TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
39uncu Birleşim
13 Aralık 2016 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin Buldanın, 10
Aralıkta İstanbul Beşiktaşta gerçekleştirilen
katliamı ve Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ile Siirt
Milletvekili Besime Koncanın tartaklanarak gözaltına
alınmasını kınadığına ilişkin
konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin Buldanın, Siirt
Milletvekili Besime Koncanın adli kontrol talebiyle serbest
bırakıldığına ilişkin konuşması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin Buldanın, Meclis
Başkanlığına sunulan Anayasa değişiklik
teklifiyle ilgili yapılan işlemlere ve sürece ve bu aşamada
teklifte herhangi bir değişiklik olmadığına dair
Başkanlık tarafından iletilen bilgiye ilişkin konuşması
4.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin Buldanın, HDP Grup
Başkan Vekili Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ile Siirt
Milletvekili Besime Koncanın tutuklanmalarını
kınadığına ve halkın iradesiyle seçilen temsilcilerin
yerinin Parlamento olduğuna ilişkin konuşması
IV.- KANUN TASARI
VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- 2017
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 433)
2.- 2015
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733),
2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısına
İlişkin Olarak Hazırlanan 2015 Yılı Genel Uygunluk
Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi Yönetim Kapsamındaki
Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik Kurumlarına ve Diğer Kamu
İdarelerine Ait Toplam 211 Adet Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/829), 2015 Yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/830), 2015 Yılı Mali
İstatistikleri Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/831), 2015 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 434)
A) EKONOMİ
BAKANLIĞI
1) Ekonomi
Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi
Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
1)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ
YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
1) Mesleki Yeterlilik
Kurumu Başkanlığı 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Mesleki
Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE
VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye ve
Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye ve
Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
D) DEVLET
PERSONEL BAŞKANLIĞI
1) Devlet
Personel Başkanlığı 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet
Personel Başkanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su
İşleri Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman ve Su
İşleri Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel
Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman Genel
Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
G) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE
SU ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su
Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su
Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Osmaniye
Milletvekili Ruhi Ersoyun, İstanbul Milletvekili Garo Paylanın
Enver Paşa ve Talat Paşayı faşist olarak
anmasını kınadığına ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Başakşehir Osmangazi
İlköğretim Okulunda Öğretmen Aydın Erekmenin öğrencilerine
yönelik tutumuyla ilgili herhangi bir işlem yapılıp
yapılmadığı ve Adalet ve Kalkınma Partisinin Meclis
Başkanlığına sunduğu Anayasa
değişikliği teklifinde herhangi bir değişiklik
yapılıp yapılmadığı konularında bilgi almak
istediğine ilişkin açıklaması
4.-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun,
İstanbul Başakşehir Osmangazi İlköğretim Okulunda
Öğretmen Aydın Erekmenin açığa
alındığına ve hakkında soruşturma
başlatıldığına ilişkin açıklaması
5.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, İstanbuldaki patlamayı
gerçekleştiren canlı bombaya ait olduğu iddia edilen bir
fotoğrafın sosyal medyada paylaşıldığına ve
bu fotoğrafın nasıl çekildiği, bir istihbarat zafiyeti olup
olmadığı konularında bilgi almak istediğine
ilişkin açıklaması
6.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Özel, Adalet ve Kalkınma Partisinin 316
milletvekiliyle vermiş olduğu Anayasa değişiklik teklifi
ile kamuoyuyla paylaşılan teklif arasında bir fark olduğuna
ilişkin açıklaması
7.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, Halepte çatışmaların devam
ettiğine, bu konuda bir an önce duyarlılık
yaratılmasını ve Hükûmetin gerekli girişimlerde
bulunmasını temenni ettiğine ilişkin açıklaması
8.- Uşak
Milletvekili Özkan Yalımın, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet
Akyürekin 433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
9.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Akyürekin, Uşak Milletvekili
Özkan Yalımın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
10.- İzmir
Milletvekili Zeynep Altıokun, yaptığı sosyal medya
paylaşımıyla Alevileri hedef gösteren, ülkenin
barışına kasteden akademisyen Abdülkadir Şen hakkında herhangi
bir işlem yapılıp yapılmadığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
11.- Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekcinin, provokatif yaklaşımlarla ilgili
gereğinin yapılması gerektiğine ve ihanetlerden kurtulmak
kaydıyla olağanüstü hâlin sürdürülmemesi gerektiğini tekrar
teyit ettiğine ilişkin açıklaması
12.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Diyarbakır
Milletvekili Çağlar Demirel ile Siirt Milletvekili Besime Konca
hakkında tutuklama kararı verildiğine, şu anda bir darbe
hukuku uygulandığına ve hiçbir söze cevap vermeyerek bu durumu
protesto ettiklerine ilişkin açıklaması
13.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, HDP Grup Başkan Vekili Diyarbakır
Milletvekili Çağlar Demirelin tutuklanmasına, milletvekillerinin
tutuklu olarak yargılanmalarını doğru
bulmadıklarına ve OHAL varken, bir partinin tüm seçilmiş
milletvekilleri tutuklanma tehdidiyle karşı karşıyayken
Anayasa görüşmenin doğru bir yaklaşım
olmadığına ilişkin açıklaması
14.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, Anayasa değişikliği
teklifini imzalayan 316 milletvekilinin iradesini küçümseyen ifadeleri kabul
etmediklerine, dokunulmazlıklar kaldırılarak Parlamentonun
üzerine düşeni yaptığına ve bundan sonrasının
emniyetin, yargının görevi olduğuna ve yargıya güvenmek
gerektiğine ilişkin açıklaması
15.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
16.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Mehmet Müezzinoğlunun 433 sıra sayılı 2017 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur
görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
17.-
İstanbul Milletvekili Yakup Akkayanın, sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
18.-
Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrakın, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun 433 sıra sayılı
2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra
sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Torun, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun 433 sıra
sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434
sıra sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
20.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili Metin Külünkün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ve Türkiyedeki tüm aydınları, havuz
medyasının gazetecileri, bilim insanlarını hedef gösteren
çirkin ağızları kınamaya davet ettiğine ilişkin
açıklaması
21.-
İstanbul Milletvekili Gülay Yedekcinin, son beş yılda çok fazla
ormanlık alanın kaybedildiğine ve ormanları kesip yerine
fidan dikerek aynı floranın oluşturulamayacağına
ilişkin açıklaması
22.- Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun, İstanbul Milletvekili
Gülay Yedekcinin yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
23.- Kars
Milletvekili Ayhan Bilgenin, çeşitli illerde HDP il binalarına
saldırı düzenlendiğine, parti yöneticilerine yönelik
işkence olduğuna dair haberler aldıklarına ve
düşüncelerine katılmasalar da Hüsnü Mahallinin evine baskın
yapılarak gözaltına alınmasını
kınadıklarına ilişkin açıklaması
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan ile
Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın 433 sıra
sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434
sıra sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde HDP Grubu
adına yaptıkları konuşmaları sırasında
Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın 433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur
görüşmelerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Malatya
Milletvekili Veli Ağbabanın, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
5.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, Çanakkale Milletvekili Bülent Özün
433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde CHP
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
6.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Özün, Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
7.- İstanbul
Milletvekili Yakup Akkayanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun 433 sıra sayılı 2017
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra
sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
8.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul Milletvekili Yakup
Akkayanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
9.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
10.-
İstanbul Milletvekili Metin Külünkün, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
VII.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdinin, iade edilen bir soru önergesine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Ahmet
Aydının cevabı (7/9517)
13 Aralık 2016 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.09
BAŞKAN: Başkan
Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI
(Balıkesir), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
39uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin
Buldanın, 10 Aralıkta İstanbul Beşiktaşta
gerçekleştirilen katliamı ve Diyarbakır Milletvekili Çağlar
Demirel ile Siirt Milletvekili Besime Koncanın tartaklanarak
gözaltına alınmasını kınadığına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gündeme
geçmeden önce, üç gün önce yani 10 Aralık akşamı İstanbul
Beşiktaşta gerçekleştirilen katliamı kınıyorum.
Saldırıda yaşamını yitiren bütün
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Yaralanan
yurttaşlarımıza acil şifalar temenni ediyorum.
Barış, kardeşlik, demokrasi ve
özgürlük umudumuzu hiçbir zaman yitirmememiz gerektiğini özellikle
belirtmek istiyorum. Bu dönemi, bu süreci dayanışma ve diyalogla
aşarak ülkeyi huzura ve refaha en kısa sürede çıkarmayı
başarmalıyız diye temenni ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
ayrıca, dün akşam saatlerinde 2 milletvekilimizin, biri Grup
Başkan Vekilimiz Diyarbakır Milletvekili Sayın Çağlar
Demirel, bir diğeri, Kadın Meclisi Sözcümüz Siirt Milletvekili
Sayın Besime Koncanın tartaklanarak gözaltına
alınmasını burada şiddetle, nefretle
kınadığımı ifade etmek istiyorum.
Elbette ki milletvekillerinin
yerinin cezaevi olmadığını, onların halkın
iradesiyle seçilen birer milletvekili olarak Parlamento çatısı
altında siyasi faaliyetlerini yürütmeleri gerektiğini özellikle
belirtmek istiyorum. Milletvekillerinin yeri cezaevi değildir,
milletvekillerinin yeri Parlamentodur, yasama faaliyetlerini yürütmek
adına seçilmişlerdir.
Dolayısıyla,
başta daha önce tutuklanan 10 milletvekili olmak üzere, dün akşam da
2 milletvekilinin gözaltına alınarak şu anda emniyette
tutulmalarını bir kez daha kınadığımı ve en
kısa süre içerisinde bu 12 milletvekilinin serbest kalarak bu çatı
altında faaliyetleri yürütmesi gerektiğini belirterek gündeme
geçiyorum sayın milletvekilleri.
Gündeme göre 2017 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Tasarısı üzerindeki görüşmelere devam
edeceğiz.
Program uyarınca bugün sekizinci turdaki
görüşmeleri yapacağız.
Sekizinci turda, Ekonomi Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mesleki
Yeterlilik Kurumu, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü,
Devlet Personel Başkanlığı, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve
Türkiye Su Enstitüsünün bütçe ve kesin hesapları yer almaktadır.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(S.Sayısı 433) (x)
2.-
2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
(1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin
Hesap Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet Denetim
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (S.Sayısı: 434) (x)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Bilindiği üzere, turda yer alan bütçelerle
ilgili soru sormak isteyen milletvekillerinin sisteme girmeleri gerekmektedir.
Sekizinci turda grupları ve
şahısları adına söz isteyen sayın üyelerin isimlerini
okuyacağım.
Gruplar adına:
İlk grup Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir, Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırım, İstanbul Milletvekili Garo
Paylan, Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, Kars
Milletvekili Ayhan Bilgen, Batman Milletvekili Saadet Becerekli, İzmir
Milletvekili Müslüm Doğan, Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Denizli
Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin
Oğuz Tor, İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Adana
Milletvekili Muharrem Varlı.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Ankara Milletvekili Bülent
Kuşoğlu, İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya, Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba, Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, Çanakkale
Milletvekili Bülent Öz, Isparta Milletvekili İrfan Bakır, Edirne
Milletvekili Erdin Bircan, Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Niğde Milletvekili Erdoğan Özegen, Gaziantep Milletvekili Abdullah
Nejat Koçer, Çorum Milletvekili Salim Uslu, Rize Milletvekili Hikmet Ayar,
Ankara Milletvekili Jülide Sarıeroğlu, Ankara Milletvekili Nevzat
Ceylan, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlu, Antalya Milletvekili İbrahim Aydın,
Kırıkkale Milletvekili Abdullah Öztürk, Sakarya Milletvekili Recep
Uncuoğlu, Kastamonu Milletvekili Metin Çelik, Düzce Milletvekili Fevai
Arslan, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Akyürek, Mersin Milletvekili
Ali Cumhur Taşkın ve Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz
konuşacaklardır.
Şahıslar adına, lehte olmak üzere
Iğdır Milletvekili Nurettin Aras, daha sonra Hükûmet temsilcileri
konuştuktan sonra aleyhte olmak üzere, şahsı adına Bursa
Milletvekili Erkan Aydın konuşacaktır.
Şimdi
sırasıyla Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
yapılacak olan konuşmalardan başlıyoruz.
İlk konuşmacı
Ağrı Milletvekili Sayın Dirayet Taşdemir.
Buyurunuz Sayın
Taşdemir.
Süreniz on dakika.
HDP GRUBU ADINA DİRAYET
TAŞDEMİR (Ağrı) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Aslında 7 Hazirandan
beri partimize, demokratik siyasete bir tasfiye konsepti devrededir. Bu
konseptin bir ayağı da 4 Kasımda eş genel
başkanlarımıza, 10 vekilimize yönelik gerçekleştirildi. Bir
önceki gece de yine farklı illerde eş zamanlı olarak parti binalarımız
basıldı, kapıları kırıldı. Bugüne kadar -son
aldığımız rakam- 400e yakın yöneticimiz, içerisinde
eş başkanlarımızın da olduğu
arkadaşımız gözaltına alındı. Dün gece biz
burada, Genel Kurulda aslında çok şey ifade ettik, birçok
politikanın, alınan birçok kararın nasıl
alındığını, neye hizmet ettiğini çokça ifade
ettik. Dün -Genel Kuruldan çıkarken- Grup Başkan Vekilimiz
Çağlar Demirel, Kadın Meclis Sözcümüz Besime Koncayla birlikte
Meclisten çıkarken araçlarımızın önü kesildi, içerisinde
yüzü kapalı, maskeli polislerin de olduğu bir grup resmen
araçlarımızın üzerine atlayarak araçlarımızı
durdurdu. Grup Başkan Vekilimizi ve Kadın Meclis Sözcümüzü araçtan
zorla indirerek gözaltına aldılar.
Arkadaşlarımızı apar topar aynı gece birini yani Grup
Başkan Vekilimiz Çağlar Demireli Diyarbakıra, Kadın
Meclis Sözcümüz Besime Koncayı da Batmana götürdüler. Biz bu
işleyişin nasıl olduğunu, bu kararların nasıl
verildiğini dün gece burada çokça ifade ettik, ben bir daha tekrar
etmeyeceğim. Ama, şunu ifade etmek isterim ki: 1994ten bugüne yirmi
iki yıl geçti, değişen tek şey, demokratik siyasete,
milletvekillerimize karşı değişen tek şey nedir
biliyor musunuz? 1994te arkadaşlarımız Meclis içerisinde
gözaltına alındılar, yirmi iki yıl sonra ise arkadaşlarımız
Meclisten çıkarken gözaltına alındılar, tek fark budur. Onun
için de ben çokça şey söylemeyeceğim çünkü biz demokratik siyaset
adına çok şey söyledik duymayan kulaklara. Onun için bugün sözün
bittiği yerdeyiz.
Ben tekrardan sizleri
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Taşdemir.
İkinci
konuşmacı Muş Milletvekili Sayın Ahmet
Yıldırım.
HDP GRUBU ADINA AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bizim açımızdan
bütçe kapanmıştır, bizim açımızdan bu Parlamentoda
sözün bittiği yerdeyiz çünkü duyguda ve düşüncede
bölünmüşlüğü yaşayan toplumsal bir gerçeklik, artık fiziki
olarak iktidar tarafından bölünmeye doğru götürülmektedir. Bu
Parlamento 80 milyon insanın iradesinin tecelligâhı olmaktan siyasi
iktidar tarafından çıkarılmıştır. Bu temelde
bakıldığında, başta partimizin bütün partilerden önce
kınadığı her olayın açığa
çıkardığı hassasiyetlerin bizim partimize karşı
kullanma gerekçesi yapılmasını bizim kabul etmemiz mümkün
değildir.
Yine ifade etmeliyiz ki kamu vicdanının
yaralanma biçimlerinin ülkeyi farklılaştırdığı ve
toplumda herkesin aynı şeye üzülmediği, herkesin aynı
şeye sevinmediği iktidar tarafından sunulan bir zeminle bir
toplumsal gerçekliğe doğru sürüklenmekteyiz. Yaşanan
acıların 80 milyon insanın acısı olması iktidar
tarafından engellenmektedir. Özellikle, yaptığımız
üzüntü belirtme, kınama gerçeklikleri görmezden gelinerek bunların
siyasi iktidarın ve onun yürütme üyeleri tarafından intikam gibi
söylemlerin yani bir hükûmet olma, devlet olma gerçekliğine
yakışmayan söylemlerin oklarının tümüyle bir partiye
yöneltilmesi ve bu partinin daha dünden itibaren il, ilçe
teşkilatlarının silahlı saldırılılara
uğraması, bir düğmeye basılmış gibi intikam
sözcüğünden sonra, aynı gece içerisinde 297 il, ilçe yöneticisinin,
il ve ilçe eş başkanlarının gözaltına
alınması bir talimat dışında başka bir şeyle
açıklanamaz.
Bu temelde şunu ifade etmek isteriz ki isteyen
istediği bütçeyi konuşabilir. Bizim açımızdan bu bütçe bu
halkın bütçesi değildir; bizim açımızdan, yoksulun,
emekçinin, işsizin, kadının, çevrenin dostu olan bir bütçe
değildir; olsa olsa bir savaş bütçesidir, olsa olsa aklıselimi
yitirmiş olan bir hükûmetin bütçesi olabilir. Bu temelde, bizim özellikle
2 vekilimizin daha gözaltına alınmış olması ve şu
dakikalarda birinin tutuklanmaya sevk edilmiş olması, bu Parlamentoda
iktidar vekillerinin ve siyasi iktidarın millet iradesine duyduğu
saygının düzeyini göstermektedir. Buradan hareketle isteyen
istediği bütçeyi hazırlayabilir ama unutulmamalıdır ki bir
sonuç olarak ortaya çıkmış olan hassasiyetler ve fotoğraf
kullanma biçimimiz bile eğer birileri tarafından bir
kışkırtma gerekçesi yapılıyorsa, bizim
açımızdan da gerçek sebeplerin gözden
kaçırıldığını, yürütülen
tartışmaların akan kanın ve ölümlerin durmasına
değil, onları kışkırtmaya dönük olan bir dil ve
politika olduğunu ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, son olarak şunu
söyleyeyim: Son üç gündür siyasi iktidarın, Başbakanın,
İçişleri Bakanının, Cumhurbaşkanının
kullandığı bu savaş dilini, çatışma dilini, biz,
otuz yıldır 6 Cumhurbaşkanı değiştirerek, 14
Başbakan değiştirerek, 15 Meclis Başkanı
değiştirerek, 29 İçişleri Bakanı ve 11 Genelkurmay
Başkanı değiştirerek ve hepsinden de aynı söylemleri
duyarak bu sorunun anakronik hâle gelmesinin hazin bir durumunu yaşıyoruz.
Eğer çözülmüş olsaydı sizden daha sivri dili, sizden daha
şahin dili kullananlar bugüne kadar bu dille, bu akılla, bu
ferasetle, daha doğrusu akıldan ve ferasetten yoksunlukla bu işi
çözmüş olurdu diyorum, bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Üçüncü konuşmacı
İstanbul Milletvekili Sayın Garo Paylan.
HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Grup Başkan Vekilimiz Sevgili Çağlar
Demirelin ve Milletvekilimiz Besime Koncanın gözaltına
alınmasını nefretle kınıyorum.
Evet, sözün bittiği yerdeyiz arkadaşlar.
Demokratik siyasette ısrar eden Halkların Demokratik Partisinin il,
ilçe yöneticilerini büyük oranda tutukladınız; milletvekillerini
tutukladınız ve tutuklamaya devam ediyorsunuz; eş
başkanlarını tutukladınız ancak biz, son neferimize
kadar demokratik siyaset demeye, barış siyaseti demeye devam
edeceğiz. Siz çözüm üretemedikçe HDPye saldırıyorsunuz ancak
uyguladığınız sistemin adı, arkadaşlar, siyaset
biliminde bellidir. Uyguladığınız sistemin adı
faşizmdir; Hitler faşizmidir, Mussolini faşizmidir, Talat ve
Enver Paşa faşizmidir.
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) HDP faşizmi
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Enver Paşa
faşist değildir sayın Hatip, Enver Paşa faşist
değildir; sözünü geri al.
GARO PAYLAN (Devamla) Bu yolda devam
ettiğiniz sürece ülkemiz açık bir cezaevine doğru yürüyecektir
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, Sevgili Mardin
Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Türk cezaevinden
şu mesajı göndermişti: Eğer ki bu ülkeye barış
gelecekse beni Taksim Meydanında asın. demişti. Ben de buradan
söylüyorum, eğer ki bu ülkeye barış gelecekse şu Meclis
bahçesine darağaçlarını kurun, hepimizi burada asın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne alakası var
ya?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Seni kim ciddiye
alır be?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Değmez sana be!
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Paylan.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Sayın Başkan,
ben
BAŞKAN Iğdır Milletvekili
Sayın Mehmet Emin Adıyaman.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Başkanım, ben
60a göre bir söz istiyorum, sisteme giremedim
BAŞKAN Konuşmacıyı
çağırdım kürsüye Sayın Ersoy, daha sonra sizi dinleyeyim.
HDP GRUBU ADINA MEHMET EMİN ADIYAMAN
(Iğdır) Sayın Başkan, hukukun üstünlüğünün,
yargı bağımsızlığının ve yasama
faaliyetlerinin yok edildiği, her yetki ve gücün tek elde toplandığı
bu yasama döneminde barış adına çok şey konuştuk, çok
şey anlatmaya çalıştık ama maalesef, ülkemizin en önemli
sorunu olan Kürt sorununun çözümünde, demokratik, barışçıl
çözümünde bir adım ilerleyemedik. Bu Parlamentoda gözler kör, kulaklar
sağır, diller âdeta lâl gibidir. Dolayısıyla, bu
aşamadan sonra aynı sözleri daha fazlasıyla söylesek bile bir
anlam ifade etmeyeceğinden bütçe görüşmelerine ilişkin konularda
konuşmayı çok anlamlı bulmuyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Adıyaman.
Sayın Ersoy, açıyorum mikrofonunuzu.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoyun, İstanbul
Milletvekili Garo Paylanın Enver Paşa ve Talat Paşayı
faşist olarak anmasını kınadığına
ilişkin açıklaması
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Değerli
milletvekilleri, kürsüden, Enver Paşanın, Talat Paşanın
adının faşist olarak anılmasını
kınıyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından kurulduğu gerçeğinden hareket edersek Türkiye
Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
kuruluşunun hakiki kahramanlarından olan ve Türk devletinin
vereceği millî mücadelenin zeminini hazırlayan Enver
Paşayı, Talat Paşayı, Cemal Paşayı ve dahi,
onların arkadaşları Mustafa Kemali saygıyla anıyor,
birliğimizin, beraberliğimizin teminatı olan bu Mecliste
onların adının her zaman saygıyla anılmasını
istiyorum.
Saygılar sunarım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 11.27
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 11.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Özcan
PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 39uncu
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı
ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına beşinci konuşmacı Kars Milletvekili Sayın Ayhan
Bilgen.
Buyurun Sayın Bilgen.
HDP GRUBU ADINA AYHAN BİLGEN (Kars) Dün
akşam Besime Konca ile birlikte alınan Grup Başkan Vekilimizle
ilgili yakalama kararı dava dosyasında henüz imzalı ve
onaylı değil. Yani onaylanmamış, mahkeme başkanı
tarafından imzalanmamış bir kararla dün önce gözaltı
yapıldı, muhtemelen bugün yarın da bir şekilde karar
onaylanır. Her şeyin ne kadar bağımsız yargıya ve
hukuka uygun seyrettiğini bu ifade etmeye yetiyor.
Değerli arkadaşlar, kim, hangi partide,
hangi hesapla insan ölümünden siyasi medet umuyorsa, koltuk koruma derdine
düşüyorsa, siyasi hesap yapıyorsa Allah belasını versin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Amin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Amin! Bak,
yüksek sesle söylüyoruz.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Kim ölümler
karşısında sessiz kalıyorsa, ölümlere çare olacak
girişimlerde bulunmuyor, sorumluluk üstlenmiyorsa Allah belasını
versin. (AK PARTİ sıralarından Amin! sesleri)
AYHAN BİLGEN (Devamla) Hep birlikte amin
deyin arkadaşlar, deyin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Devam et, PKK
terör örgütüyle arasına mesafe koymayanların da aynı
şekilde Allah belasını versin. Amin! Bunu da biz diyoruz.
(AK PARTİ sıralarından Amin!
sesleri)
AYHAN BİLGEN (Devamla) Evet, bugün biz bu
koltuklarda oturuyoruz ama geçmişte de bu çatıların altında
bulunup suikaste uğrayan milletvekilleri var, başbakanlar idam
edildi, Bugün Bakanlar Kurulunda arkadaşlarımız oturuyor, siz bu
sıralarda, biz bu sıralardayız, yarın hiçbirimiz bu
sıralarda olmayabiliriz, on gün sonra başka bir Hükûmet kurulabilir.
MEHMET DEMİR (Kırıkkale) Ama Türkiye
kalır de, Türkiye, Türkiye.
AYHAN BİLGEN (Devamla) Birtakım
milletvekilleri byLocktan tutuklanabilir, gözaltına alınabilir,
herkes kendini, kendi pozisyonu zaten biliyor. Tarih herkesi hak ettiği,
layık olduğu yere yazacak ve toplumlar da layık olduğu
şekilde yönetilecek.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Seni de yazacak,
hadi
MUHAMMET BALTA (Trabzon ) Otur
aşağı, otur!
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Bilgen.
Sayın milletvekilleri, lütfen, laf
atmayın.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Ne demek ya!
BAŞKAN Atmayın. Nasıl Ne demek!
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Batman Milletvekili Sayın Saadet Becerekli.
HDP GRUBU ADINA SAADET BECEREKLİ (Batman)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de bugün günlerdir
tartışılan bütçeyle ilgili burada görüşlerimizi ifade edecektim
ama ne yazık ki dün hem Genel Kurulda yaşanan gelişmeler hem
sonrasında Grup Başkan Vekilimiz Çağlar Demirelin ve kadın
sözcümüz Besime Koncanın usulsüz ve hukuksuz bir biçimde gözaltına
alınmasından sonra gelişmeler bize göstermiştir ki burada
söylediğimiz olumlu da olsa hiçbir sözün sizin gözünüzde bir anlam ifade
etmediği, bir hükmü olmadığıdır. Bu nedenle bugün
burada bütçeyle ilgili görüşlerimi de ifade etmeyi düşünmüyorum çünkü
sizlere bir anlam ifade etmeyeceğini artık çok açık biliyorum.
Ama şunu söylemek istiyorum: Bugün içinden geçtiğimiz süreç,
yaşanan gelişmeler, Türkiyenin köklerini çok ciddi biçimde
sarsıyor.
Bu olumsuz gidişata hep
birlikte dur diyebilmek için hâlâ zamanımız var, bunu hep birlikte
yapabiliriz. Kendimiz için değilse bile Türkiye'nin bütünlüğü, birlik
beraberliği ve çocuklarımızın geleceği için bu
yanlış gidişata hep birlikte dur demek hepimizin vicdani
sorumluluğudur diye söylemek istiyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Becerekli.
Sayın milletvekilleri,
kürsüde, tutuklu milletvekillerinin resimleri var. Konuşmalar
yapılınca, canlı, Meclis TV sanırım yeniden bir
yakım çekim yapmaya başlamış. Bu durumun düzeltilmesi
gerektiğini özellikle buradan belirtmek istiyorum ve birazdan ara verdiğim
zaman Sayın Meclis Başkanıyla bu konuyu
konuşacağımı özellikle belirtmek istiyorum değerli
arkadaşlar. Bunu daha önce de konuşmuştuk. Birkaç gün önce,
yine, Meclis TVnin, böylesi bir tutum içerisine girerek, yakın çekim
yaparak tutuklu milletvekillerinin resimlerini engellediğini
iletmişti arkadaşlar ve Meclis Başkanıyla görüşmeler
yapılmıştı ve durum düzeltilmişti. Yine aynı
hassasiyetin gösterilmesi gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum ve
Sayın Meclis Başkanı şu anda izliyorsa eğer duruma müdahale
etmesi gerektiğini belirtiyorum. Ben de kendisiyle görüşeceğimi
ifade etmek istiyorum.
İzmir Milletvekili
Sayın Müslüm Doğanı davet ediyorum.
Buyurun Sayın
Doğan.
HDP GRUBU ADINA MÜSLÜM
DOĞAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
MEHMET DEMİR
(Kırıkkale) Başının üstüne koy,
başının üstüne.
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla)
Senden mi öğreneceğim ben ya? Terbiyeli ol!
MEHMET DEMİR
(Kırıkkale) Evet, benden öğreneceksin.
BAŞKAN Sayın
Doğan, laf atmayın lütfen, karşılıklı
konuşmayın.
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla)
Sakin olun.
MEHMET DEMİR
(Kırıkkale) Sakinim.
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla)
Ülkenin bu koşullara dönmesinde ne çıkarımız var?
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur)
Sizin var.
MEHMET DEMİR
(Kırıkkale) Sizin çıkarınız var.
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla)
Değerli milletvekilleri
HİLMİ BİLGİN (Sivas) 44
şehit var, 44 şehit var.
MEHMET DEMİR (Kırıkkale) 44
şehidin hakkı var, hukuku var.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Milletin
canı yanmış, ne çıkarından bahsediyorsun?
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla) Bakın, değerli
milletvekilleri, çok zor şartları birlikte yaşıyoruz.
MEHMET DEMİR (Kırıkkale) - Şartları
siz bu hâle getirdiniz.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Yapan da sizsiniz.
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla) Bu ülkenin bir an önce
normal koşullara dönmesi lazım.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Özgürlükten
bahsediyorsun, demokrasiden bahsediyorsun
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla) Bu sorunları
birlikte aşacağız.
YUSUF BAŞER (Yozgat)
44 insanı
şehit ediyorsunuz, gıkımız çıkmayacak (!)
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla) Hiç kimse, ama
bakın hiç kimse
12 Eylülleri yaşadı bu ülke, 12 Martları
yaşadı, 28 Şubatları yaşadı. Ruh hâlimiz bozuk,
katliamlar dizisine dönmüş bu ülke. Bu katliamları aşmamız
YUSUF BAŞER (Yozgat) Katliamı yapan
sizsiniz ya.
ALİM TUNÇ (Uşak) Arkasına bile
saklanabilirsiniz.
MÜSLÜM DOĞAN (Devamla)
bu şiddet
sarmalından bu ülkeyi kurtarmamız lazım. Hepimizin
katkısı lazım.
Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Sizin katkınız
var, hiç kusura bakmayın.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Müslüm
Bey, TAKı kınadınız mı, yapanları
kınadınız mı?
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Doğan.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Hepsini
kınıyoruz, kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HİLMİ BİLGİN (Sivas)
Kınadınız mı? Oradan söyleyin o zaman. Söyleyin,
Yapanları kınıyoruz. deyin, PKKyı kınıyoruz.
deyin.
ŞAHİN TİN (Denizli) PKK terör
örgütüdür. deyin.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Orada söyle.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Öyle
çıkıp demagoji yapmayın. 44 tane vatan evladı öldü.
ŞAHİN TİN (Denizli) PKKyı
lanetliyorum. de.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) PKKyı
kınadığını orada söyle.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Bakın, bu
ülke
BAŞKAN Sayın Doğan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 11.54
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 12.06
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Özcan
PURÇU (İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 39uncu
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
2017
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı
Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ali
Aslan.
Buyurun.
HDP
GRUBU ADINA MEHMET ALİ ASLAN (Batman) 6 milyon insanın iradesi
öldürülmüştür ve aynı şekilde 6 milyonun ailesini de temsil eden
yaklaşık 15 milyon nüfus vardır.
YUSUF
BAŞER (Yozgat) 81 milyon Türkiye.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) Bunu başarana
da yazıklar olsun.
Dönemini aydınlatan, tarif eden bir büyük
mütefekkirin sözünü naklediyorum, tam da bugünleri anlatıyormuş,
sadece kendi dönemini değil: Bazı hakikatlerde bir inkılap
vardır. Ezdâd, zıtlar isimlerini değiştirip mübadele
etmiştir. Zulme adalet, esarete hürriyet namı verilmiştir.
ALİM TUNÇ (Uşak) Tam da öyle.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) - Arkadaşlar
uyardı söyleme diye ama Hazreti Yakupun yakarışıyla ben de
diyorum ki ..(x) Ve şu anda
zindanlarda haksız yere rehin tutulan seçilmişlerin şahsında
bütün insanlarımızı saygı ve sevgiyle anıyorum.
İnşallah, bugünler de gelip geçecektir; nasıl ki 12 Eylüller,
nasıl ki 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar, 20 Mayıslar, 4 Kasımlar
geçmişse hiç şüphesiz bugünler de geçecektir.
(x)
Her gelecek yakındır.
Teşekkür ediyorum.
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Teröristler
hariç yalnız.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Aslan.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
son konuşmacı Adana milletvekili Sayın Meral Danış
Beştaş.
NECİP KALKAN (İzmir) Bu dayanamaz, on
dakika konuşur.
HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; merak etmeyin,
on dakika konuşmayacağım arkadaşlar, en fazla bir dakika
konuşacağım.
Değerli arkadaşlar,
sadece elimdeki müzekkereleri paylaşmak için çıktım kürsüye.
Demin, avukat arkadaşlardan istedim Grup Başkan Vekilimiz Çağlar
Demirel hakkındaki kararın dayanaklarını. Kendisi şu
anda Diyarbakır Emniyet Müdürlüğünde gözaltında tutuluyor.
Avukat arkadaşlar görüşmüşler. Özetle, kendisi hakkında bir
dava açılmış geçen ay, duruşması tensip zaptıyla
Merak eden milletvekili arkadaş varsa paylaşabilirim. Tensip
zaptı -hukukçular bilir- duruşmaya hazırlık
tutanağıdır. Burada, Ankara Ağır Ceza Mahkemesine
ifadesinin tespiti için talimat yazılmasına ve
duruşmasının 16 Şubat 2017 tarihine ertelenmesine karar
verilmiş. Ama her ne olmuşsa, dün itibarıyla Diyarbakır
İl Emniyet Müdürlüğü bir yazı yazmış, yazı da
şöyle
Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü 12/12 yani dün,
gündüz saatlerinde demiş ki: Kendisinin yurt dışına
kaçacağı şüphesi vardır, bu nedenle acilen yakalama
kararı verilmesini talep ediyoruz. İl Emniyet Müdürlüğünün
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği yazıya
istinaden hemen mahkeme toplanmış dün öğleden sonra ve -yani,
burada imza yok tabii, onu en son söyleyeceğim- demiş ki: Yurt
dışına kaçacağı konusunda İl Emniyet
Müdürlüğü bize yazı yazdı, bu ciddi bir şeydir, bu nedenle
hakkında yakalama müzekkeresi düzenlenmesine
Yani, hukukta -ceza
dosyalarını bilen avukatlar çok iyi bilirler- değil bir milletvekili
hakkında, normal bir vatandaşla ilgili de yargılamada tensip
zaptının değişikliği çok çok çok istisnai bir
durumdur. Çok olağanüstü bir gelişme olur, hani, gerçekten, suçüstü
yurt dışına çıkabilir, çıkarken tespit edilebilir,
başka hazırlıklar, veriler olur öyle karar verilir. Buradan -dün
karar, talimat verildi- bu kürsüden dün yine söyledim: Artık, kimin
tutuklanması işaret ediliyorsa buna ilişkin bir karar tanzim
ediliyor ama daha da vahim bir şey var.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin
Buldanın, Siirt Milletvekili Besime Koncanın adli kontrol talebiyle
serbest bırakıldığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
Beştaş, bir duyuru yapmak istiyorum, sizin de bilginiz olsun. Şu
anda aldığım bir habere göre, Siirt Milletvekili Sayın
Besime Konca adli kontrol talebiyle serbest bırakılmış.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Güzel bir haber.
BAŞKAN Bu, iyi bir
gelişme. Ümit ediyor ve diliyoruz ki, diğer milletvekillerimiz de en
kısa sürede serbest bırakılırlar.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Umarız.
BAŞKAN Buyurun, devam
edin.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/830), 2015
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla)
Bitiriyorum arkadaşlar.
Demin, üç dakika önce tekrar Diyarbakırı
aradım, savcılıkla görüşemedim ama oradaki avukat
arkadaşla görüştüm. Beş dakika öncesine kadar da hâkimliğin
söz konusu yakalama kararında imzası ve onayı yok. Dün
akşam Emniyetten bizim arkadaşlara verilen belge de imzasız ve
onaysız -sonra size, ilgilenenlere veririm- ve infaz gibi gösteriliyor
yani şu anda Grup Başkan Vekilimiz Çağlar Demirel
dayanaksız bir yakalama kararıyla gözaltında tutuluyor ve hâlâ
adliyeye sevk edilmedi. Değerli milletvekillerinin bilgisine ve ilgisine
sunuyorum.
Gerçekten, bu, bir yargı kararı mı?
Bütün Türkiye'nin, bütün dünyanın, bütün hukukçuların ve siyasetin bu
manzarayı görmesi gerektiği için söz aldım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın
Beştaş.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Turan, buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
HDP Grubunun konuşmacılarının sözünü kesmek istemedik,
defaten belli konularda ithamlarda bulundular grubumuza ilişkin. İzin
verirseniz, buna ilişkin toplu cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İki dakika.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Batman
Milletvekili Mehmet Ali Aslan ile Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın 433 sıra sayılı 2017 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur
görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptıkları
konuşmaları sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bütçe görüşmelerinin kendine has teamülleri
gereği elimizden geldiği kadar suhuletle, sakinlikle süreci götürmek
istiyoruz. Çok yoğun programlarımız var, çok yoğun
konuşmalar var, oylamalar var. Az önce HDP Grubunun da
konuşmacılarının hepsini dikkatle dinlemeye
çalıştık, gayret ettik. Belki defaten söz alıp cevap verme
hakkı doğmasına rağmen, sırf bütçe kanunun
gereğinden dolayı tabiri caizse, sessiz kalmayı tercih ettik
ancak toplu olarak bir değerlendirme yapmak istiyorum.
Az önce ifade ettiğiniz gibi, dün
gözaltına alınan bir milletvekili adli kontrol şartıyla
serbest bırakıldı. Aslında, bu bile her şeyin
cevabını veriyor. Bu kürsüyü mahkeme kürsüsü gibi değerlendirip
sanıklar, savcılar, hâkimler varmış gibi
değerlendirmek doğru değil diye düşünüyorum.
Biz, dokunulmazlıkları Meclisin
kararı gereği kaldırdık, bundan sonra geri yargıya
verdik. Kaldırmayabilirdik. Toplumun talebiyle beraber,
şartların gereğiyle beraber birçok partinin katılımıyla
dokunulmazlıkları kaldırdık. Bundan sonra, gördüğünüz gibi
bazısı tutuklandı, bazısı bırakıldı,
bazısı adli kontrolle serbest bırakıldı. Bugün
öğrendik ki bazısı da kaçarak, Fransa vatandaşı olmak
için başvurdu. O yüzden, bir daha diyorum: Bırakın,
sakinleşin, yargının bu konudaki kararını beraber
izleyelim. Ancak partiler olarak bizim görevlerimiz var. Demokrasinin önünü
açmak, insan haklarının önünü açmak bizim görevimiz.
Burada, defaten faşist
yönetim, faşist söylem, 1990lı yıllarda da hapisler
vardı. gibi ifadeler kullanıldı. Arkadaşlar, o gün Kürtçe
konuştuğu için bir milletvekili içeriye
alınmıştı. Bugün böyle bir tablo yok. Dünya kadar kanun
geçti buradan, hepsi insan hakları açısından önemli,
kıymetli kanunlardı. Bugünkü konu terörle araya mesafe koymamaktan
kaynaklanan bir meseledir, terörist cenazelerinde sıraya girmekten
kaynaklı meseledir, hendek kazmaktan kaynaklı meseledir. O yüzden,
bugünkü tabloyu 1990larla kıyaslamak izandan, insaftan aridir,
uzaktır diye düşünüyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Turan.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, söz mü
istiyorsunuz?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Evet, yerimden, oralara çıkmaya gerek yok.
BAŞKAN Açıyorum mikrofonunuzu.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Biz, grup başkan vekillerimizin özellikle
olmadığı bugünde -2 grup başkan vekilimizin de- herhangi
bir söz söylemek niyetinde değiliz. Sadece bunu bilsin ve kimse bizimle
ilgili de konuşmasın rica ediyorum. Fakat bir düzeltme için, kamuoyuna
özellikle böyle yansımaması için söz aldık sadece. Herhangi bir
Fransız vatandaşlığı başvurusu filan yoktur,
Fransanın aslında, bu duruma sahip çıkarak kendisinin onursal
vatandaşlık verme gibi bir isteği olmuştur, kendisinin
başvurusu filan söz konusu değildir. Bunun dışında
hiçbir cevap vermeyeceğiz, onun için rahat olsun içiniz.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Kerestecioğlu.
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) Reddetsin o zaman,
reddetsin o zaman.
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan)
Hayırlı olsun!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, çok rica
ediyorum.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı Dış
Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/830), 2015
Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına ilk konuşmacı Denizli Milletvekili
Sayın Emin Haluk Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Ayhan, süreniz yirmi dakika.
Buyurun.
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli)
Görüşülmekte olan 2017 yılı Ekonomi Bakanlığı
bütçesi ile 2015 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz
etmek üzere söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, özellikle, bütçeler, burada rakamsal
bazda konuşulmaz ama genel bir değerlendirme yapmak sektörle ilgili,
konuyla ilgili daha çok genel temayüldür, fakat bütçelere de biraz dokunmak
lazım.
Sayın Bakan, 2015 yılı harcaması
başlangıç ödeneğinin yüzde 26,5 üzerinde
-yanlışım varsa söyleyin- 2016 yılı
başlangıç ödeneği 2015 yılı harcamasının
altında. 2016 harcama muhtemelen başlangıç ödeneğinin çok
üstünde olacak. 2017 bütçesi, 2016 başlangıç ödeneğinin yüzde
135 üzerinde.
İhracatçılara para vereceğiz. falan
diyebilirsiniz ama bu da önünüzü görmemek, bu kadar artış bir
sıkıntıya delalettir, öncelikle bunu ifade etmek istiyorum.
Sizinle hemşehriyiz Sayın Bakan, bir de
hukukumuz var. Sizin bütçeler geldiğinde hakikaten iyi bir şeyler
söylemek istiyorum ama, ya işlerin ters gitmesinden ya da dış
ticaretin durumundan iyi bir şey söylemek hakikaten mümkün olmuyor, çok
zorluyorum, hayırlısı olur inşallah.
Şimdi, bizim o tarafta,
durumu iyi olmasa da insanlara bir şey sorarsınız:
Nasılsın? Şükür Allaha iyiyim amma
Ee? Dadı yok Emin
Abim
Dış ticaretin tadı yok. Siz geldiğinizden beri böyle.
Şimdi bunu bir oturur konuşuruz, ama genel anlamda, genel ekonomiyle
ilgili de bir şeyler söylemek istiyorum.
Şimdi, ekonomi üçüncü
çeyrekte yüzde 1,8 küçüldü oynanan rakamlara rağmen, makroekonomik
hedefler tutturulamıyor, makro büyüklükler hesaplanamıyor, Türk
lirası aşırı değer kaybetti, işsizlik yüzde
11,5a geldi, enflasyon baskısı arttı. Kriz dönemlerinde bile
zor görülen bir sürecin içine girdik. 2016 yılında 9.343 dolara
gerileyen kişi başına gelir bugünkü kurdan 7.850 dolara
düşmüş, Suriyelileri hesaba katarsak 7.500 civarında. Dün
açıklanan millî gelir rakamlarına göre, 2015 yılı yurt içi
hasılası 720 milyardan 860 milyar dolara, kişi başına
gelir 9.250 dolardan 11.400 dolara yükselmiş. Sizin hesaba göre, zaten siz
tasarrufların da yüzde 13lerden yüzde 30lara geleceği şeklinde
izahatta bulunuyorsunuz.
Şimdi, burada, orta vadeli programın ve
dolayısıyla bütçenin hiçbir varsayımı reel ekonomideki
verilerle örtüşmüyor. 2016 yılı için makro büyüklükler 2,9 dolar
kuruyla hesaplanmış, şu anda dolar 3,45-3,50 seviyelerinde. 2017
yılı için baz alınan ortalama kur 3,18. Onu
başlangıçta aşmış oldunuz, daha yılı
gelmedi. Dün açıklanan millî gelir rakamlarıyla hesaplamalarda
yapılan revizyon 2017 bütçesi ve orta vadeli programdaki millî gelir ve
buna dayalı hesaplamaları anlamsız hâle getirdi. 2017 bütçesi ve
orta vadeli program maalesef kadük oldu. Bu hesapları kaldırın,
atın. Bu hesapları kaldırın, atın; bir
kıymetiharbiyesi yok. Bu çerçevede, orta vadeli programda verilen makro
büyüklüklerin, hedeflerin acilen gözden geçirilmesi, milletin önüne doğru
hesapların getirilmesi ihtiyacı var.
Sayın Bakan, gelinen noktada, talimatla faizi,
seferberlikle kuru düşürmeye çalışıyorsunuz. Serbest piyasa
ekonomisinin kuralları yerine talimat ekonomisine bırakmış,
bu kurallar talimat ekonomisinin kuralları. Kamu bankalarının vereceği
mevduat faizine narh getirdiniz son açıklamalarla. Korkarız ki
faizlerin fiilen Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceği günlere
yaklaşıyoruz. 2014 yılından bu yana ekonomide dolarizasyon
almış başını gitmiş, AKP hükûmetleri de
seyretmiş. Bu sizin gözünüzün önünde oldu. Cumhurbaşkanı
Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra, 2012 yılından
bakın bugüne, 2015 sonuna, ne olmuş, yaklaşık yüzde 25
vatandaşın neyi artmış? Döviz hesaplarındaki
artış var. Peki, TLdeki artış mevduatta? Yüzde 50. Bu
sizin kabahatiniz, yönetememişsiniz. Vatandaş güvenmiş
güvenmemiş, vatandaş götürmüş döviz yatırmış. Ha
Bunu çevirsin vatandaş, TL olsun. diyorsunuz, doğru, bunu
yapalım ama nasıl yapacağız? Güveni ortaya
koyacağız, istikrarı ortaya koyacağız, bunlara
bakmamız lazım.
AKP faizle uğraşırken bankada döviz
mevduatı artmış. Şimdi, 364 tane AVMde kiralar hâlâ
dolarla. Her AVMnin dolar kuru da farklı. Vallahi, geçen gün
bunların başkanı aradı, adam yana yakıla, imanı
gevriyor, size de ulaşmış. Hepimiz çok kötü bir hâldeyiz. Dünyada
kira maliyeti yüzde 15tir, bizde yüzde 30a çıktı. diyor. Zaten siz
bu alışveriş merkezlerini şehrin içine kurarken
vatandaşı perişan ettiniz, esnaf zaten
sıkıntılı; yarın onu da konuşacağım.
Şimdi, köprü, otoyol gibi büyük projelerde
dolarlarla garantiyi siz vermişsiniz, köprü geçişleri dövize
endekslenmiş, polis araçları geçemiyor. Bugünkü şirketlere
atanan kayyumlar dolardan TLye geçip geçmeme konusunda fiziki, yumruk
yumruğa kavgaya girmişler, karakolluk oldular. Şimdi,
bunları Yenikapı ruhunda tenkit ediyorum, yoksa çok daha
ağır tenkit edecektim hakikaten.
Şimdi, ithal ürünlerde -AVMlerde- dolar
etiketleri yapıştırılmaya başlanmış.
Maalesef, vatandaşın birkaç kuruşluk dolarını döviz
bürosuna bozdurması için seferberlik ilan ediyorsunuz, edelim ama güveni
de sağlayalım. Vatandaş bunu niye artırmış yüzde
125? Bu istikrarı sağlayalım.
Dış ticaretin değerlendirmesine
gelelim. Türkiye ihracatı esasen 2013 yılından bu yana kriz
içinde, biz bunu her geldiğimizde söylüyoruz. 2013 yılında
başlayan gerileme dönemi 2015, 2016 yıllarında hakikaten daha
dibe doğru gitmeye başladı, çöküş demeye dilim
varmıyor. 2002-2012 arasında çift haneli yüksek hızlarla
büyüyordu, neden? Altyapısı vardı. 2013 yılında binde
4, 2015 yılında yüzde 8,7; 2016 yılında -on aylık
veriler- yüzde 2,8 ihracatın gerilediğini gösteriyor. İhracat
baş aşağı çakılmaya doğru gidiyor, yeni özel
sektör yatırımı yok, bilesiniz.
İhracat düşerken ithalat daha fazla
geriledi, Dış açık azalıyor. şeklindeki
beyanlarınızla, kimse alınmasın. İthalat
yapılamadığı için üretim ve ihracat yapılamıyor.
AKP döneminde yaklaşık 900 milyar dolar dış ticaret
açığı, 500 milyar dolar da cari işlemler
açığı var. 900 milyar dolar Türkiyenin bir senelik millî
gelirinden fazla.
İhracatın büyümeye katkısı negatif
iki yıldır yani ihracata dayalı büyüme gitmiş,
dış ticaret âdeta ekonomiye yük olmaya başlamış.
İşin kötüsü, TLdeki büyük değer kaybına rağmen
ihracatımız artırılamıyor, Ocak 2013te dolar/TL 1,80;
Kasım 2016da 3,46; son üç yıldır dolar
karşısında TL 92,2 devalüe olmuş.
Peki, ihracat ne olmuş? 2013te 152 milyar
dolardan 2016 yılında 143 milyar dolara geliyor yani yüzde 90 devalüe
edeceksin ve ihracat düşecek, dünyanın hiçbir yerinde olmaz böyle bir
şey.
Son üç yıldır döviz
kuru yüzde 92 devalüe olurken ihracat 10 milyar dolar, yüzde 6 gerilemiş.
2017 yılı için koyduğumuz hedef eğer gerçekleşirse
2012 seviyesi ancak yakalanacak. Bu durum maalesef ihracatta ciddi yapısal
sorunlar olduğunu gösteriyor. Ben Komisyonda size biraz bu işlere
eğilelim, Bakanlıkta mesai harcayalım dedim, siz
alınganlık gösterdiniz. Bu kadar hukukumuzda size bunu söyleme
hakkını kendimde görüyorum, ben milletvekiliyim.
Şimdi, bakın,
dâhilde işlemenin ihracat içindeki payı yüzde 45 yani ihracatın
neredeyse yarısı, bazı sektörlerde yüzde 70. Bunu
konuşmayacağız, neyi konuşacağız?
Araştırma önergesi verdik, bilgisini alamıyoruz sizin
Bakanlıktan bunun. Şimdi, ihracatçı firmaların beklenti
anketinde ithalatın nedenine bakın size nasıl izah ediyor; yüzde
53 oranında üretim yetersiz, yüzde 43 oranında yurt içi kalite
yetersiz, yüzde 40 oranında yurt içi fiyatlar yüksek. Şimdi,
sormayalım mı, yanlış nerede, eksik nerede, niye
üretemiyoruz, niye hâlen kalite yetersiz? İhracatta 2023ten falan bahsetmiyorsunuz,
arada sokuşturuyorsunuz. Metinlerin içinde var ama iyi ki oradan
bahsetmiyorsunuz. Siz koymuşsunuz ihracat rakamını,
koyduğunuz ihracat rakamı 2019 için 317 milyar dolar, 193e
koymuşsunuz bu sene; 120 milyar dolar bir senelik ihracata eşit.
Şimdi, bütün bunları söylemek mümkün. Ama,
şurada söylemek istediğim bir şey var. 2014 yılı
dördüncü çeyreği itibarıyla beklenti anketinizde firmaların
yüzde 68i lojistik maliyetlerinin, yüzde 67si enerji maliyetlerinin, yüzde
65i finansman maliyetlerinin yüksekliğini sorun olarak belirtiliyor.
Yüzde 60ı ham madde ve ara malı fiyatlarının
yüksekliğinden rahatsız, yüzde 57,1i döviz kurlarının
olumsuz etkilerinden bahsediyor. Bu sorunlar ve yapının altında
ezilen iş dünyasından, ihracat dünyasından hangi yetkinliği
bekliyorsunuz? İnovasyonda ülkemiz 15 basamak gerilemiş 71inci
sıraya gelmiş. Siz diyorsunuz ki: Ekonomik aktörlerin yenilikçi
araçlarla tanışmadığı, dinamizmin var
olmadığı bir ekonomik yaşam mümkün değil. İnovasyonu
15 basamak gerileyen Türkiyede hangi yenilikçi araçlardan bahsediyorsunuz
Allahınızı severseniz? İş dünyasının
yetkinliği açısından 15 basamak gerileyen Türkiyede hangi
dinamizmden bahsediyorsunuz? Bakın, Sayın Bakanım, popüler
ifadeler kullanmakla Türkiye ne yenilikçi olur ne de ekonomi dinamizm
kazanır. İnovasyon kulağa çok iyi geliyor bilmeyen için. Bizim o
tarafta çok acar ağam diyebilirler ama neticede olan biten meydanda.
Şimdi, tabii ki bunlara
baktığımız zaman teşvike de bakacağız.
Teşvik sistemini 3 kez değiştirdiniz. Maliye Bakanı
ihracata verilen desteklerin 3 katına çıkacağını
söyledi. Adamına göre teşvik, adamına göre pasaport,
adamına göre vergi, adamına göre af, adamına göre imar,
adamına göre yatırım, bundan medet umuyorsanız
yanılıyorsunuz.
Sayın Bakanım, Plan
ve Bütçe sunuşunda 2016 yılı Ocak-Ekim döneminde sabit
yatırım tutarı 72 milyar TL olan toplam 4.192 projeden
bahsettiniz. Bu dönemde düzenlenen teşvik belgelerinde bir önceki
yılın aynı dönemine göre adet bazında yüzde 16lık,
istihdamda yüzde 4lük artış olurken sabit yatırım
tutarında yüzde 12lik azalış olduğunu söylüyorsunuz. Yani
bunca teşvike rağmen yatırımlar artmıyor, ihracat
düşüşe devam ediyor, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracattaki
payı artırılamıyor. Yatırımlarda teşvike
karşı bağışıklık oluşmuş durumda.
Yatırım ortamında gerekli iyileştirmeler yapılmadan,
ekonomide öngörülebilirlik, hukuk, mülkiyet, rekabet güvencesi oluşmadan,
sadece teşvik vererek yatırımları artırmanın
maalesef mümkün olmadığı görülüyor.
Teşvik rejiminde sürekli ve panik hâlinde
değişikler yapıyorsunuz. 2012den bu yana rejim 3 defa
değişti, daha iki ay önce yeni düzenlemeler geldi. Sonra, geçen hafta
Sayın Başbakanın açıkladığı pakette yeni
unsurlar var. Son durumun ne olduğu, teşvik verenlerin de ne kadar
farkında olduğu konusunda endişelerimiz
var.
Yatırımcı, teşviklerin
prosedürünün çok uzun, karmaşık ve yıpratıcı
olduğunu söylüyor. Danışmanlık firması olmadan bunu
halledemiyor. Bugüne kadar verilen teşviklerde hedefler tutturulamamış.
Belge kapsamında sabit yatırımların yüzde 60ı 1, 2,
3üncü bölgede. Teşvikli yatırımlarla yaratılan
istihdamın yüzde 67si yine bu 3 bölgede. Teşvikli
yatırımlarda 4, 5, 6da giden bir şey yok. Yatırım
teşviklerinin yaklaşık yüzde 72si düşük teknoloji
yoğunluklu sanayilerde. Yatırım teşviklerinin üretime ve
ihracata yansımadığını TİM Başkanı
kendi söylüyor zaten.
Şimdi Eximbanka gelelim. Eximbankın
sermayesini tekrar artırıyorsunuz, tamam. Eylüle girerken 2,5
milyardı, daha sonra bunu çıkardınız 3,5 milyar dolar oldu,
şimdi tekrar artıracaksınız. Verdiğiniz kredi 40-45 -o
civarda galiba- yani toplam aktifinin yüzde 96sı. Vade günü
doksandı, iki yüz kırk güne çıktı; iki yüz kırktan üç
yüz altmışa geliyor. Öyle değil mi? Kolaylık sağlayalım. Peki, bu durumda siz
bankanın aktifinin yüzde 90ının vadesini kontrol edemiyorsunuz
sermayeye de, aktife de hâkim değilsiniz. Bu banka nasıl ayakta
kalacak Allahınızı severseniz? Yani, bunda Adnanın
işi zor, hakikaten zor. Yani, bir de orada Baklandaki gibi cuma namazına
gitmeyelim. Buna hakikaten bakmak lazım.
Vakit dar olduğu için geçiyorum.
İhracatçılara Son üç yılda yıllık ortalama ihracat
tutarı Bakanlar Kurulunun belirleyeceği değerin üzerinde olan
ihracatçılara iki yıl süreyle yeşil pasaport verilecek.
diyorsunuz. Ya, bütün vatandaşlarımız alsın, o imkândan
yararlansın. Peki, yeşil pasaporta vize zorunluluğu getirirlerse
ne yapacaksınız? Önemli ve acil olan, bölgemizdeki ihracat
pazarlarının yeniden kazanılması, ihracatın
dış girdi bağımlılığının
azaltılması, ihracatın ve böylece düşük teknoloji
yoğunluğunun aşılması, yüksek katma değerli mal
üretebilmek. Aksi hâlde, ihracatta sürdürülebilir bir artışı
yakalamak mümkün değil, nitekim yakalayamıyoruz. Bunun hepsini de el
âleme bulmanın gereği yok, burada da sıkıntı, özel
sektör yatırımları negatif. Biz elimizdekini
değerlendiremiyoruz.
Şimdi, belki vakit yetmez diye
söyleyeceğim. Denizli Çivrilde elma zibil, 10 kuruş, yerlerde
sürünüyor. Şimdi, baktığınız zaman
Ben buradan geçen
bunu telaffuz ettiğimde sizin oradan arkadaşlardan biri,
söylediğini söylemeyeyim, Haklı herif. dedi. Burada grup
başkan vekili arkadaşlarla da zaman zaman istişare ediyoruz.
Vakıa bu.
Şimdi, bütün bunlara
baktığımız zaman, Sayıştay raporlarına da
dikkat edin, o TURQUALITY kurulurken, sistem çalışırken bir
işlesin istedik. Şimdi, bakıyorum ben, Bu markaları
Japonlar, Belçikalılar satın aldı. diyorlar; doğru mu
yanlış mı bilmiyorum ve Bu destekleri yabancılara mı
veriyoruz? diye de vatandaş soruyor. Onunla ilgili birçok şey var,
söylenilebilecek şey var ama nereden bakarsanız bakın, problem
gidiyor.
Şimdi, Şanghay İşbirliği
Örgütü diyorsunuz, Gümrük Birliğinin güncellenmesi. diyorsunuz, bütün
bunları söylüyorsunuz ama sıkıntılı olduğunu
söylemek mümkün. Denizli de sıkıntılı, fazla detaya
girmeyeceğim. Sayın Bakan, Denizlide de bakın, üniversitenin,
adliye mekanizmasının, iş adamlarının
düştüğü durum bu 15 Temmuzdan sonra ortaya çıktı.
Şurada iddianamelerin bir kısmını yanıma aldım,
dile getirmeyeceğim şimdi, vaktim de yok. Hakikaten, bunda kimin
payı varsa bir ortaya çıksın. Böyle bir şey olmaz. Denizli
nasıl bu hâle geldi ya? Bir bakalım Denizliye. Kim getirdi, niye
getirdi, nasıl geldi?
Ben hakikaten bu sıkıntıların
Türkiye Cumhuriyeti tarafından aşılacağına
inanıyorum. Onun için başlangıçta tenkit yapacağım,
Yenikapı ruhuna da uygun olacak dedim. Belki sözlerim ağır
gelebilir, söylemediğim birçok şey de var ama bu işin
altından hep beraber kalkalım. Getirin tedbirleri,
çıkaralım buradan Sayın Bakan. Getirin, ne yapacaksak
yapalım, işi bilenlerle yapalım.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.
Söz sırası Kahramanmaraş Milletvekili
Sayın Fahrettin Oğuz Tordadır.
Sayın Tor, süreniz yirmi dakika.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA FAHRETTİN OĞUZ TOR
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2017 yılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı bütçesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 645,1 milyar TL
büyüklükteki bütçenin, 2017 bütçesinin işsizimize iş,
hastalarımıza şifa, borçlularımıza ödeme
kolaylığına, darda kalan vatandaşlarımıza geçim kolaylığına
vesile olmasını; yine, terörün son bulmasına, milletimizin
birlik ve beraberliğine, yolsuzluğun, israfın önlenmesine,
atanamayan öğretmenlerimize atama fırsatı vermesine, özürlü
vatandaşlarımız için yaşanabilir bir dünyaya vesile
olmasını; kısaca, yapılacak harcamaların hayra vesile
olmasını gönülden diliyorum.
Değerli milletvekilleri, konuşmama
başlamadan önce, başlangıç kısmında biraz gerilere
giderek kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum. 1999-2002 yani 57nci
Hükûmet döneminde kara deliklerin -fon ve döner sermaye gibi-
kapatılması gibi sıkı maliye politikalarıyla,
bankacılık sistemiyle, sosyal güvenlik sistemiyle, terörle ilgili
yapısal düzenlemeler ülkemizin geleceğinde birçok alanda çok büyük
katkılar sağlamıştır. Bu düzenlemeler
yapılmamış olsaydı bugün Türkiye'nin ayakları üzerinde
durması mümkün olamayacaktı. Bu sebeple, AKP iktidarının bu
düzenlemeleri görmesi ve takdir etmesi gerekir.
Burada, hemen hemen sıfırlanan terör
konusuna çok detaylı girmeyeceğim ama dünün Türkiyesinde
Sabancı suikastı unutulmamalıdır. Türkiye'nin en
korunaklı binasının 25inci katında Türkiye'nin en önde
gelen iş adamı katledildi. Ne zaman? 9 Ocak 1996da. Emir nereden
verildi? Cezaevinden verildi. F tipi cezaevi uygulamasıyla cezaevleri bir
eğitim merkezi hâlinden çıkarılmıştır. Bunu
57nci Hükûmet yapmıştır.
Bankalar batmıyorsa, sebeplerini
söylemeyeceğim, sizler biliyorsunuz. Bugün, Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu Türkiye'nin en önemli kurumlarından biridir.
Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren, o günün
şartlarında büyük siyasi riskler taşıyan, hatırlarsak
sosyal tarafların mezarda emeklilik diye şiddetle karşı
çıktığı sosyal güvenlik sistemiyle ilgili reforma uzun uzun
değinmeyeceğim ama hakkın teslim edilmesi gereken bir gerçek var
ki toplumun tüm kesimlerini karşısına alarak her türlü siyasi
riske rağmen yapılan sosyal güvenlikle ilgili düzenleme
yapılmamış olsaydı aktüeryal denge daha da bozulacak,
sosyal güvenlik sistemine aktarılan meblağlar katbekat artacak,
sistem sürdürülemez hâle gelecekti. SGK 2008 yılında 25,9 milyar
finansman açığı vermiştir, 2008 yılında hazine
yardımı 35 milyar TLdir, 2015 yılında finansman
açığı 11.9 milyar olarak gerçekleşmiştir,
Sayıştay rakamlarına göre aynı yıl hazine
tarafından 79 milyar yardım yapılmıştır. 2017de
dar anlamda hazine SGKya doğrudan 21,6 milyar TL destek sağlayacaktır,
geniş açıdan baktığımızda ise sisteme transfer
edilecek meblağ 116,6 milyar TLdir. Adı ne olursa olsun,
doğrudan veya dolaylı olarak sosyal güvenlik sistemine yapılacak
transfer miktarı 116 milyar TLdir. Geçmiş 57nci Hükûmet
zamanında önleyici tedbirler alınmamış olsaydı
yapılacak transfer belki de 200-300 milyar liraları bulacaktı.
Her şey bir tarafa, saydığım bu sebepler nedeniyle AKPnin,
AKP Hükûmetinin 57nci Hükûmete birçok yönden minnet borcu vardır, tarih
bunlara şahittir. Sizlerin de güzel icraatlarınız gelecekte
mutlaka hayırla yâd edilecektir.
Değerli arkadaşlar, 2002 itibarıyla
aktif-pasif dengesi 2,04 iken 2005te 1,92ye düşmüş, 2008de 1,87
olmuştur, 2016 yılı Ağustos ayı itibarıyla oran
maalesef 1,87dir yani 2002nin çok gerisindedir. Az sonra
açıklayacağım üzere istihdamdaki azalmalar dikkate
alındığında aktif-pasif oranının yıl sonu
itibarıyla 1,87nin de altına düşmesi kuvvetle muhtemeldir.
Burada en önemli faktör kayıtlı aktif çalışan
sigortalı sayısının yeterince artırılamamasıdır.
Aktif sigortalı sayısı 2005 itibarıyla 13 milyon
mertebesindeyken 2016 sekizinci ay itibarıyla 20 milyon mertebesine
yükselmiştir, artış yüzde 55tir. Pasif sigortalı
sayısı 6,8 milyondan 10,9 milyona yükselmiştir aynı
dönemde, pasif sigortalı sayısındaki artış yüzde
60tır. Buradan çıkarılacak sonuç şudur: Pasif
sigortalı sayısını azaltmaya yönelik tedbirler beklenen
neticeyi vermemiştir. Makul bir aktüeryal denge için öncelikle
yapılması gereken kayıtlı aktif sigortalı
sayısını artırmak, prim tabanını
genişletmektir, bunun da yolu kayıt dışılıkla
etkin mücadeledir.
Değerli milletvekilleri, hiç şüphe yok ki
ülkemizin, çalışma hayatımızın, sosyal güvenlik
sisteminin çok sayıda önemli problemleri vardır. Bunlardan birincisi
bana göre kayıt dışı istihdamdır, kanayan bir
yaradır. Hiç sigortalı göstermeme, sigortalı gün ve prime esas
kazancı eksik gösterme şeklinde kendini gösteren kayıt
dışılık bugün Türkiye ekonomisinin 1/3ü kadardır. Özellikle
vurgulamak isterim ki çalışan kadınlarımızda bu oran yüzde
50ye yakındır. Diyebilirim ki merdiven altı tabir edilen
işlerde çalışanlarda bu oran yüzde 50lerin de çok çok
üstündedir. Geçen süre içerisinde bu alanda da göreli bir başarı
sağlanamamıştır. Türkiye bu kronik hastalığı
yenmediği müddetçe kim ne derse desin işsizliği yenmemiz, bütçe
açıklarını, sosyal güvenliğin finansman
açıklarını kapatmamız mümkün değildir, kısaca
refaha yolculuğun başlangıcı kayıt dışının
azalmasından geçmektedir.
