TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
58inci
Birleşim
14
Ocak 2017 Cumartesi
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.- AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ahmet Aydının gündem dışı
konuşma için söz vermemek yönündeki tutumuna ilişkin
açıklaması
2.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ahmet Aydının acele ve Genel Kurula
duyurulmasında zaruret görülen hâller ortaya çıkması durumunda
müspet bir tutum takınacağına inandığına
ilişkin açıklaması
3.- Hatay
Milletvekili Serkan Topalın, Hatayda ekonomik dengenin düzene girmesi ve
ihracatın tekrar hayat bulması için Yayladağ Sınır
Kapısının açılmasının elzem olduğuna
ilişkin açıklaması
4.-
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, görüşmelerine devam edilen
Anayasa değişikliği teklifinin Türkiyenin hangi sorununu
çözeceğini öğrenmek istediğine ve bu değişikliğin
Genel Kurulda oylanmasının bile Türkiyeyi Orta Çağ
karanlığına sürükleyeceğine ilişkin
açıklaması
5.- Bursa
Milletvekili Erkan Aydının, rakamların Türkiyenin hem siyasi
hem ekonomik hem de demokrasi açısından ne denli korkunç bir duruma
geldiğini gösterdiğine ve AK PARTİnin gündeminde sadece
başkanlık sistemi olduğuna ilişkin açıklaması
6.-
İstanbul Milletvekili Didem Enginin, bugün ülkede yaşanmakta olan
istikrarsızlığın bizatihi sebebinin halkın gündeminden
kopuk AKP Hükûmeti olduğuna ilişkin açıklaması
7.- Sivas
Milletvekili Ali Akyıldızın, Anayasa değişikliği
teklifi geçerse Meclisin mezara, demokrasinin tarihe gömüleceğine ve en
kısa zamanda geri çekilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
8.-
Balıkesir Milletvekili Mehmet Tümün, Başkomutanın bir partinin
genel başkanı olduğu bir ülkede Silahlı Kuvvetler ile
komutanların durumunun ne olacağını öğrenmek
istediğine ve yol yakınken bu tekçi anlayıştan vazgeçilmesi
çağrısında bulunduğuna ilişkin açıklaması
9.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, milleti anlayamayan ve ülkeyi
tanıyamamış bazı kesimlerin bu Anayasa değişim
paketini asılsız eleştirdiklerine ve milletin bu Anayasa
değişikliğine sahip çıkacağına yürekten
inandığına ilişkin açıklaması
10.- Hatay
Milletvekili Hilmi Yarayıcının, son günlerde dövizde
yaşanan hareketliliğin Türkiye ekonomisinin hukuk dışı
ve demokratik olmayan denetimsiz bir politikayı
kaldırmadığını çok net olarak gösterdiğine ve
belirsiz bir üst akıl söyleminin sürdürüldüğüne ilişkin
açıklaması
11.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının, başkanlık sistemi
görüşmeleri devam ederken siyasi baskının dozunun giderek
artırıldığına ve Tarsus Gençlik Kolları ile
Silifke Gençlik Kolları üyesi bazı gençlerin gözaltına
alınmalarına ilişkin açıklaması
12.- Konya
Milletvekili Leyla Şahin Ustanın, bu Anayasa
değişikliğiyle gelecekteki sorunların çözümünün
hedeflendiğine ve bazı kesimlerin gerçekleri görmemek
noktasındaki ısrarlarını yanlış bulduğuna
ilişkin açıklaması
13.-
Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağın, bu Anayasa
değişikliğiyle ilgili iki başlılıktan soyut
olarak söz etmenin halkı yanıltmaya yönelik davranışlar
olduğuna ilişkin açıklaması
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, devletin
dinini öğrenmek ve yaşamak isteyenlere bu imkânı doğrusuyla
vermek zorunda olduğuna ilişkin açıklaması
15.- Sinop
Milletvekili Barış Karadenizin, Sinop-Ayancık yolunun Genze
mevkisinde 18 Kasım 2016 tarihinde meydana gelen heyelan nedeniyle
yapılan çalışmalar hakkında Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığından bilgi almak istediğine
ilişkin açıklaması
16.-
İstanbul Milletvekili Hasan Sertin, İstanbul Milletvekili Garo
Paylanın Türk milletini suçlayıcı sözlerini ve onu savunmaya
çalışanları kınadığına ilişkin
açıklaması
17.- Mersin
Milletvekili Serdal Kuyucuoğlunun, Türkiyenin Suriye konusundaki
dış politikasına ilişkin açıklaması
18.- Tokat
Milletvekili Kadim Durmazın, Mustafa Kemal Atatürkün annesi Zübeyde
Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
19.- Denizli
Milletvekili Kazım Arslanın, 15 Temmuz darbe girişiminin neden
fırsata çevrildiğini, OHALin ne zaman
kaldırılacağını ve getirilecek Anayasa
değişikliğinin sonuçlarının neler
olacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
20.- Bursa
Milletvekili Bennur Karaburunun, Anayasa değişiklik teklifiyle
düzenlenen Cumhurbaşkanlığı sisteminin kurumsallaşan
vesayet yerine kurumsallaşan millet iradesini getirdiğine
ilişkin açıklaması
21.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, FETÖyle mücadelenin en kapsamlı
şekilde devam etmesi ama adil olması ve mağduriyetlere yol
açmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
22.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Mustafa Kemal Atatürkün annesi
Zübeyde Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
23.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, terörle mücadelede yürütülen
operasyonlar kapsamında Bitliste şehit olan 2 askere Allahtan
rahmet dilediğine ve Mustafa Kemal Atatürkün annesi Zübeyde
Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
24.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Mustafa Kemal Atatürkün annesi Zübeyde
Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne ve Bitliste şehit
olan 2 askere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
25.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, İstanbul
Milletvekili Garo Paylana yönelik kürsüyü kullanma ve siyaset yapma
özgürlüğünün kısıtlanmasını kabul etmelerinin mümkün
olmadığına ve bu nedenle HDP Grubu olarak bugünkü
birleşimde söz haklarını kullanmayacaklarına ilişkin
açıklaması
26.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Ermeni soykırımı olduğu
iddiasının Türk milletine yapılacak en büyük hakaret
olduğuna ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konudaki
tavırlarının her zaman net olduğuna ilişkin
açıklaması
27.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, millete karşı hakareti
hiçbir vatandaşın ve hiçbir milletvekilinin kabul etmesinin mümkün
olmadığına ve Türkiyeye haksız yere itham edilen konularda
AK PARTİnin hiçbir zaman duyarsız ve tarafsız
kalmadığına ilişkin açıklaması
28.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Başbakanın Meclisteki
Anayasa değişiklik teklifinde kullanacağı oyu Cenevre
müzakerelerinden daha fazla önemsemesini yadırgadığına
ilişkin açıklaması
29.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
30.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Bitliste şehit olan 2
askere Allahtan rahmet dilediğine, Hükûmetin, Türkiyenin gündeminde
bulunan sorunlarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisini bilgilendirmesi
gerekirken bundan imtina etmesini açık bir saygısızlık
olarak değerlendirdiğine ilişkin açıklaması
31.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, İstanbul Milletvekili
Engin Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
32.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, billboardlarda İstanbul Milletvekili Eren
Erdeme ağır hakaretler eden ve yanlış bir hadiseyi
nakletmek suretiyle hedef hâline getirenlerin bulunmasını
istediklerine ve Meclis Başkanlığının da bu konunun
takipçisi olması gerektiğine ilişkin açıklaması
33.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, İstanbul Milletvekili
Eren Erdeme yönelik hareketin tam bir provokasyon olduğuna ve
milletvekillerinin itibarına yönelik, gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan,
tamamen kışkırtmaya dönük yaklaşımları
kınadıklarına ilişkin açıklaması
34.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, İstanbul Milletvekili Eren Erdeme
yönelik hareketi kınadıklarına ve Başkanlık
Divanının milletvekillerinin itibarının korunması
konusunda hassasiyet göstermesini talep ettiğine ilişkin
açıklaması
35.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Anayasa değişiklik teklifiyle ilgili
görüşmelerin mutlaka TRTden ve başka kanallardan da
yayınlanması ve halkın bilgi alma hakkının
sağlanması gerektiğine, bunun gerçekleşmemesinin
ayıplı bir durum olduğuna ilişkin açıklaması
36.-
Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yükselin, 447 sıra
sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 12nci maddesi
üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
37.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Bursa Milletvekili İsmail
Aydının 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 12nci maddesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
38.- Bursa
Milletvekili İsmail Aydının, Samsun Milletvekili Erhan
Ustanın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
39.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, AK PARTİnin
görüşünün Anayasanın ilk 4 maddesinin hiçbir biçimde
değiştirilmemesi yönünde olduğuna ilişkin
açıklaması
40.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Bursa Milletvekili İsmail Aydının
447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 12nci
maddesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
41.-
Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gülün, Anayasanın ilk 4 maddesiyle
ilgili herhangi bir değişikliğin söz konusu
olmadığına ve Milliyetçi Hareket Partisiyle
yapılmış görüşmelerde de bu konunun gündeme
gelmediğine ilişkin açıklaması
42.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, Bursa Milletvekili İsmail
Aydının Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bazı
ifadelerini düzeltmesini ve Başbakanın bununla ilgili bir
açıklama yapmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
43.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, AK PARTİ Grubu adına konuşan Bursa
Milletvekili İsmail Aydının, iktidar partisinin rejim
değişikliği konusunda Anayasanın değiştirilemez
maddelerini değiştirme niyetini açıkça ortaya koyduğuna
ilişkin açıklaması
44.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Ankara Milletvekili Levent Gökün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
45.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Başkanlık Divanı
olarak oylamanın Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün amir
hükümlerine göre gerçekleştirilmesi hususunda hassasiyet gösterilmesini
tekrar talep ettiklerine ilişkin açıklaması
46.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, oylamaların İç Tüzükün
148inci maddesine göre usulüne uygun bir şekilde
yapıldığına ilişkin açıklaması
47.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağın 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 13üncü maddesi üzerindeki soru-cevap işleminde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
48.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının eşine geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna ilişkin açıklaması
49.- Maliye
Bakanı Naci Ağbalın, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının eşine acil şifalar dilediğine
ilişkin açıklaması
50.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının eşine acil şifalar dilediğine, Milliyetçi
Hareket Partisinin yaşadığı acı nedeniyle
görüşmelere aktif katılımdan vazgeçmiş olduğuna ve bu
şartlarda görüşmelere ara verilmesi yönündeki düşüncelerini
paylaşmak istediğine ilişkin açıklaması
51.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının eşine geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna ve bir müddet daha çalışmanın uygun
olacağı düşüncesinde olduklarına ilişkin
açıklaması
52.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının eşinin çocuklarına ve hayatına
kavuşacağını ümit ettiğine ilişkin
açıklaması
53.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Anayasa değişiklik
teklifinin bir iki maddesi dışında bütün oylamalarının
İç Tüzükün gizli oylama şartlarına göre
yapılmadığına, Milliyetçi Hareket Partisinin bir
acısı varken, bu gece bir oldubittiyle bu teklifi geçirmeye
çalışmayı ahlaki bulmadığına ve oylamanın
titizliği konusunda Başkanlığın yüksek refleksini
beklediğine ilişkin açıklaması
54.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Anayasa değişiklik
teklifinin şu ana kadar geçen 14 maddesinde de İç Tüzükün 148inci
maddesine uygun bir oylama gerçekleştirildiğine ilişkin
açıklaması
55.- Ankara
Milletvekili Sırrı Süreyya Önderin, Kocaeli Milletvekili Saffet
Sancaklının eşine acil şifalar dilediğine, ülke
tarihindeki en önemli kırılma ve dönüşüm noktalarından
birisi bu olan bu Anayasa değişiklik teklifinde milletvekilini
sıradan bir oy verme enstrümanı gibi gören anlayışı
şiddetle reddettiğine ve diğer maddelerde konuşma
haklarını kullanacaklarına ilişkin açıklaması
56.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, 447 sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 15inci maddesinin oylamasında tasnif ve
ayırım işlemine Genel Kurula verilen arada devam edilmesinin İç
Tüzüke aykırı olduğuna ilişkin açıklaması
57.- Ankara
Milletvekili Sırrı Süreyya Önderin, oylama işlemi bitmeden ara
verilerek Başkanlık makamının boş
bırakıldığına, bu itibarla yapılan işlemin
sakatlandığına ve Başkanlık Divanı üyesi olarak
bu işlemin yenilenmesini talep ettiğine ilişkin
açıklaması
58.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, oy sayım dökümü ve
sonucunun ilanının aynı oturumda yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
59.-
Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın, 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesiyle
Anayasanın 58 ayrı maddesinde düzenleme
yapıldığına, bunun yasa yapım tekniğine
aykırı olduğuna ve Komisyona iade edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
60.-
İzmir Milletvekili Özcan Purçunun, Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ahmet Aydının Kâtip Üyeler hakkındaki ifadeleri
nedeniyle kendisine teşekkür ettiğine ilişkin
açıklaması
61.- Anayasa
Komisyonu Sözcüsü Zekeriya Birkanın, 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesiyle ilgili Komisyon
tarafından değerlendirme yapılarak izlenilen yöntemin
Anayasaya, İç Tüzüke ve teamüllere uygun olduğuna karar
verildiğine ilişkin açıklaması
62.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, bütün milletvekillerinin,
oturumu yöneten Meclis Başkan Vekillerinin uygulama birliği içinde
olmamalarıyla ilgili bir rahatsızlığı olduğuna
ilişkin açıklaması
63.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
64.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, Genel Kurul
çalışmalarının bu kadar uzun süre devam ettirilmesinin
insanın bedensel, ruhsal ve zihinsel kapasitesine aykırı
olduğuna ilişkin açıklaması
65.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, İstanbul Milletvekili
Mehmet Ali Pulcunun konuşmasının yanlış
yorumlandığına ilişkin açıklaması
66.-
İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdinin, Genel Kurulda
yaşandığı iddia edilen ısırılma olayına
ilişkin açıklaması
67.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Ankara Milletvekili Necati
Yılmazın 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
68.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, uyarılarının dikkate alınarak
Twitter hesabından Genel Kurul çalışmalarıyla ilgili
yapılan paylaşımın düzeltildiğine ilişkin
açıklaması
69.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Twitter hesabından yapılan
paylaşımın aslında doğru bir şekilde
yapılmış olduğuna ilişkin açıklaması
70.-
İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, on altı saate yaklaşan
bir çalışma süresinin çok sakıncalı olduğuna
ilişkin açıklaması
V.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, gündem
dışı söz verme yetkisinin oturumu yöneten Meclis Başkan Vekilinde
olduğuna ve geçmiş uygulamalarda da Meclisin rutin çalışma
günleri dışındaki günlerde çoğunlukla gündem
dışı söz verilmediğine ilişkin açıklaması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının,
Başkanlık Divanı olarak Bitliste şehit olan 2 askere
Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin açıklaması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının,
Başkanlık Divanı olarak İstanbul Milletvekili Eren Erdeme
yönelik provokasyonu yapanları şiddetle kınadıklarına
ve bu olayın takipçisi olacaklarına ilişkin açıklaması
4.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Televizyonunun Genel Kurul çalışmalarıyla
ilgili yayının Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel
Müdürlüğü ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
arasındaki protokol hükümleri gereğine göre
yapıldığına ilişkin açıklaması
5.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, Kocaeli
Milletvekili Saffet Sancaklının eşine geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 21 milletvekilinin, AKPli belediyelerin,
bakanlıkların ve kamu kurumlarının TÜRGEV ve ÇYDDye
farklı yaklaşımlarının ve ayrımcılık
iddialarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/429)
2.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 22 milletvekilinin, emeklilerin
yaşadığı maddi ve manevi sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/430)
3.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 22 milletvekilinin, cezaevlerindeki
tutuklu ve hükümlülere uygulanan disiplin ceza ve tedbirlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/431)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- HDP
Grubunun, Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp ve
arkadaşları tarafından, radyoloji teknisyenlerinin
çalışma koşulları ve yaşadıkları
sorunların araştırılarak alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla 16/6/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP
Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Engin Altay
tarafından, Cenevrede devam eden Kıbrıs kapsamlı çözüm
müzakerelerinin değerlendirilmesi amacıyla 14/1/2017 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan genel görüşme önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
B)
Danışma Kurulu Önerileri
1.-
Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 15/1/2017 tarihli birleşiminin
saat 14.00 yerine saat 16.00da açılmasına, 16/1/2017 Pazartesi günü
toplanmamasına ilişkin önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Ankara Milletvekili
Sırrı Süreyya Önderin HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- Ardahan
Milletvekili Öztürk Yılmazın, İstanbul Milletvekili
Yıldız Seferinoğlunun CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Ardahan Milletvekili Öztürk
Yılmazın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklaması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
5.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
6.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
7.- Bursa
Milletvekili İsmail Aydının, Ankara Milletvekili Levent Gökün
yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
8.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Ankara Milletvekili Levent
Gökün 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin
12nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
9.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
10.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Aydın Milletvekili Bülent
Tezcanın 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 13üncü maddesi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
11.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
12.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın usul görüşmesi nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
13.- Konya
Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurtun, İstanbul Milletvekili Mehmet Ali
Pulcunun 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesi üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
14.-
Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın, Millî Eğitim Bakanı
İsmet Yılmazın 447 sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesi üzerindeki soru-cevap
işleminde yaptığı konuşması sırasında
Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması
IX.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/796) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 446)
2.- Adalet
ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve
İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447)
3.- Serbest
Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/666) ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 443)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Cezai Konularda
Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve Suçluların
İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/650) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 439)
X.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının 447
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı
maddesinin kanun yapım tekniğine aykırı olması
nedeniyle Komisyona iade edilemeyeceği yönündeki tutumunun İç Tüzük
hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
14 Ocak 2017 Cumartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Ömer SERDAR
(Elâzığ),
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 58inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçmeden önce on beş sayın milletvekiline, sisteme girmeleri
hâlinde
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının gündem dışı
konuşma için söz vermemek yönündeki tutumuna ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
şüphesiz, gündem dışı söz verme
Başkanlığın takdirine bağlı, biliyorum bunu ama
geriye dönük uygulamalara baktığımızda salı,
çarşamba, perşembe günleri dışında hem sizin
yönettiğiniz oturumlarda hem diğer Meclis başkan vekillerinin
yönettiği oturumlarda gündem dışı sözün verildiği
birleşimler de var, verilmediği birleşimler de var.
Dolayısıyla, zaman zaman Başkanlık Divanının,
zaman zaman Danışma Kurulunun, zaman zaman Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı ve başkan vekillerinin belli konularda da
prensip kararları var. Benim bildiğim kadarıyla bu kurullarda
salı, çarşamba, perşembe günleri dışında gündem
dışı söz verilmemesiyle ilgili de bir prensip kararı yok.
Şimdi, şunu anlatmaya
çalışıyorum: Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, buradaki
her şeyin olabildiği kadar diğer kurum ve kuruluşlara göre
daha prensipli, daha istikrarlı olması sizin de takdir
edeceğiniz bir husustur.
Şimdi, gündem dışı mesele
konusunda da
Bir kanun teklifi görüşüyoruz, şüphesiz alelade bir
kanun teklifi değil, Anayasa değişikliği görüşüyoruz.
Ancak, geçtiğimiz pazartesi günü birleşimi açtığınızda
aslında Ayşe Nur Hanımın nöbetçi olduğunu, kendisinin
kar nedeniyle ulaşamamasından dolayı sizin riyaset
ettiğinizi, normalde kendinizin oturumu, planlı oturum olsa da
pazartesi günü gündem dışı söz vereceğiniz tutanaklarda
sabit. Yani, buradan ben şunu anladım ki: Sizin
anlayışınızda, sizin yönettiğiniz oturumlarda
pazartesi, cuma, cumartesi, pazar günleri de Meclis çalışsa gündem
dışı söz verme konusunda da bir müspet
bakışınızı pazartesi günü ortaya koymuş idiniz.
Dolayısıyla, şimdi ise dün ve bugün gündem dışı
söz vermemek gibi bir eğilim içindesiniz.
Sayın Başkan, hani hep diyoruz ya,
Temsilde adalet, yönetimde istikrar. Dolayısıyla, yönetiminizde bir
istikrarsızlık görüyorum. Yani, tutumunuzun, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma usul ve esasları bakımından,
İç Tüzükteki amir hükümler bir yana, teamüller bakımından bir
çelişki içinde olduğunu müşahede ediyorum. Bu sebeple -takdiri
sizin, Gündem dışı vermiyorum. dediğiniz an bir şey
diyemeyiz ama- bu tutumunuzdaki çelişkiler nedeniyle Türkiye Büyük Millet
Meclisinin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul)
yazılı
olan ve yazılı olmayan çalışma usullerine sizi davet etmek
maksadıyla -uygun görürseniz tabii ki- bir usul tartışması
açmak meramımız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Altay.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, gündem dışı söz verme yetkisinin oturumu
yöneten Meclis Başkan Vekilinde olduğuna ve geçmiş uygulamalarda
da Meclisin rutin çalışma günleri dışındaki günlerde
çoğunlukla gündem dışı söz verilmediğine ilişkin
açıklaması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sizin de
ifade ettiğiniz gibi, gündem dışı söz verme yetkisi oturumu
yöneten Meclis Başkan Vekilindedir. Ben geçmişteki teamüllere de baktım,
benim uygulamalarım da var. Aslında, pazartesi
Sizde nasıl öyle
bir algı oluştu bilmiyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Siz dediniz.
BAŞKAN Pazartesi günkü ifadem çok
açıktır. Açılan usul tartışması neticesinde Genel
Kurulun da karara bağlamış olduğu konu, salı,
çarşamba ve perşembe günleri haricinde gündem
dışının verilmeyeceği; salı, çarşamba,
perşembe günü de aynı şekilde mevcut oturumu yöneten
Başkanın takdirinde olduğudur. Benim geçmişteki pek çok
uygulamam böyle. Dediğiniz gibi istisnalar da var yani Meclisin rutin
çalışma günleri dışında çalışması
hâlinde gündem dışı verilen günler de var ama
ağırlıklı verilmemiş.
Bakın, 2010 Anayasa
değişikliğinde, 26 maddenin görüşüldüğü o
değişiklikte salı, çarşamba, perşembe dâhil gündem
dışı hiç verilmemiş, hafta içi dahi verilmemiş. Pek
çok Anayasa değişikliklerinde verilmemiş. Bütçe
uygulamalarında da bunu yapıyoruz. Bu tür önemli yoğun
gündemlerde gündem dışı verilmiyor çoğunlukla ve aynı şekilde,
Meclisin rutin çalışma günleri haricinde de istisnai hâllerde
verilmiş. Dolayısıyla, biz bunu pazartesi günü karara
bağlarken de bu şekilde karar bağladık yani bunun bir usul
tartışmasına bir daha konu olmasının doğru
olmadığını siz de takdir edersiniz.
Dolayısıyla, Sayın Altay, ben
hassasiyetinizi anlıyorum ve bu açıdan da zaten 3 kişiye verilen
gündem dışı haricinde yine 15 kişiye 60a göre birer dakika
süreyle de arkadaşlar bu arada girmiş- uygun görürseniz biz
arkadaşlarla bu hususu neticelendirelim diyorum.
Teşekkür ediyorum, çok sağ olun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok kısa
Sayın Başkan, çok kısa
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının acele ve
Genel Kurula duyurulmasında zaruret görülen hâller ortaya
çıkması durumunda müspet bir tutum takınacağına
inandığına ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yani biz de tabii
baktık, 2010 Anayasa değişikliği görüşmelerinde genel
olarak gündem dışı söz hiç verilmemiş, bunu ben de
biliyorum. Bunun, dün, hani, siz, grup konuşmaları ile
şahıs konuşmalarını birleştirirken emsal olmamak
kaydıyla olduğunu söylediniz. Bunun normal, olağan
kanunların görüşülmesinde emsal olmaması talep ve temennimi
iletirken şunu da belirtmek zorundayım: Şimdi, burada sabah
sabah direkt bir münakaşa ortamı olsun da istemiyorum. En kötü
şu talebimizi ısraren yineleyeceğim: Zaten gündem
dışını düzenleyen 59uncu maddede Genel Kurula
duyurulmasında zaruret görülen olağanüstü acele hallerde ibaresi
vardır.
Türkiye büyük bir ülke. Milletvekillerimizin seçim
bölgelerinde anlık olaylar gelişebiliyor. Birleşim içinde,
oturumlar içinde, bu ilk, 60a göre vereceğiniz 15 sözün
dışında da gün içinde milletvekillerimize acele hâller, Genel
Kurula duyurulmasında zaruret görülen hâller ortaya çıkması
durumunda müspet bir tutum takınacağınıza olan
inancımla şimdilik bu tartışmayı kesiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Altay.
Zaten sayın grup başkan vekillerimiz rica
ettiklerinde grup adına da olsa yani bir başka arkadaşa biz bu
noktada gerekli hassasiyeti gösteriyoruz.
Ben de sizin hassasiyetiniz için ayrıca
teşekkür ediyorum.
Gündeme geçmeden önce sırayla 15 kişiye
söz vereceğiz 60a göre.
Sayın Topal, liste
başısınız yine.
3.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Hatayda
ekonomik dengenin düzene girmesi ve ihracatın tekrar hayat bulması
için Yayladağ Sınır Kapısının
açılmasının elzem olduğuna ilişkin
açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Hükûmet yetkililerine seslenmek
istiyorum. Suriye savaşının ticari anlamda sadece Hataya
zararı 8 milyar doların üstünde. Hatayda genç işsizlik
oranı yüzde 25in üstünde ve Hatayda binlerce tır yanlış
dış politika yüzünden çürümeye terk edilmiş durumda. Partili
cumhurbaşkanlığı geldiği zaman bu tırlar yeniden
ihracat yapabilecek duruma gelecek mi? Gelecekse neden on dört yıllık
iktidarınız döneminde bu hâle geldi? Hatayda ekonomik dengenin
düzene girmesi, ihracatın tekrar hayat bulması için Yayladağ
Sınır Kapısının açılması elzemdir. Buradan,
Yayladağ Sınır Kapısının
açılmasını talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özdemir
4.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin,
görüşmelerine devam edilen Anayasa değişikliği teklifinin
Türkiyenin hangi sorununu çözeceğini öğrenmek istediğine ve bu
değişikliğin Genel Kurulda oylanmasının bile
Türkiyeyi Orta Çağ karanlığına sürükleyeceğine
ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Görüşmelerine devam ettiğimiz Anayasa
değişikliği kanun teklifi Türkiyenin hangi sorununu çözecek?
Bir değerli milletvekili çıksın desin ki: Bu Anayasa
değişikliğiyle Türkiyenin şu sorununu çözeceğiz.
Terör sorunu çözülecek mi? Ülkemizde güven ve huzur ortamını
sağlayacak mıyız? İşsizlik sorunu çözülecek mi?
Ekonomik darboğazdan çıkacak mıyız? Dış politika
düzelecek mi? Komşularla barışacak mıyız? Uğrunda
ulusal, uluslararası çıkarlarımızın dahi feda
edildiğini görüyoruz. Öyle ki, Sayın Başbakan
Yıldırım Burası daha iyi, şu andaki işimiz
hepsinden önemli. diyerek Meclisteki Anayasa görüşmeleri nedeniyle Cenevredeki
Kıbrıs müzakerelerine katılmayacağını, masada
olmayacağını ilan etmiştir. Ulusal
çıkarlarımız savunulmamış, AKP Kıbrısı
kaderine terk etmiştir. Peki, hangi gerekçeyle bu Anayasa
değişikliği teklifi Meclis Genel Kurulu gündemine
gelmiştir? Bir kişinin Anayasaya uymayarak hukuk dışı
fiilî durum yaratmasına yasal meşruiyet kazandıracak rejim
değişikliği olan bu değişikliğin Genel Kurulda
oylanması bile Türkiyeyi Ortaçağ karanlığına
sürükleyecektir.
BAŞKAN Sayın Aydın
5.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
rakamların Türkiyenin hem siyasi hem ekonomik hem de demokrasi
açısından ne denli korkunç bir duruma geldiğini
gösterdiğine ve AK PARTİnin gündeminde sadece başkanlık
sistemi olduğuna ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün çeşitli kurumlardan alınan
rakamlarla ortaya çıkan bir rapor yayımlandı. Rapor Türkiyenin
son üç aylık göstergelerinden ibaret. Özetliyorum: Son üç ayda 450 bin
kişi yeni işsizler ordusuna katıldı; bir depo benzin tam 42
TL arttı; 89 bin kamu çalışanı geri dönüşsüz ihraç
edildi; cebimizdeki 100 TLnin 55 TLsi dış borç oldu; Türk
lirası dolar karşısında yüzde 20 değer kaybetti; 170
yayın kuruluşu kapatıldı; 2.500 gazeteci işsiz
kaldı; asgari ücret 74 dolar azaldı. Sadece bu rakamlar Türkiyenin
hem siyasi hem ekonomik hem de demokrasi açısından ne denli korkunç
bir duruma geldiğini gösteriyor. Sizin ise gündeminizde sadece
başkanlık
Referandum süreci ve rejim değişikliyle güzelim
Türkiye'nin daha da kötüye gideceğini hesaplıyor musunuz?
BAŞKAN Sayın Engin
6.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, bugün ülkede
yaşanmakta olan istikrarsızlığın bizatihi sebebinin
halkın gündeminden kopuk AKP Hükûmeti olduğuna ilişkin
açıklaması
DİDEM ENGİN (İstanbul) AKP
milletvekilleri rejim değişikliği hedefleyen teklife gizli
oylamada heyecanla açık evet oyu vermek için birbirleriyle
yarışırken, işsizliğin vahim boyutlara
ulaşmış olması, doların 4 TLye yaklaşması
ve bunun domino etkisiyle ekonomide yarattığı tahribat,
borçlarımızın katlanarak artması, AKPnin hiç ama hiç
ilgisini çekmiyor.
Türkiye, gelişmekte olan ülkeler içinde en
riskli 3 ülke arasında sıralanıyor. Esnaflarımızdan
sanayicilerimize varıncaya kadar hemen her kesimden yükselen imdat
çığlıkları AKP Hükûmetinde hiç karşılık
bulmuyor.
Anayasa değişiklik teklifiyle bugüne kadar
edindiğimiz tüm demokratik kazanımların geri alınmak
istenmesinin ülkemizdeki ayrışma ve kutuplaşmayı daha da
körüklemesi tehlikesi AKP yönetimince görmezden geliniyor.
Bugün ülkemizde yaşamakta olduğumuz istikrarsızlığın
bizatihi sebebi halkımızın gündeminden kopuk AKP Hükûmetidir.
AKP Hükûmeti, bu vurdumduymazlıkla devam edemez, bir an evvel
halkımıza karşı sorumluluklarını hatırlamalıdır.
BAŞKAN Sayın Akyıldız
7.- Sivas Milletvekili Ali Akyıldızın, Anayasa
değişikliği teklifi geçerse Meclisin mezara, demokrasinin tarihe
gömüleceğine ve en kısa zamanda geri çekilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
ALİ AKYILDIZ (Sivas) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Bu Anayasa değişikliği geçerse ne
olur? Anayasayla bir diktatör yaratırız. Her şeye dokunan ama
kendisine dokunulmayan bir diktatör ortaya çıkar. Demokratik rejimden
tamamen ayrılıp otoriter bir rejim kurulur. Hiçbir
vatandaşın can, mal ve hukuk güvenliği kalmaz. Her kişi,
kurum ve kuruluş tek bir kişinin, bir diktatörün vicdanına terk
edilir. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmaz. Devlet yönetiminde ve ülkede
zorbalık hâkim olur. Bir kişi hem hükûmet hem Meclis hem mahkeme
olur. Yasama, yürütme ve yargı tek bir elde toplanır. Etkisiz,
yetkisiz, âciz ve sembolik bir Meclis ortaya çıkar. Meclisi mezara,
demokrasiyi tarihe gömeriz ve lütfen, en kısa zamanda bu teklifi geri
çekin, yarın çocuklarımızın yüzüne bakacak yüzümüz olsun
diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Tüm
8.- Balıkesir Milletvekili Mehmet Tümün,
Başkomutanın bir partinin genel başkanı olduğu bir
ülkede Silahlı Kuvvetler ile komutanların durumunun ne
olacağını öğrenmek istediğine ve yol yakınken bu
tekçi anlayıştan vazgeçilmesi çağrısında
bulunduğuna ilişkin açıklaması
MEHMET TÜM (Balıkesir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Anayasal düzenimize göre Cumhurbaşkanı
aynı zamanda Silahlı Kuvvetlerin başkomutanıdır.
Sayın Bakana soruyorum: Başkomutanın
bir partinin genel başkanı olduğu bir ülkede Silahlı
Kuvvetlerin, komutanların durumu ne olacak? Genelkurmay Başkanı,
kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Sahil Güvenlik
Komutanı, tüm ordu komutanları başkomutanın partisine üye
olacak mı? Başkomutanın parti genel başkanı olduğu
bir düzen içinde kendisine bağlı komutanların
tarafsızlığı nasıl sağlanacak? Yerelde
Cumhurbaşkanını temsil eden valiler ve kaymakamlar da
Cumhurbaşkanın partisine üye olacak mı?
Sizin tarafsızlık
anlayışınız, Cumhurbaşkanının sadece
AKPliler arasında tarafsız davranmasıdır. Bunu dahi
başaramadığınızı biliyoruz. Gelin, yol
yakınken bu tekçi anlayıştan vazgeçiniz.
BAŞKAN Sayın Taşkın
9.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
milleti anlayamayan ve ülkeyi tanıyamamış bazı kesimlerin
bu Anayasa değişim paketini asılsız eleştirdiklerine
ve milletin bu Anayasa değişikliğine sahip
çıkacağına yürekten inandığına ilişkin
açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Milletimizi anlayamayan ve ülkesini
tanıyamamış bazı kesimler bu Anayasa değişim
paketini asılsız eleştirmektedir. Bu eleştirilerden birisi
de asılsız diktatörlük iddialarıdır. Bizler, milletimizin
takdirini almış, modern dünyanın gerekliliklerine ayak uyduran,
millî ruhumuza uygun bir sistemi getirmenin telaşındayız. Bu
sebeple ortaya koyduğumuz cumhurbaşkanlığı sistemi yeni
Türkiye yolunda en önemli gedik taşımız olacaktır.
Diğer bir eleştiri de rejimin
değiştirildiği iddiasıdır. Türkiyenin rejimi
cumhuriyettir. AK PARTİ olarak bizim amacımız, bu cumhuriyeti
güçlendirecek, gelecek kuşaklara müreffeh bir Türkiye bırakacak yeni
bir anayasayı hayata geçirmektir.
Genel Kuruldan sonra referanduma götüreceğimiz
bu değişikliğe aziz milletimizin 15 Temmuzda ortaya koyduğu
demokrasiye sahip çıkma iradesi gibi aynı şekilde sahip
çıkacağına yürekten inandığımızı ifade
eder, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Sayın Yarayıcı
10.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcının,
son günlerde dövizde yaşanan hareketliliğin Türkiye ekonomisinin
hukuk dışı ve demokratik olmayan denetimsiz bir politikayı
kaldırmadığını çok net olarak gösterdiğine ve
belirsiz bir üst akıl söyleminin sürdürüldüğüne ilişkin
açıklaması
HİLMİ YARAYICI (Hatay) Sayın
Başkan, son günlerde dövizde yaşanan hareketlilik Türkiye
ekonomisinin hukuk dışı ve demokratik olmayan denetimsiz bir
politikayı kaldırmadığını çok net olarak
göstermektedir. Dikta yasası görüşülürken dövizde bu hareketlilik
yaşanıyorsa denetimsiz, hukuksuz başkanlık sisteminizde
ekonomide neler yaşanacağını düşünmek dahi
istemiyorum.
İktidarından havuz medyasına belirsiz
bir üst akıl söylemidir tutturulmuş gidiyor. Kim olduğu
söylenmeyen üst akıl kötülüklerin kaynağı olarak gösterilerek
halkımız kandırılmak isteniyor. İlla bir üst akıl
arıyorsanız söyleyeyim; keyfî OHAL KHKları
aracılığıyla adım adım faşizmi kim
dayatıyorsa, kim laikliği savunmayı terörle eş tutan
anlayışa sahip çıkıyorsa, kim laik, demokratik
cumhuriyetimizi ortadan kaldırmaya çalışıyorsa, kim halk
egemenliğini kayıtsız şartsız kendine bağlamak istiyorsa,
kim iktidarını sürdürmek uğruna halkı kamplara
ayırıyorsa ülkeyi felakete sürükleyen üst akıl odur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Atıcı
11.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının,
başkanlık sistemi görüşmeleri devam ederken siyasi
baskının dozunun giderek artırıldığına ve
Tarsus Gençlik Kolları ile Silifke Gençlik Kolları üyesi bazı
gençlerin gözaltına alınmalarına ilişkin
açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, başkanlık
sistemi görüşmeleri devam ederken AKP ve AKPye yaranmaya
çalışanlar tarafından siyasi baskının dozu giderek
artırılıyor. Dün Tarsus Gençlik Kollarımızdan 2
gencimiz tutuklandı. Bugün Silifke Gençlik Kolları İlçe
Başkanımız, ilçe yöneticilerimiz ve gençlik kolları il
yöneticilerimiz gözaltına alındı. Gerekçe: AKPye
karşı çıkmak, AKPnin FETÖyle ilişkisini sergilemek, laik
eğitim istemek. Gençlerimizi kim sorguluyor? Terörle mücadele şubesi.
Beyler, kendinize gelin! CHPli gençler terörist değildir. Gençlerimizi
derhâl serbest bırakın. Sayın İçişleri
Bakanını göreve davet ediyorum. Derhâl bu olaya el
koymalıdır, aksi durumda gerginlik giderek artacaktır.
BAŞKAN Sayın Şahin Usta
12.- Konya Milletvekili Leyla Şahin Ustanın, bu
Anayasa değişikliğiyle gelecekteki sorunların çözümünün
hedeflendiğine ve bazı kesimlerin gerçekleri görmemek
noktasındaki ısrarlarını yanlış bulduğuna
ilişkin açıklaması
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya)
Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisin
çatısı altında bulunduğumuzu ve bu Genel Kurul salonunda
milletvekili olarak, milletten aldığımız yetkilere uygun
olarak davranmamız gerektiğini hatırlatarak, bizleri izleyen bu
saygıdeğer milletimize yakışır görüntülerin de bu
Meclisten yansıtılmasının çok önemli olduğunu
vurgulamak istiyorum.
Bu Anayasa değişikliğiyle önümüzdeki
ve gelecekteki sorunların çözümü hedeflenmektedir. Maalesef, at gözlüğüyle
veya tek bir açıdan bakarak sürekli bir diktatörlük ve rejim
değişikliğinden bahseden bazı kesimlerin gerçekleri
görmemek noktasındaki ısrarlarını yanlış
bulduğumuzu ve bir algı operasyonuyla bu teklifin geri çekilmesi
noktasındaki baskıları da millet üzerinde bir baskı olarak
değerlendiriyorum. Bu halk hiçbir zaman yanlış
yapmamıştır, bundan sonra da yapmayacaktır. Biz milletimize
güveniyoruz, inanıyoruz ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gökdağ
13.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağın, bu
Anayasa değişikliğiyle ilgili iki başlılıktan
soyut olarak söz etmenin halkı yanıltmaya yönelik
davranışlar olduğuna ilişkin açıklaması
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) Sayın
Başkan, bu Anayasa değişikliği için iki
başlılık çok önemli bir gerekçe olarak gösteriliyor yani mevcut
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir sıkıntının
varlığından söz ediliyor. O zaman şuna yanıt vermek
gerekiyor: Mevcut Cumhurbaşkanı ne yapmak istiyor, Başbakan
engel oluyor ya da Başbakanın yapmak istediği hangi şeye
mevcut Cumhurbaşkanı izin vermiyor? Buna yanıt vermeden iki
başlılıktan soyut olarak söz etmek halkı yanıltmaya
yönelik davranışlar değil mi?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kılıç
14.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, devletin dinini öğrenmek ve yaşamak
isteyenlere bu imkânı doğrusuyla vermek zorunda olduğuna
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Demokratik, laik bir yönetimde devletin yapması
gereken şey milletin çocuklarına dinlerini doğru şekilde
öğretmesiydi. Devlet bunu yapmayınca din yerin altına çekildi ve
millet kapanın elinde kaldı. Bu milletin çocuklarına dinleri,
diyanetleri devletleri tarafından doğru dürüst öğretilseydi
meydan yeri FETÖ gibilere ve aykırı diğer dinî
anlayışlara kalır mıydı? Hasımlar toplumumuzda
açılan gedikleri çok iyi biliyor ve hücumlarını oradan yapıyor.
Bunlardan bir diğeri de ırkçılıktır. Dikkat edilirse
bunun da temelinde çarpık din anlayışı vardır. Zira
gerçek dindar asla ırkçı olmaz, olamaz. FETÖ vesaire gibi cereyanlar
dinsizliği kullanarak ülkeyi ele geçirmeye kalkmadı, dini ve dinini
öğrenmek isteyeni kullanarak mahut melanetine girişti. Şu hâlde
devlet, dinini öğrenmek ve yaşamak isteyenlere bu imkânı
doğrusuyla vermek zorundadır. Laiklik de budur zaten.
BAŞKAN Sayın Karadeniz
15.- Sinop Milletvekili Barış Karadenizin,
Sinop-Ayancık yolunun Genze mevkisinde 18 Kasım 2016 tarihinde
meydana gelen heyelan nedeniyle yapılan çalışmalar hakkında
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından
bilgi almak istediğine ilişkin açıklaması
BARIŞ KARADENİZ (Sinop) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sinop-Ayancık yolunun 8inci kilometresinde,
Genze mevkisinde 18 Kasım 2016 tarihinde bir heyelan meydana geldi.
Şu anda devam eden yol çalışmalarının çok uzaması
vatandaşların mağduriyetini artırdı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına
soruyorum: İki ay gibi uzun bir süre, resmen bir kış geçmesine
rağmen, heyelan nedeniyle kapanan yolda neden servis yolu hâlen
açılmadı? Çalışmalar neden yavaş ilerlemektedir? Yolu
hangi tarihte açacaksınız? Heyelan riski taşıyan bölgelerde
nasıl önlemler alacaksınız? Sinop halkı bunun
cevabını önemle bekliyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Sert
16.- İstanbul Milletvekili Hasan Sertin, İstanbul
Milletvekili Garo Paylanın Türk milletini suçlayıcı sözlerini
ve onu savunmaya çalışanları kınadığına
ilişkin açıklaması
HASAN SERT (İstanbul) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Dün gece, geç saatlerde Garo Paylan isminde bir
milletvekilinin hem Meclisi hem Türk milletini suçlayıcı ve zora
sokucu kasıtlı söz ve davranışlarını
şiddetle kınıyorum. Ayrıca, zorlamayla Garo Paylanı
savunmaya çalışanlarını da kınıyorum.
Yine, birlik ve
beraberliğin millî konularda nasıl olduğunu ispatlayan
Milliyetçi Hareket Partili ve Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerini de
kutluyorum, kendilerine teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Kuyucuoğlu
17.- Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlunun,
Türkiyenin Suriye konusundaki dış politikasına ilişkin
açıklaması
SERDAL KUYUCUOĞLU
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün,
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın yine Esadsız
Suriye." dedi ancak arkasından Millî Savunma Bakanı bir açıklama
yaptı, dedi ki: Suriyeyle hava bombardımanı konusunda
koordineli hareket ediyoruz. Bir taraftan Esad gidecek. diyoruz, bir
taraftan Rusyayla, İranla garantör oluyoruz Suriye konusunda. Diğer
taraftan, diplomatik ilişkilerimiz yok ama böyle çelişkili bir
şekilde
Buna mahallî dilde derler ki: Bu ne perhiz bu ne lahana
turşusu. Evet, bizim dış politikamız da buna benziyor
maalesef.
BAŞKAN Sayın Durmaz
18.- Tokat Milletvekili Kadim Durmazın, Mustafa Kemal
Atatürkün annesi Zübeyde Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
KADİM DURMAZ (Tokat)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün Atatürkün annesi
Zübeyde Hanımın ölüm yıl dönümü. Bakın, İngiliz
Başbakanı o yılları şöyle ifade ediyor:
Yüzyıllar nadiren dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğime
bakın ki o da Türk milletine nasip oldu. Yine, Amerikan Devlet
Başkanı John Kennedy Mustafa Kemal kişisel kazanç ve ün
peşinde koşan basit bir diktatör değil, gelecek kuşaklar
için sağlam temeller atmaya uğraşan bir kahramandı.
Yine, Mustafa Kemal,
uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba
göstermiş, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir
devrimci, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı
savaşan ilk önder; insan haklarına saygılı, dünya
barışının öncüsü, yaşamı boyunca insanlar
arasında renk, dil
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KADİM DURMAZ (Tokat)
din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşi olmayan devlet adamı,
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusudur.
Yine, Zübeyde
Hanımın şahsında tüm annelerimizi bir kez daha
hatırlıyor, saygıyla anıyor, Atamızın annesi
Zübeyde Hanımı ölümünün 94üncü yılında saygı ve
minnetle anıyorum.
BAŞKAN Sayın Arslan
19.- Denizli Milletvekili Kazım Arslanın, 15
Temmuz darbe girişiminin neden fırsata çevrildiğini, OHALin ne
zaman kaldırılacağını ve getirilecek Anayasa
değişikliğinin sonuçlarının neler
olacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
KAZIM ARSLAN (Denizli) 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra Allahın bir lütfudur. diyerek bu darbe
girişimini neden fırsata çevirdiniz? 20 Temmuzda OHAL ilan ederek,
terörü önlemek için mi yoksa OHALi fırsata dönüştürerek
başkanlık rejimini elde etmek için mi bunu yaptınız?
Şayet Meclisten ve referandumdan geçmeyecek olan bu Anayasa
değişikliği sonrasında OHALi kaldıracak
mısınız? OHAL uygulaması altında Anayasa
değişikliği yapan bir başka dünya ülkesi var
mıdır? OHAL uygulaması altında laik cumhuriyeti ortadan
kaldıran, demokrasiyi askıya alan bir tek dünya ülkesi gösterebilir
misiniz? Getireceğiniz değişiklikle Türkiyede rejimi
değiştireceğinizi, federasyonun ve bölünmenin önünün
açılacağını biliyor musunuz? Yaptığınız
değişiklikle ülkede yaşanacak ayrışmayı
nasıl önleyeceksiniz? Terörü nasıl bitireceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Son olarak Sayın Karaburun.
20.- Bursa Milletvekili Bennur Karaburunun, Anayasa
değişiklik teklifiyle düzenlenen Cumhurbaşkanlığı
sisteminin kurumsallaşan vesayet yerine kurumsallaşan millet
iradesini getirdiğine ilişkin açıklaması
BENNUR KARABURUN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ne
getiriyor? Kurumsallaşan vesayet yerine, kurumsallaşan millet
iradesini getiriyor.
Milletimiz 2007 yılındaki
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili e-muhtıra ve 365
garabetine karşın, 2007 referandumunda yüzde 68,95 evet oyuyla
Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini
onaylamıştır. Milletimiz Bundan sonra
Cumhurbaşkanını ben seçeceğim.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kriz olmasını
istemiyorum. diyerek bir demokrasi reformuna imza atmıştır.
Bunun da ilk uygulamasını 10 Ağustos 2014te Sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğanı, ilk turda, Türkiye Cumhuriyetinin halk
oyuyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı yaparak göstermiştir.
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi mevcut Anayasamızdaki
görev ve yetkileri nedeniyle Hükûmet sistemiyle uyumu sağlamayı
hedefliyor. Teklif, vesayetçilerin müdahale zeminini ortadan
kaldırmaktadır. Tamamen millet iradesini esas alan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Karaburun.
Sayın Usta sisteme girmiş.
Buyurun.
21.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, FETÖyle
mücadelenin en kapsamlı şekilde devam etmesi ama adil olması ve
mağduriyetlere yol açmaması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, defalarca burada gündeme getirdik.
FETÖyle mücadele en sert şekilde, en kapsamlı şekilde devam
etmeli ancak inanın çok ciddi mağduriyetler var, bu
mağduriyetlerin üzerinde durmamız gerekiyor. Bu mücadele adil
olmalı, bu mücadele bu ülkenin geleceğini karartacak şekilde
olmamalı. Biz, terörle mücadeleye destek veriyoruz, biz mağduriyete
destek vermiyoruz.
Şimdi, Sayın Başkan, tabii, bizi çok
arıyorlar ve şu şikâyetler var: Biz, Adalet ve Kalkınma
Partisi milletvekillerine ulaşamıyoruz. diyorlar. Onu bilmiyorum,
ulaşıp ulaşmadıklarını ama bize gelenler hep bunu
söylüyor. Az önce bir anne aradı beni, 1997 doğumlu çocuk,
çocuğu 1997 doğumlu, Yalovadaki askerî öğrenciler. Şimdi,
komutanları gece yataklarından bunları kaldırıyor
-yatağı dediğimiz de çadırdalar, kamptalar, çocuklara
telefon falan yasak, ellerinde telefon yok, laptop yani bir İnternet
erişimleri yok- bunlara Tatbikat var. diye. Bazı çadırdalar da
Cumhurbaşkanına karşı bir suikast var. şeklinde
birtakım şeylerle komutanları kaldırıyor, bu
çocukları alıp götürüyorlar. Bu çocuklar kendilerini, tabii darbenin
içerisinde buluyor. Bunlar silah sıkmıyor, herhangi bir şey
yapmıyor, hatta iş belli bir süre sonra ortaya çıktıktan
sonra orada vatandaşla birlikte İstiklal Marşı söylüyorlar.
19 yaşındaki çocuk, 18 yaşındaki çocuk, bunların zaten
önemli bir kısmı dışarıdan alınanlar yani askerî
okullardan da gelmiyor, kaldı ki oradan da gelebilir. Şimdi, bu
çocuğun FETÖcülüğü olur mu Allah aşkına? Bu
çocukların geleceği karartılıyor. Bakın, tutuklular
normalde sınavlara girebiliyor, üniversite sınavlarına, bu
çocuklar sınava da alınmıyor. Ne olacak bu ya? Önümüzdeki on
yılları ipotek altına alacak, bu ülkenin geleceğini
karartacak bir mücadele olur mu FETÖyle? Bu nasıl bir mücadeledir, bu
mücadelenin kime faydası var? Annelerin yüreği yanıyor. Zulümle
abat olunmaz. Zulmediyoruz biz devlet yönetimi olarak -bunun içerisinde ben de
varım- zulmediyoruz biz bu insanlara.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Bakın ne kadar
mantıklı şey söylüyor anne: Hava Kuvvetleri Komutanı
bilmiyorsa FETÖcü olduğunu oradaki subayların, benim çocuğum mu
bilecek? diyor Sayın Başkan. Ya, böyle bir şey olabilir mi?
Yirmi iki dakika konuşmuşum, artık en sonunda kapatmak zorunda
kaldım. Terapi olsun diye konuşuyoruz yoksa onun söyleyeceği her
şeyi ben biliyorum çünkü onlarcasını, yüzlercesini dinledik biz
bunların. Bizim bunlara sahip çıkmamız lazım. Otobüse
binemeyen çocuklar
Otobüs geliyor, bir kısmını otobüs
almıyor; otobüse binemeyenler kurtuluyor, otobüse binen bu çocuklar
şu anda yedi aydır tutuklu. Ben buradan Sayın
Cumhurbaşkanına da seslenmek istiyorum: Bakın, savcılar,
hâkimler görevlerini düzgün yapamıyorlar, vicdani kanaatlerine göre hareket
edemiyorlar. Yöneticiler bu ülkede kendi korkularından, kendi gelecekleri
korkusundan milletin çocuğuna eziyet ediyorlar. Sayın
Cumhurbaşkanına sesleniyorum, onun adaletine güveniyoruz: Ya, bu
aileleri bir dinlesinler Allah rızası için, bir dinlesinler
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla)
şu mağduriyeti bir
görsünler, şu insanların feryatlarını bir dinlesinler.
MEHMET TÜM (Balıkesir) O zaman desteklemeyin.
ERHAN USTA (Devamla) Yani, bunlara kulak
tıkayarak bu ülkeyi bir yere götüremeyiz Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Usta.
Sayın Altay, buyurun.
22.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Mustafa
Kemal Atatürkün annesi Zübeyde Hanımın ölümünün 94üncü yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, ömrünü evladının
hasreti ve onun kahramanlıklarını izleyerek geçirmiş ve bu
başarıların taçlandığını, cumhuriyeti
gördükten sonra 66 yaşında gözlerini yuman Gazi Mustafa Kemal
Atatürkümüzün annesi, dolayısıyla 80 milyon aziz milletimizin de
manevi annesi Zübeyde Hanımı vefatının 94üncü
yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Zübeyde Anne bilsin ki yetiştirdiğin
evladın bütün ulusun ortak gururudur.
Arz ederim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Muş, buyurun.
23.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, terörle
mücadelede yürütülen operasyonlar kapsamında Bitliste şehit olan 2
askere Allahtan rahmet dilediğine ve Mustafa Kemal Atatürkün annesi
Zübeyde Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ben de saygıyla
selamlıyorum.
Bugün terörle mücadelede yürütülen operasyonlar
kapsamında Bitliste 2 askerimiz şehit oldu. Askerlerimize
Cenab-ı Hakktan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ
olsun. Ama, yaz kış demeden terör ve teröristlerle bu kararlı
mücadeleyi devletimiz, Hükûmetimiz, milletimiz sürdürecektir.
Zübeyde Hanımın bugün ölüm yıl
dönümü, biz de AK PARTİ Grubu olarak kendisini rahmetle
andığımızı ifade etmek isteriz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum tekrar.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç adet önerge vardır, ayrı
ayrı okutuyorum.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 21
milletvekilinin, AKPli belediyelerin, bakanlıkların ve kamu
kurumlarının TÜRGEV ve ÇYDDye farklı
yaklaşımlarının ve ayrımcılık
iddialarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/429)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
AKP'li belediyelerin, bakanlıkların ve
kamu kurumlarının TÜRGEV ve ÇYDD'ye farklı
yaklaşımlarının ve ayrımcılık
iddialarının araştırılması amacıyla
Anayasa'nın 98inci ve İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırma komisyonu açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Uğur Bayraktutan (Artvin)
2) Kadim Durmaz (Tokat)
3) Türabi Kayan (Kırklareli)
4) Mahmut Tanal (İstanbul)
5) Ali Akyıldız (Sivas)
6) Mazlum Nurlu (Manisa)
7) Orhan Sarıbal (Bursa)
8) Kazım Arslan (Denizli)
9) Gülay Yedekci (İstanbul)
10) Tur Yıldız
Biçer (Manisa)
11) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
12) Nihat Yeşil (Ankara)
13) Candan Yüceer (Tekirdağ)
14) Ceyhun İrgil (Bursa)
15) Hüseyin Yıldız (Aydın)
16) Ahmet Akın (Balıkesir)
17) Tekin Bingöl (Ankara)
18) Veli Ağbaba (Malatya)
19) Onursal Adıgüzel (İstanbul)
20) Vecdi Gündoğdu (Kırklareli)
21) Ünal Demirtaş (Zonguldak)
22) Mehmet Göker (Burdur)
Gerekçe:
"Dönemin'' Başbakanı, şu an
Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın
yakınlarının ve akrabalarının yönetimindeki TÜRGEV ile
ÇYDD'ye Hükûmetin yaklaşımındaki farklar dikkat çekmektedir.
Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfına yapılan
bağışlar, Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda
vergiden düşülürken, Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği 4 milyon lirayı bulan vergi cezalarıyla
boğuşmaktadır.
ÇYDD, projeleri için her yıl il dernekler
müdürlüğünün kapısında beklerken, TÜRGEV'in böyle bir izin için
başvuru bile yapması gerekmemektedir.
AKP'li belediyelerin, bakanlıkların ve
kamu kurumlarının TÜRGEV'e sıcak yaklaşımı ve
arazi tahsisleri birer birer ortaya çıkarken, vakfın vergi
avantajı dikkat çekmektedir. Bakanlar Kurulu'nun 26 Eylül 2011 tarih 2292
sayılı kararıyla "vergi muafiyeti statüsü" kazanan
TÜRGEV'e yapılan bağışlar, vergiden düşülebilmektedir.
Buna karşın ÇYDD, pos cihazları ve kredi kartıyla yapılan
bağışlara uygulanan vergi cezalarıyla mücadele ediyor.
ÇYDD'ye kesilen vergi cezası 4 milyon TL'yi bulmaktadır.
Maliye'nin iki derneğe
yaklaşımındaki fark, bağış toplama izinlerine de
yansıyor. Kamu yararına çalışan dernek ve vakıflar
arasında ayrımcılık yapılmaktadır. ÇYDD'nin
projeleri için düzenli olarak il dernekler müdürlüğünden izin alması
gerekmekte ancak TÜRGEV ve benzer vakıflar Bakanlar Kurulu kararına
dayanarak bundan muaf tutulmaktadır. Aynı hak için Bakanlar Kuruluna
başvuruldu ancak reddedildi.
Örneğin Baba beni okula gönder Projesine
bağış toplamak için İl dernekler müdürlüğünden talepte
bulunmak ve bunun için süreli izin almak zorunda olmasına rağmen, her
sene projeler için izin yenileme talebinde bulunulmakta, aldıkları
bağışlar incelenmekte, inceleme süreleri iki aya kadar
yaklaşmakta bu süre zarfında bağış
yapılamamaktadır. Oysa Bakanlar Kurulu kararı gereği
TÜRGEV'in böyle bir izne ihtiyacı yoktur. ÇYDD'nin aynı statü için
Bakanlar Kuruluna yaptığı başvuru kabul görmemiştir.
Bir kitaba ya da satılan bir ürüne Geliri ÇYDD'ye aittir logosu koymak
için izin alınması gerekirken TÜRGEV ve benzeri kuruluşlar,
haklarında bir kerelik verilen Bakanlar Kurulu kararıyla bu
işlemi izinsiz yapmaktadır. Bu resmen
ayrımcılıktır.
Yukarıda belirtilen hususlar
ışığında, AKP'li belediyelerin,
bakanlıkların ve kamu kurumlarının TÜRGEV ve ÇYDD'ye
farklı yaklaşımlarının ve ayrımcılık
iddialarının araştırılması amacıyla
Anayasa'nın 98inci ve İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırma komisyonu açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
2.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 22
milletvekilinin, emeklilerin yaşadığı maddi ve manevi
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/430)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Emeklilerin yaşadığı maddi ve
manevi sorunların belirlenip çözüm yollarının
araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98inci ve
İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırma komisyonu açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Uğur Bayraktutan (Artvin)
2) Kazım Arslan (Denizli)
3) Kadim Durmaz (Tokat)
4) Mahmut Tanal (İstanbul)
5) Ceyhun İrgil (Bursa)
6) Orhan Sarıbal (Bursa)
7) Mazlum Nurlu (Manisa)
8) Türabi Kayan (Kırklareli)
9) Ali Akyıldız (Sivas)
10) Gülay Yedekci (İstanbul)
11) Tur Yıldız
Biçer (Manisa)
12) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
13) Nihat Yeşil (Ankara)
14) Candan Yüceer (Tekirdağ)
15) Hüseyin Yıldız (Aydın)
16) Ahmet Akın (Balıkesir)
17) Tekin Bingöl (Ankara)
18) Utku Çakırözer (Eskişehir)
19) Veli Ağbaba (Malatya)
20) Onursal Adıgüzel (İstanbul)
21) Vecdi Gündoğdu (Kırklareli)
22) Ünal Demirtaş (Zonguldak)
23) Mehmet Göker (Burdur)
Gerekçe:
Ülkemizde emekli olup aldığı para ile
geçinemeyen, yokluk ve açlık sınırında yaşam
mücadelesi veren, ömrünün geri kalanında refah düzeyinde yaşamak için
mücadele veren emeklilerin sorunları yıllardır görmezden
gelinmekte ve bu sorun bir türlü çözüme kavuşturulmamaktadır. 11
milyona yakın emeklinin olduğu ülkemizde AKP iktidarı her
seçimde birçok vaat vermesine karşın emeklilerin sorunları
çözüme kavuşturulmamıştır. Emekli olan kişi ile
çalışan kişi arasında büyük uçurumlar mevcuttur.
Maaşların arasındaki bu uçurum bir an önce giderilmelidir.
Ömrünün son baharında insanlar rahat yaşamalı, sağlık
ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayabileceği ekonomiye
sahip olmalıdır. Sosyal güvenlik sistemi tek çatı altında
toplanmasına rağmen, gelir ve aylıklar arasındaki
eşitsizlikler sürmektedir. Gelir ve aylıklar bakımından
eşitsizliklerin olması her bir zam artışında da var
olan farklılıkları giderek büyütmektedir. Örneğin, taban
aylıklarda eşitsizliğin olması, önemli bir sorun olarak
dikkat çekmektedir. Prim kazançları ve prim ödeme gün sayıları,
emekli aylıklarının hesaplanmasında temel kriter
olması gerekirken, mevzuatların sık sık
değiştirilmesi sonucunda çalışılan dönemlerdeki kanun
hükümlerine göre emekli aylıkları hesaplandığından
nimet-külfet dengesi bozulmakta ve farklı aylıklar ödenmektedir.
Emekli aylığı hesaplanma yöntemlerinde norm ve standart
birliği sağlanamadığından aynı statüde
olmalarına rağmen, emekli aylıklarındaki eşitsizlikler
büyümektedir. Özellikle de 2008 sonrasında 4/A ve 4/B
sigortalısı olarak emekli olanların aylıklarında
düşmeler yaşanmaktadır. Bu nedenle 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun emekli
aylığı hesaplama parametreleri yeniden değerlendirilerek
prim ödeme gün sayısı ve prim ödeme esas kazançları olanlara
emekli oldukları yıllara bakılmaksızın aynı
aylık ödenmelidir. Yani, kişi emekli olmadan önce ne kadar maaş
alıyorsa emekli olduğunda da aynı maaşı
almalıdır.
Ayrıca, emekliler devlet hastanelerinde telef
olmamalıdır. Tüm özel hastanelerden, devlet hastanelerinden
nasıl yararlanabiliyorlarsa aynı şekilde ücret ödemeden
faydalanmalıdır. Emeklilerden ulaşım, yakıt gibi
hizmetlerden yararlanırken vergi alınmamalıdır.
Kısacası, sosyal devlet anlayışı gereği devlet,
emeklileri cezalandırmamalı, bunca sene hizmet verdikleri için
mükafatlandırılmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlar
ışığında, emeklilerin yaşadığı maddi
ve manevi sorunların belirlenip çözüm yollarının
araştırılması amacıyla Anayasanın 98inci ve
İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması komisyonu açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
3.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 22
milletvekilinin, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere uygulanan disiplin ceza
ve tedbirlerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/431)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere uygulanan
disiplin ceza ve tedbirlerinin araştırılması amacıyla
Anayasanın 98inci ve İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması komisyonu
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1) Uğur Bayraktutan (Artvin)
2) Kadim Durmaz (Tokat)
3) Mahmut Tanal (İstanbul)
4) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
5) Türabi Kayan (Kırklareli)
6) Ali Akyıldız (Sivas)
7) Mazlum Nurlu (Manisa)
8) Orhan Sarıbal (Bursa)
9) Kazım Arslan (Denizli)
10) Gülay Yedekci (İstanbul)
11) Tur Yıldız
Biçer (Manisa)
12) Nihat Yeşil (Ankara)
13) Candan Yüceer (Tekirdağ)
14) Ceyhun İrgil (Bursa)
15) Hüseyin Yıldız (Aydın)
16) Ahmet Akın (Balıkesir)
17) Tekin Bingöl (Ankara)
18) Utku Çakırözer (Eskişehir)
19) Veli Ağbaba (Malatya)
20) Onursal Adıgüzel (İstanbul)
21) Vecdi Gündoğdu (Kırklareli)
22) Ünal Demirtaş (Zonguldak)
23) Mehmet Göker (Burdur)
Gerekçe:
Cezaevlerinde uygulanan
disiplin cezalarının sonuçları da en az mahkemelerin
verdiği cezalar kadar ağır sonuçlar yaratabiliyor. İlgili
yönetmenliklere göre tutuklu ve hükümlerin yararlanması gereken
havalandırma, diğer tutuklu ve hükümlülerle bir arada bulunma,
açık görüş saatleri dahi değiştirilmektedir. Bazı ceza
ve tutukevlerinde avukat görüş kabinlerinin cam kabinlere
dönüştürülmesi veya hücrelere kamera yerleştirilmesi gibi uygulamalar
cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlerin tepkisine yol açmaktadır.
Cezaevlerindeki hak arama çabaları sonuç vermeyince yapılan itirazlar
disiplin cezası olarak geri dönebilmektedir. Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda hemen her eylemin
disiplin cezası olarak karşılığı
belirtilmektedir. Örneğin hükümlü kimliğini yanında
bulundurmamak, idarenin belirlediği sağlık önlemlerine uymamak
gibi davranışlar kınama cezasıyla
cezalandırılmaktadır. Herhangi bir şeyi protesto
amacıyla veya idareye karşı toplu olarak sessiz direnişte
bulunmak gibi davranışlar kınama cezası ile cezalandırılmaktadır.
Bütün bunların dışında ziyaretçi yasağı ve
hücreye koyma gibi cezalar da verilmektedir.
CMK uyarınca cezalandırılan bir
kişi cezaevinde kaldığı süre içerisinde disiplin suçu
işlese de Ceza İnfaz Kanunu hükümlerinden yararlanıp
cezasının bir kısmını yatarak tahliye olabiliyor.
Ancak Terörle Mücadele Kanununun hükümleri doğrultusunda ceza alan bir
hükümlü aynı şansa sahip değildir. Çünkü TMK'nın 17nci
maddesinde Tutuklu ve hükümlü iken firar veya ayaklanma suçundan mahkûm
edilmiş bulunanlar ile disiplin cezası olarak 3 defa hücre hapis
cezası almış olanlar şartla salıvermeden
yararlanamazlar. hükmü yer almaktadır. Bu durumda verilen keyfî cezalar
tahliyeye engel olmaktadır.
Yukarıda belirtilen hususlar
ışığında, cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere
uygulanan disiplin ceza ye tedbirlerinin araştırılması
amacıyla Anayasa'nın 98inci ve İç Tüzükümüzün 104üncü ve
105inci maddeleri gereğince Meclis araştırması komisyonu
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Usta, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Mustafa Kemal
Atatürkün annesi Zübeyde Hanımın ölümünün 94üncü yıl dönümüne
ve Bitliste şehit olan 2 askere Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Az önce, tutuklu askerî öğrencilerin
annelerinin feryadından dolayı vakit kalmadı gündemimde
olmasına rağmen. Ben de ülkemizin, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün muhterem anneleri Zübeyde Hanımın
vefatının 94üncü yıl dönümünde onu rahmetle, minnetle
anıyorum. Ruhu şad olsun, mekânı cennet olsun inşallah.
Bir de yine, Tatvan Jandarma Özel Harekât Taburu
Komutanlığında terörle mücadele esnasında 2 askerimiz
şehit olmuştur, 2si de yaralanmıştır.
Şehitlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet, yaralılarımıza
da acil şifalara diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzük'ün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Diyarbakır Milletvekili Sibel
Yiğitalp ve arkadaşları tarafından, radyoloji
teknisyenlerinin çalışma koşulları ve
yaşadıkları sorunların araştırılarak
alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 16/6/2016 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017
Cumartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 14/1/2017 Cumartesi günü
(bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzük'ün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Yıldırım
Muş
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
16 Haziran 2016 tarihinde Diyarbakır
Milletvekili Sayın Sibel Yiğitalp ve arkadaşları
tarafından verilen 2273 sıra numaralı radyoloji teknisyenlerinin
çalışma koşulları ve yaşadıkları
sorunların araştırılarak alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan
Meclis araştırma önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 14/1/2017 Cumartesi günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde ilk söz, Sayın
Yıldırım
Yok.
İstanbul Milletvekili Ali Şeker
Buyurun Sayın Şeker. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Şeker, şimdi sizi kim çeker
bilmiyorum.
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Ben çekiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Evet, arkadaşlar
var, hazır, TRT çekmiyor ama arkadaşlarımız sağ
olsunlar bütün Türkiye'ye ulaştırmaya çalışıyorlar.
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Asistanı var
asistanı.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan,
başka çare yok ki.
ALİ ŞEKER (Devamla) Sayın
Başkan, siz de bir radyoloji teknikerliği döneminden geçtiniz, ben
bir sağlık çalışanı olarak radyoloji teknikerlerinin
sıkıntılarıyla ilgili dile getirmek istediğim konular
var.
Sağlıkta Dönüşüm Programı daha
çok kâr uğruna daha çok taşeronlaşma, daha çok tetkik, daha çok
tomografi, daha çok röntgen, daha çok performans, daha çok para
mantığıyla radyoloji teknisyenlerini radyasyonun
kucağına attı. Bu artan iş yükü, başta kanser olmak
üzere, erken yaşlanma, kısırlık, katarakt gibi birçok
soruna yol açıyor. Bu sağlıkta performansın getirdiği
iş yükü 5 katına çıktı. Önemli bir kısmı
tedaviye, teşhise hiçbir katkısı olmayan, sadece para gelirini
artırmak adına yapılan işlemler ve bu firmalar da ihaleyle
alan taşeron firmalar.
Şimdi, sağlık
çalışanları, radyoloji teknikerleri Sağlık
sorunlarını ne zaman yaşamaya başlayacağız? diye
korku ve endişe içerisindeler. Sağlık Bakanlığına
bağlı hastanelerin tamamına yakınında taşeronlar
görüntüleme hizmetlerini ve laboratuvar hizmetlerini veriyor. Bu, onlara, daha
çok tetkik yapıp daha çok para aktarılmasına yol açması
için radyoloji teknikerleri ve hastalar da bu sisteme kurban ediliyor.
Bunların bir kısmı da ehliyetsiz röntgen teknisyenleri,
alaylı dediğimiz grup ve bunlar işin, tehlikenin de
farkında değiller ve bütün yükü almak durumundalar çünkü yapacak
başka işleri yok. Hâlbuki yılda 5 bin kadar radyoloji teknisyeni
mezun oluyor ve bunlar, Sağlık Bakanlığı
tarafından değerlendirilmiyor, işsizler ordusuna
katılıp bu taşeron firmaların taşeron radyoloji
teknikerleri olarak çalışmaya mecbur ediliyor. Özel hastanelerde de
durum farklı değil genel olarak. Mesleklerinden memnun değiller.
Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneğinin geçenlerde
yaptığı bir mesleki memnuniyet anketinde yüzde 95i mutsuz,
memnuniyetsiz ve geleceğinden endişeli. Kendi
sağlıklarından endişeli olanların halkın
sağlığına katkıları olamaz.
Bir yandan da bu koruyucu ekipmanlarla ilgili bir
sorun var; bu koruyucu ekipmanlar sahte, taklit ürünler. Bu taklit ürünlerin
içerisinde yeteri kadar kurşun yok. Bu sahte ürünler birilerini
kandırabilir ama radyasyondan koruyamaz, kanserden koruyamaz; sahte
ürünler kanser riskini ortadan kaldırmaz.
Değerli milletvekilleri, bugünlerde çok önemli
ve çok tehlikeli bir süreçten, bir uçurumun öncesinden Türkiyeyi nasıl
döndürebiliriz diye mücadele ediyoruz; cumhuriyeti, demokrasiyi nasıl
koruyabiliriz diye mücadele ediyoruz. Yargıtay Onursal Başkanı
Profesör Doktor Sami Selçuk da dün bir yazıyla uyardı Türkiyeyi:
Hem başkanlık sistemi getirmek iddiasıyla yola
çıkacaksınız hem de erklerin birliğini
dayatacaksınız yani güçler ayrılığı ilkesini yok
sayacaksınız; dengesi olmayan, dengesiz, denetlemesiz bir sistemi
dayatacaksınız. Bu bir güldürüdür. Böyle bir sistemde demokratik
bilince sahip bir başkan bile diktatör olmak, baskı rejimiyle toplumu
yönetmek zorundadır. Bu yüzden savunanları da köleleştirip
doğduklarına pişman edecek bir metindir bu. Ayıbı
gizleyerek birine mal satmanın cezalandırıldığı
bir hukuk düzeninde bilmeyenleri kandırarak, bilmeyenleri burada olan
gerçekleri TRTden köylere, kasabalara uydu üzerinden, karasal yayın
üzerinden vermeyerek onları kandırdığınızı
zannediyorsunuz. Hâlbuki gelecek kuşakları,
çocuklarımızı, torunlarımızı bir kölelik düzenine
teslim etmeye çalışıyorsunuz. Bir kişiye alabildiğine
özgürlük verildiği, 78 milyon kişinin rehin
alındığı bu sisteme elbette ki biz hayır diyoruz,
sonuna kadar da hayır demeye devam edeceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Biat et, itaat et, rahat et. sizin
şiarınız olabilir. Dün de Fetullah Gülen Biat et, itaat et.
diyordu, özel harekâtta 50 polisimizin üzerine o bombaları
yağdırdı. Belden yukarısı olan,
aşağısı olmayan polislerimiz orada o İtaat et, biat
et, sorgulama, sana ne emir verirlerse onu yap. diyenler tarafından
katledildi. (CHP sıralarından alkışlar) Anayasa
değişikliği taslağı adıyla getirdiğiniz,
demokrasiyi, cumhuriyeti, hukuk devletini imha edecek bu teklifi derhâl ve
derhâl geri çekiniz.
Sayın milletvekilleri,
12 Eylül darbe anayasasının yerine 15 Temmuzu fırsat ederek ve
lütuf olarak görerek 20 Temmuz OHAL darbe anayasasını yapmaya
çalışıyorsunuz. 12 Eylül Anayasasını cunta ve
Aldıkaçtı yapmıştı, siz saray fermanıyla
kaptıkaçtı anayasası yapıyorsunuz. Teklifinizle, Anayasa,
sahte bir anayasaya dönüşüyor. Yasaları tanımayan bir
kişinin kural tanımazlığını ödüllendiriyorsunuz,
kuralsızlığı kural hâline getiriyorsunuz. Meclisin fiilen
bütçe yapma hakkını gasbediyorsunuz. Sözlü soru önergesini
kaldırıyorsunuz, yazılı soru önergelerinin de yüzde 95ine
cevap vermiyorsunuz. Cumhurbaşkanının yaptığı
hiçbir işlem Parlamento onayına tabi değil. Abdülhamit bile
Meclisi feshettiğinde Âyân Meclisinin onay şartı vardı. Bir
partili Cumhurbaşkanı, 78 milyonu temsil eden 600 kişilik Meclisi
fesih hakkına sahip ama Cumhurbaşkanının
yargılanması fiilen imkânsız. Kaf Dağının
arkasında bir Anayasa Mahkemesi var, onun önüne gidene kadar da Meclisi
istediği dakika feshedebiliyor, Anayasa Mahkemesi üyelerini istediği
zaman istediği suçlamayla görevden alabiliyor. Bununla bizim
aklımızla alay ediyorsunuz, yargılanması imkânsız bir
sistem getiriyorsunuz.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) Yok öyle bir
şey, yok.
ALİ ŞEKER (Devamla) Bu teklifi demokrasi
diye yutturamazsınız. Türkiye son yıllarda en huzursuz dönemini
yaşıyor. 20 Temmuz sivil darbesinden beri reklam fragmanlarını
uygulamaya koyduğunuz başkanlık sisteminin ülkemizi
götürdüğü felaketin içerisindeyiz. 1 dolar 4 lira seviyesine
ulaştı. Başkanlığa giden yol, dövizin de her gün rekor
kırmasının yolu oldu. ABD hariç dünyanın her yerinde
başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler 7 kat daha aç, 7 kat daha
sefil, 7 kat daha fakir; iç çatışmalarda gencecik
insanlarını kaybediyorlar. Bu teklifle, yüzde 80
katılımlı bir seçim olduğunda yüzde 40,1le başkan
seçilen bir kişi, geri kalan 59,9u dengesiz, denetlemesiz bir şekilde
beş yıl boyunca rehin almış olacak; hiçbir denetlemesi
olmayan bir sistem. İkinci beş yılında devlet erkini ele
geçirmiş bir partili cumhurbaşkanı karşısında
diğer partilerin hiçbir şansı yok.
Değerli milletvekilleri, biz, rejim
değişikliği teklifi görüşmelerinin açıkça
yayınlanmasını istiyoruz, siz Hayır. diyorsunuz. TRT,
deneme yayınları ve amatör futbol takımlarının
hazırlık maçlarını yayınlıyor. 78 milyonun Anayasasını
niye 78 milyondan kaçırıyorsunuz? Gazeteciler hapiste. Suriye
politikası başından beri yanlıştır. diyen Hüsnü
Mahalli hapisteyken, aynı şeyi söyleyen Numan Kurtulmuş
Başbakan Yardımcısı kabinede. El Nusraya, oradan da
IŞİDe silahlar gitti. diyen Ahmet Şık ve Cumhuriyet
yazarları hapiste, Türkmenlere gitmedi. diyen Tuğrul Türkeş
Başbakan Yardımcısı, AKPli olduğu için. Herkes AKPli
olmak zorunda mı? Enis Berberoğlu bunları
açıkladığı için bugün müebbetle yargılanıyor.
