TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
54üncü
Birleşim
6
Mart 2016 Pazar
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa
Birliği Konseyi Hollanda Dönem Başkanlığında 13-14
Mart 2016 tarihlerinde Hollandanın Lahey şehrinde Dijital
Çağda İnsan Kaçakçılığı konulu Komisyon
Başkanları Toplantısına katılım
sağlanmasına ilişkin tezkeresi (3/532)
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı
118)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU
1) Kamu İhale Kurumu 2016 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğanın 118 sıra sayılı 2016 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.-
Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğanın, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
5.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, İstanbul Milletvekili Ahmet
Hamdi Çamlının 118 sıra sayılı 2016 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
6.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
7.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, İstanbul Milletvekili
Aziz Babuşcunun 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
8.-
İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcunun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklaması ile Diyarbakır
Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
9.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, İstanbul Milletvekili
Aziz Babuşcunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
10.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, İstanbul
Milletvekili Aziz Babuşcunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
11.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Rize Milletvekili Hikmet
Ayarın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
12.-
Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmazın, Rize Milletvekili Hikmet Ayarın
118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
13.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
14.-
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgilin, Ekonomi Bakanı
Mustafa Elitaşın 118 sıra sayılı 2016 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
15.-
Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhanın, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
16.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
17.-
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
18.-
İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin, Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıçın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
19.-
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının, Gençlik ve Spor Bakanı
Akif Çağatay Kılıçın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
20.-
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıçın,
İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
21.-
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Maliye Bakanı Naci
Ağbalın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
22.-
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Maliye Bakanı Naci
Ağbalın 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
23.-
Maliye Bakanı Naci Ağbalın, Samsun Milletvekili Erhan Usta ile
İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun sataşma nedeniyle
yaptıkları konuşmaları sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
24.-
Bursa Milletvekili Lale Karabıyıkın, Maliye Bakanı Naci
Ağbalın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
25.-
Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, Maliye Bakanı Naci
Ağbalın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında MHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
26.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Diyarbakır Milletvekili
İdris Balukenin 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısının 5inci maddesi üzerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında şahsına
ve Cumhurbaşkanına sataşması nedeniyle konuşması
27.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
28.-
Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun, Tekirdağ
Milletvekili Metin Akgünün 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısının 5inci maddesi üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, devletin egemenlik alanı içinde kabul
edilemeyecek şeyler yaşandığına ve iktidarın, bu
konuda sorumluluğu yokmuş gibi davrandığına
ilişkin açıklaması
2.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, çözüm sürecinin
bitirilmesiyle ilgili bazı tespitlerine, siyaset kurumunun bu konuda
rasyonel bir akılla hareket etmesi gerektiğine ve Cumhuriyet Halk
Partisinin çözüm sürecine verdiği desteğin önemli olduğuna
ilişkin açıklaması
3.-
Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Manisa Milletvekili Özgür Özel
ile Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
4.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceözün yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
5.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, tüm siyasi parti gruplarının dinin
siyasetin rekabet alanı içine sokulmaması gerektiği konusunda
anlaştıklarına ve Cumhuriyet Halk Partisinin de bu noktada
üzerine düşen hassasiyeti göstereceğine ilişkin açıklaması
6.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, İstanbulda Dünya
Kadınlar Günü etkinlikleri sırasında HDP Eş
Başkanı Van Milletvekili Figen Yüksekdağ Şenoğlu ile
beraberindekilere ve Şırnakın İdil ilçesindeki HDP parti
binasına yapılan saldırıları
kınadığına ilişkin açıklaması
7.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili Aziz
Babuşcunun 118 sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde
AK PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
8.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, İstanbul Milletvekili Aziz
Babuşcunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
9.-
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın, Ardahan Milletvekili Öztürk
Yılmaz ile İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun
sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmalarındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
10.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
11.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
12.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
13.-
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özel
ile İzmir Milletvekili Oktay Vuralın yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
14.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
15.-
Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, Boydak Holdinge yönelik
operasyonla ilgili sürece ilişkin açıklaması
16.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Akçakale-Tel Abyad ile
Karkamış-Cerablus sınır kapılarının
IŞİD kontrolüne geçmesinin ihracata etkileri ve Boydak Holdinge
yönelik operasyon konularında bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
17.-
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın, İstanbul Milletvekili
Bihlun Tamaylıgilin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
18.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin,
Cumhurbaşkanının üçüncü köprü açılış töreninde
sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
19.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıçın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.-
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıçın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
21.-
Maliye Bakanı Naci Ağbalın, Antalya Milletvekili Mehmet
Günalın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
22.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Maliye Bakanı Naci Ağbalı,
tutarsız ve Meclisin aklıyla alay eden tavrı nedeniyle
kınadıklarına ilişkin açıklaması
23.-
Maliye Bakanı Naci Ağbalın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
24.-
Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğanın, Gençlik ve Spor
Bakanı Akif Çağatay Kılıçın, kendisinin sorduğu
sorulara cevap vermediğine ilişkin açıklaması
25.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Maliye Bakanı Naci Ağbal ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Başkanı Süreyya Sadi Bilgiçin çalışma
saatleri ilerledikçe gergin olduklarına ve bütçe görüşmelerinin
Maliye Bakanının önemli ödevlerinden biri olduğuna ilişkin
açıklaması
26.-
Maliye Bakanı Naci Ağbalın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
27.-
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Süreyya Sadi Bilgiçin, Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
28.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Maliye Bakanının
şahsiyeti ile bütçe arasında çok önemli bir ilişki olduğuna
ve yargı kararları olmasına rağmen
yılbaşından bu yana 4/Clilere ek ödemelerin
yapılmamasının nedenini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
29.-
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin, Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaş ile Maliye Bakanı Naci Ağbalın görüşmeler
sırasında çok ciddi bir yöntem ve üslup yetersizliği içerisinde
olduklarına ilişkin açıklaması
30.-
Tekirdağ Milletvekili Metin Akgünün, Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
31.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, çalışma düzeni içinde
stenograflara nöbet sistemi uygulanamadığından yeni stenograf
istihdam edilmesi konusunun son derece önemli olduğuna ilişkin
açıklaması
VII.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, milletvekillerinin dinî inanç ve
değerlerinin siyasi rekabetin ve sorgulamanın aracı hâline
getirilmemesi gerektiğine ilişkin konuşması
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Adalet ve Kalkınma Partisi kadın
milletvekillerinin TBMM Başkan Vekili Pervin Buldan adına da
kendisine çiçek vermelerinden dolayı teşekkür ettiğine ve 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününü kutladığına ilişkin
konuşması
VIII.-
GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, 5/3/2016 tarihli
53üncü Birleşimdeki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
konuşması
6 Mart 2016 Pazar
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Özcan PURÇU (İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54üncü
Birleşimini açıyorum
Toplantı
yeter sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
İyi
çalışmalar ve iyi günler diliyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Avrupa Birliği Konseyi Hollanda
Dönem Başkanlığında 13-14 Mart 2016 tarihlerinde
Hollandanın Lahey şehrinde Dijital Çağda İnsan
Kaçakçılığı konulu Komisyon Başkanları
Toplantısına katılım sağlanmasına ilişkin
tezkeresi (3/532)
4/3/2016
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa Birliği Konseyi Hollanda Dönem
Başkanlığında 13-14 Mart 2016 tarihlerinde
Hollandanın Lahey şehrinde Dijital Çağda İnsan
Kaçakçılığı konulu Komisyon Başkanları
Toplantısı düzenlenecektir.
Söz konusu toplantıya katılım
sağlanması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunun 9uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
gündemimize göre 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı üzerindeki görüşmelere devam edeceğiz.
Program uyarınca bugün
dokuzuncu tur görüşmeleri yapacağız. Dokuzuncu turda, Ekonomi
Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Spor Genel
Müdürlüğü, Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, Maliye
Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı,
Kamu İhale Kurumu, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu bütçe ve kesin hesapları ile gelir bütçesi yer
almaktadır.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 118) (x)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi Yönetim
Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik Kurumlarına ve
Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (x)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Spor Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU
1) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI
1) Maliye
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ
BAŞKAN Komisyon?
Burada.
Hükûmet? Burada.
Sayın milletvekilleri,
bilindiği üzere, turda yer alan bütçelerle ilgili soru sormak isteyen
milletvekillerinin şu anda sisteme girmeleri gerekmektedir.
Şimdi, 2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının Gelir
ve finansman başlıklı 2nci maddesini okutuyorum:
Gelir ve finansman
MADDE 2- (1)
Gelirler: Bu Kanuna bağlı (B) işaretli cetvellerde
gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli;
a)
(I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçenin gelirleri 530.402.940.000
Türk lirası,
b)
(II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin gelirleri
8.733.356.000 Türk lirası öz gelir, 60.896.542.000 Türk lirası Hazine
yardımı olmak üzere toplam 69.629.898.000 Türk lirası,
c)
(III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici
kurumların gelirleri 3.768.054.000 Türk lirası öz gelir, 22.565.000
Türk lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 3.790.619.000 Türk
lirası,
olarak
tahmin edilmiştir.
(2)
Finansman: Bu Kanuna bağlı (F) işaretli cetvellerde
gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli (II)
sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin net finansmanı
14.000.000 Türk lirası olarak tahmin edilmiştir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, dokuzuncu turda grupları ve şahısları
adına söz alan sayın üyelerin isimlerini okuyorum:
Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına; Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan,
İstanbul Milletvekili Celal Doğan, Diyarbakır Milletvekili
Nursel Aydoğan ve İstanbul Milletvekili Garo Paylan
konuşacaklardır.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına; Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu,
Denizli Milletvekili Cahit Özkan, İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi
Çamlı, Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan, İstanbul Milletvekili
Abdullah Başcı, İstanbul Milletvekili Serap Yaşar,
İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcu, Trabzon Milletvekili Salih Cora,
Ordu Milletvekili Ergün Taşcı, İstanbul Milletvekili Halis
Dalkılıç, Rize Milletvekili Hikmet Ayar ve Kocaeli Milletvekili Sami
Çakır konuşacaklardır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına; İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprak, İstanbul Milletvekili Onursal
Adıgüzel, Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Eskişehir
Milletvekili Utku Çakırözer konuşacaklardır.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına; Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Kocaeli Milletvekili
Saffet Sancaklı, Samsun Milletvekili Erhan Usta, İstanbul
Milletvekili İsmail Faruk Aksu konuşacaklardır.
Şahısları
adına, lehinde olmak üzere Kemalettin Yılmaztekin, Şanlıurfa
Milletvekili; aleyhte olmak üzere İsmail Faruk Aksu, İstanbul
Milletvekili konuşacaklardır.
Şimdi, Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına ilk konuşmacı Diyarbakır
Milletvekili Nursel Aydoğandır.
Sayın Aydoğan,
buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
HDP GRUBU ADINA NURSEL
AYDOĞAN (Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Ekonomi
Bakanlığı üzerine söz almış bulunuyorum. Öncelikle
herkesi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
2015 yılı Türkiye açısından son derece önemli siyasal,
ekonomik ve toplumsal gelişmelerin yaşandığı bir
yıl olmuştur. AKP Hükûmetinin iç ve dış politikadaki
başarısızlığı Türkiye ekonomisini ciddi bir
biçimde 2015 yılında etkilemiştir. 2015 yılında Türkiye
ihracatı değer bazında yüzde 8,7 gerileyerek 143,9 milyar
dolarla kapanmıştır. İthalatta 14,4lük gerileme
gerçekleşmiştir. Dış ticaret açığı 2015
yılında ne yazık ki 2002 seviyesine tekrar geri gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, Ekonomi
Bakanlığı, 2016 vizyonunu, öncelikle ihracatı
artırmak, yerli ve yabancı yatırımcıları hem
nicelik olarak hem de nitelik olarak iyileştirmek olarak
açıklamıştır. Ancak, tabii ki sormak gerekiyor, ülkemizde ihracatın
negatife döndüğü bir dönemde bu ibre nasıl pozitife döndürülecek?
Tabii, yine gerek yerli gerekse yabancı sermaye hem nicelik olarak hem de
nitelik olarak nasıl artırılacaktır? Tabii ki,
ihracatın artırılması için pek çok neden var ama iki önemli
unsur var: Bunlardan bir tanesi nitelikli ürün, diğeri de doğru bir
dış politikanın izlenmesidir.
Şimdi, AKP Hükûmetinin dış
politikasındaki karar vericileri ne yazık ki Suriye
politikasıyla, ihracatta önemli bir düşüşün
yaşanmasına yol açmışlardır. İşte,
Türkiye'nin ihracatı en fazla yaptığı hem tekstil
alanında hem sebze meyve alanında hem müteahhitlik alanında
yüzde 40lara varan bir azalmanın söz konusu olduğunu söyleyebiliriz.
Yine, en yakın ülkelerde, komşu ülkelerimizde olan ihracattaki
düşüş de tamamıyla Türkiye'nin dış
politikasındaki yanlışlığından kaynaklanmaktadır.
Türkiye, Suriyeye yönelik bu dış politikasını
geliştirmediği müddetçe çemberin her geçen gün
daralacağını bilmelidir. Kendi ülkesinde Kürt sorununu çözemeyen
bu Hükûmet ne yazık ki Suriyedeki Kürt meselesi üzerine de müdahil
oluyor. Yani Suriyede Kürtler -sadece ve sadece- statü elde etmesin diye
koskoca bir ülkenin, Türkiye'nin dış politikasını ne hâle
getirdi? Başarıya giden her yol mübahtır. diyerek Makyavelist
bir anlayışla, sadece Rojavadaki Kürtler bir statü elde etmesinler
diye, El Nusra, El Kaide gibi çetelere bile yardım ve destek
sunulmuştur. Bunu inkâr edebilirsiniz ama ben gözüyle görmüş bir
kişi olarak bunu burada açık ve net söylüyorum. 2012
yılında, evet, Ceylanpınarda, akşamın
karanlığıyla birlikte, El Nusralar, El Kaideler o
Ceylanpınar sınırını komşu kapısı gibi
kullanıyorlardı ama şimdi tablo değişti;
uluslararası güçler baskı yaptı, şimdi IŞİD terör
örgütü oldu şimdi El Kaide, El Nusra terör örgütü oldu. Ne yazık ki
izlenen bu yanlış dış politika sonucunda, Katar ve Suudi Arabistan
gibi demokratik anlayıştan yoksun devletler hariç neredeyse tüm
komşu ülkeler ve çevre ülkelerle ilişkiler bozulmuş,
ilişkileri bozmuş bir Hükûmetle, bir iktidarla karşı
karşıyayız.
Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanı
ihracatın geliştirilmesiyle ilgili çok büyük bir çaba içerisinde,
gayret içerisinde, öyle ki bizim adını sanını
duymadığımız ülkelere bile yanına
aldığı iş adamlarıyla çıkarmalar yapıyor,
ama mevcut tablo böyleyken, Cumhurbaşkanının çabaları da
Türkiye'deki ihracatı, ihracat oranlarını değiştirmeye
ve bu konudaki Ekonomi Bakanlığının hedeflerini tutturmaya
yetmeyecektir.
Değerli milletvekilleri, gerek yerli gerekse
yabancı sermayenin bir ülkede yatırım yapmasının ilk
şartı, elbette ki barışçıl bir ortam, güven ve
istikrardır. Çatışmanın, savaşın sürdüğü,
kaosun olduğu -güven ve istikrarın olmadığı- bir
bölgeye, ne yerli ne de yabancı sermaye yatırım yapar.
Örneğin, altı aydan beri, milletvekili
seçildiğim Diyarbakırda resmen bir şehir savaşı
yaşanıyor. Kentin her tarafından duyulan, her gün onlarca,
yüzlerce bomba atılıyor. Şimdi, böylesi bir coğrafyaya,
yine bu tip şehir savaşlarının
yaşandığı Mardine, Hakkâriye hangi aklı
başında olan bir iş adamı gelip yatırım yapabilir
ki? Tabii ki çözülmeyen Kürt sorunu, yaşananlar sadece bölgeyle sınırlı
değil. İstanbulda artık bombalar patlıyor ve gerçekten bu
ülkede bu soruna bir çözüm bulunmazsa yaşananlar bölgeyle
sınırlı kalmayacak, kalmıyor zaten. Patlayan bombalar
nedeniyle artık bırakın sermayenin gelmesini, yerli ve
yabancı yatırımcıların İstanbulda
yatırımlarını giderek artırmasını, mevcut
olanların bile önümüzdeki dönemde kaçacağını hepimiz
bilmeliyiz. O nedenle, bu tip ortamlarda herkes ama herkes, hepimiz, özellikle
iktidar, çözüm ve barış ortamı olmazsa ekonomik gelişmenin
de olmayacağını bilmek zorundadır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye ekonomisinde
turizm ve hizmet sektörü önemli bir yer tutar. Tabii, gönül isterdi ki Türkiye
ekonomisi daha sağlam temellere otursun. Sanayinin geliştiği,
üretimin olduğu bir ülkede elbette ki sağlam bir ekonomi de
olacaktır ama son verilere göre sanayideki gerilemenin ne düzeyde
olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye ekonomisi bu nedenle belini turizm ve
hizmet sektörüne bağlamıştır ama turizm ve hizmet sektörünün
de biraz önce belirttiğim gibi, çözüm ve barış ortamında
gelişeceği, ancak böyle bir ortamda büyüyeceği hepinizin
malumudur. Bu gelişmeler yani Türkiye içerisindeki çözüm ve
barış sürecinin gelişmemesi, yaşanan bu kaos
ortamının, istikrarsızlığın devam etmesi
durumunda Türkiyede turizm ve hizmet sektöründe de çok önemli bir gerileme
olacağını şimdiden öngörmek mümkün. Tabii ki iş
bununla sınırlı değildir. Bu sektörde on binlerce insan
yaşıyor, on binlerce insanın da işsiz kalmasıyla
birlikte bunun ekonomiye olan etkisini hepimiz biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, tabii ki diğer
bir konu da
Yerli ve yabancı sermayenin bu ülkede yatırım
yapmasının da ilk şartının barış ve güven
ortamı olduğunu, istikrar ortamı olduğunu biraz önce
belirtmiştim.
Turizm sektörü, Türkiyede zor günler
yaşıyor. 2015 yılında, turizm gelirlerinde yüzde 9,9,
taşımacılık gelirlerinde de yüzde 9,4lük bir azalma
meydana gelmiştir.
İhracatı tabii ki önemli düzeyde etkileyen
önemli bir faktörün de Suriye politikası olduğunu söylemiştim.
Eğer bu politikada Hükûmet bir değişiklik yapmazsa, bu
yanlış politikada ısrar ederse 2016 yılı da 2015
yılını aratmayan bir yıl olacaktır.
Değerli arkadaşlar, AKP Hükûmeti, 1
Kasım seçimlerinde Bana oy vermezseniz, tek başına iktidar
olamazsam bu ülkede savaş çıkacak, kaos çıkacak, ekonomi
çökecek, istikrar bozulacak. Demişti; Türkiye halkından bu
şekilde oy istemişti. Özellikle seçim döneminde kullanılan bu
söylemler, elbette ki sermaye çevreleri için oldukça ürkütücüydü. Nitekim, bu
söylemler neticesinde başta sermaye çevreleri olmak üzere toplumun önemli
bir kesimi yaşadığı kaygılar nedeniyle
oylarını AKPde topladı. Ama, 1 Kasım seçimlerinde AKPye
oy verenler, şimdi şaşkınlık içerisindedir. Ülkenin
belli bir coğrafyasında çatışma hâli mevcuttur ve bu
durumun giderek ülke geneline yayılma durumu herkes tarafından
izlenmektedir. İstikrar bozulmaktadır, kaosa doğru da bir
gidişat vardır ve ekonomide de tehlike çanları çalmaktadır.
Eğer tedbir alınmazsa korkulan başa gelecektir.
Ekonomi Bakanlığının bütün
bunları görmeden, 2016 bütçesiyle ilgili yapacağı bütün
değerlendirmeler eksik, yetersiz ve gerçeklerden uzak
değerlendirmeler olacaktır.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti,
neoliberal politikalar benimseyen ve dünyada bunun en iyi uygulayıcısı
olan bir hükûmettir. Bu politika çerçevesinde, özelleştirilmedik kamu
kurumu neredeyse kalmamıştır. En kârlı sektörler
yandaş işveren kesime satılmıştır. Böylelikle,
kendilerine bağlı bir sermaye grubu da
oluşturmuşlardır. Biliyorsunuz, buna bazı kesimler
yeşil sermaye diyor. Ancak, yandaş sermaye de olsa, sermaye
grupları para kazanmak ve kâr etmek ister. Giderek bozulan istikrar bu
sermaye grubunda da önümüzdeki yıl -bu yıl- büyük bir
rahatsızlık yaratacaktır. Ve bu kesimden de, Hükûmet üzerinde,
bozulan ekonomi nedeniyle bir baskı oluşmaya başlayacaktır.
Şu anda Türkiyede yeşil sermaye dediğimiz bu kesimin önemli
oranda Güney Kürdistana ve Iraka ihracat yaptığını
biliyoruz. O nedenle, AKP iktidarı, Rojavada Kürtlerin hak ve
özgürlüklerini ve statü kazanmalarını engellemeye
çalışırken, hemen yanı başındaki Güney
Kürdistanda da, sırf bu ihracatı garantiye almak, sırf Anadolu
sermayesini elinde tutmak için inanılmaz bir çaba sarf etmektedir. Bu da,
elbette ki, hiç kimsenin gözünden kaçan bir unsur değildir. Yani,
arkadaşlar, neresinden bakarsak bakalım, Türkiyeyi bu yıl ve
önümüzdeki yıl zor günler beklemektedir.
Cizrede, Silopide, Surda yaşananlardan sonra
Sayın Başbakan Silopiye gitti, Silopi Edirneyle, Keşanla,
Muğlayla, Rizeyle, Artvinle, Türkiye'nin her köşesiyle
kardeştir. dedi. Tabii ki kardeştir ama bu söylem için ne yazık
ki çok geç kalınmıştır. İnsanlar rüyalarında bile
göremeyecekleri bir tabloyla karşılaştılar Cizrede,
Silopide. Yaşadıkları şehir, kent yerle bir olmuştu.
Evleri, o evlerdeki hatıraları, yaşantıları hepsi,
hepsi yerle bir olmuştu. Hemen onlar gözünün önündeyken Sayın
Başbakanın yaptığı bu söylemlerin ne kadar
inandırıcı olduğunu da ben sizlere bırakmak istiyorum.
Yine, Sayın Başbakan Biz bu topraklarda
sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Hep beraber bu tohumları
ekeceğiz. cümlelerini kurarken, evet, hemen yanında evi barkı
yerle bir edilmiş olan vatandaşın yüzündeki ifadeyi de ben
görmesini isterdim. Evet, artık, bölgede yaşayan halkın,
özellikle Kürt halkının böyle süslü, güzel cümlelerden
etkilenmediğini, yaşamın içinde gerçek olana
baktığını belirtmek istiyorum.
Yine Başbakan Önümüzdeki günlerde
birtakım provokasyonlarla karşı karşıya kalabiliriz.
dedi Silopide. Bir Başbakanın edeceği cümleler değildir
bunlar. İktidarın görevi, bu provokasyonları önlemek ve çözüm
gücü olmaktır. Zaten çözüm gücü olunmazsa ekonomik istikrarın da
olmayacağı aşikârdır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, gayrisafi
yurt içi hasıla açısından dünyanın 18inci büyük ekonomisine
sahip ancak ekonomik gelişmişlikte gayrisafi yurt içi hasıla tek
başına bir ölçüt değildir. Nüfusun yüksekliğiyle
bağlantılı olarak az gelişmiş ülkeler de gayrisafi
yurt içi hasılada üst sıralara çıkabilmektedir. 1980lerden bu
yana Türkiye, nüfus ve konjonktürel gelişmelere bağlı olarak ilk
20 sırada yer aldı. 1987-1988lerde 17nci sıradaydı,
2002de 17nci, 2016da da 18inci sırada ama herkesin bildiği bir
gerçeklik var tabii ki: bu, bir ekonomik başarı hikâyesi
değildir. AKP, bildiğiniz gibi, dünyanın 18inci büyük
ekonomisine sahip olmakla övünen bir iktidar fakat eğer bu durum bir
başarı hikâyesi olsaydı, toplumun yaşamı üzerine
etkisi olurdu diyorum ben.
OECDnin en son açıkladığı 2013
Gelir Eşitsizliği Endeksinde Türkiye Meksikadan sonra 2nci
sırada. Yine, Türkiyede kişi başına düşen hane
halkı harcanabilir gelir, OECD ortalamasından çok çok düşük.
Türkiyede 17 milyon insan devletin verdiği yardımlarla geçiniyor.
Barınma, eğitim, sendikalaşma oranı OECD ülkeleri
arasında son sıralarda. Kısacası, Türkiye, dünyanın
diğer ülkeleri arasında kalkınma açısından geri bir
düzeydedir denilebilir.
Değerli arkadaşlar, özet olarak AKP
Hükûmetinin iç ve dış kamuoyunda kullandığı güçlü
ekonomi, kalkınma, özgürlükler, ileri demokrasi, barış gibi
söylemleri uluslararası platformlarda test edildiğinde, üçüncü
sınıf bir ülke gibi yönetildiğimizi söylemek mümkündür. Tabii ki
böylesi olumsuz bir konumdaki Türkiyenin mevcut durumdan daha ileri bir
noktaya gidebilmesi için, dünyadaki demokratikleşme tecrübelerinden
faydalanmak gibi bir sorumluluğu ve görevi vardır.
Türkiyeyi şu anda içine girmekte
olduğumuz mevcut tablodan çıkaracak olan tek şey, demokrasinin
ve demokratikleşmenin geliştirilmesidir, hak ve özgürlüklerin
geliştirilmesidir, birlikte eşit, özgür bir yaşamın önünü
açacak yeni bir anayasanın derhâl yapılmasıdır. Eğer -büyük
bir içtenlikle ve samimiyetle söylüyorum- bu politikalarda ısrar edilecek
olursa AKP Hükûmeti kendisiyle birlikte bu ülkeyi de uçuruma sürükleyecektir.
Böyle olmamasını gönülden temenni ediyorum.
Sabahın bu saatinde hepinize iyi günler
diliyorum, sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın İnceöz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Az evvel hatip
konuşması içerisinde, özellikle bizi terör örgütleriyle iş
birliği yapmakla itham etmiştir -bombalar, savaş vesaire-
Silopi, Cizrede bugün olanlardan yine bizi sorumlu tutmuştur. Ben, 69a
göre sataşmadan söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz iki dakika.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Efendim, niye muhalefet partisine söz veriyorsunuz? Sorumlu
onlar değil, iktidar biziz herhâlde, bize söz verin, biz cevaplayalım
yani sorumlu olmadıklarına göre!
BAŞKAN
Size de söz veririm istediğiniz zaman.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğanın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İLKNUR
İNCEÖZ (Aksaray) Yani, bunu espri olarak kabul edemeyeceğim, onu
belirtmek istiyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; az evvel HDP
Grubu adına konuşan hatip, konuşması içerisinde biraz evvel
söylediğim sözleri söyledi. Şunun çok net anlaşılması
gerekiyor ki: Bugün o bölgelerde yaşananların hiçbir şekilde
sorumlusu
Şunun bilinmesi lazım: Buradaki olup bitenin tamamen sorumlusu
terör örgütüdür. Eğer orada terör örgütü oradaki
vatandaşlarımızı tehdit etmese, çukurlar kazılmasa,
evlerini işgal edip evlerin bütün mahremiyetleri kaldırılmasa,
bütün oradaki vatandaşlarımızın hayatları tehdit
edilmese, bugün o bölgede öz yönetim ilanları vesaire olmasa, bir
başkaldırış ve halkı da buradaki eş
başkanlar orada direnişe çağırmasa, bugün o bölgede 7
Haziran öncesi, ondan önceki dönemler neyse aynı şekilde devam ederdi.
Bakın, orada ciddi bir şekilde, silahla, halkın özel
hayatı, her şeyi, mahremiyeti gidecek şekilde tehdit
altında. Bu tehdidi yapan terör örgütü, PKK terör örgütü.
Dolayısıyla, buradaki mücadele terör örgütüyle bir mücadele. Oradaki
vatandaşlarımızın, bugün o bölgelerin bu şekle
gelmesinin bir tek sebebi vardır, kendinden olmayanlara karşı
başlatılan bir tehditle beraber o bölgeler bugün o hâle
gelmiştir ve biz meşru ve haklı müdafaamızı,
vatandaşımızı korumak, oradaki hayatı normale çevirmek
için -bunu- gerçekleştiriyoruz. Onun için burada hukuk
dışı, meşru olmayan bir savunmaymış gibi
gösterilmesini topyekûn reddettiğimizi özellikle belirtmek istiyoruz.
Terör örgütleri konusunda bizim tavrımız nettir, hiçbirini
birbirinden ayırt ederek herhangi birine
yakınlığımız söz konusu olamaz. Kendi ülkemizin bir
terör örgütüyle ilişkilendirilmesini, tekrar tekrar burada terör
sözcülüğü yapmayı
yakıştıramadığımı da özellikle belirtmek
istiyorum. Elbette ki oradaki tehditler kalkana kadar da bu mücadele devam
edecektir. Türkiye Cumhuriyeti 780 bin kilometrekaresinde de beraberdir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İnceöz.
İDRİS
BALUKEN (Diyarbakır) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Baluken
İDRİS
BALUKEN (Diyarbakır) Sayın grup başkan vekili,
konuşması esnasında eş başkanlarımızın
halkı direnişe çağırarak bölgedeki akan kandan sorumlu
olduğumuzu söyledi.
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Çağırmadı mı?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sataşmadan söz istiyoruz.
BAŞKAN Buyurun iki dakika.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Nursel
Hanım cevap verecek.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Aydoğan.
2.- Diyarbakır Milletvekili Nursel
Aydoğanın, Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
NURSEL AYDOĞAN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, Ankaradan bakılınca
ülkede her şey güllük gülistanlık görünüyor herhâlde?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Biz görmüyoruz.
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Olur mu, Ankarada da bombalar patladı, bir sürü adam öldü.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Evet, sanırım, Sayın Başbakan Silopiye geldiğinde
hiçbir şeyin karşıdan göründüğü gibi
olmadığını bildi, gördü. Aynı günlerde CHPden de bir
grup milletvekili arkadaşımız Cizreye gelmişlerdi.
Basın açıklaması yaparken yüzlerindeki ifadeyi gerçekten görmek
ve okumak gerekiyordu.
Hendekler açıldı.
diye siz bir halkın evini barkını bombalayamazsınız.
Siz oraya 10 tane, 20 tane hendek açıldı. diye sivil yerleşim
yerlerine havan toplarıyla, bomba atarlarla, en ağır silahlarla
saldıramazsınız. Dünyanın neresinde böyle bir operasyon var?
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Hiç kimse de sivil halkı... Teröristler de
sivil halkı kendilerine kalkan yapmayacaklar, sivil halkın
arkasına saklanmayacaklar.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Böyle bir operasyon yok. Şimdi, siz, halkı şöyle
kandıramazsınız: O hendekler açılalı bir sene oldu.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Bir sene de olmadı.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hendekleri açana söyleyin.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Siz altı aydır müdahale ediyorsunuz, o hendekler açıldı,
altı ay kaldı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Altı ay kaldığında halkın şikâyeti de yoktu.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) -
Yani bunu kabul ediyorsunuz, hendekleri açtıklarını kabul
ediyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, laf atmayalım lütfen.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Ne zamanki siz operasyona başladınız, kentleri yerle bir
ettiniz... Suru tarla hâline dönüştürdünüz ya!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Teröristleri temizledik, teröristleri! Teröristleri temizledik, vatan
hainlerini temizledik.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Böyle bir şey var mı dünyada! Şu anda Surda ev yok, tarla
var, tarla şu anda.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Teröristleri temizledik, vatan hainlerini temizledik.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Siz bir halka...
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Hendekleri kim açtı?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Teröristleri temizledik, terörle mücadele ediyoruz biz, teröristleri temizledik
biz.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Bakın, bu, hendekleri bahane ederek bir halkı bastırma
operasyonudur.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Teröristleri temizledik.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Kürt halkını bastırmak, mücadelesinden geri adım
attırmak istiyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Halkımızı sırtımızda taşırız biz,
halkımızı kucaklarız; askerimiz kucaklıyor
halkımızı.
BAŞKAN Sayın
Bak...
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
Size söylüyorum, bakın...
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri lütfen...
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
...Türk bir arkadaşınız olarak söylüyorum, Diyarbakırda
yaşayan bir halkınız olarak söylüyorum: Bütün kentleri yerle bir
etseniz de Kürtler direnişlerinden...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Askerimiz halkımızı kucaklıyor, onları koruyor sizden,
teröristlerden koruyor.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla)
...mücadelelerinden asla geri adım atmayacaklar; ben bunu gördüm, size
de söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Eş
başkanlarımız yaşanan bu vahşete karşı
elbette sessiz kalmayacaklar. Elbette ki halkı direnişe ve mücadeleye
çağıracaklar. Bütün bu tablo karşısında direnmeyen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) -
tarihte görevini de
yapmamış demektir. Evet, evet
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Halkı ayaklanmaya
mı çağırıyorsun?
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) Halkı
ayaklanmaya çağırmıyorum.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Aynen öyle
yapıyorsun, aynen öyle.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Teröristleri
temizliyor, teröristleri!
BAŞKAN Sayın Aydoğan, teşekkür
ederim.
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) Siz, HDPnin
yaptığı her şeyi kriminalize etmeye
çalışıyorsunuz...
BAŞKAN Sayın Aydoğan
Sayın
Aydoğan
Süreniz bitti.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Gel, gel
Nursel Hanım
BAŞKAN - Sayın Aydoğan, rica
ediyorum, lütfen
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Nursel
Hanım
Nursel Hanım
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) -
siz Ayaklanmaya
çağırdı. diyorsunuz.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Grup Başkan Vekilin davet ediyor seni.
BAŞKAN Sayın Aydoğan
NURSEL AYDOĞAN (Devamla) - Eğer çok
istiyorsanız ayaklanmanın da zamanı geldiğinde hep birlikte
göreceğiz ama şimdi ayaklanma yok. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Aydoğan, lütfen
HALİL ETYEMEZ (Konya) Ya, utanmadan bir de
böyle konuşuyorsun, ayaklanmadan bahsediyorsun ya!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın İnceöz, buyurun.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, az evvelki konuşmaya sataşmadan cevap vermek
istiyorum.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Ondan sonra
operasyondan bahsediyor ya!
ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman) Ayaklanmanın
zamanı geldiğinde
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Yani,
geldiğinde hepimiz göreceğiz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
duymuyorum Sayın İnceözü.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Sayın Başkanım, tutanaklar gelmeli.
ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman)
Başkanım, tutanakları getirtin lütfen.
BAŞKAN Sayın Boynukara
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Arkadaşlar
BAŞKAN - Buyurun Sayın İnceöz, sizi
dinliyorum.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, az evvel, hatip, konuşmasında halklara
savaş açarak demek suretiyle politikalarımızı ve grubumuzu
ilzam etmiştir. Düzeltme gereği hissediyoruz.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Hendeklerin çözüm süreci
bozulmadan önce açıldığını da itiraf etti, Bir
yıl önce açıldı. dedi.
3.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunun bilinmesi
lazım: Bu kürsüde, sanki bizim, sanki o bölgedeki kardeşlerimizle,
Kürtlerle, Kürt kardeşlerimizle
Bak, daha evvel bu kürsüde şunu demiştim,
et-tırnak demiştim; bir arkadaş oradan dedi ki: Tırnak
değil. Bak, biz tırnak oluruz, et siz olun, hiç önemli değil
ama et ile tırnağı ayırmak mümkün değil. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Benim Kürt, Türk
yeğenlerim var; bunu ayırmamız, iç içe geçmiş bir toplumu
ayırmamız mümkün değil. Bizim, o bölgedeki hiçbir
kardeşimizle problemimiz yok ama bilin ki oradaki PKK terör örgütünün
kendinden olmayan Kürtlerle ilgili çok ciddi bir problemi var ve onun için,
kendilerine uymadıkları için orada terörle tehdit ediliyor. Bunun adının
iyi konulması lazım. Sanki biz orada bu işleri
yapıyormuş gibi
Yazık, yazık! Her seferinde
çıkıyorsunuz, gerçek olmayan, kendinizin inandığı ama
sizin inandıklarınıza inanmayanları dışladığınız,
tehdit ettiğiniz, sokağa
çağırdığınızda, gelmediğinde tepki
gösterdiğiniz Kürt kardeşlerimiz bu oyuna asla ve kata gelmeyecektir.
İşte, Sayın Başbakanımızın orada
gördüğü de budur. Bunun böyle bilinmesi lazım.
O bölgelerde bunlar nasıl oldu? diyorsunuz
ya
Bakın, orada olan şey, vatandaşımızı kalkan
yapanlara karşı, arkasına alarak terörle mücadele eden bir
süreçten bahsediyoruz. Bir Diyarbakır Çınara bakmak lazım,
Mardin Nusaybinde yeni olan patlamaya bakmak lazım. Tonlarca patlama
Bunu da mı devlet yaptı? Yazıklar olsun!
Elbette ki oradaki mücadele güçlü ve kuvvetli bir şekilde
sürecek ve siz bu dilinizle de ayrıştırmayı
gerçekleştiremeyeceksiniz.
Saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Grup Başkan Vekili grubumuzun gerçek olmayan bilgiler
aktardığını ifade etti.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Aynen öyle!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Açıkça sataşmada bulundu.
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Yok ya!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir dakika
dinliyorum, karar vereceğim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Açık sataşmada bulundu.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Nursel Aydoğan da ayaklanmaya çağırdı milleti!
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Ben
ayaklanmaya çağırmadım milleti!
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Tutanakları istiyoruz, tutanakları!
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Hayır
bir dakika, bir dakika; sataşma var, bir dakika.
BAŞKAN Sayın Nursel Aydoğan, grup
başkan vekiliniz kürsüye geldi, lütfen.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Hayır,
şimdi, bilinçli olarak bir saldırı var. Ben şunu ifade
ettim
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Bilinçli olarak saldırı yok!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Hendekler altı ay
önce değil, bir yıl önce açıldı. dediniz!
BAŞKAN Sayın Nursel Aydoğan,
şu anda sizi dinleyemem, grup başkan vekiliniz kürsüde, lütfen.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Hayır,
yaptığımız her
BAŞKAN Grup Başkan Vekiliniz sözünü
bitirsin, sizi dinleyeceğim, lütfen.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Bakın,
Sayın Başkan
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Nursel
Hanım
BAŞKAN Sayın Aydoğan, grup
başkan vekiliniz kürsüde.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Söylediğinin arkasında dur.
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Sayın
Başkan, şimdiden ayaklanıyor, şimdiden.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır)
yaptığımız
her çağrıya Ayaklanmaya çağrı yaptı. diye
Böyle
şey olur mu ya?
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Sen şimdiden
ayaklanmaya başladın bile!
BAŞKAN Lütfen, yerinize oturur musunuz, grup
başkan vekiliniz kürsüde.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) Aa, yeter
artık ya, yeter! Buraya kadar geldi, gerçekten geldi ya!
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken, iki
dakika.
Sürenizi yeniden başlatıyorum.
4.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Grup Başkan Vekili, bu ülkeyi on üç
yıldır siz yönetiyorsunuz. Bu ülkenin herhangi bir köşesinde,
herhangi bir şekilde gelişen asayiş ya da güvenlikle ilgili
bütün hadiselerde sorumluluk AKP iktidarınındır; bu, bir.
İkincisi, çözüm sürecinin bitişiyle ilgili
burada defalarca size bir kronoloji ortaya koyduk; çöktürme planının
ne zaman planlandığını, 10 Ekim 2014 tarihli on buçuk
saatlik Millî Güvenlik Kurulu kararından sonra kimlerle mücadele etme
kararının alındığını; sizin gerekçe olarak
gösterdiğiniz temmuz ayından aylar önce, 5 Nisan tarihinden itibaren,
çözüm sürecinin bir tarafı olan Sayın Öcalan üzerinde tecrit konseptinin
devreye konulduğunu; yine, temmuz ayından aylar öncesinde
Ağrı Diyadinden başlayarak ordunun kışla
dışına çıkarılarak provokasyonların
başlatıldığını; Diyarbakır İstasyon
Meydanından Ankaradaki patlamaya kadar olan katliam süreçlerini
defalarca burada ifade ettik. Yine, Başbakanınızın ve
Başbakan Yardımcınızın özellikle, HDPnin parti olarak
seçime girmesi ve Seni başkan yaptırmayacağız.
çıkışıyla birlikte çözüm sürecinin altına dinamit
yerleştirdiği açıklamalarını burada ifade ettik.
HDPnin barajı geçmesiyle beraber sizin yetkililerinizin çıkıp
Bundan sonra artık çözüm sürecinin sadece filmini çekebilirler.
açıklamasını, Başkan olsaydı bütün bu kaos
olmayacaktı. açıklamalarını defalarca burada ifade ettik.
Buna rağmen Anlamıyorum. diyorsanız, buna rağmen hâlâ
orada bir terörle mücadele saçmalığını bize gerekçe olarak
gösteriyorsanız kusura bakmayın buna hiç kimse inanmaz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Saçmalık
değil terörle mücadele.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Siz
saldıracaksınız, devlet de hakkını koruyacak
saçmalık olacak, var mı öyle bir şey!
İDRİS BALUKEN (Devamla) Orada viraneye
döndürdüğünüz kent merkezleri var, 100 binlerce insanın yerinden
yurdundan olduğu, bir kent merkezinin tamamen viraneye döndüğü, üç
gün içerisinde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Türkiye
Cumhuriyeti devletinin ulusal güvenliği söz konusu, terörle mücadele
saçmalık değil!
İDRİS BALUKEN (Devamla)
170
insanın katledildiği süreci buraya getirip terörle mücadele diye
yutturamazsınız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Baluken.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kürt
halkının katili PKKdır, PKK! Teröristleri temizliyoruz.
BAŞKAN Sayın Bak
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın Başkanım
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Kimin
katil olduğunu yazar tarih, kimin katil olduğunu yazıyor, merak
etme.
BAŞKAN Sayın Bak, Sayın Baluken
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kürt halkının
katili PKKdır.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Burada
da yazıyor, Rojavada da yazıyor, her yerde yazıyor.
BAŞKAN Sayın İnceözü dinlemek
istiyorum, lütfen
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, az evvel, grup başkan vekilinin
konuşmasını reddettiğimizi özellikle belirtmek istiyoruz.
Yani hiçbir şekilde, hiçbir platformda Türkiyeyi kendi halkıyla
böyle bir savaş içerisine girmiş gibi gösteremeyecekler, buna da asla
izin vermeyeceğiz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Güçleri yetmez.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Türkiye terörle
mücadeleden yıllarca çok çekmiş, hakikaten kayıplar vermiş
bir ülkedir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Kürsüden
cevap verin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) 7 Hazirandan
sonraki süreçle bugün yapılan terörle mücadelenin hiçbir şekilde
illiyet bağı yoktur ama şöyle bir illiyet bağı söz
konusudur: Evet, o gün, 7 Haziran sonrası güçlü bir Hükûmet
çıkmayınca birtakım örgütler bundan zemin bulmuştur ama biz
buna müsaade etmedik.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ya, o örgütlerin
başıyla da görüştünüz siz kardeşim, aynı plaktan
devam.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) 20 Temmuzda
Suruç saldırısı, polislerin ensesinden vurulması, oradaki
sivil vatandaşımız dâhil terör örgütü tarafından tehdit
edilmesi ve sistematik bir şekilde terör eylemlerinin
artırılması sonucunda bununla mücadele etmekteyiz, etmeye de
devam edeceğiz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hepsiyle
görüştünüz, Osloda görüştünüz, Adayla görüştünüz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Tanal, grup başkan vekiliniz sahip çıkar HDPye, sen bekle, acele
etme!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Başlarıyla
görüşmediniz mi?
BAŞKAN Sayın Tanal
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Buradan asla ve
asla halkların savaşı çıkmayacaktır ama terörle
mücadele azimle devam edecektir.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
şimdi, sayın grup başkan vekili 7 Hazirandan sonra terör
örgütleri zemin bulmuşlardır. dedi. Şimdi, ben
huzurlarınızda şu soruyu soruyorum: Bu zemini kimler
hazırlamıştır? Terör örgütlerinin 7 Hazirandan sonra
bulduğu bu zemini kimler, hangi ortaklar
hazırlamıştır? Bunları önce vicdanınıza
sorun.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Ya, isyandan
bahsediyorlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Terörle mücadeleden
bahsediyoruz.
BAŞKAN Sayın Özel
OKTAY VURAL (İzmir) Yani çok kolay
sorumluluktan kurtulmak, değil mi?
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Ya, isyandan
bahsediyorlar yani siz yine hâlâ eskiyi konuşuyorsunuz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın Akgül, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Ne eskisi be! Bunlar
geldiği zaman neredeydiniz?
BAŞKAN Sayın Vural
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Biz hep
buradayız, hep buradaydık, bundan sonra da burada olacağız,
sen merak etme.
OKTAY VURAL (İzmir) Gül atıyordunuz
birbirinize, gül uzatıyordunuz, değil mi? Al gülüm, ver gülüm
yapıyordunuz.
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Hâlâ
yanınızda isyandan bahsediyor.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Biz hep
buradaydık.
OKTAY VURAL (İzmir) Tablo ikinizin eseri. Kim
yaptı diye şey yapıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Özel, siz lütfen başlar
mısınız konuşmaya. Siz başlayın lütfen.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, devletin
egemenlik alanı içinde kabul edilemeyecek şeyler
yaşandığına ve iktidarın, bu konuda sorumluluğu
yokmuş gibi davrandığına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Adalet
ve Kalkınma Partisinin sayın grup başkan vekili, HDPyle
girmiş oldukları tartışmada kendi pozisyonunu ortaya
koymaya çalışıyor olabilir ama vatandaşımızın
gözünden asla şu kaçmasın: İki noktaya temas etmek isterim.
Bunlardan birincisi, İmralı tutanaklarının deşifre
olduğu bu süreçte geçmişte HDPnin baraj sorunu da göz önüne
alınarak bağımsız adaylarla girmesini talep etmeleri ve
bunun olmaması üzerine ortaya çıkan gerginlikteki
paylarının altını bir çizmek isteriz. Tutun ki etinden,
sütünden, yününden yararlandıkları 12 Eylül Anayasasının
seçim barajı bu sefer de işleyebilirdi, HDP baraj altında
kalabilirdi, burada daha fazla milletvekiliyle de olabilirdiniz ama bu, akan
kandan, anaların gözyaşından bu Mecliste birilerinin hesap verme
sorumluluğunu ortadan kaldırmazdı. O zaman, bu Mecliste, bu
kadar patlayan bomba, yapılan yığınak, çukur densin,
hendek densin ama devletin egemenlik alanı içinde kabul edilemeyecek
şeyler oluyor. O zaman ne diyecekti AKP grup başkan vekilleri?
Orada, uzakta bir HDP var uzakta, biz onları görmesek de bütün sorumluluk
onlara aittir. mi diyeceklerdi? Bu işte iktidar sorumluluğu diye bir
şey var. Bir siyasi parti grubu elbette kendi grubunun hakkını,
menfaatini koruyacak ama göz göre göre, 70 milyonun gözünün içine baka baka
gerçeklerden bu kadar uzaklaşıp, iktidarın bu konuda hiçbir sorumluluğu
yokmuş gibi bütün meseleyi bir başka tarafa doğru yüklemek en
azından samimiyetten uzaktır. Bir öz eleştiriye
ihtiyacınız var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Özür dilerim,
toparlayacağım Başkanım.
BAŞKAN Bir dakika daha veriyorum,
tamamlarsanız lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir öz eleştiriye
ihtiyacımız var. Burada belki bir kısmı yeni grubun ama bir
kısmı da eski. Parlamentoların, devletlerin kurumsal
hafızaları vardır. Bu duvarlar şahittir, bu tavan
şahittir, bu kubbe şahittir ki burada bunlar söylendiğinde
Adalet ve Kalkınma Partisi duymazlıktan geliyor. Siz savaş
sürsün mü istiyorsunuz? Savaş diyorlardı bir de, bugün
savaş diyene terörist diyorlar. Bu grupta yüzlerce kez Savaş
sürsün mü, kan aksın mı? Siz buna nasıl karşı
çıkarsınız?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Savaş
demiyoruz, terörizm, terörizm
Terörle mücadeledir, onu kastediyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ya, biz böyle şeyler
söylemiyoruz ama Bu Meclisi bilgilendirin. Hükûmet odaklı iş
yapmayın, Parlamento odaklı işler yapın. Bu Meclisten bir
şey saklamayın. diyorduk.
Çok tehlikeli gördüğüm bir şeyi
reddettiğimi söylemek isterim. 7 Haziranda güçlü bir Hükûmet
çıkmayınca
7 Haziranda da, 8 Haziranda da bir Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti görevdeydi. O Hükûmetin bütün bakanları Adalet ve Kalkınma
Partisinden müteşekkildi. Hiçbir yetkileri kısıtlanmamıştı,
ancak ve ancak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
bir gerçek vardı ki
AKPnin yetkili ağızları Seçmen kaosu seçti, 400 vekil
alınsaydı böyle olmazdı. Bundan sonrası kaos. dediler,
kaosu da vatandaşa yaşattılar. Bu sorumluluğu görsünler,
Meclisten özür dilesinler.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Baluken, iki dakika
.
2.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, çözüm sürecinin bitirilmesiyle ilgili bazı tespitlerine,
siyaset kurumunun bu konuda rasyonel bir akılla hareket etmesi
gerektiğine ve Cumhuriyet Halk Partisinin çözüm sürecine verdiği
desteğin önemli olduğuna ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
AKP ve CHP grup başkanvekillerinin
yapmış olduğu değerlendirme üzerine birkaç hususu ifade
etmem gerekiyor. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Balukeni dinliyoruz.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Şimdi, eğer milletvekilleri sabırla dinlerlerse çözüm sürecinin
neden AKP tarafından, daha doğrusu neden Erdoğan tarafından
bitirildiğiyle ilgili tespitlerimizi bir kez daha yineleyeyim. İki
neden saydık bugüne kadar ve her ikisinin de nasıl
doğrulandığı süreç içerisinde görüldü. Birincisi,
Erdoğanın başkanlık hesabı. Yani, HDPnin seçime
parti olarak girmesi, parti olarak girdikten sonra yüzde 10 barajını
aşması, uzun süredir siyasi anlamda planlanan başkanlık
hesabını boşa çıkardı. O nedenle, Çözüm süreci bana
değil HDPye yaradı. şeklinde bir algı, bir savunma
içerisine girildi ve oradan doğru bir refleks gösterildi.
İkincisi ise özellikle
Rojavada, IŞİD, El Nusra çetelerinin bütün
saldırılarına rağmen orada Kürtlerin, Rojavada, diğer
halklarla birlikte bir statü elde etmesi. Yani başkanlık hesabı
ve Kürtlerin statüsü üzerinden eğer bir siyasi rota
değişikliği olmasaydı, muhtemelen bugün zaten bu
yaşadığımız sorunların hiçbiri olmayacaktı.
Şimdi, bunlar çok önemli
de değil. Yani, ben yaptım, sen yaptın, o başlattı,
şu başlattı
Neticede, ne olduysa oldu -ki bu konudaki tespitler
ortada- ve ortada ciddi bir, devasa bir yangın var.
Siyaset kurumuna düşen,
buradan bir çıkışı yakalayabilmek; aklıselim, rasyonel
akılla bu işi siyasete kanalize ederek, bu, otuz yıldır,
kırk yıldır denenen, silahlarla ilgili süreci tekrar bir kenara
itmektir, söylediğimiz budur.
Bu anlamda, Cumhuriyet Halk
Partisinin özellikle son dönemlerde vermiş olduğu destek de son
derece önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Hemen
toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir dakika daha veriyorum, toparlarsanız
memnun olurum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Ha,
destek verdiğini kabul ediyorsunuz yani.
BAŞKAN - Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Cumhuriyet Halk Partisinin çözüm sürecine taahhüt ettiği ya da
verdiği destek son derece önemlidir.
Bu anlamda, hem sorumlu olan devlet
kurumlarında hem de AKP Hükûmetine, rasyonel bir akılla düşünüp
Bu ateşe nasıl su dökebilirizin arayışına girmek
kalıyor. Aksi takdirde, yarın öbür gün, birkaç hafta, birkaç ay sonra
savaşın çok ağır faturalarıyla karşı
karşıya kaldığımızda artık bu işi
toparlayacak bir zemini de bulamayabiliriz. Birbirimizden nefret etmeye gerek
yok. Konuşarak, Nasıl çözebilirizin arayışına
girelim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Şimdi, Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, benim de bir söz talebim var.
BAŞKAN Sizin de mi söz talebiniz var?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Evet Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika size de söz
vereyim yerinizden.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Sadi Bilgiç
Bey, bu ara pek bir faşist provokasyonlar içindesiniz.
3.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
Manisa Milletvekili Özgür Özel ile Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkanım, öncelikle şunun bilinmesi
lazım: Bu konuda bir vicdan sorgulaması yapılacaksa bugün
hakikaten otuz beş yıldır süren terörle mücadelede, dönüp terör
örgütünü ve terörü net bir şekilde lanetlemek lazım. Bizden vicdan
sorgulaması yapanların önce bunu net olarak yapması lazım.
Seçim barajı, vesaire
Bu konuda geçmişte ne kadar samimi ve net durduğumuz bellidir. Biz
Gelin, seçim barajını indirelim, orada herhangi bir şekilde
yüzde 10 barajının altı alternatifleri
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(İzmir) İndirmenizin önünde bir engel mi vardı ya?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Doğru değil bu, öyle bir şey yok ya, yok böyle bir şey.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) İşte, ne kadar samimi olduğunuz buradan
anlaşılıyor.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Geçmişte bunları biz deklare ettik, geçeceksiniz
bunları. Ondan sonra gelip burada, bu kürsüde bunları
söyleyeceksiniz.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(İzmir) O barajı biz yıktık canım.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bu konudaki tavrımız netti ama Sayın
Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminde
bunları ilan ettiğinde hiç kimseden ses çıkmadı. Ondan
sonra da geleceksiniz, burada Yok şöyle oldu, yok böyle oldu. diye
söyleyeceksiniz.
Bakın, ben size tam
gerçekliğin ortasından bir şeyden daha bahsedeceğim.
Söylediğimiz her şey çok gerçek olduğu için, herkesin içini
acıtarak bu kadar çok
Bir cümle ettiğimizde, terörle mücadele
dediğimizde, Bu savaş değil, savaş iki tane devlet
arasında olur. dediğimizde onun için birçok yerden ses
çıkıyor.
Şunu özellikle belirtmek
istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanımız
Başbakanlığı döneminde, otuz beş yıldır
süren bir mevzu
Evet, dedik ki: Burada, bu sürecin noktalanması
lazım. Elbette ki otuz beş yıldır bir ülkeye
ağırlık olan bu prangalardan, terör örgütünden Türkiyenin
kurtulması, bu sorunun ortadan kalkması için ülkemizde her türlü
ekonomik, siyasal, sosyal yöntemin denenmesi, terörle mücadelenin
kararlılıkla sürmesi gerektiği noktasında ve bu sorunun
çözümü konusunda da, bakın, siyasi hayatına mal olsa dahi bu
meselenin çözümü konusunda elini değil, gövdesini taşın
altına koyan bir liderden bahsediyoruz.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) İşte mal oluyor, mal olmadan müzakereye gelsin
diyoruz; yoksa mal olacak.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Şimdi soruyorum: Bu lider mi başkanlık hesabı
için ülkeyi böyle kan gölüne çevirecek? Bu lider mi başkanlık
hesabıyla
Bu sorun çözülsün, benim siyasi hayatım ne olursa olsun,
yeter ki ülkemin istikbali ve ikbali kurtulsun. diyen lider mi ülkeyi bu hâle
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
İnceöz, bir dakika
Artı bir dakika daha
veriyorum, toparlarsanız sevinirim.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Yani, burada tam da gerçekleri konuştuğumuz için
birilerinin canı ve vicdanı çok fazla sızlıyor olabilir ama
artık yeter, haksızlık. Böyle bir siyasi hesabımız
yok. Başkanlık sistemini Sayın
Cumhurbaşkanımızın şahsı üzerinden dar bir alana
sıkıştırmak suretiyle ülkenin önüne gem vurmaya kimsenin
hakkı yok.
Bakın, sistemler kalıcıdır,
kişiler geçicidir. Eğer biz bugün ülkede başkanlık
sistemini savunuyorsak, Sayın Cumhurbaşkanımız savunuyorsa
bu, ülkemizin geleceği içindir, bunun da doğru ve net okunması
lazım. Kimsenin siyasi istikbali, ikbali için değildir. Bunun böyle
net olarak bilinmesine ve gerçeklerin bu kadar uzak ve
ayrıştırılarak, farklı algılarla topluma lanse
edilmesine de asla izin vermeyeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Özel, açıklama mı
yapacaksınız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet.
BAŞKAN İki dakika
4.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Gerçi, böylesine sataşmalara kürsüden de cevap
vermek lazım ama bugün böyle başladık böyle devam ediyoruz.
Bir kez, seçim barajı konusunda, sayın
grup başkan vekili, AKP harikalar diyarında, kendi söylediği bir
şeye kendisi inanıyor, grubu alkışlıyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Öyle bir
şey yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Seçim barajına da, YÖKe
de, kanun hükmünde kararnameye de, 12 Eylül Anayasasının eskiden
dezavantaj yaratıp iktidarı eli geçirince avantaja dönüşen tüm
kurumlarına, kurallarına sahip çıktılar, seçim barajı
konusunda asla samimi bir adım atmadılar.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Anayasa'yı
değiştirme konusunda masayı onun için mi terk ettiniz?
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Geçen dönem tam 4 kez seçim
barajının düşürülmesiyle ilgili önerilerimiz burada AKP Grubu
eliyle reddedildi. Bu konuda Anayasa'da çalışma
yapılmasını söyledik, seçim sistemini müzakereye açtılar.
Bir kez bunu bilelim.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Oturmuyorsunuz
masaya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İkincisi, bu hendekler
doğuda, güneydoğuda üçüncü kez açıldı ve bu şekilde
devam ediyor. Peki, birincisi nasıl açılmıştı? Hepimiz
biliyoruz, devletin resmî tutanaklarında var; oturur okursunuz,
konuşursunuz, bakarsınız, ilk hendek vakası KCK
operasyonları olduğundaydı, Sayın Cumhurbaşkanının
ulağıyla Abdullah Öcalana iletildi, Abdullah Öcalanın
talimatıyla kapandı o hendekler. İkinci hendek vakası aksi
varsa çıkıp açıklayacaklar- bu kez karakol ya da
kalekolların inşa sürecinde başladı, Abdullah Öcalana
devlet yetkilisi ricacı oldu, talimat gitti, hendekler kapandı. Bu
kez arka kapı diplomasisi işliyor mu işlemiyor mu bunu tarih
yazacak, ancak bu hendeklerle mücadelede AKP Grubunun söylediği gibi bir
tavır yok. Kimse öyle oturduğu yerden efelenmesin. Gidiyorsunuz,
adını koyamadığınız adaları,
dağları konuşturuyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ada dediğinizin
adı Abdullah Öcalan, dağ dediğinizin adı Cemil
Bayık, onlar talimat verirse hendekler kapanıyor, siz de bu
müzakerenin parçasısınız.
Çok net, son bir şey söylüyorum.
BAŞKAN Artı bir dakika daha
vereceğim, lütfen tamamlayın Sayın Özel.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Bir
de bu kadar net nereden biliyor, onu da bir söylesin ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Birazcık bileceksiniz,
çıkıp burada olmadı diyeceksiniz, oldu diyenler de
kanıt koyacaklar önünüze.
ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman) O devlet
kayıtlarını getirseniz
O devlet kayıtları nerede?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi gelin bakalım,
Yalçın Akdoğan açık açık söylüyor, Anadolu Ajansından
yayınlanıyor. İtiraz edin, çıkıp kürsüden
okuyacağım. Diyor ki: Seni başkan
yaptırmayacağız yaklaşımı çözüm sürecinin sonunu
getirmiştir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Davutoğlu da söyledi ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yani şunu diyor:
Alacaktık başkanlığı, verecektik özerkliği. Bizi
başkan yapmıyorlarsa çözüm süreci bir şey yok. diyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Devamını oku!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ondan sonra, Gezi oldu geri
çekildiler, bilmem ne oldu.
HALİL ETYEMEZ (Konya) İnsaf, insaf!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) AKP Grubu, yeni bir grupsunuz,
birçoğunuzun iyi niyetine inanıyoruz. Hep diyorlar ya
Kandırıldık. Şimdi de sizi kandırıyorlar,
bunlara inanmayın.
Teşekkür ederiz.
BAŞKAN Sayın Özel, lütfen
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 1 Kasıma inan, 1
Kasıma! Sandığa gömüldünüz! 1 Kasıma inan!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Yeni
seçimi bekle Osman, yeni seçimi bekle!
BAŞKAN Sayın Baluken, size de söz
vereceğim ama lütfen şahsiyatla uğraşmayalım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 2019da gelin! 1
Kasıma inan! Bunların hepsi hikâye!
BAŞKAN Sayın Bak
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Şu
holiganı alın ya!
BAŞKAN Lütfen şahsiyatla
uğraşmayalım, siyasi düşüncelerimizi dile getirelim,
lütfen.
Grupların maneviyatıyla ilgili bir
sataşmada bulunmayalım.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Sayın Özel, bu türlü görüşmelerin siz neresindeydiniz de bu kadar
detaylı biliyorsunuz? Tam göbeğindeydin herhâlde!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sizi dinliyordum sizi! Sizi
izliyordum sizi! Biz uyarıyorduk
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 1 Kasıma inan,
hikâye anlatıyorsun! Millet inanmıyor, 1 Kasıma inanıyor!
Sandığa gömüldüğüne inanıyor.
BAŞKAN Sayın Bak
Sayın Bak
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Belgeleri paylaş bakalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çıkın Yok böyle bir
şey. deyin.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sen
ispat et, getir o belgeleri! Hadi getirsene!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın Baluken, sizi dinliyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ben bu
gürültüde konuşamam ki Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Getiririz.
Delikanlıysanız getiririz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Hadi
belgeleri getir! Hadi getir!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hikâye yazıyorsun
hikâye!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çıkın kürsüye,
söyleyin Yok deyin.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Hadi
getir bakayım! Hadi yüreğin yetiyorsa getir!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Namusuna, şerefine yemin
et Yok. diye, Olmadı bunlar. de, yemin et!
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Başkan,
tamam
BAŞKAN 12.30a kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 11.52
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.30
BAŞKAN: Başkan
Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi
KÜPÇÜ (Bolu), Özcan PURÇU (İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 54üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan Kalkınma
Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma
Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Şimdi, Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Diyarbakır Milletvekili Sayın Nursel Aydoğan
konuşacak.
Süreniz on dakika.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA NURSEL AYDOĞAN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine
partimizin görüş ve düşüncelerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bütçeler sadece
rakamlardan oluşan belgeler değildir şüphesiz; tam tersine, hükûmetin
politikalarını ortaya koyan, son derece önemli, siyasal, ekonomik ve
yönetsel belgelerdir. Bütçeler, sosyal sınıflar arasındaki
dengenin sağlanması ve toplumsal barışın sürdürülmesi
için önemli bir rol oynarlar. Ayrıca, siyasal iktidarların emek,
demokrasi, sosyal hak ve özgürlükler, insan hakları, farklı etnik
kimlikler, inanç grupları ve farklı cinsiyetlere karşı da
eşit yaklaşımları konusunda duruşlarının en
önemli göstergeleridir bütçeler. Bu çerçevede değerlendirdiğimizde,
Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan bütçenin bir
barış bütçesi ve toplumsal cinsiyete dayalı bir bütçe
olmadığını belirtebiliriz.
Değerli arkadaşlar, bu bütçe,
katılımcılık ilkesi göz önüne alınmadan,
antidemokratik yöntemlerle hazırlanmış bir bütçedir. Zaten bütçe
hazırlama aşamasında toplumun önerileri alınmış
olsaydı bu bütçe bir savaş bütçesi olarak şekillenmezdi. 2016
yılı bütçesinin hem ülkemizde hem de özellikle Suriyede Kürtlerin
bir statü elde etme isteğine karşı yürüttüğü mücadeleyi yok
etmek ve bastırmak için saplandığı
bataklığın onaylanmış bir belgesi niteliğinde
olduğunu belirtmek mümkün.
Değerli arkadaşlar, özellikle 7 Haziran
seçimleri sonrasında bütçenin savaş bütçesi olduğu, savaşa
dönük mal ve hizmet alımlarının artmasıyla ortaya
çıkmıştır. 2015 yılı bütçesinde mal ve hizmet
alımları 41,1 milyar dolar Türk lirası olarak
öngörülmüşken yıl sonu itibarıyla bu gerçekleşme 44,4
milyar liradır. Bu hâliyle, bütçenin her 100 lirasından 9
lirasının mal ve hizmet alımlarına harcandığını
söylemek yanlış olmayacaktır. Bu hizmetlerin içeriği
incelendiğinde ise, mal ve hizmetler kalemi içinde savunma ve güvenlik
başlığı altındaki kalemin payının, bu
alımların yaklaşık üçte 1i olduğu görülebilir. Bu
harcamaların toplam merkezî yönetim bütçesi içinde payı ise
2,6dır yani 12,7 milyar. Yine, savunma ve güvenlik mal ve hizmet
alımları içinde önemli bir oran -bu yüzde 73ü- Millî Savunma
Bakanlığına ait olurken, 2nci sırada Jandarma Genel
Komutanlığı yüzde 15, 3üncü sırada Emniyet Genel
Müdürlüğü yüzde 12 olarak görülecektir.
Özellikle 7 Haziran seçimlerinden sonra tek
başına iktidar olabilmek için başlatılan bir savaş
var, çatışmalı bir ortam var. Evet, bütçede bu nedenle ortaya
çıkan açık, Maliye Bakanına ödenekler arası aktarma yetkisi
verilerek giderilmiştir. Aslında bu durum bu bütçe görüşmelerini
de anlamsız kılmaktadır çünkü Meclisin harcama yetkisinin
üstünde para harcandığını bu tablo ortaya koymaktadır
ki bu da Anayasanın 163üncü maddesine aykırıdır.
2015 yılı Eylül ayı itibarıyla
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık -bunların
örtülü ödenekleri var, biliniyor- Millî Savunma, İçişleri ve
Ulaştırma Bakanlığı bütçeleri başlangıç
ödeneklerini belirgin bir biçimde aşmıştır. Ödenek üstü
giderlerin aşmasının nedeni Hükûmetin savaş konseptine geri
dönmesiyle yakından ilgili bir durum olarak bütçelere
yansımış durumdadır.
Örneğin, Millî Eğitim
Bakanlığına ayrılan bütçedeki para, ne yazık ki, tek
sınıflı okullarda eğitimin yapıldığı
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından eğitime
harcanmamış, başka bakanlıklara Maliye
Bakanlığı tarafından aktarım yapılmıştır.
Bir diğer dikkate değer konu da özel
hesap adı altında, örtülü ödenek benzeri bir uygulamanın bu
iktidar tarafından uygulamaya geçirilmiş olmasıdır. 2016
yılı geçici bütçesinde Dışişleri, Kalkınma, Aile
ve Sosyal Politikalar, Millî Eğitim, Avrupa Birliği
Bakanlıkları ve Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı bütçelerine de bakanların mevcut kamu
harcama hukuku, muhasebe ve denetim sistemine tabi tutmadan
kullanabileceği özel hesaplar konulmuştur. Böylece, bu özel
hesaplarla yapılan harcamaların Meclis denetiminden uzak
tutulması da mümkün hâle gelmiştir.
Yine, 2016 bütçesinin gelirlerinin
dağılımına baktığımızda, gelirlerin
yüzde 84,8i vergilerden, kalanı ise harçlar, elektrik, doğal gaz
fiyatlarına yapılan yüksek zamlar, cezalar ve diğer devlet
gelirlerinden oluşmaktadır. Çoğunluğu oluşturan
vergilerin yükü ise maalesef emekçi sınıfların üzerindedir. Bu
durum, devlet eliyle gerçekleştirilen neoliberal piyasacı
dönüşümün, yükselen militarizmin, otoriterleşme ve iktidarın
tekçi anlayışının finansmanının, asıl
olarak, halktan toplanan vergilerle gerçekleştirilmekte olduğunu
hepimize göstermektedir. Vergilerin emekçilerin sırtında olduğu
gerçeği vergilerin alınış biçiminden de anlaşılmaktadır.
Zira, gelir vergisi oranında kurumlar ve servet üzerinden alınan
dolaysız vergiler yüzde 30u bulurken, asıl yüzde 70 gibi büyük bir
oran KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerden sağlanmaktadır.
Enflasyon arttığında bu vergiler de arttığından,
enflasyonun arttığı dönemlerde halkın üzerindeki yük daha
fazla artmaktadır.
Yine, bu vergilerin uygulanmasında
çarpıklıklar söz konusudur. Örneğin, et, süt, sağlık,
eğitim gibi halk için zorunlu nitelikteki mal hizmetlerinde KDV oranı
yüzde 8 iken, kıymetli, yarı kıymetli ham taşları
Borsa İstanbul üzerinden Türkiyeye getirenler KDV ödememektedirler.
Ayrıca, kamuoyunun da hatırlayacağı üzere, yakın
dönemde çıkarılan torba yasayla, işlenmemiş değerli,
yarı değerli taşların ithalinden de ÖTV kaldırılmıştır.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin esas
gelirleri vergilerdir. Bu vergilerin ancak yüzde 10u yerel yönetimler
tarafından kullanılmakta ve bundan Ankara, İstanbul gibi
büyükşehirler başta pay almakta, bu da eşitsizliği
beraberinde getirmektedir. AKP, Büyükşehir Yasasıyla yerel yönetimleri
güçlendirerek yerel yönetimlerin yetki ve sorumluklarını
artırdığını söylüyor. Oysa yüzde 10luk kaynak
kullanımıyla bir güçlendirmenin yeterli olmadığı
açıktır.
Değerli milletvekilleri, demokrasi, kitlelerin
söz ve karar sahibi olması demektir, dört beş yılda bir
sandığa gidip oy kullanmak değildir. Demokrasilerin, AKP
iktidarında olduğu gibi salt sandıkla tanımlanması,
halkın olası istem ve taleplerinin yükselmesinin önüne geçme
çabasıdır. Demokrasi, yerelde, toplumun şimdiki ve gelecekteki
yaşamıyla ilgili söz söylemesi, karar alma süreçlerine
katılması, sonuçlarını da değerlendirmesidir.
Halkın mahalle, ilçe, il, bölge, gençlik, kadın meclisleri, sivil
toplum örgütleri üzerinden sürece katılımının olduğu
demokrasiler gerçek demokrasilerdir.
Yerel demokrasinin güçlendirilmesi veya öz yönetim
olarak tanımlanan bu model, başta Kürt sorunu olmak üzere inanç,
kadın, gençlik, diğer sorunlarının çözümüne ve Türkiyenin
demokratikleşmesine katkı sağlayacaktır. Bu modelde,
Vandan İzmire, Samsundan Adanaya, Diyarbakırdan İstanbula
kadar coğrafi, kültürel ve ekonomik özelliklere göre yeni baştan bir
idari haritayla -81 ili 25-26 bölge altında toplayıp- bölgelerin
ihtiyaç ve özelliklerine göre vergiden kaynak aktarımı yapılarak
gelirlerin bölgeler arasında daha adil bir dağılımı
gerçekleştirilebilir. Bu idari yapılanma içinde, Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartındaki çekincelerin
kaldırılması ve bu bölgelerin yetki ve
sorumluluklarının ne olacağına dair anayasal
değişikliklerin yapılması gerekir. Böyle bir modelde halk,
ihtiyaçlarının ne olduğunu, önceliğinin ne olması
gerektiğini ortaya koyarak bütçe yapım sürecine, nasıl
dağıtılacağına dair sürece katılır.
Yeni anayasa yapım
çalışmalarının yeniden başlamasının ve
demokratik bir toplumun inşası için gerekli yasal düzenlemelerin
yapılmasının bu ülkenin ertelenemez, en acil ihtiyacı
olduğunu ben bu konuşmamda bir kez daha belirtmek istiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Aydoğan.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına şimdi İstanbul Milletvekili
Sayın Celal Doğan konuşacak.
Süreniz
yirmi dakikadır.
Buyurun
Sayın Doğan. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA CELAL DOĞAN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Gençlik ve Spor Bakanlığı üzerinde
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sayın
Başkanın da müsamahasına sığınarak
Üç aydan beri
Parlamentoyu izlemeye çalışıyorum. Bu Parlamentoda şu anda
4 partinin grubu var. Aslında çok partili anlayışta daha çok partinin
olmasını isterdim ama şu gördüğüm uygulamalarla bu
Parlamentoda 4 partinin olması bile âşık
atışmasından öte bir şey
yapmadığımızı gösteriyor. 8-10 parti olsaydı bu
sürelerin hiçbirisi belki
Yasaların çıkartılması
konusunda, başka önemli birtakım işleri yapma konusunda
işlev yapmayacak şekilde süreleri öldürmeye
çalışıyorsunuz. Buradaki amaç, gerçekten parlamenter demokratik
rejimin işlemeyeceği kanaatindeyseniz ki
Özellikle iktidar partisine
bunu söylemek istiyorum, sizin daha alttan almanız, daha müsamahakâr, daha
kapsayıcı olmanız gerekirken en ufak lafa karşı cevap
verip yeniden bir sataşmaya meydan vermeniz, bu Meclisin süresinin ve
zamanının verimli kullanılması konusunda maalesef büyük
hatalara ve büyük yanlışlara ve Parlamentonun işlevsiz hâle
getirilmesinde en büyük etken olduğunu söylemek istiyorum. Bu nedenle, buraya bilerek
ve isteyerek geldim çünkü grup başkan vekili değilim, başka
şekilde söz alma durumumuz yok. Ama bu konu mutlaka
tartışılmalıdır. Meclis nasıl daha çok verimli
olabilir? Yoksa, geliyoruz, saat ikide açıyorsunuz, üçte açıyorsunuz,
saat altı oluyor, âşık atışmasının
dışında başka hiçbir şey görmüyoruz. Bu faydalı
bir şey değildir, bu üretkenlik değildir, Parlamentonun bu
konuya bir çare bulması gerekir.
Gelelim asıl kendi
konumuza, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerinde söz
alırken... Geçmişte Gençlik ve Spor Bakanlığı diye
bir müstakil bakanlık yoktu. Genellikle Millî Eğitim
Bakanlığının bünyesinde uhde edilmiş bir
bakanlıktı ve onun da çok ciddi nedenleri vardı. Gerçekten de
Gençlik ve Spor Bakanlığıyla gençliğin ve eğitimin
yüzde 100 irtibatı ve rabıtası söz konusu olduğu için, bu
konuda geçmişte, özellikle gençlerin yetiştirdiği siyasi iklim,
ülkenin siyasi iklimi, ülkenin kaderi gençlerin kaderiyle eş değer ve
paralel gittiği için de birlikte olmasında fayda mülahaza ediliyordu.
Ama gördüğüm kadarıyla Gençlik ve Spor
Bakanlığının, özellikle Türkiyedeki nüfusun
artışı, spora olan ilgi ve tesisleşmenin yoğunlaşması
sonucunda ayrı bir bakanlık olarak ihdas edilmesi gündeme geldi.
Şu andaki yaptığı çalışmalarla da büyük
ağırlıkla gençlerin geleceğiyle ilgili bir yönetme veyahut
da -eğitme değil- bahsettiğimiz gibi, daha çok tesisleşmeyi
ön planda tutan bir anlayışla devam etmektedir. Kendilerine bu konuda
başarılar dilemek isterim ama 3-5 cümleyle o esas konuya geçmeden
tesis ve spor konusunda da birkaç şey söylemek istiyorum.
Türkiyede tesisleşme
konusunda bütün gayretlere rağmen Avrupanın çok gerisindeyiz. Ancak
bir şeyi daha hatırlatmak gerekir, Cumhuriyet Döneminde ve 1950 ve
1980 arası yapılmış olan tesislerin çoğu merkezî
semtlerde kaldı. Bu semtlerde kalan sahalar, özellikle Kayseri gibi,
Gaziantep gibi, arsaların prim yaptığı yerlerde,
TOKİye verilen bu arsaların karşılığında,
şehirlerin çok dışında... Diyelim ki 300 milyon
dolarlık bir arsanın karşılığında 50-60
milyon liralık bir stat yapılmakta, bu statlar tabii ki eskiye göre
çok güzel statlar, cezbedici tarafı var ama orada kalan rantın büyük
bir kısmı maalesef Gençlik ve Spor Bakanlığı
tarafından spora değil, TOKİye, bir kısmı da
başka alanlara kaydırılmaktadır.
Antep demişken
Burada Antep milletvekili
arkadaşlarım mutlaka var, Gaziantep milletvekili
arkadaşlarım. Gaziantepe gidenleriniz var, bilirler, Türkiyede son
yirmi yılda meydan inşa eden bir belediye başkanı yok.
Genellikle belediye başkanları meydan inşa etmekten
kaçınırlar. Gaziantepte bütün partilerin genel
başkanlarının miting yaptığı bir yer var,
Demokrasi Meydanı. Demokrasi Meydanı, Gaziantepte son yıllarda -özellikle
kendi dönemimde yapıldığı için söylüyorum- 100 bin
kişiyi kapsayan bir meydandır. Kamil Ocak Stadı -Allah rahmet
eylesin- onun zamanında yapılmıştır, bu stat
boşaltılacaktır çünkü Gençlik ve Spor
Bakanlığımız yeni bir stat yapmaktadır. O stat
şehrin 15-20 kilometre uzağında da olsa yeni bir stattır.
Ama sizden ricam, lütfen Sayın Bakan, bu stadın yerinin Demokrasi
Meydanına katılması konusunda mutlaka hassasiyet gösteriniz.
Antepteki 3-5 tane firmanın milyar dolarları var, onun üzerine 100
milyon dolar daha ekleyip başka bir serveti buradan elde etmelerinin
hiçbir anlamı yok. Ama Gaziantepteki meydan bahsettiğim noktada
inşa edilebilirse gerçekten Romadaki meydanı aratmayacak kadar güzel
bir meydan olur. Bu nedenle de sizden ricam bu.
Bir başka üzerinde duracağım konu
-çok kısa geçmek zorundayım bunları- özellikle spor
dediğimiz zaman aklımıza futbol gelmekte. Futbol konusunda da
maalesef bizim çok sorunlu olduğumuz yönlerimiz var. Bir: Baştan,
stattan, seyirciden başlarsanız
Seyircilerimiz saygı
duruşu yapamıyor, bir saygı duruşu yaptırmayı
bilmiyoruz, Konyada hep birlikte yaşadık. Millî marşlar
dünyanın hiçbir yerinde millî maçların dışında
çalınmaz, biz lig maçlarımızda İstiklal Marşını
çaldırıyoruz. Sakın başka bir anlama getirmeyiniz,
İstiklal Marşına karşı saygımda en ufak bir
eksiklik yok ama çok çaldırarak yozlaştırıyorsunuz. Konulan
kasetlerin birbirinden farklı olması, bir kısmının
buraya iştirak etmemesi, İstiklal Marşının oralarda
çalınmasındaki değerini ve kutsiyetini azaltmaktadır. Bu
konuda da bir tedbir alınmasında fayda vardır.
Bir başka şey, futboldaki eksiklerimizin
başında seyircilerimiz hızla azalıyor, hızla azalan
bir seyirciyle karşı karşıyayız çünkü özellikle
şiddetin ve küfrün egemen olduğu bir alanda seyircinin kaçması
kadar doğal bir şey olmaz.
Bir başka şey, özellikle, geçen hafta
Sayın Grup Başkan Vekilini ziyaret ettim, Sayın Naci
Bostancıyı ziyaret ettim, CHP grup başkan vekiline de arz
ettim. Geçmiş dönemde 2 tane yasa çıkardınız futbolda
şiddetle ilgili. Çıkardığınız yasalar
işlevsel olmadı. Özellikle şike konusunda
çıkarmış olduğunuz yasa dünyanın hiçbir yerinde
olmayacak şekilde yüz yirmi, yüz elli, yüz seksen senelik hapisleri içeren
bir yasaydı, işlevsel olmadığı görüldü ve nitekim
değiştirmek zorunda kaldınız çünkü bu suçlar disiplin
suçlarıdır. Bunlarda, spora ait suçlarda, ekonomik cezalar ile
disiplin cezalarının verilmesi gerekir. Yoksa, bir şike
iddiasıyla
Bir parantez açayım, on beş yıl kulüp
başkanlığı yaptım, inanarak söylüyorum, sizin de
inanmanızı istiyorum, Süper Ligde bir tek kişinin
ağzına bu konuyu alıp telaffuz ettiğini görmedim.
Bunların yüzde 99u totodur, yüzde 99u yalandır ama yüzde 1 ihtimal
de olsa futbolda paraya dayanan şike değil, hatır
şikelerinden bahsedilebilir; o da futbolcuların kendi
aralarındaki, maçlarda başvurdukları bir olaydır, küme
düşmekte olan takımların diğer futbolculara
yalvarmasının ötesinde bir maddiyata dayanmaz.
Bu nedenle, bu konuda da yeni 2 tane yasa gelecek.
Sayın Bakana o gün sordum, hazırlıklı
olmadıklarını, daha doğrusu hazırlık içerisinde
olduklarını söylediler. 2 tane yasa gelecek; biri
Bakın,
Türkiyede futbol kulüplerinin 4 milyar yani eski parayla 4 katrilyon borcu
var; 4 katrilyon borcun karşılığında 2 milyar yani 2
katrilyon sermayeleri var, bunların tümü iflasta. UEFA ve FIFA
standartlarına dayanan 4 tane, lisansı olan kulübün
dışında başka hiçbir kulüp yok, hiçbiri gerçek anlamda
kulüp sayılmaz. Bu konuda Avrupanın çok gerisindeyiz ve bu
kulüplerin çoğu kapanmakla yüz yüze. Ama şimdi ne yapacaklar?
Sayın Bakandan rica ettim, dedim ki: Bu konuda yasa
hazırlığınız var mı?
Çalışıyoruz. dedi. Sayın Bostancıya da söyledim, bu
yasalar Meclise gelmeden Parlamentonun hazırlıklı olması
açısından üç parti, hatta dört parti -Sayın Sancaklıya da
söyledim- önerge verelim, Meclis araştırması yapalım, bu
yasalar gelmeden Parlamento buna hazırlıklı olsun dedim;
Sayın Bakanla görüşeceğini söyledi, Sayın Bakandan gelen
haberin menfi olduğunu, Sayın Başbakana götüreceğini
söyledi, ısrarla bekliyorum.
Buradan size bir sitemimi de söylemek istiyorum: Siz
Parlamentoda iktidar partisinin grubusunuz, sizin
uzlaştırıcı ve daha çok kapsayıcı olmanız
gerekir. Bu nevi olaylarda bile, bakın, spor gibi bir konuda bile
müşterek hareket etme arzusu taşımazsanız ülkenin birlik ve
beraberliğini sağlamakta zorlanırız. Bakıyorum,
işte, bütün atışmaların tümünde herkes kendi zaviyesinden
bakıyor meseleye, herkes kendi açısından
haklılığını ortaya koyuyor ve her parti de kendisine
göre bir anayasa yapmak istiyor. Getirdik, Türkiyeyi dayandırdık
Şimdi, nokta şu, onu söyleyeyim size, bitireyim, tekrar buna
döneceğim.
Bu nedenle, gelecek yasa şunu yapacak: 4
katrilyon borcu mutlaka bir devlet bankasına yükleyecekler veya bir
şahsa yükleyecekler, bütün gelirleri ona temlik edecekler, futbolun da
kurumsal yapısını -iki türlü yapı var burada, biri Ticaret
Bakanlığının, Ticaret Kanununa tabi olanlar; biri de
Dernekler Kanununa tabi olanlar- tümünü Gençlik ve Spor
Bakanlığının bünyesinde toplayacaklar yani kurumların
oluşturulması oradan olacak. Bu da UEFA, Avrupa standartlarına
ve FIFAya aykırı, kesinlikle iptal sebebidir. FIFAnın ve
UEFAnın görüşünü almadan da bu konuda bir yasa çıkarmanın
doğru olmadığı kanaatindeyim. Biliyorsunuz, Yunanistanın
başına gelenler bizim de tekrar başımıza gelir,
federasyonumuzu ekarte edebilirler. Onun için, bu konuda da ben Gençlik ve Spor
Bakanlığını uyarıyorum.
İki: Bir sitemimi daha söyleyeyim. Gençlik ve
Spor Bakanlığının hâkim olduğu 30 küsur tane
federasyon var. Futbolu özerk kabul ediyorlar güya, özerk futbol diye bir
şey yok. Tamamen, on dört yıldan bu yana, Adalet ve Kalkınma
Partisinin ilçe kongreleri nasıl yapılıyorsa, il kongreleri
nasıl yapılıyorsa federasyonların kongrelerinin onlardan
hiçbir farkı yok. Özü şudur: Çünkü oraya gelen temsilci yani delege
sayısı yasa gereği Beden Terbiyesinin hâkimiyeti
altındadır, bu da futbolun özel ve özerk olarak
çalışmasına mâni teşkil eden bir olaydır. Bunun da
düzeltilmesini talep ediyorum. Bu nedenle de mümkünse gelecek yasaya
karşı Bakanlığın hazırlıklı olması
açısından da Parlamentonun bu işleri üzerine almasını
talep ediyorum.
Şimdi, sözüme başlarken özellikle niye
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olması
gerektiğini söylemiştim, onun üzerinde durmak istiyorum biraz.
Değerli arkadaşlarım, ülkedeki siyasi
iklim neyse, ülke nasıl gidiyorsa gençlerimizi de öyle büyütüyoruz.
Özellikle 1950den önce, tek parti döneminde bir tane öğrenci eylemi var,
1924 yılındaki toplumsal eylem. Özellikle, tramvayın bilet
fiyatında öğrencilerin haklarının gasbedilmesi üzerine
çıkan bir olay. Onun dışında çok ciddi bir olay yok ama bu
demek değildir ki 1924 ile 1950 arası çok demokrat ve çok rahat
geçmiştir. Tek parti dönemidir, dönem nasyonal sosyalist
anlayışın egemen olduğu dönemdir, İkinci Dünya
Savaşının gündeme geldiği günlerdir. O dönemde dahi sol ve
ilerici hareket mutlaka ve mutlaka, inanç açısından olsun, hak talep
edenler mağdur edilmişlerdir, hapishanelere
atılmışlardır, akla hayale gelmeyecek kadar cezalarla
tecziye edilmişlerdir. Hiçbir ciddi tehlike olmamasına rağmen, o
dönemde de solculuk ile sosyalizm, komünizm en büyük tehlike sayılarak
Türkiye'nin bütün aydınları hapishanelerde çok ciddi boyutlarda
cezalara mahkûm olmuşlardır. Akabinde, çok partili rejime geçtik.
1950, siyasi literatürde Ak Devrim diye geçen ve kabul edilen Demokrat
Partinin siyasi iktidarında Türkiye on yıllık bir dönemde bir
sivil Cumhurbaşkanı ki ilk sivil Cumhurbaşkanıdır
Türkiye maalesef, o dönemi de bir ihtilalle sonuçlandırmak durumunda
kalmıştır. O dönemden sonra Türkiyede Genelkurmay
Başkanlarının abone olduğu
Cumhurbaşkanlığı dönemleri gelmiştir. Genelkurmay
Başkanıysanız, aboneliğiniz
yazılmıştır, gelecekte
Cumhurbaşkanısınız. Bunların tek tek, aslında
yakın tarihin çok ciddi irdelenmesi gerekir, ibretiâlem vakalarla doludur.
Şimdi, bilmenizi isterim, Sayın
Cumhurbaşkanı Celal Bayar -özellikle Tayyip Beye geldiğimde
söyleyeceğim- ve rahmetli İsmet Paşa, ikisi de Kürt sorunuyla
ilgili çok ciddi rapor hazırlatmışlardır. Birisinin
adını Şark Raporudur, birisi Kürt Raporudur. İsmet
Paşanın Şark Raporu seksen beş yıl
Başbakanlığın kasasında kapalı
kalmıştır, bilahare açıklanmıştır; mahzurlu
görülmüştü açıklanması. Celal Bayarın raporu derhâl
açıklanmıştır. Şunun için söylüyorum, o gün olan sorun
bugün hâlâ büyüyerek önümüze gelmiş duruyor. Cumhurbaşkanlarının
meseleye ciddiyetle baktıkları verdikleri emeklerden
anlaşılıyor. Bu nedenle, tavsiyem
Adalet ve Kalkınma
Partisinin, özellikle Cumhurbaşkanlığının da
bünyesinde ciddi boyutlarda, Kürt sorununun sosyolojik, siyasal çözümleri
konusunda, maalesef elinizde -şu ana kadar görebildiğim
kadarıyla- ciddi projeniz yok. Gündelik ve pragmatik çözümlerle, devre
devre birtakım reflekslerle çözüm getirmeye çalıştınız
ama maalesef, bisikletin tekerini döndürmekten vazgeçtiğiniz zaman da
bisiklet devrildi. Küçümseme anlamında söylemiyorum, çok saygı
duyuyorum. Bakınız, o barış sürecinde
yapılanların hepsi, her iki parti adına, yaptıkları
çok saygıya layıktır ve takdire şayandır. Eksik
tarafı şudur: Parlamento ayağı eksiktir. Toplumsal olarak,
net olarak meseleye hukuksal ve siyasal bir projenin olmaması bu işin
çözümünü engellemiştir.
Şimdi geldiğimiz nokta dünden çok iyi
değildir. Bu nedenle, tekrar özelikle askerî vesayetin olduğu
dönemlere gelirsek, birkaç cümleyle geçmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyetinin
Cumhurbaşkanı olan şahıs Cemal Gürsel, Celal Bayarın Kürt Raporunu istiyor.
Dedikleri şu: 5 bin Kürtü sallandırırsanız, 2.500
kişisini de imha ederseniz kamplarda bu işi çözeriz.
Bakışa bakınız, ülkenin Cumhurbaşkanı bu ve
ülkenin Cumhurbaşkanının yetiştireceği yönetimdeki
gençlik bu. Arkasından gelen diğer Cumhurbaşkanına
bakıyoruz, Sayın Cevdet Sunay, -rahmetli- o geliyor, gelişi de
enteresan. Cevdet Sunayın gelişinin
enteresanlığının yanında Cemal Gürselin de
gelişi çok enteresan. Ali Fuat Başgilin başına gelenleri
siyasi tarih mutlaka yazmalıdır.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Yazıyor zaten.
CELAL DOĞAN (Devamla) Her gün, parti genel
başkanları, sadece oraya matuf değil, İsmet Paşa
dâhil, Başbakanlığa çağrılmış, daha sonra
Başvekâlete çağrılmış, saat başı tekmil
alır gibi tekmil almışlardır. Yani Cemal Gürselin seçimini
sağlamak için yapmışlardır.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Kim
karşılamıştır Ali Fuat Başgili?
CELAL DOĞAN (Devamla) Bir şey mi
diyorsunuz efendim?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Kim
karşıladı Ali Fuat Başgili Başbakanlıkta?
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım lütfen.
CELAL DOĞAN (Devamla) Tam anlayamadım.
Başgili kim karşıladı mı?
Karşılayanı biliyorsunuz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ona
bakmayın siz.
Süreyya Bey, bugün HDPye sataşma görevini mi
aldınız?
CELAL DOĞAN (Devamla) Burada, bir gün
geldiler, biliyorsunuz, senatörün birisi onun kulağını
ısırdı. Hatırlıyor musunuz? Bir tabii senatör
karşıladı onu. Burayı terk edeceksiniz. dedi, Etlikte nereye
gömüleceğiniz belli olmayacak. dedi. Bu şekilde postalandı.
Bunları siz benden de iyi biliyorsunuz, söyletmek için daha soruyorsunuz.
Mesele şu
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Amcanız mı
karşıladı?
CELAL DOĞAN (Devamla)
Tartışırsanız ben sizi dinlemek zorunda kalırım.
Sayın Başkan, dinleyeyim mi
arkadaşları?
BAŞKAN İkazda bulunuyorum. Takdir
kendilerinde.
CELAL DOĞAN (Devamla) Peki, devam edin siz.
Daha enteresan bir şey söyleyeyim size, sadece
o değil, Türkiyede Genelkurmay Başkanlarının abone olduğu
tarihi söylerken birisi Faruk Gürlerdir. Şu anda siz
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu manzaraları
yaşamadınız. Bu koridorların tümünde rütbeli subaylar
vardır, tüm balkonların hepsi korgeneral, orgeneral doludur. Kulise
inmiş generaller vardır. Laf aynen şudur: Siz bu seçimleri
böyle bitirirseniz buradan zor çıkarsınız.
Şimdi, askerî vesayetten kurtulmak konusunda
çok duacı olduk, çok içtenlikle uğraştık. Ama şuna
aldanmayınız: Türkiyede 5-6 bin kişiyi öldüren Kenan Evren tek
başına iktidara geldiğinde 90 küsur oy almıştı,
yüzde 90 küsur aldı, Anayasa yoluyla kendisine
yazdırmıştı o oyları ama giderken arkasında
Fatiha okuyacak üç tane sivil bulamamıştı. Çok büyük olmak, çok
büyük oy almak hep haklı ve güçlü kalacak anlamına gelmez.
Dönersek günümüze, çok uzun anlatılması
gereken şeyler var ama özellikle günümüzde maalesef ve maalesef, askerî
vesayet döneminde yaşamadığımız şeyleri
yaşadık. Basındaki durum, adaletin geldiği nokta
Şu
kürsülerde, adliyeye sevk etmeniz gereken birtakım iddiaları kendi
oylarınızla adaletin yerine kaim olarak yaptınız. Bir
başka şey daha yaptınız, Türkiyede maalesef, olmaması
gereken şey dışlamak ve kendinizin dışında
kimseye hayat hakkı vermemek. Bu grubun yapmaması gereken bu.
Zamanım yok, maalesef bitti, anlatacağım ama. Şahsıma
bile yapılanlardan birisi: 15 yıl belediye
başkanlığı yaptım, tek gün partizanlık
yapmadım, İsmimin bulunduğu yerlerdeki, -Besnide,
Maraşta, Gaziantepte- isimlerimi silmeye çalıştınız.
Sebebi de ne? Halkların Demokratik Partisine gelmek. Halkların
Demokratik Partisinde olmaktan onur ve gurur duyuyorum çünkü barışa
atılacak ilk adımın olduğu tek basamağı burada
gördüğüm için geldim. Bu nedenle, bu basamaktan görevimi yapmaya
çalışıyorum. Şiddetin her türlüsüne
karşıyım. Türkiyede şiddetle hiçbir yere
varılmayacağını açık ve net bilmenizi isterim. Ve Kürt
halkını
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Sayın Vekilim,
PKKya Hayır deyin, lanetleyin, ondan sonra hayhay.
CELAL DOĞAN (Devamla) PKKyı dert
etmeyin, etmeyin
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, laf
atmayın lütfen.
Sayın Doğan, süreniz bitti. Teşekkür
ederim.
CELAL DOĞAN (Devamla) Toparlayabilir miyim
Sayın Başkan?
BAŞKAN Toparlayın ama artı bir
dakika veremeyeceğim, diğer konuşmacılara veremediğim
için bu süreyi, eşitsizlik olsun istemiyorum.
CELAL DOĞAN (Devamla) Sayın Başkan,
demokraside atışmalara müsaade ediyorsunuz ama toparlamaya müsaade
etmiyorsunuz yani.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
Sayın Başkan, Nursel Hanımdan üç dakika arta
kalmıştı yani hem birinci konuşmada hem ikinci
konuşmada.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Öyle bir
uygulama yok ki.
CELAL DOĞAN (Devamla) Olay şu
değerli arkadaşlarım
Devlet
BAŞKAN Yok, onu yapamam yani geçmiş bir
zaman diliminde kalan süreyi
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Garo
Beyden bir dakika
BAŞKAN Garo Beyden bir dakika verelim size.
Peki. Artı bir dakika.
CELAL DOĞAN (Devamla) 1992de Kara
Kuvvetlerine sordum. Doğuda 240 bin askerimiz vardı, 240 binden
bahsediyorum. 240 bin askerimiz fiilen doğuda. dedi. Maksimize mi
ettiniz? O günden bu yana da öldürmeye devam ediyor. Sadece sivil
rakamları vereceğim, sizin döneminizde, on yılda 6 bin
kişiye yakın sivil insan çatışma olmaksızın
ölmüş bu ülkede. Şimdi, öldürmekle bir yere varılsaydı o
insanlar varırdı. 240 bin askerle Kürtleri diz çöktürüp yok
edemediler. Ama Kürtler de şunu bilecek, IŞİD de bilecek,
PKKsı da bilecek Türkiyede devlet de yenilmeyecek yani. Bunun yolu nedir
peki? Öldüremeyeceksem, yenilmeyeceksem oturup adam gibi konuşmaktan
geçer. Siyaset, adam gibi konuşmanın yoludur.
Sayın Cumhurbaşkanımızın
Birleşmiş Milletlerle ilgili çok güzel bir lafı var, bu,
okulların tümünde de okutulur, fakülte ikideki herkes bilir. Elini böyle
kaldırır der ki: Dünya beşten büyüktür. Sizin grubunuzdan rica
ediyorum, dünya da birden büyüktür.
Saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
son konuşmacı İstanbul Milletvekili Sayın Garo Paylan
olacak.
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz dokuz dakika.
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, size de özel bir
teşekkür ediyorum, sağ olun.
Devletler vergi salar ve bu, tarih boyunca da
çoğunlukla tek bir kişinin vergisi çerçevesinde yürümüştür;
padişahlar veya krallar. Demokrasi geliştikçe bu yetki Meclise
geçmiştir, bizdedir yani yetki şu anda. Ama bakıyoruz şu
anda yetki bizde mi? Vallahi, ben, birkaç aylık bir milletvekili olarak,
Plan ve Bütçe Komisyonunun bir üyesi olarak da gördüm ki yetki bizde değil
arkadaşlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bizde bizde
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Bizim yetki.
GARO PAYLAN (Devamla) Bürokratik oligarşi
hazırlıyor, getiriyor önümüze, arkadaşlarımızın
çoğu -daha kapağını kaldırmıyorlar- el
kaldırıyorlar, veriyoruz, destek veriyoruz.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Bizdeki yetkiler
burada da, sizin yetkileriniz
GARO PAYLAN (Devamla) Ne olduğunu bilmiyorum.