Değerli milletvekilleri,
işsizlik kanayan yara olmaya devam etmektedir. Bugün yüzde 11,3le rekor
kıran işsizlik, yeni rekorlara hazırdır. Bakınız,
SGKnın resmî istatistiklerine göre Aralık 2015 tarihi ile Eylül 2016
arasındaki on aylık dönemde aktif sigortalı sayısındaki
azalma 316 bindir. 316 bini ortalama olarak 3le çarparsak bu 1 milyon
kişiye karşılık gelir. Şunu söylemek istiyorum: On ay
içinde işini kaybedenden dolayı 1 milyon kişi muhtaç hâle
gelmiştir. Tablo çok kötüdür.
Değerli arkadaşlar,
mayıs-haziran ayları turizmin en canlı olduğu
aylardır. Buna rağmen, sigortalı istihdamında, Haziran
2016dan eylül ayına gelinceye kadar istihdamda yaklaşık 500
bine yakın eksilme olmuştur. Emek yoğun bu sektörde mevsimlik
çalışma süreleri ekim sonu itibarıyla sona ermektedir.
Kasım istatistikleri, aralık istatistikleri yayımlandığında
göreceğiz, sadece turizm sektöründen kaynaklanan istihdamdaki azalma 1
milyondan aşağı olmayacaktır, muhtaç hâle gelen kişi
sayısı da 2-3 milyon artacaktır.
Değerli milletvekilleri,
önlenemeyen iş kazaları her gün can almaya devam etmektedir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu vefat
edenlerin hak sahiplerinin sayısı 2005 yılında 73 bin
civarında iken, 2016 Ağustos itibarıyla, yani sekiz aylık
dönemde bu 86 bine yükselmiştir. Bir ayda ortalama olarak hak sahibi
sayısında 11 bin artış olmaktadır, 2016 sonu
itibarıyla bu sayı 130 binleri bulacaktır. Bu 2016
yılında 130 bin kişinin dul, öksüz ve yetim
kalacağını göstermektedir. Bu büyük bir toplumsal yaradır.
İş kazalarında 11 yıldaki artış yüzde
76dır. Hükûmetin bu önemli problemde de karnesi maalesef
zayıftır.
BAĞ-KURlu ciddi ödeme
güçlüğü içerisindedir. 2015 Aralık ayından 2016 Eylül ayına
gelinceye kadar zorunlu BAĞ-KURlu sayısı 140 bin küsur
azalmıştır. Olaya 2005 yılı itibarıyla bakarsak,
zorunlu BAĞ-KURlulardaki azalma 347 bin küsurdur. BAĞ-KURlu
sayısının son bir yılda 140 bin azalması esnafın
durumunun içler acısı hâlini yansıtmaktadır.
Bugün seçim çevrem Elbistandan bir
esnafımızın talebini iletmek isterim Sayın Bakanım.
Kardeşimiz yirmi beş yıl prim ödemiş, vergi ödemiş ama
yaş haddi nedeniyle emekli olamıyor. Talebi, bundan sonra prim
ödememektir, zaten ödeyememektedir. Ben kendilerine Devletimizin paraya
şiddetle ihtiyacı var. dediğimde esnafımız aynen
şunu söylüyor Sayın Bakanım: Kapılarında 10a
yakın uçak var, 75 milyon dolara uçak almasınlar. Yani
esnafımız size israfın haram olduğunu
hatırlatıyor Sayın Bakanım. Siz esnafın borcunu
yapılandırsanız da en fazla bir iki taksit ödeyebilecek, sonra
ödeyemeyecektir, dün olduğu gibi, yapılandırması
bozulacaktır. Zira, gerçekten, esnafın durumu fevkalade kötüdür.
Başbakan düzeyinde söz verildiği hâlde
taşeron işçiler, her gün, verilen sözün ne zaman yerine
getirileceğini beklemektedir. Hemen hemen her gün taşeron
işçileri telefonla durumlarını sormaktadırlar. Verecek
cevap bulamamakla beraber, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının
sıradan bir insan olmadığını, verilen sözlerin
arkasında duracaklarını, verilen söze güvenmeleri
gerektiğini, sabretmelerini tavsiye ediyoruz. Bununla beraber, konunun bir
an önce açıklığa kavuşturulması, taşeron
işçilere kadro verilmeyecek ise bunun da deklare edilmesi,
insanımızın ümitle bekletilmemesi gerektiğini
düşünüyorum.
Önemli bir diğer konu da geçici
işçilerdir. Kamuda mevsimlik olarak çalışan bu
kardeşlerimiz çalışma süreleri nedeniyle emekli olamamakta veya
çok zor emekli olmaktadırlar. Bunların da durumu yeniden ele
alınarak ya kadroya geçirilmelidirler, olmayacaksa çalışma
süreleri uzatılmalıdır.
Birçok defa söz verildiği hâlde emeklilere
ödenecek, yine söz verilen promosyon yılan hikâyesine dönmüştür.
Taşeron işçilerde olduğu gibi, promosyon verilecekse verin,
verilmeyecekse Vermeyeceğiz. deyin.
Yaşa takılan binlerce insan dört gözle
düzenleme beklemektedir. Yaşa takılanlar için bir ara formül üzerinde
çalışılması, kısmi ödeme şeklinde bir düzenleme
yapılması, zorunlu olarak işten ayrılanlar için kısmi
bir rahatlama sağlayacaktır.
Değerli
milletvekilleri, 65inci Hükûmet Programında Sayın Başbakan
aynen Prim yapılandırmalarını ekonomik kriz ve doğal
afet gibi istisnai hâller dışında uygulamayacağız.
diyor. Sayın Başbakan ne oldu, ülkede doğal afet mi oldu?
Cevabını ben vereyim: Ülkede doğal afet yok. Doğal afet
olmadığına göre, siz ekonomik kriz olduğunu kabul etmiş
oluyorsunuz demektir.
En
son yapılandırma Aralık 2014 tarihinde uygulamaya girdi. Bu
yapılandırmanın süresi otuz altı aydı,
yapılandırma 2018 yılının sonunda yani aralıkta
sona erecekti. Üzerinden yirmi dört ay bile geçmeden yeni bir
yapılandırmayla karşı karşıya kaldık. Tekrar
başa dönüyorum. İstisnai hâller dışında uygulamayacağız.
dediğiniz yapılandırmanın biri bitmeden diğerini
getirerek tarihî rekor kırdınız. Yapılandırma bir
tarafa, prim tavanını da yükselttiniz. Bunlar hayırlı
işler değildir, iyiye gidişi göstermemektedir. Ülkede doğal
afet olmadığına göre herhâlde ekonomik kriz var ki,
yapılandırmada bu kadar acele ettiniz. Gidin Siteler
esnafını, Ulus esnafını, İzmir Caddesi,
Kızılay, Yenimahalle esnafını gezin; esnaf siftah yapmadan
kepenk kapatmaktadır. Ankaranın göbeği İzmir Caddesinde
yılda 3-4 defa el değiştiren dükkânlar vardır, kiralık
ilanları bunun ispatıdır. Ne kadar
yapılandırırsanız yapılandırın, çare bu
değildir. 3üncü, 4üncü taksitlerden sonra çare
olmadığını da hep birlikte göreceğiz.
Değerli
milletvekilleri, prim tavanının 1 puan artırılması
yanlış olmuştur. Oradan 1-2 milyar TL gelir elde edebilirsiniz
ama siz yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz, yapmamanız gerekeni
yapıyorsunuz; kayıt altında prime esas kazancını,
helalinden, son kuruşuna kadar bildirenlerin üzerine gidiyorsunuz. Bu ne
kadar hak, bu ne kadar adaletle bağdaşır? Siz bu şekilde mi
kayıt dışıyla mücadele edeceksiniz? Böyle kayıt
dışıyla mücadele olmaz. Siz bu şekilde, haksız
rekabetin de önünü açıyorsunuz. Bu, korkarım ki, kayıt
altındakileri de kayıt dışına iten bir
politikadır. Bu ülkede namuslu olmak, dürüst olmak
cezalandırılmamalıdır; bu apaçık bir cezadır.
Değerli milletvekilleri, burada uzun uzun
anlatmayacağım. Zira, bu soruyu geçen yıl da bu yıl da Plan
ve Bütçe Komisyonunda sordum, tartışıldı, konuşuldu.
Ona biraz sonra geleceğim ama burada daha önce dile getirmek
istediğim bir konu var. Plan ve Bütçe Komisyonunda
arkadaşlarımız sordu, Sayın Bakanımızın,
özellikle, şehitler arasında ayrım yapılmasıyla ilgili
olarak 15 Temmuz şehitleriyle diğer şehitlerimiz arasında
bir fark olmalı mı, olmamalı mı? Belki bu, hakikaten,
vicdanen tartışılması zor bir konu,
zorlandığımı fark ediyorsunuz. şeklinde beyanı
oldu. Gerçekten de 15 Temmuz şehitleriyle terör şehitleri
arasında ayrım yapmak çok yanlış olmuştur. 15 Temmuz
şehitlerine de Allahtan rahmet diliyorum. Konuyu açmak istemiyorum, nazik
bir konu. Takdiriilahi olmakla beraber, 15 Temmuzda kişiler oralara
giderken şehitliği asla akıllarından geçirmemiş
olabilirler. Oysa, terörde şehit olan asker ve polislerimizin şehit
olabilecekleri hep akıllarında olmuştur. Daha dün 44 polis ve
sivil vatandaşımızı şehit verdik. Şimdi size, bu
kardeşlerimizin yakınlarını 15 Temmuz şehitlerinden
nasıl ayrı tutarsınız diye soruyorum.
Sayın Bakan, bir, terör nedeniyle yaralanan
kamu görevlilerinden aylık bağlanamayanlara, terör nedeniyle
yaralanan erbaş, er ve koruculardan aylık bağlanamayanlara,
terör nedeniyle yaralanan sivil vatandaşlardan aylık
bağlanamayanlara istihdam hakkı, eğitim öğretim yardımı
ve ek ödeme, faizsiz konut kredisi, ücretsiz seyahat hakkı, elektrik-su
indirimi, prim borçlarının silinmesi hakkı var mıdır,
yok mudur? Soruları çoğaltabilirim. 15 Temmuz darbe şehitleri de
bizim şehitlerimizdir, terör şehitleri de, ayırmak doğru
değildir, devletimiz aciz de değildir. Zor şartlarda, dağ
tepe demeden, yurt içi yurt dışı demeden yerine göre aç susuz
kalarak, canla başla çarpışarak şehit düşenlerin
yakınlarını incitmemek gerektiğini söylüyor,
yanlıştan dönüleceğini ümit ediyorum.
Sayın Bakan, Anayasa
Mahkemesinin kararından sonra, yol yordam bilenler otuz yıldan fazla
çalışma süreleri için ikramiyelerini aldılar. Geride kalanlar
garip gurebalardır. Yasanın bir an önce Meclis gündemine getirilmesi
lazım. Ancak, yasayı komisyondan geldiği şekliyle Genel
Kurula getirmeniz emeklilerimizin beklentilerini
karşılamayacaktır. Açıkça söylüyorum: Yani, siz bu durumda
olan eski tarihte emekli olanlara 10 lira, 20 lira veya 10 kuruş, 20
kuruş emekli ikramiyesi ödeyecekseniz hiç getirmeyin daha iyi diyorum.
Bakınız, bir dosya kurumda 4 defa elden geçmektedir, kurumun
işini o kadar artırmaktadır. Ayrıca, vekâlet ücreti, dava
masrafları
Bu bir an önce Meclis gündemine gelseydi devlet bunca
milyonlarca lirayı da tasarruf edecekti diyorum.
Sayın Bakan,
işsizlik sigortasında önemli büyüklükte birikim olduğunu biliyorum.
Sanıyorum 100-102 milyar civarında bir meblağ var.
İşsizlik sigortasından yararlananlar bakımından
yararlanma süresinin ve miktarının artırılması hem
istifade edenler açısından hem de talep yaratacağı, vergisi
tekrar devlete döneceği için kriz ortamında ekonomiye cüzi de olsa
bir katkı sağlayacaktır, artırılması uygun
olacaktır diyorum.
Bir yanlış husus
da, ihraç edilen memurun birleştirilmiş hizmetleri varsa ikramiye
ödenmemesidir. Konuyla ilgili 5434 sayılı Yasanın 89uncu
maddesi 2012 yılında değişmiştir, keşke
değişmesiydi. Zira, önceki uygulama daha adaletliydi.
Değişen şekliyle, kırk yıl memurluk yapmış,
ihraç olmuş bir memur ikramiye alıyor ama aynı şartlarda
ancak bir gün sigortası veya BAĞ-KURu varsa ikramiye alamıyor.
Aynı durumda olan 2 kişiden 1inin sigortalı veya
BAĞ-KURlu olması aleyhine bir durum oluşturmamalıdır,
bu kişiyi 2 defa cezalandırmış oluyorsunuz. Hakça olmayan
bu düzenlemenin kaldırılması, mağduriyetlerin giderilmesi
gerektiğini, yasanın eski hâline getirilmesinin daha adil
olacağını düşünüyorum.
Sayın Bakan, burada, geçen yıl komisyonda
dile getirdiğim bir konuyu, şüpheli alacaklar hesabını
tekrar dikkatinize sunmak istiyorum. Bakınız, 2011de
-küsuratları söylemiyorum- 11 milyara, 2012de 16 milyara, 2013
yılında 19 milyara yükselmiş. 2014 yılında bu 1,2
milyara düşmüş. Bana bir cevap verdiler, cevabı sabahleyin elime
geçti. Burada, bu paraların prim hesabında olduğu söyleniyor. Bu
yanlıştır, bu tamamen yanlıştır. Varsa
bilançolarda gözükmesi lazım, bilançolarda gözükmüyor. Oysa
yapılması gereken bunun inceletilmesiydi, bir müfettiş
marifetiyle bunun sebeplerinin ortaya konmasıydı. O zaman,
Sayıştayın söylediği gibi, sizin muhasebe sisteminiz hepten
berbattır, bunu açıkça söylüyorum, rezil durumdadır.
Bakınız, zaman aşımına
giren alacaklar var, zaman aşımıyla ilgili
bilançolarınızda tek kalem gözükmüyor. Oysa, biliyorum ki zaman
aşımına girmiş çok ciddi meblağlar var. Üniteler
dökülüyor.
Evet sürem bitiyor ama Sayın
Başkanım, müsaadenizle, bir dakika ilave ederseniz sevinirim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) -
Arkadaşımız müsaade edecektir.
MUHARREM VARLI (Adana) Benim süremden
verebilirsiniz.
BAŞKAN Tamam, Sayın Tor, bir dakika
ekliyorum sürenize.
Buyurun.
FAHRETTİN OĞUZ TOZ (Devamla) Sayın
Bakan, değerli milletvekilleri; şimdi size Ankarada bir taşra
teşkilatından örnek vereceğim. Bu taşra
teşkilatında 50 bin civarında işveren dosyası var, 50
bin. 2002 yılından günümüze kadar geçen süre içerisinde bu önemli
merkeze tayin edilen müdür sayısı 8dir Sayın Bakan. Vekâletle
geçen süreleri çıkardığınız zaman, her müdürün görev
süresi ortalama hemen hemen bir yıl sürüyor. Ben, bu müdürlerin ehil
olduğunu, kıdemli olduğunu söylemiyorum, onları geçiyorum,
Allah rızası için, getiriyorsanız bu teknik ünitede bir müdür üç
yıl, dört yıl, beş yıl kalsın.
Bakınız, hakikaten çok kötü
durumdadır. Öyle müdürler var ki -bunu Komisyonda da söyledim, Genel
Kurulun huzurunda da söylüyorum- getirdiğiniz müdürler arasında
işveren hesabıcarisini dahi öğrenemeyen müdürler vardır,
işveren hesabıcarisini. İşveren dosyası ile icra
dosyasının farklı olduğunu bilmeyen müdürler var Sayın
Bakan, acı ama gerçektir. Memurdan daire başkanı olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tor, Sayın
Varlının süresinden bilgisi dahilinde bir dakika daha alıyorum,
iki dakika oluyor.
Buyurun.
FAHRETTİN OĞUZ TOR
(Devamla) Sayın Bakanım, şimdi, hepiniz biliyorsunuz, ben de
biliyorum, ben de Bakanlığınızın bir mensubu olarak
söylüyorum. Memur, servis dahi yönetmemiş, siz kalkıyorsunuz daire
başkanı yapıyorsunuz. Öz geçmişlerini inceleyin, emin olun,
samimiyetle söylüyorum, siz çok üzüleceksiniz. Birçok bakan gördük biz,
Çalışma Bakanı, hepsi geldi geçti, siz de gelip geçersiniz. Ama
ben diyorum ki, iz bırakın Sayın Bakanım, iz
bırakın. İşi ehline verin. Bakın, kurumda heyecan dip
yapmıştır, bunu açıkça söylüyorum.
Şimdi, başka bir konu. Tabii, çok konu
var, çalışma hayatımızın çok büyük problemleri var.
Bir de merkezden örnek vermek istiyorum Sayın Bakanım: Acı ama gerçek.
Bugün, Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü kurumun hem sigorta hem
sağlık hem diğer yazılımlarını yapıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu Türkiye'nin en çok tıklanan bilgisayar sistemine
sahiptir. Anlaşmalı eczaneler, hastaneler; işverenler,
muhasebeciler, milyonlarca tıklanıyor bir günde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla)
Bakınız, sizin buraya atadığınız daire
başkanlarını söylemiyorum. Atadığınızı
dışarıdan getiriyorsunuz. İçeriden yetişse yine
zararı yok. İyi kötü tozunu yalamıştır, işi
öğrenir diyeceğiz ama dışarıdan
BAŞKAN Sayın Varlı Yarım
dakika daha verebilirsiniz. diyor, ben bir dakika veriyorum.
Buyurun.
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) Peki, çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, bu genel müdürlük o kadar önemli bir
genel müdürlük ki, siz buraya ilahiyatçı birini genel müdür olarak
atadınız Sayın Bakanım.
Bak, biz bu ülkeyi seviyoruz, bu ülkeye yazık
ediyorsunuz. Sosyal Güvenlik Kurumunun işlerini bilmeyen
Ben daire
başkanlarına geçmiyorum, Allah rızası için tek tek
inceleyin bunları. Yazık oluyor.
Bakın, bu kurum 116 milyar hazineden transfer
alıyor, 116 milyar çok büyük bir paradır. Buraya ehil kişileri
getirin. Yaptığınız atama ne hizmetin gereğiyle ne de
kamu yararıyla bağdaşmamaktadır. Ben diyorum ki, bunda
vebal vardır, açık ve net. Yüce Mevla buyuruyor: İşi
ehline verin, adaletle hükmedin. diyor. Burada işi ehline verme yoktur,
adaletle hükmetme yoktur, hepimizin hakkını yiyorsunuz. Kıdemli
insanlarımızı, sicili temiz insanlarımızı göreve
getirmediniz. Göreve getirdiğiniz kişilerde ehliyet, liyakat, sicil
aramadınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Devamla) Şefi
il müdürü yaptınız -özür diliyorum- şeflik
sınavını kazanamayanı il müdürü yaptınız,
binlerce insanın hakkını yediniz, bu insanların
hakkıyla ödeşemeyeceksiniz, hakkını asla ödeyemeyeceksiniz.
Daha da önemlisi, beni ilgilendiren konu da kurumda
heyecan kalmamıştır, yazık olmuştur.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Tor.
Söz sırası, İstanbul Milletvekili
Sayın İsmail Faruk Aksuda.
Süreniz yirmi dakika.
Buyurun Sayın Aksu. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2017 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının, Devlet Personel
Başkanlığı, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi
Enstitüsü ve Mesleki Yeterlilik Kurumu bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve aziz Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
İstanbul Dolmabahçede, Türkiye'yi teslim
alıp, yıkmak ve yok etmek isteyen bölücü alçaklarca
gerçekleştirilen hain saldırı sonucu 44 vatan evladı
şehit olmuştur. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılara
acil şifalar, milletimize başsağlığı ve
sabır diliyorum.
Unutulmamalı ki terörizm, Türkiye'nin çözülmesi
amacına asla ulaşamayacaktır. Türk milleti, millî birlik ve
dayanışma bağlarını daha da
sağlamlaştırarak bugünleri aşacak ve bu zulmeti yenecektir.
Teröristlere yataklık eden, arka çıkan ve
bölücülerin sırtını sıvazlayan hainler bilmeli ki Türk
devleti her türlü iğrenç, kalleş ve namert operasyonları
göğüsleyip, ezecek güç ve kudrettedir.
Değerli milletvekilleri, bugün
görüştüğümüz kurumlar, çalışma hayatına, kamu
çalışanlarının hukuki ve mali statülerine, kamu yönetiminin
temel ilkelerine ilişkin düzenleyici rol üstlenen ya da üstlenmesi gereken
kurumlardır.
Bunlardan Devlet Personel
Başkanlığının kuruluş amacı, kamu
yönetiminin teşkilat, görev ve yetkileriyle, memur ve diğer kamu
görevlilerinin tabi olacakları personel rejimlerinin düzenlenmesi,
personel rejimleri arasında uyum, denge ve koordinasyonun
sağlanmasıdır.
Bugün memur, işçi, sözleşmeli personel ve
geçici personel statüsünde olmak üzere toplam 3 milyon 292 bin kamu
çalışanı bulunmaktadır.
Kamuda istihdam edilenler işlevleri
açısından değerlendirildiğinde ise 3 tip kamu
çalışanından söz etmek mümkündür. Bunlar, daha ziyade kurumun ve
çalışanların sağlıklı hizmet verebilmesine
yardımcı olmak üzere hizmet veren görevliler; bürokrasinin
kayıt, yazışma gibi karar verici mekanizmaların
talimatları doğrultusunda hareket eden ve günlük rutin işleri
yürüten görevliler; devletin politika belirleme, planlama, karar alma ve
denetim gibi temel belirleyici fonksiyonlarını ifa eden görevlilerdir.
Söz konusu görevlilerin her birinin nitelikleri, seçilmeleri, atanmaları
ve özlük haklarının da bu işlevleriyle uyumlu olarak tanzim
edilmesi gerekmektedir.
Dünya ölçeğinde rekabetçi bir yapının
kurulması, diğer şartlarla birlikte, rekabet edebilir nitelikte
personel istihdamını gerektirmektedir. Kamu görevlilerinin
yürüttükleri hizmet ve hitap ettikleri kitle dikkate
alındığında, toplumsal hayattaki etki alanları ve
önemleri daha iyi anlaşılmaktadır. Anayasanın 128inci
maddesinde devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel
kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü
oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin
memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği hükme
bağlanmıştır.
Kamu çalışanlarının işe
girme sürecinden başlayarak çalışırken bağlı
oldukları hukuki ve mali statüleri ile emekliliğe dair ciddi
sorunları bulunmaktadır. Bugün kamu çalışanlarının
karşı karşıya bulunduğu en önemli sorunları
şu şekilde ifade etmek mümkündür: İşe girişte
objektifliğin tesis edilememesi; ilerleme ve yükselmede liyakat yerine
kayırmacılığın hâkim olması; istisnai
uygulamaların yaygınlık kazanması ve bunun ortaya
çıkardığı adaletsizlikler; objektifliği sağlamaya
dönük mevcut yasal ve idari düzenlemelerin sulandırılması; memur
ve diğer kamu çalışanlarının tanım, statü, unvan
ve sınıflandırma karmaşası; genel idari esaslara göre
yürütülmesi gereken asli ve sürekli kamu hizmetlerinde taşeron, geçici
personel, geçici işçi ve sözleşmeli personel
çalıştırılması; ücret adaletsizliği ve ücretlerin
yetersizliği; kamu çalışanlarının çoğunun
yoksulluk sınırının altında gelir elde ediyor
olması; sicilin kaldırılması ve yeni bir değerlendirme
sisteminin getirilmemesi; ödüllendirme ve cezalandırma yönteminin
motivasyonu ve iş verimini artırıcı olmaması; kamu
çalışanlarına uygulanan taciz, tehdit ve yıldırmaya
dayalı haksız ve adaletsizlikler, mobbing uygulamaları; devlet
memurluğunun parti memurluğu hâline gelmesi;
çalışırken alınan maaş ile emekli olduktan sonra
alınan aylık arasındaki dengesizlik; her alanda yaşanan
ölçüt karmaşası; yolsuzluk ve usulsüzlükler ile bunları
önleyecek yasal ve yönetsel düzenlemelerin hayata geçirilememiş
olması; başta Devlet Memurları Kanunu olmak üzere personel
kanunları ve teşkilat kanunlarıyla yapılan münferit,
birbiriyle bağlantısız düzenlemelerin çalışanlar
arasında yarattığı eşitsizlikler; genel olarak torba
kanunlar ve kanun hükmünde kararnamelerin oluşturduğu mevzuat
kirliliği ile özensiz uygulamaların kamu yönetimi disiplininden uzaklaşılmasına
yol açılmasıdır.
Teşkilat kanunları ve personel rejimine
ilişkin yapılan çoğu düzenleme sistem bütünlüğü içerisinde
yapılmadığı için, başta koordinasyon eksikliği
olmak üzere ilke, odak ve ölçüt sorununun kronik hâle gelmesine yol
açmaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde, hükûmet
programlarında ve planlarda, 657 sayılı Kanunun yamalı
bohça hâlini aldığından söz edilerek çağdaş bir
personel rejiminin yapılacağı ifade edilegelmiştir. Kamu
yönetimindeki ve personel rejimindeki dengesizlik, verimsizlik ve
kalitesizlikten, bürokratik oligarşiden şikâyet edilmiştir. Oysa
yapılan her düzenleme bunları düzeltmek yerine personel rejimini daha
içinden çıkılmaz hâle getirmiştir.
Nitekim, 2017 yılı programında
şu sorunlara dikkat çekilmektedir:
Hizmet-personel-ücret ilişkisinin
sağlıklı bir şekilde kurulması ihtiyacının
önemini koruduğu, kamuda verimlilik kültürünü geliştirmek için hizmet
içi eğitim programlarının kapsamlı ve sistemli bir
anlayış doğrultusunda ele alınmasının gerektiği,
personel değerlendirme sisteminin gözden geçirilerek personelin
performansının ölçülmesinde nesnel ve açık standartların
geliştirilmesinin önem arz ettiği, görevde yükselme konusunun
mevzuatta açık ve yeterli bir şekilde
tanımlanmadığı, kamu personelinin kurum ve kuruluşlar
arasında dengesiz dağıldığı, personel ile ücret
düzeyinin hizmet gerekliliğiyle uyumsuz olduğu. Kamu personel
sisteminde göze çarpan sorunlar olarak sayılan bu hususlar, bizatihi liyakat,
adalet, birlik ve objektiflik gibi temel ilkelerdeki zafiyetlere işaret
etmektedir. Bu tespitler Hükûmete aittir ve on dört yılın sonunda
hâlâ bu sorunların devam ediyor olması, bu alanda sonuç
alıcı, elle tutulur bir çalışmanın yapılmadığını
ortaya koymaktadır.
Devlet Personel
Başkanlığının, başta 1965 yılındaki
Devlet Memurları Kanunu olmak üzere, 1983 yılında
çıkarılan kadro kararnamesi, 1999 yılında getirilen merkezî
sınav ve görevde yükselme sistemleri ile 2001 yılında çıkarılan
kamu görevlileri sendikasına ilişkin düzenlemeler faaliyet
alanıyla ilgili olarak tarihinde yaptığı önemli
işlerdir. Ancak bugün çalışanların hukuki ve mali
statülerine ilişkin birçok konuda içinden çıkılmaz bir hâl alan
personel rejiminin görünümü, maalesef 1965 yılındaki durumdan
farksız hâle gelmiştir.
Kamu hizmetine girme,
yükselme, yer değiştirme ve ücret konusu personel rejiminde objektif
ölçütlerin ve adaletin varlığının ya da yokluğunun en
çok hissedildiği alanlardır. Kayırmacılığın
yaygınlık kazandığı bu alanlar personel rejiminde yol
açılan tahribatın da odak noktasını
oluşturmaktadır. Hizmete girişte ve terfide liyakatin esas
olmaması bürokrasiyi siyasallaştırmakta, kamu görevini parti
görevine dönüştürmektedir. Tüm bu düzenlemeler ve gelişmeler
sonucunda da kamu yararı odak olmaktan, liyakat ilkesi ise ölçüt olmaktan
çıkmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
hatırlanacağı üzere Hükûmet 1 Kasım seçimlerinde kamudaki
taşeron işçilerin kadroya geçirileceği vaadinde bulunmuştu.
Seçimlerden bir hafta sonra o dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Sayın Faruk Çelik, katıldığı bir
televizyon programında hangi taşeronların kadroya
alınacağına ilişkin listenin yeni Bakanlar Kurulu
tarafından altı ay içinde ilan edileceğini ve
taşeronların durumunun altı ay içinde netlik
kazanacağını söylemişti. Öte yandan, Maliye Bakanı Naci
Ağbal da taşeron işçilerle ilgili düzenlemenin 21 Mart 2016
tarihine kadar Meclise sevk edileceğini belirtmiş ve Maliye
Bakanlığı koordinasyonunda devam eden çalışmalar
sonucunda 150 bin civarında taşeron işçinin kadrolu
olacağını söylemişti. Ancak bugüne kadar taşeron
işçilere ilişkin herhangi bir düzenleme
yapılmamıştır. Yine, 2015 yılında imzalanan ve
kamu çalışanlarının 2016-2017 yıllarına
ilişkin hakları konusunda düzenlemeler içeren toplu sözleşmede
işçilerin, 4/Clilerin ve sözleşmelilerin durumlarına göre uygun
kadro ve pozisyonlara geçirileceği öngörülmüş ve bu konuda
çalışma başlatılması
kararlaştırılmıştır. Bununla birlikte toplu
sözleşmede çalışma yapılacağı belirtilen
konularla ilgili olarak aradan geçen bir buçuk yıllık süre içinde
herhangi bir somut adım atılmamış, bir çalışma
ortaya konulmamıştır. İlgili bakanlarca bu konuda sorulan
sorulara da ikna edici ve inandırıcı cevaplar verilmemektedir.
Buradan bir kez daha
soruyorum: Sayın Bakan, taşeronlarla ilgili çalışma devam
etmekte midir yoksa rafa mı kaldırılmıştır?
Sizden haber bekleyen binlerce taşeron işçisinin
kadrolarını ne zaman vereceksiniz? Taşeronlarla birlikte kadro
bekleyen 4/Clileri kadroya geçirecek misiniz? Diğer taraftan,
öğretmen ve polislerimizin ek göstergelerini ne zaman 3600e
çıkaracaksınız?
Bize göre, kamu
istihdamı gözden geçirilerek aynı ya da benzer işi yapmakla
birlikte sözleşmeli, geçici, taşeron elemanı, 4/Bli, 4/Cli,
vekil ve benzeri adlar altında istihdam edilenlerin tamamının
kadrolu istihdamını sağlayacak düzenlemeler yapılmalı
ve bu alandaki karmaşa ve mağduriyetler giderilmelidir. Kamuda ücret
adaleti sağlanmalı, görev, yetki ve sorumluluk bakımından
eşit değerde iş yapanın eşit ücret alması temin
edilmelidir. Kamu çalışanlarının ek gösterge, denge ve
hizmet tazminatı, fazla çalışma tazminatı, diğer zam
ve tazminatlar ile yan ödeme gibi, kurumlar ve statüler arası
farklılıklara yol açan ödeme unsurları gözden geçirilerek tüm
kamu çalışanlarını kapsayacak şekilde ve hakkaniyete
uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir. Kamu çalışanlarına
çeşitli adlar altında ödenmekte olan ek ödemeler emekli
aylığına da yansıtılmalıdır.
Öğretmenlerin ek
göstergeleri 3600e çıkarılmalı. Ek ders ücretleri ile
eğitim öğretim tazminatları yükseltilmeli, eğitime
hazırlık ödeneği artırılmalı ve eğitim
kurumlarında çalışan tüm personele de
yansıtılmalıdır. Öğretmenlerin özür grubu tayinleriyle
ilgili sorunları çözüme kavuşturulmalıdır. Öncelikle
öğretmen ihtiyacı olan hiçbir okul bırakılmamalı,
derslik ihtiyacı giderilmeli ve atanamamış tüm
öğretmenlerin atamaları kademeli olarak yapılmalıdır.
Sağlık
hizmetlerinin standardının ve kalitesinin yükseltilmesi için
yardımcı sağlık personelinin resmî ve özel sağlık
kuruluşlarında istihdamı
yaygınlaştırılmalıdır. Bu kapsamda
atanamamış ebe, acil tıp teknisyeni, anestezi teknisyeni,
sağlık memuru ve tıbbi sekreter gibi yardımcı
sağlık personelinin istihdam edilmesi için gerekli şartlar
oluşturulmalıdır. Sağlık çalışanlarına
çalışma sürelerinin her bir yılı için doksan gün fiilî
hizmet süresi zammı hakkı verilmelidir.
Emniyet
çalışanlarının çalışma süreleri, fazla mesaileri
ve emekliliğe yansıyan hakları yeniden düzenlenmeli,
çalışma şartları iyileştirilmeli ve polislerimizin ek
göstergeleri 3600e yükseltilmelidir.
Uzman jandarmaların statüsüne uygun olarak mali
ve sosyal hakları artırılmalı, uzman erbaşların
kamu kurumlarına geçişini sınırlayan kanunun
çıktığı tarihte görevinden ayrılmış
olanların müktesep hakları korunmalı, yedi yıl
uygulamasından kaynaklanan mağduriyetleri giderilmelidir.
TÜRK-İŞin araştırmasına
göre 2016 Kasım ayında 4 kişilik bir ailenin açlık
sınırı 1.416 lira, yoksulluk sınırı ise 4.615
lira olmuştur. Bu rakamlara göre, bugün, kamu çalışanlarının
çoğu yoksulluk sınırının altında ücret
almaktadır. Bununla birlikte, kamu çalışanlarını,
esasen genel ücret seviyesinin düşüklüğünden çok, benzer işler
yapmalarına rağmen oluşan ücret farklılığı
ve adaletsizliği rahatsız etmektedir.
Değerli milletvekilleri, kamu yönetimi
sisteminin en önemli sorunlarından birisini yolsuzluklar ve usulsüzlükler
oluşturmaktadır. İş ve işlemlerin yeterince
şeffaf olmaması ve hesap verme sorumluluğunun tam olarak
işlememesi yolsuzlukların artmasına neden olmaktadır.
Kamuda genellikle yozlaşma, iltimas, kayırma ve rüşvet
kavramlarıyla eş anlamlı olarak kullanılan yolsuzluk
olgusu çözümü aciliyet kesbeden önemli bir sorundur. Ülkemizde
şeffaflığın artırılması ve kamuda etkin
yönetimin geliştirilmesi amacıyla 57nci Hükûmet döneminde Mayıs
2001de çıkartılan Türkiyede Şeffaflığın
Artırılması ve Kamuda Etkin Yönetimin Geliştirilmesi Eylem
Planı, AKP hükûmetlerince uygulanmamış, bu yönde yeni bir
düzenleme de uygulamaya konulmamıştır. Bu doğrultuda bir
düzenlemeyle İdari Usul Yasasının bir an evvel hayata
geçirilmesi zorunlu görülmektedir.
Kuşku yok ki kamu yönetiminin karakterini
belirleyen en önemli ilke liyakat ilkesidir. Sağlıklı
işleyen bir kamu yönetiminin varlığı için liyakat ilkesinin
tavizsiz uygulanması son derece önemlidir. Bu açıdan, liyakat
ilkesinin teorik olarak varlığı değil, uygulamada liyakate
ne derece önem verildiği önemlidir. Liyakat sisteminin temelde varlık
nedeni yöneticilerin politik atamalara karşı korunması ve
bürokrasinin kalitesinin artırılmasıdır. Zira, adam
kayırmacılığı ve politik atamalar bürokrasinin
niteliği ve kamu hizmetlerinin kalitesi üzerinde oldukça olumsuz etkiler
yapmaktadır. Liyakat sisteminin en önemli özelliği kamu
görevlilerinin görevin gerektirdiği vasıflara uygun, vatana ve
millete sadakatle bağlı ehil kişilere verilmesi, siyasal
nitelikli atamalara karşı hassas olunmasıdır. Ancak,
uygulamada siyasi ya da bir grubun menfaatini öne çıkaran
anlayışın bürokrasiyi dizayn etmekte olduğu görülmektedir.
Bu durum, devlet memurluğunun parti memurluğuna
dönüştürülmesine, kamu çalışanlarının
kutuplaştırılmasına ve kamu hizmetlerinin kalitesinin
düşmesine yol açmaktadır. Türkiye kamu idaresi bugün, maalesef, bu
tabloyla karşı karşıyadır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye ve Orta
Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün kamu yönetimini geliştirecek
çalışmaları yapmak, idari alanda eleman yetiştirmek,
memurların hizmet içinde yetişmelerini sağlamak gibi üç temel
görevi bulunmaktadır. Kamu idaresinin geliştirilmesine yönelik akademik
altyapı oluşturulması ve araştırma yapılması
amacıyla kurulan söz konusu kurum, uygulamada bu işlevlerini
yeterince yerine getirememektedir. Enstitü, bugüne kadar idari alanda iki
önemli projeyi koordine etmiş ve gerçekleştirmiştir. Birincisi,
1963 yılındaki Merkezi Hükûmet Teşkilatı
Araştırma Projesi, kısa adıyla MEHTAP; ikincisi, 1991
yılındaki Kamu Yönetimi Araştırma Projesi, kısa
adıyla KAYAdır. Ancak, sonrasında enstitünün bu çapta bir
çalışmasının olmadığını görüyoruz.
Bugün Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsünün bir koordinasyon
görevi üstlenerek ilgili kurumların katılımıyla yeni bir
çalışma yapması gereği vardır. Zira, bugün, kamu
yönetiminin MEHTAP ve KAYA projelerinin hazırlandığı
dönemdeki ölçüde yeniden reforme edilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. 15
Temmuz süreci kamu görevlilerinin ve kamu yöneticilerinin devlete sadakatinin
ne kadar önemli olduğunu bizzat göstermiştir. Enstitünün, bu
ihtiyacı giderecek bir fonksiyonu da ifa etmesi gerekmektedir.
Anayasanın 128inci maddesinin son fıkrasında, üst kademe
yöneticilerinin eğitiminin özel olarak ayrı bir kanunla
düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Bu doğrultuda,
enstitünün Devlet Personel Başkanlığıyla bir eş güdüm
içerisinde bu meseleye el atması ve bir sisteme bağlaması
gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, amacı, mesleki
yeterlilikleri tanıyan, uluslararası düzeyde kalite güvencesi
sağlanmış millî yeterlilik sistemini kurmak ve işletmek
olan Mesleki Yeterlilik Kurumu, kurulduğundan bugüne kadar bu
amacını sınırlı düzeyde gerçekleştirebilmiştir.
Ülkemizdeki çalışan sayısı dikkate
alındığında yaklaşık 35 bin kişiye mesleki
yeterlilik belgesi verilmiş olması bu yetersizliği ortaya
koymaktadır.
Süremin sonuna geldim. Bu konuyla ilgili daha uzun
söyleyeceklerim vardı ancak bu düşüncelerle konuşmamı
bitirirken kurumların 2017 yılı bütçelerinin devletimizin
bekası, milletimizin huzur ve refahı için katkı
sağlamasını diliyor, hepinizi, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Aksu.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına son
konuşmacı Adana Milletvekili Sayın Muharrem Varlı.
Süreniz on yedi dakika.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su işleri
Bakanlığı bütçe görüşmeleri üzerinde söz aldım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, 2007de yani
23üncü Dönemde milletvekili seçildim, o günden bu yana sürekli gündeme
getirdiğim ve gündeme getirmekten de yorulmayacağım ama
Sayın Bakan ve ondan önceki sayın bakanların da belki çok
önemsemediği bir konu var. Yani Çukurovayı çok ilgilendiren,
çiftçimizi çok ilgilendiren, tarım sektörünü çok ilgilendiren ve ülkemizin
ekonomisini de çok ilgilendiren bu Yedigöze Barajıyla alakalı konu.
Sayın Bakan her defasında Bitecek. dedi burada ama bir türlü
bittiği de yok, biteceği de yok, ne zaman biteceğiyle
alakalı bir durum da söz konusu değil; aldığımız
bilgiler çerçevesinde bunu konuşuyorum. Şu ana kadar
İmamoğlunun üst tarafında Musulu sulamasıyla 20 bin küsur
dönüm arazi sulanabiliyor oradan, önümüzdeki yıl yapılacak
çalışmalarla da toplamda 36 bin-37 bin dönüm arazi sulanacak. Benim
bahsettiğim arazi 750 bin dönüm ve yine Sarıçam ile Musulu
arasında kalan bölgeyi de -eğer oradan sulamayla alakalı bir
çalışma yapılabilirse- aşağı yukarı 350 bin
dönüm araziyi de buraya ilave ettiğiniz zaman yani 1 milyon dönüm arazinin
üzerindeki bir konudan bahsediyoruz. Eğer burası sulanabilse, sulu
tarıma açılabilmiş olsa ülke ekonomisine ve orada yaşayan
çiftçilerimize ne kadar çok büyük katkı sağlayacağını
hep birlikte görmüş olacağız çünkü o topraklar hakikaten çok
mümbit arazi ve çok verimli bir arazi. İnşallah bu Yedigöze
Barajıyla alakalı konuyu bir an önce çözüme kavuştururuz çünkü
bölge çiftçisi bunu çok aciliyetle bekliyor. Ve sizin siyasetçilerinizin de 3
Kasım 2002 seçimlerinden bu yana Biz geldiğimiz gün Yedigöze
Barajını bitireceğiz., Seneye bitiyor., olmadı Bir
sonraki seneye bitiyor. bir seçim geldi Seneye vallahi hazır, bitti,
Yedigöze Barajı tamam, sulayacaksınız arazilerinizi. diyerek
hep orada siyaset yaptılar ve insanlarımızı
kandırdılar ama Yedigöze Barajıyla alakalı şu ana
kadar, daha sulama tesisiyle alakalı ne zaman biteceğine dair
elimizde bir belge yok, bilgi yok. Dolayısıyla Sayın Bakan,
lütfen yani bunu bir eleştiri olarak algılamayın ama oradaki
çiftçilerin bu yöndeki beklentilerine sizler de bizzat şahit olmuş
olsanız, bizzat gözünüzle görüp kulağınızla duymuş
olsanız Yedigöze Barajının ne kadar önemli olduğunu, bu
ülkenin ekonomisine, orada yaşayan insanların ekonomisine,
çiftçilerimizin ekonomisine ne kadar önemli katkı
sağlayacağını siz de teyit etmiş olurdunuz,
dolayısıyla bir an önce de Yedigöze Barajının sulama
tesislerini bitirmiş olurdunuz. Onun için buradan size güzel bir öneride
bulunuyorum: Lütfen bir an önce Yedigöze Barajını bitirelim ve
çiftçilerimizi, oradaki o güzel toprakları, mümbit toprakları suyla
buluşturalım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) - Yedigöze Barajını bitireli üç
yıl oldu Sayın Vekilim.
MUHARREM VARLI (Devamla) Efendim baraj bitti,
enerji kısmı da bitti ama sulama tesisiyle alakalı konuyu
söylüyorum.
Ayrıca bunları söylerken de değerli
bürokratlarımız alınganlık gösteriyorlar. Bizim
muhatabımız siyaset kurumudur, muhatabımız bürokratlar
değil, bürokratlar siyaset kurumu neyi söylerse onu yaparlar, onun için
bürokratları da bunun dışına koyuyoruz, lütfen bu konuda
alınganlık göstermesinler.
Yine, GAPla alakalı ama diyebilirsiniz ki
Kalkınma Bakanlığıyla alakalı ama netice
itibarıyla, orada yapılacak barajlar, orada yapılacak sulama
tesisleri sizin Bakanlığınızı da ilgilendiriyor. GAP,
Türkiyenin yıllardan beridir hasretle beklediği bir proje, bir an
önce sonuçlandırılması lazım. Neden
sonuçlandırılması lazım? Eğer o topraklar
sulanabilirse bugün Türkiyenin tarım sektöründe birçok ihtiyacı
karşılanmış olacak.
Bakın değerli arkadaşlarım,
Türkiye yaklaşık olarak 2 milyar dolarlık pamuk ithal ediyor.
Şimdi, bizim bu 2 milyar dolarlık pamuk ithalatını,
Urfanın sulanabilir arazilerini ve o bölgedeki pamuk
üretebileceğimiz sulanabilir arazileri ve Çukurovadaki sulanabilir
arazilerin tamamını suladığımız zaman, suyla
kavuşturduğumuz zaman -3,5 milyon ton kütlü pamuk üretmemiz gerekiyor-
bunu Çukurova ve Urfadaki ve Güneydoğudaki diğer pamuk
üretebileceğimiz alanlardan karşılama imkânımız var.
Yani Türkiyeyi 2 milyar dolarlık ithalattan kurtarmış
olacağız 3,5 milyon ton kütlü pamuk üreterek ve bunun maliyeti de
belki birkaç yıl sonra Türkiyenin yapmış olduğu ithalattan
vazgeçerek karşılanabilecek bir rakamla ancak yapılabilir. Onun
için, GAPın da Türkiyedeki pamukçuluğun desteklenmesi, tarım
alanlarının desteklenmesi açısından bir an önce
tamamlanması lazım ve ülkemiz ekonomisine katkı
sağlaması lazım. Orada yaklaşık olarak sulanabilir
arazi miktarı 1 milyon 800 bin dönüm iken şu anda çok az bir
kısmı sulanabiliyor. İnşallah bir an önce bunları da
suyla kavuştururuz.
Yine, 2015 yılı itibarıyla
Türkiyenin enerji tüketimi 264 milyar kilovatsaat. Bizim, Türkiyede barajlar
ve HESlerle, son yapılan, son dönemde yapılan eklemelerle
üretebildiğimiz -yani barajlar ve HESler kısmını
söylüyorum- 93 milyar kilovatsaat yani enerjinin diğerini doğal gaz
çevrimiyle veya kömürle üretiyoruz. Dolayısıyla, doğal gazı
da dışarıdan ithal ettiğimiz için ülke ekonomisine çok
büyük bir yük bindirmiş oluyoruz. Eğer bu
barajlarımızı bir an önce faaliyete geçirirsek, oradaki elektrik
üretimini daha da artırırsak doğal gaz ithalatını daha
düşürmüş olacağız ve kömürle çalışan termik
santrallere de belki ihtiyacımız kalmayacak.
Yine, Sayın Bakan, bu kömürle çalışan
termik santralleri ne ilginçtir ki yani getirip -zaten içme suyu çok az
Türkiyenin, içilebilir özellikteki su oranı çok az- içme suyunun en
kaliteli olduğu yerlere kuruyorlar. Mesela, Adanada, o Erzinin
taşlık alanında, hem Yumurtalıkın hem Erzinin hem
Dörtyolun hem de Ceyhanın köylerinin içme suyunu karşılayan
bölgede 6-7 tane kömürle çalışan termik santral kurulacak. Bunlardan
birkaç tanesi başladı şu anda çalışmaya. Bunlar oradaki
içme sularımızın kalitesini bozacak, belki içme
sularımızın hiç içilemeyecek hâle gelmesini sağlayacak.
Dolayısıyla, bu kömür santrallerine elbette ki enerji üretimi
açısından ihtiyacımız var, kurulması lazım ama
bunların yerini tespit ederken Allah rızası için
Yani, çöl
olmuş bir sürü toprağımız var bizim ya, oraya götürüp
kuralım kardeşim, o birinci sınıf mümbit arazileri bacadan
çıkacak gazlarla zehirlemenin, oradaki suları kirletmenin bir
manası yok ki. Bunu yapacaksak en güzel tespit edilmesi gereken yerlere
kurarız, ne toprağımıza ne suyumuza zarar vermeden
yaparız.
Yine, 41inci sayfada diyorsunuz ki:
Çıkardığımız yasayla kangren hâline
dönüşmüş 2/B arazilerini çözdük. Doğru, orman
kısmını çözdünüz, yasa da çıktı buradan. Ancak, hazine
arazilerini niye satmıyorsunuz hâlâ, neden satmıyorsunuz? Yani, bu
Millî Emlak Genel Müdürlüğü inatla niye satmak istemiyor hâlâ bu hazine
arazilerini? Bu yasa çıktı, burada hep birlikte oy vererek bu
yasayı çıkardık; doğru da bir yasa. Hatta, büyükşehir
yasası çıktıktan sonra, bütünşehir yasası
çıktıktan sonra bazı düzenlemeler yapılması
gerektiğini de defalarca söyledim burada. Ama, hâlâ Millî Emlak inatla bu
arazileri satmakta direniyor, ayak diretiyor. Ya, lütfen, Sayın Bakan, siz
Bakanlar Kurulu üyesisiniz
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Millî Emlak bana bağlı değil.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Belki size
bağlı değil ama Bakanlar Kurulu üyesisiniz
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Doğru, tamam.
MUHARREM VARLI (Devamla) -
bu yasayı siz
çıkardınız burada. Yani, bu ülkenin çiftçisi sizi
ilgilendirmiyor mu? Elbette ki ilgilendiriyor.
Şimdi, o zaman bu arazileri bir an önce satmak
lazım. Niye satmak lazım biliyor musunuz? Adanada
toplulaştırma başlıyor. Toplulaştırma
başladığı zaman Hazine arazilerinin nereye
kayacağı, nereye gideceği belli değil.
Dolayısıyla, insanlar bu konuda yarın birbirleriyle husumet
sahibi olacaklar. Babadan dededen kalma arazilerini, Buradan aldım
şuraya getirdim. dediği zaman öbür adam çıkacak Kardeşim,
bu arazi benim diyecek. Başlayacaklar birbirlerini öldürmeye. Allah
rızası için, lütfen, bu arazilerin bir an önce
satılmasını temin edin ya da toplulaştırmayla
alakalı insanlara 2/Bden dolayı almış oldukları
hakkı teslim edelim. Yani Toplulaştırma
toplulaştırmayı yapıyor, Hazine arazisi için diyor ki:
Kardeşim şuradan verdim ben sana, git sen oradan al. Ben gittim,
Ahmetle, Mehmetle dövüşerek mi alacağım veya birbirimizi
öldürerek mi alacağız bu arazileri? Bakın, çiftçinin hakkını
korumak, bu toprakları korumak hepimizin görevi.
Yine, bu 2/B Yasasıyla alakalı,
yaylalık yerlerde, özellikle bizim Osmaniyenin Zorkun Yaylasında
betonarme evler de var, ahşap evler de var. Şimdi bunlara, usulen
kiralama yöntemi çıkardılar. Yahu arkadaş, o kadar, böyle, büyük
rakamlar koydunuz ki yani insanlar artık buraları kiralayamaz hâle
geldiler. Gidip en lüks yaylada ev kiralasa bunun kadar bedel ödemeyecek. Yani
Çukurovada yayla lüks değil Sayın Bakan. Çukurovada yayla ihtiyaç,
insanlar ihtiyaçtan dolayı gidiyorlar. Lütfen, bu konuyu da not alın.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayhay, tamam.
MUHARREM VARLI (Devamla) Sayın bürokratlarınıza
da söyleyin, burada insanlarımızı mağdur etmeden cüzi bir
rakamla kira çıkartsınlar, insanlarımız da gitsin
yaylasını yapsınlar. Yani tekrar söylüyorum, Çukurovada yayla
bir ihtiyaç, lüks değil, bunun altını çiziyorum.
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Paraya
ihtiyaçları vardı Sayın Varlı.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Babasının evi
babasının, dedesinin evi, dedesinin evini kiralıyor.
MUHARREM VARLI (Devamla) Tabii, dedesinden kalma,
babasından kalma evler.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Arsa parası
MUHARREM VARLI (Devamla) Şimdi, yine, sulama
birlikleri: Bakın, Sayın Bakan sulama birlikleriyle ilgili burada
defalarca gündeme getirdim. Adanada suya en çok ihtiyaç olduğu dönemde,
çiftçinin tam mısırını, pamuğunu sulayacağı
dönemde bir bakıyorsunuz su kesiliyor. Tarımsal sulamayı
diyorum, bir bakıyorsunuz su kesiliyor. Niye kestiniz kardeşim?
Yosunla ilaçlama mücadelesi yapıyoruz. Haklı, yapması
lazım yoksa kanallardan su akmıyor. Peki, bu yosun neden
oluşuyor? İşte kanalizasyonların bir kısmı sulama
kanallarının su aldığı havzaya dökülüyor. Ya,
şimdi, bunu DSİnin çözmesi lazım, bunu sizin çözmeniz
lazım yani bunu belediyelere bırakırsanız, belediyelerin bu
imkânlarla bunu yapma şansı yok. Evvela, yapmış olduğu
tesisler çok eski, bu yeterince arıtmıyor,
arıtmadığı için de atık sular o suya
karışınca yosun oluşuyor. Dolayısıyla, en çok
suya ihtiyaç olduğu dönemde birdenbire su kesiliyor, çiftçi -affedersiniz-
kurbağa gibi vıraklamaya başlıyor, Su, su diye. E, su
yok. Yani bunu çözmeniz lazım Sayın Bakan, defalarca gündeme
getirdim.
Yine, yer altı kanalizasyon sistemi yani
çiftçinin yine en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden bir tanesi.
Çukurovada, bilinçsiz sulamadan kaynaklanan çoraklaşmaya doğru bir
gidiş var. Eğer bu yer altı kanalizasyonları olmazsa çok
yakın zamanda çiftçimizin toprakları, o Adananın,
Çukurovanın en güzel toprakları çoraklaşmaya yüz tutacak. Bunu
da bir an önce çözmeniz lazım. Yer altındaki
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Kapalı sistem
MUHARREM VARLI (Devamla) Kapalı sistem, evet,
onu kastediyorum Sayın Bakan, daha önce de söylemiştim ben size bunu.
Yine, normal drenaj kanalları: Yani, sulama
birliklerinin bu drenaj kanallarını temizleme imkânı yok,
ellerinde yeterince makine yok, ancak büyük sallama kepçelerle bunların
temizlenmesi lazım, bunu da ancak DSİ yapabilir. Onun için, lütfen,
bu drenaj kanallarının, ana hattaki kanalların temizlenmesi
konusunda da sulama birliklerine, çiftçiye yardımcı olun çünkü bunlar
önemli. Eğer bu drenaj kanalları suları çekmezse o sular tarlada
birikiyor, tarlada kalıyor dolayısıyla çiftçinin ürününe de
zarar veriyor, toprağımıza da zarar veriyor. Bunları
çözmemiz lazım Sayın Bakan.
Yine, şimdi, defalarca burada gündeme getirdim,
siz diyeceksiniz ki: Ya, sulama birlikleriyle ilgili yasa
çıkarttık. Tamam, bu yasayı çıkarttınız ama
arkasında ne kadar durduk? Şimdi, enerji maliyeti, sulama
birliklerinin enerji maliyeti çok yüksek. Artı, özelleştirdikten
sonra, ENERJİSA, sulama birliği bir ay veya iki ay eğer
faturasını yatıramamışsa hemen gidiyor
elektriğini kesiyor ve ondan sonra dolayısıyla sulama
birliği vermesi gereken suyu veremiyor. Şimdi sulama birliklerinin
para alma dönemi belli. Ne zaman topluyorlar? Mahsulden mahsule topluyorlar.
Çiftçinin ürün yani hasat dönemine göre topluyorlar. Bunu Enerji
Bakanlığıyla görüşüp bu konuda da sulama birliklerine bir
katkı sağlarsak memnun olurum. Niye? Çiftçiyi ilgilendirdiği
için söylüyorum. Yani, doğrudan doğruya sulama birlikleri beni
ilgilendirmiyor ama çiftçiyi ilgilendiren bir konu olduğu için söylüyorum.
Yine, sulama ücretleri yani defalarca burada
söyledik. Hep diyorsunuz ki: Çiftçiyi korumak lazım. Geleceğin en
önemli şeyi enerji değil, petrol değil, gıda olacak.
diyoruz değil mi? Gıdayı kim üretecek kardeşim? Çiftçi
üretmeyecek mi? Yani çiftçiye katkı sağlayalım derken afaki
laflarla mı nutuk atıyoruz yoksa gerçekten çiftçiyi korumak
maksatlı mı söylüyoruz? Yani sulama ücretleri, işte buradan bir
rakam gönderiyorsunuz, DSİ diyor ki: Şu rakam veya şu rakam
arasında olmalı. Ya, size ne kardeşim, niye
karışıyorsunuz? Bırakın, o bölgenin sulama
birliğindeki meclis üyeleri otursunlar, o bölgenin ihtiyacına göre
belirlesinler bunu. Yani bunun gerekçesi nedir, ben bunu bir türlü
anlayamadım. Yani pamukta 30 lira, mısırda 30 lira. Allahtan
reva mı ya, çiftçi zaten mazot girdileri, gübre girdileri, diğer
maliyetlerle sıkıntı içerisinde, perişan durumda, e bir de
sulama birliklerine götürsün
Peşin öderseniz de bir indirim var.
Doğru, güzel bir uygulama. Ama, çiftçinin peşin ödeme imkânı yok
ki, keşke olsa da ödese yani. Şimdi bunlar hepimizin problemleri,
lütfen, bu konuları bir an önce çözelim.
Bakın gübreyle
alakalı her defasında burada söyledim. Dedim ki: Gübre çiftçiye
lazım olmadığı zaman pik yapıyor. Ben örnek vereyim:
İki ay önce üre gübresini bir arkadaşım 740 bin liradan
satın aldı, eski rakamla yani 74 kuruştan. Şu anda üre 1 TL
yani eski rakamla 1 milyon. Tarım Kredi kurumu ne yapıyor? Ne
yapıyor Tarım Kredi kurumu? Yani neden piyasaya girip de
piyasayı regüle etmiyor? Niye çiftçiye daha ucuz gübre vereyim diye uğraşmıyor?
Aksine, Tarım Kredi kurumunda serbest piyasadan daha pahalı gübre ya.
Ya, böyle bir şey olur mu yani?
Sayın Bakanım,
eğer kabul ediyorsak bunları, hep birlikte çözüm getirmemiz lazım.
Yine, bakın,
kuraklık aşırı derecede gidiyor, bununla alakalı bir
tedbir almamız lazım. Allaha çok şükür bugün yağmur
yağdı ama sen git de Çukurovanın çiftçisine bir sor
bakalım Sayın Bakan yani bir aydan beridir uyku uyuyamıyor
insanlar, ne zaman buğdayımız çıkacak, tarlada mı
kaldı, karınca mı çekti diye. Yani, biz, şimdi
MUSTAFA KALAYCI (Konya)
Konyada da öyle.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Manisa
da öyle, Manisa da.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Allaha
şükür daha yağış devam edecek.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Öyle,
tamam, elbette ki Cenab-ı Allahın vereceği bir şey ama
bizim de Bakanlık olarak bu konuda tedbirler almamız lazım
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Varlı.
Sayın milletvekilleri,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşmalar
tamamlanmıştır.
Sayın Özelin söz talebi
var.
Buyurunuz Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul
Başakşehir Osmangazi İlköğretim Okulunda Öğretmen
Aydın Erekmenin öğrencilerine yönelik tutumuyla ilgili herhangi bir
işlem yapılıp yapılmadığı ve Adalet ve
Kalkınma Partisinin Meclis Başkanlığına sunduğu
Anayasa değişikliği teklifinde herhangi bir değişiklik
yapılıp yapılmadığı konularında bilgi almak
istediğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, önemli gördüğüm iki hususta hem Hükûmetin
dikkatini çekmek istiyorum hem de bir açıklama talep ediyorum, aynı
zamanda Meclis Başkanlığından da.
Birincisi: Bugün sosyal
medyada bolca yer aldı, İstanbul Başakşehirde Osmangazi İlköğretim
Okulunda devlet memuru bir öğretmen, adı Aydın Erekmen;
öğrencilerine bir idam ipi dağıtıp, arabasına idam ipi
asıp, 10-12 yaşında olduğu anlaşılan bir
öğrencisinin eline silah verip öğrencisini eğittiğini vatan
hainlerine karşı
8 yaşındaki öğrencilerin elinde
küçük idam ipleriyle fotoğrafları paylaştı. Bu konuda
Hükûmetin aldığı bir tedbir, açılmış bir
soruşturma
Aynı zamanda, bu öğretmenin mensubu olduğu bir
vakıf ile Başakşehir Millî Eğitim Müdürlüğünün ortak
yaptıkları bir sempozyum da söz konusu. Bu sempozyumun iptal
edilmesi, bu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Açıyorum
Sayın Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu
konuyla ilgili, Hükûmetin hızlı bir şekilde Meclisi
bilgilendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
İkinci bir husus da, hem Adalet ve
Kalkınma Partisine soruyoruz hem de Meclis
Başkanlığına, yönetimine: Sayın Başkan,
bilindiği gibi, 316 milletvekilinin imzasıyla, cumartesi günü
yapılan bir basın toplantısının hemen öncesinde,
Adalet ve Kalkınma Partisinin Anayasa değişikliğinin
yapılması hakkında kanun teklifi Meclis
Başkanlığına verildi ve eş zamanlı olarak
kamuoyuyla da teklif paylaşıldı. Biz bu teklifin belli bir süre
İnternet sitesinde yer almamasından sonra, dün, Meclis
Başkanlığına başvurduk ve bu teklifin hâlâ neden
dağıtımının yapılmadığını
sorduk. Sorumuzla birlikte, internet sitesine konulduğunu, (2/1504) esas
numarasını aldığını öğrendik. Meclis
Başkanlığından da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özel, açıyorum, lütfen
tamamlayınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hem internetten hem de bize
iletilen nüshadan baktığımızda, iki teklif arasında
esaslı bir değişiklik olduğunu gördük, önemli bir
değişiklik olduğunu gördük. O değişiklik şu:
Teklifin 19uncu maddesinin (e) fıkrasında, cumartesi günü,
Anayasanın 67nci maddesinin kaldırılması vardı ama
Meclis Başkanlığının
dağıttığında 67nci maddenin
kaldırılmasıyla ilgili kısım tekliften
çıkarılmış. 67 manidar bir madde tabii, seçme, seçilme
hakkını düzenliyor ve dün, o çıkarılma meselesi
olduğunda
Tabii, bir sürü mahzur vardı; tutukluların,
hükümlülerin oy kullanması, askerî öğrencilerin oy kullanması...
Ama, onun çıkarılması, göze göstermeden son maddenin de
çıkması demekti. Şimdi, teklifin mevcut hâlinde ise
Değişiklikten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde
uygulanmaz. hükmünün tek başına
kaldırıldığı görülüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son olarak Sayın
Başkan
Yani, zımnen her ne kadar, teklifin bir yerinde
bir sonraki seçim tarihiyle ilgili bir şey konulmakla beraber, belki bu
fark ettirilmeden toplu çıkarma denenmiş, şimdiki hâliyle de bir
yıl içinde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimiyle ilgili
bir irade beyanı manasına da geliyor.
Buradaki teknik mesele,
Meclis Başkanlığı kendisine verilen şeyi iki gün
tutup, teklifte yeni bir çalışmaya imkân tanıyıp daha sonra
onu değiştirdi mi? Kanun teklifleri üzerinde değişiklik yapılmasının
usulü belli; çekme dilekçesi var mı, çekilip geri mi verilmiş,
imzası olan 316 kişinin veya bu konuda ortak basın
toplantısı yapılan partinin bu değişiklikten, bu
manipülasyondan haberi var mı? Meclis bu konuda şeffaf
davranmayacaksa, bu tip şeylerle karşılaşacaksak, bu, ne
manaya geliyor? Özellikle Meclis Başkanlığından bu konuda
bir açıklama bekliyoruz.
Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Özel.
Sayın Bakan
sanırım bir açıklama yapacak.
Buyurunuz Sayın
Müezzinoğlu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım, Meclisimizin değerli üyeleri; Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkan Vekilimizin ifade ettiği, yanılmıyorsam
İstanbul Başakşehirdeki bir okuldaki bir öğretmenin 10-12
yaşlarındaki çocuklara yaptığı uygulama eğer,
şayet doğruysa -biz bunu şu anda duyuyoruz- bunu tasvip etmek
mümkün değil, kesinlikle kınıyoruz ve bu anlamda gerekli
incelemeleri başlatan Millî Eğitim Bakanımızdan ve
yetkililerden de gerekli bilgiler alındıktan sonra Meclisimizi tekrar
bilgilendiririz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Bakan.
Sayın Özel, diğer
konuyla ilgili takdir edersiniz ki bu konuda bizim bir açıklama
yapmamız doğru değil. Sayın Meclis Başkanından
zaten talep ettiniz; umarım, en kısa zamanda konuyla ilgili
açıklama yaparlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, bir ara da verilecek tabii şimdi. Bu
sırada, bu teklifin nasıl değiştiğini ve Meclis
Başkan Vekili olarak, bize, bu konuda bir geri çekme dilekçesi var
mı, geri çekildikten sonra yeni hâli verilmiş mi yoksa o hâlinde bu
değişikliği
Çünkü fotokopiler
karşılaştırıldığında imza föyleri
aynı föy. Yani o zaman, bu nasıl oldu? Milletvekillerinin iradesi
dışında bu iş nasıl yapıldı? Kamuoyuna
Yani
böyle bir değişiklik elbette komisyon aşamasında
yapılabilir ama bu durum, şüphe yaratan ve Meclisin geleneklerine
yakışmayan bir meseledir, onu ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Özel.
Sayın milletvekilleri,
birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 13.47
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 14.55
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre
KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 39uncu
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, bir söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Bakan, sizden önce
Sayın Gök bir talepte bulundu ama
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Kapanıştan önce Sayın Özgür
Özelin konuşmayla ilgili
BAŞKAN Tamam, peki, buyurun, o zaman önce
size söz verelim.
Buyurun.
