TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
100üncü
Birleşim
1
Haziran 2017 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Başkanlık Divanı olarak,
Şırnak Şenobada şehit olan, Tümgeneral Aydoğan
Aydın, Albay Oğuzhan Küçükdemirkol, Albay Gökhan Peker, Yarbay Songül
Yakut, Binbaşı Koray Onay, Yüzbaşı Nuri Şener,
Yüzbaşı İlker Acar, Başçavuş Mehmet Erdoğan,
Uzman Çavuş Zeki Koç, Yüzbaşı Serhat Sığnak,
Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş, Başçavuş Fevzi Kıral
ve Uzman Çavuş Hakan İncekara Allahtan rahmet dilediklerine
ilişkin konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Diyarbakır Milletvekili Feleknas
Ucanın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve ayrımcı dili
kullanmanın doğru olmadığına ilişkin
konuşması
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Diyarbakır Milletvekili Feleknas Ucanın, Diyarbakırda
yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı
konuşması
2.-
Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın, zeytincilik sektörünün
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu Özkalın, ramazan ayının
gelişine ilişkin gündem dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın yaptığı
gündem dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
2.-
Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın, Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının, Diyarbakır Licede terör
örgütüne yönelik saldırıda Mersinli Jandarma Uzman Çavuş Mustafa
Sarıyla birlikte şehit olan 2 asker ile Şırnaktaki
helikopter kazasında şehit olan 13 askere Allahtan rahmet
dilediğine ve helikopter kazasıyla ilgili soruşturmanın
titizlikle yapılmasını temenni ettiğine ilişkin
açıklaması
4.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Diyarbakır Licedeki
terör saldırısında şehit olan askerler ile
Şırnakta helikopter kazasında şehit olan Bigadiçli
İlker Acar ve tüm askerlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
5.- Edirne
Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, Şırnak ile
Diyarbakırda şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine
ve tarımsal kredi borçlarını yapılandırmaya yönelik
çalışmalar olup olmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
6.- Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin, Şırnak Şenobada
helikopter kazasında şehit olan askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
7.- Mersin
Milletvekili Yılmaz Tezcanın, Diyarbakır Licede terör
örgütüyle çıkan çatışmada Mersinli Jandarma Uzman Çavuş
Mustafa Sarıyla birlikte şehit olan 2 asker ile
Şırnaktaki helikopter kazasında şehit olan 13 askere
Allahtan rahmet dilediğine ve Şehit Tümgeneral Aydoğan
Aydının bir şiirini okumak istediğine ilişkin
açıklaması
8.-
İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıçın, Şırnak
Şenobada helikopter kazasında şehit olan 13 asker ile
Diyarbakır Licede PKKyla çıkan silahlı çatışmada
şehit olan 3 askere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
9.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Diyarbakır ile
Şırnakta şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
10.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Şırnak ve
Diyarbakır Licede şehit olan askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ve Şişecam işçilerinin onurlu mücadelesini
selamladığına ilişkin açıklaması
11.- Adana
Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin, Şırnakta şehit olan
13, Diyarbakır Licede şehit olan 3 askere Allahtan rahmet
dilediğine ve yeni sezonda Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Liginde
mücadele eden BOTAŞ Spor Kulübünün maçlarının Ankarada
yapılması kararına ilişkin açıklaması
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 1 Haziran
1453te Ayasofyada ilk cuma namazının
kılındığı günün 564üncü yıl dönümüne ve bütün
şehitlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
13.- Mardin
Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırının, Şırnak
Şenobada helikopter kazasında şehit olan 13 askere Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
14.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Şırnak Şenobada
helikopter kazasında şehit olan 13 askere Allahtan rahmet
dilediğine ve terörle mücadele sırasında vücutlarında
kalıcı hasarlar oluşan binlerce gazinin haklarının
verilmesi çağrısında bulunduğuna ilişkin
açıklaması
15.-
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın,
Şırnak Şenobada helikopter kazasında şehit olan 13
asker ile Diyarbakır Licede teröristlere yönelik operasyonda şehit
olan 3 askere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
16.- Giresun
Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun, Şırnak
Şenobada helikopter kazasında şehit olan 13 askere Allahtan
rahmet dilediğine ve bu kazanın titizlikle, kapsamlı bir
şekilde araştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
17.- Kayseri
Milletvekili Çetin Arıkın, Şırnaktaki helikopter
kazasında şehit olan Kayserili Mehmet Erdoğan ile tüm
şehitlere Allahtan rahmet dilediğine ve Artvin Çoruh Üniversitesi
Rektörlüğünün Eğitim Fakültesinde zihinsel engellilere ders vermek
üzere ilan verdiği yardımcı doçent kadrosu için
aradığı şartlara ilişkin açıklaması
18.-
Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
kalıcı ve onurlu bir barış dilediğine ve bini
aşkın aydın, yazar, gazeteci ve siyasetçinin ortak bir metinle
barış ve demokrasi için çağrıda bulunduklarına ve
toplumsal duyarlılığı olan sanatçı ve
aydınların bu sesine kulak verilmesini temenni ettiğine
ilişkin açıklaması
19.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Özün, Diyarbakır Licede şehit olan 3
asker ile Şırnak Şenobada helikopter kazasında şehit
olan Çanakkalenin Gelibolu ilçesinden Binbaşı Koray Onaya ve tüm
askerlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
20.-
Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkekin, Diyarbakır Licede şehit
olan 3 asker ile Şırnak Şenobada helikopter kazasında
şehit olan Çanakkalenin Gelibolu ilçesinden Binbaşı Koray
Onaya ve tüm askerlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
21.-
Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, Şırnakta
şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine ve Şişecam
işçilerinin grev kararına karşı erteleme kararı alan
Hükûmetin toplumsal barışı istemediğine ilişkin
açıklaması
22.- Antalya
Milletvekili Mustafa Akaydının, Şırnak ve Diyarbakır
Licede şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine ve Sanayi
Komisyonunda görüşmeleri devam eden kanun tasarısında
zeytincilik alanlarıyla ilgili düzenlemeye Cumhuriyet Halk Partisinin
direncinin devam edeceğine ilişkin açıklaması
23.-
İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, Diyarbakır Licede şehit
olan 3 asker ile Şırnak Şenobada helikopter kazasında
şehit olan hemşerisi ve ilk kadın Jandarma İlçe
Komutanı Malatyalı Songül Yakut ve tüm askerlere Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
24.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Diyarbakır Licede terör
saldırısında şehit olan 3 asker ile Şırnakta
helikopter kazasında şehit olan 13 askere Allahtan rahmet
dilediğine ve kaza kırımın en ufak ayrıntısına
kadar incelenerek aydınlatılmasını beklediğine,
terörle mücadeledeki başarıların asla yarım
kalmayacağına ve Açlıkla Mücadele Haftasına ilişkin
açıklaması
25.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Licede ve
Şırnakta hayatını kaybeden 16 güvenlik görevlisi ile
Zonguldakın Kilimli ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen göçükte
hayatını kaybeden 2 maden emekçisine Allahtan rahmet
dilediğine, kırk üç gündür tutuklu olan Muş Milletvekili Burcu
Çelikin 3 yaşındaki çocuğunun annesinin yanına
gönderilecek olmasının bir utanç olduğuna, bütün ilgililerin
harekete geçmesini talep ettiğine ve Şişecam işçileriyle
sonuna kadar dayanışma içerisinde olacaklarına ilişkin
açıklaması
26.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Diyarbakır Licede şehit olan 3 asker ile
Şırnakta helikopter kazasında şehit olan başta
Tümgeneral Aydoğan Aydın olmak üzere tüm askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ve bu kazanın oluş nedenlerinin kamuoyunda tam bir
vicdani berraklıkla açıklanacağına
inandığına ilişkin açıklaması
27.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Diyarbakır Licede
şehit olan askerler ile helikopter kazasında şehit olan
askerlere Allahtan rahmet dilediğine, kazanın tüm boyutlarıyla
araştırılması sürecinin
başlatıldığına ve terörle mücadeledeki
kararlılığın büyük olduğuna ilişkin
açıklaması
28.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Diyarbakır Milletvekili
Feleknas Ucanın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Türkiye Cumhuriyeti
çatısı altında hiçbir milletvekilinin PKK terör örgütünü
aklayacak bir açıklama yapamayacağına ilişkin
açıklaması
29.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
30.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Anayasada yapılan değişiklikle
kaldırılan sözlü sorular uygulamasının yararlı ve
verimli bir uygulama olduğuna ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Mevlüt Karakaya ve 19 milletvekilinin, Adana ilindeki
işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/547)
2.- Adana
Milletvekili Mevlüt Karakaya ve 20 milletvekilinin, mera alanlarının
artırılması ile sağlıklı ve kaliteli hayvansal
üretimin sağlanması için yapılması gerekenlerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/548)
3.- Erzurum
Milletvekili Kamil Aydın ve 20 milletvekilinin, yüksek miktardaki su
faturalarının nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/549)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- HDP
Grubunun, Van Milletvekili Lezgin Botan ve arkadaşları
tarafından, engelli yurttaşların sorunlarının tespiti
amacıyla 10/5/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 1 Haziran 2017
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmındaki
sıralamanın değiştirilmesi ile Genel Kurulun 1 Haziran 2017
Perşembe günlü birleşiminde sözlü soruların görüşülmesinden
sonra saat 24.00e kadar çalışmalara devam edilmesi ve Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmındaki işlerin görüşülmesine ilişkin önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Çanakkale Milletvekili Muharrem
Erkekin CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
IX.- SÖZLÜ
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun, yenilenebilir enerji kaynaklarına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/24) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
2.- Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun, son yıllarda yapılan petrol ve
doğal gaz sondajlarının miktarına ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/25) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
3.- Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun, Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerinden elde
edilmesi planlanan elektrik üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/26) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
4.- Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun, son on üç yılda elektrik üretimindeki
artış düzeyine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/27) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
5.- Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun, TANAP Projesine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/28) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
6.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Karadeniz Bölgesinde yapılması
planlanan HESlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/65) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
7.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Yeşil Yol Projesine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/70) (Cevaplanmadı)
8.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzondan yoğun olarak
gerçekleşen göçe ve yapılan çalışmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/71) (Cevaplanmadı)
9.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, TİKAnın faaliyetlerine
ilişkin Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğandan sözlü soru önergesi (6/78) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
10.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, kamuda işe alım, terfi ve
meslekten çıkarma uygulamaları ile ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/94) (Cevaplanmadı)
11.-
Balıkesir Milletvekili İsmail Okun, Balıkesirde kurulan bir
tesiste fosil yakıtlar kullanılarak enerji elde edilmesine ve çevreye
olası etkilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/105) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
12.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, yüksek gerilim
hatlarının yer altına alınmasına ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/129) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
13.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdede AVMlerin şehir
dışına alınması ve şehir içinde parklar
yapılması ile ilgili çalışmalar olup
olmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/175) (Cevaplanmadı)
14.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, akaryakıt
fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/181) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
15.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, insansız hava araçları ile ilgili
yasal mevzuata ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/182)
(Cevaplanmadı)
16.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Rusyadan alınan doğal
gaz miktarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/215) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
17.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Osmaniyenin Kadirli ilçesine
bağlı bir köyde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/219) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
18.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adana Metrosu ve Adanaya
hızlı tren hattının getirilmesi ile ilgili
çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/276)
(Cevaplanmadı)
19.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adananın Karaisalı
ilçesindeki orman kadastrosu çalışmalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/277) (Cevaplanmadı)
20.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adananın merkez ve ilçelerindeki
elektrik dağıtım şebekeleri ile ilgili sorunlara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/280) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
21.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, elektrik faturalarına
yansıtılan ek bedellere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/281) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
22.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Doğu Karadeniz Bölgesinde madencilik
faaliyetleri için verilen ruhsatlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/292) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
23.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Doğu Karadeniz Bölgesinde
kurulması planlanan küçük hidroelektrik santrallerine ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/294) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
24.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Bakanlık ile bağlı kurum ve
kuruluşların hizmet binalarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/316) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
25.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Başbakanlık ile bağlı
kurum ve kuruluşların hizmet binalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/319) (Cevaplanmadı)
26.-
Balıkesir Milletvekili İsmail Okun, tarımda enerji
kullanımına ve enerji verimliliğini sağlamaya yönelik
çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/338) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
27.- Kocaeli
Milletvekili Haydar Akarın, CNG sisteminin
yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/343) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
28.-
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Türkiye
Taş Kömürü Kurumu ile bir madencilik şirketi arasındaki redevans
sözleşmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/346) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
29.-
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Türkiye
Taşkömürü Kurumunun personel ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/347) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
30.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdede Vakıflar Genel
Müdürlüğünce bakım ve onarımı yapılan tarihi eserlere
ilişkin Başbakan Yardımcısı Yalçın
Akdoğandan sözlü soru önergesi (6/364) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
31.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde Çiftehanda jeotermal su
potansiyelini artırmak için yapılan çalışmalara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/390) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
32.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın, Türkiyenin elektrik
ihtiyacına ve hidroelektrik santralleri ile üretilen elektrik
miktarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/400) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
33.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, bir elektrik dağıtım
şirketinin almış olduğu güvence bedellerini zamanında
iade etmediği iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/414) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
34.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, elektrik kesintileri nedeniyle
dağıtım şirketleri tarafından ödenmesi gereken
tazminatlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/415) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
35.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, 5627 sayılı
Enerji Verimliliği Kanunu ve Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin
Kullanılmasında Verimliliğin Artırılmasına Dair
Yönetmelik kapsamında yapılan verimlilik artırıcı
proje başvurularına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/418) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
36.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, bir elektrik dağıtım
şirketinin uygulamalarıyla ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/419) (Cevaplanmadı)
37.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, bir elektrik dağıtım
şirketinin uygulamalarıyla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/420) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
38.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, bir elektrik dağıtım
şirketinin uygulamalarıyla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/421) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
39.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, elektrik dağıtım şebekesinden
kaynaklanan hasar bedellerinin dağıtım şirketleri
tarafından ödenmediği iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/422) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
40.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, madencilik politikasına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/432) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
41.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, madencilikle ilgili kurumlarda
istihdam edilen mühendislerin işten ayrılmalarının
önlenmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/433) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
42.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, nişasta bazlı şeker
üretim kotasının artırılmasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/436) (Cevaplanmadı)
43.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, MTA Mağara
Araştırmaları Projesi kapsamında Niğdede incelenen ve
açığa çıkarılan mağaralara ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/447) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
44.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdede İl Özel
İdaresi ve belediyelerin MTA ile birlikte yürüttüğü
çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/448) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
45.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Doğu Akdenizdeki jeotermal
enerji aramalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/449) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
46.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Melendiz ve Hasan Dağının
jeotermal potansiyelinin araştırılmasına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/450) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
47.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Nevşehirin Acıgöl,
Derinkuyu ve Gülşehir ilçelerindeki jeotermal sahalarda yürütülen
çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/452) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
48.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Kitreli beldesinde
MTA tarafından yapılan su sondajlarına ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/457) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
49.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, şans oyunlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/495) (Cevaplanmadı)
50.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, sivil memurların özlük
haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/501) (Cevaplanmadı)
51.-
İzmir Milletvekili Atila Sertelin, Türkiyede yabancıların
işlettiği maden ocaklarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/624) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
52.- Mersin
Milletvekili Serdal Kuyucuoğlunun, FETÖ ile bağlantılı
kuruluşlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/629)
(Cevaplanmadı)
53.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Balıkesirin
Burhaniye ilçesine bağlı Kırtık Yaylasına elektrik
hizmeti götürülmemesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/634) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
54.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdede tarımsal sulama
için kullanılan elektriğin üretim maliyetlerini
artırdığı gerekçesiyle elektrik fiyatlarında indirim
yapılması ve mevcut elektrik borçlarının faizlerinin
silinmesi talebine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/668) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
55.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, kış saati uygulamasına
geçilmemesi nedeniyle konutlarda elektrik ve doğal gaz tüketiminde meydana
gelen artışa ve 2017 yılında kış saati
uygulamasına geçilip geçilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/669) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
56.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, elektrik arz
sıkıntısı nedeniyle organize sanayi bölgelerinde meydana
gelen üretim kaybına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/672) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
57.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, özelleştirilmesinin
ardından faaliyetleri sonlandırılan kamu kuruluşlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/713) (Cevaplanmadı)
58.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, kamu kurum ve
kuruluşlarının özelleştirilmesi kapsamında
yapılan taşınmaz satışlarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/714) (Cevaplanmadı)
59.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdede taşra
teşkilatı bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/715) (Cevaplanmadı)
60.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın, Uğur Mumcu cinayetiyle
ilgili MİTte bulunan belgelere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/732) (Cevaplanmadı)
61.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın, 3 Aralık 1994 tarihinde
bir gazetenin bombalanmasıyla ilgili MİTte bulunan bilgi ve
belgelere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/733)
(Cevaplanmadı)
62.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, KİTlerin üretim tesislerinde
kullanılan enerji türlerine ve kullanılan enerjinin üretim
maliyetlerine yansımasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/750) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
63.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Eti Maden Kırka Bor İşletme
Müdürlüğünde 2010 yılında yapımı tamamlanan buhar
kazanı ve türbinine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/751) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
64.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 2000 yılından itibaren
özelleştirilen şeker fabrikalarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/754) (Cevaplanmadı)
65.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Eti Maden İşletmelerinde
görev yapan mühendislerin işten ayrılmalarının önlenmesine
yönelik çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/762) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
66.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, borik asit için uygulanan gümrük
vergilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/763) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
67.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, HES inşaatları kapsamında
yapılması gereken peyzaj çalışmalarına ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/59) (Cevaplanmadı)
68.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, ülkeye kaçak yollarla çay sokulmasına
ve engellenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/60) (Cevaplanmadı)
69.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Karadeniz Bölgesindeki HESlere ve
doğaya etkilerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/95) (Cevaplanmadı)
70.-
Balıkesir Milletvekili İsmail Okun, Balıkesirde kurulan bir
tesisin çevreye olası etkilerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/104) (Cevaplanmadı)
71.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, floresan lambaların insan
sağlığına etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/111) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
72.-
Balıkesir Milletvekili İsmail Okun, nadir görülen bir
hastalığın tedavi olanaklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/115) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
73.- Antalya
Milletvekili Çetin Osman Budakın, Antalyada kış aylarında
yaşanan hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/122) (Cevaplanmadı)
74.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, dizüstü bilgisayarların insan
sağlığına etkisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/130)
ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
75.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzonun Ortahisar ilçesinde burun
estetiği olan bir vatandaşın hayatını kaybetmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/131) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
76.-
İstanbul Milletvekili Ali Özcanın, bebek ölüm oranlarına ve
bebek ölümlerinin engellenmesi için yapılan çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/136) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
77.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdeye bağlı bir
köyün sağlık hizmetleri ile ilgili sorunlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/143) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
78.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdeye bağlı bir
mahalledeki kentsel dönüşüm çalışmalarına ve tarihi
yapılar ile ilgili incelemelere ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/144) (Cevaplanmadı)
79.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Tuz Gölünün dip temizliği
ile atıklardan arındırılmasına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/166) (Cevaplanmadı)
80.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, tapu çalışanlarının
sorunlarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü
soru önergesi (6/173) (Cevaplanmadı)
81.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesindeki
Uyuz Göleti ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/220) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
82.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesindeki
Uyuz Göletinin bazı hastalıkların tedavisinde
kullanılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/221) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
83.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdede kapanan
sağlık ocaklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/222) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
84.- Isparta
Milletvekili Nuri Okutanın, sigara kullanımını önlemek
için yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/258) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
85.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzonun Sürmene ilçesindeki katı
atık arıtma tesisine ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/265) (Cevaplanmadı)
86.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzonun Sürmene ilçesindeki katı
atık arıtma tesisine ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/266) (Cevaplanmadı)
87.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzonun Sürmene ilçesindeki katı
atık depolama sahasına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/267) (Cevaplanmadı)
88.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Doğu Karadeniz Bölgesindeki ÇED
uygulamalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü
soru önergesi (6/272) (Cevaplanmadı)
89.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adananın Yüreğir
ilçesindeki hastane ihtiyacına ve Kozan Devlet Hastanesinin hizmete
girmemesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/278) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
90.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adananın Tufanbeyli ilçesindeki
devlet hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/279) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
91.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Bakanlık ile bağlı kurum ve
kuruluşların hizmet binalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/315) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
92.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Bakanlık ile bağlı kurum ve
kuruluşların hizmet binalarına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/317) (Cevaplanmadı)
93.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzonun Uzungöl bölgesi ile ilgili imar
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/325) (Cevaplanmadı)
94.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Balıkesir Devlet
Hastanesi Onkoloji bölümünün doktor ve sağlık personeli
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/340) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
95.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, küresel ısınmanın
etkilerine ve alınacak önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/348) (Cevaplanmadı)
96.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adananın Ceyhan ilçesindeki
atık su arıtma tesisinin yaydığı kokuya ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/351)
(Cevaplanmadı)
97.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adıyamanın Kahta
ilçesindeki atık su arıtma tesisinin çalışmamasına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/352) (Cevaplanmadı)
98.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Bakanlığın
Niğde Üniversitesine tıp fakültesi açılması ile ilgili
kararına ilişkin sözlü soru önergesi (6/355) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
99.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, alternatif tıp
uygulamalarının denetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/376)
ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
100.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde Üniversitesine tıp
fakültesi açılması çalışmalarına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/386) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
101.- Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşenin, Sürmene Çamburnu Kutlular Düzenli Katı
Atık Depolama Sahasına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/393) (Cevaplanmadı)
102.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, mısır şurubunun
sağlığa zararlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/412) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
103.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, fırınlarda
çalışanların sağlık kontrollerine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/437) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
104.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesinde bulunan Uyuz
Göletinin suyunun tedavi amaçlı kullanılmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/458) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
105.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, kentsel dönüşüm
alanlarında yer alan tarihi yapılara ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/476) (Cevaplanmadı)
106.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, koruma altına alınan
alanlara ve denetimlerine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/484) (Cevaplanmadı)
107.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde ilindeki
Kızılca Deresine dökülen atığa ve alınan önlemlere
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/504) (Cevaplanmadı)
108.- Konya
Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurtun, son on yılda meslek
hastalığı sebebiyle yaşamını yitiren ve tedavi
gören kişilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/556) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
109.- Konya
Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurtun, otizmli çocukların eğitimi
için sağlanan devlet desteğinin artırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/566) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
110.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, engellilerin
erişebilirliklerinin sağlanmasına yönelik kamu
kuruluşları ve belediyeler tarafından yapılan
çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/608) (Cevaplanmadı)
111.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, KPSS-2016/1 Yerleştirme
İşlemleri kapsamında Bakanlığa yerleştirilen
mimar ve mühendislerin atamalarının yapılmamasına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/665) (Cevaplanmadı)
112.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, optisyenlerin kamuda
istihdamına ilişkin sözlü soru önergesi (6/680) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
113.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 2015 ve 2016 yıllarında
suda boğulma sonucu hayatını kaybeden kişilere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/690) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
114.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, küresel ısınma ve iklim
değişikliği konusunda yürütülen çalışmalara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/693) (Cevaplanmadı)
115.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, salgın hastalığa
yakalanan Suriyeli sığınmacılara ve sağlık sorunları
nedeniyle hayatını kaybedenlere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/699) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
116.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Türkiye Halk
Sağlığı Kurumu Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Daire
Başkanlığında daire başkanı olarak veteriner
hekimlerin görev alıp almadığına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/708) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
117.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, kişi başına
tüketilen hayvansal besin miktarının günlük protein
ihtiyacını karşılayıp
karşılamadığına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/716) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
118.- Adana
Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin, kentsel dönüşüm
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/722) (Cevaplanmadı)
119.-
İstanbul Milletvekili Erkan Kandemirin, telekomünikasyon, internet ve
bilişim sektöründe kaydedilen gelişmelere ilişkin
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanından sözlü soru
önergesi (6/47) (Cevaplanmadı)
X.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
İzmir Milletvekili Murat Bakanın, enflasyona ve döviz kurundaki
yükselişe karşı alınan önlemlere ilişkin sorusu ve
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı (7/12950)
2.-
İzmir Milletvekili Ali Yiğitin, 2016 yılı sonu
itibarıyla belediyelerin borç tutarlarına ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşekin cevabı
(7/13065)
1 Haziran 2017 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Özcan
PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının,
Başkanlık Divanı olarak, Şırnak Şenobada
şehit olan, Tümgeneral Aydoğan Aydın, Albay Oğuzhan
Küçükdemirkol, Albay Gökhan Peker, Yarbay Songül Yakut, Binbaşı Koray
Onay, Yüzbaşı Nuri Şener, Yüzbaşı İlker Acar,
Başçavuş Mehmet Erdoğan, Uzman Çavuş Zeki Koç,
Yüzbaşı Serhat Sığnak, Üsteğmen Abdulmuttalip
Kesikbaş, Başçavuş Fevzi Kıral ve Uzman Çavuş Hakan
İncekara Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, dün üzücü bir olay yaşadık. Divan
olarak, Şırnak Şenobada hayatını kaybeden kahraman
şehitlerimiz Tümgeneral Aydoğan Aydın, Albay Oğuzhan
Küçükdemirkol, Albay Gökhan Peker, Yarbay Songül Yakut, Binbaşı Koray
Onay, Yüzbaşı Nuri Şener, Yüzbaşı İlker Acar,
Başçavuş Mehmet Erdoğan, Uzman Çavuş Zeki Koç,
Yüzbaşı Serhat Sığnak, Üsteğmen Abdulmuttalip Kesikbaş,
Başçavuş Fevzi Kıral ve Uzman Çavuş Hakan
İncekarı saygıyla, sevgiyle, minnetle
hatırlayacağız. Allah rahmet eylesin, ruhları şad
olsun, mekânları cennet olsun. Onlar isimlerini altın harflerle
tarihimize kaydettiler, onur duyuyoruz onlarla. Ailelerimizin ve milletimizin
başı sağ olsun.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Diyarbakırda yaşanan sorunlar
hakkında söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Feleknas Ucaya aittir.
Buyurun
Sayın Uca.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Diyarbakır Milletvekili Feleknas
Ucanın, Diyarbakırda yaşanan sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
FELEKNAS
UCA (Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
dün akşam saatlerinde 3 askerimizin yaşamını yitirdiği
olayla ilgili üzüntülü olduğumuzu ve hayatını kaybeden
askerlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Bildiğiniz
gibi, Diyarbakırın Sur ilçesinin Lalebey ve Alipaşa
Mahallelerine 23 Mayıs günü iş makineleri polis eşliğinde
girmiş, yıkım başlatmıştır. Surda kendi
topraklarını, evlerini terk etmeyen halk kutsal ramazan ayında
elektriksiz ve susuz bırakılmıştır.
Kürt
halkının hiçbir şekilde rızası olmadan evlerinin
yıkılarak zorla göç ettirilmeleri yeni bir uygulama değildir.
Bugün Surda yaşanan yıkım kürdistanda son yüz yılda
sistematikleşmiş zorunlu iskân politikalarının
devamıdır. Kürtlerin demografik yapısıyla oynanması
Osmanlı Döneminde başlamış, farklı biçimlerle hâlâ
devam etmektedir. Daha 1916da İttihat ve Terakki yüz binlerce Kürt'ü göç
ettirerek Türklerin yoğun yaşadığı bölgelere sevk
etmiştir. Kürtlerin batı illerine dağıtılması
talimatını bizzat Talat Paşa vermiştir. Amacın,
Kürtlerin asimilasyonunu gerçekleştirmek olduğunu belgeler de
açık şekilde dile getirmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Şeyh Sait İsyanından
sonra, 1925te Şark Islahat Planı
çıkarılmıştır. Planda Bütün memlekette Türk nüfusunu
hâkim kılmak farzdır. ifadesi yer almıştır. Kürtlerin
Anadolunun batısına göç ettirilip Kürt kentlerine Türk nüfusun iskân
edilmesi ve Kürtçenin yasaklanması açık şekilde ifade
edilmiştir.
Yine
bildiğiniz gibi, 1934te İskân Kanunu
çıkarılmıştır. İskân Kanununa göre Türkiye üç
bölgeye ayrılmıştır. Türk kültürünün
yoğunlaşması istenilen bölge doğu ve güneydoğudur.
Türklüğe asimile edileceklerin sevk ve iskân edileceği bölge iç ve
batıdır. Ayrıca, kanunla yerleşime yasaklanan bölgelerin
başında Dersim gelmiştir.
Değerli
milletvekilleri, 1990lar boyunca da Kürt kentlerinin demografik
yapısı tamamen değiştirilmiştir. 1990
yılının Aralık ayında KHK çıkarıldı;
Hakkâri, Şırnak ve Diyarbakır başta olmak üzere, onlarca
Kürt kentinden binlerce köy ve mezra bu yasaya dayandırılarak
boşaltıldı. Bu dönem, Hizbulkontra çetelerin merkezi olan Silvan
ve Lice yıkıma ve göçe maruz kalan yerlerin başında
gelmektedir. Bu yıllarda Kürt kentlerinde yaklaşık 4 bin köy
boşaltılarak yakılmıştır.
Bugün
Surda gerçekleşen yıkım, gerek Şark Islahat Planıyla
gerek İskân Kanunuyla gerekse de 1990larda çıkarılan yasalarla
yapılmak istenenin aynısıdır çünkü zorunlu iskân
politikası, asimilasyon ve askerî tedbirler eş zamanlı olarak
Surda uygulanmaktadır. Hakikat şudur ki AKP Hükûmeti gözünü Sura
dikmiş, dönüştürmeye âdeta yemin etmiştir. Surda zorla yeni bir
kent, yeni bir yaşam ve asimile olmuş kentli bir persona inşasına
soyunmuştur.
Devletin
tarih boyunca sistematik bir politika şeklinde süregelen zorunlu iskân
politikalarıyla AKP de Kürtlerin evlerine, toprağına el koymaya
devam ediyor. Ancak ne İttihat ve Terakkinin iskân politikaları ne
cumhuriyetin Şark Islahat Planı ne köy yakmalar ne de bugün AKPnin
yürüttüğü iskân politikaları Kürt meselesini çözer.
Asıl mesele şudur:
Cumhuriyet kurulduğundan beri Kürt iradesinin ne merkezde demokratik
temsiliyetine ne de Kürtlerin yerelde kendi yönetim mekanizmalarının
inşasına tahammül edilmiştir. Öyle olmasaydı bugün 11 HDP
vekili rehin alınmış olmaz, onlarca belediyeye kayyum
atanıp eş başkanlar tutuklanmazdı.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ne yazık ki yüzyıl önce olduğu gibi AKP
Hükûmeti hâlâ Kürt meselesini askerî tedbirler, iskân politikaları ve
Türkleştirme politikalarıyla çözmeye çalışıyor. Ancak
Kürt meselesinin çözüm yolu bu değildir. Zira devletin kürdistanda
şiddet yoluyla egemenlik tesisine ve asimilasyona karşılık
Kürtler direnişle cevap vermeye devam ediyor. Bu tekrardan
çıkmanın tek yolu barıştır, müzakerelere dönmektir.
Öncelikle, devlet, Kürtlerin kendi
topraklarında dilleri ve kültürleriyle yaşaması önünde engel
olmaktan vazgeçmelidir, Kürtlerin kendi kendilerini yönetme arzularına
saygı duymalıdır. Kürtlerin iradesini temsil eden rehin
alınmış seçilmişlerin bir an önce
bırakılması gerekmektedir. Ayrıca Sayın Öcalanın
koşullarının yeniden düzeltilerek üzerindeki tecridin
kaldırılması, barış sürecine katkı sağlaması
için gerekli imkânların yaratılması hayatidir.
Ülkemizde barışın en
kısa zamanda tesis edilmesi umuduyla hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkürler. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündem dışı ikinci söz
zeytincilik sektörünün sorunları hakkında söz isteyen Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçaya aittir.
Buyurun Sayın Havutça. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutçanın, zeytincilik sektörünün sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bizleri derin bir acı ve üzüntüye
boğan Şırnakta yaşanan helikopter kazasında
yaşamını yitiren, şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet
diliyorum; yakınlarına, ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve
yüce Türk milletine başsağlığı ve sabırlar
diliyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii,
bugün çok üzüntülüyüz ama bunun yanı sıra hayat devam ediyor.
Umuyoruz ve diliyoruz ki Türkiye'de artık ölümler olmasın,
şehitler olmasın, ülkemizde barış rüzgârları essin ve
bütün evlatlarımız ömürleriyle yaşasın, bu ülkede
barış içerisinde, kardeşçe yaşasın.
Ben
gündem dışı sözü geçen hafta istemiştim. Balıkesir,
biliyorsunuz, zeytinciliğin ana vatanı olan topraklardan.
Zeytinciliğin sorunları var. Ancak bununla da ilgili, tesadüfen,
geçtiğimiz günlerde Sanayi Komisyonunda zeytin ve zeytincilikle ilgili bir
yasa tasarısı var.
Değerli
milletvekilleri, şimdi buradan bu Parlamentoya, bu milletvekillerine
sormak istiyorum: Zeytin hangi komisyonda görüşülür, zeytin neyin
konusudur? Fındık sorunlarını Adalet Komisyonunda mı
görüşüyoruz biz? İnsanların eğitimi sorununu Tarım
Komisyonunda mı görüşüyoruz? Bakın, zeytin enerjinin konusu
mudur? Hayır. Zeytin sanayinin konusu mudur? Hayır. Zeytin neyin
konusudur? Zeytin tarımın konusudur.
Bakıyoruz,
şimdi bir torba yasa geliyor, değerli milletvekilleri, Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Komisyonuna, sanayinin geliştirilmesi
komisyonuna. Ne alakası var? Bakın, geliyor, tasarının
2nci maddesinde, 15 ağaçtan daha az olan yerleri zeytin
sahasının dışına çıkaralım deniyor. Yani
şimdi soruyorum: Sanayinin geliştirilmesi deyince sizin
aklınıza zeytin alanlarının talanı mı geliyor
sadece? Böyle bir şey olabilir mi?
Bakın,
değerli milletvekilleri, Türkiye'de sanayinin gelişmesi
mutlaktır, sanayinin gelişmesi mutlaka gereklidir. Ülkemizde
evlatlarımızın geleceği, çocuklarımızın
geleceği, Türkiye'de refahın artması, köylünün
zenginleşmesi için mutlaka sanayinin gelişmesi gerekmektedir.
Balıkesir Kaz Dağları mıdır sanayinin
gelişeceği alan? Niye zeytin alanlarına ısrarla gözünüzü
dikiyorsunuz?
Bakın,
buradan soruyorum: Türkiye'nin en lezzetli yağları, zeytinleri
Balıkesir Kaz Dağlarının eteklerinde, Havranda,
Burhaniyede, Edremitte çıkar. İsviçre Alplerinden sonra en güzel,
en zengin oksijen deposudur orası. Oradaki zeytin üreticilerinin hepsi
bizi arıyor, TARİŞ, zeytinyağı üreticileri, zeytin
dernekleri, zeytin üreticileri; Burhaniye, Havran, Ayvalık, Edremit, bütün
bölge
Ya, bu zeytin yasası altı defa geldi Meclise, 24üncü Dönemden
arkadaşlarımız hatırlar ve 24üncü Dönemde buna Böyle bir
şey olmaz. dedi Komisyondaki AK PARTİli milletvekili
arkadaşlarımız da, hep birlikte reddettik. Yedinci defa bir daha
geliyor. Soruyorum ben şimdi: Üreticiler istemiyor, üretici birlikleri,
TARİŞ istemiyor, MARMARABİRLİK istemiyor; kim
dayatıyor Meclise bu rant yasasını? Maden talanına açacak
olan bu yasayı kim dayatıyor bu Meclise, soruyorum buradan, kim
dayatıyor? Vallahi aklıma FETÖ geliyor. Yani biliyorum ki geçen dönem
de arkadaşlarımızla hep birlikte biz reddettik bunu, hiç kimse
istemiyor. Bu Meclis Balıkesirdeki, Çanakkaledeki zeytin üreticilerinin
Meclisi mi, bu Meclis maden lobilerinin Meclisi mi? Kim dayatıyor? Bunun
geri çekilmesini istiyoruz. Bizim
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NAMIK
HAVUTÇA (Devamla) - Bir saniye Sayın Başkanım, bir dakika rica
ediyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
NAMIK
HAVUTÇA (Devamla) Değerli arkadaşlar, bu ülkenin evlatları
olarak biz zeytinimizin korunmasını istiyoruz. Bizim bölgedeki
zeytincimiz diyor ki: Bu toprağın üstü toprağın
altından daha değerlidir. Onun için, ben buradan size
Balıkesirdeki zeytin üreticilerinin sesini ve vicdanını
haykırıyorum. Eğer bu yasa çıkarsa bu şekliyle
Türkiyedeki zeytinlikler talan edilecektir, onu söyleyeyim ve diyoruz ki biz:
Bu yasa tasarısını şu anda görüşülüyor, geri
çekilmelidir ve bu ülkenin evlatları nasıl emperyalizmi Kaz
Dağlarından denize döktüyse gelecekte bu rant yasalarını
da
Bu ülkenin türkülerini yapanlar, yasalarını yapandan her zaman
güçlü olmuştur.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Havutça.
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bu konu benim de özel olarak takip ettiğim bir konuydu, sanıyorum
bir uzlaşma sağlanmış Komisyonda.
MUSTAFA
AKAYDIN (Antalya) Sağlanmadı, hayır, kandırmaca.
AHMET
AKIN (Balıkesir) Yok, yok, yok öyle bir şey.
BAŞKAN
Öyle bir şey duydum, bilmiyorum yanlış mı değil mi.
AHMET
AKIN (Balıkesir) Yok, yanlış, yanlış.
OKAN
GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Bir algı operasyonu.
AHMET
AKIN (Balıkesir) 4üncü maddede takıldı kaldı.
BAŞKAN
- Komisyon Başkanıyla konuştum ama yanlış olabilir,
bilmiyorum.
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Kılıç, bir şey mi söyleyecektiniz?
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Aynı Komisyonda ben de vardım, söz
istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun bir dakika yerinizden.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Kahramanmaraş Milletvekili
İmran Kılıçın, Balıkesir Milletvekili Namık
Havutçanın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu ve Sanayi
Komisyonu beraberce toplandık. Orada sözleri anlamında
kullanalım.
AHMET
AKIN (Balıkesir) Zeytine okuma mı öğreteceksiniz?
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Bir taraftan Türkiyenin sanayisini
geliştirirken sanayi alanları kurulduğunda verimli arazileri
heder etmeyelim, gelir getirici ağaçları heder etmeyelim. Bunlar
içerisinde, zeytin konusu da konuşuldu ve konuşma neticesinde 15
ağaçlık alanlar zeytinlik sayılır. maddesi de
çıkarıldı. Yani 1 ağaç bile olsa zeytinlerin
bulunduğu yer zeytinlik alandır. Bir taraftan sanayimizi
geliştirirken bir taraftan da verimli arazilerimizi gelir getirici
ağaçlarımızı koruyalım. konusu gündeme geldi. Konuyu
gündeminden ve yerinden saptırmamak en uygun olanıdır.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Benim de
bilgim bu konudaydı, bu şekildeydi.
AHMET
AKIN (Balıkesir) 4üncü madde asıl
BAŞKAN
Sayın Gök
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, gündem dışı
konuşmalar yapılıyor. Tabii, gündem dışı
konuşmalara cevap verme hakkı sadece Hükûmete aittir. O
bakımdan, gündem dışı konuşmalarda, siz elbette bir
nezaket gösterdiniz arkadaşımıza ama gündem dışı
konuşmaların muhatabı olarak Hükûmet cevap vermek
durumundadır.
BAŞKAN
Sayın Gök, burada söz talebinde bulunan sayın milletvekillerine
mümkün olduğu kadar söz verme durumunda hissediyorum kendimi. Aynı
şeklide davrandım.
LEVENT
GÖK (Ankara) Ben bir nezaket gösterdiğinizi biliyorum ama gündem
dışı konuşmalarda usul bu.
Ayrıca,
arkadaşımızın söylediği çerçevede değil. Bizim
Cumhuriyet Halk Partisi olarak zeytin konusunda hassasiyetimiz devam ediyor.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Hepimizin aynı şekilde. Umarım ki istediğimiz
şekilde düzenlenir.
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın Başkan, bir cümle de ben ilave etmek
istiyorum müsaade ederseniz.
LEVENT
GÖK (Ankara) Bir cümle de kayıtlara geçirsin Namık Bey.
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Kayıtlara geçmesi açısından bir cümle,
bir dakika söz verirseniz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Buyurun yerinizden.
2.- Balıkesir Milletvekili Namık
Havutçanın, Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii,
öncelikle şunu ifade etmek isterim: Komisyonda
yaptığımız çalışmalarda, AK PARTİli
milletvekili arkadaşlarımızın da bizim
itirazlarımızı haklı ve yerinde bularak 2nci maddenin o 15
zeytin ağacıyla ilgili bölümünün geriye çekmesi çok olumlu
olmuştur, doğrudur da ancak Sayın Başkanım, yeterli
olmamıştır bu çünkü kabul edilen 4üncü maddede, zeytin
sahaları içerisinde ve 3 kilometre mesafede, kamu yararı tespit
edildiği takdirde ve komisyonun da olumlu görmesi sonucunda, yine
zeytinlik alanlar sanayi gelişimine ve maden aramalarına açık
hâle gelmiştir. Üreticilerimizin itirazı buradadır yani burada
maden aranmasına kesin karşıdırlar. Bu 4üncü maddenin de
tekrar gözden geçirilmesi bizim, TARİŞin, MARMARABİRLİKin
talebidir. Bu noktada da uygun bir şekilde o taraflarla, üreticilerle
görüşürlerse uygun bir çözüm olacağını düşünüyoruz.