Yetki burada değil arkadaşlar, burası hazırlamıyor.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bu bütçeyi bu Meclis
hazırlamıyor, millet adına bizim hazırlamamız
gerekirken biz hazırlamadık.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Sizin yetkileriniz
Bizimkiler
burada, burada.
GARO PAYLAN (Devamla) Bakın,
hazırlamış olsaydık, bürokrasinin getirdiği böyle
dağ gibi maddelerden bir tek kalemi değişirdi. Bakın,
bürokrasinin getirdiği kalemlerden tek bir kalemini dahi
değiştiremedik Meclis olarak.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Siyasi haklar, siyasi
haklar.
GARO PAYLAN (Devamla) Bürokrasi ne getirdiyse onu
onaylıyorsunuz burada maalesef.
NURETTİN YAŞAR (Malatya) Garo,
önergeleri kim hazırlıyor?
GARO PAYLAN (Devamla) Oysaki, bakın, biz
millet için burada vergileri salıyoruz, vergi topluyoruz. Ama Sayın
Bakan, adil vergi mi topluyoruz? Yok, hayır, adil bir şekilde vergi
toplamıyoruz. Gelir vergisinin yüzde 68ini emekçiler ödüyor. Geri kalan yüzde
32sini işverenler ödüyor. Bu yüzde 32nin de büyük bölümünü küçük esnaf
ve zanaatkâr ödüyor. Bu mu adalet?
Bakın, gayrisafi yurt içi hasılanın,
2002 yılında, yüzde 38i Türkiye toplumunun yüzde 1ine aitti; yani
yüzde 1i yüzde 38ine sahip oluyordu. 2015 yılında gayrisafi yurt
içi hasılanın yüzde 55ini -yüzde 55, arkadaşlar dikkatinizi
çekiyorum- Türkiye toplumunun kaymağı yiyor, yüzde 1i yiyor.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) Bütçenin ne
kadarı faize gidiyordu?
GARO PAYLAN (Devamla) Bu mu adalet? Bu nasıl
oldu? Bu vergi politikalarıyla oldu arkadaşlar. Bakın, bütçe
büyüdü, dolaylı vergiler büyüdü, doğrudan vergi kalemlerimiz
büyüyemedi. Neden? Çünkü gelir vergisi reformunu yapamadık. AKP, on dört
yıldır rant dağıtıyor arkadaşlar.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) Garo Bey, bütçenin
ne kadarı faize gidiyordu?
GARO PAYLAN (Devamla) 100 milyarlarca liralık
rant dağıttınız. Bakın, ben bir İstanbul
milletvekiliyim, her yerde gökdelenler yükseliyor, binalar yükseliyor,
rezidanslar yükseliyor ve oraya imarlar veriliyor, 1e 5, 1e 10. Şehir
şu anda tarumar oldu, İstanbul. İstanbulun ne silüeti
kaldı, ne yaşanılırlığı kaldı. Ama
bunun karşısında, rant dağıttıklarınız ne
vergi veriyor? Hiçbir şey. çünkü rantın vergisi yok. Bakın, pek
çok imalatçı sektörde olan benim de yakınlarım imalat sektörünü
tamamen, bıraktılar hepsi inşaatçı oldu. Ya,
inşaatçılık, müteahhitçilik ne ballı börekli bir
şeymiş. Neden? Çünkü vergisi yok. Bakın, İspanya bu
yollardan geçti, bu hatayı yaptı. İmalat sektörünü küçülttü,
yüzde 12lere kadar küçülttü, inşaat sektörünü büyüttü ve hizmet sektörünü
büyüttü. Evet, belli dönemlerde inşaat kârlı bir alan oldu, balon
şişti ama gün geldi, balon patladı ve ekonomisi yüzde 30a varan
oranda geriye düştü. İşsizlikler yüzde 30a vardı. Bizim bu
yoldan geri dönmemiz lazım. Bunu nasıl yapacağız? Rant
vergisiyle yapacağız ve inşaat sektörünün de vergilendirmesiyle
yapacağız. İş bilen insanlar kendi sektörlerinde tekrar
imalat yapacaklar.
Bakın, Sayın Bakan, bir de siz Vergi
toplayacağım. diyorsunuz bu sene, 540 milyar TL. Sayın Bakan,
bakın, bugün ekonominin çarkları dönmüyor. Güven endeksine,
bakıyoruz, tüketici güven endeksi en düşük seviyesine indi 2011den
beri ve ekonomi güven endeksi de, bakıyoruz, o da en düşük seviyesine
indi. Ekonomi güven endeksi ve tüketici güven endeksinin düşük olduğu
noktalarda Maliye Bakanımız vergi toplayamaz. Ocak rakamları
fena değildi ama şubat kötü geliyor, mart da kötü gelecek maalesef.
Biliyoruz Sayın Bakan. ben bunu piyasadan biliyorum; esnaflar kan
ağlıyor. Esnaflar diyor ki Siftahsız dükkân kapatıyoruz.
Neden? Güven yok. Güvenin olmadığı yerde ticaret olmaz; insanlar
korkarlar, alışverişlerini ertelerler, yatırımcı
yatırımlarını erteler. Eğer siz bir sanayi
kuruluşuna
Bakın, Boydakları sırf muhalif diye alıp
içeri tıkarsanız ve bir basın kuruluşuna eğer ki gidip
kayyum atarsanız, kapatırsanız basın
kuruluşlarını o ülkeye yatırımcı gelmez,
yatırım yapmaz. Demokrasinin olduğu yerlerde yatırım
olur, ticaret olur, ekonominin çarkları döner; demokrasinin
olmadığı otoriter yerlerde eğer ki sizin petrol gibi bir
zenginliğiniz yoksa ekonomi diye bir şeyiniz söz konusu olmaz.
O açıdan Sayın Bakan, 540 milyar TL
yatırım düşünüyorsanız, sizin birinci planda, en önde,
bütün Bakanlar Kurulunun önünde ifade özgürlüğü demeniz lazım,
basın özgürlüğü demeniz lazım, sanayi kuruluşlarına
gidip el koymayın demeniz lazım sırf muhalifler diye.
Bakıyorsunuz, Sayın Bülent Arınç
konuşuyor, Manisadaki iş adamlarına, Bülent Arınçın
yakınındakilere gidip operasyon yapılıyor; vergi
müfettişleri orada. Boydaklar muhalif, Boydaklara kayyum atanıyor,
tutuklanıyor.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Sadece muhalif
olduğu için mi? Ona mı inanıyorsunuz?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
rica ediyorum, konuşmacının insicamını
bozmayalım.
GARO PAYLAN (Devamla) - Muhalif olan her sesi
susturursanız, bakın, muhalif olmayanlar dahi, AKPnin yanında
gözüken işadamları dahi yatırımı durdururlar. Güven
Bir de bakın, korku dediğimiz şey çarpan etkisi yapar. Korku
iklimini yarattıkça o çarpan iklimi bütün coğrafyamıza
yayılır ve maalesef yayılıyor. Güveni büyütmek için
demokrasimizi tekrar büyütmemiz gerekiyor.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) İfade
özgürlüğünün en büyük mağdurları biziz ve buradayız.
GARO PAYLAN (Devamla) Ya, hanımefendi
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Biz buradayız,
merak etmeyin
GARO PAYLAN (Devamla) - Sayın Başkan,
sürekli laf atılıyor bir müdahale eder misiniz lütfen?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
rica ediyorum.
Buyurun Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) Sayın Başkan,
Sayın Bakan, gelir vergisi reformu yapacağız diyorsunuz. Bunun
bir taslağı çıktı basına, yakında göreceğiz
herhâlde ve size bu çağrıyı komisyonda da
yapmıştım. Bakın, gelir vergisi reformunu istediğiniz
kadar yapın iş insanları istedikleri vergiyi veriyorlar. Neden?
Çünkü bakın, ben size babamdan bir örnek vereyim: Biz İstanbul
Gedikpaşada orta hâlli bir ayakkabıcı esnafıydık. Ben
de okuldan artan zamanlarımda dükkâna giderdim. Babam da piyasanın
mütevazı bir esnafı. Her sene Maliye Bakanlığından
bize teşekkür yazısı gelirdi, işte, Bağlı
bulunduğunuz bölgede vergide ilk 10a girdiniz. diye. Ya, ben durumumuza
bakıyorum, babamın bindiği arabaya bakıyorum, mütevazı
bir arabada, piyasada herkes Mercedeslere biniyor, onların vergi
levhasına bakıyorsun, bugünkü parayla bin lira, 2 bin lira; babam,
neymiş efendim, o bölgede 1inci olmuş. Millet gelirdi bize Ya, sen
keriz misin, niye bu kadar vergi veriyorsun? derdi. Evet, düzgün, namuslu,
vergisini veren keriz durumuna düşüyor. Neden? Çünkü bu coğrafyada
hiçbir zaman nereden buldun yasası çıkmadı. Çünkü Sayın
Bakan, her ay kredi kartından 50 bin lira para harcayana, her yıl 1
milyon liralık araba alana, her yıl 2 milyon liralık rezidans
alana Nereden buldun? diye sorabiliyor musunuz?
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Soruyor, soruyor.
GARO PAYLAN (Devamla) Soramıyorsunuz ve
nereden buldun yasası olmadığı sürece de
soramayacaksınız.
Önerime geliyorum, hemen bir mali milat
yapmamız lazım Sayın Bakan, mali milada ihtiyacımız
var. Mali milat, herkes varlığını ortaya koyacak, eğer
ki bir şekilde temizlenmesi gerekiyorsa bir servet vergisi konulacak, o
miladımız olacak ve ondan sonra herkese harcadığından
Maliyenin Nereden buldun? diye sorma hakkı olacak. Yoksa en
muhteşem gelir vergisi yasasını da getirseniz Maliye Nereden
buldun? diye soramaz ancak muhaliflerin üzerine gider, muhaliflerin üzerinde
Demoklesin kılıcı gibi sallanır, iktidar
yandaşları vergilerini vermezler, Sen TÜRGEVe bağış
yap, devam et. diye yürürler.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Ne alakası var
ya?
GARO PAYLAN (Devamla) Oysa Maliye
Bakanımız bu anlamda Nereden buldun? diye sorabilmeli; vergi
levhasında 3 bin lira yazıp her ay 50 bin lira kredi kartı
harcaması yapana Nereden buldun? Nasıl harcıyorsun? diye sorabilmeli,
ancak o çerçevede adil bir vergi düzeni olabilir.
Teşekkür ederim arkadaşlar.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Ben de teşekkür ederim.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına ilk konuşmacı Erzurum Milletvekili Sayın Zehra
Taşkesenlioğlu.
Buyurun Sayın Taşkesenlioğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ekonomi Bakanlığının 2016 yılı
bütçesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Dünyada ve bölgemizde özellikle, ekonomik ve siyasi
anlamda meydana gelen onlarca çalkantıya rağmen AK PARTİ
iktidarının başta reformist, etkin, verimli ve sonuç odaklı
yapmış olduğu politikalar neticesinde hep beraber şahit
olduğumuz önemli ekonomik gelişim ve değişimleri beraber
yaşadık. En başta, 2003 yılında çıkarılan
kanunla yabancı ve yerli sermaye arasındaki ayrımı
kaldırarak yabancı sermaye için Türkiyeyi güvenli bir liman hâline
getirdik ve bu kapsamda 2002 yılında 48 milyar dolar olan
yabancı sermayemizi 2015 yılında 165 milyar dolar seviyesine
getirmiş olduk. Bu da bizim ülkemizin yabancı sermaye
açısından ne kadar güvenli, ne kadar verimli olduğunun önemli
bir kanıtı olsa gerek.
Yine, ülkemiz, geçtiğimiz yıl hem çevre
ülkelerden daha hızlı büyümüş hem de yapmış
olduğu makro ihtiyati ekonomi politikaların neticesinde cari
açığında ciddi oranda azalmalar meydana gelmiştir. 2015
yılında yapmış olduğumuz ekonomik politikaların
neticesinde cari açığımızda yüzde 26,1lik önemli bir düşüş
sergilenmiştir.
Ülkemizde tekstilden hazır giyime, otomotiv ana
sanayiden tarım ürünlerine, kimya sektörüne varıncaya kadar birçok
mal sektöründe dış ticaret fazlası vermiş olduk. Bu da AK
PARTİ iktidarının ortaya koymuş olduğu istikrarlı
ve güvenli ekonomi politikalarının sonucudur.
Ülkemizde sadece mal ticaretinde değil,
aynı zamanda hizmet ticaretinde de dünyada öncü bir ülke hâline gelmeye
başladık. Özellikle mukayeseli üstün sektör olduğumuz
müteahhitlik sektöründe 2002 yılında 46 milyar dolar olan
projelendirme değerimiz, 2015 yılında 273 milyar dolar hâline
gelmiştir. Bugün Afrikada, Güney Amerikada ya da Türki Cumhuriyetlerinde
gittiğiniz havaalanlarından limanlara varıncaya kadar
birçoğu Türk müteahhitleri tarafından
yapılmıştır.
Ancak, ülkemizde ve maalesef, Güneydoğu ve
Doğu Anadoluda devam eden terör olayları neticesinde bugüne kadar
mukayeseli üstün olduğumuz lojistik sektöründe terör örgütünün
saldırıları nedeniyle sadece son altı ayda yüzde 9,4lük
bir düşüşü üzülerek ifade etmek istiyorum.
Yine aynı şekilde, Surda, Cizrede,
Şırnakta kazılan çukurlar sadece insanların
hayatlarında olumsuzluklar meydana getirmedi, aynı zamanda ekonominin
ciddi anlamda daralmasını meydana getirdi. Her ay Irakla
yapmış olduğumuz 500 milyon dolarlık ihracatımız,
maalesef geçtiğimiz aylarda telaffuz edilemeyecek rakamlar seviyesine düşmüş
oldu. Maalesef, yirmi gün kapalı kalan Habur Sınır
Kapısının ekonomimize kaybettirdiği 500 milyon dolardan
bahsediyoruz. Eğer ülkeyi düşünüyorsak bu 500 milyon doları
tekrar nasıl kazanacağımızı burada
tartışmanın hem bize hem Sura hem Cizreye daha faydalı
olacağı kanaatindeyim.
Sayın
milletvekilleri, dünya ticaretini ülkemize entegre hâle getirmek amacıyla
ve yine Gidemediğiniz yer sizin değildir.
anlayışıyla Güney Amerikadan Afrikaya, Türki
Cumhuriyetlerinden Avrupaya varıncaya kadar birçok ülkede iş
insanlarının önlerini açabilmek amacıyla hem serbest ticaret
anlaşmaları imzaladık hem de yüzlerce farklı iş
toplantıları organize ettik. Bu kapsamda, sadece Latin Amerikayla
ihracatımız on beş yılda 7 kat, Afrikayla 8 kat
artmış oldu ve yine bütün bunların neticesinde 2002
yılında 36 milyar dolar olan ihracatımız, 2015
yılına gelindiğinde 145 milyar dolara çıkmış
oldu.
Yine,
Ekonomi Bakanlığımızın, Türk ürünlerinin küresel
pazarda markalaşmasını sağlamak amacıyla geçen sene
devreye koyduğu Turqualıtyle bugün artık, Türk ürünleri
Amerikadaki, İtalyadaki ürünlerle yarışır hâle geldi.
Ekonomi Bakanlığımızın 2016 yılı içinde de
bundan önce yapmış olduğu gibi, ihracatı artırmaya
yönelik, serbest bölgeleri yabancı sermayeye yönelik cazip hâle getirmek
için ve mukayesede üstün olduğumuz sektörlerde daha etkin ve verimli
politikalar izleyeceğine eminim.
Sadece
Dünya Bankasının 2016 yılı için Türkiyeyle ilgili beklentileri
bizim nerede olduğumuzun önemli bir kanıtıdır. Türkiyeyle
ilgili yüzde 4lük bir büyümeyi beklediklerini ve ihracatımızın
da yüzde 11 artacağını beklediklerini çok net bir şekilde,
yayınladıkları raporlarda ifade ediyorlar.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizin küresel pazarlar içindeki payını
artırmak, üreticiyi ve hizmet sektöründeki
yatırımcıları yeni pazarlara ulaştırmak
adına kıtalararası diplomasiyle ve ekonomideki mekik
diplomasiyle yeni pazarlar sağlayan başta Sayın Cumhurbaşkanım
Recep Tayyip Erdoğana, Başbakanıma ve Ekonomi Bakanıma bir
milletvekili olarak ve aynı zamanda bir kadın girişimci olarak
teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubunun ikinci konuşmacısı Denizli Milletvekili
Sayın Cahit Özkan.
Buyurun Sayın Özkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 yılı
Ekonomi Bakanlığı bütçe görüşmeleri vesilesiyle sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, Ekonomi
Bakanlığı, 160ın üzerinde, merkezde 250 müşavir
kadrosuyla hem ihracatçılarımızın dünyaya
açılmalarını sağlıyor hem de Türk markasını
dünyaya tanıtarak ülkemizin büyümesine hizmet ediyor.
Sayın milletvekilleri, dünya, 2015
yılında bilindiği üzere, krizlerle boğuştu. Çinin
ihracatı yüzde 3, en büyük ticaret ortağımız Avrupa
Birliği yüzde 13 oranında ihracatını düşürdü ABDnin
ihracatı yüzde 7 oranında düştü ve ortalama olarak dünyada yüzde
11 daralma meydana geldi.
Dünyada ve bölgemizdeki tüm olumsuz koşullara
rağmen, dış ticaret açığımız yüzde 25
gerileyerek 63 milyar dolar olurken, ihracatın ithalatı
karşılama oranı yüzde 65ten yüzde 69a yükseldi. Valiz ticareti
ve serbest bölgelerde yapılan ticaretle birlikte, dış ticaretin,
ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 90lara
ulaştı.
2015 yılı dokuz aylık büyümemiz
ortalama yüzde 3,4 oldu ve küresel ekonomide yaşanan belirsizliğe
rağmen bu alanda diğer ülkelere nazaran başarılı bir
performans, elhamdülillah, ortaya koyduk. Türkiye, bu oranla 24 Avrupa
Birliği ülkesinden daha hızlı büyüdü. OECD verilerine göre,
2014ün aynı dönemine kıyasla yüzde 2 oranında büyüme
gerçekleştirdi. Dolayısıyla ülkemiz, 2015in üçüncü çeyrek
performansı OECD ortalamasının üzerinde yer almıştır.
Küresel krizlere rağmen yirmi dört çeyrektir ortalama yüzde 5,1 büyüme
gerçekleştirdik. Türkiye ekonomisinin bu iyi performansına
yabancı yatırımcılar tabii ki kayıtsız
kalmadı. Ülkemiz, 2015 yılında dünyada yaşanan tüm olumsuz
gelişmelere rağmen, doğrudan yabancı yatırım
girişlerini bir önceki yıla oranla yüzde 32 artırdı.
İnşallah, 2016 yılı, Hükûmetimizin hazırlayarak
uygulamaya koyduğu reform paketleriyle daha fazla yabancı
yatırımcı çekmeyi başaracaktır.
Sayın milletvekilleri, Türkiyenin genel
görünümünün ardından, Denizlinin dış ticaretteki durumuna da
kısaca değinmek istiyorum. Denizli, 2015 yılında toplamda
yaklaşık 2,3 milyar dolarlık ihracat ve 1,8 milyar dolarlık
ithalat değerleriyle 500 milyon dolar ihracat fazlası vermiş bir
şehrimizdir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2002 yılında Denizlideki ihracatçı firma sayısı 503
iken 2 katına çıkarak bine ulaşmıştır.
Ayrıca, Denizli, en çok ihracatçı firma sayısına sahip
13üncü il olurken, değer bazında en çok ihracat yapan 7nci il
olmuştur. Kıymetli iş adamlarımızı ve
çalışanları buradan tekrar tekrar tebrik ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
KADİM DURMAZ (Tokat) Bir bir kapandı
fabrikalar.
CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; on üç yıllık AK PARTİ iktidarlarımız
döneminde hükûmetlerimizin gayretleriyle ekonomide büyük başarılar
elde ettik. Ancak, ekonomik gelişmemizin önündeki farklı bir tehlike
ve tehdide de dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bilindiği üzere, Moody's, Standard
& Poor's ve Fitch gibi kuruluşların, ülkemizi sürekli
yatırım yapılamaz, durağan ülkeler kategorisinde
gösterdikleri vakıadır. Krizlere rağmen büyüyen ve
yatırım yapılamaz notlarına rağmen inadına yabancı
yatırımcı çeken güzel ülkemize niçin böyle notlar verilmektedir
bunu iyi anlamak gerekiyor. Evet, bu kuruluşların olumsuz not
vermelerinde Türkiye düşmanlarının gayretlerinin etkili
olduğu açıktır, bunu biliyoruz. Ancak, bu kuruluşlar
değerlendirme yaparlarken Anayasamızın ekonomik ve siyasi
istikrarsızlık üretme kabiliyetini esaslı surette dikkate
almaktadırlar. Gerçekten, 1982 darbe Anayasasının ortaya
koyduğu antidemokratik, vesayetçi anlayış sürekli kriz, ekonomik
ve siyasi istikrarsızlık üretmek suretiyle bu notların verilmesinde
belirleyici olmuştur. Daha hızlı ekonomik gelişme, daha
kalıcı kalkınma ve daha hızlı büyüme hedefleri için,
istikrar üreten başkanlık sistemine dayalı sivil, demokratik bir
anayasayı hayata geçirmek en büyük zaruretimizdir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Eğer yeni anayasayı hayata
geçirirsek göreceğiz ki önümüzdeki süreçte daha hızlı büyüme ve
daha hızlı kalkınma hedeflerini hep birlikte
gerçekleştireceğiz ve bugüne kadar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CAHİT ÖZKAN (Devamla)
milletimizin yüzünü
nasıl güldürmüşsek milletimizin yüzünü güldürmeye devam edeceğiz
diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Tanal, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın hatip, mevcut olan Anayasaya,
parlamenter sisteme uygun yemin etmiş, başkanlık sisteminin
zaruret olduğunu söylemiştir. Başkanlık sistemi terörü mü
bitirecek, işsizliği mi bitirecek, milletvekillerinin birisine olan
biat kültürünü mü bitirecek, Türkiye'ye özgürlükler mi getirecek?
BAŞKAN Evet.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani, farklı
düşünen insanları cezaevine atmayı mı engelleyecek? Neyi
getirecek başkanlık sistemi?
BAŞKAN Sayın Tanal, lütfen.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) İç Tüzükün
hangi hükmüne göre böyle konuşuyor?
BAŞKAN Sayın Tanal, sayın
konuşmacı düşüncesini açıkladı, ifade etti,
saygılı davranmak gerekiyor.
Teşekkür ederim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani, bulunmuş
olduğu Denizli ilinde fabrikalar kapanıyor, iş yerleri
kapanıyor, başkanlık sistemi istiyor beyefendi.
BAŞKAN AK PARTİ Grubu adına üçüncü
konuşmacı, İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı.
Buyurun Sayın Çamlı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AHMET HAMDİ ÇAMLI
(İstanbul) Sayın Başkan, aziz milletimiz ve değerli
vekiller; 2016 Mali Yılı Bütçe Tasarısının dokuzuncu
turunda AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.
Kıymetli arkadaşlar,
hatırlayacağınız gibi AK PARTİ olarak 1 Kasım
seçimlerine Haydi bismillah. diyerek başlamıştık. Bu
başlangıç, eski Türkiye'den kalma zihniyeti çok rahatsız
etmiş ve hemen hareketlendirmişti. Geçmişte benzerlerine çok
sık rastladığımız yasakçı bir uygulamayla -zaten
gündelik hayatında çok sıkça kullanan- insanların seçim
faaliyetlerinde de besmeleyle başlanması
yasaklanmıştı. Şimdi, hem can çekişen bu yasakçı
kafaya karşı bir duruşla Bak ey köhnemiş zihniyet, bir
daha böyle yanlış müdahalelere asla tevessül etme. Milletin gözü
üzerinde, biz de millet adına ensendeyiz. uyarısını yapmak
için hem de yeminden sonra çıkmış olduğum bu millet
kürsüsünde hayırlı bir başlangıç yapmış olma
adına konuşmama izninizle besmeleyle başlamak istiyorum.
Bütün sömürgen emperyallerin yedi düvel olarak
iş birlikçileriyle beraber şeytana külahını ters
giydirtecek bir hinlikle insanlığın üzerine bir karabasan gibi
çöktüğü, aydınlığın habercisi bu karanlık süreçte
besmeleyi euzusüyle birlikte okumak istiyorum, hatta neuzusüyle birlikte
okumak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Neuzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmanirrahim. Rahman ve rahim olan Allahın adıyla
başlayıp kovulmuş şeytanın şerrinden âlemlerin
Rabbi olan yüce Allaha sığınıyoruz. Cenab-ı Hak
milletimizi ve insanlığı irili ufaklı ne kadar varsa
görünür görünmez bütün şeytanların şerrinden korusun, muhafaza
etsin.
Değerli arkadaşlar, aziz milletimizin bu
kürsüsünde ifade etmek gerekirse, insanlığın bütün
kaynaklarını çalmalarına rağmen bir türlü yetinmeyen
hırsızlar ile kan emici o doymak bitmek bilmeyen küresel vampirler ve
varlıklarımızı homurdanarak yerken kullandıkları
çatal kaşık mesabesindeki terör yapılanmalarına
karşı verilen bu şanlı mücadele insanlığın
onur mücadelesidir. Bu mücadele esnasında yoğrulduğumuz
toprağa düşen polis, asker, vatan evladı şehit
Mehmetlerimizi, terör olaylarında hayatlarını kaybeden
vatandaşlarımızı bir kez daha minnetle anıyor; hepsini
rahmetle yâd ediyorum. Milletimize ve kederli ailelerine sabrıcemil niyaz
ediyorum.
İnsan maskesi takmış meşin
suratlı, iki bacaklıların da cirit attığı bu fâni
dünyada son nefesimizi şehitlik makamına ermiş olarak vermeyi
bizlere de nasip etmesini âlemlerin Rabbinden iştiyakla niyaz ediyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Cepheye
git.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul)
Değerli arkadaşlar, 2016 merkezî yönetim bütçesinin son turunda
Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bütçesini incelerken
dikkatimizi çeken en önemli husus, yaklaşık on gündür müzakerelerini
yaptığımız bütçe tasarısının bütünü üzerine
hâkim olan temel anlayışın burada da kendisini açıkça
göstermiş olmasıdır. O da AK PARTİ iktidarı boyunca
yönetimde insan ve insani değerlerin merkeze alınmış
olmasıdır. Bu da kurucu genel başkanımız, Sayın
Reisicumhurumuzun sloganlaştırdığı
Yaratılanı Yaradandan dolayı sevmek
anlayışını şiar edinmiş kadroların, binlerce
yıllık medeniyet tecrübesinden damıtılarak günümüze
taşınan ve ahiret hesabının şekillendirdiği
merhamet anlayışını ifade eder.
Geçmişte değerlerinden beslenerek
gelişen bir gençlik için çok daha fazla gayret gösterilseydi, bugün
caddenin ortasında elinde makineli tüfekle polis ağabeyine ateş
eden, yetmezmiş gibi peşinden de el bombası atacak kız
çocuklarımızı görmezdik. Eğer geçmişte hakkıyla sahiplenebilseydik,
bugün marjinal örgütlerin ağına düşerek canlı bomba olan,
yaşlısı genci, bebesi, dedesi ayırt etmeden
kalabalıkların içerisinde kendini patlatan çocuklarımız
olmazdı. Hele bir canavar hâline gelmiş çocukların eylemlerinde
onlara destek veren vekillerimiz hiç olmazdı. Eğer vaktiyle sahip
çıksaydık, devletine, milletine kumpas kuran
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Kim onlar, kim?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (Devamla)
çelme takan,
casusluk yapan ve onları kollayan kurul mensuplarımız,
bürokratlarımız, resmî personellerimiz hiç olmazdı.
Evet, Amerikalı hoca gibi oltasının
ucuna iman yemi takıp gençlerimizi uluslararası şebekelerin
hizmetine peşkeş çekenlere fırsat vermemek için çok daha fazla
yurt açmalı; beden, beyin, kaslarını geliştirici tesisler,
sosyal, kültürel kaynaştırıcı projeler üretmeliyiz. Onun
için işimiz çok, zamanımız da çok sınırlı. Bu
manada, Bakanlığımıza da çok iş düşüyor.
Sözlerime son verirken Gençlik ve Spor
Bakanlığımızın ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (Devamla)
genel manada
Hükûmetimizin bütçesini milletin verdiği yetkiyle destekliyor,
hayırlara vesile olmasını diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HAYATİ TEKİN (Samsun) 2011
yılında Allah lafzını cebinden kim çıkarttı?
BAŞKAN Sayın Çamlı, teşekkür
ediyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
değerli hatibi dikkatle dinledik. Tabii, konuşmasına besmeleyle
başlamak istedi, besmeleyi iki dakika on altı saniye sonra çekti; o
ayrı bir konu. İnşallah, bu gece rüyasında başsız
civcivler görmez ama illa bir besmele çekecekse onu hakikaten
konuşmanın başında çekmesi lazım.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Önce
reklamını yapacak, sonra
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aksi takdirde, besmeleyi yine
siyasete alet etmiş oldu ortasında çekerek.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Reklam
yaptı, Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Grubumuza sataştı.
Dedi ki: Alınan bir yargı kararının başvurusunu yapan
grup olarak, grubumuzdan bir milletvekiline ağır bir ithamda bulundu.
Konuyla ilgili cevap hakkımızı kullanmak isteriz.
Konu hakkında Sayın Mahmut Tanal
konuşacak efendim.
BAŞKAN İki dakika
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlının 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Değerli
Başkanım, değerli milletvekilleri, değerli bakanlar,
değerli bürokratlar, televizyonlarının başında bizi
dinleyen tüm vatandaşlarımıza selam ve
saygılarımı iletiyorum.
Değerli arkadaşlar, besmeleye kurban
olsunlar. Kuranda sadece besmele yok ki.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Bir çek hele, bir çek
hele duyalım.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Her
işin başıdır.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Burada, Kuranda kul
hakkı yememek, yetim hakkını yememek
Bu ayetleri niye
unutuyorsunuz siz?
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Hocam,
sataşmadan kalktın.
MAHMUT TANAL (Devamla) 17-25 Aralıkta kul
hakkı, yetim hakkını yiyenler kimlerdi? Devletin
imkânlarıyla zenginleşenler kimlerdi?
Bismillahirrahmanirrahime kurban
olasınız. Siz bunu oy uğruna hatırlıyorsunuz.
İhalelere girerken bunu siz niye hatırlamıyorsunuz? (CHP
sıralarından alkışlar)
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Onu millet biliyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Her yerde
hatırlıyoruz, her yerde!
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul)
Hatırlamadığımızı nereden biliyorsunuz?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Mal
varlığını kazanırken niye bunu
hatırlamıyorsunuz? Dün yerlerde sürüklenen o
kızcağızı niye hatırlamıyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Zaman
çağırıyor seni, Zaman!
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Konuşma,
konuşma!
MAHMUT TANAL (Devamla) - Cizreyi niye
hatırlamıyorsunuz? Suru niye hatırlamıyorsunuz?
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Nereden
biliyorsunuz hatırlamadığımızı? İftira
atıyorsunuz.
MAHMUT TANAL (Devamla) - 4 tane
bakanınızı niçin korudunuz, kolladınız? (CHP
sıralarından alkışlar)
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Nereden
biliyorsun koruyup kollamadığımızı?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Zaman
çağırıyor, Zaman!
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Başka
partilerden ayetler okununca niye söz almıyorsunuz?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Bakın,
Anayasanın 24üncü maddesi ne diyor? Kimse, Devletin sosyal, ekonomik,
siyasî ve hukukî temel düzenini kısmen de olsa, dinî kurallara
dayandırmaya ve siyasî ve kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama
amacıyla her ne suretle olursa olsun, kullanamaz. diyor. Anayasa 24
diyor.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Başka
partilerden ayet okuyan milletvekillerinde niye konuşmadınız?
MAHMUT TANAL (Devamla) Sizin
yaptığınız, Allahla, dinle halkı
kandırıyorsunuz.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Başka
partilerden Arapça ayet okunduğunda söz söylemediniz ama. Sadece AK
PARTİ mi okuyor?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Dine kurban
olasınız. Sizin ne dinle alakanız var ne Allahla alakanız
var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın konuşmacı, lütfen
temiz bir dille konuşun. Lütfen sayın konuşmacı!
MAHMUT TANAL (Devamla) Siz bunları oy
devşirmek için yapıyorsunuz. Siz oy devşirme uğruna tüm
inançları istismar ediyorsunuz. Tüm inançları istismar ediyorsunuz oy
uğruna. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) İftira
atıyorsunuz! Yaptığınızı biliyor musunuz?
İftira atıyorsunuz!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın konuşmacı,
lütfen, kimsenin dinî değerlerine laf atmayın, dil uzatmayın
lütfen
MAHMUT TANAL (Devamla) Oy uğruna
inançları istismar ettiniz bugüne kadar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Onun için 1
Kasımda sandığa gömülüyorsunuz, onun için!
MEHMET UĞUR DİLİPAK
(Kahramanmaraş) Ya, bırak Allah aşkına!
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Mahmut Bey
BAŞKAN - Laf atmayın, lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla) Halk sizin ne
olduğunuzu biliyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kimin istismar
ettiği belli. Onun için sandığa gömülüyorsunuz, onun için size
cevap veriyor millet. Sandıkta cevap veriyor.
BAŞKAN - Süreniz bitti Sayın
Konuşmacı.
MAHMUT TANAL (Devamla) Bana müdahale
edeceğinize öncelikle mensubu olduğunuz
BAŞKAN Ben onlara da müdahale ediyorum ama
kimsenin dinî inancını, konusunu kürsüden dile getirmeyin.
MAHMUT TANAL (Devamla) - Sizin oradaki göreviniz
buradaki grubu susturmaktır.
BAŞKAN - Sizin Allahla bir
birlikteliğiniz yok. dediniz, bu mealde bir şey söylediniz. Hangi
gruba söylerseniz söyleyin aynı tavırda olurum. Lütfen.
MAHMUT TANAL (Devamla) Bakın, sizin göreviniz
tartışmaya katılmak değildir. Siz de onun içerisinde
BAŞKAN Lütfen, buyurun.
Ben görevimi biliyorum. Hangi gruba yönelik bu
lafı ettiyseniz aynı şekilde tavır alırım.
Herkesin inancı kendindedir. Lütfen
MEHMET UĞUR DİLİPAK
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Konuştukça
batıyorsunuz biliyor musun! Onun için iktidara gelemiyorsunuz.
Kıyamete kadar da gelemeyeceksiniz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, biraz evvel konuşması içerisinde zaten çok ciddi ithamlarda
bulundu, özellikle burada grubumuza bakarak.
BAŞKAN Buyurun iki dakika
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Sayın
Başkan, inancımıza hakaret var.
BAŞKAN - İnançları bu kürsüde rencide
etmeyelim, lütfen.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Oy uğruna
inançlar istismar ediliyor. Biz inançların güvencesiyiz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) - Ne diyorsun, yeter ya!
BAŞKAN Sayın İnceözü dinliyoruz,
iki dakika.
6.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; az evvel
yapmış olduğunuz konuşmayı aynen sizin
şahsınızla özdeşleşir şekilde size iade ediyorum,
onu bilmenizi istiyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Burada söylediğiniz iddiaları
Bakın,
her seferinde çıkıyorsunuz bir iddiayı söylüyorsunuz. Bir
şeyi söylüyorsanız bunu ispat edeceksiniz. Buraya her seferinde gelip
müfteri olmanızı ancak size yakıştırıyorum, bunu
bilmelisiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Burada, özellikle grup olarak biz, din, ahlak
vesaire bağlamlarda söylediklerinizi hiç üzerimize alınmadık.
Ama Din istismarcılığı yapıyorsunuz. demek çok
ağır bir itham. Özellikle grup başkan vekilinden
ERGÜN TAŞCI (Ordu) Yakışıyor
mu Mahmut Bey ya, yakışıyor mu?
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - Bu kürsüde
çıkacak
Bu kadar milletin oyunu almış her bir milletvekilimiz
adına bu şekilde ithamda bulunmanızı
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dinle milleti
kandırdınız, kandırdınız. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) Çok ayıp,
çok ayıp.
Özür dileyeceksiniz. İç Tüzük gereğince de
kullanmış olduğunuz dili gerçekten eleştiriyorum,
yazıklar olsun. Dinle istismar etmek ancak senin gibi söyleyen birisine
yakışır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN On beş dakika ara veriyorum, grup
başkan vekilleriyle görüşeceğim.
Kapanma Saati: 13.35
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 14.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Özcan PURÇU
(İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
dokuzuncu tur
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi Başkanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, milletvekillerinin dinî inanç ve
değerlerinin siyasi rekabetin ve sorgulamanın aracı hâline
getirilmemesi gerektiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biraz önce
grup başkan vekilleriyle bir görüşme yaptık. Ortak
inancımız ve kararımız şudur ki: Bu kürsünün, burada
dile getirilen görüşlerin, milletvekillerinin dinî inanç ve
değerlerinin, siyasi rekabetin ve sorgulamalarının aracı
olarak kullanılmaması gerekmektedir. Sayın milletvekillerinin
burada konuşurken bu bağlamda sözlerine dikkat etmesini grup
başkan vekilleriyle birlikte Divan olarak da önermekteyiz.
Teşekkür ederim.
Sayın Özel, sisteme girmişsiniz, size de
açıklamanız için iki dakikalık süre vereyim.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, tüm siyasi
parti gruplarının dinin siyasetin rekabet alanı içine
sokulmaması gerektiği konusunda anlaştıklarına ve
Cumhuriyet Halk Partisinin de bu noktada üzerine düşen hassasiyeti
göstereceğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Parlamentoda zaman zaman gerginlikler
yaşıyoruz, ara veriliyor ve o arada arkada görüşmeler
yapılıyor. Bu yerleşik uygulamanın ne kadar yerinde ve
doğru bir uygulama olduğunu bir kez daha hep birlikte içeride
yaşadık.
Dört partinin grup başkan vekilleri içerideydi
ve içeride, biraz önce sizin somutlaştırdığınız
bir mutabakat ve bir ortak temenni ortaya çıktı. Sonuçta tüm
dinlerin, tüm siyasetlerin, vatandaştan oy alarak iktidar olmak isteyen
herkesin ortaya koyduğu, vadettiği hedefler ve tüm dinlerin
ulaşmak istediği noktalar hep en mükemmele doğru gitmektir. Bu
noktada dinin pratik siyasetin bir rekabet aracı hâline gelmemesi lazım.
Elimizde tutanaklar var; önceki konuşma, sonraki konuşma, Yüksek
Seçim Kurulu kararları. Ama bugün içerideki mutabakatı önemsiyoruz ve
bu noktada, biraz önceki tartışmalı ortamdan buraya gelmeye
katkı sağlayan tüm grup başkan vekillerine teşekkür
ediyoruz.
Bundan sonra tüm gruplar dinin siyasetin rekabet
alanı içine sokulmaması için gayret edecekler. Biz tutanaklarda
arkadaşımız tarafından kullanılan ve kendisinin de bu
manaya gelmesi, bu kasıt noktasına gelmesinden memnuniyet duymayacağı
ifadeleri gördük, tespit ediyoruz. Bundan sonra tüm gruplar gibi Cumhuriyet
Halk Partisi de bu noktada üzerine düşen hassasiyeti gösterecektir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Çok teşekkür ederim, sağ
olun Sayın Özel.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan Kalkınma
Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Şimdi Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun dördüncü konuşmacısı olarak Tekirdağ
Milletvekili Sayın Ayşe Doğanı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Doğan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA AYŞE DOĞAN
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
saygıdeğer vatandaşlarımız; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı
görüşmeleri kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı
bütçesi üzerinde konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım.
Kendini yenileyerek yüreklerini aşkla, heyecanla
dolduran, akıllarını, vicdanlarını ve yüreklerini
dolduran mazinin mirasçıları, geleceğin kılavuzları,
liderlerine ne kadar hizmet etsek azdır. Biliyoruz ki gençlerimizin öz
güveni ve azmi bu ülkenin en büyük teminatıdır. Gazi Mustafa Kemalin
dediği gibi: Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın
müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına
onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik mevkisine
konduğu vakit Türk milleti yükselecektir.
Değerli milletvekilleri, 81 ilde kurulan
gençlik merkezlerimizin sayısı 2002 yılında 74 iken 2016
yılında 215e ulaşmıştır. İnşaatı
devam etmekte olan gençlik merkezlerinin de faaliyete geçirilmesiyle birlikte
2016 yılı sonunda gençlik merkezi sayımızın 366ya
yükselmesi hedeflenmektedir. Gençlik merkezlerimizin 2002 yılında
11.614 olan üye sayısı 2016 yılı Şubat ayı
itibarıyla 1 milyon 292 bin 901 kişiye
ulaşmıştır.
Gençliğimize yönelik diğer proje ve
faaliyetler ise Sarıkamış Şehitlerini Anma Programı ve
Yürüyüşü, Şehirler ve Kültürler, genç hükümlülere yönelik tiyatro
günleri, 57nci Alay Vefa Yürüyüşü, uluslararası liderlik becerileri
eğitimleridir. Bunlarla birlikte birçok gençlik faaliyetleri
Bakanlığımız tarafından
gerçekleştirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, spor alanında
gerçekleştirilen hizmetlere geldiğimizde:
Bakanlığımıza bağlı Spor Genel Müdürlüğüne
yatırım amacıyla tahsis edilen ödeneklerle spor tesisleri olarak
1.063 adet proje yürütülmektedir. İl spor merkezlerimizde 15-18 yaş
grubundaki çocuklarımıza yönelik faaliyetlerle 2015 yılında
15.797 eğitici aracılığıyla 1 milyon 271 bin 262 çocuk
ve gencimize ulaşılmıştır. 2016 yılı
hedefimiz 1 milyon 350 binin üzerine çıkmaktır.
Engelliler il spor merkezleri kapsamında, 2015
yılında 6.075 engelli sporcumuz sportif faaliyetlere
katılmıştır. 2015 yılında sporcularımız
katıldıkları uluslararası müsabakalarda toplam 5.178
madalya kazanmıştır.
Bakanlığımız ile
Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan protokol
neticesinde, Sosyal Güvenlik Kurumunun yardımından faydalanamayan tüm
lisanslı hakemlerle Futbol Federasyonundan lisans almış amatör
sporcuların da sağlık giderlerinin karşılanmasına
imkân sağlanmıştır.
20.400 millî takım mensubumuz her türlü kazaya
karşı sigortalanarak güvence altına
alınmıştır.
Değerli milletvekilleri, Kredi Yurtlar
Kurumumuz tarafından gerçekleştirilen hizmetlere gelince: Yurt içi ve
yurt dışında genel toplam olarak 1 milyon 503 bin 415
öğrencimize burs ve öğrenim kredisi ödenmektedir. 2002
yılında öğrencilerimize ödenen aylık kredi miktarı 45
TL iken 2015 yılında bu miktar 330 TLye yükselmiştir. 2016
yılı Ocak ayından itibaren de aylık 400 TLye
ulaşmış vaziyette ödeme yapılmaktadır. 2015
yılı başvuru ve yerleştirme işlemlerinde
yurtlarımıza geçerli başvuru yapan toplam 277.280 öğrenci
31 Aralık 2015 tarihi itibarıyla yurtlarımıza
yerleştirilmiştir.
Ortaöğrenimlerini Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı yurtlarında barınarak tamamlayan
öğrencilerimize ise günlük 19 TL beslenme yardımı
yapılmaktadır. Ayrıca, Kredi ve Yurtlar Kurumumuzca yurt
binası edinmek için bina kiralanması yapılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
AYŞE DOĞAN (Devamla) 2016 merkezî
bütçemizin milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) İç
Tüzük 60a göre bir söz talebim olacak.
BAŞKAN Buyurun.
İki dakika.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, İstanbulda Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri
sırasında HDP Eş Başkanı Van Milletvekili Figen
Yüksekdağ Şenoğlu ile beraberindekilere ve
Şırnakın İdil ilçesindeki HDP parti binasına
yapılan saldırıları kınadığına
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün İstanbulda
yapılan Dünya Kadınlar Günü etkinliğinde Eş Genel
Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağa yönelik fiilî
darbı da içeren, beraberinde bulunan korumalarını da hastanelik
edecek düzeyde darp eden bir şiddet olayı
yaşanmıştır. Buradan açıkça bu
saldırıyı kınadığımızı ifade etmek
istiyoruz. Sayın Figen Yüksekdağla birlikte olan, etkinlik için
orada bulunan kadınlara yönelik de yine ölümcül olabilecek müdahaleler
yapılmış ve sadece Kadınlar Gününü orada duyurmak
adına giden kadınlar yerlerde sürüklenmiştir.
Yine, bu saat itibarıyla
aldığımız habere göre de Şırnakta sokağa
çıkma yasağının uygulandığı İdil
ilçesinde parti binamız tank atışı ve top atışıyla
vurulmuştur. Deminden beri çözüm süreci ekseninde
yaptığımız tartışmalardan da
anlaşılacağı üzere demokratik siyasetin önünün ne kadar
açıldığı ya da ne kadar kapandığı konusu
sadece verdiğim bu iki örnekten de çok rahatlıkla
anlaşılabilir.
Bir siyasi partinin, 5 milyon oy almış bir
siyasi partinin Eş Genel Başkanına yapılan
saldırı, parti binasına yapılan silahlı,
ağır zırhlı araçlarla yapılan saldırı
açık bir faşizmdir, darbe uygulamasıdır. Buradan
şiddetle kınıyoruz. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bunu
yapanlar Türkiyeyi adım adım felakete götürmek isteyenlerdir. Çözüm
süreci ekseninde de yürütmüş olduğumuz tartışmalardaki en
büyük sorun alanı hep buydu. Demokratik siyasetin alanını
genişleteceğiz. sözünü verenler binlerce insanı sırf
siyaset yürüttüğü için tutuklayıp işkenceye tabi tuttular, parti
genel merkezini yaktırdılar, partinin genel merkezine silahlı
saldırılar planlattılar, bu partinin mitinglerinde bombalar
patlatılmasına göz yumdular.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika daha vereyim, lütfen
tamamlayın.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Toparlayacağım Sayın Başkan.
Vereceğim sayısız örneklerle de sonuç
alamayacağını görenler en son olarak darbecilerin, darbeci,
cuntacı paşaların yüzde 10 barajının arkasına
saklandılar. Demin AKP grup başkan vekili dönemin
Başbakanının barajı indirme konusunda ne kadar hassas
olduğunu söyledi ancak 27 Ocak 2015 tarihinde Sayın
Erdoğanın yaptığı açıklamayı
paylaşayım sizinle: Yüzde 10 barajı ülkemizin istikrarı
için bir defa çok çok önemlidir. Koalisyon hükûmetlerinin olduğu
dönemlerde hiçbir zaman yükseliş gelişmemiş, hep çöküş
gelişmiştir, onun için bu dönemde de buradaki istikrar yüzde 10
barajındadır. Yani tamamen demokratik siyaseti boğmaya
çalışan, o alanı kapatmaya çalışan ve asla kabul edemeyeceğimiz
fiziki saldırılarla yok etmeye çalışan bir zihniyetle
karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bu
zihniyetin adı -başta kim olursa olsun- faşizmdir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/34), 2014
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı Sayıştay
Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma
Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına beşinci konuşmacı İstanbul Milletvekili
Sayın Abdullah Başcı.
Buyurun Sayın Başcı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH BAŞCI
(İstanbul) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; AK
PARTİ Grubu adına Spor Genel Müdürlüğü 2016 yılı
bütçesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi en kalbî
duygularla selamlıyorum.
Ekranları başında bizleri izleyen
kıymetli vatandaşlarımıza hürmetlerimi,
saygılarımı sunuyorum.
Spor Genel Müdürlüğü, merkezde 937,
taşrada 7.426 olmak üzere
7.426 olmak üzere toplam 8.363 personeliyle hizmet
vermektedir; Türkiye genelinde yapılan yeni tesislerin yanı sıra
sahipliğini üstlendiği çeşitli uluslararası spor
organizasyonlarında kullanılmak üzere ilave spor tesisleri
yapmaktadır. Spor Genel Müdürlüğüne 2015 yılında spor
tesisi yapımı için 444 milyon 260 bin TL başlangıç
ödeneği ayrılmış, daha sonra ek ödeneklerle beraber bu
rakam 644 milyon 653 bin 854 TLye ulaşmıştır. 2015
yılı içerisinde 668 yüzme havuzu, 322 futbol sahası, 233 gençlik
merkezi, 267 spor salonu, 29 atletizm pisti, 29 adet TOKİ ve belediyelerle
iş birliği yaparak spor stadyumu, 112 adet spor tesisleri olmak üzere
toplam 1.060 adet projeyi yürütmektedir. 668 adet proje, 2015 yılında
tamamlanarak hizmete açılmıştır. 218 adet projenin
yapımı, 46 adet tesisin ihale çalışmaları, 128 adet
projenin ise arsa tahsisi ve proje çalışması devam etmektedir.
Spor salonları, gençlik merkezleri, yüzme havuzları ve diğer
spor tesisleri olmak üzere GAP kapsamında 32 projeye 40 milyon 552 bin TL;
DAP kapsamında 51 projeye 88 milyon 790 bin TL; DOKAP kapsamında 24
adet projeye 34 milyon 857 bin TL; KOP kapsamında 16 adet projeye 14
milyon 118 bin TL olmak üzere toplam 123 adet projeye 178 milyon 321 bin TL
ödenek ayrılmıştır.
2016 yılında öncelikli hedef,
yatırım programında yer alan projelerin yapımına
hız vermek ve tamamlanmasını sağlamaktır. 2016
yılı yatırım bütçesi toplam 472 milyon TLdir. Yürütülen
yoğun çalışmalar neticesinde, 2002 yılında 278.047
olan lisanslı sporcu sayımız, 31 Aralık 2015
itibarıyla 5 milyon 995 bin 664e ulaşmıştır.
Açılan kurslarla, 2002 yılında 18.674 olan antrenör
sayımız 2015 yılında 207.425e ulaşmıştır.
Üniversite gençliğimizi spora teşvik etmek amacıyla 2012-2013
yıllarında kurulan Üniligte 2015-2016 sezonunda 14 branşta
yapılan müsabakalara 123 üniversiteden 551 takım, 7.410 sporcu
katılmıştır.
2002 yılında ülkemizde faaliyet gösteren
spor kulübü sayısı 6.035 iken verilen desteklerle 13.692ye
yükselmiştir. 2002-2015 yılları arasında 9.768 spor
kulübüne toplam 143 milyon 886 bin 307 lira nakdî yardım
yapılmıştır. 2015 yılında başarı
gösteren sporcu, antrenör ve spor kulüplerine 10 milyon 868 bin 169 TL ödül
dağıtılmıştır.
Sözlerimin burasında, özellikle vatan için
gözlerini kırpmadan canlarını feda eden, şehit olan
güvenlik güçlerimize bir kez daha Allahtan rahmet,
yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Dünyadaki zinde güçlerin ülkemiz üzerinde operasyon
yaparken kullandıkları iş birlikçi terör örgütleri ve
onların sözcülüğüne soyunan hainleri huzurlarınızda
lanetliyorum. Güvenlik güçlerimize buradan şükranlarımı
sunuyorum.
Sözlerimi sonlandırırken 2016
yılı bütçesinin ülkemize, milletimize hayırlı
olmasını temenni ediyor, hepinize saygı ve sevgilerimi
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
altıncı konuşmacısı İstanbul Milletvekili
Sayın Serap Yaşar.
Buyurun Sayın Yaşar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SERAP YAŞAR
(İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu kürsüden, sizlere, 1982 yılında
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanarak İstanbula
gelmiş ve öğrenim hayatı boyunca Kredi ve Yurtlar Kurumuna
bağlı Vezneciler Kız Yurdunda kalmış bir parlamenter
olarak sesleniyorum. O zamanlar yurtlarımız, 6, 16 kişilik
koğuşlar, haftada bir gün akan sıcak su, tek bir hamam, katlarda
akmayan sular, yer bulunamayan etüt odalarından ibaretti. Benim
öğrenciliğimin bitmesinden yıllar sonra bile, 1995
yılı bütçesi görüşülürken, bu kürsüden bir milletvekili Hâlâ
bile vatan evlatları yurtsuzluktan, kitapsızlıktan, sosyal tesis
yoksunluğundan isyan hâlindedir. diye serzenişte bulunmuştur,
bu şekilde Meclis zabıtlarına geçmiştir. Bugün
geldiğimiz noktada, evlatlarımızın, çok şükür, son
derece konforlu yurtları, kitapları ve her türlü sosyal
imkânları mevcuttur. On dört yıllık AK PARTİ iktidarı
süresince, yeni hizmet anlayışımızla, ailelerin, gençlerin
ve milletimizin beklentilerini de dikkate alarak
Bakanlığımızın sunduğu hizmet kalitesi her geçen
gün artmıştır. 1, 3, 4 kişilik ahşap mobilyalı
odalar, bazalı yataklı, içerisinde çalışma masası
olan, mini buzdolabı bulunan yerler hâline gelmiştir. Ayrıca,
geniş etüt odalarıyla öğrencilerimizin huzurlu bir ortamda
çalışmaları da sağlanmıştır.
Aslında, bugün gelirken size birtakım
görseller de getirmek istedim. Benim de yaşadığım
yurtların eski ve yeni hâlini gösteren yurt binalarının
dış görüntüleri bu biçimde; yeni hâli üstte, eski hâli altta. Yatak
odaları perişan durumdaydı; eski hâli böyle, yeni hâli 5
yıldızlı otel konforunda, son derece güzel.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Sayın Vekilim,
bize de yer ayırtın oradan.
SERAP YAŞAR (Devamla) Evet, evet. Bir
kadın olarak, bir anne olarak aynı zamanda memnuniyetle izliyorum bu güzel
gelişimi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yeni yurtlarımız ayrıca bir engelli
dostu olarak da planlanmıştır. Engelli
yurttaşlarımızın, öğrencilerimizin ihtiyaçları
dikkate alınarak restore edilmiştir eski yurtlar da. Eskisiyle
mukayese edilmeyecek ölçüde konforlu, modern yaşamın bütün
gerekleriyle donatılmıştır.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; KYK yurtlarındaki hizmet kalitesinin
artışı, özellikle kız çocuklarının öğrenim
görmesi ve meslek sahibi olmalarını kolaylaştırıcı
etki yapmıştır; bunun altını, özellikle Dünya
Kadınlar Günü de yaklaşmışken çizmek istiyorum. Somut
verilerden de anlaşılacağı gibi,
Bakanlığımız kız öğrenciler lehine pozitif
ayrımcılık yapmıştır. Bu anlamda, Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu bütçesi tam anlamıyla kadın
dostu bir bütçedir. 2002 yılında 190 yurtta 182.258 kapasiteyle
hizmet verilmekte iken, 1 Mart 2016 tarihi itibarıyla yüzde 153lük
kapasite artışına ulaşmıştır. 293ü kız
yurdu, 185i erkek yurdu, 124ü de karma yurt olmak üzere yurt sayısı
toplamda 602ye çıkarılmıştır. Çok sayıda
öğrencimiz bunlardan faydalanmaktadır.
Bakanlık bütçemiz ailelerin üniversitede okuyan
evlatlarının sağlıklı ve güvenli mekânlarda
barınmaları konusundaki endişelerini bertaraf edecek hizmet
bilinciyle hazırlanmış, bu bağlamda,
sağlıklı ortamda barınmak kadar sağlıklı
beslenmenin de önemini dikkate alarak 2002 yılında aylık 11 lira
olan beslenme yardımı 2016 yılında 270 liraya
çıkarılmıştır. Yükseköğrenime devam eden ve
başvuruda bulunan tüm öğrencilerimiz kredi alabildiği gibi,
ihtiyaç sahibi öğrencilerimize burs imkânı da
tanınmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından
başlayan öğrenci dostu belediye anlayışı
Bakanlığımızda artık öğrenci dostu devlet
anlayışına dönüşmüştür. 2002 yılında
öğrencilere verilen aylık kredi miktarı 45 lira iken, 2016
yılı Ocak ayından itibaren kredi ve burs miktarı lisans
öğrencileri için 400 lira, yüksek lisans için 800 lira, doktora
öğrencileri için 1.200 liraya yükseltilmiştir.
Yurtlarımızda evlatlarımızın
akademik, sosyal, kültürel ve manevi gelişimleri için her türlü imkân
seferber edilmektedir. Bütün bu iyileştirme politikalarına katkı
sağlayan tüm Gençlik ve Spor Bakanlarımıza ve hâlihazırda
kendisi de bir genç olan Sayın Bakanımız Akif Çağatay
Kılıça bu kadın dostu, genç dostu, engelli dostu bütçe için
sonsuz teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Kurum yöneticilerini tebrik ediyorum.
2016 yılı bütçesinin ülkemize, milletimize
hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yaşar.
Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına yedinci konuşmacı olarak İstanbul Milletvekili
Sayın Aziz Babuşcu konuşacak.
Buyurun Sayın Babuşcu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
AZİZ BABUŞCU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine grubumuz
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bütçeler, belirli bir dönemde gerçekleşmesi öngörülen gelir ve giderlerin
karşılıklı tahminlerini içeren cetvellerdir. Kamusal
ihtiyaçlar, kişilerin tek başına
karşılayamayacakları, onun için de karşılanması
aynı zamanda zorunlu olan ihtiyaçlardır. Bu ihtiyaçlar ancak devlet
tarafından ve diğer kamu kuruluşlarınca yerine
getirilebilir.
Bütçenin harcama hassasiyeti,
harcamadaki ilkesel tutumu ve tavrından buna bağlı olarak gelir
dağılımı, ekonomik kalkınma ve sosyal sorunların
giderilmesi olumlu ya da olumsuz yönde etkilenir. Eğer bütçenin harcama
hassasiyeti dengeli bir paylaşımı öngörüyorsa o zaman bütün
dengeler olumlu yönde, değilse olumsuz yönde etkilenir.
Bu anlamda, AK PARTİ
hükûmetlerinin hazırladığı bütçelerin temel
mantığı ve hassasiyet öncelikleri, harcama öncelikleri,
işte bu gelir dağılımındaki adaleti sağlamak ve
toplum kesimlerinin üretilen gayrisafi millî hasıladan alması gereken
payı almasına dönük bir hassasiyet üzere gerçekleşmiştir.
AK PARTİ
iktidarlarına kadar -belki bir iki dönem istisna olabilir- hazırlanan
bütçelerin temel mantığı ve uygulaması adil bir
paylaşımı değil, resmî ideolojinin belli kesimlerini
önceleyen mantığını esas almıştır.
İşte, tüm bu
yaklaşım ve uygulamalar, yıllar içerisinde aslında milletçe
ürettiğimiz gayrisafi millî hasılanın
paylaşımında adil olmayan ve üstat Necip Fazılın ki
Allah ona rahmet eylesin- şu dizelerinde
karşılığını bulan bir şekle gelmiştir:
Allahın on pulunu bekleyedursun on kul/ Bir kişiye tam dokuz; dokuz
kişiye bir pul. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Yani, üretilen gayrisafi millî hasılanın yüzde 20sini nüfusun yüzde
80i paylaşmak zorunda kalırken, nüfusun yüzde 20sinin ise geri
kalan yüzde 80 gayrisafi millî hasılayı
paylaştığı, böyle acıklı bir tablo ortaya çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri,
bu paylaşımı yüzde 80 nüfusun lehine dengelemek isteyen AK
PARTİ, işte, bu bozuk düzene, bu adil olmayan paylaşım
mekanizmasına hazırladığı bütçelerle dur
demiştir. Evet, AK PARTİnin bu bozuk düzene müdahalesi, seçkin
elitist sermaye çevreleri güdümündeki medya, iş birlikçi sivil ve asker
bürokratik elitlerce asla kabul görmemiş ve AK PARTİye
karşı oluşturulan cephenin temel tetikleyici
argümanlarından bir tanesi bu müdahale olmuştur. Sahip oldukları
ekonomik statükonun kaymaya başladığını hisseden
seçkin elitist sermaye çevreleri AK PARTİye karşı pek çok
senaryoyu sırf bu gerekçeyle sahneye koymuşlardır. AK PARTİ
karşıtı cephenin uluslararasını ihmal edersek, 367
hukuk garabetinden Cumhurbaşkanını seçtirmeme girişimine,
27 Nisan e-muhtırasından kapatma davasına, Gezi
kalkışmasından 17-25 Aralık darbe girişimine kadar
bütün senaryoların sahnelenme gerekçelerinden bir tanesi, belki en
önemlisi bu adil olmayan paylaşıma müdahale eden AK PARTİyi
bertaraf etme girişimidir ama bertaraf edemediler, bertaraf edemediniz.
Bugün de aynı niyetin sözcüleri olarak bu kürsüye geliyor,
kulağınıza verilen suflelerle hezeyanlarda bulunuyorsunuz. Bu
hareketin lideri ülkede yaşananlara dair bir demeç verdiğinde eliniz
ayağınız birbirine dolaşıyor, sinirden
tırnaklarını yiyen hırçın çocuk misali ne yapacağınızı
şaşırıyorsunuz, mezarlıktan geçen adamın korkudan
ıslık çalması gibi bir hâli resmediyorsunuz. Hâlbuki bu ufku
yakalamak, buna dair düşünmek ve buradan bir sonuç çıkarmak herhâlde
çok daha doğru olur diye düşünüyorum.
Bakın, size bir
tavsiyede daha bulunmak istiyorum: Bize göre siyaset adamının yola
çıkma gerekçesi halkla kucaklaşabilmektir ve biz biliriz ki eğer
hasretle kucaklanabiliyorsak doğru yoldayız da demektir. Hamdolsun
vatanımızın her köşesinde bütün
arkadaşlarımız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Babuşcu.
AZİZ BABUŞCU (Devamla)
milletimizle
hasretle kucaklaşmaya devam ediyor ve biz bu kucaklaşmayı
sürdürdükçe hazırlayacağımız bütçeler bu gelir
dağılımındaki adaleti sağlayacak bütçeler olacaktır
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Babuşcu.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
öncelikle bir hakkı teslim edeyim
BAŞKAN Siz açıklama mı
yapacaksınız, sataşmadan mı söz isteyeceksiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aslında sataşmadan
söz isteyebilirim de
BAŞKAN Buyurun, peki, tamam, sizi dinliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
yerimden
açıklayayım.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul
Milletvekili Aziz Babuşcunun 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Önce bir hakkı teslim
edelim. Geçtiğimiz günlerde Sayın Babuşcunun taraf olduğu
bir tartışmada ben kendisinin il başkanı seçilirken tek
aday olduğunu ima etmiştim. Sonra kendisi bana -bir istisna hâli
olarak, tabii, kabul ettiğimiz- seçilerek geldiğini söylemişti
ama onu tutanağa geçirme imkânı yoktu, o eksikliğimi tamamlayayım.
Yaklaşık bir aydır aklımdaydı, ilk kez fırsat
oldu.
Ama Sayın Babuşcunun başka
eksiklikleri var bize karşı. Biraz önce söylediklerinin her birine
ayrı ayrı cevap verilebilir ama bir tek gerçeği tespit etmekle
yetineceğim, o da şudur: Birtakım elitlerden bahsediyor,
sermayenin kümelendiği, doğrudur. Sonra, kendilerinden başka
tarafa doğru bir kayıştan bahsediyor, o da doğrudur ama
bunun daha hakkaniyetli bir paylaşım olduğunu söylüyor,
burası yanlış. Türkiyede AKP öncesi ve AKP sonrası ve
şu anki sermayenin, varlıkların paylaşımı
noktasında toplumun geniş, emekçi kitlelerinin aleyhine belli
yerlerde bir kümelenme vardır. O kümelenmenin son dönemde Sayın
Babuşcuya yakın sermaye gruplarında gerçekleştiği
doğrudur ama adaletsiz, haksız, sömüren bir sistemdeyiz, Sayın
Babuşcunun bahsettiği kişiler sadece taraf
değiştirmişlerdir, bunu ele geçirmişlerdir. Bunun düzelmesi
ancak sol, sosyal demokrat bir iktidarla, CHP iktidarıyla mümkün
olacaktır.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Seksen yıl onu
gördük zaten.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Böyle bir
iktidarı kim görecek?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, AKP Grubu adına konuşan hatip bütün muhalefeti
kastederek salt bir AKP karşıtlığı üzerine
hezeyanlarla hareket edildiğini ifade etti, açık bir
sataşmadır. HDP adına ben söz istiyorum.
BAŞKAN Sataşmadan dolayı söz
vereceğim.
Yerinizde mi, kürsüde mi?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Kürsüden.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika. Doğrusu da o
zaten.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
7.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcunun 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; AKPli milletvekillerine, muhalefetin söylemlerinden önce,
AKPli yetkililerin yapmış olduğu açıklamalardaki
çelişkileri ve gelinen noktayı özellikle takip etmelerini öneriyorum.
Günlerdir biz bu Genel Kurulda soruyoruz, siz cevap vermiyorsunuz, grup
başkan vekilleriniz cevap vermiyor, bakanlar cevap vermiyor. Bakın,
Cumhurbaşkanı ve beraberindeki danışmanların
yaptığı açıklamalar ile Kabineden ve Bakanlar Kurulundan
yapılan açıklamalar arasında 180 derece fark var. Soruyoruz,
cevap yok. Biri diyor ki Anayasa Mahkemesiyle ilgili söylediği sözler
kişisel görüşüdür., diğeri diyor ki Hayır, kişisel
görüşü değil, bütün kamu vicdanını yansıtan kurumsal
bir görüştür. Cerattepeyle ilgili görüşlerini söyledik.
Başbakan Cerattepedekilerle birlikte yürümeye hazırım. diyor,
Cumhurbaşkanı çıkıp Cerattepe yavru bir Gezidir. diyor.
Aynı şekilde -düşünün, üç bakan buradayken ben sordum, üç bakan
buradayken- Cumhurbaşkanı danışmanı diyor ki:
Cumhurbaşkanı devletin ve Hükûmetin başıdır. Burada
soruyoruz Ya, bu Hükûmetin başı Sayın Erdoğan
mıdır yoksa Sayın Davutoğlu mudur? diye, üç bakandan
çıt çıkmıyor. Ortada bir hezeyan, ortada sadece AKP
karşıtlığı üzerinden ortaya konulmuş bir
muhalefet yok, sizde bir çatlama durumu var. Dışarıda bir
sıkışmışlık, içeride de bir üçe bölünme durumu
var.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Siz Kandilden fitne
ateşini yakmaya muvafık olamayacaksınız. Hiçbir
şekilde fitne ateşini yakamayacaksınız, hevesiniz
kursağınızda kalacak, bunu böyle bilin.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Erdoğan ve
beraberindekiler farklı konuşuyor, Hükûmette ona yakın olanlar
ve Davutoğlu farklı konuşuyor, Abdullah Gül ve onunla birlikte
hareket eden muhalif kanat, Hamamönü ekibi de farklı konuşuyor.
MARKAR ESEYAN (İstanbul) Sen Kandilin
yörüngesinden çık.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Öyle bir noktaya
geldi ki Abdullah Güle yakın olduğu için holdinglere, iş
adamlarına operasyonlar başlatıldı. Tablo bu iken gelip
burada muhalefeti hezeyanla falan suçlamayın, kendi gerçeğinizi görün
diyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
AZİZ BABUŞCU (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Babuşcu
AZİZ BABUŞCU (İstanbul) Sayın
Başkanım, gerek Cumhuriyet Halk Partisi Grubu başkan vekili
Aziz Babuşcuya yakın sermaye
demekle bir ithamda bulundu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yerimden sataştım,
yerinden cevap versin efendim.
AZİZ BABUŞCU (İstanbul) Sayın
başkan vekili de ayrıca benim yaptığım
açıklamalar üzerinden başka bir değerlendirmeyle suçlamada
bulundu. Onun için söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika söz veriyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
8.- İstanbul Milletvekili Aziz
Babuşcunun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklaması ile Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
AZİZ BABUŞCU (İstanbul)
Değerli arkadaşlar, şimdi, tam da benim dediğim gibi oluyor
işte. Yani, Sayın Cumhurbaşkanımız bu ülkede
yaşananlara dair bir görüş beyan ettiğinde bizim içimizde
farklı düşüncelerin ifade edilmesi asla bir sorun olarak ortaya çıkmazken
siz bu beyanlar karşısında ne yapacağınızı
şaşırıyor, bocalıyor ve sinirinizden gerçekten
çocukların tırnak yemesindeki hâlle buraya çıkıp aynı
şeyleri tekrar ediyorsunuz. Bakın, bu sizde paniğe sebep oluyor,
sizde problem hâline geliyor, bizim için bir problem yok, bunu net bir
şekilde ifade edeyim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kime söylüyorsun? Oraya
konuşup
AZİZ BABUŞCU (Devamla) Oraya söylüyorum,
siz de aynı şey, fark etmiyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hah, alayım da.
MUSA ÇAM (İzmir) Kızım sana
söylüyorum, gelinim sen anla mı?
AZİZ BABUŞCU (Devamla) AK PARTİ
karşıtı cephe -bu çok doğru bir düşüncedir- bugüne
kadar Türkiyede olup bitenlerin tamamı AK PARTİnin bu
paylaşım mekanizmasına müdahalesini hazmedemeyen ve bugüne kadar
bu ülkenin bütün imkânlarını, fırsatlarını,
kaynaklarını sadece kendilerinin imkânı, kaynağı ve
fırsatı olarak düşünenlerin AK PARTİye karşı
oluşturduğu cephedir. Bakın, rüyalarında bile bir araya
gelmesi mümkün olmayanlar yakın geçmişte bir araya geldi. Sırf
AK PARTİyi bertaraf edebilmenin bir seçeneği olur umuduyla denemeler
yaptınız. Benim işaret ettiğim bu.
MUSA ÇAM (İzmir) Kim onlar Hocam, kim onlar?
AZİZ BABUŞCU (Devamla) Bunu milletimiz
zaten izliyor ve görüyor. Ben de bunun karşısında diyorum ki,
anlamaya çalışın. Recep Tayyip Erdoğan gibi bir siyasi
karizmatik liderden sizin, Türkiyenin, elbette muhalefetin çok daha fazla
öğreneceği şey var ama ille de Biz bundan istifade etmeyiz.
diyorsanız o zaman sizin hâlinizi Ziya Paşanın şu
dizeleriyle ancak izah edebilirim.
GARO PAYLAN (İstanbul) Davutoğlu ne
oldu?
AZİZ BABUŞCU (Devamla) İdrakimaâlî
bu küçük akla gerekmez/ Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.
diyorsunuz o zaman. Yapacak bir şey yok.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın hatip -herhâlde ifade etmeme gerek yok- yine ağır bir
sataşmada bulundu.
OKTAY VURAL (İzmir) Çok derin bir şeye
girdi yani hak ettiği cevabı alır.
BAŞKAN Onun yorumunu ben yapmayayım. Siz
talepte bulunuyorsanız size söz vermiş olayım, yorum yaparsam
karıştın diyorlar çünkü.
Buyurun, iki dakika.
9.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcunun sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekiline, grup başkan
vekilinin Sayın Erdoğanın açıklamaları üzerine
düştüğü o zor durumu hatırlatmak istiyorum. Can Dündar ve Erdem
Gül tahliye olduğunda, burada bizler yerimizden söz
aldığımızda kendisi de bu tutuklama kararının
kaldırılmasıyla ilgili duyduğu memnuniyeti dile
getirmişti ama ne zaman ki saraydan bu kararla ilgili Anayasa Mahkemesinin
kararını eleştiren bir tutum ortaya çıktı, burada, 180
derece dönüş yapıp Bu, bir hak ihlalidir, yetki gasbıdır.
dedi.
Sizde dış politikadan dolayı muazzam
bir yalnızlaşma var, hani değerli yalnızlık deniyor
ya. Amerika, Rusya, Avrupa Birliği, İran, Suriye, bölge ülkelerinin
tamamında bütün ilişkiler tamamen bitme noktasında.
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) En
azından maşa olarak kullanılmıyoruz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Avrupa Birliğiyle
bugün toplantı var ya! Yarın Brükselde toplantı var.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - İçeride de
bu Cumhurbaşkanının vesayet anlayışının
getirdiği müthiş bir zorlanma var. Bu, son derece doğal. Zaten,
bunun olmaması aslında eşyanın tabiatına
aykırı olurdu.
Bakın, ben, burada sadece son üç gündeki
bakanların söylediği cümleleri size hatırlatayım: Hani
Cumhurbaşkanı Dolmabahçe mutabakatını reddetti ya
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum)
Mutabakat yok, ortada mutabakat yok.
İDRİS BALUKEN (Devamla) -
Ortada bir
süreç falan yok. dedi ya, üç gün boyunca burada İçişleri Bakanı
Dolmabahçe mutabakatının altında imzamız var,
arkasındayız. dedi.
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum)
Ortada bir mutabakat yok, bunu anlamıyorsunuz galiba. Siz açıklamada
bulundunuz, onlar açıklamada bulundular, mutabakat yok.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Ertesi gün,
Savunma Bakanı İsmet Yılmaz Çözüm süreci, dün doğruydu,
bugün de olsa doğrudur, yarın da olsa doğruydu. dedi. Dün,
Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanının Terör
örgütleri listesindedir. diye şikâyet ettiği El Nusrayı burada
terör örgütü olarak saydı.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Kürt
kardeşlerimizi kucaklamak adına çözüm süreci doğruydu, sizin
anladığınız anlamda yanlıştı.
İDRİS BALUKEN (Devamla) -
Dolayısıyla, zaten kendi içinizde saray ve Hükûmet arasında,
Hükûmette de saraya yakın ve Sayın Davutoğluna yakın kanat
arasında ciddi bir çatışma var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZEHRA TAŞKENLİOĞLU (Erzurum) Sizi
de Kandile yakın olanlar ve olmayanlar. diye mi
ayırıyorsunuz? Kandilden izin alanlar ve almayanlar. diye mi
ayırıyorsunuz? Belli, emri nereden aldığınız.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Hamamönü
hareketiyle ilgili de tabanınızın size durmadan sorduğu
sorular var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SUAT ÖNAL (Osmaniye) Halüsinasyon görüyorsunuz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Baluken.
Sayın milletvekilleri, rica ediyorum, lütfen.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Babuşcu
konuşması sırasında ağır sözler söyledi, Kimi
kastediyorsun? dediğimizde Sizi de. dedi, grubumuza sataşma var.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Bekaroğlu
grubumuz adına cevap verecek efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bekaroğlu.
İki dakika süre veriyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
10.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Bekaroğlunun, İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcunun
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Babuşcu doğru
başladı, yanlış bitirdi, Bu bütçe önce belli kesimler
tarafından paylaşılıyordu, adaletsizlik yapılıyordu,
şimdi biz geldik adaletli bütçeler yapıyoruz. dedi. Evet, önceden
adaletsizlik yapıldığı doğruydu ama ikincisi,
kendilerinin adaletli bir bütçe yaptıkları yanlış. İki
rakam vereyim size: Siz geldiğinizde bu ülkenin en zengin yüzde 1inin
toplam servetteki payı yüzde 36ydı, 2015 sonu itibarıyla yüzde
54 oldu. (CHP sıralarından alkışlar) Yani siz adaletsizlik
yaptınız, fakir fukaradan dolaylı vergilerle alıp
zenginlere verdiniz.
Başka bir şey, bu devlet birikim ve
tahakküm aracıydı, siz gelip bunu değiştirmediniz,
orayı ele geçirdiniz, yine birikim ve tahakküm aracı olarak
kullanıyorsunuz. Sayın Babuşcu, o bahsetmiş olduğunuz
eski zenginler -biliyorsunuz, faizler çok yüksekti, bütün iş adamları
tefeci olmuştu, bilançolarına bakıyordunuz- gelirlerinin büyük
çoğunluğunu faaliyet dışı alanlardan, yani devlete
borç para vererek faizle milleti soymakla kazanıyorlardı. Şimdi,
bütün iş adamları inşaatçı oldu Sayın Babuşcu.
Siz İstanbulu çok iyi biliyorsunuz.
İddia ediyorum burada, mahkemeye verin,
iddiamı ispatlayacağım: On beş sene içinde İstanbulda
250 milyar dolarlık kent rantı oluşturuldu ve
paylaşıldı. Siz yeni bir birikim aracı olarak
inşaatı ve kent rantlarını getirdiniz, imar
değişiklikleriyle büyük paralar oluşturdunuz, imardan vergi
almıyorsunuz. TMSFdeki, devletin elindeki arsaları imar
değişikliği yapılmadan çok ucuza sattınız, 10
milyon, 12 milyon dolara sattınız o arsadan 700-800 milyon
dolarlık rant oluşturuldu. 100 milyonu masraf olarak
çıkıyorsun, 600 milyon dolar paylaşıldı. Evet, yani
siz devleti ele geçirdiniz, devleti tahakküm ve birikim aracı olarak
kullanıyorsunuz, eski zenginlerin yerine yenilerini oluşturuyorsunuz,
eskilerin bir kısmını da zaten siz zengin ettiniz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, tabii, aslında
hatibin konuşmalarına verilecek çok cevap var ama biz de grup olarak
bu konuda Meclis Genel Kurulunda siz-biz, onlar-bunlar diye
kategorileştirdiği bir ortam içerisinde şüphesiz bize de
BAŞKAN - Bir dakika
Mikrofonunuzu açayım,
duyulmuyor pek sesiniz.
İki dakika... Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
İstanbul Milletvekili Aziz Babuşcunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, teşekkür
ederim.
Tabii, aslında bütün bu sözlerin muhatabı
Adalet ve Kalkınma Partisinin kendi Hükûmeti yani Kızım sana
söylüyorum, gelinim sen anla. dediği aslında alametifarikaları
olmuş çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi elitlerin partisi hâline
gelmiş. Bu yönüne bakıldığında, dönemin
Başbakanı, hatırlarsanız bundan önce Bizim dönemimizde 5
kat fazla kazandınız, daha ne istiyorsunuz? 5 kat fazla
kazandırdığımız faiz lobisi bugün
karşımıza çıktı. diyordu. Dolayısıyla,
hatip muhtemelen Adalet ve Kalkınma Partisi politikalarını
eleştirmek için ironi yapmış oluyor. Herhâlde iğneyi
kendilerine batırmak için bunu kullandı çünkü sizin
zamanınızda toplam servet içerisinde nüfusun yüzde 90ının
payı yüzde 22,3e gerilerken yüzde 1inin payı yüzde 54,3e
yükseliyor. Sizce böyle bir paylaşımı kim yapabilir?
Kullandığınız deyimle böyle bir paylaşım, hani
On yiğitten birine dokuz pul, dokuzuna bir pul dediğiniz, bunu kim
yapmış? Adalet ve Kalkınma Partisi.
AZİZ BABUŞCU (İstanbul) Öyleydi o,
biz düzelttik onu.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, işte, senin
dediğin gibi olsun ama netice itibarıyla, bu senin vicdanına
sığıyor mu? Yüzde 1inin payı yüzde 54,3.
Dolayısıyla, bugüne kadar hep aldatılarak geldiğinize göre,
sizi ya PKK aldattı ya paralel aldattı ya Esad aldattı ya ABD
aldattı, şimdi de muhtemelen yeni bir aldatma tiyatrosunu burada
oynamaya çalışıyorsunuz. Milleti kandırmayın, tablo
ortada.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Millet bize
inanıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Gönül isterdi ki -burada
söyleyeyim bu lafı- kara para aklamadan dolayı İranda Zencani
idam hapsiyle mahkûm oluyor, bugün Zencaninin ortağı Rıza
Sarrafın önüne yatanlar, bu kara para aklamak için yapanların hesap
vereceği günün geleceğini düşünmüyor musunuz? Bu paralar kime
gitti? Niye hesap vermiyor? Bu konuda Maliye Bakanlığına da
sesleniyorum: Bu konuda, Zencani ile Rıza Sarraf arasında,
şirketler arasında bir ilişki tespit edildiğine göre,
bugün, İranda, bu kara para aklamayla ilgili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Vural, bir dakika daha
vereyim, tamamlayın lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir)
idam cezası
verilebiliyorsa, bunun ortağının yaptıkları, 84 milyar
euronun, kara paranın aklanması için yapılanların
hesabının sorulmadığı bir ortamda bu hangi vicdana
sığar diye soruyorum.
Adalet Bakanlığı, Maliye
Bakanlığı, neden İrandaki bu soruşturma
dosyasını Türkiye'ye getirmedi de Türkiye'de kimlerin hangi
ilişkileri var? diyerek bu konuda yargı çalıştırılmadı?
Bunun hesabını vermeniz ya da sizin sormanız gerekmiyor mu?
Tablo bu. Rıza Sarraflar kazandı, millet kaybetti, işin özü
budur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Vural.
ZEHRA TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum)
Milletin kime kaybettirdiği de ortada ama.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Geçen
hafta 7,5 trilyonluk villa aldı.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi Yönetim
Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik Kurumlarına ve
Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM KREDİ
VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili
Sayın Salih Cora konuşacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Cora.
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİH CORA (Trabzon)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Siyasi
zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça bu
başarılar uzun sürmez. sözleriyle başlamak istiyorum.
Tıpkı, AK PARTİnin 2001
yılında kurulup, 2002 yılında büyük bir siyasi zaferle
beraber iktidara geldiği gibi. On dört yıldır iktidardayız
ve biz siyasi zaferlerimizi ekonomik zaferlerimizle, ekonomik zaferlerimizi de
siyasi zaferlerle taçlandırdığımız için hâlen
iktidardayız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bir ülkenin büyümesi,
kalkınması, gelişmesi için siyasi istikrar, sosyal istikrar,
ekonomik istikrar ortamının oluşması gerekir. Eğer
istikrar olmazsa güven olmaz, güven olmazsa yatırım olmaz,
yatırım olmazsa istihdam olmaz, istihdam olmazsa sosyal güven
ortamı oluşmaz, sosyal huzur olmaz.
Biz, dünyadaki tüm krizlere rağmen, tüm
ekonomik krizlere rağmen, yapısal reformlarımızla beraber,
sağlam mali politikalarımızla beraber çok şükür ki dimdik
ayakta durduk; şeffaf, denetlenebilir ve geliri ile giderini öngörebilen
bütçelerle beraber başarılı olduk. Parayı, zamanı ve
insanı iyi yönettik, bunda başarılı olduk.
Bankacılık sektörümüz bile başlı başına dünyada örnek
gösterilen sektörlerden biri olmuştur.
Bakın, 2002 yılında vergi gelirlerimizin
yüzde 85,7si faiz ödemelerine giderken bugün vergi gelirlerimizin sadece yüzde
13ü faiz ödemelerine gitmektedir. Bu aradaki fark nereye gidiyor? Milletimize
gidiyor; sağlıkta, ulaşımda, eğitimde hizmet olarak
milletimize geri dönmektedir.
Kişi başına millî geliri 3 kat
artırdık. Şu anda kişi başına millî gelir 10 bin
doları aşmıştır.
Enflasyonu tek haneli rakamlara indirdik.
Hatırlayın, IMF kapılarında
yalvaran, yakaran, ağlayan bir Türkiye vardı, şimdi IMFye
borcunu ödeyen ve IMFye gerekirse kredi açabilecek bir ülke konumuna geldik.
Millî gelirimizi 800 milyar TLye
çıkardık. OECD ülkeleri arasında en uzun süreli ve en
hızlı büyüyen ülkeler konumuna eriştik.
Bütçemizi toplumun tüm dezavantajlı
gruplarına, yaşlı, engelli çocuklarına büyük imkânlar
sağlayarak oluşturduk. Sosyal devlet ilkesini gerçek manada hayata
geçirdik.
Biz bütçeyi belirli grupların değil
herkesin bütçesi olarak gördük. Enlerin ve ilklerin ülkesi olduk. Ülkemizin her
bir metrekaresine tarihî reformlar ve hizmetler getirdik. Kuşkusuz ki
bunda en büyük katkı bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan
milletimize aittir. Biz bu hizmetleri milletimizden
topladığımız vergilerle beraber sağladık ve bu
vergilerin her zaman milletimizin bize birer emaneti olduğunu hiçbir zaman
aklımızdan çıkarmadık. Bu vergileri her zaman milletimizin
ekonomik, sosyal refahının gelişmesi hususunda büyük imkânlarla
kullandık.
Bu kapsamda, yine bizim dönemimizde kurulan Gelir
İdaresi Başkanlığının da çok önemli
çalışmaları olmuştur. Daha adaletli bir vergi sistemi
oluşturmak anlamında vergi sisteminin sadeleştirilmesi ve vergi
mükelleflerinin bilinçlendirilmesiyle beraber vergi gelirlerimiz arttı.
Bakın, 2002 yılında 60 milyar TL olan
Türkiyenin vergi gelirleri 2015 yılında 400 milyar TLye
çıkmıştır. Bizim dönemimizde kurumlar vergisi yüzde 33ten
yüzde 20ye düşmüş, katma değer vergisi birçok alanda yüzde
18den yüzde 8lere ve bazı alanlarda yüzde 1lere kadar
düşmüştür. Hatta KDVyi bazı alanlarda kaldırdık. OECD
ülkeleri arasında vergi külfeti en düşük ülkeler
sıralamasında 7nci sıradayız. Şimdi hem vergi
oranlarını düşürüyoruz hem vergi tahsilatını
artırıyoruz. Bunu nasıl izah edebiliriz? Bunu ancak ihlaslı
ve samimiyetle çalışan bir iktidarın bereketi olarak
yorumlayabiliriz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Çağdaş vergi sistemlerinin çoğunda
yer alan asgari geçim indirimi müessesini vergi sistemimize dâhil ettik. Devlet
üniversitelerinde harcı kaldırarak öğrencilerimizin üniversiteye
erişimini daha kolay bir şekilde sağladık.
Değerli arkadaşlar, burada en önemli
başarılardan birisi de vergi sisteminin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SALİH CORA (Devamla) -
...sadeleştirilmesi, tanıtım faaliyetlerinin
artırılması ve yeni nesil teknolojileri de kullanarak
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Cora.
SALİH CORA (Devamla) - Sayın
Başkanım, yeni milletvekillerine genelde ek süre
BAŞKAN Yapamıyoruz öyle bir şey.
Çoğunluk yeni milletvekili.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bence yapın efendim,
bence de, birer dakika verin yeni milletvekillerine, ne olur?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - O,
HDPnin Başkan Vekili, herkes yapmaz onu.
BAŞKAN Herkes yeni milletvekili.
Benle konuşacağınıza selamlama
yapın Sayın Cora, lütfen.
SALİH CORA (Devamla) Gelir İdaresi
Kurumu, vergi toplamada yeni nesil teknolojileri de geliştirerek özellikle
e-yoklama, e-tahsilat, e-beyanname, e-ticaret gibi uygulamalarla vergi uyum
maliyetini düşürmüş, vergiye gönüllü uyumu sağlamış ve
kayıt dışı ekonomiyle mücadelesiyle de büyük başarı
sağlamıştır.
BAŞKAN Selamlamanızı
yaparsanız Sayın Cora
SALİH CORA (Devamla) Bu vesileyle, ben 2016
mali yılı bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını
diliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
dokuzuncu konuşmacı olarak Ordu Milletvekili Ergün Taşcı
konuşacak.
Buyurun Sayın Taşcı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ERGÜN TAŞCI (Ordu)
Sayın Başkan, değerli Divan üyeleri, kıymetli
milletvekilleri; Kamu İhale Kurumu bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kamu İhale
Kurumu, kamu alımları konusunda 4734 sayılı Yasanın
kendisine vermiş olduğu görevleri saydamlık, eşitlik,
güvenirlik, kamuoyu denetimi ve ihtiyaçların uygun şartlarla ve
zamanında karşılanması ilkeleri çerçevesinde yerine
getirmektedir.
Kamu İhale Kurumu, 2015 yılı
verilerine göre, millî gelirimizin yaklaşık yüzde 7sini ve toplam
kamu harcamalarının yaklaşık yüzde 20sini oluşturan,
mali büyüklüğü düzenleyen, denetleyen ve makro ölçekte iktisadi etkileri
olan özerk bir kurumdur.
Benim de kariyerimde önemli yer teşkil eden
kurum, esas olarak, dört temel faaliyet üzerinde oturmaktadır. Faaliyet
alanlarının ilki kamu alımlarının denetlenmesidir.
Teknik ifadeyle itirazen şikâyet dediğimiz bu denetim sistemi, Türk
idari yapısında klasik denetim yöntemlerinden farklı olarak,
alternatif uyuşmazlık çözümü şeklinde tanımlanabilir.
Böylelikle, idare tarafından tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık
olduğunu iddia eden firmalar şikâyet yoluna başvurmakta ve
yargı öncesi bu zorunlu başvuru yolunu tüketmektedir ve
uyuşmazlıklar çözümlenmektedir.
Bu denetim yöntemi idari veya teftiş kurulu
denetimlerinden nitelik itibarıyla farklı olup, bu türden denetim
yöntemleriyle karşılaştırıldığında,
Türk bürokrasisinde örneğine çok az rastlanır biçimde, bütün
uyuşmazlıklar yirmi günden daha az bir sürede çözümlenmekte ve karara
bağlanmaktadır. İşte, bir ihale sürecinin üç ila dört ay
sürdüğü, yargı organlarının bir yılı
aşkın sürede karar verdiği bir zaman dilimi
düşünüldüğünde, kurumun inceleme görevindeki başarısı
da ortadadır.
Değerli milletvekilleri, kurumun faaliyet
alanının ikincisi düzenleme faaliyetidir. Kanunun yanında
ikincil mevzuat dediğimiz düzenlemeler 5 bin sayfayı
aşkın bir şekilde hacim içinde bulunmakta ve bu alana
ilişkin ciddi bir çalışma içerisinde bu düzenlemeleri devam
ettirmektedirler ve kamu alımları uygulamaları ülke çapında
böylece yönlendirilmekte ve yönetilmektedir. Kurum sadece ihale
mevzuatını değil, diğer kamu kurum ve
kuruluşlarıyla ilgili düzenlemeleri ve özel hukuk düzenlemelerini
takip etmekte ve kendi mevzuatını buna göre güncellemektedir.
Efendim, kamu alımları konusunda sık
sık değişiklikten bahsedilmektedir. Buna ilişkin gerekçeyi
şöyle izah edebiliriz: Kamu alımları alanında ülkemizin
ihtiyaçlarının değişkenliği, dünyadaki
gelişmelerin kamu alımlarına yönelik etkileri, ABye uyum
çalışmaları, sektör paydaşlarının talepleri, diğer
kamu kurum ve kuruluşlarındaki mevzuat değişiklikleri,
yargı kararları ve diğer hususlar birlikte
değerlendirildiğinde mevzuatın neden sık
değiştiği hususu da apaçık ortadadır.
Değerli milletvekilleri, kurumun üçüncü
faaliyet alanı eğitim faaliyetidir. Kamu alımlarına, kamu
kurumu ve özel sektörlere ilişkin, üniversiteyle iş birliği
yapılarak, sertifikalı eğitim programı sayesinde idareler
ve özel sektör bilgilendirilmekte, böylece idari uyuşmazlıklar
konusunda idare ve istekliler arasında hata payı azaltılmaktadır
ve kurumun en önemli faaliyetlerinden Elektronik Kamu Alımları
Platformu dediğimiz EKAP devreye girerek ihale elektronik ortamda
yapılmakta ve böylece, ülkenin hizmet noktasında yatırımlarının
ciddi anlamda önü açılmaktadır. Gerçekten bu kurum sayesinde,
ülkedeki makro hizmetler ve yereldeki tüm hizmetlerin ana omurgasını
bu EKAP sistemi sayesinde yürütmekteyiz. Belki buradan hukuk fakültelerine ve
akademilere ihale hukukuna ilişkin disiplinli bir çalışma alanının
bundan sonra daha fazla
Avrupadaki örneklerde olduğu gibi,
üniversitelerde bilim dalı oluşturulmasına ilişkin öneriyi
de buradan yinelemek isterim.
Sözlerimi bitirmeden önce
Sekiz on gündür burada
bütçe görüşmesi yapıyoruz ve gece ikiye, üçe kadar bütçe
çalışmalarını devam ettiriyoruz sayın vekillerim. Dün
ben Orduda, memleketimde cenaze merasimindeydim ve milletimiz bizden bu
Meclisin mehabetine uygun, bu sistemi tıkayan değil, ülkenin
ihtiyacı olan, Anayasayı, gerekirse başkanlık sistemini
Ve millet önce terörü, sonra ülkenin sorunlarının çözümünü
şiddetle ve kararlılıkla istiyor ve bu Meclisi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Taşcı.
ERGÜN TAŞÇI (Devamla)
çalıştırmak yerine tıkamak isteyen buradaki muhalefet
anlayışını kınıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Taşcı.
OKTAY VURAL (İzmir) Herhâlde kendisi
tıkamak istiyor Meclis çalışmasını yani tıkayan
kendisi.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Orduda
acaba başkanın kim olacağını da söylediler mi?
Başkanın kim olması gerektiğini de söylediler mi?
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Halis Dalkılıç
konuşacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Dalkılıç.
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİS DALKILIÇ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının bütçesi
üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
2003 yılının başından
itibaren özelleştirme alanında yeni bir döneme girildi. Neticede,
yirmi yılı aşkın süredir özelleştirme programında
olan ve devletin üzerinde yıllardır kambur gibi duran birçok
kuruluşun özelleştirme işlemi başarıyla
gerçekleştirilmiştir. Bu başarı bizi güçlü Türkiye
hedefine bir adım daha yaklaştırmıştır.
Özelleştirme uygulamalarıyla orta ve uzun
vadede devletin ekonomideki rolünün en aza indirilmesi, rekabete dayalı
piyasa ekonomisinin oluşturulması, devlet bütçesi üzerindeki
finansman yükünün azaltılması, sermaye piyasasının
geliştirilmesi, oluşacak rekabet ortamıyla hizmet kalitesinin
artırılması, hizmet ve mal fiyatlarının
ucuzlaması, üretimin ve istihdamın artırılması
amaçlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ hükûmetlerinin
sağladığı siyasi, makroekonomik istikrar ve
uygulamamız, yapısal reformlar sayesinde,
yatırımcıların Türk ekonomisine duyduğu güven ve
özelleştirme projelerine olan ilgilerini artırmıştır.
1985 yılından 2003 yılına kadar olan özelleştirme
uygulamaları yaklaşık 8 milyar dolarla sınırlı
kalmış iken AK PARTİ hükûmetleri döneminde onaylanmış,
sözleşme aşamasında olan projeler dâhil tutarı 70 milyar
dolar seviyesine ulaşmıştır.
Ülkemizde özelleştirmeyi yürüten
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2016 bütçesi
30,8 milyon liradır. Bunun 21,6 milyon lirası personel ve sosyal
güvenlik giderleri, 6,4 milyon lirası mal ve hizmet giderleri, 2,8 milyon
lirası ise cari transfer sermaye giderleri olarak öngörülmüştür.
Değerli
milletvekilleri, AK PARTİ olarak özelleştirmeyi salt bir gelir
kaynağı olarak görmüyoruz, düşünmüyoruz, aynı zamanda
rekabet koşulları içerisinde özel sektörde mücadele edecek olan
firmaların yer almasını istiyoruz. Yani, bizim özelleştirme
bağlamında ortaya koymuş olduğumuz
değişikliği küresel dünyanın boyutlarıyla
değerlendirmekte fayda vardır. Biz biliyoruz ki devletin
sırtında yıllarca ağır bir yük olan, parasal
karşılığı olmayan ama bugün son derece önemli
rakamlarla ekonomimizin içerisinde yer almasını gönül huzuruyla
söyleyebiliriz. Yetmiş yıldır ihmal edilen ülkemizin, AK
PARTİ hükûmetleriyle yeniden büyük Türkiye yolunda emin adımlarla
ilerlemesi devam etmektedir. Gerek sağlıkta gerek ulaşımda
gerek savunma sanayisinde gerek eğitimde yatırımlarla ve bu
noktada öz güveni yükselen Türkiye'nin göstergesini tüm dünya ayakta
alkışlamaya devam ediyor. Örneğin, İstanbulun iki
yakasını birbirine bağlayan Marmaray, boğazın yeni
incisi -ki bugün tabliyesinin sonu kondu, hayırlı uğurlu olsun
milletimize, İstanbula- üçüncü boğaz köprümüz ve her ilimize
yapılan havalimanı, 150 milyon yolcu kapasitesiyle dünyanın en
büyük stratejik havalimanı olma yolunda havalimanı
yatırımları medeniyetimizin büyüklüğünün ve medeniyetimizin
ayağa kalkışının en önemli göstergeleridir.
Değerli
milletvekilleri, ben bu aziz milletin bir ferdi olarak bu medeniyetin, bu
ülkenin öz evlatlarını yani Cumhurbaşkanını yani
Cumhurbaşkanımızı yani Başbakanımızı
yani AK PARTİ kadrolarını ve onların ortaya koyduğu
gayreti, performansı, millet sevdasını, memleket
aşkını, medeniyet inşa etme üzerindeki
aşklarını, şevklerini gördükçe gurur duyuyorum, heyecan
duyuyorum; doğrusu bunu buradan, milletin kürsüsünden ifade etmek de
ayrıca benim için gurur vesilesi. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli
kardeşlerim, değerli milletvekilleri; 2003 yılı öncesinde
yarınlara dair umutlarını yitirmiş Türkiyeden bugün
Türkiyede yapılan yatırımlarla, reformlarla, büyüme
rakamlarıyla öz güveni yükselmiş, sadece Türkiye'nin değil,
bölgenin de, mazlumların da, mağdurların da umudu olan bir
Türkiyeyiz hamdolsun. Bunu her birimizin bilmesi ve kıymetini bilmesi lazım.
Türkiye'nin kalkınmasını, refahını ve huzurunu
istemeyenler memleketimiz üzerinde çeşitli kirli tezgâhlarını
ortaya koymaya çalışıyorlar. Bilsinler ki 78 milyon vatan
evladı birlik ve beraberlik içerisinde bu kirli tezgâhları
başlarına geçirmeye devam edeceklerdir, bundan önce olduğu gibi.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu bağlamda, bütçemizin 2023 vizyonu
çerçevesinde ülkemize, milletimize huzur ve barış getirmesini
diliyorum, milletimize hayırlı olsun. Milletin vekillerini de buradan
millet adına selamlıyorum. Hepinize hayırlı
çalışmalar diliyor, bütçemizi tebrik ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun on birinci konuşmacısı Rize Milletvekili
Sayın Hikmet Ayar.
Buyurun Sayın Ayar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
HİKMET AYAR (Rize) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Kamu Gözetimi Kurumu bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle siz milletin temsilcilerini
saygıyla selamlıyorum. Aziz milletimi ve güvenlik güçlerimizi de
saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimize Allahtan rahmet,
yakınlarına ve aziz milletimize sabırlar diliyorum.