4.- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun, İstanbul Başakşehir Osmangazi
İlköğretim Okulunda Öğretmen Aydın Erekmenin
açığa alındığına ve hakkında soruşturma
başlatıldığına ilişkin açıklaması
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Sayın CHP Grup Başkan Vekili Özgür
Özelin az önce Başakşehir TOKİ Osmangazi İlköğretim
Okulunda Öğretmen Aydın Erekmenin bir uygulamasıyla ilgili
sorusu olmuştu. Gerçekten, kabul edilebilir görmediğimizi,
yadırgadığımızı, bu anlamda da işlem olarak
öğretmenin açığa alındığı ve soruşturma
başlatıldığı bilgisini yüce Meclise sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
Sayın Gök, sisteme girmişsiniz, buyurun.
5.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, İstanbuldaki
patlamayı gerçekleştiren canlı bombaya ait olduğu iddia
edilen bir fotoğrafın sosyal medyada
paylaşıldığına ve bu fotoğrafın nasıl
çekildiği, bir istihbarat zafiyeti olup olmadığı
konularında bilgi almak istediğine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakanlar, şu dosyanın içinde
bir fotoğraf var. Bu fotoğrafı kamuoyuyla
paylaşmıyorum, konuşmam bittikten sonra sizlere takdim
edeceğim. Sosyal medyadan edindiğimiz bu fotoğrafta İstanbuldaki
patlamayı gerçekleştiren canlı bombanın bir otobüs içinde
çekildiği iddia edilen bir fotoğraf var. Birazdan size
sunacağım bu fotoğraftaki kişi canlı bomba
mıdır? Otobüste bu fotoğraf nasıl çekilmiştir?
Anlaşılıyor ki bir takip altındadır. Eğer
otobüste böyle bir fotoğraf çekilip o kişinin şüpheli bir
kişi olduğu saptanmış ise bu bombanın
patlatılmasına giden süreçte neler olmuştur da o bombanın
patlatılması önlenememiştir? Önemli bir konu, önemli bir soru.
Bu fotoğrafı sadece sizlerle paylaşmak üzere
hazırladım, sizlere takdim edeceğim. Lütfen, bu sorduğum
sorular çerçevesinde bu konuya açıklık getirirseniz kamuoyu
açısından da yararlı olacaktır. Bir istihbarat zafiyeti
var mıdır? Eğer otobüste bu kişinin kimliği
belirlendiyse niçin bir işlem tesis edilmemiştir? soruları ne
yazık ki açıkta kalıyor, bunlar mutlaka giderilmelidir
Sayın Bakanlar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Gök.
Buyurun Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, tabii ki, bu
fotoğrafla ilgili gerekli incelemelerin yapılması, sorulan
soruların cevabının da bulunabilmesi adına bir sürece
ihtiyaç var.
LEVENT GÖK (Ankara) Şüphesiz.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Bakanlığımızla, ilgili
kurumlarımızla gerekli değerlendirmeler ve incelemeler
yapılarak Meclisimizi bilgilendiririz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet Genel
Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
konuşma sırası Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna gelmiştir.
İlk konuşmacı Tekirdağ
Milletvekili Sayın Faik Öztraktır.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Öztrak, süreniz on altı dakika.
CHP GRUBU ADINA FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ekonomi
Bakanlığı bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu ve
bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızı
selamlıyorum.
Sözcükleri seçmenin,
konuşmanın çok zor olduğu günlerden geçiyoruz. Hafta sonunda
bölücü hainler Beşiktaşın göbeğinde eş zamanlı
iki bomba patlattı. İstanbulda yaşanan bu kahpe saldırı
yüreklerimize ateş düşürdü. 36sı polis, çoğu da
hayatlarının baharında, 44 vatandaşımız
şehit düştü. Şehitlerimize Allahtan rahmet; ailelerine,
milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
Cumhuriyet Halk Partisi insana değer veren siyaset
anlayışıyla terör karşında amasız, fakatsız
kararlı bir duruş sergilemektedir. Bu ve buna benzer konularda hep
ülke çıkarını, partimizin çıkarının önüne koyduk.
Cumhuriyet Halk Partisi, terör ve terör örgütleriyle mücadelede Hükûmete her
zaman açık çek verdi. Hükûmet, bu meseleyi tek başına
götüremeyeceğini artık görmelidir. Ortak aklın
bulunacağı yer de bu Gazi Meclistir. Bugün ortak akla her zamankinden
çok ihtiyacımız var. Türkiyeyi başarısız devletler bataklığına
sürüklemek isteyen terör karşısında ülkenin yeni yönetim
zafiyetlerine artık tahammülü kalmamıştır.
Değerli milletvekilleri,
geçen yıl bu kürsüden grubum adına bütçe kapanış
konuşmasını yaptım. Konuşmamda toplumsal
yaşamımızda, kurumsal yapımızda,
komşularımızla ilişkilerimizde ve ekonomimizde biriken
kırılganlıklara dikkat çektim. Ülkenin ve ekonominin
dayanıklılığını artıracak önlemleri
Hükûmetin hızla alması gerektiğini ifade ettim. Aradan geçen bir
yılda yaşadıklarımız, maalesef, haklı
olduğumu gösterdi, bundan da hiç mutlu değilim. İktidar son bir
yılda bırakın gereken tedbirleri almayı siyasi
belirsizliği daha da artırdı. Hukukun üstünlüğünü bir
kenara itti. İçeride ve dışarıda ters esmeye başlayan
rüzgârlara karşı ülkemizi savunmasız bıraktı. On dört
yıllık AKP iktidarının sonunda Türkiye, tarihinin en ciddi
yönetim kriziyle karşı karşıya kaldı.
Değerli milletvekilleri, dini siyasette
kullanma geleneğinden gelen kadroların kurduğu koalisyon on dört
yıldır ülkeyi yönetiyor. İktidarın Aynı menzile
yürüyoruz, alnı secde görenden zarar gelmez. diyerek devleti teslim
ettiği ortaklarından biri, bu ülkede askerî darbeye teşebbüs
etme cesaretini gösterdi. 246 vatandaşımız canını
yitirdi, şehit oldu; yüzlerce insanımız sakat kaldı.
İktidarın hatalarının bedelini millet canıyla,
kanıyla ödedi; Gazi Meclisimiz bombalandı; iktidarsa Biz
kandırıldık." dedi. İktidar sadece koalisyon
ortakları tarafından aldatılmadı. Osloda eli silahlı
bölücü teröristlerle müzakere masasına oturdu. Haburda teröristleri
törenle karşıladı. Teröristler için özel çadır mahkemeleri
kurdu. Bölücü teröristlerin taleplerine göre şehirlerimize, ilçelerimize
vali ve kaymakam atadı. Şimdi, o bölücü katiller yüzlerce
çocuğu, genci, anayı, babayı, yavukluyu birbirinden
ayırdı. Yüzlerce şehit verdik, hâlâ da şehit vermeye devam
ediyoruz. İktidarın hatalarının bedelini yine millet
canıyla, kanıyla ödüyor; iktidarsa yine
Kandırıldık." diyor.
Değerli milletvekilleri, iktidar bununla da
kalmadı; Şamda Emevi Camisinde namaz kılma hevesiyle ülkemizi
Suriye bataklığına sürükledi, sınırlarımız
Peşavere döndü. Bedelini, Hatayda, Gaziantepte, Ankarada,
İstanbulda patlayan bombalarla yaşamını yitiren yüzlerce
insanımızla ödedik. Askerlerimiz Suriye topraklarına girmek
zorunda kaldı. Anlaşılan yine birileri bu iktidarı
kandırdı. Yetmedi, bu iktidar Cumhurbaşkanı halk
tarafından seçildi, bu fiilî durumdur. diyerek 2014ten beri
Anayasayı rafa kaldırdı. Ağzından millet iradesini
düşürmeyenler geçen yıl milletin seçimini beğenmediler, ülkeyi
tekrar seçime götürdüler. İki seçim arasında terör hortladı,
yüzlerce insanımız terör saldırılarında
hayatını yitirdi. Ardından seçim kazanan Başbakan,
sarayın tercihleriyle görevinden uzaklaştırıldı. On
dört yıl istikrar türküleriyle Türkiyeyi tek başına yöneten
bu iktidar, şimdi ülkeyi ancak OHALle yönetebiliyor. Şimdi de iki
yıldır devam eden fiilî başkanlık sistemini anayasal hâle
getirmek için iktidar, ülkeyi yeni bir belirsizliğe, referanduma
sürüklüyor. Kolay aldanan bir iktidarın elinde ülkenin nasıl
hızla kaosa sürüklendiğinin hikâyesi budur arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri, Hükûmetin bazı
üyeleri bu durumu Birinci Dünya Savaşından bu yana
karşılaşılan en sıkıntılı dönem olarak
tarif ediyor. Bu, Lozan Anlaşmasını beğenmeyen
kadroların güzel ülkemizi bugün yeniden Sevr koşullarına
getirdiklerinin bir itirafıdır. Ama, yine on dört yıllık
iktidarın bakanları Memleket büyük sıkıntıda,
milletten dua bekliyoruz. diyerek çözüm sorumluluğunu da yine millete
yıkıyorlar.
Değerli milletvekilleri, ekonomi iflas etti.
Bunu ben söylemiyorum, Cumhurbaşkanı Tulumbada su bitti. diyerek
tüm dünyaya ilan etti. Peki, tulumbada su neden bitti değerli
arkadaşlar? Yıllarca bu kürsüden Taşıma suyla
değirmen dönmez. diye iktidarı uyardım. İktidar bu
uyarılara kulak tıkadı; el atına binip çalım
sattı. Biz üretelim dedikçe, iktidar tüketelim dedi. Biz tarım,
sanayi dedik, iktidar AVM dedi. Biz İhracatı
artıralım. dedik, iktidar Cari açık finanse edildikçe sorun
değil. dedi. Biz Milletin kazancını, gelirini büyütelim.
dedik, iktidar Borcunu büyütelim. dedi. Oysa, AKP iktidara geldiğinde
içeriye ve dışarıya güven veren, benim de Hazine
Müsteşarı olarak katkıda bulunduğum bir ekonomik program ve
yılda yüzde 6,2 büyüyen bir ekonomi devraldı. İktidar ne
yaptı? Küresel piyasalara sel olup akan dolarları kalıcı
sandı. Borç olarak gelen dolarları har vurup harman savurdu. Ne
ekonominin döviz ihtiyacını azaltacak ne de sermaye
akışını düzenli kılacak tahkimatı yaptı.
Ülkeye hazmedebileceğinin üzerinde dolar girmesine göz yumdu. Türk
lirası aşırı değerlendi, ihracatçı
cezalandırıldı, ithalatçı sevindirildi, cari açık
rekorlar kırdı.
2002de ülkenin her 100 liralık geliri
karşılığında devletin, reel sektörün ve ailelerin
toplam borcu 97 liraydı. Bugün ülkenin her 100 liralık geliri
karşısında toplam borç 118 liraya çıktı. Ekonomiden
sorumlu Başbakan Yardımcısının övündüğü gibi,
devletin borcu ülkenin gelirine oranla 39 puan düştü ama
vatandaşın ve şirketlerin borcu aynı dönemde 60 puan
arttı. Borcu devletin sırtından aldınız, milletin
sırtına bıraktınız. Borç yetmedi, tulumbaya su
taşımak için 60 milyar dolarlık da devlet malını
sattınız. Biz uyardık; siz, Alınan borçlar, satılan
mallar, yatırımları ve geliri artırdığı
müddetçe sıkıntı yaratmaz. dediniz ama sonunda Tulumbada su
bitti. deme noktasına geldiniz.
Dün bu yılın üçüncü üç ayına
ilişkin millî gelir rakamları açıklandı. Ekonomi, piyasa
beklentilerinin çok ötesinde, yüzde 1,8 daraldı. Bu, yirmi yedi aydan
sonra ekonomide gözüken ilk daralma. Öncü göstergelerden yılın son üç
ayında da işlerin parlak olmadığını görüyoruz.
Şimdi, tulumbada su bitince iktidar müflis
tüccar gibi eski defterleri karıştırmaya başladı.
TÜİK bir kalem oynattı, Türkiye bir gecede yüzde 20 daha zengin oldu;
tasarruf sorunumuz falan hiç kalmadı, meğer bugüne kadar
yanlış rakamlar üzerinden yanlış politikalar üretip
boş yere milleti bunaltmışsınız. Yoksa burada da
mı kandırıldınız? Bu revizyona ilişkin çok ciddi
teknik çekince ve kuşkularım var ancak burada bunlara girme
zamanım yok. Ben, bu yeni rakamların içeride ve
dışarıda kolay kabul göreceğini sanmıyorum. Ancak, bir
konu önemli, hatırlayın Tulumbada su bitti. diyerek iflası
itiraf eden Sayın Cumhurbaşkanı birkaç gün sonra muhtarlar
toplantısında çıktı -TÜİK verileri açıklandığında-
Ekonominin gayet iyi olduğu görülecek. deyiverdi. Anlaşılan,
bu rakamları millet görmeden saray gördü. Şimdi ben soruyorum: Saray
bu rakamlara müdahale etti mi?
Sayın milletvekilleri, sarayın bu
açıklaması, rakamların toplanması, işlenmesi ve
yayımlanması konusunda TÜİKin
bağımsızlığına büyük bir gölge
düşürmüştür. Ben burada bir hatırlatma yapayım:
Komşumuz Yunanistan istatistiklerini Avrupa Birliği
standartlarına uydururken verilerle oynayan istatistik kurumu yöneticileri
bugün hapis cezasıyla yargılanıyorlar. Brezilyada ise önceki
Cumhurbaşkanı Rousseff bütçe açığını gizlemek
maksadıyla bütçe istatistiklerine müdahale ettiği için azledildi.
Allah etmesin, sizin de başınıza bir şey gelmesin diye
uyarıyorum.
Değerli milletvekilleri,
yine bu revizyonla şu anda önümüzdeki 2017 bütçe
tasarısının dayandığı Millî Bütçe Tahmin Raporu
ve Orta Vadeli Program geçerliliğini yitirmiştir. Yapılan,
Meclisin bütçe hakkına ciddi bir saygısızlıktır.
Diğer taraftan, bu revizyonla ülkedeki 17 milyon vatandaşımız
yoksulluktan kurtulmuş mudur? Bu ülkede bir kap et, balık veya tavuk
yemeğini iki günde bir sofrasına koyamayan 27 milyon
vatandaşımız bir gecede her gün sofrasına et yemeği
koyabilir hâle mi gelmiştir? Mesele buradadır.
İşsizlik almış
başını gidiyor. Umudunu yitirip iş aramaktan vazgeçmiş
ancak İş bulsam çalışırım. diyenlerle beraber
işsiz sayısı 6 milyonu aşmış. Ülkemizin umudu her
5 gencimizden 1i işsiz. Millet evladına iş bulmak için
bakanların kapılarında azar işitiyor. Aslında,
Hükûmetin tavrı da bakanlarından farklı değil. Yiyip içip
hesaptan kaçmaya çalışanlara benziyorlar. Bir türlü sorumluluk
almıyorlar, hatalarını görmüyorlar. Dolar almış
başını giderken ilkin Dolardan bize ne? Dolsa ne olur, dolmasa
ne olur? dediler. Baktılar dolar durmuyor, sorumluluğu, yeni seçilen
ABD Başkanı Trumpa attılar. Bu da tutmayınca doların
artışını Ülkede ekonomik darbe yapıyorlar. diyerek
FETÖ ve dış mihraklara bağladılar. Cumhurbaşkanı
da fırsatı kaçırmadı, topa girdi, Ekonomiye bir tuzak
kuruldu. Bu tuzaktan çıkmak için vatandaş dövizini satsın,
altın ve Türk lirası alsın. dedi.
Değerli milletvekilleri, aslında ekonomiye
tuzak kurulduğu doğrudur. Peki, bu tuzağı kim kurdu?
Bakın, elimde 16 Haziran 2009da Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar
Kurulu kararı var. Bu kararnameyle, döviz geliri olmayan şirketlere
de dövizle borçlanma imkânı getiriliyor. Bu kararnameden sonra Türkiye'de
şirketlerin döviz borcu hızla arttı. 2009da 67 milyar dolar
olan Türk şirketlerinin net döviz borcu, bugün 213 milyar dolara
çıktı. Benzer ekonomiler liginde artış hızı
olarak Çinden sonra dünyada 2nci olduk ve bunun sayesinde de dünyadaki en
kırılgan ekonomiler arasına girdik, sıcak
paracıların insafına kaldık. Peki, bu kararnamenin
altında kimlerin imzası var? Dönemin Başbakanı Recep Tayyip
Erdoğan, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,
dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek. Bu borçlar nedeniyle
Başbakanın Dolardan bize ne? Dolsa ne olur, dolmasa ne olur?
dediği ekim ortasından bugüne kadar şirketlerin kur farkı
zararı 80 milyar Türk lirası oldu. Arkadaşlar, bu parayla 10
tane Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılır. Peki, şirketler bu
zararı nasıl çıkaracak? Şirketler ya zam yapacak, ya
işçi çıkaracak ya da ya da fabrikalarını kapatacaklar. Bu,
pahalılık, işsizlik ve yoksulluk demek ama iktidar her zaman
yaptığı gibi algı yöneterek sorumluluğu üzerinden
atmaya çalışıyor. Kapılarını sıcak paraya
sonuna kadar açıp ekonomiyi hasta edenler şimdi tulumbada su bitince
vatandaşın yastıkaltındaki kefen parasına göz diktiler.
İktidarı uyarıyorum: Millet ülkeye destek olsun diye sizi
dinleyip dolar, avro bozdurdu ama siz ekonomiyi güçlendirecek ne
yaptınız? Saraydakiler de dâhil, sadece konuşup
ortalığı karıştırıyorsunuz, bir de
rakamlarla oynuyorsunuz. Dolar da, faiz de alıp başını
gidiyor. Milletin parası pul oluyor.
Değerli milletvekilleri, son olarak bu
sıkıntılı günlerden kurtulmak için yapılacaklarla
ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşayım:
İlk olarak, Sayın Bakan -sizin de
şikâyetçi olduğunuzu gördüğüm- OHALi bir an önce
kaldırın. Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortak akılla,
mutabakatla yasaları çıkaralım, karşı
karşıya kaldığımız vahim sorunları
geniş bir uzlaşmayla hukuk çerçevesinde aşalım.
Başkanlığın refah ve istikrar getirmekte parlamenter
sistemin yanına bile yaklaşamadığı dünyadaki
örneklerinden görülmüştür. 2014 yılından bu yana yaşanan
fiilî başkanlığın ülkeyi ne hâle getirdiği de
ortadadır.
2nci adım olarak, rejim
tartışması ve referandum projesi derhâl rafa
kaldırılmalıdır.
3üncü adım: Avrupa Birliği
çıpasını sağlamlaştırmaktır. Bu, Türkiye'nin
uygar ve medeni bir mahallede adres sahibi olmasına ve ülkeye duyulan
güvenin artmasına hizmet edecektir. Tıpkı 2004-2007
arasında görüldüğü gibi, Türkiye'nin risk primini düşürecektir.
Avrupa Birliği tarafının Türkiye'ye karşı elbette
hataları vardır ancak sorunlar müzakereler kesilerek değil,
konuşarak çözülmelidir.
4üncü adım olarak,
mevcut iktidara artık güven kalmamıştır. Güveni
sağlamak için yeni ve tüm ulusun içine sinecek bir uzlaşmaya ihtiyaç
vardır. Kısa dönemde bunlar yapılırsa ekonominin ateşi
düşer. Orta vadede yüksek büyüme hızlarına erişebilmek
içinse ülkemizin önüne yeni bir büyüme ve paylaşım modeli
koymalıyız. Önce hukuk devletini ayağa kaldırmalı ve
hukukun üstünlüğünü sağlamalıyız. İkinci olarak,
ülkenin dünyada yarışma gücünü arttıracak adımları
atmalıyız.
Üçüncü olarak, herkesi
kucaklayan, kimseyi dışlamayan bir büyüme süreciyle gelir
dağılımını düzeltmeliyiz.
Son olarak, bunları
yaparken ekonomik ve sosyal istikrarı bozmamalıyız.
Torunlarımızın bizlere emaneti olan çevreyi
korumalıyız.
Değerli milletvekilleri,
eğer bunları bu Mecliste başarabilirsek ülkeyi içine
düşürüldüğü Sevr koşullarından hızla
çıkarır, milletin de duasını alırız.
Bu düşüncelerle, Genel
Kurulu bir kez daha selamlıyor, Ekonomi Bakanlığı
bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Öztrak.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Söz
talebim yok efendim.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin
Buldanın, Meclis Başkanlığına sunulan Anayasa
değişiklik teklifiyle ilgili yapılan işlemlere ve sürece ve
bu aşamada teklifte herhangi bir değişiklik
olmadığına dair Başkanlık tarafından iletilen
bilgiye ilişkin konuşması
BAŞKAN Hayır, ben
bir açıklama yapacağım.
Sizin bir önceki oturumda
Meclis Başkanlığına ilişkin yapmış
olduğunuz bir açıklama vardı, daha doğrusu bir talebiniz
vardı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Doğru efendim.
BAŞKAN Yapılan
Anayasa değişikliği teklifinde bir maddede yapılan
değişiklikle ilgili bir açıklama talep ettiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Doğru.
BAŞKAN Bununla ilgili
Sayın Meclis Başkanının bana yazılı olarak
göndermiş olduğu yazıyı paylaşmak istiyorum sizinle.
Meclis
Başkanlığından alınan bilgiyi paylaşıyorum
sayın milletvekilleri:
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi, 10 Aralık 2016 Cumartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Sayın İsmail Kahramana sunulmuştur. Söz
konusu teklif, aynı tarihte gereği için Genel Sekreterliğe
havale edilmiş ve Genel Evrakta kayıt altına alınarak bir
evrak numarası verilmiştir.
Teklif, her kanun tasarı
ve teklifi için gerçekleştirilen rutin inceleme aşamasından
geçtikten sonra 12 Aralık Pazartesi günü Sayın Meclis
Başkanının imzasıyla Anayasa Komisyonuna havale
edilmiştir. Yine her kanun tasarı ve teklifi gibi havale
işleminden sonra teklif tbmm.gov.tr İnternet sitesinden
erişime açılmıştır.
Her aşaması
kayıt altında olan bu işlemler sırasında teklifte
herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Zaten
Başkanlığımızın bu yönde bir yetkisi de
bulunmamaktadır.
Açıklama bu şekilde Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN - Yeniden bir açıklama yapma
gereği duyuyorsunuz sanırım.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Özel, Adalet ve
Kalkınma Partisinin 316 milletvekiliyle vermiş olduğu Anayasa
değişiklik teklifi ile kamuoyuyla paylaşılan teklif
arasında bir fark olduğuna ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
çok teşekkür ederim.
Tam da bunu ifade etmek istiyoruz. Zaten Meclis
Başkanlığının teklif üzerinde bir değişiklik
yapmasını öngörmüyoruz. O gün yapılan basın
açıklamasının ardından kamuoyuyla ve bizlerle
paylaşılan metinde madde 67nin çıkarılması
öngörülüyordu.
Meclis Başkanlığına
sorduğumuz soru şu: 67nci maddenin çıkarılmasından
vazgeçilmiş. Bu sırada teklifin geri çekilmesi oldu mu, olmadı
mı? Olmadığı anlaşılıyor. O zaman, Adalet ve
Kalkınma Partisinin 316 milletvekiliyle vermiş olduğu teklif ile
kamuoyuyla paylaşılan teklif arasında bir fark olduğu
anlaşılıyor. Açıklamayı yaptıkları metin ile
verilecek metin arasındaki farklılığa da hâkim
olmadıkları anlaşılıyor. Zaten görmedikleri bir metne
316 imza toplamaları eleştirilen bir grubun, altına imza
attıklarını sandıkları metin ile verilen metin
arasında fark var. Adalet ve Kalkınma Partisinin bunu
açıklaması lazım.
Ayrıca da, bu metni, Sayın Mehmet
Parsakla birlikte açıklamışlardı. Bu konuda, bu
değişiklikten Sayın Mehmet Parsakın ve
dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisinin haberdar olup olmadığı
da tüm kamuoyu gibi bizi de meraklandırır. Bu, MHP
açısından bir eleştiri konusu olamaz. Ama AKP Biz bu metni
verdik. diye kamuoyuyla paylaşıyor, verdiği sırada ama
içeriden başka bir metin çıkıyor. Bunu kamuoyunun dikkatine
sunuyoruz.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederiz Sayın
Özel.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik Kurumlarına
ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 434)
(Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
söz sırası Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara
Milletvekili Sayın Bülent Kuşoğlunda.
Süreniz on dört dakika Sayın Kuşoğlu.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
bütçesi üzerindeki görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Bu
vesileyle, sizleri ve televizyon başında bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, özellikle
sunumlarını yapan bakanlar, özellikle de ekonomiyle ilgili bakanlar
küresel bir krizden bahsettiler ve bunlarla ilgili rakamlar verdiler, hepiniz
biliyorsunuz. Küresel kriz dendi, bazı rakamlar verildi dünya
ekonomisiyle ilgili olarak ama bu rakamların, küresel krizin, kendi
bütçelerine yansıdığını ben görmedim yani geçen
yılki, ondan önceki yılki, ondan önceki yılki bütçelere benzer
bütçeler, benzer rakamlar konulmuş, orta vadeli programdaki
anlayışla aşağı yukarı aynı
anlayış devam ettirilmiş bir vaziyetteydi yani küresel krizin
bütçeye ve OVPye yansıması söz konusu değildi; garip bir durum
bu.
Bir garip durum da şöyle oldu değerli
arkadaşlarım, çok enteresandır: Geçen hafta perşembe günü
-bunu sizinle paylaşmak istiyorum- bütçe görüşmelerini takip ediyoruz
Genel Kurulda, akşamüstüydü, saat dört sıraları sanıyorum,
arkadaşlar dediler ki: Sayın Başbakan Ekonomi Koordinasyon
Kurulu kararlarını açıklıyor. Çok da önemliydi, biz de
geçtik şuradaki odadan izlemeye başladık; Sayın
Başbakan, yanında bütün, ekonomiden sorumlu bakanlar,
açıklamalar yapılıyor. Ekonomiyle ilgili tedbirler
açıklanıyor ama -bir ara dikkat ettik, hani biz de kendi
aramızda konuşuyoruz- televizyon ekranında bir taraftan da döviz
yükseliyor, anbean yükseliyor. Başbakan açıklama yapıyor
ekonomiyle ilgili, döviz yükseliyor. Hâlbuki o gün dolar 3,34e kadar, galiba,
düşmüştü. Bakın, o gün sabahleyin o rakama kadar düşüyor
ama Başbakan, bakanlarıyla beraber ekonomik önlemleri açıklarken
anında tepki veriyor piyasa ve yükseliyor. Bu neyin sonucudur değerli
arkadaşlarım? Bu, çok önemli bir hadise değil mi? Başbakan
açıklama yaparken nasıl piyasalar tepki verir? Çok enteresan bu, bir
anormallik var burada. Hiç unutmayacağım bu hadiseyi. Şöyle bir
şey: Şimdi, piyasada sorun nedir, biraz önce Sayın Öztrak
açıkladı. Piyasada bir talep daralması var, sorun var,
sıkıntı var; herkes borçlu, firmalar borçlu, hane halkı
borçlu, şahıslar borçlu. Bu borçluluğu gideren, işçiyle,
köylüyle, memurla ilgili, esnafla ilgili bir önlem var mıydı? Yoktu
aşağı yukarı. Yani bunların borçluluğunu gideren,
bunlarda bir talep artışı yaratan bir açıklama söz konusu
oldu mu? Yok. İş dünyasıyla ilgili açıklamalar vardı,
teşvikler vardı. Peki, onunla ilgili olarak yapılması
gereken neydi? Orayla ilgili olarak da güven verilmesi gerekiyordu, güven
duyması gerekir. Güven duyulması için ne yapılması
lazım? Yapısal önlemlerin alınması lazım, yapısal
önlemler. Yapısal önlemlerin başında da hukuk reformu geliyor.
Hukuki güvencesi olması lazım. Adalet mülkün temelidir.
Yatırım yapanın, yatırım yapan iş
adamının malına öyle keyfî olarak el konulamaması
lazım, yok olmaması lazım malı, mülkü, serveti. Onun için
de sağlam bir demokratik anlayış gerekiyor, hukuk reformu
gerekiyor ve diğer yapısal reformlar gerekiyor; vergi reformu, sosyal
güvenlik reformu. İşte, sosyal güvenlik reformu bugünkü konumuz,
özellikle sosyal güvenlik reformu üzerinde duracağım. Sosyal güvenlik
reformu Türkiyede yapılmıştır. deniyor.
Değerli arkadaşlarım, sosyal güvenlik
reformunun yapıldığı bir şehir efsanesidir, kesinlikle
böyle bir şey söz konusu değildir. Sosyal güvenlik reformu
yapıldı. dendi bundan on yıl önce, o zaman sadece şu
yapıldı: SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ-KUR
lağvedildi ama bugün hepsinin ayrı ayrı mevzuatları var,
bir mevzuat birliği yoktur. Bugün bunların ortak bir kurumsal
birliği yoktur, ortak bir bütünlüğü yoktur. Sosyal güvenlik
açıkları azalmamıştır, tam tersine
artmıştır. Sosyal güvenlikte norm ve standart birliği
sağlanamamıştır, sosyal güvenlikte sorunlar
artmıştır.
Bakın, bu sene Sayıştay
raporları daha düzgündü, daha düzenliydi; aralarında da çok iyi
raporlar vardı, bir tanesi de Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilgili rapor.
Burada 82 bulgu var; bunlardan 18i kurum görüşünü etkileyen,
diğerleri de etkilemeyen bulgular. Çok önemli bunlar. Yani burada da çok
iyi bir şekilde özetleniyor. Konuya ilgisi olanların özellikle bu
raporu okumalarını tavsiye ediyorum, arşive kaldırmalarını
tavsiye ediyorum. Çok güzel bir rapor, tekrar tekrar ifade ediyorum. Ve sonuç
olarak, sosyal güvenlik reformu yok.
Sayın Bakanla bu konuyu konuştuk. Plan ve
Bütçe Komisyonunda kendisine bu konuyu ifade ettiğim zaman faz 2nin hemen
başlatılacağını, sosyal güvenlikte 2nci fazın,
hemen sosyal güvenlik reformunun ikinci ayağının devreye
sokulacağını söyledi ama Sayın Bakanım, birinci
ayağı yok ki ikinci ayağı olsun. İlk ayağı
yapılmamıştır, sadece kurumlar lağvedilmiştir,
maalesef mevcut kurumlar yok edilmiştir, reformla ilgili katiyen adım
atılmamıştır. Keşke o adımlar
atılmasaydı, bugün çok daha kolay bir reform yapılabilirdi, bunu
özellikle söyleyeyim.
Şimdi, o tarihlerde, geçmişte, reformdan
önce -sözde reform- yüzde 1 olan açıklar bugün yüzde 4-5lere
çıkmış vaziyette, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde
4üne, 5ine çıkmış vaziyette. Kendimizi kandırmamamız
lazım, bizim bunlarla ilgili bu önlemleri almamız lazım. Yoksa
kısa bir süre sonra, mesela on yıl sonra emekli
aylıklarını ödeyemeyecek duruma geleceğiz, gerçekten.
Devletin merkezî yönetim bütçesi ne kadar? 2017 için 645 milyar lira. Sosyal
Güvenlik Kurumunun bütçesi ne kadar? 304 milyar lira, yani yarı
yarıya olmuş vaziyette. Devletin personel harcamaları ne kadar?
2017 için 162 milyar lira. Sosyal Güvenlik Kurumunun emekli aylıkları
ne kadar? 206 milyar lira. Yani bu vaziyete gelmiş, bugün devletten daha
fazla aylık ödüyor Sosyal Güvenlik Kurumu ve bu gittikçe artıyor.
2011 yılında -benim Meclise başladığım yıl-
yanlış hatırlamıyorsam 73 milyar liralık devlet
personel gideri vardı, devletin personel harcamaları 73 milyar
liraydı, Sosyal Güvenlik Kurumunun emekli aylıkları da 91 milyar
liraydı, sağlık giderleri hariç. Bugün 162ye 206 milyar lira
olmuş vaziyette. Bu, gittikçe de Sosyal Güvenlik Kurumunun lehine ya da
Türkiye'nin aleyhine bir şekilde artıyor. Yani on sene sonra emekli
aylığı ödeyemeyecek duruma gelebileceğiz maalesef. Göz göre
göre bunu görmezden gelebilir miyiz?
Şimdi, raporlara bakarsanız, Sayın
Bakanın sunumuna bakarsanız 2017de 21 milyar açık var. deniyor,
21 milyar lira. Ya, 21 milyar lira açıkla kendimizi nasıl
kandırıyoruz? 116 milyar lira transfer var devlet bütçesinden Sosyal
Güvenlik Kurumuna, 116 milyar lira. Bu, gerçekleşme -geçen yıllarla
kıyaslarsam- 125 milyar lirayı yakalayacak demektir, 125 milyar lira.
Bunun altından on yıl sonra kalkamayız, kalkmamız mümkün
değil ve emekli aylığı ödeyemeyecek duruma geleceğiz.
Bu yapısal reformlar yapılmaz mı? Onun için iş adamı
Türkiye'ye güvenmiyor, Hükûmete güvenmiyor, onun için yatırım
yapmıyor. Ve son senenin istatistiklerine bakın, gerçek anlamda, Türk
iş adamları yurt dışındaki ülkelere Türkiye'den daha
fazla yatırım yapmıştır. Sebepler de bunlar;
güvensizlik, bu reformların olmaması vesaire.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı geleceğimiz değerli arkadaşlarım,
geleceğimiz; o kadar önemli, o kadar önemli bir devlet gücünü temsil
ediyor. Bugünlerde ben Japon gelecek tarihçisi, gelecekle ilgili bilim
adamı Michio Kakunun kitaplarını okuyorum. Çok da enteresan,
size de tavsiye ederim; özellikle, 2100 yılıyla ilgili bir hikâyesi
var, çok enteresan. Yani yakın zamanda robotların devreye
gireceğini, ev işlerinde kullanılacaklarını, o
robotların insan profilinde, şeklinde olacağını anlatıyor,
taksilerin, özellikle otomobillerin insansız kullanılabileceğini
-yakın zamanda, 2030larda- anlatıyor. Çok enteresan. Şimdi,
Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonundaki sunumunda diyor ki: Önümüzdeki
yıllarda Almanya mesela iş gücü kaybı yaşayacak ama bizde
öyle bir şey söz konusu olmayacak, bizde gençlik var. Sayın Bakanım,
yeni vizyonda eğer robotlar devreye girecekse -ki öyle görünüyor; insan
kılığında robotlar bunlar, duygu tepkileri de verebilen,
yüzlerinde o ifadeleri de verebilen robotlar olacak bunlar- bu istihdam
açıkları, bu açıklar onlarla kapatılacak noktalara gelecek.
Ben bu Michio Kakunun kitabını okurken
şunu söylemek istedim: Keşke bir sosyal güvenlik meselesini
tartışıyorken önümüzdeki günlerde dünya böyle şekillenecek,
işte, robotlar devreye girecek, farklı bir dünya söz konusu olacak
yirmi otuz yıl sonra, bunun hazırlıklarını
şimdiden yapalım; Çalışma Bakanlığı, Sosyal
Güvenlik Kurumu bunlarla ilgili çalışmalar yapsınlar, o
robotlarla ilgili neler yapılması gerekir, nasıl bir mevzuat
düzenlemesi olması gerekir, bunları keşke
tartışabilseydik şu Mecliste. Ama bunlardan çok
uzağız; biz daha işin temelini, temelindeki taşları
maalesef tartışma noktasındayız; yirmi yıl önce, otuz
yıl önce neyi tartışıyorsak hâlen o noktadayız maalesef,
orayı aşamadık.
Yine, 2010da Nobel Ekonomi Ödülünü almış
Peter Diamond sosyal güvenlikle ilgili ödemelerin kamu bütçelerini, kamu
harcamalarını nasıl etkilediğini anlatıyor. Mesela,
ben bunu tartışmak isterdim şu bütçede. Geleceğe yönelik
olarak kamu açıklarını nasıl
azalttığını çok güzel anlatıyor, tartışmak
isterdim.
Peki, bütün bunlardan sonra Bunları
eleştiriyorsun, güzel de ne yapılması lazım? Değerli
arkadaşlarım, yapılması gereken, hep söylüyorum, devlet
için, Maliye Bakanlığı için, Çalışma
Bakanlığı için, Sosyal Güvenlik Kurumu için, Çalışma
Genel Müdürlüğü için, Ticaret Bakanlığı için ortak bir kamu
veri havuzu oluşturmaktır. Bir iş kuracak kişi, bir
şirket önce oraya müracaat edecek, ortak bir numara alacak, orada onun
bilgileri hıfzedilecek; Maliye Bakanlığıyla ilgisi olan da
Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilgisi olan da oradan o şahısla ilgili
bilgileri alacak ve bunlar karşılaştırılabilecek. Biz,
şimdi, Maliye Bakanlığındaki vergi mükellefi
sayısı ile Sosyal Güvenlik Kurumundaki işveren sayısını,
iş yeri sayısını
karşılaştıramıyoruz bile. Numaraları farklı,
bu karşılaştırmayı yapamıyoruz. Çalışma
Genel Müdürlüğünün farklı, Ticaret Bakanlığının
farklı verileri söz konusu. Kamuda ortak bir veri tabanı yok, bunun
ortak hâle getirilmesi lazım; en basit konu bu.
Onun haricinde de özellikle bir sosyal güvenlik
bilinci yaratılması lazım.
Acele söylüyorum: Ekonomik ve Sosyal Konsey 2009
yılından beri toplanmadı, bir an önce toplanması
lazım, tarafların bir araya gelmesi lazım, sorunlarına
sahip çıkmaları, anlatmaları ve sahip olmaları lazım;
bunlar yapılmıyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu gibi bir kurumda af olmaz.
Bakın, vergide affedersiniz, devlet der ki: Ben vergi
alacağımı almıyorum. Ama Sosyal Güvenlik Kurumunun primi
vatandaşındır, işçinindir; onlarınkini devlet affedemez,
bu yanlışlıktır. Aktüeryal hesaba dayanan, gelir-gider
dengesine dayanan bir konuda af çıkmaz. Bu aflar sık sık
yapılıyor, büyük bir yanlışlıktır. 2014te af
çıktığı zaman SGKnın alacağı 32ydi; bu
afta, 2016da 68 milyar oldu ve şimdi de çok az müracaat var. Biraz önce
Sayın Bakandan geldi, 38 milyarlık müracaat yapılmış.
Bunlar yanlış işler, bunların olmaması lazım.
Birçok arkadaşım da belirtti, Sayın
Tor da belirtti
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) İş
yeri sayısı azalıyor, büyük sıkıntılar var ve
kayıt dışılıkla ilgili olarak da anlatmam gereken
konular vardı. Bütün bunları da önümüzdeki dönemde tekrar
tartışmak üzere çok teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir
dakika, bir teşekkür edecek kadar süre verseniz.
BAŞKAN Sayın Kuşoğlu,
teşekkür etmeniz için mikrofonunuzu açıyorum, teşekkür için
sadece.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım size.
Bu vesileyle, değerli arkadaşlarım,
2017 bütçesinin hayırlı uğurlu olmasını, 2015 kesin
hesabının hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Çok teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Kuşoğlu.
Şimdi söz sırası İstanbul
Milletvekili Sayın Yakup Akkayada.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz sekiz dakika.
CHP GRUBU ADINA YAKUP AKKAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları
başında bizi izleyen sayın yurttaşlarımız;
öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Devlet Personel Başkanlığı ile Mesleki Yeterlilik
Kurumu bütçeleri üzerine söz aldım.
İki kurumu inceledim. Mesleki Yeterlilik Kurumu
son dönemlerde meydana çıkmış bir kurum, önemli bir kurum;
meslek standartlarının oluşturulmasında görevli bir kurum,
iş kazalarının önlenmesine ya da azaltılmasına
katkı sağlayacak bir kurum ancak işini ağır
yapmaktadır bu kurum. Kadroları yetersiz olabilir, bu kurum bu
anlamda desteklenmelidir. Ancak Devlet Personel Başkanlığı
için aynı şeyi söyleyemeyeceğim çünkü bu
Başkanlığın yasası yok, bu kuruma bütçe ayrılmamalıdır.
Yasası olmayan bir kuruma bütçe ayırmak bir yana, bunun görevlerini
Mesleki Yeterlilik Kurumuna da verebiliriz, rahatlıkla yapabilir çünkü
Devlet Personel Başkanlığı görevini layıkıyla
yapamamaktadır. Kamuda cemaat örgütlenmesine göz yummuştur ve AKPnin,
tabiri caizse, arka bahçesi konumuna gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz darbe
girişiminde bulunan cemaat, kendi başına, hiç kimseden destek
almadan 81 ilin 74 emniyet müdürünü nasıl seçmiştir? Bu cemaat,
valileri, kurum başkanlarını, rektörleri hiç kimseden
yardım almadan nasıl belirlemiştir?
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz sonrası
93 bin kamu personeli açığa alındı, 60 bin personel kamudan
ihraç edildi, 32 bin kişi de tutuklandı. Devlet Personel
Başkanlığı 15 Temmuza kadar bu kadar büyük ve bunca
yıl devam eden bu örgütlenmeyi, devleti ele geçirmeyi hedefleyen bu örgütü
neden tespit edemedi? Sonra bu kişiler nasıl bir gün sonra tespit
edilebildi? Burada aklımızla lütfen alay etmeyin. Bu kadroları
AKPyle birlikte bu kurum yaratmıştır. Devlet Personel
Başkanlığı devletin bütün hücrelerinin işgal
edilmesine aracılık yapmıştır. Çok
başarılı çalışmış gibi bir de Devlet
Personel Başkanı 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesinde 29
Ağustosta Türkiye Büyük Millet Meclisine Genel Sekreter olarak
atanmıştır.
Değerli milletvekilleri, KPSS sınav
soruları çalındı, yabancı dil sınav soruları
çalındı. Devlet Personel Başkanlığının yetki
ve yapısına baktığımızda, bu sınav
sorularını, sınav sürelerini denetlemekle görevlidir. Peki, o
kadar ihbar yapılmasına rağmen Devlet Personel
Başkanlığı bu süreç içerisinde niye kayıtsız
kalmıştır?
O süreçte, KPSSyle ilgili, ÖSYMyle ilgili
soruların çalındığı dönemlerde biz Cumhuriyet Halk
Partisi olarak bunu, bu soruların çalınmasını gündeme
getirdiğimizde Sayın Cumhurbaşkanı, ÖSYM Başkanı
Ali Demiri korumuş, kollamıştır. Peki, soruyorum size: 18
Ağustostan sonra ÖSYM Başkanı Ali Demir tutuklu mudur,
değil midir cemaatten dolayı? (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, iktidarın bunun
izahını yapacak cesareti olduğunu sanmıyorum. Çünkü cemaat
kadrolaşmasının siyasi ayağı, dibine kadar AKP
tarafından yapılmıştır.
Bakın, Devlet Personel
Başkanlığının yapması gereken başka bir
görevi nasıl yapmadığını da size söyleyeceğim:
2014 yılında bu Meclis bir kanun çıkardı. Taşeron
kadrolarında asıl iş, yardımcı iş
ayrımı yapılacaktı. Bunu kim yapacaktı? Devlet
Personel Başkanlığı. 2015 yılı başına
kadar bu ayrım yapılacaktı. Ancak aradan yirmi yedi ay geçmesine
rağmen yapıldı mı? Henüz yapılmadı. Değerli
milletvekilleri, iki buçuk yılda taşeron kadroları konusunda
çalışmayı bitiremeyen Devlet Personel
Başkanlığı, açıkça kamuda kölelik
koşullarının, emek sömürüsünün, iş cinayetlerinin devam
etmesinin sorumlusu olmuştur. Bu kurumun düsturu, liyakat yerine sadakat,
bilgi yerine biat olmuştur.
Değerli milletvekilleri, geçen yıl bu
kürsüden dile getirmiştim AKP anlayışı taşerona kadro
vermeyecek, bir başka seçim arifesinde tekrar vadedecek diye. Sayın
Başbakan, geçenlerde beni teyit etti, dedi ki: Referandum sonrası
kadro. İşte anlayış bu. Yalancının mumu
yatsıya kadar yanar. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, kulislere
çıktığınızda size çay servisinde bulunanların,
odalarınıza serviste bulunanların yüzüne nasıl
bakıyorsunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisinde taşeron
çalışıyorsa diğer kurumlarda taşeron
çalışmaması mümkün mü? (CHP sıralarından
alkışlar) Hiç mi bu konuda utanmıyoruz, hiç mi bu konuda
sıkılmıyoruz? Göz göre göre, biraz sonra
Bütün milletvekilleri
burada bizi seyretmiyorlar, kuliste muhtemelen çay, kahve içiyorlar ama o
çayı, kahveyi onlara getirenler de sömürünün kurbanı olan
taşeron işçiler. (CHP sıralarından alkışlar)
Gelin, kamuda kangren olmuş bu sorunu çözelim. Cumhuriyet Halk Partisi
olarak biz, size bir yasa teklifi vermiştik. Taşerona, 4/Cye,
4/Bye, geçici işçilere kadro teklifimizi siz de destekleyin ve Meclis bu
soruna, bu ayıba bir son versin.
Şimdi, bakın 15 Temmuzda AKP
ayrımcılık yaptı. dediğimiz zaman belki bize
kızıyorsunuz. Bakın, bu Çalışma
Bakanlığının bize gönderdiği bütçe
açıklaması. 50nci sayfayı açın, bakın. 50nci sayfada
Demokrasi şehit ve gazilerinin yanındayız. diye
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz demokrasi
şehitleri ve gazileri şehit ve gazi de 15 Temmuzdan önce ya da 15
Temmuzdan sonra, ki iki gün önce Dolmabahçedeki şehitlerimiz ve
gazilerimiz şehit ve gazi değil mi? Bu konuda niye ayrım
yapıyorsunuz? Bakın, bir nepotizm var, ayrımcılık var.
Yazıktır, günahtır; şehitlerde, gazilerde, madenlerde ölen
insanlarımızda ayrımcılık olmamalı. 15 Temmuzda
gazi olanlara 3.200 ile 5 bin TL arasında aylık bağlandı.
15 Temmuz gazilerine aylık bağlanırken herhangi bir
sakatlık oranı şartı aranmadı; iyi ki
yapıldı, helal olsun ancak PKK ya da IŞİD ya da diğer
terör örgütleriyle mücadele sırasında gazi olduysanız aylık
almaya hemen hak kazanamıyorsunuz, vurulmak yetmiyor, en az yüzde 40 sakat
kalmanız gerekiyor. Aylık dışında tazminatlarda da
ayrımcılık var: 15 Temmuzda şehit olanların ailelerine
239 bin lira, PKK ya da diğer örgütlerinin şehit ettiği
askerlerimize 88 bin lira tazminat; 15 Temmuzda bakıma muhtaç malul gaziye
327 bin TL, PKKyla çatışmada yaralanan bakıma muhtaç
askerlerimize 177 bin lira tazminat. Bu anlayış doğru
değildir, adil değildir, ahlaki hiç değildir.
Değerli milletvekilleri,
ayrımcılık AKPnin ruhuna işlemiş, bunu maden
kazalarında da görüyoruz. Somada, Ermenekte maden kazalarında
ölenlerin, iş kazalarında, iş cinayetlerinde ölenlerin
hakları farklı; Zonguldakta ve Afşin Elbistanda ölen
diğer madencilerin hakları daha farklı. Madencilerle ilgili de
böyle bir ayrımcılık olmasını çok doğru
bulmuyoruz.
Ben buradan Sayın
Çalışma Bakanına diyorum ki: Ey Sayın Çalışma
Bakanı! Sen Cumhurbaşkanının sınıf
arkadaşı olduğun için milletvekili oldun, belki Bakan da oldun.
(CHP sıralarından alkışlar) Ama, dün
yaptığın bir konuşma var taşeron işçiyle ilgili.
Diyorsunuz ki
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
YAKUP AKKAYA (Devamla)
Devlete kapak atmakla onları itham ediyorsunuz. Yani, siz
Cumhurbaşkanının imam-hatipten sınıf
arkadaşı oldunuz, Bakan oldunuz, milletvekili oldunuz; devlete kapak
atmadınız ama yargı kararıyla, taşerondan, hak
ettikleri devletin kadrolarına geçmeyi devlete kapak atmak olarak
görüyorsunuz. Bu yakışık bir durum değildir. (CHP
sıralarından alkışlar)
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Yıllardır siyaset yapıyor.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akkaya.
YAKUP AKKAYA (Devamla)
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak
BAŞKAN Süreniz bitti.
YAKUP AKKAYA (Devamla) Çok
teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz.
YAKUP AKKAYA (Devamla) Bir
teşekkür konuşmasına izin verebilir misiniz?
BAŞKAN Tabii ki
teşekkür edebilirsiniz.
YAKUP AKKAYA (Devamla)
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak bu bütçede emeğin hakkı
yok, bu bütçede emeklinin hakkı yok, bu bütçede engellinin hakkı yok,
bu bütçede üretim yok; esasen, bu bütçede insan yok. İnsan olmayan bir
bütçeye de bizim Evet. dememiz mümkün değildir.
Hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
İçinde insan olan bütçe yaratmak dileğiyle hepinize 2017nin
sağlık, mutluluk, barış, huzur getirmesini diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Akkaya.
Şimdi söz
sırası Malatya Milletvekili Sayın Veli Ağbabadadır.
(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakika Sayın Ağbaba.
CHP GRUBU ADINA VELİ AĞBABA (Malatya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, geçtiğimiz cumartesi günü
gerçekleşen alçak terör saldırısı sonucu hayatını
kaybeden polis ve sivil kardeşlerimize rahmet diliyor; bu
saldırıyı planlayanları, hoş görenleri ve
arkasındaki güçleri nefretle kınadığımı belirtmek
istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bütçe
konuşuluyor. Birçok milletvekilimiz bütçeyi mali yönden
değerlendirdi. Ben de bir yıllık Hükûmet karnesini,
iktidarın siyasi muhasebesini sizlerle kısaca paylaşmak
istiyorum.
Değerli arkadaşlar, hepinizin bildiği
gibi, 1 Kasım seçimlerinden bu yana iki darbe gerçekleşti. Bir
zamanlar hoca vardı, Bir beyin oğlu, zor beyin oğlu.
diyordunuz, yere göğe sığdıramıyordunuz,
Davutoğlu Hoca diyordunuz; emir geldi, tam yüzde 49,5 oy almış
hocayı, bir gecede paketlediniz, kenara attınız Yüzde 49 oy
alarak Başbakan olan bir insanın görevden çektirilmesi, dünyanın
her yerinde açık bir darbedir.
Değerli arkadaşlar, maalesef, demokrasi
nutku atan, millî irade diye caka satan AKPnin, AKP Grubunun gerçek yüzü
aslında bu darbeyle bir kez daha ortaya çıktı. 29 Nisan gecesi
açık bir darbe yaşandı. Yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu
koparırım. diye geldi; 4 bakanı Mecliste Yüce Divana göndermeyi
içinden geçirdiği için, bir gece sarayda onun kafası koparılarak
bir kenara bırakıldı. Dün Yaşa, var ol! diye
alkışladığınız, önünde sıraya girdiğiniz
seçilmiş Başbakan, bir kişinin darbesiyle yere serildi.
Değerli arkadaşlar, bakın, bu 12
Eylül askerî darbesi tanklarla, toplarla, silahlarla yapıldı; 29
Nisanda Ahmet Davutoğlunun görevden alınması bir adamın,
bir parmağıyla yapıldı, İn. dedi, indirildi. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu, siyasi tarihimize bir darbe olarak
geçti; bu darbeye göz yumanlar olarak da sizler geçeceksiniz.
Değerli arkadaşlar, bir başka
hocanız daha vardı; ona yıllarca Hoca Efendi dediniz,
eteğini öpmek için sıraya girdiniz; gazetelerini okur,
televizyonlarını izler, okullarına giderdiniz; olimpiyatlarda
birlikte hasretlik nutukları atar, birlikte ağlar, birlikte
gülerdiniz; yıllarca kol kola girdiniz, aynı hedefe, aynı
menzile farklı yollarla yürüdünüz. Hoca Efendinin müritleri darbeye
kalkıştı, uçaklarıyla, bu bina dâhil birçok mekânı
bombaladı, 248 insanımız alçakça şehit edildi ama maalesef,
o darbelerin sonucunda hâlâ akıllanmadığınızı,
hâlâ bundan ders almadığınızı görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, darbelerin panzehri
baskı değildir, darbelerin panzehri insanları tutuklamak,
cezaevine atmak değildir; darbelerin panzehri demokrasidir, özgürlüktür,
eşitliktir. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, bu darbelerden ders
almadığınız ortaya çıktı. Bakın, devleti bir
cemaate teslim ettiniz, ders aldınız mı? Asla. Fetullah gidiyor,
başka cemaatler geliyor. Sağlık Bakanlığında
filan cemaat; İçişleri Bakanlığında filan cemaat;
Çalışma Bakanlığını bilmiyorum, Orman ve Su
İşleri Bakanlığını bilmiyorum, oralarda da
muhtemelen farklı farklı cemaatler vardır.
Aklınızı başınıza alın. Eğer laiklik
ilkesini yok ederseniz darbelere bir kez daha hazırlıklı olun
değerli arkadaşlar.
Bakın, değerli arkadaşlar, bu ülkeyi
yıllardan beri çoğunlukla yönettiniz,
çıkardığınız yasalarda -benim de bulunduğum
dönemlerde- uzlaşma aramadınız, Çoğunluk güçtür, biz çoğunluğumuzla
her şeyi yaparız. dediniz ama tarihte bunun yanlış
olduğunun yüzlerce örneği var. Her çoğunluğun dediği
doğru olsaydı Sokratesin Savunmasını bilmezdik, Sokrates
baldıran zehri içirtilerek öldürülmezdi. Her çoğunluğun
dediği doğru olsaydı Hallac-ı Mansur ipe çekilmez, Dünya
yuvarlak. dediği için Galilei öldürülmezdi. (CHP sıralarından
alkışlar) Çoğunluğun her dediği doğru
olsaydı yüzde 92 oyla kabul edilen 12 Eylül Anayasasını bugün
bir tek insan savunabilirdi; HSYKyı, yargıyı tamamen
Fetullahın eline teslim ettiğiniz 12 Eylül 2010 referandumu yüzde
58le kabul edilmezdi.
Değerli arkadaşlar, geçmişinizde
sadece darbeler yok, son bir yıl tam anlamıyla bir katliamlar tarihi.
Bugün bu kürsüye çıkardığım resim, fotoğraf AKPnin
bütçesinin kısa bir özeti değerli arkadaşlar, bu kısa bir
özet. Eskiden Orta Doğu ülkelerinin başkentlerinde, Bağdatta,
Kabilde bombalar atılırdı; bugün Türkiyenin hiçbir kenti
güvenli değil. 10 Ekimde Gar Meydanındaki Barış
mitinginde, Merasim Sokakta, İstanbulun kalbi İstiklal Caddesinden
Ankaranın kalbi Kızılaya, oradan Gaziantepteki düğüne,
birçok yerde katliam yapıldı. Mardinde, Elâzığda,
Diyarbakırda, Atatürk Havalimanında yüzlerce insanımız
hayatını kaybetti; çocuklar babasız, analar evlatsız
kaldı. En son iki gün önce İnönü Stadının önünde 44
polisimizin ve sivilimizin olduğu insanlarımız katledildi. Son
bir yılda 450 insan canlı bombadan dolayı hayatını
kaybetti.
Değerli arkadaşlar, bütün bunlar olurken
MİT, güvenlik güçleri bu bombacıları, teröristleri değil,
Hükûmetle ilgili sosyal medyada eleştirisel paylaşım yapan
insanları takip etti; MİT, teröristleri takip edeceğine
Türkiyedeki muhalif insanları takip etti. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, son bir yılda
18.257 tane iş cinayeti var. Dünyada 3üncü, Avrupada 1inciyiz iş
cinayetinde. Son sekiz yılda tam 1.692 kadınımız cinayete
kurban gitti, 238 kadın ise bu yıl cinayete kurban gitti. Hükûmetin
resmî yayın organında Hamile kadın sokağa çıkamaz.
denildi, bir hafta sonra kadına saldırıldı.
Değerli arkadaşlar, bir ülkenin
gelişmişliği sadece bütçedeki rakamlarıyla ölçülmez, bir
ülkenin gelişmişliği o ülkedeki insanların nasıl
öldüğüyle ölçülür. Bakın, bizim ülkemiz farklı ölümler ülkesi,
ucuz ölümler ülkesi; dünyada örneği yok bizim ölümlerin değerli
arkadaşlar. Her yıl yüzlerce insan soba gazından ölüyor, her
yıl yüzlerce insan yüzme bilmediği için ölüyor, her yıl yüzlerce
insan mantardan zehirlendiği için ölüyor, her yıl yüzlerce insan
farklı sebeplerden ölüyor değerli arkadaşlar.
Sevgili milletvekilleri, terör örgütleri ülkemizde
cirit atıyor. Bakın, bugün, PKK, IŞİD güçlüyse Hükûmetin
verdiği talimatla güçlüdür. MİTe Duyma., valiye Görme., askere
Vurma. dediniz; bütün Türkiyede oluk oluk kan akmaya başladı
değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Bugün, Türkiyede IŞİD varsa, PKK varsa,
IŞİD Türkiyenin her yanında canlı bombayla insanları
katlediyorsa bunun sorumlusu AKPdir, bunun sorumlusu Hükûmettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) Eğer bir de
teşekkür edebilirsem bir dakika
BAŞKAN Bu yöntemi kullanmaya
başladık, bu doğru bir yöntem değil.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Olmaz efendim, öyle
bir şey olmaz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Yok artık
yani, hele bu dile hiç değil.
BAŞKAN - Sonuçta, herkesin belli bir süresi
var.
VELİ AĞBABA (Devamla) Hemen bitiriyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Yani güzel bir dil
kullanılmadı efendim.
BAŞKAN Herkesin belli bir süresi var.
VELİ AĞBABA (Devamla) Hemen bitiriyorum
sözümü.
Değerli arkadaşlar, bugün IŞİD
varsa, PKK insanlarımızı katlediyorsa bunun sorumlusu
Hükûmettir, bunun sorumlusu AKPdir.
Değerli arkadaşlar, ben sözlerime
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ya, sizin hiç
sorumluluğunuz yok mu?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ülkeyi biz yönetiyoruz(!)
Tövbe, tövbe!
VELİ AĞBABA
(Devamla) Bakın, uzunca yıllar sonra insanlar sizleri
yaptığınız köprülerden, çılgın projelerden
hatırlamayacak, diyecekler ki: Ölen çocuklar birbirlerinin
fotoğraflarını taşırdı. Deniz Gezmişin
fotoğrafını Ali İsmail Korkmaz taşıdı, Ali
İsmailin fotoğrafını dün katledilen Berkay Akbaş
taşıdı ve Berkay Akbaşın fotoğrafını
da bir başka çocuk taşıyacak. Katledilen çocukların
isimlerini anmakla geçiyor ömrümüz. Bu ölüm döngüsünün sebebi sizsiniz. Ölen
çocukların analarının, babalarının, eşlerinin
ahını aldınız; bu topraklara kin ektiniz, öfke ektiniz,
düşmanlık ektiniz.
Türkiyeye
aydınlığa çıkaracak tek çözüm değerli arkadaşlar,
toplumsal barışı inşa etmek, hoşgörüyü inşa etmek
diyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim
Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Ağbaba.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, az evvel hatip konuşması
içerisinde IŞİDin, PKKnın saldırılarıyla
güçlenmesinden Hükûmet sorumludur, AKP sorumludur. demek suretiyle grubumuzu
da ilzam edici, itham edici bir konuşma gerçekleştirmiştir, 69a
göre söz talebi zorunluluğu doğmuştur.
BAŞKAN Buyurun
Sayın İnceöz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
2.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Malatya
Milletvekili Veli Ağbabanın 433 sıra sayılı 2017
Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra
sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle,
biraz evvelki hatibin konuşmasının dilini reddettiğimizi
özellikle belirtmek istiyorum. Konuşmasının başından
sonuna kadar Meclisin diline
Hele ki terörle mücadele ettiğimiz, terör
örgütlerinin topuyla mücadele ettiğimiz bir ortamda millî birlik ve
beraberlik dili hâkim olması gerekirken, temiz bir dil
kullanılması gerekirken, milletimize milletvekillerinin örnek olacak
şekilde konuşmaları gerekirken bu Parlamentoda terörle mücadele
konusundaki dilini özellikle eleştirdiğimi,
yakıştıramadığımı; bu ortamda ne şehitlerimize
ne gazilerimize ne de geride bıraktıkları emanetlerine yakışmadığını
özellikle belirtmek istiyorum.
Bugün, Hükûmetimizi,
iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti devletini IŞİDle, DEAŞla,
PKK terör örgütüyle mücadele etmemekle, onların büyümesinden mesul
tutmakla bu ülkeye, bu ülkenin insanına, şehitlerine, gazilerine, millî
ve yerli olan herkese yapılabilecek en büyük
haksızlığı biraz evvel bu kürsüde hep beraber dinledik.
Onun için, bu dili reddediyorum. Terörle mücadele ediyoruz PKKsıyla,
DEAŞıyla. DEAŞı ilk kez dünyada 2013 yılında
terör örgütü ilan eden
Birilerinin yaptığı gibi DEAŞa
gelince lanetleyip, birilerinin yaptığı gibi PKKya gelince
kınamama, adını görmezden gelme değil; terörle mücadelede
ama, fakat, lakin cümleleri kurarak değil
Sosyal medyadan bahsetti. Evet, o sosyal medyada
özellikle teröre destek veren -bugün, hangi meslek erbabı olursa olsun
onların arkasına sığınarak gölge dille, birilerinin
ipleri elinde olmak suretiyle- konuşmalarla, terörü cüretkâr hâle
getirecek bütün eylemlerle, sosyal medya da dâhil, terörle mücadelemizin
Şunu söyledik: Sadece askerî değil, sadece emniyet değil, her
alanda bu mücadelenin süreceği
Artık terör örgütü mensupları,
terör örgütü üyeleri, terör örgütü sözcüleri hiçbir yerden cüret alamayacak,
destek bulamayacak şekilde bu mücadeleyi topyekûn sürdüreceğimizi
söyledik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) O sosyal medya
mesajlarını okuduğumda utandım, gözlerim doldu.
Yazıklar olsun! Onlarla da mücadele edilecektir.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
IŞİD bile diyemedin.
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - Mücadelemiz
millî ve yerli bir mücadeledir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
İnceöz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
Sayın Grup Başkan Vekili yapmış olduğu konuşmada
grubumuz adına konuşan hatibimizi bu ülkenin insanına, gazisine,
şehidine haksızlık etmekle suçlamıştır. Cevap
hakkımızı kullanmak isteriz.
BAŞKAN Kim konuşacak?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Veli Ağbaba efendim.
BAŞKAN Peki.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Yeni
bir sataşmaya yol açmak için efendim.
BAŞKAN Yeni bir sataşmaya mahal vermeden
Sayın Ağbaba, buyurun.
3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VELİ AĞBABA (Malatya) Değerli
arkadaşlar; ben bir durum tespiti yapıyorum, ben kendi kafamdan
uydurduklarımı söylemiyorum.
2002de şehit sayısı kaçtı,
şimdi şehit sayısı kaç? Elinizi vicdanınıza koyun
söyleyin arkadaşlar.
Bakın, eskiden, PKK
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşmana
baksana. Kafasını kopardılar. diyorsun, bilmem ne diyorsun.
Siz ne yaptınız? Kasetle adamı indirdiniz aşağı
be, ne konuşuyorsun?
BAŞKAN Sayın Bak
VELİ AĞBABA (Devamla) Eskiden PKK
dağda insanları öldürüyordu, dağda şehit yapıyordu,
şimdi sokaklarda, sokak sokak
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Genel
Başkanın kasetle değişti. Onu niye söylemiyorsun?
VELİ AĞBABA (Devamla) Ben seni dinlemem,
ben sana uymam. Sen haddini bil, konuşma Osman Bey.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hadi bakalım.
VELİ AĞBABA (Devamla) Senin ismini
koymuşum, sen laf atma imamısın.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kafası
kopmuştu, bilmem ne
Kafasını kopardılar. diyorsun. Ne
diyorsun sen?
VELİ AĞBABA (Devamla) Sen laf atma
imamısın. (CHP sıralarından alkışlar)
Bak, söyleyeyim: Dün
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Konuşma!
Sen Malatyadaki oyları söyle; oylar
düştü, oylar.
VELİ AĞBABA (Devamla) Sen laf atma
imamısın, konuşma, sus!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Laf atmak
sanattır. Sen onu yapamazsın.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın,
değerli arkadaşlar, dün, PKK dağda bayırda insanları
öldürüyordu.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Terörü
destekliyorsunuz be, terörün avukatlığını
yapıyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bugün, PKK
sokaklarda insanları katlediyor. Sizin Cumhurbaşkanınız ne
dedi MİTe? Duyma. Bak, üç maymun ne biliyor musun, üç maymun? Sen
laftan anlamazsın, bundan anlarsın. Üç maymun ne? Duyma, görme,
konuşma.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Terörün destekçiliğini
yapma, reklamını yapma terörün burada; sokaklarda gezemezsin sonra.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın,
MİTe Duyma. dedi, valiye Görme. dedi, askere Vurma. dedi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Terörün
destekçiliğini yapma.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bugün şehit
kanı varsa şehitlerin kanında senin elin var; bugün
IŞİD varsa sizin sayenizde var.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Reddediyoruz,
reddediyoruz!
VELİ AĞBABA
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, IŞİD
İstanbulun göbeğinde bayram namazı kılıyorsa, ben iktidar
değilim
IŞİD Suriyeye gidip geliyorsa sınır
kapısından, iktidar ben değilim
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Maymunları al, besle, al; maymunları al, besle onları.
