TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
61nci
Birleşim
18
Ocak 2017 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Hatay Milletvekili Mehmet
Necmettin Ahrazoğlunun, Hatay ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Erzurum Milletvekili
Zehra Taşkesenlioğlunun, Türkiyenin istiklali, istikbali ve
istikrarı için cumhurbaşkanlığı sisteminin önemine
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Anayasa değişikliği
sürecine ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Hurşit Yıldırımın, siyaset ve Meclis
tarihinde çok önemli bir değişikliğin arifesinde olunduğuna
ve bu denli önemli değişikliklerde milletin görüşünü
almanın millî iradenin gereği olduğuna ilişkin
açıklaması
2.- Balıkesir
Milletvekili Mehmet Tümün, Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin
Bandırmanın 1/5.000lik planını bir türlü
yapmadığına ve Bandırma Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili
olduğu için ayrımcılık mı
yapıldığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
3.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Hükûmetten atama bekleyen öğretmenlerin
atamalarının yapılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
4.- Sivas Milletvekili Ali
Akyıldızın, kapatılan Gemerek Çiftçi Malları Koruma
Başkanlığı üyelerinden bazılarına icra takibi
başlatılmasına ilişkin açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Berat Çonkarın, Batı dünyasında Türkiyeye
ve AK PARTİye yönelik ön yargılarıyla bilinen bazı siyasi
çevrelerin ve taraflı basın-yayın organlarının Anayasa
değişikliği üzerinde negatif bir algı oluşturma
çabası içerisinde olduklarına ilişkin açıklaması
6.- İstanbul
Milletvekili Didem Enginin, toplumsal barışı imha edecek,
ekonomik sorunları derinleştirecek, demokrasiyi rafa kaldıracak
bir Anayasa değişikliği teklifinin Meclisten geçirilmeye
çalışıldığına ilişkin açıklaması
7.- Erzurum Milletvekili
Orhan Deligözün, Reina saldırısını gerçekleştiren
teröristi yakalayarak büyük bir başarıya imza atan İçişleri
Bakanına ve Emniyet güçlerine teşekkür ettiğine ve AK PARTİ
ile MHPnin ortak teklifi olan Anayasa değişikliğine CHPnin de
destek vereceğini ümit ettiğine ilişkin açıklaması
8.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, Anayasaya aykırı, demokratik rejimi tek adam
rejimine dönüştüren, hukuk dışı Anayasa
değişikliği teklifinin ikinci turuna
başlanacağına ve milletvekillerini bir kez daha düşünmeye
davet ettiğine ilişkin açıklaması
9.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Akının, Türkiye Cumhuriyetinin güçler
ayrılığı üzerine inşa edilmiş, çağdaş,
laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejim olduğuna ve Türkiye
Cumhuriyetinin bu özelliklerini ortadan kaldıracak Anayasa
değişikliğinin bir yıkım projesi olduğuna
ilişkin açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin, tutuklu bulunan Hüsnü Mahallinin durumuna
ilişkin açıklaması
11.- Kocaeli Milletvekili
Tahsin Tarhanın, son günlerde Türk sporundaki rekabeti centilmenlik,
barış ve dostluk anlayışının
dışına çıkaran olaylar yaşandığına ve
Gençlik ve Spor Bakanlığının konuyla ilgilenmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Gülay Yedekcinin, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet
İnönüyü ders kitaplarından çıkaran Millî Eğitim
Bakanlığını kınadığına ve Anayasa
değişiklik teklifinin yasalaşması hâlinde Türkiye
Cumhuriyetinin demokratik, laik ve hukuk devleti olma niteliğini
yitireceğine ilişkin açıklaması
13.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, Maliye Bakanlığına at antrenörü ve
Sosyal Güvenlik Kurumuna çizgi film mezunu birisinin atanmaları konusunda
bir açıklama beklediğine ilişkin açıklaması
14.- Adıyaman
Milletvekili Behçet Yıldırımın, tutuklu 11 HDP
milletvekilinin Anayasa değişikliği görüşmelerine
katılamamalarının tam bir garabet olduğuna ve HDP Grubu
olarak kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran bu
sistemden yana olmalarının mümkün olmadığına
ilişkin açıklaması
15.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, Cumhurbaşkanlığı
sistemi ve rejim değişikliği konusunda parti ayrımı
yapmadan herkese seslenmek istediğine ilişkin açıklaması
16.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, aralarında Osmaniyeli Mahmut
Avanın da bulunduğu Diyarbakırda şehit düşen
polislere Allahtan rahmet dilediğine, Reina
saldırısını gerçekleştiren teröristin yakalanması
nedeniyle İçişleri Bakanını ve Emniyet
mensuplarını kutladığına ve Anayasa
değişikliğine, siyasi istikrar, daha fazla temsil hakkı,
hızlı ve etkili bir yürütme ve yargının
bağımsızlığı için evet dediklerine ilişkin
açıklaması
17.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, Cumhurbaşkanının Halkların
Demokratik Partisini hedef gösteren bazı ifadelerde bulunduğuna,
BİRLEŞİK METAL-İŞin grevinin millî güvenlik
gerekçesiyle altmış gün ertelenmesine, yargının HDPye
dönük siyasi soykırım operasyonlarını sürdürdüğüne ve
DAİŞliler sabit ikametgâhtan ötürü serbest
bırakılırken 63 yaşındaki kanser hastası Mehmet
Ekicinin bir basın açıklamasına katıldığı
için Malazgirtte gözaltına alınmasına ilişkin
açıklaması
18.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Cumhuriyet Halk Partisi olarak olağanüstü hâlin ilan
edilmiş olduğu, korku, endişe, kaygı ve tehditlerin egemen
olduğu bir süreçte Anayasa görüşmelerini ve bir referandumu
sağlıklı bulmadıklarına ve Anayasaya ve İç
Tüzüke uygun, tam bir gizlilik hâli içinde oylar kullanıldığı
takdirde oturumların bu Meclisin millete vermesi gereken mesaja uygun
olarak seyredeceğine ilişkin açıklaması
19.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın HDP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
21.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptıkları
açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
22.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, mali olanaklar açısından
diğer partilerden çok daha sıkıntılı, güvenlik
güçlerinin baskısı altında, siyasi operasyonlar
eşliğinde seçim çalışması yürüten ve
aldıkları her oyun oy verenlerin anasının ak sütü kadar
helal olduğu bir parti olduklarına ilişkin açıklaması
23.- Uşak Milletvekili
Özkan Yalımın, Osmaniye Milletvekili Ruhi Ersoyun HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, gizli oylamalarda bakanların vekâletle oy
kullanamayacaklarına, Başkanlık Divanından ilk turda hangi
bakanın kimin yerine, hangi vekâletle oy kullandığı
bilgilerini ve vekâletleri almak istediklerine ilişkin
açıklaması
25.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, tutuklu 11 HDP milletvekilinin oy
kullanma sürecine katılabilmeleri için bir çözüm bulunmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
26.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, CHP Grubunu tüm Türkiyeyle birlikte rejim
değişikliğine karşı ayaktayız eylemine davet
ettiğine ilişkin açıklaması
27.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Anayasa değişiklik teklifinin oylamalarında
pulları dışarıda atma, kabinlere girmeme,
başkalarına gösterme gibi gizli oylama kurallarına uymayan
durumlar yaşandığına ve Başkanlık Divanından
bu konuda daha hassas olmasını rica ettiğine ilişkin
açıklaması
28.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Anayasa değişiklik teklifinin birinci
tur oylamalarının ve ikinci turda şu ana kadar yapılan 5
oylamanın İç Tüzükün 148inci maddesine uygun
yapıldığına ve oylamanın gizliliğini kameralarla
çekim yapan Cumhuriyet Halk Partisinin ihlal ettiğine ilişkin
açıklaması
29.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, gizli oylamalarda sonucu etkileyecek kadar
gizliliğe uyulmaması söz konusu ise ve bu ispatlanırsa iptal
gerekçesi olduğuna ve Başkanlığın gizliliği
sağlamakla yükümlü olduğuna ilişkin açıklaması
30.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, Kürt diline, kültürüne, folkloruna dair
çalışma yapanların çoğunun kamudan
atıldığına ve kurumların
kapatıldığına ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan ve 21 milletvekilinin, TOKİde iş
güvenliği konusunda uygulanmakta olan politikaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/438)
2.- Artvin Milletvekili
Uğur Bayraktutan ve 21 milletvekilinin, özel idareye ait
mallarının AKPnin belediyelerine devredildiğini ancak
diğer belediyelere aynı uygulamanın
yapılmadığı iddialarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/439)
3.- İstanbul
Milletvekili Zeynel Emre ve 22 milletvekilinin, çocuk işçilerin
yaşadığı sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/440)
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Avrupa Parlamentosu (AP)
Katılım Öncesi Eylem Birimi tarafından, 30-31 Ocak 2017
tarihlerinde Belçikanın başkenti Brükselde düzenlenecek olan
Genişleme Bölgesinde Yerel ve Bölgesel Yönetimler ve AB Bölgesel
Politikası" başlıklı parlamentolar arası
konferansa katılım sağlanmasına ilişkin tezkeresi
(3/868)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Avrupa Birliği Konseyi
Malta Dönem Başkanlığı tarafından, 30 Ocak-1
Şubat 2017 tarihlerinde Belçikanın başkenti Brükselde Malta
Temsilciler Meclisi ve Avrupa Parlamentosu tarafından ortaklaşa
olarak düzenlenecek olan "Avrupa Sömestri Konferansı" ve
"Avrupa Birliği İçinde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve
Yönetişim" konulu parlamentolar arası konferansa
katılım sağlanmasına ilişkin tezkeresi (3/869)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve arkadaşları
tarafından, 10 Aralık İnsan Hakları Günü vesilesiyle,
uzun bir süredir devam eden ancak OHAL döneminde boyutları bir hayli artan
mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil vatandaşların ölümlerinin
neden ve sonuçlarının araştırılması, hak
ihlallerinin tespiti amacıyla 4/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve
arkadaşları tarafından, özgürlük ve demokrasi mücadelesine olan
katkıları nedeniyle dördüncü güç olarak anılan medyanın
daha fazla baskı altına alınmaması, basın
emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları
sorunların tespit edilmesi, tutuklu ve hükümlü gazetecilerin
durumlarının incelenerek basın özgürlüğünün önündeki
sorunların kaldırılması amacıyla 13/1/2017 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mardin Milletvekili
Mithat Sancarın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin 447 ve 447ye
1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin
5inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun 447 ve 447ye 1inci Ek sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 6ncı maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grubuna ve Cumhurbaşkanına sataşması nedeniyle
konuşması
5.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve
İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve
447ye 1inci Ek)
2.- Serbest Bölgeler Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/666) ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 443)
3.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Rusya Federasyonu Arasında Cezai Konularda Karşılıklı
Adli Yardımlaşma ve Suçluların İadesi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/650) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 439)
X.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının 447 ve
447ye 1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin gizli oylamalarında bakanların vekâleten oy kullanmaları
ve bu vekâletnamelerin içeriğiyle ilgili tutumunun Anayasa ve İç
Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Diyarbakır
Milletvekili Altan Tanın, son on yıl içinde Van, Şırnak ve
Hakkâri illerinde yapılan kamu yatırım miktarına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Naci Ağbalın cevabı
(7/9973)
2.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, Halkla İlişkiler
Binasının aydınlatmasına ve TBMMnin enerji
sarfiyatına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Ahmet Aydının cevabı (7/10147)
3.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, personele yönelik farklı nöbet
uygulamalarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Ahmet Aydının cevabı (7/10211)
18
Ocak 2017 Çarşamba
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci Birleşimini açıyorum.
Geçen
sene de 61inci Birleşimi açmak bana nasip olmuştu. Bize her yer
Trabzon. diyerek devam edelim.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, Hatay ilinin sorunları hakkında söz isteyen Hatay
Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğluna aittir.
Buyurun Sayın
Ahrazoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlunun, Hatay ilinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET NECMETTİN
AHRAZOĞLU (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Hatay ilinin sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz
aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Hatay, Türkiyenin Orta
Doğuya açılan kapısı, dünya üretim ve tüketim üsleri
arasındaki geçiş noktasıdır. Hatay ilinin ekonomik ana
sektörleri ticaret, tarım, sanayi ve ulaşımdır. Hatay
ilinde demir çelik mamulleri, otomobil filtresi, tarım araç ve gereçleri,
tarımsal ürünler başta olmak üzere, yaş sebze ve meyve ile
narenciye üretimi ve ihracatı yoğun olarak yapılmaktadır.
Hatay,
taşımacılık sektöründe 9 bine yakın tır filosuyla
-ulaşım sektöründe- önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye
İhracatçılar Meclisi verilerine göre Hatayın 2014
yılı ihracatı 2 milyar 70 milyon dolar olup 2015
yılında yüzde 13 azalarak 1 milyar 793 milyona gerilemiştir.
2016 yılında ise ilk on aylık dönemde yüzde 7,4 azalarak 1
milyar 348 milyon dolar olmuştur. İhracatımızın yüzde
60ını oluşturan iki üründen bir tanesi demir çelik sektörü olup
2010-2015 yılları arasında ciddi bir artış olmazken
sektör ciddi sıkıntılar yaşamaktadır. Yaş sebze
ve meyve ihracatı aynı yıllarda 434 milyon dolardan 390 milyon
dolara düşmüştür.
Bugün Ro-Ro
taşımacılığının Süveyş Kanalı,
Kızıldeniz ve Duba Limanı güzergâhında
yapılmasından dolayı, tır başı Ro-Ro
taşıma maliyetleri önemli ölçüde artmıştır. Bu nedenle
ilimiz ihracatçısı ve taşımasının da teşvik
kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Nakliyecilere tır
başı bin dolardan az olmamak üzere teşvik verilmesi
gerekmektedir. Teşvik kapsamında Hatay dördüncü bölgede yer
alırken altıncı bölge kapsamına alınması
gerekmekte veya cazibe merkezi ilan edilen iller arasına Hatayın da
muhakkak dâhil edilmesi gerekmektedir. Türkiyenin Orta Doğuya
açılan en önemli çıkış kapılarından Cilvegözü ile
birlikte Yayladağı Sınır Kapısının tır
geçişlerine kapalı olması Hatay ekonomisini zarara
uğratmıştır. Güvenlik gerekçesiyle güvenlik önlemlerinin
artırılması ve denetimlerin yapılması
şartıyla, Yayladağı Sınır Kapısının
transit tır geçişlerine açılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri,
Hatayın sulanabilir arazi varlığının toplam
tarım arazisi içerisindeki payı yüzde 51 olmasına rağmen,
Reyhanlı barajıyla bu oran daha artacaktır. 2015 yılında
bitirilmesi planlanan Reyhanlı barajı hâlâ bitirilememiştir.
Ayrıca, Menzelet Sulama Projesi kapsamında Tahtaköprü
Barajının set yüksekliği ve depolama kapasitesinin
artırılması, kanallar ile tünelin bir an önce bitirilmesi ve
yapımı devam eden Reyhanlı barajına bağlantısı
hâlâ sağlanamamıştır. Geçen yıl, proje bedeli olarak
770 milyon Türk lirası olan toplam proje tutarından 2016 için 100 bin
TL ayrılmış, bu yıl için de aynı ödenek
gönderilmiştir. Bu da bu projenin 2019 yılı olarak bitirilmesini
mümkün kılmamaktadır. Hataya yapılan kamu
yatırımları miktarı muhakkak
artırılmalıdır.
Elektrik
dağıtım şirketlerinin özelleştirmesi nedeniyle, hasat
sonu gelir elde edebilen çiftçilerimizin faturaları aylık olarak
kesilmektedir. Ödeme yapamayan çiftçileri mağdur edecek şekilde yaptırımların
uygulanmasının önüne geçilmelidir. Bu konuda düzenlemeler muhakkak
yapılmalıdır. Çiftçileri çok mağdur eden sulama
ücretlerinde indirime gidilmesi, borçluların borç faizlerinin silinerek
yeniden yapılandırılması çiftçilere nefes
aldıracaktır.
Amanos Hassa Tüneli Projesi
ülkemizin ekonomisi için büyük katkı sağlayacaktır. Ancak, Hassa
tünelinde bugüne kadar herhangi bir işlem
yapılmamıştır. Hassa tüneliyle birlikte, Hassada bulunan
hazineye ait 80 bin dekarlık hazine arazisinin sanayi alanı olarak
açılması, OSB kurulması için tahsis edilmesi ilimiz ve bölgemiz
için büyük bir önem taşımaktadır. AKP her seçimde bunları
bahane etmiş, 40 bin kişiyi işe alacağını
vadetmiş ancak bugüne kadar hiçbir şey gerçekleşmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ahrazoğlu, toparlayın lütfen.
MEHMET NECMETTİN
AHRAZOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim.
Hatayda 440 bin
civarında Suriyeli sığınmacı yaşamaktadır.
Devletimizin ve yöre halkının sağladığı
imkânlarla barınma ve yaşamlarını sürdüren
sığınmacıların kontrolsüz olarak açtıkları
iş yerleri nedeniyle Hataydaki esnafımız sıkıntı
çekmektedir. Ayrıca, Suriyeli sığınmacılara
vatandaşlık verilmesi konusunda da Hataylılar net bir cevap
beklemektedir. Hataydaki işsizlik oranı da Türkiye
ortalamasının üstünde olup yüzde 16,4 olarak
gerçekleşmiştir.
Kısa zaman içerisinde
özetlemeye çalıştığım her bir sorun Hatayın
geleceğini etkilemekte olup önem arz etmektedir. Bu sorunlara acilen çözüm
üretilmelidir diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Ahrazoğlu.
Gündem dışı
ikinci söz, Türkiyenin istiklali, istikbali ve istikrarı için
Cumhurbaşkanlığı sistemi konusunda söz isteyen Erzurum
Milletvekili Zehra Taşkesenlioğluna aittir.
Buyurun Sayın
Taşkesenlioğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2.-
Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlunun, Türkiyenin istiklali,
istikbali ve istikrarı için cumhurbaşkanlığı
sisteminin önemine ilişkin gündem dışı konuşması
ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiyenin istiklali,
istikbali ve istikrarı bakımından önemli olan
Cumhurbaşkanlığı sistemi üzerine gündem dışı
söz almış bulunmaktayım.
Gazi Meclisin üstlendiği
bu tarihî görevle milletin emanetine sahip çıkarken bir yandan da sürecin
sonunda yeniden millete söz hakkı verilmesi yani referandum
aşamasındayız. Ülkemiz bir yandan PKK, FETÖ, DEAŞ gibi
terör odaklarıyla mücadele ederken bir yandan da, bugünlerde, içinde
bulunduğumuz süreçle Cumhurbaşkanlığı sistemine
geçerek halkımızın daha müreffeh bir geleceğe adım
atmasının aşaması içindeyiz. Milletimiz Türkiye
Cumhuriyetinin yeniden inşası, ihyası ve yeni büyük Türkiyenin
doğuşu aşamasına devletiyle birlikte hazırlanmakta ve
bu sürecin -tıpkı 15 Temmuz akşamı gibi, FETÖ ve
darbecilere karşı vermiş olduğu dersle- lideri olarak da
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanı
seçmiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; özellikle 15 Temmuz sonrası yeni bir
istiklal mücadelesinde olduğumuz bu dönemde kirli oyunlar oynayanlara
karşı sivil anayasa ve millî Cumhurbaşkanlığı
sistemiyle ders vermiş olacağız. Bakınız, Anayasa
değişikliğiyle, sözüm ona Türkiyeye, çıkarlarını
düşünen bazı ülkeler, bazı odaklar aba altında sopa
göstermeye başladılar bile. Hatırlayınız, 15 Temmuz
darbe girişimiyle kaybedenin Türkiye olması dileğinde bulunanlar
ve saatlerce açıklamada bulunmayanlar, sivil halka destek
kararlarını dahi ifade etmeyen odakların Türkiye'nin
geleceğiyle ilgili umutlarını bu süreçte yeniden ve yeniden
hatırlamanın faydalı olacağına inanıyorum.
Türkiye'nin darbelerle
yeniden ve yeniden şekillendirilmesine alışmış olan
odaklar, son kozları olarak 1982 Anayasasının meydana
getirdiği güçler karmaşasının ortadan kaldırılmasının
önüne geçerek istiklalin yeniden kazanılmasına engel olmaya
çalışmaktadırlar. İstiklalini garantiye almış bir
milletin her yönden istikrara kavuşması da kolaylaşacaktır.
Yasama yönünden, milletimiz,
artık parlamenter bir sistemin iş göremez raporunu çoktan vermiştir.
Çok partili siyasi hayattaki altmış yedi yıllık bir dönemde
20 seçim geçirdiğimizi ve hükûmetlerin ömrünü ortalama bir buçuk yıl
olarak düşünürsek de istikrarsızlığın
faturasını nerelerde gördüğümüzü yeniden hatırlamanın
faydası var. Bu ülkede fırlatılan kasaların, kapanan
bankaların ve hesaplara geçmiş milyarca dolarlık paranın da
bu süreçte yeniden hatırlatılması gerektiğine
inanıyorum.
Yargıda
getireceğimiz yeni sistemle, yargıdaki mahkemelerin
tarafsızlığı, Cumhurbaşkanın tek başına
yaptığı işlemlere karşı yargı yolunun
açılması, siyasi sorumluluğu yüklenmesi ve kararnamelerin
Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi tutulması gibi yeni hükümlerin
getirilmesiyle de hem yargıdaki çift başlılık ortadan
kalkacak hem de yasama ile yürütme arasındaki ilişki yeniden
şekillendirilmiş olacak.
İstikrarsızlaşmanın
maliyeti sonuç olarak halka çıkmakta ve ekonomik olarak önümüze
yansımaktadır. Millî Cumhurbaşkanlığı sistemi,
güçlü iktidarı, hızlı ve etkin yönetim anlayışını
hâkim kılacaktır. Cumhurbaşkanı yetkiyi doğrudan
milletten alacak ve yasamadaki milletvekili sayısına bakmadan yani
yasamadan bağımsız olarak yoluna devam edecektir. Sonuçta,
yasama ve yürütme ayrı ayrı kendi öz güçlerine kavuşmuş
olacaktır.
Değerli milletvekilleri,
siyaset filozoflarının söylediği çok önemli bir felsefe
vardır, o da gelecek geçmişte saklıdır. Bu cümleden olarak,
yakın tarihimize baktığımızda, yaşanan
sorunların aslında kişiler arasındaki sorundan kaynaklanmadığını
görüşmüş olacağız. Sorun, sistemin sorunudur.
Türkiye, yakın tarihin
önemli sorunları olan darbe ve darbe girişimlerinin, istikrarsız
yönetimlerin, ekonomik krizlerin önüne geçebilecek; istiklalini garantiye
almış olan, istikrarlı yeni bir Türkiye kazanmış
olacağız. Yine, unutmamak gerekir ki, özellikle Türkiye'de yıllardır
söylenen yeni bir sistem meydana getirme, genelde idari reformların,
kırtasiyeciliğin önüne geçilmesi gibi
algılanmıştır. Ancak getireceğimiz yeni devlet
sistemiyle artık devlette de yeniden bir reform meydana getirilecek ve bu
şekilde de Türkiye'nin yeniden büyük, her anlamda inşasının
ve ihyasının meydana getirildiği sürece referandumdan sonra
merhaba demiş olacağız.
Millî
Cumhurbaşkanlığı sistemimizin bize ve ülkemize
şimdiden hayırlı olmasını diler, hepinize
saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Taşkesenlioğlu.
Gündem dışı
üçüncü söz, Anayasa değişikliği süreci hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebiye aittir.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
(CHP sıralarından alkışlar)
3.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Anayasa
değişikliği sürecine ilişkin gündem dışı
konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye'nin iki yüz dokuz yıllık Anayasa, yüz
kırk bir yıllık da parlamenter sistem tecrübesi var.
Kurtuluş Savaşı koşullarında uygulanan 1921
Anayasasını bir kenara bırakacak olursak, 1876 tarihli
Kanun-ı Esasiden bu yana bütün anayasalarımız parlamenter
sistemi esas almıştır.
Bir toplumun demokrasi
hayatında yüz kırk bir yıllık süre son derece önemli, uzun
bir süredir. Yapılması gereken, yüz kırk bir yıllık bu
olağanüstü tecrübeyi ileriye taşımak, daha iyiyi, ortak iyiyi
bulmak iken şimdi tam tersini yapıyoruz, yüz kırk bir yıllık
tecrübeyi heba ediyoruz. Eğer bu teklif gerçekleşirse,
yasalaşırsa, yürürlüğe girerse yürürlüğe girmeyeceği
inancındayım, ancak yürürlüğe girerse- Osmanlıdan bu yana
tarihimizdeki en büyük kırılmayı yaşayacağız
dersem bu yanlış olmaz. Birlikte yaşama umudu ortadan
kalkacaktır. Hâlen muhtelif unsurlar, muhtelif değerler
etrafında bölünme eğilimi gösteren toplumsal yapımız
parçalanma sürecine girecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şu anda ülkemizin en önemli sorunu, bu
parçalanmaya doğru giden, bölünmeye doğru giden bu toplumsal
yapımızı bütünleştirmek, kutuplaştırmayı
ortadan kaldırmak ve birlikte yaşama umudunu ayağa
kaldırmaktır. Eğer bunu gerçekleştirmezsek gelecek iyi
olmayacaktır. Bunu gerçekleştirirsek, terör dâhil, ekonomideki sorunlar
dâhil her şeyin üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, bu teklif eğer yasalaşırsa siyaset
kurumu topluma umut olma, toplumun sorunlarını çözme özelliğini
kaybedecektir; Türkiye Büyük Millet Meclisi
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yoluyla yasama yetkisinin
Cumhurbaşkanına devrediliyor olması nedeniyle yasa yapabilme
özelliğini kaybedecektir. Yasa yapabilme özelliğini kaybeden Meclis,
sorunların, taleplerin, isteklerin, umutların
toplandığı bir merkez olma özelliğini kaybedecektir; toplumun
önünde siyaset kurumu güç kaybedecektir.
Şimdi, denilecek ki
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yoluyla yasama yetkisi
devredilmiyor. Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri çok açık bir
şekilde yasa hükmündedir, teklifte bu kararnamelere getirilmiş olan
sınırlamalar pratikte hiçbir işe yaramayacaktır. Şu
andan örnek vermek isterim size, 1982 Anayasasına göre olağanüstü
hâl kararnameleri ancak olağanüstü hâlin amacına uygun düzenlemeler
yapmak amacıyla çıkarılabilir ama daha geçtiğimiz hafta
sonu değil, ondan önceki hafta sonu yayınlanan 680 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameyle Millî Piyango, at yarışları ve
diğer şans oyunlarına ilişkin düzenlemeler
yapıldı. Bunların OHALle bir ilgisi var mıdır?
Yoktur. İşte, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, bu
nedenle yasama yetkisinin olduğu gibi Cumhurbaşkanı
tarafından kullanılmasının aracı olacaktır; bu
yetki kimde olursa olsun, bunu şahıslarla, kişilerle
ilişkili olarak değerlendirmek yanlış olur.
Teklif, görünüşte
kuvvetler ayrılığını muhafaza ediyor ama maddeler
ayrıntısına girilip okunduğunda kuvvetlerin tek bir elde
toplandığını görüyoruz. Kuvvetlerin tek bir elde
toplandığı anayasalar görünüşte anayasalardır,
göstermelik anayasalardır. Gelin bu göstermelik anayasaya izin vermeyin.
Çoğunluğun
kararı her şey değildir sevgili arkadaşlar. Bir kararın,
bir yasanın arkasında Parlamento çoğunluğu varsa bu karar
demokratiktir demek yanlıştır. Parlamento çoğunluğu
halkın iradesini temsil ediyor, o nedenle halkın verdiği karar
doğrudur dersek, klasik meşruiyet anlayışını
savunmuş oluruz.
Bir unsur daha var:
Demokratik meşruiyet, anayasal demokrasi gibi kavramlar var. Yani
alınan kararın Parlamento çoğunluğuna dayanılarak,
halkın iradesine dayanılarak alınan kararın doğru ve
adil olması gerekir. Eğer adaletli değilse, adil değilse bu
karar, o karar meşru değildir.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(İstanbul) Millete gidiyoruz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Şimdi Millete gidiyoruz. diyor
arkadaşımız. Çok doğru söylüyor; 12 Eylül 2010
referandumunda da millete gittik. (CHP sıralarından
alkışlar) Şimdi, 12 Eylül 2010 referandumunda yapılan
değişikliğin tersi yapılıyor burada. Hangisi
doğru? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Referandumlarda
oylananlar anayasa metinleri değildir, kişilerin itibarlarıdır,
güvenleridir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, bir dakika ek süre veriyorum, toparlayın lütfen.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Başkan, toparlıyorum.
O nedenle, sadece ve sadece
çoğunluğa dayanarak karar alırsanız, bunun adı
çoğunluğun tahakkümüdür. Gelin, buna izin vermeyin.
Teklif bir cümleyle
şöyle özetlenebilir: Bir Cumhurbaşkanı seçiyoruz, geri kalan her
şeyi Cumhurbaşkanı seçiyor.
Sayın milletvekilleri,
bunun demokrasiyle, anayasal demokrasiyle hiçbir ilgisi yoktur.
Atatürk dönemi
anayasalarına, Atatürk dönemi Cumhurbaşkanlığı
modeline dönüyoruz benzetmeleri son derece yanlıştır. Atatürk
döneminde, tek parti döneminde bir başbakan vardı, Meclisten
çıkan bir hükûmet vardı. Ayrıca, o dönem, çok partili
demokrasiyi, seçimleri hedef alan, sonuçta bunu başaran, buna ulaşan
bir dönemdi.
Bu düzenlemeleri
padişahlıkla ilişkilendirmek de son derece
yanlıştır. Şimdi, deniliyor ki: Eğer bu geçerse, bu
yetkileri kullanacak kişi padişah olacaktır. Asla
katılmıyorum buna. Padişahın partisi yoktu arkadaşlar.
1876 Anayasasından sonra yapılan seçimlerde oluşan o Meclis-i
Mebusanda siyasi partilerin milletvekilleri vardı, padişahın
seçtiği bir milletvekili yoktu. Padişahın tek başına o
Parlamentoyu feshetme yetkisi yoktu. O Meclisten çıkan hükûmetin Meclis
tarafından güvenoyuna tabi tutularak düşürülmesi imkânı
vardı. Bütün bunlar bu teklifte yok.
Değerli arkadaşlar,
Tunusun yaptığını neden yapamıyoruz? O Arap
Baharı hareketinin ilk başladığı ülke olan Tunus, 2014
yılında geniş katılımlı müzakerelerle bir anayasa
yaptı. Yapılan anayasa 214 üyeli kurucu Mecliste 200 oyla kabul
edildi. Biz bu kadar büyük tecrübesi olan bir ülke olarak Tunusun
yaptığını yapabilme imkânına neden sahip değiliz
sevgili arkadaşlar?
Sözlerimi daha fazla
uzatmayacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Başkanım
Son cümlelerim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir dakika daha
süre veriyorum size Sayın Hamzaçebi, lütfen tamamlayın.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Çok teşekkür ederim bu toleransınız
için Sayın Başkan.
Sevgili arkadaşlar,
Tunusun yaptığını yapabiliriz. Biz çok daha büyük bir
ülkeyiz, çok daha büyük bir tecrübeye sahip bir ülkeyiz. 1995
yılında, o zamanki Parlamentoda çok geniş bir
katılımla, mutabakatla büyük bir Anayasa değişikliği
gerçekleştirdik. 2001 yılında yine Adalet ve Kalkınma
Partisinin kurucularının mensup olduğu o dönemki Refah
Partisinin katılımıyla, tüm partilerin
katılımıyla, uzlaşmayla büyük bir Anayasa değişikliği
gerçekleştirdik. 2004 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi ve
Cumhuriyet Halk Partisinin oluşturduğu o Parlamentoda uzlaşmayla
büyük Anayasa değişiklikleri gerçekleştirdik. Şimdi
aynısını yapmamak için hiçbir neden yok ama eğer Bunu biz
yapacağız. diyorsanız halktan geçeceğine inanmıyorum,
bunu düşünmüyorum, halkın sağduyusuna güveniyorum ama bu,
buradan çıkacak olan bu karar, asla demokratik olmayacaktır.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Hamzaçebi.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren 15 milletvekiline, yerlerinden birer dakika söz
vereceğim.
Söz vereceğim sayın
vekillerin isimlerini okuyorum: Sayın Hurşit Yıldırım,
Sayın Topal yerine Sayın Tüm, Sayın Gürer, Sayın
Akyıldız, Sayın Çongar, Sayın Engin, Sayın Deligöz,
Sayın Aydın, Sayın Akın, Sayın Şeker, Sayın
Tarhan, Sayın Yedekci, Sayın Gaytancıoğlu, Sayın
Yıldırım, Sayın Atıcı, Sayın
Durmuşoğlu.
BAŞKAN Sayın
Hurşit Yıldırım, sizinle başlıyoruz, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili Hurşit Yıldırımın, siyaset
ve Meclis tarihinde çok önemli bir değişikliğin arifesinde
olunduğuna ve bu denli önemli değişikliklerde milletin
görüşünü almanın millî iradenin gereği olduğuna
ilişkin açıklaması
HURŞİT YILDIRIM
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; siyaset
ve Meclis tarihimizde çok önemli bir değişikliğin arifesindeyiz.
Hepimize tarihî görevler düşmektedir. Bu denli önemli
değişikliklerde -biz milletin vekilleri olarak- bu
değişiklik tekliflerini ve tarihî kararları emanetin asıl
sahibi olan millete götürmek, milletin görüşünü almak millî iradenin
gereğidir. Anayasa değişiklik tekliflerinde söz de, karar da
milletin olmalıdır. Milletin hakemliğinden, milletin
kararlarından daha doğru bir karar olamaz. Egemenlik
kayıtsız şartsız milletin diyorsak milletin
kararlarından korkmamalıyız. Cumhurbaşkanlığı
sistemi, milletimizi daha çok birleştirecek, güçlü Türkiye hedeflerimize
daha çabuk ulaşmamızı sağlayacaktır.
Ülkemiz küresel şer
güçler tarafından sıkıştırılmak isteniyor.
Kırk yıldır siyaset gündemimizde olan işbu Anayasa
değişikliği tekliflerine her zamankinden daha çok ihtiyaç
duymaktayız. Siyasi romantizmi bir kenara bırakarak, ülke
gerçeklerini göz önüne alarak karar vermeliyiz.
Yaşasın millet,
yaşasın millî irade diyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Topal yerine
Sayın Tüm.
2.-
Balıkesir Milletvekili Mehmet Tümün, Balıkesir Büyükşehir
Belediyesinin Bandırmanın 1/5.000lik planını bir türlü
yapmadığına ve Bandırma Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili
olduğu için ayrımcılık mı
yapıldığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Büyükşehir Belediyesi
Yasasına göre 1/5.000lik plan yapma hakkı büyükşehir
belediyelerine verilmiştir. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi,
yeni ilçe olmalarına karşın merkezdeki Altıeylül ve Karesi
ilçelerinin 5.000lik planlarını yapmıştır ancak
tarihî bir ilçe olan Bandırmanın planını bir türlü
yapmıyor.
Sayın Bakana soruyorum:
Bandırma Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili olduğu için mi
ayrımcılık yapılıyor? Balıkesir Büyükşehir
Belediyesi bu tür ayrımcılığı hep yapmaktadır.
Buna karşı bir önlem almayı düşünüyor musunuz? Belediye
Yasasında ayrımcılığı ortadan kaldıracak bu
düzenlemeyi yapacak mısınız? Örneğin Belirli bir süre
içerisinde yapılmayan planları ilçe belediyelerinin kendisi yapar. hükmünü
koyacak mısınız? Bandırma halkı bu
ayrımcılığa son vermek konusunda Hükûmetten açıklama
beklemektedir.
BAŞKAN Sayın
Gürer
3.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Hükûmetten atama bekleyen
öğretmenlerin atamalarının yapılmasını talep
ettiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Atama bekleyen
öğretmenler umutla Hükûmetten bir haber beklemektedir. Ataması
yapılmamış 300 bine yakın öğretmenin aileleri de
kendileri de mağdur durumdadır. Daha önce Hükûmet, şubat
ayında bir alım yapılacağını duyurmuştu
ancak bununla ilgili de şu ana kadar kapsamlı bir açıklama
kamuoyuna yapılmadı. Doğal olarak da atama bekleyen
öğretmenlerin durumu ortada duruyor. Şu anda, farklı
açıklamalarda, 60 binin üzerinde öğretmen açığı bulunurken
neden atama bekleyen öğretmenlerin ataması yapılmıyor? Bir
an önce atama bekleyen öğretmenlerin sorunlarına eğilinmesini ve
bunların atamasının yapılmasını Hükûmetten talep
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de.
Sayın Akyıldız
4.-
Sivas Milletvekili Ali Akyıldızın, kapatılan Gemerek
Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı üyelerinden
bazılarına icra takibi başlatılmasına ilişkin
açıklaması
ALİ AKYILDIZ (Sivas)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Gemerek Çiftçi Malları
Koruma Başkanlığı tarafından 2005li yıllarda
kır bekçisi olarak çalıştırılan bir kişi için
ödenmeyen sosyal güvenlik primlerinin, üzerinden on yıldan fazla zaman
geçmesine, Çiftçi Malları Koruma Başkanlığının
kapanmasına ve bu süreçte de çok farklı Yönetim Kurulu üyeleri görev
yapmasına rağmen, bugün sadece bulabildiğiniz ya da
ulaşabildiğiniz Yönetim Kurulu üyelerinden 222 bin liranın
üzerinde bir parayı tahsil etmek için icra takibi
başlatmışsınız. Zaten on beş yıllık
iktidarınızda yanlış tarım politikalarıyla perişan
ettiğiniz, ekmeğe muhtaç duruma düşürdüğünüz çiftçi
kardeşlerimizi bu defa da icra yoluyla âdeta ölüme terk etmeye
çalışıyorsunuz. Ama, zaten sizin, ülke tarımı gibi bir
derdiniz yok, varsa yoksa bir kişiyi diktatör yaparak rejimi
değiştirmekten başka bir derdiniz de yok.
Sayın Bakan,
ayakkabı kutularında kaçırdığınız millî
servetten birazcık ayırırsanız bu kardeşlerimizin
borcunu kapatırsınız ve benim Sivaslı kardeşlerimi de
ölüme terk etmemiş olursunuz.
BAŞKAN Sayın
Çonkar
5.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkarın, Batı
dünyasında Türkiyeye ve AK PARTİye yönelik ön
yargılarıyla bilinen bazı siyasi çevrelerin ve taraflı
basın-yayın organlarının Anayasa değişikliği
üzerinde negatif bir algı oluşturma çabası içerisinde
olduklarına ilişkin açıklaması
AHMET BERAT ÇONKAR
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Anayasa
değişikliği konusu, bizlerin Parlamentodaki müzakereleri
dışında basın-yayın organlarımızca ve
halkımızca da çok boyutlu olarak tartışılıyor,
değerlendiriliyor. Batı dünyasında ise Türkiyeye ve AK
PARTİye yönelik ön yargılarıyla bilinen bazı siyasi
çevreler ve taraflı basın-yayın organları Anayasa
değişikliği üzerinde negatif bir algı oluşturma
çabası içerisindeler. Eksik olmasınlar, ülkemizdeki demokrasinin
sıhhati konusunda endişelerini her fırsatta izhar ediyorlar.
Ancak, demokrasiyi ön plana çıkararak ortaya koydukları bu
tutumlarının arkasında, Anayasa değişikliğiyle
ortaya çıkacak, millî iradeye dayanan güçlü ve etkin iktidarlar ve bu
sayede ülkemizin dış müdahalelere karşı daha korunaklı
hâle gelmesi gerçeği vardır. Asıl dertleri, demokrasimizin
geleceğine dair kaygıları değil, ülkemiz üzerindeki
nüfuzlarını daha da kaybedeceklerine yönelik endişeleridir.
Aziz milletimiz gerçekleri en
iyi şekilde görmektedir ve bu konuda da basiretiyle ülkemiz için en
doğru kararı verecektir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Engin
6.-
İstanbul Milletvekili Didem Enginin, toplumsal barışı imha
edecek, ekonomik sorunları derinleştirecek, demokrasiyi rafa
kaldıracak bir Anayasa değişikliği teklifinin Meclisten
geçirilmeye çalışıldığına ilişkin
açıklaması
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Hükûmete sesleniyorum: Hatırlar mısınız,
2002de iktidarı sıfır terörle
devralmıştınız. On dört yıllık tek
başınıza iktidarınızın sonucunda bugün ülkemiz
bir terör sarmalının içinde. Bir zamanlar özgürlüklerden, ileri
demokrasiden bahsederken bugün yasaklarla, baskıyla, gözaltılarla,
tutuklamalarla anılıyorsunuz. Halkımızın yaşam
tarzına müdahalede bulunanları cesaretlendiriyorsunuz.
Mısırda laikliği överken bugün kendi ülkemizde laikliği
savunanları hapse atıyorsunuz. Bir zamanlar ekonomik istikrardan
bahsederken bugün hatalı ekonomik politikalarınızla ülkemizdeki
istikrarsızlığın bizatihi sebebi hâline geldiniz. Ülkemizin
içinde bulunduğu karamsarlığın ve umutsuzluğun adresi
oldunuz. Şimdi ise toplumsal barışımızı imha
edecek, ekonomik sorunlarımızı derinleştirecek,
demokrasimizi rafa kaldıracak bir Anayasa değişikliği
teklifini bu Meclisten geçirmeye çalışıyorsunuz. Hayır, bu
o kadar basit değil. İçte ve dışta tüm
hatalarınızın suçunu başkalarına atarak
sorumluluklarınızdan kaçamazsınız. Halkımız
karşısına çıkan ilk sandıkta elbet hatalarınızın
hesabını soracaktır.
BAŞKAN Sayın
Deligöz
7.-
Erzurum Milletvekili Orhan Deligözün, Reina saldırısını
gerçekleştiren teröristi yakalayarak büyük bir başarıya imza
atan İçişleri Bakanına ve Emniyet güçlerine teşekkür
ettiğine ve AK PARTİ ile MHPnin ortak teklifi olan Anayasa değişikliğine
CHPnin de destek vereceğini ümit ettiğine ilişkin
açıklaması
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ortaköyde 39
kişinin katili olan, terör örgütlerinin maşası Maşaripovu
yakalayarak büyük bir başarıya imza atmış olan Sayın
İçişleri Bakanımız Süleyman Soyluya ve Emniyet güçlerimize
teşekkür ediyorum.
1980de askerî darbeyle
yapılmış olan 1982 Anayasasından kalma vesayetçi maddeleri
değiştirmek suretiyle ülkemizi daha ileriye taşıyacak,
müreffeh ve kalkınmış yeni bir Türkiye oluşturacak olan
Anayasa değişikliği çalışmalarımızın
ikinci turuna başlamış bulunmaktayız.
Rahmetli Alparslan
Türkeşin, Turgut Özalın, Süleyman Demirelin ve Necmettin
Erbakanın da hayali olup gerçekleştiremedikleri bu
değişikliği yapmak biz 26ncı Dönem milletvekillerine nasip
olmaktadır.
AK PARTİ ile MHPnin ortak
teklifi olan bu değişikliğe CHPli arkadaşların da
sağduyulu ve aklıselim davranarak destek vereceklerini, emek
vereceklerini ümit ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Deligöz.
Sayın Aydın
8.-
Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Anayasaya aykırı,
demokratik rejimi tek adam rejimine dönüştüren, hukuk dışı
Anayasa değişikliği teklifinin ikinci turuna
başlanacağına ve milletvekillerini bir kez daha düşünmeye
davet ettiğine ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Anayasaya aykırı,
demokratik rejimi tek adam rejimine dönüştüren, hukuk dışı,
sadece darbe dönemlerinde görülen ve dünyada pek de benzeri olmayan Anayasa
değişikliği teklifinin ikinci turuna başlıyoruz.
Hükûmet şimdiden kolları sıvamış olacak ki laik,
bilimsel eğitimi değiştirmeye başladı, tıpkı
Amerikan ordusunun Iraka ilk girdiğinde ilk olarak Bağdat
Kütüphanesini imha etmesi gibi. Hükûmet de cumhuriyetin kurucuları olan
Yüce Önder Atatürk ile İnönüyü ders kitaplarından çıkarmaya
hazırlanıyor. Hızını alamadı, bilim tarihine de
el atıp Evrim Teorisini de kitaplardan çıkardı, bu gidişle
yerçekimini de reddederse kimse şaşırmayacak. Hükûmet ülkeyi
uçuruma sürüklüyor. demeyeceğim, uçurumun tam kenarına dayadı,
ikinci tur uçurumdan dönmek için son şans. Bu değişikliğe
Evet. diyen milletvekillerimizi bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Akın
9.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Türkiye Cumhuriyetinin
güçler ayrılığı üzerine inşa edilmiş,
çağdaş, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejim
olduğuna ve Türkiye Cumhuriyetinin bu özelliklerini ortadan
kaldıracak Anayasa değişikliğinin bir yıkım
projesi olduğuna ilişkin açıklaması
AHMET AKIN (Balıkesir)
Cumhuriyet, halk egemenliğidir, özgürlüktür, bağımsızlıktır.
Türkiye Cumhuriyeti güçler ayrılığı üzerine inşa
edilmiş, çağdaş, laik ve hukukun üstünlüğüne dayalı
bir rejimdir. Türkiye Cumhuriyetinin bu özelliklerini ortadan kaldıracak
Anayasa değişikliği bir yıkım projesidir. Cumhuriyetle
ve cumhuriyetin kazanımlarıyla sorunu olanların ve Lozandan bu
yana Türkiyede gözü olanların ortak yapımı bir projedir.
Lozanı reddedip Sevr özlemi içinde olanların, bu millete
özgürlüğü, demokrasiyi çok görenlerin projesidir. Bu, iddia edildiği
gibi yerli ve millî değildir; aynısını, benzerlerini tarih,
dünya coğrafyasının çeşitli yerlerinde diktatörlük
adı altında çok gördü. Yerli ve millî bir rejim arıyorsanız
sarılacağınız tek rejim, Atatürk ve kahraman
arkadaşlarının öncülüğünde savaş alanlarında
kurulan modern Türkiye Cumhuriyetidir.
BAŞKAN Sayın
Şeker
.
10.-
İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, tutuklu bulunan Hüsnü Mahallinin
durumuna ilişkin açıklaması
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Sayın Başkan, Hüsnü Mahalli tutuklu olarak
Cerrahpaşada yatmaktadır. Kendisini ziyaret ettim,
bağışıklık sistemi çökmüş durumda, bundan
dolayı da hematolojik tedavi görmesi gerekiyor, bacakları felç.
Tutuklu olarak yargılanmaması gereken bir konuda maalesef tutuklu.
Bir yandan tutuklu; hijyen yok, kadın-erkek tuvaletinin ortasında bir
banyo var, burada hijyenin korunması mümkün değil. Stres
altında, 3 kişiyle yatıyor; 1 gardiyan, 1 jandarmayla birlikte
gece uyku uyumuyor. Bir yandan da verilen yemeklerden yemediği yemekler
çıkarsa kantinden, dışarıdan yemek servisi
yaptırması yasaklandığı için aç
bırakılıyor, aç kalıyor ve stres altında
hastalığı daha da ilerliyor. Bir an önce bu tutukluluğuna
son vermek gerekiyor. Haksız yere
Gazeteci olarak başından beri
Suriye politikası yanlış. diyordu. Daha bugün uyandı AKP,
Numan Kurtulmuş Yanlış. demeye başladı.
Başından beri doğru söyleyeni tutuklu olarak orada bulundurmak
kabul edilemez.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Tarhan
11.-
Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, son günlerde Türk sporundaki
rekabeti centilmenlik, barış ve dostluk
anlayışının dışına çıkaran olaylar
yaşandığına ve Gençlik ve Spor
Bakanlığının konuyla ilgilenmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Son günlerde Türk sporunda
zarar veren, spordaki rekabeti centilmenlik, barış ve dostluk
anlayışının dışına çıkaran olaylar
yaşanmaktadır. Özellikle futbolda hakemlerde kutuplaşmalar,
kulüplere verilen gözdağı gibi son derece yanlış ve üzücü
restleşmeler basında yer almaktadır. Bu nedenle hakemlerden spor
kulüplerine, taraftarlardan federasyona kadar herkesin kendisini
sorgulaması gerekiyor. Çünkü kulüpler arası rekabet dostluğun
dışına çıkmış, düşmanlık boyutuna
gelmiştir. Buradan uyarıyorum, bu çekişmeler âdeta bir terör
sorunu gibi can yakacak boyuta gelecektir. Bu nedenle, Spor
Bakanlığı konuyla ilgili olarak gereğini
yapmalıdır.
BAŞKAN Sayın
Yedekci
12.-
İstanbul Milletvekili Gülay Yedekcinin, Mustafa Kemal Atatürk ve
İsmet İnönüyü ders kitaplarından çıkaran Millî Eğitim
Bakanlığını kınadığına ve Anayasa
değişiklik teklifinin yasalaşması hâlinde Türkiye
Cumhuriyetinin demokratik, laik ve hukuk devleti olma niteliğini
yitireceğine ilişkin açıklaması
GÜLAY YEDEKCİ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Daha teklif yasalaşmadan
Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü kitaplardan
çıkarılmaya başlandı. Millî Eğitim
Bakanlığının bu uygulamasını kınıyoruz.
Teklifin yasalaşması hâlinde Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve
hukuk devleti olma niteliğini yitirecektir. Böyle bir gelişmenin
ülkemizi terör, ekonomik sıkıntılar ve savaş tehdidi
altında bulunduğu bir dönemde daha da ayrıştırarak
içeride ve dışarıda çok ciddi badirelerin içine
atacağını görüyor ve bundan derin endişe duyuyoruz.
Ülkemizi ekonomik, siyasi, sanatsal, eğitimsel alanda yıkma
anlamına gelen bu Anayasa teklifine Hayır. diyoruz ve ayağa
kalkıyoruz.
Şairin de dediği
gibi:
Nerede olursan ol,
İçerde,
dışarda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının,
fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş
ile,
Umut ile, sevda ile, düş
ile
Dayan rüsva etme beni.
İnanıyoruz iyi
yürekli insanlar kazanacak, iyi insanlar kazanacak, başka çaresi yok.
BAŞKAN Sayın
Gaytancıoğlu
13.-
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, Maliye
Bakanlığına at antrenörü ve Sosyal Güvenlik Kurumuna çizgi film
mezunu birisinin atanmaları konusunda bir açıklama beklediğine
ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz günlerde
işsizlik rakamları açıklandı. Ülkemizde diplomalı
işsizliğin önemli bir bölümünü iktisadi ve idari bilimler fakültesi
mezunları oluşturmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda,
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi mezunlarının önemli bir
kaynağı olan Maliye Bakanlığı bünyesine at antrenörü,
tekrar söylüyorum at antrenörü ataması yapılmıştır.
Binlerce işsiz maliye mezunu varken ve uzmanlaşmanın hayati önem
taşıdığı günümüzde liyakat esaslarına uyulmadan
alım yapıldığı iddialarına neden olan bu atamalar
neden yapılmaktadır? Daha önce, Sosyal Güvenlik Kurumu, çizgi film
mezunu birini özel nitelikli kodu ekleyerek 66 KPSS puanıyla istihdam
etmiştir. Çizgi film mezunu bir bireyin SGKda, at bakıcısı
birinin Maliye Bakanlığında ne iş yapacağını
çok merak ediyor, bir açıklama bekliyorum.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım...
14.-
Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın, tutuklu 11
HDP milletvekilinin Anayasa değişikliği görüşmelerine
katılamamalarının tam bir garabet olduğuna ve HDP Grubu
olarak kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran bu
sistemden yana olmalarının mümkün olmadığına ilişkin
açıklaması
BEHÇET YILDIRIM
(Adıyaman) Teşekkürler Başkanım.
Bugün Anayasa
değişikliği adı altında getirilen yasa
tasarısının ikinci tur görüşmelerine başlıyoruz.
Eş genel başkanlarımızın, grup başkan
vekillerimizin, toplamda 11 milletvekilimizin bu görüşmelere
katılamamaları, görüşlerini ifade edememeleri tam bir
garabettir. Özünde OHAL ve kanun hükmündeki kararnameyle rafa
kaldırılan demokrasiyi tamamen ortadan kaldıracak olan bu yasaya
Evet. demek, Türkiye halklarının intiharıdır. Her gün
yüzlerce telefon, mesaj ve mail almaktayız, Sakın bu yasaya geçit
vermeyin. diye. Halkımız müsterih olsun, bizim HDP Grubu olarak
yasama, yürütme ve yargıyı tek elde toplayan, kuvvetler
ayrılığını tamamen ortadan kaldıran bu sistemden
yana olmamız mümkün değildir. Türkiye'nin temel gündemi bu tek adam
yasası olmamalı, öncelikli hedefimiz tam demokrasi, özgürlükler, iç
barış ve kaotik durumdan çıkış olmalıdır.
Bizleri bu konuda uyaran, yasaya Hayır. dememizi isteyen
halkımızın talepleri, temennileri, bizim de istek ve temennilerimizdir.
BAŞKAN Sayın
Atıcı...
15.-
Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının,
Cumhurbaşkanlığı sistemi ve rejim
değişikliği konusunda parti ayrımı yapmadan herkese
seslenmek istediğine ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanlığı sistemi ve
rejim değişikliği için parti ayrımı yapmadan herkese
seslenmek istiyorum:
Atatürke bile verilmeyen
Meclisi feshetme yetkisini bir tek kişiye vermeye razı
mısınız?