BAŞKAN
Görüşmeler devam ediyor, inşallah umduğumuz gibi bir sonuç
çıkar.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
(Devam)
3.- Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu
Özkalın, ramazan ayının gelişine ilişkin gündem
dışı konuşması
BAŞKAN
Evet sayın milletvekilleri, gündem dışı üçüncü söz
ramazan ayının gelişi hakkında söz isteyen Afyonkarahisar
Milletvekili Hatice Dudu Özkala aittir.
Buyurun
Sayın Özkal.
HATİCE
DUDU ÖZKAL (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle Şırnak ve Diyarbakırda şehit
olan 16 askerimize Allahtan rahmet, kederli ailesi ve aziz milletimize
başsağlığı dilerim.
Ramazan
ayı Müslümanların kendileriyle yüzleştikleri, kendilerini hesaba
çektiği, yenilendiği, rahmet ve bereket, mağfiret
ayının adıdır. Bizi böyle bir aya ulaştıran
Rabbimize hamdolsun. Cenab-ı Hak Bakara suresinin 183, 184 ve 185inci
ayetlerinde bize şöyle hitap eder: Ey iman edenler! Allaha karşı
gelmekten sakınmanız için oruç sizden öncekilere farz
kılındığı gibi size de farz kılındı.
Oruç sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta ya da yolculukta olursa
tutmadığı günler sayısınca başka günlerde oruç
tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla
birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa o kendisi için daha
hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için
daha hayırlıdır. İnsanlar için bir hidayet rehberi,
doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın
apaçık delilleri olarak Kuranın kendisinde indirildiği ramazan
ayıdır. Öyle ise içinizde kim bu aya ulaşırsa onu oruçla
geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler
sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık
diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete
ulaştırmasına karşılık Allahı yüceltmeniz
ve şükretmeniz içindir.
Ramazan ayını bizim için değerli
kılan en önemli özelliği, Kuran-ı Kerimin bu ayda indirilmeye
başlanmasıdır. Aynı zamanda, bin aydan daha
hayırlı olan Kadir Gecesi de ramazan ayındadır. Bu ayda her
zamankinden daha çok Kuran okumak, anlayamaya çalışmak gerekir.
İlahi vahiyle şereflenmiş insan lütfedilen bu nimetten
hakkıyla faydalanmalıdır diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, zarafet, kardeşlik,
dayanışma ramazanın bize kazandırdığı yüce
hasletlerdendir. Ramazan her türlü kötü alışkanlıklara son
vermek için her yıl ilahi bir imkân olarak önümüze gelir. İyiden,
güzelden yana yeni sayfalar açmak, ahlakı güzelleştirmek; hakkı,
hakikati, adaleti, sevgiyi tesis etmek için ramazan büyük bir
fırsattır.
Kıymetli milletvekilleri, bu ramazanı da
mülteci olarak yaşayan ve kendi ülkelerinde yoksullukla mücadele eden
milyonlarca Müslüman hüzünlü geçirmektedir. Pek çok mazlum coğrafyada
bombaların altında iftarı bekleyen kardeşlerimizin durumu
yüreğimizi yakmaktadır. Türkiye, her zaman olduğu gibi,
şefkatli kollarını dünyanın her yerine uzatmakta ve
yaralarını sararak kardeşlerimizin ramazanını daha iyi
geçirmeleri için gerekli gayreti millet olarak göstermektedir. Bu çerçevede,
Türkiye, Küresel İnsani Yardım 2016 Raporuna göre, 2015
yılında Amerika Birleşik Devletlerinin ardından en çok
uluslararası insani yardım yapan 2nci ülke konumundadır.
Mazlumların hamisi olarak her zaman olduğu gibi bu ramazan
ayında da yardımlara devam eden yüce milletimize
şükranlarımı sunarım.
Bu
düşüncelerle, konuşmamı sonlandırmadan önce
ramazanışerifin, toprağın yüzlerce metre altında
iftarını yapan madencilerimiz, vatani görevlerini yapan askerlerimiz
ve emniyet mensuplarımız, hastanede görev yapan sağlık
personelimiz ve burada bizlerle mesai yapan tüm görevli
arkadaşlarımız başta olmak üzere tüm İslam âleminin,
Müslümanların felahına vesile olmasını Cenab-ı Haktan
niyaz ederim.
Teşekkürler.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri, yine, bildiğiniz gibi, şimdi on beş sayın
milletvekiline yerinden söz vereceğim. Yalnız, taziyelerini bildirmek
isteyen milletvekilleri var. Günün hassasiyetine binaen sistemde olan yirmi
milletvekiline söz vereceğim.
Söz
vereceğim sayın milletvekillerinin isimlerini okuyorum: Sayın
Atıcı, Sayın Akın, Sayın Gaytancıoğlu,
Sayın Şeker, Sayın Tezcan, Sayın Dalkılıç,
Sayın Tanal, Sayın Gürer, Sayın Tümer, Sayın
Kılıç, Sayın Benlinin yerine Sayın Çankırı,
Sayın Özdemir, Sayın Yalçınkaya, Sayın Akyıldız
yerin Sayın Bektaşoğlu, Sayın Arık, Sayın
Yıldırım, Sayın Öz, Sayın Erkek, Sayın Kayan,
Sayın Akaydın.
Sayın
Atıcı, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Diyarbakır Licede terör örgütüne yönelik
saldırıda Mersinli Jandarma Uzman Çavuş Mustafa Sarıyla
birlikte şehit olan 2 asker ile Şırnaktaki helikopter
kazasında şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine ve
helikopter kazasıyla ilgili soruşturmanın titizlikle
yapılmasını temenni ettiğine ilişkin
açıklaması
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, Diyarbakır-Licede terör örgütüne yönelik
saldırıda Mersinli Jandarma Uzman Çavuş Mustafa Sarıyla
birlikte 2 askerimizi, Şırnaktaki helikopter kazasında ise 13
askerimizi şehit verdik. Acımız büyük. Sözün bittiği
yerdeyiz. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve
halkımıza başsağlığı diliyorum.
Şırnak
Şenobadaki helikopter kazasıyla ilgili yürütülecek
soruşturmanın titizlikle yapılmasını temenni ediyorum.
Terörle mücadelede etkin rol oynayan komutanların tek bir helikopterle
taşınması, pilotların yorgunluğuyla ilgili soru
işaretleri ve helikopterdeki olası herhangi bir teknik sorunun kafada
şüphe bırakmayacak şekilde bir an önce aydınlığa
kavuşturulması gerekmektedir.
Şehitlerimize
Allahtan rahmet, ailelerine sabır diliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Akın
4.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akının, Diyarbakır Licedeki terör saldırısında
şehit olan askerler ile Şırnakta helikopter kazasında
şehit olan Bigadiçli İlker Acar ve tüm askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
AHMET
AKIN (Balıkesir) Sayın Başkanım, hem Balıkesirde
hem tüm Türkiyede yine içimiz dağlandı, içimiz yandı,
askerlerimiz maalesef şehit oldu. Şırnakta düşen
helikopterde ve Diyarbakırda şehitlerimiz var. Tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Ulusumuzun başı
sağ olsun.
Helikopter
kazası konusunda teknolojik bir eksiklik olup olmadığı
yapılan incelemelerden sonra ortaya çıkacaktır. Askerlerimizin
kullandığı araç ve gereçlerin eksiklikleri varsa gerekli
yatırımları yapmak, bu eksiklikleri gidermek bizim için en
önemli görev olmalıdır. Ordumuzu modern, teknolojik olarak
gelişmiş araç ve gereçlerle donatmamız için siyaset kurumu olarak
hep birlikte gerekeni yapmak zorundayız.
Ben
tekrar, Bigadiçli kardeşim İlker Acar ve şehit olan kahraman
askerlerimize, vatan evlatlarına Allahtan rahmet diliyorum.
Mekânları cennet olsun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Gaytancıoğlu
5.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, Şırnak ile Diyarbakırda şehit
olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine ve tarımsal kredi
borçlarını yapılandırmaya yönelik çalışmalar olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
OKAN
GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şırnakta
ve Diyarbakırda şehit düşen askerlerimize Allahtan rahmet,
yakınlarına sabır, milletimize baş
sağlığı diliyorum.
Tarım
Bakanına bir soru yöneltmek istiyorum: AKPnin uyguladığı
yanlış tarım politikaları nedeniyle çiftçimiz her geçen gün
borçlanmaktadır. 2002 yılında çiftçilerimizin borcu 1 milyar
lira iken bu rakam 2016 yılı sonu itibarıyla 80 milyar lira
olmuştur. Bunun yanı sıra, Tarım Bakanlığının
Tarımsal üretim kaynaklı elektrik borcu olan çiftçiler
borçlarını kapatana kadar tarımsal desteklerden
faydalanamayacak. düzenlemesiyle de üreticiler âdeta ölüme terk
edilmiştir. Bu kararla, elektrik borcu olan birçok üretici bu yıl
tarımsal desteklemelerin bloke edilmesi nedeniyle faydalanamayacaktır.
Tarımsal desteği bloke edilen çiftçiler ise çareyi bankacılara
ve tefecilere borçlanmakta bulmaktadır. Kredi borçları sebebiyle
çiftçilerin malına mülküne haciz gelmektedir.
Tüm
borçları yapılandırdınız, tarımsal kredi
borçlarını da yapılandırmaya yönelik
çalışmalarınız var mıdır? Destekleme alamayan
çiftçilerimizin mağduriyeti
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Şeker
6.- Kocaeli Milletvekili İlyas
Şekerin, Şırnak Şenobada helikopter kazasında
şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Teşekkürler Sayın Başkanım.
Dün
akşam Şırnak Şenobada helikopter kazasında şehit
olan askerlerimizin acısını derinden yaşıyoruz.
Şehitlerimize Allahtan rahmet, şehitlerimizin ailelerine
başsağlığı diliyorum. Aziz milletimizin başı
sağ olsun.
Tek
millet, tek vatan, tek devlet ve tek bayrak için gece gündüz demeden terörle
mücadelede son aylarda çok büyük başarılar elde etmemizi
sağlayan bu kahraman askerlerimizi ülke ve millet olarak asla
unutmayacağız. Mekânları cennet olsun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Tezcan
7.- Mersin Milletvekili Yılmaz
Tezcanın, Diyarbakır Licede terör örgütüyle çıkan
çatışmada Mersinli Jandarma Uzman Çavuş Mustafa Sarıyla
birlikte şehit olan 2 asker ile Şırnaktaki helikopter kazasında
şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine ve Şehit
Tümgeneral Aydoğan Aydının bir şiirini okumak
istediğine ilişkin açıklaması
YILMAZ
TEZCAN (Mersin) Teşekkürler Sayın Başkan.
Acımız
büyük. Diyarbakır Lice kırsalında alçak terör örgütüyle çıkan
çatışma sonucu şehadete yürüyen Mersinli hemşehrimiz
Jandarma Uzman Onbaşı Mustafa Sarı ve diğer 2
kardeşimize, ayrıca Şırnak İdilde talihsiz bir
helikopter kazası sonucu şehit düşen 13 yiğidimize
Allahtan rahmet, ailelerine ve bütün sevenlerine başsağlığı
diliyorum.
Şehit
Tümgeneral Aydoğan Aydın, yıllar önce bize bu dizelerle
seslenmişti:
Doksan
kişiydik biz o gün,
Aç,
susuz, uykusuz.
Nasır
tutmuş ayaklarla
Yürüyorduk
kaygusuz.
Sis,
çamur, kanla, terle
Üzerindeydik
bulutların.
Ayrım
Hanke Yaylası'nda
Yeşerirken
umutlarım.
Soğuk
namlular elimizde,
Yürüyorken
dağlara
Şehitlerden
selam geldi
Savaşan
tüm sağlara.
Uzaklarım
yakınlaştı,
İnancımla,
davamla
Uyan
Hanke geliyorum
Heybetimle,
havamla.
Vatan
size minnettardır.
Milletimizin
başı sağ olsun.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Dalkılıç
8.- İstanbul Milletvekili Halis
Dalkılıçın, Şırnak Şenobada helikopter
kazasında şehit olan 13 asker ile Diyarbakır Licede PKKyla
çıkan silahlı çatışmada şehit olan 3 askere Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Ben de
dün akşam saatlerinde Şırnak Şenobadaki helikopter
kazasında şehitlerimiz oldu; 13 şehidimiz gerçekten
ciğerimizi, yüreğimizi dağladı. Rabbim onlara rahmet
eylesin, milletimizin başı sağ olsun.
Yine,
aynı zamanda, Diyarbakır Licede, küresel şer
odaklarının projelerini gerçekleştirmek üzere
kullandıkları PKK terör örgütü gibi, DAEŞ gibi, PYD gibi
örgütlerden bir tanesiyle, PKKyla çıkan silahlı çatışmada
hayatını kaybeden 3 değerli vatan evladımız yine
şehadete yürümüştür, onlara da Rabbim rahmet eylesin.
Milletimize
tekrar başsağlığı diliyorum ve ramazan, bu sıcak
iklimde milletimizin birlik beraberliğine inşallah hizmet eder
diyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Tanal
9.- İstanbul Milletvekili Mahmut
Tanalın, Diyarbakır ile Şırnakta şehit olan
askerlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Diyarbakırda
ve Şırnakta dün akşam gerçekleşen elim helikopter
faciası sonucu şehit olan askerlerimize Allahtan rahmet diliyorum;
ulusumuza, Türk Silahlı Kuvvetlerine, ailelerine ve sevenlerine sabır
diliyorum.
Bu zor
günlerde, dünyanın her yerinde vatan uğruna seve seve
canını veren, vermeye hazır olan askerlerimizin ve
polislerimizin Allah yar ve yardımcısı olsun.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Gürer
10.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Şırnak ve Diyarbakır Licede şehit olan askerlere
Allahtan rahmet dilediğine ve Şişecam işçilerinin onurlu
mücadelesini selamladığına ilişkin açıklaması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Yüreğimiz
yine yandı. Şırnak ve Licedeki şehitlerimize Allahtan
rahmet diliyorum, halkımızın ve ailelerinin başı
sağ olsun, acılarını paylaşıyorum; ülkemizin
sorunlardan arınmasını da temenni ediyorum.
Geçtiğimiz
günlerde Lüleburgazdaydım. Orada KRİSTAL-İŞ Sendikası
ile Şişecam arasında yürütülen toplu sözleşmeler sonunda
grev kararı alan işçilerin altmış gün süreyle grevleri
ertelenmişti. Bu işçilerimizi ziyaret ettiğimizde kendilerinin,
dördüncü kez ertelenen ve hakları gasbedilen bu süreçten dolayı
başlattıkları bir protesto vardı. Onların bu
mücadelelerini saygıyla selamlıyorum. Emekten gelen güçlerini
kullanıyorlar. Hükûmetin bu tür engellemeler içinde olmamasını
ve işçilerin emekten gelen güçlerini kullanmalarının önünde
engel yaratmamasını temenni ediyorum. Şişecam
işçilerinin onurlu mücadelesini selamlıyorum. Emek en yüce
değerdir, emeğin hakkı mutlaka verilmelidir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Tümer
11.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü
Tümerin, Şırnakta şehit olan 13, Diyarbakır Licede
şehit olan 3 askere Allahtan rahmet dilediğine ve yeni sezonda Bilyoner.com
Kadınlar Basketbol Liginde mücadele eden BOTAŞ Spor Kulübünün
maçlarının Ankarada yapılması kararına ilişkin
açıklaması
ZÜLFİKAR
İNÖNÜ TÜMER (Adana) Sayın Başkan, öncelikle,
Şırnakta şehit olan 13, Licede şehit verdiğimiz 3
vatan evladımıza Allahtan rahmet, ailelerine ve ülkemize
başsağlığı diliyorum. Terörle yaşamak zorunda
kalmadığımız bir ülke oluşturmak adına üzerimize
düşen görevi yapmaya hazır olduğumuzu belirtmekte fayda
görüyorum.
Sayın
Başkan, Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Liginde mücadele eden
BOTAŞ Spor Kulübü, 1984 yılında, kurum
çalışanlarının çocuklarını spora yönlendirmesi
amacıyla Adanada kurulmuştur. Kadınlar Basketbol Liginde
başarılarıyla dikkat çeken, Avrupada da Adanamızı ve
Türkiyemizi birçok kez temsil eden BOTAŞ Sporun maçlarını yeni
sezonda Ankarada yapma kararı Adanalılar tarafından tepkiyle
karşılanmaktadır. Bu karar kentimiz için büyük bir
kayıptır. Basketbol sporuna büyük emek ve değer veren
Adanalı sporseverler bu kararın Millî Takım altyapısı
için de büyük kayıp olduğunu değerlendirmektedir. BOTAŞ
Spor için Adanada yeni tesis yapılması gündemdeyken
anlaşılmaz bir tutum sonrası alınan bir kararla Ankaraya
taşınması acilen gözden geçirilmelidir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Kılıç
12.- Kahramanmaraş Milletvekili
İmran Kılıçın, 1 Haziran 1453te Ayasofyada ilk cuma
namazının kılındığı günün 564üncü yıl
dönümüne ve bütün şehitlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkürler Sayın Başkan.
1 Haziran
1453, Ayasofyada ilk cuma namazının
kılındığı gündür. Fetih hazırlıkları ve
sonra da kuşatma oldukça uzun sürdü. İstanbulun fethi,
Bizansın düşüşüyle 29 Mayıs 1453 Salı günü sabaha
karşı gerçekleşti. Sonra Fatih Ayasofyaya doğru ilerledi,
orada bekleşen Hristiyanlara ve korkudan yalvaran bir papaza hitaben
Bugünden itibaren hayatınız ve hürriyetiniz konusunda
korkmayınız. deyip kiliseye zarar veren bir Osmanlı askerini
cezalandırdı. Sonra Ayasofyada ilk ikindi namazı
kılındı. Ayasofya, Fatihin emriyle üç gün içinde cami olarak
düzenlendi ve 1 Haziran 1453 günü tekbirler eşliğinde Ayasofyaya
gelen Fatih cuma hutbesinin Akşemsettin tarafından
okunmasını müteakip cuma namazını bizzat kendisi
kıldırdı. Bu namaz İstanbulda kılınan ilk cuma
namazıydı.
Bugünün
anısına bütün şehitlerimize Allahtan rahmet, milletimize
başsağlığı, ülkemize huzur diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Çankırı
13.- Mardin Milletvekili Ceyda Bölünmez
Çankırının, Şırnak Şenobada helikopter
kazasında şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
CEYDA
BÖLÜNMEZ ÇANKIRI (Mardin) Teşekkürler Sayın Başkan.
Dün,
Şırnak Şenobada elim bir kaza sonucu düşen helikopterde 13
vatan kahramanımızı şehit verdik; vatan uğruna
çıktıkları görevde canlarını dert etmeden ve ölüme
gözünü kırpmadan giden 13 kahraman. İçlerinde tümgeneralimiz,
yarbayımız, teğmenimiz ve uzman çavuşlarımız
vardı. Rütbelerini söküp kefenlerini giyerek
dağlarımızı alçaklar sürüsüne dar eden, hainler için
zindana çeviren şanlı askerlerimize Allahtan rahmet, kederli
ailelerine başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Özdemir
14.- İstanbul Milletvekili Sibel
Özdemirin, Şırnak Şenobada helikopter kazasında
şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine ve terörle mücadele
sırasında vücutlarında kalıcı hasarlar oluşan
binlerce gazinin haklarının verilmesi çağrısında
bulunduğuna ilişkin açıklaması
SİBEL
ÖZDEMİR (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün
Şırnakta elim kaza sonucu şehit olan 13 askerimize ve tüm
şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır, ulusumuza
başsağlığı diliyorum. Benzer kaza ve
acıların bir daha yaşanmaması için gerekli soruşturma
ve tüm önlemlerin alınmasını destekliyoruz.
Geçtiğimiz
haftalarda, terörle mücadele sırasında vücutlarında
kalıcı hasarlar oluşan gazilerimizin haklarını savunan
Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar
Derneği, kendilerine verilen sözlerin tutulmadığı
şikâyetiyle Meclise ziyaretimize gelmişlerdi. Başbakan
Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuşun 19 bin kişi
terörle mücadele sırasında uzuv ya da fonksiyon kaybına
uğramışsa gazi sayılacak. sözünün üzerinden aylar geçti
ancak bir adım atılmadı. Terörle mücadele sırasında
vücutlarında kalıcı hasarlar oluşan binlerce gazimizin
haklarının verilmesi çağrısında bulunuyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Yalçınkaya
15.- Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın, Şırnak Şenobada helikopter
kazasında şehit olan 13 asker ile Diyarbakır Licede
teröristlere yönelik operasyonda şehit olan 3 askere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET
RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Teşekkür ederim Başkanım.
31
Mayıs 2017 Çarşamba günü Şırnak Şenoba Tugay
Komutanlığından kalkış yapan helikopterin düşmesi
neticesinde 13 askerimiz şehit olmuştur. Aynı gün Diyarbakırda
teröristlere yönelik yürütülen operasyonda da 3 askerimiz şehit
olmuş, 2 askerimiz yaralanmıştır. Üst üste gelen şehit
haberleri yüreğimizi dağlamaktadır. Şehitlerimizin
acısını milletimizle birlikte derinden yaşıyoruz.
Acımız tarifsizdir.
Hepimizi
derin bir acıya boğan bu elim olaylarda şehit olan kahraman
vatan evlatlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar diliyorum. Şehitlerimizin kederli aileleri,
yakınları ve silah arkadaşlarıyla birlikte tüm
vatandaşlarımıza sabır ve
başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı
sağ olsun.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
Sayın
Bektaşoğlu
16.- Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğlunun, Şırnak Şenobada helikopter
kazasında şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine ve bu
kazanın titizlikle, kapsamlı bir şekilde
araştırılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Ülkemizi,
milletimizi, hepimizi acıya boğan Şırnaktaki helikopter
kazasında hayatlarını kaybeden 13 askerimize Allahtan rahmet
diliyorum, milletimizin başı sağ olsun. Onları bugün
dualarımızla ebediyete, Hakkın rahmetine uğurluyoruz.
Böyle bir
günde konuşulacak şey değil ama sadece şu
kadarını söylemek istiyorum: Aynı tip helikopterlerin ülkemizde
karıştığı 3 kazada bugüne kadar toplam 28 askerimiz
şehit oldu. Dolayısıyla bu kazaya sadece kaza deyip geçmemek
gerekir. Bu tür kazaların sıklıkla sadece bizim ülkemizde
olması, insanın aklına Acaba bu helikopterlerin teknolojisine,
yönetimine tam olarak sahip değil miyiz? diye bir soru getiriyor.
Bölgenin durumu ve şehitlerimizin terörle mücadelede elde ettikleri
başarı ve diğer kayda değer özellikleri nedeniyle bu
kazanın titizlikle, kapsamlı bir şekilde
araştırılması gerekmektedir. Kamuoyunda oluşan
kuşkuların mutlaka giderilmesi gerekmektedir. Terörle mücadele eden
kahraman askerlerimizin ulaşım güvenliği her şeyin
başında gelir. Tanrıdan tekrar rahmet diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Arık
17.- Kayseri Milletvekili Çetin
Arıkın, Şırnaktaki helikopter kazasında şehit
olan Kayserili Mehmet Erdoğan ile tüm şehitlere Allahtan rahmet
dilediğine ve Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörlüğünün Eğitim
Fakültesinde zihinsel engellilere ders vermek üzere ilan verdiği
yardımcı doçent kadrosu için aradığı şartlara
ilişkin açıklaması
ÇETİN
ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle
tüm şehitlerimize ve Kayserili şehidimiz Mehmet Erdoğana
Allahtan rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörlüğü -Eğitim
Fakültesi, Özel Eğitim Bölümüne- zihinsel engellilere ders verecek
yardımcı doçent kadrosu için ilan vermiş. Bu kadro için
aradığı şart ise kimya eğitim bilim dalında
doktora mezunu olmak ve görme engellilerle fen eğitimi alanında
çalışmalarda bulunmak. Allah aşkına, ne alakası var
zihinsel engelliler ile kimya eğitim dalında doktora mezunu
olmanın? Aslına bakarsanız üniversite yönetimi adrese teslim,
işi bitirene vermiş, şimdi kılıfına uyduruyor.
Soruyorum
AKP iktidarına: Liyakati değil de yandaşı esas alarak
devlet kurumlarını çürüttüğünüzün, ülkeyi uçuruma
sürüklediğinizin farkına varmanız için daha kaç tane 15 Temmuz
vakasının yaşanması gerekiyor?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Yıldırım
18.- Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırımın, kalıcı ve onurlu bir barış
dilediğine ve bini aşkın aydın, yazar, gazeteci ve
siyasetçinin ortak bir metinle barış ve demokrasi için
çağrıda bulunduklarına ve toplumsal
duyarlılığı olan sanatçı ve aydınların bu
sesine kulak verilmesini temenni ettiğine ilişkin açıklaması
BEHÇET
YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler Başkanım.
Ben de
dün yaşanan acıları ülkemiz bir daha yaşamasın diyor,
bunun için de kalıcı ve onurlu bir barış diliyorum.
Dün bini
aşkın aydın, yazar, gazeteci, siyasetçi ortak bir metne imza
attılar. AKP, CHP, HDP'li, her ideolojiden, farklı din ve inançlardan
aydınlar Yan yanayız, bir aradayız. diyerek barış ve
demokrasi için çağrıda bulundular. İmzacılar,
okudukları ortak metinde tüm yurttaşlara, sivil girişimcilere,
siyasi partilere ve farklı kanaat önderlerine seslenerek Korku, gerilim
ve kutuplaştırma siyasetinden güç devşirenlere karşı
barışçıl bir siyasetin egemen kılınmasını
talep etti. Kendilerini bu toprakların ortak sahibi olarak nitelendiren
imzacılar, İnancımızı, dinimizi, dilimizi, kültürümüzü,
hayat tarzımızı kendi seçtiğimiz gibi özgür, eşit,
korkusuz, huzur içinde yaşamak, birbirimize güvenmek, dayanışmak
istiyoruz. dediler. Ben de toplumsal duyarlılığı olan
sanatçı ve aydınlarımızın bu sesine kulak verin
diyorum, bu ülke hepimizin, hepimize yeter diyorum.
BAŞKAN Sayın Öz
19.- Çanakkale Milletvekili Bülent Özün,
Diyarbakır Licede şehit olan 3 asker ile Şırnak
Şenobada helikopter kazasında şehit olan Çanakkalenin Gelibolu
ilçesinden Binbaşı Koray Onaya ve tüm askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Sayın Başkan,
Diyarbakır Licede PKK terör örgütü tarafından şehit edilen 3
askerimizle birlikte, yine dün Şırnak Şenoba beldesinde yüksek
gerilim hattına takılarak düşen helikopterdeki 13 şehidimiz
yüreklerimizi üzüntüye boğmuştur. Şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyorum, yakınlarına ve milletimize
başsağlığı diliyorum. 13 şehidimizin içerisinde
olan Çanakkale Gelibolu ilçemizden Binbaşı Koray Onaya da Allahtan
rahmet diliyorum, ailesine sabırlar diliyorum. Çanakkalemizin ve
ulusumuzun başı sağ olsun.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Erkek
20.- Çanakkale Milletvekili Muharrem
Erkekin, Diyarbakır Licede şehit olan 3 asker ile Şırnak
Şenobada helikopter kazasında şehit olan Çanakkalenin Gelibolu
ilçesinden Binbaşı Koray Onaya ve tüm askerlere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Manevi acımız çok büyük. Milletimizin,
ülkemizin başı sağ olsun. 13 şehidimizi ve terör
saldırısında yitirdiğimiz 3 şehidimizi rahmetle
anıyoruz, yakınlarına sabır diliyoruz. 13 şehit verdik
elim bir kazada ve bu kazayla birlikte 80 milyon da manevi açıdan
ağır yararlı. O yüzden bize de söz verdiğiniz için çok
teşekkür ediyorum. Şehitlerimizden biri de Binbaşı Koray
Onay, değerli bir hemşehrimizdi Çanakkalenin Gelibolu ilçesinden.
Gelibolu, Çanakkale Türkiye Cumhuriyetinin ön sözünün
yazıldığı topraklar ve tarihî Gelibolu Yarımadası
yani bir şehitler diyarı 1 şehidini daha bugün bağrına
basacak diyorum ve Gelibolumuzun, Çanakkalemizin ve tüm Türkiye'nin
başı sağ olsun diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Kayan
21.- Kırklareli Milletvekili Türabi
Kayanın, Şırnakta şehit olan 13 askere Allahtan rahmet
dilediğine ve Şişecam işçilerinin grev kararına
karşı erteleme kararı alan Hükûmetin toplumsal
barışı istemediğine ilişkin açıklaması
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Şırnakta şehit olan 13 askerimize
Allahtan rahmet diliyorum.
Şişecam işçileri yapılan toplu
iş sözleşmesinden sonuç alamayınca 24 Mayısta greve
çıkma kararı almışlardır. Daha 24 Mayıs gelmeden,
greve başlamadan 21 Mayıs günü Hükûmet grevi erteleme kararı
almıştır. Karanın gerekçesi, ulusal güvenlik. Bir iş
kolunda çalışan işçilerin durumlarını
iyileştirmek için yapacakları grev ve eylemlerinin ulusal güvenlikle
ne alakası vardır? Bu iş yerlerinde çalışanlar FETÖcü
müdür, terörist midir? Bunun adı hak arayan insanları ezmek,
Patronun ne verirse onunla yetineceksin. demektir. Bu dayatmalar iş
barışını bozar, iş barışını
bozacağı gibi gittikçe toplumsal barışı da bozar.
İşverenin talebi olmadığı hâlde grev erteleme
kararıyla Hükûmetin yapmak istediği nedir? Gözüküyor ki Hükûmet
toplumsal barışı istememektedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Akaydın...
22.- Antalya Milletvekili Mustafa
Akaydının, Şırnak ve Diyarbakır Licede şehit
olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine ve Sanayi Komisyonunda
görüşmeleri devam eden kanun tasarısında zeytincilik
alanlarıyla ilgili düzenlemeye Cumhuriyet Halk Partisinin direncinin devam
edeceğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Öncelikle Şırnakta ve bölgede dün
kaybettiğimiz 16 şehidimizi minnetle anıyorum, rahmet diliyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin gündeminde, yeni
bir ekolojik facia yaratma tehlikesi yaratan sanayi üretimi yasa
tasarısı yer almaktadır. Basına kim tarafından
yansıtıldığı bilinmeyen, CHPli üyelerle
uzlaşı varmış mesajı verilmiştir. Bu kesinlikle
yalandır, tasarının 2nci ve 3üncü madde
değişiklikleri uzlaşmayla çıkarken 4üncü maddenin durumu
her türlü iyi niyeti ve iş birliğini yok etmiştir. İlgili
maddeyle 1939dan beri yürürlükte olan zeytincilik alanlarını koruma
yasası fiilen yok edilmiştir. Bunun arkasında muhtemelen maden
lobisi, hatta altın madeni lobisi vardır yani rant vardır,
zeytinin yok edilmesi vardır. Esasen Tarım Bakanımız da
bunu zımnen itiraf etmiştir. Genel Kurulda şiddetli direncimizi
sergileyeceğimizi ifade ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Son olarak Sayın Erdem...
23.- İstanbul Milletvekili Arzu
Erdemin, Diyarbakır Licede şehit olan 3 asker ile Şırnak
Şenobada helikopter kazasında şehit olan hemşerisi ve ilk
kadın Jandarma İlçe Komutanı Malatyalı Songül Yakut ve tüm
askerlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Diyarbakır Licede hain terör örgütüyle mücadele
esnasında şehit düşen 3 vatan evladımızın
acısını henüz yüreğimizde tamamlamadan Şırnak
Şenobada helikopter düşmesi sonucu 13 askerimiz şehit
olmuştur. Bunların içinde yine hemşehrim Malatyalı Songül
Yakut Türkiye'nin ilk kadın Jandarma İlçe Komutanı... Kahraman
Türk kadınımız ve tüm şehitlerimizin ruhları şad,
mekânları cennet olsun, yaralı askerlerimize de Allahtan
şifalar diliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Tekrar, Diyarbakır ve Şırnak Şenoba
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz.
Şimdi, sisteme giren sayın grup başkan
vekillerine söz vereceğim.
Sayın
Akçay, buyurun.
24.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Diyarbakır Licede terör saldırısında
şehit olan 3 asker ile Şırnakta helikopter kazasında
şehit olan 13 askere Allahtan rahmet dilediğine ve kaza kırımın
en ufak ayrıntısına kadar incelenerek
aydınlatılmasını beklediğine, terörle mücadeledeki
başarıların asla yarım kalmayacağına ve
Açlıkla Mücadele Haftasına ilişkin açıklaması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün art
arda aldığımız acı haberlerle yüreğimiz yandı.
Önce Diyarbakır Licede teröristlere yönelik operasyonda 3 askerimiz
şehit oldu ve 2 askerimiz yaralandı. Akşam saatlerinde ise bir
başka acı haberi Şırnak Şenobadan aldık.
Havalandıktan birkaç dakika sonra düşen helikopterde 13 vatan
evladı şehadet şerbetini içti. Milletçe acımız
büyüktür.
Şırnak
Şenobada düşen helikopterde Türkiye'nin terörle mücadelesinde ve son
olarak Kato Dağında yürütülen terör operasyonlarında büyük
başarılara imza atan komutanlar şehit oldu. Vatan
kahramanları milletimizin birliği, devletimizin dirliği,
vatanımızın varlığı için şehit
olmuşlardır.
Kaza
kırımın en ufak ayrıntısına kadar incelenerek
aydınlatılmasını bekliyoruz. Şehitlerimizin gözü
arkada kalmasın. Terörle mücadeledeki başarıları asla
yarım kalmayacak; şehadetleri hainleri, bölücüleri
sevindiremeyecektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve Türk milletinin
kahraman yüreklere sahip her bir mensubu, şehitlerimizin mirasına,
hatırasına ve emanetlerine sahip çıkacaktır. Türk
milletinin varlığını muhafaza etmek için ödediği ağır
bedellerden, çileli ve külfetli mücadeleden asla geri dönüş
olmayacaktır. Bu, bahtı şehitlerle büyüyen, büyüdükçe
destanlaşan millî bir ruhtur. İnancımızı güçlü bir
şekilde vurguluyorum: Şehitler ölmez, vatan bölünmez.
Bu
vesileyle şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli yakınlarına,
ailelerine, sevenlerine, silah arkadaşlarına ve büyük Türk milletine
başsağlığı ve sabırlar niyaz ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Akçay, size iki dakika daha ek süre veriyorum.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) - Bu konuyu şehit Tümgeneral Aydoğan
Aydının Hankeye Ağıt şiirinden bir dörtlükle ifade
etmek istiyorum:
Soğuk
namlular elimizde,
Yürüyorken
dağlara.
Şehitlerden
selam geldi,
Savaşan
tüm sağlara.
Sayın
Başkan, haziran ayının ilk haftası Açlıkla Mücadele
Haftasıdır. Millî kültür yapımızın en önemli
özelliklerini anmamıza vesile olacağına inandığım
bir haftaya giriyoruz. Bir atasözümüz var: Biri yer, biri bakar; kıyamet
ondan kopar. Bu söz milletimizin açlık konusundaki
duyarlılığını ifade eder. Açlıkla ve yoksullukla
mücadele her şeyden önce bir devlet politikasıdır. Peki,
açlıkla başarılı bir şekilde mücadele edilebiliyor mu?
Açlık ve yoksulluk sınırları, gelir
dağılımındaki adaletsizlik, emekli maaşları ve
asgari ücret düzeyleri milyonlarca vatandaşımızın
açlık ve yoksulluk sınırında bulunduğunu
göstermektedir. Bugün açlık sınırı 1.528 lira, yoksulluk
sınırı 4.979 lira, asgari ücret 1.404 lira, BAĞ-KUR taban
emekli maaşı 882, BAĞ-KUR tarım emekli maaşı 883
lira. 6 milyonun üzerinde asgari ücretli, 11 milyon emeklimizin
yaklaşık 2 milyonu mutfak masraflarına yetecek bir gelirden dahi
yoksundur.
Açlıkla
ve yoksullukla mücadelede bir zihniyet değişimine ihtiyaç
vardır. Bu mücadele yiyecek içecek dağıtmakla ve harçlık
vermekle başarıya ulaşamaz. İşin aslı dururken
faslıyla uğraşılmamalıdır; açlık ve
yoksulluğun sonuçlarına değil, kökenlerine ve kaynaklarına
odaklanılmalıdır.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Yıldırım, buyurun.
25.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, Licede ve Şırnakta
hayatını kaybeden 16 güvenlik görevlisi ile Zonguldakın Kilimli
ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen göçükte hayatını
kaybeden 2 maden emekçisine Allahtan rahmet dilediğine, kırk üç
gündür tutuklu olan Muş Milletvekili Burcu Çelikin 3 yaşındaki
çocuğunun annesinin yanına gönderilecek olmasının bir utanç
olduğuna, bütün ilgililerin harekete geçmesini talep ettiğine ve
Şişecam işçileriyle sonuna kadar dayanışma içerisinde
olacaklarına ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM
(Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dün Licede ve Şırnakta
hayatını kaybeden 16 güvenlik görevlisi, yine dün gece saatlerinde
Zonguldakın Kilimli ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen
göçükte hayatını kaybeden 2 maden emekçisi olmak üzere toplam 18
kişiye Allahtan rahmet diliyorum. Ailelerine, yakınlarına
başsağlığı diliyorum ve yüce Allahtan, bu aziz,
mübarek günlerde bu ülkede hiç kimseye bir daha zamansız ölüm, evlat
acısı, evlatlara da anne-baba acısı göstermemesini
Cenab-ı Allahtan temenni ediyorum.
Sayın
Başkan, Parlamentonun üyelerinden biri, İnsan Hakları Komisyonu
üyesi ve seçim çevremden, Muş Milletvekili Burcu Çelik 43 gündür tutuklu
ve siz bir hukukçu olarak tutukluluğun nasıl ağır bir tedbir
olduğunu herhâlde çok iyi bilirsiniz. Bu Parlamentonun İnsan
Hakları Komisyonu, kendi üyesinin ağır bir insan hakkı
ihlaliyle karşı karşıya kalma hâline bir çözüm üretemiyorsa
bu ülkedeki 80 milyon insanın insan haklarını nasıl
koruyacak merak ediyorum.
Bir de
-önceki gün de ifade etmiştim Sayın Başkan- Sayın Burcu
Çelikin şöyle bir özel durumu var: 3 yaşında çocuğu var ve
yapılan başvuru üzerine, çocuğunun cezaevine alınması
kabul edildi. Eğer bu hukuksuzluk ortadan kaldırılmazsa 3
yaşındaki çocuk, bu Parlamentonun üyesi olan annesinin yanına
gönderilecek. Bu, bu ülke açısından kaldırılamaz bir
utançtır, bu utancı bu ülkenin daha fazla kaldırabilme mecali
yoktur. Bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması için
başta Adalet Bakanı olmak üzere bütün ilgililerin harekete geçmesini
talep ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
İki dakika daha ek süre veriyorum size de.
Buyurun.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, yine bugün 170e yakın tesisi, 9 ayrı ülkeye
yayılan faaliyetleriyle bir dünya yatırım devi olan
Şişecamla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Aralık
ayında 25inci dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde
KRİSTAL-İŞ Sendikası ile işveren arasında
yürütülen görüşmelerin onuncu oturumunda sonuç alınamaması
üzerine, 24 Mayıs günü 6 bine yakın işçi 9 ayrı fabrikada
bir grev kararı aldılar. Ancak, her zaman olduğu gibi, mevcut
iktidar da önceki iktidarlar döneminde grevleri yasaklayan millî güvenliği
bozma maddesinin veya gerekçesinin arkasına sığındı,
henüz başlamadan. Şüphesiz, biz hiçbir emekçinin grevle süresini
geçirmesini talep etmeyiz. Her emekçinin alın terinin
karşılığını alması, haklarının
eksiksiz tesis edilmesi, normal ihtiyaçlarını karşılayabilmesi
ve ülkenin ekonomik koşulları da göz önünde bulundurularak
bunların grev yapma gerekçesinin ortadan kaldırılması bu
Hükûmetin sorumluluğundadır. Grev hakkı hem Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası hem de Türkiye'nin taraf olduğu ILO sözleşmelerine
göre bir haktır. Bunun basit gerekçelerle yasaklanmış
olması kabul edilemez.
Şişecamla
ilgili, işverenin üstüne düşen sorumlulukları yerine
getirmesini, Hükûmetin emekçilerden yana tavır takınarak bu işte
olumlu aracı olmasını, olmayı başaramıyorsa da grev
haklarını tanımalarını istiyoruz ve sonuna kadar
Şişecam işçileriyle dayanışma içerisinde
olacağımızı belirtmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
Sayın
Gök, buyurun.