VELİ AĞBABA
(Devamla) - Eğer İstanbulun göbeğinde yirmi bir günlük polis
şehit oluyorsa iktidar ben değilim. Bunun sorumlusu sizsiniz, bu
sorumluluktan kaçamazsınız. Türkiye'de kan akıyorsa, terör varsa
bunun sorumlusu Hükûmettir. Köprüyü sen yapıyorsun, köprüyü sen
yapıyorsun, terörü PKK yapıyor. Bunda, bu kanda sizin
payınız var. Bu kanın hesabını vereceksiniz,
IŞİDin hesabını vereceksiniz, PKKnın
hesabını vereceksiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ne oldu? Terörle
mücadelede ortak tavır nerede, nerede ortak tavır? Terörün
reklamını yapıyorsun be, terörün reklamını
yapıyorsun.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın,
değerli arkadaşlar, bir yıl boyunca bağırdık, Bu
çözüm süreci doğru değil. dedik, Çözüm süreci doğru
değil. dedik; dediğimiz çıktı. Bugün çocuklar anasız
babasız kalıyorsa, şehitlerimiz varsa, ocaklara ateş
düşüyorsa sizin sayenizde. Nasıl olsa sizin tuzunuz kuru. Sizin
şehit yakınınız yok, evlerinize şehit gelmiyor; fakir
fukaraya şehit geliyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
O nedenle, değerli arkadaşlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EBUBEKİR GİZLİGİDER
(Nevşehir) O ne demek ya?
VELİ AĞBABA (Devamla) Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Var, var; hadi oradan!
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Var, var!
BAŞKAN Sayın Ağbaba
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Buradaki her
şehit bizim şehidimiz, hepsi bu vatanın evladı. Al
onları götür besle, al onları götür besle, al onları götür,
besle.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Maymunlarınla
git, maymunlarında git.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Benim
şehit yakınım var, senin var mı? Var mı böyle bir
şey? Benim var, senin var mı?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın İnceöz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kasetle genel
başkan değiştiriyorsunuz be. Konuşma!
BAŞKAN Sayın Bak, Sayın Grup
Başkan Vekiliniz konuşuyor.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Benim
yakınım şehit. Senin var mı yakınında şehit?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Söyle hadi.
VELİ AĞBABA (Malatya) Var tabii, var
tabii.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, kayıtlara girmesi açısından söylüyorum.
BAŞKAN Hiç duyulmuyor.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Benim
yakınım şehit.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) İsmini söyle
hadi, ismini söyle. Konuşma!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) Benim de var
yakınımda şehit, sen ne diyorsun?
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Burada
reklam yapma, adını söyle.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Nasıl
konuşuyorsun?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, bu dili reddettiğimizi kabul etmediğimizi
Bunlar
haksız ve yersiz ithamlar haksız ithamlardır. Özellikle terörle
mücadelede, açıkça söylüyorum, tek tek sayıyorum terör örgütlerini
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Yeğenim
şehit, sizde hiçbir tane var mı böyle? (CHP sıralarından
gürültüler)
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) Benim de var be,
benim de var be. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Terbiyesizlik
yapmayın!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Arkadaşlar,
bir dakika ya.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sataşmadan
söz istiyorum.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) Hepimizin var.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen ona söyle, o
söyledi. Bütün şehitler bizim, sen ona söyle, o söyledi, ne dedi, Sizin
içinizde şehit var mı, şehit yakını var mı?
dedi.
BAŞKAN Sayın Bak
Sayın İnceöz, Sayın Bakı bir
uyarır mısınız?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Bak, tutanaklarda
geçiyor.
BAŞKAN Sayın Bak
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Şehitlerin mesulüsünüz, mesulü.
BAŞKAN - Buyurun Sayın İnceöz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Başkanım, kürsüden cevap vereyim.
BAŞKAN Tamam, buyurun.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Şehitlerin sebebisiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Tutanaklarda var, ne
söylediği orada belli. Ne söyledi?
VELİ AĞBABA (Malatya) Sen dinledin mi ki
beni? Dinledin mi beni?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Dinledim tabii,
dinledim tabii
BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen, Sayın
Grup Başkan Vekili cevap verecek Sayın Bak.
4.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Malatya
Milletvekili Veli Ağbabanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvelki
dili, az evvel de söyledim, reddediyorum, açıkça da kınıyorum,
milletim adına kınıyorum. Burada çıkıp da Senin
şehidin, benim şehidim
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ne şehidim diyor ya? Tutanaklarda var işte, Senin şehidin,
benim şehidim
diyor.
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) - Daha iki gün önce orada 44 fidan, 44 can; bunun içinde özellikle
Çevik Kuvvet, her biri birbirinden vatansever, bu ülkenin toprakları için
canını vermek için hakikaten gözünü kırpmayan vatansever. Daha
onların toprağı kuramadan burada çıkıp da Senin tuzun
kuru. demek, bu ithamlar burada, bu Parlamentoda bir milletvekiline
yakışıyor mu? Yazıklar olsun! (AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Bilmiyorsun, bilmiyorsun.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Konuşuyorsun, söylemedin mi? Hepsi bizim şehidimiz
Söylemedin mi?
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) - Biliyor musun? Bak, ben sana söyleyeyim: Ben burada bir şehit
yakını olarak konuşuyorum. Sana yazıklar olsun!
(Gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ya, ya; sen böyle konuş; Malatyada yüzde 21den yüzde 15e indiniz, yüzde
10a düşeceksiniz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, tüm milletvekillerine şunu
söylemek istiyorum: Bakın, terörle mücadelede, ben her seferinde
söylüyorum, bu Parlamentoda, millet iradesiyle bizi buraya gönderen
milletimizin iradesine sadakatle özellikle milletvekili
arkadaşlarımızın terörle mücadeleyi inkıtaya
uğratacak, kesintiye uğratacak herhangi bir açıklama ve beyandan
kaçınması gerektiğini her zaman söyledik, her fırsatta
söyledik. Bilinmeli ki tüm terör örgütlerinin topu da bir araya gelse -tek tek
sayıyorum- PKKsıyla, DHKP-Csiyle, KCKsıyla, YPGsiyle, FETÖ
terör örgütüyle, adı her ne olursa olsun, bu ülkeden son terörist gidene
kadar, son terörist yok edilinceye kadar haklı, meşru, hukuki
mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) İster yanımızda olun ister
olmayın, milletimizle beraber bu mücadeleyi birlik ve beraberliğimiz
için sonuna kadar sürdüreceğiz değerli milletvekilleri. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.02
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.21
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Özcan
PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 39uncu
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet burada.
Şimdi konuşma sırası, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına beşinci konuşmacı Balıkesir
Milletvekili Sayın Mehmet Tümde.
Süreniz yedi dakika Sayın Tüm.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET TÜM (Balıkesir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su
İşleri Bakanlığı bütçesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bir insanlık
suçu olan terörü şiddet ve nefretle kınıyorum. Tüm
şehitlerimize ve yaşamını yitiren tüm
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralı yurttaşlarımıza
acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
Erdal Eren otuz altı yıl önce bugün yaşı büyütülerek idam
edildi. Onu bir kez daha burada saygıyla anıyorum. Onu asanları
şiddetle, nefretle kınıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: Ormansız bir yurt vatan değildir.,
Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden yoksundur. AKP yeşilden
sadece doların yeşilini anlamaktadır. On dört yıllık
AKP iktidarının en büyük başarısı,
ormanlarımızı, derelerimizi yandaşlarına peşkeş
çekmiş olmasıdır. Cumhuriyetimizin temel politikası olan
Ormansız yurt vatan değildir. anlayışı ne yazık
ki AKP döneminde ayaklar altına alınmıştır. AKP yurt
deyince Karamandaki Ensar yurtlarını, Aladağdaki
Süleymancı yurdunu ya da TÜRGEVin yurtlarını anlamaktadır.
İşte bu anlayışın sonucu yurt ormanlarımız
2/B yasalarıyla kentleşme bahane edilerek inşaat
şirketlerine kurban edilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
orman ve su, yaşamın ayrılmaz iki temel
kaynağıdır. AKP bu iki temel kaynağı rant uğruna
yok saymaktadır. Sürekli, ormanlarla ilgili rant yasaları
çıkarmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
buradan Hükûmete sesleniyorum: Hangi kanunu çıkarırsanız
çıkarın, doğanın kanunlarını hiçe sayarak
yapacağınız her iş olumsuz bir şekilde size geri
dönecektir. Bunun örneklerini her gün yaşayarak görüyoruz.
Bakınız, Artvinde ormanlarla, çevreyle oynadınız, bedelini
Artvinliler çok ağır bir şekilde ödediler. Çamur deryaları
içinde kaybolan canları asla unutmadık.
Değerli milletvekilleri,
bizim halkımız dağı, ormanı, yani doğayı
tarihi boyunca bir özgürlük alanı olarak görmüştür. Biz yaylalara türkü
yakan, dağlara deyiş söyleyen, daha da önemlisi, sevgisini, öfkesini
doğayla paylaşan bir toplumuz. Hiç kimseye söylemediğimiz
dertlerimizi doğayla paylaşırız. Yani doğa bizim nefes
alacağımız bir özgürlük alanıdır. Şimdi iktidar
olarak siz, halkımızın bu değerlerini yok
sayıyorsunuz. Termik santraller kurmak adına, rant adına tüm
doğamızı, ormanlarımızı yok ediyorsunuz.
Dünyanın en büyük oksijen deposu olan Kaz Dağlarını
altın arama adı altında delik deşik ediyorsunuz.
Aslında tüm bunları yaparken özgürlüğümüzü,
kardeşliğimizi ve yaşam alanlarımızı yok
ediyorsunuz. Dağlarına çıkamadığımız,
ovasına inemediğimiz, ormanına giremediğimiz bir ülkede
özgürlükten söz edilemez. Dağları, dereleri ve ormanları tutsak
edilmiş bir toplum asla özgür olamaz. Eğer toplumsal
barışımızı ve kardeşliğimizi
istiyorsanız; ayrımsız, tüm insanlarla barışın,
onların yaşam alanlarına dokunmayın, saygı gösterin.
Kaz Dağlarını, Munzur Çayını, Cerattepeyi, Sinopun yeşilini altın için, nükleer
için, termik santral için yok etmeyiniz.
Değerli milletvekilleri, bakınız,
doğa bize haykırıyor: Ey insanoğlu, dokunma bana;
dokunursan dokunurum sana. diyor. İşte, Gezide koşarak
ağaca sarılan gençler, bu haykırışa kulak verenlerdir.
Onlara biber gazı sıkmamış olsaydınız,
onları coplayıp TOMAyla ezip öldürmeseydiniz, o genç beyinleri
dinleseydiniz, Bergama köylülerinin direnişini çevre politikanız
yapmış olsaydınız, Kaz Dağlarının üstünün
altından daha zengin olduğunu anlasaydınız, zeytin
ağacının beton yapıdan, fındık
ağacının asfalt yoldan daha önemli olduğunu bilseydiniz,
her savaşın aynı zamanda doğaya karşı
açılmış bir savaş olduğunu bilseydiniz,
çocuklarımızdan ödünç aldığımız doğayı
bu kadar yok etmeseydiniz bugün çevre konusunda ülkemiz çok ileri bir yerde
olacaktı. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakan; uzun
zamandır bu Bakanlıkta görev yapıyorsunuz. Şimdi size
sormak istiyorum: Ülkede her gün sulak alanlar yok edilirken sesiniz neden
çıkmıyor? Her gün sanayi atıkları, su havzalarına
bırakılırken neden önlem almıyorsunuz? Uluslararası
Ramsar Sözleşmesine göre, koruma altında olan sulak alanlardan
otoyol geçirirken neden hiçbir tepki göstermiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, ormanlar,
doğanın parlamentosu gibidir; içinde her türlü çiçeği,
böceği, bitkiyi barındırır tıpkı Mustafa Kemal
Atatürkün kurduğu cumhuriyet gibi. (CHP sıralarından
alkışlar) Şimdi, başkanlığı getirerek ülkeyi
tek renkli hâle getirmek istiyorsunuz tıpkı ormanları yok ederek
doğayı tek renkli yapmak istediğiniz gibi; tıpkı özgür
medyayı susturup tek sesli, yandaş medya
yarattığınız gibi; tıpkı bağımsız
yargıyı yok ettiğiniz gibi; tıpkı tüm okulları
imam hatip okullarına çevirdiğiniz gibi; tıpkı
üniversitelerde bilimsel eğitimi yok ettiğiniz gibi; tıpkı
Meclisi devre dışı bırakıp ülkeyi kanun hükmünde
kararnamelerle idare ettiğiniz gibi; tıpkı ülkede her şeyi
tek adam diktatörlüğüne bıraktığınız gibi. Siz bu
tekçi ve faşizan anlayışınızla ülkeyi nereye götürdüğünüzün
gerçekten farkında mısınız?
Değerli milletvekilleri, gelin, ülkeyi götürdüğünüz
bu karanlık anlayıştan bir an önce vazgeçin; içeride ve
dışarıda düşmanlık üzerine kurduğunuz
politikaları terk edin; ülkemizde yaşayan tüm yurttaşları
kucaklayın. Gelin, çağdaş, demokratik, laik, çevreye önem veren
bir Türkiyeyi yeniden birlikte kuralım.
Değerli arkadaşlar, bizler
dağlarımızın, ovalarımızın,
ormanlarımızın rant uğruna yok edilmesini asla istemiyoruz
çünkü biz ülkemizi çok seviyoruz. Bırakınız, doğa kendi
yasalarıyla yoluna devam etsin. Bakınız, Nazım Hikmet
hepimize bir davet gönderiyor, diyor ki:
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar
çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha
açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu,
Bu davet bizim.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine,
Bu hasret bizim.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Tüm.
Söz sırası Çanakkale Milletvekili
Sayın Bülent Özde.
Süreniz yedi dakika.
Buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Genel Müdürlüğü bütçesi
üzerinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Arkadaşlar, orman deyince Orman
Bakanının aklına, dikilen fidanlar geliyor. Orman, dikilen
fidanlardan mı ibarettir sadece? Yol, köprü ve havalimanı
inşaatlarına, Çanakkalenin Kaz Dağları ve Biga Yarımadasında
termik eliyle ormanların yok edilmesine ve bozkırın
ortasında Atatürk Orman Çiftliğini kurarak tüm Anadoluya bir mesaj
veren Atatürkün mirasının talanına seyirci
kalacaksınız, sonra çıkıp Şu kadar ağaç diktik.
diyeceksiniz.
Konuşmama bütçe ağırlıklı
devam edecektim fakat ülkedeki yangına değinmek şart oldu.
Beşiktaşta şehit olan polislerimize, sivil
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralı
vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Dün Genel Kurulda AKP ve HDP Grupları
arasında yaşanan kavgaya tanık olduk. Dün birbirinize iltifat
ediyordunuz bugün kavga ediyorsunuz. Milletin gözünün içine bakarak sergilenen
bu oyuna seyirci olmayacağımızı, Ana Muhalefet Partisi
olarak söyleyecek sözümüzün olduğunu belirtmek isterim. Buradan her iki
gruba da sormak istiyorum: Siz sahiden Türk milletini balık
hafızalı mı zannediyorsunuz? Analar ağlamasın.
dediniz, çözüm süreci dediniz, adına açılım diyerek HDP,
AKP, PKK, MİT birlikte hareket ettiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
O zaman CHP olarak size açık açık söyledik, devlet terör örgütleriyle
pazarlık yapmaz dedik, süreci böyle yönetirseniz içinden
çıkılmaz bir hâl alır dedik; Parlamentoyu devreden çıkaran,
kapalı kapılar ardında kotarılmaya çalışılan
bu yaklaşım doğru değil dedik. Siz terör örgütü
yöneticileriyle Osloda, İmralıda, Kandilde münasebet yaşarken
bu yol doğru değil dedik, sizi uyardık. Siz duvarlarında
Adalet mülkün temelidir. yazan Türk mahkemelerinin hâkim ve
savcılarını Haburda teröristlerin ayağına gönderip orada
çadır mahkemesi kurduğunuzda, hukuku ayaklar altına almayın
dedik. (CHP sıralarından alkışlar) Dağdan inen
terörist Pişman değilim, Öcalanın talimatıyla geldim.
dedi, siz Yok yok, pişmansınızdır. deyip ellerini kollarını
sallayarak gitmelerine izin verdiniz. Analar ağlamasın. dediniz,
Türk milletinin anasını ağlattınız. (CHP
sıralarından alkışlar) Şehirler mühimmat deposuna
çevrilip teröristler tahkimat yaparken, valiler kanalıyla askere, polise
Operasyon yapmayın. dediniz. Dolmabahçe mutabakatı, çözüm
süreci, barış ve kardeşlik söylemleriyle
başladığınız yolculuğun sonunda bugün
fidanlarımız kefenleniyor maalesef.
7 Haziran öncesi tabelalardaki T.C.
kısaltmalarından rahatsız olanlar şimdi milliyetçilik
üstünden siyaset yapmaya başladı. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu yüz seksen derecelik dönüşün nedenini millet
anlamaya çalışırken PKK bizi kandırmış.
dediniz. Kandırıldığınızı söyleyene kadar
HDP ve AKPnin birbirine yaptığı güzellemeler, iltifatlar Meclis
tutanaklarında kayıtlıdır. Kandırıldık.
dediğiniz andan itibaren HDPyle sergilediğiniz süreçte ikinci perde
başladı. Bu millet 400 sandalye verseydiniz bu patlamalar
olmazdı. demeçlerinizi de unutmadı.
Değerli milletvekilleri, ne güzel söylemiş
Nazım: Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi
kardeşçesine. (CHP sıralarından alkışlar) Lakin
Hangi şiir şu anda hâlimizi ortaya koyar? derseniz onu da Orhan
Veli söylemiş:
Cep delik, cepken delik,
Yen delik, kaftan delik,
Don delik, mintan delik,
Kevgir misin be kardeşlik! (CHP
sıralarından alkışlar)
Uyarılarımıza kulak asmayan,
ağzımızla kuş tutsak inanmayan kişilere ise Ziya
Paşadan bir gönderme yapmalı:
İdrak-i maali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi o kadar sıkleti çekmez. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sonuçta, Tatsız aşa su neylesin,
akılsız başa söz neylesin. demekten başka bir şey
insanın aklına gelmiyor.
Mecliste Orman Bakanlığının
bütçesi konuşuluyor, Türkiyenin sokaklarında orman kanunu hüküm
sürüyor. Bu ülkede gencecik fidanlar kesiliyor, fidanlarımız
kefenleniyor. Ağacı kurt, insanı dert yiyor. Orman
Bakanlığının bütçesini konuşuyoruz. Ağaca balta
vurmuşlar, Ah deyip iç çekmiş ağaç. Neden ah çektin? diye
sorunca da Baltanın sapı benden de ona içim yandı.
cevabını vermiş. İçimizi acıtan budur.
O dönem Şivan Perwerle
barış güvercinleri uçuruyordunuz, el ele poz veriyordunuz. PKK
tanık, TSK sanık, dönemin Genelkurmay Başkanı da
teröristti. Apo Diyarbakırda ulusa sesleniyor, Barzani parti kongrenizde
onur konuğu yapılıyordu. Apo posteri taşıyanlar
serbest, arabasının camına Atatürk imzasını, posterini
koyanlar ceza alıyordu. (CHP sıralarından alkışlar)
Sonuçta Bugün neden bu kadar şehit veriyoruz? sorusunun yanıtı
bellidir. Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur
da ondan.
Değerli milletvekilleri,
bazen bir kuşağın diktiği ağacın gölgesinde
gelecek kuşaklar serinlerken bazen de bir kuşağın
politikaları sayesinde gelecek nesiller ya hayat bulur ya da kefenlenir.
PKKya destek verenleri, ön açanları bu millet biliyor. Geldiğimiz
nokta ne? Bir yıl içerisinde 17 patlama, kor olan fidanlar, ateş
düşen ocaklar, gözleri kan çanağı analar. Hep söyledik,
söylüyoruz, Büyük Orta Doğu Projesinden uzak durun, emperyalist
devletlerin çıkarlarına hizmet etmeyin, yüce Meclisi kuran Mustafa
Kemal Atatürk ve arkadaşlarının yaptığı gibi dik
duruşu sergileyin dedik. (CHP sıralarından alkışlar)
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul
olmaz arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar) Orman ve
Su İşleri Bakanlığı bütçesinde suya dair bir şey
söylemek gerekir. Bir zamanlar Mecliste aralarından su sızmayanlar
vardı; Haburda tur atanlar, Analar ağlamasın. diyenler
vardı. Kır atın yanında kalan ya huyundan ya suyundan
alırmış, suyu getiren de testiyi kıran da bir zamanlar
dosttu, bugün araları açıldı, ortaklık bozuldu, yel üfürdü,
sel götürdü.
Bu bütçeyi içimden geçen
şu cümleyle tamamlamak isterim: Geçme namert köprüsünden, götürürse sel
götürsün seni. Yatma çakal gölgesinde yerse aslan yesin seni.
Teşekkür ederim,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Öz.
Şimdi söz
sırası
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, az evvel hatip konuşması
içerisinde ağır bir sataşmada bulunmuştur, buna cevap verme
zorunluluğu doğmuştur.
BAŞKAN Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
5.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Çanakkale
Milletvekili Bülent Özün 433 sıra sayılı 2017 Yılı
Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015
Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde
CHP Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
şu bilinmeli ki, biraz evvel hatibin saydığı konularda
şunu çok net söylememiz lazım: Biz dün söylediğimiz konunun çok
net arkasındayız. Bu ülkede akan kanın durması konusunda
dün başlatılmış olan o süreçte -doğru bir süreçti o
süreç; bunu çok net söylüyorum- burada milletimizin karşısında
hesabını veremeyeceğimiz, milletimizin vermiş olduğu
oya halel getirecek hiçbir adımı atmadık, bundan sonra da
atmayacağız; birincisi, bu bilinmeli.
EREN ERDEM (İstanbul)
Şehirlere bombalar yığıldı, bombalar, bombalar.
Valilere talimatlar verildi.
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) İkincisi: Bakın, Kurucu Genel Başkanımız
kırk yıldır süren bu ülkedeki terörle mücadelede akan kanın
durması noktasında şu kararlılığı koydu:
Bizim siyasi hayatımıza bile mal olsa bu mesele çözülsün. Biz bu
konuda baldıran zehri içmeye razıyız, yeter ki bu mesele çözülsün.
şeklindeki kararlılığı çok net ortaya koydu.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) - Baldıran zehrini millete içirdiniz, millete.
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) - Dün attığımız adımların da bugün
attığımız adımların da terörle mücadele konusunda
da sonuna kadar kararlıyız. Bugün geldiğimiz nokta
itibarıyla terörle mücadelede, bak, görülmeyen bir nokta daha 15 Temmuzda
devletin içerisindeki yapılanma net bir şekilde ortaya
çıktı. Allahın izniyle 15 Temmuzdan sonra PKKsıyla,
DHKP-Csiyle, FETÖsüyle mücadelede denizin suyu çekildi ve kimin ne
olduğu ay gibi ortaya çıktı. Bu mücadele sonuna kadar sürecek.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) - Günaydın, günaydın!
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) - Fakat az evvel konuşan hatip, biraz evvel sanki çok yakın
tarihini unutmuş gibi... Çanakkale, Çanakkale ki
kahramanlığıyla meşhur, tarihimizde Çanakkale geçilmez.
şeklindeki direnişiyle şehitlerimizi verdiğimiz
Çanakkalede bir belediye başkanı çıkıyor ve HDP
barajı aştığında, (CHP sıralarından Ne
alakası var? sesleri) aşması gerektiğini
düşündüğünde üç gün sonra, seçimlerden üç gün sonra CHPli bir
belediye başkanı...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Zonguldak) Hiçbir ilgisi yok.
İLKNUR İNCEÖZ
(Devamla) ...çıkıp burada HDP barajı geçti. diye pilav
dağıtıyor. Çanakkale ruhuna yanlış bulduğumu
özellikle belirtmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın İnceöz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın
Özel...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Grup Başkan Vekili yapmış olduğu
konuşmasının tümünde grubumuza sataştı ama son
kısmında Çanakkale Belediye Başkanımızın bir
açıklamasını kastederek ağır bir sataşmada
bulundu. Cevap hakkını müsaade ederseniz Çanakkale Milletvekili
Bülent Öz verecek.
BAŞKAN Peki.
Sayın Öz, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
İki dakika söz veriyorum
size.
6.- Çanakkale Milletvekili Bülent Özün, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
BÜLENT ÖZ (Çanakkale)
Çanakkale Belediye Başkanımız Sayın Ülgür Gökhanın 7
Hazirandan sonra dağıtmış olduğu pilav kesinlikle ve
kesinlikle HDP barajı aştı diye değildir.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) 9 Haziran.
BÜLENT ÖZ (Devamla) - Çanakkalede Cumhuriyet Halk
Partisi uzun bir aradan sonra 1inci olmuştur, bu dağıtılan
pilav açık, net ifadeyle budur. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu kesinlikle bir çarpıtmadır.
Şunu da ifade etmek istiyorum ki Çanakkalenin
çocuklarına, cumhuriyetin kurulduğu tarihî topraklarda olan biz
Çanakkalenin çocuklarına hiç kimse milliyetçiliği,
cumhuriyetçiliği, Atatürkçülüğü öğretemez.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Öz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına yedinci konuşmacı Isparta Milletvekili Sayın
İrfan Bakır.
Buyurun Sayın Bakır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakika.
CHP GRUBU ADINA İRFAN BAKIR (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017 Yılı
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde söz aldım. Sizleri
ve ekranları başında bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımı saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle, terörle mücadelede şehit olan tüm
kardeşlerimize Allahtan rahmet, aileleri ve sevenlerine sabırlar
diliyor, yaralılarımıza da acil şifalar temenni ediyorum.
Bilinmelidir ki bizler bir ve beraber olduğumuz sürece hain terör
örgütleri emellerine asla ulaşamayacaklardır.
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü
doğru temeller üzerine kurulmuş, kabiliyeti ve kudretiyle ülke
ekonomisinde tarımdan sosyal hayata, doğal hayattan enerji üretimine,
sulamadan taşkın korumaya, içme sularından barajlara kadar
birçok projeye damgasını vurmuş köklü kurumumuzdur.
Ülkemizde su konularının ele
alınışı drenaj şartlarının
iyileştirilmesi ve münferit bataklıkların ıslahıyla
başlamış, değişen ve artan ihtiyaçlar
karşısında çağdaş ülkelerin muadil
kuruluşları arasında yer almak için çalışan ancak bu
çalışmaların yeterli olup olmaması konusunda çekincelerimin
olduğu kurumumuz
Yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı olan
HESler hızlı şekilde ekonomiye kazandırılmalı,
artan enerji ihtiyacı daha düşüğe mal edilmeli; çevreye,
doğaya uyumlu olmalı; tarımsal sulama, içme, kullanma suyu
balıkçılık ve doğal hayatı koruma bilinciyle
yapılmalı. HESler pompaj depolamalı olarak rüzgâr ve güneş
enerjisi santralleriyle birlikte planlanarak inşa edilmelidir.
DSİ uhdesinde bulunan işletme, bakım,
yönetim sorumluluğu devredilen tahrip olmuş sulama tesislerinin
ekonomiye katkısının sağlanması,
fonksiyonlarının yerine getirilmesi, çiftçilerin faydalanması,
işletme faaliyetlerinin sürekliliği, su tasarrufunun
sağlanması için tesislerin yenileme
çalışmalarının DSİyle yürütülmesi gerekir. Devredilen
tüm sulama tesislerinde yenileme projesi yatırım bedelinin
tamamı DSİ tarafından karşılanmalıdır.
Yenileme projelerinde özellikle arazi
toplulaştırılmasının yapılması,
yapılamadığı durumda mevcut toplulaştırmayı
DSİnin yapması gerekmektedir. Maliyeti nasıl olsa kesin hesap
neticesinde belirlenen yatırım bedelinin tamamı 6200
sayılı Kanunun 24üncü maddesi gereğince devredilen
kuruluştan geri alınacaktır. Devlet eliyle karşılanan
maliyetin ise yirmi beş yılda değil, gerekirse altmış,
yetmiş yılda geri dönmesi doğru olacak, böylece devralan
kuruluşların bu tesisleri yenilemesi kolaylaşacaktır.
Sulama hayati bir konu, direkt vatandaşın
işi, aşı, ekmeğiyle ilgili. Bizler çiftçinin
kullandığı her türlü girdi maliyetinin minimuma indirilmesinden
yanayız. Çiftçilerimizi desteklemeyi başaramazsak tarımın
da ülke ekonomisine katkısını sağlayamayız.
Tarımın istihdama katkısı her geçen gün azalmaktadır.
Bunun sonucunda il merkezleri hızla büyürken bazı köylerimizde
neredeyse ikamet eden kalmamıştır. Ülkemizde sulama birlikleri
ve kooperatiflerin en büyük sorunu tarımsal elektrik maliyetidir. Devlet
mutlaka sulamada kullanılan elektriğin yüzde 30unu sübvanse, KDV
oranını 1e düşürmeli, kayıp kaçak ve TRT
paylarını da kaldırmalıdır. Bu enerji maliyetleriyle
kooperatiflerin, birliklerin, vatandaşların sulama yapması
mümkün değildir. Tarımı geliştirmeden sanayiyi
kalkındıramazsınız. Vatandaşın da, birliklerin
de, kooperatifin de gücünün çok üzerinde
Otuz kırk yıllık
sulama şebekelerinden verim alınamamaktadır. Bir an önce modern
sulama sistemlerine geçilmeli. Birliklerin ve kooperatiflerin enerji
dağıtım şirketlerine borcu ödenemez hâle gelmiştir. Bu
borçlara çözüm üretilmeden, kurumsal yapıları güçlendirilmeden su
yönetiminde yeniden yapılandırılma çalışmaları
çok büyük bir eksiklik taşıyacaktır. Öncelikle, birliklerin ve
sulama kooperatiflerinin borçlarının faizlerinin silinip taksite
bağlanması, tükettikleri enerjiyi kendilerinin üretebilmesi için
rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji sistemlerinin devlet
tarafından desteklenerek yasal düzenlemelerin yapılması
gerekmektedir.
Evet, arkadaşlar, suyu az olan bir ülkeyiz.
Sınırlı olan su kaynaklarımız hızlı ve
çarpık kentleşme, nüfus artışı, endüstriyel
faaliyetlerin doğurduğu katı ve sıvı atıklar,
katı atık depolama yerlerinin yer altı suyu beslenme
alanlarından seçilmesi, su havzalarının imar planlarına
açılması, tarım alanlarında bilinçsiz gübreleme ve
tarım ilaçlarının kullanılması yer altı ve yer
üstü sularının kalitesini tehdit ediyor, su kaynakları
kirleniyor.
Şairin dediği gibi Kâh susar, kâh
çırpınır, kâh ürperir, kâh çağlar/Su, eşyayı
kemiren küfe ve pasa ağlar. (CHP sıralarından
alkışlar) İşte, bizlere hayat veren suyu ağlatmamak
için, havzaların kirlilikten korunması amacıyla atık su
tesisi çalışmalarının, havzalarımızdaki kolektör
hattı planlama çalışmalarının, evsel kirliliklerden
korunması amacıyla başlatılan çalışmaların
bir an önce bitirilmesi önem arz etmektedir.
Küresel ısınma ve bilinçsiz tarımsal
sulama su potansiyelimizi olumsuz etkilemektedir. Ayrıca, küresel
ısınma nedeniyle ülkemiz normal yağış rejiminden uzaklaşmakta,
kuraklaşmakta; barajlarımızın su oranı geçen senelere
göre yarı yarıya azalmıştır. Tarım arazilerinde
kuraklık nedeniyle sorunlar yaşanmakta, ülkemiz son yetmiş
yılda böylesine bir kuraklık yaşamamıştır.
Yer altı suları da tehlike
altındadır. Yer altı suları potansiyeli
araştırılıp izleme sistemi kurularak tüketime
açılmalı, Türkiyede -geç kalınsa da- kuraklık alarmı
verilmelidir.
Geçen yıla bakarak tarımda istikrarlı
bir fiyat politikası uygulanmadığı için çiftçi
tarlasına küskün durumda, kuraklık her şeyi altüst ediyor.
Verilen desteklere rağmen çiftçi umudunu yitirmiş, üretim
hırsından uzaklaşmış. Bu nedenle, verilen destekler
ürünle orantılı olmalı, teşvikler ürün kalitesine ve
miktarına bağlı olarak verilmelidir. Teşvikler, ancak
üretimi artırıp maliyetleri azaltarak çiftçinin cebine girmiş
olacaktır.
Önemli bir konu: DSİnin yapmış
olduğu yatırımların etkin bir şekilde hizmete
dönüştürülmesi yani harcanan paranın, yapılan
yatırımların gayrisafi millî ziraat gelirini artırması
gerekmektedir; yoksa, yatırımların hiçbir anlamı
kalmayacak. DSİde, işletmeye açılan sulamalarda sulama
oranının yüzde 60lardan yüzde 80 ve 90lara
çıkarılması için yeni projelere ihtiyaç vardır.
Suyun ve su kaynaklarının daha etkin
kullanılabilmesi için çaresizlikten dolayı açılan kaçak
kuyuları yasaklamak yerine suyun adaletli bir şekilde
dağıtılması için çözüm üretilmelidir.
Değinmeden geçmek istemediğim bir konu da
büyük bir özveriyle çalışan, büyük projelere imza atan DSİ
personelidir. Personelimizin özlük hakları bir an önce
iyileştirilmeli, göstergeleri arasındaki dengesizlikler ortadan
kaldırılmalıdır. Tüm kurumlarda olduğu gibi bazı
pozisyonlarda taşeron olarak çalışanlar asıl işleri
belirlenip kadroya alınmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi,
geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarın da
vatandaşlarımızın yaşamını
kolaylaştıracak çözümler üreten, bu çözümleri üretirken de
doğaya ve çevreye azami önem gösteren her türlü uygulamanın
destekçisi olmaya devam edecektir.
Ben bu düşüncelerle bütçe
tasarısının ülkemiz için hayırlı olmasını
diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Bakır.
Sekizinci konuşmacı Edirne Milletvekili
Sayın Erdin Bircan. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz yedi dakika.
CHP GRUBU ADINA ERDİN BİRCAN (Edirne)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meteoroloji Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Yıllardır her kış hava durumunu
dinlerken ülkemizin Balkanlardan gelen soğuk havanın etkisi
altına girdiğini duyarız ancak en son İstanbulda
yaşadığımız terör saldırısında
kaybettiğimiz şehitlerimizin acısını ve ülkemizin
içinde bulunduğu yangını değil Balkanlardan gelen
soğuk hava, en kötü buz kütlesi dahi soğutamaz. Şehitlerimize
Allahtan rahmet, yakınlarına ve ülkemize
başsağlığı diliyorum. Bu yangının sebebi
AKPlilere soruyorum: Yarın çocuklarınızın Ülke yanarken
siz ne yapıyordunuz? sorusuna sizler nasıl yanıt vereceksiniz?
Değerli arkadaşlar, benim ilçem
Keşan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının
ölçümlerine göre geçen kış ve bu kış da kirli havada
Türkiye 1incisi. Keşandaki hava ulusal sınırların 2
katı, ABD sınırlarının tam 9 katıdır.
Keşandaki hava kirliliğinin ana kaynağı kömür
kullanımı. Sosyal Yardımlaşmanın
dağıttığı kömürler il çevre kurulunun belirlediği
kömür standartlarının çok çok altında ve bu kömürü maalesef
devlet eliyle dağıtarak havayı kirletiyoruz, insanlarımızı
hasta yapıyoruz. Tunusun devrik liderinin, diktatörünün doyasıya
kullanamadığı VIP uçağına milyon dolarlar ödeyen
Hükûmetinizin Keşandaki yoksullara kaliteli kömür vermeye gücü yetmiyor
mu? (CHP sıralarından alkışlar) Bu konuda Sayın
Valimizin çabasına da ayrıca teşekkür ediyorum, bu sorunu
kendisiyle paylaştıktan sonra çözüm aradılar ama maalesef hiçbir
çözüm olmadı.
Edirnemizin yaşadığı en önemli
sorunlardan birisi de yağışlı dönemlerde nehir
taşkınlarıdır. Devlet Su İşleri bunun önlenmesi
için çalışmalar yapmaktadır, köprü ve kanallar
yapılmaktadır. Biz önceliğin nehir yataklarının
temizlenmesine ve bunun daha doğru olacağını
düşünerek
Böylelikle taşkın debi seviyesinin artması
sağlanacak ve taşkınlar azalacaktır.
Bölgemizin en yakıcı sorunu ise artarak
devam ediyor. Yine Sayın Bakanım, yine Ergene, yine Ergeneyi
konuşacağız ve sizin söylediğiniz Cumhuriyet Halk Partili
belediyelere 13 tane arıtma tesisi yaptık, verdik. dediğinizde
hiçbir müteahhit doğru dürüst teslim etmedi, edemedi. Sizler de geldiniz,
geçen yıl gördünüz, beraber konuştuk ve Cumhuriyet Halk Partili belediyelere
bunlar hibe edilmedi, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler
borçlandırıldı, o ilçelerdeki halklar
borçlandırıldı, onlarla birlikte de
Ama müteahhitleri siz
seçtiniz ve hiçbir müteahhit doğru dürüst kendi sözünü yerine getiremedi.
(CHP sıralarından alkışlar) Ölçümler: En son 18
Kasımda Ergene Belediyesinin yaptırdığı bir analize
göre tam normal suyun, en kirli su standartlarının bile 4 kat şu
anda üstünde. Hâlâ Ergeneyi temizliyoruz. lafıyla artık nereye
kadar gideceğimizi bilmiyorum Sayın Bakanım.
Yaşadığımız tüm çevre
felaketleri yetmemiş gibi tarım ve orman arazilerinin
planlarını değiştirerek termik santral yapmaya
çalışıyorsunuz. Trakyayı kirletmek için harcadığınız
çabayı ülkemiz için eğer harcasaydınız ülke bu hâlde
olmazdı. Dünyadaki konunun uzmanlarını getirip nereye termik
santral yapılmaz diye sorarsanız eğer burada hukuksuz bir
şekilde planları değiştirerek
yaptığınız Trakyayı gösteriyorsunuz. Yani
dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmaz, tarımsal sit
alanı olacak olan bölgelere termik santral, yetmedi, bir de Nükleer
santral yapacağız. diyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
En son Uzunköprü ilçemizin Saçlımüsellim
köyünde AKP zihniyetini gördük arkadaşlar. Altı ay önce tarım
arazisi olduğu ve başka bir amaçla kullanılmayacak olan arazi
tescil edilmiştir ama AKPnin maharetiyle üçüncü sınıf marjinal
tarım arazisine çevrildi, altı ay gibi bir sürede. Niçin? AKPli biri
ya da birileri buraya patlayıcı deposu yapmak istiyor çünkü. Bir
tarım arazisini altı ayda hangi el çabukluğuyla marjinal araziye
çevirdiniz? Televizyonlarda Tarım arazilerimizi koruyalım. diye
kamu spotları yayınlayarak hangi suçlarınızı
gizliyorsunuz?
Termik santrallerin yanına bir de nükleer
santral yaparak tamamen bizleri öldürmenin peşindesiniz ama buna hiçbir
şekilde izin vermeyeceğiz. Bizi bu topraklardan işgalciler
atamadı, sizler bizi öldüremeyeceksiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Uzunköprümüzün bir diğer yarası da Çakmak
Barajı. Sayın Bakanım, maalesef yine bu gölet, onu da geldiniz,
gördünüz ve tespit ettiniz ki altı yıldan önce burası sulama
kanalları yapılmadığı için şu anda baraj gölet
konumunda yani Yaptık, bitti. dediğiniz baraj şu an maalesef
gölet konumunda.
Hatırlatmadan olmayacak, yine turizm bölgemiz
Sarosun taş ocaklarına müsaade ettiniz. Mecidiye, Erikli ve Saros,
eğer buraları gelip görseniz arkadaşlar bir tanenizin
vicdanı dahi kabul etmez. Maalesef, buraya taş ocakları
açılıyor. Burası turizm bölgesidir, burası tarihî
kentlerdir ama maalesef yine AKP zihniyeti bunu bu hâle getirdi.
Değerli arkadaşlar, Keşanı
zehirlemekte olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı şu
anda bedava dağıttığı kömürlerle Keşanda
yaşayan çocuklarımızın hastalığına sebep
olmaktadır. Sizler gelip bu Keşanı... Sosyal İşler
Bakanımız gelsin, Çevre Bakanımız gelsin.
Yine, sizler zaten Keşan-Enez yolunu çok iyi
biliyorsunuz. Burası kağnı yolundan yapılma bir yoldur.
Yani, inşallah kaza geçirmezsiniz, sizlere de temenni etmem.
Yine, Sayın Müezzinoğlu bölgemizde Enezi
çok iyi bilir. Keşan-Enez 60 kilometrelik yol, bir türlü
yapılmadı, yapılamadı, böyle bir niyet de
olmadığını görüyoruz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Geçiyor musunuz oradan? 3 araba bile geçer.
ERDİN BİRCAN (Devamla) Geçiyorsunuz ama
nasıl? 2 araba bir arada, karşı karşıya geçemiyorsunuz
değil mi Sayın Bakanım? İnşallah
başınıza bir şey gelmez bu konuda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERDİN BİRCAN (Devamla) Biz Edirneliler
olarak taşkınsız bir Meriç, tertemiz bir Ergene, rahat nefes
alan bir Keşan, yeşili, mavisi korunmuş bir Saros istiyoruz.
Hepinize teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Bircan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına dokuzuncu
ve son konuşmacı Kırklareli Milletvekili Sayın Türabi Kayan.
Süreniz yedi dakika.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TÜRABİ KAYAN (Kırklareli)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye, bildiğiniz üzere su fakiri bir ülkedir.
Enerjisini termik santrallerden elde etmek en doğru olanıdır. Bu
enerji santrallerimizin şu ana kadar sadece yüzde 37si
yapılmıştır. Türkiyede DSİnin tespit ettiği 730
termik santral yapılacak bölge keşfedilmiştir. Bunların
sadece 138i yapılmıştır. 55 tanesi devlet işletmesine
ait, 83 tanesi de özel sektörün yaptığı veya özel sektöre
satılan termik santrallerdir. Bizim şu anda
yaptığımız bu yüzde 37 santralle sadece
ihtiyacımızın yüzde 13ünü, daha doğrusu 13 bin megavat
enerjiyi elde ediyoruz. Bizim ülkemizin ihtiyacı olan, şu anda
kullanılan enerji 44 bin megavattır. Hâlbuki bu bahsettiğimiz
730 santralin tamamı yapılmış olsa 37 bin megavatlık
bir enerji elde edeceğiz. 44 bin megavat ihtiyacın yaklaşık
37 binini sadece elektrik enerjisinden yani hidroelektrik santrallerinden
karşılayacağız. Sadece bu santrallerin maliyetinin
düşük olmasından da değil, temiz olmasından da değil,
bunun yanında bu santrallerden elde ettiğimiz su aynı zamanda
tarımsal arazimizi sulayacağından dolayı daha çok verim
artışından ve daha çok insan istihdam edeceğinden dolayı
ülkemizin ekonomisine büyük bir katkı sağlayacaktır. Ama
maalesef biz elektrik enerjisini, bu santrallerden, hidroelektrik
santrallerinden karşılayacağımız yerde gidip de kömür
santrallerinden ve doğal gaz santrallerinden karşılamaya
çalışıyoruz.
Değerli arkadaşlar, doğal gaz
santrali hidroelektrik santralinin tam 25 kat daha pahalısıdır,
kömür santrali hidroelektrik santralinin tam 20 kat daha
pahalısıdır. Böyle pahalı bir enerjiyi kullanıp sanayicimize
ve ülkemizin insanına pahalı enerji veriyoruz. Bu kadar pahalı
enerjiyi alan sanayicimiz haliyle enerji girdisi pahalı olduğundan
dolayı yüksek maliyet elde ediyor. Bu yüksek maliyetle gidip de kiminle
rekabet edeceksiniz dünyada? Hiç kimseyle rekabet edemezsiniz.
Dolayısıyla biz bu enerjiyi sanayicilerimize ucuz vermeyi taahhüt
ediyoruz ve veriyoruz. Peki, ucuz verdiğimiz enerjiyi kimden
karşılıyoruz? Halkımızdan karşılıyoruz.
Hem kendisi yaktığı enerjiyi pahalıya kullanıyor hem de
sanayicimizden elde edilen ucuzlatmayı da yine halkımızın
üzerine yüklüyoruz.
Değerli Cumhuriyet Halk Partililer ve
Türkiye'nin değerli insanları, bizlerin bu enerjiyi kullanmak için
yapmamız gereken sadece ve sadece hidroelektrik santrallerini
kullanmaktır, hidroelektrik santralleri yapmaktır. Bugün kömür
santralleri kuruluyor. Değerli arkadaşlar, linyitin kalorisi
düşük olduğundan dolayı kömürü yıkatmak zorundayız,
yıkamak için de su kullanmak zorundayız. Bu
kullandığımız su daha sonra atık su ve kirli su olarak
ayrıca doğayı kirletmektedir. Bunun yanında, baca
gazlarının çıkardığı zehirli partiküller
ayrıca doğayı kirletmektedir. 20 kat-25 kat daha masraflı
olduğu hâlde çevreye verdiği zararı da ayrıca göz önünde
bulundurmanızı istiyorum ve bunun yanında, bu enerji santrallerini
soğutmak için de ayrıca su kullanmanız gerekiyor. Ülkemiz su
fakiri bir ülkeyken biz suyu gidip de kömürü yıkamakla veyahut da
çıkan bu ısıyı soğutmakla harcıyoruz.
Değerli arkadaşlar, şu anda bizim
bölgemizde, Trakyada gerek Vizede gerekse Çerkezköyde termik santral
kurulmak isteniyor. Burada kurulan santraller Trakyanın
kuzeybatısındadır. Trakyanın bütün rüzgârı, üç yüz
altmış günün üç yüz günü kuzeybatıdan eser. Buradaki
partiküllerin hepsi Trakyanın üzerine gidecek demektir. Sayın Bakan,
bunları da size ayrıca arz ediyorum.
Sayın Bakanım, sizlere ayrıca bir
öneride bulunmak istiyoruz, bunu not alırsanız bence daha da iyi bir
neticeye kavuşacaksınız. Vadiye havza bazlı su birlikleri
kurmak zorundayız. Bu su birliklerine özellikle ziraat
odalarını, sanayi odalarını, belediye
başkanlarını mutlaka üye yapmak zorundayız.
Değerli arkadaşlar, son olarak söylemek
istediğim şudur: Türkiye, dağlarına düşen
yağışı barajlarında biriktirmekte, hidroelektrik
üretmekte ve tarım alanlarını sulamakta geri kalmıştır.
Bunu bir an önce yapmalı ve tamamlamalıdır. Bu nedenle enerji
üretmek için ithal kömüre ve ithal doğal gaza bağlanmakta mecburi
kalınmıştır. İthal yakıtla elde edilen enerji,
hem pahalıya mal olmakta hem de döviz kaybına sebep vermektedir.
Sanayide yüksek enerji, maliyeti imalat maliyetini yükseltmektedir.
Sanayi enerjisine yapılan indirim
halkımızın elinden, cebinden alınmaktadır. Türkiye,
baraj programı zamanında gerçekleşmediği için sulu
ziraatı ve artan nüfusunun ihtiyacı olan tarımsal üretimi
gerçekleştirememiş, bu, millî olmayan tutum ve plansızlık
sonucu gerçekleştirilememiştir. Bundan dolayı da otu ve
samanı dışarıdan ithal etmek zorunda kaldık.
Bütün bunlar ortadayken su üretim alanlarına,
taş ocaklarına izin verilip ormanlar yok edilmekte, yağmur
sularının yer altı sularına sızması da engellenmektedir.
İç Trakyada, Karamanda ve Karapınar gibi suyu az olan kurak
bölgelerde kalitesiz kömürle termik santral kurularak yer altı suyunu
israf edici şekilde kullanmaktayız.
Değerli arkadaşlar, bir örnek daha vereyim
size. Bu Vize bölgesinde, Çerkezköy bölgesinde kurulacak olan santrala
harcanacak olan su, Vize bölgesinden ve Karıştıran bölgesinden
temin edilecektir. Karıştıran bölgesinde su, toprağın
eksi 500 metresindedir, Vizede de eksi 200 metresindedir. Bu suyu nereden
bulacaksınız ve nasıl yıkayacaksınız? Barajlar
dururken, su havzalarımız dururken ülkemizi bu kadar zarara itmekle
sizler ne kazanacaksınız Sayın Bakanım, merak ediyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Kayan.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına yapılacak olan konuşmalara geçeceğiz.
İlk konuşmacı, Niğde
Milletvekili Sayın Erdoğan Özegen. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA ERDOĞAN ÖZEGEN
(Niğde) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ekonomi
Bakanlığımız bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle aziz milletimizi ve yüce
heyetinizi saygıyla selamlarken tüm şehitlerimize Allahtan rahmet
diliyor, yaralılarımıza şifa diliyorum; aziz Türk milletine
başsağlığı diliyorum; Emniyet mensuplarıma da
özellikle başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
çok şeyler, rakamlar bu kürsüden bütçe üzerinde telaffuz edildi,
konuşuldu. Hafızaibeşer, nisyan ile maluldür. diye güzel bir
sözümüz var. Konuşmamın başında küçük bir hatırlatma
yapmak isterim. Bundan tam on dört yıl önce ülke ekonomisiyle ilgili genel
manzara şuydu: Yaklaşık 50 milyar dolar mali yükle finans
sektörü çökmüş, cumhuriyet tarihinde ilk defa esnaf, tüccar, çiftçi ve
toplumun büyük bir kesimi sokağa dökülmüş, sosyal devlet ilkesi yerle
yeksan olmuş, hazinesi iflas etmiş, IMFye mahkûm olmuş bir
Türkiye. Kamu yatırımlarının durduğu, devlet
çalışanlarının maaşının bile yüksek
faizlerle borçlanılarak karşılanabildiği bir Türkiye.
Bu vahim tablo, 3 Kasım
2002 seçimlerinde partimizin iktidara gelmesiyle değişmiştir,
Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan kesimlerin gösterdiği
dirence rağmen değişmiştir. Hatırlayın, 27 Nisan
e-muhtırası, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367
krizi, partimize açılan kapatma davası ve 15 Temmuzda bir grup
FETÖcü münafıklar çetesinin giriştiği alçak darbe
teşebbüsü, bunlardan sadece birkaç tanesi. On dört yıllık
iktidarımızda, peş peşe atılan reform
adımlarıyla, Türkiye'de, güçlü ekonomi, kaliteli demokrasi dönemi
başlamıştır.
Diğer taraftan,
Irak-Suriye sınırında yaşanan savaşlar, ülkemize
akın eden milyonlarca kardeşimize ev sahipliği yapmamız,
ticaretimizin büyük bir bölümüne muhatap olan Avrupada yaşanan ekonomik
kriz, işte tüm bunlar elbette ticaretimizi olumsuz etkilemiştir.
Peki, sadece bizde mi bu?
Hayır, yok, tüm dünyada benzer sıkıntılar yaşanmakta.
2012den bu yana küresel ticaret hacmi yıllık artış
oranı yüzde 3-4 gibi gayet vasat bir düzeyde. Petrol fiyatlarındaki
düşüş ithal enerji faturalarımıza olumlu yönde yansısa
da, petrol ihraç eden ülkelerle olan ihracatımızı olumsuz
etkilemiştir. İhracatın büyük bölümü petrole dayanan 28 ülkeyle
olan ihracatımızın yaklaşık 60 milyar dolar gibi
önemli bir seviyede olması, öte yandan yurt dışı
müteahhitlik iş hacmimizin yüzde 85inin de bu ülkelerden geliyor
olması, sonuç olarak baktığımızda 2016
ihracatında yüzde 2lik bir daralma söz konusu. Çevre ülkelerde
yaşanan olumsuzluklar ve yaşadığımız sorunlar ve
dolardaki yükseliş kaynaklı parite kaybı, elbette etkili
olmuştur.
Peki, başka ülkelere göre durumumuz nedir?
2016dan şu ana kadar küresel ticaret yüzde 4 azalmıştır.
Yani ülkemiz, her şeye rağmen, diğer ülkelere kıyasla daha
iyi bir performans ortaya koymaktadır.
Hükûmetimizin önem verdiği diğer bir konu,
dış ticarette millî paramızın kullanılması. Son
verilere göre, TL kullanımı ihracatta yüzde 5, ithalatta yüzde 7ye
ulaşmış durumdadır. On dört sene önce bu oranın yüzde
1 bile olmadığını düşündüğümüzde, Ekonomi
Bakanlığımızın bu ve benzeri
çalışmalarındaki başarılarını önemsiyor ve
teşekkür ediyoruz. Ekonomi Bakanlığımızın
başlattığı proje bazlı yatırım teşvik
sistemiyle, artık, daha fazla katma değer üretimi yapacak
yatırımlar ön plana çıkmaktadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, deniz ne kadar
dalgalı olursa olsun, bu gemi, kurucu liderimiz Sayın
Cumhurbaşkanımızın kaptanlığında,
Başbakanımız ve AK PARTİ kadrolarıyla, rotasından
sapmadan, hedefi olan limana varacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi
olmasın. Gelinen bu noktada, tüm kurum ve kurallarıyla ekonomimiz,
finans sektörü ve reel sektör bakımından artık daha sağlam
bir alt yapıya sahiptir. Bütün bunları yaparken, bir taraftan sosyal
adaleti toplumun tüm kesimlerine yayıyor, kamu yatırımlarımızdan
taviz vermiyor, altyapı yatırımlarımıza devam
ediyoruz.
Diğer taraftan, artık, Türkiye, millî
ekonominin gereği olarak orta ve ileri teknolojide dışa
bağımlılıktan kurtulacak adımlar atıyor, savunma
sanayisi başta olmak üzere birçok alanda, artık, millî üretime sahip
bir ülke hâline geliyoruz. Bundan böyle, üretimden istihdama, altyapıdan
sosyal devlet ilkesine kadar her alanda yeni reformlar yaparak aziz
milletimizle yolumuza devam edeceğiz.
Bu vesileyle ben şunu ifade ediyorum: Bütün
şerliklere rağmen ülkemizin geleceği aydınlıktır.
Her türlü şer güce rağmen bu zorlukları yeneceğiz.
Şafağın sökme anı
yakındır diyor, bütçemizin hayırlı olmasını
temenni ederken aziz milletimizi ve yüce heyetimizi bir kez daha saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Özegen.
İkinci konuşmacı, Gaziantep
Milletvekili Sayın Abdullah Nejat Koçer.
Süreniz beş dakika.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Ekonomi Bakanlığı bütçesi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken
terör saldırılarında hayatını kaybeden
şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil
şifa diliyorum. Terörü ve terörün destekçilerini lanetliyorum.
Ayrıca, dünyanın
gözü önünde Halepte yaşlı, çocuk demeden yapılan katliamı
lanetliyor, bu insanlık dramının son bulmasını diliyorum.
Sayın milletvekilleri,
tüm dünyada siyasi ve ekonomik bir değişim yaşanıyor.
Avrupa Birliği, son ekonomik krizden sonra hâlâ istediği seviyede
toparlanabilmiş değil, Amerika, başkanlık seçimleriyle artan
para politikasındaki belirsizliği gideremiyor, Çinin
yaşadığı yapısal sorunlar küresel ticarete
doğrudan etki yapıyor, yakın coğrafyamızdaki
savaş hâli ve siyasi belirsizlikler devam ediyor, sadece beş ay önce
Türkiyede bir darbe girişimi oldu, kararlılıkla mücadele
ettiğimiz, ancak yıllardır süren bir terör sorunumuz var. Bütün
bu olumsuz tablolara rağmen, küresel ticaretteki gerileme eğilimine
rağmen Türkiye, 2015 yılında yüzde 4; kesintisiz 27 çeyrektir
büyüdü. 15 Temmuzun etkisiyle 28inci çeyrekte bir düşüş olsa da bu
rakamı şu anda değerlendirmeye almamız çok doğru
değil, bundan sonraki 29uncu çeyrek bizim için çok önemli.
2015te yıllık
yüzde 26 gerileyerek 32,2 milyar dolara düşen cari açık 2016
yılında yüzde 4,9 gerileyerek 23,5 milyar dolara indi, 2016
yılı sonu hedefimiz yüzde 4,3.
Değerli milletvekilleri, Türkiye ekonomisini
küresel gelişmelerden bağımsız düşünmemiz
imkânsız. İfade ettiğim verilerle yetinmemiz asla mümkün
değil. İthalatta bağımsızlığımızı
azaltmaya gayret ediyor, ihracatın büyümeye olan pozitif
katkısını sürekli kılmayı hedefliyoruz. Üretimi,
ihracatı, yatırımları artırmaya yönelik üretilen
politikalarda bunları açıkça görüyoruz. Bu politikaların olumlu
neticelerine hep birlikte tanık oluyoruz. Piyasalardaki son dalgalanmalar
üzerine Ekonomi Koordinasyon Kurulunun çok güçlü ekonomik tedbirler
açıkladığını hep beraber izledik. Eximbankın 3,7
milyarlık sermayesinin artırılması, ihracatçıya 250
milyar liralık kredi hacminin Kredi Garanti Fonu tarafından oluşturulması,
imalata yönelik yatırım harcamaları için yatırıma katkı
oranının yüzde 15 artırılması, 500 bin
vatandaşımızın İŞKURun aktif iş gücü
programından yararlanacak olması, işverenlerimizin 2017
yılı ilk üç aylık primlerinin yılın son üç ayına
ötelenmesi, bu tedbirlerden sadece birkaçı.
Değerli milletvekilleri, Türkiye ekonomisinin
yapısal bir sorunu yoktur. Türkiyeye yönelik küresel bir finansal
operasyon vardır. Memnuniyetle görüyoruz ki bu finansal operasyona
karşı yerli ve millî bir hareket başlamıştır.
İçinde bulunduğumuz bu dönem, Türkiye'nin farkındalık dönemidir.
Yalnızca silahlı terör örgütüne ve FETÖye karşı verilen
mücadeleden ibaret bir farkındalık değildir bu; müttefik ve dost
bildiğimiz, küresel aktör konumundaki ülkelerin Türkiyeye karşı
nasıl tehditler oluşturduğuna yönelik bir
farkındalıktır.
Türkiye ekonomisi, işleyen bir piyasa
ekonomisidir. Ekonomi sağlam temeller üzerinde, tasarrufu artıracak
teşvikler ve yapısal reformlar bir bir hayata geçirilmekte. Kredi
derecelendirme kuruluşları dilediği kadar sipariş rapor
yayınlasın, bankacılık sektörümüz güçlü,
vatandaşımız ekonomiye ve ülkesine güveniyor, piyasa ekonomisine
bağlılık sürüyor ve Türkiye büyüyor.
G20nin en hızlı büyüyen ülkesiyiz, Avrupa
Birliği ülkelerinden daha hızlı büyüyoruz. Avrupa ülkelerinde
büyümede 5inci sıradayız. Kamu yatırımlarımız
reel ekonomiye çeşitli imkânlar ve desteklerle artırılıyor.
2017 yılımız, büyüme esaslı bir
bütçe. Bu bütçemizde AR-GE ve inovasyonu güçlü bir şekilde destekleyerek
ekonomimizin rekabet gücünü ve verimliliğini artırmaya yönelik
kaynakları artırmayı hedefliyoruz.
Yatırımlara daha fazla kaynağın
ayrıldığı 2017 bütçesinin Ekonomi
Bakanlığımız, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı,
uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Koçer.
Üçüncü konuşmacı, Çorum Milletvekili
Sayın Salim Uslu.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİM USLU (Çorum) -
Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin saygıdeğer üyeleri; sizleri
ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyor, tüm şehitlerimizi
rahmetle anarak gazilerimize şifalar diliyorum, milletimizin
başı sağ olsun.
Geçmişte darbe ve muhtıralardan, terörden
çok çekmiş birisi olarak sivil siyaset ve demokrasi konusunda samimi
olanların, terör ve şiddet kimden gelirse ve hangi misyon adına
olursa olsun karşı çıkmaları gerektiğini ve daha
barışçıl bir dil kullanmaları gerektiğini tarih önünde
ifade etmeyi görev sayıyorum.
Halepte sıkışıp
kalmış 80 bin civarında ölümü bekleyen insan var. Sürdürülen
katliama göz yuman uluslararası camia, oradaki katliamlardan da bizatihi
sorumludur. Son zamanlarda özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyinde daimi üyelerin reddetmesiyle insani yardımın
ulaşmasının engellenmiş olmasını doğru
bulmadığımızı ve Dünya, beşten büyüktür.
iddiasının ne kadar haklı olduğunu bu vesileyle bir kez
daha tespit ettiğimizi belirtmek istiyorum. İnsanlık suçu
işlenen Halepte başka ülkelerin havadan, karadan bombalamasıyla
kan ve gözyaşı üzerinden zafer ilan edilmesini asla ve kata
doğru bulmadığımızı belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, sürdürülebilir bir
sosyal güvenlikten sağlık hizmetlerinin finansmanına,
çalışma hayatı ve istihdamın artmasına kadar 79 milyon
yurttaşımızı doğrudan ilgilendiren bir bakanlık
bütçesini görüşüyoruz. Bu alanda Parlamentomuzun da desteğiyle
geçmişte reform niteliğinde birçok yeni düzenleme
yapılmıştır. Birkaç başlık hâlinde özetlemek
gerekirse işsizlik, dünyada ve Türkiye'de en baş sorunlardan birisi
olmaya devam etmektedir. Elbette cumhuriyet hükûmetlerinin tümünün çabası
vardır ama bilesiniz ki işsizlik, şimdi başka bir evreye
geçmiş ve nitelikli iş gücü ortaya çıkmıştır.
Nitekim, 2023 vizyonuna ve gerekse YPK kararlarına uygun olarak
hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejimizde iş gücü
piyasalarının beklediği nitelikli iş gücü yetiştirme
konusunda önemli çalışmalar yapılmıştır.
Yine, az önce de konuşmada ifade edildi.
Sayın Başbakanımız tarafından geçtiğimiz günlerde
açıklanan ekonomik önlemler paketinde KOBİlere ve iş gücüne
yönelik önemli kararlar alınmıştır, bunu da son derece
önemli gördüğümü belirtmek istiyorum. Özellikle 500 bin kişilik aktif
iş gücünün yararlanacağı yeni düzenlemelerin
varlığı, prim ödemelerinin bir kısmının
ötelenmiş olması ve KOBİlerin güçlendirilmesi burada son derece
önem arz etmektedir. Finansal krizlere, savaşlara, daralmalara,
piyasalardaki sert rekabete yani tüm olumsuz koşullara rağmen
alınan tedbirlerle iş gücü piyasalarında önemli yasal
düzenlemeler yapılmış ve istihdamı artıracak sosyal
devlet anlayışı olumlu verilere de
yansımıştır.
Elbette bu dönemde genel sağlık
sigortasına geçilmiş olması son derece önemlidir.
İşsizlik sigortasının hayata geçirilmiş olması ve
başarılı bir şekilde fonun yönetimi son derece önemli bir
yeniliktir. Yine, burada sosyal güvenlik konusunda etkin, verimli, kolay
ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi sayesinde
aktif ve pasif sigortalı sayımız artmıştır.
Sağlık karnesinin kaldırılmış, e-reçete
uygulamasına geçilmiş, eczane ve hastanelerin tüm
çalışanlara açılmış olması son derece önemlidir.
Yine, SGKnın burada 530 civarında sosyal güvenlik merkezinin ve 75
adet hâlâ devam eden SAGMERlerin kuruluş
çalışmalarının devam ediyor ve kısa zamanda hizmete
geçiyor olmasının, sigortalı sayısında
artışa ulaşmada önemli katkıları olmuştur.
Engelliler konusunda önemli çalışmalar
yapılmıştır ve en önemlisi sendikalar ve toplu iş
sözleşmesi konusunda yasa çıkarılmıştır. Bunlar
son derece önemlidir.
Tabii, sayın
milletvekilleri, konuşmamın burasında kısaca bazı
önermelerde bulunmak istiyorum Sayın Bakanımıza ve
Çalışma Bakanlığına. İşletmelerin primli
katkılarını sağlayacak, sendikal kültürü
yaygınlaştırarak sendikayı özgürleştirecek çok ciddi
bir kıdem tazminatı fonu çalışmasına ihtiyaç
vardır. Elbette yeşil pasaport önemlidir ama sosyal etiketleme
sendikalaşmayı teşvik etmekte çok daha önemlidir diye
düşünüyorum. Bunun dışında mevzuat boşluğundan
ziyade Türkiye'de bir sosyal kabul sorunu vardır, bunun şiddetle, bir
an önce aşılması gerekir. İşsizlik
sigortasının kapsamının genişletilip erişiminin
kolaylaştırılması, özellikle kamudaki statü
karmaşasının bir an önce sona erdirilmesi ve bilhassa geçici ve
mevsimlik işçilik gibi ayrımların ortadan kaldırılarak
onlara
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SALİM USLU (Devamla) -
kesin bir çözüm olarak kadro ihdasının gerçekleştirilmesini,
aynı zamanda kamuda ya da özel sektörde geçici işçi tarifi yerine
geçici iş tanımının tadat edilerek getirilmesini, yine
İş Sağlığı Yasasında getirdiğimiz
işçi temsilciliği statüsünün mutlaka örgütsüz iş yerlerinde de
olacak şekilde bir sendikal altyapının
oluşturulmasını
BAŞKAN Sayın Uslu
açıyorum, tamamlayın lütfen.
SALİM USLU (Devamla)
Sağ olun efendim.
Çeşitli nedenlerden
dolayı kapanan iş yerlerinde işçi alacaklarıyla ilgili yeni
bir düzenleme yapılmasını da burada önermek istiyorum.
Bu vesileyle,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesinin
Bakanlık çalışanlarına ve tüm emekçilere hayırlı
uğurlu olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Uslu.
Dördüncü konuşmacı,
Rize Milletvekili Sayın Hikmet Ayar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
HİKMET AYAR (Rize) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi üzerine
AK PARTİ grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz cumartesi
günü İstanbul Beşiktaşta meydana gelen hain terör
saldırısını lanetliyorum. Tüm şehitlerimize Allahtan
rahmet diliyorum. Ateş, en çok, düştüğü yeri yakıyor.
Şehit yakınlarımıza, polis teşkilatımıza,
aziz milletimize sabırlar diliyorum.
