ilgili
güzel ve övgü dolu sözler söyleyen siyasi parti grup başkan vekillerine ve
milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Bu sözlerin
beni ne kadar derinden duygulandırdığını da bilmenizi
istiyorum. (Alkışlar)
Ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Genel Kurulunun
bundan sonra ve her zaman evrensel hukuk ilkelerinin uygulamalarına sahne
olduğu; fiziki şiddet eylemlerinin değil, fikirlerin özgürce
ortaya konulduğu ve her zaman hep böyle anıldığı bir
yer olmasını temenni ediyorum ve hepinize sağlıklı,
huzurlu, mutlu ve sevgi dolu günler diliyorum.
Sağ olun, teşekkürlerimi sunuyorum.
(Alkışlar)
Buyurunuz Sayın Bostancı.
V.- AÇIKLAMALAR
(Devam)
11.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya, Meclisin zarafetini göstermek
için çiçek takdim etmek istediklerine ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, zarafetinizi ve inceliğinizi hiçbir şeyin
tamamlayamayacağını biliyoruz ama Meclisin zarafetini göstermek
için şimdi buradan bir arkadaşımız, Sayın Kubat size
bir çiçek takdim edecek. (Alkışlar)
Sayın Kubatın da çiçek kadar zarif bir insan
olduğunu belirtmeme izin verin. Rahmetli Ferit Mevlüt Aslanoğlunun
çizgisinde, onun emaneti olan bir arkadaş olarak, zarafetiyle ve gönül
insanı olmasıyla gruplar arasındaki uzlaşmayı,
dayanışmayı sağlayan bir arkadaşımız.
Kendisine de bu vesileyle teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
(İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat
tarafından Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcuya çiçek takdim
edilmesi)
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum.
Bu arada, Sayın Kubat için söylemiş
olduğunuz bütün o güzel sözlere ben de canıyürekten
katılıyorum. (Alkışlar)
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunarken
Danışma Kurulu önerisini oylamayı tabii ki unutmuyorum.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
B)
Danışma Kurulu Önerileri (Devam)
2.-
Danışma Kurulunun, Genel Kurulun daha önce toplanılması
kararlaştırılan 5 Nisan 2015 Pazar günü toplanmamasına,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2015 Pazar günü yapılacak
25inci Dönem milletvekili genel seçimine ilişkin kesin sonuçların
2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 37nci ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 3üncü maddesine göre Yüksek Seçim
Kurulunca Türkiye radyo ve televizyonlarından ilanını takip eden
beşinci gün saat 15.00te toplanmak üzere 7 Nisan 2015 Salı (Salı
günü dâhil) gününden itibaren tatile girmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, 17nci sırada yer alan 212 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
VIII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
17.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan Krallığı Hükümeti
Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/348) (S. Sayısı 212)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, bundan sonra da komisyon
bulunamayacağı anlaşıldığı için, alınan
karar gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7 Haziran 2015 Pazar günü
yapılacak olan 25inci Dönem milletvekili genel seçimine ilişkin
kesin sonuçların 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanununun
37nci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 3üncü maddelerine göre Yüksek Seçim Kurulunca Türkiye
radyo ve televizyonlarından ilanını takip eden 5inci gün saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.51
(x) 687 S. Sayılı Basmayazı 2/4/2015 tarihli 89uncu Birleşim Tutanağına eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 708 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) ) 686 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 582 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 447 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 584 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 432 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 690 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.