26.- Ankara Milletvekili Levent Gökün,
Diyarbakır Licede şehit olan 3 asker ile Şırnakta
helikopter kazasında şehit olan başta Tümgeneral Aydoğan
Aydın olmak üzere tüm askerlere Allahtan rahmet dilediğine ve bu
kazanın oluş nedenlerinin kamuoyunda tam bir vicdani berraklıkla
açıklanacağına inandığına ilişkin
açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, bir ulusun yaşaması ve devam etmesi kahramanlarına
bağlı. O ulusun pek çok ferdi, pek çok yurttaşı, her biri
kendi alanında bir çaba sarf ederek ulus olmanın bilinciyle bir ulusu
korurlar, geliştirirler ve devleti yüceltirler. Burada, güvenlik
görevlilerinin diğer fertlere nazaran bir başka sorumluluğu ve
özelliği var, hayatlarını ortaya koymak. Herkesin, evinde gece
uyurken ya da işinde rahatça çalışırken, güvendiği
kişilerdir güvenlik görevlileri. Herkes bilir ki işini
yaptığı zaman, askerler, polisler onların güvenliğini
koruyor ve gerekirse hayatını verecek. Ne zaman verecek? Saati belli
değil, gündüz olur, gece olur, belki herkesin derin bir uykuda olduğu
saatte olur. Güvenlik görevlileri bir üstün sorumluluk bilinci çerçevesinde
görevlerini yerine getirmeye çalışırlar tıpkı dün
akşam olduğu gibi.
Bundan
birkaç gün önce televizyonlarda izlerken İyi ki Aydoğan
Paşamız var -ya da- onun gibileri var. dedik çünkü Türkiye'nin en
zor coğrafi bölgelerinin birinde, Kato Dağında bu paşa,
askerlerinin başında bir yurdun muhafazası ve savunması
açısından en tepede, en üst yerde görev yapıyordu ve bilgi
veriyordu ve huzur içerisinde o akşam uyuduk Aydoğan Paşa ve
askerleri orada olduğu için. Ama üç gün sonra, daha dün Diyarbakır
Liceden gelen 3 askerimizin şehit olması ve ardından,
akşam saatlerinde gelen o kahredici kaza hepimizi derinden sarstı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
İki dakika daha süre veriyorum size.
Buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Şu anda hepimizin duyguları
karmakarışık, yoğun duygular yaşıyoruz.
Birbirinden değerli subaylarımızı kaybettik, askerlerimizi
kaybettik ve vatan uğruna feda olsun diye ortaya koydukları
canları bugün aslında bütün toplumumuzu birleştiriyor. Bugün bu
kahramanlar sayesinde Türkiye yine ulus olmanın, bir ulus devleti
olmanın ve Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşı olmanın
sorumluluğu, özelliği ve dayanışmasını bugün
yaşıyor. Ne pahasına? Bu acı ölümler pahasına.
Aydoğan
Paşamız ve diğer hayatını kaybeden askerlerimiz emin
olmalılar, onlar Türkiyeyi bir kez daha birleştirdiler bugün. Bugün
Türkiye tüm sorunlarını ikinci plana iterek askerlerimizin
hayatlarını kaybettiği bu atmosferde onların
yasını tutuyor, onların döktükleri kanların arkasında,
onların yanlarında, onların aileleriyle beraber
ağlıyor. Bugün Türkiye ağlıyor, Türkiye toprağa vermek
üzere olduğu bu askerlerine ağlıyor. İşte böyle bir
duygu ve yoğunluk içerisinde Licede hayatını kaybeden 3
askerimize ve bir kazada kaybettiğimiz başta Tümgeneral Aydoğan
Aydın olmak üzere diğer askerlerimize Allahtan rahmet, ulusumuza
başsağlığı diliyoruz. Ve tekrar diliyoruz ki bu
kazanın oluş nedenleri idari ve adli tahkikatla kamuoyuna tam bir
vicdani berraklıkla açıklanacaktır ve askerlerimizin kanı
asla yerde kalmayacaktır.
Ruhları
şad olsun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Sayın
Muş
27.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun, Diyarbakır Licede şehit olan askerler ile helikopter
kazasında şehit olan askerlere Allahtan rahmet dilediğine,
kazanın tüm boyutlarıyla araştırılması sürecinin
başlatıldığına ve terörle mücadeledeki
kararlılığın büyük olduğuna ilişkin
açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Dün Şırnakta helikopter kazasında ve
Diyarbakır Licede terör operasyonlarında şehit düşen
kahraman askerlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet, şehitlerimizin
acılı ailelerine ve tüm milletimize
başsağlığı diliyorum, sabırlar diliyorum.
Kahraman
askerlerimiz terörle mücadelede büyük başarılar elde ederken, hain
terör örgütüne ağır darbeler vururken bu acı kazanın
yaşanmış olması bizleri derin bir üzüntüye sevk
etmiştir. Ateş düştüğü yeri değil, tüm milletimizin
bağrını yakmıştır. Başbakan yardımcımız
ve bakanlarımız hemen kaza yerine intikal etmiş ve kazanın
tüm boyutlarıyla araştırılması sürecini
gözlemlemişlerdir. Acımız büyük fakat terörle mücadeledeki
kararlılığımız da büyüktür. Hain teröristler ve
onların iş birlikçileri bilmelidir ki terörle mücadelemiz sonuna
kadar sürecek ve kahraman vatan evlatlarımız bu mücadeleden asla geri
durmayacaktır. Ne vatan nöbeti durur ne de kahraman Türk askeri biter.
Nice kahraman askerleri bağrından çıkaran bu millet
şehitlerinin kanını yerde bırakmadan terörle mücadelesini
sürdürmeye devam edecektir. Teröre karşı başlatılan
operasyon süreci sadece kırsalda değil, teröriste yardım ve
yataklık eden, lojistik destek sağlayan, sözcülüğünü yapan
sınırlarımızın içinde veya dışındaki
tüm hainlere karşı yürütülecek ve terör kaynağında
kurutulacaktır.
Acılar paylaştıkça
azalır. Bizler acılarımızı
paylaşacağız. Kahraman Türk ordusunun motivasyonunu
artıracağız. Milletin temsilcileri olarak terörle mücadeleye
destek vereceğiz. Terörü ve destekçilerini lanetleyeceğiz.
Şehitlerimizin bize emaneti olan ailelerine sahip
çıkacağız. Terörle mücadele millî meselemiz, şehitlerimiz
ve gazilerimiz ortak kutsal değerlerimizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Size de iki dakika
veriyorum Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul)
İnşallah devletiyle, milletiyle, ordusuyla, polisiyle ve tüm güvenlik
güçleriyle Türkiye bu terör belasını yok edecek ve ülkemiz bu
illetten kurtarılacaktır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben
de.
Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri,
Başbakan Yardımcısı Sayın Veysi Kaynak gündemin Sözlü
Sorular kısmının 1, 2, 3, 4, 5, 12, 13, 14, 19, 21, 24, 38, 60,
63, 64, 80, 84, 129, 130, 133, 134, 140, 141, 154, 157, 168, 172, 173, 174,
188, 201, 207, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 228, 229, 230, 232, 233, 234,
235, 236, 237, 257, 261, 354, 356, 358, 374, 375, 377, 401, 402, 403, 407, 408,
423, 424, 427, 431 ve 432nci sıralarında yer alan önergeleri
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Ayrıca,
Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ gündemin Sözlü
Sorular kısmının 7, 8, 22, 23, 26, 28, 34, 39, 40, 43, 47, 48,
57, 59, 85, 86, 87, 115, 120, 121, 122, 126, 131, 132, 153, 155, 162, 170, 175,
178, 179, 181, 190, 197, 202, 211, 231, 238, 250, 253, 263, 301, 310, 345, 371,
385, 391, 394, 397, 399, 404 ve 405inci sıralarında yer alan
önergeleri birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Sayın
bakanların bu istemini sırası geldiğinde yerine
getireceğim.
Sayın
milletvekilleri, Meclis araştırmasına ilişkin üç önerge vardır,
ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya ve 19
milletvekilinin, Adana ilindeki işsizlik sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/547)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Adana
ilinin işsizlik sorunlarının araştırılarak
yapılacak yasal düzenlemeler de dâhil olmak üzere alınacak önlemlerin
tespiti amacıyla Anayasa'nın 98, İç Tüzükün 104 ve 105'inci
maddeleri uyarınca Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
1)
Mevlüt
Karakaya (Adana)
2)
Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
3)
Ahmet
Kenan Tanrıkulu (İzmir)
4)
Oktay
Öztürk (Mersin)
5)
İsmail
Faruk Aksu (İstanbul)
6)
Saffet
Sancaklı (Kocaeli)
7)
Edip
Semih Yalçın (İstanbul)
8)
Arzu
Erdem (İstanbul)
9)
Deniz
Depboylu (Aydın)
10)
Erkan
Haberal (Ankara)
11)
Ekmeleddin
Mehmet İhsanoğlu (İstanbul)
12)
Zihni
Açba (Sakarya)
13)
Ümit
Özdağ (Gaziantep)
14)
Kamil
Aydın (Erzurum)
15)
Zühal
Topcu (Ankara)
16)
Atila
Kaya (İstanbul)
17)
Ahmet
Selim Yurdakul (Antalya)
18)
Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri)
19)
Şefkat
Çetin (Ankara)
20)
Mehmet
Necmettin Ahrazoğlu (Hatay)
Gerekçe:
Adana ili
ülkemizin yüz ölçümü olarak 5inci, nüfus olarak 6ncı en büyük
şehridir. Akdeniz'in merkezindeki konumu, binlerce yıllık kültür
birikimi, sahip oluğu turizm potansiyeli, tarıma elverişli
alanları ve sanayi altyapısıyla büyük avantajlara sahip
olmasına rağmen şehrimiz son yıllarda gelişememekte,
göç vermekte ve işsizlik sıralamalarında en üst basamaklarda yer
almaktadır.
Adana
ilimiz son yıllarda sürekli olarak göç vermektedir. Sadece son sekiz
yılda verilen net göç sayısı 78.298 kişi olarak
hesaplanmıştır. 2015 yılında Adana ilimiz Türkiye'de
en çok göç veren 6ncı şehir olmuştur. Şehrimiz her geçen
yıl genç, dinamik ve üretken nüfusunu kaybetmektedir.
Yaşanan
göçlerin en büyük nedeni Adana'da yaşanan işsizlik sorunudur.
İller bazında işsizlik araştırması en son 2013
yılında TÜİK tarafından yapılmış, Adana bu
araştırmada yüzde 13,2'Iik işsizlik oranıyla 9uncu
sırada yer almıştır. Resmî rakamlar böyle olmakla birlikte,
gerçekte işsizliğin çok daha yüksek seviyelerde olduğunu ifade
etmek mümkündür. Tarım ve sanayinin yeterli seviyede desteklenmemesi
sonucunda şehrimizde işsizlik daha da artmıştır. Son
yıllarda yaşanan göçlerin artıyor olması da bu
savımızı kanıtlar niteliktedir.
Ülkemizin
en büyük kentlerinden biri olan Adana'mızın sorunu doğrudan ve
dolaylı olarak tüm illerimizi ve vatandaşlarımızı
etkilemektedir. Adananın sorunu tüm Türkiye'nin sorunudur,
dolayısıyla sorunun çözümü tüm vatandaşlarımız için
birincil derecede önemlidir.
Açıklanan
bu sebeplerden dolayı, Adana ilimizde işsizlik sorununun yerinde
tespit edilerek, konunun aydınlığa kavuşturulması ve
gereken önlemlerin alınması amacıyla bir Meclis
araştırması açılması gerekmektedir.
2.- Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya ve 20
milletvekilinin, mera alanlarının artırılması ile
sağlıklı ve kaliteli hayvansal üretimin sağlanması
için yapılması gerekenlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/548)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizin
sahip olduğu mera alanlarının giderek yok olması, mevcut
mera alanlarının verimsizleşmesi, hazır yem
kullanımının artması ve bunlara bağlı olarak
hayvan üretiminde yaşanan düşüşlerin önlenmesi hususunda
Anayasa'nın 98, İç Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca
Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Mevlüt
Karakaya (Adana)
2) Oktay
Vural (İzmir)
3) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
4) Ahmet
Kenan Tanrıkulu (İzmir)
5) Oktay
Öztürk (Mersin)
6)
İsmail Faruk Aksu (İstanbul)
7) Saffet
Sancaklı (Kocaeli)
8) Edip
Semih Yalçın (İstanbul)
9) Arzu
Erdem (İstanbul)
10) Deniz
Depboylu (Aydın)
11) Erkan
Haberal (Ankara)
12)
Ekmeleddin Mehmet İhsanoğlu (İstanbul)
13) Zihni
Açba (Sakarya)
14) Ümit
Özdağ (Gaziantep)
15) Kamil
Aydın (Erzurum)
16) Zühal
Topcu (Ankara)
17) Atila
Kaya (İstanbul)
18) Ahmet
Selim Yurdakul (Antalya)
19) Yusuf
Halaçoğlu (Kayseri)
20)
Şefkat Çetin (Ankara)
21)
Mehmet Necmettin Ahrazoğlu (Hatay)
Gerekçe:
Ülkemizin
sahip olduğu mera alanları giderek azalmakta, mevcut mera
alanlarıysa verimsizleşmektedir. 1990'lı yıllarda 24 milyon
hektar olan mera alanımız, bugün 14,6 milyon hektara kadar
düşmüştür. Yıllardır denetimsiz, aşırı ve
bilinçsiz şekilde yapılan otlatmalar sonucunda meralarımız
bozulmaya ve kendini yenilememeye başlamıştır. Özellikle
Orta ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki meralarda çölleşme riski
hızla artmaktadır.
Mera
alanlarının yetersizliğinden dolayı hazır yeme ihtiyaç
duyulmakta, dolar üzerinden alınan hazır yem ise üreticimizin
giderlerini 2 ila 3 kat artırmaktadır. Kendine ait tapulu arazisi
olmayan çiftçimizin durumu ise daha vahimdir. Hazır yeme para
yetiştiremeyen ve dışarıya bağımlı hâle
gelen üreticimiz ya üretimini azaltmakta ya da hayvan ve arazisini satarak göç
etmektedir.
Meralar
hayvanların ihtiyacı olan kaba yemin en ucuz
karşılandığı alanlar olduğundan, meraların
ıslah edilmesi meselesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından dikkate alınması gereken
meselelerin başında gelmektedir. Sağlıklı ve
sürdürülebilir tarımsal üretimin sağlanabilmesi için çayır ve
meraların yeterli duruma getirilmesi şarttır. Mera
alanlarının artışı sağlandığında
ise doğrudan hayvansal üretim ve istihdam artacak, fiyatların genel
düzeyi aşağı doğru seyir izleyecek, iç tüketim
fazlasıyla karşılanacağı gibi, tarımsal ürünlerin
ihracatı da artacaktır.
Bunun
yanında, çayır ve meraların tek özelliği ucuz kaba yem
ihtiyacını karşılamak değildir. Meralar aynı
zamanda su ve rüzgâr erozyonunu önleyerek toprak
varlığımızı koruyan, toprak verimliliğimizi
artıran, çeşitli av ve yaban hayvanlarına yaşam alanı
oluşturan, su toplama havzası olarak taban suyu ve
akarsularımızı zenginleştiren ve temiz hava
kaynağı olan alanlardır. Meralarda beslenen hayvanların et
ve sütlerinin daha kaliteli ve besleyici olduğu bilimsel olarak
kanıtlanmıştır. Kalitesiz et ve süt ürünleri tüketen
bireylerin hastalığa yatkın ve sağlıksız bir
yaşam sürmeleri ise kaçınılmazdır. Tüm bu özelliklerinden
ötürü meralar kaderlerine terk edilmemelidir.
Açıklanan
bu sebeplerden dolayı, ülkemizdeki mera alanlarının
artırılması, sağlıklı ve kaliteli hayvansal
üretimin sağlanması amacıyla Meclis araştırması
yapılmasının ivedilikle yerine getirilmesi gerekmektedir.
3.- Erzurum Milletvekili Kamil Aydın ve
20 milletvekilinin, yüksek miktardaki su faturalarının nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/549)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
06/12/2012
tarih ve 28489 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe giren 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir
Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun sonrası köy mahalle ve beldelerde tahakkuk ettirilen yüksek
miktarlı su faturalarının nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla, aşağıda belirtilen gerekçelerle,
Anayasamızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104'üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1)
Kamil Aydın (Erzurum)
2)
Mustafa Kalaycı (Konya)
3)
Mustafa Mit (Ankara)
4)
Baki Şimşek (Mersin)
5)
Saffet Sancaklı (Kocaeli)
6)
Ahmet Selim Yurdakul (Antalya)
7)
Mehmet Parsak (Afyonkarahisar)
8)
Erkan Haberal (Ankara)
9)
Muharrem Varlı (Adana)
10)
Fahrettin Oğuz Tor (Kahramanmaraş)
11)
Ümit Özdağ (Gaziantep)
12)
Emin Haluk Ayhan (Denizli)
13)
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
14)
Ruhi Ersoy (Osmaniye)
15)
İsmail Ok (Balıkesir)
16)
Kadir Koçdemir (Bursa)
17)
Erhan Usta (Samsun)
18)
Arzu Erdem (İstanbul)
19)
Mehmet Erdoğan (Muğla)
20)
Deniz Depboylu (Aydın)
21)
Nuri Okutan (Isparta)
Gerekçe:
06/12/2012
tarih ve 28489 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanuna göre mahalleler, köyler ve
kapatılan eski belde belediyelerinde yeni uygulama sonucu su sayacı
takılarak yüklü miktarda su faturaları ödetildiği gibi,
bazı yerleşim birimlerine de musluklarından su akmamasına
rağmen su faturaları gönderildiği haberleri tazeliğini
korumaktadır.
Özellikle
büyükşehirlerin hiçbir katkısı olmadığı, yani
köylerimizin kendi imkânları veya daha önceden kaymakamlıklar ve il
özel idarelerinin katkılarıyla sağladıkları su
altyapı çalışmalarından büyükşehir belediyelerinin su
parası alması kabul edilemez bir durumdur.
Dolayısıyla
tamamen köylerimizin öz kaynakları ve imkânlarıyla tedarik
edilmiş suyun ücretlendirilmesiyle zaten gübre, mazot, tohum, elektrik
gibi girdi fiyatlarının yüksekliğinden sıkıntı
yaşayan köylünün bir de suya ödeyeceği faturayla ayakta kalması
zor olacağı gerçeğinden yola çıkarak bu uygulamadan derhâl
vazgeçilmelidir.
Yukarıda
belirtilen nedenlerden dolayı, birçok köy, mahalle ve eski beldelerde
görülen ve vatandaşı ekonomik olarak sıkıntıya sokan
yüksek miktarlı su faturalarının nedenlerinin
araştırılarak vatandaşların mağduriyetlerinin
giderilmesi hususunda alınması gerekli tedbirlerin tespit edilmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılması gerekli
görülmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki ön görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Van Milletvekili Lezgin
Botan ve arkadaşları tarafından, engelli yurttaşların
sorunlarının tespiti amacıyla 10/5/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 1 Haziran 2017
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
01/06/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 01/06/2017 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Yıldırım
Muş
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
10
Mayıs 2017 tarihinde Van Milletvekili Sayın Lezgin Botan ve
arkadaşları tarafından verilen, 4531 sıra numaralı,
engelli yurttaşlarımızın sorunlarının tespiti
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 01/06/2017 Perşembe
günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin
aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde ilk olarak Van
Milletvekili Sayın Lezgin Botan konuşacak.
Buyurun
Sayın Botan.
LEZGİN
BOTAN (Van) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce, bir sivil darbe sonucunda rehin tutulan siyasetçilere
değinmek istiyorum çünkü bugün hâlâ Eş Genel
Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş ve 10
milletvekili rehin tutuluyor. Onun yanında, halkın belediyeleri hâlen
kayyumların gasbı altında ve 92 belediye eş
başkanımız tutuklu. Başta Eş Genel
Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş olmak üzere
milletvekilleri ve belediye eş başkanlarımızın, HDP
yöneticilerinin derhâl serbest bırakılmasını talep
ediyoruz, aksi takdirde bu utanç ömür boyu AKPnin boynunda bir leke olarak
kalacaktır.
Değerli milletvekilleri, dünyanın her
tarafında çözümsüz bırakılan sorunlar ve devam eden
savaşlar geride sadece gözyaşı ve ölüm bırakmıyor,
aynı zamanda geride milyonlarca engelli insan da bırakıyor. Bu
nedenle, ölümlerin yaşanmaması ve hiç kimsenin savaş ve
çatışmalara bağlı olarak engelli kalmaması için
öncelikle görevin her zaman barış ve adaletin savunulmasında
olduğu aşikârdır.
Bugün yapılan araştırmalara göre ülkemizin
nüfusunun yüzde 12,39u yani 9 milyon yurttaşımız engelli
durumdadır. Böyle ciddi bir oran karşısında susmak ve
sorunları tespit edip çözüm geliştirmemek sosyal devlet ilkesiyle
uyuşmamaktadır ama görünen şu ki engelli
yurttaşlarımızın sorunları uzun vadeli bir eylem
planı çerçevesinde ele alınmak yerine genellikle 3 Aralık
Uluslararası Engelliler Günü ve 10-16 Mayıs Engelliler
Haftasında göstermelik açıklama ve etkinliklerle
geçiştiriliyor. Oysa Birleşmiş Milletler Engelli Hakları
Sözleşmesi, 5378 sayılı Engelliler Kanunu da bu konuda net
ifadeler içermektedir. Buna karşılık AKP Hükûmeti, zamana
bağlı olarak ortaya çıkan istatiksel verilerle engelli
yurttaşlarımızın sorunlarının çözüldüğü
atmosferini yaratabilir ama ülkenin başkentinde Meclisin
kapısından çıkıp Kızılaya doğru yürüdüğünüzde
bile engellilerin tek başına hareket etmelerinin ne kadar zor
olduğunu göreceksiniz. Yol boyunca kaldırıma park eden araçlar,
sarı yol bantlarının iş göremez hâle gelmiş
olması, kaldırımlara kurulan tezgâhlar gibi sorunların
yanında bankamatiklerin engellilere göre düzenlenmediğini
göreceksiniz. Dolayısıyla engelli yurttaşlarımıza
ilişkin birçok düzenleme sadece kâğıt üzerinde kalırken
eğitim, barınma, sağlık, istihdam ve sosyal güvenlik gibi
konularda yığınla sorunun varlığı hâlen devam
etmektedir. Zaten AKP'nin açıkladığı vizyon belgesi de,
engellilere ilişkin çokça "Yapılacaktır, olacaktır.
gibi ifadeler de sorunların çözülmediğini aşikâr bir
şekilde ortaya koymaktadır.
Değerli milletvekilleri, bugün
öyle insafsızlıklar yaşanıyor ki insanlarımız
bazen iktidarın gölge etmemesinin yeterli olacağı zannına
kapılıyor. Bunu neden mi söylüyorum? Bakın, Şırnak'ta
yaşanan çatışmaların ardından ilan edilen sokağa
çıkma yasağıyla birlikte Van'a göç eden, iki
ayağını da kullanamayan, yüzde 93 oranda engelli yurttaşımız
Abdülmecit Külter'e ve birçok engelli yurttaşımıza, rehin
tutulan Van Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Bekir Kaya
tarafından verilen tekerlekli sandalyelere kayyum tarafından el
konulmuş olmasını burada bir kez daha dile getiriyor ve
özellikle kınıyorum.
Değerli
arkadaşlar, engelli bir yurttaşın sandalyesine kayyumun el koymasını
neye bağlayabiliriz? Allah aşkına, bu zalim
anlayışın engelli yurttaşlarımızın
sorunlarına onların onurunu incitmeden çözüm getirebileceğine
ihtimal verebiliyor musunuz? Oysa Türkiye de Birleşmiş Milletler
Engelli Hakları Sözleşmesini imzalamış ve bu
sözleşmenin gerektirdiği adımları atacağını
taahhüt etmiştir. Ama ne yazık ki engelli
yurttaşlarımızın sorunları bugüne kadar katlanarak
devam ettiği için atılan küçük adımlar çözüm
olamamıştır. Bunun en önemli nedeni, AKP Hükûmetinin, engellilik
durumunu bir ekonomik yardım olarak görmesi ve buna indirgemesidir. Bu
anlayışa bağlı olarak, bugün milyonlarca engelli
yurttaşımız ancak ekonomik yardımlarla yaşayabilen ve
bu yardımlara bağlı hâle getirilmiş durumdadır.
Aynı şekilde, toplumsal hayata ve ekonomik üretime
katılmaları da bir yönüyle kısıtlanmış
durumdadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; engelli
yurttaşlarımızın sorunlarını milletvekilleri
çoğu zaman dile getirirken bu sorunlar engelliler tarafından da
medyada ifade ediliyor. Birkaç hafta önce, engelli
yurttaşlarımızın kurduğu derneklerin
yaptığı açıklamalar da basına yansıdı. Buna
göre, bir: Fiziksel erişim sorununun hâlâ çözülmediği belirtilirken
erişimin sadece fiziksel erişim olarak
algılandığı, bilgi edinme ve hizmetlere erişim konularında
sorunlarının aynen devam ettiği ifade edilmiştir.
İki:
Engelli yurttaşların eğitim ve özellikle istihdam hakkından
yeterince yararlanamadığı ifade edildi. Buna göre, engelli
yurttaşlarımızın hâlen yaşamlarını
bağımsız idame ettirebilmeleri zor görünüyor.
Dolayısıyla yurttaşlara iş olanağı bulamayan bir
devletin, insanlık onuruna yakışır şekilde
hayatlarını idame ettirmelerini sağlamaları bir anayasal
görevdir.
Üç: Her
ne kadar toplumsal dayanışma önemli olsa da devlet ile
yurttaşlar arasındaki ilişki bir lütuf ve minnet ilişkisi
olmamalıyken devletin bu meseleyi bir yardımlaşma ve
dayanışma esası üzerine kurduğu görülüyor. Oysa bu konu bir
hak ve ödev meselesidir.
Dört:
Eşitsizlik ve ayrımcılık. Bugün engellilerin üniversiteli
oranı yüzde 3'tür. Aynı şekilde, işsizlik
oranının ise yüzde 70 olduğu ifade ediliyor. Ülkemizdeki
engellilik oranına karşın bu istatistiki sonuçlar ortada ciddi
bir eşitsizliğin, adaletsizliğin ve ayrımcılığın
olduğunu göstermiyor mu?
İktidar
sürekli olarak istihdam ve diğer konularda yaptıklarından âdeta
bir lütufmuş gibi bahsetse de görünen köy kılavuz istemez. Evet,
engelli yurttaşlarımızın istihdamı belli oranda
sağlanmış olabilir ama bunun hangi anlayış ve yolla
yapıldığını test etmemiz lazım. Tamam, engelli
istihdamı arttırılıyor ama çoğu zaman bu, sırf
kişiyi işe almış olmak için yapılıyor. Bununla
birlikte, kişilerin kendine uygun görev ve işlerde yükselmeleri
mümkün görünmüyor. Oysa Birleşmiş Milletler Engelli Hakları
Sözleşmesinde ve engelli yurttaşlarımızın açıklamalarında
üzerinde durulan en temel şey insanlık onurudur.
Yine,
eğitim meselesi en önemli konulardandır. Bugün ilk ve
ortaöğretimde yer alan engellilerin sayısının 262 bin
civarında olduğu ifade ediliyor. Buna karşın engelli
öğrencilerimizin eğitim olanaklarından yeterli oranda
yararlanabildiğini ve hatta eğitime erişim noktasında iyi
bir düzeyde olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Engelli
yurttaşlarımız arasında okuryazarlığın yüzde
40'lar civarında olması eğitime erişim konusunda
sıkıntıların olduğunu gösteren önemli bir veridir.
Tabii, sadece engelli yurttaşlarımızın eğitimi
değil, bu konuda toplumsal bir eğitimle yeni bir
anlayışın sağlanması da gerekiyor. Bunun için de
okullarda engellilik üzerine derslerin olması, bu konuda materyallerin
sağlanması elzemdir. Bakın, bugün atılan küçük adımlar
abartılıyor ama milattan önce, Eski Mısır'da bile -yani üç
bin yıl önce- engelliler ders konusu olmuştur.
Değerli
arkadaşlar, yine aynı şekilde, OHAL zulmünden engellilerin de
çok ciddi bir şekilde payına düşeni aldığını,
onlarca engelli insanımızın OHAL kararlarıyla
işlerinden alındığını görüyoruz. Yani bu devlette
darbenin siyasi ayağı, FETÖnün siyasi ayağı
açığa çıkarılmazken faturanın burada engellilere de
çıkarıldığını ibretle görüyoruz. Sadece bir örnek
veriyorum: Türkiye Sakatlar Derneği Ankara Şube Başkanı
Mithat Tokur, 6 Ocakta yayımlanan KHKyla görevinden ihraç
edilmiştir. Derhâl bu haksızlığın düzeltilmesini
burada talep ediyoruz.
Sonuç
olarak, tüm engellilerin insanca bir iş yoluyla toplumsal yaşama
aktif ve üretken bireyler olarak katılabilme koşullarının
yaratıldığı; nitelikli, işlevsel ve erişilebilir
eğitim olanaklarının sağlandığı; toplumsal
yaşamda, bilimde, sanatta ve siyasette daha etkin yer alma
koşullarının yaratıldığı; engellilerin
medikal ihtiyaçlarının tamamen devlet tarafından
karşılandığı; işsiz veya çalışamayacak
durumda olan tüm engellilere insan onuruna yakışır bir
aylık verildiği, tüm yurttaşlara yoksulluk kriterleri
gözetilmeksizin ücretsiz bakım hizmetinin sunulduğu; haklara,
hizmetlere ve bilgiye erişimin önündeki engellerin
kaldırıldığı; her türlü dışlanma ve
ayrımcılığın, engellilere yönelik şiddet, taciz
ve istismarın sona erdiği; engelliliği yaratan yoksulluk,
sefalet, iş ve trafik kazaları ve savaş gibi önlenebilir
nedenlerin ortadan kalktığı bir durumun mümkün olduğunu
biliyoruz. Bu yolda bütün Meclisi de sorumluluğa davet ediyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Botan.
Halkların
Demokratik Partisi Grup önerisinin aleyhinde ilk olarak Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Fahrettin Oğuz Tor konuşacak.
Buyurun
Sayın Tor. (MHP sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN
OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; engelli yurttaşlarımızın başta
eğitim ve sağlık olmak üzere gündelik hayatlarında
karşılaştıkları sorunların tespit edilmesi ve bu
konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
verilen öneri hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bir günde
şehit verdiğimiz 16 yiğit kardeşimize bu mübarek günde
Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet diliyorum;
mekânları cennet, kabirleri pürnur içinde olsun.
Değerli
milletvekilleri, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyamızda
500 milyon engelli bulunmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü
geçmiş verilerine göre ise Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 13ü
yani 8,5-9 milyon kişi engelli durumdadır. Her bir engelli
vatandaşımızın ilgilendirdiği nüfusa
baktığımızda, olaya sadece anne ve babası olarak
baktığımızda, ilgilendiren nüfus yüzde 30a
karşılık gelmektedir. İlgilileri genişletirsek,
engelli ile varsa eşini, çocuklarını, kardeşlerini de
hesaba katarsak bu oran yüzde 50nin de üzerine çıkacaktır.
Başka bir ifadeyle, nüfusumuzun büyük bir bölümü engelli
vatandaşlarımızla ilgilidir. Netice itibarıyla engellilerin
durumu bugün ülkemizin önemli bir sorunudur. Her şeyden önce, engelli
kardeşlerimizle ilgili sorumluluk, duyarlılık, bilinç ve
farkındalık düzeylerinin yeniden değerlendirilmesine ve yeni
baştan gözden geçirilmesine öncelik verilmelidir.
Değerli
milletvekilleri, burada rakam, istatistik vermeyeceğim. Engelliliği
ortadan kaldırmanın yolu, başta iş kazası olmak üzere
sebeplerinin ortadan kaldırılmasından geçmektedir. Ülkemiz
iş kazaları bakımından Avrupada en ön sıradadır.
Bu sebeple, iş kazalarını engellemeden, engelli olmayı,
sakatlanmayı önleyemezsiniz. Ne yapıp yapıp iş
kazaları en alt seviyelere indirilmelidir.
Engelliliğe
yol açan en önemli, belki görülmeyen faktörlerden biri doğum kaynaklı
sakatlıklardır. Kadın sağlığı ve doğum
olayına çok fazla önem verilmelidir. Trafik kazalarının
engellenmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur.
Özel
öğretim çok daha yaygın ve etkin hâle getirilmelidir. Engelli veri
tabanı oluşturulmalı, tüm kamu kurumlarının
kullanımına açılmalıdır. Engelli işsizlik
oranı azaltılmalıdır. Bu ve benzeri tedbirler taviz
verilmeden uygulanmalıdır.
Engellilerin
arzu, istek ve ihtiyaçları mümkün olduğu ölçüde giderilmeye
çalışılmalı, hayatları
kolaylaştırılmalıdır. Yapılacak küçük bir
iyileştirme nüfusun büyük kesimlerinde huzura ve mutluluklara yol
açacaktır.
Değerli milletvekilleri, engelliler ve aileleri
arasında yapılan bir ankette engellilerin en önemli sorunları
şu şekilde sıralanmıştır:
Mimari sorunlar: Bunlar erişebilirlik,
kaldırımların uygun olmayışı, merdivenler,
rampalar, asansörler gibi.
İşsizlik: Sakatlığı
dolayısıyla kendine uygun bir iş bulamamak, bu nedenle ekonomik
yoksunluk içinde bulunmak.
Ayrımcılık: Sakatlığı
nedeniyle toplumda kendine yer bulamama, ötekileşme durumu.
Ülkemiz ekonomisinin bulunduğu noktadan daha üst
seviyelere çıkarılması için nüfusun yaklaşık yüzde
12-13ünü teşkil eden engellilerin yeterli şekilde eğitilmeleri
ve yeteneklerine uygun işlere yerleştirilmeleri şarttır.
Mevcut kanunlar daha da geliştirilmelidir ve engellerle boğuşan
bu insanlarımızın bir de işsizlik ve ekonomik
sıkıntılarla uğraşması ortadan
kaldırılmalıdır.
Engelli insanlarımızın
ayrımcılığa tabi tutulması, toplumumuzun sürekli
eğitimiyle aşılabilecek bir durumdur. Bu
insanlarımızın toplumda daha önlerde kabul görebilmesi,
eğitim kurumlarında, yazılı ve görsel medyada daha sık
yer bulabilmeleriyle çözümlenebilecektir. Her sağlıklı
insanın bir gün engelli olabileceği ve toplum dışına
itilebileceği çarpıcı olarak vurgulanmalıdır.
Yapılan bir anket sonucu en önemli sorun olarak ortaya çıkan mimari
engellerin çözümü ise mühendis ve mimarlara, şehir plancılarına,
ulaşım sorumlularına düşmektedir.
Bu vesileyle, burada, Ankaranın cadde ve
sokaklarında her gün hepimizin gördüğü bir üzücü durumu belirtmek
istiyorum. Gördüğümüz ve bildiğimiz üzere, Ankara Büyükşehir
Belediyesi caddeleri, engellilerin kolayca yürümelerini temin
bakımından, sanıyorum sert plastikten yapılmış
sarı şeritlerle döşedi. Ben bunu bir belediyecilik ve mühendislik
garabeti olarak değerlendiriyorum. Döşenen sarı şeritli
çizgi yolların bugün maalesef çoğu deforme olmuş,
kalkmış, bozulmuş durumdadır. Milyonlarca kamu
kaynağı maalesef heba olmuştur. Büyükşehir belediye
başkanlarımızın çoğunun bir ayağı Türkiye
dışındadır. Gelişmiş ülkeler bu durumu nasıl
çözmüştür, doğrusu merak ediyorum. Herhâlde bizim gibi çözmeye
çalışmamışlardır diye de düşünüyorum.
Değerli
milletvekilleri, yapılan her türlü projenin merkezine engelli
vatandaşlarımızın kullanabileceği gerçeği
oturtulmalıdır. Engellilerin evlerinde hayatlarını
kolaylaştırmanın yolu, çoğunlukla kolay ve az masraflı
çözümlerden geçmektedir. Üstelik bunların sadece onlara özel olması
da gerekmiyor, engelliler için yapılan her çözümden engelsiz insanlar da
yararlanabilecektir; geniş bir tuvalet, merdiven yerine rampa
yapılması ya da ulaşılabilir seviyede asansör
butonları gibi. Merdivenlerin üzerine konacak bir rampa, bebeğinin
ağladığını duymayan ebeveynler için titreşimli
uyarı sistemi, asansör butonları üzerinde Braille alfabeli
açıklamalar gibi basit çözümlerle engellilerin evlerindeki
hayatlarını kolaylaştırmak mümkündür.
Engelsiz
konut yapımında, mimarlar, mühendisler ve müteahhitler, binada
yaşayan kişilerin ileride bir kaza sonucu engelli hâle gelebileceğini
düşünerek, binaların girişlerini basamaksız, düz bir zemin
üzerinde, asansöre ulaşabilecek şekilde yapmalıdır.
Ayrıca, birkaç tane tuvaletten birinin geniş tuvalet
yapılması da bir çözüm olabilecektir.
Engelliler
deyince akla gelen en büyük grup, ortopedik engellilerdir. Onların
konutlarında rahat yaşayabilmeleri için en önemli şartları,
bina girişleri basamaksız ve eşiksiz olmalıdır.
Şayet basamak ve eşik var ise, rampalar yapılırken
uluslararası standartlara uyulmalı ve rastgele eğim
verilmemelidir. Yer döşemeleri kaygan olmayan ve çabuk kuruyabilecek
malzemelerden seçilmelidir. Dar ve yüksek merdivenlerden
kaçınılmalı, merdiven yanları mutlaka küpeşteli
olmalı ve her iki taraftan da elle kavranabilmelidir. Kapı
açıklıkları, tekerlekli sandalyenin rahatlıkla
geçebileceği gibi, 90 santimetre genişliğinde
yapılmalıdır. Odalar arası eşik olmamalı, olsa da
düşük ve eğimli olmalıdır. Asansörlerin iç
genişlikleri tekerlekli sandalyelerin rahatça girebileceği
genişlikte dizayn edilmelidir.
Belediyeler
tarafından yapı ruhsatları verilirken engelliler için
uygunluğu aranmalıdır. Asansör düğmelerine tekerlekli
sandalye üzerinden rahatlıkla ulaşılabilmeli ve düğmeler
üzerinde görme engelliler için Braille alfabesiyle yazılar
bulunmalıdır. Asansörlerin tam otomatik kapılı, frekans
kontrollü, kat seviyesi en uygun seviyede, giriş ve
çıkışın kolaylıkla yapılacağı
şekilde tasarlanması gerekmektedir.
Bir diğer engelli grubu işitme engellilerdir.
Genellikle evlerinde ışıklı ya da titreşimli
uyarılar kullanmaktadırlar. Kapı ve telefon zilini
duymadıklarından, bunlara bağlanan basit bir
ışıklı sistem onlara bu konuda yardımcı
olabilmektedir. Evin her bir yerinde kullanılabilen bu göstergeler daha
güçlü bir ışık kullanılarak alarm şeklinde de
kullanılabilir. Yine, alarm görevi gören yatak titreşim sistemleri de
yapılabilir.
2005 yılında yürürlüğe giren 5738
sayılı Kanunun geçici 2nci maddesinde, kamu kurum ve
kuruluşlarına ait resmî yapıların, mevcut yolların,
kaldırımların, açık ve yeşil alanların, her türlü
yapıların yedi yıl içinde özürlülerin erişebileceği
bir duruma getirilmesi öngörülmüştür. Geçici 3üncü maddesi de benzer
hüküm ihtiva etmektedir. Kanunun açık hükmüne rağmen, gelinen noktada
fazla bir ilerleme sağlanamadığını da üzülerek
söylemek istiyorum.
Engelli vatandaşlarımızın toplumla iç
içe yaşayabilmeleri için tüm kamu binalarının revizyonu
gereklidir. Ortak kullanım alanlarının, sosyal ve kültürel
merkezlerin, şehir içi yol ve kaldırımların, toplu
taşıma araçlarının engellilerin kullanımına uygun
hâle getirilmesi de yine kanun gereğidir.
Engellilerin önemli bir kısmı okuma yazma
bilmemektedir. 2002 istatistiğine göre bu oran yüzde 36dır. Bu
sebeple engellilerin okuryazar hâle getirilmesi fevkalade önemli ve öncelikli
bir konu olarak ele alınmalıdır.
Daha önce de kısaca belirttiğimiz üzere,
engellilerin en büyük problemi işsizliktir. Gerek özel sektörde gerekse
kamu sektöründe engelli çalıştırma kontenjanı hızla
doldurulmalıdır. Özellikle belirtmek istiyorum, özel kesimde engelli
çalıştırmadan kaçınma engellenmelidir.
Engelliliğin azaldığı bir Türkiye
özlemiyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının,
Diyarbakır Milletvekili Feleknas Ucanın yaptığı
gündem dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve
ayrımcı dili kullanmanın doğru olmadığına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Ucanın konuşmasından sonra konuşma
tutanağını aldım. Şunları söylemiş
Sayın Uca: Asıl mesele şudur: Cumhuriyet kurulduğundan
beri Kürt iradesinin ne merkezde demokratik temsiliyetine ne de Kürtlerin
yerelde kendi yönetim mekanizmalarının inşasına tahammül
edilmiştir. Ancak Kürt meselesinin çözüm yolu bu değildir. Zira
devletin kürdistanda şiddet yoluyla egemenlik tesisine ve asimilasyonuna
karşılık Kürtler direnişle cevap vermeye devam ediyor.
Kürt
kentleri, kürdistan
Bu dil ayrımcı bir dil. Özellikle bugün, hassas
olduğumuz bugünde böyle bir dili kullanmak hoş değil. Biz burada
rahat çalışalım diye bugün dağlarda şehit olan
kardeşlerimizin olduğu bir günde bu ayrımcı dili kullanmak
doğru değil. Hepimizin Türkler ve Kürtler kardeştir. ortak
payında buluşmamız gerekiyor. Bunu sizlerle paylaşmak istedim.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan, bir de neresinin
ayrımcılık olduğunu söyleseniz, biz de anlasak. Hangisi?