Sorgusuz sualsiz savaş
ilan etme yetkisini bir tek kişiye vermeye razı
mısınız?
80 milyon kişiden
toplanan devlet bütçesinin bir tek kişi tarafından
kullanılmasına razı mısınız?
Terör
azalmadığı hâlde, ekonomi kötüye gittiği hâlde tüm
yetkileri bir tek kişiye vermeye razı mısınız?
Bu kadar çetrefilli bir
coğrafyada uluslararası anlaşma yapma yetkisini bir tek
kişiye vermeye razı mısınız?
Bir tek kişinin
Parlamentonun çoğunluğunu belirlemesine razı
mısınız?
Bir tek kişinin yüksek
yargı üyelerini belirlemesine razı mısınız? Razı
değilseniz, rejim değişikliğine hep birlikte hayır
demeliyiz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Durmuşoğlu
16.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, aralarında
Osmaniyeli Mahmut Avanın da bulunduğu Diyarbakırda şehit
düşen polislere Allahtan rahmet dilediğine, Reina
saldırısını gerçekleştiren teröristin yakalanması
nedeniyle İçişleri Bakanını ve Emniyet
mensuplarını kutladığına ve Anayasa
değişikliğine, siyasi istikrar, daha fazla temsil hakkı,
hızlı ve etkili bir yürütme ve yargının bağımsızlığı
için evet dediklerine ilişkin açıklaması
MÜCAHİT
DURMUŞOĞLU (Osmaniye) Teşekkürler Sayın Başkan.
Diyarbakırın Sur
ilçesinde şehit düşen, aralarında Osmaniyeli hemşehrimiz,
polis memuru Mahmut Avanın da bulunduğu kahramanlarımıza
Allahtan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
İstanbulda
yılbaşı gecesindeki hain saldırıyı gerçekleştiren
teröristin güvenlik güçlerimizin başarılı bir operasyonuyla
yakalanmasında olduğu gibi, şu an canla başla mücadele eden
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soyluyu ve tüm kahramanlarımızı
kutluyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın terör örgütlerine
yönelik olarak dün yaptığı çağrıyı Gazi
Meclisimizin çatısı altında bir kez daha tekrar edeceğim:
Elinizden geleni ardınıza koymayın, elinizden geleni
ardınıza koymayın, elinizden geleni ardınıza
koymayın.
Bugün ikinci tur
görüşmelerine başlayacağımız Anayasa
değişikliği teklifiyle ilgili bazı noktaları özellikle
vurgulamak istiyorum: Biz kalıcı siyasi istikrar için evet diyoruz.
Biz daha fazla temsil hakkı için evet diyoruz. Biz hızlı ve
etkili bir yürütme için evet diyoruz. Biz yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
için evet diyoruz. Biz rejim değişikliği için değil,
sistem değişikliğine evet diyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Şimdi, söz talebinde
bulunan grup başkan vekillerine söz vereceğim.
Sayın
Yıldırım, buyurun.
İki dakikadır
süreniz.
17.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın,
Cumhurbaşkanının Halkların Demokratik Partisini hedef
gösteren bazı ifadelerde bulunduğuna, BİRLEŞİK
METAL-İŞin grevinin millî güvenlik gerekçesiyle altmış gün
ertelenmesine, yargının HDPye dönük siyasi soykırım
operasyonlarını sürdürdüğüne ve DAİŞliler sabit
ikametgâhtan ötürü serbest bırakılırken 63 yaşındaki
kanser hastası Mehmet Ekicinin bir basın açıklamasına
katıldığı için Malazgirtte gözaltına
alınmasına ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, dün,
Cumhurbaşkanı, yapmış olduğu bir konuşmada yine
partimizi hedef gösteren, asla bizim ilişki içerisinde
olmadığımız güçlerle ilişki içerisinde gösteren,
sözlerini çarpıtan ve Parlamentoda polise, askere, korucuya
saldırdığımızı söyleyen ve Diyarbakırdaki
polislerin hayatını kaybetmesi üzerinden siyasi bir nemalanma
çıkardığımızı mesnetsizce partimize
yöneltmiştir. Oysaki, dün, sizin şahitliğinizde ve Parlamentonun
şahitliğinde, Diyarbakırdaki olayı kabul edilemez
bulduğumuzu, sebebi ne olursa olsun, kimden gelirse gelsin bunu
reddettiğimizi ve bunlara başsağlığı dileyen ilk
parti olduğumuzu bütün Genel Kurulun şahitliğinde özellikle
ifade ettik partimiz adına. Buna rağmen, bakın, dün hedef gösterildi,
bugün Hatayda 50ye yakın il, ilçe yöneticimiz resmen
Cumhurbaşkanının talimatıyla
Çünkü, bunların, bu
açıklamaların sonrasında hep partimize dönük siyasi operasyonlar
yapılmaktadır. Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı yeni
bir referandum sürecinde ülkeyi militarize ederek, gerçek gündeminden
kopararak, partimizi hedef göstererek bir atmosfer yaratmaya
çalışıyor, aynen 1 Kasım sürecinde olduğu gibi; Ya
kaos ya 400 milletvekili., çok iyi hatırlıyoruz Cumhurbaşkanının
bu cümlelerini.
Yine, değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanı, yine, ülke gündeminden kopuk Asil Çelik Sanayi Ticaret
Anonim Şirketine bağlı BİRLEŞİK
METAL-İŞin grevini millî güvenlik gerekçesiyle altmış gün
ertelediğini dün ifade etti, bugün Resmî Gazetede yayımlandı.
Bir emek örgütünün hak arama sürecinin millî güvenlikle nasıl bir ilgisi
olabilir?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
Bir dakika daha veriyorum
Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tabii, ülkenin yargısı bir yandan partimize dönük siyasi
soykırım operasyonlarını yürütürken
Bakın, bugün, bu
sabah benim seçim bölgem olan Muşun Malazgirt ilçesinde 63
yaşındaki Mehmet Ekici, bir kanser hastası ve son evre; kemoterapiden
dönerken bir basın açıklamasına katıldığı
için gözaltına alınmış; ibretlik bir durumdur. Biz, tabii,
yargının, DAİŞli tutuklu sanıkları sabit
ikametgâh gerekçesiyle serbest bırakmakla meşgul olduğunu iyi
biliyoruz. DAİŞlileri sabit ikametgâhtan ötürü serbest bırakan
yargı, 63 yaşındaki beyin kanseri ve son evresini yaşayan
Mehmet Ekiciyi Malazgirtte gözaltına almıştır; ibretlik
bir durumdur. Şu anda gözaltında tutulmaktadır, belki de hiç
tutuklanmasına, yargılanmasına mahal kalmaksızın
gözaltındayken hayatını kaybedecektir diyorum.
Bütün Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yıldırım.
Sayın Özel
18.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
olağanüstü hâlin ilan edilmiş olduğu, korku, endişe,
kaygı ve tehditlerin egemen olduğu bir süreçte Anayasa
görüşmelerini ve bir referandumu sağlıklı
bulmadıklarına ve Anayasaya ve İç Tüzüke uygun, tam bir
gizlilik hâli içinde oylar kullanıldığı takdirde
oturumların bu Meclisin millete vermesi gereken mesaja uygun olarak
seyredeceğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün akşam geç saatlere
kadar süren bir birleşimin sonucunda Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapan Kanun olarak isim almış bir
torba yasayı geçirdik. İçinde bizlerin desteklediği,
vatandaşın beklediği birkaç madde vardı, onlara yürekten
destek verdik, hatta bazı önergelerde 4 parti ortaklaşarak katkı
sağladık. Ama bir diğer yandan da asla kabul edilemez maddeler
vardı, torba yasa mantığı içinde, kendi
mantığı içinde bunlara da Cumhuriyet Halk Partisi olarak
olabildiğince en net muhalefetimizi yaptık.
Bugün artık Anayasa
görüşmelerinin ikinci turu başlıyor. Elbette, birinci tur
oylamalarıyla ilgili, oy kullanma düzeniyle ilgili, Anayasada ve İç
Tüzükte açıkça belirtilen gizlilik kuralına uyulmamasıyla
ilgili birtakım tespitlerimizi ve ikinci turla ilgili taleplerimizi
ilerleyen zamanlardaki olabilecek usul tartışmalarında
aldığımız sözlerde ifade edeceğiz.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak olağanüstü hâlin ilan edilmiş olduğu; âdeta, OHALin
havadaki oksijeni tükettiği, kimsenin sağlıklı
düşünemediği; korku, endişe, kaygıların egemen
olduğu; gazetecilerin, akademisyenlerin, düşünen herkesin
gözaltı, uzun gözaltı ve ön infaz niteliğindeki tutuklamalarla
tehdit altında olduğu bir süreçte Anayasa görüşmelerini ve bir
referandumu sağlıklı bulmuyoruz.
Bugün burada, biraz önce
iktidar partisinden söz alan bazı saygıdeğer milletvekillerinin
de ikinci tur oylamaları öncesinde gerilimi artırıcı ve
meydan okuyucu ifadelerini son derece tehlikeli, yersiz, tahrik edici ve
talihsiz bulduğumu ifade etmeliyim.
Bundan sonraki süreçte,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak Anayasaya ve İç Tüzüke uygun, tam bir
gizlilik hâli içinde oylar kullanıldığı takdirde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
oturumların, bu Meclisin millete vermesi gereken mesaja uygun olarak
seyredeceğine ve sizin buna riyaset makamı olarak en üst düzeydeki
katkıyı sağlayacağınıza inanıyoruz.
Bütün arkadaşlardan bu
kadar inandıkları, bu kadar güvendikleri, bu kadar savundukları
bir sistemde oylarını kapalı verecek kadar öz güven sahibi
olmalarını, iktidar partisi grubundan bu 316 imzanın ki sürekli
dile getiriliyor- gereğini milletvekillerinin yapmakta herhangi bir
denetime, gizli oyun alenileştirilmesine tevessül etmeyeceklerini ümit
ediyorum. Aksi durumda, yapılacak oylamaların meşruiyeti
olmayacağı gibi burada fiziken de imkânsız hâle geliyor, herkes birbirine
müdahale ediyor. O görüntüler doğru değil. Ben kendi özgür
iradeleriyle oy kullanacak milletvekillerinin milletvekilliği
kimliğine yakışmayacak ya da dışarıdan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
bu
kimliğe yakışmayacak muamelelere tabi tutulmamalarını
ümit ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Umarım, diliyorum ve
inanıyorum ki oylamaları Meclisin onuruna yakışır bir
şekilde yerine getireceğiz.
Başka söz talebinde
bulunan grup başkan vekili yok.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 21 milletvekilinin, TOKİde
iş güvenliği konusunda uygulanmakta olan politikaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/438)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Başbakanlık Toplu
Konut İdaresi Başkanlığında (TOKİ) ölümlü iş
kazaları konusunda yeterince alınmayan tedbirlerin ve yapılmayan
denetimlerin araştırılması ve iş güvenliğinin
yeterince uygulanıp uygulanmadığının incelenmesi
amacıyla Anayasa'nın 98inci ve İç Tüzükümüzün 104üncü ve
105inci maddeleri gereğince Meclis araştırma komisyonu
açılması hususunu saygılarımızla arz ederim.
1)
Uğur Bayraktutan (Artvin)
2)
Kadim Durmaz (Tokat)
3)
Kazım Arslan (Denizli)
4)
Mahmut Tanal (İstanbul)
5)
Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
6)
Türabi Kayan (Kırklareli)
7)
Ceyhun İrgil (Bursa)
8)
Ahmet Akın (Balıkesir)
9)
Veli Ağbaba (Malatya)
10)
Vecdi Gündoğdu (Kırklareli)
11)
Ali Akyıldız (Sivas)
12)
Mazlum Nurlu (Manisa)
13)
Orhan Sarıbal (Bursa)
14)
Gülay Yedekci (İstanbul)
15)
Tur Yıldız Biçer (Manisa)
16)
Nihat Yeşil (Ankara)
17)
Candan Yüceer (Tekirdağ)
18)
Hüseyin Yıldız (Aydın)
19)
Tekin Bingöl (Ankara)
20)
Onursal Adıgüzel (İstanbul)
21)
Ünal Demirtaş (Zonguldak)
22)
Mehmet Göker (Burdur)
Gerekçe:
Ülkemizde
iş kazaları konusunda en önemli incelenmesi gereken kurumların
başında Başbakanlık Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı (TOKİ) gelmektedir. Konut, hastane, adliye
ve benzeri yerleri ihaleyle müteahhitlere veriyor ve acele bitirilmesini
istiyor, bu da iş kazalarını tetikliyor. Ülkemizdeki yapı
işlerindeki müteahhit sayısı 135 bin. Bu sektör her yıl
iş güvenliği tedbirlerinin yeterince
alınmadığından dolayı ölümlü kazalara sebebiyet
veriyor.
Bu bilgiler
doğrultusunda; TOKİ'de iş güvenliği konusunda uygulanmakta
olan politikaların araştırılması, yerinde tespit
edilmesi, alınacak tedbirlerin belirlenmesi ve ölümlü iş
kazalarının önlenmesi amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca Meclis
araştırması açılması hususunu arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
2.-
Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve 21 milletvekilinin, özel idareye
ait mallarının AKPnin belediyelerine devredildiğini ancak
diğer belediyelere aynı uygulamanın
yapılmadığı iddialarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/439)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Kapatılan özel idareye
ait mallarının AKPnin belediyelerine devredildiğini ancak
diğer belediyelere aynı uygulamanın
yapılmadığı iddialarının belirlenip, yerinde
araştırılması amacıyla Anayasanın 98inci ve
İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırma komisyonu açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Uğur
Bayraktutan (Artvin)
2) Mahmut Tanal (İstanbul)
3) Kadim Durmaz (Tokat)
4) Türabi Kayan (Kırklareli)
5) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
6) Mazlum Nurlu (Manisa)
7) Orhan
Sarıbal (Bursa)
8) Nihat
Yeşil (Ankara)
9) Kazım
Arslan (Denizli)
10) Ali
Akyıldız (Sivas)
11) Gülay Yedekci (İstanbul)
12) Tur
Yıldız Biçer (Manisa)
13) Candan Yüceer (Tekirdağ)
14) Ceyhun
İrgil (Bursa)
15) Hüseyin
Yıldız (Aydın)
16) Ahmet
Akın (Balıkesir)
17) Tekin Bingöl (Ankara)
18)Veli
Ağbaba (Malatya)
19) Onursal
Adıgüzel (İstanbul)
20) Vecdi
Gündoğdu (Kırklareli)
21) Ünal
Demirtaş (Zonguldak)
22) Mehmet Göker (Burdur)
Gerekçe:
Trabzon, Konya, Denizli gibi
AKP'li belediye başkanlarının görev yaptığı
kentlerde kapatılan özel idare mallarını bu yerel yönetimlere
devreden iktidar, CHPli İzmir ve Aydın belediyelerinde ise farklı
bir tavır izlediği iddia ediliyor. Milyarlarca liralık
gayrimenkuller Hazineye ya da bakanlıklara devrediliyor.
Aydında da özel idareye
ait yaklaşık 1,5 milyar liralık 968 taşınmazdan sadece
17sinin CHP'li büyükşehir belediyesine verildiği iddia edildi.
Kuşadası ve Didimdeki oteller de CHPli Büyükşehir Belediyesine
değil de bakanlıklara devredilmesi tüm bu iddiaları
doğrular niteliktedir. Aydındaki en değerli mülklerin
İçişleri ve Maliye bakanlıklarına devredilmesine
karşın; AKPli Başkanın yönettiği Denizlide
malların büyük bölümünün Büyükşehir Belediyesine verilmesi
iktidarın çifte standart uygulandığının en büyük
kanıtıdır. Benzer ayrımcılığı
İzmirde de CHP'li belediyelerden kaçırılarak Hazineye devredildiği
kamuoyu tarafından iddia edilmektedir.
Yukarıda belirtilen
hususlar ışığında; özel idareye ait
mallarının AKPnin belediyelerine devredildiğini ancak
diğer belediyelere aynı uygulamanın
yapılmadığı iddialarının belirlenip
araştırılması ve tüm Türkiyede adil
dağılımın yapılıp
yapılmadığının gözlenmesi ve kamuoyundaki
iddiaların netlik kazanması amacıyla Anayasanın 98inci ve
İç Tüzükümüzün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırma komisyonu açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
3.-
İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ve 22 milletvekilinin, çocuk
işçilerin yaşadığı sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/440)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de çalışan
çocuk işçi sayısı 1 milyona yakındır. Bununla birlikte
bu çocuklarımız zor ve ağır çalışma
koşullarında çalışmakta, bu koşullar
çocuklarımızın kişisel gelişimini olumsuz yönde
etkilemektedir. Çocuk işçilerin yaşadığı sorunlar
araştırılmalı ve onların çalışma
şartlarını iyileştirecek adımlar Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından atılmalıdır. Bu gerekçeyle
Anayasanın 98inci ve TBMM İç Tüzüğünün 104üncü ve 105inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması açılması
için gereğini arz ederiz.
1) Zeynel Emre (İstanbul)
2) Mustafa Sezgin
Tanrıkulu (İstanbul)
3) Ahmet
Akın (Balıkesir)
4) Mahmut Tanal (İstanbul)
5) Kadim Durmaz (Tokat)
6) Ceyhun
İrgil (Bursa)
7) Ali
Akyıldız (Sivas)
8) Mazlum Nurlu (Manisa)
9) Kazım
Arslan (Denizli)
10) Orhan
Sarıbal (Bursa)
11) Tur
Yıldız Biçer (Manisa)
12) Gülay Yedekci
(İstanbul)
13) Candan Yüceer (Tekirdağ)
14) Türabi Kayan (Kırklareli)
15) Nihat
Yeşil (Ankara)
16) Vecdi
Gündoğdu (Kırklareli)
17) Uğur
Bayraktutan (Artvin)
18) Hüseyin
Yıldız (Aydın)
19) Tekin Bingöl (Ankara)
20) Utku
Çakırözer (Eskişehir)
21) Veli
Ağbaba (Malatya)
22) Ünal
Demirtaş (Zonguldak)
23) Mehmet Göker (Burdur)
Gerekçe:
Çocuk işçiliği
günümüzde dünyada ve Türkiye'de insani gelişim açısından çok
ciddi bir sorundur. Çalışan çocuklar insani gelişimlerini
tamamlamakta zorlanmakta ve bununla beraber bazı temel özgürlüklerinden,
onların gelişimine yardım edecek aktivitelerden de mahrum
bırakılmaktadır. Çalışan çocuklar fiziksel olduğu
kadar aynı zamanda sosyal, kültürel ve duygusal eğitim yönünden de
gelişememektedir.
Çocuk işçiliğine
karşı dünyanın pek çok yerinde projeler yürütülmektedir. Çocuk
İşçiliğinin Önlenmesine Yönelik Uluslararası Program (IPEC)
ile birlikte Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)
sözleşmelerinden olan Asgari Yaş Sözleşmesi bu konuda
atılan adımlardan bazılarıdır.
Türkiye bu tip projelere her
ne kadar dâhil olsa da ülkemizde son yıllarda çocuk işçiliği
açısından ne yazık ki olumsuz bir tablo yaşamaktadır.
1994-1999 arasında istihdamdan çekilen çocuk sayısı
yıllık ortalama 128 binken bu sayı 1999-2006 yılları
arasında ortalama 74 bine düşmüştür. 2006-2012 yılları
arasında ise çocuk işçiliğindeki azalma oranı durmuş,
tekrar yükselişe geçmiş ve 2012 yılında çocuk işçi
sayısı 893 bine ulaşmıştır.
Türkiye'de çocuk işçi
sayısı bir hayli yüksek olmakla birlikte bu çocuklar bir hayli zor ve
ağır koşullarda çalıştırılmaktadır.
Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'in 2013 raporuna göre, ücretli ya da
yevmiyeli olarak çalışan çocukların yüzde 3,4ü sakatlanma ve
yaralanmalar yaşamıştır, yüzde 34'ü aşırı
yorulmaktadır, üçte 1ine iş yerinde yemek verilmemektedir.
Çalışan çocuklarımızın
yüzde 36'sının haftalık izni, yüzde 89'unun ise yıllık
ücretli izni verilmemektedir. Bu veriler geleceğimizin teminatı olan
çocuklarımızın ne kadar zor ve ağır koşullarda
çalıştırıldığını da ortaya
koymaktadır. Özellikle 2012 yılında yasalaşan 4+4+4
yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş
aralığına çekilmiş, bununla birlikte ortaokulun bitiş
yaşı olan 13 aynı zamanda çocuk işçiliğinin
yaygınlaşma yaşı olmuştur.
Türkiye, hızla artan
çocuk işçiliğiyle mücadele etmek ve çocuk işçilerin
çalışma şartlarını düzenlemek, iyileştirmek ve
onların tüm insani gelişimlerini tamamlayacak adımları
atmak zorundadır. Bu nedenle tüm bu veriler detaylıca
değerlendirilmeli ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
çocuklarımızı koruyacak adımları ivedilikle
atmalıdır.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının iki tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup oylarınıza sunacağım:
B)
Tezkereler
1.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa
Parlamentosu (AP) Katılım Öncesi Eylem Birimi tarafından, 30-31
Ocak 2017 tarihlerinde Belçikanın başkenti Brükselde düzenlenecek
olan Genişleme Bölgesinde Yerel ve Bölgesel Yönetimler ve AB Bölgesel
Politikası" başlıklı parlamentolar arası
konferansa katılım sağlanmasına ilişkin tezkeresi
(3/868)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa Parlamentosu (AP)
Katılım Öncesi Eylem Birimi tarafından 30-31 Ocak 2017
tarihlerinde Belçika'nın başkenti Brüksel'de "Genişleme
Bölgesinde Yerel ve Bölgesel Yönetimler ve AB Bölgesel Politikası"
başlıklı parlamentolar arası konferans düzenlenecektir.
Söz konusu konferansa
katılım sağlanması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9'uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Ahmet
Aydın
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa
Birliği Konseyi Malta Dönem Başkanlığı
tarafından, 30 Ocak-1 Şubat 2017 tarihlerinde Belçikanın
başkenti Brükselde Malta Temsilciler Meclisi ve Avrupa Parlamentosu
tarafından ortaklaşa olarak düzenlenecek olan "Avrupa Sömestri
Konferansı" ve "Avrupa Birliği İçinde İstikrar,
Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim" konulu parlamentolar arası
konferansa katılım sağlanmasına ilişkin tezkeresi
(3/869)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa Birliği Konseyi
Malta Dönem Başkanlığı tarafından 30 Ocak-1 Şubat
2017 tarihlerinde Belçika'nın başkenti Brüksel'de Malta Temsilciler
Meclisi ve Avrupa Parlamentosu tarafından ortaklaşa olarak "Avrupa
Sömestri Konferansı" ve "Avrupa Birliği İçinde
İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim" konulu
parlamentolar arası konferans düzenlenecektir.
Söz konusu konferanslara
katılım sağlanması hususu, 28/3/1990 tarihli ve 3620
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9'uncu maddesi
uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Ahmet
Aydın
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
HDP Grubunun, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
arkadaşları tarafından, 10 Aralık İnsan Hakları
Günü vesilesiyle, uzun bir süredir devam eden ancak OHAL döneminde
boyutları bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil
vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması, hak ihlallerinin tespiti amacıyla
4/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
18/1/2017 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Yıldırım
Muş
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
4 Ocak 2017 tarihinde, Adana
Milletvekili Sayın Meral Danış Beştaş ve
arkadaşları tarafından verilen 3448 sıra numaralı, 10
Aralık İnsan Hakları vesilesiyle, uzun bir süredir devam eden ancak
OHAL döneminde boyutları bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama
ve sivil vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması, hak ihlallerinin tespiti amacıyla
Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 18/1/2017 Çarşamba günlü birleşiminde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı tarihli
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde ilk olarak Mardin Milletvekili
Sayın Mithat Sancar konuşacak.
Buyurun Sayın Sancar.
(HDP sıralarından alkışlar)
MİTHAT SANCAR (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olağanüstü hâlin
ilan edildiği 20 Temmuz tarihinden bu yana insan hakları ihlalleriyle
ilgili raporlar 12 Eylül dönemini hatırlatıyor maalesef.
Gözaltına alınanların sayısı, keyfî gözaltılar,
gözaltı süresi, gözaltında kaybetmeler bile şimdi bu dönemde
istatistiklere girmeye başladı. İşkence ve kötü muameleyle
ilgili bilgiler, çok ciddi iddialar, yargısız infazlar; bütün bunlara
baktığınızda sanki 12 Eylül dönemini yeniden
yaşıyormuşuz gibi bir tabloyla karşı
karşıyayız.
Bu tablodan gurur duyanlar
var mıdır, bilmiyorum. Bu tabloyu herhangi bir makul gerekçeyle
meşrulaştırabilecek bir iktidar sözcüsü, milletvekili, bakanı
var mıdır bilmiyorum fakat bütün enerjiyi, iktidar partisi ve Hükûmet
bütün enerjiyi, olağanüstü hâli en etkili şekilde kullanıp bu
Anayasa değişikliğini geçirmeye
yoğunlaştırmış görünüyor. Olağanüstü hâl güya
devletin kendi içine uygulanmak üzere ilan edilmişti ve mümkünse üç ay
dolmadan kaldırılacaktı ama maalesef o günden bugüne aylar
geçti, olağanüstü hâli kaldırma niyeti yok Hükûmetin. Neden yok?
Belli ki bu kadar keyfî yönetme imkânı büyük avantajlar sağlıyor,
bunu gördüler. Bir de iktidar yoğunlaşması, gücün artması
bir tür zehir etkisi yaratıyor ama keyif veren bir zehir gibi bünyeye
giriyor ve bünyede yayılıyor, uyuşturuyor iktidar
sarhoşluğu diyoruz buna. Güç uyuşturuyor, iktidar sarhoşluğuna
kapılanlar daha çok iktidar istiyorlar, daha çok iktidar istedikçe de
onlara itiraz eden her çevreyi susturmayı kendilerine hak olarak
görüyorlar. Rakamları okumayacağım çünkü gerçekten vahim bir
tablo burada sıralanan rakamlar, ihlallerle ilgili veriler, ihlallerle
ilgili tespitler son derece vahim. İktidar partisi sözcüleri Anayasa
değişikliğiyle ilgili bugün de söz aldılar,
konuştular. Evet, ikinci tur görüşmeler bugün başlıyor.
Vurguladıkları tek nokta var: Halk karar verecek, Cumhurbaşkanını
seçecek, seçimle gelecek dolayısıyla demokratik meşruluğu olacak,
sistem de buradan hareketle tam demokrasi olacak. Neye göre tam demokrasi
olacak? diye sorduğumuzda verdikleri tek cevap var: 1982
Anayasasına göre veya bundan önceki vesayetçi sisteme göre. İroni
şurada: Evet, uzun yıllar bir vesayetçi sistem hâkimdi bu ülkede ve
Türkiyede bütün demokratlar vesayetçi sisteme karşı her şart
altında mücadele ettiler, ben de bunlardan biriyim. Vesayetin her türüne
karşı çıkarım. Fakat eski dönemdeki vesayetin kendi içinde
bir kuvvetler ayrılığı vardı. Mesela yargı, ordu
ve hariciye ya da sivil askerî bürokrasi diye ikiye ayrılıyor ve
orada vesayet yetkileri içinde kendine göre bir kuvvetler
ayrılığı ilkesi fiilen uygulanıyordu. Şimdi
önerilen sistemde, şu ironik kuvvetler ayrılığı
uygulamasına bile imkân yok, çünkü kuvvetleri tek elde toplamaya
yönelmiş bir sistem bu. Cumhurbaşkanına yetkiyi verin. Neyle
vereceğiz? Efendim, seçimle vereceğiz. Seçimde ne kadar yeterli?
Oylamaya katılanların yüzde 50sinin 1 oy fazlası yeterlidir.
Yani milletin tamamını temsil edecek diye yetkilendirilen
Cumhurbaşkanı da yüzde 50+1 oy aldığında göreve
gelmesi yeterli olacak ve bütün milleti temsil edecek, millet adına sonsuz
görünen denetimsiz yetkileri kullanabilecek. Bundan daha büyük vesayet olmaz arkadaşlar.
Getirdiğiniz sistem, içinde
ironik kuvvetler ayrılığını bile
barındırmayan, ona da imkân vermeyen tekçi bir sistemdir. Tek adam
yönetimi dediğimizde kastettiğimiz, sadece yetkilerin tek adamda
toplanması değil, aynı zamanda bütünüyle tekçi bir siyasal
mantık ve anlayışın hayata geçirilmesidir. Tekçiliğin
karşıtı, çoğulculuktur. Çoğulculuk ise özgürlükler ve
haklarla ancak sağlanabilir. Şimdi, hem özgürlüklerle ilgili en ufak
bir düzeltme içermeyen bir teklif getireceksiniz, hukuk devleti güvencelerini,
ilkelerini sağlamlaştıran hiçbir öneri getirmeyeceksiniz,
hakların kullanımını garanti eden hiçbir güvence, hiçbir
düzenleme getirmeyeceksiniz ve hem de bu paketi vesayete karşı
demokrasiyi ilerletme hamlesi olarak niteleyeceksiniz.
Gerçekten, bütün
samimiyetimle soruyorum: Bunu söyleyen arkadaşlar bu gerekçeye
inanıyorlar mı? Kendi söylediklerine gerçekten inanıyorlar
mı? Şunu deseler, defalarca burada belirttim, yeminle, itiraz
etmeyeceğim, ya, arkadaşlar, tamam, ne gerekçeye bakmaya gerek var ne
de uzun uzun öyle lafları ortalıkta dolandırmaya gerek var.
Bizim istediğimiz, tek adam yönetimi; daha doğrusu biz, bir tür
monarşi istiyoruz, bir tür padişah yetkileri istiyoruz. 1786
Anayasasından da geri bir sistem istiyoruz, meşruti olmayan bir
monarşi istiyoruz. deseniz, tamam, kalkarız burada iki tezi
tartışırız ama öyle yapmıyor iktidar partisi sözcüleri
illa da efendim, getirdikleri sistemin özgürlükçü olduğunu, demokrasiyi
güçlendirdiğini söyleyecekler. Ee, bu kadar tutarsızlık, daha
doğrusu, yani kötü bir söz kullanmak istemem ama biraz fazla
pişkinlik gibi görünüyor bana bu, daha samimi bir
tartışmayı da önlüyor.
Seçime bu kadar vurgu yapan
bir iktidar, seçimi bütün meşruiyetlerin kaynağı olarak gösteren
bir parti, hiç olmazsa seçimlerin evrensel ilkelere uygun yapılmasını
savunsaydı ve bunu sağlasaydı. Sadece son üç seçime bakın,
7 Haziran seçimleri öncesi partimize yönelen saldırıların
listesi çok kabarık, sayamayız, burada defalarca dile getirdik. O
baskılar altında dimdik ayakta durduk ve yüzde 13ün üzerinde oy
aldık, tek başına hükûmet kurmasını AKPnin
engelledik. Ne olduysa o zaman oldu işte, intikam operasyonları ondan
sonra başladı. 7 Haziranın sonuçlarını geçersiz ilan
etti Cumhurbaşkanı, fiilen geçersiz ilan etti. 1 Kasım
seçimlerine girdik tam bir baskı ve kaos ortamında. Seçimlerde de
evrensel ilkelere uymayı gerekli görmüyor bu yönetim
anlayışı. O zaman seçimleri niye yüceltiyorsunuz?
Şimdi, olağanüstü
hâl şartlarında seçime gidiyoruz, bizim partinin yani Meclisteki en
büyük 3üncü gruba sahip partinin eş başkanları, grup
başkan vekilleri ve milletvekilleri içerideler. Bağımsız
yargı kararıyla diyeceksiniz, buna yani eminim aranızda inanan
bir kişi bile yoktur, bağımsız yargı kararıyla bunların
içeride tutulduklarına. Bu, bir rehin alma yöntemidir ve seçimi de kendi
avantajına dönüştürmek için her türlü fırsatı kullanma
anlayışıdır.
Eğer seçimler kutsalsa
serbest, özgür bir ortamda yapılmalı; böylece milletin, kendi
iradesini özgürce ifade etmesi sağlanmalı. Özgürlüğü elinden
alınmış bir milleti tek kişinin temsil etme iddiası,
vesayet tanımının en güçlü örneğidir. Önerdiğiniz
sistem, gerçek anlamda, güçlü bir vesayet sistemidir. Cumhurbaşkanı,
milletin vasisi olacak; millet dediğiniz de onu seçen yüzde 50nin
vasisi olacak; diğer yüzde 50, özgürlüklerden mahrum
bırakılacak, haklardan mahrum bırakılacak ve eşit,
özgür, adil bir yarış yapılmayacak.
Referanduma gider miyiz?
Bilmiyorum. Ben buradaki milletvekillerinin, en azından AKP ve MHP içinde
de bazı milletvekillerinin çeşitli yöntemlerle rehin alınmak istendiğini
düşünüyorum. Bu rehin operasyonunu kıracak milletvekilleri AKPde ve
MHPde vardır, ben buna inanıyorum.
Bir de, helal seçim
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) - MHP vekilleri terörist değil. Kimse rehin
alamaz, kafanızı yormayın siz.
MEHMET NECMETTİN
AHRAZOĞLU (Hatay) - Milliyetçi Hareket Partisinde kimse rehin olmaz ya!
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Sayın Başkan, bir dakika rica edebilir miyim.
BAŞKAN - Toparlayın
lütfen.
Bir dakika daha veriyorum
size.
HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) - Saçmalıyorsun gene, saçmalıyorsun.
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Bir de, referanduma adil şartlarda gidelim, helal bir seçim yapalım
ama görüyorum ki AKP, bugüne kadar helal olan her şeye
sırtını dönmeye çok fazla alışmış.
Bugün bu şartlar
altında, her gün gözaltılar
Daha bugün parti örgütlerimiz
boşaltıldı, nasıl kampanya yürüteceğiz? Biz yürütürüz,
o kampanyayı her şart altında, hayırı her türlü
baskıya rağmen haykıracak gücümüz var bizim ama rakibin, hiç
olmazsa kendi ahlakını sorgulaması gerekmez mi? Ya, ben
rakibime, bana ait bütün imkânları engelliyorum; ben istediğimi
yapıyorum, o yapamayacak. demez mi?
Bu, haram bir seçim
olacaktır ama haramdan da medet ummayın, haram olsa bile sonuçlar,
eminim sizlere haram olacaktır.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Akçay, buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
19.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Mardin Milletvekili Mithat
Sancarın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, Sayın Sancar konuşması
sırasında bazı milletvekillerinin rehin alınmaya
çalışıldığından bahisle ve parti adları da
zikrederek Umarım, rehin alınmaya karşı duracaktır.
gibi ifadeler kullandı. Öncelikle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunu
şiddetle reddederiz. Bütün milletvekilleri, kendi özgür iradeleriyle kendi
tercihlerini kullanmak durumundadırlar, bir.
Tabii, bu söz sarf edildikten
sonra bize de şunu sormak hak hâline geliyor: Eğer kendi grubu milletvekillerinin
iradesi rehin altında değilse niye toplu olarak oy
kullanmıyorlar? Bu da bir rehin alma değil midir, oy kullanmaya mani
olmak?
HALİL ETYEMEZ (Konya)
Talimat alıyorlar, talimat.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Belki
de oy kullanmak isteyecek veya bir tercihte bulunmak isteyecek milletvekilleri
vardır. Acaba HDP Grubu niye bu tercihten alıkoymaktadır
grubunu? Biliyorsunuz, bu Anayasaya ilişkin oylamada bir grup kararı
da alınamıyor.
BAŞKAN Bir dakika daha
veriyorum, tamamlayın lütfen Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet,
tamamladım efendim, budur.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederim.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Muş
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, ortaya atılan iddiaların
hiçbirine katılmadığımızı ifade etmek isterim.
BAŞKAN Yerinizden mi
konuşacaksınız?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Hayır, böyle konuşacağım, sesim zaten
duyuluyor.
BAŞKAN Hayır,
sisteminizi açayım, o açıdan sordum.
Buyurun.
20.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Mardin Milletvekili Mithat
Sancarın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, bu iddiaların hiçbirine
katılmadığımızı ifade etmek istiyorum. Burada
neyin helal neyin haram olacağına konuşmacı karar
verecek değil. AK PARTİ, isminde olduğu gibi, Adalet ve
Kalkınma Partisi, şimdiye kadar haktan ve hukuktan
ayrılmamış bir partidir. Bu da milletimizin gözü önünde cereyan
etmiştir ve her seçimde de teveccühle milletimiz tarafından teyit ve
tasdik edilmiştir.
Bir diğeri,
milletvekillerinin iradesinin farklı manipüle, farklı operasyonlarla
rehin konulduğu iddiası da asılsızdır, temelsizdir;
bunu reddettiğimizi ifade etmek isterim. Yakıştıramadığım
bir ifadedir. Asılsız ve temelsiz iddia ve ithamlarla kimse partimizi
zan altında bırakmaya çalışmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ZİYA PİR
(Diyarbakır) O 11 milletvekili nerede şu anda?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Ben konuşmayı sakin bir şekilde dinledim.
İddiaların hiçbir tanesini kabul etmediğimiz için cevap bile
vermeyeceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın
Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, hatibimize açık sataşmada bulunarak
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Ne açık sataşması ya? Böyle şey olur mu
ya?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın mevkidaşımız bizi dinlerse
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, Yakıştıramadım. dedi, bir
sataşmada bulunmadı.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Biz onu dinledik, aynı şekilde dinlemesini öneriyorum.
BAŞKAN Dinlemesi
gerekiyor elbette ama buyurun siz anlatın.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Yakışıksız ve asılsız diye sayın
hatibimize ağır ithamda bulundu, Sayın Başkan.
BAŞKAN Bu, bir itham
değil, yani Yakışıksız buluyorum. dedi.
Yakışıklı bulmuyorum.
yakışıksızın diğer bir şeyi,
yakışıklı bulmuyorum
AHMET YILDIRIM (Muş)
Yakışıksız ve asılsız
BAŞKAN Size
yakıştıramıyorum. anlamında kullandı.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Şimdi, Sayın Başkan, tamam, bu bir sataşma değil mi?
Yakışıksız mıdır yani söylemimiz? Helal-haram
ayrımını da yaparak söyledi, Sayın Başkan.
BAŞKAN Helal-haram
ayrımını yaparak bir sataşmada bulunmadı, Kimsenin
haddinde değildir. dedi.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır, hayır, bizim hatibimiz helal-haram ayrımını
açıklayarak yaptı. Bunun yakışıksız ve
asılsız olarak itham edilmesi
BAŞKAN Peki, buyurun.
Sayın Sancar, iki
dakika, buyurun.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, bakın, burada sataşmalarda
sizler de İç Tüzüke uygun şekilde söz vermek
durumundasınız.
BURCU ÇELİK (Muş)
Müdahale etmeyin Başkana, iradesi var Başkanın.
MEHMET MUŞ (İstanbul)
Dün de aynı şey oldu. Konuşmayı ciddiye almıyoruz.
diyorum sataşma oluyor. Böyle şey olur mu ya? Ağzına geleni
sayacaksın, Ciddiye almıyoruz. deyince sataşma olacak. Bu, doğru
bir şey değil.
BAŞKAN Sayın
Muş, teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Sancar
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Herkesi İç Tüzüke uygun hareket etmeye davet ediyorum.
BAŞKAN Biz de çok
davet ediyoruz ama olmuyor.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Böyle şey olmaz Sayın Başkan. Sataşma
olmayana sataşmadan söz verilmez.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Muş. Müsaade edin, ben idare edeyim, olur mu?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Siz idare edin ama lütfen bunlara dikkat edin.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Sancar.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Mardin Milletvekili Mithat Sancarın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MİTHAT SANCAR (Mardin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, MHP Grup
Başkan Vekilinin sözleri üzerine şunu söyleme ihtiyacı
hissediyorum: Ben Meclisteki her milletvekiline kesinlikle ve samimiyetle
saygı duyarım, kişiliğiyle ilgili en ufak bir ithamım
olmaz. Burada söylediğimiz şeyler siyasidir, doğrudan
şahısları hedef almamıştır.
Söylediğim şeyin de
şu şekilde anlaşılmasını rica ediyorum: Evet,
rehin alma operasyonları fiziksel olarak olmaz, yürütülmez; çeşitli
manevralar ve açıklamalarla iradeyi ipotek altına alma
girişimleri her dönemde olabilir. Ben bu konuda böyle güçlü bir
şüpheye sahip olduğumu ve MHPnin içinde değerli
milletvekillerinin -AKP için de geçerli bu- bu tür algı veya kuşatma
hareketlerini boşa çıkaracaklarına
inandığımı söyledim.
RUHİ ERSOY (Osmaniye)
Onu akil adamlarla siz yaptınız vaktinde.
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Bu doğrudan doğruya size herhangi bir sataşma değil, hele
size herhangi bir hakaret asla değil.
Diğer noktaya da bir
açıklık getireyim. Bizim burada oy kullanmamamızın nedenini
herkes biliyor olmalı. Bakın, içeride eş
başkanlarımız, grup başkan vekillerimiz var ve bu
Parlamentoda bizim dışımızda insanların da buna bir
ses çıkarmasını bekliyoruz. Burada oylamaya
katılamıyorlar, sonucu etkileyecek bir durum bu.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Grup kararı mı aldınız bu konuda?
MİTHAT SANCAR (Devamla)
Bu, grup kararı değil, herkesin kendi vicdanıyla verdiği
bir karardır.
MEHMET NECMETTİN
AHRAZOĞLU (Hatay) Sizdeki vicdan da bizdeki vicdan değil mi ya?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Oy kullanmaya cesaret edemiyorsunuz.
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Grup kararı diyecekseniz Sayın Muş, o zaman 316 imzayla teklif
sunmanın, bizatihi bir grup kararı olduğunu göreceksiniz. Neyse
ben de ciddiye almıyorum.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Oy kullanmaya cesaret edemiyorsunuz, o kadar cesaretiniz yok.
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Ama şunu söyleyeyim arkadaşlar: Bu kadar büyük güç toplama
isteği ve bu gücü anayasal temele kavuşturma teklifinin
arkasında tek bir neden vardır, inandırıcı tek bir
neden var: Korku.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Korktuğu için AK PARTİ, korktuğu için bu teklifin
imzacıları -neden korktuğunu sırası gelince
açıklayacağız- böyle bir sistem öneriyor. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Sancar, süreniz bitti.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) HDP korktuğu için oy kullandığında
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, milletten yetki alan bir partiyiz.
BAŞKAN Bir dakika,
size söz vermedim Sayın Muş, bir dakika.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bunu ifade etmek durumundayım.
BAŞKAN Buyurun
şimdi Sayın Muş, sizi dinliyorum.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, bizim kimseden ne çekindiğimiz
ne korktuğumuz var. Biz milletten yetkiyi alırız, ona göre
hareket ederiz ve millî iradeye göre de yapılacak olan sonuçlara, milletin
vereceği karara da her zaman saygı duyarız.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) O zaman saygı duyun, 11 kişi,
belediye başkanlarımız niye içerde?
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın
Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, yani kendilerinde -vicdan bahsinde- vicdan var da bizde
yok mu? Biz de vicdanlarımıza göre hareket ediyoruz fakat HDP Grubunun
katılmayışını, şu anda Meclise gelip oy
kullanamayan ve cezaevinde olan milletvekillerine bağlamaları
ayrı bir bahistir. Bu, bir Anayasa oylamasıdır. Aynı
zamanda cezaevinde olan milletvekillerinin de oy kullanmaması üzerine
topluca oy kullanmamayı ve Anayasa oylamasında tercihte
bulunmamayı, kendilerinin bu vicdan ve iradeyi rehin alma hadisesini
nasıl değerlendirdiklerini tam izah etmedikleri kanaatindeyim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM
(Muş) Sayın Başkan
Sayın
Yıldırım, sizi de dinleyeyim, konuyu kapatalım lütfen.
Bir dakika,
buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
21.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ile İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
AHMET YILDIRIM
(Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, iki
hususa açıklık getirelim: Diğer Grup Başkan Vekilimiz
Sayın Kerestecioğlu, neden oy
kullanmadığımızı kendi kişisel kanaati üzerinden
açıkladı. Sayın Akçayın o esnada burada olup
olmadığını bilmiyorum. Biz, bizimle ve sizinle, herkesle
aynı haklara sahip olan arkadaşlarımızın bizimle
aynı hakları kullanacağı ana kadar biz oy kullanmaktan
imtina edeceğimizi -ama bu, bu paketi kabul ettiğimiz anlamına
gelmez- en etkili bir biçimde bunun karşısında
duracağımızı sözümüzle, kelamımızla ifade
edeceğiz.
Sayın
Muşa da söyleyeyim: Her şeye millet karar verecek. Evet, bir
seçimin kararının alınmış olması, bir
referandumun yapılacak olması direkt millet iradesinin tecellisi
anlamına gelmez, şöyle ki onun kriterleri var. Kişinin demokrasi
kalibresi ve o seçimin özgür ve demokratik ortamda yapılıp
yapılmayışı önemlidir.
HASAN BASRİ
KURT (Samsun) Sen mi belirleyeceksin kriterleri?
AHMET YILDIRIM
(Muş) Eşit koşullarda olmalı, fırsat eşitliği,
medya eşitliği, olanakların kullanılması
HASAN BASRİ
KURT (Samsun) CHPye benzediler, CHPye!
AHMET YILDIRIM
(Muş) Ya değilse namertçe yöntemlerle, siyasi operasyonlarla, genel
merkez, eş genel başkanlar, milletvekilleri, il ilçe
teşkilatları rehin alınarak, işte, Sevgili Celal
Doğanın ifade ettiği gibi maçın kurallarını
tümüyle kendileri
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET YILDIRIM
(Muş)
belirleyerek, kaleciyi bir direğe bağlayarak, hakemi
yanına alarak, ondan sonra kalkıp boş kaleye gol atıp
tribününe yumruk şov yaparak
BAŞKAN
Sayın Yıldırım, teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM
(Muş)
siz bir seçim yapmış olmazsınız ancak hile
hurda ve haramzadelik yapmış olursunuz. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Yıldırım, teşekkür ederim.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, Sayın Muş
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Yaşananlar, yaşanan hadiseler milletin gözü
önündedir. Millet kimin haramzade, kimin hile hurdayla
uğraştığını çok ama çok iyi biliyor. Bizim hukuk
sistemimizde rehin tutma diye bir şey yoktur.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Haydi eşit koşullara, haydi!
HÜDA KAYA (İstanbul)
Ekranlara çıkmamızdan bile korkuyorsunuz.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Haydi yiğitliğe!
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Hukuk sistemimizde gözaltı vardır, tutuklama
vardır, bunun haricinde bir tanımlama yoktur.
HÜDA KAYA (İstanbul)
Bütün kanallarda tek ses var.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Kaya, lütfen!
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Genel Kurulu selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
arkadaşları tarafından, 10 Aralık İnsan Hakları
Günü vesilesiyle, uzun bir süredir devam eden ancak OHAL döneminde
boyutları bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil
vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması, hak ihlallerinin tespiti amacıyla
4/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
18 Ocak 2017 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin aleyhinde ilk olarak Osmaniye Milletvekili
Sayın Ruhi Ersoy konuşacak.
Buyurun Sayın Ersoy.
(MHP sıralarından alkışlar)
RUHİ ERSOY (Osmaniye)
Sayın Başkan, aziz milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Daha dün itibarıyla
şehidimiz Mahmut Avayı Rahmetirahmana uğurlayan bir törenden
geliyoruz. Osmaniyemiz, diğer adıyla şehitler diyarı,
şehit Osmaniye noktasına gelmiş durumda. Son şehidimiz
olması duasıyla Mahmut Ava kardeşimize ve onun
şahsında tüm şehitlerimize Cenab-ı Allahtan rahmet
diliyorum.
Aziz milletvekilleri, bugün
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulüyle ilgili verilmiş
bir önergeyle söz almış bulunuyorum. Söz konusu partinin verdiği
önerge; doğu, güneydoğudaki insan hakları ihlallerini gündeme
taşıma ve bu konuda devletin güvenlik güçlerinin yapılan
ihlallere karşı daha duyarlı olmasına dair, bir komisyon
kurulmasına dair.
Ben, devletin ve güvenlik
güçlerinin, Türk kültürünün medeniyetinde var olan insan telakkisine nasıl
baktığına bugünkü uygulamalarından iki örnek vermek
istiyorum sadece.
Şehadet şerbetini
içmiş Mahmut Ava kardeşimiz nasıl şehit oldu ve olay
nasıl gelişti diye bölgenin yetkilileriyle görüştüm.
Diyarbakır Surda teröristlerin yerleştirdiği
patlayıcılara karşı, hücre evlerine karşı
şehrin tamamını boşaltarak büyük bir eylem yapmayıp
tek tek hücre evlerine operasyon düzenleyerek onlarca, yüzlerce şehit
veren güvenlik güçleri, buradaki hassasiyeti nasıl gösterdilerse aynı
hassasiyeti Surdaki şehrin yeniden inşası süreciyle
alakalı, atıkların, molozların, inşaat malzemelerinin
bir şekliyle, şehrin üniversite civarında bir yere,
hafriyatlarının aktarılması ve aktarılan
hafriyatın içerisinde olası tuzaklamalardan kalan bombaların ve
patlayıcıların ihtimal dâhilinde olabilirliği, çoluk
çocuğun, vatandaşın o inşaat malzemelerinden birtakım
demirdir, başka parçalardır alma niyetiyle o bölgeye gireceklerini ve
orada masum insanların olası tuzaklamalarla, olası
patlamamış mühimmatlarla karşılaşma ihtimaline
karşı devletin güvenlik güçlerini nöbete gönderiyor ve bu hainler, bu
alçaklar, nöbete giden bu Emniyet güçlerinin gidiş-geliş saatlerini
hesaplayarak bir plastik patlayıcıyla 4 şerefli polis memurunun
şehadet şerbetini içmesine neden oluyorlar. Bu mudur insan
hakları? Terörün ve teröristin gölgesinde, teröristin, yaşam
hakkını her an için ellerinden aldığı ve insanı
yaşatmak için değil, insanı katletmek için âdeta seferber hâle
gelmiş taşeronların gölgesinde demokrasi aramak mıdır
insan hakları? (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Hatırlatıyorum
sizlere, İstanbul Beşiktaştaki patlamayı
hatırlatıyorum sizlere. 7 çevik kuvvet polis memuru kardeşimiz,
canlı bombanın kim olduğunu gördüğü hâlde, Amerikada
olduğu gibi infaz edebilir, silahla öldürebilir ama olası bir
şekilde, arkasından masum insan çıkabilir düşüncesiyle
etrafını sararak kendilerini âdeta canlı bombanın üzerine
atabiliyor. Neden? Oradaki insan yaşasın, acaba o, masum olabilir mi
diye.
Türk milletinin aziz mensubu
güvenlik güçleri, âdeta medeniyetinin tezahürü olan insan
algısını iliklerine kadar hissetmiştir. Türk askeri ve Türk
milleti mensupları her coğrafyada beklenen olmuştur.
Savaşlarda gaza ruhuyla gittiği yerlerde dahi kılıçla
değil, adaletle, insanlıkla her gittiği yerde beklenen olan bir
medeniyetin çocukları olarak bugün üzerine düşen her türlü insani
görevi yerine getirmektedir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi, siz, Mahmutun
babası Süleyman amcaya ne diyeceksiniz? Mahmutun babası Süleyman
amca elli yıldır Osmaniyede meskûn, biliyor musunuz arkadaşlar
ve namıdiğer lakabı Kürt Süleyman, Kürt Süleyman; demezseniz
Toprakkale ilçesinde bilmezler. Kürt Süleymanın diğer evladı,
benim arkadaşım, İstanbul Nişantaşında büfesi
var. Dün Mahmutun cenazesine Mardin'den misafirlerimiz vardı, Bursadan,
İstanbul'dan misafirlerimiz vardı ve Türkiye'nin hikâyesi, Mahmutun
cenazesi etrafında kenetlendi arkadaşlar. Mahmutun Şeyh Edebali
Üniversitesinde arkadaşlık yaptığı, şu anki
evdeşi, sevgilisi, can yoldaşı, eşi, altı aylık
hamile biliyor musunuz? Nice Mahmutlar gidiyor böyle.
Siyaseti samimiyetle milleti
adına yapmak isteyenler, silah gölgesinden arınırlar, teröre ve
teröriste meydan okurlar. Terörün ve teröristin gölgesinde Bölgede siyaset
yapıyoruz, sandıkları dolduruyoruz. düşüncesiyle, Bir
kelleye bir oy, bir oya bir kelle. propagandasıyla terörist baskısının
altında demokrasinin olmayacağını bilmeyenler, bugün
devletin güvenlik tedbirleri ve OHAL kapsamında devleti koruma, milleti
muhafaza etme reflekslerini bu şekliyle okuyamaz ve okuma hakları
olamaz.
Değerli milletvekilleri,
bizim yol hikâyemizde adalet vardır, adaletimizin temelinde vicdan
vardır, ahlak vardır, erdem vardır, fazilet vardır ve bizim
medeniyetimizin içerisinde var olması kaçınılmaz olan
çoğulculuk vardır. Komşusu açken kendisi tok olmayan,
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. diyen,
Yaratılanı, Yaradandan ötürü severim. diyen bir anlayış
vardır.