Değerli arkadaşlar,
Kamu Gözetimi Kurumu, uluslararası standartlara uyumlu Türkiye muhasebe
standartlarını oluşturmak ve yayımlamak, denetim
standartlarını belirlemek, bağımsız denetim kuruluşlarını
yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini denetlemek,
bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yaparak gerekli
güvenliği ve kaliteyi sağlamak üzere 2011 yılında
kurulmuştur. Görüldüğü gibi önemli bir ihtiyaçtan doğmuş ve
önemli bir boşluğu doldurmuştur. 9 üyesi bulunan bir kurul
tarafından yönetilmektedir. Bu kurulda Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine
Müsteşarlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK, TÜRMOB ve
TOBB temsil edilmektedir.
Değerli arkadaşlar,
günlerden beri bu kürsüde bütçeden başka her şey konuşuluyor.
Terörün ve terör örgütlerinin propagandası yapılıyor. Terör
örgütleri masum gösteriliyor, güvenlik güçlerimiz terör yapmakla
suçlanıyor.
Diğer taraftan,
Sayın Cumhurbaşkanımıza her türlü hakaret ediliyor, küfür
ediliyor, büyük bir pişkinlik içinde Hakaret etmedim, eleştirdim.
deniliyor, milletimiz ibretle izliyor.
Özür dileyerek ben de konu
dışına çıkmak istiyorum. 1993 yıllarının
İstanbulunu hatırlıyorum, eminim ki hepiniz
hatırlayacaksınız. Çöp yığınlarından
sokaklarında gezilemeyen İstanbul, haftada bir gün iki üç saat suları
akabilen İstanbul, sadece iki aylık suyu kalmış
İstanbul, hava kirliliğinden nefes alınamayan İstanbul.
1994 seçimlerinde milletimiz, İstanbullular Bir dakika. dedi, 39
yaşında bir delikanlıyı göreve getirdi, o delikanlı
Recep Tayyip Erdoğandı. O delikanlıyla İstanbulun kaderi
değişti; akmayan sular aktı, kirli havası temizlendi,
çöpleri toplandı. Bu başarıları birilerini rahatsız
etti, o birileri düğmeye bastı bir şiir okuduğu için. Ceza
verdiler, hapse attılar, belediye başkanlığından
düşürdüler, siyasetten yasakladılar. Yılmadı, dik durdu,
devletine, hele hele milletine küsmedi, sabretti, azmetti. İstanbullu onu
ve o da İstanbulu çok sevdi.
2002 Türkiyesini hatırlıyorum: Enflasyon
yüzde 40larda, faiz oranları yüzde 70lerde bir Türkiye; hiç kimsenin
yatırım yapmadığı, yapamadığı bir
Türkiye; hastanelerine sağlam gidersem hasta çıkabileceğim bir
Türkiye; dış politikada dikkate alınmayan bir Türkiye; Bakanlar
Kurulu ayda bir defa bile toplanamayan bir Türkiye; vergi gelirlerinin
toplamı dış borçlarının faizini
karşılayamayacak bir Türkiye; ekonomi parametreleri dip
yapmış bir Türkiye; bugün 77 binlerde olan borsası o gün 7-8
binlerde olan bir Türkiye; IMF borçları, döviz kurları kontrol
edilemeyen bir Türkiye; kişi başı geliri sadece 2.500 dolar olan
bir Türkiye. 2002de milletimiz Bir dakika. dedi, 48 yaşında bir
delikanlıyı göreve getirdi. Evet, o delikanlı yine Recep Tayyip
Erdoğandı ve bu sefer de Türkiye'nin kaderi değişti (AK
PARTİ sıralarından alkışlar). Tüm ekonomi
parametreleri düzeldi, kişi başı gelir 10 bin dolarları
aştı, IMF borçları kapatıldı, enflasyon ve faiz
oranları kontrol edildi, yatırımlar arttı, ihracat
patladı, her alanda normalleşme sağlandı, siyasetin
üzerindeki vesayetler bir bir ortadan kaldırıldı. Çetelerle,
mafyayla, terörle amansız mücadeleyle hatırlıyoruz onu. Yeri
geldi, baldıran zehri içme cesaretiyle hatırlıyoruz onu. O hep
milletin diliyle konuştu, milletin gönlüne hitap etti, milletin
isteklerine odaklandı. O milletini çok sevdi, milletimiz de onu çok sevdi.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Tekrar düğmeye basıldı; 27 Nisan
muhtırası teşebbüsleri, parti kapatma teşebbüsü,
cumhuriyet mitingleri adı altında tahkir edildi, hakaretlere
uğradı. Gezi olayları, 17-25 Aralık darbe teşebbüsleri
Yine yılmadı, dik durdu; millete baktı, millet ne diyorsa,
nerede duruyorsa orada durdu, milletiyle bütünleşti.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Ya, Başbakandan
da söz et biraz ya!
HİKMET AYAR (Devamla) Dünyanın her
yerinde iktidar partileri oy kaybeder, muhalefet oy kazanır ama Türkiyede
öyle olmadı. Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK PARTİ,
oylarını sürekli artırdı.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın Hatip,
Başbakanı unutmayın lütfen!
HİKMET AYAR (Devamla) 2002de yüzde 35le
iktidara getirdiği Recep Tayyip Erdoğana, 2007de yüzde 47, 2011de
yüzde 49la destek verdi ve nihayet 10 Ağustos 2014 yüzde 52 destekle bu
millet onu en yüksek makama yani Cumhurbaşkanlığı
makamına layık gördü. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Hep de karşısına
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HİKMET AYAR (Devamla)
o üç partili bir blok
çıkarıldığı hâlde.
Meşhur
(x)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ayar,
toparlarsanız cümlenizi
HİKMET AYAR (Devamla)
Dünya 5ten
büyüktür. söylemiyle, dik duruşuyla dünyanın kaderi
değişmeye başladı.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Beş dakika daha
verin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Verin, verin beş
dakika daha
HİKMET AYAR (Devamla) Recep Tayyip
Erdoğan dediğimizde böyle bir liderden bahsediyoruz.
BAŞKAN Sayın Ayar, lütfen toparlar
mısınız
Tamamlayın cümlelerinizi.
HİKMET AYAR (Devamla) Elbette onu sevmeyenler
olacak, eleştiriler olacak ama hiç kimse ona hakaret etmeyecek, küfür
etmeyecektir.
Buradan Cumhurbaşkanımızı,
Sayın Başbakanımızı, bakanlarımızı ve
milletin temsilcilerini, siz değerli milletvekillerimi, aziz milletimi
tekrar saygıyla selamlıyor, 2016 bütçemizin hayırlara vesile
olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ayar, teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi
reklamları izlediniz. anonsu girdi mi efendim TBMM TVden?
Reklamları izlediniz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Akıcı bir şekilde
gidemiyoruz bir türlü.
Sayın Baluken, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın hatip konuşması sırasında Bu kürsüden bütçeyle
ilgili hiçbir şey konuşulmadı, sadece
Cumhurbaşkanımıza hakaret ve küfür edildi. demek suretiyle
açık bir sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika.
Yeni bir sataşmaya neden olmayalım.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
11.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Rize Milletvekili Hikmet Ayarın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
dokuzuncu tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bütçeyle ilgili konuşma yapacağım
şeklinde bir iddia ortaya attı ama bütçeyle ilgili tek bir cümle
duymadık, daha çok Cumhurbaşkanı güzellemesiyle geçen bir
konuşmaydı.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Siz de PKK güzellemesi
yapıyorsunuz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Şimdi,
bakın, değerli arkadaşlar, biz bu kürsüden
Cumhurbaşkanına yönelik de, Başbakana yönelik de, Hükûmete
yönelik de ağır siyasi eleştiriler yöneltiyoruz. HDP adına
söyleyeyim: Cumhurbaşkanının şahsiyatına ya da
ailesine yönelik herhangi bir hakaret ya da bahsettiğiniz şekilde bir
küfür ortaya koymuş değiliz ama siyasi eleştirilerimizi buradan
ifade etmeye devam edeceğiz.
Bakın, ben bugün AK PARTİ
sıralarına baktığımda hiç
tanımadığım, hiç bilmediğim ve başka partilerde
olan birçok simayı görüyorum. Ama AK PARTİ denince aklımıza
gelen Sayın Bülent Arınç da bizimle aynı şeyleri söylüyor.
Yani biz Sayın Arınçın tespitleriyle ilgili ortaya çıkan
durumu bir siyasi analizle burada ortaya koyuyorsak bunu sizin düşünmeniz
gerekir. Bakın, Sayın Arınç Anayasa Mahkemesiyle ilgili
tartışmada ne diyor: Kendisi dışarıya giderken acaba
toplum biraz oyalansın diye mi bunları söyledi? İyiye de yormak
zorundayız ama koskoca Cumhurbaşkanı bu, eleştirirsiniz ama
Ben mahkeme kararlarını tanımıyorum. derseniz bu insanlar
neden hukuka güvensin? İnsanlar farklı karar verdi diye Abdullah
Gülün seçtikleri diye ayrımcılık yapıyorlar, bu
cinayettir. Böyle devam ediyor.
Bakın, geçen yıllarda yine AKP MKYK üyesi
ve sanırım Anayasa Raportörü Osman Can diyor ki: Sadece
Erdoğana bakınca tek kişinin her şeyi kontrol ettiği,
demokratik olmayan bir başkanlık sistemi isteniyor diyebiliriz. E,
şimdi, muhalefet de bunu dile getiriyor.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon)
İktidarın temsilcileri burada.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Kusura
bakmayın, hiçbiriniz Bülent Arınçtan daha fazla AKPyi temsil
etmiyorsunuz.
MEHMET METİNER (İstanbul) Nereden
biliyorsunuz ya! Arınç size mübarek olsun ya! Nereden biliyorsun?
İDRİS BALUKEN (Devamla)
Dolayısıyla, böyle, bu şekilde konuşmak yerine buraya gelip
yapıcı bir şekilde bizim sorularımıza cevap verin.
(HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (İstanbul)
Arınçı çok sevdiyseniz alın oraya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
aynı gerekçeyle tabii söz isteyeceğiz, muhalefetin
yaptığı konuşmalar için yapmış olduğu itham
bizim grubumuz adına da bir söz hakkı doğuruyor. Ama şunu
da vurgulamak isterim: Arkadaşlarıma da ısrarla söyledim,
Sayın Cumhurbaşkanını fazla öven bazı konuşmalar
olunca arkadaşlar tepki gösteriyorlar, dedim ki: Burada iki sorun var;
bir, Siyasi Partiler Kanunu, iki, iktidar partisinin iç tüzüğünde ön seçim
olmamasından dolayı bu yaşananlar iktidar partisi
milletvekilleri için ön seçim hükmündedir, ondan saygı duyuyoruz. Ama, çok
fazla -sayın arkadaşlarına söylerim- bu işlerde
yağın dozunu çok fazla kaçırmamak lazım, şahidiz ki
zaman zaman bu sefer eldeki milletvekilliği de kayıp gidiveriyor. Ona
da dikkat etsinler.
Grubumuz adına cevap hakkını
Sayın Genel Başkan Yardımcım Öztürk Bey kullanacak müsaade
ederseniz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Öztürk. (CHP
sıralarından alkışlar)
İki dakika
12.- Ardahan Milletvekili Öztürk
Yılmazın, Rize Milletvekili Hikmet Ayarın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
dokuzuncu tur görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün basına bir haber düştü, PYD
lideri Salih Müslimle yapılan röportaj düştü. Biliyorsunuz, Şah
Fırat operasyonu yapıldığı zaman bizim hiçbir
şekilde iş birliğimiz olmadığı söylenmişti,
Sadece taraflara bilgi verdik. denmişti ve bu bir süre böyle devam
etmişti.
Bakınız, Salih Müslim ne diyor: Onlar
inkâr edebilir ama operasyon için oradaydım, İstanbuldaydım
aynı gün. Ankarada bir ekip oluşturulmuştu ama istediğim
zaman hem Kobaniyle hem onlarla konuşabilirdim, telefonları
bendeydi, kriz masasıyla ilişkideydim o zaman. Kimlerle irtibatta
olduğu soruluyor, devam ediyor: Benim istihbaratla hiç ilişkim
olmadı, görüşmelerim de olmadı, hep Dışişleri
Bakanlığıyla oldu.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Doğru.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Sayın
Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu çok iyi
bilir kimlerle görüştüğümü. Bir kere, her şeyden önce bu
doğru mu?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Doğru, doğru.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Birincisi bu, bir kere bu
doğru mu, hakikaten doğru mu? İki
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İnkâr ederlerse biz de çıkar açıklarız.
MARKAR ESEYAN (İstanbul) Seni de bu devlet
konsolos diye Musula göndermiş, utan kendinden! Bu devletin işte
hataları bunlar.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Bakınız, sizin
kendinizin utanması lazım. Ben orada esaret olmuşum bu ülke
için
MARKAR ESEYAN (İstanbul) Ne olduğunu
biliyoruz.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) -
sizin utanmanız
gerekiyor, esaret olduğum için sizin utanmanız gerekiyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Laf atmayın bana lütfen.
MARKAR ESEYAN (İstanbul) Gel, burada
devletine Salih Müslimin ağzıyla konuş. PKKnın
ağzıyla konuş burada devletine karşı.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Bu açıklama
doğru mu? Buna birisinin -Dışişleri
Müsteşarını hedef gösteriyor- bir açıklama
yapmasını istiyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına son konuşmacı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
özür dilerim.
BAŞKAN - Bir dakika Sayın Çakır
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Tiyatroya dönmüş burası ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şimdi, herhangi bir konuşma yapmadı Sayın Öztürk. Çok ciddi
bir iddiada bulundu. Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından
kendisine öyle şeyler söyleniyor ki görev yapmış olduğu
dönemle ilgili -onlar tabii, çok utanç verici ithamlar- kendisi orada
görevliyken bu ülke için esir düşmüş, sonra da Sayın
Davutoğlunun o esaretin son bulduğu dakikalarda tepkisini nasıl
gösterdiğini de size hatırlatırım ve utanılacak bir
şey varsa ancak sizin kullandığınız o ifade
olduğunun da altını çizerim ama salonda
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika efendim, salonda
bakanlar var. Bugüne kadar Sayın Başbakan, türbenin
taşınmasından PYDnin yardımının, hatta haberi
bile olmadığını söylerken bugün çıkılmış
bir iddiada bulunuluyor. Bu konuda Sayın Genel Başkan
Yardımcımız bu iddiayı gündeme getirdi ve diyor ki: Bu
konuda açıklama bekliyoruz. Hükûmet şimdi -teşbihte kusur
olmaz- burada Görmüyoruz, duymuyoruz, işitmiyoruz, hissetmiyoruz.
yapamaz. Bu konuda bir cevap versinler aksi takdirde bu müzakereler nasıl
sürecek?
BAŞKAN Sayın Özel, bir dakika, bir cevap
vereceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Buyurun efendim.
BAŞKAN - Sayın Özel, Hükûmet bu konuda
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, bir şeyler söylüyor
BAŞKAN Sayın Bakan, bir dakika müsaade
eder misiniz?
Şu anda bütçe görüşmelerinde Adalet ve
Kalkınma Partisinin konuşmacılarını dinliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O tutanağı
alacağım ve dava açacağım. O sözünüzü geri
alacaksınız, öyle bir şey yok. Siz nasıl böyle bir şey
söylersiniz?
MARKAR ESEYAN (İstanbul) Hadi oradan! Elinden
geleni ardına koyma.
BAŞKAN Sorulan soruya Hükûmet cevap verir
veya vermez ama bu bizim gündemimizi yerine getirmemizi engellememelidir.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan Kalkınma
Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun son konuşmacısı olan Kocaeli Milletvekili Sami
Çakırı kürsüye davet ediyorum.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım, Hükûmet olarak bizi itham ediyor,
cevap vermek istiyorum...
BAŞKAN - Kürsüde konuşmacı var,
lütfen
Sayın Çakır, lütfen buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SAMİ ÇAKIR (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının Maliye
Bakanlığı gelir bütçesi üzerine grubumuz adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2016 yılı merkezi yönetim bütçesi kapsamında
temel amacımız, enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam
etmek ve cari işlemler açığını düşürerek
hedeflenen büyümeyi gerçekleştirmektir. Para ve maliye
politikalarında sıkı duruşu devam ettirerek faiz
dışı harcamaları kontrol altında tutmak, mali
disiplini sürdürmek, kamu harcamalarının etkinliğini
artırmak, kaynak kullanımında etkinliği artırmak, kamu
mali sisteminin ihtiyaç duyduğu gelirleri sağlıklı ve
sürekli kaynaklardan temin etmek, kamu gelirlerinin artırılması
amacıyla kayıt dışılıkla mücadeleyi sürdürmek
maliye politikalarındaki önceliğimizdir.
Maliye Bakanlığınca, son dönemlerde
sağlanan iyileştirmeler çerçevesinde, 2004 yılından
itibaren, merkezî yönetim kapsamındaki idarelerde, uluslararası
standartlarla uyumlu analitik bütçe
sınıflandırılmasına geçildi. Yeni bütçe sınıflandırılması,
devlet faaliyetlerinin ekonomi içerisindeki etkisinin analizine ve
uluslararası verilerle karşılaştırma
yapılmasına imkân sağlamaktadır. Yeni bütçe
sınıflandırması ve tahakkuk esaslı muhasebe sistemi,
2006 yılından itibaren mahallî idareleri de kapsayacak bir
şekilde uygulanmaya başlandı.
14 Temmuz 2004 tarihli ve 5217 sayılı
Kanunla, bütçe disiplininin ve bütçe hakkının güçlendirilmesi
amacıyla, özel gelir ve özel ödenek uygulamalarında
değişikliğe gidilmiştir.
Kamu mali yönetim sistemimizi uluslararası
standartlara uygun bir şekilde yapılandıran 5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 2006 yılından
itibaren bütün maddeleriyle yürürlüğe girdi.
Gelir politikalarının
oluşturulması ve belirlenen politikaların uygulanması
amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı ve Gelir
Politikaları Genel Müdürlüğü kuruldu ve yapılanmaları büyük
oranda tamamlandı.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gelir bütçesi, bütçenin ikinci ayağı ve kanunun
2nci maddesidir. Bütçe gelirlerinin tahminî tutarını belirtir.
Tahmin edilen tutarlara ulaşılıp ulaşılamaması o
yılın ekonomik ve siyasi koşullarıyla doğrudan
ilgilidir. Bütçe çalışmalarında önce giderler tespit edilerek
zorunlu ihtiyaçların karşılanması esas alınır.
Giderler tespit edildikten sonra, buna uygun gelir sağlanmaya
çalışılır. Gelir-gider arasındaki fark bütçe
açığını oluşturur. Bütçe açıklarını en
aza indirebilmek için, hem maliye politikamızdaki sıkı
duruşu devam ettirmek hem de gelirleri artıracak
politikalarımızı geliştirmek mecburiyetinde olduğumuz
aşikârdır. Yine, vergilendirmede adalet ve etkinliğin
sağlanması, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, mali
disiplinin sürdürülmesi, istihdamın ve yatırımların
teşviki, rekabet ortamının geliştirilmesi, bölgesel ve
sosyal gelişmişlik farklılıklarının
azaltılması gelir politikalarımızın temel
hedeflerindendir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; merkezî yönetim gelirleri, genel bütçe gelirleri, özel bütçeli
idarelerin gelirleri, düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirlerinden
oluşmaktadır. Merkezî yönetim gelirlerinin büyük kısmı
vergi gelirlerinden elde edilmektedir. Burada vergi ödeyerek ülkenin
kalkınmasına, giderlerin karşılanmasına katkı
sağlayan işçi, memur, esnaf, tüccar, sanayici ve toplumun her
kesimine bu katkılarından dolayı grubumuz adına
teşekkürü bir borç biliyorum. Yine, gelir bütçesinde en büyük payı
taşıyan vergilerin tahsilinde görevli memurundan amirine, tüm
personelimize teşekkür ediyorum. 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesi ve 2014 yılı kesin hesap görüşmeleri sırasında
verdikleri katkılarından dolayı Meclisimizin tüm üyelerine
teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu bütçeyle Türkiyeyi
daha güçlü kılmak, demokrasimizi güçlendirmek, birliğimizi ve
kardeşliğimizi pekiştirmek temel amacımız olup, 2016
yılı merkezî yönetim bütçesinin ülkemize ve milletimize
hayırlı olmasını diliyor, sizleri ve milletimizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Çakır.
Sayın Bakanın bir söz talebi var.
Buyurun Sayın Bakan.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın,
Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ile İstanbul Milletvekili Mehmet
Bekaroğlunun sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan
vekili az önce Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşma yapan
milletvekilini kürsüye çağırırken dedi ki: Konuşmacı
sataşma yapmıştır, AK PARTİ Grubu adına
konuşan milletvekili sataşma yapmıştır. O
milletvekili de çıktı Süleyman Şah Türbesiyle ilgili bir konuyu
gündeme getirdi. Süleyman Şah Türbesi taşınırken Türkiye
Cumhuriyeti devleti, Hükûmeti ve Silahlı Kuvvetleri hiç kimseden izin
almamıştır. Süleyman Şah Türbesine giderken
etrafındaki konuşlanmış kişilere, gruplara, her kim
varsa Ben, Süleyman Şah Türbesini alacağım, getireceğim,
Türkiye sınırlarına yaklaşıyorum, eğer bununla
ilgili herhangi bir müdahale olduğu takdirde gerekli cevabı
vereceğim. demiştir ve Türk Silahlı Kuvvetleri Süleyman
Şah Türbesini bugünkü konumuna taşımıştır
KAMİL AYDIN (Erzurum) Niye
taşıdınız?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) PYDden yardım da istememiştir, yardım da
almamıştır. Oradaki silahlı terör örgütleri kimse, terör
örgütleri ne Hükûmet Ben Süleyman Şah Türbesini alacağım,
getireceğim. demiştir ve bunu yerine getirmiştir.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) HDP?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - İkincisi, yine, Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekili,
gelir dağılımıyla ilgili hiç alakası olmayan bir
şeyler söyledi, bunu, Genel Başkanları da söylüyor. Nüfusun
yüzde 1lik bir kısmı, gelirin, toplam gelirlerin yüzde 54ünü
alıyor. diyor. Bunu, Bekaroğlunun söylediği bir tarafa, Kemal
Kılıçdaroğlu da söylüyor. Ya, bu rakamları nereden
alıp da söylüyorsunuz, nereden buluyorsunuz Allah aşkına? Yani,
nereden çıkarıp, nereden üretiyorsunuz? Yani, rakam üretme merkezi
midir, farklı şey söyleme merkezi midir? (CHP sıralarından
gürültüler)
Bakın, size söylüyorum, nüfusun en fakir
kısmı
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Siz söyleyin
doğrusunu.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Bir dakika dinle
Nüfusun en fakir yüzde 5lik kısmı 2006
yılında toplam gelirlerin binde 8ini alırken, bugün 2014
yılında nüfusun en fakir yüzde 5lik kısmı yüzde 1ini
alıyor. Nüfusun en zengin yüzde 5lik kısmı -en zengin diyorum,
bakın, siz yüzde 1 diyorsunuz- yüzde 20 alırken 2006
yılında, bugün yüzde 18,4ünü alıyor.
BAŞKAN Bir dakika daha süre veriyorum,
toparlarsanız lütfen.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Siz yüzde 54lük kısmı nereden çıkarıyorsunuz
Allah aşkına?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Yüzde 1, yüzde 1, yüzde
5 değil.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bakın, 10luk kısma döndüğümüz takdirde, nüfusun en
fakir yüzde 10luk kısmı 2006 yılında yüzde 2,1
alırken, şu anda yüzde 2,5unu alıyor. En zengin yüzde 10luk
kısmı 30,6 alırken, 28,9 alıyor.
Çözüm süreciyle ilgili kısmı
AK
PARTİ çözüm sürecini devam ettiriyor ve devam ettirecek. Çözüm sürecinde
Kürt vatandaşlarımızla problemimiz yok.
İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) Hani
buzdolabındaydı?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Çözüm süreci, terör örgütünün başını ezme sürecidir.
Çözüm süreci, terör örgütünü çukura gömme sürecidir ve çözüm sürecinden de
herhangi bir şekilde taviz vermeyeceğiz; onu da ifade etmek
istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken daha önce sisteme
girdi.
Buyurun.
İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul)
Buzdolabından çıktı mı?
10.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kabine üyesi
Sayın Bakanın, Genel Kurula bu kadar yanıltıcı bilgi
vermesinden doğrusu hicap duyuyorum. Bu topa girme niyetim yoktu ama bu
kadar aleni, yanıltıcı bir bilgi olunca bazı şeyleri
tabii Genel Kurulla ve halkımızla paylaşma ihtiyacı
doğuyor.
Sayın Bakan da çok iyi biliyor ki Süleyman
Şah Türbesiyle ilgili o nakil operasyonunun yapıldığı
gece, bir zamanlar AKP Hükûmetinde Dışişleri
Bakanlığı da yapan Sayın Feridun Sinirlioğlu,
Sayın Salih Müslim ve Sayın Sırrı Süreyya Önder
İstanbulda o krizi bizzat yönetmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti
askerinin IŞİD canilerinin elinde can vermemesi için PYDyle ilgili
bütün o süreçleri bizzat buradan bu kriz masası üzerinden müdahale ederek
götürmüşlerdir.
Sanırım Sayın Elitaşın
bilgisi yoktur. Bunu eğer inkâr etmeye devam ederse kendisine
Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Feridun
Sinirlioğluyla hemen bir telefon görüşmesi yapıp tekrar Genel
Kurula bilgi vermesini rica edeceğim çünkü bu utanılacak ya da
ayıpsanacak bir durum değil. Biz daha sonra ortaya çıkan bu
duruma da Eşme ruhu dedik.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Utanın bundan!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Oradaki
Kürtlerin Türkiyenin düşmanı olmadığını,
Türkiyenin güvenliğiyle ilgili asla bir problem
yaratmadığını ve stratejik ittifak temelinde yaklaşılırsa
da Türkiyenin Suriyedeki ve Orta Doğudaki pozisyonuna katkı
sunacak bir siyasi pozisyona da her zaman hazır olduğunu ifade ettik,
bugün de aynı şeyi ifade ediyoruz.
Nitekim Süleyman Şah Türbesi ve Eşme ruhu,
çökmüş Suriye politikasından
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Artı bir dakika
Tamamlayın lütfen.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Süleyman
Şahın kemikleri sızlıyor!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Süleyman
Şah Türbesinin nakli, çökmüş Suriye politikasından ve Orta
Doğu politikasından nasıl çıkılacağının
da en açık kanıtı ve göstergesidir.
PYDyle ilgili terör örgütü yaftalamasına da
gelince, o bilgiyi de paylaşayım: AKP Hükûmeti, PYDden cihadist
gruplarla birlikte hareket etmesini istemiştir. Eğer o tarzda hareket
ederse Ankarada temsilcilik sözü, Mürşitpınar Sınır
Kapısının ticarete açılması sözünü vermiştir,
PYD bunu kabul etmediği için AKP, PYDyle ilgili tutumunu
değiştirmiştir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özel.
İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul)
Saklanma, konuş!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
Çıkıp inkâr edin bakalım. (CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
11.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Tabii karşımızda Ekonomi Bakanı
var. Ekonomi Bakanı gelirle servet farkını gayet iyi bilmesi
gereken biridir. Şimdi, buradan çok net söylüyoruz, Sayın
Bekaroğlunun verdiği rakamlar servettir, baştan beri servet
konuşuluyor. Yüzde 1lik durumla ilgili yani en zengin yüzde 1in
servetinin toplam yüzde kaç olduğunu, 2002-2016
karşılaştırmasını kendisinden bekleriz. CHPnin
bu rakamları son derece net ve kamunun rakamlarıdır. Sayın
Bakanın içinde bulunduğu durum karşısında dikkatle
kendisini dinleyeceğiz, bu bir.
İkincisi: 2002deki ve 2016daki milyarder
sayılarını açıklasın, bu iki.
Üçüncüsünü söylüyorum: Biz Sayın Bakana itibar
edeceğiz. Salih Müslim diyor ki: Süleyman Şah Türbesinin
taşındığı gün, gece İstanbuldaydım.
Sinirlioğluyla ve ekibiyle telefon irtibatındaydım, o işi
ben kolaylaştırdım.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
İnkâr ederse adresi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Bakan
İstanbulda mıydı değil miydi? Eğer İstanbulda
değil. derseniz, olduğu ispatlandığında
Sinirlioğluyla telefon görüşmesi yapmadı. derseniz,
yaptığı ispatlandığında istifa edecek misiniz?
Çok net soruyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Vural, buyurun.
12.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim.
Ben yüzde 54,3ü servetten alınan pay olarak
ifade etmiştim, bunu ifade edenlerden biri de bendim. Tabii, yani
zannederim Sayın Bakanın dikkatinden kaçtı. Bu konuda bir
iddiada bulunmak istiyorsa yüzde 54,3ün kime ait olduğuna ilişkin
kendileri bir araştırma yapabilirler. Ama işin bir vahim
tarafı, tabii, Süleyman Şah Türbesinin bulunduğu yer bir vatan
toprağı ama bu vatan toprağından çekilmeyi bir
muzafferiyetle aktarmayı son derece yanlış görüyorum. Böyle bir
şey kabul edilebilir mi? Yani orada IŞİD terör örgütü var diye
naaşı alıp getiriyoruz, sandukayı alıp getiriyoruz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Egemenlik
toprağımız...
OKTAY VURAL (İzmir) Egemenlik
alanımızı kullanmıyoruz, getiriyoruz. Buradan bir
muzafferiyet
Kimseye haber verilmemiştir. Ya, IŞİD teröründen
kaçıldı. PYDnin fotoğrafları var, göstereyim. Terörist-başının
posterleri
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ya, yeri
PYD belirledi, hayret bir şey ya! Yer gösterdiler, kötü mü oldu.
OKTAY VURAL (İzmir) -
paçavralarıyla
alanın düzenlendiği bir yere getirildiği gayet açık ve net.
Şimdi, bakın, 21 Mart 2015te
teröristbaşının yazdığı mektup, o mektupta aynen
Eşme ruhundan bahsediyor, diyor ki: Yeni tarihin sembolüdür.
İşte, sizlerin, yeni tarihin sembolünü Eşme ruhuyla birlikte,
İmralı canisiyle birlikte inşa ettiğinizi ortaya koyuyor.
Bu bakımdan, PYDnin lideri Salih Müslim, 2015 yılında -ki
bundan önce defalarca görüştüğünü Sayın Davutoğlu da ifade
etti- bizzat Sayın Davutoğluyla Dışişleri
Bakanlığı döneminde de görüşmüştür zaten. Ama,
asıl vahim olanı, Süleyman Şahla ilgili bu operasyonun, bugün
terör örgütü dediğimiz PYDyle birlikte düzenlendiğinin ortaya
çıkmasıdır. Bu, esef verici bir husustur.
Şimdi, yabancılara karşı PYD
terör örgütüdür. deniyor, şudur, budur
Adamlar kalkacak diyecek ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
OKTAY VURAL (İzmir) Yahu, sen, terör
örgütüyle birlikte
BAŞKAN Bir dakika daha veriyorum,
tamamlayın lütfen.
OKTAY VURAL (İzmir) Terör örgütüyle
görüşen sensin. Bu operasyonu yapan, beraber, birlikte koordinesini yapan
sensin. Daha sonra HDPli Milletvekili Sırrı Süreyya Önder burada
açıkladı, Bu konuda ben devreye girdim. diye ifade etti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Tüm bunlar ortadayken
bunun üstünü örtmeye gerek yok. Ama asıl vahim olanı Türkiye
Cumhuriyeti devletinin bir terör örgütünü muhatap alacak noktaya gelmesidir.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, bana da söz verir misiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Ayrıca, Musul
Başkonsolosunun rehin alınma süreciyle ilgili konu
Yani, asıl
şunu sorgulamamız lazım: O Konsolosumuzun ve
vatandaşlarımızın teslim olmasını kimler
istemiştir, kim teslim etmiştir. Asıl bunun ortaya
çıkması lazım.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bitti sözü, açın da bana söz verin.
OKTAY VURAL (İzmir) - Göz göre göre
IŞİD terör örgütü geliyorken, Başkonsolosun ve 49
vatandaşımızın orada terör örgütüne teslim olmasına
sebebiyet verenler kimlerdir? Kim Teslim ol. talimatı vermiştir?
Bunların da elbette açıklanması gerekir. Bu bakımdan, bu
Türkiye Cumhuriyeti devletinin politikalarının, nasıl, terör
örgütleri tarafından, onlarla ilişki kurularak
geliştirildiğini de ortaya koyması bakımından bir
örnektir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakan
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Az önceki açıklamalarım kısa ve netti.
1) Gelirle ilgili
BAŞKAN Açıklama mı
yapacaksınız?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Açıklama yapıyorum.
BAŞKAN İkinci tura geçtik, birer dakika
veriyorum, sayın grup başkan vekilleri, eğer söz almak isteyen
varsa, aksi takdirde, ben kendi kendimi gündeme davet etmek durumunda
kalacağım. Lütfen.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Doğrusunu yaparsınız! Aslında yapılan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İşinize gelmiyor
yani, sıkıştınız.
BAŞKAN Buyurun, bir dakika.
13.- Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özel ile İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın yaptıkları açıklamalarındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bakın, Sayın Başkanım:
1)
Servetle ilgili bugüne kadar herhangi bir istatistik
yapılmamıştır. Kimin servetinin değerinin ne
olduğu konusunda herhangi bir değerleme mekanizması ve unsuru
yoktur.
2)
Üzülerek ifade ediyorum; Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan
vekilinin kılavuzu Salih Müslim olmuş
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Öyle bir şey yok! Cevap
ver.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri)
Oktay Beyin kılavuzu da teröristbaşı olmuş.
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler) Yani onun sözüyle hareket
ediyorsunuz, Salih Müslim böyle dedi, kayıtlarda var. diyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, açıkla!
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Açık ve net söylüyorum: Süleyman Şah Türbesi oradan
getirilirken Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Silahlı Kuvvetleri oradaki
unsurlara Ben Süleyman Şah Türbesini getireceğim, yanlış
bir hareket yapan olursa bedelini öder. demiştir ve alıp
getirmiştir. Olayın özü budur.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Niye getirdiniz, niye,
ne oldu? Süleyman Şah rahatsız mı oldu?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O gece İstanbulda
görülüyor, hadi. Niye kaçtınız ya?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Birer dakika.
Sayın Baluken kalktı ayağa önce.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
bir kere, burada teröristbaşının kılavuzluğunda
hareket edenin kim olduğunu aziz milletimiz biliyor. Haburda teröristleri
devlet töreniyle karşılayan irade budur, Osloda
teröristbaşıyla görüşen irade budur, Dolmabahçede
teröristbaşının talimatlarıyla Dolmabahçe
mutabakatını yapanlar bunlardır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Arazinin yerini PYD
gösterdi, araştırın isterseniz, PYD gösterdi araziyi.
OKTAY VURAL (İzmir) Teröristbaşının
15 Ağustos 2009daki yol haritasını çözüm haritası olarak
kılavuz kabul eden bunlardır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Bunlar teröristin ve
PKKnın ipine sarılarak siyaset yaptılar ve hendeklerde o
siyasetle övünmüştür. Bu kadar açık ve seçik, bu kadar. Bu kadar
açık, seçik. (MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hükûmetin dediğine inanmıyorsun, Aponun dediğine mi
inanıyorsun?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakan
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken
OKTAY VURAL (İzmir) Hadi bakalım.
Beraber, birlikte iş tutuyorsunuz be!
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Teröristbaşının dediğini dinliyorsunuz burada,
kılavuzları teröristbaşı deyince kızıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ben Hükûmeti suçluyorum.
Sen kendini teröristbaşının yerine koyuyorsan, al koy!
BAŞKAN Sayın Elitaş
Sayın Vural
Dinliyorum ben sizi Sayın Baluken, lütfen.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ben
nasıl cevap vereyim Sayın Başkan?
OKTAY VURAL (İzmir) Ben seni sorguluyorum.
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen
Sayın
Balukeni dinliyoruz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, ben Sayın Bakana cevap vermek üzere
kalkmıştım. Yani benim verdiğim bilgileri
BAŞKAN Bir dakika
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, ben teröristbaşına söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Görüşen sizsiniz.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Ortaksınız,
ortak!
OKTAY VURAL (İzmir) Gönderen sizsiniz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ben teröristbaşına söylüyorum;
teröristbaşının temsilcisi mi o Sayın Başkan?
BAŞKAN Sayın Elitaş, lütfen müsaade
eder misiniz. Sayın Balukene söz verdim, bir dakikalık bir süresi
var, onu kullanacak şu anda ve ayakta bekliyor.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, ben Balukeni eleştirmedim,
teröristbaşını eleştirdim.
BAŞKAN Tamam, peki.
Sayın Baluken, dinliyorum sizi; bir dakika.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Yani
benim verdiğim bilgileri tekzip edecek şekilde yeni bir açıklama
yaptı; ona cevap olsun diye söz almıştım ama bu arada
Sayın Vural açık bir şekilde grubumuza sataştı.
Dolmabahçe mutabakatını birtakım gizli pazarlıklar
üzerinden sundu. Müsaadenizle sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Sataşmadan söz istiyorsunuz
Sayın Vurala.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Evet.
BAŞKAN Yani Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekiline
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Evet.
BAŞKAN - İki dakika, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir)- Efendim, ben Hükûmete
sataştım. Herhâlde Sayın Baluken Hükûmeti savunmak için söz
aldı.
BAŞKAN Buyurun.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
13.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın yaptığı
açıklaması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Dolmabahçe mutabakatıyla ilgili bugüne kadarki
tavrımızın arkasında olduğumuzu, Türkiye siyaset
tarihinin en onurlu işi olduğunu, kırk yıllık
çatışma sürecinde bir tek can kaybını engellemişse
bile emeği geçen herkesin son derece kutsal bir iş
yaptığını defalarca ifade ettik, bir kez daha ifade edelim.
Ama özellikle Sayın Bakanın çıkıp tekrar benim
yaptığım açıklamaları, üstelik Feridun
Sinirlioğluyla telefonla görüş sonra açıklama yap. dememe
rağmen bir kez daha tekzip etmesini doğrusu artık kınamak
istiyorum.
Biz çok net bir şey söylüyoruz:
Yanlış bir şey yapılmadı. O gece Salih Müslim, Feridun
Sinirlioğlu ve Sayın Sırrı Süreyya Önderden oluşan
bir kriz masası süreci tamamen sağ salim götürecek şekilde
yönetti ve çok şükür sağ salim bir şekilde o türbenin PYDnin
denetiminde olan bir yere nakli sağlandı. Orada utanılacak,
ayıplanacak, arkasında durulmayacak bir şey yok. Nitekim
sonradan Eşme ruhu olarak ifade ettiğimiz o
anlayışın, yeni Suriye politikasının, Kürtlerle ilgili
yeni vizyonun da biz Türkiyeye kazandıracağını
düşünüyoruz. Yani siz şundan memnun musunuz: Ankarada,
Sultanahmette, Diyarbakırda, Suruçta bombaları patlatan
IŞİDle ilgili bir mevzu olunca bundan rahatsızlık
duyulmuyor, Türk askerinin canı için o operasyonel süreçte kendi
canını ortaya koymuş olan Kürtlerle ilgili rahatsızlık
duyuluyor? Bundan sizin de memnun olmamanız lazım. Şu nettir:
Kürtler Türkiye için bir tehdit değildir, Türkiyenin Suriye ve Orta
Doğu politikasından çıkışı da taktik değil
stratejik, yüzyıllık Kürtlerle birlikte hareket etmektir. O nedenle
bu temel önemli konuları ucuz polemiklere kurban etmemenizi özellikle rica
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel, süreniz bir dakika.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, servet
meselesinde Sayın Bakan çuvalladı, onu birazdan sözcülerimiz
cevaplar.
Bizim kendisine sorumuz netti, cevabını
alamıyoruz. Salih Müslim o gece İstanbulda olduğunu iddia
ediyor. Ben size inanacağım; O gece İstanbulda değil.
diyorsunuz. İstifa edecek misiniz eğer oradaysa? Feridun
Sinirlioğluyla defalarca telefonda görüştüm. diyor. Yok.
diyorsunuz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
İstanbulda değil. demedi ki, öyle bir ifade
kullanılmadı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) İstanbulda
demedi, sadece Dışişleri, Türkiye Cumhuriyeti kimseyle
görüşmedi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Eğer görüştüğü
ispatlanırsa istifa edecek misiniz? İkinci soru.
Üç; Allahtan, rahmetli Ecevitin yerinde, döneminde
siz yokmuşsunuz. O zaman Ayşe tatile çıksın. demek yerine
Yunan ordusuna ve İngiltereye haber verip Kıbrısı
Türkiyeye taşırdınız siz, bunu da unutmayın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Son olarak da şunu söylüyorum: Türk
Silahlı Kuvvetlerini sanık, terör örgütünü gizli tanık yapan bir
iktidarın bakanına da bu açıklama yakışırdı.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Özel, kötü bir şey mi yapıldı ya?
BAŞKAN Gündeme dönüyoruz, gündemimiz Süleyman
Şah Türbesi değil.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Yani o
türbeden Türkiye askerinin tahliyesiyle ilgili PYD katkı sunmuşsa
kötü bir şey mi yapıldı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kötü olduğunu söylemedim,
inkâr etmelerine laf ettim.
BAŞKAN Lütfen, sayın milletvekilleri
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin grup
konuşmacılarını dinleyeceğiz; ilk konuşmacı
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sayın Başkan,
Sayın Bakan cevap versin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Cevap verdi,
verdi.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Vermedi, vermedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Bakan, cevap
veremiyor anlaşılan.
BAŞKAN Müsaade ederseniz, Genel Kurulu ben
idare edeyim, olur mu? Lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Talebi var ama Sayın
Bakanın.
BAŞKAN Burada mikrofonlar var, söz almak
isteyen usulü biliyor, söz ister.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Sayın Başkan
BAŞKAN Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Bihlun Tamaylıgil
konuşacak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, Sayın
Başkan, bir saniye
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Elbette Bihlun Hanım
konuşacak ama siz İç Tüzükü işletmekle yükümlü ve hepimiz
adına bu görevi yapan bir tarafsız mercide oturan birisi olarak
BAŞKAN Evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
bizim İç Tüzükten
kaynaklanan haklarımızı kullanmamızı
BAŞKAN Ne talebiniz vardı,
görmediğim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Sezgin
Tanrıkulunun geçmiş tutanak hakkında İç Tüzük 59a göre,
kürsüden açıklama yapma talebi var. Onu izah etmemize fırsat
vermenizdir efendim.
BAŞKAN Görmedim onu, bir dakika bakalım.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Birleşimin başında olur Sayın Başkan.
Birleşimin başında olur o.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Geçen tutanak hakkında.
BAŞKAN Bakalım, bir dakika
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İç Tüzük 58.
BAŞKAN 59da öyle bir şey yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 58 efendim, 58.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) 58
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İlk anda 59 dedim,
sonra 2 kez düzelttim efendim 58. Tamamen geçen tutanak hakkında yani.
BAŞKAN Tamam.
Bir teamülü söyledi görevli arkadaşlar, bir
yazılı başvuruda bulunursanız
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O eksiği tamamlarız
efendim.
BAŞKAN Onu yerine getiririz.
Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O eksiği ben
hallediyorum.
BAŞKAN Yazılı bekleyelim sizden.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Peki, peki.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
konuşmacısını biraz önce ilan etmiştim ancak
Sayın Arık bir dakikalık söz talebinde bulundu, epey
zamandır da bekliyor.
Buyurun Sayın Arık, bir dakika
15.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın,
Boydak Holdinge yönelik operasyonla ilgili sürece ilişkin
açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Boydak Holding Kayserimizin olduğu kadar
Türkiye'nin de en önemli sanayi kuruluşlarından biridir. Boydak
ailesinin yaşadığı olayları üzülerek izliyor, Boydak
ailesine ve çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimi
iletiyorum.
Yaklaşık 14 bin kişiye istihdam
sağlayan ve bugüne kadar hayırseverliğine,
misafirperverliğine AKPlilerin sık sık şahitlik
ettiğini, uluslararası konukları Boydak Holdingde
ağırladığını biliyoruz. Elbette kimsenin suç
işleme özgürlüğü yoktur ancak AKP iktidarında hukuk
siyasallaşmış, hukuk kararları siyasi bir öç alma
silahına dönmüştür.
Bu noktada Ekonomi Bakanımız,
hemşehrimiz Sayın Mustafa Elitaşa sormak istiyorum:
Hayırseverliğine yüzlerce kez şahitlik ettiğiniz Boydak
ailesine reva görülen bu durum can çekişen Türkiye ekonomisini
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇETİN
ARIK (Kayseri)
nasıl etkileyecektir? Bir türlü önüne geçilemeyen
işsizlik konusunda nasıl bir katkı sağlayacaktır?
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Arık. Bir dakika demiştik.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan Kalkınma
Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ilk konuşmacı
İstanbul Milletvekili Sayın Bihlun Tamaylıgil olacak.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
on altı dakika.
CHP
GRUBU ADINA BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) Sayın
Başkan, öncelikle, tabii, ben bütçe üzerine konuşacağım ama
Sayın Bakan, hiç âdet olmadığı şekilde, bir
sataşmayla gündemi oluşturdu. O yüzden, sizden, süreme cevap verme
hakkının getirdiği bir ya da iki dakikayı da eklemenizi
isteyerek başlamak istiyorum.
BAŞKAN
Öyle bir şey yapamayacağım Sayın Tamaylıgil.
BİHLUN
TAMAYLIGİL (Devamla) Rica ediyorum.
BAŞKAN
Sizin on altı dakika süreniz var.
Buyurun,
yeniden başlatıyorum.
BİHLUN
TAMAYLIGİL (Devamla) Çünkü, Sayın Bakan, öncelikle, servet ile
gelir arasındaki farkı tam olarak ayıramadan veya dinlemeden
cevap veriyorsanız bu sizin ayıbınız.
İki:
Siz, eğer bu ülkede servetle ilgili yapıyı ortaya
çıkaramıyorsanız bu da sizin korkaklığınız
diye düşünmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Ama,
siz bunu ortaya çıkarmıyorsanız da Credit Suisse diye bir
kuruluş var ve bu Credit Suisse, uluslararası açıdan
baktığınızda, araştırmalarıyla ortaya
çıkan sonuçları dünyayla paylaşan bir kuruluş ve o kuruluş
yıllar itibarıyla dünyadaki küresel servet raporunu
yayınlıyor. O servet raporuna baktığınız zaman da
2000-2007 ve 2014 rakamları itibarıyla
karşılaştırdığınızda, Türkiye
açısından, açıkçası, yüzde 10luk nüfusun yüzde 77 servete
sahip olduğunu görüyoruz. Onun üzerinden yüzde 1lik dilimde yapılan
çalışma sonucunda da biraz önce Kaynağı nedir? diye
sorduğunuz sorunun cevabını buluyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir
zaman dayanaksız, bilgisiz, gereksiz konuşmaz; konuştuğunun
arkasında her zaman bilgi vardır, belge vardır. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Başkan, Bakanı maskeliyorlar, Bakanın aczini
maskeliyorlar.
BİHLUN
TAMAYLIGİL (Devamla) Değerli arkadaşlar, şimdi Türkiye
ekonomisini konuşuyoruz. Aslında, Ekonomi
Bakanlığının adı ekonomi; çok büyük görüyoruz, o
zaman kuruluşunda da öyle büyük işler yapacak diye kurulmuştu
ama geldi, bütün faaliyeti Dış Ticaret
Müsteşarlığıyla kısıtlandı. Ama, ben o
kısıtlanmış Bakanlık değil de Türkiye ekonomisi
açısından ve riskleri açısından değerlendirme yapmak istiyorum.
Birincisi: Türkiye ekonomisi açısından
bugün en önemli sorun, demokrasi sorunu. Çünkü, eğer bir ülkede
kalkınma ve gelir adaleti olacaksa öncelikle demokrasi olmalı. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ama, ülkemizde
demokrasiye yönelik tehditlerin kimlik değiştirdiği bugünlerde
ne yazık ki sivil ve popüler niteliği ağır basan, otoriter
ve siyaseti, ekonomiyi ve toplumu tüm yoğunluğuyla etkisi altına
almaya çalışan bir anlayışla karşı
karşıyayız. Sizin düzeninizde hukuk, sadece
yandaşlarınız için ayrı uygulanmakta; muhalifler için ise
ayrı hak ve hukuk sistemi uyguluyorsunuz. Sizin düzeninizde
yandaşlık; suç işleme ve hukuk dışında eylem
ortaya koymanın ehliyeti hâline geldi. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar) Demokratik haklarını kullanan
vatandaşlar yerlerde sürüklenmekte, silahla çocukları yaralayıp
ölümüne sebep olanlar körü körüne korunmakta. Bu otoriter düzen, suç
işleyen mensuplar için kefalet ve teminat sistemi kurarken
yurttaşlara karşı suçlama ve suçlulaştırma sistemini
ortaya koymaktadır. Devlet benim. diyen ve devleti kendi
çıkarları için kullanan, Hukuk benim. diyen ve yasaları keyfî
biçimde uygulayan, Güvenlik gücü benim. deyip yurttaşları
şiddete ve korkuya maruz bırakan bir şahsileşme ve
keyfîleşme devlet yönetiminin her alanında kendini göstermekte;
kamunun sahip olduğu kurumsal ve ekonomik varlıklar tek kişinin
şahsi tekel değerlendirmesine dönüşmekte ve demokrasi, tek
kişinin kaprisine, hırsına, hıncına; tutarsız,
takıntılı tercihlerine kurban edilmekte; adalet de mülk de
şahsileştirilmektedir.
Ekonomide olumsuz sonuçlar yaşanıyor.
Biraz önce dinledim, ben başka Türkiyede miyim diye
Ama vaktim
olduğu sürece, size gerçek Türkiyenin gerçek rakamlarını -biraz
önce dayanaklarını ortaya koyduğum gibi- kredibilitesi yüksek ve
bilgi değeri yüksek olan belgelerle açıklayacağım.
Ama bunun yanında, şunları da
söylemekten kendimi geri alamıyorum: Siz Halka hizmet Hakka hizmettir.
diyerek yönetimde hak talep ederek göreve geldiniz ama bugün, kimsesizlerin
kimsesi olan cumhuriyeti ve onun kazanımlarını bilgisiz ve
bilinçsizce eleştirmeye kalkıp enkaz görenler çok iyi bilmeli ki
bugün biz buradaysak cumhuriyetin erdemi sayesinde buradayız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ve unutmayın
ki hepimizin dilini çözen demokrasi, dilini körleştirip bağlayan
diktatörlüktür; bunu hiçbir zaman unutmayın! (CHP sıralarından
alkışlar)
İdare etmek dürüstlüktür ve eğer dürüstlük
ve doğruluk içerisinde, yanlış olmayan bir anlayışla
idare edilirse her şey güllük gülistanlık olur. Ama yine size bir
önerim var: Bir ülkede dalkavukluğun sağladığı
çıkar dürüstlüğün çıkarından fazla olursa o ülke batar. O
yüzden, çevrenizdeki zenginleşen yapıya dikkat edin. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Ağzına sağlık!
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Bu ülkede
çözüm; üretim, stratejik alanda ihracat, hedefleri gerçekleştirecek
istihdam ve geliri adaletle paylaşmaktan ortaya çıkıyor. Ama,
bugün görüyoruz ki Türkiye ekonomisi, sizin istikrar diye ortaya
çıktığınız anlatımda ganimet ekonomisi hâline
geldi. Özelleştirmede, bu ülkede yıllarca büyük
yatırımlarla ortaya konulmuş ve stratejik önemi yüksek olan
yerleri satıp savdınız, heder ettiniz. İktidarın rant
ekonomisi de olarak ortaya koyduğu ihale, kiralama, satma, satın alma
ve imar düzenlemeleriyle halkın değil, belli bir zümrenin
zenginleşmesini sağladınız.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Yandaş, yandaş.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla)
Yabancılara baktığınız zaman, özelleştirmede
yabancılaşmanın önünü sonuna kadar açtınız ve bunun
yanında, yabancılar Türkiyeye geldiği zaman Türkiyenin
önceliklerine göre bir politika dâhilinde yatırım yapmaları
yerine Ne olursa olsun, nasılsa paraya ihtiyaç var. diyerek onların
küresel oyunlarına uyum sağlayan bir yatırım tercihini
ortaya koydunuz.
Bakın, yine, rakamları uluslararası
kuruluşların ortaya koyduğu raporlardan söyleyeceğim. Dünya
Bankasının İş Yapma Kolaylığı adı
altında bir raporu var. Bu rapor dâhilinde, Türkiye, bu sene 4 sıra
geriye giderek 55inci sırada. Diğer taraftan, İşe
Başlama Kolaylığında 6 sıra geri gidiyor ve
96ncı sıraya düşüyor.
En acısı ne biliyor musunuz? Türkiye'ye
güven var, yatırım gelecek, yatırıma ihtiyacımız
var, bu ülke güvenilirlikte -biraz önce arkadaşlarım anlatıyor-
bütün şartlara rağmen en iyi konumda. diyorsunuz; ben, size Dünya
Bankasının Türkiye'de hukuki sorunların giderilmesindeki
problemler nedeniyle 22 basamak geriye gidip 188 ülke içinde 124üncü
sıraya düştüğümüzü gösteren raporunu anlatmak isterim.
Diğer taraftan, Dünya Adalet Projesinin 2015
yılı Küresel Raporu çıktı. Burada da içler acısı
bir durum var. Burada da ortaya çıkan rakam: 102 ülke içerisinde Türkiye,
hukukun üstünlüğü açısından 80inci sırada değerli
arkadaşlarım. Bir ülkede güven olabilmesi için öncelikle hukukun
üstünlüğünün kabul edilmesi gerekir. (CHP sıralarından
alkışlar) Hukukun üstünlüğünün olmadığı bir
ülkede güven olması mümkün değildir.
Şimdi, baktığınızda, yine
Dünya Bankasının Türkiye'de bugünkü yaşanan riskler,
Birleşmiş Milletlerin Türkiye'nin 2016yla ilgili riskleri konusunda
raporları var. Kendi içinizdeki gerginliği çözün. Yaşanan
mülteci sorunlarıyla ilgili iyi yönetim modelini ortaya koyun. Ortaya
çıkmış olan ülke riski konumunda borçlarınızla,
üretiminizle, ihracatınızla, tüm ekonomik faaliyetlerinizle ilgili
yapısal reformları hızlandırın. diye uyarılar
var. Ama, biz, şöyle bir baktığınızda, ekonomiyi
nasıl idare ettik 2002-2015 yılları arasında? Burada ortaya
çıkan bugünkü zafiyeti kendi kendine yaratan, borçlanmayı
başarı gören, borçlanmayla dışarıdan gelecek olan para
bolluğunda her kaynağı Nereye giderse gitsin, gitsin ama risk
durumlarında çıkarken bana ne yaşatır? diye
düşünmeden, hesap etmeden bir politika oluşturmamızla
karşımıza çıktı.
Değerli arkadaşlar, yıllarca biz
somun pehlivanı gibi döviz varlıklarımızla, döviz
rezervimizle övündük. Ya, gelen, borçla gelen paraydı. Ben size bir rakam
vereyim: 2002de 100 dolarlık kısa vadeli borca
karşılık -bakın bu çok tehlikelidir, işletmeci olanlar
bilir, şirketlerde de cari orandır- 164 dolarlık bir rezerv
vardı. Bugünkü rakam kaç biliyor musunuz? Ödenecek 100 dolarlık
kısa vadeli borca karşı 82 dolarlık bir döviz rezerviniz
var. Yani tehlike sinyalleri çın çın çın çınlıyor.
Bunları, bir milletvekili Türkiye'de risk var, bunları düzeltelim,
bunlar için gerekeni yapalım. maksadıyla dile getirir. Sanmayın
ki hepinizin korku ve suçlama teorisi gibi Acaba kriz mi bekliyorlar?
Hayır. Ben ülkemin biraz önce sizin arkadaşınız söyledi- zaferlerinin
ekonomiyle taçlanacağı bir Türkiye olması için bu
uyarıları yapıyorum. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Diğer taraftan,
baktığınızda, bir millî gelir rakamı
çıkarttınız. Millî gelir, aslında
baktığınızda, sizin hesaplarınıza göre TL
bazında yüzde 400 arttı ama o dönemde artan enflasyon yüzde 210, kur
artışı düşük, enflasyon yüksek; reelde sabit fiyatlarla
baktığınızda aslında artan millî gelir yüzde 80.
Herkesi dinledim, Millî gelir 10 bin doların üzerinde çıktı."
diyor. Ya, benim okuduğum rakamlar mı yanlış, Hazinenin veya
Merkez Bankasının çıkardığı rakamlar mı
yanlış? Biz 10 bin doların altına düştük
arkadaşlar, bugün 9 bin dolarlar seviyesinde bir millî gelirdeyiz ve kurun
bugünkü rakamıyla. Ama siz üzülmeyin, sizi yine 10 bin dolara getirecek
bir yöntem buldu sağ olsun ekonomi idaresi; mayıs ayında
yoksulluk ve millî gelir hesaplarını değiştiriyor
TÜİK. Yani yine ortaya çıkıyor ve böylece sizin istediğiniz
10 bin doların üstüne çıkacak bir rakamla karşı
karşıya kalacağız.
İki gün önce enflasyon açıklandı,
enflasyon eksi çıktı. Ya, bu ülkede milletin cebinde harcayacak para
mı kaldı? Şubat ayına baktığınızda
düşen enflasyonun etkisi giyim eşyaları ve ayakkabıda. Siz
esas çekirdek enflasyona bakın, yüzde 9,5 ve Türkiye, bugün, Rusya,
Mısır ve onun arkasından baktığınızda
Brezilyadan sonra 4üncü en yüksek enflasyonu yaşayan ülke.
Bırakın bu gerçekleri görmezden gelmeyi;
doğruları doğru zamanda, doğru şekilde hep beraber
paylaşalım ve konuşalım.
Bugün resmî, resmî olmayan senediyle, çekiyle,
devletin verdiği garantisiyle Türkiyenin toplam borcu, hane halkı ve
diğerleriyle beraber, gayrisafi millî hasılanın 2 katı.
Güven endeksinde dibe gittik; ilk yayınlandığı 2012den
sonra ilk defa 71,5 oldu. 100ün altına düşerse tehlike. Nedir bu?
Tüketicinin, üreticinin üretimini, istihdamını, beklentilerini, her
şeyi ortaya koyan rakam. 1 Kasımda tek başına iktidar,
istikrar getireceğiz. dediniz ve insanlar da buna inandı. O zaman bu
rakam kaçtı biliyor musunuz? 104, hatta 104,7; dört ay, çok geçmedi, dört
ayda en düşük seviyesine gelerek 71,5 oldu.
Şimdi, ekonomik açıdan
baktığınızda -yine rakamlarla konuşalım- bu son
on iki on üç yılda 650 milyar faiz ödemesi yaptınız. Bu faiz
ödemesini yaptığınız dönemde toplam yatırımlar
328 milyar. O dönemde faiz dışı fazla var. Belki faiz dışı
fazlanın ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Gelirle ortaya çıkan ve
faiz ödemesinin de dışında kalan kaynak. Biz, faizleri öderken
bu faiz dışı fazlayı yani halkın vergisini kullandık,
90 milyara yaklaşan özelleştirme gelirini de kullandık, üstüne
yine 270 milyar küsuru hazineye görev vererek borçlandırdık ve
böylece, bu ülkede, sürekli, hani faiz lobisi dediğiniz o mutlu
azınlığa kaynak yaratıldı. Biz, çocuklar doğunca
yakasına altın takarız. Siz de 2002de 3 bin lira olan kişi
başı borcu 8 bin liraya getirerek onu altın olarak yakasına
takıyorsunuz.
Dış borçta, baktığımız
zaman, gerçekten kısa vadenin riski çok yüksek. Dış ticareti
artırdık. diyorsunuz. Yüzde 290 ihracat artarken yüzde 300ün
üzerinde ithalat arttı. Dış ticaret açığında ilk
4 ülkedeyiz ve seksen yılda 44 milyar açık veren Türkiye
Cumhuriyetine on üç yılda 468 milyar cari açık
yaşattınız.
Türkiye'nin uluslararası yatırım
açığı 376 milyar dolar. 2002de bu rakam kaç biliyor musunuz? 86
milyar. Yani, biz yatırım açığı içinde de olan bir ülkeyiz
ki bu kadar zengin kaynaklar içerisinde Türkiyeye kaynak getirince.
Peki, yatırımcı güvenini
Biraz önce
yatırımcı güveniyle ilgili başlıkları dile
getirmiştim. Yine, Yabancı Doğrudan Yatırım Güven
Endeksine baktığınızda Türkiye 25 ülke içinde 22nci
sırada yani en altlarda.
Daha anlatacağım çok şey var ama
gelirle ilgili ve gelirin adil dağılımıyla ilgili
başlıkları biraz önce anlattık. Ama vergi
Bir ülkede
adaletin olması için verginin de adil dağıtılması
lazım.
Size bir Temel hikâyesi anlatayım: Temel bir
ekonomik toplantıya gidiyor; Amerikalı, Avrupalı, üçü beraberce
vergi gelirlerinin dağılımını konuşuyorlar.
Amerikalı diyor ki: Biz çizgiyi çizeriz, geliri havaya atarız vergi
gelirlerini, sola düşen halka, sağa düşen devlete kalır.
Devlet harcamasını yapar. Avrupalı diyor ki: Biz daire
çizeriz, içine düşen devlete, dışında kalan halka hizmete.
Temele sıra geliyor diyor ki: Siz çok uğraşıyorsunuz. Biz
vergi gelirlerini havaya atarız, havada kalan halka, yere düşenin
hepsi devlet harcamalarına. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Tamaylıgil.
SALİH CORA (Trabzon) Sayın Başkan,
Temel dedi. Sataşma var.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Salih, sana
sataşmıyorum. Türkiye'nin millî geliri 800 milyar lira. dedin,
eğer kurla hesaplarsan 250 milyar dolara düşer. Onun için sana
sataşmıyorum.
İyi çalışmalar diliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tamaylıgil,
teşekkür ederim.
Trabzon milletvekillerine sataşma var bence.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) Ben
sataşmazsam
BAŞKAN Her şeyi esprili tarafından
almak gerekiyor. Ben de bir Trabzonlu olarak bu fıkrayı gülümseyerek
dinledim.
Evet, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun ikinci
konuşmacısı İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak
Buyurun Sayın Toprak. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi olarak, AKPnin on dört yıllık
spor politikasıyla ilgili partimin görüşlerini açıklamak
isterim.
AKPnin, her alanda olduğu gibi, dış
politikada, ekonomide, tarımda, özgürlükler alanında olduğu gibi
sporda da o hatalı, tahribat verici politikalarının izlerini
görmemek mümkün değil. Cumhuriyet Halk Partisi olarak mümkün olduğu
kadar spor politikalarına destek verdik, sporu siyasete alet etmek
istemedik. Ama, AKP iktidara geldiği zaman dünya 3üncüsü bir millî
takım vardı, Filenin Sultanları vardı, On İki Dev Adam
vardı ve Türkiye, uluslararası alanda sözü sayılır bir
ülkeydi ama AKP döneminde ne oldu değerli arkadaşlarım? Kusura
bakmayın, şikeyle anılır bir ülke hâline geldik, dopingle
anılır bir ülke hâline geldik, sürekli sıra kaybeden bir ülke
hâline geldik. En son bugüne geldiğimizde de madalyaları alınan
Türk sporcular var, dopingle ilgili.
Akdeniz Oyunlarını hepimiz
hatırlarız. 600 sporcudan numune alındı -Akdeniz
Oyunları Mersinde yapıldı, Mersin milletvekilleri bilir- 90
tanesi dopingli çıktı. Ya, bu Türk sporuna yakışıyor
mu değerli arkadaşlarım? Yani, 600 tane numune
alacaksınız, 600 numuneden 90 tanesi dopingli çıkacak. Ben AKP
milletvekili arkadaşlarıma soruyorum: Yani bu mudur AKPnin
başarılı spor politikası? Ben başarılı bir
spor politikası olduğuna inanmıyorum çünkü spor politikası
yok AKPnin. Eğer olsa idi
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon)
Bardağın dolu kısmını görmekten âcizsiniz.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Öyle mi, o zaman bir
dakika dinler misiniz?
Değerli arkadaşlarım, değerli
arkadaşım bana bir laf attı, saygı duyuyorum. AKPnin spor
politikasının karnesi şu: Dünyada bir tek otorite vardır,
olimpiyatlar. Değerli arkadaşımın kulağını
açıp beni dinlemesi lazım. Bizden 2002de Spor Bakanlığını
devraldığı dönemden sonra 2004 olimpiyatlarında Türkiye'nin
madalya sayısı 11; 2008, olimpiyatlarda madalya sayısı 8e
düşüyor; 2012ye gelince önce 5, sonra dopingden dolayı 4, sonra
dopingden dolayı -bugünkü gazetelerde var- 3e düşüyor. Bilerek
konuşalım.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Türkiye ilk
defa olimpiyat yapıyor, Türkiye kendi illerinde ilk defa olimpiyat
yapıyor, lütfen
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Değerli
arkadaşım galiba bu işi bilmiyor. Değerli
arkadaşım, Türkiye olimpiyat yapmadı. Bana laf atıp
durmayın. Siz o sıralarda oturmazken ben bu ülkede sporun
bakanlığını yaptım. Lafı
atacağınız kişiyi bileceksiniz. Oturun oturduğunuz
yerde. (CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Ben de
sporun en kıymetli olduğu kentten milletvekiliyim.
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım lütfen.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Değerli
arkadaşım, Türkiye olimpiyat yapmadı, oyunlar yaptı ama o
oyunlarda da Türkiye 600 numuneden 90 tanesi dopingli çıkınca ve
Türkiye terörle tanıştıktan sonra da ağır
ağır Türkiyeden organizasyonlar gitmeye başladı. 78 milyon
Türk nüfusu, 5 milyon 900 bin lisanslı sporcu, 3 tane madalya
Bu mudur
AKPnin başarılı spor politikası? Söylemek isterim size.
Yani bana bunun cevabını verirseniz çok memnun olurum ama ne
olursunuz fazla girmeyin çünkü bu konuyu bilmediğiniz
anlaşılıyor.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Yo, ben
sporu çok iyi biliyorum.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Sayın Bakan
Plan ve Bütçe Komisyonunda şunu söyledi, Sayın Bakanımın
dil sürçmesi midir, nedir, bilmem: Biz 5.187 tane 2015de madalya aldık.
Allah, Allah ya, Türkiye madalya patlaması yapmış da bizim
haberimiz mi yok? diye baktığımızda Millî Olimpiyat
Komitesinin sitesine girdik. Değerli arkadaşlarım, Millî
Olimpiyat Komitesinin sitesinde 5.187 değil 40 tane madalya var.
Madalyaların açılımı şu: 1.080 tane altın, 1.632
gümüş, 1.737 tane de bronz var ama Millî Olimpiyat Komitesinin sitesinde 8
altın, 8 gümüş, 24 bronz var. Sonra Bunun hikmeti nedir? diye
araştırdık, değerli arkadaşlarım,
uluslararası alanda -her yerde olduğu gibi Türk halkını
kandırmaya çalışıyoruz, bu hiç yakışmıyor,
hiç yakışmıyor- 3 tane ülkeyi çağırırsanız,
bu uluslararası bir organizasyon oluyor. Oraya gidip 170 tane yabancı
çağırıyoruz, 258 tane de yerli sporcu koyuyoruz; oluyor sana
uluslararası organizasyon. Bunu kiminle yapıyoruz? Yandaş
federasyon, yandaş belediyelerle. Ya, arkadaşlar, bununla Türk gençliği
kalkınmaz, bununla Türk gençliği hiçbir zaman uluslararası
alanda başarı kazanmaz; bu tip ayak oyunlarını
bırakalım. Yani belediyelerle iş tutup Ben 5.187 tane madalya
kazandım. derseniz, buna gülerler insanlar. Yani 3 tane ülke
çağırdığın zaman uluslararası organizasyon
oluyor, bunun kıymetiharbiyesi var mı? Bunun kıymetiharbiyesi
yok.
Peki, sporda bu düşüş niye oluyor? Siz
spora siyaseti bulaştırdınız. Biz mümkün olduğu kadar
siyaseti sporun dışında tutmaya çalıştık. Ben
burada 2013te şunu söyledim, dedim ki: UEFA kriterlerine Türkiye
uymuyor. Ne olursunuz, Sayın Bakan özerk federasyon demeyin. Eğer
derseniz birkaç yıl sonra Türkiyeden takımlarımız
şampiyon dahi olsa müsabakalara gidemeyecekler. Bakın, ben 2013te
söylemişim. Burada birçok gazete örneği var; en son, Hürriyet
gazetesinde, 2013 yayınında da var. Kimse bizi dinlemedi ama 2016ya
gelindiğinde Galatasaray UEFAya gidemiyor, nedeni bu.
Spora siyaseti bulaştırmasaydık,
eğer federasyonlara yandaşları, eski milletvekili adayı
veya eski genel müdürlerinizi, AKPden milletvekili adayı olmuş,
kaybetmişleri bulaştırmasaydınız spor bu hâle
gelmezdi. Federasyon başkanı seçimlerini bağımsız
yapsaydınız, o Başbakanlık, bakanlık
koridorlarında federasyon başkanlarını tayin etmeseydiniz
spor bugün bu düşüşü yaşamazdı. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, Türkiye genç
bir nüfusa sahip. Bu genç nüfusun kaderiyle oynamamamız lazım. AKP
burada kendisine özel bir gençlik, ak gençlik yaratmaya
çalışıyor; bunu yapmayın, Halk gençliği
yaratın, halk.
İki alanda torpil olmaz: Sporda ve sanatta
torpil olmaz. İşte yarattığınız torpilin eseri
budur. (CHP sıralarından alkışlar)
Sporcu ile seyirci arasına Passolig diye bir
şey koydunuz.
MUSA ÇAM (İzmir) Fişleme! Fişleme!
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Ne hikmetse,
dünyanın hiçbir yerinde yok ama Türkiye'de Passolig diye bir meret var.
Yahu arkadaşlar, bu Passoligi niye koyduk?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Korkudan!
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Sayın Bakan
diyor ki: Passoligle Türkiyede 110 binden 85 bine düştü tribündeki
seyirci sayısı. Ben Sayın Bakanıma saygı duyuyorum.
Bu dönemi değil, ben 2002-2016 dönemini anlatıyorum. Ben -Sayın
Bakanın- seyirci düşüşünün yüzde 25te olduğunu kabul
ediyorum. Değerli arkadaşlarım, peki, biz rant uğruna bu
gençliğimizi niye feda ettik? Niye geçlerimizi kaldırdık da
tribünlerden eksik bıraktık?
Burada yapılacak şey şudur:
Tribünlerde eksik mi var? Anadolu kulüpleri 300-400 kişiyle mi oynuyor?
Evet, böyle oynuyor. O zaman Millî Eğitimle iş birliği
yapın, gençlerimize sporu sevdirin, gençlerimizin tribüne gitmesini
sağlayın; gençlerimizin sporla, sporcuyla sevgisinin
bağını kurun. Ama bunu yapmadık.
Gençler nerede? Gençlerde bonzai yüzde 1.400
artmış. Bu mudur gençliğe sahip çıkmak? Gençliği, bu
tip uyuşturucunun tekeline bırakmak
Yüzde 300 artmış
uyuşturucu da. Uyuşturucu yaşı 10a düşmüş. Siz
böyle mi başarılı bir spor politikası
yaptığınızı sanıyorsunuz? Bu böyle gitmez;
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında hakemlerimize de sahip
çıkacağız, gençliğimize de sahip çıkacağız,
sporu siyasetten arındıracağız, Türk sporuyla o
İstiklal Marşını uluslararası alanda tekrar
söyleteceğiz. Çünkü Türkiyenin buna ihtiyacı var. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, sporla ilgili
söylenecek çok şey var. Süremin dolduğunu da görüyorum ama spora
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla)
ne olursunuz
-Sayın Bakanıma da söylüyorum- siyaseti fazla
bulaştırmayın.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Toprak.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Sanıyorum ek
süre vermeyeceksiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN Vermiyoruz, evet. Şimdiye kadar
vermedik, bozmayalım bu kaidemizi Sayın Toprak.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
anlayışınızdan dolayız.
Sayın milletvekilleri, İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu, İç Tüzükün 58inci maddesine
göre, geçen birleşim tutanağında yer alan bir beyanın
düzeltilmesi amacıyla söz istemiştir.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Tanrıkulu, teamüle göre iki dakika
söz veriyorum size.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, üçtü
ama. Genel olarak üç uygulanıyor.
BAŞKAN İki dakika dediler arkadan, o
yüzden
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Arkadakiler yanılttı
sizi. Üç, üç...
BAŞKAN Teamül
VIII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin
Tanrıkulunun, 5/3/2016 tarihli 53üncü Birleşimdeki bazı
ifadelerini düzelttiğine ilişkin konuşması (x)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün söz
almıştım; insani, vicdani, ahlaki ve siyasi olarak
kayıtlara geçmesi açısından da tekrar söz almış bulunmaktayım.
Cizreye gittik. Cizre diye bir kent, neredeyse yok.
Dün Sayın Bakan Cizreyle ilgili konuşurken az hasarlı, orta
hasarlı, ağır hasarlı binalardan söz etti. Bu kavramlar bir
felaketten sonra, bir depremden sonra, bir faciadan sonra kullanılan
kavramlar ve bu kavramlarla ifade etti. Yeni bir Cizrenin, yeni bir Şırnakın,
yeni bir Nusaybinin oluşmaması için bu Parlamentonun görev
yapması lazım.
Ben sorumluluğumu yerine getirmek amacıyla
bu beyanlarımı tekrar burada ifade ediyorum: Parlamentoda 4 siyasi
parti olarak bir mekanizma oluşturmalıyız, hendeklere de barikatlara
da Yok. demeliyiz ve o mekanizmayla da Türkiyenin Kürt meselesini
barışçıl bir şekilde çözmek için adım
atmalıyız ve çatıştırıcı,
kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dilden
de vazgeçmeliyiz.
Bizim Cizrede gördüğümüz, giderek büyük bir
kopuşun yaşandığıdır. Toplu konutla orada
binaları inşa edebilirsiniz ama yurttaşlarımızda
oluşan duygusal kopuşu yeniden inşa edemezsiniz. Bu nedenle, bu
işe toplu konut zihniyetiyle değil, insani ve vicdani açıdan
bakmak lazım, barışçıl açıdan bakmak lazım ve
bunun için de adım atmak lazım. Ayrıca şunu da ifade
edeyim: Kullanılan bu dilden de vazgeçmeliyiz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Nereyi
düzelttiniz?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla)
Esadın Halepi tertemiz yaptık. söylemi ile Cizreyi tertemiz
yaptık. söylemi arasında ne fark var? (CHP sıralarından
alkışlar) Bunların insanlarda yarattığı duygunun
farkında mısınız? Bugünden tez olmak üzere, Meclisin bu
konuda görev alması lazım, yeni bir mekanizma oluşturması
lazım.
Tekrar hepinize teşekkür ediyorum.
Sağ olun Sayın Başkanım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, hangi
beyanınızı düzelttiğinizi anlamadım.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Hiçbir
beyanını düzeltmedi.
BAŞKAN Eğer söz istiyorsanız
Lütfen yerinize geçin, sizin süreniz bitti.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Neyi düzelttin?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Yanlış geçmiş, onu düzelttim.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Ne
yanlış?
BAŞKAN Söz isterseniz, bunu usule uygun
bildirirseniz ben size söz hakkı veririm Sayın Özel. İç Tüzükün
bazı maddelerini kullanarak onun gereğini yerine getirmemezlik
yapmayalım bundan sonra.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Sayın Başkan, tarihî bir şey söyledim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
öyle bir kastımız yok, iki tutanak yan yana gelirse
anlaşılır gerçekten de. Ben size ilk arada izah edeyim efendim
onu.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) İç
Tüzük 60a göre söz talebim var.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şunu
söyleyeyim: Önümdeki ekranda söz talebine girenler belli olmuyor çünkü -biraz
önce ilan ettim, turla ilgili sisteme girin diye ricada bulundum sayın
milletvekilleri- çok fazla soyadı var, milletvekilleri, o yüzden
göremeyebiliyorum. Sesli olarak talep ederseniz daha rahatlıkla sorunu
çözeriz.
Buyurun Sayın Baluken.
İki dakika.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Akçakale-Tel Abyad ile Karkamış-Cerablus sınır
kapılarının IŞİD kontrolüne geçmesinin ihracata
etkileri ve Boydak Holdinge yönelik operasyon konularında bilgi almak
istediğine ilişkin açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, dün de çok önemli bir konuyu
dile getirmiş ve Dışişleri Bakanına bir soru
sormuştum ama cevabını alamadım. Şimdi, bugün Ekonomi
Bakanı da buradayken kendisine sormak istiyorum: Biliyorsunuz,
Akçakale-Tel Abyad Sınır Kapısı, Ocak 2014te
IŞİDin Tel Abyadı almasıyla beraber IŞİDle
ticaretin yapıldığı bir kapı hâline gelmişti. Biz
TÜİKe ait, sınır kapısındaki ihracat verilerini
inceledik. IŞİDin Tel Abyadı almasından sonra, Ocak 2014
tarihinden Haziran 2015 tarihine kadar o kapıdan yani Akçakale-Tel Abyad
Kapısından 7 milyon dolara yakın bir ihracat görünüyor, Haziran
ayında da kesiliyor çünkü Haziran ayında orası
IŞİDten alınarak özgürleştiriliyor YPG tarafından.
Yine, aynı şekilde Cerablusta da benzer
bir durum var. 2013 yılında Cerablus IŞİD kontrolüne
geçiyor. Sayın Başkan, Karkamış-Cerablus
Kapısında 2013ten 2014 yılına kadar 5 milyon
dolarlık bir ihracat var. Şimdi, bu, tabii, AKPnin IŞİD
için yaptığı IŞİD terör örgütüdür.
açıklamasını boşa çıkaran bir sayısal veri. Ben
bunu Sayın Bakana sormak istiyorum, dün Dışişleri
Bakanı yanıt vermedi: Bu ihracat rakamları doğru mudur?
Doğruysa bir terör örgütüyle ihracat nasıl yapılıyor?
Yapılmışsa ne ihraç edildi? Acaba bu ihracatın
dışında o kapıdan ithal edilen belli mallar da oldu mu?
Onunla ilgili rakamlar, veriler nedir? Bir de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Toparlıyorum hemen Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Artı bir dakika daha verelim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Yani o
kapının IŞİDten YPGnin eline geçmesiyle birlikte
kapının kapatılmış olması, ihracatın
sıfırlanmasının da ne anlama geldiğini sormak
istiyorum.
Son olarak, Sayın Bakan Kayseri Milletvekili,
biz Kayserideki yurttaşlarla yaptığımız
görüşmede bu Boydak Holdinge yönelik operasyonla ilgili Boydak Holdingin
paralel yapıya yakın olduğu için değil de Sayın
Abdullah Güle yakın olduğu için operasyona tabi tutulduğuna
dair bir tespit iletildi bize.
ALİM TUNÇ (Uşak) Size de
yakınlaşmış demek ki.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Bunun
gerçeklik payı nedir, onu sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Soru-cevap kısmında
Sayın Bakan sanıyorum cevap verir. Şu anda soru-cevap
kısmında değiliz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
konuşmacılarını dinliyoruz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN - Bu bağlamda, Cumhuriyet Halk
Partisinin üçüncü konuşmacısı İstanbul Milletvekili
Sayın Onursal Adıgüzel olacak.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz sekiz dakikadır Sayın
Adıgüzel.
CHP GRUBU ADINA ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel
Müdürlüğü bütçesi adına söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü
sebebiyle İstanbulda, Ankarada alanlara çıkan kadınlara
yönelik yasakçı zihniyetini konuşturan AKP Hükûmetine buradan
sesleniyorum: 8 Martı yasaklayamayacaksınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, yükseköğrenimi
kazanan gençlerin en büyük ve en önemli sıkıntısı
barınma sorunudur. Bu sorun, gençlerin, özellikle de yoksul ve ekonomik
koşulları zayıf olan gençlerin öğrenimlerine devam edip
etmemeleri konusunda karar almasında çok önemli ve kritik bir rol
oynamaktadır. Yeterli sayıda yurt bulunmadığı için ev
kiralayamayan ve özel yurtlara para bulamayan, binlerce liralık özel
yurtların aylık bütçelerini ödeyemeyen gençler, yükseköğrenim
hakkından ne yazık ki mahrum bırakılmaktadır. Bunun
tek sorumlusu, siyasal iktidar ve AKP Hükûmetidir. Her ile bir üniversite
şiarıyla yola çıkan iktidar, gençlerimizi yalnızca
işsiz, umutsuz, çaresiz değil aynı zamanda yersiz ve yurtsuz
bırakmıştır.
Çünkü, AKP, on dört yıllık iktidarı
boyunca yurt sorununa siyasal ve ideolojik hesaplarla
yaklaşmıştır. Üstelik, rant odaklı bütün inşaat
projelerine destek veren Hükûmet Rant yoksa inşaat yok.
mantığıyla yurt yapmak yerine öğrencilerimize;
öğrencilerimizi bugün adını bile ağızlarına
almaktan korktukları, gazetelerine, şirketlerine kayyum atadıkları
cemaatin yurtlarına mahkûm etmişlerdir. Çok değil bundan üç-beş
yıl önce, ülkemizin geleceği olan gençlerimizi emanet edip iş
birliği yaptıklarınıza bugün FETÖ diye
saldırıyorsunuz. Bildiğiniz
yanıldığınıza yetmiyor. AKP iktidarı,
belediyelerinin ve kamu kurumlarının kaynaklarını 17
Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının
odağındaki TÜRGEVe ya da namıdiğer GÖTÜRGEVe seferber
ederek yurt sorununu çözmeye çalışmaktadır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Rakamlarla, ülkemizdeki yurt sorununa
baktığımızda 2002de 6 öğrenciye 1 yurt
yatağı düşerken 2015te 12 öğrenciye 1 yurt
yatağı düşmektedir. Sayın Bakanın komisyonda
verdiği istatistiklerden çıkardım bu sonuçları. Yurtlarda
kalan 450 bin öğrencimizden sadece 1.000 öğrenci arasından 2
öğrenciye yurtta ücretsiz kalma hakkı verilmektedir.
Yine dikkat çekici bir istatistik; Sayın Bakan
kendisi söyledi, diyor ki: 2015-2016 öğretim yılında
İstanbulda bize başvuran, yurt talebinde bulunan öğrencilerin
taleplerinin sadece yüzde 54ünü karşılayabildik. Yine, 2008
yılında Tuncelide bir üniversite kurdunuz. Bugün Tuncelide yurt
kapasitesi 1.500e bile yetişmiyor.
Sayın Bakan, bu öğrenciler acaba nerede
barınacaklar, nerede konaklayacaklar? Üniversiteyi kazanan gençlerimizi
sokakta mı yatıracağız yoksa cemaat ve tarikat
yurtlarının kucağına mı teslim edeceğiz? Bunun
cevabını öğrenmek istiyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Diğer bir taraftan, azınlıkta olan
şanslı bir grup var, öğrenci grubu var; bunlar da yurtlarda
barınıyorlar ama kötü koşullarda konaklıyorlar.
ORHAN KIRCALI (Samsun) İnsaf! İnsaf!
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) Öyle ki, Sayın
Bakan komisyonda yine 1 ve 3 kişilik odalardan bahsetti. Ben de kendisine
Kredi ve Yurtlar Kurumu yurtları içindeki nitelik farkını ve
adaletsizliği hatırlatmak istiyorum. 10 kişiye kadar uzanan
odaların olduğu yurtlarımız var, bunları da lütfen göz
ardı etmesin.
Geçen hafta, Antalyada, KYKye bağlı
Akdeniz Kız Öğrenci Yurdunda sadece olumsuz koşulları
protesto ettikleri için... Nasıl protesto ediyorlar biliyor musunuz? Çatal
ve kaşıklarla yemekhanede masalara vuruyorlar. 8 öğrencimiz
yurttan uzaklaştırılmıştır.
VELİ AĞBABA (Malatya) Darbeci onlar,
darbeci!
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) Peki, neden
uzaklaştırılmıştır? Çünkü, tahammülsüzlük her
şeyin önüne geçmiştir. Bu 8 kadın öğrencimizin 2si
ekonomik koşulları yeterli olmadığı için bugün
eğitimine devam edemiyor.
Sayın Bakanı burada yakalamışken
sorayım. O öğrencilerden biri bana bir mektup yazdı
-sorunlarını dile getirmiş- diyor ki: Odaların,
banyoların bakımsızlığı, odalarda görülen
böcekler, ranzalarda korkuluk bulunmaması, yemek fiyatlarındaki
artış
Ve en içler acısı olanı bence, içeriye su
dâhil, dışarıdan hiçbir yiyecek, içecek sokulamaması.
Sayın Bakanım, bunlar öğrenci, müşteri değil,
öğrenci bunlar, sularını tabii ki dışarıdan
alabilecekler. (CHP sıralarından alkışlar)
Bununla birlikte, günlük 9 TLlik bir yemek
yardımı var. Ben merak ediyorum, bir üniversite öğrencisi
nasıl sabah, öğle ve akşam öğünlerini 9 liraya
karşılayacak? Eğer Sayın Bakanımızın bununla
ilgili bizim bilmediğimiz özel bir formülü varsa bize söylesin, hatta biz
de öğrenci ailelerine ve öğrenci arkadaşlarımıza
iletelim ama sanırım, kendisi hiç Kredi Yurtlar Kurumu yurdunda
kalmamış ama çocukları vardır, bir gencin 9 liraya
doymayacağını çok iyi bilir diye düşünüyorum.
ORHAN KIRCALI (Samsun) Şahsileştirmeden
konuş ya.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) Diğer taraftan,
sayın milletvekilleri, sürekli övünüyorlar, YURTKUR burslarını,
öğrenim kredilerini artırdık. Sanki bu kredileri
karşılıksız veriyorlar. Hâlbuki, mevcut satın alma koşullarını
araştırdığımızda kredilerin ne kadar yetersiz
olduğunu hep birlikte göreceğiz. Eğer öyle olmasaydı, her
yıl onlarca üniversite öğrencisi inşaatlarda çalışırken,
mevsimlik işçi olarak çalışırken ölmezlerdi. Bu da
Hükûmetin en büyük ayıbıdır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Diğer taraftan, iktidarın her ile bir
üniversite yapma, her ilçeye fakülte ya da yüksekokul yapma projesiyle
diplomalı işsizlerin sayısı her gün biraz daha
artıyor. Her 4 işsizden 1i üniversite mezunu.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Kapatalım o
zaman üniversiteleri.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) Bu durum da
öğrencileri işsizlik ve borç kaygısıyla baş başa
bırakıyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; üniversiteyi ve üniversite gençliğini
ideolojik hesaplara alet eden iktidarın yeterli sayıda öğrenci
yurdu yapmamış olması kaynak yetersizliğinden
değildir. Örneğin, KYK yurtlarında kalan öğrenciler,
kültür buluşmaları adı altında, gerici, siyasal
İslamcı bazı yandaş isimlerin konferanslarına maruz
bırakılmaktadır. Sadece yandaş isimlerin bu konferanslara
davet edilmesi bile bize konferansların asıl amacını
göstermektedir.
NAZIM MAVİŞ (Sinop)
Gericiliğin ölçüsü ne?
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) Soruyorum Sayın
Bakan: Öte yandan, Artvinde direnen zihniyeti hepiniz hep birlikte terörist
ilan ettiniz. Peki, gazetecileri tehdit eden, gazete basan Bakan
Yardımcınızı, bilmiyorum, siz mi seçtiniz, yoksa -arka
sırada oturuyor, hemen arkanızda- kendisi mi atandı
yanınıza? (CHP sıralarından alkışlar) AKP
iktidarının gençlere örnek seçtiği kişi bu mudur? Bizim
gençlere örnek gösterdiklerimiz yasakçılığa ve baskıya
karşı özgürlükleri savunanlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla)
şiddete mizahla
cevap verenler
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Adıgüzel.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla)
biber gazına
kitapla cevap veren gençlerdir.
Buradan Gezi Parkında yitirdiğimiz
gençlerimizi de saygıyla anıyorum. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Bizim her gencimiz,
her yaşta, her işi yapmaya muktedirdir Allahın izniyle.
NAZIM MAVİŞ (Sinop) Hangi Türkiyede
yaşıyorsun, hangi Türkiyede?
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına dördüncü konuşmacı Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlu.
NAZIM MAVİŞ (Sinop) Hiç yurt
gezmemiş ki arkadaşımız, birkaç tane KYK yurdu gezse
görecek.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kuşoğlu.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye
Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı,
Kamu İhale Kurumu bütçeleri üzerinde söz aldım ama ilgili
Bakanı, Sayın Maliye Bakanını göremiyorum. Ama ben sizlere
hitap edeceğim, Hükûmeti temsilen de Gençlik ve Spor Bakanımız
burada.
MUSA ÇAM (İzmir) Çağatay Bey yeter,
hepsine yeter.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Yeter
değil mi Gençlik ve Spor Bakanımız?
MUSA ÇAM (Ankara) Gençlik Spor
Bakanlığı yeter, hepsine yeter.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, önce Maliye Bakanlığıyla ilgili, Gelir
İdaresi Başkanlığıyla ilgili olarak konuşmak
istiyorum ama ondan önce nasıl bir ekonomik ortamda vergi almaya
çalıştığımızı izah etmeye
çalışayım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sayın
Bakanımız burada efendim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Hoş geldi
Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Bakan fotoselli,
bahsedince geliyor.
BAŞKAN Sayın Kuşoğlu, buyurun.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Şimdi,
vergi vatandaştan alınır, özel sektörden alınır. Özel
sektörün ve vatandaşın güçlü olması gerekir
dolayısıyla, vergi verecek gücünün olması gerekir. Bir mukayese
yapmak istiyorum müsaadenizle: 2002 yılında -2002
yılını, biliyorsunuz, Hükûmetimiz çok kullanıyor-
vatandaşın ve özel sektörün borcu ne kadar biliyor musunuz? 2002
yılında toplam olarak vatandaşın ve özel sektörün borcu
94,4 milyar lira. Bunun 87,8i özel sektör şirketlerine ait, 6,6sı
da hane halkına ait; 94,4. Peki, 2015e geldiğimizde bu 94 milyar
liralık borç, özel sektörün borcu ne olmuş, biliyor musunuz? 10 kat
artmamış, 20 kat artmış, 1 trilyon 820 milyar lira
olmuş 2015te. On üç yılda 20 kat. Yani vatandaşın
bankalara olan kredi borçları 94 milyar liradan 1 trilyon 840 milyar
liraya çıkmış.
Şimdi, böyle bir ortamda
özel sektörün, vatandaşın vergi verebilmesi mümkün olabilir mi
arkadaşlar? Böyle bir ekonomik ortamda vergi almak mümkün olabilir mi,
vergi vermek mümkün olabilir mi? Bu kadar borç, bu kadar insafsız bir borç
olur mu?
Daha önce, 2002
yılında kamuya yüklenilen ekonomide, borçlar alındı,
getirildi, vatandaşın, özel sektörün sırtına yüklendi bu
dönemde. Tabii ki Maliye Bakanlığının böyle bir dönemde
adil bir vergi alması, adil olması, vergi alabilmesi de mümkün
değil ve Maliye Bakanlığı da vergi alamıyor.
Nasıl alamıyor?
Bakın bu yılki vergilere, gelir vergisi 98-99 milyar lira. Maliye
Bakanlığı diyor ki: 2016da toplam 460 milyar liralık
vergi alacağım. Ama alacağı vergilerin 98i gelir vergisi,
36,8i kurumlar vergisi, geri kalanı dâhilde alınan KDV, ÖTV -116
milyar- vesaire tümü dolaylı vergi. Bu 98 milyar liralık gelir vergisinin
de beyana dayanan kısmı 5 milyar lirayı geçmiyor. Aslında,
kurumlar vergisi ve gelir vergisini toplarsak, beyana dayanan doğrudan
vergiler olarak aslında 40 milyar liranın üzerinde bir vergi gerçek
anlamda alınmıyor. Yani şu Maliye Bakanlığı,
Gelir İdaresi Başkanlığı birlikte 40 milyar liralık
bir vergi için uğraşıyor.
Geri kalan ne? Geri kalan, 1
liraya alınan, 1,5 liraya alınan petrolün, doğal gazın,
elektriğin vatandaşa 3e, 5e satılmasıdır. Buna da
vergi diyoruz. Böyle bir şey yok arkadaşlar, dünyada yok. Vatandaşa,
aldığınız petrolü, doğal gazı, elektriği
pahalı pahalı satacaksınız, adına da vergi
diyeceksiniz. Böyle bir şey yok, bütün dünyada yok. Sayın Maliye
Bakanı diyor ki bugünkü bir demecinde: Üç yıl üst üste zarar edeni
inceletirim. Sayın Bakanım, gel sen bir şirket kur, bakalım
yapabilecek misin. Üç sene üst üste nasıl kâr edilebilir? Şöyle bir
ortamda, bu ortamda, bu kadar borcun olduğu, borçluluğun, bu kadar
sıkıntının olduğu bir ortamda sürekli olarak kâr
edecek şirketler. Bakın, kurumlar vergisiyle ilgili 700 bine
yakın şirket var, ilk bin şirket kurumlar vergisinin
yarısından fazlasını ödüyor, bin şirket, geri
kalanı yüzde 40ını aşağı yukarı ödüyor.
Böyle bir ortamdayız, Türkiyenin durumu bu ve kurumlar vergisi
tahsilatı geçen sene de düştü, bu sene de büyük ihtimalle olmayacak
ve ben Maliye Bakanımıza ısrarla bir soru sordum Maliye
Bakanlığının alacağı ne kadardır? diye.
Sayın Bakan ısrarlarım sonucu yazıyla bir cevap verdi, 84
milyar liralık alacağımız var. diyor, hakikaten cevap da
böyle. Şimdi, Sayın Bakan, siz Maliye Bakanlığı
kökenlisiniz, Maliye Bakanlığında bürokrat olarak 84 milyar
lira alacağımız var. diye bir cevap verseydiniz, size, o
dönemlerde bakanlar, hani o meşhur bir atış var ya, şöyle
atarlardı. 84 milyar lira hangi tarih itibarıyla var, gecikme
zammı vesaire üzerinde asli, ferî nedir, bunları cevaplamadan buraya
yazılır mı?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Detayını isteseydiniz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Neyse, 84
milyar lira alacak var. Bakın, biraz önce söyledim, dolaylı
vergilerin toplamı -yılda alınan- 40 milyar lira civarında.
84 milyar lira büyük para, bir de buna Sosyal Güvenlik Kurumunun
alacağını ekleyin -ki o da 74 milyar lira yıl sonu
itibarıyla- 150 milyar liranın üzerinde. Aslında 200 milyar
liraya yaklaşıyor gecikme zamlarını koyduğumuz zaman,
Maliye Bakanlığının ilavelerini, 200 milyar liraya
yakın, çok büyük bir meblağ bu. 460 milyar liralık vergi
hedefleyeceksiniz, 200 milyar lira alacağınız olacak.
Dolaylı değil, doğrudan vergilerle ilgili
alacağınız da aslında yılda 40-50 milyar lirayı
geçmeyecek, siz 200 milyar lira için, tahsilat için önemli değil
diyeceksiniz, olur mu böyle bir şey? Yani, bu kadar
sıkıntılı bir dönemdeyiz. Maliye
Bakanlığının durumu, bu anlamda ekonominin durumu çok kötü
olduğu için gerçekten kötü değerli arkadaşlarım.
Şimdi, her zaman söylendi, çok
girmeyeceğim, bir bütçe hakkı kavramı var. Bütçe hakkı
kavramı ve demokrasi, biliyorsunuz, vergiye dayanır; verginin kanunla
konulup kanunla kaldırılmasına dayanır; bu prensibe
dayanır. Demokrasi ve vergi iç içedir bu anlamda. Maliye
bakanlıkları da bu nedenle demokrasinin aslında bekçisidir,
devletin bekçisidir; devletin devamlılığını
sağlayan kuruluşlardır, bakanlıklardır maliye bakanlıkları.
Hep söylerim, maliye bakanlığı devletten önce kurulur, kurulması
gerekir. Devlettir maliye bakanlığı, maliye
bakanlığı o devletin varlığını göstermesi
gereken bakanlıktır. Ciddi olması gereken, kanunlara, hukuka
uygun olması gereken, öyle çalışması gereken bir
bakanlıktır, ağırlığını hissettirmesi
gereken bir bakanlık ama Maliye Bakanlığının
tavırları, maalesef, değerli arkadaşlarım, o devlet
ciddiyetini maalesef göstermiyor, büyük sıkıntılar var. Biz
muhalefet olarak eleştiriyoruz, iktidardaki milletvekili
arkadaşlarım da Bir şeyler yapılıyor ama bir
şeyler eksik. diyorlar. Evet, eksiklik, bu devlet nosyonunun
olmaması. Neden? Çünkü Maliye Bakanlığının bu seneki
bütçesi nedir, biliyor musunuz? 156 milyar lira, 156 milyar lira. Gelir
İdaresinin bütçesi de zaten ayrı yer alıyor. Maliye
Bakanlığı çalışanlarının sayısına
bakarsanız, aslında bütçesinin 5 milyar lirayı geçmemesi
lazım, 5 milyar lirayı geçmemesi lazım. 156 milyar lira bütçe
var. Neden var? Çünkü o aktarmaları, ödenek aktarmalarını, yedek
ödenek vesaire bunları istismar etmek için var. Bu, her sene söylediğimiz,
eleştirdiğimiz konuyla ilgili, evet, yedek ödenek için bir miktar
ayrılacak, 5018e göre bu yüzde 2, ödeneküstü harcamalarla ilgili olarak
bir yetkisi olacak ama 5 milyar lira bütçesi olması gereken bir Maliye
Bakanlığının 156 milyar lira bütçesi olması, bunu
istediği gibi kullanması, buraya, buradakilere Maliye
Bakanlığının saygısızlığıdır.
Bu yetkiyi bizim vermememiz lazım. Biraz sonra maddelere geçeceğiz,
6ncı maddede bu konular. Maliye Bakanlığına bu kadar
harcama yetkisi verilmez değerli arkadaşlar. Bu, yasama
organının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, halkın yetkisidir;
bu yetkiyi, bu sorumluluğu Maliye Bakanlığına vermememiz
lazım, istismar ediliyor her sene. Şimdi, bu kadar istismar edilen
bir bütçe sonrası bir bütçe disiplininden, mali disiplinden bahsetmek
mümkün müdür? Değil tabii, yok zaten aslında mali disiplin, bütçe
disiplini aslında gerçekte yok çünkü böyle bir durum var, istismar söz
konusu. Oradaki bütçe açığının uluslararası
karşılaştırmaları falan hiçbir şey ifade etmiyor,
hiçbir anlamı yok.