Yine başta Halep
katliamı olmak üzere dünyanın her yerinde Müslümanlara
karşı sürdürülen sistematik vahşeti de lanetliyorum. Tüm dünya
Müslümanlarını sen ben kavgasını bırakarak birlik ve
beraberliğe davet ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ne kadar
geniş bir yelpazede görev yaptığını birçoğumuz
farkında olmayabiliriz. Bir işimiz var ve çalışıyorsak
memur, işçi, esnaf, tüccar fark etmez, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığıyla alakamız var demektir.
İşimiz yoksa ve iş arıyorsak yine Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla alakamız var demektir.
Şayet emekli olmuşsak yine bu Bakanlığımızla
alakalıyız demektir. Bu itibarla, toplumun her kesimine bir
şekilde dokunan bir bakanlık olarak milletimizin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığından beklentisi o derece yüksektir. AK
PARTİ iktidarlarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik
bakanlarının bu beklentileri karşılayacak dinamizm
içerisinde görev yaptıklarını biliyoruz ve takdir ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; bütçe görüşmeleri vesilesiyle bu kürsüye çıkan
bazı milletvekili arkadaşlarımız, rakamları evirip
çevirerek bazı demagojik sonuçlara ulaşmak istiyorlar, belki de
kendilerini yanıltıyorlar, kandırıyorlar. Şimdi, ben
de size bazı rakamlar verebilirim, sizin ortaya koymaya
çalıştığınızın tam tersini söyleyebilirim.
Mesela, kayıt dışı istihdam oranının yüzde
52lerden yüzde 34lere gerilediğini söyleyebilirim; genel
sağlık sigortası uygulamalarının dünyaya örnek olacak
bir noktaya geldiğini söyleyebilirim; devletteki engelli memur
sayısının 5.777den 49 binlere yükseldiğini ve bunun yüzde
847lik artışa tekabül ettiğini söyleyebilirim; çok tenkit
ettiğimiz emeklilerimizin maaşlarının, nominal olarak yüzde
350 ile yüzde 706 arasında, reel olarak yüzde 50 ile yüzde 200
arasında arttığını söyleyebilirim; tüm vergi
gelirlerinin, yüzde 86 faizini karşılayabildiğini, şimdi
ise yüzde 11lere düştüğünü söyleyebilirim. Bunlar sadece birkaç
rakam.
Şunu söylemek istiyorum: Rakamları evirip
çevirmeyin. AK PARTİnin iktidarları her alanda olduğu gibi
çalışma ve sosyal güvenlik alanında da
başarılıdır. Zaten başarılı olmasaydı,
millet, bu kadar uzun süre, AK PARTİyi iktidarda tutmazdı.
Tüm bu başarılı
çalışmaların yanı sıra çözüm bekleyen
sorunlarımızın varlığını Sayın Bakanımız
da bilmektedir. Bunlardan bir tanesi de taşeron çalışanlar
meselesidir. Bu konuda çalıştığınızı
biliyoruz, çalışmalarınızın tamamlanmak üzere
olduğunu da biliyoruz. Bir an önce bu çalışmaların
bitirilmesini bekliyoruz.
Bir başka çözüm bekleyen sorun ise mevsimlik
işçiler meselesidir. Sayın Bakanım, yaklaşık 23 bin
çalışanı ilgilendiren bir konu bu. Bu sayının
yaklaşık yarısına yakını Rize, Trabzon, Artvin
illerinde çalışan ÇAYKUR çalışanlarıdır. Bu konu,
zatıalinizle de bizzat konuştuğumuz bir konudur.
Mevsimlik işçilerimiz, bir yılda en fazla
yüz yetmiş dokuz gün çalışabilmektedir. ÇAYKUR
çalışanlarımız ise yüz kırk, yüz elli gün ancak
çalışabilmektedir. Çalışmadıkları sürede iş
akitleri askıda olduğu için işsiz de sayılmıyorlar, bu
nedenle işsizlik aylığı da alamıyorlar.
İşsizlik aylığının diğer
şartlarını yerine getirmeleri çok zor ama getirseler bile
işsizlik aylığı almaları mümkün değil çünkü
işsiz sayılmıyorlar.
Yine Bakanlığınızın
bünyesinde İŞKUR Toplum Yararına Çalışma Projelerinden
faydalanamıyorlar, dolayısıyla mevsimlik işçilerimiz için
bir şeyler yapmanın vakti geldiğini düşünüyorum. Biraz
sonra yapacağınız konuşmada bu hususta bir şeyler
söylemenizi 23 bin mevsimlik işçi için sizlerden bekliyoruz.
Kısa iki konuya daha değinerek
konuşmamı bitireceğim.
ÇAYKUR bünyesinde işçi statüsünde
çalışan ziraat mühendislerimiz, çay eksperlerimiz ve diğer
üniversite mezunlarımız bulunmaktadır. Önceki yıllarda
geçici bir düzenlemeyle isteğe bağlı olarak belli şartlar
taşıyanlara memuriyete geçme imkânı verilmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HİKMET AYAR (Devamla) - Benzer bir düzenleme
sadece ÇAYKURda değil, diğer kurumları da kapsayacak
şekilde yapılabilirse çok hayırlı olacağını
düşünüyoruz.
Ayrıca, Millî Eğitim
Bakanlığı Halk Eğitim Müdürlüklerinde çalışan
usta öğreticilerimiz var. Çok önemli bir işlev görmektedirler. Önemli
sorunları var, kadro istiyorlar. Kadro olabilse elbette iyi olur ama kadro
olmazsa da durumlarında düzenleme yapılması gerekiyor.
Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ayar.
Beşinci konuşmacı, Ankara
Milletvekili Sayın Jülide Sarıeroğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA JÜLİDE
SARIEROĞLU (Ankara) Değerli milletvekilleri, 2017 bütçe
görüşmeleri çerçevesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Terörün her türlü değeri ve ahlakı
çiğneyen en çirkin yüzüne 10 Aralık gecesi İstanbulda bir kez
daha şahit olduk. Ülkemizin birlik ve beraberliğine, geleceğine
kastetme gayreti içinde olanlar ve onların destekçileri kirli
amaçlarına asla ulaşamayacaklar. Mücadelesini Ölürsem şehit,
kalırsam gazi. anlayışıyla veren aziz milletimizi yolundan
asla döndürmeyecekler. Milletimiz daha çok kenetlenecek. Tek vatan, tek
millet, tek devlet, tek bayrak diyerek mücadelemizi kararlı şekilde
sürdürmeye devam edeceğiz. Allahın yardımıyla ülke ve
millet olarak terörün, terör örgütlerinin, teröristlerin ve onların
arkalarındaki güçlerin üstesinden geleceğiz.
Gazi Meclisimizden İstanbuldaki hain terör
saldırısında şehit olan, bugün Ankarada Hakka
uğurladığımız Tugay Can Kızılırmak
kardeşime, dün Hakka uğurladığımız
Elmadağdan Çetin Sarıkaya kardeşime, Keçiörenden Yakup Çapan
ve Oğuzhan Duyar kardeşlerime, Etimesguttan Mehmet Zengin kardeşime
ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı
diliyorum; yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Bu
vesileyle, azimle, inançla, vatan, bayrak sevdasıyla yurt içinde ve yurt
dışında görev yapan tüm güvenlik güçlerimize şükranlarımı
sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, Halepte aralarında
kadın ve çocukların olduğu siviller katlediliyor. Halepte bir
insanlık dramı yaşanıyor, içimiz yanıyor. Halepte
insanlar ölürken, görmeyen, duymayan, konuşmayan dünyada hukuk ölüyor,
insan hakları ölüyor, insanlık ölüyor, değerlerimiz yok oluyor.
Halepe yönelik saldırıların bir an önce durdurulması
gerekiyor. Sivil halkın gerekli gözetim mekanizmaları
eşliğinde güvenli tahliyesi sağlanmalı, insani yardım
erişiminin önü açılmalı. Halep, hepimizin vicdanı demek
istiyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin istihdam
politikaları, adil, kapsayıcı ve bütüncül bir
yaklaşımı esas alan Ulusal İstihdam Stratejisi çerçevesinde
yürütülmektedir. Katılımcı bir anlayışla
hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi, 2023 yılına kadar
işsizlik oranının yüzde 5 düzeylerine indirilmesini, istihdam
oranının yüzde 55 düzeylerine yükseltilmesini hedeflemektedir. Bu
kapsamda, 2014-2016 döneminde 219 tedbir uygulanmıştır. Yeni
eylem planımız da Ocak 2017 tarihinde uygulamaya geçecektir.
Değerli milletvekilleri, kalkınmanın
temel unsuru olarak gördüğümüz kadınlar güçlü olursa Türkiyenin daha
güçlü olacağına inanıyoruz. Bu kapsamda Ulusal İstihdam
Stratejisi çerçevesinde kadın istihdamı temel
başlıklardan biridir. Kadınların iş gücüne
katılım oranının 2023 yılı itibarıyla yüzde
41e çıkarılması hedeflenmektedir. Bu kapsamda,
kadınların iş gücüne katılma oranı ve
istihdamının artırılması, kayıt
dışı istihdamla mücadele için farkındalığın
geliştirilmesi, aktif ve pasif iş gücü politikalarının,
kadınların mesleki becerilerinin geliştirilmesi,
girişimciliğin artırılması, iş ve aile
yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik prim
teşvikleri uygulanmıştır.
Yine, İŞKUR tarafından 1 milyon
kadın danışanla bireysel görüşmeler
gerçekleştirilmiş, aktif iş gücü hizmetlerinden yararlanan
kadın sayısı yüzde 55e ulaşmıştır. Yapılan
tüm çalışmalar sonucunda 2002 yılında yüzde 27,9 olan
kadının iş gücüne katılma oranı, 2015
yılında yüzde 31,5e yükselmiş, Ağustos 2016 döneminde ise
yüzde 33,1e yükselmiştir. Son on dört yılda kadın
istihdamında yüzde 37, iş gücünde ise yüzde 45 oranında
artış gerçekleştirilmiştir.
On dört yılda partimiz, iktidarımız,
hayatın her alanında kadınların rol ve statülerinin
yükselmesini sağlamıştır, kadınların
ayrımcı ve ötekileştirici uygulamalara maruz kalmasına son
vermiştir. Yine, çalışma ve analık hakkını,
ikisini birden güvence altına almış, iş ve aile
yaşamını uyumlaştırmada yaşadıkları
sorunları hafifletmiştir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra
da kadın-erkek, genç-yaşlı, engelli, işçi-işveren,
emekli, tüm kesimleri kapsayıcı ve adil bir çalışma
hayatı için yaptığımız çalışmaları
aynen sürdüreceğiz. Dinamik bir yapıya sahip olan iş gücü
piyasası politikalarını belirlerken önceliğimiz her zaman
adalet olacak, fırsat eşitliği olacak, insan onuruna
yaraşır bir çalışma hayatını oluşturmak
olacak.
Sözlerimi bitirirken Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı bütçesinin ülkemize, milletimize ve
çalışma hayatına hayırlı olmasını diliyor;
başta Sayın Bakanımız olmak üzere, tüm çalışma
arkadaşlarına, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan ve üyelerine
şükranlarımı sunuyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Sarıeroğlu.
Altıncı konuşmacı Ankara
Milletvekili Sayın Nevzat Ceylan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NEVZAT CEYLAN (Ankara)
Değerli milletvekilleri, Mesleki Yeterlilik Kurumunun 2017 yılı
bütçesi hakkında söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlamadan önce, Halepte yaşanan insanlık dramını
lanetliyor, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, çalışma
hayatının ihtiyaç ve beklentilerini karşılayan nitelikli
iş gücünün eğitim sistemimiz içinde yetiştirilmesinin küresel
düzeyde Türkiye'ye rekabet avantajı kazandıracağı hepinizin
malumudur. Bu anlamda dünyada uygulanan en yaygın sistemlerden birisi,
mesleki yeterliliği şeffaf ve güvenilir bir şekilde ortaya koyan,
standartlara ve akreditasyona dayalı, kalite güvencesi
sağlanmış ölçme, değerlendirme ve belgelendirme
sistemlerinin kurulup işletilmesidir. Ülkemizde de Mesleki Yeterlilik
Kurumu, uluslararası norm ve standartlara uygun bir şekilde ulusal
meslek standartlarını ve yeterliliklerini oluşturarak akredite
sınav ve belgelendirme sistemiyle çalışma hayatına
nitelikli eleman kazandırmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bu yıl kuruluşunun 10uncu yılını kutlayan Mesleki
Yeterlilik Kurumu önemli çalışmaları da geride
bırakmıştır. Bu kapsamda ulusal meslek
standartlarının hazırlanması için sektörlere ve mesleklere
ilişkin yetkinliği ve temsil gücü olan işçi-işveren meslek
kuruluşları ve sivil toplum örgütleriyle toplam 874 meslek
standardının hazırlanmasına ilişkin iş
birliği ortamı oluşturulmuş ve yapılan
çalışmalar neticesinde 686 ulusal meslek standardı Resmî
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Mesleki Yeterlilik Kurumunun eğitim ve istihdam dünyasının tüm
aktörleriyle uyum içinde oluşturduğu, yürürlüğe koyduğu
ulusal meslek standartları ülkemizdeki mesleki ve teknik eğitimin
müfredatlarının temelini oluşturmaktadır. 2015
yılında yapılan yasal değişikliklerle ülkemizde
verilen tüm mesleki ve teknik eğitimin ulusal meslek standartlarına
göre verilmesi zorunlu hâle getirilmiştir. Her düzeydeki mesleki ve teknik
eğitimin meslek standartlarına ve yeterliliklere göre verilmesiyle
eğitim ve istihdam arasındaki bağı güçlendiren yapısal
bir dönüşüme imkân sağlanmıştır.
Meslek standartları ve
yeterliliklere dayalı olarak ölçme ve değerlendirme faaliyeti
gösteren uluslararası akredite 57 sınav ve belgelendirme
kuruluşu MYK tarafından yetkilendirilmiştir. Bu kuruluşlar
81 ilde mesleki yeterlilik kuruluşlarının denetimi ve gözetimi
altında aktif bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu
kuruluşlar tarafından yapılan teorik ve pratik sınavlar
sonucu bugüne kadar 103.456 kişi başarılı olarak mesleki
yeterlilik belgesi almaya hak kazanmıştır.
Mesleki yeterlilik belgeleri
bir kişinin iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini
alarak mesleğini bildiğini ve doğru bir şekilde icra
ettiğini teyit eden uluslararası akredite belgelerdir. Mesleki
yeterlilik belgesi, iş gücü üretiminde verimliliği artırmakta,
üretim ve hizmet kalitesinin artmasına katkı sağlamaktadır.
Sanayicilerimizin yoğun olarak talep ettiği MYK belgeli iş
gücünün kamuda da memur alımında pilot olarak uygulaması
başlatılarak kamuda mesleki yeterlilik ilkesinin
kararlılıkla sürdürülmesi hedeflenmiştir.
Bilindiği üzere,
ülkemizde iş kazalarının yoğun olarak
yaşandığı başta inşaat sektörü olmak üzere
tehlikeli ve çok tehlikeli mesleklerde çalışanlar için mesleki
yeterlilik belgesi zorunlu hâle getirilmiş bulunmaktadır. Bu suretle
iş kazalarının azaltılması ve üretim
verimliliğinin artırılması hedeflenmiş bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
belge zorunluluğu getirilen mesleklerde çalışanların
mesleki yeterlilik sınavlarında başarılı olmaları
hâlinde sınav ve belge üzerindeki ücretleri MYK tarafından karşılanmaktadır.
Bu kapsamda yaklaşık 58 bin kişinin sınav ve belgesi ücreti
tutarı olan yaklaşık 35 milyon TL ilgili fonlardan
karşılanmış, böylece çalışanlarımıza ve
işverenlerimize ilave mali yük getirilmemiştir.
Türkiye Yeterlilikler
Çerçevesi, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesiyle referanslandırılarak
ülkemizde verilen diploma ve belgelerin kalite güvencesi sağlanacak,
uluslararası arenada geçerli ve kabul edilebilir hâle getirilecektir.
Kurum kültürü ve personel rejimiyle ülkemizin örnek,
saygın ve başarılı kurumlarından biri olan Mesleki
Yeterlilik Kurumunun 2017 yılı bütçesinin hayırlı
olmasını temenni eder, yüce heyeti saygıyla selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ceylan.
Yedinci konuşmacı Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Mahmut Kaçar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MAHMUT KAÇAR
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü bütçesi
üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
1952 yılında Yönetim Okulu olarak kurulan
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü, enderun geleneğinin
modern temsilcisi olarak günümüzde sadece Türkiye'nin değil yakın
coğrafyanın en güçlü kamu yönetim okulu olma vasfını
kazanmıştır.
TODAİyi enderun geleneğinin modern
temsilcisi olarak tanımlamak, aynı zamanda köklü bir geleneği ve
önemli bir sorumluluğu da ortaya koymaktadır. Bilindiği üzere,
Sultan II. Murat zamanında kurulup 1908 yılına kadar
varlığını sürdüren enderun okullarında bir yandan dinî
ve müspet ilimler öğretilirken diğer yandan edebiyat, şiir,
sanat, yabancı dil eğitimi gibi geniş yelpazede eğitimler
verilmiş, böylece ortak bir kültürü özümseyerek yetişen
öğrenciler devletin değişik kademelerinde önemli görevler üstlenmiştir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı
ile Türkiye arasında yapılan teknik yardım anlaşmasına
dayalı olarak dünyada kurulan bölgesel 3 kamu yönetimi enstitüsünden biri
de TODAİdir. TODAİnin Avrupa Kamu Yönetimi Akreditasyon
Birliği tarafından 2019 yılına kadar akredite edilmiş
olması, burada verilen yüksek lisans diplomalarına aynı zamanda
uluslararası bir geçerlilik kazandırmıştır.
Yine, TODAİnin eğitim öğretim
programlarında bugüne kadar 5.252 yüksek lisans öğrencisi, 80 bin
kısa süreli eğitim, yine 54e yakın dost ve kardeş ülkenin
kamu görevlisinin, toplam 605 öğrencisinin Türkiyede eğitim
alması, TODAİnin gerek yakın coğrafyamızda gerekse
dünya genelinde vermiş olduğu önemli kamu hizmetini ortaya
koymaktadır.
Ben, bu özverili çalışmalarından
dolayı başta Sayın Bakanımız ve TODAİ
Başkanı olmak üzere bütün çalışanları ayrıca
tebrik ediyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
malum olduğu üzere, 10 Aralık akşamı İstanbul
Beşiktaşta hain terör örgütü tarafından yapılan alçakça
saldırı neticesinde 44 kardeşimizi şehit verdik, çok
sayıda yaralımız var. Şehitlerimizden 4 kardeşimiz de
seçim bölgem olan Şanlıurfamızdan. Bu alçak
saldırıyı ve terörü bir kez daha şiddet ve nefretle
lanetliyorum. Birliğimize, kardeşliğimize, huzurumuza, güvenliğimize
kasteden katiller ve onların zalim efendileri hiçbir zaman
başaramayacak ve Türkiyeye asla diz çöktüremeyecektir. Biz, her
zamankinden daha çok bir ve beraber olacağız,
kardeşliğimizi en güçlü şekliyle dosta ve düşmana
göstereceğiz.
Türkiye terörle mücadele ederken yanı
başımızda Halepte katliam yapılıyor. Halepte
dünyanın gözü önünde cereyan eden katliamı anlatmak için kelimelerin
yeteceğini zannetmiyorum. Müslüman erkekler kurşuna diziliyor,
kadınlara tecavüz ediliyor. Halepli Müslümanlar sokaklarda diri diri
yakılıyor. Son iki günde yüzlerce kadına tecavüz edildiği
bilgisinin yanı sıra, dünyayla irtibat kurabilen Müslüman
kadınlar tecavüze uğramamak için intihar fetvası bekliyor.
Bugün Halepte bir medeniyet, bir tarih bütün
insanlığın gözünün önünde yok ediliyor. Kadim şehir,
insanlarıyla birlikte haritadan siliniyor. Sözün tükendiği noktada,
insanlık olarak tarihin en büyük acılarından birine, tarifi
imkânsız üzüntülerine şahitlik ediyoruz. Halepin düşmesi demek,
hilalin gözyaşlarının sel olması, Ayasofya minarelerinin
çatırdaması demek. Eğer Halep düşerse
insanlığın onuruna halel gelir, vicdanlar yara alır, yeni
bir Fellucenin önü açılır. Eğer Halep düşerse
Müslümanların sabır taşı çatlar, yeni Kerbelâlar
oluşur. Zalimler zaferler devşirirken, mazlumlar tel örgüler önünde
beklerken biz susmayacağız, güç sahipleri karşısında,
dünya Müslümanları olarak, sadece yutkunmayacağız. Millet olarak
bizler, hakkı ve hakikati söylemeye, insaf ve vicdana çağırmaya,
Müslüman mazlumların sesi, mağdurların ümidi olmaya devam
edeceğiz, devam edeceğiz ki insanlık ölmesin. Bizler Halepten
yükselen ve yüreğimizi dağlayan çocuk
çığlıklarını, annelerin çaresiz feryadını,
babaların, yaşlıların ahüferyadını elbette ki
duyacağız, duyacağız ki insanlık ölmesin. Bizler
Halepten son bir ümitle bize uzanan elleri elbette boş çevirmeyeceğiz,
çevirmeyeceğiz ki insanlık ölmesin diyor, bütçemizin hayırlara
vesile olması temennisiyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Kaçar.
Sekizinci konuşmacı Osmaniye Milletvekili
Sayın Mücahit Durmuşoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Devlet Personel Başkanlığının 2017
yılı bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin siz değerli
üyelerini ve ekranları başında bizleri izleyen
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Devlet Personel Başkanlığı
bütçesi hakkındaki değerlendirmelere geçmeden önce, PKKlı
hainler tarafından İstanbulda Çevik Kuvvet polislerimize yönelik
düzenlenen kalleş saldırı neticesinde hayatını
kaybeden şehitlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum.
Aynı şekilde, Halepte yaşanan
insanlık dramı da hepimizi derinden yaralamaktadır. Tüm dünya
bilmelidir ki Türkiye her zaman olduğu gibi mazlumların safında
yer almaya devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın
söyledikleri gibi, Türkiye ne zaman geleceğe yönelik olumlu bir adım
atsa cevabı hemen terör örgütleri eliyle kan, can, vahşet, kaos
olarak önümüze gelmektedir. PKKsıyla, DEAŞıyla, FETÖsüyle,
DHKP-Csiyle tüm terör örgütleri aynı amaç için ülkemize ve milletimize
saldırmaktadır. Devlet ve millet olarak gereken cevabı
vereceğimizden hiç kimsenin en ufak şüphesi olmasın. Bu millet
asla diz çökmeyecektir.
Hepimizin yakından şahit olduğu
üzere, 15 Temmuz gecesi devletimizi parçalamak, millî hâkimiyeti ve demokrasiyi
yok etmek gayesiyle girişilen bir isyan hareketi
başlatılmış ve çok kısa bir süre zarfında bertaraf
edilmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın çağrısı üzerine meydanlara çıkarak
tanklara ve asker elbisesi giymiş silahlı teröristlere
karşı duran, bir ay boyunca bütün illerde meydanları doldurarak
tuttuğu demokrasi nöbetiyle darbeye karşı demokrasiyi galip
kılan milletimize şükranlarımı arz ediyorum. Millî birlik
ve bütünlüğün sergilenmesinde büyük hassasiyet gösteren siyasi
partilerimizin genel başkanlarına şükranlarımı
sunuyor, hassaten tüm milletvekillerimize de teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Devlet Personel Başkanlığı, 1960 yılından bu yana
geçen elli altı yıl içerisinde, kamu personel sistemimizin
kurulmasında ve birçok önemli düzenlemelerin hayata geçirilmesinde aktif
rol almıştır. Personel sistemimizde son yıllarda önemli değişiklikler
yapılmıştır. Merkezî sınav, merkezî yerleştirme
uygulamasına geçilmiş ve görevde yükselme ve unvan
değişikliğinde sınav sonucuna dayalı atama sistemi
kurulmuştur.
Engellilerin memurluğa alınmasında
önce mülakat sınavı kaldırılmış, 2011
yılında yapılan değişiklik sonrasında da merkezî
yazılı sınav sonucuna göre yerleştirme sistemine
geçilmiştir. 2002 yılında 6 bine yaklaşan engelli memur
sayısı, ağustos ayında 5.812 kadroya yapılan
yerleştirme sonrasında 49 bine yaklaşmıştır.
Kendilerine her zaman minnet borçlu olduğumuz
şehit ve gazilerimizin yakınlarının memur kadrolarına
atanması artık Devlet Personel
Başkanlığımızca yapılmaktadır. 1996
yılından bugüne kadar toplam 33.576 şehit yakını, gazi
ve gazi yakınımızın ataması yapılmış
olup, bunun 17.074ü son üç yıl içerisinde Devlet Personel
Başkanlığınca gerçekleştirilmiştir. Söz konusu bu
atamalardan 161 tanesi, özellikle son dönemde verdiği şehitler
sebebiyle milletimizin gönlünde ayrı bir yeri olan, memleketim
Osmaniyedeki şehit yakınları ve gazilerimize tahsis
edilmiştir.
Diğer yandan, devletimizin şefkatli
kollarına emanet edilmiş bulunan kimsesiz
çocuklarımızın atamaları da 2014 yılından
itibaren Devlet Personel Başkanlığımızca
yapılmaktadır. 1988 yılından bu yana bu kapsamda
yapılan atama sayısı 42.279dur.
AK PARTİ iktidarları döneminde kamu
görevlileri sendikacılığı açısından da son derece
önemli gelişmeler yaşanmıştır. 2002 yılında
kamu görevlileri sendikacılığı alanında faaliyette
bulunan sendika sayısı 46 iken bu sayı 2016 yılında
171e çıkmıştır.
Geriye dönüp baktığımızda, pek
çok alanda olduğu gibi, kamu personel yönetimi alanında da
geçmişin el sürülmemiş, kangren hâlini almış birçok
sorununa Hükûmetimiz döneminde el atıldığını,
sorunların birer birer çözüldüğünü görmekteyiz. Elde edilen bu
kazanımlar sadece iktidarımızın bir başarısı
değil, hepimizin kazanımlarıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kamu personelinin işe alınmasından
yetiştirilmesine, çalışma koşullarının
düzenlenmesinden hukuki ve mali statülerinin belirlenmesine kadar birçok önemli
görevi yerine getiren Devlet Personel Başkanlığı, elli
altı yıllık tecrübesiyle devletimizin âdeta yönetsel
hafızası niteliğindedir. Hiç kuşkusuz, yönetim olgusunun en
önemli unsuru insandır ve hâlihazırda kamuda değişik
statülerde toplam 3 milyon 390 bin personel istihdam edilmektedir. Devlet
Personel Başkanlığı daha eşit, daha adil ve daha mutlu
çalışma koşullarının sağlanması hususunda
vatandaşlarımıza 30 milyon tutarındaki mütevazı
bütçesiyle hizmet vermeye devam etmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu düşüncelerle, Devlet
Personel Başkanlığının 2017 yılı bütçesinin
hayırlı olmasını diliyor, heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Durmuşoğlu.
Dokuzuncu
konuşmacı Antalya Milletvekili Sayın İbrahim Aydın.
Buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AYDIN (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüz yetmiş yedi
yıllık köklü bir teşkilat, şahsımın da otuz
yıl hizmet ettiği ve mensubu olmaktan şeref duyduğum Orman
Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle aziz milletimizi ve yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
İstanbuldaki alçak ve kalleş terör saldırısını
şiddetle kınıyorum ve bu saldırıda hayatını
kaybeden 44 şehidimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve Türk
milletimize başsağlığı, yaralı
vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Halepte
katliam var; Halep ölüyor, insanlık sessiz. Halepte Esed rejimi,
askerleri ve İranlı Şii milisler tarafından onlarca
kadın, yaşlı ve çocuk kurşuna dizilerek ve her türlü
silahlar kullanılarak katledilmektedir. Tüm dünyayı bu katliama
duyarlı olmaya davet ediyoruz. İnsanlık ölmesin. diyoruz.
Değerli milletvekilleri, Orman Genel Müdürlüğünün
misyonu, orman ve orman kaynaklarını her türlü tehlikelere
karşı korumak, doğaya yakın bir anlayışla
geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde ve topluma çok yönlü
sürdürülebilir faydalar sağlayacak şekilde yönetmektir. Orman ve Su
İşleri Bakanlığına bağlı olarak, Anayasa ve
kanunların kendisine tanıdığı yetkiler çerçevesinde,
ormanların korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir
şekilde faydalanılması hizmetlerini yürüten bir kurumdur.
Ülkemiz ormanlarının amenajman
planları 1972 yılında bitirilmiştir. İlk envanter
rakamlarına göre 20,2 milyon hektar olan orman
varlığımız 2016 yılında 22,3 milyon hektara
ulaşmıştır. 1 milyon 500 bin hektar son on dört yılda
yapılan gayretli çalışmalar neticesinde
gerçekleştirilmiştir. Odun servetimiz ise 996 milyon metreküpten 2016
yılında 1,6 milyar metreküpe ulaşmıştır. Dünyada
orman varlığı azalırken ülkemizde ormanların hem
alanı hem de ağaç serveti artmaktadır. 2023 yılı
hedefimiz, ülke topraklarının yüzde 30u yani 23,3 milyon hektara
ulaşmaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; orman köylümüzü doğduğu yerde doyurmak, göçlerin
önüne geçmek ve odun dışı orman ürünlerinin ülke ekonomisine
katkı sağlaması maksadıyla Trüf Ormanı Eylem
Planı, Badem Eylem Planı, Ceviz Eylem Planı, Dut Eylem
Planı, Salep Eylem Planı, Sakız Eylem Planı, Bal
Ormanı Eylem Planı, Yabani Zeytin (Delice) Rehabilitasyon Eylem
Planı gibi 26 eylem planıyla ormanlarımızı kırsal
kalkınmanın lokomotifi yapıyoruz. 2019 yılına kadar 5
bin köye 5 bin gelir getirici orman kurarak orman köylüsünü yerinde
kalkındırıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; artık ormanlarımızın tapusu var. 1937
yılında Beş yılda orman kadastrosu bitirilir. diye
başlamışız fakat 2015 yılına gelinceye kadar
bitirememişiz. 2015 yılından itibaren orman kadastrosu ve tapu
kadastrosunun birlikte çalışmalarıyla 2016 yılı sonu
itibarıyla orman kadastrosunun yüzde 99unu tamamladık. 2019
yılı sonuna kadar da ormanların tapuya tescil işlemleri
tamamlanacaktır. Ayrıca, yapmış olduğumuz kanuni
düzenlemeyle, kangren hâline gelen 2/B meselesini çözdük. Mülkiyet
sorunlarını çözerek orman köylümüzle hasım değil
hısım olduk.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Orman Genel Müdürlüğünün orman yangınlarıyla
mücadele çalışmalarına gelince: Yerli ve son teknolojiyi
kullanıyoruz. On beş saniye içerisinde yangını tespit edip
karadan ve havadan on beş dakika içerisinde yangına müdahale
edebiliyoruz. Bu erken ve etkin mücadeleyle bölgemizde lider ülke olduk.
Yunanistanda 18, İtalyada 14, İspanyada 10 kat fazla orman
alanı yanmıştır.
Bu mücadeleyi veren, kulecisinden yangın
işçisine, operatöründen pilotuna, memurundan mühendisine tüm
çalışanlara teşekkür ediyor; yangınla mücadelede şehit
olan 113 kardeşimize ve tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Hükûmetimizin 2007 yılında
yaptığı düzenlemeyle, yangınla mücadelede görev alan 13
bini aşkın geçici işçiye kadro verilerek çalışma
barışına katkıda bulunulmuştur. Ayrıca,
yangınla mücadelede 8.500 geçici işçimiz de özveriyle
çalışmaktadır. Yanan ormanların 1 metrekaresi bile yok
olmuyor, yıl içerisinde ağaçlandırılıyor.
Tüm orman camiasının yarım
asırlık beklentisi olan 5531 sayılı Orman
Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç
İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun 2006
yılında çıkarılmıştır. Bu kanunla,
mesleğimizin görev alanlarına giren konuların
sınırları belirlenirken, diğer taraftan, görev
konularımızın diğer meslek disiplinlerince
aşındırılmasının önüne geçilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM AYDIN (Devamla) Bir orman mühendisi
olarak, emeği geçenlere, tüm arkadaşlarımız adına
minnet ve şükranlarımı sunarım.
2017 yılı bütçesinin hayırlı ve
uğurlu olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Aydın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Günal
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bir dakikalık,
yerimden bir söz talebim var.
BAŞKAN Tabii ki.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, Halepte
çatışmaların devam ettiğine, bu konuda bir an önce duyarlılık
yaratılmasını ve Hükûmetin gerekli girişimlerde
bulunmasını temenni ettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET GÜNAL (Antalya) Çok teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İbrahim Beye de teşekkür ediyorum,
konuşmasının başında Halepteki durumu özetledi.
Az önce bize gelen bilgilerde,
arkadaşlarımız telefonla konuşurken çatışmada
vurulan arkadaşlarımız var, konuşma anında
gerçekleşmiş. Geçtiğimiz haftalarda Sayın Genel
Başkanımızın aracılığıyla Türkiyeye
gelmiş olan Elif kızımızın da dayısı oradaki
komutanlardan bir tanesi, şu anda ciddi anlamda bir çatışma
olduğunu söylüyorlar. Bir taraftan rejim güçleri, bir taraftan PYD
güçleri, havadan da bombardıman olduğunu söylüyorlar. Sayın
Bakanlara buradan duyurmuş olalım.
İbrahim kardeşimize de gündeme
getirdiği için teşekkür ediyoruz.
İnşallah, bu konuda bir an önce
duyarlılık yaratılır ve Hükûmetimiz de gerekli
girişimlerde bulunur.
Fırsat verdiğiniz için teşekkür
ediyorum.
Oradaki kardeşlerimize de geçmiş olsun
diyorum. İnşallah bir an önce bunlar durur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Günal.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay Başkanlığı
Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085 Sayılı
Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015 Yılı
Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Onuncu konuşmacı
Kırıkkale Milletvekili Sayın Abdullah Öztürk.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH ÖZTÜRK
(Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısında AK
PARTİ adına Orman ve Su İşleri Bakanlığıyla
ilgili konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, İstanbulda ülkemize yönelik, birlik
ve beraberliğimize zarar vermek adına yapılan hain ve alçakça
saldırıyı kınıyorum. Bu saldırıda şehit
olan polis ve vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara
acil şifalar diliyorum. Bu ve bundan önce yapılan bütün
saldırılarla ülkemizi bölmeye çalışan ihanet
şebekeleri unutmasınlar ki yüce Türk milleti ve devletimiz tek
millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet bilinciyle bu bölücülüğe izin
ve fırsat vermeyecektir.
Dünya devletlerinin birçoğu ülkemizde olan
terör saldırılarına karşı duyarsız
kaldıkları gibi dünyada olan haksızlıklara da göz
yummaktadırlar. Halepte, Arakanda sivil ve çocuklara karşı
yapılan, bir insanlık dramıdır. Kabullenilebilir ve sineye
çekilebilir bir tarafı yoktur. Bu yaşananları
kınıyorum. Müslümanların gücünden korkan ve büyümesine engel
olmaya çalışan tüm ülkeleri de lanetliyorum. Unutmasınlar ki
Türkün gücünü bitirmek mümkün değildir. Biz bir ölür, bin diriliriz. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, ben dün
Kırıkkalede terörü telin ve polisimize destek yürüyüşüne
katıldım. Orada özellikle Belediye Başkanımız,
Valimiz, sivil toplum örgütlerimizin yanında Cumhuriyet Halk Partimizin
Kırıkkale teşkilatı, Milliyetçi Hareket Partimizin
Kırıkkale teşkilatı ve Saadet Partimizin Kırıkkale
teşkilatı amasız, fakatsız bu terörü telin mitingine
destek verdiler; hepsine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Onlar da size
teşekkür ediyor.
ABDULLAH ÖZTÜRK (Devamla) Sağ olun.
Evet, konumuz bütçe. Orman ve Su İşleri
Bakanlığımızla ülke genelinde son on dört yılda 145
milyar lira yatırım yaparak birçok projeyi hayata geçirdik. Su
yönetimi ve su kaynaklarının geliştirilmesi alanında
yatırımlara bakacak olursak, AK PARTİ döneminde Devlet Su
İşleri tarafından inşa edilen 408i baraj olmak üzere 6.298
tesis hizmete sunuldu. 249 metre gövde yüksekliğiyle Türkiyenin en yüksek
barajı olan Artvin Deriner Barajını bitirdik. Şimdi de 270
metre gövde yüksekliğiyle, Türkiyenin en yüksek, dünyanınsa üçüncü
yüksek barajı olan Artvin Yusufeli Barajını Çoruh Nehri üzerinde
inşa ediyoruz. 218 metre yüksekliğindeki Ermenek Barajını,
Egenin yüz kırk yıllık hayali Çine Adnan Menderes
Barajını, Egenin en büyük barajı Dalaman Akköprü
Barajını hizmete alarak ülke ekonomisine kazandırdık.
Yine, inşaatı devam eden Diyarbakırın Silvan Barajı,
en büyük sulama maksatlı barajlardan biri olarak Atatürk Barajından
sonra en fazla sulama yapması hedeflenen baraj olacaktır. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Ülkemizin 85 milyon dekar olan ekonomik sulanabilir
arazilerinin yüzde 75ini yani 64 milyon dekarını sulayabilir hâle
geldik. 2019 yılına kadar 11 milyon dekar araziyi daha sulamaya
açarak, böylece sulanabilir arazilerimizin 76 milyon dekarını yani
yüzde 89unu sulamaya açmış olacağız. Son yıllarda,
sulamaya açtığımız alanların artmasıyla dünyada
tarım alanında 7nci sıraya yükseldik. İçme suyu temini
alanındaysa 81 vilayetimiz için içme suyu eylem planları
hazırladık. Böylece, şehirlerimizin 2040, 2050, hatta 2071
yıllarını dahi planladık. İşletmeye
aldığımız 175 adet içme suyu projesiyle 41 milyon
vatandaşımıza içme suyu temin ediyoruz. Melen Projesi ve
bunların yanında Yeşilay projeleri, İstanbul projeleri,
hepsini söyleyeceğim ama Sayın Başkanımızın
hoşgörüsüne sığınarak, geçen sefer de tam
Kırıkkaleye hizmetlere geldim, süre bitti dedim ama bu sefer süreyi
biraz tedarikli kullanacağım, onun için sıkıntı vermek
istemiyorum.
İzmirin içme suyu problemini çözmek için
Gördes Barajını ve isale hattını da inşa ederek,
böylelikle İzmirin içme suyu problemini de 2040 yılına kadar
çözmüş bulunmaktayız. Ankaranın 2050 yılına kadar
içme suyu problemini çözecek ve ülkemizin en uzun tüneli olan Gerede
Projesinin yüzde 83ünü bitireceğiz. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin içme suyunun temini için asrın projesini hayata geçirdik
elhamdülillah.
Buradan hemen Kırıkkaleye geçeyim
Başkanımızın hoşgörüsüne sığınarak.
Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum.
Kırıkkalemizde de bazı
yatırımları sayacak olursak 4 baraj, 1 gölet inşa edildi;
bunlar, Sulakyurt Barajı, Keskin Ceritmüminli Barajı, Balışeyh
Akçakavak Barajı ve Hasandede Barajı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Keskin Büyükceceli
Barajının temeli ise Sayın Bakanımız tarafından
8 Eylül 2016 tarihinde atıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öztürk, Kırıkkalenin
hatırına size tamamlamanız için süre veriyorum.
Buyurun, tamamlayın lütfen. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sulakyurtun afet
paralarını da bir söylesene.
RUHİ ERSOY (Osmaniye) Sulakyurtun afet paralarını
da söyle.
ABDULLAH ÖZTÜRK (Devamla) Sayın Vekilim,
bizim, Kırıkkalede tek muhalefet partisi belediyesi Sulakyurt.
Samimi söylüyorum -Sulakyurt Belediye Başkanına sorabilirsiniz- AK
PARTİli belediyelerden hiç ayırt etmeden ona da 3 milletvekili
olarak destek veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Biz, milletvekili olduktan sonra... Şunu
söylüyorum: Biz AK PARTİnin milletvekiliyiz ama Kırıkkalenin
milletvekiliyiz, Türkiye'nin milletvekiliyiz. Bundan emin olun, İsmail
Belediye Başkanımız da bizim kardeşimiz, desteklerimize
devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından Bravo! sesleri,
alkışlar)
Ben hemen... Sürem bitiyor, özür diliyorum.
Yine aynı tarihte Yahşihan, Mahmatlı,
Şahlı göletinin de açılışı yapıldı.
13.700 dekar arazi sulamaya açıldı ve çiftçilerimize yıllık
8 milyon lira zirai gelir kazancı sağlandı. 21 derenin
ıslahı tamamlandı, 33 milyon fidan toprakla buluşturuldu.
Kırıkkale şehir ormanı tesis edildi, orman köylülerimiz
için yeni gelir kapıları açıldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULLAH ÖZTÜRK (Devamla) 8 adet otomatik
meteorolojik gözlem istasyonu kuruldu. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Sayın Bakanımıza da teşekkür
ediyorum, inşallah hizmetlerimiz devam edecektir.
Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Başkanımıza da özellikle verdiği süreden dolayı çok
teşekkür ediyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Vekilim, 2014ü
de verirsen alkışlayacağız sizi. 2014ün parasını
da verdir alkışlayalım yani. 2014ün parasını da
verdir, ben de alkışlayacağım. 2014ün paralarını
da verdirirsen... O söylediğin 2016.
ABDULLAH ÖZTÜRK (Kırıkkale)
Vereceğiz, İsmail bizim gölgemizde, rahat olun Vekilim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Öztürk.
On birinci konuşmacı Sakarya Milletvekili
Sayın Recep Uncuoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RECEP UNCUOĞLU
(Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın 2017
yılı bütçesi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış
bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, milletçe
yüreğimizi dağlayan Beşiktaştaki menfur
saldırıda şehit olan polislerimize ve
vatandaşlarımıza Cenab-ı Allahtan rahmet, ailelerine
sabırlar ve milletimize başsağlığı diliyorum,
yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Bu vesileyle
bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Bu kahpe saldırılarla birliğimize,
vatanımıza kasteden terör örgütleri ve destekçileri bilsinler ki
ölürsem şehit, kalırsam gazi imanıyla düşmana göğsünü
siper eden aziz milletimizi asla yenemeyecekler; bu milletin toprağa
düşen evlatları tarihe şerefli birer kahraman olarak yazılırken,
hainler topraktan önce zihinlerde çürüyerek yok olacaklardır.
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) Bravo!
RECEP UNCUOĞLU (Devamla) Yine,
acısını içimizde hissettiğimiz, içimizi yakan Halepte
hâlen sivil halk, çocuk, kadın ve yaşlılar insanlık
tarihinin en acımasız vahşet ve zulümlerini yaşıyorlar.
Doğu Halepin son iki mahallesine kıstırılarak
katledilmekte olan on binlerce sivilin bir an evvel tahliyesi için ateşkes
sağlanmalıdır. Bu dehşet tablosu karşısında
dünya, kaybettiği her saniyeden sorumludur. İnsanlığın
vicdanı Halepin enkazı altında kalsa da, herkes sussa da biz
susmayacağız, Türkiye olarak Halepte, Suriyede, Arakanda zulmün,
katliamların durması için mücadeleye devam edeceğiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
bütçesini görüşmekte olduğumuz Orman ve Su İşleri
Bakanlığımız son on dört yılda 145 milyar liralık
yatırımla ormancılık, su, tabiatı koruma ve
meteoroloji alanlarında pek çok projeyi hayata geçirmiştir. Sadece
ormanlık alanlarda hizmet veren Orman teşkilatı ülkemizin
tamamında hizmet sunar hâle getirilmiş, ağaçlandırma ve
ormancılık alanında gerçekleştirilen büyük hamleyle, bütün
dünyada orman alanları azalırken Türkiyemiz orman
varlığını alan ve servet olarak artıran nadir
ülkelerden biri olmuştur. Son on dört yılda ormanlarımız
1,5 milyon hektar artırılarak 20,8 milyon hektardan 22,3 milyon
hektara ulaşmıştır. Orman alanlarımız artarken
orman servetimiz, odun servetimiz de yüzde 30 artışla 1,2 milyar
metreküpten 1,6 milyar metreküpe yükselmiştir.
İhtiyacımız
olan fidanları artık kendi fidanlıklarımızda üreterek
3 milyar 750 milyon fidanı toprakla buluşturduk. Her İlde Bir
Şehir Ormanı Projesiyle 2003ten bugüne kadar 141 şehir
ormanı tesis edilmiş, mesire yeri sayısı da 94ten 1.304e
çıkarılmıştır. Başlatılan 5 Bin Köye 5 Bin
Gelir Getirici Orman Projesiyle orman köylülerimize ilave gelir
sağlanmış olacaktır. Proje kapsamında, 1.702 köyde
gelir getirici orman kurularak 4,2 milyon adet gelir getirici fidan
dikilmiştir.
Kurulan Orman Yangın
Yönetim Sistemiyle yangınlara anında ve daha güçlü müdahale edilerek
2006-2015 yılları arasında 3,8 hektar olan yangın
başına zarar gören alan ortalaması, 2016 yılında 3,1
hektara düşürülmüştür.
Değerli milletvekilleri,
biraz da suyla ilgili faaliyetlerden bahsedeceksek olursak, AK PARTİ
iktidarımızda DSİ tarafından inşa edilen 411i baraj,
toplam 6.298 adet tesisi halkımızın hizmetine sunduk.
DSİnin kurulduğu 1954 yılından 2011 yılı sonuna
kadar elli yedi yılda sadece 461 gölet inşa edilmişken, 2012
yılında başlattığımız 1000 Günde 1000 Gölet
ve Sulama Projesinin tamamlanmasıyla 85 milyon dekar olan ekonomik
sulanabilir arazilerimizin yüzde 75,6sını yani 64,3 milyon
dekarını sulayabilir hâle geldik. 2019 yılı sonuna kadar
yeni inşa edeceğimiz 1,071 göletten 47si tamamlanmış,
536sının da inşaatı devam etmektedir.
Süremin sonunda, bu
düşüncelerle 2017 bütçesinin Bakanlığımıza, aziz
milletimize, genel müdürlüklerimize hayırlı, bereketli
olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Uncuoğlu.
On ikinci konuşmacı Kastamonu Milletvekili
Sayın Metin Çelik.
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA METİN ÇELİK
(Kastamonu) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Genel
Müdürlüğümüzün 2017 yılı bütçesi üzerinde grubumuz adına
söz aldım.
Öncelikle, Fetullahçı terör örgütü tarafından
gerçekleştirilen 15 Temmuz hain darbe girişiminde gösterdiği
kahramanlıkla tarih yazan aziz milletimizi ve Gazi Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Gerek 15 Temmuz darbe girişiminde gerekse
diğer terör örgütleriyle mücadele sırasında ve en son İstanbulda
olduğu gibi, kalleş terör saldırılarında şehit
olan güvenlik güçlerimize ve vatandaşlarımıza Allahtan rahmet
diliyor, gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Onların ülkemiz için yaptıkları fedakârlıklar hiçbir zaman
unutulmayacak, terör örgütleri ve destekçileri hain emellerine asla
ulaşamayacaklar.
Değerli milletvekillerim, Orman Genel
Müdürlüğümüz, Hükûmetimizin programı ve ortaya koyduğu hedefler
doğrultusunda ormanlarımızın, başta yangınlar ve
zararlılar olmak üzere çeşitli faktörlere karşı etkin
şekilde korunması, geliştirilmesi ve genişletilmesi,
ormanlardan üretilen mal ve hizmetlerden toplumun ve orman ürünlerine
dayalı üretim yapan sektörlerin ihtiyaç ve beklentilerinin en üst düzeyde
karşılanması için çalışmalarına
başarılı bir şekilde devam ediyor.
Sayın milletvekilleri, orman alanımız
2015 yılı rakamlarına göre 22 milyon 300 bin hektar olup ülkemiz
yüz ölçümünün yüzde 28,6sına tekabül etmektedir. 2013-2016
yılları arasında ağaçlandırma, erozyonla mücadele,
rehabilitasyon ve orman ıslahı kapsamında yaklaşık 46
milyon 800 bin dekar alanda çalışma gerçekleştirilmiş, 2003
yılından bugüne kadar toplam 3 milyar 750 milyon fidan toprakla
buluşturulmuştur. Son on dört yılda ortaya konulan etkin ve
verimli çalışmalar sayesinde orman alanlarımızda 1 milyon
500 bin hektar artış meydana gelmiştir. Bundan sonra da
yılda yaklaşık 200 bin fidan dikmek suretiyle orman
alanlarımızı ülkemiz yüz ölçümünün yüzde 30una
ulaştıracağız.
Değerli milletvekilleri, yine bu dönemde
üretimdeki ciddi artışa rağmen ülkemizin odun serveti 1 milyar
200 milyon metreküpten 1 milyar 600 milyon metreküpe
ulaşmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 22.343 orman köyümüzde 7 milyon vatandaşımız
yaşamakta olup ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 9unu orman
köylülerimiz oluşturuyor. Son on dört yılda orman köylülerimize
yürüttükleri orman üretim faaliyetleri karşılığında 13
milyar TL ödeme yapıldı. Yine, bu yıl ekim sonu itibarıyla
orman köylülerimize 113 milyon TL kredi ve hibe desteği
sağladık. Orman köylülerimizin yerinde
kalkındırılması maksadıyla gelir getirici tür
ağaçlandırma çalışmaları hızla devam etmekte, bu
kapsamda ceviz, badem, dut ve son dönemde yabani zeytin eylem planları
hayata geçirilmektedir. Ceviz Eylem Planı kapsamında bugüne kadar 2
milyon 910 bin ceviz fidanı dikilmiş, ayrıca 452 bin ceviz
fidanı da vatandaşlarımıza ücretsiz olarak
dağıtılmıştır. Badem Eylem Planı
kapsamında bugüne kadar 5 milyon 600 bin badem fidanı dikilmiş,
437 bin adet fidan vatandaşlarımıza ücretsiz olarak
dağıtılmıştır. Yine, şimdiye kadar el
atılmayan yabani zeytinlerle ilgili olarak hayata geçirilen eylem
planı kapsamında 1,5 milyon yabani zeytinin aşılanması
hedeflenmiş, bugüne kadar 517 bin yabani zeytin aşılanmıştır.
Ormanlarımızın korunması
kapsamında yılda meydana gelen yaklaşık 2.500 orman
yangınına müdahale ediyoruz. Yangınlara hızlı müdahale
etmemiz neticesinde orman yangınlarının negatif etkilerini en
aza indiriyoruz. Yangına birinci derecede hassas bölgelerde ilk müdahale
süresi ortalama on dört dakika, tüm bölge müdürlüklerinde ise ortalama on sekiz
dakikadır. Yine, son yıllarda orman suç sayısında da ciddi
bir düşüş söz konusudur.
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz üzere,
uzun ömrü ve dayanıklılığıyla Osmanlı Devletiyle
özdeşleşen çınar ağacının milletimizin gönlünde
ayrı bir yeri var. Bu kapsamda 2016 Çınar Yılı Projesiyle
yıl sonuna kadar 200 bin çınar fidanını toprakla
buluşturuyoruz.
Son olarak şunu özellikle ifade etmek isterim:
Ülkemiz orman üretiminin yaklaşık altıda 1iyle en fazla
üretimin gerçekleştirildiği, kendi ilim Kastamonu başta olmak
üzere, tüm illerimizde orman üretim faaliyetleri yaparak ülke ekonomimize
katkı sağlayan orman köylülerimize ve orman teşkilatı
çalışanlarımıza teşekkür ediyorum.
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun
hayırlı uğurlu olması dileğiyle sizleri sevgi ve
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Çelik.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul) Çok özür dilerim,
yani, ben mi acaba Türkiyede yaşamıyorum. Her çıkan hatip diyor
ki: Türkiyede orman sayısı arttı. Nerelerde arttı, gidip
gezmek, görmek istiyorum Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Biraz sonra izah edeceğim merak etme.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani, ayrı
ülkede mi yaşıyoruz, nerelerde yaşıyoruz, ben
anlamadım. Yani, hakikaten bir adres istiyorum bu konuyla ilgili.
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Mahmut Bey,
biraz araştır.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Tanal.
On üçüncü konuşmacı Düzce Milletvekili
Sayın Fevai Arslan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce,
Gazi Meclisimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor, gazilerimize Cenab-ı
Allahtan acil şifalar diliyor, yakınlarına sabırlar niyaz
ediyorum.
Barajlar bir ülkenin olmazsa olmaz tesisleridir.
DSİ dört sektörde faaliyetlerini sürdürmekte de olsa,
vatandaşlarımız tarafından daha ziyade baraj inşa eden
kuruluş olarak bilinmektedir. Bu bağlamda, geriye dönüp
bakıldığında, DSİ tarafından 1.073 baraj ve gölet
ile 65 hidroelektrik santral tamamlanarak işletmeye
açılmıştır. 1999-2002 yılları arasında
tamamlanan tesis sayısı 9 iken, bugün bu sayı 3.107dir.
DSİ tarafından inşa edilen 3.107 tesisin yatırım
bedeli toplam 101 milyar TLdir. Bu tesisler ile ziraatte 10 adet tesisin
tamamlanmasıyla, birçok ilimizde evsel atık, su kirliğinin önüne
geçilmiştir. İçme suyunda
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, Hecinleri
bir anlat. Tüm çöpler dökülüyor Hecinlere.
FEVAİ ARSLAN (Devamla) Onu da
anlatırız Sayın Tanal, onu da anlatırız.
Son on üç yılda işletmeye alınan 98
tesisle 41 milyon kişiye içme suyu temini
sağlanmıştır. Kullanılabilen su miktarımız
112 milyar metreküp olup, bunun 44 milyar metreküpü kullanılmaktadır.
Planlı çalışmalarla kuraklık ve taşkınla mücadele
ediyoruz. Bunun için, 2019 yılına kadar 12 havza için, 2023
yılına kadar da bütün havzalar için taşkın yönetim ve kurak
dönem havza eylem planları Bakanlığımız
tarafından hazırlanmıştır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) E fendim, 2023ü bırak, Hecinler
ne olacak, Hecinler?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Düzce 3-0 değil
mi? Yüzde 80 mi aldınız?
FEVAİ ARSLAN (Devamla) - Her zaman 3-0,
2002den beri 3-0, merak etmeyin. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hecinlerin durumu ne
olacak?
FEVAİ ARSLAN (Devamla) - Ülkemizin en büyük
iş makinesi parkına sahip DSİ, mevcut makine parkı
sayesinde on üç yıldır, taşkın öncesi, taşkın
anı ve sonrasında önemli çalışmalar yapılmaktadır.
2013-2017 yıllarını kapsayan Baraj Havzaları Yeşil
Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planı
hazırlanmıştır. Bu eylem planıyla, 400 baraj ve
gölette çalışma gerçekleştirilecektir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hecinler ne oldu,
Hecinler?
FEVAİ ARSLAN (Devamla) - Zaman zaman su
altında kalan baraj ve koruma altında bulunan arazilerin
değerlendirilmesi, erozyonun önlenmesi, su miktarının ve
kalitesinin artırılması, yapılacak olan
ağaçlandırmalarla gelir getirici türler kullanılarak yöre
ekonomisi de katkıda bulunulması hedeflenmektedir.
Yenileme projeleriyle suyumuzu koruyor ve verimi
artırıyoruz. Gölet ve sulama projeleriyle hem kırsal
kalkınmayı sağlıyor hem de su kaynaklarımızı
koruyoruz. Dere ıslahında estetiğe özellikle önem veriyoruz.
Tabii, bu hizmetlerden de Düzcemiz de gereken yatırımı
alıyor ve almaya da devam edecek. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Son on dört yılda
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hecinler grevde
şu anda.
FEVAİ ARSLAN (Devamla) - Sayın Tanal, bir
zahmet çok iyi dinlemenizi tavsiye ediyorum.
Sayın Başkanım, Sayın Tanaldan
dolayı ben sizden bir dakika daha istirham edeceğim.
Son on dört yılda
Düzceye 455 milyon lira yatırım yapılmıştır. 26
adet dere ıslah tesisi inşa edilmiş, 5,4 milyon yeni fidan
toprakla buluşturulmuş, 4 adet bal ormanı ve 21 adet mesire yeri
tesis edilmiştir. 26 adet dere ıslah tesisiyle şehir merkezimiz,
8 ilçe, 2 belde ve 11 köyümüz taşkın zararlardan korunmuştur.
Ayrıca, 11 adet dere ıslah çalışması devam etmektedir,
2 adet de proje aşamasındadır. İlimizde 2 adet göl-su
projesiyle toplam 5.810 dekar arazi sulanacaktır. Özetle, 2003-2015
yılları arasında tamamlanan dere ıslah tesisleriyle Düzce
şehir merkezi ve 21 adet yerleşim yeri taşkınlardan
korunmuştur.
Bu vesileyle, başta
Sayın Başbakanımıza, Bakanımıza ve tüm emeği
geçen Bakanlık personeline ülkemiz ve Düzcemiz adına şükranlarımı
sunuyorum.
Konuşmamım sonunda,
2017 yılı bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını
diliyor, sizleri şahsım ve grubum adına saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Arslan.
FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Sayın Tanal, Hecinlerlerle alakalı bir soru sorarsa cevap verme
hakkımı kürsüden kullanmak istiyorum.
BAŞKAN Bakalım,
şimdiden pazarlık yapmayalım.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sataşma yok efendim.
Yüzde 76sıysa, yüzde 80
alacaksın.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Aşkın, otur yerin Aşkın.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkanım, sayın hatip süresi bittiği hâlde
sürekli Sayın Tanal, Sayın Tanal, Sayın Tanal
Bu bir
sataşmadır.
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Sayın değil mi, saymayalım mı?
VELİ AĞBABA
(Malatya) Açık sataşma, açık.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sataşma yok efendim.
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Sayın sözünü geri alıyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Çünkü, olay şu Sayın Başkan: İki günden beri şu anda
Düzce ili Hecinler mevkisinde Düzcenin çöpleri Hecinler mevkisine
atılıyor. Hecinler halkı oranın ÇED raporuyla ilgili iptal
kararını aldığı hâlde, Danıştayda
kesinleştiği hâlde, İSKİ ile Sayın Bakanlık
anlaşarak yeni bir yönetmelik değişikliğini yaptı.
Hecinler halkı oradaki yönetmeliğin iptali için dava açtı ve çöp
şu anda dökülmeye başlandığı için halk bu karda, bu
kışta, bu soğukta orada nöbet bekliyor, Düzce Belediyesinin
araçlarını oraya sokmuyor. Düzcenin milletvekilisin, hodri meydan!
Oraya gidebiliyor musun? Hecinler mevkisine girebiliyor musun? (CHP
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Bravo, bravo Mahmut.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Girer, girer.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Yani, Düzce halkı orada perişan, Düzce halkı orada aç, Düzce
halkı orada
Bu anlamda ben söz istiyorum Sayın Başkanım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Düzceyi Düzceliden iyi biliyor.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Ya, dışarıda konuşsalar.
FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Tanal, tamam, zaten iki dakika konuştunuz oradan, gerek kalmadı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Evet, doğru söylüyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ya, yüzde 70 almıştı, yüzde 80 alacak demek ki bir dahaki
seçime.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Valla
bravo ya, Düzceliden iyi biliyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Sayın Başkan, ben bu konuda
BAŞKAN Sayın
Arslan, sataşmadı size, kendi düşüncelerini ifade etti, ona da
söz hakkı vermedim. Siz de oradan, yerinizden kayıtlara geçmesi
açısından ifade edebilirsiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Evet, söyle.
FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Kendi memleketime giremediğimi ifade etti.
BAŞKAN Yok, Sayın
Arslan, lütfen
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Hecinlere bu akşam giremez Sayın Başkanım, Hecinlere bu
akşam giremez.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Girer, girer.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Beraber yollayalım.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Hodri meydan! diyorum ben: Hecinlere bu akşam giremez bu Düzceli
milletvekili arkadaşım.
BAŞKAN Sayın Tanal,
lütfen
FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Arslan
FEVAİ ARSLAN (Düzce)
Sayın Başkanım, bizim memleketimizde giremediğimiz ne belde
ne köy ne de mahalle olur.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bakın,
Sayın Başkanım, parasını vereceğim, arabasını
vereceğim, şoförünü vereceğim, Hecinlere gitsin bakalım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) CHP giremez, CHP. Kaç
oy aldınız, kaç? Kaç oy aldınız? Onu söyle. Yüzde 80 oy
aldı be.
FEVAİ ARSLAN (Düzce) Bir şey sordu,
cevap vereceğim, lütfen
Sayın Başkanım, bizim memleketimizde
gidemediğimiz yer olmaz, gidemediğimiz köy de olmaz. Biz,
karış karış memleketimizi de gezeriz, köylerimizi de
gezeriz, mahalleleri de gezeriz ki son seçimde yüzde 71 oy aldık. (AK
PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar) Bunu bu
millet sandığa giderek kanıtlamıştır.
Arz ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Değerli
Başkanım
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
milletvekilleri.
Şimdi, konuşma sırası
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mehmet Akyürekte. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET AKYÜREK
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İstanbulda meydana gelen menfur saldırı sonucu şehit olan
evlatlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine, ülkemize, sabır ve
başsağlığı diliyorum. Allah, bir daha bizlere böyle
acılar göstermesin. (AK PARTİ sıralarından Amin sesleri)
Halepte yaşanan insanlık
dışı katliamı da huzurunuzda kınamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün
görüşülmekte olan 2017 Mali Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısının sekizinci turunda Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü bütçesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım.
Dinlerin kardeşliği, medeniyetlerin
barışı, dillerin sevgiyi söylediği yüzlerce
yıldır hoşgörüyle birlikte yaşadığımız
on bir bin yıllık Şanlıurfam, ilçem Viranşehir,
Ceylanpınar ve tüm ilçelerimiz adına hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bildiğiniz gibi, Devlet Su İşleri,
ülkemizin su kaynaklarından sorumlu yatırımcı bir kuruluştur.
Bu yatırımlar, diğer kurumların
yatırımlarıyla
karşılaştırıldığında kendisini beş
on yıl arasında geri ödeyen en ekonomik yatırımlardır.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Harran Ovası kurudu.
MEHMET AKYÜREK (Devamla)
Bakanlığın bir sloganı var: Orman ve Su İşleri
Bakanlığı zamanla yarışır. İyi ki
yarışıyor. 76 yerleşim yerimiz, şehrimiz içme suyuna
kavuşturuldu, ülkemizde sulanan alanların yüzde 75ini, yani 64
milyon dekarı DSİ suluyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2019 yılına kadar, Sayın
Bakanımız, 11 ila 20 milyon dekar arazinin daha suya
kavuşacağını söylüyor. Bu sözün içinde Hilvan, Siverek,
Viranşehir pompaj sulaması da var. Bu proje 1 milyon 580 bin dönüm
araziyi suluyor. Bunun 585 bin dönümü benim ilçem Viranşehire ait.
Buradan Hilvanlı, Siverekli, Viranşehirli hemşehrilerimiz
adına başta Başbakanımız Binali
Yıldırıma, Orman ve Su İşleri Bakanımız
Sayın Veysel Eroğluna ve bizlere yol gösteren, her ortamda Şanlıurfa
için mücadele eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanımız, Şanlıurfa Milletvekilimiz Sayın Faruk
Çelike teşekkürlerimizi sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
Şanlıurfadan Mardine giden ana kanal 221 kilometre boyuyla
dünyanın en uzun suni nehridir. Bu kanalın kapasitesi saniyede 200
metreküple, Kızılırmak Nehrinin mart ayında taşıdığı
suya eşittir.
Saygıdeğer milletvekilleri; Suruç
Tünelimiz de muhteşem bir tünel; ülkemizin en uzun, dünyanın 5inci
sulama tüneli; açılışını da birlikte
yaptığımız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğana da Şanlıurfalı hemşehrilerim adına
minnet ve şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2014 yılı bütçe görüşmelerinde yine
DSİ bütçesi üzerinde huzurunuzda bir konuşma
yapmıştım. Tutanaklar incelendiğinde görülecektir ki, o gün
yapmış olduğum konuşmamda Yapılacak. dediğim
birçok proje bugün ya tamamlandı ya bitmek üzeredir.
Saygıdeğer milletvekilleri, 660 bin dekar
alanı sulayacak Mardin Ceylanpınar -MC1, MC2, MC3- kademe cazibe
sulaması bitmek üzeredir.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Elektrik yok orada.
MEHMET AKYÜREK (Devamla) - Ayrıyeten 400 bin
dekar alanı sulayacak Viranşehir ve 2 pompa; sulaması
inşaatları hızla devam ediyor, 2018 yılında
topraklarımız suya kavuşacaktır. Viranşehir Nohutlu
Göletinin inşaatı bitti, 2017de yapılacak. Yine,
Viranşehir Cırcıp Deresinin ıslahı tamamlandı.
Bu projeler bölge insanımızın hayatını
kolaylaştıracak, yatırımı enerjiye
bağımlılığı ortadan kaldıracak, ülke
ekonomisine katkı sunacaktır.
Ayrıca, göçerlerin sorununu muhalefetle beraber
hallettik, bir ay içinde tapularını veriyoruz. Bundan da herkesin
haberi olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bir diğer konu ise Suriye TİGEM arazileri
arasında kalan Ceylânpınar ilçemize 10 bin dönüm tarıma
elverişsiz yeri Ceylânpınara tahsis edeceğiz.
Ceylânpınar yeni devlet hastanesi de
tamamlandı, mart ayında temelini atıyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2017 yılı
bütçemizin ülkemize hayırlar getirmesini niyaz ediyor, halkımız
için daha nice hizmetlerle beraber olmak dileğiyle yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Akyürek.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Yalım.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın,
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Akyürekin 433 sıra
sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434
sıra sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Biz Urfayı ziyaret
ettik, maalesef, sulama birliklerinde elektrik olmadığından
büyük üreticiler ürünlerini sulayamadıklarını bize özellikle
deklare ettiler. Buradan sayın hatip çok güzel şeyler anlattı
ama vatandaşın, üreticinin suyu yok, suyunu verebileceği,
çalıştırabileceği elektriği
olmadığından suyu veremiyor. Onun için hububat verimi oldukça
düşmüştür.