Evrensel İnsan
Hakları Beyannamesine elbette ki saygılıyız. İkinci
Dünya Savaşından sonra İnsanlığın birbirini
katletmesine gerek yok arkadaşlar. Gelin, bir uzlaşma zemini bulalım.
deme süreciyle alakalı alınan kararların sonuna kadar
yanındayız ama bizim insan telakkimiz ile Batının insan
telakkisinin sorumlulukları birbirinden farklıdır. Batı,
seküler anlamda, Tanrıyı Orta Çağda başından kovup
gönderdiği için Aklı, insanı iktidar kılıyorum.
diyerek insanı tanrılaştırma sürecine kadar giden
insanı kutsayan süreci seküler mantıkla düşünür. Oysa biz,
insanı yaratılanların, eşrefimahlukat, şereflinin en
şereflisi olarak gören ve Allahın emaneti olarak gören bir medeniyetin
çocuklarıyız.
Milletisadıka
dediğimiz -geçen buradaki tartışmalarda- kendi hazinemizi, kendi
medeniyetimizi, kendi kültürümüzü, kendi sanat musikimizi emanet ettiklerimiz,
söz konusu yıllarda, birtakım şeytani hamlelerle ihanet
odaklarına uyarak milleti sırtından vurarak yanlış
işler yapmış olabilirler ama bugün itibarıyla bu Mecliste
milletisadıkanın mensuplarının da bulunması,
memleketteki aidiyetlerini, kültürlerini ifade eden ama bu
coğrafyanın, bu milletin, vatandaşlık bağıyla
buraya bağlı olan her toplumun, her kültürün aziz Türk milletinin bir
parçası olduğu gerçeğinden hareket ederek burada var
olması, bizleri elbette ki rahatsız etmez, elbette ki memnun eder ama
bu hakikati millî iradeyi millet gerçeğiyle, millet gerçeğini de
bahsetmiş olduğumuz bütünlükle değerlendirmek durumundayız.
Millet gerçeğinin
arasına sokulan terörist fitneleri, onun arasına sokulan Marksist,
Leninist, komünist düşüncelerle Kendi halkını dahi, kendi
halkının tavuklarını, ahırdaki ineklerini, bebesini,
kundaktaki çocuğunu dahi gerekirse öldüreceksin. talimatını
veren katliamcılarla kendi milletine tahakküm kurma süreciyle
başlayan terörist faaliyetleri lanetlemeden, terörist faaliyetlere
mesafesini koymadan ve terörü ve teröristi tamamen temizlemeden demokrasi
arayışının mümkün olmayacağı bir hakikattir, hem
de evrensel bir hakikattir.
Bu manada milliyetçi, ülkücü
hareket, insan telakkisine de, demokrasi anlayışına da, evrensel
düşüncesine de yerlilik, millîlik, insanilik ve evrensellik boyutundan
bakar ve milliyetçilik anlayışındaki evrensel boyutları,
âdeta kürsülerde ders olarak okutulacak bir anlayışa sahiptir.
Tarihin akışı içerisindeki millet gerçeğiyle mütenasip
tutum, davranış sergileyen Başbuğ Alparslan Türkeşin
uygulamaları ve devrindeki yaptığı tutum ve
davranışlarla Sayın Genel Başkanımız Devlet
Bahçeli Beyefendinin son zamanlardaki ilişkileri birbiriyle âdeta
örtüşen uygulamalardır. Bu kapsamda, kendi yaşına,
başına, sağlığına bakılarak birtakım
milletvekilleriyle ilgili yorumları dâhildir.
Bu kapsamda, bu
toprakların hikâyesiyle ilgili, milletin önündeki her türlü statükonun
temizlenmesi, oligarşinin temizlenmesi, millî iradeyle devletin milleti,
milletin devleti olma noktasındaki inisiyatifleri de bununla ilgilidir
diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyor, şehitlerin ruhunun incinmemesi
adına, bu milletin evlatları olarak, aziz Türk milletinin şehit
sayısını artırmamak için her türlü önlemi almak üzere
devletin askerinin, polisinin, güvenlik güçlerinin sonuna kadar
yanındayız. Sonuna kadar devlet, sonuna kadar millet diyoruz. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZKAN YALIM
(Uşak) Kullandığınız bu laflar, Atatürk
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ersoy.
Nedir o söylenen?
AHMET HAMDİ
ÇAMLI (İstanbul) Önemli değil, Başkanım.
BAŞKAN
Peki, önemli değilmiş.
ÖZKAN YALIM
(Uşak) Önemli, önemli. Önemsiz olur mu Sayın Başkan?
AHMET YILDIRIM
(Muş) Sayın Başkan, sayın hatibin
konuşmasının büyük bir bölümü bizimle alakalı değil,
muhatabı da biz değiliz. Ancak
ÖZKAN YALIM
(Uşak) Gayet güzel konuştu ama Atatürkle ilgili
BAŞKAN
Sayın milletvekili, kim olduğunuzu anlayamıyorum buradan.
Sürekli bir ses geliyor ve Sayın Yıldırımı
dinleyemiyorum. Lütfen
Söyleyeceğiniz lafınız varsa ayağa
kalkar, elinizi kaldırırsınız, takdir ederim, size söz
veririm veya vermem. Lütfen
Buyurun
Sayın Yıldırım.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
22.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, mali olanaklar
açısından diğer partilerden çok daha
sıkıntılı, güvenlik güçlerinin baskısı
altında, siyasi operasyonlar eşliğinde seçim
çalışması yürüten ve aldıkları her oyun oy verenlerin
anasının ak sütü kadar helal olduğu bir parti olduklarına
ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM
(Muş) Sayın Başkan, özellikle hatibin sadece seçimler ve oy
verme işlemiyle ilgili bu ülkedeki seçimlere şaibe düşürecek
cümlelerine dair, eğer muhatabı biz isek, biz makarnayla, kömürle,
İŞKURla, işe almayla, hurafe dağıtmayla bir seçim
kampanyası yürüten parti değiliz.
ŞİRİN
ÜNAL (İstanbul) Siz silahla yapıyorsunuz o işi.
AHMET YILDIRIM
(Muş) Zor koşullarda kıt kanaat, mali olanaklar
açısından da diğer partilerden çok daha
sıkıntılı, hatta güvenlik güçlerinin baskısı
altında, siyasi operasyonlar eşliğinde seçim
çalışması yürüten ve aldığımız her oy bize
oy verenlerin de alanların da anasının ak sütü kadar helal olan
seçimler yaşadık diyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM
(Muş) Ben teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
arkadaşları tarafından, 10 Aralık İnsan Hakları
Günü vesilesiyle, uzun bir süredir devam eden ancak OHAL döneminde
boyutları bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil
vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması, hak ihlallerinin tespiti amacıyla
4/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin lehinde son olarak Mersin
Milletvekili Sayın Aytuğ Atıcı konuşacak.
Buyurun
Sayın Atıcı. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, uzun süredir devam eden ancak OHAL döneminde boyutları
bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil
vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması ve hak ihlallerinin tespiti amacıyla HDP
Grubu tarafından verilen araştırma önergesinin lehine Cumhuriyet
Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. İnsan
haklarına saygılı ve olağanüstü hâl uygulamasına
karşı çıkan herkesi saygıyla selamlıyorum.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sakal niye bıraktınız Sayın Atıcı?
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Önerge özetle ne diyor? Önerge diyor ki: Olağanüstü hâl uygulamaları
döneminde haksız gözaltı, tutuklama ve hak ihlalleri var.
İnsanlar ölüyor. Araştıralım. Ne var bunda? Niye
korkarsınız araştırmaktan korkanlar? Neden
araştırmazsınız? Birazcık dürüst olan, birazcık
vicdanı olan herkes, mademki insanlar ölüyor, mademki insan hakları
ihlal ediliyor hemen araştıralım der. Bundan korkacak bir
şey olmamalı.
Peki, AKP bu ihlalleri araştırır
mı sizce? Vallaha bence araştırmaz. Birazdan net olarak belli
olacak. Ama, eğer ben biraz tecrübeliysem bu Parlamentoda, AKP bunu
araştırmaz. Neden? Çünkü olağanüstü hâl uygulamaları ve hak
ihlalleri bir planın parçasıdır.
Nedir bu plan? Bu plan, rejim
değişikliği ve cumhurbaşkanlığı sistemini
getirmenin bir planıdır.
Bu plan ne zaman
yapılmıştır? Bu plan çok önceden düşünülmüş amma
15 Temmuz günü o alçak ayaklanmanın hemen ertesi günü uygulamaya
konulmuştur. Yani Cumhurbaşkanı Bu darbe girişimi bize
Allahın bir lütfudur. diyerek düğmeye basmış ve
planı başlatmıştır ve gerçek darbe, 20 Temmuz günü
olağanüstü hâl ilan edildiğinde ortaya çıkmıştır.
(CHP sıralarından alkışlar) Gerçek darbe o zaman
oluşmuştur.
Sayın Ağbaba,
şimdi anladınız mı neden sakal
bıraktığımı?
VELİ AĞBABA
(Malatya) Şimdi anladım.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
İşte, olağanüstü hâl uygulaması bizim için yastır,
bizim için kötüdür.
Biz kimiz? 12 Eylülü
yaşayan insanlarız.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
12 Eylül darbe hukukunun da ürünüdür olağanüstü hâl. Önceki anayasalarda
yoktur.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Bizler 12 Eylül faşist darbesinde o faşizmi iliklerine kadar
hissetmiş, üzerinden paletler geçmiş ve gözaltında bile yok
olmuş insanlar ve o insanların arkadaşlarıyız, yoldaşlarıyız.
İşte, o nedenle, biz olağanüstü hâl uygulamasının
insan hakkı ihlali için çok güzel bir ortam oluşturduğunu çok
iyi biliriz.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Atıcının sakalı OHAL sakalı
yani.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Neden bir plan? Çünkü Sayın Adalet Bakanı çıktı bu kürsüye,
milletin kürsüsüne ve dedi ki: Çok şükür, 16 Temmuz 2016 tarihinde saat
16.00 itibarıyla bu ahlaksız kalkışma kontrol altına
alınmıştır. Yani bir gün içerisinde büyük devletimiz bu
kalkışmayı kontrol altına aldı. Güzel, beklenen de
buydu zaten. Peki, bundan dört gün sonra yine aynı Adalet Bakanı bu
kürsüye çıkıp dedi ki: Değerli milletvekilleri, olağanüstü
bir dönemden geçiyoruz. Çok istemeyiz ama olağanüstü hâl ilan etmek
durumundayız ve bunu üç aylığına ilan ediyoruz ama sizi temin
ederim ki bu olağanüstü hâl süresi bir ay olacaktır ve biz, bir tek
kanun hükmünde kararname çıkararak bu işi bitireceğiz.
Tutanaklar buna şahittir. Hiç kimseden de itiraz gelmiyor gördüğünüz
gibi, çünkü bunu, devletimin Adalet Bakanı dedi, adalet dağıtan
bir insan dedi. Kim inanmaz? Herkesin inanması lazım. Peki, ne oldu?
Bir ay oldu üç ay, üç ay oldu altı ay, altı ay oldu dokuz ay; benim
sakallar göğsüme geldi, göbeğime kadar da gelmeye başladı.
Şimdi, neden
uzatılıyor? Sakalım feda olsun, ben sakalımın her
teliyle buna karşı çıkıyorum, feda olsun ama neden
uzattığınıza bir bakalım; çünkü başkanlık
sistemi için Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı bir
yeşil ışık yaktı ve bundan sonra, artık, AKP
şöyle bir karar aldı: Mademki yeşil ışık geldi,
ben derhâl olağanüstü hâli uzatmalıyım. Ne yapmalıyım?
Kimsenin konuşmasını istemiyorum, o hâlde konuşmaları
engellemeliyim. Kimsenin yazmasını, kimsenin protesto etmesini, hatta
kimsenin birbiriyle konuşmasını dahi istemiyorum. O hâlde, bunun
için olağanüstü hâlden daha güzel bir fırsat olur mu? Ve
çıktılar üç ay, altı ay, dokuz ay
Allah bilir daha ne kadar
uzatılacak.
Peki, uzatmanın gerçek
amacı neydi? Çünkü, konuşan, yazan, sosyal medyada tweet atan,
Facebookta yazılar yazan insanların sindirilmesi gerekiyordu,
acımasızca cezalandırılması gerekiyordu, bu da ancak ve
de ancak olağanüstü hâl şartlarında ortaya çıkar ve
yapılırdı. Olağanüstü hâl uygulamalarında ancak insan
hakları bu kadar güzel ihlal edilebilirdi ve bir gerekçeye
dayandırılabilirdi. Evet, en temel yaşam hakkı, en temel
insan hakkı olan yaşam hakkı ancak olağanüstü hâl döneminde
ihlal edilebilirdi, ancak olağanüstü hâl döneminde haksız
gözaltılara bir kılıf uydurulabilirdi.
Cumhurbaşkanının sözünü dinleyerek komşularını
ihbar eden Mersinli bir muhtar ancak olağanüstü hâl döneminde serbest kalabilirdi.
Kolluk güçleri bu ahlaksız ihbarı, bu yalan, nefret dolu, sadece ve
de sadece Cumhurbaşkanına ve AKPye yaranmak için, yaltaklanmak için
yapılan bu ihbarı değerlendiren güvenlik güçleri gidip
onları tutuklamak mecburiyetindeydi, gözaltına almak
mecburiyetindeydi; savcı tutuklama kararı istemek mecburiyetindeydi,
hâkim tutuklamak mecburiyetindeydi. Niye biliyor musunuz? Çünkü bunları
yapmasaydı AKP tarafından FETÖcü ilan edileceklerdi.
İşte, bu nedenle,
100 binden fazla kamu görevlisini açığa aldınız, 80 bin
civarında kamu görevlisini ihraç ettiniz bu dönemde. Herkesi
bastırdınız, herkesi korkuttunuz, herkesi susturdunuz ama bir
şeyi unuttunuz. Milletimiz susar, konuşmaz,
sıkışır, bütün tepkisini de sandıkta gösterir. Bugüne
kadar sokaklarda özgürce konuşan, bugüne kadar sokaklarda özgürce protesto
eden herkes zannınızca sustu. Hayır, susmadılar, sadece
gününü bekliyorlar. Bu Parlamentodan bir karar çıkacağını
ve referanduma gidileceğini ben şahsen zannetmiyorum.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Yanılıyorsun.
AYTUĞ ATICI (Devamla) -
Ben, bütün bunlara rağmen, AKPnin içinde ve MHPnin içinde bu uygulamaya
hayır diyecek olan milletvekilleri olduğunu biliyorum.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) İnanmıyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Açıkça söylüyorum, biliyorum. Ola ki bu milletvekilleri bu
haklarını kullanamazlar ise bu hayalinizin halktan döneceğini de
biliyorum.
3.700 civarında hâkim ve
savcıyı meslekten menettiniz, yüzlerce basın-yayın
organı kapatıldı, yüzlerce gazeteci gözaltına
alındı, tutuklandı; on binlerce insanın pasaportu iptal
edildi, seçilmiş birçok insan gözaltına alındı,
tutuklandı; niye? Efendim, Cumhurbaşkanının kurdelesini
keserek açtığı bankaya para yatırmış; efendim,
Cumhurbaşkanının, Millî Eğitim Bakanının
alkışlarla açtığı okullara öğrencilerini
göndermiş, Cumhurbaşkanının ve İçişleri
Bakanının onayladığı ve desteklediği sendikalara
üye olmuş.
FATMA BENLİ
(İstanbul) Bunlar için özel talimat verdiler. Bankaya para
yatırın. diye talimat verdiler.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Peki, bunların siyasi ayağı yok mu? Bunların siyasi
ayağı, byLockçular neredeler? Bu byLockçular ne zaman ifşa
edilecekler? Sadece ve de sadece referandum kararı bekleniyor,
aklınızda olsun. Referandum kararı çıktıktan sonra
siyasi bacağa da dokunulacak. Yiğitseniz, erkekseniz gelin şimdi
ifşa edin, referandum öncesinde ifşa edin de ben sizleri göreyim.
Değerli arkadaşlar,
bakın, parti ayrımı yapmaksızın herkese sesleniyorum:
Herkesi cumhuriyete ve cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmaya
davet ediyorum. Millî iradeye sahip çıkmak sadece ve de sadece Cumhuriyet
Halk Partisinin görevi değildir, tek adam yönetimine karşı
çıkan herkesin görevidir; tek adam yönetimine karşı çıkan
AKPlilerin de görevidir
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
tek adam yönetimine karşı çıkan Milliyetçi Hareket Partililerin
de görevidir, tek adam yönetimine karşı çıkan Cumhuriyet Halk
Partililerin ve HDPlilerin de görevidir, hatta diğer partililerin
görevidir, hatta partisizlerin görevidir. Herkes elini vicdanına koyacak,
partilerüstü bir yaklaşımla davranacak, Söz konusu vatan ise bütün
partilerin canı cehenneme. diyecek, Her şey teferruattır.
diyecek, Ben vatanımı koruyacağım. diyecek, Ben
cumhuriyetimi koruyacağım. diyecek ve elini vicdanına koyup
buna göre oy kullanacak.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Millet evet derse bunu kabul edecek misiniz, etmeyecek misiniz?
AYTUĞ ATICI (Devamla)
AKPliler, Recep Tayyip Erdoğanı seviyorsanız sevmeye devam
edin, hiçbir mahzuru yok; MHPliler, eğer Genel Başkanınız
Devlet Bahçeliyi seviyorsanız sevmeye devam edin, bir mahzuru yok;
HDPliler, CHPliler, Genel Başkanınızı seviyorsanız
sevin, bir mahzuru yok; ancak ülkenizi daha çok sevin, tek adama ülkemizi
bırakmayın.
Saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
İMRAN KILIÇ
(Kahramanmaraş) Millet evet derse kabullenecek misiniz,
kabullenmeyecek misiniz; gene milleti küçümseyecek misiniz? Milletin evetine
ne diyeceksiniz?
HALİS DALKILIÇ
(İstanbul) Ülkemizi sevdiğimiz için evet diyeceğiz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın Muş
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın hatip yüksek tonda bir
konuşma yapmıştır, ortaya çeşitli iddialar
atmıştır. Bunlara katılamadığımızı
ve reddettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Halkların Demokratik
Partisi grup önerisinin aleyhinde son olarak Ankara Milletvekili Sayın
Murat Alparslan konuşacak.
Buyurun Sayın
Alparslan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MURAT ALPARSLAN (Ankara)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. HDP grup önerisinin aleyhinde partim
adına söz almış bulunmaktayım.
Grup önerisinde, özellikle
olağanüstü hâlin ilanından sonra birtakım faili meçhullerin
yapıldığı, haksız ve mesnetsiz tutuklamaların ve
gözaltıların yapıldığı, birtakım hak
ihlallerinin, birtakım farklı hukuksuzlukların
ziyadeleştiği şeklindeki bir kaygıyla bu konunun
araştırılması istenmektedir.
Öncelikli olarak, Türkiye
Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir.
Yaptığı işlemlerinin, her türlü eyleminin hukuk kaideleri
içerisinde olduğunun bilinmesi son derece önemlidir. Özellikle bu ülkenin,
bu milletin, bu toprakların gördüğü belki de en kanlı, en hain,
en kalleş bir kalkışmanın ve işgal provasının
sonrasında, şartların zorunlu kıldığı ve
mevzuat çerçevesindeki koşullar oluşturulmak suretiyle alınan
bir olağanüstü hâl kararından sonraki uygulamaların da yine
hukuk çerçevesinde yapıldığının bilinmesi gerekir.
Bundan önceki iktidarlar
dönemindeki birtakım faili meçhullerin, haksız gözaltı
iddialarının, birtakım hukuksuzlukların da AK PARTİ
döneminde incelendiğinin, nihayetlendirildiğinin ve bu konudaki her
türlü iddianın, isnadın, ithamın ciddiye alınarak
değerlendirildiğinin bilinmesi lazım. Konuşulurken, bu
yapılanlar anlatılırken sanki bu ülkede 15 Temmuz
yaşanmamış, bu ülkenin, bu milletin kaderine, istiklaline
kastedilmemiş ve sonrasında yine bunun artçı
sarsıntıları şeklinde devam eden çok boyutlu farklı
konulardaki saldırılar devam etmiyormuş gibi bir algı
üzerinden meselenin tahlil edilmesi bizi doğru sonuçlara götürmez.
Devletin terörle, kaosla,
krizlerle ve gayrimeşru yapılarla mücadelesi her alanda
olmaktadır. Devletin bu mücadelesi her alanda olduğu gibi, o
yapıların devletle mücadelesi de her alandadır. Bunlardan biri
de bu tür soyut kavramlar üzerinden, birtakım haksızlık ve
hukuksuzluk iddiaları üzerinden bir algı oluşturmak, devletin bu
mücadele gücünü kırarak belki uluslararası kamuoyunda da güya
karnesini zayıf hâle getirme gayretleridir.
Her türlü somut
iddianın, her türlü delillendirilmiş iddianın
araştırıldığı,
sonuçlandırıldığı ve bu konuda sıfır
toleransla üzerine gidildiği zaten bilinmektedir. O sebeple, bu
şekildeki soyut iddialarla tekrar meselenin hâlli ve çözüme
kavuşturulması için bir Meclis araştırması
yapılması, bizim bu mücadeledeki azmimizi, bu mücadeleyi yapan ve
hatta bu mücadeleyi yaparken fedayıcan edecek şekilde hassasiyet
gösteren tüm devlet yetkililerine ve kurumlarına dönük, belki
yıpratma, belki onların moralini bozma ve psikolojik olarak da
farklı bir algı oluşturmaya sebep olacaktır. O sebeple,
kabul etmediğimizi, reddettiğimizi ifade etmek istiyorum.
Konuşmalarda bir korku
üzerinden siyaset tanımı yapılmaya
çalışıldı. Çok farklı örnekleri verilecek olmakla
beraber, eğer korku üzerinden bir siyaset ve demokrasi kategorizesi
yapacak olursak, belki de milletten ve sandıktan korkanlar ile milletle
beraber siyaset yapanları birbirinden ayırmak en anlamlı
olacaktır. Bu bağlamda da kimin nerede durduğu ve kimin milletle
beraber siyaset yaptığı da çok açık ve net bir şekilde
görülmektedir.
Değerli milletvekilleri,
yapılan Anayasa değişikliğinin belki tek adamlığa
dönük bir gayret olduğu ve bunun projelendirildiği ifade ediliyor ve
bu anlamda da iradeler üzerine ipotek konulmaya çalışıldığından
bahsediliyor. Oysa AK PARTİ, kurulduğu günden itibaren her türlü
millet iradesi üzerindeki, millî egemenlik üzerindeki rehinleri, ipotekleri
kaldıran, ayağına bağlanan prangaları çözerek mücadele
eden bir siyaset hareketidir. O sebeple, temsilcisi olduğumuz milletin her
türlü vesayetten kurtulmasına gayret ve azim gösteren bir siyasi partinin
mensubunun da kendi iradesi üzerinde hiçbir tahakküme rıza
göstermeyeceği ve her türlü iradesini vicdani kanaatine göre ortaya
koyacağı da mutlak bir hakikattir.
Değerli milletvekilleri,
gündemimiz malum; aziz ve kahraman milletimiz, temsilcileri marifetiyle kurucu
iktidar yetkisini kullanmaktadır. Milletimizin, devletimizin hayrına
olacağına inandığımız Anayasa
değişiklik teklifinin ikinci tur görüşmelerine bugün
inşallah başlıyoruz.
Niyetimiz hayır,
inşallah akıbet de hayır olur diyor; hepinizi saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Alparslan.
Halkların Demokratik
Partisi grup önerisini oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(HDP ve CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama
istiyoruz.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Biz istiyoruz, biz, biz istiyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz mi?
Tamam.
BAŞKAN Karar
veremediler ama HDPnin üzerinde kaldı yoklama talebi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Bir karar verin, hanginiz istiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Onların önerisi kardeşim.
BAŞKAN Halkların
Demokratik Partisi Grubunun önerisi, tabii ki HDP kalkacak ama CHP de bu arada
kalkmış bulundu.
Sayın
Yıldırım, Sayın Sancar, Sayın Yiğitalp,
Sayın Danış Beştaş, Sayın
Yıldırım, Sayın Yıldırım, Sayın Atalan,
Sayın Kaya, Sayın Gaydalı, Sayın Adıyaman, Sayın
Özgökçe Ertan, Sayın Uca, Sayın Birlik, Sayın Çelik, Sayın
Toğrul, Sayın Dora, Sayın Doğan, Sayın Doğan,
Sayın Taşçıer, Sayın Baydemir, Sayın Önlü.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
arkadaşları tarafından, 10 Aralık İnsan Hakları
Günü vesilesiyle, uzun bir süredir devam eden ancak OHAL döneminde
boyutları bir hayli artan mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil
vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması, hak ihlallerinin tespiti amacıyla
4/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Halkların
Demokratik Partisinin grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve
arkadaşları tarafından, özgürlük ve demokrasi mücadelesine olan
katkıları nedeniyle dördüncü güç olarak anılan medyanın
daha fazla baskı altına alınmaması, basın
emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları
sorunların tespit edilmesi, tutuklu ve hükümlü gazetecilerin
durumlarının incelenerek basın özgürlüğünün önündeki
sorunların kaldırılması amacıyla 13/1/2017 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
18/1/2017
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu
18/01/2017 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili
Gamze Akkuş İlgezdi ve arkadaşları tarafından
Özgürlük ve demokrasi mücadelesine olan katkıları nedeniyle
dördüncü güç olarak anılan medyanın daha fazla baskı
altına alınmaması, basın emekçilerinin karşı
karşıya kaldıkları sorunların tespit edilmesi, tutuklu
ve hükümlü gazetecilerin durumlarının incelenerek basın
özgürlüğünün önündeki sorunların kaldırılması amacıyla
13/1/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin (1023 sıra no.lu) Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
18/1/2017 Çarşamba günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisinin lehinde ilk olarak Gamze Akkuş İlgezdi
konuşacak, İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
GAMZE AKKUŞ
İLGEZDİ (İstanbul) Sayın Başkan, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Hepimizin bildiği gibi
basın özgürlüğünün üzerindeki baskılar her geçen gün artarak
devam ediyor. Sansürün ve baskıların arttığı
bugünlerde, ne yazık ki, yurttaşlarımız Anayasa
görüşmelerini televizyondan canlı izleyemediler. Yangından mal
kaçırırcasına ülkenin rejimini değiştirmeye
çalışırken şeffaflıktan ve demokrasiden yana
olunmadığını bir kez daha hep birlikte gördük. Oysa
basın özgürlüğü demokratik bir rejim ile otoriter rejimi ayıran
en ince çizgidir, hassas bir terazidir yani. Unutmayalım ki, demokratik
rejimlerde özgür basın var oldukça sağlıklı bir demokrasi
vardır, otoriter rejimlerde ise halkı manipüle etmek için kurulan
havuzlar vardır; çok seslilik değil, tek seslilik vardır;
halkın doğruları değil, iktidarın doğruları
vardır; değişik matbaalarda değişik adlarda
basılan tek bir gazete vardır; toplumsal muhalefete güven değil,
gücü elinde tutan lidere hayranlık ve sadakat vardır.
Bilinmesini isterim ki, kabul
etseniz de etmeseniz de, basın özgürlüğü ötekinin özgürlüğüdür.
Oysa siz ötekini susturarak kutuplaşmayı
artırmaktasınız.
Bugün, basın
emekçilerinin haklarını budayarak, iş güvencelerini ortadan
kaldırarak, gözaltı ve tutuklama gibi akıl almaz uygulamalara
tabi tutarak 12 Eylül rejimini bile aratır hâle getirdiniz. Ne acı ki
ülkemizin Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi. olarak
adlandırılması bizlerin içini sızlatıyor.
Demokrasi mücadelesinin
binlerce yıllık tarihi, kendini muktedir sanan, iktidar olup
hükmettiğine inanan liderlerin küflenmiş portreleriyle doludur çünkü
hiçbir muktedir yoktur ki hayatı olağan akışının
tersine çevirmeyi başarabilsin. Anımsayın, 12 Martta 3, 3, 3
sesleri arasında 3 fidanın idamı için el kaldıranlar çoktan
unutuldu ama ömrünü tam bağımsız Türkiye yolunda feda eden Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan unutulmadı. (CHP sıralarından
alkışlar) 12 Eylülü gerçekleştiren Kenan Evren ile Mamakta
sağcı-solcu demeden gençlerimizi işkenceden geçirenler, idam
edenler unutuldu ancak yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren ve
nice Anadolu evladı unutulmadı. 1990larda şarkıları,
türküleri yasaklayanlar unutuldu ancak bizleri biz yapan, birlikte tutan
ezgileri yaratanlar ve o ezgiler unutulmadı. O yüzden, gittiğiniz bu
yolun sonu karanlık, bu yolun sonu çıkmaz.
Değerli milletvekilleri,
soruyoruz Yeni Anayasa ne için ve kim için yapılıyor?,
susuyorsunuz. Uyarıyoruz Bu değişiklik teklifinin toplumsal
sözleşme niteliği yoktur., dinlemiyorsunuz. Anlatıyoruz Bu,
bir rejim değişikliğidir, cumhuriyetsiz cumhuriyet modelidir.,
duymuyorsunuz. Yani, Görmedik, duymadık, bilmiyoruz. diyorsunuz.
Öyle
anlaşılıyor ki bir yol ayrımındayız. Bir taraftan
bir bakanınız çıkacak, Atatürk anayasalarına geri
dönüyoruz. diyecek, öte taraftan Mustafa Kemalin heykellerini kurucusu
olduğu vatan topraklarının şehir meydanlarından
kaldıracaksınız; 23 Nisanı, 19 Mayısı, 29 Ekimi
yok sayacaksınız. Millî egemenliği dilinizden
düşürmeyeceksiniz, sonra bu kürsüden İtaat et, rahat et.
diyeceksiniz. Millete güveniyorum. diyeceksiniz ancak milletin
bağrından çıkan Türkiye Büyük Millet Meclisini tasfiye edeceksiniz.
Değerli vekiller, itaat
ederek rahat edeceğine inanan bir millet olsaydık, manda ve himayeyi
kabul eder, istiklal uğruna binlerce Mehmeti kara toprağın
bağrına yatırmazdık. İtaat edecek olsaydık, vatan
şairi Mehmet Akife Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür
yaşarım./ Hangi çılgın bana zincir vuracakmış?
Şaşarım./ Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner,
aşarım./ Yırtarım dağları, enginlere
sığmam, taşarım. dizelerini yazdıracak kadar
özgürlüğümüze sahip çıkmazdık. İtaat edecek olsaydık
Çanakkalede bir büyük tarih yazmazdık. Unutmayın Çanakkaleyi. Bu
ülke, Çanakkalede harcı karılan Kurtuluş Savaşından
bugünlere geldi; kanla, bedelle, gözyaşıyla geldi. (CHP
sıralarından alkışlar).
Milletimin yok edilemez
iradesi olarak bugünlere gelen Türkiye Cumhuriyeti, Antepli
Karayılanın, Arhavili İsmailin, Manastırlı Hamdi
Efendinin, İzmirli Ali Onbaşının, Maraşlı Sütçü
İmamın, Erzurumlu Nene Hatunun ve sırtında oğul
hasretiyle kucakladıkları top mermileriyle cepheye giden
kadınlarımızın emanetidir bize. Hoca Nasrettin gibi
ağlayan, Bayburtlu Zihni gibi gülen Türk köylüsünün cesaretidir. Dağ
başını duman almış/ Yürüyelim arkadaşlar.
diyerek zafere koşan, mezarı meçhul binlerce Mehmetçikin emanetidir.
Şimdi, siz hangi
savaştan geldiniz de Türkiyeyi bir rejim değişikliğiyle
kurtarmaya çalışıyorsunuz? Soruyorum: Çanakkale mi?
Kurtuluş Savaşı mı? Kıbrıs Barış
Harekâtı mı? Türkiyeyi kimden, hangi düşmandan kurtarmaya
çalışıyorsunuz? Biliyoruz ki emanete hıyanet etmek bu
milletin ne geçmişinde vardır ne de geleceğinde olacaktır.
Değerli vekiller, uzun
yıllarımı devlet hastanesinde halkıma hizmet ederek geçiren
bir vekilim, halkımı tanıyorum. Bugün halkımın
işe, ekmeğe, istikrara ihtiyacı olduğu kadar, özgürlüğe,
demokrasiye, barışa ve cumhuriyete de ihtiyacı var. Oysa bir
haftadan beri görüştüğümüz Anayasa değişikliğinde
halkımın taleplerine ilişkin tek bir satır yok;
demokrasinin temel değerleri yok, özgürlük yok, eşitlik yok, hak
hukuk yok, adalet yok ama idareyi tek bir makama teslim etmenin hevesi ve
ısrarı var, rejimi değiştirme arzusu var.
Değerli vekiller,
yapılan iş, kanun koyma gücü budanan, yürütmeyi denetleme görevi
Anayasadan çıkarılan Meclisin fiilen tasfiyesidir. Bakanlar
Kurulunun yetkilerinin elinden alınması, yasama yetkisinin
kararnameler eliyle tek bir kişinin iradesine
bırakılmasıdır.
Çok önemli iki noktayla
ilgili, halkımı buradan uyarmak istiyorum: Bu değişiklikte
Meclis var gibi gösteriliyor ama tüm yetkileri elinden alınarak içi
boşaltılıyor.
Diğer konu ise,
Cumhurbaşkanlığı makamı var gibi gösteriliyor,
cumhuru kaldırılıyor, verilen yetkilerle
başkanlığa evriliyor. Yani sizlere, bizlere, parlamenter sistem
devam ediyormuş gibi gösteriliyor.
Bakın, sorumluluk
duygusunun ortadan kalkması, otoriteye boyun eğmenin en önemli
sonucudur. Siz bu değişikliklerle tek bir otorite
yaratıyorsunuz, yüzde 50+1in temsilcisi olacağı açıkça
belli olan bir partili Cumhurbaşkanının, kalan diğerlerini
dışlamasına izin veriyorsunuz buradan.
O hâlde soruyorum, yasama,
yargı, yürütme tek elde birleştirilirken, adalet dağıtmayan
yargı, kanun yapmayan yasama, Bakanlar Kurulunu oluşturamayan yürütme
olur mu? Bakanlar Kurulu seçemeyen bir Meclis, yürütmeyi denetleyebilir mi?
Cumhurbaşkanının hiç kimseye karşı sorumluluğunun
olmadığı, hesap vermediği ve denetlenmediği bir sistem
olur mu? Olursa bu sisteme demokrasi denilebilir mi?
Unutmayın ki halk
hükûmetten korktuğunda tiranlık, hükûmet halktan korktuğunda
özgürlük vardır. Siz bugün bir korku imparatorluğu yaratmaya
çalışıyorsunuz. Bunu yaparken de millî egemenliğin
temsilcisi olan bizlerden, millete ait olan temsil hakkımızı
sorgusuz, sualsiz devretmemizi, tek bir makama vermemizi istiyorsunuz.
Anlaşılan o ki
Basını, sivil toplum kuruluşlarını, sendikaları,
halkı susturduk, sıra şimdi Millet Meclisinde. diyorsunuz; ses
çıkarmayalım, itiraz etmeyelim istiyorsunuz.
Bir daha
hatırlatırım ki bugün toprağa gömdüğünüz demokrasi,
günü geldiğinde hepinize lazım olacak.
Şunu asla
unutmayalım: Kanla, gözyaşıyla, binbir emekle, emperyalizme
karşı verilen onurlu bir savaşla kurduğumuz cumhuriyeti,
burada, parmak çoğunluğuyla ortadan kaldıramazsınız.
Sizler inanmasanız da
yok saysanız da bizler sizlere hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. (CHP sıralarından alkışlar)
Umutsuz durumlar yoktur,
umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim. diyen
Mustafa Kemalin kurduğu cumhuriyetin bir vekili olarak, Anayasaya
bağlılık andı içen tüm vekillere vicdanlarını da
dinleyerek getirilen bu düzenlemeye hayır oyu vermeleri yönünde
çağrıda bulunuyorum.
Savaş kazanarak ülkesini
kurtaran, cumhuriyeti kuranlara buradan söz veriyorum: Şimdi vatanı
savunmak, şimdi cumhuriyeti korumak, barışı, demokrasiyi
yaşatmak sırası bizde. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz önce biz
vekillere, sonra halkımıza emanettir. Şunun bilinmesini isterim
ki 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkanlardan daha çaresiz değiliz.
Sözlerimi Ahmed Arifin
Anadolu şiirinden bir kesitle halkıma seslenerek bitirmek
istiyorum:
Nerede olursan ol,
İçeride,
dışarıda, derste, sırada,
Yürü üstüne üstüne,
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının,
fesatçının, hayının.
Dayan kitap ile.
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş
ile,
Umut ile, sevda ile, düş
ile,
Dayan, rüsva etme beni.
Yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın İlgezdi.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Başkan, size de teşekkür ediyoruz sözünü
kesmediğiniz için. Arada iyi şeyler söylüyorum sizinle ilgili
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Ağbaba.
Sayın Yalım,
sisteme girmişsiniz.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Osmaniye Milletvekili Ruhi
Ersoyun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biraz önce Milliyetçi Hareket
Partisi hatibi Sayın Ruhi Ersoy, Osmaniye Milletvekilimiz konuştuktan
sonra ben yerimden gerekli konuşmayı yaptım ancak sizin
duyamadığınızı belirttim. Bu arada, AKP milletvekili
arkadaşlarımız Önemsiz. diye geçiştirdiler. Ben de bundan
dolayı söz aldım.
Sayın Ruhi Ersoy,
Osmaniye Milletvekilimiz gayet güzel konuştu ve de sonunda ben de
şunu söyledim Sayın Ersoya: Keşke bu on dakikalık
konuşmanın içinde müfredata da dayansaydı, biraz da o müfredatla
ilgili bir görüşmeler, konuşmalar, yorumlar yapsaydı. Çünkü
Millî Eğitim Bakanlığının bu sene verdiği
müfredatta maalesef ne Atatürk ne de İsmet İnönüyle ilgili hiçbir
kelime geçmiyor, hiçbir kitapta yer almadığını tespit etmiş
bulunmaktayız. Bundan dolayı Sayın Ersoya söz
atmıştım.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederim Sayın Yalım açıklık getirdiğiniz
için.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, şimdi, sayın milletvekilinin söylediği
BAŞKAN Konuyla ilgisi
yok, evet.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yani,
çok şey yapmak istemeyeceğim ama yani
konuşmacımızın konusu farklı, o konu farklı.
Bahsettiği konularla ilgili biz her zaman, her yerde görüşlerimizi
söylemek durumundayız, söyledik ama o konuşmacının
söylediği şekilde konuşmak durumunda da değiliz.
Ayrıca, tutanaklara
Geçmiş günler itibarıyla Erkan Akçay ne konuşmuş? diye
bakarsa o aradığı hususları bulacaktır. Bulamazsa ben
gereken yardımı yapacağım kendilerine.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben de
teşekkür ederim.
Evet, Sayın Ersoyun
konuştuğu konunun içeriği gerçekten Sayın
Yalımın söylediğinden çok farklıydı.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Evet ama Sayın Başkanım, ona da birkaç kelime
konuşsaydı milliyetçilikten bahsediyorsa eğer.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve
arkadaşları tarafından, özgürlük ve demokrasi mücadelesine olan
katkıları nedeniyle dördüncü güç olarak anılan medyanın
daha fazla baskı altına alınmaması, basın
emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları
sorunların tespit edilmesi, tutuklu ve hükümlü gazetecilerin
durumlarının incelenerek basın özgürlüğünün önündeki
sorunların kaldırılması amacıyla 13/1/2017 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisinin aleyhinde ilk olarak Manisa Milletvekili Sayın
Erkan Akçay konuşacak.
Buyurun Sayın Akçay.
(MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk
Partisinin vermiş olduğu grup önerisi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Grup önerisi, gazetecilerin
mesleklerini icra ederken karşı karşıya
kaldığı sorunlar ve basın özgürlüğüne ilişkin
hususları içermektedir. Gazetecilik çok fedakârlık isteyen, zor bir
meslektir ve zor şartlarda yapılır. Her mesleğin kendine
özgü zorlukları olmakla birlikte, gazeteciliğin kendi özel
yapısından kaynaklanan ayrıca zorlukları vardır.
Gazeteciler iş güvencesinin ortadan kaldırıldığı,
sürekli stres içinde ve bazı durumlarda can güvenliği tehdidi
altında, günün yirmi dört saati ve üç yüz altmış beş gün
görev yapan meslek mensuplarıdır. Basın mensuplarımız
vatandaşlarımızın âdeta gözü, kulağı ve sesidir.
Halkın haber alma hakkına katkıda bulunmak suretiyle, görevini
ilkeli, tarafsız ve sorumlu gazetecilik anlayışı içerisinde
yerine getirmesi gereken bir mesleğin mensuplarıdır. Bütün bu
zor şartlara ve yıpratıcı şartlara rağmen üstün
bir çabayla topluma hizmet eden basın mensuplarının ve
gazetecilerin daha iyi şartlara kavuşturulması ve mevcut
basın çalışanlarının sorunlarının çözülmesi
de elzem hâle gelmiştir.
Değerli milletvekilleri,
basın ve ifade özgürlüğü demokrasilerin vazgeçilmez
şartıdır. Bu, her türlü tartışmadan varestedir. Medya,
bu özgürlüğü toplum adına ve kamu yararına kullanır. Medya,
sorularını millet adına sorar, araştırır ve
milletin ortak ilgilendiği konularda toplumun
aydınlanmasını sağlar. Bunu yaparken, sorumlu
yayımcılık adına hukuku, değerleri ve basın
ahlakını gözeterek gerçekleştirir.
Bu önergede ve genellikle,
basın özgürlüğü ve basına yapılan baskılar söz konusu
olduğunda basın-iktidar ilişkileri söz konusu edilmektedir.
Doğrudur, yerindedir; yalnız, noksan kalmaktadır. Basın
özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü bir bütün içerisinde
değerlendirme mecburiyeti vardır. Çünkü, bu, basın üzerine ifade
özgürlüğü ve basının baskıdan vareste olması hususu
sadece iktidar-basın ilişkileriyle belirlenen bir husus
değildir. Ülkemizdeki basın özgürlüğünün ve haber alma
hakkı konusundaki sıkıntıların çok önemli bir yönü de
basının patronaj yapısıdır. Bu patronaj
yapısının asla ihmal edilmemesi gerekir. Genel hatlarıyla
basın, haber vermekten ziyade algı operasyonlarının
yapıldığı bir mecraya dönüşmüştür. Bu durum,
Türkiyede basın özgürlüğü ve tarafsızlığıyla
ilgili kaygıları gittikçe artırmaktadır.
Şimdi, medya
sorumluluğu diye de bir kavram vardır. Basın özgürlüğü,
ifade özgürlüğü tamam ama basın sorumluluğunun da mutlaka yerine
getirilmesi gerekir. Medya, sahibinin sesi vazifesini gören, onun istekleri
doğrultusunda yayın yapan, bu anlayış doğrultusunda
kendini sansürleyen bir anlayışla yönetilmemelidir. Toplumu bir kör
dövüşüne doğru ajite etmemelidir. Ayrışma, kamplaşma
gayretleri ve söylemleri karşısında toplumda olumlu bir rol
oynamak durumundadır. Medya sektöründeki rekabet, medya
patronlarının sendikasızlaştırma
yaklaşımları gazetecileri iktidar ve medya patronları
karşısında çok zayıf bir konuma sürüklemiştir. Medya,
toplumu bilgilendirmekten ziyade, taraf ve bitaraf psikoloji enjekte
etmektedir. Özel veya devlete ait basın kuruluşları bilginin,
toplumun veya kişilerin eğitiminde önemli katkıları
bulunduğunu maalesef unutmuş durumdadır. Böylesi kaotik ve
sancılı bir durum medyanın gerçek işlevini
tartışmalı hâle getirmekte, medyaysa özgürlüğünü ve
bağımsızlığını her geçen gün daha fazla
yitirmektedir.
Bu
anlattığımız çerçevede dikkatlerinize sunmak istediğim
bir diğer husus da, Türkiyede gazetecilerin değil aslında medya
patronlarının özgürlüğü meselesidir. Aslında, bugün
basın özgürlüğü başlığı altında
tartışılması gereken de budur yani basın
patronlarının, patronajının iktidarla ilişkileri.
Türkiyede medya patronlarının iktidarla kurduğu ilişkiler
basın özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir. Hükûmeti destekleyen
medya patronları ile muhalif medya organlarının patronları
ödül veya ceza denkleminde keskin bir şekilde
ayrışmaktadır. Örneğin, bir tarafta ihalelerle havuç
sunulurken diğer taraftan vergi cezalarıyla sopa gösterilmektedir.
Medya patronlarını bu yönde bir tabloya iten sebep medya dışında
sektörlerde de faaliyet göstermeleridir. Bu noktada, hepimizin aklına
bazı çözümler gelebilir, örneğin, medya patronlarının kamu
ihalelerine dolaylı dahi alınmaması gibi; bu gibi örnekler
basın özgürlüğünü garantiye almayacağı gibi, çağımızın
piyasa şartlarına da uygun değildir. O hâlde, çözümü hukuk ve
sistem içerisinde arayacağız. Yapılması gereken, özellikle
kamu ihaleleri sürecinde şeffaf bir düzenin yerleştirilmesidir.
Tabii, ilan ve reklam konusu da apayrı bir bahis. Ayrıca, medya
sahipliğindeki şeffaflık ve medya pazarındaki rekabet
ilişkilerine ve medya sahipliğindeki tekelleşmelere ilişkin
etkin yasal düzenlemeler yapılması da gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri,
son dönemde basın özgürlüğü meselesi bu bağlamdan
koparılarak ülkemizdeki terörle mücadele süreciyle de
ilişkilendirilmek istenmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak basın ve ifade özgürlüğünü hem parti programımızda
hem de anayasal çerçevede bireysel hak ve özgürlükler kapsamında
destekliyoruz ve savunuyoruz ancak bu özgürlüğün tam olarak işletilmesi
için bazı şartların olduğu da muhakkak.
Hukuk devleti diyerek
basın özgürlüğünü savunurken, hukuk devletinin en önemli ilkesi olan
vatandaşlarımızın güvenli bir şekilde
yaşamlarını sürdürme haklarını da gözardı
edemeyiz. Güvenlik yoksa demokrasi de yoktur, hukuk yoksa demokrasi de yoktur,
güvenlik de yoktur, hürriyet de yoktur. Demokrasi
bayraktarlığını yapma iddiasında olanların
öncelikle hukuka saygılı olması gerekir. Anayasayı ve
hukuku yok sayarak suç işleyen herkesin adalet önünde hesap vermesi
gerekir.
Mesleğiniz size suç
işleme imtiyazı tanımaz. İster milletvekili olun ister
bakan olun ister gazeteci olun, Türkiye Cumhuriyetini bir hukuk devleti olarak
kabul etmemiz ve buna uymamız gerekir ve yapmış olduğunuz
her işin hukukla, kanunla ve Anayasa'yla düzenlenmiş olduğunu da
göz ardı edemeyiz. Dolayısıyla bir devletin en önemli görevi
adaleti ve güvenliği sağlamaktır. Devlet bu görevini ifa ederken
bu göreve de engel olunmaması gerekir.
Bu çerçevede, basın ve
ifade özgürlüğünün devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne,
cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve kamu düzenine
aykırı olmaması gerektiğini de bilmem hatırlatmaya
gerek var mı?
Değerli milletvekilleri,
toplumun genelinde medyanın bir güç savaşı aracı olarak
kullanıldığı algısı gitgide artmaktadır.
Türkiye'deki medya gerçeği maalesef çok kötü bir görünüm arz etmektedir.
Açık bir ifadeyle, medyanın tutumu basın ilkelerinden oldukça
uzak seyretmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika daha
süre veriyorum size Sayın Akçay.
Tamamlayın lütfen.
ERKAN AKÇAY (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu düşüncelerle
konuşmama burada son veriyor ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu
grup önerisine olumlu oy vereceğimizi belirtiyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akçay.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin lehinde son olarak Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaş konuşacak.
Buyurun Sayın
Danış Beştaş. (HDP sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, basın
özgürlüğü bu kürsüde en çok tartışılan meselelerden biri
çünkü basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmaz temellerinden birini
oluşturuyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü, basın-yayın
özgürlüğü yoksa dördüncü güç olarak nitelendirilen basının
iktidarları denetleme hakkı ve yetkisi tümüyle ortadan
kaldırılmış demektir. Peki, bizde basın özgürlüğü
var mı? Eminim herkes içinden belki gülümsüyordur, basın
özgürlüğü mü dediniz? Tabii ki yok; burada artık basın
özgürlüğü, yerini basmayın özgürlüğüyle yer
değiştirmiştir. Basın çalışanlarının
hakları, güvenceleri, bunları şüphesiz çok uzun konuşabiliriz
ama bu konuda bir milat var, 2004 yılında Pamukovada bir
hızlı tren kazası olmuştu, orada Ulaştırma
Bakanı istifa edecek mi? şeklindeki bir soruya dönemin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Sen hangi gazetedensin? diye
bir soru sormuştu ve bu, otosansür uygulamalarında âdeta bir milat
olarak tarihteki yerini alıyor ve bugün de basın-yayın
mensupları artık yetkililere, Cumhurbaşkanına,
Başbakana ve ilgili bakanlara soru soramıyor, sordurtulmuyor.
Bu konuda yine, temel
otosansür ve basın, basmama özgürlüğü 20 Temmuz 2015
yılında -7 Hazirandan sonra- Suruç katliamından sonra patlamaya
ilişkin görüntülerin engellenmesi için internet yasakları
başladı. O zaman internet yasakları çok güçlü bir şekilde
yine maalesef, dağarcığımıza girdi. Hemen akabinde
birçok gazeteci, basın-yayın mensubu mesnetsiz bir şekilde
gözaltına alındı ve tutuklanmaları başladı. Can
Dündar, Erdem Gül çokça tartışılsa da bugün yüzlerce basın
mensubu hâlâ cezaevlerinde tutulmaya devam ediyor. Arzu
Yıldızın durumu oldukça ilginçti, MİT tırlarıyla
ilgili haber yaptığı için kendisine ayrıca annelikten men
cezası bile verildi, bu kadar ileri gidildi.
28 Şubatta 668
sayılı KHKyle birçok basın-yayın kuruluşunun
kapısına kilit vuruldu, kapatıldı. İMC TV TÜRKSAT
uydusundan çıkarıldı ki milyonlarca izleyicisinin olduğu
herkes tarafından biliniyor. Haber alma hakkı açıkça gasbediliyor
ve vatandaşın gerçekleri öğrenmesinin önünde iktidar bir
zırh görevi görüyor.
Peki, bununla birlikte
Sınır Tanımayan Gazetecilerin, RSFnin raporları ne diyor?
2016 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinde, Türkiye 180 ülke
arasında 151inci sırada ve bu sayı 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra çok daha fazla artmıştır, bunun hepimiz
farkındayız.
Peki, tutuklu gazeteci
sayısı niye 3 olarak yanıt verildi, bunu da Adalet Bakanına
bir kez daha sormak istiyoruz. Sorduğum bir soru önergesine, tutuklu
gazeteci sayısını söylemekten bile imtina edildi.
Şimdi, 143 gazeteci
tutuklu, dün akşam da 3 gazeteci daha, maalesef, cezaevine gönderildi ve
bu, dünyadaki tutuklu gazetecilerin yarısına tekabül ediyor
değerli arkadaşlar. Bu çok ciddi bir rakamdır ve bunu çok büyük
bir özenle tartışmamız gerekiyor.
Çağdaş Gazeteciler
Derneğinin verilerine göre, 2016 yılında çok vahim rakamlar var.
3 medya mensubunun öldürüldüğü, 80 medya mensubunun
tutuklandığı, 299unun gözaltına
alındığı, 32sinin darbedildiği, şiddete
uğradığı ve -bu rakamlar çok uzun, zaman kaybetmemek için
okumayacağım- 624 basın kartının ve 32 Parlamento
kartının iptal edildiği Türkiye'de hâlâ, maalesef, dünyadaki
tutuklu gazetecilerin yarısı tutuklu durumda
bırakılıyor.
Peki, buna sansür diyebilir
miyiz? Hayır. Artık basına sansür sansür olmaktan
çıkmış, basına darbe hâlini almıştır.
İktidar yanlısı gazeteler, basın-yayın
kuruluşları istedikleri yayınları yaparken, muhalif
gazetecilik, basın-yayın mensubu olarak çalışmalar tümüyle
iktidarın iki dudağı arasındaki sözlere
bağlanmıştır. Basmayın özgürlüğü
sınırsız bir özgürlüğe dönüşmüştür.
Bir de medya-yargı
ayağı var, bu çok daha vahim. Gerçekten, bu konuda o kadar çok vahim
tablolar ortaya çıkıyor ki, öyle bir durumdayız ki artık,
gerçekten davaların detaylarını Anadolu Ajansından ve
yandaş medyadan alabiliyoruz.
Dün, eş genel
başkanlarımız hakkında açılan dava, daha avukatlara
iddianame verilmeden, iddianame kabul edilmeden, aynı, dediğim medya
tarafından basına servis edildi ve bu şekilde bir algı yaratılmaya
çalışıldı. Bu dönemin aktörleri artık gazeteciler
değil, medya memurları oldu. Medya memurları verilen
talimatları olduğu gibi yerine getiriyor.
Bizim hakkımızda
-Halkların Demokratik Partisi hakkında- son bir yılda sadece
yalan haberlere, asılsız haberlere dönük gönderdiğimiz
tekziplerin hiçbiri yayınlanmadı değerli milletvekilleri. Burada
önemli olan ilkeli, doğru haber değil, gerçekten iktidarın ve
sarayın medya memurlarının olur vermesiyle mümkün oldu.