Değerli milletvekilleri, demokrasi
tramvayına bindiniz, demokrasiyi travmaya uğrattınız. Baro
başkanlarının bile Meclise girmesini engellediniz. Evet, on dört
yıldan beri siz yol yaptınız. Hangi konuyu gündeme getirsek Ama
yol yaptık. diyorsunuz. Sizin yaptığınız yol, bu
ülkeyi felakete götüren bir yoldur; ötekileştirici,
ayrıştırıcı, düşmanlaştırıcı,
kinci, yoksullaştıran, parçalayan, bölen bir yoldur. (CHP
sıralarından alkışlar) Yüz yıllık Türkiye
Cumhuriyetinin tüm kazanımlarını satıp satıp
mirasyediler gibi tükettiniz, şimdi de Milli Piyangonun kırk dokuz
yıl geleceğini sattınız. Bunun OHALle ne ilgisi var?
Kamusal kaynakları bir avuç yandaşa, Cengiz İnşaatlara
teslim ettiniz. Ülkemizin içinde yaşayan tüm insanları da kendinizle
birlikte yaptığınız yollarda freni boşalmış
bir kamyon gibi uçuruma sürüklemeye çalışıyorsunuz. Bu teklifle
hiçbir vatandaşın can, mal ve hukuk güvenliği kalmayacak. Ama
yağma yok, etkisiz, yetkisiz, adil, sembolik bir Meclis ortaya
çıkmasına izin vermeyeceğiz.
Başkanlığınızı da, diktanızı da, kural
tanımazlığınızı da, payanda
yaptığınız sahte Anayasanızı da kabul
etmeyeceğiz, ettirmeyeceğiz.
Kaç gündür yalanlar söylüyorsunuz, şu yaraya
Bir arkadaşınız ısırdı. diyorsunuz. Bu,
tıbben imkânsız bir şey. Bunu ısırsa ısırsa
at ısırmış olabilir. At izini it izine
karıştırıyorsunuz belki ama dün biz burada at göremedik.
(CHP sıralarından alkışlar) Bu yaranın benzeri bende
de var. Oradaki köşeye çarpma neticesinde oluşabilecek olan bir yara.
Bu yarayı siz, bir insan ısırmış gibi,
yalanlarınızla inandırmaya çalışıyorsunuz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BURHAN KUZU (İstanbul) Ayağını
kapat, ayağını.
ALİ ŞEKER (Devamla) Arkadaşlar, ben
bir hekim olarak söylüyorum, ısırık izi bu şekilde
değil ve kavislidir, karşılıklı çenenin arasına
girmesi gerekir.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Beşli
rapor gelecek. Test raporu gelince bakacağız.
ALİ ŞEKER (Devamla) Ama, atın
çenesi ancak bunu ısırabilir ve karşılığında
da bir at vardır. Siz hiç elma da mı ısırmadınız?
Bir diş izinin ne olduğunu bilmiyor musunuz?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Test sonucu
gelince kimin ısırdığı anlaşılacak.
ALİ ŞEKER (Devamla) Bunun DNA testlerini
-tükürük epitel DNA testi- yapmayan ne istiyorsanız o olsun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Burada, ilk gün, Niyazi Nefi Kara
arkadaşımıza Bayram Özçelik tarafından yumruk
atılmış ve parmağı
kırılmıştır. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayın bir dakikada.
ALİ ŞEKER (Devamla) Lütfen bir dakika
daha verin, tamamlayayım efendim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Verdi, verdi,
devam et.
ALİ ŞEKER (Devamla) Siz de bu
Parlamentosunun üyesisiniz, lütfen bilgiden, bilimden yararlanın.
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın bir dakikada.
ALİ ŞEKER (Devamla) Burada, Bayram
Özçelik adlı arkadaşınız bizim Nefi Kara adlı
arkadaşımıza vurduktan sonra parmağı
kırılmıştır. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Geç o işi,
geç.
ALİ ŞEKER (Devamla) Ondan sonra, Nefi
arkadaşımız, arkadaşlarımıza bardak fırlatan
o Fatih Şahini oradan görerek, Arkadaşlarımıza niye
fırlatıyorsun? diyerek gelip yapmaması gereken bir şiddet
uygulamıştır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ayıp be,
ayıp be! Utanmıyorsun da be!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Kime söylüyorsunuz
utanmadan bunu?
ALİ ŞEKER (Devamla) Niyazi Nefi Kara
nefsi müdafaa yapmıştır. Onun yaptığı da
doğru değildir, o arkadaşımıza bunu yapanlar da
doğru yapmamıştır ancak insanların nefsi müdafaa
hakkı vardır. Onun soyadı Kara
AYŞE KEŞİR (Düzce) Milletin gözü
önünde oldu her şey, milletin gözü önünde oldu.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) İyi de bu savunma
sana mı düştü ya?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Senin kamera bozuk,
iyi çekim yapamıyorsun.
ALİ ŞEKER (Devamla) Ondan önce o
şiddeti ona uygulayanlar, burada bir beyin kanamasına yol açabilecek
olanlar
Bu Mecliste travmayla, beyin kanamasıyla insan öldü
arkadaşlar. Ondan önce burada düşmek üzereydi o
arkadaşımız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sen iyi çekim
yapamıyorsun, kameran bozulmuş.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Şeker TVden
inciler(!)
ALİ ŞEKER (Devamla) Burada, Nefi
arkadaşımızın, dediğim gibi, soyadı Kara, bu
iftirayı atanların yüzü kara. (CHP sıralarından
alkışlar) Ensesinde miydi burnu bunun Arkadan vurdu. diyorsunuz
Fatih Şahine? Ensesinin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Görüntülere bak
görüntülere. Nasıl kameramansın, nasıl kameramansın?
Yazık, yazık!
ALİ ŞEKER (Devamla) Evet, görüntülerde
hepsi var. Burada hepinize göstermeye hazırım. Gerçi şu anda
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE KEŞİR (Düzce) Yandaş
kameraman, yandaş medya, yandaş medya.
ALİ ŞEKER (Devamla) Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Görüntüleri
çarpıtma, açık orada. Oradan koşup geliyor.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Şeker.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi
aleyhinde ilk söz Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakula aittir.
Buyurun Sayın Selim Yurdakul. (MHP
sıralarından alkışlar)
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, muhterem vatandaşlar;
konuşmama başlamadan önce, Bitliste teröristlerle çıkan
çatışmalarda şehit olan 2 jandarmamızı rahmetle
anıyor, ruhları şad, mekânları cennet olsun diyorum.
İçinde bulunduğumuz şu kritik
günlerde hem içeriden hem dışarıdan yüce Türk milletinin birlik
ve beraberliğine kastedenlere binlerce kez lanetler diliyorum. Allah,
milletinin güvenliğini ve bu güvenlik için dağ taş demeden gece
gündüz görev yapan kahraman Türk evlatlarını korusun.
Kıymetli vatandaşlarımız, her
gün biraz daha uçuruma yaklaşan sağlık politikalarından,
sağlık hizmeti alan vatandaşlarımız kadar
sağlık hizmeti veren sağlık personelimiz de olumsuz bir
şekilde etkileniyor. Baştan aşağı paralı bir hâle
gelen sağlık hizmetlerinde Hükûmet yanlış bir rayda
ilerlemeye ve Türk milletine zarar vermeye maalesef devam ediyor. Bunca
uyarılarımıza rağmen sağlığa ticarethane
gözüyle bakan bu Hükûmet, bu uğurda, eğitimli ve yetişmiş
Türk gençlerini kelimenin tam anlamıyla öğütüyor. 400 bin, evet, tam
400 bin Türk genci AKP hükûmetlerinin vaat ve demeçleriyle yardımcı
sağlık personellerinde eğitim aldılar, teşekkür
ediyoruz. Ancak, sağlık işletmecilerinden ağız ve
diş sağlığı teknikerlerine, tıbbi sekreterlerden
radyoloji teknikerlerine, diyetisyenlerden psikologlara tam 400 bin Türk genci
bugün sağlık kurumlarında görev alamamaktadır. Bu, kabul
edilebilir bir şey değil. AKP Hükûmeti tarih boyunca nasıl
anılacak biliyor musunuz? Apartman üniversiteleri ve apartman
sağlık meslek liseleriyle. Evet, yanlış
duymadınız, AKP Hükûmeti sözlükte apartman ifadesiyle
açıklanacak.
Sağlığı şöyle
iyileştiriyoruz., Şu kadar yardımcı sağlık
personeli açığımız var., Bu eğitimi alan kimse
işsiz kalmayacak. ifadeleriyle Türk gençlerini ve ailelerini milyarlarca
lira borca soktunuz, bu gençlere eğitim aldırdınız.
Şimdi bu kardeşlerimiz hakları olan bu iş yerlerine girmek
istiyorlar.
Sağlık Bakanlığı 2017
personel alım ilanları geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Hükûmet olarak 16 bin sağlık personeli alacaksınız, ancak
bunun sadece 4ü yardımcı sağlık personeli.
Yanlış duymadınız, sadece 4 kişi. Bakın, sizin
ifadelerinizle ve teşviklerinizle bir meslek edinen ve hayatını
şekillendiren 400 bin insandan söz ediyorum, 400 bin aile. Milyonlarca
Türk vatandaşı şu anda sizin yanlış sağlık
politikalarınızın ve personel yönetim modellerinizin
cezasını çekiyor.
Hükûmetin anlayacağı dilde ifade edersem
belki daha iyi anlaşılmış olur: En düşük ihtimalle 1,2
milyon seçmen yanlış politikalarınızın olumsuz
sonuçlarıyla karşı karşıya. Bu insanlara
taşeronluğu işaret ediyorsunuz. Bu gençlere Köle olun, alt
işverene para kazandırın ama asla insan onuruna yaraşan
ücreti alamayacaksınız. diyorsunuz. Gerçekten yazık, gerçekten
günah. Ne yazık ki bununla da bitmiyor. Size güvenerek ailelerinin
okuttuğu bu gençlerin bazılarının aldığı
eğitimin özel sektörde dahi tatbik edilmesinin önünü kapatıyorsunuz.
Çünkü hâlâ meslek tanımını getirmediğiniz için
aldığı sağlık eğitimi yerine hastanelerde yemek
ve temizlik işleri yapmak zorunda kalıyorlar. Sizin
teşviklerinizle gelip okudular ve şimdi aldıkları diplomaya
yaraşır bir iş bile bulamıyorlar.
Sayın Hükûmet üyeleri, tüm samimiyetimle
sizleri uyarıyorum. Bu politikalarınız sürdürülemez. Türk
gençlerini resmen değirmen taşında öğütüyorsunuz. Bu
vebalin altında kalırsınız. Babasının emekli
maaşıyla okuttuğu ve yardımcı sağlık
branşında eğitim alan Türk gençlerinin ahları hem bu
dünyada hem de ahirette iki yakanızı tutar.
Muhterem vatandaşlar, daha önce verdiğimiz
önergelerle kritik görevlerde bulunan radyoloji branşındaki
sağlık çalışanlarımızın haklarını
daha önce Mecliste gündeme getirmiştik. Radyoloji bölümlerinde
çalışan cefakâr personelimizin en iyi koruyucu ekipmanlarla
donatılmasını bir gereklilik olarak ifade etmiştik.
Koruyucu ürünlerin ve emniyet tertibatlarının bizzat radyoloji
görevlileri tarafından değerlendirilmelerinin önemini de ifade
etmiştik.
Sayın milletvekilleri, nükleer tıp ve
radyolojinin şakaya gelmeyeceğini görmek zorundayız. Bu alanda
muhakkak sıkı bir denetleme mekanizması kurulmalıdır.
Son olarak bu kürsüden bizi ve Milliyetçi Hareket
Partisinin sağlık politikalarını can kulağıyla
dinleyen Sağlık Bakanımız Sayın Recep Akdağa
huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.
Birincisi: Sadece tedavi edici hizmetlerle olmaz,
koruyucu sağlık hizmetlerine önem verelim demiştik. Milliyetçi
Hareket Partisinin sağlık politikalarının başında
bu gelir demiştik. Sağlık Bakanımız, yapmış
olduğu ifadelerde, özellikle bütçe konuşmalarından sonra,
gereken önemi koruyucu sağlık hizmetlerine vermeye ve gereken bütçeyi
tahsis etmeye başlayacaklarını ifade etmiştir.
Teşekkür ederiz.
İkincisi: 3.500 aileye sadece 1 aile hekimi
düşmektedir. Bu sayı çok azdır demiştik, kendisi de ifade
etmişti. İşte şimdi, kendisinin ifadesiyle
Sağlıkta Dönüşüm Programının ikinci fazında bu
sayıyı artıracağını ifade etmiştir. Evet,
doğru bir yaklaşımdır çünkü koruyucu sağlık hizmetlerini
sağlayan aile hekimlerimizdir. Eğer aile hekimlerimize gereken önemi
verirsek tedavi edici hizmetlere gereken önem azalmış ve
sağlık hizmetlerine yapılan harcama da azalmış olur.
Üçüncüsü: Sadece aile sağlığı
merkezleriyle yeterli sağlık hizmeti verilemez demiştik. Bu
kürsüden defalarca ifade ettiğimiz gibi, multidisipliner sağlık
merkezlerinin hayata geçmesi gerekir. Yani ne demektir multidisipliner
sağlık merkezleri? İçinde aile hekimi, hemşire, diş
tabibi, psikolog, diyetisyen, tıbbi sekreterin bulunduğu,
hastanın ilk başvurduğu zaman kendi sorununun yüzde 98inin
orada çözümlenebileceği bir sağlık merkezi
kurulacağını, bunun kurulması gerektiğini ifade
etmiştik. Peki, bu ne sağlar?
Birincisi: Vatandaşımız orada
işini beş dakikada hâlleder.
İkincisi: Harcanan sağlık parası
yani 114 milyar TLnin büyük bir kısmı harcamadan geri kalır, bu
parayı başka yerlere aktarırız.
İşte şimdi, Sağlık
Bakanımız, bizim bu önerimizi kendi ifadesiyle Yaşam merkezleri
kuracağız. diye ifade etmektedir. Tekrar teşekkür ediyoruz.
Eski Sağlık Bakanımız, şimdi yeni Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu da üniversite
hastanelerindeki sağlık çalışanlarının yani sağlık
personelinin kadro sorununu defalarca dile getirmemizden sonra bu alandaki
mağduriyetin sona erdirileceğini bir hafta önce
açıklamıştır. Tekrar teşekkürümüzü ifade ediyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Başbakan da
teşekkür bekliyor.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) İyiye
giden bir Türkiye için Hükûmetin muhalefetle istişarede
bulunmasının önemini tekraren gözler önüne sermek istedik.
Umarım Hükûmet, bu istişareleri ve Milliyetçi Hareket Partisinin
öneri ve görüşlerini dikkate almaya devam eder.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Tayyip Bey de
teşekkür bekliyor.
AHMET SELİM YURDAKUL (Devamla) Son olarak,
buradan Sayın Sağlık Bakanımızdan değil,
Sayın Sağlık Bakanımız ve Sayın Başbakandan
bir isteğimiz var: Sağlık çalışanlarının
özlük haklarını iyileştirmelerini yani maaşları ve
döner sermayelerini emeklilik maaşlarına
yansıtmalarını ve söz verdikleri yıpranma
paylarını buradan vermelerini istirham ediyorum.
Hepinizi sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yurdakul.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Hocam, Başbakan ve
Cumhurbaşkanı teşekkür bekliyor, unuttunuz onu ya, keşke
onu da söyleseydiniz. Çok alınacaklar şimdi.
BAŞKAN Şimdi, önerinin lehinde ikinci
söz Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Öndere aittir.
Buyurun Sayın Önder.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın
Başkan, değerli üyeler; dün burada Meclisin demokratik özünü bir
hayli zorlayan bir kararlaşma yaşandı. Buna dair birkaç şey
söylemek istiyoruz. Bu kürsüyü kullanan bütün vekiller ve yöneticiler defalarca
Voltairein olduğu sanılan o retoriğe atıflar yaptılar,
o da şuydu: Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi
savunma hakkınızı sonuna kadar desteklerim. şeklinde.
Bunun koca bir boş laf olduğu, bu lafı söyleyenin ilkesel olarak
bu tutumla en ufak bir aidiyet kurmadığını dün burada görmüş
olduk. Özellikle, içimizi en çok acıtandan başlamak istiyorum: Ana
muhalefet partisi sanki tartışılan Ermeni
soykırımıymış gibi, sanki yapılan, sürecin
sonuçlanma biçimi burada kürsü hakkının ve konuşma
özgürlüğünün gasbedilmesi değilmiş gibi meseleyi tarihsel bir
kavram üzerinden tartışmayı tercih etti. Burada iki partinin de,
AK PARTİnin de, CHPnin de sayın üyelerinin -hatta AK
PARTİninki parti sözcüsü- dün Garo arkadaşımızın
söylediği sözü, aynı cümlelerle, kapsamını daha da
genişleterek ifade ettiği vakidir. Açınız Yasin
Aktayın 2011 yılında attığı tweetlere
bakınız. Ben bunu AK PARTİli grup başkan vekilleriyle
paylaştım.
Şimdi, meseleye buradan bakılmazsa ve
sistemin, müesses nizamın tartışılması dahi yasak
addedilen meselelerine eğer Meclis kürsüsünde de girilemezse, bugün
tartıştığımız Anayasanın, son tahlilde
sosyal, toplumsal hayatı düzenleyen ve ülkenin daha iyi demokratik
standartlara kavuşması gerektiğini vazeden, bu ihtiyaçla yola
çıkan çalışmaların hiçbir anlamı kalmıyor. Kürt
denildiğinde herkes hizaya girecekse, Ermeni denildiğinde herkes
aynı noktada hizalanacaksa, Alevi denildiğinde herkes aynı
noktada hizalanacaksa, kadına şiddet söz konusu olduğunda herkes
başını başka bir tarafa çevirecekse gibi
uzatılabilecek büyük bir dokunulmazlar listemiz var. Hele bunun
tutanaklardan çıkarılması, arkadaşımızın
birleşimlerden uzaklaştırılmasından daha vahim bir
sonuçtur. Açın ilgili maddeyi okuyun, Meclis Divanına,
Başkanlık Divanına, Cumhurbaşkanına, anayasal düzene
diye tarif etmiş birleşimden çıkarma cezasını.
Anayasaya ne yapıldığı ortada, buna dair hiçbir
tartışma yok. Ondan bir gece önce bu salonun bir kavga neticesinde ne
hâle geldiği de ortada, hiçbir Başkanlık Divanı üyesinin ya
da Meclisi yöneten Sayın Başkan Vekilinin aklına burada yaralanmayla
biten, Allah korusun, belki hayatını kaybetmekle bitecek olan
şey için bir tek vekile birleşimden çıkarılma cezası
telaffuz edilmemiştir, kimsenin aklına bile gelmemiştir. Ne
yaparsanız yapın, Kürt demeyin, Alevi demeyin, Ermeni demeyin.
anlayışının, Hükûmet sözcülerinin de sıklıkla
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul)
Soykırım demeyin, soykırım.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Soykırım
da, soykırım da buna dâhil.
Tek, tek, tek dediği noktada bizi teklemeye
götürür.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Kürt
dediği için mi aldı o cezayı?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Bir dakika
sayın hatip, bir şey anlatmaya çalışıyoruz.
Dün eski bir Sayın Meclis
Başkanımız arkaya geldi ve kendi arkadaşları da dâhil
hepimize çok kıymetli bir öneride bulundu fakat o öfke selinin içerisinde
bunun kıymeti anlaşılamadı. Sayın Başkan dedi ki:
Bizi yaralayıcı, hırpalayıcı, şok edici
düşünceler de söylenebilir buradan, bizim buna yapabileceğimiz en
büyük şey, o düşüncenin antitezini savunacak
arkadaşlarımızın çıkıp bunu
cevaplamasıdır. Aslında, çok basit, çok hakiki bir söz
hakkı ve bir demokratik hak ve bir demokratik meclis tanımı
yaptı.
Bizim bu tutumu kabullenmemiz mümkün değil
arkadaşlar. Bizden çok, bu ülkede demokratik olma iddiasında olan,
bunun için şu veya bu şekilde seferber olan hiç kimsenin de kabullenmesi
mümkün olmamalı diye düşünüyoruz. Sonuna kadar bize en
aykırı gelen sizin serdettiğiniz birçok fikirde, sadece şu
Anayasa tartışmalarında bizim gelenin sakıncalarına ve
akıbetine, bu ülkeyi yönlendirmek istediği akıbete dikkat
çektiğimiz ama mevcut olanın da eksiklerine,
yanlışlarına, çıkmazlarına sürekli işaret
ettiğimiz bir tartışmada çok seviyeli, ciddi, bilimsel, politik
değeri olan ve demokratik olma vasfını taşıyan, bundan
ayrılmayan konuşmalarımız burada hep güme gitti ama ne
zaman ki müesses nizamın Cıs! diye adlandırdığı
bir mevzuya giriyoruz, o zaman burada müesses nizamın bütün
savunucularının bir arada hizalandığını ve hep
birlikte alkışlamakta -tarihe geçmesi açısından söylüyorum-
bir beis görmediklerini görüyoruz. Bu bir vatan meselesi değildir. Kimse
vatanın, milletin birliği üzerinden bunu tartışmaya ve
empoze etmeye kalkmamalıdır, gerçek o değildir. Gerçek
şudur: Bu, demokrat olabilme, demokrat kalabilme, yekdiğerinin söz
hakkına, ifade özgürlüğüne bihakkın, içtenlikle saygı
duyabilme meselesidir. Onun için, hemen böyle bir şey olduğunda
vatan, millet, bayrak savlarına sarılamayız, gerçek o değil
çünkü. Vatanı sevmek konusunda, birlik konusunda hiçbirimiz hiçbirimizden
bir adım geride olduğumuzu düşünmüyoruz. Bu konuda en nitelikli
inisiyatifi alan, en riskli inisiyatifi alan bir grubun üyeleriyiz.
Hayatımız demokrasi mücadelesiyle geçmiş. Barış için
inisiyatif almışız, aldığımız inisiyatiften
dolayı bugün arkadaşlarımız cezaevinde, hepimizin
hakkında boyumuz kadar dosyalar var, o mahkeme senin bu mahkeme benim,
sabah akşam
Bu Mecliste anlaşıldı ki bu dokunulmazlık
ve söz söyleme meselesinde bizden başka hiçbir tehdit de yokmuş,
vekillerimiz sözden dolayı
Bakın, hiçbirinin hâlihazır şu
ana kadar çıkan mahkeme dosyalarında herhangi bir yasa
dışı fiil, eylem ya da şiddetle ilişki şeklinde
sübut bulmuş bir tek suçlaması bile yoktur. Suçlama bile diyorum
bakın, hükmü bir kenara koyun, suçlama bile yoktur. Buradan bizim için hak
arayan, demokrasi diyen, ötekileştirilenlere, işaret edenlere bu
Mecliste gösterilen yer kürsü değil, mahkeme salonlarıdır. Evet,
orada da bir kürsü var ama mahkemeyle siyaset birbirinden çok ayrı bir
şeydir. Siyaseti yargı eliyle yürütmeye
başladığınızda yeni anayasa yapmanıza bile gerek
yok, buna itiraz etmeye de gerek yok, bütün bunların hepsini
anlamsızlaştırmış olursunuz.
Dün -isimlerini söylersek bayağı zor
durumda kalacaklar- Meclisten değişik siyasi partilerden birçok
arkadaş gelip Genel Kurul salonu dışında bu
yapılanın kabul edilebilir olmadığını söylediler.
Bu artık bir şey ihtiva etmiyor arkadaşlar, birbirimize
kulislerde demokratlık yapabileceğimiz günler geride kaldı. Bir
yol ayrımındayız, bunun sıratımüstakimi
düşüncelerimizi özgürce, hiçbir baskı altında kalmadan burada
ifade edebilme gerçekliğinin ve bunun koşullarının bir an
önce sağlanması yoksa kürsü yasağıyla, tutanaklardan
(Mikrofon otomatik cihazla kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakikada tamamlayın.
Buyurun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Aslolan, şairin
dediği gibi Bırak beni haykırayım, susarsam sen matem et.
denilen günlerden geçiyoruz. Bizi kürsülerden uzaklaştırabilirsiniz,
birleşimlerden çıkarabilirsiniz, tutanaklardan da
çıkarabilirsiniz. Ya tarih, ya insanlığın vicdanı, ya
normal düşünebilen sağlıklı beyinler, yürekler, bunlardan
çıkarabilmeniz mümkün değildir. Biz bunları oraya
kazıyabilmek için neredeyse yüz yıldır her türlü bedeli
ödeyerek, sizin ayağınızın taşa değmediği
günlerde her türlü bedeli ödeyerek kendini var etmiş ve halkıyla
birlikte, halklarıyla birlikte buraya gelmiş bir siyasetin
temsilcisiyiz. Biz bunu buralarda en yüksek ve en yoğun bir şekilde
yapmaya yine devam ederiz ama sizin açınızdan dünkü mesele
demokrasiye dönük çok olumsuz bir şerh olarak kayıtlara geçti.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HASAN BASRİ KURT (Samsun)
Soykırım demek demokrasiye girmez, çok iyi biliyorsun.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Önder.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Altay, söz mü talep
ettiniz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
BAŞKAN İsterseniz Sayın
Kerestecioğluna önce söz vereyim, o sisteme girmişti. Sizi
dinleyeceğim.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
İstanbul Milletvekili Garo Paylana yönelik kürsüyü kullanma ve siyaset
yapma özgürlüğünün kısıtlanmasını kabul etmelerinin
mümkün olmadığına ve bu nedenle HDP Grubu olarak bugünkü
birleşimde söz haklarını kullanmayacaklarına ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün
burada sevgili arkadaşımız Garo Paylana karşı
gerçekleşen tutum, aslında sadece kürsüyü kullanmak isteyen, siyasi
görüş ifade etme özgürlüğünü kullanan, görüş açıklayan bir
milletvekiline karşı yapılmış linç girişimi ve
arkasından da üç birleşime katılmama cezası verilmesi
gerçekten bugüne kadar görülmemiş bir tutumdur. Günlerdir burada her türlü
hakarete, türcülüğe, Köpek giremez. yazılarına, hatta
defalarca hamaset yapılarak sürekli milletin kürsüsü denilen kürsünün
kırıldığına dahi tanıklık ettik ve
bunların karşısında, bu hakaretlerin, el kol
hareketlerinin, küfürlerin karşısında hiçbir kınama cezası
verilmediğini de müşahede ettik burada. Biz, az önce Sırrı
arkadaşımızın ifade ettiği gibi, bu kürsüyü kullanma
özgürlüğünün, siyaset yapma özgürlüğünün aslında
kısıtlanmasının hepimize karşı
yapılmış olan bir tutum olduğunu ifade ediyoruz ve bunu
asla kabul etmemiz mümkün değil. Bu nedenle, Halkların Demokratik
Partisi Grubu olarak bugünkü birleşimde biz de sözlerimizi
kullanmayacağımızı ve
katılmayacağımızı belirtmek isteriz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kerestecioğlu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biraz önce
kürsüde konuşan Sayın Önder konuşmasının
girizgâhında dün yaşanan üzücü manzarayla ilgili olarak, ana
muhalefet partisinin, kürsü özgürlüğüne ve düşünceyi ifade
özgürlüğüne karşı menfi bir tutum almasından bahisle bize
yakışmayacak bir iddiada bulundu efendim.
BAŞKAN Buyurun efendim.
İki dakika süreyle lütfen
sonlandıralım, yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Ankara
Milletvekili Sırrı Süreyya Önderin HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Neyse
Sırrı Bey beni dinler herhâlde kulisten.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
yaşanan sorunları konuşmaktan korkmayız ama biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak tarihi öncelikle tarihçilere bırakmaktan yanayız.
Bununla beraber, düşünceyi ifade özgürlüğünü savunmak bizim
partimizin en temel anlayışlardan biridir. Ama, birilerinin burada
vereceği yargıya ve kesin hükümlere, ön kabullere
katılmadığımızı beyan etmemizin de
hakkımız olduğunu demokrasi açısından
düşünüyoruz. Kürsü özgürlüğü elbette ama bir ulusu 1948de,
yanılmıyorsam, en büyük insanlık suçu olarak Birleşmiş
Milletlerce de kabul edilen soykırımla hem de o ulusun kürsüsünde
itham etmeyi Cumhuriyet Halk Partisi olarak kabul etmemiz mümkün değil,
sadece bu kürsüde değil. Biz bu yüzden, dün de söyledim, ta 2006
yılında burada 2 parti varken, dünyanın değişik
parlamentolarında soykırım iddiaları kabul edilirken bir
tutum belgesi hazırlama konusunda o günün iktidar partisinden daha aktif
bir rol oynadık ve o günün iktidar partisiyle birlikte ortak bir tutum
belgesi hazırladık.
Durum bundan ibarettir yoksa demokrasi varsa bu
kürsüde her türlü eleştiri yaşananlarla ilgili olur, geçmişle
ilgili de değerlendirmeler yapılabilir. Ama, soykırım yani
insanlık tarihinin en büyük insanlık suçu olarak artık bütün
dünya milletler ailesi tarafından kabul edilen bir suçla ilgili tarihçi
Biz Ermenistana gene yakın dönemde Gelin arşivleri açalım.
dedik. Burada, bu Meclisten Ermenistana böyle bir mesaj da yolladık.
Arşivleri açmayan Ermenistandır. Dolayısıyla, tekrar
altını çizmek istiyorum, Cumhuriyet Halk Partisi düşünceyi ifade
özgürlüğünü sonuna kadar desteklemektedir ancak bununla beraber
soykırım iddialarını asla ve kata kabul etmemiz mümkün
değildir. Şiddetle reddettiğimizin tekrar altını
çizmek istiyorum.
Teşekkür ederim. (CHP, AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Diyarbakır Milletvekili Sibel
Yiğitalp ve arkadaşları tarafından, radyoloji
teknisyenlerinin çalışma koşulları ve
yaşadıkları sorunların araştırılarak alınacak
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 16/6/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Şimdi, önerinin aleyhinde ikinci
ve son konuşmacı, İstanbul Milletvekili Mehmet Muş.
Buyurun Sayın Muş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu ve heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Burada, tabii, önergenin gündeme getirdiği
konudan ziyade dün benden önce bir hatibin dile getirdiği
ENGİN ALTAY (İstanbul) Beni
kastediyorsunuz.
MEHMET MUŞ (Devamla) Yok, sizi kastetmiyorum
Engin Bey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Çok
alıngansınız Engin Bey. Sizi alkışlıyoruz, siz
olmadığınız belli.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ondan önce ben
vardım kürsüde.
MEHMET MUŞ (Devamla) Burada dün yapılan
bir uygulamayla alakalı dile getirilen görüşlere
katılmadığımızı ifade etmek isterim.
Bakınız değerli milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve milletinin asla kabul etmeyeceği bir
iddianın ve ithamın varmış gibi bu kürsüden ifade
edilmesine bu Parlamento da, bu millet de müsaade etmez. Bu açıdan dün
yapılan uygulama yerinde bir uygulamadır, doğru bir
uygulamadır. Olmayan, altyapısı olmayan, iddiaları olmayan,
delili, kanıtı olmayan bir diasporanın ve uluslararası
bazı odakların dünya sistemi içerisinde bir siyasi malzeme olarak
kullanmaya çalıştıkları bir iddiayı getirip
milletimizin kürsüsünde ifade etmek
Sonra da bunun tutanaklarda
kalmasını seyretmemizi kimse bizden ve bu Meclisten beklemesin; buna
kesinlikle ve kesinlikle müsaade edilemez. Dün bunların hem tutanaklardan
çıkartılması yerinde karardır hem de 161inci maddeye göre
değerli milletvekilleri, yapılan uygulamalar İç Tüzüke
uygundur. Orada Türkiye Cumhuriyetine veya onun Anayasa düzenine sövmek,
hakaret etmek ki bu iddiayı dile getirmek hakarettir, millete hakarettir,
Türkiye Cumhuriyetine hakarettir, İç Tüzük 161inci maddeye göre de geçici
olarak Meclisten çıkartılmayı gerektiren bir cezadır.
Yine burada işte Ermeni deyince, Kürt
deyince herkes hizaya geçecekmiş gibi bazı ifadeler
kullanıldı.
Değerli milletvekilleri, bizim insanların
fikirleri, insanların etnisiteleriyle hiçbir sorunumuz
olmadığını bu kürsüde yıllarca dile getirdik ve
Türkiyenin tamamından da temsilci çıkarabilen, oy alabilen bir parti
olmamızın sebebi de milletimizin tamamını kucaklamaktan
gelmektedir. Fakat birileri kendilerine Kürtlerin temsilcisiymiş gibi, onların
dışında hiç kimse onlar namına hiçbir ifadede bulunamaz
gibi bir hak görüyorlar. Bu, doğru bir şey değildir. Türkler
-daha önce de bunu ifade ettik- ne kadar bu devletin ortak paydaşıysa
Kürtler de o kadar ortak paydaşıdır fakat buradan kendilerine bir
hareket alanı açıp onların mutlak temsilcisiymiş gibi
kendilerini gösterip onlar adına sadece söz söyleme hakkı
onlarınmış gibi ve istedikleri gibi görüşler ifade etmeyi
de kabul etmemiz mümkün değildir.
Tabii, bu kürsüden ilk defa -bundan önce de belki
birkaç defa olmuş olabilir- tutanaklardan ifadelerin
çıkartılması veya burada yapılan bir konuşmadan
dolayı -daha önce de olmuş olabilir- kınama veriliyor.
Bakın, ağır eleştiriler
yapıldı burada, partimize yönelik yapıldı, Hükûmetimizin
uygulamalarına yönelik yapıldı. Bu noktada, bizler AK PARTİ
Grubu olarak ne İç Tüzükte bu anlamda olan uygulamaları dile
getirdik ne de bunların tutanaklardan çıkartılmasını
dile getirdik ama eğer konu Türk milleti ise, Türkiye Cumhuriyeti devleti
ise orada, kimse kusura bakmasın, aslı astarı olmayan iddialarla
suçlanmasına göz yummamız söz konusu olamaz ve bunu ifade
özgürlüğü anlamında kabul etmemiz de mümkün değildir.
Yine, bu kürsüden ifade edildiği için söylemek
istiyorum: Bizim bir milletvekilimizin benzer iddiaları dile
getirdiği ifade edildi. Ben milletvekilimizle konuştum, kendisinin bu
şekilde bir beyanatı olmadığını, böyle bir
şeyin söz konusu olamayacağını dile getirdi. Bunu da
özellikle belirtmek isterim çünkü sanki bizim bir milletvekilimizin de
konuşmacının dünkü iddialarıyla aynı düşünüyor
gibi geçmişte tweetleri olduğunu ifade etti. Bunun
asılsız olduğunu, böyle bir şey
yapmadığını, yazmadığını, böyle bir
şey söylemesinin mümkün olmadığını milletvekilimiz
bana söyledi, bunu da buradan belirtmek isterim.
Yine değerli milletvekilleri, yapılan
uygulama bir linç girişimi değildir. Burada hem Milliyetçi Hareket
Partisi hem Cumhuriyet Halk Partisi hem de Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu İç Tüzükten kaynaklı bir hakkı kullanmışlar ve
uygulamışlardır. Şimdi, İç Tüzükü
kullandığımız zaman, İç Tüzük maddelerini uygulamaya
koyduğumuz zaman, işinize gelmediği zaman linç kampanyası
olacak, işinize geldiği zaman, İç Tüzükten kaynaklanan
haklarımızı kullanacağız. diyeceksiniz. Şimdi,
bu da İç Tüzük maddesi. O zaman, eğer
Hukukta bir tabir vardır,
bir fiil gerçekleştirirseniz onun müeyyidesine katlanacaksınız.
Bunu kesinlikle ve kesinlikle unutmamak gerekir.
Tekrar, bu millet, bu şanlı millet
geçmişinde, tarihinde ayıplanacak hiçbir şey
yapmamıştır, hiçbir şey yaşamamıştır.
Onlarca milleti, yüzyıllar boyunca aynı devlet çatısı
altında tutmayı başarabilmiş, hoşgörüsüyle dünyaya
örnek olmuş ve hâlâ bunu nasıl başardığı doktora
tezlerine, yüksek lisans tezlerine konu olan bir millet, bir Devlet-i Âli
Osmanlının -geçmişimiz, ecdadımızdan bahsediyorum- bu
tip iddialarla lekelenmesine, karalanmasına asla göz yummamız
düşünülemez. Tekrar bu açıklamayı AK PARTİ Grubu olarak
ifade etme gereği hissettik.
Genel Kurulu ve sizleri saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Sayın Usta söz istemişsiniz, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Ermeni
soykırımı olduğu iddiasının Türk milletine
yapılacak en büyük hakaret olduğuna ve Milliyetçi Hareket Partisi
olarak bu konudaki tavırlarının her zaman net olduğuna ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Tabii Ermeni soykırımı vardır.
demek Türk milletine yapılacak en büyük hakarettir. Biz bunu hiçbir
şekilde kabul etmeyiz, kabul etme imkânımız yoktur. Kürsü
dokunulmazlığı da hiç kimseye bu milletin kürsüsünden millete
küfretme hakkını vermez. Kaldı ki tarihî gerçekler de bu
iddiayı doğrulamıyor. Bu konuda, Türk devleti, aslında,
gayet rahat bir şekilde, şeffaf bir şekilde, bilim
adamlarına İngiliz arşivlerinin, Osmanlı arşivlerinin,
Ermenistan arşivlerinin açılmasını ve bu konuların
tarihçiler tarafından araştırılmasını da talep
etmiştir. Bu talebe, maalesef, konunun tarafları olumlu cevap
vermemişlerdir.
Bir de, geçmişte, AKPden birilerinin dünkü
beyanata benzer beyanatta bulunmuş olmaları, yine bu iddiayı
mazur göstermez. O, onu yapanın ayıbıdır. Eğer, bu
Meclisin kürsüsünde yapıldıysa o ben geçmişte burada
değildim- ancak aynı muamele ona da yapılmalıydı.
Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak buradaki tavrımız her zaman
net olmuştur. Yani, bunu kim yaparsa yapsın, biz bunu her
defasında mutlaka kınamışızdır, kabul
etmemişizdir.
Netice olarak, nerede olursa olsun, ister sokakta
ister Mecliste hiç kimse böyle bir iddiada bulunamaz ve böyle bir iddiada
bulunursa biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu iddiayı reddederiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum sayın
milletvekilleri.
Sayın Elitaş, buyurun.
27.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
millete karşı hakareti hiçbir vatandaşın ve hiçbir
milletvekilinin kabul etmesinin mümkün olmadığına ve Türkiyeye
haksız yere itham edilen konularda AK PARTİnin hiçbir zaman
duyarsız ve tarafsız kalmadığına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Dün, burada, Türk milletine, milletimize
karşı insanlık suçu bir iftirada bulunan bir milletvekiline
karşı 3 siyasi parti millî bir duruş, ortak bir duruş
sergileyerek bu meseleyi şiddetle, nefretle kınamış ve
İç Tüzükün verdiği cezai müeyyideyi uygulamıştır.
Buradan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olacaksın, her türlü
imkânlardan faydalanacaksın, ekmeğini yiyeceksin, suyunu içeceksin
ama yediğin çanağa pisleyeceksin. Buna hiç kimse müsaade etmez.
Dün, bir Meclis başkan vekiliyle ilgili
söylenen söz asılsız bir sözdür, amacını saptıran bir
sözdür. Burada her türlü ağır eleştiri olabilir, şok edici
beyanlarda bulunulabilir, benim şahsıma yapılabilir, partime
yapılabilir, başka partiye yapılabilir fakat bir milleti
suçlayıcı bir şekilde olmayan bir meseleyi ifade ettiğiniz
takdirde bu, o millete karşı hakarettir. Millete karşı
hakareti, hiçbir vatandaş kabul etmeyeceği gibi hiçbir
milletvekillinin de kabul etmesi mümkün değildir. Geçmişte böyle bir
hadise olmamıştır, olsa bile olduğu zamanda AK PARTİ
milletvekilleri ve grubu en etkin tepkisini de göstermiştir. Bundan önce
olan bir hadise söz konusu değildir, var olan hadiseler bu konuda
tartışılmıştır. 2006 yılından itibaren
gündeme getirilen konu Bu iş tarihçilerin işidir siyasilerin
işi değildir. Bizim arşivlerimiz açık, herkes
arşivlerini açsın; tarihçiler bu konuyu neticelendirsin. diye ifade
edilmiştir ama Türkiyeyi haksız yere itham eden konular varsa AK
PARTİ, hiçbir zaman duyarsız, tarafsız
kalmamıştır, her zaman Türk milletinin, milletin lehinde taraf
bulmuştur.
Bu konuyu arz etmek istedim.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, milletimize
karşı kabul edilemez ifadelere karşı Genel Kurulun iradesi
çok güçlü bir şekilde 3 siyasi parti grubu tarafından da ortaya
konulmuştur ve bu iradenin gereği de yapılmıştır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, aynı iradeyi demokrasi için de koysak.
BAŞKAN Aynı iradeyi demokrasi için de
koymak durumundayız.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Onun için
bu Anayasa çalışmalarını yapıyoruz.
BAŞKAN - Aynı iradeyi milletimizin,
ülkemizin geleceği açısından hep birlikte ortaya koymak
zorundayız. Farklı siyasi görüşlerimiz, ideolojilerimiz,
partilerimiz olabilir ama tek devlet diyoruz, tek millet diyoruz, tek
bayrak diyoruz, tek vatan diyoruz.
ERHAN USTA (Samsun) Tek dili unutmayalım
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Söz konusu bayrak olursa, vatan olursa
gerisi teferruattır. diyoruz ve hep birlikte Türkiyeye karşı
yönelen tehditlere, teröre, milletimizin geleceğine karşı
yönelen bütün bu unsurlara karşı ittifak etmek mecburiyetindeyiz. Bu
Parlamento da milletin geleceğini savunmak üzere buradadır. Biz
milletvekilleri de milletin hakkını ve hukukunu korumak için
buradayız.
İlginiz için, hassasiyetiniz için tüm gruplara
teşekkür ediyorum.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisi
vardır, bu grup önerisini okutup işleme alacağım, sonra
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Engin Altay tarafından, Cenevrede devam eden
Kıbrıs kapsamlı çözüm müzakerelerinin değerlendirilmesi
amacıyla 14/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 14/1/2017 Cumartesi günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan
Vekili Engin Altay tarafından, Cenevrede devam eden Kıbrıs
kapsamlı çözüm müzakerelerinin değerlendirilmesi amacıyla
14/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan genel görüşme önergesinin (13 sıra no.lu) Genel
Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak 14/1/2017 Cumartesi günlü birleşiminde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde ilk söz, Cumhuriyet
Halk Partisinden Ardahan Milletvekili Sayın Öztürk Yılmaza aittir.
Buyurun Sayın Yılmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün millî bir konuda konuşma yapmak üzere
huzurunuzda bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biliyorsunuz, Kıbrıs görüşmeleri
Cenevrede, şu anda bir kesinti var; 18inde, tekrar garanti ve ittifak
anlaşmalarına ilişkin müzakerelerin teknik seviyede götürülmesi
ve ilerleme olursa tekrar rayına dönülmesi ve müzakerelerin devam etmesi
öngörülüyor.
Değerli kardeşlerim, tam kırk iki
yıldır biz Kıbrıs konusuyla uğraşıyoruz,
kırk iki yıldır. Kırk iki yılda -Allah bilir- 42 bin
tane görüşme oldu Kıbrıs konusuyla ilgili, Cenevrede oldu, New
Yorkta oldu, Kıbrıs konusunun görüşülmediği platform
kalmadı ve Kıbrıs konusuna ilişkin görüşülmemiş
prensip, tez de kalmadı. Kırk iki yıl geçti, kırk iki
yılda elimizde kalan tek somut şey oldu, o da Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti oldu, onun dışındaki bütün getirilen çözüm
önerileri akamete uğradı.
Biliyorsunuz, 2004 yılında, çözüme en
yakın olduğumuz dönem diye takdim edildi ve Annan Planı o zaman
gündeme geldi ve Annan Planını Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti yüzde 65le kabul ederken Rum tarafı yüzde 79la reddetti.
Aslında, Annan Planı
Annanın ismini şu anda
Kıbrıs Türklerinden ve bizden başka ve Rumlardan başka
hatırlayan yok -Genel Sekreter- ancak planın adı kaldı.
Şimdi, plan esasen çok avantajlıydı
Rum tarafı için, müthiş avantajları vardı ama ona rağmen
reddettiler. Neden? Çünkü, Rum tarafı hiçbir zaman Türk tarafını
eşit ortak olarak görmüyor, siyasi eşitliğine inanmıyor,
hiçbir zaman Türk tarafıyla ortak bir devlet kurma idealini uygun
bulmuyor. Yani, burada işin köküne indiğiniz zaman, Rumlar Türkleri
bir azınlık olarak görüyorlar, azınlık olarak gördükleri
için de değer vermiyorlar. Annan Planı geldiğinde göstermelik
çıkışları oldu ama en sonunda reddettikleri zaman
üzülmediler; Kıbrıstakiler, Rum tarafındakiler sevindiler, çok
büyük bir sevinçle bunu reddettiler çünkü orada bir siyasi eşitlik
kelimesine takmışlardı.
Değerli kardeşlerim, tanıma konusu
Biz KKTCyi tanıdık ama tanımanın gereğini hiçbir
zaman yapmadık. Biz esasen kendimizi kandırdık. Hem devleti
tanıyorsunuz hem de o devlete ilişkin kapsamlı çözüm
müzakereleri yürütüyorsunuz. Yani, bu diplomatik olarak hiç uygun bir yöntem
değil ve insanlar da bunu öyle anladılar. İnsanlar niye
tanısın sizi, niye tanısın ülkeler? Çünkü siz, her iki
yılda bir, her üç yılda bir tekrar masaya dönüyorsunuz, kapsamlı
çözüm müzakereleri yapıyorsunuz. Dolayısıyla, bu tanıma
konusunun hiçbir ciddiyeti olmadı ve KKTCyi Türkiye
dışında tanıyan olmadı çünkü tanıma konusunu
gündeme getirmedik doğru dürüst.
Şimdi, bakıyorsunuz Cenevredeki
görüşmelere, burada bir karartma var. Millî bir konu, esasen, gönül
isterdi ki Sayın Hükûmet gelsin burada ne olup bittiğini
açıklasın; Cenevre görüşmelerini biz Rum kesiminin
yayınlamış olduğu gazetelerden öğrenmeyelim, sizden
öğrenelim, ne olup bittiğini öğrenelim. Efendim, buradan bir
şey çıkmaz. Dolayısıyla, biz görüşüyoruz. Nasıl
olsa bir şey çıkmaz, merak etmeyin. Siz kimi
kandırıyorsunuz? Böyle bir diplomatik usul olabilir mi? Siz, daha iki
gün önce KKTCnin teslim edeceği, çözüm durumunda teslim edeceği
toprağa ilişkin haritayı Birleşmiş Milletlere teslim
etmediniz mi? Yani, bir çözüm olması hâlinde vereceğiniz toprağa
ilişkin haritayı, bizim bu kürsüden Sakın bunu vermeyin,
sakın diğer konularda ilerleme sağlamadan toprak konusuna
ilişkin haritayı teslim etmeyin. dememize rağmen, teslim
ettiniz. Kasaya teslim edilmiş. Ya, hiç kasaya teslim edilir mi hiçbir
şey Kıbrıs konusunda? Harita benim elimde, burada, harita
burada. Neyi teslim ediyorsunuz siz? Karşınızdaki Rum, arkasında
Avrupa Birliği var, dünya var; sizin elinizde de bir tek KKTC var. Bizim
bu hataya düşmememiz gerekiyordu. Şu anda bu işin içinden
nasıl kurtulacağız, onu göreceğiz.
HAMZA DAĞ (İzmir)
KKTCnin arkasında Türkiye var, yeter tek başına Avrupa
Birliğine.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla)
Türkiye sağlam durursa evet, Türkiye var ama sağlam durursa. Yoksa,
orada taviz üzerine taviz verirse hiçbir şey olmaz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Hep beraber sağlam duracağız, hep beraber.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, niye müdahale etmiyorsunuz?
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla)
Değerli kardeşlerim, şunu söyleyeyim, neler veriliyor,
sağlam mı duruluyor, durulmuyor mu: Bir kere, biz çözüm durumunda
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ortadan kaldırıyoruz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti şu anda Ada
topraklarının yüzde 37sini elinde tutuyor. Çözüm olması
hâlinde, sizin verdiğiniz haritaya göre söylüyorum, yüzde 29,2; Rumun
verdiği yüzde 28,2. Eğer bunun ortasını
alırsanız, KKTCnin şu andaki topraklarının yüzde
25ini veriyorsunuz, taviz veriyorsunuz, KKTCnin topraklarının yüzde
25ini Rum tarafına veriyorsunuz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(Trabzon) Ne vermesinden bahsediyorsun?
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Onu
gidip başkasına söyleyeceksiniz verip vermediğinizi.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(Trabzon) Biz aldık orayı kardeşim.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla)
Vermeyeceksiniz o zaman. Aldığınız şeye sahip
çıkacaksınız.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(Trabzon) Erbakan Hocaya rahmet oku sen, Erbakan Hocaya.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Siz
sahip çıkarsanız verilmeyecek.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(Trabzon) Biz sahip çıkacağız sonuna kadar.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla)
Sayın Başkan, sözümü kesmesinler yoksa ben de kesmesini çok iyi
bilirim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
ikili diyaloğa girmeyin.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (Trabzon) CHPye
rağmen biz aldık orayı, hiç merak etmeyin.
BAŞKAN Sayın Çamlı, lütfen
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Şunu söyleyeyim: KKTC
fiilen ortadan kaldırılıyor, şu andaki
topraklarının dörtte 1i elinden çıkıyor. Verdiği
topraklara 100 bine yakın Rum yerleştiriliyor. Vermemiş
olduğu topraklara ise, elinde kalan topraklara ise 50-60 bin Rumun
gelmesi söz konusu. Aşağıda dört dörtlük homojen bir Rum devleti
çıkıyor, kurucu devlet; yukarıda ise
sulandırılmış, iki kesimi
sulandırılmış, iki toplumu
sulandırılmış bir Kıbrıs Türk kurucu devleti
çıkıyor.
Garantiler konusu da keza
sulandırılıyor. Yapılan açıklamaya bakınız,
yeni düzenlemeden bahsediliyor. Garantiler konusu da yeniden
yapılandırılacak. Efendim, diyorlar ki 4 özgürlük olsun, Türkler
çözüm durumunda Adaya gidip gelebilsinler, o 4 özgürlükten yararlansınlar.
Ya, iyi de siz her şeyi verdikten sonra 4 özgürlük mü yani
Kıbrısın bütün önemi?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Hâlâ
vermekten bahsediyor.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Bunun ne alakası var:
Kıbrıs demek, Akdenizin en stratejik noktası demek. Kıbrıs
demek, gaz demek, petrol demek. Kıbrıs demek, Orta Doğu demek.
Kıbrıs demek, Avrupa Birliğine giden yol demek. Kuzey Afrika
demek Kıbrıs. Kıbrısın bütün önemi 4 tane özgürlükten
buradan gidecek Türkleri yararlandırmak mı olmalı?
Bir başka konu, maalesef, ucu açık bir
süreç devam ediyor, ucu açık. Soruyorsunuz, ben mesela sormuştum,
şu anda hâlâ yaşayan eski bir Cumhurbaşkanımıza
sormuştum: Şimdi Annan Planına Hayır. dediler, şu
anda da çözüm için uğraşıyorsunuz, şu anda da Hayır.
deseler ne yapacaksınız? Bir B planınız var mı? Bu ucu
açık giden süreç Kıbrıs Türklerini marjinalleştiriyor, yok
ediyor o Adada, hiçbir şey yapılmıyor dedim. Bana
söylediği şu: Bu çözüm de bittiği anda, ertesi gün yine yeni
bir çözüm süreci başlar. Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle, ucu
açık bir mantık olabilir mi? Bir adadaki halkın kaderi ucu
açık sürece teslim edilebilir mi? Bir başkası diyor ki: Biz
yorulduk, olsun, çözüm olsun; ne olursa olsun. Artık Türkiyeden de
sıkıldık, sizden de sıkıldık, çözüm olsun, yorulduk.
diyor. Ya, sen yoruldun diye, böyle ulvi bir davada, böyle kutlu bir davada
böyle bir şeyden vazgeçilebilir mi? Sen yorulduysan çekileceksin,
davanın kutsiyetine gölge düşürmeyeceksin, sen çekileceksin. Çünkü,
böyle davalarda yorulma olmaz. Bu davalarda durma olmaz. Ayrıca,
yorulduysan bir tavsiyem var: Dipkarpazın Toroslara bakan sahiline
ineceksin gün ışığında ve oradan Anadoluya
bakacaksın; oradan, milyonlarca Mehmetçikin KKTCnin Kıbrıs
Türklerine ait olduğunu gösteren -timsah- tabloyu göreceksin ve o zaman
sen yorgunluğunu atacaksın, o zaman kendine geleceksin. Yorulmak ne
demek? KKTCyi hiçbir zaman teslim etmemek gerekiyor.
Bakınız, bir başka konu
söyleyeceğim. Taviz
İlla bir şey vermek zorundayız
Niye
veriyorsunuz? Niye veriyorsunuz taviz? Biz taviz niye vermek zorundayız
Bu mantık nedir? Niye biz illa bir şey vermek zorundayız?
Toprakta vermek zorundayız, mülkiyette vermek zorundayız,
garantilerde vermek zorundayız, siyasi eşitlikte vermek zorundayız,
her konuda vermek zorundayız. Niye?
HAMZA DAĞ (İzmir) Müzakereyle
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Müzakere böyle olmaz,
müzakere böyle olmaz. Müzakereyi Rum yaptı 2004 yılında ve
masadan çekildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Özür diliyorum, bir
dakika
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Yılmaz, bir dakika açıyorum.
Buyurun.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Şimdi, siz bunun
yolunu açıyorsunuz. Bir şey söyleyeceğim: Bu konuyu sürekli
gündemde tutarak Kıbrısın yeni nesiller tarafından da
sorunlu bir konu olduğu imasını yaratıyorsunuz. Ruslar
Ukraynayı daha üç beş yıl önce aldılar, Ukraynanın
doğusunu. Ruslar Kırımı ilhak ettiler, Ruslar
Abhazyayı, Osetyayı aldılar. Siz hiç görüyor musunuz Ruslar
ile Ukraynalılar arasında bir konferansın olduğunu, görüyor
musunuz? Küçük devletler masaya oturtulur, büyük devletler masaya oturmaz. Bu
konu sizi üzer, bu konu Türk toplumunu üzer, bu konu KKTCyi üzer, herkesi
üzer. Lütfen, bu konuda sağlam duralım, bu konunun ucu açık
olmasın, ne yapılacaksa yapılsın, bir B planı derhâl
devreye sokulsun ve onun üzerinde çalışılsın.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yılmaz.
Önerinin aleyhinde ilk söz, İstanbul
Milletvekili Yıldız Seferinoğluna aittir.
Buyurun Sayın Seferinoğlu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YILDIZ SEFERİNOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; CHP grup önerisi aleyhine
grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, CHPli hatibin az önce bahsettiği
konuları sanki Türkiye'nin teziymiş gibi anlatmış
olmasını, Rum kesiminin tezlerini ve Rum basınında yer alan
konuları sanki Kıbrıs Türk kesiminin ve garantör ülke olarak
bizlerin kabul ettiğiyle ilgili açıklama yapmasını esefle
karşıladığımı beyan etmek istiyorum. Sonuçta,
devam eden bir müzakere var ve Türkiye'nin de bu manada elbette
kırmızı çizgileri var. Bunun, hem Kıbrıs yönetimi hem
de garantör ülke olarak en yetkili kişiler tarafından, Dışişleri
Bakanımız, Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız
tarafından açıkça nelerin kabul edilebilip nelerin kabul
edilemeyeceği net olarak ortaya konmuş olmasına rağmen, Rum
tezlerini burada dile getirmesini de anlamış değiliz.
Değerli arkadaşlar, 2015 Mayıs
ayından itibaren Kıbrıs konusunda yeniden müzakere başlamış
ve devam etmektedir. Bu manada, Kıbrıs konusuna çözüm bulmak için
Birleşmiş Milletler gözetiminde Cenevre görüşmeleri
başlamış ve ilk defa garantör ülkelerle beraber
Birleşmiş Milletler gözetiminde görüşmeye devam edilmiş; bu
manada alınan karar gereğince 18 Ocakta garantör ülkelerden
uzmanların, daha sonra bu tarihte ise bakanların bir araya gelmeleri
konusunda anlaşmaya varılmış durumdadır. Şayet bu
aşama aşılırsa bu garantör ülkelerin devlet
başkanlarının bir araya gelme ihtimali söz konusudur.
Teknik ekipler tarafından Cenevrede sürdürülen
görüşmeler uluslararası konferansın devamı niteliğinde
olacak yani konferans süreci henüz bitmiş değildir.
Tüm müzakere sürecinde açıkça söylendiği
gibi, Türkiye'nin garantörlüğü ve Türk askerlerinin adadaki mevcudiyeti
devam edecektir. Bunun asla müzakere dahi edilmediğini buradan açıkça
söylemek istiyorum. Bu konuda kimsenin şüphesi bulunmasın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Toprak
veriyoruz mu, toprak?
YILDIZ SEFERİNOĞLU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, Cenevre görüşmeleri devam ederken Sayın
Cumhurbaşkanımızın konu hakkındaki
konuşmalarını hatırlamakta fayda var. Garantör ülkeler
istikrarlı bir yerde değil. Şimdi, burada Kuzey Kıbrıs
yoğun bir çalışma içerisinde, samimiyetle ortaya koyuyor. Güney
Kıbrıs ve garantör ülke olarak Yunanistan hâlâ farklı
beklentiler içerisinde. Garantiler, güvenlik noktasında Türkiye'nin
olmadığı garantörlüğü beklemeyin dedik. Güvenlikte de biz,
daha önce belirlendiği gibi Güney Kıbrıs ile Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde eşit oranda asker
bulunduracağız. Toprak paylaşımı konusundaysa
Cumhurbaşkanımızın ifadesini aynen aktarmak istiyorum:
Hâlâ açık Maraş, kapalı Maraş, Erenköy var. Eğer
Maraşı tamamen halkın istifadesine sunmak istiyorsanız
bizim teklifimiz var: Erenköy ile Güzelyurt arası birleştirilerek
Kuzey Kıbrısa bırakılır, diğer bölge de Güney
Kıbrısa bırakılır. Yok Karpaz bize
bırakılsın, yok orası bize bırakılsın. Böyle
bir şey olmaz dedik. Biz, orada adil, kapsayıcı barış
istiyorsak ölçüsü budur, başka bir şey beklenmesin dedik.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin en
yetkilisi olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki
açıklaması bu yönde. Burada Türkiye'nin Kıbrısı
satması, Kıbrısta taviz vermesi, toprak vermesinden
bahsedilebilir mi? Elbette müzakere edilebiliyor. Yerleşime açık
olmayan yerler var. Sanki Türkiye'de, Kuzey Kıbrıs kesiminde bir
sorun yok, bütün işler hallolmuş gibi görmek mümkün mü? Elbette orada
bir sorun var ama ilelebet bu süreç böyle müzakereyle devam edecek anlamına
elbette gelmeyecektir ama bir müzakere süreci var. Sonuçta, bunun neticesi
beklenmeli, sonucuna göre elbette Türkiye bir karar verecektir müzakere
bittikten sonra ama müzakere süreci devam ederken müzakere sürecinin akamete
uğratılmaması anlamında çok fazla bir şey söylenmemesi
gerekir, tehdit anlamına gelecek şeyler söylenmemesi gerekir. Rum
kesiminin elbette kendi lehine, basına sızdırılan
haritalardan falan bahsediliyor. Bu harita Türkiye'nin sunduğu ve kabul
ettiği bir harita değildir. Mülkiyet sorunu, Türkiye'nin
garantörlüğü meselesi ilelebet devam eden, uzun süredir devam eden
sorunların en başındadır ama bu konuda Türkiyenin
kırmızı çizgileri olduğunu da net bir şekilde
söyleyebiliriz.
Sonuç olarak Türkiyenin
garantörlüğü devam edecektir. Bu konuda zerre kadar bir şüpheniz olmasın.
Türk askerinin Adadaki varlığı devam edecektir. Yine eşit
yönetim, dönüşümlü başkanlık sistemi olmazsa
olmazlarımızdır.
Türkiye olarak bu konuda
titizlikle süreci takip ettiğimizi belirtir, hepinizi saygıyla
selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Yılmaz
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan)
Sayın Başkan, burada Rum tezlerini sanki Türkiyenin tezleriymiş
gibi anlattığımı ima etti ve beni
BAŞKAN Yok, öyle
değil de ben yerinizden söz vereyim.
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) Kürsüden
almak istiyorum müsaade ederseniz.
BAŞKAN Şimdi,
varsa ben zaten size veririm Sayın Öztürk. Yani emin olmamdan dolayı
değil de
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok net, sayın hatip konuşmasına
başlarken hatibimizin konuşmasındaki ortaya koyduğu
tezlerin Rum tezleri olduğunu iddia etti. Herkes öyle anladı. (CHP
sıralarından Evet. sesleri) Bu bir sataşma değilse ne
sataşma?
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Biz öyle anlamadık.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Anlaşıldı.
BAŞKAN Peki. Ben öyle
anlamamıştım ama
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ama, biz öyle anladık.
BAŞKAN Sayın
Yılmaz, buyurun lütfen.
Sataşmadan dolayı
kürsüden iki dakika süre vereceğim size.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmazın,
İstanbul Milletvekili Yıldız Seferinoğlunun CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan)
Sayın Başkan, hemen söyleyeyim. Biz şimdi, toprak veriyor muyuz,
vermiyor muyuz?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Vermiyoruz.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla)
Toprak vermiyorsak yüzde 29,2lik haritayı niye verdik o zaman? Adada
şu anda biz yüzde 37yi tutuyoruz, yüzde 25lik kaybı niye
yaptık? Birincisi bu.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Siz tarihte vermediniz mi?
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla)
İkincisi: Efendim, Sayın Cumhurbaşkanının
söylediği başka, bizim Cenevrede Birleşmiş Milletlere
teslim ettiğimiz harita başka; ikisi ayrı şey. Sayın
Cumhurbaşkanı kamuoyuna söylüyor ama Cenevrede verilen harita var,
yüzde 29,2 ve hâlâ bunu da Rumlar kabul etmemiş, Daha ineceksiniz.
diyor. Bir kere bunu belirtmek isterim.
Üçüncüsü: Bu verilen yerlere
100 bin Rumun yerleştirileceğini sağır sultan bile duydu.
Bu benim bir iddiam değil ki bunu herkes biliyor.
Dördüncüsü: Bunun
dışında KKTCde kalacak topraklara mülkiyet çerçevesinde 50-60
bin Rumun geleceğini de herkes biliyor. Ya, neyi saklıyorsunuz?
Çıkın deyin ki: Biz vermiyoruz! Dağıtın masayı.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Vermiyoruz!
Vermiyoruz!
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Ya da burada doğru
dürüst tezinizi savunacaksınız.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Vermiyoruz!
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) - Veriyorsunuz işte!
Basbayağı Kıbrısı satıyorsunuz!
Saygılar sunuyorum.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Biz
aldık, vermiyoruz! Hadi bakalım.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Doğru
dürüst konuşun, bağırmayın. Karşınızda
insanlar var.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, Kıbrısı satıyorsunuz. diyerek açık bir
sataşmada bulundu.
BAŞKAN Buyurun.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) Sizi
kurtardığımız gibi IŞİDden,
Kıbrısı da kurtarırız. Rahat ol, rahat.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Seni
elçiliğinden alan devlet yine vermeyecek.
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) Sen sattın beni, ne
kurtardın? Teslim ettin! Konuşturma beni!
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) Sen kendi kendine
mi kurtuldun?
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) Teslim ettin!
Konuşturma burada. Terbiyesiz.
BAŞKAN - Sayın Yılmaz, lütfen yerinize
oturun.
Buyurun Sayın Bostancı.
Size de iki dakika sataşmadan söz veriyorum.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) - Vermeyiz biz
Kıbrısı, sen rahat ol. Sizi vermedik, Kıbrısı
verir miyiz be.
ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) Benim şahsi
kanım değil bu.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) Vermeyiz, rahat ol.
Bağırma bize.
3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmazın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Kıbrıs meselesi, 1955-56
yılında EOKAcı çetecilerin orada bir oldubitti yaratmaya
çalışmalarıyla birlikte Türkiye'nin de ayrıca ilgisini çeken
ve sonraki malum gelişmeler çerçevesinde 1963te yaşanan, 1967de
yaşanan olaylar ve nihayet 1974teki müdahale neticesinde bugünkü duruma
doğru bir mecrada ilerledi.
Geçmiş hükûmetler Kıbrıs meselesinde
nasıl bir hassasiyet gösterdi ve oradaki Türklerin haklarına
ilişkin nasıl bir yaklaşım sergiledilerse aynı
hassasiyet, aynı dikkat ve itina, hem Türkiye'nin çıkarları hem
Kıbrıslı Türklerin çıkarları çerçevesinde AK
PARTİ tarafından da takip ediliyor.
Ortada, evet, bir problem var. Bu problemin
çözümüyle ilgili müzakereler sürdürülüyor. Müzakereler bittiğinde nihai tabloyu
görmek gerekir. Daha müzakerelerin ortasındayken Şunu
yaptınız, bunu ettiniz. şeklindeki değerlendirmeler, hüküm
cümleleri doğru değildir; Şunu verdiniz, bunu verdiniz.
doğru değildir.
Kıbrısta nasıl bir tablo ortaya
çıkacak, Kıbrıstaki Türklerin haklarına halel gelecek mi,
Türkiye Cumhuriyetinin yaklaşımı itibarıyla,
geçmişten beri bize intikal eden o miras, o hassasiyetler halel görecek
mi; mesele budur. Bu konuda son derece dikkatliyiz, hassasız. Oradaki problem
çözüldüğünde nihai tabloyu görüp eleştirileri o zaman yapmak,
eğer yapılacak eleştiri varsa, daha doğru bir tutum olur.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
İş bittikten sonra neyin eleştirisini yapacaksınız
Sayın Bostancı ya? İş bitmeden eleştiri yapmamız
lazım.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Yoksa
bugünden, ortada daha müzakere masası varken, müzakereler sürdürülürken,
oradaki insanlar sanki daha az vatansever, oradaki insanların
haklarına ilişkin daha az dikkatleri var şeklindeki bir
algı doğru değildir.
Saygılarımla.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Bostancı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay, açalım
mikrofonu bir dakika, 60a göre.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Başbakanın Meclisteki Anayasa değişiklik teklifinde
kullanacağı oyu Cenevre müzakerelerinden daha fazla önemsemesini
yadırgadığına ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kürsüye
çıkmayacağım ancak hatibimizin Hükûmeti Kıbrıs
konusunda eleştirmesinin çok somut gerekçeleri var ama en son, Sayın
Başbakanın, Meclisteki Anayasa değişiklik teklifinde
kullanacağı beyaz pulu Kıbrıs Cenevre müzakerelerinden daha
önemsemesi, doğal olarak hatibimizin Hükûmete yönelik bu tarz sert bir
açıklamasına altyapı oluşturmuştur.
RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) Hiç alakası
yok.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, sonradan
İngiltere ve Yunanistan Başbakanları da gitmedi görüşmeye
ama -belki onlar gidecekti- bizim Sayın Başbakanın Buradaki
iş daha önemli. demesini yadırgadığımızı da
belirtmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Başbakanımız için burası da önemlidir, orası da
önemlidir; aralarında hiçbir fark yoktur.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) E Başbakan
Burası daha önemli. dedi.
Sayın Başkan, Sayın Bostancı
Başbakan Binali Yıldırımı yalanlamaktadır bu
sözüyle.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Öyle bir
şey yok.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Başbakan
Daha önemli. diyor, sen İkisi de aynı. diyorsun. Hanginiz
doğru söylüyor ben anlamadım şimdi.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Yapma
canım, yorum yapıyorsun.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Engin Altay tarafından, Cenevrede devam eden Kıbrıs
kapsamlı çözüm müzakerelerinin değerlendirilmesi amacıyla
14/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi
grup önerisi lehinde ikinci söz Antalya Milletvekili Mehmet Günala aittir.
Buyurun Sayın Günal. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sizleri ve yüce Türk
milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
tartıştığımız konu Anayasa
tartışmalarında olduğu gibi karşılıklı
kavgalara feda edilecek bir konu değil; öncelikle onu söyleyeyim.
Gerçekten, dünyadaki bu dönüşümlerin, yeniden, yüz yıl sonra
paylaşımların yaşandığı ve Büyük Orta
Doğu Projesiyle başlayan, Akdeniz Havzasını da içine alan
bu paylaşımda, şu anda Kıbrıs müzakerelerinin hayati
bir öneme sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. O nedenle, bu konunun önemini
baştan vurgulamak istiyorum. Önceki gün beşli toplantı da
yapıldı ama henüz ortaya çıkmış bir şey yok.
Yani, evet, birtakım görüşmeler var, Haritalar sızınca
tartışma oluyor. diyorlar ama nedense her seferinde Rum tarafı
bir şeyler sızdırıyor, belli teklifler getiriyor ve bir
sonraki görüşmeler de o önceki toplantı üzerinden devam ediyor Annan
Planında olduğu gibi.
Dolayısıyla, bu kavganın temelinde
değerli arkadaşlar
Günlük siyasi çekişmeleri yine yaparız,
akşam sabaha kadar vaktimiz var yani Sayın Bostancıya,
Sayın Altaya söylüyorum -sataşma olarak değil- bu
Kıbrıs konusunu gelin, hep birlikte tartışalım. Ha,
burada olur, grup önerisiyle olur, o ayrı ama bence Sayın Bakan
Çavuşoğlunun bu gündem yoğunluğu bitmeden bir şekilde
gelip bize orada olanları, gerekirse kapalı oturumda, bir devlet
adabı çerçevesinde aktarmasında fayda vardır. Neden? Çünkü
ortada hiç bir şey yok, Kasaya kilitlenmiş haritalar var. deniyor.
Şimdi, kavga enerji kavgası. Suriyede
yaşadığımız da aynıdır, Irakta
yaşadığımız da aynıdır,
Kıbrıstaki görüşmelerin arka planında yatan da
aynıdır.
NURETTİN DEMİR (Muğla) Aynen öyle.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Neden? 2003
yılında yaptığı anlaşma var, 2007
yılında yaptığı anlaşma var; 2010
yılında Mısırla, Lübnanla, İsraille
Kıbrıs Rum kesiminin yaptığı anlaşmalar var,
bunları görmezden gelmeyin. Eğer onların talep ettiği
şekilde neticelenirse değerli arkadaşlar, sadece Yüzde 28 mi
vereceğiz, 29 mu vereceğiz, 32de mi kalacağız?
değil, Akdenizde, Kıbrısta, Antalya arasında,
Kıbrısta, Mersin-Anamur arasındaki alanımızı da
kullanamaz hâle geleceğiz.
Yani burada ciddi konular var. Evet, buna
karşı duralım. Evet, doğru söylüyorsunuz. Bunlarla ilgili
tabii ki kimsenin aklından geçmez ama yaptığımız bir
yanlış çok pahalı şeylere mal oluyor. Kendimiz de gördük,
siz de gördünüz; bir açılım süreci diye başladık,
hendeklerle, bombalarla neticelendi. Baştan önlem almamız lazım.
NURETTİN DEMİR (Muğla) 17 Yunan
adası gitti.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Şimdi,
Kıbrıs sadece bir sabit uçak gemisi değil, sadece deniz
hâkimiyeti teorisi, kara hâkimiyeti, hava hâkimiyeti, ne derseniz deyin, hem
FIR hattıyla ilgili hem münhasır ekonomik bölgelerle ilgili hem
kıta sahanlığımızla ilgili birçok konuda bizim için
hayatiyet arz eden bir yer. Orayı sadece Efendim, buraya ne kadar bütçe
veriyoruz, yönetim şöyle oldu, Hükûmet böyle oldu. diye
geçiştiremeyiz. Türkiye için çok önemli bir konudur, namus meselesi hâline
gelmiştir. Daha önce bu tür bir gevşeklikle zaten İngilizlere
vermişiz, hâlâ orada üsler duruyor.
Şimdi, şöyle soralım: Bu adamlar
bizim üslerimizi gündeme getiriyor, oradaki askerî
varlığımızı gündeme getiriyor -affedersiniz-
garantilerimizi gündeme getiriyor. Beşli garantör ülkelerden bir tanesi
İngiltere; hiç Rum tarafından İngilterenin buradaki üsleri ne
olacak? denildiğini duydunuz mu? Yunanistanın orada üssü var, bunu
duydunuz mu? Yok. Peki, biz niye bunların kalkmasını talep
etmiyoruz? Bizden sızan bilgilerde Türkiye tarafı veya Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı İngiliz üslerinin de
kaldırılmasını istiyor. diye bir şey duydunuz mu? Ama
Türklerin askerleri orada çok. efendim Varlığı burada çok.
efendim Bunların toprağı çok, onu da alalım; olmadı,
Karpazı da Güzelyurtu da alalım. Ee, baktınız mı o
burna geldiği zaman Türkiye'nin kullanabileceği, sondaj
yapabileceği, arama yapabileceği bölge ne kadar kalıyor?
Şimdi, onun için endişeliyiz, bunların tartışılması
gerekiyor.
Özellikle müzakerelerde
Tabii ki Sayın
Akıncı müzakereleri götürüyor. Kıbrıs Hükûmetinin de tam
olarak içinde olmaması bizi kaygılandırıyor çünkü 2
kişilik bir müzakere heyeti. Hatta burada dün Sayın
Cumhurbaşkanı açıklama yapıyordu; tamam, söyledikleri
yüreklerimize su serpiyor ama gerçekten içeride ne oluyor? Yani kendi dilek ve
temennisini mi söylüyor yoksa görüşmelerden, içeriden
aldığı bilgiler var mı gerçekten? Sayın
Akıncı Sayın Erdoğana bilgi veriyor mu, ben ondan da
şüpheliyim. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanının
söylediği: Bunlara izin veremeyiz. Ya verdiyse içeride? Neyi
konuştular? Yani haritada ne var, gerçekten bilmiyoruz ama onların,
Rum tarafının bilinçli olarak sızdırdığı
haritalara baktığımız zaman bu söylediğim tehlikeler
maalesef var. Onun için, bir an önce bunu bir devlet meselesi olarak ele
almamız lazım.
Bakın, bugün burada demin
karıştırırken tekrar arşivime baktım, 20 Ocak
2012 tarihinde EtikHaber haber sitesinde Denktaşı uğurlarken
bir yazı yazmışım, o gün timsah gözyaşı dökenleri
de içerecek şekilde, Sorosun Çocukları Toros Denktaşı
Uğurlarken
diye. Medyadaki ABci, açılımcı, 12 kötü
adam dediğimiz -Sayın Bahçelinin tabiriyle- hepsi, arkasından
önce -affedersiniz- ağır hakaretler yapanlar methiye düzmüş.
Toros adı kendisine TMTnin
kuruculuğundan gelen Denktaş, uzun yıllar bununla ilgili
mücadele etmişti. Ölüm yıl dönümünü de geçtiğimiz hafta idrak
ettik, Allah ona rahmet eylesin, onların mücadelelerinden razı olsun.
O günkü mücadeleler olmasaydı buraya gelemezdik. İnşallah, o
Türk Mukavemet Teşkilatıyla başlayan mücadeleyi aynı ruhla
bugün sürdürmemiz lazım. Çözümsüzlük çözüm değildir. dersek o zaman
taviz vermek zorunda kalırız. Biz bunları vakti zamanında
uyardık. Tabii ki Türk dünyasına da çok büyük hizmetleri oldu,
kendisini de burada, Türkiye'de, bu Mecliste de defalarca
ağırladık. İnşallah onların mücadelesinin sonunu
getiririz.
Bu görüşmeler devam ederken, akamete
uğradığı zaman Cenevredeki görüşmeler, Sayın
Bahçeli 15 Kasımdaki grup toplantısında, daha önce yine
Kıbrısın kuruluş yıl dönümünde, cumhuriyetimizin
kuruluş yıl dönümünde gerekli uyarıları
yapmıştı. Buradaki mesele, yine Sayın Bahçelinin de o gün
de uyardığı, bugün de söylediğimiz şey,
görüşmelerin çok gizli bir şekilde götürülüyor olması ve
bırakın kamuoyunu, bizlere de yeterli bilginin aktarılmıyor
olmasıdır. Bu kapsamda özellikle Garanti ve İttifak
Antlaşmalarının çok önemli olduğunu, asla taviz verilmemesi
gerektiğini, Türk askeriyle ilgili söylenenlerin ötesinde, asıl
Londra ve Zürih Antlaşmalarından kaynaklanan
haklarımızın takip edilmesi gerektiğini, çünkü buradaki
meselenin eninde sonunda toprak ve mülkiyet meselesine
dayanacağını, az önce dediğimiz gibi, burada da
mütekabiliyet esası olmadığı zaman, çözelim derken büyük
zarara gireceğimizi şimdiden uyarmak istiyoruz. Bu konunun bir
şekilde tartışılması gerekiyor.
Yani şuna girmeyelim: Ya, çözümü engelleyen
taraf biz olmayalım. Tamam, diplomaside buna dikkat edelim ama bunu
söylerken de duruşumuzu göstermek zorundayız. Aynı şekilde,
şimdi Fırat Kalkanı harekâtını yapmasaydık,
hariçten gazel okusak orada olacak mıydık? Olamayacaktık.
