TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
51inci
Birleşim
3
Mart 2016 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU
1) Rekabet Kurumu 2016 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU
1) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ
1) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
III.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Metinerin basında yer alan bir beyanına ilişkin
açıklaması
2.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Metinerin, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
3.-
Tokat Milletvekili Kadim Durmazın, 3 Mart hilafetin
kaldırılması ve eğitim öğretimin
birleştirilmesiyle ilgili devrim yasalarının kabullerinin 92nci
yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
4.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, AKPnin genel siyasetiyle
ilgili Cumhurbaşkanlığı ile Hükûmetten farklı
açıklamalar yapıldığına ve Hükûmetin çözüm süreciyle
ilgili tutumunu, bundan sonraki yol haritasını ve çözüm süreciyle
ilgili bir politika değişikliği olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
5.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, İskenderun Demir Çelik
Fabrikası özelleştirildiğinde işçilere verilen hisselerin
değerinin sermaye artırımı nedeniyle düşmesinin
mağduriyet yarattığına ve bu konuda Hükûmetten bir çözüm
beklediklerine ilişkin açıklaması
6.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, İzmir Milletvekili Murat
Bakanın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde
CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
7.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa Milletvekili Uğur
Aydemirin 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının altıncı tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
8.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Dolmabahçe
mutabakatıyla ilgili Hükûmetin mevcut pozisyonunu ve
Cumhurbaşkanlığı ile Hükûmet tarafından yapılan
farklı açıklamalardan hangisini dikkate almaları
gerektiğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
9.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın, Diyarbakır Milletvekili
İdris Balukenin yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
10.-
Artvin Milletvekili İsrafil Kışlanın, Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutanın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
11.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Gümrük ve Ticaret
Bakanı Bülent Tüfenkcinin 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
12.-
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkcinin, Diyarbakır Milletvekili
İdris Balukenin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
13.-
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Berat Albayrakın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının altıncı
tur görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
14.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Berat Albayrakın 118 sıra sayılı
2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
15.-
İstanbul Milletvekili Gülay Yedekcinin, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
16.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa Salihli Kurşunlu termal
bölgesinin yakınına HES yapılmasının doğru olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
IV.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun, Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmazın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde MHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.-
Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaşın, Adana Milletvekili
Seyfettin Yılmazın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
altıncı tur görüşmelerinde MHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.-
Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın, Gümüşhane Milletvekili
Cihan Pektaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
5.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin
118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının altıncı tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
6.-
Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
7.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında HDP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
8.-
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlunun 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
9.-
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun,
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
V.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının
tutumunun İç Tüzükün 64 üncü maddesine uygun olup olmadığı
hakkında
VI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükataman'ın, 2002-2016 yılları arasında
gerçekleştirilen temsil gideri harcamalarına ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Ahmet Aydının
cevabı (7/2096)
3 Mart 2016 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündemimize göre 2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı üzerindeki
görüşmelere devam edeceğiz.
Program uyarınca bugün altıncı turdaki
görüşmeleri yapacağız.
Altıncı turda Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, Rekabet Kurumu, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Maden Tetkik ve
Arama Genel Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve
Türkiye Su Enstitüsü bütçe ve kesin hesapları yer almaktadır.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (x)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/34), 2014
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (x)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME
KURUMU
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri, bilindiği üzere
turda yer alan bütçelerle ilgili soru sormak isteyen milletvekillerinin sisteme
girmeleri gerekmektedir.
Altıncı turda grupları ve
şahısları adına söz alan sayın milletvekillerinin
isimlerini okuyorum:
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına: Mevlüt
Karakaya, Adana Milletvekili; İzzet Ulvi Yönter, İstanbul
Milletvekili; Mustafa Mit, Ankara Milletvekili; Seyfettin Yılmaz, Adana
Milletvekili; Muharrem Varlı, Adana Milletvekili.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına:
Ayhan Bilgen, Kars Milletvekili; Erol Dora, Mardin Milletvekili;
Sırrı Süreyya Önder, Ankara Milletvekili; Mehmet Ali Aslan, Batman
Milletvekili.
AK PARTİ Grubu adına: Harun Karacan,
Eskişehir Milletvekili; Ziya Altunyaldız, Konya Milletvekili; Özcan
Ulupınar, Zonguldak Milletvekili; Faruk Çaturoğlu, Zonguldak
Milletvekili; Mehmet Uğur Dilipak Kahramanmaraş Milletvekili; Zeki
Aygün, Kocaeli Milletvekili; Ahmet Tan, Kütahya Milletvekili; Hacı Osman
Akgül, Gümüşhane Milletvekili; Mustafa Şükrü Nazlı, Kütahya
Milletvekili; Ejder Açıkkapı, Elâzığ Milletvekili;
Uğur Aydemir, Manisa Milletvekili; İbrahim Aydın, Antalya
Milletvekili; Hacı Bayram Türkoğlu, Hatay Milletvekili, Halil
Eldemir, Bilecik Milletvekili; Ali Cumhur Taşkın, Mersin Milletvekili;
Fehmi Küpçü, Bolu Milletvekili.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına: Çetin
Osman Budak, Antalya Milletvekili; Murat Bakan, İzmir Milletvekili; Ahmet
Akın, Balıkesir Milletvekili; Tacettin Bayır, İzmir
Milletvekili; Namık Havutça, Balıkesir Milletvekili; Barış
Karadeniz, Sinop Milletvekili; Şerafettin Turpcu, Zonguldak Milletvekili;
Uğur Bayraktutan, Artvin Milletvekili; İrfan Bakır, Isparta
Milletvekili; Erdin Bircan, Edirne Milletvekili; Türabi Kayan, Kırklareli
Milletvekili.
Şahısları adına: Lehinde Cihan
Pektaş, Gümüşhane Milletvekili; aleyhinde Erdal Ataş,
İstanbul Milletvekili.
Şimdi ilk söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Adana Milletvekili Mevlüt Karakayaya aittir.
Buyurun Sayın Karakaya. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, dün
Mardin Dargeçitte operasyonlar sırasında çıkan bir
çatışmada birisi üsteğmen olmak üzere 3 askerimiz şehit
oldu. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına sabır,
Türk milletine başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığının 2016 yılı bütçesinin hayırlara
vesile olmasını öncelikle diliyorum. Gümrük Bakanımız
burada mı bilmiyorum, başta kendisine bir teşekkürle
başlamak istiyorum. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Aslında ikisini bir arada söylemek biraz uygun görünüyor olsa da
Bakanlığın işlev ve görevlerine
baktığınızda aslında pek bir uyumun olmadığını
görüyoruz. Gümrük dediğimizde sanki dış ticaret de içinde var
gibi ama sadece iç ticaret var, dış ticaret başka
bakanlığa bağlı. Bunlar komisyonlarda da dile
getirilmiş, ben üzerinde çok fazla durmayacağım ama
teşekkürüm şu. Bir açıklaması var, diyor ki: İş
âleminde müthiş sıkıntı var, çekleri ve senetleri kimse ödemiyor.
Aslında çekin senedin bugünlerde yüzüne bakan da yok, nakit para da
kimsede yok. Onun için, en azından bu gerçekleri ifade ettiğinden
dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
biraz ticari konular, günlük yaşamla ilgili yaşanan
sıkıntılar üzerinde değerlendirmeler yapmak istiyorum.
Tabii, ticarette kâr önemli ama kâr etmek kadar önemli olan bir başka
şey de nakit akışlarıdır. Bir işletme, bir firma,
bir esnaf kâr etse de eğer nakit akışlarında bir sorun
varsa, alacağını tahsil edemiyor, borcunu ödeyemiyorsa iflasa
kadar giden kötü sonuçlara ulaşabilir ya da kötü sonuçlarla
karşılaşabilir.
Ülkemizde ticaretin finansmanı,
ağırlıklı olarak firmaların birbirine, yine
firmaların müşterilere açmış oldukları kredilerle,
borçlarla yapılmaktadır. Son günlerde, dikkat ederseniz, tüm güven
endekslerinin, ticarete, ekonomiye güven endekslerinin düştüğünü
görüyoruz. En son, Şubat Ayı Ekonomik Güven Endeksinde yüzde 15
civarında bir düşüş oldu; ki bu, son dört yıl içerisindeki
en kötü durumu gösteriyor. Bu güven endeksindeki düşüş, piyasalara,
ticarete olan, pazara olan güvensizliği gösteriyor ve insanlar burada
ticareti yavaşlatıyorlar. Bugünlerde
yaşadığımız durum bunun aynısı.
Değerli milletvekilleri, gerçekten bir
yangın var. Bunların farkına varmalıyız, gerekli
tedbirleri bir an önce almalıyız.
Bakın, icra iflas dosyalarına
baktığımızda, hani buraya çıkan tüm iktidar
mensupları, hep bir takıntıyla, 2002 takıntısıyla
başlıyorlar, her şeyi 2002ye göre ölçüyorlar, Gümrük
Bakanımız da bir konuşmasında gümrüklerdeki denetimde
kullanılan teknolojiyi bundan on altı, on yedi yıl öncesi
teknolojiyle karşılaştırarak başarıyı ortaya
koymaya çalışıyor ama birçok konuda da 2002ye, 2003e göre kötü
duruma gidişi kimse söylemiyor. Elbette bir bardağın dolu
tarafı da vardır, boş tarafı da vardır. Dolu
tarafının söylenmesine kimsenin itirazı yok ama dolu
tarafını söylerken boş tarafını yok göstermek de
hakkaniyetli bir durum değil.
Değerli milletvekilleri, bakın, icra iflas
dosyalarına baktığımızda, 2003 yılında 9
milyon civarında olan dosyanın 2015 yılında 24 milyona
çıktığını görüyoruz. Mahkemelerde ciddi bir yük
oluşturmaya başladı. Yine, senetlerin protesto
sayısına baktığımızda, 2003 yılında 816
bin senet protesto edilirken, ki o zamanki gayrisafi yurt içi
hasılanın binde 1,7sine, yani 2sinden daha az bir seviyeye denk
gelirken, bu dönemde, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidar olduğu
dönemde bu oranlar binde 7lere kadar çıkmış, en son 2015
yılında da binde 5,1 civarındadır.
Çekler önemli bir sorun yaratmaya başladı.
Biliyorsunuz, 2009 yılı Aralık ayında çıkarılan
bir yasayla çeklerdeki hapis cezaları kaldırıldı ve bu
hapis cezaları kaldırıldıktan sonra ticarette çeklere olan
güven azaldı ve bununla birlikte çekler üzerinden yapılan hata
-hata demeyeyim- hile ve dolandırıcılık gibi
konuların da arttığı yine ticaret erbapları
tarafından, esnaf tarafından ifade edilen önemli sorunlardan bir
tanesi ve bu konuyla ilgili bir tedbirin alınması gerektiğini
ifade ediyorlar. Çeke, senede güvenen yok. Bu, ekonominin zor olduğu, zora
girdiği dönemlerin bariz bir çıktısı, görüntüsüdür.
Değerli milletvekilleri, iflasın
ertelenmesi, yine ticari yaşamamızda önemli bir sorun olarak,
şikâyet olarak bizlere iletiliyor. Biliyorsunuz, borca batık olma
durumunda firmalar asliye hukuk mahkemesine müracaat ederek, asliye ticaret
mahkemesine müracaat ederek ve geleceğe yönelik bir proje sunarak
iflasın ertelenmesini isterler. Bu konuyla ilgili de ciddi şikâyetler
var. Hatta bunların anahtar teslimi yapıldığı
konusunda önemli şikâyet ve sızlanmalar var. 2009 yılında
5.500 olan iflasın ertelenmesi talebi, 2014 yılı
rakamlarına göre 12.339 civarında ve bunun da sürekli arttığı
söyleniyor.
Yine, Türk Ticaret Kanununda tek ortaklı
anonim şirketler getirildi. Bu tek ortaklı anonim şirketler de
aslında sermayenin parçalanmasına neden olacağı yönünde
önemli şikâyetlere tabi tutuluyor.
Biliyorsunuz, biz, tarımda topraklar
parçalanmasın diye uğraşıyoruz, ölçek ekonomisinden
istifade edemediğimizi her fırsatta söylüyoruz ama tek ortaklı
anonim şirket uygulamasını -belki dünyada bazı ülkelerde
var ama- bunları getirmeye çalışıyoruz, gerekçe olarak da
aile şirketlerini gösteriyoruz, ama 2nci, 3üncü nesilden sonra bu,
ortaklık kültürünün gelişmesinde önemli bir husus olacaktı.
Yine, şu anda, bu şirketlerin denetimi,
maalesef, yapılamamakta, bunların farklı amaçlarla
kullanılabileceği konusu riskli bir durum olarak ortada durmakta.
Değerli milletvekilleri, bugün 110 bin
civarında anonim şirket var; bunun ancak 5 bini denetlenebiliyor,
geri kalan kısmının bağımsız denetimle
denetleneceği ifade edildi. O 5 bin de Kamu Gözetimi Kurumu
kapsamında denetleniyor ve bunun da önemli bir kısmı zaten kamu
yararına çalışan vakıflar veya benzeri birtakım
işletmeler. Bu anlamda ciddi bir denetim boşluğunun
olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Vergi mevzuatımıza ilişkin bazı
sorunlar, yine ticaret yaşamında önemli bir sorun olmaya
başladı. Kazanılmayan kazançlar üzerinden vergi alınmasına
devam ediliyor. Bugün vadeli satışlara
baktığımızda, vadeli satışlarda işletmeler,
esnaf alacağını tahsil etmeden bunlara ilişkin vergilerini
ödemekte. Katma değer vergisini hemen ertesi ay, yine geçici vergi
uygulamasıyla üçer aylık dönemlerde, realize olmayan,
gerçekleşmeyen gelirlerin, kazançların vergilerini daha
alacağı tahsil edilmeden ödemek durumunda kalıyorlar.
Dolayısıyla, bu konularda da bir düzenlemenin yapılması
gerekiyor. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak vadeli satışlardaki
katma değer vergisi
Yine, vadeli satışlardaki gelirler gerçek
anlamda gerçekleşmeden, kazanılmadan, realize olmadan
vergilendirilmeyeceğini seçim beyannamemizde ifade etmiştik.
Bakın, Adalet ve Kalkınma Partisinin,
AKPnin bir klasiği şudur: Bu kısa dönem içerisinde de bunu bu
Meclis çatısı içerisinde daha yakından tespit imkânı
bulabildim. O da bir şeyi bir taraftan verirken aslında öbür taraftan
aldığıdır. Daha bu ilk yıllarda, örneğin 2003
yılında bir enflasyon muhasebesi uygulaması getirildi. O dönemin
Maliye Bakanı, Allah selamet versin, Sayın Unakıtan
çıktı, bunları televizyonlarda sürekli anlattı, gazetelerde
boy boy resim vererek bu enflasyon muhasebesi uygulamasının ticari
hayata ne kadar faydalı olacağını anlattı. Evet, öyle
de olacaktı ama bu uygulama ancak iki yıl uygulanabildi. Bu
uygulamayı getirirken, enflasyon muhasebesini getirirken ticari hayattaki
firmalarımızın, işletmelerimizin ellerindeki yeniden
değerleme, maliyet endekslemesi ve benzeri lehlerine olan birtakım
uygulamaları da maalesef aldılar, stok değerleme yöntemlerindeki
LIFO yöntemini aldılar. Dolayısıyla, iki yıl sonra
işletmeler enflasyon muhasebesi uygulayamadıkları gibi, yirmi
yıl ve daha uzun süre ellerinde lehlerine olan enflasyonun kârlar
üzerindeki etkisini düzeltmeye yarayan birtakım uygulamaları da
kaybetmiş oldular.
Bakın, on bir yıl içerisinde
yayımlanan yeniden değerleme oranlarının bileşik
oranına baktığınızda yüzde 125lik bir artış
olduğunu, düzeltme katsayısı olarak ifade edecek olursak
2,15lik bir düzeltme katsayısına denk geldiğini ve bu
uygulamayla birlikte vergi yüklerinin arttığını ifade etmek
istiyorum. Bu konuda da çok ciddi şikâyetler var. Yani, bir taraftan
veriyor gibi görünürken diğer taraftan da ellerinden geri alıyoruz.
Aynı şeyi geçen gün burada asgari ücretin
artışında yaşamadık mı? Bir tarafta asgari ücreti
artırdık. Asgari kelimesinin anlamı nedir? En az demektir,
değil mi; bir limit, sınırdır aşağı
taraftan. Peki, 1.300 lira yaptık, çok güzel. Biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak bunu 1.400 olarak seçim beyannamemizde ifade etmiştik ama
bu uygulama da hadi 1.300 olsun dedik. Ne oldu? Arkasından, gelir vergisi
tarifesinde yapılmayan gerekli artıştan dolayı yani vergi
marifetiyle, eskilerin dediği müteharrik vergileme sistemiyle,
tarifeleriyle bir taraftan geri almaya başladık. Yılın son
üç ayına baktığımızda, asgari diye bir şey
kalmıyor. Şimdi size 2016 yılı asgari ücreti nedir desek
1.300 diyeceksiniz ama böyle bir şey söz konusu değil.
Yine, memura, emekliye verdiğiniz ücretlere,
yaptığınız zamlara bakın Allah aşkına.
İşte, bu ay çıktıktan sonra, mart ayından sonra bunlar
da tekrar geriye düşmeye başlıyor. Yani, bir taraftan veriyor
gibi görünürken diğer taraftan maalesef alıyorsunuz.
Ticaret Bakanlığı lisanslı
depoculuktan bahsediyor. Aslında şunu ifade edeyim: Aynı 2023
hedeflerinde olduğu gibi
Biliyorsunuz, 2001 yılında Adalet ve
Kalkınma Partisi daha ortalıkta yokken, Adalet ve Kalkınma
Partisinin Genel Başkanı o tarihlerde hapiste iken 2023 hedefleri devlet
politikası hâline geldi. 8inci Beş Yıllık Kalkınma
Planında yazılarak arşivlerde yer aldı. Ama, ona
rağmen, 2023 hedefleri sürekli Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)
temsilcileri tarafından kendileri tarafından konulan hedefler
olarak ifade edildi. Lisanslı depoculuk da bunun gibi bir şey. Lisanslı
depoculuk, daha Adalet ve Kalkınma Partisinin adı ortada yokken,
57nci Hükûmet döneminde Milliyetçi Hareket Partisinin sorumluluğunda olan
bakanlıklar tarafından altyapısı
hazırlanmış, tüm mevzuatları hazırlanmış
olan bir uygulamaydı. Ama bu süre içerisinde lisanslı
depoculuğun ne anlama geldiğini, maalesef -bakıyorum-
anlamadıklarını, lisanslı depoculuğu sadece modern bir
depolama birimi olarak gördüklerini görüyoruz. Oysa biz, lisanslı depoculuğun
hedeflerini piyasayı regüle etme, uzun vadeli işlemlerle, vadeli
piyasalarla, forward, futures piyasalarla, opsiyon piyasalarıyla bir
şekilde cari piyasayı da regüle edebilecek, geleceğe yönelik
özellikle de tarım ürünlerinde fiyat regülasyonunu yapabilecek, fiyat
istikrarını sağlayabilecek bir yapıya götürmek istedik.
Bunun ürün borsalarıyla birleştirilmesi gerekirdi; bunun vadeli
işler borsalarıyla bir şekilde desteklenmesi gerekirdi. Ama ürün
borsaları da kurmayla olmuyor; vadeli işlem borsaları da
söylemeyle, maalesef olmuyor. Niye? Çünkü bunların sağlıklı
bir şekilde işleyebilmesi için sağlıklı bir ekonomik
yapının geliştirilmesi gerekiyor.
Bakın, bugünlerde fiyatlar üzerinde
konuşuyoruz. Fiyatlar; et fiyatları yükseliyor, ekmek fiyatları
yükseliyor, süt fiyatı düşüyor. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
tarım ürünleri müdahale kurumunu önerdik ve bununla ilgili
çalışmaları da Toprak Mahsulleri Ofisinde 2002
yılından önce yaptık, hazırladık, bıraktık
ama, nedendir bilmiyorum, bunu uygulamaya almadınız.
Sayın milletvekilleri, bakın, bugünlerde
et fiyatları artıyor, süt fiyatları artıyor, sebze
fiyatları artıyor. Bakıyorum ki AKP bakanları şunu
yapıyorlar: Piyasalara doğrudan müdahale ediyorlar, narh getirmeye
çalışıyorlar, yukarıdan fiyat koymaya
çalışıyorlar. Yani zannediyorlar ki talimatla piyasalar
fiyatlama yapacak. Serbest piyasa ekonomisine geçeli otuz yıl oldu.
Dolayısıyla Fiyatlar düşecek. demeyle fiyatlar düşmüyor;
dediniz ne oldu, düştü mü? Düşmedi. Elin oğlu
Düşürmüyorum, uygulamıyorum. dediğinde ne
yapacaksınız? Dedi, peki, ne yapabilirsiniz? Satmıyorum. dedi,
nasıl sattıracaksınız? Bunlar öyle söylemeyle, talimatla,
bağırmayla çağırmayla, korkutmayla, tehdit etmeyle olmaz;
bunlar politika işidir. Bakın, bunlar bir sonuçtur, bunların
sebebi geçmişte uyguladığınız yanlış
politikalardır, Geçmişteki bu uygulamalarınız, maalesef,
bugün bu sonuçları ortaya çıkardı. Bunlar sizin kendi
eserlerinizdir.
Değerli milletvekilleri, bakın, bu kafayla
gidilirse öyle zannediyorum ki Adalet ve Kalkınma Partisinin sayın
bakanları, 1970lerdeki karne uygulamasını da -ete, ekmeğe-
getirecekler gibi görünüyor. Yani belki de büyük konuştular, sürekli bu
kürsülerden 1940lardaki uygulamaları bugünle
karşılaştırmaya çalıştılar ama
geldiğimiz nokta da neredeyse budur. Biz eğer buralarda bir
yanlış, bir suçlu arıyorsak önce dönüp kendimiz aynaya bakmak
zorundayız. Bakın, et fiyatlarının yükseldiğini -süt
ineklerinin- kasaba gittiğinizde farkına varacaktınız.
Çiftçiyi desteklemediğinizde, hani sıfır kredi verip de
batırdığınızda bunun farkına
varacaktınız.
Değerli milletvekilleri,
tabii ticaretle ilgili, K belgeleriyle ilgili çok ciddi sorunlar
yaşıyorlar. Bugün bir K belgesinin bedeli 20 bin TL. Yani
uluslararası taşımacılık firmalarına bu da bir
davettir, bankacılık sisteminde ve diğer taraflarda olduğu
gibi.
Yine, ticaretle ilgili,
ticari yaşamla ilgili gerçekten çok ciddi sorunlarla karşı
karşıyayız. Bir an önce bunlara tedbir alınması
gerekiyor.
Ben, dinlediğiniz için
hepinize tekrar saygılarımı sunuyorum. Daha iyi bir ticari
yaşamın olması dileklerimle teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Karakaya.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın
Başkan...
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına ikinci söz...
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın
Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
III.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Metinerin basında yer alan bir beyanına
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın
Başkan, hep söylüyorum Siyaset, nezaket ve vicdan işidir. diye.
Bugün gazetelerde, Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul Milletvekili
Sayın Metinerin bir beyanatı var, bir haberi var. Eminim,
umarım ki kastı aşan bir haberdir, beyanattır. Kendisi bu
konuda bir düzeltme yapmazsa öğleden sonra kendisine uygun bir cevap
vereceğim.
Arz ederim.
METİN METİNER (İstanbul) Nedir,
hangi açıklama?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bilmem ben, sen
ne söylediğini bilirsin.
BAŞKAN Peki Sayın Altay.
METİN METİNER (İstanbul) Hangi
açıklama? Söyleyin, bileyim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Vatan gazetesini
al bak. Ayıp ya.
METİN METİNER (İstanbul) Hangi
açıklama, hangi açıklama?
BAŞKAN Ona daha sonra bir bakalım
sayın milletvekilleri.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına ikinci söz, İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönterin.
Buyurun Sayın Yönter. (MHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Çok ayıp,
çok.
METİN METİNER (İstanbul)
Öğleden sonra yokum, buradayken söyleyin, konuşalım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bilmem ben. Sen
istediğin zaman mı konuşacağım ben! Ayıp ya!
METİN METİNER (İstanbul) Söyleyin
bilelim, hangi gazetede?
BAŞKAN Süreniz on sekiz dakikadır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ya, Vatan
gazetesini gönderin şuna bir tane. Kavasların biri gelsin.
METİN METİNER (İstanbul) Getir
gazeteyi bakayım. Buradayken yüzüme söyleyin ki...
BAŞKAN Buyurun.
MHP GRUBU ADINA İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta
cumartesi gününden beri 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısını bu kutlu çatı altında görüşüyor,
konuşuyoruz. Bugün bütçe sürecinin altıncı turundayız. Bu
kapsamda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun bütçe ve
kesin hesap görüşmeleri kapsamında parti grubumuzu temsilen huzurlarınızdayım.
Sözlerimin başında muhterem heyetinizi ve ekranları
başında bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımızı saygılarımla selamlıyorum.
AKP hükûmetlerinin hazırladığı
13üncü bütçeyi müzakere ediyoruz. Yine sıradan, yine baştan savma,
yine biteviye bir bütçe süreci geçiriyoruz. (Gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Kürsüde hatip var, hatibin insicamını bozmayalım.
Buyurun Sayın Yönter.
İZZET ULVİ YÖNTER (Devamla) AKPnin
heyecansızlığı, hedefsizliği, heves yoksunluğu
bütçenin tümüne sinmiş, her şeyine sirayet etmiştir. 2016
yılı bütçesinde bir defa samimiyet yoktur, umut
pırıltısından da eser görülmemektedir. Hepsinden önemlisi,
Meclis Genel Kurulunda bile AKP sıralarının hemen hemen tümden
boşluğu bütçenin ne kadar önemsendiğini, ne dereceye kadar
değer verildiğini çarpıcı bir şekilde bizlere
işaret etmektedir. Biz Türk milletine bütçe yapıyoruz, biz Türk
devletinin bir yıllık rotasını çiziyor, önünü açıyor,
millî kaynak dağılım ve yönetimi konusunda Hükûmeti
yetkilendiriyoruz fakat Hükûmet iştahsız, hazırlıksız,
vizyonsuz ve yetersizdir. Bütçe âdeta yük, âdeta kamburdur çünkü bütçe ilkelerine
bağlılık ve riayet hiç yoktur.
Biliyoruz ki bütçeler devletin hangi alanlara ne
kadar kaynak ayıracağını, hangi alanlardan ne kadar gelir
toplayacağını gösteren, ekonominin yıl içindeki seyrini
sayısal olarak ifade eden hem mali hem hukuki hem de siyasi bir belgedir.
Bu nedenle bütçeler, ekonomik olduğu kadar sosyal yönleriyle de önem arz
etmektedir. Bütçelere güven duyulması için bunların öngörülebilir
hedeflere ve sağlam kaynaklara dayanması gerekmektedir. Hepsinden
önemlisi, hazırlanan bütçenin toplumsal ihtiyaç ve talepleri
kavraması, dikkate alması şarttır. Bu yüzden, bütçenin
gerçekçi ve samimi olması da elzemdir.
Bunun tam tersine, AKPnin tüm bütçeleri duvara
toslamış, milletimize bir yarar ve refah
sağlamamıştır. On dört yıldır AKP bütçe
patinajı yapmış, ne çiftçiyi ne emekliyi ne işçiyi ne
memuru ne esnafı ne de dar ve orta gelirli
vatandaşlarımızı hatırlayabilmiştir. Bütçe, bir
avuç kaymak tabakanın, sonradan görme küçük bir
azınlığın emrine, insafına ve keyfine tahsis edilmiştir.
Enerji politikalarını konuşmadan evvel bu gerçekleri hepimizin
vicdan terazisinde tartması en içten dilek ve beklentimdir.
Değerli milletvekilleri, enerjiyi
konuşacağız, ama enerjimizi boşaltanlara bir şey
söylemeyeceğiz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının
bütçesi hakkında fikirlerimizi paylaşacağız, ama millî
enerjimizi tüketenleri, değerlerimizi yiyip bitirenleri görmezden
geleceğiz. Böyle bir dünya nerede vardır? Böyle bir sapma ve
yanlışa kim ortak olabilecektir?
Farkında mısınız ruh
trafolarımız bozuldu, ahlak ve adalet santrallerimiz çöktü. Biliyor
ve görüyor musunuz, birlik ve kardeşlik hatlarımız
saldırıya uğradı, dürüstlük mumla aranır, hukuk
feryatla çağrılır oldu. Maneviyat sömürüsü yapanlar enerjimizi
kuruttu, birlikte var olma irademizi çökertti. Doksan yıllık
enkazı kaldırdık. diyenler enerjimizi azaltıyorlar, bunu
ibretle izliyoruz. Doksan yıllık parantezi kapatıyoruz.
diyenler enerjimizi çalıyor, buna ibretle şahit oluyoruz. Doksan
yıllık reklam arası bitti. diyen gafiller aramıza yüksek
gerilim hattı çekiyorlar, bunu da kaygıyla takip ediyoruz. Meğer
cumhuriyetin varlığına ne kadar hazımsız, ne çok kin
duyan varmış. Türkiye'nin enerjisi açıkça heba ve israf
edilmektedir. Türkiye'nin ufku kirletilmekte, kapatılmaktadır.
Türkiye kilitlenmekte, küresel şiddet ve saldırı
planlarıyla azmi kırılmakta, mücadelesi zedelenmektedir. Bugün,
hem üzerimizde oynanan oyunların hem de komşu coğrafyalarda
sahnelenen vahşiliklerin dayandığı zemin şüphesiz
enerjidir. Asırlardır emperyalizmin kanlı yüzü enerji
kaynaklarına dönüktür. Asırlardır, her satırı kinle,
düşmanlıkla, daha fazla alma daha çok kazanma hevesiyle
yazılmış ve sürekli güncellenen bir oyun içimizde ve çevremizde
sahnelenmektedir. Bunun adı kimi zaman Doğu sorunu kimi zaman
tarihî Şark meselesi kimi zaman da Büyük Ortadoğu Projesidir.
Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde
Erzincanda Şark meselesi bitmiştir. derken boşa
konuşmuş, boş yere kürek çekmiştir. Yıllar
geçmiş, takvim yaprakları kurumuş yapmak gibi kopmuş, ama
aktörler ve zalim hedefler hiç değişmemiştir. Petrol uğruna
medeniyetler boğuşmuş, devletler çatışmış,
mazlumlar katledilmiştir. Enerji kaynaklarına ulaşma ve
hâkimiyet mücadelesi insanlığın nadiren şahit olduğu
Vandallıklara her devirde zemin ve ortam açmıştır. Biliyoruz
ki millî gücün belirlenmesinde ham madde kaynakları önemli bir faktördür.
Bunlar arasında hayati bir yeri olan enerji, bütün
insanlığı doğrudan doğruya etkileyen önemli bir konu
başlığıdır. Dünya siyasetine yön verme amacı
güden devletler Orta Doğudan Afrikaya kadar enerji zengini ülkelere
tuzaklar kurup hassasiyetleriyle oynayarak emellerini bugüne kadar diri
tutmuşlardır. 1920lerde dönemin Fransa Başbakanı
Clemenceau Bir damla petrol, askerlerimizin bir damla kanı kadar
değerlidir. diyebilmiştir. Petrolün ortaya çıkışı
devletlerin güç dengesinde önemli değişikliklere yol
açmıştır.
Osmanlı
İmparatorluğu üzerinde yapılan hesapların, Orta
Doğudaki bitmeyen ayak oyunlarının, bölücü,
yıkıcı ve parçalayıcı dinamiklerin harekete geçmesinin
altında esasen enerjiye egemen olma gayesi etkili, belirleyici olmuştur.
Bugün Arap Baharı isimli isyan dalgasının derinlerinde enerji
rezervlerine yön verme, elde etme, tamamen sömürme arayışı
belirleyicidir. Kafkaslarda süren gerilimin esas nedeni de burada
aranmalıdır. Amerika Birleşik Devletleri
Dışişleri eski Bakanı Kissingerin 14 Kasım 1974te
dünyanın en önemli stratejik maddesi olarak petrolü tanımlaması
da boşuna değildir. Bu stratejik mesele nedeniyle Orta Doğu
sürekli çatışma girdabında, sürekli husumet kuşatması
altında tutulmuştur. Petrolü stratejik madde olarak tanımlayan
Amerika Birleşik Devletleri yeri gelmiş özgürlük, yeri gelmiş
kimyasal silahları ele geçirme, yok etme amacıyla Orta Doğuya,
Orta Doğudaki Müslüman coğrafyasına maalesef Haçlı Seferlerini
aratmayan saldırılarını arka arkaya düzenlemiştir.
Buna da AKP Hükûmeti bugüne kadar hep göz yummuş, hatta Büyük Orta
Doğu eş başkanlığıyla da bu şirret planlara
ortak olmuştur. (MHP sıralarından alkışlar) PKK, PYD,
IŞİD, El Nusra, El Kaide ve diğer terör örgütleri enerji
kaynaklarını kontrol etmek isteyen küresel güçlerin yeri gelmiş
kuklası, yeri gelmiş tetikçisi olarak
kullanılmıştır. Orta Doğuya nüfuz etmek, rakip
devletleri, bölge ülkelerini susturmak, etkisizleştirmek maksadıyla
terör örgütleri taşeron olarak kullanılmıştır. Amerika
Birleşik Devletlerinin PYDye silah yardımı başka türlü
yorumlanamayacaktır. Rusyanın terör örgütleriyle iş birliği yapıp
IŞİD bahanesiyle Türkmenleri ve Orta Doğuyu
bombalamasının izah ve açıklaması da bu çerçevede ele
alınmalıdır. Amaç, enerji kaynakları ile enerji akışını
sağlayan yol ve boğazların denetimini sağlamaktır.
Bunun için de Orta Doğuda enerji havzasının güvenilir, iş
birlikçi ve Batı uydusu yönetimlere zimmetlenmesi, bunlara emaneti devamlı
gaye edilmiştir.
Orta Doğuda yüz milyonlarca insan aç ve
açıktadır. Sefalet şartları Orta Doğunun her
yerindedir. Toprağın altı cevherdir, toprağın üstü
fakirlik, yoksulluk, açlık, işsizlik, bitkinliktir. Biraz demokrasi,
bir parça özgürlük, bir dilim ekmek isteyen yüz milyonlarca insan
karşımızdadır ve her gün bunların feryatları
kulaklarımızda çınlamaktadır. Buna karşılık,
Batı planlarına kuryelik yapan, hiçbir insani ve vicdani
çağrıyı duymayan yönetimlerin varlığı da
karşımızda bir gerçektir. Bu haksızlık, bu
zorbalık, bu duyarsızlık Orta Doğunun
perişanlığını, acziyetini, tavan ve taban
kopukluğunu göstermesi bakımından son derece
anlamlıdır.
Yıllardan beri saraylarında
petrodolarlarını sayan, lüks içinde yaşayan, israfın dibini
boylayan krallar, şeyhler, emirler kendi halklarına yüz
çevirmişler, vahşet planlarına konu mankenliği
yapmışlardır. Bunları görmek, bu tarihî gerçekleri
doğru tahlil etmek, hepimiz adına millî ve insani bir vazifedir.
Komşu coğrafyalarda insani dramlar
yaşanmaktadır. Komşu coğrafyalarda ekonomik çöküş,
sosyal çalkantı had safhadadır. Ben Müslümanım. diyen hiçbir
vicdan sahibinin bu gelişmelere duyarsız kalması da mümkün
olamayacaktır. Orta Doğuda ön alıyoruz. Yüz yıllık
parantezi kapatıyoruz. Bizden habersiz yaprak kımıldamaz.
diyenler maalesef küresel şiddet, küresel vahşet planlarına
payandalık yaparak Orta Doğuya zalimin hançerini arka arkaya
saplamasına hem izin vermiş hem de destek
çıkmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, stratejik önem ve değerde bir coğrafi
özelliğe sahiptir. Maalesef enerji konusunda her ne kadar
konuşulacak, tartışılacak birçok şey olsa da şu
anda doğal kaynak itibarıyla çok da yeterli durumda olduğumuz
söylenemeyecektir. Fakat buna rağmen, enerji konusu, yani en başta
doğal kaynak konusu her ne kadar açık veriyorsa da beşerî
zenginlikle, beşerî enerjiyle, millî enerjiyle bunu aşmak, bunu
tamamlamak ve telafi etmek mümkündür. Enerji ithalatımızın
gittikçe arttığı da ortadadır. Türkiye enerji
bağımlısı bir ülkedir. Türkiye, AKP hükûmetleri döneminde
terminal ülke, köprü ülke, geçiş ülke pozisyonlarına baştan
talip olmuş, âdeta enerjinin geçiş güzergâhı olmaya baştan
adaylığını ilan etmiştir. Şu anda toplam ithalat
içinde enerjinin payı yüzde 18 civarındadır ve bu ciddi oran da
gün geçtikçe artmaktadır.
Enerji denilince biz aydınlanan vicdanları,
ısınan yuvaları anlarız. Maalesef, AKP Hükûmeti enerji
denilince ihalelerden alınan komisyonları, şalteri inik
ahlakı anlamaktadır. Biz enerji denilince kömürün karasına
düşmüş alın terini, suyun yüzüne vurmuş umutları
görürüz. AKP Hükûmeti enerji denilince rüşvet kuyruklarını,
zillet kuyularını, haram kuytularını görür. Velhasıl,
biz enerjiye bakınca işlenmeyi bekleyen kaynakları, çıkmak
için can atan madenleri, siz ise yani Hükûmet ise yağma
sırasını gözleyen ganimet avcılarını ve
fırsatçı asalakları görür. Bizim baktığımız
yer başka, Hükûmetin durduğu ve baktığı yer
bambaşkadır. Enerji politikaları dışında şu
anda her şey vardır, bir tek olmayan, enerjiye doğru ve millî
bir şekilde yaklaşmaktır. Helal bizim rehberimizdir, haram ise
reddiyemizdir. Başkalarının petrolü varmış, olsun,
bizim de güneşimiz vardır. Huzurlarınızda bir şeyin
altını özenle çizmek istiyorum: Almanyada yıl içerisinde
güneşli gün sayısının ne kadar az olduğunu
biliyorsunuz ve Almanya güneş enerjisinden en çok istifade eden ülke
olarak dikkat çekmektedir. Başkalarının doğal gazı
varmış, ne gam ne tasa; bizim derelerimiz, nehirlerimiz, göllerimiz,
kısacası suyumuz vardır. Yine yeri gelmişken bir örnek
vermeyi, bir hatırlatma yapmayı uygun buluyorum. Norveç, elektrik
üretiminin yaklaşık yüzde 90ını aşan bir bölümünü de
hidroelektrik santrallerinden sağlamaktadır.
Başkalarının topu var, tüfeği varmış, bizim de
dönülmez yolumuz, bükülmez kolumuz vardır ve her şey
meydandadır.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız
burada. Kendisi yeni Bakan oldu. On dört yıldır enerji alanında
götüren götürmüş, köşeyi dönen dönmüştür. Şimdi
bunları çıkarmak, hatta adalete teslim etmek kendisinin boynunun
borcudur. Hangi vicdan sahibi bunlara yalan diyecektir? Hangi izan ve insaf
ehli bunlara abartı, boş söz deyip çamur atabilecektir? Termik
santrallerin bacalarından sadece duman değil Sayın Bakan, on
dört yıllık usulsüzlük, haksızlık,
kayırmacılık tütmedi mi? Yandaş iş adamlarının
birisi gitti, diğeri gelmedi mi? Tamamı millete ait olan enerji cevheri
on dört yıldır soyulmadı mı? Biz kuldan utanıyor,
Allah'tan korkuyoruz çünkü biz hem maherî vicdanda hem de mahkemeyikübrada
hesap vereceğimizi biliyor, buna inanıyoruz,
kararlarımızı buna göre alıyoruz.
Değerli milletvekilleri, enerji alanında
söylenecek elbette çok çok şeyler vardır. Türkiye yenilenebilir
enerji kaynaklarına mutlaka ama mutlaka eğilmeli, özen göstermelidir.
Elimde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2015-2019
Stratejik Planında yer alan hedefleri vardır. Bu hedefler arz
güvenliğinin yapılması için planlanmıştır.
Mesela, doğal gaza bağımlı elektrik enerjisi üretim
yapısı önemli bir risk taşıdığından
doğal gazın elektrik üretimindeki payının
azaltılmasına, ithalatta kaynak ülkelerin çeşitlendirilmesine
imkân ve zemin hazırlanacağı, bunun hedeflendiği ifade
edilmektedir.
Değerli arkadaşlar, şu anda Türkiye
stratejik olarak doğal gaz bağımlısı bir ülkedir.
Yaklaşık yüzde 55 Rusyaya, önemli bir oranda da, yüzde 20ye, yüzde
25e yakın oranda da İrana bağımlı bir
konumdadır. Millî güvenliğimiz açısından bu
bağımlılık tehlike arz etmektedir ve Türkiye'nin gerek
dış siyasetinde gerek iç politikasında özelde doğal gaza,
genelde ise enerjiye bağımlılığı elini kapatmakta
ve kilitlemektedir. Dolayısıyla, manevra kabiliyetimizin
artırılması amacıyla doğal gaz
bağımlılığının azaltılarak
yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi mutlaka
sağlanmalıdır. Ama, bunun yolu Doğal gaz yoksa tezek yakarız.
mantığı değildir.
Elektrik enerjisi ve doğal gazda sektörel
büyümeyi desteklemek üzere iletim ve dağıtım altyapısı
yatırımlarının devam etmesi ve zamanında
tamamlanması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
tarafından hedeflenmiştir. Fakat bugüne kadar bu konuda doyurucu,
tatmin edici herhangi bir gelişme de yaşanmamıştır.
Mevcut durumda doğal gaz depolama kapasitesi yeterli değildir, bu
önemli bir tespittir. Doğal gaz depolama konusundaki eksikliklerin ve
yetersizliklerin süratle giderilmesi sağlanmalı ve milletimizin bu
konudaki beklentisi giderilmelidir.
Güneş, rüzgâr, hidroelektrik, jeotermal,
biyokütle, dalga ve akıntı gibi yenilenebilir enerji
kaynaklarında hem elektrik enerjisi üretimi hem de ısı üretimi
açısından önemli bir potansiyelimiz bulunmaktadır. Mesele
potansiyeli konuşmak değil, mesele bu potansiyeli harekete
geçirebilecek ufuk derinliği, siyasi ve vizyoner görüş
zenginliğidir. Maalesef bu da AKP Hükûmetinde yoktur. Bu potansiyelin tam
anlamıyla hayata geçmesi için finansal imkânların
geliştirilmesinden bahsediyor Hükûmet. Peki, Sayın Bakan, temsilen
siz burada olduğunuz için size söylüyorum: Sizin elinizi tutan mı
var? Siyasi gücünüzün farkındayız, AKPdeki etkinliğinizi de
görüyoruz. O zaman gereğini lütfen derhâl yapın. Bu potansiyeli
harekete geçirin, finansman kaynaklarını bulun, geliştirin.
Mevzuatın güncellenmesinden bahsediliyor, yani
yenilenebilir enerji kaynaklarının mevzuatından. İletim
altyapısının güçlendirilmesi ve yatırımcı
farkındalığının artırılması
hedefleniyor. Ülkemiz konumu gereği bir enerji geçiş merkezi olmaya
elverişlidir, evet ama Türkiye tamamıyla köprü, terminal olmaya aday
olmamalıdır. Aynı zamanda enerjiyi doğu batı koridoru
arasında stratejik olarak emniyetle taşıyabilecek, aynı
zamanda bundan azami fayda ve gelir sağlayabilecek bir politikaya da kavuşabilmelidir.
Fakat ne yazık ki AKPnin bunu yapabilmesi de şu anda pek mümkün
değildir.
Petrol ve doğal gazda önemli bir dışa
bağımlılık söz konusudur. Bu dışa
bağımlılığın kısa vadede giderilmesi de umut
verici değildir, imkân dâhilinde de görülmemektedir.
Değerli milletvekilleri, söyleyeceğim çok
şey var fakat sürem de bitti. Hepinizi saygılarımla
selamlıyorum. Hayırlı bir bütçe süreci diliyorum. Bu bütçenin de
milletimize hayırlı olmasını ve umutlar getirmesini temenni
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Yönter.
Sayın Metiner, Sayın Altayın talebi
üzerine bir düzeltmede bulunacaksınız.
Buyurun, açıyorum, bir dakika
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Metinerin, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
METİNER (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İki gün önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurul kürsüsünde, adını anmayacağım bir CHPli vekil
Sayın Cumhurbaşkanımız için çok galiz bir
saldırıda bulundu. Psikiyatrik tedaviye alalım. beyanında
hakaretamiz laflar etti. Ben buna cevaben dün düzenlediğim basın
toplantısında şunu söyledim
CHPde çok saygın siyasetçiler
var, hepsini tenzih ederek söylüyorum. Sadece, Cumhurbaşkanımıza
hakaret eden, adını anmaya değer bulmadığım bu milletvekilini
ve benzer bir anlayışla saldırıda bulunan bir
kısım milletvekillerini kastederek tımarhaneden
çıkmış, ar damarı çatlamış,
ağzının ayarı ne kadar bozuk insan varsa CHP milletvekili
seçildiğini söyledim. Kastettiğim CHP Grubunun tamamı
değildir. Böyle bir algı oluşmuşsa CHP Grubundan özür
dilerim ama Cumhurbaşkanımıza bu şekilde hakaret eden
herkesi anladığı dilden cevaplamayı da kendimiz, grubumuz
adına bir zorunluluk addederiz. Umarım bu sözlerimiz bu çerçevede
anlaşılır. Hürmetler karşılıklıdır.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Metiner.
II.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/36), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına üçüncü söz Ankara Milletvekili Mustafa Mite aittir.
Sayın Mit, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
Sizin süreniz on iki dakikadır.
Buyurun, sürenizi başlatıyorum.
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA MİT (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken
terörle mücadelede şehit düşmüş bütün şehitlerimize
Tanrıdan rahmet diliyorum. Aynı mücadelede yaralanmış
gazilerimize acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün burada 2016
yılı bütçesini görüşüyoruz. Bu bütçe görüşmelerinin
başladığı günden bu tarafa burada siyasi partilere mensup
arkadaşlarımız bu kürsüden kanaatlerini belirtiyor. Bu
konuşmalar sırasında Hükûmet ve Komisyon konuşmaları
dinlememekte, kendi aralarında sohbet etmekte ve hiç ilgilenmemektedir.
Dolayısıyla, bunu böyle görünce aklıma Homongolosun Ölüye
Mektuplar diye bir dizisi var, o aklıma geldi. Homongolos diye bir
yazar ölüye mektuplar yazıyor, diyor ki: İşte, şöyle yap,
böyle yap, şunlar iyidir; sabahları uyanınca şöyle yürü,
böyle gez, böyle toz. En sonunda da Ya, sen zaten ölüydün, ben sana bunları
niye anlatayım? diye kendi kendine cümleyi bağlıyor.
Değerli milletvekilleri, şimdi, sözlerime
başlarken sizi tekrar selamlıyorum. Bor Enstitüsü ve MTA
hakkında partimizin görüşlerini size anlatmaya
çalışacağım.
Değerli arkadaşlarım, burada bütçeyi
konuşuyoruz. Bütçeyi konuşurken de Meclisimizin bu anayasal
hakkı olan bütçeyi konuşuyoruz. Bütçe yapmak yetkisi Türkiye Büyük
Millet Meclisine aittir. Meclisimiz bu yetkiyi 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 6085 sayılı Sayıştay
Kanunundan almaktadır. Bütçe tekniği açısından ödeneklerin
tespitinde kurumların 2016 yılı için ihtiyaçlarının
açıkça gösterilmesi gerekirken bu kanunda iz değeri olarak kabul
edeceğimiz sembolik rakamlar konulmuş, gerçek dağıtım
da bakanlara bırakılmıştır. Yani Meclisin kaynak
dağıtmayı içeren bütçe hakkı hukukun arkadan dolanmak
suretiyle zapt edilmiştir. Sarf yerlerinin bugün bu bütçede
açıklanması lazımdı. Aksi hâlde, yıl sonunda fiilî
gerçekleşmelerdeki sapmaları mukayese edemeyeceğiz. Keza, bu
metotla bütçeye uygun olmayan davranışlar denetim dışı
bırakılmaya çalışılmaktadır.
Diğer bir konu da, Meclisin denetleme
fonksiyonunu yerine getiren Sayıştayın bu yapısıyla
Meclis üyelerini ve kamuoyunu tatmin etmekten çok uzak olmasıdır.
Sayıştay tartışmaların konusu olmaktadır. Bundan
herhâlde Sayıştay da memnun değildir. Denetim
raporlarının yüzeysel olduğu kadar yasak savma yönünde
olduğu da açıkça görülmektedir.
Burada tekrar yer altı
kaynaklarımızdan bor madenine gelmek istiyorum. Değerli
milletvekilleri, bor stratejik öneme sahip madenlerden birisidir. Bor üzerinde
uzun yıllardır değerlendirmeler yapılmaktadır,
tartışmalar yapılmaktadır. Bunun ne kadar önemli
olduğunu hepinizin bildiğine inanıyorum. Dünyada bor
rezervlerinin yüzde 74ü ülkemizde bulunmaktadır. Bunun önemine binaen
1983 yılında çıkarılan 2840 sayılı Kanunla bor
devletçe işletilecek madenler kapsamına
alınmıştır. Bugün bor Eti Maden tarafından
işletilmektedir.
Türkiye'de
ve dünyada borun ürün ve teknolojilerinin geniş bir şekilde
kullanımını, yeni bor ürünlerinin üretimini ve
geliştirilmesini teminen değişik alanlarda
kullanıcıların araştırmaları için gerekli
bilimsel ortamı sağlamak, bor ve ürünlerini kullanan veya bu alanda
araştırma yapan kamu ve özel sektörle iş birliği yaparak
bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak, koordine etmek ve bu
davranışlarla
Bu araştırmaları 4865 sayılı
Kanunla Bor Araştırma Enstitüsü yapmaktadır. Kamuoyunun konuya
ciddiyetle sahip çıkması da Enstitüye olan ümit ve alakayı bir o
kadar da artırmaktadır.
Çeşitli üniversiteler, kamu
kuruluşları, özel sektör ile birtakım şahıs
şirketleri de yürütülen bu projelerle ilgili ayrı projeler yürütmekte
olup 18 adet patent alınmıştır. Bunların üretime
dönüştürülmesi için Hükûmet politikası şarttır. Yani
Hükûmetin patent alınan bu 18 tane araştırmayı desteklemesi
ve üretime geçirmesi lazım.
Bor ürünlerinin çeşitlendirilmesi, yeni
ürünlerin ortaya çıkarılması, bunların üretime
dönüştürülmesi, teknolojinin geliştirilmesi ve bu
çalışmaların ticarileştirilmesi için gerekli
çalışmaların yapılması ve devam etmesi gerekmektedir.
Bor türevlerine ilişkin AR-GE çalışmaları millî politika
anlayışı içerisinde değerlendirilmelidir. Bugün bütçe
cetvelinde bu Enstitüye 13,9 milyon ödenek ayrılmıştır.
Merkezî bütçeden de 9,76 milyon lira ayrılmıştır.
Kalanını da Eti Maden kendi kaynaklarından, kendi
imkânlarından aktarmaktadır. Çok mütevazı bütçelerle
çalışmalar yürüten ancak kendisinden çok şeyler beklenen Enstitü
Hükûmetçe her açıdan teşvik edilmeli ve desteklenmelidir.
Şu anda
kullanıldığı alanlar itibarıyla yapılan bilimsel
çalışmanın sonucu göstermektedir ki geleceğin en kritik
madeni bordur. Şu anda üretimin yüzde 54ü cam sektöründe, yüzde 12si
tarımda, yüzde 13ü de seramik ve emaye sektöründe
kullanılmaktadır. Katma değer yaratma kapasitesi düşük
olmasına rağmen buradaki üretimleri asla durdurmamalı ve devam
ettirmeliyiz.
Gelecekte kullanım
alanıyla alakalı olarak 2 konuda örnek vermek istiyorum. Yapılan
araştırmalarda ülke topraklarının yaklaşık
yarısında bor eksikliği görülmüştür. Mikro besleyici olan
bor mineralleri ürün kalitesi ve üretim miktarlarını
artırıcı özelliği dolayısıyla da önemlidir. Bu
gerçeklerle Eti Maden Bandırmadaki işletmesinde üretilen
ETİDOT-67 borlu gübreyi tarımda kullanmaya
başlamıştır. Bu
yaygınlaştırılmalıdır.
Bir diğer alan ise enerji sektörüdür. Pil, akü
ve uzay sanayisinde yakıt olarak kullanılan hidrojenin elde edilmesi,
depolanması ve nakli çok yüksek maliyetlidir, bir o kadar da tehlikelidir.
Çünkü hidrojen gaz hâlindeyken çok hacimli, çok patlayıcı ve
parlayıcı olup eksi 252 derecede de
sıvılaşmaktadır. Ancak bor bileşiklerinin hidrojen
taşıma kapasitesinin çok yüksek oluşu, elde etme, depolama ve
nakil konusunda hiçbir tehlike yaratmamaktadır. Enerji üretme, depolama ve
naklinde yeni ufuklar açmaktadır.
Ekonomi üzerindeki baskı unsuru olan cari
açığın önemli sebebi olarak gösterilen enerji
ihtiyacını yerli kaynaklardan karşılama adına bu
alandaki çalışmalar hızlandırılmalı, AR-GE
çalışmalarına gerekli destek verilmelidir. 2013-2017 stratejik
plan hedeflerinin de bu manada yeniden revize edilerek vakit geçirmeksizin
millî politika anlayışı içerisinde yerine getirilmesini talep
ediyoruz.
Yukarıda bahsedildiği gibi, yer altı
kaynaklarımızın rezerv tespiti geleceği planlaması
önemlidir. Ülkemizde bu görevi MTA yapmaktadır. Devletimiz yer altı
kaynaklarımızın tespit ve işletmesinin önemini 1935
yılında kavramış ve MTAyı kurmuştur.
Ülkemizin jeolojik yapısının, yer
altı kaynaklarımızın tespiti geçmişte ne kadar
önemliyse bugün de o kadar önemlidir. Ülkenin kendi güç ve zenginlikleri,
zenginlik kaynaklarımıza yönelmesi, gelecek tasavvurunun
oluşturulmasında temel güç kaynağı olacaktır. Yer
altı kaynaklarımızın yeni teknolojik imkânlar da
kullanılarak görülür rezerv hâline getirilmesi için MTAnın
çalışmalarını desteklemekteyiz.
Denizlerimizin jeolojik ve deniz
alanlarının yer altı kaynaklarının tespiti
maksadıyla başlatılmış bir proje olarak MTA Turkuaz
Araştırma Gemisinin çalışmalarını
önemsemekteyiz. Bu geminin çalışmalarına hız vermemiz
gerekir çünkü dört tarafımızda yabancı ülkeler petrol ve
doğal gaz bulurken mutlaka bizim denizlerimizde de buna benzer zengin kaynakların
olduğuna inanıyoruz. Onun için, devlet hiç çekinmeden bu gemiye
destek olmalı, uzmanlarını, ehlini işin başına
getirerek bu araştırmalara hız vermelidir.
Stratejik plan hazırlamakla görev ifa
edilmiş olmuyor. O planda gösterilen hedeflerin gerçekleştirilmesi
şarttır. Bu sebeple MTAnın gelişen teknoloji, yeni
ihtiyaçlar, yeni kaynaklar dikkate alınarak, yeniden organize edilerek
sürekli, daha aktif çalışan imkânlara kavuşturulması
gerekmektedir. Sermaye birikimi açısından
sıkıntılı olan ülke ekonomisinin ihtiyacı olan
kaynaklarımızın tespiti ve ortaya çıkarılması
gerekmektedir. Yer altı kaynaklarımızın bugün için moral
sermaye olması, üretildiğinde ise reel sermaye olarak ekonomiye
katılması gerekmektedir.
Son zamanlarda MTAnın jeotermal enerji
kaynaklarının tespitine yönelik çalışmalarını
takdirle karşılıyoruz. Bu araştırmaların
yaygınlaştırılması gerekmektedir. Tespit edilen
jeotermal kaynakların işletilmesi, önündeki bir sürü bürokratik
işlemlerin kaldırılması, teşvik edilmesi ve
desteklenmesi çok önemlidir. 2016 yılı bütçe ödeneğine de
baktığımızda bu kuruma atfedilen öneme uygun
olmadığını görmekteyiz. Ödenek kalemlerinin bütçenin
yönlendirici özelliğiyle kurumu yukarıda bahsettiğimiz konularda
araştırmaya sevk etmekten uzak yapısı bizi ümitsizliğe
düşürmektedir.
Ekonomide zamanın faktör olarak yer aldığı
gerçeğinden hareketle yer altı zenginliklerimizin acilen tespiti ve
üretime alınması gerekmektedir. Kaynak sıkıntısı
çeken ülkemizin yer altı zenginliklerinin tespiti, çıkarılması,
işletilmesi ve nihai ürün hâline getirilmesi yüksek katma değer yaratması,
sermaye yaratması açısından ihmal edilmeyecek, geciktirilmeyecek
bir zarurettir.
Değerli milletvekilleri, partimin bu konular
hakkındaki görüşlerini size arz etmeye çalıştım.
Eniştemiz de Enerji Bakanı.
Dolayısıyla geçmişte de enerji şirketlerinde çalışmış
birisi olarak inşallah Türkiyenin enerji açığını
kapatacak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA MİT (Devamla)
çalışmaları yapar diye düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Söz sırası Adana
Milletvekili Seyfettin Yılmaza aittir.
Sayın Yılmaz, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sizin süreniz on sekiz dakikadır.
MHP GRUBU ADINA SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su
İşleri Bakanlığının bütçesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Biliyorsunuz, bugün dünyayı tehdit eden en
önemli unsur küresel ısınma ve iklim değişikliği.
Hızlı nüfus artışı, plansız sanayileşmenin
hızla artması, karbondioksit salınımının küresel
ısınma ve ilkim değişikliğinde çok önemli rolleri var.
Karbondioksit salınımının en önemli panzehri
ormanlardır. Yaklaşık 1839 yılında kurulan Orman Genel
Müdürlüğü yüz yetmiş yedi yıldır kuş uçmaz, kervan
geçmez yerlerde canını dişine takarak Türkiyenin ormanlarının
korunması, planlanması, orman yangınlarıyla mücadele,
erozyonla mücadele, kumul ağaçlandırması gibi tarihe geçecek çok
önemli projelere imza atmıştır bu Bakandan önce.
Bunlardan birkaçını sayacak olursak,
İstanbulun su ihtiyacının yüzde 50sini karşılayan
Terkos ağaçlandırması, Ankarayı çepeçevre saran 550-600
bin dönümlük yeşil kuşak ağaçlandırması, Adana Akyatan
kumul ağaçlandırması, Antalya Belek kumul ağaçlandırması,
Pozantı-Ulukışla Çakıt Çayı erozyon kontrolü, Trakya
Koru Dağları ağaçlandırması, Aydın Menderes
havzası erozyon kontrol ağaçlandırmaları.
Değerli arkadaşlar, bunlar
ormancılık tarihine mal olmuş, ormancıların gurur
kaynağı olan projelerdir ama şimdi bütçesini
görüştüğümüz Orman ve Su İşleri Bakanı
-yaklaşık dokuz yıldır görev yapıyor-
ormancılık tarihinin kendisiyle başladığını
düşünüyor. Niye başladığını düşünüyor? Çünkü
ormancılıkla ilgili çok fazla bilgisi yok; suya dalmış, bir
türlü sudan çıkamayan bir bakanla karşı
karşıyayız. Şimdi, burası Orman ve Su İşleri
Bakanlığı değil değerli arkadaşlar, Veysel
Hocanın çiftliği gibi kullanılıyor. Buna
alınganlık göstermeyin, Sayın Bakan da alınganlık
göstermesin, şimdi nedenlerini açıklayacağım.
Bir: Bakın, Sayın Bakan göreve geliyor. Bu
memlekette birçok işsizimiz var, güçsüzümüz var, açlıkla mücadele
ediyorlar, üniversiteyi bitirmişler, KPSS sınavlarına
hazırlanıyorlar. Binlerce orman mühendisinin anası, babası
dişinden tırnağından artırmış,
çocuklarını okutmuş, sınavdan sınava Ankaraya,
memleketlere koşturup duruyorlar. Bu çocuklar bir yerde iş bulamazken
Sayın Bakan öyle bir çiftlik kurmuş, öyle bir düzen kurmuş ki
ağabeyinin oğlunu özel kadrodan işe alıyor. Yetmiyor, geçen
kızını evlendirdi -Allah mesut etsin- kayınbiraderini
basın müşavirliğine atıyor; bir başka kuzenini danışman
olarak atıyor. Yetmiyor, milletvekilinin çocuğunu özel kalemden
işe alıyor, maaşı düşük diye Enerji Üst Kuruluna
atıyor.
ATİLA SERTEL (İzmir) Güvendiği
kişilerle çalışıyor!
OKTAY VURAL (İzmir) Bakan iyi
çevreciymiş vallahi!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Milletvekilinin
çocuklarını, yandaş atadığı bürokratların çocuklarını,
KPSS yapıyor, KPSSde bir sözlü koymuş, dozer, greyder operatörü
alacak ya, sözlüyle alıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Çevreci Bakan!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bizim gariban
işçi, Adanada, Muğlada, Artvinde, Sinopta 100 puan alıyor,
mülakata geliyor, dozer, kepçe operatörü olacak, orada bir komisyon var, 40
veriyor, o eleniyor. Kim giriyor? Yandaş bürokratın çocukları
giriyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bunların,
konuşmanızla ne alakası var? İç Tüzük gereğince
konuşmanıza dönün lütfen.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya)
Başkanım, bütçeyle ilgili konuşmuyor, bir
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Şimdi,
şunu ifade ediyorum.
Bakın, burası çiftlik değil
Hanımefendi, burası çiftlik değil.
OKTAY VURAL (İzmir) Neye müdahale edecek?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Neye
müdahale edecek?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Yetmiyor,
bakın, yetmiyor, özel kalem müdürünü atıyor.
BAŞKAN Sayın Yılmaz, burada olmayan
şahısları da anarak şahsiyatla lütfen
uğraşmayalım.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, Bakanın
icraatları ya.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Süremi, süremi
Cevap verin Sayın Bakan.
Bakın, burada olanı da söylüyorum. Özel
kalem müdürü, ben buradan
BAŞKAN İç Tüzüke göre söylüyorum, kaba
ve yaralayıcı sözler kullanmayalım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Seyfettin Bey, devam et sen.
Şuna bak ya, gözünü kapatacaklar,
konuşturmayacaklar ya!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Konuşmuyorum.
Şimdi, Sayın Başkan
Bakın, bunu niye anlatıyorum söyleyeyim:
Atadığı yeğeni, Türker Eroğlu, özel kalemden
atıyor, tamam mı, ne yapıyor onu? Tutuyor, onu İstanbul
Belediyesine geçiş yaptırıyor. Nereye geçiş
yaptırıyor? Toprak döküm sahalarının başına
şube müdürü olarak atıyor. Ben bunu üç sene söyledim değil mi
burada? Orada 900 trilyonluk rant var. Bu mu itibar zedelemesi? Kimin malı
bu? Kamunun malı. Bu kürsü, milletin hakkını savunma kürsüsüdür.
Siz abinizin oğlunu alacaksınız öyle kadrodan, götüreceksiniz
İstanbul Belediyesine
Ormanın yeri olan maden döküm sahaları,
ormanın yeri buralar. Orman buralara hafriyat döktürüyor. İstanbul
milletvekilleri bilir, inşaatçılar bilir, hafriyatın çok
pahalıdır dökümü. Onun başına Türker Eroğlunu
getiriyor. Ormandan alıyor bunu, belediyeye veriyor. Belediye kime
veriyor? Üçüncü şahıslara veriyor değerli arkadaşlar. Rant
ne kadar biliyor musunuz? 300 milyon dolar, 1 katrilyon paradır. Kime
verdi açıklasın buradan Veysel Eroğlu. Bu, kamunun malı.
Bunu söylüyorum.
Şimdi ben bunu söyledim, hata mı ettik
Sayın Ahmet Başkan? Bunun ne alakası var? İşte
Danıştay kararı. Orman Mühendisleri Odası dava açtı ve
ranta dur dedi yani -yapılan- benim söylediklerimi Danıştay
onayladı, Ranta geçit vermiyorum. Üçüncü şahıslara bunu
veremezsin. dedi. Ama, dört yıl boyunca bu rantı kim yedi
değerli arkadaşlar, kimler zengin oldu? Yarpuzlu... Yarpuzlu...
Kimdir onlar? Sayın Bakan gelsin açıklasın burada, cevap
hakkı var. Ben Bakanı suçluyorum. Burada Danıştay
kararı.
BAŞKAN Sayın Yılmaz,
şahsiyatla uğraşmamak gerektiğini biliyorsunuz, lütfen...
OKTAY VURAL (İzmir) Bakanın
icraatı, niye müdahale ediyorsunuz ya!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Şimdi, böyle
bir çiftlik olur mu değerli arkadaşlar? Ben üç senedir burada
söyledim, dedim ki: Özel kalem müdürünü -İSKİde özel kalem müdürü,
DSİde özel kalem müdürü, Orman Bakanlığında özel kalem
müdürü- çok sevebilirsin, getirirsin özel kalem müdürlüğünü yapar,
maaşını oradan alır. Doğru mu? Doğru. Bürokraside
çalışanlar bilir; Strateji Geliştirme
Başkanlığı vardır, 6400 ek göstergesi yani
bürokrasinin en tavanıdır, en tepesidir. Özel kalem müdürü üç buçuk
yıl özel kalem müdürlüğü yapıyor, 6400den
maaşını alıyor. Özel kalemin maaşı kaç lira
Sayın Bakan? 3 bin lira. Strateji geliştirmenin maaşı ne
kadar? 6.500 lira. Aradaki fark kaç lira? 3.500 lira. Çarp on iki ayla, çarp üç
buçuk yılla, 150 milyar. Bir gün bile ya, bir gün bile yapmadan o maaşı
alıyor.
Şimdi, bana dava açmış, 10
milyarlık tazminat davası açmış, milletvekili şu anda
kendisi. Diyor ki: Ben AKPnin milletvekili adayıyım, beni
itibarsızlaştırdın. Dava burada. Ben de cevap verdim.
Demek ki ben itibarsızlaştırmamışım ki şu
anda geldi kendisi milletvekili oldu. Sayın özel kalem müdürü
milletvekilliğine geldi, demek ki bir itibarsızlaştırma
yok, bir itibar meselesiymiş yani.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bununla da
mı yetiniyorlar? Danışmanını alıyor, personel
daire başkanlığına atıyor. Oranın maaşı
yüksek ya 1 milyar. Sonra, kanun hükmünde kararnameyle Teftiş Kurulundaki
müfettişlerin maaşını artırıyor, oraya
atıyor. Ne bir gün daire başkanlığı yapıyor bu
danışmanı -açıkla ismini gel Sayın Bakan- ne bir gün
müfettişlik yapıyor. Şimdi, kamunun malı burada yenirken
benim söylediğimde ne var Allah aşkına? Benim söylediğimde
ne var?
Şimdi bunları ifade ediyorum yani toprak
dökümüyle ilgili bu rantın hesabını kim verecek? Ben söylüyorum
Sayın Bakana. Bununla ilgili gensoru verdim hatırlarsınız
Toprak dökümünde rant var. Sen kardeşinin oğlunu 1 katrilyonluk
toprak dökümün başına getiremezsin. dedim, bunu ifade ettim.
Şimdi, AK PARTİnin parmaklarıyla aklandınız,
değil mi? Ama ben size buradan söylüyorum: Yüce adaletten kurtuluş
yok. Adalet geç işler, geç işler ama mutlaka yerini bulur. O
Bakanı Yüce Divana göndereceğim, nokta. Çünkü kamunun malı var
burada. (MHP, CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Yine, dedim ki
Kendisi üst
katta oturuyor, alt katında 10 trilyonluk yolsuzluk oluyor. 10 trilyonluk
yolsuzluk; belgelerle konuşuyorum, 10 trilyonluk. Bunun altında kimin
imzası var? En yakın çalışma arkadaşları olan
genel müdürler. Dedim ki: Ya, burada gerçekleştirme görevlisi olarak
devletin 10 trilyonu iç edilmiş, yok edilmiş. Bu genel müdürün dahli
yoksa bile ihmali var.
Sen, Sayın Bakan,
ormancılıktan çok anlamazsın ama orman muhafaza memuru
İbrahim Aydın var orada, yanında, o iyi bilir.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Çok ayıp konuşuyorsun ama ya! Çok ayıp! Yapma ya!
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) 2 tane ağaç kestiği zaman
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Sen de aynı kurumdan çıktın ya!
BAŞKAN Bakın,
Sayın Yılmaz Sen anlamazsın, çiftlik
Lütfen kaba ve
yaralayıcı sözler kullanmayalım Sayın Yılmaz.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Ne
biçim konuşma bu!
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, müdahale etmeyin. Anlamadığını
söylüyor.
BAŞKAN Bu Meclis
açıldığından beri geldiğiniz her kürsüde aynı
şey
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Lütfen Sayın Başkan, müdahale etme.
BAŞKAN Ama lütfen
Sözlerinize dikkat etmek zorundasınız.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Lütfen Sayın Başkan, müdahale etme. Müdahale etme
Sayın Başkan.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Öyle şey yok ya!
BAŞKAN Hayır,
dikkat etmek durumundasınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
dedi ki Sayın Başkan, ne dedi?
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Ben burada bütçe üzerine konuşma yapıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Anlamaz dedi ya.
BAŞKAN Ya Sen,
Sayın Bakan
Bakın, bu şekilde tehditvari, bu şekilde
karalayıcı, saldırgan ifadeler kullanılamaz. Siz biliyorsunuz,
idare amirisiniz, şahsiyatla uğraşmak yasaktır.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
karışıyorsunuz? Bakan orada, Bakan cevap verir. Anlamıyorsa
anlamıyor, anlıyorsa anlıyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Seyfettin Bey, devam et.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Süremi, bir iki dakika isterim.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bakın
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan; 21
milyon hektarlık bir orman arazisinde, 2 ağaç kesildiği için
oradan sorumlu olan muhafaza memurları vardır, şefler vardır,
müdürler vardır. Sen sorumluluk sahanda niye ağaç kesildiğini
görmedin, niye suçluyu yakalamadın? diye soruşturma
açılır. Bir sürü müfettiş raporu vardır. Senin alt
katında, senin genel müdürünün olduğu imzayla, senin
müsteşarının olduğu imzayla 10 trilyon para gidiyor? Nerede
10 trilyon para arkadaşlar? Ya, ben devletin, kamunun hakkını
savunuyorum.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana)
Nerede?
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Nerede 10 trilyonluk para? Üç sene oldu gideli. Çıkarabildiniz
mi Sayın Bakan 10 trilyonu? Ne yaptılar? Dava açtılar
değerli arkadaşlar, dava açtılar. Bana, müsteşarına
dava açtı ve Sayın Bakan buraya çıktı, -şimdi bunu
bana söyleyenlere söylüyorum- dedi ki: Sayın vekili dava ettim, kuyruk
acısı var, ceza verildi. Sayın Bakan söyledi bunu, tutanaklarda
var.
Sayın Bakan,
Yargıtay ilamını göstereyim size, o davayı kazandım;
Sayın Bakan, o davayı kazandım, Yargıtay ilamı da
burada: Milletvekili kamunun haklarını savunmakla mükelleftir,
aleyhinizde verilen 8.750 lirayı
(MHP sıralarından
alkışlar) Ödemiştim, bunlar icraya verdiler beni
Müsteşarla.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hemen de tahsilata giriyorlar, çok paraya ihtiyaçları var.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) - Geldi bu kürsüde ifade etti ama bugün itibarıyla davayı
kazandım, ben de bugün itibarıyla icraya verdim, geri
alacağım şimdi oradan paramı.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bir ORBİS bilgi sistemi var. Sayın Bakan bu nedir?
Bilgi işlemle ilgili bir husustur. 41,5 milyon ödeneği
aktarıyor. Bir firma ihaleye giriyor, bir firmaya veriliyor bu.
Firmanın adı ne? Konumsal. Kaç liraya alıyor bunu biliyor
musunuz? 41,5 milyon ya ödeneği, 35 trilyona alıyor, artı yüzde
18 KDV: 42,5 trilyon. Motamot. Kim almış bu ihaleyi? Konumsal.
Alabilir, gayet doğal, değil mi? Motamot da olur kamu ihalelerinde
yüzde 50, yüzde 60, yüzde 40 indirim olmasına rağmen. Alan
firmayı araştırıyoruz, firma Afyonlu çıkıyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Allah Allah!
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) - Yeni kurulan bir inşaat firması. Yani tesadüf olabilir,
belki Sayın Bakan Afyon Milletvekili olduğu için tanıyabilir;
tanıyabiliyorsunuzdur muhtemelen. Bu işi almadan önce bir tane
iş yapmış değerli arkadaşlar. Ne işi
yapmış biliyor musunuz? Bir iş yapmış, başka
işi yok; o da Su Yönetimi Genel Müdürlüğünden yaptığı
bir iş. Bakıyoruz, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü nereye
bağlı? Orman ve Su İşleri Bakanlığına
bağlı.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tesadüf! Manidar.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) - Şimdi, bu 41,5 trilyon hiçbir deneyimi olmayan inşaat
firmasına veriliyor, inşaat firmasına! Bir tane iş
yapmış, o da Bakanlıktan. Yani adamın aklına
Sayın Bakan, bunun
cevabını bekliyorum ben sizden. Yani bir iş bitirme yapsın
diye, Su Yönetimi Genel Müdürlüğünden 21/byle mi, doğrudan teminle
mi, neyle verdiniz bu işi? Yoksa giremez o işe.