Değerli arkadaşlarım, dünya yeni bir
döneme giriyor. Bu dönemde bizim bütçemizle beraber ekonomi
politikalarımızın da maliye politikalarımızın da
farklılaşması lazım, farklı bir anlayışla
ortaya çıkması lazım. Var mı böyle bir şey? Bu
değişen -ki kendileri de telaffuz ediyorlar- böyle bir ortamda hiçbir
farklılık göremiyoruz. Geçen yılların bütçeleri enflasyon
oranında artırılıyor o kadar, hiçbir değişiklik
yok. Bu sene turizmde bir balon patlaması var, ekonomiyle ilgili büyük
sıkıntılar var, Türkiye savaşın eşiğine
gelmiş, güvenlikle ilgili bir yığın konu var. Hani,
bütçelerde çok önemli farklılıklar var mı? Yok. Bütçeye
bunların intikal etmediğini, intikal ettirilmediğini görüyorsunuz.
Hâlbuki, bu yeni dönemle beraber yeni ekonomi ve maliye politikalarının
çok net olarak gösterilmesi lazım.
Bizim, dünyada rekabet edebilen bir firmamız
var mı? Türk Hava Yolları var şu anda bildiğimiz. Zarar
etse de -ki zarar ediyor, iyi çalıştırılmıyor- buna
rağmen kamu destekli olduğu için Türk Hava Yolları bir anonim
şirket olarak dünyada en fazla rekabet edebilen firmamızdır.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Zarar etmedi ama. Kâr
açıkladı, zarar etmedi.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Bizim, Türk
Hava Yolları gibi firmalara ihtiyacımız var. Böyle kamu
destekli, doğrudan doğruya
Bakın, KİT demiyorum, yeni
KİTler ihdas etmeye gerek yok ama bu yeni ekonomik anlayış
içerisinde kamu destekli şirketlere, uluslararası alanda rekabet
edebilen şirketlere ihtiyaç var. Hani, bu Çin füzeleriyle ilgili olarak,
Çinden alacağımız füzelerle ilgili olarak Çinliler teknoloji
transferine izin vermedi vesaire büyük bir skandalla en sonunda NATOnun
baskısıyla, Amerikanın baskısıyla vazgeçtik ya,
alamadık ya bu Çin savunma füzelerini. Mesela, o konu bir şirket
vasıtasıyla olsaydı, burada HAVELSAN, ROKETSAN veya ASELSAN gibi
savunma sanayisindeki şirketler vasıtasıyla olsaydı bu
kadar baskı görülmez, bu kadar sıkıntıya girilmezdi.
Doğrudan doğruya devletlerin devreye girmesi işte bu yanlışlıkları
getiriyor. Çin füzeleri konusunda da büyük bir sorun, sıkıntı
yaşadık maalesef. Bugün kamu bankaları olmasa çok daha büyük
sıkıntılar yaşarız. Şu anda onlar, o cumhuriyetin
Türkiye İş Bankası, daha geçmişten gelen Ziraat
Bankası, Halk Bankası gibi kuruluşlar emniyet
supablarımız oldu ekonomimiz için. Bunları unutmamamız
lazım, yeni bir ekonomi anlayışıyla ortaya
çıkmamız lazım.
Şimdi, Sayın Maliye
Bakanı sunumunda şöyle diyor, eğitime ayrılan bütçeyi çok
övüyor, diyor ki: Biz bu sene eğitime çok büyük bütçe ayırdık.
Evet, Millî Eğitim bütçesi 76 milyar lira arkadaşlar. Millî
Eğitime büyük bir bütçe ayrıldı ama Millî Eğitime bütçenin
yüzde 100ünü ayırsanız bu mantaliteyle, bu anlamda adam
yetiştiremeyen bir eğitim sistemiyle hiçbir şey yapmış
olamayız. (CHP sıralarından alkışlar) Bütün bütçeyi
ayırsak ne anlam ifade eder Allah aşkına? Bütün bütçeyi
ayırsak, çıkıp Maliye Bakanımız ya da Millî
Eğitim Bakanımız Biz PISA testinde ilk sıralarda yer
alıyoruz artık, sonda değiliz. diyebiliyor mu? Yok. O zaman
ayır da, ayır bu kadar para
Ayrıca, Millî Eğitim bütçesi
76 milyar, faize ayrılan pay 56 milyar lira. Haftada 1 milyar liradan
fazla faize para ödüyoruz. Millî Eğitime 76 ayırmışız,
faiz bütçemiz 56 milyar ki daha da fazla olacaktır, büyük ihtimalle 58
olacak. Merkezî yönetim bütçesinden 2016 için yatırımlara ne kadar
pay ayırmışız biliyor musunuz? 50 milyar pay
ayırmışız; faize 56 milyar, yatırımlara 50
milyar. Ondan sonra da bu bütçeyle övünüyoruz; efendim, güzel bir
bütçeymiş. Neresi güzel, vatandaşımız takdir etsin
bakalım: Yatırımlar 50, faiz bütçesi 56, Millî Eğitim 76.
MEHMET ALTAY (Uşak)
Daha önceki yüzde 2ydi.
BÜLENT KUŞOĞLU
(Devamla) Mesela, daha önce, 2002 yılında bile Millî Eğitim
bütçesi içerisinde yatırımlara ayrılan pay yüzde 22, bu sene
yatırımlara ayrılan pay yüzde 12. 2002 gibi kriz
yılında bile -cumhuriyet tarihinin en dip yaptığı
yıldır- yüzde 22, şimdi yüzde 12. Bakın, o yılda bile
eğitim bütçesine, eğitim yatırımlarına daha fazla pay
ayırmışız.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) 100 binin üzerinde
derslik yaptık.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, tabii, öğretmen ve öğrenci sayısı
artarsa Millî Eğitim bütçesi artacaktır, normal ama Millî Eğitim
yatırımlarına ayrılan pay azalıyor değerli arkadaşlar.
Sosyal güvenlik konusu son yıllarda fazla
konuşulmuyor sanki sosyal güvenlikle ilgili olarak bir reform
yapılmış gibi.
Arkadaşlar, sosyal güvenlik reformu
olmadı, yürümüyor. Bu sene Sosyal Güvenlik Kurumuna bütçeden transfer
edilecek pay nedir, biliyor musunuz? 102 milyar lira. 11 milyar gösteriyor, 11
milyar ve Maliye Bakanlığı bunun lafını etmiyor,
karşı çıkmıyor. 102 milyar transfer edilecek Sosyal
Güvenlik Kurumuna. Hemen açın, bakın, 102 milyar lira. Çok
artmış, anormal bir şey.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sosyal devleti büyütüyoruz.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Kayıt
dışılık, her sene Maliye Bakanlığı
kayıt dışılıkla mücadele eder. Hepsi de fos
çıktı. Kayıt dışılık olduğu sürece,
ortak bir veri tabanı olmadığı sürece Gelir
İdaresinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun ve Ticaret Sicilin -Ticaret Sicilini
de buna dâhil etmek lazım- kamuya ait ortak bir veri tabanı
olmadıktan sonra kayıt dışılıkla mücadele
edilmez, her sene söylüyorum.
Gübre ve yemle ilgili olarak bundan bir ay önce
Maliye Bakanlığı, Hükûmet bir tasarı getirdi, gerekçe,
gübre ve yemde üreticiyi desteklemek. Ya, üreticiyi nasıl
destekliyorsunuz hem ithalatta sıfırlıyorsunuz KDVyi hem
üretimde? dedik. Nitekim, ocakta fiyatlar düştü, şimdi tekrar
yükseldi ve buna Maliye Bakanlığı Evet. diyebiliyor
değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla)
Söyleyeceğim çok şey vardı. Bir gün, bir fırsat bulur,
bunları söylerim.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kuşoğlu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun son
konuşmacısı Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer.
Buyurun Sayın Çakırözer. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Özelleştirme
İdaresi bütçesine ilişkin partimizin görüşlerini ortaya koymak
için Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bütçeye ilişkin görüşlerim öncesinde bir
hususu dikkatinize sunmak isterim: Değerli arkadaşlar, hukuk devleti,
düşünce özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğü,
iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin üzerine titremesi gereken ilkelerdir.
Basın bir ayna gibidir, biz neysek onu gösterir; iyiysek iyi, eksiksek
eksik. Nasıl ki aynaya bakarak görünüşümüze, kıyafetimize
çekidüzen verme imkânımız varsa eleştirebilen hür bir basın
sayesinde de hem birbirimizle ilişkiler hem dış dünyayla
ilişkilerimizde Türkiye'yi evrensel demokrasi standartlarına
ulaştırma fırsatına sahip oluruz. Gazetelere,
televizyonlara Bizi eleştiriyorlar, yaptığımız
yanlışları ortaya koyuyorlar. diye el koymak, kapatmak,
yayınlarını izlenemez hâle getirmek aynadaki hâlimizden memnun
değiliz diye aynayı kırmaktan farksızdır. Türkiye'de
gün geçmiyor ki bir medya kuruluşuna kayyum atanmasın, yayını
durdurulmasın, gazeteciler işsiz kalmasın. Bunlar, hukuk
devletiyle, evrensel hak ve özgürlük standartlarıyla bağdaşmayan
uygulamalardır. Bizi, içeride demokrasiden, toplumsal barıştan
uzaklaştırırken dışarıda da ülkemizin
itibarını daha da azaltmaktadır.
Değerli arkadaşlar, hukuk devletinde hiç
kimse yargılamadan muaf değildir, bu bir bürokrat da olabilir, bakan
da olabilir, başbakan da olabilir, gazeteci ya da iş insanı da
olabilir. Ancak iddiaya konu soruşturma ya da yargılamanın
siyasetin etkisinde olmadan, yargının
tarafsızlığına ve
bağımsızlığına gölge düşmeden
yapılması esastır. Maalesef ülkemizde gerek gazeteciler ve
basın kuruluşları gerekse ülkemizin önde gelen
girişimcilerine ve siyasetçilerine yönelik yargı süreçleri aynı
yakın geçmişte olduğu gibi bugün de siyasi öç alma duygusuyla
yürütülmekte.
Değerli arkadaşlar, siyasetin hukuka
bulaşmasının bedelini, yargı
bağımsızlığıyla oynanmasının bedelini
Türkiye yakın geçmişimizde çok acılar çekerek ödedi. Her dönemin
mağdurları oldu, kimi çektiklerine dayanamadı,
hayatını kaybetti, kimi yaşadığı işkencelerin
acısını on yıllarca yüreğince taşıdı,
kimi hak mağduriyetine uğradı, kimi
itibarsızlaştırıldı. İşte darbelerin
mağdurları, işte 28 Şubat sürecinin mağdurları,
işte son dönemin kumpas davaları Ergenekon, Balyoz, Oda TV
davalarının, KCK davalarının mağdurları. Bu
mağdurların bir kısmı bugün bu sıralarda oturuyor,
birbirimizle her gün selam alıp veriyoruz, geçmişin
hatalarını tekrarlamamamız gerektiğini birbirimize hep
söylüyoruz. Bu yüzden, hukuku siyasete alet etmekten, yeni mağduriyetler,
mazlumlar yaratmaktan hepimizin özenle kaçınması gerekir.
Yapmamız gereken şey belli, el birliğiyle ülkemizi Atatürkün
bize gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine, hukuk devletine,
özgürlükçü, çoğulcu demokrasiye ulaştırmaktır. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, on
yıllardır özelleştirmeleri tartışıyoruz,
özelleştirmeleri kalkınmak için yani sanayinin payının
artacağı ve ekonomimizin daha iyi ve rekabetçi olacağı,
istihdamın artacağı, hizmet kalitesinin artacağı
varsayımıyla getirdik ve uygulamaya koyduk. Peki, sanayinin payı
arttı mı? Bakıyoruz, şu anda en büyük sorunumuz sanayinin
payının giderek düşmesi. Bunu ortadan kaldırmanın
yollarını arıyoruz ama bir yandan bunu yaparken bir yandan da
hâlâ en ilkel hâliyle özelleştirmeler gündemde tutuluyor yani kamu
malının yağmalanarak, değerinin altında satılarak
iktidar destekçilerinin zengin edilmesi ve tabii ki emekçilerin
kapının önüne konması politikalarının devamı
isteniyor. Oysa, son krizlerle birlikte bütün dünya kamunun ekonomide
payının olmasının bir güvence olduğunu fark etti, buna
göre hareket etmeye başladı ve kamunun özellikle stratejik
sektörlerde teşvikini mümkün olduğunca artırma
çalışmalarına başladı. Peki, hep dünyayı örnek
aldığını söyleyen Hükûmetimiz niçin bu konuda da
dünyayı örnek almıyor da satıp savan özelleştirme modeliyle
hareket etmeye çalışıyor? Özelleştirmenin amacı, sizin
düşündüğünüz gibi her şeyi satıp savıp oradan gelen
parayı da harcamak değildir. İşte, bu
kuralsızlık, kayırmacılık ve yağma ekonomimizdeki
ciddi çarpıklıkların, sosyal adaletsizliklerin ana
sebeplerindendir.
Değerli arkadaşlarım, biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bu bakışa yani ekonomide en stratejik
kurumlarımızın iki yıllık kârlarına, arsa
paralarına denk gelen rakamlarla el değiştirmesine
karşıyız. Biz hesapsız kitapsız, halkın
yararına olmayan özelleştirmelere karşıyız ama sizler
yine de programınıza koymuşsunuz, 2016 hedefinizi 10 milyar lira
olarak açıklıyorsunuz ancak size sormak isterim, dünyada
durgunluğun devam ettiği, yatırımcıların güvenli
liman arayışına girdiği, Türkiyenin risk priminin
yükseldiği 2016da bu hedefi nasıl yakalayacaksınız? Neye
güvenerek 10 milyar liralık özelleştirme
yapacağınızı öngörüyorsunuz?
Değerli arkadaşlarım, bugün
Türkiyede özelleştirme dendiği an yüreği ağzına
gelen yüz binlerce ailemiz var; özellikle de geçimini pancardan, şekerden
sağlayan yurttaşlarımız, çünkü şeker
fabrikalarının özelleştirilmesi uzun süredir Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarlarının gündeminde. Memleketim
Eskişehir dâhil Anadolunun dört bir yanında 25 şeker
fabrikası her an satılabilir durumda bekletiliyor. Hükûmet çok
istekli, her yıl konu gündeme geliyor, yeni yeni takvimler
açıklanıyor.
Bu özelleştirmeler olduğunda ne olacak?
Bugüne kadar ne yapıldıysa o olacak. Sadece kârlı olan 5-6
fabrika çalıştırılacak, geri kalanlar ise kapatılacak.
Yani bugüne kadar kimseye muhtaç olmadan ekmek parasını çıkaran
yüz binlerce şekerpancarı üreticisi, fabrikalarda çalışan
işçiler devlet eliyle işsizliğe, açlığa mahkûm
edilecek. Tüm dünya tarımını, çiftçisini korumak için her türlü
önlemi alırken, biz çiftçilerimizin ana geçim kaynaklarından birini
yok edeceğiz. Buna, en basit deyimiyle devlet eliyle
yoksullaştırma, işsizleştirme denir arkadaşlar. Bu
yüzden şeker fabrikalarının özelleştirilmesine, Anadolu
insanımızla birlikte dur diyoruz.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin
gündeminde özelleştirmeler kadar tartışılması gereken
bir başka önemli tehdit daha var, o da kamu-özel iş birliği
projeleri. Kamuya ciddi maliyetler getiren bu sistemin şeffaf bir
şekilde uygulanması ve çok dikkatli bir şekilde
hesabının kitabının yapılması
uyarısını sadece biz değil, bizzat Kalkınma
Bakanlığı yapıyor. Biz ne zaman soru sorsak, Kamunun
cebinden tek kuruş çıkmadan yapıyoruz projeleri. diyorsunuz
ama, işte, Kalkınma Bakanlığı bunun böyle
olmadığını net bir şekilde söylüyor. Bu projeler
nedeniyle kamunun garanti, borç üstlenimi gibi oluşacak birikmiş
yükümlülüklerinin çok iyi analiz edilmesi gerekir uyarısını
yapıyor.
Bu ne demektir? Kamu bu projeler nedeniyle zarara
uğrayabilir, krize girebilir, hesabınızı iyi yapın
demektir. Nasıl bir kriz riski olduğunu göstermek için tek bir rakam
vereceğim.
Yıllardır şehir hastanelerinin
maliyetlerini ve kamunun ne kadarlık bir rakamı şehir
hastanelerine kira olarak vereceğini soruyoruz, anlaşmaların
detaylarını soruyoruz, bugüne kadar sağlıklı bir
yanıt alamadık, ama yine Kalkınma Bakanlığından
öğreniyoruz ki sadece şehir hastaneleri için kamu 27 milyar dolar
kira ödeyecek, üstelik bu rakam kurdaki yükselişler nedeniyle daha
şimdiden artmaya başladı bile. Hükûmeti ve iktidar partisindeki
değerli arkadaşlarımı uyarmak istiyorum, bugün büyük bir
heyecanla başlattığınız bu projeler, iyi hesap kitap
yapılmaması nedeniyle çocuklarımızın geleceğini
ipotek altına alacaktır.
Değerli arkadaşlarım, bütün bu
olumsuz gidiş içinde aslında güzel şeyler de olmuyor mu? Oluyor
elbette. Mesela petrol fiyatları küresel olarak düşüşte.
Türkiyede temel hayat standartlarımızı belirleyen şey
petrol fiyatı, buna bağlı olarak da benzin fiyatı. Bundan
tabii ki büyük memnuniyet duymamız lazım çünkü bütçemizin kaderini
aslında ağırlıklı olarak benzinin fiyatı
belirliyor. Yıllardır vergi tabanını genişletme
çalışmalarını raporlarda sabit hedef olarak koruyan
Hükûmet, benzin pompalarını ise birer vergi istasyonuna çevirmiş
durumda.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun ocak
ayı verilerine bakarak söylüyorum, 95 oktan benzinin 1 litre fiyatı
94 kuruş ama sizler bizler bunu 4 lira 25 kuruştan alabiliyoruz.
Niye? Çünkü üzerinde tam 2 lira 83 kuruş vergi var. Benzinin kendi
fiyatından 3 kat fazla vergi alınıyor yurttaşlardan. Ne
kadar zahmetsiz değil mi? Kayıt dışını önlemek,
vergiyi tabana yaymak, kurumlar vergisinin artmasını sağlayacak
yeni yatırımları kazandırmak yerine vatandaşın
benzine, iletişime ödediği vergileri artırmak çok daha kolay
çünkü. Bu yolla hem vatandaşın sırtından misliyle vergi
alıyorsunuz hem de -kendi deyiminizle- faiz lobisini korkutmamış
oluyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, benzindeki
vergiyi mali disiplin için asla düşürmeyen Hükûmetimiz iş ranta vergi
koymaya gelince nedense bir hayli ürkek. Baksanıza, iki seçim geçti, koca
bir yıl geçti, Rant vergisi getireceğiz. söylemleri uygulamaya
gelince hep ertelendi. Şimdi, mart hedefi konmuş durumda. Bizler de
21 Marta kadar getirileceği sözü verilen rant vergisi sürecini
yakından takip edeceğiz. Bakalım, vatandaşın,
emekçinin asgari ücretinden alınan gelir vergisinde, benzinden,
iletişimden alınan vergilerde olduğu gibi panter mi olacaksınız
yoksa süt dökmüş kedi gibi sessiz sedasız rant vergisini yeni bir
bilinmez tarihemi erteleyeceksiniz, hep birlikte göreceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Böylelikle, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
yapılan konuşmalar da tamamlanmış oldu.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.09
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.26
BAŞKAN: Başkan
Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi
KÜPÇÜ (Bolu), Özcan PURÇU (İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 54üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisinin grup
konuşmalarını dinleyeceğiz.
İlk konuşmacı, Denizli Milletvekili
Emin Haluk Ayhan.
Buyurun Sayın Ayhan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakika.
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
2016 yılı Ekonomi Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi
Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bütçeyle ilgili,
Bakanlığı tenkit ederken Sayın Bakanı tenkit etmekten
ziyade, genelde AKPnin dış ticaret politikalarıyla ilgili bir
şeyler ifade etmeye çalışacağım. Çünkü, bu bütçeyi
Sayın Bakan kucağında buldu. Bu nedenle değerlendirmemizi
daha çok on üç yıllık AKP iktidarı açısından
yapacağız.
Dış ticarette son on dört aydır
yaşanan gelişmeler ancak kriz yaşayan ekonomilerde ortaya
çıkacak cinstendir; bunu hem dış ticaret hem de cari açık
için söyleyebiliriz. Hangi ülkede böyle gelişmeler olsa, yaşansa
idare açısından çok ciddi sonuçlar doğurur. Doğurdu da.
Sayın Bakan, zatıaliniz Bakan oldunuz. Ekonomi politikaları
açısından ise son derece köklü ve radikal tedbirlerin
alınması gerekir. İşte, bu yapılmadı henüz. Bunu
sizden bekliyoruz; nasıl yapacağınızı henüz daha
anlayabilmiş değiliz.
AKPnin seçtiği yol, gelişmeleri inkâr ve
örtbas etmek olmuştur. Hepimizin bildiği gibi, görüştüğümüz
bütçeye esas teşkil eden Orta Vadeli Programda, bize göre, önce belgede
sahtecilik yapılmıştır. Ülke ekonomisinin düştüğü
durum kişi başına millî gelirde gizlenmiştir, daha sonra
ortaya konulmuştur. 1 Kasım seçimlerinden üç ay sonra, revize
edilmiş ekonomik gerçekler kabul edilmek zorunda
kalınmıştır.
2023 hedeflerine ulaşılması konusunda
Hükûmetin havlu attığını görüyoruz.
İşsizliğin önümüzdeki üç yıl boyunca çift haneli
olacağını; ihracatın altı sene sonra 500 milyar dolara
ulaşması şöyle dursun, 2011 yılında hedeflenen 200
milyar dolar seviyesine üç yıl sonra yaklaşılamayacağını;
dolar bazında millî gelirin, 2 trilyona çıkmak şöyle dursun, 720
milyar dolara gerileyeceğini; fert başına gelirin 9.200 dolara
düştüğünü, hatta Suriyeden gelenleri hesap ederseniz 8 bin
doların da altına düştüğünü çok net ifade etmek mümkün.
Nihayet, bu bütçe
AKP Hükûmeti tarafından bu gerçekler kabul edildi ve
tescil edildi.
Sayın Bakan, temsil ettiğiniz konunun
çalışma alanında -Anayasada yer alan bir husus; dış
ticaret gerçekten Anayasada yer alan bir husus- özel önemi var. Bu nedenle,
çok ciddi incelenmesi lazım. Sadece ihracatın değil, aynı
zamanda ithalatın da incelenmesi lazım. Sizden önceki bakanlara
söyledim, bir defa daha söylüyorum: Bu Bakanlığın
oluşumunda ve adında bir arıza var. Adı fiyakalı,
sıkıntı yok, adı var sadece; gelin, şu işi
düzeltin, gümrüğü de bu işle bir bağlamaya
çalışalım.
Bir diğer olay, Sayın Bakan, dış
ticarete bakanlık yaramadı. 2012 yılından bu yana yani son
dört yılda siz üçüncü bakansınız. Birini saat lobisi götürdü,
diğer ikisi faiz diye diye gitti. Siz, uyanık
davrandınız, faiz demiyorsunuz, onu görüyorum.
Cumhurbaşkanına takılmıyorsunuz, faizden uzak duruyorsunuz.
İhracat deseniz, zaten o tarihten bu tarihe tepetaklak. TİM
Başkanının ihracatı her ay açıklayacak hâli
kalmadı. Yazılı açıklayacağım. dedi, öyle
gidiyor.
164 merkezde 250 temsilci olması lazım,
şimdi 150ye yakın kadro boş. Biz burada destekledik bu kadrolar
çıkarken. Tayine gönderilecek kişilerde problem var
Başbakanlıkta. Burada bir Sayın Müsteşar da var, o da
biliyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakanlık arasında bir
sıkıntı olduğu kamuoyunda konuşuluyor. 15 iç denetçi
kadronuz var, 1 tanesini kullanıyorsunuz.
Ancak, bu dönemde cari açığın yüzde
15ini kapatma görevi Reza Zarrab tarafından üstlenilince
Bakanlıktaki bürokratik kademelere gerek kalmadı. Bakan
yardımcısı olabilir diye düşündüm, çekindim de söylemeye
fakat Fatih Beyi siz atadıktan sonra, ne yaptım, biraz memnun oldum.
Becerikli biriydi, belki cari açığın tamamını
kapatabilirdi, ona göre bir şey yapılabilirdi.
Şimdi, 2009 yılında TİMe
ilişkin kanun çıktı, 2014 yılında TOBBa
bağlı Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunu
kanırta kanırta kapattınız. Ne yaptınız? Hâl
meydanda, adı aynı ama aynı işleri görüyor mu bakalım.
Proje yok, yayınlar bir önceki DEİK dönemine ait. Dahası,
iş konseylerinde bir bakayım dedim- ABD İş Konseyinde
neler yapmış, baktım: En son Konsey haberi, Türk Hava
Yollarının San Francisco uçuşunu başlatacağına
ilişkin Nisan 2015 tarihli. Şimdi, Türkiye-ABD İş Konseyi
denince aklıma Transatlantik Ticaret ve Yatırım
Ortaklığı geliyor. Bununla ilgili çalışmanız var
mı, yok mu; bilmiyorum, kamuoyunda bilinen bir şey yok. Sağ
olsun, Abdullah Köten bir çalışma yaptı da Türkiyenin elinde
bir malzeme oldu.
Şimdi, DEİK,
Cumhurbaşkanlığı makamının gezilerinin
koordinatörü olarak çalışmaya başladı gibi bir şey
var. Şimdi, Kanada İş Konseyinin Yeni Gelişmeler
başlığında ülke bülteni var, bültenin kaynağı,
Bakanlığınız. Şimdi, bu yeniden yapılanmayı
da -Amerikaya benzer- Cumhurbaşkanlığında yapmaya
başlıyorsunuz. O zaman bu Ekonomik ve Sosyal Konseyi niye kurdunuz?
Onu da merak ediyorum.
Sayın Bakan, 2009 yılının ilk
çeyreğinde TİMin açıkladığı ihracat beklenti
anketinde tanıtım sorunu yüzde 16 gözüküyor; altı yılda 14
tanıtım grubu kurulmuş, tanıtım sorunu hâlâ yüzde 15
düzeyinde. Niye kurduk? O da anlaşılır gibi değil.
Şimdi, 2006 yılında
çıkardığınız Markalaşma ve Turquality
Tebliğiniz var, onun da içinde tanıtım desteklemesi var. Plan
ve Bütçe Komisyonunda, desteklediğiniz 175 firmadan bahsetmişsiniz
fakat 10 tane dünya markası olacaktı, yok; böyle
baktığınız zaman. Bunlar varsa lütfen açıklayın.
Şimdi, bunların dışında,
dış ticarette, siyasette TİM diyor ki: 200 tane sorunumuz var.
Eğer 200 tane sorunu hâlen size -dış ticarette- TİM
söylüyorsa o zaman hiçbir şeyi on üç senede çözmemişsiniz demektir.
Siyasette gündem oluşturabilirsiniz, her gün
gazetelerin orta sayfasında sivil toplum örgütleriyle de
çıkarsınız, gündemi de değiştirirsiniz, dış
ticarette gündem yaratırsınız ama sonuçlar -sürdürülebilir-
ihracatta ve dış ticarette ekonomiye müspet
yansımadığı zaman bu işin gündem yaratmaktan
geçmediğini görürsünüz.
Sayın
Bakan, sonuçta rakamlar size Yanlış gündem oluşturdunuz. der,
Sorunlar eksik. der, Eksik tespit ettiniz. der, Göremediniz. der,
Koyduğunuz hedefler gerçekleşmedi. der, Dünyayı iyi takip
edemediniz. der, Komşularınızla iyi geçinin. der, Hedeflere
ulaşmak için kim, ne yapacak? sorularını
cevaplamadınız der, Boşuna para ve zaman
harcadınız. der. Nitekim ha bire proje tanıtılıyor,
açıklanıyor, hedef açıklanıyor ama netice yok.
Şimdi,
bütün bunlara baktığımız zaman, sahte rekorlarla
avunmanın bir anlamı yok. Kronik problemler aynı, hiç
değişmemiş, devam ediyor. AKPde dış ticaret bozuldu.
İthalatı, emin olun, Zafer Çağlayan hepinizden iyi anlatıyordu
ama ben ona Devlet işi ciddiyet ister. dedim, üç gün sonra gitti, bu
kürsüden söyledim. Şimdi, bakın, sizden önceki Bakana da aynı
şeyleri söyledim, benzer şeyleri söyledim. Bakın, şimdi,
öyle bir hâl oldu ki
Dış ticaret önemli bir hâldir. Sayın
Bakana, sizden öncekine de söyledim, o da faiz diye takıldı, dış
ticaretin sorunlarından çok, faize takıldı,
Cumhurbaşkanına takıldı. Nitekim ihracatın,
ithalatın hâli de meydanda.
Şimdi,
AKP geldiğinden beri 1,4 trilyon dolar ihracat var, 2,3 trilyon dolar da
ithalat var, aradaki fark 800 milyar dolar, küsuratı da var. Türkiye'nin
720 milyar dolar bir senelik millî geliri, artıda da bir yıllık
ihracatınız 140 milyar dolar, 120sini de bu
karşılıyor. Dış ticaretin neresi iyi? Dış
ticaretin neresinin iyi olduğunu söylüyorsunuz? 2015te cari açık,
dış ticaret açığı azalıyor. diye çok
sevinemiyoruz, siz sevinirsiniz. Enerji dışı cari açık
diye burada Sayın Babacan yattı kalktı, onu söyledi. Bakın,
size samimi olarak bir şey söylüyorum: Enerji fiyatları varili- 130
dolardan 30 dolara düştü, siz cari açığı kapatamadınız,
petrolü bedava verseler, üstüne de size para verseler, bu cari
açığı siz kapatamayacaksınız; iş böyle. Patinaj
yaptırıyorsunuz ihracata. Demir çelik ihracatı düştü,
sektör rezil kepaze oldu, tarım ürünleri ihracatı düştü, tekstil
düştü, kimya sanayi düştü, makine imalat sanayi düştü, otomobil
sektörü ihracatı düştü, hepsi düştü bunların. Şimdi,
bütün bunlara baktığımız zaman dış ticaretin çok
sıkıntılı olduğunu görüyoruz.
Tabii ki siz
haklısınız. Nerede haklısınız? Diyorsunuz ki:
Kurdan dolayı, pariteden dolayı bizim kaybımız var, 12
milyar dolar. Öyle değil mi kabaca? Ama 2002 yılında 1 dolar
0,89 euroydu, şimdi, 2012de 1 dolar 1,60 euro oldu, o zaman hiç bu
kurdan falan kazandık demiyordunuz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Onu siz söylüyordunuz.
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) Yo, hayır, biz bir şey demedik o zaman, siz söylediniz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerçi siz yoktunuz o zaman.
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) Sayın Bakan, bakın ben sizi hedef almadım
doğrudan. Siz böyle şeyden zevk almaya başlıyorsunuz.
Dış ticaretin hâli rezil, hakikaten rezil. Yani, şimdi, üretim
ve ihracat için ithalat bağımlılığı
artmış. Yüksek faiz-düşük kur, öldürmüş. 2015
yılında kurlar yükselince ithalat ve girdi maliyetleri
artmış, yüzde 30 devalüasyona rağmen ithalat ve girdi
maliyetleri sıkıntılı, dâhilde işleme, rezil bir
vaziyette. Üretebilmek için, ihracat yapabilmek için dışa
bağımlısınız. Bu GİTES projesinden kaç tane
sektörü kurtardınız? Nereden bakarsanız bakın, on üç
yıl içinde bazı sektörlerde yüzde 70e ulaştı dâhilde
işleme rejimi. Bu ihracattaki payı yüzde 45, ithalattaki payı
yüzde 13. Hâlâ saklıyor, bürokratlar da saklıyor, bizim
atadığımız insanlar bizden saklıyor bu rakamları.
Şimdi, bakın,
ithalatın ihracat içindeki payı yüzde 67, ana metal sanayisinde 60,
temel eczacılıkta 59, ulaşımda 47 ve devam edip gidiyor.
Şimdi, bütün bunlara
baktığımız zaman, problemin komşularla da olan
kısmını değerlendirdiğinizde sıkıntı.
Müteahhitlik hizmetlerine
bakıyoruz, 2013 yılında 417 proje var. diyorsunuz, 2015
yılında 177ye düşmüş. 2015 yılında projelerin
bedeli 2013 yılına göre yüzde 33 düşmüş. Şimdi, bunun
neresi iyi Allahınızı severseniz? İlk on bir ayda, aylık
dönemde yüzde 70 oranında azalmış müteahhitlik
firmalarının aldığı şeyler.
Şimdi, Sayın Bakan,
teşvikte bölgesel hedefler tutturulamamış. 2015te verilen
teşvik belgelerinin yüzde 77si 1, 2, 3üncü bölgelere verilmiş.
Nihat Bey bile o kadar gayret etmesine rağmen Denizliyi teşvik bölgesinde
kurtaramadı ya. Verimsiz bir iş. Şimdi, belge kapsamında
sabit yatırımların yüzde 60ı 1, 2, 3üncü bölgelerde;
yatırımlarda yaratılan istihdamın yüzde 67si 1, 2, 3üncü
bölgelerde; 4, 5, 6ncı bölgelerde yatırımın falan
özendirildiği yok; onlar hikâye, nereye bakarsanız.
Şimdi, bakın, 2016
vizyonunu koymuşsunuz oraya; ihracat için koyduklarınızın
2016ya faydası olmaz, ithalatta zaten bir şey
koymamışsınız, özel sektör yatırımları için
aldığınız müteahhitlikte de doğru dürüst bir şey
yok. 1,7 bütçem var, 1,4ü cari transfere gidiyor, harcama başlangıç
ödeneğinin yüzde 26 üzerinde. 2016 bütçe teklifi geçen senenin, 2015
harcamasının yüzde 10 altında. Tasarruf yapıyorsunuz, neye
yaptığınızı bilmiyorsunuz. Böyle de bir şey var.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Davutoğluyla arasında, ilk kez rakama döktü; döviz
rezervi ve faiz. Sizin adınız
Ekonomi, bu işler
farklı ama sizin bileceğiniz iş olabilir. Bununla bir ilgilenin,
burada sıkıntı var, hakikaten sıkıntı var.
Yabancı
sermaye 165 getirdik. diyorsunuz, 65 milyar kâr transferi var yani
aşağı yukarı yüzde 40 kâr transferi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) Dünyanın neresinde görülmüş şey bu? 100 milyar dolar
getiriyorsunuz, 40 milyar dolar götürüyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Ayhan, teşekkür ederim.
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) Ben bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına şimdi de Kocaeli Milletvekili Sayın Sancaklı
konuşacak. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakika.
MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor
Bakanlığı bütçesi hakkında grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öte yandan, televizyonları başında bizi izleyen büyük Türk
milletine de saygılarımı sunuyorum.
Bugün, Türk sporunun geldiği nokta
hakkında size biraz bilgi vermek istiyorum. Ancak, sadece eleştiri
değil, eleştirilerimizden sonra da neler yapabileceğimizi de
anlatacağım. Konuşmamı üç ana başlıkta
topladım: Birincisi, on dört yılda Türk sporunun geldiği nokta;
ikincisi, bu duruma gelirken bazı örnekler vereceğim, bu örnekleri de
hepimiz biliyoruz; üçüncü olarak da, son olarak da Türk sporu ve Türk
gençliği için neler yapabileceğimiz noktasında bazı
tavsiyelerimiz ve önerilerimiz olacak.
Buraya her gelen AKPli milletvekili
arkadaşımız, 2012 ile 2015 arasını anlatıyorlar.
Tabii ki AKPnin de yapmış olduğu çok iyi şeyler var,
bunları anlatmakta da haklısınız. Ancak, eleştiri
yapılırken de her şeyin doğru
olmadığını, eleştiri yapılırken de bu
eleştirileri görüp önlemlerini de almamız gerekiyor.
Şimdi, ben sizlere 2002 ile 2015 arasında
Türk sporunun nereden nereye geldiği hakkında biraz bahsetmek
istiyorum. Hepinizin bildiği gibi, Galatasaray 2000 senesinde -2002den
önce oluyor bu- UEFA Kupasını aldı, ardından Süper
Kupayı aldı. 2002 yılında Millî Takımımız,
dünya 3üncüsü oldu Japonya ve Korede yapılan Dünya Kupasında.
Peki, 2002 yılında Millî Takımımız dünya 3üncüsü olmuş
da 2015 yılında Millî Takımımızın dünyadaki
sıralaması, futboldaki sıralaması 53üncü arkadaşlar.
Bu sene kazandığımız bir iki maçtan sonra bir daha
sıralama geldi ama 2015 yılında 53üncü sıradaydı.
Hatırlarsınız, bizim 12 dev
adamımız vardı 2002den önce, şarkılar bestelenirdi
kendilerine Hu ha dev adam diye, onları gören var mı aranızda
acaba bu on yıldır? Millî takımımız vardı bizim,
Filenin Sultanları.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 2010da dünya ikincisi
oldu basketbol takımı, onu da söyle kaptan.
BAŞKAN Sayın Sancaklı, buyurun, siz
devam edin.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Dünya ikincisi olsak da
o atmosfer kayboldu, ben biraz sporun ruhunu anlatmak istiyorum. Her şey
tesislerle, inşaatlarla olmuyor, biraz sporun ruhundan bahsedeceğim,
sonra da kendi fikirlerimi, önerilerimi söyleyeceğim.
Filenin Sultanları vardı,
peşlerinden gidiyorduk, maçlarını zor bekliyorduk; Filenin
Sultanlarının atmosferi de bitti. Çeşitli spor dallarında
dünya ve olimpiyat şampiyonlarımız vardı bizim, bir tanesi
de kardeşimiz, AKPden Milletvekili olan Hamza Yerlikaya gibi, Haldun
Alagaşlar gibi; hiç öyle bir atmosfer var mı, peşinden
gittiğimiz, takip ettiğimiz kimse kaldı mı?
Türkiye, AKP döneminde tarihinin, dünya tarihinin en
büyük doping skandallarıyla karşılaştı ve dünyaya
rezil etti bizi. 2012 Londra Olimpiyatlarında Aslı diye bir
kızımız vardı, şampiyon oldu, dopingden
madalyasını aldılar, ikinci olana birinciliği verdiler;
bugün haberlerde seyrettik, kızımızın adı da Gamze
Bulut, o da dopingli çıkmış, artık doping, Türkiyede tur
bindirmeye başlamış. Daha sonra, Uluslararası Atletizm
Federasyonunda bugünkü kızımız hariç, dopingden ceza
almış 32 atletimiz var. Bu, dünya tarihinde hiçbir ülkede
olmamış bir olaydır. Sonra ne yaptık biz? Gittik,
Afrikadan atletler transfer ettik, Türk vatandaşı yaptık ve
yarıştırdık bunları.
İşte, sporun ruhundan bahsedeceğim
derken, Sayın Bakan, Afrikadan atletler getirildiğinde, Türk Millî
Takımı adı altında
yarıştırılırken 78 milyonluk Türkiyede bulunan
sporcunun, binlerce, on binlerce atletin yüreği sızladı o zaman.
Yurt dışından birileri getirtildi, Türk forması giydirildi
ama bizim çocuklarımız televizyondan izledi onları. Varsın
şampiyon olmasınlar ama Türklerin Türk Millî Takımı
formasını giymesi gerekiyor. (MHP sıralarından
alkışlar)
2002-2015 yılları arasında ciddi
manada sporcu ölümleri arttı. Sporda şiddet tavan yaptı. Daha
birkaç ay önce Fenerbahçe otobüsü kurşunlandı ve Fenerbahçeli
oyuncular ve kafilede bulunan yöneticiler ölümden kıl payı kurtuldu.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Dosya
açılmadı Hocam, daha açılmadı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Ben unutmuş
olabilirim. Acaba, bu failler yakalandı mı, bu olay
aydınlandı mı, kamuoyuyla paylaşıldı mı
arkadaşlar? Ben böyle bir şey duymadım. O failleri bir an önce
bulun ve açıklayın; bu, bir terör olayı mıdır, bir
taraftar olayı mıdır ya da başka bir şey midir,
provokasyon mudur. Koca Türkiye Cumhuriyetinde ormandan ateş edilen
küçücük bir bölgeden adamlar kaçıyor, gidiyor ve bulunamıyor. Lütfen,
bunu bir an önce bulun.
Tabii, yine çok övündüğünüz 2002-2015
yılları arasında ismi seçim olan ancak siyasi iradeyle gelen
Türk Futbol Federasyonu seçimleri var. 2002den beri gelen Futbol Federasyonu
Başkanlarının şöyle bir öz geçmişine bakın,
futbol geçmişlerine, ehliyetlerine bakın, ne bildiklerine bakın,
futbol geçmişlerine bakın büyük bir hayal
kırıklığı yaşadığımızı
göreceksiniz. Peki, Futbol Federasyonu Başkanını öyle seçelim.
Son on beş yıldır Futbol Federasyonunun Yönetim
Kurullarında -ortalama tahmin ediyorum bir yirmişer kişi var bir
yönetim kurulunda- acaba kaç tane millî sporcu var, aralarında kaç tane
millî futbolcu var? Bu kadar bilmez adamın, ehil olmayan adamın Türk
futbolunu getirdiği nokta şu anda bu arkadaşlar.
Tabii, biraz da seçim bölgem Kocaeliden
bahsedeceğim. Spor şehriydi Kocaeli biliyorsunuz. 2002 ile 2015
arasında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iktidar partisinin, 12 tane
ilçesi var hepsi iktidar partisinin, 7 tane milletvekili var, her dönemde
bakanı var ve tek başına iktidar. Kocaelide, hepinizin
bildiği gibi, benim de daha önce onurla oynadığım, gururla
formasını taşıdığım, gol kralı
olduğum Kocaelispor vardı. Kocaelispor, şu anda Bölgesel Amatör
Ligde, BAL liginde oynuyor arkadaşlar. 2002den önce gene ben
oradaydım, Nasaş Erkek Basket Takımı vardı, Birinci
Ligde mücadele ediyordu. Brisa Bayan Basketbol Takımı aynı
şekilde Birinci Ligdeydi. SEKA Kâğıtspor Bayan Voleybol
Takımı, o da Birinci Ligdeydi. Kocaeli Bisiklet Takımı,
Türkiye'nin en başarılı takımlarından birisiydi.
Hepinizin bildiği Kırkpınar Güreşleri, Edirnede
yapılıyor, çok uzun yıllar başpehlivanlar hep Kocaeliden
çıktı.
İşte hatırlarız, Ahmet
Taşçılar, Sezginler, Eyüp Ünlüler. Sayın Bakan, bu
saydığım takımlar ve bu sporcular nerede şimdi?
Bunların yerine neden başkaları yetişmedi? Çok
övündüğünüz 2002-2015 arasındaki yıllarda Kocaelisporun ve
Kocaelideki sporun bulunduğu durum şu
Bugün Googlea yazın,
aynen şu şekilde deyin ki: Dünyada iki denizi olan, gölü olan ve
dağı olan şehir hangisidir? Dünyada, Türkiyede değil,
Kocaeli çıkıyor. Yani hem iklim şartları hem doğa
şartlarından olimpiyatlar yapabilirsiniz, hem yaz olimpiyatları
hem kış olimpiyatları ve her türlü etkinliği
yapabilirsiniz. Ama bu zihniyet, bu arkadaşlarımızın bu
zihniyeti, o bölgede maalesef buna müsaade etmedi.
Tabii, biraz da bu atamaları ve bu bakan
seçilirkenki uygulamaları da biraz eleştireceğim. Sayın
Bakan, -sakın üstünüze alınmayın- şahsınızla
ilgili en ufak eksi bir yönünüz yok, bilakis de çok başarılı bir
bürokrat olduğunuza da biliyorum. Dedenizin de burada Meclis
Başkanlığı yaptığını biliyorum,
amcanızın da çok değerli bir bürokrat olduğunu biliyorum.
Ama bundan önceki Spor Bakanı, bir önceki Spor Bakanı Suat
Kılıç Bey. Suat Kılıç Bey, görevinde çok
başarılı bir Meclis muhabiriydi Spor Bakanı
yapıldı. Daha sonraki Bakan, şimdiki Sayın
Bakanımız Çağatay Bey de bürokrasiden gelen,
Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğüne kadar yükselmiş
değerli bir bürokrat ama işte işin içine spor girdiği zaman,
spor konuştuğumuz zaman bunların hepsi geri planda kalıyor
arkadaşlar.
Tabii, bir de Türk futboluyla ilgili bir iki bir
şey daha söyleyeyim. Arkadaşlarımdan bir üçer dakika istedim ama
kimse tabii, vakit bulamadı bana vermek için. Türk Futbol Federasyonunda
Yıldırım Demirören Bey var, bir de Kulüpler Birliği
Başkanı Göksel Gümüşdağ Bey; ikisi, Türk futbolunu
yönetiyor. Yıldırım Bey, Beşiktaş Kulübünü 16 milyon
borçla alıp 325 milyon dolar borçla bırakan, Beşiktaş
Kulübünü iflas noktasına getiren bir Başkan. Kulübü
bıraktı, hemen ödüllendirildi, Türk Futbol Federasyonu
Başkanı oldu. Göksel Gümüşdağ -ben tanıyorum
kendisini- çok eski, Kulüpler Birliği Başkanı ve perde
arkasındaki isim. Futbol bilgin ne, futbol geçmişin ne? Sen ne
biliyorsun da neyi yöneteceksin? Onun için, bir an önce, Sayın
Bakanım, Türk Futbol Federasyonunu olağanüstü genel kurula
çağırmamız gerekiyor. Buradan, daha önce millî takımlarda
oynamış, herkesin kabul ettiği, hiçbir siyasi görüşe
bağlı olmayan efsane bir ismi, gelin Futbol Federasyonu başkanı
yapalım; dünyanın bildiği, Avrupanın bildiği birini
Futbol Federasyonu başkanı yapalım, ondan sonra da Türk
futboluna da yeni bir moral olsun, yeni bir motivasyon olsun ve bir...
VELİ AĞBABA (Malatya) Hakan Şükür
olmaz, paralel!
SAFFET SANCAKLI (Devamla) ...moral olsun.
Şimdi, tabii, futbolu kurtarma projesi adı
altında...
VELİ AĞBABA (Malatya) Üçgen var, paralel
var...
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Dur Abi, vaktim
kalmadı.
Türk futbolunu kurtarma projesi adı
altında 14 tane yabancı transferine müsaade ettiniz Sayın
Bakanım. Bu 14ün 11i de ilk 11de oynuyor. Peki, 11 kişi ilk 11de
oynarsa Türk futboluna futbolcu nasıl yetişecek, biz Millî
Takıma nasıl oyuncu bulacağız? Geçen gün gazetede
okuyorum, Fenerbahçenin santrforu Brezilyalı Fernandao, Türk
vatandaşı yapılıp Türk Millî Takımında
oynayacakmış!
VELİ AĞBABA (Malatya)
Yakışır! Ne yapalım?
SAFFET SANCAKLI (Devamla) O zaman biz Millî
Takıma nasıl oyuncu yetiştireceğiz, nereden
bulacağız?
Şimdi, AKP Hükûmeti geldiğinden beri
birçok tesisleşme yapıldı, görüyorum ben onu ama sadece
tesisleşme yaparak, sporun ruhundan uzaklaştırırsanız
olmaz arkadaşlar. Bizim, mutlaka spor ruhunu yakalamamız gerekiyor.
Maçlardan önce -o kadar çok yabancı var ki-
İstiklal Marşı okunuyor, 22 kişiden 4 kişi okuyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) 4ü de bilmiyor!
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Arkadaşlar,
gülüyoruz da içimiz sızlamıyor mu bizim ya? Bizim İstiklal
Marşımız orada okunmuyorsa öyle bir şey olur mu?
Arkadaşlar, hepimizin içi sızlıyor.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Onlar için sorun
yok!
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Türk futbolcusu çok
pahalı, maliyetleri düşürmek için yaptık. O zaman, Millî
Eğitimi kapatırsanız hiçbir problem olmaz. Bunu da kabul
etmiyorum.
Şimdi, 1930lu yılların
başında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk -savaştan
çıkmış ülke, gençlik yok olmuş, sayı çok az, bitkin
bir vaziyetteyiz- diyor ki: Bu olimpiyatları bulan adamı, tekrar
başlatan adamı... Tabii, olimpiyatların tarihi çok eski ama
1800lü yılların sonlarında, Fransız Baron Pierre de
Coubertin diye bir adam, -okuyorum yanlış söylemeyeyim diye- onu
çağırtıyor Türkiyeye, adam gelmiyor, diyor ki: Hazineden verin
parayı, gelsin. Adama hazineden o zamanki işte olmayan paradan para
veriyorlar, adam, Türkiyeye geliyor. Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: Bu
gençliğin önünü açacak bir şey yap bize, bir program yap.
Adamın ilk yaptığı şey, bugünkü Hollanda
sınırları kadar arazinin tapusunu Gençlik ve Spor
Müdürlüğüne devrettiriyor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Sattılar bunlar
da Hocam.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Ha, tabii ki, bu son
yıllarda o arazilerin bir kısmı TOKİye gitti ama
Atatürkün düşüncesine ve öngörüsüne bakın.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Nerede o arazi? O
arazi nerede?
SAFFET SANCAKLI (Devamla) - Ve şimdi
kullandığımız gençlik spor yasasının da ilk
temeli o zaman atılıyor. Daha sonra, Atatürk, öğretmenleri
topluyor çünkü adamın yaptığı programda Millî Eğitimle
beraber Spor Müdürlüğü -o zaman bakanlık yok- beraber
çalışacaklar. Atatürk, öğretmenleri topluyor, diyor ki:
Öğretmenlerim, sizden gürbüz, kuvvetli, yeni yetişmiş evlatlar
istiyorum, gençler istiyorum. o zaman da dönüyor, diyor ki: Ey,
öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Tabii, Atatürk gibi
bir adamın bu kadar öngörüsü varken, sporun ruhuna bu kadar girmişken
o zaman bizim de günümüzde bazı şeyler yapmamız gerekiyor.
Vaktim de azalıyor, bir iki önerim var, hemen
onları da şey yapayım, değinemedim bazı şeylere.
Olimpiyatlar var, 2016 Rio Olimpiyatları. Yasaya göre de deniyor ki:
Olimpiyatların olduğu sene altı ay içerisinde bütün federasyon
seçimlerinin yapılma zorunluluğu var. Gelin, daha önce
yaptığınız gibi, yandaş, akraba, o onun
yeğeni, bu bunun dayısı, o onun amcası şeklinde
değil de Peygamber Efendimizin dediği gibi işi ehline verelim.
Gelin, önümüzde bir fırsat var bu 2016da. Federasyon
başkanlarını seçerken öyle bir seçelim ki işi ehline
verelim, yönetimlerini yaparken öyle yapalım, Futbol Federasyonu
Başkanlığına getirin bir efsane ismi koyalım,
altına 7-8 tane daha o efsane isimlerden koyalım; Türk futboluna bir
moral gelsin, yeni bir motivasyon olsun. Yoksa sadece bina yaparak, sadece
tesis yaparak olmaz.
Kim bir çivi çakıyorsa bu ülke için Allah ondan
razı olsun. Doğru yapana Doğru yaptı. diyeceğiz ama
eksik yapana, hata yapana da Hata yaptı. diyeceğiz.
Bir on son sayfa daha vardı, Sayın Bakan
size sataşacaktım ama vaktim kalmadı, inşallah, başka
bir zamana
BAŞKAN Sayın Bakanla onun sohbetini
yaparsınız Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Öyle yaparız.
Ben, beni dinlediğiniz için teşekkür
ederim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SAFFET SANCAKLI (Devamla) Bütçe hayırlı
olsun. Bütçe çok önemli ama sporun ruhu her şeyden önemli.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ederiz Sayın
Sancaklı.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
beşinci konuşmacı olarak Samsun Milletvekili Erhan Usta
konuşacak.
Buyurun Sayın Usta. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri, televizyonları başında
bizi izleyen yüce Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben, Maliye Bakanlığı ve Gelir
İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerinde konuşacağım.
Konuşmamda esas itibarıyla -biraz geriye de giderek analiz
yapacağım- üç konuyu işlemeye çalışacağım.
Türkiyede enflasyon ve kamu maliyesi, artı, bir miktar da dış
dengeden bahsedeceğim.
Şimdi, biliyorsunuz, Aralık 1999da 57nci
Hükûmet döneminde Türkiye bir program başlattı. Bu programın
esas itibarıyla iki adı vardı, yaygın kullanılan
adlarından bir tanesi dezenflasyon programıydı çünkü biz 2000
yılında -1999 yılında bürokraside olan bütün
arkadaşlarımız için geçerli- bir kısım raporlarımızı
yazarken hep şöyle başlardık cümleye: Çeyrek asırdır
devam eden kronik yüksek enflasyon. diye. Şimdi, bugün enflasyon yüzde
10un altında, fakat, tabii, Türkiye buralara nasıl geldi, ona bir
miktar bakmamız gerekiyor.
Size birkaç rakam vereceğim, şu andaki
seri 1983e kadar gittiği için ben de 1983e kadar gideceğim.
1983-1999 döneminde ortalama enflasyon -kullandığım bütün
rakamlar arkadaşlar, TÜFE on iki aylık enflasyon rakamıdır-
yüzde 66,5. Bakın, Türkiye'nin 1999 yılına kadar on yedi
yıl ortalaması yüzde 66,5 enflasyonda. 1990-1999u alırsak, onun
içindeki on yılı, yüzde 78,8. Bir program başlatılıyor
1999da -adını az önce bahsettiğim gibi- dezenflasyon
programı diye bir program başlatılıyor. Bu programda ciddi
işler yapılıyor birazdan onun detaylarını da
söyleyeceğim- ve bu programın sonrasında 2002 yılına
gelindiğinde enflasyon yüzde 29,7ye iniyor. Hedef kaç, 2002 hedefi? Yüzde
35. Belki de tarihinde ilk kez Türkiye hedefin altında bir enflasyon gerçekleştiriyor.
Evet, bugün bakınca yüzde 29,7 yüksek gelebilir
ama yüzde 29,7yi nereden aldığımıza dikkat etmek
lazım. Yani, Türkiye, yirmi beş yıldır Türkiyenin her
şeyini tahrip eden bir enflasyon sürecinden sonra 2002 yılında
yüzde 29,7ye getiriyor enflasyonu. Bu hatta, 1983te başlayan serinin az
önce seriden bahsettim- en düşük enflasyon rakamıdır yüzde 29,7.
Şimdi, dolayısıyla iktidar grubundan
arkadaşlarımız böyle yeri geldikçe eleştirirler ya 2002de
şöyleydi, böyleydi
2002deki hükûmet 69,7yle aldığı
enflasyonu 29,7ye düşürmüştür ama bundan daha önemlisi, enflasyonun
ondan sonrasında düşmesini sağlayacak bir süreç
başlatmıştır, onun bütün yapısal tedbirlerini
almıştır; Merkez Bankasının bağımsızlığından,
örtük enflasyon hedeflemesinden, kamu maliyesinin
sıkılaştırılmasından -ki birazdan
anlatacağım- yapısal reformlara kadar bütün tedbirlerini
almıştır. Aynı trent bu hükûmetle de devam etmiş
olsaydı enflasyon çok hızlı bir şekilde, tek haneli
basamaklara bir iki yılda inecekti. Eğer bir miktar bana güveniniz
varsa bundan emin olur.
Şimdi, bu programı, işin diğer
bir yanı da bu programı -Program iyi bir programdı, hani böyle
IMF falan filan diyoruz da- daha sonra gelen Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmeti de beş buçuk yıl boyunca devam ettirmiştir. Kötü mü
yapmıştır? İyi yapmıştır, memleketin
hayrına bir şey yapmıştır ama tabii, IMFyle bir
program yaptığını, IMFyle programı yürüttüğünü,
IMFden yardım aldığını da unutmamak lazım.
Dolayısıyla bir anakronizm hatasına düşmemek lazım.
Bugün yüzde 8-10luk enflasyon derken sanki Türkiye böyle hep 8den, 10dan
gelmiştir diye bir anakronizm hatasına düşmemek lazım,
geçmişe teşekkür etmek lazım, geçmişte yapılanlara,
bugünkü enflasyon için.
Mesela, ben size şunu söylemeyeceğim:
Efendim, işte Erbakan Hükûmeti döneminde -nihayetinde Adalet ve
Kalkınma Partisi nüvesini oradan alıyor- enflasyonu 1995
yılında yüzde 76yla aldı, 1996da yüzde 79,8e yükseltti,
1997de yüzde 99a yükseltti tekrar demeyeceğim. Bakın, 1995
yılından sonra yüzde 80 ve yüzde 100dür. Şimdi, böyle küçük
siyasetler yapmamak lazım. Enflasyon meselesine -bugün de bir sürü
konuşma oldu, hakikaten çok çirkin oluyor, böyle, işte şöyleydi
de böyleydi de filan- biraz yapısal bakmakta fayda var. Hatta ben
şunu da yapmayacağım: İşte, efendim, bugün Avrupa
Birliğinde en son şubat ayı enflasyonu yüzde 0,3 geldi. Bugün
dünyada gelişmiş ülkeler kısmında enflasyon negatif
neredeyse. Ama bizim için bir gösterge midir? Değildir arkadaşlar.
Biz gelişmekte olan ülkelerin enflasyonuna bakacağız çünkü
enflasyon sepetlerimiz farklı. Oralarda yüzde 4lük, 5lik enflasyonlar
var veya 3lük, 4lük; ülkesine göre değişiyor. Yani teknik olarak
doğru, düzgün, dürüst analizler yapmakta fayda var diye düşünüyorum.
Şimdi, diğer bir konu, Türkiyenin
başarılı olduğu bir konu: Türkiye dezenflasyon sürecinde
özetle başarılı olmuştur ve bu süreci Milliyetçi Hareket
Partisinin de koalisyon ortağı olduğu 57nci Hükûmet
başlatmıştır; yapısal tedbirlerini
almıştır, altyapısını güçlü kurmuştur, ondan
sonra gelen hükûmetler de devam ettirmiştir. Ha, yüzde 5 enflasyon
hedefimiz var şimdi. Yani en son 8,8 geldi, yüzde 5 enflasyon hedefinin
çok uzağındayız. Şu anda 5e göre 8,8 enflasyon
başarılı mıdır? Başarılı değildir.
Yani enflasyonu yüzde 5lere mutlaka getirmemiz lazım çünkü bütün ekonomik
ajanlar sizin hedefinize göre tedbirlerini alıyorlar.
Şimdi, diğer bir husus kamu maliyesi
hususu. Türkiye kamu maliyesinde de başarı göstermiştir özet
itibarıyla, birazdan detaylarını vereceğim.
Yine, o programın, az önce dezenflasyon
programı dediğim programın bir adı da kamu
açıklarını düşürme programıydı. 1990lı
yıllar boyunca kamu açıkları hep millî gelire oranla yüzde
10larda seyretti ve yüksek, çok ciddi kamu açıkları oldu.
Arkadaşların bahsettiği gibi, verginin önemli bir
kısmı kamu faiz ödemelerine gidiyordu; bu şekilde. Bu
programı, 1999da başlatılan programı ve ondan sonraki
şeyleri
Şöyle: Faiz dışı fazla arkadaşlar. Bu,
uluslararası bir göstergedir. En temel göstergedir esasında. Faiz
dışındaki -bu IMF tanımlı veya program
tanımlı dediğimiz dengedir- o bir defalık gelirler
dışında, kamu maliyesi nasıl görünüyor? Bakın, 1999
yılında 1,8 negatif, yani faizin dışında dahi bütçe,
daha doğrusu kamu dengeleri eksi, millî gelirin 1,8i kadar eksi veriyor.
Az önce bahsettiğim programla -çok başarılı bir
programdır- 2000-2002 döneminde -57nci Hükûmet döneminde- faiz
dışı fazla yüzde 3,2ye yükseltilmiştir. Alınan
noktaya lütfen çok dikkat edin. Bu öyle kolay bir şey değil; yani 1999
yılında, Aralık ayında, depremden bir hafta sonra şu
Mecliste, şu Parlamentoda sosyal güvenlik reformu gibi bir reformu
çıkarmadığınız zaman bu başarı elde
edilemezdi.
Ondan sonrasında, AKP döneminin ilk döneminde
-ben bu dönemi hep diğer dönemlerden ayırırım biliyorsunuz-
2003-2007 döneminde -Sayın Bakan da zaten bunları biliyor- 4,6ya
çıkmıştır kamu faiz dışı fazlası.
Başarı, yani program orada devam ettiriliyor. Ne zaman ki programdan
vazgeçilmeye başlanıyor -işte bir kısım şeyler;
küresel kriz, başka etkenler, Türkiye'nin kötü yönetilmesi özet
itibarıyla- sonrasında faiz dışı fazla 0,8e kadar
geriledi. Şimdi, dolayısıyla, bugün övündüğümüz, özellikle
iktidar grubunun geçmişe hiç bakmadan övündüğü bazı
şeylerin altında bu başarı vardır. Bu
başarının temelinde de o günkü 57nci Hükûmetin aldığı
tedbirler vardır.
Çok kısa, kamu maliyesine ilişkin bir iki
tane buradan örnek vermek istiyorum, neler yapıldı da bu
başarı geldi? Başarı kendiliğinden gelmiyor. Sosyal
Güvenlik Yasasını az önce söyledim. Kara deliklerimiz vardı.
Bütçe diye bir şey yoktu. Eğer bütçede diyelim ki 10
harcanıyorsa bütçenin dışında 20, 30, 40 harcanıyordu
Türkiye'de. Bütün fon sistemi tasfiye edildi -çünkü verimsiz, kara delik,
kaçak- döner sermayeler ciddi ölçüde azaltıldı, ıslah edildi. Bütçenin
kapsamı genişletildi. 97 tane kamuya yük getiren kararname -işte
bilmem kime elektriği ucuz ver, şuna şu yap, buna bunu yap
kararnamesi, 97 tane- belki elli yıldır ülkede uygulanan, yük getiren
kararnamelerin 97 tanesi kaldırıldı. Ödeneksiz harcama yapan
sistem kaldırıldı. Bugün Maliye Bakanlığımız
tekrar bu sistemi çalıştırıyor. O yüzden, ben hep ikaz
ediyorum, bu Türkiye'nin hayrına değil, yani ödeneksiz
Onun da
detaylarına girmeyeceğim, Plan ve Bütçe Komisyonunda biz bu
eleştirilerimizi çok yaptık, az önce bir miktar da CHP milletvekili
arkadaşımız ifade etti. Stratejik planlama, stratejik yönetim
anlayışı o gün getirildi. 5018 sayılı Yasa Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti döneminde çıkartılmıştır
ama bütün çalışmalar, altyapı çalışmaları, benim
de uzman olarak ve yönetici olarak çalıştığım kamu
mali yönetimi çalışmaları da yine 57nci Hükûmet döneminde
tamamlanmıştır.
Dolayısıyla, altyapı 1999-2002
döneminde ciddi ölçüde hazırlandı, ondan sonra bu süreç devam
ettirildi ve Türkiye, kamu maliyesi alanında, özellikle 2007-2008e kadar
müthiş bir başarı gösterdi. Bugün eğer biz, işte, az
faiz ödüyorsak -yine de o faiz çoktur ama geçmişe nispetle az faiz
ödüyorsak- buralara müteşekkiriz.
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Allah o günleri getirmesin. Yüzde 60 faizli günleri savunuyorsun.
ERHAN USTA (Devamla) Orada da, bu ülke için
çalışan herkese, siyaset ayrımı yapmadan herkese
müteşekkir olmak lazım, bu ülke için hizmet edenlere Allah razı
olsun demek lazım. Bir daha da o günlere dönmemek için de tedbir almak
lazım. Bugün, şimdi, eğer fırsatım olursa o risklere
de geleceğim. Yani, tabii, bu kadar olmaz. Ama bakın, sadece
şunu söyleyeyim; 5,6
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Yanlış savunuyorsun, yüzde 60 faizli yılları savunuyorsun.
ERHAN USTA (Devamla) Yüzde 60 faiz diyorsun
kardeşim, işte, az önce yüzde 99 enflasyondan bahsettim.
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) Bunların
nesini savunuyorsun ya? Allah o günleri göstermesin bir daha.
ERHAN USTA (Devamla) Yüzde 99 enflasyonu olan bir
ülkede yüzde 60 faiz olur. Oralarda negatif faiz vardı, reel faiz
vardı.
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Bir gecede yüzde 500 oldu ya, nasıl savunuyorsun?
ERHAN USTA (Devamla) O yüzden şimdi bir
miktar
BAŞKAN Sayın Filiz, lütfen.
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Nasıl savunmaymış bu, ben anlamadım ki!
ERHAN USTA (Devamla) Ben size bunların
hepsini anlatacağım bak şimdi, oradaki faiz lobisini de
anlatacağım.
Şimdi, dolayısıyla
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Ocaklar söndü ya, bir gecede ocaklar söndü ya!
OKTAY VURAL (İzmir) Özel olarak kulise gelin
de anlatsın. Anladım, gerçekleri öğrenmek istiyorsunuz siz. Doğru
haklısınız, hep size yalanları söylemişler.
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı)
Hayret ya! Böyle bir şey savunulur mu ya!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
dinliyoruz.
ERHAN USTA (Devamla) Arkadaşlar, zorunuza
gitmesin, bakın, ben diyorum ki
Bakın, burada bir teknisyen gibi,
bir siyasetçi gibi bile değil, bir teknisyen gibi açıklama
yapıyorum, buna bile tahammül edemiyorsunuz. O kadar yalanla dolduruldu ki
kulaklarınız, bunları anlayamıyorsun, kavrayamıyorsun.
Lütfen böyle şey yapmayın, lütfen
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) Yeni
AK PARTİnin başarısını eski yıllara
bağlıyorsunuz ya! AK PARTİnin başarısını
kabul etmiyorsunuz ama eski yılları savunuyorsunuz. Böyle bir
şey olur mu!
ERHAN USTA (Devamla) Bakın, ben,
başarının nereden olduğunu, nasıl olduğunu,
kimlerin de bu başarıyı devam ettirdiğini söylüyorum. Bozulan
kısmını da söylüyorum, bunları görün. 2008 sonrası
bunlar bozuldu ve bozuluyor. Eğer, bakın, bugünkü gibi devam edersek,
bugünkü kamu mali yönetimiyle devam edersek bunlar bozulacak.
Bakın, Türkiye bir defa eksi büyüdüğünde,
2006da sıfırlanan kamu açıkları -2009 yılındaki
4,8 negatif büyümemiz vardı ya hani, daralmamız vardı- bütçe
açığı yüzde 5,6ya çıktı. Yani bunların
yapısal olarak altını güçlendirmediğiniz zaman, bir defa
daralmayla bunların hepsi tekrar bozulacak çünkü o altyapı
hazırlandı, verimsiz harcamalarınız var. Birazdan onu
Sayın Maliye Bakanının bir konuşmasına atfen
söyleyeceğim.
Şimdi gelelim dış denge meselesine.
Türkiye iç dengeleri bu anlamda -az önce bahsettik- bir miktar düzeltti fakat
dış dengeleri olağanüstü bozdu. Şimdi, haksızlık
etmemek için, AKPli on üç yıl ile AKP öncesi on üç yılı
bazı dış denge rakamları açısından bir mukayese
yapalım.
Şimdi, 1990-2002 döneminde Türkiyenin verdiği
cari açık, Sayın Bakan, 20,3 milyar dolar kümülatif. Yani 20 milyar,
sadece 20 milyar dış kaynak kullanarak Türkiye ciddi
yatırımlar yaptı, ciddi büyümeler elde etti. Bunları ben
hep size gelişmekte olan ülkelerle mukayeseli olarak anlatıyorum. Ama
AKPli on üç yılda 468 milyar dolar cari açık verildi. Şimdi,
Doğrudan yatırım geldi. diyorsunuz ya, 468 milyar dolar cari
açık veriyorsun, elbette bunu bir yerden finanse edeceksin. Nereden
finanse ettik? Birkaç kalemi söyleyeceğim.
HACI FİLİZ
(Çankırı) Özel sektör borcunu saymayalım, bunun içinde özel
sektörün borcu var.
RUHİ ERSOY (Osmaniye)
Konunun uzmanı, o mutfaktan geliyor dinleyelim lütfen.
ERHAN USTA (Devamla) -
Gayrimenkul satışı 33 milyar; bu ülkenin taşı
toprağı yabancılara satıldı. 33 milyar dolarlık
gayrimenkul satıldı AKP döneminde. 131 milyar dolar doğrudan
yatırım geldi diyoruz. Doğrudan yatırıma
karşı olduğumuz için değil, doğrudan yatırım
gelsin ama doğrudan yatırım ne biliyor musun? Green field
denilen yatırım değil, hazır tesislerimizi sattık ve
önemli bir kısmı da bankalara geldi, özel bankalara veya kamu
bankalarına geldi yani hizmet sektöründe geldi. Ciddi bir otomotiv
yatırımı Türkiyeye gelmedi bakın bu dönemde, yani bunlara
bakmak lazım. İmalat sanayisi o yüzden yüzde 15lere kadar
düştü. 131 milyar dolara bu ülkenin işleyen fabrikaları
satıldı.
HACI FİLİZ
(Çankırı) Çankırıya 1,5 katrilyon geldi,
Çankırıya.
ERHAN USTA (Devamla) - Tabii,
468 milyar dolar cari açık verince bunu yapmak durumundasın.
HACI FİLİZ
(Çankırı) Çankırıya 1,5 katrilyon geldi; lastik,
otomotiv firması, lastik.
OKTAY VURAL (İzmir)
Otomotiv mi geldi? Yüksek teknoloji Çankırıda!
ERHAN USTA (Devamla) - Sonra
ne yapıldı? 276 milyar doları da dış borçla finanse
edildi, dış borcumuz 276 milyar dolar arttı.
Bakın size bir şey
daha söyleyeyim. Faiz lobisi diyorlar ya
Faiz lobisi konusunu burada
işledik birkaç defa, kimin faiz lobisi olduğunu biz bu millete
anlattık. Faiz lobisi kimdir? Faizciye kim kıyak yapıyorsa faiz
lobisi odur. Burada geçenlerde -daha bir ay geçmedi- bir kanun
çıkardık, faizden sıfır vergi alan kanun. Asgari ücretten
vergi alınıyor veya işte, ekmeğin üzerinden vergi varken,
suyun üzerinden vergi varken bu ülkede faizden vergi alınmıyor. Bunun
iktisadi olarak da alınması gerektiğine ilişkin ben dünya
kadar burada argüman geliştirdim. Sadece hani sosyal açıdan
değil, iktisadi açıdan da bizim sermaye kazançlarını
vergilendirmemiz lazım ama fırsat kalmadığı için oraya
giremeyeceğim sanırım.
Bir şey daha söyleyeyim
size: Bakın, faiz lobisi kimmiş? Yine on üç yıl; AKP öncesi on
üç yıl, AKP sonrası on üç yıl. AKP öncesi on üç yılda yurt
dışına
Yurt içerisinde ödediğiniz faizin de bana göre bir
problemi yok, yerine göre çok da sorun değil belki. Niye? Çünkü,
nihayetinde vatandaşına ödüyorsun, o da bankaya yatırıyor
ve onunla da birisi yatırım yapıyor. AKP öncesi on üç yılda
62 milyar dolar; 62,6 milyar dolar faiz ödenmiş yurt
dışına, yabancıya. AKP döneminde ne kadar ödenmiş? 122
milyar dolar.
OKTAY VURAL (İzmir)
Vay, vay, vay!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Vay,
vay, vay!
ERHAN USTA (Devamla) - Kim
faiz lobisiymiş, kim yurt dışına ülkenin
paralarını transfer etmiş, bunu milletimiz görecek. (MHP
sıralarından alkışlar) Bunları böyle hiç kimse
konuşmadığı için zannediyorsunuz ki bunlar bilinmiyor.
HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Özel sektörün borcu, Hükûmetin günahı ne ya?
ERHAN USTA (Devamla) - Hatta
bir şey daha söyleyeyim. Bakın, 20 milyar dolar cari açıkla on
üç yıllık dönemde sizden önceki hükûmetler, özel artı kamu
yatırımı olarak yıllık ortalama yüzde 21,6
yatırım yapmış, millî gelire oran olarak. Bakın, bu
rakam çok önemli. Yani bakın, 20 milyar dolar dış kaynak
kullanıyorsunuz, millî gelirin yüzde 21,6sı kadar on üç yıl
boyunca üst üste yatırım yapıyor bu ülke. 468 milyar dolar cari
açık yapıyorsunuz, dış kaynak kullanıyorsunuz,
taşı toprağı satıyorsunuz,
yaptığınız yatırım yüzde 20,4tür AKP döneminde.
OKTAY VURAL (İzmir) Ounun hepsini
Çankırıya yapmışlar anlaşılan.
ERHAN USTA (Devamla) Yüzde 1,2 önceki on üç
yıla göre AKP döneminde özel artı kamu yatırımı eksik
yapılmıştır. Dolayısıyla 26,5 milyar liradır
bu 1,2 farkı yani öyle küçük rakam değil, eski parayla 26 katrilyon
lira her yıl AKP döneminde önceki on üç yıla göre az
yatırım yapılmıştır.
Şimdi, ülkenin meselelerine böyle bakmak
lazım, dolayısıyla buradan çıkarak ülkenin meselelerini
çözmemiz gerekiyor.
Vaktim kalmadı ama maddelerde Sayın Maliye
Bakanına söyleyecek birkaç sözüm olacak.
Ben bütçenin hayırlı olmasını
diliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Usta.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, eğer sayın milletvekili bu konuda daha fazla
bilgi edinmek istiyorsa, Erhan Bey bekliyor, anlatsın.
ERHAN USTA (Samsun) Her zaman, her zaman
OKTAY VURAL (İzmir) Senin anlatacağın
varsa o da öğrenir.
ERHAN USTA (Samsun) Yazık, yazık,
yapmayın.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına son konuşmacı İstanbul Milletvekili İsmail Faruk
Aksu.
Buyurun Sayın Aksu. (MHP sıralarından
alkışlar)
Konuşma süreniz yirmi dakikadır.
Genel Kurula da bu konuda bilgi vermek istiyorum.
Sayın Aksu şahsı adına aleyhte olmak üzere de
konuşacaktı. Şimdi, on beş dakikalık grup adına
konuşmasını ve şahsı adına konuşmasını
birleştirdik, yirmi dakika olarak konuşacak.
Buyurun.
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısının, Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı, Kamu İhale Kurumu, Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu bütçeleri üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve
aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında,
Azerbaycanın millî kahramanı, ömrünü Azerbaycan Türklüğünün
bağımsızlığına adamış, Bir kere
yükselen bayrak bir daha inmez. diyen Mehmet Emin Resulzade Beyin vefat
yıl dönümünde kendisini rahmetle anıyorum; ruhu şad, mekânı
cennet olsun.
Yine bugün, millî yazar ve düşünür Ömer
Seyfettinin de vefat yıl dönümüdür. Türklüğün varmak istediği
ufkun ötesini kızıl elma olarak gösteren, Ülküsü olmayan bir
millet ölmüş demektir. diyerek Türk milletinin gelecek tasavvurunu ortaya
koyan, eserleriyle millî şuurun şekillenmesine değerli
katkılar sunmuş olan Ömer Seyfettini de rahmetle anıyorum; ruhu
şad, mekânı cennet olsun.
Değerli milletvekilleri, cumhuriyetimizin
kurulduğu yıllarda ekonomiyi güçlendirmek için yoğun bir çaba
harcandı. Ancak, özel sektörün sermaye birikiminin yeterli olmaması
nedeniyle, birçok sanayi tesisi devlet tarafından kuruldu.
1980li yıllarda dünyada başlayan
özelleştirme akımı, ülkemizde etkisini 1994 yılı
sonrasında gösterdi ve kamu işletmelerinin bir bir elden
çıkarılması şeklinde seyretti.
Özelleştirme uygulamalarında temel amaç,
sermaye piyasalarında halka arz yoluyla satışların
yapılarak sermayenin tabana yayılmasıdır. Oysa, AKP
dönemindeki özelleştirmelerde, ağırlıklı olarak blok
satış yöntemi kullanıldı. Özelleştirme sürecinde blok
satışların toplam satışlar içindeki payı yüzde
33, tesis ve varlık satışlarının oranı yüzde 49
oldu. Halka arz yoluyla yapılan satışlar ise toplam
satışlar içerisinde sadece yüzde 14 seviyesinde kaldı.
Blok satışlardan elde edilen gelir, yeni
iş alanları açılmasını sağlamamakta, sadece kamu
varlıklarının özel kişi ve şirketlere devredilmesiyle
sonuçlanmaktadır. Bu durum, servet dağılımında
eşitsizlik ortaya çıkardığı gibi, sermayenin tabana
yayılmasını ve rekabetçi piyasanın
oluşmasını engellemekte, yabancı özel sektör tekellerinin
oluşmasına yol açmaktadır.
Özelleştirme sonrası esas olan, üretimin
ve istihdamın devam etmesi, kuruluşların daha verimli
çalışacak hâle getirilmesidir. Ancak, hepimiz biliyoruz ki, birçok
kuruluş özelleştikten sonra kapatılmış ya da
çalışma alanının dışında farklı
maksatla kullanılmıştır. Bu şekilde yapılan
özelleştirmeler, üretimin devamı amacıyla değil,
kuruluşun mal varlıklarının, arazi ve diğer
gayrimenkullerinin satılması şeklinde tecelli etmiştir.
Kritik sektörlerdeki özelleştirmelerde millî
stratejik tercih ve öncelikler göz önünde bulundurulmamış, aksine, bu
sektörler yabancılara satılmıştır. Tekel konumundaki
KİTlerin özelleştirilmesinde rekabetin tesis edilmesi ve tüketicinin
korunmasına yönelik herhangi bir tedbir alınmamıştır. Tarımsal
özelleştirmelerde çiftçinin durumu düşünülmemiş,
özelleştirmeler sonucunda ortaya çıkan işsizlik sorununun
çözümüne yönelik kalıcı tedbirler alınmamıştır.
Pek çok piyasada çarpık bir düzen meydana gelmiş, piyasalar ya devlet
eliyle özel tekellere terk edilmiş ya da dışa
bağımlı hâle gelmiştir.
AKP mirasyedi
mantığıyla millî birikimlerimizi kime olursa olsun satmayı
ilke edinmiş, ne dedelerimizin alın terini düşünmüş ne de
torunlarımızın geleceğini hesap etmiştir. Günü
kurtarma yaklaşımıyla millî varlıklarımız
peşkeş ve talan ekonomisine malzeme yapılmıştır.
Nitekim, bugün iktidar koltuklarında oturanlardan
bazılarının dün yaptığı Harun-Karun
karşılaştırması da bu talan ekonomisi nedeniyle
yapılmıştır.
Değerli
milletvekilleri, özelleştirmelerde ve diğer kamu ihalelerinde esas
olan, millî kaynaklarımızın korunması, yetim
hakkının ve kamu yararının gözetilmesidir. Bu sebeple söz konusu
işlemler, yolsuzluklarla mücadele anlayışı içinde
değerlendirilmesi gereken önemli faaliyetlerdir.
AKP
dönemindeki özelleştirme uygulamaları ve kamu ihaleleri, maalesef,
kamudaki çürümüşlüğün, siyasetçi, iş adamı ve bürokrat
üçgeninde gelişen yolsuzluk ve usulsüzlüklerin kendini gösterdiği
önemli bir alan olmuştur. Özelleştirmeler, büyük ölçüde, özel
ilişkilerin gölgesinde şekillendirilmiştir. AKPnin
özelleştirme felsefesi, bir bakanın ifadesiyle Babalar gibi
satarız. ve Biz bu ülkeyi pazarlamakla mesulüz.
anlayışıdır. Oysa, bu anlayış, millî menfaatleri
önceleyen, milletimizin alın terini ve tasarruflarını aziz
bilen, onlara hürmet eden bir anlayış değildir. Global ekonomik
konjonktürün imkânlarını değerlendiren stratejik akıl da
değildir. Bu yaklaşım, devleti aile şirketine döndürme,
devlet yönetimini kayıt dışına taşıma ve özel
ilişkilere indirgeme anlayışıdır. Bu
anlayış, özelleştirmede kamu kaynaklarını
peşkeş çekmenin adının pazarlama konulması, yetim
hakkının görmezden gelinmesidir. Nitekim, yaşananlar,
özelleştirme adına atılan bütün adımların gerisinde,
daha önce özel ilişkilerle oluşturulmuş bir altyapı
olduğunu ortaya koymuştur. Bu sakat yaklaşım, Türk
siyasetinde etik değerleri hiçe sayan Benim memurum işini bilir., Sattıysam ben sattım.
anlayışının devamıdır. Hazreti Ömerin devlet
işlerinde kullandığı mumu özel işlerinde kullanmayan
anlayışıyla örtüşen bir tutum ise asla değildir.
Değerli milletvekilleri, AKP döneminde
yapılan ilkesiz ve hesapsız önemli özelleştirmelerden birkaç örnek
vermek istiyorum. 2004 yılında 2,5 milyar kâr etmiş; 1,1 milyar
lira kurumlar vergisi ödemiş olan TÜRK TELEKOMun yüzde 55i, blok olarak,
dört yıllık kârına Öger liderliğindeki
Arap-İngiliz-İtalyan sermayesine 6,5 milyar dolara
satılmış; 6 milyar dolar değerindeki AVEA da
satışın yanında hediye edilmiştir. Baştan sona
hukuki eksikliklerle dolu ve özel ilişkilere dayalı bu
satış işlemi TELEKOMu süresiz olarak satabilmek amacıyla
başlatılmış, çok şükür ki Danıştay bu
satışı yirmi bir yılla sınırlandırmıştır.
Diğer taraftan, kurumlar vergisi oranı
1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere yüzde 30dan yüzde 20ye
düşürülmüş, bu düzenlemeyle, 2006 yılında elde ettiği
kâr dikkate alındığında, TÜRK TELEKOMa yıllık
olarak yaklaşık 330 milyon, toplamda ise 4 milyar dolarlık vergi
avantajı sağlanmıştır. Vergi indirimi
yapılması eğer ekonomik bir gereklilik idi ise, neden bu
düzenleme özelleştirme süreci öncesinde ilan edilmemiş ve bu
şekilde daha rekabetçi bir ihale ortamı
sağlanmamıştır?
Yine, TMSFnin portföyünde bulunan ATV televizyonu
ve Sabah gazetesi 1,1 milyar dolara yandaş bir iş adamına
satılmış, bunun 750 milyon doları da Halkbank ve
Vakıfbank tarafından fonlanmıştır.
TÜPRAŞın yüzde 14,76 hissesi bir gecede
el altından Ofere satılmış, Ankara 12. İdare
Mahkemesi satışı iptal etmiş olsa da bu satıştan
dolayı alıcı birkaç ay içinde yaklaşık 500 milyon
dolar kazanç sağlamıştır.
Eti Alüminyum AŞ, SEKA Balıkesir
İşletmesi, Kuşadası ve Çeşme Limanlarında
satışların iptaline dair kesinleşmiş yargı
kararları uygulamaya konulmamıştır.
Bu süreçte Tapu Kanununda ve Sermaye Piyasası
Kanununda yapılan değişikliklerle herhangi bir şarta
bağlı olmaksızın yabancılara mülk
satışına imkân veren düzenlemeler yapılmış,
ülkemizin millî güvenliği, stratejik öncelikleri göz ardı
edilmiştir.
Diğer taraftan, 15/2015 sayılı
Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararıyla TEMSAN Genel Müdürlüğü ile
TPAOya bağlı TP Petrol Dağıtım AŞ
özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Bu
şekilde, yerli türbin yapan TEMSANı da özelleştirerek
yabancı firmaların piyasaya hâkim olmasına ve dev
barajların ve santrallerin yapımında ülkemizin yabancılara
mahkûm edilmesine zemin hazırlanmıştır.
2010 referandumuyla Anayasanın 125inci
maddesinde yapılan değişiklikle, başta özelleştirmeler
ve kamu ihaleleri olmak üzere birçok alanda kritik mali süreçleri etkileyen
yerindelik denetimi kaldırılmıştır. Bu şekilde,
idari yargı, özelleştirme kararlarını neredeyse iptal
edemeyecek hâle gelmiş; AKPnin özel ilişkilerinin, keyfiliğinin
ve ölçüsüzlüğünün önünde bir mâni de kalmamıştır.
Değerli milletvekilleri, bir yandan
kendilerinden önce Türkiyede, adeta taş üstüne taş
konmadığını söyleyerek geçmişi karalayan AKP, bir
yandan da cumhuriyetin kazanımlarını, Türk milletinin kıt
kanaat tasarruflarıyla yapılan yatırımları bir bir
elden çıkartmıştır. 1985-2015 döneminde toplam 66,9 milyar
dolar tutarında özelleştirme yapılmıştır. Bunun
58,8 milyar doları 2003ten 2015e kadar olan AKP dönemine aittir. Peki,
bu para nereye gitmiştir? On üç yılda 122 milyar dolar yurt
dışına faiz ödemesine gitmiştir. Yapılan
yaklaşık 60 milyar dolarlık özelleştirmeye rağmen,
Türkiyenin dış borcu 2002deki 129 milyar dolarlık seviyesinden
bugün yaklaşık 410 milyar dolara çıkmıştır.
AKP döneminde yapılan özelleştirmeler
sonucunda devletin sahip olduğu imtiyazlar ve varlıklar
satılmış ve geriye bir şey kalmamıştır. Bu
satışlarda, özelleştirme ilkeleri yerine, yandaş burjuvazi
oluşturulması öncelikli amaç olmuştur.
Bugün, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı, 300ün üzerinde personelin istihdam
edildiği büyük bir kurumdur. Ancak, uygulamada kurumun asli görevlerini
danışmanlık firmaları aracılığıyla
yaptırdığını görüyoruz. Eğer işler
danışmanlar aracılığıyla yapılacaksa, devasa
bir teşkilata, bu kadar personele, araca ve binaya gerek yoktur.
İşi kalmayan idare, aldığı imar yetkisiyle, kamuya ait
kıymetli arazilerin ticaretinin yapıldığı âdeta bir
emlak ofisi hâline getirilmiştir. Bu durumda, kaynak israfının
önlenmesi ve kamusal faydanın artırılması adına,
kurumun kapatılması hayırlı bir iş olacaktır.
Öte yandan, 4046 sayılı Kanunun 22nci
maddesine göre, özelleştirilen kuruluşlarda çalışan
personelin diğer kamu kurumlarına nakline ilişkin süreçte
kayırmacılık anlayışına son verilmeli, yaşanan
adaletsizlikler giderilmeli, objektif kriterler esas olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, özelleştirmede
içerik bakımından şeffaflık temelinde sağlam bir
hukuki zemine dayanan ve karanlık ilişkilere imkân vermeyen bir
yapı oluşturulamamış, hukuki boşluklar, özel yasal
düzenlemeler ve idari yetki aşımı suretiyle şahsi
ilişkilere dayalı bir yapı tercih edilmiştir. Stratejik ne
varsa satma telaşıyla, pervasız ve hukuk tanımaz bir
anlayış içinde olunmuştur.
Burada Sayıştay raporlarına da
değinmeden geçemeyeceğim. Denetim Bulgularını Etkilemeyen
Tespit ve Değerlendirmeler başlığı altında
yapılan uyarıda, idare bütçesinden yapılan satım ve kiraya
verme işlerinin Devlet İhale Kanununa göre yürütülmesi gerekirken bu
şekilde yapılmadığı, ayrıca imar planı
değiştirilmeksizin satışı yapılan
taşınmazlara yönelik olarak kamuda kalması gereken ve plan
değişikliğinden kaynaklı değer
artışının üçüncü kişilere
aktarıldığı tespit edilmiş ve bunlar
eleştirilmiştir. Bu tespitler kurumu ve kamuyu zarara uğratan önemli
hususlar olduğu hâlde, raporda denetim bulgularını
etkilemeyecek unsurlar olarak zikredilmesi Sayıştay denetiminin ne
denli işlevsiz duruma getirilmiş olduğunu gösteren içler
acısı bir durumdur.
Bize göre, özelleştirmede öncelikli olarak
halka arz yoluyla özelleştirme yöntemi uygulanmalı, sermayenin tabana
yayılması sağlanmalıdır. Devlet tekellerinin yerini
özel sektör tekellerinin alması önlenmeli ve rekabetçi piyasaların
oluşması temin edilmelidir. Uluslararası rekabet
şartlarında üretim yapılabilmesi, tüketici hak ve menfaatlerinin
korunması, bölgeler arasındaki gelişmişlik
farklarının azaltılması ve kamuya ilave yük getirilmemesi
özelleştirme politikasının belirleyici özelliği
olmalıdır. Şeffaflık ilkesi tam anlamıyla
uygulanmalı, kamu vicdanını rahatsız edecek hiçbir
uygulamaya izin verilmemelidir. Özelleştirme uygulamalarında
yargı kararlarını uygulanamaz kılmaya dönük
girişimlerden vazgeçilmelidir. Şartnamelerde yer alan taahhütlerin
yerine getirilmesi amacıyla etkin bir hukuki takip ve denetim sistemi
oluşturulmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere,
Milliyetçi Hareket Partisinin de ortağı olduğu 57nci Hükûmet
döneminde gerçekleştirilen yapısal reformlardan biri de kamu ihale
alanındadır. O dönemde Türkiyenin kamu ihale sisteminde önemli bir
reform yapılmış ve Kamu İhale Kanunu ile Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanunu çıkarılmıştır. Yolsuzluklarla
mücadelenin önemli bir parçası olan bu düzenlemeyle kamu ihalelerinde
yolsuzluklara zemin hazırlayan unsurların ortadan
kaldırılması amaçlanmıştır.
Ancak, AKP iktidar olduğunda, kamu ihalelerini
istedikleri gibi yönlendirebilmek için, önce ihale mevzuatını
değiştirmekle işe başlamış, sonra da imar
mevzuatında değişiklikler yapmıştır. İmara
ilişkin yetkilerin çeşitlendirilmesi suretiyle rant paylaşımı
kolaylaştırılmıştır. Mesela, belediye
meclislerinden istenilen imar düzenlemesinin çıkartılamayacağı
bir durumda imar yetkisini Özelleştirme İdaresine veya TOKİye
aktarabilmişlerdir.
2003 yılında Kamu İhale Kanunu
yürürlüğe girdiğinde açık ihale usulüyle yapılan
alımların oranı yüzde 82 ve pazarlık usulüyle yapılan
alımların oranı yüzde 21 olarak gerçekleşmişken 2014
yılında açık ihale usulüyle yapılan alımların
oranı yüzde 71e düşmüş, pazarlık usulüyle yapılan
alımların oranı ise yüzde 28e çıkmıştır. Bu
dönemde doğrudan temin yoluyla yapılan alımlar toplamı da 8
kat artmıştır.
Kamu alımlarının genel ihale usulleri
yerine doğrudan temin suretiyle yapılması ve bazı kurum ve
kuruluşların kanundan istisna tutulması yolsuzluk ve
usulsüzlüklere açık bir ortam oluşturmakta, yolsuzluk iddialarını
da beraberinde getirmektedir.
Yolsuzluklarla etkili bir mücadele için öncelikle
yolsuzluğa zemin hazırlayan hukuki, idari, kurumsal eksikliklerin
giderilmesi ve caydırıcı müeyyidelerin getirilmesi, etkin bir
denetim mekanizmasının oluşturulması ve insan gücü kalitesinin
geliştirilmesi gereklidir. Oysa AKP, bunları yapmak yerine, Kamu
İhale Kanununda 130dan fazla değişiklik yaparak
yatırımcı kuruluşları bir bir kapsam
dışına çıkarmış, Ceza Kanununda yapılan
değişiklikle görevi ihmal suçu âdeta hapis yatılan bir suç
olmaktan çıkartılmış, denetim sistemi bütünüyle
sulandırılmış, kamu ihalelerinde yolsuzluğu önlemesi
ve adalet sağlaması için kurulan Kamu İhale Kurumu
üyeliğine atanan kurul üyesi zincirleme olarak görevi kötüye kullanma
suçundan tutuklanmış, yargılanması devam etmektedir.
Hukuku, teşkilatı, denetimi ve
kadroları yolsuzluklara zemin hazırlayan bir anlayışla
şekillendirilen ihaleler de güvenilirlikten uzak dolayısıyla
şaibelerle dolu olmuştur.
Kamu İhale Kurumu, ihale sistemine yönelik
olumsuz müdahaleleri önleme ve sistemi geliştirmede etkin değildir.
Kurum icra bağımsızlığı içinde hareket
edememekte, kuruluş gayesine hizmet eden bir yönetim sergileyememektedir.
Kurumun, artık, devreye girerek kontrolsüz
istisna uygulamalarına derhâl son verilmeli, yatırımcı
kuruluşların tamamı kanun kapsamına alınmalı,
Avrupa Birliği mevzuatıyla da uyumlu olacak şekilde enerji, su,
ulaştırma ve posta hizmetleri sektörlerinde faaliyet gösteren
kuruluşların gerçekleştirdiği alımlar için de
düzenleme yapılmalıdır.
TOKİnin misyonu, rant projesi ve otel yapmak
değildir; bunlar için İhale Kanunundan kurumu istisna tutmak, olsa
olsa bu yolla rant devşirmek amacına matuftur.
Kamu İhale Kurumu verilerine göre, 2014
yılında 157.879 kamu ihalesi yapılmış ve 3.942
şikâyet incelemeye alınmıştır. İhalelerin
denetlenmesi şikâyete bağlı olduğu için, yapılan
ihaleler toplamının ancak yüzde 3ü denetlenebilmiştir.
Yönetimin temel fonksiyonlarından olan denetimi
ortadan kaldırarak yolsuzlukla mücadele etmek, kolluk kuvvetlerini
karakollara hapsederek terörle mücadele etmek gibidir. Nasıl ki terörle
müzakere sürecinde bu yanlışı yaptıysanız, denetimi
etkisizleştirerek yolsuzlukla mücadeleyi de zaafa düşürdünüz.
Değerli milletvekilleri, finansal piyasalardaki
derinlik ve ekonomik yapılardaki karmaşıklık, güvenilir
bilgi elde etmenin önemini artırmış, mali bilgilerin
uluslararası seviyede
karşılaştırılabilirliğini zorunlu hâle
getirmiştir. Spekülasyonlara açık, az miktarlarla bile manipülasyon
yapılabilme imkânı olan finansal piyasalarda özellikle küçük
yatırımcının hakkını korumak, güvenliğini
sağlamak bu alandaki kurumların gerekli tedbirleri almasını
zorunlu kılmaktadır.
Etkin bir kamu gözetiminin tesisi,
katılımcı bir anlayışla, güvenilir bir finansal
raporlama ortamı ve etkin bir denetim standardı
oluşturulmasıyla mümkün olabilecektir. Bu nedenle, Kamu Gözetimi,
Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu işlevlerini yerine getirirken
sektörün ilgilileriyle istişare edip görüşlerini
değerlendirmesi, kamuoyunun bu konudaki kaygılarını
giderecektir.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz
bütçelerde kurumların geleceğine ve işlevlerine anlam katacak,
yön verecek, vizyon ortaya koyacak bir anlayış görülmemektedir.
Kısa, orta ve uzun vadede beklentilerin neler olduğu ve buna yönelik
bütçede ne öngörüldüğü belli değildir. Özelleştirme ve
ihalelerdeki yolsuzluklara zemin hazırlayan mümbit alanlar nasıl
ortadan kaldırılacak, bunlara yönelik bir işaret yoktur.
İdareimaslahattan bütçelerle karşı karşıyayız.
Bilinmelidir ki Milliyetçi Hareket Partisi
iktidarında siyaset, iş çevresi, bürokrasi, sivil toplum ve medya
tarafından iş birliği içinde yapılan ve
karşılıklı koruma ve kollama anlayışıyla
örtbas edilen her türlü yolsuzluk ortaya çıkartılacak, makam ve
mevkisi ne olursa olsun yolsuzluk yapanların, yetim hakkına el
uzatanların, bağımsız Türk adaleti önünde hesap vermesi
sağlanacaktır.
Bu düşüncelerle, konuşmamı bitirirken
yine de 2016 yılı bütçesinin ülkemizin birliği, milletimizin
dirliği ve devletimizin bekası için hayırlı
olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aksu.
Böylelikle, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun da
konuşmacılarını tamamlamış olduk.
Şimdi, Hükûmet adına sayın
bakanların konuşmalarına sıra geldi.
Hükûmet adına öncelikle Ekonomi Bakanı
Mustafa Elitaş konuşacak, daha sonra Gençlik ve Spor Bakanı Akif
Çağatay Kılıç, daha sonra da Maliye Bakanı Naci Ağbal
konuşacak.
Konuşma süreleri yirmi dakikadır.
Şimdi, Ekonomi Bakanı Sayın Mustafa
Elitaşı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum.
Öncelikle, 2016 yılı bütçesinin
hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bütçenin
yapılmasında emeği geçen, başta Maliye Bakanı ve
personeline, öte yandan Plan Bütçe Komisyonunda uzun bir maratondan sonra
görüşmeleri yapıp buraya getiren Plan Bütçe Komisyonunun Değerli
Başkanı ve üyelerine, Plan Bütçe Komisyonu üyesi olmayıp da bu
bütçeye katkı sağlamak için Komisyonda görüşlerini beyan eden
çok değerli milletvekili arkadaşlarıma teşekkür etmeyi borç
biliyorum.
On üç günlük bir bütçe maratonunun bugün 10uncu
gününü idrak ediyoruz. Bu süre içerisinde de bütün kurumların bütçeleri
hakkında görüşlerini beyan eden, eleştirilerini yapan ve bu
çerçevede bütçeye katkı sağlayan tüm değerli, duyarlı
milletvekillerini tebrik ediyorum, onlara da milletim adına
teşekkürlerimi sunuyorum.
Bildiğiniz gibi, dünya ekonomisi son yıllarda
bir duraksama dönemine girdi. Özellikle küresel krizden sonra yeniden ortaya
çıkan iyileşmeyle birlikte, 2014 ve 2015 yılında ortaya
çıkan farklı sonuçlar çerçevesinde dünya ekonomisinde küresel
gelişmenin olumsuzluklarının birlikte ortaya
çıktığını görüyoruz.