Efendim, Barzaniyle geçinelim, şununla yapalım
O ayrı bir
şey; duruşumuzu gösteririz, çıkarlarımızı
koruyacak şekilde tercihlerimizi, taleplerimizi önlerine koyarız,
sonra da buna bakarız. Bu kapsamda, bu garantilerin de kesinlikle Avrupa
Birliğinin birincil hukuku niteliğinden vazgeçilmemesi gerekir ve
bunun sağlanması gerekir ki sonra bu yapılan
anlaşmaların da bozulma ihtimali vardır. Özellikle de enerjiyle
ilgili konularda ve münhasır ekonomik bölgelerle ilgili konularda da
önümüzdeki süreçte gerekirse Türkiyenin de bir an önce Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetiyle eğer çözüm olmuyorsa münhasır ekonomik bölge
anlaşmaları yaparak şu anda kendi haklarını savunmasıyla
ilgili çalışmaları da yapıyor olması lazım.
Eğer bunlara dikkat etmezsek, maalesef, burada da sonra tüh, vah ederiz,
bu mücadeleyi verenlerin ruhlarını incitiriz. Sonrasında da geri
dönüşümüz çok zor olur. Öyle bir boşlukta gitti, hâlen daha
Kıbrısta bu sorunu yaşıyoruz, fiilî durumlarla
karşı karşıya geliyoruz.
Biz, burada, Sayın Akıncının ve
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ciddi bir tarihî sorumlulukla karşı
karşıya olduğunu düşünüyoruz. En küçük bir tavizde geri
dönüşü olmayacağını söylüyoruz. Bunları izlemeye devam
edeceğiz. İnşallah, Hükûmetimiz de devletimiz de bizi
bilgilendirir, bir an önce gerekli adımları atar çünkü netice
itibarıyla, garantörlük görüşmelerinde Hükûmetin ya Başbakan
veya Dışişleri Bakanı düzeyinde temsil edilmesi gerekiyor.
Bu kapsamda, izlemeye devam edeceğimizi
söylüyoruz. İnşallah, her zaman söylediğimiz gibi
Kıbrıs Türktür, Türk kalacak. diyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Usta, sisteme girmişsiniz.
Buyurun, bir dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben Sayın Bostancının bir ifadesinden
sonra söz alma ihtiyacı hissettim esas itibarıyla. Şimdi, hani,
Süreç devam ediyor, daha bir şey yok. Bu aşamada niye bu kadar
eleştiriler yapılıyor? şeklinde anladım ben.
Bu, elbette, süreç devam ederken eleştirilerin
yapılması çok normal. Tabii, eleştirilerin de
sağlıklı yapılabilmesi için bu konuda
aydınlanmamız gerekiyor. Sadece bizim değil, yani Sayın
Akıncı bu müzakereleri yürütüyor, burada KKTC Hükûmeti ne kadar
bilgili, onu bilmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletine ne kadar bilgi
veriliyor, onu da bilmiyoruz. Türkiye, Türk Parlamentosu ne kadar bilgili?
Burada bilgi verilmediğini biz biliyoruz. Yani, bakanlarımız,
devleti yönetenler alıyor mu, almıyor mu onu bilmiyoruz ama burada
Parlamento bilgi sahibi değil. İş bittikten sonra neyin
ikazını yapacaksınız, neyin değerlendirmesini
yapacaksınız? Dolayısıyla, bu süreç içerisinde
bilgilendirmenin olması ve bu anlamda da eleştirilerin,
değerlendirmelerin yapılması bir zarurettir. Bunda yanlış
bir taraf yoktur. Kıbrıs konusu Türkiye için hayati bir konudur,
hepimiz bu şekilde düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Engin Altay tarafından, Cenevrede devam eden Kıbrıs
kapsamlı çözüm müzakerelerinin değerlendirilmesi amacıyla
14/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Önerinin aleyhinde ikinci ve son
konuşmacı Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta.
Buyurun Sayın Şahin Usta. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
LEYLA ŞAHİN USTA (Konya)
Saygıdeğer Başkan, saygıdeğer milletvekillerimiz; CHP
grup önerisi üzerine aleyhte söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, Silopide Kirpi aracının
kazası sonucu ağır yaralanan, yapılan tüm müdahalelere
rağmen şehit düşen Konyalı Kıdemli Başçavuş
Mustafa Özdil şehidimiz bugün ebedî mekânına Konyada
uğurlanacaktır. Allah mekânını cennet eylesin. Tüm
ailesine, sevenlerine ve milletimize başsağlığı
dileyerek
Aynı zamanda, yine, bugün Bitliste şehit
düşen şehitlerimizin de aynı şekilde,
mekânlarının cennet olmasını ve ailelerine
sabrıcemiller, tüm sevenlerine ve milletimize
başsağlığı dileyerek sözlerime devam etmek istiyorum.
Bugün CHPnin vermiş olduğu grup önerisi
önemli bir konu ve Anayasa müzakereleri ve görüşmeleri devam ederken bir
kavga meselesi hâline getirilmesine müsaade etmeyeceğimizi belirterek
aleyhte olduğumuzu açıklamak istiyorum.
Kürsüde yapılmış olan
konuşmalarla ilgili
Bu millet, bu ülke, bu devlet, Kıbrıs da
hepimizin kıymetlisi ve değerlisi.
Küçük bir hikâye anlatarak sözlerimi bitirmek
istiyorum. Bir öğretmen öğrencileriyle dışarıda
gezinirken, birbirlerine bağıran birkaç insanı görürler ve
öğretmen öğrencilerine şunu sorar: İnsanlar
öfkelendiklerinde veya kavga ettiklerinde neden birbirlerine
bağırırlar ve seslerini yükseltirler? Hâlbuki yan
yanadırlar, çok yakındadırlar ama yine de birbirlerine seslerini
duyurmak için bağırırlar. Neden? Öğrencilerden herhangi
bir cevap gelmez ve öğretmen açıklar: İnsanlar öfkelendikleri
zaman, kızgın oldukları zaman, en yakınında
oldukları hâlde karşısındaki insanla aralarında olan
mesafe açılır, kalplerinin mesafesi açılır ve birbirlerine
seslerini duyurabilmek için aradaki, kalplerindeki mesafeyi kapatabilmek için
seslerini daha da yükseltirler ancak bu aradaki sesin yükseltilmesi mesafeyi
daha artırır. O yüzden birbirimize karşı olan üslubumuzla
ve öfkelendiğimizde birbirimizin arasındaki, kalplerimizin
arasındaki mesafeyi aştığımızı bilerek
hareket etmeliyiz. Eğer insanlar birbirlerini severlerse öfkelenmelerine
rağmen seslerini yükseltmezler ve kalplerinin arasındaki mesafeyi
açmazlar ve böylece alçak sesle bile konuşsalar birbirlerini duyarlar.
Bizlerin de bu ülkenin, bu milletin, bu vatanın birliği ve
beraberliği için birbirimize olan sevgimizi artırarak birbirimizin
kalpleri arasında olan mesafeyi uzaklaştırmadan birbirimizin
sesini alçak sesle de duymamızı ve anlamamızı ümit ediyorum
inşallah. Fikirler kıymetliyse bağrılmaz. Öfkelendiği
zaman insanlar düşünemezler ve birbirlerinin arasındaki mesafeyi
artırırlar.
Sesimizin değil, fikirlerimizin yükseldiği
bu yüce Meclis kürsüsünü görmeyi arzu ederek bütün heyetimizi ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Şahin Usta.
Aynı temennilere bizler de
katılıyoruz.
Buyurun Sayın Altay.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Bitliste şehit olan 2 askere Allahtan rahmet dilediğine, Hükûmetin,
Türkiyenin gündeminde bulunan sorunlarla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisini
bilgilendirmesi gerekirken bundan imtina etmesini açık bir
saygısızlık olarak değerlendirdiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, Bitlisteki hain saldırıda 2 evladımızı
kaybettik. Allahımdan rahmet diliyorum, son olmasını diliyorum,
kan ve gözyaşının bu ülkede bir daha hiç dökülmemesini
diliyorum.
Ancak, bununla beraber, sanki burada
görüştüğümüz Anayasa değişikliği olmuş,
bitmiş her şey ve yürütmesiz bir yasama faaliyeti yürütüyoruz. Yani
orta yerde mevcut, henüz değişmeyen 1989daki Parlamentonun
görevlerinden, en önemlilerinden biri olan Hükûmeti ve bakanları denetleme
görevini fiilen yapamıyoruz ve gücünüz yeter, millet takdir eder,
değiştirirseniz zaten denetleyemeyeceğiz. Burada, tabii, Hükûmetin
Parlamentoya bilgi vermesi diye bir usul de aylardır, hatta
yıllardır yaşanmıyor, yapılamıyor.
Şimdi, Sayın Başkanım, hepimiz
bu memleketin evladıyız, bundan da iftihar ediyoruz şüphesiz bu
Meclisin bir üyesi ve şu anda oturumu yöneten başkan vekili olarak
ama terör sorunlarımız, terörle mücadele, mülteciler sorunu,
Suriye-Irakta yaşanan gelişmeler, FETÖ terör örgütüyle mücadele,
varılan sonuçlar, mücadeledeki sorunlar, ekonomik kriz alarmının
çok yoğunlaştığı bugünlerde ekonomik sorunlar,
Fırat Kalkanı operasyonu, oradan gelen şehitlerimiz ve az önce
grup önerisi olarak getirdiğimiz Kıbrıs sorunu, Türkiye
gündeminin, Türkiyemizin, 80 milyon insanımızın en temel
sorunları. Orta yerdeki bu Anayasa durduğu müddetçe de bunların
çözüm mercisi, çağrı müessesesi Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak bunları, içinden çıkardığı
Hükûmet marifetiyle, Hükûmetin yapacağı icrayla, tatbikatla, iş
ve işlemlerle, Türkiye Büyük Millet Meclisinden de çıkarılacak zaruri,
gerekli kanunlar, yasal düzenlemelerle bütün bunları halletmemiz
lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bitireyim, hemen
yarım dakikada.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Saat 14.00te
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı, saat 16.30 civarındayız;
iki buçuk saattir havanda su dövüyoruz. Hükûmetin, bu biraz önce
saydığım 8 temel sorunla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisini
bilgilendirmesi gerekirken Hükûmet, Türkiye Büyük Millet Meclisini şeklî,
sembolik bir organ gibi görüyor olsa gerek ki bunu yapmıyor. Ama en
azından -lanet olsun bilgilendirmesinden, bir şey becerdikleri de yok
zaten, gelsinler cevap versinler- Hükûmetin, içinden
çıktığı bu Meclisi gelip bir üyesiyle en azından
dinlemesi gerekir. Bunu müteaddit defalar, aylardır ara ara hep söylüyorum
ama Hükûmet de ısrarla bundan imtina ediyor. Ben bu tavrı, 65inci
Cumhuriyet Hükûmetinin Türkiye Büyük Millet Meclisine açık bir
saygısızlığı olarak değerlendiriyorum ve bu
şekilde, hem kayıtlara hem sayın milletvekillerine ve yüce
milletin bilgisine, takdirlerine sunuyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Altay.
Sayın Bostancı, buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne dedim ben?
Sana laf mı ettim?
31.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Altayın İki buçuk saattir
havanda su dövüyoruz. sözüne yürekten katılıyorum. (AK PARTİ ve
CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bak iyi.
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) Hayret!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Esasen,
sayın bakanların, zaman zaman bahsettiği konulara ilişkin
gelip burada bilgi vermesine ilişkin daha yakın zamanlarda
İçişleri Bakanı, Millî Savunma Bakanı bu bilgilendirmeyi
yaptı, bundan sonra da yapması gerekir; haklıdır o tür
taleplerde. Hükûmet bu talepleri duyuyor ve dinliyor, muhakkak zamanı ve
yeri geldiğinde bu talepleri dikkate alarak bunun gereğini ifa
edecektir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, tutanaklara geçsin diye söylüyorum.
Bitliste öldürülen 2 şehidimizi konuşmak
havanda su dövmekse ben Sayın Bostancıyı üzülerek esefle
kınıyorum.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Demagoji
yapıyorsun.
RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) Demagoji yapma.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne ayıp
şey ya. Ne yazık şey ya. Şehitlere burada rahmet dilemek ne
zaman havanda su dövmek oldu ya?
FATMA BENLİ (İstanbul) Kendiniz
söylediniz İki buçuk saattir havanda su dövmek. diye.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Başkanlık Divanı olarak Bitliste şehit
olan 2 askere Allahtan rahmet dilediklerine ilişkin açıklaması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biz de
Başkanlık Divanı olarak Bitliste şehit olan 2
kardeşimize Allahtan rahmet diliyoruz. Bu vesileyle terörü bir kez daha
hep birlikte lanetliyoruz.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Engin Altay tarafından, Cenevrede devam eden
Kıbrıs kapsamlı çözüm müzakerelerinin değerlendirilmesi
amacıyla 14/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme
önergesinin, Genel Kurulun 14 Ocak 2017 Cumartesi günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri
kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.24
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Ömer SERDAR
(Elâzığ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince, gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/796) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 446)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili
İlknur İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul
Milletvekili Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporunun birinci görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Geçen birleşimde 447 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 11inci maddesinin görüşmeleri
tamamlanmıştı.
12nci maddeyi okutmadan önce Sayın Göke bir
söz vereceğim, söz talebi vardır.
60a göre bir dakika süreyle buyurun Sayın Gök.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, billboardlarda
İstanbul Milletvekili Eren Erdeme ağır hakaretler eden ve
yanlış bir hadiseyi nakletmek suretiyle hedef hâline getirenlerin
bulunmasını istediklerine ve Meclis Başkanlığının
da bu konunun takipçisi olması gerektiğine ilişkin
açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün Ankara
sokaklarında bir kendini bilmez, haysiyetsiz, İstanbul
Milletvekilimiz Eren Erdemle ilgili olarak billboardlarda -el ilanı da dağıtmak
suretiyle- arkadaşımızı teşhir eden, olmamış
bir konuda ağır hakaretler içeren bir iftirada bulunmak suretiyle son
derece ağır bir suç işlemiştir. Bu billboardlarda, arkadaşımızın
karışmadığı bir olay nedeniyle ve bu Meclis
tutanaklarında geçtiği hâlde, iddia eden AKP Milletvekili
arkadaşımızın da kendisini kastetmediğini bildirmesi
gerçeği karşısında dahi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Açalım arkadaşlar,
tamamlasın.
LEVENT GÖK (Ankara) Bütün kamuoyu önünde
ağır hakaretle, şu anda burada telaffuz edemeyeceğim
kelimelerle, arkadaşımızın resmini ve
telefonlarını koymak suretiyle çok ağır bir suç içerisinde
bulunan bir şebeke, haysiyetsiz bir şebeke, ahlaksız,
şerefsiz bir şebeke, alçak bir şebeke
arkadaşımızı itham eden, çok ağır hakaretler
içeren bir sataşmada bulunmuştur.
Az önce Ankara Valimizle görüştüm, birazdan
Ankara Emniyet Müdürümüzle görüşeceğim. Bu alçaklığı
yapan bu şerefsizlerin arkasındaki güçler kim ise, toplumu
kutuplaştıran, ayrıştıran ve nefret söylemiyle bir
iftirayı yaymaya çalışan bu anlayışın Meclis
Başkanlığımızca da kınanması
gerektiğini düşünüyorum. Lütfen bu konunun takipçisi olunuz. Zaten
birazdan size, bu konudaki billboardın fotoğrafını da
takdim edeceğim. İçeriğinin ne kadar şerefsizce ve alçakça
olduğunu sizler de göreceksiniz. Bu içeriği kadar, bunu yapan bu
alçakların, şerefsizlerin de bulunmasını istiyoruz. Hangi
yerden güç almışlardır da bu billboardlarda
arkadaşımız Sayın Erdemle ilgili bu ağır
hakaretleri içeren, yanlış ve olmamış bir hadiseyi
nakletmek suretiyle hedef hâline getiren bir tablo sergileyebilmişlerdir?
Kimdir bunun arkasındaki güçler, kimdir? Bu ülke böyle mi yönetilecektir?
Böyle bir tablo karşısında bir milletvekilini hedef gösteren bir
anlayış, yurttaşlarımız üzerinde neler yapmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
bu konuya derhâl müdahil olmanızı
Lütfen, tamamlayayım isterseniz.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
LEVENT GÖK (Ankara) Size de şimdi, konuşmamdan
sonra takdim edeceğim.
BAŞKAN Yok, ben alayım onu.
Evet.
LEVENT GÖK (Ankara) Ben, Ankara Valimizle
görüştüm, şimdi Emniyet Müdürümüz de beni arıyor. Gereğinin
bir an önce yapılmasını ama gereğinin ötesinde bunu
astıranların gerek MOBESE kameraları gerekse
Bizim tahmin
ettiğimiz şüpheliler var, bunları da paylaşırız
İl Emniyetimizle
BAŞKAN Siz onları paylaşın.
LEVENT GÖK (Ankara)
birazdan suç duyurusunda da
bulunacağız ama Meclis Başkanlığı olarak da bu
konuda arkasında durmanızı ve takipçisi olmanızı
tekrar sizlerden beklediğimizi ifade ediyoruz. Bu
alçaklığı, şerefsizliği yapanlardan da hesap
sorulacağını, tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Gök.
Sayın Bostancı
33.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Eren Erdeme yönelik hareketin tam bir provokasyon
olduğuna ve milletvekillerinin itibarına yönelik, gerçeklikle hiçbir
ilgisi olmayan, tamamen kışkırtmaya dönük yaklaşımları
kınadıklarına ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Biraz önce konuya ilişkin bilgi sahibi oldum.
Sayın Eren Erdem asılmış olan billboardları gösterdi.
Ne kadar asılı, nereye asıldı, bilemiyorum ama yapılan
iş, tam bir provokasyon.
Esasen, Mecliste de bir önceki gün bu konu gündeme
gelmiş ve açıklığa kavuşmuştu. Sayın Eren
Erdemin yaşanan o arbede içerisinde, Trabzon Vekilimiz Sayın
Muhammet Baltanın da ifadesiyle, olayla ilgisinin olmadığı
açıklığa kavuşmuştu ama buna rağmen, böyle bir
provokasyon yapılıyor. Milletvekillerinin itibarına yönelik,
gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan, tamamen kışkırtmaya dönük bu
tür yaklaşımları, uygulamaları kesin bir dille reddediyor,
kınıyoruz.
Sayın Ankara Valisiyle ben de görüştüm, en
kısa zamanda o billboardların kaldırılması ve gereken
adli takibatın yapılması konusunda gereğini yerine
getireceklerdir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Usta, buyurun.
34.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, İstanbul
Milletvekili Eren Erdeme yönelik hareketi kınadıklarına ve
Başkanlık Divanının milletvekillerinin itibarının
korunması konusunda hassasiyet göstermesini talep ettiğine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bizim de Sayın Eren Erdeme karşı
yapılan bu, çok, son derece yanlış, aşağılık
hareketten şimdi haberimiz oldu; biz de bunu kesin bir dille
kınıyoruz, çok yanlıştır. Bir an evvel de bu tür
yanlış işleri yapanların da ortaya
çıkartılması lazım, bunların da hiçbir şekilde karartılmaması
lazım. Bunlar bellidir artık bugünkü teknoloji çerçevesinde.
Başkanlık Divanının da bu
konuda, milletvekillerinin itibarının korunması konusunda da
hassasiyet göstermesini talep ediyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Başkanlık Divanı olarak İstanbul
Milletvekili Eren Erdeme yönelik provokasyonu yapanları şiddetle
kınadıklarına ve bu olayın takipçisi olacaklarına
ilişkin açıklaması
BAŞKAN Çok haklı olarak sayın grup
başkan vekillerinin ifade ettiği gibi, bizler de Meclis
Başkanlık Divanı olarak bu provokasyonu, bu alçak hareketi yapan
her kimse bir an önce bulunması için gerekli yerlerle irtibata
geçeceğiz.
Sayın Eren Erdemle ilgili husus, az önce
Sayın Bostancının da ifade ettiği gibi, Mecliste yapılan
konuşmalar neticesinde açıklığa
çıkmıştı. Ama, buna rağmen, hâlen birileri bir
provokasyon aracı olarak bunu kullanmak istiyorlarsa da burada hiçbir
kimse, hiçbir milletvekili bu provokasyona gelmeyecektir ve bunu yapanları
da şiddetle kınadığımızı ve bunun
yakından takipçisi olacağımızı da bir kez daha ifade
ediyorum.
Eren Erdeme de geçmiş olsun diyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, sayın
milletvekilleri, 12nci maddede kalmıştık.
12nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 12- 2709 sayılı Kanunun 119 uncu
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve kenar başlıkları
metinden çıkarılmıştır.
III. Olağanüstü hal yönetimi
MADDE 119- Cumhurbaşkanı;
savaş, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, seferberlik,
ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir
kalkışma, ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya
dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin
yaygınlaşması, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri
ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerinin ortaya
çıkması, şiddet olayları nedeniyle kamu düzeninin ciddî
şekilde bozulması, tabiî afet veya tehlikeli salgın
hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya
çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi
altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.
Olağanüstü hal ilanı kararı
verildiği gün Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye
Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise
derhal toplantıya çağırılır; Meclis gerekli
gördüğü takdirde olağanüstü halin süresini kısaltabilir,
uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
Cumhurbaşkanının talebiyle
Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı geçmemek üzere
süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz.
Olağanüstü hallerde vatandaşlar
için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile 15 inci
maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl
sınırlanacağı veya geçici olarak durdurulacağı,
hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl
yürütüleceği kanunla düzenlenir.
Olağanüstü hallerde
Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli
kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci
fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara
tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede
yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.
Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye
Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli hariç olmak üzere;
olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı
kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve
karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde
çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden
yürürlükten kalkar.
BAŞKAN 12nci madde üzerinde gruplar
adına ilk söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ankara
Milletvekili Şefkat Çetine aittir.
Buyurun Sayın Çetin. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ŞEFKAT ÇETİN (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin olağanüstü hâl yönetimini düzenleyen 12nci maddesi
hakkındaki parti Meclis grubumuzun görüş ve düşüncelerini
açıklamak üzere söz aldım. Değerlendirmelere geçmeden önce
muhterem heyetinizi şahsım ve partim adına saygılarımla
selamlıyorum.
Son dönemde Türkiyenin içinden geçtiği
olağanüstü sürecin bir zorunluluk olarak ortaya
çıkardığı OHAL uygulamaları Anayasa teklifinde yeniden
tarif edilmektedir. Türkiyenin son bir yıl içerisinde yaşadığı
kanlı darbe girişimi, bir konsorsiyum kurdukları
anlaşılan terör örgütlerinin saldırıları ve
sınırlarımızda süren savaş hâli dikkate
alındığında, olağanüstü hâlin gerekliliği ve
kapsamının yeniden tarif edilmesi daha iyi
anlaşılacaktır.
Siyasi krizler, tehditler ya da doğal afetler
gibi pek çok gerekçeyle dünyada OHAL uygulamaları söz konusudur. Kamu
düzeni ve güvenliği tehdit altında olan her devlet, ihtiyaç
olduğunda OHAL uygulamasını başlatabilmektedir. Fransa gibi
tek bir terör saldırısı sonrası OHAL başlatacak kadar
ulusal güvenliğine önem veren bir Avrupa ülkesi örneği gözlerimizin
önündedir.
Değerli milletvekilleri, Türkiyenin
karşı karşıya olduğu tehditler Fransadaki terör
saldırısından çok daha ciddi bir girifttir. Türkiye bugün PKK,
FETÖ, IŞİD başta olmak üzere irili ufaklı sayısız
terör örgütüyle aynı anda savaş vermektedir. Kahraman ordumuz
bataklık diye tabir edilen Orta Doğuda fiilen savaş
hâlindedir. Dolayısıyla, OHAL şartları ve
uygulamalarının, yaşanan sıkıntının ve
mücadelenin büyüklüğüne göre değişmesi gayet doğaldır.
Yaşanan, sıradan terör eylemleri değil, örgütler
aracılığıyla yürütülen vekâlet savaşlarının
uygulamalarıdır. Hiçbir kural tanımayan bu yeni, kirli
savaşın tarafları büyük devletler; taşeronlarıysa
terör örgütleridir. Terör örgütlerinin kitlesel katliamlarıyla korku
iklimi oluşturularak Türk milleti sindirilmeye
çalışılmaktadır. Terör faaliyetleriyle ülkenin
istikrarsızlığa sürüklenmesi, toplumun kamplara bölünerek iç
çatışmaların körüklenmesi amaçlanmaktadır. Emperyalizmin
son yıllardaki en yaygın metodu, etnik ve mezhep
ayrıştırması yaparak, yeni düşmanlıklar ve
çatışmalar üreterek yaratılacak kaos ortamından
faydalanmaktır. Bu metodun uygulandığı hiçbir ülkede kazançlı
çıkmış yerli bir halk yoktur.
Bir devletin öncelikli görevi, vatandaşın
can ve mal güvenliği ile iç huzurunu sağlamaktır. Bizler
yıllardır, güvenlik istikrarı sağlanmadan ekonomik ve
siyasi istikrarın sağlanamayacağı gerçeğini defalarca
dile getirdik. 15 Temmuzun acı tecrübesi, devlet içerisine sızan
ihanet çetelerinin on binlerce ihracına rağmen devam eden tehdidi ve
terör örgütlerinin artan eylemleri, devletimizin her an tetikte ve
hazırlıklı olmasını gerekli kılmaktadır.
Türkiye, çepeçevre sarıldığı ihanet çemberinden kurtulmak
için olağanüstü tedbirler almak zorunda olduğu bir dönemden
geçmektedir. Birçok masum insanımızın, askerimizin ve
polisimizin canına kasteden terör olayları, Türk milleti ve devleti
için bir beka sorunu hâline dönüşmüştür. Ülkemizin sadece 2016
yılında verdiği 839 şehit, tehdidin büyüklüğünü
anlatmaya yeterlidir. Türkiyenin karşı karşıya
bulunduğu tehdidi, terör örgütleri aracılığıyla
devletler yapmaktadır. Türkiyeyi tehdide cüret eden hangi örgüt ya da
devlet olursa olsun mutlaka bedeli ödetilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti,
sınırları cetvelle değil, kanla çizilmiş bir büyük
milletin eseridir. Türk milleti, tarihi boyunca
bağımsızlığına hiçbir zaman gölge
düşürmemiştir, bugün de buna müsaade etmeyecektir. Gazi Meclisimizi
bombalatanların, binlerce vatan evladımızın canına
kastedenlerin daha fazlasına cüret etmemesi için anladıkları
dilden mücadele kararlılığımızı göstermek bir
zorunluluktur. Ülkemizin yeniden huzura ve güvene kavuşması için
öncelikle küresel hesaplara taşeronluk yapan içimizdeki ayrık
otları, ihanet şebekeleri süratle temizlenmelidir.
Olağanüstü dönemlerin olağanüstü
tedbirlerinin alınmasından doğal bir şey yoktur.
Milletimizin ve devletimizin daha fazla tehdit altında kalmaması ve
büyük felaketlerden korunması için gerekli olağanüstü tedbirlerin
alınmasını Milliyetçi Hareket Partisi doğru
bulmaktadır. Huzur ve güvenin sağlanması, başta PKK olmak
üzere bütün terör örgütlerinin yok edilmesini sağlayacak mücadele
şartlarını oluşturmakla mümkün olacaktır. Terörle
mücadeleyi ve millî güvenliği siyaset malzemesi yapmanın ülkemizin ve
milletimizin hayrına olmadığına inanan partimiz, terörle
mücadelede daha güçlü ve hızlı adımlar atılmasına
ihtiyaç hissetmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi, henüz öncü
sarsıntılarını hissettiğimiz türbülanstan ülkemizi
kurtarabilmek için sahip olduğu bütün birikimlerini devletimizin ve
milletimizin hizmetine sunmaktan geri durmayacaktır. MHPnin tavrı,
Türkiyede Irak ya da Suriye gibi bir kaos, kargaşa programının
uygulanmasına asla fırsat vermemekten yanadır.
Terör hadiseleri, Türk milletinin bekasını
ve devletimizin güvenliğini ilgilendiren bir konudur. Devletin yok
edilmesi ve milletin parçalanması amacıyla yapılan
saldırılar, ancak birlik, beraberlik ruhunun, yani millî şuurun
canlanmasıyla önlenir. Milliyetçi Hareket Partisi, terörü herhangi bir
siyasi partinin değil, bütün Türkiye'nin ve Türk milletinin sorunu olarak
görmektedir. Bizim arzumuz, ebedi vatan tuttuğumuz bu topraklarda Türk
milletinin huzur ve refah içinde yaşamasını temin edecek
tedbirlerin alınmasıdır. Etrafımızdaki ateş
çemberi ülkemize sıçramaya başladığında, millî
güvenliğimiz ve toplumsal huzurumuz tehdit edildiğinde devletimizin
tedbirleri hazır olmalı ve kararlar süratle alınarak
uygulanabilmelidir. Milletimize yeni bir 15 Temmuz karanlığı
yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Söz konusu olan yetki ise,
Milliyetçi Hareket Partisi, terörle mücadele başta olmak üzere bütün millî
meselelerde yürütmenin elini güçlendirecek yetkileri vermeye
hazırdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Türkiye'nin güvenliğini ve bekasını temin etmekle görevli
kurumların ve kişilerin, ihtiyaç hâlinde, yasal ve idari
tasarrufları süratle uygulayabilecekleri düzenlemeleri, içinden
geçtiğimiz olağanüstü dönemin bir gereği olarak doğru
buluyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi, terörün ülkemiz için
tehdit unsuru olmaktan çıkarılması, yeni 15 Temmuz ihanetlerinin
yaşanmaması, terör örgütleriyle bir kere daha müzakere
kapısının açılmaması, vatan topraklarında yeni
hendekler ve kurtarılmış bölgelere rıza gösterilmemesi
için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ŞEFKAT ÇETİN (Devamla)
OHAL
uygulamalarına destek verdiği gibi, Anayasa
değişikliğiyle OHAL sınırlarının yeniden
belirlenmesine de onay verecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle büyük Türk milletini
ve yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Çetin.
Madde üzerinde ikinci söz, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksele aittir.
Buyurun Sayın Yüksel. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Üzerinde söz
aldığım bu 12nci maddeyle, Cumhurbaşkanına, hiç
kimseye danışmadan, tek başına, herhangi bir sebeple,
örneğin canı öyle istediği için olağanüstü hâl ilan etme
yetkisi veriliyor. demeyeceğim ya da Kendi ilan ettiği
olağanüstü hâl sırasında, Cumhurbaşkanı, Anayasada
belirtilen sınırlara tabi olmadan temel hak ve özgürlükleri
askıya alma imkânına kavuşuyor; bu çok yanlış, çok
sakıncalı. demeyeceğim. Desem duymayacaksınız,
duysanız da duymazdan geleceksiniz; yine göstere göstere, bu madde
oylanırken evet oyu vereceksiniz. Bu yüzden sizin için nahoş ama
katlanılması gereken diye bakılan bir muhalefet milletvekilinin
söylemesi gerekenleri söylemeyeceğim.
Ben şu yaşadıklarımızı
başka bir yönden değerlendiriyorum. Söylediğinize göre,
cumhuriyet tarihinin en önemli görüşmelerini yapıyoruz, Gazi Meclis
tarih yazıyor. Öyle söylüyorsunuz ve ben de katılıyorum ama bu
görüşmelerin ilk günü, muhalefet partilerinin milletvekilleri
görüşlerini açıklarken Meclis TV yayında değildi. Çok
tuhaf, cumhuriyet tarihinin en önemli görüşmeleri yapılıyor,
Meclis TV bunu yayınlamıyor. Dediğinize mi inanacağız,
yaptığınıza mı? Sahiden, cumhuriyet tarihinin en
önemli görüşmelerini mi yapıyoruz, yoksa Meclis TVden dahi
yayınlanmayı hak etmeyecek sıradan görüşmeler mi bunlar?
Ortada fena hâlde açıklanmaya muhtaç bir hâl var. Ben de, kendimce, bu
tuhaf duruma ilişkin sizin açınızdan bulabildiğim üç
açıklamayı sizlerle paylaşacağım.
Neden ilk gün Meclis TV
kapalıydı? Birinci açıklama şu olabilir: Hani anne babalar
çocuklarının kötü sözler duymasını, kötü sahnelere
tanık olmasını istemez, onları sakınırlar ya, siz
de milleti muhalefetin şeytani fikirlerinden, şeytani sözlerinden
sakınmaya çalışmış olabilir misiniz? Ee, iyi ama, o
hâlde Millet her şeyin en iyisini bilir, millet hiç hata yapmaz.
lafları boşa düşüyor. Millet size göre pek de olgun bir şey
değil demek ki; iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı
ayırt edebilecek melekeleri eksik; kendi başına karar veremez.
Sözün kısası, milletin bir vasiye ihtiyacı var.
Her türlü vesayete
hayır! Millet kendi kararını verecek. diye bağıra
çağıra çıktığınız yolculuğun
ulaştığı durak burası mı? Derdiniz vesayetle
değil, vasilerle miydi? Onlar değil, biz vesayet edelim diye mi
düşünüyordunuz? Kendi kendinizi millete vasi mi tayin ettiniz? Söyleyin,
bilelim; bilelim ve hep birlikte gülelim; kendileri vasilerinin emirlerinden
çıkmayan bir heyet, kendini millete vesayet etme yetkisinde görüyor diye
gülelim. Biliyorsunuz, bugünlerde sayenizde milletçe gülmeye hasretiz. Hiç
değilse bu tiyatro bir işe yarasın, biraz gülmeye vesile olsun.
Bulabildiğim ikinci
açıklama da şu: Cumhuriyet tarihinin en önemli görüşmelerini
yapıyoruz. Cumhuriyet kazanımlarını terk mi edeceğiz,
savunacak mıyız? Bana kalırsa bunu karara
bağlayacağız yani çok önemli, çok, çok önemli ama önümüze
getirdiğiniz metnin fecaat bir metin olduğunu biliyorsunuz. Eğer
bu millet muhalefetin dediklerini işitirse bu metnin ne manaya
geldiğini öğrenecek; böyle toz duman arasında, apar topar,
milletten kaçırarak çıkarmaya
çalıştığınız metnin ne kadar elim bir şey
olduğunu görecek, Ne yapıyorsunuz? Bu yapılır mı?
diyecek, hesap soracak. O yüzden Meclis TVyi kapatıyorsunuz,
kapatıyorsunuz ki millet muhalefetin ne dediğini duymasın.
Maazallah duyarsa yangından mal kaçırır gibi geçirmeye
çalıştığınız bu düzenleme milletten
kırmızı kart görecek, korkuyorsunuz.
Aklıma sizin açınızdan gelen üçüncü
açıklama şu: Önümüze koyduğunuz metinden yana bir sıkıntınız
yok. Aslında bu metnin ne manaya geldiğini bile bilmiyorsunuz ama onu
savunacak kabiliyetiniz yok, olmadığından korkuyorsunuz veya
elinize bu metni verip Gidip bunu Meclisten 330dan fazla oyla geçirin. diyen
irade size güvenmiyor, savunabileceğinize inanmıyor. Elinize,
yüzünüze bulaştıracaksınız. Bunu siz de, sizi görevlendiren
de biliyor. Çare: Kapatırız Meclis TVyi, millet farkına
varmaz. Her birinizin başına da nispeten güvenilir birkaç vasi
atarız, evetleri kontrol ederiz. Bunca yıldır millete Sen
başımızın tacısın. diye diye neler çevirdik. Bu
defa da millet farkına varmadan Anayasayı geçiririz. diye
düşünmüş olabilirsiniz.
Vallahi, benim aklıma gelen ihtimaller bunlar.
Yani, ya millete güvenmiyorsunuz ya önümüze getirdiğiniz metne güvenmiyorsunuz
ya da kendinize güvenmiyorsunuz.
İsterseniz dördüncü bir şık
ekleyebiliriz, yukarıdakilerin hepsi şıkkını da
bunların arasına koyabiliriz. Durumunuz vahim ama dahası da var.
Bu bahsettiğim, görüşmelerin ilk günü. Devletin kanalından, havuzdan
beslediğiniz beslemelerin kanallarından AKP sözcüsünün, AKPli
Komisyon Başkanının, AKPli Başbakanın
konuşmaları canlı yayınlandı. Muhalefet? Muhalefet
yok. Adalet duygunuz da bu kadar işte. Muhalefetin ne dediği
duyulmasın, sizin ne dediğinizi herkes duysun. Açık
konuşalım, ben de bu kadar manasız bir metni, böyle apar topar,
böyle yangından mal kaçırır gibi Meclisin önüne getirmek zorunda
kalan sizlerden, AKPlilerden biri olsaydım, muhalefetin sesi duyulmasın
diye, ben de sizin gibi her türlü adaletsizliği göze alırdım;
ben de rakiplerimle eşit şartlarda rekabet edebilecek vasıflara
sahip olmasaydım sizin davrandığınız gibi
davranırdım. Rakipleriyle eşit şartlarda mücadele kabiliyeti
olmayan herkes sizin gibi yapar, yadırgamıyorum yani. Ama, sizin açınızdan
kötü haber şu: Sadece ben değil, kimse yadırgamıyor.
Yapıp ettikleriniz herkese son derece normal görünüyor. Size
yakışıyor yani herkes size böyle davranmayı
yakıştırıyor ve memleket herkesin böyle davranmayı pek
yakıştırdığı bir heyet tarafından yönetiliyor.
Yani, durum vahim demek bile yetmiyor hâlinizi anlatmaya.
Sevgili milletvekilleri, ama bu hayat bugünden
ibaret değil. Çok da uzak olmayan bir gelecekte bir gün çocuğunuz
bütün bu yaşananları öğrenecek; ne bileyim,
arkadaşlarından duyacak, internette görecek ama öğrenecek. Size
gelip Yuh yani anne, yuh yani baba
FATMA SENİHA NÜKHET HOTAR (İzmir) Sana
yuh, sana!
CEMAL OKAN YÜKSEL (Devamla)
koskoca memleketi
bir adamın keyfine teslim etmek için onca ayıbı göze
almışsınız. Anladık, ikbaliniz o adamın
dudakları arasındaymış. İyi ama o mücadeleyi asgari
bir centilmenlikle, asgari bir adaletle, ahlakla dahi yürütemediniz mi?
diyecek. O anda yüzünüz kızaracak. Yepyeni, yabancı olduğunuz
nahoş bir duyguyla tanışacaksınız. Çocuğunuza
kızmayın, çocuğun günahı yok. Ben söyleyeyim, bilin de
şaşırmayın, o nahoş duyguya utanmak denir.
İşte o gün utanmayı öğreneceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar)
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Televizyonunun Genel Kurul
çalışmalarıyla ilgili yayının Türkiye Radyo ve
Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı arasındaki protokol hükümleri gereğine
göre yapıldığına ilişkin açıklaması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu
müzakerelerin başladığı ilk günden bu ana kadar Meclis
TVyle ilgili çok konu dile getirildi. Bu, tabii Meclis Başkanlık
Divanını da ilgilendirdiği için bu konuyla ilgili ben bir
bilgilendirme yapmak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, 2954 sayılı
Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 21inci maddesiyle, Türkiye Büyük Millet
Meclisi faaliyetlerini yansıtma görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Televizyonuna verilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi faaliyetlerinin ne
ölçüde yansıtılacağı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu
Genel Müdürlüğü ile Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı arasında daha önceden yapılan
protokolle belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Bu protokol gereğince, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu toplantıları salı, çarşamba ve
perşembe günleri 14.00-19.00 saatleri arasında TRT3 kanalından
ve internet üzerinden, bunun dışındaki gün ve saatlerde
çalışma yapılması durumunda ise sadece internet üzerinden
canlı olarak yayınlanmaktadır.
Protokolün 5inci maddesi kapsamında, yasama
yılı açılışı, 23 Nisan özel birleşimi, bütçe
görüşmeleri, hükûmet programı, konuk yabancı devlet
adamlarının Parlamentodaki konuşmaları gibi özel hâllerde,
gün ve saate bakılmaksızın Genel Kurul
çalışmaları TRT3 kanalından canlı olarak
yayınlanmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi
partilerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleştirdikleri grup
toplantıları, birer saat süreyle sınırlı olmak üzere
internet üzerinden canlı olarak yayınlanmaktadır.
Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanının kabul ve ziyaretleri, ihtisas komisyonları ile
diğer komisyonların toplantıları, siyasi parti grup
başkan vekilleri ve diğer milletvekilleri tarafından Türkiye
Büyük Millet Meclisinde düzenlenen basın toplantıları, grup
yöneticilerinin kabulleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı idari teşkilatının faaliyetleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenen konferans, seminer gibi
toplantılar, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan tasarı ve
teklifler ile kabul edilen kanunlar haberleştirilerek Genel Kurul
çalışmalarının dışındaki uygun zamanlarda
yayınlanmaktadır.
Şimdi, bu protokol hükümleri gereğince
Genel Kurul çalışmaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Televizyonu tarafından, rutin çalışma saatleri yani salı,
çarşamba, perşembe 14.00 ve 19.00 arasında
yayınlanmaktadır. Bunun haricinde de tüm günlerde ve saatlerde -yirmi
dört saat üzere- internet üzerinden canlı yayın
yapılmaktadır.
Dolayısıyla, daha önceden böyle bir
yayın varmış da bu yayın kesiliyormuş gibi bir
algının doğru olmadığını, bunun tamamen
rutin bir uygulama olduğunu, bundan önceki Anayasa görüşmelerinde de
aynı uygulamanın, bütün görüşmelerde aynı uygulamanın
geçerli olduğunu
Özel birtakım hâlleri de zaten size saydım.
Bundan ötürü, rutin çalışma saatleri haricinde internet üzerinden
canlı olarak yayınlanmaya devam ediyor.
Hassasiyetiniz için teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Gök, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, Anayasa
değişiklik teklifiyle ilgili görüşmelerin mutlaka TRTden ve
başka kanallardan da yayınlanması ve halkın bilgi alma
hakkının sağlanması gerektiğine, bunun
gerçekleşmemesinin ayıplı bir durum olduğuna ilişkin
açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
yaptığınız açıklamada, TRTnin, Meclisin rutin
faaliyetleri içerisinde bir yayın yaptığını, protokole
bağlı olarak yaptığını ifade ettiniz ama bu
yaptığımız çalışma rutin bir çalışma
değil. Yani Anayasa çalışmasını rutin bir
çalışma çerçevesinde değerlendirmek, bu Anayasa teklifi
tartışmalarını çok anlamsızlaştırır ve
çok kadük bırakır. Tablo keşke dediğiniz gibi olsaydı
ama öyle değil. Türkiye rejim değişikliği içeren bir
çalışmanın yapıldığı ortamı rutin bir
çalışmanın içerisinde değerlendirmek
anlayışı çok sığ bir yaklaşımdır. Bu
protokoller değişmeyecek değildir. Perşembenin gelişi
çarşambadan belliydi. Bunlar TRTyle görüşülür, TRT zaten
iktidarın kontrolünde olan bir kurum; sanki çok bağımsız
bir kurummuş gibi değerlendirip bu protokolün
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
LEVENT GÖK (Ankara) - Sanki TRTyi iktidardan çok
bağımsız bir kuruluşmuş gibi değerlendirip
TRTnin yapmış olduğu bir programa bağlı
kalınacağı, sanki bundan daha fazla ayrılamayacağı
şeklinde değerlendirmeler son derece hatalıdır. Bunlar
gerçeği yansıtmıyor. Biz gerçeğin ne olduğunu
biliyoruz. Böylesine önemli görüşmelerin mutlaka TRTden, hatta başka
kanallarından da yayınlanması gerekirdi, halkın haber alma
ve bilgi alma hakkının kullanılması gerekirdi. Bu,
ayıplı bir durumdur Sayın Başkan. Biz de bu durumu tespit
ediyor ve tutanaklara geçiriyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Tabii, şahsi kanaatimden ziyade ben protokol
hükümlerini sizinle paylaştım ve yine aynı şekilde, dediğim
gibi, yirmi dört saat canlı olarak internet üzerinden de yayın devam
ediyor.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Yüksel
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) Sayın
Başkan, anladığım kadarıyla açıklamayı benim
konuşmam üzerine yaptınız.
BAŞKAN Ama, bu bir sataşma değil
ki.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir)
Açıklamanızda iddia ettiğiniz gibi Meclis TV diye
anlattınız. Fakat ben Meclis TVyle ilgili
konuşmamıştım. Devletin kanalı derken TRT Haberi,
yandaş beslemelerin kanalları derken de diğer, Kanal A, Kanal B
gibi -isim vererek söylüyorum- kanalları söylemiştim.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Yandaş
medya seni niye versin ki.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir)
Dolayısıyla, İç Tüzük 69a göre, söylemediğim sözleri bana
atfetmiş bulunuyorsunuz, sataşmadan, yüksek müsaadenizle,
sınıf arkadaşınız olarak iki dakika söz istiyorum
efendim.
BAŞKAN Estağfurullah.
Sayın Yüksel, ısrar ederseniz söz veririm
de yalnız isterseniz 60a göre ben yerinizde vereyim. Şimdi, ben,
sadece sizin şahsınıza dair değil, bu, pazartesinden beri
süren müzakerelerde hep gündeme geldiği için ve bu da Başkanlık
Divanını ilgilendiren bir husus olduğu için bu konuda bir
açıklama gereği hissettim.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) Peki efendim,
nasıl uygun görürseniz.
BAŞKAN - 60a göre ben yerinizde bir dakika
süreyle söz vereyim size Sayın Yüksel.
36.- Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yükselin, 447
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 12nci
maddesi üzerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) Sevgili
Başkan, ben biraz önce yaptığım konuşmada tabii ki
TBMM TVden yayınlanmamasını eleştirdim. Söylediğiniz
ve okuduğunuz protokole göre birtakım çalışmalar var ama
olağanüstü koşullarda yani Anayasa görüşmeleri
yapılırken, sizin deyiminizle cumhuriyet tarihinin en önemli
görüşmelerinde Başkanlık Divanının bu
görüşmelerin önemine binaen mutlaka bir yayın yapılması
talimatı vereceği izahtan vareste; bu bir.
İki: O gün, örneğin, bizim Hatibimiz
Sayın Deniz Baykalın konuşması esnasında canlı
verilmeyen konuşması, sizin sözcüleriniz konuşurken TRT Haber,
devletin kanalından ve diğer beslemelerin yandaş
kanallarından verildi. Ben bu hususu eleştirmek istemiştim.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yüksel.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, madde üzerinde üçüncü söz,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili İsmail
Aydına aittir.
Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (İstanbul) - İsmail,
konuşmanı Halk TV verecek, rahat ol.
AK PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL AYDIN
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
değişiklik teklifimizin 12nci maddesi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 12nci maddesinde yapılan düzenleme
ile Anayasamızın 119, 120, 121 ve 122nci maddeleri üzerinde
değişiklik yapılmaktadır. Değişiklik ile mevcut
Anayasamızın 119uncu maddesi Olağanüstü hal yönetimi
başlığını almaktadır. Teklifin 12nci maddesiyle
yapılan değişiklikle mevcut Anayasamızın 119, 120,
121 ve 122nci maddelerinde yer verilen olağanüstü hâl ve
sıkıyönetim düzenlemeleri tek madde altında
toplanmıştır. Sıkıyönetim düzenlemesi Anayasamızdan
tamamen çıkarılmıştır. Gerek olağanüstü hâl
kararı gerekse olağanüstü hâlin sürmesi Meclisin takdirine
bırakılmıştır.
Ayrıca, olağanüstü hâl kararının
aynı gün yayımlanma ve yine aynı gün Meclisin onayına
sunulma zorunluluğunu getirmiştir. Savaş ve mücbir sebeplerle
Meclisin toplanamaması hariç olmak üzere, olağanüstü hâl
sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı
kararnameleri üç ay içerisinde Mecliste görüşülür ve karara
bağlanır. Aksi hâlde, olağanüstü hâllerde çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri kendiliğinden
yürürlükten kalkar.
Sayın milletvekilleri, Anayasada yapılan
değişiklik ile Meclisin yetkilerinin daraltıldığı
söylenmektedir. Özellikle, muhalefet partilerinin sözcüleri tarafından,
Meclisin işlevsiz kalacağı ifade edilmektedir. Mevcut sistemde
meclisimizin iki ana görevi vardır; birincisi yasama görevi, ikincisi
yürütmenin denetlenmesi görevidir. Cumhuriyet tarihi boyunca Mecliste
yasalaşan kanunlara baktığımızda bunların yüzde
95inin hükûmet tasarısı olarak geldiği ve
yasalaştığı görülmektedir yani yürütme
hazırlamış ve Mecliste görüşülerek
yasalaşmıştır. Kanun tekliflerinin de neredeyse tamamı
yine yürütme tarafından hazırlanarak, milletvekillerine verilerek
imzalanan teklifler olmuştur. Mevcut sistemde aslında Meclisin ana
görevi olan yasama yetkisi yürütme tarafından kullanılmaktadır.
Böyle bir durumda Meclisin yasama görevinden söz etmek ne kadar doğru
olur?
Değerli milletvekilleri, getirilen teklifle
Meclisin denetim yetkileri aynen devam etmektedir, sadece sözlü soru ve gensoru
kaldırılmaktadır. Bu iki denetim yöntemi de sistemin gereği
olarak kaldırılmıştır çünkü bakanlara Meclis
dışından atanacağı ve artık Meclise
gelmeyecekleri için soru sorma imkânı kalmamıştır. Yine,
yeni sistemin gereği olarak, cumhurbaşkanı halkın yüzde
50sinden fazlasından aldığı oyla yürütme yetkisini direkt
halktan aldığı için Meclisten güvenoyu alamayacaktır ve bu
nedenle Meclisin hükûmete güvensizlik oyu vermesi de düşünülemez. Gensoru
sistemi kaldırılıyor. diyenler mevcut sistemi
anlayamadıklarından böyle bir eleştiride bulunmaktadırlar.
Değerli milletvekilleri, 29 Ekim 1923te
milletimiz cumhuriyeti kurmuş, bu cumhuriyetin de egemenliğini
millete vermiştir. 1921 Anayasasının 1inci maddesi Hakimiyet
bilâ kaydü şart milletindir. İdare usulü halkın
mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına
müstenittir. der. Hâkimiyetin kaynağının millette olduğunu
ve milletin kendi geleceğini bizzat kendinin belirleyeceğini
söylemektedir. Ancak, 1961 Anayasasının egemenliği belirleyen
4üncü maddesi Egemenlik kayıtsız şartsız Türk
milletinindir. dedikten sonra Millet, egemenliğini, Anayasanın
koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır. demektedir.
1921 Anayasasının kayıtsız
şartsız millete verdiği egemenliği 1961 Anayasası
Anayasadaki organlara vermiş ve egemenliğe ortak ihdas
etmiştir. Bütün problem bu tarihten sonra başlamıştır.
Vesayet odakları bu tarihten sonra egemenliğe ortak
olmuşlardır, darbelerle ülkemizin demokratikleşme sistemine
müdahale edilmiştir. 1961 ve 1982 Anayasalarıyla sisteme müdahale
kalıcı hâle gelmiştir. Halkın iradesinin üstünde vesayet
yapıları oluşturulmuştur. Çözüm odaklı olmayan, istendiği
zaman kaos çıkarmaya elverişli bir sistem geliştirilmiştir.
Biz bunun örneklerini çokça yaşadık. Çok
değil, sadece on yıl önce 2007 yılında bu vesayet
sisteminin bir dayatması gerçekleşmiştir. Vesayet odakları
tarafından 367 garabeti ortaya atılmış, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Cumhurbaşkanını seçmesi imkânsız hâle
getirilmiş ve 1980 öncesi bu ülkeye yaşatılan günler tekrar
canlandırılmaya çalışılmıştır.
Yaratılmak istenen kaos, yine halkımızın gösterdiği
irade sayesinde çözülmüştür. Vesayet odaklarının o günkü
zorlaması, aslında bugün bu teklifi görüşmemize neden
olmuştur. Bu milletin başına örmek istedikleri çorap dönüp kendi
başlarına geçmiştir.
1982 Anayasasıyla Cumhurbaşkanına
birçok yetki verilerek yürütme âdeta iki başlı hâle getirilmiştir.
Her türlü yetkiyle donatılan ve Anayasa gereği sorumsuz bir
Cumhurbaşkanlığı pratiğiyle karşı
karşıya kalınmıştır.
Değerli milletvekilleri, sistemimizin
esası Cumhurbaşkanlığı sistemidir. Gerek Mustafa Kemal
Atatürk gerekse İsmet İnönü dönemlerinde güçlü
Cumhurbaşkanı, yürütmenin başı olarak temerküz
etmiştir. Ancak, 1961 Anayasasıyla vesayet sistemi kurulmuş,
sistemin kendisini doğal şartlarda yenilemesine müsaade
edilmemiştir. 1982de yetkili ancak sorumsuz bir cumhurbaşkanı
ihdas edilince sistem işlemez hâle gelmiştir. Siyasi tarihimiz
onlarca hükûmet kriziyle doludur. Bu krizlerin tamamı, darbe
anayasalarının öngördüğü vesayet yapılarından
kaynaklanmaktadır. Ayrıca, sistemin getirdiği ikili yapı da
sürekli kriz üretmiştir. Siyasi tarihimiz, cumhurbaşkanı ve
hükûmetler arasında yaşanan kriz örnekleriyle doludur. Getirilen bu
değişiklikle yürütmedeki iki başlılık ortadan
kaldırılmaktadır. Halkın oylarıyla seçilen
cumhurbaşkanı, seçildiği dönemin sevap ve günahlarını
tamamen üstlenmektedir.
Yine, yeni sistemde cumhurbaşkanı iki
turda yüzde 50den fazla oyla seçileceğinden siyasi tarihimizde onlarca
örneğini gördüğümüz, hükûmet kuramama veya koalisyonlar dönemi
tamamen kapanmıştır.
Sayın milletvekilleri, muhalefet partisi
sözcüleri sık sık fiilî durumdan söz etmektedirler. Mevcut fiilî
durum, geniş yetkilere sahip Cumhurbaşkanının bu
yetkilerini kullanmasıdır. Daha önceki
cumhurbaşkanlarının bu yetkileri kullanmamaları
onların kendi tercihleridir. Halkın oylarıyla seçilen
Cumhurbaşkanımız Anayasadan kaynaklanan bu yetkileri kullanarak
milletimize hizmet etmektedir.
Sayın milletvekilleri, bazı
milletvekillerinin konuşmalarında, yüce Meclisin Anayasa
değişikliği yapamayacağı şeklinde talihsiz
beyanları olmuştur. Anayasalar kutsal metinler değillerdir, toplumun
ihtiyaçlarına göre kendilerini yenileyebilmelidirler. Aksi hâlde, toplumun
gerisinde kalarak toplumun ihtiyaçlarına cevap veremez noktaya gelirler.
Tali kurucu Meclis, asli kurucu Meclis ayrımını da kabul etmek
mümkün değildir. Ben de 1982 Anayasasının ilk 4 maddesinin
mutlaka Anayasamızda olmasının taraftarıyım ancak bir
hukukçu olarak Anayasanın değiştirilemez maddesini kabul etmek
mümkün değildir. Gerekli nisapla Anayasanın tüm maddeleri
değiştirilebilir, hatta Meclis yeni bir anayasa yapabilir; aksini
düşünmek aziz milletimizin vekâletini küçümsemek anlamına gelir.
ERHAN USTA (Samsun) 2012ye dönmeyin, 2012ye.
İSMAİL AYDIN (Devamla) Millî
egemenliği küçümsemek yüce Meclis çatısı altında hiçbir
milletvekilinin arzu edeceği bir durum değildir; tersi bir durum
silahı, darbeyi, vesayetçiyi kutsamak anlamına gelir. Bir
düşünün, yüzde 95in üzerinde temsil kabiliyetine sahip Meclis anayasa
yapamayacak ama 15 Temmuzdaki darbeciler eğer başarılı
olsalardı bu ülkeye yeni bir anayasa yapacaklardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
İSMAİL AYDIN (Devamla) Bunu kabul
etmemiz mümkün değildir.
Bu nedenle yeni getirdiğimiz teklifin
hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Aydın
Sayın Usta
ERHAN USTA (Samsun) Az önceki
BAŞKAN - Buyurun, 60a göre Sayın Usta
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Bursa
Milletvekili İsmail Aydının 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 12nci maddesi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Az önce hatip bir hukukçu olarak şöyle söyledi
Bir hukukçu olarak Anayasaya Anayasanın bazı maddelerinin
değiştirilmesini engelleyen hüküm konulmasını doğru
bulmuyorum. şeklinde bir ifadesi oldu. Bu çok tehlikeli ve
yanlış bir ifadedir, bunun hukukçuluğu filan da yoktur.
Anayasanın 4üncü maddesi Milliyetçi Hareket Partisinin çok hassas
olduğu bir maddedir Sayın Vekil.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Biz de
hassasız, bunu belirttik.
ERHAN USTA (Samsun) Dolayısıyla, yani
biz bu tartışmaları hatırlıyoruz bir yerden ancak
burada çok dikkatli olmanızı size salık veririm.
Anayasanın ilk 3 maddesinin hiçbir şekilde tartışılmasına
rızamız yoktur. 4üncü maddesi de bu tartışmanın dahi
yapılamayacağına ve bunun, bu değişikliğin teklif
dahi edilemeyeceğine ilişkin bir hükümdür ve önemlidir, böyle bir
hüküm de Anayasaya konulabilir. Eğer partinizin görüşüyse bu
Bunun
ben grup başkan vekilleri tarafından düzeltilmesini talep ediyorum.
Partinizin böyle bir görüşü varsa bunu da şu aşamada bizim
bilmemizde fayda var.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Aydın
İSMAİL AYDIN (Bursa) Şahsıma
bir sataşma var, müsaade ederseniz cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Size de yerinizden vereyim,
meramınızı ifade edin 60a göre.
Bu arada Sayın Gök, size söz veriyorum.
Sayın Aydın, siz de sisteme girin.
LEVENT GÖK (Ankara) Bir Sayın
Aydını dinleyelim ondan sonra.
BAŞKAN Siz buyurun.
LEVENT GÖK (Ankara) Bir dinleyelim, ondan sonra.
BAŞKAN Tamam, o zaman Sayın
Aydını dinleyelim.
Aydının kastı belli zaten, ilk 4
maddeyle ilgili hiçbir maddenin değişikliğin
yapılmayacağını.
38.- Bursa Milletvekili İsmail Aydının,
Samsun Milletvekili Erhan Ustanın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
İSMAİL AYDIN (Bursa) Sayın
Başkan, az önceki ifadelerimde gayet açık bir şekilde şunu
ifade ettim: Ben ve partim de Anayasanın ilk 4 maddesinin mutlaka
Anayasada olması taraftarıyız. Bunların
değiştirilmesini arzu etmiyoruz ama benim şahsi görüşüm
olarak, bir hukukçu olarak Anayasanın bütün maddelerinin
değiştirilebileceği kanaatindeyim.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Olur mu öyle şey ya?
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Ayıp ya!
İSMAİL AYDIN (Bursa) Yeni bir anayasa da
yapılabileceği kanaatindeyim. Ben bunu ifade ettim efendim.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Olur mu öyle şey ya?
İlk 4 madde konuşulur mu ya? Böyle bir şey mi olur ya?
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sayın Başkan,
izaha muhtaç bir vaka.
İSMAİL AYDIN (Bursa) Yoksa bu
Anayasamızın ilk 4 maddesinin
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan,
burası
BAŞKAN Sayın Usta, bir saniye oturun,
her hatibin sözüne hemen cevap vermeyelim lütfen.
İSMAİL AYDIN (Bursa)
mutlaka gerekli
olduğuna şahsi olarak ben de katılıyorum, bunu ifade etmek
istiyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Evet, Sayın Bostancı
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye, Sayın
Bostancıya söz veriyorum
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Parti görüşünü
açıklayın, parti görüşünü.
ERHAN USTA (Samsun) Yarın, söylediydik.
diyecek birileri. Ne gerek var, ne gerek var? Yani burası teorik
tartışmaların yapılacağı yer değil ki?
MEHMET METİNER (İstanbul) İlk 4
maddeye itirazımız yok, aynen kalacak, hiçbir itirazımız
yok.
BAŞKAN Sayın Bostancı, buyurun.
39.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
AK PARTİnin görüşünün Anayasanın ilk 4 maddesinin hiçbir
biçimde değiştirilmemesi yönünde olduğuna ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, Anayasanın ilk 4 maddesine ilişkin herhangi bir
tartışma söz konusu değildir, partimizin görüşü bu ilk 4
maddenin hiçbir biçimde değiştirilmemesi yönündedir.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Ama hatip öyle demiyor
Sayın Başkan.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Hatip kendisi
kişisel bir yorumda bulunuyor, önemli olan partinin
yaklaşımıdır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ERHAN USTA (Samsun) Ama ısrarla devam ediyor
ya.
BAŞKAN Sayın Gök
ÖZKAN YALIM (Uşak) Evet, ama hatip öyle
demiyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
LEVENT GÖK (Ankara) Arkadaşlar, izin
verirseniz konuşacağım.
BAŞKAN Sayın Gök, buyurun.
40.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, Bursa Milletvekili
İsmail Aydının 447 sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 12nci maddesi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Ben öncelikle AKP Grubu adına konuşan
Sayın İsmail Aydına çok teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Gerçekler ortaya
çıktı, itiraf edildi.
LEVENT GÖK (Ankara) Çok gerçekçi bir şekilde
yaklaşımını ifade etti. Yani şimdi biz bu
değişiklikleri yapıyoruz ama ileride ilk 4 madde de dâhil olmak
üzere her türlü değişikliği yapabiliriz. gibi bir görüşü,
çok net bir şekilde, Cumhurbaşkanının
anlayışını, burada AKP Grubunun sözcülerinin gizlemeye
çalıştığı anlayışı
yansıttığı için kendisine teşekkür ederim. Bundan
herhâlde Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımız çok ciddi bir
uyarı ve ders alacaklardır. Böyle bir gerçekçi konuşma
karşısında bence bu Anayasa teklifinin görüşmelerinin
devamı konusunda Milliyetçi Hareket Partisi bir görüş ve tutum
belirlemelidir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Gök.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan...
MEHMET METİNER (İstanbul) Biz o
tuzağa gelmeyiz, bizi karşı karşıya getiremezsiniz,
başka kapıya.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
bakın... (Gürültüler) Bir saniye, bir saniye sayın milletvekilleri,
Sayın Bostancı grubun yaklaşımını ifade etti.
LEVENT GÖK (Ankara) Yani, şahsı
adına konuşmadı İsmail Bey.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, ne bugün ne gelecekte AK PARTİ Grubunun böyle bir
yaklaşımı yok, grubun tavrını söylüyorum.
BURHAN KUZU (İstanbul) Tamam, konu
kapanmıştır.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Konu
kapanmıştır.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Usta, bu konuyu bence sürdürmenin
anlamı yok.
Sayın Altay, sizin grup adına da
Sayın Gök konuştu zaten.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben çok kısa
bir söz...
BAŞKAN Buyurun, tutanaklara geçsin, buyurun
söyleyin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Bostancı, bundan memnun olduk tabii. Yani, iktidar partisi grubunun ilk 4
maddeyi değiştirmemek konusunda
kararlılığını ifade etmelerinden memnun oldum.
BAŞKAN Anayasanın buyurucu emri
Sayın Altay zaten bu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, evet.
Ama Sayın Cumhurbaşkanının bu
konuda kamuoyuyla paylaştığı kanaatleri de var. Benim
gördüğüm, an itibarıyla bu konuda iktidar partisi grubu Sayın
Cumhurbaşkanıyla ters düşmüştür. Yani, bu onların
takdiridir, ben sadece tutanaklara geçsin diye söyledim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şahıslar adına Aydın Milletvekili Deniz Depboylu
konuşacaktır. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun ilk söz.
Süreniz beş dakikadır.
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
üzerinde sahsım adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken, öncelikle,
teröristlerle girdikleri çatışmada Bitliste şehit düşen
askerlerimize Allahtan rahmet, acılı ailelerine ve Türk Silahlı
Kuvvetlerimize başsağlığı ve sabır diliyorum,
yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum.
Bugün, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkün
annesi Zübeyde Hanımefendinin vefatının yıl dönümüdür, kendisini
de rahmet ve minnetle anıyorum.
OHAL ilanının düzenlendiği 12nci
maddeyi görüşmekteyiz. Bu maddenin düzenlenmesine
baktığımızda 1982 Anayasasından farklılık
göstermeyen bir kısmının olduğunu da görmekteyiz. Ancak,
yeni düzenlemede kararın süresi ve uygulama şekliyle ilgili
ayrıntılar mevcut olup Milliyetçi Hareket Partisi olarak
gerçekleştirdiğimiz müdahale ve katkıyla Savaş ve mücbir
sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli hariç olmak
üzere; olağanüstü hâl sırasında çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içerisinde Türkiye
Büyük Millet Meclisinde görüşülerek karara bağlanır. Aksi halde
olağanüstü hâllerde çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten
kalkar. ifadesi eklenmiş, son karar ve de asli olan karar hakkı
milletin egemenliğinin kurumuna teslim edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, zor bir
coğrafyada tarih boyunca ödediğimiz ağır bedellerle
koruduğumuz vatan topraklarımızı millî ve kültürel
değerlerimizle birlikte bizden sonra gelecek olan neslimize aktararak
yarınlarımızı inşa etmeye çalışıyoruz.
Bazen ülkemizde olan ve olmasını hayal ettiğimiz sistem ve
uygulamaları farklı ülkelerin sistemleri ve uygulamalarıyla karşılaştırıyoruz
ki bu, gelişmek için yapılması uygun olan bir yöntemdir. Ama,
unutmamak gerekir ki karşılaştırma yaparak kendimizi
yerdiğimiz hiçbir ülkenin komşuları Irak, Suriye değildir.
Hiçbir ülke kendisine sığınan 3 milyonu aşan mülteciye
kapısını açmış ve bu durumdan doğan sorunlarla
mücadele etmek zorunda kalmış değildir. Yine, iç savaş ve
yönetim sorunları yaşayan bu ülkelerde teröristlerin bu
karışıklıktan nemalanarak semirdiğini de unutmamak
gerekir. Bu terör örgütlerinin vatan topraklarımızda gözü olan
diğer güçlerle bir şekilde birleşerek hedef hâline
getirdiği ülkemizi ve milletimizi korumak takdir edersiniz ki oldukça
zordur.
15 Temmuz gecesi
yaşadığımız ihanet çok büyüktür. Teröristler milletin
egemenliğine, cumhuriyetimize, demokrasiye ve direkt milletimize
saldırmıştır. 20 Temmuz 2015ten bugüne kadar
aralarında 600den fazla askerimizin, 382 polis ve bekçimizin, 63
korucumuzun, 35 sivil memurumuzun olduğu 1.080 evladımız
şehit olmuş, 63 vatandaşımız hayatını
kaybetmiştir. 2016 yılında yaklaşık, 2.105 askerimiz,
1.564 polisimiz, 74 korucumuz, 4.227 vatandaşımız yaralanmıştır.
OHALle yönetilen bir ülke olmak övünülecek, mutlu
olunacak, bu şekilde devam etmenin de tercih edileceği bir durum
değildir. Bu durumda yapmamız gereken, bir olup, güçlü olup,
birbirimizle kavga etmek yerine sorunları çözmek olmalıdır. Siyasette
çözüm odaklı yaklaşımı benimsemek zorundayız. Ülke
neden bu hâle geldi, bu kadar çok sorunla neden karşı
karşıya kaldık; bunların hesabını sormak elbette
bizim en doğal hakkımızdır. Ancak içinde bulunduğumuz
koşullar bu hesaplaşmayı şimdilik mümkün kılmamaktadır.
Yüce Türk milleti en iyiye, hatta mükemmel yönetim
sistemine ve yöneticilere, böyle bir sistemi kurup idame edecek yöneticilere en
layık olan millettir. Bunu sağlamak da şüphesiz bizim en büyük
sorumluluğumuzdur. İdeallerimiz büyük ancak imkânlarımız ve
içinde bulunduğumuz koşullarsa malumumuzdur. Şüphesiz bu noktada
siyaset yapmak, riskleri iyi hesaplayıp ciddi kararlar almayı
gerektirir. Allah dağına göre kar verirmiş, böylesine zor bir coğrafyada
bu güzel vatanı korumak, bunca sorunun üstesinden gelmek Türk milletinin
gücüyle hâlledilebilecek bir çözümdür.
OHAL kararlarının alınmak zorunda
olmadığı yarınlara kavuşmak dileğiyle Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Depboylu.
Sayın milletvekilleri, şimdi soru-cevap
işlemi
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım
BAŞKAN
gerçekleştirmeden önce
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Abdulhamit Bey,
yerinden
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Grubumuz
adına müsaade ederseniz efendim az önceki konuyla ilgili
BAŞKAN Yerinizden bir dakika süreyle 60a
göre söz vereyim.
Buyurun Sayın Gül.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.- Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gülün, Anayasanın
ilk 4 maddesiyle ilgili herhangi bir değişikliğin söz konusu
olmadığına ve Milliyetçi Hareket Partisiyle
yapılmış görüşmelerde de bu konunun gündeme
gelmediğine ilişkin açıklaması
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
çalışmalarıyla ilgili AK PARTİ adına yapmış
olduğumuz müzakereler, görüşmeler neticesinde Anayasanın ilk 4
maddesiyle ilgili herhangi bir değişiklik, herhangi bir gündem söz
konusu olmamıştır. Milliyetçi Hareket Partisiyle
yapmış olduğumuz görüşmelerde de bu konu gündeme
gelmemiştir. Ne bugün ne de yarın, AK PARTİ olarak ilk 4
maddeyle ilgili herhangi bir değişiklik konusunda bir düşüncemiz
bulunmamaktadır. Türkiye devleti bir cumhuriyettir. Laik, demokratik hukuk
devletinin teminatı AK PARTİdir, bu aziz milletimizdir. Hiç kimse
İstiklal Marşımızı, başkentimiz Ankarayı
ve ay yıldızlı al bayrağımızı ortadan
kaldıramayacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Ve Türkçemizi ve
Türkçemizi, Türkçemizi.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Hadi alkış,
alkış!
VELİ AĞBABA (Malatya) İkisini de
alkışlıyorsunuz; hangisi doğru?
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Böyle bir irade
esasen az önceki değerli arkadaşımız tarafından da
ifade edilmiştir. Farklı bir durum söz konusu değildir. Rejim
değişikliği 15 Temmuzda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep)
Başkanım, toparlayayım.
VELİ AĞBABA (Malatya) Hem İsmail
Aydını alkışlıyorsunuz hem Abdulhamit Gülü
alkışlıyorsunuz, bu nasıl iş; hangisi doğru?
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Türkiye devletinin cumhuriyet
niteliği, hukuk devleti niteliği, laik bir cumhuriyet olma
niteliği asla ve asla ortadan kaldırılamayacaktır. Rejim
değişikliği diye bugün eleştirenler de 15 Temmuzda Türkiye
devletinin rejimini değiştirmeye çalışan bir terör örgütüne
karşı bu milletin bu hayâsızca akını nasıl bir
şekilde püskürttüğünü, durdurduğunu bütün dünya görmüştür.
Rejimin bekçisi aziz millettir, AK PARTİdir. Kıyamete kadar,
ilelebet cumhuriyet, demokrasi, laik devlet korunacaktır.
Bunu arz ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Bir alkış
daha, bir alkış daha!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan, çok
kısa
BAŞKAN Sayın Gök, Sayın Usta,
sayın milletvekilleri; vereceğim söz ama şimdi her bir
sayın milletvekilinin sisteme girmesinden sonra bir karşı cevap
niteliği taşıyacak sözlerden kaçınalım. Her bir grup
kendi beyanlarını ifade eder; katılırız,
katılmayız. Bunu böyle bir sistematize ettikten sonra tabii ki grup
başkan vekillerine de ben her hâlükârda söz vermeye
çalışıyorum.
Sayın Usta, buyurun.
42.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Bursa
Milletvekili İsmail Aydının Anayasanın ilk 4 maddesiyle
ilgili bazı ifadelerini düzeltmesini ve Başbakanın bununla
ilgili bir açıklama yapmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, şimdi, tabii,
konuştuğumuz madde ilk 4 madde. 1inci madde devletin şekli,
2nci madde cumhuriyetin nitelikleri, 3üncü madde devletin bütünlüğü,
dili, bayrağı, Millî Marşı ve başkenti. Yani bununla
ilgili nasıl bir kuşku var da, şimdi konuşmacı durup
dururken, hani böyle bir tartışma olur, bir şey olur da bir
fikir alışverişi
Akademik bir ortam değil burası. Bir
Anayasa değişikliğini konuşuyoruz. Devletin birliği ve
bütünlüğü meselesi, devletin millîliği meselesini konuşuyoruz,
rejimle ilgili kısımdır bunlar. Daha doğrusu bunları
konuşmuyoruz. Bunların hiçbir şekilde
tartışılmaması gerekir. denilen bir ortamda bir hatibin
çıkıp Efendim, bunları koruması altına alan maddenin
konulması doğru değildir. filan... Kusura bakmayın, burası
üniversite filan değil. Ben AKP Grubundan şunu beklerim: Burada
bazı isimler geçtiğinde 300 kişi ayağa kalkarken devletin
birliği ve bütünlüğü maddesiyle ilgili kendi grubundan birisi bir
şey söylediği zaman AKP Grubunun ayağa kalkması lazım,
Olmaz böyle bir şey. demesi lazım, Reddediyoruz. demesi
lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Sayın
Başkan, ceza verilmesi lazım, ceza, kapatmayı bırakın.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Usta.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) Dolayısıyla,
şimdi hâlâ ben hatipten bir düzeltme
Hakikaten bununla ilgili Sayın
Başbakanın bir açıklama yapması lazım, AK PARTİ
Grubunun Genel Başkanı olarak bir açıklama yapması
lazım. Bu, hiçbir şekilde konuşulamaz, yanlıştır.
diye bir açıklama yapılması lazım. Ben bunu Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkan Vekili olarak Sayın Başbakandan
talep ediyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Gök
43.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, AK PARTİ Grubu
adına konuşan Bursa Milletvekili İsmail Aydının,
iktidar partisinin rejim değişikliği konusunda Anayasanın
değiştirilemez maddelerini değiştirme niyetini açıkça
ortaya koyduğuna ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, az
önce AKP Grubu adına konuşan arkadaşımız, tesadüfi bir
arkadaş değildir, AKPnin Anayasa Komisyonunda bir üyedir ve grup
adına konuşarak gizlenen bir tuzağı çok açık bir
şekilde belirtmiştir. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Yani
herkesin bildiği ama söyleyemediği, aslında o noktaya
gideceğini herkesin gördüğü bir tabloyu arkadaşımız
çok açık bir şekilde ifade etmiştir. Cumhuriyet Halk Partisinin
başından beri ısrarla durduğu rejim
değişikliği konusunda iktidar partisinin Anayasanın
değiştirilemez maddelerini değiştirme niyetini çok
açıkça ortaya koymuştur. Bu tablo hem halkımıza hem de bu
Anayasa değişiklik teklifine destek veren herkes açısından
bir ders ve uyarıcıdır. Bence bu konuda teklife destek veren
herkesin pozisyonunu tekrar gözden geçirmesi gereken çok önemli bir sürecin
içerisindeyiz. Bu sıradan bir konuşma değildir, bir tuzak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
LEVENT GÖK (Ankara) Lütfen
Tamamlıyorum.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
LEVENT GÖK (Ankara) Bu, Anayasa
değişiklik teklifinin, bu projenin özü, gerçeği, beklenen amaç,
daha sonraki amaç ortaya çıkmıştır. Bir süre bu
şekilde gidildikten sonra nihayetinde nelerin
yapılacağını, AKP adına konuşan
arkadaşımız, AKP Grubu adına konuşan
arkadaşımız çok açık ve net anlattığı için,
ben, kendisine tekrar teşekkür ediyorum. Bu uyarıcı
konuşmasının da, halkımız ve bu konuda teklif veren
herkes tarafından dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğinin bir
kez daha altını çiziyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş, sistemi
açıyorum, buyurun siz de.
44.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Ankara
Milletvekili Levent Gökün yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili, her
zaman yaptığı gibi niyet okuma içerisinde. Anayasanın ilk
3 maddesinde konuşmaması gereken tek parti varsa o da Cumhuriyet Halk
Partisidir. (CHP sıralarından gürültüler) Eğer Türkiye Büyük
Millet Meclisi internet sitesine girerse herkes neyin ne olduğunu görür.
Bakın, Anayasanın ilk 3 maddesi virgülü
dahi değiştirilemeyecek metindir.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Bize anlatma,
arkadaşına anlat.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Üzerindeki
harf, a harfi e harfi bile yapılamaz, ı harfi i harfi
yapılamaz. Ama Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Uzlaşma Komisyonuna
verdiği 2012 tarihli değişiklik metninde 2nci maddede
değişiklik teklifi vardır, 3üncü maddede değişiklik
teklifi vardır. Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuyla ilgili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, açıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
söyleyecek
tek bir sözü yoktur.