Şimdi bu yetmedi, 5
milyonluk -aynı iş devam ederken- danışmanlık ücreti
ödeniyor. O danışmanlar kimler Sayın Bakan, bir
açıklarsanız memnun olurum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu
yapılırken ne oluyor? Bir de tutuyorlar, soyadı Topbaş olan
çok önemli bir siyasetçi İstanbulda, Bakanın ağabeyim
dediği, oğluna aynı iş kapsamında 1 trilyonluk iş
veriliyor, 1 trilyonluk iş veriliyor. Şimdi, işin
enteresanı, bu işlerin süre bitimi, bakın, işin
başlama tarihi Ocak 2014, Aralık 2015te süre bitiyor, ortada bir
şey yok. Çalışıyor mu sistem Sayın Bakan?
Çalışmıyor. Ne zaman süre uzatımı verdiniz? Bu süre
uzatımı tarihini de burada açıklarsanız çok memnun olurum.
Yetinmemiş
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bize bakarak
konuşun Sayın Hatip.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Genel Kurula hitap eder
misin ya?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Sakin ol, sakin
ol, alışırsın sen bunlara!
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Genel Kurula hitap et!
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Çok ayıp
ya!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Yetinmemiş,
yetinmemiş
OKTAY VURAL (İzmir) Soru soruyor ya, ne var
bunda?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sonunda mahcup olabilirsiniz,
öğrenmeden işin iç yüzünü
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Doğruluğunu, yanlışlığını bilmiyorum
ama onun ağzına yakışıyor, onda bir
sıkıntı yok!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, benim sözlerim birilerini rahatsız eder, ben kamuyu
savunuyorum.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Rahatsız etmiyor!
OKTAY VURAL (İzmir) Git Bakanına sor bu
soruları, Nedir, bunların hesabını ver. diye sor!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bu kadar kamuyu
peşkeş çeken, söylediklerime cevap vermeyen bir Bakanın bunlara
cevap vermesini istediğim için bunları konuşuyorum. Şey
bilir, ben bunları daha önce de konuştum ama hiçbirine cevap
vermiyor. Biraz sonra çıkacak Şu kadar ağaçlandırma
yaptık, şu kadar şunu yaptık. diyecek.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Yaptıklarını anlatacak.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Şimdi, bir
başka konuya geliyorum değerli arkadaşlar: Parkorman meselesi.
Parkorman neresi? İstanbul milletvekili var mı içinizde? Fatih
Ormanı, İstanbulun ciğeridir, İstanbulun ciğeri.
Burası Milli Parklar statüsünde, daha önce Borusan diye bir firma
yıllığı 4,5 milyon liraya kiralamış. Sayın
Bakan, Egehan diye bir firmaya bunu ihale ediyorlar. Bakın, değerli
arkadaşlar, kaç liraya? 740 bin liraya. 4,5 milyondan
Bu da önemli değil,
bu ufak para, ufak para.
OKTAY VURAL (İzmir) Vay! Ufak, çerez!
MUSA ÇAM (İzmir) Çerez!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Şimdi, bu
dosya geldiği zaman İstanbul Bölge Müdürü, oradaki 4 kişilik
ormancı teknik heyet, çevreci teknik heyet diyor ki: Burası
İstanbulun akciğeridir. Burası doğal bitkilerin
olduğu yerdir. Burası endemik bitkilerin olduğu yerdir. Burada
bu izin verilirse ormanlar tahrip olur, ormanlar yok olur. İzin vermiyor.
Sayın Bakanlığa geliyor, Bakanın ivedi yazısıyla
diyor ki: Derhâl izin vereceksiniz. ve buraya izin veriliyor değerli
arkadaşlar. İstanbul Bölge Müdürü görevden alınıyor. Peki,
şimdi ne yapılıyor buraya biliyor musunuz? Ne
yapılıyor, ben size söylüyorum: İki kat çok amaçlı salon,
1.525 metrekare. Kapalı otopark, beş kat, yerin dibinde. Ormanlar
tarumar oluyor. Her biri 200 metrekare olan 108 adet bungalov tipi villa
arkadaşlar. İstanbulda Fatih ormanlarını İstanbul
milletvekilleri iyi bilirler. 108 villayı oraya yerleştiriyorlar. 2
adet restoran, 15 bin kişilik kongre salonu yapılıyor
değerli arkadaşlar, 15 bin kişilik.
MUSA ÇAM (İzmir) Ormanın içine?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Evet, ormanın
içerisine.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sen
bilmezsin, İzmir değil burası, İstanbul, sen
anlamazsın! İstanbuldan bahsediyor, İzmirden değil.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Orada bir tek ağaç kesilmedi.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bir tek ağaç
kesilmedi. diyor Sayın Bakan, aynı cümleyi Gazi yerleşkesini
verdiğinde de yaptı. Yaptı orada, aynen, Mecliste
çıktı Bir tane bile ağaç kesilmeyecek. dedi, burada kendisine,
kesilen binlerce, 15 bin adet ağacın resmini gösterdim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Bir tek ağaç kesilmedi, rahat olun. Haberin
yok!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Şimdi, kimdir
bu Egehan firması, niye burayı veriyorsun Sayın Bakan? Bunlarla
ilgili bir bilgi ver Sayın Bakan!
BAŞKAN Genel Kurula hitap eder misiniz
Sayın Yılmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) Bakana söyle, Bakana!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Niye rahatsız oldun
Ahmet Başkan?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bakın,
şimdi çok zıplayacaksınız. Söğütözü, Adalet ve
Kalkınma Partisinin olduğu yer değil mi? Burası neresi
biliyor musunuz? Burası Adalet ve Kalkınma Partisinin otoparkı.
Bakın, burada 3.600 metrekare yeri Adalet ve Kalkınma Partisi
binasının yeşil alan ve parkı olarak kullanılması
için veriyor Sayın Bakan. Niye veriyor? İnşaat mühendisi, mimar
var mı aranızda? Çünkü, bir binanın ruhsat alabilmesi için
yeşil alan ve otopark yapması lazım. Ormanın yeri Adalet ve
Kalkınma Partisinin
Aha burada bak, çevirmiş etrafını.
Burası şimdi Adalet ve Kalkınma Partisinin mi? Yetmedi
değerli arkadaşlar, burası neresi biliyor musunuz?
Çukurambarın alt tarafında, AK PARTİ binasının arka
tarafında Söğütözü Millî Parkı. Atatürkün çorak olan araziyi orada
ihya ederek, imar ederek yeşerttiği yer değerli arkadaşlar.
Ben burada geçen sene gene konuştum, Sen, Atatürkün yadigârı olan
yeri bir balıkçıya, ünlü bir balıkçıya restoran
yapıyorsun, kebapçı yapıyorsun Sayın Bakan. dedim,
Nereden çıkardın? dedi. Şimdi, o ünlü balıkçıyı,
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
balıkçısı diye adlandırılan o balıkçıyı
Orman ve Su işleri Bakanlığı balıkçı yaptı
ve şu anda çalışıyor. Sizin göreviniz
balıkçılık yapmak mı Sayın Bakan, sizin göreviniz
kebapçılık yapmak mı? Yani, Atatürkün yadigârının
yerine balıkçı ile kebapçı yapılabilir mi değerli
arkadaşlar? Böyle bir şey olabilir mi? (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Senin görevin de çemkirmek mi ya?
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Böyle bir şey olabilir mi değerli arkadaşlar?
JÜLİDE SARIEROĞLU
(Ankara) Böyle bir şey olmaz, çamur at izi kalsın; aslı
astarı olmayan şeylerle
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla)
Şimdi bunların bir tanesi yalansa Allah rızası için Bakan
gelsin, cevap versin, hepsinin belgeleri bende.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Tamam, getir, ne bağırıyorsun?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Ya ne kadar çok nefret biriktirmişsiniz içinizde siz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, bir on dakika daha verin siz.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Süre bitti, hadi, hadi.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Sen yönetmiyorsun burayı, Başkan yönetiyor burayı.
BAŞKAN Süreniz bitti
Sayın Yılmaz.
Buyurun
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Hayır kardeşim, o yönetiyor, bizler de dinliyoruz, benim
hakkıma tecavüz edemezsin.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Sayın Başkan, sözümü 2 defa kestiniz
BAŞKAN Benim ne zaman
ne şekilde keseceğimi İç Tüzük söylüyor Sayın Yılmaz.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Süreniz bitti.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Ben, burada
BAŞKAN Yani, tenkit
edebilirsiniz, eleştirebilirsiniz eyvallah ama kimseyi tahkir edemezseniz,
kimseyi itham edemezsiniz.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Benimki de eleştiri.
BAŞKAN Yani, bu
şekilde şahsiyatla uğraşmanın doğru
olmadığını İç Tüzük emrediyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
itham etmesi? Allah Allah, bütçe denetim aracı ya.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın
Bakan, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Siz
uğraşıyorsunuz şahsiyatla Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Parayı nereye harcadı? diye sorma hakkı
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Bakın
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Yılmaz, süreniz doldu.
Buyurun, lütfen
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Süresi bitti Sayın Başkan, işgal ediyor şu
anda.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Tamam, yeter.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bütçe
konuşmasıdır bu, tam bir bütçe, ideal bir bütçe
görüşmesidir. Bütçe böyle konuşulur arkadaşlar.
ORHAN KIRCALI (Samsun)
Süreniz doldu, süreniz doldu.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Seyfettin Bey, süre bitti.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Siz yönetmiyorsunuz beyler.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Dinlemek zorunda değiliz, süren bitti.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Bu ne biçim konuşuyor ya, bu nasıl bir
konuşma ya?
BAŞKAN Sayın
Yılmaz, İdare Amirisiniz, idare amirini mi göreve
çağırayım?
Kendiniz amirsiniz, buyurun
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Çok ayıp ya!
BAŞKAN Lütfen
Süreniz doldu Sayın
Yılmaz.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Efendim, benim sözümü kestiniz.
ORHAN KIRCALI (Samsun)
Ayıp ya, çıktığından bu yana hakaret ediyorsun ya.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Süremi istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamam, buyurun
oturun yerinize, nerede istiyorsunuz?
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Efendim, benim süremi kestiniz.
BAŞKAN
Bırakın Allah aşkına, kesmedim, araya
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Süre bitti, bütçe görüşmeleri kardeşim.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) 2 defa araya girdiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN Araya
gireceğimi İç Tüzük emrediyor bana, sizi de İç Tüzüke uygun
konuşmaya davet ediyorum ben.
OKTAY VURAL (İzmir)
Ben sizi davet ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen
Buyurun Sayın
Yılmaz
OKTAY VURAL (İzmir)
Ben sizi İç Tüzüke uymaya davet ediyorum. Hatiplere sataşmada
bulunmayın. Bakanın yanında pozisyon almayın, milletin
Meclisinin vekilisiniz.
BAŞKAN Sayın
Vural, ben bu İç Tüzükün nasıl uygulanacağını çok iyi
biliyorum ve ona göre herkesi de İç Tüzüke uymaya davet ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Siz Bakanın vekili misiniz?
BAŞKAN Sizi de
aynı şekilde İç Tüzüke uygun bir şekilde pozisyon almaya
davet ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Siz Bakanın vekili misiniz?
BAŞKAN Buyurun
OKTAY VURAL (İzmir)
Kürsüdekine sataşmayın.
BAŞKAN Sayın
Vural, istirham ediyorum
OKTAY VURAL (İzmir)
Yani bu kürsüye çıkartacaksınız, Meclis Başkan Vekili
sataşmasından dolayı
BAŞKAN Sayın
Yılmaz, buyurun, lütfen
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Süremi verir misiniz Sayın Başkan?
BAŞKAN Sayın
Yılmaz, lütfen, istirham ediyorum, buyurun
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Bu yaptığınız adaletli değildir.
BAŞKAN Ben bugüne
kadar hiç kimsenin süresini uzatmadım, sizinkini de uzatmıyorum.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Adaletli yönetmiyorsunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Bırakın Allah aşkına, ben çok adaletli yönetiyorum,
nasıl yöneteceğimi de çok iyi biliyorum, sizden öğrenecek
değilim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Hiç bilmiyorsun.
BAŞKAN Sizden
öğrenecek değilim ben, kusura bakmayın.
Sayın Bakan, yerinizden
mi?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayır,
kürsüden.
BAŞKAN Buyurun.
Sataşmadan dolayı
iki dakika süre veriyorum.
Lütfen siz de yeni bir
sataşmaya meydan vermeden süresinde bitiriniz.
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde MHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; özellikle şunu belirteyim, arkadaşımız
bizde bölge müdürüydü, sonradan vazifeden alındı. Onun isyanını
gerçekleştiriyor. (MHP sıralarından gürültüler)
Bir kere, şunu söyleyeyim
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Milletvekili şu anda.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Şimdi milletvekili
Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Allaha şükürler olsun, biz, Bakanlıktaki her
şeyi kanuna ve mevzuata uygun yapıyoruz.
Bir kere, benim defalarca
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Niye
görevden aldın? Yolsuzluk mu yaptı?
OKTAY VURAL (İzmir) Ne yaptı?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, müdahale
etmeyelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Defalarca benim ağabeyimden bahsediyor, benim
ağabeyim yok. Sadece bir yakınım on iki yıllık çevre
mühendisiydi, ben Çevre ve Orman Bakanıyken Gel, bana yardım et.
dedim -çok iyi bir çevre mühendisi- geldi. Sonra, Çevre ve Orman
Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı
olunca, çevre başka kuruma gitti. Ben burada faydalı
olamıyorum. diye, hafriyat işine değil, tamamen oradaki çöp
yani katı atık bertaraf tesisleriyle alakalı birime gitti, daha
önce orada çalışıyordu zaten. Yapılan şey bu; bir.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Hafriyat o demek
zaten.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla)- İkincisi, Parkormandan bahsetti. Parkormanda
şu ana kadar bir tek ağaç kesilmiş değil, herhangi bir
şey yapılmış değil.
İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul)
Ağaç kalmadı, ağaç!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Bir çocuk parkı yapılacak. Bir tek ağaç
kesilmiyor orada.
İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) Gördüm
ben, gördüm.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Üçüncü husus, bizde bir eleman, maalesef, zimmetine
para geçirmiş. Bunu benim Genel Müdürüm ve Müsteşarım tespit
etti. Şu anda, o eleman kodeste. Onun dediği şey bu.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Para nerede, para?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Gereğini yaptık, şu anda hapiste. Ne
yapabilirdik?
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Para nerede, para?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Neticede, bu konuda da dava açıldı.
Kaldı ki hafriyatla alakalı şunu
söyleyeyim: Hafriyatla alakalı daha önceki dönemde bütün grup
başkanları dedi ki: Bu ihale edilmesin, İzmirde de,
İstanbulda da, Mersinde de hafriyat döküm yerleri için ihtiyaç var, bunu
belediyelere verelim. Oy birliğiyle burada bir kanun çıktı,
belediyeye verildi.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Kim dedi
ya? Biz öyle bir şey demedik.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Hatta geçmişte alınan paradan çok daha
fazlasını biz büyükşehir belediyelerinden alıyoruz. Daha
yeni İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına bir
alan tahsis ettik, tamamen bu. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın
Başkan
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Yılmaz.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Orman bölge
müdürlüğünden aldığım için onun acısıyla
konuşuyor. diyor. Sataşmadan dolayı bir
BAŞKAN Buyurun.
Yeni bir sataşmaya meydan vermeden
Cihan Bey, sizi de dinleyeceğim.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
İkisine beraber cevap verseydi, o da cevap verseydi Başkanım.
İç Tüzükü uygulamıyorsunuz Sayın Başkan(!)
BAŞKAN Yeni bir sataşmaya meydan
vermeyelim.
Buyurun.
2.- Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın,
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakan burada bile
yanlış bilgi veriyor. Orman Genel Müdürü arkada,
kayıtlarını incele. Ben Adana Orman Bölge Müdürüydüm,
doğrudur, çok başarılı bir Orman Bölge Müdürlüğü
yaptım. Çalıştığım süre içerisinde her yıl
en başarılı bölge müdürü seçildim, takdirnamelerim var, validen
var, genel müdürden var, bakandan var.
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Onun
için mi görevden alındın?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Onu herkese veriyorlar.
SEYFETTİN YILMAZ
(Devamla) Alınmadım işte, bir dinlersen anlayacaksın.
Sayın Bakan göreve geldi değerli
arkadaşlar. Baktım ki, Sayın Bakanın görev
anlayışı, ormancılığın
dışında, tamamen politik, politize; yandaş bürokratlarla
çalışma arzusunu gördüm, ben gittim kendim dilekçe verdim Sizinle
çalışmam mümkün değildir. diye, dilekçem vardır Sayın
Bakan. Bak oraya, bak, bak oraya; öyle sen almadın, ben dilekçe verdim,
ben. (MHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, yeğenini nereye getirdin,
yeğenini? Yeğenin kadar bu ülkede binlerce işsiz var, bizi
izliyorlar, binlerce işsiz var. Ben de sana adam göndereyim, onlar da çok
başarılı, 3 yabancı dil bilen, 13 yabancı dil bilen,
bilgisayarı iyi bilen, dünyayı iyi tanıyan mühendisler var,
onları da göndereyim, bir iyilik yap da onları da al. Alıyor,
diyor ki, ben nereye
Toprak Döküm Şube Müdürlüğüne getiriyor ve
akabinde değerli arkadaşlar, İstanbul Orman Bölge
Müdürlüğü, kendisi döktürüyor, trilyonlar kazanıyor. Sayın Bakan
göreve gelince
Ondan önce de AKPli bakan vardı, Osman Pepe
vardı, o zaman para nereye gidiyordu? Ormana gidiyordu, Ormanın
kasasına gidiyordu. Ama Sayın Bakan geldi ne yaptı? Belediyeye
verdi, yeğenini bu işin başına getirdi, taşeronlara
verilerek 3-4 kişi
Gel, o isimleri bir açıkla bakalım, ne kadar
para kazandılar, kimler aldı, onları bir açıklasana.
Sayın Bakan, onları Allah rızası için bir açıkla, AK
PARTİ milletvekillerini bir ikna et, bizi zaten ikna etmeye gerek yok. Bir
ikna et bakalım, bu para nereye gitti? Bunları bir ortaya
çıkaralım değerli arkadaşlar.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Pektaş
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Efendim,
sayın hatip benden bahsederek sataşma yapmıştır.
BAŞKAN Buyurun, size de iki dakika süre
veriyorum, yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Gümüşhane Milletvekili Cihan
Pektaşın, Adana Milletvekili Seyfettin Yılmazın 118
sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı
ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde MHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Az önce kürsüde konuşan hatip daha önce ben
burada olmadığım zamanlarda, bürokratken de birkaç kez benim bu
kürsüden ismimi zikretti. Kendisi Adana Orman Bölge Müdürü iken, kendisiyle
alakalı bazı menfi ihbarlar geldi ve kendisinin o zaman görevden
alınması gündeme geldi
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) Ne gibi?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Söyle, söyle!
CİHAN PEKTAŞ (Devamla) Görevden
alınması gündeme geldi.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Öyle olmaz! Nedir, söyle!
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) Çamur
atma, söyle!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, müdahale
etmeyelim.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Tutanakları
oku
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) Öyle olmaz,
Şu disiplin cezasını aldı. diyeceksin o zaman.
BAŞKAN Sayın Pektaş, siz Genel
Kurula hitap edin.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) İhbar
gelmiş. diyor, şuna bak!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Söyle, söyle!
BAŞKAN Siz konuşun, Genel Kurula hitap
edin.
CİHAN PEKTAŞ (Devamla) Kendisinin
görevden alınması gündeme geldi, ancak Bakanlıktaki bazı
kuşlar görevden alınacağını söyleyince, arkadaş,
maalesef kaçıp Adana Belediyesine geçti.
OKTAY VURAL (İzmir) Başkan, uyarsana,
nasıl
MEHMET GÜNAL (Antalya) Açıkla, söyle!
CİHAN PEKTAŞ (Devamla) Bakın, biz,
eleştiriye açığız, ama ben eleştirenden önce
eleştiriye bakarım.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Nasıl
konuşuyor, uyarsana, müdahale etsene.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, istirham
ediyorum. İstirham ediyorum
CİHAN PEKTAŞ (Devamla) Eleştirinin
mahiyetine, eleştirinin kalitesine bakarım, eleştirinin
verdiği mesaja bakarım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Söyle, seninle ilgili olan
doğru mu değil mi?
BAŞKAN Bir saniye
CİHAN PEKTAŞ (Devamla) Eleştirinin
mahiyeti de zaten eleştirenin çapını gösterir.
Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İddialar neydi, iddialar? İddiaları söyle!
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) Çamur at, ondan
sonra yerine otur, Çapına bakarım. Böyle şey mi olur ya?
BAŞKAN Buyurun Sayın Yılmaz.
İki dakika
Lütfen yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Seyfettin Bey,
sakin ol! Sakin, sakin!
4.- Adana Milletvekili Seyfettin
Yılmazın, Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaşın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Sakin, sakin
Şimdi, gelen arkadaş kim,
anladınız değil mi? Özel kalem müdürü.
Şimdi, sen Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığından üç buçuk yıl maaş aldın
mı, çıkıp buraya açıklaması gerekmiyor mu değerli
milletvekilleri? Benim iddiam ne? Bu değil mi? Açıkladı mı?
OKTAY VURAL (İzmir) Açıkla! Açıkla!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) İkincisi,
bakın, bir şey söyleyeceğim.
OKTAY VURAL (İzmir) Çık açıkla!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bir dakika
arkadaşlar
Onu açıklasın, onu bir
açıklasın.
İkincisi, ben dilekçe verdim, kaçmadım,
ASKİ Genel Müdürü oldum. Bu Sayın Bakan, bana on sekiz ay boyunca 12
tane müfettiş gönderdi, 12 tane. 12 tane müfettiş gönderdi. Doğru
mu Sayın Bakan?
KAMİL AYDIN (Erzurum) Ne oldu?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Müfettişinin
biri gitti, biri geldi, biri gitti, biri geldi. Ortada ne var?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Hiçbir şey!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Ortada hiçbir
şey yok. Alnı açık olanın korkusu olmaz. Müfettişler
emrinde, teftiş kurulu emrinde, altı buçuk yıl bölge
müdürlüğü yaptım orada, neyim varsa çıkarın! Bugüne kadar
boğazımdan haram lokma geçmedi ki hesap veremeyecek bir işim
olsun! Ama şimdi buradan çıkıp da bu iddialara cevap vermeden
Ne iddiası gelmiş? Sen özel kalem müdürüsün, Bakan orada
On sekiz ay
boyunca 12 tane müfettiş değerli arkadaşlar.
ORHAN KIRCALI (Samsun) Senin bu söylediklerinin
hiç inandırıcılığı yok. Senin bunları niye
konuştuğun çok iyi anlaşıldı! Zorlama kendini!
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Buldu, buldu,
kayıtlı! O müfettişleri kim gönderdi? Sayın Bakan gönderdi.
Bununla ilgili bir şey bulun. dediler, bana müfettiş bunu söyledi.
Ne oldu, bir şey bulabildiniz mi? Hiçbir şey bulamazsınız.
Yetki elinizde. Allah nasip eder de o yetki benim elime geçerse Yüce
Divanın yolu nasıl görünür şu belgelerle hep beraber
göreceğiz.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 12.28
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.38
BAŞKAN: Başkan
Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mustafa
AÇIKGÖZ (Nevşehir), Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara) ----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 51inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerine devam
edeceğiz.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik Kurumlarına
ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, söz sırası Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına son konuşmacı olarak Adana Milletvekili
Muharrem Varlıya aittir.
Sayın Varlı, buyurun.
Süreniz on iki dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Türkiye Su Enstitüsü bütçeleri
üzerinde grubumuz adına görüşlerimi belirtmek adına söz
aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, 2 tane kurumla ilgili söyleyebileceğim
çok fazla bir şey yok ama Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğüyle alakalı söylemek istediğim ve burada daha önce de
söylediğim ve buna rağmen hiçbirinin gündeme
alınmadığı ve bugüne kadar hayata geçirilmediği
konularla alakalı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum,
bizi ekranları başında izleyen değerli
hemşehrilerimizle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bizim Adanada 750 bin
dönüm araziyi ilgilendiren ve gerçekten çok da mümbit, çok da güzel bir araziyi
ilgilendiren bir Yedigöze Barajı yapımı var. Sayın Bakan,
Bakanlar Kurulunun en eski üyelerinden bir tanesi. Ben de aşağı
yukarı kendisi kadar burada milletvekilliği yapan bir
arkadaşınızım. Her dönem bu barajı gündeme getirdim.
Her defasında da Sayın Bakan Yapacağız, bitireceğiz.
sözleriyle burada bizi de oyaladı, orada yaşayan ve çiftçilik yapan
insanlarımızı da oyaladı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Hangi baraj?
MUHARREM VARLI (Devamla) - Şu ana kadar,
Yedigöze Barajının sadece yüzde 10luk bir kısmı
Sulamayla alakalı kısmını söylüyorum, enerjiyle
alakalı kısmını söylemiyorum. Orası sizi biraz daha
fazla ilgilendirdiği için enerjiyle alakalı kısmını
bir an önce tamamlattırdınız. Çünkü oradan para
akışı var. Bilemiyorum nereye gidiyorsa o para
akışı. Orada biraz erken davrandınız ama sulamayla
alakalı kısmı
Sadece Musullu-İmamoğlu arasındaki
20 bin dönüm araziyi sulayacak bir kısmı tamamlandı. Daha, 730
bin dönümlük arazide şu ana kadar, hâlâ, hiçbir tesis
kurulamamış ve bir damla su akıtılamamış durumda.
Şimdi, 2007 yılından bu yana her
defasında gündeme getirdim, her defasında Bir iki seneye kadar
bitecek. dediniz -bunların hepsi tutanaklarda da var, tutanakları da
getirip size gösterebilirim- ama şu ana kadar Yedigöze Barajı, ne
yazık ki, atıl durumda. Yetkililere soruyorum, Ne durumda? diyorum,
Yapılacak ihalelerde eğer bir aksilik olmazsa, bu ihaleleri
yapabilirsek 2020 yılında bitirmeyi düşünüyoruz,
tamamlamayı düşünüyoruz. diyorlar. Yani, 2002 nere, 2020 nere? On sekiz
yıl olmuş. Ama sizin siyasetçileriniz ve siz, her defasında, o
bölgeye gittiğinizde Bir sene sonra suyunuz geliyor. Bir sene sonra sizi
susuzluktan kurtaracağız. dediniz; o insanları hep
aldattınız ve kandırdınız. Şimdi, artık
insanların size inancı kalmadı; 250 metre derinliğe sondaj
vurup kendi tarlalarını sulamaya çalışıyorlar, mazot
yakarak sulamaya çalışıyorlar üstelik. Hâlbuki, bu baraj
bitmiş olsa, o mümbit araziler sulanmış olsa hem o bölgede
çiftçilik yapan insanların ekonomisi güçlenecek hem de Türkiye ekonomisine
çok büyük katkı sağlayacak. Ama çiftçi sizin umurunuzda
olmadığı için, tarla ekip diken insanlar sizin umurunuzda
olmadığı için, sizi daha çok enerji ilgilendirdiği için
enerji kısmını tamamladınız, Ondan sonrası ne
olursa olsun. dediniz. Hâlbuki, binlerce insan o topraklardan ekmek yiyor,
binlerce insan o topraklardan çoluk çocuğunun geçimini sağlamaya
çalışıyor. Sizin umurunuzda değil tabii bunlar, her
defasında anlattım, her defasında söyledim ama bu
kulağınızdan girdi, bu kulağınızdan
çıktı. Hani bir atasözü var ya Anlayana sivrisinek saz, anlamayana
davul zurna az. diye, bir dahaki geldiğimde davul zurna
çaldıracağım burada Sayın Bakan, anlayabilesiniz diye. (MHP
sıralarından alkışlar) Yoksa anlayamıyorsunuz ya da
anlamak istemiyorsunuz.
Şimdi, yine sulama birlikleriyle alakalı
burada yasalar çıkardık ve o yasaya biz de olur verdik, biz de destek
verdik sulama birliğiyle ilgili yasaya ama bugüne kadar o yasayı ne
yazık ki lehinde kullanmadınız. Bakın, Ceyhan Ovasını
sulayan, Osmaniye Cevdetiyeden başlayıp Yumurtalıka kadar
devam eden ana hatta şehir atık suları dökülüyor Sayın
Bakan. Bunu da defalarca söyledim burada. Bununla ilgili DSİnin bir
projesi var. DSİ diyor ki: Sulama birlikleri yapsın. Sulama
birlikleri kendi kendini idare edebilecek durumda değil ki sulama
birlikleri bunu yapsın. Niye DSİye yaptırmıyorsunuz, neden
yaptırmıyorsunuz?
Her yıl birkaç defa su kesintisi
uygulanıyor. Niye? Çünkü kanaletler yosun tutuyor, yosunu temizlemek için
ilaç atması gerekiyor sulama birliklerinin, dolayısıyla ilaç
attıkları dönemde de su kesiliyor. Tam çiftçinin
mısırını, pamuğunu sulama ihtiyacı duyduğu
dönemde birdenbire su kesintisi uygulanıyor ve çiftçi bundan mağdur
oluyor. Geçen yıl bundan dolayı çiftçinin en az 250-300 kilo
mısır kaybı var. Geçen yıl bundan dolayı çiftçinin en
az 100 kilo pamuk kaybı var. Sayın Bakan, kulağınız
duysun bunları, lütfen bunları ciddiye alın ve bunlarla ilgili
projeleri bir an önce gerçekleştirin. Ben, burada söylerken bunların
hepsini bilerek, yaşayarak söyleyen bir insanım, afaki konuşan
bir insan değilim.
Bakın, yine, sulama birliklerinin bu enerji
işini özelleştirdiniz. Az evvel Enerji Bakanı da buradaydı,
şu anda yok, nereye gitti bilmiyorum. Şimdi, sulama birliklerinden
aylık tahsilat istiyorlar. Sulama birliklerinin aylık tahsilat yapma
gücü yok. Niye? Çünkü sulama birlikleri çiftçiden yıldan yıla para
topluyor. Dolayısıyla, yıldan yıla ödeme şansı
var sulama birliklerinin ama Enerjisa şimdi sulama birliklerinden
aylık tahsilat bekliyor, dolayısıyla da birçok yerde cereyan
kesintisi, enerji kesintisi yapılıyor ve bundan da diğer
çiftçilerimiz, köylülerimiz mağdur oluyorlar. Şimdi, bununla ilgili
de lütfen not alıp eğer bir düzenleme yapar ve bu konuda
çiftçilerimizi ve sulama birliklerini rahatlatırsanız memnun
olacağız. Ben, sulama birliklerinin hakkını savunmak
adına konuşmuyorum, sulama birliklerinden dolayı çiftçi
mağduriyet yaşadığı, köylü mağduriyet
yaşadığı için bunları söylüyorum.
Sayın Bakan, yine, bu elektrik
Tarımsal
sulama olarak sulama birliklerine bir katkı sağlanabilir mi?
Eğer bu katkı sağlanırsa sulama birlikleri çiftçiye daha
ucuz yolla su verme imkânına kavuşacak, dolayısıyla
çiftçimiz kazanmış olacak. Yani enerjiyi tarımsal elektriğe
çevirmekle ilgili bir projeniz var mı, bunu gerçekleştirmek istiyor
musunuz? Bunu da lütfen bir not alırsanız sevineceğim.
Yine, geçenlerde, tarım kredilerden bahsettim,
böbürlenerek Bana ait. dediniz. Doğru mu Sayın Bakanım?
Tarım krediler bana ait. dediniz. Yanlış anlamadım
herhâlde, doğru mu?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Tarım krediler mi?
MUHARREM VARLI (Devamla) Evet, ben buradan
konuşurken siz oradan böbürlenerek Tarım krediler bana ait dediniz.
Şimdi, tarım krediler, bu ülkede gübre fiyatlarını sübvanse
etmesi gerekirken, gübre fiyatlarını çiftçinin lehine
değiştirmesi gerekirken ne yazık ki şu anda tarım
kredide gübre fiyatları serbest piyasanın 200 bin lira, 300 bin lira
daha üzerinde; insanlarımızın daha rahat anlaması için eski
rakamlarla konuşuyorum. Hâlbuki tarım kredi piyasaya girmiş
olsa
Üstelik bir de diyorlar ki: Biz kendi fabrikalarımızdan gübre
getiriyoruz. Peki, kendi fabrikalarınızdan gübre getiriyorsanız
neden çiftçiye daha ucuz gübre sunmuyorsunuz? Serbest piyasanın neden altında
gübre fiyatlarını sübvanse etmek istemiyorsunuz? Demin de
söylediğim gibi çiftçiyle alakalı, çiftçiyi korumakla alakalı
bir projeniz ve düşünceniz olmadığı için bunların
hiçbirisi sizin için önem arz etmiyor.
Yine, bu taş ocakları
Bir
bakıyorsunuz, köy yerleşiminin hemen üstünde taş ocaklarına
müsaade edilmiş ve üstelik oraya yirmi yıl önce ağaç
ekilmiş, ormanlaştırılmış -çok da güzel orman
olmuş, ağaçlar oluşmuş- orayı taş ocaklarına
veriyorsunuz. Ya, niye yapıyorsunuz bunu Sayın Bakan? Yani, buradan
üç beş kuruş para elde edilecek diye, üç beş kuruş para
kazanılacak diye o güzelim yerleşim yerlerini, o güzelim
ormanları yok etmekten hiç mi sıkılmıyorsunuz ya? Yani,
değerli arkadaşlarım, bakın, bunların hepsi, ne
yazık ki günlük olarak yaşadığımız ve her gün
bize sıkıntı veren şeyler. O köyde yaşayan insanlar
köylerini terk etmek istiyorlar. O ağaçlık alan, orman tamamen
taş ocaklarının yoluyla, yıkımıyla yok olmaya yüz
tutmaya başladı. Şimdi, bir taraftan Orman yapalım. diyoruz,
Ağaç yetiştirelim. diyoruz, öbür taraftan ormanların içerisine
taş ocaklarına izin veriyoruz.
Yine,
2008 yılında burada hep birlikte
çıkardığımız bir yasa vardı, geçmişe dönük
BAĞ-KURla ilgili. Eğer bir kişinin yatırmış
olduğu bir miktar varsa gerisini tamamlamak kaydıyla emekli olma
hakkını verdik. Güzel, doğru da bir uygulama. Şimdi, Adana
bölgesinden bahsediyorum, sadece Adana bölgesinden Sayın Bakan. Belki
sizin konunuz değil ama bu Hükûmetin en eski üyelerinden bir tanesisiniz,
az çok da çiftçiyle, tarımla da alakanız var. Şimdi,
kişiler 1997 ile 2008 arasındaki primi gittiler, peşinen
yatırdılar. Bakın, burada belgesi de var, size vereceğim
biraz sonra. Yani, kaç yıllık oldu? Aşağı yukarı
on yıllık primini peşin yatırmış oldu çiftçi.
Tarım BAĞ-KURundan kayıt yaptırdı ve bütün aylık
ödemelerinin hepsini yaptı, sağlık hizmetlerinden
faydalandırıldı, eşi ameliyat oldu, kendisi ameliyat oldu,
hastaneye gitti, BAĞ-KURdan faydalandı ama yaşı doldu,
günü doldu, şu anda emekli olamıyor. Niye? Efendim, her yıl
ziraat odasına kayıtlarınızın yenilenmesi gerekir.
Peki, böyle bir uyarı yapıldı mı? Böyle bir uyarı
yapılmadı. Şimdi, bu, haksızlık değil mi
Sayın Bakan? On sekiz sene, yirmi sene prim yatırmış ve
bunun on yıllığını peşin
almışsınız. İşte, burada, Ağaçpınar
köyünden Halil Değer, 10 bin, 20 bin insandan bir tanesi. Şimdi, bu
hak mahrumiyeti değil mi, bu haksızlık değil mi? Niye bu
insanların emekliliğine mâni oluyorsunuz, niye bu insanları
emekli etmiyorsunuz? Hepsi mahkemedeler şu anda, hepsi sizi, Hükûmetinizi,
o yasadan kaynaklanan haklardan ve bu elde etmiş oldukları haklardan
dolayı mahkemeye verdiler. İnşallah yakın zamanda da
kazanırlar diye ümit ediyorum ama burada
çıkarttığınız her yasanın arkasında
duramadınız, burada çıkarttığınız her
yasadan sonra o yasayı yenilemekle ilgili, değiştirmekle ilgili
yeni yeni yasalar çıkarttınız.
2/B yasası da aynı.
2/B yasasıyla ilgili de bir sürü eksiklikler var, her defasında
söyledik, ne yazık ki hiçbirini dikkate almadınız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Varlı.
Söz sırası
Halkların Demokratik Partisi Grubuna geçmiştir.
Grup adına ilk söz Kars
Milletvekili Ayhan Bilgene aittir.
Sayın Bilgen, buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
Sizin ve bundan sonra
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına konuşan tüm
konuşmacıların süresi yirmi dakikayla
sınırlıdır.
HDP GRUBU ADINA AYHAN
BİLGEN (Kars) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben
de dün gece geç saatlerde bir fıkra anlattım. Burada daha önce bir
tartışma yaşandı, işte Sayın Cumhurbaşkanı
üzerinden, biraz önce de bir milletvekili bir açıklama yapma ihtiyacı
hissetti.
Biz, aynı zamanda insan
hakları savunucusuyuz, sadece resmî olarak İnsan Hakları
Komisyonunda bulunmaktan bahsetmiyorum. Dolayısıyla da hasta
hakları insan haklarının bir parçasıdır. Hasta olmak
insan olmanın bir gereğidir. Fiziğiniz rahatsız
olabileceği gibi, ruh sağlığınızda da
sıkıntı olabilir. Yani bu ayıplanacak, bu kınanacak,
bu utanılacak bir şey değil. Ama insanlık tarihi,
İslam tarihi
. Bu coğrafyada daha önce kurulan devletlerin de bazen
yöneticilerinin ruh sağılıklarıyla ilgili
sıkıntılar yaşanmıştır.
Dolayısıyla, bu meseleyi asla bir şahsi mesele falan gibi görüp
bir polemiğe neden olacak yaklaşıma girmemek lazım.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Arkadaşım, yapma, hiç gerek yok, hiç gerek yok. Tamam,
gazetelere ilan olmak istiyorsan biz söyleyelim manşet yaparlar seni
başka konularda, başka konularda manşet olursun, bırak bu
konuları, bırak, bırak bunları.
AYHAN BİLGEN (Devamla)
Tam tersine, bir halkın kaderi, bir ülkenin kaderi bir şahsın
pozisyonuna terk edilemez. Dolayısıyla da bu konudaki girişimleri;
bu konudaki yaklaşımları yadıramak yerine...
ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın)
Bütçeyle ilgili konuyu konuş.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Bırak bunları, bırak. Ayıp ya ayıp!
Türkiyeyi yöneten devlet başkanı hakkında konuşuyorsun.
AYHAN BİLGEN (Devamla) -
aslında ülkenin
geleceğini, her şeyin üzerinde tutmak
GARO PAYLAN (İstanbul) Sayın
Başkan, müdahale eder misiniz.
BAŞKAN Sayın Kurt
Sayın
milletvekilleri
Lütfen müdahale etmeyin.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Sayın
Başkanım
AYHAN BİLGEN (Devamla) -
kişisel
hırsların, kişisel hesapların üzerinde görmek lazım.
ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) Bütçeyle ilgili
konuş, bütçeyle ilgili.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Dolayısıyla,
tepki vermek yerine, son derece insani olan bu durumla ilgili ülkenin zarar
görmemesi için yapılacak bir şey varsa buna odaklanmak gerekiyor.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Ya, manşet
olmak istiyorsan farklı yöntemleri var.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Yani, ben bu
polemiği çok uzatmak istemiyorum, sadece bu konudaki yaklaşım üzerinden
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Neyi
uzatacaksın? Söyleyeceğini söylüyorsun zaten.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Yapılacak bir
şey var, teröristlere destek vermemek. Yapılacak bir şey var,
yapılacak çok şey var.
ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) Bütçeyle ilgili konuş,
bütçeyle ilgili. İki dakikan boşa gitti.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Şimdi, biraz
sonra da o konulara geleceğim zaten, sabredip dinlerseniz
anlayacaksınız.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Geldik, sabah sabah
dinliyoruz, saçma sapan şeyler
GARO PAYLAN (İstanbul) Ya, biraz susun ya!
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Ne demek sus ya! Ne
demek sus!
GARO PAYLAN (İstanbul) Başkan, böyle bir
usul yok ya!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Önüne dön, önüne!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
AYHAN BİLGEN (Devamla) Bütçe görüşmeleri
Parlamentonun bir sorumluluğu ise parlamentolarda
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Herkes haddini
bilecek!
GARO PAYLAN (İstanbul) Sen de haddini bil!
BAŞKAN - Sayın Bilgen, siz buyurun, Genel
Kurula hitap edin. Yalnız, sözlerinizin gideceği yeri de lütfen
tartarak düşünürsek...
AYHAN BİLGEN (Devamla) Hayır, ben insan
haklarının en temel şeylerinin birinden bahsettim; bunda
yadırganacak, alınganlık gösterilecek hiçbir şey yok.
ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) Bütçeyle ilgili
konuş.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Magna Carta,
biliyorsunuz, parlamentoların ilki sayılır, modern
parlamentoların ilki sayılır ve aslında Magna Cartayla
birlikte başlayan şey, kararları tek başına krallar
almasın, o ülkede yaşayanlardan kimin ne kadar gücü varsa, karar süreçlerine ne kadar
katılabiliyorlarsa vergi salınırken, para harcanırken yani
maliyeyle ilgili ve ikinci kısmı da düşman belirlenirken, birine
savaş ilan edilirken nasıl savaşılacak, ne kadar asker
gönderilecek, bununla ilgili kararı
Yani, birisi güvenlikle ilgilidir,
aslında parlamentonun asıl sorumluluğu, varlık sebebi;
birisi de maliyeyle ilgilidir, bütçeyle ilgilidir. Bu iki görev
yapılırken, bu iki karar alınırken, bu iki iş ifa
edilirken kararı, inisiyatifi tek kişi mi kullansa daha iyidir? Kral
mı bilir ne kadar para toplanacak ve nereye harcanacak konusunu; yoksa
halk da bilir mi, halkın içinden seçilenler de bilir mi? İkincisi:
Düşman belirleme konusunu, hani iç tehdit, dış tehdit,
düşman falan var ya, bunları belirleme konusu acaba kralın
yetkisinde olursa mı ülke güvende olur, huzurda olur, barış
olur; yoksa, ahali de bilir mi kendi düşmanını, kimin tehdit
olarak tarif edileceğini, silaha ayrılacak paranın kime yönelik
kullanılacağına halk karar verebilir mi? Parlamentoların bütün
esprisi, bütün varlık sebebi, değeri, meşruiyeti buna
dayalıdır. Aslında bu toprakların tarihini birazcık
okuduğunuzda görürsünüz ki Osmanlı İmparatorluğunun
zirvede olduğu dönem diye kabul edilen Kanuni döneminde bile yani Sultan Süleyman
döneminde bile vergi salmaların ağırlaşması dolayısıyla,
haksız para toplama dolayısıyla, sarayın savaşlara
bütçe ayırması dolayısıyla yani zar zor geçinen Anadolu
üreticisinin sıkıntıya girdiği, bunalıma girdiği
dönemler Anadoluda isyanların başladığı dönemlerdir.
İşte, Baba Zünnun Ayaklanması diye ders kitaplarında da
okuttuğumuz ayaklanma Bozok Türkmenlerinin salınan ağır
vergilere isyanıdır ve bu paraların da sadece sefer için, sadece
savaş için kullanılıyor olmasına verilen bir tepkidir.
Yine, başka ayaklanmalar da var. Kalenderoğlu Ayaklanması Dulkadir
Türkmenlerinin desteklediği büyük ayaklanmalardan birisidir. Yine,
aynı tepkiden, aynı rahatsızlıktan kaynaklıdır.
Tabii, nasıl o dönemlerde, karşı duran, itiraz eden, savaşa
emek ve alın terinin ayrılmasına tepki gösterenler asi diye,
şaki diye, fitneci diye tarif edilmişse bugün de kim neye itiraz
etmişse, kim neye karşı çıkmışsa, neye muhalif
olmuşsa terörist diye damga vurup işin içinden çıkmak
iktidarların alışkanlığı hâline gelmiş. Bu
kavramı kullanırken lütfen, hiç olmazsa, Parlamentodaki
milletvekilleri biraz daha dikkatli olsunlar. Sadece
Hadi tarihe
bakmıyorlar, tarihte bu kavramların nasıl
kullanıldığını önemsemiyorlar, bari dünyaya
baksınlar. Şu anda Amerika Birleşik Devletlerinde alt
komisyonda İhvan-ı Müsliminin terör örgütü sayılmasıyla
ilgili karar çıktı. Belki Temsilciler Meclisinde belki Senatoda da
çıkacak. Çinde Doğu Türkistanlılar, Uygur Müslümanları
zaten peşinen terörist sayılıyorlar Bulgaristanda Türklerin geçmişte
böyle sayıldıkları gibi. İşte, İranda, Suudi
Arabistanda, Yemende, Rusyada, Kafkasyada, Balkanlarda kim içinden
geçtiği dönemde egemen iktidara karşı çıkmışsa,
itiraz etmişse bunu terörist diye yaftalamak, tarif etmek bir
alışkanlığa dönüşmüş. Evet, terör diye bir
şey var, kör şiddet diye bir şey var, tedhiş diye bir
şey var ama hepsini aynı kefeye koymak ve bunu kuralsız,
ilkesiz, keyfî biçimde kullanmak durumunda, gerçekten terörle
karşılaştığınızda o zaman bunu tarif edecek
kelime, cümle bulamazsınız.
O dönemde de, Kanuni döneminde de bu yanlışlara,
bu yönetim biçimine ciddi itirazlar var, ciddi tepkiler var ama çok küçük bir
anekdotu aktarayım bugüne çok ciddi ışık tuttuğu için.
O zamanın veziriazamlarından birisi, Sadrazam İbrahim Paşa
Alman elçisiyle konuşuyor -çok ilginç, aslında bugünkü siyasi
tartışmalara çok net bir mesaj içerdiği için söylüyorum- Alman
elçisine diyor ki: Kanuni kanunlara çok bağlı birisi, kurallara çok
bağlı birisi, çok iyi düzenlemeler yapıyor; öyle ki sadrazam
olarak, veziriazam olarak benim yetkilerime karışmıyor. Ama
Alman elçisi bu durumu aktarırken diyor ki kendi ülkesine: Ya, her ne
kadar Veziriazam İbrahim Paşa padişahın, kendi yetkilerine
karışmadığını söylese de aslında sadrazam
sadece gururundan dolayı böyle söylüyor, yoksa herkes biliyor ki
padişah veziriazam, sadrazam falan dinlemiyor. Kanuni döneminde çok net
uyarılar var, Kanuniden sonra da var. Duraklama, çöküş, bütün bu
dönemlerdeki uyarıları bir tarafa bırakıyorum ama mesela,
buradaki değerli milletvekilleri mutlaka okumuşlardır, Koçi Bey
Risaleleri tamamen, devletin şatafata, lükse, israfa düşmesi ve bunun
toplumda doğurduğu infialin saraydan görülmemesi, farkına
varılmamasıyla ilgilidir. Başkaca da bir sürü bu konuda devlet
adımlarına öğüt niteliğinde yazılmış
şeyler var.
Mesela, israfla ilgili tartışmalar
yapılmış, dönemin şeyhülislamı fetva vermiş;
rüşvetle ilgili tartışmalar yapılmış, fetva
verilmiş. Mesela, Ne rüşvete girer, ne girmez? Hani, bulunduğu
konum ve makam dolayısıyla -komisyon alma diyorlar ya şimdi,
öyle tarif ediyorlar- bu paranın alınması caiz mi? diye
sormuşlar, verilen fetva şöyle: Eğer o parayı o makamda
oturmasaydınız size vermeyecektilerse o para haramdır ve
rüşvettir. Dolayısıyla, kendinize uygun ilahiyatçılara
köşeler tahsis ederek uygun fetvalar verdirseniz de bu gerçek
değişmiyor. Eğer o makamdan dolayı o komisyonu
almışsanız buna rüşvet diyorlar, Osmanlıda böyle
demişler, Kanuni döneminde bile şeyhülislamlar cesaret
göstermiş, bunu söyleyebilmişler. O dönemde yapılan ilginç
uyarılar var, mesela birisi Defterdar Sarı Mehmet Paşanın
uyarısı, aynen cümlesini okuyorum: Memleketin gidişatında
düşkünlük olursa idareciler sahip oldukları makamları servet
toplama ve yeni hazinelere sahip olmaya vasıta kılma yoluna
gitmemeliler; aksine, haksızlıkları ortadan kaldırmaya, bozukluk
ve zulmü gidermeye çalışmalılar. Biliyorsunuz, Hazreti Alinin
bu konuda çok güzel sözleri var, Mısır Valisine
yazdığı mektupta aynen kullandığı ifade
şöyle: Etrafındakilerden, ileri gelenlerden ve akrabalarından
hiçbirine katiyen devlet imkânlarını kullandırma, verme.
Mısır Valisine mektubu. Başka bir ifade yine Mısır
Valisine mektubunda: Sakın şahsi yakınlık ve tesir
altında kalarak hiç kimseye vazife tevdi etme. Bugünden bahsetmiyoruz,
kimsenin alınganlık göstermesine, tepki göstermesine gerek yok,
sadece ders çıkaralım diye, sadece ibret alalım diye
hatırlatma ihtiyacı duydum.
Gümrük ve Ticaret Bakanının güvenlik,
barış ve ticaret ilişkisiyle ilgili aslında kısmen
haklı, yerinde değerlendirmeleri var, diyor ki: Huzur yoksa, güven
yoksa ticarette de başarı olmaz. Bunun için de çok ciddi bir
uyarı yapıyor, diyor ki: Bizi Suriye batağına çekmek
isteyenler var, bu oyuna asla düşmeyeceğiz. Alkışlanacak
bir cümle, basiretli, öngörülü bir cümle. Ama, ne yazık ki Sayın Bakan
da o meşhur alışkanlığa uymuş ve demiş ki:
Son terörist kalana kadar da terörle mücadele edeceğiz. Galiba dil
sürçmesi Son terörist ölene kadar, öldürülene kadar. falan demek
istemiştir herhâlde, yoksa son teröristi ne yapacağız? Bir tane
teröristle falan herhâlde devlet çok uğraşmaz. Dolayısıyla,
burada güvenlik ile ticaret ilişkisini, barış ile aslında
ekonomik kalkınma ilişkisini doğru kurmak gerekiyor.
Rusyanın uçağının
düşürülmesiyle ilgili yine Sayın Bakanın güzel bir cümlesi var,
diyor ki: Biz sorun yaşanmasını zaten istemezdik, tercih
etmezdik ve tırmandırmama konusunda da asla bir yanlış
yapmadık yani tırmandırma konusunda taraf olmadık.
Sayın Bakana sormamız gerekiyor: Daha, gerilimi tırmandırma
konusunda Türkiye ne yapabilirdi de yapmadı? Yani uçak düşürmüşsünüz
ve Tırmandırma konusunda başka bir şey yapmadık.
diyor.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Kendi kafamıza
göre düşürmüşüz uçağı, kendi kafamıza göre uçak
düşürmüşüz!
AYHAN BİLGEN (Devamla) Ama iş ortada,
siyaset odur ki siyasette basiret, öngörü odur ki
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Sadece 200 bin
Kürte kapıları açtık Suriyeden gelen, PYDden kaçan 200 bin
Kürte kapıyı açtık. Burada bu savunma değil ki. 3 milyon
Suriyeliye kapıları açmamalı mıydık?
AYHAN BİLGEN (Devamla)
attığınız adımın bir sonrasının neye
mal olacağını düşünürsünüz, hesap edersiniz: Bu bana ne
getirir, ne götürür, acaba ben hamaset yaptığımda, ben büyük
laflar, iri laflar ettiğimde bunun bedelini turizmci öder mi, tüccar öder mi,
bunu düşünürsünüz, hesap edersiniz
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Bırakın
bunları CHP konuşsun ya.
AYHAN BİLGEN (Devamla)
gücünüz yetiyorsa,
imkânlarınız varsa, kapasiteniz buna uygunsa buna göre
davranırsınız.
GARO PAYLAN (İstanbul) Ya Sayın
Başkan, bu arkadaşımız susacak mı?
BAŞKAN Sayın Kurt, lütfen müdahale
etmeyelim.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Ama hem beylik
yapıp hem cesaret gösterip, meydan okuyup sonra da Rus
bürokratlarının peşinde lobi lobi dolaşmazsınız.
Nasıl temas kurarız, acaba özrümüzü nasıl kabul ettiririz?
diye amuda kalkmazsınız. Ülkenin itibarı için, onuru için
düşürmüşseniz arkasında durursunuz ama otelciler isyan hâlinde
ise, sizin gazeteleriniz de şöyle manşetler atıyorsa: Limon
stratejik bir üründür, Ruslar asla bize kafa tutamazlar çünkü limon
fiyatları artar ve Ruslar diz çökerler. Şimdi, limona güvenerek yola
çıktıysanız yapacak bir şeyiniz yok, kusura bakmayın,
siz de katlanacaksınız, bu halk da ne yazık bunun bedelini çok
ağır biçimde ödemek zorunda kalacak. Ama -hadi büyük otel
sahiplerini, turizm acentelerini falan geçtik bir tarafa- bu
sıkıntının bedelini küçük esnaf ödüyor. Küçük esnaf bile
ödüyor ve küçük esnafın çok da dayanacak, çok da direnecek imkânları
ne yazık ki yok. Bakın, her sene Türkiyede Ahi törenleri yapılır,
çok da önemlidir aslında. Bu coğrafyadaki en değerli
geleneklerden birisidir Ahi geleneği, denetim mekanizmasıdır
tüccar, ticaret erbabı açısından. İşte, bozuk mal
satmayı, haksız rekabeti falan, bütün bunları önlemeye dair
ciddi bir gelenektir. Hatta dilimizdeki meşhur, işte pabucu dama
atılmak deyimi de Ahi deyimidir. Yani, bir esnaf, bir ticaret erbabı
yalan söylerse, hileli mal satarsa yani kazancına haram
karıştırırsa onun pabucunu dama
atıyorlarmış; damda pabucu görünen hırsız ya da kötü
ürün satan esnafla alışveriş yapılmıyormuş.
Şimdi, galiba, ticari hayata, ticari ahlaka baksak, herhâlde
ayağında ayakkabısı olan zengin kalmazdı; bütün
çatılar, o büyük alışveriş merkezlerinin çatıları
herhâlde ayakkabı mezarlığına dönerdi.
Ahi geleneğinde
başka ciddi şeyler de var. Ülkeler kaosa girdiğinde, Anadolu
toprakları fetret dönemi yaşadığında, savaşla
karşı karşıya kaldığında Ahilik sadece bir
esnaf örgütlenmesi olmamış, aynı zamanda, evet, duyunca
şimdi çok kızacaksınız ama bir öz yönetim modeli
olmuş, hatta bir adım sonrası, Ahilik aynı zamanda bir öz
savunma olmuş Sayın Milletvekili, öz savunma olmuş.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Teröristlere karşı, isyancılara karşı!
AYHAN BİLGEN (Devamla)
Ne zaman ki saray taht kavgasına düşmüş, o zaman Anadolu
halkı başının çaresine bakmış; kendisini
korumuş, değerlerini korumuş, ekmeğini korumuş,
ilkelerini korumuş, her şeyini korumuş ve kendini savunmuş.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Teröristlere karşı!
AYHAN BİLGEN (Devamla)
Şimdi, yani siz Ahilik tarihiyle ilgili ne biliyorsunuz bilmiyorum ama
Ahilik tarihini biraz okusaydınız böyle, bu kavramları bu kadar
kolay kullanmazdınız.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Ahilik kavramı çukur mu?
AYHAN BİLGEN (Devamla)
Size bir şey hatırlatayım: Bu topraklarda esnaflar çok ciddi
şeylere imza atmışlardır. Mesela, yüzde 40larda oy
almış rahmetli Ecevitin partisi bir yazar kasayla devrildi,
hatırlıyorsunuz değil mi, sonra yüzde 2lere indi.
Dolayısıyla, küçük esnafı bu kadar mağdur edecek, bu kadar
sıkıntıya sokacak, hem güvenliği, barışı
tehdit altına sokacak hem de aynı zamanda ticareti
sıkıntıya sokacak yaklaşımlardan özellikle
kaçınmak gerekiyor.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Esnafın camlarını kırarken, kepenklerini
kapattırırken, ticaretini engellerken bunları düşüneceksin!
LÜTFİYE İLKSEN
CERİTOĞLU KURT (Çorum) Esnafın güvencesi AK PARTİdir.
AYHAN BİLGEN (Devamla)
Büyük alışveriş merkezlerinin küçük esnafı ne hâle
getirdiğini gayet iyi siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Biraz da izninizle
kaçakçılık konusundan bahsedeyim çünkü bu Bakanlığın
bütçesiyle ilgili.
Şimdi,
kaçakçılık meselesi eğer sadece bir mali konu olsaydı hadi
diyelim ki üstü örtülürdü ama kaçakçılık konusu Türkiye
açısından -özellikle akaryakıt kaçakçılığı
konusu- sadece mali bir konu değil, aynı zamanda dış
politikada ciddi bir kriz konusu. Neden dış politikada kriz konusu?
Ruslar uçaklarıyla vurmadan, işte, tırları
bombalıyorlar ve diyorlar ki: Ya, bu tırlar bu kaçak
akaryakıtı IŞİD ve benzeri örgütlerin yönettiği,
kontrol ettiği yerlerden alıyorlar ve bunlar Türkiyeye getiriliyor,
Türkiyede satılıyor. Bunlar çok ciddi iddialar. Uluslararası
dergilerde, güvenlik dergilerinde, savunma dergilerinde bununla ilgili
makaleler çıkıyor. Dışişleri kendini savunmuyor,
Dışişleri demiyor ki: Hayır, ya bunların bizimle bir
ilgisi yok. Sadece iç kamuoyuna sesleniliyor, içeride bir şey deniliyor
ama dışarıda bir savunma bile yapılmıyor.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Bunlar, PKKnın
kontrolünde gelip Türkiyede satılırken iyiydi değil mi?
Lojistik destek sağlıyordu o zaman, PKK kontrolünde gelirken.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Bakın, bu
kaçakçılık işiyle ilgili size başka bir örnek vereyim: Eski
bir siyasetçi Şevket Bülent Yahnici, bakın, şimdi dinleyin,
kimin kontrolünde gelişiyor. Yıllar önce verdiği bir röportajda
diyor ki, 90lı yıllarda, aynen bugünlere benzeyen 90lı
yıllarda: Önden beyaz Toros gitmeden -hani Sayın
Başbakanın beyaz Torosu var ya- bu ülkede ne uyuşturucu
kaçakçılığı yapılır ne de akaryakıt kaçakçılığı
yapılır, önden bir beyaz Toros eskortluk yapar ve bu işler böyle
yapılır.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Dağlarda koridor
açar
AYHAN BİLGEN (Devamla) Mesaj alındı
değil mi? Herhâlde beyaz Toroslar örgüte eskortluk yapmıyordu
değil mi? Beyaz Toroslar başkalarına
Özellikle akaryakıt
kaçakçılığıyla ilgili
LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT
(Çorum) Siz sahip çıktınız.
AYHAN BİLGEN (Devamla)
firmalara bakın,
o firmaların yönetim kurullarında kim var, ondan sonra bana cevap
verin olur mu? O firmaların yönetim kurullarına
baktığınızda hangi eski siyasetçi arkadaşlarınızın
ya da güvenlik birimlerinden emekli olanların bulunduğunu çok net
biçimde göreceksiniz.
SALİH CORA (Trabzon) Gerekçen varsa söyle,
boş konuşma.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Boş mu, dolu mu
onu seçmen takdir ediyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Etti zaten, 1
Kasımda takdir etti. Seçmen takdir ettiği için biz buradayız.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Sizin temsilcileriniz
de buraya çıkıyor, çok dolu konuşmalar yapıyorlar, herkes
çok ikna oluyor, çok mutlu oluyor, çok inanarak zevkle dinliyorlar!
BAŞKAN Müdahale etmeyelim sayın
milletvekilleri.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Irakla
sınırımızda iki ay boyunca insanlar tırların
içinde yaşadılar. Irakla bizim bir sorunumuz yok benim bildiğim
kadarıyla. Ama, var, küçük sorunlarımız var, nedir? Burada yine
bir dönem bir milletvekili ifade etti, bazı partilere döndü, dedi ki: Siz
Baascılar
Şimdi, Türkiyede benim bildiğim kadarıyla bir
Suriye Baası biliniyor, bir de Irak Baası biliniyor. Suriye
Baası tamam, Esad, zaten hani önce tatil yapıyordunuz, şimdi
savaş ilan ettiniz. Ama, Irak Baasının kalıntısı
olan bir tek kişi var, kim? Tarık Haşimi.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) O da
burada. Bunlar Baascı, bunlar.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Tarık
Haşimiyi Türkiyede saklayan -ki kendisi Irak Merkezî Yönetimi
tarafından açıkça terörist ilan edilmiştir ve aranan
kişidir- yetmedi, kongresinde çıkartıp boy gösterten,
alkışlatan sizsiniz.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Cumhurbaşkan
Yardımcısı değil miydi o zaman?
AYHAN BİLGEN (Devamla) Şimdi, Baasa,
kongresinde yer veren buradaki partiler mi, siz misiniz? Irakla
ilişkilerimizin neden bozulduğunu anlatıyorum.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Zihniyettir,
zihniyet. Zihniyet olduğunun farkında bile değilsiniz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Sizin
zihniyetleriniz de aynı, onu söylüyor, zihniyetler de aynı, mesele
kişi değil.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Irakla
ilişkilerimizin neden bozuk olduğunun, tırların neden iki
ay boyunca sınırlarda kaldığının göstergesi. Ama,
on üç yıl, on dört yıl, on beş yıl, on altı
yıldır iktidardasınız. Bakın, ticaretle ilgili,
gümrükle ilgili küçücük bir şey söyleyeyim: İranla kayıt
dışı altın ticaretimiz var değil mi? Bunu biliyoruz.
Yakalandılar, 17-25 falan, bir sürü karışık işler ama
İranla Türkiye sadece tatil günlerini bile ayarlayıp ticareti
geliştiremiyor. Perşembe-cuma öğleden sonra İran tatile
giriyor, cumartesi-pazar biz tatildeyiz, İranla ticaret yapanlar üç gün
içinde ticaret yapıyorlar; bu konuyu bile on altı yıl içinde
çözemiyorsunuz.
Ben sözlerimi bitirirken Hazreti Aliden bir söz
daha okumak istiyorum çünkü dün akşam burada ciddi bir tartışma
oldu İçişleri Bakanı ile CHPli vekiller arasında kim
bozdu diye. Hazreti Ali diyor ki: Düşmanla aranızda bir sözleşme
addettiysen yahut ona karşı bir taahhüdün varsa yapılan
sözleşmeye riayette bulun, ahdini yerine getir, verdiğin sözü
muhafaza için icap ederse hayatınla bile öde.
Herkesi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Çam, buyurun.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Bilgen,
konuşmasının bir bölümünde eski Başbakanlardan Sayın
Bülent Ecevite yazar kasayla ilgili bir ironi yaptı; biz o ironiyi
anladık ama kayıtlara geçmesi açısından şunu
söylememiz gerekir ki, evet, o günlerde esnaf çok sıkıntılı
bir dönemdeydi ve vatandaş demokratik hakkını kullanarak
Başbakanın önüne gelip yazar kasayı atmış ve protesto
etmişti ama bugün, bırakın Başbakanın önüne gelmeyi,
Kızılay Meydanına yaklaşmak bile mümkün değildir.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Hadi canım
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Koruma
ordularından mümkün değil.
MUSA ÇAM (İzmir) İnsanlar tepkilerini ve
hassasiyetlerini dile getiremez durumdadır. O günkü Başbakan ile
bugünkü dönemin, geçmişin başbakanlarını mukayese etmemek
gerekiyor; bunu da tarihe bir not olarak düşüyorum Sayın Başkan.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) O yüzden seçim
sonuçları hep böyle çıkıyor.
BAŞKAN Sayın Çam, o gün de millet karar
verdi, bugün de millet karar veriyor. Milletin kararı hepimizin
başının üstündedir. Milletin kararını eleştirecek
de değiliz, saygı duyacağız, hepimiz saygı
duyacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Başkan ya, bir milletvekili tutanağa not düşüyor, sen yorum
yapıyorsun ya!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Elbette, millet karar
verecektir fakat şu mukayeseyi de yapmak gerekiyor: O gün yazar kasa
atılıyordu, şimdi zaten 5 kilometre ötesine yaklaşması
mümkün değil esnafın da. Fakat esnafın kendini
yaktığını ve intihar ettiğini de biliyoruz. Aradan
geçen zaman içerisinde bu mukayeseyi de yapmak lazım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Evet, Sayın Akçay.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, hatibin aslında konuşmasının sadece bir
kısmı değil baştan sona bir ironi teşkil etmekteydi ve
grubumuza, politikalarımıza ciddi bir sataşma vardır.
Sataşmadan 69a göre de söz talep ediyorum.
BAŞKAN Sayın İnceöz, tam olarak ne
söyledi, onu bir sormam gerekiyor size lütfen.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bir kere,
öncelikle konuşmasının giriş kısmında bir önceki
toplantılara, Meclis toplantılarına atıf yapmak suretiyle
sadece milletvekili arkadaşlarımızı değil devlet
başkanları da dâhil olmak üzere Fiziksel anlamda
rahatsızlığı olabilir ama ruh sağlığı
da bozuktur. şeklindeki bir ifadeyle bir kere grubumuzu, Sayın
Başbakanımızı, Sayın
Cumhurbaşkanımızı zan altında bırakmış.
Artı, konuşmasının içerisinde Türkiye Cumhuriyeti devleti
Hükûmetini terör örgütleriyle ilişkilendirmek, petrol satmak gibi
BAŞKAN Sayın İnceöz, iki dakika
vereceğim ama lütfen yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun.
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
5.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; elbette
ki milletin kürsüsünden konuşacağız ama bu
konuşmalarımızı yaparken kendi ülkemizi, devletimiz,
milletimizi savunacak şekilde
Politikalarımız elbette ki
eleştirilebilir ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kendi
ülkesinden şikâyet eder, kendi ülkesini acziyet içerisine düşürmeye
gayret eden konuşmalar yapılır ve bir ironi içerisinde de bunu
yaparsanız, buna elbette ki itiraz etmek ve kayıtlara girmesi
anlamında da muhakkak konuşma gereği olacaktır.
Öncelikle Rus uçağı düşürüldü ve
bugün âdeta durumu toparlamak için amuda kalkıyorsunuz. gibi ifadeleri
reddettiğimizi özellikle belirtmek istiyoruz. Ülkemizin güneyinde,
Suriyede birtakım gelişmeler olurken, burada Rus uçakları hava
sahamızı ihlal ederken, topraklarımızı ihlal ederken,
kendisine gerekli ihtarlar yapılırken elbette ki Türkiye Cumhuriyeti
devleti bir muz cumhuriyeti değildir ve gerekeni yapacaktır ve
yapmıştır da. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - 16 ada işgal
altında!
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - Bunun
dışında, bütün konuşması içerisinde bir önceki
toplantılara atıf yapmak suretiyle burada ironi bir şekilde
Sayın Cumhurbaşkanımıza ve milletvekili arkadaşlarımıza
BAŞKAN Sayın Bozkurt, lütfen
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) -
âdeta
hakaretvari bir şekilde ruh sağlığının
bozukluğundan bahsetmesini, bu konuşmayı yapan hatibin öncelikle
aynaya bakmasını tavsiye ediyorum. Böyle bir konuşma yapmakla
kendini bu anlamda teşhir etmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yine, esnaftan ve ahilikten bahsederken,
aslında, bana göre, çok daha büyük bir gafın içerisine girdiniz.
Bilinçaltı mesajlarınızla bu ülkeyi bölemeyeceksiniz, bu ülkeyi
size böldürtmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
GARO PAYLAN (İstanbul) Bölen sizsiniz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz
böleceksiniz!
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla)
Esnafımızı gündeme getirirken, Ahilik, keşke, bir de
doğuda ve güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımıza,
esnaflara
Biz, o kepenkler açılsın, esnafımız
kazansın, bölgesel farklılıklar giderilsin diye bugüne kadar
yapılmamış tüm işleri on dört yıl boyunca terörle
mücadelede ekonomik, sosyal, siyasal her alanı devreye soktuk.
Dolayısıyla, burada esnaflardan bahsetmeniz, oradaki esnaf
kardeşlerimizin yaşadığı zulmü, teröristler, PKK terör
örgütü tarafından yaşatılan zulmü görmezden gelmesi de
ayrıca bir ironiydi.
Saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
İnceöz.
Sayın Bilgen
AYHAN BİLGEN (Kars) Doğrudan
şahsımı hedef alarak sataşıldı, cevap
vereceğim.
BAŞKAN Size tam olarak ne söyledi?
AYHAN BİLGEN (Kars) Ülkeyi acz içerisinde
bırakmak, şikâyet etmek, ülkeyi zor duruma düşürecek eylemler
içerisinde bulunmak.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Demedim mi?
diyeceksin?
AYHAN BİLGEN (Kars)- Yani, Başkan izin
verirse cevap vereceğim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bilgen, size de iki
dakika süre veriyorum, lütfen yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim.
6.- Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
AYHAN BİLGEN (Kars) Şimdi, önce bu
akıl sağlığı işiyle ilgili ben konuyu kapatmak
istiyorum ama siz açtığınız için ifade edeyim: Bakın,
şu anda buna dair yorum yapan, Facebookta bir şeyler paylaşan
doktorlar var, tutuklular. Oysa hem doktorun görevidir hem de hastanın
hakkıdır.
Ama eğer sizin için bir anlam ifade ediyorsa
hatırlatayım: İmametin şartlarından birisi olarak
-İslam siyaset felsefesinde kimi okursanız okuyun- akıl sahibi
olmak gelir. Şimdi, benim ruh sağlığımla ilgili bir
sorun varsa bir hakem heyeti kurulur; Tabipler Birliği, Sağlık
Bakanlığı, uluslararası uzmanlar, benim ruh sağlığımla
ilgili tedavi yapar, teşhis koyar, muayene yapar bir karar verir.
Sayın Cumhurbaşkanı ya da başka birileri -benim hiç
kişilerle işim yok ama- ülke siyasetiyle ilgili olan, yöneten,
sorumluluk almış olanların eğer bir sorunları,
sıkıntıları varsa bunun bedelini de izin verin de ülke
ödemesin.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Sıkıntı sizsiniz sadece.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Ya, biz bir şey
demiyoruz, tamam, yok, olmayabilir.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) O zaman
konuşmayacaksın.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Ama diyoruz ki: Böyle
bir şey olduğunda bunun bedelini
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Konuşmayacaksın
Konuşmayacaksın o zaman.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Ya değerli
milletvekilleri, bakın, bu ülkede Deli İbrahim diye bir
padişah vardı, bana şimdi hikâyelerini anlattırmayın
bu bir dakika içerisinde. (HDP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Bir dakika ya! Ne alakası
var!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Ya, Sayın
Başkan, böyle bir usul olabilir mi?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Böyle konuşma olur
mu be! Bu ne ya!
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Hayır, sözlerimi
bitireceğim, izin verin, sürem var. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Böyle konuşma olur
mu? Bu ne ya!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ayıptır ya!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Böyle bir
şey olabilir mi? Sistematik bir şekilde bunu devam ettiriyor. Bu
kabul edilebilir bir durum mudur yani?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bitirsin.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
Otur yerine.
BAŞKAN Bir saniye Sayın İdris
Baluken.
Sözlerini bitirsin, bir saniye.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Sayın
Başkan, kırk yedi saniye sürem var. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Sayın Başkan,
böyle bir konuşma olmaz Başkan! Yeter ya!
AYHAN BİLGEN (Devamla) Otur yerine, otur,
sakin ol!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Otur
yerine, otur! Bağırma öyle!
BAŞKAN Buyurun bitirin.
Sayın milletvekilleri
Sayın Bilgen, bitirin lütfen.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Sakin olun!
BAŞKAN Sizi kaba ve yaralayıcı
sözler söylemekten de men ediyorum, lütfen, lütfen.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Deli İbrahime
sataştığım için savunma mı yapacaksınız, ne
diyeceksiniz?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Tarihte
Deli İbrahim yok mu?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan
Sayın Başkan
AYHAN BİLGEN (Devamla) Siz de oturun. Sakin
olun, sakin olun.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Hâlâ hakaret ediyorsun!
AYHAN BİLGEN (Devamla) Ülkeyi acz içine
düşürme konusuna gelince
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ayıp be!
Utanmıyorsunuz!
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Bu ne ya? Ayıptır!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hâlâ konuşuyorsun
ya! Cumhurbaşkanına hakaret ediyorsun. Ayıptır!
Sayın Başkan
AYHAN BİLGEN (Devamla) Sayın
Başkan, sükûneti sağlayacak mısınız?
BAŞKAN Siz buyurun devam edin, sözünüzün
gideceği yeri de lütfen düşünerek konuşun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan
Ayıp ya!
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa)
Cumhurbaşkanına hakaret edemezsin!
Sayın Başkan
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
AYHAN BİLGEN (Devamla) Ülkenin tam da acz
içine düşmemesi için konuşuyoruz burada. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
milletvekilleri
AYHAN BİLGEN (Devamla) Sizin kendi
ceplerinizi doldurmak uğruna ülkeyi yakmanıza Hayır. demek
için konuşuyoruz burada. Hoşunuza gitse de, gitmese de bu böyle, ne
yazık ki böyle.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Edepsizlik
yapıyor Sayın Başkanım, lütfen susturun hatibi.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Hâlâ daha hakaret
ediyorsun!