Büyük ekonomilerin uyguladıkları
genişletici para politikalarıyla birlikte, kendi ekonomilerini
durgunluktan çıkarmak için yaptıkları gayretlerin henüz
başarıya ulaştığını ifade etmek mümkün
değil. Bu nedenle, bazı ülkeler mevduatlara negatif faiz
uygulaması yaparak kendi ekonomilerini genişletici gayret içerisinde
bulunmalarına rağmen sonuç alabilmiş değiller. Japonya,
Avrupa Birliği, Danimarka, İsveç ve İsviçre negatif mevduat
faizi uygulamasına rağmen henüz bir netice alamadılar.
Küresel ekonomideki bu zayıf görünüm ihracat ve
ithalat rakamlarını da olumsuz yönde etkiliyor. Dünya Ticaret
Örgütünün tahminlerine göre, 2015 yılı ihracat rakamları 2014
yılı ihracat rakamlarına göre parasal cinsten yüzde 11
civarında bir eksiyle karşı karşıya. Yuvarlak olarak
söylüyorum: 2014 yılında 17 trilyon doları aşmış
dünya ihracatı, 2015 yılında 15 trilyon dolar seviyesinde
gerçekleşmiş. Aynı şekilde, 17 trilyon doları
aşmış dünya ithalatı, 2015 yılında 15 trilyon
dolarlık bir seviyeye düşmüş yani ortalama, dünya
ihracatında, parasal cinsten baktığımızda, yüzde 11
civarında bir azalış söz konusu.
Yine, bu çerçeveden,
baktığımızda, Türkiyenin ihracatını
değerlendirdiğimizde, 2014 yılında gerçekleşen 157,6
milyar dolarlık ihracat, 2015 yılında 143,9 milyarlık ihracat
potansiyeline ulaşmış.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, az
önce ifade ettiğim gibi, dünya ekonomisindeki bu döviz kurlarından
ortaya çıkan dolar/euro paritesiyle veya doların başka ülke
paraları karşısındaki olağanüstü değer
artışıyla birlikte ortaya çıkan parasal
değerlendirmenin sonucu olarak, dünya ekonomisinde dış
ticaretteki yüzde 11lik daralmaya karşı, Türkiye miktar cinsinden
yüzde 2lik bir ihracat artışı sağlamasına
rağmen, döviz cinsinden parasal olarak yüzde 8,7lik bir daralmayla
karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.
Yine, küresel ticaretin ne kadar zayıf
gittiğini başka endekslerde de başka rakamlarda da görmek
mümkün. Bakın, Baltık Kuru Yük Endeksi de açıkça bu küresel
ticaretteki daralmayı gösteriyor. Bu endeks, küresel kriz dönemi olan 2008
yılında en düşük 715ler seviyesini görmüşken 3 Mart 2016
tarihi itibarıyla 342 seviyesine düşmüştür; hemen hemen
yarıya düşen bir rakamla karşı karşıyayız.
Cari işlemler açığı, Türkiye
ekonomisi nezdinde baktığımızda, 2015 yılında bir
önceki yıla göre yüzde 26,1 gerilemiş, 32,2 milyar dolara
düşmüştür. Böylece cari işlemler açığı son
altı yılın en düşük seviyesinde gerçekleşmiştir.
Değerli milletvekilleri, geçen yıl
ihracatımızda yaşanan gerilemenin sebeplerini şimdi
kısaca sizlere açıklamak istiyorum. Değerli Milletvekilimiz
Sayın Emin Haluk Ayhan biraz önce ifade etti: Bunu kurla, döviz
fiyatlarıyla açıklamanız mümkün değil. 2002
yılında da kur 0,89 euro 1 dolar seviyesindeyken şimdi 1,40
dolar 1 euro seviyesine geldi.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) O zaman öyleydi.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) O zaman niye ihracattaki artışı buna
bağlamadınız? diye ifade ederken bu sıralarda oturan
muhalefet milletvekilleri bu kur değişiminden dolayı ortaya
çıkan farklılığı ifade etmişlerdi. Biz de AK
PARTİ iktidarı olarak, AK PARTİ Grubu olarak bu
farklılığın doğru ama Türkiye ekonomisinin ve ihracat
potansiyelinin daha yüksek olduğunu ifade etmiştik.
ERHAN USTA (Samsun) Hiçbir tane raporda öyle bir
ifade yer almadı.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bakın, değerli milletvekilleri, 2015 yılında
ihracatın kurdan dolayı azalmasının rakamı 12,6 milyar
dolar, ihracatın kurdan dolayı azaldığı miktar, döviz
cinsinden. Yani, kurlar 2014 yılı seviyesinde kalmış
olsaydı, bizim ihracatımız döviz cinsinden 12,6 milyar
dolarlık bir artış ortaya çıkarmış olacaktı.
Bir de dünya emtia fiyatlarında olağanüstü derecede bir gerileme söz
konusu. Dünya emtia fiyatlarındaki gerilemenin de ihracatımıza
olumsuz katkısının 8 milyar doları
aştığını görüyoruz. Çevremizdeki
ERHAN USTA (Samsun) İthalata
katkısı nedir Sayın Bakan?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Oraya da geliyorum.
ERHAN USTA (Samsun) İthalata olumlu
katkısı ne?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) İthalatımızda da yüzde 14,4lük bir gerilemenin söz
konusu olduğunu
ERHAN USTA (Samsun) Hayır, emtia
fiyatlarının ithalata katkısı ne kadar, onu da söyleyin.
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım lütfen.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Onu da söyleyeceğim, söyleyeceğim onun da şeyini.
ERHAN USTA (Samsun) Yani, onu bir hesap edin.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Onu zaten muhalefet olarak siz hesaplıyorsunuz, onları da
söyleyeceğiz. Muhalefetin görevi, bizim unuttuklarımızı
dile getirmek.
ERHAN USTA (Samsun) Ama, vatandaşı
doğru bilgilendirmek lazım.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) İşine
gelmeyen her şeyi de unuturlar ha!
ERHAN USTA (Samsun) Tabii.
Yani, sadece ihracat bakanı gibi
konuşuyorsunuz, ithalat da sizin sorumluluk alanınızda.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, böyle bir usul yok.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bakın, değerli milletvekilleri
BAŞKAN Sayın Bakan, siz, lütfen, Genel
Kurula hitap edin.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Sayın Usta, siz Plan Bütçe Komisyonunda da böyle, hiç
durmuyordunuz, sürekli bakana müdahale ediyordunuz. Bana mı müdahale
ettiniz, başkalarına da mı müdahale ettiniz, bilmiyorum ama ben,
kendi bütçem görüşülürken
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Sayın Bakanım,
on üç yıl bürokratlık yaptı da ondan.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Olur
AK PARTİ döneminde, doğru, on üç yıl
bürokratlık yaptı, onun şeyinden olmuş olabilir ama biz
Erhan Beyin bürokratlığı döneminde kendisinden çok memnunduk.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) On üç yıl
Evet,
DPTde
O da memnundu da şimdi memnuniyetsiz
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Yani Allah var, yaptığı şeylerde,
yaptığı icraatlarda, yaptığı
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen, Genel Kurula
hitap eder misiniz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Tamam Sayın Başkan. Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siyasi nezaketsizlik bu!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Böyle bir
şey olmaz!
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, çevremizde yaşanan
olumsuzluklardan dolayı Türkiye ekonomisinde ihracatta 2,4 milyar
dolarlık bir gerilemenin var olduğunu görüyoruz. Bu çerçevede, mal ve
hizmet üretimiyle ihracatı artırmak, üretim ve ihracatın
ithalata bağımlılığını azaltmak,
ürünlerimizde katma değeri artırmak, ihracatta dönüşümü
sağlamak, pazar çeşitliliğini ve derinliğini
oluşturmak, ihracatçılarımızı küresel piyasada daha
rekabetçi bir yapıya kavuşturarak dünyanın her yerinde var
olmalarını sağlamak Bakanlığımız
politikalarının temelini oluşturmaktadır.
Bu çerçevede AR-GE, inovasyon, tasarım ve
markalaşmaya çok büyük önem veriyoruz. Yüksek teknolojili üretimle birim
fiyatı daha yüksek ihracat yapmak, ticari markalarımızın
gücünü ve tanınırlığını artırmak
amacıyla çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Ayrıca, mevcut ihracatçılarımızın daha kurumsal hâle
gelmelerini sağlamak, ülkemize yeni ihracatçılar kazandırmak ve
net ihracatımızın büyümeye katkısını
güçlendirmenin ihracat politikalarımızın öncelikleri
arasında yer aldığını ifade etmek istiyorum.
Yeni ihracat yapmaya başlayacak
firmalarımızdan, ihracatı öğrenmiş, artık düzenli
olarak ihracat yapan ve marka olmak isteyen firmalarımıza
eğitimden pazara girişe, ürünlerin tasarım aşamasından
markalaşma sürecine kadar, ihtiyaca göre kapsamlı destekler
veriyoruz. Bu bağlamda, 2015 yılında markalaşma ve yüksek
katma değerli üretimin önemiyle ilgili bilgilendirme
çalışmalarına devam ettik ve devam edeceğiz. Katma
değerli üretimin olmazsa olmazı olarak değerlendirilen
tasarım konusunda da ihracatçı şirketlerimizde tasarım
departmanlarının kurulması ve geliştirilmesini teşvik
edecek politikaları uygulamaya koyduk.
2015 yılında, 15 farklı sektörde 21
adet tasarım yarışması ve
Bakanlığımızın destekleriyle İnovasyon
Haftası etkinlikleri düzenlendi. İnovasyon gönülleri bir araya
getirildi, AR-GE proje pazarları sayısı 11e ulaştı.
2015 yılı ortasında uygulamaya
başladığımız destek kapsamında 28 tasarım ve
ürün geliştirme projesi desteği verildi. Kümeleşme esasına
dayalı olarak geliştirilen 242 farklı uluslararası
rekabetçiliği geliştirme projesi kapsamında 5.235 firmaya 27
milyon TL destek verdik. Ülkemizde pazarlama, dağıtım, lojistik
üs vazifesi görecek Türkiye ticaret merkezleri desteğimizin
altyapısı da olgunlaştı, ilk etapta Dubai ve Tahran Türkiye
ticaret merkezlerini kuracağız. 60 ülkeye toplam 176 sektörel ticaret
heyeti organizasyonu gerçekleştirdik. Sayın
Cumhurbaşkanımızın ve Sayın
Başbakanımızın yurt dışı ziyaretleri
kapsamında, 2015 yılında Bakanlığımız
koordinasyonunda düzenlenen etkinlik sayısı ise 21 oldu. Devlet
başkanı, başbakan ya da bakan olmak üzere 59 yabancı resmî
konuğu Türkiyede ağırlama imkânı bulmuş olduk.
Öte yandan, değerli milletvekilleri, Türkiye
markası oluşturmaya büyük bir ehemmiyet gösteriyoruz. Türkiyenin
dünyadaki algısını üst seviyeye çıkarabilmek için, Türk
malı yazan bir emtianın, bir ürünün yüksek seviyelerde
fiyatlanabilmesini sağlayabilmek için Turkey markasını ön
plana çıkarma gayreti içerisindeyiz. Bu çerçevede, iki ay gibi kısa
bir sürede bu reklamlarımızın 150 milyon kişiye ulaştığı
kanaatindeyiz.
Değerli milletvekilleri, yerli üreticinin
korunması, tüketicinin temel ihtiyaçlarının ucuza
karşılanması, yerli üretimi olmayan veya yetersiz olan
ürünlerden sanayimize ucuz girdi sağlanması ithalat
politikalarımızın ana çerçevesini oluşturmaktadır. Bu
maksatla, ithalatta gümrük vergileri ayarlanmakta, gerektiğinde
sanayimizin ihtiyacına göre askıya alınmakta ve tarife
kontenjanı açılmaktadır. Diğer taraftan, ithalata yönelik
ticaret politikası savunma araçlarını Dünya Ticaret Örgütü
kuralları çerçevesinde etkin şekilde uyguluyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2016 yılı
için yaptığımız öncelikler içerisinde Gümrük Birliği
Anlaşmasının gözden geçirilmesi ve güncellenmesi önemli bir
konumuz olarak ortaya çıkacaktır, önemli bir değerlendirme ve
zamanımızı alacağını düşünüyorum. Yine
aynı şekilde, Avrupa Birliğinin Amerika Birleşik
Devletleriyle yapmaya çalıştığı TTIP
anlaşmasına Türkiyenin de müdahil olması ve bu anlaşma
sonuçları çerçevesinde, Türkiyenin de anlaşmaya
katılmasıyla ilgili gayretlerimizi, hem Amerika Birleşik
Devletleri nezdinde hem de Avrupa Birliği süreci içerisinde
değerlendirmeye çalışıyoruz.
1995 yılında onaylanmış, 1996
yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması
çerçevesinde, Avrupa Birliğinin yaptığı serbest ticaret
anlaşmalarının Türkiyede uygulanabilmesi için veya üçüncü
ülkeler ile Türkiye'nin bu anlaşma haklarından faydalanabilmeleri
için ayrı bir serbest ticaret anlaşması yapılması
mecburiyeti olduğundan dolayı, Avrupa Birliğinin
yaptığı 48 serbest ticaret anlaşmasıyla ilgili biz
aynı ülkelerle tekrar müzakere sürecine gittik. Şu ana kadar 23
serbest ticaret anlaşmasını hayata geçirmiş olduk fakat
bunlardan 18 tanesi onay sürecini aştı, 5 tanesi, Kosova, Moldova,
Faroe Adaları, Lübnan ve Singapur onay bekleme pozisyonunda.
Değerli milletvekilleri, ikili ve çok
taraflı ticari ilişkilerimizi de olağanüstü derecede
artırmaya çalışıyoruz çünkü dünyada yeni pazar
arayışları, yeni pazarlara yönelmek için gayret gösteriyoruz. Bu
çerçevede, hem Karma Ekonomik Komisyon toplantısını hayata
geçirmeye çalışıyoruz hem de ekonomik ve ticari iş
birliği komitelerini (JETCO) de önemli bir şekilde bu ticaretin
geliştirilmesi amacıyla kullanmak için gayret gösteriyoruz.
Değerli milletvekilleri, ihracatın
çeşitlenmesi, yatırım miktarının artması ve
pahada ağır bir hâle gelmesi amacıyla yatırım
teşvik sistemimizin de çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Bu
çerçevede, pahada ağır yani nitelikli ürün imalatı yapan
sektörlere, teknolojilere daha çok, daha fazla destek vermek amacıyla
Yatırımların Teşviki Kanunumuzu ortaya koymuş olduk.
Bakın, değerli milletvekilleri,
Türkiyenin uygun bir yatırım ortamı, nitelikli bir
yatırım ortamı olması münasebetiyle, özellikle 2002
yılına kadar yabancıların Türkiye'ye yaptıkları
doğrudan yatırım 15,1 milyar dolarken 2003ten günümüze gelene
kadar 165,2 milyar dolar seviyesine ulaşmasını, Türkiye'nin
yatırım ortamının uygun olduğu, güvenli bir liman
olduğuyla ifade etmek istiyorum.
Uluslararası piyasada Türk iş
adamları yatırım yapmaya başladılar. Bundan önce,
2012-2015 yılına kadar Türkiye'nin yurt dışındaki
yatırımları 32,4 oranında, 33,9 milyar dolar seviyesinde
gerçekleşmiştir. Sadece yabancı
yatırımcıların Türkiye'de yatırım yapması
değil, artık Türk iş adamları da yabancı ülkelerde
yatırım yapma noktasına doğru girmişlerdir.
Bakın, değerli milletvekilleri, az önceki
bir konuyu dile getirmek istiyorum. Değerli Emin Haluk Ayhan dedi ki:
İhracatta vahim bir durum var, aşağıya doğru gidiyor.
İhracatı olumsuz bir şekilde aşağıya doğru
düşürüyorsunuz ve demir çelik de perişan. Bakın, 1 Ocak-29
Şubat arasında, ihracat miktar cinsinden yüzde 5,7
artmışken değer cinsinden yüzde 23 civarında
azalmıştır. Tekrar altını çiziyorum, ihracat miktar
cinsinden yüzde 5,7 artmışken değer cinsinden yüzde 23,3
civarında azalmıştır. 2015 yılının
Şubat ayında ihracat miktarı
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Sayın Bakan,
kapasitenin yüzde 10u devreden çıktı.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bakın, 2015 yılında ihracat miktarı
Şubatta 464 bin ton hububat ve yağlı tohumlar iken 2016
Şubatta 719 bin ton olmuş. Yine, deri ve mamullerinde 9 bin ton olan
ihracat miktarı 10.549 ton olmuş. Yine, kimyevi maddeler
ihracatımız 1 milyon 212 bin kilogram iken 1 milyon 666 bin kilogram
olmuş. Hazır giyim konfeksiyon 73.132 kiloyken 86 bin kilo
olmuş. Otomotiv endüstrisi 264 ton iken 365 tona çıkmış.
Değerli milletvekilleri, DEİKle ilgili
bir konu gündeme getirildi DEİKi yok ettiniz, ortadan
kaldırdınız. diye. DEİK, en son
yaptığımız kanuni düzenlemeyle birlikte, Türkiyenin
ihracatının artırılmasında büyük bir motivasyon ortaya
koymuş, büyük bir katkı sağlama yolunda devam etmektedir. Nitekim,
miktar cinsinden ortaya çıkan az önceki gösterdiğim
artışlar da bunun önemli göstergelerinden birisidir. DEİK, daha
önceki dönemde, önceki on beş ayda toplam 3 aktivasyon ortaya
koymuşken, kurulduğundan bu tarafa, yeni kanunla ortaya çıkan
süreçten bu tarafa 22 aktivasyon ortaya çıkarmış ve etkinliklere
katılan yabancı şirket sayısı önceki on beş ayda
toplam 1.279ken son on beş ayda 5.724e
çıkarılmıştır. DEİK, tüm dünyada 138 bölgede
iş konseylerini kurarak hayata geçirmiştir. En son, dün, İranda
175 iş adamıyla birlikte Sayın
Başbakanımızın katıldığı
İran-Türkiye İş Konseyini gerçekleştirdik. Ondan önce, iki
gün önce Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Ginede 164 iş
adamının katılımıyla birlikte, bu ülkeler ile Türkiye
arasındaki iş konseylerini gerçekleştirdik. Gineyle olan
iş konseyimiz yoktu, Gineyle olan iş konseyini de kurma
imkânını bulmuş olduk.
Değerli milletvekilleri,
az önce bir konu daha gündeme getirilmişti. Bu konuların içerisinde
söylenen rakam
Yani, servetle ilgili bir değerlendirmeydi ve söylenen de
şuydu: Credit Suisse raporuna göre, Türkiyede nüfusun yüzde 1i servetin
yüzde 54ünü alıyor. Credit Suissein rakamlarına bakıyorum,
dünyada gelir dağılımı en iyi 13üncü ülke Türkiye
gözüküyor. Bizden sonra kim var? Brezilya var, Hindistan var, Avrupa, Güney
Afrika, Endonezya, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya var.
Değerli milletvekilleri,
nereden buluyorsunuz, nereden çıkarıyorsunuz Türkiyedeki nüfusun
yüzde 1inin yüzde 54lük servete sahip olduğuyla ilgili
Bunu Sayın
Kılıçdaroğluna da birileri söylüyor ve Sayın Kılıçdaroğlu
da bu rakamları yanlış ifade ediyor. Sayın
Kılıçdaroğluna yanlış rakamlar verip yanlış
rakamları da söyletmeyin.
Yine, Gini
katsayısıyla ilgili
BİHLUN TAMAYLIGİL
(İstanbul) Rakam ne diyor, rakam?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) İşte elimde, ben size biraz sonra
veririm Bihlun Hanım.
BİHLUN TAMAYLIGİL
(İstanbul) Rakam ne diyor?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakın, Bihlun Hanım, biraz sonra
veririm.
KAZIM ARSLAN (Denizli)
Sayın Bakan, siz nereden buldunuz bu rakamları?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Gini katsayısı Amerika Birleşik Devletlerinde 0,85,
Türkiyede 0,81. En iyi pozisyonda olan ülke Japonya, Türkiye 13üncü
sırada, Amerika Birleşik Devletleri 19uncu sırada, Rusya 20nci
sırada, Avrupa 16ncı sırada.
Değerli milletvekilleri, Gini
katsayısıyla ilgili durumu da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bakın, Gini katsayısı yüzde 20lik ve yüzde 10luk baremler
hâlinde yapılıyor. Genelde de dünyada yaptığımız,
yüzde 20lik baremler çerçevesinde. 2002 yılında en fakir nüfus
-yüzde 20- gelir dağılımından yüzde 5,3 faydalanırken
2014 yılında yüzde 6,5e ulaşmış. En zengin nüfus
gelirden yüzde 51,1i alırken 2014 yılında 44,7ye
düşmüş. Yani, en yüksek gelirlinin geliri, en alt gelirli ve orta
gelirle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Rahmetli Özalın söylediği gibi, orta direkle...
BAŞKAN Sayın Bakan, süreniz bitti.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, bütçenin hayırlı
uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi saygı ve hürmetle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
EMİN HALUK AYHAN
(Denizli) Sayın Başkanım, sataşmadan söz
isteyeceğim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sayın Bakanım, sen milletin raporuna bak, Credit Suissei boş
ver! Milletin raporuna bak sen Sayın Bakanım, 1 Kasımda
yazdı raporu!
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Millet her seçimde veriyor zaten raporu.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Millet 1 Kasımda yazdı raporu!
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) 1 Kasımda verdi.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Bakan.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) IŞİDle ihracata girmediniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Özel
Sayın milletvekilleri,
biraz sessiz olabilir miyiz, lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, Sayın Bakanın konuşmasını
dikkatle dinledik. Konuşmasında, hem ismini de zikrederek hem de
hatibimiz Sayın Bihlun Tamaylıgilin yaptığı
açıklamalarda servetle ilgili bir sıralamayı ve hesaplamayı
gelirle karıştırarak ve kendisinin söylediği bir sözü
çarpıtarak kendisine atfetti. İç Tüzükün 69uncu maddesinin ikinci
fıkrası gereğince kürsüden cevap hakkımızı
kullanmak istiyoruz.
BAŞKAN Siz mi
kullanacaksınız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bihlun
Hanım konuşacak efendim.
BAŞKAN Sayın
Tamaylıgil
Yalnız, şunu da
vurgulamak isterim: Yeni bir uygulama gelişti.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bu, ancak bir bilgi verme olur, sataşma değil ki.
BAŞKAN -
Sataşılan kişi, kendisine
sataşıldığını iddia ediyorsa kendisinin
kalkıp söz istemesi çok daha doğru bir yorumlama olur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Olur.
BİHLUN TAMAYLIGİL
(İstanbul) Sayın Bakanın bana
sataştığını düşünüyorum ve söz istiyorum.
BAŞKAN - Sizinle ilgili
söylemiyorum, genel olarak söylüyorum çünkü çoğunlukla, şimdi, grup
başkan vekilleri bir milletvekiline sataşmadan dolayı söz
istiyor, şimdiye kadarki uygulamamız böyle değildi. Bundan sonra
da böyle devam edersek -kendisi adına başka birini
konuşturabilir elbette ama grup adına konuşmalarda oluyor- böyle
gidersek daha sağlıklı bir İç Tüzük uygulaması
yaparız diye düşünüyorum.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bravo Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Tamaylıgil. (CHP sıralarından alkışlar)
İki dakika.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
14.- İstanbul Milletvekili Bihlun
Tamaylıgilin, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın 118
sıra sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı
ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
BİHLUN TAMAYLIGİL
(İstanbul) Sayın Bakan, tekrarlıyorum: Eğer Türkiye
olarak Türkiyede yaşayan nüfusun servet
dağılımını biz hesaplayamıyorsak en büyük
hatayı ve eksikliği biz gerçekleştiriyoruz demektir; bir.
İkincisi de Hazreti
Mevlâna der ki: İncitme, incittiğin yerden incitilirsin. Ben size
yüzde 10luk dilimler hâlinde, rakam vererek söylüyorum Credit Suissein son
raporunu. Yani siz 13üncü sıra, 14üncü sıra
diye sıra
söylüyorsunuz. Ben size rakam veriyorum ve diyorum ki: Türkiyede -yüzde 10luk
kesimin sahip olduğu servet olarak- 2007 yılında yüzde 10luk
kesim yüzde 70,2ye sahipken bugün yüzde 77ye çıktı ve onun
içerisinde, yüzde 1liğin hesabına döndüğümüz zaman da rakam
yüzde 54,1 olarak çok açık hesap ediliyor. Tekrar ediyorum, bilgisiz, hesapsız
ve değerlendirmeyi yaparken de dayanaksız konuşmak bizim
âdetimiz değildir. (CHP sıralarından alkışlar)
Diğer taraftan, Gini katsayısıyla
ilgili olarak ortaya koyduğunuz değerlendirmeleriniz için de yine
lütfen, TÜİKin sayfasını açın, İnternet sayfasını
ve orada hane halkının, eş değer hane halkının
kullanılabilir gelirine göre, Gini katsayısının içerisinde
ortaya çıkan rakamlar ve dünyadaki ülkelerin çıkmış olan
sonuçlarına baktığınızda, Türkiye ya sondan 1inci ya
sondan 2nci çıkıyor, hatta hatta 0,0009luk bir iyileşmeyi bile
başarı olarak gösterip savunmasını yapmaya
kalkıyorsunuz. Ortada bir açık var, bu ülkede 16 milyon yoksul, o
yoksulun da geçinmek üzere çare aradığı bir olumsuz ortam var.
Buna çare aramak için uyarı açısından dile getirdiğimiz
başlıkları oradan mı çıkıyor, o onu mu
yanıltıyor değil, biz genel başkanlarımıza her
zaman doğruyu söylemesi için doğru bilgiler veririz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hâlâ yanlış bilgi veriyorsunuz.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Siz, bence
hangi konularda hangi eksiklikleri yaptığınızı
kendiniz açısından bir değerlendirin.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, buradaki rakamlar
BAŞKAN Mikrofondan lütfen,
Sayın Bakan.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
17.- Ekonomi Bakanı Mustafa
Elitaşın, İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgilin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Tamaylıgil dedi
ki: Bu rapor Credit
Suissein hazırladığı bir rapordur. Ben de o rapordan
okuyorum: Bakın, sıfır ile 10 bin dolar arasında gelire
sahip, servete sahip olan nüfus oranı Türkiyede yüzde 73,5.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir)
Gelir başka, servet başka.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Ya, gelir ile servet arasındaki farkı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Gelir
başka bir şey, servet başka bir şey.
BAŞKAN Sayın Özel,
lütfen
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) 10 bin ile 100 bin dolar arasında servete sahip olan nüfus
oranı yüzde 24,6. 100 bin ile 1 milyon dolar arasında servete sahip
nüfus oranı yüzde 1,8. 1 milyon dolar ve üstü servete sahip nüfus
oranı binde 1. Yani, söylenen oran burada, yüzde 1in yüzde 54
aldığı nerede yazıyor Allah aşkına?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ya, servet
miktarını söylüyorsunuz ki siz! Servet miktarını
söylüyorsunuz
Bir adamın 200 milyar dolar serveti varsa ne
yapacaksınız?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Servet
başka, gelir başka şey.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Bakın, değerli arkadaşlar, Credit Suissein,
eğer siz Türkiyede yaşayan bu nüfus ile onların elde
ettiği geliri alıp bir çarpma bölme hesabıyla bu işi
yapıyorsanız başka, o da aynı sonucu çıkarmıyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Hayır,
aynı sonucu çıkarmaz. Yanlış söylüyorsunuz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Şimdi tekrar okuyorum: Credit Suissein, sıfırla 10
bin dolar arasındaki servete sahip nüfus miktarı yüzde 73,5; 10 bin
ila 100 bin dolar arasındaki servetin dağılımı yüzde
24,6; 100 bin ila 1 milyon dolar arasındaki servete sahip nüfus
miktarı Türkiyede 1,8 yani servetin yetişkin nüfusa
dağılımı anketi, bu da yapılan iş.
Yine, Sayın Tamaylıgilin söylediği,
eş değer hane halkı kullanılabilir gelirine göre Türkiyedeki
Gini katsayısı ilk 20de 2006 yılında yüzde 5,1 iken, en
fakir yüzde 20lik kesim 5,1 alırken, 2014 yılında bu 6,2ye
çıkmış yani gelirlerinde yüzde 20lik bir artış ortaya
çıkmış. En zengin kesim yüzde 48,4 alırken 2014
yılında yüzde 45,9a düşmüş yani yüzde 10 civarında
bir azalmanın var olduğunu, zenginden alınıp en fakir
kesime geçtiğini ifade etmek istiyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ya,
yapmayın Sayın Bakan.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Sayın
Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Ayhan, bir talebiniz
vardı.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet Sayın
Başkan, Sayın Ayhanın ismini
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Efendim, ismimi
zikrederek sataştı, ben de Sayın Bakana cevap vereceğim.
BAŞKAN - Aslında size bir sataşma
yapmadı
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Teşekkür ettim kendisine.
OKTAY VURAL (İzmir) Bağlamından
BAŞKAN -
söylediğinize teşekkür
ederek açıklama yaptı ama buyurun -böyle uyguluyoruz artık bu
dönem- iki dakika sataşmadan.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Yo, yo,
zorlamayacağım, hiç şey yapmayın.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
15.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhanın,
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın 118 sıra sayılı
2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, benim söylemek
istediğim, gerçekten, bazı sektörlerde sıkıntı var.
Demir çelikte yüzde 23, baktığınız zaman; diğer
sektörlerde, tarım ürünlerinde 6, tekstilde 10, kimyada 10,4, makine
imalat sektöründe 10,8; dâhilde işlemeye baktığınız
zaman da bu, ana metalde yüzde 60a kadar gidiyor.
Sayın Bakan, biz ihracatın
artmasından falan rahatsız olmayız. Demir çelik sektöründe 3,5
milyon ton devreden çıktı, üretim devreden çıktı, kapasite
devreden çıktı. Burada hatta biz bunu görüşürken, uçak
düşürüldüğünde, sizin buradaki temsilci arkadaşınız
şunu söyledi konuşurken, Aslında uçağın
düşürülmesi de bir fırsattır. dedi. Bizim arkadaşlar da
Öyle bir şeyse düşürün bir tane daha, bir fırsat daha
yaratın. dedi.
Şimdi, biz bunları söylemekten zevk
almayız. Artıyorsa bundan gurur duyarız ama hakikaten bu
sektörde büyük sıkıntı var. Özellikle Uzak Doğudan,
Çinden çok büyük sıkıntı var. Bakın, çok büyük
sıkıntı var.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Dünyada fiyat düşüyor. Bakın, Çinde, Rusyada, dünyada
fiyat düşüyor diyorum.
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) Sayın Bakan,
hakikaten, nerede, ticaret politikası
araçlarını, özellikle Uzak Doğudan, çok etkin
kullanmıyorsunuz; kapasite kullanım, dampingli üretim. Bunlara teknik
mevzuatla falan da bir bakın, denetimde sıkıntı var.
Ben teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şimdi, tabii, bir yandan
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Ayhan, ihracat miktarımız artıyor, parasal olarak
düşüyor diyorum. Aynı kanaatte miyiz?
BAŞKAN Sayın Bakan, müsaade eder misiniz
lütfen!
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bütçe
görüşmesi yapıyoruz. Tabii, bir yandan bu sataşmalarla,
karşılıklı konuşmalarla zaman geçiyor gibi
düşünebilir bazıları ama bütçe görüşmelerinde bu tip
tartışmaların fevkalade önemi var çünkü neyin ne olduğunun,
ne manaya geldiğinin vatandaşlar tarafından da bütün Meclis
tarafından da anlaşılması ve oy kullanacak
milletvekillerinin de buna göre oy kullanmaları çok önemli
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Rahatsız olan çıksın canım!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Bakan biraz önce
birkaç kavramı birbirine karıştırarak ve bize, grubumuza
dönerek Böyle mi hesaplıyorsunuz, Genel Başkanınıza böyle
mi bilgi veriyorsunuz? diyerek hem bir sataşmada hem bir ithamda bulundu.
Konu hakkında grubumuz adına açıklama yapmak istiyoruz efendim.
Ardından, Sayın Bakana söz
BAŞKAN Aynı konuyla ilgili Sayın
Tamaylıgile sataşmadan dolayı söz vermiştim,
gerekçeleriniz aynıydı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Tamaylıgil
kendisiyle ilgili Sayın Bakanın
Ki siz beni
uyarmıştınız Madem şahsına sataştı,
kendi isteyebilirdi. diye, sizin de anlayışınızla o
cevabı verdi ama Sayın Bakan Genel Başkanınıza böyle
mi bilgi veriyorsunuz, bunları nasıl hesaplıyorsunuz? dedi.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Aykut Erdoğdu
grubumuz adına
BAŞKAN - İki dakika söz vereyim ama
aynı gerekçeyle talep etmiştiniz Sayın Tamaylıgilin
konuşmasını, gerekçeniz aynıdır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, grubumuza
yapılan sataşmadan.
BAŞKAN - Hatta, Sayın Tamaylıgil de
bu konuda bir açıklama da yaptı.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, cevap verdi.
BAŞKAN - Sayın Genel
Başkanınıza yanlış bilgi veriyorsunuz noktasında
Tamaylıgil cevap verdi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama ardından Sayın Bakan
aynı şeyi söyledi efendim.
Aykut Erdoğdu cevap verecek efendim.
BAŞKAN Sayın Aykut Erdoğdunun
konuşması için bir sataşma yaratıldı gibi geliyor
bana.
Buyurun, iki dakika. (CHP sıralarından
alkışlar)
16.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaşın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir sataşmaya niyetim yok, bir
aydınlatmaya ihtiyaç var Türkiye Cumhuriyetinin Bakanını.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biraz evvel
Bihlun Hanım yaptı aydınlatmayı.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Çünkü, Sayın
Bakana önce şunu anlatmak lazım: Gelir nedir, servet nedir?
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) Bakana siz mi anlatacaksınız?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Mesela, bir kişinin 10 bin lira maaşı varsa, başka da bir
şeyi yoksa o onun geliridir ama bir kişinin bankada 100 bin lira
mevduatı, 2 tane konutu varsa bu bunun servetidir.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Kılıçdaroğluna da böyle
bilgi veriyorsunuz, ondan yanıltıyorsunuz siz.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Biri akımdır, diğeri stoktur. Birincisi, o temel şeyi
anlatmak lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
MİHRİMAH BELMA
SATIR (İstanbul) Bunları siz mi anlatacaksınız Sayın
Elitaşa ya?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
İkincisi, Credit Suissein hesabını yapıyor ve nüfusa
oranlıyor, diyor ki: Nüfusun yüzde 73üne denk geliyormuş. Şimdi
bu da binde 1ine denk geliyormuş. Bu kafa şöyle bir kafa: Mehmet
Cengiz ile buradaki çaycı arkadaşı eşit gören kafa. Yani,
bakın, diyelim ki Mehmet Cengiz, İbrahim Çeçen veya işte Nihat
Özdemir, üçü Türkiyede 5 milyon kişinin servetine sahiptir sayenizde ama
o üçüne bakarsanız yirmi beş milyonda 1idir. Onun için bu tip gelir
karşılaştırmalarında nüfus oranlaması yapmayacak
bir duruma gelmek lazım.
Bir de, Gini
katsayısı hep 2002
EMİN HALUK AYHAN
(Denizli) O kadar da basit izah etme.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Bir diğer mesele şu: Batı medeniyetiyle
karşılaştırıyor ama geliri
karşılaştırmıyor. Zaten biz Batı medeniyetine
sosyal demokrat olarak karşıyız vahşi kapitalizm gelir
adaletsizliği yaratır diye, siz de oralardan gidiyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Üstelik, her bir konuda Gini
katsayısı, Gini katsayısı diye 2002ye vurup duruyorsunuz,
bakın 2002deki Gini katsayısına. Sizin döneminizde
Üstelik
yanlış hesapladığınızı da ve servet
dağılımını göreceğimiz en iyi BDDK verisi.
Türkiyede 1,4 trilyon dolar mevduat vardır ve arkadaşlar, bu
mevduatın tam yarısı milyonerlerin hesabındadır, bu
milyonerler de Türkiyede binde 1dir; tek servet verisi elimizde budur. Daha
çok makroekonomi dersi verebiliriz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sataşma talebi ile
açıklanan birbirine uymadı ama olsun.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sataşmadım, açıkladım Sayın
Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Vural,
buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, milletvekilimiz Erhan Beyle ilgili Daha önce
bürokraside memnunduk. demek suretiyle bugün eleştirileri ile daha önce
bürokrasi arasında bir çelişki olduğuna ilişkin bir kanaat
uyandırdı.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Yani, memnun olmadığımızı
ifade edelim o zaman.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın milletvekilim bu konuda bir açıklama yapmak istiyor efendim.
BAŞKAN Ama o bürokrasi
döneminde mi olan memnuniyetini söylemişti?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Memnun değildik. diyelim Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim Memnunduk. derken Bugün memnun değiliz. ifadesi aynı
zamanda bürokrasi döneminde sanki yapılanları tasvip ediyormuş
gibi bir anlam çıkarabilir. Dolayısıyla, bu konuda sayın
milletvekilim sataşmadan söz istiyor.
BAŞKAN Peki, bu kadar
detay bir irdelemeden sonra benim yapacak bir şeyim kalmadı.
İki dakika
Buyurun.
17.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın Ekonomi
Bakanı Mustafa Elitaşın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hakikaten, Sayın Bakanım niye böyle bir
cümle kurdu, ben onu anlayamadım. Benim aslında kastım
sataşma filan değildi, hakikaten şu oldu: Dünyada emtia
fiyatlarında bir düşüş var fakat biz, emtia fiyatlarında
düşüşten olumlu etkilenen bir ekonomiyiz yani emtia fiyatında
düşüşten Rusyanın, emtia ihracatçısı ülkelerin
şikâyet etmesi lazım. Ben, o nedenle, Sayın Bakan, ithalat
tarafına nasıl etkisi oldu? Ona ilişkin rakamları da
verin. derken hemen bana Sizden bürokratken memnunduk.
Ben, şerefimle bu devletime hizmet ettim. Ben,
Hükûmetin memuru değilim. Ben, devletin memuruyum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar) Ben, Genel Müdürlüğümü de sizin
Hükûmetiniz döneminde almadım. Ben, 57nci Hükûmet döneminde Genel Müdür
oldum, on iki buçuk yıl şerefle AKP hükûmetleriyle de
çalıştım. Memnuniyetsizlikleri varsa görevden alabilirlerdi,
ellerinde şey vardır. Dolayısıyla, biz millet için
çalıştık.
Sayın Bakan, burada, dinlemenizde fayda var.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Sayın Bakandan önceki Bakan memnun değildi herhâlde.
ERHAN USTA (Devamla) - O konuya daha fazla
girmeyeceğim, uzatmak isterse kendisi uzatırız, bizim
verilmeyecek hesabımız yok. Kalkınma Bakanlığı
İnternet Web sayfası benim sunumlarımla dolu. Erhan Usta daha
önce, Müsteşar Yardımcısıyken ne söylediyse
aynısını şimdi söylüyor teknik olarak ve hiçbir zaman da
siyaseti ben zaten beceremiyorum. Teknik olarak da bugünkü
doğrularımı o gün de söyledim. O yüzden de onun bedelini ödedim;
o, ayrı bir şey.
Bakın, şimdi, sadece enerji
faturasını söyleyeyim size: Emtiadan 9 milyar lira
ihracatımız
Şimdi, ihracatta hedef tutturulamayınca
mazeret aranacak ya, bunları söylemişsiniz ama ithalat tarafını
söylemeniz lazım; siz, dış ticaretten sorumlu
Bakansınız. Sadece enerji ithalatındaki fiyat
düşüşünün bizim ithalatımıza etkisi 20 milyar
dolardır, sadece. Demir çelik, diğer emtia, şu anda onları
hesap edebilmiş değilim ama diğeri Orta Vadeli Programda
olduğu için yani Hükûmetin programında var enerji faturasındaki
düşüş. 9 milyarın hesabını yapıyorsunuz burada,
sadece enerjiden ithalatın 20 milyar düşüyor, en az 15-20 milyar da
diğerlerinden geliyordu. Oradaki 40 milyar doları niye
söylemiyorsunuz? Vatandaşı aydınlatmak bu mu? Benim
söylediğim bu.
MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) Batan
bankaları niye söylemiyorsunuz?
ERHAN USTA (Devamla) - Bunu, sadece Onu da söyler
misiniz Sayın Bakan. diye gayet nazik bir şekilde ifade ettik.
MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) - Gecede yüzde 7
bin faizi niye söylemiyorsunuz?
ERHAN USTA (Devamla) O, konuyu başka bir yere
getirdi ama niyeti başka bir şeyse o tartışmayı da
yaparız.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Bitti herhâlde.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi Yönetim
Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik Kurumlarına ve
Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar
Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye Bakanlığı 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç
konuşacak.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekillerimiz; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ve
bağlı kuruluşlarının 2016 bütçesini sunmak üzere
huzurlarınızda bulunuyorum. Bakanlığımız
adına söz alan ve faaliyetlerimizle ilgili olumlu ve olumsuz görüşlerini,
eleştirilerini dile getiren tüm milletvekillerimize teşekkür
ediyorum.
Dünya ülkeleri arasında genç nüfusa sahip olma
açısından ön sıralarda yer alan Türkiye'mizde gençlerimizin
ekonomik ve sosyal hayatta ve karar alma mekanizmalarında rollerini
genişletmek, gençlerimize daha kaliteli hizmet sunmak, sporun geniş
kitlelerce bir yaşam biçimi olarak benimsenmesini sağlamak,
farklı spor dallarını yaygınlaştırmak ve
uluslararası yarışmalarda başarılı olacak
sporcular yetiştirmek temel amaçlarımızdandır.
Gençlerimizin sağlıklı, üstün
ahlaklı ve millî ve manevi değerlerine sahip çıkacak bireyler
olarak yetiştirilmesi, üzerinde önemle durduğumuz konulardan
birisidir. Hassasiyetimizin en üst düzeyde olduğu bir başka konu ise
gençlerimizin zararlı alışkanlıklardan korunmasına
yönelik gerekli tedbirlerin alınması ve bunun için de her türlü
imkânın harekete geçirilmesidir. Gençlerimizin ekonomik ve sosyal hayata
aktif olarak katılmaları, ülkemizin geleceğine her açıdan
olumlu kazanımlar sağlayacaktır. Biliyoruz ki, ancak bu hedefle
yetiştirilen bugünün gençleri geleceğin Türkiye'sinde
kalkınmanın lokomotifi olacaklardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığımız ve bağlı kurum ve
kuruluşlarımızla birlikte Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğanın huzur ve himayelerinde hedeflenen,
Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlunun hassasiyetle
üzerinde durdukları gençliğimize ve ülke sporumuzun gelişimine
yönelik projeleri gerçekleştirmeye devam etmekteyiz. Gerçekleştireceğimiz
bu çalışmalar doğrultusunda gençlerimizin talep ve
ihtiyaçlarını dikkate alarak gençliğe yönelik hizmetlerin
kapsamını genişletmekte ve niteliğini yükseltmekteyiz.
Uluslararası düzeyde başarılı
sporcular yetiştirmek için gerekli altyapı ve üstyapının
geliştirilmesi çalışmalarını gerçekleştirmekteyiz.
Gençlerimizin eğitimlerine katkı sağlayacak
çalışmaların yanı sıra eğitimlerinin bitiminde
çalışma hayatında da onlara yol gösterici olacak projeler
yapmaktayız. Bu kapsamda gençlerin mesleki bilgi ve beceri düzeyinin
artırılması, kendi niteliklerine uygun işlere
yönlendirilmesi ve girişimciliklerinin geliştirilmesi
çalışmalarına önem vermekteyiz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyemiz pek çok alanda olduğu gibi etik ve insani
değerler açısından da zengin bir tarihe ve kültürel mirasa sahiptir.
Sahip olduğumuz bu eşsiz kültürün dezenformasyona
uğramaması, gelecek nesillere aktarılması, dünyada
yaşanan hızlı değişim ve dönüşüm süreciyle ortaya
çıkan değerler karmaşası, ahlaki, insani ve manevi
değerlerde meydana gelen aşınmalardan etkilenmemesi
amacıyla gençlerimize yönelik ahlaki, insani ve manevi değerlerin
arttırılması ve benimsetilmesine yönelik politikaların
üretilmesi ve uygulanması da çalışma
programlarımızın arasındadır. 2014-2018 dönemini
kapsayan Onuncu Kalkınma Planı milletimizi daha da yüksek bir refah
seviyesine ulaştırma yolunda önemli bir kilometre taşı
olacaktır.
Tabii ki, buradaki görüşmeler esnasında
dile getirilen birçok konuya da konuşmamın içerisinde cevap vermeye
çalışacağım ve aynı şekilde, dile getirilen
bazı konuların da düzeltmesini yapmaya gayret edeceğim.
Öncelikle, Sayın Saffet Sancaklı spor
hayatı içerisinde ve futbolculuk döneminde gerçekten bizim de severek
takip ettiğimiz, saygı duyduğumuz bir
arkadaşımız. Kürsüden biraz evvel Türkiyenin şu anda FIFA
sıralamasında 53üncü olduğunu dile getirdiniz.
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) 2015te Sayın
Bakanım.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Şu anda 20nci sıradayız elhamdülillah, daha
da iyiye gideceğiz inşallah. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) İnşallah.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Şu anda, Bakanlığımız merkez
teşkilatı için 221 milyon 497 bin lira, Spor Genel Müdürlüğü
için 1 milyar 131 milyon 912 bin lira ve Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu
Genel Müdürlüğü için 9 milyar 377 milyon 831 bin lira bütçe
öngörülmektedir.
Bakanlığımızca gençlik
alanında gerçekleştireceğimiz projelerin başında
gençlik merkezlerimiz gelmektedir. 2002 yılında sadece belli illerde
ve spor tesislerinin içerisinde küçük odalarda gençlik merkezi adı
altında gençlerimize hizmet sunmaya çalışırken 2016
yılında 81 ilde ve birçok ilçemizde tam teşekküllü olarak
hizmete sunduğumuz gençlik merkezlerimizin sayısı 215e
ulaşmıştır. İnşaatı devam etmekte olan
gençlik merkezlerinin de faaliyete geçmesiyle 2016 yılı sonunda
hedefimiz 366 gençlik merkezini faaliyete sokmaktır ve gençlik
merkezlerimizin üye sayısı şu an itibarıyla 1 milyon 500
bin civarındadır. Bu, gerçekten ciddi anlamda, gençliğimizin
kendisini geliştirebilmesi için onlara sunulan imkânları en iyi
şekilde kullanmaya çalıştığının en güzel
göstergesidir.
Tabii ki gençlik merkezlerimizde birçok farklı
kursun, birçok farklı eğitimin yapıldığı
hepinizin malumudur. Bu çerçevede, değerler eğitimi, inovasyon ve
girişimcilik eğitimi, Türk edebiyatı, yakın tarih,
sosyoloji, kişisel gelişim, rehberlik ve psikolojik destek, hitabet
ve diksiyon, kariyer planlama, liderlik ve motivasyon alanlarında, toplam
516 bin gencimize eğitim verilmiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Ayrıca, güncel okumalar ve yazar
buluşmalı kariyer sohbetleri, yakın tarih okumaları,
gönüllülük çalışmaları ve öğrenci kulüp faaliyetleri
programlarından da 302 bin gencimiz faydalanmıştır.
Gençliğimize yönelik gerçekleştirilen ve
üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir diğer projemiz ise gençlik
kamplarımızdır. Gençlerimizin çeşitli eğitim, sosyal,
kültürel ve sportif faaliyetlerle donatılmış nesiller
olması için, toplam 27 kamp tesisimizde, gençlerimize kendilerini
geliştirme ve birbirleriyle kaynaşma imkânı sunulmuştur.
2015 yılında gençlik kamplarımızdan faydalanan Türkiye'deki
tüm gençlerimizin sayısı 60 bindir. Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığıyla imzalanan protokol çerçevesinde, 1.900 dezavantajlı
gencimizin de kamplarımızdan faydalanmasını sağladık.
Proje destekleri çerçevesinde, özellikle madde
bağımlılığıyla mücadele konusunda, biliyorum,
hepimizin, tüm milletvekillerimizin bu anlamda büyük hassasiyeti var, çünkü
gençlerimizin bağımlılıkla mücadele konusunda desteklenmesi
gerekiyor. Bu anlamda 110 projeye destek sağladık ve toplam, üç
yıl içerisinde 1.356 projeye destek sağlayarak, 128 milyon 920 bin
lira maddi destek sağlamış olduk, bu sadece gençlik
çalışmalarıyla alakalı olarak.
Tabii ki gençliğimizin kendini
geliştirmesi ve tarihî değerlerini de hatırlaması,
geçmişini bilerek geleceğe yürümesi için özellikle
yaptığımız programlar çerçevesinde Sarıkamış
Şehitlerini Anma Programı bulunmaktadır ki her yıl
gerçekleştirilmektedir. 2015 yılında, yüzüncü yılında
Sarıkamış Şehitlerini Anma Programında 100 bini
aşkın gencimizle bu programımızı gerçekleştirdik.
Bu yıl, 2016 yılı 3 Ocak tarihinde
tüm illerimizde, yani Türkiye'nin her bir ilinde gençlik merkezlerimizde,
yurtlarımızdaki ve tüm vatandaşlarımızın
katılabileceği açık programlarla, Türkiye'nin genelinde,
Sarıkamışı anma programları yaptık ki biliyorum,
bu programlara birçok siyasi partinin milletvekilleri de katıldılar
ve birçok arkadaşımız da gelip bize burada yapmış
olduğumuz programlardan dolayı teşekkür etti.
Tabii ki 57. Piyade Alay şehitlerimizi anma
yürüyüşlerimiz ve bunun çerçevesinde, aynı zamanda,
gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Liderlik Becerileri Kampı
ve ülkemize farklı ülkelerden gelmiş olup yurtlarımızda barınan
ve aynı zamanda ülkemizde eğitim gören -illa yurtlarımızda
barınması da gerekli değil- gençlerimizle beraber bu
çalışmaları yapıyoruz. 56 iş adamı, sanatçı,
bilim insanı, tecrübeleriyle 18 bin gencimizle buluştu.
Tabii ki bu çalışmaları yaparken
özellikle ve özellikle şunun altını çizmek istiyorum: Bütün
gençlik merkezlerimizde, Kredi ve Yurtlar Kurumunda yapılan tüm
faaliyetler gönüllük esasına göredir, hiç kimse zorla katılmak
durumda değildir. Ancak, şunu görmekteyiz: Genç kardeşlerimiz
katılmış oldukları programlardan memnuniyetlerini dile
getirerek, bizlere program sayısının artırılması
konusunda özellikle talepte bulunmaktadırlar. Biz bu
çalışmaları artırarak bunu inşallah
geliştireceğiz.
Tabii birçok konu var ama aynı zamanda, cevap
vermek istediğim de birçok konu olduğu için, konuşma metnimizin
dışına çıkarak bazı konulara da cevap vereceğim.
Spor alanında yaptığımız
çalışmaları değerlendirecek olursak: Bakın,
değerli arkadaşlar, gerçekten Türkiyede çok büyük
çalışmaların ve çok büyük atılımların yaşandığı
bir dönemden geçiyoruz. Evet, burada dile getirildi, sadece tesis yapmak tabii
ki yeterli değil ama eğer spor tesisiniz olmazsa, spor tesisi
altyapınız olmazsa o zaman hayata geçireceğiniz hamleleri yapma
imkânınız olmaz. Bundan dolayı, her zaman dile getirdiğimiz
gibi tabii ki sadece tesis yapmak yetmez ama o tesisleri yapmazsanız
içerisinde kendini geliştirecek sporcular bulamazsınız.
Dolayısıyla, bu anlamda 2002 yılına kadar Türkiyede hayata
geçirilmiş olan, inşa edilmiş olan tesislerin sayısı
1.570 civarıdır. 2002den bu yana inşa edilmiş olan spor
tesisi sayısı -ki bunun içerisinde irili ufaklı birçok tesis
mevcut- 1.780 civarıdır. Sadece son yıl içerisinde mahalle
tipi olarak tabir ettiğimiz
Ki burada birçok milletvekilimizin seçim
bölgesinde ki bunun içerisinde muhalefet milletvekilleri, iktidar
milletvekilleri hep var, hiçbir ayrım yapmaksızın
Çünkü
gençliğimize yapacağımız hizmet ve gençlerimizin,
çocuklarımızın kullanacakları sosyal alanların
geliştirilmesi, bizim geleceğe olan yürüyüşümüzü
geliştireceğinden dolayı 809 adet, mahalle tipi olarak tabir
ettiğimiz halı saha, basketbol sahası, voleybol sahası
inşa ettik ve bunu sadece bir yıl gibi kısa bir sürede
başardık.
Tabii ki 27 adet sporcu fabrikasını da
2016 yılı içerisinde hayata geçirmiş olacağız
inşallah, 5 tanesi şu anda faaliyette.
Tabii ki dile getirilen birtakım rakamlar oldu.
O rakamlarla ilgili olarak ben de bazı rakamlar paylaşmak istiyorum.
2002 yılında 278 bin lisanslı sporcumuz varken 2016
yılı şubat ayı itibarıyla 5 milyon 995 bin
lisanslı sporcumuz var. Bu yeterli midir? Bu konuda Saffet Beye
kesinlikle katılıyorum, 78 milyon nüfusu olan Türkiyemizin çok daha
fazla lisanslı sporcuya ihtiyacı vardır ve işte bizim
yaptığımız bu altyapı yatırımları ve aynı
zamanda antrenörlere yönelik yaptığımız eğitim
çalışmaları da bunun artırılması için
yapılmaktadır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Yine, 2002 yılında 18.674 olan antrenör
sayısı, 2016 yılı şubat ayı itibarıyla 207
bine yükselmiştir ve bunların artarak devam etmesi, uluslararası
tecrübeleri haiz antrenörlerimizin daha da fazla Türkiyemizde görev
yapması gerektiğine inanıyoruz.
Tabii ki madalya sayılarıyla ilgili,
Sayın Erdoğan Toprakın birtakım eleştirileri oldu.
Ancak, şunu söylememiz gerekir ki madalya istatistikleri AK PARTİ
iktidarından önce de 2000 yılından bu yana olimpiyat
oyunları, dünya, Avrupa şampiyonaları, Akdeniz Oyunları,
Balkan şampiyonaları ve uluslararası turnuvalar olmak üzere
tasnif edilmektedir. Ve bu tasnifleri yaparken Universiade, EYOF, Avrupa
Oyunları gibi önemli organizasyonlar da bunun içerisine daha sonra
eklenmiştir. Bu eklenmeyle beraber verdiğimiz rakamdaki, evet, toplam
madalya sayımız 2015te 5.178 olmuştur ve şunu da
söyleyebilirim ki bu madalyaların tabii ki artması gerekmektedir ve
bu artması gerekmesi için de biz elimizden gelen her türlü
çalışmayı yapmaktayız.
Yine, burada, millî
takımlarımızın, farklı branşlardaki millî
takımlarımızın uluslararası birtakım
müsabakalarda ve aynı zamanda olimpiyatlardaki katılımı ve
başarı noktasında ortaya koydukları çalışmalarla
ilgili eleştiriler oldu.
Bakın, özellikle bir şeyi hatırlatmak
istiyorum: AK PARTİ iktidarı döneminde yaşanan, bir ilktir.
Takım sporlarında kota alan Kadın Millî Basketbol
Takımımızın, yani Potanın Perilerinin 2012 Londra
Olimpiyatlarına gitmesi AK PARTİ dönemlerinde gerçekleşmiştir
ve takım sporlarında bir ilktir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bununla
mutlu olun, bununla mutlu olun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) - Şu anda da Kadın Basketbol Millî
Takımımız 2016 Rio Olimpiyatlarına gidebilmek için kota
müsabakalarına ve çalışmalarına devam etmektedir.
Aynı şekilde, 12 Dev Adam olarak
adlandırılan ve Erkek Basketbol Millî Takımımızın
oluşturduğu kardeşlerimiz de yine AK PARTİ döneminde, 2010
yılında ilk kez dünya 2ncisi olmuştur ve İstanbulda
olmuştur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, şu anda da yine, Erkek Basketbol Millî
Takımımız, yani 12 Dev Adam Filipinlerde yapılacak olan
olimpiyat kota müsabakalarını müteakip, ümit ediyoruz ki, Rio
Olimpiyatlarına da katılacaktır.
Bu çalışmalarla beraber, doping konusunda
birtakım konular dile getirildi. Bakın, şunu baştan
söylemek istiyorum, geçen seneki bütçe konuşmamda dile getirdim: Dopinge
karşı bizim hiçbir toleransımız yoktur. Sıfır
tolerans noktasındaki duruşumuz sonuna kadar devam edecektir ve
inanıyorum ki, spordan gelmiş olan, spor kökenli
arkadaşlarımızın da bu konuda bize verecekleri destek çok
önemlidir. Ama şunu söylemek istiyorum: 2014 yılında WADA
Başkanı Sayın Craig Reedienin, yine, İstanbulda
yapılan bir toplantıda, WADA tarafından düzenlenen
toplantıda, sporcuların sağlıyla alakalı olarak
geleceğe yönelik yapılacak çalışmalar içerisinde ülkemizin
ortaya koymuş olduğu çabaları aynen şu kelimelerle
övmüştür ve demiştir ki: Türkiye doğru yolda. Ve, aynı
zamanda
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Doping
için ne dedi Sayın Bakan, doping için? Bir de onu anlatın.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) - Lütfen dinleyin, lütfen dinleyin.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Dopinge
de gelin.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) - Lütfen dinleyin. Bütün her şeyimiz şeffaftır
ve açıktır. İnternet sitesine girersiniz, bakarsınız.
Şu anda, Türkiyede meydana gelen birtakım
olumsuzluklara rağmen, dopingle çok ciddi bir mücadele yaparak dünya
standartlarını yakalamış durumdayız ve dünya
standartlarını yakalamış olarak da bunun altına
düşmüş durumdayız. Bu bir gerçektir, rakamsal gerçektir. Bu,
hiçbir şekilde, kimse tarafından inkâr edilemez. Geçmişte
sıkıntılarımız oldu mu? Evet, oldu. Bununla
alakalı olarak atmamız gereken adımlar var da atıyor muyuz?
Atıyoruz. Atmaya devam edeceğiz mi? Edeceğiz. Önemli olan, bunun
arkasında sağlam bir iradeyle durmaktır ve şu anda biz onu
ortaya koyuyoruz.
Yine, federasyonların, spor
federasyonlarımızın başkanlarıyla ilgili birtakım
eleştiriler oldu fakat şunu hatırlatmak isterim: Şu anda
Basketbol Federasyonumuzun Başkanı eski bir millî basketbolcudur,
yine Voleybol Federasyonumuzun Başkanı eski bir millî voleybolcudur.
(MHP sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Konuşmayı
hepten değiştirip Saffet Beye cevaba dönüştürdünüz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Dolayısıyla, hentbolda aynı şekilde,
millî atletlerimiz Atletizm Federasyonunda aynı şekilde, yüzmede
aynı şekilde, jimnastikte aynı şekilde... Bunlar tabii ki
güzel şeyler ve artması gereken şeyler. Ben bu noktada bunun
olmaması gerektiği değil, daha da fazla olması
gerektiği konusunda hemfikirim ama salt, sadece eleştirmek için
öyledir veya böyledir demeyelim, beraberce bunu geliştirmek için birtakım
çabalarımızı ortaya koyalım.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Evet, Saffeti
başkan istiyoruz.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) İnşallah, ümit ediyorum ki 2016 Rio
Olimpiyatlarında birçok kardeşimiz, Taha, Rıza, Selçuk -ümit
ederim İlkay kotasını alır ve ilk kez olimpiyatlara
katılma başarısını gösterir- Servet, Nur; hepsi büyük
başarılar elde ederler ve örneğin Nur Tatar kardeşimizin
-biraz sonra göstereceğim resimlerde- kendisi adına Vanda
açılmış olan 5 bin kişilik spor salonunda, ümit ediyorum ki
olimpiyat madalyasını sergileme şansı olur. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Tabii ki bu çalışmaları gündeme
getirdikten sonra, süremin de azlığını göz önünde
bulundurarak, Sayın Onursal Adıgüzelin özellikle Kredi ve Yurtlar
Kurumuyla alakalı olarak yaptığı konuşmasında
gündeme getirdiği bazı konulara cevap vermek istiyorum.
Bakın, rakamlar yalan söylemez: Başvuru
sayısı 389 bin, yerleştirilen öğrenci sayısı 277
bin yani yüzde 71 karşılama oranı. Yeterli midir? Değildir
ama 2002de 185 bin olan kapasitenin bugün itibarıyla 462 binin üzerinde
olduğunu düşünürsek çok büyük bir yol katetmiş durumdayız.
Aynı zamanda, aynı şekilde
öğrencilerimize yaptığımız yardımlar, evet, kredi
ve burslar
İktidarımız döneminde sürekli artarak devam eden kredi
ve burslarımız şu anda 400 liraya ulaşmış
durumda. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu, şu
anda öğrencilerimize iktidarımız tarafından verilmiş
olan destektir. Bu gençliğimize verebileceğimiz en büyük desteklerden
birisidir ve hepsinin bunu da en iyi şekilde kullanmasını ümit
ediyoruz.
Yine, barınma yardımı
11 lira,
barınırken beslenme yardımı. Bakın, Sayın
Adıgüzel, bu beslenme katkısıdır,
yardımıdır, bu birincisi. Bu, aylık 11 lira olarak
yapılırken şu anda aylık 270 liradır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu, matematiksel bir gerçektir.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Enflasyonu reel
olarak ver.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Aynı şekilde, Kredi ve Yurtlar Kurumumuzda
yapılan faaliyetler çerçevesindeki tüm faaliyetlerimiz gönüllülük
esasınadır ve genç bir siyasetçi olarak iki konuda gerçekten, dile
getirmiş olduğunuz sözlerden üzüldüm.
Birincisi: Bakın, biz, hepimiz siyaset
yapıyoruz, evet, hepimiz siyasi arenadayız. Ancak ailelerimiz bu
siyasi konuşmalar içerisinde, siyasi eleştiriler içerisinde
kullanılmaması gereken birer özelliğimizdir, mahremiyetimizdir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Benim
çocuklarımın nasıl bir maddi gelirle veya hangi parayla
geçinecekleri
Bunu buraya getirmek doğru bir şey değildir.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Burada öyle bir
şey var mı ya? Böyle bir şey yok, haksızlık ediyorsun!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) O zaman buraya çıkar, onun açıklamasını
da yapar.
Ayrıca, Tuncelide öğrenci yurtları
sayısı, sizin dile getirdiğiniz gibi 400 civarı
değildir, 2 binin üzerindedir. Bu da Tuncelideki öğrenci
yurtlarımızdan birinin resmidir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Yine, ülkemizde birçok spor tesis
yapılmışken bazılarınınsa bölücüler
tarafından, bölücü terör örgütü tarafından yakılması
Bakın, Kars Sarıkamış, kayak tesisi; bu, eylül
ayındaki hâli, ocak ayındaki hâli. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu kadar hızlı bir
şekilde de kendine getiriyoruz. Vandaki Nur Tatar Spor Salonu
Bunlar
sadece bazı örnekler.
Diğer bir konu: Biz burada siyaset yaparken
ülkemizin farklı alanlarından gelen
(CHP sıralarından
gürültüler)
Biraz dinleyin ya, biraz dinleyin!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Hayır ama
sen ayıp ediyorsun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Cevap verecektir buraya gelip.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Cevap verelim
tabii ki.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi
tamamlar mısınız, süreniz geçiyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Ülkemizde siyaset yaparken özellikle
ayrıştırıcı bir dil değil, birleştirici bir
dil kullanmak zorundayız.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Tam senin
yaptığın işte Çağatay(!)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Çünkü, bakın, buraya gelip ocu bucu olarak
adlandırdığınız
Yurtlarda nasıl ders veriyor?,
gerici gibi birtakım kelimeler kullanıyorsunuz. Bu, genç bir
siyasetçi için doğru bir şey değil. Biz birleştirici
olacağız, birlikte yapacağız bu işleri ve bir araya
getireceğiz. Ben bu anlamda
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) O zaman biz de yurtlara adam gönderip konferans
verdirelim böyle bir şey varsa. Türkiyede kaç aydın konferans
vermiş yurtlarda?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
GENÇLİK
VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Devamla) Aykut Bey
Aykut Bey,
lütfen
Bakın
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, Bakan cevap versin,
Türkiyede laik, demokrat aydınlar yurtlarda konferans verebiliyor mu?
Kimi kandırıyorsunuz, rica ederim ya?
GENÇLİK
VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Devamla) Dolayısıyla,
2016 yılı bütçemizin hayırlara vesile olmasını temenni
ediyorum. Hepinize katkılarınız için teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
ONURSAL
ADIGÜZEL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sizi dinliyorum Sayın Adıgüzel.
ONURSAL
ADIGÜZEL (İstanbul) İsmimin geçtiği bir sataşma
vardı, mümkünse cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN
Sizin isminiz geçti ama sizin söylediğiniz şeyleri tekrar etti ve
size cevap verdi.
ONURSAL
ADIGÜZEL (İstanbul) Çarpıtarak
BAŞKAN
- Şahsınızla ilgili hiçbir sataşma yok.
ONURSAL
ADIGÜZEL (İstanbul) Söylemediğim şeyler söylendi ve ben genç
bir siyasetçiyim, Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Tutanaklara bakalım Başkan,
tutanaklara!
BAŞKAN
Peki, hadi, gelin, iki dakika
Genç
siyasetçileri kırmıyoruz, şimdi Gençlik ve Spor
Bakanlığını konuşuyoruz ya o yüzden.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
18.- İstanbul Milletvekili Onursal
Adıgüzelin, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıçın 118 sıra sayılı 2016 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ONURSAL
ADIGÜZEL (İstanbul) Sayın Bakanımız doğru bir
şey söyledi. Ben Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kollarından gelen
genç bir siyasetçiyim ve Cumhuriyet Halk Partili üyeler bana ön seçimde 20 bin
oy verdi ve bugün sizin yanınızdayım, burada
karşınızdayım; öncelikle bunu söyleyeyim.
Hiçbir
gazetenin önüne gidip de camları tekmeledim. Her zaman mağdurun,
garibanın, demokrasiye karşı olanların
karşısında durup diğerlerinin yanında durdum. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Diğer
taraftan, benim Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında
aldığım terbiye kimsenin ailesine söz söylemeye izin vermez.
FUAT
KÖKTAŞ (Samsun) Sen şu kursların rakamını bir söyle
bakalım!
ONURSAL
ADIGÜZEL (Devamla) Şimdi söyleyeceğim.
BAŞKAN
Genel Kurula hitap eder misiniz Sayın Adıgüzel.
ONURSAL
ADIGÜZEL (Devamla) Sayın Bakan, sizin çocuklarınızın
yurtlarla çok işi olmadığı için bilmezsiniz, ben şimdi
söyleyeceğim. 2002de 185 bin kişiye yurt buluyorduk ama o gün 1
milyon 200 bin öğrenci vardı, bugün 6 milyondan fazla öğrenci
var, 4 bin kapasiteli yurt var. Ben dedim ki: İstanbuldaki
öğrencilerin -tutanak kayıtlarına göre, sizin Plan ve Bütçe
Komisyonundaki tutanak kayıtlarına göre- yüzde 54üne yurt
sağlayabildik. diyen Sayın Bakanımız. Ben onun
söylediklerini sadece dile getirdim. (CHP sıralarından
alkışlar)
Ben,
AKP iktidarında öğrencilik yaptım, 2004te öğrenciydim,
2002de üniversite kazanmıştım. Şunu gözden
kaçırıyorsunuz: O günlerde ben üniversiteye geldiğimde AKBİL 20
liraydı, bugün öğrenciler 80 liraya AKBİL alıyorlar.
Bir de,
yaptığınız zamların reel anlamda öğrencilerin
cebine ne fayda sağladığına bakın. Bu ülkede
inşaatlarda çalışıp harçlığını
çıkarmaya çalışan öğrenciler var ve ne yazık ki bunlar
iş kazalarıyla ölüyor, bunları görmezden gelmeyin. Sadece sizin
çocuklarınız gibi bir eli yağda bir eli balda okuyan
öğrenciler yok.(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya)
- CHP döneminde Biz para bulamıyoruz. diye okula gidemiyorlardı.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) -
Köylerden büyük şehirlere gelmiş öğrenciler var, onu gözden
kaçırmayın.
BAŞKAN Sayın
Konuşmacı, çocukları karıştırmayalım,
lütfen.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla)
Teşekkür ederim.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) -
Her çıktığında sıkıntı yaratıyorsun ya.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan
BAŞKAN
Çocuklarımızı, lütfen, rica ediyorum, bu kürsüde örneklemeyelim,
rica ediyorum.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Başkan, ne söyledi, ne söyledi Allah
aşkına? Ne söyledi?(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Siz de oradan
bana bağırmayın. Size de verecek cevabım var.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) - Biz mi ayakkabı kutularını doldurduk? Ne desek
bir şey diyorsunuz ya.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) - Her şeyi kişiselleştirme.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Eleştiri de mi yapmayacağız?
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Sayın Bakan biraz önceki konuşmasında yanlış bilgi
verdiğimi söyledi, 69a göre söz talep ediyorum.
BAŞKAN Peki, buyurun
Sayın Sancaklı.
İki dakika size söz
vereceğim.
Sayın Bakana da sonra
söz vereceğim.
19.- Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıçın 118 sıra sayılı 2016 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra sayılı 2014 Yılı
Kesin Hesap Kanunu Tasarısının dokuzuncu tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli)
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Bakanımız bu sıralamayla ilgili yanlış bilgi
verdiğimi söyledi. Ben futbol hayatımda çok yanlış pas
atmış olabilirim ama yanlış bilgi vermem, o konuda merak
etmeyin. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Demin söyleyemediğim
-Gençlik ve Spor Müdürümüz de burada- sizden önceki bakanın
yapmış olduğu bir yanlış uygulamayı da buradan
size söyleyeyim: Gençlik ve spor müdürlüklerindeki personellerde il ve ilçe
müdürleri tecrübeli, yetişmiş kadrolar olmasına rağmen
kızağa çekildi, uzman kadrosu adı altında atıl
vaziyetteler. Hep bu ahbap çavuş ilişkisini söylerken, biraz evvel
yetiştiremedim, daha on gün önce sayın bir vekilimizin kardeşi
-polis kendisi- ilçe müdürlüğüne atandı. Daha sonra da basında
yer alınca geri almak zorunda kaldı. Biraz önce Lütfen
yardımcı olun, hep beraber sporcu arkadaşlarla
çalışalım. dediniz, Sayın Bakan çok memnun oldum.
Harun Erdenay konusunda da
destekliyorum. Bunu söyledim ben zaten Federasyonların
başkanlıklarına ehil insanlar gelsin. diye.
Ben, evet, şu anda MHP
milletvekiliyim, bununla da onur ve gurur duyuyorum, bunu da her yerde
söylüyorum. Ben eski bir millî sporcuyum ama tahmin ediyorum millî futbolcu yok
aramızda. Benim bilgim, tecrübem, ehliyetim yeterlidir. Eğer samimi
yardım isterseniz, davet ederseniz memnuniyetle geliriz çünkü Milliyetçi
Hareket Partisi Sayın Genel Başkanı Devlet Bahçelinin
söylediği gibi her zaman aynı şeyi söylüyoruz biz: Önce ülkem
ve milletim, sonra partim ve ben. Bu ülkenin hayrına bir şey varsa
ben hazırım Sayın Bakanım.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın İnceöz, siz vaz
mı geçtiniz?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, biraz evvel genç milletvekilimiz konuşurken özellikle
söyledi, işte Şöyle geldim, böyle geldim. diye ama
Kayıtlara
girmesi açısından benim naçizane bir tavsiyem olacak. Böyle,
kişiler üzerinden siyaset yaparak, birilerinin üzerine basarak yükselmeyi
hedeflemesin. Tarzının çok yanlış olduğunu özellikle
belirtmek istiyorum. Burada olan ve olmayan -ve bütün ön yargılarla-
milletvekili arkadaşlarımızın çocuklarına Bir eliniz
yağda, bir eliniz balda. demek, bu tarafa bakıp başka türlü
açıklamalar yapmak; bunlar hoş değil.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Rabbim ona da çocuk nasip etsin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Siyaseti bu
şekilde kişiselleştirmek yerine politikalar üzerinden
eleştirmek çok daha yerinde olurdu.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bakan, buyurun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Sayın Adıgüzel, ismimi anarak
BAŞKAN Mikrofonunuzu açar
mısınız.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Eğer müsaade ederseniz sataşmadan dolayı
kürsüden cevap vermek isterim.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İki dakika
20.- Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıçın, İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Biraz evvel benim söylediklerime cevap vermek için
Sayın Adıgüzel kürsüye geldi ve işte benim de tam söylemeye
çalıştığım konuyu tekrarladı. Çünkü
çocuklarımızın bir eli yağda, bir eli baldaki gibi bir
örneklemeyle yine ailelerimiz üzerinden bir örnek verdi. İşte, bunu
yapmayalım diyorum, bu bir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) İşte
öğrenecek, öğrenecek ama
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Hocam
yanlış bir şey dedi Sayın Bakanım, olabilir. Allah
bütün çocuklarımıza versin.
VELİ AĞBABA (Malatya) Niye üzerinize
alınıyorsunuz?
BAŞKAN Laf atmayın lütfen.
Sayın Bakanım, buyurun.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Şimdi, ikincisi, sizin dile getirmiş olduğunuz
6 milyon rakamı açık öğretimde de öğrenim gören tüm
öğrencilerin hep beraber kapsandığıdır, örgün
öğretim 3 milyon 200 bindir. Bu hesaba göre
baktığınızda, şu anda 7ye 1dir.
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Hayır, örgün
öğretim yüzde 54üdür tabii ki.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Bu da ayrıca dile getirilmesi gereken bir konudur.
Dolayısıyla, lütfen bu rakamları doğru şey
yapalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Bakanım, burs
miktarlarına bir şey söylemedin.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Ve şunu da söylüyorum
VELİ AĞBABA (Malatya) Niye bu kadar
alındınız ya!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Devamla) Bakın, öğrenci kardeşlerimiz için, gençlerimiz
için, çocuklarımız için yapacağımız her
yatırım helal olsun ve her yatırımı yapmaya biz devam
edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Saffet Beyle de her zaman bir arada
çalışmak için tabii ki kapımız sonuna kadar açık,
bunda hiçbir şüpheniz olmasın. Bizim amacımız ülkemizi,
milletimizi, gençlerimizi ve çocuklarımızı geleceğe en iyi
şekilde taşımaktır. Tabii ki eleştirilerimiz olacak,
birbirimize karşı eleştiriler getireceğiz ama dediğim
gibi, bu eleştirileri yaparken kendi içimizde, birbirimize karşı
nezaket ve üslubumuzu koruyarak, muhafaza ederek bunu yapmamız gerekiyor
ki geleceğe yönelik olarak bu çalışmalarımızı
gerçekleştirelim.
2002 yılından itibaren Türkiyemizde büyük
işler başarmış olan AK PARTİ iktidarları, kurucu
Genel Başkanımız ve seçilmiş ilk
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
ortaya koymuş olduğu çalışmalar doğrultusunda, bugün
de Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın
Ahmet Davutoğlunun Başbakanlığında yoluna devam
etmektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Milletimiz 1 Kasım seçimleri sonucunda sözünü
söylemiştir. Biz görevimizin başındayız, görevimizin bilincindeyiz,
hep beraber ülkemize hizmet etmek için buradayız.
Teşekkür ediyorum, iyi günler diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Baluken
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) İç
Tüzük 60a göre söz talebim var.
BAŞKAN Peki, buyurun, iki dakika
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
18.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Cumhurbaşkanının üçüncü köprü açılış
töreninde sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, burada Ekonomi ve Maliye
Bakanlıklarının bütçesini görüşüyoruz. Çalışma
alanını ve emek alanını da yakından ilgilendiren bir
tartışma, çalışma. Ancak, buradaki rakamlardan çok AKPnin
emek alanına genel bakışını ortaya koyan son derece
vahim bir tablo yaşandı bugün. Cumhurbaşkanı Erdoğan
ve Başbakan Davutoğlu bugün üçüncü köprünün açılış
törenine katıldılar ve orada çalışan işçilerin,
emekçilerin ikramiye talebiyle ilgili, deyim yerindeyse medya önünde şov
yaptılar. İşçilerin ve emekçilerin ikramiye talepleri için
Cumhurbaşkanı Erdoğan oradaki patrona, işverene, sermaye
sahibine Ramazandan önce verin de sadakadan sayın, zekâttan sayın.
anlamına gelecek cümleler kullandı.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) Hiç
öyle bir şey demedi.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bunu
kabul edilemez buluyoruz.
ORHAN KIRCALI (Samsun) Yorumlama, yorumlama,
yorumlamadan! Kendine göre yorumlama!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İşçinin ve emekçinin bu ülkede alın terine, emeğine,
hakkına hukukuna
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Artı veriyor
ona, artı. Haddinin üzerinde veriyor, Alacağının üzerine
ilave et. diyor.
ALİM TUNÇ (Uşak ) Sen
anlayamamışsın!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
sadaka
ya da zekât tanımlaması üzerinden bir yaklaşımı AKP Hükûmetinin
gerçek bütçe planlamasıyla ilgili yaklaşımı üzerinden de
bütün halkımıza göstermek istiyoruz.
Bu ülkedeki işçilerin, emekçilerin sadakaya,
zekâta ihtiyacı yoktur; alın terinin, emeğinin
karşılığını, hakkını, hukukunu almaya
ihtiyacı vardır. Dünya Çalışma Örgütünün verilerine göre
son on üç yılda, AKP hükûmetleri döneminde emekçilerin millî gelirden
aldığı pay yüzde 43ten yüzde 30a düşmüşken, dünyada
iş cinayetlerinde en çok Türkiyeli emekçiler, işçiler
yaşamını yitirirken, en fazla çalışma saatiyle, en az
ücretle, en örgütsüz kesim olmakla
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
işçilerin, emekçilerin alın teri, emeği, hakkı, hukuku bu
kadar sömürülürken bir de onlara verilecek en küçük bir ücretlendirmede sadaka
üzerinden, zekât üzerinden yapılacak olan bir tanımlamayı asla
kabul etmiyoruz, buradan da şiddetle kınıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel, nedir talebiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yerimden, İç Tüzükün
60ıncı maddesinin verdiği hakka dayanarak, aynen Sayın
Balukenin ve diğer grup başkan vekillerinin yaptığı
gibi açıklama yapmak istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun.
19.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Gençlik ve
Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıçın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Bakan doğru bir
şey söylüyor, söylediği şu, diyor ki: Bu işe aileleri,
çocukları, torunları karıştırmayalım. Çok güzel.
Sayın Bakanın Sayın Cumhurbaşkanıyla geçmişte çok
uzun mesaileri ve aralarında bir gönül bağları var. Kendisinden
rica ediyoruz, Sayın Cumhurbaşkanına, grubumuzun üyesi
Sayın Gülsüm Bilgehan Tokerin İsmet Paşanın torunu
olduğunu hatırlatınız lütfen öncelikle.
İkincisi: Sayın Bakanın kendi öz ve
rahmetli dedesi Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekilliği
yapmıştır beş dönem boyunca, onun biyolojik dedesidir,
bizim siyasi dedemizdir. CHPye ve geçmiş CHP zihniyetine kendi grubu,
grubun kurucu genel başkanı ve mevcut genel başkanı
tarafından yöneltilen en ağır, acımasız ve haksız
saldırılar, ister istemez, siyaseten ret de etse biyolojik dedesi
üzerinden kendisini rahatsız ettiği için bu konuda ekstra bir
hassasiyet içindedir. (CHP sıralarından alkışlar) Biz,
çocukların ve torunların bu işe
karışmamasını doğru buluyoruz. Ama, siyasetçilerin de
bir görevi var, çocuklarınızı ve torunlarınızı
ihalelerden, iş takiplerinden ve dolayısıyla, yolsuzluklardan
uzak tutun ki bu kürsünün konusu olmasınlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, yerimden müsaade ederseniz
BAŞKAN Yerinden konuşuldu, siz de yerinizden
iki dakika lütfen Sayın Bakan.
20.- Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıçın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Grup Başkan Vekilinin tabii ki
ailemle ilgili olarak dile getirmiş olduğu rahmetli dedem, evet,
Cumhuriyet Halk Partisinden 5 dönem milletvekilliği
yapmıştır, Samsun Milletvekilidir ve Samsunda da çok büyük bir
hürmetle anılır ve herkes tarafından da kabul edilmiştir.
Siyaseten ret mi dediniz, ben mi yanlış
anladım?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet, evet. Siz reddediyor
olabilirsiniz, biz sahipleniyoruz, bizim siyasi dedemizdir.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Peki.
O zaman, Sayın Özel, bakın, ben, evet,
Adalet ve Kalkınma Partisinde milletvekiliyim ve şu anda Türkiye
Cumhuriyetinin Gençlik ve Spor Bakanıyım.
Cumhurbaşkanımızla uzun seneler yakın mesai yaptım ve bundan
gurur duyuyorum, bu benim için büyük bir şereftir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ama, aynı şekilde rahmetli
büyükbabamın Samsundaki siyasi hayatını her yönüyle sonuna
kadar sahipleniyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, öyle yapın zaten.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Bunda hiçbir şekilde bir soru işareti yoktur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Cumhurbaşkanına
söyleyin de hakaret etmesinler, onu söylüyoruz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bize söyleme,
oraya söyle.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Dolayısıyla, lütfen bu noktada hiçbir şekilde
Siyasi eleştiriler başka şeylerdir, benim dile getirdiğim
çok farklı bir konu, bunu siz de biliyorsunuz. Lütfen burada bu konuyu
noktalayın ve burada bu şeyi kapatmış olalım.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Bakan, bir şey sorabilir
miyim?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Buyurunuz efendim.
BAŞKAN Dedenizi ben de tanımak
şerefine erdim, bir ismini zikredebilir misiniz lütfen.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) İlyas Kılıç.
BAŞKAN Kendisini rahmetle analım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Sağ olun.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı:118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı Dış Denetim Genel
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/34), 2014
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Şimdi Maliye Bakanı
Sayın Naci Ağbal konuşacak.
Yirmi dakika süresi.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Maliye
Bakanlığı ve bağlı kuruluşları bütçeleri
üzerinde söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bilirsiniz meşhur bir fıkra var. Çok iyi
fıkra anlatamam ama bir anlatmayı deneyeyim bakalım,
başarabilecek miyim?
LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT
(Çorum) Siz başarırsınız Sayın Bakanım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Temel bir ekonomik toplantıya gidiyor. Toplantıda Amerikalı,
Avrupalıyla beraber Temel de var. Beraber vergi gelirlerinin
dağılımını konuşuyorlar. Amerikalı diyor ki:
Biz çizgiyi çizeriz, geliri havaya atarız, vergi gelirleri sola
düşerse halka, sağa düşerse devlete kalır. Devlet harcamasını
yapar. Avrupalı diyor ki
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) Bu anlatıldı
bugün Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bu meşhur bir fıkra ya, herkesin bildiği bir fıkra bu.
Avrupalı diyor ki: Biz daire çizeriz, içine
düşen devlete, dışında kalan halka hizmete. Temele
sıra geliyor. Temel diyor ki: Siz çok uğraşıyorsunuz. Biz
vergi gelirlerini havaya atarız, havada kalan halka, yere düşenin
hepsi de devlet harcamalarına. Demin anlatılmıştı,
CHP grubu gülmüştü. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu fıkrada tek anlatmadığım
Bu
fıkrada
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Senin grubun fıkradan
anlamıyorsa ben ne yapayım!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bu fıkrada tek anlatmadığım
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Anlatsan
güleceğiz, onu bile anlatamadın!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Bakan, bütçeyi
de böyle anlatın.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Bakan konuşuyor, lütfen
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bu fıkrada bir eksiklik var. Yani tamam, bir toplantı olmuş,
görüşmeler olmuş ama bu toplantı hangi yıl
yapılmış?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Anlatsan
güleceğiz. Okudun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Söyleyeyim mi? 2002de yapılmış. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Başka bir yıl olabilir mi?
Şimdi, Temel fıkrasından hareketle bakalım gerçekten
2002de mi olmuş bu, 2015te mi olmuş? Bunu test edelim, değil
mi? Bütçe bunun en doğru adresi değil mi? 2002 yılında
toplanan vergi gelirleri 100 lira.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) İyi dinlesinler
Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Havaya atıyoruz. Havaya attığımızda eğer havada
kalan vatandaşa gidiyorsa, kaç lira? Sadece 14 lira. Yani
vatandaşın cebinde sadece 14 lira kalıyor, onun hizmetine
gidiyor. Şu devlet harcaması dediğimiz faize kaç lira gidiyor?
86 lira gidiyor. Bu fıkra 2002de olabilir mi? Kesinlikle 2002de
olmuş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Doğru, aynen öyle.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Peki, gelelim 2015e. 2015te Temel aynı toplantıya Amerikaya
gitseydi -gitmiştir mutlaka canım- ne olurdu? Aynı vergi
gelirleri 100 lira, atıyoruz bunu havaya, tam tamına 88 lirası
halka. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Rıza
Sarrafa
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Dolayısıyla, tam fıkralık bir hayatımız var
2002de. 2015te de halkın bütçesi var. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Cengize mi
gidiyor, Rıza Sarrafa mı gidiyor? Kime gidiyor?
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Siz cumhuriyet tarihinde
ödenen faizlerin tamamını bir yılda ödüyorsunuz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Geçen defa anlattım, arkadaşlarım bana ısrar etti, dediler
ki: Ya, bir daha kürsüye geldiğinde şunu bir daha anlat,
bazıları anlamıyorlar. Onun için, bir daha anlatacağım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Geçen sefer anlatmıştım, şu
2002de meşhur bir bütçe vardı, 119 milyar liralık bir bütçe. Bu
bütçeden ne kadar faize gidiyordu? 51 milyar lirası faize gidiyordu, 51
milyar lirası.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Şimdi kaç lira gidiyor?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Peki, sağlığa ne kadar gidiyordu? 13,5 milyar lira. Eğitime
ne kadar? 11 milyar lira. Yatırıma ne kadar? 7,8 milyar lira.
Topluyorum üçünü.
OKTAY VURAL (İzmir) Topla. Kaç?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Üçünün toplamı 32,6 milyar lira.
OKTAY VURAL (İzmir) Bravo!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Faize kaç gitmişti? 51,7.
Arkadaşlar, Temel fıkrasına uyan
bütçe hangi bütçe? 2002 bütçesi.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Şimdi faizle o
giderleri topla bakayım!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Peki, geliyoruz 2016 bütçesine. 2016 bütçesinde 570 milyar liralık bir
bütçemiz var. 119 milyar liradan 570 milyar liraya
çıkmışız. Peki, bu faize ne kadar gidiyor? 2002de ne
kadardı? 51 milyardı. 2016da herhâlde bu 100-200e çıkmıştır
değil mi deminki hesaba göre? Hayır, sadece 56 milyar lira faize
gidiyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Peki, buna karşılık
KAZIM ARSLAN (Denizli) Peki, halka ne gidiyor
Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Bakın, demin söylemiştim, üçünün toplamı -yatırım,
eğitim ve sağlık- faizin yanına bile
yaklaşamıyordu.
Şimdi geliyorum 2016ya. Yatırım
giderleri 60 milyar lira. Tek başına faiz giderlerinden fazla
mı? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Geliyorum
eğitim giderlerine. Kaç lira? 109 milyar lira. Faize
harcadığımız paranın 2 katı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Sağlık giderleri az
kalır mı? Sağlık giderleri 95 milyar lira. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Arkadaşlar, üçünü topluyorum,
264 milyar lira yapıyor. Faiz ne kadardı? 56 milyar lira. 56 milyar
nerede, 264 milyar lira nerede! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla, bu Temel fıkralarını
anlatırken tarihini anlatmak lazım, tarih verirse ona uygun olur.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Doğru diyorsun,
tarihini anlatmak lazım.
KAZIM ARSLAN (Denizli) Devletin borcu ne oldu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bugün, biliyorsunuz, önemli bir gün arkadaşlar, bugün önemli bir gün.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Halkın
borcu ne kadar? Devletin borcu ne kadar?
KAZIM ARSLAN (Denizli) Devletin borcu ne oldu?
Halkın borcunu söyle!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ne kadar yük
bindiriyorsunuz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bugün önemli bir gün, Yavuz Sultan Selim
Köprüsünde son tabliye atıldı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Boğazın iki yakasını AK PARTİ
iktidarı tekrar bir araya getirdi, hayırlı uğurlu olsun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Peki, söz Boğazdan açılmışken
şöyle Boğazın bir gerisine gidelim, bakalım, ne var?
ERHAN USTA (Samsun) Rant var, rant!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Birinci köprü ne zaman yapılmış? Arkadaşlar, birinci köprü
1973te yapılmış. İkinci köprü ne zaman
yapılmış, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü? Rahmetli Özal
zamanında, 1988 yılında. 88 yılından sonra 2002ye
kadar hiç Boğazı şöyle birbirine
kucaklaştırmışlar mı? Asla. Peki, AK PARTİ ne
yapmış? AK PARTİ
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Kim
iktidardı o zaman Sayın Bakan, kim iktidardı?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) 2016ya
kadar ne yapmış, söyler misin?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, Marmaray Projesi hayırlı olsun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Marmaray Tüp Geçit Projesi
Arkadaşlar, hani demin diyorlardı ya Ya, yapılanlara
teşekkür edilsin. Sonuna kadar teşekkür ediyoruz, Allah yapanlardan
hep razı olsun ama başladığın işi bitireceksin.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bitiremediysen o
iş senin değildir. Başlamış bir Marmaray,
bitirilememiş. Kim bitirmiş onu? AK PARTİ bitirmiş.
Dolayısıyla, Marmaray Projesinden
ALİ ŞEKER (İstanbul) Banliyö
trenlerini daha bitiremediniz, banliyö trenlerini! Halkalı-Sirkeci
çalışmıyor dört senedir!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Marmaray Projesi gerçekten Boğaz açısından son derece önemli bir
proje.
Yine, Avrasya Tüneli, biz yani
AYTUĞ ATICI (Mersin) Maliye Bakanı seçim
konuşması yapmaz Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bakın, 88den bu yana Boğazı birleştiren hiçbir proje yok.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Maliye Bakanına
yakışır bir konuşma yapın!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Biz Yavuz Sultan Selim Projesini bitirmişiz, Marmaray Projesini
bitirmişiz; yetmiş mi? Hayır, yetmemiş.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Hâlâ seçim
konuşması yapıyorsunuz!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Şimdi de diyoruz ki: Avrasya Tüneli Projesini yapacağız.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Kaç para, kaç para?
Tamamı kaç lira?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Nedir Avrasya Tüneli? Dünyada bir ilk, tek geçişte tek tünel hâlindeki
kara yolu ve metro geçişlerini kapsayan, 3 katlı, büyük İstanbul
tüneli; İstanbula, Türkiyeye hayırlı olsun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, dedik ya bir Temel
fıkrası var, hani zaman zaman konuşulur, Ya, mega proje olarak
Türkiyeye ne kattınız kardeşim?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Kanal İstanbul
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Demin arkadaşlara sordum, Ya, arkadaşlar, şu 1990lı
yıllarda yapılan projeler var mı? Bir getirin bakalım.
dedim, liste aldım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Daha geri git, daha geri,
60lara git, 50lere git.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Siz
gelene kadar bir şey yapılmadı bu ülkede, iyi ki siz geldiniz(!)
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Allah yapanlardan razı olsun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Aferin sana(!) Bir de
2015e gel hadi.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Atatürk Barajı 90lı yıllarda tamamlanmış. Sebep
olandan da yapandan da Allah razı olsun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Ama AK PARTİ Hükûmeti dönemlerine
baktığımız zaman, mega proje
ERHAN USTA (Samsun) Hayır ya, siz
yaptınız(!)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Onu da
siz yaptınız(!)
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, AK PARTİ demek mega proje demek, mega proje demek AK
PARTİ demek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu dönemde, Ankara-Konya hızlı tren
projesi, Ankara-Eskişehir hızlı tren projesi,
Ankara-İstanbul hızlı tren projesi
Hızlı tren
projeleri mega projelerdir. Kim yaptı? AK PARTİ yaptı.
Hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bu paralar nereye
harcanıyor? Millete harcanıyor.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Kanal İstanbul
projeniz vardı, ne oldu Kanal İstanbul?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Ya, kaç
gün oldu sen Bakan olalı ya? Yaptığına bak ya! Maliye
Bakanısın ya, paradan haber ver! Ayıp ya!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ulaştırma
Bakanı mı oldun?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Maliye
Bakanısın, Maliye, hatırlatayım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, meşhur bir Bolu Dağı Tüneli vardı,
hatırlar mısınız?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Yılan hikâyesi,
yılan hikâyesi
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Yıllarca Yok artık canım, bu artık olmayacak.
İtalyanlar gitti gidecek, bıraktı bırakacak.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Patates deyince akla
Bolu Tüneli geliyordu.
BAŞKAN Biraz sessiz olabilir misiniz
sayın milletvekilleri.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Ne oldu? Bu projeyi AK PARTİ, kaldığı yerden aldı ve
çok hızlı bir şekilde bitirdi.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Seni keşfetmekte çok
geç kalmışlar, geçen seçimlerde Bakan olsan daha iyi olurmuş!
İyi siyaset
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Meşhur bir Karadeniz Otoyolu Projesi vardı. Ne oldu? AK PARTİ
geldi, masaya yumruğunu vurdu ve o projeleri tamamladı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, mega projeler anlamında
baktığımız zaman, AK PARTİ döneminde her anlamda
Havalimanlarını saysam herhâlde sürem yetmez, o kadar çok
havalimanı projesi yaptık ki.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Biliyorlar,
biliyorlar.
LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT
(Çorum) Biliyorlar Sayın Bakanım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Yok, bilmiyorlar arkadaşlar; o kadar söylüyoruz, söylüyoruz; bilmiyorlar.
Sonra, arkadaşlar, bu ülkede taş üstüne
taş koyan herkese teşekkür ediyoruz. Herkes bürokratik olarak da
siyasette de şerefiyle, namusuyla bunu yapıyor. Kimsenin
şerefinde, namusunda değiliz. Hepimizin zaten yapması gereken,
şerefimizle, namusumuzla bu işleri yapmak değil mi? Bu bir
meziyet mi? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir de, bilirsiniz, bir ülkede büyürsünüz.
90lı yıllarda bu kadar büyüdük, 2002den sonra bu kadar büyüdük diye
mukayeseler yapılır. Ama o büyüme acaba nasıl bir büyüme, o
büyümenin içinde ne var, o büyümenin içerisinde yatırım mı var,
krizler mi var?
Bakın, 1990lı yıllar boyunca
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Rıza
Zarraf, Rıza Zarraf, altın, Rıza Zarraf var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bakın, dinleyin, bu çok önemli arkadaşlar, bunları öğrenin.
1990lı yıllar boyunca Türkiyede kamu
yatırımlarının ortalama bitirilme süresi yaklaşık
on yıldı. Yani bir kamu yatırımına
başlayacaksınız
İşte, mesela, rakamları vereyim:
1998de 10,4; 1999da 10,2; 1996da 11,9 yani bir projeye
başlıyorsunuz
Allah yardım etsin memlekete, o zaman zaten
hiçbir iktidarın ömrü iki yıldan fazla değildi ki.
Dolayısıyla, bir kamu yatırımı ortalama on yılda
bitiriliyordu. Peki, AK PARTİ iktidarı geldi, ne oldu?
Arkadaşlar, şu anda kamu yatırımlarının ortalama
bitirilme süresi dört yıl. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAZIM ARSLAN (Denizli) Haydarpaşa-Pendik
bitmedi, Haydarpaşa-Pendik. Sayın Bakan, Haydarpaşa-Pendik
Demiryolu yapılmadı.
ERHAN USTA (Samsun) Ne zaman başladı
programlar?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Biz başlattık,
onu da söylesene, o projeleri kim başlattı, bir söyle bakalım?
KAZIM ARSLAN (Denizli) Dört yıl oldu,
Haydarpaşa-Pendik Demiryolu
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, burada yine gündeme getirildi. Hani 2002ye geldiğimizde
bu ülkenin
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kim başlattı
söylesene, Allah razı olsun. diyordun. Ne zaman başladı?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Başlatana Allah razı olsun da bitiremeyene de yazıklar olsun, ne
diyeyim yani. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ayıp ayıp! Kimin
başlattığını da söylesene
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Biz başlanıp da bitirilmeyeni bitirdik. Yenilerine de
başladık, başladığımız gibi de bitirdik
arkadaşlar. Açılış töreni yapıyor muyuz, hep kurdele
kesiyoruz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Kaç tane, kredi
kartından yatan insan var hapishanelerde?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Cengiz
İnşaatın borcunu sildin mi, silmedin mi, bunu açıkla
bakalım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Eskiden siyaset kurumu temel atma törenleriyle bilinirdi, bol bol temel atma
törenleri yapıldı. AK PARTİ iktidarları döneminde temel
atma törenleri mi yapılıyor, yoksa kurdeleler mi kesiliyor? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Cengiz
İnşaat, Cengiz
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Şimdi, arkadaşlar, sosyal güvenlik sistemiyle ilgili
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ya, çok bereketli
bütçeler bunlar, on dört senedir maşallah, bereketli bütçeler bunlar,
maşallah. On dört yıldır
Bir daha yapalım, bir on beş
yıl daha yapalım, elli yıl daha yapalım bütçe
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Ya, arkadaşlar oradan laf atacaklar, siz laf atmayın. Atmıyorlar
artık, sustular. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
Değerli arkadaşlar, sosyal güvenlik
açıkları bu ülkede her zaman
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Altmış
yıl daha yapalım, elli yıl daha yapalım bütçeleri.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
sükûnetinizi muhafaza edin lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, sosyal güvenlik açıkları
Değerli
arkadaşlar, bakın, 2002ye gelirken ülkeyi uçurumun kenarına
getiren birkaç faktör vardı. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, duymuyorum
Sayın Bakanı, ciddiyetimizi koruyalım lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bunlardan bir tanesi kamu bankalarıydı, bir tanesi de sürdürülemez
sosyal güvenlik açıklarıydı. Doğru mu? Doğru, hepimiz
bunu biliyoruz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Bugün ne kadar açığın
var?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Burada bugün sosyal güvenlik açıklarıyla ilgili bazı sözler
ifade edildi. Doğru, 2016 yılında Sosyal Güvenlik Kurumuna
yapılacak aktarmaların, transferlerin toplamı 102 milyar
liradır, 2002 yılında bu 11 milyar liradır. Bu, sosyal
güvenlik açıklarının daha da arttığı
anlamına gelmez, tam tersine sosyal devleti, sosyal güvenlik
uygulamaları bağlamında daha derin bir şekilde hayata
geçirdiğimizi gösterir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Vay be! Birinci
kısmını da söylesene, kamu bankalarını da söyle! Kamu
bankalarını da siz kurtardınız!