Anayasanın 1inci maddesi Türkiye Devleti bir
cumhuriyettir.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
Kıvırmayın!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Cumhuriyetle AK
PARTİnin hiçbir problemi yoktur ve Sayın Başbakan
söylemiştir. Rejim tartışması, isim
tartışması 1923te bitmiştir. Anayasanın 2nci
maddesi Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru, millî dayanışma ve
adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen
temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3üncü maddesi, Sayın
Cumhurbaşkanının her yerde söylediği Tek vatan, tek
millet, tek bayrak, tek devlet ilkesinin bütünleşmiş hâlidir;
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. -üniter
yapıdır-Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli
ve 3üncü,
4üncü maddeleri bu şekilde gidiyor.
AK PARTİ Grubunun Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 1inci, 2nci, 3üncü maddeleriyle ilgili herhangi bir
sorunu yoktur ve bunu da başından itibaren söylemiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı da bunu ifade etmektedir, Sayın
Başbakan da her konuda bunu söylemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Müsaade eder
misiniz?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Ver, ver;
düzeltme yapsın.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Elitaş, lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) AK PARTİ
Grubu da bu sözünün arkasındadır. 3 maddenin
değiştirilemeyeceğini ifade eden
4üncü maddesi konusunda da,
bu konuda fikri açık ve nettir. Hiç kimsenin bunu
sorgulamasının, niyet okumasının gereği, ihtiyacı
yoktur ve haddi de yoktur.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
Açalım mikrofonunuzu isterseniz, ses
tellerinizi fazla zorlamayın.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Olabilir,
meramımı Genel Kurul da duysun.
BAŞKAN Daha çok
konuşacaksınız.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, Anayasanın ilk 4
maddesi, kurucu iradenin felsefesini, anlayışını Anayasaya
yansıtan maddeler. Bunu 12 Eylül Anayasası olarak görmekle birlikte,
biz hiçbir zaman ilk 4 maddeyi 12 Eylülün iradesi olarak görmedik; kurucu
felsefenin, kurucu iradenin yansıması, Anayasanın özü ve ruhu
olarak gördük. Dolayısıyla -Sayın Erhan Ustaya çok
katılıyorum, Sayın Levent Göke de çok katılıyorum- bütün
Türkiyenin hassas olduğu bir konudur, Türkiyenin namusudur, Türkiyenin
şerefidir ama biraz önce Sayın Grup Başkan Vekili daha önce
24üncü Dönem Parlamentosunda kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonunda bizim
2nci ve 3üncü maddenin değiştirilmesiyle ilgili önerge
verdiğimizi iddia etmek suretiyle hem Genel Kurulun hem de kamuoyunun
kafasında bir istifham yaratmıştır; bu, bir
sataşmadır, düzeltmenin ötesinde cevaba muhtaçtır.
Söz talep ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Zaten cevap
verdin.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
İki dakika süre veriyorum, lütfen yeni bir
sataşmaya meydan vermeyelim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
4.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklaması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
milletvekilleri, sizleri tenzih ediyorum ama Adalet ve Kalkınma Partisinin
kimi üst düzey yöneticilerinin laiklikle ve Atatürkle sorunu
olmadığı söylenemez. Nitekim, bu konuda böyle özel bir polemik
yaratacak değilim. Bugün bu hâle gelmişseniz bununla da iftihar
ederiz yani gelmişlerse. Ama şu anda sayın milletvekilimin
yaptığı bir konuşma, sizin, Adalet ve Kalkınma
Partisinin yönetiminin bu konuda Anayasayla ilgili gerçek niyetini, arka
beynini gün yüzüne çıkarmıştır.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Ne alakası
var?
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) Nereden
çıkartıyorsun ya?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir suçluluk
telaşı içindesiniz. Bu suçluluk telaşınızı
Cumhuriyet Halk Partisine iftira atmaya kalkarak kapatamazsınız.
Ben iki gün önce de söyledim: Anayasanın her
maddesi değişir. Anayasayı Anayasa yapan kurucu felsefenin,
kurucu iradenin anlayışının içinde olup olmamasıyla
ilgilidir. İlk 4 madde, kurucu iradeyi ve kurucu felsefeyi temsil eder.
Yani Çanakkalede, İnönüde, Dumlupınarda, Afyonda, Sakaryada
düşmanla topa karşı süngüyle savaşan bu milleti temsil
eder, Ulusal Kurtuluş Savaşını temsil eder. Adalet ve
Kalkınma Partisinin kimi yöneticilerinin Bu millet isterse laiklik elden
gider tabii. sözleri hafızamızda ve Anayasanın 2nci maddesi
de devleti ve cumhuriyeti tanımlarken laik niteliğine vurgu
yapmaktadır. Hiç boşuna anlatmayın, biz sizin böyle
olduğunuzu yani yönetiminizin böyle olduğunu, bu anlayışta
olduğunu zaten biliyoruz.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) Nereden biliyorsun?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Umarım, sizin bu
anlayışınızın böyle olduğunu unutanların da
bu anlayış tekrar akıllarına gelmiştir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Beni
aldattı. diyen, alçaklık yapıyor. İftira ediyor efendim, alçaklık
yapıyor!
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Anayasa
Mahkemesi kararından biliyoruz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, yine Sayın Altay bizim niyetimizi okuyarak AK PARTİnin
temsilcilerinin görüşleri, yöneticilerinin görüşleri
bu
şekilde ifade etmiştir. İzin verirseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Ama şu tartışmayı bitirelim
lütfen. Meram anlaşıldı, her grup
5.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekillerim; tekrar ediyorum; Anayasanın
ilk 3 maddesinin değişemeyeceğiyle ilgili söz hakkı olmayan
tek parti Cumhuriyet Halk Partisidir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) O nasıl
oluyor?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) YouTubea
girin, YouTubea girin. Sayın Altay, tekrar ediyorum; YouTubea girin. 26
Ekim 2015, Sayın Genel Başkanınız, Sayın
Kılıçdaroğlu, IMC Televizyonunda bir mülakatta diyor ki
CEYHUN İRGİL (Bursa) Ya, biz on beş
dakika önce kulağımızla duyduk.
LEVENT GÖK (Ankara) Ya, iftira atarak yapma!
Arkadaşın ne söyledi, ona cevap ver ya. Arkadaşın ne söyledi
ya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) 1inci, 2nci,
3üncü maddeyle ilgili değiştirilmesine ne diyorsunuz? Olabilir
tabii. Bir Genel Başkan boş bulunup bunu söyleyemez.
LEVENT GÖK (Ankara) Ortaya
çıkardığınız tabloya bak. Ne Olabilir! Yalan söylüyorsun!
Hiç de öyle değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Aç YouTubea
bak. Aç YouTubea bak.
LEVENT GÖK (Ankara) Hiç de öyle değil.
Yakalandınız, şimdi yakalandınız. Niyetiniz ortaya
çıktı, niyetiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bir Genel
Başkan boş bulunup bunu söyleyemez, Genel Başkanlık
makamına oturan birisi bunu ifade edemez.
LEVENT GÖK (Ankara) Yakalandınız,
yakalandınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Yine,
bakın, 2012 tarihindeki Anayasa uzlaşma konusundaki metniniz, 2nci
maddedeki bir kelimeyi değiştiriyorsunuz.
LEVENT GÖK (Ankara) Yakalandınız,
yakalandınız. İftiraya bak! İftiraya bak, iftiraya!
Bunların hepsi iftira! Hepsi iftira! Hepsi iftira! İftira
atıyorsun! Yalan söylüyorsun, yalan!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
Anayasanın 2nci maddesindeki bir kelimeyi değiştiriyorsunuz.
Sayın Baykalın Hükûmette olduğu dönemde Anayasanın
Başlangıç ilkesindeki hükmü değiştiriyorsunuz. Siz bu
konuda tek söylenmeyecek
LEVENT GÖK (Ankara) Anayasanın
laikliğini değiştireceksiniz. Rejim değişikliği
yapacaksınız. İftira atıyorsun! İftira atıyorsun!
İftiracısın sen! MHPyi de kandırıyorsunuz! MHPyi de
kandırıyorsunuz!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Niyet okuyarak
değil, belgelerle söylüyorum. Girin YouTubea,
Kılıçdaroğlu Anayasa 2nci, 3üncü madde diye bakın,
Sayın Kılıçdaroğlunun söylediği meseleyi
duyarsınız.
LEVENT GÖK (Ankara) Bırak sen bunları,
bırak. Bırak bunları, bırak bunları. Sen
arkadaşının ne söylediğine bir bak,
arkadaşının ne söylediğine bak.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Onu da
bırakın, TBMM internet sitesine girin, deyin ki
Cumhuriyet Halk
Partisinin Anayasa değişiklik metninde 2nci maddede
değişiklik var mı yok mu görün.
LEVENT GÖK (Ankara) Demek ki şimdiden sonra
değiştireceksiniz öyle mi? Laikliği değiştireceksiniz,
rejimi değiştireceksiniz; ona cevap ver, ona. Ona cevap ver. Ona
cevap ver.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) AK PARTİ
Grubunun temsilcileri burada. Bizim 1inci, 2nci, 3üncü maddeyle ilgili
herhangi bir çekincemiz yok ve bunu laik sistemle ilgili, benim
inancımın sigortası, garantisi olarak görüyoruz.
LEVENT GÖK (Ankara) Yakalandınız,
yakalandınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sayın Gök
LEVENT GÖK (Ankara) Bakın, yakalandılar
bunlar, yakalandılar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sayın Gök,
siz niye böyle yapıyorsunuz?
LEVENT GÖK (Ankara) Sen yakalandın,
yakalandın. Rejim değişikliği, laikliği
kaldıracağınızı itiraf ediyor
arkadaşınız; itiraf ediyor, itiraf ediyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Niye büyük bir
tepki gösteriyorsunuz? Doğruları dinlemek sizi niye korkutuyor?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Niye
korkutuyor?
LEVENT GÖK (Ankara) Yakalandınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuda söz hakkı yoktur.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Yakalandın Elitaş,
yakalandın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bak, YouTubea
bak.
LEVENT GÖK (Ankara) Yakalandınız,
yakalandınız. Siz samimi değilsiniz, gerçekçi değilsiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İstersen
sana mail atayım da gör.
BAŞKAN - Sayın milletvekillileri, her grup
kendi iradesiyle, kendi ifadeleriyle konuya yaklaşımını
ifade etti.
LEVENT GÖK (Ankara) Bak, arkadaşın ne
konuştu? Ne konuştu orada?
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Hem suçlusunuz hem
güçlü be. Hem iftira ediyorsunuz
BAŞKAN - Bence bu konu yeterince
açıklığa kavuştu.
LEVENT GÖK (Ankara) Olur mu Sayın
Başkan? Bir rejim değişikliğini konuşuyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay.
Ama hangisini dinleyeceğim bilmiyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Engin Beyi dinleyeceksiniz.
BAŞKAN - Biriniz ayaktasınız, biriniz
yerinizde bağırıyorsunuz. Ben kimi dinleyeceğim?
LEVENT GÖK (Ankara) Ayakta olanı dinleyin.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) İşiniz
gücünüz palavra ya, palavracısınız hepiniz ya.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay, sizi
dinliyorum, lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın Genel
Başkanımızın bir televizyon konuşmasındaki
mülakatını ben de dinledim. Burada Sayın Elitaş
mülakatı tahrif etmek suretiyle Genel Kurulda ve kamuoyunda
yanlış bir algı oluşmasına yönelik bir mizansen
ayarladı. Buna cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
6.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında CHP Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi, o
programı ben de sosyal medyadan gördüm.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Yakıştı mı size, bizi suçluyordunuz?
ENGİN ALTAY (Devamla) Bu, biraz hani bir
evet-hayır yarışması vardır ya, katiyen o iki
kelimeyi demeyeceksin gibi ya da her şeye hep evet diyeceksin.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Hem gördüm
Ne
kılıf uyduracaksın?
ENGİN ALTAY (Devamla) Ya, bir sesini kes!
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Ne keseceğim
lan, hakaret ediyorsun!
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdi, orada
peş peşe sorular soruluyor. İşte YÖK kalksın
mı? Evet. Demokratikleşme, demokratikleşmeyle ilgili
adımlar
Sunucu soruyor: Anayasa değişsin mi? Tabii. YÖK
kalksın mı? Tabii. Sunucu orada
Genel Başkan temel hak ve
özgürlüklere yönelik değişimlerle ilgili bağlaç anlamında
tabii kelimelerini peş peşe kullanıyor ve siz buradan bir
şey çıkarıyorsunuz.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Savunamazsın
burada, bu yeterli değil. Bu yeterli savunma değil. Bu savunma
yeterli değil.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Buradan bir şey
çıkarmaya kalkarsanız
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Bu savunma yeterli
değil.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Recep Tayyip
Erdoğanın, Abdullah Gülün ve benzeri, Atatürkle, laiklikle ilgili
söylediklerini buraya koyarsak, burada söylersek yüzünüz kızarır.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Niye tepki
gösterdin bize?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ancak Sayın Genel
Başkan o dönemde -öncesinde, sonrasında- o
tartışmaların olduğu dönemde herkes bilir, Türkiye
hatırlar ki eline bu Anayasayı alarak Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği Genel Kurulunda bu 4 maddeyi tek tek okumak suretiyle Cumhuriyet Halk
Partisinin varlığında, mevcudiyetinde bu 4 maddeyi
değiştirmeye kimsenin ama kimsenin gücünün yetmeyeceğini bütün
Türkiye ve dünya kamuoyuna beyan etmiştir. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gaf yaptı
yani orada, farkında değil.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Efendim, televizyonda
sunucuların, spikerlerin, habercilerin yaptığı o tuzak soru
dizisi içindeki bir tabii kelimesi size bir şey kazandırmaz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sizin
televizyonunuz, sizin.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Güzel bir şey
oldu, ben Sayın Aydına çok teşekkür ediyorum, iktidar partisine
mensup milletvekilimize.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Kılıçdaroğlu açıklama yapsın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
AKPnin özünün ve ruhunun, Türkiye Cumhuriyetini kuranların
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Kılıçdaroğlu açıklama yapacak. Ne demek
istediğini anlatacak.
ENGİN ALTAY (Devamla)
özüyle ve ruhuyla aynı olmadığını itiraf etti.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Kılıçdaroğlu açıklama yapsın.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Kılıçdaroğlu açıklama yapacak. Ben gaf yaptım,
yanıldım, duymadım. diyecek, onu açıklayacak.
LEVENT GÖK (Ankara)
Açıklamayı İsmail Aydın yaptı.
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Aydın,
sizin söz talebiniz var.
İSMAİL AYDIN (Bursa)
Efendim, sayın hatip az önce ismimi de zikrederek söylemediğim bir
şeyi
BAŞKAN Buyurun size de
iki dakika süre veriyorum.
Lütfen bu konuyu
toparlayalım artık.
7.- Bursa Milletvekili İsmail Aydının, Ankara
Milletvekili Levent Gökün yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Değerli arkadaşlar, az önceki konuşmamı
konuşma metnimden aynen ifade ediyorum: Tali kurucu Meclis ve asli kurucu
Meclis ayrımını kabul etmediğimi belirtiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak!
İSMAİL AYDIN
(Devamla) Aynen okuyorum: Ben de 1982 Anayasasının ilk 4
maddesinin Anayasamızda mutlaka olması gerektiğini
düşünüyorum ancak bir hukukçu olarak, teorik olarak Anayasanın
değiştirilemez maddesi olmasını kabul etmiyorum. Bütün
metin bu. (CHP sıralarından "Yuh!" sesleri, gürültüler,
sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Bir saniye
arkadaşlar, ne oluyor?
İSMAİL AYDIN
(Devamla) Şimdi, kıymetli arkadaşlar, bakınız, az
önceki ifademde de şimdiki ifademde de Anayasanın
değiştirilmez 4 maddesinin mutlaka Anayasada olması
gerektiğini ben de ifade ettim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, böyle bir rezalet olur mu ya?
İSMAİL AYDIN
(Devamla) AK PARTİ Grubu olarak da bu 4 maddenin Anayasada
olmasının teminatı bizleriz.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Bu
4 maddeyi kimse değiştiremez.
İSMAİL AYDIN
(Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Böyle
şey olur mu ya?
İsmail, sözlerin burada.
AKP Grubu adına teşekkür ediyorum sana İsmail, konuşmandan
dolayı teşekkür ediyorum.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Yazıklar olsun! Yuh!
BAŞKAN Bir saniye
arkadaşlar.
ERHAN USTA (Samsun)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun)
Sayın Başkan, hatip düzeltti mi, pekiştirdi mi anlayamadık
biz. Hatip konuşmasını düzelteceğini ifade etti fakat
pekiştirdi. Yani, AKP Grubunun ciddi şekilde bir açıklama yapması
gerekiyor.
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Usta, bakın, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
gerek Sayın Bostancı gerek Sayın Elitaş defalarca
açıklamalarda bulundu. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Avukatı mısın?
MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) Kılıçdaroğlu da çıksın açıklama
yapsın.
BAŞKAN Her bir siyasi
parti grubu temsilcisi, grup adına konuşmalarını
yaptı. Dolayısıyla, ne olursunuz, her grubun fikri de zikri de
net, berrak ortadadır, takdir de kamuoyunundur. Bu süreçle ilgili tartışmayı
uzatmak niyetinde değiliz. Anayasanın mevcut 4üncü maddesi hükmü
çok açık ortadadır zaten. İlk 3 maddesinin
değiştirilemeyeceği, hatta değiştirilmesinin teklif
dahi edilemeyeceğini Anayasa emir altına almıştır,
buyruk altına almıştır.
ÖZKAN YALIM (Uşak) O zaman cezasını
verin bunun, cezasını verin ya!
BAŞKAN - Bu konunun tartışılacak
başka bir yönü yoktur diyorum.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Ömer SERDAR
(Elâzığ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
12nci madde üzerinde İç Tüzükün 72nci
maddesi kapsamında verilmiş bir önerge vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İç Tüzükün 72nci maddesi gereğince 12nci
madde görüşmelerinin devamını talep ederiz.
Levent
Gök Engin
Altay Hüseyin
Çamak
Ankara
İstanbul Mersin
Barış
Yarkadaş Tufan
Köse
İstanbul Çorum
BAŞKAN Önergeyi kabul edenler
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama talebimiz var efendim.
BAŞKAN Bir yoklama talebi var, o talebi
karşılayacağım.
Sayın Baykal, Sayın Altay, Sayın
Tezcan, Sayın Gök, Sayın Çam, Sayın Çamak, Sayın Karadeniz,
Sayın Emir, Sayın Şeker, Sayın Akın, Sayın Kayan,
Sayın Tanal, Sayın İlgezdi, Sayın İrgil, Sayın
Torun, Sayın Kayışoğlu, Sayın Hürriyet, Sayın
Arık, Sayın Aydın, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Budak.
Evet, şimdi yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, sisteme giren sayın
milletvekillerimizin isimleri yoklamadan dolayı silinmiş bulunuyor,
dolayısıyla tekrar sisteme girerlerse soru-cevap işlemini
gerçekleştireceğiz.
Söz sırası, Sayın Aydın,
Sayın Topal, Sayın Gürer, Sayın Atıcı, Sayın
Gaytancıoğlu, Sayın Torun, Sayın Tüm, Sayın Tarhan
Böyle gidiyor ama beş dakika süreyle söz vereceğim.
Soru-cevap işlemini başlatıyorum.
Sayın Aydın, buyurun.
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Demokratik ülkelerde hukukun evrensel ilkelerine
saygı ve hak arama yollarının açık tutulması, kanun
önünde eşitlik, bireysel hak ve özgürlüklerin korunması, idarenin
hukuka bağlılığının sağlanması temel
değerlerdir. Demokrasi, millete hizmet için yapılan siyasi bir
yarış ve hoşgörü rejimidir. Bu rejimde kimsenin diğerlerine
göre üstün hak ve imtiyazı yoktur. Demokrasi meşruiyetini halkın
özgür iradesinden alır.
Sayın Bakan, bilmem bu görüşlere ne kadar
katılıyorsunuz ama şunu biliniz ki bu alıntıyı
sizi eleştiren bir makaleden almadım. Nereden aldım biliyor
musunuz? Partinizin kuruluş beyannamesinden aldım. On dört yıl
önce -nereden nereye gelmişsiniz- 2003te bu beyannamede mi takiye
yaptınız yoksa bugün mü yapıyorsunuz?
Sorum: 2003teki beyannameniz mi asıl olan
yoksa bugün İlk 4 madde de değişebilir. diyen fikriniz mi?
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Topal, buyurun.
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
FETÖcü hainler başarılı olsaydı
ülkemizde ne olurdu? OHAL ilan edilirdi. En demokratik hak olan gösteri ve
yürüyüşler yasaklanırdı. Ekonomi rayından
çıkardı, dolar patlama yapardı. Gazete, dergi ve televizyonlar
kapanırdı. Gazeteciler, milletvekilleri ve muhalif olanlar
tutuklanırdı. Üniversitelere aday dahi olmayan rektörler
atanırdı. Muhaliflere cadı avı başlar, kâbus gibi
günler yaşanırdı. Anayasa değiştirilir, dikta rejimi
kurulurdu. Allaha şükür birlikte engelledik, milletçe verilmiş
sadakamız varmış, cümleten tekrar geçmiş olsun.
Sayın Bakan, siz de böyle düşünüyor
musunuz? Darbe engellenmesine rağmen bütün bunları yaşıyor
muyuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Rejimi değiştiren, adı
Cumhurbaşkanlığı olarak ifade edilen
başkanlıkla ülke geleceği belirsizliğe sürüklenmektedir.
Farklı açıklamalardan anlaşılıyor ki bu
değişiklikle yetinilmeyecektir, yeni fiilî durumlar yaratılarak
yeni değişiklikler yapılabilecektir. Meclis çoğunluğu
Ki AKP sözcüleri televizyonlarda iki partili bir sistem
olacağını ifade etmektedirler. Bu durumda ilk 4 madde dâhil
değiştirilmeyen madde kalmayacaktır.
12nci madde olağanüstü hâl ilanıyla
ilgilidir. Bakanlar Kurulunun olağanüstü hâl yetkisi dahi başkana
geçmektedir. Asgari bir tartışma ve kolektif karar alma
olanağı dahi yok edilmektedir. Anayasa değişikliğiyle
tüm yetkileri alan ve Meclis çoğunluğuna sahip bir tek adamın
ilk 4 maddeyi değiştirmemesinin önünde hangi engel kalmaktadır?
Teşekkür ederim Başkan.
BAŞKAN Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Değerli
arkadaşlar, AKPli milletvekilleri zaman zaman ve çeşitli vesilelerle
Anayasanın ilk 4 maddesinin değişebileceğini ya
doğrudan ya da ima yoluyla söylemektedir. Bugün AKP grubu adına
konuşan sözcü açıkça ilk 4 maddenin değişmez
olmadığını söyleyerek AKPnin gerçek niyetini ortaya
koymuştur. Bu yetmez, Sayın Ahmet İyimaya bu Anayasa
değişikliğinden sonra aynen şöyle diyor: Geçiş süreci
bizim en büyük öğretmenimiz olacaktır. Yani diyor ki: Bu daha
başlangıç. Esas bombayı Cumhurbaşkanının Hukuk
Başdanışmanı patlatıyor, diyor ki: Bu Anayasa
değişikliği ihtiyacı tam olarak
karşılamıyor, yeni anayasa ihtiyacımız bu değişiklikten
sonra daha güçlü hâle gelecek. Gelecekte çok farklı siyasi aktörler de
yeni anayasal sistemin değişikliğinde rol alabilir. Yani
kısaca AKP diyor ki: Bu daha başlangıç, laik cumhuriyeti
yıkmaya devam. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak sürekli
söylüyorduk, AKPye göre sistem değişecekti, bizi, cumhuriyeti kuran
ve korumak için ant içmiş cumhuriyet sevdalılarını ikna
etmek mümkün değildi ama işte biraz önce herkes gördü, AKP Anayasa
Komisyonu üyesi, 3 defa, ilk 4 maddenin değiştirilebilir
olduğunu söyledi. Buna ne denir biliyor musunuz? Takke düştü, kel
göründü. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Son olarak, Sayın Torun
SEYİT TORUN (Ordu) Anayasada
Değiştirilemez. denen ilk 4 maddenin
değiştirilebileceğini, AKP Grubu adına söz alan hatip bunu
ifade etti. Bu, Meclis tutanaklarında da mevcuttur. Bu bir dil sürçmesi
değildir, belgeyle de kanıtlıdır. Bu ifade AKPnin bu
anlamdaki gerçek düşüncesini de ifade etmektedir. Buna karşılık
buradaki grup başkan vekillerinin açıklaması yeterli
değildir, Sayın Başbakanın bu konuya mutlaka bir
açıklama getirmesi gereklidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Şimdi soruları
cevaplandırmak üzere sözü Adalet Bakanı Sayın Bekir
Bozdağa bırakıyorum.
Buyurun Sayın Bozdağ.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ
kuruluş bildirgesi ve programı, tüzüğüyle yola
çıktığında milletimiz ve devletimiz için neleri
gerçekleştirmeyi hedeflediğini Türkiye kamuoyuyla
paylaşmıştır. Zaman zaman yaptığı
kongrelerde, yapılan seçimlerde seçim beyannamelerinde de, Hükûmet
programlarında da milletimiz ve devletimizin yararına, hayrına
atılacak adımlara dair taahhütlerini Türkiye kamuoyuyla
paylaşmıştır. Biz bugüne kadar milletimize takdim
ettiğimiz taahhütlerimizin arkasında olduk, onları
gerçekleştirmeye çalıştık, bundan sonra da
gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
Hükûmetlerimiz döneminde hukuk devletini
güçlendirici çok ciddi adımlar atıldı. Hak arama
yollarının önündeki engeller bizim dönemimizde
kaldırıldı. Hatırlarsanız, Anayasanın
90ıncı maddesinin sonuna, usulüne göre yürürlüğe konulmuş
insan haklarına ilişkin sözleşmeler ile iç hukukun
çatışması hâlinde uluslararası sözleşmelerin üstün
olacağını Anayasa kuralı hâline AK PARTİ
iktidarları döneminde bu Parlamento getirdi, ki bu hukuk devleti ve insan
hakları bakımından son derece tarihî öneme sahip büyük bir
adımdır. Yine, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
yollarını getirerek hak arama yollarını
çoğalttık. Bireysel başvuru, pek çok hak ihlallerinin Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine gitmeden önce önlenmesini
sağladı, Anayasa Mahkememizi âdeta insan hakları mahkemesine
dönüştürdü. Yine, Kamu Denetçiliği Kurumunu kurduk, o da idarenin
işleyişiyle ilgili şikâyetleri incelemekte ve karara
bağlamaktadır, ki bu da hukuk sistemimize girmiş yeni bir hak
arama yoludur. Yine, Kolluk Gözetim Komisyonunu kurduk, bu da son derece
önemli. Kişisel Verileri Koruma Kurulu kurduk, bu da son derece önemli.
İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu kurduk, bu da son derece önemli.
Bunların hepsi insan hakları bakımından hak arama
yollarını çoğaltan önemli, tarihî adımlardır.
Ayrıca, hatırlarsanız, daha önce YAŞ
kararlarına karşı, meslekten ihraç kararlarına
karşı yargı yolu kapalıydı, ona yargı yolunu
açtık. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun meslekten ihraç
kararlarına karşı yargı yolu kapalıydı, ona da
yargı yolu açıldı. Memurların aldığı uyarma ve kınama kararlarına karşı
yargı yolu kapalıydı, buna da yargı yolunu açtık. 12
Eylül 1980 darbesini gerçekleştirenlerin yargılanmasını
engelleyen geçici madde 15i yürürlükten kaldırarak darbecilerin ilk defa
yargının önüne çıkmasının yolunu açtık.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sonuç?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Şimdi bu düzenlemeyle de, Cumhurbaşkanının tek
başına yaptığı işlemlere karşı
yargı yolu kapalı, buna yargı yolu açılıyor.
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emir ve
kararlara karşı yargı yolu kapalı, buna da yargı yolu
açılıyor. Bunlar demokratik devleti, hukuk devletini güçlendiren
adımlar değil midir?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Hangisini
açtınız, ne alaka? Matematik olarak mümkün değil, hiç
alakası yok, kandırmayın milleti.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Bunların hepsi demokratik devleti, hukuk devletini güçlendiren
adımlardır. Bunları, hukuk devletine nakisa getiren
noksanlıkları kaldırdık, daha iyi hâle getirdik ve
getiriyoruz hep beraber, son derece önemli.
Doğru, demokraside meclis de, ülkeyi yönetenler
de meşruiyetini anayasadan ve halkın iradesinden alırlar.
Şu andaki sistemde halk doğrudan yöneticilerini seçme hakkına
sahip mi? Değil. Egemenlik millete ait ama egemenliği millet sadece
yasama üyelerini seçerken kullanıyor. Yasama üyeleri de kendi içinden
yürütmeyi çıkarıyor. Şimdi, bu teklif neyi getiriyor?
Vatandaşa yasama üyelerini doğrudan seçme hakkının
yanında, yürütmeyi de doğrudan seçme ve belirleme yetkisi veriyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Bir tek
kişiye veriyorsunuz, vatandaşa değil Sayın Bakan, bir tek
kişiye veriyorsunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Yasamayı değiştirme yanında yürütmeyi de doğrudan
değiştirme ve görevine son verme yetkisi veriyor. Bu, millî
egemenliği de güçlendiren bir adımdır, demokrasiyi de
güçlendiren bir adımdır. Bu son derece önemli bir düzenlemedir bu
açıdan ve cumhuriyetimizin demokratik devlet, hukuk devleti
niteliğini güçlendirmektedir.
Daha önce de ifade ettik, bugün bir kez daha
tekrarlıyorum çünkü sürekli aynı soru tekrarlanıyor,
cevabın tekrarından da kimsenin rahatsız olmamasını
özellikle rica ediyorum.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Ama
doğru değil.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bu,
bir hükûmet sistemi değişikliğini gerçekleştiren tekliftir;
rejim değişikliğini öngören, gerçekleştiren bir teklif
değildir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Rejim
değişikliği Sayın Bakan, rejim değişikliği.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Türkiye devletinin yönetim şekli cumhuriyettir ve cumhuriyetin nitelikleri
2nci maddede düzenlenmektedir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) İranda da
cumhuriyet var, Libyada da cumhuriyet var. Cumhuriyetin içini
boşalttınız.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bu
teklifin içerisinde cumhuriyetin niteliklerini değiştiren, devletin
yönetim şeklini değiştiren bir madde olmuş olsaydı, o
zaman belki rejim değişikliği tartışması
yapılabilirdi
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) İlk
4 madde, ilk 4 madde. Sayın Bakan, rejim değişikliği
yapıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Özdiş, sesiniz çok gür
çıkıyor maşallah.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
ama
bu teklifte ne devletin yönetim şekli ne de yönetim şekli olan
cumhuriyetin nitelikleri değiştirilmektedir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Açıkça
değiştiriyorsunuz, değiştirdiğinizi de itiraf
ediyorsunuz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Cumhuriyetin niteliklerini doğrudan veya dolaylı zayıflatan bir
düzenleme de yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Aksine, cumhuriyetin nitelikleri güçlendirilmektedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bakan.
Sayın milletvekilleri, 12nci madde üzerinde
beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi adet önerge vardır.
Şimdi aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan (2/1504) esas numaralı
Kanun Teklifinin 12nci maddesiyle 2709 sayılı Kanunun
değiştirilen 119uncu maddesinin altıncı
fıkrasında yer alan belirtilen ibaresinin düzenlenen olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Gökcen
Özdoğan Enç
Antalya
MEHMET MUŞ (İstanbul) Çekiyoruz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
çekilmiştir.
Diğer iki önergeyi okutuyorum
AYTUĞ ATICI (Mersin) Diğer önerge
sahipleri kim Sayın Başkan, diğer önerge sahipleri kim?
BAŞKAN Okuyun bakalım.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Mustafa Serdengeçti
Aksaray
MEHMET MUŞ (İstanbul) Çekiyoruz.
Aynı mahiyetteki diğer önergelerin imza
sahipleri:
Mustafa Yel
Tekirdağ
Hamza Dağ
İzmir
Salih Fırat
Adıyaman
BAŞKAN Önergeler çekilmiştir.
Diğer iki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 5/1/2017
Meral
Danış Beştaş
Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Engin
Altay Levent
Gök Özgür
Özel
İstanbul Ankara Manisa
Tekin
Bingöl Gaye
Usluer Ahmet
Haluk Koç
Ankara Eskişehir Ankara
BAŞKAN Son okunan önergeye Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Levent Gök.
Buyurun Sayın Gök. (CHP sıralarından
alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri ve her türlü olumsuzluğa karşın
bizi izlemeye çalışan sevgili halkım, yüce Türk milleti;
hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sevgili halkım, burada, özellikle size
seslenmek istiyorum. İktidar partisinin kurduğu bir tuzak bugün
burada çok net bir şekilde ortaya çıkmıştır. AKP Grubu
adına konuşan AKPnin Anayasa Komisyonu üyesi, Anayasanın
değiştirilemez maddelerinin şimdilik değil bir müddet sonra
değiştirilebileceğini, buna giden yolu açtıklarını
açıkça itiraf etmiştir. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sevgili halkım, bu Anayasa değişiklik
teklifine destek verenler; bu tuzağa düşmeyin. Biz günlerdir
söylüyoruz, Türkiyede bir rejim değişikliği yapılmak
isteniyor, Atatürkün kurduğu cumhuriyet yıkılmak isteniyor.
Bunu anlatmaya çalışıyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sevgili halkım, değerli Türk milleti;
burada kurulan bir tuzak var
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Yalan
LEVENT GÖK (Devamla) -
yalanlar var, gizlenen
gerçekler var. Bu gizlenen gerçeklere bilerek ya da bilmeyerek ortak olanlar
var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Kılıçdaroğlu açıklama yaptı.
Kılıçdaroğlunun açıklamaları ne olacak?
LEVENT GÖK (Devamla) - Sevgili halkım, bu
tuzağı bozalım. Bu tuzak, Atatürk rejimini, laik Türkiye
Cumhuriyetini ortadan kaldırmaya dönük bir tuzaktır, koskocaman bir
yalandır. Buna hiçbirimiz aldanmayalım.
Az önce burada konuşan AKP grup sözcüsü aynen
dedi ki
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Kılıçdaroğlu gelsin, burada açıklama yapsın.
LEVENT GÖK (Devamla) -
Gerekirse Anayasanın
başlangıç maddeleri değişebilir. MHP ne diyor bu konuda?
Başbakan nerede?
Sayın Bahçeli, lütfen bunu önemseyiniz.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Geç
Allahını seversen ya, bırak Allahını seversen ya.
LEVENT GÖK (Devamla) - Bakın, sadece bununla da
sınırlı değil. Cumhurbaşkanının Hukuk
Başdanışmanı Mehmet Uçum diyor ki: Bu değişiklik
sadece bir başlangıç. Şimdilik MHPyle, daha sonra başka
siyasi aktörlerle de istediğimizi yapacağız. (CHP
sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Bırak
bunları. Ne alakası var?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Sana bundan ekmek çıkmaz.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Yalan! Yalan!
AHMET UZER (Gaziantep) Yalan! Yalancı!
LEVENT GÖK (Devamla) - Sevgili halkım, yüce
Türk milleti; bugün, burada ortaya konulan bir koskocaman yalan
bozulmuştur.
AHMET UZER (Gaziantep) Yalancı! Yalancı!
Yalancı!
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Yalan!
AHMET UZER (Gaziantep)- Yalancı! Yalancı!
Yalan söylüyorsun.
LEVENT GÖK (Devamla) - Acı bir gerçek ortaya
çıkmıştır. Bu acı gerçek, laik Türkiye Cumhuriyetini,
Mustafa Kemal Atatürkün Türkiyesini, cumhuriyetini yıkmaya yöneliktir.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Yalan!
Bunların hepsi yalan!
AHMET UZER (Gaziantep) Yalan!
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Öyle
olmadığını sen de biliyorsun.
LEVENT GÖK (Devamla) - Bunu yapanlar, kendilerini
gizlemek gereğini dahi duymuyorlar, artık açıkça söylüyorlar,
Şimdilik bunu yapalım, daha sonra neler göreceksiniz. diyorlar.
AHMET UZER (Gaziantep) Yalan söylüyorsun, yalan!
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Tiyatro! Tiyatro!
LEVENT GÖK (Devamla) - Sevgili halkım, burada,
bir tiyatro oynanıyor.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Levent Bey,
sana manipülasyon yakışmıyor.
LEVENT GÖK (Devamla) - AKPnin kurduğu ve
yanına ortak aldığı bir tiyatro.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Levent Bey,
sana manipülasyon yakışmıyor.
LEVENT GÖK (Devamla) - Bu tuzağa
düşmeyelim. Biz, bu yalanların, bu gerçeklerin ardındaki
planları biliyoruz; rejimi değiştirmeye
çalışıyorlar, laik cumhuriyeti yıkmaya
çalışıyorlar.
AHMET UZER (Gaziantep) Yalan!
LEVENT GÖK (Devamla) - Bunlara güvenmeyelim,
aldanmayalım.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Sadece
vesayetleri yıkıyoruz.
LEVENT GÖK (Devamla) - Sevgili halkım, her
yerde örgütlenelim. Bu Anayasa değişikliği buradan geçerse,
sokak sokak, cadde cadde, laik Türkiye Cumhuriyetinin
yıkılmasına izin vermeyelim. (CHP sıralarından
alkışlar)
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Millet karar
verecek, millet. Sadece vesayet odaklarını yıkıyoruz.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Levent Bey, niye hep
bağırıyorsun ya?
LEVENT GÖK (Devamla) Sevgili halkım, bugün,
şu anda önemli dakikalar yaşıyoruz. AKPnin gizli
planının deşifre olduğu
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Levent Bey,
sana manipülasyon yakışmıyor.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
LEVENT GÖK (Devamla) -
buna destek verenlerin bu
işin bu aşamasından sonra nerede duracağını
açıklaması gereken bir tablo yaşıyoruz. Sıradan bir
tablo değildir bu, sıradan bir tablo değildir.
AHMET UZER (Gaziantep) Yalan söylüyorsun!
LEVENT GÖK (Devamla) - Artık niyetler,
istekler, arzular gizlenemez hâle gelmiştir, Meclis kürsüsünden ifade
edilir hâle gelmiştir. Buna seyirci kalmayacağız, laik
cumhuriyetimizi sonuna kadar koruyacağız, sonuna kadar Atatürkümüze,
Türkiye Cumhuriyetine sahip çıkacağız. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
AHMET UZER (Gaziantep) İyi tiyatro
yapıyorsun.
LEVENT GÖK (Devamla) Sizin
yalanlarınıza, sizin engellemelerinize
Halkımızın
gerçekleri görmesini engellemek istiyorsunuz; işte, bunun için yayın
yaptırmıyorsunuz, bunun için kendinizi saklıyorsunuz, bunun için
kendinizi gizliyorsunuz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Yürü!
LEVENT GÖK (Devamla) - Ama artık ortaya
çıkan tablo vahim bir tablodur. Bu vahim tablonun ucu laik cumhuriyetin yıkılmasına
doğru gidiyor.
AHMET UZER (Gaziantep) Yalan!
LEVENT GÖK (Devamla) - Ey halkım, hep beraber
uyanık olalım. Biz burada tek başımıza Cumhuriyet Halk
Partisi milletvekilleri olarak sizler adına, 79 milyon adına bir
mücadele veriyoruz, bu mücadelede desteklerinizi bizden esirgemeyin. Laik
cumhuriyetimizi, Atatürkümüzü sonuna kadar, sonsuza kadar koruyalım.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Bundan ekmek çıkmaz ekmek.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo!
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Neyin mücadelesi? Ne
alakası var?
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Manipülasyon
sana yakışmıyor Levent Bey. Milleti kandırmayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan,
bizim olmayan düşünceleri zorlayarak yorumlamak, gelecekte farklı bir
niyetimizin olduğunu, bugün bunun bir aşama olduğunu
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş, iki
dakika süre veriyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Ben bu tartışmayı bitirmiştik
diye düşünüyordum ama
LEVENT GÖK (Ankara) Bu tartışma daha
yeni başlıyor Sayın Başkan. Tartışma daha yeni
başlıyor, olur mu öyle şey?
BAŞKAN - Buyurun, buyurun,
tartışın, eyvallah Sayın Gök.
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Şova devam.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Muş.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
8.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Ankara
Milletvekili Levent Gökün 447 sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 12nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; mal bulmuş Mağribîyi
bilirsiniz.
Şimdi, bir ana muhalefet partisi düşünün,
etkisiz eleman durumuna düşmüş vaziyette, acaba ne yapabilirim diye
burada bir bağırma vaziyetinde. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Asıl
suçüstü hâli bu, asıl suçüstü hâli bu.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Hakaret etme,
terbiyesiz!
AHMET AKIN (Balıkesir) Etkisiz eleman sensin,
sen! Ayıp!
AYTUĞ ATICI (Mersin) Esas etkili muhalefeti
sen şimdi göreceksin, geliyor.
MEHMET MUŞ (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti
devletinin şu an bir Anayasa değişikliği görüşülmekte.
Ana muhalefet partisi burada, bu anlamda, Türkiye meselelerinin çözülmesinde
etkin olacağına, köşesine çekilmiş, herhangi bir söz ortaya
koyamamış, herhangi bir ufuk Türkiye'nin önüne koyamamış;
yok Türkiyeyi, cumhuriyeti yıkacaksınız. yok İlk 4
maddeyi değiştireceksiniz
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Kılıçdaroğlunun açıklamasıdır.
MEHMET MUŞ (Devamla) Buradan bir kez daha
ifade edelim: Türkiye Cumhuriyetinin şekli bellidir,
arkasındayız; Türkiye Cumhuriyetinin başkenti,
bayrağı, millî marşı bellidir, arkasındayız ve
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ilk 4 maddesi bellidir ve bunun
sonuna kadar da arkasındayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
Yüksek retorikle bugün
yaptığımız önemli bir çalışmayı tiyatral bir
oyun gibi sergilemek doğru bir şey değildir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Drama bu, drama.
MEHMET MUŞ (Devamla) Asıl tiyatral sahne
nedir biliyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisinin ortaya koyduğu
duruştur asıl tiyatral sahne.
Bu açıdan, bir kez daha şunu ifade edelim:
Bizim Milliyetçi Hareket Partisiyle mutabık kaldığımız
metin ortadadır. Gelecekte de bununla alakalı herhangi bir
düşüncemiz söz konusu değildir.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
Bakanınız öyle demiyor ama.
MEHMET MUŞ (Devamla) Altına imza
attığımız metin bellidir, arkasında durduğumuz
değerler bellidir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş
değerlerine sonuna kadar sahip çıktığımızı
her mekânda, her beyanda ifade ettik. Gerek Sayın
Cumhurbaşkanımızın gerek Sayın Başbakanımızın
bu konudaki beyanatları ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin
ilelebet yaşaması için AK PARTİ en büyük katkıyı
sonuna kadar da sunacaktır.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Ya,
Sayın Muş, konuştu mu, konuşmadı mı; söyledi mi,
söylemedi mi; onu söyle.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Muş.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
Sayın Muş bizim etkisiz eleman olarak burada bulunduğumuzu
BAŞKAN Buyurun.
Etkinin de dozunu biraz ayarlayalım
arkadaşlar, hep birlikte ama, tüm gruplar olarak bir yerde
bırakalım bu işi.
Buyurun Sayın Gök.
9.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Muş partimizin burada etkisiz
eleman olarak durduğunu ifade etti. (AK PARTİ sıralarından
Doğru. sesleri)
ANAYASA KOMSİYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Değil misiniz?
LEVENT GÖK (Devamla) Herkes biliyor, Türkiye
biliyor, Türkiyedeki 79 milyon insan, Cumhuriyet Halk Partisinin laik Türkiye
Cumhuriyetini nasıl koruma kararlılığı içerisinde
olduğunu bugün bir kez daha görüyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Sizi takip ediyor!
LEVENT GÖK (Devamla) - Siz sadece Türkiyenin bütün
kurumlarını çökertmek için, etkisiz hâle getirmek için mücadele
ediyorsunuz. Biz de, Cumhuriyet Halk Partisi de 79 milyonu, demokrasimizi,
insan haklarını, bütün kurum ve kuruluşları ayağa
kaldırmak için mücadele ediyoruz, aramızdaki fark bu.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Neyi ayağa
kaldırıyorsunuz?
LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; burada siz de az önce aynı hataya
düşüyorsunuz, Bu konu kapanmıştır. diyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bu konu kapanmadı, bu konu daha yeni
başlıyor.
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Açılmadı
ki kapansın.
LEVENT GÖK (Devamla) - Şimdiye kadar
gizleyerek, arkasından dolanarak konuşmalarınızla,
özellikle ortaklarınızı etkilemeye çalışmak için
yaptığınız konuşmalarla artık ortaya bir gerçek
çıkmıştır ki sizler laik cumhuriyeti, Atatürk cumhuriyetini
yıkmak için bu çalışmayı yapıyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Ne
yaptığımız ortada Levent Bey.
LEVENT GÖK (Devamla) - Biz de bütün gücümüzle, bunun
bir rejim değişikliği olduğunu, laik cumhuriyeti yıkmayı
hedeflediğini var gücümüzle anlatmaya çalışıyoruz.
İsyanımız bundandır, bu isyanımız daha da
kabaracaktır.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Levent Bey,
sen de biliyorsun, bu konuştukların doğru değil!
LEVENT GÖK (Devamla) - Laik cumhuriyeti, Atatürk
cumhuriyetini koruma kararlılığı içerisinde olduğumuzu
bütün yurttaşlarımızla beraber göreceksiniz, göstereceğiz.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Sen de
biliyorsun ki doğru değil söylediklerin.
LEVENT GÖK (Devamla) - Sizler ne kadar Türkiye
Cumhuriyetini etkisiz hâle getirmek isteseniz de
MEHMET MUŞ (İstanbul) Etkisiz
elemansınız.
LEVENT GÖK (Devamla) -
bizler Atatürk cumhuriyetini
ayağa kaldırmak için buradayız, hep beraber. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo(!)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 5/1/2017
Meral
Danış Beştaş
Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Teklif edilen öneride OHAL ilanında MGK
görüşü alma gereği kaldırılarak burada da tek yetkili
Cumhurbaşkanı olmuştur. TBMMnin OHAL süresine ilişkin
tasarrufları (kısaltma, uzatma, kaldırma) gerekli gördüğü
takdirde biçiminde keyfiyete açık, muğlak bir şarta
bağlanmıştır.
Yine, düzenlemenin en can alıcı
noktası Cumhurbaşkanına sınırlamalara tabi
olmaksızın kararname çıkarma yetkisi vermesidir.
Hâlihazırda KHKlerle yönetilen ülkede hukukun askıya alındığı
göz önüne alınırsa sınırsız yetki tanınan Cumhurbaşkanının
kararnamelerle telafisi imkânsız zararlara neden olması muhtemeldir.
Hukuk devleti ilkesine de aykırı olan bu hükmün teklif metninden
çıkarılması önem arz etmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Böylece, 12nci madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi maddenin gizli oylaması
yapılacaktır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Sayın Altay, evet, oylamadan önce
her zamanki gibi söz talebinizi karşılıyorum.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
45.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Başkanlık Divanı olarak oylamanın Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün amir hükümlerine göre gerçekleştirilmesi
hususunda hassasiyet gösterilmesini tekrar talep ettiklerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, çeşitli defalar
uyarımıza, müdahalemize, sizin de kürsüden metin okumak suretiyle
oylamanın nasıl yapılacağını sayın
milletvekillerine izah etmenize rağmen, özellikle dün yapılan
oylamalarda oylamaların gizliliğinin çok büyük çapta ihlal
edildiğini tespit ettik. Sayın Başkan, bu doğru
değildir. Hem Meclis diyoruz hem tüzük, kanun, Anayasa diyoruz hem de
bunları ihlal ediyoruz. Bu konudaki hassasiyetimizin Divanınızca
da dikkate alınarak oylamanın Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün amir hükümlerine göre gerçekleştirilmesi hususunda
hassasiyet göstermenizi tekrar talep ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Altay.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş
46.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
oylamaların İç Tüzükün 148inci maddesine göre usulüne uygun bir
şekilde yapıldığına ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Şimdi
12nci maddenin oylamalarını gerçekleştireceğiz. Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin, biraz önce sizin de
uyardığınız gibi, alışkanlık hâline
getirdiği oylamaların usulüne uygun yapılmadığı
şeklinde ifadesi var.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Doğru.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bütün maddeler
İç Tüzükün 148inci maddesine göre usulüne uygun bir şekilde
yapılmaktadır.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yalandır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ama, Cumhuriyet
Halk Partili milletvekilleri AK PARTİli milletvekillerinin
oylarını merak ettiklerinden dolayı kameraları ta oraya
kadar götürerek gizlilik ihlali yapmaktadır.
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Kamerayla izliyor, tacizde bulunuyorlar,
uyarılsınlar efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Usulüne uygun
bir şekilde bütün oylamalar yapılmaktadır.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Evetlerinizi içeride de
kullanabilirsiniz, hiçbir sakıncası yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Cumhuriyet Halk
Partisinin söylediği bu konuyu kabul etmiyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Meclis
Başkanlık Divanı olarak zaten azami hassasiyeti göstermek
bizlerin görevi. Bu oylamanın gizli oylama usulüne uygun bir şekilde
yapılması İç Tüzükümüzün ve Anayasamızın amir hükmü.
Dolayısıyla, sayın milletvekillerimizin de azami hassasiyetiyle,
desteğiyle, gayretiyle bütün oylamalar bu hususlara dikkat edilerek
yapılmaya çalışılıyor.
Şimdi gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Sayın milletvekilleri,
sizlerden istirhamım, lütfen, oradan hiç kimse kalkmasın, sadece
görevli Başkanlık Divanı üyesi arkadaşlarımız
buraya gelsin.
Şimdi Komisyon ve Hükûmet
sıralarını görevli arkadaşlarımıza
bırakıyoruz.
Bugün, burada yine bir yığılmayı
da önlemek için 4 tane kutu koyduk, 2 ayrı masada. Ona göre
arkadaşlar oylarını kullanıp burada bekleme yapmadan
inşallah, yerlerine geçeceklerdir.
Şimdi gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını bir kez daha arz ediyorum: Adı okunan
milletvekilini ad defterinden işaretleyerek biri beyaz, biri yeşil,
biri de kırmızı olmak üzere 3 yuvarlık pul ile bu oylamaya
özel mühürlü zarf verilecektir.
Milletvekilleri Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz kabul,
kırmızı ret, yeşil olan çekimseri ifade ediyor. Oyunu
kullanacak sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten ve
kâtip üyeden 3 yuvarlak pul ile oylamaya özel basılan mühürlü zarfı
aldıktan sonra, kapalı oy verme kabinine girecek, oyunu kullanarak bilahare
oy verme yerinden çıkacak ve oy pulunun bulunduğu zarfı
Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan kutulara
koyacaklardır. Oylamada adı okunmayan sayın milletvekiline pul
ve zarf verilmeyecektir.
Şimdi, gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
Buyurun.
(Oyların toplanmasına başlandı)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, gene
bir yığılma oldu.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, yine açık oy kullanıyorlar ya. Sayın Başkan,
yine açık oy kullanılıyor, uyarın lütfen.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, istirham
ediyorum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, Allah aşkına bak ya! Hiç kimse kabine girmiyor, böyle
bir şey olur mu ya!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, yavaş
yavaş, yığılma yapmadan ve oylama usulüne uygun bir
şekilde devam edelim inşallah.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri,
devam edelim lütfen. Aynı şekilde, sakin bir şekilde, usulüne
uygun bir şekilde devam edelim oylamamıza
Hassasiyetiniz için teşekkür ediyorum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bugün,
inşallah, oylamadan sonra Konya milletvekillerimizin ikramı üyeler
lokantasında sizi bekliyor. Enerjik bir şekilde bir sonraki madde
oylamalarına geçeceğiz.
Teşekkür ediyoruz Konya milletvekillerimize.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın üye var
mı? Yok.
Herkes oy kullandı.
O hâlde oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Şimdi oy kupalarını
kaldırsın görevli arkadaşlarımız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci maddesinin gizli oylama
sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 482
Kabul : 344
Ret : 133
Boş : 2
Geçersiz : 3
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Birleşime kırk
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.42
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.32
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Mustafa
AÇIKGÖZ (Nevşehir)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi 13üncü maddeyi okutuyorum:
Madde 13- 2709 sayılı Kanunun 142 nci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Disiplin mahkemeleri dışında
askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş halinde, asker kişilerin
görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla
görevli askeri mahkemeler kurulabilir.
BAŞKAN 13üncü madde üzerinde gruplar
adına ilk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla
Milletvekili Akın Üstündağa aittir.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Değişiklik
oldu Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Ben
konuşacağım.
BAŞKAN Madde üzerinde CHP Grubu adına
Aydın Milletvekili Bülent Tezcan konuşacaktır.
Buyurun Sayın Tezcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT TEZCAN (Aydın)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz 13üncü madde Anayasanın 142nci maddesini
değiştiriyor. Askerî yargının kaldırılması
çerçevesinde disiplin mahkemeleri hariç askerî yargı
kurulamayacağına ilişkin, mahkemeler kurulamayacağına
ilişkin bir fıkra ekliyor.
Şimdi, bu teklifin Komisyon
aşamalarından itibaren ısrarla
vurguladığımız bir şey vardı, bu teklif
Anayasaya aykırı demiştik. Aykırılık gerekçesi
de çok net: Anayasanın ilk 3 maddesinde düzenlenen, ifadesini bulan;
bizim kurucu değerlerimizi ifade eden, tarif eden, millet olarak
varlığımızı, bütünlüğümüzü tarif eden o
kuruluş değerlerini ortadan kaldırmaya dönük bir Anayasa
değişiklik teklifidir. Dolayısıyla, 4üncü maddede
anlatılan teklif yasağı kapsamındadır;
görüşülemez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif
dahi edilemez demiştik. Şimdi, bunu Komisyon aşamasında
ısrarlarla anlattık, belli ki anlatamamışız.
Aslında, bakarsanız, iktidar kanadına
anlatamadığımızı düşünmüyorum çünkü iktidar
kanadının bütün milletvekillerini söylemiyorum ama bunun
altyapısını oluşturan ideolojik yaklaşımın,
zihinsel arka planın, tarihsel arka planın nasıl
oluştuğunu çok iyi biliyoruz. Bu bir tesadüfi teklif değil. Bu
tarihsel arka planın ve bu ideolojik altyapının cumhuriyetin
kurucu değerleriyle başından itibaren problemli, kavgalı
olduğunu biliyoruz.
Bakın, değerli arkadaşlar, biraz önce
Sayın Elitaş buraya çıktı ve dedi ki: Cumhuriyet Halk
Partisinin 24üncü Dönem Anayasa Uzlaşma Komisyonuna verdiği teklifte
de ilk 3 maddenin değiştirilebileceğine ilişkin ifadeler
var. Şimdi, benim Parlamento kürsüsünde konuşma adabım daha
fazla şey söylemeye uygun değil ama bu, en hafif değimiyle,
gerçeği ters yüz etme çabasıdır.
Bu gösterdiğim, 24üncü Dönemde Cumhuriyet Halk
Partisinin Uzlaşma Komisyonuna verdiği Anayasa
değişikliği teklifidir bütünüyle. Bakın, Genel Esaslar
bölümünde 1inci madde, devletin şeklinin cumhuriyet olduğunu; 2nci
madde, cumhuriyetin niteliklerini aynı bugünkü 2nci madde gibi sayan;
3üncü madde, başkent, resmî dil, bayrak, bunları aynen bugün
olduğu gibi sayan maddeler ve 4üncü maddenin başlığı
da Değiştirilemeyecek hükümler. Burada net bir şekilde ilk 3
maddenin değiştirilemeyeceği, değiştirilmesinin teklif
dahi edilemeyeceği açıkça anlatılmış.
Hâl böyleyken bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
müktesebatı içerisinde internet sayfasında dahi
yayınlanmışken bir grup başkan vekilinin açıkça
kamuoyunu aldatmaya dönük bir tutumu sadece bir şeyle ifade edilebilir:
Suçluların telaşında olduğunuzu gösterir, suçluların
telaşında. (CHP sıralarından alkışlar) Hangi suçluların
telaşı? Hani dedim ya, ilk 4 maddeyle bilinçli ve ideolojik bir kavga
içerisindesiniz, sindiremediniz bunu. Millî devleti, millî birliği, millî
beraberliği, cumhuriyetin değerlerini, demokratik laik sosyal hukuk
devletini tarif eden, bayrağı tarif eden bu değerler nedense
şu veya bu şekilde on beş yıllık
devriiktidarınızda hep tartışma konusu oldu; ya etnik
meselelerle tartışma konusu yaptınız ya inanç meselesiyle
tartışma meselesi yaptınız ya mezhep meselesiyle
tartışma konusu yaptınız. Niye söylüyorum bunu? Siz delil
göstermeden iftira niteliğinde şeyler söylüyorsunuz ama benim elimde,
aynı 24üncü Dönem Uzlaşma Komisyonuna ilişkin bir delil var,
sizin suçüstü yakalandığınız bir delil. O Uzlaşma Komisyonuna
bizim verdiğimiz teklifi okudum Sayın Elitaş, dikkat edin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Okur musunuz
onu bir. 2nci maddeyi okur musunuz?
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul)
Okumadınız.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Bu da sizin
verdiğiniz teklif.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Okur musunuz?
Sizinkini bir okuyun.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Gelseydiniz. Okudum,
tutanaklardan bakın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Okumadınız.
MUSTAFA ŞENTOP (İstanbul) Dikkat ettim
ben, okumadınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Okur musunuz
teklifinizi, okur musunuz? Sizin teklifi okuyun bir.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Bu da sizin
verdiğiniz teklif. Bakın, sizin verdiğiniz teklifte ilk 3 madde
yazılmış devletin şekli, cumhuriyetin nitelikleri, devletin
bütünlüğü; 4üncü maddede değiştirilemez hükümler yok, 4üncü
madde Devletin temel amaç ve görevleri. Şunu diyebilirsiniz: Ya, bizim
sistematiğimiz farklı, biz bunu 4üncü maddeye yazmadık da
14üncü maddeye yazdık, 24üncü maddeye yazdık. Buranın hiçbir
yerinde böyle bir şey yok. Niye yok? Niye yok? Niye yok? (CHP
sıralarından alkışlar) Ben biliyorum niye
olmadığını çünkü meseleniz cumhuriyetin temel
değerleriyle mücadele etme, hesaplaşma meselesi.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Hayır ya!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ne alaka?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Şimdi, bunu ben
söylemiyorum; bunu bugün Anayasa Komisyonu üyeniz ve grup adına sözcü
olarak çıkan arkadaşımız söyledi, sizin milletvekiliniz,
sıradan birisi değil, ne dedi? Bir hukukçu olarak Anayasanın
değiştirilmez maddelerini kabul etmek mümkün değil. Yani diyor
ki: Ben ilk 3 maddenin kalmasından yanayım ama 4üncü maddeyi
değiştirelim. yani hileişeriye. 4üncü madde nedir? 4üncü
madde, cumhuriyetin kapısıdır; 4üncü madde, demokratik hukuk
devletinin kapısıdır; 4üncü madde, laik cumhuriyetin
kapısıdır; 4üncü madde, 19 Mayıs 1919da Samsundan
başlayan Kuvayımilliye ruhunun kapısıdır, bu ülkenin
birliğinin ve bütünlüğünün kapısıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, bunu sadece ben söylemiyorum yani biraz
önceki Sayın İsmail Aydın da söylemedi; bakın, başka
bir şey, başka yerlerde de söylediniz bunu. Mesela bir
milletvekiliniz bir dönem dedi ki cumhuriyetle ilgili: Altı
yüzyıllık imparatorluğun doksan yıllık reklam
arası sona erdi.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Geç onu ya.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kim ya? Nerede?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) E, bu söz ne? Yani
cumhuriyeti reklam arası olarak gören anlayış, o ilk 4 maddeyle
mücadele eden anlayış.
Bir başka milletvekiliniz çıktı dedi
ki: İki yüzyılın hesabını soracağız.
Soruyorum değerli milletvekilleri: Hangi iki yüzyılın? Ben size
söyleyeyim: Ta II. Mahmudla başlayan modernleşme hareketleri,
1800lerin başında başlayan modernleşme hareketleri,
cumhuriyeti hazırlayan Osmanlıdaki aydınlanma ve
modernleşme hareketleri dâhil, tarihimizin bütün bir aydınlanma
süreciyle kavgalı olduğunuzu anlattınız. (CHP
sıralarından alkışlar)
Başka bir şey: Sayın Meclis
Başkanı -Allah şifa versin, şu anda hastanede- Gazi
Meclisin Başkanlığını yapan Sayın Başkan çok
talihsiz bir şey söyledi. Ne söyledi? Yeni ve dindar bir anayasa
olmalı, laiklik yeni anayasada olmamalı. dedi. İşte ilk 3
maddeyle nereden, hangi hesapla çatışma noktasında
olduğunuz çok açık meydanda değil mi?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Var mı yok mu
teklifte, ona bak sen. Teklifte ne var, ona bak.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Benim
dediğimi de söyle; ilk 4 madde değişmez, onu da söyle.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Tezcan,
teklife bak.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, ilk 4 madde cumhuriyetin kurucu değerlerini
ifade eder, millî devleti tarif eder, millet olarak var oluşumuzu tarif
eder; bu milletin namusuna emperyalist güçlerin kastettiği bir dönemde
Anadolu isyanıyla, Trakyasıyla Anadolusuyla, Büyük Önder Mustafa
Kemal Atatürkün öncülüğünde savaşarak bu ülkenin özgürlük ve
namusunun kazanılmasının ifadesidir. (CHP sıralarından
alkışlar) İlk 4 maddeyle hesaplaşmak demek, bu memleketin
bugüne kadar biriken bu namus mücadelesiyle hesabı olmak demektir.
İlk 4 madde, kendi kendine Anayasa yapan birilerinin oturup, dört duvar
arasında yazıp
MEHMET MUŞ (İstanbul) Yahu, teklifte ne var
Sayın Tezcan, ona bak sen. Ne var teklifte?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Benim dediğimi de
söylesene; ilk 4 madde değişmez, kimse değiştiremez.
BÜLENT TEZCAN (Devamla)
ondan sonra Meclis
çoğunluğuna güvenerek Anayasa Komisyonuna getirip
MEHMET MUŞ (İstanbul) Teklifte ne var onu
söyle, teklifte.
BÜLENT TEZCAN (Devamla)
ondan sonra Anayasa
Komisyonundaki çoğunluğuna dayanak Türkiye Büyük Millet Meclisi önüne
getirip parmak hesabıyla geçirdiği 4 madde değildir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Çok yazık, çok;
ana muhalefetin düştüğü duruma bak!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) O 4 madde Sakaryada,
Dumlupınarda, Büyük Taarruzda, Ulusal Kurtuluş Savaşında
savaş meydanlarında yazılmış maddedir, savaş
meydanlarında! (CHP sıralarından alkışlar)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Biz yazdık onu
biz, onu bizim dedelerimiz yazdı.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa)
Onu bizim dedelerimiz yazdı, bizim.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Birilerinin o 4 maddeyle
hesabı varsa o 4 maddeyi ortadan kaldırmanın yolu ancak ve ancak
savaşmakla olur ve bu millet nasıl kazandıysa korumak konusunda
o kadar kararlıdır, o kadar kararlıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN YILMAZTEKİN (Şanlıurfa)
Onu bu millet yazdı, bu millet, bizim dedelerimiz.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) O tapu sizin
değil, o tapu bizim dedelerimizin tapusu.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Ben, size uzun uzun bu 4
maddenin nasıl ihlal edildiğini anlattım bir saat yirmi dakika
Anayasa Komisyonunda; anlamaya niyeti olan anlar.
Demokratik cumhuriyeti ve hukuk devletini ortadan
kaldırmaya dönük bu teklife destek verenlere söylüyorum: Dikkat edin hangi
oyunun içerisinde olduğunuza, dikkat edin hangi tehlikenin parçası
olduğunuza.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Tezcan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Tezcan,
teklifte ne var, onu okuyun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oku, oku. diyecek hiçbir
lafınız yok mu burada? Hiçbir şey demiyor musunuz?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) O tarihi bizim
dedelerimiz yazdı, unutmayın.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın Tezcan, Sayın Meclis
Başkanımızla ilgili de bir ifade kullandınız;
hastaneden bugün taburcu oldu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Memnuniyet duyduk.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Geçmiş olsun, memnun
olduk. Allah şifa versin.
BAŞKAN Evde tedavisi uygulanıyor;
inşallah, Rabbim hayırlı şifalar nasip etsin.
Laiklikle ilgili de bir tarifle ilgili onun zaten konuyla
ilgili açıklaması da olmuştu, konunun
çarpıtıldığını kendisi de ifade etmişti;
burada bir düzeltme yapmak durumundayım.
Sayın Elitaş, buyurun, sizi dinliyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, biraz önce Sayın Tezcan konuşurken Burada söylemekten
imtina ediyorum ama kibarca, tamamen çarpıtmadır. diye bir ifade
kullandı. Ben kendisinin sözünü çarpıtmadım. Bir izin
verirseniz
BAŞKAN Kibarca ters düz demişti.
İki dakika süre veriyorum, lütfen yeni bir
sataşmaya meydan vermeyelim.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
10.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 13üncü maddesi üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekillerim; ilk 3 maddeyle ilgili 4üncü
maddede yazan kısım: İlk 3 madde değiştirilemez,
değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Ben Burada yazan -ı
harfinin üzerine nokta koyamazsınız. dedim, doğru mu Sayın
Tezcan?
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Siz devam edin, ben
cevap vereceğim zaman veririm.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bakın,
Sayın Baykalın önünde Anayasa metni var.
Sayın Baykal, Anayasa metnini açar
mısınız, siz de ezbere biliyorsunuz.
DENİZ BAYKAL (Antalya) Biliyorum.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Siz iyi okuyun biraz.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Böyle bir
konuşma olur mu ya? Açın, bakın. Ne demek bu ya?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Mevcut Anayasa
2nci madde: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma
ve adalet anlayışı içinde insan haklarına
saygılı
Mevcut Anayasa. Cumhuriyet Halk Partisinin teklifi:
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet
anlayışı içinde insan haklarına dayalı
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Saygılı
dayalı olmuş öyle mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Ama bakın,
ne diyorum: -i harfinin üzerindeki noktayı atamazsınız.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Bunu da millet takdir
etsin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Onun için,
Sayın Tezcan, benim sadece söylemek istediğim bu, hiç lüzum yok.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Bu mu yani, bütün
malzeme bu mu, bu kadar mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bakın,
arkadaşta iPad var, o iPadla tbmm.gov.trye girerse Türkiye Büyük Millet
Meclisi internet sitesinde bunu görür. Değerli
vatandaşlarımız, değerli hemşehrilerimiz, Türk milleti
de kimin ne yaptığını bu şekilde yapar.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sen millî devlete ne
yaptığınızı söyle, millî devletten bahsedin. Bu kadar
mı bahsediyorsunuz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sen
yaparsın tamam ama AK PARTİye böyle böyle iddialarda bulunmak
yazıktır, günahtır; söyleyecek sözü olmayanların
söylediği bir iftiradır.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Bizim devlete ne
yapacağını söyle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Grup Başkan
Vekili Cumhuriyet Halk Partisini söyleyecek sözü olmadığı için
iftira atanlar olarak nitelendirdi, cevap hakkımızı
kullanacağız. Müsaadenizle, Yalova Milletvekilimiz Muharrem İnce
konuşacak.
BAŞKAN Lütfen yeni bir sataşmaya mahal
vermeyelim.
Buyurun Sayın İnce. (CHP
sıralarından alkışlar)
11.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başkan, isterseniz bu tartışmaya bir son verelim. Bakın,
Sayın İsmail Aydın bu kürsüden şahsı adına
konuşmadı, grup adına konuştu yani hepinizi bağlar,
AKPyi bağlar.
Ben bu filmi ikinciye seyrediyorum: 2008
yılının Ocak ayı, AKP ve MHP anlaştılar
üniversitede türban konusunda. Sadece üniversitede serbest olacaktı,
açıklamalar bu yöndeydi. Sonra, Konya Milletvekili Hüsnü Tuna
çıktı, dedi ki: Olur mu öyle sadece üniversitede, kamuda da serbest
olacak. dedi.
SAİT YÜCE (Isparta) Doğru.
MUHARREM İNCE (Devamla) Kıyamet koptu;
bütün gazeteler, televizyonlar
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Kopardınız.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Gelen tepki üzerine
Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli açıklama yaptı, Hüsnü
Tunanın söyledikleri partimizi bağlamaz. dedi.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ee?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Doğru.
MUHARREM İNCE (Devamla) Hemen iki saat sonra
Başbakan Sayın Erdoğan açıklama yaptı, Bu doğru
değildir, böyle bir hedefimiz yoktur, amacımız sadece
üniversitedir. dedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Doğru.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Şimdi, Bursa
Milletvekili İsmail Aydın Anayasanın ilk 4 maddesi
değiştirilebilir. dedi -MHPyle anlaştınız, 2008deki
film- hemen grup başkan vekili açıklama yaptı İlk 4
maddeyle sorunumuz yok. dedi, sonra Başbakan açıklama yaptı İlk
4 maddeyle sorunumuz yok. dedi; aynı şeyleri 2008de de
söylemiştiniz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Neticeye gel.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) O başka, o
başka.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Biz hep
söylüyoruz, onu da söyleyin.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Başörtüsünden hâlâ rahatsız mısınız?
MUHARREM İNCE (Devamla) Filmi bize yeniden
seyrettiriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Ne alakası
var şimdi?
KEMALETTİN YILMAZTEKİN
(Şanlıurfa) Size buradan ekmek çıkmaz.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Demagoji
yapmayın.
MUHARREM İNCE (Devamla) Ayrıca, siz
Anayasanın ilk 4 maddesini değiştirecek misiniz?
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Başörtüsünden rahatsız mısınız hâlâ, onu söyleyin.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Türkiyenin
başkenti Ankarayı değiştirecek misiniz? Yahu
arkadaşlar, siz tabelalardan T.C.yi indirerek ilk 4ü
değiştirmeye başladınız zaten, ne zannediyorsunuz
yani? (CHP sıralarından alkışlar)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Demagoji yapma.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hikâye, hikâye.
MUHARREM İNCE (Devamla) Bu filmi tekrar
tekrar bize izlettirmeyin. Ben hafızama güveniyorum, 2008de bunların
aynısını yaşadık diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika daha var.
BAŞKAN Tamamlayın lüften.
MUHARREM İNCE (Devamla) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bir de şu televizyon yayınları
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Yayın
yapılıyor orada, bak.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bakın,
Sayın Başkan Bir protokol var. dediniz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Genel Kurulu
yayınlıyor oradan işte.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sebep olanlar
utansın.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Sayın
Başkan, 2002de bu Parlamentoya birlikte girdik. 2002de Meclis
yayını serbestti ne zamana kadar? 2011e kadar. 2002de bu
yayınla ilgili TRTyle sözleşme var mıydı? Vardı. Niye
dinlemiyordunuz bu sözleşmeyi? 2011de bu yayınları siz
kestiniz. Yahu, Allah aşkına, TRTyle yapılan bu sözleşme
Allahın emri mi? Varolan sözleşmeyi takmadınız 2011e
kadar. Yayınlar sürüyordu sizden önce de, 2011de geldiniz, bunu
kapattınız. İnsanlara doğru bilgi verin. Dünyanın tek
bir parlamentosunda canlı yayın yoktur, o da Türkiye Cumhuriyeti
Parlamentosudur.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Canlı yayın
var.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Ayıplı,
gizli bir iş mi yapıyorsunuz da milletten saklıyorsunuz bunu?
Bunun hesabını verin önce siz. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Başörtüsünden hâlâ rahatsız mısınız, bunu bir
açıklayın. CHP olarak başörtüsünden hâlâ rahatsız
mısınız değil misiniz? (CHP sıralarından
gürültüler)
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Otur yerine be! Otur!
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Başörtüsü konusundaki görüşünüzü açıklayın. Hâlâ
rahatsız mısınız?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Önüne bak sen.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, grupları adına
ikinci söz, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Aksaray
Milletvekili Cengiz Aydoğdu.
Buyurun Sayın Aydoğdu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CENGİZ AYDOĞDU
(Aksaray) - Sayın Başkan, kıymetli arkadaşlar;
Anayasayı değiştiriyoruz, Anayasayı konuşuyoruz.
Kıymetli arkadaşlar, anayasalar milletin
zihnî ve fikrî vatanıdır. Vatan toprakları üzerinde inşa
ettiğimiz -Yahya Kemal Beyin tabiriyle- zihnî gök kubbemizdir, kendi gök
kubbemizdir ve Anayasayı tartışırken de birbirimizin
kalbini kırarız elbette çünkü Anayasadaki her şeyi kalbimizde
saklarız. Rahmetli Peyami Safa öyle diyor: Fikirlerinizi kalbinizde
saklarsanız fikirlerinize bir şey söylendiğinde kalbiniz
kırılır. Anayasadaki her şeyi, emin olun, bu salondaki
herkes kalbinde saklar, bu millet de kalbinde saklar, ilk 4 madde de bunun
içindedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kıymetli arkadaşlar, gök kubbenin
direğidir devletimizin nitelikleri. Göçer kabilelerinde bir âdet
vardır, çadırın içinde kavga çıktığında
direğe kimse dokunmaz, direği tutana da dokunmazlar; direk
sarsıldığında da kavgayı bırakırlar, hep
birlikte direği korurlar. Türk milleti direği nasıl
koruduğunu, devletinin direğini nasıl koruduğunu,
koruyacağını 15 Temmuzda bütün dünyaya gösterdi elhamdülillah.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kıymetli arkadaşlar, Anayasa milletlerin
ruhudur dedik. Bu, sadece bizde böyle değildir, bütün dünya milletlerinde
öyledir. Mesela, Avrupada; Roma İmparatorluğunun
yıkılışından sonra Avrupada bir vahşet hâkim
oldu; klanlar, kabileler dönemi; neredeyse üç dört yüzyıl devletsiz
kaldı, bir tane krallık kurulamadı. O dönemde Avrupayı
ayakta tutan şey Romanın hatırasıydı, Romanın
mirası idi. 9uncu yüzyılda Şarlman Kutsal Roma
İmparatorluğunu kurduğunda yüzüğünde innova imperium
yazıyordu yani imparatorluğu diriltmek, imparatorluğun
yeniden doğuşu. Günümüzde dahi, hatırlayacaksınız,
Avrupa Birliği Anayasasının imza töreni Romanın Antik
Dönem yönetiminin yapıldığı, şimdi Roma Belediyesine
ait olan bir binada yapıldı. O muhteşem antik kubbe, hâlâ
Avrupadaki bütün devletlerin ilham kaynağıdır.
Montesquieunun kanunların ruhu derken ifade
ettiği şey, milletleri birbirinden ayıran özelliklerdir;
milletlerin hasletleri, kültürleri, ananeleri, gelenekleri, kanunlarının
ruhudur. Bizde de öyledir. Biz, yaşadığı yeri seçen bir
milletiz. Anadolu topraklarına gelmeden önce devletler kurduk. 8inci
yüzyılda İslamla tanıştık. Hemen 9uncu
yüzyılın bitiminde, 10uncu yüzyıl başlarında devlet
kurmaya, yeniden Müslüman devletler kurmaya başladık ve bizim
tarihimizde de anane, gelenek, görenek, kaide hep ön planda olmuştur.
Alman filozof Nietzschenin bir sözü vardır:
Kültür, ahlak, gelenek, görenek, kişinin davranış normları
ve bunların nesilden nesle intikali yani millî kültürün nesilden nesle
intikali kişiyi vatandaş kılar, o şekilde vatandaş
olunur. Ahlak dediğimiz şey arkadaşlar yüz yüze oluşur ve
ahlak dediğimiz şey esasında kişinin sosyalleşme stilidir,
sosyalleşme tarzıdır; topluma katılma usulümüze ahlak
deriz.
Bizdeki devlet bağlılığı ve
devlet sevgisi işte buradan kaynaklanır. Biz nizamı seven bir
milletiz, intizamı seven bir milletiz, ahlak kaidelerini severiz, dinimizi
severiz, töremizi severiz. Esasen Türk kelimesi de töreli demektir sözlük
anlamı itibarıyla. Bu itibarla, bizim geleneğimiz hukuku
önceleyen bir gelenektir. Hukuk tarihçileri iki tip devlet tarif ederler:
Devletsiz hukuk ve hukuksuz devlet yani hukuku önceleyen devlet ve devleti
önceleyen hukuk. Biz, hukuku önceleyen devlet geleneğinden geliriz.
Osmanlıda şeriat her şeyin üzerindedir, örfi hukuk her
şeyin üzerindedir. Padişah buyrultularına örfi hukuk denir,
millî irfandan kaynaklanır; örf ve irfan aynı kelimedir.
Bunları niye anlatıyorum? Şunun için
anlatıyorum kıymetli kardeşlerim: Anayasayı
tartışırken, Anayasayı tartışmamızın
arkasındaki zihnî background üzerinde bir mutabakat
sağlayamadığımız için çok tartışıyoruz,
çok hırpalıyoruz birbirimizi. Devlet-i Aliyyenin kaybından
sonra, Osmanlı saltanatının akabinde, burada zinde bir devlet
kurduk. O şartlarda kurduğumuz devlet
Şartlar neydi?