Şimdi, bu köşe
yazıları da ayrı bir tartışma konusu. Gerçekten
köşe yazarı taklidi yapan, o kadar çok Yazarım. diye ortada
dolaşan insan var ki. Bunlar köşe yazısı filan yazmıyorlar,
tabii ki taklit yapıyorlar. Bunlara da köşe yazarı taklidi
demek herhâlde doğru bir niteleme olacak. Burada yazdıkları
yazılar sebebiyle yaptığımız suç
duyurularının hiçbirine, değerli milletvekilleri,
yanlış duymadınız, hiçbirine soruşturma
açılmadı. Hepsi takipsizlik kararıyla sonuçlandı. O kadar
ağır hakaretler, ölüm tehditleri var ki bu köşe yazarı
taklidi yapanların yazılarında, yargı da bunlara çanak
tutuyor.
Bu durumda, her
sıkışıklıkta, bir de HDPye yönelik operasyonlarda
sosyal medya yasaklanıyor. Eş genel
başkanlarımızın alındığı dönemde ve
belediye başkanlarının alındığı dönemde her
yerde sosyal medya engellendi. WhatsApp ve Telegram kullanılması bile
yasaklandı. HDPli vekillerin, bizim arkadaşlarımızın
buraya koyduğumuz fotoğrafları bile sansürlendi ve burada, bir
diğeri, HDPnin genel merkezine gazeteciler alınmayacak kadar büyük
bir basmayın özgürlüğü yapıldı. HDPye ambargo
almış başını gidiyor. Zaten televizyonlara
çağrılmıyoruz, davet edilmiyoruz. İradi olarak değil,
birilerinin talimatıyla HDPlilerin, milletvekillerinin televizyonlara
çıkması yasaklanmış. Bu da yetmiyor,
aradığımızda Canlı yayınlara alamıyoruz.
diyorlar ama hemen akabinde iktidar partisi milletvekilleri çıkıp orada
HDP hakkında atıp tutuyor. Bir buçuk yıla yakın bir
süreçtir, her akşam neredeyse, HDPsiz HDP
tartışılıyor, yargılanıyor. Tek bir amaç var:
Halka HDPyi farklı göstermek; yanlış, yalan politika üzerinde
halkın iradesini ve oylarını etkilemek.
Buradan şunu söylüyoruz:
Eğer gerçekten düşüncelerinize güveniyorsanız, eğer
doğru bir hattaysanız her zaman söylediğimiz bir şeyi bir
daha söylüyoruz: Hodri meydan! İstediğiniz milletvekilimizle, içeriye
kapattığınız, rehin aldığınız eş
genel başkanlarımızla çıkalım, televizyonlarda 79
milyonun gözü önünde tartışalım; kim haklı, kim
haksız, hepimiz görelim. Eğer kendinize güveniyorsanız bu
çağrımıza yanıt verirsiniz. Anayasa Komisyonunda da
söyledik. Eğer değişiklik teklifinize güveniyorsanız neden
bizim çıkışımız yasak -neden sizin
çıkışınız- her gün özgürce tuttuğunuz memurlar vasıtasıyla
Anayasa değişiklik teklifi savunuluyor? Biz de gidip savunalım
düşüncelerimizi. O zaman millet kararı gerçekten karar olsun, karar
niteliğine bürünsün. Ama yok, tek taraflı bir propaganda yapacağız,
istediğimizi söyleyeceğiz, karşıdaki kendisini
savunamayacak bile, düşüncelerini ifade edemeyecek; buna da diyeceksiniz
ki: Vallahi, millet karar verdi. Millet, kendisine sunulan doğrultusunda
karar verecekse burada büyük bir adaletsizlik var.
Sevgili Ahmet
Şıkın bu konuda -biliyorsunuz o da cezaevine gönderildi- bir
sözü var, onunla bitirmek istiyorum. Kendisi der ki: Tüm meslek
yaşamım boyunca, siyasi rengi ne olursa olsun her türlü iktidar ve
güç odağını gazetecilik yaparak rahatsız etmeye
çalıştım. Gazetecilik faaliyetlerim nedeniyle her devrin kötüsü
olmayı başardım. Bu benim onur nişanımdır.
Buradan bakarsanız haklısınız. Bir örgütüm var, adı
hakikat. Sırtını dayadığım bir güç var,
onların adı da hakikati bilmesi gerektiğine
inandığım halkın kendisidir.
Bu basına darbe,
halkın haber alma hakkını ortadan kaldırmaktadır.
Halkın karar verirken kıyas yapma, yorum yapma, vicdanının
sesini dinleme, adil karar verme hakkını ortadan
kaldırmaktadır. Bu eşitsizlik kamu vicdanını yerle bir
etmiştir ve gerçekten Anayasa değişikliği döneminde
eğer basına darbe bu şekilde devam edecekse hiç kimse millî
iradenin şekillenmesinden söz edemez, bunu tartışamaz,
birilerine yasak
Daha dün Halkevleri üyeleri Başkanlığa
hayır. dediği için gözaltına alındı, bunu
reddediyoruz.
Hepinize hayırlı
günler diliyorum gerçekten. Son iki ayın en güzel kelimesi hayır
olacak çünkü reddetmek kazanmanın başlangıcından biridir.
Hayırlı günler sizlerin olsun diyorum, saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Danış Beştaş.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin aleyhinde son olarak İstanbul Milletvekili Sayın Tülay
Kaynarca konuşacak.
Buyurun Sayın Kaynarca.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, şu ana kadar
yapılan konuşmalar ışığında şunu ifade
etmem lazım: Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, hiçbir
mesleğin de suç işleme hakkı yoktur; özgürlükler ile terörü
birbirinden dikkatle ayırmak lazım.
CHP grup önerisi basın
özgürlüğüyle ilgili bir konuya dikkat çekti. Bu konu bu kürsüde defalarca
konuşuldu ve her seferinde ifade ettiğimiz bir gerçeklik var:
Basın mensuplarının haklarının korunması,
çalışma şartlarının günün ihtiyaçlarına göre
güncelleştirilmesi ve iyileştirilmesi bizim için de çok önemlidir. Bu
meslekte emeklilik hakkı alacak kadar işin mutfağında
çalışmış bir milletvekili olarak söylüyorum, aynı
zamanda basın emekçisi olarak söylüyorum, basının
özgürlüğü, ifade özgürlüğü çok değerlidir ama bu basın
ahlakıyla da doğru orantılıdır. Niye? Çünkü, bir
özgürlüğün sınırı bir başka özgürlükle birlikte tespit
edilir ki işte 15 Temmuz gerçeğinde basının bu aradaki
üstlendiği görev çok değerlidir.
Bakınız, 15
Temmuzda, bu süreçte darbe kalkışmasının
yaşandığı saatlerde yani bu Meclis kürsüsünde, bu Meclis
salonunda, milletvekillerimizin yanında basın emekçileri kendi
görevlerini yapmışlar ve her türlü tehdide karşı tek yürek
olmuşlar, darbecilere karşı yayınlarını
sürdürmeye devam etmişler, halka demokrasi direnişinde cesaret
vermişler ama en önemlisi de dünyaya çok güzel bir basın
fotoğrafı vermişler, bu konuda çok değerli bir
yayıncılık örneğine de imza atmışlardır.
Yine, özellikle ifade etmek
isterim ki yapılanları göz ardı ediyoruz her seferinde. Buraya
çıkan her konuşmacı basın özgürlüğünden bahsederken,
basınla ilgili neler yapıldı, kanuni düzenlemeler, Basın
Kanununda yapılan değişiklikler, uyum yasaları
çerçevesinde gerçekleştirilen yasal düzenlemeler hep es geçiliyor. Ben
hatırlatma babında üç beş tanesine özellikle dikkat çekmek
istiyorum.
Dönemimizde, Adalet ve
Kalkınma Partisi iktidarları döneminde, yargı reformları
paketleriyle, ifade ve düşünce özgürlüğünün önündeki engel teşkil
eden hükümler kaldırılmıştır.
Basın-yayın yoluyla
ya da sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenmiş suçlara
ilişkin dava ve cezaların infazının ertelenmesi de
sağlanmıştır. Bunu kim yaptı? AK PARTİ yaptı.
İfade ve düşünce
özgürlüğü kapsamında, birinci uyum paketiyle, dönemimizde, ifade
özgürlüğü alanının genişletilmesi amacıyla Terörle
Mücadele Kanununun 7 ve 8inci maddeleri değiştirilmiştir.
Hemen ikinci uyum paketine
dikkat çekiyorum. Yine Basın Kanununda yapılan
değişiklikle, basılmış eserlerin
dağıtımının önlenmesi veya toplatılması
hâkim güvencesine bağlanmıştır mesela.
Hemen üçüncü uyum paketinde
-ama lütfen buna dikkat ediniz- yine Basın Kanununda yapılan
değişiklikle, basın yoluyla işlenen suçlar için öngörülen
tüm hapis cezaları kaldırılmıştır. Dikkat ediniz,
basın yoluyla işlenen suçlar diyorum, teröristler ya da
katiller demiyorum.
Dördüncü uyum paketiyle de
yine Basın Kanununda yapılan değişiklikle, mesul müdür ve
yazı sahibinin haber kaynaklarını açıklamaya
zorlanmasının önüne geçilmiştir. Bütün bunlar çok önemli yasal
düzenlemelerdir ama ben devamına işaret etmeyeceğim.
Şuna özellikle dikkat
çekmek isterim: Basın özgürlüğünün korunması önemlidir ama
elbette bu özgürlüğün istismar edilmemesi de aynı ölçüde önemlidir.
Mesleğimiz size suç işleme özgürlüğü
Hiçbir meslek de suç
işleme özgürlüğü yoktur. Basın özgürlüğü basın
ahlakıyla birlikte gelişebilecek bir kavramdır ve bu ikisi bir
arada yürürse gelişme ancak o zaman sağlanabilir.
İçerik ve
yayınlarına ellerinde uzun namlulu silahlar bulunan örgüt
mensuplarının fotoğraflarını koyanları,
silahlı terör örgütünün yayın organı fonksiyonunu üstlenenleri,
çatışmalarda ölen kişileri ve eylemleri, Türkiye Cumhuriyetine
karşı silahlı isyan ve saldırıda bulunanları öven
yayınlar yapan gazetelerde yayınlanan içerik ve görselleri
düşünce, ifade veya basın özgürlüğü kapsamında
değerlendirebilir misiniz? Hayır. Terör örgütünü övmek, terör
seviciliği yapmak gazetecilik olamaz, hiçbir ülkede olmadığı
gibi. Türkiye Cumhuriyeti devleti de hukuk devletidir; Türk Ceza Kanununda,
Terörle Mücadele Kanununda gereği neyse o yapılır.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; bugün Türkiye Büyük Millet
Meclisinde Anayasa değişiklik kanunu teklifimizin ikinci tur
oylamaları var. Öncelikle ifade etmek isterim ki gerek birinci tur
oylamalarında gerekse Anayasa Komisyonu çalışmalarında bu
kanuna emek vermiş, kanun teklifiyle ilgili görüş ve ifadelerini
Mecliste ve Komisyonda belirterek katkı sunmuş tüm değerli milletvekillerimize
de buradan teşekkürlerimi, şükranlarımı sunmak istiyorum.
Çünkü nihai kararı çok değerli, aziz milletimiz verecektir. Ben
diyorum ki bu sistem, bu Anayasa değişikliği ülkemizin
istikrarı ve istikbali demektir. Cumhurbaşkanlığı
sisteminde koalisyonlar yok, kaos yok, istikrar ve istikbalimiz vardır.
Yine, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle kuvvetler
ayrılığı var, otoriter yönetim yoktur. Yine,
Cumhurbaşkanlığı sisteminde Meclisten çıkan hükûmet
yerine doğrudan milletin iradesiyle seçilen iktidarlar var demektir.
Dolayısıyla, Anayasa değişiklik teklifini önemsiyoruz. Bu
Anayasa değişiklik teklifimize millî iradenin, aziz milletimizin son
sözü söyleyeceğine ve bu konuda aziz milletimizin son noktayı
koyacağına yürekten inanıyor ve hayırlı olmasını
diliyor, bu duygu ve düşüncelerle de Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Hayırlı olacak inşallah.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Kaynarca.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisini oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi
var.
Sayın Akar, Sayın
Erkek, Sayın Emir, Sayın Kayan, Sayın Kayışoğlu,
Sayın Üstündağ, Sayın Yedekci, Sayın Sarıhan,
Sayın Altay, Sayın İlgezdi, Sayın Tarhan, Sayın
Durmaz, Sayın Yalım, Sayın Tuncer, Sayın Koç, Sayın
Tanal, Sayın Akaydın, Sayın Doğan, Sayın Ekici,
Sayın Purçu.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
VII.-
ÖNERİLER (Devam)
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ve
arkadaşları tarafından, özgürlük ve demokrasi mücadelesine olan
katkıları nedeniyle dördüncü güç olarak anılan medyanın
daha fazla baskı altına alınmaması, basın
emekçilerinin karşı karşıya kaldıkları
sorunların tespit edilmesi, tutuklu ve hükümlü gazetecilerin
durumlarının incelenerek basın özgürlüğünün önündeki
sorunların kaldırılması amacıyla 13/1/2017 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 18 Ocak 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Grup önerisi kabul edilmemiştir.
Birleşime on beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.38
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmını geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporunun ikinci görüşmelerine başlıyoruz.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (x)
(xx)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri,
Anayasanın 175inci ve İç Tüzükün 94üncü maddeleri gereğince
Anayasa değişiklik tekliflerinin maddelerinin ve tümünün kabulü üye
tamsayısının en az beşte 3 çoğunluğunun gizli
oyuyla mümkündür yani teklifin maddelerinin ve tümünün kabulü için en az 330
kabul oyu gerekmektedir. Anayasa değişikliği tekliflerinin
oylamasına ilişkin Genel Kurulun 5/7/1995 tarihli 134üncü
Birleşimde oylanarak kabul edilen Başkanlık Tezkeresi
uyarınca Anayasa değişiklik teklifinin ikinci görüşmesinde;
1) Yapılan oylamada 330un
altında oy alan madde, birinci oylamada aldığı oy ne olursa
olsun kesin olarak reddedilmiş olacak ve düşecektir.
2) Yapılan oylamada
330un üzerinde oy alan maddeler, birinci oylamada aldığı oy
330un altında da olsa kabul edilmiş sayılacaktır.
3) Yapılan oylamada
maddeler, 330un ve 367nin üzerinde oy almış olsalar da tümünün
oylamasında 330un altında oy alırsa teklifin tümü kesin olarak
reddedilmiş olacak ve düşecektir.
4) Yapılan oylamada
maddelerin bir kısmı 330un üzerinde fakat 367nin altında oy
almış ise, bir kısmı da 367nin üzerinde oy almış
olsa tümünün oylamasında teklif 367nin üzerinde oyla kabul edilirse
teklifin hiçbir maddesi kendiliğinden halk oylamasına
sunulmayacaktır.
Aynı durumda tümünün
oylamasında teklif 367nin altında oyla kabul edilirse teklifin tümü
kendiliğinden halk oylamasına sunulacaktır.
Bilgilerinize sunulur.
Sayın milletvekilleri,
teklifin birinci görüşmesi 15/01/2017 günü saat 23.20de
tamamlanmıştı. Bilindiği gibi, Anayasa değişiklik
tekliflerinin ikinci görüşmesinde teklifin tümü ve maddeler üzerinde
görüşme açılmamakta, yalnız maddeler üzerinde verilmiş
değişiklik önergeleri görüşülmekte, birinci görüşmede
üzerinde değişiklik önergesi bulunmayan bir madde hakkında
ikinci görüşmede önerge verilememektedir. Teklifin birinci
görüşmesinde tüm maddeleri üzerinde değişiklik önergeleri
verilmişti.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Özel, teklifin 1inci maddesini okutayım, sizi dinleyeceğim.
Şimdi, teklifin 1inci
maddesini okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- 7/11/1982
tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9
uncu maddesine bağımsız ibaresinden sonra gelmek üzere ve
tarafsız ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN Sayın
Özel, sizi dinleyeyim.
Buyurun.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
24.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, gizli oylamalarda bakanların vekâletle
oy kullanamayacaklarına, Başkanlık Divanından ilk turda
hangi bakanın kimin yerine, hangi vekâletle oy kullandığı
bilgilerini ve vekâletleri almak istediklerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İkinci tur
görüşmelerine başlarken hem birinci turda yapılan
oylamaları anayasal olarak geçersiz kılacak, yok hükmünde sayacak bir
eksiklik hem de ikinci turdaki oylamalarla ilgili bir beklentimiz ve talebimiz
var. Konu, Anayasanın 96ncı maddesinin ikinci fıkrasında
düzenlenen, Bakanlar Kurulu üyelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışmalarına katılamadıkları oturumlarda
kendileri adına yetki verdikleri bir bakanın oy kullanmasına
ilişkin düzenlemenin birinci turdaki oturumu yöneten Başkan ve
sayın bakanlar tarafından yorumlanış şekliyle
ilgilidir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu Parlamentoda köklü bir tartışma
olan, gizli oyda vekâlet olup olamayacağı konusunu sizin
yönetiminizde nasıl davranacağınızı bilip eğer
birinci turdaki gibi devam edecekse mesele bir usul tartışmasına
muhtaç; eğer böyle gidecekse bunun devamında nasıl bir vekâleti
kabul ettiğinizle ilgili, bunun içinden çıkabilecek sıralı
usul tartışmaları da var. Ama, özetle, eğer bir sayın
bakan bir diğer bakana vekâlet verirken gizli oyda oyunun rengini
söylüyorsa, oyunun rengini söylediği anda gizli oy kuralı ihlal
ediliyor; söylemiyorsa, yerine oy kullanmak değil, bir sayın
bakanın iki kere oy kullanması söz konusu oluyor. Bu yüzden, biz
gizli oylamalarda sayın bakanların vekâletle oy
kullanamayacaklarını düşünüyoruz, kaldı ki ilk turda
kullandıklarını görüyoruz. Başkanlık Divanından
ilk turda hangi bakan, kimin yerine, hangi vekâletle oy kullanmış o
bilgileri almak isteriz ve vekâletleri almak isteriz. Zira, bazı anayasa
hukukçuları ülkemiz Parlamentosunda bakanların gizli oy
kullanmalarının geçmişte bazı örneklerinden hareketle bunun
olduğunu ancak bunun Anayasa oylaması gibi, Meclisin kendine
Başkan seçtiği gibi veya eğer Cumhurbaşkanını
Meclis seçmeye devam etseydi bunun gibi özellikli oylamalarda
yapılamayacağını ifade ediyorlar ve yine, bunun
yapılsa bile bu vekâletlerin o oylamaya özel düzenlenmiş olması
gerektiğini söylüyorlar. Her üç usule yönelik tartışma için de
Başkanlık Divanının gruplara bu vekâletleri kimin, hangi
turda, kimin yerine, hangi vekâletle oy kullandığını
bildirmeleri gerekiyor.
Bu açıdan sizden bu
konudaki belgelerin gruplara ulaştırılması veya izahı
noktasında önce bir ara, daha sonra tutumunuzu öğrenerek bu işi
sürdürme arzusundayız.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Özel.
Bu konuda elbette bir fikrim
var. Gerek anayasal gerek İç Tüzük açısından gerekse
yaşanmışlığımın, tecrübenin getirdiği
sonuç itibarıyla böyle bir fikrim oluştu ama iki boyutlu bir usul
tartışması açılacağını görüyorum, böyle bir
talebiniz olacağını görüyorum. İlk maddedeyiz.
Usul
tartışmasının süresinin ne olacağını, hangi
konularda toplanacağını görüşmek üzere, sizin de talebinize
uygun olarak ben on beş dakikalık bir ara vereyim, grup başkan
vekillerini de toplantıya davet edeyim.
Buyurun.
Kapanma Saati:
17.07
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.24
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci tur görüşmelerine
başlıyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Özelin bir talebi
ve itirazıyla ilgili grup başkan vekilleriyle bir toplantı
gerçekleştirdik. Sayın Özel, ısrarında, talebinde
kararlıysa ve devamlıysa bir usul tartışması
açalım ama usul tartışması açmadan önce ben kendi fikrimi
söyleyeyim, ona göre uygun kararı veya talebi verirsiniz.
Sayın milletvekilleri,
Sayın Özel bakanların anayasa değişikliklerinde ve gizli
oylamada vekâletnameyle oy kullanamayacağını ileri sürdü.
Şöyle bir düşünceye sahibim: Anayasanın 96ncı maddesinin
son fıkrasında Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin katılamadıkları oturumlarında, kendileri yerine
oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. şeklinde bir hükmü
bulunmaktadır, bu, Anayasanın hükmüdür. Burada veya Anayasanın
başka bir hükmünde vekâleten oy için herhangi bir istisna da
bulunmamaktadır. Bugüne kadarki uygulamalara
bakıldığında ise gizli oylamanın
yapıldığı Anayasa değişiklik tekliflerinin
hepsinde ve Meclis soruşturması raporlarının hepsinin
oylamasında vekâleten oy kullanıldığı görülmektedir.
Ayrıca, Meclis başkan vekillerinin Meclis Başkanıyla
birlikte, 7 Nisan 2016 tarihli mutabakat metnine göre Gizli oylama dâhil
bakanların vekâletle oy kullanmasında genel vekâletlerinin
bulunması durumunda ayrıca belli bir oylama için özel bir vekâlet aranmayacak
şeklinde bir bakanın birden fazla bakanın yerine vekâleten oy
kullanılması hususu gözetilecektir. diye bir hüküm de
bulunmaktadır. Yine, ayrıca Başkanlık Divanının 6
Aralık 1985 tarihli 70 sayılı Kararında ise her oturum
için ayrı ayrı bir yetki belgesi aranmaması ve birden çok bakana
da yetki verilebileceği benimsenmiş ve uygulama da bu şekilde
olmuştur.
Benim açımdan,
bakanların Anayasa değişiklik teklifinde de vekâleten oy
kullanmaları konusunda gerek Anayasa gerek İç Tüzük gerek
Başkanlık Divanı kararları ve gerekse de tecrübelerimize
dayanarak bir aykırılık bulunmadığı
şeklindedir. Bu konuyu açıkladıktan sonra eğer usul
tartışması açılmasına ilişkin bir
ısrarınız varsa -içeride de görüştük- bir usul
tartışması açalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biraz
önce izah etmiştim, daha uzun uzun izah etmeyeceğim, siz de
özetlediniz. Biz, bakanların vekâletle oy kullanmasını, o
vekâletlerin Anayasa oylamasında da kullanılmasını ve
Anayasa oylamasında dahi özel değil, genel vekâlet
kullanılmasını ayrı ayrı doğru bulmuyoruz; bu
konuda tutumunuz değişmediyse kaçınılmaz olarak bir usul
tartışması talep ediyoruz.
BAŞKAN Evet,
değişmedi çünkü ben bu konudaki tutumumu gerek Anayasa hükmüne
gerekse de Başkanlık Divanınca alınmış olan
kararlara ve yaşanan tecrübelere dayandırıyorum. Bu nedenle
tutumumda ısrar edeceğim.
Usul
tartışması açalım, her parti grubuna birer söz hakkı
vereceğim.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Aleyhte, Mithat Sancar.
BAŞKAN Aleyhte, Mithat
Sancar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Aleyhte, Mahmut Tanal.
BAŞKAN Aleyhte, Mahmut
Tanal.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Lehte...
BAŞKAN Lehte, Mehmet
Muş.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Lehte
BAŞKAN Lehte,
Doğan Kubat.
Yine, grup başkan
vekilleriyle yapmış olduğumuz görüşmede
aldığımız ortak bir karar var. Bu usul
tartışmasında iç içe geçmiş iki husus var; iki ayrı
usul tartışması yapılacağına, tek usul
tartışmasında bu tartışmayı
toplayacağız. Bu nedenle konuşma sürelerini beşer dakika
olarak veriyorum.
Tutumumum lehinde ilk söz
Doğan Kubata aittir.
Buyurun Sayın Doğan
Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
X.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının 447 ve 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin gizli
oylamalarında bakanların vekâleten oy kullanmaları ve bu
vekâletnamelerin içeriğiyle ilgili tutumunun Anayasa ve İç Tüzük
hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa
oylamalarında bakanların -bunun gizli oylama olması sebebiyle-
vekâletle oy kullanamayacağı, kullanılmasına
Başkanlık makamınca karar verilmesi hâlinde bunun için de özel
vekâlet aranması gerektiğine dair açılan usul görüşmesinde,
Başkanlığımızın biraz önce ifade ettiği
tutumu lehinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlarım.
Değerli arkadaşlar,
bu konu, geçmişte de usul görüşmelerine konu olmuştu
hatırlarsanız. Şimdi, konuya ilişkin Anayasa ve İç
Tüzükteki düzenlemelere şöyle baktığımız zaman
Anayasanın 96ncı maddesinin ikinci fıkrası, Bakanlar
Kurulu üyelerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
katılamadıkları oturumlarında kendileri yerine oy kullanmak
üzere bir bakana yetki verebilecekleri ancak bir bakanın kendi oyuyla
birlikte en fazla 2 oy yani 1 bakana ancak vekâleten oy kullanabileceği
hükmünü amirdir.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, 96ncı maddedeki hükme baktığımız
zaman, oy kullanma noktasında Anayasa koyucunun bir özel
sınırlama getirmediğini görüyoruz. Oylamaların ne
şekilde yapılacağı İç Tüzükün 139 ve devamı
maddelerinde düzenlenmiş genel olarak ve açık oy, işari oy,
gizli oylama şeklinde üç oylama kabul edilmiş, gizli oylamaya
ilişkin olarak da 147, 148 ve 149uncu maddelerde bir düzenleme
yapılmış, yine buralarda da gizli oylamayla ilgili olarak
vekâleten oy kullanma söz konusu olduğu zaman buna ilişkin bir hukuki
sınırlama getirilmemiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan vekillerinin uygulamada birlik sağlama adına 7 Nisan 2016
tarihinde yapmış oldukları mutabakat metninde de -dördüncü
bendine baktığımız zaman bu mutabakat metninin- Gizli
oylama dâhil bakanların vekâletle oy kullanmasında genel vekâletlerin
bulunması durumunda ayrıca belli bir oylama için özel bir vekâlet aranmayacak,
sadece bir bakanın birden fazla bakana vekâleten oy kullanmaması
hususu gözetilecektir. denilerek Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine
uygulamada işlerlik kazandıracak şekilde bir açıklık
sağlanmıştır.
Değerli arkadaşlar,
özetlemek gerekirse, vekâlet, belli bir hukuki işlemi yapmak üzere bir
kimseye temsil yetkisi vermektedir, burada yapılan oylamalarda oy kullanan
kimsenin iradesini hukuken tespite yönelik bir işlemdir. Verilen vekâlette
açık oylama, gizli oylama veya işari oylamalarda oy kullanmak için
sınırlama, bir açıklama yok. Genel olarak bakanlarımız
yasama döneminin başında Başkanlığımıza
genel bir vekâlet vermekte ve burada bulunamadıkları oturumlarda
kendilerini temsilen oy kullanma noktasında birbirlerine vekâlet vermektedirler.
Nitekim uygulama da böyle gelişmiştir. Geçmiş uygulamalara
baktığımız zaman, 2001 tarihindeki Anayasa
görüşmelerinde birçok kez vekâleten oy kullanılmış ve genel
vekâlet geçerli sayılmıştır. Yine bizim birinci turdaki
görüşmelerde de esasen bütün maddelerde genel vekâlete dayalı olarak
gizli oylama işlemi yaptırılmış ve böylece güçlü bir
teamül oluşmuştur. Bir kere burada geçmiş dönem, yirmi dördüncü
dönemde o zaman bir başkan vekilimizin bu konudaki uygulamalara
karşıt bir tutumu olmuştur. Ancak sonraki oylamalar ve önceki
oylamalarla çelişik olan bu durum şu anda da bizim kanaatimizce
Anayasa ve İç Tüzüke aykırı bir tutumdu, ki o zamanki usul
görüşmesinde de ben bu görüşlerimi ifade etmiştim.
Özetle söylemek gerekirse:
Sayın bakanlarımızın vekâleten burada genel vekâlete -ki
Anayasa özel, vekâlet genel vekâlet ayrımı
yapmamıştır- dayalı olarak birbirleri namına oy
kullanabileceklerini düşünüyorum. Bu konuda Sayın Başkanım,
güçlü bir teamülü pekiştirmek adına Genel Kurulun bu konuda nihai kararı
vermesi için oya sunmanızı da talep ediyorum.
Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Kubat.
Tutumum aleyhinde ilk söz
Sayın Mithat Sancarda
Sayın Sancar, buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
MİTHAT SANCAR (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
değişikliğinin diğer yasama faaliyetlerinden,
işlemlerinden farklı bir yanı vardır. O nedenle de oylama
konusunda ayrı bir usul Anayasa gereği kabul edilmiştir, Anayasa
ayrı bir usul öngörmüştür. Anayasa değişikliklerinde gizli
oy kuralının anlamı hepimizce malum ama tekrar edeyim: Bu kadar
önemli bir konuda grup kararı da alınamıyor; parti
başkanlarının, grup başkan vekillerinin veya parti içinde
başkalarının, milletvekillerinin iradesini baskı
altına almasını önlemektir, amaç budur. Böyle bir kural bu
amaçla konmuşken gereğini de her alanda yerine getirmekte
kaçınılmaz fayda vardır, mutlak fayda vardır. Nedir
buradaki tartışma? Bakanların vekâletle oy kullanması
meselesi. Sayın Özel gayet iyi özetledi. Bakanlara böyle bir yetki
bağlayıcı olarak verilmiş değil. Anayasanın
96ncı maddesini okursanız vekâlet verebilirler diyor. Buradan iki
sonuç çıkarabiliriz: Gizli oylama olan yerlerde gizli oylama öngören
kuralın ruhuna uygun bir yorum yaparak bakanlara bu yetkiyi tanımamak
Meclis Başkanının ve Genel Kurulun iradesinde olabilir. Böyle
yorum yapabiliriz ki bence doğru yorum budur. Eğer gizli oy
kuralının gereğini yerine getirmek istiyorsak bakanlara da
vekâlet verme uygulamasını burada kaldırmamız lazım.
İkincisi: Eğer bu
kuralı böyle yorumlamak istemiyorsanız o zaman bakanların bundan
feragat etmesini tavsiye ederim. Neden? Çünkü daha adil bir oylamaya kendileri
açık ve hazır olduklarını göstermiş olacaklardır.
Maalesef, birinci tur oylamada adil bir davranış, adil bir yönetim
göremedik. Gizli oy kuralının pek çok kere ihlal edildiğine
burada hep birlikte tanık olduk. Bir sayın bakan gizli oy
kullanmanın milletvekilleri için geçerli olmadığını
söyleyebilecek noktaya kadar vardırdı işi. Oysa, 2010 tarihinde
Anayasa Mahkemesinin verdiği açık bir karar var. Gizli oy
kuralı, yine oylama çoğunluğu ve teklifle ilgili şekil
şartlarından biridir. Bu kuralın ihlali hâlinde belli
şartlar yerine getirilirse yapılan oylama Anayasaya aykırı
olur.
Sorun şudur, açıkça
tekrar dile getirelim ve cevap bekleyelim: Neden gizli oylama
kuralının böyle yumuşatılmasını, delinmesini,
sulandırılmasını istiyor acaba AKP Grubu? Yani, buradaki
kaygı nereden geliyor? Acaba kendi gruplarına güvenmiyorlar mı?
Gruplarından fire verilmesi ihtimaline karşı bu açık
kuralı, hem anayasal hem adil olan bu kuralı neden uygulamaya
geçirmemek için bu kadar uğraşıyorlar?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Neden kendi milletvekillerinize oy
kullandırtmadınız?
MİTHAT SANCAR (Devam) -
Bakın, sadece bir anayasal kural değildir, aynı zamanda bir
adalet ölçüsü öngörmektedir.
Öte yandan, bu Meclisin 11
tane parlamenteri, üyesi, 11 milletvekili, HDP eş genel
başkanları dâhil 11 milletvekilimiz bugün tutuklu bulunuyorlar ve
burada oy kullanamıyorlar. Burada bulunmamaları oylamanın
sonucunu etkileyebilecek bir durumdur.
Başkanlıktan,
Meclis Başkanlığından, Adalet Bakanlığından
defalarca taleplerimiz oldu; bu arkadaşlarımızın oy
kullanmasını sağlayın. Eğer bunu sağlamazsanız,
oylamanın adil olduğu konusunda söyleyeceğiniz sözlerin
inandırıcılığı da olmaz.
Yine, bu tutuklulukla ilgili
uygulamalardan birini hatırlatayım ki buradaki adaletsizlik daha
açık görülsün: Üniversite öğrencileri eğer tutukluysalar
sınavlara katılma hakkına sahiptirler; cezaevinden çıkarılırlar
Ben otuz yıl hocalık yaptım, sayısız tutuklu
öğrencinin sınavını yaptım- getirilirler
sınavları yapılır tekrar götürülürler. Bunu, en
azından bunu; biz elbette öncelikle milletvekillerimizin tutukluluk
hâlinin, bu adaletsiz, hukuksuz uygulamanın son bulmasını
istiyoruz ama bu devam ediyorsa, o zaman buradaki durumu düzeltin, gelin
birlikte düzeltelim. Bir karar alınsın Adalet
Bakanlığı bunu uygulasın, gözetsin, gereklerini yerine
getirsin.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MİTHAT SANCAR (Devamla)
Sanırım sürem bitti.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, ek bir dakika, mümkünse...
BAŞKAN Toparlayın
Sayın Sancar.
Bir dakika daha ek süre
veriyorum size.
MİTHAT SANCAR (Devamla)
Eş başkanlarımız ve milletvekillerimiz oylamada buraya
getirilsin, oylarını kullansınlar sonra tekrar cezaevine
götürebilirsiniz. Bunu yapmayan bir iktidarın, buna yanaşmayan bir
iktidarın başka alanlarda da seçimin adil geçmesi için konulmuş
kuralları gözetmemesi gerçekten halkımızın vicdanına,
sağduyusuna özellikle ve önemle havale edilmesi gereken bir husustur. Bu
konuda sizlerin de vicdanen bir hesaplaşma yapmasını istiyoruz.
Eğer adil bir yarıştan korkmuyorsanız, eğer buradaki
oylamalarda adil bir sonuç bekliyorsanız, istiyorsanız, adalet gibi
bir kaygınız varsa hem gizlilik kuralına titizlikle uyunuz hem
de vekillerimizin burada oy kullanmasını sağlayınız.
Bunun dışında,
eğer buradan geçerse -ki bu teklifin geçmeyeceği
inancındayım- Meclisin burada güçlü bir fren, bu antidemokratik
gidişe, otoriter gidişe
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MİTHAT SANCAR (Devamla)
-
sürece güçlü bir fren koyacağına inanıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ederim Sayın Sancar.
MİTHAT SANCAR (Devamla)
- Bu duygularla, sizleri selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Tutumum lehinde
ikinci olarak Sayın Mehmet Muş konuşacak.
Buyurun Sayın Muş.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
açılan usul tartışması noktasında, Başkanlık
Divanının belirlemiş olduğu usul lehinde
olacağımızı belirtmek isterim. Sebebine gelince, sizin de
hem yaptığınız konuşmanızda hem de Sayın
Kubatın konuşmasında değindiği Anayasanın
ilgili maddeleri olmak üzere daha önceki, geçmiş uygulamalarımızda
da genel vekâletle, Anayasa değişiklikleri dâhil, oy
kullanılabilmektedir. Burada, aslında, bu tartışmayı
açmanın, bununla alakalı bir tartışma
açılmasının da ben gerekli olduğunu düşünmüyorum.
Burada, Başkanlık
Divanının, hem Meclis Başkanı hem de Başkan
vekillerinin 7 Nisanda
Sizin de bahsettiğiniz ve şu an elimde olan
burada bir anlaşma var, bir protokol var; bu kararda vekâletlerin
Anayasada ve diğer kanunlarda ne şekilde
kullanılacağıyla alakalı açık şekilde hükümler
belirlenmiş durumda. O açıdan, hem Anayasanın 96ncı
maddesi hem de Anayasanın 175inci maddesi, süreci tamamen sizin
göstermiş olduğunuz lehte belirlemiş vaziyet. Aynı
şekilde, bütün bakanlarımızın da vekaletleri -şu an
bulunamayan bakanlarımızın vekaletleri de-
yanımızdadır, bunlar da elimizde mevcut bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
9 Ocaktan beri Anayasa değişikliğini Genel Kurulda
görüşmekteyiz ve ilk turunu tamamladık. İlk turu süresince hem
burada yapılan müzakereler hem de oylamalar İç Tüzükün amir
hükümlerine uygun şekilde yerine getirilmiştir. Burada
tartışmaya açık herhangi bir husus bulunmamaktadır. Her
şey, değerli milletvekilleri, milletimizin gözü önünde cereyan
etmektedir; her şeyi bu aziz millet, işin asıl sahibi izlemekte
ve takip etmektedir.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sayın Başkan, açık oy
kullanıldı, açık oy.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Burada,
değerli milletvekilleri, hangi oyu kullanacağını ifade
etmek aslında gizliliği ihlal eden bir uygulamadır. Burada Biz
peşinen şu oyu vereceğiz. demek veya oylamalara katılmamak
fikri aslında beyan etme anlamına gelir. Burada AK PARTİ Grubu
milletvekilleri İç Tüzüke uygun şekilde oylarını
kullanmışlardır. Bugün de yapılacak oylamalarda, ilk tur
oylamasında nasıl oylarımızı İç Tüzüke uygun
şekilde kullandıysak, AK PARTİ Grubu olarak aynı
şekilde bugün de oylarımızı bu anlamda
kullanacağız.
Bakınız,
değerli milletvekilleri, bir şeye değinmek istiyorum:
Cumhuriyet, saltanatın olmadığı yönetim sistemidir.
Cumhuriyette yöneticiler, seçimle iş başına gelirler, seçimle
direkt olarak millet tarafından görevlendirilirler. Şimdi,
getirdiğimiz süreçte hem milletin vekilleri hem de yürütme doğrudan
millet tarafından seçilmektedir. Şimdi, bu sistemde cumhuriyet
zayıflar mı, yoksa cumhuriyet çok daha fazla güçlenir mi? Bizim
getirdiğimiz değişiklik teklifinde cumhuriyetin
zayıflayacağını değil, tam aksine çok daha fazla
güçleneceğini görebilmekteyiz çünkü doğrudan doğruya millet hem
yürütme erkini belirliyor hem de kendisini temsil edecek Parlamentodaki
milletvekillerini belirliyor.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Cumhuriyeti öldürüyorsunuz, ruhuna Fatiha
okuyorsunuz!
TÜRABİ KAYAN
(Kırklareli) Kenan Evren de seçimle geldi.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, rica ediyorum
MEHMET MUŞ (Devamla) -
Bu teklifin hak etmediği pek çok eleştiri birinci tur
oylamasında burada görüşüldü, bunları sabırla bizler teklif
sahibi olarak dinledik, burada müzakere edildi, saatlerce bunlar burada
konuşuldu ve nihayetinde oylama yapıldı ve bu oylamalar
neticesinde bu Genel Kurul, bu Meclis paketin ikinci tur oylamalarına vize
verdi. Şimdi ikinci tur oylamalarına birazdan
başlayacağız ve buradan çıkması durumunda ben ümit
ediyorum Parlamento, bu Gazi Meclis işi bu değişiklik paketini
milletin kendisine, işin asıl sahibine gönderecek ve milletin, hakem
olarak bu değişiklik noktasında onun kararını
alacaktır.
Şimdi, bu
saydığım sebeplerden dolayı, tekrar ifade etmek gerekirse
Anayasanın 96ncı maddesi, aynı şekilde Anayasanın
175inci maddesi ve geçmiş dönemdeki uygulamalar ile 7 Nisanda alınan
karar gereği bakanlarımızın genel vekâletle bu Anayasa
değişikliğinde oy kullanmaları önünde herhangi bir mahzur
bulunmamaktadır. Başkanlık Divanının kararı
yerindedir, lehinde olacağımızı tekrar ifade etmek isterim.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Muş.
Tutumum aleyhinde Sayın
Mahmut Tanal konuşacak.
Buyurun Sayın Tanal.
(CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Burada tartışma
konusu, gizli oylamada bakanlar vekâlet kullanarak oy kullanabilir mi kullanamaz
mı tartışması; ikinci tartışma, eğer
bakanlar gizli oylamada vekâletnameyle oy kullanacak ise bu genel vekâletname
mi olmalı özel vekâletname mi olmalı? Yani iki tartışma
konusu var.
Ben burada bu iki
tartışma konusunun ilk etabı olan, öncelikle, gizli oylamalar
hangi hâllerde yapılabilir, onu anlatmak isterim. Anayasa
değişikliği tekliflerinin oylanması Anayasanın
175inci maddesinin birinci fıkrası, İç Tüzükün 94üncü maddesi
uyarınca; iki, Cumhurbaşkanı seçimi madde 102, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanının seçimi İç Tüzükün 10uncu
maddesinin üçüncü fıkrası, aynı zamanda 94üncü maddesi;
milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görevden dolayı
milletvekilliğinin düşmesiyle ilgili, Anayasamızın 84/3,
İç Tüzükün 134üncü maddesi.
Şimdi, gizli oylamanın
amacı nedir? İlk önce hukuk literatüründeki hakları, bunu
düşünmek lazım. Hukuk tarihinde mutlak haklar vardır yani
şahsa bağlı mutlak haklar vardır. Şahsa
bağlı mutlak hakları siz üçüncü bir kişiye devir, temlik
edemezsiniz. İki, hukuktan nispi haklar vardır. Siz bu nispi
hakları üçüncü şahıslara devir ve temlik edebilirsiniz.
Gizli oylamayla ilgili gizli
oy hakkı şahsa bağlı, ondan ayrılamaz, ondan feragat
edilemez, kişinin bizzat yapması lazım. Peki, bunun
yaşamımızda, hayatımızda örneği var mıdır?
Vardır. Örneğin evlenen arkadaşlarımız evlilik
sözleşmesini eşiyle yaptığı zaman orada vekâletnameyle
evlilik sözleşmesi yapılabiliyor mu? Yapılamıyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Neden yapılamıyor? Çünkü
bu şahsa bağlı mutlak haktır. Siz bir başka şahsı
vekâletnameyle gönderip Benim adıma bu evlilik sözleşmesini
yapabilir misiniz? diyebilir misiniz? Kabul edilemez. Buradaki amaç, bu mutlak
haktır; bu gizli oyu, o kişinin bizzat vermesi lazım. Burada da
Anayasanın gizliliğiyle ilgili, bunun da asıl amacını
Yani niçin kanun koyucu burada Gizli oy kullanmayı devredemezsin,
vekâleten kullanamazsın
Mantığı şu: Bir, genel
başkandan korktuğu için, korkmaması için bu gizli oylama
getiriliyor.
İki; parti disiplininden
dolayı ihraç edilmemesi için bu gizli oylama getiriliyor.
Üç; dikkat edilirse gizli
oylama dediğimiz
Kabin diyoruz, onun adı nedir? O kabine girmesi
için bu getiriliyor.
Dört; kişinin herhangi
bir baskı ve etki altında kalmaksızın vicdanıyla
baş başa kalıp oy kullanma imkânını getiriyor.
Şimdi, olayın
teorik açıklaması bu. Bu argümanları destekleyen hususları
da yine ben epey
Parlamento hukukunda ne kadar kitap varsa hepsini
tarayabilirsiniz. Yani, burada kamu görevlisi uzman
arkadaşlarımız da var. Mesela, İç Tüzükün 86ncı
maddesi uyarınca son söz milletvekilinindir. 86ncı maddesi
uyarınca kanunun lehinde ve aleyhinde birer milletvekili çıkıp
oyunun rengini söyleyebiliyor mu? Söyleyebiliyor. Peki, Anayasa
değişikliklerinde İç Tüzükün 86ncı maddesi uyarınca
oyunun rengini? Yasaklamış. Niçin yasaklamış?
Milletvekilleri baskı altında, etki altında kalmasın diye
yasaklamış.
Ben şimdi
burada Sayın Divana söylüyorum: Peki, mademki böyleyse, kullanabilecekse
vekaletnameyle, İç Tüzükün 86ncı maddesi uyarınca bana oyumun
rengini belirtmek üzere söz verin o zaman.
MEHMET
METİNER (İstanbul) Sabah akşam hayır diyorsunuz.
MAHMUT TANAL
(Devamla) Veremezsiniz. Niçin? Burada çünkü engellenmiş durumda. Bu
açıdan, bu kabul edilebilir bir durum değil.
Değerli
arkadaşlarımızın dayandığı Anayasanın
96ncı maddesinin ikinci fıkrası şunu söylüyor: Bir
milletvekiline vekâlet verebilir. Şimdi, değerli
arkadaşlarımızın göstermiş olduğu vekâletnameleri
ben de ibraz ediyorum. Bu ne diyor biliyor musunuz? Aşağıda
adları yazılı bulunan bakanlardan herhangi birine
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen, bir dakika ek süre veriyorum.
MAHMUT TANAL
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bakın,
Anayasanın 96ncı maddesinin ikinci fıkrası Bir bakana
diyor, herhangi bakana demiyor. Sizin yazmış olduğunuz
vekâletnamede Herhangi bir bakana
diyor yani içinden seç seçebildiğini.
Böyle bir şey olamaz arkadaşlar. Orada Önceden belirtecek. diyor.
O, onu da kullanamaz, onunla ilgili emsal kararlar var mı? Siz nisan
ayındaki mutabakat diyorsunuz. Bu mutabakat, bir, Anayasaya
aykırı; iki, İç Tüzüke aykırı; üç, mutabakatla ilgili
diyorsunuz
Ben size şunu söyleyeyim: Kamu denetçisiyle ilgili, RTÜKle
ilgili, Kişisel Verileri Koruma Kuruluyla ilgili Anayasamızda, İç
Tüzükte gizli oylamayla seçilir diye hüküm var mı? Yok. O konuda bir
teamül var ama bu konuda, geçmişte, mesela 2012de, sayın hatip
bahsetti, bunun tam tersine olan karar var. 1987 yılında, 1988
yılında var, hatta ve hatta özel vekâletnameyle ilgili de bir örnek
size vereyim, bitireceğim Sayın Başkan, özür diliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla)
Geçmişte verilen, evet, 27 Kasım 2012 tarihinde Kullanamaz. diyor.
59uncu Birleşim, 2003 tarihinde Kullanamaz. diyor. Burada özel
vekâletname aranmış, özel vekâletnamesi aranan kimler?
BAŞKAN Sayın
Tanal, teşekkür ederim.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Bitiyor Sayın Başkan.
Özel vekâletname aranan
kimler? Rahmetli Sayın Kemal Unakıtan, Çevre Bakanı Kürşat
Tüzmen, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yerine... Bunlar tek tek
yazılmış durumda. Ama, bugüne kadar 1inci oylamada ne
yapıldı?
BAŞKAN Sayın
Tanal
MAHMUT TANAL (Devamla)
Bunların hiçbirisi aranmadı. 1inci oylamada vekâletnameyle
kullanılan oyların hepsinin geçersiz sayılması lazım.
Bu oylamanın yeniden yapılması lazım.
BAŞKAN Sayın
Tanal, teşekkür ederim.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Bundan sonra buna da izin verilmemesini istiyor, teşekkür ediyorum,
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın milletvekilleri,
usul tartışmasının başında söylediklerimi tekrar
etmek istiyorum: Anayasanın 96ncı maddesi
Anayasanın
96ncı maddesi: Bakanlar Kurulu üyeleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin
katılmadıkları oturumlarında kendileri yerine oy kullanmak
üzere bir bakana yetki verebilir. şeklindedir. Ve devam eder, der ki
aynı fıkra: Ancak bir bakan kendi oyuyla birlikte en çok 2 oy
kullanabilir.
Buradan Anayasanın
değiştirilmesiyle ilgili, yine Anayasanın 175inci maddesinin
ikinci fıkrasını okuyoruz. İkinci fıkra diyor ki:
Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin
görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar dışında
kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tabidir.
Yani Anayasanın hiçbir
yerinde, hiçbir kanun, tasarı veya teklifte bakanların başka bir
bakan yerine vekâleten oy kullanmalarına bir kısıtlama
getirmemiştir, buna Anayasa değişikliği teklifi de
dâhildir. Ha, bu ikinci fıkrada söylenen kayıtları zaten hepimiz
biliyoruz; 2 kez görüşülmesi, 2 görüşme arasında kırk sekiz
saat olması ve oy oranlarının belli sayılar içinde
bulunması.
Ben size bu tutumum konusunda
hem Anayasa hükümlerine gönderme yaptım hem de Başkanlık
Divanının 2 tane protokol kararını sizlere bilgi olarak
sundum. Bu nedenle, gizli oylama dâhil tutumumu açıklıyorum ve Genel
Kurulun oyuna sunacağım.
Gizli oylama dâhil bütün
oylamalarda bakanların vekâletle oy kullanabileceği, bir bakanın
1den çok bakana genel vekâlet vermesi durumunda ayrıca belli bir oylama
ve oturum için özel bir vekâlet aranmayacağı, genel vekâletname
yanında özel vekâletnamenin de verilebileceği ve bu durumda özel
vekâletin esas olacağı ancak bir bakanın sadece 1 bakan için
vekâleten oy kullanacağı şeklindeki tutumumu
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Bu konuyla birlikte bu
tartışma da Genel Kurulun bu kabulüyle sonlanmış
bulunmaktadır.
Şimdi
görüşmelerimize devam ediyoruz.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan
BAŞKAN - 1inci madde
üzerinde 5i aynı mahiyette olmak üzere 7 önerge vardır,
okutacağım.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Yıldırım, bir dakika
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
25.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, tutuklu 11 HDP
milletvekilinin oy kullanma sürecine katılabilmeleri için bir çözüm
bulunmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; az önce usul
tartışmasında aslında değerli bir tartışma
yürüdü. Biz her ne kadar usul tartışmasında tutumunuz aleyhinde
söz almış olsak bile, dikkatinizi çektiyse bu
arkadaşlarınızın yani bakan
arkadaşlarımızın oy kullanması aleyhinde oy
kullanmış değiliz. Çünkü, her şekilde sayın bakanlarımızın
mümkünse kendilerinin burada oy kullanma sürecine katılması,
değilse bile
Çünkü, arkada biz sizinle birlikte diğer partilerimizin
değerli grup başkan vekilleriyle görüşürken 3
bakanımızın vekâletnamesini gördüm, 2si başbakan
yardımcımız, 1i bakanımız. 3ü de Türkiye Cumhuriyeti
devletini yurt dışında temsil etmek üzere, özel işleri için
değil resmî işleri için bulunuyorlardı. Bundan daha tabii bir
şey olamaz. Yani, bu arkadaşlarınız bir şekliyle
bakanlıklarının planlamaları dâhilinde burada
bulunmuyorlardı. Ve buradan hareketle, çok zorunlu bir sebep olduğu
için, evet, böyle bir şey kabul edilebilir. Ancak, geçen hafta da ifade
ettiğim üzere Sayın Aydın Genel Kurulu yönetirken, bugün yine
söylüyorum: Bakın, Anayasa 83ün ikinci fıkrasına göre
aykırı bir şekilde kendi iradeleri dışında
tutuklanan 2si eş genel başkanımız, 2si grup başkan
vekilimiz, 11 milletvekilimiz burada bu yasama sürecini zenginleştirmek
üzere ve yasama tekniği açısından da buraya katkı vermek
üzere katılamıyorlar. Bu, kendi iradeleriyle gerçekleşmiş
bir şey değildir. İsterlerse söz konusu bakanlar, siz de çok iyi
biliyorsunuz ki, programlarını iptal edebilirler. Çünkü, Anayasa
değişiklik paketinin bu Genel Kurulda görüşülmesi takvimini daha
çok, iktidar partisi belirliyor ve buradan hareketle şunu ifade edelim:
Bakın, erteleyip kendileri
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen, bir dakika daha süre veriyorum, uzatmayacağım daha sürenizi.
Buyurun.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Biz bütün bakanlarımızın ve milletvekillerimizin, kendi
iradeleri dışında bir engel
çıkarılmadığı sürece aynen genel, yerel seçimler ve
referandumlarda bütün yurttaşlarımızın en yüksek oranda oy
verme işlemlerine katılmasını
arzuladığımız üzere, bütün vekillerimiz burada oylamalara
katılmalıdır.
Buradan hareketle, ben Genel
Kurula ara vermenizi; Sayın Adalet Bakanımız buradayken arkada
bu konuya, milletvekili arkadaşlarımızın burada oy kullanma
sürecine katılmalarına bir çözüm bulunmasını talep
ediyorum. Çünkü, kendi iradeleri dışında buradan
alıkonulmuşlardır ve alıkonulma süreçleri de Anayasa 83ün
ikinci fıkrasına aykırı gerçekleşmiştir.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Yıldırım.
Siz bu görüşmeleri
Sayın Adalet Bakanıyla Meclis gündemine hâkim olurken de
görüşebilirsiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, bir dakikaya ihtiyacım var.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Özel.
26.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, CHP Grubunu tüm Türkiyeyle birlikte rejim
değişikliğine karşı ayaktayız eylemine davet
ettiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, bugün ayın 18i ve saat 18.00. Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunu tüm Türkiye'yle birlikte ayakta bu rejim
değişikliğine direnmeye ve buna karşı ayaktayız
eylemine davet ediyorum.
(CHP milletvekillerinin
ayağa kalkması, CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Süreniz nedir?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir
dakika.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkanım, siz devam edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, bu eylemde Cumhuriyet Halk Partisi yalnız
değildir. Urfa Balıklıgölde, Bursa Ulu Cami önünde
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, ara veremezsiniz. Siz devam edin
lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Samsun
Çiftlik Caddesinde, Manisa Sekiz Havuzunda
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, siz lütfen devam edin. Lütfen devam
edin işleme.