BAŞKAN Sayın Günal
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Nitekim, rakam vereyim de dinleyin arkadaşlar, 2002 yılında
Sosyal Güvenlik Kurumunun mali disiplinini açık finansmanıyla ölçersiniz,
Bu kurumun açık finansmanı ne kadardır? diye. 2002
yılında Sosyal Güvenlik Kurumunun açık finansmanının
millî gelire oranı yüzde 2,6 yani millî gelirin 2,6sını sosyal
güvenlik açığına veriyormuşuz. Peki, geldik 2016ya.
Şu anda Sosyal Güvenlik Kurumunun açık finansmanı kaça
düştü? 0,5 yani yüzde 1in altında. Arkadaşlar, mali disiplin
budur, bütçe disiplini budur.
Peki, hem bunu düşürdük aşağıya
hem de bu kadar rakam niye yukarıya gitti? Bir tane kalem söyleyin de
buradan bir ders çıkaralım. Yıllardır söylenir
İş gücü üzerindeki maliyetleri azaltalım, iş gücünün
maliyetlerini azaltalım ki işletmelerimiz daha rekabetçi olsun.
diye. Biz 2008 yılında sosyal güvenlik primlerinde 5 puan indirime
gittik. Niye? Bizim işletmelerimizin sosyal güvenlik yükleri azalsın
diye. Arkadaşlar, şu söylediğiniz 102 milyar liranın içinde
sadece bunun rakamı 22 milyar lira. Bugün biz Sosyal Güvenlik Kurumunun
alması gereken 22 milyar liralık bir primden vazgeçiyoruz. Niye vazgeçiyoruz?
Yeter ki işletmelerimiz üretsin, yatırım yapsın, ihracat
yapsın, daha rekabetçi olsun diye. Dolayısıyla, burada
yapılan faize gitmiyor arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yandaşlara gidiyor,
yandaşlara.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Cengiz
İnşaata.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Bakın, faize giden bir şey yok, hepsi vatandaşa gidiyor,
vatandaşın cebine gidiyor, vatandaşın hastanesine gidiyor,
vatandaşın okuluna gidiyor, vatandaşın üniversitesine
gidiyor.
Kamu sağlık harcamaları, AK
PARTİ hükümetleri döneminde ciddi anlamda arttı. Doğru, artırmamız
lazım çünkü 2002 yılında sağlığa insanlar zaten
erişemiyordu ki, ilacına erişemiyordu ki.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Türkiyede bir sürü insan hastaneye gitmeden ölmüştü
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Şimdi hastanesine de erişiyor, ilacına da erişiyor,
ilacını da alıyor, konforlu yataklarda yatıyor, tek
kişilik odalarda kalıyor. İnsanlar hep beraber diyorlar ki: Bu
ülkeden, bu devletten, Recep Tayyip Erdoğandan, Ahmet Davutoğlundan
Allah razı olsun. Allah milletimizin dualarını
artırsın (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Özel oda
anahtarları başhekimin cebindeydi.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Yine, benim de altına imza atacağım meşhur bir laf
vardır, bugün de burada söylendi: Bir ülkede dalkavukluğun
sağladığı çıkar dürüstlüğün çıkarından
fazla olursa o ülke batar. Altına imza atıyorum, altına imza
atıyorum. [(AK PARTİ sıralarından alkışlar; MHP
ve CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar(!)]
Arkadaşlar, o batan ülke var ya, batan ülke
Gene fıkranın yarısını dinlediler, gene sözü
yarıda aldılar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Tabii, tabii.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
O batan ülke, 2002deki ekonomisiyle Türkiye ekonomisiydi. Niye? O dönemde
IMFye olan borç 24 milyar dolardı. Batan ülke ne, hangi zaman?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Kaç tane banka TMSFye
gitmişti?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Dolayısıyla bu söz
Şu dalkavukluk dediğiniz şeyin en
âlâsını sizin dönemlerinizde gördü bu ülke.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kimin kime dalkavukluk
yaptığını herkes biliyor Sayın Bakan. Kimin kime
dalkavukluk yaptığını görüyor herkes.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Ne oldu? 2013 yılı geldi arkadaşlar, IMFye olan borç ne oldu?
Koca bir sıfır, koca bir sıfır. Artık bu ülkenin
IMFye bir kuruş borcu yok. Tam tersine, şu anda IMFden
alacağımız var arkadaşlar, alacağımız var.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Dünyaya 400
milyar dolar borcu var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Bu Temelin fıkrası boşa anlatılmıyor, buna dikkat
etmek gerekiyor.
ALİM TUNÇ (Uşak) Sayın
Bakanım, KEY ödemeleri ile nemalar da vardı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Arkadaşlar, geçmişin tüm borçlarını ödedik, banka
batıklarının bu ülkeye maliyet olarak getirdiği bütün
yükleri ödedik, vatandaşımıza hizmet bütçesi ürettik.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Tabii, tabii kamu
bankalarını da siz kurtardınız değil mi? Orayı
niye söylemiyorsunuz? Bir maddede Kamu bankaları diyordun Sayın
Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, sözlerimin hiçbir yerinde herhangi bir
vekilimize, herhangi bir gruba dönük özel bir cümle yok. Hep meşhur
laflardan hareketle söylüyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Yok artık.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, bir ülkede eğer kayıt dışı ekonomiyi
aşağıya getirebiliyorsanız o zaman o ülkede
sağlıklı bir vergi toplayabilirsiniz. Kim ne derse desin, demin
bir uluslararası kuruluş raporundan bahsedildi.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kaç defa
değiştirildi?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Ben de söyleyeceğim. Ben de söyleyeceğim.
Bugün kayıt dışı ekonomi olarak
baktığımızda, bugün işçilikte, kayıt
dışı ekonomide yaklaşık yüzde 50lerden yüzde 30lar
seviyesine geldik.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Ayakkabı
kutularındaki para da kayıtlı mı Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Dolayısıyla, kayıt dışı ekonomi AK PARTİ
hükûmetleri döneminde son derece iyi noktalara gelmiştir.
Arkadaşlar, sözlerimi toparlayacak olursam
-başta da söyledim- AK PARTİ hükûmetleri iktidara geldiği ilk
andan itibaren sadece ve sadece halkın bütçesini yapmaya
çabalamıştır. Vatandaştan topladığı her
kuruşun vergisini hesap ederek Vatandaşa hizmeti daha fazla
nasıl götürebilirim? onun gayreti içerisinde olmuştur.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bir de o
toplamadıklarını söylesene. Toplamadığın
vergileri de söyle.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Zaten bugün herkes, içeride dışarıda, arkadaşlar herkes
şunu söylüyor: Türkiye'de bugün ekonomide gelinen nokta, bütçe
disiplininde gelinen nokta herkesin takdir ettiği bir seviyededir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sildiğin vergileri
niye söylemiyorsun?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Dolayısıyla, biz isteriz ki
Arkadaşlar, bu bir bayrak
yarışı, ne yapalım, bayrağı nereden
devraldıysak o aldığımız bayrağı ileriye
taşıyacağız.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Milletten
devraldık, milletten.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Siz bayrağı geride bıraktıysanız sizin bayrak...
Olimpiyatlarda bayrak yarışı var ya, tam bir bayrak
yarışı.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bayrak
yarışında takım arkadaşı satılmaz!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Ne yapalım, bizim aldığımız noktada diğer
ülkelerin çok gerisindeydiniz, biz aldık onu ileriye
taşıdık, daha ne istiyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 2 Kasımda
milletin raporu ne yazıyor? Ne yazıyor? 2 Kasımdaki rapor ne
diyor?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Arkadaşlar, teşekkür etmek sadece bize değil, size de
düşer. Siz de AK PARTİ hükûmetleri döneminde yapılan hizmetlere
teşekkür edin. Ne var bunda? Ne var bunda? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Milletin raporuna
bakın, 2 Kasımda ne yazıyor? Yüzde 49,5 diyor milletin raporu.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Dolayısıyla, biz yapılan her şeye teşekkür ediyoruz.
Yapmamız lazım. Siyaset demek millete hizmet üretmek demek. Biz,
bugüne kadar bu gayret içinde olduk. İnşallah, bu çabamıza
bundan sonra da devam edeceğiz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) İnşallah sen de
Maliye Bakanı olursun da...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Sözlerimi tamamlarken hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Milletin raporuna bak,
ne yazıyor 2 Kasımda ona bak. 2 Kasımda ne yazıyor raporda,
ona bak sen: Yüzde 49,5.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Bak... Sayın Osman Aşkın
Bak...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Baktım Sayın
Başkanım
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
tabii, aslında bütçeyi sunan ve savunması gereken Bakan
BAŞKAN Sesinizi açalım.
OKTAY VURAL (İzmir)
aynı zamanda
bütçeyle ilgili bir güven ilişkisi de olduğunu dikkate almak
lazım ama bugüne kadarki Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerine
Maliye Bakanlığı yapmış olanların sunumunu
dikkate aldığımızda, bu bütçeye Bakandan dolayı
nasıl güvenilmeyeceğini ortaya koydu.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Ne oldu? Hoşunuza gitmedi mi? Hoşunuza gitmedi
mi? Biz size güvenmiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerçekten, bir bakan bu
bütçeyi savunabilmeliydi
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Savunuyorum, çok güzel savunuyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
ama kendisi
alkış almak için rakamları çarpıttı ve
fıkrayı bile okudu.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Zorunuza gitti, zorunuza.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Onlar bir gecede
batırdıkları 21 milyar doları düşünsünler, 21
bankayı düşünsünler.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, tabii, bu Temelin bir fıkrası var, biliyorsunuz.
Taksim Meydanında sürekli dolaşıyormuş, trafik polisi
durdurmuş, Niye böyle dolaşıyorsunuz? Sol sinyal
takıldı. diye
Anlaşılan o ki Sayın Bakanın da
sinyali takılmış. (MHP sıralarından
alkışlar) Dikiz aynasına bakarken kendini görüyor ama
arabayı çarpmış. Bunu, çarpan arabayı, pert olmuş
arabayı ve geleceği göremeyen bir bütçe.
ORHAN KIRCALI (Samsun) Sen göremedin be! Sen
göremiyorsun, sen!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Arabaya çarpan
sizsiniz ya! 2002de arabayı çarpan sizsiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu bütçeyle bir gelecek
anlatması gereken Sayın Bakan, sinyali hep
takıldığı için, dikiz aynasına baktığı
için gerçekten toslamış. Ancak, Sayın Bakanın, o dönemde
Hükûmetin sorumluluğunu üstlenmiş bir parti olarak, 2002
yılıyla ilgili söylediği rakamlarda bir çarpıtma olduğunu
ifade ederek bu konuda sataşmadan dolayı söz istiyoruz efendim.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Kimseye sataşmadım. Hayır, hiç kimseye
sataşmadım.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Usta
BAŞKAN Sayın Bakan
kimseye sataşmadığını söylüyor ama sene
itibarıyla
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, bir hatırlatır mısınız, takılan
sinyalini düzeltsin.
BAŞKAN Sayın Usta,
bir dakika
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Sizin arabanızın ruhsatı yok,
ruhsatı. Ruhsatsız kalmış.
BAŞKAN Sene itibarıyla söz vermek
zorundayım.
Sayın Erhan Usta, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Çok geç keşfetmiş
vallaha.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Ruhsatsız araba kullanıyorsunuz.
BAŞKAN Buyurun, iki
dakika.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
21.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Maliye
Bakanı Naci Ağbalın 118 sıra sayılı 2016
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119 sıra
sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ERHAN USTA (Samsun) Süreyi
baştan alma imkânı olur mu?
BAŞKAN Tabii ki,
buyurun.
ERHAN USTA (Devamla) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Ben, tabii, Naci Beyin
davranışlarını biliyorum; davranışlarını
diyeyim, sadece o kadar söyleyeyim. Ben bu sefer vazgeçer zannettim çünkü
hakikaten, kendime göre iyi bir analiz yaptığımı
düşünmüştüm, Türkiyenin maliye politikası analizi. Nerede
başarı var, nerede başarı yok, bunları bir bir
anlattık. Bunların nasıl olduğunu, bugüne nasıl
geldiğimizi, 1999daki faiz dışında bile yüzde 1,8
açığın alınan yapısal tedbirlerle, sıkı
maliye politikasıyla 2002 döneminde 3,2, oradan 4
Geldi, bunları
anlattı. Bu sefer konuşmaz zannettim fakat tabii, olmuyor, yine eski
huyunda devam etti. Bu, çaresizliğin bir nedenidir. Artık söyleyecek
hiçbir şey bulamadı Rakamlar yalan söylemez. diyor, önce bir
rakamla konuşalım madem öyle. Ya, ben anlamıyorum hangi rakama
bakıyorsunuz? Kalkınma Bakanlığı rakamları orada.
Türkiyede 2000-2001-2002 yıllarında -hani Kamu
yatırımları az yapıldı önceden. diyor ya- 57nci
Hükûmet döneminde, millî gelire oranla ortalama 4,93, kamu
yatırımlarının millî gelire oranı 57nci Hükûmet döneminde
4,93. Aynı oran, AKP döneminde 4,13. Kalkınma
Bakanlığının elli yıllık serisinde bu
rakamları bulabilirsiniz. (MHP sıralarından alkışlar)
4,93ten 4,13e düşürüyorsun, pişkin pişkin buraya gelip bir
şeylerden bahsediyorsun. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
On dört yıl önceki mutlak rakamları birbiriyle mukayese ediyor, on
dört yıl önceki.
BAŞKAN Kötü sözler
sarf etmeyelim lütfen Sayın Konuşmacı.
ERHAN USTA (Devamla) Yani,
böyle bir şey olabilir mi? On dört yıl önceki Türk lirasıyla
şimdiki Türk lirasını mukayese ediyor. Kim yapıyor bunu?
Hani, bunu bir sosyolog yapar, anlayabilirim. Bunu bir Maliye Bakanı
yapıyor, bu olacak bir şey değil.
Rasyonalizasyon
çalışması
Bakın, kamu yatırımlarındaki o
sürelerin kısaltılma çalışmasını 57nci Hükûmet
dönemi başlatmıştır ve 57nci Hükûmet döneminde düşmüştür,
ondan sonra da sürdürülmüştür. Yani, şimdi,
başkalarının yaptığı
Geçen sefer dedi ya Kamu
Finansman Kanununu biz çıkardık. diye. Yani, şurada çıkan
kanunda bile yalan söyleyen veya yanlış söyleyen bir Bakanın
tabii bunları da böyle söylemesini ben artık mazur
karşılıyorum, Bakanın
alışkanlığıdır ama bu
alışkanlıktan vazgeçmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla)
Bunları ben 4üncü maddede size
(MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Usta.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Millet ne dedi, onu söyle sen. 2 Kasımda millet ne dedi, onu söyle. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Saat
itibarıyla herkes konuşmaya başladı Sayın Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, şimdi, biraz önce maalesef üzülerek takip
ettik ki dinlediğimiz konuşma bir bakan konuşması
değil, bir bakan üslubu değil. Hele hele bu iktidarın
geçmiş dönemlerinde bürokraside görev yapmış ama daha önceki
iktidarlar döneminde de bürokrasi görevi olan ve bu kürsüye Maliye
Bakanlığı gibi, Türkiye Cumhuriyetinin Maliye
Bakanlığı gibi fevkalade onurlu bir görevi üstlenmiş olarak
çıkmış ve -geçici bütçeyi saymazsak- ilk kez bütçede kürsüde olan
birisine yakışacak bir konuşma değil.
Eskiden tanıyan
bürokratlar, kamudaki önemli bir makroekonomist
BAŞKAN Talebiniz nedir
Sayın Özel, lütfen?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hemen
söylüyorum.
Plan Bütçe Komisyonundan
değerli üyelerimiz, kendisini tanıyan hemen herkes, kendisiyle ilgili
geçmişten bildikleri bir yana -onları söylemiyorlar, bakın,
özenli bir dil kullanıyorlar- ama bugün taç giyen başın
akıllanmasını ümit ettiklerini ama onu göremediklerini
söylüyorlar.
Sayın Bakanın
söylediği her şeye cevap verebiliriz -birçok şeye-
sataşmalarının hepsini tek tek sayabilirim ama şundan
dolayı özellikle söz istiyoruz: Öyle şeyler söyledi ki dalkavuklukla
ilgili bir şeyler söyledi, döndü grubumuza doğru elini uzatarak
Sizin dönemleriniz. dedi. Oysaki Acaba bilgi dağarcığım
beni yanıltıyor mu? diye Türk Dil Kurumunun sözlüğüne
baktığımda, dalkavukluku, kişinin kendinin üstünde olan
kişilere karşı kendisiyle ilgili bir çıkar sağlamak
için hoşa gidecek davranışlar bütünü olarak anlatıyor.
Herhâlde bu, siyaseten elde edilmiş getirilerin geçmişte ne yolla elde
edildiği noktasında önemli bir çağrışım
yapmaktadır.
Grubumuza yapılan bütün
sataşmalar adına uygun görürseniz Aykut Erdoğdu cevap verecek.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Böyle şey olur mu ya? Öyle bir yöntem mi var?
BAŞKAN Bu kadar uzun
gerekçeden sonra nasıl uygun görmeyebiliriz Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim, sağ olun.
BAŞKAN - Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İki dakika.
22.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, Maliye Bakanı Naci Ağbalın 118 sıra
sayılı 2016 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 119
sıra sayılı 2014 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının dokuzuncu tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet
Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz
Hükûmetin bakanlarını çok yıpratma derdinde değiliz,
gerçekten ama bu Maliye Bakanı kendisini yıpratmak üzere özel çaba
gösteriyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bizim gösterdiğimiz özeni göstermiyor.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Sayın Maliye Bakanı, ya, burada bir sürü teknik kalitesi yüksek
milletvekilimiz var. Reel rakamlar, nominal rakamlar, bunlar bizim alfabemiz.
Onun için, buraya gelip, kendi grubunuzdaki bilmeyen insanlara
alkışlattırmak uğruna bunu yapmayın, şık
olmuyor, kalite düşüyor. Bunu bilmeyenler olabilir. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
AYŞE KEŞİR
(Düzce) Çok ayıp!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Millet onaylıyor, millet!
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Şimdi, o zaman bakın, ben bu bağıranlara bir rakam vereyim.
ALİM TUNÇ (Uşak)
Sen kendini ne zannediyorsun?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Bakın, 2002 yılında dış borç 115 milyar dolar, 2015
yılında 405 milyar dolar.
ALİM TUNÇ (Uşak)
Sen profesör müsün? Ne zannediyorsun kendini?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Ama ben dürüst bir adamım, Dolarda bile enflasyon var ve reel
olmayabilir diyebiliyorum ama siz bunu demiyorsunuz çünkü ben onları
aydınlatmak zorundayım, biliyorsam aydınlatmak zorundayım.
Kamu brüt dış borç stoku 257 milyar TL 2002, 672 milyar TL 2015. Rakam
çok artmış değil mi? Ama arkadaşlar, bu rakamlar nominal.
Bunu böyle anlatmak varken gelip
Şimdi, bakın, Köprü yaptık,
bilmem ne yaptık. Köprünün parasını kim ödüyor? Beş
kuruş ödediniz mi Marmaraya, sizden sonraki hükûmetler ödeyecek? Köprüyü
geçenler ödeyecek, üstelik fahiş ödeyecek.
BAŞKAN Genel Kurula
hitap eder misiniz lütfen.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
Havalimanına konan ödeyecek, üstelik fahiş ödeyecek.
Ben size şunu
söyleyeyim: Biliyor musunuz, fıkra anlatıyorsunuz, bu bilgileri
insanlara verin. Ya, sattığınız TELEKOM,
yaptığınızın 10 katı. Havalimanı diyorsunuz,
Atatürk Havalimanı, yaptıklarınızın 20 katı,
sattınız. TÜPRAŞı müpraşı saymıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Sen ne
yaptın, sen?
AYKUT ERDOĞDU (Devamla)
- Maliye Bakanıyla ilgili komik bir şey söylenecekse size çok
kısa bir fıkra anlatayım: Bir gün bir ülkede Naci Ağbal
Maliye Bakanı olmuş.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bakan, iki dakika
23.- Maliye Bakanı Naci Ağbalın,
Samsun Milletvekili Erhan Usta ile İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun sataşma nedeniyle yaptıkları
konuşmaları sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; benim biraz önce burada yaptığım konuşma
muhalefet partisi milletvekillerini ve gruplarını o kadar
rahatsız etmiş ki normal bir cümle kuramayacak kadar psikolojileri
bozulmuş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Kimyalarını
bozmuş, kimyalarını!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Dağıldılar zaten, dağıldılar, daha
toparlanamıyorlar!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Ben tabii ki burada siyasetçi olarak, Bakan olarak, herkesin
yaptığı gibi, politika yapacağım, rakamları,
politikaları değerlendireceğim, rakamlar vereceğim, bunlar
üzerinden değerlendirmelerde bulunacağım.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Politika bir
aldatmaca değil, dürüstlüktür ama!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Bunları yaparken kendi üslubuma uygun olarak da bir tarz izleyeceğim.
Ne istiyorsunuz yani ben sizin görmek istediğiniz, görmeye
alıştığınız bir tipoloji üzerinden mi
konuşayım?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Yok, yok.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bakın, her türlü eleştiriye varım, buradaki rakamları,
gelirsiniz siz de kendi rakamlarınızı verirsiniz, kendi
söylemlerinizi söylersiniz.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Biz kendi
rakamlarımızı niye verelim size?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Ben bunlardan son derece memnun olurum. Benim verdiğim her rakamı
sonuna kadar yanlışlayabilirsiniz
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Naci Bey, ama
gerçekleri tartışalım, ilerleyelim ya!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Ya, Aykut Bey, bir sabredin be kardeşim, bir sabredin ya, bir sabredin!
Değerli arkadaşlar, bakın,
şöyle
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Bir şey demedim.
LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT
(Çorum) Bir saygılı olun ya, bir saygılı olun!
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Devamla) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
kimseye benim bürokratlığımı ve siyasetçiliğimi
tartışma hakkını asla vermem ve bu kimsenin haddi
değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Cengizin
parasını açıkla, takdir edelim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Ben kendim neysem o olacağım, o olacağım, o olmaya da devam
edeceğim. Bu, sizin hoşunuza gitse de, gitmese de, evet, bir Naci
Ağbal Maliye Bakanı oldu bu ülkeye
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Millet yaptı
millet, oldu oldu. İster kabul edin ister kabul etmeyin. Millet
yaptı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
bundan sonra da milletin bütçesini yapmaya devam edecek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sizin, esas, birtakım böyle parti
grupları
MEHMET GÜNAL (Antalya) Osman, gel buradan
bağır.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla)
Bakın, biraz önce parti gruplarından sözcüler, burada, ağza
alamayacağım, almaktan ar duyacağım ifadeleri benimle
ilgili kullandılar.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ne dediler? Bir
tane örnek verin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne için söylüyorsunuz onu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) -
Ben o ifadeleri ağzıma almaktan ar duyarım. Bu ifadeleri
kendilerine iade etmekten bile ar duyarım. Seviyenin düştüğü ve
bittiği bir yerde ben artık bunu milletimin vicdanına
bırakıyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ya hangileri?
Ne vardı? Bir tane örnek ver.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, hiç
uzatmadan, bu sefer çok kısa söyleyeceğim
BAŞKAN - Çok kısa konuşun,
bakın, ara vermeden sizi dinliyorum.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Söz talebim var.
BAŞKAN Ara verebilirdim. Lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam. Normal bir cümle
kuramayacak kadar psikolojileri bozulmuş. lafı ağır bir
sataşmadır, cevap vereceğiz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Daha
atlatamadınız, atlatamadınız. Daha atlatamadınız,
zaman alır daha.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynen öyle söyledi, aynen öyle
söyledi. Normal bir cümle kuramayacak kadar psikolojileri
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Öyle misiniz, öyle misiniz? Kendinizi öyle mi görüyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Lale Karabıyık cevap
verecek efendim.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Başkanım
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, tamam.
Buyurun.
Bir yerde noktalama olgunluğunu göstermek
gerekiyor.
24.- Bursa Milletvekili Lale
Karabıyıkın, Maliye Bakanı Naci Ağbalın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
LALE KARABIYIK (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; az önce burada bir ifade kullanıldı
SGK açıklarını azalttık. diye. Hatırlarsanız
salı günü ben bir konuşma yaptım Kalkınma
Bakanlığı ve TÜİK konusunda ve buraya bir belge getirdim.
SGK açıklarının nasıl azalmadığını ve
SGK açıkları için bütçeden ayrılan payların nasıl
arttığını
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Elle
yazmışsın onu, belge değil.
ALİM TUNÇ (Uşak) Kendiniz
yazmışsınız onu ya.
LALE KARABIYIK (Devamla) Bu belge bu değildir
efendim, ben o gün gösterdiğim belgeden bahsediyorum ve Kalkınma Bakanlığının
sitesinden alabileceğinizi ifade ettim. Bütçeden ayrılan pay, SGK
açıklarını kapatmak için sürekli artmıştır.
İsterseniz o veriyi size yine veririm.
ALİM TUNÇ (Uşak) Ne veriyorsunuz?
LALE KARABIYIK (Devamla) İkincisi: Artık
çoğu ülke IMFe borçlanma ihtiyacı duymuyor sayın vekiller çünkü
küresel sermaye salınırken, dönem dönem az, dönem dönem çok, portföy
yatırımları olurken, yüksek faizinize sermaye çekiyorsunuz ve
cari açığınızı bu şekilde sürdürüp yamamaya
çalışıyorsunuz.
ALİM TUNÇ (Uşak) Allah Allah!
LALE KARABIYIK (Devamla) Evet, maalesef böyle.
ALİM TUNÇ (Uşak) KEY ve nemalar ne oldu?
KEY ve nemaları kim ödedi? İnsaf ya!
LALE KARABIYIK (Devamla) Ama ne yazık ki cari
açık artık küçülse bile -o da niye küçüldü biliyorsunuz, enerji
fiyatları düştüğü için küçüldü, büyüme azaldığı
için küçüldü- onu bile artık kapatamıyoruz.
ALİM TUNÇ (Uşak) Tabii, tabii, 10 milyar
dolarlık yardımı o enerji düşüklüğünden dolayı
yapabiliyoruz.
LALE KARABIYIK (Devamla) - Lütfen dinleyiniz, burada
söyleyiniz!
Ya rezervlerden eritiyoruz veya kaynağı
belli olmayan paralardan kapatıyoruz, portföy yatırımları
için giriş bile azalmıştır. İktidarınız
döneminde kasımdan bu yana 17 milyar dolar çıkmıştır,
gitmiştir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Yine talebe uygun olmayan bir cevap
gördük ama sayın milletvekilleri
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
bir dakika
Efendim, Sayın Bakan muhalefet partileri milletvekillerinin
psikolojileri bozulmuş. demek suretiyle açık bir sataşmada
bulunmuştur.
BAŞKAN Lütfen Sayın
OKTAY VURAL (İzmir) Dolayısıyla,
efendim, böyle bir sözün
BAŞKAN Sayın Vural, muhalefet
partileri mi dedi, genel mi dedi?
OKTAY VURAL (İzmir) Aynen öyle.
BAŞKAN Peki, kim konuşacak?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Mehmet Günal
efendim.
BAŞKAN Çok bağırıyordu zaten
yerinden.
Sakin olun ama tamam mı Sayın Günal?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sorun yok Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Öyle bir
bağırdınız ki burada bütün Divan korktu oturduğumuz
yerden.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Osman kadar
bağırmıyorum, Osman kadar hiç bağırmıyorum, kimse
bağırmıyor yani önce ona bakın.
Osmana ben sataşmazsam söz alamıyor, onun
için yapıyorum, dostluğumuz var.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ben her zaman söz
alırım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Günal. (MHP
sıralarından alkışlar)
25.- Antalya Milletvekili Mehmet Günalın,
Maliye Bakanı Naci Ağbalın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan,
Sayın Bakan; ben burada söz veriyorum MHP Grubu adına: Bundan sonra
üslubunuz ne olursa olsun, hangi konuyu çarpıtırsanız
çarpıtın, hangi konuda yanlış bilgi verirseniz verin bir
daha sormayacağım. Komisyonda en az 3 defa konuştuk, burada da
3-4 defa sordum. Gelin, bize vergi uzlaşmasında Büyük Mükellefler
Dairesinde sildiğiniz adamlarda bunlar var mı yok mu anlatın,
Cengiz İnşaatın ki var mı yok mu anlatın, vallahi de
billahi de bir daha sormayacağım, bir daha da söz
almayacağım. (MHP ve CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Buradan taahhüt ediyorum. Bir defa olsun çıkın
deyin ki Kardeşim, yanlış biliyorsunuz! Bize kalkıp da
Efendim, mükelleflerle ilgili bilginin gizliliği var. demeyin, ben
toplam soruyorum size. Aktif olanı söyledim, isterseniz biz size
dağıtabiliriz de dedim. Gelin, burada söyleyin.
Buradan Sayın Başkana da söylüyorum,
bakın, bağırmadan: Cengiz İnşaatın -bize gelen
bilgiye göre- 400 küsur, 422-423 diyorum ben ama doğru bilgi verin.
Eğer bize bunu söylerseniz, ben, MHP Grubu adına taahhüt ediyorum,
burada yaptığınız tiyatroya da seslenmeyeceğim, bir
daha da sataşmayacağıma söz veriyorum.
ALİM TUNÇ (Kütahya)
Bak, kabul ettin kesinlikle tiyatro yapıyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Psikolojim bozuldu, doğru söylüyor. Çünkü, ben bir Maliye Bakanından
bir maliye analizi istiyorum, gelir analizi istiyorum, gider analizi istiyorum.
Ekstra ödeneklerin bizim dışımızda neden 15 milyar lira
arttığını soruyorum. Yedek ödeneklerin neden geçen sefer, 2013te
1 milyardan 36 milyara çıktığını, bu sefer yedek
ödeneklerin 1,1den 25 milyara nasıl çıktığını,
nereye harcadığını anlatmasını bekliyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Zor yerlerden soruyorsun, bildiği yerlerden sor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Onun
için psikolojim bozuluyor arkadaşlar, kusura bakmayın. Eğer
cevap verirsen düzelecek inşallah.
Saygılar. (MHP
sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Bakan, yerinizden açıklama için bir dakika süre veriyorum size.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- Maliye Bakanı Naci Ağbalın,
Antalya Milletvekili Mehmet Günalın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Sayın Günal ne zaman sıkışsa bunu böyle
hazır cephane gibi, temcit pilavı gibi söyleyip söyleyip duruyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Söyle de bitsin o zaman, söyle de bitsin.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Arkadaşlar, Maliye Bakanlığında,
uzlaşmada hiç kimsenin haksız bir yere 1 kuruş vergisi
indirilmez, indirilmesi de mümkün değil. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Haklı yere kaç para indirdiniz?
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Burada, bu kürsüde ikide bir gelip bunları
söyleyeceğinize bildiğiniz bir şey varsa, gördüğünüz bir
şey varsa, elinizde bir belge varsa, bu ülke hukuk devleti, gidersiniz,
gereğini yaparsınız.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Citibankın 3 milyar dolarını nasıl sildiniz, anlat
bakalım.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Olmayan şeyler üzerinden namuslu bürokratlara
sürekli çamur atamazsınız, bunu asla kabul etmiyorum.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Ya yapma ama sen de biliyorsun biz de.
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Dolayısıyla kürsü orada, söylenecek her şey
söylenebilir, söyleyin de görelim bakalım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yine cevap vermedin Sayın Bakan.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
21.10a kadar ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.22
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Özcan PURÇU
(İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54üncü
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
dokuzuncu tur görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı
(1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN
- Komisyon burada.
Hükûmet
burada.
VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Adalet ve Kalkınma Partisi
kadın milletvekillerinin TBMM Başkan Vekili Pervin Buldan adına
da kendisine çiçek vermelerinden dolayı teşekkür ettiğine ve 8
Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladığına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biraz önce
birleşimi kapatırken bu gördüğünüz güzel çiçeği Adalet ve
Kalkınma Partisinin kadın milletvekillerinden aldım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bugün bana verdiler ama
bu çiçeği Meclis Başkan Vekili olarak Pervin Buldan adına da
almam ricasında bulundular.
Ben, hem Pervin Hanım için hem kendim için
Adalet ve Kalkınma Partisinin kadın milletvekillerine, bütün grubuna
çok teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle, emek veren, hakkını savunan
bütün kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun diyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN Şimdi, şahsı
adına, lehinde olmak üzere Şanlıurfa Milletvekili Kemalettin
Yılmaztekin konuşacak.
Buyurun Sayın Yılmaztekin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN YILMAZTEKİN
(Şanlıurfa) Sayın Başkanım, kıymetli
milletvekilleri; hepinizi en derin hürmetle selamlıyorum. 2016 Mali
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın dokuzuncu turunda
şahsım adına lehte söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, bu mukaddes vatan toprakları
uğruna şehadet şerbetini içen polislerimize, askerlerimize ve
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına da
başsağlığı temennisinde bulunuyorum.
Suriyede Esed ve avanelerine, PYD, DAİŞ
gibi kimi yamyam kimi bilmem ne bela denilebilecek terör örgütlerine
karşı izzetli, yıkılmayan ve yıkılmayacak bir
direniş sergileyen Suriyeli kardeşlerime ve tüm mazlum milletlere
buradan selam olsun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İsimlerini de söyle.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Devamla) - Söz
konusu bütçe, AK PARTİ Hükûmetimizin hazırlamış olduğu
14üncü bütçe olacak inşallah. 2002 yılında 119,6 milyar TL olan
merkezî yönetim bütçemizin 2016 yılında 570,5 milyar TL olacak
olması ülkemizin gelmiş olduğu gelişmişlik durumunu
gözler önüne sermektedir hamdolsun. İktidarımız süresince
memleketim Urfada GAP Eylem Planı kapsamında cumhuriyet tarihinde
yapılmamış hizmetler yapılmış, tarım
alanında ürün çeşitliliği, yüksek oranda verimlilik, teknolojik
ekim ve hasat metotları, ürünü tarlada pazarlama gibi birçok alanda yüksek
oranda gelişmeler sağlanmış ve bunun yanında refah
seviyesinin yükseltilmesi noktasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde,
hassaten memleketim Urfada Akçakale ve Harran Ovasında ve diğer
bölgelerde Türkiye standartlarının yakalanması hedeflenmiş
ve bu hedeflere ulaşılmıştır. Seçim bölgem olması
hasebiyle Akçakale ve Harran Türkiye rekoru kırarak bu hak davaya ve
bizlere yüzde 90 oranında oy vererek bizleri görevlendirmiş ve
sorumluluğumuzu daha da artırmıştır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Tabii ki, daha da çalışacağız.
Teröre ve düşmanlara rağmen durmayacağız, daha da
büyüyeceğiz inşallah. Çünkü bizim milletimize sözümüz var,
dünyanın her bir yanında ezilen, öldürülen mazlum insanlara sözümüz
var, bizim mukaddes saydıklarımıza sözümüz var. Çünkü biz
dünyanın her tarafına iyilik taşımayı, yardım
etmeyi hedef seçmiş büyük liderlerle beraberiz. Bunun yanında, gönül
coğrafyamız diye addettiğimiz mekânlar için ecdadımız
tarihte ne yaptıysa aynısıyla ve misliyle yapmaya ahdettik,
yapıyoruz ve yapmaya kararlıyız.
Gönül coğrafyamız ki, tarih boyunca hep
iki grup gördü: Birileri birleştirenler, diğerleriyse parçalayanlar
oldu. Sultan Alparslan, Sultan Selahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet Han,
Sultan Abdülhamit Han, Yavuz Sultan Selim Han ve İdrisi Bitlisi tarihte
hep birleştirdi. Bugün ise kıymetli Cumhurbaşkanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kıymetli Başbakanımız
Sayın Ahmet Davutoğlu ve partimiz birleştirmeye
inanmış kadrolarıyla bu coğrafya için dertlenenler ve
birleştirenler oldular. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Fakat bunun yanında bir de parçalayanlar ve tahrip
edenler oldu. Moğollar yıktılar, yaktılar, Harçlılar
parçaladılar, sömürgeciler parçaladılar, şimdi de
DAİŞ, PKK ve PYD gibi terör örgütleriyle parçalamaya devam ediyorlar.
Bunlar parçalarlarken önlerinde engel gördükleri kişi veya kurumlara
saldırarak bunu yapmaktadırlar.
Öyle bir şey düşünün ki, kendisine hakaret
manşetleriyle çıkan gazeteler, askeri vazifeye çağıran
İnternet siteleri, kapağında idam sehpası gösteren
dergiler, terör çağrısı yapan televizyonlar, sahte
hesapların ardına saklanıp her türlü iğrenç iftirayı
yaymaya çalışan sosyal medya hesapları, gazetelerini,
uluslararası istihbarat örgütlerinin operasyon emrine verip elini kolunu
sallayarak sahalarda gezen, hakaretler ve tehditler savuran gazeteci kimlikli
casuslarla saldırılan bir lider ve bir dava. Bunlara rağmen
yapıcı, yönlendirici ve samimi, eleştiriye açık, milletine
danışarak yol alan; siyasi hayatı boyunca milleti adına
öfkelenen, ülkesi için kükreyen, Türkiyenin hasımlarına
karşı şedit, milletine karşı kucaklayıcı
olan; egemen güçlere, sermayeye, medyaya karşı denge hesapları
yapmayan, bunların karşısında ellerini ovuşturmayan;
benim için, sizler için, milleti için gövdesini taşın altına
koyan; hepimiz adına kavga veren, canını ortaya koyan; her türlü
ahlaksız, ihanet dolu saldırılara karşı susmayan;
herkes susarken konuşan, herkes sinerken haykıran, umutların
tükendiği zannedilen zamanlarda, hüzünlü anlarda bir özgüven abidesi
olarak milletinin önünde yürüyen bir lider var hamdolsun, Recep Tayyip
Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İşte, bu parçalayanlar tek bir yerden
talimat almışçasına ve tek bir ağızdan kendisinin
şahsında bu millete karşı saldırıya
geçmişlerdir. Tabii, istedikleri kadar saldırsınlar, onun
sevgisini bu halkın kalbinden sökemezler, itibarına leke süremezler
çünkü Allahın itibarlandırdığını kimse
itibarsızlaştıramaz. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Buna karşı ben
susmayacağım, bu milletin genç bir evladı olarak, Akçakalenin,
Harran Ovasının bir evladı olarak susmayacağım.
Bizler susmayacağız, bu milletin evlatları olarak
susmayacağız. Beni Urfadan, Akçakaleden, Harrandan, Ceylânpınardan,
Viranşehirden, Bozovadan, Karaköprüden, Halfetiden, Eyyübiyeden
(MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Bütün insanlar
Allahın itibarıyla. Bütün insanlar eşrefimahlukattır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hepsi
eşrefimahlukattır insanoğlunun.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Devamla) Dinle,
dinle!
Haliliyeden, Siverekten, Suruçtan, Hilvandan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yılmaztekin.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Devamla) Bir
dakika efendim
BAŞKAN Süre veremem, şimdiye kadar olan
hiçbir arkadaşıma bir süre vermedim. Lütfen selamlayınız.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Devamla)
Efendim, son olarak söylüyorum.
Ve diyoruz ki: (Hatip tarafından Âli İmran
suresinin 139uncu ayeti okundu) Yani Üzülmeyiniz, gevşemeyiniz,
inanıyorsanız üstünsünüz.
Hayırlı uğurlu olsun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, dokuzuncu turdaki
konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap işlemine geçiyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
anlaşılan o ki sizin daha önceki bir tartışmadan
dolayı bütün siyasi parti grupları adına
yaptığınız açıklamadan nasibini almamış.
Unutulmasın ki, elhamdülillah bütün insanların hepsi Allah
tarafından itibarlı kılınmıştır.
BAŞKAN Elbette, elbette.
OKTAY VURAL (İzmir) Herkes
konuştuğunu, haddini bilecek.
BAŞKAN Herkesin dinî inancı, kendi
değerleri kendine aittir. Hiç kimsenin bir başka kişinin dinî
inançları ve değerleri konusunda söz söylemeye hakkı yoktur.
OKTAY VURAL (İzmir) Oradan mı geldi
vahiy?
BAŞKAN Lütfen, bugünkü konuşmamızda
belirttiğim gibi bu tarz konuşmaları siyasete araç edinmeyelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sana söylüyor, sana!
BAŞKAN Şimdi soru-cevap işlemine
başlıyoruz.
Birinci soru, Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Spor
Bakanına soruyorum.
Niğde ve İstanbul Kartal ilçesinde amatör
spor kulüplerine uğradığımda gördüm ki kulüp tesislerini
bırakın, çoğunun kulüp binası dahi yok. Malzeme
sorunları var. Bir grup gönüllü yönetici çok zor koşullarda gençlere
destek vermeye çalışıyorlar. Amatör spor kulüplerine
İddaadan pay ayrılarak verilmesi, amatör spor kulüplerinin Dernekler
Yasası statüsünden çıkarılıp ayrı bir statüye
kavuşturulması, ecrimisil borçlarına faiz uygulanmaması,
sponsor harcamalarının tamamının gelir vergisinden
düşürülmesi, futbolcuların kulüplerine iki yıl bağlı
kalması ve lisans bedellerinde indirim sağlanacak düzenlemeye
gidilmesi konusunda bir çalışmanız var mı?
Çok zor koşullarda amatör bir ruhla mücadele
eden Niğde Azatlısporun sahası dahi yok, her maçını
deplasmanda oynamak zorunda kalıyor. Azatlıya bir futbol sahası
yaptırmayı, Azatlıspor gibi Ulukışlaspor ve diğer
ekonomik sorunları olan kulüplere destek vermeyi düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Maliye Bakanı biraz önce dedi ki
Uzlaşmayla ilgili varsa belgeniz getirin.
Sayın Maliye Bakanı, 24/12/2010 tarihli,
2010/42 sayılı Maliye Bakanlığı, Merkez Uzlaşma
Komisyonu, Ankara. Buyur, belge 1.
Belge 2: 21 Eylül 2010 tarihli, 2010/38
sayılı karar, Merkez Uzlaşma Komisyonu, Ankara.
Bu iki belgenin fotokopisini kavaslar
aracılığıyla size göndereceğim.
Biz, önce Allaha inanırız, sonra devlete
inanırız. Devlet makamında oturanların halka doğru
bilgi vermesi lazım, gerçekleri saptırmaması lazım.
İkinci sorum: Polislerin ek göstergesi 3 bine
çıkarıldı. Polisler, bu emniyet hizmetleri tazminatı ve bu
ek göstergeyle ilgili mağdurlar. Siz bu mağduriyeti giderip, ne zaman
maaşlarına yansıtacaksınız? Burada, emniyet
mensuplarımız, gerçekten
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
süre geçtiği
hâlde, Resmî Gazetede yayımlandığı hâlde bu kanun,
maalesef maaşlarına yansıtılmamıştır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Kayışoğlu
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum.
Önce Gençlik ve Spor Bakanına sormak istiyorum.
Yurt dışına giden öğrencilerimiz, gençlerimiz aldıkları
bursların yetersiz olduğunu dile getiriyorlar, bir zam
yapılmadığını ve o koşullarda da kendilerine
yetmediğini şikâyet ediyorlar. Bununla ilgili bir şeyler yapacak
mısınız?
Diğerlerini Maliye Bakanına sormak
istiyorum. 2/B arazileriyle ilgili bedelleri neye göre tespit ediyorsunuz?
Çünkü, köylülerimiz mağdur oluyorlar. En son mağdurlar da
Mudanyanın Çepni köylüleridir.
İkincisi: Süreyi kaçıranlar veya taksiti
ödemedikleri için bu haktan yararlanmayanların beklentileri var. Yeniden
bu 2/Bden faydalanmaları için bir düzenleme yapacak
mısınız?
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Erdoğan
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Gençlik ve Spor Bakanı, daha önce
PTT 1inci Ligde oynayan, hâlihazırda Spor Toto 2nci Lig Beyaz Grupta
oynayan Fethiyesporumuz yeni stadına ne zaman kavuşacak?
Sayın Bakan, üniversiteyi kazanan gençlerimizin
en önemli sorunu barınma. Asgari ücretli bir vatandaşımız
çocuğunu KYK yurduna yerleştiremezse çocuğunu üniversitede
nasıl okutacak? Ayrıca, dün beraber yürüdüklerinizi bugün paralel
ilan ettiniz. Çaresizlikten onların yurdunda kalan gençlere bugün iş
vermiyorsunuz. Özel yurtların hangilerinin sakıncalı,
hangilerinin sakıncasız olduğunu ilan edecek misiniz? Bu sıkıntılardan
dolayı vatandaşlarımız üniversiteye giden
çocuklarının devlet yurdunda kalmasını istiyor ancak
yeterli yurt olmadığı için gençlerimizi şimdi de TÜRGEVin
yurtlarına yönlendiriyorsunuz. Yarın birileri de TÜRGEVi paralel
ilan ederse, çaresizlikten bu yurtlarda kalan gençlerimiz ne yapacaklar?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Çam
MUSA ÇAM (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İki soru soracağım, biri Ekonomi
Bakanımız Sayın Elitaşa.
Sayın Bakan, İzmir Ödemiş
Torbalı ve Selçuk bölgelerindeki çiftçiler, Rusyayla ve
komşularımızla olan ilişkilerden dolayı patatesinden
narenciyesine varıncaya kadar ürünler soğuk hava depolarında ve
çok zor durumdalar. Bununla ilgili bir çalışmanız var mı
buradaki çiftçilerimizi rahatlatmak için?
Gençlik ve Spor Bakanımıza:
İzmirdeki statlarla ilgili sorunu çözmek için bir adım atıyor
musunuz Sayın Bakan? Bununla ilgili bize somut bir çözüm ileri sürer
misiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Tüm.
MEHMET TÜM (Kayseri) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Sorum Maliye Bakanına: AKP iktidarı kendi
iç hesaplaşmalarını şimdi de paralel
düşmanlığı üzerinden yürütüyor. Zaman gazetesine kayyum
atamayla başlayan son gelişmeler gösteriyor ki şimdi
Kardeşim dedikleri 11inci Cumhurbaşkanı Abdullah Güle
yakın isimler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Kayseride Boydak ailesine yapılanlar bunun en çarpıcı
örnekleridir. Eğer Boydak ailesi terör örgütüne destek veriyorduysa,
bugüne kadar neden soruşturma açılmadı? Açılan
soruşturmanın 11inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gülle
anlaşmazlıklarının kamuoyunun gündemine geldiği döneme
denk gelmesi tesadüf müdür? Boydak ailesi hangi suç kapsamında
gözaltına alınmıştır? Tutuklanmalarını
gerektiren kanıtlar nelerdir? Kaçma ihtimalleri var mıdır?
Boydak Holdinge de kayyum atanacak mı, böyle bir talep var mı?
Buradan, hiçbir düşüncelerine
katılmadığım, ancak basın özgürlüklerini
savunduğum Zaman çalışanlarına ve Boydak ailesine
geçmiş olsun diyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ben Spor Bakanına soruyorum: Belli noktalarda
Bakanlığınıza bağlı gençlik merkezleri var.
Buralardaki gençlik liderleri neye göre seçilmektedir, hangi kriterlere göre
değerlendirme yapılmaktadır, maaşları ne
kadardır?
İkinci sorum, Edirnemizi de yakından
ilgilendiren bir konu hakkında: Ata sporumuz olan güreşin
desteklenmesi gerekiyor. Maalesef güreşçilerin maddi durumları iyi
değil. Buraya biraz daha fazla kaynak ayırmak gerekir.
Edirne Belediyesi kendi olanaklarıyla
Türkiyenin başpehlivanının seçildiği Kırkpınar
organizasyonunu yapmakta, devletten çok az bir katkı almaktadır. Bu
durumun üzerinde Bakanlığınızın biraz daha
durması gerekmektedir. Güreş, Bakanlığınızca son
yıllarda ihmal edildi. Siz güreşe yeterli kaynak
ayırdığınızı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Koçdemir
KADİR KOÇDEMİR (Bursa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Elitaş, Bursada kayıt
dışı istihdam oranı yüzde 28dir. Tekstil, konfeksiyon ve
dokuma sektörlerinde 3 bin civarında Suriyeli
çalıştığı tahmin edilmektedir. Kayıt
dışı istihdamla mücadelede Bursada hangi tedbirler
alınmaktadır?
İkinci sorum: Türkiyede üniversite mezunu
işsiz sayısı 2000de 143 bin iken 2015te 774 bin olmuştur.
Üniversiteli işsizlik oranı genel ortalamanın üstünde olup yüzde
13e yakındır. Başka bir ifadeyle, her 4 işsizden 1i
üniversite mezunudur. Ülkemiz, işsizlik oranı bakımından
OECD içinde ne durumdadır? Üniversiteli işsizler nasıl bir
planlamanın sonucudur?
Sayın Ağbal, adaletsizliği
tartışmasız olan fiyat içindeki -yani dolaylı- vergilerin
toplam vergi gelirleri içindeki payı nedir? Son on beş yıl
içinde nasıl bir seyir takip etmiştir? Mevcut durum sosyal devlet
ilkesiyle nasıl izah edilmektedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yalım
ÖZKAN YALIM (Uşak) - Teşekkür ederim
Başkan.
Benim sorum Spor Bakanımıza.
Sayın Bakanım, biliyorsunuz, Uşakta
2 tane spor kulübü var Süper Ligde. Bunların bir tanesi Uşak Sportif
Basketbol Takımı. Anadolunun, taşranın tek
takımıdır. Yaklaşık dört yıldır maç
primlerine zam gelmemiştir. Kazananın 45 bin, kaybedenin 35 bin TL
aldığını biliyorsunuz. Dört yıldır zam
gelmediğinden dolayı da kulübümüz oldukça zor durumdadır. SSK ve
vergi borçlarını ödemekte zorluk çekmektedir. İddaa gelirlerinin
yükseltilmesi gerekmektedir.
2nci takım Genç Uşakspor Bayan Hentbol
Takımıdır. Maalesef, sizin ayırdığınız
bütçe Süper Ligteki bir takıma 25 bin TL. Gerçekten, çok kötü durumda.
Sporcuların taksitleri, ödemeleri ödenememektedir. Bundan dolayı da gerekenin
yapılması, en azından 100 bin liraya çıkarılması
gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Tarhan
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sorum Spor
Bakanına.
Sayın Bakan, Gezi sürecinde ırkçı
söylemleriyle öne çıkan ve FILAdan ceza alan Güreşçi Rıza
Kayaalp ödüllendirilmeye devam ediliyor. Bugün çıkan bir habere göre,
Kayaalpe verilen ödüller sosyal yardım statüsüne
alınmış. 250 bin lira sosyal yardım olur mu? Bu konuda bir
açıklama yapar mısınız.
İkinci sorum: Kocaeli stadı ne zaman
bitecek?
Üçüncü sorum: Tarihî Kocaeli İsmetpaşa
Stadını rant için mi yoksa ismi sizi rahatsız ettiği için
mi sattınız?
BAŞKAN - Son soru sahibi olarak Sayın
Arslan
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Ekonomi Bakanına
soruyorum.
Ekonomik göstergeler iyi görünmüyor.
Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat düşmüştür. Piyasa
tıkanmış durumda. Piyasanın hareketlenmesi için ne tür
tedbirler almayı düşünüyorsunuz?
İki: Yatırımı, üretimi,
istihdamı ve ihracatı artırmak için ne tür teşvikler ve
destekler vermeyi düşünüyorsunuz?
Üç: Üretimin üzerindeki yüklerin hafifletilmesi
için, üretimde kullanılan enerjinin üzerindeki KDVyi
sıfırlamayı düşünüyor musunuz?
Dört: Gençlik ve Spor Bakanına soruyorum:
Üniversitede okuyan öğrencilerimizin yurt ve kredi sorunlarını
ne zaman çözeceksiniz?
Beş: Pamukkale Üniversitesinde 55 bin
öğrenci vardır, şimdi 6 bin öğrenciyi barındıran
bir yurt vardır. Bakanın söylediği yurt artışı
Denizlide neden yoktur?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakanlar, cevap
sırası sizde.
Süreniz on dakikadır.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Öncelikle, Sayın Çamın sorduğu
soruya cevap vererek başlamak istiyorum. Dünya Ticaret Örgütü
kuralları çerçevesinde yaş meyve ve sebzeyle ilgili, patatesle ilgili
almamız gereken tedbirler neyse o çerçevede yapabileceğimiz bir durum
var. Yani, Dünya Ticaret Örgütü dışında herhangi bir işlem
yapmamız mümkün değil. Bunu ifade etmek istiyorum.
Bir de Sayın Balukenin gündem
dışı aldığı, 60ıncı maddeye göre
aldığı sözde sorduğu bir soru vardı Akçakale ve
Karkamış Gümrük Kapılarından ne kadar ithalat ve ihracat
yapılmıştır? diye. Akçakale ve Karkamış Gümrük
Kapılarından 2011 yılından sonra ithalat yapılmamıştır.
Akçakale Gümrük Kapısından 2015 yılında toplam 878 bin
dolar ihracat yapılmıştır. Bu yılda, 2015
yılında en son ihracat beyanı 7 Mayıs 2015 tarihinde
Kızılay tarafından 334 bin dolar olarak tescil edilmiştir.
Giden eşya, Kriz hâllerinde zarar görenlere gönderilen eşya olarak
beyan edilmiştir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) 2014ü
de söyler misiniz Sayın Bakan.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) 2011 yılından bugüne kadar herhangi bir ithalat
yapılmamıştır. Akçakale Gümrük Kapısından 2015
yılında toplam 878 bin dolarlık ihracat yapılmıştır.
Bu ihracatın 7/5/2015 tarihindeki olan kısmının 334 bin
dolarlık kısmı Kızılay tarafından
gönderilmiştir.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Bizdeki
veriler farklı, TÜİK verileri farklı.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bir milletvekili arkadaşımızın sorduğu
soru vardı Bursada kayıt dışı yüzde 38. diye.
Kayıt dışıyla mücadelede AK PARTİ iktidarı
döneminde etkin bir mücadele gerçekleştirdik. Bundan önceki süreçte daha
önce kayıt dışı yüzde 50ler civarındayken şu
anda yüzde 35ler seviyesine gelmiştir. Kayıt dışıyla
da mücadelemiz aynı şekilde devam edecektir. Ekonomiyi kayıt
altına almak için büyük bir gayret gösterdiğimizi ifade etmek
istiyorum.
Son olarak soru soran değerli
arkadaşımız Sayın Arslandı tahmin ediyorum.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Ben sordum, Mehmet
Tüm, Boydak ailesini
Bana cevap verin, Boydak ailesi
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Boydak ailesini siz başka yere sordunuz, bana
sormadınız.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Yok, size sordum.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) O zaman karıştırıyorsunuz kime
sorduğunuzu.
SEYİT TORUN (Ordu) Maliye Bakanına
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Maliye Bakanına sordunuz.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Unutmasın Maliye
Bakanı.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Sayın Arslan galiba İhracatı nasıl artıracaksınız?
diye bir ifade kullandı. Biraz önce konuşmamda ifade ettiğim
gibi dünya ticaret hacminde bir daralma var, emtia fiyatlarında düşme
var. Gördüğümüz kadarıyla döviz kurlarında bir stabilize olacak
diye tahmin ediyoruz. Emtia fiyatları 2015 ortalamasından fazla
miktarda düşmediği takdirde, bu süre içerisinde
ihracatımızın parasal olarak tekrar artacağını
tahmin ediyoruz. Çünkü, yine kürsüde ifade ettiğim gibi ihracatta miktar
cinsinden artışlar mevcut. Az önce de spesifik olarak söylediğim
gibi demir çelik ihracatında 5,7lik bir miktar artışı
varken değer cinsinden yüzde 23 civarında bir azalma söz konusu.
İhracatı artırmak için tüm iş adamlarımızla
birlikte Afrikaya açılım, Güney Amerikaya açılım
yapıyoruz. DEİK, ihracatçılar birliği, odalar birliğiyle
birlikte dünyayı gezip ihracatımızı artırmak için
gayret gösteriyoruz.
Sayın Başkan, izin verirseniz diğer
sorulara yazılı olarak cevap vereyim çünkü altı dakika
kaldı, diğer arkadaşlarımız da üçer dakika
bölüşmüş olsunlar.
BAŞKAN Tabii ki.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Cevap veremediğim sorulara yazılı cevap
vereceğim.
Teşekkür ediyorum.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkanım, ben de bana sorulan sorular hakkında
kısa kısa bilgi vermek istiyorum.
Sayın Tanal bir belgeden bahsetti. Bu belge
devletin kayıtlarında mevcut, her türlü denetime tabi tutulmuş
resmî bir belgedir. Bu belgede herhangi bir şekilde hukuka
aykırı bir işlem asla söz konusu değildir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Uzlaşma
yapılmamıştır. dediniz, tutanaklar burada. Uzlaşma
yok. dediniz, uzlaşma var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Uzlaşma komisyonu önüne gelen olayda hukuki değerlendirmelerini
yapmak suretiyle uzlaşmayı sonuçlandırmıştır.
Dolayısıyla, bu belgeyi sanki böyle gizli saklı bir belge gibi bize
sunmanızı
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Siz Bu konuda uzlaşma yok. dediniz Sayın
Bakan!
MALİYE
BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) Burada ima edilen iddianın
belgesi, bilgisi var mı? dedim, burada bunu gösteren bir belge
değildir.
Diğer
taraftan, polislerin ek göstergesi, zam ve tazminatlarıyla ilgili olarak
da 15 Martta polis kardeşlerimizin aylıklarına bu
yansıyacaktır. Yaklaşık 151 lira ile 450 lira arasında
polislerimiz Mart 15ten itibaren artış alacaklardır. Son on
dört yılda bütün kamu görevlilerinin ücretlerinde önemli
artışlar yaptık. Bunu da onların refah paylarının
artması için, refahlarının artması için yaptık.
Diğer
taraftan, 2/B arazilerine ilişkin olarak da 2/B arazilerinin kıymet
takdiri nasıl yapılıyor? dendi. O ilgili köydeki veya kentteki
taşınmazın bulunduğu mahale göre alım satım
bedeli neyse, oradaki rayiç alım satım bedeli, ona göre belirleniyor.
Hatta, burada her bir köyümüzün kıymet takdirleri diğer köylerle de,
diğer yerlerle de mukayese edilmek suretiyle herhangi bir şekilde bir
adaletsizliğin olmasına da asla müsaade edilmiyor. Bugüne kadar
yaklaşık 550 bin taşınmazı 2/B kanunu çerçevesinde
vatandaşlarımıza sattık ve gerçekten de burada, her yerde
taşınmazın hem değerini tespit ederken hem de
satış işlemlerini yaparken titiz bir şekilde konuyu
değerlendirdik.
Süreyle
ilgili olarak, bir kısım vatandaşlarımız 2/B
başvurularında süreyi kaçırdıklarını ifade
ediyorlar. Bu tarım arazilerinin satışında da gündeme
geldi. Bakanlık olarak bu talepleri değerlendiriyoruz, ihtiyaçlara
göre gerekirse Bakanlık olarak yaptığımız
çalışmayı da Hükûmetimize arz ederiz.
Kayyum
atamayla ilgili olarak, adli süreçlerle ilgili olarak bir soru soruldu.
Burası bir hukuk devleti, şu anda adli yargı süreci
işlemektedir. Burada ilgili makamlar yargısal süreci sürdürmektedir,
bir değerlendirmede bulunmam yanlış olur.
Son
olarak, dolaylı vergiler, AK PARTİ hükûmetleri döneminde 2002ye
kıyasla bir miktar da olsa azalmıştır. Yani, bugün sosyal
güvenlik primleri dâhil, Türkiyede dolaylı vergilerin oranı 2002
yılında yüzde 46,9ken 2014 sonu itibarıyla bu yüzde 44,1e inmiştir. Bu da
yüksektir, yani yapmamız gereken şey, tabii ki dolaylı
vergilerin payını azaltıp dolaysız vergilerin
payını artırmaktır. Bu konuda da hükûmetlerimiz döneminde
özellikle kayıt dışı ekonomiyle mücadele
bağlamında önemli çalışmalar
yapılmıştır.
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Sayın Bakan, Boydak ailesiyle ilgili tatmin edici cevap verin, onu
bekliyorum çünkü Kayserililer bekliyor şu anda 14 bin...
BAŞKAN - Sayın
Bakan, buyurun.
Cevaplarınız bitti
mi?
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Peki, teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Tamam.
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Sayın Bakan, soruma cevap verin. Diyorum ki: Kayserililer bu sorunun
cevabını bekliyorlar.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım,
kısa süre içerisinde cevaplayabildiğim sorulara cevap verip akabinde
yazılı cevapları vereceğim.
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Boydak ailesiyle ilgili soru sordum, bütün Kayserililer sizden bu cevabı
bekliyorlar. Boydak şirketinin 14 bin insanı bu cevabı bekliyor
sizden.
BAŞKAN Sayın
Milletvekili, lütfen...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) Sayın Tarhanın sorusuna
cevap vermek istiyorum: Millî güreşçimiz ve bu 2016
olimpiyatlarındaki altın madalya ümidimiz Sayın Rıza
Kayaalp ırkçılık suçlamasıyla ilgili bir ceza almamıştır.
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Efendim, benim soruma cevap verin. Ben değil, bütün Kayserililer bekliyor
bu sorunun cevabını. Boydak ailesine yapılan...
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) Kocaeli Stadını bitirme,
şu andaki resmî süresi elli aydır ancak daha hızlı bir
sürede bitirmek üzere çalışmalar devam etmektedir. Eski stadın
yeri TOKİyle olan protokolden doğan sebepten dolayı
satılmıştır. Bunun herhangi bir şekilde isimle
alakası yoktur.
Sayın Nurhayat
Hanımefendinin sorusuna da cevap vermek istiyorum. Türkiyede 400 lira
olarak verdiğimiz lisans anlamındaki burs yurt dışında
da aynı şekilde ne kadar asgari gelirle alakalı olarak
hesaplanarak onun mantığına göre verilmektedir. Bunun
örneği de Almanyada 759 lira, Avusturyada 1.025 lira, Danimarkada 982
lira olarak verilmektedir.
Sayın Musa Çamın
İzmir statlarıyla ilgili sorusuna... Siz de biliyorsunuz,
yakından takip ettiğiniz bir süreç, yakın zamanda tekrar bir
açıklama da yaptım bu konuyla ilgili olarak. Biz, şu anda bütün
statlarla alakalı olarak -yani Karşıyaka, Göztepe-
yapılmış olan ihalelerle ilgili yürümeye hazırız ancak
Büyükşehir Belediyesinden kaynaklanan bazı hukuki engellemeler söz
konusu, daha doğrusu mahkemeye taşınan bir durum söz konusu, bu
çözüldüğü anda yürüyecek. Alsancakla ilgili olarak da bu, kendi
bünyemizde inşa edeceğimiz bir stat olmasıyla alakalı
olarak burada farklı bir süreç işliyor. Şu anda zemin etütleri
başlamış durumda oradaki çalışmayla alakalı.
Dolayısıyla orada en kısa süre içerisinde inşa etmek
noktasında harekete geçmiş durumdayız.
Sayın Yalım, Uşakta iki tane spor
takımımızın, birisi basketbol, birisi bayan hentbol
takımı olmak üzere maddi sıkıntıda olduğunu dile
getirdiler. Konuyu tekrar araştırıp daha fazla destek verebilir
miyiz diye, bunu da araştıracağım.
Aynı zamanda, Sayın Kazım
Arslanın Denizliyle ilgili sorusuna cevap vermek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) Süre tamamlandı, gerisine yazılı cevap vereyim.
BAŞKAN - Sayın Bakan, teşekkür
ederiz. Yazılı olarak cevap vereceksiniz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Bakan, bizim sorulara da yazılı mı cevap vereceksiniz?
BAŞKAN - Sayın Baluken, sisteme
girmişsiniz.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Sayın Bakan, soruma
cevap verin. Boydak ailesiyle ilgili cevap istiyorum, Boydak ailesiyle ilgili.
BAŞKAN Sayın milletvekili, lütfen, rica
ediyorum. Yazılı olarak cevap vereceğini söyledi ve grup
başkan vekiline söz verdim. Rica ediyorum, süre yok.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Bakın, efendim,
bir il
Sayın Bakan Kayserili, özellikle ondan bekliyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, İç Tüzük 60a göre bir kısa
değerlendirme yapacağım.
BAŞKAN Size söz vereceğim.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, Kayseri Milletvekili ve Bakan olarak bu
soruya cevap vermeme izin verir misiniz?
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Sayın
Elitaş, Sayın Bakan da Kayserili ve Kayserililer ondan cevap
bekliyorlar.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, ben sorayım, ondan sonra mı?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ama soru-cevap bitmeden soru-cevap olmaz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Tamam,
buyurun. Hayır, hayır, ben
BAŞKAN Sayın Baluken, hayır, size
söz vereceğim. Yalnız, ısrarlı bir şekilde sayın
milletvekili sorusuna cevap istiyor. İzin verirseniz bir dakikalık
bir cevap versin.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Biraz önce soruyu soran arkadaş
muhatabını bilmeden sordu, Maliye Bakanına sordu Adalet
Bakanına sorması gereken bir işi.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Ama düzeltiyoruz,
muhatabı sizsiniz, düzeltiyoruz.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ha, şunu sorabilirdi: Sizin, Kayseri Milletvekili olarak
Boydaklarla ilgili yapılan konu hakkındaki görüşleriniz nedir?
diye sorabilirdi.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Haydi öyle kabul edin,
cevap verin.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Biz şunu ifade etmek istiyoruz: Boydaklarla ilgili olan süreç
Boydak Holding veya Boydakların bünyesindeki tesislerle alakalı
değildir.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Abdullah Gülle ilgisi
var mı, Abdullah Gülle? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAMZA DAĞ (İzmir) Dinle, dinle!
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sordun, dinle bak,
dinle!
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Aldığımız bilgi çerçevesinde paralel terör
örgütüne yardım ettiklerinden dolayı iddianame
hazırlanmıştır. Kardeşi, Boydak Holdingin
CEOlarından Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Mustafa Boydak
gerekli açıklamayı yapmıştır. Yargıya intikal
etmiş bir durumdur. Yargının verdiği karara hepimiz
saygı duyacağız.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Baluken, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Abdullah Gülü
niye karıştırıyorsun? Ne alakası var?
MEHMET TÜM (Balıkesir) Abdullah Gülün
yaptığı açıklamayı biliyor musun sen?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ben biliyorum, ne
var?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, benim sorduğum soruya Sayın Bakan cevap
verirken sanırım kendisine eksik bilgi
ulaştırıldı. Özellikle Sayın Bakanın dikkatine
sunmak istiyorum.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Bakan gerekli açıklamayı
yapmıştır.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Söyler misin bana.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ne var onda?
MEHMET TÜM (Balıkesir) Onun için operasyon
yaptınız ona, herkese operasyon yapıyorsunuz. Orada 100 bin
insanı ilgilendiriyor, Kayserililerin tamamını ilgilendiriyor.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Abdullah Gülü
karıştırma! Ağzına alma!
BAŞKAN Grup başkan vekilleri, rica
ediyorum, grubunuza ait milletvekilleriyle ilgilenir misiniz biraz. Sayın
Özel, Sayın İnceöz
Teşekkür ederim.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Biz soruları
sormaya devam edeceğiz, siz de dinleyeceksiniz, o operasyonları da
yapmayacaksınız.
BAŞKAN - Evet, Sayın Baluken.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, tabii, bütün Türkiye
halkı bizi izliyor. Özellikle sayın bakanlar açıklama
yaptığı zaman çok sağlam verilerle ve
doğrulanmış bilgilerle açıklama yapmalılar. Sanırım
bu konuda Sayın Elitaşın önüne gelen bilgi yetersizdir.
TÜİKin ihracat verileriyle ilgili sayılardan ben o bilgiyi
almıştım ve onu sormuştum.
2015in altı ayı içerisinde yani ocaktan
hazirana kadar 981 bin dolar görünüyor orada da. 2014 yılında da 5
milyon 5 bin dolar görünüyor, 2014 yılında ama bu bilgi size
iletilmemiş. Yine, Cerablus, Karkamışta 1 Ocak 2014e kadar
olan süre içerisinde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, hemen toparlıyorum.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, bir dakika
daha
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) 2 milyon
299 bin dolarlık ihracat yapılmış, 2014 yılında
da 1 milyon 838 bin dolarlık bir ihracat yapılmış. Tabii
her hâlükârda Sayın Bakan şunu doğrulamış oldu: Yani,
o bölge IŞİDin elindeyken o bölgeye bir şekilde ihracat
malları gönderilmiş ancak ne zaman ki IŞİDin elinden
çıkıp orada YPGnin denetimine girince de bu ihracat tamamen
durdurulmuş oluyor. Dolayısıyla, bürokratlarınızdan,
önce bu söylediğim bilgilerin doğrulanması, sonra da bu
belirttiğim çelişkinin açıklanmasını özellikle rica
edeceğim.
Teşekkürler.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Vural
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Vural da sanıyorum
konuyla ilgili bir şey söyleyecek, birlikte cevap verirsiniz.
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, ben teşekkür
ederim.
Tabii, Sayın Maliye Bakanı birtakım
bilgiler verdi, Bu dolaylı vergilerin toplam vergiler içerisindeki
payı yüzde 46dan yüzde 44e düştü. dedi. 2002 yılında
yüzde 66,3; 2014te yüzde 71,2 yani yüzde 44 nerede buldu ki? Hangi hesapla?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Vural, sosyal güvenlik primleri dâhil. Siz bilmezsiniz bu
konuları, Erhan Beye sorun.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Merkezî yönetim bütçesi
üzerinden konuşacaksın.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Ekonomi Bakanı,
buyurun.
Bir dakika.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
PKK da, PYD de, IŞİD de terör örgütüdür;
bunun kesin altını çiziyorum. IŞİDden kurtuldu da, PYDye
geçti de ondan dolayı şöyle yaptı. demek niyet okumaktır.
Sayın grup başkan vekilinin, bunu bizim
yaptığımızı söylemesi, teyit etmesi ahlaki bir
düşünce tarzı değildir, tamamen niyet okumaktır.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İhracat rakamlarını söylüyoruz ya.
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bakın, söylüyorum, 2015 yılında yapılan ihracat
rakamını söylüyorum, bunun 300 küsur milyon dolarlık
kısmı Kızılay tarafından
yapılmıştır diye söylüyorum. En son gelen bilgi, 2014
yılında Akçakale ve Karkamış kapılarından 6,8
milyon dolarlık ihracat yapılmış, insani yardım amaçlı
ihracat yapılmıştır diye ifade ediyorum. PYDnin eline
geçti
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Peki,
IŞİDin elinden çıkınca insani yardım bitiyor mu?
BAŞKAN Sayın Baluken, lütfen
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) PYD de terör örgütüdür, PKK da terör örgütüdür, IŞİD de
terör örgütüdür; hepsi bu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İnsani yardım bitiyor mu?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sen bunların sözcüsü müsün? IŞİD de terör örgütü,
PKK da terör örgütü, PYD de terör örgütü.
HAMZA DAĞ (İzmir) PKK terör örgütüdür
diyebilir misin?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
IŞİDin elinde olunca insani yardım oluyor ha, ayıp!
BAŞKAN Sayın Baluken
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) IŞİD de terör örgütü, PKK da terör örgütü, PYD de terör
örgütü.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Sen
şimdi, IŞİDin olduğu bölgede insani yardım adı
altında rakamları çarpıtarak
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sen terör örgütünün sözcüsü müsün?
BAŞKAN Sayın Elitaş
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İnsani yardım orada bulunan örgütlerin durumuna göre
değişmez, samimiyse insani yardım sürekli gider.
IŞİDin elinden çıkınca insani yardım kesilmez, böyle
bir şey yok Sayın Başkan, böyle bir şey yok.
BAŞKAN Sayın Baluken, lütfen
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sen terör örgütünün temsilciliğini bırak, bu milletin
temsilcisi ol.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Böyle
bir şey yok. İtiraftı bu, açık bir itiraftı.
BAŞKAN Tamam, kayıtlara geçti. Sayın
Bakan, Sayın Baluken; teşekkür ederim, bütün söylediğiniz her
şey kayıtlarda.
Sayın Özel, lütfen buyurun.
Bir dakika.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
22.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Maliye
Bakanı Naci Ağbalı, tutarsız ve Meclisin aklıyla alay
eden tavrı nedeniyle kınadıklarına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Şimdi, siyasetin en olmazsa olmaz şeyi
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
İnsani yardım IŞİD olunca var, PYD olunca yok; iyi!
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) PYD terör
örgütü değil mi?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Değil. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Bal gibi terör
örgütü.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) Utanmıyor
musun!
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Sen
utanmıyor musun? Senin dışında dünyada hiç kimse demiyor.
Ayıp!
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) Terör örgütü,
sen de teröristsin! Ayıp be, ayıp!
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Utanmadan da
Değildir. diyorsunuz.
HAMZA DAĞ (İzmir) PKK terör örgütüdür.
diyebilir misin?
BAŞKAN Sizin adınıza ben özür
dileyeceğim Sayın Özelden ve diliyorum çünkü sözü yarım
kaldı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Estağfurullah.
Sayın Başkan, şimdi, siyasette en
övünülecek meziyet tutarlılıktır, en utanılacak iş de
tutarsızlıktır. Bu bazen yıllara, bazen aylara
karşılık gelir ama dakikalar içinde böyle bir şey olmaz.
Sayın Maliye Bakanı, Milliyetçi Hareket Partisinden sayın
konuşmacının bir Cengiz Holdingle ilgili uzlaşma belgesi
olduğunu ve vergi borçlarının silindiğini söylediğinde
Yok öyle bir şey, yalan, yalan, yalan. dedi. Biraz önce Sayın
Milletvekilimiz Mahmut Tanal belgesini tüm gruplara ve kendisine
dağıttı, şimdi bu belgeyi kabul ediyor, bunun makul bir
şey olduğunu söylüyor. Biz bu tutarsızlığı ve
Meclis aklıyla alay eden bu tavrı kınıyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bakan, size söz veriyorum.
Bir dakika.
23.- Maliye Bakanı Naci Ağbalın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkan, ben, Özgür Beyi kınamaya değer bile
bulmuyorum.
Bir kere, şunu söyleyeyim Özgür Bey,
bakın, şöyle: Tutarlılıktan bahsettiniz, ben de size
tutarlı olmak bakımından bazı şeyler söyleyeyim.
Burada, Milliyetçi Hareket Partisi sözcüleri Bir gruba yönelik olarak
uzlaşmada vergisi sıfırlandı. dedi ama o
sıfırlamayı haksız ve hukuksuz bir sıfırlama
olarak değerlendirdiğini ima etti. Yani burada Uzlaşma
komisyonu, haksız bir şekilde, alınması gereken bir vergiyi
almaktan vazgeçti. diye imada bulundu, ben de Hukuksuz ve haksız bir şekilde
alınması gereken bir vergiyi almaktan vazgeçtiğini gösteren bir
belgeyi, bilgiyi ortaya koyun. dedim. Bana gösterdiğiniz belge devletin
resmî kayıtlarında olan uzlaşma tutanağıdır,
gizli saklı bir belge değildir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hukuki olarak kaç para
affettin onu söyle o zaman Sayın Bakan? Hukuki olarak kaç para affettin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne olacak yani!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) -
Hayır, hayır, gizli saklı bir belge değildir. Uzlaşma
komisyonu hukukun içinde kalarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, Teşekkür
ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN - Sayın Erdoğana söz
veriyorum, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan,
bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan epey bir
süredir ışığını yakıyor, sisteme
girmiş.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Bakan önce bu
uzlaşma komisyonunun bunu haklı yaptığına ilişkin
delilini ortaya bir sunsun bakalım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
İddiayı ispat edemeyen müfteridir.
OKTAY VURAL (İzmir) Hadi sun, hadi sun!
Miktarını sun bakalım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
İddiayı ispat edemezsen müfterisin.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Neden
sıfırladınız onu söyleyin, neden?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Haklı olduğunu
kabul ettin, miktarını söyle o zaman.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan, buyurun.
Son konuşmacı
Sayın Erdoğan, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Haklı sildim
diyorsun, kaç para sildin onu bir söyle.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sayın Bakan,
gerekçesini söyle, gerekçesini.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Siz iddia ediyorsunuz, siz ispat edeceksiniz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sen ispat edeceksin,
neden sıfırladığının sen gerekçesini
söyleyeceksin.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan, sizi
dinliyoruz.
Sayın Erdoğan
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kaç para sildin onu söyle
diyoruz.
BAŞKAN Sayın Erdoğan
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Bakın, haksız yere bu işlerin
yapıldığını kim iddia ediyorsa ispat külfeti ona
aittir.
BAŞKAN - Sayın Ağbal, lütfen
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
İspat edemezseniz müfterisiniz.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sayın Bakan,
gerekçesini söyleyin, neden sıfırladınız?
OKTAY VURAL (İzmir) Haklı yere
yaptığını ispat edemiyorsan sen haksız yapıyorsun
o zaman.
BAŞKAN Söz hakkınız bakidir
Sayın Erdoğan.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.50
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Özcan PURÇU
(İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54üncü
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
dokuzuncu tur görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/28), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN
- Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
Sayın Erdoğan, size söz vereceğimi
söylemiştim.
Bir dakika, yerinizden.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Muğla Milletvekili Mehmet
Erdoğanın, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay
Kılıçın, kendisinin sorduğu sorulara cevap
vermediğine ilişkin açıklaması
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Gençlik ve Spor Bakanı benden önce
sorulan bütün sorulara cevap verdi, benden sonra sorulan bütün sorulara cevap
verdi ancak benim sorumu duymadıysa tekrar edeyim.
Öncelikle, Fethiyespora yeni bir stat yapıp
yapmayacaklarını sordum. İkinci olarak da, üniversiteyi kazanan
gençlerimiz için en önemli sorunun barınma sorunu olduğunu, asgari
ücretli bir vatandaşımızın çocuğunu devlet yurduna
yerleştiremezse nasıl okutabileceğini sordum.
Gene, dün beraber yürüdükleri paralel yapıya
ait yurtlarda çaresizlik dolayısıyla kalan çocuklara bugün iş
verilmediğini ancak bugün de yurt bulamayan çocuklara TÜRGEVe git.
dediklerini herkes bilmektedir.
Yine, özel yurtların içinde hangileri
sakıncalıdır, hangileri sakıncalı değildir?
Vatandaş çocuklarını hangi özel yurtlara gönderecektir? Bu
sorularımın hiçbirine cevap vermediler.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Ben teşekkür ederim.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı Kalkınma
Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/31), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2014
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) GENÇLİK VE SPOR
BAKANLIĞI (Devam)
1) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Spor Genel Müdürlüğü
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Spor Genel Müdürlüğü
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) YÜKSEKÖĞRENİM
KREDİ VE YURTLAR KURUMU (Devam)
1) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Yükseköğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) MALİYE BAKANLIĞI (Devam)
1) Maliye
Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) GELİR İDARESİ
BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
F) KAMU İHALE KURUMU (Devam)
1) Kamu İhale Kurumu 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu İhale Kurumu 2014
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) ÖZELLEŞTİRME
İDARESİ BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
Ğ) KAMU GÖZETİMİ,
MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU (Devam)
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve
Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
H) GELİR BÜTÇESİ (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, sırasıyla,
dokuzuncu turda yer alan bütçelerin bölümlerine geçilmesi hususunu ve
bölümlerini ayrı ayrı okutup oylarınıza
sunacağım.
Ekonomi
Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
28) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 54.574.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 200.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 1.627.933.000
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 1.682.707.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
istiyorum. Milletvekili talebini yerine getirmek zorundasınız.
BAŞKAN
- Ekonomi Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Karar yeter sayısı istiyorum. Bakın,
İç Tüzükü ihlal ediyorsunuz!
2) Ekonomi
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 1.459.636.589,00
Bütçe Gideri 1.428.018.343,96
İptal Edilen Ödenek 31.618.245,04
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Karar yeter sayısı istiyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım, sizin İç Tüzükü
ihlal etmekte bir üstünlüğünüz var mı?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Tutanağa geçti artık, bir karar yeter
sayısı arayın da gelsin arkadaşlar.
BAŞKAN
Peki, bundan sonraki bölüm için arayacağım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı var efendim.
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Gerek yok, gerek yok, tamam.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Ne demek gerek yok Beyefendi? Siz kendi
adınıza konuşabilirsiniz, benim adıma konuşabilir
misiniz?
BAŞKAN
Gençlik ve Spor Bakanlığı
2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Bölümleri okutuyorum:
29) GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI
1) Gençlik ve Spor Bakanlığı 2016 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 9.489.656.800
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 1.500.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
08 Dinlenme,
Kültür ve Din Hizmetleri 185.083.200
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 9.676.240.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümleri kabul edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Gençlik ve Spor
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 6.158.437.000,00
Bütçe Gideri 6.144.067.797,63
İptal Edilen Ödenek 14.369.202,37
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gençlik
ve Spor Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Spor Genel
Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.14) SPOR GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Spor Genel
Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 39.475.572
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 67.800
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 554.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
07 Sağlık
Hizmetleri 2.583.124
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
08 Dinlenme,
Kültür ve Din Hizmetleri 1.089.231.504
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1.131.912.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 3.190.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 1.076.912.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 51.810.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 1.131.912.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Spor
Genel Müdürlüğü 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Spor
Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Spor Genel
Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 1.597.422.539,75
Bütçe Gideri 1.564.420.924,91
İptal Edilen Ödenek 33.001.614,84
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 920.749.000,00
Tahsilat 1.616.619.921,06
Ret ve İadeler 41.482,47
Net Tahsilat 1.616.578.438,59
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Spor
Genel Müdürlüğü 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2016 yılı
merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.13) YÜKSEK
ÖĞRENİM KREDİ VE YURTLAR KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2016 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 100.506.300
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 637.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 100.742.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
09 Eğitim
Hizmetleri 9.175.945.700
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 9.377.831.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 402.101.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 8.377.831.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 178.600.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
08 Alacaklardan
Tahsilat 419.299.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 9.377.831.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2016 yılı
merkezî yönetim bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2014 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2)Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2014 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 6.734.495.551,00
Bütçe Gideri 6.591.076.397,64
İptal Edilen Ödenek 143.419.153,36
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 5.862.584.000,00
Tahsilat 5.901.858.613,02
Ret ve İadeler 12.017.689,09
Net Tahsilat 5.889.840.923,93
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2014 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Maliye
Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
12)
MALİYE BAKANLIĞI
1) Maliye Bakanlığı 2016
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu Hizmetleri 94.304.863.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 212.271.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
06 İskân
ve Toplum Refahı Hizmetleri 1.909.548.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
09 Eğitim
Hizmetleri 2.254.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
10 Sosyal
Güvenlik ve Sosyal Yardım Hizmetleri 59.677.438.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 156.106.374.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Maliye Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Maliye
Bakanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A) CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 110.444.361.060,51
Bütçe Gideri 110.161.286.296,09
İptal Edilen Ödenek 283.074.764,42
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 413.158,75
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Maliye
Bakanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Gelir İdaresi
Başkanlığı 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
12.76) GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Gelir İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 2.784.212.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 1.696.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 2.785.908.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir
İdaresi Başkanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Gelir
İdaresi Başkanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 2.391.509.298,00
Bütçe Gideri 2.313.804.382,87
İptal Edilen Ödenek 77.704.915,13
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gelir İdaresi
Başkanlığı 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Kamu
İhale Kurumu 2016 yılı merkezi yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
42.06) KAMU İHALE
KURUMU
1) Kamu İhale Kurumu
2016 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu Hizmetleri 15.564.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 116.436.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 132.000.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 79.043.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 52.956.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 Sermaye
Gelirleri 1.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 132.000.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kamu
İhale Kurumu 2016 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Kamu
İhale Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Kamu İhale Kurumu
2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 178.028.000,00
Bütçe Gideri 174.406.534,38
İptal Edilen Ödenek 3.621.465,62
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 111.000.000,00
Net Tahsilat 158.095.200,91
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kamu
İhale Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 yılı merkezi yönetim
bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.35)
ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANLIĞI
1) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 15.626.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 400.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 14.778.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 30.804.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 386.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 30.418.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 30.804.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2016 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 26.203.000,00
Bütçe Gideri 23.735.972,52
İptal Edilen Ödenek 2.467.027,48
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 24.387.000,00
Tahsilat 26.515.677,48
Ret ve İadeler 9.022,10
Net Tahsilat 26.506.655,38
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı 2014 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu 2016 yılı
merkezi yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
42.10) KAMU
GÖZETİMİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMU
1) Kamu Gözetimi, Muhasebe
ve Denetim Standartları Kurumu 2016Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 475.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 35.495.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 35.970.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 13.155.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 22.565.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 250.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 35.970.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu 2016 yılı
merkezî yönetim bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Kamu
Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu 2014 yılı
merkezî yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2) Kamu Gözetimi, Muhasebe
ve Denetim Standartları Kurumu 2014 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 30.505.000,00
Bütçe Gideri 17.537.965,22
İptal Edilen Ödenek 12.967.034,78
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 30.505.000,00
Tahsilat 14.825.697,97
Ret ve İadeler 139.804,11
Net Tahsilat 14.685.893,86
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurumu 2014 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece dokuzuncu turda yer alan
kuruluşların bütçeleri ve kesin hesapları kabul edilmiştir.
Hayırlı olmalarını temenni ederim.
Sayın milletvekilleri, dokuzuncu
turdaki görüşmelerin tamamlanmasıyla birlikte, 2016 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 Yılı Merkezi
Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 1inci maddeleri
kapsamına giren bakanlık ve ilgili kuruluşların bütçeleri
ve kesin hesapları ile gelir ve finansmanla ilgili 2nci maddenin
görüşmeleri tamamlanmış bulunmaktadır.
Şimdi program uyarınca
sırasıyla 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısının maddelerini görüşüp oylamalarını
yapacağız.
2016 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Tasarısının gider bütçesiyle ilgili 1inci
maddesini tekrar okuttuktan sonra oylarınıza sunacağım.
2016 YILI
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Gider, Gelir,
Finansman ve Denge
Gider
MADDE 1- (1)
Bu Kanuna bağlı (A) işaretli cetvellerde gösterildiği
üzere, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve
Kontrol Kanununa ekli;
a)
(I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu
idarelerine 560.782.309.000 Türk lirası,
b)
(II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelere 68.938.657.000
Türk lirası,
c)
(III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlara
3.790.619.000 Türk lirası,
ödenek
verilmiştir.
BAŞKAN 1inci maddeyi daha evvel kabul
edilmiş bulunan cetvelleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gelir bütçesine ilişkin 2nci maddeyi tekrar
okutuyorum:
Gelir ve finansman
MADDE 2- (1)
Gelirler: Bu Kanuna bağlı (B) işaretli cetvellerde
gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli;
a)
(I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçenin gelirleri 530.402.940.000
Türk lirası,
b)
(II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin gelirleri
8.733.356.000 Türk lirası öz gelir, 60.896.542.000 Türk lirası Hazine
yardımı olmak üzere toplam 69.629.898.000 Türk lirası,
c)
(III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici
kurumların gelirleri 3.768.054.000 Türk lirası öz gelir, 22.565.000
Türk lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 3.790.619.000 Türk
lirası,
olarak
tahmin edilmiştir.
(2)
Finansman: Bu Kanuna bağlı (F) işaretli cetvellerde
gösterildiği üzere, 5018 sayılı Kanuna ekli (II)
sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idarelerin net finansmanı
14.000.000 Türk lirası olarak tahmin edilmiştir.
BAŞKAN Şimdi 2nci maddeye
bağlı cetvelin bölümlerini okutup ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım.
B
CETVELİ
KODLAR AÇIKLAMA 2016
YILI BÜTÇE GELİRİ
01 Vergi
Gelirleri 504.450.400.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 18.965.949.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 2.461.655.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 36.904.042.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
06 Sermaye
Gelirleri 12.204.413.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
08 Alacaklardan
Tahsilat 1.643.183.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
TOPLAM BÜTÇE
GELİRİ 576.629.642.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
09 Ret
ve İadeler ( - ) 46.226.702.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
NET BÜTÇE
GELİRİ 530.402.940.000
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi kabul edilen ekli cetveliyle birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
Denge
MADDE 3- (1) 1 inci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen ödenekler toplamı ile 2
nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan tahmini
gelirler toplamı arasındaki fark, net borçlanma ile
karşılanır.
BAŞKAN 3üncü madde üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal
konuşacak.
Buyurun Sayın Günal. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
biraz sessiz olalım.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Vallaha Sayın
Başkanım, ben açıkçası çok fazla söyleyecek söz
bulamıyorum çünkü söz söylemeye başlarsam Sayın Bakan daha
birinci cümlede yine ayağa kalkıp bağırmaya başlayacak.
Burada nasıl bir bütçe görüştüğümüzü
ben anlayamadım. Yani, hadi Sayın Elitaşın burada grup
başkan vekilliği alışkanlığı var,
Bakanlığının faaliyet alanı belirli, Kayseri siyaseti
var, anladım da Sayın Maliye Bakanından biz isterdik ki burada
gelir, gider, bunlarla ilgili şeyleri anlatsın. Genel ekonomi bütçesi
sunuşu gibi başlangıçtan yine başladı, aynı
şeyleri bize söyledi.
Ya, burada bir sürü şey söyledik Sayın
Bakan. Sayıştay raporlarıyla ilgili konuştuk, geçici
bütçede sorduk, Komisyonda sorduk, bütün arkadaşlarımız orada.
Siz hâlâ bize Efendim, bunların belgesini getirin. demekle
uğraşıyorsunuz. Yani, bir defa da Bunlar zinhar yalandır.
desenize ya. Bekliyoruz yani Bu sizin söyledikleriniz gerçek değildir,
yalandır, böyle bir rapor yoktur, vergi denetim elemanlarımız
bunlarla ilgili incelemelerde herhangi bir tarhiyat yapmamıştır
veya yapılan tarhiyatlar yanlıştır, kabahat bizim vergi
elemanlarımızdadır. deyin o zaman.
Defalarca buradan size
söyledim arkadaşlar, daha önce Sayın Bakana da buradan okudum.
Açıkçası, ben bazen zorlanıyorum. Yani sorduğumuz sorular
net değilse yeniden yeniden soralım. Yani istiyoruz ki
Kesin hesap
kanunu da görüşeceğiz. Sayıştay raporları niye
gelmiyor? dediğimiz zaman Geliyor. diyorlar. Peki, niye bu gönderilmedi
diye bakıyoruz, yine yok.
Onun içerisinde olanları
soruyoruz, elimizde olan
Değerli arkadaşlar, siz de şahitlik
edin, demin olmayanlar var, yeni gelen arkadaşlarımız var, Ne
konuşuyor bunlar, ne kavgası ediyorlar? demeyin, size de
aktaralım, haksızsak sizden de özür dileyelim. Bakın, Vergi
Denetim Kurulunun bizde tarhiyat öncesi yaptığı incelemelerle
ilgili raporlar var. Toplamını söyledim, Sayın Bakana defalarca
söyledim, 2012de, 2013te, 2014te bunları konuştuk. Örnek olarak
söylüyorum, sizin de vicdanınıza sesleniyorum: Bakın, bir
mükellefe 1 milyar ceza yazılırsa, 500 milyon anapara
yazıldıysa, 500 milyonun 450 milyonunu alıp 1 milyar
cezanın sadece 50 milyonunu alırsa siz bundan ne
anlarsınız? Ben Türkçesini size söylüyorum. Ne olmuş? Ya o zaman
bu mükellefe zulmediyorsunuz, 1 milyar cezayı yazıyorsunuz yani
siyasi bir şey var veya o zaman, rüşvet alıp siliyorsunuz. Bunun
başka bir izahı yok. Bakın, her sene aynı şey.
Yazık bu insanlara. (Gürültüler)
Sayın
Başkanım, benim bağırdığımı
söylüyorsunuz ama maalesef bağırmam bile duyulmuyor. Arkadaşlar
oylama için bekliyor herhâlde.
BAŞKAN Yani sizin
sesiniz de duyulmuyorsa gerçekten haklısınız.
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Hayır, Bir saat oylama olmayacak. deyin de işi olanlar
çıkabilir. Yani biraz
BAŞKAN Yani siz
gerçekten haklısınız.
Evet, Sayın Günalı
dinliyoruz.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Yani
ben sizin vicdanınıza hitap ediyorum diyorum. Bakın, 1 milyar
ceza yazılmış. Fevzi Bey, senin işletmen vardı,
eğer 1 milyar ceza yazsalar, 50 milyonunu alıp 950sini silseler ne
anlarsın bundan? O zaman sana garezleri var demektir.
NURETTİN DEMİR
(Muğla) Yüzde havuza gidiyor, havuza!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Yani
oradan itiraz ediyorsun ama. Ya bu adama zulmediyorsunuz veya yazdıktan
sonra o zaman anlaşıp siliyorsunuz, bunun başka bir izahı
yok. O adama
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Mehmet Bey, ana
paranın gecikme faizi alınır, o ayrı.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Hayır, işte,
siliniyor, ben onu söylüyorum.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Ana paranın
gecikme faizi devam ediyor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Etmiyor, etmiyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
karşılıklı konuşmaya meydan vermeyelim.
Sayın Günal, lütfen
MEHMET GÜNAL (Devamla) Vedat Bey, maliyecisiniz,
ben size şimdi o dersi anlatmayayım, ayıp olur, ben size Vergi
Denetim Kurulunun
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Müesseseyi bilmiyor
ya!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Sayın
Başkanım, Vergi Denetim Kurulunun faaliyet raporundaki sonuçları
okuyorum ben size, ben kendim söylemiyorum. 1 milyar ceza yazıp, 50
milyonunu alıp 950 milyonunu almıyorsan ya bu adama zulmediyorsun,
baskı yapıyorsun veya silerken bir şey alıyorsun, ben
başka bir şey anlamam bundan. Burada bir sürü esnaf
Her sene
aynısı olur mu ya? O zaman bu vergi denetim elemanları
yanlış mı yapıyor, hepsi mi yolsuzluk yapıyor? O zaman
senin elemanların töhmet altında kalır. Yanlış
yapıyordur o zaman yapan vergi denetim elemanları, o incelemeyi
yazan, o tarhiyatı yapan. Kim uzlaşıyor?
Değerli arkadaşlar, burada bunun
kavgası yapıldı, eski milletvekillerimiz biliyor,
Sayıştayın Gelir İdaresi raporları gönderilmedi,
bunları tartıştık, Sayın Canikli burada Duman
oluruz. meselesini kaç defa tartıştı. Efendim, neymiş?
Vergi mahremiyeti var. diyorlar. Şimdi söyleyeceğiz, yine
söylemeyecekler. Vergi mahremiyeti -Vedat Bey orada söylüyor ama- sadece o
inceleme elamanlarının orada edindikleri bilgileri görevlerinden
ayrıldıktan sonra kullanmamalarıyla ilgilidir. Vergi
mahremiyetinin her zaman istisnası, adli kovuşturma ve
soruşturma varsa o bilgiler verilir. Kim istiyor bilgileri?
Sayıştay istiyor. Kimin adına istiyor? Türkiye Büyük Millet
Meclisi adına istiyor. Onlar ne diyor? Veremeyiz, vergi mahremiyeti var.
Yani, şimdi, vergi denetim elemanı inceliyor, arkadaşların
uzlaşma kurulunda hepsini silme yetkisi var, bizim adımıza
denetim yapan Sayıştaya mahremiyet nedeniyle verilmiyor.
Sayıştay ne? Mahkeme, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına bu
bütçenin denetimini yapan, sonucunu bize bildirmekle yükümlü olan mahkeme,
yargı erki. Şimdi, böyle bir şey olur mu arkadaşlar?
Kalkıp herkese Belgenizi getirin. Buradan kaç defa söyledik, isimlerini
verdik, tarihlerini, sayısını mı verelim şimdi
inceleme raporlarının? Niye bununla ilgili çıkıp bir
açıklama yapmıyorsunuz, her seferinde Belge istiyorum. diyorsunuz.
İsim söyleyeyim.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Belki
Bakanın elinde de yoktur Mehmet.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Hayır, ben söyleyeyim.
Onda olmayanları ben söyleyeyim. Var ya da yok desin arkadaşlar.
Ben özür dileyeyim. Burada Bakana soruyoruz biz yani, töhmet altında
bırakmayalım.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Ya git, cumhuriyet
savcısına verin.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Cumhuriyet
savcısı mı bıraktınız? Şimdi başka
şey konuşacağız.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Sayın Vekil, suç
duyurusunda bulunmuş olabilirler savcılığa.
Bakacağız şimdi.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Vergi
memurları belki Bakana da vermemiştir.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Evet, evet, yani şimdi
ben okuyayım, yanlışım varsa sizden de özür dilerim.
Sıkıntı etmeyin yani o kadar heyecanlanmayın. Benim
söylediklerimin hepsini ben soruyorum, ithamda bulunmuyorum. Bakın,
diyorum ki: Sayın Bakana defalarca sordum, diyor ki temcit pilavı
gibi. E bir sefer cevap ver de bir daha sormayalım ya, çok basit. Bir
sefer de ki Yok kardeşim, yalan söylüyorsunuz, iftira atıyorsunuz.
Müddei ispatla mükelleftir. diyor. E benim elimde mi? Sen Sayıştaya
vermemişsin işte, ben de ispat edeceğim. Sayıştaya
vereceksin o belgeleri, bakacak. Topluca göndermişsin
ALİM TUNÇ (Uşak) Ver mahkemeye.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Verdim mahkemeye, verdim
mahkemeye.
ALİM TUNÇ (Uşak) Tamam.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Savcılıktan
göndermiyor işte. Diyorum, bakın, Sayıştay mahkemedir
beyefendi, Sayıştayın sizin adınıza yargı yetkisi
var. Sayıştaya sen, mahkemeye, bilgileri vermiyorsan nasıl yargılayacak?
Bakın, ben buradan soruyorum, bakın, net
soruyorum: Elektromed firmasına -2009dakileri söylüyorum, yenileri
söylemiyorum, bakın- 57 milyon küsurat anapara, alınan 5,8 milyon, 57
milyonun tam onda 1i alınanı. Ceza 81 milyon küsur, alınan
sıfır lira. Doğru mu, yanlış mı, söylesin
Sayın Bakan. O söylemiyor, ben söylüyorum isimleri. Suçum varsa da onu da
çekeceğim, vergi mahremiyetini ihlal etmekten dolayı da ne varsa onun
suçunu ben çekerim. Bir daha sorayım: İsterseniz raporun tarihini de
söyleyeyim, yalan mı, doğru mu, onlar bize söylesinler. Haziran 2009
tarihinin inceleme raporunda Türkerler şirketinin 24 milyon liralık
anaparasını 6,9 milyona indirdiniz mi, indirmediniz mi? 39,9 yani 40
milyonun tamamını, cezasını
sıfırladınız mı, sıfırlamadınız
mı? Niye yazıyorsun kardeşim o zaman buna?