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) İftira
atıyorsun bütün millete.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Eğer ülke acz
içerisindeyse bugün, uluslararası arenada bu ülke rezil olmuşsa, bir
tane komşumuz kalmamışsa bunun sorumlusu sizsiniz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Oturun
yerinize be!
AYHAN BİLGEN (Devamla) Bunu şikâyet
etmiyoruz, tam tersine, bunu düzeltin ki bu ülke rezil olmasın diyoruz,
tamam mı?
AHMET YILDIRIM (Muş) Başkan biz de
kalkalım mı?
AYHAN BİLGEN (Devamla) Saygılar
sunuyorum. Sağ olun.
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Adam gibi konuş! Yeter
ya! Adam gibi konuşmuyorsun! Yakışmıyor sana! Ayıp
denen bir şey var ya!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yakışıyor, yakışıyor
AYHAN BİLGEN (Devamla) Biz adam gibi
konuşuyoruz, adam gibi!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) İdris Bey, susturun
lütfen.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir
dakika, oturun.
Sayın İnceöz
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Hiçbir
hakaret yok Sayın Başkan, yaptığı konuşmada
hiçbir hakaret yok. Böyle şey mi olur ya?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
AYHAN BİLGEN (Kars) Siz İbrahim
Paşanın avukatı mısınız ya? Deli İbrahimin
avukatı mısınız siz ya?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Tutanakları açın bakın, hiçbir hakaret yok.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
AYHAN BİLGEN (Kars) Deli İbrahimi
boğdurtmuşlar, siz de boğdurtmak mı istiyorsunuz
adamı? İyilik yapmıyorsunuz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Siz de
boğacaksınız.
BAŞKAN Siz oturun, söz vereceğim,
buyurun oturun.
Şimdi, öncelikle, kötü söz sahibini
bağlar, sözünü bağlar, hatibi bağlar, muhatabı değil.
Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET YILDIRIM (Muş) Başkan siz yorum
yapıyorsunuz.
BAŞKAN Tenkit edebilirsiniz,
eleştirebilirsiniz, bu doğal hakkınız, ama hiç kimseyi bu
kürsüde tahkir edemezsiniz, tahkir edemezsiniz, ne bu millet ne bu Meclis ne de
bu Divan bunu kabul edemez, müsaade edemez. Kusura bakmayın.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Siz kime
söylüyorsunuz bunları? Hangi cümlede tahkir var?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
bakın, geçen de konuştum, bakın, birtakım ithamlarla
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) O
tutanakları çıkarın.
BAŞKAN Birisi size Şuurunuzu
kaybetmişsiniz, psikolojik tedaviye ihtiyacınız var. derse, ne
dersiniz? Kabul eder misiniz bunu? Kabul eder misiniz?
GARO PAYLAN (İstanbul) Teşekkür
edersiniz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Hayır, onu genel bir değerlendirme olarak yaptı.
BAŞKAN Siz kabul edebilirsiniz, o sizin
sorununuz. Ama burada bu şekilde ifadeler kullanamazsınız.
AYHAN BİLGEN (Kars) Ya, bu bir hasta
hakkı ya, anlamıyor musunuz? Ruh sağlığı hastaneleri
var.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Tutanakları çıkarıp bakın, şahsiyatla ilgili herhangi
bir şey yok.
BAŞKAN Bakın sayın milletvekilleri,
Anayasanın 104üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı Devletin
başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
Milletinin birliğini temsil eder Yine Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Başkomutanlığını temsil eder. Bu kapsamda hem
devletin başı hem milletin yüzde 52siyle seçilen Sayın
Cumhurbaşkanımıza, lütfen, beyanlarımızı kullanırken
ithamdan uzak, iftiradan uzak, onu yaralayıcı ve onunla birlikte
milleti temsil ettiği için milletimizi yaralayıcı sözlerden
kaçınmanızı istirham ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızı
pekâlâ eleştirebilirsiniz ancak ağır eleştiriyi de
aşacak şekilde ithamlarla onu hiç kimse tahkir edemez.
Eleştirmek ayrı bir şeydir ancak yapılan
açıklamaların her biri âdeta sabit suç isnadı varmış
gibi ve özellikle de bir algı operasyonu yürütülerek Sayın Cumhurbaşkanımızı
halkın nezdinde karalamaya yönelik bu propagandanızı ne bu
millet ne de bu Meclis kabul etmez, bunu bilmenizi istiyorum ve halkın
gönlünde de karalayamazsınız.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bu
şekilde yorum yapamazsınız Sayın Başkan.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Ya, ne
yapacağına karar verme! Otur, otur!
BAŞKAN Sonuç olarak,
unutulmamalıdır ki devletin başı
Cumhurbaşkanıdır.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Buraya
geçin, buradan konuşun.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Kâğıttan okuyor, Meclis Başkanı kâğıttan okuyor
şu anda.
BAŞKAN Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini
ve Türk milletinin birliğini Sayın Cumhurbaşkanı temsil
eder.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, buraya geçin, buradan okuyun. Meclisi yönetiyorsunuz.
Ayıp, ayıp!
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Kâğıttan okuyor, hazırlık yapmış önceden!
BAŞKAN Lütfen, kastı aşacak
cümlelerinizi makul düzeyde kullanmanızı istirham ediyorum.
Bakın, burada ben bunu bu Anayasadan ve İç Tüzükten alarak
söylüyorum.
GARO PAYLAN (İstanbul) Yorum yapamazsın.
BAŞKAN İç Tüzükün 161inci maddesi
Cumhurbaşkanına, Meclis Başkanına, Meclis
Başkanlık Divanına karşı yapılacak olan
saldırılardan, ithamlardan men ediyor ve buna ilişkin olarak da
Başkanlık Divanına yetki veriyor.
AYHAN BİLGEN (Kars) Ne
saldırısı Başkan?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bize
objektif olarak
BAŞKAN Lütfen, sayın milletvekilleri,
bundan sonra herkes kullanacağı sözü ve bu sözün nereye
varacağını düşünerek kullanmalı. İtham, iftiraya
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yeni bir dönem mi
başlatıyorsun Sayın Başkan Mecliste? Ne demek bundan sonra?
BAŞKAN Bakın, Kaba ve
yaralayıcı sözler kullanamazsınız. diyor.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bize
objektif olarak hangi cümleyle bunları, bu açıklamaları
yaptığınızı söyler misiniz?
BAŞKAN Şimdi, bakın, İç
Tüzükün
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Hatibin
orada yaptığı konuşmanın hiçbir tanesinde
şahsiyatla ilgili bir hakaret yok.
BAŞKAN Örneklendirerek, Sayın
Cumhurbaşkanıyla ilgili, ruh sağlığıyla ilgili
burada kalkıp da itham edecekse
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Tarihsel
olarak, tarihten bugüne kadar devlet yöneticilerinin
BAŞKAN
eğer gerçekten bir algı
operasyonu yürütecekse bu kürsüde ben buna müsaade etmem, ben değil,
hiçbir başkan vekili müsaade etmez, bunu bilmenizi istiyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, şahsiyatla ilgili hangi cümleyi bu açıklamaya
gerekçe yaptınız, bize söylemeniz gerekiyor. Hangisi, hangisi?
Söyleyin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Pek çok benzetmeleri, ironilerle bir
şekilde kullanarak burada ifade etti
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bu
şekilde kişisel yorumunuzu katarak yapamazsın. Siz Meclisi
yönetiyorsunuz, AKP grup başkan vekili değilsiniz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hâlâ itiraz ediyorsun. Otur
yerine!
BAŞKAN -
ve dünkü tartışmadan da
bahsederek burada Genel Kurulun kararıyla ceza verilmesine
karşın Genel Kurulun kararına rağmen aynı tarzda
yaklaşımı göstermesini de doğru bulmuyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) AKP grup
başkan vekili değilsiniz.
BAŞKAN - Ben Meclis Başkan Vekiliyim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bize o
konuşmayla ilgili somut cümle söylemek zorundasınız.
BAŞKAN - Ben Meclis Başkan Vekiliyim ve bu
konudaki kanaatimi, düşüncemi de çok açık ve net bir şekilde
ifade ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 64üncü maddesinin (2)nci
fıkrası hükümlerini ihlal ettiğiniz için Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 63üncü maddesine göre usul tartışması
açılmasını talep ediyorum, tutumunuz aleyhinde söz istiyorum.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Asıl sen ihlal
ediyorsun şimdi.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Aleyhinde
AHMET YILDIRIM (Muş) Tarafsızlık
kalmadı Sayın Başkan, tarafsızlık yok.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Açmıyorum!
BAŞKAN Şimdi, Sayın Altay, burada
161inci maddeyi açın okuyun. Bakın, 161inci madde burada bir görev,
bir yetki veriyorsa, bu yetkiye dayanarak burada oturan Meclis Başkan Vekili
gerekli düzeltmeleri yapmak durumundadır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) 64ün ikinci
paragrafını okuyun Sayın Başkan. herkes de duysun.
BAŞKAN 161in üçüncü paragrafını
okuyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hepsini oku,
herkes duysun.
BAŞKAN Bakın, bu, özelde Meclis
Başkan Vekiline, Başkanlık Divanına verilen bir yetki.
Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük
Millet Meclisine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına, Başkanlık
görevini yerine getiren Başkanvekiline hakarette bulunmak, sövmek veya
onları tehdit etmek yahut Türkiye Cumhuriyetine veya onun Anayasa düzenine
sövmek. Burada bir suç düzenlenmiş ve bu Meclisten geçici çıkarma
cezası dün bu olayla ilgili olarak Genel Kurul tarafından -Meclis
başkan vekilinin teklifiyle- uygulanmış. Aynı ithamlarda,
aynı benzer ifadelerle, dünkü tartışmaya dayanarak bugün
farklı benzetmeler de kullanmak suretiyle bu tür ithamlarda bulunursa ben
buna dayanarak kalkarım, İç Tüzükteki yetkimi kullanırım
ve bu noktada da gerekli düzeltmeleri yaparım.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ya öyle
bir itham yok. Sayın Başkan, nasıl aynı diyorsun sen ya? Ne
öyle bir itham var ne öyle bir cümle var. Öyle bir itham da yok, öyle bir cümle
de yok. Hangi cümle var?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yok öyle bir
yetkin. Öyle bir yetkin yok.
Sayın Başkan, 64üncü maddeyi okumanızı
talep ediyorum.
BAŞKAN - Bir saniye
66ncı maddeyi okuyun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) 64 diyorum ben,
66 diyorsun.
BAŞKAN 64e de gelirim, bir saniye.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Bağırma be! Ne bağırıyorsun! Bağırma!
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Lan mı dedin bana?
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Sana dedim sana.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Lan mı dedin, lan mı dedin bana?
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Bağırma, insan gibi konuşun ya!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Bağırmayacaksın!
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Terbiyesizlik yapma. Başkanla konuşuyorum
ben, sesimi duymuyor.
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Kiminle konuşursun konuş,
bağırmadan konuşacaksın.
BAŞKAN
Sayın Altay, Sayın Erdinç, lütfen
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Terbiyesiz adam! (CHP sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Sayın Altay, lütfen
İDRİS
BALUKEN (Diyarbakır) Otur yerine be! Kaç gündür öyle kaba kuvvetle
burayı şey yapacaksınız!
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ne yapacaksınız!
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Sen ne yapacaksın!
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan, 64 çok açık, usul
tartışması talep ediyorum.
BAŞKAN
- Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 13.25
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 13.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerine devam
edeceğiz.
BAŞKAN Komisyon, Burada.
Hükûmet, burada.
Evet Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Talebimi
yineliyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Usul tartışması
talebiniz vardı, talebi yerine getireceğim.
İLNUR İNCEÖZ (Aksaray) Lehte
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Lehte
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aleyhte
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Aleyhte
BAŞKAN Lehte, İlknur İnceöz,
Yılmaz Tunç; aleyhte, Engin Altay, İdris Baluken.
Evet, lehte ilk söz Sayın Yılmaz Tunça
aittir.
Buyurun Sayın Tunç. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Üç dakikadır süreniz.
V.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ahmet Aydının tutumunun İç Tüzükün 64 üncü maddesine uygun
olup olmadığı hakkında
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; usul tartışması üzerine lehte söz
aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Usul tartışması, bir
konuşmacının, HDPli bir milletvekilinin Cumhurbaşkanımıza
hakaret içeren sözler sarf etmesinden sonra yapılan tartışmalar
ve akabinde Meclis Başkan Vekilimizin tutumuyla alakalı Cumhuriyet
Halk Partisi grup başkan vekilinin talebi üzerine açıldı.
Şimdi, öncelikle şunu ifade edelim:
Bakınız, Anayasa ve İç Tüzükle bağlıyız.
Anayasamızın 104üncü maddesi açık. Anayasamızın
104üncü maddesi Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu
sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil
eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının
düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir
diye devam ediyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğümüzün yine 161inci maddesi açıktır. 161inci
madde hepimizi bağlar. 161inci maddenin üçüncü fıkrasında
Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük
Millet Meclisine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına, Başkanlık
görevini yerine getiren Başkanvekiline hakarette bulunmak
Meclisten üç
birleşim çıkarma cezasını gerektirir.
Önceki günlerde burada bir Cumhuriyet Halk Partili
milletvekili Cumhurbaşkanımıza ağır hakaretlerde
bulunmuştu -hiçbirimiz de tasvip etmedi o cümleleri, hatta kendi partisi
grup başkan vekili de tasvip etmedi- ve Meclisten iki birleşim
çıkarma cezası verildi. Bugün HDPli milletvekilinin yaptığı
da o milletvekilinin hakaretlerini bugün de burada sürdürmek. Aslında
Meclisten çıkarma cezasını gerektiren bir durumla, İç
Tüzükün 161inci maddesinin 3üncü fıkrasına uyan bir durumla yine
karşı karşıyayız.
Bakınız, bu hakaretler geçmişte de
başka liderlere yapıldı. Kimlere yapıldı? Milletin
gönlünde taht kuran hangi lider varsa belli kesimler o liderlere aynı
hakaretleri yaptılar. Celal Bayara yaptılar, rahmetli Adnan
Menderese yaptılar, diktatör dediler; rahmetli Turgut Özala da
yaptılar, ona da diktatör dediler, Çankayadan indireceğiz.
dediler, Çankayanın şişmanı. dediler. Şimdi
aynı hakaretleri yine milletin gönlünde taht kuran
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğana karşı
sürdürmek istiyorsunuz. Ama, bu hakaretlerinizi millet ibretle izliyor ve
milletin gönlünden onu silemeyeceksiniz. Bunu buradan bir kez daha tekrar
ediyoruz ve bu hakaretlerinizi size iade ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Meclis Başkanımızın tutumu
yerindedir. Lehinde olduğumuzu belirtmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Meclisten çıkarma
cezasının da bu milletvekiliyle ilgili olarak düşünülmesini
talep ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte ilk söz, Sayın Engin
Altay.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, benim ısrarla talebime
rağmen 64üncü maddeyi okumadınız, ben size söyleyeyim:
Başkan veya başkanvekilleri, görevlerinin yerine getirilmesinin
gerektirdiği haller dışında tartışmalara
katılamazlar; kişisel savunma hakları saklıdır.
Şimdi, Sayın Başkan, elbette
Cumhurbaşkanına hakaret benim de tasvip etmediğim, bizim de
tasvip etmediğimiz bir iştir. Hakaret olup olmadığıyla
ilgili kamuoyunda geniş ve uzun bir tartışma olacağı
görülüyor bu tarz ifadelerin, o ayrı. Yalnız, Sayın Başkan,
Cumhurbaşkanıyla ilgili yapılan her eleştiride özellikle
iktidar partisi menşeli Meclis başkan vekillerinin bu tür
müdahaleleri, yorumları doğru değil; buna hakkınız
yok. Siz İç Tüzük'ü uygulamakla mükellefsiniz, görevleriniz İç
Tüzükte yazılmış. Yani, elbette, Sayın
Cumhurbaşkanına büyük bir saygı beslemenizi, bağlı
olma arzusu içinde güdünüzü normal bir anlayışla ve insani buluyorum
ama lütfen buradayken
Nöbetçi değilken çıkarsınız
Sayın Cumhurbaşkanını savunacaksanız savunursunuz. Bu
duruma müsaade edebilmemiz, bu durumu bizim kabullenmemiz mümkün değil.
Hep söyledim, kanunların en son çiğneneceği yer Türkiye Büyük
Millet Meclisidir.
Sayın Cumhurbaşkanına hakarete
gelince; Yılmaz Tunç ne güzel burada Anayasa okudu. İçime su serptin,
çok teşekkür ederim. Bu okuduğunuz Anayasanın 101inci maddesi
de seçilen Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini keseceğini
söyler.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Kesildi zaten.
ENGİN ALTAY (Devamla) 103üncü maddesine göre
de milletvekillerinin ettiği yeminden farklı olarak tarafsız
olacağına dair namusu ve şerefi üzerine yemin eder. Biz
Cumhurbaşkanının tartışılmasını
istemiyoruz. Bu tartışmadan beslendiğini de biliyoruz. Bilakis,
Cumhurbaşkanı bu ülkede tartışılmamalı,
tartışacaksak bütçesini görüştüğümüz Ahmet
Davutoğlunu tartışmalıyız burada.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ama siz
tartışıyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Ama şu demek
değil, geçen de söyledim, Cumhurbaşkanı eleştirilecektir,
bütün Cumhurbaşkanları eleştirilmiştir.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Eleştirmek başka
bir şey, hakaret başka bir şey.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu ülkede Mustafa Kemal
eleştirildi. Daha dün bir milletvekiliniz İsmet İnönüyle ilgili
faşist eleştirisinde bulunmuş. Bizim milletvekillerimiz beni
uyardı, Siyasi eleştiridir, yapabilir." dedim. Siyasetse
eleştiri olacak. Ben buradan en az 10 defa Sayın Erdoğan için
diktatör dedim. Kızdınız. Dedim ki: Bu bir siyasi
eleştiridir. Ve bu konuda bir oturmuşluk oldu ama diğer
konularda, hakaret, ben doğru bulmuyorum. Sayın
Cumhurbaşkanına değil, herkese, kim olursa olsun, buradaki kavas
arkadaşımıza dahi bir hakareti
Dahi derken
küçümsediğimden değil, kavas arkadaşımız ile
Cumhurbaşkanı benim için aynıdır, aynı haklara
sahiptir. (CHP sıralarından alkışlar) Aynı haklara
sahiptir.
Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı bu
Anayasada da yazıldığı gibi yürütmenin başı
sıfatıyla iş ve işlem yapıyorsa bu bütçe
görüşmelerinde Sayın Cumhurbaşkanının eleştirilmesinden
daha doğal bir şey olamaz. Bunu sizin artık kabullenmeniz
lazım.
Hakaret... Samimiyetle söylüyorum, söz veriyorum,
hakaret olursa sizden önce ben yerimden söz alıp müdahale edeceğim.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biz de onu
bekliyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Ama siz Sayın
Cumhurbaşkanının ismi zikredildiğinde hoplarsanız,
zıplarsanız bu olmaz. Arzum hâlâ odur ki
Recep Tayyip Erdoğan
milletin oyuyla seçilmiştir. Ben bu kürsüden dedim ki: Eyvallah, seçildi,
hayırlı olsun. Başımızın üstünde yeri var.
İyi hatırlayın. Ama, gelinen noktada muhalefet partilerine
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
kendinden olmayan
herkese karşı Sayın Erdoğanın keşke
ağzından o cümleler çıkmasaydı.
Siz -süre yetmedi ama- Sayın Erdoğana
öyle benzetmeler yaptınız ki -burada var- öyle benzetmeler
yaptınız ki yani ne Peygamber çocukluğunu
bıraktınız ne ikinci peygamberliğini. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BENNUR KARABURUN (Bursa) Yapmayın Allah
aşkına!
ENGİN ALTAY (Devamla) Ve Sayın
Cumhurbaşkanı biraz da sizin bu abartınız yüzünden bu hâle
geldi.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ADNAN GÜNNAR (Trabzon) Sizin
kıskançlığınız yüzünden bu hâle geldi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bir gün
söyleyeceğim neler söylediğinizi.
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Engin Bey, kavas
arkadaşı savunuyorsunuz ama kavas arkadaş kürsüyü temizledi diye
sizin arkadaşınız hakaret etmedi mi?
BAŞKAN Lehte ikinci söz Sayın
İnceöz size aittir.
Buyurun.
Sayın milletvekilleri, lütfen müdahale
etmeyelim.
Kürsüdeki hatibin insicamını
bozmayalım.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz evvel
Cumhuriyet Halk Partisinin usul konusunda tartışma istemesiyle
beraber usul üzerinde söz almış bulunuyorum.
Öncelikle söylediklerinize gerçekten içten
katılıyorum ama uygulamaya gelince aynı sesi
çıkarmamanızı da eleştiriyorum. Özellikle belirtmek
istiyorum. Elbette ki bu ülkede herkes eleştirilebilir, elbette ki
konuşulabilir ama eleştiri tahkir edecek şekilde, hakarete varit
olacak şekilde ve bu kürsüden her seferinde sistematik bir şekilde
yapılacaksa itirazımız buna. Az evvelki konuşmacı
sadece Sayın Cumhurbaşkanımızın adını
zikretmemiştir ama buradaki herkesin zekâsı, algısı,
konuşma içerisinde geçmiş örneklerle beraber kimi kastettiğini
anlayacak düzeydedir. Aksi takdirde, bu, milletvekili
arkadaşlarımıza ayrıca bir hakaret olarak kabul görür.
Bunu söylemekle birlikte, evet, 64ü kabul ediyorum
-64ün ikinci fıkrası- başkan, başkan vekillerinin
görevlerini yerine getirirken tarafsız olmasını. Ama Sayın
Başkanım az evvel, biraz evvel İç Tüzükün bu hükmünü
uygularken, beraber, İç Tüzükte -Yılmaz kardeşimin de
bahsettiği- 161in 3üncü fıkrası varken, Meclis başkan
vekili, eğer 64ün ikinci fıkrası orada dururken 161/3ü
görmezden gelip hiçbir şekilde ses çıkarmasaydı, o zaman İç
Tüzük hükümlerine aykırı davranmış olurdu. 161/3:
Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük
Millet Meclisine, Meclis Başkanına ve Türkiye Büyük Millet Meclis
Başkanlık Divanına, Başkanlık görevini yerine
getirirken Başkanvekiline hakarette bulunmak, sövmek veya onları
tehdit etmek yahut Türkiye Cumhuriyetine veya onun Anayasa düzenine
İşte, biraz evvel, İç Tüzük hükümlerini Sayın
Başkanım burada uygulamak için
ENGİN ALTAY (İstanbul) Uygulama
ayrı, Sayın Başkan yorum yapmayacak.
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - 161/3 oradayken
başka türlü bir tutum olsaydı, o zaman İç Tüzük hükümlerini
uygulamamaktan aynı şekilde usul tartışmasını biz
açmak isterdik; bu, bir.
Bununla beraber, aslında bu sistematik
hakaretlerle beraber, bilinçaltı mesajlarla beraber, yüzde 52 oyla
seçilmiş, gerçekten, bugüne kadar sadece Cumhurbaşkanımız
sıfatıyla da değil -bunu özellikle belirtiyorum- buradaki her
bir milletvekili arkadaşımız, 2001de kurulmuş partimizin
doğal lideri, Kurucu Genel Başkanı sıfatıyla birlikte,
on dört yıl ülkeye değişim ve dönüşüm getirmiş, her
alanda hizmet etmiş ve ilk kez Anayasada yapılan
değişiklikle milletin oyuyla seçilmiş
Cumhurbaşkanımıza ve seçilirken de elbette ki tarafsız
kalmayacağını ve tarafının milletten taraf
olacağını deklare eden Sayın
Cumhurbaşkanımıza bu kürsüde yapılan hiçbir hakarete de
sessiz kalmayacağımızı da özellikle belirtmek istiyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tutumunuzun lehinde, tutumunuzun doğru
olduğunu düşünüyorum. Buradaki her bir hakarette hedefin aslında
yüzde 52 millet olduğunu
GARO PAYLAN (İstanbul) Yüzde 48
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) -
millete de
hakaret kastı içerdiğini de göz ardı etmemek gerekiyor diyor,
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Aleyhte ikinci ve son söz Sayın
İdris Baluken.
Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Açılan usul tartışmasındaki
maddenin içeriği son derece net: Başkan veya başkan vekilleri
görevlerini yerine getirmesi gerektiği hâller dışında
tartışmalara katılamazlar.
Ne hikmetse AKPli Meclis başkan vekilleri
Genel Kurulu yönettikleri zaman, kendi siyasi partilerine ya da
Cumhurbaşkanına yönelik en küçük bir eleştiri olduğu zaman,
orada, tamamen politik düşünceleri doğrultusunda yorumlar yapıp
siyasi partilere cevap yetiştirme gibi bir zorunluluk içerisine, böyle bir
ruh hâli içerisine giriyorlar, böyle bir zorunluluk hissediyorlar.
MEHMET UĞUR DİLİPAK
(Kahramanmaraş) Eleştiri değil, hakaret.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Şimdi, bu
tartışma dün de yapıldı. Dün de yine AKPli Meclis
başkan vekili bizim yapmış olduğumuz her yoruma mutlaka bir
kişisel yorum, mutlaka bir politik cevapla birlikte, oradan,
Başkanlık Divanından durmadan cevap yetiştirdi. Şimdi,
bu tutum bir kere doğru değil.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Baluken, biri
sana akıl hastası dese kızar mısınız?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Bakın, ben
en başından beri söyledim, biz bugüne kadar HDP olarak
Cumhurbaşkanının şahsiyatıyla ya da ailesiyle ilgili
burada hakarete girecek herhangi bir tartışmanın içerisinde
olmadık, olmayı da düşünmüyoruz ama
Cumhurbaşkanının kendi görev çerçevesi dışında
ortaya koyduğu tutumla ilgili, Hükûmete vermiş olduğu
talimatlarla, belirlemiş olduğu politikalarla ilgili en sert, en
ağır eleştirileri yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.
Bu, bizim en doğal hakkımız. Bugün sayın hatibimizin
yaptığı konuşmayla ilgili ben arkada tutanakları
istedim; getirin, Cumhurbaşkanına hangi kelimeyle, hangi cümleyle
hakaret etmiştir dedim; o tutanakları getiremediniz.
ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman) Biz de istedik,
bekliyoruz.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Tutanak zaten gelmedi ya,
biz de istedik tutanakları.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Sayın
hatip, grubumuz adına konuşan sayın vekil, Osmanlıdan
bugüne kadar
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Demirtaşı
mı kastetti, kimi kastetti Deli İbrahim derken?
İDRİS BALUKEN (Devamla) -
devletin
yönetim sistemiyle ilgili olması gereken ve olmaması gereken
çerçeveyle ilgili bir konuşma yaptı ve bunu da güncelle
özdeşleştirerek politik eleştirileriyle birlikte Genel Kurula
sundu. Siz buna katılırsınız ya da
katılmazsınız; katılırsanız onunla ilgili zaten
mevcut durumunuzu oradan kabullenerek herhangi bir cevap verme durumuna
girmezsiniz ama katılmazsanız, buradan, gelip o politik
eleştirinin neresine katılmadığınızı ifade
edebilirsiniz. Grubunuz öyle bir hassasiyet içerisinde ki
Cumhurbaşkanı herhangi bir cümlede geçtiği anda bile hemen böyle
bir ayaklanma, bir kaba kuvvet hazırlığı yapmayla Meclis
içerisinde
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Öyle değil, öyle
değil; hakaret olduğu zaman tepki gösteriyoruz.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Arkasını
bilmiyoruz, geliyor arkası Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Devamla) -
bir etkinlik
kurma zorunluluğu, böyle bir arayış içerisindesiniz; bu,
yanlış bir tutumdur. Hatibimizin, Cumhurbaşkanın
şahsiyatıyla ilgili, ailesiyle ilgili hiçbir hakareti yoktur. Yapmış
olduğu konuşmadaki tarihsel tespitler ve güncel eleştirilerin
tamamı HDPnin dile getirmiş olduğu politik eleştirilerle
de örtüşen eleştirilerdir.
Sayın Başkanın bu konuda yorum
yapması da doğru olmamıştır.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum sayın
milletvekilleri.
Sayın milletvekilleri, 64üncü maddenin ikinci
fıkrasını okuyorum, Sayın Altay ısrarla
söylemişti, doğal olarak: Başkan veya başkanvekilleri,
-altını çizerek okuyorum- görevlerinin yerine getirilmesinin
gerektirdiği haller dışında tartışmalara
katılamazlar... Görevin gerektirdiği hâller nerede düzenlenmiş?
Yine, akabinde 65inci, 66ncı, 67nci ve 68inci madde ile 161inci madde
var. 65inci madde ne diyor? Genel Kurulda söz kesmek yine altını
çiziyorum- şahsiyatla uğraşmak ve çalışma düzenini
bozucu hareketlerde bulunmak yasaktır. Bu, bir.
66ncı madde de Başkanın söz kesmesi
durumunu düzenliyor. Kürsüdeki üyenin sözü ancak Başkan tarafından,
kendisini İçtüzüğe uymaya ve konudan ayrılmamaya davet etmek
için kesilebilir.
67nci madde, yine Başkana görevinin
gerektirdiği bir hâl olarak bu yetkiyi veriyor, konuşma üslubunu
düzenliyor. Genel Kurulda kaba ve yaralayıcı sözler söyleyen kimseyi
Başkan derhal, temiz bir dille konuşmaya, buna rağmen temiz bir
dil kullanmamakta
diye devam ediyor.
68de devamı var, Gürültü ve kavga, onu
okumuyorum.
161inci maddeyi de
Bu usuli bir işlem
değil. Yani 161inci maddenin okunması tabii ki usule ilişkin
bir işlemden ziyade esasa müteallik bir konudur.
Dolayısıyla bütün bu yetkileri, bütün bu
görevleri İç Tüzük Başkana veriyor. Demek ki görevimin
gerektirdiği hâllerden biri olarak bu maddelerin her birinde aslında
bu zikrediliyor; bu, bir.
İkincisi: Tabii ki burada hiç kimsenin
konuşmasına müdahale etmek ne arzusundayım ne de böyle bir
görevim var bu İç Tüzük dışında. Biz, sadece bu Meclis
çatısı altında âcizaneyi taciz etmeden, hakikaten milletimizin
saygınlığına, hepimizin onuruna yakışır bir
şekilde, Meclisimizin mehabetine yakışır bir şekilde
güzel bir çalışma süreci yaşayalım diyoruz, tek
istediğimiz bu. Ve bu noktada kürsüdeki her hatibin azami dikkati
göstermesini, kürsüye çıkan her hatibe karşı Genel Kuruldaki
saygıdeğer milletvekillerinin azami saygıyı göstermesini
arzu ediyoruz. Tamamen niyetimiz buna ilişkindir ve bu bağlamda da
bundan sonraki süreçte de diliyoruz ve umuyoruz, buradaki bütün hükümlerin
Tabii ki her hükmü uygulama zevkinde de değiliz ya da her hükmü uygulamak
gibi böyle bir arzumuz, düşüncemiz yok. Ama, burada,
karşılıklı anlayış içerisinde, içeriği sert
ama üslubu uygun olan ifadelerle farklı farklı hakikatleri herkes
kendi düşüncesi itibarıyla dile getirebilir, herkes kendi arzusunu
yerine getirebilir ama bir başkası bir diğerine katılmak
zorunda değil, saygıyla da dinlemek durumunda.
Dolayısıyla da sayın
milletvekillerimiz, niyetimiz bundan ibarettir. Burada verimli bir
çalışma esasının düzenlenmesi, devam etmesi
Bütçeye
ilişkin insicamın bozulmaması adına hepimiz azami tutumu
gösterelim diyorum. Tekrar, hepinize, tüm gruplara gösterdiğiniz
hassasiyetten dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum.
Bu bağlamda da tutumumda bir
değişiklik olmadığını ifade ediyorum.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119)
(Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına ikinci söz Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Öndere
aittir.
Sayın Önderi kürsüye davet ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz de yirmi dakikadır.
Buyurun Sayın Önder.
HDP GRUBU ADINA SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli üyeler;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayhan Bilgen arkadaşımız Hazreti
Alinin (RA) bir sözüyle bitirmişti, onun devamıyla başlamak
istiyorum. O sözün devamı, o komutana telkin ve tavsiyesi şöyle devam
eder, savaşacağı insanlara dair, o savaş, savaşın
ahlakı, kendi içinde savaşın hukuku bahsinde Unutma ki
karşındaki ya hilkaten eşin ya dinen kardeşindir. der.
Yani dini bile tek bir şey olarak almaz, bir insan olarak halk
edilmiş olmanın bir hukuku olduğundan bahseder.
Sayın Başkanın son
konuşmasına katılmamak mümkün değil, o öneri ve tespitleri
yerindedir. Kendisi Anayasa ve İç Tüzükten aldığı yetkiyle
buradaki müdahalelerini yaptığını söyledi fakat keşke
Sayın Cumhurbaşkanı da Anayasaya ve anayasal kurumlara en az
Sayın Meclis Başkan Vekilimiz kadar bağlı olsaydı.
Malumunuz Saygı da duymuyorum, uymayı da düşünmüyorum. diye
bir değerlendirmesi oldu.
MEHMET UĞUR DİLİPAK
(Kahramanmaraş) Öyle demedi kardeşim ya!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Şimdi, sevgili
arkadaşlar, Orman ve Su İşleri Bakanlığının
bütçesi hakkında konuşmaya, partim adına görüşlerimizi
aktarmaya çalışacağım. Fakat, bunun için 2002den bu yana
AK PARTİnin gerek kuruluş bildirgesi gerek seçim beyannameleri gerek
Hükûmet eylem programları ve Hükûmet programları bakımından
kapsamlı bir araştırma yaptım bu konuşmaya
hazırlanmadan önce.
Sürdürülebilir çevre ve ekoloji
duyarlılığı bu partinin sadece kuruluş bildirgesinde
var. Hemen onu takip eden Hükûmet programında izi tozu siliniyor, bir daha
da ağza alınmıyor, bir pratik tutum olarak da herhangi bir
Hükûmet icraatına sindiğini ya da onu etkilediğini görmüyoruz.
Burada, malum, Orman Yasası, Mera Yasası ve Büyükşehir
Yasası 24üncü Dönemde görüşüldü. Biraz buradan ele almak istiyorum.
Şu anki Hükûmetin ve onun temsil ettiği
siyasi çizginin, tutumunun özeti, kendilerinin modern muhafazakârlık
olarak tanımladıkları şey neoliberal politikalarla,
piyasacı neoliberal politikalar ile AB gerekleri, Avrupa Birliği
mevzuatı arasına sıkışmış durumda. Bu on
yıldan fazla süren Hükûmet serencamına
baktığımızda insanlığın, sürdürülebilir bir
çevrenin, ekolojik hakların ve diğer kültürel ve sosyal
varlıklarımızın korunmasına dönük iyiymiş gibi
gözüken tüm çabaların Avrupa Birliği mevzuatına uyum
zorunluluğuyla getirildiğini görüyoruz ama pratik bir tutum söz
konusu olduğunda süratle serbest piyasacı, neoliberal bir
anlayışa kaydıklarını görüyoruz.
İzlediğimizin, gördüğümüzün özeti bu.
Şimdi, Orman Yasası, Kıyı
Yasası -kıyı ve sahilleri koruma yasası- limanlara dair
yapılan düzenlemeler, Büyükşehir Yasası
Özellikle
Büyükşehir Yasası görüşülürken muhalefet hep bir
ağızdan bunun bir bölünme ve özerkliğe giden bir kapı açma
hazırlığı olduğunu söylemişti.
Halkımızın bir deyişi vardır: Yârimin
düşündüğü, dostlar başına. denir. Ah, keşke öyle
olaydı. Ne oldu? Büyükşehir Yasasıyla özellikle çevre ve
büyükşehir kapsamı içerisine alınan meralar ve varsa
ormanlık alanlar önemli bir mevzuat işleyişi
bakımından belediyelere bağlandılar. Ama yine çevre
açısından ele alacak olursak kamu, bu konudaki yükümlülüğünü
belediyelere devretti fakat kaynak aktarımı konusunda sadece
kendisine yakın belediyelere ve kendi makro politikasına uygun
politikaları finanse etti, diğerlerini olduğu gibi ortada
bıraktı.
Burada orman, ağaç, çevre söz konusu
olduğunda sayın Hükûmet yetkililerinde, bunlarda travma
oluşturan 2 tane büyük olay yaşandı: Birisi Gezi hareketeydi,
diğeri de son, malum, Artvin Cerattepedeki gelişimdi. Bu, Sayın
Bakanı o kadar telaşlandırdı ki Sayın Başbakan
ilk defa ve olumlu olarak Ben oradaki sivil toplumu ve itiraz edenleri
dinleyeyim. dediğinde bu görüşmeyi sabote edecek geri adım
atılmayacağını söyleyecek bir ön alma konuşması
yaptı. Bu, en başta Sayın Başbakana dönük bir
haksızlıktı ve aynı zamanda hadsizlikti çünkü siyasi
sorumlu bu ülkede Başbakandır ama Bakan kendi kırmızı
çizgilerini hatırlatan bir ön alma içerisine girdi. Bu
kırmızı çizgilerin en başta geleni ne? Zannettiğiniz
gibi maneviyat ya da muhafazakârlık değil, piyasacılık.
Millî Görüş hareketi, Millî Görüş
hareketinden buraya kadar evrilen hareket
AK PARTİ öncüleri
tarafından Millî Görüş gömleğini biz çıkardık.
dendiğinde muhalefet hep onları riyakârlıkla
suçlamıştı: Hayır, siz aslında zihnen,
bilinçaltı olarak Millî Görüşçüsünüz. Hükûmet doğru söylüyordu.
Gerçekten Millî Görüş ve millîliğe dair her şeylerinden
soyunarak neoliberal bir politik hat üzerine oturdular.
Artvinde ne oldu, oradan başlayalım.
Sonra Gezi hareketinde ne oldu, ona bağlayacağız ve Millî
Görüş hareketinden nasıl bütün bağlarını
kopardıklarını, ideolojik olarak da pratik olarak da, bir
birlikte görmeye çalışacağız.
Daha önce Millî Görüş
Benim yaş grubumda
olan herkesin hatırlayacağı gibi, okullara giderken, böyle, nal
gibi tablolarla karşılaşılırdı ve hepimizin
çevre, orman, ağaç duyarlılığını artıran bir
levhaydı. Ne diyordu o levhada, Fatih Sultan Mehmet Hanın bir
fermanı asılıydı, diyordu ki: Ormanlarımdan bir dal
kesenin başını keserim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) İyi
ki bu Bakan o dönem yaşamamış.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Sayın Bakanla
muhtemelen aynı yaş kuşağındayız, belki bizden
birkaç yaş büyüktür. Allah uzun ömür versin.
Şimdi, AK PARTİ bu Fatih Sultan
fermanıyla bütün ilgisini kesti, Millî Görüş buna çok hassastı.
Şimdi söyledikleri türkü Baltalar elimizde, uzun ip belimizde, biz
gideriz ormana hey, ormana. Çünkü burada Ormanlarımdan bir dal kesenin
başını keserim. fermanını unuttuk. Onlara bir kötü
söz söylerim. dense, kriter olarak bu belirlense bu kötü sözden bile
mahvolacak bu ülkede bir sürü bu neoliberal anlayışın
yeşerttiği köksüz, yeni, hoyrat bir sermaye sınıfı
var.
Cerattepe için savunma kabîlinden söyledikleri
şeyler şunlar
Şimdi, Artvin halkının ve demokratik
güçlerin başlattığı direniş Hükûmeti Gezi
hafızasına döndürünce büyük bir vesvese peyda oldu ve yirmi beş
yıldır altın madeni olarak kodlanan yeri bir anda bakır
madeni yaptılar; gören, bilen gözlerin hiçbirinden kaçmadı bu. Peki,
niye o altın madeni bakır madeni oldu? Hassasiyet siyanür
konusundaydı, altın yerin altındaysa siyanür kullanılmadan
çıkarılmaz, bakır için öyle bir zorunluluk gerekli
değildir. Bir anda altını bakır ettiler Con Ahmetin
devridaim makinesi gibi; bir şeyi sokuyorlar, başka bir şeye
dönüştürüyorlar, bu konuda çok mahirler, haklarını teslim etmek
lazım. Bundan dolayı bu yirmi beş yıllık ruhsat bir
anda çevrildi. Tamamen gerçeğe aykırı bir beyan, Sayın
Bakan biliyor, aslında biraz önce belki biraz günahını
aldım, Başbakana diyorlar ki: Ya, bu mızrak bu çuvala
sığmaz, boşuna bunlarla görüşme çünkü kapalı galeri
yapacağız. Kapalı olamayacağını ilkokul düzeyinde
matematik bilgisine sahip herkes bilir. 17 milyon ton bir rezervden söz
ediliyor; hepsi altın değil, boşuna sevinmeyin, rezerv olarak
böyle. Şimdi, 2 tonu
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Demek ki
bakır da varmış.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Tabii ki bakır
var. Arkadaşlar, altın çıkarılırken bir sürü yan ürün
çıkar ama bir maden adlandırılırken oradaki
kullanılacak yöntem ve hâkim, hedef maden adıyla anılır
yani yoksa, kömür de çıkar bu yapılırken, belki nasipliyseniz
petrol de çıkar ama bütün çalışma esasları, ekipmanlar,
altyapı altın madeni dediğinizde ona göre kurulur.
Şimdi, 2 tonu kabaca 1 metreküp olarak
hesaplarsak ve 17 milyon tonluk bir rezervden bahsedersek, yer altında
aşağı yukarı 8,5 milyon metreküplük bir alan oluşacak.
Sayın Bakan, icrada çok çalıştığı için yani
pratik olarak sahayı bildiği için Sayın Başbakana belki de
bunu demeye çalıştı: 8,5 milyon metreküp biz orayı oyarsak
yerin altından, hiçbir şey kalmaz. Dolayısıyla, sen, aman
ha, bu çevrecilere Kapalı yapacağız. falan deme. Cengiz
İnşaat da, adı geçen firma da bu duyuruyu aldı ve
şöyle bir şey söyledi: Buradan çıkacak boşluk ne olacak?
Artvini görenler bilirler, Artvin öyle düzlük bir yer değildir,
topoğrafyası, coğrafyası çok inişli
çıkışlı, bu yeryüzünün en cennet tasvir edilen
bölgelerinden birisidir. Şimdi, Ağaç kesimi yapmayacağız
kapalı galeri olursa ve niyet olarak siyanür kullanmayabiliriz. diyor ama
Kullanmayacağız. diye ne bir taahhüde giriyor ne de
sözleşmeyle bunun güvenceye alınmasını talep ediyor.
Peki, yalnız şöyle bir -adı üstünde-
Ali Cengiz oyunu yapıyor Cengiz İnşaat: Ağaç kesimi
yapmayacağız ama heyelana neden olabilecek toprak 5 metreye kadar
sıyrılacak. Lütfen, tasavvur etmenizi istirham ediyorum hepinizden.
Bu 5 metre toprak nasıl sıyrılacak? Sayın Bakana şöyle
anlatayım: Yani, mesela, sizin başınızı
tıraş edecekler. O zaman bu telleri de ağaç kabul edersek yani
Orayı kelleştireceğiz. diyorlar, o da ayrı bir şey.
5 metreye kadar sıyırdın, buradan doğacak toprak -kaba bir
hesapla- 385 bin metreküp. Bilmiyorum, Sayın Bakana bu rakamlar getirildi
mi? Ben bu rakamları oradaki çevre örgütlerinin, çevreye duyarlı
örgütlerin ve meslek odalarının dokümanlarından aldım. 77
bin metrekare, kabaca 378 bin metreküp, böyle bir şey. Ülke ekonomisine
katkısı yüzde 2. diye iddia ediyorlar. Yani muhayyel hesap çünkü
altın çıkacak mı, o kadar çıkacak mı? Ama bir an için
kendilerinin maksimize ettikleri rakamda olduğunu düşünelim, yüzde 2.
İşte, Millî Görüşten ayrılan en önemli bir nokta da
burası.
Sayın Bakan zannetmem ki
çevre ve orman konusunda
Biz o pratiklerini görmedik, görmediğimiz
kadarıylasını söylüyorum yani aşağı yukarı
beş yıldır beraber teşrikimesai yapıyoruz, iki günlük
düşündüğüne hiç şahit olmadık biz, iki günlük. Bugün
önümüze bu gelmiş, buna söz verilmiş. Adı geçen firmaya
bakıyoruz, madencilik konusunda bir müktesebatı var mı?
(x) Hiç, eser yok. Madenden ben ne kadar
anlıyorsam -getirin altın ile bakırı, ben birbirinden
ayırt edemem- bu firma da o kadar anlıyor. İftira etmiyoruz.
Firmaların kendileri ve iştigal alanlarıyla ilgili
değerlendirmeleri vardır. Onlara baktığımızda bu
firmanın madenle maden suyu içmek dışında bir
alakalarına ben rastlamadım. Dolayısıyla, ne kadar hoyrat
yaklaşacaklarını bu yüzde 2lik hesapta görmüyoruz.
Çok basit bir şey
söyleyeyim: Çevreye zarar vermeyecek. diyorlar. Dikkatinizi üçüncü
havalimanı konusunda sayın Hükûmet sözcülerinin ve Sayın
Cumhurbaşkanının yaptıkları değerlendirmelere
çekmek istiyorum. Diyor ki: Efendim, orası madenciler tarafından
kelleştirilmiş, çoraklaştırılmış. Öyle
demedi mi Sayın Cumhurbaşkanı? Üçüncü havalimanının
yapılma gerekçesi olarak, her birimiz onlarca defa bu değerlendirmeyi
duymadık mı? Artvinin geleceğini merak edenler, bu üçüncü
havalimanı yerinin, daha önce, Artvini bile kıskandıracak
yeşillikte bir orman vasfına sahip olduğunu sadece küçük bir
Google taramasıyla görebilirler. Artvinliler sizde olmayan bu hassasiyetin
sahibi oldukları için, kendi yurtlarının gelecekte ne hâl
alacağını öngörebiliyorlar. Yaptıklarınız yapacaklarınızın
teminatı çünkü.
Şimdi, hesap edilmeyen
ne? Bunun toplumsal maliyeti. Bu kafa merkantilist bir kafa, tecirliği iyi
biliyorlar: Yüzde 2 ulusal ekonomiye katkısı, işte, şu
kadar milyar dolar eder
Oo, haydi hurra!
Şimdi, üstelik bu
firmanın sahibinin, hepimizin muhterem ve müberra annelerimiz
hakkındaki fikrini de bir vesileyle öğrenmiş olduk. Annelerimize
bu rikkati göstermeyenin toprağa nasıl
yaklaşacağını tahmin etmek güç değil.
Sayın
Cumhurbaşkanı kalktı dedi ki: Yavru Geziciler bunlar. Pek
sinirlendi. Hâlinden, beden dilinden, söylediğinin
tınısından anlıyoruz ki Sayın Başbakanın
görüşmesinden pek sinirlenmiş. Eğer Millî Görüşle ufak bir
ünsiyeti kalmış olsaydı, kurdun, kuşun,
karıncanın hakkı da bu yüzde 2lik değerlendirmenin içerisine
dâhil edilirdi. Millîlik gibi görüşten vazgeçtim, eğer, sık
sık atıf yaptığınız yerlilik ve millîlik gibi
bir kaygınız olsaydı, siz, bunun ülkeyi nasıl
çoraklaştırdığını, bu yılın ya da on
iki yılın bütçesine böyle bir katkı yapacağını
ama ileride bunun onulmaz ve yerine konulmaz zararlar getireceğini
görebilirdiniz. Bugünü yaşayan, günlük yaşayan, kendinden emin
olamayan
Niye bir insan kendinden emin olamaz? Yüzde 50 oy
almışsınız. Hiç yüzde 50 oy almış bir partinin öz
güveni var mı? Artvinde ağacına, kuşuna,
karıncasına sahip çıkan insanlardan bile bir darbe vesvesesi
çıkaracak kadar sizi hassas olmaya iten şey,
yaptığınız politikanın matah bir şey
olmadığını, piyasacı, neoliberal bir
yaklaşım olduğunu, bunun da gayriinsani bir şey
olduğunu biliyor olmanızdan kaynaklanıyor.
Geziyi başka bir vesileyle konuşuruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Birleşime otuz dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.16
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 14.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi söz sırası Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Mardin Milletvekili Erol Doraya aittir.
Buyurun Sayın Dora.
Sizin süreniz de yirmi dakikadır.
HDP GRUBU ADINA EROL DORA (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı
kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi
üzerinde Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, büyük ölçüde
endüstrileşmiş bir dünyada enerji kaynakları siyasi, askerî ve
ekonomik stratejileri belirleyen ana faktörlerin başında gelmektedir.
Son iki yüz yıldır tüm büyük savaşların, uluslararası
büyük ittifak ve siyasi hamlelerin temelinde büyük ölçüde, enerji kaynaklarına
egemen olma isteğinin yattığı bilinmektedir. Bugün,
dünyanın en önemli petrol ve doğal gaz rezervlerinin bulunduğu
Orta Doğuda hepimizin yakından takip ettiği büyük bir
savaş sürmektedir. Hem Orta Doğunun hem de dünyanın siyasi
dengeleri yeniden oluşturulmaya çalışılmakta,
sınırlar, iktidar paylaşımları ve yönetim yeniden
belirlenmektedir. Başta ABD, Rusya, Çin ve AB olmak üzere dünyanın en
büyük ekonomilerine sahip emperyalist güçleri hesaplarını yirmi
yıl sonrasını öngörecek enerji ihtiyaçlarına göre
yapmaktadırlar.
Değerli milletvekilleri, olup bitenleri daha
iyi anlamlandırabilmek için dünyadaki enerji kaynaklarının
durumuna ve önümüzdeki on yıllarda enerji tüketimindeki öngörülere
yakından bakmak gerekiyor. Bugün, dünya tükettiği enerjinin yüzde
87sini petrol, doğal gaz ve kömür gibi fosil yakıtlardan
karşılamaktadır. Birincil enerji kaynakları arasında
stratejik konuma sahip olan petrol, 2013 verilerine göre dünya enerji talebinin
yüzde 33ünü, doğal gaz ise yüzde 24ünü karşılamaktadır.
Enerji kaynakları arasında nükleer enerji yüzde 4,5; hidroelektrik
enerji yüzde 6,7 ve yenilenebilir enerji ise yüzde 1,9 oranında enerji
talebini karşılayabilir durumdadır. Bugüne kadar çeşitli
uluslararası kurum ve kuruluşlar, örneğin Uluslararası
Enerji Ajansı, ABD Enerji Bakanlığı, BP, Exxon Mobil ve
Gazprom tarafından yapılan birçok çalışmaya göre petrolün
ve doğal gazın birincil enerji tüketimi içindeki payını
uzun yıllar koruyacağı öngörülmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünyanın günlük petrol tüketimi 90 milyon varil olarak
gerçekleşmektedir. Bunun ise yaklaşık 30 milyon varili Orta
Doğu ülkelerince karşılanmaktadır. Dünya petrol
rezervlerinin yüzde 56sı Irak, İran, Katar, Kuveyt ve Suudi
Arabistanı kapsayan Körfez ülkelerinde bulunmaktadır.
Kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin ise yaklaşık
olarak yüzde 43ü Orta Doğuda, yüzde 29u Rusya ve eski Sovyetler
Birliği ülkelerinde, yüzde 8i Asya Pasifik ülkelerinde, yüzde 6sı
ise Kuzey Amerikada bulunuyor.
Değerli milletvekilleri, Türkiye doğal gaz
ihtiyacının yüzde 55ini Rusyadan sağlamaktadır, geriye
kalan kısım ise İran ve Azerbaycandan tedarik edilmektedir.
Rusyadan alınan gaz miktarını kısa sürede başka bir
alternatifle sağlamak mümkün değildir. Hâl böyle iken Hükûmet
yetkililerinin Alternatifsiz değiliz. Katar, Türkmenistan gazı var.
deyip, bu ülkelere seferler düzenleyip açıklamalar yapmaları
kamuoyunu yanıltmak anlamına gelmektedir. 1990lardan itibaren ne
zaman Türkiye'nin enerji ihtiyacı söz konusu olmuşsa yetkililer hep
hamasete başvurmuşlardır. AKP hükûmetleri dönemine
baktığımızda ise Rusyayla sıkıntı
yaşanan her durumda Hükûmet yetkililerinin benzer
açıklamalarını görmekteyiz. Tüm bu açıklamalarla Büyük
devletiz, taviz vermeyiz. biçiminde duygular oluşturularak toplum
manipüle edilmek istendi, ne var ki Türkiye enerjiyle her geçen gün Rusyaya
daha bağımlı hâle gelmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyede elektrik üretiminde alternatif olarak
geliştirilen nükleer santral projesi de Rus şirketler tarafından
yapılmaktadır. Örneğin, Akkuyuda yapılacak olan nükleer
santralin yüzde 51i Rusyanın olacak ve Rusya burada ürettiği
elektriği alım garantisiyle Türkiyeye satacaktır. Enerjide
dışa bağımlı bir ülke olmamız çerçevesinde, son
olarak Rusyayla yaşanan uçak krizinden sonra da kaygıyla
tanıklık ediyoruz ki AKP Hükûmetinin diplomatik hataları
nedeniyle, Türkiye uluslararası alanda itibarsızlaşmakta ve eli
kolu bağlı hâle gelmektedir. Petrol ve doğal gaz, bugünün
dünyasında sadece arabamızda yakıt, kombimizde ısı
kaynağı değildir. Dünya siyasetindeki dengeleri belirleyen
önemli ekonomik, siyasi ve hatta askerî bir güç hâline gelmiştir. Bu
bağlamda, AKP Hükûmetinin petrol ve doğal gaz gibi büyük ölçüde ithal
ettiğimiz enerji kaynakları konusunda öngörülemez siyasi, diplomatik
hamleler yapmak gibi bir lüksü bulunmamaktadır. Bu konuda Türkiye ve bölge
halklarının yararına akılcı ve barışçı
politikalara ihtiyaç vardır.
Değerli milletvekilleri, önemli
başlıklardan birisi de hiç kuşkusuz madenlerdir. Türkiyede
madencilik faaliyetlerinin teknik altyapı yetersizliği,
çalışma ortamının büyük ölçüde güvenlikten yoksun
oluşu, Soma ve Ermenek facialarıyla hiçbir şüpheye yer
bırakmayacak bir biçimde yüzlerce insanımızın canı
pahasına bir kez daha kanıtlanmıştır. Somada 2014te
meydana gelen facia neticesinde 301 madenci işçinin
kıyımını elbette basit bir iş kazası gibi görmek
ve yaşanan durumu kaza kavramı üzerinden okumak,
yaşamını yitiren işçilerimizin yakınlarına
tazminat gibi iyileştirme çabalarından bahsetmekle yetinmek,
madenlerde süregiden köle işçi koşullarının devam
ettirilmesi anlamına gelmektedir.
Diğer hatırlanması ve belirtilmesi
gereken bir nokta, Somada gerçekleşen facianın Hükûmet
tarafından günümüzden bir asır önce farklı ülkelerde
gerçekleşmiş benzer olaylarla karşılaştırılarak
kamuoyuna sunulması, aslında ülkemizdeki maden işçilerinin yüz
yıl önceki köle mantığıyla
çalıştırıldıklarının da bir
itirafıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyede maden ocaklarında meydana gelen patlamalar ve
yangınlar konusuna ilişkin uzman örgütlerin raporları
incelendiğinde, üretim yönetiminin gereklerinin tam olarak yerine
getirilmemesi, üretim plan ve projesinin bulunmaması ve
havalandırmadaki eksiklik ve aksaklıklar ilk sırada yerini
almaktadır. Maden Mühendisleri Odasının konuyla ilgili raporunda
da kazaların başlıca nedenlerini altyapı ve teknolojiyle
ilgili önlenebilir sorunlardan kaynaklandığı,
taşeronlaşma, özel sektöre devir politikaları, Hükûmetin ve
bakanlıkların denetleme fonksiyonlarını da yerine
getirmemesiyle birlikte işçilere yaşam odalarının bile çok
görülmesi neticesinde toplu bir işçi kıyımına
dönüştüğü açıkça görülmektedir.
Maden facialarından sonra gerekli önlemlerin
alınması gerekçesiyle değiştirilen Maden Kanunu ve
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, maden
kazalarının azaltılmasına yönelik Türkiye Büyük Millet
Meclisinde kurulan komisyonun önerilerini, Soma faciasının
araştırılmasına ilişkin Komisyon raporundaki
tespitleri, TMMOBa bağlı odaların olumsuzlukların çözümüne
yönelik önerilerini dikkate almayarak bu amaca hizmet etmesinin çok
uzağında bırakılmıştır. Bu bağlamda,
Türkiyedeki maden işçilerinin çalışma koşulları ve
maden ocaklarının teknik yeterlilikleri uluslararası alanda
tartışılmaya açılmalı ve uluslararası
standartlara evrilmelidir. Bu konunun ertelenemeyecek kadar can alıcı
olduğunu tüm ülke olarak defalarca tecrübe etmiş durumdayız. Her
an hatırımızda tutmalıyız ki AKP Hükûmetinin her
seferinde övünç duyduğu, göklere erişen yüksek kulelerin, kurulan her
bir ışıltılı AVMnin, devasa büyüyen TOKİlerin,
HESlerin altında işçi emeği, işçi kanı ve işçi
canı vardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığın faaliyet alanında yer alan bir
diğer maden alanı, siyanürle çıkarılan madenlerdir. Bu
konuda öncelikle Anayasaya atıfta bulunmak istiyorum. Anayasanın
56ncı maddesinde herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşama hakkı güvence altına alınmış ve çevreyi
geliştirme, çevre sağlığını koruma ve çevre
kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu
öngörülmüştür. Ayrıca, 2872 sayılı Çevre
Yasasının 1inci maddesinde yasanın amacının,
çevrenin korunması, iyileştirilmesi, kırsal ve kentsel alanda
arazi ve doğal kaynakların en uygun biçimde kullanılması ve
korunması, su, toprak ve hava kirliliğinin önlenmesi, ülkenin bitki
ve hayvan varlığı ile doğal, tarihsel zenginliklerinin
korunarak bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık,
uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence
altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve
alınacak önlemleri, ekonomik ve toplumsal gelişme erekleriyle uyumlu
olarak belirlemek ve hukuksal ve teknik esaslara göre düzenlemek olduğu
belirlenmiştir.
Değerli milletvekilleri, siyanürle maden
üretimi konusunda ortaya çıkacak tehlikenin yalnızca siyanürden
kaynaklanacak bir tehlike olmadığı
anlaşılmaktadır. Kanser yapıcı ağır metaller
olan arsenik, cıva, kurşun gibi zehirli maddelerin açığa
çıkarılarak topluma uzun yıllar boyunca yer altı
sularıyla ulaştırılması sonucu insanlar ve diğer
canlılar üzerinde bırakacağı etkiler ile on-on beş
yıl sonra ortaya çıkacak kanser olayları hafife
alınmaktadır.
Ulusal Patoloji Kongresinde sunulan verilere göre,
kanser son kırk yılda ölüm nedenleri arasında 2nci sıraya
yükselmiştir. Yine, verilere göre, Türkiye 2012 yılında kanser
ilaçlarına yaklaşık 457 milyon TL ödemiş
bulunmaktadır. Bu rakam, Sağlık Bakanlığının
2012 bütçesinin yaklaşık beşte 1ine denk düşmektedir.
Ayrıca, madenin işletilmesi süresince
patlama nedeniyle gürültü kirliliği ve ağır metallerin havaya
karışması sonucu hava kirliliği ortaya
çıkmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bu anlamda kamuoyuna yansıyan son örnek, Artvin Cerattepede Cengiz
Holding tarafından açılmak istenen siyanürlü maden işletmesine
karşı Artvin halkının ve yaşam alanı
savunucularının gösterdiği büyük direniştir. Artvinliler
ağaçları kadar şehirlerine, geleneklerine, kültürlerine,
sağlıklarına, sağlıklı su ve havaya erişim
haklarına, dağlarına ve yaban hayvanlarına,
kısacası hem maddi hem manevi yaşam alanlarına sahip çıktılar.
Burada Artvin halkının bu duyarlılığını bir
kez daha selamlıyoruz.
Altını çizerek belirtmemiz gerekir ki
doğaya ve insana yarardan çok, zarar sağlayacak, öncelikli olarak
etrafında yaşayan insanların rıza göstermediği,
amacı, müşterek refah değil, kişisel çıkar olan her
türlü maden faaliyetine, her türlü rant projesine karşı durmak
meşrudur ve çevreye duyarlılığın bir tezahürüdür.
Güvenlik güçlerinin, Artvin halkının yaşam alanlarını
savunmasına ilişkin geliştirdiği saldırılar
kesinlikle kabul edilemez. Zira, hukuki sürece riayet etmeyen, Artvinliler
değil, şirket ve ardındaki siyasi iradedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cengiz Holding, Artvinlilerin, Rize
İdare Mahkemesinde 2014 Aralık ayında kazandığı
davayı Danıştaya taşımıştı.
Danıştay, bu yürütmeyi durdurma talebini reddetmiş, böylece
şirketin Cerattepeye çıkma dayanağı tamamen ortadan
kalkmıştı. Danıştay, davanın esasını
değerlendirmeyi henüz sonuçlandırmamışken yürütmeyi
durdurmama kararını kendisi için olumsuz bir sinyal olarak gören
şirket, yeni bir ÇED için Çevre Bakanlığına başvuru
yaptı. Böylece, şirket, yasal boşluklardan faydalanmak yoluyla
Çevre Bakanlığından yeni bir ÇED olumlu kararı alarak
Artvine dönüş yaptı. Bu süreci anlatmamızın sebebi, Çevre
Bakanlığının çevreye karşı, yaşam
alanlarına karşı ne denli acımasız
yaklaştığını bir kez daha ifşa etmektir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ÇED raporları Türkiyede
amacından saptırılmıştır. Çevresel etki
değerlendirmesi, formalite bir aşamaymış gibi ele
alınmakta, çevrenin her türlü talanına alet edilmektedir. Yale
Üniversitesinin her yıl güncellediği Çevre Performans Endeksine
baktığımızda, Türkiye'nin, doğa koruma kategorisinde
180 ülke arasında 177nci sırada kaldığını
görüyoruz. Biyoçeşitliliğin bu kadar zengin olduğu bir ülkede
doğaya karşı bu kadar acımasız olmanın
anlamı nedir, buradan Sayın Bakana bir kez daha sormak istiyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; enerji kaynaklarının
nispeten küçük bir bölümünü oluşturan kaynaklardan birisi de hidroelektrik
santralleridir. Türkiyede yapımı biterek üretime geçen,
yapımı devam eden ve yapılması planlanan yaklaşık
2.500 HES projesi mevcuttur. Bu HES projelerinin tamamının 2023te
tamamlanması öngörülmektedir. Bu santrallerin tümü tamamlanıp üretime
geçtiğinde bile Türkiyedeki enerjinin sadece yüzde 5ini
karşılayacaktır, üstelik sadece yirmi beş ile otuz yıl
için. Hidroelektrik santraller, yaratacağı sözüm ona ekonomik
değer ile birkaç bireysel çıkar dışında yöre
halkına hiçbir katkı sağlamamaktadır. Ekolojik dengeyi onarılamaz
biçimde bozmakta, doğanın insana doğrudan sunabileceği
sürdürülebilir ekonomik faydayı zaafa uğratmaktadır.
Diğer taraftan, HES alanında
karşılaştığımız uygulamaların
özelleştirmeci bir boyutu da var ancak HES yapım süreçlerini
özelleştirme, ranta açma gibi ekonomi terimleriyle tanımlamak
yeterli değildir. Bu sürecin adı, deyim yerindeyse, tam bir
yağmadır; doğanın yağmasıdır, yaşam
alanlarının yağmasıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; madenler ve HESlerden bahsederken fütursuzca uygulanagelen
bir kanundan, acele Kamulaştırma Kanunundan söz etmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi, İkinci Dünya Savaşı öncesi Türkiye'nin
savaşa girme olasılığı gözetilerek 1939
yılında çıkarılan acele Kamulaştırma Kanunuyla
savaş koşullarındaki acil askerî ihtiyaçların
karşılanması için, Bakanlar Kuruluna, yurt savunması
gerekçesiyle ihtiyaç duyulan taşınmazlara el koyma yetkisi
verilmişti ancak AKP Hükûmeti yurt savunması adı altında
çıkarılan yasayı âdeta yurdu talan etme yasasına
dönüştürmüş; acele kamulaştırma, Türkiyede kamu
mallarını, nehirleri ve doğayı acele talan etme ve acele
vurgun yapma yasası hâline getirmiştir. EPDK, enerji, madencilik,
doğal gaz ve petrol sektörlerinde bu yetkiyi hiçbir yasal
sınırlama ve denetim olmadan kullanmıştır.
Değerli milletvekilleri, tüm dünyada yeni ve
yenilenebilir enerji teknolojilerine yatırım yapılırken AKP
iktidarı, bunu göz ardı etmiş, yenilenebilir kaynaklardan biri
olan jeotermal kaynaklar unutulmuş, rüzgâr ve güneş enerjisi
teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılmasında ülke geri bir
noktada bırakılmıştır. Gelişmiş ülkelerde
konut ısıtma ve soğutma sistemlerini jeotermal ısı
pompalarıyla sağlama yolunda önemli çalışmalar
yürütülürken, Türkiyede bu konuda gözle görülür bir çalışma
bulunmamaktadır. Bu bağlamda, Yenilenebilir Enerji Genel
Müdürlüğü yeniden yapılandırılarak başta jeotermal
kaynaklarımızın sevk ve idaresi olmak üzere diğer
yenilenebilir kaynakların ülke ekonomisine kazandırılması
konusunda çaba sarf eden, strateji ve politikaların
oluşmasını sağlayan bilimsel ve teknolojik projelere
katkı veren bir yapıya dönüştürülmelidir.
Değerli milletvekilleri, enerjide
dışa bağımlılığın azalması için
ülkemiz koşullarına uygun yenilenebilir enerji konusunda bilgi
üretimi ve teknolojiye yatırım yapılmalı, öncelikle bir
ulusal enerji stratejisi ortaya konulmalıdır. Başta gaz alımı
olmak üzere, uzun vadeli kontrat anlaşmaları yerine kontratların
kısa zaman dilimleri içinde gözden geçirilebileceği bir sözleşme
düzenlemesi yapılmalıdır. Türkiye Taşkömürü Kurumu ve
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu bünyesinde faaliyet yürüten
işletmelerde redevans, hizmet alımı, devir gibi
özelleştirme ve taşeronlaşmaya hizmet eden politikalar terk
edilerek kömür işletmelerinin bu kamu kuruluşları eliyle
işletilmesi sağlanmalıdır.
Ölümlü maden facialarına sıfır
tolerans gösterilmeli, bu vakaların yaşanmaması için her türlü
tedbir titiz bir biçimde alınmalıdır. Bu çerçevede,
uluslararası iş güvenliği sözleşmelerine koşulsuz
riayet edecek kapsamlı bir iç hizmet, mevzuat acilen hayata geçirilmelidir.
Bakanlığa bağlı Türkiye Atom Enerjisi Kurumuna ilişkin
önerimiz çok açıktır, nükleer santral kurma macerasından mutlaka
vazgeçilmelidir. Madenlerinde işçilerin can güvenliğini korumaktan âciz
bir yönetim anlayışının nükleer santralleri yönetmesi
mümkün değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son olarak, doğa talanına ilişkin, Hükûmete
çağrılarımızı yinelemek istiyorum. Her dağı,
her taşı, her dereyi metaya ve kâra dönüştürebileceğinden
zerre miktar şüphe duymayan, sözüm ona kalkınma adı
altında üç beş sermaye elitini kalkındırmaktan başka
bir amacı olmayan politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Hiçbirimizin
halkın ve doğanın yaşam alanlarını katletmeye
hakkı yoktur. Özellikle, yerel yatırımlarda halkın
rıza göstermediği projeleri merkezî kararlarla hayata geçirmekten
vazgeçmeliyiz diyor, bu duygularla tekrar Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Grubumuzun bir
meramı vardır. İç Tüzük 60a göre pek kısa bir söz talep
etmekteyim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Grubumuz
adına Sayın Kadim Durmaz, uygun görürseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın Durmaz.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Tokat Milletvekili Kadim Durmazın, 3 Mart
hilafetin kaldırılması ve eğitim öğretimin
birleştirilmesiyle ilgili devrim yasalarının kabullerinin 92nci
yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
KADİM DURMAZ (Tokat) Sayın
Başkanım, yüce Meclisin değerli üyeleri; bugün, cumhuriyetimizin
en temel iki devrim yasasının kabulünün 92nci yılı.
Hilafetin kaldırılması, eğitim ve öğretimin
birleştirilerek laik, çağdaş bir yapıya
kavuşturulması, din işlerinin siyasetten ayrılması
ülkemiz tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Eğitimi, hukuku ve
yönetimi laik olmayan ülkelerin etnik, dinsel ve mezhepsel kargaşa
ortamından kurtulmadıkları, yönetim aygıtlarının
başka ülkelerin ve egemen güçlerin elinde olduğu, yakın
coğrafyamızda acı bir şekilde görülmektedir. Ülkemizin
kurucusu büyük Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, cumhuriyet
rejimini salt bir yönetim aygıtı ve şekli olarak görmemiş,
cumhuriyeti bir aydınlanma ve modernleşme projesi olarak
değerlendirmişlerdir, bu yönde büyük devrimler gerçekleştirmişlerdir.
Atatürkün 1 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin Beşinci
Yasama Yılı dolayısıyla yaptığı
konuşma, nasıl bir ülke hedeflediğinin ve vizyonunun görülmesi,
anlaşılması için ibret dolu bir konuşmadır. Ulus,
cumhuriyetin bugün ve gelecekte bütün saldırılardan kesin olarak ve
sonsuza değin korunmasını istemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Durmaz.
KADİM DURMAZ (Tokat) Hemen tamamlıyorum
Sayın Başkanım.
Ulusun isteği, cumhuriyetin, hiç zaman
geçirilmeden denenmiş ve kanıtlanmış bütün temeller üzerine
oturtulması diye biçimlenebilir. Kamuoyunun eğitim ve öğretimin
birleştirilmesinden yana olduğu saptanmış olduğundan,
bunun, hiç zaman geçirilmeden uygulanmasını gerekli görüyoruz.
demiştir. Çıkış yolumuzun fikri hür, vicdanı hür
nesiller yetiştirmek, bu neslin dışında, kindar bir
anlayışın bilimselliğin ikamesi
olamayacağını söylemiştir. Yolumuz, kurucumuz Mustafa Kemal
Atatürk ve değerli arkadaşlarının yoludur.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Durmaz.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına son söz, Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ali Aslana
aittir.
Sayın Aslan, buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz yirmi dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MEHMET ALİ ASLAN (Batman)
Sayın Başkan ve Sayın Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
27 Şubatta hayatını kaybeden
Sayın Necmettin Erbakana biz, Allahtan rahmet diliyoruz ve Türkiye
siyasetinde çok önemli bir çığır açtığına
inanıyoruz. Onun fikirleri belki de bugünkü savaşı
durdurabilecek nitelikteydi. Umarım, onun Türk-Kürt
kardeşliğine, bütün Türkiye halklarının kardeşliğine
dair önerileri ve çözüm metotları uygulamaya konulur.
Aynı şekilde, yine şubat ayında
hayatını kaybeden, şehit edilen Malcolm Xe de Allahtan rahmet
diliyoruz. Malcolm Xin çok ibret verici bir sözü vardı, hepimizin belki
de bugün ihtiyaç duyduğu, anlaması gereken bir söz: Medyaya çok
dikkat ediniz. Eğer medyanın her verdiğini alırsanız
medya sizin zalimleri sevmenizi, mazlumlardan da nefret etmenizi
sağlayabilir. diyor.
Yine aynı şekilde, şubat ayı
içinde hayatını kaybeden Yaşar Kemale de biz, Allahtan rahmet
diliyoruz.
Enerji ihtiyacımız var mı?,
Türkiye'nin enerji açığı var., Elektriksiz mi kalalım?
gibi hemen her fırsatta kamuoyuna yansıtılan bu tabirlerin
gerçek dışı olduğu, resmî üretim ve tüketim
rakamlarıyla da gözler önüne serilen bir tablo var. Aslında, ülkenin
bir enerji açığı olmadığı gibi, enerji
fazlalığı söz konusudur. Şu anda üretilen enerjinin
neredeyse yüzde 33 gibi büyük bir kısmını kullanmamaktayız.
Buna rağmen, sürekli termik santral, HES, RES, nükleer santral ve
diğer elektrik yatırımları yapıyoruz. Bunun nedeni
acaba artık kendi topraklarını kirletmek istemeyen Avrupaya
enerji satmak niyetiyle midir; bunu Sayın Bakanlara da soruyoruz.
Hasankeyfle ilgili daha önce de
konuşmuştuk, yine konuşacağız çünkü Hasankeyf, böyle
bir elektrik enerjisi için bir baraj bahanesiyle yok edilecek,
geçiştirilecek bir konu değildir. Anayasanın 63üncü maddesine
de aykırı bir şekilde bir kanun geçirilmiştir, aslında
Anayasaya aykırı kanun çıkarmak için kalkan eller
yargılanmalıdır ve yargılanacaktır. Çünkü sadece bunun
hukuki değil, vicdani yönü de vardır, vicdani yönünü söyleyeyim size:
Hazreti Ömer döneminde İslam topraklarına
katılmıştır. Halid Bin Velid, Muaz Bin Cebel gibi,
İyaz Bin Ganem gibi komutanların öncülüğünde birçok sahabe
şehit olmuştur. Şu anda oranın sular altında
kalması demek, bütün o mezar sahiplerinin sular altında gömülmesi
demektir. Peygamber (AS)ın bir hadisişerifi vardır: Ölüye
yapılan eziyet, diriye yapılan eziyet gibidir. demektedir ve aynı
şekilde yine bir hadis: Ölünün kemiğine verilen zarar, dirinin
kemiğine verilen zarar gibidir. Onun dışında şu anda Hasankeyfte
yerli halk olarak yaşayanların annesi, babası, kardeşleri,
akrabaları şu anda o mezarlarda yatmaktadır. O mezarların
da hepsi sular altında kalacaktır.