Şartlar bir cihan yağmasıydı, bütün dünya üzerimize
çullandı. Can telaşında, can pazarında genç cumhuriyetimizi
kurduk ve bunu yaşatmak için çare olarak o gün gördüğümüz şey
Batılılaşmaktı. Yeni bir devlet yapalım, yeni bir
millet yapalım dedik. Yeni devletin canlı özünü teşkil etmesi
gereken insan unsuru, o tarihsel yeni Türk devletinin biraz uzağında
kaldı. Kurtuluş ve kuruluş, tarihî anlamıyla o Türk
tipinin, Türk milletinin, kültürel anlamda, manevi anlamda ananesiyle, o az
önce saydığım ahlakıyla o milletin biraz uzağında
kaldı ve bu yeni kurulan devlet ile millet arasında bir boşluk
oluştu.
Vaktim azalmış, süratle geçeceğim.
İkinci Dünya Savaşından sonra, bu
boşluğu kapatamadan demokrasiye geçtik ama nasıl geçtik? Biraz
da demokrasi olsun diye geçtik. Herkesin birincil kaygısı, o devletin
nitelikleriyle beraber yaşatılmasıydı ve halkın
seçtiği temsilcilerin o devletin niteliklerine zarar verebileceği
endişesi hem 1961 Anayasasının hem 1982 Anayasasının
temel endişesidir. Âdeta kendini devlet yerine koyan, milletten uzak
müesseseli bir kadro, kurumsal menşeli bir kadro, mesela 1950-1960
arasını bir demokrasi denemesi niteliğinde bıraktı,
demokrasiye geçemedik, bir demokrasi denemesi yaptık âdeta; neden?
Demokrat Parti kadroları da o kurumsal menşeli kadrolardandı.
Millete tam güven hâlâ bile bizim demokrasimizin
temel kırılma noktasıdır kıymetli arkadaşlar.
Biz, hâlâ bir kamu görevi verir gibi millete demokrat olma görevi veriyoruz,
hâlâ milleti hizmet içi eğitime alıyoruz. Bunların üzerinde uzun
uzun düşünmemiz gerekiyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Şimdi de bir kişiye veriyoruz.
CENGİZ AYDOĞDU (Devamla)
Kavramların aslını, asliyetini korumadan hiçbir meşru amaç
için düşünce üretemeyiz sevgili kardeşlerim.
Temel meselemiz demokrasidir. Demokrasi genel
anayasadır, demokrasi bütün anayasaların üzerindedir, demokrasi bütün
anayasaların çözülmüş gizemidir, sırrıdır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kuvvetler
ayrılığı varsa demokrasi vardır.
CENGİZ AYDOĞDU (Devamla) Demokrasinin
temel şartı, kanunu, konusu tıkır tıkır
işleyen kuvvetli bir devlet; hukukun üstünlüğüne, temel haklara
riayet eden kuvvetli bir iktidardır. Bunu temin etmeden kuvvetler
ayrılığını konuşamayız. Devleti tahkim
etmeden, iktidarı işler kılmadan checks and balances sistemini
konuşamayız, önce devleti tahkim edeceğiz. Pek çoğumuzun
çok iyi hatırladığı gibi millî devlet, güçlü iktidar;
demokrasinin böyle bir şartı vardır.
İktidarsızlık demokratik bir ülkü değildir arkadaşlar,
iktidarsızlık demokrasinin vasıfları arasında
değildir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Yani
önce diktatör yaratacağız, ondan sonra mı demokrasi
yaratacağız?
CENGİZ AYDOĞDU (Devamla)
Arkadaşlar, ülkemiz, demokrasili yıllarda evrensel anlamıyla,
klasik anlamıyla politikacı tipi üretemedi. Biz, tıpkı
vatandaşımıza yaptığımız gibi, seçilip
geldiğinde politikacımızı da Ankarada devlet memuru
muamelesine tabi tuttuk. Onun için bizim politikacımız biraz memur
kılıklıdır.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Siz kendi
adınıza konuşun.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Her tarafta
diktatör varken biz demokrasiyi kurmak için uğraşıyorduk,
şimdi her tarafta demokrasi varken diktatörü getirmeye
çalışıyorsunuz.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Hadi canım
sen de! Hadi canım sen de! Hadi oradan!
CENGİZ AYDOĞDU (Devamla) - Kıymetli
arkadaşlar, lütfen
Kaldı ki hâkimiyetin sahibi millettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, bir dakika
size de toparlamanız için süre veriyorum.
Buyurun.
CENGİZ AYDOĞDU (Devamla) - Arkadaşlar,
hülasa, demokrasilerde millet idare eder, hâkimiyet bilakayduşart
milletindir ve millet bu hakkını
seçip gönderdiği evladıvatan eliyle kullanır.
Hepinize hürmetler ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi gruplar adına üçüncü söz, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Erkan Haberala aittir.
Buyurun Sayın Haberal. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERKAN HABERAL (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle belirtmek isterim ki hukuk
kurumlarında adaleti tesis etmek için yargının
bağımsızlığının tam olarak
sağlanması, hesap verilebilirliğin ve
şeffaflığın geliştirilmesi, adalet hizmetinin
farklılık gözetmeden uygulanması, yargı etik
kurallarının belirlenmesi, geliştirilmesi, bireye ve dönemin
şartlarına değil bütün zamanlara ve milletin adaletini bütünüyle
gözeten bağımsız, tarafsız, objektifliğini
uygulamalarında gösteren, hiçbir zümre hâkimiyetine izin veremeyecek bir
şekilde sağlamak gerekir.
Milliyetçilik ve demokrasiyi birbirinin ikiz
kardeşi anlayışıyla, her zaman sivil siyasetin ve
demokrasinin gelişmesini öncelikleri arasında gören Milliyetçi
Hareket Partisi, askerî yönetim ve askerî yönetimin mahkemelerinden çok çileler
çekmiş, bağımsızlığı ve
tarafsızlığı şüphe içeren bu askerî mahkemelerin
kaldırılmalarını desteklemiştir. Öyle ki, 12 Eylül Dönemi
öncesinde terör bütün ülke sathına yayılmış, üniversiteler
ve Türk gençliği üzerinde her türlü oyun oynanmış, gerilim ve
şiddet sokaklara yayılmışken 12 Eylül Dönemi
sonrasında kurulan askerî mahkemelerde bu provakatif eylemlerin
hesabı Türk gençliğine sorulmuş, on binlerce gencimiz
işkencelerden geçirilmiş, gençliğini yaşayamayan
yiğitlerimiz idam edilmiş, binlercesi hücrelerde çürümeye terk
edilmiştir.
Birinci olarak sorulması gereken soru
şudur: Sivil adli yargıdan ayrı olarak askerî bir yargıya
neden ihtiyaç duyulmuştur. Askerî yargı olmadığı
takdirde adaletin bir tarafı eksik mi kalacaktır? Sayın
milletvekilleri, aslında bu sorunun cevabı çok basit ve
anlaşılırdır. Askerî vesayet düzeninin kurduğu özerk
ve sistematik yapıyı sıralı hâlde tutmak için yapılan
düzenlemelerle askerî mahkemeler kurdurulmuştur. Bu düzenlemeler için de
gerekçe olarak millî savunma görevinin diğer bütün görevlerden daha kritik
olduğu iddiası ortaya atılmış, buna bağlı
olarak da orduda disiplinin önemi ve işlenen suçların derhâl
cezalandırılmasının hayati önem
taşıdığı oysa adli yargının işleyişinin
yavaş olduğu neden olarak ileri sürülmüştür. Ayrıca, askerî
suçların değerlendirilmesinin özel uzmanlık gerektirdiği de
ifade edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, askerî
yargının kendi içerisinde bile dünyada örneğine rastlanmayan iki
başlılık görüntüsü vardır. Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi ne demektir ve niçin kurulmuştur? 2010 Anayasa
değişikliğiyle devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu
düzenin işleyişine karşı işlenen suçlara ait davaların
da her hâlükârda adliye mahkemelerinde görülmesi ilkesi kabul edilmiştir.
Ayrıca, askerî hâkimlerin özlük işleri ile
mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
teminatı kriterleri saklı tutulmuştur. Bu çok önemli
değişikliklere rağmen Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin
varlığı korunagelmiştir. İşte, bu yeni düzenlemeyle
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi kaldırılmaktadır.
Sayın milletvekilleri, askerî mahkeme
üyelerinin bağımsız ve tarafsız nitelikte hâkim
olmaması, bu mahkemelerin kuruluşunun Anayasamıza
aykırı olduğu izlenimini vermektedir. Zira, Anayasamıza göre,
yargı yetkisi Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce
kullanılır. Keza, bu mahkemelerin kuruluşu ve üyelerinin atanma
biçimi ve çalışma usullerinin Anayasamızın 138inci
maddesinde öngörülen mahkemelerin bağımsızlık ilkesi ve
139uncu maddesinde öngörülen hâkimlik ve savcılık teminatı
esaslarıyla bağdaştığını söylemek oldukça
güçtür. Dahası, bu mahkemelerin kuruluşunun İnsan Hakları
Sözleşmesiyle bağdaştığını söylemek kolay
değildir.
Askerî mahkemelerin devamı yönünde ileri
sürülen gerekçeler ikna edici değildir. Hepimiz biliyoruz ki ekonomik
krizler ve olağanüstü hâller savaş hâlinden çok daha fazla
başımıza gelen felaketlerdir ki bu yeni maddeyle savaş hâli
dışarıda tutulmaktadır. Vicdanlarda oluşan kanaat,
Merkez Bankası Başkanı nasıl iktisat mahkemelerinde, ilaç
karaborsacısı nasıl sağlık mahkemelerinde, borsa
spekülasyonunu yapan borsa mahkemesinde yargılanmıyorsa askerî
personelin de sivil mahkemelerde yargılanmasını
sağlamalıyız.
Askerî makamlarca gerekçe olarak sunulan adli
yargının yavaş işlemesi ve geç gelen adalet ise bütün
milletimizin sorunudur. Bu sorunu sadece askerler açısından halletmek
yerine, bütün vatandaşlar açısından düzenlemenin yolları
aranmalıdır. Askerî davaların özel uzmanlık konusu
olduğu iddiasıysa tamamen gerçek dışı ve hayal ürünüdür.
Bugün, sivil yargı, terör gibi, ticari davalar gibi, bilişim
suçları gibi, bankacılık gibi son derece uzmanlık isteyen
davalara bakıp karar verebiliyorsa askerî davalara da gayet rahat
bakıp karar ihdas edebilecektir.
Değerli milletvekilleri, demokrat,
çağdaş hukuk normlarına uygun hareket eden bir sivil
yargının tek çatı altında toplanması esastır ve
doğrudur. Demokratik, gelişmiş toplumlarda yargı zümresel
bölünmelere uğramamış, ayrımcı tasnife müsaade
edilmemiştir. Kendilerini hâlâ ayrıcalıklı bir zümre olarak
görüp kendi zümrelerini dışarıdan gelebilecek hukuki itirazlara
karşı koruma altına almak amacıyla kurulan yasal
dokunulmazlık zırhı kaldırılmalıdır. Bu
zümrenin özel korumaya ihtiyacı olan en temel alanının,
darbelere kadar uzanan siyasete müdahale suçları olduğu
unutulmamalıdır.
Hukuk, iktidarın ve güçlünün
çıkarlarının, insanın ve toplumun
çıkarlarının önüne çıkarılmasına engel olur.
Bunun aksini düşünmek ve beklemek, dilsizlerin şarkı
yarışmasında dereceye girmelerini ummak kadar hezeyan doludur.
Bu sebeple Milliyetçi Hareket Partisi, adaletin bölünüp zümresel ve
bürokratiksel erkler arasında paylaşımına
karşıdır. Yıllardır bilinçli
yapıldığı ayan olan bu planlama ve uygulama
hatasının düzeltilmesi gerekmektedir, yargıda eşitlik
sağlanarak hukukun doğal sonucunun ifa edilmesi beklenmektedir.
Son olarak: 15 Temmuz gecesi
yaşadığımız kalleş darbe girişimi
sonrası askerî mahkemelerden açığa alınan ve işine son
verilen malum terör örgütü yandaşlarının verdiği kararlar
tarafsız, adil mahkemelerce gözden geçirilmelidir; beklentilerimizden biri
de budur. Aslında, bu durum bile askerî mahkemelerin ne hâle
geldiğinin en yalın göstergesidir. Bu hâkimlerin verdiği
kararlarla lehte ve aleyhte davaları bitenlerin sorunlarını
gündeme getirmeleri durumunda bunlar incelenmeli, esasa müessir hata
yapıldığı tespit edilenler düzeltilmelidir.
Adalet mülkün temelidir, mülk ise devlettir.
Devletin varlığı için adalet, adaletin tecellisi için ahlak ve
erdem lazımdır. Tarih boyunca Türk devlet felsefesinin özü ve
esası adalete dayanmış, adaletten feyiz ve ilhamını
almıştır. Adalet olmadan devletin çarkı dönmez; adalet
hâkim olmadan huzur, istikrar, düzen ve dengeden bahsedilemez. Devlet aklı
adaletin ruhuyla bağlı olmalıdır. Bu bağ aynı
zamanda toplumsal uzlaşmanın anlam ve içeriğiyle
düğümlenmelidir. Uzlaşma, önce ve elbette millet hukukunda
temellenmelidir. Bu temel, birlikte yaşamanın ana dinamiği,
aktığı ana yataktır.
Bizim, parti olarak Anayasa yazımı,
yapımı veya değişiminden beklenti ve muradımız,
Türkiye'nin, geleceğin verimli ve parlak ufkuna bir bütün olarak
taşınmasıdır. Bugüne kadar ahlakta uzlaştık,
doğudan batıya aynı değerler çerçevesinde kümelendik.
Millette uzlaştık, bin yıllık destana şehit
kanlarıyla, ecdat fedakârlığıyla imza attık. Vatanda uzlaştık,
ebediyete kadar burada, üzerine bastığımız topraklarda var
olacağımızı ilan ettik. Şimdi, yeni bir toplumsal
sözleşmeyle, milletimizin vereceği kutlu kararla olası kriz ve
kaosları aşalım, önleyelim diyoruz. Amacımız, riskleri
minimize etmektir. Amacımız, bekamıza gölge düşürülmesine
engel olmaktır. Amacımız, komaya sokulmak istenen devlet ve
millet hayatına yeni bir soluk getirmek, yeni bir diriliş ruhuyla
istiklalimize sahip çıkmaktır. Yapmak istediğimiz şey
budur, gayemiz budur.
Siyasal tavrımızda bit yeniği aramak,
hepsinden önemlisi çarpıtıp değersizleştirmeye gayret etmek
sorumsuz ve beyhude bir çırpınmadır. Milliyetçi Hareket Partisi
Türkiye için vardır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen bir dakikada.
ERKAN HABERAL (Devamla) Teşekkür ederim.
Türk milleti için her zaman yaptığı
ve yapacağı gibi korkusuzca devreye girmektedir. Çünkü diyoruz ki:
Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben. Çünkü bizim, liderimizin
işaret ettiği gibi, dibi görünmeyen kuyulardan su içmeyeceğimiz
gibi, çürük köprülerden geçmeye de hiç niyetimiz yoktur. Ne istiyorsak aziz
Türk milletinin dirliği ve birliğini mahfuz tutmak, aynı
zamanda, muhafazaya alarak sonsuzluğa götürmektir. Nitekim, devletin hukuk
yörüngesine tekrar sokulma arayış ve amacımızın
merkezinde bu hissiyat ve bu tutumumuz hâkimdir. Bu nedenle, adalet diyoruz,
toplumsal uzlaşmaya hep birlikte omuz verelim diyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Haberal.
Şahısları adına ilk söz Düzce
Milletvekili Ayşe Keşire aittir.
Buyurun Sayın Keşir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYŞE KEŞİR (Düzce) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliğini
ihtiva eden kanun teklifinin 13üncü maddesi üzerine şahsım
adına söz almış bulunuyorum.
Sözlerime başlamadan evvel, Anayasanın
ilk 3 maddesinin değiştirilemeyeceği,
değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceği hususunda grubumuzun
ve şahsımın asla bir sorunu yoktur, bunu Sayın
Başbakanımız da az önce ifade etmişlerdir.
İlgili maddeye eklenen fıkrayla savaş
hâli ve disiplin suçları hariç asker kişilerin yargılanması
artık sivil mahkemelerle mümkün olacaktır.
Değerli milletvekilleri, yargıda teklik
esastır. Çok açıktır ki askerî mahkemeler darbelerin birer
ürünüdür. Türkiyedeki gibi kıta mahkemelerinden yüksek mahkemelere kadar
askerî mahkemeler dünyanın hiçbir demokratik, gelişmiş ülkesinde
mevcut değildir. Siyasi tarihimizde darbeler sonrası ne yazık ki
bu mahkemeler ya artırılmış ya da yetkileri
çoğaltılmıştır. Askerî mahkemeler 1980den bu yana
tartışılmaktadır. Bu konu, tüm siyasi partilerin ittifak
ettiği konulardan biridir. Daha önce yapılan bazı düzenlemelerle
bu mahkemelerin yetkileri zaman zaman daraltılmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Anayasa Komisyonunun 20 Aralık Salı günü ilk
toplantısından itibaren bugüne kadar tüm görüşmeleri ve
konuşmaları, iktidar, muhalefet tüm temsilcilerin ifadelerini dikkatle
ve özenle dinledim. Siyaseti konjonktürel yapmak, gelecek nesillere
bırakılacak mirası yemektir. Siyasetçi vizyoner
olmalıdır, köklerine öz güvenle sıkı sıkı
sarılırken yeni gerçekleri göz ardı etmeden gözlerini ufka
dikmelidir. Aynı argüman ve metinleri tekrar tekrar kullanmak sadece
kısır siyaseti pekiştirir ve vesayetçilerin işini
kolaylaştırır. 5 Mayıs 1960ta Kızılayda askerî
solcu öğrenciler Demokrat Parti ve Menderes için hangi sloganı
kullandıysa ne yazık ki bugün bazı muhalefet temsilcileri
aynı sloganı kullanmaktadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Efendiler, yıl 2017, 2017;
1960ın askerî-sivil iç içe girmiş vesayetçi zihniyeti ve ürünleriyle
21inci yüzyılı idrak edemeyiz.
Değerli milletvekilleri, 1961 ve 1982
Anayasaları millete güvensizliği esas almaktadır. Millete
güvensizlik içinde olanların içerikten uzaklaşarak kasıtlı
olarak rejim tartışmalarını açtığını ne
yazık ki üzüntüyle izliyorum. Türkiyenin rejim sorunu yoktur, Sayın
Başbakanımızın vurguladığı gibi Bu konu
1923 yılında bitmiştir. Cumhurbaşkanlığı
sistemiyle geçmiş pratiklerden yola çıkılarak isabetli bir
hükûmet modeli sunulmaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son on dört yıl boyunca eski
alışkanlıklarla her bir buçuk iki yılda bir suni krizler
çıkarılmış, AK PARTİnin kurucu lideri, milletin
seçtiği ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın
feraseti ve basireti, aziz milletimizin desteği ve güveniyle bu krizler
aşılmıştır. Takdir edersiniz ki her zaman böyle bir
lider gelmez. Kişiye özel düzenleme iddiaları tamamen
yanlıştır. Sistemi koruyan, kriz tellallarını tarihe
gömen tam aksi bir düzenleme yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Cumhurbaşkanımız, seçim kampanyasında, sık sık,
sadece temsil görevi yapmayacağını, Anayasadan
aldığı görevleri ve yetkileri tam olarak kullanacağını
ifade etmiştir. Milletimiz de ona bu vaadini yerine getirmesi için oy
vermiştir. Aynı zamanda AK PARTİ olarak girdiğimiz bütün
seçimlerde vesayetçi anayasadan kurtulmak gerekliliğini seçmenimize her
defasında ifade ettik ve seçmenimiz bütün seçimlerde bunu bilerek bize oy
verdi ve her seçimde AK PARTİyi birinci parti olarak çıkardı.
Bundan dolayıdır ki bu değişikliği çok yakından
takip etmekte ve izlemektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; milletten korkan, milleti ayrıştıran,
statükocu, bağnaz, yobaz yaklaşımlar siyasete değer
katamaz. Bu aziz millet, bizden, kendi gerçeklerini iyi bilen, yeni sorun ve
beklentileri karşılayan çağdaş bir siyasi
yaklaşım beklemektedir. Biz AK PARTİ olarak, Malazgirtte
Alparslanın, İstanbulun fethinde Fatihin, Millî Mücadelede Nene Hatunun
kararlılığı kadar kararlı, azimli ve
inançlıyız. (AK PARTİ sıralarından Bravo! sesleri,
alkışlar) Aziz Türk milleti bizden bunu beklemektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şahıslar adına ikinci söz
Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tora aittir.
Buyurun Sayın Tor. (MHP sıralarından
alkışlar)
FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 447 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
heyetinizi ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı
sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 13üncü maddesi,
Anayasamızın mahkemelerin kuruluşunu düzenleyen 142nci
maddesine bir fıkra eklenmesinden ibarettir. Eklenen fıkra Disiplin
mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamaz. Ancak
savaş halinde, asker kişilerin görevleriyle ilgili olarak
işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler
kurulabilir. şeklindedir. Bu madde ve bu maddeyle
bağlantılı 16ncı maddenin (D) ve (E)
şıkkına, yine 17nci maddenin (E) şıkkına göre,
1961 Anayasasıyla kurulan Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi, askerî mahkemeler kaldırılmaktadır.
İstisnası ise savaş hâlinde askerî mahkemelerin
kurulabileceğidir. Yapılan düzenlemelerin bir sonucu olarak, Anayasa
Mahkemesinde Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi temsili
sona erecektir ancak Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen asker üyelerin
görevleri, herhangi bir sebeple sona erene kadar devam edecektir. Kanun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde, askerî hâkim ve
savcılar, tercihleri ve müktesebatları dikkate alınarak Hâkim ve
Savcılar Kurulunca, adli ve idari yargıya veya Millî Savunma
Bakanlığı veya Genelkurmay
Başkanlığının hukuk hizmetleri kadrolarına
atanabileceklerdir.
Bir başka konu da, kaldırılan askerî
yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan kanun yolu incelemesinde
olanlar ilgisine göre Yargıtay ve Danıştaya, diğerleri ise
ilgisine göre görevli ve yetkili adli ve idari yargı mercilerine dört ay
içinde gönderilecektir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde askerî
yargı sisteminin tarihi 1837 tarihli Kanunname-i Ceza-i Askeriyeye kadar
gitmekte ise de bugün yürürlükte olan askerî mahkemeler ile askerî yüksek idare
organlarının kuruluş ve işleyişi, büyük ölçüde 1961
Anayasasına ve sonrasında çıkan yasal düzenlemelere dayanmaktadır.
Belirtmek gerekir ki, 1961 tarihinden beri askerî yargı, yargıda
birlik ilkesi açısından, insan hakları, hukuk devleti, demokrasi
yönüyle Türkiye'de sürekli tartışılan bir konu olmuş,
birtakım ilkesel ve teorik eleştirilere neden olmuştur.
Diğer bir eleştiri konusu, askerî alanda
emir komuta zincirinin veya mahkemelerin yapısında azınlık
da olsa yargıç olmayan askerlerin varlığının adli
yargılamayı etkileyip etkilemeyeceği de
tartışılan konular arasındaydı.
Değerli milletvekilleri, yaşanan küresel
ve ulusal gelişmeler neticesinde terörün önlenmesinin ülkemiz için ne
kadar önemli olduğu izahtan varestedir.
Askerî yargının
kaldırılmasıyla askerlerin tamamen mesleki fiil ve
davranışları sonucu oluşabilecek suçlar konusunda, hiçbir
mesleki tecrübesi ve bilgisi olmayan, askerî koşulları bilmeyen sivil
kişilerin yapacağı soruşturmalar ve
yargılamaların güvensizlik ve tereddüt oluşturmaması için
sivil yargının bu tecrübe ve bilgi eksikliğinin en kısa
sürede giderilmesi gerekmektedir. Yargıda birlik sisteminde bir ülkede
sadece bir tane yüksek mahkeme vardır ve mahkeme, anayasa
yargısını da, idari yargıyı da, adli yargıyı
da tek başına temsil etmektedir. Yargı birliği ilkesi,
Anglosakson hukukunun hâkim olduğu Amerika Birleşik Devletleri,
Birleşik Krallık, Kanada, Avusturalya gibi ülkelerde benimsenmiştir.
Yargı ayrılığı sisteminde
ise yüksek mahkemeler olarak birden fazla mahkeme mevcuttur ve adli yargı
ile idari yargı ayrılmıştır. Özellikle, Kara
Avrupasında, Fransa, Almanya, İtalya ve Türkiye gibi ülkeler bu
sistemi benimsenmiştir. Bu sistemlerden hangisinin üstün olduğu
konusunu soyut olarak tartışmak anlamsızdır.
Değerli milletvekilleri, aslında, hangi
sistemin benimsenmiş olmasından öte, bir ülkede, Yargı
bağımsız ve tarafsız şekilde çalışıyor
mu, hukukun üstünlüğü ilkesi tam olarak uygulanabiliyor mu, bütün
yargılamalar adli bir şekilde yapılabiliyor mu? sorularına
verilen cevaplar önemlidir. Zira, hepimizin de bildiği gibi, adalet mülkün
temelidir, mülk her şeydir, adalet göğün direğidir.
Bu vesileyle, vatandaş nezdinde, adaletin
kestiği parmağın acımayacağı
algısını sağlamanın yolu hukuka, hukukçuya
güvenmekten, hukuku ve hukukçuyu sevmekten, saygılı olmaktan geçer
diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Tor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, çok özür dilerim, biraz önce Düzce Milletvekilimiz Sayın
Ayşe Keşir şöyle bir cümle sarf etti, dedi ki: Bugüne kadar
Türkiye Cumhuriyeti devletinde halkın seçtiği ilk
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğandır. Bu
ikincisidir, çünkü ilk seçilen rahmetli Sayın Kenan Evrendi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yapmayın
FATMA BENLİ (İstanbul) Kenan Evrenle mi
kıyaslıyorsunuz vekilim? Yapmayın.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Recep Tayyip
Erdoğan ikinci seçilen kişidir. Bunu tutanaklara geçmesi
açısından söyledim.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Peki, tamam
tamam, geçti geçti.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, soru-cevap işlemini gerçekleştireceğiz.
Sisteme girdikleri sırayla sayın
milletvekillerine beş dakika süreyle soru sormaları için söz
vereceğim.
Sayın Budak, buyurun.
ÇETİN OSMAN BUDAK (Antalya) Teşekkürler.
Cumhuriyetimiz, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal
Atatürkün önderliğinde kanla, irfanla kurulmuştur. Cumhuriyet, Türk
milletinin demir yumruğunun emperyalist ülkelerin kafalarına
indirilmesinin belgesidir. Cumhuriyet, egemenliğin padişahtan
alınıp millete verilmesinin belgesidir. Cumhuriyet, ulusal
Kurtuluş Savaşının kazanılmasını
sağlayan Kuvayımilliye ruhunun özüdür. Cumhuriyetimizin
değiştirilemez niteliklerini değiştirebileceklerini düşünenler
büyük bir yanılgı içindedir. Egemenliğin halktan
alınıp saraya teslim edilmesine izin vermeyeceğiz.
Sorum ise şudur: 360 oyla kendini feshedebilen
Gazi Meclisin, aynı oyla bakanı bile Yüce Divana gönderememesi
adaletle bağdaşıyor mu?
BAŞKAN Sayın Çamak
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Mersin Mezitli ilçesindeki Cemilli
Köyü Muhtarının, seçimlerde rakibi olan eski muhtar dâhil tamamı
kişisel husumeti olan 18 köylüyü FETÖ, PKK ve DHKP-C üyesi olmak ve
Cumhurbaşkanına hakaret gibi çeşitli suçlarla ihbar ettiği
bugün basına yansıdı. Bu ithamlar karşısında
şok olan köylüler, kendilerine iftira ettiği gerekçesiyle muhtar
hakkında şikâyetçi oldular.
Bu örnekten anlaşıldığı
üzere, Cumhurbaşkanının muhtarlara yaptığı
muhbirlik çağırısı maalesef suistimallere açık,
tehlikeli gerilimlere neden olmaktadır. Şu an bunları
yaşıyorsak süper güçlerle donatılan bir başkanlık
sistemi gelirse kaosun tırmanacağı boyutu tahmin bile
edemiyoruz. Yetkililerin ağızlarından çıkan her sözden önce
bu ülkenin iç huzurunu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın Bakan; şimdi okuyacağım
maddelerden acaba hangisine karşısınız?
1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen,
beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı İstiklal
Marşıdır.
Başkenti Ankaradır.
Bunların hangisine
karşısınız Allah aşkına Sayın Bakan?
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim.
Mevcut sistemde olağanüstü hâl ilan yetkisi
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar
Kuruluna aittir. Yetkinin bu şekilde Bakanlar Kurulu tarafından
kullanılması, olağanüstü hâl ilanının kurul hâlinde
tartışılmasına, tüm yönleriyle ele alınmasına ve
Cumhurbaşkanının da fikir beyan etmesine olanak
sağlamaktadır.
Bu teklifle, olağanüstü hâl ilan etme yetkisi
yalnızca Cumhurbaşkanına bırakılacaktır. Toplum
ve devlet hayatına ilişkin ciddi tehditlerin ortaya
çıktığı bu en ciddi anlarda alınması gereken
tedbirler konusunda yürütme organı içinde asgari bir tartışma ve
kolektif karar alma olanağının ortadan kaldırılmak
istenmesini doğru buluyor musunuz? Şu an kurul hâlinde karar
verilmesine rağmen olağanüstü hâlin uzatılması kamuoyunda
tartışılırken getirilmek istenen maddeyle önemli bir konuda
yetkinin bir kişiye verilmesinin tartışılmaması,
müzakere edilmemesi sizce doğru mudur?
BAŞKAN Sayın Aydın
Sayın Arslan
KAZIM ARSLAN (Denizli) Teşekkür ediyorum.
Vekil arkadaşımız Enis
Berberoğlu hakkında yaptıkları haber nedeniyle açılan
ve sürdürülen davayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Dava,
basına baskı değil mi?
Dünyada en çok tutuklu gazeteci olan bir ülkeyiz. Bu
tablo Türkiyenin içte ve dışta imajını ve
itibarını düşürmektedir. Cumhuriyet gazetesi sahipleri ve
yazarları 12 Kasımdan beri tutukludur. Ayrıca Ahmet
Şık ve Hüsnü Mahalli de tutuklanmıştır. Şu anda
150ye yakın gazeteci tutuklu bulunmaktadır. Basın ve medya
üzerinde yargı marifetiyle yaptığınız bu
baskılara ne zaman son vermeyi düşünüyorsunuz? Haksız olarak
tutuklanan, yalnızca fikir ve düşüncelerini yazan gazetecilerin
tutuksuz yargılanmaları konusunda bir düşünceniz var mı? Bu
yanlış kararları veren savcı ve hâkimler hakkında Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu bir soruşturma açtı mı? Anayasada
yapmak istediğiniz on sekiz maddelik değişiklikle yasama,
yürütme ve yargı gücünü tek adamda toplamayı neden
düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, sorulara cevap vermek üzere Sayın
Bakanın mikrofonunu açıyoruz.
Buyurun Sayın Bozdağ.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu teklif
incelendiğinde çok net bir şekilde görülecektir ki esasında
teklif, yasama ve yürütmeyi birbirinden tam anlamıyla ayırmaktadır.
Şu anda yürütme yasamanın içinden çıkmakta, yasamanın
güvenine dayanmaktadır. Bu teklifle yürütme, bundan sonra doğrudan
doğruya halkın iradesiyle, sandığa attığı
oydan çıkacak, sandıktan çıkacak ve halkın güvenine
dayalı olarak görevini yapacaktır. Bu, millî egemenliğin
Meclisten alınıp Saraya verilmesi değil, esasında millî
egemenliğin doğrudan halka daha geniş kapsamda, yürütmeyi de
seçme imkânı vererek yansıtılmasıdır. Sadece
yasamayı seçen değil, yürütmeyi de seçen bir halkımız
olacaktır; bu, millî egemenliği güçlendirecektir,
AYTUĞ ATICI (Mersin) Tek kişi seçiliyor
Sayın Bakan.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) -
Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. ilkesinin sadece
yasama için değil aynı zamanda yürütme için de doğrudan
uygulanmasına imkân verecektir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yürütme dediğiniz
sadece bir kişi; sadece bir kişi seçiliyor. Sadece bir kişi
seçiliyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bir
kişi seçmeyecek, 50 milyondan fazla seçmen seçecek.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sadece bir kişiyi
seçiyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Onlar verecek, onlar kullanacak.
Şimdi, bazı muhtarların suç
işlediği iddiasıyla bazı kişileri ihbar etmeleri
ayıp değil, günah değil, suç da değil. Teröristler herhangi
bir köye geldiği zaman muhtarların Burada terörist var. diye kolluk
güçlerine ihbarda bulunması vatandaşlık görevidir.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Onlar
komşuları, komşuları.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Onlar
vatandaş, vatandaş.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Biz
demiyor muyuz; teröristler olduğunda veya suç işleyenler
olduğunda, herhangi bir yerde kanuna aykırı bir eylem
olduğunda
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul)
Vatandaş, vatandaş
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) E,
suçları vatandaş işliyor zaten, insanlar işliyor.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Komşuları bunlar,
komşuları.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Şimdi, muhtarların, bir yere teröristler geldi, canlı bomba var
veya başka başka kötü işler işleyecekler, suç
işleyecekler; bunları gördüğü zaman kolluğa bildirmek
ahlaksızlık mı? Bunları gördüğü zaman kolluğa
bildirmek suç mu? Bunları gördüğü zaman savcılıklara ihbar
etmek muhbirlik mi?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Komşu komşuyu
ihbar ediyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Ama
maalesef maalesef suçluları ve terör eylemlerini işleyenleri
eğer biz kolluğa bildirmeyi ahlaksızlık, suçluluk olarak
kabul ve takdim edersek, o zaman teröristlere ulaşmada, canlı
bombaları bulmada kaynaklarımızı ne yaparız; yeterince
kullanamayız.
Ben onun için vatandaşlarımızın,
etrafında suç işleyenleri, terör örgütü üyeleri ve başka
başka örgütlü suç örgütü yapılarını kolluğa
bildirmesinin bir vatandaşlık görevi olduğunu buradan ifade
etmekte fayda görüyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Komşularını bildiriyor, komşularını.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Şimdi, Sayın Atıcı sordu; 1inci madde, 2nci madde, 3üncü
madde
Bakın, deminden beri burası
konuşuluyor, burası tartışılıyor. Bu teklifte
1inci maddeye ilişkin bir şey yok, 2nci maddeye ilişkin bir
şey yok, 3üncü maddeye ilişkin bir şey yok, 4üncü maddeye
ilişkin bir şey yok.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Niye
değiştiriyorsunuz o zaman?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Siz
bunun aksini istediğiniz kadar iddia edin bu millet sizden de
akıllı, bizden de akıllı, olmayanı var
edemeyeceğinizi sizden daha iyi bilir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) O yüzden, Biz burada bir maden
bulduk, buraya biraz daha fazla çalışalım. dediğinizde
milleti kandıracağınızı düşünüyorsanız
kendinizi sadece yorarsınız.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kandırmak
sizin işiniz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Yormayın kendinizi, yormayın. Millet sizden de, bizden de
akıllı.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Sayın Bakan, sizin
vekiliniz dedi bunu.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bir
başka şey: Olağanüstü hâl
Şu anda Anayasa elimde.
Bakın, Anayasanın 119uncu maddesi, biraz daha iyi okumak
lazım, diyor ki:
Cumhurbaşkanı
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya
birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere
olağanüstü hal ilân edebilir. Bu, tabii afet ve ekonomik bunalım
sebebiyle olağanüstü hâl ilanı.
Şiddet olaylarının
yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde
bozulması sebepleriyle olağanüstü hâl ilanı da:
Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra
yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı
ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.
Ya, Cumhurbaşkanına biz olağanüstü
hâl ilan etme yetkisini yeni mi veriyoruz? Bu Anayasa yazıyor.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Kenan Evren getirdi o
hükmü, iyi oku.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Otuz
dört yıldır bu yetki var, otuz dört yıldır ve en son
olağanüstü hâl de Cumhurbaşkanının
başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla
yapıldı.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Millî Güvenlik Kurulu
önerisi orada var.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) 12 Eylül darbe hukukunu
ne kadar çok sevmişsiniz.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Burada ne yapılıyor, biliyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın, lütfen.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Burada esasında Cumhurbaşkanının
başkanlığında olağanüstü hâl ilanına yasama
denetimi getiriliyor. Üç ay içerisinde Parlamentoda yasalaştırılmayan
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden son bulacak
ama şu andaki düzenleme böyle mi? Böyle değil. Süre
sınırı koyuyor ve sürede yasalaşmadığı
takdirde resen yürürlükten kalkmakla müeyyidenlendiriliyor, Daha iyi bir hâle
getiriyoruz. Eleştirilecek değil, takdir edilecek bir düzenleme.
Teşekkür ediyorum.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Kaldırmanız
lazım olağanüstü hâli, kaldırmanız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay, önergeden sonra
mı versem, şimdi mi? Oylamaya geçmiyorum şu anda yalnız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, evet, yok,
başka bir
BAŞKAN Buyurun açıyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
47.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Adalet
Bakanı Bekir Bozdağın 447 sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 13üncü maddesi üzerindeki soru-cevap
işleminde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakan
arkadaşlarımızın sorusunu -sanıyorum- yanlış
anladı. Arkadaşlar şunu daha çok merak ediyorlar: Hiç
şüphesiz vatanın, milletin, devletin birliğine yönelik terör
tehdidine karşı, bırakın muhtarları, Cumhuriyet Halk
Partililer de bir yerde bir terörist tespit ettiği zaman güvenlik
kuvvetlerine haber verirler, o bir vatandaşlık görevi.
Arkadaşlar şunu sordu zannımca: Muhtarlar cebinde dolar
taşıyanları da bildirecekler ya, bu ne kadar etik, ne kadar etik
değil, onu sordu arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Altay.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 13üncü
madde üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi adet önerge
vardır.
Aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/1504 esas numaralı
Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde yer alan eklenmiştir"
ibaresinin "ilave edilmiştir" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Salih
Fırat
Adıyaman
Aynı mahiyetteki diğer önergelerin imza
sahipleri:
Hamza Dağ
İzmir
Mustafa Yel
Tekirdağ
Mustafa Serdengeçti
Aksaray
Gökcen Özdoğan Enç
Antalya
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
çekilmiştir.
Şimdi diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 446 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 05/01/2017
Meral
Danış Beştaş
Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447 sıra sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin Anayasaya aykırı
olduğu gerekçesiyle metinden çıkarılmasını arz ederiz.
Engin
Altay Levent
Gök Özgür
Özel
İstanbul Ankara Manisa
Tekin
Bingöl Ahmet
Haluk Koç Aytun
Çıray
Ankara Ankara İzmir
BAŞKAN Komisyon son okunan önergeye
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MURAT ALPARSLAN (Ankara)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen İzmir
Milletvekili Aytun Çıray.
Buyurun Sayın Çıray. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY (İzmir) Sayın
milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına konuşan
sayın milletvekili burada dilinin altındaki baklayı
çıkarınca doğrusu konuşma metnimi değiştirmek
zorunda kaldım.
Değerli arkadaşlar, 14 Aralık 2016da
bu kürsüden Yeni bir fiilî durumla Türkiye karşı karşıya
kalacak, Tayyip Beyin 3 Kasım 2019 seçimlerine Türksüz ve baştan
aşağıya yeni bir anayasa vaadiyle girdiğini
göreceğiz. dediğimde genç Milliyetçi Hareket Partili
arkadaşlarım, milletvekilleri bana kızmışlardır.
Şimdi, işte size kanıtı, gelip burada söylediler ilk 4
maddeyle ilgili görüşlerini. Bundan sonra artık kimsenin aldatıldık
deme hakkı da kalmadı.
Şimdi, bütün saygılarımla soruyorum:
Ne oldu da Sayın Bahçeli yeni anayasayı birden bire ortaya attı?
Neden 15 Temmuz darbe komisyonunu battal hâle getirecek zamanlamada gündem
değiştirildi? Beka sorununun sorumlusunun Anayasanın
olmadığını herkes bilmez mi? Üstelik tüm
konuşmalarında beka sorununu AKP yönetimine bir nedenle
bağlayanlar, şimdi ne için beka sorununun sorumlusu olarak
Anayasayı göstermeye çalışıyorlar? Bir anlamda 1
Kasım seçimlerinin mimarı olarak beka sorununu siz de yaratmadınız
mı? Hiçbir art niyet olmadan aziz Türk milletinin bilme hakkı için
soruyoruz. Apoyla bu Anayasanın görüşüldüğünden bihaber
misiniz? 12 Eylül darbe Anayasasının geçici 15inci maddesine benzer
bir af kanunu niteliğindeki bu Anayasanın çıkması için AKP
Genel Başkanından daha fazla mesai sarf ederek neden sabahlara kadar
nezaret ediyorsunuz? (CHP sıralarından alkışlar)
EDİP SEMİH YALÇIN (İstanbul) Sana
ne?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - AKP sözcüsü Bu Anayasayla
iki partili sisteme gidecek. dedi.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ)
Saygılı olun biraz be.
HACI OSMAN AKGÜL (Gümüşhane)
Saygılı olun.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) Yani MHPnin tasfiye
edileceğini AKP milletvekili söyledi. Neden buna sessizsiniz?
Nihayet, merhum Türkeşin mirasçısı
olarak mı yoksa bir federasyon anayasasının kurucusu olarak
mı tarihe geçeceksiniz?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Size oradan
ekmek çıkmaz.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) Sayın Cumhurbaşkanının
Anayasayı dayatmasının nedeni ise çok açık, ortak menzile
yürürken AKP içinde çok sayıda siyasi aktör FETÖyle içli
dışlı olmuştu. Bu kalkışmadan sonra artık
bunlara güvenilemezdi.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Tiyatro yapıyorsun, tiyatro.
AYTUN ÇIRAY (Devamla)
Ancak, bunların bugün temizlenmeleri hâlinde Sayın Cumhurbaşkanı
partinin boşalacağını biliyor. O hâlde, yetkilerini
artırarak kendisini güvence altına alacak ve işte o zaman Adalet
ve Kalkınma Partisinden asıl temizlik başlayacaktı.
Aynı zamanda, hep aklında olan yeni bir cumhuriyetin kurucu
başkanı olma idealini gerçekleştirmek olacak. İşte
şimdi onu yaptırıyor. Bu anayasanın özeti budur.
Değerli arkadaşlar,
bunlar sadece sizin iç meseleniz olsaydı bu kadar
uğraşmazdık ama bizi üzen asıl şey şu: El Babda
neler yaşanıyor haberiniz var mı? Biz burada bunlarla
meşgulken PKKnın, kim bilir nerede pusu kurduğuyla ilgileniyor
musunuz? PYDnin düzenli orduya dönüştürüldüğünden içinizde haberi
olan var mı? Zamlar aldı başını gidiyor, vatandaş
pahalılıktan eziliyor.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Farklı bir bilgin mi var?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) Ege
bir Yunan gölü hâline geldi. Kıbrısta garantörlük
hakkımızı Cenevre kasalarına kilitlediler. Ülke bir
yangın yerine dönüştü, siz bu anayasayla gelip yangına benzin
döküyorsunuz. Üzüntüm şudur: Yıkılırken
yıkacaksınız. Üstelik bu işler olurken Meclisin
itibarını yok edecek maddeyi de araya
sıkıştırmışsınız. Bana göre,
milletvekilli sayısının 600e çıkarılması
ahlaksız bir rüşvettir.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Aynen sana iade ediyoruz.
AYTUN ÇIRAY (Devamla)
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, siyasi haritamız şeytani
masalarda tartışılıyor. Meclis, işte, asıl böyle ortamda
tarihine yakışır bir kuvvet ve Türk milletinin umut ve güven
kapısı olmalıdır. Yapmayın, bu Meclisin
kapısına kilit vurmayın. Biz eninde sonunda bu işi
hallederiz, ne yapsanız geri çeviririz. Biz Türk milleti, yedi düvelin
zalimleri toprağa gömdüklerini zannederlerken, aynı Kurtuluş
Savaşında olduğu gibi, küllerimizden yeniden doğarız.
(CHP sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Gelin, Allahtan ve
milletten başka kimseden korkmayın.
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) O tarihi bizim
dedelerimiz yazdı, unutmayın.
AYTUN ÇIRAY (Devamla) - Gelin, ezilmeyin. Bu
taslağa sığınarak Cumhurbaşkanı olunmaz, zalim
olunur; milletvekili olunmaz, kapı kulu olunur; bakan olunmaz iş
takipçisi olunur; vatandaş olunmaz, tebaa olunur.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Çok zayıf bir
konuşmaydı ya.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, teklifimiz ortadadır. Böyle bir konuşma ve üsluba cevap
vermeyi kendimize zül addediyoruz, bundan dolayı cevap vermeyeceğiz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Çok zayıf bir
konuşmaydı, performansı iyi değildi.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Hiçbir milletvekilinin teklifini ahlaksız
olarak nitelendirmek doğru değildir, ne olursa olsun.
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) Yazıklar
olsun!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yani, bu 64ü çok
hatırlatıyoruz. Burada bir çalışma, mesai
arkadaşlığı vesilesiyle özel hukuk var diye de sizi üzmek
istemiyoruz ama mütemadiyen 64üncü maddeyi ihlal ediyorsunuz, bu bir.
İkincisi: Hatibimizin kastettiği siyasi ahlaktır.
Siyasi ahlaka herkes herkesi her zaman davet eder Sayın Başkan.
Teşekkür ederim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Siyasi etiğe
davet edelim, siyasi etiğe.
EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) Hiç
kıvırmayın, hiç kıvırmayın.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) O zaman ifade etsin.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın Altay, bu teklifin altında benim de
imzam vardı, bunu da izah etmek isterim; lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Oturumu
yönettiğiniz esnada, sürede bu teklifteki imzanızın bir
değeri yoktur Sayın Başkan, bunu hatırlatırım.
EBUBEKİR GİZLİGİDER
(Nevşehir) Olur mu canım? Haydi canım!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 446 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
05/01/2017
Meral
Danış Beştaş
Adana
BAŞKAN Komisyon okunan önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MURAT ALPARSLAN
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yapılan düzenleme askerî yargıya dair
nispeten olumlu değişiklikler içeriyor ise de kanun teklif metninin
bütünüyle birlikte değerlendirildiğinde bir işlev
sağlamayacağı açıktır ve bu bahisle de
kaldırılması gereklilik arz etmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Böylece 13üncü madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi, maddenin gizli oylaması
yapılacaktır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın Altay, söz talebiniz var
mı?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Var.
Aynı talebi yineliyorum, oylamanın
gizliliğine riayet konusunda Divandan -kâtip üyelerden özellikle bu sefer-
yüksek hassasiyet rica ediyorum. Şu bakımdan, sizin oradan
sağlı sollu kontrol etme şansınız yok ama katip
üyeler, sizin solunuzda oturan sol tarafı, sağınızda oturan
sağ tarafı rahatlıkla takip ederek gizli oy kuralına riayet
etmeyen milletvekillerini size bildirir, siz de o milletvekillerini
uyarırsanız daha iyi bir sonuç alınır. Ama peşimden
hemen Elitaş konuşacak, biliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, 13üncü maddenin oylamasına geldik.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Tutanağa
konuşma Sayın Elitaş, tutanağa konuşma.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Geneli de dâhil
olmak üzere, bu ana kadar gelen 12 madde de AK PARTİ Grubu olarak İç
Tüzükün 148inci maddesine uygun oylamalar yapmaktayız. Bu konuyu Genel
Kurulun bilgisine sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Başkanlık
Divanı olarak zaten bu hassasiyeti, sizin hassasiyetinizi bizler de
muhafaza etmek durumundayız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bazen
atlıyorsunuz.
BAŞKAN Kâtip üyesi
arkadaşlarımızla birlikte, Başkanlık Divanı tüm
üyelerimizle birlikte inşallah bu gizli oylamanın her zamanki gibi
usulüne uygun bir şekilde yapılması için yine gayret sarf
edeceğiz ve bu konudaki hassasiyetinizden dolayı da tüm
milletvekillerine teşekkür ediyoruz.
Öncelikle, Hükûmet ve komisyon
sıralarını görevli arkadaşlarımıza
bırakalım lütfen, o alanı. Görevli
arkadaşlarımızla birlikte aynı zamanda Başkanlık
Divanı üyelerimiz refakat edeceklerdir.
Şimdi, gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Sayın milletvekilleri, ad
okumak suretiyle oy kullanılmaya başlanacak. Adı okunan
milletvekilini ad defterinden işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri
yeşil, biri de kırmızı olmak üzere 3 yuvarlık pul ile
bu oylamaya özel mühürlü zarf verilecektir. Milletvekilleri Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz kabul,
kırmızı ret, yeşil olan çekimseri ifade ediyor. Oyunu
kullanacak sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten ve
kâtip üyeden 3 yuvarlak pul ile oylamaya özel basılan mühürlü zarfı
aldıktan sonra kapalı oy verme yerine girecek, oyunu kullanacak ve oy
verme yerinden çıkarak oy pulunun bulunduğu zarfı
Başkanlık Divanının önündeki kutulara atacaktır.
Adı okunmayan milletvekiline zarf ve pul verilmeyecektir.
Şimdi Adana ilinden gizli oylamaya
başlıyoruz.
Buyurun.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Evet sayın milletvekilleri,
gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkür ediyoruz. Usulüne uygun bir
şekilde kullanmaya devam ediyoruz lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın üye var
mı?
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın ve oy
sayım ve döküm işlemine Başkanlık Divanı üyelerimiz
hemen başlasın.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin gizli oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 482
Kabul : 343
Ret : 133
Çekimser : 1
Boş : 3
Geçersiz : 2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Özcan Purçu Mustafa
Açıkgöz
İzmir Nevşehir
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.33
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU (Osmaniye),
Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, 14üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 14- 2709 sayılı Kanunun 159 uncu
maddesinin başlığı ile birinci ve dokuzuncu
fıkralarında yer alan Yüksek ibareleri madde metninden
çıkarılmış; iki, üç, dört ve beşinci
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş; altıncı fıkrasında yer alan
asıl ibaresi madde metninden çıkarılmış; dokuzuncu
fıkrasında yer alan kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere
ibaresi kanun ve diğer mevzuata şeklinde
değiştirilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu onüç
üyeden oluşur; iki daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet
Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı
Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci
sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş
adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci
sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren
nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları
arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir
üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen yükseköğretim
kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri
ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından seçilen üyelerden,
en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat olması
zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek
üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis
Başkanlığına yapılır. Başkanlık,
başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu
Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci
oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması
halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç
çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği
takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme
usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir
üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin
sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye
tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır.
İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday
arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır.
Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi
biten üyeler bir kez daha seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev
süresinin dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen
üyelerin görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması
durumunda, boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi
yapılır.
BAŞKAN 14üncü madde üzerinde gruplar
adına ilk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Nurhayat Altaca
Kayışoğlu, Bursa Milletvekili.
Buyurun Sayın Altaca Kayışoğlu.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üzerinde konuştuğumuz 447 sayılı Anayasa
Değişikliği Teklifi bütünüyle Anayasaya
aykırıdır. O yüzden, madde üzerinde çok teknik konuşma
yapmayacağım. Zaten 2010 yılında yapılan
değişiklik ve sonrasında yaşadığımız 15
Temmuz, söylenen şeylerin anlamsız kaldığını
ortaya koyuyor.
Anayasanın değiştirilmesi teklif
dahi edilemeyecek ilk 3 maddesini ve dolayısıyla da 4üncü maddesini
dolaylı olarak bu teklif değiştiriyor. Biraz önce yapılan
itirafta da resmen ve şeklen de değiştirmenin
düşünüldüğü açıkça anlaşılıyor.
Peki, nasıl değiştiriyor
Anayasanın ilk 4 maddesini? Öncelikle Anayasamızın
Başlangıçta belirtilen temel ilkelerinden kuvvetler
ayrılığı ilkesi, bütün güçler tek elde toplanmak suretiyle
yok ediliyor. Bu teklif geçerse kuvvetler tek elde birleşecek.
Milletvekili listelerini cumhurbaşkanı adayı belirleyeceği
için yasama çoğunluğu elinde olacak; bu bir.
İki: Sorgusuz sualsiz Meclisi feshetme
hakkı olacağı için fesih tehdidi altında fiilen yasama
tahakküm altında tutulacak.
Üç: Beğenmediği yasayı veto edecek,
ısrar edilirse yine Meclisi feshederek yasa yapma yetkisini fiilen
cumhurbaşkanı engelleyebilecek.
Dört: Kararname çıkaracak kanun gücünde ve onu
denetleyecek etkili bir Anayasa Mahkemesi maalesef olamayacak.
Yasamada durum nasıl peki? Yasama gibi yürütme
de aynı şekilde tek bir kişiye veriliyor. Bütün üst düzey kamu
görevlileri cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.
İstediği gibi kamu tüzel kişiliği kurabiliyor,
cumhurbaşkanı yardımcılarını istediği
sayıda atayabiliyor, kaldırabiliyor, bakanlıklar aynı
şekilde. Hiçbir şekilde etkili denetim mekanizması yok. Yürütme
mutlak bir şekilde tek kişinin elinde bulunacak ve cumhurbaşkanına
soru dahi sorulmayacak. Günlerdir Sayın Adalet Bakanı diyor ki:
Cumhurbaşkanına siyasi sorumluluk getirdik. Ama bahsedilen denetim
yolları siyasi bir denetim değil, sadece bilgi edinme
kapsamındaki birkaç kurum kalmıştır bu hâliyle Anayasada.
Peki, yargıda durum ne olacak? Anayasa
Mahkemesinin doğrudan ve dolaylı bütün üyelerini
cumhurbaşkanı atayacak, üzerinde konuştuğumuz bu maddeyle
cumhurbaşkanı yükseki kalkmış olan Hâkimler ve
Savcılar Kurulunun üyelerinin tamamını doğrudan ve dolaylı
olarak belirleyecek ki bu kurul bütün hâkim ve savcıların
atanmaları, istenilen mahkemeye gönderilmeleri, idari işlemleriyle
ilgilenecek ve bu yüzden diyoruz ki her gün Goebbelsin taktiğiyle, soyut
bir şekilde Kuvvetler ayrımı güçleniyor. demekle kuvvetler
maalesef ayrılmıyor değerli milletvekilleri. Gerekçelerini somut
bir şekilde sıraladığımız gibi, egemenlik bu
teklifle kayıtsız şartsız tek bir kişiye devrediliyor;
yasama, yürütme, yargı tek bir kişide birleşiyor.
Değerli milletvekilleri, bu teklifle
Anayasamızın 2nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri de yok ediliyor.
Demokratik devlet ve hukuk devleti ilkesi fiilen ortadan
kaldırılıyor. Çoğumuz hukuk fakültesi
sıralarından geçtik. Demokratik bir devletten bahsedebilmek için
öncelikle tüm vatandaşların temel haklarının
düzenlenmiş olması ve güvence altına alınmış
olması gerektiğini biliyoruz. Oysa bu rejimde yargı
bağımsızlığı yok, kimsenin can, mal
güvenliği yok, iş güvencesi yok, idarenin işlemlerine
karşı vatandaşların gidebileceği etkili bir yargı
yolu yok. O hâlde nasıl demokratik olacağız?
Peki, getirilen bu teklifte zaten hiçbir zaman tam
olarak tesis edemediğimiz hukuk devleti ilkesi tesis edilecek mi? Maalesef
hayır. Çünkü hukuk devletinin gereklerinden hiçbiri kalmıyor,
vatandaşın hukuki güvenliği ortadan kaldırılıyor.
Örneğin, vatandaş yarın sabah kalkınca nasıl bir
kararnameyle karşı karşıya kalacağını hiçbir
zaman bilemeyecek. Mülkiyet hakkı
sınırlandırılabilecek bu kararnamelerle, sosyal güvenlik
hakkı, emeklilikle ilgili haklar; buralarda hiçbir kısıtlama
yok, diğer haklarla ilgili de etkili bir denetim yok maalesef.
Örneğin, Cumhurbaşkanı, bir sabah kalkıp Emekli
maaşı alanlar teröristtir, yattıkları yerden maaş
alıyorlar. dese ve bütün emekli maaşlarını kesse bunu
engelleyecek hiçbir denetim mekanizması yok. (CHP sıralarından
alkışlar)
İçinizden O kadar da değil
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Ne
alakası var?
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) Evet
Ne alakası var? diyorsunuz, ben de diyorum ki: Doları olana
teröristtir demek ne kadar alakalıysa, işte benim bu
söylediğim de o kadar mantıklı ve alakalıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Tabii, biliyoruz, siz yine Goebbels usulü, soyut bir
şekilde günde kırk kere, cumhuriyetin değişmediğini,
1923te bu tartışmaların kapandığını
söyleyeceksiniz ama 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarında nedense hiçbirinizi
göremiyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu yüzden sizin
cumhuriyeti sahiplenmek gibi bir niyetinizin olmadığını
biliyoruz.
Değerli milletvekilleri, Komisyon
çalışmalarında bu teklifle ilgili anayasa hukuku
açısından ilkesel olarak günlerce değerlendirmeler yaptık.
Bu, kesinlikle bir rejim değişikliğidir. dedik. Demokratik
olmayan bir rejimdir. dedik. Her kim seçilirse seçilsin, hangi partiden
olursa olsun bu kesinlikle bir diktatörlüktür. dedik. Dünyada yaşanmış
örneklerini anlattık; Almanya, Portekiz, İsrail, Finlandiya,
Yunanistan, Moldova. dedik. Bunlar cumhurbaşkanlarına,
başkanlarına yetkiler vermişler fakat sonra görmüşler ki
istikrarsızlık var, diktatörlük geliyor, tekrar parlamenter rejime
geri dönmüşler, parlamenter sistemi güçlendirmişler. Gelin,
değerli milletvekilleri, sizler de yol yakınken bizi bir maceraya
sürüklemeyin.
Değerli milletvekilleri, bu teklifi verenlerin
en temel gerekçelerinden birisi istikrar. Buna da pes diyoruz. Neden mi? On
beş yıldır tek başına iktidardasınız. Evet,
bu ülkeye istikrar geldi; hangi alanlarda geldi, sayıyorum: Maalesef,
istikrarlı olarak şehit cenazeleri geldi, çocuklarımıza
cemaat yurtlarında istismar yönünden istikrar geldi, dış
politikada geri adım konusunda istikrar geldi, taşerona kadro sözü
tutulmadı, asgari ücretli açlık sınırının
altında, yoksulların yoksulluğa mahkûmiyeti konusunda çok
istikrarlısınız, terör sizinle birlikte istikrarlı bir
şekilde tırmanıyor, bütün yetkileri tek elde toplama konusunda
istikrar var ama bu istikrarların vatandaşın cebine,
malına, canına maalesef hiçbir faydası yok.
Yine diyorsunuz ki Bu teklifle koalisyonlar dönemi
bitiyor. Aslında, milletin iradesine bu açıklamalarınızla
ipotek koyuyorsunuz. Bunları uzun uzun açıklamıştık
Komisyon çalışmalarında. Örneğin, ilk turda
cumhurbaşkanı seçilemezse, Parlamentoda yasama yapma
çoğunluğu tek bir partide olmazsa, ikinci turda başka bir
partiden cumhurbaşkanı seçilirse o zaman en azından yasama
bakımından koalisyonla çalışma zorunluluğu
doğmayacak mı? Şimdiden milletin iradesine nasıl ipotek
koyabiliyorsunuz değerli arkadaşlar?
Evet, aynı zamanda, koalisyonları da bu
anlamda kötülemek doğru değil. Biliyoruz ki hepimizin altındaki
arabaları üreten Almanya, yıllardır dünyanın en güçlü
ekonomilerinden bir olan Almanya koalisyonla yönetiliyor. Eğer bizler de
dünyada güçlü markalar yaratmak istiyorsak, yüksek teknoloji üretmek
istiyorsak, kutuplaşmadan, uzlaşmayı öğrenerek, liyakati
esas tutarak ve ancak bu şekilde istikrar getireceğini bu
çalışmaların bilmemiz gerekir. Ve bu teklifle
yapıldığı gibi bizden sonraki nesillere yeni yeni rejim
tartışmaları bırakmamak, istikrarsızlık
bırakmamak için değerli milletvekilleri, yüreklice, cesurca bu
teklife hayır dememiz gerektiğini düşünüyorum.
Bir de tutturmuşsunuz Vesayet rejimi
kalkacak. diye. Hangi vesayet Allah aşkına, bir tane somut örnek
verebilir misiniz? Şu anda demokrasi üzerinde bir vesayet varsa o da bir
tek kişinin vesayetidir. Doksan yıl önce bugünleri gören Büyük Önder
Atatürkün dediği gibi, aziz vatanın bütün kaleleri zapt
edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları
dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil
işgal edilmiş; bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak
üzere, memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta
hıyanet içinde bulunurken, hatta iktidar sahipleri şahsi
menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmişken ve millet
fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüşken hangi vesayetten
bahsediyorsunuz? Ki bütün bu gerçekleri 15 Temmuzda daha somut bir şekilde
yaşadık.
Değerli milletvekilleri, kula kulluk dönemi
aslında sizin hissetmeden, şeklen söylediğiniz ama bizim
inanarak yürekten söylediğimiz gibi 29 Ekim 1923te bitmiştir. Saray
sakininin bugün yarış içine girdiği Mustafa Kemalin asıl
kahramanlığı da işte, bu çatısı altında
bulunduğumuz yüce Meclistir. Kendisine verilmek istenen yetkileri
reddederek halkın egemenliğini müjdeleyen demokratik, laik hukuk
devletini inşa etmesidir Atatürkü büyük kılan, Atatürk o yüzden
büyüktür, onunla yarışılmaz.
Bu teklifle de hiçbir şekilde bu millete
hayır gelmez, o yüzden hayır diyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, şahıslar adına ilk söz,
Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukaraya aittir.
Buyurun Sayın Boynukara. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ADNAN BOYNUKARA (Adıyaman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliğini
konuşuyoruz.
Siyasetin, kimi siyasetin en temel araçlarından
birisi korkutmadır çünkü korkutmak zaman zaman işe yarıyor.
Hatırlamakta fayda var: 1930lu ve 1940lı yıllarda irtica
kavramı üzerinden korkutulduk. 1950li yıllarda Stalinin Türkiye
üzerine emelleri olduğu, Türkiyeyi işgal edeceği dedikodusu üzerine
korkutulduk. 1950li yılların sonunda, Menderesin gençleri
kıyma makinesinden geçirdiği, hilafeti getirmek istediği
korkuları üzerinden korkutulduk. 1970li yıllarda ise korkuların
en şiddetlisini yaşadık; korku Bu kış komünizm
gelecek. ifadesi üzerinden yayıldı, gençlerimiz
silahlandırıldı, binlerce insanımız öldürüldü ve 12
Eylül darbesi, 1990lı yıllarda tekrar irtica kavramı ve 28
Şubat darbesi.
Değerli milletvekilleri ve düzenli olarak
korkutulup bazı şeylere razı edilmek istenen milletin tüm
fertleri, şimdi yeni korkular var, yeni korkular üretiliyor: Diktatör,
dikta, tek adam rejimi, rejim değişikliği, yaşam
tarzına saldırı, sivil darbe diyerek; Misyonerlik,
Alevicilik, Kürtçülük, Türkçülük, İslamcılık,
mezhepçilik diyerek korkutuluyoruz. Öyle ki herkese, her zekâya uygun birkaç
korku var. Hepsinin toplamında ise bizlere Size dayatılan küçük
yaşam ve düşünme biçimlerinin ötesine geçmeyin ve korkun. diyorlar.
Birbirimizden, gençlerimizden, başörtülümüzden, başı açık
olandan, Kürtten, Türkten, Ermeniden, Süryaniden, Rumdan korkun,
gölgenizden korkun, kısacası hayatınızda korku eksik
olmasın. diyorlar. Yeter ki biz birbirimize güvenmeyelim, herkes
birbirini tehdit olarak görsün ve öyle davransın. Düşünmeden,
sorgulamadan, anlamadan, dinlemeden, kin duyan, linç eden bir nesil hâline
gelelim. 13 milyonken korkmayan bu ülke insanını bugün gölgesinden
korkar hâle getirmek isteyenler var. Esas komplo budur, bu topraklara dönük en
tehlikeli tuzak budur. Unutmayalım, korku yayanların bir kısmı
antiemperyalist, bir kısmı antisiyonist, bir kısmı
antiamerikancı görünebilir ama emin olun ki hepsinin sicilinde bir gladyo
izi var.
Ülke dört bir yandan istila edilirken, devlet
başkentini terk edip Anadolu içlerine çekilirken, para yokken, ekmek
yokken, ilaç yokken bile korkmayan insanımızı getirmek
istedikleri yer korkudur.
Değerli arkadaşlar, mesele, üretilen
korkuları ve güvensizliği nasıl bir toplumsal algıyla
karşıladığımız ve ne tür bir ruh hâliyle cevap
verdiğimizdir. Mesele, korkulardan, korkutuculardan kurtulmak meselesidir.
Mesele, korkmamayı öğrenmektir. Mesele, gerçekten milletin iktidar
kılınması meselesidir çünkü korkmayan bir millete tarihin hiçbir
komplosu ve oyunu zarar vermez. İlla bir şeyden korkacaksak, bizi bir
şeylerden korkutmaya çalışanlardan korkalım. Unutmayalım
ki bu ülkeye asıl kalıcı zararı verecek olanlar
onlardır. Artık, buna bir son verelim, korku tacirlerinin maskesini
yırtalım. Mücadele edeceksek umutlarımız için, hayallerimiz
için, ideallerimiz için, ülkümüz için mücadele edelim.
İnsanımıza ve milletimize güvenelim. Bu ülke ve bu millet
bölünmez. Bu topraklar hiçbir zaman mürteci yuvası olmadı, olmaz.
Kürtümüzün ezici bir çoğunluğu bölücünün
karşısındadır. Alevimiz bütün manipülasyonlara rağmen
Sünniyle kardeştir. Hepsi tabii hâliyle bizim farklı renklerimiz,
düşünme ve yaşam biçimlerimizdir ama cı ve cu ekleri
eklendiğinde Türkçü, Kürtçü, Alevici, dinci, solcu olunca korku
yasası devrede demektir.
Evet, sorunlarımız
çoktur ama çözümlerimiz de çoktur. Yeter ki çatışmalardan beslenen ve
dumanlı havalarda ortaya çıkanlara kanmayalım. Unutmayalım,
tarihin yüzü bu topraklara dönmüştür. Yaşadıklarımız
sadece ayağa kalkışın sancılarıdır.
İşte, olan bitene bu ufukla bakanlar kazanacaktır; korkanlar,
korkutanlar ise tarihin çöplüğünde unutulacaktır, bundan hiç kimsenin
şüphesi olmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ADNAN BOYNUKARA (Devamla)
Başkanım, tamamlayayım.
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
ADNAN BOYNUKARA (Devamla)
Ara sırasında Tuncay Özkanla Meclis binasının
yapılış biçimini konuşmuştuk. Meclis
binasını dahi halkı kucaklayan, halkı seven, halkın
hepsini bir gören, bunu bir arada toplama aracı olarak kurgulayan bir
milletin bugün farklı gerekçelerle, farklı kavramlarla korkutulmasına
hepimizin karşı çıkması lazım diyorum, Anayasa
değişikliğinin hayırlı olmasını temenni
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Şahısları
adına ikinci söz, İstanbul Milletvekili İlhan Cihanere aittir.
Buyurun Sayın Cihaner
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, şahsı adına yoksa
BAŞKAN Şahsı adına
konuşmalar yoksa soru-cevap işlemine geçeceğiz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, şahsı adına ben talep ettim.
LEVENT GÖK (Ankara) Var, var. Sayın Özgür
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben
konuşacağım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, her ne kadar eleştirdiğimiz,
şiddetle karşı çıktığımız bir Anayasa
değişikliği de olsa birtakım karşıtlıklara,
birtakım yaşanmışlıklara rağmen, bu Parlamentoda
550 milletvekili halktan aldığı yetkiyle ve bir bütün olarak
halkı temsil ediyor olmalarından dolayı, birbirlerinin
acılarından, birbirlerinin hüzünlerinden, yaslarından doğrudan
etkileniyor.
Şu anda çok ağır bir havayla
karşı karşıyayız. Değerli Milletvekilimiz Saffet
Sancaklı büyük bir üzüntü yaşıyor. Cumhuriyet Halk Partisi
olarak bu acı durumdan büyük bir kaygı duyduğumuzu,
dualarımızın Milliyetçi Hareket Partisi Grubuyla, Saffet
kardeşimizle, evlatlarıyla ve değerli eşiyle olduğunu
ifade etmek isteriz.
Tabii, bu süreçte Anayasa üzerine yapılan
konuşmalarda -HDP bugün yok, Milliyetçi Hareket Partisinin de bundan
sonraki süreçte, bu atmosfer altında konuşmalarını
yapamayacak durumda olmalarını da gayet mantıklı bir
şekilde anlıyoruz ve son derece normal buluyoruz- ileriye doğru,
gelecekteki tutanaklara doğru konuşuyoruz. Bu maddelerde Cumhuriyet
Halk Partisi ne düşünüyor, elbette bunları ifade etmek
durumundayız.
Bundan sonra, esas olarak birinci tur
görüşmeleri tamamlandıktan ve Anayasadaki bekleme, serinleme süresi
verildikten sonra ikinci tur oylamalarına geçilecek. İlk turda
oylamalar üzerinde ilk maddelerde yaşanan birtakım
sıkıntılar, yapılmakta olan işin zaten meşruiyet
tartışması ciddi bir boyutta varken, Türkiyedeki Parlamentoyu
dünyanın gözünde de sıkıntıya sokabilecek nitelikteydi.
Bütün itirazlarımızı bunun üzerine kurduk. İlerleyen
turlarda
Hâlihazırda gizli oylamanın alenileştirilmesi gibi bir
sıkıntıyı yaşıyoruz, gözlüyoruz ama daha makul
bir duruma geldi. İkinci tur oylamalarda sayın Meclis başkan
vekilinin, grup başkan vekillerinin, idare amirlerinin dikkatine ve
herkesin kendi üzerine düşeni yapacağına inanıyoruz. Burada
eğer bir Anayasa değişikliği yapılıyorsa ve
Anayasada gizli oy yazıyorsa, milletvekilleri bunun üzerine
namusları ve şerefleri üzerine yemin etmişse milletvekillerinin
buna uymaması düşünülemez. Ama, oradaki birtakım Nasıl
olsa oyumdan eminim, nasılsa ben farklı bir davranış içinde
olmayacağım. görüntüsü dışarıdan aslında, bir
grubun birbirine güvenmediği, birbirini denetlemek zorunda olduğu ve
sanki halktan alınan temsil yetkisinin birileri tarafından baskı
altında tutulduğu görüntüsünü veriyor ki bu, Parlamentoya
ağır bir darbe vuruyor. İkinci turda bu tip görüntülerin oluşmaması,
bu tip görüntülerin oluşması durumunda bunun tespiti için ortaya
çıkan görüntülerin oluşmaması hepimizin ortak
sorumluluğudur, bunu özellikle ifade etmek durumundayız.
Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kürsüye
başka duygularla geldik tabii, başta da ifade ettim ama herkese bu
kürsüye ilk gelişini hatırlatmak isterim. Bu kürsüye ilk
gelişiniz de ilk milletvekili seçildiğinizdeki yemininiz içindir.
Kürsüye gelirken istediğiniz kadar iyi hatip olun, bambaşka
kürsülerin en mahir konuşmacısı olun, istediğiniz herhangi
bir örgütte, teşkilatta en güçlü olun, buraya gelirken yüreğiniz küt
küt eder, ağzınız hiçbir zaman olmadığı kadar
kurur, neredeyse ayaklarınız birbirine dolaşacak olur ve
şuraya geldiğinizde aklınıza ilkokul öğretmeniniz,
aklınıza geçmişte sizi yetiştirenler, kaybettiğiniz
anneanneniz, babaanneniz ve onların torunu, onların öğrencisi
nereye geldi ve şimdi ne yapıyor diye, hani kendi kendinden gurur
duymak değil ama onların sizinle duyduğu gururu
yüreğinizde, bağrınızda hissedersiniz ve yemini
başardıktan sonra -aslında hiç zor olmayan bir şeyi
başarmışsınızdır- buradan oraya uçarak gidersiniz
ve genel başkanınızın elini sıkmak büyük bir onurdur
sizin için. Bunları yaşamış birilerinin, bu kürsüde bir
rejim değişikliği varsa bu kürsüden bu sefer ayakları geri
geri gider, oralara geri geri gider.
Hangi sorumlulukta olduğumuzu, ne
yaptığımızı, halktan hangi emaneti
aldığımızı ve Atatürk'ün vasiyetini hiç unutmadan bu
Meclise sahip çıkacağınızı biliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi soru-cevap işlemini
gerçekleştireceğiz.
Sisteme giren sayın milletvekillerine soru
sormaları için beş dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Üye sayısı 15e düşürülen yüksek
mahkemenin 3 üyesini Cumhurbaşkanının kontrol ettiği Meclis
seçecektir. 3 üyesi üyelerini Cumhurbaşkanının belirlediği
YÖK tarafından önerilecek ve Cumhurbaşkanı tarafından
seçilecektir. 4 üyesi belli kategori isimleri arasından doğrudan
Cumhurbaşkanınca seçilecektir. Kalan 5 üye de Yargıtay ve
Danıştayın gösterdiği adaylar arasından yine
Cumhurbaşkanı tarafından seçilecektir.
Kısacası, getirilen bu Anayasa
değişikliği teklifi geçerse bir Cumhurbaşkanı seçilecek
ve geri kalan herkesi bu Cumhurbaşkanı seçecektir. Anayasa
Mahkemesinin neredeyse tüm üyelerinin bir şekilde Cumhurbaşkanı
tarafından seçilmiş ve atanmış olması, Yüce Divan
görevini tarafsız ve bağımsız bir şekilde yapması
beklenen Anayasa Mahkemesi adına etik bir durum mudur?
BAŞKAN Sayın Akyıldız
ALİ AKYILDIZ (Sivas) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Yargının yasama ve yürütmeyi denetleme
imkânı kaldırılıyor. Yargı tamamen siyasetin emrine
giriyor. Güçler ayrılığı ve denge denetleme
mekanizmalarının en önemli unsuru olan bağımsız
yargı denetimi fiilen imkânsız hâle getiriliyor. Nasıl mı?
Hakimler ve Savcılar Kurulunun 13 üyesinden 6sını
Cumhurbaşkanı doğrudan, kalan 7 üyesini de parti
başkanı sıfatıyla kontrol ettiği Meclis
aracılığıyla belirleyecektir. Böylece, bütün yargı
örgütünün başı olan Hakimler ve Savcılar Kurulu,
Cumhurbaşkanı ve onun siyasi anlayışına uygun
olacaktır.
Yine, Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesinin
15 üyesinin 12 üyesini bizzat kendisi, 3 üyesini de partisi
aracılığıyla kontrol ettiği Meclis eliyle
belirleyecektir. Böyle bir yargının
bağımsızlığından bahsetmek olsa olsa milletin
aklıyla alay etmek olacaktır. Bu Meclis derhâl bu tasarıyı
geri çekmelidir diye düşünüyorum.
Saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 2010da
değiştirilmesinin sonucunda o süreç darbe üretti. Bu kere yeniden
değiştirilen madde, düşünülen felsefe ve siyasi arka planın
da bir yerde göstergesi. Anayasa düzeninin, hukukun, yargının ve tüm
temel hak ve özgürlüklerin yerinin ne olabileceği konusunda fikir veriyor.
Yeni düzenlemeyle kuvvetler ayrılığı prensibine uygun
olarak işleyen ve özellikle de yürütmenin ezici kuvvetine karşı
vatandaş için bir güvence mekanizması olan kuvvet olmaktan
uzaklaştırılıyor ve âdeta yürütmeye tabi olan bürokratik
bir organa dönüştürülüyor. Yargı kuvvetinin niteliğini
vurgulamak amacıyla, Anayasanın niteliğini vurgulamak amacıyla
Anayasanın 9uncu maddesine tarafsız kelimesi eklenerek verilmek
istenen mesajla bu durum bağdaşıyor mu?
Ayrıca, ben de Saffet Sancaklı
kardeşimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
BAŞKAN Sayın Gözgeç
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) AK PARTİ, her
sorunun çözümünde milleti hakem tayin etmiş bir partidir. Milletten
korkanlar elbette ki Millete güvenmiyoruz. demek yerine başka korkular
ihdas etmektedirler. Sayın Abdullah Gülün Meclis tarafından
seçilmesine karşı çıkıp 367 krizini yaratanlar o gün de
aynı argümanları kullanmışlardı: Cumhuriyet elden gidiyor.
Gitmekte olan cumhuriyet midir yoksa gitmekte olan bürokratik oligarşi,
millete rağmen vesayet odakları kurma hayalleri midir? Bu teklif
vesayet odaklarını ortadan kaldıran, millet iradesini esas alan
bir teklif midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Hürriyet
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bir
kadın dünyayı değiştirebilir mi? Elbette
değiştirebilir. O annenin yetiştirdiği evlat özgürlüğü
isteyen tüm milletlere cesaret verdi, örnek oldu ve onu kimse kandıramadı.
O evladı yetiştiren, Atamızın annesi Zübeyde
Hanımı ölüm yıl dönümünde saygı ve minnetle anmak
istiyorum.