BAŞKAN Sayın
Muş, lütfen
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, lütfen devam edin, onlar ayakta
durabilirler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Ankara
Hergele Meydanında, Antalya Kale Kapısında, 81 ilin
meydanlarında, sokaklarında, kahvehanelerinde milletimiz bizlerle
birlikte rejim değişikliğine karşı ayaktadır. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Meclis eylem yeri değildir Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Burada eylem yapamazsınız. Burası yasama yeri.
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Ayakta eylem yapma yeri değil
burası.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, tamam, ayakta duruyorsunuz ama lütfen gürültü yapmayın,
işlemime devam edeceğim. Lütfen
Siz ayakta bekleyebilirsiniz, ben
işlemime devam edeceğim.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan
BAŞKAN - 1inci madde
üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye
1inci ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesinde yer
alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkanım, çekiyoruz
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, ben sözümü bitirmedim.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, siz sözünüzü bitirdiniz.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Eğer müsaadeniz olursa bir hususu
BAŞKAN - Ben size cevap
verdim ve Sayın Özeli dinledim. Size dedim ki cevap olarak:
Görüşmeler devam ederken siz bu konulu talebinizi Sayın Bakanla
görüşebilirsiniz. Ben bu Meclisi idare etmek durumundayım, lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Eğer müsaadeniz varsa ben bu hususta düşüncemi ifade etmek istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen siz
Bakanla konuşun.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır Sayın Başkan, bir şey söyleyebilir miyim?
BAŞKAN Söylediniz
bunları ama Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır, başka bir şeyden söz ediyorum Sayın Başkan.
Bakın
BAŞKAN Neden söz etmek
istiyorsunuz, söyleyin, ona göre söz vereceğim.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Söyleyeyim, tamam.
Arkadaşlarımızın
burada oy kullanma imkânlarını sağlama ve teminat altına
alma sorumluluğu Sayın Adalet Bakanının yetkisinde
değil
BAŞKAN Buyurun,
konuşun.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır, yetkisinde değil diyorum.
BAŞKAN E kimin
yetkisinde?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sizin yetkinizdedir. Ama tutuklu olma hâlleri kendisiyle alakalıdır.
Ya değilse arkadaşlarımızın burada oy
kullanmasını sağlayacak olan merci sizsiniz, Başkanlık
Divanınızdır. Bu temelde, bu arkadaşlarımızın
eğer oy kullanmasını sağlamazsanız bu Anayasa
değişiklik paketinin, İç Tüzüke de Anayasaya da uygun
görüşülmesini sağlamış olmazsınız. Ya değilse,
ileriki süreçlerde tekrar söz alıp bu arkadaşlarımızın
burada bulunmayışı üzerinden geliştirdiğiniz tutuma
dair de ben usul tartışması açmak zorundayım.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bu sebeple, bakın, oy kullanmaları sizi ama tutukluluk hâlleri ise
Adalet Bakanını ilgilendiren bir durum.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, şu anda arkadaşlarınız tutuklu,
bir yargı süreci var. Benim Başkanlık Divanı olarak bu
yargı sürecine müdahale etmemi mi istiyorsunuz? Bu yetkiyi ben nereden
alacağım?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, yetki şurada; Anayasa 83ün ikinci
fıkrası
BAŞKAN Lütfen, rica
ediyorum
Lütfen
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, siz
BAŞKAN Ben
tutukluluğa itiraz
Yapamam, yerine getiremem bunu.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir usul yok.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Şimdi, o zaman size soruyorum Sayın Başkan: Şu anda bir
milletvekili olarak, Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, sizi bu konuda daha dinleyemeyeceğim çünkü benden
yetkim olmayan bir şeyi talep ediyorsunuz.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Önergeler okunacak.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır, Sayın Başkan, bakın, sizden farklı bir
yetkileri var mı? Sizinle aynı haklara sahip mi değil mi, ben
bunu soruyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, lütfen işleme devam edin.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Oylamaya geçin Sayın Başkan.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Önergeler okunacak.
BAŞKAN
Arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bağırmayın,
duymuyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Şimdi, sizinle, benimle aynı haklara sahip olan kişilerden söz
ediyorum.
BAŞKAN Sorun o
değil.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sorun ne peki Sayın Başkan?
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Başkan, ne hâkim ne savcı.
BAŞKAN Sorun, bu
noktada Divan olarak benim bir şey yapamamamdır. Benim böyle bir
yetkim yok.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır, ne münasebet Sayın Başkan!
BAŞKAN Ben
yargıya müdahale edemem Sayın Yıldırım, lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Anayasaya aykırı bir iş yapıyoruz biz burada.
BAŞKAN Yargıya
müracaat edin o zaman, ben bir şey yapamam bu konuda.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, ben bu durumda usul tartışması talep
ederim.
BAŞKAN İtiraz
edersiniz o zaman, itiraz edersiniz, şu anda ben bir şey yapamam.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Şimdi, Sayın Başkan, o zaman, size bir tek soru soruyorum: Az
önce Sayın CHP Grup Başkan Vekilinin açmış olduğu usul
tartışması mı çok önemli bir noktaya tekabül ediyor, benim
talebim mi? Sizin takdirinize sunuyorum Sayın Başkan.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Önergeler okunacak.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Şimdi, o, sayın bakanları soruyor. Bakanlara dair İç Tüzük,
Anayasa bir imkân sunuyor ama benim sunduğum tümüyle sizin
inisiyatifinizdeki bir
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, lütfen Tüzükten bana okur musunuz bu benim
inisiyatifimde olan maddeyi; lütfen, okur musunuz?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Hayır, ben Anayasa 83ün ikinci
BAŞKAN Anayasayı
da okuyun, ne yapabilirmişim acaba merak ediyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tabii okuyorum, hemen okuyorum: Seçimden önce ya da sonra bir suç
işlediği ileri sürülen bir milletvekili
Bakın, Seçimden önce
ya da sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili Meclisin
kararı olmaksızın sorguya çekilemez, tutuklanamaz,
yargılanamaz. Sayın Başkan, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Dokunulmazlıklar niçin kaldırıldı?
BAŞKAN
Dokunulmazlık kararı var bu Meclisin aldığı,
dokunulmazlıkları kaldırıldı.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bu Meclis tutuklama kararı mı aldı Sayın Başkan?
BAŞKAN Sayın
Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bakın, siz hukukçusunuz, hem de iyi bir hukukçusunuz.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bu Meclis tutuklama kararı aldı mı?
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Yargılamanın önü açıldı burada.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bakın, Anayasa çok açık diyor ki: Meclis dışında
tutuklanamazlar. Siz, şimdi, bu Meclisin tutuklama kararı
aldığını mı iddia ediyorsunuz? Çok açık soruyorum
Sayın Başkan, açık soruyorum.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Anayasa niye değişti burada?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir usul yok.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, bakın, usul tartışmasının
Meclisi yöneten bir başkan veya başkan vekilince hangi konularda
yapılacağına ilişkin bir açıklama vardır 63üncü
maddede fakat sizin bu söylediğinizin benim tutumumla ilgisi yok.
Anayasanın 83üncü
maddesini bana söylüyorsanız, bu milletvekillerinin
dokunulmazlıkları kaldırıldığı için, şu
anda, tutuklandılar. Yani bu bizim inisiyatifimizde olan bir şey
değil. Okuduğunuz 83üncü maddede bu konuda başkana veya
başkan vekiline bir görev veriliyor mu? Söyler misiniz lütfen, tarif eder
misiniz?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, o zaman bilginizde olmayan bir hususu sizin bilginize
sunuyorum.
Geçen hafta siz Meclisi
yönetmezken arkadaşlarımızın her biri ayrı ayrı,
11 milletvekili, Başkanlık Divanına burada bulunmak
istediklerini, bu maddeler üzerinde konuşmak istediklerini ve oylamalarda
oy kullanmak istediklerini yazılı olarak kendi ıslak
imzalarıyla beyan etmişlerdir. Şimdi, sizin inisiyatifinizde mi
bunun gereğini yapmak, değil mi? Bugüne kadar herhangi bir cevap
vermiş değilsiniz. Bunu müzakere etmek üzere ve tutuklu olmaları
hasebiyle de Adalet Bakanımızla birlikte bu konuyu
tartışmaya davet ediyorum.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, lütfen oylamaya geçin.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Sayın Başkan ne hâkim ne de savcı.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, şu anda vekâlet bende olmadığı
için bu dilekçeye uygun da karar verme yetkisi bende değil.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Neyin vekâleti Sayın Başkan?
BAŞKAN Şu anda
biliyorsunuz Millet Meclisi Başkanımız rahatsız ve vekâleti
başka bir arkadaşımızda.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Anlamadım.
BAŞKAN E,
bilmiyorsanız o zaman öğrenip geleceksiniz Sayın
Yıldırım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET YILDIRIM (Muş)
Nasıl Sayın Başkan?
BAŞKAN E, öyle.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Siz devam edin Sayın Başkan.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Vekâlet sizdeyse siz oradasınız.
BAŞKAN Vekâlet
bende değil.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Kimde peki Sayın Başkan?
BAŞKAN Vekâlet
bende değil.
Meclis Başkanı
yurt dışında olduğu zaman veya herhangi bir nedenden
dolayı görevinden uzakta kaldığı süre içinde 4 Meclis
başkan vekilinden birine vekâlet verir.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tamam.
PERVİN BULDAN
(İstanbul) Bize hiç vekâlet vermedi şimdiye kadar, hep size verdi.
BAŞKAN Şu anda
vekâlet bende değil. Ben şu anda sadece Genel Kurulu yönetiyorum,
lütfen gündemimi engellemeyin.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, ben Genel Kurulla alakalı bir talepte
bulunuyorum size, Genel Kurul çalışmalarıyla alakalı bir
talepte bulunuyorum.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, lütfen devam edin.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, bakın, 63üncü maddeyi açın, okuyun. Ne yazıyor
İç Tüzük 63te?
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, olmayan bir usul uygulanıyor
şu an burada.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tamam, okuyorum.
BAŞKAN Yani, tamam,
böyle usul tartışmasını açıyorsunuz ama biraz
anlamlı olsun lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, az önceki tartışma kadar anlamlı
değil mi sizce bu?
BAŞKAN Değil
çünkü şu anda bizi ilgilendiren ve benim yetkim dahilinde olan bir
şey değil.
AHMET YILDIRIM (Muş) O
zaman az önce niye bizi arkaya çağırdınız Sayın
Başkan?
BAŞKAN Bakın,
Görüşmeye yer olup olmaması
Var mı böyle bir şey? Yok.
Başkanı gündeme veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışma usullerine uymaya davet
Var mı? Yok.
bir konuyu öne
alma veya geriye bırakma gibi usule ait konular
Var mı? Yok.
AHMET YILDIRIM (Muş)
İşte tam da bu madde, tamam, bu cümle.
BAŞKAN - Ben neye göre
açacağım usul tartışmasını?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Arkadaşlarımızın, bu Parlamentonun 11 üyesinin dilekçesi
sizin Divanda duruyor.
BAŞKAN Bizim Divanda
durmuyor, Başkanlıkta duruyor. Başkanlık karar verir, biz
uygularız, lütfen!
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, dilekçelerimiz var sizde.
BAŞKAN -
Tamamlanmamış bir işlem var. Bu konuyu tartışmak
istemiyorum Sayın Yıldırım.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, lütfen devam edelim.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) İşleme devam edelim efendim.
AHMET YILDIRIM (Muş) O
zaman Sayın Başkan, ben usul tartışması talep
ediyorum.
BAŞKAN Yok ama
uymuyor.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Nasıl uymuyor Sayın Başkan?
BAŞKAN Uymuyor 63e,
bak, uymuyor.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bakın, bir de arka sayfayı çevirin.
BAŞKAN Çevir.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bu yolda bir istemde bulunursa
Arkadaşlarımızın istemi
var sizden.
BAŞKAN Ama o
koşullara uygun bir istemde bulunursa Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tamam Sayın Başkan, bakın, şu konuda istemde bulunuyorlar:
Bir konuyu öne alma ya da geriye bırakma konusunda istemleri var.
BAŞKAN
Söylediğiniz orada nereye uyuyor, söyleyin, açacağım.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Nasıl?
BAŞKAN - Madde 63ün ilk
fıkrasında şu tutumunuz nereye uyuyor söyleyin,
yapacağım.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Başkanım, önerge işlemi bitmeden
açamazsınız.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Başlayan bir işlem var Sayın Başkan.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bir konuyu öne alma veya geriye bırakma
BAŞKAN - Böyle bir
şey var mı?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Var tabi Sayın Başkan.
BAŞKAN Maddeyi
kasteder, tasarıyı ve teklifi kasteder o, bir konuyu değil.
AHMET YILDIRIM (Muş) O
zaman oylamaya geçildiği anda mı bunu talep edeyim, bir konuyu öne
alma ya da geriye bırakma hususunda?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Başkanım, işlem başlattınız.
BAŞKAN Yani,
anlatamıyorum. Şunun kararı şu anda bizde değil; ne bu
kâtip üyelerde ne de bende.
Sayın
Yıldırım, her şeyin bir tahammülü var, lütfen!
AHMET YILDIRIM (Muş)
Nereye gidelim? Nüfus ve vatandaşlık
BAŞKAN Meclis
Başkanlığına gidin.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Ne münasebet Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet, öyle bir
münasebet.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Yoksa nüfus müdürlüğüne mi gidelim Sayın Başkan?
BAŞKAN Lütfen, lütfen
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Başkanım, önergeye devam edelim.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Lütfen işleme devam edin.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, rica ediyorum, bakın, İç Tüzük ve Anayasa
açık. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, daha sonra yine söz alır, yine talep ederim.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, usul tartışması açmayacağım.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, o zaman beş dakika ara verin, bu konuyu
konuşalım.
BAŞKAN Usul
tartışması açmayacağım, lütfen!
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tamam, usul tartışmasından önceki talebimi yerine getirin ya da
BAŞKAN Getiremem çünkü
yetkim yok.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sayın Başkanım, işlem başlattınız, lütfen
işlemi tamamlayalım.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul)
Başkanım, o zaman işleme devam edelim.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir usul yok, lütfen
işleme devam edin.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, bakın, ben, Anayasa ve İç Tüzük
dayanakları çerçevesinde talep ediyorum. Tekrar talep edeceğim
Sayın Başkan, bilginiz olsun.
BAŞKAN Önergeyi tekrar
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye
1inci Ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 1inci maddesinde yer
alan eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeler çekilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, özür dilerim
BAŞKAN Bakın,
sayın milletvekilleri, sizden bir şey rica edeceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır
BAŞKAN Bakın,
lütfen
Siz konuşurken ben
mümkün olduğu kadar sizin sözünüzü kesmiyorum. Lütfen, sizler de ben bir
işleme başladığım zaman, kâtip üyelerime bir belge,
bir madde okuttuğum zaman benim sözümü kesmeyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sorun
yok da
BAŞKAN Şu anda
işleme başladık
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Aslında, Sayın Başkanım
BAŞKAN Şu anda
işleme başladık
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama
Sayın Başkan, yüzde 99 haklısınız, yüzde 1lik
kısımdayız.
Şimdi, verilen önergeyi,
kendi önergesini Ramazan Can çekti, tamam.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Diğerleri burada.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Diğer 5 arkadaşımız
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Burada efendim, hepsi burada.
BAŞKAN Hepsi burada.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Buradayım efendim, buradayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yahu,
görelim, nereden biliyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Okunsun efendim, buradayız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, efendim, önergeler tek imzalı.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Burada arkadaşlarımızın hepsi ya, kendi
iradeleriyle çeksinler.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Buradayım efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, çok basit bir şey söylüyorum, çok basit.
BAŞKAN Arkadaşlar
kalktı, gördüm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, Sayın Başkan
BAŞKAN El
kaldırdılar, gördüm Sayın Özel, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, yahu
BAŞKAN Lütfen okuyun,
lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bakın, bir isim okuyacaksınız, burada mı göreceğiz, bu
kadar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Buradayız efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bakın, bir isim, o kadar basit.
BAŞKAN Peki, tek tek
oylayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Oylamaya gerek yok.
BAŞKAN Oylama
değil; tek tek oku, tek tek oku.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Buradayız efendim, okuyun, tamam, çağırın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Doğrusu bu efendim.
BAŞKAN Tamam, peki.
Okutuyorum:
Diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu)
Çekiyorum.
BAŞKAN
Çekilmiştir.
Diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Çekiyorum.
BAŞKAN Çekildi.
Diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Çekiyorum.
BAŞKAN Çekildi.
Diğer önergenin imza
sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Çekiyorum.
BAŞKAN Çekildi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam,
bu kadar.
BAŞKAN Tamam, peki.
Diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
1inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/1/2017
Osman
Baydemir Meral
Danış Beştaş
Şanlıurfa Adana
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/Ek
1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 1inci
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu Muharrem
Erkek
Bursa Çanakkale
BAŞKAN Okunan son
önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MURAT ALPARSLAN (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Çanakkale Milletvekili Sayın Muharrem Erkek konuşacak.
Buyurun Sayın Erkek.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
değişiklik teklifinin ikinci tur görüşmelerinde 1inci madde
üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Rejim
değişikliği içeren ve bize göre kesinlikle meşru olmayan bu
teklifi Gazi Meclise sunan imza sahiplerine seslenmek istiyorum: Değerli
milletvekilleri, 2002de tek başına iktidar oldunuz ve bir cemaatle
ortak menzile doğru paralel bir şekilde yürüdünüz, bir çeteye
devletin tüm kurumlarını teslim ettiniz ve ciddi yanlışlar
yaptınız, Cumhuriyet Halk Partisinin uyarılarını hiç
dikkate almadınız. 2010 referandumunda milletin size verdiği
güveni ve yetkiyi kötüye kullandınız ve maalesef
yargıçların bir tek efendisinin hukuk olduğunu unuttunuz, yine
ciddi yanlışlar yaptınız. Ergenekon, Balyoz, Oda TV, bütün
davalarda haklı uyarılarımızı hiç dikkate
almadınız, yanlışlar yapmaya devam ettiniz. Avrupa
Birliğiyle ilişkilerde yanlışlar yaptınız,
dış politikada, Suriyede temel yanlışlar
yaptınız, uyarılarımızı dikkate
almadınız, Orta Doğunun kanlı terörünü içimize soktunuz,
gencecik evlatlarımızı, çocuklarımızı maalesef
kaybettik.
Değerli milletvekilleri,
yanlış yapmaya devam ediyorsunuz ve bugün, çok daha büyük bir
yanlışa bilinçli ya da bilinçsiz olarak imza atıyorsunuz.
Eğer bu paket, eğer bu rejim değişikliği içeren teklif
yürürlüğe girerse ve yasalaşırsa artık ülkemizde bir tek
kişi özgür olacak değerli milletvekilleri, bir tek kişi; o da
seçilen Cumhurbaşkanı, yürütmenin başı olarak. Oysa, biz
bütün bir toplumun ve toplumdaki her bireyin özgürlüğünü savunmak
zorundayız.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) -
Ben ezelden beridir hür yaşarım.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, laf atmayın lütfen.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) -
1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinin ünlü 16ncı
maddesi Kuvvetler ayrılığının olmadığı
bir toplumda anayasa yoktur. diyor. Evet, bu paket yürürlüğe girerse
belki anayasalı bir devlet oluruz ama anayasal bir devlet, bir hukuk
devleti kesinlikle olamayız değerli milletvekilleri. (CHP
sıralarından alkışlar)
Avrupada toplumların
uluslaşma sürecinde, modernleşme sürecinde parlamentolar hep temel
özne oldular. Amerikada zavallı Obama sözü yasama ve yargı
organlarının başkana karşı gücünü gösteren bir sözdür.
Bizim Türkiye Cumhuriyetimizin de temel öznesi her zaman Gazi Meclis
olmuştur değerli milletvekilleri.
Sizin içinizden bir isim,
Anayasa Hukuku Profesörü Osman Can, eski milletvekiliniz, bakın, ne diyor:
Uzun süredir siyasal işleyişin merkezi olmaktan
uzaklaşmış Meclis, artık hukuki olarak da işlevini
önemli ölçüde yitirecektir. Çok doğru bir tespit. Biz buna müsaade
etmemeliyiz değerli milletvekilleri.
Mustafa Kemal Atatürk, millî
kurtuluş mücadelesinden zaferle çıkmasına ve tek adam durumunu
fiilen tesis etmesine rağmen, 1924 Anayasasında egemenliği ulus
adına kullanmaya tek yetkili organ Meclis olarak tescil edilmiştir.
Tek adama uygun bir anayasa yapılmamıştır. Şimdi,
fiilî hukuksuzluk durumuna bir meşruiyet kazandırılmak
isteniyorsa, bu, meşru, haklı bir talep değildir değerli
milletvekilleri.
Değerli milletvekilleri,
bakın, biz milletin vekilleri olarak bu yüce Meclis çatısı
altında eğer milletin haklarını koruyamazsak, milletin
egemenliğini koruyamazsak o zaman bu süreçte millet mutlaka ayağa
kalkacaktır değerli milletvekilleri. Evet, üniversiteler ayağa
kalkacak, gençler, öğrenciler ayağa kalkacak, sendikalar, barolar,
odalar ayağa kalkacak, işçiler, memurlar, emekliler, emekçiler
ayağa kalkacak ve bu otoriterleşme sürecine, bu tek adam sürecine
mutlaka Dur. diyecektir Değerli milletvekilleri. (CHP
sıralarından alkışlar) Akıl, vicdan ayağa
kalkacak değerli milletvekilleri, eşitlik, özgürlük, adalet,
kardeşlik ayağa kalkacak; Meclis mi saray mı? Meclis mi saray
mı? Onurlu bir toplum ayağa kalkacak ve ne diyecek milletvekilleri
biliyor musunuz size: Özgürlük, Özgürlük diyecek,
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
1inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/01/2017
Meral Danış Beştaş (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MURAT ALPARSLAN (Ankara) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI NACİ
AĞBAL (Bayburt) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Osman Baydemir konuşacak.
Buyurun Sayın Baydemir.
(HDP sıralarından alkışlar)
OSMAN BAYDEMİR
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri ve bizleri ekranları başında izleyen, Türküyle,
Kürtüyle, ötekisiyle, emekçisiyle, işsiziyle, hepinizi ısrarla ve
inatla saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum, ısrarla ve
inatla hayırlı akşamlar diliyorum, ısrarla ve inatla
barış için, eşitlik için, özgürlük için, adalet için
hayırlarda buluşmaya bir kez daha davet ediyorum, bir kez daha davet
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri, saygıdeğer parlamenterler;
düşünün, bir sistem var ki elinizde, o sistem kendi eliyle kendisini
lağvediyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Müsaadenizle, ben, bir kez
daha ısrarla ve inatla, sizleri aklın, vicdanın ve demokratik
etiğin yoluna davet etmek istiyorum. O da şudur ki Ben
insanım. diyen herkesin açık yüreklilikle ifade edebileceği bir
realite vardır. Bugün, hem ülkemizde hem de Orta Doğuda
çağımızın en büyük hastalığı, çağımızın
en büyük kanseri savaştır, çatışmadır, ölümdür,
gözyaşıdır. Çağımızın bu
hastalığıyla mücadele etmenin yolu ve yöntemi, bu
hastalığı oluşturan, bu hastalığa neden olan
zemini yani tekçilikte ısrar zeminini çoğulculukla derman etmemiz
gerekirken bir kez daha tekçiliği dayatıyoruz, bir kez daha
tekçiliği dayatıyorsunuz.
ALİM TUNÇ (Uşak)
Siz kendi tekçiliğinize bakın.
OSMAN BAYDEMİR (Devamla)
Çok açık ve net söylüyorum: Bu, bugün bu toplumun acı çekmesine yol
açan hiçbir sorunumuzun dermanı değil; bu olsa olsa demokrasinin
fermanıdır ve bu olsa olsa acılarımızın, travmalarımızın
katmerlenerek devam etmesi anlamına gelir.
1982 cunta
Anayasasını ve onun lafzı ve yorumunu bugünkü bu
değişiklik teklifiyle birleştirdiğinizde, âdeta Hitlerin
ruhuna, Saddamın ruhuna, Baas rejiminin ruhuna açık bir davet,
açık bir davetiye vardır ve emin olun, bu davetten hiçbirimiz ama
hiçbirimiz özgürlüğü, eşitliği, adaleti tatma imkânına
sahip olamayacağız. Bugün ülkede hâkim olan kötülük hâlinin,
kurumsallaşması anlamına, manasına geliyor bu
değişiklik teklifi.
Ben, siyasi parti liderlerini,
bütün parlamenterleri, 15 Temmuz cunta girişimi sonrası âdeta kurucu
Meclis perspektifiyle nasıl ki ortak paydada buluştuysak bir kez daha
ortak paydada buluşmaya davet ediyorum ve her birinizi atmış
olduğunuz imzaya sahip çıkmaya davet ediyorum. Bakın
atmış olduğunuz imza neyi içeriyor: Dört parti olarak
farklı görüşlerimiz olsa da hepimiz tüm milletvekillerimizle, tüm
teşkilatlarımızla millî iradenin yanındayız, millî
iradeye hep birlikte sahip çıkıyoruz ve ebediyen sahip
çıkacağız. İşte, bu teklif, millî iradenin bir kez
daha yok olmasını beraberinde getirecektir ve millî iradenin bir
parçası olan, on milyonlarca insanı temsil eden Eş Genel
Başkanlarımız Sayın Selahattin Demirtaş, Sayın Figen
Yüksekdağ; Sayın İdris Baluken ve diğer milletvekillerimiz,
millî irade şu anda nerede? (HDP sıralarından
alkışlar)
Eğer bu teklif
yasallaşırsa, anayasallaşırsa emin olunuz ki bir parti
devleti inşa etmiş olursunuz, emin olun ki milletin iradesi önünde
engel olan yüzde 10 barajına yüzde 50 barajını eklemiş
olursunuz.
Ben bir kez daha Türk
halkını, Kürt halkını, Ermenileri, Süryanileri,
mütedeyyinleri, laikleri, bir kez daha bu ülkenin geleceği için
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika daha
süre veriyorum, tamamlayın.
OSMAN BAYDEMİR (Devamla)
-
birlikte yaşam için, eşitlik için Hayırda buluşmaya ve
bir dikta rejiminin inşası önünde hep birlikte demokratik yol ve
yöntemlerle karşı durmaya davet ediyorum. Gelin Hayırlarda
buluşalım, gelin çocuklarımıza, gelecek kuşaklara barışı
miras bırakalım, gelin bir kez daha kurucu meclis perspektifiyle
hareket edelim ve bu ülkenin Kürtünün de, Türkünün de, Alevisinin de,
Sünnisinin de tümünün içerisinde yer alacağı yeni bir
anayasayı, barışın anayasasını hep birlikte
inşa edelim.
En derin
saygılarımı sunuyorum, Hayırlı akşamlar
diliyorum, Hayırlı gelecekler diliyorum. Yaşasın
özgürlük, eşitlik, adalet!
(X)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Baydemir.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım
III.- YOKLAMA
(HDP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
AHMET YILDIRIM (Muş)
Yoklama talebimiz var Sayın Başkan.
BAŞKAN Yalnız
yoklama talebi var.
Sayın
Yıldırım, Sayın Buldan, Sayın Sancar, Sayın
Danış Beştaş, Sayın Tan, Sayın
Yıldırım, Sayın Yiğitalp, Sayın Kaya, Sayın
Atalan, Sayın Doğan, Sayın Özgökçe, Sayın Uca, Sayın
Özkan Çelik, Sayın Irgat, Sayın Gaydalı, Sayın Baydemir,
Sayın Dora, Sayın Önlü, Sayın Toğrul, Sayın
Yıldırım.
Yoklama için iki dakika süre
veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Bütün milletvekillerinden
özellikle şu ricada buluyorum: Bir kere, herkes lütfen yerine otursun.
Görevli arkadaşların dışındaki herkes lütfen yerlerine
otursunlar, rica ediyorum. Divan üyesi arkadaşlar görevlidir, lütfen
yerlerinde yer alsınlar.
Sayın Şahin, lütfen
yerinize oturur musunuz.
Sayın Filiz, bütün
arkadaşlar, lütfen yerlerine oturabilir mi.
Herkes lütfen yerine otursun,
şimdi bir açıklama yapmak zorundayım.
Sayın milletvekilleri,
şimdi teklifin 1inci maddesinin gizli oylamasına
başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne
şekilde yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar -Denizli dâhil- ve
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar -İstanbul dâhil-
Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar
-Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilini.... (Gürültüler)
Sayın milletvekilleri,
biraz sessiz olabilir misiniz. Yani her kürsüye çıkan bu işin çok
önemli olduğunu söylüyor ama işi icra ettiğimiz zaman bir
gürültü içinde işlemimizi yapamıyoruz, lütfen.
...ad defterinde
işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü
zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olan kabul, kırmızı olan ret, yeşil olan
ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye,
adını ad defterine işaretlettikten sonra ve kâtip üyeden üç
yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü zarfı
aldıktan sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önüne konulan, benim sağımda ve solumda
bulunan oy kutularına atacaktır. Oylamada adı okunmayan
milletvekillerine pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın milletvekilleri,
ilini okuduğumuz sayın milletvekilinin her iki tarafta da
kalabalık yapmadan sıraya girerek okuduğum biçimde
oylarını kullanmalarını rica ediyorum ve Adana ilinden
gizli oylamaya başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
CEYHUN İRGİL
(Bursa) Sayın Başkan, ismi okunmayanlar da geliyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekili, lütfen
Takip ediyoruz biz.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
Diyarbakır
Nursel Aydoğan
FELEKNAS UCA
(Diyarbakır) Rehin.
İdris Baluken
FELEKNAS UCA
(Diyarbakır) Rehin.
Çağlar Demirel
FELEKNAS UCA
(Diyarbakır) Rehin.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEYHUN İRGİL
(Bursa) Sayın Başkan, kabinlere girmiyorlar.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, milletvekilleri gayet sakin oy kullanıyorlar. Problem
yok, ben buradan izliyorum.
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Kabinlere girmiyorlar Sayın Başkan!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bakıyorum ben, lütfen
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, gizliliği ihlal ediyorlar!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kurallara uyalım lütfen.
CEYHUN İRGİL
(Bursa) O zaman kabinleri kaldırın, kaldırın kabinleri!
Kardeşim, on beş gündür koca adamlara bir oy kullanmayı
öğretemedik ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Efendim, örneğin Salih Fırat dümdüz geçti, açık oy
kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir dakika
Okuduğum usule uygun oy
kullanmanızı rica ediyorum. Lütfen
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kutuların önünde fotoğraf çektirmemeye de özen
gösterin lütfen.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Açık oy kullanılıyor Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Naci Ağbal dümdüz geçti.
VELİ AĞBABA
(Malatya) - Bak, bak, bak, bak!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen oy kullanmayan milletvekilleri yerinde otursun! Lütfen
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
LEVENT GÖK (Anakara)
Sayın Başkan, kimse girmiyor kabine, kimse girmiyor kabine!
Sayın Başkan, kabinlere kimse girmiyor!
ORHAN KARASAYAR (Hatay)
Levent Bey, sen rahat ol!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Şaban Dişli kabine girmeden kullandı!
Bitlis milletvekilimiz
Sayın Vedat Demiröz dümdüz geçti, açık oy kullandı.
Galip Ensarioğlu Bey
dümdüz geçti, dümdüz; dışarıda kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen herkes yerine oturabilir mi?
VELİ AĞBABA
(Malatya) İstanbul Milletvekili Osman Bey açık geçti.
BAŞKAN
Başladığımız gibi devam edelim lütfen. Daha sakin
sakin oyumuzu kullanalım lütfen.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
İsmet Uçma açık oy kullandı.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Başkan, açık oy kullanıyorlar, bakın
bakın!
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Sayın Başkan, kabine girmiyorlar Sayın Başkan!
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Nerede yazıyor, nerede yazıyor kabin?
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Açık oy kullanıyorlar Sayın
Başkan!
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
MUSA ÇAM (İzmir) Bekir
Bozdağ girmedi kabine, girmedi Bekir Bozdağ.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Açık oy kullanılıyor Sayın
Başkan, açık oy.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mustafa
Köse Açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Fatih Şahin açık oy kullandı.
Sayın Abdulhamit Gül
Açık oy kullandı.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Açık oy kullanılıyor Sayın
Başkan.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hilmi
Bilgin açık
Gökçen Hanım açık
oy kullandı.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Açık oy kullanılıyor Sayın
Başkan, kabine girilmiyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
AKIN ÜSTÜNDAĞ
(Muğla) - Başkan, kabine girmiyorlar.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oyunu kullanan sayın milletvekilleri ya yerlerine
otursunlar ya da kulislere çıksınlar lütfen.
VELİ AĞBABA
(Malatya) - Çiğdem Karaaslan, Samsun, açık oy...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Osman
Aşkın Bak aleni oy kullandı, apaçık.
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan milletvekili arkadaşlar, sol tarafı boşaltır
mısınız lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Anayasa
Komisyonu üyesi Kemalettin Yılmaztekin açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Süleyman Soylu oyunu Ramazan Cana göstererek kullandı.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) İçişleri Bakanı açık oy
kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Bakanımız Süleyman Soylu kabin dışında
oyunu Ramazan Cana göstererek kullandı.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Ben de baktım, hiç öyle bir şey yok. Sayın Süleyman
Soylu oyunu gizli bir şekilde kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Süleyman Soyluyu yemin etmeye davet ediyorum.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Sadece iftira ve ithamdan ibaret.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Akif Çağatay Kılıç oy kullanma sırasında
İç Tüzüke ve Anayasaya uygun davranmıyor, açık
kullanıyor.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) İftira atıyor.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Öznur Çalık da açık oy kullanıyor.
Sayın Fikri Işık açık oy
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Doğruyu söylemiyorlar. Açık oy kullanan yok. Oyların
rengini hiç kimse görmüyor. Kayıtlara geçsin, oyların rengini hiç
kimse görmüyor, görüyorsa söylesinler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aziz
Babuşcu NTV yayınında verdiği sözü tuttu, açık oy
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın İsmet Yılmaz, kabin dışında oy
kullandı ve açıkça beyaz oy attığını gördüm.
Bülent Turan açık oy
kullandı, açık.
Sayın Halil Eldemir
kabine girmeden oyunu göstererek açık açık attı.
Malatya Milletvekili Nurettin
Yaşar...
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Mehmet Muş da açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL(Manisa)
Sayın Mustafa Elitaş...
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sağlık Bakanı Recep Akdağ kabine
girmeden geçen gün yaptığı gibi yine açık oy kullandı.
BAŞKAN Sayın
Özdiş, lütfen.
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Böyle terbiyesiz bir adam
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Yanlış gördün, yanlış; gözlük tak, yanlış gördün.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Ali İhsan Yavuz, Sakarya açık oy
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Burdur Milletvekili Bayram Özçelik açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
Şırnak
Leyla Birlik
FELEKNAS UCA
(Diyarbakır) Rehin.
Ferhat Encü
FELEKNAS UCA
(Diyarbakır) Rehin.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Ayşe Sula Köseoğlu, kabine niye
girmiyorsun?
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Ayşe Sula Köseoğlu açık oy kullandı.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Bizim oyumuz gizlidir gizli, yüreğimiz açık.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
Figen Yüksekdağ
Şenoğlu
FELEKNAS UCA
(Diyarbakır) Rehin.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Ünal Demirtaş Meclise örnek gösterilecek bir oy
kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Oylarımızı gizli kullanıyoruz, çok güzel arkadaşlar,
bravo.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Yusuf Başer açık oy kullandı.
Van Milletvekili Burhan
Kayatürk açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Faruk Çaturoğlu açık oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Faruk
Bey de inkâr etmiyor zaten, dobra dobra.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Anayasa değişikliğinin ikinci tur
oylamalarında gönderilen özel vekâletnameler uyarınca Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek adına vekâleten
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Başbakan
Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş
adına vekâleten Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu adına
vekâleten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç oy
kullanacaklardır.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sayın Akbaşoğlu da kabine girmeden
açık oy kullandı.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Hüseyin Filiz açık oy kullandı şu anda.
Sayın Ahmet
Gündoğdu, İdare Amiri, açık oy kullandı Sayın
Başkan. Güya, düzeni sağlayacak Sayın Ahmet Gündoğdu.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Kabine girmeden açık oy kullanıyorsunuz,
Anayasayı ihlal ediyorsunuz.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Oyumuzu gizli kullanıyoruz arkadaşlar, sağ olun, teşekkür
ediyoruz AK PARTİ Grubu.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oyunu kullanmayan sayın üye var mı?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) 11 tutuklu milletvekili var oyunu kullanamayan,
cezaevinde olan.
VELİ AĞBABA
(Malatya) - Sayın Ahmet Gündoğdu güya düzeni sağlayacak,
açık oy kullanıyor. Kedi-ciğer meselesi var ya, ondan!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Çok güzel, oylarımızı gizli kullanıyoruz arkadaşlar,
Allah razı olsun, teşekkür ederiz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu maddenin oylaması ve sayılması bittikten
sonra ara vereceğim.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan sayın üye var mı?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Evet, 11 kişi var.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) 11 milletvekili kullanamadı, cezaevinde.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Oyunu kullanmayan Selahattin Demirtaş, Figen
Yüksekdağ, İdris Baluken, Çağlar Demirel, Nursel Aydoğan
BURCU ÇELİK (Muş)
Ferhat Encu, Gülser Yıldırım, Selma Irmak Nihat Akdoğan
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.
Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutuları
kaldırılsın.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 1inci maddesinin gizli oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 486
Kabul : 345
Ret : 140
Boş : 1
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Emre Köprülü
Balıkesir Tekirdağ
Böylece 1inci madde kabul
edilmiştir. Hayırlı olsun.
Birleşime kırk
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.11
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
447
sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci tur görüşmesine devam
ediyoruz.
Komisyon
burada.
Hükûmet
burada.
Şimdi teklifin 2nci
maddesini okutuyorum:
MADDE 2- 2709
sayılı Kanunun 75 inci maddesinde yer alan beşyüzelli ibaresi
altıyüz şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN 2nci madde üzerinde
beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi adet önerge vardır.
Okutacağım beş
önerge aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye
1inci ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 2nci maddesinde yer
alan şeklinde ibaresinin olarak olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Çekiyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Çekilmiştir önerge.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibini okuyorum:
Ali Ercoşkun
Bolu
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Diğerlerini okuyalım.
BAŞKAN Gerekçeyi
okuturuz, devam edin.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibini okuyorum:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN Burada,
çekiyor.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Çekiyorum.
BAŞKAN Burada,
çekildi.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Çekiyorum.
BAŞKAN Burada,
çekildi.
Diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
2nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/01/2017
Ayşe
Acar Başaran Meral
Danış Beştaş
Batman
Adana
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/Ek
1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu Şafak
Pavey
Bursa İstanbul
BAŞKAN Okunan son
önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
İstanbul Milletvekili Şafak Pavey konuşacak.
Buyurun Sayın Pavey.
(CHP sıralarından alkışlar)
ŞAFAK PAVEY
(İstanbul) Saygıdeğer efendiler, hanımefendiler; bir gün
cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsanız, göreve atılmak için
içinde bulunacağınız durumun olanaklarını ve
koşullarını düşünmeyeceksiniz. Koşullar çok
elverişsiz olabilir. Cumhuriyetinize kıymak isteyecek düşmanlar
benzeri görülmedik bir zafer kazanmış olabilirler. Hileyle sevgili
yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün tersaneleri ele
geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış
olabilir. Bütün bu koşullardan daha korkunç olanı, iktidara sahip
bulunanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta
bu iktidar sahipleri kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan
düşmanların siyasal amaçlarıyla birleştirebilirler. Ulus,
yoksulluk ve sıkıntı içinde harap ve bitkin düşmüş olabilir.
Bu nutkumla, millî
varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin
istiklalini nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin
en son esaslarına dayanan millî ve çağdaş bir devleti nasıl
kurduğunu anlatmaya çalıştım.
Bugün
ulaştığımız sonuç, asırlardan beri çekilen millî
felaketlerin yarattığı uyanıklığın eseri ve
bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.
Mustafa Kemal Atatürk (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
size kurucularımızın canları ve hayalleri üstünde
yükselmiş bu Mecliste imkânsızı kuran Atamızın ve yol
arkadaşlarının fedakârlıklarını anlatmak
zorundayım. Bize bırakılan mirasın paha biçilmez
değeri ile bizim bırakmak üzere olduğumuz mirasın
ürkütücülüğü arasındaki uçurumu size göstermek zorundayım.
Yeminlerinizi size hatırlatmak zorundayım.
Geleceğimizi
belirleyecek oylamanın hemen öncesinde dünyanın en riskli
ekonomilerinden ilk 3ündeyiz, cumhuriyet tarihi boyunca hiç bu duruma
düşmemiştik; bozulmuş siyasi iklim, jeopolitik riskler de
cabası. Ülkemiz buluş kapasitesinde 83üncü sırada, on beş
yıl önce ise 47nci sıradaydık. Bilimsel araştırma
harcamalarında 79uncuyuz, on beş yıl önce ilk 50
arasındaydık. Matematik ve fen eğitiminde 102nciyiz, on
beş yıl önce 63üncü sıradaydık. Dünya eğitim
sıralamasında ise 92nciyiz. Kadın, çocuk, engelli,
azınlık haklarında nereye geldiğimizi anlatmaya
utanıyorum.
Toplumun kendilerinden
olmayan bölümünü vatandaş haklarından yoksun bırakmaya varan bir
kötülük, akıl almaz bir yalan ve iftira propagandasıyla hepimize
yutturulmaya çalışılıyor. Hukuk metinleri ideolojik istila
için yapılmaz, bunun için yaratılmaz; şeffaf ve adil bir ahlaka
bütün toplum için uygulandığında değer kazanır.
Halkın her kesimine adalet, eşitlik ve refah umudu vermenin ve bunun
yerine vekil sayısı pazarlıklarıyla ideoloji
inşasının bu halka ne faydası var sorarım. Size son
kez ve son kez, ideolojinizle değil, yemininizle düşünmenizi tavsiye
etmek istiyorum. Şu anda bazılarımızın görme
yeteneği yok olmuş olabilir. Bir arada yaşama ahlak ve bilincini
kaybetmiş ideolojik gelecek, bu toplumu sevenlerin
arzuladığı refah, huzur ve güven idealini yok ediyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Beraberliği iyi sağladık değil mi?
ŞAFAK PAVEY (Devamla)
Mustafa Kemal Atatürk, halkımız için dünyanın kötü yönetilen
bölgelerinden milyonlarca göçmenin ölmeyi göze alarak ulaşmak istedikleri
çağdaş ve herkese sığınak olabilecek bir modeli
öngörmüştü. Siz ise karanlık bir geçmişi sahte bir gelecek gibi
sunarak halkımızı botlarda boğulmayı göze alan
göçmenler hâline getirmek üzeresiniz.
Bütün çabamız, ülkemizi
bekleyen tehlikeyi size anlatabilmektir. Bu kötülüğün inşasına
ortak olmadık, olmayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Biz beraberliği iyi sağlayacağız.
BAŞKAN Bir dakika daha
ekliyorum Sayın Pavey, tamamlayın lütfen.
ŞAFAK PAVEY (Devamla)
Atamızın bu Meclisi kurarken hayal ettiği, hepimizin
iyiliği ve içinde bulunduğu çağı hak ederek yaşama
rüyasını size son kez hatırlatıyorum. Muhtaç olduğunuz
cesaret vicdanlarınızda sizi bekliyor.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
2nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/1/2017
Meral
Danış Beştaş (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Adana Milletvekili Sayın Meral Danış Beştaş
konuşacak.
Buyurun Sayın
Danış Beştaş. (HDP sıralarından
alkışlar)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
evet, Anayasa değişiklik önerisinin ikinci turunda yine Genel
Kuruldayız ve bu kadar önemli, bu kadar tarihsel bir
değişikliğin yeterince
tartışılmadığını bir kez daha not olarak
düşmek isterim. Gerçekten, biz burada konuşuyoruz ama halkın
gündeminden çok uzakta, çok ırak bir yerde, sadece, Genel Kurulda eksik
milletvekili sayısıyla, 11 milletvekilinin cezaevinde olduğu,
millî iradenin Mecliste bile tamamlanmadığı bir ortamda Anayasa
değişikliğini ve kökten bir sistem, rejim
değişikliğini tartışıyoruz.
Değerli milletvekilleri,
biraz önce Grup Başkan Vekilimiz 11 milletvekili
arkadaşımızın ve eş
başkanlarımızın Meclis Başkanlık Divanı
tarafından, burada, Anayasa değişiklik teklifine dair oy
kullanmasının yönteminin tespiti amacıyla bir toplantı talep
etti. Meclis Başkanlık Divanının bu konuda bir çözüm
üretmesi gerektiğine bütün ısrarına rağmen
karşılık bulamadı, bir cevap alamadı. Şimdi, biz
bunu hangi dille, hangi yöntemle anlatalım? Gerçekten biz de kaldık
ortada. On gündür -komisyon aşaması dâhil- diyoruz ki: Her
fırsatta millî irade diyen iktidar partisinin sayın milletvekilleri,
halkın iradesini temsil eden milletvekillerinin cezaevinde olduğu,
Anayasa değişiklik görüşmelerine katılamadığı
bir ortamda, bir kere, kaynağında bir sakatlıkla başlıyor.
Şimdi şunu söylemek
istiyorum: Anayasa 38, birçok madde
Okuyamayacağım çünkü zaman çok
sınırlı. Anayasa 38in dördüncü fıkrası:
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Bu,
milletvekilleri için konulan bir düzenleme değil; bu, Türkiyedeki 80
milyon yurttaş için konulan bir düzenlemedir. Anayasanın hiçbir
maddesinde, genel olarak söylüyorum
Milletvekillerinin tutuklu olduğu ya
da başka bir nedenle bulunamadığı zamanlarda ne çözüm
üretilir? Bakanlara ilişkin bir düzenleme var ama tutukluluk Anayasada
düzenlenmemiş. Ceza yargılaması anlamında, bir mahkeme
kararıyla, henüz hüküm verilmeden cezaevinde milletvekillerinin
tutulması hâlinde milletvekillerinin Meclis çalışmalarına
nasıl katılabileceği düzenlenmemiş. Bir boşluk var bu
konuda. Bu konuda hukuken boşluk yok diyemiyorum. Peki, boşluk olunca
ne yapılır? Boşluk olunca lehe yorum yapılır. Lehe
yorum nedir? Şu anda cezaevinde bulunan milletvekillerinin ve
bunların arkasında 6 milyon oy ve 20 milyon yurttaşın
olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.
Bunların buraya gelmesi lazım ya da oy
kullandırılmaları lazım.
Şimdi, 4 Kasımda
özel uçaklarla 5 ilde operasyon yapan bir yönetim gidip cezaevinden,
Kandıradan, Edirneden ya da Silivriden milletvekillerinin oy
kullanmasını sağlayamaz mı? Böyle bir şey olabilir mi?
Üniversite sınavlarında öğrenciler cezaevinde sınava
girerler, genel seçimlerde oy kullanma sırasında vatandaşa
sandık konur ve orada kendi özgür iradesiyle tercihini yapar. Sözünü
ettiğimiz kimseler normal yurttaşlar şüphesiz ama onlar
ayrıca halkı temsil ediyorlar. Şimdi, bu koşullarda bir
kanun, sadece bir kanun yapmıyoruz; Anayasayı
değiştiriyorsunuz. Evet oylarıyla Anayasa değişecek
ve bu 11 milletvekilinin -hukukta şöyle bir kural vardır, sonucu
değiştirip değiştirmeme ihtimali- oyu buradaki sonucu
değiştirebilir, olumlu ya da olumsuz sonucu değiştirebilir.
Şimdi, bu sakatlık kaynaktan oluşunca biz buna nasıl
Demokratik bir yöntemle Anayasa değişiyor. diyebiliriz? Bunlar,
şu anda söylediklerimiz ezbere sözler değil.
Şimdi, Selahattin
Demirtaş, Figen Yüksekdağ -eş başkanlarımız-
bugün cezaevinde tutuluyor olabilir ama bu onların suç işledikleri
anlamına gelmez. Şu anda, siyasi saiklerle, başka sebeplerle -onları
çok anlattık, daha anlatacağız- orada tutulmaları, bu
Anayasa değişikliği çalışmalarına
katılmalarını engellemez, engelleyemez. Hukukta bunu düzenleyen,
gelemeyeceklerini düzenleyen, iradelerini ortaya koyamayacaklarını
düzenleyen hiçbir hüküm yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Danış Beştaş, bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayın
lütfen.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Anayasa en temel yasadır ve Anayasada bu
konuda bir düzenleme yoktur. Zaten 83e göre hüküm kesinleşse bile dönem
sonuna kadar milletvekilliği devam eder. Şu anda, gerçekten bu konuya
-Sayın Adalet Bakanı da burada, Meclis Başkan Vekili ve Divan da
burada, başka Meclis Başkan vekillerimiz de burada- bir çözüm
üretilmesi lazım -ikinci turdayız- çünkü Halkların Demokratik
Partisine oy veren milyonlarca yurttaş, bu Anayasa
değişikliğinde kendisini görmüyor, yarın da görmeyecek ve
bu, sürekli tartışılacak bir meseledir.
Bunu, dikkatle, gerçekten,
bir nokta olarak huzurunuzda tekrar tekrar söylemek istiyorum ve bunun
değerlendirilmesi esasa dairdir. Bu, asla böyle gülüp geçilecek, dalgaya
alınacak bir mesele değildir Sayın Milletvekilleri.
Teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Danış Beştaş.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye
1inci ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 2nci maddesinde yer
alan şeklinde ibaresinin olarak olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu)
Çekiyorum.
BAŞKAN Önerge
çekilmiştir ve işlemden kaldırılmıştır.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci maddesinin gizli
oylamasına başlıyoruz.
Şimdi, gizli
oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum.
Öncelikle çok teşekkür
ederim sayın milletvekilleri, 1inci maddedeki oylamayı Millet
Meclisinin onuruna yakışır bir şekilde yerine getirdik.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, Başkan. Sayın Başkan
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Açık yapıldı.
BAŞKAN - Gizli
oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon ve Hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon
sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar
-Denizli dâhil- ve Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar
-İstanbul dâhil- Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise
İzmirden başlayarak Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden
başlayarak Zonguldaka kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan
milletvekilini ad defterinde işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri
yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu
oylamaya özel mühürlü zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak
sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten sonra, kâtip
üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü
zarfı aldıktan sonra, kapalı oy yerine geçecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önünde konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada
adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın milletvekilleri -bütün
milletvekilleri yerlerinde- koridorları boş bırakıyoruz.
Kâtip üye arkadaşlarım görev yerlerinde.
Oylama işine
başlıyoruz Adanadan.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
Diyarbakır
Nursel Aydoğan
BURCU ÇELİK (Muş)
Rehin.
İdris Baluken
BURCU ÇELİK (Muş)
Rehin.
Çağlar Demirel
BURCU ÇELİK (Muş)
Rehin.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Anayasa değişikliğinin ikinci tur
oylamalarında gönderilen özel vekâletnameler uyarınca, Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek adına vekâleten
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Başbakan
Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş
adına vekâleten Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu adına
vekâleten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan
adına vekâleten Millî Savunma Bakanı Fikri Işık oy
kullanacaklardır.
Bilginize sunuyorum.
Buyurun.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Sayın Başkan, uyarıda bulunacak
mısınız oyunu dışarıda kullananlar için?
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Hiçbiri kabine girmiyor.
SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Kabine girmiyorlar Sayın Başkan.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Sayın Başkan, neden görmezden geliyorsunuz?
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Grup Başkan Vekili Naci Bostancı kabine girmeden oy
kullanıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oy kullanan arkadaşlarımız lütfen yerlerine
otursun.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Adalet Bakanı da kabine girmeden oy kullandı.
Adaletsizliğin en büyük örneği sergileniyor burada, kabine girmeden
oy kullanıyor Adalet Bakanı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
Hakkâri
Nihat Akdoğan
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
Selma Irmak
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
Abdullah Zeydan
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
MUSA ÇAM (İzmir) Mahir
Ünal kabine girmeden oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, lütfen kabinlere girilmesi konusunda uyaralım.
Yaklaşık her 5 vekilden 3ü, yüzde 60ı, AKPlilerin
tamamına yakını kabine girmeden oy kullanıyorlar.
MUSA ÇAM (İzmir) Osman
Aşkın kabine girmeden oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Gizli oy kullanıyoruz, gizli oy.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Osman
Aşkın Bak, beyaz oy attı, açık attı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Ben gizli oy kullandım arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Gizli oy kullandım.
BAŞKAN Sayın
Osman Aşkın Bak, lütfen yavaş konuşun.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sataşıyorlar efendim bana.
MUSA ÇAM (İzmir)
Zonguldak milletvekili kabine girmeden oy kullandı, Çaturoğlu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
MUSA ÇAM (İzmir)
Manisa Milletvekili oy kullanma kabinine girmedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Uğur Aydemir, oyu açık kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen teker teker gelelim, tamam, yavaş yavaş.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
MUSA ÇAM (İzmir)
İzmir Milletvekili Hamza Dağ açık oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Atila
Sertel kapalı kullandı.
MUSA ÇAM (İzmir)
Gençlik ve Spor Bakanı kabine girmeden oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Akif
Çağatay Kılıç kabine girmeden oy kullandı, oyunu
açıkça attı, beyaz oy kullandığını gösterdi.