BAŞKAN
Okuduklarım, okuduğum bölümler. Diğerlerini okumuyorum.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Şimdi, cumhuriyet tarihi boyunca çözülmemiş
olan Kürt meselesine dikkat çekme ve devamında da
Keşke
devamını da okusanız.
BAŞKAN
Kürtler direnişle mi cevap veriyor bugün yapılanlara, bu mudur
mesele?
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Kürdistan diye bir yer var mı ya! Nerede var
kürdistan diye bir yer!
ABDULKADİR
YÜKSEL (Gaziantep) Yani terörü direniş olarak mı addediyorsunuz?
AHMET
YILDIRIM (Muş) Bir dinler misiniz Sayın Başkan, eğer
müsaadeniz olursa ben de söyleyeyim.
BAŞKAN
Buyurun.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Peki, daha önce genelkurmay başkanlarının
ve cumhurbaşkanlarının ifade etmiş olduğu,
açığa çıkmış olan isyanları nereye
koyacağız?
BAŞKAN
Ben bugünden bahsediyorum Sayın Yıldırım.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan, eğer müsaade ederseniz
cümlemi bitireyim.
BAŞKAN
Toparlayın lütfen.
AHMET
YILDIRIM (Muş) En sonda da bunların hiçbirinin doğru yol
olmadığını; bu işin, Kürt meselesinin bitip
geleceği yerin diyalog, müzakere, barış olduğunu ifade
etmiştir. Eğer tutanaklardan konuşmanın tamamını
okursanız ardışık cümlelerde bunu görürsünüz.
BAŞKAN
Konuşmanın tamamını okudum. Tamamında, bugünkü
hassasiyette veya da Türkiye içinde yaşayan ve kardeş olması
gerektiğine çağrıda bulunduğumuz; Kürt, Türk, Alevi, Sünni,
bütün halkların birlikte yaşamasının
çağrısını yaptığımız bir ortamda, bir günde
bu ayrımcı dili kabul etmek mümkün değil. Tamamını
okudum Sayın Yıldırım, kabul etmek mümkün değil.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan, o zaman söyleyeyim: Bu
hassasiyeti şahsınıza ya da bir gruba; bugünkü hassasiyeti
sadece şahsınıza, bir gruba atfen ele alır,
değerlendirirseniz doğru yaklaşmamış olursunuz diye
ifade etmek isterim.
BAŞKAN
Ben grup adını kullanmadım, sadece konuşmacıdan
bahsettim, asla bir grup adından bahsetmedim, lütfen.
AHMET
YILDIRIM (Muş) O zaman, hassasiyet sadece sizin hassasiyetiniz
değil.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Van Milletvekili Lezgin
Botan ve arkadaşları tarafından, engelli yurttaşların
sorunlarının tespiti amacıyla 10/5/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 1 Haziran 2017
Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde, son olarak
İstanbul Milletvekili Sayın Yakup Akkaya konuşacak.
Buyurun
Sayın Akkaya. (CHP sıralarından alkışlar)
YAKUP
AKKAYA (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 16 Nisandan günümüze 56 şehit verdik. Bugün 13
şehidimizi Hakka uğurlayacağız. Hepsinin ayrı bir
hikâyesi var. O kadar saldırıya rağmen onurluca mücadele
ettiler. Aydoğan Aydın Paşayı, Yarbay Songül Yakutu
manşetlerine taşıyan o medya bozuntularına söylenecek o
kadar çok şey var ki ama şu mübarek günde sabrediyoruz. Hani
Anadoluda bir söz vardır ya, kan kusarız ama sorduklarında
Kızılcık şurubu içtik. deriz, işte o
durumdayız. Şehitlerimize bir kez daha Allahtan rahmet, kederli
ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde engellilerin sorunları bitmiyor. Hepimiz
engelli adayıyız esasen. Bugün buradan çıktıktan sonra ne
olacağımız belli değil. Bugün içimizde de geçmişte çok
sağlıklı olup ama geçirdikleri bir trafik kazası ya da bir
hastalık sonucu engelli olan milletvekillerimiz de var. Esasen
engellilerin ailelerinin en büyük derdi, onlardan sonra çocuklarının
ne olacağına ilişkin düşünceleridir, Hadi biz hayattayken
onlara bakabiliyoruz ama biz bu hayattan göçüp gittikten sonra onlar ne
olacak? derdindeler.
Engellilerimizin
eğitim, sağlık, ulaşım, istihdam, sosyal destekler ve
sosyal yardımlar, kamu hizmetlerinden yararlanma hususunda ciddi
sorunları bulunduğu bir gerçek. Engellilerimizin en önemli sorunlarından
birisi de istihdam sorunlarıdır. Ne yazık ki istihdam
sorunları uzun yıllardır konuşulmasına rağmen, on
dört yıldır, on beş yıldır bu kürsüde
konuşulmasına rağmen, onca yasa teklifleri verilmesine
rağmen ne yazık ki çözüme kavuşturulmuyor.
Biz HDPnin
grup önerisini destekliyoruz çünkü bu engelli sorunu bir siyaset malzemesi
yapılmamalı, üzerinde bir siyasi rant hesabı
yapılmamalı. Bu, ülkenin kanayan bir yarasıdır; hangi
siyasi parti bu konuyla ilgili bir adım atarsa Cumhuriyet Halk Partisi
olarak onu desteklemeye hazır olduğumuzu, katkı vermeye
hazır olduğumuzu en başından beri söylüyoruz.
Bakın,
değerli milletvekilleri, çalışabilir durumda olan engellilerin
işe yerleştirilmelerinde bile ayrımcılık
yapılıyor. İş Kanunumuza göre, kamuda
çalıştırılması gereken engellilerin sayısı
yaklaşık 84 bin ama burada sadece 41 bin engelli
çalıştırılıyor, 43 bin engelli açığı
var kamuda istihdam edilmesi gereken. 2016 Kasım ayında engelli
sınavı yapıldı, 126 bin engelli başvurdu ama bu kadar
açık olmasına rağmen, o engelliler kamuda yeterince istihdam
edilmediler. Yapılanlar ne? Yapılanlar, her seçim öncesinde
engellilerin ağızlarına birer parmak bal çalarak 1.500, 2 bin,
2.500 kişi gibi rakamlarla istihdam yaratıyorlar ve burada da bir
ayrımcılık var. Bakın, engelli
yurttaşlarımız arasındaki ayrımcılık
istihdamda da görülüyor. Kamuda çalışan engellilerin sadece yüzde
25i kadın, bu doğru bir yaklaşım değil.
Değerli
milletvekilleri, bu yüce Meclisten çıkarılan 5378 sayılı
bir Kanunla 2012 yılına kadar bütün kamu kurumlarının
binaları ve kamu hizmetleri engellilerin kullanımına uygun hâle
getirilecekti. Kanunlarımızı çıkarıyoruz, güzel ama
uygulama konusunda ne yazık ki yetersiz kalıyoruz. Bakın, iki
kez ertelendi, en son 2015 son olacaktı, 2015 Temmuzu da geçti ama yasa
kâğıt üzerinde kaldı.
Ben
Sabancı Üniversitesinin bu konuda yapmış olduğu bir
araştırmayı bilgilerinize sunmak istiyorum. Türkiyede 29.735
kamu binasının yüzde 51inde engelli rampası, yüzde 94ünde
görme engelliler için hissedilebilir zemin, çok katlı binaların yüzde
67sinde asansör yok. Türkiyede bulunan 285.871 adet yaya yolunun yüzde
81inde rampa, yüzde 96sında da hissedilebilir zemin uygulaması
bulunmuyor. Bunu kim yapıyor? Türkiye'nin ve dünyanın çok tanınmış
üniversitelerinden birisi olan Sabancı Üniversitesinin
araştırmasından okuyorum ben size. Demek ki yasayı
çıkarmak yetmiyor. Önemli olan, gelip burada nutuk atmak değil, yasa
çıktıktan sonra da iktidarın o yasanın uygulanmasını
temin edecek çalışmalar yapmasıdır.
Değerli milletvekilleri, bununla
kalıyor mu? Hayır. Engellilerin sağlık sorunları da
oldukça ciddi boyuttadır. Örneğin, tekerlekli sandalyeye muhtaç bir
engellimiz tekerlekli sandalyeyi aldığında, devletimiz ona
yardım yaptım zannediyor ancak eğer siz ona havalı minder
veremiyorsanız ona eziyet yaptığınızı bilmemeniz
anlamına geliyor. Havalı minder bugün tekerlekli sandalyenin
fiyatından bile pahalı. Dün, televizyonda Sanayi Bakanının
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanıyla birlikte yerli
otomobil yapma konusuyla ilgili konuşmalarını izledim.
Değerli milletvekilleri, biliyor musunuz, Türkiye tekerlekli sandalye
üretemiyor. Tekerlekli sandalyeler Almanyanın ikinci sınıf,
ikinci el tekerlekli sandalyeleri ile Çinden alınıyor ve Türkiye'de
tekerlekli sandalye üretemeyen Türkiye yerli otomobil üretme gibi programlar
yapıyor. Yani bunun da havada kaldığını ne yazık
ki göreceğiz.
Değerli milletvekilleri,
engellilerin sağlık sorunları gerçekten ciddi boyutta. MS
hastalığı var, zihinsel bir hastalık biliyorsunuz. Bu,
farklı bir hastalık. Bu hastalık da uzun bir mücadele
gerektiriyor ve bu mücadeleyi de normal hastanelerde, tam teşekküllü
devlet hastanelerinde yapmanın mümkün olmadığını bu
tedaviyi gören veliler bize anlatıyorlar. Niçin? Çünkü kısa süreli
bir tedavi yöntemi değil bu, uzun süreli bir tedavi yöntemi ve Türkiye'de
yaklaşık 50 bin MS hastası olduğu söyleniyor. Bunların
talebi, uzun tedavi gerektirdiği için, MS hastalığı için
tam teşekküllü hastane yapılması yönünde. Bunlar
yapılmıyor ve sadece normal, tüm vatandaşların gitmiş
olduğu hastanelerde bunların tedavisi yapılmak isteniyor, o da
yeterli olmuyor.
Şimdi,
zihinsel engelli çocuklar için hizmet veren yeterli sayıda rehabilitasyon
merkezi yok. Bir de onların mesleki yeterlilik ya da öğrenmeleri için
23 yaş sınırı getirildi ve ayrıca servisleri de
kaldırıldı. Yani kanunlara bakıyorsunuz, işte Avrupa
normlarında kanun çıkardık. diyorsunuz ama uygulamaya
geldiği zaman, engellileri eve kapatan, toplumdan dışlayan,
sosyalleşmesini engelleyen ve içine kapanık bir grup
yaratıyorsunuz. 8,5 milyon engellimiz var, yaklaşık 2,5-3
milyonu gerçekten bir kişinin bakımına muhtaç bireyler olarak
geliyor. Bu ülkenin bu imkânları var; bu ülkenin bu imkânlarını
farklı yerlere kullanmak yerine, bir Cumhurbaşkanı, bir
Başbakan farklı ülkelere gittiği zaman kargo araçlarıyla
kendi makam araçlarını oraya göndermek yerine, oraya harcanan
parayı engellilerin en azından bu sorunlarıyla ilgili harcamaya
kalksalar daha ahlaki ve daha sorumlu bir iş yapmış olurlar.
Değerli
arkadaşlarım, engellilerin en önemli sorunlarından birisi de
sağlık raporları konusu. Kayıtlara göre yaklaşık 9
milyon ağır engelliden sadece 1,7 milyon engelliye bakım
maaşı verilmektedir. Engelli raporları zaman zaman yenilenerek
engelli oranları düşürülmektedir. Niye engelli oranları
düşürülüyor? Çünkü engelli maaşı vermemek ya da engelli
maaşlarını azaltmak için yapılıyor. Çağ
atladık. deniyor, Millî gelirimiz arttı. deniyor ama ne yazık
ki durumumuza bakalım: Yüzde 70 ve üstü bakıma muhtaç engelli
aylığı sadece 530 TL, yüzde 40 ila 69 engelli aylığı
353 TL, 65 yaş üstü yaşlılık aylığı 235 TL
değerli milletvekilleri. Bu göstermelik. Aslında, engellilerin
gelirleri ne olursa olsun, aile gelirleri ne olursa olsun, onlar özel
bakıma muhtaç oldukları için, böyle bir kesinti olmadan, insan
onuruna yakışır bir ücret vermek, sosyal olma
anlayışındaki bir devletin önemli bir görevidir diye
düşünüyorum.
Yani,
buna benzer o kadar çok sorun var ki değerli arkadaşlar... Açlık
sınırının 1.528 TL olduğu ülkemizde engelliye 1.185
TLden az gelir kriteri koymak hiç de insanlığa yakışmaz.
Yani bunu bizim, günün koşullarına göre geliştirmemiz
lazım. Gelin, bu sorunu, parti ayrımı yapmaksızın,
siyaset malzemesi yapmaksızın engellilerin sorunlarını hep
beraber, hep birlikte bu Mecliste çözmek için elimizden gelen çabayı gösterelim
diyorum.
Hepinize
sevgi ve saygılar sunuyorum. Çok teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akkaya.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin aleyhinde, son olarak Konya Milletvekili
Sayın Hacı Ahmet Özdemir konuşacak.
Buyurun
Sayın Özdemir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HACI
AHMET ÖZDEMİR (Konya) Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Bizleri
televizyonları başında izleyen vatandaşlarımıza
da saygılarımızı, sevgilerimizi iletiyorum.
Genelde,
ben burada genel konular üzerinde konuştum, engelliler üzerinde
konuştum ama az önce üzücü bir konuşmaya ve diyaloğa tanık
oldum. Zaman zaman da burada hakikaten, bu tip can sıkıcı
konuşmalara tanık olduğum için, izninizle, biraz da alanım
olduğu için, bir tarih hocası olduğum için bazı konulara
küçük değinmelerde bulunarak sözlerime başlamak istiyorum.
Arkadaşlar,
kürdistan kelimesi Osmanlılar Döneminde, Selçuklular Döneminde ve
Cumhuriyet Döneminde Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgeyi
tanımlamak üzere kullanılmış bir isimdir, sadece bir
adlandırmadır; ayrı bir devlete işaret etmek için,
ayrı bir eyalete işaret etmek için, ayrı bir siyasi oluşuma
işaret etmek için kullanılmış bir tabir asla değildir.
Onun için, kürdistanda birtakım yanlışlıklar olduysa da
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Ne kürdistanı kardeşim ya!
HACI
AHMET ÖZDEMİR (Devamla)
ülkenin doğusunda bazı
yanlışlar olduysa, batısında aynı yanlışlar
olmadı mı? Sadece Kürtlere karşı mı birtakım
yanlışlıklar yapıldı, Türklere karşı
olmadı mı, daha başka burada yaşayan uluslara
karşı olmadı mı? Bu, isyanı gerektirir mi, terörist
olmayı gerektirir mi, dağa çıkmayı gerektirir mi?
Şimdi, her haksızlığa uğrayan vatandaş
hakkını ihkakıhak gayesiyle, amacıyla almaya kalkacak
olursa sıkıntı büyür.
Şimdi,
bir başka husus, sosyolojik bir vakadan bahsedelim. İnsanlar
ferttirler; evlenirler, aileyi oluştururlar; aileler birleşir,
sülaleleri oluştururlar. Sülalelerin adına sülale dersiniz,
kabile dersiniz, aşiret dersiniz, vesaire; bütün bunların birleşiminde
de devlet oluşur. Bugün burada öyle konuşmalar yapılıyor ki
Biz tekrar âdeta devletten vazgeçelim, milletten vazgeçelim, aşirete
dönelim, kabileye dönelim. Biz o aşamaları geçtik, biz devlet olduk.
Devlet olmamız hasebiyle gerisin geri, geriye dönmek çok yanlış
bir tutum ve davranış olacaktır. O bakımdan,
Kürdistanın bombalanması falan diye bir şey söz konusu
değildir. Devlete isyan eden gruplarla devlet mücadele etmektedir.
Bir
başka yanlış da şu, sürekli barış vurgusu
yaparsanız ben buradan şunu anlarım: Savaş var ortada.
Aslında, barış diyenler savaş
çığırtkanlığı yapmış olurlar ve
kaldı ki barış veya savaş uluslar arasında olur,
devletler arasında olur. Aynı devlette yaşayan fertler arasında
veya fertler ile devlet arasında bir barıştan yahut
savaştan söz etmek mümkün değildir. Ben, kendimi bunları
söylemek zorunda hissettim birtakım konuşmalara tanık olduktan
sonra.
Biliyorsunuz,
bugün 13 şehit verdik fakat öbür yandan da Konya Milletvekiliyim, dün
akşam itibarıyla Konyasporun biz Türkiye Ziraat Kupasını
kaldırdığına tanık olduk. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bir arkadaşım telefon
açtı, dedi ki: Tebrik ediyorum. Ona benim söylediğim cevap şu,
Türkçede güzel bir tabir var: Bir gözümüz ağlıyor, bir gözümüz
gülüyor. Biz yıllardır böyleyiz. Her gün, her an bir gözümüz
ağlıyor, bir gözümüz gülüyor çünkü ülke âdeta kan yerine dönmüş,
bundan etkilenmemek mümkün değildir. Dolayısıyla biz kolay
millet olmadık ve kolay vatan edinmedik; Abdülhamit Hanın
kendisinden Filistinden az bir yer talep etmek üzere gelenlere söylediği
gibi, biz bu ülkeyi eğer gözü olan varsa aldığımız
fiyata satarız, başka değil. O bakımdan,
aldığımız fiyat bellidir, şehitlerimizin kanı
pahasına biz bu ülkeyi vatan edinmişizdir, yine şehitlerimizin
kanı pahasına ancak bu ülkeyi biz elimizden çıkartabiliriz. Böyle
bir şey de asla söz konusu olmayacaktır, Allahın izniyle
ilelebet bu ülke bizim elimizde kalacaktır, bizim yurdumuz olacaktır,
biz de kıyamete kadar burada huzur içerisinde, refah içerisinde
yaşayacağız.
Şimdi
gelelim engelli konusuna: Ben bütün konuşmaları dinledim ve bütün
konuşanlara teşekkür ediyorum, aleyhte konuşana da teşekkür
ediyorum, lehte konuşana da teşekkür ediyorum. Niye? Çünkü
engellilik, bizi tıpkı vatan gibi, tıpkı millet gibi,
tıpkı bayrak gibi din, dil, ırk, meşrep, mezhep, parti,
grup ötesinde birleştiren değerlerimizden bir tanesidir.
Dolayısıyla engellilik konusunda, burada gördüğümüz
kadarıyla, bütün parti temsilcileri çok güzel şeyler söylediler ve
dediler ki: Gelin, bu engellilik konusuyla baş etmede el ele verelim,
iş birliği yapalım ve güzel birtakım gelişmelere
sebebiyet verelim. Ben de bunların, bütün partilerimizin ve
temsilcilerimizin bu çağrısına Hayhay, elbette el ele verelim,
elbette omuz omuza verelim ve elbette bu sorunun da üstesinden gelelim. diye
cevap veriyorum.
Fakat
engellilikle alakalı bir başka şeyin de altını çizmek
lazım. Terörde veya savaşta engelli olmak herhâlde daha zordur ama
bundan daha kötüsü nedir, biliyor musunuz? Terör veya savaş sonucu engelli
kalmaktır. Maalesef, Türkiyedeki engellilerin sayısında dünya
ortalamasının az üstüne çıkan bir rakam söz konusu ise bunun
sebebi ülkede meydana gelen terör faaliyetleridir, ülkeye gelen savaş
mağduru insanların yükselttiği bu oranlardır. Kısaca,
buna da ayrıca dikkat çekmek istiyorum.
İktisatçı
değilim, sosyal bilimciyim ama iktisatçılar çok güzel bir şey
söylüyorlar, kim söylemişse çok güzel söylemiş, İhtiyaçlar
sonsuzdur, imkânlar kısıtlıdır. Şu anda ülkeyi
yöneten iktidar partisi olarak biz bu ihtiyaçların sonsuzluğuna
karşı elimizdeki imkânlarla birtakım hususları
iyileştirmeye, engellilerin durumlarını düzeltmeye,
olgunlaştırmaya çalışıyoruz. Bu anlamda yapılan
pek çok şey var fakat bütün arkadaşlarıma -herhâlde onu ilk söyleyen
bendim, basına yaptığım açıklamalarda da bunu ifade
etmiştim- ısrarla altını çizdikleri hususta
katılıyorum: Kanun çıkarmakla, yasal düzenlemeler yapmakla
uygulamaları tam anlamıyla yasaların geldiği,
kanunların içerdiği, öngördüğü noktaya getiremiyorsunuz, doğrudur
ama bakın, alınan tedbirlerle
Buraya
engellilerle alakalı olarak her çıktığımda bir
başka hususta rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece
eğitimde yapılan iyileştirmelerle engellilerin geldiği
noktaya dikkat çekmek istiyorum. 2016-2017 eğitim öğretim
yılında -2 Mayıs 2017 itibarıyla güncel rakamları veriyorum-
özel eğitim okullarında, ilkokul, ortaokul ve meslek lisesinde 45.590
öğrenci eğitim görmektedir. İlkokul ve ortaokulda özel
eğitim sınıflarında 40.887 öğrenci eğitim
görmektedir. Ana sınıfı, ilkokul, ortaokul ve lisede
kaynaştırma eğitimi alan öğrenci sayısı ise
219.728dir. Toplamda 306.205 engelli öğrenci şu anda bizim resmî,
formal eğitim kurumlarımızda eğitim görmektedirler.
Dolayısıyla durumlar bir hayli müspete doğru ilerlemektedir, iyiye
doğru gitmektedir. Yeterli midir? Asla yeterli değildir. Türk
ekonomisi nasıl bugün 500 milyar doları ihracat olarak hedefliyorsa,
tarımda biz nasıl 35 milyar dolarlardan 50 milyar dolarların
üstüne çıkmayı hedefliyorsak elbette, 306.205 engelli öğrencinin
sayısını da daha yüksek rakamlara çıkarmayı
düşünüyoruz.
Ben size
sadece eğitim alanında yapılan hizmetlerden bir
kısmının rakamlarını takdim ettim. Bu ülkenin bir
vatandaşı olarak -evet, engelli olarak tanımlanıyorum,
kendimi ben öyle tanımlamıyorum- bir engelli milletvekili olarak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen, bir dakika daha.
HACI
AHMET ÖZDEMİR (Devamla)
iyi noktalara doğru gittiğimizi
kısaca ifade etmek istiyorum. Bugünümüz dünden daha güzeldi. Allah
kısmet ederse yarınımız bugünden çok daha güzel olacak.
İstikbalimiz parlaktır.
Bu
umutlarla, bu düşüncelerle engellilerin durumunda daha da
iyileşmelerin olması dilek ve temennisiyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, 60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Muş.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun, Diyarbakır Milletvekili Feleknas Ucanın
yaptığı gündem dışı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ve Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında
hiçbir milletvekilinin PKK terör örgütünü aklayacak bir açıklama
yapamayacağına ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, burada, sizin de az önce
dile getirdiğiniz, bizim tutanaklarını incelediğimiz
konuşmayı kabul etmek mümkün değildir. Bu konuşma
baştan aşağı PKK terör örgütünü aklama çabasıdır,
bunu lanetliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında hiçbir
milletvekili PKK terör örgütünü aklayacak açıklama yapamaz. Hele hele 13
şehidimizi toprağa vereceğimiz bugünde böyle ifadelerin
kullanılması asla kabul edilemez. Faşist, ırkçı,
ayrımcı bir konuşmadır. Barıştan dem vuranlar,
ortak akıldan dem vuranlar, ortak yaşamdan dem vuranlar böyle
faşist açıklamalar yapamazlar, yapmamalılar. Bölgede sıkışan
PKK, ses HDP Grubundan geliyor. Devletin orada vatandaşın evlerini
yapmasından
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, bir dakika daha
süre veriyorum size.
Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Devletin evi
yıkılan vatandaşın evini yapmasından burada
rahatsızlık duyuluyor. Defalarca söyledik, Türkiyenin idari
yapılanmasında kürdistan diye bir yer yok. 81 il vardır
Türkiyede, 7 coğrafi bölge vardır; kanunda da böyledir,
Anayasasındaki hükümlerde de bu şekilde ifade edilir.
Devlet, egemenlik sınırları içerisinde
halka baskı ve terör uygulamaya çalışan terör örgütünü bertaraf
etmek için operasyon uygular; kendi egemenlik sınırları
içerisinde kendine hükümranlık alanı kurmaya çalışan hiçbir
yapıya, örgüte, terör örgütüne müsaade etmez. Şu anda
güneydoğuda yapılan odur. PKK kendine bir hükümranlık alanı
kurmaya çalışmakta, devlet orada bu işin içerisine giren
teröristlerin başını ezmektedir, olay bundan ibarettir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Yıldırım, sisteme
girmişsiniz.
Buyurun, bir dakika...
29.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim.
Öncelikle, bu Meclisin bu ortamına uymayan,
sayın hatibin kullandığı faşist, ırkçı,
lanetleme kavramlarını kendisine iade ediyorum.
Anlaşılan, sizin dile getirdiğiniz hassasiyetten hâlâ kendisi
ders almamış olacak ki buranın bu ortamına ve ruhuna denk
düşmeyen konuşmalarla tahrikkâr olmaya devam ediyor. Eğer o
kadar hassasiyetse, konuşmalardan önce takdimlerde alkışlar,
böyle bir günde kupa kutlamaları hiç kendilerini rahatsız etmiyor
anlaşılan. Ya değilse, hem takdim ettiğinizde
alkışlayacaklar hem konuşma bittiğinde
alkışlayacaklar, ondan sonra kalkacak ırkçılık,
faşistlik, lanetleme kelimelerini kullanacak ki bu sözler sahibine
aittir, ısrarla belirtmek isterim. Ya değilse
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Tamamlayın, bir dakika daha
AHMET YILDIRIM (Muş) Biz, bundan sonra, önce
söylediğimiz üzere, tarihsel bağlam içerisinde
kullanılmış kavramları kullanırken
başkasının aklına ve terminolojisine bakarak kullanmayız.
Ülkenin Cumhurbaşkanı kullandığında normal olacak,
bunu neden kullandığını çıkıp bir grup
toplantısında bir de ayrıyeten savunacak, cumhuriyetin ilk
zabıtlarına o kadar atıfta bulunmamıza rağmen ders
almayacaklar, kalkıp bağlamından koparıp başka örgütsel
bağlamlar kullanmak ancak bir yetmezlik sonucu, herhâlde ortamı
germek adına açığa çıkarılmış
çabalardır diyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Muş
MEHMET MUŞ (İstanbul) Söylediğim çok
açıktır, çok nettir. Dikkatlice kullanılan ifadelere
baktım, bir bölge tanımlaması yapılıyor, devletin
orayı bombaladığına dair ifadeler kullanılıyor.
Bunlar, az önce de söyledim, faşizmdir, faşist ifadelerdir. Toplumu
kimsenin ayrıştırmaya hakkı yoktur, burada herkes eşit
ve hür vatandaşlık hakkına sahiptir. Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşları arasında kesinlikle bir ayrım
yapılması söz konusu olamaz. Sandık başında herkes iradesini
ortaya koyar ve burada bir temsiliyet oluşur. Olay bu kadar açıktır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
LEZGİN BOTAN (Van) YSKnın kararı belli,
tam kanunsuzluk gerçekleşmedi değil mi?
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
(Devam)
1.- HDP Grubunun, Van Milletvekili Lezgin
Botan ve arkadaşları tarafından, engelli yurttaşların
sorunlarının tespiti amacıyla 10/5/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 1 Haziran 2017 Perşembe
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.56
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Özcan
PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündeminin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmındaki sıralamanın
değiştirilmesi ile Genel Kurulun 1 Haziran 2017 Perşembe günlü
birleşiminde sözlü soruların görüşülmesinden sonra saat 24.00e
kadar çalışmalara devam edilmesi ve Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmındaki
işlerin görüşülmesine ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 1/6/2017 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Levent
Gök
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Gündeminin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer alan
420 sıra sayılı 670 Sayılı Olağanüstü Hâl
Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname (1/755) ve İçtüzükün 128inci Maddesine Göre
Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresinin bu kısmın
1inci sırasına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi; Genel Kurulun 1
Haziran 2017 Perşembe günlü birleşiminde sözlü soruların
görüşülmesinden sonra saat 24.00e kadar çalışmalara devam
edilmesi ve Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmındaki işlerin görüşülmesi
önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin lehinde ilk olarak Çanakkale
Milletvekili Sayın Muharrem Erkek konuşacak.
Buyurun
Sayın Erkek. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
ERKEK (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
grubumuzun önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün,
acımız gerçekten çok büyük. 13 şehit, 80 milyon yaralı var.
Tüm şehitlerimize bir kez daha Allahtan rahmet diliyorum; yakınlarına,
ailelerine sabır diliyorum.
Gelibolulu
şehidimiz, değerli hemşehrimizdi, Binbaşı Koray
Onayı ve jandarmamızın ilk kadın komutanı Yarbay
Songül Yakutu bir kez daha bu yüce kürsüden anmak istiyorum. Yarbay Songül
Yakut, kadına yönelik şiddetle ilgili çok ciddi mücadeleler veren çok
başarılı bir komutandı. Ayrıca kumpas davalarında
da Balyoz davasının da sanığı idi. Yani kumpas
davalarının mağduruydu. Mekânları cennet olsun,
milletimizin başı sağ olsun.
Değerli
milletvekilleri, OHAL süreci devam ediyor. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, AK PARTİ Genel Başkanı Erdoğan ve iktidar 12
Eylül darbe hukukunun tipik bir uygulaması olan OHAL dönemini, OHAL
uygulamalarını maalesef çok sevdi. Ve toplumu OHALle birlikte
yaşamaya alıştırmaya çalışıyorlar. 20 Temmuz
sivil darbesinden bu yana toplam 24 olağanüstü hâl kanun hükmünde
kararnamesi yürürlüğe girdi ve uygulanıyor. Bunlardan yalnızca 5
tanesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülüp karara
bağlandı ve yasalaştı.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin bildiği gibi, Anayasa
ve İç Tüzük uyarınca olağanüstü hâl kanun hükmünde
kararnamelerinin en geç otuz gün içinde ivedilikle ve diğer kanunlardan,
tasarılardan önce mutlaka görüşülüp karara bağlanması bir
zorunluluk arz ediyor hukuken. Gündemimizdeki 670 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının 17/10/2016 tarihli kararına
rağmen, ki bu kararda söz konusu kanun hükmünde kararnamenin komisyonlarda
görüşülmesine ilişkin yirmi günlük süre 17 Ekim 2016 tarihi
itibarıyla sona erdiğinden kanun tasarı ve tekliflerinden önce
ivedilikle en geç otuz içinde görüşülüp karara bağlanması
gerektiği vurgulanıyor ama Genel Kurulda görüşülmedi diğer
kanun hükmünde kararnameler gibi. Maalesef, Anayasaya, hukuka saygı tamamen
yitirilmiş durumda. Türkiye bu şekilde kesinlikle devam edemez.
Değerli
milletvekilleri, olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamelerini Anayasa
Mahkemesi denetlemiyor. Hâlbuki, Anayasa Mahkemesinin olağanüstü hâl
döneminde çıkan kanun hükmünde kararnamelerle ilgili hukuki niteleme
yapıp, o kararnamelerin iç yüzünü ortaya çıkartıp, gerçekten
olağanüstü hâlin amacına uygun mu yoksa bir olağan dönem
KHKsı mı, bu nitelemeyi yaptıktan sonra bir inceleme yapması
aslında bir zorunluluk ama bundan kaçınıyor, görevini
yapmıyor Anayasa Mahkemesi. Olağanüstü hâl döneminde KHKları
denetlemek için tek yetkili organ var, tek denetim yeri var, Türkiye Büyük
Millet Meclisi ama Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu da yani
çoğunlukçu bir anlayışla iktidar partisi de maalesef bu hukuksal
görevini yerine getirmiyor.
OHAL
sürecinde demokrasi ve hukuk askıya alındı, KHKlarla ciddi
mağduriyetler yaratıldı, yüz binlerce insan aileleriyle birlikte
giderilmesi imkânsız mağduriyetlere sürüklendi. Terör örgütleriyle,
FETÖyle mücadele dışında da muhalefet boğulmak isteniyor.
Cezaların şahsiliği ilkesi, masumiyet karinesi, adil
yargılanma hakkı gibi konular askıda olduğu için maalesef,
hukuk devleti temelinden sarsıldı.
Biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak demokrasi ve hukuk devleti için mücadele
ediyoruz ama maalesef, iktidar çoğunluğunun ve
Cumhurbaşkanının, aynı zamanda da Genel
Başkanınızın başka dertleri var. Fiilî tek adam
rejimini, suistimalci bir Anayasa değişikliğiyle 16 Nisan
referandumu sonucunda YSKnın açıkça kanuna aykırı mühürsüz
seçim kararıyla tahkim ettiniz, şeklen yürürlükte bir Anayasa
değişikliği yarattınız ama asla meşru olmayan bir
değişiklik ve meşruiyeti çok uzun süre tartışılacak,
12 Eylül darbe anayasasının bugün bile
tartışıldığı gibi. Türkiye Cumhuriyeti
devletinden artık dünyada bahsedilirken Erdoğan rejimi deniyor yani
tek adamı rejimi. Adalet ve Kalkınma Partisi
Cumhurbaşkanlığı partisi olmuş durumda, maalesef.
Partili Cumhurbaşkanı, partili hâkimler, partili savcılar.
Yasama, yürütme, yargı erkleri tek elde toplanmış durumda OHAL
sürecinde.
15 Temmuz
darbe girişiminden sonra, herhâlde bu darbe girişimi büyük bir nimet
olarak görüldü ve bir sivil darbeyle tek adam rejimi, fiilî tek adam rejimi
hukuki zeminde yaratıldı.
Bakın,
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, OHAL sürecinde çıkan KHKlarla
ilgili ve referandumla ilgili raporunu paylaştı.
Avrupa
Konseyini Avrupa Birliğiyle karıştırmayalım. Avrupa
Konseyinin kurucu üyesiyiz. Onun raporları bizim için çok çok önemli.
Ne dedi
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi? OHAL sürecinde, demokratik bir ortamda
referandum gerçekleşmemiştir. dedi.
Başka
ne dedi? YSKnın kararı açıkça kanuna
aykırıdır. dedi.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Fransaya niye bir şey söylemedi?
MUHARREM ERKEK
(Devamla) Bizim söylediklerimizi söyledi.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Fransaya niye bir şey söylemedi, Fransaya?
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Doğruları söyledi.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Fransada da OHAL vardı.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Bakın, doğrulardan, gerçeklerden
kaçamazsınız.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Fransada da OHAL varken seçim vardı.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Kaçamazsınız.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MUHARREM
ERKEK (Devamla) AİHM ne dedi?
OHAL
sürecinde yarattıklarınıza bir bakalım. Gazeteciler
cezaevinde, basın özgürlüğü yok olmuş durumda.
Bakın,
AİHM
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Fransada OHAL yok mu? Seçime gitmedi mi,
Cumhurbaşkanlığı seçimine?
BAŞKAN
Sayın Bak
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Osman Bey, her zaman doğrudan, haktan, adaletten yana
olun.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Tamam, doğru söylüyorum işte.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Bir yerde bir hukuksuzluk, adaletsizlik varsa ve siz ona
karşı durmuyorsanız, zalimin yanındasınız
demektir.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Biz karşı duruyoruz, merak etme!
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Biz, nasıl Ergenekon, Balyoz, Odatv, Şike, kumpas
davaları sürecinde adaletten yana tavır aldıysak, bugün de
aynı tavrı alıyoruz.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Yani Avrupa Konseyinin kararı çok doğru, net
bir karar mı?
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Rahatsız olmayın
BAŞKAN
Lütfen karşılıklı konuşmayalım Sayın
Aşkın Bak.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) Bakın, AİHM gazetecilerin davalarını
öncelikle görüşme kararı aldı. Bu, Türkiye için iyi bir tablo
değil.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Muharrem Bey, siz Avrupa Konseyine bir gidin de bir
dinleyin bakalım!
MURAT
EMİR (Ankara) Bir dinle ya!
LEVENT
GÖK (Ankara) Muharrem Bey, sen devam et.
MUHARREM
ERKEK (Devamla) 150nin üzerinde gazeteci cezaevinde.
Bakın,
ben şimdi sormak istiyorum: Kadri Gürsel niçin cezaevinde? Musa Kart niçin
cezaevinde? Ahmet Şık niçin cezaevinde? Gökmen Ulu, Mediha Olgun
niçin cezaevinde? Bu insanlar niçin cezaevinde? Bu insanları kurguya
dayalı iddianamelerle terörle ilişkilendirmeniz mümkün değil.
Kumpas
süreçlerinde nasıl o davalar çöktüyse, yarın göreceksiniz bu davalar
da çökecek. Bu davalar da çökecek çünkü Victor Hugo ne güzel söylemiş:
Bir suçsuz insan cezaevine gireceğine bin suçlu dışarı
çıksın. Bu insanların masum olduğunu, suçsuz olduğunu
aslında siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. İşte OHAL
sürecinde yarattığınız tablo bu. Hükûmete göre, iktidara
göre en iyi gazeteci yandaş olan gazeteci ya da yandaş değilse
tutuklu olan gazeteci, cezaevindeki gazeteci. Basın özgürlüğünü
arıyorsanız Silivri Cezaevine bakmanız yeterli.
Bakın, OHAL sürecinde akademisyenleri, gazetecileri,
bilim insanlarını, doktorları, bu toplumun nitelikli bütün
kesimlerini maalesef sizlere muhalefet ettiği için, terörle hiçbir
ilişkileri olmadıkları hâlde mağduriyetlere sürüklediniz.
İşte fiilî tek adam rejiminin sonuçları.
Değerli milletvekilleri, 1921 Anayasası,
biliyorsunuz, Meclis hükûmeti sistemini getirmişti. Kurtuluş
Savaşı yıllarında dahi bütün yetkiler -yasama, yürütme,
yargı erkleri- bir kişide değil, Mecliste
toplanmıştı. 1924te de işte parlamenter sistemin temelleri
atıldı. Yıl 1921, vatan işgal altında, bütün yetkiler
Mecliste toplanıyor; yıl 2017, siz bütün yetkileri bir kişide
topluyorsunuz. İşte evetin sonuçları. Evetin itici gücü devletti,
hayırın itici gücü toplumdu ve evet sonucunda işte Genel
Başkan oldu Cumhurbaşkanı, 316 milletvekili Parlamentoda,
HSKyla yargı da ele geçirildi, yasama, yürütme, yargı tek elde
toplandı.
Bir de sosyal ve kültürel iktidar dayatma derdine
düştünüz. Bizim derdimiz OHALin kalkması, bizim derdimiz demokrasi,
bizim derdimiz hukuk; sizin derdiniz kendi yaşam tarzınızı,
düşüncelerinizi topluma dayatmak. Toplum mühendisliğini en çok siz
eleştirirdiniz. Kültür, sosyal yaşam, yaşam tarzı
bireylerin özgürlük alanıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHARREM ERKEK (Devamla) Bir dakika alabilir miyim
efendim?
BAŞKAN Tamamlayın, peki.
MUHARREM ERKEK (Devamla) Demokrasinin öznesi özgür
bireydir değerli milletvekilleri. Kültürlerin, türkülerin, dillerin,
dinlerin, mezheplerin kardeşliğini asla unutmayın. Hükûmetlerin
görevi bireyin refahını, toplumun refahını
sağlamaktır; sosyal ve kültürel iktidarlarını kurmak
değil. OHAL KHKlarıyla tüm muhalefeti boğmak istiyorsunuz,
sizin gibi düşünmeyen insanları maalesef ezmeye
çalışıyorsunuz ama bunu başarmanız mümkün değil.
Bedri Rahmi Eyüboğlunun çok güzel ifade ettiği
gibi:
Marifet
hiç ezilmemek bu dünyada
Ama
biçimine getirip ezerlerse
Güzel
kokmak
Kekik
misali
Lavanta
çiçeği misali
Fesleğen
misali
Itır
misali
Yunus
misali
Tonguç
misali
Nazım
misali.
Teşekkür
ediyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Erkek.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım
BAŞKAN
- Sayın Muş
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hatip, Genel Başkanımızın
referandumu kullanmak suretiyle tek adam rejimi kurmaya
çalıştığı gibi asılsız iddialarda
bulunmuştur. Bu bir sataşmadır grubumuza. Söz talep ediyorum.
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkekin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisi Genel Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 12 Eylülde darbe olmuştur. 20 Temmuzda Anayasaya,
yasalara uygun şekilde Parlamentoda olağanüstü hâl ilan
edilmiştir yani milletin temsilcilerinin eliyle bir süreç
başlatılmıştır. Bu süreç neydi? Bu süreç, ülkenin
karşı karşıya kalmış olduğu durumun bertaraf
edilmesiyle ilgiliydi. Ha, Türkiyenin karşı karşıya
olduğu tehditler bertaraf edilir, vatandaşın bu anlamdaki huzuru
tesis edilir, bu anlamda olağanüstü hâlle ilgili durum da
sonlandırılır.
Bakın,
referandumun sonucunun meşru olup olmadığının
kararını buradaki hatip veremez. Referandumda herkes gitti,
fikirlerini, kanaatlerini anlattı, halk yüzde 51,5la buna onay verdi, bu
iş bitmiştir.
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) Vermedi, yanlış söylüyorsunuz.
MURAT
EMİR (Ankara) Mühürsüz, mühürsüz diyoruz.