Sizler elinizi vicdanınıza koyun ve
sorgulayın. Yani sizin annelerinizin, babalarınızın,
kardeşlerinizin, çocuklarınızın mezarına bir daha hiç
ulaşamayacağınızı düşünün, deniz altında, su
altında, baraj altında kalacağını düşünün yani
bu, gerçekten sizin hoşunuza gider mi? O anlamda, bizim, Hasankeyf
halkına sormamız gerekiyordu, referanduma gitmemiz gerekiyordu.
Eğer demokrasiyse, hukuksa bu yolları tüketmemiz gerekiyordu.
Kamuoyu sürekli şu şekilde
yanıltılıyor: Hasankeyf taşınmıyor, Hasankeyf
insanı taşınıyor. Hasankeyfte sadece sembolik birkaç
tarihî eserin taşınması ihaleye verilmiş. Bunlardan biri
Zeynel Bey Türbesidir. Sadece Zeynel Bey Türbesi, 16 trilyon liraya yani eski
para, yeni para 16 milyon liraya taşınacak. Zeynel Bey Türbesi gibi
binlerce tarihî eser vardır. Yani, siz bu binlerce tarihî eseri
taşımaya kalkışırsanız altmış
yılda elde edeceğiniz enerjinin katbekat daha fazlası para
harcayacaksınız ki bütün Hasankeyfi taşıyabilesiniz ve
taşıma işlemi de çok risklidir yani dağılma,
yıkılma, parçalanma ihtimali her zaman vardır.
Hasankeyfin tarihî yönünü bir tarafa
bırakırsak, sadece maketini yapmaya kalkarsak yine de barajın
sağlayacağı enerji gelirinden katbekat daha fazla bir gelir
harcamamız gerekiyor. Altmış yıl sonrasını
düşünelim. Altmış yıl sonra torunlarımıza ne
enerji kalacak ne de Hasankeyf. Yani, altmış yıllık bir
enerji için, gerçekten, Hasankeyf gibi antik bir yerin yok edilmesi, akıl
ve izanla bağdaştırılacak bir şey değil.
Şu anki Hasankeyf bu ve resmî makamların
son çizimlerine göre de barajdan sonraki hâli bu. Yani, dünyaya,
torunlarımıza biz bunun hesabını nasıl vereceğiz?
Ben geçen de söyledim, ben inanıyorum ki zorla
da sular altında bırakılsa bile, birkaç yıl sonra büyük
bütçeler harcanarak yine Hasankeyfi su altından kurtarma projeleri için
bu sefer hükûmetler gereğini yapacaktır, Meclis yine bu şekilde
Hasankeyf konusunu gündem yapacaktır. Hasankeyf, sadece Zeynel Bey
Türbesinden ibaret değildir, sürekli olarak Zeynel Bey Türbesinin
taşınacağından söz ediliyor ama gördüğünüz gibi burada
irili ufaklı binlerce tarihî yapı vardır. Hasankeyf halkı
ve tarihî eserlerle ilgili duyarlılıkları olan
insanlarımız sürekli olarak Hasankeyfte Hasankeyf için gösteriler
yapmaktadır. Sayın Bakan Bey, bunu da iyi görün lütfen, halk
istememektedir. Bir halkın coğrafyasında, köyünde,
toprağında yapılacak yatırımlar için o halkın
mutlaka rızasının alınması lazım çünkü onlar
orada yaşıyor. Burada da yine gördüğünüz gibi, sayın
bakanlar müze açılışı falan yapmıyor, Hasankeyf gibi
tarihî, antik bir kenti sular altında bırakmak için bir
açılış merasimi yapılıyor. Bu, günün birinde komedi
ile ilgili eserlerde mutlaka yer alacaktır.
Hasankeyfin bir özelliği daha: On iki bin
yıllık bir geçmişe sahip olan Hasankeyf, hem suyun hem
havanın ve değişik iklim koşullarının
aşındırması sonucu doğal bir güzelliğe
kavuşmuştur yani burada sadece tarih de değil, doğal bir
güzellik var; dünyanın hiçbir yerinde bu güzelliği
bulamazsınız. Ve UNESCO dünya kültür mirasında 10 kriterden
9unu taşıyan dünyadaki tek yerleşim birimi Hasankeyftir.
Onlarca medeniyet gelip geçmiştir Hasankeyften ama Hasankeyfi
yıkmamıştır, Moğollar bile
yıkmamıştır; yıksaydı bugün binlerce
yıllık o kent bugüne ulaşmazdı. Moğolların
yıkmadığını bizlerin yıkması, utanç verici
bir durum olur, Türkiyeye de yakışmaz, bu Meclise de
yakışmaz, bu Hükûmete de yakışmaz.
Yine, Hasankeyf, sürekli Hasankeyf diyoruz çünkü
Hasankeyf, sadece Enerji elde ederiz. bahanesiyle yok edilmemesi gereken bir
yerdir, endemik hayvan türleri, bitki türleri vardır, onlar da yok
olacaktır; o, ayrıca bir cinayettir. Biz, çevreye, ekolojiye, tarihe,
kültüre değer vermek zorundayız ve bunu biz Mecliste, bütün Türkiye
halklarına ve dünya halklarına göstermek zorundayız.
Dicle Nehri, maalesef, bu aralar -özellikle
Cizreden geçen Dicle Nehrini kastediyorum- kanla bulanmış durumda.
Cenazeler, sivil cenazeler, valiliğin, il özel idaresinin iş
araçlarıyla cenazeler oraya dökülmekte. Cenazelerin uzuvları,
Diclede su yüzüne çıkmaktadır. Bu da -dün Cizreden geldim- bu
gördüğünüz yıkılan inşaatlar, tanklarla toplarla
yıkılan inşaatlar, kepçelerle Dicle Nehrine
boşaltılıyor; Sayın Bakan Bey, bu konuda bir an önce
girişimlerde bulunmanızı rica ediyoruz. Sadece, sadece bu beton
değil, işte patlamış ve patlamamış cisimler var;
bu, bir tanka ait patlamamış bir mermi; dün bunu çektik. Bunlar da,
Dicle Nehrine dökülüyor. Hem Dicle Nehrindeki canlılara zarar veriyor
hem Irak, Suriyeye giden tarafında insan hayatını da,
yaşamını da tehlikeye sokuyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Terör örgütünün mermilerini çekmediniz mi?
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) Yine, bunlar,
orada görüntülediğimiz inşaatlarda, muhtemelen, Avrupadan,
Amerikadan alınmış bir çeşit gazlar; bunlar da maalesef, o
Dicle Nehrine dökülüyor ve şu anda da sokaklarda bunlardan görmek çok
mümkün. Bu konuda da bakanlar gereken tedbirleri, Hükûmet gereken tedbiri
almalıdır.
Türkiye Su Enstitüsüne de biraz değinelim.
Tabii, unutmadan şunu da söyleyeyim: Enerji için alternatif enerji
yolları var, GES var, güneş enerjisi santralleri sistemi. Türkiyenin
güneydoğusu, Türkiyede en fazla güneş alan yerdir; Urfa, Mardin,
Diyarbakır, Batman. Hasankeyf Barajı iptal edilip bu güneş
enerjisinden Hasankeyften katbekat daha fazla enerji üretimi
sağlanabilir. Hem kimseye zararı yok hem de herkese faydası
olacaktır. Bu tür enerjiler üzerinde
yoğunlaşılmalıdır. Birçok Avrupa ülkesi doğru
dürüst güneş görmüyor ama birçok yerde güneş enerjisi sistemi
kurmuşlar, birçok yerde işte havayla enerji elde etme sistemi
kurmuşlar.
Türkiye Su Enstitüsü, uluslararası
sözleşme ve kuruluşların paralelinde bir bilgi üretmek, bu
bilginin en yaygın biçimde dolaşıma girmesini sağlamak,
kamuoyu ve toplumu bilgilendirmek, Hükûmetin ve ilgili kamu kurumlarının
yanlış politikaları karşısında durmak gibi
görevlerle de yükümlü olmalıdır.
Yine aynı şekilde, değindiğimiz
gibi, özellikle bazı fabrikaların, birçok fabrikanın kimyasal
atıkları akarsulara doğru yönlendirilmektedir. Bununla ilgili
tedbirler acilen başlatılmalıdır.
Yine Türkiyenin COP21i imzalayarak üstlendiği
sorumluluk dikkate alındığında, Türkiyenin karbon
salımını azaltmak için benimsediği politikaları biz
merak ediyoruz. 2014 Yılı Sayıştay Denetim Raporunda
Ceylânpınar bölgesi yer altı suyunun modellenmesi ve yönetim
planının hazırlanması işinde mevzuata
uyulmadığı belirlenmiştir. Bu konuda idarenin
sorumluluğu konusunda bir işlem yapılmış
mıdır; onu da öğrenmek istiyoruz.
Yine AB müzakere sürecinde olan Türkiyenin su
mevzuatının, AB Su Çerçeve Direktifine göre düzenlenmesi için
herhangi bir misyon ve çalışması bulunmakta mıdır? Biz
bunların da kamuoyuna bir şekilde açıklanmasını
istiyoruz.
Su kaynaklarının bilinçsiz tüketilmesinin
önüne geçilmesi için Bakanlık tarafından yürütülen
çalışmalar konusunda bilgi istiyoruz.
Türkiye genelinde şu an hizmete
açılmış kaç HES bulunmaktadır? Hâlihazırda işler
durumda olan HES ve barajların yeterli enerjiyi
sağladıkları, ülkede enerji eksikliği değil
fazlası olduğu konusundaki bilgilerle ilgili gerçek istatistikler
istiyoruz.
Yaşam alanlarına büyük zararlar veren
HESler, barajlar, maden ocakları ve diğer alanlarda bugüne kadar
sürdürülen yanlış uygulamalar yerine
Bakanlığınızın ekolojik dengeyi ve insan
yaşamını merkezine koyan yeni bir çevre anlayışı
olacak mıdır? Onu da merak ediyoruz.
Ve kısa bir şeye değineceğim.
Biz bölgedeyken, böyle, Ankarada hep fezlekeler konuşulmuş. Benim
hakkımda da iki tane fezleke, yani fezleke demeye utandığım
aslında, belgeler
İkisi de kaldırımda yürümediğim
için. Biz arkadaşlarla eş başkanlarımızın görevden
alınmasını yolda yürüyerek protesto ederken bizi
uyarmışlar, milletvekillerini, Kaldırımdan yürüyün. diye,
biz de yürümemişiz, onlar da kalkmış demiş ki: Bundan
dolayı yasama dokunulmazlığının
kaldırılmasını talep ediyoruz. Şimdi, Türkiye
halkı zannediyor ki Ya, bu fezlekelerde ne var? Acaba bunlar ne cinayet
işlemiş, ne cürüm işlemiş, ne yolsuzluk yapmış,
ne hırsızlık yapmış? Öyle bir şey yok ha;
ayakkabı kutusu, para sayma makinesi falan bulunmadı evimizde. Niye
kaldırımdan yürümüyorsun? Ve birinde de -hepinize verebilirim-
polislere dedim ki: Sizlerin de ölmesini istemiyoruz. Biz sizler için de
buradayız. Onlar da burada yer almış. Bunlardan dolayı
hakkımızdaki yasama dokunulmazlığının kaldırılması
talep ediliyor.
Ben bunlarla iftihar duyuyorum. Her zaman, polis
olsun, gençlerimiz olsun, çocuklar olsun, kim olursa olsun, ölmemesi için biz
her zaman demokratik eylemlerimizi yapacağız; yeri geldi mi
kaldırımlarda yürüyeceğiz, yeri geldi mi sokaklarda, caddelerde.
Ama bunu hazırlayanlar ve bunu hazırlayanlara zemin sunanlar için bu
vesikalar büyük bir utanç kaynağı olacaktır. Ben bunları
çerçeveletip odama asacağım. Hepinizi de çay içmeye beklerim. Bunlar,
benim için ve arkadaşlarımız için medarıiftihar
belgelerdir.
Batman Valisine de buradan bir şey söylemek
istiyorum: Hem Figen Yüksekdağ Eş Başkanımızın
hem Selahattin Demirtaş Eş Başkanımızın mitingini
iptal ettiler, izin vermek istemediler. Yürütmeyi durdurma için başvurduk,
yürütmeyi durdurma talebi de reddedildi. Ama, sağ olsun Batman halkı,
50 bin kişiyle yürütmeyi durdurmuştur. (HDP sıralarından
alkışlar) Batman Valisi, milletvekilinin nereden yürüyeceğine
karar vereceğine, polislerle bize plastik mermi
sıktıracağına, gaz sıktıracağına
Batman ili geçen yıl sınavlarda Türkiye'de sondan 2nci il
olmuştur -yani 80inci il olmuştur- bu konuda önlem
alacağına, eğitimi güçlendireceğine, barış
isteyen öğretmenleri, eğitimcileri de görevden alıyor,
haklarında soruşturma ve takibat başlatıyor.
Yine, geçen yıl Batman, yine 81 il içinde
işsizlik anlamında 2nci sıradaydı. Sayın Mehmet
Şimşek Batmanlıdır, hem Maliye Bakanlığı hem
Ekonomi Bakanlığı yapmış hem şu anda Devlet
Bakanı. Orada halkın taleplerini görmezden gelip
bastıracağınıza lütfen Batman için bir şeyler yapın;
işsizlik için çözüm önerilerinizi görelim; eğitim için,
öğretmenleri görevden alacağınıza öğretmen
ataması yapın. Aynı şekilde Mardinde ve Türkiye'nin birçok
yerinde görevden alınan birçok öğretmen ve memurun gerekçesinde
Ankara patlamasını kınadıkları için,
barışı istedikleri için -tırnak içinde- bunlar terör örgütü
üyesi olmuş. diyor. Yani, bunlar ayıptır, yazıktır.
28 Şubatı geçen hafta geride
bıraktık. 28 Şubatta başörtüsü için yürüyen öğretmen
arkadaşları, üniversitelerde ceza alan arkadaşları şu
anda bu Hükûmet yargılıyor, işten atıyor. Bu gerçekten bu
Hükûmete yakışmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) Nasıl ki 28
Şubatın hesabı soruluyorsa, günün birinde bunların da
hesabı sorulacak.
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya) Terör ile 28
Şubatı bir tutamazsın,
karşılaştıramazsın, ikisi çok farklı.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane)
Sorarsınız, sorarsınız!
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) Biz sormasak da
Allah soracak. Biz Allaha inanıyoruz, güveniyoruz ama sözde değil,
özde. (HDP sıralarından alkışlar)
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Allah kime
soracağını iyi biliyor.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Aslan.
Böylece, Halkların Demokratik Partisi Grubuna
ait konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi söz sırası Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubuna aittir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
konuşan her konuşmacının süresi beş dakikayla
sınırlandırılmıştır.
İlk söz Eskişehir Milletvekili Harun
Karacana aittir.
Buyurun Sayın Karacan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA HARUN KARACAN
(Eskişehir) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının bütçesi üzerine AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu ve
aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız,
ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu düzenlemelerle, esnaf ve
sanatkârımıza, tüccarımıza, kooperatiflere, gümrük
uygulamalarına, genç girişimcilere, üreticiden tüketiciye kadar her
kesime yenilikler getirip büyük katkı sağlamıştır.
Ülkemizde her sektörde faaliyet gösteren ve 7 milyondan
fazla vatandaşımızın ortak olduğu 56 bin kooperatif
bulunmaktadır. Kooperatiflerin işlemlerini kolaylaştıracak
elektronik uygulamalar ile Kooperatif Bilgi Sistemi Projesi hizmete
girmiştir.
Ticaret hayatımızın reel durumunun
ortaya konulabilmesi için gayrifaal ya da münfesih durumda olan anonim, limitet
şirket ve kooperatiflerin kısa yoldan tasfiyesi de
sağlanmıştır.
MERSİS Projesi, ticaret sicili
kayıtları ile şirket kuruluş ve ticaret sicili
işlemlerinin elektronik ortamda, belli standartta ve modern bir
şekilde yapılabilmesi amacıyla, 238 ticaret sicili
müdürlüğünde uygulama başlamıştır. Anonim şirket
ortaklarına elektronik ortamda Genel Kurula katılma imkânı
sağlanmıştır. Sebze ve meyve ticaretinin izlenmesi ve
kayıt altına alınması amacıyla hal kayıt sistemi
kurulmuştur. Ürünlerin pazarlanmasında yeni bir sistem olan
lisanslı depoculuk çeşitli illerimizde uygulanmaya
başlamış. Ayrıca yeni bir sistem olan lisanslı
depoculuk da gerçekleştirilmiştir. Lisanslı depolara yönelik
olarak vatandaşımızın ödediği kiranın da
yarısı devlet tarafından karşılanmaktadır.
Lisanslı depoculukta elektronik ürün senedi uygulamasına da
geçilmiştir.
Başbakanımız Sayın Ahmet
Davutoğlu, tarım piyasalarının uzun süredir beklediği
ürün ihtisas borsasının birkaç ay içerisinde kurulacağı
müjdesini de vermiştir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ve
ticaret borsalarının da içinde yer alacağı bu yeni
yapının piyasaları artık daha etkin hâle getireceği de
kesindir.
6585 sayılı Perakende Ticaretin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunla esnaf ve sanatkârlarımıza birçok
yenilik getirilmiş ve bu yasa da geçtiğimiz yıl yürürlüğe
girmiştir. Bunlardan biri, alışveriş merkezlerinde esnaf ve
sanatkâr işletmecilerine, rayiç bedel üzerinden kiraya verilmek üzere,
toplam satış alanının yüzde 5i oranında yer
ayrılmasıdır. Diğeri ise, alışveriş
merkezlerinde, geleneksel, kaybolmaya yüz tutmuş meslekleri icra eden
esnafımıza verilmek üzere toplam satış alanının
en az binde 3ü oranında da yer ayrılacaktır.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; esnaf ve sanatkârlara Halk Bankasından
kullandırılan kredilerin bakiyesi Ocak 2016 itibarıyla 16,5
milyara ulaşmış durumdadır. 2002-2015 döneminde
yaklaşık 1 milyon 220 bin esnaf ve sanatkârımız 50 milyar
TL kredi kullanmıştır.
Sayın Başbakanımızın öncülüğünde
Bakanlar Kurulu kararıyla esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet
kooperatifleri kredilerine ilişkin önceki yıllardan farklı
olarak da iki yeni imkân getirilmiştir. Birincisi, esnaf ve
sanatkârlarımız, makine, ekipman, demirbaş alımları,
iş yeri modernizasyonları için 30 bin TLye yakın faizsiz kredi
kullanabilecektir. İkincisi ise, KOSGEB Girişimcilik Destek
Programını bitiren, başvuru tarihinde 30 yaşını
aşmamış olan genç girişimciler 100 bin TLye kadar faizsiz
kredi kullanabileceklerdir. Bu kapsamda şu ana kadar 5.060 kişi 146
milyon TL kredi kullanmıştır. KOSGEB destekleri kapsamında
2015 sonu itibarıyla 9.206 esnafımız da 86,5 milyon
tutarında destekten yararlanmıştır.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından
yapılan iyileştirmeler doğrultusunda, toplumumuzun
belkemiğini oluşturan esnafa, tüccara, tüketiciye, kooperatiflere,
genç girişimcilere, halkımıza daha iyiye yönelik uygulamalar
yoğun bir şekilde devam ediyor, bundan sonra da devam edecektir.
Burası milletin kürsüsü, biz de milletimiz için buradayız.
Sözlerime son verirken, 2016 yılı
bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. AK
PARTİ Grubumuz adına hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Karacan.
Şimdi, grup adına ikinci söz Konya
Milletvekili Ziya Altunyaldıza aittir.
Buyurun Sayın Altunyaldız. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ZİYA ALTUNYALDIZ
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, küresel ticaret ile
ülkelerin ekonomik konumu, gücü, zenginlik ve refahı arasında çok
önemli bir ilişki var. Özellikle G20 ülkelerine bir
baktığımız zaman, küresel hasılanın yüzde 85ini
G20 ülkelerinin ortaya koyduğunu, yine, küresel ticaretin yüzde 80inin
G20 ülkeleri tarafından gerçekleştirildiğini görüyoruz.
Ayrıca, özellikle 1960lı yıllarda
toplam küresel hasıla içerisinde yüzde 9-10lardayken küresel ticaretin
payı, bugüne geldiğimizde yaklaşık yüzde 25lere
gelmiştir. O hâlde ülkelerin zenginliği ve refahı ile küresel
ticaret arasında doğrudan bir ilişki vardır.
Ülkemizin bir taraftan üretim ülkesi -üretim bilgi
ve becerisiyle, onun derinliğiyle- diğer taraftan da bir ticaret ülkesi
olma zorunluluğu vardır ve bu kapsamda AK PARTİ hükûmetleri
döneminde özellikle ticarete dönük parametremizde bize iki husus öncülük
etmiştir ve yön vermiştir. Bunlardan birisi hız, diğeri
güvenliktir.
Evet, bir ticaret içerisinde çok farklı
aktörler vardır. Bu aktörlerin bir kısmında hızı
dikkate almak ve küresel arenada rekabetçi olmak zorundasınız,
ticaret erbabının önünü açmak durumundasınız, küresel aktör
olması için ona her türlü desteği vermek zorundasınız; ama
diğer taraftan da içerideki üreticileri korumak, tüketicilerin
sağlık ve güvenliğini korumak ve aynı zamanda üreticilerin
de önünü açmak durumundasınız. İşte, iki hususu dengelemek
durumundayız; hız ve denge. AK PARTİ hükûmetlerinin
çalışmalarında bu iki unsur öne çıkmış ve bunlar
üzerinde yürümüşüzdür.
Değerli arkadaşlar, bir ticarette üretim
bandından nihai tüketiciye ulaşana kadar tüm süreçleri yönetemezseniz
ticareti yönetemezsiniz. Ticaret bir arz zinciri yönetimidir. Arz zincirindeki
tüm unsurları doğru yönetmek, entegre etmek, sistem kurmak ve sistem
yönetmek durumundasınız. Bilişim sistemleri ile yönetim
sistemlerini entegre etmek durumundasınız. O hâlde, anı
değil tüm süreci yönetmek zorundasınız, filmin bir karesine
değil tamamına odaklanmak zorundasınız.
AK PARTİ hükûmetleri döneminde sürdürülebilir,
izlenebilir ve öngörülebilir bir ticaret hayatını milletimizle
buluşturduk ve rekabetçi bir ekonominin küresel ticaretinde de önemli
başarılar elde ettik. Bu kapsamda özellikle bilişim
sistemleriyle entegre ettiğimiz sistemi yüzde 100 elektronik gümrük
uygulamalarına geçirdik. Artık ticaret erbabı, gümrük gümrük
dolaşmak yerine ofisinden tüm ticaretini gerçekleştirebilecek
hâle geldi.
Diğer
taraftan, risk yönetimine dayalı çalışma esasıyla
denetleyeceğiniz, kırmızı hatta alacağınız,
mavi hatta alacağınız eşyaları da, Çinden çıkan
eşyayı
Özellikle, özet beyan sistemiyle eşyaya ilişkin ve
taşıyıcıya ilişkin tüm bilgilerin önden gelmesi
sistemini kurmak suretiyle, eşyaya dair muameleyi önceden görmek
durumundasınız.
Yine,
diğer taraftan, değerli arkadaşlar -ticaret hayatında bir
paradigma değişikliğidir, ezberi bozan bir uygulamadır-
artık ticaret erbabının gümrük gümrük
dolaştığı bir çalışma hayatından,
çalışma alışkanlığından, çalışma
retoriğinden, ticaret erbabının bir anlamda hizmeti
ayağına, bir anlamda yerinde sunan bir anlayışla
yetkilendirilmiş yükümlü ve yerinde gümrükleme uygulamasını
hayata geçirdik. Bu sayede, ticaret erbabını tüm işlemlerini
ofisinden, deposundan, fabrikasından yapabilir duruma getirdik.
Gümrüklemeyi ayağına getirdik ve orada yaptığı
gümrüklemeyi transite kadar, nihai destinasyona kadar götürme
imkânını getirdik.
Yine
bu kapsamda, değerli arkadaşlar, AB ve EFTA ülkeleriyle ortak transit
rejimini getirmek suretiyle 3 bina, 1 gümrük idaresiyle 32 ülkeyi entegre ettik
ve tek beyannameyle, rekabetçiliği sağlayan ve zamanı minimize
eden bir anlayışla, gümrük işlemlerini entegre ettik.
Sonuç
itibarıyla, değerli arkadaşlar -evet, ticarette rekabetçilik,
güven ve hız- bütün bu entegrasyonu sağlamak suretiyle gümrük
işlemlerinde ilk
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZİYA
ALTUNYALDIZ (Devamla)
otuz dakikada yüzde 34 yapılabilecek işlem
hacmini ilk bir dakikada yüzde 64e çıkardık ve aynı zamanda,
değerli arkadaşlar -değerli Başkan, bitiriyorum- Ticaretin
Kolaylaştırılması Endeksinde 2012deki 62nci
sırayı 2014te 46ncı sıraya indirmek suretiyle 16 basamak
birden yükselttik.
Evet,
ticaret ülkesi ve rekabetçilik
Hepinizi
saygıyla sevgiyle ve hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Altunyaldız.
Şimdi
söz sırası Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınara aittir.
Buyurun
Sayın Ulupınar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ÖZCAN ULUPINAR (Zonguldak)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2023te 2 trilyon dolar millî gelir ve 500 milyar dolar
ihracat hedefiyle dünyanın 10uncu büyük ekonomisi olma yolunda hızla
ilerleyen Türkiye Cumhuriyetinin 64üncü Hükûmetinin merkezî yönetim bütçe
tasarısı görüşmelerinde Rekabet Kurumu bütçesi hakkında AK
PARTİ Grubum adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, terörle mücadeleyi
büyük bir fedakârlık ve azim içerisinde sürdürürken şehit olan
güvenlik güçlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor,
yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
3 Mart 1992 tarihinde TTK Kozlu Müessesesinde
meydana gelen grizu faciasında kaybettiğimiz 263 maden
şehidimize ve bütün maden şehitlerimize Allahtan rahmet,
yakınlarına sabır diliyorum.
Dünyanın 10uncu büyük ekonomisi olma yolunda
ilerleyen ülkemizde yatırımlar hızlı bir şekilde devam
etmektedir. Zonguldakımıza da Hükûmetimiz döneminde 6,5 katrilyonluk
yatırım yapılmıştır, yapılmaya devam
edilecektir.
Anayasanın 160ıncı maddesi devlete,
para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının
sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı
ve geliştirici tedbirleri alma, piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu
doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önleme görev ve
sorumluluğu yüklemiştir. İşte, bu anayasal temele dayanarak
ekonomik etkinliğe dayalı rekabetçi piyasa düzeninin tesisi,
korunması ve geliştirilmesi suretiyle başta tüketici refahı
ve toplumsal refahın artmasına hizmet edecek olan 4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 13/12/1994 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Bu kanun çerçevesinde
teşkilatlanmasını tamamlayan Rekabet Kurumu 5/11/1997 tarihi
itibarıyla fiilen faaliyetlerine başlamıştır. Rekabet
Kurumu, 4054 sayılı Kanunun 20nci maddesine göre, mal ve hizmet
piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet
ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu kanunun
uygulanmasını gözetmek ve kendisine verdiği görevleri yerine
getirmek üzere kurulmuştur. Bu çerçevede, kuruluşundan bugüne
değin kendisine intikal eden başvurular üzerine ya da
kendiliğinden harekete geçmek suretiyle çeşitli sektörlerde
faaliyette bulunan teşebbüsler hakkında inceleme,
araştırma, soruşturmalar yaparak kararlar almış,
gerekli durumlarda kanunda öngörülen cezaları uygulamıştır.
Ülkemiz ekonomisinde son
yıllarda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Nitekim,
Rekabet Kurumunun ilk yıllarında, 1998 yılında
yaklaşık 270 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe sahip
olan ülkemiz, gelinen noktada ekonomik yapısında serbestleşme
sürecini büyük ölçüde tamamlamış ve dünyanın önde gelen
ekonomilerinden biri olmuştur. Ulusal ekonominin eskiye göre daha
rekabetçi, dış dünyaya daha açık ve serbest piyasa ekonomisinin
tüm kurum ve kurallarıyla daha iyi işliyor olmasında rekabet kurallarına
uyumun rolü büyüktür. Ekonomide piyasa mekanizması dışında
gerçekleşen suni müdahaleleri bertaraf etme çabası içinde olan
Rekabet Kurumu da bu istikamette çalışmalarına
başarılı bir şekilde devam etmektedir.
Hükûmetimiz döneminde,
özellikle tüketici haklarının korunması ve tekelleşmenin
engellenmesine yönelik önemli adımlar atılmış ve
atılmaya devam etmektedir. Serbest piyasa ekonomisinin
işlerliğinin sağlanması noktasında dünya üzerinde pek
çok ülkenin, denetim mekanizmalarını, idari ve mali açıdan
özerkliğe sahip düzenleyici ve denetleyici kurumlar
aracılığıyla gerçekleştirdiği açıktır.
Bilindiği gibi, rekabet kurallarında temel olarak, en ağır
rekabet ihlali olarak kabul edilen kartellerin ve diğer rekabet kısıtlamalarının
önüne geçilmesi, hâkim durumda olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini
kötüye kullanmalarının engellenmesi ve piyasalarda rekabetin
sınırlanması sonucunu doğuran yoğunlaşma
işlemlerinin kontrol edilmesi esas alınmaktadır.
On dokuz yıllık
faaliyet dönemi incelendiğinde, Rekabet Kurumu ve kurumun karar
organı olan Rekabet Kurulunun toplamda 236 adet soruşturmayı
sonuçlandırdığı ve bu soruşturmalar sonucunda rekabet
ihlali gerçekleştirdiği tespit edilen teşebbüs ve teşebbüs
birliklerine yaklaşık 2,5 milyar TL para cezası verdiği
görülmüştür.
Bu on dokuz yıllık
dönemde haklarında en çok soruşturma yürütülen ilk dört ana sektör
grubuysa sırasıyla ulaştırma, gıda, tarım,
yiyecek-içecek, inşaat malzemeleri ve ilaç, sağlık hizmetleri ve
ürünleridir. Özellikle Rekabet Kurumu, on dokuz yıllık faaliyet
dönemi süresince, piyasalardaki rekabetin önündeki engelleri kaldıran,
tüketicilere ekonomik fayda sağlayan önemli karar ve uygulamaların
altına imza atmıştır. Rekabet Kurumu, yine bu dönemde,
uluslararası camiada örnek bir kurum olarak ülkemizi çeşitli
platformlarda başarıyla temsil etmiştir. Diğer yandan,
çevre ülkelerdeki rekabet otoritelerinin kurulmasında ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZCAN ULUPINAR (Devamla)
kapasitelerinin
geliştirilmesinde de önemli görevler üstlenmiştir.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Bütçenin ülkemize, milletimize hayırlar
getirmesini temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Ulupınar.
Şimdi söz sırası Zonguldak
Milletvekili Faruk Çaturoğluna aittir.
Buyurun Sayın Çaturoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA FARUK ÇATUROĞLU
(Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, muhterem
hazırun; heyetinizi ve yüce milletimizi sevgi ve saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Zonguldak
Taşkömürü Kurumu Kozlu Müessesesinde 3 Mart 1992 tarihinde meydana gelen
ve Türkiye'nin en büyük maden facialarından biri olan grizu
patlamasında şehit olan 263 madencimizi minnet, rahmet ve
şükranla anıyorum.
Değerli arkadaşlar, tüm ülkeler için
enerji en riskli alandır ve yönetilmesi de risklidir çünkü dünya
milletlerinin birbirine göbekten bağlı olduğu yegâne konu
enerjidir. Ülkemizin kalkınması için ekonomik büyümeye, büyümek için
üretim artışına, üretim artışı için ise daha
fazla enerji ve ham madde tüketimine ihtiyaç vardır. Bundan dolayı,
enerji ve ham madde ithalatından kaynaklanan artış da doğal
olarak dış ticaret açığını ve cari
açığı artırmaktadır. Bu sonuç, bizim yerli
kaynaklarımıza ne kadar önem vermemiz gerektiğini bize
apaçık bir şekilde göstermektedir.
Bizim olağanüstü petrol ve cevher rezervlerimiz
yok, sömürgeci bir geçmişimiz olmadığı için fevkalade bir
sermaye birikimimiz de yok. Kalkınmak için çok çalışmak ve sahip
olduğumuz yer altı ve yer üstü kaynaklarını en etkin bir
şekilde değerlendirmek zorundayız. Ancak, bu konuda,
değerli arkadaşlar, hem iç hem de dış çevreler enerji ve
maden cevherlerimizin çıkarılması noktasında ülkemizi
engellemeye çalışmaktadırlar.
Çevre korumacılığı adı
altında -ki ben samimi çevrecileri bunun dışında
bırakıyorum- nükleer enerjiye, hidroelektrik santrallere, termik
santrallere hayır diyorlar.
ATİLA SERTEL (İzmir) Nasıl oluyor
samimi olan, samimi olmayan?
FARUK ÇATUROĞLU (Devamla) Yenilenebilir
enerji kaynaklarına yönelelim. diyorlar ama Rüzgâr ve jeotermal enerji
bizim ilimizde de olmasın. diyorlar. Bize kala kala güneş enerjisini
bırakıyorlar.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'yi boydan
boya, baştan başa güneş panelleriyle donatsak Türkiye'nin enerji
ihtiyacını karşılamamız zaten mümkün değil. O
zaman, kusura bakmayın değerli arkadaşlar, beş dakika bile
elektrik kesildiğinde Nerede bu Hükûmet, nerede bu devlet?
demeyeceksiniz, gaz lambasıyla ve mumla idare edeceksiniz.
Türkiye nükleer enerjiye sahip olmadan asla ve asla
yoğun enerji tüketimi gerektiren sınai malların üretiminde
maliyet kontrolünü sağlayıp uluslararası arenada rekabet edemez.
Sadece Akkuyu santrali Türkiye'nin cari açığını 3 milyar
dolar civarında aşağıya düşürecektir değerli
arkadaşlar. Çok özendiğimiz Fransa, enerjisinin yüzde 77sini
nükleerden sağlamaktadır. Öte yandan Almanya, enerjisinin yüzde
37sini de kömüre dayalı cevherlerden sağlamaktadır. Bizim de bu
konuda almamız gereken daha çok yol vardır.
Her türlü engellemelere rağmen enerjide
yenilenebilir ve yerli kaynaklara öncelik vererek enerji verimliliğini ve
enerji çeşitliliğini sağlamaya devam edeceğiz. Yerli
kaynaklarımız, linyit ve taş kömürü başta olmak üzere,
desteklenecektir. Enerji üretiminde yerli kömürleri kullanan santrallere ilave
desteklerin sağlanması Bakanlığımızca
planlanmaktadır.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları,
değerli arkadaşlar, petrol sebebiyle çıkmıştır.
Bugün Suriye ve Irakta süregelen savaşlar basit bir savaş
değil, yine enerji kaynaklıdır. ABD ve Rusyanın bölgede ne
işi vardır? PKK, PYD, IŞİD ve diğer terör örgütleri bu
enerji savaşının sadece birer piyonlarıdır ve
zamanları bitince kullanılmış bir kâğıt mendil
gibi bir kenara atılacaklardır. Şahsi görüşümü söylüyorum,
ben ne Sykes Picotu ne de yeni bir paylaşımı bu bölgede kabul
etmiyorum. Oyunu Türkiye açısından değerlendirmek
durumundayız.
Peki, Türkiyenin kalkınmasını
istemeyen çevreler başka ne diyorlar? Altın, gümüş, bakır
cevherlerinizi çıkarmayın, çevre kirliliği yapar. diyorlar. Ama
biz kararlıyız, yerin üstünü koruyarak altında ne varsa
çıkarıp değerlendireceğiz değerli arkadaşlar.
Bütün bunları yaparken de Batı ne der, dünya ne der diye
düşünmeyeceğiz, milletimiz ne der diye düşüneceğiz
değerli arkadaşlar.
Hani, alkışlayan yok mu ya? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Bravo Çaturoğlu!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bravo!
FARUK ÇATUROĞLU (Devamla) Anadolunun,
Trakyanın, Mezopotamyanın, bu coğrafyanın
çocuklarını
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK ÇATUROĞLU (Devamla)
hiç kimseye
ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Bu vesileyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımızın ve diğer
bakanlıklarımızın 2016 bütçelerinin hayırlı
hizmetlere vesile olmasını Cenab-ı Allahtan temenni ediyor,
hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Bravo Çaturoğlu!
ATİLA SERTEL (İzmir) Bakan Bey dinlemedi
ama! Muhabbet etti.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya diğer
bakanlara ayıp oldu, diğer bakanların da ismini say.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz. Sayın
Çaturoğlunu alkışlarla yerlerine uğurluyoruz.
Şimdi söz sırası Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Uğur Dilipaka aittir.
Buyurun Sayın Dilipak. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET UĞUR
DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının
2016 yılı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor;
sözlerime başlamadan önce, vatanı için canlarını feda eden
şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar, on üç yıllık
AK PARTİ iktidarımız döneminde, her alanda olduğu gibi
enerji alanında da çok büyük yatırımlar yaptık. Kısaca
özetlersek; 2002 yılında 31.846 megavat olan kurulu gücümüzü 2016
yılı ocak ayı sonu itibarıyla 73.427 megavata yükselttik.
Doğal gaz sektöründe, 2002 yılında 5
şehrimizde doğal gaz varken şu anda 77 ilimizde ve birçok
ilçemizde, yüzlerce ilçemizde doğal gaz vardır.
Petrol arama yatırımlarına
baktığımızda, 2002 yılı yatırımı
35 milyon dolar iken, 2015 yılı yatırımı 424 milyon
dolar olarak gerçekleşmiştir.
Maden ihracatımız ise 2002
yılında 700 milyon dolar seviyesindeyken şu anda 3 milyar 900
milyon dolar seviyesine yükselmiştir. Bunların hepsini bizler
çıkartacağız arkadaşlar. Ülkemizi geliştirmek için
bunlara da mecburuz.
Diğer yandan,
Bakanlığımızın gerçekleştirdiği
uluslararası, reform niteliğindeki projelerle -mesela TANAP projesi
bunlardan bir tanesidir, Bakü-Ceyhan Boru Hattı bunlardan bir tanesidir-
ülkemizi enerji köprüsü hâline getirmek için elimizden geleni yapıyoruz,
yapmaya da devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, ülkemizin
yarınları için enerji çeşitliliğini artırmamız
gerekiyor. Bunun için nükleer santrallar yapalım dediğimizde, GES,
HES, RES yapın. diyorlar ama RES, GES yapalım dediğimizde de
karşı çıkıyorlar. Bu arkadaşlara diyoruz ki:
Dedelerinizin zamanında yaşamaya devam ediniz.
Arkadaşlar, şu iyi bilinmelidir ki dünden
bugüne, dünyada yaşanan tüm mücadelelerin ana kaynağında, enerji
ve tabii kaynaklara hâkim olma kavgası vardır. Şu anda Orta
Doğuda ve bölgemizde yaşanan istikrarsızlığın
ana sebebi de budur. Petrol ve diğer doğal kaynakların
paylaşım mücadelesi bir asır öncesinden yaşanmış,
Sykes-Picot ve bazı anlaşmaların yüz yıllık geçerli
hükümlerinin bitmesi gündeme gelince yeniden şer ittifakları
düğmeye basmaya başlamıştır. Bölgenin yeni
yapılanmasında dış güçler bir senaryo ortaya koymuş,
PYD, PKK, IŞİD ve diğerleri bunların gönüllü taşeronluğunu
yapmaya başlamışlardır.
Bölgeye bakıldığında, yüz
yıllardır iki medeniyetin kavgasına şahit oluyoruz. Birisi,
Churchillin ifadesiyle anlam bulan Bir damla petrol, bir damla kandan daha
değerlidir. zihniyeti, diğeri Bir damla masum insan kanı,
dünya ve içindekilerden daha kıymetlidir. diyen İslam Peygamberinin
bakış açısıdır. Yani, bugün Suriyede 400 bin
insanın hayatını kaybetmesinde bu emperyalist güçler
açısından hiçbir anlam ve ifade yoktur. Meseleye bu bakış
açısıyla bakıldığında sorun kendiliğinden
çözülür.
Değerli arkadaşlar, bu vatanda Türküyle,
Lazıyla, Kürtüyle, Çerkeziyle, Sünnisiyle, Alevisiyle et ile
tırnak gibi, bölünmez bir parçayız. Bu coğrafya bizim ortak
kaderimizdir.
Bizim millî birlik ve kardeşlik projesi,
sizin çözüm süreci dediğiniz süreçte bizler baldıran zehri içmeye
razı idik ama birileri süreci sürekli baltaladı, gelinen durum
ortada. Bu süreci dış güçler adına baltalayanlar, dış
güçler adına enerji koridoru oluşturmaya çalışanlar, ölen her
masum candan ve şehitlerimizin vebalinden kurtulamayacaktır.
Bölgemizde emperyalistlere enerji koridoru
oluşturmak için çalışan zavallı taşeronlara,
devletimizle, milletimizle el ele, en iyi cevabı vereceğiz. Bu
çabaların beyhude çabalar olduğunu göreceksiniz. Sözde öz yönetim
çabalarınızın bu emperyalistlerin bir oyunu olduğunu, bir
parçası olduğunu göreceksiniz. Bölgede emperyalistlerin
taşeronluğuna soyunanlar tarih önünde ve milletimizin vicdanında
mahkûm olacaklardır.
Genel Kurulu saygıyla selamlar, sözlerime son
veririm. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Dilipak.
Şimdi söz sırası, Kocaeli
Milletvekili Zeki Aygüne aittir.
Sayın Aygün, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz beş dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEKİ AYGÜN (Kocaeli)
- Sayın Başkan değerli milletvekilleri; Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 yılı bütçesi için AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2001 yılında kuruluşundan bugüne, on beş
yıldır, elektrik, doğal gaz, petrol ve LPG piyasalarını
düzenleyip denetlemektedir. Bu doğrultuda, düzenleme, izleme ve denetleme
sorumluluğunun bulunduğu piyasalarda şeffaf, adil ve rekabetçi
bir piyasa yapısının oluşturulmasının önündeki engellerin
kaldırılması, buna ek olarak tüketicilerin yeterli, sürekli,
kaliteli mal ve hizmetlerden istifade etmesi kurumun temel önceliklerindendir.
EPDK kurulduğu günden bugüne, sorumluluğu altındaki
piyasaların gelişimi konusunda yoğun bir mesai harcayarak enerji
piyasalarının gelişiminin önünü açmıştır.
Bu bağlamda, bugün yürürlükte olan petrol
piyasasında 13.608, elektrik piyasasında 1.948, doğal gaz
piyasasında 308 ve LPG piyasasında 10.914 olmak üzere toplam 26 bin
adet lisans verilmiştir. Söz konusu lisanslama faaliyetleriyle piyasa
katılımcıları kayıt altına alınmış
ve lisans sahibi şirketler gözetim altına
alınmıştır.
Elektrik sektöründe arz güvenliği
düşünüldüğünde, EPDK tarafından lisans verilen projelerle son on
yılda yaklaşık 34.676 megavat kurulu gücündeki yeni kapasite
sisteme dâhil edilmiştir. Bu kapasite artışında
hidroelektrik, rüzgâr, jeotermal, güneş gibi yenilenebilir enerji
kaynakları payının günden güne artması memnuniyet verici
bir gelişmedir.
Bununla birlikte, elektrik dağıtım
sektörünün özelleştirilmesini müteakip elektrik dağıtım ve
perakende satış faaliyetleri ayrıştırılarak bu
kapsamda yürürlüğe konulan mevzuatlar aracılığıyla
sektörde hizmet kalitesine yönelik standartlar hayata geçirilmiş ve ürün
ve hizmet kalitesinin yükseltilmesi için çalışmalar ve
yatırımlar devam etmektedir.
Devletçi bir piyasa modeli kapsamında, faaliyet
gerçekleştiren elektrik sektörünün ayrıştırılan üretim
ve tedarik faaliyet alanındaki rekabetin tesis edilmesine yönelik önemli
aşamalar kaydedilmiştir.
EPDK lisanslama faaliyetleri kapsamında,
doğal gaz piyasasında bugüne kadar 69 adedi dağıtım
lisansı olmak üzere toplam 308 adet lisans verilmiştir.
Doğal gaz piyasasına yönelik
çalışmalarda öne çıkan husus, şehirlerde doğal gaz
dağıtımına yönelik faaliyetlerdir. 2002de sanayi ve
konutta 5 şehirde, sadece sanayide ise 9 şehre giden doğal gaz
iletim hattı, 2015 yılı sonu itibarıyla doğal gaz
dağıtım ihaleleri ve BOTAŞ iletim hattı
genişlemesine bağlı olarak 77 şehre ulaşmıştır.
Ayrıca, 328in üzerinde ilçemizde doğal gaz
kullanılmaktadır.
Petrol ve LPG piyasalarında yürürlüğe
konulan teknik düzenlemeler yoluyla akaryakıt ve LPG ürünlerinde ürün
kalitesi artırılmış ve piyasaya arz edilen ürünlere dair
standartlar yürürlüğe konulmuştur.
Petrol Piyasası Kanunu kapsamında ulusal
marker uygulamalarıyla dolaşımda olan akaryakıtın
piyasaya yasal yollardan girip girmediği tespit edilerek kaçak ve standart
dışı ürün satışının önlenmesi
amaçlanmıştır. Bununla beraber, petrol piyasasında istasyon
otomasyon sistemiyle kayıt dışı akaryakıt
satışının önlenmesi amacıyla
dağıtıcı lisansı sahipleri EPDK tarafından
sürekli olarak denetlenmektedir. Bu sayede, ülkemizin ekonomisine zarar veren
kaçak akaryakıtın önüne geçilerek vatandaşların yüksek
kalitede akaryakıt ve LPG kullanması
sağlanmıştır.
Çalışmalarına hızla devam eden
EPDK, bugünden sonra da aynı özveriyle piyasaların gelişimi için
çalışmaya devam ederek tüketicilerin sürekli ve kaliteli hizmetlerden
istifade etmesini sağlayacaktır.
2016 yılı bütçemizin hayırlara vesile
olmasını diler, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Aygün.
Yedinci söz, Kütahya Milletvekili Ahmet Tana
aittir.
Sayın Tan, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET TAN (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı içerisinde yer alan Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü bütçesi üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Dünyadaki 3 milyar tonluk bor rezervinin yüzde 72si
ülkemizde olup tinkal yatakları Kırkada, kolemanit yatakları
ise Emet, Hisarcık ve Bigadiçtedir. Bor madenini araştırma ve
teknoloji geliştirme amacıyla Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
4865 sayılı Kanunla 2003 yılında kurulmuş ve 2004
yılından bu yana faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bu kapsamda, BOREN tarafından 2004-2015
yılları arasında 229 adet proje desteklenmiş, 179 adedi
tamamlanmıştır. Bor ve türevlerinin geliştirilmesi
kapsamında 6 adet yetkinlik merkezi kurulmuştur. Bununla birlikte,
kurumumuz bünyesinde oluşturulan AR-GE merkezinde bor izotop
zenginleştirmesi ve uluslararası iş birliği modeliyle bor
katkılı ileri metal alaşımları konularında
çalışmalar sürdürülmektedir.
BOREN tarafından
desteklenen olumlu proje sonuçları doğrultusunda bor karbürden
zırh üretimi başarıyla tamamlanmıştır. Ahşap
emprenye sektöründe, radyasyona karşı direnç sağlamada, çimento,
sağlık, yapı malzemeleri ve seramik başta olmak üzere
sanayicilerle yatırıma dönük bilgilerin paylaşılması
hedeflenmektedir. Ayrıca, TÜBİTAK iş birliğinde, bor
temelli hidrojen üretim sistemi ve yakıt pili üretimi tamamen yerli olarak
gerçekleşmiş ve insansız hava araçlarında
uygulanmıştır. Buna ilave olarak bor organize sanayi ihtisas
bölgesi kurulmasına ilişkin faaliyetler devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizdeki bor
madeninin merkezi olan Kütahyamız, başta borik asit fabrika
tesisleri olmak üzere bölünmüş yollarıyla, havaalanıyla, hastane
ve okullarıyla, baraj ve göletleriyle, organize sanayi bölgeleriyle, kamu
kurum ve kuruluşlarının hizmet binalarıyla, köylerine kadar
altyapı yatırımlarıyla AK PARTİ döneminde çok büyük
hizmetler almış durumdadır. İlimizin gelişmesi için
emek verenlere ve tüm milletvekillerimize huzurlarınızda hassaten çok
teşekkür ediyor, ayrıca hizmetlerini yakinen bildiğimiz,
Rahmetirahmana kavuşan Ahmet Derin ve Halil İbrahim Yılmaz
ağabeylerimi hayırla anıyor, Allahtan rahmet diliyorum.
Kütahyalı hemşehrilerimizin tulum
çıkartıp 4 AK PARTİ milletvekili olarak bizleri buraya
göndermelerinin manasını, değerini ve kıymetini biliyoruz.
Bizler de gece gündüz demeden, devletine ve milletine bağlı, ilim ve
irfan şehri olan Kütahyamızı birlik, beraberlik içerisinde yeni
yatırımlarla buluşturmak ve güzel ülkemize hizmet etmek için
çalışıp gayret göstereceğiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hedefimiz, ülkemizin bor rezervleriyle birlikte bütün
madenlerini ortaya çıkarmak ve verimli bir şekilde işletmektir.
Göreve geldiğimiz 2002 yılından itibaren, her dönem ekonomik ve
siyasi istikrarı sağlamaya yönelik adımları attık,
atmaya da devam ediyoruz. Ekonomimizin, demokrasimizin ve milletimizin önünde
duran en önemli engel terördür ve teröre destek verenlerdir. Çukur
kazanların, barikat kuranların oyunları bozulmuş,
barikatların altında kalmış, kendi kazdıkları
çukurlara düşmüşlerdir. Bu topraklarda yaşayan ve Allahı
bir, kitabı bir, peygamberi bir, kıblesi bir, ezanı bir,
vatanı bir, bayrağı bir, devleti bir olan kadim bir medeniyet ve
kültüre sahip Anadolu medeniyeti mensupları olarak bizler bu topraklarda
kavgaya, husumete asla fırsat vermeyecek, aramıza nifak
tohumları atmak isteyenlerin karşısında dimdik durmaya
devam edeceğiz.
Unutulmamalıdır ki AK PARTİ ülkemizin
özüdür, mayasıdır, çimentosudur.
Bu duygu ve düşüncelerle, 2016 yılı
bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını
diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Tan.
Söz sırası, Gümüşhane Milletvekili
Hacı Osman Akgüle aittir.
Sayın Akgül, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI OSMAN AKGÜL
(Gümüşhane) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2016 yılı bütçesi üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu kurumda 1990lı
yılların başında üç yıl çalışmış
olmaktan büyük bir onur duyuyorum.
Bölgemizde ve dünyada politik ve ekonomik önemli
değişimlerin yaşandığı kritik süreçlerden
geçmekteyiz. Enerji alanında yeni dinamiklerin oluşumuna ve önemli
gelişmelere tanıklık etmekteyiz. Türkiye hem kendi gelişimi
ve sürdürülebilir kalkınması açısından hem de önemli enerji
çatışmalarının yaşandığı bir bölgede
bulunması sebebiyle enerji sektöründe güçlü bir oyuncu olma gayretindedir.
Bu kapsamda, enerji sektöründeki küresel gelişmeleri de dikkate alarak
yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan azami düzeyde
yararlanma çalışmalarımızın yanı sıra
nükleer enerjinin de enerji arz güvenliğindeki yerini alması
hedeflenmektedir. İthal kaynaklara
bağımlılığın ve arz güvenliğindeki risklerin
azaltılması açısından bu durum büyük önem arz etmektedir.
2690 sayılı Kanunla, barışçıl amaçlarla Türkiyede
atom enerjisinin kalkınma planlarına uygun olarak ülke yararına
kullanılmasını sağlamak, temel ilke ve politikaları
belirleyip önermek, bilimsel, teknik ve idari çalışmaları
yapmak, düzenlemek, desteklemek, koordine etmek ve denetlemek üzere Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu yapılandırılmıştır.
Ülkemizin nükleer enerji teknolojisi alanında
söz sahibi ülkeler arasına girmesini sağlamak, insan ve çevrenin
radyasyondan korunmasının temininde güvenilir ve etkin bir kurum olma
vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu, nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla
kullanımının sağlanması kapsamında iki ana görevi
üstlenmiştir. Bunlardan birincisi, nükleer enerjiyle ilgili faaliyetler ve
radyasyon uygulamaları sırasında nükleer ve radyasyon
güvenliğinin sağlanması, gerekli düzenleme ve denetleme
faaliyetlerini yürütmek, diğeri de nükleer enerji kullanımına ve
radyasyon uygulamalarına ilişkin araştırma, geliştirme
çalışmalarına öncülük etmektir. Bu bilinçle, Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu, ülkemizin nükleer güvenlik ve radyasyon güvenliği
alanındaki düzenleyici ve denetleyici kurumu olarak ülkemizde kurulacak
nükleer santrallerin güvenli bir şekilde uluslararası standartlara
uygun olarak kurulması ve işletilmesinin sağlanması
amacıyla özenli çalışmalarına devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; enerjide atılan kararlı adımlarla 2023
hedeflerimize ulaşacak, ekonomik kalkınmanın ve sosyal
gelişmenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli ve asgari
maliyetle temin edebilen, enerji üretiminde kaynak ve teknoloji
çeşitliliğini artırarak enerji arz güvenliğimizi
sağlayan bir ülke konumuna geleceğiz. AK PARTİnin ortaya
koyduğu hedefler doğrultusunda, 2023 Türkiyesine güçlü bir enerji
potansiyeline sahip olarak erişebiliriz.
Bu bağlamda, 2002 yılından günümüze,
diğer enerji alanlarında olduğu gibi nükleer enerji
alanında da önemli çalışmalara imza attık. Bu
bağlamda, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızı
mümkün olan en üst düzeyde değerlendirmeyi ve nükleer teknolojiyi elektrik
üretiminde kullanmayı öngörmekteyiz.
AK PARTİ iktidarı, kararlı
adımlar atarak Akkuyuda 4.800 megavat ve Sinopta 4.480 megavat gücünde
olmak üzere 2 adet nükleer santral ihalesini gerçekleştirmiştir. Bu 2
santrale ek olarak 3üncü santralin yapılması için de
çalışmalar kısa süre içerisinde tamamlanacaktır. Yine, 2012
yılında nükleer ve atom enerjisi alanında ülkemizde ilk olma
özelliğini taşıyan proton hızlandırıcı
tesisleri hizmete almıştır. Bu tesis nükleer enerji
alanında kilit bir beyin rolü oynuyor, bir diğer yandan nükleer
tıp alanında yapılan çalışmalarla insanımıza
hizmet ediyor. Burada yapılan çalışmalarla nükleer ve atom
enerjisi alanında daha fazla söz sahibi olacak, alanında uzman
kişileri ülkemize kazandıracağız.
Bu vesileyle, Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun 2016
yılı bütçesinin hayırlı çalışmalara vesile
olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Akgül.
Söz sırası, Kütahya Milletvekili Mustafa
Şükrü Nazlıya aittir.
Sayın Nazlı, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI
(Kütahya) Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün 2016 yılı bütçesi üzerine AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Doğal kaynakların insan ve toplum
hayatındaki önemi hepimizce bilinmektedir. Hayatı fonksiyonel hâle
getiren araç ve gereçlerin yüzde 99u doğal kaynaklardan ve özellikle de
madenlerden sağlanmaktadır. Ülkelerin kalkınması, sahip
olunan doğal kaynakların harekete geçirilmesiyle ilişkilidir.
Madencilik, üretime dayanan ve aynı zamanda üretimin itici gücü olan bir
sektör olarak ülkelerin gelişimi, kalkınması, sanayileşmesi
ve gelişen teknolojiyi yakalamasına katkı sağlaması
açısından çok önemli bir unsurdur. Maden ürünleri, bütün ana
yatırım alanlarının temel girdilerini
oluşturmaktadır.
Madencilik, döviz kazandırması, istihdam
yaratması, hizmet ve yan sanayi sektörlerini teşvik etmesi, özellikle
de bölgesel gelişmeyi sağlaması bakımından çok
önemlidir. Maden kaynaklarının toplumsal, toplumdaki vazgeçilmez
önemini kavrayan ülkeler, sahip oldukları kaynakların en iyi şekilde
değerlendirilmesi ve doğal kaynakların açığa
çıkarılması için yoğun bir çaba içerisindedir.
Gelişmiş sanayi ülkelerinin çoğunda, madencilik ekonomik
kalkınmayı başlatan öncü bir sektör olmuştur.
Gelişmiş ülkeler
kalkınmalarını, sahip oldukları ham madde
kaynaklarını en etkin ve verimli bir şekilde
değerlendirmelerine borçludur. Anadoluda madencilik binlerce yıl
öncesinden beri süregelmektedir ancak teknik ve bilimsel anlamda madencilik
faaliyetleri 1935 yılında MTA Genel Müdürlüğümüzün
kurulmasıyla birlikte başlamıştır. MTA, ülkemizin
karmaşık jeolojik yapısına rağmen, teknolojik ve
ekonomik anlamda madenciliğin değer kazanmasına yönelik çok
büyük hizmetler yapmış bir kurumdur.
Ülkemiz, madencilikte adı geçen 132 ülke
arasında 28inci sırada yer almaktadır, üretilen madenlerin
sayısı itibarıyla ise 10uncu sırada yer almaktadır.
Dünyadaki metalik malzemelerin binde 4üne, endüstriyel ham madde rezervlerinin
yüzde 2,5uğuna sahip olan ülkemizin dünya maden rezervleri içerisindeki
payı da yaklaşık binde 5 mertebesindedir. Türkiye, maden ve
metal ithalatına her yıl bütçesinden 35-40 milyar dolar ayırmak
zorunda kalmaktadır. Oysa, madencilik potansiyelimiz göz önüne
alındığında, ithal edilen maden ve metallerin büyük bir
kısmını biz yerli kaynaklarımızdan üretebiliriz.
İthalatımızın yüzde 73ü ara malı
ithalatıdır. Sanayi üretimi arttıkça ara malı
ithalatımız daha da çok artacaktır; çözüm için, madencilik
sektöründe yönetim anlamında köklü değişikliklere gitmemiz
gerekir: Büyük yatırımların önünü açacak ve sermaye
girişini sağlayacak tedbirler almamız, ülkemizde jeoloji
mühendislerine gereken önemi vermemiz ve aynı zamanda, MTAnın
ekonomik anlamda daha fazla desteklenmesiyle yer altında gömülü bulunan
madenlerimizin ve cevherlerimizin derhâl, bir an önce çıkartılarak
ülke ekonomisine kazandırılması gerekir.
AK PARTİ olarak 2023 yılı
hedeflerimiz doğrultusunda, kendi otomobilimizi, tankımızı,
uçağımızı ve beyaz eşyalarımızı üretme
iddiamız gereği, söz konusu araç ve gereçlerin yapılmasında
kullanılan madenlerin ülke içinde aranması, yine ara
mallarının ülke ekonomisinde üretimi teşvik edilerek bu alanda
büyük yatırımların yapılmasını
gerçekleştirecek politikalar izlememiz gerekmektedir.
MTA bütçesi 2015 yılında 353 milyon TL
olarak gerçekleşmiş; bunun 195 milyon TLsi -personel- cari giderler,
155 milyon TLsi ise deniz jeolojisi araştırma gemisi
yapımı, maden ve jeotermal aramaları, jeolojik ve jeofizik
bilimsel ve teknolojik harcamalar için harcanmıştır. 2016 yılında
ise MTA bütçesi 442 milyon TL olarak planlanmıştır.
Son olarak, maden denince ülkemizde ilk akla gelen
illerden biri olarak, Kütahyanın bir milletvekili olarak, MTA verilerine
göre 232 ayrı noktasında 36 çeşit madeni coğrafyasında
barındıran, fedakârca, alın teriyle bu madenleri canları
pahasına çıkartan işçilere sahip bir ilde olmak bizlere
ayrı bir sorumluluk yüklemektedir. Bor madenlerinin yüzde 60ı,
manyezitin yüzde 50si, linyit rezervlerinin yüzde 20si yine Kütahyada
bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Devamla) Bu vesileyle,
Sayın Başbakanımıza, Hükûmetimize, Enerji
Bakanımıza ve MTA Genel Müdürlüğümüze hem Kütahyamıza hem
ülkemize yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyor,
bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Nazlı.
Şimdi söz sırası, Elâzığ
Milletvekili Ejder Açıkkapıya aittir.
Buyurun Sayın Açıkkapı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Orman
ve Su İşleri Bakanlığının 2016 bütçesi üzerinde
AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.
Ben burada, AK PARTİ öncesi ülke
insanımızın yakasından düşmeyen 2 haneli
enflasyonlardan, yüksek faizlerden, binlerle ifade edilen gecelik repo
faizlerinden IMFe olan borçlardan, en küçük olaylarda bile ekonominin
nasıl bir anda kırılgan yapıya düştüğünden ya da
batık bankalardan bahsetmeyeceğim.
Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuru imkânı sağlanmasından, askerî vesayetin
kaldırılmasına yönelik dik duruşumuzdan,
demokratikleşme çalışmalarından, devlet güvenlik
mahkemeleri ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasından, millî
birlik ve kardeşliğimiz için ortaya konulan gayretlerden, parti
kapatmaların zorlaştırılmasından, yargı
reformlarından da bahsetmeyeceğim.
İnsani yardımlarda
örnek ülke olduğumuzdan, ensar anlayışımızla 3 milyona
yakın misafiri ağırladığımızdan, on üç
yılda dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer
aldığımızdan, kişi başı millî gelirimizin 10
bin doların üzerine çıkarılmasından, gayrisafi yurt içi
hasılanın 230 milyar dolardan 850 milyar doların üzerine
çıkarılmasından da bahsetmeyeceğim.
Türkiye ekonomisinin iç ve
dış şoklara karşı direncinin
arttığından, borcunu ödeyen ve IMFe borcunu sıfırlayan
bir Türkiyeye ulaştığımızdan da bahsetmeyeceğim.
Faizlerin tek haneli
rakamlara düşürüldüğünden, milletimizin hakkının faiz
lobisine yedirilmemesi için yaptığımız gayretli
çalışmalarımızdan da bahsetmeyeceğim.
6 bin kilometreden 24 bin
kilometreye çıkarılan duble yollardan, 2002de 26 olan, 2015te 55e
çıkarılan havalimanlarıyla hava yolunun halkın yolu hâline
getirildiğinden ve yine, kendi vilayetim olan Elâzığda 2002de
sadece 42 bin yolcu taşınmışken bu rakamın 2015
tarihinde 955 bin kişiye ulaştığından da bahsetmeyecek
ve Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın
bazı çalışmalarını yüce Meclisimizle
paylaşacağım.
MUSA ÇAM (İzmir) Ejder
Bey, iyi ki bahsetmedin ya! Hepsini tekrarladın ya!
EJDER AÇIKKAPI (Devamla)
Orman ve Su İşleri Bakanlığının son on üç
yıl içerisinde yaptığı yatırımlar 123 milyar Türk
lirasını bulmuştur. Bu rakamlar, 2002 öncesinde hayal bile
edilemeyen, inanılması güç rakamlardır. Bir hayalin gerçeğe
dönüştürüldüğü asrın projesi olan ve bitirilen Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Su Temin Projesiyle, dünyada ilk ve tek olma
özelliğine sahip askıda borulu deniz geçiş sistemiyle
yıllık 75 milyon metreküp su Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetine iletilecektir.
Birinci GÖL-SU Bin Günde Bin
Gölet Projesi kapsamında 1.001 projenin gölet olarak
gerçekleştirildiğini ve yine 2019 yılına kadar ilaveten
1.071 göletin daha inşa edileceğini buradan ifade etmek istiyorum.
Dünyanın çölleşme,
kuraklık ve arazi tahribatıyla tehdit altında olduğunu
biliyoruz, bu doğrultuda çalışmalarımıza devam
ediyoruz. Erozyonla taşınan toprak miktarını
azaltıyoruz; 2000 yılında 226 milyon ton olan bu miktar 2015
yılında yıllık 168 milyon tona düşürülmüştür,
2019 hedefi 140 milyon ton, 2023 hedefi ise 130 milyon ton/yıl olarak
belirlenmiştir.
On üç yılda
yaklaşık 3,5 milyar fidanı toprakla buluştururken 49,5
milyon fidanı da Elâzığ olarak toprakla buluşturduk. Bugüne
kadar Türkiyede yaklaşık 1 milyon 262 bin hektarlık alanda
yapılan toprak muhafaza çalışmalarının 781 bin
hektarı Hükûmetimizin çalışmalarıyla gerçekleşmiştir.
Su biriktirme kapasitemiz 157
milyar metreküpe ulaşmış, bunun 44 milyar metreküpü sulama, içme
suyu ve sanayi suyu ihtiyaçlarında kullanılmaktadır. Bu
sulamayla tarım alanlarını artıran Bakanlığımız,
ülkemizi dünyada tarım alanlarında 7nci sıraya yükseltmiştir.
Bu anlamda, sonuç olarak laf değil, iş üreten bir iradenin
adıdır AK PARTİ.
Bütçemizin hayırlı
olmasını diliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Açıkkapı.
Söz sırası, Manisa Milletvekili
Uğur Aydemire aittir.
Sayın Aydemir, buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Orman ve Su İşleri Bakanlığının
2016 yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve yüce milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında, Mardin
Dargeçitte hain teröristlerle girdikleri çatışmada şehit olan
askerlerimize ve vatan sevdalısı bütün şehitlerimize Allahtan
rahmet, milletimize de başsağlığı diliyorum ve
ayrıca hem teröristleri hem de teröristleri destekleyenleri bir kez daha
lanetliyorum.
Sayın milletvekilleri, AK PARTİ
iktidarlarımızın gerçekçi politikalarıyla her yıl
büyüyen bütçe imkânlarımız sayesinde Orman ve Su İşleri
Bakanlığımız da son on üç yılda
gerçekleştirdiği çalışmalar ve yatırımlarla
cumhuriyet tarihi boyunca yapılamayanları yapmıştır.
İktidarlarımız döneminde 63,5 milyonu Manisamızda olmak
üzere 3 milyar 500 bin fidanı toprakla buluşturduk. İnşallah,
2019 yılına kadar da 87 milyonu Manisa'da olmak üzere 1 milyar
fidanı daha toprakla buluşturacağız. Dünyada orman
alanları azalırken ülkemizde ise büyük oranda artış
sağlanmıştır. Biz sadece orman alanlarını
artırmakla kalmıyoruz, tohumlarımızın fidanlara,
fidanlarımızın ağaçlara dönüşmesi için ve mevcut orman
varlığımızın korunması için orman
yangınlarıyla profesyonel olarak mücadele ediyoruz. Bu takdire
şayan mücadele sayesinde ülkemiz orman yangınlarıyla mücadelede
Avrupanın en başarılı ülkesi konumuna yükselmiştir.
Tabiatı korumaya da âdeta ant içmiş Bakanlığımız
millî park sayısını 40a çıkarmıştır.
Bunlardan bir tanesi de Manisamızda Spil Dağında bulunmaktadır.
Spil Dağında her birisi mesir macunu yapımında
kullanılan 41 çeşit baharatın isminin verildiği orman
köşkleri yapılmıştır. Spil Dağına daha
kolay bir şekilde ulaşmak ve bu muazzam tabiatla daha çok
doğaseveri buluşturmak için teleferik ve 2 adet otel
yapımında da yer teslimi yapılmıştır;
inşallah, yerli ve yabancı turistlerimize hizmet verecek şekilde
kısa sürede hayata geçirilecektir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Su varsa hayat vardır. diyerek bir damla dahi suyun
boşa akmaması, mümbit toprakların suyla buluşması için
büyük çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Biz, milletimiz için
çalışıyoruz. Eskiden 30 metre yüksekliğindeki bir gölet,
sulaması hariç yirmi iki yılda 44 milyon liraya tamamlanıyordu.
Şimdi ise aynı özellikteki bir gölet, sulaması dâhil on sekiz
ayda sadece 4,5 milyon liraya yapılmaktadır. İşte,
bütçemizin 1 lirasını dahi en verimli şekilde kullanmanın
ve israf etmemenin en bariz örneği bu olsa gerek.
Devlet Su İşlerinin kurulduğu 1954
yılından 2011 yılı sonuna kadar elli yedi yılda 461
gölet yapılmış sadece. Sadece 2012 ile 2014 yılları
arasında yani Bin Günde Bin Gölet Projesi adı altında 1.001
gölet yaptık. İnşallah, 2019 yılına kadar da 1.071
göleti tamamlayacağız.
ERHAN USTA (Samsun) Kaç tane Keban
yapıldı ya, konuşuyorsun. Kaç tane Atatürk Barajı
yaptınız? Ayıp ya!
UĞUR AYDEMİR (Devamla) Bir yandan dünyanın
en yüksek 3üncü barajı olan Yusufeli Barajı
çalışmaları devam ederken, diğer bir yandan da asrın
projesi olan Kıbrıs Su Temin Projesiyle yavru
vatanımızı suyla buluşturuyoruz. Bir yandan Afrikada gönül
coğrafyamızda su kuyuları açarken, bir yandan da çiftçilerimizin
alın terlerinin karşılığını alabilmesi için
sulama kanalları inşa etmeye devam ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, üzülerek ifade etmek
istiyorum ki tarım şehri olan Manisamızda 1982
yılından 2003 yılına kadar, ne bir tane baraj ne bir tane
gölet ne de bir tane sulama tesisi yapılmamış, maalesef
yapamamışız. Bütçe elvermemiş olabilir ama AK iktidar
yıllarında sadece Manisamıza 1 milyar lira yatırım
getirdik. Buradan Sayın Bakanımıza, sayın Hükûmetimize bu
yapmış olduğu güzel çalışmalardan dolayı çok çok
teşekkür ediyoruz.
Ben burada 2016 yılı bütçemizin
Bakanlıklarımıza, Hükûmetimize, milletimize ve ülkemize
hayırlı olmasını Cenab-ı Allahtan temenni ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Aydemir.
Söz sırası Antalya Milletvekili
İbrahim Aydına aittir.
Sayın Aydın, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AYDIN
(Antalya) Değerli milletvekilleri, yüz yetmiş yedi yıllık
köklü bir teşkilatımız olan, şahsımın da otuz
yıl çalıştığı, hizmet ettiği ve mensubu
olmaktan şeref duyduğum Orman Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine AK
PARTİ Grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Orman Genel Müdürlüğünün misyonu, orman ve
orman kaynaklarını her türlü tehlikelere karşı korumak,
doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem
bütünlüğü içinde ve topluma çok yönlü sürdürülebilir faydalar sağlayacak
şekilde yönetmek, Anayasa ve kanunların kendisine
tanıdığı yetkiler çerçevesinde ormanların
korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir şekilde
faydalanılması hizmetlerini yürütmektir.
Ülkemiz 1963 yılından itibaren planlı
ormancılığa geçmiş, on yıllık bir sürede, 1972
yılında bitirmiştir. İlk envanter rakamlarına göre
20,2 milyon hektar olan orman varlığımız, 2015
yılında 22,3 milyon hektara ulaşmıştır. Orman
alanlarımız 2,1 milyon hektar artmıştır. Bu da son on
üç yılda yapılan gayretli çalışmalarla 1 milyon 500 bin
hektar ormanlarımız artmıştır. Aynı zamanda,
servetimiz de 936 milyon metreküpten 1,6 milyar metreküpe yükselmiştir.
Yani dünyada ormanlar azalırken hem alan bakımından hem de
servet bakımından ülkemizde artmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ormanların geliştirilmesi ve genişletilmesine
yönelik olarak ağaçlandırma, erozyonla mücadele, bozuk orman
alanlarının iyileştirilmesi gibi bir dizi ormancılık
faaliyetleri yürütülmektedir. Millî Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü
Seferberliği -2008 ve 2012- kapsamında 2 milyon 429 bin hektar alanda
rehabilitasyon ve ağaçlandırma çalışmaları
yapılmıştır. Bu alan, Trakya büyüklüğünde ve
Belçikanın yüzölçümüne yakındır. Ayrıca
ağaçlandırma çalışmaları kapsamında ceviz, badem,
dut eylem planları yapılmış, Yol Kenarı
Ağaçlandırma Eylem Planı, Maden Sahalarının
Rehabilitasyonu Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulmuştur.
Toprağın muhafaza edilmesi, havzaların ıslahı ve
erozyonla mücadele çalışmaları kapsamında da Erozyonla Mücadele
Eylem Planı, Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı, Baraj
Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı
hazırlıkları uygulamaya konulmuştur.
Odun dışı orman ürünleri ülke
ekonomisine ve orman köylüsünü doğduğu yerde doyurmak, göçlerin önüne
geçmek ve maddi imkânlar sağlamak maksadıyla Trüf Ormanı Eylem
Planı, Salep Eylem Planı, Sakız Eylem Planı, Bal
Ormanları Eylem Planı -249 adet bal ormanımız var-
Yabanıl Meyveli Türler Eylem Planı, Yabani Zeytin (Delice)
Rehabilitasyon Eylem Planı, Keçiboynuzu Eylem Planı ve Kestane Eylem
Planı hazırlanarak uygulamaya geçilmiştir.