MUSA ÇAM (İzmir) Millî
Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz oy kabinine girmeden oy
kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın İsmet Yılmaz, kabine girmeden oyunu göstererek
kullandı.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Girdim ya, girdim.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Özgür Özel, pazarcı gibi bağırıyor, sürekli sabote ediyor.
Herkes usule uygun
kullanıyor oylarını.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İstanbul
Selahattin Demirtaş...
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Enerji
Bakanı Berat Albayrak hem kendi oyunu hem vekâleten
kullandığı diğer bakanın oyunu açık ve göstererek
kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Evet, Enerji bakanımız kabine girerek, gizli oyunu kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sayın Bakanım, siz kabine girerken ben gördüm sizi.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Aynen öyle.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Sayın Bakanım, Gençlik ve Spor Bakanımız kabine girerek
oyunu kullandı, ben gördüm.
MUSA ÇAM (İzmir)
Vekâleten oy kullandı, vekâleten.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Ama oyumu görmedin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Oyunuzu görmedim, kabine girdiniz efendim, kabine girdi ben gördüm efendim.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) - Sürekli çarpıtıyorsun Osman, sürekli
gerçekleri çarpıtıyorsun Osman.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Berat
Albayrak, vekâleten kullandığı oyu da açık kullandı.
Markar Eseyan, açık
kullandı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Özgür Bey, oyumu gördün mü? Oyumun
rengini gördün mü?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet,
gördüm, Sayın Bakanım, beyaz, inkâr mı ediyorsun, beyaz?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Görmedin, iftira atıyorsun,
doğru söylemiyorsun, görmedin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Burada baskı yapıyorlar efendim, Sayın Bakana baskı
yapıyorlar.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mehmet
Metiner, Kabine girmeden oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Önceki
dönem Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Kabine girmeden açık oy
kullandı.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) 1inci maddede de girmemişti, 2nci maddede
de girmedi kabine.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Selçuk
Özdağ, Sayın Davutoğluyla birlikte açık oy kullandı.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yusuf Başer, kabine girmedi 2nci kez, 2nci
maddede de kabine girmedi.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Selçuk Özdağ, usulüne uygun açık bir şekilde oy
kullandı.
MUSA ÇAM (İzmir) AKP
Konya Milletvekili Halil Bey, kabine girmeden oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
AK PARTİ Grubu, kabinlere girerek oylarını kullanıyor,
gizli oy kullanıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
Mardin
Gülser
Yıldırım
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
Şırnak
Ferhat Encu
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Nabi Avcı kabine girmeyi tercih etmedi, Sayın Kültür
Bakanı kabine girmeden oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
AK PARTİ oylarını gizli olarak kullanıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Harun
Karaca açık oy kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Çankırı Milletvekili açık oy kullandı,
Muhammet Akbaşoğlu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Muhammet Akbaşoğlu açık oy kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Açık oy kullananlar anayasa oylanırken Anayasaya
uymuyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, lütfen
BAŞKAN Sayın
Özel, bir müsaade edin, oylama işini yapıyoruz. Lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Uyarıda bulunun Sayın Başkan.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
Van
Figen Yüksekdağ
Şenoğlu
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste!
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Uyarı da yapıyoruz, uyarıda bulunmuyorsunuz.
Tutanaklara geçmesin diye görmezden, duymazdan geliyorsunuz!
BAŞKAN Hiçbir şey
duymuyorum, onu söyleyeyim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
AK PARTİ oyunu gizli olarak kullanıyor arkadaşlar!
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Tutanaklara geçmesin diye sessiz kalıyorsunuz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oylama yapıyoruz, lütfen, lütfen
Devam edin, buyurun.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Ya, bize Lütfen
diyeceğine
Açık oy
kullanılıyor Sayın Başkan.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, bizi uyaracağınıza
açık oy kullananları uyarın!
BAŞKAN Dikkat ederim,
görmedim.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Açık oy kullanılıyor, onları uyarın!
BAŞKAN Hiç duymuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Şahin Tin oyunu açık olarak kullandı, kendisiyle övünç duyuyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, biraz önce Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Ahmet Arslan adına vekâleten Millî Savunma Bakanı Fikri
Işıkın oy kullanacağını söylemiştim. Ancak,
Sayın Ahmet Arslan burada. Sayın Fikri Işık da, Sayın
Arslan da kendi oylarını kendileri kullandılar. Bu oylamada
vekâlet işi görüşülmedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Aile Bakanımız kabine girmeden oy kullandı.
Hakan Çavuşoğlu her
zaman açık kullanır, yine açık kullandı.
Sayın Metin Külünk oyunu
açık olarak kullandı ve gösterdi.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Evet, yarısından çoğu açık oy kullandı
AKPlilerin.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Ahmet Hamdi Çamlı kendi oyunu açık olarak kullanmakla
birlikte -göstererek- kayıt cihazı da elinde oy kullanma
BAŞKAN Sayın
Özel, size söz vermedim, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben
size söylemiyorum efendim.
BAŞKAN Benden söz
almadan da konuşamazsınız ama Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Geleceğe şerh düşüyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
İç Tüzüke göre oylarımızı kullanıyoruz.
Arkadaşlar, İç Tüzüke göre oylarımızı kullanıyoruz.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan sayın üye var mı?
(HDP sıralarından
Var. sesleri)
BURCU ÇELİK (Muş)
Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Selma Irmak, İdris
Baluken, Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım, Ferhat Encu,
Nihat Akdoğan, Abdullah Zeydan, Çağlar Demirel, Besime Konca.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan sayın üye var mı?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Var.
11 milletvekili oyunu
kullanmadı, cezaevinde.
BURCU ÇELİK (Muş)
11 milletvekili var Sayın Başkan, yasama faaliyetleri devam eden 11
milletvekili var.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Nurettin Canikli kendi oyunu açık kullandığı gibi vekâleten
kullandığı diğer bakan arkadaşının oyunu da
göstererek, beyaz pulu açıkça ifşa ederek kullandı. Bunları
tutanağa geçirmek lazım Sayın Başkan.
BAŞKAN Geçti
kayıtlara, geçti.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
İç Tüzüke göre oylarımızı kullanıyoruz AK PARTİ
olarak.
Teşekkür ediyoruz
arkadaşlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) AK
PARTİ oylarını İç Tüzüke uygun kullanıyorsa o İç
Tüzük kitabını susuz yerim, o kadar söylüyorum.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, beş dakika süre veriyorum. Oy kullanmayan sayın
milletvekilleri varsa bu sürenin sonunda bu haktan mahrum
kalacaklarını da beyan ediyorum.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Cezaevine yazı yazalım Başkan, Edirneden beş
dakikada gelemezler.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan, Edirneden,
Kandıradan, Silivriden getirebilecek misiniz?
BURCU ÇELİK (MUŞ)
Edirneden buraya beş dakikada gelemezler Sayın Başkan,
Kandıradan buraya beş dakikada gelemezler.
BAŞKAN Ben burada
olanları kastediyorum ama.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan, Edirne, Kandıra ve
Silivride milletvekilleri.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Burada olması gerekenler Sayın Başkanım.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Uçak gönderin, özel uçak.
BAŞKAN Ben onlardan
değil, burada olup da oylamaya gelmeyenlerden bahsediyorum.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Hayır, onlar gelemiyor.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Onlar için de bir çaba gösterin Sayın Başkan.
BAŞKAN Aşk olsun
Sayın Toğrul.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
SALİH CORA (Trabzon)
Bir arkadaşımız geliyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Süre verdim,
süre içinde gelirse oyunu kullanabilir, kusura bakmasın.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, son oylama için beş dakika süre vermiştim, süre
doldu, bu nedenle oy verme işleminin tamamlanmış olduğunu
görüyoruz.
Oy kutularını
kaldıralım lütfen.
(Oyların ayrımı
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci maddesinin gizli oylama
sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 485
Kabul : 342
Ret : 139
Çekimser : Yok
Boş : 4
Geçersiz : Yok
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Sema
Kırcı Emre
Köprülü
Balıkesir Tekirdağ
Böylelikle 2nci madde de
kabul edilmiş oldu.
Şimdi teklifin 3üncü
maddesini okutuyorum:
MADDE 3- 2709
sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasında
yer alan Yirmibeş ibaresi Onsekiz şeklinde, ikinci
fıkrasında yer alan yükümlü olduğu askerlik hizmetini
yapmamış olanlar, ibaresi askerlikle ilişiği olanlar,
şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 3üncü madde üzerinde beşi aynı mahiyette olmak
üzere yedi adet önerge vardır. İlk okutacağım beş
önerge aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin 3üncü maddesinde yer
alan "şeklinde" ibarelerinin "olarak" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge
çekilmiştir.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN
(Bolu) Çekiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
çekilmiştir.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Çekiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
çekilmiştir.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK
(Rize) Çekiyorum Başkan.
BAŞKAN Önerge
çekildi.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Çekiyorum.
BAŞKAN Önerge
çekilmiştir.
Diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
3üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/1/2017
Altan
Tan Meral
Danış Beştaş
Diyarbakır Adana
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
447/Ek 1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu Muhammet
Rıza Yalçınkaya
Bursa Bartın
BAŞKAN Okunan son
önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ YUSUF BAŞER (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya konuşacak.
Buyurun Sayın
Yalçınkaya. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Bartın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarihî bir kararın eşiğindedir. Bundan önceki anayasal
değişikliklerin hiçbirine benzemeyen, anayasal sistemi, Meclisin
konumunu derinden etkileyecek bir teklifi oylayacağız. Millî irade
yönetimi yerine tek kişi yönetimini ikame eden, Meclisin yetkilerini alan,
yasama yetkisini paylaşan ve denetim yetkisini ortadan kaldıran bir
teklif bu.
Değerli arkadaşlar,
cumhuriyet tarihimizin en karanlık ve en belirsiz günlerinden geçiyoruz.
Vatandaşlarımız terör tehdidi altında. Şehirlerimizde
bombalar patlıyor, masum vatandaşlarımız hayatını
kaybediyor. Üst üste gelen şehit haberleri yüreklerimizi
dağlıyor. Her gün ocaklar sönüyor, acılarımız
artıyor. Ekonomideki ateş vatandaşımızın cebini
yakıyor, 6 milyon kişi işsiz. Enflasyon, paramızdaki
değer kaybı ve üst üste gelen zamlar. Halk ekmek, esnaf siftah
derdinde. Cumhurbaşkanının sözüyle Tulumbada su bitti.
İstihdam yok, üretim yok. Böyle bir ortamda rejimi değiştirecek
Anayasa teklifini görüşüyoruz.
Değerli milletvekilleri,
atalarımız yedi düvele karşı ulusal Kurtuluş
Savaşı vererek yoktan ve yokluktan bir vatan yarattılar.
Cumhuriyetin ışığında akıl ve inançla devletimizi
yücelttiler. Kurtuluş Savaşında cephelerde millî iradeyi tek
dayanak olarak alan Atatürk Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir. diyerek bu sözünü, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu ilan
eden yüce Meclisimizin temel ilkesi olarak perçinledi çünkü o gün de
tıpkı bugün gibi Meclisimizin arkasında o, şu ya da bu
yoktu; millet vardı, millî irade vardı. Bugün de Meclisimiz var,
arkasında da tüm milletimiz var. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk
devleti ilkeleri üzerinde büyüyen cumhuriyetimiz memleketimize, milletimize
sayılamayacak değerler kazandırdı. O sarsılmaz irade
sayesinde, Anadoludan çıkan yoksul halk evlatları cumhuriyetin
olanaklarından yararlandılar ve bu sıralarda oturma, bu güzel
ülkeyi yönetme iradesine ve onuruna sahip çıktılar.
Cumhuriyet tarihimiz, yoksul
halk çocuklarının, köyünden çıkıp, üniversite bitirip ülke
yönetiminde söz sahibi olabileceğinin ve ülkenin kurucularının
koltuklarına oturabileceğinin örnekleriyle doludur. İşte,
bunu sağlayan cumhuriyetimizdir, cumhuriyetimizin
kazanımlarıdır, demokrasimizdir. Tunceli Nazımiyenin
Ballıca köyünden bir memurun çocuğu bugün, Atatürkün kurduğu
Cumhuriyet Halk Partisine Genel Başkan olabiliyorsa (CHP
sıralarından alkışlar) Rize Güneysudan bir kıyı
kaptanının çocuğu bugün Türkiye Cumhuriyeti devletine
Cumhurbaşkanı olabilmişse, Erzincanın Refahiye Kayı
köyünden Topal Dursunun oğlu bu ülkenin Başbakanı olabiliyorsa
işte, bu, cumhuriyetimizin eseridir. (CHP sıralarından
alkışlar) Bunun için, cumhuriyetimiz bizim için fazilettir ve
kıymetlidir çünkü cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Onun için
cumhuriyetimizin değerini iyi bilmemiz, iyi anlamamız ve göz
bebeğimiz gibi korumamız gerekmektedir ama maalesef,
getirdiğiniz bu teklif millî egemenliği ortadan kaldıracak,
milletin üstünlüğünü ve cumhuriyetimizin kazanımlarını yok
edecektir.
Değerli arkadaşlar,
biz bu düzenlemeye karşı çıkarken, eleştirirken bir isim ya
da bir parti üzerinden değerlendirme yapmıyoruz. Yapılmak
istenen bu rejim değişikliğinin ülkemizin ufkunu nasıl
karartacağını, demokrasimizi nasıl bitireceğini
görüyoruz. Bugün güçlüyüz, her istediğimizi yaparız. diye
sakın düşünmeyin; bir gün, bu teklifle sınırsız yetki
ve güçle donattığınız ama sizin desteklemediğiniz bir
kişi Cumhurbaşkanı seçilirse ve bu günlerimizi mumla
aratırsa o zaman ne yapacaksınız? Çocuklarınıza, torunlarınıza
Ülkeyi bu hâle biz getirdik. Bu karabasanın sorumlusu bizleriz. diyebilecek
misiniz? Böyle ağır bir vebali kaldırabilecek misiniz?
Cumhuriyetimizin kazanımlarını yitirdiğimiz o gün iş
işten geçmiş olacak ve geri dönülmeyecek bir yola girmiş
olacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek
süre veriyorum Sayın Yalçınkaya.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Devamla) - Bu olumsuzlukları yaşamak istemiyorsak Ulu Önderimiz
Mustafa Kemal Atatürkün Efendiler, ulusal egemenlik öyle bir
ışıktır ki onun karşısında zincirler erir,
taç ve tahtlar yanar, yok olur. sözünü akıllardan çıkarmadan gelin,
cumhuriyetimize, millî egemenliğimize, Meclisimize ve demokrasimize hep
birlikte sahip çıkalım.
Saygılarımla. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yalçınkaya.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
3üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/1/2017
Meral
Danış Beştaş (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ YUSUF BAŞER (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan konuşacaktır.
Buyurun Sayın Tan. (HDP
sıralarından alkışlar)
ALTAN TAN (Diyarbakır)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Arapça çok meşhur bir
deyim var, tekerleme var:
x
Konuş konuş, hiçbir faydası yok. Bu
konuşacaklarımın da özellikle iktidar grubu üzerinde hiçbir
etkisinin olmayacağını biliyorum. Peki, niye konuşuyorum?
Yüzyıl sonra da olsa neticede bu zabıtlar açılacak, bu tarihî
süreçte kimler nerede durdu, ne söyledi, neyi savundu, ne yaptı, gelecek
nesillerin önüne serilecek.
Değerli arkadaşlar,
ben geçen dönem yani 24üncü Dönem, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun içinde
iki yıl görev yaptım. İki yıl boyunca bazen haftada üç gün,
dört gün olmak üzere çok uzun toplantılar yaptık ve
konuşulması gereken ne varsa aşağı yukarı,
bunların hepsini konuştuk ama maalesef, AKP, o günkü noktadan bile
fersah fersah gerilerde bugün.
Anayasalar niçin
yapılır? Anayasalar keyif olsun diye yapılmaz. Özellikle
demokratik ülkelerde anayasalar bir toplumun sorunlarını çözmek için,
ihtiyaçlarını karşılamak için; özellikle,
çatışmalı süreçlerde bulunan toplumlardaki gerilimleri azaltmak
için, problemlerini çözmek için yapılır. Şimdi,
Allahınızı severseniz, bu Anayasanın 18 maddesi
Türkiyenin hangi sorununu çözecek? Kürt sorununu çözecek mi? Laik-dindar
gerilimini çözecek mi? Adaleti rayına oturtacak mı? Yargı bir
şekle girecek mi? Ekonomiye hangi faydaları getirecek? Yerel yönetimlerle
ilgili ne söylüyor? Bu soruları artırabiliriz. Hangi soruna, hangi
ihtiyaca binaen bu Anayasa değişikliği yapılıyor ve bu
18 madde oylandığı vakit Türkiyenin hangi kronik sorunu
çözülebilecek? Bunun cevabı yok. Bu, şahsa ısmarlama, ihtiyaca
binaen bütün yetkileri bir yerde toplayan, ne olduğu belli olmayan ve
dünyada da örneği bulunmayan bir düzenleme. Bakın, 2010 senesinde de
Ölüleri mezardan çıkarıp getirin, oylayın. dediğiniz
Anayasa döndü dolaştı, üç yıl sonra, dört yıl sonra feryat
figan başımıza bela oldu. Bu da çok kısa bir müddet sonra
tekrar feryat figan değiştirilecek bir düzenleme.
Değerli arkadaşlar,
bu Anayasada ilk 4 madde aynen kalıyor; 42nci madde kalıyor,
66ncı madde kalıyor yani vatandaşlık tanımından
tutun, ana dille eğitimi düzenleyen maddelere kadar geçen Anayasa
Uzlaşma Komisyonunda aylarca tartıştığımız
ve bugünden çok daha ileri bir noktaya geldiğimiz hiçbir problemi
çözmüyor. Bu Komisyonun içinde bulunan arkadaşlar var, o dönemin
Sayın Meclis Başkanı var ve bu iki yıllık bütün
Uzlaşma Komisyonunun 10 bin sayfanın üzerinde tutanakları var.
Bunlara bakıldığı vakit, bu söylediklerimin ne anlama
geldiği çok daha açık ve seçik bir şekilde
anlaşılacak.
Değerli arkadaşlar,
tabii, bu dönemde o kadar şanssız şeyler oldu ki, Sayın
Bekir Bozdağ -Hükûmetin yıllardır üyesi bir
arkadaşımız- bu değişiklikleri savunurken dedi ki:
Atatürkün, İnönünün yaptıklarını yapıyoruz. Onlar
da hem partiliydiler hem milletvekiliydiler hem de partilerinin genel
başkanlarıydılar. Ne oldu; Atatürk'ün, İnönünün
tarafsızlığına halel mi geldi?
Değerli arkadaşlar,
Allahınızı severseniz, hangi felsefeden bakarsanız
bakın; İslami yönden bakın, sosyalizmden bakın, liberal
demokrasiden bakın, bugün bu savunmanın elle tutulur bir yanı
var mı bugünün şartlarında? Maalesef, yüz yıllık
İslami fikriyatın ve kırk yıllık mücadeleden gelen
arkadaşlarımızın vardıkları nokta bu. Ha, bir de
istiklal mahkemelerini kurun -zaten bugünkü mahkemeler de aşağı
yukarı ona benzer bir noktada- eksik kalmaz. Yoksa milletvekili
sayısı 600 olmuş, 800 olmuş; seçilme yaşı 18
olmuş, isterseniz 12ye de insin, 80e de çıksın, bir şey
değişmeyecek.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Tan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi teklifin 3üncü maddesinin gizli oylamasına
başlıyoruz.
Oylamaya başlamadan
önce, gizli oylamanın ne şekilde yapılacağını arz
ediyorum: Komisyon ve Hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden
Komisyon sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan başlayarak
Denizliye kadar -Denizli dâhil- ve Diyarbakırdan başlayarak
İstanbula kadar -İstanbul dâhil- Hükûmet sırasındaki kâtip
üyeler ise İzmirden başlayarak Mardine kadar -Mardin dâhil- ve
Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan
milletvekilini ad defterinde işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri
yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu
oylamaya özel mühürlü zarf verecektir. Milletvekilleri, Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak
sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten ve kâtip
üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü
zarfı aldıktan sonra, kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada
adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın milletvekilleri,
Anayasa değişikliğinin ikinci tur oylamalarında gönderilen
özel vekâletnameler uyarınca bu maddede Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek adına vekâleten
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, Başbakan
Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş
adına vekâleten Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu adına
vekâleten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç oy
kullanacaklardır.
Sayın milletvekilleri,
şimdi gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına
başlandı)
BAŞKAN Oy
sırası gelmeyen sayın milletvekillerinin oy kullanma mahallinden
biraz uzakta durmalarını özellikle rica ediyorum.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
Diyarbakır
Nursel Aydoğan
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
İdris Baluken
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
Çağlar Demirel
BURCU ÇELİK (Muş)
Hapiste.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sayın Başkan, kimseler kabine girmiyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen şu arayı boşaltabilir misiniz.
Teker teker
oylarımızı kullanalım lütfen.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Sağlık Bakanı Recep Akdağ kabine girmeden
oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sayın Bakan, kabine girmeden oy kullandınız.
Maliye Bakanı Naci
Ağbal kabine girmeden oy kullandı.
BAŞKAN Hiç
duymuyorum, lütfen buraya gelip söyleyin, gerçekten duymuyorum.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Salih Cora, Bülent Tüfenkci; bu 2 arkadaşımız açık oy
kullandılar.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Kasım Gülpınar açık oy kullandı, oyunu göstererek
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aile
Bakanımız Fatma Hanım açık oy kullandı, kabine
girmemeyi tercih ediyor.
Abdulhamit Gül açık
oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Naci
Bostancı açık oy kullandı.
Enerji eski Bakanı Taner
Yıldız açık oy kullandı, beyaz oyu göstererek attı.
Gözlerime inanamıyorum,
Ahmet İyimaya açık kullanmadı, örnek olacak şekilde
kullandı!
Vedat Demiröz açık oy
kullandı.
Samsun Milletvekili
Çiğdem Hanım açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hamza
Dağ kabine girmeden, oyunu alenileştirerek kullandı.
Hurşit Yıldırım
kabine girmeden ve oyunu alenileştirerek kullandı.
Sayın Doğan Kubat
açık oy kullandı.
Galip Ensarioğlu
açık oy kullandı, beyaz oyunu göstererek kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Meclis Başkan Vekili açık oy kullanılmasına
özellikle müdahale etmiyor, tutanaklara geçmesin diye müdahale etmiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Metin
Gündoğdu ve Ravza Kavakcı Hanımefendi açık oy
kullanmayı tercih ettiler. Kendisi tasdik etti, bana el de salladı.
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Sayın Başkan, ne zaman müdahale edeceksiniz
açık oy kullanılmasına? Daha ne kadar görmezden geleceksiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Nurettin Canikli hem kendi oyunu hem de vekâleten
kullandığı oyu açık, aleni şekilde beyaz pulları
içine koyarak kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
LEVENT GÖK (Ankara) Hepsi
açık kullanıyor Sayın Başkan, hepsi açık
kullanıyor.
HALUK PEKŞEN (Trabzon)
Herkes açık oy kullanır mı, bu kadar olur mu?
LEVENT GÖK (Ankara)
İçeri giren 1 kişi yok, 1 kişi yok.
HALUK PEKŞEN (Trabzon)
Bu kadar ciddiyetsiz mi olur bir iş ya?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Ramazan Can, açık, aleni, beyaz oy kullandı.
HALUK PEKŞEN (Trabzon)
Anayasa Mahkemesine güven bu açık oylamanın sebebidir. Bunun temel
sebebi, Anayasa Mahkemesinin işlemeyeceğidir. Ülkede adalete güven
sıfır olunca, adaletin görevini yapacağı ihtimali
sıfır olunca işte böyle açık oy kullanılır;
transit geçiyorlar, transit.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Osman
Aşkın Bak
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) - Osman Aşkın Bak girmedi kabine.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, uyarımız üzerine girdi ve oyunu kullandı.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) - Uyuyormuş gibi yaptı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Gizli oy kullandım efendim.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Bartın) Bravo Osman.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Cemal Öztürk, oyunu göstererek açık kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Gizli oy kullandım efendim, aslanlar gibi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Osman
Aşkın Bak, bu tur gizli kullandı, gördüm.
Sayın Bakan Akif
Çağatay Kılıç hem kendi oyunu hem de vekâleten
kullandığı oyu açık, aleni kullandı, beyaz oy
kullandı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) Oyumu görmedin, aksini iddia edemezsin;
aksi iddia, iftira olur, bunu sen de biliyorsun.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
AK PARTİ Grubu gizli oyunu kullanıyor.
LEVENT GÖK (Ankara) Yani,
böyle bir şey olabilir mi yahu?
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Süleyman Soylu, açık oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, anlaşılan o ki arkadaşlarımız
Anayasa Mahkemesinin usule uygun yönelik bir tespit yapamayacağına
güvenle bunu yapıyorlar
BAŞKAN Sayın
Özel, duymuyorum sizi, buraya gelir misiniz lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ama
çok sayıda arkadaşımız, bakanlarımız ve az önceki
tutanağa geçirdiğimiz isimler
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Millî Eğitim Bakanı açık oy
kullandı.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Selçuk Özdağ açık oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Örneğin, şu anda görüyorum, Manisa Milletvekili Sayın Selçuk
Özdağ, Anayasa Komisyonu Üyesi Kemalettin Yılmaztekin
oylarını açık, alenileştirerek kullanıyorlar. Oylar
usulüne uygun kullanılmıyor. Anayasa Mahkemesine meydan okuyorlar,
size meydan okuyorlar.
Selçuk Bey açık oy
diyor, oyunu kullanıyor.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Nihat Zeybekçi açık oy kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Cahit Özkan açık oy kullandı. Anayasaya
uymadı Cahit Özkan, açık oy kullandı. Anayasa Komisyonu üyesi
Köse açık oy kullandı. Anayasa Komisyonu üyesi Köse, kabine girmeden
oy kullandı.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
AK PARTİ oylarını gizli kullanıyor arkadaşlar.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Zeki Aygün açık oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Anayasa
Komisyonu üyesi Kemalettin Bey, oylarını açık, aleni oy
kullanıyorlar.
BAŞKAN Mikrofonlara
yakın konuşuyorsunuz Sayın Özel.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Bartın) İstanbul Milletvekili Belma Satır, oyunu açık
kullandı, kabine girmedi.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Bartın) Oyunu açık kullandı, kabine girmedi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Oylarımızı AK PARTİ olarak gizli kullanıyoruz.
BAŞKAN Şu anda,
söylediklerinizden hiçbirini duymuyorum, o yüzden ya makul bir yerden söyleyin
veya da mikrofondan söylersiniz daha sonra.
Lütfen, biraz sessiz
olalım. Genel Başkan oy kullanıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Reşat Petek, Tülay Kaynarca açık oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Reşat Petek, oyunu açık ve alenileştirerek kullandı.
BAŞKAN Sayın Koç
ile Sayın Aslan mı açık oy kullandı? Şimdi onlar var
kabinin orada. Lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Reşat Petek efendim, Reşat Petek.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Grup Başkan Vekili Sayın Bülent Turan
açık oy kullandı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) - Doğru söylemiyor, ben şahidim, açık oy
kullanmadı.
ALİ ŞEKER
(İstanbul) Bülent Turan açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Mustafa Köse açık oy kulandı, Mustafa Köse
açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Enerji
Bakanı Sayın Berat Albayrak kendi oyunu açık kullandı.
Şimdi, hep birlikte bakıyoruz, vekâleten kullandığı
diğer bakan arkadaşının oyunu yine şu an kabinin
önünde Sayın Nabi Avcıya göstererek kullandı, Sayın Bülent
Turana göstererek açık kullandı. Muhammet Emin Akbaşoğlu
her turda olduğu gibi oyunu açık olarak ve beyaz pulu göstererek
kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Enerji Bakanı Berat Albayrak kabine girmeden Anayasa'ya
aykırı oy kullandı, Berat Albayrak.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Emine, açık oy kullandın Emine,
meslektaşım Emine Gözgeç, Anayasa'yı ihlal ettin Emine.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Emine Gözgeç oyunu alenileştirerek açık kullandı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) - Bursa, Emine Yavuz Gözgeç kapalı kullandı, gizli oy
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Adı
okunmayan sayın vekil var mı?
BURCU ÇELİK (Muş)
Var.
BAŞKAN Adı
okunmayan bir, oyunu kullanmayan iki, sayın vekil var mı? (HDP
sıralarından Var, var. sesleri)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş
(HDP sıralarından
İdris Baluken Çağlar Demirel, Selma Irmak, Nursel Aydoğan,
Besime Konca, Abdullah Zeydan, Nihat Akdoğan, Ferhat Encu, Gülser
Yıldırım sesleri)
BURCU ÇELİK (Muş)
Sayın Başkan, oy kullanamayan: Selahattin Demirtaş, Figen
Yüksekdağ
BAŞKAN Duyduk.
BURCU ÇELİK (Muş)
İdris Baluken, Çağlar Demirel
BAŞKAN Duyduk,
kayıtlara geçti Sayın Özkan.
BURCU ÇELİK (Muş)
Selma Irmak, Nursel Aydoğan, Besime Konca, Abdullah Zeydan, Nihat
Akdoğan, Ferhat Encu, Gülser Yıldırım var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yusuf
Başer oyunu göstererek, açık
BAŞKAN Tarihî an var
şu anda karşımızda.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ve
beyaz oyu herkese göstererek kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Anayasa Mahkemesinin iptal etmeyeceğini bildikleri için
bu kadar cesaretli kullanıyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu,
Anayasa Mahkemesinin usul yönünden bir iptal yapmayacağına inanç ve
Yüce Mahkemeye bir meydan okuma. Oysaki Yüce Mahkemenin bu konuda denetimi
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) AK PARTİ Grubu oyunu gizli kullanmıştır, aksi
iftiradır.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
kâtip üyeler oylarını kullandı mı acaba?
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kâtip Üye
Fehmi Bey oyunu açık kullandı. Oysaki oylamanın Anayasaya ve
İç Tüzüke uygun yapıldığını denetlemekle görevli
kendisi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Leyla Şahin Usta açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan sayın üye var mı?
(Oyların
toplanmasına devam
BAŞKAN Oy
kullanılması için beş dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Mehmet Uğur Dilipak açık, alenileştirerek oyunu
kullandı, etrafındakilere beyaz pulu gösterdi, attı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Niye yalan atıyorsun Özgür? Gizli kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Şimdi işte onu gördük de söylüyoruz.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bütün gizli oyları ifşa eden bir Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkan Vekilimiz var burada.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hayır, buradan nasıl görüyorsunuz?
BAŞKAN Süreyi
başlatmıştım, beş dakika bekleyeceğim sayın
vekiller.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Dilipaktan sonra Mustafa Açıkgöz de oyunu göstererek, beyaz
pulu göstererek içine koydu ve açık oy kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oy verme işlemi ve süresi tamamlanmıştır.
Oy kutularını
kaldıralım lütfen.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü maddesinin gizli oylama
sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 485
Kabul : 342
Ret : 137
Çekimser : Yok
Boş : 3
Geçersiz : 3
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Sema
Kırcı Emre
Köprülü
Balıkesir Tekirdağ
Böylelikle 3üncü madde de
kabul edilmiş oldu.
Şimdi teklifin 4üncü
maddesini okutuyorum:
MADDE 4- 2709
sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının
seçim dönemi
MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir
aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden
seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada
gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki
usule göre ikinci oylama yapılır.
BAŞKAN 4üncü madde
üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi önerge vardır.
İlk
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447'ye
1inci Ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesi ile 2709
sayılı Kanunun değiştirilen 77nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan "maddedeki" ibaresinin "maddede
yer alan olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Geri çekiyorum.
BAŞKAN Ramazan Can
önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN
(Bolu) Geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın
Ali Ercoşkun önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Geri çekiyorum.
BAŞKAN Önerge
çekilmiştir.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Geri çekiyorum.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Geri çekiyorum.
BAŞKAN - Sayın
Halil Erdemir önergesini geri çekiyor.
Diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek
olan 447 Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin
teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Celal
Doğan
Adana İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/Ek
1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 4üncü
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu Zeynel
Emre
Bursa İstanbul
BAŞKAN Okunan son
önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
İstanbul Milletvekili Sayın Zeynel Emre konuşacak. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Emre.
ZEYNEL EMRE (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Eğer milletvekilleri yasama görevini icra ederken kendi
kanaat ve vicdanlarına göre değil de parti liderliğinin
talimatları doğrultusunda hareket edecekse esasen
milletvekilliği gibi bir göreve de gerek yoktur. Meclisimizde şu an
dört siyasi parti var. Genel başkanlar oturur, anlaşır ve
anlaştıkları ölçüde de yasalar çıkar, Komisyondaki
işleri de pekâlâ daha iyi yapacak uzmanlar bulunur. Yani özetle, Ben
partimin, liderimin sözünden çıkmam. diyorsanız size burada ihtiyaç
yok arkadaşlar. Yasama görevi açısından parti disipliniyle
hareket etmek bir marifet değil, zaaftır. Şimdi bu
zaafınız bizi Meclisimizin anlamsızlaştığı,
hiçbir demokratik ülkede olmayan tuhaf bir rejime doğru sürüklüyor. Son
günlerde sıkça ileri sürülen bir argümanınız var. Halka gitmekten
neden korkuyorsunuz? Bırakın halk kararını versin.
şeklindeki bir yaklaşımınız var. Halktan neden
korkalım arkadaşlar? O halkın istikbalinin risk altına
girdiğini gördüğümüz için feryat ediyoruz.
İtirazlarımıza böyle yanıt verenler temsilî demokrasinin
erdemlerini anlamamış olmalılar. Temsilî demokrasi, popülizme
karşı demokrasileri korur. Popülizm ve çoğunlukçuluk asla
katılımcı demokrasi değildir. Lütfen, samimiyetle cevap
verin, kendi işinde gücünde olan vatandaşlarımızın
anayasal sistemleri inceleme, değerlendirme, demokratik kalitelerini
mukayese etme, anayasal sistemlerle ülkelerin refahları, demokrasileri,
huzurları arasında ilişki kurma imkânı var mıdır?
Yoktur ama sizin var. Sizi bu yüzden buraya yolladılar, bu yüzden
maaşlarınızı alıyorsunuz, bu yüzden sizi özel
yetkilerle donattılar. Vekâlet sizdedir, bu vekâletin gereğini
yapın. 1 Mart 2003te Irak Tezkeresini nasıl ki bu Meclis
çatısı altında reddetti ve tarihî anlamda doğru bir karar
verdiyse, büyük bir yanlışa ortak olmadıysa bunu da reddedin, bu
yanlışa ortak olmayın arkadaşlar. Lütfen hamasete prim
vermeyelim. Rasyonel bir gözle, aklınız ve vicdanınızla
şu taslak metni bir kez daha okuyun; korkuyu, partizanlığı,
her türlü peşin hükmü bir yana bırakıp okuyun.
Yasalaşırsa ülke nereye gider, gittiği o yerde mutluluk var
mıdır, oradan dönüş olabilir mi muhasebesini yapın.
Bakın, farkında
mısınız, bu anayasal değişikliğe kamuoyunda
entelektüel destek sıfır, hiç kimse entelektüel düzeyde bir savunma
yapamıyor. Ülkenin olağanüstü koşullardan geçtiğinden bahsediliyor,
çift başlılık deniliyor, tarihimize uygun olduğundan
bahsediliyor falan ancak arkadaşlar, hangi ülkenin kadim tarihinde
demokrasi var? Demokrasi, bir çağdaş dönem rejimidir. Bugün neredeyse
tüm Batı demokrasilerinin tarihinde mutlak monarşiler vardır. Bugün
İngilterenin, İsveçin, Almanyanın, tarihsellik
iddiasıyla, önerdiğiniz gibi bir rejime geçeceğini
düşünebilir misiniz? Ülkelerin tarihsel yolculuğu ilkel olandan
çağdaş olana doğrudur, ancak bu şekilde ilerleme olur, bu
şekilde insanlar daha özgür, mutlu ve müreffeh yaşarlar.
Çift başlılıktan
şikâyet ediyorsunuz. Gelin, Cumhurbaşkanının yetkilerini
azaltalım, tarafsız ve sorumsuz bir Cumhurbaşkanı konumu
tarif edelim; güncel pratiğimize uygun olarak güçlü Başbakan ve güçlü
Parlamentoyla yolumuza devam edelim. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu şekilde ortada çift başlılık falan
kalmaz. Ülkenin olağanüstü durumunu günlük politikalarda dikkate
alalım ama hiç olağanüstü duruma uygun anayasa yapılır
mı arkadaşlar? Tam tersi, anayasalar olağan duruma göre belki
yüzlerce yıl yürürlükte kalsın diye yapılır. Sizin
önerdiğiniz anayasayla ancak bu olağan dışılık
kalıcı hâle getirilmiş olur, hiçbir soruna da çare üretmez.
Bir varsayım
yapalım: Her şeyin arzuladığınız gibi
olduğunu düşünün. İkinci turdan sonra referanduma gittiğini
ve Mecliste kurmuş olduğunuz iki partili ittifakın seçmen
tabanında da bir nebze karşılık bulduğunu ve bunun
yüzde 51 oranla referandumdan geçtiğini düşünün. Yüzde 49
dışarıda bırakıldığı zaman toplumsal
mutabakat sağlanır mı? Kaç yıl yürürlükte kalabilir böyle
bir değişiklik?
Değerli arkadaşlar,
son olarak şunu söyleyeceğim: Böylesine büyük bir yanlış
gidiş savunulurken İtaat et, rahat et. deniyor. İtaat etmek
kelime anlamıyla boyun eğmektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ZEYNEL EMRE (Devamla) -
Sayın Başkan
BAŞKAN - Bir dakika daha
ek süre veriyorum.
Buyurun Sayın Emre.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Ne
milletimiz ne de onların temsilcileri olarak bizler asla boyun
eğmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Biz buradayız,
hayır diyoruz. Bizimle birlikte olun, siz de boyun eğmeyin,
Türkiyeyi bu karanlık tünelden çıkartalım diyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ederim Sayın Emre.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447 Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
4üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim.
Celal Doğan
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MARKAR ESEYAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
İstanbul Milletvekili Sayın Celal Doğan konuşacak.
Buyurun Sayın
Doğan. (HDP sıralarından alkışlar)
CELAL DOĞAN
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
âşık atışmasına üç saat ayıran Parlamento,
şimdi Anayasa üzerindeki görüşmeyi belirlemek için beş dakika
veriyor. Bazı günler geldik, saat ikide başladık, yedi buçukta
esas gündeme gelemedik. Bu nedenle İç Tüzük nedeniyle âşık
atışmasının ağır olduğu bir Parlamento
anlayışını İç Tüzükte tashih yaparak düzeltmek
gerekir, bir.
Söz konusu olan madde
üzerindeki düşüncelerimi arz etmeye çalışıyorum.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin beş yılda bir
yapılacağını ve o nedenle de aynı zamanda milletvekili
seçiminin de aynı tarihte yapılacağını derceden madde
üzerindeki düşüncelerimi söyleyeceğim. Genellikle Parlamentonun, daha
doğrusu icranın başındaki şahsın Parlamentodan
dayanak ve güç alması açısından aynı tarihte
yapılması -doktrinde tartışması olmasına
rağmen- parti, daha doğrusu parti tahakkümünü Parlamentoya
taşıması açısından mahzurlu görülse bile de o
parlamenterin, daha doğrusu o liderin, genel başkanın ortaya
koyacağı performanstan partinin faydalanma düşüncesinin
olması doğal gibi geliyor bana.
Bir başka şey,
Cumhurbaşkanı maddesinin yanında Süresi biten milletvekili
yeniden seçilir. diyor. Şunu söylemek gerekir: Ön seçim yapmayan siyasi
partiler için söylüyorum. Hanginizin rızası alındı da
milletvekili oldunuz? Kime soruldu da Sizi milletvekili yapmak istiyorum,
lütfeder misin? dendi? Hayır. Bu nedenle bu maddenin konmuş
olması sizin milletvekili olmanızı sağlayacak bir garanti
değildir.
Bütüne
baktığımızda şu manzarayla
karşılaşıyoruz: Bu Anayasayla parti
başkanını seçiyoruz, icra başkanını seçiyoruz,
devletin başkanını seçiyoruz, aynı zamanda bu yetkilerle
mücehhez bir başkomutan seçiyoruz. Şimdi, Allah için bir faniye bu
kadar yük yüklemenin vicdani tarafı var mıdır? Bir. İki:
Gerçekten üzülerek söylüyorum. Bir insanın bu kadar yükü taşıma
şansı var mıdır? Üç: Bu kadar yetkileri yüklediğiniz
bir şahsın, bence bu faninin sizin gibi, daha doğrusu, bu
oyları veren arkadaşlarımıza yapacağı tek bir
şey vardır -yapacağı hizmetlerin ötesinin ne kadar
olduğunu bilmiyorum ama- ahiretiniz için çok güzel bir dua edeceğine
de inanıyorum çünkü bu kadar yükü kimsenin taşıma
şansı yok, bir.
Bu yetkilerle
yargının büyük bir kısmı kontrol altında tutuluyor,
yani bu taslak yasalaştığında yargı
mekanizmasının büyük bir çoğunluğu devlet
başkanının eline geçmiş oluyor. Milletvekili listesini
yaptığı içindir ki, Tayyip Bey gibi, özellikle ismini zikrederek
söylüyorum, Sayın Cumhurbaşkanı siyasette ilçe
başkanlığından, il başkanlığından gelen
bir şahıstır, nokta atışlarla milletvekili
belirleneceği için de Parlamentoyu eksiksiz kontrol altında
tutacaktır.
Peki, konulan bir hükümle,
aynı zamanda, geçmişte anayasalarda olmayan,
Cumhurbaşkanının suç işlemesi hâlinde sorumluluğu
sanki bir yargı denetimine tabi olacakmış gibi bir hava verilmek
istenmektedir. Üçte 2lik bir çoğunluğu, siyasi partiyi kahir
ekseriyetle elinde, ağırlıkla elinde tutan bir şahsın
bu rakamı bulmasının mümkün olmadığını bildiğimiz
için de yargıyı da kendi denetimi altında tutmuş
olacaktır. Bu şekilde ortaya çıkan manzarada Sayın
Cumhurbaşkanının bakanları atadığını
görüyoruz. Yani Sayın Cumhurbaşkanı hem milletvekillerinden hem
dışarıdan bakan atayabiliyor. Milletvekilinin Meclisten bakan
atanmasıyla, daha doğrusu atanabilmesiyle, milletvekilliği
düşse bile umut veren bir anlayış olduğu için herkesin gözü
yine bakanlıkta olacak. Dışarıdan atanan bakanların
dokunulmazlıkları söz konusu. Bu dokunulmazlıklar
kaydıhayat şartıyla söz konusudur. Hem Sayın
Cumhurbaşkanının hem bakanların görevlerinden dolayı
asla ve kata yargılanmaları söz konusu değil. Diyeceksiniz ki:
Efendim, nasıl bunu söyleyebiliyorsunuz? Yani 600 milletvekilinin
olduğu yerde koymuş olduğumuz bu hükme rağmen bunu
yargılayamayacaksak bunu niye söylüyorsunuz? Özü şu: Milletvekili,
daha doğrusu bakan görevden düştükten sonra Meclis tarafından
üçte 2lik çoğunluğu sağlamadığı takdirde bu
yargılamanın olması söz konusu değil. Hemen örneklerini
birlikte yaşadık. Geçmiş dönemde, hatırlarsınız,
17-25 Aralıkla ilgili birtakım tartışmalar oldu. Bu yüce
Meclisin oylarıyla -arkadaşlarımızın
milletvekilliği bitmesine rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisi o
milletvekillerini siyasi açıdan cezalandırmasına rağmen,-
maalesef yargı önüne çıkartma şansı elde edemedik çünkü
mevcut Anayasamızda bu hüküm devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CELAL DOĞAN (Devamla)
Sayın Başkan, müsaade ederseniz bir dakikada toparlayayım.
BAŞKAN Buyurun, bir
dakika ek süre veriyorum.
CELAL DOĞAN (Devamla)
Sayın Cumhurbaşkanımızın ve sayın bakanların
ilişkilerini gerçekten bilmiyorum. Bence en yakın bakanlardan birisi
Sayın Bozdağ burada. Sayın rahmetli Ecevit telefon etmeden,
rıza almadan hiç kimseyi bakan yapmazdı. Hiçbir milletvekilinin de
rızasını vermeden Bakanlar Kuruluna girdiğini görmedim ama
bizde maalesef siyasi gelenek olarak bunlar çok değişti.
Rızasının aranmasından vazgeçtim,
arkadaşlarımızın çoğu bakanlıklarını,
milletvekilliklerini televizyonlarda ve radyolarda öğrenir hâle geldiler.
Kısacası,
özetlersek şunu söylemek belki daha doğru: Bu yüce Meclis 15 Temmuzda
çok ciddi bir imtihan verdi, Gazi sıfatı elde ettiniz. Ortaya
getirilen bu taslakla umarım ki demokrasiyi şehit etme yolunda oy
kullanmazsınız.
Saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Doğan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri
teklifin 4üncü maddesinin gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne
şekilde yapılacağını bildiriyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar -Denizli dâhil olmak
üzere- ve Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar
-İstanbul dâhil olmak üzere- Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler
ise İzmirden başlayarak Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden
başlayarak Zonguldaka kadar -Zonguldak dâhil olmak üzere- adı okunan
milletvekilini ad defterinde işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri
yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu
oylamaya özel mühürlü zarf verecektir. Milletvekilleri, Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak
sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten ve kâtip
üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü
zarfı aldıktan sonra, kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önündeki oy kutularına atacaktır. Oylamada
adı okunmayan milletvekillerine pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın milletvekilleri,
Anayasa değişikliği teklifinin ikinci tur görüşmelerinde
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü yerine Millî Eğitim
Bakanı Sayın İsmet Yılmaz oy kullanacaktır, özel
vekaletnamesi burada.
Bir duyuru daha yapmak
istiyorum sayın milletvekilleri. Zarfların içinden pullar
düşüyor. Zarflar özel olarak kendiliğinden
yapışkanlıdır. Lütfen, oyunuzu kullandıktan sonra
zarfları yapıştırınız, herhangi bir hesap
karışıklığına mahal vermemiş olalım.
Yine, dediğim gibi,
sağ ve sol tarafımdaki pul dağıtacak ve oy kullanacak olan
arkadaşların kalabalık yapmamasını, teker teker oy
kullanmasını özellikle rica ediyorum ve oylama işini Adanadan
başlatıyorum.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Ravza Kavakcı Kan açık oy kullandı. Ravza
Kavakcı Kan kabine girmedi.
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya açık oy
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop
açık oy kullandı, kabine girmedi.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Doğru söylemiyorlar. AK PARTİ Grubu kapalı oy
kullanıyor, oyunun rengini görmüyoruz, doğru söylemiyorlar.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Kabine girmeden oy kullanıyorlar.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Oylarının rengini görmüyoruz.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul)
Ravza Kavakcı Kan açık oy kullanmadı, görmüş
olmanıza imkân yok. İspat edin, fotoğrafla ispat edin oyumu
gördüğünüzü. Ne oy koyduğumu gördüğünüzü ispat edin, davet
ediyorum.
Teşekkür ederim.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kabine girmeden
Anayasaya aykırı olarak oy kullandı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) AK PARTİ Grubu oyunu gizli kullanıyor.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Taner Yıldız kabine girmeden oy kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen şu kürsünün önünü bir boşaltalım,
lütfen.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Kasım
Gülpınar kabine girmeden açık oy kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şu araları da boşaltalım. Lütfen tek tek
oy kullanalım.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kabine girmeden oy
kullandı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Rengi belli değil Adalet Bakanının, gizli oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Lütfi Elvan kabine girmeden oy kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Atilla
Kaya kabine girmeden beyaz oy kullandı, gösterdi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Hurşit Yıldırım kabine
girmeden açık bir şekilde
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Fatih Şahin kabine girmeden oy kullandı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Fatih Şahin oyunu gizli kullandı, ben gördüm.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Bennur Hanım oy kullanacak, şu arayı bir
boşaltabilir misiniz.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Evet, Abdurrahman Öz oyunu kabine girmeden kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Naci
Bostancı açık oy kullandı. Hamza Dağ açık oy
kullandı, oyunu beyaz olarak gösterdi.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) AK PARTİ Grubu oyunu gizli kullanıyor,
oylarının rengi belli değil, ben şahidim.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
Karaburun, gelebilirsiniz.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Lütfiye Selva Çam oyunu gizli kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş
kabine girmeden kullandı oyunu. Açık kullandı, gördüm.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Numan Bey de gizli kullandı, tabii.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ramazan
Can oyunu açık kullandı.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Ramazan Can oyunu kapalı kullandı, gizli kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ramazan
Can beyaz oyu göstererek attı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Şaban Dişli beyaz oyunu açık olarak tutuyor, kabine girmiyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı oyunu kabine girmeden
açık olarak kullandı, şu anda da kameralara gösteriyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Sema Ramazanoğlu kabine girmeden oyunu açık
kullandı.
MUSTAFA ATAŞ
(İstanbul) Oyunu açık kullanmadı, kapalı kullandı
Sema Ramazanoğlu.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) AK PARTİ oyunu çok gizli kullanıyor, gerçekten helal
olsun.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Mehmet Emin Akbaşoğlu kabine girmeden oyunu açık
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) İstanbul Milletvekili Hasan Turan kabine girmeden
açık kullandı oyunu.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) İstanbul Milletvekili Hasan Turan oyunu gizli kullandı,
ben gördüm, şahidim. Oyunun rengini bilmiyorum, iftira
atılmasın.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Petek oyunu açık olarak kullandı, beyaz oy verdi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar kabine girmeden
oyunu kullandı. Halis Dalkılıç
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Usullere uygun oylama yapılıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanan
milletvekilleri lütfen yerlerine oturabilir mi acaba.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Manisa
Milletvekili Sayın İsmail Bilen oyunu açık attı her zamanki
gibi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın İsmet Yılmaz oyunu açık olarak kullandı, beyaz
pulu gururla gösterdi.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Aziz Babuşcu kabine girmeden açık kullandı
oyunu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Faruk Çelik oyunu açık kullandı kabine girmeden.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Faruk Çelik oyunu gizli kullandı, kabine girdi.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Mustafa Köse, Antalya Milletvekili kabine girmeden oy
kullandı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ya, hepsi kullanıyor, isim isim niye sayıyorsun?
Kabine girenleri sayın, daha kolay olur.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Berat Albayrak kabine girmeden kullandı oyunu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan açık
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Nabi Avcı kabine girmeden kullandı oyunu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) İlknur İnceöz açık kullandı oyunu,
kabine girmeden kullandı.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) İlknur İnceöz kabine girmeden kullandı, Grup
Başkan Vekili.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) İlknur İnceöz, AK PARTİ Grup Başkan Vekili
oyunu gizli kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Hakan Çavuşoğlu kabine girmeden kullandı
oyunu.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Oyumu gizli bir şekilde, usulüne uygun olarak, Anayasanın,
İç Tüzükün belirlediği şartlara uygun olarak kullandım,
hayırlı olsun.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Gökcen Özdoğan Enç kabine girmeden kullanıyor,
oyunu atıyor şimdi.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Oyumu tamamen mevzuata göre kullandım ve atıyorum.
ŞAHİN TİN
(Denizli) Gökcen Özdoğan oyunu gizli kullandı.
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Gururla kabine girmedi, tebrik ediyoruz kendisini.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Transit kullandı, transit geçiyor kabinleri.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, tüm üyelerimizin isimlerini okuduk.
Oyunu kullanmayan
sayın milletvekili varsa lütfen oyunu kullansın.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Kullanmayanlar var.
BURCU ÇELİK
(Muş) Oyunu kullanmayan milletvekillerimiz var Sayın Başkan:
Figen Yüksekdağ
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Selahattin Demirtaş
(HDP sıralarından Hapiste. sesleri)
İdris Baluken
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Çağlar Demirel
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Selma Irmak
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Nursel Aydoğan
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Besime Konca
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Abdullah Zeydan
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Nihat Akdoğan
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Ferhat Encu
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Gülser
Yıldırım
(HDP sıralarından Hapiste. sesleri)
Başkan, oyunu
kullanmayan 11 milletvekili var.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
BAŞKAN Kâtip üyeler
oylarını kullandı mı?
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
Purçu, oyunuzu kullandınız mı?
Oy kullanılması
için beş dakika süre veriyorum.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oy verme
işlemi ve süresi tamamlanmıştır.
Oy kutularını
kaldıralım lütfen.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 4üncü maddesinin gizli oylama sonucunu
okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 486
Kabul : 342
Ret : 138
Çekimser : 1
Boş : 4
Geçersiz : 1
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Sema
Kırcı Ali
Haydar Hakverdi
Balıkesir Ankara
Böylelikle 4üncü madde de
kabul edilmiş oldu.
Teklifin 5inci maddesini
okutuyorum:
MADDE 5- 2709
sayılı Kanunun 87 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
MADDE 87- Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve
yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve
kesinhesap kanun tekliflerini görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına
ve savaş ilânına karar vermek; milletlerarası
andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üye tamsayısının beşte üç
çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilânına karar
vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak
ve görevleri yerine getirmektir.
BAŞKAN 5inci madde
üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi önerge vardır.
İlk
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447'ye
1inci ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 5inci maddesi ile 2709
sayılı Kanunun değiştirilen 87nci maddesinde yer alan
"öngörülen" ibaresinin "belirtilen" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Çekiyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Ramazan Can önergesini çekti.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu)
Geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Ali
Ercoşkun önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Yılmaz Tunç önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Osman Aşkın Bak önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Önergeyi geri çekiyorum.