MEHMET
MUŞ (Devamla) Milletin verdiği karara sizin Kabul etmiyorum.
demek gibi bir şansınız yoktur. Bunu bir kere hazmedeceksiniz,
kabul edeceksiniz. Bu, hazmedemeyişinizin dışa
yansımasıdır.
MURAT
EMİR (Ankara) Meşruiyet diyoruz,
anlamamışsınız.
BAŞKAN
Sayın Emir, lütfen
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) Doğuda zorbalıkla oy aldınız.
MEHMET
MUŞ (Devamla) Bakın, partili cumhurbaşkanlığı
Geçmiş dönemde partinizde de genel başkanlar hep olmuştur. AK
PARTİ kurulduğu günden itibaren zalimin hep karşısında
oldu. Zalimlerle mücadele ede ede biz bugünlere geldik. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) FETÖyle onun için mi hep beraberdiniz? FETÖ mazlum
muydu?
MEHMET
MUŞ (Devamla) Tek adam partisi arıyorsanız bir genel
başkanın Yorumu hoşuma gitmeyeni kapının önüne
koyarım. anlayışına bakacaksınız, tek adamı
orada arayacaksınız.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Neyi kapının önüne koyuyor?
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Ne alakası var?
MEHMET
MUŞ (Devamla) Millet gelen değişiklik teklifini, Anayasa
değişiklik teklifini değerlendirdi, bir karar verdi. Evet
veren de halktı, hayır oyu veren de halktır. Halkın
haricinde hiç kimse bu işe etki ve tesir edememiştir, edemez de.
Saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) Yasamaya aykırı olarak mı, mühürsüz
olarak mı?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sandık sonuç tutanaklarının
altında hepinizin imzası var, oraya bakacaksınız.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Doğal olarak, Sayın Gök, buyurun.
2.- Ankara Milletvekili Levent Gökün,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki
anekdotu sizlerle paylaşmak üzere söz aldım. Umarım yararlı
olur.
1931
seçimlerinden sonra Mustafa Kemal Atatürk Akşam gazetesi muhabirine der
ki: Başvekillik görevini İsmet Paşaya vereceğim.
Eğer kabul etmezse belki zorunlu olarak ben üstlenirim. Bu, ertesi gün
bütün gazetelerde, çevrede duyulunca herkes şöyle bir tezvirata
başlar: Cumhurbaşkanı Atatürk aynı zamanda Başbakan
mı olmak istiyor? Bu dedikodular alıp yürüyünce Atatürk bundan büyük
bir üzüntü duyar ve hemen Akşam gazetesinden o demeç verdiği muhabiri
çağırır, İsmet Paşayı çağırır,
bütün devlet erkânını çağırır ve onlara şunu der:
Benim bu söylediğimden anlaşılmak istenen şudur: Eğer
İsmet Paşa kabul etmezse ve memleketin umumi temayülü benim
Başbakanlık yapmamı gerektiriyorsa ben
Başbakanlığı büyük bir tevazuyla üstlenirim ama bu hâlde de
Cumhurbaşkanlığını bırakırım.
Şimdi, seksen yedi yıl önce, 1931 seçimlerinde Atatürkün
aldığı tavra bakın, bir de şimdiki
Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığı
birleştiren modele bakın. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bundan
tam yetmiş yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı oluyor 30
Kasım 1947de. İsmet Paşa kendisi
Cumhurbaşkanlığı uhdemde olduğu müddetçe Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanlığını bir vekile
bırakıyorum. diye bir önerge veriyor, tüzük
değişikliğini yaptırıyor ve yetmiş yıl önce
İsmet Paşa Cumhurbaşkanı oluyor, Cumhuriyet Halk Partisi
kurultayında yapılan değişiklikle Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkanlığına da Hilmi Uran seçiliyor değerli
arkadaşlarım. Alın size bir de partili
Cumhurbaşkanlığı örneği, partili
başbakanlık; yetmiş yıl önce.
TÜRABİ
KAYAN (Kırklareli) Yetmiş yıl sonra gelinen noktaya bak!
LEVENT
GÖK (Devamla) Seksen yedi yıl sonra
Yetmiş yıl sonra
geldiğimiz bu tabloyu dikkatlerinize bir kez daha sunmak bizim
başlıca görevimizdir.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Gökü dikkatle
dinledim. Bir konuyu açmamız gerekiyor. Burada sistem yenileniyor yani
yeni sistemde Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı
değil tek Cumhurbaşkanlığı oluyor. Yani
Cumhurbaşkanı hem Cumhurbaşkanı hem Başbakan gibi
bir tanımlama söz konusu değil. Bunu bir kere
karıştırmamamız gerekiyor.
Teşekkür
ederim.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkanım, Sayın Muş değerli
bir arkadaşımız ama herhâlde, Anayasa
değişikliğiyle Başbakanlık makamının
kalktığından ve daha sonra Cumhurbaşkanının da
yürütme yetkisini tek başına üstleneceğinden haberdar
değildir desem kendisine yakışmaz.
BAŞKAN
Onu söyledi ama zaten Sayın Gök. Sistemin değiştiğini
söyledi Sayın Muş.
LEVENT
GÖK (Ankara) Bakın, Mustafa Kemal Atatürk -orada sözlerim tabii zaman
sınırı içerisinde olduğu için- şu sözü de söylüyor
Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın
birleştirilmesini kendisine yakıştıranlara, diyor ki:
Arkadaşlar, biz bu zamana kadar bir tek adam rejimine, bir otoriter
rejime karşı çıktık. Bundan sonra kim benim tek adam gibi
davranmamı bekleyebilir? Bunu da ayrıca belirtmeyi uygun görüyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündeminin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmındaki sıralamanın
değiştirilmesi ile Genel Kurulun 1 Haziran 2017 Perşembe günlü
birleşiminde sözlü soruların görüşülmesinden sonra saat 24.00e
kadar çalışmalara devam edilmesi ve Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmındaki işlerin
görüşülmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde ilk olarak Bartın
Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç konuşacak.
Buyurun
Sayın Tunç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Bugün
milletçe üzüntü içerisindeyiz. Şırnakta düşen helikopterde
hayatını kaybeden şehitlerimiz var. Tümgeneral Aydın
Aydoğan Tokat Milletvekilimiz Yusuf Beyazıtın -Millî Savunma
Komisyonu Başkanımız aynı zamanda- dayısının
oğlu. Tümgeneral Aydoğana ve kazada hayatını kaybeden tüm
kahraman askerlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Milletimizin ve ailelerinin
başı sağ olsun.
Aynı
zamanda, dün Zonguldakta da madende bir göçük meydana geldi, 2 madencimiz
hayatını kaybetti. Bu madencilerimize de Allahtan rahmet diliyorum,
ailelerine sabır diliyorum, başları sağ olsun.
Değerli
milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisiyle, gündemde 420
sıra sayısıyla yer alan 670 Sayılı Olağanüstü Hâl
Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ve İçtüzükün 128inci Maddesine Göre Doğrudan
Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı Tezkeresinin, kanun tasarı ve teklifleri
kısmının 1inci sırasına alınması ve
diğer işlerin de buna göre teselsül ettirilmesi ve Meclisin
çalışma saatinin de bugün 24.00e kadar devam etmesi öneriliyor.
Değerli
milletvekilleri, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Millî Güvenlik
Kurulunun 20 Temmuzda aldığı tavsiye kararı sonrasında
Cumhurbaşkanımızın Başkanlığında
toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla Anayasamızın 120nci maddesi
gereğince ilan edilen olağanüstü hâl kararı 21 Temmuzda da
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı ve üçer aylık
dönemlerle de uzatma kararları alındı. Bu kararlar çerçevesinde
de bugüne kadar 24 tane kanun hükmünde kararname yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
Öncelikle
şunu ifade etmek lazım: 15 Temmuz darbe girişimi FETÖ mensubu
teröristlerin cumhuriyetimize yönelik bir saldırısıydı,
demokrasimize yönelik bir saldırısıydı, ülkemize,
milletimize yönelik bir saldırısıydı, âdeta bir işgal
girişimiydi. Millî iradeye, Türkiye Büyük Millet Meclisine, temel hak ve
özgürlüklere dünyanın gözü önünde büyük bir saldırı
gerçekleştirildi. Milletimiz, 15 Temmuz gecesi
Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve
diğer siyasilerin açıklamaları sonrasında öncesinde büyük
bir kahramanlık göstererek hemen bu saldırı girişimini
püskürtmeyi başardı. Milletimizin göstermiş olduğu bu insan
hakları mücadelesi, demokrasi mücadelesi aslında bütün dünyaya bir
mesajdı, bir örnekti. Şimdi milletimizin bu mücadelesini yarım
bırakmamak, akim bırakmamak, bu terör girişimini, darbe
girişimini gerçekleştirenlerin en ağır cezaya
çarptırılmaları ve devletin hangi kurumunda varsa buralardan
temizlenmesi, ayıklanması anlamında tedbirler
alınıyor. İdari tedbirler var ve kanun hükmünde kararnamelerle
de yasal tedbirler alınıyor. Bu kanun hükmünde kararnameler
yayımlandıkça, Resmî Gazetede yayımlandığı gün
Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk ediliyor. Tabii, bu usul tamamen
Anayasamızın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğümüzün
öngördüğü çerçeve içerisinde gerçekleştiriliyor. 21 Temmuzdan bu yana
24 tane kanun hükmünde kararname yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Anayasanın 121 ve 122nci maddeleri gereğince çıkarılan ve
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan bu kanun hükmünde kararnamelerin görüşülme
usulü de Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 128inci
maddesinde açıkça belirtilmiş. Buna göre OHAL kanun hükmünde
kararnamelerinin Anayasanın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün kanun tasarı ve tekliflerinin görüşmesi için
koyduğu kurallara göre komisyonlarda ve Genel Kurulda diğer kanun
hükmünde kararnamelerle kanun tasarı ve tekliflerinden önce ivedilikle en
geç otuz gün içinde görüşülüp karara bağlanması gerektiği
düzenlenmiş. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında da
komisyonlarda en geç yirmi gün içerisinde görüşmeleri tamamlanamayan kanun
hükmünde kararnamelerin Meclis Başkanlığınca doğrudan
doğruya Genel Kurul gündemine alınacağı ifade olunmuş.
17 Ağustos 2016 tarih ve 29804 sayılı Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren 670 sayılı Olağanüstü Hâl
Kanun Hükmünde Kararnamesi de aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulmuştur. Söz konusu kanun hükmünde
kararname, 18 Ağustos 2016 tarihinde (1/755) esas numarasıyla ilgili
komisyona havale edilmiş. Söz konusu kanun hükmünde kararnamenin
komisyonlarda görüşülmesine ilişkin yirmi günlük süre 17 Ekim 2016
tarihi itibarıyla sona ermiş. Bu nedenle belirtilen süre içerisinde
karara bağlanamadığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü 128inci madde gereğince Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı tarafından tezkere yazılmış
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına alınması için gönderilmiş. Genel Kurulun gündeminde
şu anda, bugüne kadar gelen kanun hükmünde kararname sayısı 10.
Yasalaşan, burada görüşmelerini tamamladığımız
kanun hükmünde kararname sayısı ise 5; 5 tanesini tamamladık.
Bunlardan 667, 668, 669, 671 ve 674 sayılı kanun hükmünde
kararnameleri Türkiye Büyük Millet Meclisi görüştü ve
kanunlaştırdı. Kanunlaşan kanun hükmünde kararnamelerin
toplam madde sayısına baktığımız zaman 255. Genel
Kurulun gündeminde olan 5 tane daha kanun hükmünde kararname var, komisyonlarda
olanlar da var ve tabii süreleri dolduğunda Genel Kurula gelecek olan
kanun hükmünde kararnameler var; bunları da Genel Kurul olarak bekliyoruz.
Genel Kurulun gündeminde olan tasarı ve tekliflerin
bir an önce kanunlaşmasını gerek kanun hükmünde kararnameler
gerekse diğer tasarı ve tekliflerin kanunlaşmasını
iktidar partisi olarak öncelikle biz elbette ki istiyoruz. Bir an önce
kanunlaşması için de elimizden gelen gayreti... Meclis
çalışmalarının daha verimli olması anlamında
muhalefetten de bu anlamda destek beklediğimizi de her defasında
ifade ediyoruz. Tabii grup önerileriyle Meclisin tasarı ve teklifler
bölümüne geçmesi epey bir zaman alıyor, hepiniz görüyorsunuz. Her gün, her
3-4 siyasi partinin grup önerisi var, bu grup önerileriyle biz akşama
kadar gündemi belirlemek için çalışıyoruz. Evet, toplumun
çeşitli kesimlerinin sorunları burada dile getiriliyor, grup
önerisiyle bunlar gündeme alınmak isteniyor. Evet, bu muhalefetin görevi,
bunu takdirle karşılıyoruz ama bu konuları da mazeret
yaparak Meclis gündemini akşam saatlerine kadar tasarı ve tekliflere
geçmeden, geçmeyi engelleme noktasında muhalefetin de biraz böyle bir
taktiği var, İç Tüzükten kaynaklanan bu hakkını
kullanıyor. Aslında siyasi partiler uzlaşabilir, kanun hükmünde
kararnameler Meclis gündemine geldi, bunlar görüşülecek, bunların bir
an önce görüşülmesi için tüm siyasi partiler bir araya gelip
uzlaşabiliriz. Hangileri önce görüşülsün, hangileri sonra
görüşülsün, bu konuda bir uzlaşma zemininin
oluşmasının maalesef muhalefetten
kaynaklandığını da görüyoruz.
MURAT EMİR (Ankara) Anayasa hükmü açık,
ivedilikle diyor, ivedilikle! Anayasa hükmü açık, görüşülecek bir
şey yok burada!
BAŞKAN Sayın Emir, lütfen müdahale etmeyelim.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Muhalefet partileriyle
uzlaştığımızda burada 3 bin maddelik 3 tane temel
kanunun bir hafta, iki hafta içerisinde nasıl geçtiğini de hepimiz
hatırlıyoruz. Demek ki olabilir. Burada özellikle sizlerden olumlu
bir tavır bekliyoruz.
Şu
anda, 5 tane kanun hükmünde kararname Mecliste görüşüldü. Meclis
denetiminden kanun hükmünde kararnameleri kaçırıyor. dedi Sayın
Erkek.
MUHARREM
ERKEK (Çanakkale) Evet, aynen öyle.
YILMAZ
TUNÇ (Devamla) Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Ya, bir aydır bir şey yapmıyor Meclis. Getirin
kardeşim, konuşalım.
YILMAZ
TUNÇ (Devamla) Eğer biz bu niyette olsaydık, kaçırma niyeti
olsa
10 tane gelmiş, 5 tanesini burada görüşmüşüz. Bir an önce
diğerlerini de görüşelim, kanunlaşsın.
Bu
anlamda ne Meclis denetiminden kaçırıyoruz ne de
yasalaşırsa yargı denetiminden kaçırmak gibi bir
düşüncemiz kesinlikle söz konusu değil. Eğer öyle bir
düşüncemiz olsaydı AK PARTİ olarak
16 Nisanda
gerçekleştirmiş olduğumuz Anayasa değişikliğinin
maddelerinden bir tanesi de OHAL düzenlemesiydi. Orada OHAL düzenlemesine
baktığımız zaman, eski madde-yeni madde arasındaki
farkı gördüğümüz zaman yeni maddenin ne kadar demokratik
olduğunu görüyoruz. Orada olağanüstü hâl kanun hükmünde
kararnamelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisine üç ay içerisinde
geleceğine ve üç ay içerisinde görüşüleceğine -aynı gün
Meclise gelecek- üç ay içerisinde görüşülme zorunluluğu,
görüşülmediği takdirde olağanüstü hâl kanun hükmünde
kararnamesinin hükümsüz kalacağına ilişkin bir düzenlemeyi bile
biz anayasal düzenleme olarak yaptık. O nedenle, OHAL
KHKlarının Meclis denetiminden
kaçırıldığına yönelik eleştiriye
katılmamız mümkün değildir.
Bu
nedenle CHP grup önerisi aleyhinde oy kullanacağımı
belirtiyorum. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tunç.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin lehinde son olarak Muş Milletvekili
Sayın Ahmet Yıldırım konuşacak.
Buyurun
Sayın Yıldırım. (HDP sıralarından
alkışlar)
AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin 670
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin özellikle gündeme
alınması ve Meclisin tatile girmeden bugün görüşülmesiyle ilgili
grup önerisi lehinde söz almış bulunuyorum. Bütün Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Yine,
konuşmama başlarken tekrar, dün Licede, Şırnakta
hayatını kaybeden güvenlik güçleri ile Zonguldakta bir göçük
kazasında hayatını kaybeden maden emekçilerine Allahtan rahmet
diliyorum, ailelerine içtenlikle başsağlığı diliyorum.
Şimdi,
ilan edildiği 20 Temmuz gününden bugüne kadar, hiçbir şekilde yurt
içi ve yurt dışında bu kadar uzun süreli gündemde tutulması
ve ona bağlı olarak alınan kararların kabulü mümkün olmayan
bir olağanüstü hâlin bir defa meşruiyet sorunu vardır. Çünkü,
bir iktidar ülkeyi demokratik ve normal koşulların
dışında neden tutmak ister? Ülkeyi yönetirken hukuk
koşullarından kopmayı, OHAL koşulları içerisinde
sürekli olarak tutmayı neden arzular? Aslında bunun cevabı,
hemen darbe sonrasında AKP Genel Başkanının, bugünkü Genel
Başkanın Bu darbe bize Allahın bir lütfuydu. sözünde
gizlidir. Çünkü, demokratik koşullarda, normal koşullarda,
olağan koşullarda hayata geçiremediği ve
ulaşamadığı emellerini ancak OHAL koşullarında
baskıcı yöntemlerle, siyasallaştırdığı yargıyla
ve YSKyla elde edebileceğine duyduğu inançla o gün o sözü etmiş
ve hâlâ OHALi uzatmasının temel sebebi de budur. Yoksa, sürekli OHAL
koşullarında bir ülkeyi yönetmek, açık söyleyelim, bir ülkeyi
normal yönetmeye dair duyulan âcziyetten başka bir şey değildir.
Siz bir ülkeyi normal koşullarda müesses nizam içerisinde
yönetemiyorsanız ve arzularınıza, emellerinize demokratik
yollardan ulaşamıyor, vatandaşları oylarını alma
konusunda bu yönlü ikna edemiyorsanız olağanüstü hâl
koşullarına başvurursunuz.
Başkaca
bir yoldan, AKP Genel Başkanı, başkan
olamayacağını bildiği ve bunu tecrübe ettiği için
OHALe ihtiyaç duydu. OHAL olmasaydı, kendisine ve partisine muhalif olan
aydın, yazar, çizer, gazeteci ve siyasetçiyi,
siyasallaştırdığı yargı marifetiyle böyle derdest
edemez, rehin alamazdı. Uygulanan, hukuk falan değil;
karşımızda duran yargı, bağımsız,
tarafsız yargı değil, boğazına kadar
siyasallaşmış. Mahkemelerin bazen almış olduğu
münferit hukuki kararlar sonrasında mahkeme heyetinin başına
nelerin geldiğini son bir ayda kaç örnekte tecrübe ettik. Dün ifade ettim,
yine ifade ediyorum: YARSAVın Başkanı, kendisi bir aile
mahkemesi hâkimi, aile konusunda uzman ama bir gece yarısı
kararnamesiyle -hiçbir şekilde uzmanlığının
olmadığını kendisi de söylüyor- iş mahkemesine
atanıyor ve Urfaya atanıyor. Eğer OHAL olmasa bunlar bu kadar
kolay yapılabilir mi? OHAL, bir iktidarın acziyetinden kaynaklı
başvurmuş ve uzatmakta olduğu yöntemden ve rejimden başka
bir şey değildir.
Yine,
eğer OHAL olmasa muhalif olan gazeteler, TVler, radyolar bu kadar kolay
kapatılabilir mi? Eğer OHAL olmazsa
OHAL ne bağlamında ilan
edildi? Darbeye karşı ilan edildi ve OHAL kapsamında
çıkarılan kanun hükmünde kararnameler -ki bunlardan biri de bu 670
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamedir- darbeye tedbir geliştirmek
üzere çıkarılan kararnameler olur. Şimdi, soruyorum,
değerli halkımızın takdirine sunuyorum: Arabalarda
kışın kullanılan kar lastiklerinin darbeyle nasıl bir
iltisakı var? İşte, OHAL kararnamesiyle kar lastikleriyle ilgili
düzenlemeler yapılıyor.
Bu darbe
bize Allahın bir lütfudur. dedi ey halkımız, emellerine ancak
böyle ulaşabileceğini bildi. 7 Haziranda, 1 Kasımda elde
edemediği başkanlığı ancak olağan
dışı koşullarda, demokrasi dışı
koşullarda, meşruiyet dışı koşullarda elde
edebileceğini bildiği için bu yönteme başvurdu. Yoksa,
düşünün, kendisi bir siyasi partinin genel başkanı Sayın
Erdoğan ama 299/1 Cumhurbaşkanına hakaret maddesinin
zırhının arkasına sığınmış, bugüne
kadar binlerce yurttaşımız Cumhurbaşkanına hakaretten
yargılanıyor. Peki, 299/1in ruhunu az biraz hukuktan anlayan herkes
bilir. Devletin ve halkın başının bağımsız
ve tarafsız olması hasebiyle kendisine dönük hakaretlerden
kaynaklı davalar açılabilir. Şimdi soruyorum: Sayın
Erdoğana söylenen bir cümle onun gibi Genel Başkan olan Sayın
Kılıçdaroğluna, Sayın Bahçeliye, Sayın
Demirtaşa söylenmesi durumunda aynı dava açılıyor mu?
Hayır. Peki, nasıl 299/1in arkasına sığınıp
bu kadar milletvekili, siyasetçi, yurttaş, gazeteci, akademisyen
hakkında Cumhurbaşkanına hakaretten dava açılır?
Kendisi söylüyor, Ben tarafsız ve bağımsız
olmayacağım. dedi, 10 Ağustos 2014te Cumhurbaşkanı
seçildiğinde söyledi, Ben bir siyasi kişiliğim. dedi. O zaman,
299/1 Recep Tayyip Erdoğan için hükümsüzdür. Recep Tayyip Erdoğana
hakaret Cumhurbaşkanına hakaret anlamına, eski
Cumhurbaşkanı tanımıyla, gelmiyor, bir siyasi partinin
Genel Başkanıdır. Öyleyse Kılıçdaroğluna,
Demirtaşa, Bahçeliye yapılan hakaretlerin de aynı kapsamda
değerlendirilmesi lazım. Bunun başkaca bir yolu ve izahı
var mıdır?
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğeri: Bakın, bu OHAL
karabasanı adı altında ülke ekolojik olarak talan ediliyor,
kültürel olarak talan ediliyor, emekçilerin hakları boğazına
kadar gasbediliyor, grev hakkı uluslararası evrensel bir hak
olmasına rağmen gasbediliyor ama bunların hepsi OHAL
kararnameleriyle özellikle keyfekeder bir şekilde işletiliyor.
Düşünün, bu ülkedeki 167 milyon zeytinliğin kesilmesi birkaç
fabrikanın ve iktidara yakın olan rantçı iş
adamlarının hizmetine sunulmak üzere bir yasa teklifiyle bu cendere
altında geçirilmeye çalışıyor. Zeytinciler şundan
ötürü isyan ediyor: Siz her şeye yoktan sahip olabilirsiniz, siz bir emek
vermeden rantla her şeye sahip olabilirsiniz ama biz
çocuklarımızı büyüttüğümüz gibi, gözümüzün nuru gibi o
zeytinlikleri büyüttük. diyorlar. Yetmiyor, bu yasayı geçirmeye
çalışan Bakan bu ülkenin yetiştirmiş olduğu
sanatçılardan biri Tarkanın zeytinliklere ve ekolojik sisteme dair
söylemiş olduğu cümleye laf yetiştiriyor. Neymiş? Tarkan
kendi işini yapsınmış. Eğer Tarkan sadece
yaptığı işle ilgilenirse şarkıcı, türkücü
olur ama doğaya, insana dönük saldırılara karşı durur,
bu konuda görüş beyan eder, Hükûmetin politikalarını
eleştirirse sanatçı olur. Şarkıcılık ve
türkücülük ile sanatçılık arasında böyle bir fark vardır.
Toplumun acısını, rahatsızlığını
hissetmek, ona kulak vermek, onun için bir kelamda bulunmak ve bunlara
karşı çözüm üretmekle alakalı bir durumdur. Ama iktidarın
sanat tahayyülü şarkıcılık, türkücülükle
sınırlıdır, Herkes kendi işini yapsın. Herkes
insanların hissettiği acıya, tasaya, kedere ortak olacak. Bir insanı
aydın yapan, bir insanı insan olmanın erdemine
ulaştıran tam da bunlardır.
Değerli
milletvekilleri, bakın, biz işte işimizi bu OHAL cenderesi
adı altında yürütüyoruz diyerek her şeyi yapabiliriz ama şu
OHAL ilan edildi edileli iktidar bu OHALi kendi politik çıkarları
için en pespaye şekilde kullandığından beri bu ülkenin
uluslararası itibarı alabildiğine irtifa kaybetmiş,
imajı oldukça zedelenmiştir. Bu ülkenin ciddi bir uluslararası toplum
nezdinde imaj ve itibar sorunu vardır. Bunda da 80 milyon insanımızın
bir payı yoktur, yanlışı yapan iktidar,
faturasını ödeyen bütün ülke. Böyle bir yağma yok ve
halkımıza içtenlikle buradan çağrımdır: OHAL denilen
melanet haksızca elde edilmiş olan iktidarın haksızca
kalıcılaştırılması ve sürdürülmesine hizmet etmektedir
ki bunun daha fazla sürdürülebilirliği yoktur diyorum. Bu
araştırma önergesinin lehinde oy kullanacağımızı
belirtiyorum.
Bütün
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde son olarak İstanbul Milletvekili
İsmail Faruk Aksu konuşacak.
Buyurun
Sayın Aksu. (MHP sıralarından alkışlar)
İSMAİL
FARUK AKSU (İstanbul) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 420 sıra sayılı 670 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin gündemin ilk sırasına alınması
yönündeki grup önerisi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
aldım, Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Dün gece
millet olarak yüreğimize kor düştü, Şırnakta askerî
helikopterin düşmesi sonucu 13 kahramanımız şehit oldu,
Hakka yürüdü. Şehitlerimize Allahtan rahmet, Türk Silahlı
Kuvvetlerine, ailelerine ve milletimize başsağlığı ve
sabır diliyorum, mekânları cennet olsun.
Değerli
milletvekilleri, bugüne kadar OHAL kapsamında 24 kanun hükmünde kararname
çıkartılmıştır. Bunlardan 670 sayılı
Olağanüstü Hâl Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, ülke genelinde ilan edilen
olağanüstü hâl kapsamında darbe teşebbüsü ve terörle mücadele
çerçevesinde gerekli bazı tedbirlerin alınması ile bunlara
ilişkin usul ve esasları belirlemektedir. Kanun hükmünde kararname,
görevden çıkarmalar ve bunların durumu, hakkında inceleme ve
soruşturma yürütülen kişiler ve yakınlarına ait bilgilerin
temini, devir işlemleri, 2010 KPSS sınavı, mali suçlara
ilişkin tedbirler, mağdur olanların tazminat ve istihdam
hakları, yeniden ifade alma işlemleri ve önceki kanun hükmünde
kararnamelere ilişkin bazı düzeltmelerden ibarettir. Buna göre, millî
güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fetullahçı terör
örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı belirlenen 196 kamu
görevlisi, 112 askerî personel, 24 Sahil Güvenlik Komutanlığı
personeli, 2.360 Emniyet Genel Müdürlüğü personeli olmak üzere toplam
2.692 kişi başka bir işleme gerek kalmaksızın
görevlerinden çıkarılmıştır. Görevine son verilenler,
rütbe veya memuriyetleri mahkûmiyet kararı aranmaksızın
alınacak ve bu kişiler bir daha kamu hizmetinde istihdam
edilemeyecek, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecektir.
Bunların silah ruhsatları, pasaportları, gemi
adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal
edilecek ve oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından tahliye edileceklerdir. Bu kişiler özel güvenlik
şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı da olamayacaktır.
Kamu görevinden çıkarılanlar, uhdelerinde taşımış
oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve yüksek mahkeme
başkan ve üyeliği, müsteşar, hâkim, savcı, kaymakam ve
benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını
kullanamayacaklar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına
bağlı olarak sağlanan haklardan da yararlanamayacaklardır.
Kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya hazineye devredilen
kurumlara ilişkin işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları
belirlemeye vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü,
diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkili olacaktır.
11 Temmuz 2010 tarihinde uygulanan Kamu Personel Seçme Sınavında
genel yetenek ve genel kültür test sonuçlarına göre veya bu sonuçlar da
esas alınmak suretiyle atanan personelin atama işlemlerinin geçerliliği
devam edecek, ancak bu sınav sorularını veya
cevaplarını hukuka aykırı bir şekilde sınav
öncesinde ya da sınav sırasında elde ettiği tespit edilen
kişilerin atamaları iptal edilecektir. Hakkında inceleme ve
soruşturma yürütülen kişiler ile bunların eş ve
çocuklarına ilişkin ihtiyaç duyulan her türlü bilgi ve belge kamu ve
özel tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca verilecektir. Suç Gelirlerinin
Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunda işlemleri askıya
alma ve gerçekleştirmeme amacıyla yedi iş günü olarak
belirlenen süre olağanüstü hâlin devamı süresince otuz iş günü
olarak uygulanacaktır. Aynı olayla ilgili olarak yeniden ifade
alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu
işlem olağanüstü hâlin devamı süresince cumhuriyet
savcısı veya cumhuriyet savcısının yazılı
emri üzerine kolluk tarafından yapılabilecektir. Darbe teşebbüsü
ve terör eylemleri ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin
ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya
bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı
oldukları sırada yaralandıkları tespit edilenlere
ilişkin tazminat ve istihdam imkânı getirilmektedir. Burada gaziler
arasındaki ayrımın giderilmesi gerektiğine dikkat çekmek
istiyorum. Terörle mücadele sırasında yaralanıp da gazi
sayılmayanların mutlaka gazi sayılmalarının temin
edilmesi gerekmektedir. Zira gazilik, vatan, millet ve mukaddesat uğruna
mücadele sırasında yaralananlara verilen bir şeref payesidir, az
ya da çok yaralanması bunu değiştirmeyecektir ve malulen
emeklilik kriterleriyle ilişkilendirilmesi de doğru
olmayacaktır. Bu nedenle, Hükûmetten Milliyetçi Hareket Partisi olarak
verdiğimiz bu ayrımın giderilmesine ilişkin kanun teklifine
destek olmalarını bekliyoruz.
Değerli milletvekilleri, OHAL kapsamında bugüne
kadar 102.374 kamu görevlisi kurumlarından ihraç edilmişlerdir.
Bilindiği gibi, OHAL sürecinde mağdur olduğunu iddia edenler
için 7 kişilik bir OHAL Komisyonu kuruldu. İlgililer buraya
başvuracak, onların kararları üzerine ise idari işleme karşı
dava açabilme imkânları ortaya çıkacaktır. Bu komisyonun
kurulmasını önemli buluyoruz ve bazı mağduriyetlerin önüne
geçileceğini bu vesileyle düşünüyoruz. Ancak, 100 bin üzerinde
başvuru olduğu dikkate alındığında Komisyonun
bunları sonuçlandırabilmesi çok zaman alacaktır. Bu nedenle,
Komisyonun hızlı karar alma adına belirleyeceği ilkeler
doğrultusunda bazı konularda karar verme yetkisinin kurumlara
bırakılması daha hızlı sonuç alınmasını
ve mağduriyetlerin giderilmesini mümkün kılabilecektir. Bu noktada,
devam eden olağanüstü hâl uygulaması sırasında vatandaşlarımızın
karşılaştığı sorunlar ve
taşıdıkları endişelere işaret etmek,
dikkatlerinizi çekmek istiyorum, bunlardan bazıları
şunlardır: Adaletin tesisine ilişkin kaygılar, hak arama
özgürlüğünün kısıtlanması, kamu görevlilerinin somut
bulgulara dayanmadan görevine son verilmesi, savunma hakkının göz
ardı edilmesi, asılsız ihbar ve şikâyetlere dayalı
işlem yapılması, alt düzeydeki görevlilerle
uğraşılırken üst düzey görevliler ve siyasiler
hakkında bir işlem yapılmaması, iadelerin suçsuzluğa
dayalı olmaktan çok kayırmacılığa dayalı
yapılıyor algısı, OHAL kapsamına girmediği hâlde
kanun hükmünde kararnamelerle farklı konularda da düzenleme
yapılması, kripto olarak görevlerine devam eden FETÖcülerin
bulundukları yerlerde kasıtlı, yanlış yönlendirmesiyle
oluşan mağduriyetlerdir.
Olağanüstü
hâl kuşkusuz bugün olduğu gibi, şartların gerektirdiği
durumlarda başvurulması gereken anayasal bir kurumdur. Bununla
birlikte, uygulamanın hukuk ve adalet anlayışını
egemen kılarak ve haklı ile haksızı, suçlu ile suçsuzu
birbirinden ayıracak adil bir yönetim anlayışı ortaya
koyarak sürdürülmesi zorunludur. Bu durumda, ancak,
vatandaşlarımızda oluşan soru işareti giderilmiş,
topyekûn bir mücadele anlayışı hâkim
kılınmış olacaktır.
Bu
çerçevede, FETÖyle mücadele kapsamında çıkarılan 670
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin gündemde öne alınarak, daha
önce kanunlaşan 5 kanun hükmünde kararname gibi Genel Kurulda
görüşülebileceğini değerlendiriyoruz.
Milliyetçi
Hareket Partisi her gelişmeyi devlet ve millet yararına, hak, hukuk
ve adalet adına titizlikle izleyip, doğru gördüklerini desteklerken,
yanlış bulduklarını da eleştirmeyi sürdürecektir.
Bu
düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aksu.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Gündemin
Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI(x)
1.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkunun,
yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/24) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
2.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkunun,
son yıllarda yapılan petrol ve doğal gaz sondajlarının
miktarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/25) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
3.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkunun,
Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerinden elde edilmesi planlanan elektrik
üretimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/26) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
4.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkunun,
son on üç yılda elektrik üretimindeki artış düzeyine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/27) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
5.- Bolu Milletvekili Ali Ercoşkunun,
TANAP Projesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/28) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
6.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Karadeniz Bölgesinde yapılması planlanan HESlere
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/65) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
7.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Yeşil Yol Projesine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/70) (Cevaplanmadı)
8.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Trabzondan yoğun olarak gerçekleşen göçe ve
yapılan çalışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/71) (Cevaplanmadı)
9.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, TİKAnın faaliyetlerine ilişkin Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğandan sözlü soru önergesi
(6/78) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
10.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, kamuda işe alım, terfi ve meslekten çıkarma
uygulamaları ile ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/94) (Cevaplanmadı)
11.- Balıkesir Milletvekili İsmail
Okun, Balıkesirde kurulan bir tesiste fosil yakıtlar
kullanılarak enerji elde edilmesine ve çevreye olası etkilerine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/105) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, yüksek gerilim hatlarının yer altına
alınmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/129) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
13.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdede AVMlerin şehir dışına
alınması ve şehir içinde parklar yapılması ile ilgili
çalışmalar olup olmadığına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/175) (Cevaplanmadı)
14.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akının, akaryakıt fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/181) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
15.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, insansız hava araçları ile ilgili yasal mevzuata
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/182) (Cevaplanmadı)
16.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Rusyadan alınan doğal gaz miktarına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/215) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
17.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Osmaniyenin Kadirli ilçesine bağlı bir köyde yaşanan
elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/219) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
18.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adana Metrosu ve Adanaya hızlı tren hattının
getirilmesi ile ilgili çalışmalara ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/276) (Cevaplanmadı)
19.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adananın Karaisalı ilçesindeki orman kadastrosu
çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/277) (Cevaplanmadı)
20.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adananın merkez ve ilçelerindeki elektrik
dağıtım şebekeleri ile ilgili sorunlara ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/280) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
21.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, elektrik faturalarına yansıtılan ek bedellere
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/281) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
22.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Doğu Karadeniz Bölgesinde madencilik faaliyetleri için
verilen ruhsatlara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/292) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
23.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Doğu Karadeniz Bölgesinde kurulması planlanan küçük
hidroelektrik santrallerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/294) ve Başbakan Yardımcısı
Veysi Kaynakın cevabı
24.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Bakanlık ile bağlı kurum ve
kuruluşların hizmet binalarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/316) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
25.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Başbakanlık ile bağlı kurum ve
kuruluşların hizmet binalarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/319) (Cevaplanmadı)
26.- Balıkesir Milletvekili İsmail
Okun, tarımda enerji kullanımına ve enerji verimliliğini
sağlamaya yönelik çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/338) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
27.- Kocaeli Milletvekili Haydar
Akarın, CNG sisteminin yaygınlaştırılmasına
yönelik çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/343) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
28.- Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın, Türkiye Taş Kömürü Kurumu ile bir
madencilik şirketi arasındaki redevans sözleşmesine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/346) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
29.- Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın, Türkiye Taşkömürü Kurumunun personel
ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/347) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
30.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdede Vakıflar Genel Müdürlüğünce bakım ve
onarımı yapılan tarihi eserlere ilişkin Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğandan sözlü soru önergesi
(6/364) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
31.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğde Çiftehanda jeotermal su potansiyelini artırmak için
yapılan çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/390) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
32.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tanın, Türkiyenin elektrik ihtiyacına ve hidroelektrik santralleri
ile üretilen elektrik miktarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/400) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
33.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, bir elektrik dağıtım şirketinin
almış olduğu güvence bedellerini zamanında iade
etmediği iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/414) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
34.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, elektrik kesintileri nedeniyle dağıtım
şirketleri tarafından ödenmesi gereken tazminatlara ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/415) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
35.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akının, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve
Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanılmasında
Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik kapsamında
yapılan verimlilik artırıcı proje başvurularına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/418) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
36.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, bir elektrik dağıtım şirketinin
uygulamalarıyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/419) (Cevaplanmadı)
37.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, bir elektrik dağıtım şirketinin
uygulamalarıyla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/420) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
38.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, bir elektrik dağıtım şirketinin
uygulamalarıyla ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/421) ve Başbakan Yardımcısı
Veysi Kaynakın cevabı
39.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, elektrik dağıtım şebekesinden kaynaklanan
hasar bedellerinin dağıtım şirketleri tarafından
ödenmediği iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/422) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
40.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, madencilik politikasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/432) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
41.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, madencilikle ilgili kurumlarda istihdam edilen mühendislerin
işten ayrılmalarının önlenmesine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/433) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, nişasta bazlı şeker üretim kotasının
artırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/436) (Cevaplanmadı)
43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, MTA Mağara Araştırmaları Projesi kapsamında
Niğdede incelenen ve açığa çıkarılan mağaralara ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/447) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
44.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdede İl Özel İdaresi ve belediyelerin MTA ile
birlikte yürüttüğü çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/448) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
45.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Doğu Akdenizdeki jeotermal enerji aramalarına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/449) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
46.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Melendiz ve Hasan Dağının jeotermal potansiyelinin
araştırılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/450) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
47.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Nevşehirin Acıgöl, Derinkuyu ve Gülşehir
ilçelerindeki jeotermal sahalarda yürütülen çalışmalara ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/452) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
48.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdenin Kitreli beldesinde MTA tarafından yapılan su
sondajlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/457) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
49.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, şans oyunlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/495) (Cevaplanmadı)
50.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, sivil memurların özlük haklarının
iyileştirilmesine yönelik çalışmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/501) (Cevaplanmadı)
51.- İzmir Milletvekili Atila
Sertelin, Türkiyede yabancıların işlettiği maden
ocaklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/624) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
52.- Mersin Milletvekili Serdal
Kuyucuoğlunun, FETÖ ile bağlantılı kuruluşlara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/629) (Cevaplanmadı)
53.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akının, Balıkesirin Burhaniye ilçesine bağlı
Kırtık Yaylasına elektrik hizmeti götürülmemesine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/634) ve
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
54.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdede tarımsal sulama için kullanılan elektriğin
üretim maliyetlerini artırdığı gerekçesiyle elektrik
fiyatlarında indirim yapılması ve mevcut elektrik
borçlarının faizlerinin silinmesi talebine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/668) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
55.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, kış saati uygulamasına geçilmemesi nedeniyle
konutlarda elektrik ve doğal gaz tüketiminde meydana gelen
artışa ve 2017 yılında kış saati
uygulamasına geçilip geçilmeyeceğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/669) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
56.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, elektrik arz sıkıntısı nedeniyle organize sanayi
bölgelerinde meydana gelen üretim kaybına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/672) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
57.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, özelleştirilmesinin ardından faaliyetleri
sonlandırılan kamu kuruluşlarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/713) (Cevaplanmadı)
58.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, kamu kurum ve kuruluşlarının özelleştirilmesi
kapsamında yapılan taşınmaz satışlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/714) (Cevaplanmadı)
59.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdede taşra teşkilatı bulunmayan kamu kurum ve
kuruluşlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/715) (Cevaplanmadı)
60.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tanın, Uğur Mumcu cinayetiyle ilgili MİTte bulunan belgelere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/732) (Cevaplanmadı)
61.- Diyarbakır Milletvekili Altan
Tanın, 3 Aralık 1994 tarihinde bir gazetenin bombalanmasıyla
ilgili MİTte bulunan bilgi ve belgelere ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/733) (Cevaplanmadı)
62.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, KİTlerin üretim tesislerinde kullanılan enerji türlerine
ve kullanılan enerjinin üretim maliyetlerine yansımasına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/750) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
63.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Eti Maden Kırka Bor İşletme Müdürlüğünde 2010
yılında yapımı tamamlanan buhar kazanı ve türbinine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/751) ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynakın
cevabı
64.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, 2000 yılından itibaren özelleştirilen şeker
fabrikalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/754)
(Cevaplanmadı)
65.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Eti Maden İşletmelerinde görev yapan mühendislerin
işten ayrılmalarının önlenmesine yönelik
çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/762) ve Başbakan Yardımcısı Veysi
Kaynakın cevabı
66.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, borik asit için uygulanan gümrük vergilerine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/763) ve Başbakan
Yardımcısı Veysi Kaynakın cevabı
67.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, HES inşaatları kapsamında yapılması
gereken peyzaj çalışmalarına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/59) (Cevaplanmadı)
68.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, ülkeye kaçak yollarla çay sokulmasına ve engellenmesi için
yapılan çalışmalara ilişkin Gümrük ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/60) (Cevaplanmadı)
69.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Karadeniz Bölgesindeki HESlere ve doğaya etkilerine
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/95) (Cevaplanmadı)
70.- Balıkesir Milletvekili İsmail
Okun, Balıkesirde kurulan bir tesisin çevreye olası etkilerine
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/104) (Cevaplanmadı)
71.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, floresan lambaların insan sağlığına
etkilerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/111) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
72.- Balıkesir Milletvekili İsmail
Okun, nadir görülen bir hastalığın tedavi olanaklarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/115) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
73.- Antalya Milletvekili Çetin Osman
Budakın, Antalyada kış aylarında yaşanan hava
kirliliğine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü
soru önergesi (6/122) (Cevaplanmadı)
74.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, dizüstü bilgisayarların insan sağlığına
etkisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/130) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
75.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Trabzonun Ortahisar ilçesinde burun estetiği olan bir
vatandaşın hayatını kaybetmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/131) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
76.- İstanbul Milletvekili Ali
Özcanın, bebek ölüm oranlarına ve bebek ölümlerinin engellenmesi
için yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/136) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
77.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdeye bağlı bir köyün sağlık hizmetleri
ile ilgili sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/143) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
78.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdeye bağlı bir mahalledeki kentsel dönüşüm
çalışmalarına ve tarihi yapılar ile ilgili incelemelere
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/144) (Cevaplanmadı)
79.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Tuz Gölünün dip temizliği ile atıklardan
arındırılmasına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/166) (Cevaplanmadı)
80.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, tapu çalışanlarının sorunlarına ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/173)
(Cevaplanmadı)
81.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesindeki Uyuz Göleti ile ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/220) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
82.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesindeki Uyuz Göletinin bazı
hastalıkların tedavisinde kullanılmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/221) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
83.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdede kapanan sağlık ocaklarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/222) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
84.- Isparta Milletvekili Nuri Okutanın,
sigara kullanımını önlemek için yapılan
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/258) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
85.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Trabzonun Sürmene ilçesindeki katı atık arıtma
tesisine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/265) (Cevaplanmadı)
86.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Trabzonun Sürmene ilçesindeki katı atık arıtma
tesisine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/266) (Cevaplanmadı)
87.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Trabzonun Sürmene ilçesindeki katı atık depolama
sahasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/267) (Cevaplanmadı)
88.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Doğu Karadeniz Bölgesindeki ÇED uygulamalarına
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/272) (Cevaplanmadı)
89.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adananın Yüreğir ilçesindeki hastane ihtiyacına ve
Kozan Devlet Hastanesinin hizmete girmemesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/278) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
90.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adananın Tufanbeyli ilçesindeki devlet hastanesinin
sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/279) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
91.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Bakanlık ile bağlı kurum ve
kuruluşların hizmet binalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/315) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
92.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Bakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşların
hizmet binalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/317) (Cevaplanmadı)
93.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Trabzonun Uzungöl bölgesi ile ilgili imar
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/325) (Cevaplanmadı)
94.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akının, Balıkesir Devlet Hastanesi Onkoloji bölümünün doktor ve
sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/340) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
95.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, küresel ısınmanın etkilerine ve alınacak
önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/348) (Cevaplanmadı)
96.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adananın Ceyhan ilçesindeki atık su arıtma tesisinin
yaydığı kokuya ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/351) (Cevaplanmadı)
97.- Adana Milletvekili Elif Doğan
Türkmenin, Adıyamanın Kahta ilçesindeki atık su arıtma
tesisinin çalışmamasına ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/352) (Cevaplanmadı)
98.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Bakanlığın Niğde Üniversitesine tıp
fakültesi açılması ile ilgili kararına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/355) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
99.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, alternatif tıp uygulamalarının denetimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/376) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
100.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğde Üniversitesine tıp fakültesi açılması
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/386) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
101.- Trabzon Milletvekili Haluk
Pekşenin, Sürmene Çamburnu Kutlular Düzenli Katı Atık Depolama
Sahasına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/393) (Cevaplanmadı)
102.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, mısır şurubunun sağlığa
zararlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/412) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
103.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, fırınlarda çalışanların sağlık
kontrollerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/437) ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı
104.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesinde bulunan Uyuz Göletinin suyunun
tedavi amaçlı kullanılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/458) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
105.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, kentsel dönüşüm alanlarında yer alan tarihi yapılara
ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/476) (Cevaplanmadı)
106.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, koruma altına alınan alanlara ve denetimlerine ilişkin
Çevre ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/484)
(Cevaplanmadı)
107.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Niğde ilindeki Kızılca Deresine dökülen
atığa ve alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/504) (Cevaplanmadı)
108.- Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü
Bozkurtun, son on yılda meslek hastalığı sebebiyle
yaşamını yitiren ve tedavi gören kişilere ilişkin
sözlü soru önergesi (6/556) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
109.- Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü
Bozkurtun, otizmli çocukların eğitimi için sağlanan devlet
desteğinin artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/566) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
110.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, engellilerin erişebilirliklerinin sağlanmasına yönelik
kamu kuruluşları ve belediyeler tarafından yapılan
çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanından
sözlü soru önergesi (6/608) (Cevaplanmadı)
111.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, KPSS-2016/1 Yerleştirme İşlemleri kapsamında
Bakanlığa yerleştirilen mimar ve mühendislerin
atamalarının yapılmamasına ilişkin Çevre ve
Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/665) (Cevaplanmadı)
112.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, optisyenlerin kamuda istihdamına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/680) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı
113.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, 2015 ve 2016 yıllarında suda boğulma sonucu
hayatını kaybeden kişilere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/690) ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
114.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, küresel ısınma ve iklim değişikliği
konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin Çevre ve Şehircilik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/693) (Cevaplanmadı)
115.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, salgın hastalığa yakalanan Suriyeli
sığınmacılara ve sağlık sorunları nedeniyle
hayatını kaybedenlere ilişkin sözlü soru önergesi (6/699) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
116.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Zoonotik ve Vektörel
Hastalıklar Daire Başkanlığında daire
başkanı olarak veteriner hekimlerin görev alıp
almadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/708) ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
117.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin, kişi başına tüketilen hayvansal besin
miktarının günlük protein ihtiyacını
karşılayıp karşılamadığına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/716) ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı
118.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü
Tümerin, kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin Çevre
ve Şehircilik Bakanından sözlü soru önergesi (6/722)
(Cevaplanmadı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemine ayrılan süreyi daha
verimli kullanmak için, gruplar arasındaki uzlaşıyı da
dikkate alarak önergelerin okunması işlemi yapılmayacaktır.