Artı, hastaneden bahsetti. 3 tane hastane
vardı Urfada, 2 tanesi kapandığından şu anda
hastanenin bütün sokaklarında, dışarıda yatıyor
vatandaş yani 2016 yılında olmayacak görüntüler şu anda
hastane bahçesinde görülmektedir. Özellikle belirtmek istedim.
Saygılar sunarım.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Sayın
Başkan
BAŞKAN 2 Şanlıurfa milletvekili
ayakta şu anda.
Buyurun, niye söz
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Pardon, ben söz
verdiniz diye
BAŞKAN Yok, daha kürsüye geçmeniz için izin
vermedim, önce sebebini söyleyin.
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, gerçekle bağdaşmayan gerek enerji sorunuyla ilgili
gerekse sağlık konularıyla ilgili ifadelerde bulundu. Müsaade
ederseniz iki dakika içerisinde durum tespitiyle ilgili
arkadaşlarımızı bilgilendirmek istiyorum.
BAŞKAN Sayın Kaçar, bu durumda size
sataşmadan söz vermiş olurum; bu, uygun değil. O yüzden,
yerinize geçin, ya siz ya da Sayın Akyürek, ikinizden birisi durumla
ilgili bir açıklama yapabilir, hanginiz istiyorsanız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın
Başkanım, Sayın Akyürek yapsın.
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Kaçar, sizin mikrofonunuzu
açıyorum.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Akyürek, lütfen, ikinizden
birisi sadece.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, Akyürek
konuşuyordu, söz hakkı Akyürekindir, Sayın Kaçarın
değil ki.
BAŞKAN Siz kendiniz karar verin.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) Ben
konuşayım Sayın Başkan.
BAŞKAN Peki, Sayın Akyürekin
mikrofonunu açıyoruz.
9.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Akyürekin, Uşak
Milletvekili Özkan Yalımın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; muhalefetten
arkadaşlarımızla Ceylanpınara, Viranşehire gittik.
Peki, elektrik yoksa, bu kadar, binlerce ton,
milyonlarca ton pamuk satılıyor, buğday satılıyor,
nerede bu ya? Allah rızası için ya! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Yahu, öyle bir şey söylediniz
ki hayatta olmayacak bir şey.
Ben hepinize teşekkür ederim.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sulama Birliği
Başkanıyla görüştürelim sizi Sayın Milletvekili.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) Havadan
mı indi bu pamuklar? Allahtan korkun ya!
ÖZKAN YALIM (Uşak) Görüştürelim sizi,
Sulama Birliği Başkanıyla görüştürelim, telefonu var bizde.
MEHMET AKYÜREK (Şanlıurfa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Hastanelere siz gittiniz
mi, şu anda devlet hastanesine?
BAŞKAN Teşekkür ederiz sayın
milletvekilleri.
Sayın Yalım, lütfen
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Kaçar
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Hastanelerle
ilgili
BAŞKAN Sayın Kaçar, bakın, benim
iyi niyetimi lütfen suiistimal etmeyin. Yani gerektiği zaman zaten söz
hakkı veriyorum, bir Şanlıurfa milletvekili açıklama
yaptı, ikincisine gerek yok diye düşünüyorum.
MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) Tamam
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN On beşinci konuşmacı
Mersin Milletvekili Sayın Ali Cumhur Taşkın.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ CUMHUR
TAŞKIN (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün 2017 yılı bütçesi üzerine,
grubum adına söz almış bulunmaktayım. Aziz milletimizi ve
Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan
önce, cumartesi günü, Beşiktaşta hain, bölücü terör örgütünün
kalleş saldırısında şehit düşen polislerimize ve
sivil vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, gazilerimize de acil şifalar
diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Herkes şunu iyi
bilsin ki bu aziz vatanı bu alçaklara böldürtmeyeceğiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Şehitlerimizin akan
kanlarının hesabını mutlaka tek tek soracak, bu hainlerin
köklerini kazıyacağız.
Değerli arkadaşlar,
bir cümleyle de Halepten bahsetmek istiyorum. Son
aldığımız haberlere göre Halepin yüzde 98inde kontrolü
ele geçiren Esad rejimi bütün dünyanın gözleri önünde Halepte korkunç bir
katliam yapmaya başladı. Erkekler infaz ediliyor, kadınlar ve
kızlar tecavüze uğruyor. Halep kan ağlıyor. Buradan
Birleşmiş Milletlere sesleniyorum: Halepte yaşananlar
insanlık suçudur. Bu katliamın acilen durdurulması gerekmektedir
yoksa bu kadınların, çocukların ahı sizi boğar.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gelişen dünyanın artan
ihtiyaçlarıyla birlikte meteorolojik bilgi, ürün ve hizmetlere duyulan
ihtiyaçlar da artmış, bu bilgi, ürün ve hizmetlerin doğru,
güvenilir ve sürekli olarak kullanıcılara sunulması bir
zorunluluk hâline gelmiştir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü, sahip
olduğu ileri teknolojiyi kullanma kapasitesi ve uzman personeliyle,
başta ulaştırma, tarım, orman, enerji, millî savunma,
çevre, turizm, sağlık, şehircilik, adalet, spor ve afet yönetimi
olmak üzere pek çok sektörde hizmet vermektedir.
Yıl içerisinde meydana
gelen sel, fırtına, kar yağışı ve zirai don gibi
meteorolojik kaynaklı afetler öncesinde yaptığı
tutarlı tahmin ve uyarılarla bu afetlerin zararlarının
azaltılmasında büyük payı olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü
başarılı hizmetlerini daha yukarı seviyelere
taşımak, ulusal hedeflerimize ulaşmamıza katkıda
bulunabilmek ve uluslararası alanda ülkemizin
saygınlığını artırmak için kendisine büyük
hedefler belirlemiş, bugüne kadar yaptığı
çalışmalarda bu hedeflere ulaşmadaki azim ve
kararlılığını ortaya koymuştur. Meteoroloji Genel
Müdürlüğü, meteorolojik ürün ve hizmetlerin temeli olan gözlemlerin
yapılması için ülke geneline yayılmış farklı tip
ve özelliklerde sistemlerden oluşan bir gözlem ağını
işletmekte, mevcut planlanan yatırımlar sayesinde halka ve
kullanıcılara anında ve güvenli bilgi sunmaktadır.
Meteoroloji Genel
Müdürlüğünün hizmet verdiği sektörlerin başında
ulaştırma sektörü gelmektedir. Kara, hava ve deniz
ulaşımında güvenli ve konforlu seyahat açısından
meteorolojik veriler çok önemlidir. Bu amaçla, Meteoroloji Genel Müdürlüğü
web sayfası aracılığıyla ve diğer iletişim
kanallarından vatandaşlarımızın hava, deniz ve yol
bilgilerini öğrenmeleri ve gerekli tedbirleri almaları
sağlanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hizmet sunduğu önemli
sektörlerden birisi de tarım sektörüdür. Tarımsal üretimin her
aşamasında çiftçilerin hizmetinde olan Meteoroloji Genel
Müdürlüğü, zirai hava tahmin raporları, hasat zamanı tahmin
program ve ürünlerin zarar görmemesi maksadıyla geliştirilen zirai
don tahmin sistemleriyle üreticilerimize destek olmaktadır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğünün
yaptığı önemli hizmetlerden bir diğeri de ülkemizin orman
varlığını ve doğal yaşam dengesini tehdit eden
orman yangınlarına karşı Orman Genel Müdürlüğüyle
iş birliği yaparak geliştirdiği, orman yangını
riski olan alanların belirlenmesini sağlayan orman
yangınları meteorolojik erken uyarı sistemidir. Bu uygulamayla,
orman yangını riskli alanlar belirlenmekte ve ilgili kurum ve
kuruluşlar uyarılarak gerekli tedbirlerin önceden alınabilmesi
sağlanmaktadır.
Başarılı çalışmaları
dolayısıyla Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün tüm
çalışanlarını tebrik ediyor, 2017 yılı bütçesinin
Bakanlığımıza, Genel Müdürlüğümüze ve ülkemize
hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Taşkın.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına on
altıncı ve son konuşmacı, Nevşehir Milletvekili
Sayın Mustafa Açıkgöz.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA AÇIKGÖZ
(Nevşehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum.
Bütün şehitlerimize, 15 Temmuz millî irade
şehitlerimize, güneydoğu şehitlerimize ve 10 Aralıkta
şehit olan kardeşlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar, gazilerimize minnet ve aziz milletimize de
başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Su Enstitüsü,
kısa adıyla SUEN, resmî ifadeyle, küresel su sorunlarının
çözümüne katkı sağlamak, suyla ilgili geleceğe yönelik çalışmaları
yönlendirmek, ülkemizi uluslararası platformda temsil etmek gibi amaçlar
çerçevesinde faaliyet göstermek üzere 658 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle 2 Kasım 2011 tarihinde kurulmuştur.
Küreselleşen dünyamızda su
politikaları da sınırları aşmaktadır. Dünyadaki
gelişmelere kayıtsız kalmak mümkün değildir. Türkiye, su
alanında gerçekleştirdiği mega projeler, yetişmiş
insan gücü ve engin bilgi birikimi sayesinde bölgesinde su konusunda lider konuma
gelmiş durumdadır.
Orman ve Su İşleri
Bakanlığımız bünyesindeki SUEN, 32 personele ve 5 milyon
lira gibi bir bütçeye sahiptir ve ülkemizin su alanında söz sahibi
olacağı konular artırılmaktadır. Hâlihazırda,
Orta Doğu, Balkanlar, Afrika, Orta Asya ülkeleriyle oluşturulmuş
olan iletişim ağı genişletilerek daha fazla ülkeyle iş
birliği fırsatına ulaşmamız sağlanmaktadır.
Ülkemizin su politikası ve stratejisinin geliştirilmesiyle su
eğitimi konularında bölgesinde ve dünyada lider bir ülke konumuna
ulaşmasının yolu açılacaktır.
SUENin kuruluşunda fikir babalığını
yapan Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğluna
buradan teşekkürlerimizi de iletiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, Türkiyeden
büyüktür. Türkiye güçlensin diye dua eden mazlumları istismar edip
mazlumların dua ettiği ümmetin umudu Türkiyeyi zayıflatmaya
çalışanların yaptıkları hainliklerin hepsinden
haberdarız. Figüranlar, oyuncular ayrı olsa da oyun ve senaryo hep
aynı. Gerek bu kürsüde gerek Avrupa Parlamentosunda, Avrupa Birliği
ülkelerinde gerek diğer dünya ülkelerinde gerekse bizim sözde
aydınlarımız, sözde gazetecilerimiz, sözde akademisyenlerimiz
güzel sözler sarf ediyorlar demokrasi gibi, insan hakları gibi,
özgürlük gibi, insan yaşamının dokunulmazlığı
gibi. Ama, iş uygulamaya gelince, iş fiiliyata gelince, özellikle de iş
Türkiye olunca terörün çirkin yüzü unutuluyor, terörün küresel bir sorun
olduğu unutuluyor, terör seviciliği, terör
şakşakçılığı, ikiyüzlülük, riyakârlık ve
hadsizlik diz boyu oluyor.
Değerli milletvekilleri, sokaktaki, kahvedeki,
tarladaki benim güzel milletim yapılanları görüyor; hainlerin,
alçakların hedeflerini biliyor. Onların amaçlarının bu
ülkeyi parçalayıp, küçültüp yönetebilecekleri bir millet hâline getirmek,
hatta bizi Anadoludan kovmak, sürgün etmek olduğunu biliyor. Ama,
maalesef, bizim sözde aydınlarımız, sözde ileri
görüşlülerimiz, gazetecimiz, hatta birçok siyasetçimiz bundan haberi
yokmuş gibi davranıp hayatını bu ümmet ve bu ülkeye adayan
bir tek kişi üzerinden ucuz, gerçek dışı, hakaretvari bir
söylem ve gafletin peşinde koşuyorlar. Sanki bu ülkede Gezi
olayları, 17-25 darbe girişimi, Kobani olayları ve dünyada
eşi benzeri görülmemiş bir hainliğin ürünü olan 15 Temmuz alçak
saldırısı girişimi olmamış gibi, pırıl
pırıl güneşli bir günde gözlerini kapatıp güneşi yok
saymaya çalışıyorlar.
Değerli milletvekilleri, Süleyman Şah,
Moğol istilası sırasında yüzü yaralanmış, kan
olmuş bir çocuğun kanını eliyle silerken şunları
söylemiştir: Bu kavga ne boy ne oymak ne de obanın kavgasıdır.
Bu çocuğun yüzündeki kan nizamıâlemin işaretidir. Çanakkalede,
İstiklal Harbinde, güneydoğuda, 15 Temmuzda farklı yerlerde
hain terör saldırısında şehit ve gazi olan kahramanlarımızın
kanı nizamıâlemin ve bu kadim, yüce, cefakâr, vefakâr milletimizin
devletiyle daima bekasının işaretidir.
Değerli milletvekilleri, Halepte insanlar
değil, insanlık öldü. Halepte zulüm ve insanlık dramı var.
Halepi unutma, Halepe ses ver ve Halepe yol aç.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
Cenab-ı Allah İbrahim Suresinde Resulüm, sakın Allahı
zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma. Ancak Allah onları
cezalandırmayı, korkudan gözlerinin dışarıya
fırlayacağı bir güne erteliyor. diyor. Mazlumun kurumuş
dudağına söyleyin, zalimin dişleri elbet sökülecektir.
Bu vesileyle 2017 bütçesinin hayırlı
olmasını, bereketli olmasını temenni ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Açıkgöz.
Sayın milletvekilleri,
gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi şahsı
adına Iğdır Milletvekili Sayın Nurettin Aras.
Buyurun Sayın Aras. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
NURETTİN ARAS
(Iğdır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2017
yılı bütçesi görüşmeleri sekizinci turunda şahsım adına
lehte söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
öncelikle devletimize ve milletimize yönelik yapılan 15 Temmuz cinnet
saldırısını ve cumartesi günü emniyet güçlerimize
yapılan saldırıyı kınıyorum. O şehitler ki
ölümleriyle Türk milletine hayat vermişlerdir. Hepsini minnetle,
saygıyla ve duayla anıyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüşmesini yaptığımız 2017 yılı bütçesi
Türkiye tarihinin en önemli bütçelerinden biridir. Ülkemizin sahip olduğu
jeopolitik değerler dış güçler tarafından daima hedef
alınmış ve bu amaçları doğrultusunda sürekli
Türkiyeye yaptırımlar uygulamışlardır. Bizim
zenginliğimiz olan farklılıklarımızı
kaşıyan emperyal güçler, PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ ve DHKP-Cyi
aynı anda Türkiye üzerine saldırtmaktadırlar. Yedi düvel
üzerimize gelmektedir. Herkes bilmelidir ki bu mücadele hilal ile haçın
mücadelesidir. 2016 yılı, âdeta ülkemiz açısından ekonomik,
sosyal, politik ve askerî olarak yeniden Kurtuluş Savaşı
mücadelesi verdiğimiz bir yıl oldu.
Değerli milletvekilleri,
Kurtuluş Savaşı sonrası nasıl savaştan
çıkmış bir Meclis ve onun ekonomik zorlukları söz konusu
ise bugün de aynı durum söz konusudur. 15 Temmuz darbesiyle
başarı elde edemeyenler ekonomik ve diplomatik olarak ülkemize
saldırmaktadırlar. Dolardaki oyunlar, AB ülkelerinin almış
olduğu kararlar bunun örnekleridir.
Değerli milletvekilleri,
elbette, bu coğrafyada yaşamanın bedeli ağırdır.
Doğu-batı, kuzey-güney temas noktasında dünyanın âdeta
merkezi konumunda bulunan Türkiye, birçok açıdan küresel
politikaların da odağında olmak zorundadır. Bölgesel ve
küresel süreçlerde etkili ve söz sahibi olan bir Türkiyeden birçok ülke bugün
tedirgin olmaktadır. Rusya ile ne zaman iyi ilişkiler kurulsa
Batı planlar yapıyor. Basit nedenlerle adam öldürülüyorsa o din
sorgulanır. Batı, Müslüman dünyasına yönelik olarak DEAŞla
bunu yapmaktadır; benzer şekilde, FETÖyle de bizi
Suriyelileştirmek istemişlerdir.
Bu coğrafyada
yaşamak güçlü ekonomik, sosyal ve askerî yapıya sahip olmakla
mümkündür çünkü biz mazlum milletlerin umuduyuz. Büyük ve mukaddes
hedeflerimizden vazgeçemeyiz. Türkiye öyle ulu bir çınardır ki
güneş doğudayken batıda, batıdayken ise doğuda birçok
kültür, toplum onun gölgesinde soluklanır. İşte bu ulu
çınarın gölgesindeki yani Azerbaycan, Nahcivan, Türkmenistan,
Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan, İran, Irak, Filistin,
Afrika ülkeleri, Balkanlar, Orta Doğu ve Uzak Doğu ülkelerinin
sokakları bizden çok şey beklemektedirler.
Değerli milletvekilleri,
bu bütçe sadece sistemin sürdürülmesi için yapılan bütçe değil,
aynı zamanda ülkenin bekası için yapılan bir bütçedir. Bu bütçe
aynı zamanda bir olmanın, diri olmanın ve biz olmanın
bütçesidir. Bizin oluşması ortak değerlerin üretilmesiyle yani
millet olmakla gerçekleşir. Bu da ancak ortak tarih, ortak
yaşantı, kültür, ideoloji, lider ve gelecek vizyonuyla mümkündür. Bu
bağlamda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın ortaya koymuş olduğu 2023 ve 2071 vizyonu ve
tasarımı bunu sağlayacak niteliktedir. İşte AK
PARTİ iktidarı geçmiş ve geleceği birleştiren millî
bir hafıza inşasını sağlama amacındadır.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi,
millet ve vatan kavramları bugün modern toplumları tanımlayan en
önemli kavramlardır. Bir yerin vatan olabilmesi için orada toplumsal
yaşantıların olması ve kültürel birikintilerin
gerçekleşmesi gerekir. Türk tarihi bunun örnekleriyle doludur. Ana yurt
Türkistanda ve 1071 ile vatanımız olan Anadoluda bunları
görmek mümkündür. Bu toprakları vatan yapan buradaki somut ve somut olmayan
kültürel unsurlardır. Bunlardan en önemlisi ise mekâna damga vuran
eserlerle oranın vatan kimliğini kazanmasıdır.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bir yapı olmanın
ötesinde, geçmişi bugünle harmanlayarak bu milleti, bu vatanı
geleceğe taşımanın sembolü olarak değerlendirilmelidir
çünkü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Türk kültürünü, tarihini,
coğrafyasını temsil etmekte ve bu toprakların vatan
açısından sürekliliğini bizlere anlatmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NURETTİN ARAS (Devamla) - Bu bağlamda, on
dört yıllık iktidarında AK PARTİ, sadece ülkemizin
kalkınmasını değil, kültürel unsurları da inşa
ederek milletimizi geleceğe taşıyacak eserlere imza
atmıştır.
2017 yılı bütçesinin bütün milletimize
hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Aras.
Sayın milletvekilleri, birleşime yirmi
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.46
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Özcan
PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 39uncu
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Şimdi, söz sırası Hükûmet adına
yapılacak olan konuşmalarda.
İlk konuşmacı Ekonomi Bakanı
Sayın Nihat Zeybekci.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Bakan, süreniz yirmi altı dakika.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; konuşmama başlarken sizleri saygıyla
selamlıyor, 2017 yılı bütçe kanununun milletimiz ve ekonomimiz
adına hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Öncelikle, 10 Aralık Cumartesi günü
İstanbulda hain bir saldırıyla hayatlarını kaybeden,
şehit olan 44 vatandaşımıza, polisimize Allahtan rahmet
diliyorum. Cenab-ı Allah şehitlerimize rahmet eylesin, mekânları
cennet olsun. Rabbim onlara cennetinin en güzel köşesinde sevdikleriyle
buluşmayı nasip etsin.
Bu süreç, Türkiyemizin etrafında yaşanan
bu süreç, Türkiyemizin içinde yaşanan bu süreç Türkiye için bir var olma
meselesi hâline gelmiştir. Ya kaybedeceğiz, bayrağımız
inecek, vatanımız bölünecek, ezanlarımız dinecek,
devletimiz dağılacak ya da kazanacağız, üstte mavi gök
çökmedikçe, altta yağız yer yarılmadıkça bu millet ve bu
devlet ilelebet var olmaya devam edecek.
Son dönemlerde, Gezi olaylarıyla, 17-25
Aralık olaylarıyla, ardından, 15 Temmuz olaylarıyla
Türkiye'nin ne kadar yoğun bir saldırı altında
olduğunu hep beraber görüyoruz. 65inci Hükûmet olarak Hükûmet
Programımızda vadettiğimiz, Hükûmet Programımızda yer
alan bütün hususlarda çok yoğun bir çalışmaya girdik ve yaptığımız
bütün çalışmaların, her alanda vermiş olduğumuz
sözlerin, her alandaki projelerimizin, her alandaki
reformlarımızın bir bir hazırlıklarını
bitirdik ve 15 Temmuz Cuma günü akşam 23.50 uçağıyla
İstanbula gidecek, 16 Temmuz Cumartesi günü saat 13.00te Sayın
Başbakanımızla, bugüne kadar hazırlanmış olan
yatırım teşvik programlarının en üst düzeyde
olanını, dünyadaki yatırım teşvik sistemlerinin en
iddialısını ve tekrar, 2016 ve 2017 yılında ihracat
seferberliği başlatmak için hazırladığımız
ihracat desteklerinin son şeklini verecek ve 18 Temmuz Pazartesi günü
Bakanlar Kurulundan sonra tüm Türkiyeyle ve dünyayla paylaşacaktık.
O gün, o akşam, 15 Temmuz akşamı buradaydık. 15 Temmuz
akşamı, milletin iradesinin tecelligâhı olan, kutsal bir
çatı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde AK PARTİli, Cumhuriyet
Halk Partili ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekilleriyle beraber bu
milletin iradesini ihanet çetelerinin postallarının altına
bırakmayacağımızı buradan, bu kürsüden yemin ederek
tüm dünyaya ilan ettik, hainlere de ilan ettik ve 15 Temmuz gecesi dünya
demokrasi tarihine geçecek bir Türk demokrasi devrimi ve zaferi olarak da
bundan sonraki yıllarda, çağlarda, yüzyıllarda
anılacaktır. 65inci Hükûmet Programı taş üstüne taş
koyma, aş üstüne aş koyma, fabrikalarda üretim bandının
yanına bir üretim bandı daha koyma, ihracatta konteynerin yanına
bir konteyner daha ilave etme programıydı,
Başbakanımızın tabiriyle laf yetiştirme değil,
iş yetiştirme zamanıydı. Çok
konuşmayacağız, çok iş yapacağız.
sloganıyla yola çıktık ve tabii ki 15 Temmuzla
sınırlı değildi.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünya çok farklı bir dönemi yaşıyor, bölgemiz
de çok farklı bir dönemi yaşıyor. Dünya, 1990da Berlin
Duvarının yıkılmasıyla, dengelerin bozulmasıyla
dünyadaki siyasi haritanın yeniden değişmesi, ekonomi
dengelerinin yeniden değişmesi sürecini hâlâ atlatabilmiş
değil. 2007-2008 döneminde başlayan global krizle beraber dünya hâlâ
bir türlü dengesini tutturamadı. Onun için, değerli hazıruna,
sizlere dünya ve Türkiye ekonomisindeki genel görünümü kısaca özetleyip
ardından da Bakanlığımızın çalışma
alanları hakkında bilgi arz edeceğim.
Dünya ekonomisi, hepinizin malumu, durgunluk
içerisinde. Bunda ekonomik durgunluk, siyasi krizler, sosyal
değişimler ve yapısal sorunlardan kaynaklı
gelişmelerin de etkisi var. En önemli ticaret ortağımız
olan Avrupa Birliğindeki toparlanma hâlen ılımlı
seviyesinden öteye geçebilmiş değil. ABDnin para
politikasındaki belirsizlikleri ve gelişme yolundaki ülkelerin
yapısal sorunları küresel ekonomideki olumsuz atmosfere doğrudan
etkide bulunuyor. Tüm bu gelişmeler küresel bazdaki dış ticaret
canlılığını zayıflatıyor ve
yatırım iştahını da düşürüyor. Diğer
taraftan son üç yıldan bu yana dünyadaki para piyasalarındaki
değişim de dünya ticaretini etkiliyor, dünyadaki
yatırımları etkiliyor, dünya büyümesini de etkiliyor. Amerikan
Merkez Bankasının 2012 yılı sonu itibarıyla
başlattığı Parasal genişlemeyi
durduracağım, doların bu kadar ucuz ve değersiz
olmasına müsaade etmeyeceğim. söyleminden sonra dünyadaki ekonomik
dengeler değişmeye başladı ve dünyadaki bütün fonlar ve
para piyasaları yeniden yön aramaya başladı.
Biz o gün itibarıyla hep şunu söyledik
2013 ve 2014 yıllarında. Amerikan Merkez Bankasının faiz
artırımını söylemesi anından itibaren 2014
başı itibarıyla bugüne kadar dolar/euro paritesi 1,45ler
seviyesinden 1,05ler seviyesine kadar değişti. Bu şu demektir:
Amerikan ekonomisi millî geliri itibarıyla baktığımız
zaman millî gelirinin yüzde 20sini dış ticaretten
sağlıyor, millî gelirinin yüzde 20sini dış ticaretten
sağlayan bir ülkenin para biriminin bu kadar kısa sürede bu kadar çok
değerlenmesi sürdürülebilir değildir. Onun için hep şunu
söyledik son üç yıldan beri: Faizi artıramazlar, bu Amerikan
ekonomisi için sürdürülebilir değildir, aşırı değerli
dolar Amerikan ihracatını etkiler, Amerikan ihracatının
etkilenmesi Amerikan üretiminin etkilenmesi demektir, üretimin etkilenmesi
büyümenin ve istihdamın etkilenmesi demektir. 1,45ten 1,05e düşmesi
demek, aynı marka bir ürünün, Amerikada üretilen ürün ile Avrupada veya
Türkiyede üretilen ürün karşısında yaklaşık olarak
yüzde 30 civarında pahalı hâle gelmesi demektir. Bunun Amerikan
ekonomisi için sürdürülemez olduğu Merkez Bankasının faiz
artırımından sonraki açıklanan Bej Kitap diye özel sektör
anlamında yayımlanan görüşlerinin
yansıtıldığı kitapta da defalarca belirtilmiştir.
Son otuz yılda küresel
ticaretteki büyümenin küresel hasıladaki büyümeden daha yüksek
seyrettiğini gördük, ancak bu durum şu anda tersine döndü yani sürdürülemez
hâle geldi. DTÖ tahminlerine göre 2016 yılında küresel ticaretteki
büyüme küresel ekonomideki büyümenin gerisinde kalacak ve geçen yıl miktar
bazında artan toplam mal ticaret hacminin 2016 yılında sadece
yüzde 1,7 artması bekleniyor. Bu şu demek: 2015 yılına
kadar dünyada ticaret hacmi büyümenin yaklaşık olarak 2 katı
artardı ve bunun anlamı da ticaret büyümeyi yukarı doğru
çekerdi. İlk defa 2016 yılında ticaret büyümenin altına girdi.
Şu önümüzdeki dönemde dünyada gelişmiş ekonomilerde ticaret büyümeyi
aşağı doğru çekecek, büyümeyle ilgili beklentiler
aşağı yönde olacak.
Türkiye ekonomisi, tüm bu
olumsuz tabloya rağmen, 2015 yılında -tabii, dün açıklanan
TÜİKin yeni verileriyle- yüzde 6,1 büyüyerek küresel büyümelerin üzerinde
bir performans sergiledi. 2016nın ilk dokuz aylık periyodu içinde
yüzde 2,2lik bir büyüme kaydetti ve yıl sonu itibarıyla da orta
vadeli programdaki hedefimiz olan yüzde 3,2lik hedefi tutturacağız.
15 Temmuz günü yaşanan hain girişim
sayesinde siyasi birliğimiz değil, ekonomimiz de hedef
alındı. Ancak başarılı olamadılar. Bu
kalkışmanın ardından Türk ekonomisi çok büyük bir stres
testinden geçti. Ekonomilerde hep dile getirilen, stres testi denen, kapasitenin
yaklaşık olarak yüzde 20-30 üstündeki bir tehditle ekonomiler test
edilir ama Türkiye ekonomisi, ekonomimiz 15 Temmuz günü kapasitesinin 2-3 misli
bir tehditle test edildi ve bundan da büyük bir başarıyla
çıktı. Tüm spekülasyonlara ve bazı kuruluşların
almış oldukları yanlı kararlara rağmen, Hükûmetimizin
kalıcı politikaları ve vatandaşlarımızın
devletine duyduğu güven sayesinde tüm ekonomik aktörler normal işleyişlerine
devam etti.
Saygıdeğer milletvekilleri, ekonomimizin
son üç yıldır cari açıkla da mücadelede takdire değer bir
performansı var. Cari açığımız 2015te yüzde 26
geriledi, 32,2 milyar dolara düştü. TÜİKin yeni hesaplamasında
cari açıkla gayrisafi yurt içi hasıla oranı, 2015
yılında yüzde 3,7 olarak gerçekleşti. Bu yılın
Ocak-Ekim döneminde cari açık yüzde 6 artarak 26,5 milyar dolarlık
bir seviyeye yükseldi ve 2016 yılı sonu itibarıyla cari
açık da 2015in mutlaka ve mutlaka altında bir yerde
gerçekleşecek. Bu ivmede düşük petrol fiyatları ile ithalattaki
azalış kadar disiplinli bir şekilde
uyguladığımız makro ihtiyati politika tedbirlerimizin de
payı oldukça büyüktür.
Tüm bunlara ek olarak, TLyle ticaretin daha
yaygın hâle getirilmesi ve sonuç olarak yabancı finansman
ihtiyacının azaltılması da cari
açığımızı azaltıcı bir etki olacaktır.
Hedefimiz, dünyayla yapmış olduğumuz
ticarette, dış ticaret hacmimizin yüzde 10unu yerli, millî paralarla
öncelikli olarak tabii ki TLyle yapmaktır.
Dış ticaretimizin bu yılki
gelişimine bakacak olursak, ilk on bir aylık dönemde 2015
yılı aynı döneme göre yüzde 1,68 oranında ufak bir daralma
yaşayan ihracatımız 130 milyar dolar, ithalatımız ise
yüzde 5e yakın bir azalmayla 180 milyar dolar olmuştur. On bir
aylık döneme parasal değil de miktar bazında
baktığımız zaman da, yaklaşık olarak miktar bazında
Türkiye'nin ihracatı yüzde 3 seviyesinde artmıştır.
Tabii ki ülkemizin dış ticaret
rakamlarını değerlendirirken daha geniş bir açıdan
bakmamız gerekiyor. Bu kapsamda, serbest bölgeler üzerinden
gerçekleştirilen net ticareti, bavul ticaretini ve hizmet ticaretini de
esas alırsak 2015 yılında toplam mal ve hizmet
ihracatımız 201 milyar dolar, ithalatımız ise 228 milyar
dolar yani toplamdaki dış ticaret hacmimiz 430 milyar dolarlık
bir seviyeye ulaşmıştır.
Tabii ki 2015 yılında dış
ticaret açığımız yani ihracatın ithalatı
karşılama oranında tarihî bir seviyeye geldik, yüzde 88lik bir
karşılama oranı. 2016 sonu itibarıyla bu yüzde 88in daha
üzerine çıkarak yüzde 90lı rakamları telaffuz eder hâle
geleceğiz.
Nitekim 2016nın son üç ayında ihracat
rakamlarımızdaki olumlu gelişmeler 2017 yılının
ihracatımız için daha iyi bir yıl olacağını
göstermektedir. Verdiğimiz desteklerle, yeni dönemdeki ihracatın
yeniden desteklenmesi seferberliğiyle 2017 yılı inşallah
ihracat seferberliğimizin başladığı bir yıl olacaktır.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye,
hizmet ticaretinde küresel ölçekte son derece rekabetçi bir ülke
konumundadır. Hizmet ticaretinde yıllardır net ihracatçı
olan ülkemiz, 2015 itibarıyla yaklaşık olarak 24,1 milyar dolar,
2016 yılı Ocak-Ekim döneminde ise 14 milyar dolar düzeyinde hizmet
ticareti fazlası veren bir ülkedir. Taşımacılık
sektörünün de ihracat gelirlerimize dâhil olmasıyla dünyada hizmet
ihracatında 15inci büyük ülke hâline geldik. Döviz kazandırıcı
hizmetler arasında hâlihazırda en gelişmiş sektör yurt
dışı müteahhitlik ve teknik müşavirlik hizmetlerimizdir.
Müteahhitlerimiz 2016 Kasım sonu itibarıyla 112 ülkede 332 milyar
dolarlık 8.807 projeyi üstlendi ve bunların birçoğunu da yerine
getirdi. Üstlenilen projenin yıllık ortalamasına bakacak
olursak: 2003 yılında 4,5 milyar dolar seviyesinde olan
yıllık ortalama, 2012 ve 2013 yıllarında 30 milyar dolar
seviyesinin üzerine, 2015 yılındaysa 22 milyar doları
aşmıştır yani Türkiye dünyadaki ilk 250 firma içindeki 40
firmasıyla dünyada 2nci sırada, rakam olarak
baktığımız zaman da dünyada 9uncu sıradadır.
İthalata
bağımlılığımızı azaltmak, ülkemizdeki
katma değeri ve teknoloji altyapısını yükseltmek
zorundayız. Bu amaçla, üretim ve ihracat yatırımlarını
artırmaya dönük çalışmalarımız sürüyor, ithalatı
yöneten politikalarımızı da titizlikle oluşturuyoruz.
Bu amaç doğrultusunda, ihracatçı
sayısını artırmak, mevcut
ihracatçılarımızı daha kurumsal hâle getirmek, pazara
giriş faaliyetlerini kolaylaştırmak, markalaşmayı ve
tasarımı desteklemek amacıyla Hükûmet olarak
ihracatçılarımızın daima yanındayız. Hükûmet
olarak ve Bakanlık olarak vermiş olduğumuz desteklerden
kısaca bahsetmek istersem eğer; ihracatçılarımızın
yurt dışındaki müşterilere ulaşımının
en önemli engellerinden bir tanesi olan vize problemi için de iki yıl
süreyle hususi damgalı pasaport vermek, yurt dışında
düzenlenen ülkemiz açısından önemli fuarlara
katılımların desteklenmesi, farklı sektörlerde birçok
ülkeye yönelik olarak sektörel ve genel ticaret heyeti programlarının
düzenlenmesi ve en son 2016 yılında, yurt dışında
şu anda 8 ülkede, yani Tahran, Bahreyn, Almatı, Frankfurt, Londra,
New York gibi şehirlerde Türkiye Ticaret Merkezleri gibi çok önemli bir
projeyi başlattık.
Ayrıca, yüksek katma değerli ihracat,
inovasyon, markalaşma ve tasarım konularında da ülkemizdeki
farkındalığın artırılması için Türkiye
olarak inovasyon ve AR-GEye çok önemli destekler veriyoruz. Bu sayededir ki
2003 yılında Türkiyede AR-GEnin millî gelirden almış
olduğu pay yüzde yarımın altındayken bugün itibarıyla
yüzde 1,1 yani millî gelirimizdeki artışın üzerine oran olarak
da 2 katına çıkarmayı başardık.
Markalaşma desteklerimiz kapsamında
TURQUALITY gibi çok önemli bir destek programını
firmalarımızın hizmetine sunduk. Sadece buradan vermiş
olduğumuz destek 250 milyon dolar seviyesinde firmalarımızı
destekliyoruz. Firmalarımızın sürekli düzenli ihracat
yapabilmesi için, uluslararası rekabetin geliştirilmesi projelerini
de firmalarımızın kullanımına sunduk. 2016
yılı sonu itibarıyla firmalarımızın bu
faaliyetlerine verdiğimiz destek 1,7 milyar TL seviyesine
ulaşmış olacak.
Ayrıca, ihracatçılarımız için en
önemli finansman kurumu olan Eximbankı Ekonomi Bakanlığına
bu dönemde bağlayarak yeniden yapılandırıyoruz.
Az önce saydığım desteklere ilaveten,
ihracatçılarımıza finansman ve ihracat sigorta
kolaylığı sağlayan, KOBİlerimizin finansmana
erişim olanaklarını iyileştiren bir mekanizma üzerinde de
titizlikle çalıştık ve şu an itibarıyla uygulamaya
koyduk.
Yeni desteğimiz çerçevesinde, yurt
dışı alıcılara Türkiyeden mal almaları,
Türkiyeden ithalat yapmaları kaydıyla onların
alımlarını destekleyen krediler açıyoruz ve bu kredilerin
faiz oranlarını, rakiplerimiz olan ülkelerin kredilere vermiş oldukları
faizlerle yani Türkiyedeki şirketlerin, Türkiyedeki şirketlerin,
Türkiyedeki kurumların başka ülkelerden, Almanyadan,
İngiltereden, Amerikadan mal almaları hâlinde uygulanan kredi
faizleriyle aynı orana dönüştürdük.
Diğer bir konu: KOBİlerimizin teminat
yapılarının zayıf olması, finansal sisteme
erişimde sorunlar doğuruyor. Bunun için de yine Meclisimizin
takdirleriyle Merkez Bankamızın kanununda değişiklik
yapılarak, 3 imzayı 2 imzaya indirerek, teminatlarda yüzde 100 Exim
kaynaklarıyla garantilerini sağlayarak krediye
ulaşımlarını sağlıyoruz. Bu kapsamda, geçen hafta
perşembe günü Ekonomi Koordinasyon Kurulunun açıklamış
olduğu yeni kararlar çerçevesinde, Eximbankın 3,7 milyar dolar olan
sermayesini çok daha üst seviyelere çıkarma kararı aldık. Hedefimiz
Eximbank kredi hacmini en kısa sürede 100 milyar dolar seviyesine
çıkarmak.
Bakanlık olarak, hizmet sektörünün de biraz
önce saymış olduğum marka ve TURQUALITY ve döviz
kazandırıcı hizmet desteklerinden de yararlanmasının
önünü açtık.
Bakanlığımızın görev
alanı içerisinde olan en önemli konulardan birisi de serbest bölgelerdir.
Serbest bölgeler, maalesef, Avrupa Birliği sürecinde biraz ihmal edilen
bölgelerimizdir ama şu an itibarıyla yine Komisyon
aşamasını tamamlamış olduğumuz yeni serbest
bölgeler kanunu, inşallah, en kısa sürede Genel Kurula arz edilecek,
Genel Kurulun onayına sunulacaktır.
Şu an itibarıyla, 2016 Ekim ayı sonu
itibarıyla 535i yabancı, 1.512si yerli olmak üzere, 2.047 firma
serbest bölgelerimizde faaliyet gösteriyor. 2016 Ocak-Ekim döneminde serbest
bölgelerin toplam ticaret hacmi 15,8 milyar dolara ulaştı ve serbest
bölgelerdeki istihdam sayısı 65.638 kişiye ulaştı.
Tabii, Türkiye, aynı zamanda dünyadan
doğrudan yabancı yatırım alan bir ülke olmanın
dışında dünyaya doğrudan yatırım veren bir ülke.
40 milyar dolara ulaştı şu anda Türkiye'nin yurt
dışındaki yatırımları.
Firmalarımızın yurt dışında yüksek teknoloji
firmalarını satın almaları durumunda, yurt
dışında dağıtım kanallarında egemen
firmaları satın almaları; marka, patent satın almaları
durumunda, firmalarımızın danışmanlık hizmeti
satın almaları durumunda 500 bin dolara kadar;
firmalarımızın firma satın alması durumunda ise
kullandıkları kredilerin faizlerini 3 milyon dolara kadar
desteklemeyi de gerçekleştiriyoruz.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Bakanlık olarak
ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak doğru ve cazip
yatırım teşvik programlarını da oluşturmaya ve
uygulamaya devam ediyoruz. Proaktif bir anlayış içerisinde hareket
ederek, 2016 yılı içerisinde yatırım teşvik
sistemimizde önemli değişiklikler sağladık. Orta-yüksek
teknoloji yatırım projelerini bölgelere göre değil, 1, 2, 3, 4,
6ncı bölgeye kadar bölgelere göre değil; 1inci, 2nci, 3üncü
bölgelerdeki yatırımların tamamını, Türkiye'nin neresinde
olursa olsun 4üncü bölge teşviklerinden yararlandırır hâle
getirdik. Yatırımcılarımızın en büyük
şikâyeti olan yatırım indirimindeki kurumlar vergisi indirimini,
ilk önce, hemen, en kısa sürede, diğer gelirlerinden indirilmek üzere
yüzde 80e kadar indirme imkânı sağladık ama yeni
almış olduğumuz, geçtiğimiz perşembe günkü EKK
kararlarında da 2017 yılında yatırım
yapılması kaydıyla, 2017 yılında yapılan
yatırımların yüzde 100ünü de derhâl indirme imkânı
sağladık.
Yatırım
teşvik sistemimizin bugüne kadar sağladığı imkânlar
gerçekten bir başarı hikâyesidir. 2012 yılında
başlayan
O tarihten bu yana 701.514 kişilik bir istihdam
sağlandı, 397 milyar TLlik bir tutarla 20.243 yatırım
teşvik belgesi verildi. Her şeyin olumsuz olduğu iddia edilen
2016 yılındaysa bir önceki yıla göre her alanda artış
sağlanarak 93,3 milyar dolarlık -2016 yılının
başından bugüne kadar- yatırım teşvik belgesi
düzenlendi 128.540 kişilik bir istihdam taahhüdüyle. Özellikle cari
açığı azaltma noktasında teşvik sistemimizin en önemli
unsurlarından biri olan stratejik yatırımlara da bu dönemde 38,2
milyar TLlik ayrıca bir yatırım teşvik belgesi düzenlendi.
Bu kapsamda, bu teşvikler sayesinde 13,4 milyar dolarlık
ithalatın da engellenmesi söz konusu.
Diğer taraftan, ülkemiz, hem bölgesel hem de
küresel ölçekte görünüm açısından çok önemli doğrudan
yatırım çeken bir ülke. 2002 yılına kadar toplam 13,5
milyar dolarlık doğrudan yatırım çeken Türkiye, o günden
bugüne kadar 175 milyar dolar daha ek doğrudan yabancı
yatırım çeken bir ülkedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ikili ve çok taraflı ilişkilere değinecek
olursak, Türkiye son dönemde çok proaktif, inanılmaz bir hızla tüm
dünyayla temas hâlindedir. Dünyanın her yerinde Ekonomi
Bakanlığı olarak yaklaşık olarak 360 personelimizle
130 ülkede yedi gün yirmi dört saat Türk ihracatçısına, Türk
ekonomisine, Türk sanayicisine hizmet veriyoruz.
Diğer önemli bir konu, vakit
sınırlı olduğu için bundan da bahsetmek istiyorum: Gümrük
birliğiyle ilgili, yirmi bir yıldan beri süren o asimetrik
yapıyı sona erdiriyoruz. 2015 yılı Mayıs ayında
gümrük birliğiyle varmış olduğumuz mutabakatta gümrük
birliğini yeniliyoruz. İhracatımızın yüzde 48,5ini,
ithalatımızın yüzde 40ını
yaptığımız gümrük birliği sadece sanayi ürünlerini
kapsıyordu. Yeni dönemde gümrük birliğinin tarım ve gıda
ürünlerinde hizmetleri ve kamu alımlarını da kapsar şekilde
yeniden güncellenmesi; ayrıca, Türkiyenin Avrupa Birliği ile gümrük
birliğinin karar alma süreçlerine dâhil olması
Diğer önemli bir başlık da:
Türkiyenin, Avrupa Birliğinin üçüncü ülkelerle imzalayacağı
serbest ticaret anlaşması ve benzerlerine otomatik olarak taraf
olmasını sağlayacak şekilde gümrük birliği yeniden
güncelleniyor.
Diğer taraftan, şu anda Türkiyenin 23
ülkeyle serbest ticaret anlaşması var, 1 ülkeyle de tercihli ticaret
anlaşması ki bu İran. İranla ilgili bir örneği ben
değerli Genel Kurula bilgi olarak arz etmek istiyorum: 1 Ocak 2015te
İranla imzalamış olduğumuz Tercihli Ticaret
Anlaşmasından sonra, 2016 yılında genel itibarıyla
ihracatımız düşerken İrana ihracatımız yüzde 34
arttı. Bu da bunun sayesinde ve 2017 başında bu tercihli ticaret
anlaşmasının listesini tam 2 katına
çıkaracağız. Rusyayla ilgili ilişkilerimizde de her birini
ayrı ayrı takip ediyoruz.
En önemli başarılarımızdan bir
tanesi de Varlık Fonu. G20 ülkeleri içinde varlık fonu olmayan,
yatırım fonu olmayan tek ülke Türkiyenin, artık, bir,
doğrudan yatırım yapabilecek olan Varlık Fonu vardır.
İthalatla ilgili, içerideki sanayicimizi,
üreticimizi ve ihracatçımızı haksız rekabetten koruyan
önlemleri almaktan çekinmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Devamla) Sayın Başkan, sözlerimi tamamlamama izin verirseniz Genel
Kurula
BAŞKAN Lütfen tamamlayınız
Sayın Zeybekci.
Bir dakika daha veriyorum, buyurun.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Devamla) Saygıdeğer milletvekilleri, Hükûmet olarak, 2017
yılının Türkiyede yeniden bir yatırım
seferberliğinin, özel sektör eliyle yeniden bir büyümenin
başlayacağı bir yıl olduğunu hep beraber
göreceğiz.
Ben burada bir konuda dikkatlerinize rakamları
arz ederek sizleri selamlamak istiyorum. 2016 yılında ihracata
vermiş olduğumuz 1 birimlik destek, 2017 bütçesinde tam olarak en az
3 katına çıkacaktır. Bunu da tabii ki Hükûmet olarak 2017
yılı içinde daha başka ihracat destek
programlarımızla, yatırım destek programlarımızla
da desteklemeye devam edeceğiz.
Tüm bu amaçlar ve faaliyetler doğrultusunda
kullanmak üzere, Ekonomi Bakanlığının 2017 yılı
bütçesi 3 milyar 948 milyon 832 bin TLdir. Burada dikkatinizi çekmek
istediğimiz nokta, bütçemizin yüzde 90ı yani 3 milyar 585 milyon 252
bin lirası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Devamla)
cari transferler için yani ihracatçı ve
yatırımcılarımızın desteklenmesi için
ayrılmıştır. 2017 yılından başlayarak yeni,
yepyeni bir ihracat hamlesi içinde olacağız.
Bakanlığımız ve Hükûmetimizin
bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
Sayın Altıok, sisteme girmişsiniz.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- İzmir Milletvekili Zeynep Altıokun,
yaptığı sosyal medya paylaşımıyla Alevileri hedef
gösteren, ülkenin barışına kasteden akademisyen Abdülkadir
Şen hakkında herhangi bir işlem yapılıp
yapılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
ZEYNEP ALTIOK (İzmir) Sayın Bakan, 15
Temmuzdan bugüne 127 bin kamu görevlisi görevden
uzaklaştırıldı, 90 bine yakın kamu görevlisi ihraç
edildi. Daha dün babasını Sivas katliamında yitiren
sanatçımız Eren Aysan açığa alındı. Sosyal medya
paylaşımlarından dolayı insanlar gözaltına
alınıyor. Soruyorum size: Dün gece Twitter hesabından Suriye
direnişi başarısız olursa Anadoluda Şah
İsmailin mezhepçi vahşileriyle yaşanacak. Herkes
hesabını buna göre yapsın. Ey Halepte çocukları,
kadınları, sivilleri korkakça bombalayan rejimi savunan mezhepçiler:
Sizi bu coğrafyada yeni Malazgirtler bekliyor. Şah İsmailin
bağnaz mezhepçi piçleri hesap verecek. Şahlaştınız
Yavuzlaşacağız. Cemevi, Ali, insana saygı, Madımak,
hoşgörü diyen ne kadar namussuz mezhepçi varsa Halepte katillerle
beraber. Lanetliler topluluğu
diyen, Alevileri hedef gösteren, ülkenin
barışına kasteden, geçmişte El Kaide
soruşturmasıyla gözaltına alınıp
tutuklandığı iddia edilen akademisyen Abdülkadir Şen
hakkında soruşturma başlatıldı mı, gözaltına
alındı mı? Böyle bir zihniyet nasıl üniversitede
öğrenci yetiştirir?
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Altıok.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Ve bunun binde
1ini yapan başka birisi olsa zaten şu anda hapiste olurdu.
İnsanlar bir cümle tweet atıyorlar, hapse giriyorlar,
gözaltına alınıyorlar. Bu adamlar nasıl açıkta
geziyor?
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Bununla ilgili bana müsaade ederseniz
BAŞKAN Sayın Bakan, bir dakika da size
vereyim.
11.- Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin, provokatif
yaklaşımlarla ilgili gereğinin yapılması
gerektiğine ve ihanetlerden kurtulmak kaydıyla olağanüstü hâlin
sürdürülmemesi gerektiğini tekrar teyit ettiğine ilişkin
açıklaması
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Görmediğimiz, benim hiç şahit olmadığım
bir tweetten bahsediliyor veya sosyal medyadaki bir yazıdan
bahsediliyor. Duyduğumuz kadarıyla böyle bir şeyi kabul etmek
mümkün değil. Bununla ilgili mutlaka ve mutlaka gereğinin
yapılması gerekir. Bizim birlik ve beraberliğimiz önemli. Dün
ben İzmirdeydim, İzmirde Hüseyin Dalkılıç -hakikaten
kendisi de dal gibi bir yiğit- polisimizin şehit cenazesine gittim.
Eşinin kucağında 1,5 yaşında bir yavrusu, doğuma
yakın olan, yedi aylık da hamile olan
Hüseyin, Egede Uşak
tarafından bir Türkmen, Yörük çocuğu; eşi Ağrılı
bir Kürt kızı. Bizim zenginliğimiz bunlar. Kürtün de, Türkün
de, Alevinin de, Sünninin de bu topraklarda göz yaşları aynı.
Onun için, biz birlik ve beraberliğimize sahip
çıktığımız sürece, bir ve beraber olduğumuz
sürece bu ihanetlere yani bu tarz saldırılara
Bunu ben provokatif
bir yaklaşım olarak görüyorum, gereği mutlaka ilgililer
tarafından yapılmalı diye altını çiziyorum.
Diğer taraftan, biraz önce
konuşmacılardan birisi olağanüstü hâlle ilgili benim bir sözümü
söylemişti Siz de karşı çıktınız. diye. Evet,
bu, komisyonda yapılan toplantıda benim söylediğim bir söz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Sayın Başkan, tamamlıyorum, yarım
kalmasın, önemli bir konu.
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
tamamlayınız.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Olağanüstü hâlle ilgili, evet, Eğer bu ihanet çetelerini
temizlediysek; bu vatana, bu bayrağa, bu millete, bu devlete ihanet
edenleri temizlediysek evet, ben de olağanüstü hâle
karşıyım. diye komisyonda, Meclisin kayıtlarında olan
bir sözümdür. Evet, eğer böyleyse, olağanüstü hâlin ne anlama
geldiğini
Olağanüstü hâlin olmaması gerektiğinin, Türkiye
Cumhuriyetinin bir an önce bu ihanetlerden kurtulması kaydıyla
olağanüstü hâlin sürdürülmemesi gerektiğinin altını çizerek
tekrar teyit ediyorum.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Sayın Bakan,
ölçü buysa OHAL hiç bitmez ki.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Sayın Bakan,
tweeti gönderdim size, okuyup ona göre bir yorum yaparsanız.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Aldım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Sayın
Altıokun sorduğu soruya cevap vermediniz Sayın Bakan.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Ben takip edeceğim bunu.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Bu bir devlet
memurudur Sayın Bakan.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu
12.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel ile Siirt Milletvekili Besime
Konca hakkında tutuklama kararı verildiğine, şu anda bir
darbe hukuku uygulandığına ve hiçbir söze cevap vermeyerek bu
durumu protesto ettiklerine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Az önce, Grup Başkan Vekilimiz Çağlar
Demirelin tutuklandığı haberini aldık. Her zamanki gibi,
daha vekil arkadaşlarımız ve avukatlar kararı beklerken
yani karar henüz açıklanmamışken basın, Grup Başkan
Vekilimiz Çağlar Demirelin tutuklandığını yazdı.
Besime Konca Vekilimiz ise sabah mahkemece serbest
bırakılmıştı -gözaltına dün gece
alınmışlardı biliyorsunuz- ama öğleden sonra tekrar
tutuklanmasına karar verildi. Tıpkı, eş
başkanlarımız ve Grup Başkan Vekilimiz İdris Baluken
ile diğer vekillerimiz için aynı anda düğmeye basılarak 5
savcının aynı anda harekete geçmesinde gördüğümüz gibi yine
aynı tiyatroyu, maalesef, dramatik bir şekilde izliyoruz.
Bu ülkede, bağımsız yargıyla
değil, öncelikle yargılayan troller, yandaş basın ve
verilen talimatlarla işletilmekte her şey.
Kamuoyuna ve tek tek parlamenterleri tutuklanan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açıyorum Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Şu anda uygulanan, bir darbe hukukudur. Bütün bu
uygulamaların nedeni, tıpkı kapalı kapılar
ardında yapılıp getirilen Anayasa teklifinde seçme seçilme
hakkını düzenleyen 67nci maddenin önce kaldırılıp
sonra yeniden farklı hesaplarla ve düzenlemelerle getirilmesinde
olduğu gibi, demokrasinin rafa kaldırılmasıdır.
Aslında, 67nci maddeyi yani seçme seçilme hakkını düzenleyen
maddeyi de tekrar koymaya gerek yoktur çünkü zaten halkın iradesi
tanınmamaktadır. Biz, bunu, kamuoyuna ve tek tek parlamenterleri
tutuklanan ancak bunun için hiçbir açıklama yapma gereği dahi
duymayan Meclise duyurmak istedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açıyorum Sayın
Kerestecioğlu, tamamlayın lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bugün susarak protesto etmiştik dün
arkadaşlarımızın gözaltına alınmasını;
o yüzden, yine aynı şekilde herhangi bir söze de hiçbir cevap
vermeyeceğimizi iletmek isterim.
Teşekkür ederiz Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Kerestecioğlu.
Sayın Özel...
13.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, HDP Grup Başkan
Vekili Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirelin tutuklanmasına,
milletvekillerinin tutuklu olarak yargılanmalarını doğru
bulmadıklarına ve OHAL varken, bir partinin tüm seçilmiş
milletvekilleri tutuklanma tehdidiyle karşı karşıyayken
Anayasa görüşmenin doğru bir yaklaşım
olmadığına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, biz de
Sayın Çağlar Demirelin biraz önce tutuklandığını
öğrendik. Daha önce de Sayın İdris Baluken
tutuklanmıştı ve bu Meclise seçilerek gelmiş olan bir
partinin 2 grup başkan vekili de tutuklanmış oldu. İdris
Bey tutuklandığı zaman net olarak ifade ettiğimiz
tavrımızı tekrarlamakta fayda görüyorum: Gerek genel
başkanların, eş genel başkanların gerek grup
başkan vekillerinin gerekse milletvekillerinin tutuklu olarak
yargılanmasını Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğru
bulmuyoruz.
Milletvekillerinin elbette suç işleme
özgürlükleri yoktur. Eğer dokunulmazlıklarının
kaldırıldığı bir dosyayla ilgili işlem varsa
bunun, bu yargılamanın tutuksuz olarak yapılması gerekir.
Yargılama süresince iddianameleri, fezlekeleri sanki kesin
kararmış gibi kamuoyuna ve Meclise sunulması kesinlikle
doğru değildir. Milletvekilleri, burada kendilerini temsil etmezler,
kendileri dışında 60 ila 100 bin kişi arasında
seçmenin kullandığı oyları temsil ederler. Daha önce 3
partiden 8 milletvekili tutukluyken ayrımsız olarak hepsini hem
cezaevlerinde ziyaret etmiş hem tutuksuz yargılanmalarını,
tutukluluk hâllerinin yasama faaliyetine engel olmamasını
ısrarla savunmuş bir parti olarak bugün de aynı
tavrımızı sürdürdüğümüzü ifade etmek istiyorum.
Sabahleyin, Meclis Başkanımızın
çağrısıyla -yirmi beş dakikada- alelacele bir
olağanüstü toplantıya davet edildik. Orada, burada milletvekillerinin
resimlerinin kaldırılmasının uygun olacağını
Meclis Başkanı söylüyordu. Milletvekillerinin burada resimlerinin yer
alması normal bir şey değil, doğru da değil;
seçilmiş milletvekillerinin kendilerinin yasama faaliyetinde
bulunmaları gerekiyor. Tutukluluk hâlinin kaldırılıp, milletvekillerinin
faaliyetlerine devam edip yargılama sonucunda eğer suçlu bulunurlarsa
-ki orada Anayasanın açık hükümleri vardır- ancak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açıyorum Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ondan sonra bu noktaya
gelinmesi gerekirken, sanki haklarında düzenlenen fezleke ya da iddianame
tamamen gerçeği yansıtıyormuşçasına hem Meclis
Başkanının geçen hafta kullandığı sözler hem de
bu durum kabul edilebilir bir durum değil.
Olağanüstü hâl şartlarında ve bir
partinin tüm seçilmiş milletvekilleri tutuklanma tehdidiyle
karşı karşıyayken ve grubun kendi içinden seçtiği
kişiler için de tutukluluk tedbiri fiilen uygulanıyorken Anayasa
görüşmek, OHAL varken Anayasa görüşmek ve bu görüşmelerden
demokrasimizi daha ileriye taşıyacak bir şeyler
çıkarmayı ummak doğru bir yaklaşım değil. Bu
konuda Meclis Başkanına sorumluluk düşüyor. Hiç değilse,
Cemil Çiçek bir şey yapamıyordu ama Tutuklu milletvekilleri bütün
Meclisin ayıbıdır. lafını her seferinde söylüyordu ve
bir şey yapmanın gereğini ifade ediyordu. Meclisin, tutuklunun
kimden olduğuna bakmaksızın, kendi iradesine ve kendi
itibarına sahip çıkması gerekiyor. Bir grup başkan
vekilinin tartaklanarak makam aracından indirilip gözaltına
alınması ve tutuklanması, onunla taban tabana zıt
görüşleri savunan bir milletvekilinin de yurdun bir başka yerindeki
itibarını sarsmaktadır. Bu çatının altındaki
itibar hepimize ve her zaman lazımdır. Şahsımıza
tanınan ayrıcalıklardan değil, verilen görevin gereğinden
bahsediyoruz.
Bu kayıtla, bir kez daha tüm parti
gruplarını ve Meclis Başkanlığını üzerine
düşeni yapmaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Özel.
Sayın İnceöz
14.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, Anayasa
değişikliği teklifini imzalayan 316 milletvekilinin iradesini
küçümseyen ifadeleri kabul etmediklerine, dokunulmazlıklar
kaldırılarak Parlamentonun üzerine düşeni
yaptığına ve bundan sonrasının emniyetin,
yargının görevi olduğuna ve yargıya güvenmek
gerektiğine ilişkin açıklaması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
bugün, biraz evvel açıklamalarda da şöyle bir ithamda bulunuldu: 316
milletvekilimizin anayasa yapma sürecinde teklifi görmeden
imzaladıkları gibi. Bu, milletin iradesini, milletvekillerinin
iradesini küçümsemektir. Bunu özellikle reddettiğimizi belirtmek
istiyoruz. Sanki anayasa yapılmış, Mecliste oylanmış,
hiçbir milletvekili arkadaşımız okumamış gibi muamele
yapılmak istenmektedir.
Öncelikle şunu söylemek
istiyoruz ki şu anda anayasa teklifi Meclise geldi, daha sonra
komisyonlarda tartışılacak. Bu, herkesin katkısına
açık bir çalışma süreci olacaktır. Sonra Genel Kurulda uzun
müzakerelerle kabul edilecek bir süreci göstermektedir. Dolayısıyla,
316 milletvekili arkadaşımızın iradesini hakir görecek,
küçümseyecek hiçbir açıklamayı kabul etmediğimizi özellikle
belirtmek istiyorum. Milletvekili arkadaşlarımızın
-nasıl burada kürsüde her fırsatta söyleniyor 6 milyon
vatandaşımızın oyunu temsil ediyoruz. diye- her birisi de
milletimizin temsiliyeti karşısında bu imzaları
atmıştır. Bu ifadeleri reddediyoruz.
Bunun dışında,
her zaman şunu söylüyoruz
CEYHUN İRGİL
(Bursa) Gidip görmeden
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Görüp görmediğimizi siz bilemezsiniz, böyle niyet okumalardan
vazgeçmek gerekmektedir.
İkincisi: Halkın iradesinin her zaman
küçümsendiği vesaire gibi ithamlarda bulunulmakta, darbe hukukundan
bahsedilmekte. Bakın, şunu söylemek istiyoruz: Hiçbir zaman
halkın iradesinden daha başka bir gücün
olmadığını, egemenliğin kayıtsız ve
şartsız millete ait olduğunu her fırsatta deklare ettik. 15
Temmuz gecesi bir telefon çağrısıyla beraber bu iradenin, bu
gücün üstünde bir gücü tanımadığımızı Sayın
Kurucu Genel Başkanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız
telefonla yine halkımıza söyledi. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Darbe hukuku vesaire; bunları reddediyoruz.
Bakın, bütün bu konuşmaları yaparken hem ana muhalefetin
açıklamalarında hem HDPnin açıklamalarında,
geldiğimiz süreçte bir şeyi görmezden geliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açıyorum Sayın İnceöz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sanki pergelin
bir ayağından başka bir ayağına geçmişiz, arada
olan, yaşanan bir süreci atlıyoruz; bunu atlamamak lazım.
7 Haziran seçimlerinden sonra HDP Grubu 80
milletvekiliyle birlikte dokunulmazlıkların
kaldırılması noktasında bir Hodri meydan! yaptı.
Öyle değil mi arkadaşlar?
Daha sonraki sürece geliyoruz:
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına Parlamentoda karar
verildi buradaki bütün uzun müzakereler sonucu. Sonrası yargı,
yargıya geçti. Biz yargıyla ilgili en ufak bir şey
söylediğimizde, dün bu sıralarda oturan arkadaşlar,
yargının bağımsız olmadığını,
yargı kararlarının
tartışılamayacağını söylüyor.
Ben şunu söylüyorum: 2010da
yaptığımız Anayasa değişikliği de dâhil, her
zaman hukukun üstünlüğüne -üstünlerin hukukuna değil, bunu üstüne
basa basa söylüyorum- inandık, inanmak zorundayız. Yargıda
bugün, 15 Temmuzdan sonraki süreçte yaşananlar, temizlik vesaire
Bunu
açıkça söylüyorum: Bugün yargının
bağımsızlığının vesairenin
tartışılacağı yer, her şeyden önce burası
değil. Yargıya, evet, güvenilmek zorunda, bir terörle mücadele yapıyoruz.
Teröre karşı destek verenler, eylemde bulunanlar, bir şekilde
sözlü açıklama yapanlar bugün yargıyla yüzleşeceklerdir. Bu
dokunulmazlıklar kaldırıldı, Parlamento üzerine düşeni
yaptı; bundan sonrası emniyetin, yargının görevidir ve
yargıya da güvenmek zorundayız, bunu da söylüyorum özellikle.
Bugün, biraz evvel siz kürsüde, bir milletvekilliyle
ilgili şöyle bir açıklama yaptınız: Adli kontrolle serbest
bırakıldı. Bu açıklamayı yaptınız;
şimdi, aynı yargının kararına bir taraftan
açıklama yapıyoruz, bir taraftan da tutuklandığında
eleştirmeye kalkıyoruz. Bu, kendi içinde bir ikircikli tutumdur.
Bunu, özellikle kamuoyunun, milletimizin de takdirine bırakıyorum.
Seçilen her bir milletvekilinin, burada, kürsüde
defaatle söyledik, her bir arkadaşımız söyledi, 6 milyon oya,
iradeye sahip çıkmaları gerektiğini. Şimdi, ana muhalefet
sözcüleri de şunu söylerken bunun da altını çizmek lazım:
Evet, milletvekili seçildiği iradeyi Parlamento
çalışmalarına, duruşuna, eylemine, sözüne her şekilde
yansıtmalıdır. Eğer biz, 79 milyon bugün terörle mücadele
ederken, bütün terör örgütlerine karşı mücadele ederken burada
herhangi bir terör örgütünün adını zikredip kınayamıyorsak,
lanetleyemiyorsak, bir mesafe koyamıyorsak
Bunun konulması defaatle
hatırlatılmış olmasına karşılık bugün
gelinen süreçte
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Sayın Başkan, bir süre yok mu? Grup başkan vekilleri bir saat mi
konuşacak?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Elbette ki bu
sürece de gökten zembille gelinmediğini, aradaki mesafeyi,
yaşananları da aziz milletimiz de, 6 milyon irade de görmekte,
bilmekte, takdir etmektedir; bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Meclisi de saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
kısa bir şey söylemem gerekiyor.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
15.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceözün yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, Sayın
Başkan, Sayın İlknur İnceöz 316 milletvekilinin iradesine
saygısızlık yaptığımızı söylüyor. Böyle
bir şeyin olması mümkün değil. Böyle bir
saygısızlık varsa o saygısızlığı yapan
kendileri.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Yapıyorsun
ama, yapıyorsun. Sürekli niyet okuma
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, şöyle bir
durum var, Başbakanınız diyecek ki: Pazartesi gününe kadar
Anayasa değişikliğine son şeklini vereceğiz ve Meclise
sunacağız. Bunu söylediği sürede siz burada kâğıt
dolaştırıp imza toplayacaksınız ve milletvekilleriniz
sosyal medyada Başkanlığa ilk imza benden., Yedinci imza da
benden. diye paylaşımda bulunacak. Bunu söyleyince Efendim, böyle
bir şey yok.
Şunu çok net olarak söylemek gerekiyor,
diyorsunuz ki: Biz cumartesi günü Meclis Başkanlığına
şu teklifi verdik 316 imzayla. Bunu da basınla ve bizimle
paylaşıyorsunuz. Ekinde 67nci madde Anayasadan çıkarılacaktır.
diyor, imza sizin. Meclis Başkanlığı bugün açıklama
yapıyor Bize yolladıkları budur. diye; açıyoruz, 67nci
madde değişmiş, 67 bu sefer kaldırılmıyor.