Biz, orman köylümüzü de yerinde
kalkındırıp, hasım değil hısım olarak
geçinmek için elimizden gelen gayretleri son yıllarda gösterdik.
Yine, toplumun çeşitli dinlenme, eğlenme
ve spor ihtiyaçlarını, halkın günübirlik ihtiyaçlarını
karşılayan mesire yerleri, şehir ormanları kurduk. Şu
ana kadar 130 şehir ormanı, 1.444 mesire yeri kurulmuştur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1939 yılında orman kadastrosunu beş yılda
bitirmek için yola çıkmışız fakat 2005 yılına
gelinceye kadar orman kadastrosu ayrı çalışmış, tapu
kadastrosu ayrı çalışmış, bir sürü hukuki sorunlar
çıkmış, ülkemizin her tarafında bu türlü davalar olmuş
ve insanlarımız da mahkemelere gittiği zaman, maalesef, hep
devlet tarafı tutulduğu için insanlarımıza, işin
açıkçası, orman köylülerine ve ormana bayağı
zulmetmişiz ama 2005 yılından sonra bu ortadan
kalkmıştır çünkü iki kadastro da beraber
çalışıyor.
Yangın Yönetim Sistemi olarak
çalışmalarımız, Türkiye, gerçekten son yıllarda büyük
atak yaptı, yerli ve millî kendi mühendisleriyle
Ben, ilk şeflik
yıllarımda tahrayla, tırmıkla yangın söndürürken
şimdi, helikopterlerle, uçaklarla ve gözetleme kulesinde on beş
saniyede yangını görüp on beş dakikada yangına
ulaşabiliyoruz ve bu konuda da çok başarılı
çalışmalarımız oldu. Özellikle Akdeniz ülkelerinde,
2004-2014 yılları arasında on yıllık dönemde,
Portekizde 105 bin hektar, Yunanistanda 50 bin hektar, İtalyada 78 bin
hektar yanarken bu rakam ülkemizde yalnızca 8.800 hektardır.
Bu çalışmaları yapan
arkadaşlarıma, meslektaşlarıma ve katkısı bulunan
herkese, kuleciden yerdeki işçiye varıncaya kadar, arazi üzerindeki
dozer operatöründen helikopter pilotuna varıncaya kadar hepsine buradan
ayrı ayrı teşekkür ediyorum ve son günlerde şehit olan,
ülkemiz için şehit olan silahlı kuvvetlerimize ve polislerimize ve
özellikle de orman yangınlarında şehit olmuş 112
kişiye Allahtan rahmet diliyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Aydın.
Şimdi, kürsüye Hatay Milletvekili Hacı
Bayram Türkoğlunu davet ediyorum.
Buyurun Sayın Türkoğlu, söz
sırası sizde. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HACI BAYRAM TÜRKOĞLU
(Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 2016 Mali Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısının Orman Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde AK
PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Orman Genel Müdürlüğü, ülkemizin orman
kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir yönetimini
sağlayarak kaynakların milletimizin menfaatine sunulmasından
sorumlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığına
bağlı yüz yetmiş yedi yıllık geçmişi olan önemli
bir kurumumuzdur. Ormanlar toprak ve su rejiminin korunmasından, iklimi
dengelemeye kadar pek çok hayati fonksiyonu bulunan insanoğlunun
vazgeçilmez en değerli kaynağıdır. Bütün
insanlığın ortak değeri olup gelecek nesillere
bırakmamız gereken müşterek servetimizdir. Ormanların
ekonomik, ekolojik ve sosyal boyutlarının ekosistem hedefleri ve
bütünlüğü içerisinde ele alınması günümüz ormancılık
anlayışının temel yaklaşımı hâline
gelmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün dünya orman alanı yaklaşık 4 milyar
hektardır. Son açıklanan 2015 yılı envanter rakamlarına
göre, 2002 yılında 20,8 milyon hektar olan orman alanımız
bugün 22,3 milyon hektara ulaşmış olup ülke alanının
yüzde 28,4ünü kaplamaktadır. Son on üç
yılda 1 milyon 500 bin hektar artış olmuştur. Orman Genel
Müdürlüğü yılda yaklaşık 250-300 milyon fidanı
toprakla buluşturmaktadır. Bu artışla, ülkemiz dünyada
orman varlığını artıran önemli ülkeler arasında
yer almaktadır. Orman Genel Müdürlüğümüz 2003-2015 yılları
arasında ağaçlandırma, erozyonla mücadele, rehabilitasyon ve
orman ıslahı çalışmalarında önemli
başarılara imza atmış olup bu kapsamda yaklaşık
4,4 milyon hektar alanda çalışma gerçekleştirmiştir. Bunun
için, 2003 yılından bugüne kadar toplam 3 milyar 500 milyon
fidanı toprakla buluşturmuş ve bu alanda bir rekor
gerçekleştirmiştir.
Hükûmetimiz, orman köylümüze ve orman
kooperatiflerine destek olmakta ve onlara ormancılık faaliyetleri
karşılığında ve doğrudan desteklerle önemli bir
gelir kapısı oluşturmaktadır. Ayrıca, orman köylülerimizin
yerinde kalkındırılması maksadıyla Hükûmet
programında da yer alan beş yıllık dönemde 5 bin köye 5 bin
orman kurulmasına başlanmıştır.
Diğer taraftan, orman
sınırlarının korunması ve mülkiyet problemlerinin
çözümüne yönelik 2015 yılı sonu itibarıyla toplam 21 milyon 850
bin hektar orman alanının kadastrosu yüzde 98 oranında
tamamlanmıştır. Teknik ve hukuki problemlerin azalması
yönünden bu sonuç çok önemlidir. Yargıya intikal eden davalarda da ciddi
düşüşler olmuştur.
Orman yangınlarıyla mücadelede ise 19 bin
Orman Genel Müdürlüğü personeli görev almaktadır. Yanan
alanların 1 metrekaresi dahi başka maksatla kullanılmamakta, bir
yıl içinde ağaçlandırılmaktadır. Orman
yangınlarıyla etkin mücadele edebilmek için Yangın Yönetim
Sistemi kurulmuştur. Ormanlarımız, 1.573 adet koruma biriminde
görev yapan 5.091 orman muhafaza memuru tarafından 7/24 saat esasına
göre korunmaktadır. Bu ekipler aracılığıyla ormanlara
yapılan kanunsuz müdahaleler yakından takip edilmektedir. Nitekim,
1995-2002 yılları arasında yıllık ortalama 38 bin olan
orman suçu 2003-2014 yılları arasında ortalama 17 bin adede
düşmüştür. Bakanlığımız tarafından
alınan tedbirler sayesinde orman suçlarında yüzde 70e varan
oranlarda azalma görülmektedir. Ulusal ve uluslararası mevzuatlar
gereğince bilgi işlem altyapısının
oluşturulması ve var olan yapının iyileştirilmesini
sağlayacak ORBİS, yani Orman Bilgi Sisteminin 2016 yılı
sonuna kadar da tamamlanması hedeflenmiştir.
Orman Genel Müdürlüğümüzün 2016 yılı
bütçesinin milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, tüm
aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Türkoğlu.
Şimdi, söz sırası Bilecik
Milletvekili Halil Eldemire ait.
Buyurun Sayın Eldemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğünün 2016 yılı bütçesi üzerinde
AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
sizleri, sizlerin nezdinde de aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü,
yatırımlarıyla halkımızın takdirini
kazanmış, ülkemizin en büyük yatırımcı kamu
kuruluşlarından biridir. Hükûmetlerimiz döneminde Devlet Su İşleri
tarafından toplam 101 milyar lira yatırım
yapılmıştır. 25 nehir havzasının tamamında
havza koruma eylem planları hazırlanmıştır. 320si
baraj olmak üzere toplam 3.107 tesis milletimizin hizmetine sunulmuştur.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Bakan, 320 baraj
bir Keban etmiyor. Oturdum, hesapladım.
HALİL ELDEMİR (Devamla) Devlet Su
İşleri, kendi seçim bölgem Bilecik ilinde de hükûmetlerimiz döneminde
200 milyon liranın üzerinde yatırım yapmıştır.
Yıllardır tamamlanması beklenen Kurtköy Barajı, Sölöz
Barajı, Günyurdu Barajı, Kızıldamlar Barajı, Zeyve
Barajı ve Yenipazar Barajı tamamlanmıştır.
Ülkemiz genelinde son on üç yıldır
işletmeye alınan 98 içme suyu tesisiyle, takriben 41 milyon
kişiye içme suyu temin edilmiştir. İllerimizin 2040, 2050, hatta
2071 yıllarına kadar içme suyu ihtiyaçları planlanmış
ve içme suyu olmayan şehir bırakılmamıştır. Bu
dönemde yapılan 75 adet modern içme suyu arıtma tesisiyle Avrupa
Birliği standartlarında, günde 7,7 milyon metreküp su
arıtılarak milletimizin tüketimine sunulmuştur.
Dünyada ses getiren tesisler bir bir
tamamlanmıştır. Birkaçını örnek vermek gerekirse: 249
metre gövde yüksekliğiyle şimdilik Türkiye'nin en yüksek gövdeli
barajı olan Artvin Deriner Barajı, 218 metre yüksekliğindeki
Ermenek Barajı, Egenin yüz kırk bir yıllık hayali Çine Adnan
Menderes Barajı, Egenin en büyük barajı Dalaman Akköprü Barajı
hizmete alınarak ülke ekonomisine
kazandırılmıştır.
Konyanın yüz yıllık rüyası Mavi
Tünel Hükûmetimiz döneminde tamamlanmıştır.
Yaşanan kuraklığa rağmen, 15
milyonu aşan nüfusuyla İstanbulumuz susuz
bırakılmamıştır.
Melen Projesi bünyesinde dünyada iki
kıtayı birbirine bağlayan ilk ve tek Boğaziçi Su Tüneliyle
Asya ve Avrupa denizin 135 metre altından birbirine
bağlanmıştır.
Gördes Barajı ve isale hattıyla
İzmirin 2040 yılına kadar içme suyu ihtiyacı
karşılanmıştır.
Bununla birlikte, tamamladığımız
daha nice projeleri burada vakit darlığı sebebiyle
zikredemiyorum.
Değerli milletvekilleri, Devlet Su
İşleri 2015 yılında 9 milyar 233 milyon 725 bin 277
liralık yatırımı gerçekleşmiştir ve 2016
yılında da yapacağı yatırımlar için bütçeden 10
milyar 908 milyon 235 bin lira ödenek ayrılmıştır. Bu
yıl içerisinde 27 adet baraj, 2 adet hidroelektrik santrali, 52 adet
sulama, 13 adet büyük taşkın koruma tesisi, 29 adet içme suyu, 7 adet
atık su tesisi olmak üzere 130 adet tesisin hizmete alınması
planlanmaktadır. Ayrıca, 2019 yılına kadar da 10 milyon
dekar arazi sulamaya açılacaktır. Hükûmetlerimiz döneminde Devlet Su
İşleri âdeta destanlar yazmıştır; destanlar yazmaya da
devam edecektir.
Bu vesileyle, Sayın Bakanımıza,
Sayın Bakanımızın şahsında da bu
başarıda emeği olan, gayretle çalışan Devlet Su
İşleri teşkilatının her ferdine ayrı ayrı
teşekkür ediyorum.
Devlet Su İşlerinin 2016 yılı
bütçesinin hayırlı olması dileğiyle, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Eldemir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
Sayın Başkan, İç Tüzük 60a göre yerimden söz istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Baluken.
Pek kısa bir söz talebi var.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, AKPnin genel siyasetiyle ilgili
Cumhurbaşkanlığı ile Hükûmetten farklı
açıklamalar yapıldığına ve Hükûmetin çözüm süreciyle
ilgili tutumunu, bundan sonraki yol haritasını ve çözüm süreciyle ilgili
bir politika değişikliği olup olmadığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, dünkü tutanakları
incelediğimde tutanaklardan ulaştığımız bir bilgi
üzerine söz aldım.
Dün burada çözüm süreciyle ilgili bir
tartışma yürütülüyorken Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyet Halk
Partisinin ısrarlı soruları üzerine İçişleri
Bakanı Sayın Efkan Alanın Dolmabahçe mutabakatı
doğruydu. Bugüne kadar yaptığımız her işin arkasında
imzamız vardır. açıklamasını son derece önemli,
tarihî ve dikkate değer buluyoruz.
Bugün ülkemizin yaşadığı
sıkıntıların birçoğu, çözüm sürecinin bitirilmesiyle
ilgili sürecin başı olan, Cumhurbaşkanı
Erdoğanın Dolmabahçe mutabakatını reddetmesiyle birlikte
başladığını ifade etmiştik. Önce izleme heyetini
reddeden, sonra oradaki mutabakatı yanlış gördüğünü ifade
eden ve sonrasında Kürt sorunu yoktur. noktasına gelen bir
yaklaşım, bu anlamda bugün yaşadığımız
sıkıntıları da âdeta beraberinde getirmişti. O
nedenle, bugüne kadar da ısrarla Sayın Başbakan
Davutoğlunun Dolmabahçe mutabakatı ve izleme heyetiyle ilgili resmî
görüşünü sormuştuk ama Sayın Başbakan bugüne kadar bize
herhangi bir yanıt vermemişti. Tabii, şimdi Kabinede olan bir
bakan olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın İçişleri Bakanının hem Hükûmeti temsilen hem de
Başbakanı temsilen Dolmabahçeyi -Cumhurbaşkanının
açıklamasına rağmen- olumlayan ve arkasında
imzasının da olduğunu söyleyen yaklaşımı, son
derece önemli bir yaklaşım ve açıklamadır. Tabii, burada
bir kafa karışıklığı oluşuyor yani uzun
süredir, AKPnin genel siyasetiyle ilgili, Erdoğandan ve saraydan
yapılan açıklamayı mı, yoksa Kabine ve Davutoğlundan
yapılan açıklamayı mı baz alacağımızı
bilmiyoruz. Bu yönüyle, hem sayın Kabine üyeleri hem de AKP grup
başkan vekilleri bu konudaki yaklaşımlarını net
olarak, herhangi bir yere sığınmadan ortaya koyarlarsa bundan
büyük bir memnuniyet duyacağız. Türkiye'nin en temel sorunuyla ilgili
mevcut Hükûmetin tutumu nedir, Hükûmetin bundan sonraki yol haritası
nedir, çözüm süreciyle ilgili yeni bir politika değişikliği mi
var sorusunun cevabını rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Baluken.
Sayın Altay, sizin de mi söz talebiniz var?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim, uygun
görürseniz Serkan Bey pek kısa bir şey söylemek istiyor.
BAŞKAN Grubunuz adına Serkan Bey
buyursunlar.
5.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın,
İskenderun Demir Çelik Fabrikası özelleştirildiğinde
işçilere verilen hisselerin değerinin sermaye artırımı
nedeniyle düşmesinin mağduriyet yarattığına ve bu
konuda Hükûmetten bir çözüm beklediklerine ilişkin açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Hükûmet yetkililerine seslenmek
istiyorum: Hatayımızın İskenderun ilçesinde, biliyorsunuz,
demir çelik fabrikası var. 2002 yılında
özelleştirilmişti. Özelleştirildiği zaman yüzde 11lik
hissesi emekçilerine, işçilerine verilmişti. Fakat, alınıp
satılır hâle gelmeden yani borsaya girmeden, sermaye
artırımı bahanesiyle, iş büyütümü bahanesiyle işçilerin
hissesi yaklaşık yüzde 4,93e indi. 11 bin işçi şu anda
mağdur, bu konuda bir çözüm bekliyoruz, kendileri de bir çözüm bekliyor.
Hâlâ şu ana kadar hisselerini alıp satamıyorlar. Bu konuda
sayın Hükûmet yetkililerinden bir çözüm bekliyoruz,
duyarlılığa davet ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Topal.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU
(Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi, söz sırası,
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkına aittir.
Sayın Taşkın, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ CUMHUR
TAŞKIN (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün 2016 yılı bütçesi üzerine
grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, dün Mardinin
Dargeçit ilçesinde bölücü terör örgütü mensuplarıyla çıkan
çatışmada şehit olan Mersinli hemşehrim Jandarma Üsteğmen
Emrah Şahine, Astsubay Abdil Kadir Çelike ve Uzman Onbaşı
Mehmet Karadala ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet,
yakınlarına ve Silahlı Kuvvetlerimize
başsağlığı ve sabırlar diliyorum, milletimizin
başı sağ olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ülkemiz ve vatandaşımıza büyük hizmetler sağlayan bir kamu
kuruluşumuz olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, sahip olduğu ileri
teknolojiyi kullanma kapasitesi ve uzman personeliyle başta
ulaştırma, tarım, orman, enerji, millî savunma, çevre, turizm,
sağlık, şehircilik, adalet, spor ve afet yönetimi olmak üzere
pek çok sektöre hizmet vermektedir.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, meteorolojik ürün
ve hizmetlerin temeli olan gözlemlerin yapılması için ülke geneline
yayılmış farklı tip ve özelliklerde sistemlerden
oluşan bir gözlem ağını işletmektedir. Bu gözlem
ağında, 1.237 adet otomatik meteorolojik gözlem istasyonu, 72 adet
havaalanı otomatik meteorolojik gözlem istasyonu, 78 adet deniz otomatik
meteorolojik gözlem istasyonu, 16 adet meteoroloji radarı, 2 adet deniz
radarı, 10 adet yüksek atmosfer gözlem istasyonu, 35 adet
yıldırım tespit ve takip sistemi bulunmaktadır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2016 yılı
sonuna kadar, yukarıda saydığım envantere ilave olarak 215
adet otomatik meteorolojik gözlem istasyonu, 4 adet havaalanı otomatik
meteorolojik gözlem istasyonu, 2 adet meteoroloji radarı, 6 adet
yıldırım tespit ve takip sistemi, 1 adet yüksek atmosfer gözlem
sistemi kurulmasını hedeflemektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Meteoroloji Genel Müdürlüğünün
kendi çalışanları tarafından geliştirilen web
sayfasından kolaylıkla erişilebilen Karayolları Tahmin
Sistemiyle vatandaşlarımızın hava ve yol bilgilerini
öğrenmeleri ve gerekli tedbirleri almaları sağlanmaktadır.
Bunun yanı sıra, havacılık sektörünün ve güvenli hava yolu
ulaşımının en temel faktörü olan meteorolojik ürün ve
hizmetleri havaalanlarında sürekli ve güvenilir bir şekilde
ilgililere sunmaktadır. Denizyolu Tahmin Sistemiyle seyahatlerin
planlanmasına ve deniz ulaşımının güvenliğine
katkı sağlanmaktadır. Ayrıca, kuvvetli yağmur,
fırtına, dolu, kar yağışı, zirai don, toz
taşınımı gibi şiddetli meteorolojik hadiselerin sebep
olabileceği can ve mal kaybını en aza indirmek gayesiyle
meteorolojik hadiseler konusunda 2015 yılında toplam 362 adet meteorolojik
uyarı yayınlanmıştır.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğünün yaptığı önemli hizmetlerden birisi de
ülkemizin orman varlığını ve doğal hayat dengesini
tehdit eden orman yangınlarına karşı Orman Genel
Müdürlüğüyle iş birliği yaparak geliştirdiği orman yangını
riski olan alanların belirlenmesini sağlayan orman
yangınları Meteorolojik Erken Uyarı Sistemidir. Bu uygulamayla
orman yangını risk alanları belirlenmekte ve ilgili kurum ve
kuruluşlar uyarılarak gerekli tedbirlerin önceden alınabilmesi
sağlanmaktadır.
Bununla
birlikte hizmet sunulan önemli sektörlerden birisi de tarım sektörüdür.
Ekim, dikim, gübreleme, ilaçlama, sulama ve hasat gibi tarımsal üretimin
her aşamasında çiftçilerimizin hizmetinde olan Meteoroloji Genel
Müdürlüğü, zirai hava tahmin raporları, hasat zamanı tahmin
programı ve ürünlerinin zarar görmemesi maksadıyla geliştirilen
zirai don tahmin sistemiyle üreticilerimize destek olmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken
Bakanlığımız bünyesinde önemli çalışmalar yapan
Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğümüzden de bir cümleyle
bahsetmek istiyorum. Ülkemizin doğal kaynak değerlerinin sahip
olduğu biyolojik çeşitliliğinin ve yaban hayatının
korunması, korunan alanların tespiti, yönetimi ve korunarak gelecek
nesillere aktarabilmek maksadıyla çalışmalarını
yürüten Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğümüze
çalışmalarında başarılar diliyorum.
2016 yılı
bütçesinin Meteoroloji Genel Müdürlüğümüze ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Taşkın.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına son konuşmacı Bolu Milletvekili Fehmi Küpçü
olacaktır.
Sayın Küpçü, buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA FEHMİ
KÜPÇÜ (Bolu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
öncelikle heyetinizi ve aziz milletimizi baki muhabbetle selamlıyorum.
2016 yılı merkezî bütçemizin milletimize hayır getirmesini,
bereket getirmesini Rabbimden murat ediyorum.
Orman ve Su İşleri
Bakanlığı Su Enstitüsü bütçesi üzerine söz aldım grubum
adına. 2011 yılında kısa adıyla SUEN olarak, küresel
su meselelerinin çözümüne katkı sağlamak, su ile ilgili geleceğe
yönelik çalışmaları yönlendirmek, ülkemizin sürdürülebilir su
politikalarını uygulamak muradıyla kurulmuştur.
Değerli milletvekilleri,
su, bizim havsalamızda, küresel dünyanın tanımıyla sadece
beyaz enerji olarak bir silah değil, değerler üzerinden bir medeniyet
tanımının adıdır. Duygu ve düşünce
dünyamızda suyun adı, rahmetin, merhametin, kadim medeniyeti besleyen
pınarların adıdır. İki damla gözyaşı
gönlümdenin, kalbimdenin, yani değerin diğer adıdır su.
Toprağın ve insanın suyla buluşması, Ferhatın
Şirine ulaşmak için şehre su getirmenin ön şartı olan
kavuşmanın adıdır su. İçenin ikram edene Su gibi aziz
ol. dediği, velhasıl medeniyet tanımımızdır su.
AK PARTİ
iktidarında kadim medeniyetimizi temsilen de Su akar ve Türk yapar
elhamdülillah. diyebileceğimiz yatırımlar yapıldı
hamdolsun ülkemizde. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da en yüksek
barajlarını, en büyük sulama tesislerini açtık. Örneğin 218
metre yükseklikteki Ermenek Barajını; yine, ülkemizin en yüksek,
dünyanın 6ncı en yüksek barajı Derineri; Çine Adnan Menderes
Barajını, Dalaman Akköprüyü, Muratlıyı, Borçkayı,
hasılıkelam Türkiye'nin ve dünyanın enlerini açtık.
Değerli milletvekilleri, benim seçim bölgem
olan Bolunun coğrafyasının yüzde 18i tarım arazisi, yüzde
64ü orman. Yapılan barajlar marifetiyle 200 bin dekarlık bir alan,
hamdolsun, AK PARTİ devriiktarında sulu tarıma
kavuşacaktır. Yine, dere ıslahları, bina ve tesisler,
taşkın koruma, Gölcük, Abant, Yedigöller içme suyu projeleri, 49 adet
baraj ve gölet olmak üzere son on dört yılda şehrimize 6 milyar TL
yatırım yapılmış ve 200 bin dekar alan suyla
buluşmuş olacaktır.
Sadece AK PARTİ döneminde yapılan 8 temel
barajdan bahsedersek; aşçılar diyarı Mengenimiz 330 milyon TL
bedelli Köprübaşı Barajıyla -ki üzerinde 2 adet HES göleti
vardır- yine, Haliçin zincirlerle kaplı sularına dönüp dönüp bakıp
Ya sen beni alırsın ya da ben seni. diyen o Fatihteki iman
coşkunluğunu veren Hoca Akşemseddin diyarı Göynükümüz
Gökçesaray, Yeniköy, Dedeler, Değirmenözü, Bulanık, Hasanlar
barajlarıyla; yine, Alan Bölgemiz, Kıbrıscık ilçemiz, 15
bin dekarlık bir alan sulu tarıma kavuşturacak. Alanhimmetler
Göletiyle yine, Bolunun Çukurovası olan Seben ilçemiz Abantın 7
büyüklüğünde 40 milyon metreküp su depolayan ve 30 bin dekarlık
alanı sulayacak Seben Taşlıyayla Göletiyle; yine, Dörtdivan ve
Gerede, Yeniçağa Ovasını sulu tarıma kavuşturacak 270
milyon TL bedelli Tekkedere Barajıyla, -yine, rahmetli Menderesin
projesi olan ve yapımına ancak kırk yıl sonra
başlanan- 55 milyon metreküp suyla, 155 bin dekar alan, üç ilçe ve
köylerimiz içme suyu ve toprağımız bereketle
tanışmış olacaktır inşallah.
Ezcümle, kadim milletimiz suyu, aziz olanı
toprakla, milletle, yatırımla buluşturmuş, enerjiyle
taçlandırmıştır. Bu anlamda, Hükûmetimiz milletinden
aldığı güçle, millet adına her türlü vesayete, paralele
karşı millet merkezli siyasetini, duruşunu devam ettirirken
elbette boş durmamış, dün Hicaza giden hacıların
tarif ettiği gibi Bak, ecdat ne keremli, hikmetli adammış,
Hicaza su yolu yapılmış. deyip sadece mazisine atıfla
övünmeyen, elbette ki ecdadının keremine, hikmetine inanan ama o
ecdadın da keremli, hikmetli çocukları olarak, yeni Türkiye yolunda,
milletimizin kadim hikâyesiyle barışık, Mersinden, denizin
altından Kuzey Kıbrısa su götürebilmenin, hizmetin aziz olanıyla,
bereketli olanıyla milleti buluşturmanın adıdır AK
PARTİ.
Ben bu hayırlı hizmetler vesilesiyle,
başta Orman ve Su İşleri Bakanımız olmak üzere
Bakanlığımıza ve Hükûmetimize milletimiz adına
teşekkür ediyorum. Bütçemizin milletimizin birlik beraberliğine,
rahmetine, merhametine emek ve katkı vermesini, yeni Türkiye yolunda kadim
hikâyesiyle barışık mazisinden aldığı güçle
istikbale giden yolda umutlar yeşertmesini murat ediyor, tekraren
heyetinizi ve aziz milletimizi baki muhabbetle selamlıyorum vesselam. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Küpçü.
Böylece Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
konuşmaları tamamlanmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ilk söz,
İzmir Milletvekili Tacettin Bayıra aittir.
Buyurun Sayın Bayır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA TACETTİN BAYIR (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle,
tüm halkımızı ve siz değerli vekillerimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi
dağı taşı, suyu, havayı ve özellikle de enerji
sektörünü salt rant gözüyle gören bir dönemden geçiyoruz. Özelleştirme
işlemlerinin en yoğun olduğu bir süreçteyiz. Çoğunluğunu
kendine yakın firmalara gerçek değerleri altında satarak kamu
zararı oluşmasına ne yazık ki göz yumuyoruz. Hükûmet
döneminizde yapılan enerji özelleştirme işlemlerine, özellikle
yandaş gruplarınızı palazlandırmaya dönük, kamu
varlıklarının peşkeş çekilmesine de seyirci
kalıyoruz. İhalelerin kimlere verildiğine
bakıldığı zaman, enerji sektöründe özelleştirmelerden
en büyük payın, hükûmetleriniz döneminde ortaya çıkan havuz
medyası tarafından alındığını tespit ettik.
Bu nasıl bir özelleştirme mantığıysa, enerji
alanında elektrik dağıtım sektörünün yüzde 60ı
sizlere yakın iki grubun tekelinde bulunmaktadır. Kısacası,
daha önce devlet tekelinde olan elektrik dağıtım sektörü, AKPye
yakın sermaye gruplarının tekeline geçmiştir. Kaldı ki
özelleştirme sonrası ülkemizin çeşitli yerlerindeki elektrik
kesintileri ve arızaları da bu özelleştirmeler sonrasında
vatandaşın canına tak etmiştir.
Değerli arkadaşlar, değinmek
istediğim bir başka nokta ise EPDKnın sorumluluk
alanlarından biri olan lisans verme yetkisinin ülkemizde nasıl
yanlış kullanıldığıdır. Hepinizin de
bildiği gibi, temiz enerji üretim alanlarından bir tanesi de rüzgâr
enerji santralleri yani RESlerdir. Doğru yerde, doğru planlamayla
yapılması hâlinde hiç kuşkusuz ki tercih edilen, yenilenebilir
bir enerji türüdür. Biz, enerjide dışa bağımlı
olmaktan kurtarabileceğini düşündüğümüz RESleri aslında
destekliyoruz. Ancak, ne yazık ki, seçim bölgem olan İzmirde
Hükûmetin yanlış tercihleri nedeniyle birkaç yıldır
yaşam alanları içine kurulan RESlere karşı direnişler
başlamıştır. Karaburun Yarımadası birinci
derecede doğal sit alanlarıyla Türkiye'nin önemli doğa
alanlarından birisidir. Zengin ekosistemiyle önemli bir biyolojik
çeşitliliğe sahiptir. Yarımada, nesli tükenmekte olan türler de
dâhil olmak üzere nadir bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapmaktadır.
Bunların bilinmesine rağmen, Bakanlık ve yandaş firmalar
RES konusunda tüm iştahlarını Karaburun Yarımadasına
çevirmişlerdir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının
verdiği ÇED kararları, Enerji Bakanlığı ve
EPDKnın yargı kararlarını hiçe sayması, iptal
edilmesine rağmen aynı firmalara yeni üretim lisansları
vermesinin sonucu olarak dünya mirasları ve ülke değerlerinin bu
bölgede yok edilmesi insanlık suçu işlenmesinden başka
nasıl açıklanabilir?
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri;
İzmir Milletvekili ve Yarımadalı biri olarak bizler asla
istemezükçü değiliz, tabii ki enerji bize lazım, enerji için
dünyada güç savaşlarının yaşandığı bir
gerçek. Biz RESe karşı değiliz, biz RESlerin plansız bir
şekilde yapılmasına, yaşam alanlarımıza çok
yakın olmasına, ÇED raporu olmadan, doğanın dengesini
bozmasına karşıyız, ağaçların katledilmesine
karşıyız. (CHP sıralarından alkışlar)
Araştırdık, Avrupada hiçbir yerde RES direkleri yerleşim
birimine 1.800 metreden yakına yapılamıyor ama bugün Karaburun
Yarımadasında köylerimizin göbeğine RES direkleri dikiliyor.
NECİP KALKAN (İzmir) Okullara
kuruyorlar, okullara.
TACETTİN BAYIR (Devamla) Değerli
arkadaşlar, Çeşme, Karaburun, Mordoğan, Ovacık, Urla,
Aliağa, Güzelbahçe, Foçada neredeyse köylerin içinde. Bu projelerin
yaşam alanlarına uzak bölgelerde ağaçları katletmeden,
insanın yaşam hakkına saygılı davranılarak
yapılmasını talep ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, geleceğimiz olan
çocuklarımıza, torunlarımıza daha iyi bir çevre,
yaşanabilir bir Türkiye bırakmak zorundayız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bütçe üzerindeki değerlendirmelerimizde bir
miktar da örtülü ödenek uygulamalarınızdan bahsetmek istiyorum. Daha
önce sadece Başbakanın kullandığı örtülü ödenek yani
sorgulanamaz, denetlenemez olan bu ödenek bir gece ansızın AKPnin
son dakikada verdiği bir önergeyle, Mart 2015te
Cumhurbaşkanımızın da kullanımına sunuldu. Herkes
gibi ben de çok merak ediyordum Yeni Cumhurbaşkanımızın bu
ödeneğe neden ihtiyacı olur? diye. Döndüm geriye baktım, eski
Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer bütçeden yedi
yılda 197 milyon yani yıllık ortalaması 25 milyon harcama
yapmış. Daha sonra, Sayın Abdullah Gül yedi yılda 746
milyon harcamış yani ortalaması yıllık 106 milyon
lira. Bu, bir önceki Cumhurbaşkanının
harcadığının 4 katı. Gelelim şimdiki Sayın
Cumhurbaşkanımıza: Bütçe ve örtülü ödenek toplamı bir
yılda 2 milyar 950 milyon harcama yapmıştır. Bu bir
cumhuriyet tarihi rekorudur arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar) Örtülü ödeneği çıkartıp salt bütçe
açısından değerlendirdiğimizde, Erdoğan bir yılda
546 milyon TL bütçe kullanmış olup yıllık harcama düzeyi
Sayın Sezerin 22 katıdır, Sayın Gülün 5
katıdır. Bu paralar halkımızın ödediği
vergilerdir.
Değerli arkadaşlar, bir ülkenin
itibarı sarayın büyüklüğü ya da muhteşemliğiyle
değil, yoksulunun ve aç insanının az olmasıyla, eğitim
seviyesiyle, düşünce ve ifade özgürlüğünde uygar ülkeler düzeyine
gelmesiyle ölçülür. Bir Cumhurbaşkanına gösterilecek saygı da
onun ülkeyi nasıl bir anlayışla, nasıl
davranışlarla yönettiğiyle eş orantılıdır.
Bu nedenle, cumhuriyet tarihimizin en fazla vatandaşla davası olan
kişisi olan Sayın Cumhurbaşkanımız tam 1.845
kişiyle davalıdır, bu da bir cumhuriyet tarihinin rekorudur.
Değerli arkadaşlar, sözlerime son
verirken, 2016 bütçesinin, hem bütçe yapma tekniği açısından hem
de bütçenin hâkimiyeti, bütçe yönetiminin tarafsızlığına
olan inancımızın kaybolması nedeniyle, halkımız
adına, 2016 bütçesine ret oyu veriyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.13
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 51inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, söz sırası Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Çetin Osman Budaka aittir.
MUSA ÇAM (İzmir) Şu an yoklar.
BAŞKAN İkinci sırada, Sayın
Murat Bakan vardır.
İzmir Milletvekili Sayın Murat
Bakanı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MURAT BAKAN (İzmir)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Teoride bağımsız idari otoriteye sahip
Rekabet Kurumu, elindeki yetki ve yaptırım gücüyle Türkiyede
rekabetçi bir piyasa ekonomisinin ve ekonomik özgürlüklerin gelişmesini
sağlamalıdır. Bu işlevi yerine getirebilmesi için de
teoride değil, uygulamada da bağımsız olması gerekir.
Gerekir diyorum çünkü Rekabet Kurumu adil ve şeffaf kriterlerle
oluşmamış, siyasi erkçe belirlenmiştir. Tek kişi
sultasının hâkim olduğu devlette, bu tür kurumların,
bağımsız ve şeffaf ve denetlenebilir olması mümkün
değildir. Denetleme ve cezalandırma yetkileri sonsuz olan Rekabet
Kurumunun bağımsız olması şarttır. Peki,
nasıl oluşmalı ki bağımsız, özerk ve şeffaf
olsun. Kurumun oluşumu, bilhassa üyelerinin kim olacağı özgür
basın aracılığıyla kamuoyunda
tartışılmalıdır. Peki, basın özgür müdür?
İktidarın, AKPnin, Cumhurbaşkanının lehine yazmakta,
söylemekte basınımız hiçbir ülkede olmadığı kadar
özgürdür. Eğer olana bitene muhalif gözle bakan, eleştirel gözle
bakan bir basın mensubuysanız, Can Dündarın Sayın
Cumhurbaşkanına yazdığı mektupta olduğu gibi
cezaevinde özgürleşebiliyorsunuz. Demek ki, bu tür kurumların özerk
olabilmesi, ülkemizde basın başta olmak üzere bütün kurum ve
kuruluşların özgürleşmesi ve özgürlükçü demokrasinin
yerleşmesiyle doğru orantılıdır. Seçimi kamuoyunda
tartışılan ve Parlamento tarafından seçilen üyelerin de
daha adil ve cesur davranacakları bir gerçektir. Bu, ülkemizde bulunan tüm
bağımsız idari otoriteye sahip kurumlar için de geçerlidir ve
siyasi erki de rahatlatır. Kaynağı Amerika olan bu kurumlar,
Amerikada ve Avrupada bu şekilde işliyor. Böyle oluştuğu
için, devlet başkanına, iktidar yanlısı şirketlere,
iktidara muhalif olanlara da eşit şekilde davranıyor.
Sevgili arkadaşlar, bakınız,
kâğıt üzerinde yasa ne diyor: Rekabet Kurumu
bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi, Kurumun
kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez. Bunu
söylerken şaka yaptığımı düşünebilirsiniz;
şaka yapmıyorum, küçük bir istisna dışında bu
gerçektir arkadaşlar. Cumhurbaşkanı dışında
hiçbir makam, merci zaten etkilemiyor kurumun kararlarını. Rekabet
Kurumunun bağımsız olmadığını pratik bize
göstermiştir. Bunun en somut örneği Gezidir. Gezi direnişinde
gazdan, coptan, TOMAdan kurtulmak isteyen, canını kurtarmak isteyen
gençlerin sığındığı Divan Oteline -biliyorsunuz
Koç grubunun Divan Oteli- arkasından dönemin Başbakanının
kini Koç grubuna, Rekabet Kurumunun okları da Koç grubuna ait
TÜPRAŞa yöneldi ve adilce 412 milyon lira cezayı kesiverdi!
Esnafımızı silindir gibi ezen,
neredeyse köylerde bile açılan AVMleri görmezden gelen Rekabet Kurumu,
devletten sürekli ihale alan firmalara hiç uğramamaktadır. Sayın
Başbakan bu kürsüden Ahi geleneğinden hararetle söz etmekte, esnafa
Ahi duasıyla dükkânlarını açmalarını
öğütlemektedir. Sahi, bu acımasız, kontrolsüz rekabet
ortamında esnaf kaldı mı?
Sayın Başbakan, hangi Ahilik
değerlerinden bahsediyorsunuz? Toplumumuzun ortak manevi değerlerini
yerli yersiz dillendirerek yıpratmayın, Ahi Evranın kemiklerini
de sızlatmayın. (CHP sıralarından alkışlar)
AKP Kırşehir Milletvekili bu kürsüden
birkaç gün önce Ahi Evranın sözlerini paylaştı. Ben de Ahi
Evranın bir sözünü bu kürsüden dile getirmek istiyorum: Kimseyi
kandırma, kanaatkâr ol, harama bakma, haram yeme, haram içme.
Değerli arkadaşlar, Rekabet Kurumu,
bakanların yüzüne, Sayın Cumhurbaşkanının gözünün
içine ve ağzından çıkan söze bakmaktadır, tıpkı
sulh ceza hâkimlerinin yaptığı gibi. Aldığı
sinyallerle, ezilmesi gereken kurumlara bir bahaneyle yönelmektedir. Hikâyeyi
hepiniz bilirsiniz, kurt kuzuyu yemeyi kafaya koyarsa bahanesi çoktur. Bizim kurumlarımız
da böyle yapmıyor mu? Ülkenin en bağımsız kurumu
olması gereken yargımız, gazetecilerimizden casus,
sanatçılarımızdan, yazarlarımızdan sudan bahanelerle
hain yaratıp yargılamıyor mu?
Rekabet Kurumu Bir musibet bin nasihatten iyidir.
prensibiyle bilinçli seçtiği kuruluşlara öyle cezalar kesiyor ki bu
durum şirketleri ürkütüyor. İktidarda yeni
Osmanlıcılık hayali var. Kimisi kendisini sultan, kimisi
kendisini sadrazam, kimisinin kendisini şeyhülislam gördüğü bir
dönemde Rekabet Kurumunun da kendisini Deli Dumrul gibi görmesi
doğaldır. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar,
sağlıklı bir rekabetin olduğu ülkelerde yoksulluk,
yolsuzluk azalır. Örneğin Transparency Internationalın
Yolsuzluk Algı Endeksine göre ülkemiz 2014 yılında 64üncü
sıradan 66ncı sıraya gerilemiştir. Yolsuzluk endeksine
göre en temiz ilk beş ülke Danimarka, Yeni Zelanda, Finlandiya, İsveç
ve Norveç; en kötü durumdaki beş ülke ise Libya, Sudan, Afganistan, Kuzey
Kore ve Somalidir. Ülkemiz bu hızlı düşüşle son beşte
yer alamamıştır ama 17-25 Aralıkla dünyada reytingde
birinci sıraya oturmuştur sevgili arkadaşlar. Yani rekabet
koşulları adil oldukça yolsuzluk da azalıyor, bunu görüyoruz. Bu
endekse göre en temiz 5 ülke aynı zamanda rekabetçi serbest piyasaya sahip
en iyi 20 ülkenin arasındadır. En kötü durumdaki son 5 ülke ise
rekabetin özgürce yürütülmediği en kötü 20 ülke arasındadır.
Önerimiz: Avrupa Birliğinde son 15 yılda
rekabet hukukunda çok şey değişti. Türkiyenin bu
değişikliklere ayak uydurabilmesi, Rekabet Kurumunun da evrensel
demokrasi kurallarına göre kamuoyunda tartışılarak yeniden
yapılanması gerekir. Üyelerin seçimi de kamuoyunda
tartışılmalı ve Parlamentoda nitelikli çoğunlukla
seçilmelidir. Böylelikle kamuoyunun karşısına değil,
kamuoyunun yanında duran, cesur, adil, şeffaf bir kurum olur.
Mevcut Rekabet Kurumunun 90 sayfalık bir
stratejik planı var, 2014-2018 yılına ait. Ben bu 90
sayfalık stratejik planı okudum. Bu 90 sayfalık stratejik plan
yerine Rekabet Kurumu stratejisini tek cümleyle özetleseydi daha
hayırlı bir iş yapmış olurdu. Rekabet Kurumu -bu
yılın gerçeği, ben bu kürsüden ifade etmek istediğimi
sizlerle paylaşayım- yeniden yapılanırken siyaset buna
önayak olmalıdır fakat daha sonrasında ayak bağı
olmamalıdır.
Sevgili arkadaşlar, yukarıda izah
ettiğimiz gerekçelerle Rekabet Kurumunun bütçesine olumsuz oy
vereceğimizi söylüyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - İsterseniz
mikrofonla, isterseniz şuradan
BAŞKAN Tamam, mikrofonu açalım.
Buyurun yerinizden Sayın İnceöz.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
İzmir Milletvekili Murat Bakanın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, az evvelki hatip konuşmasında özellikle
gazetecilerin casus, sanatçıların hain olarak addedildiği,
işte padişah, sultan vesaire birtakım tanımlamalarda
bulundu. Bunları özellikle reddettiğimizi belirtmek istiyorum. Bugün
gazetecilik mesleği ve yaptığımız işler hiçbir
şekilde suç işlemeye engel değildir ve gazeteciliğe de
yapılanları hoşgörüyle karşılamak mümkün
değildir. Eğer, bugün, ülkemizde topyekûn terörle mücadele
ettiğimiz bir süreçte birtakım bu şekilde açıklamalarla
terörü görmezden gelerek bir duruş sergileniyorsa -vatana ihanet,
casusluk, bunlar işleniyorsa- meslek bunu örtmez. Bunu özellikle belirtmek
istiyorum.
Bir de, tabii, ülkemizde milletimizin oyuyla
seçilmiş Cumhurbaşkanımız, yine partisiyle girmiş
Başbakanımız ve parlamenterler mevcuttur. Dolayısıyla,
ülkemizde bu sistem içerisinde bunların söylenmesi -darbe, sultan,
padişah vesaire gibi- bir algı yönetimidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Milletimiz her
şeyi görmekte ve bilmektedir. Bunları kabul etmek mümkün değildir.
Özellikle bunu belirtmek istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
İnceöz.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı
(1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi, söz sırası
Antalya Milletvekili Çetin Osman Budaka aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Budak, buyurun.
Sizin süreniz sekiz dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bakanlar;
öncelikle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığının
bütçesiyle ilgili söz aldım. Bu konuyla ilgili görüşlerimi
sunacağım.
Özellikle sayın bakanlar bütçe
sunuşları sırasında bir rutini tekrarlıyorlar;
2002den itibaren neler yaptıklarını, 2015 yılına
kadar neler yaptıklarını tekraren söylüyorlar. Güzel; güzel
şeyler de yapıldı bu arada. Ama eksiklerin de söylenmesi
lazım, gelecek için projelerin söylenmesi lazım. Mevcut
sorunları söylerken çözüm önerilerini de söylemek lazım. Yani,
şöyle bakıyorum: Üniversitede bir öğrenci bir ödev alsa, böyle
bir ödev hazırlasa sanıyorum kırık not alır. Çünkü
bunu bir hamaset olarak düşünüyorum. Şimdi, ben, gerçek rakamlarla
konuya biraz açıklık getireceğim.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
Aralık 2002de devletin borcu 242,7 milyar lira -katrilyon lira-,
Aralık 2015te devletin borcu 677,7 milyar lira. Aralık 2002 iç borç
stoku 149,9 milyar lira, Aralık 2015 iç borç stoku 440 milyar lira.
Aşağı yukarı 3,5 kat artmış.
Aralık 2002, kişi başına kamu
borcu 3.677 lira; Aralık 2015, kişi başına kamu borcu 8.717
lira.
Aralık 2002 yine, aile gelirinin borca
oranı -dikkat edin arkadaşlar buraya- yüzde 4,7; bugün, Aralık
2015, aile gelirinin borca oranı yüzde 55,2ye çıkmış.
Aralık 2002, özel sektörün dış borcu
43 milyar dolar; Aralık 2015, özel sektörün dış borcu 289,6
milyar dolara çıkmış. Yani devlet yerine özel sektör
borçlanmış, bu borç 78 milyonun borcu devletin borcuyla birlikte.
1988-2002 arasında ortalama işsizlik
oranı yüzde 8 değerli arkadaşlar, 2003-2015 arasında
ortalama işsizlik 10,2. İş bulmaktan ümidini kesmiş olanları
saymıyorum; 1 milyon 250 bin kişi de iş bulmaktan ümidini
kesmiş, iş aramıyor, istatistiklerin içinde yok. Genç
işsizliği de bu arada yüzde 20 seviyesinde dolanıyor.
Aralık 2002de elli iki yılda verilen cari
açık 43,7 milyar toplam rakam ama Aralık 2015e kadar, 2002den
itibaren, toplam rakam 472,2 milyar dolar, 10 kat, 10 kattan fazla.
Bunu uzatmak mümkün ama burada özellikle şunu
izah etmek istiyorum: Eğer bir tablo açıklıyorsanız
2002den itibaren 2015e kadar bunları da konuşmanız gerekiyor.
Şimdi, bir de Ekonomik Sosyal Konsey meselesi
var. Bununla bağlantılı olarak söylüyorum. Son derece iyi
düşünülmüş, Anayasaya konmuş 2010 yılında ve tam
altı yıldır Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmıyor, tam
altı yıl. Ekonomik ve Sosyal Konseyin üç ayda 1 toplanması
kuralı getirilmiş, anayasal bir kurum.
Şimdi, özellikle Beştepede yeni bir
yapı oluşturuluyor; Ekonomi ve Dış Ticaret Konseyi.
Şimdi, burada bir konsey var, anayasal konsey ama orada bir
Demek ki yani
burada biz yasama görevini yaparken bu işi tam yapamıyoruz; özellikle
çoğunluk için söylüyorum, bunu biz sarayda yapıyoruz. Ekonomiyle
ilgili ve dış ekonomiyle ilgili sarayda kurallar konulacak, maalesef,
sayın bakanlar da bunları onaylayacak.
Şimdi, efendim, bakın, özellikle Ticaret
Bakanımızın alanı; yenisiniz o yüzden çok fazla bir
şey söylemeye hakkım yok size ama Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanlığını aşağı yukarı sekiz
sene yaptım. Sekiz sene boyunca, 2009 yılında, hiç unutmuyorum
sadece Antalya bölgesinden 10 bin civarında imza topladım. Ne için?
Bu büyük mağaza kanunu, AVM kanunu çıksın diye ve dönemin
Sayın Bakanına bu dosyayı verdik. Tam 7 defa tasarı
yapıldı, tam 7 defa; her seferinde bir yerlerde bekletildi, bir
sümenin altında kaldı, Başbakanlığın önünde
kaldı ve kanun çıkamadı.
Şimdi, kanun
çıktı ve önceki Sayın Bakan Hayati Yazıcı,
aslında mükemmele yakın bir kanun tasarısı
hazırlamıştı ve orada çok önemli bir konu vardı.
Ekonomiyle ilgili kentlerin planlanması, stratejik plan; bu yok edildi.
Şimdi, belediyeler stratejik ticari plan yapamazlar; kamu yapar, devlet
yapar ve uygulatır. Şimdi, her yerde, Antalyadan bir örnek ya da
İzmirden bir örnek verelim, bir caddenin üzerinde yüzlerce, aynı
işi yapan esnaf var ve burada özellikle şunu da ifade edeyim: Ali
Coşkun Bakanımızın zamanından beri bu yapılmaya
çalışılan kanun, ne özel markaları önleyebildi ki
Türkiyede ticareti de yerle bir eden bir durumdur ve şu anda marketlerin
raflarına gidin bakın yerli markayı göremeyeceksiniz, çok az
sayıda yerli marka göreceksiniz; zaten genel olarak da marka yoktur, kendi
markaları var ve sanayiyi de böylece zorluğa sokmuş.
Bunları acilen -Yeni yasa yapacağınızı söylediniz-
aslında yeni yaptığınız yönetmeliklere ilave etmenizde
fayda var.
Tabii, bu arada bu durum neyi
yarattı? Şimdi, bir market, zincir market, uluslararası
sermayeyle oluşmuş zincir market aşağı yukarı 10
bin civarında
Bir bakkalın sağına bir tane, soluna bir
tane, aradaki bakkalı boğmak üzere yapılmış bir
yapı, şimdi bunun düzeltilmesi lazım. Tabii ki, bu, büyük bir
esnaf işsizliğine sebep oldu, aşağı yukarı 350
bin kişi son on üç yılda işsiz kaldı. Esnaf ne iş
yapar? Kepengini kapatır, işsiz kalır. Mevcut esnafın da
yüzde 35 BAĞ-KUR primleri artırılmış son dönemde, bu
vicdanen kabul edilebilir bir şey değil.
Şimdi, bir de, çek senet konusu var, yine
alanınıza giriyor. Önceki dönemde Sayın Bakan Ali
Babacanın bir tasarıyla
Ve orada verilen bahane de şu: Çek
suçlularını eğer biz bugün hapse atsak 140 bin kişi hapse
girer. O yüzden bu çekteki hapsi kaldırıyoruz. dediler ve piyasa
çöktü. Alacaklı alacağını alamadı, zaten borçlu
borçlu, battı gitti ama alacaklı da battı. İnşallah,
bununla ilgili de bir düzenleme yaparsınız, düzenleme de kolay;
tekrar aynı cezayı getirmek.
Tüketici yasası çıkaracağız.
diyorsunuz, tüketici yasası değil, sivil toplum örgütleri zaten
şu anda söz söyleyebilecek durumda değil. Tüketici yasasını
çıkardınız ama tüketici dernekleri eğer devlet
tarafından destek verilmezse onun da yürümesi söz konusu olamaz.
Hal Yasasıyla ilgili -söyleyecek çok zaman kalmadı
ama- şikâyet ediyorsunuz, Ekonomi Bakanı şikâyet ediyor Et
ithal edeceğiz. diyor, Tarım Bakanı et fiyatlarından
şikâyet ediyor Yanlarına dükkân açacağız, 160 dükkân
açarız. diyor, Gümrük ve Ticaret Bakanımız da domates
fiyatlarından şikâyetçi. Antalyada domates 1 lira, halde 5 lira.
Yani bu şikâyet mercisi değil, çözüm mercisidir. Sürem bitti.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Budak.
Şimdi, söz sırası Balıkesir
Milletvekili Ahmet Akına aittir.
Sayın Akın, sizin süreniz sekiz
dakikadır. Sizden sonra konuşacak olan Namık Havutçanın
yerine de konuşacağınız için yedi dakika da oradan ilave
ediyoruz, toplam süreniz on beş dakikadır.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının 2016 yılı bütçesi üzerine grubumuz
adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Bakan, elimde bir fatura var. Tüketici
harcaması 53 lira, toplamda 102 lira. Bu aradaki farkı biz
anlayamıyoruz. Bunu halkımız da anlayamıyor. Burada neye,
ne ödüyorsak, bunu açıklamanızı sizden rica ediyoruz çünkü
bunların bilinmesine ve halkımızın bilmesine ihtiyacımız
var. Bunları, özelleştirmeden önce de aynı şeyleri
söylüyordunuz. Siz, şimdi, bunları özelleştirdiniz, normalde
bunların ucuzlaması gerekir.
Ne oldu biliyor musunuz sayın milletvekilleri?
AKP Hükûmeti elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin
kasalarını doldurdu, halkımızın cebini
boşalttı. Bugün elektrik dağıtımında yapılan
düzenlemelerle yargı kararları hiçe sayılarak kayıp kaçak
bedelleri faturalarda -halkımız görmesin ve bilmesin diye-
karartıldı. Maalesef, dağıtım şirketlerine çanak
tutuldu ve bunu kabul etmemiz mümkün değil.
Bir de TRT payı var. Değerli milletvekilleri,
keşke TRT gerçek ve tarafsız olsa da isteyerek desteklesek ama ne
durumda olduğunu anlatayım. Bu ülkenin kurucusu ve
kurtarıcısına utanmadan hakaret edebilen, sadece AKPnin
yayın organı hâline gelmiş, yakınlık
ilişkileriyle kadrolaşan ve yolsuzlukların kol gezdiği
iddia edilen bir kurum.
Parayı kim ödüyor? Türkiye. Yani siz kendi
yayın organınıza zorla halkımızdan para topluyorsunuz
ve kendi reklamınızı yaptırıyorsunuz. Bunu kabul
etmemiz mümkün değil. Siz paraları toplarken evlerde büyük
yangın var ve elektrik faturaları halkımızı
bezdirmiş ve isyan ettirmiş durumda. Halkımız zaten
faturalarını ödeyemediğinden elektrikleri kesik, TRTyi
nasıl seyredecek Sayın Bakan?
Sayın Bakan, siz iyi eğitim
almış, bu konuda iş tecrübeleri iyi olan birisiniz, saygı duyuyorum
ama çok da merak ettiğim bir konu var. Nasıl böyle bir hatanın
içinde olabilirisiniz? AKPnin kurduğu elektrik piyasasının
halka değil dağıtım şirketlerine
çalıştığını gösteren, adınıza
imzalanmış olan bir somut belgeyi buradan göstermek istiyorum.
Elektrik faturalarıyla ilgili sorduğum bir soruya
Bakanlığınızın -altına imzası şekliyle-
gönderdiği yazı aynen şu şekilde: Geçmiş dönemlerde
bu bedellerin iptaline ilişkin pek çok dava açılmış,
bu bedelleri mevzuat kapsamında uygulamak zorunda olan piyasa
oyuncuları ciddi tutarlarda davaları kaybetmiştir. Devam eden
davaların da kaybedilmesi ya da diğer davaların
açılması hâlinde faaliyetleri düzenlenen dağıtım
şirketlerinin, görevli tedarik şirketlerinin ya da benzer davalara
muhatap olan diğer tedarik şirketlerinin mali sürdürülebilirliği
olumsuz yönde etkilenecektir. Gördüğünüz gibi, değerli
arkadaşlar, AKPde mahkeme kararlarını ve hukuku tanımama
geleneği yukarıdan aşağıya her kademeye sirayet
etmiş durumda. Oysa, herkes tarafından çok net bilinir ki mahkeme
kararları istisnasız herkesi bağlar. Bu kararı sevmedim,
uygulamıyorum, tanımıyorum. diye bir keyfiyet hukuk
devletlerinde olamaz. Sizin adınıza imzalanarak gelen bu belgeden
bilginiz var mı Sayın Bakanım? Bu sorularımıza sizden
lütfen cevap bekliyoruz. Halkımızın ödediği
faturaların içindeki unsurları net olarak bilmemiz gerekiyor.
Halkımızın da ne kadar kazıklandığını
bilmesi gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Bakan, geçen yıl itibarıyla cari açığımız 32
milyar dolardı, enerji ithalatı için ödediğimiz para da
yaklaşık 38 milyar dolar. Alternatif enerji kaynakları konusunda
neler yapıyorsunuz Sayın Bakan? Güneş ve rüzgâr için nasıl
yatırımlar yapıyorsunuz? Yenilenebilir potansiyelimizin çok
yüksek olduğunu biliyoruz, ölçülmüş potansiyelimiz nedir? Mevcut
potansiyelimizin ne kadarını kullanıyoruz?
FUAT
KÖKTAŞ (Samsun) Hem yapın diyorsunuz hem karşı
çıkıyorsunuz. Nasıl olacak o iş?
AHMET
AKIN (Devamla) Bu konuyla alakalı gelecek planlarınız neler?
Enerjinin yüzde 95ini ithal eden Fas, daha on gün önce dünyanın en büyük
güneş tarlasını kurdu. Danimarka şu anda elektriğinin
yüzde 40ını rüzgâr enerjisinden elde ediyor ve 2020 yılına
da hedef koydu, yüzde 50sini elde edecek. Bir Almanya, bir Danimarka kadar
olamıyoruz, Fas kadar da mı olamayacağız Sayın Bakan?
Eğer
bir projeksiyonunuz varsa önümüzdeki on yıl içinde
yapacağımız ciddi yatırımlarla güneş panellerini,
güneş pillerini ve diğerlerini de kendimiz üreterek enerji ithalatının
cari açık üzerindeki etkisini ortadan kaldırabiliriz.
Sayın Bakan, bunları üretmek için ne
yapıyorsunuz? Bir on yıllık projeksiyonunuz var mı? Her
konuda 2023 hedefleri deyip, koyup duruyorsunuz. Yenilenebilir enerji
konusunda 2023 hedefleriniz nelerdir? Gelecek kuşaklar için, bu ülke için
lütfen bunları ortaya koyun ki şu
bağımlılığımız ortadan kalksın.
Sayın Bakan, 2023 hedeflerinden
bahsetmişken, Plan Bütçedeki sunumunuzda 2023 yılına kadar 2
nükleer santralin daha devreye alınacağını, 3üncüsünün de
inşaatının başlayacağını söylediniz. Enerji
arz güvenliği diyoruz, yerli kaynaklarımızı öne
çıkaralım diyoruz, yenilenebilir enerji kaynaklarımıza
yatırım yapalım diyoruz, Bakanlar Kurulu da
bağımlılığımızın ülke
güvenliğimize tehdit oluşturduğunu kabul ediyor ama adan zye
bağımlı olacağımız bir enerji kaynağına
yatırım yapıyoruz. Daha birincisiyle ilgili olarak
halkımızı ikna edememişken 2 nükleer santral daha
yapmayı planlıyorsunuz, bu ciddi bir çelişki değil midir?
Eğitilmiş kadro yok, bu santralin vidasını sıkmak için
bile eğitim gerekiyor. Atık sorunu hâlâ çözülememiş ve
sorunları giderilememiş bir bombayı ülkemize kendi elinizle
yerleştirmek için mücadele ediyorsunuz. Gönlünüz rahat mı Sayın
Bakan? Ayrıca, bu santrallerin ülkemize kurulması da bağımlılığımızı
büsbütün artırmayacak mı? Bu ülkenin gelecekte müreffeh ve büyük bir
ülke olmasını istiyorsanız, enerji politikalarının arz
güvenliğimize dönük olması gerekir. Dışa
bağımlılığımızın çok çok
azaltılması, hatta sona erdirilmesi için bir hedefin ortaya
konması gerekir. Bu şekilde gidersek maalesef bir arpa boyu yol
alamayacağız.
Sayın Bakan, üniversitelerimizi işin
merkezine koyalım, AR-GE yapalım; evler, apartmanlar, fabrikalar
kendi elektriğini üretsin. Kendi elektriğini üretene ve üretmek
isteyene zorluk çıkarmayalım. Faizsiz kredi verelim. Devlet eliyle
kısım kısım hibelendirelim, halkımızı da
buna teşvik edelim. Hiçbir şey yapılmadı demiyorum, bu
alanda bazı düzenlemeler elbette yapıldı fakat çok az ve yeterli
değil. Gelin, bunu ön plana alacak bir çalışmayı hep
birlikte yapalım. Biz de destek olalım, beraberce önümüze bir hedef
koyalım ve şu dışa bağımlılıktan
kurtulalım.
Değerli milletvekilleri,
bakın, bir uçak düşürüldü, elimiz yüreğimizde, doğal gaz ne
zaman kesilecek? Kesilecek mi kesilmeyecek mi? Eğer o elektrik kendi
tarafımızdan üretiliyor olsaydı Rusya kim, İran kim. Cari
açığımız olmayacak, kendimize yeten bir ülke
olacağız, her şeyimiz çok farklı olacak,
başımız dik gezeceğiz. Bunlar için neden çalışmalar
yapmıyorsunuz veya yapıyorsanız açıklar
mısınız Sayın Bakanım?
Bugün enerjide dışa
bağımlılığımız yüzde 72yi
aşmış ve ulusal güvenliğimizi tehdit eder duruma
gelmiştir. Aceleyle, kapı kapı gezip
bağımlığımızı daha da artıracak
anlaşmalar yapmak yerine Özgürlük ve bağımsızlık
benim karakterimdir. diyen, cumhuriyetin ve devletimizin kurucusu Mustafa
Kemal Atatürkü örnek almanızı ve bu yönde çalışmalar
yapmanızı öneriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
AKPnin enerji üretiminde termik santralleri öne
çıkardığını, termik santral
yatırımlarının önümüzdeki dönemde yaygınlaşarak
artacağını biliyoruz. 2000 ile 2013 yılları arasında
elektrik enerjisi üretiminde yerli kömürün payı da 30lardan 13e
geriledi. Enerji arz güvenliğimizin sağlanmasında ithal kömüre
dayalı termik santrallerin de çare olmayacağı açıktır.
Ayrıca, termik santrallerin çevreye olan etkisi de bir gerçek.
Değerli milletvekilleri, dünyada ham petrol
fiyatları hızla düştü. Hem akaryakıt hem doğal gaz
fiyatları ham petrol fiyatlarına bağlantılı
olduğundan her yerde düşerken bizde değişen bir şey
yok. Özellikle akaryakıt fiyatlarındaki değişiklikleri
takip edemez olduk. Gece 2 kuruş indirim yapılıyor, öğlen 5
kuruş zam yapılıyor, zam mı yapıldı indirim mi
yapıldı bir türlü anlayamıyoruz, kimse anlayamıyor.
Sayın Bakan, doğal gaz fiyatlarında hâlâ bir düşme
olmadı. Doğal gazda indirim yapılacağını siz
söylemiştiniz. Uzun bir zaman oldu, ne zaman
çalışmanızı tamamlayıp indirimi
yapacaksınız? Halkımız evinde doğal gazı
açamıyor, ısınamıyor. Yoksa, haziran, temmuz
aylarını mı bekliyorsunuz? Bu konuda elinizi
vicdanınıza koymanızı rica ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Başta
akaryakıt olmak üzere, elektrik ve doğal gazdan alınan vergiler çok fazla. Ülkemizde
1 litre benzinden yüzde 65 vergi alınıyor. Benzin
istasyonlarını vergi daireleri yaptınız. Enerji tüketimini
bir vergi kaynağı olarak görmekten vazgeçin.
Burada belirtmek istediğim ve önemli bir kaynak
olarak gördüğüm bir başka husus da enerji verimliliği konusu.
Enerjide bu derecede yoksunluk çekiyoruz, dışarıya -deyim
yerindeyse- çuvalla para ödüyoruz ama gözümüzün önündeki kaynağı
görmüyoruz. Bu konuda birtakım hedefler konmuş fakat ilerleme yok.
Türkiye birim gayrisafi millî hasıla için OECD ülkelerinden yüzde 30 fazla
enerji harcamaktadır.
Sayın Bakan, binalarda yüzde 30, sanayide yüzde
20, ulaşımda yüzde 15 olmak üzere 4 Keban Barajına eş
değer enerji tasarrufu potansiyelimiz var. Burada size ve
Bakanlığınıza düşen görev de enerji verimliliğini
devlet eliyle sağlamak ve teşvik etmektir.
Bakanlığınızla ilgili
konuşacak çok konu var, süremiz kısıtlı. Madenler var
mesela, doğanın ve toprağın talanı var, lisansla
tahsis edilen ancak faaliyete geçmeyen alanlar konusu var, madencilik
sektöründeki aşırı kâr hırsının bedelini maden
emekçilerimizin canlarıyla ödüyor olması var.
Sayın Bakan, madenlerimizde
insanlarımız ölmesin. Bu işin fıtratında ölüm var.
diyerek ocaklar sönmesin. (CHP sıralarından alkışlar)
Gelin, önlem alın çünkü yetki de sizde sorumluluk da sizde. Ama, şunu
belirtmeden geçemeyeceğim: Cerattepede Artvinliler yaşam
alanlarını, taşını toprağını,
ormanını, doğal varlıklarını korumak için çok
saygıdeğer bir mücadele verdiler. Yandaşlara sunulan talan
olanağına vatandaşımız dur dedi. Hoyratça maden
kaynaklarını kullanıyorsunuz. Cerattepede doğası için
mücadele eden kişilerle görüşen Başbakanı
eleştirdiniz. Başbakan oradaki insanlarla konuştu ve
açıklama yaptı. Biz şimdi merak ediyoruz, acaba ne olacak?
Başbakanın dediği mi olacak, Cumhurbaşkanının
dediği mi olacak? Bunu hep birlikte göreceğiz. Lütfen
doğanın katledilmesine müsaade etmeyin.
Elbette enerjiye ihtiyacımız var, madene
ihtiyacımız var. Çok dengeli bir biçimde doğayı katletmeden
madeni çıkartın, zenginliklerimizi değerlendirelim ama minicik
minicik derelere de elektrik santralleri koyup doğamızı
mahvetmeyin Sayın Bakanım. Kaz
Dağlarımızı mahvetme yolunda çalışmalar
yapıyorsunuz. Yapmayın. Bakın Cerattepede
aşağılayıcı bir dille yavru Geziciler deyip
onları yok saydınız. Oysa doğayı korumaya
çalışıyorlar. Burada hiç kimse eline silah alıp
doğayı korumaya çıkmadı.
Sonuç itibarıyla sizden isteğimiz şu:
Kendi kaynaklarımıza yönelelim. Enerjimiz bizim olsun. Ne Rusyaya ne
Amerikaya ne de İrana bağlı kalalım. Ülke ülke gezip
olmayacak işlerle uğraşmayalım. Bor rezervlerinin de yüzde
73ünün ülkemizde olduğunu biliyoruz. Gelin bunu hep birlikte
değerlendirelim, en verimli bir şekilde nasıl
kullanırız beraber çalışalım. Bakın,
Arapların petrolü, Rusyanın doğal gazı neyse bizim için de
bor odur. Bor madenlerimizi en üst düzeyde kullanmak için neler
yapıyorsunuz? Yoksa Biz beceremiyoruz, Amerikaya yollayalım, onlar
yapsın, onlar değerlendirsin. mi diyeceksiniz Sayın
Bakanım?
Değerli milletvekilleri, burada bir konuyu arz
etmek istiyorum: Yoksul milyonlarca vatandaşımız var ve kömür
dağıtılıyor. İyi, güzel, gayet güzel.
Dağıttığınız kömürlerin üzerindeki yazan kilogram
ağırlığı ile halkımızın evine giden
kömürün ağırlığı aynı değil. Bu aradaki rant
yoksul halkımızın sırtından kimlere
aktarılıyor? Neden halkımızı ranta kurban ediyorsunuz?
Yoksul vatandaşlarımıza kömür dağıtıyorsunuz,
gelin bedava elektrik de verelim. Bu konuyla ilgili yakın zamanda
tamamlanacak kanun teklifi çalışmamız var. Gelin bunu hep
birlikte hazırlayalım, gerekirse teklifi siz sunun, biz destek verelim.
Hep birlikte, iktidarı muhalefetiyle birlikte halkımıza destek
olalım. Sayın Bakanım, sizden rica ediyorum,
halkımızı ranta kurban etmeyin. Genç yaşta Bakan oldunuz,
ne mutlu size ama o koltuğun hakkını verin. Ufkunuz ve
vizyonunuz geniş olsun. 21inci yüzyılda enerji
bağımlılığına çözümünüz tezek olmasın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, şimdi söz sırası
Sinop Milletvekili Barış
Pardon, bir saniye Sayın Karadeniz, Sayın
Akçay sisteme girmiş.
Buyurun.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa
Milletvekili Uğur Aydemirin 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
altıncı tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biraz evvel kürsüde konuşma yapan Manisa
Milletvekilimiz değerli Sayın Uğur Aydemir
arkadaşımızın konuşmasının sonunda
-tutanaklardan okuyorum- Manisamızda 1982 yılından 2003
yılına kadar ne bir tane baraj ne bir tane gölet ne de bir tane
sulama tesisi yapılmamış, maalesef yapamamışız.
şeklinde bir ifadesi var. Buradan kısaca şunu söylemek istiyorum:
Bu yanlış bir yaklaşımdır ve yanlış
sözlerdir. Bütün cumhuriyet hükûmetleri, ülkemizin her köşesine
imkânları nispetinde bu hizmetleri yapmıştır ve hepsini de
şükranla anıyoruz. Buna Adalet ve Kalkınma Partisi de dâhildir.
Tabii, bu, çok uzun zaman alacağı için,
sadece, kısaca 57nci Hükûmet döneminde ve daha evvelki yıllarda,
1980li yıllarda yapılan hizmetleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Akçay.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
sadece isimleriyle, Demirci-Köprübaşı-Salihli
yolu, Akhisar-Gölmarmara yollarının başlanması
Ki on dört
yıldır bu Akhisar-Gölmarmara yolu tamamlanamadı. Ayrıca,
Turgutlu-Manisa yolu 27 kilometredir değerli milletvekilleri ve on dört
yıldır daha bu yol tamamlanamamıştır. Bunu da
unutmamak lazım. Gördes Barajı, Karayakup köyü
kamulaştırması daha henüz yapılamadı. Gördes
Barajı çok uzun yıllara sari, çok önemli, büyük bir barajdır.
Avşar Barajı, Kula Barajı, diğer bazı hizmetler,
devlet hastaneleri, okul, hastane, sağlık hizmetleri, Celal Bayar
Üniversitesine yapılan yatırımlar, pek çok hizmetler
yapılmıştır. Bunları inkâr etmek doğru bir
yaklaşım değildir. Bu hizmetleri yapan bütün hükûmetleri, bu
hizmetleri veren bakanları ve bürokratları,
vatandaşlarımızı da şükranla yâd etmekte fayda var.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Akçay.
II.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Şimdi söz sırası Sinop
Milletvekili Barış Karadenize aittir.
Sayın Karadeniz, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA BARIŞ KARADENİZ (Sinop)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Bütçe Kanunu
Tasarısının Türkiye Atom Enerjisi Kurumu bütçesi üzerine
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi ve televizyonları başındaki
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bir ağaç için ağacı değil de köşkü yerinden oynatan
Türkiye Cumhuriyeti ve partimizin kurucusu, dünya lideri Mustafa Kemal
Atatürkü saygıyla bir kez daha anarak sözlerime başlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri,
başta Sinop olmak üzere Karadeniz halkı ve tüm Türkiye nükleer
santral istemiyor. Bu konuda sesini duyurmak için her şeyi yapıyor.
Ancak, ne yazık ki, ya sesleri zorla kısılıyor ya duymazdan
geliniyor ya yok sayılıyor. Bizi yok sayarsanız, biz de sizi yok
sayarız zaten.
Değerli milletvekilleri,
Çernobil kazasından sonra kameraların karşısına
çıkıp, çaydaki radyasyonun tehlikeli olmadığını
iddia eden merhum Bakan Cahit Aralı hatırlarsınız. Otuz
yıl önce televizyon ile bir torba çayı gazeteciler önünde ölçtüren
Bakan Televizyonun yaydığı radyasyon daha fazla. demişti.
Bugün de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Albayrak, radyasyonu
küçümseyerek, nükleer santralleri MR cihazıyla kıyaslıyor. Bu
nasıl bir zihniyet? Bunun mutlaka bir izahı gerekir.
Bu ülke,
kayınbiraderler, yengeler, eşler, damatlar ve çocuklara teslim
edilmeyecek kadar onurlu ve değerli bir ülkedir. Bu ülke, aile
şirketi değildir. Bu aile, bu ülkenin yönetim kurulu değildir;
malum şahıs da yönetim kurulu başkanı hiç değildir.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ABDULHAMİT GÜL
(Gaziantep) Kime diyorsun bunu, söyler misin?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Neyi kastediyorsun sen?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sen neyi kastediyorsun?
BAŞKAN Sayın
Karadeniz, lütfen, istirham ediyorum, yaralayıcı sözler
kullanmayalım. Burada olmayanlara ilişkin olarak şahsiyatla
uğraşmayalım.
BARIŞ KARADENİZ
(Devamla) Hiç kimseye bir şey demiyorum.
Sayın milletvekilleri,
Çernobil kazasından hemen sonra Karadenizde günlerce gökyüzünden çamur
gibi radyasyon yağdı.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Barış, lafın tamamını söyle!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Atomu kim buldu, onu biliyor musun sen?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sayın milletvekiline müdahale etmeyelim.
BARIŞ KARADENİZ
(Devamla) Çernobil faciasının üzerinden otuz yıl geçti.
Yıllardır Karadenizde her evde en az 2 adet kanser hastası var.
Yazık değil mi?
Değerli milletvekilleri,
AKP Hükûmeti Sinopta, Akkuyuda ve İğneadada nükleer katliamın
hazırlığını yapıyor. Bu katliamı
gerçekleştirmek için halk kandırılmaya çalışılıyor.
Nükleer lobilerin oyunları, harfi harfine halk üzerinde oynanıyor.