Önergeler tam metin hâlinde Tutanak Dergisinde
bastırılmaktadır.
Ayrıca,
cevaplanacağı önceden bildirilen soru önergelerinin özet bilgilerini
içeren liste gruplara dağıtılmıştır.
Şimdi,
sözlü soru önergelerini cevaplandırmak üzere Başbakan
Yardımcısı Sayın Veysi Kaynakı kürsüye davet
ediyorum.
Buyurun
Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, çok
saygıdeğer milletvekilleri; başta Değerli
Başkanımız olmak üzere, saygıdeğer milletvekillerimizin,
milletimizin, İslam dünyasının ramazanını tebrik
ediyorum. Ayrıca, dün Şırnak Şenobada helikopter
kazasında şehit olan bütün askerlerimize, tümgeneralimize; Diclede
terörle mücadelede şehit olan askerlerimize, bütün şehitlerimize
-polis, asker, korucu- Allah'tan rahmet diliyorum, ailelerine taziyeler
diliyorum.
Sayın
Başkanım, ben de soruları okumadan cevaplara geçeceğim.
Ömer
Fethi Gürer Milletvekilimizin (6/364) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine
cevaben: Son beş yıl içerisinde Sıralı Cami, Afife
Hanım Cami, Kıyılı Cami, Yahya Baran Cami ve Bor Yeni Hamam
olmak üzere toplam 5 yapının restorasyon işleri
yapılmıştır. Bugüne kadar harcanan para 1 milyon 207 bin
471,78 kuruştur.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Yeni Hamamın müteahhidi gitmişti, daha
yeni geldi. İki yıldır yapılmadı, inşaatı
bitmedi.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Evet. Bahsetmiştim
Saygıdeğer Milletvekilim, o bizden değil, Kültür
Varlıkları Kurulunun projeyi onaylama sürecinin geciktiğinden
kaynaklanmıştı.
ÖMER FETHİ
GÜRER (Niğde) Yok, yok, müteahhidi kaçtı bunun.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Şunlara cevap vereyim,
anlatırım efendim.
Trabzon
Milletvekilimiz Haluk Pekşen Bey'in (6/78) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: 656 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Başbakanlığımızla iş birliği
yapılması hedeflenen ülkelerle sadece ekonomik, ticari alanda
değil, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında da iş
birliğinin geliştirilmesi görevi verilmiştir. Bu kapsamda, Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı tarafından
gerçekleştirilen projeler, alıcı ülkelerle ikili iş
birliğinin ve ilişkilerin çok yönlü olarak geliştirilmesine
katkı sağlamaktadır. Bunun da Türkiye'ye yansıması
siyasi, diplomatik destek ve dış ticaret hacminin artması gibi
farklı şekillerde olabilmektedir. Türkiye'nin Pasifikten Orta
Asyaya, Orta Doğu ve Afrikadan Balkanlara, Kafkasyadan Latin Amerikaya
kadar birçok ülkeyle ikili sosyoekonomik ilişkileri ve buna
bağlı olarak dış ticareti son yıllarda büyük bir ivme
kazanmıştır. Türkiye'nin dış ticaretinin
arttığı ülkeler aynı zamanda TİKA
Başkanlığımızın faaliyet alanı içinde yer
almakta olup bu durum Türkiye'nin artan dış ticareti ve TİKA faaliyetleri
arasında bir ilişki kurulabileceğini göstermektedir. TİKA
Başkanlığımız üstlenmiş olduğu bu önemli
görev ve sorumlulukların bilincinde olarak gerçekleştirdiği
proje ve faaliyetlere en iyi şekilde katkı sağlayabilecek,
gerektiğinde profesyonel ve akademik niteliklere sahip personelle çalışmakta
ve yapılan personel alımları tamamen cari mevzuata uygun bir
şekilde gerçekleştirilmektedir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, ayrıca TİKA, yurt dışı
yardımlarının koordinasyon görevini de yerine getirmektedir.
Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun (6/27) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Ülkemizin 2002 yılında toplam elektrik üretimi
129.400 gigavat olup bu miktar 2016 yılında 273.388 gigavata
ulaşmıştır. Üretimdeki on üç yılık
artış miktarı ise yaklaşık yüzde 102,3 olmuştur.
Enerji Bakanlığımız 2015-2019 Stratejik Planında
elektrik üretiminin artırılması hedefleri doğrultusunda
aşağıdaki hedeflere yer vermiştir: Yerli kömürden üretilen
elektrik enerjisi miktarının dönem sonunda yıllık 60 milyar
kilovat düzeyine çıkartılması sağlanacaktır.
Bolu
Milletvekili Ali Ercoşkunun (6/24) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevabım: Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı
hidroelektrik, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle elektrik üretim
tesislerinin kurulu gücü 31.117,8 megavata ulaşmıştır.
Son
yıllarda yapılan petrol, doğal gaz sondajları ve petrol
arama ve üretme faaliyetlerindeki gelişmelere gelince: Son on üç
yılda toplam 1.699 adet kuyu açılmış ve 2,8 milyon metre
sondaj gerçekleştirilmiştir. Son on üç yılda 89 üretim
sahası keşfedilmiştir.
Ham
petrol: Mevcut ham petrol rezervimizin yüzde 82sine karşılık
gelen 43,7 milyon ton rezerv ilavesi sağlanmıştır. 19
şirket tarafından 1.329 kuyudan günlük ortalama 48 bin varil ham
petrol üretimi gerçekleştirilmektedir.
Doğal
gaz: Mevcut doğal gaz rezervimizin yüzde 75ine tekabül eden 2,7 milyar
metreküp rezerv ilavesi sağlanmıştır. 16 şirket
tarafından 234 kuyudan günlük ortalama 1,1 milyon metreküp doğal gaz
üretimi gerçekleştirilmektedir.
Arama ve
üretim yatırımları olarak son on üç yılda toplam 9 milyar
Amerikan doları yatırım yapılmış, yüzde 50si
özel sermayeli şirketler tarafından gerçekleştirilmiştir.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Türkiyedeki üretimi ne doğal gazın?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Söyledim az önce, söyledim az önce.
BAŞKAN
Sayın Bakan, devam edin lütfen.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Doğal gaz rezervimize 2,7 milyar
metreküp rezerv ilavesi sağlanmıştır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Yüzde kaçını karşılıyor?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) 234 kuyudan günlük ortalama 1,1 milyon
metreküp doğal gaz sağlanmaktadır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Tamam, orayı anladık. Doğal gazda Türkiye
tüketiminin yüzde kaçını karşılıyor üretim?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) O ayrı bir soru. Ben sadece Türkiyedeki
rezervler bakımından söyledim. Onu da ilaveten
cevaplandırayım.
(6/26)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Akkuyu Nükleer Santralinden
yıllık toplam 35 milyar kilovat, Sinop Nükleer Santralinden
yıllık toplam 33 milyar kilovat elektrik enerjisi üretilmesi
planlanmaktadır. Bu kapsamda, Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri
işletmeye alındığında şu anki elektrik
talebimizin yaklaşık yüzde 26sı bu santrallerden
karşılanacaktır.
Enerji
Bakanlığı olarak ülkemiz enerji sektöründe enerji politikalarının
sürdürülebilir koşullarda gerçekleştirilmesi ve tüketicilere en ideal
şartlarda elektrik enerji arzının sağlanması
hedeflenmektedir.
Enerji
kaynaklarının çeşitlendirilmesi, doğal gaza
bağımlılığın azaltılması ve arz
güvenliği açısından Akkuyu ve Sinop Nükleer Santralleri büyük
önem taşımakta olup söz konusu santrallerden üretilecek olan elektrik
enerjisiyle doğal gaz ithalatında yıllık 3 milyar
dolarlık tasarruf gerçekleştirilecektir.
Var olan
yerli kömür kaynaklarının elektrik enerjisi üretim
yatırımlarına dönüştürülmesi ve yeni kaynakların
araştırılması sağlanacaktır.
Nükleer
enerjinin elektrik enerjisi üretim portföyüne dâhil edilmesi
sağlanacaktır.
Ayrıca,
yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin
sağlanması ve bu üretimin desteklenmesi kapsamında, ülkemizde
2023 yılında elektriğin en az yüzde 30unun yenilenebilir
kaynaklardan üretilmesi hedeflenmektedir.
(6/28)
esas numaralı soruya cevaben: Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru
Hattı, 4 Haziran 2006 tarihinde işletmeye alınan 1.769 kilometre
uzunluğundaki BTC Ham Petrol Boru Hattı ile başta Azeri petrolü
olmak üzere Türkmen ve Kazak petrolleri emniyetli, ekonomik ve çevresel
açıdan uygun bir şekilde Ceyhana taşınmakta ve buradan da
tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılmaktadır.
Irak-Türkiye
Ham Petrol Boru Hattı Taşıma Anlaşmasının
bazı maddelerine yönelik değişiklikleri içeren ve mezkûr anlaşmanın süresinin
uzatılmasını amaçlayan değişiklik anlaşması
19 Eylül 2010 tarihinde Bağdatta imzalanmış, 2011 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Uzun süre kullanılamayan hattan Irak petrollerinin
sevkiyatına 2014 Mayıs ayında başlanmıştır.
Irak-Türkiye
Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin 2018 yılında Türkiyeye
gelmesi yönünde çalışmalar yürütülmektedir.
Hazar
Geçişli Türkmenistan-Türkiye Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı
Projesi: 29 Ekim 1998 tarihli anlaşma kapsamında 30 milyar metreküp
Türkmen gazının taşınması öngörülmüşken Hazar
Denizinin hukuki statüsündeki belirsizlik ve Türkmenistanın 2007de
benimsediği gazı sınırda satma politikası gibi
nedenlerden Türkmenistanla gaz ticareti maalesef tesis edilememiştir.
Türkmenistan
doğal gazının sevkiyatı: 30 Mayıs 2013 tarihinde
Aşkabatta Türkmenistan Hükûmeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti
Arasında Türkmenistandan Türkiyeye Doğal Gaz Sevkine
İlişkin Çerçeve Anlaşması imzalanmıştır.
TANAP
(Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi): Gürcistan
sınırından başlayarak Yunanistan ve/veya Bulgaristan
sınırına uzanan, başlangıç olarak Azerbaycanın
Şahdeniz Sahasının ikinci aşamasından üretilecek
doğal gazı taşıyabilecek yaklaşık 1.850 kilometre
uzunluğundaki boru hattının inşası devam etmektedir.
TANAPtan Şahdeniz Sahasının ikinci aşama üretimine
paralel olarak 2018 yılı sonunda Türkiyeye ve 2020 yılı
içerisinde Avrupaya gaz arzının başlatılması
öngörülmektedir.
TANAP
projesi temel atma töreni 17 Mart 2015 tarihinde Karsta
gerçekleştirilmiştir. Projenin temel mühendislik
çalışmaları Nisan 2014 tarihi itibarıyla
tamamlanmış, çevre ve etüt değerlendirme raporu ise Temmuz
2014te onaylanmıştır. Proje kapsamında
çalışmalar devam etmektedir.
Trabzon
Milletvekilimiz Haluk Pekşen Beyin (6/65) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Sayın Pekşenin sorusu: Karadeniz Bölgesinde
yapılan ve yapılması planlanan HESlere bölge halkı
başta olmak üzere konunun uzmanları, STKlar karşı
çıkarken, son hızla yeni HESlere izin verilmektedir. cümlesiyle
başlıyor.
Evet,
Karadeniz Bölgesinde faaliyette, işletme aşamasında olan hâlen
176 HES, inşaat aşamasında olan 47 HES bulunmaktadır.
Karadeniz Bölgesindeki HES projeleriyle ülkemiz enerji ihtiyacının
yüzde 18i karşılanabilmektedir. Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından fizibilite çalışmaları
sırasında suların en verimli şekilde kullanılması
maksadıyla ilk önce yöredeki halkın içme suyu ihtiyacı, sulama
suyu ve doğal hayat sularının planlanmasından sonra kalan
suların boşa gitmemesi için enerji maksatlı HESler
yapılmaktadır. Yapılması planlanan HES için EPDK
tarafından lisans verilmekte olup lisans süresi boyunca enerji
maksatlı kullanılacak su tahsisini kapsayacak şekilde lisans
sahibi firma ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz
arasında su kullanım hakkı anlaşması düzenlenmektedir.
Ayrıca, EPDK tarafından verilen üretim lisansları kurumun
internet sitesinde de yayınlanmaktadır.
İsmail
Ok Milletvekilimizin (6/105) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben:
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Elektrik Piyasası
Lisans Yönetmeliği ve ilgili mevzuatla lisans alma koşulları
belirlenmiş olup bu koşulları yerine getirmiş
şirketlere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından
lisans verilmektedir. Ayrıca, üretim lisansı başvurusunda
Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği kapsamında gerekli
olan kararın alınması ve EPDKya sunulması gerekmektedir.
Söz konusu projenin ÇED süreciyle ilgili çalışmaları ÇED
Yönetmeliği gereği Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
tarafından yürütülmüş ve sonlandırılmış olup,
9/10/2015 tarihinde ÇED olumlu kararı verilmiştir.
Niğde
Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürerin (6/129) esas numaralı sorusuna
cevaben: Tüm enerji iletim hatlarının yer altına
alınması teknik ve ekonomik olarak mümkün değildir. Özellikle
büyük şehirlerimizde altyapısı tamamlanmış alanlarda
yeni iletim hatlarımız yer altı kablosu olarak tesis edilmekte
ve bu bölgelerdeki mevcut iletim hatlarımız da teknik
yapılabilirlik çerçevesinde, belli bir program dâhilinde yer altı
kablosu olarak yenilenmektedir.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Yüksek gerilim hatları kanser
yapıyormuş Sayın Bakanım.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Efendim, yüksek gerilim hatları
Türkiye Elektrik İletim A.Ş.nin sorumluluğunda. Türkiye
Elektrik İletim A.Ş.nin sorumluluğunda bulunan 154-380 kilovat
yüksek gerilim enerji iletim hatları, Elektrik Kuvvetli Akım
Tesisleri Yönetmeliğinde belirtilen yatay ve düşey emniyetli
yaklaşım mesafelerine uyulacak şekilde tesis edilmektedir. Ancak
enerji iletim hatları için kamulaştırılan alanlar,
plansız ve çarpık yapılaşma nedeniyle yer yer ihlal
edilmektedir.
Balıkesir
Milletvekilimiz Ahmet Akın Beyin (6/181) esas numaralı sorularına
cevaben: 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa göre petrol
fiyatları en yakın erişilebilir dünya serbest piyasa
oluşumu dikkate alınarak, serbest piyasa koşullarına göre
oluşmakta olup, rafineri fiyatlarının endeksle
oluşturulması, dağıtıcı ve nakliye
paylarının tavanı gibi fiyatların dolaylı veya
dolaysız olarak kamu tarafından belirlenmesine ilişkin
uygulamalar sona erdirilmiştir. Ayrıca, petrol piyasasında
dolaşımda bulunan tüm petrollerin fiyatı ham petrol
fiyatındaki değişimlerden etkilenmekle birlikte, fiyatların
oluşumuna etki eden birçok faktörün de bu süreçte rol
oynadığı bilinmektedir. Bu kapsamda, fiyatlar serbest rekabet
ortamında, piyasada belirlenmektedir.
Akaryakıt
fiyatları içerisinde en yüksek vergilerin bulunduğu ülkenin Türkiye olduğu
iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Doğru, 5inci sırada!
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) 2017 Yılı Mart Ayı
Petrol ve LPG Piyasası Fiyatlandırma Raporuna göre, EPDKnın
raporuna göre 95 oktan kurşunsuz benzinden alınan en yüksek vergi
oranı yüzde 67,66yla Hollanda, motorinden alınan en yüksek vergi
oranı ise yüzde 64,16yla Birleşik Krallık piyasasında
görülmektedir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bizde yüzde
kaçmış Sayın Bakan?
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ
KAYNAK (Devamla) Yazılı cevap veririm.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ben söyleyeyim
bilmiyorsanız, yüzde 63; 5inci sıradayız dünyada.
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ
KAYNAK (Devamla) Yazılı cevap veririm efendim.
CHP Milletvekilimiz Ömer Fethi
Gürerin (6/215) esas numaralı sorusuna cevaben: Doğal gaz alım
satım anlaşmaları uluslararası ilişkiler
açısından ekonomik ve siyasi etkileri olan ticari akitler olup bu
anlaşmaların hükümleri ticari gizlilik içermektedir. Gizli tutulan
konuların açıklanması anlaşmaya aykırılık
teşkil eder. Bu durum, gerektiğinde anlaşmanın feshi veya
bu nedenle doğan zararın tazmini gibi yaptırımlara yol
açabilir.
Enerji Piyasası Düzenleme
Kurumunun 2015 yılı sektör raporunda yer alan verilere göre,
İstanbul ilinde tüketilen doğal gaz miktarı 8.344,53 milyon
santimetreküptür.
Ülkemiz, başta Rusya Federasyonu
olmak üzere farklı tedarikçi ülkelerden boru hatlarıyla gaz olarak,
deniz yoluyla da LNG ithal etmektedir. İthal edilen doğal gaz ulusal
iletim ve dağıtım kanallarıyla tüketicilerin hizmetine
karışık olarak sunulmaktadır. Bu nedenle Rusya
Federasyonundan ithal edilen doğal gazla çalışan kaç adet
doğal gaz yakıtlı termik santral olduğuna ilişkin bir
sayı verilebilmesi mümkün değildir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Toplam rakam yok mu Sayın Bakan? Alınan miktar
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ
KAYNAK (Devamla) Ömer Bey, sorular neyse onlara cevap veriyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Burada Rusyadan alınan doğal gaz miktarını soruyoruz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, Sayın Bakan cevaplarını versin, kalan
sürede sorunuzu sorarsınız, karşılıklı olmaz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ama
soruların cevapları değil.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI VEYSİ
KAYNAK (Devamla) Ömer Bey, tekrar ediyorum: Cevaplarımdan tatmin
olmazsanız o fırsat var İç Tüzükümüz gereğince
sorarsınız. Ben devam ediyorum şimdi, bakın, belki de
vardır devamında cevabın.
2014 yılında ithal edilen
gazın yüzde 54,76sı Rusyadan karşılanırken, kesin
olmayan verilere göre 2015 yılında bu oran yüzde 56 civarında
olmuştur.
Silivri Doğal Gaz Depolama
Tesisinin depolama kapasitesi 2,661 milyar metreküp olup günlük enjeksiyon
kapasitesi 16 milyon metreküp, geri üretim kapasitesi ise 25 milyon
metreküptür. Ayrıca, BOTAŞ Genel Müdürlüğü tarafından Tuz
Gölünde 1 milyar metreküp yer altı doğal gaz depolama projesi
yürütülmekte ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
tarafından ise Silivrideki mevcut depolama tesislerinin kapasite
artırma çalışmaları sürdürülmektedir. Kış dönemi
olarak değerlendirilen 2014-2015 Ekim-Mart döneminde ülkemiz doğal
gaz talep ortalaması 156,26 milyon metreküp olmuştur. Ülkemizin yer
altı doğal gaz depolama kapasitesi 2,661 milyar metreküp olup günlük
üretim kapasitesi olan 25 milyon metreküp miktar kadar katkı
sağlamaktadır.
Yine,
Niğde Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin (6/219) esas numaralı
sorusuna cevaben: Osmaniye ili Kadirli ilçesi Köseli köyünün enerji
aldığı hat üzerinde bakımların yapılması,
iletkenlere yaklaşan ağaçların budanması, ana
dağıtım merkezinde gerekli iyileştirme
çalışmalarının yapılması amacıyla Toroslar
EDAŞ tarafından 2015 yılı içerisinde planlı kesintiler
yapılmış olup şu an itibarıyla Köseli köyünde yaşanan
bir elektrik kesintisi bulunmamaktadır. Kullanıcıların
enerji almakta olduğu hatlarda oluşan arızalara yirmi dört saat
çalışan arıza bakım onarım ekipleri tarafından en
kısa sürede müdahale edilmektedir.
Elif
Doğan Türkmen Milletvekilimizin (6/280) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Dağıtım şirketlerinin hizmet
sahası içerisindeki şebekelerde yeni yatırımlar, bakım
onarımlar, üçüncü şahıslara ait hatların
bağlantısı nedeniyle planlı elektrik kesintileri
yapılabilmektedir. Şirketin hizmet sahası içerisinde yapılan
bakım çalışmaları, ilgili mevzuatında belirtilen
sürelere uygun olarak planlanmakta ve uygulanmakta olan
bakımsızlık nedeniyle yaşanan bir elektrik kesintisi
bulunmamaktadır.
Yine,
Elif Doğan Türkmen Milletvekilimizin (6/281) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Elektrik enerjisi fon payı, TRT payı ve elektrik
ve havagazı tüketim vergisi gibi fon, pay ve vergilerin belirlenmesi,
tüketicilerden tahsil edilmesi ve ilgili mercilere aktarılması
uygulamaları Enerji Bakanlığımızın görev
alanı dışındadır. Enerji
Bakanlığımız tarafından düzenlenen tarifeler fonsuz
olarak belirlenmekte ve fon, pay ve vergiler elektrik tedarik faaliyetleriyle
iştigal eden lisans sahipleri tarafından mevzuatına uygun olarak
bu tarifelere eklenerek abonelere yansıtılmaktadır.
Trabzon
Milletvekilimiz Haluk Pekşen Beyin (6/292) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Bu, (6/292) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
konusu (7/432) esas numaralı Yazılı Soru Önergesi ve BİMER
başvurusunda, Başbakanlık İletişim Merkezi
başvurusunda cevaplandırılmıştır.
Enerji
Bakanlığımız Maden İşleri Genel Müdürlüğü
kayıtlarında yapılan incelemelerde Artvin, Ordu, Giresun,
Gümüşhane, Rize ve Trabzon illerimizde 303 şirket uhdesinde
kayıtlı 1.012 ruhsat, muhtelif kamu kurum ve kuruluşları
adına 175 adet hammadde üretim izni ve bölgede kayıtlı muhtelif
ruhsat sahiplerine ait 13 adet jeotermal ruhsat bulunmaktadır.
Ayrıca, MİGEM kayıtlarında söz konusu bölgede maden arama
ve işletme faaliyetlerinde bulunan ruhsatlar açısından proje
değişikliği talebi bulunmamaktadır.
Söz
konusu illere ilişkin maden ruhsat sayılarının ve ruhsat
alanlarının dağılımları şu şekildedir:
Artvin, ruhsat sayısı 153, ruhsat alanı 292.450,25 hektar;
Giresun, ruhsat sayısı 230, ruhsat alanı 291.832,09 hektar; Gümüşhane,
ruhsat sayısı 241, ruhsat alanı 293.587,50 hektar; Ordu, ruhsat
sayısı 201, ruhsat alanı 221.796,17 hektar; Rize, ruhsat
sayısı 60, ruhsat alanı 171.221 hektar; Trabzon, ruhsat
sayısı 127, ruhsat alanı 101.367 hektar. Bununla birlikte,
toplam 1.012 ruhsat ve 1.372.254,96 hektar.
Bununla
birlikte, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 23üncü
maddesinde yer alan Kanunlarda ticarî sır olarak nitelenen bilgi veya
belgeler ile, kurum ve kuruluşlar tarafından gerçek veya tüzel
kişilerden gizli kalması kaydıyla sağlanan ticarî ve malî
bilgiler, bu Kanun kapsamı dışındadır. hükmü
gereği şirket isimlerinin ticari sır kapsamında olduğu
Bakanlığımızca değerlendirilmektedir.
Trabzon
Milletvekilimiz Haluk Pekşen Beyin (6/294) esas numaralı
sorularına cevaben: Doğu Karadeniz Küçük Hidroelektrik Santralleri
Kalkınma Projesi 2009 yılında Türkiye Elektromekanik Sanayi
A.Ş. (TEMSAN) tarafından planlanmış ve basın yoluyla
kamuoyuna duyurulmuştur ancak söz konusu projenin uygulama
aşamasına geçilememiş ve proje kapsamında herhangi bir çalışma
yapılamamıştır.
Yine,
Haluk Pekşen Beyin (6/316) esas numaralı sorularına cevaben:
Enerji Bakanlığımızın kullanmış olduğu
binanın mülkiyeti Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi Genel
Müdürlüğüne aittir ancak Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünün
hizmet binası hazine adına kayıtlı olup Enerji Bakanlığımız
tarafından Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğüne tahsis
edilmiştir. Bakanlığımızca hizmet binası olarak
kullanılan yerler için herhangi bir kira bedeli ödenmemektedir. Enerji
Bakanlığımız bağlı kuruluşlarından
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün Doğu Anadolu Van Bölge
Müdürlüğü hizmet binası Feray İnançtan ve Orta Anadolu
Kızılcahamam İkinci Bölge Müdürlüğü hizmet binası ise
Metin Yıldırımdan kiralanmıştır. Diğer
bağlı kuruluş olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun ise
kiralık hizmet binası bulunmamaktadır.
Balıkesir
Milletvekilimiz İsmail Ok Beyin (6/338) esas numaralı
sorularına cevaben: Tarımdaki modern tekniklerin enerji tüketimini
sormuş. Enerji Bakanlığımızın revize edilmiş
denge tablolarına göre 2015 yılında tarım ve
hayvancılık sektöründe 3 milyon 932 bin ton eş değer petrol
enerji kullanılmıştır. Toplam birincil enerji arzı
içerisindeki oranı da yüzde 3,04 olarak gerçekleşmiştir.
Bakanlığımızın doğrudan tarımda enerji
verimliliğine ilişkin bir çalışması bulunmamakla
birlikte bu hususta Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığıyla birlikte çalışmalar
yapılmaktadır.
Kocaeli
Milletvekilimiz Haydar Akar Beyin (6/343) esas numaralı sorularına
cevaben: Ülkemizde, sıkıştırılmış doğal
gaz formunda doğal gaz satışları, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumundan sıkıştırılmış
doğal gaz satış lisansı alan tüzel kişilikler
tarafından gerçekleştirilmektedir.
Sıkıştırılmış doğal gaz lisansı
sahibi şirketler, almış oldukları lisans içeriğine
göre doğal gazı yerli üreticilerden, toptan satış
şirketlerinden veya şehir içi dağıtım
şirketlerinden satın alabilmekte ve satın aldıkları
gazı sıkıştırmak suretiyle nihai tüketicilere
sunmaktadır. EPDK tarafından yayınlanan sektör raporlarında
yer alan verilere göre yurt içi piyasada aktif olarak faaliyet gösteren
sıkıştırılmış doğal gaz satış
şirketi sayısı 2017 yılı Mart ayı itibarıyla
45e ulaşmıştır. Ülkemizde,
sıkıştırılmış doğal gaz sisteminin
kullanılmasının yaygınlaştırılmasına
ilişkin gerekli tedbirler alınmaktadır. 2016 yılı sonu
itibarıyla, yurt içinde nihai tüketicilere yapılan
sıkıştırılmış doğal gaz formunda
doğal gaz satışları 191,78 milyon metreküp, toplam yurt içi
doğal gaz satışlarının 46.395,06 olup bu da binde 41ini
oluşturmaktadır. Yurt içi piyasada gerçekleşen 191,78 milyon
metreküp miktarındaki sıkıştırılmış
doğal gaz tüketiminin 15,92 milyon metreküplük kısmı nihai
tüketiciler tarafından araç yakıtı olarak
kullanılmaktadır.
(6/346)
esas numaralı, Bartın Milletvekilimiz Rıza Yalçınkaya
Beyin sorularına cevaben: Redevans karşılığı
taş kömürü işletmeciliği yapmak üzere Hattat Enerji ve Maden
Ticaret A.Ş.yle redevans sözleşmesi imzalanan Amasra B
sahasında 22/1/2016 tarihinde üçüncü üretim yılı sona ermiş
ve dördüncü üretim yılına geçilmiştir. Üçüncü üretim
yılı sonu itibarıyla, firmanın Türkiye Taşkömürü
Kurumuna gecikme faizleri hariç 155 milyon 910 bin 62 lira 13 kuruş borcu
bulunmaktadır. İşletmeci firma olan Hattat Enerji ve Maden
Ticaret A.Ş.nin hazırlık süresini bitirip üretim
aşamasına gelinip gelinmediği hususunun
tartışmalı ve ihtilaf konusu olduğu ve otuz altı ay ek
hazırlık süresi talepli, Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesine dava
açmıştır. Yargı süreci devam ederken firma ikinci bir dava
daha açmış olup yargı süreçleri devam etmektedir. Bu arada,
firmanın hazırlık süresi için üretmeyi taahhüt ettiği 500
bin ton kömüre ait 8.513.700 lira KDV dâhil redevans bedelinin yasal yollardan
tahsili için Zonguldak 1. Sulh Hukuk Mahkemesine TTK -Türkiye Taşkömürü
Kurumu-tarafından alacak davası açılmıştır.
Yine,
Rıza Yalçınkaya Milletvekilimizin (6/347) esas numaralı sorusuna
cevaben: Türkiye Taşkömürü Kurumunda işçi açıkları her
yıl sonunda yayımlanan bir sonraki yıla ait genel
yatırım ve finansman programına istinaden giderilmeye
çalışılmaktadır. Ayrıca, TTK tarafından, toplam
3.200 yeraltı işçisine ihtiyaç duyulduğu gerekçesiyle
Müsteşarlık nezdinde girişimde bulunulmuş ve Hazine
Müsteşarlığının 28/12/2015 tarihli ve (37378) esas
sayılı cevabi yazısıyla da 2015 yılı programının
331 numaralı tedbirinde, kuruluşun zarar eden bir yapıdan
çıkarılması amacıyla bir eylem planı
hazırlanacağı ve kurumun yeniden
yapılandırılacağı ifadesinin yer aldığı
belirtilerek yüksek sayıdaki personel talebinin kamu üzerinde
oluşturabileceği yük, yüksek maliyet dikkate
alındığında talebin yeniden yapılandırma
çalışmaları kapsamında değerlendirilmesinin daha uygun
olacağının düşünüldüğü cevaben iletilmiştir.
Niğde
Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin (6/390) esas numaralı sorusuna
cevaben: Çiftehan jeotermal sahasında yapılan jeoloji ve jeofizik
etüt çalışmaları sonucunda sahanın geliştirilmesine
yönelik sondaj lokasyonları belirlenmiş olup Niğde İl Özel
İdaresi tarafından ihale yoluyla özel sektöre ait sondaj
firmasına yaptırılan ve teknik danışmanlık hizmeti
kapsamında Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü kontrolünde gerçekleşen
sondajda 800 metre derinliğe ulaşılmıştır.
Yapılan sondajda kuyu tabanında maksimum 40,07 santigrat derecelik
sıcaklık değerine ulaşılmış olup
yapılan üretim tesisi çalışmalarında jeotermal
akışkan elde edilememiştir.
Yine,
Çiftehan jeotermal sahasında, sahada bulunan mevcut üretim
kuyularının yedeklenmesi amacıyla 500 metre derinliğinde
açılan 3 adet kuyuda 52-54 santigrat derece
sıcaklığında ve 12-18 litre/saniye debi değerinde
jeotermal akışkan elde edilmiştir.
Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın (6/400) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: 1 Ocak 2015 tarihinden Mart 2016 tarihine kadar
Türkiyenin elektrik ihtiyacı 331.500 gigavat iken aynı tarihler
arasında hidroelektrik santrallerinden elde edilen elektrik enerjisi
84.325,9 gigavattır.
Trabzon
Milletvekili Haluk Pekşen Beyin (6/414) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri
Yönetmeliğinin 37nci maddesinin (1)inci fıkrasının (b)
bendi Güncelleme yapılmasını takiben, tüketicinin görevli tedarik
şirketine olan tüm borçların ödenmesinden sonra varsa
güncellenmiş güvence bedelinin bakiyesi, işletme kayıtları
veya bulunması hâlinde tüketicinin güvence alındı belgesi
dikkate alınarak talep tarihinden itibaren en geç beş işgünü
içerisinde tüketiciye iade edilir. Güvence bedelinin iadesi için borcun
ödenmesi dışında herhangi bir koşul ileri sürülemez ve
belge istenemez. hükmü emredici şekilde düzenlenmiştir.
Çoruh
Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden önergede yer alan
hususlara ilişkin bilgi talep edilmiştir. Gelen bilgi şu
şekildedir: Çoruh Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi,
1/1/2013 tarihinden itibaren Çoruh Elektrik Dağıtım Anonim
Şirketi ve Çoruh Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi
yani görevli tedarik şirketi olarak ikiye ayrılmıştır.
1/1/2013 tarihinden itibaren güvence bedellerinin alınması veya
iadesi Çoruh Elektrik Perakende Satış Anonim Şirketi
tarafından gerçekleştirilmekte olup Çoruh Elektrik
Dağıtım Anonim Şirketinde herhangi bir güvence bedeli
alınması veya iade işlemi yapılmamaktadır. İlgili
mevzuat hükümlerine göre, görevli tedarik şirketince sözleşmesi sona
ermiş abonelerin güvence bedelleri bankacılık kanalıyla
abonelerin verdiği IBAN numaralarına mevzuata uygun şekilde ve
süresi içerisinde ödenmektedir.
Haluk
Pekşen Beyin (6/415) esas numaralı sorularına cevaben: Elektrik
dağıtım şirketlerinin tamamını kapsayan ve
şirketlerin tazminat yükümlülüklerinin kontrolüne yönelik
çalışma, şirketlere ait yıllık kesin tabloları
üzerinde incelemelerle devam etmektedir. Çalışmanın tamamlanmasını
müteakip tazminat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen ya da eksik yerine
getiren şirketlerin tespit edilmesi durumunda gerekli idari denetim süreci
başlatılacaktır. Ayrıca, müşteri şikâyetleri,
EPDKya yapılan bildirimler ve şirketlere yapılan diğer yazışmalar
kapsamında gerekli olduğunda EPDK tarafından da inceleme
yapılmakta ve mevzuat ihlali tespit edilmesi hâlinde denetim süreci
işletilmektedir. Elektrik dağıtım şirketlerinin
tazminat ödemesi yükümlülüğünü yerine getirmemesine ya da eksik yerine getirmesine
göz yumulması asla mümkün değildir.
Balıkesir
Milletvekilimiz Ahmet Akın Beyin (6/418) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: 2009-2015 yılları arasında toplam 358 adet
verimlilik artırıcı proje başvurusu
yapılmış, bunlardan 230 adet verimlilik artırıcı
proje desteklenmeye hak kazanmıştır. 2016 yılında ise
92 adet verimlilik artırıcı proje başvurusu
yapılmıştır, bu projelerin değerlendirilmesi devam etmektedir.