Şimdi, bu durum -kimin neye imza attığını bilmeden,
açık çeke imza atar gibi- grubunu yanlış yönlendirmesiyle grup
yönetiminin yaptığı bir işin tam olarak da deyim yerindeyse
suçüstü hâlidir. Burada sonra çıkıp Biz öyle
yapmamıştık da, niyet okuyorsunuz. Adam sahte para basarken
yakalanmış suçüstü, geliyorsun adama, adam diyor ki: Ben basmadım,
niyetimi okuma. Ne niyetini okumayacağım, önündeki banknotu
görüyorum senin.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Pervin
Buldanın, HDP Grup Başkan Vekili Diyarbakır Milletvekili
Çağlar Demirel ile Siirt Milletvekili Besime Koncanın
tutuklanmalarını kınadığına ve halkın
iradesiyle seçilen temsilcilerin yerinin Parlamento olduğuna ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biraz önce
aldığımız habere göre -ki Sayın Kerestecioğlu ve
Sayın Özel de ifade ettiler- Halkların Demokratik Partisi Grubunun
Grup Başkan Vekili Sayın Çağlar Demirel ve öğlen
saatlerinde serbest bırakılan ancak tekrar tutuklanan Siirt
Milletvekili Sayın Besime Koncanın tutuklanmalarını bir
kez daha buradan kınadığımı ifade etmek istiyorum ve
bu tutukluluk hâline bir an önce son verilmesi gerektiğini özellikle
belirtmek istiyorum.
Elbette ki bu manzara bu Parlamentoya
yakışmıyor. Buraya resimlerin getirilmesi, resimlerle bu
koltukların doldurulması doğru bir şey değil ancak
şu anda siyasi faaliyetlerini yürütemeyen, tutuklanarak cezaevine
gönderilen toplam 12 milletvekilinin resimleri var bu Parlamentoda. Bu
Parlamentoya kendilerinin gelmesi gerekiyor, fotoğraflarının
değil. Bu koltuklarda onların oturması gerekiyor. Halkın
iradesiyle seçilen temsilcilerin yeri Parlamentodur sayın milletvekilleri.
Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. sözüne
yakışan şey, halkın iradesine saygı duymaktır.
Dolayısıyla, bir kez daha, şu anda
tutuklu bulunan 12 milletvekilinin bir an önce bu ülkeye yakışır
şekilde, bu Parlamentoya yakışır şekilde, halkın
iradesinin esas alınarak serbest kalmaları gerektiğini özellikle
vurgulamak istiyorum. Bu, bize yakışan bir şey değil,
Türkiyeye yakışan bir şey değil değerli arkadaşlar.
Bugün Halkların Demokratik Partisine yapılmış olabilir
ancak yarın hangi partiye, hangi gruba yapılacağı belli
olmayan bir şeyden bahsediyoruz ve bu durum yarın öbür gün başka
bir milletvekilinin başına geldiği zaman, aynı
açıklamaları yapacağımdan herkesin emin olması
gerektiğini ifade etmek istiyorum ve bu durumdan bir an önce
kurtulunması gerektiğini, Türkiyenin demokrasiye, Türkiyenin
özgürlüklere, Türkiyenin barışa bir an öne kavuşması
gerektiğini ifade etmek istiyorum. Elbette ki bu ülkenin toplumsal bir
barışa ihtiyacı var, bu ülkenin özgürlüklere,
kardeşliğe ihtiyacı var, bu ülkenin bir an önce huzur
ortamına kavuşmasına ihtiyacı var ve bunun için de hep
birlikte el ele vererek, omuz omuza vererek, göğüs göğüse vererek
bunun üstesinden geleceğimizi özellikle belirtmek istiyorum ve bu
tutukluluk hâlinin bir an önce kaldırılması gerektiğini bir
kez daha belirtmek istiyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.04
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.16
BAŞKAN: Başkan
Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI
(Balıkesir), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 39uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet burada.
Şimdi konuşma sırası
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet
Müezzinoğlundadır.
Sayın Bakan, süreniz yirmi sekiz
dakikadır.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CEYHUN İRGİL (Bursa)
Bakanınızı dinlemeye gelseydiniz, bakın biz daha
kalabalığız.
AHMET AKIN (Balıkesir) Sayın
Bakanım, kimse yok burada ama.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ben varım
ya.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Gerçekten
Bakanım, çok ayıp ediyorlar.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ceyhun, ben
varım.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bir biz
varız, rahat olun Bakanım.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Sayın Bakan,
bize dönün, orada da kimse yok.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Merak etmeyin, büyük oranda CHPye
konuşacağım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken 10 Aralık 2016
tarihinde İstanbulda yaşanan kalleş terör
saldırısında şehit düşen kahramanlarımıza
Allahtan rahmet diliyor, yaralılarımıza acil şifalar
diliyorum. Dün Bursada defnettiğimiz evladımız, polis memurumuz
Hüseyin Akyüzün şahsında tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Güvenlik güçlerimizin başı sağ olsun, milletimizin başı
sağ olsun diyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bakanlığımın 2017 Yılı Bütçe
Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının görüşmeleri münasebetiyle huzurlarınızda
bulunmaktayım. Öncelikle, 2017 yılı bütçesinin ülkemize
hayırlı hizmet yapabilmemize vesile olmasını temenni
ediyorum. Gerek Komisyon aşamasında gerekse bugün Genel Kurulda
katkı sağlayan tüm arkadaşlarımıza, iktidarından
muhalefetine teşekkür ediyorum. Özellikle bugün, Bakanlığım
adına, Milliyetçi Hareket Partisinden söz alan Tora, Aksuya, yine
Cumhuriyet Halk Partisinden söz alan Kuşoğluna ve AK PARTİ
Grubundan söz alan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Önerilerini,
katkılarını ve eleştirilerini samimiyetle değerlendireceğimizden
emin olmalarını istiyorum.
Tabii, Sayın Akkayaya da vaktim olursa
cevaplarım olacak. İnşallah, sonunda birkaç dakikamı alacak
ama bir milletvekilinin bu kadar sığ, bu kadar sıradan, bu
kürsüden diğer bir milletvekili arkadaşını
suçlamasının çok şık olmadığını ifade
ederek konuşmama geçmek istiyorum.
Tabii, ülkemiz ve dünya konjonktüründe, özellikle
son dönemde milletimizi de ülkemizi de ekonomimizi de olumsuz etkileyen birçok
gelişmeyi hep beraber yaşıyoruz. Bölgemizde Irak ve Suriye
kaynaklı jeopolitik riskler, yine milletçe teröre karşı
verdiğimiz amansız mücadele, Rusyayla ticari ve siyasi
ilişkilerimizde yaşanan sıkıntılı süreç, 15
Temmuz gecesi milletçe yaşadığımız ve milletin dik
duruşuyla önlediğimiz kanlı darbe girişimi, Amerika
Birleşik Devletlerindeki seçimler, dünya ekonomisinde ve iş gücü
piyasasında yaşanan durgun seyir, Avrupa Birliğinden ve çevre
ülkelerden kaynaklanan ekonomik gelişmelerin, tabii ki ülkemizi, ülkemizin
iş hayatını ve istihdamını da etkileyen boyutları
olmuştur, olmaktadır.
Özetlemeye çalıştığım bu
sebeplerden dolayı 27 çeyrektir devam eden büyüme, 2016
yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın
aynı çeyreğine göre yüzde 1,8 azalmıştır. Ancak,
Hükûmetimizce alınan tedbirler ve gerçekleştireceğimiz
çalışmalarla büyümenin 2017 yılında tekrar ivme
kazanmasını bekliyoruz ve bunu milletçe
başaracağımıza inanıyorum.
Bu çerçevede, 2017 yılında 300 bini
işbaşı eğitim programlarından, 100 bini mesleki
eğitim kurslarından ve yine yaklaşık 100 bini de
girişimcilik eğitimlerinden olmak üzere, aktif iş gücü
hizmetlerinden 500 bin kişi, TYPden de, toplum yararına
programlardan da 100 bin kişi olmak üzere toplam 600 bin yeni istihdam
oluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca Artı İstihdam
Programı çerçevesinde, katma değeri yüksek olan sektörler, sanayi,
turizm, bilişim, stratejik yatırımlar gibi mevcut
istihdamını artıran işverenlerimizin 280 bin işçisi
için ödeyeceği ücretlerin birinci yılında net asgari ücretin
yüzde 50sini, ikinci yılında ise net asgari ücretin yüzde 25ini
devlet olarak biz karşılayarak bu alanda artı istihdamın da
teşviki yönünde yaklaşık 300 binlik bir istihdam
oluşturmayı hedefliyoruz. Staj ve çıraklık eğitimi
alan 1 milyon 200 bin lise ve üniversite öğrencisi içinse aylık 130
ila 260 TL öğrencilerimize harçlık vermeyi programladık.
Ekonomik tedbirler doğrultusunda asgari ücret teşviki
kapsamındaki işverenlerimizin 2010 yılının Ocak,
Şubat ve Mart aylarında ödeyecekleri sigorta primlerini dokuz ay
erteleyerek Ekim, Kasım ve Aralık aylarında tahsil edeceğiz
ve onların sıkıntılarını kısmi de olsa
hafifletmiş olacağız.
Sayın Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; en önemli sorunumuzun olan işsizlik,
istihdam ve iş gücüne katılım oranına
baktığımızda, 2016 yılı Eylül ayı itibarıyla
dünyada en düşük işsizlik oranı yüzde 3le Japonyada, en yüksek
işsizlik oranı da yüzde 23le Yunanistandadır. Ağustos
2016 işsizlik oranımızın yüzde 11,3 olarak
gerçekleşmiş olması tabii ki bizi rahatsız ediyor.
İş gücüne katılma oranımız ve istihdamımız
da her geçen gün artmaktadır. 2015 yılında, 2007ye göre
istihdam oranı Amerika Birleşik Devletlerinde 1 puan azalırken
Türkiye 4,5 puan artışla bu oranı en fazla artıran 3üncü
ülke olmuş, OECD ülkeleri arasında ABDden sonra en yüksek istihdam
artışı sağlayan 2nci ülke olmuştur ama buna
rağmen iş gücünde, istihdamda ciddi sorunlarımız ve çözüm
üretmemiz gereken alanlar mevcuttur. 2016 yılı Ağustos döneminde
geçen yılın aynı dönemine göre tarım dışı
sektörlerde istihdam 579 bin kişi artırılmıştır.
2007 yılına kıyasla 2015 yılında ABye üye ve aday
ülkeler arasında iş gücüne katılma oranını en çok
artıran ülke olduk. İş gücüne katılma oranımız
2015 yılında yüzde 51,2ye yükselmiştir. 2002-2016 Kasım
döneminde işsizlik ödeneği kapsamında yaklaşık 5
milyon 60 bin kişiye 14 milyar TL ödeme yapılmıştır.
Ulusal İstihdam Stratejisi ve Onuncu
Kalkınma Planında işsizlik sigortasının daha fazla
sosyal koruma sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesine ilişkin
politikalar yer almaktadır. Sayın Torun da bu anlamda bir cevap
arzusu vardı. Yine Sayın Torun bu anlamdaki konuşmasına
bir cevap: Bu politikaların hayata geçirilmesine ilişkin olarak eylem
planları oluşturulmuş, üst politika belgelerinde belirlenen
eylemlerin yerine getirilebilmesi için projeksiyon yapılmış ve
bu kapsamda çalışmalarımız sürdürülmektedir.
İş bulma ümidi olmayanlar, iş
aramadıkları için işsiz olarak kabul edilmemektedirler.
Sayın Faik Öztrakın bu anlamda bir sözü olmuştu. Hem ülkemizde
hem de Avrupa ülkelerinde bu kişiler iş gücüne dâhil olmayanlar
grubundadır. 2015 yılı Ağustos ayına göre 2016
yılı Ağustos ayında iş bulma ümidi olmayanların
sayısı 17 bin kişi azalarak 709 bine düşmüştür. Ne
eğitimde ne de istihdamda olan gençlere ilişkin uluslararası
karşılaştırmalarda kullanılan en temel gösterge NEET
oranlarıdır. Türkiye'de 2005 yılında yüzde 43,6 olan NEET
oranı, 2015 yılında yüzde 14,8 puanlık dikkat çekici bir
gerilemeyle yüzde 28,8 olarak gerçekleşmiştir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
kadınlarımız, gençlerimiz ve engelli
vatandaşlarımızın istihdam ve iş gücüne
katılımını her zaman önemsedik ve bu doğrultuda
politikalar geliştirdik. 2002 yılında yüzde 27,9 olan kadın
iş gücüne katılma oranını 2016 yılı Ağustos
ayında yüzde 33,1e yükselttik. 2002 yılına kıyasla
kadın istihdamı yüzde 37, iş gücü ise yüzde 45
artmıştır.
Kadınların
çalışma hayatından uzaklaşmadan, çocuğunun
bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla hayata geçirilen
yarım çalışma ödeneği uygulamasını
başlattık. Bu uygulama kapsamında, kasım ayı sonuna
kadar yaklaşık 1.400 kişiye 2 milyon TL ödeme yaptık. 2005
yılından 2015 yılı sonuna kadar genç istihdamında 500
bin kişilik artış sağlanmıştır. 2002
yılında yüzde 20,6dan 2016 yılı Ağustos döneminde
yüzde 19,9a düşen ülkemizdeki genç işsizlik oranı, euro
bölgesinde yüzde 20,9 olan genç işsizlik oranından daha
düşüktür. Mesleki eğitim kursları, girişimcilik ve
işbaşı eğitim programları gibi aktif iş gücü
hizmetlerinden kadınların yararlanma oranı yaklaşık
yüzde 55, gençlerin yararlanma oranı ise yaklaşık yüzde
60tır. 2002 yılında kamu kurumlarında 5.777 engelli memur istihdam
edilirken 2016 yılı itibarıyla bu rakam 48.963 kişiye
ulaşarak ciddi bir artış sağlanmıştır. 2016
yılında on ilde yapılan idari teftişler sonucunda özel
sektörde 1.776 engelli vatandaşımızın istihdam edilmesi
sağlanmış, engelli istihdamı yüzde 8,45
artırılmıştır. Özel sektörde engelli çalışan
sayımız 91.247ye çıkmıştır. 2014
yılından bugüne kadar 592 engelli vatandaşımıza 36 bin
TLye kadar hibe vererek kendi işlerini kurma imkânı
sağlanmıştır. Kendi işini kurmak isteyen eski
hükümlülere ise proje karşılığında brüt asgari ücretin
10 katına kadar hibe desteği veriyoruz.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
işsizliği önlemek ve istihdamı artırmak için aktif iş
gücü programlarını uyguluyoruz ve kapsamlarını
genişletiyoruz. İşsizlerin çalışma hayatından
kopmalarını engellemek ve geçici gelir desteği sağlamak
amacıyla toplum yararına programlar uyguluyoruz. 2007-2015 döneminde
düzenlenen toplum yararına çalışma programları
kapsamında 977.706 kişi yararlandırılmış, 2016 yılında
başlayan programlara kasım ayı sonu itibarıyla 164.219
vatandaşımız katılmıştır.
İşverenlerle iş birliği içinde mesleki eğitim
kursları düzenleyerek iş arayanlara meslek kazandırıyoruz
ve 2002-2016 Kasım ayı sonu itibarıyla kurslardan 1 milyon 285
bin 600 kişi faydalanmıştır. 2015 yılında
programa katılanların yüzde 62si kadınlar, yüzde 53ü
gençlerimizdir. Başarılı olanların istihdam edilme
oranı yüzde 65tir.
Bu anlamda, Sayın Tor yanılmıyorsam,
kurumun heyecanının kaybolduğu gibi bir iddiada, suçlamada
bulundu. Esasında, gerek Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı gerekse İŞKUR ve
Bakanlığın tüm dinamikleri, bu anlamda ne heyecanını
kaybetti ne de hedeflerinden vazgeçti.
15 yaşını tamamlamış
katılımcılara bir yıl boyunca net asgari ücret ödeyerek ve
kısa vadeli sigorta primlerini karşılayarak
işbaşı eğitimini aldırıyoruz. Bu programa
2002den bugüne kadar 567 bin kişi katılmış, 2015
yılında programa katılanların yüzde 49,5unu kadınlar,
yüzde 53ünü ise gençler oluşturmuştur. Programa
katılanların ortalama yüzde 75i kalıcı olarak istihdam
edilebilmiştir.
Girişimcilik kültürüne destek vermek için,
iş kurmak ve işini geliştirmek isteyenlere yönelik
eğitimler düzenleyerek KOSGEB sertifikası veriyor ve finansman
desteklerine yönlendiriyoruz. 2002-2016 Kasım ayı sonu
itibarıyla 221 bin girişimci adayına eğitim verdik. 2015
yılında programa katılanların yüzde 47,7si kadınlar,
yüzde 53ü ise gençlerden oluşmuştur. İşbaşı
eğitim programlarını işverenlerden ve
katılımcılardan alınan geri dönüşümlere göre
değiştirerek, genişleterek uygulamalarımızı
artırıyoruz.
Değerli arkadaşlar, artık daha çok
vatandaşımıza hizmet veren bir sosyal güvenlik sisteminin temel
parametrelerini oluşturduk. 2002 yılında 727.409 olan iş
yeri sayısı, yüzde 138 oranında artarak Eylül 2016
itibarıyla 1 milyon 729 bine yükselmiştir. 2002 yılında
yüzde 69,7 olan sosyal güvenlik kapsamında olanların toplam nüfusa
oranı 2016da yüzde 99,5e çıkmıştır. Gayrisafi yurt
içi hasıla içindeki emekli aylığı ödemelerinin oranı
2002 yılında yüzde 4,8 iken 2016 yılında yüzde 8,6ya;
sağlık harcamalarının oranı ise yüzde 2,2den yüzde
3,2ye çıkmıştır. Aktif sigortalı sayısı
2009 yılında 15 milyon 100 bin iken 2016 yılı Eylül
ayında 20 milyon 300 bin aktif sigortalı sayısına ulaştık.
Aktif/pasif oranı 2002 yılında 2,4 iken 2009 yılına
kadar bir düşüş seyri gözlemlenmiş ancak kayıt
dışıyla mücadele kapsamında bu oran tekrar yükseliş
eğilimine geçmiştir. Sosyal güvenlik reformlarında yaşa
ilişkin kademeli bir geçiş öngörüldüğünden, bu konuya etkisi
ancak uzun dönemde gözlenebilecektir.
Bu anlamda, Sayın Kuşoğlunun gerek
hukuk reformu gerek sosyal güvenlik faz 2 reformu gerekse kamu personel reformu
konularındaki önerilerine teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak desteklerini de bekliyorum çünkü önümüzdeki dönemde ülkemizin çalışma
hayatında bu reformlar önemli yer tutmaktadır. Bunda
paydaşlarımızla ne kadar ortak ideal noktalar
oluşturabilirsek inanıyorum ki kalıcı reformları da
başarmış olacağız.
Gelirlerin giderleri karşılama oranı
2009 yılında yüzde 73 iken 2016 yılında yüzde 93e yükselmiştir.
Yerinde hizmet dönemi başlatılarak il ve
ilçe merkezlerine 330 sosyal güvenlik merkezi açılmış ve
vatandaşımızın ayağına hizmetler
götürülmüştür.
İşverenlerimize 10 farklı alanda
teşvik sunulmaktadır. Bu kapsamda, 2008 Eylül-2016 Ağustos
döneminde özel sektöre 69 milyar TL kamu kaynağı
aktarılmıştır. Emekli aylıklarından kesilen
sosyal güvenlik destek primi kaldırılmıştır.
İlave 6 puan sigorta primi indirimi için aranan 10 sigortalı
çalıştırma şartını yine kaldırdık.
Gençlerimizin liseden, yükseköğretimden mezun
oldukları tarihten itibaren iki yıl süreyle daha sağlık
hizmetlerinden yararlanmasını sağladık. Gençlerin 25
yaşına kadar olan genel sağlık sigortası prim
borçlarını sildik.
6736 sayılı Kanunla sosyal güvenlik
kurumu alacaklarını yeniden yapılandırdık. Bu
kapsamda, 797 bini işveren, 665 bini sigortalı olmak üzere toplam 1,5
milyon başvuru alınmıştır. Bu sayede
yaklaşık 40 milyar TLlik bir borç yeniden yapılandırılmış
olup bugün itibarıyla toplam tahsilat tutarı ilk ay
yaklaşık 800 milyon TLdir.
Sosyal güvenlik sistemi anlamında
sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemini hep birlikte inşa etmeye
devam edeceğiz. Buna reformlarımızı da önümüzdeki dönemde
katacağız. Sosyal güvenliğe ait politika değişikliklerinde
nimet-külfet dengesini gözetecek ve gelecek dönemde koruyucu sağlık
hizmetlerine desteğimizi artıracak, maliyet etkili yöntemleri tercih
edecek, bilinçli ilaç kullanımı başta olmak üzere
sağlık hizmetlerinden yararlanmada farkındalığı
artıracak, kayıt dışı istihdamla mücadeleye devam
edeceğiz.
Tabii, kayıt
dışı istihdamı yine MHP Grubundaki arkadaşlar da
söyledi. Değerli arkadaşlar, kayıt dışı
istihdamda AK PARTİ döneminde yüzde 52 kayıt
dışılığı yüzde 34,5lara getirdik. Her 1
puanlık kayıt dışılığın sosyal güvenlik
bütçesine maliyeti 1,9 milyar TL yani yaklaşık 2 milyar TL. Bu
anlamda, üçte 1lik bir kayıt dışılığı bizim
görmememizin veya buna çözüm üretmememizin bu anlamda yaklaşık 50
milyarlık her yıllık bir kazancın, gelmesi gereken bir
rakamın farklı kanallarda haksız yere ve rekabeti de olumsuz
etkileyecek şekilde olumsuz tabloya neden olduğunu görüyoruz ve
bununla mücadelemizi hep beraber yoğun bir şekilde devam
ettireceğiz.
Değerli milletvekili
arkadaşlar, kayıt dışılıkla ilgili ve çocuk
işçiliğiyle ilgili mücadelede önemli mesafeler katettik ama
geldiğimiz nokta bizi memnun eden, mutlu eden nokta değil. Dünden
itibaren gelinen noktada önemli bir başarı var ama gitmemiz gereken
noktaya karşı da önemli sorumluluklarımız ve dinamik kararlara
ihtiyacımız var. Bu anlamda, özellikle önümüzdeki dönemde çocuk
işçiliğiyle mücadelede de önemli adımlar atıyoruz, atmaya
devam edeceğiz. Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi için Zamana
Bağlı Ulusal Politika ve Program Çerçevesi çocuk işçiliğinin
önlenmesini sağlamak amacıyla 2005-2015 döneminde uygulanmış,
söz konusu belgeyi ilgili kurum ve kuruluşların
katılımlarıyla ve katkılarıyla güncelleyerek 2017-2023
döneminde de duyarlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz.
Tabii, emeklilerimiz bizim
için çok değerli bir grup ve bu anlamda da AK PARTİ döneminde de
emeklilerimizi hep öncelikledik ve SGK işçi emeklisi
aylıklarında yüzde 64, SSK tarım aylıklarında yüzde
91, BAĞ-KUR esnaf aylıklarında yüzde 154, BAĞ-KUR
tarım aylıklarında yüzde 356, memur emekli
aylıklarında ise yüzde 42ye varan artışlarla emeklimizin
yanında olduk, olmaya devam edeceğiz ve inşallah önümüzdeki
hafta da...
MUSA ÇAM (İzmir)
Promosyonu soruyorlar Sayın Bakan, promosyonu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Bir saniye...
... promosyon konusunu
Sayın Başbakanlığımızın ilave
desteğiyle sonuçlandırma gayreti içindeyiz.
Değerli arkadaşlar,
tabii ki özellikle şehit yakını, gazi ve gazi
yakınları konusundaki AK PARTİ
duyarlılığını hem milletimizin hem de kamuoyunun hak
ettiği saygın yeri bu anlamda biz alıyoruz ve milletimize de
bunun karşılığını veriyoruz. Şehitler
üzerinden, gaziler üzerinden polemik yapacak cümlelere girmek istemiyorum.
Onlar bu ülkenin bugün bu kürsülerde konuşmamıza ve geleceğe ait
projelerimizi, hayallerimizi gerçekleştirecek projeleri
konuşmamıza vesile olanlardır. Rabbim onlardan razı olsun,
onların hak ve hukuklarını şu düzenlemeyle, bu düzenlemeyle
şu noktaya getirdik diyerek de ödeyemeyiz ama bize düşen,
onların hak ve hukukunu koruyacak hizmetleri yapmak ve bu ay
yıldızlı bayrağın ülkemizin gönderinde nazlı
nazlı dalgalanmasını sağlayabilmektir, ülkemizin birlik ve
beraberliğini koruyabilmektir.
Tabii, asgari ücretle ilgili
görüşmelerimiz devam ediyor ve bu ay sonu itibarıyla
tamamlayacağız ama asgari ücretle ilgili burada iktidarıyla
muhalefetiyle tüm vatandaşlarıma tek bir rakam vermek istiyorum.
Asgari ücretle çalışanlarımız, alın terinin,
emeğinin karşılığını alanlar... Değerli
arkadaşlar, 2002 yılında bin dolar
karşılığında 6,6 asgari ücretli
çalıştırılıyordu; 2002, bin dolar 6,6; hadi 6,5
diyelim. Bugün doların dünya çapında rekor
kırdığını konuştuğumuz, tarihî rekor diye,
ülkenin ekonomisi krize girdi diye konuştuğumuz bir süreçte...
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Sadece Türkiye ve Meksikada yükseldi Sayın
Bakanım, piyasayı takip etmenizde fayda var.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) ...bugün asgari ücretle ancak 1,8 asgari
ücretli çalıştırabiliyoruz, 1,8; 6,6-1,8. Bugün 6,6 asgari
ücretliyi çalıştırabilmek için 3.200 dolar ödememiz gerekir. Dolayısıyla,
biz dar gelirlinin, emeklinin, darda, zorda olan her
vatandaşımızın yanındayız ve sosyal politikalar
anlamında da Allaha şükürler olsun ki milletimizin
karşısında başımız dik, alnımız
açık ve bu yolda da milletimiz bizi hep baş tacı etti. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Geçtiğimiz yıl Sağlık
Bakanlığı bütçesini sunarken şunu demiştim: 14üncü AK
PARTİ Hükûmetinin bütçesini de konuşuyoruz. Bugün, 15inci AK
PARTİ Hükûmetinin bütçesini de konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar, biz öz
eleştirimizi çok iyi yapıyoruz, ne olur siz de iyi yapın ve siz
şayet bu şekilde giderseniz, biz inanıyorum ki 14üncü
değil; 24üncü, 34üncü AK PARTİ Hükûmetinin bütçelerini de burada
yapmaya devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Siz ülkenin
gittiği yere bakın Sayın Bakan, ülkenin gittiği yere
bakın. Cumhuriyet Halk Partisine laf söylemeyin, ülkenin gittiği yere
bakın.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Bakan, Türkiye nereye gidiyor?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Şimdi, burada Sayın Akkayaya
gelmek istiyorum. Sayın Akkaya, bakın, hayatımda hiçbir yere ama
hiçbir yere, bir yere kapağı atarak gelmedim, hiçbir yere. 14
yaşımda yabancı uyruklu öğrenci olarak bu ülkeye geldim, 14
yaşımda. Elimden tutan kimse yoktu ama bu büyük millet vardı ve
kendime olan inancım ve güvencim vardı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) 28 yaşında Meriçten
kaçarak geldim ve yine bu millete sığındım, bu ülkeye sığındım,
bu milletin büyük vicdanına sığındım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Mevki, makam olarak hepsini
tırnaklayarak, tırnaklarımla kazarak geldim.
Bakın, ben İstanbul İl
Başkanlığı yaptım. Bir siyasi partinin yüzde 4-5lerdeyken
oy oranı, ben o siyasi partide siyaset yapmaya başladım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Senin
doğduğun o Tozkoparanda senden daha fazla mahallelileri
tanırım, daha çok kapıyı çalmışım. Gelin
Tozkoparana beraber gidelim, gelin Güngörene beraber gidelim. (AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Gelin Bağcılara, Bahçelievlere
beraber gidelim. Yetmez, gel Edirneye beraber gidelim, gel Bursaya beraber
gidelim. İpsalayı, Meriçi, Süloğlunu, Lalapaşayı,
Uzunköprüyü gel beraber gezelim. Oradaki CHPli vatandaşlarımızla
beraber olalım ve nereye kimin kapak attığını hep
beraber değerlendirelim.
BAŞKAN Sayın Bakan, teşekkür için
size bir dakika daha veriyorum.
Buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Ben size Genel Başkan Yardımcılığına
kapak atarak geldiniz demiyorum, kontenjandan milletvekili oldunuz demiyorum.
Ama, bakın, 2008 yılında, bir anımı burada Cumhuriyet
Halk Partisi Grubuyla paylaşmak istiyorum. Burada Sayın Fatma Nur
Serter
DİDEM ENGİN (İstanbul) Ne demek kontenjan?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Ön seçim bizde
var Sayın Bakan, karıştırdınız.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Veysel Eroğlu Bakanım, iki
dakikanı istiyorum.
Sayın Fatma Nur Serter buraya çıktı,
benzer iddialarda bulundu.
EREN ERDEM (İstanbul) Siz kontenjandan
geldiniz, tombaladan çıktınız.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Ben çok teşekkür ediyorum vesile oldunuz
çünkü burada rahmetli Mevlüt Aslanoğlunu anacağım. Burada Fatma
Nur Serter benzer iddialarda bulundu -onu arar bulursunuz, kayıtlarda var-
ona çıktım, dedim ki: Bakın, burada siz Avcıları
bilmezsiniz, siz Mehmet Müezzinoğlunu da tanımazsınız.
Mevlüt Aslanoğlu burada ön sırada oturuyor ve Sayın
Kılıçdaroğlu, Genel Başkanınız da o zaman Grup
Başkan Vekili. Avcıları benden daha iyi bilir, beni de iyi
tanır. Gelsin bu iddialarınızla ilgili bu kürsüde Evet,
Sayın Fatma Nur Serter
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakan, Sayın
Eroğlunun dakikalarından size iki dakika ekliyoruz.
Buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Gelsin buradan Sayın Mevlüt
Aslanoğlu desin ki: Sayın Fatma Nur Serter doğru söylüyor. Ben
milletvekilliğini bırakacağım. dedim.
Evet, şimdi, o gün Kılıçdaroğlu
yüzünü, başını önüne eğdi; o gün gruptan ses
çıkmadı. Mevlüt Aslanoğlu da doğrunun yanında yer
aldı, mekânı cennet olsun. Ama, bugün, o yaşasaydı bu
sıralarda oturacaktı ama Fatma Nur Serter yok.
Bakınız, o yaşasaydı gelecek
dönemde de o sıralarda oturabilecekti ama korkarım ki Sayın
Akkaya, siz gelecek dönemde bu sıralarda olmayacaksınız,
olamayacaksınız.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Akkaya her zaman burada olur.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Devamla) Çünkü, bu şekildeki siyaset saygın
siyaset değildir, etik siyaset değildir.
Kendinize saygınız olmayabilir, CHP
Grubuna saygınız olsun; CHP Grubuna saygınız olmayabilir,
CHP gibi bir partiye saygınız olsun; demokrasiye saygınız
olsun, bu büyük Türk milletine saygınız olsun.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Akkaya
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Bir şey
söylememe gerek var mı Sayın Başkan?
İSMAİL AYDIN (Bursa) Biraz
ağır oldu galiba.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Daha
ağırını konuşacağım şimdi.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Yakışır!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Edepli konuş da
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Size iki dakika söz veriyorum.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
7.- İstanbul Milletvekili Yakup Akkayanın,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde
Hükûmet adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; herkesin bir hikâyesi vardır,
muhakkak Sayın Bakanın da bir hikâyesi vardır. Ben 11
yaşında çalışma hayatına başladım. Bütün
okulları gece okudum. Rahmetli babam bir fabrika bekçisiydi. Sendika genel
başkanlığı yaptım, Cumhuriyet Halk Partisine TÜRK-İŞe
bağlı 16 tane sol, sosyal demokrat parti sendika
başkanının tek aday önerisi olarak parti meclisine geldim;
havadan, gökten zembille inmedim. Hayatımız mücadeleyle
geçmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) O sizinle
alakalı bir şey söylemedi zaten, kendisiyle ilgili konuştu.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sendika
ağalığından geldin.
YAKUP AKKAYA (Devamla) Sendika
ağalarını aramak istiyorsanız kendi grubunuza
bakarsınız, kendi grubunuzdaki sendika ağalarını
görebilirsiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, siz Çalışma
Bakanısınız, Çalışma Bakanlığı yapıyorsunuz,
işveren örgütlerinin temsilcisi değilsiniz. Rekabeti savunmak sizin
hiç işiniz değil. Siz, rekabetin yarattığı sömürüyü
azaltmak, işçilerin ezilmesini önlemek için Çalışma Bakanlığı
yapıyorsunuz
UĞUR AYDEMİR (Manisa) AK PARTİ onu
yapıyor zaten.
YAKUP AKKAYA (Devamla)
ve bunu
yapmıyorsunuz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Yapıyor.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Ne yapacağımızın millet
verir sözünü, ne yapacağımı sen söyleyemezsin.
YAKUP AKKAYA (Devamla) Ben muhalefet partisinin
bir milletvekiliyim.
Verdiğiniz bir demeçte, yasal hakkına
rağmen, yargı kararlarıyla kazanmış olduğu
taşerona kadro hakkına rağmen o hakkı isteyen bir
işçiyi, devlete kapağı atmak olarak onu aşağılıyorsanız,
bu sizin için şık oluyorsa sizin hakkınızda benim
söylemiş olduğum gerçekleri burada söylemek nasıl şık
olmuyor? (CHP sıralarından alkışlar)
Ön seçimle diyorsunuz, işte, AKPnin bütün
grubu sarayın tek bir önerisiyle gelmiştir, milletvekili
olmuştur. (CHP sıralarından alkışlar)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Hadsizlik yapma!
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sen kimin oyuyla
geldin?
YAKUP AKKAYA (Devamla) İşte, bizim bütün
grubumuz ön seçimle gelip burada milletvekili olmuştur.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Haddini bilerek
konuş, hadsizlik yapıyorsun!
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sen kimin oyuyla
geldin, sen?
YAKUP AKKAYA (Devamla) Ben örgütlü toplumdan
gelmiş bir şeyim. Böyle hamasi nutuklarla beni
korkutamazsınız ve bundan sonraki süreçte göreceksiniz. Bütün örgütlü
toplumlarda, bütün bulunduğunuz yerlerde Yakup Akkaya olarak orada
olacağım.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Cürmün kadar yer
yakarsın.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Topunuz gelse ne
yazar!
YAKUP AKKAYA (Devamla) Ayrıca, orada,
sendikaların içinde, STKlarda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAKUP AKKAYA (Devamla)
orada da aynen
bunları konuşacağım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Akkaya.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Senin
sendikacılığını da çok iyi biliyoruz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Haydi bakalım, haydi!
Seçil de gel, oy al da gel.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Hadi lan! Hadi lan!(x)
İSMAİL AYDIN (Bursa) Külhanbeyi!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Oy al da gel!
İktidar ol da gel. Çok gördük senin gibileri.
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Lan ne demek,
lan! Özür dilesin.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın İnceöz, sizden önce
Sayın Öztrakın söz talebi var.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın
Başkan, az evvelki hatibin konuşmasını reddediyoruz, çok
aşağılayıcı, küçümseyici, millet iradesini
tanımaz
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Size değil, bana
söyleyene. Elbette ki burada çok değerli arkadaşlarımız var
ama orada haddini bilmeyen arkadaşlarımız da var.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Burada,
hakikaten bütün grubu töhmet altında bırakacak bir ithamda bulunmuştur.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Elbette ki bütün
şeyi karşıya yapmıyorum.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sözlerini geri
almasını talep ediyorum. Kesinlikle sözlerini
BAŞKAN Sayın Bakan cevap verebilir
istiyorsa Sayın İnceöz.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Kesinlikle, sadece
bana laf atan, bana oradan hakaret eden
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) CHPye senin gibiler
yakışmıyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Böyle bir
şey olabilir mi? Sarayın iradesi
, AK PARTİ Grubu böyle
gelmiştir. diye, bu ithamlar kabul edilebilecek ithamlar mı bu
gruba?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Gruba söyledi,
gruba, gruba konuştu,
İSMAİL AYDIN (Bursa) AK PARTİ
Grubunu itham etti.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) O gruba
yakışmıyorsun sen, yakışmıyorsun o gruba; CHP
böyle birini görmedi be!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Mecliste millet
iradesine, milletvekillerinin saygınlığından bahsedenlerin
bu kürsüde çıkıp da bu ithamları yapmasını kabul
edemeyiz.
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Öztrak
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, lütfen
(AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri...
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Sayın
Başkan, Sayın Bakan benim ileri sürdüğüm görüşten
(AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Öztrak, duymuyorum.
Buyurun.
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Sayın Bakan
benim ileri sürdüğüm görüşten ve verdiğim bilgilerden
farklı bir görüşü bana atfetti.
BAŞKAN Neyi?
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Bu çerçevede
69uncu madde kapsamında
BAŞKAN Neyi söyledi Sayın Öztrak?
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Şöyle dedi
efendim: Ben 6 milyonu aşan işsiz var. dedim, kendisi dedi ki:
Bizdeki rakamlar böyle değil. Faik Öztrakın vermiş olduğu
rakamlar doğru değil.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MEHMET
MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Ben öyle bir şey söylemedim.
BAŞKAN Sayın Öztrak, yok, bu
sataşma değil. İstiyorsanız, konuyla ilgili yerinizden bir
dakika açıklama yapabilirsiniz ama sataşmadan vermeyeceğim.
Buyurun.
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) O zaman buradan
kısaca açıklama yapayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu arada ben bir söz
isteyeyim.
BAŞKAN Sayın Özel, bu arada siz buyurun,
söz talebiniz var.
Buyurun Sayın Özel.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
16.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun 433 sıra
sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 434
sıra sayılı 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu
Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde Hükûmet
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Sayın Bakanla geçtiğimiz dönem komisyonda beraber
çalıştık. Komisyonda bu dönem birlikte
çalıştığımız bir arkadaşla aralarında
geçen diyaloğun bu boyuta gelmesi ne Sayın Bakanı ne de
arkadaşımızı memnun etmemiştir, kimsenin
şahsiyetle uğraşmak gibi bir derdi yoktur. Kendi tezlerini
anlatırken zaman zaman kelimeler başka bir yere gidiyor, Sayın
Bakanın da kullandığı bazı ifadeler bizleri son derece
rahatsız eden ifadeler olabildi zaman zaman. Örneğin
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Töhmet altında
bırakıcı ifadesi mi var Özgür Bey?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir müsaade edin
Örneğin Başkan seçilseydi bunlar
yaşanmazdı. ifadesi Sayın Bakanın, kabul edilecek bir
şey değil. Ama şunu söyleyeyim: Sayın Bakanın
kişisel yaşam hikâyesiyle ilgili kimsenin bir değerlendirme
yapması doğru değil. AKP Grubunun Sayın
Bakanlarının bu durumuna karşı, Türkiyeye gelmesi, kendi
ifadeleriyle yükselmesi bir yere kadar, bunlar gerçekten sizin kendisine sahip
çıkmanızı anlayışla karşılıyoruz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Onur duyuyoruz,
onur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama altına imza
attığınız cumhurbaşkanlığı sisteminde
bu Meclisten herkes cumhurbaşkanı adayı olabilir, Sayın
Bakan olamaz, ona da dikkat edin. Ayrımcılıksa Türkiyede
doğmuş Türk vatandaşları ifadesi, doğuştan
Türkiye vatandaşlığı ifadesi Sayın Bakanın
cumhurbaşkanı adayı olmasının önünde engeldir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Düzeltirsek oy verecek
misin?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Yahu o başka
bir konu Sayın Özel, o başka bir konu ya, esas konuya gel sen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz buradan bir başka
hassasiyet yaratırken neyin altına imza
attığınıza dikkat edin, Sayın Bakanı incitmek
hiçbir Cumhuriyet Halk Partisinin
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sayın Özel,
lan demesinden özür dileyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Bakanın
şahsiyetiyle uğraşmak aklından geçmez ama kendisinin biraz
önce ifade edildiği gibi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı anlayışıyla da taban tabana
zıttır.
Herkes nerede durduğunu, nerede hamaset
yaptığını, kimin hakkını savunduğunu, kimin
hakkını yediğini iyi bilsin.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Biliyoruz.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Özür dilesin, özür.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sayın Özel,
özür dilesin, lan dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Neyinden özür dileyecek?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Lan dedi ama
gruba lan dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne diyor: Bana laf söyleyene
dedim sus lan diye.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri lütfen
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Gruba demedim,
söyleyene dedim.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Sarayın
talimatıyla diyor, sarayın talimatı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Size demedi, gruba demedi
İSMAİL AYDIN (Bursa) Gruba dedi, gruba.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Özgür Bey, gruba
dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Demedi yahu! Eğer
bakın
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Hayır,
hayır, burada düzelttim zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kendisi de ifade ediyor
BAŞKAN Sayın Özel
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Bir dakika, özür
diliyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Arkadaşlar, ben
yanındayım gruba demedi, ağır sataşmada bulunan birine
Sen sus lan. dedi, o ifadeyi kendisi düzeltebilir, gruba böyle bir ifade
kullanılmadı, böyle bir şey yok.
İSMAİL TAMER
(Kayseri) Hadi gidin lan. dedi, buna benzer ifade kullandı.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Başkan, tutanakları isteyeceğiz.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Akkaya.
YAKUP AKKAYA (İstanbul)
Burada mı, orada mı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Burada,
burada.
BAŞKAN Orada,
yerinizde.
17.- İstanbul Milletvekili Yakup Akkayanın,
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması (x)
YAKUP AKKAYA (İstanbul)
Efendim, AKP milletvekilleri içinde çok değerli arkadaşlarım,
dostlarım var. Benim bu söylediğim
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Demek ki dostlarınıza böyle hitap ediyorsunuz.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Dostluğun olmuş hâli buysa olmasa yandık demektir.
BAŞKAN Bir saniye
arkadaşlar. Açıklama yapıyor.
YAKUP AKKAYA (İstanbul)
Benim bu söylediğim hitap, bana orada laf atan -isimlerini de
bilmiyorum, tanımıyorum da- kişilerle ilişkili. Asla
grupla, herhangi bir AKPli milletvekili arkadaşlarımla alakalı
değildir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Özür dile o zaman.
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Özür dile, Haddimi aştım. de.
YAKUP AKKAYA (İstanbul)
Öbür arkadaşlarımı özdüysem de özür dilerim. O şey
değildir. Benim asla öyle bir üslubum olamaz.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Akkaya.
Sayın Öztrak
18.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrakın,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde
Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
FAİK ÖZTRAK
(Tekirdağ) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan
konuşmasının başında benim vermiş olduğum
işsizlik rakamlarının doğru olmadığını
söyledi. Benim vermiş olduğum rakamlar Türkiye İstatistik
Kurumunun rakamlarıdır. Ben o rakamları kullandım.
Sayın Bakan, kendi
Bakanlığına ve ona bağlı kurumlara ait rakamları
kullanıyor. Dünyanın hiçbir yerinde işsizlik dendiği
zaman çalışma bakanlığının ya da ona
bağlı olan sosyal güvenlik kurumlarının rakamları
kullanılmaz, istatistik enstitüsünün verdiği rakamlar kullanılır.
Onu arz etmek istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Öztrak.
Sayın Tor, sizin bir söz
talebiniz var.
Buyurun.
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Torun,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
433 sıra sayılı 2017 Yılı Bütçe Kanunu
Tasarısı ile 434 sıra sayılı 2015 Yılı Kesin
Hesap Kanunu Tasarısının sekizinci tur görüşmelerinde
Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
FAHRETTİN OĞUZ TOR
(Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Bakan,
benim, Bakanlık ve Sosyal Güvenlik Kurumu personelinin
heyecanını kaybettiğini söyleyerek
suçladığımı belirtti. Bakanlık ve Sosyal Güvenlik
personelinin heyecanını kaybetmediğini söyledi. Tabii, benim
suçlama gibi bir yaklaşımım olmadı, olamaz da. Benimki
sadece bir tespittir. Tabii, Sayın Bakan, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığında yenidir, heyecanlıdır.
Heyecanlı olmak da gayet güzeldir. Hatta hak etmediği hâlde göreve
atadığı bürokratlar da heyecanlı olabilir.
Şimdi, önerim benim şudur: Yol gösterici
olması bakımından Bakanlıkta, Sosyal Güvenlik Kurumunda bir
anket yaptırarak personelin mutlu mudur-mutsuz mudur, heyecanlı
mıdır-heyecansız mıdır, bunu tespit etme
imkânımız var. Bundan da biz istifade edebiliriz. Hep birlikte
görelim diyorum. Halep oradaysa arşın buradadır. Ancak tek
şartımız var: Anketlere isim yazılmamak kaydıyla.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Tor.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Çok önemli bir husus
var kadınlarla ilgili olarak. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Böyle bir usul
yok Başkanım.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Böyle bir usul var
mı ya?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Şimdi,
yarım zamanlı çalışmadan bahsetti Sayın Bakan. Fakat
yarım zamanlı çalışma başlangıçta kadınlar
için cazip görünse de yarım zamanlı çalışan, mali
hakları ve sosyal hakları da yarım olarak alıyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Nasıl olacak
çalışmadan ya?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Dolayısıyla ilerlemede, kademe ilerlemesinde tam zamanlı
çalışan tercih ediliyor. Bu nedenle, aradaki bu
ayrımcılığın da kaldırılması,
yarım zamanlı çalışanın da ilerlemede, kademe
ilerlemesinde tam zamanlı çalışanla aynı haklara sahip
olmasını talep ediyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Köksal.
Kayıtlara geçmiştir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın İnceöz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Az evvelki
konuşmadan dolayı, grubumuza yapılan sataşmadan dolayı
aslında yerimden isteyecektim
BAŞKAN Hangisiyle ilgili Sayın İnceöz?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biraz evvelki
hatibin kürsüde yapmış olduğu konuşmaya. Bütün grubu ilzam
edici, itham edici, töhmet altında bırakıcı
açıklamasına karşılık kürsüden, sataşmadan 69a
göre cevap vermek zorunluluğum var.
BAŞKAN Sayın Akkayayla ilgili mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne dedi ki ya, ne dedi?
Anlamadım ben.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Ne dediği
belli.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne dedi ya Allah
aşkına?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Yani bütün
grubumuzu ilzam edecek
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Grubuna ne dedi, grubuna?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) -
seçilme
iradesini töhmet altında bırakacak açıklamada bulundu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ha, bir önceki
konuşması.
BAŞKAN Sayın İnceöz, kendisi özür
diledi ancak.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Hayır, bunu
kabul etmiyoruz. Oradan cevap vermek zorunluluğu var.
BAŞKAN Grup Başkan Vekili olduğunuz
için veriyorum.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CEYHUN İRGİL (Bursa) Bakana hakaret
edilmedi. Sayın Bakanın Cumhurbaşkanlığı
adaylığının önüne geçmeyin, engellemeyin diye
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
8.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul
Milletvekili Yakup Akkayanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; böyle milletin kürsüsüne
çıkıp bilmediğimiz konularda konuşmamamız gerekir.
Öncelikle bir konu hakkında konuşacaksak gerçekten o konuyla ilgili
bir bilgi edinmek lazım.
Burada, başta Sayın Kurucu Genel
Başkanımızın, Sayın
Cumhurbaşkanımızın iradesini töhmet altında
bırakacak, küçültecek, bütün grubu ilzam edecek şekildeki bir
açıklamanızı bu kürsüden yapmanızı gerçekten
doğru bulmadığım bütün grubumun bu konudaki tenkitleriyle
zaten aşikârdır.
Şunu bilmek lazım: Her partinin kendine
göre aday belirleme yöntemleri vardır. Bakın, biz son seçimlerde
-bilmiyorsunuzdur diye hatırlatmak babında söylüyorum- sizin ön
seçim dediğiniz olayları biz temayül yapmak suretiyle ki
Kaldı
ki son temayüle neredeyse
(CHP sıralarından gürültüler)
Geç
Bu itirazlarınızı duymuyorum
bile.
Son seçimlerde aday belirleme yöntemlerinde
neredeyse bütün halkımızın, illerdeki STKların
oylarını da sandığa katmak suretiyle
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ensar da var
mı STKların içinde?
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - Bir kere, sizin
kendi partinizin içinde de merkezî şekilde belirlenen
adaylarınız var, milletvekilleriniz var; bu Parlamentoda oturuyorlar.
Kaldı ki, ben, şimdi şu kürsüde -ki demeyeceğim- şöyle
bir ithamda bulunsam O ön seçimde neler döndüğünü biz bilmiyor muyuz?
diye bir ithamda bulunsam, bugün ön seçimle gelenlerin hepsi bundan alınmaz
mı? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ne dönmüş
ön seçimde? Aslan gibi hâkim denetiminde
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - Bir şey
söylerken bir şeyi bileceksiniz, itham ederken
karşınızdakinin yerine de empati yapmayı bileceksiniz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sizin
yargınızın denetiminde oldu, hâkim denetiminde. Hâkim
denetiminde oldu, yargıyı itham etmeyin.
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) Yazık!
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Milletin iradesiyle
geldik biz.
İLKNUR İNCEÖZ (Devamla) - Bakın, bu
ithamlarla her zaman şunu yapıyorsunuz: Milletvekillerini, milletin
iradesini, kendisine oy verenleri burada küçük düşürmeye
çalışıyorsunuz ki milletin kürsüsünden bu sözlerin hiçbir
parlamentere yakışmadığını özellikle belirtmek
istiyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyor,
Meclisin mehabetine uygun, milletin iradesine
Özellikle bu süreçte herkesin
kullandığı dili bir kez daha gözden geçirmesini temenni
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Bizim
seçmenimiz halk.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ön seçimde neler
döndüğünü
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bak, Ben
demedim. dedim.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ya, hâkim
denetiminde yapıldı, hâkimleri siz atıyorsunuz.
BAŞKAN Buyurun.
Hiç sormayacağım artık, buyurun.
9.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Değerli arkadaşlar,
bu tartışmayı daha çok büyütmeyeceğiz.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Nasıl
zorunuza gitti.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ama halk iradesi
diyorsanız, halkın önüne koyduğunuz listeyi bir yapı, bir
kişi ortaya çıkarırken
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) O bir
kişi dediğin kim yani?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
eğer o listeyi
kayıtlı bütün üyelerinizin oylarıyla oluşturuyorsanız
bu, çok daha demokratik bir yöntemdir. (CHP sıralarından
alkışlar)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) O, bizi
ilgilendirir ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Bu noktada, bir
milletvekiline, Sen kontenjansın. diyemezsiniz. Sizin hepiniz, her
biriniz ayrı ayrı kontenjansınız. (CHP
sıralarından alkışlar) Hiçbirinizin de bu yüzden iradesini
liderden bağımsızlaştırabilmesini, bireysel
kararlarıyla seçmeninden aldığı yetkiyi savunabilmesini
beklemiyoruz.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sizin kontenjan
adaylarınız öyle mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Aynen de durumunuz öyle. (CHP
sıralarından alkışlar)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Sizin kontenjanlar da
öyle mi yapıyor?
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sizin kontenjandan
seçilenler öyle mi davranıyor?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi
olarak size şunu söyleyelim.
HURŞİT YILDIRIM (İstanbul) Millet
gördü, millet gördü. Millet gördü, ona göre tercihini yapıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - 1980 öncesi Adalet Partisi
dahi adaylarını ön seçimle belirliyordu.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Yapma be!
Yıllardır bu partiye hizmet ediyoruz biz, ne demek?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Geldi darbe, demokrasinin
üstünden geçti. Cumhuriyet Halk Partisi, Siyasi Partiler Kanununun
sınırlarını da zorlayarak parti içi demokrasiyi bir yere
getirdi. Siz buna karşı hakaretlerde bulunacağınıza
bunu örnek alacaksınız, getireceksiniz hep beraber
İSMAİL AYDIN (Bursa) Neler
döndüğünü çok iyi biliyoruz, örnek alınacak bir durumunuz yok. Sizin
temayül yoklamalarınızda neler döndüğünü biliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
Siyasi Partiler Kanununu
çok daha demokratik, çok daha lider sultasından kurtarılmış
listeler yapacağız. Sizin milletvekili olarak şu kapıdan
içeriye girip göğsünüzü gere gere özgür iradenizle oy verirken,
pulları birine göstermeden oy verirken, saray zabitine oy göstermeden oy
atmanız ancak ve ancak demokrasiyle olur. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL AYDIN (Bursa) Siz öyle mi
yapıyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hadi oradan be! Hadi!
On bir seçimdir kaybediyorsunuz.
MUSA ÇAM (İzmir) Aşkın
Aşkın
BAŞKAN Sayın Bak
Osman Bey
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Osman
Aşkın
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aşkın
Aşkın
BAŞKAN Sayın Özel, lütfen
Rica ediyorum
sizden, lütfen, yeter.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sayın
Başkan, ne yazık ki az evvel grup başkan vekilinin
konuşmasını, dilini, üslubunu, biraz evvel milletvekillerinin
saygınlığına, tutuklu vekiller için gösterdiği
hassasiyetin aynısını bu grubumuz için de göstermesini
beklerdik, değil mi arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Kontenjan milletvekili demek suretiyle grubumuza
sataşmada bulunmuştur. Grubumuz adına Metin Külünk söz
alacaktır.
10.- İstanbul Milletvekili Metin Külünkün, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Biraz evvel Cumhuriyet Halk Partisinin grup
başkan vekilinin burada AK PARTİ hareketinin aklını ve
ruhunu anlamasını beklemek mümkün değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hangi ruh?
METİN KÜLÜNK (Devamla) - Cehalet de bir
karinedir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Günah işleme özgürlüğü
gibi mi?
METİN KÜLÜNK (Devamla) - Eğer dönüp
tarihinize bir bakarsanız, faşizmin, Mussolininin ne demek
olduğunu kendi tarihinizde göreceksiniz. Vesikalara
bakacaksınız; bu, bir.
İki
(CHP sıralarından gürültüler,
sıra kapaklarına vurmalar)
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Şanlı
tarihimize laf edemezsin. Cumhuriyet Halk Partisinin tarihi şanlı
tarihtir.
METİN KÜLÜNK (Devamla) Hiç hoplamayın.
Hiç hoplamayın, açın tarihinize bakın.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Haddini bil!
Haddini bil!
METİN KÜLÜNK (Devamla) Açın, tarihinize
bakın. Faşizm sizin tarihinizde. (CHP sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
ALİ ŞEKER (İstanbul) Faşizm
sizin yaptıklarınız.
METİN KÜLÜNK (Devamla) Faşizme,
Mussoliniye övgü düzmek sizin tarihinizde var.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Faşist
sana denir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Aynaya
bak! Saraya bak!
METİN KÜLÜNK (Devamla) Bu grup, AK PARTİ
hareketinin kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğanın liderliğinde
bu hareketin aklına ve ruhuna bütünüyle inanmış
ALİ ŞEKER (İstanbul) Hitlere de
inanıyorlardı.
METİN KÜLÜNK (Devamla)
bu hareketin
ilkelerine, aklı ile ruhuna inanmış bir büyük güçtür, Türkiyeyi
dönüştüren güçtür.
MUSA ÇAM (İzmir) Alkış!
METİN KÜLÜNK (Devamla) Dolayısıyla,
bu güce, bu harekete karşı, bu hareketin her bir mensubuna
karşı kullandığınız dil, sizin tarihinizdeki
faşizmle size ayna tutmanın dilidir.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sen aynaya bak ilk önce,
aynaya!
METİN KÜLÜNK (Devamla) O aynaya
bakacaksınız, kendinizi göreceksiniz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.06
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.21
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Özcan
PURÇU (İzmir)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 39uncu
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
2017
Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015
Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
Özel, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
20.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili
Metin Külünkün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve Türkiyedeki tüm
aydınları, havuz medyasının gazetecileri, bilim
insanlarını hedef gösteren çirkin ağızları
kınamaya davet ettiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii,
gruplar arasında gerilim yükselince ve kürsüye davet edilen milletvekili,
cumhuriyet tarihi, demokrasi tarihi, Cumhuriyet Halk Partisi tarihi adına
tarihî gerçekleri değil de kendisine bir ideolojik yükleme
yapılırken bellettirilen ve kendilerinin icat edip, yazıp,
inanıp, inandırmaya çalıştıkları tarihi
anlatınca tabii ki incindik. Oradan cevap verebilirdik ama sizin de
takdirinizle
Kısaca şunu söylemek istiyorum:
İtalyada Mussolininin, Almanyada Hitlerin, İspanyada Franconun
olduğu dönemlerde dünyada faşizm akımları yükselir, kendi
halkına ve dünya halkına zulmeder, barışı tehdit eder
ve dünyaya en acılı yılları yaşatırken,
egemenliği saraydan alıp Meclise, halka getirmiş, çok partili
rejimi hayata geçirmiş, ülkeyi bir dünya savaşının
dışında tutmuş birilerini bu isimlerle anmak bir kenara
yazılsın ama 2016 yılında İtalyada, Almanyada,
İspanyada demokrasi varken o bahsettiğiniz hareket ve lideri, bu
isimlerle anılıyor, özdeşleştiriliyor, benzetiliyor,
davranışları o davranışlara benzetiliyorsa o hareketin
oturup kendi öz eleştirisini vermesi gerekir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Partimize yapılan bu
saygısızlığı sizin hatırınıza, AKP grup
başkan vekillerinin ve bu gece bu görüşmelerin selameti
açısından burada bırakıyoruz.
Bir konuyu daha ifade etmek gerekiyor. Dakikalar
öncesinden sizden onunla ilgili müsaade almıştım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir saniye Sayın Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu saatlerde gazeteci Hüsnü
Mahallinin evinde arama yapılıyor. Hakkında gözaltı ve
tutuklama talebinin olduğu anlaşılıyor. Erkan Tan, bundan
birkaç gün önce Hüsnü Mahalliyi ekrana koyup, önüne geçip hakaretler
yağdırıp açıktan hedef gösterdiğini söyledikten sonra,
yani havuz medyasının, yandaş medyanın ifadeleri polis
fezlekesi yerine geçip onu temel alan bir savcılık iddianamesinin
hızla hazırlanması da ülkede gelinen durumu, iktidarın
hukuk üzerindeki, iktidarın adalet sistemi üzerindeki kurmuş
olduğu hegemonyayı ortaya koymaktadır. Bu konuda da Türkiye'deki
tüm aydınları ve demokrasi güçlerini, havuz medyasının,
gazetecileri, bilim insanlarını hedef gösteren bu çirkin
ağızlarına karşı hep birden kınamaya ve bu konuya
dikkat çekmeye davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısı (1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme
Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Hükûmet adına son
konuşmacı, Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel
Eroğlu.
Süreniz yirmi dört dakika Sayın Bakan.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle, Bakanlığımın 2017
bütçe tasarısı hakkında görüşlerimi sizlere arz
edeceğim. İnşallah, bu bütçenin hayırlara vesile
olmasını gönülden diliyorum; birlik, beraberlik, kardeşliğimizin
pekişmesine vesile olmasını Cenab-ı Allahtan niyaz
ediyorum.
Tabii, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı en büyük yatırımcı bakanlıklardan
birisi. Özellikle, 66 bin mevcudumuzla, elemanımızla, inşallah,
2017de 20,2 milyar TLlik bir bütçe tasarısıyla huzurunuzdayız.
Özellikle, tabii, ben bu arada Beşiktaş
Dolmabahçede, maalesef, hayatlarını kaybeden şehitlerimize
Allahtan rahmet niyaz ediyorum. Bütün şehitlerimizin ruhları
şad olsun. Ben de dün zaten Niğdenin Bor ilçesindeydim, bir
kahramanımızı orada Cenab-ı Allahın rahmetine tevdi
ettik. İnşallah bunlar son olur, Cenab-ı Allah başka
acı, keder göstermesin diyorum.
Değerli milletvekilleri, Orman ve Su
İşleri Bakanlığı son on üç yılda 145 milyar
TLlik bir yatırım yaptı. Yani
Bakanlığımızın, bilhassa, köklü kurumları var.
Orman Genel Müdürlüğü, gerçekten, şu ana kadar 3 milyar 750 milyon
fidanı toprakla buluşturdu. Öbür taraftan, Çölleşme ve Erozyonla
Mücadele Genel Müdürlüğümüz, gerçekten, erozyonla ve çölleşmeyle
mücadele yapıyor, dünyada takdir topluyor. Bunun dışında,
bilhassa geçen yıl, 2015 yılı sonunda, 12-24 Ekim 2015 tarihlerinde,
biliyorsunuz, Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele
Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansının ev sahipliğini
Ankarada yaptık ve bütün ülkeler, 179 ülke, oy birliğiyle Türkiyeyi
Dönem Başkanlığına seçti. Gerçekten, bu da takdir edilecek
bir husus.
Ayrıca, ormancılıkta bizim e-Türkiye
ödüllerimiz var, 2 tane e-Türkiye ödülümüz var. İnşallah, 2023e
kadar dünyadaki her insan için bir fidanı yani 7 milyar fidanı
toprakla buluşturmayı hedefliyoruz. Ayrıca, değerli
milletvekilleri, sizler için de hepiniz için de özellikle birer tane fidan
dikildi, onu da burada dikkatlerinize arz etmek istiyorum.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Ormanları
katletmeyin, biz fidan istemiyoruz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğümüz
gerçekten çok çalışıyor. Şu anda dünyada çok saygın
bir kurum hâline geldi. 24 koruma alanı dünyada en iyi korunan alan
unvanını, mükemmellik unvanını aldı, bunu özellikle
takdirlerinize sunmak istiyorum. Ayrıca bir de Doğa Koruma ve Millî
Parkların Apple Storeda uygulaması var, dünyada ilk dörde girdi
yarışma neticesinde. Bu da gerçekten takdire değer.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğümüz var. Su Yönetimi
Genel Müdürlüğü, su havzalarıyla alakalı bütüncül bir
yaklaşımla havza yönetim planlarını hazırlıyor,
kuraklıkla mücadele ediyor, suyu kontrol ediyor. Tabii, DSİ Genel
Müdürlüğümüz, Türkiyenin gerçekten yüz akı bir kurum. Şu ana
kadar suyu yönetti, barajlar, göletler, sulama tesisleri, hidroelektrik enerji
üretimi, içme suyu temini, dere ıslahlarını yüz akıyla
yaptı. Bunu da özetle vurgulamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, SUEN (Türkiye Su
Enstitüsü) aslında en az mevcuduyla, en düşük bütçesiyle gerçekten
pek çok ülkeye eğitim çalışması yapan, dünyada su
politikalarını takip eden ve özellikle sınır aşan
sular konusunda çalışma yapan bir kurumumuz; onu da özetle vurgulamak
istiyorum.
Tabii, Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz gerçekten
dünyadaki en ileri teknolojileri kendisine yerleştirdi. Hakikaten,
Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz, şu anda 1.674 tane otomatik
meteoroloji ölçüm istasyonuyla bütün Türkiyenin havasını
yakından takip ediyor. Özellikle, teknoloji olarak şu anda
Cebelitarıktan Hazar Denizine kadar bütün kara değil denizler de
bizden soruluyor, onu da özellikle vurgulamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, ben, özellikle,
öncelikle Orman Genel Müdürlüğüyle alakalı sizlere kısa bir
bilgi vermek istiyorum. Orman Genel Müdürlüğümüz
Az önce de ifade edildi,
Ormanlar çoğalıyor mu? Efendim, orman alanları hem odun
serveti hem alan olarak artıyor. Bu, tabii, özellikle bilimsel olarak
tespit ediliyor, tapularla sabit. Şu anda, son on iki yılda orman
alanlarımız 1,5 milyon hektar yani 15 milyon dekar arttı. Hatta,
daha önce orman kadastrosu kendi başına çalışıyordu.
Sonra biz orman kadastrosu ile tapu kadastronun
çalışmalarını birleştirdik. Şu anda artık
bunlar tescil edilmeye başlandı. Yüzde 99 ormanların kadastro
işlemleri tamamlandı, yüzde 82si de tescil edildi. Yani artık ormanlarımızın
tapusu var; ilk defa bu tapuyu biz hazırladık ve neticede,
inşallah, 2016 yılı sonuna kadar bütün orman kadastrosunu
tamamlayacağız. Bu gerçekten gurur vesilesi. Yıllarca
tamamlanmamış, bakın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Hatırlarsanız 2/B meselesi vardı, bu
kangren hâline gelmişti.
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Hâlâ var.
Ümraniyeye gidelim, gel Beykoza gidelim.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Ama bu da Allaha şükür, gerekli teknik
çalışmaları yaparak bütün 2/B alanlarındaki tapu ve
kadastro, tescil işlemleri ve bunun Millî Emlake tapularının
devredilmesi suretiyle satışları yapıldı. Gerçekten bu
da büyük ve yoğun bir çalışmaydı; onu özellikle vurgulamak
istiyorum.
Bunun dışında, o kadar çok
ağaçlandırma yapıyoruz ki odun servetimiz de artıyor.
Değerli vekillerim, dünyada orman varlığı azalırken
pek çok ülkede, bizde orman varlığı artıyor. Bakın,
2002 yılında odun servetimiz 1,2 milyar metreküpken, bugün 1,6 milyar
metreküpe yükseldi ki gerçekten bu takdire şayan bir husustur. Ben bu
yüzden orman teşkilatımla gerçekten gurur duyuyorum.