Sayın Bakan, nükleer
lobinin algı operasyonu tekniğini kullanarak Türkiye'nin enerji
bağımlılığından kaynaklanan riskleri
azaltacaklarını iddia ediyor. Oysa uranyumu olmayan Türkiye, sadece
Sinopta yapılacak nükleer santrali çalıştıracak yakıt
için yaklaşık 3,5 milyar dolar harcayacak. Sinop nükleer enerji
santralinin elektrik üretimi açısından dışa
bağımlılığını azaltacak söylemi AKPnin
koskoca bir yalanıdır.
Sayın milletvekilleri, Japonyadaki
Fukuşima kazası, nükleer santrallerin güvenilir
olmadığını bir kez daha acı şekilde
göstermiştir. Bu kaza, nükleer alanda dünyanın en ileri
teknolojisinin bile nükleer felaketlerde
savunmasızlığını ortaya koymuştur. Bakan
Albayrak, Sinop ve Mersin için En güvenli yer. diyor. Japonya ve Rusya en
büyük nükleer darbeyi yemiş sabıkalı iki ülkedir. Siz
kalkıp onlara nükleer santral yaptırarak üstüne bir de güvenlikten
söz ediyorsunuz.
Bir başkanlık hırsı uğruna
her gün evlatlarımız, kardeşlerimiz, çocuklarımız
şehit düşüyor. Türkiye'nin kalbi Ankarada, Meclisin 300 metre
ilerisinde, Türkiye'nin en güvenlikli bölgesinde teröristler bomba
patlatıyor, siz seyrediyorsunuz.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Teröristleri siz
destekliyorsunuz.
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Bir dinle ya!
Hangi istihbaratla, hangi önlemeyle Sinoptaki, Akkuyudaki
nükleer santrali terör saldırılarından koruyabileceksiniz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Dünyada kaç tane
nükleer santral var, biliyor musun onu? Kaç tane nükleer santral var?
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Siz kimi
kandırıyorsunuz Osman Bey?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Fransada yok mu
nükleer santral? Japonyada yok mu? Nükleer santral gördün mü hiç sen
konuşuyorsun?
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Teröriste terörist
demediniz, savundunuz
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Sayın
milletvekilleri, Atom Enerjisi Kurumu bugün AKPnin çiftliğidir.
Denetlemesi olmayan, bağımsız olmayan, siyasi erke
bağlı
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Askerin
teröristle mücadelesini destekliyor musun, desteklemiyor musun?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Fransa yüzde
40ını elektriğinin nükleerden üretiyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, müdahale
etmeyelim.
Sayın Bak
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) - Sen de
Karadenizlisin, sen de yedin o radyasyonu.
bilimsellikten uzak bir kurumun bütçesini
konuşuyoruz.
Ülkemizde Atom Enerjisi Kurumu var da temiz enerji
kurumu niye yok? Temiz, yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Almanya üretiyor,
Japonya üretiyor. Konuşuyorsun ya!
BAŞKAN Sayın Bak
Lütfen sayın
milletvekilleri müdahale etmeyelim.
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) -
güneşi, rüzgârı,
denizi olan bir ülkeyiz. Avrupada, Amerikada yeni nükleer santral
kurulması yasaklanmış, yenilenebilir temiz enerjiye geçiş
yapılmıştır. Bizim ülkemizde neden bol temiz
kaynakları tercih edilmemektedir Sayın Bakan?
Değerli milletvekilleri, Karadenizde
Çernobilden sonra avlanacak balık kalmadı. 52 olan balık türü
26ya düştü. Yıllık 300 bin ton yakalanan Karadenizde her geçen
gün daha az balık avlanıyor. Sinopta kayıtlı 4.300 tane
balıkçı, nükleer santral yüzünden işlerinden, ekmeklerinden olacağının
korkusunu yaşıyor. Siz gereksiz yere milyar dolarları nükleer
santrale yatırıyorsunuz, balıkçılığı yok
edersiniz, bir de buradan bütçe açığı vereceğiniz zaten belli.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti Manisada
ağaç katliamını; Artvin Cerattepede, Zonguldakta, Bursada,
İstanbulda, Balıkesirde, Kaz Dağlarında çevre
katliamlarını teşvik etmiş, karşı
çıkanların üzerine gazla, copla yürümüştür.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Yalovada CHPli
belediye kesti ağaçları, niye bir şey demiyorsun?
BARIŞ KARADENİZ (Devamla)
Topraklarını, ağaçlarını koruyan halkını
rant uğruna güvenlik güçleriyle karşı karşıya
getirenler, o insanları yavru Gezici ve terörist diye adlandıran
ne devlet adamıdır ne de dünya lideri.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Yalovada yüz
elli yıllık ağaçları kestiler de
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Sayın
milletvekilleri, sözlerime son verirken, buradan AKP Hükûmetine soruyorum
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Yalovadaki
ağaç değil miydi?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Nükleer
santrali yaparken kime ne diye söz verdiniz? Neyin hesabını
yaptınız?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Genel Kurula hitap et,
Genel Kurula, Genel Kurula.
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Japonlar,
Sinop nükleer santralinin maliyetini 16 milyar dolar olarak açıklarken 22
milyar dolardan söz ediyorsunuz. Kimlerin cebini dolduracaksınız? (AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 1 Kasımda ne
oldu, onu söyle sen! 1 Kasımda ne oldu seçimde, onu söyle! Sandıkta
ne oldu? Ne oldu sandıkta? 11 seçimdir ne oldu sandıkta?
BAŞKAN Sayın bak, lütfen, istirham
ediyorum
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Son Sinopluyu,
son Karadenizliyi nükleere kurban verdiğinizde o elektriği kime
satacaksınız? Bir de onu soruyorum size.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne oldu sandıkta?
Bütün seçimleri kaybettiniz ya!
BAŞKAN Sayın Bak
Sayın Bak
Bakar
mısın bana Sayın Bak, lütfen, sesinizi çıkarmayın.
BARIŞ KARADENİZ (Devamla) Açık ve
net söylüyorum: Sinop, Akkuyu, Türkiye haykırıyor; tüm Türkiye size
diyor ki: Nükleer santrali yaptırmayacağız. Nükleer santral
istemiyoruz.
Ülkemizi, çocuklarımızı çok
seviyoruz, nükleer santral istemiyoruz.
Yüce heyetimizi saygıyla selamlıyorum,
sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Millet ne diyor, ona
bak sen, millet ne diyor! Millet ne diyor, ona sen bir bak, ona! Yetmiş
senedir iktidar olamadınız be! Millet ne diyor, sen ona bak!
BAŞKAN Söz sırası Zonguldak
Milletvekili Şerafettin Turpcuya aittir.
Sayın Turpcu, buyurun
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Sayın
Başkan, bütün konuşmacıları uyarıyorsunuz. Şu
üslup var mı, rica ederim ya? Böyle bir üslup var mı ya?
Konuşturmadılar bile adamı ya.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Millet ne diyor, sen
ona bak. dedik, bir şey demedik ya.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, hatibi
kürsüye davet ettim, istirham ediyorum.
Söylenecek bir söz varsa, grup adına ya da
şahsa sataşma varsa zaten cevap verilir. Lütfen, hatibin
insicamını bozmayalım.
Buyurun Sayın Turpcu.
Süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ŞERAFETTİN TURPCU
(Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine CHP Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve halkımızı saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle, Zonguldak kömür havzasının yüz
yetmiş yıla yaklaşan tarihinin en büyük felaketleri olan ve
bugün yıl dönümü olan 3 Mart 1992 Kozlu faciasında hayatını
kaybeden 263, 7 Mart 1983 Armutçuk faciasında hayatını kaybeden
103 maden şehidimizi saygıyla anıyorum.
Değerli milletvekilleri, yüz ölçümü 783 bin
kilometrekare olan ülkemizin, ortalama 200 metre derinliğine kadar
sondajlar yapılarak yer altı kaynakları bilinmektedir. Daha
altında ne olduğunu bilmiyoruz. Gelişmiş ülkelerde
ortalama, Sayın Bakanım, bin metre derinliğe kadar sondajlama çalışmaları
tamamlanmıştır. Ülkemizin maden varlıklarının
ortaya çıkarılması için yoğun bir sondaj faaliyeti
yürütülmesine ihtiyaç vardır. Bu konuda kuruma önemli görevler
düşmektedir.
Bu noktada, yüz yetmiş yıllık üretim
kültürü olan ancak bugün bitme noktasına gelen taş kömürü üretimine
ayrı bir parantez açmamız gerektiğini düşünüyorum.
Cumhuriyet sonrası kurulan ilk il olma unvanına sahip Zonguldak,
taş kömürünü çıkartmak için 5 binden fazla madencisini şehit
verdi, 10 binlerce madencimiz sakat kaldı. Taş kömürü tozunun sebep
olduğu meslek hastalıklarından dolayı binlerce
insanımız hayatını erken kaybetmiştir. Yani Zonguldak,
ülkemizin sanayisini kurmak ve geliştirmek uğruna bugüne kadar çok ağır
bedeller ödemiş bir kentimizdir.
Emeğin başkenti Zonguldak, maalesef bugün
emeklinin ve işsizliğin başkenti hâline getirilmiştir.
Bunun nedeni, iktidarın Zonguldaka on dört yıldır
kalıcı yatırım yapamamasıdır. İstihdam
imkânı olmadığı için Zonguldak göç vermekte ve günden güne
küçülmektedir. 2002de iktidarınızda, 616 bin olan Zonguldakın
nüfusu her yıl göç vermiş, 2015te 595 bine gerilemiştir.
Ekonomideki rolü giderek azalan şehrimiz şimdi ise suyu çekilmiş
değirmene benzemiştir. İktidar bilmelidir ki Zonguldak sadaka
istemiyor, yüz yetmiş yıldır ekonomiye kazandırdıklarının
karşılığını istiyor, hak ettiğini istiyor,
yatırım istiyor, iş istiyor.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyetin ilk
yıllarından beri faaliyet gösteren Türkiye Taşkömürü Kurumu,
Türkiye sanayisinin gelişmesinin lokomotifi işlevini görmüş, aynı
zamanda ülke ve bölge ekonomisine büyük katkı yapmış, istihdam
açısından bölgemizin temel kurumlarından biri olmuştur.
Türkiye Taşkömürü Kurumu, ülkemizde derin kuyu kömür madenciliği
yapan ve deniz altı sahalarda kömür madenciliği yapan tek kurumdur.
Bununla birlikte, Türkiye Taşkömürü Kurumu ilk tahlisiye yani yer
altı kazaları kurtarma istasyonu kuran ve ülke çapında bugüne
kadar 10 bin tahlisiyeci yetiştiren, eğiten bir kurumdur. Bu kadar
önemli, bu kadar stratejik ama iktidar tarafından bitme noktasına
getirilen bir kurumdan bahsediyoruz. Bu önemli kurum, bugün tarihinin en az
sayıda işçisiyle en az miktarda üretim yapar hâle gelmiştir.
1970-1980 arası 42 bin çalışan bugün,
2002de 16 bine, şu anda da 8.900lere düşmüştür. Kurumun norm
kadrosu ise 14 bindir. Bu nedenle mevcut durumda ihtiyaç olan iş gücü
açığının acilen giderilerek norm kadronun
tamamlanması, bu seviyenin korunması için her yıl ihtiyaç olacak
şekilde işçi alımının tamamlanması gerekmektedir.
Havzamızda yaklaşık 1,3 milyar ton
rezerv olduğu bilinmektedir. İşçi açığı
giderilerek kurum, üretim hedefi olan yılda 5 milyon ton üretim için büyük
bir ivme kazanacaktır. Sayıştayın TTKya ilişkin 2014
yılı denetim raporunda, Zonguldak taş kömürü havzasında
üretim faaliyetlerinin gerekli yatırımlar yapılarak sürdürülmesi
ve teşvik edilmesi gerektiği söylenmekte, tüm hazırlıklar
tamamlansa bile yeterli üretim işçisi alınmadığı
takdirde üretim miktarının artırılmasının mümkün
olmadığı vurgulanmaktadır.
Taş kömürü rezervlerini en iyi şekilde
değerlendirmek ve ülkenin taş kömürü ihtiyacını
karşılayarak yurt ekonomisine katkıda bulunmak zorundayız.
Bu gerçeklere rağmen, sürekli yerli kaynak vurgusu yapan iktidar
TTKnın işçi açığını neden gidermiyor? Kurumun
yeniden yapılandırılmasıyla ilgili atması gereken
adımları neden atmadığını anlamak mümkün
değildir.
Sayın Bakanım, yeterli yer altı
işçisi olmadığı için üretimin artırılması
zaten mümkün değildir. Yeterli yerli üretim olmaması nedeniyle ithal
edilen kömür miktarının cari açık üzerindeki etkilerini hiç
hesaba katmakta mısınız? Sayın Bakan, Türkiye
Taşkömürü Kurumuyla ilgili 2010 yılında mevcut durum tespit
raporu hazırlandığını ancak rapor üzerinde kurumlar
arası bir mutabakata varılamamış olması nedeniyle
günümüze kadar herhangi bir gelişme kaydedilmediğini söylemektesiniz.
Sayın Bakanım, kurumların altı yıldır TTKya
ilişkin mutabakata varamadığı hususlar acaba nelerdir,
lütfen konuşmanızda açıklayınız, bunu biz de bilelim.
Yeri geldiğinde saatler içerisinde yasa çıkaran
iktidarınız, konu TTKya yatırım yapmak, yeniden
yapılandırmak ve işçi almak olunca neyi beklemektedir?
Değerli milletvekilleri, 1970li yıllarda
yaklaşık 5 milyon ton kömür çıkarırken Taşkömürü
Kurumu, bu yıldan yıla azalmaya başlamış, sizin
iktidarınızda 2,2 milyon ton olmuş 2002 yılında, 2015
yılı sonu itibarıyla da bunu 948 bin tona
düşürmüşsünüz. 1980 yılında Türkiyenin taş kömürü
ihtiyacının yüzde 80ini Zonguldak karşılamaktayken
maalesef bugün bu oran yüzde 6 civarlarına düşmüştür.
AKP döneminde üretimdeki dibe vuruş dikkat
çekici olduğu kadar ithalatın her yıl devasa oranda
katlanması da dikkat çekicidir. 1980de 0,9 milyon ton olan taş
kömürü ithalatı bugün 32 milyon ton seviyesine
ulaşmıştır. Yerin altında kömürümüz, yerin üstünde
işsizlerimiz var ama sizlerin politikası yüzünden bu kömür
çıkarılamıyor. Mayıs 2015 raporu, son dönemde
uluslararası kömür pazarında yaşanan gelişmeler, tedarik
güçlükleri ve aşırı yükselen kömür fiyatları yerli üretimin
öneminin bir kez daha ön plana çıktığının
altını çizmektedir. Sayın Bakan, bu tabloya rağmen
Zonguldak taş kömürüne bu kadar uzak durmanızın nedeni nedir?
Sözlerime son verirken şunları söylemek
istiyorum: TTKnın işçi açığı acilen giderilmeli,
yeniden yapılandırarak, sermayesini güçlendirerek ayağa
kaldırmak lazım. Bunun için yapılması gereken
çalışmalar acilen tamamlanmalıdır. Burada sağlanacak
istihdam ve dışarıya verilecek dövizin önlenmesi bile
başlı başına bir kazançtır. Bu gerçekler ışığında
yapılandırma çalışmalarının bir an önce bitmesini
diliyorum.
Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Turpcu.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) İç
Tüzük 60a göre söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Dolmabahçe mutabakatıyla ilgili Hükûmetin mevcut pozisyonunu
ve Cumhurbaşkanlığı ile Hükûmet tarafından
yapılan farklı açıklamalardan hangisini dikkate almaları
gerektiğini öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bir önceki oturumda bir
sorum olmuştu, o soruma cevap alamadım. Dolmabahçe mutabakatıyla
ilgili Hükûmetin mevcut pozisyonunu öğrenme adına sorduğum
sorunun önemli olduğu kanaatindeyim. Biz, çözüm sürecinin bitiş
sürecinin tamamen Dolmabahçe mutabakatı ve izleme heyetinin reddi
üzerinden geliştiğini düşünüyoruz ve bunu defalarca
yaptığımız konuşmalarda da ifade ettik. Dün Hükûmeti
ve Başbakanı temsil eden Sayın İçişleri Bakanı
burada, mutabakatın arkasında olduklarını,
yaptıkları her şeyin doğru olduğunu ifade ettiler.
Dolayısıyla, bu önemli bir tespittir. Bu, AKP açısından bir
politika değişikliği midir, yoksa
Cumhurbaşkanının Dolmabahçe mutabakatını doğru
bulmuyorum. yaklaşımına rağmen Hükûmetin içerisinde
bulunduğu pozisyonda bir ısrar mıdır? Bunu öğrenmek
istiyoruz. Bu konuda, hem sayın bakanlar burada hem grup başkan
vekilleri burada, soruma cevap alırsam sevinirim.
Bir ikinci konu da: Sayın Başkan, birkaç
gündür özellikle Sayın Cumhurbaşkanının
başdanışmanlarının yaptığı
açıklamalar ve Hükûmetten gelen açıklamaların çelişkili
yanlarını burada irdelemeye ve Nereyi dikkate almamız
gerekir?i öğrenmeye çalışıyoruz. Bugün de
Cumhurbaşkanının danışmanı Bülent Gedikli,
Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesiyle ilgili
yaptığı değerlendirmelerin kişisel yorum değil
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Toparlıyorum hemen Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Baluken, bitirelim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
bulunduğu makam itibarıyla kamu vicdanını
yansıttığını söyledi. Bu, bildiğim kadarıyla
Bakanlar Kurulunun iradesini yansıtan, Bakanlar Kurulunun sözcüsü, Hükûmet
sözcüsü Sayın Numan Kurtulmuşun yapmış olduğu
açıklamaların 180 derece tersi bir açıklama. Şimdi, mevcut
durumda biz hangi açıklamayı esas almalıyız? Onu da yine
Kabine üyelerine sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Evet.
Şimdi, söz sırası Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutana aittir.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Sayın Bayraktutan buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz sekiz dakikadır.
CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Orman Bakanımızla bugün burada
karşı karşıya gelmek bizim Artvinliler için bir onur, önce
onu ifade edeyim Sayın Bakan. Ben buraya gelmeden evvel, Sayın
Bakanın orman konusundaki derin bilgisini, oradaki CVsine bakarak TBMMde
-bir orman mühendisi zannediyordum- öğrendim ki Sayın Bakan, edebiyat
fakültesi tarih bölümü mezunu.
MUSA ÇAM (İzmir) İnşaat mühendisi.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) - Aynı zamanda
inşaat mühendisi. Ormanı, böyle bir CVnin savunması
karşısında da ancak karşısında bir avukat ona
cevap verebilir diye düşündüm Sayın Bakan. Önce onu ifade edeyim.
Sayın Bakanın, bu olaylar ortaya
çıkmadan evvel yani Cerattepeyle alakalı karşı
karşıya gelmeden evvel bu 3 milyar ağaçla alakalı
söylemleri var 3 milyar ağaç diktik. diyor Sayın Bakan. Bakın,
2014 yılında ben size 4 tane soru sormuşum, On yılda 3
milyar fidanı nereye diktiniz? İl il, bölge bölge belirtir misiniz
nerelere diktiniz? Bunları da ayrıntılı olarak açıklar
mısınız. diye sorular sormuşum. Siz bana cevap
vermişsiniz. Cevabınız şu Sayın Bakan, diyorsunuz ki:
Biz 3 milyar fidan diktik.
Şimdi, Sayın Bakan, Nasrettin Hocanın
bir fıkrası var. Nasrettin Hocaya sormuşlar Dünyanın
merkezi neresidir? diye. Affedersiniz, yanında eşek varmış
demiş ki: Dünyanın merkezi bu eşeğin arka sağ
ayağıdır. Merak etmişler Nasıl ölçeceğiz?
diye. Erinmiyorsanız ölçün. demiş. Şimdi de Sayın Bakan
diyor ki: Erinmiyorsanız sayın 3,5 milyar ağacı. Öyle
değil mi Sayın Bakan? Erinmeden sayalım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Gökte de 3 milyar
yıldız var.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Şimdi bunu
niye anlatıyorum? Sayın Bakan, bakın... Yani, aslında size
Sayın Bakan değil Sayın bakmayan demem lazım
Artvinliler adına. Neden böyle demem lazım onu ifade etmek istiyorum.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa)
Hiç komik değil.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Hiç komik
olmayabilir sizin için, Artvinde yaşananların ne olduğunu
bilmediğiniz için.
Bakın, şöyle bir ifade var değerli
Bakanım: Artvinde benim avukatlık yaptığım
yıllarda -bunu geçen de söyledim- devlet, ormanı vatandaştan
korurdu. 6831e ihlallerden dolayı, giderdik onların
avukatlığını yapardık. Şimdi, devir
değişti arkadaşlar. İnsanlar, altı aydır,
ormanı Sayın Orman Bakanından -Orman Genel Müdürü burada
mıdır bilmiyorum, o da özel bir şey- Orman genel müdür
yardımcılarından, Orman Bölge Müdüründen koruyorlar. Talimat
büyük yerden. Orman Bölge Müdürlüğü içerisinde yurtsever insanlar var,
onları kenara koyuyorum. İnsanlar altı aydır Artvinde
ormanı bekliyorlar. Geçen hafta kırdınız, tebrik ediyorum,
insanlara gaz sıktınız. Bir cumhuriyet kentinde mahvettiniz
insanları, tebrik ediyorum Sayın Bakan! Olacak şey değil,
bunu kabul etmek mümkün değil.
Gelinen tabloda, Orman Bakanının Orman
Genel Müdürü, yer teslimi yapılmadan bir ilgili şirkete... Yer
teslimi dosya üzerinde yapılarak ilgili şirkete yer teslimi
yaptınız, bunu kabul etmek mümkün değil. Bunun bir tek
karşılığı var Sayın Bakan, zaman içerisinde her
şey gelişir ama sahte evrak tanzimidir bunun Türk Ceza Kanununda
karşılığı. Kamu görevlisine talimat verdiniz Yerine
gitmeden yeri ilgili şirkete teslim et. diye. Bunu kabul etmek mümkün
değil. Ne gerek vardı bunlara? Bir şirkete bir kenti niye yok
ettirdiniz, bunu anlamakta zorlanıyorum. Bunu niye yaptınız yani
ben bunu anlayamıyorum. Bu nasıl bir kamu yararıydı, bu
nasıl bir güçtü, bu nasıl bir siyasi iradeydi? Bir iş
adamının ihtiraslarına bir kenti niye kurban ettiniz? Niye
kurban ettiniz Sayın Bakan, bunu söyleyin.
Bakın, biz geçen hafta içerisinde size geldik.
Sayın Başbakana buradan teşekkür ediyorum yani bizi, Artvin
heyetini gönderdi ama iyi niyetinin ne olduğunu önümüzdeki günlerde
göreceğiz. Oradaki heyetle olan görüşmemizde de En iyi niyetli sizin
olduğunuza inanıyorum Sayın Başbakan. dedim. Bakın,
bu görüşmeyi yaptıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanı
çıktı, dedi ki: Efendim, Artvinde yavru Geziciler var. Şimdi,
masanın etrafındaki yavru Gezicileri Sayın Bakan biliyor, ben de
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu yavru Gezicilerin kim olduğunu
söyleyeyim arkadaşlar, onların adına geldik çünkü. Burada,
iktidar partisi milletvekili var, iktidar partisinin belediye başkanı
var, il başkanı var, 2 tane eski il başkanı var iktidar
partisinin, CHPnin il başkanı var, Milliyetçi Hareket Partisinin il başkanı
var, EĞİTİM-BİR-SENin temsilcisi var. Arkadaşlar,
bunlar mı yavru Geziciler?
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Artvin,
Cizredir. diyenler ne olacak? Orayı yakıp yıkanlar var orada.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Böyle böyledir
diye, böyle böyledir diye... Bakın, oraya girmiyorum.
Şimdi, gelinen nokta da şu
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Gir, gir. Niye
girmiyorsun?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Hayır, ona da
girerim. Artvin bir cumhuriyet kentidir. Sayın Başbakana şunu
söyledim: Bu kentten bir
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Bütün
şehirler cumhuriyet kentidir, bütün şehirler.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Söyleyeyim,
söyleyeyim; siz söyleyin. Bakın, bütün şehirler cumhuriyet kentidir,
aynen öyle, ona yürekten katılıyorum ama şunu iyi bilin,
Sayın Başbakana söyledim: Artvinden bir vatan haini çıkmaz,
bir de hırsız çıkmaz. dedim. Bunu açıkça ifade ettim
Başbakanlıkta, öyle mi? (CHP sıralarından
alkışlar) Artvinden bir vatan haini çıkmaz, bir de
hırsız çıkmaz. dedim.
Gelinen tabloda, bakın, Cerattepedeki olay
böyle, Geziciyle, yok şuna, buna havale edilerek kalkılacak bir olay
değildir.
ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) O zaman, Artvine
dışarıdan adamlar mı geldi?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla) Türkiye Büyük
Millet Meclisinden, Atatürkün Parlamentosundan bütün Türkiyeye sesleniyorum:
Biz Artvinde gezici değiliz
ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) Onları niye
ayırmadınız o zaman, eylemde olanları?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Devamla)
biz Artvinde
kalıcıyız arkadaşlar, bunu zaman içerisinde göreceksiniz.
(CHP sıralarından alkışlar) Artvinde kalıcı
olduğumuzu, cumhuriyetin değerlerine bağlı olduğumuzu,
doğamızı sevdiğimizi, cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal
Atatürkü ve onun değerlerini asla tartışmadığımızı
zaman içerisinde yedi düvele ispatlayacağız değerli
arkadaşlarım.
Şimdi, gelelim başka şeylere.
Bakın, Orman Genel Müdürlüğüyle de alakalı bazı bilgiler
aldım, bu kadar ayrıntılara sahip değildim. Mesela,
müsteşar yardımcılarından sadece bir tanesinin orman
mühendisliğine ilişkin bilgi aldım, doğru mudur bilmiyorum.
Mesire yerlerine ilişkin ilginç düzenlemeler
var. Bakın, İzmirde çok ilginç bir örnek, doğru mudur
yanlış mıdır, bunu da bilmiyorum. İzmirde ilginç bir
mesire yeri var değerli arkadaşlar, bunun Artvinle bir alakası
yok. Bakın, bu, Cennet Vadisi diye tabir edilen bir yer. Bu yer,
yıllık 25 bin liraya bir müstecire -ki 90 hektarı aşan bir
yer- kiraya veriliyor değerli arkadaşlarım. Bu müstecir bunu
alıyor. Buraya günlük araç girişi; küçük araç 20 lira, minibüs 30
lira, otobüs 60 lira. Hafta sonları günde 2 bin tane araç giriyor
değerli arkadaşlarım, bakın, dikkat edin rakamlara.
İçinde, normalde orman alanında beton arazi yapılmaması
gerektiğine rağmen 4 tane düğün salonu var, 1 tanesi bir gecede
25 bin liraya kiraya veriliyor. Sayın Bakan, çıkın -Sayın
Genel Müdür muhtemelen orada Bölge Müdürü, ayrıntılı bilgileri
vardır- deyin ki: Yıllığı 25 bin lira olan bir yeri
Hangi özel kişidir, onu aslında alkışlamak lazım, öyle
bir müteşebbisi. Keşke öyle birisi Artvinli de olsa, ne kadar büyük
müteşebbis bir adam yani inanılmaz bir rakam ortaya
çıkıyor.
Şimdi, helikopterlerin
alımıyla, helikopterlerle alakalı da ilginç bilgiler var ama çok
fazla zamanım kalmadı. Onlarla da -özellikle yangınlarda
helikopter kiralamasına- ilginç ihalelerin yapıldığına
ilişkin elimde ayrıntılı doküman ve bilgiler var.
Yangınları karşılaştırdığım zaman,
muhtemelen biraz sonra çıkacaksınız, diyeceksiniz ki Burada
yangınlar azalmıştır., diyeceksiniz, bunları da
değerlendireceğiz.
Bir başka ilginç bilgi
daha var Sayın Bakan. Şimdi, biraz önce, Engin Altaya buraya
gelmeden önce sordum, Sinopta orman bölge müdürlüğü kapandı mı?
Sayın Engin Altay dedi ki: Kapandı. Sinoptaki orman alanı,
Sayın Bakan, bütün Sinopun mülki sınırlarının yüzde
64ü. Siz Sinopta orman bölge müdürlüğünü kapatmışsınız,
gerisini boşverelim, orman bölge müdürlüğünü
kapatmışsınız.
Çanakkalede, Çanakkalenin
bütün orman alanı yüzde 64, orman bölge müdürlüğünü önce
kapattılar, arkasından orman bölge müdürlüğünü şimdi yeni
seçimlerde açtılar. Ona da teşekkür etmek lazım yeniden
açıldığı için yani her şeyi eleştireceğiz
diye bir şey söz konusu değil. Ama şunları demek
lazım: Kayseride, Kayserinin bütün orman alanı, -niye
kapattınız diye demiyorum- yüzde 7,3ü orman alanıyken önce
şefliğe indirip sonra neden orman bölge müdürlüğü
açtınız? Kentin yüzde 7,3ü
Sayın Bakan, bunu
unutmayacağınızı umuyorum.
Bir başka örnek daha
vereceğim. Şanlıurfada, Şanlıurfanın binde 7si
orman. Şanlıurfada niye orman bölge müdürlüğü açtınız
Sayın Bakan?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sadece
Şanlıurfada değil, GAP Bölgesinde.
UĞUR BAYRAKTUTAN
(Devamla) Hayır, diğerlerinde de var.
Peki, Sinopla, Çanakkaleyle
alakalı tercihte yerel yönetimlerin Cumhuriyet Halk Partili olması
gibi bir illiyet bağı olabilir mi veya ben mi felaket
tellallığı yapıyorum? Acaba böyle bir felaket
tellallığı mı yapıyorum? (CHP sıralarından
alkışlar)
Bir de Sayın Bakan
-bunları kaçırdım- dediniz ki: Artvindekileri
cezalandıracağız. Keşke o eylemler yapılıyorken
göstermiş olduğunuz o duyarlılığı
Orada,
Sayın Başbakan 3.500 ağaç dedi, ilgili şirket 50 bin
ağaç diyor. Bakın, orası komple 4.400 hektarlık bir alan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) 3.500.
UĞUR BAYRAKTUTAN
(Devamla) 3.500 de olsa niye orada göstermiyorsunuz Sayın Bakan? Veya bu
cezalandırmayla alakalı kararı verecek olan siz misiniz,
savcı mıdır, hâkim midir Sayın Bakan? Sizi bu konuda
uyarıyorum.
Buradan bir kere daha
sesleniyorum: Cerattepe geçilmez, Artvin halkı yenilmez. Bunu bütün
Türkiye bilsin. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi söz
sırası
İSRAFİL KIŞLA
(Artvin) Sayın Başkan
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, tutanaklara geçmesi
açısından bir hususu ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Tutanaklara geçmesi açısından.
BAŞKAN Evet.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Sayın hatip hem kürsüde belirtmiş olduğu
konuşmada hem de daha önce basına yansıyan bazı
görüşlerinde Artvinin cumhuriyet kenti olduğunu ifade ederek, bu
tarz toplumsal gösterilere müdahale edilen başka kentlerin sanki
cumhuriyet kenti olmadığı şeklinde bir izlenim
uyandırıyor. Eminim ki herhâlde niyeti bu değildir.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Değil.
BAŞKAN Değildir,
değildir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Bunu kabul etmemiz mümkün değil.
BAŞKAN - Bütün kentler,
bütün iller, ilçeler, beldeler, köyler cumhuriyet kentidir, cumhuriyetin
yerleşim yerleridir, bölünmez bir bütündür.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Yani daha önce de Cizreyle ilgili, Surla ilgili
basına yansıyan benzer değerlendirmeler vardı.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Açıklama yaptı zaten.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) O nedenle, o yaklaşım sorunlu bir
yaklaşım.
BAŞKAN Onu düzeltti
zaten, konuşması esnasında düzeltti.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Şöyle de bir durum ortaya çıktı: Artvinden
Vatan haini ya da hırsız çıkmaz. şeklinde bir tespit
yaptı. Suçların şahsiliği diye bir kavram var hukukta,
her suç, her tanımlama için, herhangi bir şehir için bu şekilde
tanımlamalar yapıp Buradan çıkmaz. demek, Diğer
şehirlerden bu çıkar. anlamını doğurabilir.
BAŞKAN Kastı o
değildi Sayın Baluken. Tutanaklara geçmiştir.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) O nedenle, tutanaklara geçmesi açısından, bu
ifadelerin kamuoyunda
BAŞKAN Tutanaklara
geçmiştir, kastı o değildir.
FARUK ÇATUROĞLU
(Zonguldak) İdris Bey, ilk defa size katılıyorum.
BAŞKAN - Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, şüphesiz Sayın Balukenin
bu tespitinde bir art niyet aramamakla birlikte
(Gürültüler)
Ya, arkadaşlar
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Altayı dinliyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul)
Sayın Bayraktutanın konuşmasını
izlemeyip de Sayın Balukeni izleyen vatandaşlarımız
şöyle bir intibaya kapılırlar: Uğur Bayraktutan
konuşmasında hemşehricilik ayrışması yaptı,
vatanseverlik ayrışması yaptı. gibi bir algı
oluşur. Ki parti olarak bunu kabul edemeyiz.
Sayın
Bayraktutanın, Sayın Balukenin iddialarını düzeltmek ve
yanlış anlamaya meydan vermemek bakımından iki dakika
sataşma gerekçesiyle söz alması gerekir.
BAŞKAN Ben de aynen
katılıyorum. Böyle bir şey de yoktur. Zaten Sayın
Bayraktutanın da böyle bir kastı yoktur.
Sayın Bayraktutan,
yerinizde bir açıklama yapın. Böyle bir kastınızın
olmadığını zaten siz de söylediniz.
Sisteme girin Sayın
Bayraktutan, ben size söz vereceğim.
Bu arada, Sayın
Kışla sizin?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yavru Gezici
değilim. diyecek Sayın Kışla.
İSRAFİL KIŞLA (Artvin)
Başbakanımızla görüşmeye katılan heyetin içerisinde
ismim geçerek
Bir açıklık getirmek istiyorum ve yanlış anlaşılmayı
BAŞKAN Size de yerinizden bir dakika...
Evet, Sayın Bayraktutana önce söz verelim.
Sayın Bayraktutan, buyurun.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Artvin Milletvekili Uğur
Bayraktutanın, Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin
yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sur ve Cizreyle alakalı laf atıldı.
Ben herhangi bir kitleyi kastetmedim. Artvini şöyle tarif ettim:
Artvinin sokaklarında
Artvin bir cumhuriyet kentidir, bir kere daha
söylüyorum, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün kentidir. Biz al
bayrağımızı severiz, cumhuriyet değerlerini
tartışmayız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bütün kentler
gibi.
BAŞKAN Bütün kentler gibi.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Bütün kentler öyledir
ama Artvini diyorken diğerleri değildir diye demiyorum yani onu
düzelteyim. Bütün kentler Gazi Mustafa Kemal Atatürkü sever. Biz Atatürkün
Parlamentosunda olmaktan
Artvinliler olarak cumhuriyet değerlerini asla
tartışmayız. Bizim kentlerimizde devlete karşı
çıkılmaz
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Devlete
karşı çıkılıyor işte yani, Allah Allah!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Ama siz
meşrulaştırıyorsunuz yani, böyle bir şey olur mu?
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin)
hendekler
açılmaz, terör grupları yoktur, cumhuriyeti ve Atatürkü severiz,
başka bir kusurumuz yoktur. Onu ifade etmek istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Cerattepeyle ilgili şey devlete karşı çıkmaktır zaten
yani.
BAŞKAN Sayın Kışla, buyurun.
10.- Artvin Milletvekili İsrafil
Kışlanın, Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutanın 118
sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı
ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
İSRAFİL KIŞLA (Artvin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Başbakanımızın daveti üzerine
Artvindeki siyasi parti temsilcileri ve STK temsilcileriyle görüşme
yaptık. Görüşmemiz çok faydalı olmuştur. O görüşmede
Artvin halkının hassasiyetlerini dinleme konusunda, anlama konusunda
ve bir taraftan da Hükûmetimizin Artvini peşkeş çekme gibi bir
anlayışının olmadığını bizzat Hükûmet
yetkililerinden ve Başbakanımızdan öğrenme
açısından çok faydalı bir görüşme olmuştur. Burada
Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şey, Artvindeki
o halkın tepkilerine sızmak isteyen illegal örgütlerin ve suistimal
etmek isteyen aşırı marjinal sol örgütlerin yapmış
olduğu işlerdir. Ve diğer taraftan da PKK sempatizanları
oraya geldiklerinde de Uğur Bey onların orada bulunmasından bile
rahatsız olmuştur çünkü Kürt halkına zarar verdikleri kadar bir
de Artvine zarar vermelerini istemedik. Onun için, kastedilen Artvin
halkı değildir burada.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kışla.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor Araştırma
Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Söz sırası Isparta
Milletvekili İrfan Bakıra aittir.
Sayın Bakır, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA İRFAN BAKIR (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının
hazırlanmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımı ve ekranları
başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımı
sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Bugün şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet,
ailelerine sabırlar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Devlet kurumlarının hepsi elbette
ayrı bir öneme sahiptir ancak Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün ülke ekonomisinde, tarımda, sosyal hayatta ve doğal
hayatta ne denli bir öneme sahip olduğunu hepimiz iyi bilmeli ve
duyarlı olmalıyız. Devlet Su İşleri ülkemizde
enerjiden sulamaya, taşkın korumadan içme sularına, barajlardan
göletlere kadar birçok projeye damgasını vurmuş,
yaklaşık olarak 11 milyar lira yatırım bütçesi olan en
köklü kurumlardan biridir.
En az DSİ kadar öneme sahip olan bir başka
şey de DSİ personelidir. DSİ personelinin bir an önce özlük
haklarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Ekonomik nedenlerle
teknik personel sürekli ayrılmakta, bu da DSİnin kan kaybetmesine
neden olmaktadır. Tüm kurumlarda olduğu gibi DSİde de temizlik,
güvenlik, şoför ve nitelikli eleman pozisyonunda taşeron olarak
çalışanlar mevcuttur. Milyarlık projeler üzerinde
çalışan bu arkadaşlarımız her taşeron işçi
gibi sıkıntı çekmektedir. Bir an önce bu işçilerin
asıl işlerinin belirlenip kadroya alınması gereklidir.
HESlerden sürekli olarak bahsediyoruz. HES
projelerinin çevreye ve doğaya duyarlı olması, tarımsal
sulama, içme-kullanma suyu temini ve doğal hayatı koruma bilinciyle yapılmalıdır.
Ülkemizin bilhassa batı tarafındaki
HESlerin pompaj depolamalı HESlere dönüştürülmesi, yeni
yapılacak HESlerin pompaj depolamalı olarak, rüzgâr ve güneş enerji
santralleriyle birlikte planlanması önem arz etmektedir.
Devlet Su İşleri, inşa ettiği
tesislerin çoğunu sulama birliklerine, kooperatiflere, köylere ve
belediyelere devretmiştir. Sulama birliklerinin kapalı sisteme
geçebilmesi için ödemesi gereken katkı payını ödeyememesi durumunda
meclis kararı ile fesih kararı alınıp il özel idaresine devredilmesi
söz konusudur. Birçok sulama birliği il özel idaresine devredilmek üzere
fesih kararı almıştır. Ancak devir işleminin
gerçekleşebilmesi için birliklerin borçsuz olması şartı
aranmaktadır. Bu kürsüden sesleniyorum: Enerji maliyetlerinin bu kadar
yüksek olduğu ve çiftçinin para kazanamadığı bir ülkede bu
birliklerin borçsuz olması sizce mümkün müdür? Bu duruma daha ne kadar
sessiz kalacasınız? Bu noktada, maliyetin yüzde 1nin
katılımcı, yüzde 99unun devlet tarafından
karşılandığı bir sistemde bu sorunun çözülmesi
gerektiğini düşünüyorum. Devlet eliyle karşılanan maliyetin
ise yirmi beş yılda değil, gerekirse elli yılda geri
ödenmesi doğru olacaktır.
Sulama sezonu yaklaşırken bakım
onarım çalışmalarına bir an önce başlanması
gerekmektedir. Çözüm üretilmez ise araziler sulanamayacak, zaten yüksek girdi maliyetleriyle
boğuşan çiftçilerimizin sorunlarına bir de sulama sorunu
eklenerek büyük bir mağduriyet yaşanacaktır.
Fesihlerle birlikte personelin durumunda da
belirsizlik söz konusudur. Durumları tartışmalı konuma
gelen sulama emekçilerinin ve TEDAŞın özelleştirilmesinden
sonra bünyesine alınan ve iş akitleri feshedilen tüm taşeron
işçilerinin kadroya geçirilmesi veya başka kurumlara atanması da
çok önemlidir.
Yer altı sulama kooperatiflerinin durumu da
farklı değildir. İl özel idaresi bedelsiz yaparken DSİnin
yaptığı sulama şebeke maliyetlerinin on beş yıl
olan geri ödeme süresi tekrar otuz yıla
çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, sulama konusu hayati
bir konudur; direkt vatandaşın işi, aşı,
ekmeğiyle ilgilidir. Vatandaş tarlasını zamanında
sulasın ki, gelir sağlayabilsin. Birlikler su veremediğinde
üretici bu durumdan kötü bir biçimde etkilenecektir. Köklü çözümleri devlet
üretmek zorunda. Sulama sistemlerinde yapılacak yatırımlar
vatandaşın da, birliklerin de gücünün çok üzerinde. Şu anda
kullanılan kırk elli yıllık şebekelerle verim
alınamayacağı çok açıktır. Unutmayalım, gübresiz,
ilaçsız ekolojik bir tarım yapabilirsiniz ama susuz
yapamazsınız. Dolayısıyla, modern sulama sistemlerine
geçişi hızlandırmalıyız.
Ülkemizdeki enerji maliyetlerinin yüksekliğinden
had safhada etkilenen sulama birlikleri ve kooperatiflere yüzde 30
oranında destekleme ve enerjide KDVnin yüzde 1e indirilmesi hususunda
mutlaka bir adım atılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, birliklerin enerji
dağıtım şirketlerine biriken borcu ödenemez duruma
gelmiştir. Bu borçlara bir çözüm üretilip kurumsal yapıları
güçlendirilmeden su yönetiminde yeniden yapılandırma
çalışmaları çok büyük bir eksiklik taşıyacaktır.
Bunun için öncelikle birliklerin ve sulama kooperatiflerinin yüksek miktardaki
borçlarının faizlerinin silinip takside bağlanması,
tarım destekleme kapsamında kullandıkları enerjide birim
fiyatının düşürülmesi, tükettikleri enerjiyi kendilerinin
üretebilmesi için rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji sistemlerinin
devlet tarafından desteklenerek yasal düzenlemelerin yapılması
gerekmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, çiftçinin
kullandığı her türlü girdinin minimum düzeye indirilmesinden
yanayız. Küçük çiftçilerimizi desteklemeyi başaramazsak köyden kente
göçün de önüne geçemeyeceğimiz çok açıktır. 2002
yılından bu yana tarım sektörünün istihdama katkısı
yüzde 34,9dan yüzde 20,4e kadar gerilemiştir. Bunun sonucunda il
merkezleri hızla büyürken bazı köylerimizde neredeyse ikamet eden
kalmamıştır.
Sayın milletvekilleri, Su Kanununa da
değinmek istiyorum. Yasa tasarısında sulama birlikleri ve
kooperatifler yeterli yer bulamamaktadır. Oysa, ülke su
kaynaklarının yaklaşık yüzde 64 gibi büyük bir bölümü
tarımda kullanılmaktadır. Sulama birlikleri ve kooperatifler de
tarımsal sulamayı kullanan çiftçilerin temsil edildiği en önemli
temsilci durumunda olup su yönetiminin planlamasının her
aşamasında yer almalıdır.
Bir başka konu da kaçak kuyu meselesidir. Bizim
yeni Su Kanunundan beklentimiz, kaçak kuyuların kayıt altına
alınarak tekniğe uygun su kuyularının açılması,
yer altı suyu kirliliğinin ve aşırı su çekiminin
önlenebileceği bir düzenlemedir. Sulama birliklerinin ve kooperatiflerin
borçlarından dolayı çalışamaz hâlde olması
vatandaşı kaçak kuyu açmaya teşvik etmektedir. Sulama
sahaları içerisinde sondaj kuyusu açmanın yasak olduğu
bilinmesine rağmen vatandaşlarımız çaresizlikten kaçak kuyu
açmaktadırlar. Dolayısıyla, yasaklamak yerine çözüm üretmemiz
gerekmektedir. Kaçak kuyuların önünü açan bir diğer uygulama da
havzaların sondaj iznine kapatılmasıdır. Bakanlar Kurulu
kararıyla zirai amaçlı sayaçların takılması 2 Nisan
2016ya kadar ertelenmiştir. Ancak takılan sayaçlarda DSİ,
uygulayıcı firmalar ve üreticiler sıkıntılarla
karşılaştı. Sayaçların maliyetinin yanında
arazide dondan korunması, hırsızlık ve montajının
da sorun olması sebebiyle daha uygulanabilir, daha düşük maliyetli
sistemlerin gündeme gelmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, DSİ Genel Müdürlüğünün
vatandaşın işini zorlaştıracak değil,
kolaylaştıracak çözümler üretmesi önemlidir. Tabii bu projeler
üretilirken doğaya ve çevreye de azami özen gösterilmelidir. Bu konuda
Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğaya ve çevreye zarar vermeyen
politikalara her zaman katkı koyacak, yanlışlarınızı
da her zaman söylemeye devam edeceğiz.
Sözlerime son verirken bütçe görüşmelerinde
emeği geçen herkese teşekkür ediyor, ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Bakır.
Şimdi söz sırası Edirne Milletvekili
Erdin Bircana aittir.
Sayın Bircan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ERDİN BİRCAN (Edirne)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meteoroloji Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Meteoroloji, döner sermaye ve reklam gelirleri olan
bir kuruluş olmasına rağmen, bunu çalışanlarıyla
paylaşmayan bir kurum. Daha önce arazi tazminatları
kaldırılan kurum çalışanları, hakları olan
havacılık tazminatını da alamıyor. Kurum
çalışanlarının mağduriyetlerinin son bulması için
çalışma yapılmasını özellikle rica ediyorum.
Meteoroloji denince aklımıza hemen hava
durumu geliyor. Hava durumu deyince de benim aklıma hemen
Keşanımızın kirli havası geliyor.
Değerli arkadaşlar, Çevre ve
Şehircilik Bakanlığının resmî ölçümlerine göre,
Türkiye'nin en kirli havası maalesef Edirnemizin Keşan ilçesindedir.
Bu yönüyle, halk sağlığı da ciddi tehlike altındadır.
Doğal gaz olmayan ilçemizde kükürtdioksit oranı zaman zaman 2.740a
çıkmaktadır. Bu oran, Amerika Birleşik Devletlerinin üst
sınırına göre 9 kattan, Türkiye standartlarına göreyse 2
kattan daha fazladır. Keşanın havası için herhangi bir
çalışma yapılmamaya da devam edilmektedir. Havada kanserojen
partiküldeki 2,5 ve partiküldeki yüzde 10 oranları Türkiye
standartlarının çok üzerindedir ve bu yönüyle de çok tehlikelidir.
Keşandaki hava kirliliği kroniktir ve maalesef çok büyük
sağlık sorunlarına neden olacaktır.
Bölgemizde hava kirliliği var da su
kirliliği yok mu? Maalesef, bu konuda da büyük bir sorun
yaşıyoruz. Bugün kirliliğin lafı geçince herkesin
aklına Ergene geliyor. 90lı yıllara kadar yüzülen ve balık
tutulan bir nehir olan Ergene, 90lı yıllardan sonra ciddi
şekilde kirlenmeye başladı. Bir dönem Trakya tarımsal
sulamasının simgesi olan Ergene, bugün ülkemizdeki nehir
kirliliğinin maalesef sembolü oldu. Ergenenin kirliliği bu yüzden
Trakyanın da en büyük sorunu hâlindedir.
Sayın Bakan burada Orman ve Su İşleri
Bakanı Veysel Eroğlu 2011den önce Bizim hedefimiz 2014
yılında Ergene Nehrini temiz bir hâle getirmek. dedi. Daha sonra,
Biz Haliçi temizlemişiz, bizim için bu çocuk oyuncağı. diyen
Sayın Bakan, 2015 yılında Ergenenin tertemiz akacağını
iddia etti. Ve Sağlık Bakanı Müezzinoğlu da 2013
yılında yaptığı bir açıklamada
İnşallah iki yıl sonra hep birlikte Ergenede balık
tutacağız. demişti ve Sayın Bakanım, siz de
yüzeceğinizi iddia etmiştiniz 2015 yılında Ergenede. Ne
oldu değerli arkadaşlar? İntihar eden bir kardeşimizin
cesedinin aranması için bile özel kıyafetli dalgıçlar maalesef
kimyasal atıklardan şu anda Ergeneye giremiyorlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Bütün arıtma tesislerini biz
yapıyoruz.
ERDİN BİRCAN (Devamla) - Verilen bu
tarihler üzerinden bir yıl geçti, şimdi de 2019 diyor Sayın
Bakan sanıyorum. Sayın Bakanım, hani Ergene çocuk
oyuncağıydı? Hani Haliçten daha iyi temizlenecekti?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Cevap vereceğim ama 13 tane arıtma
tesisinin 11 tanesini biz yaptık siz yapacakken.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Lütfen
Evet,
Biz yaptık. ama öncelikle kimyasalı orada temizleyelim. Şu
anda dalgıçlar giremiyor, resmî olarak, parmağını dahi
sokamıyorlar, her yer kanser alanı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Biz yaptık bu yatırımları.
ERDİN BİRCAN (Devamla)
Yaptınız da ne oldu, hangisi çalışıyor, hangisini
çalıştırdınız? Hepsini verdiğiniz müteahhitler
yanlış. Her fırsatta...
BAŞKAN Sayın Bakan, müdahale etmeyelim.
Sayın Bircan, siz de Genel Kurula hitap edin.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Başkan, süre gitti ama süre.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Arkadaşlar,
Ergenenin sorunu, temizlenmesi
Uzunköprüyü, Meriçi ve Saros Körfezini
kirletiyorsunuz şu anda.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Uzunköprü su arıtma tesisini kim yaptı
söyler misiniz?
ERDİN BİRCAN (Devamla)
Yapacağınız şeyler de, deşarj dediğiniz
şey de çok farklı. Marmarayı batıracaksınız,
Marmarayı batıracaksınız bundan da.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Bir soru soruyorum size, Uzunköprü arıtma
tesisini kim yaptı?
ERDİN BİRCAN (Devamla) Uzunköprüde
şu anda dalgıçlar, resmî dalgıçlar giremiyor Sayın Bakan.
BAŞKAN Sayın Bakanım, Sayın
Bircan, karşılıklı konuşmayalım, Genel Kurula
hitap edelim, Sayın Bakan, müdahale etmeyelim.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Neyse, sonuç
olarak Ergenede su çürüdü su, şu anda sivrisinek yaşamıyor
Sayın Bakanım. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanım, sizi bulmuşken bir de
devam edeyim, Uzunköprümüzün bir de Çakmak Barajı var. 522 bin dekar bir
alanı sulayacak olan bir baraj yapmaya kalktınız ama Bu baraj
bitti. diyorsunuz, Bitti. diyorlar. Evet, gövdesi bitti ama sulaması
bitmedi. Bitti. diye böyle bir algı yaratılıyor, bitmedi.
Sizin Devlet Su İşleri Bölge Müdürünüzün ağzından söylenen
şey şudur ki, Dünyanın en iyi müteahhitleri gelse, müteahhit
firması gelse, beş-altı yıldan önce burası bitmez.
deniliyor ama siz Bitti. algısı yaratıyorsunuz hâlâ.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Baraj bitti, baraj. Baraj bitmedi mi?
ERDİN BİRCAN (Devamla) Evet, bitmedi.
Suyu akmayan barajı baraj mı sayarsınız?
Altyapısı bitmiş, Beş-altı yıl
diyor, sizin
Bölge Müdürünüz diyor Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Baraj bitti.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Bakanım, karşılıklı konuşma olmasın.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Ne güzel ama, ne
güzel bak, sorabiliyorsunuz. Demek ki olmamış.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Çakmak Barajı bitti, sulaması devam
ediyor.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Bakanım, sataşmayın.
BAŞKAN Efendim, konuşmadan sonra
dışarıda kuliste bir çay içerek birlikte sohbet edebilirsiniz.
Buyurun, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Evet, Sayın
Bakan, ne güzel! Güzel, güzel!
Sayın Bakan, gövdesi bittiği için Baraj
bitti. diyemezsiniz. Baraj bitmez.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sulaması devam ediyor.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Arkadaşlar,
tekrar Keşandan bir örnek vermek istiyorum: Saros Körfezi turizm bölgesi
olmasına rağmen Mecidiyede taş ocakları yapılmak
isteniyor ve yapılıyor zaten. Çevre Bakanlığı bu
işe dünden razı, Turizm Bakanlığı da neden
anlaşılmaz bir olumlu görüş vermiş onu da bilmiyoruz.
Mecidiyeyi, Erikliyi ve Sarosu gelsinler görsünler ve buraya bir tek
kişi imza vermez. Denizin 300 metre yanında şu anda taş
ocakları yapılıyor, 300 metre. Gelsinler görsünler ve deniz
gidiyor.
Meriç Nehrimizin taşkınları yüzünden
yurttaşlarımızın yaşadığı
mağduriyeti anlatmaya ne dakikalar yeter ne de saatler yeter. Bir
şehir her kış, her kış 3 defa, 4 defa sular altında
kalıyor Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Kanal Edirneyi
ERDİN BİRCAN (Devamla) Evet, evet.
Size açık çağrım Sayın
Bakanım: Ormanları ve su kaynaklarını korumakla görevli
Bakan olarak Cerattepe katliamını değil, ormanları savunun.
Gelin, taş ocaklarını değil, ağaçları savunun.
Hidroelektrik santralleri değil, termik ve nükleer
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDİN BİRCAN (Devamla)
santralleri
değil, doğayı savunun. Karadenizde yolları değil,
yeşili savunun.
Biz Edirneliler olarak, sizlere
taşkınlardan dolayı teşekkür ediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına son konuşmacı Kırklareli Milletvekili Türabi
Kayandır. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Kayan, buyurun.
Sizin de süreniz yedi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Su Enstitüsü
bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış
bulunuyorum. Yüce heyeti sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce Mardin Dargeçitte
hain bir saldırı sonucu hayatını kaybeden askerlerimize
Allahtan rahmet, acılı ailelerine ve tüm ulusumuza
başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, geçmişimizde 3 Mart tarihi
milletimiz için önemli gelişmeleri beraberinde getirmiştir, o
zamanın Meclisini buradan kutluyorum. Halifeliğin
kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Vekâletinin
kaldırılması, Erkân-ı Harbiye Vekaletinin
kaldırılması ve Tevhid-i Tedrisat Kanununun
çıkarılması
Değerli dostlar, Sayın Bakan Tarım
Komisyonuna bir kahvaltı vermişti ve bu kahvaltıda da
yapılan işlemleri gösterdi bize. Ben o yapılan işlemleri
gördükçe Acaba biz Türkiye'de mi yaşıyoruz, yoksa Sayın Bakan
başka bir ülkeden mi bahsediyor? diye endişeye
kapılmıştım ve kendisine o zaman da sormuştum.
Trakyada Ergene Nehri var. Ergene Nehri Trakyayı ikiye böler ve bir
uçtan bir uca yaklaşık 250 kilometredir. Bu nehir şu anda zehir
saçıyor ama sizin bize gösterdiğiniz hiç de öyle değil. dedim.
Ben size göstereyim arkadaşlar, işte
Ergenenin bugünkü durumu.
Manavgat Çayından daha fazla debisi vardır,
fakat bu debi tamamen zehir akıtıyor, hem Trakyanın en mümbit
topraklarına hem de demin konuşan hatibin de söylediği gibi,
Erdin arkadaşımızın söylediği gibi Körfeze
akıyor, Körfezi zehirliyor.
Değerli arkadaşlar, su hayattır,
hayat verir; bitkiye hayat verir, bütün canlılara hayat verir. Biz bu
suyun kıymetini biliyor muyuz, bu suyu en sağlıklı, en iyi
bir şekilde koruyor ve kolluyor muyuz, bu konuda ciddi endişelerimiz
var. Su yerin altından önceden 30 metreden çekiliyordu bugün 300 metreden,
400 metreden çıkarılıyor benim bölgemde. Bu suyu
çıkarıp kirlettikten sonra hazindir ki tekrar yerin dibine salan
işletmeler var. Bunların büyük bir kısmı bu suyu Ergene
Nehrine boşaltıyorlar. Ergene Nehri sadece Ege Denizini
kirletmiyor, sadece Saros Körfezini kirletmiyor, Ergene Nehrinin
geçtiği, yatağının bulunduğu yerin altını da
kirletiyor çünkü o yataktan sızan sular, o yataktan emilen sular yerin
altındaki suları da zehirliyor.
Değerli dostlar, Trakyanın
bildiğiniz gibi bir tarafında Trakya Ovası, Ergene Nehri, bir
tarafında da Istranca Dağları vardır, İstanbuldan
başlayıp Bulgaristan sınırına kadar yaklaşık
200 kilometrelik bir orman bölgesidir. Bu bölgede son zamanlarda özellikle yandaşlara
verilen taş ocakları sayesinde bu bölgenin yapısı
değişmiştir, toprak yapısı değişmiştir,
toprağın emme özelliği kalmamıştır. Ondan
dolayı da yağan yağmurlar aşağıya emilerek yer
altı sularını değil beslemek, seller hâlinde
ortalığı kasıp kavuruyor.
Bir örnek vereyim size. Trakyanın en büyük su
kaynağı olan Kaynarca kaynağının yaklaşık on
dört yıldan bu yana debisi yüzde 50 düşmüştür. En büyük ve çok
da tatlı bir su kaynağıdır. Bu su kaynağı
sayesinde pancar ve çeltik ekimi yapılıyordu, bugün ne çeltik ekimi
kalmıştır ne de pancar ekimi kalmıştır. Buradaki
taş ocaklarından elde edilen taşlar dinamit patlatılarak
elde ediliyor. Dinamitle elde edilen taşlar o sarsıntı sonucu
yer altındaki jeolojik yapıyı bozuyor, çatlaklar
oluşturuyor. Bu çatlaklara giden su şimdiki mevcut
yatağını kaybetmiş durumdadır ve bu, sadece Trakyaya,
sadece Istranca Dağlarına ait de değildir; bu, Türkiyenin her
yerinde yapılıyor. Azgın ve kârdan başka bir şey
düşünmeyen işletmeler, maalesef, bunu ülkenin başına bela
ettiler.
Değerli dostlar, Ege Bölgesinde de, İç
Anadolu Bölgesinde de su yerin altında 2 kattır. Bu 2 katın
altındaki katlar tatlı sudur. Bu tatlı suyu alıp
tarlalarımızı suluyoruz. Tarlaları sürekli
suladığımız zaman su buharlaşıyor yerin
üzerinden. Buharlaşan su yerinde tuz bırakır ve bu tuz zamanla
da çölleşmeye sebebiyet verecektir. Onun için, yerin altındaki suyu
değil, yerin üstündeki suyu en iyi bir şekilde kullanmamız
gerekir. Dünyada bütün gelişmiş ülkeler yer altından bir gram
dahi su çekmiyorlar. O suyu en iyi bir şekilde yerin altında muhafaza
ediyorlar ki kaynakları tekrar eski hâliyle devam etsin diye. Biz yerin
altını çekiyoruz, yerin üstündeki suyu da kollamayarak sellere
sebebiyet veriyoruz.
Biz bu suları, özellikle Ergene Nehrinin
suyunu temizleyip, yatağına bırakıp çiftçilerin sulama
imkânına kavuşturulmasını
sağlayacağımız yerde, biz bunları Marmara Denizine ve
Ege Denizine kolektörlerle boşaltmaya çalışıyoruz.
Ergeneyi, Trakya havzasını kirlettiğiniz yetmiyor, şimdi
de Marmara Deniziyle Ege Denizini kirletiyoruz. Yarın Ege Denizini
kirlettiğimizde Yunanistan Benim suyumu kirletiyorsun. diye
uluslararası kurumlara başvuracak ve buradan ceza alacağız
arkadaşlar. Onun için, şimdiden uyarıyorum: Bunu kolektör
vasıtasıyla değil, temizleyerek, arıtarak
yatağına salmak en sağlıklı yöntemdir. Bunu yapmalarını
salık veriyoruz.
Ayrıca, derelerin üzerinde HESler
yapılıyor arkadaşlar. Bu HESlere ne diyeceğimizi
şaşırıyorum ben.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TÜRABİ KAYAN (Devamla) Dilimden
maskaralık demek geliyor ama terbiyem müsaade etmiyor, onu da
söyleyemiyorum.
Değerli arkadaşlar, Ergeneden başka
örnekler göstereceğim size. Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar) Ağzı ve burnu kapanmış insanlar, çünkü
bu kokuya tahammül edemiyorlar.
Sayın Bakan, gülüyorsunuz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Dalgıç o,
dalgıç!
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Evet, aynı
şekilde
BAŞKAN - Sayın Kayan, süreniz
dolmuştur.
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Görüyorsunuz, burada,
değerli milletvekilleri, Ergenede kaybolan bir insanımızı
dalgıçlar girip de arayamıyorlar.
Sayın Bakan, bunu da bilgilerinize arz
ediyorum.
Hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Vekil, Kırklareli,
Pınarhisar, Vize, Babaeski, Lüleburgazın arıtma tesislerini kim
yaptı? Bize ait.
BAŞKAN - Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
18.56
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Ali Haydar HAKVERDİ
(Ankara)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Şimdi, gruplar adına sözler
tamamlanmıştı, şahıslar adına ilk söz, lehinde
olmak kaydıyla, Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaşa aittir.
Sayın Pektaş, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan bütçeyle
alakalı lehte söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan evvel, Mardinin Dargeçit
ilçesinde bölücü terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada
şehit olan, aslen Gümüşhane Torul nüfusuna kayıtlı Jandarma
Üsteğmen Emrah Şahine, Astsubay Abdil Kadir Çelike ve Uzman
Onbaşı Mehmet Karadala ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
AK PARTİ iktidarları döneminde
sağlık, eğitim, ulaşım, enerji temini, sulama
projeleri, içme suyunun temini, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, demokratik
hakların geliştirilmesi ve benzeri sahalarda çok önemli reformlar
gerçekleştirilmiş, ülkemizin birçok kronik problemine yerinde ve
kalıcı çözümler getirilmiştir.
Çok önemli çalışmalar yürüten ve büyük
projeleri ülkemize kazandıran, benim de bir dönem hizmet verdiğim
Orman ve Su İşleri Bakanlığıyla alakalı bazı
hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu Bakanlığımız, bir taraftan
orman yangınlarıyla, diğer taraftan da sel felaketleriyle
mücadele etmektedir. Esasen bu konuda büyük başarılara imza
atılmıştır. Bu başarının arka planında,
çok önemli yatırımlar gerçekleştiren ve kurumlar arası
iş birliğini iyi koordine eden güçlü ve dinamik bir yönetim
anlayışı vardır.
Orman Genel Müdürlüğü yangınla mücadelede
en ileri teknolojileri kullanmakta, araç, gereç ve teçhizat yönünden her geçen
gün daha da güçlenmektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz ülkemizin her
tarafına meteoroloji radarları ve gözlem istasyonları kurarak,
mevzi ve anlık meteorolojik verileri Orman teşkilatına
bildirerek yangınlara karşı tedbir alınmasında büyük
rol oynamaktadır. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ise
yapmış olduğu baraj ve göletlerle yangına müdahale
araçlarına su temin ederek yangınların büyümeden kontrol
altına alınmasında etkili olmaktadır. Yangına müdahale
süresinin kırk dakikadan on beş dakikaya düşürülmesi ve
yangın başına yanan alan miktarının yaklaşık
4 hektardan 1,5 hektara düşürülmesi, işte, bu iş birliği ve
koordinasyonun eseridir.
İnşa edilen barajlar ve göletler sel
taşkınlarıyla mücadelede âdeta can simidi vazifesi
yapmaktadır. Bir örnek verecek olursak Aydın Menderes Ovası her
yıl taşkınlara maruz kalır ve on milyonlarca liralık
ekonomik kayıplar olurdu. Çine Adnan Menderes Barajının
yapılmasıyla bu taşkınlar son bulmuş hem ekonomik
kayıplar hem de çevre tahribatı önlenmiştir. Barajların yapılmasına
karşı olmak, aynı zamanda sel taşkınlarıyla
meydana gelecek çevre felaketlerine de onay vermek olacaktır.
AK PARTİ iktidarlarından önce baraj ve
sulama projeleri yüksek rakamlara mal edilmekteydi. DSİnin büyük
projelerinin tamamına yakını dış kredi temin edilerek
yabancı ortaklıklar marifetiyle yaptırılıyordu; proje
bedeli, kredi geri ödemeleri ve faiziyle birlikte ağır bir fatura
olarak milletimizin önüne koyuluyordu. İkili protokollerle yapılması
planlanan birçok proje kapsamdan çıkarılarak ülkemiz 45 milyar dolar
borç yükünden kurtarılmıştır. Bu projelerden bir tanesi
olan ve Fransız ortakla yapılması planlanan Yusufeli
Barajı, keşif artışları, kredi maliyetleri ve faiz
ödemeleri hariç eğer yapılmış olsaydı 2 milyar liraya
mal olacaktı ancak protokol iptal edilince millî bütçeyle 486 milyon lira
bedelle yerli firmalara ihale edilmiş ve maliyeti dörtte 1 fiyatına
düşürülmüştür.
2001
yılında inşasına başlanan Şanlıurfa Yaylak
Ovası Sulama Projesi İsrail ortaklığıyla
yapılmıştır. Son teknoloji kullanılarak yapılan
bu işin hektar başına inşaat maliyeti 14 bin dolardır.
Aynı teknoloji kullanılarak -SCADA sistemi de dâhil olmak üzere- daha
zor coğrafya ve zemin şartlarına rağmen 2012 yılında
yapımına başlanan ve 2015te bitirilen Antalya Korkuteli sulamasının
hektar başına maliyeti ise sadece 3.500 dolardır. Projelerin
yapım süreleri kısaltılarak maliyetler aşağıya
çekilmiştir.
Bütün
bunlar, AK PARTİnin millet eksenli siyaset yaptığının
en somut tezahürüdür. İşte yerlilik budur, millîlik budur. AK PARTİnin
ülkeyi yönetemediğini iddia edenlere bu millet her seçimde
cevabını vermektedir. Ben, bu rakamları sonraki nesiller bilsin
ve tarihe not düşülsün diye veriyorum.
Ülkemizde
son on üç yılda yaşanan bu büyük değişim ve devrim
niteliğindeki dönüşümün mimarı, hiç şüphesiz
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğandır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu bu dönüşüm
hamlesini devam ettirmektedir. Su denilince akla gelen ilk isim olan
Sayın Veysel Eroğlu ise ülkemiz için bir şanstır.
2016
yılı bütçemizin hayırlı ve bereketli olmasını
diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Pektaş.
Sayın
milletvekilleri, şimdi söz sırası Hükûmettedir.
Hükûmet
adına üç saygıdeğer bakan sırasıyla söz
alacaktır.
Gümrük
ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkci, yirmi beş dakika;
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayrak, yirmi beş
dakika; Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu,
otuz dakika süreyle konuşacaklardır.
Hükûmet
adına ilk söz, Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent
Tüfenkciye aittir.
Sayın
Tüfenkci, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz
yirmi beş dakikadır.
GÜMRÜK
VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ (Malatya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün
şehit olan askerlerimiz ile bütün şehitlerimize Cenab-ı
Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
2016 Mali Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı kapsamında Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı bütçesini sunmak ve bu vesileyle Bakanlık
faaliyetleri, hedefleri hakkında bilgi vermek üzere
huzurlarınızda bulunmaktayım.
Bakanlığımız
iç ticaretin tüm yönleri ve gümrükler aracılığıyla da
dış ticaretin tüm akışını düzenlemektedir. Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı olarak iç ticaretten dış
ticarete, gümrük işlemlerinden lojistik merkezlerine,
kaçakçılıkla mücadeleden tasfiyelik hâle gelen eşyanın
ekonomiye tekrar kazandırılmasına kadar, esnaf ve sanatkârlardan
kooperatiflere, tüketici haklarından piyasa gözetimi ve denetimine kadar
birçok alanda önemli yetki ve görevler üstlenmiş bulunmaktayız.
Bakanlık olarak
önceliklerimiz, yasal ticareti kolaylaştırmak, yasa
dışı ticaretle daha etkin mücadele etmek, gümrük
işlemlerinden kaynaklanan bürokratik işlemleri azaltarak işlem
maliyetlerini minimum düzeye indirmek, iç ve dış ticarette tam
otomasyonu sağlayarak ticaret erbabımızın rekabet gücünü
artırmak, böylece ülkemizi daha kolay ve daha güvenli ticaret merkezi
hâline getirmektir. Çalışmalarımızı, elektronik
sistemleri esas alan ve sınır geçişlerini hızlandıran,
bu sayede tüm işlemlerin mümkün olan en kısa sürede ve en güvenilir
şekilde tamamlanmasını sağlayan projeler ve faaliyetler
üzerinde yoğunlaştırdık.
2015 yılında tüm
kapılarımızdan 8 milyon 303 bin 275 araç, 113 milyon 481 bin 318
yolcu giriş ve çıkışı olmuştur. Gümrüklerimiz
aracılığıyla, 2015 yılında, ülkemiz merkezî
yönetim vergi gelirlerinin yüzde 20,82sine tekabül eden 84 milyar 851 milyon
lirayı da tahsil ettik. 2015 yılında 69.330 firmamız
ihracat, 77.077 firmamız ise ithalat işlemleri yaparak toplamda 351
milyar dolarlık dış ticaret hacmi
gerçekleştirilmiştir. Bugün ülkemiz 220 ülkeye ihracat yapar hâle
gelmiştir. 2002 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat
yaptığımız ürün sayımız 9 iken 2015
yılında 31 üründe 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptık.
1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ülke
sayısı 2002 yılında 8 iken bugün 32ye
çıkmıştır. 2002 yılında 1 milyar doların
üzerinde ihracat yapan 5 şehrimiz varken bugün bu sayı 15
şehrimize ulaşmıştır.
Birileri özellikle Türkiyeyi
çukurlarla kendi kabuğuna kapatma senaryoları yazarken biz
Türkiye'nin kapılarını dünyaya açıyoruz. Gümrük
kapılarımızı artan dış ticaret hacmimize, ihtiyaç
ve taleplere göre yeniliyor, tam otomasyona kavuşturuyoruz. Bunun son
dönemlerdeki örnekleri Dilucu ve Çıldır Aktaş gümrük
kapılarımızdır. Yeniden inşa
çalışmaları devam eden Halkalı Gümrük Müdürlüğü ile
Esendere Gümrük Kapısını ise 2016 yılında hizmete
alacağız. Bundan sonraki dönemde öncelikle Sarp, Hamzabeyli,
Gürbulak, Kapıköy ve Dereköy gümrük kapılarını da yeniden
inşa ediyoruz. 2015 yılında Gürbulak Gümrük ve Ticaret Bölge
Müdürlüğünü; Bolu, Kütahya, Iğdır, Niğde, Aktaş gümrük
müdürlüklerini de faaliyete geçirmiş bulunmaktayız. Buna ilaveten,
yeni olarak Adıyaman, Sinop, Ordu Giresun Havalimanını, Amasya Gümrük Müdürlüğünü de
kurmuş bulunmaktayız.
Bakanlık olarak hedefimiz tüm gümrük
işlemleri açısından maliyetleri düşürmek,
kırtasiyeciliği bertaraf etmek, işlem sürelerini azaltarak
eşyanın bir an önce nihai varış noktasına ulaşmasını
sağlamaktır. 35 ülkenin elektronik ağlarla birbirine
bağlandığı Ortak Transit Sözleşmesine taraf
olmamızla, taşımacılarımız ülkemizin en
doğusundan Avrupanın en batısına kadar yaklaşık
5.500 kilometreyi tek bir beyannameyle geçebilmektedir.
Tek Durak
çalışmalarımızla kara hudut kapılarımızda
hâlihazır durumda altı yedi aşamada yapılan kayıt ve
kontrol işlemlerini asgari düzeye indirmek istiyoruz.
Yetkilendirilmiş yükümlü
uygulamasıyla ticaret erbabımıza ihracat ve ithalat
işlemlerini kendi tesislerinde gerçekleştirebilme, daha az ve
öncelikli muayene kolaylıkları ve teminat avantajları başta
olmak üzere, pek çok basitleştirilmiş ve
hızlandırılmış usulle zaman ve maliyet tasarrufu kazandırmak
istiyoruz.
64üncü Hükûmet Eylem Planında da yer alan Tek
Pencere gümrük işlemleri sırasında istenen tüm belgelerin tek
noktadan temin edilmesini ve işlemlerin tek noktaya yapılacak
başvuruyla tamamlanmasını öngörmektedir. 14 kurum ve
kuruluşu Tek Pencere Sistemine entegre etmiş bulunmaktayız.
2016 Eylem Planımızda yer
aldığı üzere, TIR Sistemine ilişkin teknik
altyapısı hazırlanan elektronik TIRa dünya çapında da
öncülük ediyoruz. Bu çerçevede, İran ve Gürcistanla e-TIR pilot
projelerini başlattık. E-TIR projeleriyle ulusal gümrük sistemleri ve
diğer paydaşlar arasında güvenli veri değişimini
sağlamayı ve eşyanın ülkeler arası düzenli, güvenli ve
hızlı aktarımını mümkün kılmayı
amaçlıyoruz. Dünyada ilk defa TIR Sisteminde gümrükler arası veri
paylaşımını da bu projeyle ortaya koymuş
bulunmaktayız.