Bugüne kadar projelerden 46 tanesi tamamlanmış ve destek ödemesi
olarak bu projelere toplam 4 milyon 201 bin 845 lira 90 kuruş
tutarında ödeme yapılmıştır. Yıllar bazında
ödenen destek miktarı aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
2011, proje sayısı 13. Dolayısıyla toplam proje
sayısı 46 olmuştur, rakamı -bir önceki sayfada
verdiğim gibi- 4 milyon 201 bin 845 lira 90 kuruştur.
Trabzon
Milletvekilimiz Haluk Pekşen Beyin (6/420) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Çoruh ve Fırat Elektrik Dağıtım Anonim
Şirketleri 1/10/2010 tarihinde özel sektöre devredilmiştir. Kamu
tarafından ihale edilen arıza bakım onarım işleri
1/6/2013 tarihine kadar yüklenici firmalar tarafından yürütülmüştür.
Yüklenici firmaların çalışanlarının ücret ve ücret
dışı yan haklarını zamanında ve tam olarak
ödemediği, sürekli eleman değişikliği
yaptığı ve benzeri çalışan mağduriyeti yaratan
uygulamaların olduğuna dair şikâyetlerin çoğalması
üzerine ihale bedeli ve şartları aynı kalmak kaydıyla
çalışanlar Çoruh ve Fırat Elektrik Dağıtım Anonim
Şirketlerinin yüzde 99 hissesine sahip olan Çoruh Aksa Elektrik Hizmetleri
Anonim Şirketi ve Fırat Aksa Elektrik Hizmetleri Anonim
Şirketinin kadrosuna alınmıştır. Söz konusu
kadroların sayıları süreç içerisinde ihtiyaca göre
artmış, çalışanların tamamı sendikal haklara da
kavuşmuştur. Kamu döneminde yapılan ihale şartları,
bedelleri ve satış oranları değişmemek
şartıyla, Çoruh Aksa Elektrik Hizmetleri Anonim Şirketi ve
Fırat Aksa Elektrik Hizmetleri Anonim Şirketinin kestiği hizmet
faturalarının dışında herhangi bir bedel ödenmesi veya
para transferi yapılması asla söz konusu değildir.
Yine
Haluk Pekşen Beyin (6/421) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine
sorusuna cevaben: Şirket genelinde norm kadroların tamamı
Yani,
yine soru Aksa Enerji Şirketinin uygulamalarıyla yani Fırat ve
Çoruh Elektrik Dağıtım Şirketleriyle ilgili. Şirket
genelinde norm kadroların tamamı dolu olup şirkete norm kadroyla
ilgili herhangi bir fatura kesilmesi söz konusu değildir. Arıza
bakım ve onarım işleri kamu döneminden devam eden ve
özelleştirme sonrası yapılan ihalelerin aynı şart ve
bedelleriyle Fırat Aksa ve Çoruh Aksa Elektrik Hizmetleri Anonim
Şirketine yaptırılmaktadır. İşçi sözleşmesi
personel ve araçlara ait tüm bedelleri kapsamaktadır. Fırat ve Çoruh
Aksa Elektrik Dağıtım AŞye bu işler için mükerrer bir
fatura ödenmemiştir. Bahse konu holding bünyesinde çalışanlara
Fırat ve Çoruh Elektrik Dağıtım AŞden ücret ödenmesi
söz konusu değildir. Fırat ve Çoruh Elektrik Dağıtım
AŞnin İstanbulda kurulu iş yerinde insan kaynakları,
muhasebe, finans, yatırım, satın alma, tarife grubu gibi
departmanlarda çalışanlar bulunmaktadır. Bu çalışanlar
sadece Fırat ve Çoruh Elektrik Dağıtım Anonim
Şirketine hizmet vermektedir. Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında
çeşitli yardım kampanyaları gerçekleştirilmektedir ancak
önergede bahsedildiği şekilde, bugüne kadar hiçbir parti adına
veya aracılığıyla herhangi bir yardım
yapılmamıştır. Şirkete başkalarına
alınan hediye ve/veya yardım kolilerinin ödemesi fatura
edilmemiş, böyle bir ödeme de yapılmamıştır.
Trabzon
Milletvekilimiz Haluk Pekşen Beyin (6/422) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Elektrik Dağıtım ve Perakende
Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin
26ncı maddesi hükümleri doğrultusunda, cihaz hasarıyla ilgili
olarak kullanıcı tarafından dağıtım
şirketine başvurulur. Dağıtım şirketi
tarafından yapılan incelemeler sonucunda, eğer hasar
kullanıcının kendi hatasından kaynaklı değil ise
cihaz hasarı şirket tarafından karşılanır.
Dağıtım şirketi tazmin talebini ancak makul gerekçelere
dayalı olarak reddedebilir. Kullanıcı zararının tazmini
hususunda dağıtım şirketi tarafından yapılan
işlemlere ilişkin şikâyetler EPDK tarafından
değerlendirilmektedir. Gerekmesi hâlinde şirketten bilgi ve belge
istenmekte veya yeniden inceleme ve değerlendirme yapılması
istenmektedir. Dağıtım şirketlerinin reddettiği
taleplere ilişkin olarak gerekçe belirtilmemiş veya makul olmayan
gerekçeler ileri sürülmüş ise uygulamayı düzeltmesi istenmektedir.
Konuya ilişkin mevzuata aykırı uygulamalar 6446 sayılı
Elektrik Piyasası Kanununun Yaptırımlar ve
yaptırımların uygulanmasında usul başlıklı
16ncı maddesi kapsamında değerlendirilmektedir. Bununla
birlikte, reddedilen tazminat talepleri hakkında
kullanıcıların yetkisine göre tüketici hakem heyetleri veya tüketici
mahkemelerine başvurma hakkı bulunmaktadır.
Yine,
Niğde Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin (6/432) esas numaralı
sorusuna cevaben: Enerji Bakanlığımızın 2015-2019
Stratejik Planında, madencilik politikaları kapsamında tüm
madencilik işletmelerinin E-Devlet Projesi kapsamında elektronik
ortamda yürütülmeye başlanması, enerji dışı doğal
kaynaklara yönelik arama faaliyetlerinin artırılması, enerji
dışı doğal kaynaklar için entegre bilgi bankası alt
yapısının oluşturulması, ülkemiz için kritik
hammaddeleri de içeren ulusal hammadde strateji belgesi hazırlanması,
ülkemiz maden kaynaklarının aranmasının uluslararası
standartta yapılması ve raporlandırılmasına
ilişkin altyapı çalışmalarının
yapılması, işlenmiş ürün üretiminin ve ihracatın
artırılması, ithal ve yerli konsantreler ile ikincil ürün
dönüşümünden değerli mineraller elde edilmesine yönelik tedbirlerin
tasarlanıp hayata geçirilmesi ve ulusal standartlarda etkin, verimli ve
güvenli madencilik yapılmasına imkân sağlayacak işletme ve
denetim yapısının oluşturulması hedefleri
belirlenmiştir. Hedeflerin tamamının 2019 yılı sonuna
kadar gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.
Ülkemizdeki
madencilik faaliyetleri 3213 sayılı Maden Kanunu ve ilgili
yönetmeliklerle düzenlenmektedir. Mevzuatın güncelliğini ve
etkinliğini sağlamak amacıyla gerekli değişiklikler
yapılmaktadır. Bu kapsamda, Yetkilendirilmiş Tüzel
Kişilikler Yönetmeliği 3 Haziran 2016 tarihinde Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ayrıca, Maden Kanunu
Uygulama Yönetmeliğinin yayımlanmasına dair
çalışmalar da devam etmektedir. Aynı zamanda, sektörün mevcut
sorunlarına veya sektöre ait gelişmelere ilişkin yapılan
çalışmalara ilgili STK temsilcileri ve üniversite temsilcileri de
davet edilmektedir.
Yine, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Beyin
(6/433) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Yetişmiş
mühendislerin kurumlardan ayrılmaması için gerekli imkânların
sağlanması adına Enerji Bakanlığımızda
çalışmalar yürütülmektedir. Önergede adı geçen kurumlarda son
beş yılda 3.113 mühendis işe alınmış ve ölüm,
emeklilik, istifa, kurum dışı nakil ya da özelleştirme gibi
sebeplerle 1.522 mühendis ayrılmıştır. Yeni göreve
başlayan mühendislere oryantasyon eğitimi verilmekte olup
yıllık eğitim programları kapsamında hazırlanan eğitimlere
katılmak için başvuruda bulunan personel talep ettiği eğitim
programına katılabilmektedir. Son beş yılda işe
alınan ve işten ayrılan mühendislerin tablosunu şöyle
sunacak olursam: MTA, 214 işe alınan, 201 işten ayrılan;
Eti Maden, 266 işe alınan, 49 işten ayrılan; TKİ, 244
işe alınan, 27 ayrılan; Türkiye Taş Kömürü Kurumu, 186
işe alınan, 52 ayrılan; Elektrik Üretim AŞ, 550 işe
alınan, 86 ayrılan; Devlet Su İşleri, 871 işe
alınan, 940 işten ayrılan; KGM, 782 işe alınan, 167
işten ayrılan. Böylece, toplam 3.113 personelin işe
alındığı ve 1.522 personelin de çeşitli nedenlerle,
ölüm, istifa, emeklilik, kurum değişikliği gibi nedenlerle
ayrıldığı görülmektir.
Yine, Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer Beyin
(6/447) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Maden Tetkik ve
Arama Genel Müdürlüğümüz tarafından gerçekleştirilen Türkiye
Karst ve Mağara Araştırmaları Projesi kapsamında,
Niğde ilinde Çamardı ilçesinde Pancarlık, Çavdar Deresi, Vayvay
Deliği, Kar Kuyusu, Cinbar 1, 2 ve 3, Karga Deliği ve Han Yazısı
mağaraları; Uukışla ilçesinde, Seriyenkaya, Mal
Deliği, Mevlüt İni, Kemer ve Dipsiz Deliği mağaraları;
merkez ilçede Damlataş, Samanlı Keleri, Tunlu Gözü, İtulumaz 1,
2 ve 3, Çarşak ile Kocaarkaç mağaralarının etüt
çalışmaları yapılmıştır.
Ömer
Fethi Beyin (6/448) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Önerge
tarihi ile Niğde İl Özel İdaresi ve belediyeleri ile Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü iş birliğiyle uygulanmakta olan
bir araştırma çalışması bulunmamaktadır. Son on
yıllık dönemde ise sadece Niğde İl Özel İdaresi
adına tescilli jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsat
sahalarında Niğde İl Özel İdaresi adına jeotermal
kaynak arama ve geliştirme çalışmaları kapsamında 2013
ve 2014 yıllarında lokasyon yeri belirlemeye yönelik olarak jeotermal
etüt, jeolojik etüt, jeofizik etüt ve hidrojeokimyasal inceleme
çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Niğde İl
Özel İdaresi adına tescilli Niğde merkez jeotermal ruhsat
sahası Niğde Acıgöl, Narlıgöl jeotermal ruhsat sahası
ve Niğde Çitfehan jeotermal ruhsat sahalarında jeotermal etüt
çalışmaları yapılmış olup gerçekleştirilen
etüt çalışmalarının birlikte değerlendirilmesi
sonucunda söz konusu sahalarda jeotermal araştırma ve üretim sondaj
lokasyonları önerisi yapılmıştır.
Ömer
Fethi Beyin (6/449) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben:
Doğu Akdeniz Bölgesinde Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
tarafından Hatay merkez ve Kırıkhan, Erzin, Kumlu, Hassa
ilçeleri; Gaziantep Araban, Islahiye ilçeleri, Kahramanmaraş, Osmaniye,
Şanlıurfa ve Diyarbakır merkez ve Karacadağ bölgesinde
yapılan detay jeotermal etüt çalışmaları, jeolojik etüt,
jeofizik etüt ve hidrojeokimyasal incelemeler sonucunda jeotermal anomali
alanı olabileceği değerlendirilen alanlarda belirlenen
lokasyonlarda jeotermal araştırma sondajları Şanlıurfa
ilinde 1 adet, Diyarbakır ilinde 1 adet, Gaziantep ilinde 1 adet ve Hatay
ilinde 5 adet yapılmıştır. Diğer illerde bulunan
jeotermal kaynak arama ruhsat sahaları ise jeotermal kaynak anomalisi
anlamında olumlu olarak değerlendirilmediğinden terk edilmiştir.
Söz konusu sahalarda yapılan sondajlarda, özellikle Hatay ili ve
ilçelerinde yapılan sondajlarda olumlu jeotermal sonuçlar elde
edilmiştir. Hatay ilinde yapılan sondajlarda 552 metre ve 2.200 metre
derinlikleri arası 37,8 ila 57,5 santigrat derece kuyu taban
sıcaklıkları 42 ila 93 santigrat derece arasındadır.
Sıcaklık değerinde ve 1 ila 180 litre/saniye debi değerinde
jeotermal akışkanlar elde edilmiştir.
Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürer Beyin (6/450) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Melendiz ve Hasandağı bölgelerinde Maden Tetkik
ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından jeotermal enerji aramalarına
yönelik yapılan jeotermal enerji aramaları sonucunda jeotermal
anomali olarak belirlenen Aksaray, Güzelyurt, Şahin Kalesi ve Niğde
Altunhisar Akçaören mevkilerinde birer adet jeotermal kaynak araştırma
sondajları yapılmıştır. Aksaray, Güzelyurt, Şahin
Kalesi mevkisinde 1.700 metre derinliğinde yapılan sondajda 55
santigrat derece sıcaklığında, kuyu tabanı 130 derece
ve 10 litre/saniye debide jeotermal akışkan elde edilmiştir.
Niğde Altunhisar, Akçaören sahasında 2.198 metre derinliğinde
yapılan sondajda kuyu tabanında 91 santigrat derece
sıcaklık değeri ölçülmüştür.
Niğde
Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin (6/452) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Nevşehir Acıgöl, Derinkuyu ve Gülşehir
ilçeleriyle çevresinde MTA tarafından jeotermal anomali olabileceği
değerlendirilen Nevşehir Acıgöl Alacaşar, Nevşehir
merkez Göre, Nevşehir Ürgüp Mustafa Paşa, Nevşehir merkez Kepez
ve Nevşehir Derinkuyu Kuyulutatlar, Suvermez jeotermal kaynak arama ruhsat
sahalarında birer adet araştırma sondajı
yapılmıştır. Söz konusu sahada yapılan, ruhsat
sahasında yapılan sondajlarda, Nevşehir merkez Kepez mevkisinde
2.198 metre derinliğinde yapılan sondajda 82,6 derece
sıcaklıkta ve 18 litre/saniye debide jeotermal akışkan elde
edilmiştir. Nevşehir merkez Görede 2.908 metre derinliğinde
yapılan sondajda ise 65 derece sıcaklıkta, kuyu tabanı 183
derece olmak üzere ve 3 litre/saniye debide jeotermal akışkan elde
edilmiştir.
Nevşehir
Acıgöl Alacaşarda 2.200 metre derinlikte yapılan sondajda ise,
64 derece sıcaklıkta, kuyu tabanı 107 derece olmak üzere ve 5
litre/saniye debide jeotermal akışkan elde edilmiştir.
Nevşehir
Ürgüp Mustafapaşada 2.198 metre derinlikte yapılan sondajda ise, 58
derece sıcaklıkta, kuyu tabanı 99,8 santigrat ve 13 litre/saniye
debide jeotermal akışkan elde edilmiştir.
Nevşehir
Derinkuyu Kuyulutatlar Suvermezde 2.505 metre derinlikte yapılan sondajda
ise, 64 derece sıcaklıkta, kuyu tabanı 133,9 derece ve 33
litre/saniye debide kompresörle, 24 litre/saniye debide artezyenle jeotermal
akışkan elde edilmiştir.
Niğde
Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin (7/457) esas numaralı sorusuna
cevaben: Niğde ili Kitreli bölgesinde Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğünce yürütülen Niğde ili Jeotermal Enerji Aramaları
Projesi kapsamında söz konusu alanda kuvaterner yaşlı volkanik
piroklastik jeolojik birimler içerisinde sıcaklığı 30,5
derece ölçülen bir adet sıcak su kaynağı doğal çıkış
tespit edilmiştir. Bunun yanında, söz konusu sahada mevcut sıcak
su kaynağının yakınında MTA tarafından
yapılan maden arama çalışmaları kapsamında sahada 140
metre derinliklerde 17 derece sondaj çamur sıvısı
sıcaklığı ölçülmüş olup yapılan maden arama
sondajlarında herhangi bir jeotermal anomaliye
rastlanmamıştır.
İzmir
Milletvekilimiz Atila Sertel Beyin (6/624) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesine cevaben: Türkiyede yabancı ve/veya yabancı ortaklı
853 adet ruhsat bulunmaktadır; bunların dağılımı
şu şekildedir: Akdeniz Bölgesinde 2 (b) grubu mermer ruhsat 24 adet
ve diğer maden grubu -2 (a) grubu, 2 (c) grubu, 3üncü grup, 4üncü grup,
6ncı grup- ruhsat 42 adet; Doğu Anadolu Bölgesinde diğer maden
grubu ruhsat 83 adet, Ege Bölgesinde 2 (b) grubu ruhsat 20 adet ve diğer
maden grubu ruhsat 153 adet, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2 (b) grubu
ruhsat 2 adet ve diğer maden grubu ruhsat 9 adet, İç Anadolu
Bölgesinde 2 (b) grubu ruhsat 20 adet ve diğer maden grubu ruhsat 200
adet, Karadeniz Bölgesinde diğer maden grubu ruhsat 71 adet, Marmara
Bölgesinde 2 (b) grubu ruhsat 12 adet ve diğer maden grubu ruhsat 217
adettir.
Maden
İşleri Genel Müdürlüğünün sistem kayıtlarında,
2/11/2016 tarihi itibarıyla 2002 yılında 434 adet ruhsatta 48
adet, 2016 yılında 853 adet ruhsatta 159 adet yabancı
şirket tarafından işletme faaliyetinde bulunulmuştur.
MİGEM
tarafından verilen ruhsatlar kapsamında, üretilen madenden 3213
sayılı Maden Kanunu hükümleri çerçevesinde devlet hakkı
alınmakta olup, orman ağaçlandırma bedeli, arazi kirası
vesaire gibi herhangi bir isim altında başka bir bedel alınmamaktadır
ancak işletme faaliyetinde bulunan yerin orman arazisi olması
durumunda, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca verilen
iznin 5 hektarı geçmemesi hâlinde, tahakkuk eden devlet hakkına
ilaveten yüzde 30 fazla ek devlet hakkı alınmaktadır.
Balıkesir
Milletvekilimiz Ahmet Akın Beyin (6/634) esas numaralı sorusuna
cevaben: Balıkesir Burhaniye Kırtık Mahallesi, bölgede görev
yapan özel dağıtım şirketi Uludağ Elektrik
Dağıtım Anonim Şirketinden (Uludağ EDAŞ) önergede
yer alan hususlara ilişkin bilgi talep edilmiş ve şirket
tarafından iletilen bilgi şu şekildedir: Yaylanın
bulunduğu yerde, Uludağ EDAŞa, özel kişi veya
kuruluşlar ayrımı olmamak üzere hiçbir orta gerilim veya alçak
gerilim elektrik şebekesi bulunmadığı, yaylanın iki
ayrı yerleşim yerinden oluştuğu ve iki yerleşim yeri
arasında yaklaşık 2 kilometre mesafe bulunduğu,
Kırtık Mahallesi muhtarıyla yapılan görüşmede,
yaylalara havaların durumuna göre her yıl nisan ayı sonu veya
mayıs ayı başında çıkıldığı,
kasım ayı içerisinde de dönüldüğü ve yaylalarda ortalama
altı ay durulduğunun beyan edildiği, yaylalara en yakın
mesafedeki orta gerilim şebekesinin birinci yaylaya 5 kilometre, ikinci
yaylaya da 7 kilometre mesafede bulunan Kırtık Mahallesi köy trafosu
direği olduğu, Kırtık Mahallesi yaylalarına enerji
götürülebilmesi için yaklaşık 7 kilometre enerji nakil hattı ve
2 adet direk tipi trafo tesis edilmesi gerekeceği, Burhaniye ilçe
sınırları içerisinde Kırtık Mahallesi yaylaları
dışında 5 adedi Karadere Mahallesinde, 1 adedi Avunduk
Mahallesinde, 1 adedi Kurucaoluk Mahallesinde, 1 adedi Yaylacık
Mahallesine ve 1 adedi de Sübeylidere Mahallesine ait olmak üzere toplam 9
adet daha yayla bulunduğu tespit edilmiştir. Bölgedeki yenilenmeyi
veya yeni tesis edilmeyi bekleyen tesis yatırımlarının
öncelik sıralaması ve aciliyet durumları göz önüne alınarak
yapılan değerlendirmeye göre Burhaniye ilçesi Kırtık
Mahallesi Yaylalarına elektrik şebekesi tesis edilmesi işi
üçüncü uygulama dönemi 2020 yatırım programında
değerlendirilebilecektir.
Niğde Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin
(6/668) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Niğde ilimizde
tarımsal sulama abone grubuna ait elektrik fiyatları mesken,
ticarethane ve aydınlatma abone gruplarından daha düşüktür.
Ayrıca bölgede görev yapan özel dağıtım şirketi Meram
Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinden önergede yer alan
hususlara ilişkin bilgi talep edilmiş olup iletilen bilgi şu
şekildedir: Şirket kayıtlarında yapılan araştırmada
Niğde ilinde son beş yıl içerisinde borçtan dolayı
elektriği kesilen abone sayısı 1.370tir. Elektrik
fiyatları düzenlemesinde şirketin herhangi bir tasarruf yetkisi
olmayıp bu yetki Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna aittir. Aynı
zamanda borç faizi silinmesiyle ilgili olarak dağıtım
şirketinin bir çalışması bulunmamaktadır.
Ömer Fethi Gürer Beyin (6/669) esas numaralı Sözlü
Soru Önergesine cevaben: Ülkemizde yaz saatinin yıl boyunca
uygulanmasına geçilmiş olup uygulamanın etkileri Enerji
Bakanlığımızca yakından izlenmekle birlikte bu
aşamada saat uygulamasının yeniden değerlendirilmesine
yönelik alınmış herhangi bir karar veya bu yönde yapılan
herhangi bir hazırlık bulunmamaktadır. Kış saati
uygulamasına geçilmeyerek yaz saati uygulamasının etkilerinin
görüldüğü dönem başlamıştır. Daha detaylı
çalışmalara veri miktarı, çeşidi, istatistiksel
karşılaştırılabilirlik yöntemleri geliştirilerek
devam edilmektedir. Ancak kısa süreli veriler üzerinde yapılan
analizlerde tasarruf açısından olumlu sonuç verdiği
görülmüştür.
Ömer Fethi Gürer Beyin (6/672) esas numaralı Sözlü
Soru Önergesine cevaben: Bilindiği üzere ulusal doğal gaz iletim
şebekesine doğal gaz arzı İran, Azerbaycan ve Rusyadan
boru hatlarıyla, Cezayir ve Nijeryadan da
sıvılaştırılmış LNG olarak gemilerle
sağlanmaktadır. 2016 yılı Kasım ayı sonu
itibarıyla başlayan ve Aralık ayında da devam eden
ağır kış koşullarına bağlı olarak
mevsim normallerinin oldukça altında seyreden hava
sıcaklıkları, konutlarda ısınma amaçlı doğal
gaz kullanımında ve elektrik üretimi amaçlı doğal gaz
tüketiminde maksimum seviyelere ulaşılmasına sebep
olmuştur. 2016 yılı Aralık ayı yurt içi doğal gaz
talebi, bir önceki yıla göre yüzde 22 artmıştır. Bu
kapsamda, elektrik üretimi amaçlı doğal gaz kullanan
müşterilerimize yönelik kısıntı-kesinti uygulaması
nedeniyle oluşan arz açığı diğer enerji kaynaklarının
elektrik üretimindeki paylarının artırılmasıyla
önlenmiştir.
Ömer
Fethi Beyin (6/750) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Eti
Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı işletme
müdürlüklerinde enerji kaynağı olarak doğal gaz, kömür ve LNG
kullanılmaktadır. 2016 yılında üretim tesislerinde
kullanılan doğal gaz, kömür ve LNG maliyetlerinin
toplamının toplam üretim giderlerine oranı ise yüzde 22,51dir.
Elektrik
Üretim AŞ termik santrallerinde doğal gaz ve linyit
kullanmaktadır. 2016 yılı verilerine göre doğal gaz
santralleri yakıt maliyetinin toplam maliyet içerisindeki oranı yüzde
75,04; linyit kömürü santralleri yakıt maliyetinin toplam maliyet
içerisindeki oranı ise yüzde 43,86dır.
Ayrıca
hidroelektrik santrallerinde ise baraj, doğal göl ve akarsular
kullanılmaktadır.
Türkiye
Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü termik santrallerinin
tamamında kömür kullanılmaktadır.
(6/751)
esas numaralı Sözlü Soru Önergenize cevaben: Gerçekleştirilen son
tadilat sonrasında 160t/h kapasiteli kazan ve 10 megavatlık turbo
jeneratör üniteleri 9 Nisan 2016 tarihinde devreye alınmış olup
bir yılı aşan süreyle sorunsuz çalışmaktadır.
Tesis, bir yıllık sorunsuz çalışması gereken teminat
dönemini doldurduğu için işin kesin kabulü 26 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşmiştir.
Hâlihazırda tesisin verimli ve kapasitesinde çalışmasına
engel bir durum bulunmamaktadır.
BAŞKAN
Sayın Bakan, altmış dakika oldu.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Evet, iki soru kaldı,
tamamlayayım isterseniz birer dakikayla.
BAŞKAN
Tamam, peki, tabii ki buyurun.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Devamla) Teşekkür ederim Değerli
Başkanım.
Ömer
Fethi Gürer Beyin (6/762) esas numaralı sorusuna cevaben: Eti Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğünde kurumsal hafızanın,
üretim kültürünün devamlılığına katkı verecek
taşra teşkilatından merkez teşkilatına olan talepleri
en aza indirecek bir ücret ve terfi sistemi oluşturulmasına
ilişkin tedbirlerin alınması gerekmektedir. Ayrıca,
faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla çalışanların
uzmanlaşması, planlı eğitim faaliyetleriyle liyakat ve
kariyer planları ise görevde yükselme ve unvan değişikliği
mevzuatıyla sağlanmaktadır. Diğer yandan, çalışanların
teşkilat içerisindeki dağılımının
planlanması, merkez ve taşra birimlerinde çalışma
sürelerinin belirlenmesi ve kurum içerisindeki rotasyonların belirli bir
sistem içerisinde gerçekleşmesine yönelik çalışmalar
yapılmaktadır.
Son soru
olarak, yine, Niğde Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer Beyin (6/763) esas
numaralı Sözlü Soru Önergesine cevaben: Eti Maden İşletmeleri
Genel Müdürlüğü, bor ürünleri için çok önemli pazarları olan Çinde
Güney Amerika menşeili bor ürünleri lehine uygun alınmakta olan
avantajlı gümrük vergisi uygulamasının Türkiye menşeili bor
ürünlerine de uygulanmak suretiyle rekabet dezavantajının ortadan
kaldırılmasına yönelik olarak gerek bağlı
bulunduğu Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı gerekse
Ekonomi Bakanlığı ile İstanbul Maden İhracatçıları
Birliği nezdinde girişimlerde bulunmuştur.
Arz
ederim efendim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Başbakanla ilgili soruları
cevaplandırmadınız.
BAŞKAN
Sayın Gürer, sorunuz var mı?
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Var, var.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Süre bittiği için onu
da daha sonra inşallah
Sayın Başbakana olan soruları
soruyor.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Başbakanla ilgili sorular
yanıtlanmadı.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Süre bittiği için
Onları biliyorum, yanıtlayacağım.
BAŞKAN
Hayır, hayır, Sayın Bakan, siz lütfen yerinize buyurun.
Bir
sorusu varsa, kısa olmak kaydıyla
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler Sayın Bakan.
Yerleşim
yerlerinde yüksek gerilim hatları ve kent içi elektrik
dağıtımının yer altına alınması
yönündeki çalışmalar yetersizdir. Yüksek gerilim hatları
altındaki yerleşmeler insan sağlığının
riskine neden olmaktadır.
Rusyadan
alınan doğal gaz miktarının ve fiyatın
açıklanmamasının anlaşmalara dayandırılması
da anlaşılabilir bir durum değildir.
Kamuda
mühendislerin yarısının işten ayrıldığı
görülmektedir. Bu konuda düzenleme acil ihtiyaçtır.
MTAnın
bölgelerde yaptığı sondaj çalışmalarının
sonuçları da yalnızca çalışma olarak kalmaktadır.
Altunhisarda, Nevşehirde, Niğdede yapılan bu bağlamdaki
çalışmaların da yatırıma dönüşmesi
değerlendirilebilecek bir şeyse beklenmektedir.
Niğdede
tarımsal sulamayla ilgili elektrik fiyatlarının yüksekliği
üreticileri mağdur etmektedir. Bu konuda da bir düzenleme beklenmektedir.
KİTlerdeki
AR-GE çalışmaları da ne yazık ki mühendislerin sürekli
işten ayrılmaları nedeniyle yeterli yürümemektedir. Bu anlamda
da çalışma yapılması gerektiğini düşünüyor,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Cevap
verecek misiniz Sayın Bakanım?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Evet, teşekkür ederim
saygıdeğer milletvekillimize.
Aslında
jeotermal konularla ilgili çok detaylı bilgiler, personelle ilgili
bilgiler var. Söylediğinin bir kısmı benim de
katıldığım temenniler yatırıma bir an önce
dönüşmesi bakımından. Ancak, biliyorsunuz, jeotermal sahalarda
bu süreci yürütecek olan özel idaresi bulunan yerlerde özel idareler. Yüksek
gerilim hatları da tekniğin gerektirdiği zorunlulukla o
şekilde yapılmaktadır.
Personel
hususunu söyledim; ayrılanın 2 mislinden fazla personel
alınmış Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımızın şirketlerine.
Rusyayla
ilgili doğal gaz anlaşması, bildiğiniz gibi, bu Mecliste
daha önce Sayın Başbakanlardan Mesut Yılmaz hakkında,
diğer Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanları hakkında gensoru
konusu bile oldu. Bu anlaşmalar mahiyeti itibarıyla gizlilik derecesi
taşıyan anlaşmalardır ve cevap verilmesi asla mümkün
değildir.
Biz
şuna bakabiliriz: Türkiye, doğal gaz ithal eden bir ülke.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
BAŞBAKAN
YARDIMCISI VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Tüketiciye verdiğimiz
doğal gaz fiyatlarını kıyasladığımızda
diğer benzeri ülkelerden daha pahalı değildir.
Diğer
sorulara da tutanaklardan bakıp -Ömer Fethi Beyin diğer
sorularına da- gerekli cevapları ileteceğim.
Sayın
Başbakanımızla ilgili sorular vardı, vakit yetmediği
için
Sağlık Bakanımız diğer soruları
cevaplandıracak. Onları da bilahare yine huzurunuza gelip
cevaplandıracağım efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Soru
önergeleri cevaplandırılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, şimdi Sağlık Bakanı Sayın Recep
Akdağ az önce sizlere bildirdiğim soru önergelerini
cevaplandıracaklardır.
Buyurun
Sayın Bakanım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Saygıdeğer Başkanım,
değerli milletvekilleri; benden önce Sayın Bakanımız Dr.
Mehmet Müezzinoğluna ve benim dönemimde de tarafıma yöneltilen,
Sayın Başkanımızın ifade ettiği soruları
cevaplamak üzere huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilimiz, Ömer Fethi Gürerin floresan lambalarla ilgili bir sorusu var.
Floresan lambalarının sağlık üzerine baş
ağrısı, görme bozukluğu gibi bazı olumsuz etkileri
zaman zaman tartışmalara yol açsa da bunu gösteren güvenilir delile
dayalı bir bilgi söz konusu değildir. Floresan lambalarının
kullanımını kısıtlayıcı herhangi bir
uygulama dünya genelinde olmadığı gibi Dünya Sağlık
Örgütü gibi kuruluşların da bu hususta üye ülkelere herhangi bir
tavsiyesi bulunmamaktadır.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Profesörlerin açıklaması var
Sayın Bakan.
BAŞKAN
Sayın Gürer, lütfen
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilimiz İsmail
Okun ülkemizde görülen bir hastalıkla ilgili bir sorusu var.
Değerli
Başkanım, nörofibromatoz tip 1 von recklinghausen
hastalığı olarak da bilinen bir hastalıktır. 1/33 bin
ile 1/4 bin canlı doğumda bir görülebilmektedir. Bu hastalıktaki
çeşitli sorunlar birbirinden farklı uzmanlık
alanlarını ilgilendiriyor. Bunların tedavileri,
rehabilitasyonları genellikle tıp fakültelerimizde, uygulama
araştırma merkezlerinde, Bakanlığımız eğitim
araştırma hastanelerinin tıbbi genetik, çocuk nörolojisi,
cildiye, beyin cerrahisi, göz gibi branşlarınca verilmektedir.
Ayrıca genel sağlık sigortalıları ve bakmakla yükümlü
olduğu kişilerin hastalarıyla ilgili ihtiyaçları Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmaktadır.
Yine Ömer
Fethi Gürer milletvekilimizin dizüstü bilgisayar kullanımının
sağlığa olumsuz etkileriyle ilgili bir suali var. Dizüstü
bilgisayarların erkeklerde kısırlığa yol
açtığına dair iddialar, bu cihazların kullanım
sürecinde ısınması sebebiyle, ısıl etkilerine
bağlı olarak spermatogenezin bozulmasına
dayandırılmaktadır. Yapılan kısıtlı
sayıdaki çalışmalarda ısıl etkinin çoğunlukla
geçici olarak sperm sayısı ya da hareketliliği üzerinde olumsuz
etkisi olabileceği yolunda yayınlar vardır, ancak
kalıcı bir erkek kısırlığına yol
açtığına dair kanıta dayalı bilimsel veri mevcut
değildir. Dile getirilen endişeler günümüz itibarıyla teorik
düzeydedir. Bununla birlikte Bakanlığımızın ilgili
bilimsel danışma kurulları kullanıcıların bu
cihazları masa üzerinde ya da bilgisayar altlığıyla
kullanmalarını önermektedir.
Haluk Pekşen Milletvekilimizin Ortahisar ilçemizde
bulunan bir klinikle ilgili bir sorusu var. Burada bir vatandaşın
başına gelen bir problemle ilgili olarak yapılan
soruşturmadan bahsedeceğim.
Milletvekilimizin bahsettiği olayla ilgili adli ve
idari soruşturma yapılmış durumdadır. İdari
soruşturma il sağlık müdürlüğünün
başkanlığında plastik cerrahi uzmanı ile anestezi
uzmanından oluşan bir komisyon tarafından
yapılmıştır. Yapılan iş ve işlemlerde
tıbbi açıdan bir kusur bulunmadığı kanaatine
varmıştır ilgili soruşturmacılar.
Ayrıca, cumhuriyet savcılığı
tarafından yapılan soruşturmada Adli Tıp Kurumunun
vermiş olduğu rapor doğrultusunda doktor ve yardımcı
sağlık personelinin kusuru bulunmadığından
kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı
da verilmiştir.
Bu klinikte daha önce benzer bir durum
yaşanmamıştır. Ayrıca, genel anlamda ayakta
teşhis ve tedavi yapılan özel sağlık kuruluşları
hakkında yönetmelik hükümlerine göre ruhsatlandırılmış
bir kliniktir, faaliyetleri il sağlık müdürlüğünce
denetlenmektedir.
Bu soru vesilesiyle şu hususa da işaret etmek
isterim: Biz gerçekten vatandaşımızın hukukunu korumak için
büyük bir çaba sarf ediyoruz. Ancak vatandaş şikâyetlerinde -bunlar
basına yansımış olabilir, değerli milletvekillerimize
ulaşmış olabilir- sonucun soruşturmalarla, idari
soruşturma ya da adli soruşturmalarla tamamlanmasından önce
sağlık çalışanları hakkında önyargılı
birtakım gazete haberleri, televizyon haberleriyle
karşılaşmaktayız, bunun da bir haksızlık
olduğunu ifade etmek isterim. Yani herhangi bir hususta soruşturmalar
tamamlanmadan, kararlar verilmeden hüküm konulması, başlıklar
atılması da sağlık çalışanlarımızı
doğrusu rahatsız etmektedir.
Ali Özcan
Milletvekilimizin bebek ölümleriyle ilgili soruları var. Ülkemizde bebek
ölüm oranları 2014 yılında binde 7,6 olarak tespit
edilmiştir. Ülkemiz, OECD ülkelerinin bebek ölümlerinde otuz yılda
katettiği mesafeyi sekiz yılda almayı
başarmıştır ve Dünya Sağlık Örgütünün
raporları bu hususta Türkiyenin çok büyük bir başarısına
da işaret etmektedir.
Bir Bebek
Ölümleri İzleme Sistemimiz var; bebek ölüm hızları bu sistemden
alınan verilerle Türkiye İstatistik Kurumunun,
Bakanlığımız ve İçişleri Bakanlığımızın
ortak kullandığı Ölüm Bildirim Sistemi verileri
karşılaştırılarak ve yine TÜİKin
yayınladığı canlı doğum sayıları baz
alınarak hesaplanmaktadır. Bu kapsamda; 2014 yılında 7,6
olan bebek ölümü 2015 yılında aynı oranlarda; 2016da 7,3 olarak
gerçekleşmiştir. Burada da şöyle bir gerçeğe işaret
etmek isterim: Dünya Sağlık Örgütünün geçmiş yıllardaki
tavsiyelerine göre bebek ölümlerini hesaplarken yirmi sekiz haftalık
gebelik üzerinde bebek ölümlerini hesaplıyoruz. Ancak Türkiye artık
gelişmiş bir ülke; dolayısıyla doğrudan doğruya
yirmi sekiz haftanın altında bebekleri de hesaplamaya
başladık. O zaman biraz önce bahsettiğim bebek ölüm
hızlarına 2-3 puan eklenmektedir. Ancak bebek ölüm hızlarımız
sürekli olarak azalıyor. İnşallah içinde bulunduğumuz
yıl da bunu daha da azaltmış olacağız.
Yine,
Değerli Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürerin Niğdenin bir köyüyle
ilgili sorusu var. Niğde ilinin merkeze bağlı Dikilitaş
köyünün TÜİK nüfusu 896dır; Aile Hekimliğine bağlı
kayıtlı nüfusu da 781dir. Bu nüfuslar her zaman birbirini tutmuyor
yani, kaydı köyde olduğu hâlde şehirde yaşayan insanlar
var. Dikilitaş köyüne Merkez Karatlı Aile Sağlığı
Merkezi, Aile Hekimliği birimi tarafından gezici sağlık
hizmeti de verilmektedir. Sağlık hizmeti planlarımıza uygun
olarak Dikilitaş köyünde bir ebenin görev yaptığı
sağlıkevimiz mevcuttur.
Soruda
bulunduğu için ifade ediyorum: Her köye sağlık memuru,
hemşire ve ambulans vermek gibi bir uygulamamız yoktur. Fiziken de,
finansal olarak da, insan kaynağı olarak da böyle bir uygulamanın
zaten imkânı yoktur. Ayrıca dünyada da bu benzeri uygulamalar mevcut
değildir ama söylediğim gibi, köylerimizin ihtiyaçlarını
gezici sağlık hizmetlerimizle büyük ölçüde görüyoruz, büyük
köylerimizde de, bu köyümüzde olduğu gibi, sağlık evleri bulunduruyoruz.
Yine,
Ömer Fethi Gürer Milletvekilimizin Uyuz Göleti çevresinde su kaynaklarıyla
ilgili bir sorusu: Konu, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının görev ve sorumluluğunda olduğu için
ilgili Bakanlığımıza tevdi edilmesi gerektiği
kanaatindeyim.
Yine,
Ömer Fethi Gürer Milletvekilimizin aynı göletle ilgili bir başka
sorusu var. Ülkemizde bulunan şifalı suların tıbbi
endikasyonları işleticileri tarafından başvuru
yapılması hâlinde Bakanlığımızca
belirlenmektedir. Yani Sağlık Bakanlığının
doğrudan böyle şifalı sularla ilgili bir işletmesi
olmadığı için bu belirlemeleri biz yapmıyoruz ancak
Niğdenin Çiftlik ilçesindeki Uyuz Göleti suyu içeriğinin
incelenmesi, endikasyonun belirlenmesi için Bakanlığımıza
bir başvuru yapılmış değildir. Tabii ki böyle bir başvuru
olursa bunu değerlendirip incelemesini yaparız.
Yine,
Ömer Fethi Gürer Milletvekilimiz, Niğde ilimizde kapanan sağlık
kuruluşlarıyla alakalı sorular sormaktadır. Kapanan bir
sağlık ocağımız yoktur Niğde ilimizde. 5 adet
sağlık istasyonu eski bir kavram olarak, belki soru bundan
dolayı soruluyor.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) 5 tane yıkılmış var,
kapanmış değil.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Onu söylüyorum efendim. 5 adet
sağlık istasyonu, yapım yılları eski olduğundan
ve artık ihtiyaç bulunmadığından
kullanılmamaktadır. Bu anlamda yıkılan bir bina yok ama
böyle 5 tane istasyon var.