Ayrıca, bir de ormanlara sadece ağaç
dikmiyoruz. Daha önce Orman teşkilatı -burada ormancı
arkadaşlarım var, milletvekilleri var- sadece ormanlık alanlarda
yani Türkiye'nin yüzde 27sinde çalışma yapardı; ağaç
dikimi, genelde çam, sedir dikimi, bunların korunması ve bir de
yangınla mücadele için çalışma yapardı ama 2011
yılında Orman Genel Müdürlüğünü bütün Türkiye'den, hatta
Balkanlar, Kafkaslar, Afrika, Orta Asyadan sorumlu hâle getirdik. Gerçekten, şu
anda, Orman teşkilatı sadece ormanlık alanda çalışmıyor,
yol kenarlarına fidan dikiyor. Mezarlıklara, mabetlere, okul
bahçelerine, hastane yollarına yani nerede ağaç dikilecek yer varsa
oraya ağaç dikiyoruz. Ayrıca, fidan üretimimiz fevkalade arttı. Şu
anda, takriben 740 milyon fidanı üretiyoruz, toprakla buluşturuyoruz,
hatta isteyen bütün belediyelere, kamu kurum ve kuruluşlarına,
vatandaşlara fidanları ücretsiz veriyoruz. Hatta, ben onları
dağıtırken bazen espri yapıyorum, Sevgili
vatandaşlarımız, fidanlar ücretsizdir ama tutmazsa Orman
teşkilatı hesabına 5 lira yatırın. diye söylüyorum.
Böylece gerçekten güzel bir uygulama oluyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Bunun dışında, değerli dostlar,
insanların -çocukların, gençlerin, hanımefendilerin- ormanlara
karşı sevgisini artırmak için 141 tane şehir ormanı
kurduk, artık orada cumartesi pazar herkes dinlenebiliyor; gerçekten çok
önemli. Bunun dışında, biz 1.304 tane mesire alanı kurduk.
Ayrıca, ormanlarımızı artık
kırsal kalkınmanın lokomotifi olarak kullanıyoruz.
Bakın, bu çok önemli. Şu anda, Orman teşkilatının 26
tane eylem planı var, daha önce yoktu. Bakın, bunlar ceviz, badem,
salep, dut eylem planı, likapa ve aklınıza ne gelirse,
fıstık çamından tutunuz da gerekirse sakız ağacına
kadar eylem planları var. Bunları ne yapıyoruz biliyor musunuz?
En yakın orman köylüsüne, orman yakınındaki, en yakın
köylüsüne veya büyük şehirlerde mahallesine bunu, o alanı taksim
ediyoruz, parselliyoruz, oraya ne uygunsa -ceviz mi, badem mi, fıstık
çamı mı- dikiyoruz, herkesin gözü önünde kura çekiyoruz, üç yıl
bakımı bize ait, geliri kırk dokuz yıl vatandaşa ait
olmak üzere teslim ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Allah nasip ederse, 5 bin köye 5 bin orman
kuracağız, gelir getirici orman ve bunu vatandaşa
dağıtacağız çünkü bizim anlayışımızda
şu var: Her şey millet için; insanı yaşat ki devlet
yaşasın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, millet bizim başımızın
tacıdır, ne gerekiyorsa yapmak bizim boynumuzun borcudur, onu
özellikle vurgulamak istiyorum.
Bunun dışında, çok önemli, sizlerin
sevineceği bir husustan bahsetmek istiyorum. Maalesef, geçmişte bir
sivil toplum kuruluşu Zeytin ağacı orman ağacı
değil. diye yargı kararı çıkartmış.
Dolayısıyla, neredeyse zeytin ağaçları kesiliyordu ama
yargı kararını okuyunca bunun tamamının zeytin
ağacı olamayacağını, yüzde 80ine kadar zeytin, yüzde
20sinin diğer ağaçlar, çam vesaire olabileceğini ifade edince
Biz şimdi, şu anda bütün Türkiyede, zeytin yetişecek bilhassa
Marmara, Ege Bölgesinde delice diye tabir edilen zeytinleri
aşılıyoruz, deliceleri ve bunları da vatandaşa taksim
ediyoruz herkesin gözü önünde, eşit ve adil olarak. Şimdiye kadar hiç
kimse itiraz etmedi çünkü şeffaf, açık, adil bir şekilde bunu
dağıtıyoruz vatandaşa kırk dokuz yıl geliri
vatandaşa ait olmak üzere.
Bir diğer sevineceğiniz
hususu daha belirteyim. Burada bazı vekillerim var, gözlerinin içi
gülüyor, görüyorum. Efendim, tıbbi ve aromatik bitkiler
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar) İhmal edilmişti bu. Biz
bunu ilk defa ele aldık, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Merkezi kurduk. Allah
nasip ederse, şu anda odun dışı ürünler dediğimiz
ürünlerden yılda 600 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Yeterli
mi? Değil. Bakın, bizdeki flora, fauna Kıta Avrupasından
çok daha fazla ama bu ihmal edilmiş, inşallah açığı
kapatacağız.
Değerli vekillerim, bu
tıbbi ve aromatik bitkilerin dünyadaki pazarı 117 milyar dolar. Biz
Kıta Afrikasından daha fazla şifalı bitkiye sahibiz ama
son yıllardaki gayretle 600 milyon dolar bir ihracat yapıyoruz. Ama
hedef
Sizlerden de bu konuda yardım istiyorum, tavsiyelerinizi almak
istiyoruz.
KAMİL OKYAY SINDIR
(İzmir) Sayın Bakan, doğanın endemik türlerinin yok
olmasına, tahribatına neden oluyor, onu söylemek istiyorum.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Müsaade edin, ben
sizi dinledim; sorularınıza cevap veririm.
Bu arada, ben, konuşma
yapan bütün milletvekillerimizi dikkatle dinledim. Teşekkür ediyorum.
KAMİL OKYAY SINDIR
(İzmir) Bir uyarıda bulunmaya çalıştım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bizim için tenkit,
tavsiye, varsa teklifleri başımızın tacıdır.
MUSA ÇAM (İzmir)
Yarısını dinleyemediniz, yoktunuz burada çünkü Sayın Bakan.
Yarısını dinleyemediniz, yoktunuz burada.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Allah nasip ederse,
saygıdeğer vekillerim, inşallah tıbbi ve aromatik
bitkilerin ihracatı konusunda hedef, 2023 yılına kadar 5 milyar
dolarlık bir ihracat yapmaktır, bunu da özellikle vurgulayayım;
nereden nereye. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KAMİL OKYAY SINDIR
(İzmir) Sayın Bakan, doğadan toplanan tıbbi ve aromatik
bitkiler doğanın tahribatına neden olur, dikkat ediniz.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Tabii, efendim, bu
arada orman köylüsüne on dört yılda 13 milyar TLlik bir destek
vermişiz. Orman köylüsü bizim gönlümüzde, gerçekten onlarla aile gibiyiz.
Orman teşkilatına talimatım şu olmuştur: Artık
orman köylüsü ve orman mahallelisi bizim, ormancının hasmı
değil, hısmı olacak dedik. Dolayısıyla, bu minval
üzere onlarla beraber
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Onlar bizim ailemiz gibi, ailemizin fertleri.
Anlayış, orman teşkilatında tamamen değişti.
Bu çerçevede, odun üretimimiz
de var tabii. Türkiyenin yılda 30 milyon metreküp odun kullanım
ihtiyacı var. Bunun şu ana kadar 20 milyon metreküpünü biz
karşılıyoruz, gerisi ithal ediliyor. İnşallah
endüstriyel plantasyonla bu açığı kapatmayı
planlıyoruz, onu da özellikle vurgulamak istiyorum.
Bunun dışında, yangınla
mücadelede şunu gururla ifade edeyim: Yangınla mücadelede Akdeniz
ülkelerinden, hatta Amerikadan çok daha güçlü bir sisteme sahibiz, en ileri
2
defa eTürkiye Ödülü alan muazzam bir bilgi işlem merkezimiz var,
yangın harekât merkezimiz var. Ben de naçizane teknolojiye
meraklıyım; yangın zamanı havada uçan helikopter ve
uçağın o andaki koordinatlarını, hatta o andaki
hızını odamdan görecek bir teknolojiye sahibim Allaha
şükür.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Sayın
Bakan, ne kadar alan yandı geçen sene?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bu teknolojiyi Amerika özellikle Los Angelesta talep
etti. Bizde de orman var, bütün ormanlar dünyanın ortak malıdır
diye onlara da her türlü desteği veriyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Hatta, şunu gururla ifade edeyim, yangınla
mücadelede komşu ülkelerin tamamına biz destek veriyoruz. Bakın,
geçmişte ta Libyaya kadar, efendim, Makedonya, Bosna-Hersek, Yunanistan,
Gürcistan, Rusya ve en son işte İsraildeki yangınları biz
söndürmeye gittik çünkü neticede insan hayatı çok önemlidir; biz hem
ormanları kurtarmak hem de insanları kurtarmak
Bakın, bu bizim
vicdanımızın sesi. Halepteki zalimler bunu duysun. Biz
vicdanımızın sesi olarak bütün insanlara yardım ederiz,
insanlığın icabıdır, bu bizim geleneğimizdir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Efendim, bütün yaratılmışları
severiz Yaradandan ötürü. Evet, herkesi seviyoruz; sizleri de seviyoruz
değerli kardeşler. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gülüşmeler)
Bunun dışında, çölleşmeyle,
erozyonla
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın Bakan, biz de
seni seviyoruz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - Müsaade eder misiniz, hızlı anlatmam
lazım, çok hızlı geçeceğim, çünkü keşke
Başkanım müsaade etse de ben sabaha kadar size anlatsam yani, serde
hocalık var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) Anlat, anlat, sabaha kadar
anlat.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, değerli dostlar, erozyonla mücadelede
bakın nereden nereye geldik? Topraklarımız akıp gidiyordu;
yılda 500 milyon ton toprak akıp gidiyordu, bunu 168 milyon tona
indirdik. Yeterli mi? Değil. İnşallah, çalışmalar
devam ediyor, bütün dağları teraslıyoruz,
ağaçlandırıyoruz, ağaçlandırmaya devam edeceğiz.
Doğa Koruma ve Millî Parklar
42 tane millî
parkımız var, 209 tane tabiat parkımız var. Lütfen,
Uludağa, Spil Dağına
Kop Dağı Millî
Parkını yeni ilan ettik. Bunun dışında, Erzurumdaki
Nenehatun Millî Parkı. Hemen burnumuzun dibinde, tamamlayacağız
bu 2017de, Sakarya Meydan Muharebesi Tarihî Millî Parkı.
KASIM BOSTAN (Balıkesir) Kaz
Dağları da var Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Başkomutan
Millî Parkı, orada çok muhteşem bir İstiklal Tanıtım
Merkezi yaptık. Daha önce, biliyorsunuz, Çanakkalede Çanakkale
Destanı Tanıtım Merkezi yapmıştık. Bütün
milletvekillerimizi buralara davet ediyoruz, şeref verirsiniz, sizlerin
ziyareti bizleri çok mutlu edecektir, onu da özellikle belirteyim.
Bir de değerli dostlar,
bizim turizm açısından
MUSTAFA ILICALI (Erzurum)
Hocam, Nenehatuna da götürelim vekilleri.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Nenehatuna da,
Erzuruma da davet ediyor Sayın Mustafa Ilıcalı Bey, uçak
paralarını kendisi ödeyecekmiş efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Şimdi, değerli
dostlar, bir de sizlere yeni bir sektörden bahsetmek istiyorum. Doğa
Koruma ve Millî Parklar 81 vilayette tabiat turizmi, doğa turizmi diye
bir master plan hazırladı. Lütfen, bütün vekillerimizden bu konuda
destek bekliyoruz. Efendim, deniz turizmine gelen bir turist 500-600 dolar
bırakıyor bir seferde ama tabiat turizmine, yayla turizmine,
doğa turizmine gelen 10 bin dolar bırakıyor. O bakımdan, bu
konuda arzu ettiğiniz, kendinizin seçildiği vilayetlerde talebiniz
olursa, aralık ayı sonu ve ocaktan itibaren toplantılar yapılacak,
biz bütün vekillerimizi buraya katkı sunmaya davet ediyoruz arzu etmeleri
hâlinde.
Efendim, tabii, bu arada
DSİden bahsetmem lazım. DSİ gerçekten çok
çalışıyor. DSİnin bir sloganı var
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Tüm
dereler ıslah oldu!
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Devlet Su
İşleri zamanla yarışıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Dereler kurudu Bakanım, dereler kurudu, HESten kurudu.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Kurumaz, kurumaz.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul)
Kurumayanları da kurutursunuz yakında Bakanım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bak, görüyorsun,
bütçenin olduğu gün Cenab-ı Allah yağmur gönderiyor, daha ne
istiyorsun ya, kar gönderiyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Dereler kurudu, size de ihtiyaç kalmadı.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Yakında hepsini kurutursunuz.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bakın, haftaya
salı günü bütün Türkiye yağışlı geçecek, kar
yağışıyla. Kar istiyorsun, Allah kar gönderiyor.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
İşimiz Allaha kaldı.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) GAP
sulamaları ne oldu, GAP sulamaları ne oldu? Yüzde kaç tamamlanma
oranı, yüzde kaç GAPta?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Şimdiye kadar,
bakın, on iki yılda 6.298 tesis açmışız. Sayın
vekiller, 6.298 tesis ve 411 baraj. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Palavra hepsi,
palavra! Nerede 6 bin tesis?
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Sayın Bakan, Tuz Gölü kurudu, Tuz Gölü, neden
bahsediyorsunuz?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - 482 HES, 782 gölet,
1.068 büyük sulama tesisini açtık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sayın Bakan, geçen bütçede yaptığınız barajları
topladınız, bir Keban yapmıyordu.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - 176 yerleşim yerine su verdik.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) GAP ne oldu,
GAP?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Susuz şehir kalmadı, daha ne istiyorsunuz ya?
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) Trakyada yer altı suyu 200 metreye çekildi.
KAMİL OKYAY SINDIR
(İzmir) Yirmi yıldır ne yaptınız GAPta?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Efendim, Ergenede 14 tane atık su arıtma
tesisi inşa ettik.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Hâlâ yüzde 27
tamamlama oranda GAPta.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Ve 3.329 dere ıslahıyla bir destan
yazıldı, destan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) İçme suyu
yok, insanlar su bulamıyor.
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) Trakyada yer altı suyu 200 metreye çekildi, 200
metreye.
KAMİL OKYAY SINDIR
(İzmir) Hâlâ yüzde 27 işletme GAPta, yüzde 27. GAP ne oldu, GAP?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, vaktim çok sınırlı.
İçme suyundan bahsedeyim.
Değerli dostlar, burada konuşan
İstanbul vekillerimiz var. Allah aşkına, İstanbulun
1994ten önceki hâlini bilmiyor musunuz ya? Bilmiyorsanız lütfen
karikatürlerden okuyun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) O Sözenin
barajlarıyla suyu var İstanbulun.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) GAPa niye su
vermiyorsunuz?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, Hükûmetimiz, Sayın
Cumhurbaşkanımız 2003 yılında Başbakan
olduğu zaman, Veysel Hoca, bütün Türkiyenin su meselesi halledilecek.
dedi.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) GAP ne
oldu Sayın Bakan, GAP?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) 76 il merkezi, 176 noktada susuzluk vardı.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Maraşta
yüzde 90ı hastalandı, Maraşta.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Allaha şükürler olsun, 176 noktanın içme
suyu problemini çözdük. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Maraşta
yüzde 90ı hastalandı. Maraş, Maraş... Elbistanda ne oldu,
Elbistanda?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Ne zaman biliyor musunuz? Otuz kırk yıl
sonrasının, Erzurumdan
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) GAP ne
oldu Sayın Bakan, GAP?
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Kıbrıs
Hocam, Kıbrıs
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Kıbrıs bizim için çocuk oyuncağı,
Kıbrıs bizim için çocuk oyuncağı ya.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Hâlâ yüzde 27
işletmede GAP, yüzde 27 işletmede. Ne zaman bitireceksiniz
GAPı?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Elbistanda
kanalizasyon suyu içirdiniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, efendim, bakın, Şırnaktan
Mersine kadar, İzmirden Karsa, Karstan Edirneye kadar, Çorumdan,
Çankırıdan ta Afyonkarahisara kadar her yere su götürdük,
götüreceğiz.
MELİKE BASMACI (Denizli) Dalaman Çayı,
Büyük Menderes; hepsi mahvoldu, kanalizasyon hepsi.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kanalizasyon
içirdiniz Elbistanda, kanalizasyon. Yüzde 90ı hastalandı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Hiçbir şehri susuz bırakmayacağız
Allahın izniyle. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bir de sulamalarla ilgili
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Sayın
Bakan, Trakyada su kalmadı. Trakyada eksi 500den su çekiliyor.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Her yer susuz
Zonguldakta Sayın Bakan.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Değerli kardeşlerim, şu anda 62 milyon
dekarlık alanı sulamaya açtık ama yeterli mi? Değil.
BAŞKAN Sayın Özel, çok rica ediyorum...
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) İnşallah 8,5 milyon hektar yani 85 milyon
dekar araziyi tamamen kapalı sisteme, modern sulama sistemiyle
Ben teşekkür ediyorum,
bazı arkadaşlar kapalı sistemin önemini vurguladı. Biz de
zaten bütün projelerde kapalı sisteme, basınçlı sulama yani
yağmurlama veya damlamalı sulama olacak şekilde kapalı
sisteme, borulu sisteme geçtik, onu özellikle vurgulamak istiyorum.
MELİKE BASMACI (Denizli)
Nerede?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bakın, GAP diyorsunuz. GAPı biz
bitireceğiz. Allah nasip ederse 2019un sonuna kadar
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Hâlâ yüzde
27.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Memleketi
bitirdiniz, GAPı bitiremediniz.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bakın, değerli vekillerim, GAPta
(AK
PARTİ sıralarından GAPı kaptırmayız. sesleri)
GAPı kaptırmayacağız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir)
Geldiğinizde de aynıydı, on beş yıldır aynı.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Sevgili kardeşlerimiz, vekillerim, bir dinleyin
hele, bakın
Allah aşkına, bir, Şanlıurfadan
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bak bir daha bütçeyi
konuşurken 2019da, buraya yazdırırım böyle Sayın
Bakan, yazdırırım.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Demir
yollarına baktığınız gözle bakıyorsunuz GAPa.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Grup Başkan Vekilim, ben dinledim orada, hiç söz
atmadım. Yani siz de gruba hâkim olun Değerli Vekilim, hemşehrim,
sen de gelirsin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, peki, eyvallah.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Şimdi, değerli kardeşler, bakın,
GAPta yaklaşık 1 milyon 500 bin metre yani 1.500 kilometre dev ana
kanal yaptık. Bir tanesini söyleyeyim: Mardin-Ceylanpınar ana
kanalı, Şanlıurfadan gidiyor, 221 kilometre ve oradan
Kızılırmakın mart ayındaki debisi kadar bir su
akıyor, 200 metreküp/saniye. Yani, bir suni nehir. Bunun gibi, KOPta, GAPta
suni nehirler yaptık.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Hocam, rakamları
anlamışlar mıdır?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Peki, sulamada nereye ulaştık?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Yüzde
kaç Sayın Bakan?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Ben size
söyleyeyim, yüzde 27.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Yok, sulamada 500 bin hektar alanı GAPta sulamaya
açtık. 2019 yılı sonunda 1 milyon 58 bin hektar alan tamamen
sulanacak.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Yüzde
kaç Sayın Bakan?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir)
İşletmede yüzde 27 Sayın Bakan.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bunun sözünü veriyoruz, biz sözünün eri Hükûmetiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sürem bitiyor, hızlı geçeyim. Efendim,
tabii, dere ıslahlarından bahsettim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) GAPın yetişmesi
için ne kadar para lazım Sayın Bakan?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) - HESler
Ben teşekkür ediyorum değerli
Kırklareli vekilime. Efendim, size teşekkür ederim, HESlere çok
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Bir dakika
BAŞKAN Sayın Bakan, evet, teşekkür
için bir dakika
Buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Efendim, hakikaten, su akıyordu, biz
bakıyorduk ama HESlerde, 26 milyar kilovatlık enerji üretimini biz
92,5 milyar kilovata çıkardık. Yeterli mi? Değil.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kaç megavat Sayın
Bakanım?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) 92,5 milyar kilovatsaat.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sözü bile edilmez Sayın
Bakanım.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) Ne
kadarını devlet yaptı, bunu açıklar mısınız?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Devamla) Aşağı yukarı 25 bin megavat.
Bakın, şu anda bizim HESlerdeki kurulu
gücümüz doğal gaz kurulu gücünü geçti. Bunu bari takdir edin Allah
aşkına ya, bunu bari takdir edin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yapma Allah
aşkına, doğal gaz
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Tabii, su
analizinden bahsetmem lazım.
Son olarak da, bütün bölgesel
projeler var, isteyen varsa
Akdeniz GEPten Trakya GEPe kadar, Batı
Karadenizden DOKAPa kadar, Doğu Anadolu Projesinden Orta Anadolu GEPe
kadar, Ege GEP adıyla projelerimiz var. Bunları da izah etmem zaman
alır.
Hepinizi tekrar saygıyla
selamlıyorum. İnşallah, bu bütçenin berekete vesile
olmasını diliyorum. Sizlerin tenkitleri, tavsiyeleri mutlaka dikkate
alınacak. Sizleri seviyoruz. Allaha emanet olun.
Hayırlı günler
diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Bakan.
Sayın Yedekci, bir söz
talebiniz var.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- İstanbul Milletvekili Gülay Yedekcinin, son beş
yılda çok fazla ormanlık alanın kaybedildiğine ve
ormanları kesip yerine fidan dikerek aynı floranın
oluşturulamayacağına ilişkin açıklaması
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, Sayın
Bakanı dinledik ama benim aklımda tabii çokça soru var kendisine
sormak istediğim.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Soru-cevapta sorsun.
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Soru-cevapta sorun.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Bir müsaade ederseniz
BAŞKAN Sayın
Yedekci, Bir açıklama yapacağım. demiştiniz.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Tamam, bir açıklama yapacağım, evet.
BAŞKAN Soru-cevap
işlemi var zaten, biliyorsunuz.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Tamam, yanlış söyledim, pardon.
BAŞKAN - Peki.
Buyurun.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Dere ıslahlarını betonla yapıyorsunuz.
130 bin futbol sahası kadar orman alanını kaybettik son beş
yılda tahsis adı altında. Yeni çıkan 80/(4) maddeyle ormanlar,
meralar proje bazlı yatırım alanları olarak kullanılabilecek.
Türkiyede, İstanbulda özellikle, yeşil alan yüzde 1,3 refüjler de
dâhil olmak üzere; New Yorkta bunun 10 katından fazla, yüzde 14.
Bunlardan bihaber olduğunuz kanaatinde olduğum için açıklama
yaptım.
Ayrıca, ormanları
kesip yerine fidan dikerek aynı florayı
oluşturamazsınız. Bir ağacı kesip yerine başka
bir fidan dikmek demek, onu yerine getirdiğiniz anlamına gelmez.
Teşekkür ederim.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın
Başkanım, cevap vermem lazım müsaade ederseniz.
BAŞKAN Sayın
Bakanım, sadece bir dakika, lütfen.
22.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun, İstanbul Milletvekili Gülay Yedekcinin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Efendim,
İstanbuldaki ormanlık alan yüzde 48le dünyada en önemli alanlardan
birisi. Kaldı ki, biz orada maden için vesaire verdiğimiz
alanların en az 5 katı fidan diktiriyoruz. Maden alanlarını
ıslah ediyoruz.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Aynı şeyi söylüyoruz Sayın Bakanım,
doğru değil yaptığınız; orman kesip fidan
dikilemez.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Gerçekten,
yani, yüzde 48i ormandır ve Türkiye ortalaması yüzde 27dir; Türkiye
ortalamasının neredeyse 2 katıdır.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) İtirafta bulunuyorsunuz Sayın Bakanım.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Ama
bunları, ormanları korumak bizim boynumuzun borcu.
Teşekkür ederim.
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Bu itiraftır, söylediğiniz itiraftır, az önce
söylediğimi onayladınız.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri
AYHAN BİLGEN (Kars)- Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Bilgen, buyurun.
23.- Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin, çeşitli illerde HDP
il binalarına saldırı düzenlendiğine, parti yöneticilerine
yönelik işkence olduğuna dair haberler aldıklarına ve
düşüncelerine katılmasalar da Hüsnü Mahallinin evine baskın
yapılarak gözaltına alınmasını kınadıklarına
ilişkin açıklaması
AYHAN BİLGEN (Kars) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün içerisinde önce Kayseri, sonra
Balıkesir, biraz önce öğrendik, Konya ve Eskişehir il
binalarına saldırı düzenlendi. Yakma girişimleri var.
Binaların içerisine girilerek yine duvar yazıları
yazıldı.
Biraz önce, Vatan Caddesinde, gözaltı
merkezinde parti yöneticilerimize yönelik işkence olduğuna dair ciddi
iddialar geliyor. Genel Kurulu ve kamuoyunu bilgilendirmek için aktardım.
Hüsnü Mahallinin yazılarına,
yorumlarına, düşüncelerine katılmasak da bir yazarın evine
baskın yapılarak gözaltına alınmasını da
kınıyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Bilgen.
IV.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı
(1/774) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 433) (Devam)
2.- 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu
Tasarısı (1/733), 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap
Kanunu Tasarısına İlişkin Olarak Hazırlanan 2015
Yılı Genel Uygunluk Bildiriminin Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/828), Merkezi
Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerine, Sosyal Güvenlik
Kurumlarına ve Diğer Kamu İdarelerine Ait Toplam 211 Adet
Denetim Raporunun Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/829), 2015 Yılı
Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna
İlişkin Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi
(3/830), 2015 Yılı Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/831), 2015 Yılı Faaliyet
Genel Değerlendirme Raporunun Sunulduğuna İlişkin
Sayıştay Başkanlığı Tezkeresi (3/832), 6085
Sayılı Sayıştay Kanunu Uyarınca Hazırlanan 2015
Yılı Kalkınma Ajansları Genel Denetim Raporunun
Sunulduğuna İlişkin Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/834) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 434) (Devam)
A) EKONOMİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Ekonomi Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
B) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI (Devam)
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
C) MESLEKİ YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
(Devam)
1) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Mesleki Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ç) TÜRKİYE VE ORTA DOĞU AMME İDARESİ
ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
D) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI (Devam)
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Personel Başkanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
E) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (Devam)
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
F) ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Orman Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Orman Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
G) DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
2) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015
Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
Ğ) METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Devam)
1) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî
Yönetim Bütçesi
2) Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî
Yönetim Kesin Hesabı
H) TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ (Devam)
1) Türkiye Su Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
2) Türkiye Su Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, şahsı adına aleyhte olmak üzere Erzurum
Milletvekili
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bursa Milletvekili
BAŞKAN Pardon, özür diliyorum. Bursa
Milletvekili Sayın Erkan Aydın.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dediğiniz doğru, Bursada çok fazla
Erzurumlu var, Erzurumlular adına da konuşabiliriz, bayağı
fazla sayıda var, Erzurumdan sonra en çok Bursada Erzurumlu var.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Gecenin bu saatinde televizyonları, ekranları başında bizi
izleyen, Erzurumlu, Bursalı bütün vatandaşlarımıza da
saygılarımı iletiyorum.
Aslında, aleyhte konuşmak için beş
dakika çok kısa ama Sayın Bakanlarımızı dinledik,
onlar da burada ifade ettiler.
Öncelikle, 10 Aralık
saldırısında hayatını kaybeden şehit asker, polis
ve vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum, yaralılara
da acil şifalar diliyorum.
Hükûmetin 2002den beri
devamlı savunduğu istikrar politikası, istikrarla yönettikleri
politikası maalesef terörü engellemede aynı istikrarı
gösteremiyor. 7 Hazirandan itibaren bir buçuk yılda bine yakın insan
hayatını kaybetti, 1.500e yakın da yaralı vatandaşlarımız
var. Yani bir insanlık dramı, bir insanlık kıyımı
var.
İnsanlık kıyımından gelelim
orman kıyımına. Evet, Sayın Orman Bakanımıza Plan
ve Bütçe Komisyonunda da sorduk seçim bölgem Bursada özellikle Uludağla
ilgili maden ocaklarını. Sağ olsunlar, cevap verdiler
yazılı olarak, 344 tane maden ocağına ruhsat
vermişler.
Bakın, 5 değil, 10 değil, 20
değil, 100 değil, 344 adet. Bunların her birinde 10ar makine
olsa 3.500 makineyle 17 bin hektar alan bugün didik didik eşiliyor,
herhâlde bir on yıl sonra Uludağda nefes alacak yer kalmayacak. Ova
bitti, böyle giderse dağ da bitecek; yeşil Bursa da olacak gri Bursa.
O yüzden bunlarla ilgili de
Sayın Bakan biraz önce buradan söyledi,
Allah kar verdi. dedi, evet, yağmur da verdi, çok iyi. Ama ben de diyorum
ki: Memleketi kuruttunuz Sayın Bakanım, ağaç kalmadı, böyle
giderse ne kar kalacak ne yağmur kalacak. (CHP sıralarından
alkışlar)
Tabii, bu kadar kısa bir sürede hepsini aleyhte
konuşamıyoruz. Buradan sanayideki, özellikle Bursanın bir de
sanayi bölgesi olmasından dolayı işsizliklerde
Bir dahaki hafta
işsizlik oranı açıklanacak, perşembe günü, o günden önce
ben, bugün, son bir ayda sanayide işini kaybeden 336 bin kişinin
olduğunu söylemek istiyorum.
Geçen hafta sanayicilerle Bursada toplantı
yaptık ve bir öneri getirmemi istediler. Sayın Bakanım, bilginiz
olsun. Geçen hafta Sayın Başbakanın
açıkladığı pakette bekledim ama çıkmadı. Bir
kanun teklifi verdik, kısa dönem çalışma ödeneği
altında çalışanların sigortalarının
stopajlarının üç, altı ya da dokuz aylık dönemlerde en
azından yarısının devlet tarafından ödenmesiyle
ilgili. Ama pakette baktık ki böyle bir çalışma sonucu
gelmemiş ve o sanayiciler şu anda 2017nin izinlerini kullandırmış
durumdalar, işçi çıkarıyorlar ve birkaç ay daha dayanabileceklerini,
daha sonra kapıya kilit vuracaklarını söylediler.
Renault fabrikasından bir işçi mektup
yazmış, okumak istiyorum: Kafamız hiç rahat değil, hep
baskı var. Bu baskılara bir de ekonomik kriz eklendi. Ekonomik krizde
olan işçiye oluyor, ya zam vermiyorlar ya da işten
çıkarıyorlar. Her gün bir sıkıntı ekleniyor. 2017
sözleşmesi de yaklaşıyor, işçinin istediği
sözleşme olacak mı? diye kaygılarını dile getiriyor.
Bütün bunlar olurken ne oluyor? Hükûmetin 2017de
asgari ücrette teklif ettiği zam oranı yüzde sıfır.
Eğer yüzde sıfırla, açlık sınırının
1.405 lira olduğu günümüz şartlarında 1.300 lira maaşla
bir işçi ailesini, kendisini geçindirebiliyor. diyorsanız hiçbir şey
söylemiyorum.
Gene emekli de aynı durumda, emeklinin durumu
da perişan. Bakın, açıkladınız, herhâlde önümüzdeki
hafta da promosyonlar belli olacak. Umarım, bu konuda da emekli
beklediği promosyon bedelini alır ama emekliye promosyonu
düşünürken yaşı bekleyen, yaşa takılan emeklinin
durumu ne olacak? Bu konuda da o kadar fazla talep var ki, biraz önce
Sayın Bakan Sahada görmüyorum. dedi ama ben sahada gezerken hep bunu
soruyorlar, Bizim durumumuz ne olacak? 500 bine yakın emekli
yaşı beklediği için kaygı içerisinde,
sıkıntı içerisinde, geleceğiyle ilgili endişe
taşıyor.
Bu kadar sürede ancak bu kadar değinebildik.
Umarım, 2017 yılı, daha güzel günlere daha barış
içerisinde, bombaların patlamadığı, insanların daha
kardeşlik içerisinde yaşadığı bir yıl olur
diyorum. Bütçenin de hayırlı uğurlu olmasını diliyor,
aleyhte de oy kullanacağımızı söylüyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Aydın.
Sayın milletvekilleri, sekizinci turdaki
konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi yirmi dakika süreyle soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz. Sisteme giren sayın
milletvekillerine on dakika süreyle yerlerinden söz vereceğim
sırasıyla. Sürenin on dakikasını sayın
milletvekilleri, geri kalan on dakikasını da sayın bakanlar
kullanacaktır.
Sayın Enginden başlayalım.
Buyurun.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Sorum Orman
ve Su İşleri Bakanına. Plansız büyüme, çarpık
kentleşme ve partinizin yıllardır bitmek bilmeyen rant ve beton
sevdası yüzünden dünyanın en güzel şehri İstanbul
kuraklık tehlikesine adım adım yaklaşıyor. Halka
açık yeşil alan açısından dünyadaki metropolleri kıyaslayan
uluslararası bir araştırmaya göre İstanbulda yeşil
alan oranı sadece yüzde 2,2. Bu oran Londrada yüzde 33, Madridde yüzde
35, Singapurda yüzde 47, Moskovada yüzde 54. İncelenen 33 metropol
içinde İstanbul sondan 2nci sırada yer alıyor.
Yirmi iki yıldır yönettiğiniz
İstanbulun o eşsiz tarihî silüetini ranta kurban verdiniz,
dilinizden eksik etmediğiniz padişahlarımızın ve
evliyalarımızın kemiklerini sızlattınız. Bugün
bir beton kente çevirdiğiniz İstanbul için vicdani ve manevi olarak
suçluluk duygusu hissediyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Yalım
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
İlk sorum Sayın Orman ve Su
İşleri Bakanına.
Sayın Bakan, Uşak ili Sivaslı ilçesi
Hanoğlu köyü ve Erice köyünde bir buçuk aydır su yoktur, artık
vatandaşın bitlerini nasıl yapacağız, bilmiyorum. Bu
bir.
İkincisi, Bartın Amasradaki HESten
bahsettiniz, biraz önce HESlerden bahsettiniz, bunun da özellikle
altını çizmek istiyorum.
İkinci sorum Sayın Ekonomi Bakanına.
Sayın Ekonomi Bakanı, biraz önce gayet
güzel bir pembe tablo çizdiniz, ben de size net bir şey
anlatacağım.
Uşak, Banaz, Düzkışla köyü.
Muhtarın adı Alpay Duman. Köy satılık şu anda
Sayın Bakan. Köyün 36 hanesi 170 nüfusu var; tamamı hacizli, şu
anda satılık. Hani nerede ekonomi Sayın Bakan? (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Ben
talibim.
BAŞKAN Sayın Erdem
EREN ERDEM (İstanbul) Sayın Başkan,
Halk TV yorumcusu, gazeteci, yazar Hüsnü Mahalli, evinde yapılan arama
sonrası gözaltına alındı. Bir süre önce, gazeteci
kılığına saklanan bir şahıs tarafından çok
ağır hakaretlerle bir televizyon ekranında hedef gösterilmişti;
şimdi, bu hedef gösterme akabinde de kendisi hakkında bir
soruşturma açıldığını öğrendik.
Burada iki tane temel soruyu Parlamento gündemine
getirmek gerekiyor:
Birincisi, Halk TV ailesine geçmiş olsun
diliyorum.
İkincisi, savcılara, artık havuz
medyasında yapılan haberler üzerinden talimat verilip, bu
talimatlarla kişilerin tutuklanması meşru bir zemin mi
kazanmıştır? Böyle bir yaklaşım, demokratik vicdan
tarafından kabul edilebilir mi?
Hüsnü Mahalli değerli bir gazetecidir,
fikirleri ne olursa olsun görüşlerini ifade etme özgürlüğüne
sahiptir. Tekrar Halk TV ailesine geçmiş olsun dileklerimi ifade etmek
istiyorum, Hüsnü Mahallinin yalnız olmadığını da
burada tekrar ifade etmek istiyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Köksal
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, benim sorum Orman ve Su İşleri
Bakanına.
Sayın Bakan, seçim
bölgem Afyonkarahisar ili Sultandağı ilçesine bağlı
Yakasenek köyünde uzun zamandır içme suyu sıkıntısı
vardır. Özellikle kuyulardan birindeki suyun arsenikli çıkması
yüzünden orada yaşayan yurttaşlarımız ne yazık ki
büyük sıkıntı çekmektedir. Bu içme suyu
sıkıntısı yaz aylarında had safhaya
ulaşmaktadır. Bu sıkıntının bir an önce
giderilmesi gerekmektedir.
Yine, seçim bölgem
Afyonkarahisar ili Sultandağı ilçesi Çukurcak köyünde de sondaj
çalışması yapılmak zorundadır ama bu çalışma
hâlen yapılamamıştır. Yapılmamasının sebebi
ve gerekçesi nedir? Yine, seçim bölgem Afyonkarahisar ili Dinar ilçesine
bağlı Bağcılar köyünde de içme suyu yetersizdir. Bununla
ilgili bir çalışma yapılacak mıdır?
Ve yine, seçim bölgem
Afyonkarahisar ili Hocalar ilçesi Davılgı köyünde de içme suyu
yetersizdir. Orada yaşayan köylüler tankerlerle dışarıdan
su getirerek su ihtiyaçlarını gidermektedirler. Bu konuyla ilgili
herhangi bir çalışma yapılacak mıdır?
BAŞKAN Sayın
Hürriyet
FATMA KAPLAN HÜRRİYET
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İlk sorum Orman
Bakanına: İstanbulun su ihtiyacı nedeniyle Kocaelinin
Kandıra ilçesine yapılacak Sungurlu Barajı nedeniyle 18 köy
sular altında kalacak, 5 bin insan mağdur olacak ve tarım
arazileri telef olacak. Bizzat siz, Sayın Bakanım, 2071e kadar
İstanbulun su ihtiyacı yok. dediniz. Peki, şimdi ne
değişti ve otuz yıllık ömürlü bu baraj niye? Onca
vatandaşa yaşamaları için nerede yer göstereceksiniz? Burada
ucuza arazi toplayan rant avcıları var. Hatta sizin
yakınlarınızın bile ismi geçiyor. Bunlardan bilginiz var
mıdır? Kocaeliye gram yararı olmayacak bu barajı Kocaeli
AKP vekilleri müjde olarak duyurdu. Bir yararı var da biz mi bilmiyoruz?
İkinci sorum
Çalışma Bakanına: Kocaelinin Derince ilçesindeki Evyap
Limanında işçi kıyımı yaşanıyor maalesef
sendikal mücadeleler nedeniyle ve bu işçilerimiz gibi, birçok firmadaki bu
tür işçi kıyımlarına her fırsatta göz yumuluyor
maalesef Hükûmetiniz tarafından. Buradan size soruyorum
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET
(Kocaeli) Patronların işçi ve emek sömürüsüne göz mü
yumacaksınız, emek mücadelesi veren işçilerimize sahip mı
çıkacaksınız?
BAŞKAN Sayın Akın
AHMET AKIN (Balıkesir) Sayın Bakan,
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi BASKİde çalışan
işçiler BELEDİYE-İŞ sendikasında örgütlüler,
sendikalarından da memnunlar ama BASKİ yönetimi, işçileri
BELEDİYE-İŞ sendikasından istifaya zorluyorlar.
Hükûmetimize yakınlığıyla bilinen bir sendikaya üye
olmaları için her türlü baskı yapılıyor ve sürgünle tehdit
ediliyorlar. İşçilerimiz istediği sendikaya üye olabilirler,
sendika seçme özgürlükleri vardır. Bu, yasalarla ve uluslararası
sözleşmelerle güvenceye alınmıştır. Bu anlamda,
işçilere baskı yapan, sendika değiştirmeye zorlayan
BASKİ yönetimi açıkça suç işlemektedir. Türk Ceza Kanunu bu
suçun cezasını da düzenlemiştir. BASKİde yaşanan bu
hukuksuz fiilî durumla ilgili Bakanlığınız ne
yapacaktır? Bakanlık olarak bu konuda bir inceleme veya
araştırma yapacak mısınız? İşçileri sendika
değiştirmeye zorlayarak suç işleyen yöneticiler hakkında
bir yaptırımınız olacak mıdır, yoksa bu suçu
görmezden gelip siz de mi suça ortak olacaksınız?
BAŞKAN Sayın Tarhan
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Birinci sorum Orman ve Su İşleri
Bakanına: Orman köylülerinin geçimlerini sağladıkları,
baltalık olarak tabir edilen alanlar koruya çevriliyor, orman
köylülerimizin köylü pazar satış alanları azalıyor.
Dolayısıyla, köylülerimiz ellerindeki tek geçim
kaynağını da kaybediyor. Baltalık alanların koruya
çevrilmesinin nedeni nedir?
İkinci sorum Ekonomi Bakanına: Yaz saati
uygulaması nedeniyle ihracattaki kayıp ne kadardır?
Üçüncü sorum: İranla
karşılıklı ticari sözleşmeden dolayı
ihracatımız yüzdelik olarak şu kadar artırıldı.
dediniz. İranla ihracatımız ve ithalatımız dolar
bazında ne kadar arttı?
BAŞKAN Sayın Şimşek
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum.
Orman Bakanına sorum: Sayın Bakanım,
Mersinde kasım ayı içerisinde çıkan bir orman
yangınına havadan müdahale yapılması konusunda
şahsınız ve Müdürlüğünüz personeliyle temasa geçmemize
rağmen uçak kaldırılamayacağını,
anlaşmanın sona erdiğini belirtmiştiniz. Yalnız, 25
Kasımda İsrailde çıkan bir orman yangınına Türk
uçakları müdahale ettiler. Mersinin ormanları, İsrailin
ormanlarından daha mı değersiz? Oraya kaldırılan
uçaklar başka bir yerden mi kalktı? (CHP sıralarından alkışlar)
İkinci sorum Ekonomi Bakanına: Kişi
başı millî gelirin 2 bin dolar arttığını
söylediniz. Bir ailede kişi başı 11 bin dolar millî gelire
ulaştığımız söyleniyor. 4 kişilik bir ailenin
yıllık geliri 130 bin lirayı buluyor. Şu anda aile içinde
kavgalar var. Bu para kimde? diyor; baba anneye, anne çocuğa, çocuk
babaya soruyor. Bu para kimde? 130 bin liranın açıklamasını
bir yapar mısınız? (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakanlar, 11 milyon emekli, 3 milyon
memur ve 5 milyondan fazla asgari ücretli ocak ayında zamlı maaş
alacak. Enflasyon tahminine göre yüzde 3,73lük bir artış
öngörülüyor. Bu hesaba göre, en düşük SSK emeklilerine sadece 20-50 Türk
lirası, en düşük BAĞ-KUR emeklilerine sadece 34 ila 43 TL
arasında, en düşük memur emeklisine sadece 51 TLlik, en düşük
memur maaşına ise sadece 76 TLlik bir artış bekleniyor. Hâlen 1.300 lira olan ve açlık
sınırının altında bulunan asgari ücret Hükûmetinizin
yüz karası olmaya devam ediyor. Bu ayıbı ortadan kaldıracak
mısınız?
Diğer yandan, üç gün önce şehit olan
polislerimiz 15 Temmuz şehitlerimizle eşit haklara sahip
değiller. Bunu da ortadan kaldıracak mısınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Son olarak, Mersin
Mutta arı üreticileri bal ormanı bekliyor Sayın Bakan. Bunu da
halledecek misiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Öz
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Sorum Sayın Bakan
Veysel Eroğluna: Orman Genel Müdürlüğünün bütün ormancılık
işlerini orman köylümüz yapmaktadır. Köylülerin yüzde 70i
kooperatiflerde, bu kooperatifler de merkezî düzeyde Türkiye
Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği OR-KOOPda
örgütlenmişlerdir. Sayıları 2.500ün üzerinde olan orman kooperatifleri
OR-KOOPun üyesidirler. Bu kooperatiflerin eğitim ve denetim görev ve
sorumluluğu OR-KOOPa kanunla verilmiştir. Bu görevin yerine
getirilmesi için kooperatiflerin ödemeleri gereken katkı payları on
yedi yıldır orman işletmelerince kaynaktan kesilmekteyken
talimatınızla bu uygulama durdurulmuş, 6 Eylül 2016 tarihli
emirlerinizle bir yıl süreyle tekrar
başlatılmıştır. Buna teşekkür ediyoruz. Bu
sürenin uzatılmasını düşünüyor musunuz? Bu
uygulamanın, aynı zamanda, kooperatiflerin üst örgütlenmesinin
devletçe desteklenmesini öngören Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem
Planının bir gereği olduğunu sanırım
biliyorsunuz.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
Söz sırası Hükûmette.
Sayın Bakanlar, sırasıyla söz
alabilirsiniz.
Sayın Eroğlu, buyurun.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Şimdi, efendim, İstanbulla
alakalı olarak, bakın, yüzde 48inin orman olduğunu söyledik.
Yani, orman varlığı -orman demek yeşil demek- en çok olan
illerin arasında geliyor; bir.
İkincisi: Biz ağaçlandırma
yapıyoruz İstanbulda, şu ana kadar 18 milyon fidan toprakla
buluşturuldu. Ayrıca, Ihlamur Eylem Planı, erguvan, çınar
gibi eylem planları
Bu sene çınar yılı ilan ettik, çok
sayıda çınarı toprakla buluşturuyoruz.
İstanbulun kuraklığına gelince
merak etmeyin, İstanbulda susuzluk problemi yok. İstanbulda 1994te
haftada bir gün su verilebiliyordu çoğu yere ama o zaman nüfus 6 milyondu,
şimdi 15 milyon; şu anda kuraklığa rağmen sular
akıyor, merak etmeyin.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sözenin
yaptığı barajlar.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Şimdi, efendim, Uşakla alakalı
Tabii köyler bize ait değil, özellikle özel idare
Ama ben Uşaktaki
köylere bakacağım sayın vekilim, inşallah onlarla
ilgileneceğim.
Sayın Köksal, değerli hemşehrim,
Yakasenek de köy ama orayla ilgili ne varsa sıkıntıyı
gideririz, merak etme.
Çukurcaka biliyorsunuz baraj yapıyoruz. Hatta
orada bir şehidimiz var, onun ismini verdik, şehidimizin ismini,
oradan su vereceğiz.
Bağcılar ve Hocalardaki köylerin durumunu
da inceleyeceğim.
Efendim, Sungurlu Barajı çok yıllar önce
planlanmış bir barajdır. Bakın, diyorsunuz 2071
yılına kadar İstanbulun suyu planlandı. Evet,
planlandı. Melen Barajı önümüzdeki yıl bitiyor ve yılda 1
milyar metreküp su verilecek. Ama İstanbulda sadece bir kaynağa
bağlı olmak doğru değil çünkü İstanbul Avrupadaki pek
çok ülkenin nüfusundan daha fazla nüfusa sahip. Dolayısıyla, Sungurlu
Barajının yapılması da şart çünkü suyun
biriktirilmesi gerekiyor. İstanbulun etrafında akan bir nehir yok,
dolayısıyla suyu, başka yerlerdeki, derelerdeki suyu biriktirip
İstanbula o şekilde veriyoruz. Istrancada 7 barajı böyle
yaptık, suyu akıttık. Ayrıca Melen Barajı, Yeşilçay;
bunları akıtmasaydık İstanbul bugün susuzdu.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) 18 köyü ne
yapacaksınız?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Orman
köylülerine baltalık efendim
Şimdi, koruya tahvil edilmesi
ormanların gelişmesi açısından elzem ama biz oradaki
vatandaşlar mağdur olmasın diye, az önce söylediğim gibi,
çok daha gelir getirici imkânlar sağladık. 5 bin köye 5 bin köye 5
bin gelir getirici orman kurmak suretiyle onları her bakımdan
destekliyoruz.
Sayın Şimşek,
Mersin orman yangınında, hatırlarsanız, telefonla da
görüştük. Biz oraya karada kara ekipleriyle rahatça müdahale edebildik.
Dolayısıyla, orada hava araçlarına gerek kalmadı.
AYTUĞ ATICI (Mersin) -
Gerek olsaydı ne olacaktı?
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Ama, Sayın Bakanım,
kaldıramayacağınızı söylediniz.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Elbette,
bizim ormanlarımız bizim canımız, ciğerimiz. O
bakımdan, başka bir ülkenin ormanlarıyla kıyaslamak
yanlış olur diye düşünüyorum. Nitekim Mersin
yangınının herhangi bir riski yoktu, özellikle arazide ve yer
ekipleriyle söndürme imkânı vardı ve kısa zamanda söndürdük.
OR-KOOPa gelince, efendim,
müfettişler tarafından OR-KOOPun normal üyelerinin OR-KOOPa
yatıracağı ücretlerin direkt onların kooperatiflerinin
hisselerinde kesilmesi diye bir uygulama varmış. Ama, bunun
yanlış olduğu hukukçular tarafından söylendi, ifade edildi,
bu hukuki bir mesele. Biz bir kooperatifin haberi olmadan onun adına
parasını kesip OR-KOOPa yatıramayız aslında ama çok
ısrar edildi, biz şimdi o süreyi uzattık. Meselenin özü budur,
özellikle vurgulamak istiyorum.
Evet, hepinize teşekkür
ediyorum.
Diğer, özellikle
konuşmalar esnasında bazı sorular vardı, onlara vaktimiz
sınırlı olduğu için yazılı olarak cevap
vereceğiz efendim.
Teşekkür ediyoruz.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Eroğlu.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım, özellikle gerek Kocaeli gerekse Balıkesirdeki
işçilerin sendika sorunlarıyla ilgili şu ana kadar
Bakanlığımıza herhangi bir şikâyet intikal
etmediği için
Ama, şu andaki şikâyet veya söylenenleri
değerlendirerek hemen bir teftiş, inceleme başlatırız.
Sayın konuşmacımızın da, soru soran
arkadaşımızın da söylediği gibi işçimizin,
çalışanımızın sendika seçme özgürlüğü var ve o
özgürlüğünü de kullanması onun en tabii hakkıdır.
Sayın Aytuğ
Atıcı, emeklilerimizle ilgili söyledi. Ben konuşmamda da
kısmen söyledim ama isterseniz şöyle hızlı rakam vereyim:
SSK emeklisi 2002 yılında 257 lira alıyordu, bugün 1.339 lira
alıyor. Nominal artış yüzde 421, reel artışsa yüzde
64. SSK tarım emeklisi 216 lira alıyordu...
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Bunu sormadım Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) ...şimdi, bu
anlamda yüzde 90 artış. BAĞ-KUR esnafı 148...
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Ocak ayındaki artışı sordum Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Bakın, ne
verdiğimizi bir bilin, bundan sonra da bunun üzerine ne geldiğini...
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Ama on dört yılda değil Allah aşkına.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Bizim emeklimiz...
AYTUĞ ATICI (Mersin)
On dört yılda değil, ocak ayında ne vereceksiniz, bunu
soruyorum.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Sayın
Atıcı, isterseniz bir Bülent Kuşoğluna gidin, sizin
sorduğunuz soruyla onun önerdiği reformlar örtüşüyor mu onu bir
çalışın.
Teşekkür ederim.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Siz emekliye ne vereceğinizi söyleyin Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Ne verdiğimiz
ne vereceğimizin de ispatıdır.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Ocak ayında...
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Emekli de bizi
biliyor, vatandaş da bizi biliyor, burada popülizm yapmaya gerek yok.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Sayın Bakan, 20 lira veriyorsunuz, günah.
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) Enflasyon neyse
onunla ilgili... Emeklimiz hep baş tacımız, bugüne kadar ne
yaptıysak, işte ispatı burada, bundan sonra da onu
yapacağız.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Sayın Bakan 20 lira veriyorsunuz, ben onu söylüyorum size. 20 lira vermek
yazık, günah!
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakan.
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Uşak ili Banaz
ilçesindeki 36 haneli bir köyün tamamının hacizli olmasıyla
ilgili hemen Uşak Milletvekilimize, Uşak İl Genel Meclisindeki
arkadaşlarımıza ulaşabildik ve sorduk, böyle bir şey
yok ama peşini bırakmayacağız, takip edeceğiz.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Sayın muhtarın telefonu burada, sayın muhtar kendisi aradı
Sayın Bakan beni. Sayın muhtarımızın telefonunu
vereceğim.
EKONOMİ BAKANI
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Ulaşacağım, ben alayım
onu sizden, biz takip ederiz.
Yaz saati uygulamasının
ihracatımızı ne kadar etkilediği, ne kadar
düşürdüğüyle ilgili soruya gelince: Türk ihracatçısı, bugün
dünyada 220nin üzerindeki ülkeye ihracat yapıyor ve bu ülkelere ihracat
yaparken de anladığım kadarıyla, sorunun
anladığım bölümüne bu şekilde cevap veriyorum- altı
saat, sekiz saat, on iki saat, on sekiz saat saat farkı olan ülkelere
ihracat yaparken o ülkelerin insanlarıyla hem komünikasyon anlamında
hem de siparişlerini teslim etme anlamında hiçbir sorun
yaşamıyor. Eğer bu, ihracatçının üretiminin
düşmesiyle ilgili bir soruysa mesai saatleri, ihracatçımızda ve
Türkiyedeki üretimin birçoğunda zaten yirmi dört saat üzerine 3 vardiya
üzerine yapılır. Bununla ilgili bir düşme yoktur. İhracatçımız
dünyanın bütün saatlerine uyumlu bir şekilde çalışır.
Sayın milletvekilimizin İranla
ihracatımız ve ithalatımız dolar bazında ne kadar
arttı? Yani, tercihli ticaret anlaşması yaptınız da ne
oldu? şeklindeki sorusuyla ilgili ben teşekkür ediyorum. Yani,
hakikaten yaptığımız bir çalışmanın ürününü
gösterme anlamında da bir fırsat oldu. Sekiz yıldan bu yana ilk
defa İranla ticaret dengesinde artıya geçtik. Devamlı eksi
veren bir ülkeydik, eksimiz de 8 milyar, 4 milyar, 6 milyar, 5 milyar
seviyelerindeki bir eksiydi. Şu anda ihracat değişimimiz 2015
yılının ilk on ayına göre, 2016 yılının ilk
on ayında artışımız yüzde 44,5.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Rezanın
katkıları vardır belki.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) - 2 milyar 985 milyondan 4 milyar 316 milyona çıkmış
ve ihracatta net fazla verir hâle gelmişiz. Bu sene şu anda
yaptığımız çalışmalarda da İranla tercihli
ticaret anlaşmasındaki ürün listemizi tam 2 katına çıkarmak
için gayretlerimiz devam ediyor. Yalnız, burada şu: Yani, ticarette menfaatlerin
en üst seviyeye ulaşması anlamında İranla
karşılıklı kazan-kazan. Bu anlayışla biz de
onlara kapılarımızı açacağız, onlardan da
Türkiyeye kapılarını açabildikleri kadar açmalarını
isteyeceğiz.
Kişi başına düşen millî gelir 4
kişilik bir ailede 11 bin dolar çarpı 4; 44 bin dolarlık para
için aile kendi arasında kavga ediyor, bu parayı kim aldı? diye soran arkadaşımıza
da bu konuyla ilgili millî gelirlerin nasıl
hesaplandığını, ülke millî gelirlerinin, Türkiye'nin toplam
millî gelirinin nüfusa bölünerek bulunduğunu da hatırlatayım.
Sanırım, herhâlde şaka anlamında sorduğu bir soruydu.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Yalım.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın
Başkanım, Sayın Bakanım benim iddia ettiğim konuyu
yanlış söylediğimi, yalan söylediğimi söyledi.
BAŞKAN Öyle söylemedi Sayın Yalım,
Ben ilgileneceğim
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yalan
söyledi. demedi.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Evet, doğru
olmadığını söyledi. Ben de buna göre söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yalım, ben çok rica
ediyorum sizden
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Hayır,
İlgilenelim. Muhtarı telefonla arayalım. dedi.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Ama bakın, beni
arayan çok değerli...
BAŞKAN Tamam, Sayın Bakan da Telefonu
bana iletin, ben ilgileneceğim. dedi.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın köy
muhtarımız beni aradı, 36 tane köy hanesi var, ev var, evlerin
tamamı satılık, hatta arazilerin tamamı satılık.
Özel bir banka olduğu için ismini vermek istemiyorum şu anda
bankanın. Onun için, ben burada doğru söylüyorum, yalan söylemedim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yalım, buyurun
yerinize oturun.
Mikrofonunuzu açacağım, yerinizden
değerlendirmenizi yapın lütfen.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Sayın Başkan, ben, yalan söylüyor demedim, ben sadece
sordum. Bununla ilgili bir şeyle karşılaşmadım.
İsterseniz ben de cevap vereyim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Yalım.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Şimdi, Sayın Bakanım, biz
vatandaşımızın hakkını,
vatandaşımızın evini, vatandaşımızın
arazisini, malını korumak için buradayız ve de
vatandaşımıza tozpembe bulutlar saçmak yerine, gerçekleri
konuşmak zorundayız.
Sayın Bakan, şu anda, Sayın Köy
Muhtarımız Alpay Duman beni aradı, bir haftada 2 defa
aradı. 36 hane, 170 kişi yaşıyor bu hanelerde. Tamamı
satılık Sayın Bakan. Arazilerin tamamı özel bir banka
tarafından hacizli ve de satılık durumda şu anda, köyün
tamamı satılık. Haraptar köyünden bahsetmiyoruz, Uşak Banaz
Düzkışla köyünden bahsediyoruz Sayın Bakan.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
EKONOMİ BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ
(Denizli) Sayın Başkanım, burada hiçbir milletvekilimize
Yalancı. veyahut da Doğru söylemiyorsun. deme
saygısızlığını göstermem yani böyle bir şey
yapmadığı hâlde söylemem bunu. Kaldı ki benim burada
söylediğim, Ben sordum, bununla ilgili bir bilgiye rastlayamadım;
eğer numarasını bana verirseniz, ismini de verirseniz ben
takipçisi olurum. dedim.
Şimdi, gelen bir bilgi, Düzkışla
köyünde bazı kişiler özel bir bankadan kredi almışlar,
ödemede zorluk nedeniyle icralıkmış, muhtarın
söylediği. Vefat eden bir muhtara da kefalet nedeniyle. diye bir not
var, araştıracağım, ben kendilerine de bilgi
sunacağım.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
Sayın milletvekilleri, şimdi
sırasıyla sekizinci turda yer alan bütçelerin bölümlerine geçilmesi
hususunu ve bölümlerini ayrı ayrı okutup oylarınıza
sunacağım:
Ekonomi Bakanlığı 2017 yılı merkezî
yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
28) EKONOMİ BAKANLIĞI
1) Ekonomi Bakanlığı 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu Hizmetleri 93.377.500
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 2.200.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 3.853.254.500
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 3.948.832.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığı 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümleri kabul edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığı 2015 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Ekonomi
Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 1.911.952.000,00
Bütçe Gideri 1.875.913.114,24
İptal Edilen Ödenek 36.038.885,76
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Ekonomi
Bakanlığı 2015 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
18) ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
1) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 105.287.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 14.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 2.953.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 652.131.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
09 Eğitim
Hizmetleri 337.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
10 Sosyal
Güvenlik ve Sosyal Yardım Hizmetleri 49.094.534.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 49.855.256.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2017 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2015 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A) CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 25.675.770.761,98
Bütçe Gideri 25.658.124.796,62
İptal Edilen Ödenek 17.645.965,36
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2015 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Mesleki
Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017 yılı merkezî
yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.50) MESLEKİ
YETERLİLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
1) Mesleki Yeterlilik
Kurumu Başkanlığı 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 12.435.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 260.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 5.018.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 17.713.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 7.949.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 9.764.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 17.713.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Mesleki
Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2017 yılı merkezî
yönetim bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Mesleki
Yeterlilik Kurumu Başkanlığı 2015 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Mesleki Yeterlilik
Kurumu Başkanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A) CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 16.957.500,00
Bütçe Gideri 12.501.604,34
İptal Edilen Ödenek 4.455.895,66
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 14.116.000,00
Tahsilat 14.830.044,50
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Mesleki Yeterlilik Kurumu
Başkanlığı 2015 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü 2017 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
40.07) TÜRKİYE VE
ORTA DOĞU AMME İDARESİ ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye ve Orta
Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 11.433.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 750.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
08 Dinlenme,
Kültür ve Din Hizmetleri 440.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
09 Eğitim
Hizmetleri 6.031.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 18.654.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 1.471.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 17.132.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 51.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 18.654.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2017 yılı merkezî
yönetim bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Türkiye
ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2) Türkiye ve Orta
Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 16.269.000,00
Bütçe Gideri 15.565.893,04
İptal Edilen Ödenek 703.106,96
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 13.235.000,00
Tahsilat 14.191.861,87
Ret ve İadeler 11.135,50
Net Tahsilat 14.180.726,37
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü 2015 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Personel Başkanlığı 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
18.75) DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞI
1) Devlet Personel Başkanlığı 2017 Yılı
Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 28.810.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 4.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 489.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 29.303.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet
Personel Başkanlığı 2017 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Personel Başkanlığı 2015 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Devlet Personel
Başkanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A) CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 27.456.000,00
Bütçe Gideri 22.591.348,24
İptal Edilen Ödenek 4.864.651,76
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet
Personel Başkanlığı 2015 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Orman ve Su İşleri
Bakanlığı 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin
bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
33) ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
1) Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2017
Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
ÖDENEK CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 14.086.590.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 460.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 3.480.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 370.203.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
05 Çevre
Koruma Hizmetleri 202.341.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 14.663.074.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman ve
Su İşleri Bakanlığı 2017 yılı merkezî
yönetim bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Orman ve
Su İşleri Bakanlığı 2015 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Orman ve Su
İşleri Bakanlığı 2015 Yılı Merkezî Yönetim
Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 12.285.300.935,00
Bütçe Gideri 11.599.946.032,34
İptal Edilen Ödenek 685.354.902,66
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman ve
Su İşleri Bakanlığı 2015 yılı merkezî
yönetim kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
40.17) ORMAN GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ
1) Orman Genel
Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 17.138.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 386.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 3.097.296.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 3.114.820.000
BAŞKAN Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B) cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 1.026.680.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 1.563.820.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 523.310.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 Sermaye
Gelirleri 10.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 3.113.820.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri
kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2015 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Orman Genel
Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A) CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 2.884.288.274,00
Bütçe Gideri 2.788.670.279,54
İptal Edilen Ödenek 90.279.642,99
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 5.338.351,47
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B) CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 2.566.630.000,00
Tahsilat 2.745.256.366,38
Ret ve İadeler 3.855.154,85
Net Tahsilat 2.741.401.211,53
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Orman
Genel Müdürlüğü 2015 yılı merkezî yönetim kesin
hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2017 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
40.57) DEVLET SU
İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim
Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 73.421.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
02 Savunma
Hizmetleri 839.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 55.873.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 11.321.533.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Çevre
Koruma Hizmetleri 25.932.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 İskân
ve Toplum Refahı Hizmetleri 1.427.455.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
07 Sağlık
Hizmetleri 1.009.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 12.906.062.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 153.800.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 12.470.062.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 255.100.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
06 Sermaye
Gelirleri 2.100.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 12.881.062.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2017 yılı merkezî yönetim
bütçesinin bölümleri kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümlerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2) Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin
Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 11.118.292.315,87
Bütçe Gideri 11.030.984.049,64
İptal Edilen Ödenek 86.576.553,73
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 56.152.224,57
BAŞKAN (A) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 9.796.072.000,00
Tahsilat 10.964.618.833,56
Ret ve İadeler 1.217.542,29
Net Tahsilat 10.963.401.291,27
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğü 2015 yılı merkezî yönetim
kesin hesabının bölümleri kabul edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bölümleri
okutuyorum:
33.75) METEOROLOJİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
1) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
01 Genel Kamu
Hizmetleri 271.551.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 5.700.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
07 Sağlık
Hizmetleri 242.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 277.493.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2017 yılı merkezî yönetim bütçesi kabul
edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2015 yılı kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2) Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 262.956.259,69
Bütçe Gideri 242.673.034,63
Ödenek Üstü Gider 42.796,27
İptal Edilen Ödenek 20.326.021,33
Ertesi Yıla Devredilen Ödenek 15.634.360,66
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meteoroloji
Genel Müdürlüğü 2015 yılı merkezî yönetim kesin hesabı
kabul edilmiştir.
Türkiye Su Enstitüsü 2017 yılı
merkezî bütçesinin bölümlerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bölümleri okutuyorum:
40.58) TÜRKİYE SU
ENSTİTÜSÜ
1) Türkiye Su Enstitüsü
2017 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesi
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Kamu Düzeni
ve Güvenlik Hizmetleri 905.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Ekonomik
İşler ve Hizmetler 4.674.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
GENEL
TOPLAM 5.579.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(B)
cetvelini okutuyorum:
GELİR CETVELİ
Kodu |
Açıklama |
(TL) |
03 Teşebbüs
ve Mülkiyet Gelirleri 100.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
04 Alınan
Bağış ve Yardımlar ile Özel Gelirler 5.379.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
05 Diğer
Gelirler 100.000
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
TOPLAM 5.579.000
BAŞKAN
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsü 2017 yılı merkezî yönetim bütçesinin bölümleri kabul
edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsü 2015 yılı kesin hesabının bölümlerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2) Türkiye Su Enstitüsü
2015 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesabı
BAŞKAN
(A) cetvelinin genel toplamını okutuyorum:
(A)
CETVELİ
|
(TL) |
Toplam Ödenek 4.171.000,00
Bütçe Gideri 3.215.510,65
İptal Edilen Ödenek 955.489,35
BAŞKAN
(A) cetvelini kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kesin hesap (B) cetvelini okutuyorum:
(B)
CETVELİ
|
(TL) |
Bütçe Geliri Tahmini 4.171.000,00
Tahsilat 1.631.548,26
BAŞKAN (B) cetvelini kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye
Su Enstitüsü 2015 yılı merkezî yönetim kesin hesabının
bölümleri kabul edilmiştir.
Böylece, sekizinci turda yer alan kuruluşların
bütçeleri ve kesin hesapları kabul edilmiştir, hayırlı
olmalarını temenni ederim.
Sayın milletvekilleri, sekizinci tur
görüşmeleri tamamlanmıştır.
Programa göre, kuruluşların bütçe ve kesin
hesapları ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu
Tasarısının maddelerini sırasıyla görüşmek için
14 Aralık 2016 Çarşamba günü saat 11.00de toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 22.42
(x) 433, 434 S. Sayılı Basmayazılar ve Ödenek Cetvelleri 05.12.2016 tarihli 31inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümlerde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme bu Birleşim Tutanak Dergisinin 379uncu sayfasındadır.
(x) Bu düzeltmeye ilişkin ifade bu Birleşim Tutanak Dergisinin 372ni sayfasındadır.