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Yanlışlık
olamaz mı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) Nasıl
yanlışlık? Bahsediyoruz işte şimdi, hepsi mi
yanlış?
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Genç bir
müfettiştir, hata yapmış olabilir. İtirazla düzeltilir. Ne
var bunda? Olamaz mı?
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Tekrar gelsin. Şimdi
HİKMET AYAR (Rize) Tarhiyat öncesidir onlar.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Veya sorayım: Bir ecza
deposunun incelemesini yapan bir denetim elemanını, iki yıl
incelemeyi yapıp tam inceleme raporu yazılırken değiştirip
başkasını görevlendirdin mi, görevlendirmedin mi? Ben soruyorum.
HİKMET AYAR (Rize) O ne zaman oluyor ya?
Gitmemiştir, göreve gitmemiştir.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Ben soruyorum, bir ecza
deposu dedim, hadi öyle söyleyeyim Hedef Ecza Deposunun diyeyim o zaman. Ben
bir şey söylemiyorum, kimler olduğunu sizin takdirinize
bırakıyorum.
Az önce Sayın Tanal getirdi, elimizde daha önce
olanlar var. Sadece Akfenin 392 milyon orada vergisi gözüküyor. Benim temcit
pilavı gibi sorduğum, sizin Cerattepe kavgası nedeniyle gündeme
getirdiğiniz Cengiz İnşaatın 420 küsur milyonunu sildin mi,
silmedin mi? Hâlâ o bana diyor ki Yahu temcit pilavı gibi getiriyorsun.
Yahu az para değil bu, 422 milyon, bir şey değil ki, niye
söylemiyorsunuz? Yok kardeşim böyle bir şey deyin. Ha, şunu
diyebilir: Geldi, biz de vergi uzlaşma kuruluna getirdik. Gelir
İdaresi Başkanımız, Başkan Yardımcımız,
ilgili daire başkanı, Merkezî Uzlaşma Komisyonu bunu sildi,
varsa bir itirazınız gidin mahkemeye. ama biz bunu aldık,
almadık demeden kalkıp bize bunu söylediğin sürece hep sormaya
devam edeceğiz. Ya çıkıp bir gün diyeceksin ki Silmedik, böyle
bir şey yoktur, zinhar yalandır. O zaman biz de bunları
dağıtmaya devam edeceğiz diyor, teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Günal.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Van Milletvekili Adem Geveri konuşacak.
Buyurun Sayın Geveri. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA ADEM GEVERİ (Van)
(x) (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın Milletvekili, lütfen Türkçe konuşur
musunuz!
ADEM GEVERİ (Devamla)
(x)
BAŞKAN Sayın Milletvekili,
konuştuğunuz dili ben bilmiyorum, lütfen Türkçe konuşur musunuz!
ADEM GEVERİ (Devamla)
(x)
(AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, görevimi
yerine getiremeyeceğim.
Rica ediyorum, lütfen, Türkçe konuşur musunuz!
Konuştuğunuz dil Kürtçe herhâlde, ben onu bilmiyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ya
selamlama yapıyor, bir şey yok. Selam verdi ya, Bütçe
hayırlı olsun. diyor.
ADEM GEVERİ (Devamla) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Yasin Börünün
davası var yarın.
ADEM GEVERİ (Devamla) 2016 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 3üncü maddesi üzerine
Halkların Demokratik Partisi Grubunun görüş ve önerilerini belirtmek
üzere söz almış bulunmaktayım.
Devlet bütçesi, toplum ile siyasi iktidar
arasındaki kaynakların kullanımı konusunda yapılan bir
sözleşmedir. Bir başka deyişle, kamu kaynaklarının
toplanması ve harcamaların yapılması için Hükûmetin bu
Parlamentodan aldığı bir yetkidir. Bu nedenle, siyasi iktidar
Parlamentodan aldığı bu yetkiyi istismar etme ve bilinçsizce
çarçur etme hakkına sahip değildir. Geçmişte bu
yanlışları yapan siyasi iktidarlar ağır bedeller
ödeyip iktidarlardan düştüler. Bugün aynı yanlışları
tekrarlamakta ısrarlı olan mevcut siyasi iktidar da bedelini en
ağır biçimde ödeyecek, dört elle sarıldıkları
iktidardan düşecek ve nitekim bununla ilgili ortaya çıkan şu
anki hazin tablo, bu Hükûmetin yakın bir zamanda gideceğini
göstermektedir.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) Rüya
görüyorsun, rüya.
ALİM TUNÇ (Kütahya) Uzun zamandır
uyanmadığın için herhâlde, 1 Kasımda gördünüz.
ADEM GEVERİ (Devamla) Tam da bu noktada
bütçenin kimler için ve ne için hazırlandığı
sorularını sormak istiyorum. Gördüğümüz ve
anladığımız kadarıyla bütçede hazırlık
sürecinde bütçe gelir ve harcamalarının asıl muhatabı olan
yoksul halk, farklı toplumsal kesimler, meslek örgütleri, emekçiler,
sendikalar, üretenler her yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe
sürecinin dışında bırakılmıştır.
İş birlikçi sermaye çevrelerinin, patronların ve yandaşların
dışında kalan halkın büyük bir bölümünün Parlamentoda
görüşülen 2016 bütçe harcamalarına ilişkin talep ve
ihtiyaçları hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır.
Oysaki, bütçe, iş birlikçi sermaye ve çevrelerinin, patronların,
yandaşların, faiz ve savaş lobisinin isteğine göre
değil, yoksul halkın gerçeğine ve ihtiyaçlarına göre hazırlanmalıydı
ama maalesef içeride ve dışarıda sürdürülen savaş
politikaları böyle bir savaş bütçesinin hazırlanmasına
sebep olmuştur.
Bu anlamda, ülke kaynaklarının farklı
toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarına cevap vermediği ve büyük bölümü
yoksul halktan toplanan vergilerle oluşturulan bütçenin asıl sahibi
olan halkın ihtiyaçları doğrultusunda
hazırlanmasını, harcanmasını istemek ve bunun için
muhalefet etmek kadar doğal ve meşru bir durum olamaz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir başka önemli husus da devletin borçları
konusudur. Bu, gerek halk arasında gerekse basında sürekli ilgi çeken
ve tartışılan bir konudur. Bu borçların hangi amaçlarla
yapıldığı, hangi kaynaklardan
sağlandığı, devlete ve vatandaşlara nasıl yükler
oluşturduğu, ne şekilde kullanılıp yönetildiği ve
ülke ekonomisi üzerindeki etkileri günlük hayat üzerinde sıkça
tartışılan konular arasındadır.
Bu anlamda, sizlerle bazı rakamları
paylaşmak istiyorum:
Hazine Müsteşarlığının daha
önce açıkladığı verilere göre, Türkiye'nin 2015 üçüncü
çeyrek sonu itibarıyla bazı borç stoku verileri şöyle:
Türkiye'nin brüt dış borç stoku üçüncü çeyrek sonu itibarıyla
406 milyar dolar civarındadır. Türkiye net dış borç stoku
üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 240,3 milyar dolardır. Türkiye kamu net
borç stoku üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 143,4 milyar TLdir. Türkiye AB
tanımlı genel yönetim borç stoku üçüncü çeyrek sonu itibarıyla
654,8 milyar TLdir.
Bu rakamlar gösteriyor ki ülke olarak üretimden
tüketime yönelik bir ekonomik anlayışın esiri olmuşuz,
geleceğimizi tüketmişiz, borcu borçla ödemişiz. Seçim
meydanlarında söylenen IMF borcunu ödedik, sıfırladık.
lafları sadece birer aldatmacaymış.
Faiz, repo gelirlerinden alınacak vergi 2020
yılına ötelenerek, ortalama 20 milyar liralık bir rantın
yolu açılmıştır. Burada, halkın yüzde 1lik kesimine
aktarılan milyarlarca lira söz konusudur. O yüzde 1lik kesim de malum,
biliyorsunuz, sermaye grupları ve yandaş çevrelerdir.
Bir de iç ve dış borçlar konusu var,
özellikle bununla ilgili biraz belirtmede bulunmak istiyorum.
Brüt iç borç 2002 yılında 155,2 milyar TL
iken 2014 Mayıs sonunda 412,4 milyar TL oldu. 2002 yılı sonu
itibarıyla Türkiye'nin brüt dış borcu 129,6 milyar dolardı,
2014 Mayıs sonu itibarıyla ise brüt dış borç 386,8 milyar
dolar oldu. Dış borçta en fazla artış ise özel sektörde
yaşandı. 2002 yılında 43 milyar dolar olan özel sektör
dış borcu 2014 Mayısı sonunda 265 milyar dolara
çıktı. Buna göre, toplam iç ve dış borç 2002de 222 milyar
dolar iken 2014te 581 milyar dolara tırmandı.
Bütçe açığı maalesef gittikçe
artmakta. AKP döneminde toplam vergilere ve özelleştirme gelirlerine
rağmen hem borçları arttı hem de on iki yılda -yani 2015
itibarıyla- toplam 273 milyar TLden fazla bütçe açığı
verdi.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2015 yılı risklerin doruğa
çıktığı bir yıl idi, bu risklerin 2016
yılında ortadan kalkacağını düşünmek
yanlış olur. Aksine jeopolitik riskler, Orta Doğu'da
yaşanan çatışma ve gelişmelerin doğuracağı
büyük bir savaştan sonra ekonomiyi ve piyasaları olumsuz
etkileyecektir. Ayrıca, mevcut iktidarın iradesini, akli dengesini
kaybetmesi nedeniyle iç savaşta ve telafisi olmayan hatalarda ısrar
ederse 2016 yılının ekonomide 2015 yılından daha kötü
olacağını göstermektedir.
AKP döneminde borçlanma artık olağanüstü
bir kamu geliri olmaktan çıkıp olağan bir kamu geliri hâline
dönüşmüştür. AKP hükûmetleri her dönem bir sonraki döneme ait devasa
bir dış borç yüküyle işbaşı yapmıştır.
Bundan sonra kim iktidar olursa olsun bu devasa borç yükünü yönetmek durumunda
bulacaktır kendisini ama maalesef bizi bekleyen mevcut savaş riski ve
iç çatışmaların derinlik kazanmasından dolayı hiçbir
bütçenin Türkiye'yi refaha çıkartacağını artık
beklemiyoruz.
Ülkenin vergi rezervleri değerlendirilmeksizin
borçlanmaya gitmek yanlış bir politikadır. Özellikle vergi
kaçakçılığının yaygın olması durumunda
borçlanmaya başvurmak daha da kötü sonuçlara yol açabilir çünkü artan borç
yükü ileride yeniden vergi gelirleriyle karşılanmak zorunda kalacaktır.
Vergi yükü, genelde yaşayan nesiller üzerinde kalır iken
borçlanmanın yükü gelecek nesiller üzerine kalabilmektedir. Borçlanma
politikası öngörülebilirliğin, şeffaflığın ve
hesap verilebilirliğin artırılması ilkeleri çerçevesinde
yürümesi gerekirken AKP iktidarları bütün bunları göz ardı
etmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2001 krizi sonrası oluşan siyasal kaos ortamı
üzerinden iktidara gelen AKP, on üç yıl boyunca önceki iktidarların
uygulamalarını aşan derecede sermaye dostu olduğunu her
fırsatta göstermiştir. Kamu kaynaklarını, teşvik
paketleri üzerinden patronlara, iş birlikçi sermaye çevrelerine ve
yandaşlara aktarmış, geniş halk kesimlerini
işsizliğe ve yoksulluğa mahkûm etmiştir, emperyalist ve
kapitalist çevreleri ise son derece sevindirmiştir. Toplum, AKPnin
ekonomik ve mali politikalarından, hayalî çılgın projelerinden
ve aldatmacalarla dolu vaatlerinden artık bunalmıştır.
Nitekim, 2015 Haziranından sonra, artık savaş konseptine
geçildikten sonra maalesef, Türkiyede zaten işler sarpa sarmış,
kürdistanda da tamamen bir katliam politikası devreye girmiştir.
Hükûmetin ekonomik politikalarının güvenilirliği
kaybolmuştur. Bugün, içte ve dışta yaratılan savaş
ortamı toplumu gereğinden fazla hırpalamış,
yormuş, korkutmuş, öfkelendirmiş, toplumsal uzlaşı ve
barış uçurumun eşiğine gelmiştir. Umut ediyoruz ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADEM GEVERİ (Devamla) -
bu politikalardan bir
an önce vazgeçilir ve başarılı bir bütçe yılı
yaşamış oluruz.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
(x)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Geveri.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, sadece, yerimden bir düzeltme yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biraz evvel
konuşmasında hatip savaş bütçesi, iç savaş bütçesi
şeklinde ifadeler kullandı
BAŞKAN Biraz yüksek sesle konuşabilir
misiniz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Savaş
bütçesi ve İç savaş çıkacak şekilde bir bütçedir, millete
yarar getirmeyecektir. gibi ifadelerde bulunmuştur, bunu reddettiğimizi
özellikle belirtmek istiyorum kayıtlara girmesi bakımından, bu
78 milyon için hizmet bütçesidir
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Bırakın halk takdir etsin canım.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Aynı zamanda
terörle mücadele edilen illeri, ilçeleri yeniden inşa, imar edecek
şekilde ve o bölge insanımızın da hayatını
olağan akışına çevirecek şekilde de bir hizmet
bütçesidir. Kayıtlara geçmesi açısından bu düzeltmeyi yapmakta
fayda vardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin
Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu konuşacak. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Kuyucuoğlu.
CHP GRUBU ADINA SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 3üncü maddesi
üzerinde CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle siz
değerli milletvekillerini ve ekranları başında bizi izleyen
vatandaşlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
3üncü madde Denge başlığı
altında toplanmış ancak baktığımızda ülkede
neyin dengesi kalmış anlamak mümkün değil, AKPnin her
şeyin dengesini bozduğunu görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bütçenin
bakanlıklara 5018 sayılı Yasa dışında ek
harcamalar yapma izni veren ve bütçe hakkını ihlal eden (E) cetveli
94 maddedir. Bu nedenle bütçenin saydamlığından ve dengesinden
bahsetmemiz mümkün değildir. Nominal büyüklüklerle 2002 yılında
366 milyar lira olan kamu ve özel sektör toplam borcu, 2015 yılında
2,5 trilyon liraya ulaşmıştır. 2015 yılında bütçe
açığı 21 milyar lira olmuştur, 2016 yılında ise
bu açığın daha fazla olacağını düşünüyoruz
Bu açıklar ise borçlanma yoluyla kapatılacaktır, yani borç
katlanarak artmaya devam edecektir.
Yine bütçe rakamlarını dolar bazında
değerlendirdiğimizde, Türkiye bütçesi son yıllarda
düşmektedir. İlgili yılın dolar kuruyla
hesaplandığında, 2014 yılı bütçesi 204,7 milyar
dolardır, 2015 bütçesi ise 203,8 milyar dolar ve 2016 bütçesi ise 193,8
milyar dolardır. Bu rakamlara baktığımızda
Zaten
bütçenin de ekonominin de iç barışın da
insanımızın da ülkemizin de bu Hükûmet nedeniyle dengesi
şaşmıştır. Ayrıca, bütçede yatırımlara
çok ciddi bir payın ayrılmadığını, en büyük
payın cari transferlere, personel giderlerine ve faiz giderlerine
ayrıldığını da üzülerek görmekteyiz.
Anladığımız kadarıyla,
emekliye, işçiye, çiftçiye, memura insanca yaşam koşulları
sağlayacak ve yatırımlar için daha fazla pay ayrılacak bir
bütçenin yapılması Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında
olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, ülkemizde siyaset
yönetilemediği gibi maalesef ekonomi de iyi yönetilememektedir. Rakamlar
ne kadar şirin gösterilmeye çalışılsa da ekonomimizin
sıkıntı içerisinde olduğu bir gerçektir. Her yıl 2-3
kez revize edilen ve bir türlü tutturulamayan enflasyon hedefleri, sürekli
düşüş gösteren ihracat rakamları, yavaşlayan üretim, artan
işsizlik ve yapılan zamlar ekonominin kötü durumunu göstermektedir.
İhracatımız 2015 yılında 143,9 milyar dolara
düşmüş, 2016 yılı Ocak ayında geçen yılın
aynı ayına göre yüzde 22 azalmış, 2016 Şubat
ayında açıklanan ihracat rakamlarına göre de yıllık
139,7 milyar dolara düşmüştür. Maalesef Hükûmetimiz buna da bahane
bulmuş, kurdan dolayı bu rakamların düştüğünü ancak
miktarın arttığını belirtmiştir. Sayın Bakan
Eğer dolar 2014 seviyesinde olsaydı
dedi. Doları kim
yükseltti, bunu Bakanımıza sormak lazım. Bütün bu rakamlardan
sonra 2023 yılında hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracatın
revize edilmiş hâlini de Hükûmet yetkililerimizden duymak isteriz.
Yine, Hükûmetin sürekli olarak övündüğü Merkez
Bankası döviz rezervleri de her geçen ay düşmektedir. Merkez
Bankasının açıkladığı Ocak 2016 döviz rezervimiz
91,4 milyar dolara düşmüştür. Tabii, vatandaşlarımız
bu rakamı duyunca Merkez Bankasının kasasında 91 milyar
dolar var diye düşünebilir. Rezerv rakamının önemli bir
kısmını zorunlu karşılıklar yani
kısacası mevduatı olan vatandaşların parası
oluşturmaktadır.
Değerli arkadaşlar, ihracattaki bu
düşüşün ve ekonomideki kötü gidişatın acı reçetelerinden
birini de Mersin ilimiz yaşamaktadır. Özellikle Rusyaya olan
yaş sebze meyve ve narenciye ihracatımızda büyük oranlarda
düşüş yaşanmakta, ürünlerinin yüzde 70ini bu ülkeye ihraç eden
üreticilerimiz ve ihracatçılarımız zor günler geçirmektedir. Bölgenin
ekonomik ve sosyal gelişmişlik açısından en önemli
illerinden birisi olan Mersin ilimiz, tarımsal ihracatın da yüzde
40a yakınını yapması nedeniyle, yaşanan krizlerden en
çok etkilenen il olmaktadır.
Diğer önemli bir konu da turizm sektörünün
yaşadığı sıkıntılardır. Dış
politikada Hükûmetin gösterdiği olağanüstü performans kırk
yıllık emekle oluşan turizm sektörümüzü de çökme noktasına
getirmiştir.
Değerli arkadaşlar, Mersin ilimizin
yatırımlardan yeterince pay alamadığını ve
seçimlerde verilen sözlerin de yerine getirilmediğini belirtmek isterim.
Bunlara birkaç örnek vermem gerekirse, Sayın Maliye Bakanımız
Başladığınız işi bitireceksiniz. dedi. Evet,
Mersine 2007 ve 2011 yıllarında vadedilen
Ben vaatlerden bahsetmek
istiyorum, bunlar AKP Hükûmeti zamanında yapılan vaatler. Evet, on üç
yıldan beri devam eden yani AKP döneminde başlayan, hâlâ da bitmeyen
Mersin-Antalya duble yolu, bir türlü tamamlanamadı.
Yine, on yıldır tamamlanamayan
Tarsus-Kazanlı turizm bölgesindeki tesislerin yapımı yılan
hikâyesine döndü.
Lojistiğin kalbi olan Mersin ilimize vadedilen
ve ihtiyacı olan lojistik merkezi kurulmamıştır. Bu vaat
de, 2011 yılında, Sayın Zafer Çağlayanın vaadiydi.
Yine, uzun yıllardır tamamlanamayan -dört
değil on dört yıldır- Tarsus Pamukluk barajının
bitirilmesi sözü de tutulmamıştır.
Yine, bunlara ek olarak, Türkiye'nin en bakir
bölgelerinden birisi olan ve 6 adet turizm bölgesini barındıran
Silifke-Anamur arasına yapılması planlanan nükleer santral,
bazı ülkelerde kullanımı yasaklanan Güney Afrika kömürüyle
çalışan çimento fabrikası ve yanına yapımı
istenilen ve aynı kömürle çalışacak olan termik santral
tarım ürünü ihracatında Mersinin en önemli örtü altı üretimini
yapan bölgenin heba edilmesine neden olacaktır.
Ayrıca, Mersinde yapılan yeni stat
nedeniyle TOKİye devredilen Tevfik Sırrı Gür
Stadının yerinin de, alışveriş merkezi veya konut
yerine, 1 milyon nüfuslu kentimize ikinci bir meydan ve sosyal donatı
alanı olmasını istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, iflas etmiş Orta
Doğu ve dış politikasıyla birlikte bütün dünyada kaybolan
itibarımız, artan işsizlik, bir türlü önlenmeyen yolsuzluklar,
vahim durumda olan eğitim sistemimiz, paralı hâle gelen
sağlığımız ve kapımıza dayanmış
olan savaş ve doğudaki çatışmalar ekonomimizi sürekli
zayıflatmakta ve halkı fakirleştirmektedir.
AKPnin sürekli övündüğü kişi
başına millî gelir gittikçe düşmektedir. 2013 yılında
10.822 dolar olan kişi başına millî gelir 2014 yılında
10.404 dolara düşmüştür, yani 400 dolar düşmüştür. The
Economist dergisi ise Türkiye'nin kişi başına millî gelirini
2015 yılında 8.570 dolar göstermektedir. Ülkemiz insanları
gittikçe fakirleşmektedir. CHP sayesinde 1.300 TLye çıkan asgari
ücret de, dövizdeki artış ve yapılan zamlarla, fazlasıyla
emekçilerimizin cebinden çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, şimdi, sizlere
Sayın Başbakanın Türkiye Büyük Millet Meclisinde bizlere
sunduğu 60ıncı Hükûmet Programından bazı örnekler
vermek istiyorum.
Sayın Başbakan, bağımsız ve
tarafsız yargının adaleti sağlamanın ön
şartı olduğunu söylemiştir. Şimdi merak ediyoruz,
Sayın Başbakan Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan
Cumhurbaşkanına yargının
tarafsızlığını ve
bağımsızlığını hatırlatacak
mıdır? Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanı
bu sözlerini -birçok söz verdi- yerine getirmeye çağırıyoruz.
Ülke içinde ve Suriyede çatışmaların
durdurulması ve barış için çalışmalarını
diliyor, Türkiyede gerginliklerin azaltılması için
Cumhurbaşkanının bir süre konuşmamasının
ülkemizin yararına olacağını düşünüyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kuyucuoğlu.
Şahsı adına Samsun Milletvekili
Sayın Kemal Zeybek konuşacak. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Zeybek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, önce
lehte, sonra aleyhte doğru olmaz mıydı?
BAŞKAN Buraya göre gidiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Öyle mi?
BAŞKAN Biraz önce de tersini yaptık ama.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bugün bütçenin dengesi üzerinde, Türkiyede
yapılan bütçelerin dengesinin nasıl oluşması gerektiği
üzerinde aleyhte söz almış bulunuyorum.
Bütçede denge var ise bütçe adildir ama yaşam
koşullarında, yaşamın hiçbir alanında adaletin ve
adilliğin kalmadığı bir ülkede yaşıyoruz.
Özellikle son yıllarda esnaf, çiftçi, emekli, işçi kesimleri çok
yoksullaşmıştır. Ülkemizde ekonominin önemli bir bölümünü
kayıt dışı ekonomi oluşturmaktadır. Dolaylı
vergilerle gelir dağılımı adaletsizliğini artırma
pahasına da olsa Türkiye, Avrupanın en yüksek dolaylı
vergisinin ödendiği ülkedir. Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 27 olan
dolaylı vergi oranı Türkiyede yüzde 69la rekor seviyeye
gelmiştir.
Sayın milletvekilleri, son on üç
yıllık AKP iktidarı döneminde bütçe gelir-gider
hesaplamasında yanıltıcı bilgiler sunulmuştur. Ülke
ekonomisinin borçlanma yükünün, algı oluşturmaya yönelik hesap
oyunlarıyla örtbas edilmeye çalışıldığı
görülmektedir.
2016 bütçesinin öngörülen bütçe harcamaları 560
milyar 782 milyon 309 TLdir, öngörülen bütçe geliri 530 milyar 402 milyon 940
TLdir; aradaki fark 30 milyar 379 milyon 369 TL olduğuna göre, bu,
borçlanmayla giderilmesi gereken bir yüktür ülkemiz adına. Şimdi ben
Sayın Bakanıma soruyorum: Bu borç yükünü nereden sağlayacaksınız;
dışarıdan mı sağlanacaktır yoksa iç borçlanmayla
mı giderilecektir?
Ülkemizde 2016 bütçesiyle 56 milyar lira da faiz
ödeneceği öngörülmektedir. Böyle bir yapıyla 56 milyar lira faiz
gideri, 30 milyarın üzerindeki borçlanmayla 86 milyarlık bir borç
yükünün
Ekonomide böyle bir yatırım yapılacağı
düşünülmekte midir bu ülkede?
Devletin dış borç stoku 2002
yılında 29 milyar dolardı; 2015 yılında, sizin, Maliye
Bakanlığının göstermiş olduğu bütçede 406 milyar
dolardır. 2002 yılından 2016 yılına bu ülkede 277
milyar dolarlık bir borçlanma yükü olmuştur. Bu borçlanma yükünü
nerelere harcadınız, ne yaptınız bu ülkede? Bu ülkede en
büyük yatırımlarınız -bizim bildiğimiz ve
anlattıklarınız- 16 bin kilometrelik çift yönlü yollar, sizin
anlatımınızla 18 bin kilometre. 18 bin kilometrelik bir yolun
Türkiyede yapıldığını düşündüğümüz zaman,
1.000 kilometrelik yol 1,5 milyar dolar olduğuna göre, toplam yol
yapımındaki harcamalar 27 milyar olduğuna göre diğer
harcamaları, diğer borçları nerede, nasıl
yaptınız değerli arkadaşlarımız? (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ILICALI (Erzurum) Karayolları istatistiklerine bakın Sayın
Vekilim!
KEMAL
ZEYBEK (Devamla) - Şimdi, zamanımızın
azlığı, tabii, konuşmalarımızı da tam
denkleştirmiyor.
Ama,
biz diyoruz ki: Bu ülkede her şeyden önce barış,
barış, daha çok barış; demokrasi, demokrasi, daha çok
demokrasi. Tek çare demokrasi ve barış. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şahsı
adına ikinci konuşmacı Eskişehir Milletvekili Emine Nur
Günay.
Buyurun
Sayın Günay. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
EMİNE
NUR GÜNAY (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısının 3üncü maddesi yani bütçe dengesi üzerinde
şahsım adına söz aldım. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Küresel
ekonomideki mevcut koşullar hem gelişmiş hem de Türkiye'nin
içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler için önemli belirsizlik
oluşturmaktadır. Global kriz sonrasında ortaya çıkan yeni
normal dediğimiz gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde
görülen yavaş büyüme tüm ekonomilerde baskısını
sürdürmektedir, küresel borç krizi tüm derinliğiyle devam etmektedir.
Ancak Türkiye bu koşullarda bile pozitif ayrışmaktadır. Bu
ayrışma hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler
bazında olmaktadır. Görüşmeler sırasında sürekli
gündeme getirilen Türkiyeyi, gelişmiş ülkelerin yanı sıra
gelişen ülkelerle de karşılaştırmayı sizlerle
birlikte yapalım.
Gelişmekte
olan ülkeleri son dönemdeki uluslararası gruplama bazında ele
alalım; kırılgan beşli ve tehlikeli onlu.
Kırılgan beşli olarak gruplandırılan ülkeler Türkiye,
Brezilya, Güney Afrika, Endonezya ve Hindistan iken; tehlikeli onlu, Rusya,
Güney Afrika, Peru, Şili, Kolombiya, Brezilya, Güney Kore, Singapur, Tayland ve
Tayvandır. Aramızda TÜİK verilerine güvenmeyenler olduğu
için ki biz sonuna kadar güveniyoruz- bu veriler, şu anda
kullanacağım veriler IMF, Birleşmiş Milletler ve Eurostat
tarafından sunulan verilerdir.
Kısıtlı süre
nedeniyle bütçe performansının 2 temel göstergesi, yani bütçe
açığı ve kamu borç stokunun gayrisafi yurt içi hasıla
içindeki oranlarından bahsedeceğim. Sürekli verileri sizlerle
paylaşıyoruz ama belki görsel anlamda biraz daha kalıcı
olur diye birkaç grafikle anlatmak istiyorum. 20den fazla makroparametreyi
küresel ve ülke bazında anlık takip ediyoruz. Bunlardan ilki AB
tanımlı yönetim bütçe açığının gayrisafi yurt içi
hasıla içindeki payı. Gördüğünüz gibi, 2001 yılında
yüzde 24 olan pay, şu anda Maastricht Kriteri olan yüzde eksi 3ün çok çok altındadır.
Diğer bir tanıma
göre, 2015 yılında Türkiye'nin 2001 yılında yüzde 12 olan
bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki
payı yüzde 1,2 olacak, 2008 yılında ise 0,8. Bu kapsamda 2015
yılı son dokuz yılın en iyi performansının elde
edildiği yıl olacaktır. Yani biraz önce söylendiği gibi
bütçeyi istismar ve çarçur etmiyoruz, bütçe açığını en
düşük düzeye getirerek halkın refahı için harcıyoruz.
Uluslararası veriler
bazında 2015 beklentisi, Türkiye için eksi 1,7 iken dünya için 3,1dir,
yani Türkiye'nin yaklaşık 2 katıdır.
Kırılgan beşli
için de hemen bütçe açığının performansına
bakalım. Türkiyeden sadece Brezilya daha iyi durumdadır, diğer
tüm ülkeler çok daha kötü durumdadır. Tehlikeli onlu içinde ise Rusya,
Güney Afrika, Şili, Kolombiya, Tayland, Türkiyeden çok daha kötü
konumdadır.
İkinci önemli gösterge
ise toplam kamu borcunun gayrisafi yurt içi hasıla içindeki
payıdır. Burada da gördüğünüz gibi, 2002 yılında yüzde
74 olan oran şu anda yüzde 34ler civarındadır, 2016
yılı beklentisiyse 31,7dir. Bu oranlar Maastricht Kriteri olan yüzde
60ın çok çok altındadır. Buradan gördüğünüz gibi,
diğer ülkelerle karşılaştırırsak; Avrupa
Birliği ortalaması yüzde 88, euro bölgesinin ortalaması yüzde
94, OECD ortalaması yüzde 90dır. Kırılgan beşli
dediğimiz ülkeler için yüzde 52,5, tehlikeli onlunun ortalaması yüzde
45tir. Yani hangi kategoriye bakarsanız bakın, performans,
Türkiye'nin performansı gerçekten oldukça göz
kamaştırmaktadır.
Kısacası, bütçe performansını
özetlersek: Avrupa Birliği tanımlı brüt kamu borç yükü
ortalamaların çok altına inmiş, net kamu borç stoku millî gelire
oran olarak önemli ölçüde azaltılmış, faiz
harcamalarının vergi gelirlerine oranı keskin şekilde
düşürülmüş, borcun vade ve döviz kompozisyonunda önemli
iyileştirmeler sağlanmıştır.
Evet, Türkiye ekonomisi hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerden pozitif olarak ayrışmaktadır. On
dört yıllık performans ve bu pozitif ayrışmada emeği
olan herkese teşekkür eder, bütçemizin milletimize hayırlı
olmasını dileriz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, şimdi 3üncü madde
üzerinde on dakika süreyle soru-cevap işlemini
gerçekleştireceğiz. Sürenin yarısını sisteme giren
sayın milletvekilleri, diğer yarısını ise Sayın
Bakan kullanacaktır.
Birinci sıradan başlıyoruz.
Sayın Kayışoğlu
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkür ediyorum.
Emeklilerimizin bir sorusu var, diyorlar ki:
Promosyonla ilgili çalışma yapılacaktı? Bununla ilgili bir
gelişme var mı, çalışma yapılıyor mu?
Yine emekli astsubaylarımızın talebi:
Hükûmete, kendilerine vadettikleri tazminatla ilgili çalışma
yapılıp yapılmadığını soruyorlar.
Ben de buradan iletiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özdiş
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Benim sorum Spor Bakanımıza:
Bildiğimiz üzere Adana ilimize yeni bir stadyum yapılıyor.
Şu an inşaat hâlinde ve projenin Haziran 2016da bitmesi
planlanıyor. Gerçekten 2016-2017 sezonuna bu stat yetişecek mi? Bu
konudaki son gelişmeler nelerdir?
Diğer bir sorum: Basketbol liglerinde oldukça
iddialı Adana takımları var ve sadece 1 tane profesyonel anlamda
kapalı spor salonu mevcut. Sizden önceki Bakan Suat Kılıç 2013
yılında Adanaya 7.500 kişilik kapalı spor salonu
yapılacağı müjdesini vermişti, bu konuda nasıl bir
gelişme var?
Yine, Adanamızın güzide takımı
Adana Demirspor ilgili
Maliyeye ait Adana Demirspora kiralanmış
yerleri makul fiyatlarla devretmeyi düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Bektaşoğlu
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sorum Spor Bakanınaydı ama herhâlde burada
yok, göremiyorum.
Ben de Süreyya Beye soruyorum, ne yapayım.
BAŞKAN Gençlik ve Spor
Bakanlığının bütçesi bittiği için kendisi doğal
olarak gitti.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Sağ olun, teşekkür ederim.
Efendim, ilim Giresunda üniversitede 30 bin
civarında öğrenci öğrenim görmektedir. Bu öğrencilerin
sadece 5 bin kadarı Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda
barınmaktadır. Türkiye'nin diğer illerinde de sanırım
durum aynıdır. Yeterli yurt olmaması nedeniyle öğrenciler
kayıt dondurmakta veya illerine dönmektedir. Bu olumsuz tablonun ortadan
kaldırılması gerekir. Çünkü, devlet eğitimin öğretimin
sağlıklı koşullarda gerçekleşmesini
sağlamalıdır. Yurt yapmak KYKnın temel görevidir.
Eğitim nasıl anayasal bir haksa, eğitim gören öğrenciye de
barınacağı yurt yapmak bir temel haktır. Giresuna ve
Türkiyeye yurt istiyoruz. Biz iktidar olsaydık bir yıl içinde bu
sorunu çözeceğimizi zannediyorum.
Bir de burs alan öğrencilerin geri
ödeyemediği borçlar vardır, bununla ilgili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Kuyucuoğlu
SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
1.128 akademisyenin imzasıyla kamuoyuna
duyurulan imza kampanyası, tehdit ve karalamalar sonrasında 2.212
imzaya ulaşmasının ardından tüm ulusal ve uluslararası
destek metinleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Bu süreçte toplam
23 imzacının bulunduğu Mersin Üniversitesinde, Rektör Ahmet
Çamsarı YÖKün talimatıyla idari soruşturma başlattı
ve imzacı tüm akademisyenleri işten atacağını söyledi.
Haksız hukuksuz olarak 6 akademisyenin sözleşmesi
uzatılmamıştır. Yargı süreci henüz
başlamamışken idare kendi takdir hakkını kullanarak
suçu ve suçluları tespit etmiş ve cezalarını
kesmiştir. Bu koşullarda, Türkiyede bilim ve düşünceye özgürlükten
bahsetmek mümkün müdür?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Durmaz
KADİM DURMAZ (Tokat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Yükseköğrenimde eğitim gören
öğrencilerimize karşılıksız Başbakanlık
bursu verilmektedir. Bu bursu alacak öğrencilerle ilgili kriterler
şeffaf bir şekilde ilan edilip her öğrenci alıp almayacağını
bilebilir mi?
Yine, devlet bünyesindeyken özelleştirilen ve
özelleştirildikten sonra kapatılan veya faaliyeti, üretimi
durdurulan, daha sonra, rant amaçlı konut ve benzeri iş merkezine
açılan, özelleştirilen mekânlar hangi illerdedir, sayısı ne
kadardır?
Yine, Tokatımızda sigara fabrikamız
vardı, özelleştirildi, Fabrika kapanmayacak, üretime devam
edilecek. dendi ve İşçiler mağdur edilmeyecek. sözü
verilmişti. Fakat sigara fabrikamız özelleştirildi,
kapandı, 4/Cli duruma düşen bu insanlar perperişan oldular. Şu
an, gündemde şeker fabrikaları var. Turhal Şeker Fabrikası
ve diğer şeker fabrikaları da aynı akıbete
uğrayacaklar mı, bunu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Son soru.
Sayın Şeker
ALİ ŞEKER (İstanbul) Gençlik ve
Spor Bakanına sormak istiyorum. Belediyeler, kamu malı olan arsa ve
binalarını Kredi ve Yurtlar Kurumuna paralel bir yapıya
dönüştürülen TÜRGEV adlı kuruluşa vermekte
yarışmaktadırlar. Hatta, bazı binaları kiralayarak
TÜRGEVe vermektedirler. Bu bina ve arsaları neden siz talep ederek devlet
yurdu yapmak yerine bilabedel Bilale vermeyi seyretmektesiniz?
İkinci sorum Hükûmet üyesi bakanlara: Üçüncü
köprü iki kıtayı birleştirirken verdiğiniz isimle siz bir
kez daha insanları, gönülleri ayrıştırıyor,
kutuplaştırıyor, acılarını yok sayıyor ve
verdiğiniz isimle katliamları yapan kişiyi kutsuyorsunuz. Üçüncü
köprüye verdiğiniz ismi değiştirmeyi düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Kayışoğlu Emeklilerle
ilgili promosyon konusundaki çalışmalarınız ne
aşamadadır? şeklinde bir soru sordular. Çalışma
Bakanımız bu konuda gerekli çalışmaları yürütüyor,
kendi açıklamalar çerçevesinde gelinen noktayla ilgili mutlaka kamuoyunu
bilgilendirecek bir açıklaması olacaktır. Benim burada bir
açıklamada bulunmam yanlış olur. Ama, hepimiz biliyoruz ki
emeklilerin aylıklarında AK PARTİ hükûmetleri döneminde önemli
iyileştirmeler yapılmıştır. Birkaç rakamı sizinle
paylaşmak istiyorum: Biliyorsunuz, 2002 Aralık ayından bugüne
kadar Türkiyede gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 212 olmuştur.
Hâlbuki bu dönemde SSK işçi emekli aylığı nominal olarak
yüzde 402 artmıştır, reel olarak yüzde 64 oranında
artmıştır. BAĞ-KUR esnaf emekli aylığı
nominal olarak yüzde 678 artmıştır, reel olarak yüzde 153
artmıştır. BAĞ-KUR tarım emekli aylıklarında
reel olarak yüzde 356 artış olmuştur. Yine, Emekli
Sandığı emeklileri için bu dönemde nominal olarak yüzde 329
artış yapılmış, reel olarak bakacak olursak da yüzde
40,3 oranında bir artış olmuştur. İnşallah,
promosyonlarla ilgili de çalışmalar neticelendiğinde Hükûmetimiz
gerekli açıklamayı yapar, emeklilerimizi bir defa daha memnun ederiz,
sevindiririz.
Astsubaylarla ilgili olarak biliyorsunuz, seçim
beyannamemizde emeklilerin özlük haklarının iyileştirilmesiyle
ilgili bir vaadimiz vardı. 64üncü Hükûmet Eylem Planımızda da
astsubayların emeklilikleriyle ilgili sorunların giderileceğini
taahhüt etmiştik. Taahhüdümüzü 9/1/2016 tarihli Resmî Gazetede
yayımlanan 6656 sayılı Kanunla gerçekleştirmiş olduk.
Sayın Özdişin stat yapımıyla ilgili
olarak sorduğu sorular konusunda Gençlik ve Spor Bakanımızda
mutlaka bilgi vardır. Bu konuda bende hazır bir bilgi
olmadığı için cevaplamayacağım. Ama, bu
kiralanmış yerlerin kulübe devri konusunda ben
arkadaşlarıma talimat vereceğim, o konuda baksınlar,
kulüple de görüşmek suretiyle bir çözüm üretilebilir mi, mesele nedir, onu
da açıklığa kavuşturalım.
Sayın Bektaşoğlunun yine yurtlar
konusunda sorusu oldu. Müsaade ederseniz, onu yazılı olarak Gençlik ve
Spor Bakanlığımızdan bilgi alıp cevaplamış
olalım.
Sayın Kuyucuoğlunun imza
kampanyasıyla ilgili olarak birtakım kendi değerlendirmeleri
oldu ama konuyla ilgili, bu açıklamanın niye
yapıldığını, maksadının ne olduğunu,
açıklamayı yapanların niyetinin ne olduğunu zaten toplum
takdir etti, herkes de biliyor. O konuda ayrıca bir değerlendirme
yapmayı çok doğru bulmam.
Sayın Durmazın
Yükseköğretim bursları hangi kriterlere göre veriliyor?
şeklinde bir değerlendirmesi oldu ama benim bildiğim, genel
anlamda bütün bu şartlar, kriterler, herkese açık bir şekilde
ilan ediliyordur ve bu çerçevede de bunlar tamamen yayınlanıyor,
herkes ona göre kendisi bu bursları alıyor. AK PARTİ hükûmetleri
döneminde gerçekten burstan ve krediden yararlanan öğrenci
sayımız da artmıştır. Bu alana ayrılan
kaynağı da önemli ölçüde artırdık. Biliyorsunuz, biz, bu
dönemde yine öğrenci harçlarını kaldırdık.
KADİM DURMAZ (Tokat)
Sayın Bakan, çıktı, çıkmadıyı demiyoruz, kriterin
görünür şartı ne?
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Hep yıllardır konuşulurdu, acaba
yükseköğretimde harçsız bir dönem olacak mı? Bunu herkes
söylerdi ama bunu kim yaptı? AK PARTİ yaptı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Artık bugün üniversitelerde
birinci öğretimde okuyan öğrencilerimiz harç ödemeden eğitim
görebiliyorlar. Bu da hepimiz için son derece önemli.
Özelleştirme konusunda,
şeker fabrikalarıyla ilgili olarak Turhal Şeker
Fabrikasıyla ilgili bir soru soruldu. Şeker fabrikaları,
biliyorsunuz, şu anda özelleştirme programında. Bu kapsamda
çalışmalarımızı yaparken bir taraftan
şekerpancarı üreticimizin ihtiyacını ve uzun dönemde bu
tarımın sürdürülebilirliğini mutlaka dikkate alıyoruz, bir
taraftan mevcut şeker fabrikalarının daha verimli
çalışması için gerekli adımları atıyoruz, bir
taraftan da gerçekten şeker piyasasında daha rekabetçi bir
ortamın
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bakan.
KADİM DURMAZ (Tokat)
Sayın Bakan, şehrin göbeğinde bin dönüm arazisi var.
Fabrikayı alan da araziye mutlak konut yapacak, işletmeyecek.
Kapanacak. Bunun başka bir izahatı yok.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, madde üzerinde bir önerge vardır, okutup işleme
alıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, önergeyi çekiyorum efendim.
BAŞKAN Çekiyorsunuz
önergeyi, peki.
Şimdi maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
4üncü maddeyi okutuyorum:
İKİNCİ BÖLÜM
Bütçe Düzenine ve
Uygulamasına İlişkin Hükümler
Bağlı cetveller
MADDE 4- (1) Bu Kanuna bağlı cetveller
aşağıda gösterilmiştir:
a) 1 inci madde
ile verilen ödeneklerin dağılımı (A)
b) Merkezi
yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından ilgili mevzuata göre
tahsiline devam olunacak gelirler (B)
c) Merkezi
yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelirlerine dayanak teşkil
eden temel hükümler (C)
ç) Bazı
ödeneklerin kullanımına ve harcamalara ilişkin esaslar (E)
d) 5018
sayılı Kanuna ekli (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer
alan idare ve kurumların nakit imkânları ile bu imkânlardan
harcanması öngörülen tutarlar (F)
e) 10/2/1954 tarihli
ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca verilecek
gündelik ve tazminat tutarları (H)
f) Çeşitli
kanun ve kanun hükmünde kararnamelere göre bütçe kanununda gösterilmesi gereken
parasal ve diğer sınırlar (İ)
g) Ek ders,
konferans ve fazla çalışma ücretleri ile diğer ücret
ödemelerinin tutarları (K)
ğ) 11/8/1982
tarihli ve 2698 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı
Okul Pansiyonları Kanununun 3 üncü maddesi gereğince Millî
Eğitim Bakanlığı tarafından yönetilen okul
pansiyonlarının öğrencilerinden alınacak pansiyon ücretleri
(M)
h) 7/6/1939
tarihli ve 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu
uyarınca millî müdafaa mükellefiyeti yoluyla alınacak
hayvanların alım değerleri (O)
ı) 3634
sayılı Kanun uyarınca milli müdafaa mükellefiyeti yoluyla
alınacak motorlu taşıtların ortalama alım
değerleri ile günlük kira bedelleri (P)
i) 5018
sayılı Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde
yer alan kamu idarelerinin yıl içinde edinebilecekleri
taşıtların cinsi, adedi, hangi hizmette
kullanılacağı ve kaynağı ile 5/1/1961 tarihli ve 237
sayılı Taşıt Kanununa tabi kurumların yıl içinde
satın alacakları taşıtların azami satın alma
bedelleri (T)
j) Kanunlar ve
kararnamelerle bağlanmış vatani hizmet aylıkları (V)
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Samsun Milletvekili Sayın
Erhan Usta konuşacak.
Buyurun
Sayın Usta. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
on dakika.
MHP
GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 4üncü maddeyle ilgili olarak Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Şimdi,
öncelikle, bir defa, çok kısa bir şekilde
2015 yılı için
merkezî yönetim bütçesinde bu Parlamentodan alınan ödeneğin 33 milyar
Türk Lirası üzerinde harcama yapılmıştır. Bu,
Parlamentonun bütçe hakkının ihlali anlamına gelmektedir ve
bu, mali disiplin açısından da bozucu etki yapmıştır.
Çünkü, ben, esas mali disipline kamu harcamaları yönüyle bakan bir
teknisyenim. Diğer
taraftan da aslında faiz dışı fazla açısından
bakınca da 2015 yılında toplam kamu için 23,5 milyar TL faiz
dışı fazla öngörülmüşken bu disiplinsizlik nedeniyle 16
milyar TLye düşmüştür. Yani 2015 yılında maliye
politikası gevşetilmiştir ve hedefler tutmamıştır,
hedeflerin altında kalınmıştır.
Aslında işin kötüsü, bu genişlemeci
maliye politikası 2016 yılında da sürdürülmektedir. Çok fazla
rakamlara boğmadan, sadece şu kadarını söyleyeyim: Genel
devlet faiz dışı harcamaları 2015 yılında millî
gelirin yüzde 37,9u iken 2016 yılında yüzde 39u şeklinde
programlanmıştır. Yani harcamalarda millî gelire nispetle yani
reelin ve büyümenin dışında bir artış var; 1,1
puanlık bir artış var.
Çok kısa olarak da -ben bunları, bu
eleştirilerimi Plan Bütçe Komisyonunda zaten getirmiştim, Sayın
Bakan bu konuda bilgi sahibi, benim fikirlerim konusunda- yalnız şunu
söyleyeyim: Bozulma, faiz ve özelleştirme gelirleri hariç olarak
bakınca da genel devlette millî gelirin 0,9u kadar bir bozulmayı
zaten program kendisi öngörüyor. Yani 2015, 2016ya göre, program olarak zaten
Hükûmetin öngörüsü içerisinde bozuluyor. Bunun üzerine toplamda millî gelirin
1,4ü kadar yani 31 milyar TL civarında ben bir risk olduğunu
düşünüyorum. Bu riskin de temel kaynakları -vaktim çok
sınırlı, kısıtlı olduğu için hızlı
hızlı geçeceğim- KİTlerdeki enerji fiyatlarından
kaynaklanan bir iyileşme öngörülüyor. Biz bunu Enerji Bakanına
sorduk. Hükûmet içerisinde burada bir tutarsızlık var. Kalkınma
Bakanı dedi ki: Biz enerji fiyatlarında herhangi bir indirim
yapmayacağız. Enerji Bakanı enerji fiyatlarında indirim
yapılabileceğinin işaretini verdi. Burada indirim
yapılmayacağı varsayımıyla böyle olumlu bir bütçe
yapılmış ama indirim yapılma veya fiyatların
çıkması durumunda fiyat artışı yapılmazsa 0,4lük
burada bir risk var, sosyal güvenlik primleri ve makrodan kaynaklanan risklerle
birlikte.
Özetle şunu söylüyorum: Yani millî gelire oran
olarak 0,9; yaklaşık 20 milyar TL civarında Hükûmet
programında 2016yı bozmuştur, onun dışında da 31
milyar lira civarında da bir risk vardır. Gerekirse bunun
tartışmasını daha sonra yaparız.
Şimdi, ben aslında yine başka bir
konuşma planlamıştım ama Sayın Maliye Bakanı
bugün konuşmasında işi öyle bir noktaya getirdi ki ister istemez
biz bazı şeyleri söylemek durumundayız. Şimdi, bugün tekrar
şunu söyledi, dedi ki: Bütçemiz 119 milyar liradan 571 milyar liraya
çıktı. Biz kamu harcamalarını yaklaşık 5 kat
artırmışız. Vallahi, dünyada kamu harcamalarını
artırmayla övünen ilk maliye bakanı unvanını Maliye Bakanımız
aldı ve AK PARTİ sıraları da bravo sesleriyle bunu
şey yapmış -tutanaktan okuyorum bunu- bu, Hazine
Müsteşarlığı bütçesinin görüşülmesi esnasındaki
bir şey, bugün de tekrarladı.
Yani ben diyorum ki artık: Üzerimize iyilik
sağlık, yani ben bunu anlayamıyorum. Artık çaresizlikten,
övünülecek bir şey kalmayınca iş bu noktaya kadar geldi. Kamu
harcamalarını biz arttırdık. diye övünen bir Maliye
Bakanı ve işte, bizim Maliye Bakanımızın maalesef
maliye politikası anlayışı ve kamu maliyesi analizi bu.
Bunu üzülerek ifade etmek durumundayım.
Şimdi, ben de kendisine soruyorum: Peki, bütçe
harcamalarını arttırdınız da neyi düzelttiniz? Bana
düzelttiğiniz bir şeyi söyleyin. Ben mesela birkaç örnek vereyim:
Servet dağılımını düzelttiniz mi? Bugün
tartışıldı. Bunu bugün Ekonomi Bakanı
algılayamadı ama 2002 yılında en zengin yüzde 1in servetten
aldığı pay -nihayetinde gelir servete dönüşüyor- 2002
yılında yüzde 39,4müş, 2014 yılında yüzde 54e
çıkmış yani ülkenin servetinin yüzde 54ünün
yarısından fazlasını ülkenin yüzde 1i alıyor, kalan
yüzde 99u yüzde 46yı paylaşıyor. 2002yi tekrar
hatırlatacak olursam, yüzde 39 olan pay yüzde 34e çıkıyor.
Kimin zenginden yana olduğu buradan anlaşılabiliyor herhâlde.
Üstelik bu hangi ortamda yapılıyor, biliyor musunuz? Türkiyenin
toplam dünyadaki servetten aldığı payda da bir artış
yok. Hani, orada bir artış olur da Ya, bırak,
dağılımı bozulmuş ama servetimiz arttı.
değil, 2002de 0,4 Türkiyenin dünya servetinden aldığı
pay, 2014 yılında da yine 0,4. Aynı miktarı
almışız ama dağılımını fakirler
aleyhine bozmuşuz.
Şimdi, peki, siz bu harcamaları
arttırdınız da ne yaptınız diye tabii yine sormak
istiyorum. Göreli yoksulluk oranı yüzde 21,8; devletin Bakanlar Kurulu
kararnamesi olan yıllık programdan alıyorum bu rakamı.
16,5 milyon kişi yoksul. diyor program. Aile
Bakanlığının kaldırdığı, kararttığı
bir çalışma var -sonra İnternet sitesinden kaldırdı-
burada da 23 milyon yoksul var. Yani kamu harcamalarını
arttırıyorsunuz ama, övünülmeyecek şeyle övünüyorsunuz, 23
milyon yoksulu olan bir Türkiye var.
İşsizliği mi azalttınız?
Türkiyede 10,4tür normal işsizlik oranı. Buna ümidi
kırıkları, iş aramayan ama İş bulsam
çalışacağım, ümidim olmadığı için iş
aramıyorum. diyenleri de kattığınızda Türkiyede
işsizlik oranı tarihin en yüksek seviyelerine
çıkmıştır, yüzde 17. Kamu harcamalarını
artırdınız ama işsizliği de artırdınız.
Milletin gelirini mi artırdınız diye sormak istiyorum. Yüzde
20lik gelir dilimlerine baktığımızda, ilk 3 dilimde yani
toplumun yüzde 60lık kesiminde tasarruflar negatif yani toplumun yüzde
60lık kesimi gelirinden daha fazla tüketiyor. Kamu
harcamalarını artırıyorsun ama milletin gelirini
artırmıyorsun.
Peki, milletin mutluluk düzeyi arttı mı
diye bakalım. TÜİK rakamıdır, mutsuz ve çok
mutsuzların oranı -2003 yılında başlamış
çalışma- yüzde 7,3ken bu, 2014 yılında yüzde 11,7ye
çıkmış, toplumda Ben mutsuzum., Çok mutsuzum. diyenlerin
oranları artmış.
Büyümeyi mi artırdınız? 2007ye kadar
problem yok, 2008-2014 ortalama büyüme oranı yüzde 3,1dir, Türkiye
tarihinin en düşük büyüme oranlarıdır bunlar. Rakip ülkelerle
farkı mı
Büyüme performansımızı mı
artırdınız? Bunu ben bu kürsüden defalarca söyledim, rakip
ülkelere göre büyüme performansımız çok kötü, rakiplerimiz aldı başını
gidiyor, biz yaya kaldık.
Cari açığı mı
azalttınız? Tarihin en yüksek seviyesinde. Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde olmayan cari açıklara koşuldu. Millî gelirin yüzde 9,7si
kadar 2011de cari açık verildi. Şu anda, Düşürdük.
dediğiniz yılda bile 4,4e düştü fakat düzeltme
yaptığımız zaman geçen yıla göre cari açık yüzde
1,4 arttı.
Sayın Bakan, kamu harcamalarını
artırdınız da Türkiyenin dünya ekonomisindeki yerini mi
düzelttiniz? Hani, harcamayı artırırsın, bir şey
yaparsın. Bakın, bunu çoğu insan bilmiyor. Türkiye 2002 yılında
dünyanın 17nci büyük ekonomisiydi, 2014 yılına geldik, tekrar,
yine dünyanın 17nci büyük ekonomisi. Az gittik, uz gittik
Ne derler?
OKTAY VURAL (İzmir) Dere tepe
ERHAN USTA (Devamla) İşte bir dere boyu
yol gidemedik. Anlatabildim mi? Dolayısıyla, 17... Yani şimdi
insanlar
Ben gelecek sefer mesela Maliye
Bakanlığından şunu bekliyorum, şimdi, bakın, bu
noktalara geldi ya, G20ye Türkiyeyi biz soktuk. demesini bekliyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Der, der.
ERHAN USTA (Devamla) Yani büyük ihtimal öyle.
Şimdi, burada bir anket yapılsa G20ye AKP döneminde girildi. derler,
hâlbuki 1999 yılında girilmiştir. On dört yıl iktidardan
sonra nihayet bir toplantı Türkiyede yapılabilmiştir.
Peki, kamu yatırımlarını mı
artırdınız? Hani, artırdık kamu
harcamalarını da yatırımlara ne kadar kaynak
ayırdınız Sayın Maliye Bakanı? 2000-2002 döneminde
kamu yatırımlarının millî gelir içerisindeki payı
4,9ken sizin Hükûmetiniz döneminde 4,1e düşmüştür. Özel
yatırımları daha sonra diğer maddede
konuşacağım.
Kamu tüketimini artırdınız, saltanat
arttı Türkiyede. Evet, hakikaten kamu harcamaları arttı;
yapılan tek şey kamu tüketiminin artması, kamu binaları,
saltanat, şatafat, bunlar arttı. 2002 yılında 9,9muş
kamunun tükettiği miktar, 2016 yılında yüzde 12,3 hedefleniyor.
Vergi yapısını mı düzelttiniz,
bunları, kamu harcamalarını artırdınız da?
Bakıyorsun, vasıtalı vergilerin oranı 2002
yılında yüzde 66,3; 2014 yılında yüzde 71,2ye
çıkmış. Hani, diyeceğim, bunlar düzelmedi de belki üretimin
ve ihracatın teknoloji seviyesini düzeltmişlerdir AR-GEye destek
vererek falan diye bakıyorsun; 2002 yılında yüksek teknolojili
ürünlerin ihracat içerisindeki payı yüzde 6,2yken 2014 yılında
yüzde 3,5e düşmüş, bu da olmamış. Ne yaptınız?
Eğitimin kalitesini mi artırdınız? PISA sonuçları
ortada, burada söyleyecek hiçbir şey yok. Sağlık hizmetlerinin
kalitesini mi artırdık diye
Evet, erişim
artırıldı, ona hiçbir diyeceğim yok ama sağlık
hizmetlerinin kalitesi çok aşırı şekilde düştü.
Bakın, Türkiyede ortalama hekime başvurma süresi 8,3tür.
Yaşlanmış Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde
bir hekime müracaat var. Dolayısıyla, yolsuzluğu azalttılar
belki dedim, ona baktım, bir baktım ki 2013 yılında 53üncü
sıradayız en yolsuz ülkelerde, 2015te 66ncı
sıradayız, yani 13 basamak birden kötüleşmişiz.
Dolayısıyla, ülkenin kırılganlığında da
artış var, bunların hepsine baktığımızda her
şey bozulmuş.
Şimdi, ben iki tane de önergeyle ilgili hemen
görüşlerimi ifade etmek istiyorum, aslında şeylerimi bitiremedim
ama diğer maddede konuşurum. Bu, şehit ve gazilerin
yakınlarının atanmasıyla ilgili bir önerge ortak olarak
veriliyor, biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunu destekliyoruz. Bir
diğer önergemiz de gerekçesi üzerinde konuşulamayacağı
için
Bu, E cetveli var, E cetveli artık kamu maliye yönetimini bozan bir
yapı hâline geldi. Bu E cetvelinin komple biz bütçe kanunu ekinden
çıkartılmasını istiyoruz. Buna ilişkin de bir
önergemiz olacak, buna destek verirseniz seviniriz.
Gelir İdaresi
Bir de şunu söyleyeyim:
Sayın Başkan, reformlara karşı çıkmayın.
Bakın, 5018 sayılı reformun çalışmaları eski
hükûmet döneminde yapılsa bile kanun nihayetinde sizin Hükûmetiniz
döneminde çıktı. İç denetçi ataması yapmadı Gelir
İdaresi, bir tane iç denetçi atamadı. Niye atamıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla) - Bu bir sorumluluktur. Bunun
atanması lazım.
Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Usta.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım konuşacak.
Buyurun Sayın Yıldırım. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP GRUBU ADINA KADRİ YILDIRIM (Siirt)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Hakkında söz aldığım 4üncü
madde, her şeyden önce bütçe düzeni ve bütçe dengesiyle
alakalıdır. Bütçenin temeli sosyal adalete dayanmalı,
sınıfsal farkları asgariye indirmeli ve mümkünse ortadan
kaldırmalıdır. Dinimizin temeli böyle bir sosyal adalete
dayanmaktadır. Fakat biz, dinimizin bu temelini bir tarafa
bırakmışız, onu birbirimize karşı
ayrıştırıcı bir silah olarak kullanmakla
meşgulüz. Din üzerinden, cami üzerinden en çok hedefe konulan da maalesef
Kürt siyasetidir. Ve bu saldırıyı Sayın
Başbakanımız da yapıyor, yeri geldiğinde AK
PARTİnin öbür yetkilileri de maalesef yapıyorlar. Bu bakımdan,
hem bunlara kısa bir cevap hem de bu bütçenin sosyal adalet temeline
birkaç noktada değinmek istiyorum.
Şunu söylemek istiyorum ilk soru olarak: Acaba
gerek Kürt siyasetinin gerekse genel sol siyasetin dinden
soğumasında, bizden önceki sağ ve muhafazakâr iktidarlarla
başlayan ve bizimle de son bulmayan yanlış ümmetçilik ve
muhafazakârlığın hiç mi payı ve günahı yoktur?
İslamın sosyal adalet
anlayışı yerine ikame edilen Muaviyevari, yeşil, kapital
zihniyetin hiç mi suçu yoktur? Evet, Kuran çok dillilik diyor ve her dili Allahın
bir ayeti olarak kabul ediyor. Biz ümmetçiler, tek dil dedik ve diyoruz. Bu
bağlamda, Allahın ayetlerinden biri olan Kürt dilini hutbelerde
kullanmaktan mahrum bıraktık ve bırakıyoruz. Kuran,
farklı kimlikler için tearüfü yani birbirini tanımayı emrediyor.
Fakat biz kırk yıldır tek millet dedik ve diyoruz.
Ecdadımız olan Selçuklular ve Osmanlılar Kürtlere, Kürdistan
eyaletleri ve özel Kürt statüleri verdiler beylik olarak. Biz ise Kürtlerin
üniter yapı içerisinde en küçük statü taleplerini bölücülük ve
ümmetçiliğe aykırı olarak gördük ve görüyoruz.
Hazreti Ali İslamın sosyal adaletini
pratize etmek isterken, Kufe ve Basra camilerinin birer bölmesini -tam da
bütçeye geliyorum- beytülmal yani hazine olarak istihdam ederken, orada
birikmiş olan malı dağıtma konusunda aynen şu
talimatı vermiş, okuyorum: Allaha yemin ederim ki, kendim ile bir
işçim arasında fark gözetmeyeceğim. Hepiniz Allah'ın
kullarısınız ve mal da Allahın malıdır.
Dolayısıyla, Allah onu aranızda eşit bölmemi
emretmiştir. Bana da 3 dinar, içinizden her birinize de 3er dinar
dağıtın. Bunun fazlası asla kabul edilemez. Ve bu
dağıtım böyle gerçekleşmiştir. Dolayısıyla,
bir bu dağıtıma bakalım bir de Emevilerin kapital
zihniyetini devam ettiren ve fakiri daha da fakir, zengini daha da zengin eden,
kırk yıllık ve maalesef sözde muhafazakârlık ve ümmetçilik
felsefesiyle yürütülen dağıtımlara bakalım.
Cumaya gelince, cuma, cemaat, bunların hepsi
sosyal kavramlardır; bunların hepsi bütünleşmeyi, birlik
olmayı ve beraber olmayı ifade etmektedir fakat bugün cuma da, cemaat
de, din de bir ayrıştırıcı noktaya gelmiştir.
Cuma dediğimiz zaman akla hutbe geliyor, hutbe dediğimiz zaman
akla hatibin hutbeyi okurken hedef kitlesinin ana dili neyse o ana dille hitap
etmesi gerektiği geliyor. İslam tarihinde bu hak ilk kez Berberilere
verildi ve bu hak sonuna kadar da verilmelidir.
Bakın, bunu en iyi anlayanlardan biri olan
Atatürk, 7 Şubat 1923 tarihli Balıkesir hutbesinde aynen şöyle
söylüyor: Efendiler, hutbelerin halkın anlayamayacakları bir dille
olması padişah sıfatını taşıyan
despotların arkasından köle gibi gitmeye mecbur etmek içindir.
Camiler ibadetle beraber tartışmak ve danışmak için
yapılmıştır. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek
istemiyorum, hepinizin düşüncelerini almak istiyorum. Millî irade, millî
fertlerin tamamının emellerinin birleşmesinden ibarettir,
yalnız bir şahsın düşüncelerinden ibaret değil.
Altını çizmiş, Yalnız bir şahsın
düşüncelerinden ibaret değil.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Siz ne
yapıyorsunuz? Camileri yakıyorsunuz.
KADRİ YILDIRIM (Devamla) Emeviler döneminden
başlayarak günümüze kadar, maalesef, cumalarda hutbeleri de zalim ve
diktayı ön plana çıkaran rejimler kendi rejimlerini devam ettirmenin
bir silahı olarak kullanmışlardır. Mazlum halkların
adalet, sosyal adalet, eşitlik, en küçük haklarını görmezlikten
gelmişlerdir. Bu hakkı isteyen ister Alevi şahsiyetler ister
Sünni şahsiyetler en büyük cezalara maruz kalmışlardır ve
hakkın haykırılması gereken hutbelerde, minberlerde
lanetlenmişler bunlar ve maalesef, lanetin ucu İmam Aliye kadar
uzanmıştır. Emeviler hatiplere verdikleri talimatla Sosyal
adaleti isteyenler lanetlenmiştir... Bu emre riayet etmeyen bir hatip
dilcilik yönünü kullanarak şöyle demiş:
(x)
Emir, komutan, vali bana emrediyor, diyor ki: Hazreti Aliye lanet getirin.
Ve şunu diyor:
(x)
Hepiniz ona lanet edin. derken, ona
(x)
zamirini tabii ki emire raci ediyor, ona dönük kullanıyor. Ve İmam
Süyutî diyor ki: Bunu bir tek kişi fark etti. Evet, dilcilik yönüyle
ancak kendini o da kurtarabildi.
Ve Emeviler döneminde Muaviye, belki de İslam
tarihinde ilk kez, yatsıdan sabah namazına kadar sürecek olan bir
sokağa çıkma yasağını uygulattı. Sadece gece o
serinlikte -çünkü gündüz sıcaktır- gece serinliğinde muhalefetin
sokağa çıkmasını önlemektir. Bunu kim kaydediyor? Bir
zamanlar Millî Eğitim Bakanlığının Din
İşleri Müdürlüğünü yapan ve ilahiyat profesörü olan İrfan
Aycan, Muaviyeyle ilgili yaptığı araştırmasında bunu
aynen kaydediyor. İlk kez, İslam tarihinde, yatsıdan sabah
namazına kadar sokağa çıkma yasağını muhalefetin
sesini susturmak için
Bunun yanında, Enes bin
Mâlik, Hazreti Peygamberin yakın sahabelerinden, sormuşlar kendisine
Niye cemaate ve cumaya gitmiyorsun bu Emeviler döneminde? Şöyle
demiş: Elimizde bir tek birleştirici unsur olarak cuma ve cemaat
namazı kalmıştı, Emeviler onu da maalesef dejenere
ettiler. İmamıazam Ebu Hanifeyi zorla, sürükleyerek, meşruiyet
kazandırmak için Emeviler ve Abbasiler zihniyetine, cumaya zorlayarak
götürmeye çalıştılar. Ve maalesef bugün hem Filistinde hem
Mısırda, Orta Doğunun birçok yerinde cumalar yevmü-ül gadab
yani öfke günü olarak kılınıyor, hutbeler bu mesafede veriliyor.
Bakın, Orta
Doğunun düştüğü bu duruma ülkemizin düşmemesi için hep
birlikte yapılması gerekenleri yapmalıyız. Şimdiden
emareleri görüyorum. Bakın, Silopide özel harekât polisi koruculara ve
askerlere cuma namazını kıldırdı ve Diyarbakırda
farklı bir cuma namazı kılındı. Orta Doğunun,
İslam ülkelerinin düştüğü hâle bakın; ülkemizin
düştüğü hâle bakın; Silopinin, Diyarbakırın
düştüğü hâllere bakın. Bu hâllerin biraz daha facialara yol
açmaması için hep birlikte aklımızı başımıza
alalım ve İslamın sosyal adaleti çerçevesinde Alivari,
Muaviyevari ve Emevivari değil, sosyal adaletin gerçek müessisleri ne
demişse o çerçevede üzerimize düşeni yapalım ve o sürece, o
bağlamda, o çerçevede hakkımızı, hukukumuzu yeniden gözden
geçirelim.
Bu noktada, zamanım
doldu, böyle bir ümidin, böyle bir hayalin gerçekleşeceği ümidiyle
hepinize saygılarımı sunuyorum, hürmetlerimi sunuyorum.
Eğer bir yanlışlık olduysa, içinizde ilahiyatçılar
vardır, gelsinler söylesinler.
Tekrar selamlarımı
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yıldırım.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu konuşacak.
Buyurun Sayın
Bekaroğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET
BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakan Hükûmete
hiç teşekkür edilmedi. dedi, ben Hükûmete teşekkür ederek
başlayacağım. Bu bütçenin tek iyi tarafı var, o da seçim
vaatleri için koymuş olduğunuz 45 milyar TL civarındaki ödenek.
İyi yaptınız, teşekkür ediyorum.
Biliyorsunuz, bu vaatleriniz,
7 Haziran seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisinin Seçim Bildirgesinden
alınmıştır. Bu da Cumhuriyet Halk Partisinin
yapıcı muhalefet yapmasının bir örneğidir. Bunun için
de siz CHPye teşekkür edin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
bu bütçe yani 2016 yılı merkezi yönetim bütçesi nasıl bir bütçe,
bu bütçe uygulandığı zaman nasıl bir Türkiye, nasıl
bir toplum ortaya çıkacak, birkaç başlıkla.
Bir defa, bu bütçe -en temel
özelliği- bir borç çevirme bütçesidir. Öyle, buralara çıkıp
IMFye borç veriyoruz. filan
Ya, bunları geçin yani bu millet şey
değil. Bakın, nominal büyüklüklerle 2002 yılında 360 milyar
lira olan Türkiye'nin toplam borcu 2015 yılında 2,5 katrilyon TL
oldu. Bunun 722 milyarı kamunun, 1 trilyon 820 milyarı özel sektör ve
hane halkının borcudur. Bu yıl sizin borçlar ve cari açık
için 200 milyar dolara ihtiyacınız var.
Bu bütçe açık veren bir
bütçedir giderlerinin bir kısmı saklanmasına rağmen.
2002-2014 döneminde bütçelerinizde toplam 588 milyar dolar dış
açık verdiniz, 444 milyar dolar cari açık verdiniz. 2016 yılında
da bu açıklar devam edecek.
Bu bütçenin başka bir
özelliği, adaletsiz bir bütçe olmasıdır. Sayın Bakan
nereden çıkardı bilmiyorum, yüzde 46larda bir rakam verdi.
Hayır, Türkiyede yüzde 68,5, dolaylı vergilerle fakirden
alınıyor, zengine veriliyor. Bu bütçe öyle bir bütçe.
Bu bütçe sadece dolaylı
vergilerle değil, faizlerle de fakirden alıp zengine veren bir
bütçedir. Bu bütçe faizlerle sadece fakirden alıp zengine vermiyor,
içeriden alıp dışarıya veriyor, dışarıya kaynak
aktarıyor ve sizin bu bütçeniz dünyada değişen risklere
karşı da herhangi bir tedbir almıyor.
Bu bütçe yoksulluğu azaltan bir bütçe
değil, yoksulluğu yöneten bir bütçe. On dört yıllık
iktidarınızda hep buna benzer bütçeler yaptınız ve neticede
Sayın Bakan itiraz etti, ben ısrar ediyorum, Türkiyenin en zengin
yüzde 1lik kesimi 2002de servetin yüzde 39una sahipti, bugün servetin yüzde
54üne sahiptir. Bunca iddialarınız, adınıza adalet
demeniz, medeniyet ihyası falan, bunların hepsi boş. Siz,
zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bir iktidarsınız.
Adaletsizlik üzerinden de hiçbir şekilde bir medeniyet inşa edilmez.
Devam edelim ve en önemlisi, bu bütçe, değerli
arkadaşlarım, bütçe hakkını gasbeden, denetimden kaçan,
şeffaf olmayan bir bütçedir. Elbette ülkeyi seçilmiş hükûmet yönetecek
ve bütçeyi de bu hükûmet yapacaktır, buna bir itirazımız olamaz
ama hukuk içinde yönetecek ve bu bütçenin hesabını da gelip bu
Türkiye Büyük Millet Meclisinde verecek. Ama bu bütçe milletin temsilcilerinin
denetiminden kaçıyor. Bu bütçe bir zamanlar fonlar diye neredeyse
bütçenin yarısını oluşturan bir sistem oluşturdu. Bu
şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkına tecavüz ediyor
bu bütçe.
Bu bütçe 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanununun sınırlarını arkadan dolanıyor
çeşitli yollarla, kurum bütçeleri arasında aktarmalarla, Maliye
Bakanlığı bütçesini yedek ödenek tertibine aktarmayla, döner
sermayeyle ve şimdi üzerinde konuştuğumuz (E) cetveliyle ciddi
miktarda, milyarlarca lira bu Meclisin denetiminden kaçırılıyor
değerli arkadaşlarım.
Daha vahim olan bir şey var, bakın,
aynı zamanda 2016 yılı bütçesiyle beraber 2014
yılının kesin hesap kanununu çıkarıyoruz. Neye
dayanarak çıkarıyoruz? Bakın, Sayıştayın hiçbir
gerçek raporu Plan Bütçe Komisyonuna gelmedi. 2014 yılı kesin hesap
kanunu tamamen iktidar partisi milletvekillerinin el kaldırması ve
indirmesiyle geçecek. Peki, neyi saklıyorsunuz, niçin saklıyorsunuz?
Değerli arkadaşlarım, iktidar partisi
bütçe yapmasın demiyorum, yapsın ama neyin üzerine yapıyor?
Kendilerine verilen, daha evvel, bütçeyi nasıl
harcadıklarını Sayıştay raporları ile -kanunun
emri budur- buraya getirmeleri gerekiyor. Ne oldu, ne olmadı, bütün
bunları bizim bu kürsüden millete söylememiz gerekiyor. Böyle değil.
Değerli arkadaşlarım, bütçe
hakkı dediğimiz, milletin bize emanet ettiği en temel, en
kutsal hakkımızdır. Eğer bütçe hakkını
hakkıyla kullanamıyorsa, bu Parlamentonun hiçbir
kıymetiharbiyesi yoktur. Maalesef, bu bütçe, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
bütçe hakkını gasbeden bir bütçedir. Bütçe hakkı deyip
geçmeyin. Şu, diyoruz ya, tüyü bitmemiş yetim hakkı, işte
bütçe hakkı tam da budur. Hani dindarız ya, hani medeniyet diyoruz
ya, hani millî-yerli diyoruz ya, hani Diclenin kenarında bir kuzuyu
kurt kaparsa diyoruz ya, işte bütçe hakkı bu.
Değerli arkadaşlarım, size Hazreti
Ömerden bir örnek getireyim, çok bilinen bir hikâyedir. Hazreti Ömer
zamanında ganimet kumaş gelir ve sahabeye
dağıtılır. Herkese yarım entarilik kumaş
düşer ama iki gün sonra Hazreti Ömer o kumaştan elbiseyle görülür ve
sahabe yakasına yapışır. Ya Ömer, nasıl oluyor, bize
yarım elbiselik, sana bir elbiselik? Oğlu Abdullah gelir ve Ben
kendi payımı babama verdim. der ve öyle kurtarır. Bakın
saydamlığa, bakın denetlenebilirliğe. Peki siz neye
referans yapıyorsunuz? Anayasa yasaklıyor, 5018 sayılı Yasa
böyle demiyor, din böyle demiyor, gelenek böyle demiyor. Siz neye dayanarak bu
bütçeyi Türkiye Büyük Millet Meclisinden kaçırıyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, ben burada yokken bir
akıl sağlığı tartışması
yaşanmış. Bakın, ben bu Meclisin tek psikiyatri
uzmanıyım, dolayısıyla benim olduğum yerde
tartışacaksınız. Öyle akıl
sağlığından yoksun olan filan kimse yok, kolay kurtulmak da
yok. Bana göre herkesin aklı başında, herkesin ceza ehliyeti ve
sorumluluğu var, akıl sağlığı sorunu yok. Sorun
hırslarda, sorun bilerek yapılan yanlışlarda, sorun
kibirde. Dolayısıyla, zamanı geldiğinde herkes hesap
verecek.
Bakın, değerli arkadaşlarım, bir
şeyi ifade edeyim bu bütçe dolayımlı bir şekilde.
Bakın, sizin devriiktidarınızda önceki iktidarlarda olanlardan
farklı bir şey olmuyor, bu da şu: Bir iktidar kavgası,
devlet bir birikim ve bölüşüm aracı olarak görülüyor. Önceden öyle
görülüyordu, şimdi de öyle görülüyor. Kim devleti ele geçirirse, kim devlete
gelirse, devlet imkânlarını kullanarak bu vergilerimizden birikim
oluşturuyor, buradan bölüşüm yapıyorlar ve bir tahakküm ortaya
çıkıyor. İşte, sizin yaptığınız
şey de budur.
Değerli arkadaşlarım, bunu yaparken
siz hukuk devletini de askıya aldınız. Artık Türkiyede bir
hukuk devletinden söz etmek mümkün değil. Türkiyedeki devlet daha çok bir
olağanüstü hâl devletine benziyor, dönüştü.
Bakın, kurmuş olduğunuz bu yeni
birikim modelinde -daha önce de ifade etmiştim burada- 2002 öncesine
benzer bir şey yaptınız. 2002 öncesinde parası olanlar
faize yatırıyordu, hepsi tefeci olmuştu iş
adamlarının, sizin zamanınızda herkes inşaatçı
oldu. Niye böyle oldu? Çünkü müthiş bir kent rantı oluşturdunuz
ve kent rantı üzerinden kaynak aktarıyorsunuz. İddia ettim, yine
de iddia ediyorum: Yirmi yılda İstanbulda kent rantlarıyla,
imar rantlarıyla 250 milyar dolar paylaşıldı değerli
arkadaşlarım ve bunun hesabını kimse sormadı.
Aslında, Türkiyede tasarruf falan yok, bu para nereden geliyor? Dışarıdan
borç alınıyor, borçla geliyor. Bu borçları da ileride bu millet
ödeyecektir, halk ödeyecektir.
Bakın değerli arkadaşlarım,
mağduriyetlerden gelenlerin adaleti ayağa kaldırması
beklenirdi. Siz bunu yapmadınız. Ne yaptınız?
Rövanşizme, intikama yöneldiniz. Evet, elit bürokratik yönetici
sınıfı iktidarlarından ettiniz, bundan boşalan merkeze
Biz gerçek sahipleriyiz milletin adına. diye geldiniz. Öyle değil
arkadaşlar! Ele geçiren millet değil, yeni bir elit
sınıftır. Tüm birikim ve tahakküm araçları, devlet, olduğu
gibi duruyor. Yeni Türkiye filan diye bir şey yoktur, bu tamamen bir
retoriktir.
Bakın, küçük bir psikanaliz yapıp
bitireyim. Bakın, sadece ele geçirdiniz, bu ele geçirme
başınızı döndürdü, bu ele geçirme duygusuyla bir ortak haz
havuzu oluşturdunuz, libidinal bir hükmetme sarhoşluğuna
kapıldınız, bu ortak haz havuzuna katılmayan herkesi öteki
ve düşmana yazdınız, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmeyen
müthiş bir kamplaşma oluşturdunuz. Yazıktır!
Oturduğunuz sosyoloji de artık yavaş yavaş
ayağınızın altından kayıyor. Piramit
oluşturdunuz. Yukarıdakiler aşağıdakileri ezmeye
başladı, aşağıdan homurdanmalar gelmeye
başladı.
MEHMET UĞUR DİLİPAK
(Kahramanmaraş) Ayıp değil mi Sayın Bekaroğlu?
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Bu, kibirdir
arkadaşlarım, bunu sürdüremezsiniz, bu ekonomi sürdürülemez. Hukukun
yok edilmesi, bu adaletsizlikler olağanüstü hâl devletiyle de
sürdürülemez.
Bakın, son cümlelerimi
söylüyorum: Kimlik üzerinden bir ortak iyi inşa ettiniz,
yanlıştır bu arkadaşlarım. Kimlikler kategorik olarak
iyi ya da kötü olamaz; ortak iyi, değerler üzerinden kurulabilir.
Çalmayın, adam öldürmeyin, yalan söylemeyin, kibirli olmayın, tüyü
bitmemiş yetim hakkını koruyun, adaletli olun.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU
(Devamla) İşte bunlar üzerinden ortak değerler oluşturulur.
Siz kimlik üzerinden oluşturdunuz ve kaybedeceksiniz, bunu bilin. 1
Kasımda seçimi almak önemli değil, sonuçta kaybedeceksiniz.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bekaroğlu.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Kaybedenler belli ya, kaybedenler belli.
BAŞKAN Şahsı
adına Hatay Milletvekili Sayın Serkan Topal konuşacaktır.
Buyurun Sayın Topal.
(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
SERKAN TOPAL (Hatay)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bütçenin sonuna geliyoruz.
Sayın bakanlar buraya çıktılar, ülkemizin bütçesinden
bahsettiler. Bahsederken her şey güllük gülistanlık gibi, her
şey çok iyiymiş gibi bahsettiler.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Millet karar verecek.
SERKAN TOPAL (Devamla) Bir
an Norveçin, İsviçrenin, Almanyanın bütçesini
konuşuyorlarmış gibi kendileri öyle empati kurdular sanki. Yahu,
değerli arkadaşlar, biz Türkiyenin bütçesini konuşuyoruz.
FARUK ÇATUROĞLU
(Zonguldak) Elhamdülillah.
SERKAN TOPAL (Devamla)
Evet, şimdi, ben de istatistiki bilgileri çıkardım, buraya
getirdim, sizinle paylaşayım dedim. Böyle biraz büyüttüm ama neden
büyüttüm, onu da söyleyeyim. Hani sizler gece gündüz
çalışıyorsunuz ya, gece üç dörtlere kadar el kaldırıp
indiriyorsunuz ya
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Siz ne yapıyorsunuz?
SERKAN TOPAL (Devamla) -
yorulmayasınız diye ben bunu böyle büyüttüm, buraya kadar getirdim.
MEHMET UĞUR
DİLİPAK (Kahramanmaraş) Sen ne yapıyorsun, bir söyle
bakalım?
EKONOMİ BAKANI MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) O da gidip yatıyor.
SERKAN TOPAL (Devamla) Az
önce Sayın Bakan dedi ki: Biz IMFyi sıfırlıyoruz. Evet,
ama gerçek olan bir şey var. 2002de dış borç ne
kadarmış? 130 milyar dolar. Bugün ne kadar? 405 milyar dolar. 405
milyar dolar, 3 katından daha fazla. Çıkın buraya, deyin ki:
Hayır, yanlış söylüyorsun.
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) TL o, TL; dolar
değil.
SERKAN TOPAL (Devamla) Kusura bakmayın, benim
95 yaşındaki ilkokul mezunu dedeme de bu kadar para verseniz
değil köprüler, değil şeyler, dünyada Türkiyeyi 1 numara
yapardı, 1 numara! Onu size söyleyeyim. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın, öyle bir şey ki işsizler
ordusu yarattınız, işsizler ordusu! 1988-2002 arası yüzde
8di, 2002de yüzde 10,3, bugün yüzde 11,3.
Bir bakın, sizin için büyüttüm bunları.
Bakın, genç işsizler yüzde 19, bugün yüzde
25.
Bakın, insanları o kadar çok
borçlandırdınız ki bugün icradaki dosya sayısı 24
milyon. Ne kadardı? 8 milyon. Bununla övünebilirsiniz arkadaşlar,
övünebilirsiniz.
Hani siz diyorsunuz ya IMFyi
sıfırlıyoruz, borcumuzu sıfırlıyoruz,
sorunları sıfırlıyoruz. Evet,
sıfırladınız, birtakım şeyleri
sıfırladınız. Bakın, huzuru sıfırladınız,
barışı sıfırladınız, milletin
parasını sıfırladınız, 6 sıfırı
sıfırladınız, komşuları da
sıfırladınız. (CHP sıralarından
alkışlar) Ama şunu biliniz ki: Milletimizin arasındaki
sevgiyi, dostluğu asla sıfırlayamayacaksınız, bunu da
bilmenizi istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) CHPyi
sıfırladık.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Bakın, OECD raporlarında
eğitimde, ekonomik büyüme potansiyelinde, yaşam kalitesi
raporlarını bir daha açıklasaydınız Sayın Bakan.
Onları da gelin bu kürsüde açıklayalım.
Şimdi
LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT
(Çorum) Nasıl geldi AK PARTİ?
SERKAN TOPAL (Devamla) - Her şey çok iyi mi?
Milletimize bir soralım bakalım
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 1 Kasımda sorduk.
SERKAN TOPAL (Devamla) - Ey yüce milletim, durumlar
nasıl? Huzur var mı? Güven var mı? Borcunuz yok mu? Milletimiz
ne diyor, biliyor musunuz? Artık bizi kandıramazsınız.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 2002de sorduk,
2007de sorduk, 2011de sorduk, 1 Kasımda sorduk.
BAŞKAN Sayın Bak
SERKAN TOPAL (Devamla) Bakın, bir şey
daha göstereyim size, yine büyüttüm sizin için. Asgari ücret 2002de 8 çeyrek
altın alıyordu, bugün 6 çeyrek altın. En düşük memur 15
çeyrek altın, bugün 10 çeyrek altın. Ya, burada 7 çeyrek altın
var, nereye gitti? Nereye gitti bunlar? Biz biliyoruz, gemiciklere gitti, kol
saatlerine gitti, ayakkabı kutucuklarına gitti, onları biliyoruz
da ya, başka nelere gitti onları açıklayın, onları
açıklayın.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sandıkta,
sandıkta, 1 Kasımda sandıkta. Aç sandığı,
sandığı aç, ne diyor bak.
BAŞKAN Sayın Aşkın Bak
SERKAN TOPAL (Devamla) - Şimdi, bakın, dün
büyük buluşmada değerli milletim size bir karne verdi, az sonra
bakana teslim edeceğim. Sayın Genel Başkanımız bunu da
söyledi, birkaçını size söylüyorum:
Bakın, uyuşturucu
bağımlılığı yüzde 678 arttı, çocukların
cinsel istismarı yüzde 434 arttı, bakın, adam öldürme yüzde 261
arttı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ya, karneyi
aldınız 1 Kasımda, daha ne söylüyorsun ya? Millet verdi karneyi,
1 Kasımda karneyi verdi.
SERKAN TOPAL (Devamla) Ey yüce milletim,
huzurunuzda bu karneyi değerli bakana vereceğim şimdi.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Topal.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Millet verdi sana,
verdi, millet verdi ya. Karneyi millet verir, millet.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Osman, yeni bir şey
öğren, yeni, yeni.
SERKAN TOPAL (Hatay) Karneyi veriyorum, karneyi.
(CHP sıralarından alkışlar)
(Hatay Milletvekili Serkan Topalın elindeki
karneyi Maliye Bakanı Naci Ağbala vermesi ve Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı Süreyya Sadi Bilgiçin karneyi yere fırlatması)
BAŞKAN - Şahsı adına Kayseri
Milletvekili Sayın Hülya Nergis konuşacak.
Buyurun Sayın Nergis. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Topal, kürsüyü boşaltır
mısınız lütfen.
Buyurun Sayın Nergis, süreniz beş
dakikadır.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sana okuyayım
ben, karneyi okuyayım istersen. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
konuşmacı kürsüde, lütfen
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - 11 seçimdir var, 11
seçimdir var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Osman, yeni bir şey
öğren, yeni yeni. Kaç gün oldu bir şeyler öğren.
BAŞKAN Sayın Osman Aşkın Bak
Sayın Nergis, buyurun, başlayın,
süreniz beş dakika, sürenizi yeniden başlatıyorum.
HÜLYA NERGİS (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Tasarısının 4üncü maddesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün devlet bütçesine büyük katkı
sağlayacağına inandığım Arabuluculuk Kurumu
üzerine konuşmak istiyorum. Konuyla ilgili olarak Fransanın ünlü
şairlerinden Victor Hugo Hukukla ilgili iki olumsuz deneyimim oldu;
birincisinde bir davayı kaybettim, ikincisinde kazandım. demekle
anlaşarak sorunları çözmenin en insani yol olduğunu ifade
etmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nüfusun
artışına, ekonomik ve sosyal problemlere bağlı olarak
yargıya intikal eden uyuşmazlık sayısı da
artmıştır. Yargı mensupları büyük iş yükü
altındadır. Bu kapsamda, adaletin etkinliğini artırmak için
uyuşmazlıkların yargıya intikal etmeden önce dostane
yollarla çözümlenmesinin önemi anlaşılmıştır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, bu kurum 160tan fazla ülkede
uygulanmaktadır.
Ara buluculuk, tarafları bir araya getirerek
onların birbirini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini
üretmelerini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin
başlatılarak tarafsız ve bağımsız bir üçüncü
kişinin yardımıyla yürütülen dostane çözüm yoludur. Bu sistem
Amerika Birleşik Devletlerinde elli yıldır, Avrupa ülkelerinde
kırk yıldır uygulanmaktadır. Dünyadaki uygulamada, söz
gelimi İngilterede yıllık 1,5 milyon hukuk davasından
yüzde 3ü mahkemelerde, yüzde 97si dostane çözüm yöntemleri olan ara
buluculuk, sulh, uzlaşma ve tahkim gibi yöntemlerle çözülmektedir.
Arabuluculuk Kurumu 6325 sayılı Kanunla
AK PARTİ iktidarlarında bir hukuk reformu olarak ülkemize
kazandırılmıştır. Verilen eğitimler ve
yapılan sınavlar sonucunda 14/11/2013 tarihi itibarıyla ara
bulucular göreve başlamışlardır. Şu an itibarıyla
sicile kayıtlı 2.500ü aşkın ara bulucu bulunmakta, 6.500
kişi de ara buluculuk eğitimi almış ve ara buluculuk
eğitimleri de devam etmektedir.
Ara buluculuk adalete hızlı erişimin
bir yoludur. Dava süreci bütün dünyada ortalama iki yüz gün ila dört yüz gün
arasında bir süreyi ifade eder. Ara buluculuk yoluyla çözülen
uyuşmazlıkların çoğunluğunun bir gün içerisinde
sonuçlandığı görülmektedir, bu da ara buluculuk yoluna
başvuranları tatmin ettiğini ve mutlu ettiğini gösterir.
Ara buluculuk kaybedeni olmayan bir çözüm yoludur.
Ara buluculuk süreci gizli bir süreç olması itibarıyla, ticari
işletmeler için oldukça cazip bir yöntemdir. Zamandan olduğu gibi,
dava masraflarından da tasarruf edilmektedir. Bu süreç, esnek ve ihtiyari
bir süreçtir. Ara buluculuk geçmişi yargılamaz, geleceği kurar,
uyuşmazlık bitiminde de ilişkilerin devamını
sağlar.
Taraflar ara bulucuya başvurduktan sonra
huzurda anlaştıklarında, hep birlikte anlaşma metnini
imzalarlar. Taraflardan her biri veya her ikisi mahkemeye başvurarak, bu
anlaşma metnine icra edilebilirlik şerhi kazandırabilirler.
Mahkemeler, çekişmesiz yargı işi olarak süratle icra
edilebilirlik şerhi verirler, bu şerhle anlaşma metni ilam hükmünü
alır.
Bugün itibarıyla uyuşmazlık için ara
buluculuk yoluna başvurulan anlaşmazlıkların yüzde
96sı anlaşmayla sonuçlanmıştır. Bu oran, eskiden beri
toplumumuzda var olan uzlaşı kültürünün devam ettiğini ve ara
buluculuk sisteminin kabul gördüğünü göstermektedir. Arabuluculuk
Kurumunun işlerlik kazanması için adli makamlara
başvuranların ara buluculuk konusunda bilgilendirilerek, ara
buluculuğun bir alternatif olarak sunulması, daha sonra da bazı
uyuşmazlıklarda zorunlu hâle getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Arabuluculuk Kurumunun her geçen gün sayıları artan hukuk fakültesi
mezunlarına alternatif iş ve istihdam imkânı
sağlayacağına inanıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜLYA NERGİS (Devamla) Hepinize çok
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, şimdi 4üncü madde
üzerinde on dakika süreyle soru-cevap işlemini
gerçekleştireceğiz.
Sürenin yarısı sisteme giren sayın
milletvekillerinin soru sorarak, diğer yarısı ise Sayın
Bakan tarafından cevaplandırılarak kullanılacaktır.
Sayın Karabıyık, buyurun.
LALE KARABIYIK (Bursa) Teşekkürler.
Sayın Bakan, sayın vekiller sürekli sandıktan
çıkan sonuçlardan bahsediyorlar. Bildiğimiz gibi Ekonomi Güven
Endeksi, Tüketici Güven Endeksi, Reel Kesim, Hizmet Sektörü ve Perakende
Ticaret Güven Endekslerinin bir bileşimi yani içine tüketicinin de
üreticinin de güvenini alıyor. Vatandaşın güvenini gösteren bu
endeks seçim öncesi eylül ayında 72,6ydı, ekimde güven artarak
82,6ya geldi ve nihayet beklediğiniz gibi, kasım ayında
vatandaş güvendi ve 104,8e çıktı. Ancak, vatandaş
beklediği istikrarı demek bulamadı ki seçim sonrasında bu
endeks hızla düştü. Şubatta 71,5e geriledi, ocakta yüzde 16,8,
şubatta yüzde 14,8 düşmüş oldu.
Sayın Bakan, seçim kredisi sizce neden bu kadar
hızlı tükendi? Vatandaşın bu hayal
kırıklığının sizce sebebi nedir?
BAŞKAN Sayın Çaturoğlu
FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Meclisimizde
bulunan milletvekillerimizin bir kısmı her fırsatta, nükleer,
HES, termik, rüzgâr, jeotermal, her türlü enerji kaynağının
üretilmesine karşı olduklarını, altın, gümüş,
bakır, kurşun ve bunlar gibi maden cevherlerinin de
çıkarılmasına engel olacaklarını ifade etmektedirler.
Daha sonra bu arkadaşlarımız, cari ve dış ticaret
açığından, kalkınma hızının yeterli
olmadığından ve dış borçlardan şikâyet ediyorlar.
Sayın Bakanım, bizim sömürgeci bir
geçmişimiz olmadığına göre, fevkalade bir sermaye birikimiz
de olmadığına göre, zengin petrol yataklarımız da
olmadığına göre enerjiyi üretmeden, maden cevherlerini
çıkarmadan, bunları ithal ederek cari açığı,
dış ticaret açığını ve dış
borçları bertaraf ederek yüksek kalkınma hızı
sağlayacak dünyada sihirli bir formül var mıdır? Varsa biz mi
bilmiyoruz?
Bu konudaki düşüncelerinizi çok merak ediyor,
sevgiler sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Erdem
EREN ERDEM (İstanbul) Sayın Ağbal,
Cengiz İnşaata ait olan uzlaşma tutanağıyla
alakalı Bu resmî bir belgedir, bu gizli bir belge değildir. dedi.
Doğru, kesinlikle bununla alakalı en ufak bir şüphemiz yok.
Zaten bizim sorumuz bu belgenin mahiyeti değildi. Bu belgede yer alan
yüzlerce milyon TLnin neden bu uzlaşma tutanağı zaptıyla
sıfırlandığı hakkında bir bilgi almak ve bu
uygulamanın başka şirketlere yönelik bir uygulama olup
olmadığı hakkında bir bilgi istedik ama Sayın Bakan
bize bu belgenin mahiyetini, gizli bir belge olmadığını
söyledi. Lütfen, bu konuda bir cevap verirse seviniriz.
BAŞKAN Sayın Tarhan
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Birinci sorum Ekonomi Bakanına: 2010 Anayasa
değişikliğiyle Anayasada düzenlenen Ekonomik ve Sosyal Konseyin
üç ayda bir toplanması öngörülüyor. Geride bırakılan süreçte 20
kere toplanması gereken Konsey bir kere bile
toplanmamıştır. Bunun gerekçesi nedir?
İkinci sorum Maliye Bakanına: Sayın
Bakan, İstanbul, Ankara, İzmir ve seçim bölgem olan Kocaeli
Büyükşehir belediyelerinin borcu ne kadar?
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, kamuya ait kaç araç var? Kamu
kurum ve kuruluşları tarafından kiralanan ayrıca kaç araç
var?
Bir başka soru: Şanlıurfa ilinden
biraz önce beni aradılar. Yığınak, Doyumlu,
Boğsaydık, Kasımkuyu, Bahçeli, Yemişli, Tekağaç yani
tam 7 muhtarlığa bağlı, Karaköprüye bağlı bu köylerimizde
elektrik yok. Vatandaşlar sürekli şikâyet ediyor, telefon ediyorlar.
Bu Şanlıurfanın elektrik sorununu ne zaman halledeceksiniz? Bu
mağduriyetler devam edecek mi?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Durmaz
KADİM DURMAZ (Tokat) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Sayıları yaklaşık olarak 10 bin
civarında tahmin edilen sözleşmeli uzmanlarla ilgili
Bakanlığın bir çalışması var mı? Çünkü,
artık ülkemizde bunlar sosyal bir vaka oldu. İstifa edip resmî
kurumlara geçmek isteyen ya da çalışırken başvuruda
bulunanların sayıları oldukça yükseldi.
Yine, sayıları
sınırlı olan şehit ve gazilere ÖTV indirimi düşünüyor
muyuz Sayın Bakanım?
Çok kısa bir sorum daha
var: 5 bin adet lüks otomobil ülkemizde toplandı. Bunların
toplatılma nedeni, ithal eden firmalar giriş beyannamelerini verirken
vergiyi az vermek için paketlerini düşük göstermişlerdi. Burada, bu
firmalar ülkemizin vergi kaybına neden oldu. Bunlarla ilgili bir
işlem yaptık mı? Diğer taraftan, son kullanıcı,
aracı toplanan, bunun farkında olmayan tüketicilere yönelik de bir
tasarrufunuz var mı? Şu anda, onların elinden araçları
alınmış durumdadır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.
Cevap süreniz beş dakika.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) -
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Biliyorsunuz, 2015 yılında büyüme
oranını biz, hedef olarak, yüzde 4 olarak belirlemiştik.
İlk üç çeyrek sonuçları 2015 yıl sonunda, inşallah, yüzde 4
büyümeyi sağlayacağımızı ortaya koymaktadır.
1 Kasım seçimlerinde ortaya çıkan siyasi
istikrar, güçlü bir Hükûmet, güçlü bir reform gündemi 2016 yılına
ilişkin büyüme hedefleri konusunda da gerçekten son derece olumlu
katkı sağlamıştır. Bugün herkes, ekonomiyi az çok
yakından takip edenler bilir ki piyasalarda, şu anda, içeride de, dışarıda
da güçlü bir Hükûmetin olması, bir reform gündemine sahip olması,
ekonomik parametrelerin temelleri itibarıyla sağlam olması
nedeniyle, gerçekten, büyüme konusunda, ekonominin istikrarı konusunda
Türkiyeyle ilgili son derece olumlu raporlar var, değerlendirmeler var. Özellikle
Hükûmete geldikten sonra reform programıyla ilgili olarak her bir reform
adımını peyderpey atmış olmamız da piyasalar
tarafından, gerçekten, olumlu karşılanmıştır.