Sayın Bakan, öncelikle şunu sormak
istiyorum: İlk 4 madde tarafınızdan değiştirilecekse
eğer ilk olarak bayrağımızdan mı, millî
marşımızdan mı başlamayı düşünüyorsunuz.
Malum, doları olan artık teröristten farksız, dolar terör
örgütünün uyuyan hücreleri var mıdır sizce? Dolar terör örgütü
üyelerini kendisini patlatmadan yakalamayı düşünüyor musunuz? Terör
yuvası olan döviz bürolarını kapatmayı düşünüyor
musunuz? Ülkeye dolarla yatırım yapmak isteyen
yatırımcıya müdahaleniz olacak mıdır?
Bu sorularımı ciddiye alacak
mısınız Sayın Bakan?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Son olarak, Sayın
Atıcı
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bir an için 15 Temmuz
darbe girişiminin başarılı olduğunu düşünün. O
darbe girişimi başarılı olsaydı ve şu anda
FETÖcülerin başı Türkiyede olsaydı ve bir Anayasa
değişikliği yapmak isteseydi, acaba şimdi yapılan
Anayasadan farklı ne yapardı? Eminim ki bütün yetkileri tek
başına kendi elinde toplardı. Eminim ki Parlamentoda bulunan
milletvekillerinin büyük çoğunluğunu kendisi seçmek isterdi. Yine
eminim ki bu adam yargıya talimat verecek şekilde bir dizayn
yapardı ve yine eminim ki bu adam basını da elinde tutardı
ve bütün bu yetkileri kullanırken de sakalını bir şekilde
sıvazlarken bıyık altından da gülerdi, tıpkı
şu anda bakıp bize güldüğü gibi.
BAŞKAN Evet, soruları
cevaplandırmak üzere şimdi sözü Sayın Bakana
bırakıyorum, Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbala.
Buyurun Sayın Ağbal.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Üzerinde görüştüğümüz maddeyle esasen
Hâkimler ve Savcılar Kurulunun yapısı yeniden düzenlenmektedir.
Anayasa değişikliğinin geneline uygun olarak da Hâkimler ve
Savcılar Kurulunun hem yapısı hem de buraya seçilecek üyelere
ilişkin esaslar bu maddede düzenlenmektedir. Vekillerimizin
çoğunluğu aynı konuya değindikleri için ben de maddede
yapılan değişiklik hakkında kısaca bilgi vermek
istiyorum.
Şu anda Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
22 asıl ve 12 yedek üyeden oluşmaktadır, daire sayısı
3tür. Bu, mevcut durum. Burada yapılan değişiklikle Kurulun üye
sayısı 22den 13e indirilmekte, daire sayısı da 3ten 2ye
düşürülmektedir ve yedek üyelik uygulamasına da son verilmektedir.
Kurulun 3 üyesi birinci sınıf olup birinci sınıfa
ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı
hâkim ve savcıları arasından, 1 üyesi birinci sınıf
olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemiş idari yargı hâkim ve savcıları arasından
Cumhurbaşkanınca; 3 üyesi Yargıtay üyeleri, 1 üyesi
Danıştay üyeleri, 3 üyesi öğretim üyeleri ve avukatlar
arasından Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilecektir. Böylece Kurula
Türkiye Büyük Millet Meclisinin de üye seçmesinin önü açılmıştır,
özellikle bu hususu vurgulamak istiyorum. Dolayısıyla, sayın
vekillerimizden bazılarının Hâkimler ve Savcılar Kurulunun
seçim esas ve usullerine ilişkin yapmış olduğu
eleştirilerin hiç de doğru olmadığı getirilen madde
düzenlemesinden açık bir şekilde görülmektedir.
Yine, eğer vekillerimiz fırsat bulurlarsa,
incelerlerse farklı ülke uygulamalarında da farklı kaynaklardan
hâkimler savcılar kurullarına üye seçimi yapılmaktadır.
Burada, Hollandada, İsveçte buna benzer seçim yöntemleri vardır,
onu da açıkça ifade edeyim.
Burada, seçilecek üyeliklere ilişkin Meclis
Başkanlığına yapılacak başvurular üzerine Anayasa
ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon her bir üyelik
için 3 adayı belirler. Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyon
tarafından belirlenen adaylar arasından her bir üye için ayrı
ayrı gizli oyla seçim yapar. Burada, herhangi bir şekilde, getirilen
yeni yapının Hâkimler ve Savcılar Kurulunun
tarafsızlığına ilişkin bir yanlış sonuç
doğurması asla söz konusu değildir. Sayın
Cumhurbaşkanının, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yaptığı seçim sonucunda bu görevi deruhte edecek olan Kurul
üyelerinin hepsi Anayasaya göre kendilerine verilen görevleri tam bir
tarafsızlık içerisinde de yürüteceklerdir. Bu açıdan da
getirilen eleştirilerin doğru olmadığını
düşünüyorum.
Diğer taraftan, baştan itibaren söylüyoruz, bu
getirilen düzenlemeler, gerçekten, yargının tarafsız bir
şekilde işlev icra etmesi ve çalışmasına da büyük
katkı sağlayacaktır.
Diğer taraftan, Sayın Hürriyet Anayasa
değişikliğine ilişkin olarak, hiçbir şekilde tasvip
edemeyeceğimiz, asla kabul edemeyeceğimiz birtakım isnatlarda
bulunmuştur. Bizim, herhangi bir şekilde, şu andaki mevcut
Anayasamızda ortaya koyulan ve ilk 4 maddesinde ifadesini bulan rejim
konusunda hiçbir tereddüdümüz yok. Bu, hepimizin millet olarak sahip
çıktığı bir genel çerçevedir ve sonuna kadar da bu
çerçeveye sahip çıkacağız, onu da ifade edeyim.
Diğer taraftan, yine, ekonomiyle ilgili
Sayın Hürriyet, yani hiçbir şekilde
doğru olmayan birtakım ifadeleri varmış gibi kabul ettiniz.
Burada mevzubahis olan şu: İster eliniz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
Teşekkür ediyoruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Burada, dolar konusunda ifade edilen düşüncelere de asla
katılmamız söz konusu değildir. Yapmış olduğunuz
yorumlar da temelden yoksundur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Cumhurbaşkanına katılmıyor musunuz?
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli)
Cumhurbaşkanına katılmıyor musunuz?
Cumhurbaşkanına aykırı bir beyanda bulundunuz.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının
eşine geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ilişkin
açıklaması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biz de az
önce öğrendik, Milliyetçi Hareket Partisi Kocaeli Milletvekili, çok
değerli siyasetçi ve aynı zamanda spor dünyasına çok ciddi
katkısı olan Sayın Saffet Sancaklının değerleri
eşleri için buradan dualarımızı gönderiyoruz, Allahtan
hayırlı, acil şifalar diliyoruz. Rabbim, inşallah tez
zamanda eşine, ailesine, çocuklarına inşallah, tekrardan
aramıza kavuştursun diye dualarda, niyazlarda bulunuyoruz. Tekrardan
geçmiş olsun diyoruz, Allahtan şifalar diliyoruz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
14üncü madde üzerindeki önerge işlemine geçiyoruz.
14üncü madde üzerinde beşi aynı mahiyette
olmak üzere yedi adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan (2/1504) esas numaralı
Kanun Teklifinin 14üncü maddesiyle 2709 sayılı Kanunun
değiştirilen 159uncu maddesinin değiştirilen üçüncü
fıkrasında yer alan belirtilen ibaresinin düzenlenen olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Gökcen
Özdoğan Enç
Antalya
Aynı mahiyetteki diğer önergelerin imza
sahipleri:
Mustafa Serdengeçti
Aksaray
Salih Fırat
Adıyaman
Hamza Dağ
İzmir
Mustafa Yel
Tekirdağ
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Çekiyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
çekilmiştir.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel
Kurulda görüşülecek olan 447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
14üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 5/1/2017
Meral
Danış Beştaş
Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 447 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Engin
Altay Levent
Gök Özgür
Özel
İstanbul Ankara Manisa
Tekin
Bingöl Ali Haydar
Hakverdi Haluk Koç
Ankara Ankara Ankara
BAŞKAN Komisyon son okunan önergeye
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MARKAR ESEYAN
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkanım, biz de önergeye katılmıyoruz.
Bu arada, müsaade ederseniz, Milliyetçi Hareket
Partisi Milletvekilimiz Sayın Saffet Sancaklının bugün
yaşadığı ve derinden bizi de üzen gelişmeden
dolayı ben de üzüntülerimi ifade etmek istiyorum. Değerli
eşlerine başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN Hayırlı şifalar
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Allah rahmet eylesin diyorum.
Teşekkür ediyorum.
Geçmiş olsun Saffet Beye.
BAŞKAN Şimdi, önerge üzerinde söz
isteyen Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi konuşacaktır.
Buyurun Sayın Hakverdi.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın
Genel Kurul, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Saffet Ağabeyin eşine de şimdiden
geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum buradan grubum adına.
Gecenin bu saatinde biz rejim
değişikliğini görüşüyoruz ancak halkımızın
burada olan bitenden maalesef haberi yok. Yapılan bir
araştırmada, yüzde 70 oranında, halkımızın burada
görüşülen rejim değişikliğine ilişkin
sağlıklı bir bilgisi yok. Şimdi, halkımız
haberdar değil. Televizyonu kapatmışsınız, burada
görüşülen konuları halkımız izleyemiyor.
Dışarıda OHAL var, insanlar sokağa çıkıp bunu
anlatmaya çekiniyor ve korkuyor maalesef. Şimdi, gerçeği bilmeyen bir
halka ya da gerçeği öğrenme hakkını engellediğiniz bir
halka buradan sonuç alıp gitmeyi düşünüyorsunuz. Öncelikle, onlara
gerçeği öğrenme, bu konuda bir fikir edinme hakkını
sağlamamız gerektiğini düşünüyorum bu kadar önemli bir
konuda.
Peki, neden bunu yapıyorsunuz?
Bence nedeni çok açık; şöyle
düşünüyorsunuz: Seçmen en son verdiği refleksi tekrarlayacak. Böyle
düşünüyorsunuz. Yani seçmen, AKP ve MHPye oy verdi, işin
esasını öğrenmeden, şu gece gece geçirilmeye çalışılan
rejim teklifinin içeriğini öğrenmeden son refleksini tekrarlayacak ve
bu rejim değişikliği seçmen tarafından onaylanacak diye
düşünüyorsunuz. Bence yanlış düşünüyorsunuz çünkü seçmen
size oy verdi ama bir sonraki oyunun tapusunu vermedi.
Şimdi, yasamayı, yürütmeyi ve
yargıyı bir kişiye bağlamaya çalışıyorsunuz,
çok ciddi sakınca var burada sayın vekil arkadaşlarım. Ben
şunu söylüyorum: PKKnın kandırdığı, FETÖnün
kandırdığı, Amerikanın kandırdığı
birine -sevebilirsiniz- bu kadar yetkiyi verdiğiniz zaman çok büyük bir
riski de ona vermiş oluyoruz ve yarın yine
kandırıldığında size hiçbir şey olmuyor ama olan
gariban, yoksul halkımıza oluyor. Gelin, bu ülkeye kıymayın
diyorum ben. Biz, bu ülkeyi canımızla, kanımızla, bedel
ödeyerek hep beraber kurduk; gelin, bu birliğimizi bozmayın diyorum.
7 Haziranda bir seçim yaşadık,
beğenmediniz, dediniz ki: 400 vekil vermezseniz kaos olur.
Vatandaşı tehdit ettiniz. Bugün, burada Bu rejim
değişikliği geçmezse seçime gideriz. diyorsunuz,
milletvekillerimizi tehdit ediyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, vatan elden
gittikten sonra milletvekili olsak ne olur, olmasak ne olur?
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Vatan niye elden
gidiyor?
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Bu
akşam vekilimiz niyetinizi açıkladı: Rejimi
değiştiriyoruz. diyorsunuz, cumhuriyete ve demokrasiye kastediyorsunuz,
bunun adına da rejim değişikliği değil sistem
değişikliği diyorsunuz.
Bakın, başkanlığı getirip
aslında buna da cumhurbaşkanlığı sistemi diyorsunuz
ama hepinizin bildiği bir hikâyeyi sizinle burada paylaşmak
istiyorum: Hazreti Ali taraftarı bir Kufeli Şama gidiyor erkek bir
deveyle. Şamda, Muaviye taraftarı bir vatandaş bu devenin
dişi olduğunu iddia ediyor ve deveyi sahiplenmeye
çalışıyor Deve benimdir. diyor. Olay büyüyor, Muaviyeye kadar
gidiyor. Muaviye bir ders vermek için topluyor 10 bin kişiyi Bunu halka
soralım. diyor, yandaşlarına soruyor ve onlara devenin
dişi olduğunu kabul ettirip deveyi kendi yandaşına
peşkeş çekiyor.
Değerli arkadaşlar, bunun adı rejim
değişikliğidir. Deve erkektir ve Kufelinindir. Deve erkektir ve
Kufelinindir, bunun adı da rejim değişikliğidir
değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, Sayın Devlet
Bahçeli, Sayın Genel Başkan, sayın milletvekillerimiz; bu
iş parti işi değildir, bu iş ülke işidir. Gelin, bu
ülkeye kıymayın.
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) Biz ülkeyi düşünürken
sen kısa pantolonla geziyordun.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Sayın
Başbakanımız buradaki konuşmasında
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Çok biliyorsun ya.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Evet, siz
de çok biliyorsunuz.
Sayın Başbakanımız buradaki
konuşmasında aynen şu ifadeyi kullandı, dedi ki: Bir Ali
değil, bin Ali Cumhurbaşkanımıza feda olsun. Sanki
babasının koltuğu da, birine teslim ediyor.
OKTAY ÖZTÜRK (Mersin) - Onları biz biliyoruz,
seninkilere konuş.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Ben güzel
ülkemi çok seviyorum, en az sizin kadar seviyorum, biz güzel ülkemizi çok
seviyoruz. O zaman ben de buradan diyorum ki: Güzel ülkeme ve halkıma bir
Ali Haydar değil, bin Ali Haydar feda olsun.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Buyurun Sayın Elitaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
48.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının eşine geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Biraz önce sizin de ifade ettiğiniz gibi,
Cumhuriyet Halk Partisinden arkadaşımızın ve Sayın
Bakanın da söylediği gibi, değerli dostumuz Kocaeli
Milletvekili, hem siyaset dünyasının hem de spor dünyasının
kaliteli, çok değerli arkadaşımız Saffet Sancaklı
Beyin eşi bir kaza, hastalık durumuyla karşı karşıya.
İnşallah, ümit ediyoruz, sağlığına
kavuşacaktır. Hep birlikte Saffet Sancaklının eşine
dua ediyoruz. Rabbim inşallah sağlığına
kavuşturur. Hem Milliyetçi Hareket Partisi camiasına hem de Saffet
Sancaklı ailesine geçmiş olsun dileklerimizi AK PARTİ Grubu adına
iletiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Meral
Danış Beştaş
Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MARKAR ESEYAN
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
49.- Maliye Bakanı Naci Ağbalın, Kocaeli
Milletvekili Saffet Sancaklının eşine acil şifalar
dilediğine ilişkin açıklaması
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Müsaadenizle bir hususu da belirteyim. Biraz önce belki yanlış
anlaşıldı. Ben, Sayın Saffet Sancaklının
değerli eşlerinin şu anda ameliyatta olduğunu ama çok
yakın bir süre içerisinde çıkacağı bilgisini edindim.
Tekrar kendilerine geçmiş olsun diliyorum, Allahtan acil şifalar
diliyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
HSYK'nın mevcut yapısı, 2010 Anayasa
referandumuyla başlamak suretiyle, ilgili kanunlarda yapılan
değişikliklerle çeşitli kereler ele alınmış olup
yürütmeye bağlanmıştı. HSYK'da yapılan
değişikliklerde Adalet Bakanı ve Müsteşarının
yeri güçlendirilerek olduğu gibi korunmuştur. Cunta anayasası
dahi, 159uncu maddede Anayasa koyucunun öncelikle kurulu, yerine
getirdiği hassas fonksiyon nedeniyle klasik bir idari kurum olarak görmediği
ve olağan bürokratik hiyerarşiden ayırmakta, ardından da
kurula Adalet Bakanlığı ve siyasi iradeden
bağımsız kendi inisiyatifiyle kullanabileceği özerk bir
irade tanımayı amaçlıyordu. Ancak, işbu kanun teklifi
kurulu, Cumhurbaşkanının tekelinde bir yapıya indirgemekte
ve dahası yargı bağımsızlığı ilkesini
hiçe saymaktadır. Kuvvetler ayrılığı ilkesini yok
sayan ve yargıyı bağımlı kılan bu düzenlemenin
kabulü mümkün değildir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Böylece, 14üncü madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi maddenin gizli oylamasını
yapacağız.
Gizli oylamanın usul ve yöntemleri bellidir.
Aynı usul ve yöntemle ve aynı hassasiyetle 14üncü maddenin gizli
oylamasını hep birlikte yine yapacağız.
Şimdi Hükûmet ve Komisyon
sıralarını görevli arkadaşlarımıza
bırakıyoruz.
Sayın milletvekilleri, adı okunan
milletvekili ad defterinden işaretlenerek kendisine biri beyaz, biri
yeşil, biri kırmızı olmak üzere 3 yuvarlak pul
verilecektir. Bu pulların zarfa konulması, oyların kabinlerde
kullanılması, kabinlerden sonra da gelip oyların oy
kutularına atılması usulünü hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Ben
buna tekrar tekrar girmeyeceğim.
Dolayısıyla, oylamanın, bu saate
kadar yaptığımız şekilde, İç Tüzük hükümlerine ve
usulüne uygun bir şekilde yapılacağı noktasında en
ufak bir tereddüdümüz yok.
Adana ilinden başlamak üzere gizli oylamaya
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Kimse kabine girmiyor
Sayın Başkan.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın üye var
mı?
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın ve oy
sayım ve döküm işlemi için Başkanlık Divanı
üyelerimizi kürsünün sağına ve soluna davet ediyorum,
kolaylıklar diliyorum.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin gizli oylama
sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 483
Kabul : 341
Ret : 133
Çekimser : 1
Boş : 4
Geçersiz : 4
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Özcan
Purçu Mücahit
Durmuşoğlu
İzmir Osmaniye
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 00.17
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati:00.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Özcan PURÇU (İzmir)
-----
0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
50.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kocaeli
Milletvekili Saffet Sancaklının eşine acil şifalar
dilediğine, Milliyetçi Hareket Partisinin yaşadığı
acı nedeniyle görüşmelere aktif katılımdan vazgeçmiş olduğuna
ve bu şartlarda görüşmelere ara verilmesi yönündeki
düşüncelerini paylaşmak istediğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, yaklaşık bir saat önce aldığımız bir
haberle siz dâhil bütün milletvekilleri Parlamentoda derin bir üzüntü içinde
ama Milliyetçi Hareket Partisi Grubu daha doğal olarak derin endişeli
bir durumda. Milletvekilimiz Saffet Sancaklının eşinin
durumuyla ilgili, sizin de gördüğünüz gibi Milliyetçi Hareket Partisi
teklifle ilgili konuşmalarını da geri çekmek suretiyle bir
acı yaşıyor, biz de yaşıyoruz şüphesiz ama
Milliyetçi Hareket Partisi bu acıyı daha derin, daha yakından
yaşıyor. Kaldı ki aylardır burada birlikte
çalıştığımız mesai arkadaşımız
Saffet Sancaklı İstanbulda. Yani, onun acısının
paylaşılması noktasında
Çok da önemli bir kanun
görüşüyoruz. Belli ki Milliyetçi Hareket Partisi kanunun
görüşmelerine aktif katılımdan vazgeçmiş gibi duruyor.
Tabii, Milliyetçi Hareket Partisi bu noktaya gelince, teklif sahibi parti de
kanunun görüşmeleriyle ilgili konuşmalarını çekiyor. Tabii,
böyle bir durumda insani olan, günler çuvala girmedi, bu gece
çalışmalara ara vermek, teklife pazartesi günü devam etmek gibi
görünüyor. Tabii, bu, çoğunluk partisinin takdirine bağlı. Ama,
Hayır, biz devam edeceğiz. Hazır MHP önergeleri,
konuşmaları çekmişken biz de çekiverelim, bu teklifi de bu gece
hızlı bir şekilde görüşüverelim.
mantığının ne kadar doğru olduğunu sayın
Genel Kurulun ve kamu vicdanının takdirine bırakıyorum. Ama
biz, böyle, insani olarak çok yüksek refleks göstermemiz gereken bir yerde
siyasi reflekslerimizi öncelersek bunun yakışık
alacağını doğrusu düşünmüyoruz ve kamuoyunca da
hoş karşılanacağını zannetmiyoruz.
Şöyle bir durum da var: Teklif sahibi partinin
her maddeyle ilgili anlayışını Genel Kurula, dolayısıyla
kamuoyuna da nakletmesi lazım. Nakletmem ben kardeşim, bunu
bitiriverelim. demek
Bütün hatipler, bu görüştüğümüz teklifin
tarihî bir teklif olduğunu, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı, en
ciddi Anayasa reformu yapıldığını söylediler.
Şimdi, bu kadar ciddi, bu kadar kapsamlı, tarihî bir teklifi Türkiye
Büyük Millet Meclisinde görüşmesiz oylamak, bana çok ahlaki gelmiyor.
Eğer, çoğunluk partisine ve diğer partilere ahlaki geliyorsa
söyleyecek bir lafımız yok.
Bu anlayışımızı,
düşüncemizi ve önerimizi Sayın Genel Kurulla ve Başkanlık
Divanıyla paylaşmak istedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hemen
toparlıyorum müsaade ederseniz.
BAŞKAN Toparlayın lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bu vesileyle,
tekrar, Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Sayın Saffet
Sancaklının eşine Allahımdan acil şifa diliyorum.
İnşallah hayata yeniden kavuşur, güzel günlerine yeniden döner.
Ama, böyle bir tablonun insani yönüyle yüce Meclisimizce öncelenmesi, siyasi
mülahazaların, siyasi değerlendirmelerin ikinci, üçüncü plana
bırakılması gerekir. Bu Meclis güçlü bir meclistir ama bu Meclis
bir makine değildir. Bu Meclisteki 550 sayın milletvekilinin de ben,
insani yönü siyasi yanından daha öncedir, insaniliği daha
önceleyecektir diye düşünmekteyim.
Keyfiyeti Genel Kurula ve Divana arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Altay.
Sayın Bostancı, buyurun.
51.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının eşine geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ve bir müddet daha çalışmanın
uygun olacağı düşüncesinde olduklarına ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, Sayın Saffet Sancaklının eşine bir kez
daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Acıların siyasi sınırları
olmaz, acıları paylaşırız. Meclis, tabii, bu saatlerde
ilk defa çalışmıyor, daha önceki dönemlerde de yoğun mesai
sarf ettiği zamanlar oldu. Çalışmalara partiler nasıl
katılacaklarını kendileri takdir ediyorlar. Esasen, şahsa
ilişkin burada, kürsüde görüşler açıklanırken orada da
partiler kendi duruşlarını ifade ediyorlar, başka
mecralarda da ortaya koyuyorlar. Biz, mevcut şartlarda bir müddet daha
çalışmanın uygun olacağı düşüncesindeyiz.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Sayın Elitaş
52.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının eşinin çocuklarına
ve hayatına kavuşacağını ümit ettiğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Değerli Milletvekilimiz Saffet
Sancaklının eşinin durumuyla ilgili biraz önce bilgi
aldık. Ameliyattan çıktığı andan itibaren yoğun
bakımda, hâlâ yoğun bakımda. İlk çıktığı
anda tansiyon 4 civarındaydı, şimdi
aldığımız bilgi çerçevesinde tansiyon 8e doğru
çıkmış, normalleşiyor. Sayın Sancaklı ve
çocukları da yanında. İnşallah dualarımız
tutacak, Sayın Sancaklının eşi çocuklarına ve
hayatına kavuşacak diye ümit ediyoruz.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet
Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Şimdi 15inci maddeyi okutuyorum
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Hâlâ
15inci madde. diyor ya! Bütün dünyayı güldürüyorsunuz bize.
BAŞKAN Sayın Ekici,
yakışmıyor, lütfen oturunuz yerinize. Oturunuz yerinize.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Bütün
dünyayı güldürüyorsunuz Türkiyeye. Neyi kaçırıyorsunuz?
Yangından mal mı kaçırıyorsunuz? Gecenin bu saatinde bu
rezaleti yaşatıyorsunuz bu yüce Meclise. Yüce Meclise bu saatte bu
rezaleti yaşatıyorsunuz, bütün dünyayı güldürüyorsunuz.
Yazıklar olsun! Yazıklar olsun hepinize, hepinize yazıklar
olsun! Sana da hepinize de yazıklar olsun!
OKTAY ÇANAK (Ordu) Sana yazıklar olsun!
BAŞKAN Size yazıklar olsun Sayın
Ekici!
Maddeyi okutuyorum:
MADDE 15- 2709
sayılı Kanunun 161 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
A. Bütçe ve kesinhesap
MADDE 161- Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî
teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin
harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Malî yıl başlangıcı ile merkezi yönetim
bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile
yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler
için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili
hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî
yılbaşından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür.
Komisyonun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Genel Kurulda görüşülür
ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır.
Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması
halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun
da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye
kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına
göre artırılarak uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda kamu
idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin görüşülmesi
sırasında açıklarlar, gider artırıcı veya
gelirleri azaltıcı önerilerde bulunamazlar.
Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile değişiklik
önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın
okunur ve oylanır.
Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek
tutarın sınırını gösterir. Harcanabilecek tutarın
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz.
Carî yıl bütçesindeki ödenek
artışını öngören değişiklik teklifleri ile carî
ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde,
öngörülen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi
zorunludur.
Merkezî yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili olduğu
malî yılın sonundan başlayarak en geç altı ay sonra
Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin olduğu
kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç
yetmişbeş gün içinde Meclise sunar.
Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili yıla ait
Sayıştayca sonuçlandırılamamış denetim ve hesap
yargılamasını önlemez ve bunların karara bağlandığı
anlamına gelmez.
Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu
teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.
BAŞKAN Madde üzerinde gruplar adına ilk
söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Bihlun
Tamaylıgile ait.
LEVENT GÖK (Ankara) Gruplar adına ilk ve son
söz
BAŞKAN Buyurun Sayın Tamaylıgil.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BİHLUN TAMAYLIGİL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle, sevgili kardeşim, değerli hemşehrim Saffetin
eşinin iyilik haberlerini beklediğimizi ve
dualarımızın onunla olduğunu paylaşarak sözlerimi
başlatmak istiyorum.
Tabii, dilerdim ki bugün burada, gruplar adına
ilk ve son söz sahibi ben olmayayım. Dilerdim ki bütçe hakkı gibi
parlamentoların temel kanunu olan, parlamentoların namusu olan bir
kanunu, hep beraber, üzerinde yapılan değişiklikte beraberce
konuşalım ama bugün olmuyorsa şart değildi, bugün olmuyorsa
iki gün sonra olabilirdi ama keşke hep beraber düşünceleri
paylaşma imkânına sahip olabilseydik.
Değerli arkadaşlar, görüştüğümüz
Anayasa değişikliğinin bütçe hakkıyla ilgili olan maddesi,
bir sonraki maddede torba hâlinde yürürlükten
kaldıracağınız maddelerin içerisinden kurgulamaya çalıştığınız
yeni yönetim modelinin bütçe kısmını tanımlıyor. Bütçe
hakkı nedir? diye baktığınızda, tarihsel bir
gelişimi var. Bütçe hakları, devletin geleceğini ve o gelecek
belli bir süredeki gelir-giderlerinin oluşmasını ve oluşan
bu bütçeden de yasama organının, halk adına; tekrarlıyorum,
halk adına, yasama organının, kamu gelirlerini toplayıp
yine halk adına bu gelirleri harcamasıdır. Bütçe hakkı, ta
Magna Cartadan beri var olan yani ilk 1215 yılında ortaya
çıkan, daha sonra Haklar Dilekçesi, Haklar Yasası, Amerikanın
bağımsızlığı (1783) ve Fransız
İhtilaliyle beraber baktığınızda, bütçe
hakkının halkın temsilcileri tarafından
kullanımının vurgulandığı bir yasal düzenlemedir.
Osmanlıda da bu çok erken zaman içerisinde
kendini göstermeye başlamıştır.
Baktığımız zaman, Osmanlının Meclis-i
Vala-yı Ahkâm-ı Adliye adlı oluşturulan meclisi yani
Tanzimattan sonra padişahın bütçesel yükümlülüklerle ilgili karar
almadaki yetkilerini kısıtlamıştır ve Birinci
Meşrutiyetin ilanıyla beraber, 1876da Kanun-i Esasiyle bütçe
hakkı, ilk kez, halk temsilcilerinin de katıldığı
meclis olan Meclis-i Umumiyle halkın temsiline verilmiştir.
Şimdi, daha sonraki süreçte, cumhuriyetin ilanıyla beraber 1924
Anayasası, daha sonraki anayasalarda bütçe hakkı ve
kullanımı tarihsel olarak geliştirilmiş ve içindeki
tanımlar daha netleştirilmiştir.
Peki, biz bugün ne yapıyoruz? 162, 163, 164 ve
başta tabii 161i birlikte ortadan kaldırıp bir yeni 161i
yaratmış oluyoruz. Peki, bu görüştüğümüz 15inci madde
içerisindeki tanımlanan bütçe hakkı içinde geçmişle
karşılaştırdığımızda önemli
değişikliklerin yapıldığının farkında
mısınız? Yani ben yapılan bu Anayasa
değişikliğinin geneliyle ilgili
farkındalığınızdan çok şüpheliyim. Bu ülkede
cumhuriyet, hukuk devleti, demokrasi ve demokratik haklarla ilgili bir irade
devri söz konusuyken boş kâğıda imzayla bu irade
cirantasını da sizler yaptınız.
Şimdi, bizim bir sözümüz vardır
Anadoluda, halkım çok güzel söyler; sel değirmeni götürmüş, ben
ise sizinle, onun şakşağını arayan bir söylem
içerisinde bazı gerçekleri paylaşmaya çalışıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar) Tabii, şu da var: Ben bunu
konuşma ihtiyacını neden duyuyorum? Çünkü söylemesem içimde
ağır yük, söylesem kim anlayacak.
Değerli arkadaşlar, bu madde içerisinde,
yapılan değişiklik teklifiyle beraber, tanımlanan bir
Cumhurbaşkanının kanun teklifi verme yetkisi var. Yahu, 88inci
maddede Kanun teklifini milletvekili verir. diyoruz, geliyoruz
Cumhurbaşkanının görevlerini tanımlıyoruz,
arkasından Kanun teklifini Cumhurbaşkanı verir. diyoruz; bu ne
birbiriyle uyumdur, bu ne birbiriyle alakadır?
Arkasından, bu teklifin görüşmeleriyle ilgili
olan süreçte, bundan önce Anayasa Mahkemesine verip de Anayasa Mahkemesinin
iptal kararlarına dayanak teşkil eden konularda madde
içeriğinden çıkardığımız bir konu var, bilmem
farkında mısınız? Orada da diyor ki: Bakanlar Kurulu
tarafından kanun hükmünde kararnameyle bütçede değişiklik yapma
yetkisi olmaz. Tamam, Bakanlar Kurulunu kaldırdık ama bütçede
değişiklik yapma yetkisini de kaldırıyoruz. O zaman ne? Bütçenin
büyüklüğünü değiştiremeyiz madde içinde ama içerisindeki oradan
oraya aktarma konusunda kanun hükmünde kararnameyle her şey
yapılabilir.
Peki, Plan ve Bütçe Komisyonu Anayasayla
kurulmuş olan bir komisyondur. Plan ve Bütçe Komisyonu, ortadan
kaldıran bu değişiklikten sonra nasıl kurulacak; İç Tüzükle
mi kurulacak, yoksa kararnameyle mi kurulacak? Onu da geçtik, bütçe
onaylanmazsa, bütçe geçmezse ne olacak? Denmiş ki: Geçici bütçe,
olmadı, bir önceki bütçe yeniden değerleme oranında
artırılır, uygulanır. Değerli arkadaşlar, bu,
bütçe kanunu basit bir kanun değildir. Bütçe onaylanmazsa, o kurulan
hükûmet güvenoyu almamış demektir. Ve bunun neticesinde olacak nihai
karar nedir, belli değildir.
Diğer taraftan, bizim bütçelerimizin içerisinde
millî bütçe tahmini programı vardır, o da
kaldırılmış. O da bir geleneksel bütçe
tanımının içerisindeki çağdaş gelişmelere uygun,
bilime dayalı tahminlerle birleştirilen bir rapordur, bu da
kaldırılmış.
Yapılmaya çalışılan, bizim
Anayasamızın en önemli maddelerinden biri olan, 7nci maddesinde var
olan yasama yetkisinin devridir. Maalesef, yapılmış olan bu
değişiklikle en temel kanunlardan biri olan bütçe hakkını
ortaya koyan bütçe kanunuyla ilgili de bir yasama yetkisinin devrini açık
olarak görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, değerli
parlamenterler; bakın, biraz önce söyledim: Hani Neler
anlatılıyor, dünyada ne oluyor ve yaptığımız
yasal düzenlemenin dayanaklarıyla karşımıza çıkan
sonuçlar nedir?i sorgulayacak belli çalışmalar var, bilimsel çalışmalar
var. Ben size onların örneğini vereceğim. Bakın, dünyada,
Birleşmiş Milletler çatısı altındaki ülkelerle ilgili
çeşitli parametrelerde endeks çalışmaları
yapılmış. Ha, bunu biz söyleyip de yapmıyorlar; bunu
yandaş, yakın olanlar yapmıyor, bunu uluslararası
geçerliliği, kredibilitesi olan kuruluşlar yapıyor. Hepsini
toparlıyorlar ve karşımıza bir sonuç çıkıyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, sizinle
onları paylaşacağım yani size bir şeyler anlatmaya
çalışacağım. Hani diyorum ya, anlatmasam bana dert ama
anlatsam da siz dinlemiyorsunuz, belki burada dinlersiniz.
Bakın, Siyasi Hak ve Özgürlükler Endeksi var,
200 ülke içinde yapılmış. En yüksek derecede 20 ülkenin 18i
parlamenter. Demokrasi sıralaması var. Yine, 113 ülkenin içinde ilk
20 ülkenin 17si parlamenter sistemle yönetiliyor. Diğer taraftan,
İyi Ülke Endeksi var. Orada da 20 ülkenin 18i parlamenter rejimli.
Yoksulluk ve Yolsuzluk Algı Endekslerine bakılmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla)
Başkanım, çok önemli, toparlayacağım, bir dakika
BAŞKAN Tamam, bir dakika veriyorum.
Tamamlayın lütfen.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Yolsuzluk
Algı Endeksinde, yine, baktığımızda, en üst seviyede
olan yani en temiz olan 20 ülkenin 18i parlamenter rejimle idare ediliyor.
Ekonomik Özgürlük Endeksi, İnsani Gelişme Endeksi, Basın Özgürlüğü
Endeksi, buradaki sağlık çalışanlarının
sayısı, Küresel Barış Endeksi; bunları tek tek
okumuyorum çünkü 20nin içinde ya 17 ya da 18i parlamenter rejimle idare
ediliyor. Hukukun Üstünlüğü Endeksi
Ve bu arada, Türkiyenin
rakamlarını da söylemiyorum, vakit olduğunda onları da
beraberce tartışacağız. Yürütmenin
Sınırlanması Endeksi
Bu çok önemli. Bu neden önemli biliyor
musunuz? O çift başlılıktan tek başlılığa
geçme dayanaklarınız var ya, hepsini çürüten endeks bu endeks. Orada
da, yine, 14-15inin parlamenter rejim olduğunu görüyoruz. Ve yine,
Kırılgan Ülkeler Endeksi
Ekonomik, sosyal, kültürel pek çok
başlığı içine alıp not veren bir endeks. Bakın,
bunları -yine söylüyorum- ben yapmıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Bunları
yandaş bilinen kimse yapmıyor; bunları uluslararası
kuruluşlar yapıyor ve şunu görüyoruz: Bizim gibi parlamenter
rejimle idare edilen hiçbir ülke yönetim modelini değiştirmeye
çalışmıyor. O zaman bunun içinde istikrarsızlık, bunun
içinde çift başlılık yok.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Bunun içinde
laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetiyle
hesaplaşma ve rövanş alma ihtiyacı ve isteği var. O yüzden,
dayanakları olmadan, çift başlılıkta çözüm dediğiniz Cumhurbaşkanının
seçimle çıkması değil -ona bağlı oluşan çift
başlılık değil, kusura bakmayın- yürütmeye hâkim olma
noktasındaki eksik kalışın getirdiği bir hırsla
gelen bir değişim ihtiyacı.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; o yüzden diyorum ki bu yaptığımız anayasal
değişiklikleri ve bunlar içerisinde ortaya çıkan sonuçları
yarınlarımız, çocuklarımız ve geleceğimiz için
yaptığımızı unutmayalım. Emin olun ki bugün, siz
adaletten hızlı koşabilirsiniz ama zamandan asla hızlı
koşamazsanız. Zaman, sizi haksız çıkaracak ve yapılan
bu yanlıştan dönülmezse size verdiği her şeyi bir gün geri
alacak.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şahıslar adına ilk söz, İstanbul
Milletvekili Markar Eseyana aittir.
Buyurun Sayın Eseyan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MARKAR ESEYAN (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli üyeler; ben de çok fazla
konuşmayacağım, sadece bir temennimi iletmek için kürsüye
geldim.
Değerli milletvekili arkadaşımız
Saffet Sancaklının eşine ben de grubum ve şahsım
adına acil şifalar diliyorum. En yakın zamanda ailesine
sağlıkla kavuşmasını diliyorum.
Halk iradesinin
kurumsallaştırılmasını sağlayacak olan bu
cumhuriyet tarihinin en önemli Anayasa değişikliğinin ülkemize,
halkımıza hayırlı olmasını diliyorum. Millet
iradesinden korkulmaz. Millet iradesinden kimseye zarar gelmez. Üsttenci
söylemlerle, kibirli söylemlerle bu değişikliğin değeri
asla hafifletilemez.
Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şahıslar adına ikinci söz,
İstanbul Milletvekili Zeynel Emreye aittir.
Buyurun Sayın Emre. (CHP sıralarından
alkışlar)
ZEYNEL EMRE (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hata
yaptığınızda sizi uyaran, size doğru yolu gösteren
birinden daha öte dost yoktur. Şimdiye kadar muhalefete
kulaklarınızı hep tıkadınız, en yapıcı
eleştirilerimizi dahi düşmanlık saydınız ancak
değerli arkadaşlar, bu defa farklı. Geçmişte
yaptığınız hataların bedelini hep birlikte ödedik,
ödüyoruz. Ancak şimdi yapmaya hazırlandığınız
Anayasa değişikliği sonrasında ortaya çıkacak
hatanın bedeli çok daha ağır olabilir, dolayısıyla bu
defa muhakkak bize kulak vermelisiniz. Tüm eksikliklerine rağmen,
ülkemizin tam demokratik, çağdaş ve gelişmiş bir hukuk
devleti olma potansiyeli hep sürdü. Askerî darbeler dahi bu potansiyeli ortadan
kaldıramadı. Fakat şu an teşebbüs ettiğiniz Anayasa
değişikliğinin bu potansiyeli tümüyle ortadan
kaldırması söz konusu. Yaklaşık iki yüz yıllık
bir yürüyüşe nokta koymak üzeresiniz. Basit bir yasal
değişiklikten bahsetmiyoruz, Türkiye gemisinin rotasında
esaslı bir değişiklikten bahsediyoruz,
ışıkların tümüyle kapanmasından, ülkemizin bir Asya
tiranlığına dönmesinden bahsediyoruz.
Bakın, okuduğunuz gazetelerde sizi
uyaracak hiç kimse yok. Kendi dünyanızın aydınları sizi
alkışlama yarışı içerisinde. En
yakınınızdaki iş insanları ya menfaat ya korkuyla tamamen
paralizi olmuş durumdalar. Bizden başka sizi uyaracak hiç kimse yok.
Bizi götürmek istediğiniz yerde hukuk devletinin, demokrasinin,
laikliğin, özgürlüğün olmadığını ve
olamayacağını size bizden başka anlatabilecek hiç kimse
yok.
Geleceğimize kıymadan bir kez daha
düşünün, biz bu değişikliği neden yapıyoruz? Konuyu
rasyonel düzlemde tartışabilmek amacıyla
şahısları bir kenara koyalım. Önerilen Anayasa
değişikliğinin amacı, yürütmede gücü mutlaklaştırmak
ve yoğunlaştırmak. Peki, buna neden ihtiyaç duyuyorsunuz? Bu
şekilde hangi problemi çözeceksiniz? 2002den beri
iktidardasınız. Yürütmenin gücü eksik olduğu için çözmek isteyip
de çözemediğiniz hangi problem var?
Mesela, eğitim kalitesini yükseltecektiniz de
bu sistem mi engel oldu? Mesela, işsizlik sorununu çözecektiniz de mevcut sistem
mi size sorun çıkardı? Mesela dolar, Sayın Binali
Yıldırımın varlığı nedeniyle mi yükseliyor?
Mesela terör, Başbakanlık makamı olduğu için mi Türkiyede
bu kadar şiddetli arttı?
Değerli milletvekilleri, biz bu teklife rejim
değişikliği diyoruz, siz sistem değişikliği
diyorsunuz. Teknik detaylar burada çokça tartışıldı,
başka bir sorunun peşindeyim. Hukuk devletinden neden vazgeçmek
istiyorsunuz? Demokrasiden neden vazgeçmek istiyorsunuz? Sizi bu kadar ciddi
bir yanlışa sürükleyen neden ne? İçinizde çok değerli
hukukçular var, böyle bir teklife vicdanen rahat bir şekilde Evet.
diyeceğine inanmadığım milletvekilleri var. Şayet Ben
ayrı düşmeyeyim, benim başıma bir şey gelmesin.
endişesi taşınıyorsa yani bir anlamda Sürüden
ayrılanı kurt kapar. endişesi hâkimse şunu
unutmayalım arkadaşlar: Koyunları satan da, yiyen de hep
çobanlardır. Çekinmeyin, yanlışa Yanlış.
diyebilmelisiniz.
Bir an için sizin dediğiniz üzerinden gidelim,
bu teklif bir rejim değişikliği olmasın, bir sistem
değişikliği olsun. Başkanlık sistemi de değil ama
hadi öyle olsun. Gelişmiş demokratik ülkeler arasında
parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçen ülke var mı
arkadaşlar? Yok. Bakın, ben size söyleyeyim, sadece Sahra Çölünün
güneyindeki bazı Afrika ülkelerinde böyle bir geçiş olmuş. Bu
ülkeler de Zimbabve, Gana ve Malavi. Her 3ünde de büyük acılar
yaşanmış ve diktatörlük kurulmuş.
Değerli milletvekilleri, bakın,
değerlerimizin yitirildiği bir dönemdeyiz. Bütün kavramların
içinin boşaltıldığı, manipüle edildiği bir
dönemde, üstelik OHAL koşulları altında yaşamsal bir
değişikliği tartışıyoruz. Sayın
Başbakanın çıkıp burada
Başbakanlığının gereksizliğini ayakta
alkışladığı bir durum gerçekten izaha muhtaçtır.
Yetki ile sorumlulukların, sınır ile çerçevenin, millî olan ile
şahsi olanın, ferman ile yasanın, hukuki olan ile fiilî
olanın bilerek, isteyerek
karıştırıldığı bir dönemde Anayasa
tartışıyoruz. Bu usulden, bu yöntemden dönün arkadaşlar.
Gazi Meclise yakışmayan bu teklife Hayır. deyin, bu
yanlışlık, bu ayıp son bulsun diyorum, saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, İç Tüzükün 72nci maddesine göre
verilmiş bir önerge verilmiş bir önerge vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 15inci
maddesinin görüşmelerine İç Tüzükün 72nci maddesinin verdiği
imkân dâhilinde devam edilmesini arz ve teklif ederiz.
Levent
Gök Engin
Altay Özgür
Özel
Ankara İstanbul Manisa
Aytuğ
Atıcı Gamze
Akkuş İlgezdi
Mersin İstanbul
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama talebimiz var
Sayın Başkan.
BAŞKAN Öneriyi oylamadan önce bir yoklama
talebi var, bu talebi gerçekleştireceğim.
Sayın Altay, Sayın Gök, Sayın
Atıcı, Sayın Tezcan, Sayın İlgezdi, Sayın
Şeker, Sayın Kayan, Sayın Yiğit, Sayın Yedekci,
Sayın Demirtaş, Sayın Hürriyet, Sayın Yalım,
Sayın Gökdağ, Sayın Torun, Sayın Gaytancıoğlu,
Sayın Yarkadaş, Sayın Sarıbal, Sayın Türkmen,
Sayın Özdemir, Sayın Akkaya.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Sisteme giren sayın milletvekillerine beş
dakika süreyle soru sormaları için söz vereceğim.
Yalnız yoklama işlemini
gerçekleştirdiğimiz için sayın milletvekillerinden tekrar
sisteme girmelerini istirham ediyorum.
Söz sıraları: Sayın Atıcı,
Sayın Gaytancıoğlu, Sayın Arslan, Sayın Hürriyet,
Sayın Demirtaş, Sayın Tüzün, Sayın Kuyucuoğlu,
sıra gelirse Sayın Zeybek.
Evet, Sayın Atıcı, sizden
başlıyorum.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, altı gündür
Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışıyoruz. Bu süre içerisinde
ben bu Mecliste ibretlik olarak neler gördüm:
1) AKPli milletvekilleri büyük çoğunlukla
kabinlere girmeyerek gizli oy kullanmadılar.
2) Ailesi tarafından aşırı
baskılanmış bir evlat gibi davranarak abartılı bir
şekilde oylarını gösterdiler.
3) Oylar sınırda çıkınca
milletvekilleri erken seçimle tehdit edildiler, açıkça şantaj
yapıldı.
Doların uçması görüşmeleri engelleyemedi.
Kan ve gözyaşı görüşmeleri
engelleyemedi.
Bir milletvekilinin yaşadığı
büyük acı bile dikkate alınmadı. Görüşmeleri erken bitirmek
için bu acıyı nasıl istismar ettiniz, ben hâlâ
anlayamıyorum.
Yani, Meclis insanlık konusunda
sınıfta kaldı. Birisi diyor ki: Bana başkanlık
lazım, o da bu gece lazım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gaytancıoğlu
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim.
Ülkenin en yüksek yargısal atama kurulunun
üyeleri neredeyse tümüyle iktidar partisi genel başkanı
tarafından belirlenmiş ve atanmış olacaktır. Bu
durumun yargı kuvvetinin niteliğini vurgulamak amacıyla
Anayasanın 9uncu maddesine tarafsız kelimesi eklenerek verilmek
istenen mesajla bağdaştığını düşünüyor
musunuz?
Getirilmek istenen bu maddeyle kurul üyelerinin
tamamını bir siyasi partinin genel başkanı
atayacaktır. Yargının tümüyle siyasi iktidarın güdümüne
alınacağı böyle bir ortamda avukatlık mesleğinin
yerini almaya çalışacak siyasi iş takipçilerinin ortaya
çıkabileceği ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anayasanın ilk 4 maddesini
değiştirmek istiyorsunuz. Buradan uyarıyorum, ateşle
oynuyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Arslan
KAZIM ARSLAN (Denizli) Soruyorum: Anayasada
yapacağınız değişikliklerle Cumhurbaşkanına
hukuki ve cezai sorumluluk getiriyoruz. diyorsunuz. Anayasa Mahkemesinde Yüce
Divan sıfatıyla yargılanacak bir cumhurbaşkanına
karşı kendisinin atadığı cumhuriyet
başsavcısı tarafından dava açılabilir mi?
Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinin 12sini atayan bir
cumhurbaşkanını Anayasa Mahkemesi tarafsız bir şekilde
yargılayabilir mi? Yürütmenin her türlü eylem ve işlemlerini
denetleme yetkisine sahip olan Danıştayın 1/4 üyesini atayan
Cumhurbaşkanının eylem ve işlemlerini denetleyebilir mi,
yaptığı iş ve işlemleri durdurabilir mi?
Yargılama sonucu iptal kararı verilebilir
mi?
Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 6 üyesini
atayan, kalan 7 üyesini de çoğunluk partisinin seçtiği üyelerden
oluşan bir kurul bağımsız olabilir mi?
Yeniden oluşan Anayasa Mahkemesinden,
Danıştaydan, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan
tarafsız kararlar verilebilir mi?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Hürriyet...
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Ben, soru sormayacağım. Benim de
seçildiğim il olan Kocaeli Milletvekili, aynı zamanda hemşehrim
Sayın Saffet Sancaklının acısını
paylaşıyorum, üzüntüsünü paylaşıyorum, eşine acil
şifalar diliyorum. Sevgili Hülya Hanımı inşallah Rabbim
çocuklarına bağışlasın, Allah
yardımcıları olsun. Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun da
üzüntüsünü buradan paylaştığımı ifade etmek istiyorum,
dualarım sizlerle.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Demirtaş...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak)
Başarılı spor adamı, siyasetçi Saffet Sancaklıya ve
değerli eşlerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, Allahtan
acil şifalar diliyorum.
Sayın Adalet Bakanı ve AKP temsilcileri,
bu tasarıyla Meclisin güçlendirildiğini iddia ediyorlar.
Yapmayın, bari aklınızla alay etmeyin. Ben bu tasarıyı
inceledim ama bir maddede bile Meclisin güçlendirildiğini görmedim,
vallahi de görmedim, billahi de görmedim.
Bakın, Meclisin yasama yetkisi
Cumhurbaşkanı kararnamesiyle saraya devrediliyor.
İki: Meclisin en önemli görevlerinden olan ve
79 milyonun rızkının
paylaştırıldığı bütçe hakkı saraya
devrediliyor.
Meclisin gensoru ve sözlü soru sorma hakkı
ortadan kaldırılıyor.
Yüzde 51 ile seçilen 1 kişi, yüzde 100 ile
seçilen 600 kişiyi fesih yetkisi alıyor ve saraya Meclisin
çıkardığı kanunları veto yetkileri veriliyor. Bu
yetkiler ile Meclisin içini boşaltıyorsunuz, Meclis tabelaya
dönüşüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tüzün...
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Bakana kanunla ilgili gerçekten çok
önemli olan teknik bir soru sormak istiyorum. Bu teklif, Meclis ve referandum sürecinde
kabul edilirse 2019 yılında 2 seçimi birden yapacağız yani
öncelikle 600 milletvekili seçilecek, sonra
Cumhurbaşkanlığı sandığı açılacak. Bu
600 milletvekilinin 320si A partiden seçilmiş olursa geri kalan 280
milletvekili de muhalefet partilerinden seçilmiş olacak ancak
cumhurbaşkanı adayı 50 artı 1i
dolduramadığından, o oranı
yakalayamadığından ikinci tura kalacak. Peki, şimdi sorum
şu: İkinci turda muhalefet partilerinin desteklediği aday
cumhurbaşkanı veya başkan seçilirse, Mecliste
çoğunluğu olmayan bir partinin temsilcileri cumhurbaşkanı
olursa Mecliste çoğunluğu olan bir partiyle nasıl
çalışacak? Dolayısıyla
.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi soruları cevaplandırmak üzere
sözü Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbala bırakıyorum.
Buyurun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın vekillerimizin sorularına
ilişkin olarak genel itibarıyla cevap vermek gerekirse, öncelikle,
getirilen anayasa teklifinde herhangi bir şekilde yargıya bir
müdahale olmadığı gibi, yargının
tarafsızlığı açık bir şekilde anayasada hüküm
altına alınmaktadır. Mevcut Anayasamızın 104üncü
maddesine göre, Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi üyelerinin
bir bölümünü, Danıştay üyelerinin dörtte 1ini, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcı Vekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek
İdare Mahkemesi üyelerini ve Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu
üyelerinden 4ünü seçme görevi bulunmaktadır. Teklifle Askerî
Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin kaldırılacak
olması sebebiyle cumhurbaşkanı bu mahkemelere üye
seçemeyecektir. Bu durum dışında teklifle
cumhurbaşkanına yargı alanında verilen yeni bir atama
yetkisi ve görevi bulunmamaktadır. Teklifin yasalaşmasından
sonra da cumhurbaşkanı, bugün olduğu gibi, Anayasada
öngörüldüğü şekliyle Anayasa Mahkemesi üyelerinin bir bölümünü,
Danıştay üyelerinin dörtte 1ini, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Vekili
ile Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 4 üyesini seçmeye devam edecektir.
Hatta, mevcut Anayasaya göre, Cumhurbaşkanının Anayasa
Mahkemesine Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden üye
atama imkânı bulunmakta iken askerî yargının kaldırılmasından
dolayı bu imkân da ortadan kaldırılmaktadır. Görüldüğü
üzere, teklifle Cumhurbaşkanının yargı erkine ilişkin
görev ve yetkilerinde herhangi bir artış bulunmamaktadır. Bu
nedenle, teklifin yargı bağımsızlığını
yok ettiğine ilişkin iddialar tamamıyla temelsizdir.
Diğer taraftan, Anayasa teklifi içerisinde
yasama organının yetkilerinin güçlendirildiğini baştan
itibaren söylüyoruz. Getirilen teklifle Bakanlar Kuruluna son verilmekte olup
yürütme yasamanın içerisinden çıkmayacaktır. Bunun doğal
sonucu olarak güvenoyu, gensoru ve tasarı Anayasadan çıkarılmaktadır.
Cumhurbaşkanı bütçe ve kesin hesap teklifi
hariç, kanun teklifi veremeyecek; Anayasanın 87 ve 88inci maddelerinde
yapılan düzenlemeyle sadece milletvekilleri kanun teklifi verebilecektir.
Getirilen Hükûmet sistemine bağlı olarak gensoru ve güvenoyu
Anayasadan çıkarılmıştır. Böylece, gensoruyu
seçimlerde halk verecek, güvenoyu da halktan alınacaktır.
Meclisin var olan bilgi edinme ve denetim
yollarından Meclis araştırması, Meclis
soruşturması, genel görüşme ve yazılı soru
hayatiyetini devam ettirmektedir. Daha da önemlisi, Anayasanın 87nci
maddesinde düzenlenen Meclisin kanun koyma, değiştirme ve
kaldırma görev ve yetkisi de aynen devam etmektedir. Bakanlar Kurulunun
kaldırılmasına bağlı olarak kanun hükmünde kararname
uygulamasına son verildiğinden, Anayasada öngörülen
sınırlar çerçevesinde, Cumhurbaşkanının
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarması
öngörülmektedir. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle temel hak ve
özgürlüklere ilişkin konularda düzenleme yapılamayacağı
gibi, kanunların düzenlediği konularda da
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
çıkarılamayacaktır. Mevcut Anayasamızın 82 ayrı
maddesinde belli konularda kanunla düzenleme zorunluluğu hüküm altına
alınmıştır. Temel hak ve özgürlükler haricinde bu konularda
da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılması
mümkün değildir.
Dolayısıyla, çok açık bir
şekilde görülmektedir ki getirilen teklif, yasama organının
yetkilerini bugüne göre hem korumaktadır hem de yasama ve yürütme
organları arasındaki yetki paylaşımlarını
açık bir şekilde düzenlemektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, önerge işlemlerine geçiyoruz.
Beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi adet
önerge vardır.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan (2/1504) esas numaralı
Kanun Teklifinin 15inci maddesiyle 2709 sayılı Kanunun
değiştirilen 161inci maddesinin onuncu fıkrasında yer alan
Sayıştayca ibaresinin Sayıştay tarafından olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Orhan
Atalay
Ardahan
Aynı mahiyetteki diğer önergelerin imza
sahipleri:
Hasan Basri Kurt
Samsun
Hakan Çavuşoğlu
Bursa
Yılmaz Tunç
Bartın
Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurt
Çorum
MEHMET MUŞ (İstanbul) Çekiyoruz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
çekilmiştir.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 5/1/2017
Meral
Danış Beştaş
Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden çıkarılmasını
arz ederiz.
Engin
Altay Levent
Gök Özgür
Özel
İstanbul Ankara Manisa
Tekin
Bingöl Ahmet
Haluk Koç Sibel
Özdemir
Ankara Ankara İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MARKAR ESEYAN
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir.
Buyurun Sayın Özdemir. (CHP
sıralarından alkışlar)
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliği
teklifinin 15inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım.
Ben de öncelikle, Değerli Milletvekilimiz
Sayın Saffet Sancaklının eşine acil şifalar diliyorum
ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Haftalarca üzerinde konuştuğumuz bu
Anayasa değişikliği, ülkemizin içinde bulunduğu
güvensizlik, huzursuzluk, ekonomik darboğaz ortamı başta olmak
üzere, temel hak ve özgürlüklerin askıya alındığı darbe
dönemlerini aratmayan bir baskı ortamı ve OHAL döneminde
gerçekleşiyor.
Değerli milletvekilleri, 2014 yılında
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte
Anayasada belirlenmiş olan yetkilerini aşan ve Anayasayı
tanımayarak oluşan hukuk dışı, otoriter fiilî duruma
bir anayasal zemin oluşturma çabalarına şahit olduk. Toplumsal
uzlaşıdan uzak bir biçimde iki siyasal partinin bir araya gelerek
hazırladıkları teklifin bir hükûmet sistemi
değişikliği olduğu ileri sürülüyordu. Anayasa Komisyonunda
geneli üzerinde görüşmeler devam ederken Başbakanın
milletvekillerini Anayasa değişikliği maddeleriyle ilgili
bilgilendirdiğini ve kendilerine Teklifin virgülüne dahi
dokunmayacağız. dediğini duyduk. Komisyonda verilen önergelerle
birçok değişikliğin yapıldığını, iki
parti arasındaki uzlaşının çöktüğünü ve bu metnin
çöktüğünü komisyon aşamasında söyledik ama dinlemediniz, ülke bu
kadar kaos içindeyken teklifi aceleyle Genel Kurula getirdiniz ve aceleyle
geçirmeye çalışıyorsunuz.
Evet, 15inci madde görüşmelerine geldik, hâlâ
bu tasarıyı hazırlayan iki parti arasında
uzlaşmanın sağlanmadığına bugün de Genel Kurulda
şahit olduk. Komisyonda ısrarla, uzun uzun, teknik ve hukuksal
bilgilerle biz İlk 4 madde değişiyor. dedik,
Hukuksuzluğa, fiilî duruma anayasal kılıf arama çabasıyla
tek adam dikta yönetiminin taşları döşeniyor. dedik, Bu
tasarıyla cumhuriyet rejimi yıkılıyor. dedik, Bu
tasarı Anayasaya aykırı. dedik, siz dinlemediniz. Bugün
itibarıyla bu Anayasa değişikliğinin bir hükûmet sistemi
değişikliği olmadığı, hedefinin laik, demokratik,
bağımsız Türkiye Cumhuriyetini yıkmak olduğunu Adalet
ve Kalkınma Partili bir milletvekilinin Anayasanın ilk 4 maddesinin
de değiştirilebileceğini söylemesiyle tescillenmiştir
artık. Hâlâ devlet yönetiminde krizlere engel olmak gerekçesiyle bu
tasarıyı destekleyenler, bizim haklılığımız
karşısında ne düşünüyorsunuz? Acaba, gelinen aşamada
bu tasarıya destek vermekteki gerekçeniz olan imkân ve idealleriniz hâlâ
gerçekliğini koruyor mu?
Değerli milletvekilleri, benim üzerinde
konuşacağım madde Meclisin Anayasayla belirlenmiş bütçe hakkının
yine bir tek adamın yetkisine yani Cumhurbaşkanına
devredilmesiyle ilgili bir düzenlemedir. Parlamentonun sahip olduğu en
önemli görev bütçe hakkıdır. Halkın iradesinin tam tecelli
ettiği Mecliste görev yapan biz milletvekilleri halkın bize
verdiği yetkiye dayanarak bu kamu gelir ve harcama kalemlerini yasalara
uygun, halkın talep ve beklentilerine uygun harcanmasını
sağlamak için denetim görevimizi yapıyoruz. Parlamentonun bu
yetkisinin elinden alınarak halkın yüzde 51inin oyuyla görev yapacak
bir partili Cumhurbaşkanına bütçe yetkisini devretmek bu halkın
iradesini yok saymaktır. Devletin gelir kalemlerine katkı
sağlayan yüzde 49un harcama kalemlerindeki talep ve beklentilerinin yok
sayılması demektir.
Değerli milletvekilleri, Parlamentonun elinden
bütçe hakkının alınmasının yanında ayrıca
kamu adına bütçe denetimi yapan Sayıştayın da iyice
işlevsiz ve anlamsız hâle gelmesine neden olacaktır. Üst düzey
kurumlar arasında yer alan Sayıştayın üyelerini de partili
Cumhurbaşkanının kendisi belirleyecektir. Zaten
çalıştırılamayan bir kurum olan Sayıştay
nasıl olacak da objektif olarak denetim görevini yapabilecektir?
Özetle, millî iradenin tecelli ettiği Meclisten
bütçe hakkının alınması aslında bu anayasa
değişikliğinin en önemli gerekçesi olarak vurguladığınız
millî iradeyi işinize gelmeyince nasıl yok
saydığınızın da bir ispatıdır.
Evet, değerli milletvekilleri, Komisyon
görüşmelerinde de söylediğim gibi, yüce Meclis ve yüce milletin
önünde yemin ettiğimiz gibi tam demokratik, laik, sosyal, hukuk devletine
ve cumhuriyet rejimine hep birlikte sahip çıkacağız. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel
Kurulda görüşülecek olan 447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
15inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 5/1/2017
Meral Danış Beştaş (Adana) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MARKAR ESEYAN (İstanbul) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE
HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bütçe ve kesin hesapla ilgili düzenlemede
mali organizasyonun tek yetkili kılınan Cumhurbaşkanına
bağlanması ve bu konuda denetleme mekanizması öngörülmemiş
olması nedeniyle maddenin teklif metninden
çıkarılmasını önermekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Altay, söz talebiniz vardır diye
düşünüyorum.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
53.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Anayasa
değişiklik teklifinin bir iki maddesi dışında bütün
oylamalarının İç Tüzükün gizli oylama şartlarına göre
yapılmadığına, Milliyetçi Hareket Partisinin bir
acısı varken, bu gece bir oldubittiyle bu teklifi geçirmeye
çalışmayı ahlaki bulmadığına ve oylamanın
titizliği konusunda Başkanlığın yüksek refleksini
beklediğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Var Sayın
Başkan söz talebim.
Şimdi, biraz sonra 15inci maddeyi
oylayacağız ve her oylamadan önce olduğu gibi benim peşime
de sizin ve Elitaşın Oylamalar usulüne uygun yapılıyor.
ritüelinizin aksine -ben ısrarla söylüyorum- bir iki madde
dışında bütün oylamaların İç Tüzükün istediği
şekilde değil, açık oylama şeklinde
yapıldığına dünya şahit, biz de şahidiz. Bunlar
belgelendi, bu ayrı bir iş. Benim asıl söylemek istediğim
şu: Bu Parlamentoda, yıllardır, bizim çok karşı
olduğumuz kanunların görüşülmesi esnasında da her şeye
rağmen Parlamentonun çalışması lazım. Biz burada fikrî
münakaşalarımızı yaparız. Fiziki münakaşalar asla
tasvip etmediğimiz hususlardır, zaman zaman istenmeden bu hâller de
yaşanır ama belli mutabakatlar da vardır. Bizim şiddetle
karşı olduğumuz bir kanunda bile iktidar muhalefet, diğer
muhalefet partileri hep oturulur, belli bir takvim öngörülür, belli kriterler
belirlenir ve bu Anayasa görüşmelerinde de çoğunluk partisi, teklif sahibi
parti günde 3 maddenin makul olduğunu beyan etmişti. Az önce de
söyledim, görüyorum ve üzülüyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin, Sayın
Milletvekilinin acısı nedeniyle görüşmelere
katılmamasını anlamaya çalışıyorum, anlamaya çalışıyorum,
anlamıyorum ama anlamaya çalışıyorum ama az önce gene
iktidar partisi adına konuşan sayın hatip Cumhuriyet tarihinin
en önemli Anayasa değişikliği. dedi; olabilir, doğru,
rejim değişiyor çünkü.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Rejim
değişmiyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İyi ama bu
konuda burada söylenecek bir laf yok mudur? Bu konuda kalan maddeler var,
15inci madde var, Meclisin bütçe hakkı biraz sonra oylanacak, ortadan
kalkacak, bu nasıl bir iştir anlayamıyoruz. Burada, yani
bazı şeyleri de söylemek istemiyorum. Az önce söylediğimi yine
söylüyorum: Burada çalışanlar makine değil ve burada
çalışan herkesin Sayın Başbakan dâhil -orada oturuyor-
insani yanının siyasi yanından önde olduğunu umuyorum,
düşünüyorum. Bir acı üzerinden, bir oldubittiyle, gümrükten mal
kaçırır gibi buradan Anayasa değişikliğini bu gece
bitirmeye çalışmak, bu gece geçirmeye çalışmak bana ahlaki
gelmiyor.
Bu sebeple de biz oylamanın titizliği
konusunda tekrar sizin yüksek refleksinizi bekliyoruz ve söylüyorum, biz de bu
oylamada İç Tüzükün öngördüğü şekilde ve düşünerek oy
kullanacağız, düşünerek oy kullanacağız.
Genel Kurulun takdirine, bilgilerinize arz ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Şimdiye
kadar düşünmediniz mi?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Şimdiye
kadar düşünmeden mi oy kullandılar?
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Sayın Elitaş da söz alır herhâlde
bilmiyorum, böyle artık bir ritüel oldu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Almasa
şaşarım zaten.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş
54.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Anayasa değişiklik teklifinin şu ana kadar geçen 14 maddesinde
de İç Tüzükün 148inci maddesine uygun bir oylama
gerçekleştirildiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Şimdi 15inci maddeyi oylayacağız.
Bütünü dâhil olmak üzere, bugüne kadar, bu ana kadar geçen 14 maddede İç
Tüzükün 148inci maddesine uygun bir oylama gerçekleştirilmiştir.
Biz, çok konuşarak değil, öz konuşarak sonuca ulaşmaya
gayret ediyoruz; laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyarak
icraatımıza devam ediyoruz.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Duyamıyorum,
ben anlamadım.
BAŞKAN Bir şey demedi size Sayın
Altay.
Teşekkür ediyoruz.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Bu kanun teklifi kaç
imzayla Meclis Başkanlığına verildi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, böyle bir tartışmanın zamanı değil.
BAŞKAN Bir saniye, usule geçtik Sayın
İnce, böyle bir usul yok.
MUHARREM İNCE (Yalova) Bir
dakikanızı alabilir miyim.
Okumadan imza attığınız için,
1inci sayfada İsmet Yılmazın imzası var...
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Olabilir.
MUHARREM İNCE (Yalova)
2nci sayfada
İsmet Yılmazın imzası var
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Olabilir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Olabilir.
MUHARREM İNCE (Yalova) Fatma Betül Sayan
Kayanın imzası var
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Olabilir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Meclise yeni
geldiği için farkında değil Sayın Başkan,
bunların tartışmaları yapıldı zamanında.
MUHARREM İNCE (Yalova)
17nci sayfada Fatma
Betül Sayan Kayanın imzası var.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Yani, bir dakika, bir
dakika Sayın Başkan.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Bağırma ya, hayret bir şey ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başkandan
izin almadan kimse konuşamaz.
BAŞKAN Bir saniye Sayın İnce, bu
nasıl üslup? Bu hangi usul?
MUHARREM İNCE (Yalova) Bir dakika
Yani, siz
kamuoyuna
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Meclis
Başkan Vekiliyle böyle bir üslupla konuşmayı kabul etmiyoruz.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Şimdiye kadar
neredeydiniz?
MUHARREM İNCE (Yalova)
kamuoyuna 316 imzayla
teklif verdiğinizi söylüyorsunuz. Burada 319 imza var. Başlarken
yanlış başlamışsınız. Boş
kâğıtlara imza atmışsınız. İşte
bakın burada belgeleri.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Peki, siz 15
maddedir neredeydiniz?
BAŞKAN Sayın İnce, mükerrer 3 imza
düştükten sonra 316 imzayla verilmiş.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Kendisi
neredeymiş, 15 madde geçmiş.
MUHARREM İNCE (Yalova) 1 bakan, 2 bakan, 2
imzayla girmişler buraya.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, böyle bir usul yok.
MUHARREM İNCE (Yalova) Yani boş kâğıda
imza attığınızın tescilidir bu. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
İnce.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın
Başkan, grup adına konuşacağım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Önder.
55.- Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önderin,
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının eşine acil şifalar
dilediğine, ülke tarihindeki en önemli kırılma ve dönüşüm
noktalarından birisi bu olan bu Anayasa değişiklik teklifinde
milletvekilini sıradan bir oy verme enstrümanı gibi gören
anlayışı şiddetle reddettiğine ve diğer
maddelerde konuşma haklarını kullanacaklarına ilişkin
açıklaması
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; önce, milletvekili
arkadaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum grup
adına, acil şifalar diliyorum.
Bu şekilde Anadoluda amiyane bir tabir
vardır boyacı küpü derler böyle aceleye getirilen işler için. Bu
ülkenin tarihinde en önemli kırılma ve dönüşüm
noktalarından birisinde milletvekilini sıradan bir oy verme
enstrümanı gibi gören bu anlayışı şiddetle
reddediyoruz. Burada derinlemesine tartışmak, itirazları dile
getirmek, bunları sindirerek bütün halkın da haberdar
olmasını sağlamak
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kaç aydır
tartışıyoruz.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Kaç aydır
tartışıyoruz. değil, kaç aydır sizin bile haberiniz
yoktu ne geleceğinden sayın milletvekili. Daha bundan, bu metnin
içeriğinden haberdar olalı şunun şurasında iki
haftayı geçmedi. İki haftada bir metni bile anlayamaz bir insan
derinlemesine. Böyle bir şey var mı? Kaç aydır
tartıyormuşsunuz? Kaç ay değil, üç yıl yeni anayasa
yazım komisyonu çalıştı, burada da hep iktidar partilerinin
mükerrer bir yanlış yaklaşımı var. Şöyle bir
şey sıklıkla dile getiriliyor: Efendim, bizim şu kadar
vekilimiz vardı, sizin şu kadar, CHPnin bu kadar, MHPnin bu kadar
ama biz herkesin eşit sayıda katıldığı bir
komisyon düzenledik. diye. Bunu söyleyen arkadaşların içerisinde
grup başkan vekilleri de var.
Arkadaşlar, bunun adı Uzlaşma
Komisyonu idi. Uzlaşma Komisyonunun temel esprisi, ruhu, herhangi bir
konuda uzlaşma sağlanmadığı zaman onun butlan
olması, geçersiz olması manasındadır yani siz yüz
temsilciyle de katılsanız adı Uzlaşma Komisyonu ise
aranacak şey
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) -
oy çokluğu ya
da oy sayısı değil, uzlaşma sağlanıp
sağlanamadığıdır. Herhangi bir parti ya da
katılımcı yok dediğinde bu şart yerine gelmemiş
olur. Yani babanızın bostanını
bağışlamış gibi sürekli bunu diğer muhalefet
partilerinin başına kakınç yapmanızın da
manasızlığını bu vesileyle belirtmek istedim.
Kısacası,
arkadaşlarımızın insani mazeretleri olabilir; bunu anlamak
mümkün, anlamalıyız da. Buna uygun bir düzenleme yapılır.
Türkiye kaçmıyor, Türkiye burada, sizler de buradasınız. Bu telaş
bambaşka korkuların, paniklerin eseri olarak tercüme ediliyor. Buna
mahal yok, vermeyelim derim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Diğer maddelerde de konuşacağız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) Karar verin; var
mısınız, yok musunuz?
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN 15inci madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi maddenin gizli oylaması
yapılacaktır.
Hükûmet ve Komisyon sıralarındaki
arkadaşlarımızın yerlerini görevli
arkadaşlarımıza bırakmalarını istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlar, gizli oylamanın
ne şekilde yapılacağını bir kez daha arz ediyorum,
biliyorsunuz zaten: Adı okunan milletvekillerine ilgili maddeyle ilgili
zarf ve oy pusulaları verilecek. Bunların hangi anlama geldiğini
çok iyi biliyorsunuz. Oyunu gizli bir şekilde kullandıktan sonra
kürsünün önündeki oy kutularına atacaklar. Oylamada adı okunmayanlara
zarf ve pul verilmeyecektir.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
Saygıdeğer milletvekillerinin de yerlerine
oturmalarını, sırası geldikçe kalkıp
oylarını kullanmalarını bir kez daha istirham ediyorum.
(Oyların toplanmasına başlandı)
CEYHUN İRGİL (Bursa) Kabine girmiyorlar
Sayın Başkan.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Hiçbiri kabine
girmiyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Gizliliği ihlal ediyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, adı
okunan her bir milletvekilli gelip oyunu kullanabilir. Oylama usulüne uygun bir
şekilde
Hassasiyetle oylar kullanılıyor, kullanılmaya
devam edilmesi lazım.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Başkan,
doğru söylemiyorsun, yalan söylüyorsun. Kimse kabine girmiyor.
CEHHUN İRGİL (Bursa) - Gizli oy
kullanılmıyor.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Anayasa ve
İç Tüzük ihlal ediliyor.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bizimkiler
dışarıda oy kullanmak zorunda kalıyor. Lütfen
gizliliği ihlal etmeyin. Kabinleri işgal etmeyelim, lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Lütfen,
kabinleri işgal etmeyelim arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın Özel, lütfen oy kullanmasına
engel olmayın, oyunu kulansın. Buyurun, buyurun bu tarafa.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, bütün milletvekilleri telefonla içeri
giriyor. Muhtemelen kendi oylarını grup başkan vekillerine tescil
ettirecekler anlaşılan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, Sayın Elitaşın dedikleri iftiradan
ibarettir. Kimse oyunu telefonla çekmez. Bizi kendileriyle
karıştırıyorlar.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen oy kullanırken başkasının oyunu
kullanmasına da engel olmayalım. Lütfen, sayın milletvekilleri,
oylama kurallarına riayet edelim, oyumuzu kullanalım. Kabinleri
işgal etmeyelim, lütfen. Lütfen, işgal etmeyelim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, oy kullanmak isteyen milletvekillerine engel oluyorlar.
Arkadaşlarımız dışarıda oy kullanmaya mecbur
bırakılıyor. İçeride telefonla konuşuyorlar.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Düşünüyorum.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Kime
soruyorsun telefonla? Kimden emir alıyorsun Sayın Altay? Kimden
talimat alıyorsun telefonla?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Usulüne uygun oy
kullanıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kabinden çıkan bir arkadaşa sordum: Kararın çok netti, içeride
ne düşündün? Ülkenin ve demokrasinin kaybettiklerini düşündüm.
Ülkenin sürüklendiği felaketi düşündüm. dedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Anlaşılan o ki 14 maddeye Cumhuriyet Halk Partisi düşünmeden
ret vermiş, şu anda düşünerek evet deme kararına
ulaşıyor arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, kabinlerde
eski jetonlu telefonlar gibi telefon görüşmesi yapılmıyor
herhâlde. Lütfen kabinleri işgal etmeyelim. Yani, gerçekten istirham
ediyorum. Tamam, düşünerek kullanın, eyvallah ama makul bir süresi
var bu düşünmenin de. Lütfen, istirham ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, müdahale etmeyin seçimlere.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, vekillerimiz kabine giremiyor. Bakın, kabinler boş,
bekliyorlar.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Cumhuriyet
yıkılıyor, düşünerek oy kullanıyoruz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, kâtip üyenin görevidir, okumaya devam eder. Öyle şey
olmaz, kâtip üye ağır çekimde yapamaz bu işi.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul)
Arkadaşlar, ayıp olmuyor mu çekiyorsunuz? Hayırdır, ne
oldu? Bize çekmeyin diyordunuz. Ne değişti? Hayırlı olsun
efendim, hayırlı olsun, ne güzel. Bir AKPli arkadaşımız
Genel Kurulu çekiyor, tebrik ediyorum. Bravo, tebrik ediyoruz kendisini(!)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hayır,
hayır. Biz röntgenci değiliz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Evet, oy kullanmayan sayın üye
var mı? (CHP sıralarından Var sesleri)
Sayın üyeler
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, yoklama için belli bir süre veriyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) İç Tüzükte öyle
bir hüküm yok.
BAŞKAN Lütfen, sayın üyeler, makul bir
sürede oyumuzu kullanalım. Yani bir yere kadar bunun geçerli
Pasif
direnişse, eylemli neyse ama bunu bir yere kadar
Lütfen, istirham
ediyorum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sandıkları
kapatalım Sayın Başkan, kapatalım artık.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bakın, kabinler işgal altında olduğundan
arkadaşlar kabinlere giremiyor. Sayın Başkan, kabinler
işgal altında. Sayın milletvekilleri kabine girip oy
kullanamıyor, gizliliği ihlal ettiriyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, istirham
ediyorum, yani her şeyin bir makul süresi var, lütfen makul sürede bu
işi bitirelim.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Makul süre ne
Sayın Başkan?
BAŞKAN Kabinleri işgal etmeyelim, çünkü, bir
sonraki sayın milletvekilinin oy kullanmasına engel olmayalım
lütfen.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Başkan,
kabinlerin ne işe yaradığını gösteriyoruz.