Son dönemde, dünyanın önde gelen ülkelerinin de
üzerinde hassasiyetle durduğu bir konu olan yolcu bilgilerinin seyahat
öncesi risk analizine tabi tutulması için Varış Öncesi Yolcu
Bildirim Projesini de ülkemizde hayata geçirmiş bulunmaktayız.
Varış Öncesi Yolcu Bildirim Projesiyle yolcu bilgileri seyahat
öncesi alınarak risk analizleri yapılmaktadır.
Taşıt onay belgeleri elektronik ortama
aktarılmış, transfer bildirim formlarının elektronik
ortama aktarılmasıyla kıymet kontrolünün daha etkin
yapılması sağlanmakta ve kâğıt ortamında
beyannameye eklenmesi zorunlu belgeler ortadan kaldırılmaktadır.
Turistik kolaylıklar kapsamında getirilen kişisel kullanıma
mahsus taşıtlar için ön beyan uygulamasıyla ülkemize özel
araçlarıyla giriş yapan tüm kişilerin, bilhassa da yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımızın
beklemeksizin yurda girişi sağlanmaktadır. Bunun için,
kişilerin seyahat öncesinde kendilerine ve taşıtlarına ait
bilgileri kaydettikleri ve gümrük kapısına gelindiğinde görevli
memur tarafından beyan edilen bu bilgilerin kontrol edildiği bir ön
beyan uygulaması oluşturulmuştur.
Konteyner ve Liman Takip Sisteminin
kurulmasıyla ülkemize giriş yapan eşyanın
limanlarımıza gelişinden limanlardan
ayrılışına kadar liman idaresince gerçekleştirilen tüm
işlemlerin gümrük idaresince elektronik ortamda takibi
amaçlanmaktadır. Sistem sayesinde, gümrük denetimlerinin etkinliği
artırılacak, limanda işlemlerin hız kazanmasıyla
firmalara zaman ve maliyet avantajı sağlanacaktır.
Gümrük laboratuvarlarımızın
yenilenmesiyle gümrük laboratuvarlarındaki iş ve işlem süreçleri
hızlandırılmakta ve diğer gümrük işlemlerinde
olduğu gibi, gümrük laboratuvarlarında da kâğıt
ortamındaki tüm işlemler aşamalı olarak elektronik ortama
taşınmaktadır. Bu amaçla oluşturulan Laboratuvar Analiz ve
Raporlama Programı yani LARAyla, tescil edilmiş gümrük beyannamesi,
muhteviyatı, eşyanın laboratuvara sevkinden itibaren tüm
işlemler elektronik ortamda yürütülmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığımızca gümrükler alanında
yürütülen çalışmalar sonucunda gümrük işlemleri gözle görülür
biçimde azalmış, ticaret erbabının gümrük işlemleri
daha hızlı tamamlanarak zaman ve maliyetten tasarruf
sağlanmıştır.
2002 yılında ihracat beyannamelerinin
yüzde 3ünün işlemleri ilk bir dakikada sonuçlanırken 2015
yılında bu oran yüzde 64e çıkmıştır. İlk
yarım saatte işlemleri tamamlanan beyannamelerin oranı 2002de
yüzde 35 iken 2015 yılında bu oran yüzde 81e ulaşmıştır.
2015 yılı verileri ile 2002
yılına ilişkin veriler kıyaslandığında bir
ihracat beyannamesinin ortalama işlem süresinin önemli ölçüde
kısaldığını görmekteyiz. 2002 yılında bir
ihracat beyannamesinin işlemleri ortalama olarak on saat on dakika iken bu
süre şu anda iki saat otuz yedi dakikaya düşmüştür.
2015 yılında ithalatta işlem gören
gümrük beyannamesinin yüzde 56sının işlemleri ilk sekiz saatte,
yüzde 71inin işlemleri ise ilk yirmi dört saat içinde tamamlanarak
eşyası teslim edilebilir hâle gelmiştir.
Sayın Başkan ve değerli
milletvekilleri; Bakanlığımızca hedefimiz, ülkemizi dış
politika önceliklerimizle uyumlu olarak gümrük hizmetlerinin ve ticaretin daha
kolay ve güvenli yapıldığı dünyanın sayılı
ticaret merkezlerinden biri hâline getirmek, ikili bölgesel ve çok taraflı
uluslararası platformlarda aktif politika takip edebilmektir.
Suriyede yaşanan olumsuzluklar nedeniyle bu
ülkeye açılan hudut kapılarımızda en üst düzeyde güvenlik
tedbirleri alınarak hizmet verilmektedir. Suriye
kapılarımızı personel takviyesi ve teknik cihazlarla
güçlendirdik. Bu kapsamda, eşyalar tamamıyla fiziki muayeneye tabi
tutulmakta, kişilerin girişinde ise biyometrik veriler alınarak
ve yüz tarama sistemleri kullanılarak ülkeye girişlere izin
verilmektedir. Cilvegözü ve Öncüpınarda Back Scatter mobil tarama
sistemlerimiz mevcut olup gözün göremeyeceği, ulaşamayacağı
yerleri görecek teknik cihazlarımız, yoğunluk ölçüm
cihazlarımız ve radyoaktif madde kontrolü sağlayan
cihazlarımız mevcuttur. Ayrıca, özellikle patlayıcı
maddeler konusunda uzman detektör köpeklerimizi de bu
kapılarımızda kullanmaktayız.
Rusyayla yaşanan gelişmeler
sonrasında ihracatçılarımızın mağdur
olmaması adına Hükûmetimizce alınan önlemlere Bakanlık
olarak da katkıda bulunduk. Bu noktada şunu da ifade etmek isteriz ki
biz, bu ülkenin bir karış toprağını hiçbir ticari
faaliyetle değişmeyi düşünemeyiz.
Sayın Başkan ve değerli
milletvekilleri; dış politikamıza uygun olarak bölge ülkelerinin
kurumsal kapasitelerinin geliştirilmesine de katkı
sağlamaktayız. Bu kapsamda, kaçakçılıkla daha etkin mücadele
etmek amacıyla, Bakanlığımızın diğer ülke
gümrük idareleriyle doğrudan iş birliğine imkân sağlayan ve
karşılıklı idari ve teknik iş birliğinin yasal
altyapısını oluşturan 63 gümrük alanında iş birliği
ve karşılıklı idari yardım
anlaşmalarını imzalamaktayız. Başta Türki
cumhuriyetler olmak üzere Balkan ülkeleri, İslam ülkeleri ve Afrika
ülkelerine yönelik teknik yardım faaliyetlerimize de devam etmekteyiz.
Tarihî İpek Yolunu tekrar canlandırmak
amacıyla İpek Yolu güzergâhındaki gümrük idareleri arasında
oluşturulan İpek Yolu girişiminin başlatılmasında
Bakanlığımız öncü rol oynamıştır. 2008
yılında Bakanlığımızca başlatılan bu
girişimle gümrük idarelerinin ticaretin kolaylaştırılmasındaki
kilit rolü de dikkate alınarak hudut kapılarında gümrük
işlemlerinin iş birliği içerisinde yürütülmesi ve tarihî
İpek Yolunun ticaret erbabı için tercih edilebilir olması
hedeflenmektir.
Yine, ülkemizin önerisiyle
hayata geçirilen Kervansaray Projesi ise İpek Yolu üzerinde bir rota ve bu
rota üzerinde çalışma yapılacak sınır
kapılarının belirlenmesi ve sonradan da sınır
geçişlerine engel teşkil eden unsurların bertaraf edilmesine
yönelik eylem ve proje tesislerini içermektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Bakanlığımızın asli
görevlerinden birisi olan kaçakçılıkla mücadele kapsamındaki
çalışmalarımız etkin ve kararlı bir biçimde devam
etmektedir. Kaçakçılıkla mücadele ederken ülkemizin ekonomik
hedeflerinde herhangi bir sapma, ticaret akış hızında
yavaşlama olmamasına da ayrıca özen göstermekteyiz. Teknolojik
gelişmeleri yakından takip ederek kaçakçılıkla mücadelede
kullanılan teknik cihaz ve sistemleri hem nitelik hem nicelik olarak
geliştiriyoruz.
İzmit Yarımca
Limanında ülkemizde ilk kez kullanılan araç ve konteyner
hızlı tarama sistemi faaliyete geçirilmiştir. Dilucu ve
Çıldır Aktaş Gümrük Sahaları ile Tekirdağ Asyaport
Limanına kurulan araç ve konteyner tarama sistemleri ile x-ray tarama
sistemlerinin sayısı 42ye yükseltilmiştir. Öte yandan, Habur
Gümrük Sahasında güvenliğin sağlanmasına yönelik özellikle
patlayıcı ve mühimmat tespitinde etkin kullanılan back scatter
türü tarama sistemleri temin edilerek alana kurulmuştur.
Yine, teknik kapasitemizi
güçlendirme kapsamında geçtiğimiz yıl Dilucu, Çıldır
Aktaş Gümrük Sahalarına üçer adet olmak üzere toplamda 6 adet bagaj
tarama cihazının kurulumu da tamamlanmıştır.
Yüz tarama sistemleri kara
kapılarımızda kullanılmaktadır.
18 mobil bagaj sisteminin
kurulumuna mart ayı içerisinde başlanılmıştır.
Transit eşya
taşıyan araçların uydu üzerinden takibini sağlayan 6 bin
mobil ünitelik ilave araç takip sisteminin alımı tamamlanarak mobil
ünite sayımız 9.250ye çıkarılmıştır.
2014-2015 yıllarında 10 adet devriye botu
ve 25 adet de kara devriye aracı alınmıştır.
Değerli arkadaşlar, Komuta Kontrol
Merkezimizi son teknolojiyle tümüyle yeniledik. Merkezimizde
kaçakçılıkla mücadele ile saha güvenliği, yoğunluk
açısından önemli geçiş noktaları ve riskli alanlar yirmi
dört saat canlı olarak izlenilmektedir. Tüm bu teknik altyapı ve
insan kaynağımıza yaptığımız bu
yatırımlarla doğru orantılı olarak 2015
yılında
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Bakanım, canlı okuyun biraz, canlı! Uykumuz geldi Sayın
Bakanım. Biraz yüksek okuyun.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) Peki
Fıkra da anlatabilirim isterseniz.
BAŞKAN Müdahale etmeyin Sayın Sertel,
lütfen
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Bakanım, dinliyoruz
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Uykunuz geldiyse evinize gidin ya!
ATİLA SERTEL (İzmir) Bak, kimse
dinlemiyor. Kimse dinlemiyor, tek taraflı uyuyorlar.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul)
Gayet de güzel dinliyoruz.
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz Genel Kurula
hitap edin.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) Siz uyumaya devam edin, uyanıklar bize yeter.
ATİLA SERTEL (İzmir) Biraz yüksek
söyleyin Sayın Bakanım, duymuyoruz yani duymuyoruz.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) - 2015te bir önceki yıla göre yüzde 70 artışla 2
milyar 688 milyon TL değerinde kaçakçılık olayı ortaya
çıkarılmıştır. Bakanlığımızca
yürütülen çalışmalar sonucunda
ENGİN ALTAY (İstanbul) Dinliyoruz,
dinliyoruz. Gürültü yapmayın.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bakanı dinliyoruz.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) - Bak, nasıl uyandın.
2015 yılında toplam uyuşturucu
yakalama miktarı 2,7 tona ulaşmıştır. Bu miktarın
yaklaşık yarısı narkotik dedektör köpekleri tarafından
bulunmuş sayın vekilim.
ATİLA SERTEL (İzmir) Tamam.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) - Uyuşturucu maddeyle, silahla, çayla, tütünle
kaçakçılığın önlenmesi noktasında da ayrıca
dedektör köpeklerimiz de mevcuttur. Buyurursanız, onları da köpek
eğitim merkezimizde gösterebiliriz, ağırlayabiliriz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlar, akaryakıt
kaçakçılığıyla mücadele çalışmaları
Bakanlığımız koordinasyonunda devam etmektedir. 2014
yılında 157,5 milyon TL değerinde 48.952 ton akaryakıt
kaçakçılığı ortaya çıkarılmış, bu
değer 2015te 825 milyon TLye ulaşmıştır.
Akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele konusunda
oluşturulan özel ekibin etkin çalışmalarıyla özellikle
sahte fatura, belge, teminat düzenlemek suretiyle yapılan suistimallerin
ortaya çıkarılması konusunda önemli sonuçlar elde edilmiş,
çalışmalar neticesinde de yaklaşık 850 milyon TL değerinde
usulsüzlük ortaya çıkarılmıştır. 2015
yılında bu kapsamda toplamda 88,1 milyon TL değerinde eşya
Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğümüz tarafından imha
edilmiştir. 2015 yılında döner sermaye işletmelerinin
geliri de 187,5 milyon TLdir.
Sayın Başkan ve değerli
milletvekilleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak
insanımızın, şirketlerimizin,
paydaşlarımızın sorunlarını çözmede, ülkemizi
geleceğe taşıyacak politikaları üretmede piyasadaki tüm
aktörlerle birlikte hareket ederek bürokrasiyi azaltmakta ve sonuç odaklı
çalışma kültürünü geliştirmeyi hedeflemekteyiz. Bu
bağlamda, ticaret erbabıyla birlikte çalışmayı,
onlarla stratejik iş birliği geliştirerek birlikte değer
üretmeyi hedeflemekteyiz.
Mevzuat ve uygulamaların,
paydaşlarımızın hazır bulunduğu bu platformda
karşılıklı etkileşim ve müzakerelerle
oluşturulmasını ve belirlenmesini de esas alıyoruz.
Bakanlık olarak kamu ve özel sektörün güçlü bir iş birliğinin
önemine inanıyor ve politikalarımızı da bu çerçevede
belirliyoruz. Hedefimiz, markası olan ve önemli katma değer
oluşturan birçok küresel şirketimizin dünya pazarlarında yer
alması. Bunun yanı sıra küçük ve orta büyüklükteki
işletmelerimizin de özellikle istihdam ve kalkınmada önemli roller
üstlenmesini istiyoruz.
Bu kapsamda, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe
giren yeni Türk Ticaret Kanunu ve onun ikincil düzenlemeleri, yine sistem ve
işleyiş, kuruluş ve diğer işlemlerin
basitleştirilmesine yönelik MERSİS sistemi, dünyada ilk kez anonim
şirket ortaklarına elektronik ortamda Genel Kurula katılma
imkânını getirdik. Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında
Kanunla da perakende sektörü uzun yıllardır beklenen yasa
tasarısına kavuşmuş oldu. Kanunun ikincil mevzuat
çalışmaları bu tarihten itibaren
Bakanlığımız bünyesinde devam etmektedir.
Yine, Alışveriş Merkezleri
Hakkında Yönetmelik de 26 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe girerek
bu alandaki boşluğu doldurmuş oldu.
Lisanslı depoculuk sistemini bizim
Bakanlık bünyesinde, özellikle Tarım
Bakanlığımızla beraber çalışarak TMOnun da bu
sistem içerisine dâhil edilmesiyle birlikte lisanslı depoculuğun yeni
bir dönemine de inşallah bu dönemde imza atacağız. Bununla
beraber, ürün ihtisas borsasını da kısa zamanda hayata
geçirmiş olacağız.
Özellikle sebze ve meyveleri kayıt altına
alacak Hal Kayıt Sistemini kurduk. Bu sistem 2015 yılında
37.385 gerçek ve tüzel kişi tarafından
2015 yılında ise bu
rakam 2 kat artarak bildirimlerin arttığını da görüyoruz.
Bu sistem sayesinde vatandaşlarımızın tükettikleri sebze ve
meyvelerin nerede ve ne zaman üretildiğini bilmelerine imkân
sağlayacak ürün künyesini uygulamaya koyduk. Tüketicilerimiz
açısından devrim niteliğinde haklar getiren yeni Tüketici
Kanununu da 28 Mayıs 2014te hayata geçirmiştik. Bununla ilgili
ikincil düzenlemelerin 23 tanesi de hayata geçirilerek, Resmî Gazetede
yayınlanarak yürürlüğe girmiş oldu.
Değerli arkadaşlar, Bakanlık olarak
hedefimiz hem iç piyasadaki hem de ithalat aşamasındaki tüm tüketici
ürünlerinin insan sağlığı, can ve mal güvenliğiyle
tüketicinin korunması ve yüzde 100 güvenli olmasını
sağlamaktır. Bakanlığımız 2015 yılında
2,6 milyon ürünü denetlemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) 2011 yılında Bakanlığımızın
sorumluluğundaki ürünlerdeki
Bir dakika efendim
BAŞKAN Sayın Bakan, tamamlayın
lütfen. Kimseye süre uzatımı vermedim, siz de tamamlayın. adaletin
gereğini yerine getirmiş olalım. Sözlerinizi tamamlayın.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) 2011 yılında Bakanlığımız
sorumluluğundaki ürünlerin güvensizlik oranı yüzde 38,6 iken 2015e
geldiğimizde bu rakam yüzde 2,9a gerilemiştir.
Değerli arkadaşlar, tabii, süre
kısaldı, esnaflarla ilgili de çok şey söyleyecektik ama onu da
öbür sefer
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bakan.
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Devamla) Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Çok sağ olun, çok teşekkür
ediyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Yerimden
çok kısa bir söz istiyorum.
BAŞKAN Peki, bir dakika kısa bir söz
veriyoruz.
Buyurun Sayın Baluken.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkcinin 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşurken Suriye
sınırındaki sınır kapılarıyla ilgili
bilgileri ben derledim, onu Genel Kurulla paylaşmak istiyorum.
Şu anda Suriyeyle olan sınır
kapılarımızdan, Sayın Başkan, Antepte olan
Karkamış Kapısı Suriyedeki Cerablusa komşu, oraya
açılıyor ve Cerablusta IŞİD denetimi var, bu kapı
açık. Hatay Yayladağındaki Suriye Kesepe açılan kapı
kapalı, sanırım orada rejim var. Hatay Cilvegözü Suriye Babel
Havaya açılıyor. Orada Ahrar-uş Şam ve El Kaide çeteleri
var. Kiliste Öncüpınar Kapısı Azeze açılıyor, orada
El Nusra çeteleri var. Nusaybinde Kamışlı Kapısı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Orada
rejim var ve açık.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Mardinde Şenyurt Kapısı Kürtlerin
elinde, kapalı. Şanlıurfada Ceylanpınar ve Serekaniye
sınırı Kürtlerin elinde, kapı kapalı.
Mürşitpınarda yine Kobaniye açılan kapı var ve kapalı.
Yani bu kapıların ticaretle ilgili durumuna bakınca yine
çetelere açılan kapıların açık, Kürtlere açılan
kapıların kapalı olduğunu görüyoruz. Bunun bir ticari
mantığı mı var, yoksa dış politikada izlenen çete
yanlısı, Kürt karşıtı politikanın bir yansıması
mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakan
12.- Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkcinin, Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI BÜLENT TÜFENKCİ
(Malatya) Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan herhâlde yanlış
biliyor, bizim şu anda Suriyeye açık olan sadece 2 kapımız
var; Cilvegözü ve Öncüpınar. Cilvegözü de insani yardım için
açık tutuluyor, Öncüpınar sadece açık, diğerleri
kapalı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bakan.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, fiilî olarak verdiğim bilgilerin hepsi
doğrudur, açıktır. Çetelerle iş birliği
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Hükûmet adına ikinci söz Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Berat Albayraka aittir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Albayrak, sizin de süreniz yirmi beş
dakikadır.
Süreyi başlatıyorum.
Buyurun.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi en içten dileklerimle selamlarken 2016 yılı
Bakanlık bütçemizin milletimize ve ülkemize hayırlı
olmasını temenni ediyorum.
Enerji alanında 2015 yılı küresel
çalkantılar ve küçülmelerle geçerken Türkiye olarak hedeflerimiz
doğrultusunda büyümemizi sürdürdük. Öyle ki bu büyümeyi küresel enerji
piyasalarındaki krizlerin yanında çevremizde yaşanan büyük
bölgesel krizlere rağmen gerçekleştirdik. Özellikle Rusyanın
Ukraynaya müdahalesi, ticarette önemli bir ortağımız olan
Irakta DAEŞ terör örgütünün eylemleri ve Suriyede yaşanan, her
geçen gün insanlığın yüreğini parçalayan iç
savaşın bölgedeki enerji iş birliğine ve bölgenin arz
güvenliğine etkisine hep birlikte şahit olduk. İşte
böylesine bir ateş çemberi içinde çok şükür ülkemizin ve milletimizin
enerji ihtiyacını karşıladık, ihtiyacı olan
enerjiyi sağladık. Yaşadığımız bu süreçler,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının sorumluluğunu
bir kat daha artırırken özellikle arz güvenliği noktasında
omuzlarımızdaki yükü de net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bölgenin içine düştüğü durum ve
yaşanan gerilimlerin yakın gelecekte kesin bir çözüme
kavuşması zor görünüyor. Öte yandan, önümüzdeki on yılda enerji
talebinin 2 kat artması gözle görünür bir gerçek. Bütün bunlarla birlikte,
Türkiyenin arzu ettiği büyümeyi yakalaması için ihtiyacı olan
enerji alanındaki büyüme hedeflerimizdense asla vazgeçmiyoruz. Çok
değerli hazırun, bu büyümeyi, dışa bağımlılığı
azaltarak, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızdan azami ölçüde
yararlanarak, rekabetçi, şeffaf, tüketiciyi koruyan ve çevresel
sürdürülebilirliği dikkate alan bir yaklaşımla
karşılamayı hedefliyoruz.
Sayın Başkan, değerli vekiller;
Bakanlığımız, ihtiyaç duyulan enerji arzının
sağlanması için gerekli stratejiyi belirlerken bu strateji
çerçevesinde ilgili kurumalarımız ve özel sektör iş
birliğiyle enerji alanında önemli proje ve
yatırımların hayata geçmesi için uğraş vermektedir. Bu
çerçevede, arz güvenliğimizi önceleyen stratejimiz kapsamında ele alınan
alanlara geçmeden önce, stratejimizi belirlerken bize yön veren
hassasiyetlerimizden bahsetmek isterim. Ülkemizin, enerji kaynakları
bakımından zengin bir ülke olmadığı hepimizin malumu.
Önümüzdeki on yılda, Türkiyenin bu hızla büyümesi çerçevesi içerisinde,
en fazla yatırım yapması gereken alanların
başında da malum, enerji geliyor.
Sanayinin bir numaralı ham maddesi olan
enerjiyi ne kadar ucuza alabilirsek yatırımların da, buna
bağlı büyümenin de hızlanacağına inanıyoruz. Bu
kapsamda, arzu edilen büyüme rakamlarının
karşılanması, Türkiyenin orta vadede hedeflerine
ulaşması için önümüzdeki on yılda asgari 100 milyar
dolarlık enerji sektöründe yatırıma ihtiyacımız var.
İşte bu yatırımları sağlamak için ulusal ve
uluslararası iş dünyasına, enerji alanına güvenilir,
şeffaf bir yatırım ortamını sağlamamız
elzemdir.
2002 yılından bu yana
yaptığımız tüm bu düzenlemeler, teşvik ettiğimiz
yatırımlar ve hayata geçirdiğimiz projelerle Türkiyenin enerji
kapasitesini kat kat büyüttük. Burada, hepinizle bazı rakamlar
paylaşmak istiyorum; malum, rakamlar yalan söylemez: Ülkemizin birincil
enerji talebi 2014 yılında 123,9 milyon TEP -ton eş değer-
dediğimiz rakamda gerçekleşti. Birincil enerji talebi içerisinde
doğal gazın payı yüzde 32,5; kömürün payı yüzde 29,2; petrolün
payı yüzde 28,5; hidroelektrik enerjinin payı yüzde 2,8dir. Hidrolik
dışı yenilenebilir enerji kaynaklarının payı ise
yüzde 6,7 ve diğer kaynaklar 0,3 civarında gerçekleşmiştir.
Birincil enerji talebimizin sektörlere göre dağılımı ise
yüzde 30u çevrim sektöründe, yüzde 24ü konut ve hizmet sektöründe, yüzde 23ü
sanayide, yüzde 19u ulaştırma, yüzde 4ü de diğer sektörlerde
gerçekleşmiştir. 2023 yılına doğru giderken, bu oranda
büyümeye bağlı olarak asgari 218 milyon TEPe ulaşacak bir
enerji, birincil enerji talebinden bahsediyoruz arkadaşlar.
Elektrik enerjisine geldiğimizde, son on üç
yıllık süreçte artış oranımız yıllık
yüzde 5,5 büyümeyle gerçekleşmiştir. Peki, bunu karşılamak
için ne yaptık? 2002 yılında 132,6 milyar kilovatsaat olan
tüketimimiz, 2015 yılına geldiğinde yaklaşık 2 kat
artarak 264 milyar kilovatsaate ulaşmıştır. 2002
yılında 129 milyar kilovatsaat olan elektrik üretimi, yüzde 100
artarak, bu da benzer oranda, 2015 yılında 259,7 milyar kilovatsaate
ulaşmıştır. Bu üretimin yüzde 37,8i doğal gazdan,
yüzde 28,4ü kömürden, yüzde 25,8i hidroelektrikten, yüzde 4,4ü rüzgâr ve
yüzde 3,6sı ise diğer kaynaklardan sağlanmıştır.
2015 yılı Ağustos ayında puan
talep 43.289 megavata ulaşarak cumhuriyet tarihinin rekoru
kırılmıştır. 2002 yılında 31.846 megavat
olan elektrik enerjisi kurulu gücümüz, yüzde 131 artışla, 2016 Ocak
ayı sonu itibarıyla 73.427 megavata ulaşmıştır.
Sayın Başkan, değerli vekiller;
önümüzdeki on yıllık periyotta enerji talebimizin yaklaşık
2 kat artacağını düşündüğümüzde, çok önemli bir
yatırım ihtiyacıyla karşı karşıya
olduğumuz çok net bir şekilde görülmektedir. Biz, bu
yatırımları -başta da bahsettiğim gibi- dışa
bağımlılığı azaltacak, yerli ve yenilenebilir
kaynakları azami ölçüde kullanacak ve bunların yanında yabancı
teknolojiye bağımlılık oluşturmayacak bir stratejiyle
ele alıyoruz. Burada en büyük hassasiyetimizin de çevre
duyarlılığı olduğunu vurgulamak isterim. Bundan önceki
dönemlerde olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de iktidarımızda
yatırımların çevreyle uyumu en önemli önceliklerimizden biri
olacaktır. Bu kapsamda, hayata geçireceğimiz yeni termik santraller
başta olmak üzere, tüm yatırımlarda çevreye olabilecek olumsuz
etkiyi minimuma indirecek en yeni teknolojideki filtrelemeleri projelerimizde
uygulayacağız. Hâlihazırda işletme hâlindeki
santrallerimizin de bu teknolojilere hızla geçmesi için
çalışmaları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Hem ülkemizin
gelişmesine katkıda bulunacağız hem doğal
kaynaklarımızı sonuna kadar kullanacağız hem de
çevreyle de barışık bir Türkiyeye yatırım
yapacağız, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Buna müteakip, zaten ÇED
dediğimiz çevre etki değerlendirme süreçlerine tabi olan
yatırımlarımızı AB standartları çevre
duyarlılığı çerçevesi içerisinde yürütmeye hâlihazırda
devam ediyoruz.
Çevreyle birlikte bir diğer hassasiyetimiz de
işçi sağlığı ve güvenliği meselesi olacak.
Başta maden işçilerimiz olmak üzere, tüm işçilerimizin
çalışma şartlarının ve imkânlarının
iyileştirilmesi için bir dizi düzenlemeyi hayata geçirdik.
Yaptığımız düzenlemelere rağmen gelinen noktanın
bizler için yeterli olduğunu elbette söyleyemeyiz. Bu çerçevede,
önümüzdeki dönemde, özellikle madenlerde iş güvenliğini daha da
artıracak yasal düzenlemeleri Meclisimize getireceğiz. Bu noktada,
önümüzdeki dönemde Meclisin gündemine getireceğimiz düzenlemelerin bir iki
tanesinden bahsetmek istiyorum.
Kömür kanunu. Mevcut Maden Kanunumuz daha çok
ruhsat işletmesiyle alakalı konuları içeriyor.
Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, biz de kömürü ayrı bir
kanun içerisinde ele alacağız ve bununla ilgili
çalışmalarımız Bakanlığımızda devam
ediyor.
Metan drenajı. Bu konu ülkemizde meydana gelen
maden facialarının ana nedeni olan grizuyla bire bir alakalı bir
konudur. Bu arada, bu vesileyle 3 Mart 1992 yılında yaşanan
Zonguldaktaki grizu faciası vesilesiyle şehit olan 263 madencimizi
de rahmetle anıyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Nihayet.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Bu vesileyle, ülkemizdeki maden
kazalarının ana nedeni grizu patlamaları çerçevesi içerisinde,
metan gazın kömür üretiminden önce ve üretim esnasında metan
drenajını drene edecek şekilde, aynı zamanda, ülkemizin
ekonomisine de kazandıracağız.
Karot ve veri bankası. Bu konuyla ilgili de
madencilikteki karotları millî varlık olarak görüp madencilik veri
bankasıyla ilgili çalışmaları yürütüp bunu da yasal
düzenlemesiyle Meclise getireceğiz.
Şimdi, bu kapsamda,
gerek çevre bilinci ve hassasiyeti gerekse işçi
sağlığı ve güvenliği konularında çok daha iyi bir
noktaya geleceğimizi buradan söyleyebilirim. Enerji alanında
hedeflediğimiz projeler, bugünden yarına çok kısa sürede hayata
geçecek projeler değil, orta vadede, uzun soluklu projelerdir. Sabır
isteyen, siyasi iktidarların sahip çıkması gereken stratejik
projelerdir. Bu kapsamda, AK PARTİ iktidarları döneminde
başlattığımız büyük enerji yatırımlarının
hızlandırılması, hedeflenen tarihlerde hayata geçmesi
yakın dönemde en önemli gündem maddemiz olacaktır. Bu çerçevede,
TANAP projesi, birinci ve ikinci nükleer santrallerimiz, LNG terminalleri,
kapasite artışı noktasında oluşturduğumuz
doğal gaz depolamaları, tüm bunların hepsi en önemli gündem
maddelerimiz arasında olacaktır bu dönemde.
Bakanlığımızın
yeni dönem stratejisi kapsamında bahsettiğim arz güvenliği
hususu çok büyük bir önem arz ediyor. Yakın dönemde yaşanan bölgesel
gelişmelerin de etkisiyle kamuoyunda doğal gaz arz güvenliğimize
ilişkin endişeler yer almıştı malumunuz. Bununla
ilgili, biz, sürecin en başında da doğal gaz ve petrol
ticaretinin uluslararası anlaşmalarla yürütüldüğünü ve
anlık kriz anlaşmazlıklarından etkilenmesini
beklemediğimizi ifade etmiştik.
Bugün itibarıyla,
özellikle yoğun kış şartlarının
yaşandığı dönemlerde, tüketimimizin çok yoğun
yaşandığı, sadece ısınma amaçlı değil,
elektrik tüketiminde de yoğun olarak kullandığımız gaz
noktasında bu dönemlerde dahi çok şükür doğal gaz arz ve
temininde ülkemizde herhangi bir sıkıntıyla
karşılaşmadık. Bunu sadece kriz ve anlaşmazlıklar
bağlamında değerlendirmememiz gerekir. Her koşulda, her
senaryoya hazır ve tedarikli bir altyapı oluşturmak için A, B,
C, D, tüm senaryoları çalışmaya devam ediyoruz.
Net ithalatçı
olduğumuz doğal gazda kaynak çeşitliliğini sağlamak
adına enerji diplomasisi adımlarına hız kesmeden devam
ediyoruz. Hükûmetimizin kurulduğu 24 Kasımdan bugüne, bölgemizdeki
tüm doğal gaz tedarikçi ülkeleriyle, bölgelerdeki oyuncularla
görüşmelerimizi sıkılaştırıp enerji arz
güvenliğinde atılacak adımlarla ilgili her türlü
çalışmayı kapsamlı bir şekilde, detaylı bir
şekilde yürütüyoruz; milletimiz müsterih olsun.
Arz güvenliği
stratejimizde kaynak çeşitlendirilmesi önemli bir yer tutarken en az o
kadar değer verdiğimiz, önem verdiğimiz bir diğer konu da
demin bahsettiğimiz depolama kapasitemiz. Doğal gaz depolama
kapasitesi noktasında 2011 yılında kararını
aldığımız, 2015 yılında finansmanı da çıktıktan
sonra inşaatına başlanan Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama
Tesisimizin inşaatına tüm hızıyla devam edilmekte.
2017 yılında ilk
fazı, 2020 yılında da ikinci fazı devreye girmek suretiyle
Türkiyedeki doğal gaz depolama kapasitemizi artırmaya son
hızıyla devam edeceğiz.
Bunu müteakip, mevcut,
Silivride bulunan TPAOnun doğal gaz depolaması için
kullandığı bölgedeki sahaların -2021 yılına
kadarki süreçte- bugün itibarıyla çalışmalarını
başlatarak daha geniş bir doğal gaz depolama kapasitesine sahip
olmak için yatırımlarımıza devam ediyoruz.
Dünyada özellikle yakın
dönemde önemi gitgide artan LNG alanındaki depolama ve sisteme gaz basma
kapasitelerinde genişletmeye, eş zamanlı olarak, boru
gazının dışında devam ediyoruz.
Boru hattıyla
aldığımız gazın dışında son
yıllarda ehemmiyeti her geçen gün artan LNG sistemini, Türkiyemizdeki
mevcut 2 LNG terminalinin kapasitesini genişletmek ve yenilerini yapmak
noktasında da -halkımız müsterih olsun- devam ediyoruz.
Enerji arz güvenliği
çerçevesinde önem verdiğimiz bir diğer konu, uluslararası petrol
ve doğal gaz ticaretinde ülkemizin jeopolitik konumunun
avantajını kullanmaktır. Özellikle, bölgeden geçen doğal
gaz boru hatlarının kesişim ve dağıtım
noktası hâline gelmeyi amaçlıyoruz.
Bu kapsamda sadece
Türkiye'nin değil, başta Avrupa Birliği olmak üzere bölgedeki
tüm ülkelerin doğal gaz ticaretinde ihtiyaç duydukları iş
birliklerini, ülkemiz çıkarları ve öncelikleri doğrultusunda
değerlendiriyoruz.
Arz güvenliğinde
doğal gazla birlikte ikinci kaynak, malumunuz, elektrik. Biz,
elektriğin arzı konusunda da vatandaşlarımızın bu
kaynağı en kaliteli ve en ucuza almaları için
çalışmalarımızı son sürat devam ettiriyoruz. Elektrik
arzı noktasında 2016 yılını önemli bir yıl olarak
gördük. Son dönemde yaşanan kesintilerle ilintili olarak önemli bir
çalışmanın startını verdik. Bildiğiniz gibi,
Türkiyedeki elektrik iletim ve taşıma altyapısı ömür
itibarıyla çok yaşlı. Otuz ila kırk yıllık bir
elektrik şebeke sistem altyapısından bahsediyoruz. Kendi
döneminin şartlarına göre yapılmış bu
yatırım bugün itibarıyla 73 bin megavata ulaşmış;
sistem, kurulu gücüne hizmet etme noktasında, bu yükü taşıma
noktasında artık yeterli hizmeti ortaya koymuyor. Bu sebeple özel
sektörle, Türkiyenin altyapısını 2020 yılına kadar,
bugün itibarıyla yaklaşık yüzde 15-20ye yakın
yenilediğimiz bu altyapıyı 2020 yılına kadar
oluşturduğumuz yeni bütçeyle yüzde 75-80 bandına çekmek için
altyapı yenileme hamlesinde mutabakata vardık. Beş yıl
sürecek bu yatırım hamlesi kapsamında Türkiyenin elektrik
altyapısının modernizasyonu çerçevesi içerisinde 18 milyar
TLlik yani eski para birimiyle 18 katrilyon TLlik bir altyapı
yatırımı gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda da gerek
yatırımların takibi gerekse dağıtım
şirketlerinin verdikleri hizmet kalitesi açısından müşteri
memnuniyetinin ölçülmesi için bir dizi mekanizmayı hayata
geçireceğiz. Bu alanlarda üzerine düşen yatırım ve
iyileştirmeyi yapmayan, öte yandan müşteri memnuniyetinde istenilen
standartları yakalayamayan dağıtım şirketlerini
yakından takip edecek ve mevzuattaki tüm mekanizmaları
işleteceğiz.
Sayın Başkan, değerli vekiller; arz
güvenliği açısından önem verdiğimiz bir diğer konu da
yerli ve yenilenebilir kaynakların elektrik üretimindeki payının
artırılması. 2015 yılında işletmeye alınan
yeni santraller ve bu kapasitelerin artışı 4.288 megavat.
Ülkemizde 2002 yılında 300 adet elektrik enerjisi üretim santrali
varken bu sayı 2016 yılında 1.566ya ulaştı. Mevcut
santrallerin dağılımı: 561 hidroelektrik, 235 doğal
gaz, 114 rüzgâr, 36 kömür, 21 jeotermal ve 156 adediyse diğer kaynak türlerine
aittir. Biz 2016 yılında enerji stratejimiz çerçevesi içerisinde
yenilenebilir enerji alanında gelinen noktayı daha da ileriye
taşımayı amaçlıyoruz. Daha büyük ölçüde yenilenebilir
enerji tesislerinin daha rekabetçi bir yapıyla yerli imalatı
önceleyen planlamayı hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bu planlamayla hem
yenilenebilir enerjinin üretimdeki payı artacak hem bu alanda üretilen
elektriğin fiyatı düşecek hem de kullanılan teknolojinin
yerli üretim olması sağlanacaktır.
Enerji verimliliği alanında da 2002den
bugüne kadar çok önemli bir mesafe katettik. Enerji verimliliğinin
artırılması noktasında çok önemli yatırımlar ve
iyileştirmeler yaptık. Bundan sonraki süreçte de Avrupa Birliği
ilişkisinde, Avrupa Birliği verimlilik standartları çerçevesi
içerisinde üniversiteler, iş dünyası ve sivil toplumla birlikte
bilinçlenme hamlesi başlatarak gerek hanede gerekse sanayide enerji
tasarruf ve verimliliğinde arzulanan noktaya ulaşmak için
çalışmalara hız verdik.
Enerji stratejimizin bir diğer önemli konusu
nükleer enerji santralleridir malumunuz. Tüm dünyada kabul gören bir teknoloji
olarak, nükleer enerji, artan enerji talebimizi karşılama
noktasında önem verdiğimiz bir kaynak durumundadır.
Bilindiği üzere birinci santralimiz için Akkuyuda süreç başladı
ve devam ediyor. Öte yandan Sinop Nükleer Santralinde de süreç devam etmekte.
Ülkemizin enerji stratejisindeki nükleer yatırımları bir yandan
büyüyen sektörün ihtiyaçlarını karşılarken diğer
yandan kaynak çeşitlendirilmesi açısından da önemli bir rol oynayacaktır.
Aynı zamanda nükleer enerji alanına geç girecek olmamız bize
başka avantajlı bir noktayı ortaya koyuyor. Ülkemizde inşa
edilecek olan bu santraller dünyadaki birçok santralin aksine 2000li
yılların teknolojisini ihtiva etmesi noktasında hem güvenlik hem
verimlilik açısından dünyadaki birçok santralden daha iyi bir
noktadadır.
Sayın Başkan, değerli vekiller;
ülkemiz, enerji alanında iki açıdan hem yerli hem de
uluslararası yatırımcılar için sağlıklı bir
yatırım iklimine sahip. Türkiye hem büyüyen enerji sektörüyle hem de
Avrupanın arz güvenliğini sağlama noktasında sahip
olduğu konumla büyük bir yatırım potansiyeline sahiptir. Tabii
ki enerjide olduğu gibi büyük ölçekli yatırımlara ev
sahipliği yapabilmemiz için birtakım şartlara sahip olmamız
gerekiyor. Bunun en öncelikli hususu istikrar. Yaklaşık on dört
yıldır devam eden istikrar, beraberinde ülkemizde ekonomik
istikrarın oluşmasına da yardımcı oldu. Belki de bu
sayede küresel ekonomik daralmalara karşı doğru pozisyon
alabildik, büyümemizi sürdürdük ve enflasyon da tek hanelerde devam etti. Bu
noktada, 2014 yılının ortalarından itibaren
sınırın hemen ötesinde baş gösteren DAEŞ sorunu ve
aynı dönemde petrol fiyatlarının düşmeye
başlaması hem bölgedeki petrol üreticisi ülkeleri hem de dünya
ekonomisinde önemli bir yer tutan küresel petrol şirketlerini zor duruma
soktu. 2015 yılına baktığımızda, bölgemizde
yaşanan krizlere rağmen ülkemizdeki yatırımlar yol
kazası yaşamadan devam etti. Mart ayında Karsta TANAPın
temel atma töreni gerçekleştirildi. Proje, malum, ortaya konulan proje
takvimi çerçevesi içerisinde gayet başarılı bir şekilde
devam ederken 2018 yılında, inşallah, ilk gazı Türkiyeye,
6 milyar metreküplük ilk kapasiteyi devreye almayı düşünüyoruz.
Yaklaşık iki yıldır, özellikle son iki yıldır,
altı yıldır başlayan ama son iki yıldır artan,
bölgemizde yaşanan bu çalkantılara rağmen Türkiyedeki
yatırım iklimini muhafaza etmeyi başardık. Bundan sonraki
süreçte de bunu korumak için enerji, stratejimizdeki önemli
başlıklardan biri olmaya devam edecek.
Yapılan çalışmalarla Türkiyede
elektrik enerjisi kurulu gücündeki yenilenebilir payı, özel sektörün
payı, yerli kaynakların payı on üç yıllık süreçte
rakamsal bazda her oranda arttı, tek tek hepsine girmek istemiyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Dışa
bağımlılık da arttı tabii bu arada.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) - Liberalleşme noktasında birçok
özelleştirme, verimlilik artışının önünü açtık.
Elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesiyle
müşteri memnuniyetinin artırılmasının, piyasanın
liberalleşmesinin önünü açtık. Piyasanın liberalleşmesi
noktasında enerji borsasını oluşturduk, geçtiğimiz
yıl itibarıyla EPİAŞı devreye soktuk. Sektördeki
regülatör düzenleyici işlevindeki EPDK tüm bu fonksiyonlarını,
rolünü ifa ederken yoğun bir mesai ortaya koyarak piyasadaki iki yönlü yaklaşımımızı
başarılı bir şekilde ortaya koydu. Büyük ve uzun vadeli
yatırımların devamlılığı için
yatırımcılara destek olurken son kullanıcıyı, tüketiciyi
koruyucu yaklaşımımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki
süreçte de bu yaklaşımı koruyup ülkemizdeki enerji sektörünün
ekonomik alt yapısını güçlendirmeye devam edeceğiz.
2016 yılı bütçesi kapsamında
hedeflerimizi ve Bakanlığımızın stratejilerini zaman
el verdiği ölçüde paylaşmaya çalıştım. Sadece bütçe
ile Bakanlığımıza ayrılan ödenek değil, aynı
zamanda enerji sektörüne giren her kuruşun sorumluluğu üzerimizdedir.
Biz hem bu alanı adil, müşteri memnuniyeti öncelikli ve Türkiyenin
yarınlarını güven altına alacak şekilde büyütürken hem
de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir çevre, daha müreffeh bir toplum
bırakmanın gayreti içerisindeyiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Son olarak şunu
belirtmeliyim ki, güçlü ve müreffeh bir Türkiye için enerji alanında da
yatırımlar olmazsa olmazdır.
Sözlerimi bağlamadan
önce, konuşmamızın içeriğinde, bugünkü yapılan
konuşmalar üzerinde birçok mevzu geçti. Olumlu, olumsuz; yapıcı,
yapıcı olmayan birçok eleştiri gündeme geldi. Ben
halkımıza buradan çok net, açık, sarih bir şekilde
şunu ifade etmek istiyorum. Birçok konuda, birçok hususla ilgili birçok
şey söylenebilir ama biz iktidarımız döneminde hep şunu
öncelikledik: Ne aldanan olacağız ne aldatan olacağız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, bu bağlamda
hep şunu söylüyorum. Mesela, gündeme gelen, sıkça kamuoyunda, medyada
gündeme gelen en önemli konulardan bir tanesi, bu elektrik
dağıtımıyla ilgili alınan bedeller. Gizli zam
yapılmış, yüzde 100 zam yapılmış! Aslında,
EPDKmızın İnternet sitesine girilirse bununla ilgili hesaplama
ve metodolojiyi görmek aslında çok basit ama ben burada çok kısa,
kalem kalem bahsedeceğim. Nedir bu? Türkiyede aktif enerji bedelinin
yanında alınan bedeller var: Perakende satış hizmet bedeli,
sayaç okuma bedeli, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli,
dağıtım bedeli. Tüm bunların hepsi iktidarımız
döneminde değil bakın, ülkemizde elektrik satışı
başladığından beri alınan bedeller. Şimdi, bunu
bir kenara koyalım. Sonra, enerji fonu diye bir şey var.
İktidarımız döneminde mi geldi bu, söyleyeyim mi size? 1986
yılındaki 3291 sayılı torba kanunda koyulmuş bir
bedeldir.
TRT payı var, diyorlar
ki: TRT payı
TRT payı, 1984 yılında 3093
sayılı Kanunla oluşturulmuş bir bedeldir, ki 2003
yılında iktidarımız döneminde bunun payı yüzde 3,5tu,
yüzde 2ye düşürdük, bunu da halkımızın bilmesinde fayda
var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sonuncusu da, elektrik ve
havagazı tüketim vergisi. 1981 yılında 2464 sayılı
Belediye Gelirleri Kanununda oluşturulmuş bir bedeldir.
Bugün olan nedir? Bugün olan,
geçtiğimiz yıl yasama noktasında, hayata geçirdiğimiz yasal
düzenleme kapsamında, demin saydığım bu bedeller var ya,
perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma, kayıp kaçak, iletim
ve dağıtım bedellerinin hepsinin bir kalemde
birleştirilmesi noktasında yapılmış bir düzenlemedir.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın Bakan,
süreniz bitiyor, maden işçilerinden tek kelime söz etmediniz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) - Bugün, Türkiyede yüzde 6,8 düzenleme zammı
yapılmıştır.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın Bakan,
maden işçileri ölüyor. Ölümleri nasıl önleyeceksiniz? Sayın
Bakan, süreniz bitiyor.
BAŞKAN Sayın Sertel, lütfen müdahale
etmeyin efendim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Aslında, Türkiyede
ATİLA SERTEL (İzmir) Maden
işçilerinin ölümlerini nasıl önleyeceksiniz?
BAŞKAN Müdahale etmeyelim Sayın Sertel,
lütfen.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla)
çok önemli bir husus var, o da nedir?
ATİLA SERTEL (İzmir) Kömür kanunu
dediniz ama açmadınız Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) 2002 yılında Türkiyede asgari ücretli bir
hane halkının 200 kilovat
MUSA ÇAM (İzmir) Somayla ilgili taziye bile
dilemediniz.
ATİLA SERTEL (İzmir) Somayı
anmadınız Sayın Bakan. Somaya taziyede bulunmadınız.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Bakın, burası çok önemli, 200 kilovat
elektrik tüketen asgari ücretli bir ailenin 2002 yılında elektrik
faturasına ödediği oran yüzde 20dir.
MUSA ÇAM (İzmir) Ağzına
almadı; Somadan, Ermenekten bir tek kelime yok.
ATİLA SERTEL (İzmir) Ermenekten,
Somadan bir kelime etmediniz Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Asgari ücretinin yüzde 20sini 200 kilovat
elektriğe harcıyordu. Bugün, bu oran ne biliyor musunuz? Yüzde
6,3tür. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bütün maden
işçileri dedi.
ATİLA SERTEL (İzmir) Hayır, sadece
Zonguldakı söyledi.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Doğal gazı söyleyeyim mi? Bakın, 2002
yılında doğal gazın asgari ücretteki payı -ortalama
bir ailenin ödediği- yüzde 32,2 iken bugün bu oran yüzde 11,5tir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ATİLA SERTEL (İzmir) Maden
işçilerine rahmet dileyin.
BAŞKAN - Sayın Albayrak, siz de
tamamlayın sözünüzü lütfen, toparlayın. Arzu ederseniz, diğer
Sayın Bakandan da süre alabiliriz.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Bugün, Türkiye, hem gelişmektedir hem
yatırımını yapmaktadır hem altyapısını
yenilemektedir hem artan elektrik enerjisi, doğal gaz enerjisi, bilumum
enerji yatırımları özel sektörle, piyasanın
liberalleşmesini de destekleyecek şekilde gerçekleşmektedir.
Nükleer enerjiden bahsediyoruz. Bazı
arkadaşlarımızın kuzeydeki soğuk ülkelere muhabbet
beslediği malumunuz; temiz enerji, o enerji, bu enerji diyorlar,
değil mi? (AK PARTİ sırlarından alkışlar) Ben,
bunu Bütçede de söylemiştim, bugün, burada da söylüyorum. Bakın
arkadaşlar, dünyada 442 adet nükleer santral var, 100den fazla
inşaat hâlinde, devam ediyor. Diyorlar ki birileri: Dünyadaki ülkelerde
yok. Fransa, elektrik enerjisinin yüzde 70inden fazlasını
nükleerden karşılıyor. Parisin 60-70 kilometre dibinde nükleer
santral var, New Yorkun 100 küsur kilometre etrafında nükleer santral
var. Bilgi sahibi olacağız ki fikir sahibi olalım ama bilgi
sahibi olmadan konuşursak ancak cehalet üzerine konuşuruz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Türkiye nükleer santralleri yapacak arkadaşlar,
kömür santrallerini yapacak, hidroelektrik santrallerini yapacak ama on üç
yıldır yaptığımız gibi hem çevreye hem topluma
hem millete taşıdığımız sorumluluk gereği
sonuna kadar bunun mücadelesini vereceğiz. Hem muasır medeniyet
seviyesine taşıyacağız bu ülkeyi hem de Türkiye'yi AK
PARTİ iktidarıyla
BAŞKAN Sayın
Bakan, Sayın Albayrak, ben mikrofonu açayım isterseniz, diğer
Sayın Bakandan süre alabiliriz eğer uygun görürse kendisi.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI BERAT ALBAYRAK (Devamla) Sayın
Başkanım, konuşacak çok şey var.
BAŞKAN - Tamamlayacaksanız,
konuşacaksanız birkaç dakika Sayın Eroğlundan alabiliriz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye
zorluyorsunuz Sayın Başkan?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla) Tamamlıyorum.
Ben bu düşüncelerle 2016 yılı
Hükûmetimizin bütçesinin, Bakanlığımızın bütçesinin
hayırlı olmasını diliyor
MUSA ÇAM (İzmir) Madenlerde ölmek bu
işin fıtratında mı var? Bir taziye bile dilemedin, bir
taziye bile. Somayı, Ermeneki bir kez anmadın, anmadın.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (Devamla)
AK PARTİ iktidarıyla çok daha fazla
çalışıp çok daha az konuşarak bu millete hizmet etmeye
devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Albayrak.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Grubumuz adına söz
talebimiz var.
BAŞKAN Grubunuz adına pek kısa söz
talebiniz mi var?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet
BAŞKAN Kimin?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Erhan Usta.
BAŞKAN Mikrofonunuzu açıyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Ayakta
alkışlamanız lazımdı arkadaşlar, niye
kalkmadınız ya? Niye kalkmadınız ya? Bir dahaki listeyi,
milletvekili listesini o yapacak, hepinizi çizecek ayağa kalkmayanların,
hepinizi çizecek. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen
müdahale etmeyelim.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
13.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrakın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Sayın Bakan konuşmasında 2015
yılında elektrik enerjisi tüketiminin 2002ye göre yaklaşık
2 kat arttığını ifade etmiş.
ATİLA SERTEL (İzmir) Aynı
alkışı Orman Bakanımıza da istiyoruz, aynı
alkışı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Daha
fazlasını.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Bakan
konuşmasında 2015 yılında elektrik enerjisi tüketiminin
2002 yılına göre 2 kat arttığını söyledi, büyük
bir başarı olarak bunu söyledi, AKP Grubu da bunu coşkuyla
alkışladı. Hayatın normal akışı içerisinde
olan bir şeyi marifetmiş gibi söylemenin bir anlamı yok, hele
bir Enerji Bakanına hiç yakışmıyor. Niye? Çünkü ben de size
Bakanlar Kurulu kararı eki olan şu rapordan bir rakam
okuyacağım. On üç yıldır, 2015-2002 arası, önceki on
üç yılla aradaki farka bakalım. 2015 yılında 2002
yılına göre elektrik enerjisi üretimi yüzde 94,7
artmıştır. 2002 yılında da ondan önceki on üç
yıla göre, 1989 yılına göre yüzde 149 artmıştır.
Yani kimin performansının iyi olduğuna burada bakmak lazım.
Bu marifet değil, burada enerji arz güvenliğine bakmak lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum, konu
anlaşılmıştır, ifade ettiniz.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, çok
kısa.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Devamı var ama
Sayın Başkan.
BAŞKAN Arkadaşlar, tamamlayın
hemen, toparlayın.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Burada özellikle yerli
kaynakların payı nedir ona bakmak lazım. Örneğin -elimde
geriye doğru fazla rakam olmadığı için sadece 1998i
söyleyeceğim- hidroelektrikten ürettiğimiz enerjinin toplam içindeki
payı 98 yılında yüzde 38ken, 2014 yılında yüzde 16ya
düşmüştür. Dolayısıyla, buna bakmak lazım. Sayın
Bakanın bu tür rakamları kullanmasında fayda var diye
düşünüyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken, siz
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Biz de
Sayın Bakanın yapmış olduğu konuşma üzerine Genel
Kurula grubumuz adına çok kısa bir bilgilendirme yapmak istiyoruz.
BAŞKAN Pek kısa bir söz veriyorum.
Buyurun efendim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Filiz Kerestecioğlu
BAŞKAN Buyurun, bir dakika.
Daha soru-cevap faslımız var
arkadaşlar.
14.- İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat
Albayrakın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Tasarısının altıncı tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTİCİOĞLU
DEMİR (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben öncelikle, iş cinayetlerinde
yitirdiğimiz bütün işçilerin ailelerine
başsağlığı dilemek istiyorum.
Her yıl, adalet arayan işçi aileleri ve
avukatları İş Cinayetleri Almanağı
çıkartıyorlar. Burada, iş cinayetlerinde, işte, barajlarda,
inşaatlarda, madenlerde -tıpkı Somada, Ermenekte olduğu
gibi- ölen işçilerin hikâyeleri, davaları anlatılıyor,
süreçler anlatılıyor. Bu yıl da -2015te- maalesef, 1.700
işçi hayatını kaybetti ve bu 2015 İş Cinayetleri
Almanağı arkadaşlar. Ben, başta Sayın Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı olmak üzere diğer bütün bakanlara bu kitabı hediye
etmek istiyorum. Kendileri de ilgilenir ve bakarlar.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Biz de hayatını kaybeden tüm işçilere
Allahtan rahmet diliyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Bakan
söylemeliydi konuşmasında; Ermeneki, Somayı
hatırlaması gerekirdi.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/529)
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi, 2014
Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi, 2014 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi,
2014 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi,
6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi, 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi,
6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi, Plan ve Bütçe Komisyonunca Kabul
Edilen Metne Ekli Cetveller (Gider ve Gelir Cetvelleri) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/297), (3/32), (3/34), (3/35), (3/36), (3/28), (3/31),
(3/37) (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014 Yılı
Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Hükûmet adına son söz, Orman ve
Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğluya aittir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bravo Hocam! Barajlar
kralı.
BAŞKAN - Sayın Eroğlu, sizin süreniz
otuz dakikadır ancak bir dakikasını Sayın Albayraka
kullandık; adaletin gereği olarak yirmi dokuz dakika veriyorum.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; tabii, Orman ve Su İşleri
Bakanlığının 2016 yılı bütçe tasarısı
için söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Ama listeyi Enerji
Bakanı yapacak, boşuna alkışlıyorsunuz. Söyleyeyim
buradan çünkü o yapacak.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Hatip kürsüde, müdahale etmeyelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Su gibi aziz olun efendim, su gibi aziz olun.
Ben de sizin adınıza su içeyim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hocam,
İSKİde destan yaZdın, İSKİde. Onlar
İSKİyi batırdı, sen destan yazdın.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sağ olun.
Şimdi, efendim, tabii, Orman ve Su
İşleri Bakanlığı en büyük yatırımcı
bakanlıklardan birisidir. Bizim Bakanlığımız, hakikaten,
ağaçlandırmadan, erozyon kontrolünden tutunuz da su işlerine,
meteorolojiye, biyolojik çeşitliliğin korunmasına, tabiatın
korunmasına kadar çok büyük hizmetler yapıyor, şevk ve heyecanla
çalışıyor Allaha şükür. Ben, bu konuda bütün Bakanlık
mensuplarına teşekkür ediyorum, hatta bütçe tasarısını
hazırlayan komisyonlara ve burada daha önce konuşma yapan bütün
gruplara, vekillerimize gönülden teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Tabii, yapıcı tenkit ve tavsiyeler mutlaka
dikkate alınacak, teşekkür ediyoruz elbette, ama şunu söylemek
lazım, bir de sadece tenkit etmek yetmiyor, marifet iltifata tabidir.
Burada arkadaşlarımız mesai mefhumu gözetmeden gece gündüz
çalışıyor, mesai mefhumu diye bir şey yok bizde, hatta bizim
Bakanlığımızın sloganı Orman ve Su
İşleri Bakanlığı zamanla yarışıyor.
Allaha şükürler olsun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi, ben ormancılıktan
başlayayım isterseniz.
Bakın, değerli dostlar, değerli
milletvekilleri; Türkiye ağaçlandırmada gerçekten rekorlara imza atıyor.
Dünyada orman varlığı pek çok ülkede azalırken Türkiye'de
orman varlığı hem alan hem de odun serveti olarak artıyor,
bunu gururla ifade ediyorum. Son on iki yılda 1,5 milyon hektar alan
arttı, yani 15 milyon dekar, odun serveti de biz
aldığımızda 1 milyar 200 milyon iken şu anda 1 milyar
600 milyon metreküpe yükseldi. Gerçekten bu gurur duyulacak bir hadisedir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Biz seferberlik
yapıyoruz.
Şimdi deniliyor ki 3,5 milyar fidan nasıl
dikildi? Efendim, Türkiye'nin istatistik kayıtlarına bakarsanız
-arzu eden varsa e-posta adresini versin, onlara göndereyim- şu anda
elimde TÜİKten aldığım değer var, nerede hangi ilde
ne kadar fidan dikildiği var, bu devletin kayıtları, neticede 3
milyar 500 milyon 34 adet fidanı toprakla buluşturmuşuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu gerçekten
muhteşem bir şey.
Efendim, bakın, hem odun serveti artıyor
hem de sanayimizin ve vatandaşlarımızın bütün kereste, odun
ihtiyacını karşılıyoruz. Sanayimizin 20 milyon
metreküp odun ihtiyacını da karşılamışız.
Gerçekten bu da takdire şayan husustur yani 7 milyon metreküpten 20 milyon
metreküpe çıktı, bunu da ifade etmek istiyorum.
Peki, fidan üretimi? Geçmişte biliyoruz ne
kadar fidan üretildiğini ama biz geçen sene 333 milyon adet fidanı
ürettik. Hatta bir kısmını biz kendimiz diktik; bir
kısmını da bütün kamu kurum ve kuruluşlarına, bütün
belediyelere, hatta okullara, sivil toplum kuruluşlarına
dağıtıyoruz yani Türkiyeyi velhasıl
yeşillendiriyoruz. Belki bazı arkadaşlar takdir etmeyebilir ama
bakın, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria bundan dört yıl önce
geldiği zaman aynen şunu söyledi: Türkiye ağaçlandırma ve
erozyon kontrolünde dünya lideridir. Ben söylemedim, o söyledi. Bunu sadece
gurur duyasınız diye söylüyorum, başka bir şey değil.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kaldı ki değerli milletvekilleri,
bakın, üç yılda bir Dünya Ormancılık Zirvesi, forumu
yapılıyor. Bu sürekli, yirmi yedi yıldır Amerikada,
Birleşmiş Milletlerin New Yorktaki merkezinde yapılıyordu.
Ben gittiğim zaman Türkiyede yapılan çalışmaları
anlattım. Genel Kurulda bir ülkenin muhalefetine rağmen -o ülkeyi
tahmin ediyorsunuz- bütün ülkeler Önümüzdeki Dünya Ormancılık Forumu
ve zirvesi 2013 yılında Türkiyede yapılsın. diye oy
birliğiyle karar aldılar ve Türkiyede yaptık.
Birleşmiş Milletler
Neticede bakın, sadece o değil
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Niye Melih Gökçek
İtalyadan getiriyor ağaçları o zaman?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bir müsaade ederseniz, ben sizi dinledim, hiç cevap
vermedim.
Bir de biliyorsunuz, aynen iklim
değişikliği konferansları gibi, COP gibi, bir de
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ya, Sayın Bakan,
şu hesaba takıldık, 1 metrekareye kaç ağaç düşüyor?
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Sayın
Bakanım, Yalovaya da gönderin, Yalovada kestiler ağaçları,
Yalovaya da gönderin!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Hayhay, göndereyim onlara da. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Birleşmiş Milletler Çölleşme ile
Mücadele 12nci Taraflar Konferansını bütün ülkeler talep etti ama Birleşmiş
Milletler başarımızdan dolayı Bu Türkiyede
yapılsın. dedi ve 12-24 Ekim 2015 tarihlerinde Ankarada
yapıldı. 195 ülke katıldı ve değerli dostlar, bu
konferansta, tabii, oylama yapıldı, Türkiye Dönem Başkanı
olarak seçildi. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Biz şu anda Birleşmiş Milletlerin
Çölleşmeyle Mücadele Dönem Başkanlığını
aldık Türkiye olarak. Ben de şu anda Dönem Başkanıyım
bütün Birleşmiş Milletler müştemilatının.
İşte bu, fark bu işte, farkımız bu. Nereden nereye
Yanlışsa düzeltirsiniz.
MUSA ÇAM (İzmir) Yandı, yandı
Sayın Bakan, orası da yandı!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Efendim, bakın, şehir ormanları
kuruyoruz 133 tane. Mesire yerleri çoğaldı. Eskiden ormanlara
arıcılar sokulmazdı. Arıcıları da kucakladık
ve bal ormanları kuruyoruz. Şu ana kadar 249 bal ormanı kurduk.
Bir de şunu söyleyeyim: Bazı
arkadaşlar diyebilir ki: Ya, sen sucusun, ormandan ne anlarsın! Ama
biz ormanda tarihî, muhteşem bir dönüşüm yaptık. Nasıl
mı? Eskiden, 2011 yılından önce, Orman Genel Müdürlüğü
sadece ormanlık alanlarda, işte, ağaçların dikim,
bakım ve bir de yangınla mücadelesine bakıyordu. Ama 2011
yılında, Orman Genel Müdürlüğü artık bütün Türkiyede
hizmet eder hâle geldi. Artık yol kenarları, okul bahçeleri, hastane
avluları, açık alanlar, her tarafa fidan dikiyoruz. Allaha
şükürler olsun. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Çünkü, bizim kültürümüzde şu var: Elinizde bir fidan
varsa yarın kıyamet kopacağını bilseniz elinizdeki
fidanı dikin. İşte fark bu.
Değerli kardeşler, bakın, orman
teşkilatını çok büyüttük. Eskiden orman teşkilatı
böyle derme çatma binalarda otururdu ve şu gördüğünüz çok katlı
bina da depreme dayanıksız yapıldığı için -bizden
önce- oturulmuyordu. Yıktık geçtik ve Türkiyenin en muhteşem
kamu binasını yaptık işte, fark bu. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Şu binalar,
bakın, muhteşem binalar. İşte, çünkü biz
elemanımızı bu şekilde koruyoruz ve şunu da
söylüyorum: Sadece bu artmadı, özlük hakları tam 6 misli arttı,
maaşlar 6 misli arttı. İşte memuru düşünen,
işçiyi düşünen Hükûmet bizim Hükûmetimizdir, bunu vurgulamak
istiyorum.
Bunun dışında, tabii ki eylem
planları yoktu daha önce. Efendim, ben planlamacı bir insanım;
üniversitede bu dersleri okutuyordum, arkadaşlar bilir. Biz şu anda
26 tane eylem planı yapıyoruz. Kim, neyi, ne zaman yapacak, neler var
biliyor musunuz bu konuda. Badem eylem planı, ceviz eylem planı, trüf
mantarı, sakız eylem planı, sakız ağacı,
fıstık çamı, defne ve bunlar 26 tane. Her yıl, yıl
sonunda -üç ayda, altı ayda- bunun hesabını mutlaka görüyoruz ve
hedeflerimizi de aştığımızı belirtmek istiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sakın ha, eylem
planı falan deme, Sayın Bakan duymasın bak.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Gaz
sıkarlar, Sayın Bakan, gaz sıkarlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Bunun dışında, eski maden ocakları
rehabilitasyonu, hatta baraj ve göletler etrafında yeşil kuşak
ağaçlandırması, yukarı havzalarda taşkını
korumak için DSİ, Orman Genel Müdürlüğü, Çölleşme ve Erozyonla
Mücadele Genel Müdürlüğü, bu şekilde, yukarı havzalarda
taşkın koruma çalışmaları yapıyor.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Bakan, o
zaman niye her yeri sel götürüyor Türkiyede?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Tabii, ayrıca, bir de hiç el atılmayan bir
konuya el attık. Tıbbi
ATİLA SERTEL (İzmir) - Karadenizi,
Ankarayı, her yeri.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Bakın, müsaade ederseniz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sel götürüyor
Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Ya, bir dinleyin de ondan sonra. Vaktimiz yok, yoksa
ben sabaha kadar anlatırım.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Her yeri sel
götürüyor Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Sabaha kadar anlatırım, ben böyleyim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - İzmiri götürüyor
Hocam, İzmiri. Oraya da el at Hocam, oraya da. İzmire de el at
Hocam.
MUSA ÇAM (İzmir) - Yakmayın. Türkiyeyi
yaktınız, bari İzmiri yakmayın.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Ben dün yediğim yemeği bilmem ama ta
Ilısu Barajında veyahut da herhangi bir barajda durum nedir,
onları ezbere bilirim.
Şimdi, netice itibarıyla, bakın,
eylem planları devam ediyor. Orman köylülerine bizim dönemimizde 11,5
milyar TL -yaklaşık 12 katrilyonluk- destek vermişiz.
Ayrıca, şu anda Hükûmet eylem planına girdi. Değerli
milletvekilleri, 5 bin köye 5 bin tane gelir getirici orman kuruyoruz. (AK
PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
İşte, vatandaşı düşünmek bu. İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın. İşte, biz Her şey
millet için. düsturuyla hareket ediyoruz.
Ve hatta şunu yapıyoruz: En yakın köy
veya büyükşehirlerde mahallenin yakınındaki bozuk orman
alanında, orada zeytin mi, ceviz mi, badem mi, fıstık çamı
mı, dikiyoruz, parselliyoruz, herkesin gözü önünde kura çekerek o
parselleri, bakımı üç yıl bize ait, geliri kendisine ait olmak
üzere kırk dokuz yıllığına veriyoruz. Bunu her yerde
yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Parselleyip parselleyip ne
yapıyorsunuz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Yangınlara gelince
Yangınları söylemeye
gerek yok. Akdeniz ülkeleri raporuna bakın, en başarılı
ülke Türkiyedir. Hatta, 1947den bu yana kayıtlar var, geçen sene kurak
yıl olmasına rağmen gerçekten en az yangınla atlattık.
Bir de şunu söyleyeyim: Yanan orman alanını bir yıl içinde
ağaçlandırıyoruz. Aksini iddia eden varsa hodri meydan, buyurun.
MUSA ÇAM (İzmir) Hocam, yaktıktan sonra
kıymeti yok.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Hiçbir başka maksatla vermiyoruz.
Dolayısıyla, bunu da vurgulamak istiyorum.
ATİLLA SERTEL (İzmir) Ovacık
köylülerinin ağaçlarını kesiyorsunuz İzmirde.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Erozyonla ilgili mücadelede çok büyük mesafe katettik.
Her tarafı teraslandırıp ağaçlandırıyoruz.
Eskiden yılda 500 milyon ton toprak denizlere, göllere akardı,
şimdi bunu 168 milyon tona indirdik. İnşallah çok daha güzel bir
çalışma yaparak daha da geliştireceğiz.
Korunan alanlarla ilgili kısa bir bilgi
vereyim. Biz bütün illerde, 81 ilde, biyolojik çeşitlilikle ilgili
çalışma yapıyoruz. Hatta, tabiat turizmi eylem planları
hazırladık. Bunun dışında, korunan alanlar
geçmişe göre yüzde 100 arttı alan olarak, sulak alanları
koruyoruz.
Bir de tarihî mekânlara sahip çıkıyoruz.
Biliyorsunuz, Gelibolu Tarihî Millî Parkındaki bütün şehitlikleri
ihya ettik, orada Çanakkale geçilmez. dediğimiz Çanakkale Destanı
Tanıtım Merkezini kurduk. Çanakkale geçilmeyecek hiçbir zaman,
geçirtmiyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, Polatlı Sakaryada, biliyorsunuz,
bir heykel ve yanında kaba inşaat vardı. Bakanlar Kurulundan
gerekli kararlar çıktı, orası da
Bakanlığımız uhdesine alındı. Oraya da çok
muhteşem bir Sakarya Meydan Muharebesi Tarihî Millî Parkını
kurduk. Onun inşaatı da şu anda sürüyor efendim.
Sarıkamış, Nenehatun, Kop
Dağı, Başkomutanlık ve İstiklal millî parkları
için de muhteşem bir İstiklal Tanıtım Merkezi kuruyoruz.
Sizleri de davet ediyorum, lütfen
25 Ağustosu 26 Ağustosa
bağlayan gece, şanlı ordumuz, benim de doğduğum
Şuhuttan hareketle, Atatürk ve silah arkadaşları, Gazi Mustafa
Kemal Atatürk ve silah arkadaşları Kocatepeye doğru yürüdüler
ve 26 Ağustos sabahı kahraman ordumuza taarruz emrini verdi.
Neticede, 26 Ağustos sabahı, Sinanpaşa Ovasında çok güzel
bir alanı tabiat parkı olarak hazırladık, onun içine
muhteşem bir İstiklal Tanıtım Merkezi kuruyoruz. Sayın
başkanlarım, sizleri de davet ediyoruz, hepimizin gururu bu.
MUSA ÇAM (İzmir) Ecdadımızı
anmak için geliriz Sayın Bakan, siz davet edin.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) 26 Ağustos 2016da sizleri de bekliyoruz, tamam
mı efendim.
MUSA ÇAM (İzmir) Geliriz Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bunun dışında, tabii ki biraz da
özellikle su yönetiminden bahsedeyim.
Geçmişte, efendim, yönetim havza bazında
alınmıyordu. Benim de ihtisas konum, hatta doktora dersleri
verdiğim konu
Biz artık bütün planlamayı nehir havzası
esasına göre alıyoruz. Şu anda 25 havzanın bütün
planlamaları bitiyor, bunun müjdesini vermek istiyorum.
Tabii, bu arada, Türkiyenin en büyük
yatırımcı kurumu, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü. Gerçekten, Devlet Su İşleri, çok
çalışıyor ve ülkemizin gurur duyduğu, Orman
teşkilatı gibi gurur duyduğu kurumların başında.
Efendim, şu ana kadar 3.107 tane büyük dev
tesisi açarak
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Bu ne tesisi?
Hiç birini görmedik.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla)
aziz milletimizin hizmetine sunduk. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bunun 320si baraj. Bakın, bin
günde bin gölet ve sulamasıyla destan yazdık, bu gerçekten
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Tesis yok.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Şu anda bir müjde daha veriyorum sizlere
Sayın vekillerim, sizlerin de talepleri varsa lütfen bildirin, hepinizin
talebi
MUSA ÇAM (İzmir) Hangi birini yapıyorsun
Sayın Bakan! Ağaçları kesmeyin. diyoruz, ağaç kesiyorsun,
yapma!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Tabii, siz de milletin vekilisiniz, elbette sizlerin
taleplerini de yerine getirmek bizim boynumuzun borcudur.
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Aydında on
binlerce incir kesildi, incir!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Neticede, şimdi müjdeyi veriyorum: 2019
yılı sonuna kadar 1.071 gölet ve sulama tesisini bitirme sözünü
veriyoruz; buradan milletime söz veriyorum, Allaha şükür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) - Ergeneyi temizleyecek misiniz, Ergeneyi!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Peki, size
şunu soruyorum, Allah aşkına: Yani, şehirlerde, pek çok
şehirde su yoktu. Bakın, Şırnakta su var mıydı,
Mardinde, Kızıltepede, Kiliste?
MUSA
ÇAM (İzmir) Ya, Hocam, etmeyin, susuzluktan ölüyor muyduk biz, ne oldu
bize? Yapma, etme, eyleme ya!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Ya, bir
dakika, müsaade et, müsaade et.
İstanbulda,
İzmirde su var mıydı Allah aşkına? Yapmayın ya!
Afyonkarahisarda
MUSA
ÇAM (İzmir) Yapma, eyleme ya! Biz ne içiyorduk o zaman?
ATİLA
SERTEL (İzmir) Olmaz mı? Biz de hiç susuzluk çekmedik
İzmirde, biz hiç susuzluk çekmedik!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Şimdi,
bakın, şu ana kadar, sayın vekillerim, biz eylem planı
hazırlayarak
ATİLA
SERTEL (İzmir) Size rağmen biz susuzluk çekmiyoruz İzmirde!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - 2014 yılında
susuz kalacaklardı haberleri yok. Ama, Allaha şükürler olsun, biz 81
ille ilgili büyük bir eylem planı hazırladık. Bu, benim ihtisas
konum. Neticede
TAMER
DAĞLI (Adana) - Sayın Bakanım, size kadar su içtiklerini
sanıyorlardı, suyu şimdi içiyorlar!