Peki, ne
yapmışız biz bunları? Bunların, Millî Emlake devir
yapmak üzere, resmî yazışma süreçlerini başlatmış
durumdayız. Devir işlemlerinin tamamlanmasını müteakip bu
taşınmazlarla ilgili tasarruf hakkı defterdarlık
makamında olacaktır. Bahsettiği gibi Değerli
Milletvekilimizin köy konağı olarak kullanılması bu
kurumlar tarafından değerlendirilebilir. Ben bu sorudan sonra bu
yazışma sürecini de hızlandıracağım.
Kapanan
sağlık ocağı bulunmamakla birlikte -haklı bir soru
olarak- sağlık hizmeti sunan bütün tesislerimizin bakım ve
onarım çalışmalarının illerde titizlikle takip
edilmesini talimatlandırıyoruz. Bu hususta Niğdeyi özel olarak
değerlendirerek bir eksiğin olmamasına gayret edeceğim.
Ayrıca
eski bir binamızla ilgili olarak, bu binanın mevcut
taşınmazının tahsisi valiliğimize devredilmiştir
-doğrudur, eski bir bina çünkü- aynı arazi üzerinde valilik
tarafından Hükûmet konağı yapılmak üzere yıkım
çalışmaları da başlatılmıştır.
İnşallah Niğde ilimize Hükûmet konağı olarak güzel bir
hizmet verecek bir alan oluşmuş olur. Bazen kurumlar arasında
böyle kurum taassubu oluyor, Benim arsamın sana tahsisini veremem,
yapamam. diye. Tabii ki, biz bunu hiçbir zaman yapmıyoruz, önemli olan
vatandaşlarımızın ihtiyacının görülmesidir.
Sonuçta bunların hepsi hazinenin malıdır, Sağlık
Bakanlığının bir arsası, binası falan yok
aslında. Tahsis edilmiş binayı, yenisini
yaptığımız için başka bir amaçla kullanmak üzere
geriye vermiş oluyoruz.
Çiftlik
İlçe Hastanesi, 2000 yılında hizmete
açılmıştır yani biz iktidar olmadan önce. Ancak
depremsellik yönünden sağlam olmadığına dair bulgular
ortaya çıkınca yeni bir hastane yapılmasına karar
verilmiştir. Mevcut deprem yönetmeliklerine uygun,
Bakanlığımız hizmet standartlarında, modern mimariye
sahip, 30 yataklı yeni bir hastane yapılmış, 2015in
10uncu ayda hizmete açılmıştır. Aynı şekilde
merkez 3 ve 5 no.lu aile sağlığı merkezlerine ait binalar
da bu gaye doğrultusunda yenilenmiştir.
Sayın
Nuri Okutanın sigarayla ilgili soruları var. Aslında bu soru
için teşekkür ediyorum, çok da uygun bir zamana denk geldi, Dünya
Sigarasızlık Günüydü dün. Biliyorsunuz, Türkiye, ülkemiz, sigarayla
mücadelede Dünya Sağlık Örgütünün şampiyon ülke olarak ilan
ettiği ve üst üste ödüller verdiği bir ülkedir çünkü sigara
mücadelesinin bütün kavramsal gereklerini imzaladığımız
uluslararası anlaşma çerçevesinde yerine getirmiş bir ülkeyiz.
Dünya Sağlık Örgütü, bütün ölçütlerin tamamını yerine
getiren tek ülke olarak Türkiyeyi ilan etmiştir. 3 temel üzerine
kurmuştuk başından beri; öncelikle gençlerimiz sigaraya
başlamasın, toplum sigara dumanından pasif maruziyetten
kurtulsun, sigara içenler de bırakmaları için kendilerine destek
bulsunlar. Bunların hepsini gerçekleştirdik, altı kriterle. Bu
arada denetim faaliyetlerimizi yedi gün yirmi dört saat esasına göre
sürdürüyoruz. Bu kapalı mekânlarda tütün kullanımıyla
alakalı olarak bugüne kadar 16 milyon denetim yaptık, yaklaşık
190 milyon Türk lirası idari para cezası uyguladık. Bir taraftan
sigarayı bıraktırma hattımız 171 var, Meclis
kürsüsünden bir kere daha ilan etmiş oluyorum. Bu hususta yardım
isteyen bütün vatandaşlarımız 171 numaralı hattı
aramalılar. Bu 171 numaralı hattan aldıkları desteği
bir taraftan da sigarayı bırakma polikliniklerinde devam
ettireceklerdir. Danışma hattımıza, kurulduğu 2010
yılından bugüne kadar yaklaşık 25 milyon çağrı
girişi olmuştur. Sigara bırakma polikliniklerimizde de 2 milyon
civarında vatandaşımıza hizmet ettik.
Şimdi,
bütün bunlar aslında 2008 ile 2012 arasında sigara içme
oranlarında ciddi bir düşüş sağladı. Maalesef, 2012
ile 2014 arasında sigara içme oranları yine yükseldi. TÜİKin
2016da yaptığı yeni araştırmalar şunu
gösteriyor: 2014 yılından 2016 yılına kadar geçen iki yıllık
süre zarfında yine sigara içme oranlarını düşürmeyi
başardık. Yani bu husustaki trend, eğilim olumluya doğru
döndü. 2014 yılında 15 yaş ve üzeri tütün kullanım
oranı yüzde 32,5 iken 2016 yılında bu yüzde 30,5e düştü, 2
puan aşağıya indi. Ama şunu söylemek gerekir:
Türkiye,
gerçekten sigaranın çok fazla içildiği bir ülke. Bu hususta
önümüzdeki günlerde ciddi yeni tedbirlerimiz var. Bir taraftan denetimleri
güçlendirirken öbür taraftan düz pakete geçmek için sizlere bir madde
getireceğiz. Bunlarla beraber sigara kutularının marketlerde,
bakkallarda, raflarda görünmemesini sağlayacak kanun maddeleri de
getireceğiz. Bütün bu hususlarda yüce Meclisimizin daha önce olduğu
gibi bundan sonra da destek vereceğinden eminim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Bakanım,
tek tek satıyorlar artık. Tek tek satıyorlar, paketle
değil, okul önlerinde.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla)
Doğru.
Sayın milletvekilimiz uyarıyorlar, tek tek
satılıyor. Aslında bunun çok büyük cezası var, hapis
cezası var çocuklara sigara satmanın. İşin üstünde hep
birlikte duracağız Değerli Milletvekilim. Bu çok önemli bir
mesele gerçekten. Yani geleceğimiz açısından sigara mücadelesini
kazanmamız şart. Ben her zaman söylüyorum, eğer Türkiyede
sigara mücadelesini, eğer Türkiyede şişmanlık ve
hareketsizlik mücadelesini kazanamazsak Türkiyenin bir sağlık
geleceği olmaz. Bunları sizlerle birlikte, inşallah, bu gayreti,
bu çabaları devam ettireceğiz.
Yüreğir bölgesinde bir hastaneyle ilgili, Elif
Doğan Türkmen Sayın Milletvekilimiz, bir soru sormuş. Adana
Devlet Hastanesinin Karataş Bulvarı üzerinde içinde hizmet verilmesi
doğru olmayan çok eski binaları vardı. Bunların
boşaltılan binaları yıkıldı. Yüreğir bölgesi
için 200 yataklı hastane Bakanlığımız
yatırım programındadır ve ihale
aşamasındadır.
Kozan Devlet Hastanemizin 200 yataklı yeni
binasını Ekim 2016 tarihinde hizmete soktuk.
2010 yılı sonunda bütün illerimizde aile
hekimliği uygulamasına geçmiş durumdayız.
Feke ilçesinde 2 binada, 7 aile hekimliği birimimiz,
Kozanda da 13 aile sağlığı merkezi binasında 37 aile
hekimimiz vatandaşlarımıza hizmet vermektedir.
Sayın Elif Doğan Türkmen Tufanbeyli Devlet
Hastanesiyle ilgili bir soru sormuştur. Aslında Türkiyedeki nüfuslar
dikkate alındığında her 30 bin nüfusa 1 iç
hastalıkları uzmanı ancak verebiliyoruz, doktor
sayımız bu kadar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kartepede108 bin nüfus var,
hastane yok Sayın Bakan, 108 bin nüfus var.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Her 9 bin
çocuk nüfusuna 1 çocuk doktoru verebiliyoruz. Tufanbeyli ilçesinin genel nüfusu
17 bin. Mesela, çocuk nüfusu 3 bin, kadın nüfusu 3 bin olmasına
rağmen, uzak olduğu için, Tufanbeylide bugün iç
hastalıkları, çocuk sağlığı
hastalıkları konusunda uzman doktorlarımız hizmet veriyor,
geçici görevle de cerrah ve kadın doğumuna hizmet vermektedir.
Bakanlığımıza
bağlı bütün hastanelerde olduğu gibi, Tufanbeyli Devlet
Hastanesinde de hizmet alımı yoluyla çalıştırılan
personellerimiz yüklenici firmalar tarafından belirlenmektedir, teknik
şartname ve sözleşme hükümlerine uygunluğu hastanelerimizin
insan kaynakları birimlerince kontrol edildikten sonra da bunlar göreve
gelip hizmet etmektedir.
Bakanlığımızın
doğrudan doğruya merkeze ait hizmet binalarıyla ilgili bir soru
var: Bilindiği üzere, Kamu İhale Kanununa göre gerekli
sözleşmelerle kiralamalar yapıyoruz. Maalesef, Sağlık
Bakanlığımızın şu anda 14 adedi farklı,
gerçek ve tüzel kişilerden olmak üzere kiralanmış binası
var ve bu hususta sıkıntı da çekiyoruz. Yeni yapılan bir
binamız var, Bilkent bölgesinde. İnşallah, bu yaz oraya
taşınmaya çalışacağız. Bu 14 binanın toplam
kapalı alanı 84.579 metrekaredir. Aylık ortalama toplam kira
bedeli, KDV dahil 1,3 milyon Türk lirasıdır. Metrekare fiyatı da
yaklaşık 15 liradır. Ankaradaki rayiç bedellerinin
sınırında olduğunu böylece rahatça görebiliyoruz.
Sayın
Ahmet Akının, Balıkesir Devlet Hastanesi Onkoloji Bölümüyle
ilgili bir sorusu var: 2016 yılında tıbbi onkoloji branşında
görev yapan uzman tabibin buradan ayrılması sebebiyle önce geçici
görevlendirme yapılmıştır. Şu anda, Mayıs 2017
itibarıyla tıbbi onkoloji branşında 1 uzman tabip,
radyasyon onkoloji branşında 5 uzman tabip ve 3 de nükleer tıp
uzmanı bu hastanemizde görev yapmaktadır. Günlük toplam hasta
sayısı 75-80 civarındadır. Bu bahsettiğimiz medikal
onkolog ve radyasyon onkologları, nükleer tıp uzmanları bu
hastalarımıza hizmet etmektedir.
Değerli milletvekillerimizin özellikle doktor
sayılarıyla, uzman sayılarıyla ilgili sorduğu
soruların aslında ortak bir cevabı var sayın
milletvekilleri. Türkiye, doktor sayısı itibarıyla Dünya
Sağlık Örgütünün Avrupa bölgesi ülkeleri içinde sondan ikincidir;
sonuncuyduk, sondan ikinci duruma geldik. Bu Meclis kürsüsünde bundan on sene,
on iki sene önce Türkiye'de doktor sayısı az, doktor
sayısı fazlalaşmalı, artırılmalı. diye
ifade ettiğimi hatırlıyorum. Akademiden gelen bir değerli
hocamız, doktor milletvekilimiz, bu kürsüye çıkıp beni çok
acımasızca eleştirmişti, Kendisi de bir akademisyen olan
Sağlık Bakanı, nasıl olur da Türkiye'de doktor
sayısı eksik? falan diye. Muhtemelen yanlış bir bilgiden
kaynaklanıyordu. O günden beri biz Sağlık Bakanı olarak
üniversiteler nezdinde, YÖK nezdinde tıp fakültesi öğrencilerinin
sayılarının artırılmasını istiyoruz. Buna
başlangıçta muvaffak olamadık, neticeten muvaffak olduk. 2003te
tıp fakültelerine yaklaşık olarak yılda 4.500 tıp
öğrencisi alınıyordu şu anda 11-12 bin civarında
öğrenci alınıyor. Öyle umut ediyoruz ki cumhuriyetimizin
100üncü yılına doğru giderken Türkiye'de hekim
eksikliğini, hekim açığını kapatmış
olacağız.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Ama
eğitim çok kalitesizleşti Sayın Bakan.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Yok.
Oradan Hekim kalitesizleşti. diye bir laf atma var, bunu kabul etmem
mümkün değildir.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Ama kadavra
görmeden mezun olanlar var.
BAŞKAN Sayın Bektaşoğlu, lütfen
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Türk
hekimleri, kendi çağdaşları gibi modern tıbbı
öğrenen ve hizmet eden değerli hekimlerimizdir.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Kadavra
yok. Kadavra görmeden mezun oluyorlar.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Ömer
Fethi Gürer kardeşimizin, Niğde Üniversitesine tıp fakültesi
açılmasına ilişkin bir sorusu var. Bu konu Yükseköğretim
Kurumunun faaliyet alanına girmektedir, Sağlık
Bakanlığımızın faaliyet alanı içinde
değildir.
Yine, Değerli Milletvekili Ömer Fethi Gürerin çok
önemli bir sorusu var: Ülkemizde, doktor yerine farklı bitkilerle
sağlık bulunacağı yönünde televizyonlarda kimi
profesörlerin anlattığı tedavi yöntemleri, kitaplar
Bu
hususlarda ne dememiz lazım? Önemli bir konu gerçekten. Konuyu iki
boyutuyla ele almamız lazım. Birincisi: Eğer tıp
doktorları tarafından anlatılıyorsa bitkisel tedavi de bir
tedavi biçimidir gerçekten. İçeriğine bakmak lazım.
İçeriğinde bilim dışı bir söz, tutum varsa Hekimlik
Meslek Etiği Kurallarını ihlalden işlem yapıyoruz.
Eğer bu yöntemler yetkisiz, hekim dışı kişilerce
anlatılmakta ise durum değişiyor. Yürürlükteki kanunumuza göre
bu suçtur, bu fiilî işleyen kişiler bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.
Peki, biz
ne yapıyoruz, nasıl mücadele ediyoruz? Bu bağlamda özellikle
internet siteleri ve uydu kanalları çok kullanılıyor. Rakamlarla
mücadelemizden bahsedeyim. 2016 yılında 5.056 internet sitesini
tamamen erişime engellenmesi talebiyle Erişim
Sağlayıcıları Birliğine bildirmiş
durumdayız. Çok yakın takip ediyoruz bu meseleyi. Ayrıca 4.590
adet internet sitesi de yapılan tanıtımların tüketiciyi
yanıltıcı nitelikte olması sebebiyle Gümrük ve Ticaret
Bakanlığımızın Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğüne
bildirilmiştir. Bu hususta 8 milyon 700 bin lira idari para cezası
uygulanmıştır. Tüketicinin bilgi eksikliğini istismar
ederek ürün tanıtımı yapan, satışını
gerçekleştiren kişiler için de cumhuriyet
başsavcılıklarına 138 suç duyurusunda bulunmuş
durumdayız. Ama bu çok enteresan bir konu. Gerçekten bu işin
şarlatanlığını yapanları kapıdan
kovsanız bacadan, bacadan kovsanız pencereden içeri girmeye
çalışıyorlar. Hep birlikte bu hususta toplumdaki
farkındalığı da artırmak zorundayız. Bunun için
de Bakanlığımız kamu spotlarıyla ve diğer
çalışmalarla bu farkındalığı da artırmaya
çalışmaktadır.
Ayrıca,
mesela, RTÜKe 5 televizyon kanalının kapatılması talebimizi
iletmiş bulunmaktayız. 1.115 televizyon ve radyo programı
CDlerini yine incelemiş ve bunlara idari para cezası
uygulanması için yazmış durumdayız.
Şimdi
bütün hususlarda ben bu soruyu da vesile bilerek hem RTÜKü hem cumhuriyet
başsavcılıklarını görevlerini hızlı biçimde
yerine getirmeleri için buradan, sizin huzurunuzda uyarıyorum. Bu
mahkemeler iki sene, üç sene sürdüğü zaman bu işin iki sene, üç sene
süreceğini bilen adamlar zaten yapacaklarını yapıyorlar,
atı alan Üsküdarı geçiyor. Onun için biz üstümüze düşeni
yapıyoruz ama bu yetmiyor, gerekli kurumların, RTÜK ve Cumhuriyet
Savcılıklarının, mahkemelerin de işlerini,
vazifelerini hızla yerine getirmeleri gerekiyor.
Yine,
Ömer Fethi Gürer Milletvekilimizin Niğde Üniversitesiyle ilgili sorusu
müteaddit olarak sorulmuş. Söylediğim gibi, Yükseköğretim
Kurulunun yetki alanı içerisindedir.
Bugün
soruları hep Ömer Fethi Beyle götürüyoruz.
LEVENT
GÖK (Ankara) Efendim, günlerdir böyleyiz.
BAŞKAN
İki gündür böyleyiz Sayın Bakan.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Sağ olsun yani bize de bazı
hususları açıklama fırsatı vermiş oldu değerli
kardeşim.
BAŞKAN
İki gündür böyleyiz Ömer Fethi Gürer Beyle.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Şimdi, mısır şurubundan
elde edilen yüksek fruktoz içerikli şekerle alakalı bir soru var, bu
çok tartışıldı bir zaman kamuoyunda, şimdi biraz
sıcaklığını kaybetti ama aslında yüksek fruktozlu
mısır şurubu ya da nişasta bazlı şeker olarak
gündeme getirilen fruktoz gıdalarda tek başına bulunmuyor. Halk
arasında şeker adıyla bilinen glikozla beraber yer alır.
Bahsedilen bu şeker cinsleri vatandaşlarımızın günlük
olarak kullandığı çay şekerinin içinde de
bulunmaktadır. Bilim çevreleri gıda maddelerinde birlikte
bulunmalarından dolayı glikoz ve fruktozdan ibaret şekerle
nişasta bazlı şeker arasında insülin salgılanması
ve tokluk duygusu veren hormonlar üzerindeki etkiler yönünden bir
farklılık bulunmadığını ifade etmektedirler.
Eğer fruktoz kendi başına bir gıdada kullanılırsa
bunun insülin salgısını olumsuz etkileme imkânı var ama
birlikte kullanıldığında bu etkisinin ortaya
çıkmadığı bilim çevrelerince ifade edilmektedir.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Orada da merdiven altı var.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Mevcut beslenme şeklimizde fruktozun
yalnız başına tüketilmesi pek mümkün görülmemektedir.
Dolayısıyla, buradaki önemli konu şudur: Kişilerde obezite
oluşması, bunun da bir şeker hastalığına zemin
hazırlaması aslında vücuda alınan enerji ile harcanan
enerji arasındaki dengenin bozulması, harcanandan daha çok enerji
alınmasıdır, kalori tüketilmesidir yani. Dolayısıyla,
sadece nişasta bazlı şeker değil, şeker olarak
adlandırılan bütün maddelerin fazla miktarda tüketimi bu dengeyi
bozarak bizde rahatsızlıklara yol açmaktadır.
Yine bu
soru vesilesiyle hem sizlere hem kamuoyumuza ifade etmek isterim ki burada
önemli olan husus şekeri azaltmak, toplam kaloriyi azaltmak, hareketi
artırmaktır.
Bu
hususta daha önce de Kanser Danışma Kurullarımızdan, Ulusal
Kanser Danışma Kurullarımızdan -ki Türkiye'nin seçkin
öğretim üyelerinden oluşan kurullardır- 2011-2014
yıllarında görüşleri istenmiş, uluslararası makaleler
değerlendirilmiş, bunlara göre, glikoz şurubunun fazla
tüketildiğinde obeziteye yol açması, dolayısıyla
dolaylı yoldan kanserojen etki gösterebileceğini söylemek mümkün
olmuştur. Yani şekerin adı ne olursa olsun eğer obeziteye
yol açıyorsa, şişmanlığın kolon kanseri
başta olmak üzere kansere zemin hazırladığını
biliyoruz.
Bu konuda
daha geniş çaplı çalışmalara muhtemelen ihtiyaç
vardır. Bu çalışmalar Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa
Birliği Kanser Komisyonları ve Dünya Sağlık Örgütüne
bağlı Kanser Araştırma Ajansının da konuları
arasındadır. Biz de Yönetim ve Bilimsel Kurul üyesiyiz bu
kuruluşlarda. Bütün bu çalışmaları yakından takip
ediyoruz.
Bakanlığımız,
Sağlık Bakanlığımız ve Sağlık
Bakanı olarak ben şahsen de bütün sağlık otoriteleri
tarafından tavsiye edilen bir hususu tekrarlamak isterim: Düzenli, dengeli,
taze sebze ve meyveden zengin, kalorisi ve şeker oranı düşük bir
beslenme şekli öneriyoruz bütün vatandaşlarımıza.
Ömer
Fethi Gürerin bir diğer sorusu: Fırınların hijyeni
açısından
Geçmişte bu işlere Sağlık
Bakanlığı bakıyordu Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı yokken. Türkiye'nin en eski
bakanlıklarından birisidir Sağlık Bakanlığı
biliyorsunuz. Sıhhat ve İçtimai Muavenet diye adı geçerdi.
Sosyal güvenlik de içindeydi. Çevre Bakanlığının işlerini
de yapıyordu. Yani Sağlık Bakanlığı geçmişte
bugünkü dört bakanlığın işini birden yapıyordu. 5996
sayılı Kanun ve yönetmeliklerden sonra bu işlemler Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız
tarafından yürütülmektedir.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Onlarda da eleman yok, denetim yok Sayın
Bakan.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Onlara söylemeliyiz. Onlar bu işleri
iyi takip etmeliler.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Çünkü
fırınlarda kaçak işçiler de var şimdi.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) - Yine, Çiftlik ilçesiyle ilgili, bu Kitreli
beldesi Uyuz Göleti
Bununla ilgili soruya cevap vermiştim.
Sayın
Mustafa Hüsnü Bozkurtun bir sorusu: Meslek hastalığı sebebiyle
hastalananlar, yaşamını yitirenler
Sosyal Güvenlik Kurumu
meslek hastalıklarının istatistik
yıllığını yayımlamakta ve bu husustaki
istatistiki bilgileri onlar derlemektedir. 2007 ve 2015 yılları
arasında meslek hastalığı sebebiyle yaşamını
yitirenlerin sayısı bu istatistik yıllığına göre
23tür. Detaylı istatistiki bilgiler Sosyal Güvenlik Kurumundan temin
edilebilir ancak şunu söyleyeyim: 2005 ve 2015 yılları arasında
meslek hastalığı teşhisi konulan hasta sayısı da
6.249dur. Bizim meslek hastalıkları hastanelerimiz meslek
hastalarıyla birlikte başka hastalara da hizmet verirler. Ankara
Meslek Hastalıkları Hastanesine 2.946 kişi, İstanbula
1.216, Zonguldaka da 7 bin kişi muayene olmak üzere başvuruda
bulunmuşlardır.
Biz
şöyle bir tespitte bulunduk, bu gerçek bir ihtiyaç: Kayıt
sistemlerini de düzeltmek gerekiyor. Dolayısıyla, ülkemizdeki bu 3
meslek hastalıkları hastanesine ilaveten, kayıtlı
istihdamın, iş yeri sayısının da artması dikkate
alınarak, meslek hastalıkları olmayan illerde
farkındalığın artırılması gereğini de
dikkate alarak 6 ilimizde, İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Bursa,
Antalyada 14 genel sekreterliğimize bir talimat verdik, buralarda mesleki
ve çevresel hastalıklar birimleri kurduk ve bunları hizmete
aldık. Öyle umut ediyorum ki bu başlattığımız
hizmetten sonra tıbbi kayıt sistemlerimiz biraz daha gerçekçi hâle de
gelecektir.
Sayın
Mustafa Hüsnü Bozkurtun otistik çocukların eğitimleriyle alakalı
bir sorusu var. Sayın Başkanım, herhâlde bir üç, beş dakika
içinde bitiririm inşallah. Şunu ifade etmem lazım:
Çocukların psikososyal gelişimiyle alakalı çok dikkatli bir
program yürütüyoruz. Aile hekimlerimizin eğitimlerinin bir parçası
hâline getirdik bunu ve taramalarının da bir parçası hâline
getirdik. Türkiyede otizm denen hastalık aslında otizm yeni bir
hastalık değil, çok eski bir hastalık- benim Bakanlığa
başladığım dönemden sonra gün yüzüne çıktı.
Bilinmiyordu bu, hekimler de bilmiyordu, aileler de bunu zamanında tespit
edemiyorlardı. Dolayısıyla ailelerde
farkındalığın artması, aile hekimlerinde bilginin ve
eğitim düzeyinin yükselmesi teşhis sayılarını
artırmaya başladı. Bir de, Avrupada kullanılan, Amerikada
kullanılan tarama testlerini Türkçeye çevirdik, kendi kültürümüze adapte
ettik. Bu, zor bir işti, aşağı yukarı bir buçuk
yılımızı aldı bilim insanlarıyla beraber ve
bunları aile hekimlerimiz, hemşirelerimiz kullanıyorlar.
Burada
sayılar gittikçe artınca gerçekten rehabilitasyon işi
zorlaşmaya başladı çünkü yetişmiş psikolog yok,
yetişmiş elemanımız eksik. Sekiz saatlik bir eğitim
imkânı tanıyabiliyor şu anda bunlara kamu kaynakları. Bu
kaynakların artırılması gerektiğine ben de
inanıyorum ancak şu anda bu sekiz saati artırsak da zaten bunu
karşılayabilecek yetişmiş elemanımız da yok. Bir
taraftan yetişmiş elemanı artırırken bir taraftan da
bu miktarı artırmanın bir yoluna bakmalıyız diye
düşünürüm.
Sayın
Ömer Fethi Gürerin optisyen okulu mezunlarıyla ilgili bir sorusu var.
Şimdi, aslında optisyen okulu mezunlarını Sağlık
Bakanlığında istihdam etmek üzere böyle bir sağlık
mesleği tanımlaması yapmadık. Optisyenlik bir meslek.
Gözlük verirken size bir optisyenin gözlük vermesi gerekir. Gözlüğü
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde vermiyoruz biz malum,
sadece gözlüğün derecesini belirliyoruz. Bu geçmişte tamamen böyle
-işte nasıl diyelim ona- çekirdekten yetişen elemanlar
tarafından yapılırdı. Biz, mevcut çalışanlara
bundan yıllarca önce -on yılı geçti zannediyorum- şöyle
esaslı bir kurs düzenledik; o kursla, sınavla onları optisyen
sınıfına aldık ama artık Türkiye'de optisyenler
dışında gözlükçülük mesleğine başka kimse
başlayamaz.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Hastanelerde istihdamları mümkün olacak
mı, olmayacak mı? Bekliyorlar bu soruyu çünkü, hep soruyorlar.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Biliyorum, bana da sosyal medyadan o kadar
çok geliyor ki. Şu andaki planlamalarımızda yok. Yani,
optisyenlere nasıl bir iş alanı açabiliriz
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Onlara da bir bakın Sayın Bakan.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Bu kadar soru sormuşsunuz Değerli
Milletvekilim, tabii ki bakarız, ne demek.
UĞUR
BAYRAKTUTAN (Artvin) Sayın Bakan, Niğdeden mi aday olmak
istiyorsunuz? Hep Niğdenin sorularını cevaplıyorsunuz.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Vallahi, kim sorarsa onlara cevap
veriyoruz.
Bak, yine
Niğde, Ömer Fethi Gürer. Aslında, Ömer Fethi Gürerle bizim
çalışmamız lazım, yani bu kadar Sağlık
Bakanlığına alaka duyan bir arkadaşımızla, bir
sayın milletvekiliyle.
BAŞKAN
Sayın Bakanım, bütün bakanlıklarla ilgili, maşallah,
Sayın Gürerin soruları var.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Şimdi, boğulmalarla ilgili bir
soru var.
İşte,
Değerli Başkanım, biz de fırsat bulup kamuoyunu,
değerli milletvekillerimizi aydınlatmış oluyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz, sağ olun.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) 2015 yılında 19, 2016
yılında 16 kişi, TÜİKin kesinleşmiş ölüm sebebi
verilerine göre boğulmayla, maalesef, hayatını
kaybetmiştir. Türkiye'de şu anda gerçekten çok esaslı bir ölüm
bildirim sistemimiz var. Bunu kurmak için çok uğraştık. Bu bize
lazım, politikalarımızı geliştirmek için. Mesela, bu
sayıları bilmesek buna yönelik politikaları geliştirmekte
zorluk çekeriz. Burada, çok paydaşlı yaklaşımla ele
aldığımız konulardan biridir. Boğulma sonucunda,
doğrudan Sağlık Bakanlığının önleyebileceği
bir şey değil ama, neticeleri itibarıyla
vatandaşlarımız, Allah korusun, hayatlarını kaybediyorlar
ya da ömür boyu nörolojik sekelli kalabiliyorlar, engelli kalabiliyorlar.
Dolayısıyla,
bu hususta, yüzme alanları belirlenirken bölgenin fiziksel özelliklerinin
de dikkate alınması, cankurtaranın varlığı, en
yakın sağlık tesisi, plajların kumlu, taşlı
olması gibi fiziksel özellikleri de içeren bilgileri biz gerekli
kurumlarla paylaşıyoruz. Onların, aslında,
mevzuatlarına da bu yansıyor. Bundan sonrası işin iyi takip
edilmesi, uygulamaların doğru yapılması olmalı.
Ayrıca,
yüzme esnasında uyulması gereken kurallara ilişkin bilgilerle
ilgili de eğitim çalışmaları yapıyoruz. Bu hususta
web sitelerimizde de gerekli bilgiler var. Bu vesileyle, ifade etmeliyim ki
gerçekten, suya girerken bir kimse, bilmediği bir suya girerken, bu kanal
olabilir, deniz olabilir, çok dikkatli olmalı. Allah korusun, hayatın
kaybedilmesiyle sonuçlanabiliyor.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Yaz ayı geldi, iyi oldu bu uyarı.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Çok doğru oldu. Teşekkür ederiz.
Suriyeli
-misafirlerimiz- sığınmacılar
diye sorulmuş. Biz
sığınmacılar lafının yanına bir misafir
lafını eklemeyi çok uygun görüyoruz.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Mülteciler
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Bunlarla ilgili acaba özel bir salgın
hastalık oluştu mu? Ya da bunlarda ölüm oranları arttı
mı? Bunların anne ve bebek ölümleri arttı mı?
Şu
anda elimizdeki bilgiler böyle bir artışın
olmadığı yönünde. Biz Türkiyede, biliyorsunuz, her yıl
sağlıkla ilgili araştırmalar yapıyoruz, toplumun
sağlık durumuyla ilgili. Özel olarak şimdi Suriyeliler üzerinde
de bu araştırmayı yapacağız, sadece Suriyeliler
üzerinde. Ama şundan eminiz: Suriyeli misafirlerimizden dolayı
Türkiyede herhangi bir salgın hastalık olmadı çünkü bu hususta
çok itinalıyız. Çocuklarını aşılıyoruz,
hijyen açısından temiz su kullanmalarına ki salgınlara
daha çok bunlar yol açar- büyük itina gösteriyoruz. Ülkemizde ölüm oranı
binde 5tir, Suriyelilerde on binde 5 olarak gördük. Neden? Çünkü Türkiyeye
gelen Suriyeliler daha genç bir nüfus. Belki bir kısmı Türkiyede
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sokaklarda araba camı filan silen bir sürü
Suriyeli çocuk var. Sağlık açısından
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Doğru ama bunlar sağlık
açısından çok büyük bir olumsuzluğa yol açmıyor ve bunu
özel olarak da, söylediğim gibi, takip ediyoruz, edeceğiz.
Bulaşıcı
Hastalıklar Kontrol Programlarında veteriner
Böyle bir sorusu var
Ömer Fethi Beyin. Bakanlığımız bağlı
kuruluşu olan Türkiye Halk Sağlığı Kurumunda
Laboratuvar Hizmetleri Daire Başkanı olarak veteriner bir hekim görev
yapmıştır, yapıyor; Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar
Daire Başkanlığında yapmamıştır. Böyle bir
soru sormuşsunuz.
Protein
tüketimiyle ilgili, son soru: Dünya Sağlık Örgütü
sağlıklı bir insanın vücut
ağırlığının her bir kilogramı için günde 1
gram protein tüketilmesini önermektedir, hayvansal ve bitkisel protein olarak.
Sadece, biliyorsunuz, proteinler hayvansan protein değil, aynı
zamanda bitkisel protein de olabilir.
Yine,
yaptığımız Türkiye Beslenme ve Sağlık
Araştırması 2010, ayrıca da Sağlık Bakanlığı
olarak Hacettepeyle birlikte yaptığımız bir başka
araştırmadan aldığımız sonuçlar şunlar,
örnekler verebilirim size: Mesela erişkiler açısından 19-30 yaş
arasında günlük protein alımı 48 gram civarında,
aşağı yukarı diğer yaşlarda da buna benziyor
kadınlarda, erkeklerde de bu 70 gram civarında. Yani hemen hemen
Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği miktara yakın bir proteini
Türk toplumu da tüketmektedir. Maalesef, bizde ekmek tüketimine ilişkin,
hani geliri düşük ailelerin ekmek tüketimiyle ilgili alışkanlıklarının
biraz daha yüksek olmasını anlayabiliriz ama geliri yüksek ailelerde
de orta gelirli ailelerde de ekmek tüketimi Türkiyede çok fazla, bu biraz da
kültürel bir durum. Bu soru vesilesiyle gerek bitkisel gerek hayvansal protein
tüketme açısından da toplumumuzu bir kere daha teşvik etmiş
oluyoruz.
Değerli
Başkanım, sizi ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Çok teşekkür ederim Sayın Bakan.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Bakan, efendim, sizi burada gören, televizyondan
izleyen yurttaşlarımız bana ulaştırdılar, bir
12.500 atama sözü vermişsiniz. Şimdi, defalarca telefon geldi, ben de
o soruyu soracağımı ifade ettim. Bu çerçevede, 12.500
atamanın ne zaman yapılacağını bir de ben size sormak
isterim.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Teşekkür ederim sorunuz için.
BAŞKAN
Aslında, tabii, Sayın Gökün böyle bir soru sorma hakkı yoktu
ama tabii ki
LEVENT
GÖK (Ankara) Tabii, usule aykırı oldu ama
BAŞKAN
Buyurun.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Bize de takdir edersiniz çok fazla bu
hususta şey geliyor. ÖSYM yapıyor alımları yani puanlara
göre yerleştirmeleri daha doğrusu. Biz 12.500 kadronun
yerleştirilmesiyle alakalı pozisyonları belirledik, ÖSYMye de
bildirdik. ÖSYM kendi takvimine göre önümüzdeki günlerde bu alımları
yapacak, biz de acele ediyoruz, bir an önce lütfen yapın diye ÖSYMye de
uyarıda bulunuyoruz.
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Sayın Bakanım, bu randevu
sisteminde çok büyük bir sıkıntı var hastanelerde. Bununla
ilgili bir çalışmanız var mı yakında, bunu gidermek
için?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Nasıl bir sıkıntı?
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Adam, şimdi, kalp hastası,
arıyor, on beş gün sonra, yirmi gün sonra
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Yok.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, usulümüze göre, soru soran milletvekilleri ancak
Sayın Bakana soru sorabilir, usule uyalım lütfen.
Yani bu
durumda sadece Sayın Gürer soru sorabilecek, sözü ona bırakalım.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Şöyle efendim: Türkiyede acil her
vaka acil servise gider ve bakılır, bunun siz de
farkındasınız. Bu hususta, acil servislerimizin yoğun
olması pahasına bu yükü çekiyoruz. Onun dışında da
metropol kentlerimizde bazı branşlarda randevu süreleri
açısından, evet, kısa sürelerle de olsa sıkıntı
çektiğimiz oluyor. Şunu açıkça ifade edeyim: Hiçbir Batı
Avrupalı ülkeyle kıyaslanmayacak kadar randevu sürelerimiz
kısadır. Bakın, bu iddialı bir laf, hiçbir Batı Avrupa
ülkesiyle kıyaslanmayacak kadar randevu sürelerimiz kısadır. Ama
bunun çözümü, değerli milletvekilim, neticesinde takdir edersiniz ki-
doktor sayısından geçiyor. Doktor sayısını
artırmadığımız müddetçe bu yükü
karşılamamız çok kolay değil ve
doktorlarımızın üstüne de büyük yük biniyor. Ama bu
sayının artmaya başladığını ifade ettim,
inşallah önümüzdeki yıllarda daha rahatlayacağız.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gürer.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Öncelikle teşekkür ediyorum Sayın
Bakan, bilgilendirmenizden dolayı.
Hastanelerin
acilleriyle ilgili biraz evvel açıklamada bulundunuz ama sorun çok fazla.
Doktorlar insanüstü çalışıyorlar ama yığılmalar,
sarı, kırmızı, yeşil diye de
ayrılmış, birikmeler var ve oldukça da
tartışmalı, sıkıntılı bir dönem
yaşanıyor o konuda, gece yarılarında. Bu sorunla ilgili
Bakanlığın daha yoğun çalışması gerekiyor
herhâlde.
Ayrıca,
Niğdedeki sağlık hizmetlerinde yapılanlar var ama
yetersiz, çünkü hastaların bir kısmı Kayseri, bir
kısmı Ankaradan yer için bizlere, milletvekili olarak
başvuruyorlar. Bu konuda da Niğde için bir çalışma olursa
memnun oluruz.
Floresan
konusunda 2014 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Tunaya Kalkan, Baz
istasyonları kadar, cep telefonları, floresan lambaları ve
dizüstü bilgisayarları insan sağlığı
açısından tehlikeli birer unsurdur. En büyük tehlike yüksek gerilim
hatlarıdır, İstanbulun yüzde 50si
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde)
yüksek gerilim hattı altında
yaşıyor, büyük risk var. diye açıklamalarda bulunmuştu.
Sanırım, Sağlık Bakanlığında da o dönem bir
kuruldaydı. Bu floresan sorununu onunla ilgili sormuştum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Gürer.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Değerli milletvekilim şöyle:
Şimdi, ben de akademiden geldim, ben de bir bilim insanıyım.
Bizim bazı düşüncelerimiz olur; bu düşünceler belli delillere
dayanır, dayanmaz. Bu bahsettiğiniz arkadaşımız için
söylemiyorum ama bazen bir delile dayanmadan da konuşuluyor.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Efendim, Bakanlık kurulundaydı o
zamanlar.
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Devamla) Olabilir ama o kuruldaki bir kişinin
görüşü hiçbir zaman asıl olmaz, hatta bir kurulun görüşü de
kendi başına asıl olamaz bilimde. Hele bilimsel bilgiyle ilgili
verilerin çok güzel bir biçimde tasnif edilebildiği ve bunların da
kanıta dayalı tıp hâline dönüştürülebildiği bir
çağda yaşıyoruz. Bilgiye ulaşmak kolaylaştı, onun
için meta analiz dediğimiz analizler var. Yapılan
çalışmalar toplanıyor, bunların gerçekten delile
dayalı olanları bu işin uzmanlarınca değerlendiriliyor
ve bir karara varılıyor. Yani bu sorunuz vesilesiyle ifade etmek
isterim ki -tekrar söylüyorum, ismini verdiğiniz kişiyi
kastetmiyorum- maalesef zaman zaman kamuoyunda indi bazı mütalaalar biraz
da popüler olma arzusuyla ön plana çıkarılıyor ve sonuçta buna
siz, ben karar veremeyiz, o kişi de karar veremez. İşte, dünyada
birçok örgüt var. Dünya Sağlık Örgütü bu meselelerle ilgileniyor,
kurulları var. Biz onların yönetim kurullarındayız
ayrıca. Yani bilimin toplu olarak ne dediğine bakmak lazım bir
kişinin söylediğinden çok ama haklısınız, bu
meseleleri takip etmeye de devam etmek gerekiyor.
Çok
teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bakanım.
Soru
önergeleri cevaplandırılmıştır.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gök.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- Ankara Milletvekili Levent Gökün,
Anayasada yapılan değişiklikle kaldırılan sözlü
sorular uygulamasının yararlı ve verimli bir uygulama
olduğuna ilişkin açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, tarihe bir not düşmek için söz aldım. Bakın, burada
dün de bugün de sözlü sorularla Hükûmetin bakanları soru soran
milletvekillerinin sözlü sorularına cevap verdiler ancak hepimiz biliyoruz
ki 16 Nisanda yapılan referandumda bu sözlü sorular
kaldırıldı değerli arkadaşlarım.
Bakın,
bir milletvekilinin yöresinin sorunlarını takip etmek için bakanla
karşı karşıya gelerek bir soru alışverişinde
bulunmasının yararlarını görüyoruz. Yani yapılan,
hatalı bir uygulama olmuştur. Sözlü soruların ne kadar verimli
olduğunu iki gündür yaptığımız uygulamayla gördük. Ben
bu konuda sadece tarihe bir not düşmek için söz aldım.
Söz
verdiğiniz için teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Gündemin
6ncı sırasında yer alan, İstanbul Milletvekili Erkan
Kandemir'in, telekomünikasyon, internet ve bilişim sektöründe kaydedilen
gelişmelere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine
başlıyoruz.
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)
119.- İstanbul Milletvekili Erkan
Kandemirin, telekomünikasyon, internet ve bilişim sektöründe kaydedilen
gelişmelere ilişkin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanından sözlü soru önergesi (6/47) (Cevaplanmadı)
BAŞKAN
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan
sonra da sayın bakanların bulunamayacağı
anlaşıldığından, sözlü soru önergeleri ile kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 6 Haziran 2017 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi
akşamlar diliyorum.
Kapanma
Saati: 18.54