BAŞKAN Sizin hakkınızı savunuyorum,
sırada bekliyorsunuz, bakın, kabini işgal etmiş içerideki
arkadaş, sizin oy kullanmanıza engel oluyor. Ben bu oylamada düzeni sağlamakla
mükellefim.
LEVENT GÖK (Ankara) Oylama son derece düzenli gidiyor.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) Sayın
Başkan, sayın milletvekillerinin itirazı varsa zapta geçirin,
sıradakilerin bir itirazı olduğunu zannetmiyorum.
BAŞKAN Bunun bir süresi var, makul bir
şekilde bitirelim lütfen.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın Başkan,
irademizin üzerinde baskı kuruyorsunuz. Sizin orada tarafsız
olmanız gerekir.
BAŞKAN Ben sizin iradenizi uygun bir şekilde
kullanmanız için zemin hazırlıyorum Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yok yok, orada gayet de
tarafınızı ilan ediyorsunuz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
artık süre verebilir misiniz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan,
bu, bir hakkın suiistimalidir. Lütfen
Böyle bir şey yok. Oy
kullanamıyorsa nasıl milletvekili olmuş?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bakın, tüm
milletvekillerinin isimleri uzun zamandan beri okundu ve burada herkesin süresi
içerisinde makul bir zamanda oyunu kullanması gerekiyor.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Makul süre
işte.
BAŞKAN Lütfen
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Sayın
Gündoğdu, oradan çekim yaptı, müdahale etseydiniz, neden
engellemediniz? Tahrik ediyor.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hakkın suistimaline izin
vermeyin Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, her şeyde bir süre vardır. Bakın, yoklamada
zaman durduğu an, koşan milletvekilinin pusulasını
almıyorsunuz. Burada oy kullanmada bir süre var. Kâtip üye olağanüstü
yavaş okumasına rağmen, hâlâ oy kullanan üye var.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kâtip
tarafsız davranmıyor, böyle görev yapamaz.
Böyle görev yapamazsınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kâtip üyelerin
okuması bittikten sonra belli bir zaman vermek zorundasınız.
Aksi hâlde, bu uygulama, demokrasiye ve oy kullanma hakkına yapılan
bir engeldir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sırada bekleyen
milletvekilleri var.
LEVENT GÖK (Ankara) Oy kullanılan bütün her
yerde sandık başında bekleyen seçmen var ise bitene kadar oy
kullanılır. Başkan ikaz eder Oy kullanmayan var mı? diye,
ondan sonra beş dakika süre verir, on dakika süre verir.
BAŞKAN Oy kullanmayan sayın üye var
mı? (CHP sıralarından Var, var. sesleri)
Niye bekliyorsunuz?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sıra var
Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun kullanın, bekliyoruz.
(CHP sıralarından Sıra var, sıra. sesleri)
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Sıra var,
sıra.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Çok güzel
Anayasa yapmışsınız, düşünmeden edemedik, ne
yapalım.
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
MEHMET UĞUR DİLİPAK
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, oylarını nasıl
kullanacaklarını bilmiyormuş arkadaşlar, tekrar ederseniz
daha rahat kullanırlar herhâlde.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Arkadaşlar, düşünmediniz mi
daha? İçerideki arkadaşlar
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Anayasa
değişikliği
Düşüneceğiz Sayın Başkan.
BAŞKAN Peki, bundan önceki
oylarınızı düşünmeden mi attınız? Niye
arkadaşlar ya? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Başkanım, biz arkadaşlarımızın da düşünmesi
için onlara süre tanıyoruz, pay tanıyoruz. Hızlı
hızlı kullanmasınlar, düşünerek kullansınlar. Süre
veriyoruz onlara. AKPlilere süre veriyoruz düşünebilsinler diye.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
HİLMİ BİLGİN (Sivas)
Sayın Başkan, oturuyorlar; oturamazlar.
BAŞKAN Sırada beklemeniz lazım
Sayın Tanal, oturursanız sizinki yok sayılır, ona göre.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Anayasayı bize
uydurun, öyle yapın. Fiilî durum işte bu, fiilî durum, bize uydurun.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu
kullanmayan üyeler lütfen oylarını kullansınlar. Makul bir süre
içerisinde oylama işlemini tamamlamamız lazım. Lütfen
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
oturuyorlar orada. Uyarır mısınız arkadaşları.
ŞAHİN TİN (Denizli) Buraya oturmaya
gelmişler herhâlde. Çalışacağız.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bekliyoruz
sizleri. Lütfen, kabinleri işgal etmeyelim. Lütfen, bir an önce bu
oylamayı bitirelim. Oy vermeyen sayın milletvekillerinin oyunu
kullanması lazım.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Düşünün
arkadaşlar düşünün, hemen çıkmayın, düşünün.
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri, oy
kullanmak için zemin müsait, sıra yok. Lütfen oyunuzu kullanın.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önceki
oylamalara göre verilen makul süreyi çok çok aştık, bunun
farkındayız, biliyoruz, görüyoruz. Sizlerden bir an önce
-oylarınızı kullanmak istiyorsanız eğer, tabii bir
zorlama yok- özgür iradenizle oyunuzu kullanmanızı arzu ediyoruz,
istirham ediyoruz.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan,
kabin temin edin, yeni kabin temin edin, yeterli kabin yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İşi bitirelim
artık Sayın Başkan, işi bitirelim artık. Oy
kullanmıyorlar, bekliyorlar.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Kabin dolu, nerede
kullanacağız?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım, hindiler bile bu kadar düşünmemiştir.
BAŞKAN Kâtip üyelerimiz kabinleri kontrol
edebilir, oylamada görevli olduğu için.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Doktor
çağıralım, baksınlar içeride ne var ne yok.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Sayın
Başkanım, sağlık ekibini çağırır
mısınız, kabinden çıkan yok. Sayın Başkanım,
sağlık ekibini çağırın, arkadaşların
hayatlarından endişe ediyoruz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, geçerli
bir mazeret olmamasına rağmen oy kullanma işleminin özel olarak
geciktirildiğini görüyoruz.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Nereden
çıkarıyorsunuz?
BAŞKAN Lütfen,
istirham ediyorum, makul bir süre içerisinde oylarımızı
kullanalım.
MURAT EMİR (Ankara) Sayın Başkan,
bir defa da özel olarak açık kullanıldığını
göremediniz.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli)
Düşünüyorsak o hâlde varız Sayın Başkan.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Düşünmek
de mi yasak artık yeni başkanlık sistemiyle Sayın
Başkan? Hayır, düşünmeyi de yasakladıysanız bir madde
olarak ekleseydiniz.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, bizim
oylamayı geciktirdiğimizi nereden düşündünüz? Niyet mi
okuyorsunuz?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Neyse
En
azından düşünebiliyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, isim
okunmasıyla birlikte, aynı zamanda oyun kullanılması
gerekiyor.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli)
Kullanıyorlar zaten.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Geldik, bekliyoruz
işte.
BAŞKAN Bunu hepiniz çok iyi biliyorsunuz.
Makul süreyi ne kadar aştığımızı da görüyoruz ama
bunun bir sonucunun olduğunu biliyorsunuz.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Evet, geldik,
bekliyoruz.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) Kabinler dolu
Sayın Başkan, kabinler dolu; kullanamıyor arkadaşlar.
BAŞKAN - Evrensel hukuk kaidesidir, hakkın
korunması diye bir şey vardır, iyi niyetle korunması diye
bir şey vardır. Hiçbir hak kötü niyetle kullanılamaz, suistimal
edilemez.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Ülkenin
korunması esastır, vatanın korunması esastır
Sayın Başkan.
ALİ ŞEKER (İstanbul) İyi
niyetimizden şüphe edemezsiniz.
BAŞKAN Lütfen, istirham ediyorum.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Siz açık
oy kullanırken suistimal etmiyor musunuz?
BAŞKAN - Bunun bir süresi var ve bu sürede
mutlaka makul bir şekilde bitirelim.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan,
bunun bir süresi yok.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Nerede
yazıyor o süre? Söyleyin, biz de bilelim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Yoksa Oylama bitti. dediğim
anda oylama biter, bunu biliyorsunuz. Lütfen
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Biz bitti
demeden bitmez.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan,
oy kullanmak için bekleyen milletvekili varsa bitiremezsiniz. Sırada
bekliyor herkes pusulasını almak üzere. Yeterli kabini
sağlarsınız öyle çözersiniz.
BAŞKAN Nasıl
yaptığımızı biliyoruz. Lütfen, istirham ediyorum
Bakın, anlıyorum, pasif direniş olabilir, şöyle bir
şey olabilir ama bunun da bir süresi var, bu işi artık çözelim
lütfen.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Nerede
yazıyor süre?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Bir gün içinde
işi bitirin. mi dediler size Sayın Başkan?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Neden
iktidar olamadığınızı anlıyor musunuz? Neden
yüzde 25i geçemediğinizi anlıyor musunuz?
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Siz kendinize
bakın. Siz nasıl iktidar oldunuz, ona bakın.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Oy
vermeyi beceremiyorsunuz ya.
BAŞKAN Arkadaşlar, rahat olun;
düşünüyorlar, düşünsünler iyice, kararlarını versinler,
demek ki karar verememişler.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) Ne yaparsanız
yapın, çatlasanız da patlasanız da bunu geçireceğiz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Sen çatla,
sen!
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Çatlayan siz
olacaksınız, emin olun.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MEHMET DEMİR (Kırıkkale) Aynı
robot gibisin.
MAZLUM NURLU (Manisa) Sensin robot.
MEHMET DEMİR (Kırıkkale) Aynı
robot gibisin.
MAZLUM NURLU (Manisa) Sensin robot.
MEHMET DEMİR (Kırıkkale) Robot
gibisin aynı.
MAZLUM NURLU (Manisa) Sensin
El hareketi yapma!
EMRULLAH İŞLER (Ankara) Geç yerine.
MAZLUM NURLU (Manisa) Yapma lan!
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY
KILIÇ (Samsun) O provokasyona gelinmeyecek, zorlamayın.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oy
kabinlerinde telefonla konuşulması, periskopla yayın
yapılması
Lütfen, istirham ediyorum.
Bakın, bu işin bir usulü vardır, bir
yere kadardır, bu usule hepimiz riayet etmek durumundayız.
İstirham ediyorum, bakın, 01.15te başladık bu oylamaya,
ciddi bir süre verdik ama lütfen, bunu sonuçlandıralım.
Bu Parlamentoda çok önemli bir meselede
kararımızı verirken
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Düşünmemiz
lazım.
BAŞKAN
muhakkak ki düşünerek karar
vereceğiz ama bütün direnişler de makul bir süreyle hoş
karşılanabilir, emin olun belli bir süreden sonra hiç de hoş
karşılanmaz. Dolayısıyla, bunu bir an önce
neticelendirmemiz lazım, lütfen, istirham ediyorum.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan,
yani söylediklerinizi ilk anda dinleyince makul gibi geliyor ancak öyle bir
tablo var ki siz bir program yapmışsınız ve diyorsunuz ki
Herkes bu programa uysun.
BURHAN KUZU (İstanbul) Allah Allah!
Buranın bir kuralı var Bülent ya.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Yani, bugüne kadar
çalışılan sistemde üçer madde, üçer madde geçti, şimdi
herkes bu programı
O zaman siz de burada 8 kabin var, 16 kabin
yapın, kabinlere girsin kullansın insanlar, milletvekilleri. Böyle
bir şey olur mu?
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hadi be! Utan be! Koca
koca adamsınız ya.
BAŞKAN Sayın Tezcan, 8 değil 3
kabinde bile biterdi şimdiye kadar. Bu kararı biz vermemişiz,
Genel Kurulun kararı. Çalışma saatleri Genel Kurul
tarafından karar altına alınıyor ve ona uymakla mükellefiz,
bizim Başkanlık Divanı olarak yapabileceğimiz bir şey
yok.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, buradaki 4 kabin şu 15inci oylamaya gelinceye kadar
mevcuttu, bu süre içerisinde herkes makul bir şekilde oyunu
kullanıyordu. Öyle anlaşılıyor ki CHPli arkadaşlar
bir pasif direniş sergilemek istiyorlar, mümkündür, yapabilirler ama pasif
direnişi hak ihlaline götürecek olan makuliyet süresinin geçmesidir.
Şu anda o makuliyet süresi kesinlikle geçmek üzeredir.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, oy
kullanan arkadaşlarımızın insicamı bozuluyor,
lütfen...
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Burada
Başkanlık Divanının karar alıp artık bir hak
ihlaline dönüşen bu duruma son vermesi gerekiyor.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan,
arkadaşlarımız rahatsız oluyor, oy kullananlar,
kafaları karışıyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, şu anda oylama devam ediyor. Bu şekilde, orada sizin
konuşmanız, grup başkan vekillerine söz vermeniz oy kullanan
milletvekillerini etkileyebilir.
BAŞKAN Kimseye söz vermediğim gibi size
de söz vermedim ama siz de konuşuyorsunuz Sayın Tanal, ne
yapayım ben?
(Oyların toplanmasına devam edildi)
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ) Sayın Başkanım,
daha arkadaşlar oy kullanmadı ki. Daha kâtip üyeler oy
kullanmadı, sadece Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerini beklemiyoruz,
daha kâtip üyeler de oy kullanmadı.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Sayın
Başkanım, oy verenle konuşuyorlar, dışarıdan
müdahale ediyorlar.
BAŞKAN Sayın Köse, müdahale etmeyelim oy
kabinine.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Müdahale ediyorlar
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
arkadaşlar oylarını kullanıyorlar.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Sayın
Başkanım, kabinde bir insan bu kadar düşünemez; kaç kişi
var acaba, baktırabilir misiniz?
ORHAN SARIBAL (Bursa) Merak ediyorsan gel.
YUSUF BAŞER (Yozgat) Sen gel buraya. Karar
veremiyorsun sen, gel.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Gelsen ne
yapacaksın?
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Kâtip üyeler oylarını
kullandı mı?
Oy vermeyen sayın üye var mı?
ZİYA PİR (Diyarbakır) Var;
Selahattin Demirtaş, getirin de kullansın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Figen
Yüksekdağ
BAŞKAN Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kupaları kaldırılsın.
(Oyların ayrımına başlandı)
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Selahattin
Demirtaş iradesini kullanıp da gelseydi.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Oyunu
kullanamayan 11 milletvekili var, cezaevinde olan 11 milletvekili var.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Sen
buradasın, verdin mi ki oyu? O da gelsin, versin. Sen verdin mi? Niye vermiyorsun?
Önce sen ver. Niye vermiyorsunuz?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sen diye biri mi var?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Onlar
gelince biz de vereceğiz.
BURCU ÇELİK (Muş) - Onlar gelmediği
için vermediğimizi ilk günden beri söylüyoruz, biraz dinleyin isterseniz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) - Biraz saygı, saygı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Onlar
cezaevinde olduğu müddetçe oy kullanmayacağız.
(Oyların ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Başkanlık Divanı
üyelerimiz burada tasnif işlemine başladılar.
Verilen arada tasnif gerçekleştirilecektir.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.46
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 02.59
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Özcan PURÇU (İzmir)
-----
0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
Tasnif işlemine
Başkanlık Divanı üyelerimizce devam edilmektedir, bittiği
anda sonucu sizlerle paylaşacağım.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
mikrofonu açar mısınız?
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) İşlem devam
ediyorsa niye ara verdiniz Başkan?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, açar
mısınız lütfen?
BAŞKAN Sayın Gök, tasnif işlemi
tamamlandıktan sonra dilerseniz size söz verelim.
LEVENT GÖK (Ankara) Tamam, açtınız,
kapattınız; bir beyanda bulunayım, onu daha sonra
söyleyeceğim zaten, izin verirseniz eğer.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
56.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, 447 sıra
sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 15inci maddesinin
oylamasında tasnif ve ayırım işlemine Genel Kurula verilen
arada devam edilmesinin İç Tüzüke aykırı olduğuna
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, az
önce yapılan oylama işlemi sonuçlandıktan sonra, ama tasnif
işlemi ve sayım işlemi sonuçlanmadan önce Sayın
Başkanlığınızca bir işlem tesis edildi ve bir ara
verdiğinizi ifade ettiniz ve kürsüyü terk edip giderek salondan
çıktınız ama bu arada kupaların toplanmasıyla birlikte
Divanda da sayım işlemi başladı. Şimdi Sayın
Başkanlığınızın ve Başkanlık
Divanının görevi oy kullanılmasına nezaret etmek, sadece
onunla sınırlı değil, ondan sonraki oy tasnif ve sayım
işlemine de nezaret etmek. Dolayısıyla, böyle bir usulün
olmadığı gerekçemizde oy verme işlemi tamamlandıktan
sonra ama tasnif ve sayım yapılmadan ara verdiğiniz hâlde tasnif
ve sayıma devam edilmesi İç Tüzüke aykırıdır.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) Tuvalete gitti
belki.
LEVENT GÖK (Ankara) Bu nedenle bu oylama
işlemi sakatlanmıştır. Bu verilen arayla birlikte
yapılan işlemin hem İç Tüzükümüzde hem de Meclis geleneklerinde
yeri olduğunu düşünmüyoruz. Bu nedenle yapmış olduğunuz
işleme itiraz ediyoruz ve bu konuda da bir usul tartışması
açmak istiyoruz Sayın Başkanım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Lehte
Açarsanız.
BAŞKAN Oylama bitsin biz onu
konuşalım, varsa usul tartışması da açarız.
MUSA ÇAM (İzmir) Oylama devam ederken
kapattınız Sayın Başkan.
LEVENT GÖK (Ankara) Peki.
BAŞKAN - Ama Sayın Gök şunu ifade
edeyim: Geçenki oylamada, tasnifi de bırakın oylamayı yarım
bıraktık, arkaya geçtik. Daha sonra dilerseniz oylamaya
başlayabilirsiniz. dediniz ve emanet ettik Başkanlık
Divanı üyelerine ve burada da arayı vermeden önce Başkanlık
Divanı üyelerini çağırdım, oy kupaları buraya
getirildi. Tamamen Başkanlık Divanı üyeleri bu oylamayı
yapıyor, kâtip üyeler yapıyor İç Tüzük gereği ve daha
önceki uygulamalarımız da hep bu yönde aslında. Yani hatta bir
tarafta oylama yapılırken kanun görüşmelerine de devam
edilmiş.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Tamam, oylama bitsin, biz daha sonra
konuşuruz.
LEVENT GÖK (Ankara) Bu taleplerimiz kayıtlara
girsin. Daha sonra açıklayacağınız konu hakkında da
taleplerimiz olacak.
BAŞKAN Peki, oylama bitsin konuşuruz,
tamam.
LEVENT GÖK (Ankara) Biz oylamanın usulsüz
olduğunu, bunun tartışılmasının dahi
gerekmediğini ve bu işlemin iptal edilerek yeniden oylama
işleminin yapılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum, oylama bitsin.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Sayın Başkan, oylama bitti.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
daha eski uygulamalarınızda da buna benzer örnekler var.
BAŞKAN Sayım için zaten ara
vermiştik, Tasnif işlemi arada devam edecek. demiştim
kapatmadan önce.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kaldı ki Divan
kâtipleri arasında CHPli arkadaşlarımız var, aynı
şekilde idare amirleri arasında CHPli arkadaşlarımız
var. Sayın Gökün kendi arkadaşına güveniyor olması
lazım. Daha önceki teamüllere baktığımızda da benzer
uygulamaların olduğu kanaatindeyiz.
LEVENT GÖK (Ankara) Bir örnek gösterebilir
misiniz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Göstereceğim.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bu
arada İç Tüzükten ve eski teamüllerden kaynaklanan bir örneği de
Sayın Bülent Bey ifade etti, varsa biz de görmek istiyoruz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
siz daha iyi biliyorsunuz. Bununla ilgili eski uygulamalarda benzer örnekler
var. Zaman zaman oylamanın yarıda kesildiği de var, onun
ötesinde aynı işlem yaptığınız örnekler de var.
Hatta bazı konularda oylama devam ederken diğer maddeye geçme
imkânı da var.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) - Ama oturum kapanmaz.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bu
oylama işleminin iptal edilip yeniden oylama yapılmasıdır
talebimiz.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) Hadi
canım!
LEVENT GÖK (Ankara) Evet,
arkadaşlar, kusura bakmayın.
MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) Levent Bey, daha önce sayım yapılırken öbür
oylamaya da geçildi, bir sonraki maddeye.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci maddesinin gizli oylama
sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 483
Kabul : 341
Ret : 134
Çekimser : 1
Boş : 5
Geçersiz : 2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Özcan Purçu Mücahit
Durmuşoğlu
İzmir Osmaniye
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Gök, şimdi
sizi dinliyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Anlaşıldı meram, oylama geçersiz.
BAŞKAN Yani,
bakın, gizli oylama sonucu da burada, burada kâtip üyelerin imzası
var, Meclis başkan vekilinin değil ve bu oylamanın kim
tarafından yapılacağı da İç Tüzük tarafından çok
net bir şekilde ortada...
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Gündeme devam edelim Sayın Başkan.
BAŞKAN
ve kâtip
üyelere bunu emanet ederek gittik. Dolayısıyla, oylamada zaten
problem yoktu, tasnifte ve oy sayımında hiçbir problem yoktur
Sayın Gök.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Divan düşmüştür, Divan düşmüşse oylama sakattır, Divan
teşekkül etmemiş.
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, ben az önce talebimi ifade ettim. Sizin
başından beri oy verme işleminin sayımına nezaret
etmeniz gerekir.
BAŞKAN Tamam efendim,
usul tartışması talebinizi karşılıyorum.
Buyurun.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul)- Lehte
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Lehte
LEVENT GÖK (Ankara)
Hayır, ben usul tartışması açmıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Usul
tartışması talebiniz yok muydu sizin?
LEVENT GÖK (Ankara)
Hayır, yok efendim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Vardı, tutanaklara bakın efendim, Usul tartışması
talep ediyorum." dedi.
LEVENT GÖK (Ankara) Ben
yaptığınız işlemin İç Tüzüke ve usule
aykırı olduğunu ifade ediyorum, bunu tutanaklara geçiriyorum.
HİKMET AYAR (Rize) Bin
tane yalan konuşuyor ya!
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Usul tartışması istiyorum. dediniz ama.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Usul tartışması talebini söyledi başında efendim,
tutanaklara bakalım.
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, ben usulsüz bir işlemi tutanağa geçirttim.
BAŞKAN Buyurun usul
tartışması
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul)- Lehte
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Lehte
LEVENT GÖK (Ankara)
Hayır efendim, açmıyoruz.
BAŞKAN Talep yok mu?
LEVENT GÖK (Ankara) Talebim
yok efendim.
BAŞKAN Tamam, usul tartışması
talebi yoksa
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
ilk görüşmede
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biz
açıyoruz, biz açıyoruz.
LEVENT GÖK (Ankara) Talebim yok. Efendim, talebim
olmayan bir şeyi burada niye şey yapıyorsunuz? Yok talebim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
ilk konuşmasında Levent Gök ısrarla usul
tartışması açmak istedi.
LEVENT GÖK (Ankara) - Hayır, ben öyle bir
şey söylemedim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Zabıtlarda var.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Söyledin,
söyledin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Tutanakta var,
tutanakta.
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, desem ne olur,
demesem ne olur.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Açmıyorsa biz talep
ediyoruz Sayın Başkan, biz talep ediyoruz.
Lehte
BAŞKAN O zaman tutumumda bir problem görmüyor.
LEVENT GÖK (Ankara) Peki.
BAŞKAN - Tutumum usulüne uygun, İç Tüzüke
uygun bir tutumdur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Çünkü İç Tüzükün 16ncı maddesi de bunu kâtip üyelere veriyor.
Dolayısıyla, tutumumda bir problem görmedikleri için, usul
tartışması da açmadıkları için bir problem yok.
Olması gereken bir yöntemdi.
Şimdi, sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 03.08
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 03.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU
(Osmaniye), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
447
sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
16ncı
maddeyi okutmadan önce Sayın Öndere söz veriyorum, söz talebi var.
Buyurun
Sayın Önder.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
57.- Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önderin,
oylama işlemi bitmeden ara verilerek Başkanlık
makamının boş bırakıldığına, bu
itibarla yapılan işlemin sakatlandığına ve
Başkanlık Divanı üyesi olarak bu işlemin yenilenmesini
talep ettiğine ilişkin açıklaması
SIRRI
SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın Başkan, İç Tüzük madde 55i
okumak istiyorum, birleşimin açılması ve kapanmasıyla
ilgili.
Madde
55- Başkan oturumu açar ve gerekirse kapatır. Oturumun devamınca
Başkanlık makamı ve kâtip üyelikler boş kalamaz. Tekrar
ediyorum: Oturumun devamınca Başkanlık makamı ve kâtip
üyelikler boş kalamaz.
Şimdi,
sayın grup başkan vekili Oylama yapıldığı zaman
başka bir gündeme geçilebilir. dedi. Doğrudur, geçilebilir çünkü
Başkanlık makamı boş değil, Başkan orada.
Dolayısıyla, sizin Başkanlık makamını
boşaltmanız yapılmakta olan işlemi, oturumu kapatma
anlamına geliyor. Bu itibarla, sakatlanmıştır yapılan
işlem. Başkanlık Divanı üyesi olarak bunun yenilenmesini
talep ediyorum, bu şekilde kayda geçmesini talep ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Önder, az önceki oturumda bu konu dile getirildi. Tutumumun
yerinde olduğunu ve İç Tüzükün 16ncı maddesi gereğince
oyları sayma görevinin kâtip üyelere ait olduğunu, ara vermeden önce
de tasnif işlemi için kâtip üyeleri davet ettiğimi ifade ettim ve ara
verme esnasında da bu tasnif işleminin devam edeceğini,
görüşmelerin yerine tasnif işleminin devam edeceğini söyledim ve
tasnif işlemi de usulüne uygun yapıldı, tekrar oturumu açarak
bunu da kâtip üyelerin imzasından oluşan sonuç
tutanağını sizlerle paylaştım. Dolayısıyla,
tutumumda bir problem yok.
Teşekkür
ediyorum.
SIRRI
SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın Başkan, tekrar bir söz alabilir miyim
bir cümle
BAŞKAN Sayın Önder, usul
tartışması talebiniz varsa karşılayalım.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Hayır, yok.
Eksik bir bilgi verdiniz de onun hakkında bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın lütfen.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın
Başkan, sizin dün Divan kâtip üyelerine yaklaşımınızda
bugünkü inisiyatiften eser yoktu. Ben yoksam siz bir hiçsiniz. mealinde
BAŞKAN Estağfurullah.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Mealinde dedim.
BAŞKAN Siz kâtip üyelere demek ki
güvenmiyorsunuz, benim öyle bir şeyim yok. Öyle bir meal bile doğru
bir meal değil yani.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Mealinde dedim.
HASAN TURAN (İstanbul) Siz nereden geldiniz
ya? Kim çağırdı sizi?
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Ama Tamamen beni
temsil ediyorsunuz ve ben yokken hiçbir yetkiniz ve inisiyatifiniz yok.
dediniz. Onun için, dün kâtip üyeler hakkında böyle söyleyip bugün tam
yetkili olarak bir yeterlilik gerekçesi saymanız kendi içinde bir
çelişki.
Bence şu olabilirdi: Yani, bir mazeret beyan
edebilirdiniz, Genel Kurul da buna anlayış gösterebilirdi ya da
salonda olan bir başka başkan vekili arkadaşa bunu
devredebilirdiniz ama gerçekten bu hâliyle oturumu kapatmış oldunuz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Rica ederim.
BAŞKAN Kâtip üyelere güvenimiz tamdır.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Bizim de tamdır,
onda bir sorun yok.
BAŞKAN İç Tüzükün 16ncı
maddesinin 5 numaralı bendi de sayma görevini kâtip üyelere vermiştir
ve bu arada da kâtip üyeler görevlerini yerine getirmiş, sayma
işlemini yapmış ve idare amirleri tarafından da nezaret
edilmiştir bu sayma işlemine, bütün partilere ait kâtip üyeler ve
idare amirleri tarafından. Dolayısıyla, bir problem yok.
Tekrardan teşekkür ediyorum.
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Başkan,
idare amirleri yasama işine karışmazlar. Yasama resmen
kapanmıştır.
BAŞKAN Sayın Altay
58.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, oy
sayım dökümü ve sonucunun ilanının aynı oturumda
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Asıl meramıma geçmeden önce, bu topa ben
de şöyle hafif bir girmek istiyorum. Oyların sayımı ve
dökümü kâtip üyelerce yapılır ve tutanakla tespit edilen sonuç
aynı oturumda Başkan tarafından ilan olunur. Yani, oy
sayım dökümü ve sonucunun aynı oturumda zatıalinizce ilanı
gereklidir. Bu da İç Tüzük 144, 55e ilaveten. Neyse, bunlar tutanaklara
geçti, bu bakılır edilir.
Şimdi, sanıyorum, siz kanunun
görüşmesine geçtiniz, öyle anlıyorum, değil mi?
BAŞKAN Bu söylediğiniz açık
oylamaya ilişkin olan bir husus 144ün başlığı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Açık oylama
ama bu onu kapalıda olmaz diye bir hüküm yok orada. Neyse, bunda bir
usul talebimiz yok da şimdi 16ncı maddeyle ilgili bir
meramımız var Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun. 16ncı maddenin
görüşmelerine başlanmadan önce bir meramımız var, bunu
uygun görürseniz Komisyon grup başkanımız Sayın Bülent
Tezcan arz edecek. Olur mu efendim? Bir meramımız var ana muhalefet
partisi olarak.
BAŞKAN Buyurun, meramınıza
aynı yerden devam edin.
59.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın, 447
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı
maddesiyle Anayasanın 58 ayrı maddesinde düzenleme
yapıldığına, bunun yasa yapım tekniğine
aykırı olduğuna ve Komisyona iade edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan,
Anayasa değişiklik teklifinin 16ncı maddesinde bir torba
Anayasa değişikliği usulü getirilmektedir, torba kanun gibi
torba Anayasa değişikliği usulü getirilmektedir. Maddede (A),
(B), (C), (Ç), (D), (E) diye 6 ayrı bentte 58 ayrı husus
düzenlenmektedir Anayasanın 6 ayrı bent hâlinde 58 ayrı
maddesinde düzenleme yapılmaktadır. Bu, yasa yapım tekniğine,
yasa yazım tekniğine aykırıdır, Komisyon
aşamasında da bunu söyledik. Bu hususun bir kere ne görüşülme
sırasında milletvekilleri tarafından anlaşılıp
takip edilebilmesi mümkündür ne de geçtikten sonra uygulayıcının
bunu takip edebilmesi mümkündür. Olması gereken şey şudur: Her
bir hususun ayrı bir madde olarak kaleme alınması ve ayrı
ayrı müzakeresinin yapılıp ayrı ayrı oylanması
gerekir. Aksi hâlde, bu şekliyle bir torba Anayasa değişikliği,
yani 1 maddede 57 ayrı maddenin düzenlemesinin bu şekliyle yapılmasına
yol açılması hâlinde, bu uygulamanın yerleşik hâle gelmesi
durumunda, örneğin şu andaki 177 maddelik Anayasayı 2 maddelik
bir Anayasa değişikliğiyle değiştirmek mümkündür. Yani
dersiniz ki: 1inci maddeyle, Anayasanın 1, 2, 3, 4, 5
-177ye kadar
sayarsınız- maddeleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. Altına da alt alta
sıralarsınız 1, 2, 3, 4, 5
diye. 2inci maddeye de yürürlük
maddesi koyarsınız, 2 maddeyle bir Anayasa
değişikliğini yapabilirsiniz. Böyle bir şey mümkün
değil, akla aykırı ama bu uygulamayı yerleştirirseniz,
akla aykırı olan bir şeyi usule aykırı bir biçimde
yerleştirmiş olursunuz. Bu nedenle, burada 16ncı maddenin her
birisinin ayrı ayrı düzenlenerek bu çerçevede ayrı ayrı
görüşülüp ayrı ayrı oylanması gerekir, bu noktada da
Komisyona iadesi gerekir diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Tezcan, Komisyon
tarafından bastırılıp dağıtılarak önümüze
gelen bu teklifi bizim yeniden Komisyona iade etme şansımız yok.
Kaldı ki daha önce de benzer uygulamalar var. Anayasanın da
farklı maddeleri arasında terim birliği sağlamak ve
aynı amaçla mevzuattaki bazı hükümleri yürürlükten kaldırmak
amaçlandığından bir problem yok. Getirilen, Genel Kurulun
onayıyla da geçen grup önerisinde de maddelerin nasıl
görüşüleceği bellidir. Komisyon raporu da ortadadır.
Dolayısıyla, bunu bu hâlde görüşmek durumundayız. Bu
itirazınıza benim yapabileceğim bir durum söz konusu değil.
Sayın Purçu
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İzin verirseniz, bu
konuda eğer ana muhalefet partisinin bir eleştirisi varsa bunu bir
usul tartışmasıyla beraber değerlendirelim, tüm Genel
Kurulun da takdirine sunalım deriz. Biz talep ediyoruz usul
tartışmasını Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aleyhte
Sayın Başkan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Lehte
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Aleyhte
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalnız, konunun önemine
binaen sürenin biraz uzun olması lazım, öyle üç dakikada konuşulacak
konu değil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Aleyhte
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Aleyhte
BAŞKAN Tutumumun lehinde Sayın Doğan
Kubat.
Aleyhte
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sorduk ya
Başkanım, tutanaklara geçti, 2 aleyhte bizde.
BAŞKAN
Sayın Bülent Tezcan.
Sayın Kerestecioğlu mu?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Meral Danış Beştaş.
BAŞKAN Sayın Meral Danış
Beştaş.
ÖZCAN PURÇU (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Purçu, usul
tartışmasını açtık ama sizin talebiniz
60.- İzmir Milletvekili Özcan Purçunun, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının Kâtip Üyeler
hakkındaki ifadeleri nedeniyle kendisine teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
ÖZCAN PURÇU (İzmir) Sayın Başkanım,
yok, usul tartışmasını sayın grup başkan
vekillerim yapacak ama biraz önce kurduğunuz cümleler benim çok
hoşuma gitti, teşekkür ediyorum öncelikle bize olan güveninizden
dolayı. Ama üç gün önce burada bir şey yaşadık. Biz burada
insanüstü bir güçle, özveriyle çalışıyoruz, elimizden
geldiğince de tarafsız oluyoruz hep birlikte.
BAŞKAN Çok teşekkür ediyoruz, biliyorum.
ÖZCAN PURÇU (İzmir) Ama gerçekten burada zombi
gibi olduk yani sabaha kadar çalışıyoruz. Ben rüyamda zarf
yırtmaya başladım, isim okumaya başladım, artık
rüyalarıma giriyor ama üç gün önce burada bir kardeşimizin, bir
değerli milletvekilimizin ve maalesef sizleri çok sevdiğimiz hâlde
sizin ağzınızdan bir iki cümle çıktı -bizi çok üzdü-
tarafsız davranmadığım, suç işlediğimle
alakalı ama bunu bugün düzelttiğiniz için teşekkür ediyorum
efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Purçu,
sizi seviyoruz, gayretinize de teşekkür ediyoruz.
ÖZCAN PURÇU (İzmir) Sağ olun.
BAŞKAN Tüm kâtip üyelerimize, idare amirlerimize
-gerçekten bu görüşmeler esnasında en çok yardımını
aldığımız ve en çok da yorduğumuz arkadaşlar-
huzurlarınızda bütün Başkanlık Divanı üyelerimize ben
bir kez daha teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
Evet, usul tartışmasını
açmıştık.
İlk söz
ENGİN ALTAY (İstanbul) Başkanım,
geçmeden
BAŞKAN Ama geçtik Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok değil yani
bir cümle
BAŞKAN Tamam, buyurun, tamamlayın lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İktidar
partisinden böyle bir talebin gelmesi
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hatırınız için
Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
yapılan
yanlışlığın kabulüdür aynı zamanda bizim
bakış açımızdan. Belli ki böyle bir hata
yaptıklarını da itiraf ediyorlar bu vesileyle. Ancak konu
hassas, cumhuriyet tarihimizin en önemli, en kapsamlı Anayasa
değişikliği yapılırken iktidar partisinin usul
tartışması açması nadir görülen bir olaydır. Belli ki
Sayın Tezcanın itirazlarıyla ilgili kendilerince söyleyecekleri
var. Tabii bizim de var. Dolayısıyla, konunun önemine binaen on
dakikaya kadar da söz verme yetkiniz
varken bunu esirgemeyeceğinizi hem umuyorum hem söz süresinin en
azından beş dakika olmasını talep ediyoruz efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Az önceki
tartışma talebimiz şundan dolayıdır: Biz, Komisyonun
uygun şekilde görüşüp, rapora bağlayıp buraya
gönderdiği tekliften hiçbir usul itirazımız, endişemiz yok.
Ancak, Sayın Başkanın ısrarla, uzun ifadelerle, uzun
cümlelerle itirazı varmış gibi yapmasından dolayı
diyorum ki: Eğer istiyorlarsa, gerek varsa, bir itirazları varsa
istiyoruz; bizim itirazımız yok. Ancak, bunu sadece zapta geçsin diye
ya da Anayasa Mahkemesinde gittiğimizde kullanırız, zabıtta
olsun. diye yaklaşımı doğru bulmuyoruz. O yüzden diyoruz
ki itirazları varsa tartışma istiyoruz yoksa bizim
itirazımız yok zaten.
BAŞKAN O zaman, usul
tartışması talebiniz var mı arkadaşlar, onu bilmem
lazım?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Var tabii, var.
Süreyi ne takdir ettiniz?
BAŞKAN Şimdi, Sayın Altay,
arkadaşlarımızın hepsi meramını çok kısa bir
sürede anlatabilecek meziyete, maharete, birikime sahip olan arkadaşlar.
Dolayısıyla, pekâlâ üç dakika süre içerisinde anlatabilirler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapma Başkan bunu!
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Konu
çok önemli.
BAŞKAN - Tutumun lehinde ilk sözü Sayın
Bülent Turana veriyorum.
Buyurun Sayın Turan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesinin kanun yapım tekniğine
aykırı olması nedeniyle Komisyona iade edilemeyeceği
yönündeki tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde, sabahın bu saatinde
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şu an Anayasa değişikliği
teklifimizin 16ncı maddesini görüşüyoruz. 16ncı maddenin
diğer maddelere nazaran daha uzun bir metin olduğunu, farklı
konuların, başlıkların bir arada olduğunu Sayın
Grup Başkan Vekili ifade ettiler ve biz de o yüzden usul
tartışması talebinde bulunduk ve Genel Kurulun bu konuda
kararını alalım istedik. Bizim açımızdan
baktığımızda, Anayasa Komisyonunda usulünce görüşülmüş,
yüzlerce vekil konuşmuş, yüzlerce saat görüşmeler
yapılmış, çok makul, hatta daha öte sürelerde şerh
imkânı verilmiş; onun ardından bastırılmış,
onun ardından Genel Kurula gelmiş bu teklifin maddelerinin usul
tartışmasına konu olacak hiçbir tarafı olmadığıdır.
Bizim açımızdan, Anayasa değişiklik teklifimizin tüm
maddelerinin arkasında olduğumuz tavrımız, iddiamız
devam etmektedir. 16ncı maddede farklı konuların dizayn
ediliyor olması yeni bir şey değil. Şu anki, mevcut, cari
Anayasamıza baktığımızda, meri kanunlara
baktığımızda, bir başlık altında çok
farklı konuların da düzenleneceğini görebiliyorsunuz. Eğer
mesele üzüm yemekse hiçbir sorun yok ama sizin derdiniz Kabinlere girelim,
çıkmayalım., Oylamada farklı işler yapalım,
uzatalım., Usul tartışması açalım, daha çok
uzatalım.sa biz sabrımızı, suhuletimizi, soğuk
aklımızı asla kaybetmeyeceğiz. Bu paketin cumhuriyet tarihi
içerisindeki en önemli adımlardan bir tanesi olduğunu
düşünüyoruz. Vesayetten uzaklaşacak, millî iradeyi hâkim
kılacak, daha demokratik bir Türkiyeyi inşa edecek bir teklif
olduğunu düşünüyoruz. O yüzden, tüm gücümüzle, 316 vekilimizle ve
diğer partilerimizle beraber arkasında olmaya devam edeceğiz.
Bizim açımızdan hiç teknik bir
yanlış yok. Bir başlık altında birden fazla kanun da,
Anayasa teklifindeki metinler de düzenlenebilir. Kaldı ki bununla ilgili
birçok arkadaşımızın, bu konuda
çalışmış, hukukla ilgili iddiası olan birçok
arkadaşımızın çalışmaları oldu, Kanunlar ve
Kararların bu konudaki kanaatleri alındı, Komisyonda
tartışıldı.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul)
Tartışılmadı Komisyonda.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir daha söylüyorum: Teknik
bir yanlış yok ama derdinizin ne olduğunu biliyoruz. Gelin bu
tarz muhalefetten vazgeçin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Allah Allah!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sana ne ya?
BÜLENT TURAN (Devamla) Gelin katkı
sağlayın, gelin daha iyisini yapmaya çalışalım ama bir
daha söylüyorum: Kabine gir, dışarı çıkma; bu, muhalefet
yapma değil.
MUSA ÇAM (İzmir) Ona sen karar veremezsin.
BÜLENT TURAN (Devamla) - 16ncı maddeyi
Anayasa Mahkemesine götürürüz, dava açarız, altlığı olsun.
tarzı bir usul tartışmasının ne size faydası ne
bize faydası var.
O yüzden bir daha söylüyorum: Sizin torba diye
ifade ettiğiniz yasa teklifi aslında bununla ilgili iyi bir örnek
değil ama her şeye rağmen Anayasada da, kanunlarda da
başlık altında farklı düzenlemeler yapılabilir.
Kaldı ki bu teklifteki tüm maddeler illiyet içerisinde olan maddelerdir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Altay
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, şimdi, herkes kendi yoğurdunu yesin, herkes kendi
işine baksın. Bizim muhalefet tarzımızın
yapıcı değil
Yani Yapıcı muhalefet bu değil,
bilmem, yıkıcı muhalefet
Bunlar çok açık sataşma
Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tabii, tabii.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sataşmadan dolayı size iki dakika süre
veriyorum Sayın Altay.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
12.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın usul görüşmesi nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bizim
arkadaşlar usule gelecek. Bizim muhalefet tarzımız bu
Parlamentonun onurunu, şerefini, haysiyetini, geçmişini,
geleceğini korumaya yönelik; bu Parlamentoyu kuranlara, bu memleketi, bu
toprakları bize yurt yapanlara olan gönül ve vefa borcumuzu ödemek ve
gelecek kuşaklara tam bağımsız bir Türkiye bırakmaktan
ibarettir. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kürsüye dokunmayın
yeter.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Kıymetli
arkadaşlar, sabırsızlığınızı
anlıyorum. Suç bizde değil, suç sizin yöneticilerinizde; bu vesileyle
bunu da söyleyeyim. Söylendi ki Her gün 3 madde geçiririz. Güzel, evet,
olabilir, bu Parlamento aritmetiği böyle gerektiriyor, amenna. Bugün,
birdenbire sizin yöneticiler rota değiştirdi, dediler ki: Efendim,
hazır HDP Mecliste yok, oh ne güzel
HASAN TURAN (İstanbul)
Çağırdınız, geldiler.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
MHP de bir acı
vesilesiyle konuşmaları çekti ama oylamalara katılıyor
-takdirleridir- biz de çekiverelim konuşmaları, bu yasayı sabaha
kadar geçirelim, bitirelim
MUSA ÇAM (İzmir) Fırsatçı!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Yani, bize
kızmayın. Biz işimizi yapıyoruz. Kızacak
METİN BULUT (Elâzığ) Ne mahzuru
var?
ENGİN ALTAY (Devamla) Hiçbir mahzuru yok,
eyvallah. O zaman, millet burada oyunu kullanırken oradan gürültü
yapmayacaksınız, gürültü yapmayacaksınız oradan; öyle yok.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Şunu diyorsanız bize: Biz 300
kişiyiz, sizi buradan döve döve süreriz. Yapabilirsiniz.
HASAN TURAN (İstanbul) Sabırla
yapmıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Yaparsınız,
bunu yapabilirsiniz.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Yok
canım, niye yapalım?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Siz bilirsiniz ama bir
şey diyorum ya, bakın, ben samimi bir şey söylüyorum, aziz
milletimize bir şey söylüyorum: Vatandaşlarımız, eskiden
başı sıkışınca Meclise gelirdi, Mecliste çare
aranırdı; şimdi, vatandaşlar başkanın
adamlarına ulaşırsa çare bulacaklar.
Bu söylediğimi unutmayın.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Tutumum aleyhinde ilk söz, Sayın Bülent
Tezcana aittir.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesinin kanun yapım tekniğine
aykırı olması nedeniyle Komisyona iade edilemeyeceği
yönündeki tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; önce şunu söyleyeyim: Olur da Anayasa
Mahkemesinde bir dava açılırsa burada alacağımız bir
kararla Anayasa Mahkemesinin vereceği muhtemel kararı boşa
çıkarırız. hesabıyla Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkan Vekilinin açtığı usul tartışmasının
kendisine orada bir faydası olmaz; önce, herkes bunu bir bilsin. Eğer
siz Genel Kurulda açıkça Anayasa'ya, İç Tüzük'e, yasa yapma
tekniğine aykırı bir uygulama yapıyorsanız, buradaki
parmak hesabıyla hukuku değiştiremezsiniz, arzu ettiğiniz
şekle sokamazsınız; önce, bir kere herkes bunu bilsin. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ha, gelelim, bizim meramımız ne?
Bakın, bizim meramımız ne? Tabii ki gideceğimiz yere kadar
gideceğiz, mücadele edeceğiz; burada, burada olmazsa milletin önünde,
Anayasa yargısında; Anayasa'nın, hukukun bize
tanıdığı, demokrasinin bize tanıdığı
bütün yolları kullanacağız. Niye? Çünkü Türkiye'de demokratik
cumhuriyeti ve hukuk devletini katlediyorsunuz, buna karşı da
elimizden gelen mücadeleyi, çabayı vereceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ha, şimdi, buna niye itiraz ediyoruz?
Bakın, mahkeme kadıya mülk değil; bunun bugünü var,
yarını var. Bugün burada 316 milletvekili sandalyesine sahip
olabilirsiniz ama bu Parlamentonun hukuku bu milletin hukukudur, bu Parlamentonun
hukukunu kendi parmak hesabınız ve sandalye gücünüze göre
istediğiniz gibi şekillendirmeye kalkarsanız ve o gücün size
istediğiniz tecavüzü yapma hakkı verdiğini sanırsanız
milletin hukukuna tecavüz etmeye başlarsınız. Bizim
verdiğimiz mücadele budur, milletin hukukunu bu tecavüze karşı
korumaya çalışıyoruz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Arkadaşlar, size bir şey söylüyoruz,
diyoruz ki: Torba kanunla bu memlekette hukuku zaten katlettiniz, şimdi de
torba anayasa icat ettiniz. 5 ayrı fıkrada 58 ayrı hususu
düzenliyorsunuz. Birbiriyle irtibatlıymış,
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Askerî
Yargıtayın ne ilgisi var aynı maddenin içerisinde? Askerî Yüksek
İdare Mahkemesi ile Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin ne
ilgisi var? Bir maddenin içinde hepsini birden düzenliyorsunuz.
Bakın, bu uygulama
Yarın bir başka
güç gelir ya da yarın sizin bu gücü nasıl
kullanacağınız belli değil, bir maddeyle 177 maddelik
Anayasayı bir çırpıda değiştirmek istersiniz. Bu
yanlıştır, bundan kimseye fayda olmaz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Tutumum lehinde ikinci söz, İstanbul
Milletvekili Mehmet Doğan Kubata aittir.
Buyurun Sayın Kubat. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın
Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan
usul görüşmesinde, görüşmekte olduğumuz 447 sıra
sayılı Anayasa Teklifinin 16ncı maddesinin 5
fıkrasının ayrı ayrı maddelerde düzenlenmesine yönelik
CHP tarafından yapılan itirazda bu maddenin tek madde olarak da
düzenlenebileceğine dair Başkanlık tutumu lehinde
görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, Anayasanın
148inci maddesinin ikinci fıkrasında Anayasa
değişikliklerinin şekil yönünden denetimi, teklif ve oylama
çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına
uyulup uyulmadığıyla sınırlı olarak
tutulmuştur.
Yine, Anayasanın 175inci maddesinin ikinci
fıkrasında Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki
tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar
dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü
hakkındaki hükümlere tâbidir. denilmektedir.
Değerli arkadaşlar, çerçeve 16ncı
maddede Anayasanın çeşitli maddelerindeki bir kısım
ibareler çıkarılmakta, bir kısım ibareler
değiştirilmekte ve bazı ibareler eklenmektedir. Biliyorsunuz,
bir çerçeve madde birden fazla
kanunda değişiklik öngörüyorsa eğer, o zaman ayrı
kanunlarda değişiklik öngören o fıkralar ayrı bir madde
olarak görüşülüyordu. Oysa burada, sadece Anayasayla ilgili olarak,
örneğin Başbakan, Bakanlar Kurulu, sıkıyönetim,
tasarı, tüzük gibi ibarelerle ilgili eklemeler, çıkarmalar ve
değişiklikler yapılmaktadır.
Hatırlarsınız, engellilerle ilgili
burada bir değişiklik yapmıştık ve tüm mevzuatta,
belki yüzlerce kanunda yer alan özürlü olarak ifade edilen kelimelerin
engelli olarak değiştirilmesi için bir terim birliği
sağlamak amacıyla bu değişikliği yapmıştık.
Yine buna benzer en son 6728 sayılı Kanunun 12 ve 68inci
maddelerinde birden fazla değişiklik de yapmıştık.
Yani burada eğer madde düzenlemesinde bir amaç
birliği, araç birliği varsa, uygulamada birlik sağlama
adına, biraz önce söylediğim gibi, örneğin Bakanlar Kuruluna
yapılan atıflar mevzuatta Cumhurbaşkanına
yapılmış sayılır. diye temel olarak mevzuatta
uygulama birliği sağlama amacına yönelik
yapıldığından dolayı -bu 16ncı maddedeki
fıkra düzenlemeleri- bunun tek madde olarak görüşülmesinde ne
Anayasaya ne İç Tüzükün 81inci maddesine hiçbir
aykırılık yoktur. Buna ilişkin de şu anda elimde 4-5
tane uygulama örneği vardır. Dolayısıyla, bu maddenin bir
madde olarak görüşülmesi Anayasaya ve İç Tüzüke uygundur diyorum.
Yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Tutumum aleyhinde ikinci söz, Sayın Meral
Danış Beştaşa aittir.
Buyurun Sayın Danış Beştaş
ENGİN ALTAY (İstanbul) İtiraz
etmeyeceğim ama tutanağa göre bizimdi yani oraya hep iki
veriyorsunuz, aslında tutanağa baktığımızda iki
aleyhteyi biz almıştık.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Almayalım o zaman.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır, sorun
etmiyorum ama bu Başkanlığın bir uygulaması Filiz
Hanım. Orada Doğan Beyin ağzından Lehte.
çıkmadı bile, otomatikman vermiş.
BAŞKAN Çıktı, ben öyle duydum,
bilmiyorum.
İsterseniz, ikinci aleyhte ısrar
ediyorsanız, bilmiyorum
Sayın Danış Beştaşı
davet ettim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Meral Hanım,
sizlik bir şey yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Lehinde
konuşacak hâliniz yok herhâlde.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doğrusu bu meseleyi
Komisyon aşamasında da yoğunca
ifade ettik, itirazlarımızı dile getirdik ama diğer bütün
itirazlarımızda olduğu gibi bu da dikkate alınmadı.
Tartışmalar esnasında aslında bazı meseleler
düzeltildi. Mesela şöyle bir husus vardı: Cumhurbaşkanı
yardımcıları ve bakanların seçilme yeterliliğinde
hiçbir ölçü yoktu ilk teklifte; sonra, tartışmalar
sırasında önümüze birçok değişiklik önergesi gibi bu da
geldi ve Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından
seçilir. diye bir düzeltme geldi. Niye bu örneği verdim? Çünkü bu Anayasa
değişiklik teklifi gerçekten çok aceleye getirilmiş, çok apar
topar ve ısrarla hep şu cümleyi söyledik: Yangından mal
kaçırırcasına ve aslında Anayasa değişiklik
usullerine uyulmadan hazırlanmış. Esas belli, ne yapılmak
istendiği belli; Cumhurbaşkanına bütün yetkiler verilecek ama
Anayasaya uydurulması gerekiyor. Şimdi, bu madde de aynen böyle bir
madde. Şu anda Anayasa Mahkemesi objektif, tarafsız, adil bir denetim
yapsa gerçekten bu değişiklik iptal edilecek, edilmek zorunda. 57
maddenin tümünü 1 tek maddede Anayasa değiştiriyor.
Bir kere kanunun, Anayasanın ruhu diye bir
mesele vardır. Doğru, burada 148de ve 175te yazıyor ama
şöyle bir şey olabilir mi? 1 maddeyle 70 maddeyi yürürlükten
kaldırıyoruz. dediniz, ne olacak? Nasıl yapacaksınız
böyle bir değişiklik? Böyle bir şey olamaz. Sayın Kubat dedi
ki: Biz kelimeleri değiştirdik. Ama, o kelimeler esasa müessirdir
yani o kadar basit değil. Cumhurbaşkanını
değiştiriyorsunuz, Başbakan kavramını
değiştiriyoruz vesaire. Bu nedenle, kesinlikle bu usulsüzdür,
hepsinin tek tek Komisyonda görüşülmesi gerekiyor, tek tek bunun
oylanması gerekiyor ve usule aykırı olarak sadece geneli
etkilenmesin diye yapılmıştır. Ve artık çorba kanundan
çorba anayasaya geçtik. Yarın öbür gün bu denetimde, inşallah, Anayasa
Mahkemesi tarafsızlığını bir kerecik olsun ortaya
koyar -yani genellikle bunu yapamıyor ama- bunu iptal eder.
Yani, burada önemle üzerinde durmak istediğimiz
mesele çok acele ediliyor, şu anda da çok acele ediliyor. Bir halk deyimi
vardır ya Acele işe şeytan karışır. diye,
gerçekten şeytan karıştı bu işe. Çünkü onlarca
önergeyle önümüze geldi ve çok değişiklik yapıldı. Eminim,
bunu yazanlar bir daha bir daha okusa değiştirilmesi gereken,
uygunluk denetimi yapılacak olan birçok madde göreceklerdir. Bunun gerçekten
dikkate alınması gerekiyor diyorum, teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Danış Beştaş.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, özür dilerim, sırf tutanaklara geçmesi açısından
söylüyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, sizden izin almadan kimse konuşamaz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sadece tutanaklara
geçmesi açısından... Biraz önce denildi ki: Bu Anayasa maddeleri
arasında bir bağlantı var. Siz hukukçusunuz, Anayasa önünüzde,
bakın, birinci bölümde yasama organı düzenlenmiş, dördüncü
kısmın birinci bölümünde Sayıştay...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Tartışmaya
açıksa kürsüye o zaman, Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir saniye...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, CHP Grubu adına o arkadaşımız
konuşsaydı, madem çok biliyor.
BAŞKAN - Bitirin, bitirin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) ...düzenlenmiş
Sayın Başkanım.
Mesela 91inci madde de...
BAŞKAN Sayın Tanal...
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bitiyor, son cümle,
bitiyor.
BAŞKAN Bitirin lütfen.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Mesela 91inci
maddede kanun hükmünde kararnameler düzenlenmiş. Yani Anayasamızda
yasama, yürütme, yargı, Sayıştay, Anayasanın...
BAŞKAN Bir daha böyle olursa grup adına
sizi konuşturalım Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bitiriyorum, özür...
...farklı kısım ve farklı
bölümlerinde düzenlendiği için...
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) En iyi bilen o
anlaşılan ki onu da konuşturmadılar.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Tanal.
Lütfen...
MAHMUT TANAL (İstanbul) ...birbiriyle hiçbir
bağlantısı yok.
Bilgilerinize arz olunur.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Komisyonun bir söz talebi var.
Komisyon buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
61.- Anayasa Komisyonu Sözcüsü Zekeriya Birkanın, 447
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı
maddesiyle ilgili Komisyon tarafından değerlendirme yapılarak
izlenilen yöntemin Anayasaya, İç Tüzüke ve teamüllere uygun
olduğuna karar verildiğine ilişkin açıklaması
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Sayın Başkanım, bu husus, Komisyonumuz
tarafından değerlendirilmiş, özellikle de yazılan ve
dağıtılan raporun 37nci sayfasında
ayrıntılı bir şekilde anlatılmış ve sonuç
olarak da Komisyonumuzun izlediği yöntem, Anayasaya, İç Tüzüke,
teamüllere uygundur. denilerek Komisyon aşamasında incelenmiş,
irdelenmiş ve ayrıntılı bir şekilde de 37nci sayfada
yazılmıştır. O anlamda da Komisyonumuzun görüşünde bir
değişiklik yoktur efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Şimdi,
Başkanım, torba kanunları bu Meclis yaşadı ama Anayasa
torbasını yaşamadı.
BAŞKAN Sayın Tanal, lütfen, böyle bir
usulümüz yok.
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesinin kanun yapım tekniğine
aykırı olması nedeniyle Komisyona iade edilemeyeceği
yönündeki tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
BAŞKAN - Meclis
Başkanlığına bir çerçeve maddeyle birden fazla maddede
değişiklik öngören maddeleri içeren kanun tasarı ve teklifleri
zaman zaman Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulabilmektedir ve bu sunulan
teklif ve tasarılara da daha önce çok şahitlik ettik ve hep birlikte
buralarda görüştük.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Anayasalar ivedilikle
görüşülemez ki.
BAŞKAN - Bir çerçeve madde içerisinde Anayasa da
bir kanun teklifi şeklinde giriyor, Anayasa değişiklik teklifi
şeklinde- birden fazla maddede değişiklik öngören bent ve
fıkraların bir kanunun farklı maddeleri arasında terim
birliği sağlamayı amaçlaması, bir kanuna ekli bir tablo,
cetvel veya tarifenin farklı bölümlerinde değişiklik öngörmesi,
aynı amaçla mevzuattaki bazı hükümlerin değiştirilmesi ve
yürürlükten kaldırılması durumlarında bu bent ve
fıkralar tek bir madde olarak işlem görmektedir. Geçmişte de
buna benzer çokça uygulamalar vardır.
Özetle, Anayasa değişikliğinin
16ncı maddesiyle getirilen değişikliklerle Anayasanın
farklı maddeleri arasında terim birliğini sağlamak ve
aynı amaçla mevzuattaki bazı hükümleri yürürlükten kaldırmak
amaçlandığından söz konusu maddenin tek bir madde
sayılabileceği, bu uygulamada İç Tüzüke ve teamüllere
aykırılık teşkil etmeyeceği kanaatimi Genel Kurulun
tutumuna sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama talebimiz var efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Oylamaya
Genel
Kurula sunmaz, belki Başkan oylamaya geçmeyecek, oylama yapmayacak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sunuyorum. dedi
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Belki ara
verecek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Genel Kurulun oylarına
sunuyorum
dedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hayır...
BAŞKAN Genel Kurulun tutumuna sundum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Oyuna
efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Görüşüne
sunuyorsunuz, anlaşıldı, tamam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yani, eğer ayrı
oylama yapmayacaksınız otururuz biz memnuniyetle, oylama
yapmayacaksınız otururuz.
BAŞKAN Sayın Tezcan, Sayın Özel,
Sayın Kayışoğlu, Sayın Tanal, Sayın Erkek,
Sayın Yalım, Sayın Şeker, Sayın Kayan, Sayın
Biçer, Sayın Yedekci, Sayın Demirtaş, Sayın Hürriyet,
Sayın Arık, Sayın Akın, Sayın Özdiş, Sayın
Durmaz, Sayın Tüm, Sayın Özdemir, Sayın Torun, Sayın
Zeybek.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yetersayısı vardır.
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının 447 sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesinin kanun yapım tekniğine
aykırı olması nedeniyle Komisyona iade edilemeyeceği
yönündeki tutumunun İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında (Devam)
BAŞKAN Tutumumu Genel Kurulun onayına
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, artık bitti bu iş. Bir daha usul
tartışması olmaz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tabii canım.
Arkadaşlar, tam bu dakikada dile getirilmesi ve
yapılması gereken bir tespit var. Hepiniz hak vereceksiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Biz gidelim, yarın
gelelim o zaman.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yarındayız Bülent
Bey sayenizde.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Öbür güne gelelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
bilindiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi 2 tane resmî Twitter
hesabı kullanmaktadır. Bu hesaplar Twitterın ana merkezince de
onaylanmış ve yaygın kullanım dilindeki ifadesiyle
checkli hesaplardır yani Twitter bu hesabı kullananın, o
kişinin ya da o kurumun yetkilileri olduğunu
onaylamıştır. Bu hesap TBMM Genel Kurulu ismindedir ve bu
hesabın 421.572 takipçisi vardır an itibarıyla. Bu hesapta, siz
bu maddenin görüşmelerine başlarken Cumhuriyet Halk Partisi
tarafından bu maddenin Anayasaya uygun şekilde düzenlenmediği,
bu yüzden bu maddenin görüşmelerine geçilemeyeceği
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Allah Allah!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
bu madde hakkında iade
işleminin yapılacağı ifade edilmiş, usul
tartışması konusunu tarafımızdan dile
getirilmediği bir anda iktidar partisi tarafından talep edilmiş,
usul tartışması tarafınızdan açılmış ve
usul tartışmasının başladığı
dakikalarda TBMM Genel Kurulu hesabından tüm kullanıcılara
16ncı maddenin görüşmelerine başlandı.
paylaşımı yapılmıştır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Zaten
başlandı, başlandı zaten.
BAŞKAN Ben başlarken 16ncı
maddenin görüşmelerine başlıyoruz. demedim mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır.
Sayın Başkan, dediyseniz de doğru
değil çünkü yapılan usul tartışmasında, bakın,
Genel Kurulun görüşünü aldınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Zaten 16ya
başlandı, sen farkında değilsin ya. Eğer sizin
dediğinize Başkan uysaydı 16nın Ası. diyecekti.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Neyi görüşüyoruz
şu an o zaman?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bravo! Bülent Beyle ilk kez
aynı fikirdeyiz. O zaman niye görüş aldık? diyor.
Eğer Genel Kurul deseydi ki
(Gürültüler)
Müsaade edin bitiriyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Görüşmeye
başladık diyorum 16yı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Genel Kurul deseydi ki,
şu ifadeyi kullansaydı: Sen bunu yapamazsın, usulün
yanlış. Ne yapacaktık?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 16/A
olacaktı. 16ncı maddeye başladı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır. 16ncı
maddenin
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bırak
gözünü seveyim, sen bilmiyorsun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Daha ciddi konular var
Sayın Başkan. Twitter meselesini
BAŞKAN Bir saniye, bir saniye
Sayın Özel, bakın, ben oturumu açarken
-ifadem burada- Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
58inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
16ncı maddeyi okutuyorum
dedikten sonra usul
tartışması açtınız. E, nedir? 16ncı maddeyi
görüşüyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O, arada Twittera
bakıyordu Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Okuttunuz mu?
BAŞKAN Okutuyorum. dedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Twitter hesabı nedir!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Okutmadınız.
BAŞKAN 16ncı maddenin
görüşmelerini açtım ve şu anda, açtığımız bu
usul tartışması da 16ncı madde üzerinden.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tabii, tabii.
BAŞKAN Ama 16ncı maddeye girdik.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şunu ifade ediyorum
Müsaade etmiyorsunuz ki Sayın Başkan, müsaade etmiyorsunuz, bitecek.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Müsaade ediyorum.
Buyurun.
Ama tamamlayın lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sağ olun.
Sayın Başkan, anlatmaya
çalıştığım tam da bu. Bakın, sizin ne karar
vereceğiniz belli değil, Genel Kurulun neyi takdir edeceği belli
değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, sanki hiç kanun görüşmesi yapmamış mı?
Sayın Tanal konuşsun, o daha iyi biliyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Eğer 16ncı maddenin
görüşmeleri uygun olmaz ve yapılacak işlemde talep
ettiğimiz gibi iade kararı çıksaydı o zaman, bu
atılmış olan tweet sizin açınızdan ihsasırey
mahiyetindedir.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Beğenmediyse rt
yapmaz Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bakın, söyleyeceğim
şu: Bu tweet atılırken bilginiz dâhilinde mi
atılıyor; yoksa, Nasılsa Başkan usul
tartışmasını reddeder. ya da Nasılsa çoğunluk
egemen olur ve maddeye geçilir. diye mi atılıyor?
BAŞKAN Sayın Özel, istirham ediyorum
Bakın, burada 16ncı maddeyi okutuyorum.
diyorum, 16ncı maddeye
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başlamadık.
BAŞKAN Ama 16ncı madde üzerinde usul
tartışması açılıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, böyle bir tartışma olmaz.
BAŞKAN Kusura bakmayın, bu
tartışmayı daha fazla sürdürmeyelim, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, siz
devam edin. Kararınız böyle, araya girilmez.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, 60ın birinci fıkrasını okuyun lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son, şunu söyleyeyim:
Sayın Başkan, örneğin, bir madde hakkında İç Tüzükün
verdiği haklar ne zaman doğuyor? Örneğin, yeni madde
ihdası
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 60/1i okuyun
Sayın Başkan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ya, Twitter mı
yönetecek burayı Sayın Başkan?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Özür dilerim de şunu
BAŞKAN Sayın Özel, bakın, bu
işi çok uzattık, ben sizi dinledim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Son cümlem.
BAŞKAN Buyurun, son cümlenizi söyleyin
lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Örneğin, yeni madde
ihdası yapıyoruz, Yeni madde ihdası talebi vardır.
deyince hak doğmuyor, okutuyorsunuz, söz talebinde bulunuyoruz. Madde
okutulmadan madde görüşmelerine geçilmiş sayılmaz.
BAŞKAN Sayın Özel, peki, biz bu usul
tartışmasını hangi madde üzerinde açtık? Hangi madde
üzerinde? Siz neye itiraz ettiniz? Neyin usulünü tartışıyoruz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Peki, cevap veriyorum
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, lütfen
Böyle bir şey olmaz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Görüşmek üzere
olduğunuz
BAŞKAN Sayın Özel, teşekkür
ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Görüşmek üzere
olduğunuz 16ncı maddenin görüşmelerine geçilmeden
atıldı.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, lütfen işleme devam eder misiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
beğenmiyorsa rt yapmasın.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Şimdi 16ncı maddeyi
okutuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi
başlıyorsunuz. Söyleyin, şimdi tweet atsınlar,
şimdi. Düzeltin.
BAŞKAN Peki.
MADDE 16 - 2709 sayılı Kanunun;
A) 8 inci maddesinde yer alan ve Bakanlar
Kurulu; 15 inci maddesinin birinci fıkrasında, 17 nci maddesinin
dördüncü fıkrasında ve 19 uncu maddesinin beşinci
fıkrasında yer alan , sıkıyönetim; 88 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan Bakanlar Kurulu ve, ikinci
fıkrasında yer alan tasarı ve; 93 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan , doğrudan doğruya veya Bakanlar
Kurulunun istemi üzerine,; 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı
işlemler ile Yüksek Askerî Şuranın kararları yargı
denetimi dışındadır. Ancak, ve altıncı
fıkrasında yer alan sıkıyönetim,; 148 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan , sıkıyönetim,
altıncı fıkrasında yer alan , Askerî Yargıtay, Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi ve Yüksek, yedinci fıkrasında yer alan
ile Jandarma Genel Komutanı; 153 üncü maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan tasarı veya; 154 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan Yüksek; 155 inci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen
kanun tasarıları, ve tüzük tasarılarını incelemek,,
üçüncü fıkrasında yer alan Yüksek ibareleri madde metinlerinden çıkarılmıştır.
B) 73 üncü maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan Bakanlar Kuruluna ibaresi
Cumhurbaşkanına; 78 inci maddesinin başlığı D.
Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler; 117 nci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan Bakanlar Kurulu ibaresi
Cumhurbaşkanı; 118 inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Başbakan
yardımcıları, ibaresi Cumhurbaşkanı
yardımcıları,, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları
ve Jandarma Genel Komutanından ibaresi Genelkurmay Başkanı,
Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri komutanlarından, üçüncü
fıkrasında yer alan Bakanlar Kuruluna ibaresi
Cumhurbaşkanına, Bakanlar Kurulunca ibaresi
Cumhurbaşkanınca, dördüncü fıkrasında yer alan
Başbakan ibaresi Cumhurbaşkanı yardımcıları,
beşinci fıkrasında yer alan Başbakanın ibaresi
Cumhurbaşkanı yardımcısının, altıncı
fıkrasında yer alan kanunla ibaresi
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle; 123 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan ancak kanunla veya kanunun açıkça
verdiği yetkiye dayanılarak ibaresi kanunla veya Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle; 124 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
Başbakanlık ibaresi Cumhurbaşkanı ve tüzüklerin
ibaresi Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin; 127 nci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan Bakanlar Kurulunun
ibaresi Cumhurbaşkanının; 131 inci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan ve Bakanlar Kurulunca ibaresi
tarafından; 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
Başbakanlığa ibaresi Cumhurbaşkanının
görevlendireceği bakana; 137 nci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan tüzük ibaresi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi;
148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan kanun hükmünde
kararnamelerin ibareleri Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin, altıncı fıkrasında yer alan Bakanlar
Kurulu üyelerini ibaresi Cumhurbaşkanı
yardımcılarını, bakanları,; 149 uncu maddesinin
birinci fıkrasında yer alan oniki ibaresi on; 150 nci maddesinde
yer alan kanun hükmündeki kararnamelerin ibaresi Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerinin ve iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile
Türkiye Büyük Millet Meclisi ibaresi Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla
üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve; 151 inci maddesi ile 153 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kanun hükmünde kararname ibareleri
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi; 152 nci maddesinin birinci
fıkrası ile 153 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
kanun hükmünde kararnamenin ibareleri Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinin; 158 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
adli, idari ve askeri ibaresi adli ve idari; 166 ncı maddesinin
dördüncü fıkrasında yer alan hükümete ibaresi
Cumhurbaşkanına; 167 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan Bakanlar Kuruluna ibaresi Cumhurbaşkanına şeklinde
değiştirilmiştir.
C) 89 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan geri gönderilen kanunu ibaresinden sonra gelmek
üzere üye tamsayısının salt çoğunluğuyla ve 117
nci maddesinin üçüncü fıkrasının başına
Cumhurbaşkanınca atanan ibareleri eklenmiştir.
Ç) 108 inci maddesinin birinci
fıkrasına inceleme, ibaresinden önce gelmek üzere idari
soruşturma, ibaresi eklenmiş; ikinci fıkrasında yer alan
Silahlı Kuvvetler ve ibaresi madde metninden
çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan üyeleri
ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki
kişiler arasından, ibaresi Başkan ve üyeleri, şeklinde
ve dördüncü fıkrasında yer alan kanunla ibaresi
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle şeklinde
değiştirilmiştir.
D) 146 ncı maddesinin birinci
fıkrasında yer alan onyedi ibaresi onbeş şeklinde
değiştirilmiş, üçüncü fıkrasında yer alan , bir üyeyi
Askerî Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ibaresi ile
dördüncü fıkrasında yer alan , Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek
İdare Mahkemesi ibareleri madde metninden
çıkarılmıştır.
E) 82 nci maddesinin ikinci
fıkrasının ikinci cümlesi, 96 ncı maddesinin ikinci
fıkrası, 117 nci maddesinin dördüncü ve beşinci
fıkraları, 127 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci
cümlesi, 150 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi ile
91, 99, 100, 102, 107, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 120, 121, 122, 145,
156, 157, 162, 163 ve 164 üncü maddeleri yürürlükten
kaldırılmıştır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Pek kısa bir
meramım var Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun efendim -Teşekkür
ediyorum nezaketiniz için- 60a göre söz veriyorum bir dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
62.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, bütün
milletvekillerinin, oturumu yöneten Meclis Başkan Vekillerinin uygulama
birliği içinde olmamalarıyla ilgili bir
rahatsızlığı olduğuna ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkanım, bundan sonra
çalışmaların da hızlı yol alması
bakımından...
Şimdi, Genel Kurulda, iktidar partisi dâhil
bizim, bütün milletvekillerinin oturumu yöneten Meclis başkan vekillerinin
uygulama birliği içinde olmamalarıyla ilgili bir
rahatsızlığımız var. Zira, 17nci maddede, bundan
sonraki 17nci maddede de benzer bir sıkıntı yaşanacak gibi
görülüyor. Sizin bu 16ncı maddede açılan usul
tartışmasındaki tutumunuz diğer grup başkan
vekillerinden farklı.
BAŞKAN Meclis başkan vekillerinden...
ENGİN ALTAY (İstanbul) Pardon, özür
dilerim.
Diğer Meclis başkan vekillerinin tutumu
ile sizinki farklı, bunu ben anlayamıyorum. Yani, ya siz çok iyi
biliyorsunuz, diğerleri bilmiyor ya diğerleri
BAŞKAN Estağfurullah, bütün Meclis
başkan vekilleri de çok iyi bilir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ama niye tutum
farklı? Değil de ben mi öyle görüyorum?
Tutumunuzdaki bu farklılığı
Allah var, bütün partili milletvekilleri konuşuyoruz, Meclis başkan
vekillerinin uygulama birliği
Ben, bunu yeni söylemiyorum, ben, bunu
açın bakın, beş sene önce de bu Mecliste söyledim. Bu Meclis
başkan vekillerinin uygulama birliğini sağlamaması yüzünden
Meclisin zamanı boşa geçiyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Altay, teşekkür
ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ama, bu konuda
yani
Diğer başkan vekilleriyle tutumunuz aynı mı?
BAŞKAN Siz bitirin ben söyleyeceğim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, sorum bu.
Oturumu yöneten diğer Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan
vekilleriyle bu kabîl uygulamalarda sizin tutumunuz aynı mı,
değil mi; bunu merak ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın grup başkan vekillerinin
tutumları birbirinden farklılık arz ediyor, ben de onu görüyorum
buradan aynı şekilde.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan
Başkanım
BAŞKAN Şimdi, Sayın Altay, hepimiz
mümkün mertebe bu İç Tüzüke bağlı olarak hareket etmek
durumundayız. Birtakım ihtilaflı konulara ilişkin olarak da
aramızda bir mutabakat metni var, bunu da uygulamaya
çalışıyoruz, bazen
Aslında, bunu uygularsak size bu kadar
söz vermememiz lazım, çok net söylüyorum. Bunu bu açıdan biraz
aşıyoruz, kendi aleyhimize, sizin lehinize bunu yapıyoruz; bunu
çok net söylüyorum, siz de biliyorsunuz. Kaldı ki işte bu tutum birliğini
oluşturmak açısından dikkat ederseniz Genel Kurulun da
rızasını arıyoruz bazı durumlarda çünkü ihtilaflı
konular var; doğru, haklısınız. Ama, hiçbir Meclis
başkan vekilimiz İç Tüzükü aşarak başka bir yola tevessül
etmez bizler de dâhil olmak üzere, hepsi de bu noktada gerçekten konusunda
yetkin olan arkadaşlarımız. Biz de bunu yapmaya
çalışıyoruz. Zaman zaman
çatıştığımız anlar olabilir,
tartıştığımız anlar olabilir ama bizim
muradımız bu Parlamentoyu verimli bir şekilde
çalıştırmak
ENGİN ALTAY (İstanbul) O ayrı.
BAŞKAN
hep birlikte
çalıştırmak, bu İç Tüzükü aşmadan, İç Tüzükün
size vermiş olduğu yetkileri de mümkün mertebe sizin lehinize
kullanmak ama bunun sizler tarafından da istismar edilmemesini de
sağlamak. Dolayısıyla, böyle bir ihtilaf olduğunu ben çok
düşünmüyorum, bütün arkadaşlarımız da aşağı
yukarı benzer uygulamalarda bulunmaya çalışıyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aynı yani
BAŞKAN Farklı uygulamalarımız
zaman zaman olabilir İç Tüzükün elverdiği ölçülerde.
Ben tekrar hassasiyetiniz için teşekkür
ediyorum. Burada, Meclis Başkan Vekili, grup başkan vekilleri hep
birlikte bu işi yöneteceğiz.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan
Sayın Başkan
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu adına ilk söz, Iğdır Milletvekili Mehmet Emin
Adıyamana aittir.
Buyurun Sayın Adıyaman. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET EMİN ADIYAMAN
(Iğdır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesi hakkında
grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, öncelikle Anayasa gibi
önemli bir teklifi görüşürken Anayasada aranan iki önemli husus var.
Çağdaş anayasalarda esasında toplumsal konsensüs aranır;
birincisi bu. İkincisi ise, anayasa hazırlama sürecinde halkın
iradesinin tam olarak Meclise yansıması gerekir. Oysa şu anda
16ncı maddesini görüşmekte olduğumuz teklifte -geldiğimiz
son 2 maddesinde- bugüne kadar bu Meclisin iradesi tam olarak teşekkül
etmemiştir. Bu Meclisin iradesi sakattır, topaldır bu Meclis
çünkü bu Meclisin üyesi olan ve öncelikle bütün Türkiye'nin milletvekili olan
ama esasında da kendi yörelerinden aday olup seçilen 2 eş
başkanımız dâhil 11 milletvekilimiz bu Mecliste
bulunmamaktadır. Dolayısıyla, bu Meclisin 550 milletvekillinden
teşekkül etmesi gereken Türkiye halkının tüm iradesi bu Mecliste
maalesef teşekkül etmemektedir. Bu anlamda Meclisin iradesi hukuken de
vicdanen de eksik ve sakattır.