BAŞKAN - Sayın
Halil Erdemir önergesini geri çekti.
Diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447 Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
5inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/01/2017
Bedia
Özgökçe Ertan Meral
Danış Beştaş
Van Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/Ek
1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 5inci
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
Bursa
BAŞKAN Okunan son
önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özel konuşacak.
Buyurun Sayın Özel. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Daha önce de bir kez ifade
etmiştim. Bu kürsüye bir milletvekilinin ilk kez geldiği günü size
hatırlatmak isterim. Bu kürsüye ilk kez milletvekili seçildiğimizde
rozetimizi taktıktan, kaydımızı yaptırdıktan
sonra yemin töreni için geliriz. Geçmişinizde çok farklı kürsülerin
çok mahir bir hatibi olabilirsiniz, geldiğiniz bir örgütün, bir
teşkilatın en kıdemlisi, en kudretlisi olabilirsiniz,
diksiyonunuz çok iyi olabilir, televizyon programları yapıyor
olabilirsiniz; 20 ciltlik kitabınız vardır ama son derece basit
bir metni eksiksiz tamamlamanın heyecanı, telaşı,
yapamamanın kaygısı vardır. Oradan buraya gelirken hiç
kurumadığı kadar ağzınız kurumaya,
ayaklarınız dolaşmaya başlar. Kazasız belasız o
metni okursanız, heyecanınızdan bir şey olmaz da
sıralara kadar varır genel başkanın elini
sıkarsanız, o dakikadan sonra üzerinizden büyük bir yük kalkar ve bir
anda, sizi yetiştirenleri, örneğin ilkokul öğretmeninizi
hatırlarsınız; anneanneyi, dedeyi, babaanneyi
Kendinden gurur duyma
hâli değildir bu, onların sizinle duyduğu gurura sevinme
hâlidir. Çünkü bu ülkede, bu ülkenin kurucularının canı
kanı pahasına kurtardıkları ve kurdukları bu Mecliste
çok önemli bir görevi, yasamayı ve yürütmeyi bu ülkenin o yürekli, güzel,
bazen mağdur, bazen fakir, aç ama onurlu insanları adına yapacaksınızdır.
Bu yapılan görevin, üzerinizdeki yükü son derece ağırdır.
Dürüstlük yemini etmişsinizdir namus ve şeref üzerine. Bu yemin,
yaptığınız tüm faaliyetleri, atacağınız oyu,
söyleyeceğiniz sözü bağlar. Anayasaya sadakat, İç Tüzüke
bağlılık, artık sizin için terk edilmemesi gereken,
onurunuz ve şerefinizle teminat altına almış olduğunuz
önemli metinlerdir. Boşuna metinler değildir, toplumsal bir
mutabakatla yazılmıştır. Geçmişten ders almıştır
ama aşkın zamanlıdır, ileriye doğru
yazılmıştır. Ülkeler vardır yüz altmış
yıldır aynı metinle -dokunmadan- yönetilmenin gururunu
taşırlar. Bize bu gururu yaşatmadılar, darbeler oldu,
metinler değişti ama burada yazan yazı Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. Haziran 1919dan beri, Amasya Tamiminden beri
milletin gönlüne yazıldı. Bu ağır yükü hep beraber
taşıyoruz. Geçtiğimiz ilk turda yine 5inci maddede, yine
Meclisin görevlerinde buraya çıkıp, 23 Nisan 1920de bir saraydan,
saltanattan, bir aileden alınan egemenliğin buraya yani halkın
ta kendisine taşındığını söylemiştik. Bu
madde, şimdi egemenliği buradan yani halktan alıp bir başka
saraya taşımak, seçilmişler yerine bir seçilmişin
atadıklarıyla ülkeyi yönetmek, o ki sizin yerinize kanun yapmak,
denetiminizden kaçmak ve bu ülkenin o ilkokul öğretmeninizin sizi
yetiştirirken hayal bile belki edemediği ama televizyonda
gördüğünde gözyaşlarını tutamadığı bu önemli
görevi onun yerine yapmak yerine bunu vermek. Biz buna itiraz ettik, biz bunu
görünür kılmak istedik. Gecenin üçüydü, bir mahcubiyet vardı, bir karartma
vardı, televizyon yoktu, yayın yoktu, kimsenin haberi yoktu
yapılmaya çalışılan işten ve dedik ki: Bu milletin
kürsüsünü sembolik olarak burada korumaya alıyoruz. Alkışlarla
başladık ancak yaşanmaması gereken şeyler
yaşandı. Hepimiz üzüldük, hepimiz yaşananlardan utandık,
hepimiz kaygı duyduk.
Bugün bu kürsüyü
yine koruma altına alacağız, bu kürsüyü milletvekilleri yine
koruma altına alacak. Bu kez bu kürsüyü korumak için
arkadaşlarımı davet etmiyorum. Bugün bu kürsüyü korumak için
burada oy kullanacak olan 550 milletvekilinin bu kürsüyü vicdanlarına
emanet ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir
dakika daha ek süre veriyorum Sayın Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Bugün bu kürsüyü Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri gelip
korumayacak. Bu kürsüyü korumak için sizi yetiştiren
öğretmenlerinizin, annenizin, babanızın, dedenizin, ninenizin
daha belki hiç doğmamış ama ileride evlattan çok
seveceğinize hepimizin emin olduğu torunlarınızın
sizden beklentileri üzerine bir kutsal emanete ihanet etmek yerine onu
alıp da 1 Kasımda yetkiyi alıp dört yıl boyunca
hakkını verip dört yıl sonra açık bir alınla gidip
emaneti millete teslim etmek yerine bugünkü bu metinle bu emaneti bir
başkalarına kullansın diye verip halkın
karşısına utançla çıkmamak için, gelecekte 23 Nisan 1920
Meclisinin torunları bu ülkenin dört bir yanında dedeleriyle gurur
duyuyorken siz de benzer bir gururu yaşayın diye bugün bu irade teslimine
hayır deyin. Meclis vicdanlarınıza emanettir arkadaşlar.
Saygılar sunarım.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Özel.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Elitaş
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, Bir milleti ecdadınıza ihanet
etmemek için, utanç yaşamamak için diye
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Etmeyin dedi Ediyorsunuz demedi.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) -
AK PARTİ Grubunu töhmet altında bırakan bir
konuşma yapmıştır. İzin verirseniz sataşmadan söz
almak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin 447 ve 447ye 1inci Ek sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 5inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu Anayasa
Değişiklik Teklifini 316 milletvekili imzalarıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine gönderdi.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Sahte imza var.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) - Nasıl ki Sayın Özgür Özelin burada oylamasını
yaparken hayır oyu vereceğim diye ifade ederken kabinlere girip
evet oyu vermesini bekleyemezsek 316 milletvekilinin imzalarıyla
tescillediği bu Anayasa Teklifine hayır oyu vermesi aslında
ihanetle eşdeğer bir durumdur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler) Onun için 316
milletvekilinin evet oylarıyla burada altına imza
attığımız Anayasa Değişiklik Teklifine 316
milletvekilini hayıra teşvik etmek onları ihanete teşvik
etmektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler) Nasıl ki Sayın
Kılıçdaroğlu, bu Anayasa değişikliğine
hayır diye oy vereceği şeklinde kampanya yürütüyorsa
Sayın Kılıçdaroğlundan beyaz oy beklemek kendine ihanet
anlamına gelir. AK PARTİ milletvekillerinin imzalarıyla
verdiği teklife kırmızı oy vermek kendine ihanet etmek
anlamına gelir.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Demokrasiye ihanet ediyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Biz açıkça ifade ediyoruz. Onun için, milletvekilleri özgür
iradeleriyle imza attıkları teklife burada da yine özgür iradeleriyle
evet oyu kullanarak, beyaz oyu kullanarak tescil edecektir.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Elitaş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın
Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 316
milletvekilini
BAŞKAN Bir dakika
Sayın Özel, bir sessizlik sağlansın.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 316
milletvekilini ihanete teşviktir. cümlesini
BAŞKAN Siz de
aynı şekilde onları başka türlü bir ihanetle
suçladınız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır. Ben, aslında şöyle, kürsü hakkına saygımdan ve
bir grup başkan vekilinin cevaplamaya muhtaç gördüğü bir ifadeyi
ifade ettiği anda kürsüyü almasını düşündüğümden
itiraz etmedim.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sen ihanet diyeceksin, muhtaç diyeceksin
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oysa
benim konuşurken söylediğim söz tamamen bağlamından
koparıldı ama ben kendisinin benim İmza sahibi
milletvekillerini hayıra teşvik ihanete teşviktir.
cümlesinden...
BAŞKAN Tamam size söz
vereceğim ama Sayın Özel, sizin söylediğiniz de yani ecdada
varana kadar, varacak bir eleştiri ve bir tepki hoş değildi
açıkçası.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hiç
öyle bir şey demedim Başkan.
BAŞKAN Dediniz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Yani Onlara ihanet etmeyin. diyorsunuz. Hayır oyu verin,
siz de sadık olun diyorsunuz.
BAŞKAN - Herkes kendi
hür iradesiyle oyunu kullanıyor, hiç kimsenin ipoteği altında
değil.
ÜNAL DEMİRTAŞ
(Zonguldak) Hür irade yok, sorun orada. Zorluyorsunuz insanları
açık oy kullanmaya.
BAŞKAN Lütfen, sessiz
olalım.
Buyurun iki dakika.
3.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kürsüye bilmiyorum ama
tahmin ediyorum 800üncü falan çıkışım. Bu kürsüde çok
polemik yaptım, zaman zaman maksadını, kastını
aşan sözler söylediğim oldu, incittiğimiz olmuştur,
incindiğimiz olmuştur. Bugün bu kürsüye gelirken ki kastım,
üslubum, konuşmamın içeriği Sayın Elitaşın dediği
bağlamda değil.
Sayın Elitaş, size
şunu söyleyeyim: Milletvekillerinizin attıkları imzada, metni
görmeden imza attıklarını hepimiz biliyoruz ama sizin
dediğiniz doğru olsun, ben Elitaşın dediğine katılayım.
MEHMET METİNER
(İstanbul) Biz neye imza attığımızı biliyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
Eğer burada bu metnin kendisini görerek, bilerek, emin olarak,
vicdanı rahat olarak, yaptığı işin farkında
olarak, aldığı emanete ihanet etmediğini düşünen ve
bunu, aldığı emaneti birilerine teslim etmenin sorumluluğunu
taşıyabilecek olan milletvekilleri evet oyu verebilirler. Kendinden
eminlerse eğer, grup başkan vekilleri gruptan
MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) - Biz kendimizden eminiz, evet diyoruz, var mı
diyeceğin? Allah Allah!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
Başbakan gruptan, Cumhurbaşkanı Başbakandan eminse
eğer bir öz güven içinde, hepimizi utandırarak,
kıskandırarak gelirsiniz
ABDULKADİR YÜKSEL
(Gaziantep) - Kendi işine bak, kendi işine bak!
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
bu
kabinin içine girersiniz, oylarınızı atarsınız, sizin
316 oyu sandıkta görürüz, rakamlar konuşur, o zaman siz haklı
olursunuz. Ama buraya gözlemcileri koyup, çeteleleri tutturup milletin yetki
verdiği vekili baskı altına alarak bir iş
yapıyorsanız ben diyorum ki: Bu Meclisin yetkilerini vermeyi içine
sindiremeyen varsa, kimse çekinmesin, gereğini yapsın. Namusumuz ve
şerefimiz üzerine içtiğimiz andın gereği budur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
Aranızda yaptığınız anlaşmanın,
attığınız imzanın bir önemi yok. Önemli olan
yemininiz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Özel, teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Sayın Başkan, Nisan ayında zaten bu Anayasa teklifi
(CHP sıralarından sürekli alkışlar)
BAŞKAN - Duymuyorum sizi
Elitaş, bir dakika, bir gürültü kesilsin. [CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]
Sizi alkışlıyorlar Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Teşekkür ediyorum, çok teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN - Ne güzel,
herkes birbirini alkışladı.
Buyurun Elitaş, sizi
dinliyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Sayın Başkanım, biliyorsunuz, bu Anayasa
değişiklik teklifi de Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçtiği
takdirde zaten sahibine gidecek. Emaneti bize verenler, bu Anayasa
değişiklik teklifine halk ne karar verirse boynumuzun borcu. Emanetin
sahibine gitmekten korkamamaları gerektiğini düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
Sayın Başkan
BAŞKAN - Siz de
yerinizden bir dakika
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
Sayın Başkanım, yapılan Anayasa değişikliği
eğer Meclisten -biz vicdanın hâkim olacağını
bekliyoruz ve geçmeyeceğini bekliyoruz ama- geçerse halk oylamasına
sunulacak. Sayın Elitaş, halk oylamasına sunulacak bu metin
konusunda Cumhuriyet Halk Partisinin dirençli, direngen ve halkla el ele
kampanyasını o zaman görür. Ancak, bir tarihi hatırlayalım,
12 Eylül 2010 tarihinde aynı inanmışlık, aynı
adanmışlıkla bunları söylüyor, halka bir metin götürüyor
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Baykal Anayasa Mahkemesine gitmeseydi
değişmiyordu o iş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
onu
çeşitli ittifaklarla geçiriyor ve geçirdiğiniz o metin bu ülkenin
Parlamentosunu bombalatıyordu.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) O
metin kalsın mı, değişsin mi?
BAŞKAN Sayın
Özel, toparlayın lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz, o
gün inandığınız, adandığınız, halka
götürüp, halkı ikna ettiğiniz metinle Fetullah Gülen terör örgütünü
bu ülkenin başına bela ettiniz. Bunu unutmayın. (CHP
sıralarından alkışlar)
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Tamam, onu değiştiriyorum işte.
BAŞKAN Sayın
Özel, teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, şu Meclis çatısı altında son
haftalarda en çok duyduğumuz kelime halk iradesi, millet iradesi, millî
egemenlik. Ancak, gelin görün ki sadece bir yere sandık kurmak orada
halkın iradesinin tecelli edeceği anlamına gelmez.
Olağanüstü hâl koşulları, en ufak hak arama yöntemlerinin
orantısız güçlerle bastırılması, Meclise
şikâyetini bildirmeye, talebini, önerisini bildirmeye gelenlere
karşı zırhlı araçlarla, TOMAlarla, coplarla, gazlarla
saldırıp ve bunun yanı sıra toplumsal muhalefeti
örgütleyebilecek, bütün toplumsal dinamikleri siyasi partilerin eş genel
başkanlarını, milletvekillerini tutuklayıp ondan sonra
sanki her şey güllük gülistanlık ve bütün demokratik koşullar
varmış gibi yapmak ancak bir kişinin, siyasi yapının
kendisini kandırmasıdır diyorum. Özellikle kayıtlara geçmesini
istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
ABDULKADİR AKGÜL
(Yozgat) Sen niye dışarıdasın?
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yıldırım.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Sayın
Özgür Özelin konuştuğu önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Biz daha fazlayız.
CEYHUN İRGİL
(Bursa) Sayın lütfen.
BAŞKAN Karar yeter
sayısı isteseydiniz sayardım, usulü bilin. Lütfen
(AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Hayır, efendim, biz daha fazlayız.
BAŞKAN - Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447 Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
5inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim. 16/01/2017
Bedia Özgökçe
Ertan (Van) ve arkadaşları
BAŞKAN Okunan son
önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Van Milletvekili Sayın Bedia Özgökçe Ertan konuşacak.
Buyurun Sayın Özgökçe
Ertan. (HDP sıralarından alkışlar)
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN
(Van) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve değerli halkımız;
hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Dünyada örneği olmayan
bir Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerinin son
turundayız. Bu tur son kez düşünmemiz için de son
fırsattır. Parlamenter rejimin yani halkın siyasal tercihlerinin
yok edileceği bir rejim
80 milyonun geleceğini ve kaderini
konuşuyor, oyluyoruz. Oy verirken sizleri tekrar düşünmeye ve
halkın sesini dinlemeye davet ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
bir siyasi parti liderinin, tek bir kişinin devletin tüm üst kademelerinde
söz sahibi olduğu bir rejim getirilmek istenmektedir. Bu rejimde
Parlamento yok, denetim yok, hesap sorma yok, soru sorma hakkı bile
neredeyse yok. Bu sistemde istikrar adına otoriterlik var,
kalıcı OHAL var, ekonomik kriz var, işsizlik var. Parlamenter
sistemlerde muhalefet çok önemli bir unsurdur hepinizin bildiği gibi,
çoğulculuğun yansımasıdır; yetki almış
temsilciler tüm halkın talep ve beklentilerini yerine getirmeye, korumaya
çalışır, çoğunluğun azınlığa tahakküm
kurmasına itiraz eder ama bu teklifle bu itirazlara da artık tahammül
edilemediğini görüyoruz. İçi boşaltılmış, denetim
yetkileri elinden alınmış bir Meclis var çünkü teklife göre
istenen tek şey; her şey tek ses olacak ve o ses de tek bir kişiye
ait olacak.
Geçtiğimiz hafta
yapılan ilk tur görüşmelerinde, Meclisin denetleme faaliyetlerine
engel getirilmesine yönelik eleştirilerimizi takiben hemen İç
Tüzükün değiştirilmesine yönelik eleştirilerden
anladığımız şey, Meclisin akıbetinin de bizler açısından
ne olacağı konusunda bir netlik kazanmıştır. Yetkilerin
Meclisten alınması da yetmeyecek, İç Tüzük
değişikliğiyle muhtemelen artık buradaki konuşmalar,
eleştiriler de olabildiğine engellenecek gibi görünüyor.
Değerli arkadaşlar,
çok açıktır ki teklifi getirenler ve teklif savunucuları
Parlamentodan rahatsızdır. Yasama faaliyeti kapsamında getirilen
tüm düzenlemelere evet demeyenlerden rahatsızdır. Bunu şu ana
kadar ki bütün uygulamalardan da gördük ancak bu şekilde yasama
faaliyetlerimizin, denetim faaliyetlerimizin elimizden alınmasına biz
olur vermeyeceğiz. Halka karşı tarihsel sorumluluğu olan
bizlerin görevi bir dayatmaya hep birlikte karşı durmaktır.
İnanıyoruz ki buna karşı çıkan diğer siyasal
partilerden de değerli milletvekilleri vardır.
Yasama faaliyeti, üç günde
tasarıyı Meclisten geçirmek değildir.
Tartışılmış, üzerinde müzakere
sağlanmış yasa tasarılarına her zaman katkı
sunmaya hazırız ancak bir gece yarısı getirilen,
halkın çıkarlarıyla uyuşmayan, ihale peşinde
koşan şirketleri daha da zengin etmek isteyen düzenlemelere her daim
itiraz edeceğiz, karşısında olacağız.
Kadına şiddeti,
çocuğun her türlü istismarını hak gören, doğayı talan
eden, Karadeniz yaylalarını betona çevirmek isteyen uygulamalara
hayır dedik, demeye de devam edeceğiz. Soru önergelerimize insan
aklıyla dalga geçen yanıtlar gönderen bakanlıklara inat,
yazdığımız cümleyi beğenmeyip önergelerimizi reddeden
Meclis Başkanlığına inat yürütmeyi denetlemek bizim
görevimiz ve hakkımızdır.
Değerli arkadaşlar,
Meclisi denetim faaliyetlerinden yoksun bırakmak yüzlerce dernek
kapatıldıktan sonra Vurduk kapılarına kilidi gitti,
sıkıysa açın da görelim. diyen bakış açısının
yansımasıdır. Şu an için Cumhurbaşkanının
sadece gönül bağıyla bağlı olduğu iktidar partisi
zaten muhalefetin herhangi bir katkısına, herhangi bir
değişikliğe izin vermiyor. Araştırma
komisyonlarında, ihtisas komisyonlarında ve Genel Kuruldaki
önerilerimizde her daim durum bu. Acaba Meclisten mi
rahatsızsınız yoksa sizin dışınızdaki siyasi
partilerin varlığından mı rahatsızsınız,
merak ediyoruz.
Değerli arkadaşlar,
parti grubumuzun Anayasa değişiklik teklifinin ikinci tur
oylamasındaki tavrı da ortadadır. Bu nedenle ben oylamaya
katılacak olan milletvekillerine tekrar çağrı yapmak istiyorum:
Görüşlerinizin dinlendiği, özgür bir siyasal rejim için, demokrasinin
işlediği bir Meclis için hayır deyin ve değerli
kadın milletvekili arkadaşlarım, sesimizin kesilmediği, eşit
muamele gördüğümüz, her türlü saldırıya beraber hayır
diyebileceğimiz bir Meclis için hayır deyin. Sokakta, evde,
toplumsal yaşamın her alanında şiddete, tecavüze
uğrayan kadınları hep birlikte savunmak için ve kadın
cinayetlerini önlemek için hayır deyin.
Değerli milletvekilleri,
işçinin sömürülmediği, iş cinayetlerine kurban gitmediği,
işçilerin, emekçilerin insanca koşullarda yaşayabileceği
bir ülke için, toplumsal barışı sağlayabilmek, gencecik
insanların ailelerine tabut içinde dönmediği bir ülke için
hayır deyin.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN
(Devamla) Sayın Başkan, bir dakika daha alabilir miyim?
BAŞKAN Size ek süre
veriyorum bir dakika.
Buyurun.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Karadeniz
ormanlarının, Egenin zeytinliklerinin, tarihî ve kültürel
zenginliklerimizin oldubittilerle sermaye çevrelerine peşkeş
çekilmesine izin vermemek için bu teklife hayır deyin.
Askerî, sivil, bürokratik
darbeleri ve vesayeti, artık, bu toplumun hafızasından silmek
için hayır deyin.
Kötü bir işin en gizli
şahidi vicdanınızdır. der Hazreti Ömer. Bir arada
yaşayabildiğimiz bir Türkiye için vicdanlarınızın
sesini dinleyeceğinize inanıyorum. 12 Eylül darbe
anayasasını sahiplenmeyen, bunu reddeden ama tüm Türkiye toplumunu
kapsayan yeni bir anayasayı hep birlikte oluşturabilmek için hep
birlikte hayır deyin.
Sevgi ve
saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi teklifin 5inci maddesinin gizli oylamasına
başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne
şekilde yapılacağını okuyorum: Komisyon
sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar
-Denizli dâhil- ve Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar -İstanbul
dâhil- Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden
başlayarak Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak
Zonguldaka kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilini ad
defterinde işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü
zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak
sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten ve kâtip
üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü
zarfı aldıktan sonra, kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada
adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın kâtip üyelerimiz
hazır.
Evet, şimdi gizli
oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Sayın Bekir Bozdağ girmedi kabine her
zamanki gibi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Bekir Bozdağ açık oy kullandı, oyunu göstererek
kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Salih
Fırat kabine girmedi, oyunu açık olarak kullandı, gösterdi.
İçişleri Bakanı kabine girmedi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sayın Bakanım Veysel Eroğlu da
açık kullandı, kabine girmedi.
BAŞKAN Sayın Özdiş,
lütfen oylama düzenini bozmayın. Sayın Özdiş, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, böyle iş olmaz.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, hâlâ AKP milletvekilleri açık oy
kullanıyor. Sayın Veysel Eroğlu açık oy kullandı,
Sayın Ali Özkaya açık oy kullandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, oylama başlamıştır. Sayın
Yarkadaş, Sayın Özdiş
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Size mi soracağız? İstediğimiz gibi
kullanırız, istediğimiz gibi kullanırız.
İşinize bakın!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
İç Tüzüke göre kullanıyoruz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, tek sırayla lütfen oy verin. Boşluğu boş
bırakın, lütfen.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) İşte Kullandım. diyor, arkadaşlar
kaydetti. Açık oy kullandın. dediğimde Ali Özkaya Sana
mı soracağım, evet, açık oy kullanıyorum. dedi.
Açık oy kullanıyorum. diyor. Tüm Stenograf arkadaşlar bunu
şu anda kaydediyorlar.
BAŞKAN Lütfen yerinize
oturur musunuz Sayın Yarkadaş, Sayın Özdiş. Düzeni
bozuyorsunuz, lütfen. Çalışma düzenini bozmayın lütfen.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
KEMAL ZEYBEK (Samsun)
Sayın milletvekilleri, size halkımız açık oy kullansın
diye mi oy verdi, oylarınızı gizli kullanınız.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Uğur Aydemir arkasındaki arkadaşa oyunu gösterdi, bir
de şakalaştılar üstüne.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Kasım Gürpınar kabine girmedi, oyunu açık olarak kullandı.
AYDIN USLUPEHLİVAN
(Adana) Avrupa Birliğinden sorumlu Bakanımız da oyunu
açık kullandı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Şamil Tayyar açık oy kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Ömer Çelik açık oy kullandı, geçtiğimiz turlarda
kapalı kullanıyordu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Volkan
Bozkır açık olarak kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hurşit Yıldırım açık olarak kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanan
sayın milletvekilleri sol tarafımdaki boşluğu açık
bıraksınlar lütfen.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğan açık olarak kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mustafa
Şentop şaşırtmadı ve yine açık olarak
kullandı, göstererek kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Veysel
Eroğlu açık olarak kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Antalya Milletvekili Mustafa Köse kabine girmeden
kullandı oyunu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Gizli oy kullanmak anayasal bir yükümlülüktür ama AKP milletvekillerinin
tamamı kabine girmeden oy kullanıyor ve Meclis Başkan Vekili de
Kabine girin. diye uyarmıyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Oyumuzu gizli kullanıyoruz AK PARTİ olarak. Anayasa'ya uygun olarak
kullanıyoruz, İç Tüzüke göre kullanıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, kabinlere girmeyenleri uyarsanıza. Kabinlere
girmiyorlar.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen bağırmayın, lütfen yüksek sesle
konuşmayın. Şu anda oylama yapılıyor, bir düzen içinde
yapılması için çaba sarf ediyoruz. Tek sıra hâlinde
milletvekillerimiz de oylarını kullanıyorlar, lütfen.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Arkadaşlar kabine giriyor, çok güzel.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Ama, Sayın Başkan, gizli oy anayasal bir yükümlülüktür.
Uyarmıyorsunuz milletvekillerini.
BAŞKAN Şu anda
bir karmaşa yok, gayet güzel oy kullanılıyor, lütfen.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Evet, İç Tüzüke uygun olarak kullanıyoruz, çok güzel
arkadaşlar, devam ediniz.
ADNAN GÜNNAR (Trabzon)
Bütün AK PARTİ kabinde.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Yavaş
sohbet edin sayın milletvekilleri, düzeni bozmayalım.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Metin Külünk açık oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
İç Tüzüke uygun olarak kullandı Metin Ağabey. Bravo Metin
Ağabey.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Doğru söylemiyor Sayın Başkan, hepsini gizli
kullanıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Özgür Özel, lütfen, burada bazı arkadaşların, milletvekillerinin
isimlerini sayarak Açık oy kullandı., Kapalı oy
kullandı. diye bir açıklama yapmayın. Bütün milletvekilleri
usulüne göre oyunu kullanıyor. Ben buradan görmüyorum ne oy
kullandıklarını örneğin. Siz oradan nasıl
görüyorsunuz?
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Bakmadığınız için görmüyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Nasıl görmüyorsun?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Niye
görmüyorsun?
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Sayın Başkan, baksanız görürsünüz.
BAŞKAN - Buyurun, devam
edin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Evet, İç Tüzüke uygun olarak kullanıyoruz arkadaşlar AK
PARTİ olarak, çok güzel, bravo.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Fatih Şahin kabine girmeden kullandı oyunu.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) İbrahim Halil Yıldız kabine girmeden oy
kullandı. Akif Çağatay Kılıç kabine girmeden oy
kullandı.
GENÇLİK VE SPOR BAKANI
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) Doğru söylemiyorsun ya da gözlerin
görmüyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sağlık Bakanı yine girmedi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Vedat Demiröz girmedi.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Sema Ramazanoğlu kabine girmeden oy kullandı.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Bartın) Belma Satır kabine girmedi.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Doğru söylemiyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Osman
Boyraz kabine girmedi.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Osman Boyraz da kabine girmedi.
BAŞKAN Evet,
sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın milletvekilleri,
gerçekten çok gürültü yapıyorsunuz.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Erkan
Kandemir kabine girmedi.
BAŞKAN Tamam, ara
vereceğim bu maddeden sonra bir sabredin, tamam.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Burhan Kuzu kabine girmedi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Temizlik yapıyor, içeri girip oy kullanmıyor. Temizleme orayı
ya.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Doğru söylemiyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
İlknur İnceöz temizlik yapıyor ama kabine girmiyor, oradaki
pusulaları temizliyor, kabindeki.
MEVLÜT DUDU (Hatay) Kabine
girmiyor, bir de oraları temizliyor. Ayıp, ayıp, grup
başkan vekilisin bir de! Bırak bari başka biri yapsın.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Cahit Bey, sen bari kapalı kullan ya. Cahit Özkan da
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Naci
Ağbal, Maliye Bakanı açık oy kullandı, kabine girmedi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Engin Altay kabine girdi ve özenle kapattı.
Bülent Turan, müdahale
etme kabine!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, oyunu kullananlar kürsünün önünü
boşaltsınlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Bülent Turan Engin Altaya bakıyor.
Grup Başkan Vekili Bülent
Turan kabine girmedi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
AHMET AKIN
(Balıkesir) Hiçbiri girmedi, vallahi hiçbiri girmedi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Süreyya Sadi Bilgiç kabine girmedi.
Hakan Çavuşoğlu
kabine girmedi.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hakan Çavuşoğlu oyunu Tüzükün gösterdiği
şekilde, gizli bir mahiyette kullandı.
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Açık mı kullandın, kapalı mı Hakan?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Hakan Çavuşoğlu en güzel oyunu kullandı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Şahin Tin kabine girmeden oy kullandı, açık
kullandı oyunu.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Halis
Dalkılıç oyunu açık kullandı, kabine girmedi.
BAŞKAN Bütün milletvekillerimizin
adı okundu.
HALİS DALKILIÇ
(İstanbul) Anayasaya uygun kullandı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Seni
tutanaklara geçiriyorum kullandığına dair.
BAŞKAN Adı
okunmayan sayın milletvekili var mı? (AK PARTİ
sıralarından Var, var. sesleri)
Adı okunmayan
Oy
kullanmayan demedim, adı okunmayan dedim.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
kâtip üyeler oylarını kullandılar mı acaba?
Oyunu kullanmayan sayın
milletvekili var mı?
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Var Sayın Başkan.
PERVİN BULDAN
(İstanbul) Cezaevindeler.
BAŞKAN - Lütfen.
BURCU ÇELİK (Muş)
Var Sayın Başkan: Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ,
Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım, Besime Konca, Çağlar
Demirel, Ferhat Encu, Nihat Akdoğan, Abdullah Zeydan, İdris Baluken.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(İstanbul) Yasin Börü mezarda, Fethi Sekin mezarda, Aydın
Muştu mezarda.
BURCU ÇELİK (Muş)
Şov, şov, şov.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(İstanbul) Hikmet Fidan mezarda, Deryan Aktert mezarda, Muhammed
Safitürk mezarda.
BAŞKAN Sayın
Çamlı
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Ya otur, ayıp, ayıp, otur.
BURCU ÇELİK (Muş)
İş yapıyorsun, iş yapıyorsun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Şovmen.
AHMET HAMDİ ÇAMLI
(İstanbul) Dolmabahçe şehitleri mezarda, Kayseri şehitleri
mezarda, Merasim Sokak şehitleri mezarda, Kızılay şehitleri
mezarda. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Çamlı, lütfen.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Kalbimizde, kalbimizde.
BURCU ÇELİK (Muş)
Kimin yüzünden? Kimin yüzünden?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Sizin
yüzünüzden.
HÜDA KAYA (İstanbul)
Provokatörlük yapıyorsunuz. Saygısız!
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) İdris Baluken hepsini katletti tabii, değil mi?
BURCU ÇELİK (Muş)
Kimin politikaları yüzünden? Kimin savaş politikaları yüzünden?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen.
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Seviyeye bak.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Terörle mücadele
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Terörle mücadele. O hücrelerin içine yakında siz gireceksiniz,
bekleyin.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) - Siz çok beklersiniz bizim girmemizi oraya.
BURCU ÇELİK (Muş)
On beş yıldır kim yönetiyor bu ülkeyi? Ben mi yönetiyorum, sen
mi yönetiyorsun?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Terörle mücadele. PKK destekçileri, terör sözcüleri
BURCU ÇELİK (Muş)
On beş yıldır iktidar olan sizsiniz, biz değiliz.
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Utanma yok ya.
ABDULHAMİT GÜL
(Gaziantep) - Sırtınızı PKKya dayamayacaksınız,
PKK terör örgütü diyeceksiniz.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) PKKye söyleyeceksin bunları.
BAŞKAN Sayın
Çelik, lütfen.
BURCU ÇELİK (Muş)
Bu ülkenin huzur ve barışı için çalışan bir partiyiz
biz, bunun ötesine geçemeyeceksiniz.
BAŞKAN Sayın
Çelik
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Hepiniz FETÖcüsünüz, hadi oradan.
ABDULHAMİT GÜL
(Gaziantep) Sen oradan hadi, terbiyesiz.
BURCU ÇELİK (Muş)
Barış dilimizden, barış sözlerimizden asla
vazgeçmeyeceğiz, asla.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) PKKya söyleyin bunları.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
PKKya söyleyeceksin bunları.
BAŞKAN
Başkalarına da bazı şeyleri söyleme hakkını
tanıyın, kızmayın, lütfen.
BURCU ÇELİK (Muş)
Başka bir şey benim söylediğim şey.
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Vallahi bu Meclis kapansın gerçekten ya, bu Meclis
kapansın.
BAŞKAN O da aynı,
kendi bildiğine göre onu söyledi, siz başka bir şey söylediniz,
lütfen.
MİZGİN IRGAT
(Bitlis) Bu Meclisin vekillerinin isimlerini sayıyor, onlar vekiller, bu
Meclisin üyeleri.
HİŞYAR ÖZSOY
(Bingöl) Kayıtlara geçsin, bu Meclise gerek yok, gerçekten
kapansın.
BURCU ÇELİK (Muş)
Karşılığı bu değil ama Sayın Başkan.
Toplumu da bu şekilde ayrıştırıyorlar, bu dille.
HÜDA KAYA (İstanbul)
Tetikçiliktir bu yapılanlar.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, herkes oyunu kullandı.
HÜDA KAYA (İstanbul)
Herkes kullanmadı.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Bir beş
dakika daha süre vereyim.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Niye? Gelmeyen mi var?
BAŞKAN Son beş
dakika süreyi başlatıyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sırada bekleyen yok Sayın Başkan.
AHMET HALUK KOÇ (Ankara)
Sırada bekleyen yok Başkan.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Böyle bir usul yok.
BAŞKAN Böyle
başladık, böyle gidelim sayın milletvekilleri.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ama
sırada bekleyen yok.
AHMET HALUK KOÇ (Ankara)
Davetiye çıkartacak hâl yok.
BAŞKAN Sayın Koç,
ben idare etmesini biliyorum, yardımınıza ihtiyacım yok,
teşekkür ederim.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Sayın Başkanım, kâtip üyeler kullanmadı.
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan kâtip üyeler varmış, lütfen kullansınlar.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
TACETTİN BAYIR
(İzmir) Başkanım, sırada insan mı var, neyi
bekliyoruz?
BAŞKAN Sizi
ilgilendirmiyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından Aaa sesleri)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Ne ilgilendirmiyor? Burası babanızın çiftliği
mi sizin?
BAŞKAN Süre verdim,
onu bekliyoruz.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Burası babanızın çiftliği mi sizin? Hayret bir
şey!
BAŞKAN Terbiyeli
konuş benimle!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Hayret bir şey!
BAŞKAN Benim ailemin
fertlerini karıştırma, benimle terbiyeli konuş!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sen terbiyeli konuş!
BAŞKAN Sus! (AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sen sus! Sen sus! Babanın çiftliği mi burası?
Karşında milletvekili var senin!
BAŞKAN Tamam
sayın milletvekilleri
VELİ AĞBABA
(Malatya) Babanızın çiftliği mi? Hayret bir şey!
Karşında milletvekili var, sus diyemezsin!
BAŞKAN Bu ne demek ya?
Babanın çiftliği mi? Sen kimsin bu lafı bana ediyorsun, kimsin
sen!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sen kimsin! Sen kimsin! Adam gibi soru soruyoruz sana. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Provoke etme, provoke etme Genel Kurulu!
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Provakatör Veli Ağbaba.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Terbiyesizsin! Hayret bir şey, hayret bir şey!
BAŞKAN Dua et ki
oylama var, dua et oylama var.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Bir Meclis Başkan Vekiline
yakışmıyor Sana ne! Sana ne!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Şu üsluba bak. Sen Başkan Vekilisin, milletvekiliyle
böyle konuşulur mu?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Vekilimiz size bir soru soruyor Sayın Başkan, böyle mi cevap verilir?
(AK PARTİ
sıralarından Adam ol, otur yerine. sesi)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Adam olmayan sizsiniz! Terbiyeli konuşun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Saygısız!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Saygısız sensin! Saygısız sensin!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Ağzından çıkanı az kulağın duysun lan!
Milletvekili misin, soytarı mı be!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Soytarı sensin! Soytarı sensin! Terbiyesiz sensin!
Soytarı sensin!
BAŞKAN Böyle bir argo
konuşma duymadım ömrümde. Burası Meclis, sanki sokakta kavga
ediyor benimle.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Şuna müdahale etsene Sayın Elitaş, müdahale etsene,
küfrediyor!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Adam ol!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Yaşından başından utan!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Neyine müdahale edeyim ya? Hayır, müdahale edeyim diye
uğraşıyorum ama sen sussan müdahale edeceğiz. Hakaret
ediyorsun, Müdahale et. diyorsun.
MURAT BAYBATUR (Manisa) Bir
bayana nasıl böyle konuşur?
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
İstediğini söyleyeceksin oradan değil mi edepsiz!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Soytarı diyenin Allah belasını versin! Allah
kahretsin onu, soytarı diyeni!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Çok saygısızsın sen ya!
VELİ AĞBABA
(Malatya) Saygısız sensin! Saygısız sensin!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Senin kabahatin yok, sahibinin kabahati var!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Tek başına
Helal olsun sana ya!
BAŞKAN Sayın
Elitaş, lütfen oturur musunuz.
MURAT BAYBATUR (Manisa) Bir
bayana böyle konuşulur mu?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ne
dedi bir bayana ya, ne dedi? Babanın çiftliği mi? dedi. Ne dedi?
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Çok saygısız ya! Ayıp ya!
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Bayanmış, bayanmış! Babanın çiftliği mi?
demenin neresi hakaret arkadaşlar?
BAŞKAN Sayın
Tunç
Sayın Tunç
FUAT KÖKTAŞ (Samsun)
Zaten şov yapmak istiyor ya, şov yapmak istiyor.
TACETTİN BAYIR
(İzmir) Sayın Başkan, sizin tutumunuz gerdi burayı,
sizden kaynaklandı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oy verme işlemi ve süresi tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını
kaldıralım.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 5inci maddesinin gizli oylama
sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 486
Kabul : 342
Ret : 140
Çekimser : Yok
Boş : 4
Geçersiz : Yok
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Emre
Köprülü Sema
Kırcı
Tekirdağ Balıkesir
Böylelikle 5inci madde de
kabul edilmiş oldu.
Sayın milletvekilleri,
birleşime yirmi beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
00.26
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 00.54
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci tur görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Şimdi teklifin
6ncı maddesini okutuyorum:
MADDE 6- 2709
sayılı Kanunun 98 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve kenar başlığı metinden
çıkarılmıştır.
MADDE 98- Türkiye Büyük Millet Meclisi; meclis
araştırması, genel görüşme, meclis soruşturması
ve yazılı soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini
kullanır.
Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi
edinmek için yapılan incelemeden ibarettir.
Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini
ilgilendiren belli bir konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
görüşülmesidir.
Meclis soruşturması, Cumhurbaşkanı
yardımcıları ve bakanlar hakkında 106 ncı maddenin
beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları uyarınca
yapılan soruşturmadan ibarettir.
Yazılı soru; yazılı olarak en geç
onbeş gün içinde cevaplanmak üzere milletvekillerinin,
Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara
yazılı olarak soru sormalarından ibarettir.
Meclis araştırması, genel görüşme ve
yazılı soru önergelerinin verilme şekli, içeriği ve
kapsamı ile araştırma usulleri Meclis İçtüzüğü ile
düzenlenir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
6ncı madde üzerinde beşi
aynı mahiyette olmak üzere yedi önerge vardır.
İlk okutacağım
beş önerge aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447'ye
1inci Ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 6ncı maddesi ile
2709 sayılı Kanunun değiştirilen 98inci maddesinin
dördüncü fıkrasında yer alan "fıkraları"
ibaresinin "fıkra hükümleri olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Geri çekiyorum Başkan.
BAŞKAN Sayın
Ramazan Can önergesini geri aldı.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN
(Bolu) Geri çekiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Ali Ercoşkun önergesini geri aldı.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Geri alıyorum Başkan.
BAŞKAN Sayın
Yılmaz Tunç önergesini geri aldı.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın
Osman Aşkın Bak önergesini geri aldı.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR
(Bilecik) Geri çekiyorum.
BAŞKAN - Sayın
Halil Erdemir önergesini geri aldı.
Diğer önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447 Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
6ncı maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim.
İbrahim
Ayhan Meral
Danış Beştaş
Şanlıurfa Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/Ek
1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 6ncı
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu
Bursa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ YUSUF BAŞER (Yozgat) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu
konuşacak.
Buyurun Sayın Altaca
Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 447 sıra sayılı Anayasa
Değişikliği Teklifinin 6ncı maddesi üzerinde söz
almış bulunuyorum.
Bu teklifle ilgili olarak
Sayın Cumhurbaşkanı üç gün önce dedi ki: Bu Anayasa
değişikliğinin yürürlüğe girmesi ülkemize doping etkisi
yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanına bu tanımlama için
teşekkür ediyorum. Gerçekten bu teklif hayatımıza
girdiğinden beri hiçbir akademisyen, hiçbir hukukçu, hiçbir vekil böyle
cuk oturan bir tanımlama yapmamıştı. Bence de bu Anayasa
değişikliği gerçek anlamıyla bir dopingdir. Siyasete, spor
literatüründeki gibi ahlak ve yasa dışı olarak tanımlanan
bir doping etkisi yapacaktır. (CHP sıralarından
alkışlar) Doping, sportif performansı artırmak
amacıyla yasaklanmış ve vücuda yabancı maddelerin
kullanılması ya da herhangi bir maddenin anormal miktarlarda
tüketilmesi olarak tanımlanıyor çünkü. Bu Anayasa
değişikliğiyle de yapılan aynı şeydir. Ülkemize
tamamen yabancı, kültürümüzle uzaktan yakından ilgisi olmayan, tek
adamcı; kardeşliğimizi bozan, yetkileri anormal bir şekilde
tek bir kişiye veren, olağanüstü koşullarda normal
dışı yollarla hazırlanıp dayatılan bu teklif
Anayasaya aykırıdır, cennet vatanımızın
çanına ot tıkamaktadır. Bakın, doping çarpıntı
yapar değerli milletvekilleri. Bu teklifi Meclise getirdiğiniz günden
beri ülkemizde ortaya çıkan ekonomik, sosyal ve siyasal sonuçlardan da
gördüğümüz üzere yüksek tansiyon yapar; doping sinirlilik yapar hatta ve
hatta, kalp krizi sonucu ölüme neden olur. Bizim dopinge değil, bizim
normalleşmeye ihtiyacımız var değerli milletvekilleri. (CHP
sıralarından alkışlar) Hele hele üzerinde
konuştuğumuz madde Meclisi canlı bombaya çeviren, kendi kendini
imha eden bir maddedir. Bu maddeyle, Meclisin tek etkili denetim yolu olan
gensoruyu kaldırıyorsunuz. Cumhurbaşkanına siyasi
sorumluluk getirdik. diyorsunuz, Allah aşkına, Komisyonda
getirdiğiniz ilk hâlinde, bu Meclise devletin faaliyetlerini
görüşmeyi bile yasaklamıştınız. Kalan ne peki? Sadece
Meclis soruşturması var, onu da fiilen etkisiz bir hâle
getirmişsiniz maalesef. Çünkü bugün bile milletin egemenliğini
koruyacak, kendi yetkilerine sahip çıkacak, baskılara karşı
çıkacak 15 yürekli milletvekili bulamazken öyle bir ortamda 400
milletvekilini bulup Meclis soruşturması açmak çok imkânsız, siz
de bunu çok iyi biliyorsunuz.
Yine, son günlerde
yapılan açıklamalara bakıyorum, Aristo mantığıyla
deniliyor ki: Cumhuriyet, halkın seçmesidir, bu teklifte de halk seçiyor;
o hâlde cumhuriyet yıkılmıyor. Ne güzel, ilkokul seviyesindeki
bu çıkarımlarla cumhuriyetin bütün birikimlerini maalesef yok
ediyorsunuz. Cumhuriyet, ancak ve ancak nitelikleriyle cumhuriyettir. Hukuk
devleti olmadan, laik devlet olmadan, demokratik devlet ilkeleri ortadan
kaldırılarak içi boş bir cumhuriyet cumhuriyet değildir
maalesef. Siz de biliyorsunuz, Kuzey Kore de cumhuriyet, İran da
cumhuriyet, Suriye de, Irak da. Cumhuriyetin içi boşalırsa bu
cumhuriyet değildir.
Şimdi, Meclisi fesih
yetkisiyle ilgili de diyorsunuz ki: Giyotin sistemi var,
karşılıklı olacak. İki seçim birden yapılacak.
Aynı, aynı sistemi, hem karşılıklı feshi hem
ortak seçime gitmeyi 1996-2001 yılında İsrail getirdi fakat
maalesef orada dört yıl içinde 2 kez Hükûmet krizi yaşandı ve
bunlar parlamenter rejime geri döndüler. Bu yaşanmış örnekler
varken değerli milletvekilleri, göz göre göre
çocuklarımızın zamanını çalmayın lütfen.
Yapmayın değerli arkadaşlar, tarihsel koşullar içerisinde
hatalarıyla, sevaplarıyla ortak yaşadığımız
tarihimizde hiç kimseye bu kadar yetki verilmedi.
Bizim, yüzyıllardır
deneyimle imbikten süzülüp gelmiş atasözlerimiz var. Ne demiş
atalarımız? Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Birlikten kuvvet
doğar. Güçlü bir ülke olmak istiyorsak, önümüzde kimse durmasın
istiyorsak ihtiyacımız olan tek şey birlik ve beraberliktir,
özgürlük ve demokrasidir.
Eminim ki bu kibre, bu güç
zehirlenmesine aranızdan kalben buğzedenler var. Ben onları yürekli
olmaya davet ediyorum, hepimizin ve çocuklarımızın ortak
geleceği için hayır demeye çağırıyorum çünkü bu
teklif Meclisin etrafına ördüğünüz duvarlar gibi milletin
arasına duvar örüyor. Bu teklif milletin gelip derdini
anlattığı, çözüm aradığı bu Meclisi
etkisizleştirerek aynı zamanda milletle arasına görünmez bir
duvar örecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Bir dakika daha
ek süre veriyorum Sayın Kayışoğlu.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Devamla) - Ama 1925te Nazımın dediği
gibi:
Biz,
Adımlarını
tarihin akışına uyduran
Temelleri çöken emperyalizme
vuran,
Yarını
kuranlarız.
O duvar,
O duvarınız
Vız gelir bize
vız! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) - Sayın Başkan
BAŞKAN - Bir dakika,
sayın milletvekilleri, Sayın Bostancının söz talebi var.
Buyurun Sayın
Bostancı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Sayın Başkan, oylamayı
başlatmıştınız. Oylamadan sonra verin.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) - Sayın Başkan, esasen sataşmalardan söz almak
niyetinde değildik fakat sayın konuşmacı 316 imzayla buraya
getirilmiş teklifi Ahlak ve yasa dışı bir doping etkisi
yapacaktır. şeklindeki bir hüküm cümlesiyle
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) - Dopingin tanımını yaptım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
Sayın Başkan, başladığımız işlemi
tamamlayalım, sonra
BAŞKAN - Sayın
Özel, lütfen
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) -
Sayın Cumhurbaşkanının ifadesini de
çarpıtarak haksız, yersiz bir sataşmada bulunmuştur. Bu
çerçevede
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Bostancı, iki dakika
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Cumhurbaşkanına yapılan sataşmaya parti
grup başkan vekili cevap veremez, eğer burada kanun varsa.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun 447 ve 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 6ncı maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna ve Cumhurbaşkanına
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar;
Cumhuriyet Halk Partisinin değerli milletvekilleri arasında muhakkak
dil bilimiyle uğraşanlar vardır. Benzetmeleri, metaforları
bazen bire bir alırsınız, bazen kastettiği anlamı
bilirsiniz. Sayın Cumhurbaşkanı bu teklifin geçmesi hâlinde
Türkiye'ye kazandıracağı canlılıktan bahsetmiştir
doping derken ama hususen yanlış anlama kastıyla
davranırsanız bundan Nurhayat Hanımın kastettiği
şekilde bir anlam da çıkartabilirsiniz ama çarpıtmayla bunu
çıkartırsınız.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Doping aldı, aldı; sadece döviz aldı. Dopingi döviz aldı.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Devamla) Ahlak ve yasa dışı bir doping etkisi
yapacaktır. diyor. Nurhayat Hanım, bu benzetme
yakışıksız düştü, bunu belirtmeme izin verin.
Dayatılan teklif
diyorsunuz. Ne dayatması? Meclis müzakere ediyor, geçerse millet karar
verecek. Nedir yani dayatma derken neyi kastediyorsunuz?
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Cumhurbaşkanının dayatması.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Devamla) - Bir de nasıl bir dille konuşacaksınız, buna
karar verememiş görüyorum Cumhuriyet Halk Partisinin değerli
sözcülerini. 5inci maddede Özgür Bey çok romantik, yüreklere dokunan bir
konuşma yaptı; böyle herkese nüfuz edip onları kendisiyle
birlikte oy vermeye çağıran, kürsünün anlamı üzerine hepimize
dokunan, çok hissi bir konuşma yaptı. Peşinden de Nurhayat
Hanım geldi, çok öfkeli bir konuşma yaptı. Doğrusu
anlamakta zorlanıyoruz. Aslında şu romantik konuşmalar
devam etse böyle insanları kucaklayan, başkalarına söz
düşüren -Özgür Beyin başka konuşmalarında olduğu gibi
değil, 5inci maddede yaptığı konuşma gibi- dinlemek
için daha fazla kulak kabartacağımızdan emin olabilirsiniz.
Teşekkürler. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Kayışoğlu
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Benim söylemediğim, kastetmediğim
şeyi Naci Bey farklı bir şekilde aktardı. Ben bununla
ilgili açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Siz ne
demiştiniz de yanlış bir şekilde anladı Sayın
Bostancı?
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) O zaman tamamen açıklamış
olacağım. Benim söylemediğim şeyi bana atfetti Naci Bey.
Dopingle ilgili olarak
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkan, kullanmış olduğu cümle Ahlak
ve yasa dışı bir doping etkisi yapacaktır. Bunu nasıl
anlamamız gerekiyor?
BAŞKAN Bunu duydum ben
de, evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, şu anda
BAŞKAN Sayın
Özel, bir dakika, Kayışoğluyla bir konuşalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır,
bir saniye
BAŞKAN Onunla ilgili
mi? Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, biz, şu anda Nurhayat Hanımın ne
söylediğini tartışmıyoruz, şu anda Naci Beyin ne
söylediğini tartışıyoruz. Sayın Bostancının
söylediğine
BAŞKAN Sayın
Bostancı Nurhayat Hanıma cevap verdi, onu bir kenara alalım.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Tamam, cevap verirken benim söylemediğim
şeyi bana atfediyor. Yani benim
BAŞKAN Sayın Naci
Bostancı sizin söylediğiniz bir cümle üzerinden size cevap verdi.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Ama aslında ilk cümlesiyle çelişiyor.
Diyor ya: İnsanların söyledikleri şeyi farklı
aktarırlar
diye. Benim söylediğimi farklı
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan, yakışıksız üslupla dedi.
BAŞKAN Onu Özgür
Özele vereceğim Sayın İnce, müsaade ederseniz, Özgür Özeli
dinleyeyim, karar vereyim.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Benim söylediğimi farklı bir
şekilde aktardı, farklı bir şekilde anlamış. Bir
de, Yakışıksız bir üslup kullanıyor
BAŞKAN Peki,
nasıl doğrusuymuş, buyurun, size iki dakika söz verelim, siz
doğrusunu anlatın bize. (CHP sıralarından
alkışlar)
5.-
Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Teşekkür ediyorum.
Ben spor hukukuyla ilgili
olarak üniversitede özellikle doping alanında tez
hazırlamış bir hukukçu olarak konuştum burada, gayet de
bilimsel konuştum. Dopingin bilimsel olarak anlamı ne ise onu
aktardım size. Doping demek etkisini
Özelikle sportif bir terimdir bu ve
vücuda yabancı maddelerin kullanıldığı, WADA
tarafından yasaklanan ve bu açıdan da maalesef ülkemizde birçok
sporcunun madalyasının geri alındığı talihsiz bir
olaydır doping, yasa dışı bir olaydır spor
anlamında.