Zaman zaman göstergeler açıklanıyor. O
göstergelerin hepsi bir şekilde üretime yansıyacak, büyümeye
yansıyacak. Üretim ve büyüme rakamları geldiğinde göreceksiniz
ki Türkiye büyüme hikâyesine devam ediyor. 2009 krizinden sonra sürekli bir
şekilde büyüyen ekonomi 2016 yılında da, inşallah,
büyüyecek. Önümüzdeki göstergeler de bunu ortaya koyacak.
Enerjiyle ilgili olarak, tabii ki Türkiye petrolü
olan bir ülke değil. Enerji kaynakları bakımından, yerli
enerji kaynaklarımızı olabildiğince daha çok kullanmak
suretiyle enerji bağımlılığında iç kaynakları
kullanıyoruz. Burada, gerek nükleer santral yatırımları
olsun, gerek yer altı enerji kaynaklarının
çıkarılması olsun, AK PARTİ hükûmetleri döneminde
yapılan çalışmalar neticesinde özellikle kömür kaynaklı
enerji üretimi, yine özellikle yerli, yenilenebilir enerji kaynaklarına
dayalı üretimi de artırıyoruz. Onun için, biz eğer cari
işlemler açığında bir ilerleme kaydedeceksek burada da
enerji yatırımlarının mutlaka payı olacak.
Burada, uzlaşma konusuyla ilgili gündeme
getirilen konuda teknik açıklama yapıyorum, hiçbir
değerlendirmede bulunmuyorum. Ortaya konulan belge devletin resmî
kayıtlarında olan bir belgedir, gizli saklı bir belge
değildir. Her uzlaşma komisyonu -sizin bana verdiğiniz belge ve
bütün belgeler için söylüyorum- kendi yetkisi içerisinde bir rapor önüne
geldiğinde, kanuna, tebliğe, yönetmeliğe, genelgelere, Gelir
İdaresi Başkanlığının yerleşik
uygulamalarına bakar, raporu değerlendirir. Bu rapor
değerlendirmesi sonucunda, hukukun içinde kalarak, hukukun verdiği
yetkileri kullanmak suretiyle uzlaşma komisyonu olarak bir karara
varır. Bu karar ortada, gizli saklı bir şey değil, o karar
orada. O kararın niye olduğu konusu tamamen hukukun içinde
kalınarak değerlendirilebilecek bir konu. Benim burada vicdanım
rahat, vicdanım noktasında hiçbir tereddüdüm yok. Buradaki,
komisyondaki her bir arkadaşımız şerefiyle, namusuyla
mesleğini yapan arkadaşlardır. Önlerine bir mesele
geldiğinde vatandaşın hakkını, devletin
hakkını, milletin hakkını sonuna kadar savunan
arkadaşlardır. Dolayısıyla, burada eğer bir iddia
varsa, o tutanak üzerinde yapılan işlemin gayrihukuki olarak yapıldığı
iddiası varsa bunu tabii ki iddia edenlerin ispat etmesi kadar doğal
bir şey yoktur. Ben ne yapacağım? Yani, güneş
karşıda duruyor, güneşin varlığını size
söylüyorum. Bunun olmadığını siz ispat edin.
Dolayısıyla
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Bakan,
Sayıştaya niye bilgi vermediniz Gelir İdaresiyle ilgili?
BAŞKAN Sayın Günal, lütfen
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayıştay denetimi konusuna gelince, onu da söyleyeyim değerli
arkadaşlar, burada sürekli yanlış bilgilendirmeler
yapılıyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Soruyorum, devam etsin,
anlatsın diye.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Bir müsaade edin, bir müsaade edin, açıklayayım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ya, niye vermediniz
Sayıştaya?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Arkadaşlar, bütün vergi dairesi kayıtlarımız
Sayıştayın denetimine açıktır. Bugün
Sayıştay Türkiyedeki
MEHMET GÜNAL (Antalya) Vergi dairesi değil,
Gelir İdaresi rakamları!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtlarımız
da.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bunlar başka rakamlar!
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Ya, Sayın Günal, bağırarak beni mi
bastıracaksınız?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Söylüyorum!
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayıştayın
raporunda
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Bir dinleyin! Niye dinlemiyorsunuz? Tahammül edemiyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, biz sizi dinliyoruz
ve süreniz bitti.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayıştaya niye
vermedin? Onu cevapla.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Vermediğimi nereden çıkarıyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Nasıl verdin ya? Toplu
bir rakam verdin, Sayıştay inceleyemedi ki onları,
Sayıştaya vermedin o rakamları.
BAŞKAN Sayın Bakan, süreniz bitti.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Diğer sorulara cevap vermek durumundayım.
BAŞKAN Bir dakika
Artı bir dakika
vereyim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Diğerlerini yazılı olarak veririm, teşekkür ediyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Buradan okuyayım
istiyorsan, Sayıştay raporunun ne yazdığını
okuyayım; vermiş misiniz, vermemiş misiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
kısa söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Maliye
Bakanı Naci Ağbal ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı
Süreyya Sadi Bilgiçin çalışma saatleri ilerledikçe gergin
olduklarına ve bütçe görüşmelerinin Maliye Bakanının önemli
ödevlerinden biri olduğuna ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, şimdi, grup başkan
vekilleri olarak zaman zaman konuştuğumuzda da aynı fikirde
birleşiyoruz. Sayın Bakan önceki Maliye Bakanını
aratıyor. Birazcık çalışma saatleri ilerledikçe tabii
sinirler geriliyor, ben bunu hep vurguluyorum ama yapacak bir şey yok, bütçe
görüşmesi bu, bir Maliye Bakanının da önemli ödevlerinden bir
tanesi. Ayrıca Sayın Bakana tavsiye ederim: Yarın sabah
kahvaltıdan sonra şu Şeyh Edebalinin çok konuşulan
vasiyetini bir okusun. O vasiyet, muhalefete değil iktidara sorumluluk
yükler.
Ayrıca, Sayın Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanımızın da sinirlerinin çok gerildiği,
kendisinden beklenmeyecek refleksler ve nezaketsizlikler içinde olduğu
görülüyor. Biz elimizden geleni yapalım ama kendileri de yaptıkları
görevin ve iktidar olma sorumluluğunun farkında davransınlar.
Çok teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Ben teşekkür ederim.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkan
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan, sataşma
var, söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, söz
istemiştiniz.
Buyurun.
26.- Maliye Bakanı Naci Ağbalın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sadece şunu söyleyeyim: Yani grup başkan vekillerimizin, sayın
vekillerimizin bütün eleştirileri karşısında mutlaka cevap
vermeye çalışıyorum, bu da benim ödevim. Ama ben
konuşurken, bir açıklama yaparken, son derece sakin bir açıklama
yaparken bir şekilde tansiyonu yüksek bir açılımla benim
konuşmamı bozarsanız, konuşmama, sanki gerçek olmayan bir
şeyi söylüyormuşum gibi derseniz ben de buna cevap vermek
zorundayım.
Bu Mecliste 2006 yılından beri varım,
bu Meclisin çalışma düzenini en iyi bilenlerden birisiyim.
Grupların sorduğu bütün sorulara cevap vermek için elimden
geldiğince bütün özen ve gayreti gösteriyorum, gündeme getirilen konuda da
inanın çırpınıyorum, hukukun içinde kalarak bir meseleyi
izah etmeye çalışıyorum. Çünkü konunun teknik tarafına
vâkıfım yani bir siyasetçi olmanın ötesinde, bir vergi konusu
nasıl başlar, nasıl devam eder, nerede sonlanır, kim, hangi
imzayı atar, hangi çerçevede atar, neden korkar; hepsini biliyorum. Burada
bir söz ağzımdan çıkıyorsa o sözün ne anlama geldiğini
çok iyi biliyorum. Ben de sizden bu konuda anlayış bekliyorum. Benim
yaptığım her açıklamaya siz karşı açıklama
getirin, saygı duyarım, ben de cevap veririm. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Süreyya
Sadi Bilgiç, buyurun.
27.- Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı
Süreyya Sadi Bilgiçin, Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
MUSA
ÇAM (İzmir) Süreyya Bey, siz bu topa hiç girmeyin!
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Topa girmek meselesi değil Sayın Çam, teşekkür
ediyorum.
Ancak,
tabii ki zaman zaman Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız hep
özgürlük, özgürlük, özgürlükten bahsediyorlar ama anlıyorum ki
nezaketsizlik özgürlüğünü sadece kendilerinde buluyorlar. Öncelikle,
nezaket konusunda bir değerlendirme yapacaksanız kendi
arkadaşınızı uyarmanız gerekiyor.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Onu yaptık biz.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Yaptıysanız teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sizi de uyardık, sizi de uyardık o
davranışınızdan dolayı ama.
BAŞKAN
Sayın Özel, lütfen
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Yok, beni uyarmayın, siz kendi
arkadaşlarınızı uyarın.
BAŞKAN
Sayın Vural
28.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Maliye Bakanının şahsiyeti ile bütçe arasında çok önemli
bir ilişki olduğuna ve yargı kararları olmasına
rağmen yılbaşından bu yana 4/Clilere ek ödemelerin
yapılmamasının nedenini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, teşekkür ediyorum.
Sayın
Maliye Bakanı, bütçeyle ilgili görüşmeleri takip edip biraz daha
sakin olursa bütçeye güven artar. Dolayısıyla, Sayın Maliye
Bakanının şahsiyeti ile bütçe arasında da çok önemli bir
ilişki vardır.
MALİYE
BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) Ben sakinim, siz sakin olun.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Çünkü Sayın Maliye Bakanı, burada sizin bütçeniz
çok önemli ilkelerden biridir, bu bakımdan mümkün olduğunca sakin
olup güven vermeniz lazım yani topluma güven vermeniz gerekiyor.
MALİYE
BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) Bravo, güveni de aşağı
çektiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Şu anda Sayın Mehmet Şimşekin
verdiği güvenin arkasındasınız, gerisindesiniz.
MALİYE
BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) Ben güveni milletten alıyorum.
MEHMET
GÜNAL (Antalya) Hani cevap vermeyecektiniz!
OKTAY
VURAL (İzmir) - Bakın, siz müdahale ediyorsunuz, bakın, müdahale
ediyorsunuz, görüyor musunuz yani biraz sakin olun, biraz oturun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Genel Başkanımıza bile müdahale etti,
Başbakanı mahcup etti! Bizden laf eden olmaz. dedi, tutanağa
girdi.
BAŞKAN
Sayın Vural, sizi dinliyorum.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, 3713 sayılı Kanunun ek 1inci
maddesinde bu şehit ve gazi yakınlarının atanmasıyla
ilgili husus 31/12/2015
tarihiyle sınırlı, o sınırlamanın kalkması
gerekiyor. Dolayısıyla, bütçe kanununda gruplarla mutabakata vararak
Hiç olmazsa bu mücadele sırasında şehit, gazi
yakınlarının atanmasıyla ilgili bir kısıtlama
olmasın. diye bir önerge getirdik ama yapılması gereken
asıl düzenleme de 3713 sayılı Kanunun kendisini de
değiştirmemiz ve bunu daimî bir şekle getirmemiz lazım. Bu çerçevede,
Sayın Bakan da şey yaparken bir husus var, önemli, Anadoluda
binlerce kişi televizyon ekranlarından izliyorlar, şu mesaj
geliyor: 4/Clilerin elinde bölge idare mahkemeleri ve Danıştay 12.
Dairesinin vermiş olduğu hukuk ve yargı kararları olmasına
rağmen Maliye Bakanlığı bu ek ödemelerimizi
yılbaşından bu yana ödemiyor. Bunu sorar mısınız?
Bu hukuksuzluk giderilecek mi? Biz sorunca terörist ilan ediliyoruz.
4/Cliler. diye bir mesaj var. Bunun ne olduğunu lütfen
açıklarsanız memnun olurum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Baluken, iki dakika.
29.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ile Maliye Bakanı Naci
Ağbalın görüşmeler sırasında çok ciddi bir yöntem ve
üslup yetersizliği içerisinde olduklarına ilişkin
açıklaması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, ben de diğer grup başkan vekillerinin dile
getirdiği husus konusunda sadece birkaç şey vurgulamak için söz
istedim. Gerçekten, kendi aramızda da yaptığımız
değerlendirmede özellikle ekonomiden sorumlu olan Sayın Maliye
Bakanı ve Sayın Elitaş da burada. Bugünkü tavırlarıyla
ekonomik açıdan çok zor durumda olan halkın sorunlarını ve
psikolojisini buraya yansıtan muhalefete bakış açılarıyla
ilgili, yaklaşım tarzlarıyla ilgili çok ciddi bir yöntem ve
üslup yetersizliği içerisine girmişlerdir. Kabul etmek mümkün
değil. Ben her ikisine de Sayın Mehmet Şimşek ve Sayın
Ali Babacanın en sert eleştiriler karşısında
nasıl sabırla izah etmeye çalışan tutumlarını bir
izlemelerini tavsiye ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/34), 2014
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri madde
üzerinde iki önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2016 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 4üncü maddesinin birinci
fıkrasının (f) bendi ile bu kanun tasarısına
bağlı (İ) işaretli cetvelin "II- Kamu Görevlilerine
ilişkin Toplam Atama Sayısı Sınırları"
başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki cümlenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İlknur İnceöz Oktay Vural Özgür Özel
Aksaray İzmir Manisa
Mehmet Doğan Kubat Mehmet Erdoğan Bülent Yener Bektaşoğlu
İstanbul Muğla Giresun
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek
1 inci maddesi uyarınca memur kadrolarına yapılacak atamalar, bu
atama sınırlamalarına tabi değildir ve bu kapsamda
atananların mali ve sosyal haklarına ilişkin her türlü giderleri
Personel Giderlerini Karşılama Ödeneğinden
karşılanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2016 yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 4üncü maddesinin (1)inci
fıkrasının (ç) bendinin ve buna bağlı olarak (E)
cetvelinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Oktay Vural Erhan
Usta Baki
Şimşek
İzmir Samsun Mersin
Kamil Aydın Mehmet Parsak
Erzurum Afyonkarahisar
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir
açıklama yapmak zorundayım. Anayasanın bütçe görüşmelerini
düzenleyen 162nci maddesinin dördüncü fıkrası Değişiklik
önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın
okunur ve oylanır. hükmü gereğince önergenin gerekçesini
okutuyorum...
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sadece tutanaklara
girmesi açısından
Aslında o hüküm doğrudan doğruya tümü
üzerindeki görüşmeler ve değişiklik önergeleriyle ilgilidir.
BAŞKAN Evet, değişiklik önergeleri.
OKTAY VURAL (İzmir) Madde görüşmeleri
genel hükümlere göre düzenlenir, kaldı ki maddelerde her grubun onar
dakika sözü ve şeyleri vardır. Bu bakımdan, bu konuda, daha
önceki teamüller çerçevesinde olduğu için böyle olmakla birlikte,
aslında genel hükümleri uyguluyoruz. Genel hükümlerde de önerge
hakkında konuşma hakkı varsa verilmesi gerektiği
kanaatindeyim.
BAŞKAN O bir tartışma konusudur
Sayın Vural çünkü 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılları Merkezi
Bütçe Kanunu Tasarısında bahsettiğim uygulama olduğundan
açıklama gereğini hissettim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu konuda, yerimden hemen,
tutanağa geçmesi açısından
Bu konuda Sayın Vurala katılıyorum.
Maddelere geçtik, bahsettiğiniz hüküm bu ana kadar doğruydu ama
maddeler bir kanun gibi müzakere edilir. O yüzden, dikkat ederseniz,
grupların dönerli sırasını terk ettik, sırayla
görüşmeler yapıyoruz ve üzerinde ayrı ayrı soru-cevap
işlemi yapıyoruz. Burada grupların önerge haklarının
ve gerekçe okutmak yerine kürsüden önerge üzerinde konuşma
haklarının olduğunu düşünüyoruz. Bugüne kadarki yani son
dört yılda yerleştiği söylenen uygulamayla
mutabakatımız yok. Konuşmama konusunda grubumuzun iradesini
kullandığımızı ifade ediyoruz. İleride,
gerektiğinde bu maddeler üzerindeki önergelerde konuşma
hakkımızı saklı tutuyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, Meclisi, Genel Kurulu
yöneten Başkan Vekili olarak öncelikle, elbette ki Anayasaya, daha sonra
İç Tüzük kurallarına ve daha sonra teamüllere bakarak hareket etmek
zorundayım. Anayasanın hükmü açık, benim kanımı
söylüyorum, yorumumu söylüyorum. Çünkü, değişiklik önergeleri diye
somut bir belirti var. İç Tüzükü zaten ilgilendiren bir durum yok, sadece
87nci maddesi bu kapsamın dışında kalıyor çünkü o
İç Tüzük, benim bahsettiğim madde Anayasa. Teamüller var, biraz önce
maddelerini, günlerini söyledim. Bunun ötesinde benim yapacak hiçbir şeyim
yok. Sadece önergenin gerekçesini okutmak zorundayım.
Buyurun.
Gerekçe: (E) cetveli kamu mali yönetimini bozan
birçok husus içermektedir. Bu istisnaların bütçe kanunu
tasarısından çıkarılması uygun olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2016 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 4üncü maddesinin (1)inci
fıkrasının (f) bendiyle bu kanun tasarısına
bağlı (İ) işaretli cetvelin II- Kamu Görevlilerine
İlişkin Toplam Atama Sayısı Sınırları
başlıklı bölümünün sonuna aşağıdaki cümlenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İlknur İnceöz Oktay Vural Özgür Özel
Aksaray İzmir
Manisa
Mehmet Doğan Kubat Mehmet Erdoğan Bülent Yener Bektaşoğlu
İstanbul Muğla Giresun
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ek
1 inci maddesi uyarınca memur kadrolarına yapılacak atamalar, bu
atama sınırlamalarına tabi değildir ve bu kapsamda
atananların mali ve sosyal haklarına ilişkin her türlü giderleri
Personel Giderleri Karşılama Ödeneğinden karşılanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Biraz önce yaptığım
açıklama gereği gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3713 sayılı Kanunun geçici 13üncü
maddesi uyarınca yılı merkezi yönetim bütçe kanununda yer alan
kısıtlamalara tabi tutulmadan yapılan atama
uygulamasının 2016 yılında da aynı şekilde devam
etmesi ve bunlara mali ve sosyal haklar kapsamında yapılacak
ödemelerin personel giderlerini karşılama ödeneğinden
karşılanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özgür Özel, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Bir ortak önerge var ama burada bir hususa
açıklık getirmek gerekiyor. Bu konudaki düzenleme 31/12/2015
tarihinde sona ermiş. 31/12/2015te sona eren bu tip uygulamalarla ilgili
bir torba yasa geldi, görüşüldü; orada unutulan, eksik kalanlarla ilgili
ikinci bir torba yasa geldi, orada da bu unutulmuş. Bugün gelinen noktada
bu düzenleme yapılmasa, belli kotalar da olduğu için şehit
ailelerine sağlanacak istihdam noktasında bir sıkıntı
yaratılacak. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu konuya her gruptan grup
başkan vekilleri ve birer milletvekili imza attı ama bütün grubumuzun
bu konudaki iradesi ortaktır. Ancak, bu, iktidar partisinin devleti
yönetirkenki dikkatsizliğini, özensizliğini, böylesine önemli bir düzenlemeyi
iki torbada da atlamasını ve hiç yeri olmadığı hâlde
bu işi bütçe kanununa ve yerleşmiş uygulamalara da
aykırı olarak getiriyor olması gerçeğini ortadan
kaldırmaz.
Ayrıca, bütçeler görüşülürken gider
artırıcı önerge verilemez. Esasında hepimiz biliyoruz ki bu
kotanın artırılmasının gider artırıcı
bir yönü de vardır. Bununla ilgili bir tedbir de alınmış
ama bu işin, hele hele devleti çok iyi yönettiğini, güzel
yönettiğini söyleyen bir iktidar ve onun şimdi Bakanlık yapan,
geçmişteki bürokrasisi açısından bakarsanız da bir zafiyete
de işaret ettiğini söylüyor, bu yaratılan önemli eksiği
giderme noktasında elbette şehit ailelerine böyle bir
katkının yapılması için imzamızı attık,
arkasındayız ama bu hususların da altını çizmeyi
önemli gördüm.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
4üncü madde
kabul edilmiştir.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.26
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 00.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Mustafa
AÇIKGÖZ (Nevşehir)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54üncü
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Şimdi 5inci maddeyi okutuyorum:
5inci maddeyi okutuyorum:
Gerektiğinde
kullanılabilecek ödenekler
MADDE 5- (1) Personel Giderlerini Karşılama Ödeneği:
Genel bütçe kapsamındaki
kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin bütçelerine konulan ödeneklerin
yetmeyeceği anlaşıldığı takdirde, ilgili
mevzuatının gerektirdiği giderler için Personel Giderleri ve
Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri ile ilgili mevcut
veya yeni açılacak tertiplere, Maliye Bakanlığı bütçesinin
12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.1 tertibinde yer alan ödenekten aktarma yapmaya,
(2) Yedek Ödenek:
Maliye
Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.6 tertibinde yer
alan ödenekten, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli
idarelerin bütçelerinde mevcut veya yeni açılacak (01), (02), (03), (05)
ve (08) ekonomik kodlarını içeren tertipler ile çok acil ve zorunlu
hâllerde (06) ve (07) ekonomik kodlarını içeren tertiplere aktarma
yapmaya,
(3)
Yatırımları Hızlandırma Ödeneği:
Maliye
Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.3 tertibinde yer
alan ödenekten, 2016 Yılı Programının Uygulanması,
Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Karar esaslarına uyularak 2016
Yılı Yatırım Programının uygulama durumuna göre
gerektiğinde öncelikli sektörlerde yer alan yatırımların
hızlandırılması veya yılı içinde gelişen
şartlara göre öncelikli sektör ve alt sektörlerde yer alan ve programa
yeni alınması gereken projelere ödenek tahsisi veya ödeneklerinin
artırılmasında kullanılmak üzere genel bütçe
kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli idarelerin projelerine
ilişkin mevcut veya yeni açılacak tertiplere aktarma yapmaya,
(4) Doğal Afet
Giderlerini Karşılama Ödeneği:
Maliye
Bakanlığı bütçesinin 12.01.31.00-01.1.2.00-1-09.5 tertibinde yer
alan ödeneği, yatırım nitelikli giderler açısından
yılı yatırım programı ile ilişkilendirilmek
kaydıyla genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçeli
idarelerin her türlü doğal afet giderlerini karşılamak
amacıyla mevcut veya yeni açılacak tertiplerine aktarmaya,
Maliye Bakanı
yetkilidir.
BAŞKAN 5inci madde üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı konuşacak.
Buyurun Sayın Kalaycı.
(MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe
tasarısının 5inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz aldım, bu vesileyle hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Maddede Gerektiğinde
kullanılabilecek ödenekler başlığı altında
Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine yedek ödenek
konulmaktadır. 5018 sayılı Kanun bütçe ödeneklerinin yüzde
2sine kadar yedek ödenek öngörmesine karşın, yıl içinde doldur
boşalt yöntemiyle yapılan ödenek aktarmalarıyla bu oranın
çok üzerine çıkılmaktadır.
Hükûmet başlangıç
ödeneğiyle kanun hükmüne uyduğunu söylemektedir. Böyle bir
yaklaşım olabilir mi? Bunun tercümesi: Oraya bir ödenek koydum ama
yıl içinde bunun 30-40 katını harcayarak Türkiye Büyük Millet
Meclisini ve milleti aldatıyorum, kılıfına da uydurdum.
demektir. Bu uygulama 5018 sayılı Kanunun 21inci maddesine ve yine
bu Kanunla belirlenen bütçe ilkelerine ve kamu maliyesi temel ilkelerine aykırıdır.
Sayın Bakan, yedek ödenekleri
yatırımlar için torba ödenek tertibi hâline getirdiniz.
Yatırımcı kurumlarda da torba proje uygulamanız var,
programda olmayan projelere oradan harcama yapıyorsunuz. O hâlde
detaylı bütçeye ne gerek var? Yatırım Programına ne gerek
var? Saydamlığa, hesap verebilirliği sağlamaya, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkına uymaya ne gerek var? Bütçeye tek bir
torba ödenek tertibi koyun, Yatırım Programına da tek bir torba
proje koyun, sonra da aklınıza esen işleri yapın,
istediğiniz gibi harcayın, yürütme görevinizi de rahatça yapın.
Zaten kanunları da torbalar hâlinde çıkaran siz değil misiniz?
Her şeyi torbaya çevirdiniz.
Yedek ödenekler sadece yeni idarelerin
kurulması, doğal afet yaşanması gibi önceden öngörülemeyen
hâllerde kullanılmalıdır. Doğal afetlere maruz kalan
vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi önem arz etmektedir.
Ancak, başta kuraklık olmak üzere, doğal afetlerden zarar gören
çiftçilerin kayıpları genelde karşılanamamaktadır. Konuyla
ilgili mevzuat gözden geçirilmeli ve iyileştirme yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde
kuraklık sorununu her geçen yıl artarak yaşayan yer Konya
Ovasıdır. Ülkemizin tahıl ambarı olan Konyada yine
sonbahar ve kışın çok kurak geçmesi nedeniyle tarımsal
üretim olumsuz etkilenecek olup, bu ay da yeterli yağış alamazsa
bu yıl rekoltede büyük düşüş olacağı tahmin
edilmektedir.
Konyada yer altı suyundaki azalma
yıllardır çok önemli bir sorundur. Konya Ovasına dış
havzalardan su getirecek yeni projelere şiddetle ihtiyaç vardır ama
Hükûmet oralı değildir. KOP İdaresi Kızılırmak
suyunun Kulu ve Cihanbeyliye getirilmesi için rapor hazırlamış,
ancak Hükûmet dikkate almamıştır. Hükûmet meseleyi su
kullanımını yasaklamakla halletmek istemektedir. Su kotası
uygulayarak, çiftçinin kullandığı su miktarının en
fazla üçte 1ini vermeyi planlamıştır. Bitkisel üretim
düşecekmiş, Konyalı çiftçi perişan olacakmış,
Hükûmet hiç düşünmemektedir.
Diğer taraftan, Mavi Tünelle ovanın su
ihtiyacının karşılanacağı algısı da
oluşturulmuştur. Daha geçen ay Sayın Başbakan ile Orman ve
Su İşleri Bakanı KOPla Konya Ovasının suya
hasretinin dineceğini, KOP projesinin 2019 yılı sonunda
bitirileceğini söylemişlerdir ama durum öyle değildir, Mavi
Tünelden gelecek su, ovanın ihtiyacının onda 1i bile
değildir. Bir bölgesel kalkınma projesi olan KOP projesi Konya
ekonomisi ve bölgenin kalkınması için hayati öneme sahiptir. KOP
projesinin 2019 yılında bitmesi de söz konusu değildir. Hadi,
elin oğlu bilmeyebilir ama Sayın Başbakanın KOPu,
Konyayı ve Konya Ovasının durumunu iyi bilmesi gerekir.
Hükûmet öncelikle Konya Ovasına su getirmek için yeni projeler uygulamaya
koymalı; arazi toplulaştırmalarının hızla
bitirilmesi, sulama şebekelerinin kapalı sisteme dönüştürülmesi
ve tümüyle basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi için ilave
tedbirler almalıdır. Konyalı çiftçiyi kara kara düşündüren
kuyulara sayaç takma zorunluluğu kaldırılmalı ve suya kota
uygulanmaktan vazgeçilmelidir.
Konyadaki arazi toplulaştırması da
sağlıklı bir şekilde yapılmamakta,
toplulaştırma yapılan yerlerde eskiye göre daha fazla sorun
yaşanmaktadır. Bu konuda ciddi birikime sahip olan DSİ Genel
Müdürlüğünün de toplulaştırma çalışmalarına aktif
olarak katılımı sağlanmalıdır.
Uygulanan yanlış politikaların
etkisiyle çiftçilerimiz büyük sıkıntılarla karşı
karşıyadır. AKP döneminde girdi fiyatlarındaki
aşırı yükselme ve ithalata dayalı politikalar nedeniyle
çiftçimizin üretim yapması iyice güçleşmiştir. Çiftçinin
durumuna iyi diyenlere çiftçilik yapan hemşehrilerim diyor ki: Onlar
Konyaya gelsinler, kendilerine istedikleri yeri bedavaya kiraya verelim,
çiftçilik yapsınlar da bizim hâlimizden anlasınlar, Hanyayı
Konyayı bir görsünler.
Çiftçimize yönelik kapsamlı bir destek paketi
acilen uygulamaya konulmalıdır. Çiftçinin kredi borçlarına
kolaylık getirilmeli, sulama kooperatifleri ve birliklerin geçmişten
gelen elektrik borçları faizsiz
yapılandırılmalıdır.
2016 yılında çiftçilerin SGK primi yüzde
35 artarak 435 liraya çıkmıştır. Çiftçimiz bu yükün
altından kalkamaz. AKP patronlara verdiği 100 lira prim desteğini
çiftçilerimizden esirgemiştir. Tabii, çiftçi ve köylü AKPnin hiç umurunda
değildir. Borç ve faiz tuzağına düşürülen, tarlasına,
bahçesine ipotek konulan çiftçimiz banka kuyruklarında ömrünü
tüketmektedir.
Değerli milletvekilleri, esasen, çiftçisiyle, köylüsüyle,
esnafıyla, sanayicisiyle, çalışanıyla, emeklisiyle
milletimiz dolu dizgin borçlanmaktadır. Çiftçimizin kredi borcu 2002de
530 milyon lira iken 2015te 61 milyar 327 milyon liraya
varmıştır. AKP çiftçimizi on üç yılda 116 kat
borçlandırmıştır. 2015 yılındaki artış
yüzde 33,7 düzeyinde olup gidişat kaygı vericidir.
Esnafımızın kooperatifler aracılığıyla
kullandığı kredi 2002de 154 milyon lira iken 2015te 16 milyar
159 milyon liraya çıkmıştır. AKP esnafımızı
on üç yılda 105 kat borca sokmuştur.
Hükûmet çiftçi ve esnafın borçlarını
artırmakla övünmektedir. Hatta Sayın Başbakan 5 Mayıs 2015
tarihli toplantıda 2002de kredi kullanan esnaf sayısı 63 bin
civarındaydı, buna karşın 2014te 317 bin kredi kullanan
esnaf var. Toplamda 1 milyon 100 bin esnaf kredi kullandı. Helali hoş
olsun, Allah bereketini artırsın. demiştir. Ben Sayın
Başbakanın sürçülisan ettiğine inanıyorum. Ancak şu
gizlenemez bir gerçektir ki AKP döneminde milletimiz gırtlağına
kadar borca batmış, faiz batağına
saplanmıştır.
Bakınız, bankaların 2002
yılında faiz geliri 44 milyar lira iken 2015 yılında 164
milyar liraya ulaşmıştır. Bankaların faiz
dışında kredilerden aldığı komisyon ve ücretler 7
kat, dosya parası olarak bilinen bankacılık hizmet gelirleri ise
9 kat artmıştır. 2002de 6 milyar lira düzeyinde olan bireysel
tüketici kredisi ve kredi kartı borçları 385 milyar liraya
ulaşmıştır. Tüketici kredileri on üç yılda 135 kat
artmıştır. Sadece kredi kartı ve tüketici kredilerine
ödenen faiz 2002de 2,5 milyar lirayken 2015te 42,9 milyar liraya çıkarak
17 kat artmıştır. Bunların hepsi BDDKnın verileri
yani resmî rakamlardır. Sayın Bakan, bunlar fıkra değil,
gerçek; vatandaşın hâli pürmelali böyle.
Genele göre gidişatı çok daha vahim olan
seçim bölgem Konyada toplam nakdî krediler 2002de sadece 150 milyon lira
düzeyindeyken 2015te 30 milyar 157 milyon liraya
ulaşmıştır. AKP, Konyalının sırtına tam
30 milyar liralık kredi borcu yüklemiştir. Konyada en fazla hizmete
açılan birim nedir biliyor musunuz? Banka şubeleri. Konyada 2007de
148 olan banka şube sayısı 2015te 290a
çıkmıştır. İnancı gereği geçmişte faize
bulaşmak istemeyen, faizden kaçan hemşehrilerim AKP tarafından
faiz ve borç tuzağına düşürülmüştür. AKP iktidarı
Konyayı borca batırmış, Konyalıyı faiz lobisinin
kucağına itmiştir.
Şimdi, sizlere tüm samimiyetimle soruyorum:
Milleti borca ve faize batıranlar milletin partisi ya da milletin
adamı olur mu? Olsa olsa faiz lobisinin adamı olur.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Millet biliyor.
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) - AKP ile faiz lobisi on
üç yıldır birbirlerini tamamlayan ortak gibidir. Faiz lobisi on üç
yıldır AKPnin ekonomi politikalarından beslenmektedir. Resmî
istatistiklere bakınız: AKP döneminde en fazla kâr eden, en fazla
büyüyen mali kuruluşlar ve faiz lobileridir.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kalaycı.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Diyarbakır Milletvekili Sayın İdris Baluken konuşacak.
Buyurun Sayın Baluken. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
HDP GRUBU ADINA İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, gecenin ilerleyen saatleri, sükûnet
içerisinde, çok rahatsız etmeyecek bir konuşma bekliyorsunuz ama onu
yapmamız mümkün değil çünkü bu bütçe bir savaş bütçesidir,
başından beri söylüyoruz. Barışa karşı savaş
bütçesi yaptığınız zaman
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) PKKya
karşı.
İDRİS BALUKEN (Devamla) -
bu kürsüden
sürekli olarak duymak istemediğiniz cümleleri duymak zorunda
kalacaksınız. Bakın, savaş dediğimizde artık
kürsüye de çıkıp cevap vermeden grup başkan vekiliniz sadece
Tutanaklara geçsin diye ifade edeyim. demek suretiyle yerinden cevap veriyor.
SALİH CORA (Trabzon) Zamanını heba
etmek istemiyordur.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Oysa ki demin
gördük, burada bir milletvekili arkadaşımız, Van Milletvekilimiz
Sayın Adem Geveri, Kürtçe, sadece bir selamlamada ve bütçenin
hayırlı olması ve bereketli olması temennisinde bulundu.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Biz ne bilelim?
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Neredeyse, o
90lı yılların lincine başvuracaktınız. Hani
Kürtlere karşı savaş, Kürtçeye karşı tahammülsüzlük.
derken tam da işte o içine girdiğiniz psikolojiden bahsediyoruz. O
nedenle, burada da muhalefet adına, yanlış
yaptığınız şeyleri söylemeye devam edeceğiz.
Bakın, ben üçüncü köprüyle ilgili bugün
Sayın Cumhurbaşkanının söylediği o cümlenin kabul
edilemez olduğunu söyledim. Yani Bir işçinin maaşını,
alın terini, emeğini, ikramiyesini sadaka ve zekât üzerinden
değerlendirmek kabul edilemez bir yaklaşım. dedim ama içinizden
hiçbirisi bununla ilgili çıkıp bir cevap vermedi. Ben şimdi size
üçüncü köprüyle ilgili düşüncelerimi söylüyorum: Üçüncü köprüyü
İstanbula yapmak tam bir cinayettir.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Sana göre.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Beğenmeyen
geçmesin.
İDRİS BALUKEN (Devamla) - İstanbulu
öldürmeye çalışmaktır. O köprüyü oraya yapmak da bir hükûmet
açısından intihardır. Arkadaşlar, siz AKP Hükûmeti olarak
İstanbulu bir cinayete kurban mı etmek istiyorsunuz? İstanbul
milletvekilleriniz nerede?
SALİH CORA (Trabzon) Sana ne
İstanbuldan?
İDRİS BALUKEN (Devamla) - Bugüne kadar
Bakın, üçüncü köprüyle ilgili tepki gösteriyorsunuz. Bakın ben size
ben de çok şaşırdım görünce, benim için de sürpriz oldu-
ilk defa aynı düşünceleri paylaştığım birisinin
de aynı değerlendirmelerini göstereyim, Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın. Sene 1995, bana gösterdiğiniz tepkiyi şimdi
okuyacağım cümlelere de herhâlde gösterirsiniz. İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan üçüncü
köprü yapımını bir intihar olarak değerlendirdi. Sayın
Tayyip Erdoğan Üçüncü Boğaz Köprüsü Projesine kesinlikle
karşı olduğunu belirterek Üçüncü köprü olayı bir
intihardır. Bu bir cinayettir...
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) İdris Bey, çok
farklı.
FATMA BENLİ (İstanbul) Yirmi sene önce
İstanbulda kaç araba vardı?
İDRİS BALUKEN (Devamla)
...İnşallah bu proje tecelli etmeden yeni hükûmet gelir. dedi.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Çok farklı.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Yirmi sene önce... Yirmi
sene önce...
İDRİS BALUKEN (Devamla) E bakın,
ben bir cümleyi eksik söylemiştim. Ben de şimdi İnşallah
diyeyim.
FATMA BENLİ (İstanbul) 1990lı
yıllarda İstanbulda kaç araba vardı?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Şimdi
cümleyi bizden duyunca tepki gösteriyorsunuz ama bakın,
Cumhurbaşkanından duyunca, dönemin İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanından duyunca birden suspus oluyorsunuz.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Bu çok farklı.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Bu kabul edilir
bir yaklaşım değil arkadaşlar çünkü o dönem siz de zulüm
gören halkın yanında, halk adına siyaset yapıyordunuz.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) İdris Bey, o çok
farklı, bu çok farklı.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Ama, bugün halk
adına siyaset değil, rant adına siyaset
yaptığınız için üçüncü köprüyle ilgili
yaklaşımınız, bakın, birdenbire, şu resimde
görülen ballı börekli, yağlı bir resme dönüştü. Bu
böreğin kıymalı mı, peynirli mi olduğunu bilmiyorum,
içinizden bilen varsa söylesin bize.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Ben oradaydım, ben
orada.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Ama, bir doktor,
bir hekim olarak söyleyeyim: Son derece nonhijyenik koşullarda servis
edilen bir börek ve gelinen aşamayı göstermesi açısından da
önemlidir yani kıymalı ve peynirli olmasından çok sermaye
gruplarına, rant sahiplerine böyle yağlı böreklerle projeler
sunmanız tabii ki buradan eleştirilecektir. Muhalefetin yapması
gereken en temel görev budur.
Siz de bunlarla ilgili cümleleri duyduğunuzda
hemen reaksiyon göstermeyin, önce bir anlamaya çalışın.
Doğru mu söylüyoruz, yanlış mı söylüyoruz, cevap
geliştirin.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Doğruyu
söyleyin.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Bu şekilde
yapacağınıza gelip bu kürsülerden bizi ikna etmeye
çalışın. Bunu yapmadığınız sürece biz
buradan bu bütçeyle ilgili eleştirilerimizi aynı şekilde
sürdüreceğiz.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Söyleyin
bakalım, söyleyin.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Bakın, bu
bütçe açık bir şekilde arkadaşlar emek karşıtı
bir bütçedir. Demin gösterdiğim resimden de bu bütçenin sermaye
yanlısı rant bütçesi olduğu, emeğe karşı sadece
zekât ve sadaka üzerinden tanımlanabilecek birtakım
kırıntılar içerdiğini tabii ki söylemeye devam
edeceğiz. Kadın karşıtı bir bütçedir. Bugün Genel
Kurulda ben söyledim, 5 milyon oy almış bir siyasi partinin eş
genel başkanı, kadın eş genel başkanı
İstanbulun göbeğinde darbediliyor, şiddete maruz kalıyor,
içinizden birisi çıkıp bununla ilgili bir tek cümle bile
kullanmıyor. Yani, burada siz rakamlara ne kadar takla
attırırsanız attırın, TÜİKin verileriyle ne
kadar oynarsanız oynayın, yaptığınız bütçenin ne
olduğu sahada görülüyor.
Kadınla ilgili, bakın, dün size burada
resim gösterdik, CHP grup başkan vekili de gösterdi.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Lütfen, bizim
üzerimizden polemik yapmayın. Bizi bize bırakın Sayın
Vekilim, biz kendimizi savunuruz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Başörtülü
kardeşlerimize yönelik yapılan, Diyarbakırda, Ankarada
yapılan o zulmün resmine karşı sizin söyleyeceğiniz bir
cümle olması gerekirdi.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon)
Başörtülü olduğu için mi o uygulama yapılıyor orada? Önce
ona karar ver.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Onu yapanları
kınıyoruz. Sizde PKKyı kınayın. Onu kim yaparsa
kınıyoruz, gasbedenleri kınıyoruz.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Bakın,
çünkü, daha birkaç yıl önce dönemin Başbakanı tarafından
Başörtülü kızlarımızın başörtülerinden tutmak
suretiyle onları yerde sürükleyenler bunların hesabını
vermeyeceklerini mi sanıyor? deniyordu. E, bugün ne değişti?
Biz de onu söylüyoruz işte, bunların hesabını vereceksiniz,
o başörtülü kardeşlerimizi Diyarbakırda, Ankarada bu
şekilde darbederken, yerlerde sürüklerken
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Sayın
konuşmacı, onları polis yapıyordu, şimdi polis öyle
bir şey yapmıyor. O dediklerinizi devlet yapıyordu o günkü
şartlarda. Şimdi kendi gücüyle bir kişi yapmışsa
devletin suçu ne? Aynı şey değil.
İDRİS BALUKEN (Devamla)
buraya
getirdiğiniz bütçenin, ne kadına dönük bir bütçe olduğuna
toplumu inandırırsınız ne de bu
yaptığınız zulümlerle ilgili hesap veremez bir durumda
olduğunuzu bize inandırabilirsiniz.
Bu bütçe çevreye karşı bir talan
bütçesidir. Cerattepeyle ilgili, Geziyle ilgili, Yırcayla ilgili
defalarca söyledik. Yani, hayret ediyorum, Artvin Milletvekiliniz
çıkıp, Cerattepeyle ilgili bilirkişi raporu Bu proje Artvini
tamamen bitirecek, Artvinin bütün içme suyu kaynaklarını yok edecek,
Artvin diye bir şehir ortada kalmayacak. yazmasına rağmen gelip
burada savunabiliyor. Aynı şekilde sayısız örnek
verebiliriz. Bakın, ben
İşte bunun sebebi ne biliyor musunuz,
bu şekilde çelişkiye düşmenizin sebebi? Halka sormuyorsunuz,
halka. Ben Ankaradan en doğru kararı alırım, halka
dayatırım. Oysaki Gezide, orada bulunan halkı dinleseydiniz,
Cerattepedeki halkı dinleseydiniz, Yırcadaki halkı
dinleseydiniz, böyle zor durumda kalmazdınız.
Bakın, benim seçim bölgemde
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) 1
Kasımı nasıl açıklayacaksın?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Geçmiş
dönemdeki seçim bölgem Bingöldü, şimdi Diyarbakır.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) 1
Kasımı nasıl açıklayacaksınız?
İDRİS BALUKEN (Devamla) Bakın,
Bingölde ve Licede tam kırk yıldır yapılamayan deprem
konutları var. Geçici prefabrik ev diye 50 metrekarelik kümesler
yapmışlar.
ZEKERİYA BİRKAN
(Bursa) Vandakileri görmüyor musun?
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya)
Vandakileri görmüyor musun?
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Yani, bir gün her birinizin gelip bakmasını özellikle
rica ediyorum. O 50 metrekarelik prefabrik evlerle ilgili mağduriyet
kırk yılını doldurdu. Her iki yer de birinci derecede
deprem bölgesi. Siz Lice halkına, Bingöl halkına sorup ona göre bir
bütçe planlaması yapacağınız yerde, oraya gidip karakol
yapıyorsunuz, HES yapıyorsunuz, güvenlik barajı
yapıyorsunuz.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya)
Biz onu da yaparız, onu da yaparız; siz gönlünüzü ferah tutun.
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Zaten Bingölün, Licenin her tarafı karakolla, kalekolla
dolu. Halka sorsanız halk size diyecek: Benim ihtiyacım, kırk
yıldır yapılmayan bu deprem konutlarıyla ilgili bir
bütçenin ayrılmasıdır. Burada bunlarla ilgili neye sataşıyorsunuz,
onu da anlamıyorum.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum)
O, Evini Yapana Yardım Projesi. Evini yapmaya
başladığında devlet yardım eder. Sıfırdan
yapılacak proje değil o.
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Bu önerilerimizi dikkate almayla ilgili bir yol belirlerseniz daha
çok faydalanırsınız. Bakın
ORHAN DELİGÖZ (Devamla)
- O EYY denilen bir proje, yanlış bilgi veriyorsun.
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Hangi şeyle ilgili yanlış bilgi veriyorum?
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum)
Bingölle ilgili yanlış bilgi veriyorsun. O EYY, Evini Yapana
Yardım konusu.
BAŞKAN
Karşılıklı konuşmayın lütfen.
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Kırk yıldır Bingöldeki geçici prefabrik konutlarla
ilgili mağduriyet var.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum)
Hayır, öyle değil; çıkar açıklarım
İDRİS BALUKEN
(Devamla) Söyleyeyim ben size. Ve burada Sayın Erdoğan Bayraktar Çevre
ve Şehircilik Bakanıyken de bu Meclis tutanaklarına geçecek
şekilde Milletvekilimiz doğru söylüyor, ben inceledim,
incelettirdim. Biz o mağduriyeti gidereceğiz. dedi. Ama
şanssızlık o ya, iki hafta sonra 17-25 Aralık
dosyaları patladı. Yani, burada inkâr etmek yerine, o yereldeki
sorunları dile getiren milletvekillerini dinleseniz daha yararlı olur
diyoruz.
Bu bütçe her yönüyle onay
verilmesi mümkün olmayan bir bütçedir. Keşke sataşmalar
olmasaydı daha çok konu başlığına değinirdik.
Bu duygularla hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına
İLKNUR
İNCEÖZ (Denizli) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Az evvel, Grup
Başkan Vekilinin hem şahsıma hem de biraz evvel söylemleriyle
beraber savaş, Kürtçe konuşan hatibe âdeta 1990lı
yıllardaki şekilde linç uygulaması
yapılmıştır şeklindeki sözleri ve Sayın
Cumhurbaşkanının sözlerine açıklık getirmek gerekir.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İki dakika
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Teşekkür
ediyorum.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sayın
Cumhurbaşkanının sözüne açıklık getiremezsiniz.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
26.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün,
Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin 2016 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 5inci maddesi üzerinde HDP
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve Cumhurbaşkanına sataşması nedeniyle
konuşması
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Doğrusu, biz
kürsüye gelmekten çekinmeyiz, onun bilinmesi lazım. Hızlı
hızlı cevap vereceğim burada.
Savaş bütçesi. Bunu
topyekûn reddettiğimizi özellikle belirttik, her fırsatta da
reddetmeye devam edeceğiz. Bu bütçe, PKK terör örgütü ve türevlerinin
sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı il,
ilçelerde özellikle harap ettikleri yerleri, yıktıkları yerleri,
yaktıkları yerleri, yaşanmaz hâle getirdikleri yerleri,
hayatı olağan akışı içerisinde seyrettirecek
şekilde ve oradaki vatandaşlarımızın
mağduriyetini giderecek şekilde imar ve inşa bütçesidir, hizmet
bütçesidir, bunun böyle bilinmesi lazım. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Kürtçe konuşan hatibe
karşı asla bir linç girişimi değildir. Burada Türkiye
Cumhuriyeti devletinin, Hükûmetinin, ülkesinin resmî dili bellidir, Türkçedir.
Ana dilde konuşulmasına asla karşı değiliz. Zaman
zaman, burada gelip selamlamalar yapılabilmektedir ancak
arkadaşlarımızın tepkisi, sadece anlamadıkları
için ve konuşmasının bütününü bu dilde yapacağı
düşünüldüğü içindir.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Anlamayınca nasıl tepki koyuyorlar?
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) 90lı yıllardaki Türkiye vesaire
Asla bu
kıyaslamaları kabul edilemez. Türkiye 90lı yıllardan çok
daha ileridedir. Sizin görmezden gelmek istemeniz bu gerçekleri de asla
değiştirmeyecektir, onun bilinmesi gerekiyor değerli
kardeşlerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ADEM GEVERİ (Van)
Arapça da anlamıyorsunuz, İngilizce de anlamıyorsunuz, niye
tepki göstermiyorsunuz?
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) - Bununla birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımızın
bugün Yavuz Sultan Selim Köprüsünün son tabliye montajında söylediği
sadaka kelimesine bu kadar çok takılmamak lazım. Bakın,
sadaka, Gerçek olmak, doğruluk. anlamına gelen Arapça sıdk
kelimesinin, sıddik kelimesinin çoğulu anlamındadır.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Sadakaya kimse karşı değil.
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) Sadaka, bir Müslüman gönüllüsü olarak bir vecibeyi yerine getirmek
üzere
Aynı zamanda Türkçe karşılığı da
bağıştır.
Bakın, orada kastedilen
şey şu konuşmanın tamamına
baktığınızda, Sayın
Cumhurbaşkanımızın bu tür açılışlarda,
programlarda yaptığı şey: İşverenle, müteahhitle
bir pazarlık yapılır ve oradaki işçiler için her birisi 3
bin lira olan ve evleneceklere de ayrıca yardım olacak şekilde 1
ikramiye pazarlığıdır. Sen bunu neye sayarsan say, sadakana
say, zekâtına say ama burada İkramiye ver. demesini, bir tek
kelimeyi cımbızlayıp sadaka gibi bir kelimeden,
bağıştan rahatsız olunmasına doğrusu ben hangi
anlamlar yüklenmek istendiğini anlamakta zorlanıyorum.
Saygılarımı
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın İnceöz.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın
Baluken
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Açık bir sataşma var, sadakadan rahatsız
olduğumu
BAŞKAN Sataşma
yapmadı ama.
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Yok, açık, açık.
BAŞKAN Ne dedi?
İDRİS BALUKEN
(Diyarbakır) Sadakadan rahatsız olduğumu ifade etti. Yani,
artı
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, kayıtlara girsin diye söylüyorum.
BAŞKAN Bir dakika, bir dakika
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bir dakika
Sayın Başkanım, ben PKK terör
örgütü diyorum, buradan ses çıkıyor. Olmaz ki böyle bir şey!
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani, bunda
alınacak bir şey yok, sataşma yok.
BAŞKAN Hayır, o başka bir şey.
Ne dedi? Sadaka
Sizin için ne dedi, kayıtlara
geçmesi için soruyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sadakadan neden rahatsız olduğunu da anlayamıyorum. dedi.
Artı, savaşla ilgili yaptığı değerlendirmelerin
tamamında da zaten sataşmalar vardı.
BAŞKAN Buyurun iki dakika.
27.- Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin, Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Teşekkür
ediyorum.
Değerli milletvekilleri, biz sadakadan ya da
zekâttan rahatsız olmayız. Yani, sözlerimizi çarpıtmaya gerek
yok. Biz işçinin emeğini, alın terini, hakkını,
hukukunu bir sadaka kültürü üzerinden planlayan bir hükûmet
anlayışına karşıyız.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Siz onu
anlayamazsınız, anlayamazsınız!
İDRİS BALUKEN (Devamla) Her birinizin
kendi bireysel dünyasıyla ilgili sadaka vermesi, zekât vermesi en çok bizi
memnun eder. Ancak bütün toplumu yoksullaştırıp, 30 milyonu yani
nüfusun yüzde 40ını yardıma muhtaç hâle getirip, işçinin,
emekçinin hakkını, hukukunu rantçılara, sermayecilere
peşkeş çektirip, Cengiz İnşaatın trilyonlarca borcunun
üstüne bir kalemde çizgi çekip buraya gelip sadakadan bahsederseniz kusura
bakmayın, toplum da size inanmaz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biz
bahsetmiyoruz, siz bahsediyorsunuz!
İDRİS BALUKEN (Devamla)
Dolayısıyla, sadakayı da zekâtı da doğru yerde ve
doğru zamanda inanç bağlamında kullanabilirsiniz.
Ancak bakın, bu savaşla ilgili meseleye
gelince. Viraneye dönmüş her bir kentte o tablonun sahibi olan hiç kimse
Biz oraya geldik, halka karşı bir savaş başlattık,
kenti virane ettik, kenti boşalttık, 3 aylık bebek, 70
yaşındaki kadın o yüzden katledildi. demez. İsraile
sorsan, Gazzedeki o tablonun sebebi nedir? diye sorsan Biz terörle mücadele
ediyoruz. der. Halepin, Şamın, Kobaninin durumunu sorsan Esad
Ben terörle mücadele ediyorum. der. Sizin de bugün içinde bulunduğunuz
durum aynı.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Biz neyle mücadele
ediyoruz? Biz de terörle mücadele ediyoruz!
İDRİS BALUKEN (Devamla) Cizrenin,
Silopinin, Surun ne hâle geldiğine bakın, orada terörle mücadele mi
var, yoksa bir halka karşı savaş mı var, cevabı çok
net ortadadır.
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Halka karşı
değil, PKKya karşı, PKKya karşı.
İDRİS BALUKEN (Devamla) Tarih önünden
kaçamayacaksınız.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkanım, zabıtlara geçmesi bakımından
BAŞKAN Görmezliğe geliyorum, olmuyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Ya, olmaz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Yani burada
zaten yeterince bu konuda hassasiyet gösteriyoruz ama söylenmesi gerekenleri
bazen kürsüde, bazen de kayıtlara girmesi bakımından burada
söylemek gerekir çünkü nihayetinde geriye döndüğümüzde bunlar
okunacaktır.
Özellikle şu husus, son zamanlarda çıkan
arkadaşlar bazen, zaman zaman iddialarda bulunmaktadır. Bir kere,
müddei buraya çıkıyorsa iddiasını ispatla mükelleftir;
eğer edemiyorsa bu konuda müfteri durumuna düşmektedir. Belgelerle
konuşalım ama kendimizi hâkim yerine koyup, yargıç yerine koyup,
savcı yerine koyup hükümler vermek, burada, bu kürsü dokunulmazlığı
çerçevesinde her şeyi söyleyelim, söyleyelim, zan altında
bırakalım, çekilelim; bunlar doğru değil. Bir kere bu
ülkedeki terörle mücadeleyi Esadın kendi halkına
yaptığı eziyetle, öldürmeyle, katliamla kıyaslamak çok
bambaşka bir şey. Bu kıyas götürmez. Buradaki gerçekten otuz
beş yıldır ülkemizin sorunu, PKK terör örgütü sorunu, bugün YPG,
üç harfli birçok terör örgütleri ve türevleriyle beraber bununla mücadeledir.
CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) Alfabede
harf kalmadı ya!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bu, buradan
söylenen gerçekleri çarpıtmakla falan değişmeyecektir. Tarih bu
notları yazacaktır.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, ben de tutanaklara geçmesi açısından bir
hususu ifade edeceğim, madem Grup Başkan Vekili kürsüyü
kullanmadı.
BAŞKAN Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Biz bu
Hükûmetin Kürtlere karşı bir savaş
başlattığını söylerken hem içerideki tablodan hem
dışarıdaki tablodan çok net verilerle, bilgilerle, bulgularla konuşuyoruz.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) O yüzden mi
Kobanideki Kürtler Türkiyeye geliyor, Iraka gitmiyor, Suriyeye gitmiyor? O
yüzden mi 197 bin Kürt iki günde geldi?
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) Ben
Cizre, Silopi ve Surdaki resmi hepsi önüne alsın, baksın. derken,
onu bir veri olarak değerlendirsinler diye söylüyorum.
Bakın, bugün sadece içeride değil,
Suriyede, Rojavada da Kürt halkının statüsüne karşı AKP
Hükûmeti bir savaş içerisindedir. Bugün ben Ekonomi Bakanına da
sordum, sayısal veri de söyledim. IŞİDin Tel Abyad ve Karkamış
kapılarını almasından sonra yapılan ihracat
rakamlarının ne anlama geldiğini, oranın denetiminin
IŞİDden çıktıktan sonra, Kürtlere geçtikten sonra neden
sıfırlandığını sordum.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Biz savaş
yapmıyoruz, terörün başını eziyoruz.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) -
Dolayısıyla, bütün bu söylediğimiz şeyler bilgiye
dayalıdır, veriye dayalıdır, tarihe de halka
karşı bir savaş olarak geçecektir.
BAŞKAN Tamam, her iki grup da tarihe not
düşmüş oldu.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı:118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Burdur Milletvekili Sayın Mehmet Göker konuşacak.
Buyurun Sayın Göker. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET GÖKER (Burdur) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Tasarısının 5inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle yüce heyetimizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
6 Mart 1930 tarihî, Cumhurbaşkanımız,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucu önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürkün Burdura
gelişinin 86ncı yıl dönümü. Bugün benim de hazır
bulunduğum kutlama etkinliklerinde gözlemlediğim, halkın ve
gençlerin sevgisi var oldukça Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya kimsenin gücü
yetmeyecektir. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Gençlerde gördüğüm Atatürk sevgisi bendeki bu inancı bir değil,
bin kat daha artırmıştır. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal
Atatürkün ve tüm şehitlerimizin aziz ruhları önünde saygıyla
eğiliyorum.
Değerli milletvekilleri, Anayasamıza göre
bütçeyi halktan aldığı iradeyle ve yetkiyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi yapar. Maliye Bakanına verilen gerektiğinde kaynak
artırım yetkisi, sürekli olarak vurguladığınız ve
ağzınızdan düşürmediğiniz millî iradeyi yok saymaktır.
Maliye Bakanlığı bütçesi 156 milyar 104 milyon 374 bin
liradır. Oysa ödeneğe kullanılacak miktarın 5 milyar lira
civarında olması gerekiyor. Aradaki fark aktarmalara
kullanılacak. Tabii ki Maliye Bakanının aktarma hakkı
olacaktır ancak bu miktar sınırın üzerindedir ve Türkiye
Büyük Millet Meclisinin onayı olmadan Bakan yetkisiyle
kullanılacaktır.
Değerli milletvekilleri, milletten
aldığınız yetkiyi neden tek bir kişiye
devrediyorsunuz? Bu yetki gasbı millî iradeye saygısızlık
değil midir? Bunu içinize sindirebilecek misiniz? Mademki işi bu
dereceye indirecektiniz gecenin bu saatine kadar bizleri niye yordunuz?
Alsaydınız bir boş kâğıt, üzerine
yazsaydınız bir rakam ve Bundan Maliye Bakanı ve üst akıl
sorumludur. deseydiniz, olup bitseydi.
Aileyi siyasete karıştırmayalım
tartışması oldu az önce ama Sayın Cumhurbaşkanının
eşi siyaset yapıyor ve diyor ki: Artık yeni bir
kavşaktayız, Türkiyenin doksan yıllık enkazını
kaldırdık. Unutmayın ki kazanımlarınızı
Mustafa Kemal Atatürk ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyetine borçlusunuz.
Bu enkazı kaldırırken tuttuğunuz yer yanlış
olmalı ki on üç yıllık devriiktidarınızda ortaya
dökülenleri sizlere anlatmak istiyorum.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Ya gecenin bu
saatinde
MEHMET GÖKER (Devamla) Gecenin bu saati de
olabilir, bütçeyi yapmasaydınız hanımefendi.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Kadınların
üzerinden ellerinizi çekiniz lütfen.
MEHMET GÖKER (Devamla) Terörle mücadele yerine
teröristle pazarlık masasına oturup âcizlik sonucunda ülkeyi kan
gölüne döndürdünüz. Her gün şehit tabutları yüreğimizi yakmakta.
Kadınlara uygulanan şiddet ve tecavüzlerde yaşanan yüzde
1400lük artış. Okul bahçelerinde peynir ekmek gibi satılan
bonzailer. Kara para aklanmasında 145 ülke arasında elde edilen
12ncilik. Dünya yolsuzluk sıralamasında 168 ülke arasında elde
edilen 66ncılık. Basın özgürlüğü endeksinde 149uncu
sıradayız. Bunlar mıdır ileri demokrasi, bunlar
mıdır kazanımlarınız?
Değerli milletvekilleri, size gerçek bir hikâye
anlatmak istiyorum: Prusya Kralı II. Friedrich Potsdam Ormanlarında
gezerken bir tepe görür, tepenin üstünde bir değirmen vardır, tepe 5
tane olsa saray yapmak kolay ama o tepenin sahibine gider, kendisine
değirmeni satmasını ister, değirmenci bunun
olmayacağını, kendisinin tapulu malı olduğunu ve bu
değirmenin atalarından kendisine kaldığını, bunu
da kendi çocuklarına devredeceğini söyler. Kral çok öfkelenir, der
ki: Senin tapulu mülkün olsa da ben burayı zorla alacağım,
bakalım o zaman ne yapacaksın? Tapusuz yere yapsa saray kaçak
olacak. Değirmenci başını kaldırır ve
atının üzerinde bütün ihtişamıyla duran krala -malumunuz o
zamanlarda Mercedes marka zırhlı arabalar yok, atla geziliyor-
sükûnet içinde Sen kralsın ama Berlinde hâkimler var. der.
Buradan açıkça anlaşılması
gereken şudur değerli milletvekilleri: Hukuk devletinde idarenin
tasarruflarına karşı bireylerin hak ve hukukunu korumakla
görevli kişiler, aynı zamanda, adaletin tecelli etmesinin de en büyük
güvencesidir. Hukuk herkese lazımdır, çok güçlü olduğunuz
zamandan ziyade en zayıf olduğunuzda daha da çok lazımdır.
Onun için, herkesin karara saygı duyması gereklidir.
Bu bağlamda, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün
dediği gibi Herhâlde dünyada bir hak vardır ve hak kuvvetin
üstündedir. Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet
hâlinde varlığı kabul olunamaz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2002 yılında tarımdan geçimini sağlayan
vatandaşlarımızın sayısı 7 milyon 460 binken,
2015 yılı sonunda bu sayı 5 milyon 475 bine kadar
düşmüştür yani ülkemiz bir tarım ülkesi olmasına
rağmen iktidarın yanlış politikaları yüzünden, son on
üç yılda 2 milyon çiftçi tarımdan uzaklaşmıştır.
Bunun yanı sıra, AKP iktidara gelmeden
önce, 2002 yılında çiftçimizin toplam borcu 530 milyonken bugün, bu
rakam 28,5 milyar lira olmuştur. Tam da sizin anlayacağınız
dilde istikrar göstergesi. Çiftçiyi bilerek borçlandırdınız ve
kapitalizmin kölesi yaptınız.
Hayvancılıkta da durum farklı
değil. Tüm Türkiyede ve Burdurda süt üreticileri isyanda. Nasıl
isyan etmesinler? Sütte referans fiyatınız 1 lira 15 kuruş.
Bundan iki gün önce Değerli Bakan Faruk Çelik
burada 78 milyona kimsenin zulmetmeye; alnının teriyle, güneşin
altında kavrulan çiftçiye kimsenin zulmetmeye hakkı yoktur. dedikten
beş dakika sonra cep telefonuma gelen mesajı sizlerle paylaşmak
istiyorum: Sayın Vekilim, Tarım Bakanı şu an Süt
hakkında süt üreticisini mağdur etmeye kimsenin hakkı yoktur.
diyor ama biz 98 kuruşa süt satıyoruz. Aynı zamanda,
alıcı firma bize yem dayatması yapıyor. 4 liralık yemi
5 liraya alıyoruz. Aylık zararım 5 bin lira. Bu,
vatandaşın bana gelen mesajıdır. Yorumu ve takdiri sizlere
bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz içerisinde bir
yılda üretilen süt miktarının parasal değeri
yaklaşık 10 milyar 274 milyon liradır. Gelin,
Cumhurbaşkanlığına, sorumluluğu olmayan bir Cumhurbaşkanına
ayırdığınız örtülü ödeneğin örtüsünü
kaldırın, buradaki geliri, buradaki bütçeyi çiftçimize aktarın
ve milletin efendisi olan çiftçiye bir hayrınız dokunsun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Öte yandan, 550 kilo
ağırlığında olan bir sığırın
günlük gideri, yemi, samanı, ilaç gideri hesaplandığında
yaklaşık maliyeti 22 lira 76 kuruştur. Aynı hayvanın
günlük -sizin deyişinizle, 1 lira 15 kuruştan, referans fiyattan-
sütünü satsa alacağı karşılık 22 liradır. Yani
üretici ürününü referans fiyattan satsa dahi zararına iş
yapmaktadır.
26ncı Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisinde
ortak bir kanunla yem ve gübrede KDVyi yüzde 1e indirdik. Peki, bu
indirdiğimiz KDV üreticiye gitti mi? Hayır. Maalesef
yansımadı değerli arkadaşlarım. Kaldırılan
yüzde 8 KDVnin tek kuruşu çiftçiye gitmedi, aracıların cebine gitti.
Örneğin, kepek 500 lirayken şimdi 600 lira. 2015teki yem
fiyatına göre KDV kaldırılmasına rağmen bugün yem daha
pahalı hâle gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, biraz da
şeker fabrikalarından bahsetmek istiyorum. Zira, vekili olduğum
Burdurun ana geçim kaynaklarından biri şeker pancarıdır.
Özelleştirme kapsamına alınan Burdur Şeker
Fabrikasının satış işlemi toplumsal direnç
karşısında bekletilmektedir. AKP Hükûmeti, Avrupa Birliğine
vermiş olduğu köylü nüfusunun yüzde 10a düşürülmesi sözü
kapsamında özelleştiremediği Burdur Şeker Fabrikası
için oyunların içerisine girmiştir. Şöyle ki, üretilen pancar,
pancar için nişasta bazlı tohum kullandırtılarak ürünün
niteliğini düşürtmek yoluyla üretici caydırılmaya
çalışılmaktadır. Şeker fabrikalarını
özelleştirmek demek ülkemiz insanının mısır
şurubuna mahkûm edilmesi demektir. Nişasta bazlı şekerin
içeriğinde bulunan mısır şurubunun insan
sağlığını tehdit etmesi bir doktor olarak beni bir
hayli rahatsız etmektedir. Birçok diyet üründe ve işlenmiş
gıdada bulunan mısır şuruplarının karaciğer
yağlanması, diyabet ve kanser riskini yükselttiği ve buna
bağlı olarak kalp krizine bağlı ölümleri
artırdığı unutulmamalıdır. Söz konusu bu
oranı Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 50ye kadar artırmaya
yetkili kıldınız. Üretici bu işten zarar etsin,
vatandaş isterse kanser olsun, yeter ki milletin anasına
küfredenlerin işleri yürüsün.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Şahsı adına
Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal konuşacak.
Buyurun Sayın Günal.
(MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
SALİH CORA (Trabzon)
Gecenin bu saatinde germe bizi Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Yok,
teknik bilgi, eksik olanları vereceğim Salih Bey, merak etmeyin yani.
Şimdi, Sayın Bakan
bütçe disiplini diyor, ödenekler diyor, hepsini söylüyor ama bizim
söylemekten dilimizde tüy bitti, Sadece geçen yılda 14-15 milyar bütçe
üstü harcamalar var. diyoruz, bunlar nereye gidiyor, nereye
aktarıyorsunuz? Erhan Bey defalarca nereden alıp nereye
aktarıldığını da Komisyonda anlattı, biz de
söyledik ama maalesef dinlemiyorsunuz.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, bütçe disiplini, verdiğimiz paranın nereye
harcandığını da
Sadece bütçe açığının
ne kadar tuttuğunu veya işte gayrisafi yurt içi hasılaya
oranını içermiyor. Siz diyorsunuz ki: Sağlığa 10
lira
O 10 liranın oradan 5ini alıyor, 5ini harcıyor, önce o
tarafa aktarıyor, sonra bu tarafa aktarıyor, sonra nereye
gittiğini biz görmüyoruz. Biz personel harcamaları için Devlet,
memurunun maaşını ödeyemez. denmesin diye yetki veriyoruz ama
oradan alınıyor, oradan başka yere, oradan başka yere,
sizin verdiğiniz bütçe hakkı farklı kullanılıyor.
Diyeceksiniz ki Hocam nasıl? Şimdi, yedek ödenekler, bütçeye
koyduğumuz rakam geçen sene kaç, bu sene kaç, 2014te ne olmuş? Yani
5018 sayılı Kanunun 23üncü maddesinde şöyle diyor:
genel
bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine kadar -verdiğimiz yetki bu, bakın-
Maliye Bakanlığı bütçesine yedek ödenek konulabilir. Bu
ödenekten aktarma yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Biz de veriyoruz.
BÜLENT YENER
BEKTAŞOĞLU (Giresun) Çok doğru.
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Peki, önceki yıl kaç koymuş? Bakıyoruz, -şimdi bu
yılınkini de söyleyeceğim- 1,2 milyar koymuş, toplam
harcadığı 25,4 milyar. Bakın, diyorum ki: 1,2 milyar nere,
25,5 milyar nere? Bir önceki yıl yine eleştirmişiz, yine var,
muhalefet şerhimizde de var; 949 milyon koymuş yani 1 diyelim, 35-36
milyar harcamış. Şimdi, bu nasıl bütçe disiplini?
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Seçim vardı!
MEHMET GÜNAL (Devamla) Şimdi, değerli
arkadaşlar, böyle bir şey olur mu? Kaç yapıyor biliyor musunuz?
Kanun maddesinde yüzde 2yi okudum. Geçmiş yılın tutarı
yüzde 5,7. Yüzde 2 nere, yüzde 5,7 nere. Nerede bütçe disiplini? Yani biz onu
zaruri hâllerde aktarsın diye veriyoruz. Oradan oraya, oradan oraya
döndür, aynı şey geliyor. On üç yıllık AKP iktidarında
örtülü ödenek miktarı 17 kat artmış. Yani şimdi, bunu sorma
hakkımız yok mu? İçerisi ayrı. Bu kadar katı nereye
gönderiyorsunuz? Yani her sene var. Veya Yetkisiz olarak Başbakanın
örtülü ödeneğini Cumhurbaşkanına nasıl verirsiniz?
dediğimiz zaman kızıyorsunuz. Kanun
çıkaracaksınız, ona göre vereceksiniz ama bir anda Ben
yaptım, oldu. oluyor. Bu ödeneklerle ilgili daha çok söyleyecek şey
var, ama nereye koyuyorlar? Bir de bakıyoruz ki 15 milyar ödenek üstü
gider tartışıyoruz, Millî Eğitim
Bakanlığının içine yediriliyor, oradan sanki tamamı
öğretmen maaşlarına verilmiş gibi oradan başka yere
geçiyor, tekrar dönüyor, izini kaybettirip yeniden bize getiriyor. Sizin
verdiğiniz yetkinin dışına çıkılıyor, onu
söylüyoruz. Bütçe disiplini demek, geliri de doğru tahmin etmek, gideri de
bizim burada yaptığımız tahsisata uygun bir şekilde
yapmak demek. Onu yapmadığınız zaman bize gelip sadece
Bütçe açığı rakamı şu oldu. diyorsunuz.
Sağlığa şu kadar
harcadık. diyorsunuz, ben de soruyorum: Peki, Sayın Bakan,
şehir hastaneleriyle ilgili önümüzdeki on beş yirmi yıl için
yükümlülüğümüz ne oldu? Kaç para her ay kira ödeyeceğiz? Bunları
Hazine Müsteşarlığı hangi hesaplarda bize gösterecek de
bileceğiz? Bunlar bütçe gideri mi değil mi, sadece kira gideri mi
olacak? Sadece gerçekleştikçe mi yazacağız? Borcumuz şu
kadara düştü. diyorsunuz, güzel, ama millî gelire oranlarken hepsini birden
sayıyorsunuz? O millî geliri sadece devlet mi kazanıyor? Özel sektör
o borcu neyle ödeyecek? Hani söylediğimiz millî gelir rakamını
nereden kazanıyoruz? Vatandaşın
çalıştığından kazanıyoruz. Devletin miktarı
belli; yatırımı belli, tüketimi belli.
Peki, bu millî geliri söylerken o vatandaşın
borcu ne olacak? Neyle elde ettik o millî geliri, onlara bakmamız
lazım, onu söylüyorum. Dolayısıyla, sadece Bizim giderimiz
şu kadar, gelirimiz bu kadar
E, gelir tutmadığı zaman ne
oluyor? Eğer bu giderleri doğru yere yapmazsak,
amaçladığımız yere yapmazsak gerekli geri dönüşü
sağlayamıyoruz, gerekli istihdamı sağlayamıyoruz.
Dolayısıyla da dönüyoruz
Her seferinde söylediğim gibi, ekim
ayında yine vatandaşa dönüyor. Daha doğru bir şekilde
bunları izleyeyim, bizim kaygımız budur.
Onları yapmadığımız zaman
yeniden borçlanarak bunları kapatmak zorunda kalırız diyor,
hayırlı akşamlar, hayırlı sabahlar diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Günal.
Şahsı adına diğer
konuşmacı Tekirdağ Milletvekili Metin Akgün.
Buyurun Sayın Akgün. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 5inci
maddesi üzerinde şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetimizi ve aziz milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, aziz
vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve bekası uğruna
şahadeti göze alan kahraman güvenlik güçlerimize
şükranlarımı ve minnetlerimi sunar, şahadete erenlere Yüce
Allahtan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı
dilerim.
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan Tekirdağ
ilimizin sanayisinden ve Ergene Nehrinden bahsetmek istiyorum.
Yaklaşık dört aydır, Meclis kürsüsünde konuşan Trakya ve
diğer Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin genelde tarım ve
Ergene havzasıyla ilgili konuşmalarında Hükûmetimizi suçlayan ve
devamlı olarak tenkit eden konuşmalarına şahit oluyoruz.
Değerli milletvekilleri, Ergene Nehri
Tekirdağ ilinin Saray bölgesinde Yıldız Dağlarından
doğan ve 283 kilometre yol katedip Meriçe, Meriçten de denize dökülen
bir nehirdir. 1970li yıllarda Çerkezköy bölgesine yapılan 2 veya 5
adet fabrikadan bir gecede salınan -yanlış bir uygulama- ve
arıtması olmayan fabrikadan çıkan bir suyla 70li yıllarda
Ergene Nehri bütün balık ölümlerine şahit olmuş ve o gün için
Ulaş bölgesine kadar akan temiz suyun, ana nehri besleyen Çorlu Suyunun
da kirlenmesiyle Ergene Nehri bugünkü duruma gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, değerli
milletvekilleri; evet, 1980li yıllarda Tekirdağın Çorlu ve
Çerkezköy bölgesine yapılan fabrikalar, 2016 yılı bugün, 1.600e
ulaşmıştır. Bu fabrikalar yapılırken biz 1970li
ve 80li yıllarda -80li yılları geçince- iktidar değildik.
Biz bugün iktidar partisi olan AK PARTİnin o zaman katliam yapılan
Ergene Nehrini 2011 ıslah OSB, 2013 OSBlere geçerek yönetimlerini kurup
Ve bugünkü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın talimatıyla 10 milyar TL Trakyaya para
harcanmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ve bugün Ergene Havzası Eylem Planı bölgesinde
sadece Tekirdağa ayrılan rakam 3 milyar 500 milyon TLdir yani eski
paraya göre 3 katrilyon 500 trilyondur.
Değerli milletvekilleri, zaman zaman bu
kürsüden çıkıp Cumhuriyet Halk Partisi Trakya milletvekilleri,
olduğu yerden şunu söylüyor: Siz ne yatırım
yaptınız, siz ne zaman yatırım yaptınız? Siz
Ergeneye ne para harcadınız, Trakyaya ne para
harcadınız? Ben de size bunu söylüyorum değerli
milletvekilleri: Çıkın, bizlerle beraber gelin, şantiye
ayakkabılarınızı giyin, biz size neler
yaptığımızı gösterelim, dudaklarınız
uçuklasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Maliye Bakanımız
Ergeneye ne yapmış, söyleyecek şimdi.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Sayın Akgün
METİN AKGÜN (Devamla) Teşekkür ederim.
Çok uzaksınız, göremiyorum.
Değerli milletvekilleri, biz bugün bütün
Türkiyede varız. AK PARTİ olarak bize oy vermeyen bütün
insanların da emrindeyiz, onlar için de hizmete varız diyorum.
Hepinize hayırlı akşamlar, iyi
geceler diliyorum. Sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından
Bravo! sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Özel, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan,
Cumhuriyet Halk Partisi Trakya milletvekilleri. diye başladı
BAŞKAN - Evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sonra Dudaklarınız
uçuklasın.la bitirdi. Cevap hakkımızı Trakya Milletvekili
Sayın Vecdi Gündoğdu kullanacaktır.
BAŞKAN - Özür dilerim, hangi ilin milletvekili?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kırklareli
Milletvekilimiz Vecdi Bey kullanacak.
BAŞKAN - Kırklareli Milletvekili
Sayın Gündoğdu, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
İki dakika.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
28.- Kırklareli Milletvekili Vecdi
Gündoğdunun, Tekirdağ Milletvekili Metin Akgünün 2016
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının 5inci
maddesi üzerinde şahsı adına yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, sayın milletvekili
arkadaşımız az önce Trakya ve Ergene Nehrinden bahsederken
sanki orada hiç yaşamamış bir milletvekili gibi bahsetti.
SALİH CORA (Trabzon) - Hiç yaşamadı!
Öz Ergeneli kimdir?
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, şunu açıkça ifade ediyorum, ben önceki burada
yaptığım konuşmada Sayın Bakana da şunu
sormuştum: Bizim Trakyalı Bakanımız Sayın
Müezzinoğlu
Gülebilirsiniz. Ergenenin kıyısında
biraz yaşasaydınız bugün öyle gülmezdiniz.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Bu hâle
nasıl geldiğini de bilmen lazım. Bu hâle kendiliğinden
gelmedi.
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) - Evet,
değerli arkadaşlar, Sayın Bakanımız Müezzinoğlu
bundan iki yıl önce Ergenenin ne kadar kötü durumda olduğunu
belirten bir ifade kullandı. 2013teki ifadesinde dedi ki: İki
yıl sonra Ergenede balık tutacak düzeye getireceğiz. Ve iki
yıl geçti. Sayın Bakana da buradan söyledim, dedim ki: Eğer
Sayın Bakan sözünde duruyorsa, sözünü de tutacaksa gelsin, iki yıl
sonra hep beraber gidelim, Ergenede balık tutalım. Ve
oltaların, yemlerin bizden de olduğunu söyledik Sayın Vekilim.
LÜTFİYE İLKSEN CERİTOĞLU KURT
(Çorum) - Biz balık tutmayı öğretiyoruz, balık vermiyoruz.
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) - Şunu
söyleyeyim açıkça: Hâlâ orada, Ergenede düşen ve bulunamayan 17
yaşında vatandaşımız var. Neden bulunamadı? Çünkü
dalgıçlar dip araması yapamadı, asitli sulardan dolayı dip
araması yapamadı. Çünkü Ergenede artık su akmıyor, akan
bir sıvı var sadece.
AYŞE DOĞAN (Tekirdağ) Niye
belediyeler çalışmıyor Trakya bölgesinde?
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) Evet,
belediyelere suçu atmak kolay. Netice itibarıyla
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Kaç tane arıtma
yaptınız, kaç arıtma yaptınız?
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) Şu anda
Bakanlık 7 tane arıtmanın yapıldığını
söylüyor ama gidin, bir bakın bakalım arıtmaların
hangisinin yapıldığına.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Hangi belediyeniz
arıtma tesisi yaptı, onu cevaplar mısınız Sayın
Vekilim.
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) Efendim?
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Hangi belediyeniz
arıtma tesisi yaptı?
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) Su arıtma
tesislerinin hepsi yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gündoğdu
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Bir tane söyle, bir
tane!
VECDİ GÜNDOĞDU (Devamla) Hepsi
yapılıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Gündoğdu.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Hepsini DSİ
yapıyor, DSİ!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Gidip bakmak
lazım, 10 milyar TL dedi.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) Bütün arıtma
tesislerini DSİ yapıyor.
METİN AKGÜN (Tekirdağ ) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Akgün, nedir talebiniz?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Akgünün ismini söyledim.
Sayın Akgün, nedir talebiniz?
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Bana Hiç
yaşamamış. demesi üzerine söz almak istiyorum.
BAŞKAN Size sataşmada bulunmadı
Sayın Akgün.
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Bölgede, Ergene
Nehrinde hiç yaşamayan bir vatandaşmış gibi hareket etti
dedi. O sataşmadan dolayı söz istiyorum Sayın
Başkanım.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ya, bir şey
yok, sataşma falan.
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Sataşmadan
söz istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Bir açıklamayı gerektiren
bir hükümdür bu. İsterseniz yerinizden söz vereyim size, bir dakika
açıklama yapın. Sataşmada bulunmadı, iyi dinledim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Mahmut
Bey de yerinden bir söz
BAŞKAN Bir dakika
Talebini dinleyeyim, karar
veririm.
Buyurun Sayın Akgün, bir dakika süreniz.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- Tekirdağ Milletvekili Metin Akgünün,
Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekillerim; evet, Kırklareli
Milletvekili arkadaşım Sen orada yaşadın mı? diye
bana söyledi. Ben hemen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şiveye bakarsan o
yaşıyor, sen yaşamıyorsun. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Özel
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Süreyi başa
alır mısınız Sayın Başkanım, lütfen.
BAŞKAN Sayın Akgün, ben sizi dinliyorum.
Buyurun.
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Sayın
arkadaşım -ben ona buradan sesleniyorum, onun yaşı çok
küçük- sayın milletvekilim dedi ki: Ben o derede yüzmeyi öğrenen,
balık tutmayı öğrenen bir vatandaşım. O yüzden, o
konuyu geçiyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Doğrudur ama o
çocukkenmiş işte.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) CHP iktidarında
yüzüyordunuz.
METİN AKGÜN (Tekirdağ) Değerli
Milletvekilim, sana ben bir soru soruyorum: Trakyadaki evsel atık
tesislerini bugün bizim Hükûmetimiz, Devlet Su İşleri yapıyor.
Siz Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak hangi arıtmayı
yaptınız? Bir tane bize gösterin, biz de sizi
alkışlayalım diyorum.(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Tanal, gündeme döneceğim, talebiniz
nedir?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Talep şu
Sayın Başkanım: Ergene Nehriyle ilgili, 2011 tarihinde, ilk milletvekili
seçildiğimizde, bizzat bu atık sular nedeniyle yapmış
olduğum suç duyurusundan dolayı şu anda yargılama devam
ediyor. Buradaki sayın hatibin dediği gibi ruhsatların
tamamı belediyelerin sınırlarının
dışında olup valiliğin sınırları içerisinde
kalan
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sataşma
nerede?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, sataşma nerede de söz alıyor?
BAŞKAN Sataşmadan söz istemedi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) -
tüm yerlerdir.
Şu anda oralarda yargılananlar ise kamu görevlileridir; belediyelerle
uzaktan yakından bir ilgisi yoktur, dosyası da şu anda
adliyededir.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Her şeyi
Tanal biliyor, her şeyi!
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bu açıdan ben
söz istiyorum.
Ama burada işin konusu da hiçbirisinde
Sayın Başkanım, valilik zamanında denetim
yapmadığı için, arıtma tesislerini koymadığı
için, aynı zamanda Çevre Bakanlığının da bu denetimlerde
ihmali olduğu için şu anda yargılanıyor. Bununla
belediyelerimizin uzaktan yakından alakası, ilgisi yok. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Masmavi bir Ergene diliyorum ve gündemimize
dönüyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
bambaşka bir konuda, çok önemli ama
BAŞKAN Nedir konu, çok önemli?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Meclis
çalışanlarımızla ilgili bir şey söyleyeceğim
Sayın Başkan. Yani yerimden söz hakkı istiyorum Grup Başkan
Vekili olarak.
BAŞKAN Buyurun.
Artık bundan sonra bir dakika.
31.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
çalışma düzeni içinde stenograflara nöbet sistemi
uygulanamadığından yeni stenograf istihdam edilmesi konusunun
son derece önemli olduğuna ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Türkiye Büyük Millet Meclisi
bütçesi görüşülürken ben Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
konuştum. Sizin o zaman cevap verme şansınız olmadı,
öyle bir yerleşik uygulama olmadığını söylediniz.
Şimdi, saatin ikiyi geçmesinde emekçiler
açısından fayda var. Kulislerimizdeki çaycılarımız,
polislerimiz saat ikiyi geçtiği takdirde istirahat hakkı
kazanıyorlar, geçmezse onu kazanamıyorlar ve yalvarıyorlar,
Aman bu kadar durduk, hiç olmazsa ikiyi geçsin. diye.
Ama bir başka mağdur grup var ki
stenograflarımız, sabah yedide gitsek on birde tekrar bizimle bir
geliyorlar. Bu konuda, Meclis Başkanlığına, sizin
kanalınızla iletiyoruz ki, ilave stenograf istihdamı da son
derece önemlidir, onlara da nöbet ve izin sistemi önemlidir. Burada angarya uyguluyoruz
hep beraber. Bu haksızlığa sessiz kalmanız mümkün
değil.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim hassasiyetiniz için. Meclis Başkanına
ileteceğim.
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Başkanım, tutanaklara geçsin, yıpranma
tazminatı gerekiyor stenograflar için!
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, tamam, gündeme geliyoruz artık.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/529) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı: 118) (Devam)
2.- 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/297), 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2014
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/32), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 208 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/33), 2014 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/34), 2014 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/35), 2014 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/36), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan
Kalkınma Ajansları 2012 Yılı Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/28), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2013 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/31), 6085 Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca
Hazırlanan 2014 Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/37) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 119) (Devam)
BAŞKAN
Şimdi soru-cevap kısmına geldik.
Süremiz
on dakika. Bu on dakikanın beş dakikası sisteme giren
milletvekillerinin soru sorması şeklinde, diğer beş
dakikası da bu sorulara cevap veren Sayın Bakanın cevap vermesi
şeklinde kullanılacak.
Sayın
Erdoğan
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ekonomi
Bakanlığının Eskişehir yolu üzerinde aylık
kirası 2 milyon TL olan bir hizmet binası kiraladığı
doğru mudur? Bu doğruysa bu bina ne zaman
kiralanmıştır? Bu binaya kaç aydır kira ödenmektedir? Bu
binaya ne zaman taşınacaklardır? Dört beş aydır
boşuna kira ödenmesi israf değil midir? Bu bina kime aittir?
Ayrıca, bunun dışında, lüks hizmet binaları için
yüksek kira ödeyen kaç bakanlık ve kamu kuruluşu vardır?
Ayrıca, bu binaların bazılarının hizmete uygun
olmadığı da bilinmektedir. Bakanlıklar ve diğer
kurumların kira olarak yıllık ne kadar para ödediklerini de
merak etmekteyiz. Ayrıca, aldığı yüksek kiralarla
zenginleşen mülk sahipleri kimlerdir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Tüzün, buyurun.
YAŞAR
TÜZÜN (Bilecik) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aracılığınızla
Hükûmete ve Sayın Bakana bir sorum olacak. Bu son ekonomik gelişmeler
doğrultusunda teşvik bölgelerinin yeniden düzenlenmesi hakkında
Hükûmetinizin bir çalışması var mı?
Aynı
zamanda, TÜİK kişi başına düşen gelir
araştırmasını en son ne zaman yaptı ve sektörel
teşvik uygulamasına geçilmesinde Hükûmet noktasında bir
çalışmanız var mı? Böyle bir uygulama düşünüyor
musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Tüm
MEHMET
TÜM (Balıkesir) Teşekkür ederim.
Sorum
Maliye Bakanına. Kırmızı et fiyatlarındaki
artış vatandaşın sofrasından eti
çıkarmıştır. Ette uygulanan KDV oranları toptan
satışlarda yüzde 1 iken perakende satışlarda yüzde 8 olarak
alınmaktadır. Toptancı ile vatandaş arasında bu oran
farkının nedeni nedir? Bu uygulamayla vatandaş aleyhine
eşitlik ilkesini bozmuş olmuyor musunuz? Bu adaletsizliği
düzeltecek misiniz?
Asgari
ücretlilerle ilgili bir düzenleme yapacağınızı
söylemiştiniz, ne aşamadadır?
Üçüncü
sorum Gençlik ve Spor Bakanına. YURTKUR yurtları için sıra bekleyen on
binlerce dar gelirli öğrencimiz var. Hükûmet bir taraftan kamu
binalarını TÜRGEVe tahsis ederken diğer yandan da paralel
diye tabir ettiğiniz yurtlardan öğrencileri devlet yurtlarına
yerleştiriyor. Devlet yurtları için yedekte bekleyen öğrenci
sayısı nedir? Paralel...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Tanal...
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, üçüncü
köprüden bahsettiniz. Üçüncü köprüye bağlanan yolların bulunduğu
alanlardaki taşınmazları satın alan kişi ve
kuruluşlar hangileridir?
Soru iki: Suriyeden
Türkiyeye gelen sığınmacıların oturduğu illerin
sayıları il il nedir? En fazla sığınmacılar hangi
ilde yaşamaktadır?
Soru üç: Kamu
kurumlarında kaç tane araç vardır? Aynı şekilde kaç araç
kiralanmıştır?
Soru dört:
Şanlıurfanın köylerinde elektrikler yanmıyor, bana gelen
ihbarlar bu. Şanlıurfanın bu elektrik mağduriyetini ne
zaman gidereceksiniz? Ayrıca, bu bütçeden Şanlıurfaya ne kadar
para ayrılmış durumda?
BAŞKAN Sayın
Arslan...
KAZIM ARSLAN (Denizli)
Maliye Bakanına soruyorum: Devletin kurum ve kurulları
devamlılığı olan kurumlardır, binalarının
kendilerine ait olması da esastır. Buna rağmen birçok
bakanlıkların büyük rakamlarla kiralandığı
görülmektir. Maliye Bakanlığı olarak, saray harcamalarından
tasarruf ederek anayasal dayanağı olmayan Cumhurbaşkanına
verilen örtülü ödeneği kaldırarak bakanlık binaları yapmayı
ve bakanlıkları kiradan kurtarmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Erdem...
EREN ERDEM (İstanbul)
Sayın Bakan bu uzlaşma tutanağıyla alakalı
vicdanınızın rahat olduğunu söylediniz. Üç gün önce Ekonomi
Muhabirleri Derneği toplantısında spor kulüplerine vergi affı
olmayacağını ifade ettiniz. Yedi gün önce bir televizyon
kanalında yine, vergi affının gündemde
olmadığını ki Hürriyet gazetesinden alıntı
yaptım, tekzip ettirebilirsiniz çünkü orada okuduğum için söylüyorum-
söylediniz. Yerleşik bir temayül yokken ısrarla soruyorum, yüz
milyonlarca TLlik vergi affını vicdanla tanımlamanız hangi
hukuki normlar içerisinde değerlendirilebilir? Bunun hukuktaki
karşılığı nedir? Hangi kriterle bu borçlar
silinmiştir ve neden böyle bir uygulamaya gidilmiştir? Bunu
açıklama ihtiyacı hissedeceğinizi düşünerek saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) 4/Clilerle ilgili bir
şey vardı, onu
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Evet. Eğer müsaade ederseniz Sayın Vuralın geçen soruları
arasında cevaplayamadığım 4/Clilerin ek ödeme konusu
vardı, onunla başlayayım.
Biliyorsunuz, bizim, kamuda çalışan
memurlara ve sözleşmeli personele ek ödeme yapılmaktadır. 4/Cli
personel iki grup; bunlardan bir tanesi Sağlık
Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan
geçici personel. Bu arkadaşlarımız kendilerine de ek ödemenin
yapılması yönünde müracaatlarda bulunmuşlar, idare bunu kabul
etmeyince bu defa mahkemeye gidilmiş, idare mahkemesi de bu konuyu Anayasa
Mahkemesine taşımış Bu, yasal olarak Anayasaya aykırıdır.
şeklinde. Fakat Anayasa Mahkemesi bu başvuru talebini kabul
etmemiş, Anayasa Mahkemesi temel gerekçe olarak da bu kişilerin
bulundukları statülerin memur ve sözleşmeli personele göre
farklı olduğunu dolayısıyla onlarla ilgili olarak özel bir
belirleme yapılmadığı için ek ödeme
yapılamayacağına hükmetmiş.
İkinci grup personel ise, geçici personel ise
ek ödeme kendilerine yapılmadığı için mahkemelere
gitmişler, bunlarla ilgili bazı mahkemeler lehte karar vermiş,
bazı mahkemeler aleyhte karar vermiş ama bu arada 2016 ve 2017
yıllarına ilişkin toplu sözleşme görüşmelerinde
sendikalarımız tarafından bu konu gündeme getirilmiş ve
orada da mutabık kalındığı şekliyle 4/Cli
personelimize aylık 160 lira ek ödeme yapılması uygun
görülmüş. Dolayısıyla, şu anda 4/Cli personelimize
sendikalarla varılan mutabakata göre aylık 160 lira ödeme
yapılmaktadır ama bu arada bir grup geçici personelimiz daha önceki
açtıkları davaları kazandıkları gerekçesiyle -oradaki,
daha yüksek tutarda ek ödeme hükmedilmiş- kendilerine bu ek ödemenin
yapılmasını talep ediyorlar.
Şimdi, biliyorsunuz, Anayasa
değişikliğiyle, memurlarla yapılan toplu sözleşme
hükümleri yasa hükmündedir. Dolayısıyla, bütün geçici personele
öngörülen ek ödeme tutarı ne ise, bunu ödemek zorundayız; geçmişten
lehe olan mahkeme kararı olsa bile daha sonraki bir tarihte yasa hükmünde
olan bir toplu sözleşme hükmü olduğu için 160 liralık ek ödemeyi
yapıyoruz.
Ayrıca, burada, biliyorsunuz, uzun yıllar
Ekonomi Bakanlığımız ve Hazine
Müsteşarlığımız Eskişehir yolunda aynı
binayı paylaşıyorlardı. Tabii, burada, ortaya çıkan
ihtiyaç çerçevesinde, Hazine Müsteşarlığı orada görevlerine
devam ederken Ekonomi Bakanlığımız şu anda, yeni
binasına taşındı. O bina biliyorsunuz, Halk Bankası Genel
Müdürlüğüne ait bir binaydı, Ekonomi Bakanlığı o
binayı Halk Bankası Genel Müdürlüğünden kiraladı, şu
anda faaliyetlerine orada devam ediyor. Yıllık kira bedeli konusunda
şu anda elimde bir bilgi yok, onu da öğrenir, ayrıca bilgi
veririm.
Teşvik belgeleriyle ilgili olarak Ekonomi
Bakanlığımızın görev alanına girdiği için
şu anda açıkçası bir bilgi vermem veya değerlendirmede
bulunmam yanlış olur.
Ayrıca, bu YURTKUR öğrencilerine kontenjan
konusunda da biliyorsunuz, AK PARTİ hükûmetleri döneminde YURTKURun
yurtlarının kontenjanlarında önemli artışlar
yapılmıştır. Nitekim, 2002 yılında YURTKURda
barınan öğrenci sayısı 188 bin iken, şu anda bu
sayı 450 bine çıkmıştır. İnşallah,
önümüzdeki dönemde yeni bina kiralamalarıyla bu sayı daha da yukarıya
çıkacaktır.
Sayın Tanalın Yavuz Sultan Selim
Köprüsüyle ilgili olarak sorduğu soruyla ilgili, biliyorsunuz, bugün son
tabliye de atıldı, Boğazın iki yakası bir defa daha
birleşti. Tabii ki bu proje devam ederken orada birtakım
kamulaştırmalar yapılmış olabilir ama onunla ilgili
özel olarak elimde şu anda bir veri mevcut değil, yazılı
olarak verelim, varsa verelim yazılı olarak ama
Bakanlığımızın görev alanına girmiyor.
Taşıt sayıları ve
kiralamaları konusunda da yazılı olarak bilgi vereyim.
Şanlıurfadaki elektrik konusunu
yarın öğreneyim, arkadaşlarla yarın öğrenelim, o
konuda da size özel olarak bilgi verelim.
Sayın Arslan kiralık binalarla ilgili
olarak bütçeden yapılan harcamaları sordu. Vakit
daraldığı için, bütün milletvekillerine cevap vermek için onu da
yazılı olarak vereyim.
Sayın Erdeme son olarak şunu söyleyeyim:
Benim Ekonomi Muhabirleri Derneğinde yaptığım
açıklama, genel anlamda vergi affı şeklinde bir
çalışmamız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Cümlenizi tamamlamanız için bir
dakika vereyim size.
Toparlayın lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Benim Ekonomi Muhabirleri Derneğinde yaptığım açıklama
özel olarak spor kulüplerine dönük bir açıklama değildir. Orada bana
vergi affıyla ilgili bir soru soruldu, ben dedim ki: Geçen sene,
biliyorsunuz, yeniden yapılandırma kanunu çıkardık, şu
anda uygulamaya devam ediliyor. Dolayısıyla, bu anlamda, yeniden
yapılandırmaya dönük bir çalışmamız yok. Ayrıca,
vergi aflarıyla ilgili de ayrıca bir çalışmamız yok.
Onun için, spor kulüplerine ilişkin özel bir açıklamam olmadı.
Asla ve kata, yine Sayın Erdemin sorusundan hareketle söylüyorum,
kimsenin borcu silinmemiştir. Yani uzlaşma kesinleşmiş bir
borç değildir. Bir vergi inceleme raporu yazılır,
yazıldıktan sonra -bu bir iddiadır- uzlaşma komisyonuna
gelir. Bu, kanunla kurulan bir komisyondur, yetkileri kanunlarla
belirlenmiş bir komisyondur ve yetkisini kullanırken bütün önüne
gelen raporları kanunlar çerçevesinde değerlendirir ve bir sonuca
varır. Onun için, herhangi bir şekilde burada borcun silinmesi diye
bir şey söz konusu değildir. Vicdanım rahattır çünkü bu
olayın yani bu meselenin teknik tarafını otuz yıldır
biliyorum, bu işler hep böyle yapılır.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde bir
önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2016 Yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanun Tasarısının 5inci maddesinin Yedek
Ödenek başlıklı (2)nci fıkrasının
başına Toplam miktarı 3 milyar TLyi geçmemek kaydıyla,
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Erhan
Usta Mehmet
Parsak
İzmir Samsun Afyonkarahisar
Baki Şimşek İsmail Faruk Aksu Deniz Depboylu
Mersin İstanbul Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Anayasanın 162nci maddesinin
dördüncü fıkrası gereğince gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Özellikle MEB personel gelirlerinden önemli miktarda
ödenek yedek ödeneğe aktarılmakta, buradan da başka harcama
kalemlerine aktarılmaktadır. Bu hem kamu maliyesinde
dengesizliğe neden olmakta hem de Parlamentonun bütçe hakkını
ihlal etmektedir. O yüzden, buraya sınırlandırma getirmek uygun
olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
5inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
5inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, hepinize teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Programa göre 2016 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Tasarısının oylanmamış maddelerini
görüşerek oylamalarını yapmak üzere 7 Mart 2016 Pazartesi günü
saat 11.00de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 02.09
(x) 118 ve 119 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 26.02.2016 tarihli 45inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade 05/03/2016 tarihli 53üncü Birleşim Tutanağının 318inci sayfasında yer almaktadır.
(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümlerde hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelimeler ifade edildi.