Değerli milletvekilleri, toplumsal konsensüsle
hazırlanması gereken anayasalar, aslında
çağımızın gereklerine de uygun, demokratik, özgürlükçü,
eşitlikçi ve kuvvetler ayrılığını esas alan
değişiklik olması gerekiyor. 1982 Anayasasının tüm
esasları, ruhu ve felsefesi yerli yerinde dururken Anayasanın sadece
yönetim şekline ilişkin maddelerini değiştirmekle, yönetim
şeklini değiştirmekle, biz, 82 darbe anayasasını
demokratik, meşru, özgürlükçü bir anayasa olarak ifade edemeyiz. Esasen
değişen tek şey yönetim biçimi. Yönetim biçimi olarak da
maalesef, demokratik, çağdaş yöntemler olan halkın farklı
kesimlerinin, farklı inançların, farklı etnik
yapıların karar süreçlerinde, temsiliyet süreçlerinde yer
almadığı, iradenin ve yetkinin tek elde toplandığı
bir yönetim biçimini inşa ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu Meclisi kuran ve bu
ülkeyi kuran 1921 Anayasası tekçi, tek mezhep, tek etnik esas üzerinden
kurulmadı. O Meclis hem Kurtuluş Savaşını veren
Meclistir hem bu devleti kuran bir Meclistir. O Meclisin esası,
ademimerkeziyetçiliğe yani demokratik bir anayasa ama aynı zamanda bu
ülkede doksan yıldır çatışmaların ve bu ülkenin kronik
sorunu hâline gelen Kürt sorununun da çözümünü öneren bir anayasaydı. Ama
o Anayasa, maalesef 1924 Anayasasıyla mevzuattan
kaldırılınca 24 Anayasasının sonucu olarak,
bildiğiniz gibi Şeyh Sait, Ağrı, Dersim
başkaldırıları; 1960 Anayasası, 49lar olayı, 483
Kürt kanaat önderinin Sivasa sürgünü, Türkiye İşçi Partisinin
kapatılması ve 1970li yıllarda gördüğümüz süreci
yaşattı. 1980 Anayasasının yine tekçi ve inkârcı anlayışı
kırk yıldır Türkiyede savaş hâlini yaşatan PKK ve
ülkedeki antidemokratik süreçleri yaşattı. Bu tekçi anlayış
sadece bunu yaşatmadı hem Kürtlere hem Türklere hem diğer halklara
büyük acılar yaşattı. Dolayısıyla, değerli
arkadaşlar, bu son bir buçuk yıl içinde
yaşadığımız Cizre, Silopi, Şırnak,
İdil, Nusaybin şehir yıkımları da 1982
Anayasasının bu tekçi, inkârcı zihniyetinin ürünüdür. Kürt
sorununun doksan yıllık problemini -aslında bizim
açımızdan tarihsel bir fırsat- çözebiliriz.
Değerli arkadaşlar, bir anayasa
değişikliği yapıyoruz. Doksan yıldır kronik sorun
hâline gelen Kürt sorunu, Alevi sorunu gibi ülkemizin temel sorunları
açısından bizim için tarihî bir fırsattır. Eğer biz bu
tarihî fırsatı demokratik, çağdaş, çoğulcu bir
anayasayla çözemezsek doksan yıldır tekçi anlayış üzerinden
sürekli bir biçimde problem üreten anayasalarla birlikte bu yeni anayasal
düzenleme de belki bir doksan yıl daha, daha derin, daha çetin problemler
üretecektir. Bu anlayış, bu inkârcı politika sadece ülke içinde
çatışma, ayrıştırma üretmiyor ama aynı zamanda,
dış politikada da Türkiyenin tıkanmasına, manevra
alanlarının daralmasına, son dört yıl içinde Suriye ve
Iraka ilişkin politikalarda görüldüğü üzere salt Kürt fobisi
üzerinden dış politikanın yürütülmeye çalışılması
siyaset alanının da, dış siyaset alanının da
daralmasına yol açmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu anayasa bu
Meclisten çoğunlukla geçse bile ve yine referandumda yüzde 50den fazla
bir oy alsa bile bu anayasa, demokratik bir anayasa olmayacaktır, bu
anayasa olsa olsa çoğunluğun azınlık üzerindeki tahakküm
anayasası olacaktır; zira her çoğunluğa dayanan anayasa
demokratik, meşru ve özgürlükçü değildir. Dolayısıyla,
çoğunluğa dayalı bir kabul gerçekleşse bile
azınlığın çoğunluktan talepleri, çoğunluğun
sürekli bir biçimde iktidarı devam ettirmesi, ülkede ancak darbeler
sürecini, ancak çatışmalar sürecini, ancak kutuplaşmaların
daha derinleşmesine neden olacak süreçleri yaratır.
Değerli milletvekilleri, belki hâlâ
fırsatımız vardır, hâlâ zamanımız vardır.
Tıpkı bize benzer, bizimle benzer ülkeler demokratik,
çağdaş anayasalarla bu tür inançsal ve etnik sorunlarını
nasıl çözmüşlerse bizim de sorunlarımızı
çağdaş bir anayasayla
Yetkilerin tek elde değil, yetkilerin
yerelle paylaşıldığı, yetkilerin halkla
paylaşıldığı, demokratik, çoğulcu bir
anayasayı yapma şansımız hâlâ vardır. Eğer biz bu
şansı kaçırırsak tarih karşısında ve gelecek
nesiller karşısında bizim sorumluluklarımız,
vereceğimiz hesap çok derin olur.
Bakın, gelişmiş tüm ülkeler
sorunlarını kendi anayasalarıyla çözmüşler.
Anayasaları demokratik mi değil mi bir yana ama en azından inanç
ve etnik temele dayalı sorunlarını çözebilmişler.
Çarlık Rusyası, bildiğiniz gibi halklar hapishanesiydi; Sovyet
Devriminden sonra halkların kendi kaderlerini birlik içinde tayin etme
hakkı ve daha sonra Rus Federasyonuyla birlikte federal sistemle sorununu
çözebilmiş ve bugün dünyanın ileri ülkelerinden biri.
Amerika Birleşik Devletleri, İngiliz etnik
unsuruna dayalı Amerikan ulusunu yaratmamıştır. İngilizler,
İspanyollar, Fransızlar, Portekizlilerden oluşan, Amerikan
coğrafyasına dayanan bir ulus kavramını yaratmış
ve bugün dünyanın süper gücü ama bir de aksi var. Saddam örneği,
Beşar Esad örneği vardır. Baas milliyetçiliğinin hem mezhep
temelindeki inkârı hem etnik temeldeki inkârı hem Irakı
parçaladı hem Suriyeyi beş yıllık savaşa
sürüklemiştir. Bütün bu deneyimleri göz önünde bulundurarak bizim de hâlâ
fırsat kaçmadan bu Anayasa taslağını geri çekip konsensüsle
demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa yapma
şansımız vardır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Adıyaman.
Sayın Hamzaçebi, yeni fark ettim, az önce fark
ettim, sisteme girmişsiniz.
Buyurun, size söz veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
63.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sizlerin de bildiği gibi, Meclis başkan vekilleri
görüşülmekte olan tasarıyla ilgili olarak herhangi bir
tartışmaya katılamazlar, görüş de açıklayamazlar. Bunu
söz almamın gerekçesini ifade etmek için söylüyorum.
Biraz önce Sayın Başkan, görüşülmekte
olan teklifin 16ncı maddesiyle ilgili bir açıklama yaptı.
Şüphesiz ki Sayın Başkan, birleşimi yöneten Meclis
başkan vekilleri teknik açıklamaları yaparken Divanda bulunan
Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı personelinin kendilerine
vermiş olduğu bilgiden yararlanırlar ve çok acil anlarda bir
inceleme imkânı da bulunamaz ve bu bilgi Genel Kurula sunulur. Ancak,
sanıyorum, Sayın Başkana sunulan bilgi yeterli değil.
Şöyle ki Sayın Başkan, doğru bir açıklama yaptı.
Şöyle bir açıklama var Sayın Başkanın
açıklamasında, tutanaklardan aldım bunu: Bir çerçeve madde
içerisinde birden fazla maddede değişiklik öngören bent ve
fıkraların bir kanunun farklı maddeleri arasında terim
birliği sağlamayı amaçlaması, bir kanuna ekli bir tablo, cetvel
veya tarifenin farklı bölümlerinde değişiklik öngörmesi,
aynı amaçla mevzuattaki bazı hükümlerin değiştirilmesi ve
yürürlükten kaldırılması durumlarında bu bent ve
fıkralar tek bir madde olarak işlem görmektedir. Bu açıklama
son derece doğru bir açıklamadır. Ancak söz konusu 16ncı
maddenin (A) fıkrası ile (B) fıkrasından bir örnek vermek
istiyorum. (A) fıkrasında Anayasanın 148inci maddesinde yer
alan sıkıyönetim, Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare
Mahkemeleri yürürlükten kaldırılırken Anayasanın yine
148inci maddesinde, (B) fıkrasında, bundan daha farklı bir
değişiklik yapılmaktadır. (B) fıkrasındaki
değişiklik de 148inci maddede yer alan kanun hükmünde
kararnamelerin ibaresinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
olarak değiştirilmesi yönündedir. Teklifi hazırlayanlar da
148inci maddedeki bu değişikliklerin mahiyet farkı
olduğunu gözeterek birisini (A) fıkrasına koymuş, birisini
(B) fıkrasına koymuş. (B) fıkrasındaki değişiklik
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine yasa gücü
kazandırmaya yöneliktir, mahiyet olarak (A)dan farklıdır. Yani
Sayın Başkan, bu açıklamadaki duruma bu uymamaktadır. Bunu
şu amaçla açıklıyorum: Bütün Meclis başkan vekillerinin
uygulaması aynı yöndedir gibi bir açıklamanız oldu
-sanıyorum, yeterli bir bilgi ulaşmadı Sayın Meclis
Başkan Vekilimize- farklı uygulamalar son derece fazladır.
Teşekkür ediyorum, bilgilerinize sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, İç Tüzük içerisinde kalmak kaydıyla
farklı uygulamaların da zaman zaman olabildiğini söyledim.
Sayın milletvekilleri, bir de Sayın
Bekaroğluna söz vereceğimi ifade etmiştim 60a göre.
Buyurun Sayın Bekaroğlu.
64.- İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun,
Genel Kurul çalışmalarının bu kadar uzun süre devam
ettirilmesinin insanın bedensel, ruhsal ve zihinsel kapasitesine
aykırı olduğuna ilişkin açıklaması
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, bir hekim ve psikiyatri uzmanı olarak konuşuyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bir hekim ve psikiyatri
uzmanı olarak konuşamazsın, burada milletvekili olarak
konuşursun; yazın tutanaklara.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Bu
yaptığımız iş, şu andaki
çalışmamız insan tabiatına, insanın bedensel, ruhsal,
zihinsel kapasitesine aykırıdır. Üç şekilde ciddi sakınca
var. Bir, arkadaşlarımızın bedensel
sağlığı; iki, ruhsal sağlığı. Nitekim
gerginlikler ve kavgalar oluyor. Ben burada, daha evvel, böyle bir durumda bir
arkadaşımızın, Allah rahmet eylesin, Urfa Milletvekili
Şıhanlıoğlunun enfarktüsten öldüğünü biliyorum.
Üçüncüsü de, yaptığımız
işin sıhhati açısından ciddi bir şekilde sakıncalıdır.
Bu yaptığınızdan sorumlusunuz, herhangi bir durumda siz
sorumlusunuz Sayın Başkanım. Bu bir zülümdür. Şu andaki
çalışmaları kapatın, bunu derhâl durdurun. On dört saat bir
insan çalışamaz Sayın Başkanım, böyle bir şey
yok. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bekaroğlu.
Bizim yapabileceğimiz bir durum söz konusu
değil. Daha önce Genel Kurulun aldığı karar üzerine
çalışma süreleri ayarlanmış ve biz de bu süreye riayet
etmek zorundayız.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İzmir Milletvekili Sayın Zekeriya Temizel.
Buyurun Sayın Temizel. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ZEKERİYA TEMİZEL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
üzerinde konuşacağım sıra sayısı 447 olan Kanun
Teklifinin 16ncı maddesini biraz önce Divan kâtibi
arkadaşımız okudu. Tam dokuz dakika sürdü. Maddenin
okunması dokuz dakikaydı ve ben burada dokuz dakikada okunan bu
maddenin üzerinde on dakikada her fıkra için tek tek eleştirilerimi
ya da katkılarımı sunacağım. Burada bir mantık
yoktur. Burada kanun görüşmesi yapıyoruz demek, hele Anayasa
görüşmesi yapıyoruz demek tam bir aldatmacadır. Bunların
hepsi tutanaklara geçiyor. Tarihe not düşüyorsunuz. Bu kadar kargacık
burgacık, bu kadar kötü bir notu düşmek bize hiçbir yarar
sağlamayacak.
Değerli arkadaşlar -Sayın Başkan
da biraz önce belirtti- kanunların görüşülmesi ile Anayasa
değişikliklerinin görüşülmesi kesin olarak aynı nitelikte
değildir. 148inci madde bunu net olarak söylüyor. Bir tanesinde sadece
son oylamanın yani kanunların görüşülmesinde son oylamanın
çoğunlukla yapılıp yapılmadığına, Anayasa
değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna, bir de
ivedilik kararına -burada söz konusu değil- uyulup
uyulmadığına bakılıyor. Anayasa Mahkemesinin
şekil yönünden denetimi bunlarla
sınırlandırılmış gözüküyor. Peki, ikisinin
arasında ne fark var? İkisinin arasında mutlaka bir fark var
çünkü özel olarak söylemiş.
Bu Meclis oylama
çoğunluğu kavramını ne yazık ki doğru dürüst
kullanmadı, daha doğrusu şimdiye kadar tartışma
gereği de olmadı. Bu Mecliste 1982 Anayasası üzerinde,
bildiğim kadarıyla, 18 defa yasa değişikliği
yapıldı, 18 defa değişik maddeleri değiştirildi.
Her maddesi de, ibare çıkarılması ve ibare eklenmesi gibi bazen
tek kelime bazen üç kelime, kesinlikle bir madde olarak görüşüldü.
İşte, Anayasanın 148inci maddesindeki bu oylama
çoğunluğu kavramı bunu ifade ediyor. Anayasadan
çıkarılan her kelime gerçek anlamıyla bir uygulamayı
değiştiriyor. Burada kanun yerine, kanun hükmündeki kararname
demek sıradan iki kelimenin değişmesi demek değildir.
Kanun yerine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ikame
edilmiştir. Hayır, kanun devam ediyor. Eğer kanun yerine
tamamen kararname ikame edildiyse zaten bu Meclis bitti, yok böyle bir
şey. Bu Meclisin kanun yapma yetkisini yani hâkimiyetin millete ait
olması olgusunu bu iki ibarenin değişikliği şeklinde
algılarsanız ortadan kaldırırsınız. Burada çok
büyük bir hata yapıyorsunuz. Böyle bir olay yok. Her madde teker teker,
hatta kaldırılan madde bile, Acaba onun içerisinde
atladığımız ve kaldırıldığı için
başka maddelere yeteri kadar yansıtılamamış herhangi
bir uygulama var mı? diye burada ayrıca incelenmek zorundadır.
Bunun başka bir çaresi yoktur değerli arkadaşlar.
Bir madde getiriyorsunuz, 6 tane fıkra, 60 tane
madde. Peki, değerli arkadaşlar, bu kanunun 1, 2 ve 3üncü
maddelerinde de teker kelimeyle ifade değişikliği
yapıyorsunuz, tek kelimeyle ibare değişikliği var, tek
kelimeyle ibare değişikliği var, maddeleri açıp bakın.
Bu üçü madde olarak görüşüldü. Tek kelime ibare değişikliği
olan bu kanunun 1inci, 2nci maddesi veyi kelime olarak saymıyorum-
kesin olarak ayrı madde olarak görüşüldü. Onun yerine içeriğini
olduğu gibi değiştirdiğiniz, Devlet Denetleme Kurulunun
işlevini değiştirip de askerlerle, orduyla ilgili olarak
hiyerarşik denetim yapma yetkisine de yine aynı şekilde ibare
değişikliği dediniz. Burada bu kadar önemli bir
değişiklik varsa bunu ortadan kaldıramazsınız.
Tüzük: Anayasadaki tüzük kavramını
kaldırdınız, kaldırılan maddeler içerisinde. Nereye
konuldu, neye ikame edildi ve niye kaldırıldı? Değerli
arkadaşlar, tüzük niye kaldırıldı? Kanunlar
hiyerarşisi içerisinde kanunlardan sonra özellikle yönetmeliklere baz
teşkil eden çok önemli bir dayanaktı. Özellikle
Danıştayın da görüşü alınmak suretiyle kanunlar
nedeniyle idarede bir kaosun ortaya çıkmasını önleyen bir
uygulamaydı. Kaldırılabilir, kaldırılamaz demiyorum
ama bu Şu madde kaldırılmıştır. diye bir torbanın
içerisine atılarak kaldırılmaz. Attınız torbanın
içerisine, tüzüğü kaldırdınız, olayınız bitti; bu
olmaz, bu gerçekten olmaz. Eğer Anayasa Mahkemesi Ben sadece şekil
açısından incelerim. diye kalkıp da bu olguyu bile atlar ise bu
ülkede bir Anaysa Mahkemesi de yok demektir. Böyle bir şey olmaz. Anayasa
Mahkemesi yasaları 148e göre şekil yönünden incelemek üzere kendi
yetkilerini sınırlandırmış, yasayla
sınırlandırılmış tabii ki. Sadece diyor ki:
Oylama çoğunluğuna bakarım. İyi, oylama
çoğunluğu varsa, her madde teker teker oylanıyorsa, bunu kabul
ederim. diyor. Ama değerli arkadaşlar, bir de bu kanunla ilgili
olarak bütün bir gün boyunca, hatta günlerdir, neredeyse on altı günden
beri tartıştığımız başka bir olay daha var.
Bu Anayasanın değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek maddeleri
var. Bu maddelerin -yani cumhuriyet kavramının içi boş bir
kavram, bir çerçeve olmadığı gibi her birisinin içi dolu- siz bu
maddelerin, burada değiştirilmeyecek olan maddelerin başka
maddelerde içini boşaltırsanız burada Anayasanın
değiştirilmeyecek maddelerine dokunmuş olursunuz. Peki, bu
durumda ne olur? Bunlar değiştirilemez. Ee, değiştirdik
kardeşim, değiştirdik. Bu yetkiyi kullanamazsın. Kullanıyorum
kardeşim. Bu, hukuk değildir. Anayasanın değiştirilemez
maddeleriyle ilgili olarak herhangi bir şekilde bir beyanda
bulunulması hâli de veya bir düzenleme yapılması hâli de yok
hükmündedir, yoktur yani, öyle bir şey yapılmamıştır.
Yok hükmünde olacak kanun tasarısı bu Meclise geldiği zaman
bunun ilk çarpacağı duvar Meclis
Başkanlığıdır. Meclis Başkanlığı
buna bakar, inceler Hayır, bu Anayasanın şu maddelerini
tartışmaya açıyor. Böyle bir olay olmaz. der, iade eder. O
duvarı geçti. Komisyona gelir. Komisyonda yapılan
tartışmalarda bunların dikkate alınmaması söz konusu
olmaz. Normal kanunların görüşmelerinde bile Anayasaya
aykırılık iddiasında bulunulduğu anda komisyon
başkanı o iddiayı incelemek zorundadır.
Başka, Anayasaya
aykırılıkların ötesinde, bar bar
bağırılıyor, 60 maddeyi tek bir maddenin içerisinde
değiştiremezsiniz. Şurada her bir maddenin hangi
değişiklikleri yaptığı ve bunun Meclisin bilgisinde
olup olmadığı konusunu gerçekten merak ediyorum. Keşke
şurada bir saatlik bir zaman olsa da teker teker her birisini anlatsak,
Değerli arkadaşlar, siz bunu değiştirdiniz ya, bunun
farkında mıyız biz? Biz, bunun değiştirilmesine bir
anlam veremedik, siz bir anlam verebiliyor muydunuz acaba? dememiz gerekiyor.
Biz, bir taraftan idarenin bütün yetkilerini bir kişinin elinde toplarken
aynı zamanda ona bir de yasama yetkisi verdik, verdik, hangi maddelerde
verdiğimiz de kesin olarak belirli. Sonra, kendisini yargılayacak
olan mahkemelere üye atama yetkisini de verdik. Böylece cumhuriyetin
sacayağının 3ünü de kırdık, bu olay bitti. Peki, bu
koşullar altında bu kanun yok hükmünde değil de nedir? Yok
hükmündeki olay nasıl algılanır? Yani, Anayasa Mahkemesi kazara
derse ki -asla dememesi gerekiyor- Yok kardeşim, ben yok hükmüne mok
hükmüne bakmam. Benim bakacağım bir tek şey vardır, o da
oylama çoğunluğudur. Bu kanunda var o, onun için iptal ederim ama
diğerlerine hiç karışmam. Böyle bir şey olur mu
değerli arkadaşlar? Böyle bir şey dediğini varsayın,
Anayasa'nın dokunulmaz maddelerine dokunulmuş, değiştirilmiş
ama Anayasa Mahkemesi diyor ki Ben yok hükmündeki olaylarla ilgili bir yetkiye
sahip değilim arkadaş, buna dokunamam. Peki, kim dokunacak? Bir
emrivakiyle karşı karşıyasınız, olayı
değiştiriyorsunuz, bitiyor zaten. Kuvvetler ayrılığı
ilkesinin temeli olan birimlerin başındaki insanlara kendi yetkilerini
artırma yetkisi veriyorsunuz. Kanun yapma yetkimiz elimizden gidiyor. O
nedenle, bu, Anayasa'ya aykırılığı belki de yok hükmü
nedeniyle tartışmaya bile gerek kalmayan bir tekliftir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen bir dakikada.
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
O nedenle, bu görüştüğümüz teklif, yok
hükmü nedeniyle tartışmaya bile değer olmayan bir tekliftir. Er
geç geri dönecek, gelecek. İnşallah uygulama olanağı bulmaz
ama kazara uygulamaya kalkarsa da eğer yaratacağı kaosun
altından bundan sonra on yıl boyunca hiçbir idarenin kalkması da
mümkün olmaz.
Değerli arkadaşlar, burada ben
konuşmamın tek bir sayfasını bile açmadan on dakikamı
tamamladım. Hâlbuki sizlere çok net bir şekilde hangi maddelerde
hangi değişiklikleri yaparak neler
yaptığımızı, nelere izin verdiğimizi anlatmak
istiyordum, anlatamadım ve o maddeler gene görüşülmeden, gene
konuşulmadan gene oylanacak.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Temizel.
Şahıslar adına ilk söz İstanbul
Milletvekili Mehmet Ali Pulcuya aittir.
Buyurun Sayın Pulcu. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ PULCU (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa değişiklik teklifinin
16ncı maddesi hakkında şahsım adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu turlar 20 Aralıkta başladı. Ben
Anayasa Komisyonunun bir üyesi değilim fakat Ankarada olduğum süre
içinde Komisyonun toplantılarına sıkça katıldım.
Huzurlarınızda Bülent Tezcan Beyefendiye teşekkür etmek isterim
20 Aralık günü için. Uzunca bir sunum yaptı fakat son derece nazik,
son derece dikkatli bir üslupla ve yanlış anlaşılması
muhtemel yerlerde dikkat çekerek Dikkatinizi çekerim, yaralamak için
söylemiyorum, şahsı hedef almıyorum. diye çok dikkatli bir
üslup kullandı. Ben de bu çalışmaların bu seviyede giderse
çok faydalı olacağına ilişkin bir kanaate sahip oldum,
fakat bunu devam ettiremedik maalesef. Baki kalan bu kubbede hoş bir seda
olacak mı? derseniz bu tartışmalarla, aklımızda kalan
-söylemekten hicap ediyorum ama- kürsü yıkmak, bacak ısırmak ve
burun kırmak
(CHP sıralarından gürültüler)
ÖZKAN YALIM (Uşak) Yok öyle bir şey, yok
bacak ısırmak.
MUHARREM İNCE (Yalova) Yalan söylüyorsun!
CEYHUN İRGİL (Bursa) Yalan söylemek de
yanlış.
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Görüntülere
baktığımız zaman üzücü bu hepimize ilişkin bir mesele
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Isırılanı veterinere götürüp kontrol ettirelim. Veterinere
götürelim veterinere. Gelsin bakalım ısırma var mı?
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Sayın
milletvekilleri, evet, bu üslubumuzu
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Veterinere götürelim.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN
(Şanlıurfa) Sen mi ısırdın?
BAŞKAN Sayın Yarkadaş, lütfen
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Arkadaşlar
BAŞKAN Siz Genel Kurula hitap edin Sayın
Pulcu.
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Maalesef,
sözlerimi şöyle tamamlayayım
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Baytara
götürelim, baytara.
KEMALETTİN YILMAZTEKİN
(Şanlıurfa) Sen mi ısırdın?
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Einsteina
diyorlar ki: Efendim, çok uzun konuşuyorsunuz, bu formüllerden
anlamıyoruz, bize meramınızı anlayacağımız
şekilde, kısaca ifade eder misiniz? Einstein talebin çok uygun
olmadığını bilmesine rağmen bir şey demek zorunda,
diyor ki: Bir şeyler kımıldıyor.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Okudun mu, duydun mu?
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) CHPnin içinde
kımıldayan, benim anlamlandıramadığım öyle tuhaf
bir şey var ki arkadaşlar, maalesef, bu ortaya
çıktığı zaman bu gök kubbe altında hoş bir seda
bırakmıyorsunuz. Necdet Ünüvar Hocamız dedi ki: Ben diş
hekimiyim, kafa atılan çok burun tedavi ettim, çok diş tedavi ettim.
Bunların acısı geçiyor ama milletin kalp kırıklığı
geçmiyor. Necdet Hoca dedi ki: Milletin kalbini öyle bir
kırdınız ki yetmiş senedir iktidar olamıyorsunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Cumhuriyet Halk
Partisi hep iktidar
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Vaktimiz çok
kıymetli. Bir buçuk dakika sürem var fakat fuzuli uzatmalarla
karşı karşıya kaldığımız için süreyi
hızlandırmak adına bu bir buçuk dakikayı
kullanmıyorum.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir)
Kıbrısı kim aldı, Kıbrısı kim?
MEHMET ALİ PULCU (Devamla) Neticede teklif
işin esas sahibine, millete gidecek, millet karar verecek. Milletin
verdiği karar başımız üstünedir.
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel. (AK
PARTİ ve CHP sıraları arasında
karşılıklı laf atmalar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aslında
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Hepimize hakaret
etti, konuşmadı ki.
BAŞKAN Bir saniye sayın milletvekilleri,
Sayın Grup Başkan Vekilinizi dinliyorum, Sayın Özeli
dinliyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Kim iktidar
olamadı, kim?
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Oldunuz
mu iktidar?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Olduk tabii.
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Nerede
oldunuz?
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) 1974, 1977
HİLMİ BİLGİN (Sivas) Sen yeni
doğmuştun o zaman.
BAŞKAN Sayın Özkan
Sayın milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Özel, ben dinledim, siz buyurun,
iki dakika size
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Hüsnü Bozkurt
BAŞKAN Sayın Bozkurta sataşmadan
dolayı söz veriyorum, ben dinledim, siz yoktunuz.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
13.- Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurtun,
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Pulcunun 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesi üzerinde
şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım
(AK PARTİ ve CHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar,
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bakın,
sözcünüzü kürsüye çağırdım, hatip konuşuyor.
Sayın Bozkurt, buyurun.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bir
kulak burun boğaz uzmanı, kırk üç yıllık bir hekim
olarak, ayağının ısırıldığını
iddia eden arkadaşımızın fotoğrafını inceledim.
Çok samimi söylüyorum, bakınız, bir şeyi arz etmeme izin verin;
ısırık da olsa, sıyrık da olsa epitelizasyon başlamış
bir yaranın kırk sekiz saat önceden olması şarttır.
Dolayısıyla o fotoğraftaki bacak hangi vatandaşınsa o
yara buradaki olaydan en az kırk sekiz saat önce olmuştur, samimi
söylüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Fotoğraftan anlayamazsın
hocam, epitelizasyonu nasıl anlayacaksın?
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) İzin verir
misiniz?
Bakın, sevgili arkadaşlar...
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ben genel cerrahi
uzmanıyım, böyle bir şey olmaz, anlayamazsınız böyle
bir şeyi.
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Ama buraya ben polemik
için çıkmadım, istirham ederim.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Polemik
yapıyorsunuz ama bu polemik, başka bir şey değil.
BAŞKAN Meramını anlatıyor,
katılırsınız, katılmazsınız. Lütfen arkadaşlar
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Beyefendi,
fotoğraftaki yaranın üzerinde kabuk var.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hiç kabuk falan
değil, kırmızı
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Kabuk dediğiniz
epitelizasyondur. Epitelizasyonun olabilmesi için
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kesinlikle
epitelizasyon yok orada.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Beyefendi, oradaki
kabuğun oluşabilmesi için belli bir zaman gerekir.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kabuk yok ki olsun.
diyorum ben de size.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Kim demiş?
Açın, fotoğrafa bakın.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Yok öyle bir şey,
çarpıtıyorsun, yalan söylüyorsun.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) Neyse, sevgili
arkadaşlar, bir başka şeyi daha söyleyeyim izin verirseniz.
ALİM TUNÇ (Uşak) Biz gözümüzle gördük,
gözümüzle gördük, sen fotoğraftan görmüşsün.
MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Devamla) O
kalabalığın içinde, hepimiz buradaydık. O
kalabalığın içinde yerde sürünerek pantolon üzerinden bir
ayağı, bir bacağı, bir tibiayı ısırabilmek
hiçbir insan ağzının yapacağı iş değildir.(x)
Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı,
yerinizden söz veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
65.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Pulcunun konuşmasının
yanlış yorumlandığına ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, bizim konuşmacımız Sayın Pulcu
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
son derece
nezaketle -ben de buradan dinliyorum- bir konuşma yaptı. Önce,
Anayasa Komisyonunda Sayın Bülent Tezcanın konuşmasına
atıf yaptı, müzakerelerin böyle bir dille sürdürülmesi
gerektiğinden bahsetti, sonrasında, olaylardan bahsetti, Bu hepimize
ilişkin bir sorun. dedi. Sanıyorum, CHP Grubu işin bu
kısmını çok dinleyemedi. Bu tür olayların uygun
olmadığını, asıl maksada hizmet etmediğini
anlatmak istedi arkadaşımız ama ne yazık ki yarım
anlaşıldığı için, meramı tam olarak
duyulmadığı için olabilir, burada lüzumsuz gürültü doğdu.
Sayın Pulcu hususen, herhangi bir şekilde Siz suçlusunuz. tarzında
anlaşılabilecek bir yorumu söz konusu değildi. Baki kala bu
kubbede hoş bir seda derken hep beraber yaptığımız
bir işten bahsetti. Buna dikkat etmek isterim, gerisi kamuoyunun
bildiği tartışmalar.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Şahıslar adına ikinci
ve son söz Manisa Milletvekili Erkan Akçaya aittir.
Buyurun Sayın Akçay. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Muhterem heyetinizin bildiği üzere, Kocaeli
Milletvekilimiz Sayın Saffet Sancaklının eşi muhterem
Hülya Sancaklı hanımefendinin yaşamış olduğu
üzücü kazayı hep birlikte öğrendik. Öncelikle, Hülya Sancaklı
hanımefendiye acil şifa dileklerimizi sunuyoruz ve pek çok
milletvekilimiz de şu saate kadar bu şifa dileklerini ve üzüntülerini
bildirdi. Konuyu yakinen takip ediyoruz. Şu an itibarıyla orada
bulunan arkadaşlarımızın ve Değerli Sağlık
Bakanımızın verdiği bilgilere göre, yine, ameliyatı
tamamlanmış ve ameliyattan çıkmış, şu an
yoğun bakımda takibi devam ediyor ve tansiyonuna ilişkin
problemin iyi olması için bir gözlem ve umut içerisindeyiz. İyi
dileklerimizi ve dualarımızı göndermekle birlikte, bu saate
kadar üzüntülerini ve şifa dileklerini ileten Sayın Cumhurbaşkanımıza,
Sayın Başbakana, Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Genel
Başkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan vekilimize ve
Divana, konuyu yakinen takip eden Sayın Sağlık
Bakanımıza ve siz değerli milletvekillerimize, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubuna, CHP Grubuna ve HDP Grubuna teşekkür
ediyoruz, teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Şu hususu da Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak ifade etmeyi de bir borç biliyorum: Malumunuz, 15 Temmuzda Türkiye Büyük
Millet Meclisinin çatısına bombalar inerken dahi Meclisimiz açık
kalmıştır ve çalışmasına bir şekilde devam
etmiştir. Hemen her gün maalesef şehitler verdiğimiz
günlerdeyiz. 18 Şubatta hemen 300-400 metre mesafede bir canlı bomba
patlatmak suretiyle 29 şehit verdiğimiz anda dahi -çok iyi
hatırlıyorum, tartışmalar da olmuştu acaba Meclis
çalışmalarına ara versek mi, vermesek mi diye- büyük bir
ittifakla bu çalışmaların devam etmesi gerektiği
görüşüne ve kanaatine varmıştık. Dolayısıyla, bu
vasatta görüşmelere ara vermeyi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
doğru bulmuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin faaliyetlerine devam
etmesi gerekir ve onun dışında devlet işlerinin de geri
bırakılmaması gerekir.
Bu düşüncelerle teşekkürlerimizle birlikte
muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Akçay.
Bir kez daha bizler de geçmiş olsun diyoruz.
Allahtan acil şifalar diliyoruz.
Sayın milletvekilleri, şimdi soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz.
Yalnız, daha önce açılan usul
tartışmasının oylamasından önce bir yoklama talebi
olduğu için soru için sisteme giren sayın milletvekillerinin isimleri
silinmişti. Tekrardan istirham ediyorum. Sırayla okuyorum soru giren
sayın vekillerimizin isimlerini: Sayın Tezcan, Sayın
Bektaşoğlu, Sayın Yıldız, Sayın Aydın,
Sayın Tüm, Sayın Arslan, Sayın Gürer, Sayın Tarhan.
Sırayla söz vereceğim beş dakika içerisinde.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, 60a
göre Sayın İlgezdi söz istiyor.
BAŞKAN Soru-cevaba başlamadan önce
Sayın İlgezdiye 60a göre bir dakika süreyle söz veriyorum.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
66.- İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş
İlgezdinin, Genel Kurulda yaşandığı iddia edilen
ısırılma olayına ilişkin açıklaması
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) -
Teşekkür ederim Başkan.
Biraz önce açılan tartışma konusuyla
ilgili bir diş hekimi, aynı zamanda on yıl devlet hastanesinde
çene cerrahi yapmış bir arkadaşınız olarak, gerçekten
bilgime saygı duyulmasını isteyerek öncelikle, amacım
sataşmak değil- bilgi vermek istiyorum.
Biraz önce doktor beyin de söylediği gibi,
evet, skatrizan dokunun oluşması kırk sekiz saattir, orada kabuk
vardır ama bunun dışında -sizde de diş hekimi olan
arkadaşlar var- diş izleri orada yok. Orada bir sıyrık
yarası var. Kaldı ki bilimsel olarak bir diş hekimi
incelediğinde tablo budur ama bunun dışında, buradaki
arbedede bir insanın o bölgeden ısırılması için yerde
gerçekten ezilerek hastanelik olması da gerekir.
Bunu bilgilerinize sunuyorum
BAŞKAN Biz bu konuyu geçmiştik
Sayın İlgezdi ama
Bu tartışmaları defalarca
geçmiştik.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul)
. Olsun. Biz yine de bu konuya son vermek istedik.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Yani her diş hekiminin, her
doktorun da demek ki farklı uygulamaları olabiliyor.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN - Sayın Tezcan, buyurun,
soru-cevaba geçiyoruz.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Benim yok.
BAŞKAN - Yılmaz Tezcan,
girmemişsiniz.
Sayın Bektaşoğlu
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu anayasanız yürürlüğe girerse
başkanınız, başbakanınız, genel
başkanınız aynı kişi olacak. Yetkilerin
kullanımı açısından baktığınız zaman da
böyle. Yasama, yargı ve yürütmenin yetkisi sarayda olacak. Güçler
ayrılığı olmayacağına göre, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı, yüksek yargı, üniversiteler de aynı kişiyi
temsil edecek. Bu teklif, illerde bir protokol düzenlemesi gerektirecek.
Bununla ilgili bir düzenleme yapıldığında illerde
Başbakanınızı kim temsil edecek, vali mi AKP il
başkanı mı? AKP ilçe başkanını hangi kurum temsil
edecek, Başbakan mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Yıldız
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Teşekkür
ediyorum Başkan.
1982 Anayasası yüzde 90 oyla kabul edilmesine
ve onlarca kez değiştirilerek yapılan bunca iyileştirmelere
rağmen hâlâ tartışılıyor ve meşruiyetinin
sorgulanıyor olması, yasakçı ve baskıcı bir ortamda ve
olağanüstü koşullarda kabul edilmiş olmasındandır.
Anayasa teklifi Meclisten geçerse OHALi kaldırmayı düşünüyor
musunuz? Kaldırmayacaksanız -her yıl için- sokaklarda
yapılacak mitingleri OHAL bahanesiyle yasaklayacak mısınız?
23 Nisan 1920de, ülkenin kurucu kadrosu önce Ankarada Meclisi
açmış, bu Meclis ise Ulusal Kurtuluş Savaşını
yönetmiş ve başarıya ulaştırmıştı.
Ardında da çağdaşlık ve uygarlık projesi olarak
cumhuriyeti ilan ettirmiştir. Referandumun tahmini tarihinin 23 Nisan 2017
olduğu söyleniliyor. Parlamenter sistemi sonlandırma, cumhuriyetle
hesaplaşma ve rövanş almak amacıyla mı bu tarih
düşünülüyor? Neden 23 Nisan?
BAŞKAN Sayın Tüm
MEHMET TÜM (Balıkesir) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Hükûmete soruyorum: Bu başkanlık sistemine
neden ihtiyaç duyuyorsunuz? On beş yıldır
yarattığınız sağlıktaki soygunu, ilaçtaki
vurgunu, ihalelerdeki yolsuzluğu, atamalardaki
tarikatçılığı, üniversitelerdeki
haksızlığı, okullardaki kargaşayı gizlemek için
mi ihtiyaç duyuyorsunuz? Ayakkabı kutularının, dolarların,
kasaların hesabını vermemek için mi Meclisi kapatıyorsunuz?
Ergenekonun, Balyozun, şike davasının hesabını
vermekten korktuğunuz için mi sistemi değiştiriyorsunuz?
Başkanlık gelirse tüm bu yaptıklarınız ortadan kalkmayacak,
sizin zulmünüzü onur meselesi yaparak intihar eden Ali Tatar yaşama
dönmeyecek, tüm bunların sorumluluğu hesap verinceye kadar sizin
üzerinizde kalmaya devam edecektir. Bunların bir daha
yaşanmamasını istiyorsanız diktatörlük kurmak yerine,
gelin, daha demokratik bir anayasayı hep birlikte yapalım. Bu sistem
eninde sonunda sizleri de mahvedecek, bunu iyi bilin.
BAŞKAN Sayın Arslan
KAZIM ARSLAN (Denizli) Millî Eğitim
Bakanına soruyorum: Meclise üniversite rektörlerinin atanmasıyla
ilgili bir yasa teklifi getirmiştiniz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
karşı çıkmasıyla, rektörlerin seçim sonucu
atanmasının istenmesi üzerine yasa teklifini geri çektiniz. Peki,
geri çektiğiniz bu yasa maddesini, olağanüstü hâl durumundan
faydalanarak, fırsatçılık yaparak rektörlük seçimlerini
kaldırıp kanun hükmünde kararnameyle tümünün Cumhurbaşkanı
tarafından atanmasının yapılmasını neden
uygulamaya soktunuz? Bakanlık olarak bunu ahlaki ve demokratik buluyor
musunuz?
İki: Taşımalı eğitim hem
öğretmenlere hem de öğrencilere çok büyük sıkıntı
veriyor. Eğitim ve öğretim de yeterince yapılamıyor. Bu
uygulamadan ne zaman vazgeçeceksiniz? Taşımalı eğitim yapılan
köylerde ve mahallelerde boş kalan okulların el
sanatlarının geliştirilmesi için değerlendirilmesini
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Anayasa teklifinizle Cumhurbaşkanı,
partisinin de genel başkanı olmaktadır. Bu durum,
Cumhurbaşkanının milletin tamamını temsil yerine,
Cumhurbaşkanının partisine oy veren kesimi temsil ettiği
algısını güçlendirecektir. Kuvvetler
ayrılığı yerine kuvvetler birliği getirmeye
elverişli bu değişim, Anayasamızın da
değişmez, değiştirilemez maddeleri açısından
sorunludur. Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulunu da tek başına
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına gerek görmeden atayacak,
görevden alabilecektir. Bütçe kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından süresinde yürürlüğe konulmaması hâlinde, bir önceki
yılın bütçesinin yeniden değerlendirme oranına göre
artırılarak yürürlüğe konulması bütçe hakkını
Cumhurbaşkanının kullanmasını sağlayacaktır.
Adı Cumhurbaşkanlık olan başkanlık sisteminin bu
yetkilerle diktatörlüğe dönüşmemesinin önünde hangi engel
bulunmaktadır?
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Şimdi soruları cevaplandırmak üzere
sözü Millî Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaza
bırakıyorum.
Kalan süre de sizin Sayın Bakan.
Buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Başkanım, teşekkür ediyorum.
Bu sisteme niçin ihtiyaç duyuldu da bu Anayasa
değişikliğini önümüze getirdiniz? Genelde soruların özü bu
noktada.
Başkanım, daha önce de söyledik:
Parlamenter sistem ne yazık ki ülkemizde bir yandan kurumlar arası
rekabete, hatta çatışmaya yol açıyor; yapısındaki
boşluklar nedeniyle hükûmet darbelerinin ve vesayet dönemlerinin önünü
açmaktadır; bu, en azından bizim ülkemiz için geçerlidir.
Kurumlar arası rekabet derken öncelikle
Cumhurbaşkanları ile başbakanlar arasında yaşanan
sorunları hatırlamak gerekiyor. Her Cumhurbaşkanı ile her
başbakan arasında oldu. Buna iki silah arkadaşı,
cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile İnönü dâhil.
Geçen gün bunu bir arkadaşımız söylediğinde yine bir
başka arkadaşımızca Atatürk ile İnönü arasında
kesinlikle böyle bir sorun olmadığı ifade edildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi,
Başkanım, 1 Kasım 1937 tarihli. Yine o günkü görüşme ceridesinde
deniliyor ki:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyasetine
Malatya Mebusu İsmet İnönü
Başvekâletten istifa etmiş ve istifası kabul edilerek
Başvekâlete İzmir Mebusu Celal Bayar tayin olunmuştur.
Başvekil Celal Bayar tarafından intihap ve tarafımızdan
tasdik olunan İcra Vekilleri Heyeti listesini ilişik olarak arz
ediyorum.
Reisicumhur
. Mustafa
Kemal Atatürk
Yine, Bu istifanın gerekçesi neden
olmuştur? denildiğinde eğer Şevket Süreyya Aydemirin
İkinci Adam eserine itibar edilirse, İsmet İnönü
Hatıralarına itibar edilirse, Tevfik Rüştü Arasın
Atatürkün Dış Politikası kitabına itibar edilirse
oralarda şu yazıyor, İsmet Paşa kendi anılarında,
hatıralarında -Sabahattin Selekin, 2009 yılında
yayımlandı- diyor ki: Atatürkle Hatay konusunda İstiklal
Savaşında değil, 1936-1937de çok münakaşa ettik. Birinci
husus, daha sonra da devam ediyor; kısa süreli, uzun süreli. Bir
diğeri, İtalya meselesi, Nyon Konferansı. Atatürk
anlaşmanın imzalanmasını
Burada bir anlaşma var, bu
anlaşmada İspanya, Almanya, İtalya ve Arnavutluk
dışında -1937 yılında- bütün Akdeniz ve Karadeniz
ülkelerinin yanı sıra Türkiye'nin de katılması
istenilmiş. Gayesi de şu: İtalyanın Habeşistan
seferine denk gelmiş. Birleşmiş Milletlerin verdiği bir
kararda Akdenizde İtalya gemilerine karşı Akdeniz devletlerinin
müştereken tedbir almaları söz konusu olmuş. Atatürk diyor ki,
Atatürk anlaşmanın imzalanması talimatını veriyor.
İsmet Paşa İtalyayla aramızda savaş sebebi
olabilir. düşüncesiyle imzalanmamasını istiyor.
Tabii, yine Abdi İpekçinin İsmet
İnönüyle yapmış olduğu bir mülakatta İpekçi
şöyle diyor: İnönünün istifasına tek bir olay neden
olmamış, birtakım olaylar dizisine ek olarak Atatürkün bir
müddetten beri bazı devlet ve hükûmet işlerini, hükûmet
dışındaki ve kendi etrafındaki kişilerle
danışarak yaptığı gibi bir ibareyi söylüyor.
Yine, o sıralarda Türkiyede kâğıt
fabrikası yok. İş Bankası bir kâğıt
fabrikası kurmak istiyor fakat izin isteyince verilmiyor, verilmeyince
İş Bankasının başında Celal Bayar var.
Şevket Süreyyaya göre, oradan aktarıyorum: Celal Bayar, daha sonra
bu meseleyi Atatürk Orman Çiftliğinde Mustafa Kemale Memlekette iş
hacmini artırmak için tekel yerine başkasına yaptırmak
hedefimiz olmalıdır. diyerek savunmuştur. Bu olayı,
Atatürkün Celal Bayardan öğrendiğine inanılmaktadır. Bu
da Şevket Süreyya Aydemirin.
Yine, bir de çiftlik olayı var. Burada da yine
Şevket Süreyyanın anlatımları ve İnönünün
anlatımları da var. Şevket Süreyya tırnak içinde-
Atatürk, Çankaya Köşkündeki o toplantıda daha önce gezip
bakımsız gördüğü Atatürk Orman Çiftliğine getirerek sözü
ziraat işlerini eleştirmektedir.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Bakan,
bunları niye okuyorsunuz, ben anlamadım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Bakanım, böyle bir soru gelmedi yani niye okuyorsunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Yani, neden okuyoruz bunu, çok doğru? Bunu şundan okuyoruz:
Yani, 2 silah arkadaşı, silah arkadaşlığı
diğer arkadaşlardan daha muhkem. Cumhuriyetin kuruluşunda büyük
vazife almış kimselerde dahi, kardeş olan kimselerde dahi
birisini Başbakan, birisini Cumhurbaşkanı
yaptığınızda anlaşmazlık çıkıyor.
Birisi Uluslararası sözleşmeleri imzala. diyor, diğeri
Hayır, imzalama. diyor; birisi Fabrika kurulsun. diyor, diğeri
Fabrika kurulmasın. diyor. Dolayısıyla, bunlar enerji
kaybına neden oluyor, bunlar ülkenin kaynaklarını israf ediyor.
Bu iki başlılığı ortadan kaldırmak için dün de
vardı, ondan sonra, Menderes-Bayar döneminde de oldu. Ondan sonra,
bakın, bu sistem Cumhurbaşkanı seçemediği için 12 Eylül
1980e geldik. Karadeniz Ekonomik İş Birliği toplantısı
yapılıyor, Özal ile Demirel arasında. Yemeği kim verecek,
Cumhurbaşkanı mı verecek, Başbakan mı verecek...
Başbakan Ben vereceğim. deyince Özal bunu basına
açıklayarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Son cümlem.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Teşekkür ediyorum.
Rahmetli Özal, Başbakanın
saygısızlık yaparak uluslararası bir toplantıda
Cumhurbaşkanı seviyesinde bir yemek verilmesi gerekirken devlet
başkanı olarak, O, Hükûmet Başkanı olarak
Başbakanın vereceğini söyledi. diyerek kendisi
ayrılıp Ankaraya gelmiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani bir yemek için
rejim değişir mi Sayın Bakan? Allahtan korkun, bir yemek için
rejim değiştiriyorsunuz ya.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Dolayısıyla, Atatürk-İnönüyü saydım,
Menderesi saydım, Bayarı saydım, Özalı saydım.
Dolayısıyla, bu ikili yapı vardır. Biz ikili
yapıyı kaldırıyoruz, siyaseti güçlendiriyoruz.
Bir husus daha...
Başkanım, bir cümle olabilir mi?
BAŞKAN Peki.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Bilmiyorum ama şunu da söyleyeyim, özür diliyorum son
cümlem olsun Başkanım: Gazi Mustafa Kemal Paşa bu da İlber
Ortaylının görüşü, itibar eden olur, itibar etmeyen olabilir-
Atatürk, soyadını aldıktan sonra da partinin lideriydi. Biraz
önce bir arkadaşım Parti lideri nasıl olmalı... Her zaman değil ama bazı
durumlarda Bakanlar Kuruluna başkanlık etmiştir.
Çıkardığı kanun kuvvetinde kararnamelerden hâlen yürürlükte
olanları vardır.
Yine İlber Ortaylının sözü: Başkanlığın
gerçek modeli, İsmet İnönünün
Cumhurbaşkanlığıdır. Her tayinde ona fikri sorulurdu,
bu dönemin başvekilleri itaatkârdı, ara sıra tek itiraz,
gerçekte kendisine çok bağlı olan Refik Saydamdan gelmiştir.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Tek parti dönemi o.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Dolayısıyla bu, sistemik bir sorun bu, sistem
sorunu, kişi sorunu değildir. Dolayısıyla bu sistemin
düzeltilmesi lazım. Burada yapılan şey, boşlukların
doldurulmasıdır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) O dönemde ülke
kuruluyordu, kuruluş sırasındaki felsefe ile bugünkü felsefe
ayrı.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Dolayısıyla da bu boşlukları doldurursak
rejim değişikliği bile değildir, sistemdeki
boşlukların doldurulmasıdır. Bu boşluklar doldurulursa
Türkiye, bir daha böyle muamelelere maruz kalmayacaktır.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sayın Bakan, tek
parti dönemi o, tek parti dönemi.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bakan.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Tezcan...
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Başkan,
tabii, Sayın Bakanın açıklamalarını niye böyle
yaptığını merak ettik. O yüzden de sorduk Niye
bunları anlatıyorsunuz? diye.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Niçin ihtiyaç duyuldu? dediniz de ondan.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Tabii ki bu konuda
bütün tarihimizi gözden geçirerek birçok çıkarsama yapmak mümkün olabilir
ancak Sayın Bakanın konuşmasında bizi ilgilendiren
kısmı -bir geniş tartışma açmak niyetinde değilim
ama- 2nci Genel Başkanımız İsmet Paşayla ilgili.
Özellikle Başbakanlıktan istifa ederken birçok
tartışmalara, gerçek dışı tartışmalara konu
olan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet Paşa arasında
bir çatışma olduğu meselesini gündeme getirerek sataşmada
bulundu partimizin Genel Başkanına. Grup başkan vekilimizden
izin alarak sataşmadan dolayı kısa bir söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Tarihten bir alıntı yapmaya
çalıştı ama Sayın Tezcan.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Yani, sadece o
olsaydı söylemeyecektim. Yeni bir sataşmaya mahal vermeyeceğim,
sadece düzeltme ekleyeceğim.
BAŞKAN Peki, buyurun Sayın Tezcan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Lütfen yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim.
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Tarihî vesikalar ya, kaynaklar burada.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ
(Sivas) Sayın Tezcan, İnönüyü yalanlayacaksınız. Bak,
anılarından okudum, İnönüyü yalanlayacaksınız.
Buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
14.- Aydın Milletvekili Bülent Tezcanın, Millî
Eğitim Bakanı İsmet Yılmazın 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesi üzerindeki
soru-cevap işleminde yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Sayın Bakan, ben o
anıları okudum. İkinci Adamın kim olduğunu biliyorum,
Şevket Süreyya Aydemir çok da iyi yazmıştır o süreci.
Bakın, geniş bir tartışma, tarih
tartışması yapacak zamanımız yok. Yalnız,
şunu bilmekte fayda var: Mustafa Kemal Atatürk millî kahramandır,
kurucu önderimizdir ve birinci adam diye tarihe geçmiştir.
Alıntı yaptığınız kitapların ilk 3 cildi
birinci adamdır. Aynı Şevket Süreyya Aydemir İkinci
Adam diye 3 ciltlik İsmet Paşayı anlatmıştır.
Eğer oraları iyi okursak -daha önce Komisyon aşamasında da
söyledim- tarihten husumet çıkarmak için değil, tarihten ders
çıkarmak için oraları okursak bugün bu teklifi burada görüşmüyor
olurduk. (CHP sıralarından alkışlar)
İsmet Paşa, Mustafa Kemal Atatürkle,
evet, en yakın silah arkadaşıyken ülkenin yönetimiyle ilgili
farklı şeyler düşündükleri zaman, büyük bir cesaretle Atatürkle
de tartışabilmiştir ve Mustafa Kemal Atatürk en güçlü döneminde
kendisiyle tartışan İsmet Paşaya saygı
duymasını bilmiştir. Devlet yönetiminde o büyük insanların
bize bıraktığı mirastır bu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Son olarak, bugün İlber Ortaylının
Hürriyetteki yazısını söylediniz; orada bir şey daha var,
onu da dikkatle okuyun Sayın Bakan. Orada İlber Ortaylı diyor
ki: Bugün getirilen değişiklikte değil, bakın, mevcut
Anayasada Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler dahi İkinci
Meşrutiyet Anayasasında padişahlara tanınan yetkilerden
daha fazladır. Şu andaki mevcut Anayasadakiler, bırakın
değiştirmeye çalıştığınızı; onu da
İlber Ortaylı aynı yazıda söylüyor.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın İlgezdi, az önceki, 60a göre
verdiğim sözden bir alınganlık göstermiş olabilirsiniz
belki ama öyle bir kastım yoktu kesinlikle, kusura bakmayın. Gecenin
bu vaktinde zaman zaman belki yanlış anlamalar olabilir.
Hassasiyetiniz için teşekkür ediyorum.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul)
Teşekkür ederim.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
önerge işlemlerine başlıyoruz.
16ncı madde üzerinde beşi aynı
mahiyette olmak üzere yedi adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan (2/1504) esas numaralı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin A
bendinde yer alan çıkarılmıştır ibaresinin
çıkartılmıştır olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Lütfiye
İlksen Ceritoğlu Kurt
Çorum
Aynı
mahiyetteki diğer önergelerin imza sahipleri:
Hasan Basri Kurt
Samsun
Hakan Çavuşoğlu
Bursa
Yılmaz Tunç
Bartın
Orhan Atalay
Ardahan
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Önergeleri çekiyoruz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeler çekilmiştir.
Şimdi
diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel
Kurulda görüşülecek olan 447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
16ncı maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederim.
Meral
Danış Beştaş Aycan
İrmez
Adana
Şırnak
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 447 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Engin
Altay Levent
Gök Özgür
Özel
İstanbul Ankara Manisa
Tekin
Bingöl Ahmet
Haluk Koç Necati
Yılmaz
Ankara Ankara Ankara
BAŞKAN Komisyon son okunan önergeye
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ankara
Milletvekili Necati Yılmaz.
Buyurun Sayın Yılmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ YILMAZ (Ankara) Sayın
Başkan, Sayın Divan, sayın milletvekilleri; sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Toplumsal uzlaşma belgelerinden olan
anayasaların varlık sebebi, iktidarı sınırlamak,
bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına almaktır. Anayasal
sistemler, bireyler için iktidarların müdahale edemeyeceği güvenceli
yaşam alanları oluşturan ve buna uymayan iktidarlara denetim ve
fren mekanizmaları geliştirmiş olan sistemlerdir. Demokratik
siyasal sistemlerde devlet, bireye karşı, meşruiyetini bu
belgeden almaktadır. Anayasalar, aynı zamanda, bir çerçevedir, devlet
için de, birey için de bir sınırdır. Bu anlamıyla, nizam
belgeleridir.
Herkes anayasaların bir toplumsal uzlaşma
belgesi olduğunu söylüyor da sormayalım mı, sizler bu metni
hazırlarken kiminle uzlaştınız? Hangi toplum kesimleriyle,
hangi meslek örgütleriyle, hangi muhalif kesimlerle konuştunuz? Komisyonda
konuşmadınız, burada konuşmuyorsunuz; kimlerle konuşup
uzlaştınız, bu anlamda, bu ihtiyacı
karşıladınız mı?
Bu metinle, değil yeni bir mutabakat
oluşturmak, maalesef, yüz yıllık cumhuriyet, demokrasi, hukuk
devleti, laiklik, egemenliğin kayıtsız, şartsız
millete ait olması gibi mutabakatlarımızı hedef alıyor
ve ortadan kaldırıyorsunuz. Dolayısıyla, bu metin, bir
mutabakat metni değil, bir yıkım ve imha metnidir. Yüz
yıllık demokratikleşme sürecinde olgunlaştırmaya
çalıştığımız parlamenter sistemi yok edip
anayasal devleti, anayasalı devlete dönüştürüyorsunuz.
Başbakanlığı kaldırıp, devletin tüm gücünü tek
elde toparlayıp mutlakıyeti yeniden yaratıyorsunuz.
Yargının tarafsızlığı sıfatını bu
metne yazarken diğer yandan, bağımsızlık ve tarafsızlıkla
bağdaşmayacak şekilde, Anayasa Mahkemesini, HSYKyı,
Yargıtay ve Danıştayı tek kişinin denetimi altına
alacak bir düzenleme getiriyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Meclisimizin egemenliği temsil etme, yürütmeyi
denetleme ve dengeleme yetkilerini elinden alıyorsunuz. Meclisi, otokratik
yönetimi meşrulaştırmak için, varlığı korunan,
işlevsiz, âdeta, bir sivil toplum örgütüne dönüşmüş sözde bir
meclis hâline getiriyorsunuz, devletin tüm yetkilerini bir partiye devrederek
bir parti devleti inşa ediyorsunuz. Tüm bu gerçekleri gizlemek için halka
yine, her zamanki gibi yalan söylüyorsunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bu düzenlemeyle, iddia etiğiniz gibi, Atatürk
dönemi yasalarına değil, cumhuriyetin öncesine dönerek cumhuriyetle
hesaplaşmak istiyorsunuz. Bu niyetinizi defalarca ifade ettiniz,
milletvekiliniz bugün de ifade etti. Cumhuriyetimizin kurucuları ve
tarihiyle bu kavganız yeni değil. Cumhuriyetin kurucularına iki
ayyaş söyleminizi, laikliği Anayasadan çıkarma ifadelerinizi
kimse unutmadı.
Sadece tarihten değil, bugünden de
düşmanlar yaratarak varlığınızı sürdürmek
istiyorsunuz. Bilim adamından öğrenciye, öğrenciden işçiye,
madenciye, çiftçiye herkesi terörist ilan ettiniz, düşman ilan
ettiniz; yetmedi, elinde 50 doları olan sade yurttaşı da bunlara
eklediniz.
Bu değişikliğin koalisyonlara son
vereceği, yönetimde istikrar getireceği de bir aldatmadır,
yüksek gelişmişlik düzeyine ulaşacağımız da
hakeza öyle. Rakamlar ve dünya örnekleri bunun tam aksini söylüyor.
Dünyanın refah sıralamasındaki ilk 20 ülkeye
baktığımızda ilk 19unun parlamenter sistemlerle yönetilen
devletler olduğunu görüyoruz. Aynı listenin sonlarına
baktığımızda da tamamına yakınının sizin
öngördüğünüz siyasal sistemlerle yönetilen devletler olduğunu
görüyoruz.
Bu düzenlemenin yönetimde istikrar getireceği
de halka söylenmiş başka bir yalandır. Başkanlık
sistemlerinin parlamenter sistemlerin iki katı oranında
koalisyonlarla yönetildiği, halkın gözü önünden kaçırılmak
isteniyor. Her zaman olduğu gibi yine halkı kandırıyorsunuz.
Sizin çokça
kandırıldığınız da bir yalandı. Sizi hiç
kimse kandırmadı. Başından beri varmak istediğiniz
yere herkesi kandırıp kullanarak adım adım yürüyorsunuz,
biz bunu görüyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Siz hiç
aldanmadınız, dönemsel koalisyonlarınız ve
ortaklarınız oldu, bu sürece de yeni bir koalisyon ve yeni bir
ortakla giriyorsunuz. Zaman gösterecek ki onları da
kandırdığınızı hep beraber izleyeceğiz ama
onlar için ve Türkiye için vakit çok geç olacak maalesef.
Ben burada her partiden demokrasiye ve hukuka
inanmış, cumhuriyete âşık milletvekillerine seslenmek
istiyorum. Onların duyarlılık ve destekleriyle bu
tasarının Genel Kuruldan reddedilmesini bekliyorum. Bunu Parlamentoda
başaramazsak referandum sürecinde her partiden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bu bakışınıza bir
dakika daha verebilirim efendim.
Buyurun.
NECATİ YILMAZ (Devamla) -
her kesimden
yurttaşlarımızla bunu başaracağımıza
inanıyorum. Ben halkıma ve milletime güveniyorum.
Sevgili arkadaşlar, özetle bu düzenleme arkaik
bir düzenlemedir, bir hanedanlık düzenidir, bir ferman düzenidir. Ne bu
ülkede ne bu çağda yeri olmayan bir düzenlemedir. Unutmayalım,
unutmayın, ne krallar, ne padişahlar gördü bu devran, nice
şahlar, ne sultanlar, tiranlar ama sonunda kazanan hep insanlık oldu.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yılmaz.
Önergeyi
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Bostancı, buyurun, açıyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
67.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Ankara Milletvekili Necati Yılmazın 447 sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 16ncı maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
konuşmacı, halka güvendiğinden bahsetti ama bu cümlesinden hemen
biraz önce de bizim halkı kandırdığımızdan
bahsetti.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Evet.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Şimdi,
beş dakikalık bir konuşmada birbiriyle çelişen bu iki
önerme, esasen konuşmacının muhakemesine ve bize yönelttiği
Halka yalan söylediniz. ve o minval üzere eleştirileri konusunda da
sanıyorum herkese bir fikir veriyor.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel
Kurulda görüşülecek olan 447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
16ncı maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederim.
Aycan İrmez (Şırnak) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA
BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz efendim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde Şırnak
Milletvekili Aycan İrmez.
Buyurun Sayın İrmez. (HDP
sıralarından alkışlar)
AYCAN İRMEZ (Şırnak) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Türkiyede ve dünyanın herhangi bir ülkesinde
anayasalar, hukuki metinler olmakla birlikte siyasal metinler olarak kabul
edilir. Anayasaların siyasal metinler olarak kabul edilmeleri, bu metinler
için esaslı bir sorunsalı ortaya çıkarır. Anayasalar,
kanuni biçimin yanı sıra meşru olmak zorundadır. Siyasal
olarak meşru olmayan bir anayasa değişiklik teklifinin toplumda
hiçbir karşılığı olamaz. Önümüzdeki Anayasa
değişiklik teklifi de diğer tüm metinler gibi siyasal bir
metindir. Biçimsel açıdan oy sayısıyla referanduma gitse de ya
da reddedilse de meşru bir metni bu anlamda
tartışmadığımızı bilmenizi istiyoruz. Çünkü
bu ülkenin 6 milyon oy almış üçüncü büyük partisinin eş
başkanları ve milletvekilleri cezaevindedir. Bu ülkenin en fazla
belediye yönetimini elinde bulunduran partisinin eş başkanı ve
yüzlerce seçilmişi cezaevlerindedir. Söz konusu kişiler ceza hukuku
açısından suçlu elbette ki değildir. Tek suçları AKPyi 7
Haziran 2015 seçimlerinde patolojik bir vakaya dönüştürmek üzere yenilgiye
uğratmış olmalarıdır.
Temsiliyet açısından gayrimeşru olan
bu değişiklik teklifi aynı zamanda seçmen bazlı bir
meşruluk sorunu yaşamaktadır. 157 bin seçmeni olan ve 3
milletvekili çıkaran Hakkâri ilinin tüm temsilcileri şu anda cezaevindedir.
Hakkâri halkının önümüzdeki Anayasa değişiklik teklifinde
iradesi yansımamaktadır. Tabii ki bu durum, sadece Hakkâri halkı
için geçerli değildir, aynı zamanda Şırnak halkı için
de geçerlidir. Çünkü Şırnak kenti, aylardır süren ablukalarda
haritadan silinmiştir. Haritadan silinmek istenen bir halka hangi anayasa,
nasıl meşru gösterilebilir? Dünya tarihinde bunun bir örneği var
mıdır? Bu kapsamda, evleri yıkılan, yerinden edilen
Şırnak halkı için de bu Anayasa değişiklik teklifi,
AKP Hükûmetinin özel yıkım politikaları neticesinde artık
geçerli ve meşru değildir. Yakılıp
yıkılmış bir kente Anayasa uygulanmaz, bunu bilin ve
anlayın.
Anayasa değişikliği teklifini Türkiye
halkları en iyi şekilde aylardır Şırnak kentine ve
halkına yapılanlardan anlayabilir. AKPli temsilciler bu teklif için
her ne kadar Rejim değişmiyor. dese de Şırnak
pratiklerine baktığımızda bu Anayasa değişiklik
teklifiyle rejim değişmektedir, cumhuriyet lağvedilmektedir ama
yerine konan rejimin ne geçmişte ne de günümüzde dünya üzerinde,
Şırnak iline uygulananlar hariç, hiçbir benzeri yoktur.
Şırnak ilimizde aylardır özel bir
rejim türü uygulanmaktadır. Bu rejimin en önemli özelliği, hukuku,
ahlakı ve insanlık değerlerini tanımıyor
olmasıdır; bu kapsamda evler keyfince yıkılabilmekte, yaşamlar
karartılabilmektedir. Bu rejimin adı ölüm ve zulümdür, demokrasi
talebine ve demokratik çözüm iradesine saygısızlıktır. Bu
rejimin adı erkektir, bu rejimin adı molozdan rant çıkarıp
yandaşlara dağıtmaktır, aynen Şırnakta
olduğu gibi sokağa çıkma yasağı bitmesine rağmen
sağlam binaların yıkılarak bazı çevrelere
peşkeş çekilmesidir.
Değerli milletvekilleri, bu rejim, kitaplarda
okuduğumuz, tarihte bildiğimiz hiçbir rejime benzememektedir, bu
rejimin adı, kendinden olmayanı yok etme rejimidir. Tüm Türkiye
halkları, bu Anayasa değişiklik teklifi geçerse hangi rejimde,
hangi yaşamda yaşayacaklarını merak ediyorsa açıp
internetten Şırnak ilinin son hâline bakmalıdır. Çünkü, bu
teklif kanunlaşırsa AKPli olmayan herkes, potansiyel
Şırnaklıdır, evi yıkılabilir, yerinden
edilebilir, yoksulluğa maruz bırakılabilir. Başta AKP olmak
üzere, bu Anayasa değişiklik teklifini hazırlayan saray ve
ekibine de buradan şu çağrıyı yapmak istiyoruz: Mevcut
değişiklik teklifi, totaliter bir rejim inşasıdır,
bugün sana, yarın başkasına kuralı vardır. Totaliter
rejimden medet uman, yarın onun mağduru olabilir.
Değerli milletvekilleri, teklifteki madde,
mevcut Anayasadaki birçok ifadenin değişmesiyle yetki devrini tek
merkezde toplamayı öngören bir maddelik torba yasa olarak
tasarlanmıştır. OHAL sürelerini uzatan fırsatları her
seferinde değerlendiren siyasal iktidar, sıkıyönetimle ilgili
düzenlemeyi nasıl kurgularsa kurgulasın fırsatçı
aklından bir şeyler taşımaması mümkün müdür? OHAL
ilanıyla birlikte Meclisin yasama yetkisi zaten elinden
alınmış, ülke KHKlarla yönetiliyorken şimdi iş bir
adım daha ileriye götürülüyor hem OHAL, seferberlik ve
sıkıyönetim ilanı hem de KHK yayımlama işi, tek
başına Cumhurbaşkanının keyfine bağlanıyor.
Şu durumda Cumhurbaşkanı, tek başına seferberlik veya
savaş ilan etse hiçbir denetleme mekanizması olmayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın İrmez.
AYCAN İRMEZ (Devamla) Düşünün, bu
Meclis, savaşa Hayır. bile diyemeyecek. Bu düzenlemeyle bakanlar
hakkında gensoru verme hakkı ortadan kaldırılmaktadır.
Başbakan ve bakanlar hakkında Meclis soruşturması
artık verilemeyecektir.
Sizlere soruyorum: Yürütmeyi denetleme
mekanizmalarını ortadan kaldırmanın nasıl bir
anlamı olabilir? Meclisin bu işlevi de elinden alınırsa
Meclisin bir anlamı kalmayacaktır. Biz mevcut bütçenin yerelden uzak
tamamen merkezî bir yerden hazırlanmasını eleştirirken, bu
düzenlemeyle birlikte bütçe yapma işi, tamamen tek bir makamda olacak.
Nihayetinde sizlere bir rejim değişiklik maddesi üzerinden söz ederken,
bu teklifin yukarıda saydığım nedenlerden ötürü
gayrimeşru olduğunu tekrar ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 05.21
DOKUZUNCU
OTURUM
Açılma
Saati:05.27
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Öneriyi okutuyorum:
VII.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 15/1/2017
tarihli birleşiminin saat 14.00 yerine saat 16.00da açılmasına,
16/1/2017 Pazartesi günü toplanmamasına ilişkin önerisi
Danışma Kurulu
Önerisi
Tarih:15/01/2017
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda 15/01/2017 tarihli birleşiminin saat 14.00 yerine saat
16.00da toplanması, 16/01/2017 Pazartesi günü toplanmaması
önerilmiştir.
Ahmet
Aydın
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
Mustafa Elitaş Engin Altay
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
Erhan Usta Filiz
Kerestecioğlu Demir
Milliyetçi Hareket Halkların Demokratik Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
BAŞKAN Önceki oturumda 447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesi üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştı.
Şimdi maddenin gizli oylamasına
geçeceğiz.
Gizli oylamanın usul ve esaslarını
hepiniz artık biliyorsunuz. Usul ve esaslar dairesinde
oylarımızı kullanıyoruz.
Şimdi sayın milletvekilleri, gizli
oylamaya Adana ilinden başlayacağız ancak Komisyon ve Hükûmet
sıralarını tamamen görevli arkadaşlara
bırakıyoruz.
Sayın milletvekilleri, lütfen yerimizden
kalkmayalım.
Sayın milletvekilleri,
yığılmadan, ad okunmak suretiyle oylar
kullanılacaktır. Onun için istirham ediyorum, bir
yığılma olmadan yavaş yavaş oyumuzu kullanalım.
Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın üye
kaldı mı?
Herkes oy kullandı ise şimdi oy verme
işlemini tamamlıyor ve oy kupalarını
kaldırıyoruz.
Başkanlık Divanı üyelerimizi kürsünün
sağındaki ve solundaki yerlerine alalım.
Oy sayım, döküm işlemlerini
başlatıyorum.
(Oyların ayrımına başlandı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, pek
kısa bir şey söyleyeceğim bu fırsattan istifade.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
68.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
uyarılarının dikkate alınarak Twitter hesabından Genel
Kurul çalışmalarıyla ilgili yapılan
paylaşımın düzeltildiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
16ncı maddenin görüşmelerine geçildiği sırada
yaptığımız usul tartışması esnasında
Genel Kurulun resmî Twitter hesabından görüşmelere başlandığıyla
ilgili sizin ilerideki kararınızı ihsasırey noktasına
düşürebilecek bir uygulamadan şikâyet etmiştim. Aynı
Twitter hesabı benim bu şikâyetimden birkaç dakika sonra Usul
tartışması tamamlandı, 16ncı maddenin
görüşmelerine başlandı. ifadesiyle hatayı telafi
etmiştir. Size ve Kanunlar Kararlara gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkür
ediyorum, doğruda buluşmuş olduk Twitter hesabı konusunda.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Doğrularda buluşuruz her
zaman inşallah.
ÖZKAN YALIM (Uşak) Hayırlısı
inşallah.
BAŞKAN Hayırlısı, eyvallah.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaşın
mikrofonunu da açalım.
69.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Twitter hesabından yapılan paylaşımın aslında
doğru bir şekilde yapılmış olduğuna ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, aslında usul tartışması esnasındaki
Twitter hesabında yazılan doğruydu. Eğer oradaki
arkadaşlar düzelttilerse yanlış yapmışlar. Çünkü siz
16ncı madde görüşmelerine başladınız, 16ncı
maddeyle ilgili arkadaşlarımızın iddiası farklı
bir konuydu. 16ncı maddenin görüşmelerine
başlanmıştır, usul tartışmasının sonucu
ne olursa olsun 16ncı maddeydi o. Onun için, Twitter hesabında ne
yazdı bilmiyorum ama esas olan Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Meclis
Başkanının söylediği karardır. 16ncı maddenin
görüşmelerine başlıyoruz. kararı onun
başladığını ifade eder. Aksi hâlde 17ye, 15e dönme
durumu söz konusu değil. Twitter hesabını takip edenler İç
Tüzüke de iyi baksınlar, ona göre değerlendirsinler.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye, ben bunu
bağlayayım da Sayın Özel.
16ncı maddeye girdiğimizi,
başladığımızı ilan etmişti. Yalnız,
açılan usul tartışmasından sonra usul
tartışması neticesini de ikinci bir tweette ilan etti, ilk
tweeti düzeltme ya da ilk tweeti silme gibi bir şey yok. Usul
tartışmasını da takip edenler için bilgi olarak verdi, usul
tartışmasının neticelendiğini ve görüşmelerin
başladığını ifade etti. Problem yok, ikinizin de
dediği, hepinizin dediği doğru, yani hepsi doğru Sayın
Özel, bunu uzatmaya gerek yok.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Uzatmayacağım da
şimdi, bu açıklamalardan sonra
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkürler.
Sayın Başkanım, Twitter
hesabındaki ilk paylaşım yanlıştı,
itirazlarımızdan sonra yeni bir tweet atıldı,
Yapılan usul tartışmasından sonra 16ncı maddenin
görüşmelerine başlandı. dendi, o paylaşım
doğrudur. Bu konuda da ben teşekkür etmişken daha bunun üzerine
sanki o yanlıştır, bu doğrudur
Yapılan işlem,
atılan yeni tweet itirazımıza uygundur. Onu ifade ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İlk tweet de ikinci tweet de doğru,
bunu uzatmaya gerek yok arkadaşlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel, aslında böyle
bir usulümüz yok, biliyorsunuz, sayım esnasında normalde böyle konuşmalar
hiç yapılmadı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bugün sayım
sırasında hiç yapılmayan şeyler yapıldı.
BAŞKAN Artık sabahın bu saatinde
usulü
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Pek kısa bir söz talebi
var Sayın Ali Şekerin de, onun da emeğine
karşılık
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ama
60ıncı madde şu anda uygulanmaz, Sayın Özel İç
Tüzüke çok sadık kaldığı için
BAŞKAN Siz grup başkan vekillerine bir
istisna yaptık ama madem siz ısrar ediyorsunuz, belki pek mühim bir
şeydir. Ben 60a göre Sayın Şekere bir söz vereyim.
Buyurun Sayın Şeker.
70.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, on
altı saate yaklaşan bir çalışma süresinin çok
sakıncalı olduğuna ilişkin açıklaması
ALİ ŞEKER (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; on altı saate yaklaşan bir
süredir bir iş görüyoruz burada. Bir iş yeri hekimi olarak
söylüyorum: İş sağlığı ve iş güvenliği
açısından çok sakıncalı bir iş yapıyoruz.
Uluslararası çalışma sözleşmelerine, ILO
sözleşmelerine aykırı olarak
çalıştırılıyoruz burada. Cebrî ve mecburi
çalıştırma kabul edilemez. İş kazaları ve meslek
hastalıkları açısından büyük sıkıntı
yaratacaktır bu. Eğer burası bir otobüs fabrikası
olsaydı burada üretilen otobüse binmezdim, o otobüs uçurumdan aşağı
götürürdü içindekileri. Hiçbir fabrikada insan sekiz saatten, on saatten fazla
çalıştırılmıyor. Böyle bir yasama
çalışması kaliteli yasama yapamaz, kaliteli anayasa
çıkaramaz. Ona yasa çıkarmak için sona yasa
çıkarıyorsunuz aslında. Zaten Anayasayı tanımayan,
ihtiyaç da duymayan ve uymayan birisine niye uğraşıyorsunuz, yasa
çıkarıyorsunuz? Zaten uymayacak, hiç olmazsa 78 milyona düzgün bir
anayasa yapalım.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447) (Devam)
(Oyların ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin gizli oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 482
Kabul : 341
Ret : 134
Çekimser : 1
Boş : 3
Geçersiz : 3
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Emre Köprülü Fehmi
Küpçü
Tekirdağ Bolu
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 06.06
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 06.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Fehmi KÜPÇÜ (Bolu) , Emre KÖPRÜLÜ
(Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
447
sıra sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada bulunan 443 sıra sayılı Kanun Tasarısı Ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
3.- Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/666) ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 443)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan 439 sıra sayılı Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Cezai
Konularda Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve
Suçluların İadesi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/650) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 439)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan
sonra da komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 15 Ocak 2017 Pazar günü, alınan karar gereğince, saat 16.00da
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum; hayırlı sabahlar
diliyorum.
Kapanma Saati: 06.09