ATİLA
SERTEL (İzmir) Suyumuzu kesmek dışında başka
işiniz yok!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Şimdi,
dolayısıyla bütün şehirlerin suları mevcut ve kırk
elli yıl sonraki su ihtiyaçlarını, nüfusu, su
kaynaklarının hepsini planladık, büyük bir eylem planı
hazırladık, şu ana kadar 76 şehirde su
olmadığını gördük. Mardinde yaz aylarında
sıkıntı çekiliyordu, öbür tarafta bizim Afyonkarahisarda,
Şırnakta, Karsta, Edirnede. Edirne milletvekillerim, biz o isale
hatlarını yapmasaydık
ERDİN
BİRCAN (Edirne) - Edirnede taşkın var!
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) Ergeneyi başlat, Ergeneyi! Ergene Sayın
Bakan!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Biliyorsunuz,
ben DSİ Genel Müdürüyken Edirnenin Belediye Başkanı o zaman
kalp krizi geçirdi susuzluktan. Ben İSKİ Genel Müdürüydüm
(AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bakın, sorun,
işte susuzluk böyledir yani. Dolayısıyla, biz dedik ki: Su
medeniyettir.
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) - Edirnenin suyu yer altı suyundan geliyor
Sayın Bakan! Ergeneyi duymuyorsunuz!
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Ona da
geleceğim, merak etmeyin.
Netice
itibarıyla bütün şehirlere su verdik. Şu anda 41 milyon
vatandaşa ilave su vermenin mutluluğu içindeyiz. 25 milyon da
inşa hâlinde. Tabii, vaktimiz yok, bunları söylemeyeceğim ama
gerçekten içinden otomobil geçen dev isale hatlarını biz yaptık.
İşte, Vanda Şamran kaynaklarından bir buçuk yılda 48
kilometre mesafeden suyu getiriverdik. İzmirde Gördes Barajında 115
kilometre, tüneli de var, 2 metre çapında dev isale hattı. Mersine,
Sinopa
Sinopta, biliyorsunuz, Veysel köyümüz var orada, Erfelek
Barajını yaparak oradan Erfelek, Veysel köy ve Sinopa suyu
getiriverdik. Herhâlde, Sayın Başkanım, siz takdir ediyorsunuz,
o bakımdan teşekkür ediyorum.
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) - Sayın Bakan, Ergene, Ergene...
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bunun
dışında, sulama...
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) - Bakanım, Kıbrısı unuttunuz.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Kıbrıs,
tabii ya, o, bizim için çocuk oyuncağı. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Allaha
şükürler olsun ki dünyada ilk defa deniz içinden askıda boruyla su
götürdük, bu şeref bize ait, bunun mimarı da
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğandır, onu da
söyleyeyim. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Sayın Başbakanın hakkı yok mu?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yalnız,
başka ülkeler su istemeye başladı, işin kötüsü, onlara
da... Şu anda Afrikaya 1 milyon 700 bin kişiye su götürmenin
şerefi bizde ama daha da...
MUHAMMET BALTA (Trabzon)
Suyu da memnun ettiniz, milleti de Sayın bakan.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Allaha
şükürler olsun.
Bunun dışında,
sulamalarda destan yazdık. Yaklaşık 6,5 milyon hektar, 65 milyon
dekarlık alanı sulamaya açmanın gururu bizde ama yeterli mi?
İnşallah, 2019 yılının sonuna kadar 85 milyon
dekarlık alanı... Ki Türkiyede bu fizibil olan, ekonomik sulanabilir
alanın tamamını sulayacağız, bunun sözünü verdik. Bu
maksatla neler yapıyoruz bakın. Şu anda GAPtan bahsedeyim.
Bütün içme suyu problemi halloldu GAPın.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) GAP ağır gidiyor biraz Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yok, şimdi,
çok hızlı gidiyor Başkanım.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Haydi bakalım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şimdi,
şöyle, sadece özetle söyleyeyim, içme suyu halloldu, baraj ve göletlerin
yüzde 80i bitti. Sulamada şu anda 1 milyon 58 bin hektarın 500 bin
hektarını bitirdik ama 2019 yılına kadar ana kanallar
bitti. Mesela efendim, Şanlıurfadan...
ERDİN BİRCAN
(Edirne) - Sayın Bakanım, bitti dedikleriniz bitmemiş, 2012
bitmemiş, beş altı yıl sonra bitecek.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Müsaade et, müsaade
et, heyecanlanma, müsaade et.
ERDİN BİRCAN
(Edirne) İnan ki bitmemiş, beş altı yıl sonra
bitecek, bölge müdürünüz söylüyor.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bakın,
Şanlıurfadan Mardine kadar olan 225 kilometrelik nehir var ya, suni
bir nehir, suni nehir 225 kilometre.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Bitip bitmediğini yerinde tespit edelim Sayın
Bakanım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bir dakika heyecanlanma.
ATİLA SERTEL
(İzmir) Yerinde tespit edelim Sayın Bakan, yerinde, gidelim
bakalım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Gidelim,
bakalım.
Şimdi, bir dakika
müsaade et, vaktimiz yok, hızla geçeyim.
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) - Sayın Bakan, Ergeneye gelin Ergeneye.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şimdi,
efendim, onu bitiriyoruz.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Ergeneye
gelin.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) -
Mudanyaya da bekliyoruz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) KOP
Daha geçen gün Konyaya gittik
Başbakanımızla, 41 tesisin açılışını
yaptık. İnşallah, KOP, 2019 yılının sonunda
bitiyor. DAP, DOKAP
KADİM DURMAZ (Tokat) Süreyyabeyden Zileye
bir şey var mı Sayın Bakanım?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, sıkı durun, daha önce olmayan
bölge projeleri vardı; Akdeniz Gelişim Projesi -yürüyor- Ege
Gelişim Projesi, İç Anadolu, Doğu Karadeniz Gelişim
Projesi, Batı Karadeniz, Marmara Gelişim Projesi
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Trakyaya da
gel.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla)
ve Trakya. TRAGEP de yürüyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Hadi
bakalım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Anlatacağım, heyecanlanma. Trakya, bizden
önce unutulmuş bir bölgeydi, biz hatırladık Trakyayı, biz
hatırladık! (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Benim bir dedem, orada, Edirnede -biliyorsun- Birinci
Balkan Harbinde şehit düşmüş, dolayısıyla oraya
hizmet etmek de bizim boynumuzun borcu. Biraz sonra anlatacağım.
Yani, netice itibarıyla
ATİLA SERTEL (İzmir) Bir dahaki dönem
Edirneye Sayın Bakan! Sayın Bakan, bir dahaki dönem Edirneden aday
olun!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Efendim, bunun dışında 1.909 dere
ıslahı
Bunları bitirdik. HESlerde destan yazdık. Şu
anda 500e yakın hidroelektrik santralini açarak 26 milyar kilovatsaatlik
üretimi 91 milyar kilovata çıkardık. İnşallah
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Kaç
yandaş şirkete verdiniz HESleri? Hepsi köşeyi döndü
HESçilerin. Balıklar öldü, balıklar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Balık falan ölmez. Biz balıkların da
sahibiyiz, merak etme. Biz yaban hayatının da sahibiyiz;
balıkların da, kedilerin de, köpeğin koruyucusu biziz.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Ergenede
balık yaşamıyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Tabii, söylenecek çok şey var ama meteorolojiden
bahsedeyim biraz. 1.400 tane
Bakın, daha önce otomatik ölçüm istasyonu
yoktu -Allah aşkına, Meteoroloji teşkilatına bir sorun-
elle yazılır günde 3 defa, sonra, üç gün sonra merkeze gelirdi.
Şimdi, biz, dünyada ilk 7ye giren bir Meteoroloji teşkilatı
kurduk.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Bakanım, dünyada ilk 3tük. 3tük ya, ne zaman 7ye düşürdüler?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) 1.450 otomatik meteoroloji ölçüm istasyonu var. Daha
önce radar yoktu, 16 tane meteoroloji radarı
Denizde 78 meteoroloji ölçüm
istasyonu ve 72 tane, havaalanında, özellikle hava raporlama sistemi var.
Bunları özetle bir belirteyim.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sayın
Bakanım, bunlar, meteoroloji balonlarını UFO zannediyor!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, efendim, isterseniz Hasankeyften
bahsedeyim önce. Hasankeyf, Artuklunun, Artuklu Türklerinin bize emaneti.
Hasankeyfi ben de çok seviyorum. Bakın, Ilısu Barajı daha önce,
bizden önce ele alınmış fakat bununla ilgili arkeolojik
çalışmalar, tarihî eserlerin ihyası konusu hiç dikkate
alınmamış ama biz dedik ki
Önce, Ilısu Köyünden
başladık. Ilısu Köyü böyle bir köydü ama biz oraya şu
resimdeki şekilde villalar yaptık, köylüler çok memnun.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul)
İstemiyoruz, tarihi bozmayın, villa yapmayın!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bir dakika, bir dakika, heyecanlanma.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Bozmayın
ya!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bakın, şimdi, Hasankeyf
Efendim,
Hasankeyfin daha önce gidip ben resimlerini çektim, tebdilikıyafet
giderek DSİ Genel Müdürüyken bütün resimlerini çektim. Artuklu tarihi
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Maşallah!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Hanımefendi, bir dakika, lütfen, ben size bir
şey demedim.
BAŞKAN Müdahale etmeyin ama ya lütfen.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Müdahale etmeyin, dinleyecekseniz dinleyin.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan, millet sizi
dinliyor.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Artuklu Köprüsünün taşları sökülerek
gecekondu yapılmış. Bakın şuna, Hasankeyf buydu ama
biz Hasankeyfi bu resimdeki hâle getiriyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Türkiye'nin en güzel ilçesi olmazsa
bana gelin
AYHAN BİLGEN (Kars) Tarih, suyun altında
kaldı Sayın Bakan, tarih, suyun altında kaldı!
AHMET YILDIRIM (Muş) Üç yıl sonra da yok
olacak!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Öyle yok, su altında kalmıyor,
yanlış biliyorsunuz.
Bakın, ilköğretim okulu, iptidaiydi,
muhteşem
AYHAN BİLGEN (Kars) Bina mı dikilir
tarihî şehre ya?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Efendim, cami
Aynı camiyi yapıyoruz, buyurun
aynı cami.
AYHAN BİLGEN (Kars) Hangi bakan böylesi bir
şehre bina diker Sayın Bakan ya? Bu mu sizin tarih şuurunuz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Ayrıca, bakın, orada derme çatma
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın Bakan,
Sünger Bobu da siz yaptınız, Sünger Bobu! Bodrum Kalesi
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Siz aslen Batmanlısınız, Hasankeyfi
biliyorsunuz, sizin konuşma hakkınız yok.
AYHAN BİLGEN (Kars) Sizin bina dikme
hakkınız var, bizim konuşma hakkımız yok Sayın
Bakan!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Neden biliyor musun? Çünkü Hasankeyfteki derme çatma
çarşıyı, böyle tarihî bir kapalı çarşı hâline
getiriyoruz. Daha var mı yani? İşte bu. (AK PARTi
sıralarından alkışlar)
Yani, netice itibarıyla, Hasankeyfi biz
muhteşem bir ilçe yapacağız. Ayrıca şunu söyleyeyim:
Hepsi su altında da kalmıyor bakın, o tarihî yukarı
şehir var ya, o, tamamen çöküyormuş! İyi ki
Ilısu
Barajı sayesinde biz orayı tahkim ediyoruz. O yukarı, tamamen
kayıp gidiyordu. Ben iyi bir mühendisim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Peki, suyla mı
durdurulacak?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bir dakika müsaade et.
AHMET YILDIRIM (Muş) Yok böyle bir şey
Sayın Bakan!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Evet var bu, raporları göndereyim.
Ayrıca, taşınabilen bütün tarihî
eserler taşınacak.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul)
Taşıyamazsınız, mozaik eser,
taşıyamazsınız!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Hatta dünyada bir örnek, bütün arkeolojik kazılar
yapıldı, tarihî eserler ortaya çıktı, şimdi var ya,
Zeynel Bey Türbesini dünyadaki en modern teknolojiyle kaydırarak
kurtaracağız, restorasyon yapıldı, onu özellikle belirtmek
istiyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bravo Hocam.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Kot mesafesi
çok yüksek, taşıyamazsınız.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Gelelim şimdi, Trakyaya, Ergeneye.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ergeneye gelelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Ergeneyi çok özetle anlatayım, size özel bir
brifing vermek istiyorum, kabul ederseniz.
ERDİN BİRCAN (Edirne) Şehirler
kirletiyor değil mi?
MUSA ÇAM (İzmir) Heyeti oraya götürmeniz
lazım, heyeti.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Efendim, bir Kurban Bayramının dördüncü
günüydü, Cumhurbaşkanımız, Başbakanken beni aradı,
Veysel Hoca, neredesin?, Efendim, ben Afyonkarahisarda
bayramlaşmadayım., televizyonda görmüş, Bu Ergenenin hâli ne
olacak? dedi, dedim ki: Efendim, orada hiçbir CHPli belediyenin arıtma
tesisi yok. Ben, o zaman Çevre ve Orman Bakanıyım, Ben ancak ceza
keserim. dedim, Ya, onlar yapamaz, bunu sen yap. dedi. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ERDİN BİRCAN (Edirne) Kim ödüyor?
Arıtma tesisi yapamadınız.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Sayın
Bakan, arıtma tesislerini belediyelerin hepsi yaptı, belediyelerin
hepsi yaptı ve Avrupa Birliği projeleri çerçevesinde yaptılar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Sayın Başkan, CHP Grup Başkan Vekili
olarak siz de takdir ettiğim bir başkansınız, bunu size
vereceğim. Bakın, şu anda, biz demin
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın Bakan,
belediyeler arıtmaları yapıyor, arıtmaları tam
yapıyor, sizde eksiklik var.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bir dakika, müsaade et.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Onlar yapamaz Hocam,
sen yap Hocam!
ATİLA SERTEL (İzmir) İzmir de
arıtmada şampiyon, 54 arıtması var, 54.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bakın, Kırklareli, Pınarhisar, Vize,
Babaeski, Lüleburgaz arıtma tesisleri bitti mi? Evet.
ERDİN BİRCAN (Edirne) Tamamı çöktü,
tamamı; çalışmıyorlar.
ATİLA SERTEL (İzmir) Türkiyede 604
arıtma var, 54ü İzmirde.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
müdahale etmeyin.
Sayın Bakan, buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Öbür taraftan, Edirnede Uzunköprü ve Keşan
arıtma tesisleri bitti mi? Şimdi, Tekirdağda ise Hayrabolu,
Muratlı, Malkara bitti
ATİLA SERTEL (İzmir) 604 atık su
arıtma tesisinin 54ü İzmirde.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla)
Saray da hemen hemen şu anda yüzde 99 bitti,
Çerkezköy ile Çorlu kaldı.
ATİLA SERTEL (İzmir) Gedizi
soracağım size Gedizi Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) 13 tane ileri biyolojik arıtma tesisinin projesi
-ki ben bu işin mimarıyım, hatta örnek projeyi kendi
kitabıma koydum, merak edene gösteririm- en ileri proses, Bardenpho
prosesi diye, biyolojik azot ve fosfor gideren, yüzde 99 arıtma yapan
teknolojileri biz getirdik, 13 tane de
ERDİN BİRCAN (Edirne) Tuzlu kalıyor
mu, kalmıyor mu? Tuz kalıyor mu, kalmıyor mu Sayın
Bakanım? Nasıl temizliyor?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bakın, bir dakika
Karıştırıyorsun Sayın Vekilim, bir dakika,
karıştırıyorsun; sen çok sert bir kayaya çarptın. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Neden?
Şimdi, ben size Edirnede
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hocam, onlar uzman!
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Edirne vekilisin değil mi?
ERDİN BİRCAN (Edirne) Evet efendim..
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Allah aşkına, şuna bir bak da Edirnede
bir şey yoktu burada sadece isimleri var- kaç gölet, kaç baraj, kaç dere
ıslahı, ağaçlandırdık...
ATİLA SERTEL (İzmir) Ergenede yüzersin,
gel.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hocam, gezdir
onları, gezdir, tut elinden, göster.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Arkadaşlar, bunu sayın vekilimize
gönderebilirseniz hemen
Vaktimiz sınırlı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu nota bir bak Allah
aşkına. Buyur, Çakmak barajı bitmedi. dediniz, Çakmak
Barajı bitti, sulamasını ihale ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ver, bunu da ver, görsün.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Onları da ver.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bu, baraj, baraj; gölet değil. İşte biz
böyleyiz. Biz yaparız, yaptık, yapıyoruz, yapacağız,
onun için millet bizi seviyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hocam, onlar
İSKİyi batırdı, İSKİyi; sen kurtardın.
ATİLA SERTEL (İzmir) Ergenede
yüzersiniz inşallah Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) İnşallah, Edirneye geleceğim bak,
göreceksin. Gel, sokakta beraber Edirnede gezelim.
Bunu da verelim.
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın
Bakanım, Ergenede inşallah yüzersiniz. İnşallah, bir girin
oraya.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) İnşallah.
Şimdi, burada bir de şunu ifade edeyim:
Değerli arkadaşlar, birkaç tane husus var ama bu hafriyat meselesi çok
önemli olduğu için söylemek istiyorum. 2010 yılına kadar bu,
ihale ediliyordu ama on üç yılda sadece 35 milyon 200 bin TLlik ihale
yapılmış ve sadece 48 kuruş
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Başkanım, son, toparlayayım, bir
teşekkür edeyim.
BAŞKAN Sayın Bakanım, lütfen...
Süre uzatmıyoruz. Sözlerinizi toparlayın diye ben açıyorum.
Sözlerinizi toparlayın, bir selamlama yapın.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Ama, daha sonra bütün grupların iştirakiyle
bunlar büyükşehir belediyelerine verilmeye başlandı,
İstanbul, İzmir, Mersin, Muğla, hatırladığım
pek çok büyükşehir belediyesine
Belediyelerden de altı yılda
186 milyon TL alınmış, üstelik ağaçlandırması
caba. Yani, netice itibarıyla, ihalelerden bir kâr edilmedi.
Bir de Türker Eroğlunun da bu işle hiçbir
alakası yoktur, hiçbir firmaya da ihale etmemiş. O, şu anda su
ürünleri biriminde, onu da özellikle vurgulamak istiyorum.
Diğerlerine yazılı olarak cevap
vereceğim.
Hepinize çok teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) İSKİde
destan yazdın, efsanesin Hocam. İSKİyi batırdılar,
sen kurtardın Hocam.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bakan.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, Sayın Bakan konuşması
sırasında özellikle Hasankeyfle ilgili, grubumuza dönerek Sizin,
Hasankeyf hakkında konuşma hakkınız yok. demek suretiyle
açık bir sataşmada bulundu.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Baluken,
şunda anlaşalım: Bir defa ne grubunuza ne
şahsınıza bir sataşma yok. Hasankeyfle ilgili kamuya
yansıyan açıklamalar üzerine, ben, size bir dakikalık yerinizden
söz vereyim, siz bir açıklama yapın, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, hayır, hayır.
BAŞKAN Ya da grup adına kim
konuşacaksa ben ona vereyim.
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Başkanım, cevap hakkım var
değil mi?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Şöyle bir durum var Sayın Başkan: Sayın Bakan, Hasankeyfle
ilgili heyelan tehlikesinden başlayarak yaptıkları teknolojik
çalışmalara kadar bazı bilgiler verdi ve biz de o
verdiğimiz
BAŞKAN Evet, doğrudur.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ya onun
doğru olup olmadığını siz takdir edemezsiniz.
BAŞKAN Hayır, yani o bilgileri verdi
diyorum ben de. Siz söylediniz, ben de sizi tasdik ediyorum, tamam.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Şimdi, o bilgiler üzerine bizim yaptığımız itirazlara
BAŞKAN Evet.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
Sizin
Hasankeyf hakkında konuşma hakkınız yok. dedi.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Şimdi, biz milletvekili olarak her konuda konuşabildiğimiz gibi
BAŞKAN Evet.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
özellikle duyarlı olduğumuz Hasankeyfle ilgili de doğru
bilgileri bu sataşmadan dolayı kürsüden paylaşmak istiyoruz.
BAŞKAN Tamam, yani ısrar
ediyorsanız eyvallah ama şunu söyleyeyim: Asıl, Sayın
Bakana sataşma sizin gruptan geldi. O sataşmaya cevap verdi
Sayın Bakan.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ama Bir
grubun konuşma hakkı yoktur. demek sataşmadır.
BAŞKAN Oturduğu yerden
sataşıldı. Ben iki dakika veriyorum ama yeni bir sataşmaya
meydan vermeyin.
Kim konuşacak?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ahmet
Yıldırım.
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
buyurun lütfen.
İki dakika süre veriyorum.
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
7.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlunun 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Tasarısının altıncı tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Bakanım, aslında siz sert kayaya
çarptınız. Bakın, ben doktoramı, Hasankeyf üzerine
yaptım.
Şimdi, Allah aşkına, hepinize
soruyorum: Siz, İstanbuldaki tarihî yarımadaya gökdelen dikmekle
övünebilir misiniz? Hayır. Siz, Konya Alâeddine plaza yapmakla övünebilir
misiniz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) İşte kitap gönderdim, ona bir
bakın.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Oraya bakın, oraya.
Bakan, kitap gönderdi, oraya bakın.
AHMET YILDIRIM (Devamla) On iki bin
yıllık Hasankeyf, insanlık mirası, dünya kültür hazinesi
Binalar dikmekle övünülebilinir mi?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Vekil, oradaki bilgilere bir bak, bir
bak da ondan sonra
AHMET YILDIRIM (Devamla) İkinci bir husus:
Bakın, değerli arkadaşlar, Hasankeyfteki ana kaya ve bütün
tarihî yapılar, yüzlerce metre derinliğe kadar uzanan ve kalsiyum
karbonattan oluşan, kireç taşı olan kalker
taşıdır ve bu kalkerin en önemli özelliği -kireç
taşı- suyla reaksiyonunda hemen erimeye başlar. Sizin, elli
yıllığına yapacağınız Ilısu
Barajını hiç elli yıl beklemenize gerek yok. Emin olun
Sayın Bakan, üç yıl su tutulsun, üç yıl baraj
kapaklarını açın, ortada sadece erimiş kireç
yığınları kalır. Bunlar, insanlık tarihinin bize
emaneti olan kültür hazinesidir. Siz bana binalar gösterdiniz Sayın Bakan.
Ben baksam ne olur, bakmasam ne olur?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bakın, bakın.
AHMET YILDIRIM (Devamla) - Allah aşkına
siz, Efes Antik Tiyatronun yerine bir AVM dikebilir misiniz? Bununla övünen
bir bakan olabilir mi Sayın Bakan?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bunlar
yaparlar, yaparlar
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) AVM dikmiyoruz.
AHMET YILDIRIM (Devamla) - Onun için, Hasankeyfin
bütün hepimizden tarihin emaneti olarak bir beklentisi var: Hasankeyf
çığlık atıyor. Gölge etmeyin başka ihsan istemem. Bana
dokunmayın başka hiçbir şey istemem. Hasankeyf, on iki bin
yıllık bir çığlıktır. Onun için, oraya yapılacak
binalarla ne olursunuz övünmeyelim.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, 3 Kasım 2002 tarihinde
yapılan seçimlerden sonra oluşan Parlamentomuzda -ki ben de o günden
beri buradayım- Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen ilk Meclis
araştırması önergesi Ergene havzasının
kirliliğiyle ilgiliydi. O günden bu yana Mecliste bu konuda kurulmuş
bir komisyon da var. Partimize mensup ve diğer muhalefet partilerine
mensup milletvekillerince Ergeneyle ilgili Meclis kayıtlarında
-benim zannımca- 100ü aşkın araştırma önergesi var.
Yalnız, Sayın
Bakan, on dört yıllık iktidarlarınız sonunda, nehirde
boğulan bir çocuğu dalgıçlar bile nehrin kirliliğinden
mütevellit nehre elini sokamaz bir hâldeyken bu nehir kirliliğini de her şeyde
olduğu gibi, Bu nehri de CHP kirletmiştir. diyerek partimizi zan
altında bırakmıştır. Cevap vermek icap eder.
BAŞKAN Buyurun.
İki dakika süre
veriyorum. Yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim.
8.- Kırklareli Milletvekili Türabi
Kayanın, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun
118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde
Hükûmet adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Ergene Nehrine akan suların, kirli suların tamamının
şehirlerden geldiğini söylüyor Sayın Bakan. Bu bahsettiği
şehirlerin yaklaşık yüzde 70inde arıtma tesisi kurulmuştur
AB kaynakları vasıtasıyla ve bunların hepsini de
belediyeler kurmuştur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN BÜRGE
(İstanbul) Atma, atma!
TÜRABİ KAYAN (Devamla) -
Sayın Bakan, bu belediyeler, Cumhuriyet Halk Partisinde olduğundan
dolayı Ergeneyi Cumhuriyet Halk Partisi kirletmiş. diyor.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Yalan söyleme be!
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Hangi belediye?
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Bugün o arıtma
tesisleri vardır ama Ergenede hâlâ zehir akmaktadır. Burada 1.500
tane sanayi vardır ve bu sanayinin yaklaşık yüzde 90ı da
tekstil ve boya sanayisidir. Bu boya sanayisi, sadece Ergeneyi kirletmiyor,
sadece Trakyayı kirletmiyor, Marmarayı da, Egeyi de kirletiyor.
Sayın Bakana özellikle söylüyorum: Bu proje
hafife alınacak bir proje değildir, Türkiye'nin en ciddi bir
şekilde ele alması gereken bir projedir. Bu projeyi
sağlıklı bir şekilde ele almak yerine, belediyelere,
Cumhuriyet Halk Partisine bir şekilde laf atarak ele almak, çok hafif bir
şekilde bu olayın üzerine gitmemek demektir, gitmeye niyeti yok
demektir. Nedenini söyleyeyim size, nedenini söyleyeyim
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Lafla olmaz
TÜRABİ KAYAN (Devamla) - Çünkü AKP, Trakyadan
oy alamıyor. Bunun için de Ergeneyi ve Trakyayı kirletmek istiyor.
Siz ne kadar da kirletseniz bizden oy alamayacaksınız,
alamayacaksınız, alamayacaksınız Sayın Bakan.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Trakyayı da
alacağız.
BAŞKAN Evet, takdir kamuoyunun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen yeni bir
sataşmaya meydan vermeden buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Size de iki dakika süre veriyorum.
9.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun, Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; merak etmeyin, hiç kimseye sataşmayacağım,
gerçekleri söylüyorum.
Şöyle: Bir eylem planı var. Normalde 3
milyar 200 milyon TLsi Bakanlığımıza ait. Neler var? Bütün
13 tane, Kırklareli de dâhil olmak üzere, o Ergenedeki bütün 10 bin
nüfustan büyük yerleşimlerin atık su ileri biyolojik arıtma
tesisleri DSİ tarafından yapılıyor. Bunun sadece 2 tanesi
kaldı, o da bu sene bitiyor.
Öbür taraftan Islah Organize Sanayi Bölgeleri
Kanunuyla oraya bir düzenleme getirildi, kanun çıkarıldı.
Arkadaşın dediği, tabii, sanayi de kirletiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Yalnız onun için şu anda Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı 800 milyon TL kredi tahsis etti ve orada çok
muhteşem, üniversitede bu işin duayenleriyle bir proje
hazırlandı. Onlar da şu anda inşa hâlinde ve neticede
Ergeneyi kurtarmanın devlete maliyeti 4 milyar TL, bunu özellikle
vurgulamak istiyorum. Avrupa Birliğiyle alakası yoktur, tamamen öz
kaynak.
Lüleburgazla ilgili daha önce Avrupa
Birliğinden bir miktar kredi alındı ama onun öz kaynak
kısmını da ben Çevre Orman Bakanıyken biz Bakanlıktan
karşıladık. Dolayısıyla, orada dere ıslahları
hemen hemen bitti. Ağaçlandırma, erozyon kontrolü, zirai
ilaçların kontrolü, tarım ilaçlarının kontrolü
çalışmaları yapıldı. Hatta, sanayi için Ergene
havzasında ölçüm sayaçları takılma mecburiyeti getirildi. Yer
altı suyu da kontrol ediliyor. Bütün baraj ve göletleri yapıyoruz.
TRAGEPte bütün bunlar var, vaktinizi almak istemiyorum.
Size sadece şunu söyleyeyim: Yapılacak,
eksik bir şey varsa söyleyin, onu da yaparız.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Bakan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yahu, Ergeneyi
temizlediniz mi?
ERDİN BİRCAN (Edirne) Sayın
Bakanım, ne zaman yüzeceksiniz?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul)
60ıncı maddeye göre söz alabilir miyim Sayın Başkan?
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU (Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri,
böylece Hükûmetin söz talepleri karşılanmıştır.
Şahıslar adına son söz, aleyhte olmak
kaydıyla İstanbul Milletvekili Erdal Ataşa aittir.
Buyurun Sayın Ataş. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ERDAL ATAŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bütçesini
değerlendirdiğimiz her üç alan da yani gümrük ve ticaret, orman ve su
işleri
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, hatip
kürsüde, lütfen insicamını bozmayalım, sessizlik.
ERDAL ATAŞ (Devamla) -
enerji ve tabii
kaynaklar alanı da hem halklarımız açısından hem
ekonomi açısından hem de yaşamımız açısından
oldukça önemli yer kaplamasına rağmen, mevcut iktidarın bugüne
kadar -yani geçmiş süreç de dâhil olmak üzere- sürdürmüş olduğu
anlayıştan kaynaklı, halkın ve bütün emekçilerin büyük
çabalarla yaratmış olduğu değerlerin, bütçe dâhil olmak
üzere, doğal yaşamlarımız dâhil olmak üzere, bunların
bir bütününü tahrip edecek biçimde maalesef hâlâ planlanarak yürütülmektedir.
Bugün de aynı politikayla üç alan, önemli
oranda birbirine bağlı olan ve yaşamımızı
etkileyen bu alanlar aynı bütçe ve aynı ekonomik
yaklaşımla, aynı siyasetle tahrip edilmekte ve yanlış
politikalar sürdürülmektedir. Nedir bu yanlış politikalar? Kitlelerin
çıkarlarını, sağlık ve diğer meseleleri hiçbir
şekilde gözetmeden, doğal yaşam alanlarımız
gözetilmeden, sadece küçük bir sermaye kesiminin çıkarları
uğruna her üç alan ekonomik tahribat üzerine şekillendirilmekte ve
halkların bütçesi, paraları da bu alanda çarçur edilmektedir.
Gümrük ve ticaret alanında uygulanan
yanlış politikalarla son yirmi yıl içerisinde küçük üreticinin
tamamı iflas ettirildi. 23 bin büyük işletme, yani büyük tekel bizim
coğrafyamıza gümrük ve ticaret anlaşması sonrasında
geldiler ve onun sonrasında, coğrafyamıza giren
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, çok uğultu var, yani biraz saygılı
olsunlar hatibe.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
uğultuyu keselim.
Buyurun.
ERDAL ATAŞ (Devamla)
gümrük üzerinden bu
ülkeye taşınan mallar üzerinden küçük üreticilerin tümü iflasa
sürüklendi. 2000de atılan yazar kasalar da dâhil olmak üzere, bu
coğrafyada yaşanan bu krizlerin tümü, uygulanan bu gümrük siyaseti ve
uygulanan genel ekonomik politikaların sonucu ortaya çıktı.
Yine, dış politikada, özellikle diğer
ülkelerle ittifak kurmak, onlarla ticaret yapmak yerine, savaş, işgal
ve benzeri politikalar uygulanıyor. Rusyanın uçağı
düşürülüyor, gümrük sınırları kapanıyor; Ermenistanla
başka bir problem, Suriyeyle başka bir problem, Irakla başka
bir problem ve maalesef, bu ülkelerdeki halklarla dostluk, kardeşlik ve
belki demokrasi mücadelesi yürütülebilir, bunu sürdürmek yerine, tam tersine,
burada bir gerginlik ve savaş politikası sürdürülerek yine ekonomik
alanda da buradaki emekçilerin ve diğer bütün kesimlerin darbelenmesi
sağlanmış oluyor.
450 milyar dolar iç ve dış borç var. Bu,
bizim ticaret alanında geldiğimiz başarının bir
ürünüdür; giderek de artıyor, bunun görülmesi gerekiyor.
Orman ve su işleri de aynı durumda, bu
alanda da aynı şekilde
Diyor ya 1,5 milyon hektar orman alanı
arttırılmıştır. Tam tersine, enerjinin, özellikle
elektrik ve daha değişik enerji kaynaklarının
kullanılmasından kaynaklı, ormanın önemli oranda azaldığı
yani bu ihtiyaçlar çerçevesinde azaldığı bir konuda çevrecilerin
mücadelesi olmasa bu alanda hemen hemen hiçbir şey
çoğalmamış oluyor. Tam tersine, Dünya Doğal Kaynaklar
Enstitüsü bu alanda Türkiyede 165 bin dönüm arazinin önemli oranda
ormansız alana çevrildiğini de gösteriyor.
Aynı durum enerji ve tabii kaynaklar
açısından da böyledir. Bu alanda da HESler ve diğer meseleyle
önemli oranda tahribatlar devam ediyor.
Özellikle Cerattepe meselesi büyük bir problem
olarak bugün bizim açımızdan önemli bir yansıma olarak önümüzde
duruyor. Altın, bakır oyunları yapılıyor, ÇED
raporları kelime oyunlarıyla düzeltiliyor ve bunun üzerinden bir
politika uygulanıyor. Vali, Bakan, Orman Müdürü ve benzerlerinin hepsi,
hiçbir sağlık alanını gözetmeksizin, insanların göç ve
tarım alanlarını gözetmeksizin, bu alanı tahrip etme, küçük
bir sermaye grubunun çıkarı için bu alanı tahrip etme siyaseti
gütmektedir.
Son şey olarak da şunu söylemek istiyorum:
Özellikle Geziye yönelik, yani bu alanda, Cerattepenin, bu alanın
özellikle Geziyle bütünleştirilmemesi üzerine bir politika sürdürülüyor.
Bu yanlış bir politikadır. Tam tersine, bizim
coğrafyamızda, Bergama, Gezi, Cerattepe, Dersimde Munzur ve
diğer alanlarda, Hasankeyf ve benzerlerinde sürdürülen mücadeleler
olmamış olsaydı bugün bu sermaye kesimleri ve bu Hükûmet daha
büyük tahribatları beraberinde getirecekti. Bütün halkımız
şunu bilmelidir ki eğer Gezide o küçücük park için, oradaki
ağaçlar için direniş olmasaydı bugün Cerattepe de hiçbir
koşulda direnemezdi. Bütün mücadelelerin tümünü birleştirmek bizim
sorumluluğumuzdur. Bu çerçevede, sürdürülen bu ekonomik politikada, bu
bütçeyle de ve bu anlayışla da sürdürülecek anlayışla bu
coğrafyada tahribattan başka bir şey yaratılamaz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Ataş.
Sayın Altay, bir söz talebiniz olmuştu
galiba.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Pek kısa bir
söz. Grubumuz adına, böyle, bir dakika.
BAŞKAN Grup adına bir dakika, pek
kısa söz.
Buyurun Sayın Yedekci.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
15.- İstanbul Milletvekili Gülay Yedekcinin,
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının altıncı tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Şimdi,
öncelikle Sayın Bakanın sunumuyla ilgili konuşmak istiyorum.
Sayın Bakan, tabii, suyla çok ilgileniyor. Dere
ıslahlarıyla ilgili önce söylemek isterim. İSKİ bir
yönetmelik çıkardı, 100 metrelik dere taşma
sınırını 10 metreye indirdi ama derelerin bundan haberi
yok; bunu söylemek isterim. Ayrıca, bütün dere ıslahlarını
beton dökerek yapıyorsunuz ve o dere ıslahı
yaptığınız yerlerin üzerine de bina yapıyorsunuz.
İstanbulda dere ıslahı yapılan yerlerin üzerinde okul bile
var, üzerinde cami var. O kadar ranta açık yerler hâline getiriyorsunuz.
Hasankeyfle ilgili şunu söylemek isterim:
Eğer Kültür Bakanlığı başvuruda bulunmuş
olsaydı UNESCO listesine girecekti. 10 kriterinden 9unu yerine
getirebilen on iki bin yıllık bir yerleşim. Kaç tane villaya
bedel olabilir Hasankeyf? O villa dediğiniz nedir? Her yerde vardır
ve yapılır ve siz bir Bakan olarak o villaları sanki bir
maharetmiş gibi gösteriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Biz tarihimize,
kültürümüze, millî değerlerimize sahip çıkmanızı bekliyoruz
sizin.
Saygılar sunarım. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Yedekci.
Sayın Akçay, sizin de pek kısa bir söz
talebiniz var.
Buyurun.
16.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa
Salihli Kurşunlu termal bölgesinin yakınına HES
yapılmasının doğru olup olmadığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Orman Bakanının Manisada Gediz
Nehrinde balık tutma sözü vardı, bu söz verileli zannediyorum
beş altı yılı buldu. Bu Gediz Nehrinde ne zaman balık
tutacağız Sayın Bakan?
Salihli ile Kurşunlu termal bölgesinin hemen
yanında, Bozburun, Kömürcü ve Kurşunlu Derelerinin üzerine Kocayatak
Hidroelektrik Santrali yapılması yönünde bir karar
alınmıştır. Bu 3 dere Salihlinin hem içme suyu hem sulama
suyu ihtiyacının önemli bir kısmını
karşılıyor. Ayrıca, Kurşunlu
kaplıcalarının üstündeki şişe suyu işletmesi de
aynı suyu kullanıyor. Kocayatak HES Projesi hayata
geçirildiğinde Kurşunlu, Bozburun, Kömürcü Derelerinin
akışı ve yatağı değişecek, binlerce
ağaç kesilecek, derelerin ve çevresindeki havzanın ekosistemi
bozulacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bu Manisa Salihli
Kurşunlu termal bölgesi 2008 yılında Bakanlar Kurulu
kararıyla turizm merkezi ilan edilmişken şimdi Kurşunlu
termal bölgesinin hemen yanına HES yapılmasını doğru
buluyor musunuz?
2 Sayın Bakana da Orman Bakanına da
Enerji Bakanına da- soruyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Akçay.
II.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/34), 2014
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) GÜMRÜK VE TİCARET
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) REKABET KURUMU (Devam)
1) Rekabet Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI (Devam)
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) ENERJİ PİYASASI
DÜZENLEME KURUMU (Devam)
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) ULUSAL BOR ARAŞTIRMA
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
E) TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ
KURUMU
(Devam)
1) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) MADEN TETKİK VE ARAMA
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
I) METEOROLOJİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
İ) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
altıncı turdaki konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi yirmi dakika süreyle soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz. Bu sürenin on dakikasını
sorulara, geri kalan on dakikasını da cevaplara
ayıracağız. Dolayısıyla, sisteme giren sayın milletvekillerine
sırasıyla ilk on dakika içerisinde soru için söz vereceğim.
Sayın Özdiş, buyurun.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Sorum
Enerji Bakanına.
Adanada özellikle yaz aylarında veya
aşırı yağışlı kış günlerinde
sık sık elektrik kesilmektedir. 2015 yazında bunun soru
önergesini de vermiştim, Aşırı yoğunluktan
dolayı. diye cevap gelmişti. Ancak ben bu cevabı kabul
etmiyorum. Bir haftayı geçen kesintilerin olduğu mahalleler var.
Yaşlılar, hastalar, makineye bağlı olarak
yaşamını sürdürenler neler çekiyor, fikriniz var mı? 2016
yılında bu konuda ne tür tedbirler alacaksınız?
Bir diğer sorum: Elektrik faturalarında
dağıtım bedeli altında birleştirilen çeşitli
kalemler vatandaşı mağdur etmektedir. Yanımda bulunan bir
faturayı göstermek istiyorum. Tüketim bedeli 42 TL olan faturada,
dağıtım bedeli 23 TL alınmakta, vergilerle beraber fatura
toplamı 81 TL olmaktadır. Bu apaçık bir soygundur. Bu konuda bir
düzenleme yapacak mısınız?
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Bakan, Akkaya Barajı Niğdede, Niğde-Bor arasında,
kirliliğiyle on yıldır gündemde olan bir yer. Burası
üniversitenin yanında, kokudan geçilmiyor. Buraya müdahale edildiği
hâlde sorun çözülemiyor. Burası da bildiğiniz gibi, AKPli Niğde
Belediyesinin arıtma tesisi çalışmadığı için bu
hâle gelmiş yerlerden birisi. Bu konuda halkımız oldukça
rahatsız.
Ayrıca, Niğdeden Ecemiş suyu
çıkıp Akdenize akıyor. Bu suyun, Niğdenin ve Borun
ovalarına gelmesi yönünde yirmi yıl önce hazırlanan bir proje
vardı. Bu projenin yaşama geçirilmesi düşünülüyor mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Bir de sayın milletvekilleri, hangi sayın
bakana sorduğunuzu söylerseniz herhâlde daha kolay
cevaplandırılır.
Sayın Parsak
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) İlk iki sorum
Enerji Bakanına. Daha önce de sormuştum, şimdi tekrar soruyorum:
Başta, Afyon İscehisar olmak üzere, maden ruhsatlarının
Başbakanlık denetimine bırakılması uygulaması ve
yaşanan mağduriyetler ne zaman giderilecektir?
İkinci sorum: AKP milletvekilleri
tarafından Dinar ilçemizde yapılacağı açıklanan termik
santralin, enerji ve kömür potansiyeli, çevreye olası etkileri
konularında bir çalışma var mıdır? Santralin
yapımına ne zaman başlanacaktır?
Bundan sonraki sorularım da Orman ve Su
İşleri Bakanına. Bugün TÜİK, Afyonun en çok göç veren
41inci il olduğunu açıkladı. Bu göçün engellenmesiyle ilgili
hangi tedbirler alınacaktır?
Sayın Bakan tarafından defalarca
açılışı yapılan Hocalar Yeşilhisar
Barajının yapımına ne zaman başlanacaktır? Gelen
taleplere göre de MHPnin birinci parti olmasından hareketle Oyu kime
verdiyseniz barajınızı da o yapsın. denildiği
doğru mudur?
Diğer soru: Orman işletme müdürlüklerinde,
fidan dikimi ve benzeri işler için taşeron işçi
kullanımı yerine, yılın altı ayı görev yapan
yangın işçilerinin kullanılmasına yönelik bir
çalışma var mıdır?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yılmaz...
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) Orman Bakanına
soruyorum: Yangınlarda başarıyla çalışan bu 8.500
geçici işçiyi kadroya almayı düşünüyor musunuz? Bu orman
mühendisleri alımında KPSSyle sözlü yaptınız, bunu mahkeme
iptal etti. Bunlarla ilgili bir düşünceniz var mı? Orman mühendisi
alacak mısınız?
Bir üçüncü sorum da, Ankara Yenimahalle ilçemizin
Varlık Mahallesinde DSİnin mülkiyetindeki yeri ihale
ettiğiniz, buraya yaklaşık 294 adet konutun
yapılacağı iddia ediliyor ve bunların her birinin 280 bin
liraya -başta Özel Kalemde çalışanlar olmak üzere- daire
başkanı ve üstüne satılacağı söyleniyor. Bunlar
bittiğinde de 1 milyon lira değerinde olacağı söyleniyor.
Böyle bir ihale yaptınız mı? Buradaki amacınız nedir?
DSİnin sahasını konut yapmaktaki amaç, oradan
çalışanlara mı katkı sağlamak yoksa birtakım
bürokratları ev sahibi yapmak mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Koçdemir...
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Eroğlu, Bursa Orhaneli Fadıl
Darıtarladere, Kovalıdere, Dağdere ve Büyükorhan Aktaş ve
Durhasan gölet ve sulamaları ile Cuma Barajı sol sahil sulaması
işleri ne zaman hizmete girecektir?
Sayın Albayrak, Bursada elektrik
dağıtımı yapan UEDAŞ, ilçe işletme
şefliklerini Keleste kapatmış, Büyükorhan ve Harmancıkta
ise kapatma sürecindedir. Kış aylarında elektrik
arızaları bilhassa küçük yerleşim yerlerinde çok geç
giderilirken, bu uygulamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yine, UEDAŞın asgari ücret
artışından yararlanmamaları için
çalışanlarına zorla ikale sözleşmesi
imzalattığından haberiniz var mı?
BAŞKAN Sayın Tüm...
MEHMET TÜM (Balıkesir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dünya bor madeninin yüzde 72si Türkiyededir,
tarımdan uzay sanayisine kadar birçok alanda kullanılmaktadır.
ABD uzay sanayisinde kullanırken, Türkiye ağırlıklı
olarak ne yazık ki sabun ve cam elyafı sanayisinde
kullanmaktadır.
Sorum Enerji Bakanına. Türkiye bor
pazarının bu yılki müşterileri kimlerdir? Yabancı
firmalar var ise hangi ülkelere aittir? Bor Enstitüsü Eti Madene ne gibi
katkılar sunmaktadır, açıklar mısınız? Bor
madenlerinin özelleştirilmesi gündeminizde var mıdır? Bor
işletmelerinde çalışan taşeron işçilerine kadro
vermeyi düşünüyor musunuz? Kaç tane termik santrale ÇED izni verdiniz?
BAŞKAN Sayın Sertel
ATİLA SERTEL (İzmir) Sayın Orman
Bakanına soruyorum. Sayın Bakan, ben Eskişehirde doğdum,
gençliğim Eskişehirde geçti. Porsukta çok balık tuttum, çok
yüzdük, sonra Porsuk hızla kirlendi ve yaşam öldü. Allahı var
ve iyi ki var, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz Büyükerşen Eskişehiri turizm kenti yaptı, arıtmalar
sayesinde Porsuku kurtardı. (CHP sıralarından
alkışlar) Şimdi Porsukta plaj var, hemşehrilerim denize
girer gibi giriyor ve yüzüyorlar.
Yaşadığım kent İzmirde de
Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu atık su arıtma
tesislerinin 54üncüsünü geçen hafta açtı. Bütün Türkiyede 604 atık
su arıtma tesisi var, bunun 54ü İzmirde. Başkanımız
tüm sorumlulukları yerine getirdi. Bütün bunları Gediz Nehri için
söylediğimi anladınız Sayın Bakan. 2012 yılına
kadar Gediz Nehrinin tamamen temizleneceğini söylemiştiniz, Emiralem
regülatöründe bizleri balığa davet etmiştiniz. Ben de sizi
sözünüzü tutmaya davet ediyorum ve size söz veriyorum, ben oltayı
satın alacağım, size armağan edeceğim, beraber
balık tutacağız.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Teşekkür ederim, sağ olun, çok memnun
oldum.
BAŞKAN Sayın Kayışoğlu
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum.
Bugün Hükûmetin göreve başlamasının
tam yüzüncü günü. Yüz gün için verilen vaatler ile yapılanlara
baktım, zayıf veriyorum, karne zayıf.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Karneyi
millet verir, siz değil.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Enerji
Bakanına iki soru yöneltiyorum. Bu yüz günde yapılacaklardan bir
tanesi, ruhsatsız yapılara elektrik ve su
bağlanmasıydı. Bursada, özellikle Yıldırım ilçesi
Şirinevler Mahallesinde çok yoğun yaşanan bir sorun. 40 bin
ailenin bu devirde elektriği ve suyu yok. Oralarda dolaşırken
gökyüzüne baktığınızda, elektrik telleriyle ve su
borularıyla örümcek ağı gibi kaplanmış olduğunu
görürsünüz. Bu sözünüzü ne zaman yerine getireceksiniz?
İkincisi: Dünyada son yirmi yılda
yapılmış yeni nükleer santral var mıdır?
Üçüncüsü: Orman Bakanına soruyorum. Yazın
Mudanyada çok büyük bir yangın çıktı, tam 170 hektar alan
yandı, 110 bin ağaç yandı; altı ay oldu. Seçim öncesi böyle
göstermelik birkaç şey dikildi. Mudanya Belediyesi Verin, biz dikelim.
dedi, ona da Hayır. dediniz. Bu ağaçlar ne zaman dikilecek?
Gece görüşlü helikopter
olmadığı için bu kadar büyük bir yangın olmuştur, onu
da belirteyim.
BAŞKAN Sayın
Turpcu
ŞERAFETTİN TURPCU
(Zonguldak) Sorum Sayın Enerji Bakanımıza. Grizu
faciasında ölen işçilerimize rahmet dilediler ama Zonguldakta
yaşayanlarla ilgili ve iş bekleyenlerle, işsizlerimizle ilgili
bir çözüm bulamadık.
Sayın Bakanım,
dünyada kömür üretimi yıldan yıla artıyor ve ona bağlı
olarak termik santraller işliyor. Fakat, Türkiyede 1980lerde yüzde 80
olan kömürün Türkiye sanayisine yeterliliği maalesef şu anda yüzde
6ya düşmüş durumda. Zonguldakta da -kömür memleketi fakat- 3,9
milyar kilovatsaat, ithal kömüre dayalı santraller mevcut. Dolayısıyla,
Rusya kriziyle birlikte, yüzde 70lerde olduğunu bildiğimiz enerjide
dışa bağımlılık
Taş kömürü bir tek
Zonguldakta var. Bununla ilgili sizlerden de hiçbir şey duyamadık.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ŞERAFETTİN TURPCU
(Zonguldak) Dolayısıyla, ne olacak diyoruz Zonguldakın hâli,
taş kömürünün hâli?
BAŞKAN Sayın Çam
MUSA ÇAM (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kızılderililer
diyor ki: Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son
balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey
olduğunu anlayacaktır. Biz de bunu er veyahut da geç
anlayacağız ve anlamamız gerekiyor. Dolayısıyla,
Enerji Bakanı ve Orman Bakanı yan yana, ikisi birbirine tezat. Birisi
taş ocaklarının, mıcır ocaklarının, granit
ocaklarının, RESlerin, HESlerin ruhsatını veriyor;
diğer Bakan da ormanların kesimine izin veriyor. İki bakan yan
yana.
Sayın Bakan,
İzmirde yarımadada
RESlere prensip olarak karşı
değilim, Enerji Bakanı, karşı değiliz ama bu
projelerin doğru yerlerde, doğru mekânlarda yapılması
gerekiyor, ormanların kesilmemesi gerekiyor.
Sayın Orman
Bakanımız, Seyfettin Yılmaz arkadaşımız,
konuşmasında -MHPli milletvekili arkadaşımız- bu
kürsüde çok ciddi iddialar söyledi. Bu iddiaların hiçbirine cevap
vermediniz. Veysel Eroğlundan biz bu soruların
yanıtını duymak isteriz ve bu konuda akçeli ve kirli
ilişkilerin ne olduğu burada duymak isteriz. Yüce Parlamentoda
bunlara mutlaka cevap vermenizi istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSA ÇAM (İzmir) Diğer Sayın Bakandan
da yazılı olarak istiyorum.
Bir şey soracağım Enerji
Bakanımıza
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Çam.
MUSA ÇAM (İzmir) Plan ve Bütçe Komisyonunda
Enerji Bakanımıza şu soruyu sordum -değerli
milletvekilleri, lütfen dinleyin, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak sordum-
sorum şu: IŞİD petrolüyle ilgili çok ciddi spekülasyonlar var
ülkemizde. IŞİD petrolünü alan, satan, Türkiyedeki, ülkemizdeki
firmalarla ilgili herhangi bir bilgi, belge var mıdır? Hangi
şirketler bu işin ticaretini yapmaktadır? Sorum bu.
Sayın Bakan, teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Şimdi, soruları cevaplandırmak üzere
MUSA ÇAM (İzmir) Bir dakika Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sorunuzu sordunuz. Bakın ama bir
dakika da öyle gitti.
MUSA ÇAM (İzmir) Hayır, verdiği cevabı
söyleyeceğim.
BAŞKAN - Süre geçiyor.
MUSA ÇAM (İzmir) Verdiği cevabı
söyleyeceğim.
BAŞKAN Baştan söyleseydiniz. Sordunuz, o
da cevabını verecek.
MUSA ÇAM (İzmir) Verdiği cevabı
soracağım size. Diyor ki Sayın Bakan
BAŞKAN Sayın Çam, lütfen ama.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Bakanın
soruya verdiği cevabı
BAŞKAN Şimdi soruları
cevaplandırmak üzere Hükûmet adına ilgili bakanlara söz
vereceğim, ilk olarak hangi Sayın Bakan söz istiyorsa çünkü süremiz
az kaldı -dokuz dakika- soru çok.
Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın
Veysel Eroğluna ilk sözü veriyorum.
Sayın Eroğlu, buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Şimdi, efendim, Niğde Akkaya
Barajı hakikaten kirleniyor. Hatta onun temizlenmesiyle ilgili,
biliyorsunuz, iki yıl önce bir program yapmıştık. Tabii,
bununla ilgili Niğdeye atık su ileri biyolojik arıtma tesisi
yapılması lazım. Projeleri hazırladık, Kalkınma
Bakanlığına teklif edeceğiz. Bunu özellikle müjde olarak
vermek istiyorum. Bize yetki verilirse kısa zamanda yaparız.
Ecemiş suyu
Haklısınız yani
gerçekten zor bir proje, büyük proje ama master planını
hazırladık. Ben de o bölgeye Ecemiş suyunu getirmeyi arzu
ediyorum.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Aksaraydan
mı?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Şimdi, tabii, Sayın Yılmazın
sorusuyla alakalı: Tabii, orman mühendisleri alacağız muhakkak.
DSİnin Etlikte bir tesisi var. Bunlar tamamen
bizim gerek Orman Genel Müdürlüğündeki gerek DSİdeki ve Orman ve Su
İşleri Bakanlığındaki elemanlar için yapılıyor,
onu da özetle vurgulamak istiyorum.
Ayrıca, az önce,
biliyorsunuz, ben hafriyata cevap verdim ama Orman Bilgi Sistemi (ORBİS)
Projesi için İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile Orman Genel
Müdürlüğü arasında protokol imzalanmış. Tabii, denildi ki:
Üniversite bir firmaya bunun bazı hizmet alımını ihale
etmiş. Bir defa, firmanın ismi Konumsal Bilgi Sistemleri Limitet
Şirketi. Ben de yeni öğreniyorum. Bu bir inşaat firması
değil, Ankara merkezli bir firma, Afyonla alakası yok. Ayrıca,
firmanın bilişim firması olduğunu, referansları
arasında, il özel idareleri, KÖYDES Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS)
Yazılım Projesi, Kadıköy-Ataşehir Arası CBS
Yazılım Projesi, Kartal-Adalar CBS Yazılım Projesi, birçok
belediyenin altyapı, bilgi işlem projesini yapmış, bunu özetle
vurgulamak istiyorum.
Bunun dışında, Afyonkarahisarla
alakalı, efendim, orada açılışı yapılan bir
tesise tekrar açılış yapmayız, varsa ispat edin. Kaldı
ki Afyonkarahisarda biz kesinlikle bütün göletleri yapıyoruz; onu zaten
Afyonkarahisarlılar biliyor, zaten takdiri de yapıyor Afyonkarahisar.
Nitekim, yüzde 63,5la 1950den bu yana en yüksek oyu veren gerçekten önemli
bir şehrimiz; ben de seviyorum, onlar da seviyor.
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) Ben Yeşilhisar
Barajını sordum, somut sordum.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Bursadaki göletlerin hepsini yapıyoruz.
Bakın, daha önce Bursada göletlerin sayısı bir elin
parmakları kadar değildi ama şu anda 15 tane işletmede, 4
tane iş hâlinde, ayrıca plan ve projede olan göletler var. Bütün
göletleri yapacağız. Hatta Bursanın, biliyorsunuz, içme suyunu
elde etmek için Nilüfer Barajını yaptık, Çınarcık
Barajını bitirdik, bütün dereleri ıslah ediyoruz.
Eskişehirde Porsuk
Efendim,
Eskişehirdeki Porsuk -benim de doktora tezim Porsuk- zamanında
kirliydi ama orada
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim, süre
BAŞKAN Sayın Bakan, bu arada
hızlı gidersek
Diğer 2 sayın bakan da
cevaplandıracak, bir dakikaya bitirin siz efendim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Tamam, peki.
Yani, dolayısıyla, orada tabii ki devletin
yaptığı lokomotif fabrikaları, Sümerbankın
kaldırılması, onlardan gelen kirlilik vardı, onlar
kalktı, dereler düzenlendi ve membasındaki kirlilikler giderildi.
İzmirde atık su arıtma tesisi
diyorsunuz ama Körfezin kirliliği ortada, onu da bir dikkate
almanızı özellikle rica ediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) Gediz Sayın
Bakan, Gedizi cevaplayın. 2012de
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Son olarak da -diğerlerine kalmayayım-
Mudanya yangını. 170 hektar yandı. Sahanın tamamı
dikildi, 107.500 adet fidan dikildi.
Karne zayıf. diyene, karneye herhangi bir not
vermek sizin vazifeniz değil, bu notu millet verir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Millet de veriyor bize yüzde
49,5la; her 2 kişiden 1i AK PARTİli.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 1 Kasım mı
Hocam, 1 Kasım sonuçları mı Hocam?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - 2019da da bütün Türkiyenin tamamı
inşallah AK PARTİye oy verecek.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hocam, 1 Kasım
sonuçları mı?
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
Şimdi, Enerji ve Tabii Kaynaklar
ATİLA SERTEL (İzmir) Hocam, Gediz,
Gediz
Hocam, Gediz girsin rüyanıza. Rüyanıza Gediz girsin
inşallah. İnşallah rüyanızda Gedizi görün.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Bir de
Hasankeyf, tabii, girsin inşallah; kâbusunuz olsun.
ATİLA SERTEL (İzmir) İnşallah
rüyanıza girer.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Sayın Başkan, lütfen süreyi
hızlı bir kullanayım da. Sonra süre bitti olacak.
Şimdi, Sayın Özdiş iki tane soru
sormuş, Elektrikler kesiliyor, elektrik faturaları
Ben, tabii,
orada anlatırken arkada olduğu için herhâlde kendisi
kaçırdı ama ben tekrardan, hızlıca kendisine çok basit bir
şekliyle hemen anlatayım. Birincisi şu: Türkiyedeki elektrik
şebeke sistem altyapısı otuz kırk yıllık.
Türkiyenin 15-20 bin megavat kapasitesine göre yapılmış olan bu
şebekeleri, bugün itibarıyla artık bu kapasiteye ihtiyaç
noktasında karşılık vermiyor. Bugün 73 bin megavat kurulu
gücü olan Türkiyenin, bölgesinde veya Anadolunun farklı bölgelerindeki,
yerlerdeki -yoğun talebe bağlı- trafo, şebeke iletim
hatlarında kaçaklar, çatlamalar, patlamalar, trafo noktasında bu
sıkıntıları beraberinde getiriyor. Biz bununla ilgili 2016
yılı başı itibarıyla 21 dağıtım
bölgesine dayalı -önümüzdeki beş yıllık- 18 katrilyonluk
yatırım planı açıkladık. Beş yıl boyunca
bunu devam ettirip, takip edip bu elektrik talebinin
karşılanması
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Bakan, özelleştirmeden önce
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Dinlerseniz oturup -ben sizi dinledim- ben
devam edeceğim.
BAŞKAN Lütfen, sorunuzu sordunuz, cevabı
bekleyin. Lütfen müdahale etmeyin.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Süre yetmiyor, bakın, süreyi
bitiriyorsunuz. Hem cevap alamayacaksınız hem de süreyi
bitiriyorsunuz.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Sayın Bakan, bu,
halkın cebinden para çalınmasını gerektirmiyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Gelelim, elektrik faturaları
düzenlemesi... Yine buna cevap verdim. Bakın, Türkiyede bugün
itibarıyla, 1 Ocak 2016 itibarıyla elektrik faturasındaki son
kaleme bakın, kullanılan elektrik kilovatsaatine bölün, 1 kilovat
elektrik ne kadar, bunu hesaplayın, bir de 2015 yılını.
Kalemlerin toplanmış olduğu
Yani geçtiğimiz yıl
çıkan yasayla birlikte
Sekiz tane kalem saydım: Perakende
satış hizmet bedeli, sayaç okuma, kayıp kaçak, iletim bedeli,
dağıtım bedeli, bunlar bir kalemde, dağıtım
bedeli kaleminde toplanarak bir kalemde gösteriliyor artık. Bunu
topladığınızda ortaya çıkan faturaya göre, kilovatsaat
olarak, on üç sene önceye göre Türkiye hâlâ Avrupanın 3üncü veya 4üncü
en ucuz elektrik tüketen -hane halkına göre- ülkelerinden biri.
Geçelim diğer soruya. Bursa UEDAŞla
ilgili, yazılı bir şekilde de detaylı verebilirim. Bununla
ilgili olarak yapılan düzenlemeyle ilgili çalışmaları da
gönderebilirim.
ORHAN SARIBAL (Bursa) Herkes sizin gibi Bakan
değil, asgari ücretle ödüyorlar onları.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Borla ilgili bir soru soruldu. Dünyadaki bor
tüketiminin yüzde 85i cam, seramik, tarım, temizlik sektöründe
kullanılıyor. 110 ülkeye, 400den fazla kuruma, müşteriye biz bor
ihraç ediyoruz. Türkiyede bor madenlerinin özelleştirilmesiyle ilgili bir
gündemimiz de yok, herkes müsterih olsun, yerli olarak üretmeye devam
edeceğiz.
Bor Enstitüsü ve Eti Maden
Bir ürünün sizde
olması değil, o ürünün geliştirilmesidir önemli olan. Bor
Enstitüsü de bunu yapıyor. Yani, yüzde 60-70 fındık sizde var,
e, fiyatını
Piyasa ve pazarı belirlemek, AR-GEyi, teknolojik
yatırımı geliştirmektir önemli olan. Türkiye buna yatırım
yapıyor, buna yapmaya da devam edecek. Belirleme noktasında, katma
değeri yüksek, kâr marjı yüksek ürünlere döndürme, basit bir camdan,
savunma sanayisi, endüstriyel anlamda otomotiv endüstrisinde katma değerli
ürünleri yapmaya devam edecek.
Onun dışında, nükleer santraller
hemen soruldu. Bugün 100den fazla inşaat hâlinde nükleer santral var.
İngiltere dâhil, Avrupanın birçok ülkesi dâhil, kendi ülkelerinde,
topraklarında nükleer santral inşa ediyorlar. Bugün deniyor ki
Fukuşima
Evet, Fukuşimada kaza oldu. Sonra? Japonya bütün
santralleri kapadı.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Evet.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Biraz yakın takip edelim.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Takip ediyoruz.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Aralık ayı itibarıyla
durdurduğu santrallerin hepsini tekrar faaliyete geçirip elektrik
üretimine devam ediyor.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Bir hafta sonra
tekrar kapattı Sayın Bakan, sızıntı olduğu için
tekrar kapattı.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Bugün, Norveç, İsveç, Finlandiya,
Baltık ülkeleri dahi
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul)
Yanlış, Almanya 2022de tamamını kapatıyor.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Bakın, İsveç elektrik
ihtiyacının yüzde 40tan fazlasını nükleerden, Finlandiya
yüzde 35ten fazlasını nükleerden, Fransa yüzde 70ten
fazlasını nükleerden karşılamaktadır.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Bence siz
yakın takip etmiyorsunuz Sayın Bakan!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Onun için, kuru hamasetle, sadece ve sadece
şu
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Vazgeçiyorlar
artık, o bölgeyi de yeşillendiriyorlar.
BAŞKAN Arkadaşlar, müdahale etmeyin ama,
lütfen
Sorunuzu sordunuz, cevabınızı alacaksınız.
Buyurun lütfen yerinize.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Arkadaşlar, bundan sonraki süreçte,
Türkiyeye o olmasın, bu olmasın. Bu, şuna
Rüzgâr
yapmayalım, kuş yollarına; güneş yapmayalım, bilmem nereye,
hidroelektrik yapmayalım buraya
O zaman bütün bu
ışıkları söndürelim, Genel Kurulu bir tane ampulle
ışıklandıralım, gaz lambasıyla
ışıklandıralım.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Rüzgâr
santraline kim itiraz ediyor?
ORHAN SARIBAL (Bursa) Sarayın
yaktığı ampulleri kapatın yeter!
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Şimdi, arkadaşlar, hem muasır
medeniyet seviyesine çıkmamızı her dem dile getirecek birileri
hem de Muasır medeniyetin yaptığı santralleri, nükleer
santralleri, enerji santrallerini biz yapalım. dediğimiz zaman
karşı çıkacaksınız. Bu, tabii, statükocu, yasakçı
zihniyettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Nükleer santral
istemiyoruz; çevreyi, doğayı yok eden santraller istemiyoruz; önce
insanca yaşamak istiyoruz Sayın Bakan.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI
BERAT ALBAYRAK (İstanbul) Şimdi, gelelim en son, en can
alıcı noktaya. Musa Beye bunun cevabını verdim, Başkan
söylemedi, yine aynı cevabı vereceğim. Türkiye Cumhuriyeti
devletinin dünyada ilk terör örgütü ilan ettiği DAEŞ örgütüyle
ticaret ilişkisi içerisinde bulunduğu iddiası bu ülkeye ihanet
içerisinde olan paralel başta olmak şerefsiz örgütlerin propagandasıdır.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bu
propagandayı bu çatı altında dillendirip Türkiye Cumhuriyeti
devletini terör örgütüyle ilişkilendirmek, en ufak tabiri itibarıyla,
maalesef ve maalesef acziyettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın milletvekilleri
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Çam,
bakın, böyle bir usul yok.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, soru-cevap kısmında sorunuzu sorarsınız,
cevabını alırsınız.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, bir dakika, bir açıklama
Zaten soruyu sorarken soruyu
tam soramadım.
BAŞKAN Evet
MUSA ÇAM (İzmir)
Şimdi, Sayın Bakanın söylemiş olduğu şeye
vermiş olduğu cevabın bir paragrafı var.
BAŞKAN Sayın Çam
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ya, cevabı verdi kardeşim.
MUSA ÇAM (İzmir) Ben
IŞİDle ticaret yaptınız, yapmadınız.
demiyorum.
BAŞKAN - Sayın Çam,
onu daha sonra çıkarsınız, açıklarsınız neyse.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
IŞİD terör örgütüdür, petrol alan yoktur.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Bunu söyleyenler de paralelcidir, bu ülkeye ihanet edenlerdir.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Dolayısıyla, görüşmelerin sonuna geldik.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, böyle bir şey yapamazsınız, söz
hakkımızı kem edemezsiniz.
BAŞKAN Şimdi
sırasıyla altıncı turda yer alan bütçelerin bölümlerine
geçilmesi hususunu
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, sataşma var, söz hakkı vermeniz gerekiyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ne sataşması ya!
BAŞKAN -
ve bölümlerini
ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, söz hakkımızı alamazsınız,
yapamazsınız bunu!
BAŞKAN -
bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum
MUSA ÇAM (İzmir)
Yaptığınız doğru bir şey değil, görevi
kötüye kullanıyorsunuz!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne alakası var?
BAŞKAN - Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
MUSA ÇAM (İzmir) Görevi kötüye
kullanıyorsun!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Yahu, ne söyledi?
MUSA ÇAM (İzmir) Cevap vereceğim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne söyledi ama?
MUSA ÇAM (İzmir) Vereceğim işte,
okuyacağım burada, okuyacağım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne dedi?
IŞİD terör örgütüdür. dedi.
MUSA ÇAM (İzmir) Okuyacağım,
bunları okuyacağım, verdiği cevabı
okuyacağım, niye okumuyorum?
BAŞKAN - Bölümleri
okutuyorum:
31) GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI
1) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 856.069.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 89.270.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 107.427.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 1.052.766.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 791.215.929,00
Bütçe Gideri 744.860.042,98
İptal Edilen Ödenek 46.355.886,02
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Rekabet Kurumu 2016 yılı
merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
42.07) REKABET KURUMU
1) Rekabet Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 39.903.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 29.597.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 69.500.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 1.526.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer Gelirler 67.974.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 69.500.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Rekabet
Kurumu 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Rekabet
Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Rekabet Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 73.200.000,00
Bütçe Gideri 56.705.009,60
İptal Edilen Ödenek 16.494.990,40
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 58.800.000,00
Tahsilat 49.111.834,95
Ret ve İadeler 415.352,90
Net Tahsilat 48.696.482,05
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Rekabet Kurumu 2014 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
20) ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
1) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2016 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 452.611.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 38.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 3.059.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 397.838.500
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
06 İskân
ve Toplum Refahı Hizmetleri 1.135.284.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 1.988.830.500
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 1.764.276.000,00
Bütçe Gideri 1.544.807.006,25
İptal Edilen Ödenek 219.468.993,75
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
42.05) ENERJİ
PİYASASI DÜZENLEME KURUMU
1) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 14.501.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma Hizmetleri 65.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 2.500.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 200.224.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 217.290.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 199.001.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 20.289.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
09 Ret ve
İadeler -2.000.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 217.290.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümleri kabul edilmiştir.
Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 294.721.784,26
Bütçe Gideri 252.136.656,25
İptal Edilen Ödenek 42.585.128,01
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 152.022.000,00
Tahsilat 264.983.622,64
Ret ve İadeler 12.846.966,39
Net Tahsilat 252.136.656,25
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Ulusal
Bor Araştırma Enstitüsü 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.26) ULUSAL BOR
ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
1) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 13.962.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 13.962.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 9.762.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 4.200.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 13.962.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ulusal
Bor Araştırma Enstitüsü 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Ulusal
Bor Araştırma Enstitüsü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 11.969.109,00
Bütçe Gideri 7.901.977,76
İptal Edilen Ödenek 4.067.131,24
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 11.739.000,00
Net Tahsilat 4.817.045,18
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Ulusal
Bor Araştırma Enstitüsü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.27) TÜRKİYE ATOM
ENERJİSİ KURUMU
1) Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 12.168.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 2.311.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 152.277.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 166.756.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 13.758.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 152.756.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 242.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 166.756.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 134.892.113,93
Bütçe Gideri 106.952.548,39
İptal Edilen Ödenek 27.939.565,54
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 4.296.241,69
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 127.915.000,00
Tahsilat 106.764.507,25
Ret ve İadeler 314.315,39
Net Tahsilat 106.450.191,86
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 2016 merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.40) MADEN TETKİK
VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Maden Tetkik ve Arama
Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 83.520.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 55.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 2.000.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 356.042.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 İskân
ve Toplum Refahı Hizmetleri 1.240.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 442.857.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
|
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 83.700.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 262.857.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 96.300.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 442.857.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Maden Tetkik ve Arama
Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 504.478.960,51
Bütçe Gideri 459.086.375,25
İptal Edilen Ödenek 45.392.585,26
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 1.290.567,13
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 385.016.000,00
Tahsilat 652.378.893,85
Ret ve İadeler 94.340.572,06
Net Tahsilat 558.038.321,79
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
33) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 12.450.896.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 524.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 2.247.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 354.795.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
05 Çevre
Koruma Hizmetleri 177.774.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 12.986.236.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman ve
Su İşleri Bakanlığı 2016 yılı merkezî
yönetim bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir
Orman ve
Su İşleri Bakanlığı 2014 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Orman ve Su
İşleri Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 11.623.977.342,00
Bütçe Gideri 10.561.392.928,79
Ödenek Üstü Gider 1.046.312,77
İptal Edilen Ödenek 1.063.630.725,98
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman ve
Su işleri Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
40.17) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 16.239.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 359.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 2.846.423.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 2.863.021.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 716.160.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 1.762.021.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 383.830.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 Sermaye
Gelirleri 10.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 2.862.021.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Orman Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A) CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 2.330.174.030,14
Bütçe Gideri 2.213.985.578,95
İptal Edilen Ödenek 111.428.935,93
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 4.759.515,26
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 2.038.017.000,00
Tahsilat 2.023.197.508,11
Ret ve İadeler 4.580.514,87
Net Tahsilat 2.018.616.993,24
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.57) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 64.487.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 706.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 40.192.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 9.769.163.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Çevre
Koruma Hizmetleri 45.406.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 İskân
ve Toplum Refahı Hizmetleri 987.396.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
07 Sağlık
Hizmetleri 885.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 10.908.235.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 125.000.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 10.645.135.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 138.100.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 10.908.235.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 11.241.876.757,60
Bütçe Gideri 10.877.469.855,34
İptal Edilen Ödenek 362.827.841,74
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 322.199.198,90
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 9.343.949.000,00
Tahsilat 10.957.834.867,94
Ret ve İadeler 2.144.388,01
Net Tahsilat 10.955.690.479,93
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
33.75) METEOROLOJİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 273.855.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 4.815.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
07 Sağlık
Hizmetleri 227.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 278.897.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2014 yılı kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 221.338.607,25
Bütçe Gideri 192.149.346,49
İptal Edilen Ödenek 29.189.260,76
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 24.533.259,69
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabı
kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsü 2016 yılı
merkezî bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
40.58) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 41.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 5.088.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 5.129.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
|
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 100.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 5.029.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 5.129.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsü 2014 yılı kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Türkiye Su Enstitüsü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Toplam Ödenek 4.723.533,00
Bütçe Gideri 3.783.027,72
İptal Edilen Ödenek 940.505,28
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 4.591.000,00
Net Tahsilat 3.270.296,96
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsü 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabı kabul
edilmiştir.
Böylece altıncı turda yer alan
kuruluşların bütçeleri ve kesin hesapları kabul edilmiştir.
Hayırlı olmalarını temenni ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, altıncı tur
görüşmeler tamamlanmıştır.
Programa göre kuruluşların bütçe ve kesin
hesaplarını sırasıyla görüşmek için 4 Mart 2016 Cuma
günü saat 11.00de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Hayırlı akşamlar, hayırlı
cumalar diliyorum şimdiden.
Teşekkür ediyorum.
Kapanma Saati: 21.50