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun)
Mecazi anlamda, mecazi.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Devamla) Ahlak dışı da bir olaydır
aynı zamanda. Benim söylediğim şey budur. Doping demek,
gerçekten, bu Anayasa değişikliğiyle ilgili bunu kullanmak da
Aslında Anayasanın ne getirdiğine
baktığımızda, Meclisin yetkilerini yok eden,
yargıyı belirleme yetkisini tek bir kişiye veren, yürütmeyi
zaten tek kişide toplayan, üst düzey bütün kamu kurumlarını
atayan, bütün diğer kamu tüzel kişiliği kurma, kaldırma,
bakanlıkları ihdas etme, kaldırma, Cumhurbaşkanında
istediği kadar Meclisi feshetme, veto etme, eğer beğenmezse
kanunları Meclisi yeniden feshetme gibi bütün yetkileri toplarsanız
bu açıkça Anayasanın ilk 4 maddesine, değiştirilmesi dahi
teklif edilemeyecek maddelerine aykırıdır. Bu da Anayasaya
aykırıdır, bu da yasa dışıdır, bu da
ettiğimiz Anayasadaki yemine aykırıdır. Orada da namusumuz
ve şerefimiz üzerine yemin ediyoruz. Bu da namus
dışıdır, şeref dışıdır. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Çok yakışıksız bir konuşmaydı.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hiç şerefli bir cevap olmadı.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkan
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Çok yakışıksız...
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Yemin ediyoruz Bağlı
olacağım Anayasaya. diye.
BAŞKAN Sayın
Kayışoğlu, yani verdiğiniz cevap sataşmadan
dolayı ettiğiniz laftan çok daha incitici ve yaralayıcı. Ne
demek namus ve şeref? Ne demek?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Bir kadına hiç yakışmıyor, bir hukukçuya hiç
yakışmıyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Ne kürsüye yakışıyor, ne dinine yakışıyor ne
kendine yakışıyor.
BAŞKAN - Lütfen dikkatli
olalım arkadaşlar. Yani eleştiri yapabiliriz, belli ölçülerde
hakaret de yapıyorsunuz.
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Anayasa üstüne yemin ediyoruz Sayın
Başkan. Namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ediyoruz.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Kendini bilsin, haddini bilsin.
BAŞKAN - Bu nedenden
dolayı, sataşmadan dolayı sizlere söz veriyoruz ama bunun da bir
sınırı var, bunun da bir haddi var. Buradaki sayın
milletvekillerinin namuslarını ve şereflerini sorgulamak
kimsenin hakkında ve haddinde değildir. Lütfen
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Anayasa 81de ne yazıyor, Anayasa 81 ne?
Namusumuz ve şerefimiz üzerine yemin ediyoruz, bu Anayasaya
bağlı kalacağımıza.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bağlı kalacağız diye sonsuza kadar darbe
Anayasasını mı savunacaksın?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın
Özel, sizi dinliyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biraz
önce demiştiniz gerçi Sayın Özele yakışıksız
ifadesi üzerine söz vereceğim. diye. O söz talebinde bulunuyorum.
BAŞKAN Peki, buyurun.
Sizi çok methetti ama,
söylediklerinizi. Belki teşekkür edersiniz.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Romantik dedim. Ne var bunda?
6.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Romantik kelimesi üzerine söz almış durumda değilim,
yakışıksız kelimesi üzerine söz almış
durumdayım grubumuz adına.
Öncelikle şunu söylemek
isterim Sayın Başkan. Üzülerek şunu takip ediyorum: İç
Tüzükün 64üncü maddesini geçen hafta çok tartıştık Sayın
Ahmet Aydınla, bugün son saatlerde ciddi şekilde siz de ihlal etmeye
başladınız. İç Tüzük 64 şunu söylüyor: Başkan,
kendine yapılan sataşmalar hariç, tartışmaların
içeriğine yönelik bir katkıda, bir katılımda bulunamaz, bir
söz söyleyemez. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) 67nci maddede ne diyor?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) - Hatibi her zaman temiz dille konuşmaya davet eder. Sen de bunu
öğren.
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) - İç Tüzük 67
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
Başkanın görevleri arasında muhalefet partilerinin
milletvekillerine içerik denetimi yapmak yoktur. Sizi bundan menederiz.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Namussuz diyecek ondan sonra Başkan susacak mı? Temiz bir dile
davet edecek sizi.
ÖZGÜR ÖZEL (Devam)
Şimdi, doping meselesi duyulduğu anda hepimizde -hatta başka
parti gruplarından, milletvekillerinden de duyduk- ne kadar yerinde, ne
kadar haklı bir tespit, ne kadar güzel yakalamış. Doping
sağlığa zararlı, ahlaka aykırı, kuralları
altüst eden, başta ne yaptığı belli olmayıp ilerleyen
zamanlarda kötü etkileri ortaya çıkan ve spor ahlakına da kişisel
ahlaka da aykırı bir iştir. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Haramdır, haram!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) AKP
döneminde kimlerde doping çıktı, kısaca hatırlayalım.
Olimpiyat şampiyonu olup hepimizi ağlatan kızımızda
doping çıktı. Hepimizin gururu olan şampiyonlarımızda
doping çıktı.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Hidayet Türkoğlu, Hidayet Türkoğlu!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) En
sonunda döndü dolaştı Kırkpınar Başpehlivanında
doping çıktı çünkü ödül mekanizmasını doğru kurmayan,
doğru bir spor politikası olmayan, sadece ve sadece kazananın
haklı, güçlünün haklı olduğu bir düzenin
dayatıldığı ülkenin sporu da en sonunda Parlamentosu ve
siyaseti de doping derecesiyle iflas etti. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447/Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
6ncı maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim.
Meral
Danış Beştaş (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ YUSUF BAŞER (Yozgat) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
Şanlıurfa Milletvekili Sayın İbrahim Ayhan konuşacak.
Buyurun Sayın Ayhan.
(HDP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM AYHAN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
üzerinde konuştuğumuz, tartıştığımız
Anayasa değişikliğinin bir sistem değişikliği
olduğu kanımca açık ve nettir. Bunu hem Anayasa teklifini
savunan iktidar partisi yetkilileri ifade etmekte hem de muhalefet çevreleri
bunun bir sistem değişikliği olduğunu ifade etmektedir.
Dolayısıyla, bu sistem değişikliği nasıl
yapılıyor, neye göre gerçekleştiriliyor? Bu konuda da çok net ve
açık durmak ve buna ilişkin değerlendirmelerde bulunmak
gerekiyor.
Geçen hafta, tam bu kürsüde
Sayın Başbakan bu anayasal değişikliğin nasıl bir
sistemi getirdiğine dair çok güzel bir cümle kurdu. Kurduğu cümle
İtaat et, rahat et. demekti.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Halka İtaat et. dedi.
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) - Şimdi, tamam, ben itaatin kelime anlamını, itaatin
neye karşılık geldiğini de sizlerle
paylaşacağım.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Ama cımbızlayarak koca bir cümleden çekip de
çıkarıp da Başkanlığa tariflemenin bir anlamı yok
herhâlde değil mi?
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) Şimdi, kavramsal olarak itaat
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Hayret bir şey! Malzemesiz kalınca...
HÜSEYİN KOCABIYIK
(İzmir) Bağlamından koparma.
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) Bakın, ben açıklıyorum, yani ben daha bir şey
demeden siz itiraz ediyorsunuz. İtaatin olduğu yerde
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Neye dediğini de açıkla.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen dinleyelim hatibi.
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) - Bu, sadece buraya özgü bir şey değildir; bu, insanın
yaşadığı, insanın toplumsal yaşamını
inşa ettiği, kurduğu bütün coğrafyalarda yaşanan bir
olgudur. Dolayısıyla, İtaat et. kavramı
karşılığında farklı bir kavramı da gerektiriyor.
Bu kavram ne? Otoritedir. Yani, itaatin olduğu yerde otorite vardır,
otoritenin olduğu yerde de itaat vardır. Dolayısıyla,
birbiriyle ilişkili olan iki kavramı birlikte değerlendirmek
gerekiyor.
HÜSEYİN KOCABIYIK
(İzmir) Kandille aranızdaki ilişkiyi anlatma.
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) - Şimdi, iki kavramı nasıl
değerlendireceğiz? Otoritenin 3 tane çeşidi, genel anlamda kabul
gören, uluslararası alanda, bilim çevrelerinde görülen 3 çeşidi
mevcuttur. Birincisi: Karizmatik otorite ki bu insanın
doğuşundan getirdiği bir otoritedir. İkincisi: Geleneksel
otoritedir. Bu da toplumların geleneklerinden getirmiş olduğu
otoritedir ve herkes bunu doğal olarak kabul eder. Üçüncüsü: Demokratik
otoritedir. Demokratik otorite de kendi kaynağını ve gücünü
akıldan ve kurallardan alır. Belli bir sistem çerçevesinde kurulan bir
otoritedir. Bir dördüncü otorite vardır ki bu otorite de kaba güç ve
baskıya dayalı gerçekleştirilen otoritedir.
Şimdi, şu anda,
toplumun bir kesimi, siyasal partilerin bir kesimi bu mevcut
değişikliği güçlü itirazlarla kendi yaşam alanlarına,
kendi düşüncelerine, kendi siyasal çalışmalarına yönelik
bir tehdit olarak algılarken, bu getirilen sistemin baskıya ve kaba
güce dayalı bir otorite olmadığını söylemek mümkün
müdür? Şimdi, bu baskı ve kaba güce dayalı otorite itaat eden
yani boyun eğen bireyler yaratıyor. Türkiye gibi
çoğulculuğun sosyolojik olarak gerçekleştiği bir ülkede
hepiniz de çok iyi biliyorsunuz ki, çok derin fay hatları var. Yani, biz
normal bir coğrafya üzerinde yaşamıyoruz. Örneğin, doksan
yıllık bir Kürt sorunu var, etnik bir problem var Türkiyede, bu
birinci fay hattı. İkinci fay hattı inançsaldır; Alevi ve
Sünni ekseninde gerçekleşen ve geçmişte de oldukça fazlasıyla ve
hâlen günümüzde de sorun alanı olarak, çatışma alanı olarak
yaşadığımız bir fay hattıdır. Bir üçüncü fay
hattı da yaşam tarzı üzerinedir; muhafazakârlık ve seküler
yaşam tarzı üzerinde toplumda müthiş derecede bir kaygı ve
endişe durumu söz konusudur. Dolayısıyla, bu kadar güçlü fay
hatlarının olduğu bir yerde demokratik otorite, karizmatik
otorite dediğimiz geleneksel otoritelere rağmen baskıya ve kaba
güce dayalı bir otorite inşa ettiğiniz zaman bu çok ciddi
çatışma ve sıkıntılara neden olacaktır?
HÜSEYİN KOCABIYIK
(İzmir) Kandille aranızdaki
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) Şimdi, bakın, dinleyin, ben farklı bir şeyden
bahsediyorum.
Bakın, bunlar sadece
şu anda bizimle ilgili değil, yarın öbür gün sizi de
etkileyecek, sizi de vurabilecek değişikliklerdir.
Dolayısıyla, çok iyi niyetle düşünecek olursak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika daha
uzatıyorum Sayın Ayhan, toparlayın, tamamlayın lütfen.
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) Diyelim ki bir kötülük var ya, bir sorun var bu ülkede ve biz bu
sorunu ortadan kaldırmak için böyle bir sistem getirdik, siz iyi niyetle
bunu yapıyorsunuz, bunu varsayalım. Yani, bu iyi niyetle yaptığınız
şey demokratik esaslara göre gerçekleşmiyorsa yarın öbür gün siz
iktidardan gittiğiniz zaman bumerang gibi bu size dönecektir, sizi de
yiyecektir. Dolayısıyla, uyarımız, ikazımız bu.
Yani, getirilen sistem ciddi bir şekilde çatışma üreten bir
sistemdir, farklılıkları yok sayan bir sistemdir.
Dolayısıyla, bu konuda hepimizin kaygı duyması gerekiyor,
hepimizin bu konuda iyi bir şekilde tartışması gerekiyor.
Bakın, kötülüklerin
olması, sorunların olması, sıkıntıların
olması yaşamın doğası gereğidir. Bakın,
Alman felsefeci Nietzsche 19uncu yüzyılda: İnsanlar en kötü
hastalıklarına hastalıklarıyla mücadele ettikleri yöntemler
sayesinde bulaşmıştır. demiş. Yani, siz yöntemi iyi
kuramazsanız hastalığımı iyileştireyim derken çok
kötü hastalıklara bulaşabilirsiniz. Şu anda da yapılan
şey bu. Bu konuda hepimizin
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ayhan, teşekkür ederim.
İBRAHİM AYHAN
(Devamla) Teşekkürler, saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkanım, özür dilerim.
BAŞKAN
Estağfurullah.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
6ncı madde üzerine konuşuyoruz. Şimdi, burada Madde
başlığı da metinden
çıkarılmıştır. ibaresi var. Takdir edersiniz,
Anayasamızda diyor ki Madde başlıkları Anayasa'nın
içeriğine dâhildir.
MEHMET METİNER
(İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir usul var mı?
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Eğer biz bu 98inci maddede başlığı da
kaldırırsak, iptal edersek
Anayasa'nın diğer maddelerinin
başlığı var, 98inci maddenin başlığı
yok. Şimdi, Sayın Bakanlık ve Sayın Komisyon bize bir
izahat verebilirler mi mümkünse?
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Sayın Başkanım, böyle bir usul var mı ya
Mecliste? İstediği gibi çıkacak, sürekli bir hareket hâlinde.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Yani, 177 madde var, hepsinin başlığı var, 98inci
maddenin başlığı yok, çıkarılmış. Bu
konuda bize bir izahat verirlerse seviniriz, öğrenmiş oluruz en
azından.
MEHMET METİNER
(İstanbul) Sayın Başkan, biz de mi çıkıp
konuşalım? İç Tüzük sadece bize mi geçerli?
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Yani, İç Tüzük sadece bize mi geçerli?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Sayın Tanal,
teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ben teşekkür ederim.
BAŞKAN Ama, şu
anda bizim bu konuyla ilgili yapacak bir şeyimiz yok.
Görüşmelerimize devam
ediyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Ama, özür dilerim yani Bakanlık ile Komisyon bilebilir bu konuyu.
BAŞKAN Teklifin
6ncı maddesinin gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne
şekilde yapılacağı hakkında bilgi vermek istiyorum:
Komisyon ve Hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon
sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar
-Denizli dâhil- ve Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar
-İstanbul dâhil- Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise
İzmirden başlayarak Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden
başlayarak Zonguldaka kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan
milletvekilini ad defterinde işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri
yeşil, biri de kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu
oylamaya özel mühürlü zarf verecektir. Milletvekilleri, Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak
sayın üye, adını ad defterine işlettirdikten ve kâtip
üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü
zarfı aldıktan sonra, kapalı oy verme yerine gidecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada
adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın Özel, bir
şey mi söylemek istemiştiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Evet, tam bu noktada bir dakika söz talebim var.
BAŞKAN Oylamaya
başlamadan önce size bir dakika söz veriyorum.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
27.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Anayasa değişiklik teklifinin
oylamalarında pulları dışarıda atma, kabinlere
girmeme, başkalarına gösterme gibi gizli oylama kurallarına
uymayan durumlar yaşandığına ve Başkanlık
Divanından bu konuda daha hassas olmasını rica ettiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
geçtiğimiz birinci tur oylamalarda da oylamalar ilerledikçe
milletvekillerinin aldıkları pulları dışarda atma,
kabinlere girmeme, başkalarına gösterme gibi gizli oylamayı
alenileştiren ve anayasal ve iç tüzüksel tarif edilen
sınırların dışına çıkaran hatalar oldu. Bir
önceki turda şahsen sizinle de konuştum, bu konuda
Başkanlık Divanının gösterdiği hassasiyetin çok daha
üzerinde bir hassasiyete ihtiyaç var.
Biz Cumhuriyet Halk
Partisi olarak geçen turun üçüncü oylamasında yaşananların
yaşanmasını istemiyoruz ama bu, gitgide gevşeyen ve gitgide
artık tamamen açık oy kullanmaya dönen düzeni kabul etmemiz mümkün
değil. Çok rica ediyorum Sayın Başkan, bu konuda hassasiyet
gösterelim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Özel, sizinle bu konuda epeyce konuştuk diğer grup başkan
vekilleriyle olduğu gibi. Biz, oylamanın nasıl olacağı
konusunda her oylama yapılmadan önce bilgi veriyoruz, gerekli ikazlarda da
bulunuyoruz ama bunun ötesinde, ikazlarda bulunmaktan ve buradaki düzeni
sağlamaktan başka, bizim aşağı inip sayın
milletvekillerinin kendi vicdanları ve kendi hür iradeleriyle
kullandığı oya müdahale etmek gibi bir hakkımız söz
konusu değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Biz ancak
düzeni sağlamakla mükellefiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Yavaş okuyun hiç olmazsa.
BAŞKAN Yavaş
okuruz, tamam, o bir taleptir, ona dikkat ederiz.
Sayın Elitaş
28.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Anayasa değişiklik
teklifinin birinci tur oylamalarının ve ikinci turda şu ana
kadar yapılan 5 oylamanın İç Tüzükün 148inci maddesine uygun
yapıldığına ve oylamanın gizliliğini kameralarla
çekim yapan Cumhuriyet Halk Partisinin ihlal ettiğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım, birinci tur oylamalardan itibaren
şu ana kadar gelen ikinci tur oylamadaki beş oylamada da İç
Tüzükün 148inci maddesine uygun oylama yapılmıştır fakat
muhalefet tarafından bazı milletvekili arkadaşlarımız
çok profesyonel makineler kullanarak oradan milletvekillerinin
oylarını tespit etmeye gayret ediyorlar. Bu, gizli oylamanın
açık yapılmasına sebebiyet verecek bir iştir.
BÜLENT TEZCAN (Aydın)
Kabine girilirse görülmez hiçbir şey ya.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Kabine girsin, perdeyi çeksin, hiç kimse göremez.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Biz burada hiçbir milletvekilinin nasıl oy
kullandığını merak etmiyoruz, izlemek de istemiyoruz.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Kabine gir, perdeyi çek, kimse göremesin; siz de
göremezsiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Yani orada milletvekillerinin nasıl oy
kullandığı değil; esas olan, oyların tespit edilip
edilmemesidir. Bakın, burada hakikaten teknolojik olarak çok üstün
nitelikli kameralar var. O kameralarla milletvekillerini çekip oylamanın
gizliliğini ihlal eden, etmeye gayret eden Cumhuriyet Halk Partisidir.
Açıkçası, bütün milletvekilleri gizliliğe uygun bir şekilde
oylarını kullanmaktadır.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Elitaş, bunun içine giren adamı kimse çekemez. Bunun içine girmeniz
gerekiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Özel
Sayın Özel
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, böyle bir şey var mı! Ne
yaptığının farkında değil herhâlde bu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şu
şekilde girdiğinde kim çekebilir seni? (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Özel,
lütfen yerinize geçin.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sen grup başkan vekilisin, şov yapma, şov yapma yeri
burası değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onun
içine gireceksin, seni kim çekebilir o zaman?
BAŞKAN Sayın
Özel, sakin olun lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Çekme arzunuz niye var? Niye çekme arzunuz var?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yahu,
niye çeksin? Gir onun içine, kim çekecek? Dön arkanı, kim görecek seni?
BAŞKAN Sayın
Özel
Sayın Özel
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Niye böyle çekme arzunuz var sizin? Niye bu kadar
meraklısınız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen
açıkta atarsan o adam da seni çeker, bu adam da o adam da çeker.
BAŞKAN Sayın
Özel, biraz sakin olun lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yahu,
doğru değil yapılan.
BAŞKAN Lütfen sakin
olun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, diyor ki: Oyumu çekiyor.
BAŞKAN Daha
ağır okuyalım, peki, tamam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kabin
var orada. Siz okuyorsunuz Sayın Başkan, Kabine girilecek.
diyorsunuz.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, buyurun.
Sizi de dinleyelim bir
dakika.
29.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, gizli oylamalarda
sonucu etkileyecek kadar gizliliğe uyulmaması söz konusu ise ve bu
ispatlanırsa iptal gerekçesi olduğuna ve
Başkanlığın gizliliği sağlamakla yükümlü
olduğuna ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş)
Şimdi, Sayın Başkan, şüphesiz, sizin oyların gizli
kullanımıyla ilgili yapmanız gereken önemli işlerden biri,
sizin ifade ettiğiniz, bu konudaki sözlü uyarılarınızdır.
Ancak bu konuda sadece uyarmakla bu iş, sizdeki iş bitmiyor, bunu
sağlama yükümlülüğü de sizde. Ben uyardım, kim nasıl
kullanırsa
gibi değildir.
Bakın, dün usul
üzerinde yürüyen tartışmada ifade ettim, 12 Eylül 2010 günü
yapılan referandumdan önce, şurada yapılan oylamaları
Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine götürdüğünde itiraz
noktalarından biri oyların gizli kullanılmadığı
yönündeydi. Anayasa Mahkemesi şöyle bir amir hükmü ortaya koyuyor:
Eğer sonucu etkileyecek kadar gizliliğe uyulmaması söz konusu
ise ve bu ispatlanırsa iptal gerekçesidir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Yani bu anlamda sizin sadece sözlü olarak
uyarmanız sorumluluğu üzerinizden kaldırmaz, gizliliği
sağlamakla da yükümlüsünüz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, bütün oylamalar gizli ve usulüne uygun
yapılmaktadır.
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, ben sorumluluktan asla kaçmıyorum, korkmam da.
Ben burada sözlü uyarı yapıyorum. Burada benim
yardımcılarım var. Divan üyeleri
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, oylamaların tamamı gizli
yapılıyor. Usulüne aykırı bir oylama yapılmıyor.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Başkanım, böyle bir şeye ihtiyaç yok, zaten
oylamalar gizli yapılmaktadır.
BAŞKAN Bir dakika
söyleyeceğim.
Burada Divan üyeleri var.
Gerekli usulde oy kullanılması nasılsa ona uygun davranıyor
milletvekili arkadaşlarım benim ikazım doğrultusunda. Bunun
ötesinde bir şey yapamam. Lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, bütün oylamalar gizliliğe uygun
yapılıyor.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Son cümle olarak Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, tamam.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bakın, son cümle olarak kayıtlara geçmesi açısından
söylüyorum.
BAŞKAN Bitti
cümleniz.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan, bir cümle
BAŞKAN Bir cümle
AHMET YILDIRIM (Muş)
Bakın, iktidar partisinin grup başkan vekilleri yeri geldiğinde
Herkes istediği gibi kullanır. diye söylüyor ama bu konuda usul
tartışmaları açıldığında Gizli
kullanılıyor. deyip işin içinden çıkıyorlar.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Allah aşkına, oy kullanmayan insanların
söylediğine bak ya!
AHMET YILDIRIM (Muş)
Ya tümüyle istikrarlı bir söylemin sahibi olsunlar
BAŞKAN Onu grup
başkan vekiliyle görüşürsünüz.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale Milletvekili
Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oy kullanmayacak olan milletvekilleri, oraları biraz
boşaltalım.
Şimdi Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
AHMET YILDIRIM (Muş)
Yavaş okuyalım Sayın Başkan.
BAŞKAN Yavaş
okuyoruz, tamam.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Ömer Çelik kabine girmeden oy kullandı, Avrupa
Birliği Bakanı açık oy kullandı.
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) Metiner açık oy kullandı. Mehmet Metiner kabine
girmedi.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) - Ali Özkaya kabine girmeden oy kullandı, Adalet
Komisyonu üyesi Ali Özkaya.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Veysel Eroğlu kabine girmeden açık oy
kullandı.
Kabine girilmeden açık
oy kullanılıyor.
CEMAL OKAN YÜKSEL
(Eskişehir) MHP de açık kullanmaya başladı.
KEMAL ZEYBEK (Samsun)
Kürsüde kullanıyorsunuz, halkın size vermiş olduğu oylara
ihanet ediyorsunuz.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Kabine girmiyorlar Sayın Başkan.
KAZIM ARSLAN (Denizli)
Kabine girmeyenleri ikaz edin Sayın Başkan.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) - Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa
Şentop kabine girmeden oy kullanıyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturup, itirazlarınızı
yerinizden yapar mısınız, rica ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, bak, Nureddin Nebati Bey girmiyor.
BAŞKAN Ama böyle
yaparak düzenimizi bozuyorsunuz. Lütfen
(CHP sıralarından
gürültüler)
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) - Son derece düzenli kullanılıyor, AK PARTİ Grubu son
derece düzenli kullanıyor.
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, bakın, alıp kullanıyor.
BAŞKAN Gayet güzel oy
kullanılıyor, lütfen. Usulüne uygun oy kullanılıyor,
lütfen.
BURCU ÇELİK (Muş)
Başkan, bu tarafa değil, kabinlere bakın.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
LEVENT GÖK (Ankara) Halil
İbrahim Bey de, Halil İbrahim Fırat da kullanmadı. Nureddin
Nebati de kullanmadı.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Mehmet Müezzinoğlu, o da kabine girmedi,
açık oy kullanıyor.
CEYHUN İRGİL
(Bursa) - Sayın Bakan Mehmet Müezzinoğlu, ayıp, ayıp.
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Recep Akdağ, Berat Albayrak
MUSA ÇAM (İzmir) -
Enerji Bakanı girmeden oy kullanıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Naci Bostancı kabine girmeden oy kullandı,
oyunu açık etti.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Oyumu hiçbir şekilde görmedin.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Hayır, gördüm.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Hayatta görmedin.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Kabine girmediniz.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Oradan hangi makineyle göreceksin? Göremezsin.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ATİLA SERTEL
(İzmir) Şuraya bakın! Şuraya bakın!
CEYHUN İRGİL
(Bursa) Dışarıda kullanıyorlar Sayın Başkan.
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Lütfen
Sayın milletvekilleri,
lütfen düzeni bozmayın.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Abdulhamit Gül kabine girmeden oy kullandı. Halk
size böyle mi oy kullandı? Millet size böyle mi oy kullandı?
Adalet Bakanı, Adalet
Bakanı, adalet mi dağıtıyorsun?
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
(AK PARTİ ve CHP
milletvekillerinin AK PARTİ sıraları önünde toplanmaları,
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şurada bir kalabalık var, lütfen
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
01.38
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 01.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci tur görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Teklifin 6ncı
maddesinin şu ana kadar yapılan oylaması iptal edilmiştir.
Tutanağa geçirelim bu sözümüzü ve oylamaya Adana ilinden tekrar başlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, oylamayı iptal gerekçenizi biraz daha
açıklamanızı istiyoruz ve ona sebep olan
davranışların tekrar etmemesi için, lütfen, yavaş
yavaş okutmanızı, arkadaşların kapalı
oylamanın gerektirdiği şekilde, sizin okuduğunuz metne
uygun olarak kabinlerin içinde
Bir başka yerde değil. diyorsunuz,
ona uygun olarak o şartların sağlanmasını, makul bir
düzenin oturmasını bekliyoruz.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Özel.
Ben, bu 6ncı maddenin
oylamasına başlarken gerekli bilgileri vermiştim. 6ncı
maddenin oylamasını, kutular, atılan oylar riske girdiği
için, sonuç şaibeli olacağı için iptal etmek zorunda
kaldım. Bunu diğer grup başkan vekili arkadaşlarımızla
içeride görüştük, ortak bir kararımızdır. O yüzden
6ncı maddeyi tekrar oylamaya başlıyorum.
Lütfen, sayın
milletvekilleri, yerlerinizden veya oy kullanmayan, oy kullanıp da
işi biten milletvekilleri, salonda ayakta durup oyunu kullanan
milletvekillerine lütfen müdahale etmesinler, lütfen.
Yavaş yavaş okuyun.
Oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
ATİLA SERTEL
(İzmir) Başkan kabine girmiyor, kabine girmiyor.
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Girmiyorlar Başkan.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Bu, size saygısızlıktır Başkan.
BAŞKAN Grup
başkan vekilleri burada, ben onları kale alacağım, lütfen
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Bu, size saygısızlıktır.
BAŞKAN Gayet güzel oy
kullanılıyor usulüne uygun olarak, lütfen
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Bu, en başta size saygısızlıktır.
BAŞKAN Nasıl oy
kullanacak? Teker teker girip oy kullanıyorlar, gayet usulüne uygun.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Adnan Boynukara, kabine girmiyor.
ADNAN BOYNUKARA
(Adıyaman) Sana mı soracağım nereye gireceğimi?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Adnan Bey, tamam ya.
BAŞKAN Sayın
Boynukara, lütfen
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Adnan Boynukara Ben kabine girmiyorum. diyor,
kayıtlara girsin. Yazıklar olsun!
AHMET AKIN (Balıkesir)
Ayıp, ayıp!
BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara Ben kabine
girmeyeceğim. diyor, kabine girmediğini itiraf ediyor.
ADNAN BOYNUKARA
(Adıyaman) Sana mı soracağım nereye gireceğimi? Otur
yerine! Terbiyesiz!
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Herkes Başbakan gibi oy kullansın.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Öyle kullanıyor zaten.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Tabii canım!
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
VELİ AĞBABA
(Malatya) İçişleri Bakanı açık oy, Süleyman Soylu
açık oy
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen oy kutularını işgal etmeyelim.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oylarını atmak isteyen milletvekilleri var, lütfen.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Kâtip üyeler
kalmış sadece oy vermeyen. Kâtip üyeler de lütfen oylarını
kullansınlar.
Kâtip üyelerden başka
oyunu kullanmayan sayın milletvekili var mı? Yok.
Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kupaları
kaldırılsın lütfen.
(Oyların
ayrımına başlandı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, gerek oyunu kullanan gerekse de oyunu kullanmak için
sırada bekleyen sayın milletvekillerine usulüne göre
davrandıkları için çok teşekkür ediyorum, sağ olun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, biz de usule uygun davrananlara teşekkür ediyoruz.
Ancak Sayın Ömer Çelik,
Sayın Mehmet Metiner, Sayın Veysel Eroğlu, Sayın Vedat
Demiröz
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, böyle bir şey olur mu?
Sayın Başkan,
lütfen
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, ben söz vermedim Sayın Özgür Özele.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ama
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Mustafa Şentop, Lütfi Elvan, Cemal Öztürk, Gökcen Enç, Ravza
Kavakcı, Sayın Cemil Çiçek
BAŞKAN Sayın
Özel, bunları burada söyleyeceğinize nerede kullanacaksanız
oraya saklarsınız.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Şu anda oy sayım ve dökümüne geçildi Sayın
Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Muhammet Balta
BAŞKAN Lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayati
Yazıcı, Sayın Mehmet Müezzinoğlu
BAŞKAN Lütfen
Size söz vermedim Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Zehra Taşkesenlioğlu, Sayın Hüseyin
Kocabıyık
BAŞKAN Özel kendi
kendine konuşuyor o zaman, ne yapalım?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Mehdi Eker, Sayın Kasım Bostan, Sayın Cesim Gökçe
BAŞKAN - Evet, oy
pusulalarını sayıyoruz sayın milletvekilleri.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Berat Albayrak, hem kendi hem vekâlet oyunda
Sayın Recep
Akdağ, Sayın Uğur Aydemir, Sayın Naci Bostancı,
Sayın Halis Dalkılıç, Sayın Süleyman Soylu
BAŞKAN Sayın
Özel, sizin bu yaptığınız asla usule uymuyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Fatih Şahin
BAŞKAN - Çünkü siz kimin
ne oy kullandığını, açık veya kapalı ne
yaptığını tespit edecek görevli bir kişi
değilsiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Fuat Köktaş, Sayın Abdulhamit Gül, Sayın Bekir
Bozdağ, Sayın Ramazan Can, Sayın İlknur İnceöz
BAŞKAN Şu listeyi
okumanızın da hiçbir anlamı, itibarı yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Ahmet Gündoğdu, Sayın Metin Külünk, oylarını
kabine girmeden açıktan ve göstererek attılar.
BAŞKAN Bilemiyoruz, bu
sizin kendi şahsi tasarrufunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, iftira ediyor, lütfen buna izin vermeyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bunları tutanaklara geçirmek açısından anmak zorundayım.
BAŞKAN Bilmiyoruz,
sizin kendi şahsi tespitiniz.
Lüften
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Sayın Başkanım, şahsıma iftira
ediyor.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hiç kimse kimsenin oyunu görmüyor.
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Şahsıma iftira ediyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, tamam, lütfen
Biz oyları sayıyoruz, tamam.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Söz istiyorum, şahsıma iftira ediyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Açık mı kullandın, kapalı mı kullandın?
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Kapalı kullandım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Kapalı kullandın
Yemin et!
BAŞKAN Sohbetinize
devam edebilirsiniz. Biz sayıma başladık.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Hodri meydan!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yemin
et!
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Oyumu nasıl kullandığımı ispat et.
Ben oyumu gizli kullandım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu
Anayasa Mahkemesine ispat edeceksin.
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Oyumu gizli kullandım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu
Anayasa Mahkemesine ispat edeceksin.
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Oyumu gizli kullandım, İç Tüzüke göre,
Anayasanın amir hükümlerine göre oyumu kullandım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu
Anayasa Mahkemesine
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Başbakanın karşısında şov yapma!
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Başbakanın karşısında ben şov
yapmam. Bırak sen de! Ne şovu yapacağım!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Başbakanın karşısında şov yapma!
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Kendine bak! O benim Başbakanım ve Genel
Başkanım, seni ilgilendirmez.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) -
Gerçeğin üstünü örtemezsiniz!
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Seni ilgilendirmez, işine bak sen, işine bak!
BAŞKAN - Sayın Külünk, lütfen
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya)
Şov yapma!
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) Şovu sizden mi öğreneceğiz?
BAŞKAN Sayın
Külünk, Sayın Özkoç; lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Ayrıca Kırıkkale Milletvekilimiz Mehmet Demir, Sivas
Milletvekilimiz Hilmi Bilgin, Sakarya Milletvekilimiz Ali İhsan Yavuz,
bulundukları yerlerden kabinleri gözleyerek, çetele tutarak gördükleri,
görmedikleri oyu not ederek
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Bakın bir dakika, çeteleyi kimin
tuttuğu belli ya! Arkadaşlar çeteleyi kimin tuttuğu belli.
Çeteleyi siz tuttuğunuzu ispat ediyorsunuz, ikrar ediyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bari Meclise nasıl girip çıkacağımızı
da belirleyin be! İrademizi de belirleyin! Nasıl oturup
kalkacağımızı da belirleyin!
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) - Çeteleyi kimin tuttuğu belli.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
ve bu
yaptıkları çalışmaya tarafımızdan engel olunursa
düzeni bozarak oylamayı iptal ettirmeye varacak şekilde ve birinci
turun üçüncü oylamasında, ikinci turun altıncı oylamasında
oylamanın sona ermesine sebebiyet verecek davranışlarda
bulunmuşlardır. Kendileri özel görevlidir, yaptıkları
iş İç Tüzüke ve Anayasaya açıkça aykırıdır.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
Özel, hiçbir şey duymuyorum. Tutanaklara geçirmek için
uğraşıyorsunuz, ben bir şey duymuyorum. İşlem de
yapmayacağım bu nedenle. Kâtip üyeler sayım yaparken hata
yaparız diye çekiniyorlar. Biraz sessiz olalım sevgili
arkadaşlarım.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) - Bunlar komiser.
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) - Yaşamları komiserlikle geçmiş,
müfettişlikle geçmiş, gestapolukla geçmiş.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Fişlemeyle geçmiş, fişlemeyle.
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) - Fişlemeyle geçmiş hayatları.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ajan mı, komiser mi, gestapo şefi mi?
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Gerçeğin üstünü örtemezsiniz!
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
(Trabzon) Kendinize bakın ya!
METİN KÜLÜNK
(İstanbul) - Mecliste milletvekillerinin bile nasıl
davranacaklarını belirleyecekler.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Gerçekten
hiçbir şey duymuyoruz bu gürültü içinde.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hiçbir kimse bizim oylamamızın usulüne uygun
olmadığını iddia edemez. Her şey usulüne uygun
yapılıyor. Hiç kimse başkasının oyunu merak etmiyor,
CHP de bizim oyumuzu merak etmesin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben
iddia etmiyorum, ben bir hakikati tutanaklara geçiriyorum. İddia
dediğiniz şey ispata muhtaçtır. Milletin, milletvekillerinin
gözü önünde olan bir şeyi tutanağa geçiriyorum. İddia
değil. Hakikatin tutanak altına alınması.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 6ncı maddesinin gizli oylama
sonucunu okuyorum:
Kullanılan
oy sayısı : 485
Kabul : 342
Ret : 138
Boş : 3
Geçersiz : 2
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Emre Köprülü
Balıkesir Tekirdağ
Sayın milletvekilleri,
böylelikle teklifin 6ncı maddesi de kabul edilmiş oldu.
Şimdi, teklifin 7nci
maddesini okutuyorum:
MADDE 7- 2709
sayılı Kanunun 101 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
A. Adaylık ve seçimi
MADDE 101-Cumhurbaşkanı, kırk
yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili
seçilme yeterliliğine sahip, Türk vatandaşları arasından,
doğrudan halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş
yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı
seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti
grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların
tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan
siyasi partiler ile en az yüz bin seçmen aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt
çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir. İlk
oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci
pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy
almış iki aday katılır ve geçerli oyların
çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan
birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci
oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya
göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek
adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde
yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu
aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada,
adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde,
sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir.
Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve
başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi
devam eder.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin
diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 7nci madde üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere
toplam yedi adet önerge vardır.
İlk okutacağım
beş önerge aynı mahiyettedir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 447ye 1inci Ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 7nci
maddesi ile 2709 sayılı Kanunun değiştirilen 101inci
maddesinin son fıkrasında yer alan düzenlenir ibaresinin
belirlenir olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Can önergesini geri çekmiştir.
Aynı
mahiyetteki önergenin imza sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Ercoşkun çekti önergesini geriye.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Tunç önergesini geri çekti.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Osman Aşkın Bak önergesini geri çekti.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL
ELDEMİR (Bilecik) Çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Eldemir önergesini geri çekti.
Diğer
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447ye 1inci ek sıra sayılı Kanun
Teklifinin 7nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Mahmut
Toğrul Meral
Danış Beştaş
Gaziantep Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye
1inci Ek sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7nci
maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden çıkarılmasını
arz ederiz.
Özgür
Özel Engin
Altay Levent
Gök
Manisa İstanbul Ankara
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu Murat
Emir
Bursa Ankara
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ZEKERİYA BİRKAN (Bursa)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Ankara Milletvekili Sayın Murat Emir konuşacak.
Buyurun
Sayın Emir. (CHP sıralarından alkışlar)
MURAT
EMİR (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin
7nci maddesi üzerinde grubum adına konuşmak üzere söz aldım. Bu
7nci madde özellikle Cumhurbaşkanını yani sizin bu teklifle
yürütmenin başına verdiğiniz Cumhurbaşkanını
partili yapan bir madde. Bu yönüyle millî egemenliği alıyorsunuz, bir
kişinin iradesine teslim ediyorsunuz, o kişiyi bütün hukuki
zırhlarla donatıyorsunuz, bütün yetkileri o kişiye veriyorsunuz
ve o kişiye diyorsunuz ki Siz milletin birliğini ve bütünlüğünü
temsil edeceksiniz, bağımsız olacaksınız, tarafsız
olacaksınız, yargıyı atayacaksınız ama aynı
zamanda da partili olacaksınız ve hatta sırasında parti
genel başkanı olabileceksiniz. Böylesine çelişkili ve
tutarsız bir madde hakkında görüşüyoruz.
Değerli arkadaşlar,
bize göre bu teklif bir saldırıdır, Meclise bir
saldırıdır, hukuk devletimize bir saldırıdır,
cumhuriyetimize bir saldırıdır. Saldırıların öyle
her zaman topla tüfekle olması gerekmez, burada çoğunluk gücüyle
yapılan hukuk görüntüsü altında olan bir saldırıyla
karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlar,
bakınız, ilk hâliyle Egemenlik bilakayduşart milletindir.
lafı yani Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
sözü ne demektir? Mustafa Kemal o zamandan bu kayıtsız
şartsız sözcüğünü anlamayanlar için açıklama
yapmış. Nutuktan okuyoruz: Kayıtsız şartsız
tabiriyle belirtilen, egemenliği milletin yetkisinde tutmak demek, bu
egemenliğin zerresini, sıfatı, ismi ne olursa olsun, hiçbir
makama vermemek, verdirmemek demektir. (CHP sıralarından
alkışlar)
İşte, değerli
arkadaşlar, bu yönüyle bu teklifin özü, egemenliği alıp bir
kişiye vermektir ve bu yönüyle de millî egemenliğe açık bir
saldırıdır.
Tabii, buraya da geliyoruz,
anlatıyoruz, konuşuyoruz, kürsü kullanıyoruz ama bu bana
Fuzulinin bir lafını hatırlatıyor: Söylesem tesiri yok,
sussam gönül razı değil. Biz, yine de anlatmaya devam edeceğiz.
Sizin bir görev yapma duygusuyla, bir sadakat duygusuyla ve
aldığınız talimatlar doğrultusunda görev
yaptığınızı, karar verdiğinizi maalesef ilerleyen
oylamalarda açıkça görüyoruz ama biz anlatmaya devam edeceğiz.
Bakınız, kısa
sürede pişman olacağınız bir teklife evet diyorsunuz. Bu
pişmanlığınız önce kişisel olabilir ama çok
kısa sürede göreceksiniz ki toplumsal pişmanlıklara da dönüşecek.
Bakınız, nasıl
anlatacağınızı düşündünüz mü? Mesela, milletimizin
büyük bir kısmının, ezici bir kısmının,
büyüklüğünün tarafsız Cumhurbaşkanı istediğini
bilmiyor musunuz? Partili Cumhurbaşkanını nasıl
anlatacaksınız? Mesela, Meclisi feshedecek bir parti liderini yani
Ana Muhalefet Partisini feshedecek bir parti liderini milletimize nasıl
anlatacaksınız? Mesela, vali gibi önemli bir konumdaki kişinin
aynen il başkanı gibi atanmış olmasını, neredeyse
birlikte çalışacaklarını ve aynı otoriteden güç
alacaklarını, aynı kişiden yetki alacaklarını
milletimize nasıl anlatacaksınız? Demokratik parlamenter
sistemimizi temelinden değiştiriyorsunuz. Alanlarda
dolaşacaksınız, mahallelere gideceksiniz; seçmenlerinize ne
diyeceksiniz? İlin sorunları hakkında siz bakanlara ne anlatacağınızı
söyleyebileceksiniz? Bütçe üzerinde yetkiniz yok, Hükûmet üzerinde yürütme
yetkiniz yok, bunun ötesinde hiçbir seçmeninize hiçbir vaatte bulunma yetkiniz
yok; hangi hakla, hangi yetkiyle ve hangi olanaklarla seçmeninizin
karşısına çıkacaksınız, bunları düşündünüz
mü?
Değerli arkadaşlar,
şunu bilmeniz lazım: Bağlılığınız
aslında bir kişiye değildir, bir anlayışa
değildir; bağlılığınız millete olmak
zorundadır, sadakatiniz Meclise olmak zorundadır. Sizler halktan
aldığınız bu yetkiyi Mecliste kullanmak
zorundasınız. Millet size bu yetkiyi, alın Meclisten, bir
kişiye emanet edin diye vermedi. İşte bu aslında millî
iradeye de ve size verilen bu yetkiye de açık bir
saldırıdır. Bağlılığınız millete
olmalıdır, borcunuz millete olmalıdır, sadakatiniz millete
olmalıdır.
Bu görüşlerle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Emir.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkanım, çok kısa bir açıklama için
söz aldım, zabıtlara geçsin.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Murat Bey konuşurken, zannediyorum, sehven fesih
kavramını kullandı. Yani Cumhurbaşkanı ile Meclisin
karşılıklı seçimlerinin yenilenmesine ilişkin bir
hüküm var Anayasada. Feshetmek, onu ilga etmek anlamına gelir; bizim
teklifimizde seçimlerin yenilenmesi söz konusudur. Zabıtlara doğru
geçmesi bakımından bunu arz ettim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
MURAT EMİR (Ankara)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Emir, evet
MURAT EMİR (Ankara)
Benim ifadelerim çarpıtıldı, bu konuda bir açıklama yapma
ihtiyacı içerisindeyim.
BAŞKAN Siz
Karşılıklı feshedilecek. demişsiniz
MURAT EMİR (Ankara)
Evet.
BAŞKAN Sayın
Bostancı da Fesih yok etmek anlamındadır, yenileme olacak.
şeklinde bir açıklama yaptı. Eklemek istediğiniz bir
şey var mı?
MURAT EMİR (Ankara)
Sayın Başkan, orada her ne kadar kanundaki lafzı yenilenme
diye geçse de bu tam bir fesihtir, bunun açıklığa
kavuşturulması gerekir.
BAŞKAN Tamam,
söylediniz zaten, sizce fesihmiş, Sayın Bostancı Yenilemedir.
dedi.
MURAT EMİR (Ankara)
Ama yani kürsüden açıklamamda yarar var izin verirseniz.
BAŞKAN Başka ne
konuda açıklama yapacaksınız Sayın Emir?
MURAT EMİR (Ankara)
Çünkü burada fesih yetkisinin, yenilenme yetkisinin orantısız bir
biçimde kullanılması ve kullanan organların kendi arasında
güç orantısızlığı var; bunun mutlaka
açıklığa kavuşturulması lazım.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkanım, Anayasa teklifinde olmayan bir kavram
arkadaşın yorumudur. Seçimlerin yenilenmesi olarak geçmektedir,
doğrusu budur.
MURAT EMİR (Ankara)
Tam da bu nedenle söz istiyorum. Buradaki yenilenme kavramının
BAŞKAN Tamam, 2
konuşmacının da söyledikleri tutanaklara geçti. Bu konuyu burada
noktalamak istiyorum.
MURAT EMİR (Ankara)
Sayın Başkan, Cumhurbaşkanı ve Meclisin millî iradeyi
temsil kabiliyeti açısından ve bu hükümdeki beşte 3lük oran ve
1 kişinin kendi iradesiyle feshedebilmesi açısından orantısızlık,
haksızlık ve yetkisizlik var. Bunun mutlaka kürsüden
açıklanmasında yarar görüyorum.
BAŞKAN
Açıkladınız zaten, bunun ötesinde bir şey
söyleyeceğinizi düşünemiyorum. Söyledikleriniz tutanağa geçti.
Teşekkür ederim
Sayın Emir.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447ye 1inci ek sıra sayılı Kanun
Teklifinin 7nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Mahmut Toğrul (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyorum Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut Toğrul konuşacak.
Buyurun Sayın
Toğrul. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anadolu coğrafyası, Mezopotamya
coğrafyası çok dilli, çok inançlı, çok kültürlü, çok etnisiteli
bir coğrafyadır. Böylesi bir coğrafyanın 12 Eylül askerî
cuntasının anayasasıyla yönetilmesi gerçekten o tarihten bu
tarihe bir züldü. Ama ihtiyaç olan, hepimizin öteden beri söylediği şuydu:
Madem böyle çoğulcu bir yapıdayız, o zaman çoğulcu ve
yerinden yönetimi esas alan, tüm toplumsal kesimlere yönelik, onların
hepsini kapsayan bir anayasa ihtiyacı vardı. Bu anayasa ihtiyacı
öteden beri dillendirdiğimiz bir noktayken, maalesef, birden, tüm güçleri
tek elde toplayan, güçler ayrılığını ve güçlerin
birbirini denetleme ve dengeleme sistemini tamamen ortadan kaldıran ve tüm
gücü tek ele veren bir anayasanın ikinci turunda konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar,
tabii, siyasi iktidarın sürekli kullandığı bir argüman var:
Millete gidelim, millet ne derse o olur. Ama millete giderken gittiğiniz
koşullar nasıl koşullar? Rakiplerinizin elini kolunu
bağlayacaksınız, çalışamaz hâle getireceksiniz,
basını susturacaksınız, üniversitelerde
tartıştırmayacaksınız, sivil toplumda
tartıştırmayacaksınız, rakip gördüğünüz partinin
eş genel başkanlarını, grup başkan vekillerini,
milletvekillerini içeriye tıkacaksınız, olağanüstü
koşullarda, KHKlarla valiliklerin, il binalarının önünde yapılan
açıklamalar nedeniyle bir partinin il, ilçe yöneticilerini, üyelerini
hatta oy verme potansiyeli olan on binlerce insanı içeriye
tıkacaksınız, sonra diyeceksiniz ki: Millet iradesi. Vallahi,
çok iyi, çok güzel böyle millet iradesi tecelli oluyorsa. Her gün tüm
basın kontrolünüzde olacak, tüm alanları ele geçireceksiniz, hiçbir
şekilde rakipleriniz basında söz söyleyemeyecek, bu ülke
vatandaşlarının ödediği vergilerle yayın yapan TRT
siyasi iktidarın borazanı hâline gelecek ama siz, fırsat
eşitliğinin olmadığı bu ortamda millet iradesi
diyeceksiniz.
Değerli arkadaşlar,
bu Anayasa değişiklik teklifinde güçler birliği var ve bu
Anayasa değişikliği teklifinde maalesef Kürtler yok, Aleviler
yok, mütedeyyinler yok, azınlıklar yok, Müslüman olmayan kesimler
yok.
HÜSEYİN FİLİZ
(Çankırı) Var, var.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, aynı şekilde, işte, biz onun
için Evet, çoğulcu bir Anayasaya ihtiyacımız var, yerinden
yönetimi esas alan bir Anayasaya ihtiyacımız var. diyoruz ancak bu
koşullarda böylesi tüm gücü bir ele veren bir dikta yönetimine asla müsamaha
etmeyeceğiz. Neden müsamaha etmeyeceğiz? Çünkü emek, demokrasi
güçleri ve onların özgürlüğü için buna hayır diyeceğiz,
halklara ve inançlara özgürlük için hayır diyeceğiz, özgürlükçü bir
laiklik için bu teklife hayır diyeceğiz, kadın özgürlüğü
için hayır diyeceğiz, halkların bir arada eşit
birlikteliği için hayır diyeceğiz, yerel demokrasi için
hayır diyeceğiz, haklar ve özgürlükler için hayır
diyeceğiz, doğa talanı için hayır diyeceğiz. Ve
bunun için, evet, siz tüm bu koşullarda yarattığınız
bu ortamda Nasıl olsa rakiplerimizi bağladık, rakiplerimizi
alana çıkarmayacağız ve biz halka bu dikta yönetimini
çeşitli yalanlarla, etrafından dolanarak halka
yutturabileceğiz. diyorsanız, HDP bu taslağın, bu
Anayasa'nın karşısında en dinamik gücüyle
İçeride
eş genel başkanları, milletvekilleri, grup başkan vekilleri
olsa bile, geride kalan bir tek üyesi kalsa, bu Anayasa taslağı için
kesinlikle olurumuz olmayacaktır, halkımız buna olur vermeyecektir.
Bu, savaş koşullarında, içeride ve dışarıda savaş
koşullarında bile olsa bu Anayasa taslağı halktan
dönecektir. Biz bunu herkese anlatacağız, her yerde
anlatacağız ve bir üyemiz kalsa bunun yeterli
olacağını düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Toğrul, bir dakika ek süre vereyim, toparlayın lütfen.
MAHMUT TOĞRUL (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülkenin özgürlükçü
bir anayasaya, çoğulcu bir anayasaya, yerinden yönetimi esas alan bir
anayasaya ihtiyacı var. Ama bunun için önce şu yarattığınız
-içeride ve dışarıdaki- Kürt düşmanlığından
kaynaklı başlattığınız savaşı durdurun.
KHK'larla toplumu susturmaya son verin. Üniversitelere, basına özgürlük
tanıyın. Onun için diyorum ki: Herkese hayırlı geceler bu
saatte.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Biz de
teşekkür ederiz Sayın Toğrul.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkanım
BAŞKAN - Sayın
Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Kürt halkı düşmanlığına yaslanan
savaştan çıkın. diyor Mahmut Bey.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Doğru söylüyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Bu konu daha önce de tartışıldı; biz Kürt
halkının da Türk halkının da, halkların
düşmanı olan PKKyla mücadele ediyoruz, terör örgütüyle mücadele
ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kürtler bizim
kardeşlerimiz. Her kim terör uyguluyorsa devleti karşısında
bulacaktır.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Sayın Başkan
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın
Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Tabii, her devlet kendi
BAŞKAN Açıklama
mı yapıyorsunuz Sayın Yıldırım?
AHMET YILDIRIM (Muş)
Evet.
BAŞKAN Buyurun,
yerinizden bir dakika
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
30.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Kürt diline,
kültürüne, folkloruna dair çalışma yapanların çoğunun
kamudan atıldığına ve kurumların kapatıldığına
ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Her devlet kendi egemenlik
sahasını ve onun güvenliğini sağlamakla ilgili
çalışmalar yapar.
Peki, yirmi beş
yıldır, bu ülkede Kürt dilinin ve kültürünün gelişmesi için bir çalışma
yapan Kürt Enstitüsünü kapatmak neyin nesidir? 90lı yılların o
çatışmalı koşullarında bile çalışma
yaşamını sürdürmüş, bilimsel
çalışmalarını sürdürmüş bir enstitüyü kapatmak neyle
mücadeledir?
Yine, hani sıklıkla
övündüğünüz Artuklu Üniversitesinin Kürdoloji kürsüsündeki son
akademisyeni işten atmakla neyin mücadelesini yürütüyorsunuz?
Kürtün diline, kültürüne,
folkloruna dair çalışma yapanların çoğu kamudan
atıldı, belli bir kısmı içeri alındı, bütün
kurumlar kapatıldı, çocuk TVsi, müzik TVsi, halay TVsi
kapatıldı. Eyvallah, mücadele
Bu mücadelenin adı herhangi bir
şekilde güvenlik mücadelesi değil, özgürlüğe karşı
mücadeledir. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yıldırım.
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 7nci maddesinin gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne
şekilde olacağı konusunda bilgi vermek istiyorum: Komisyon ve
Hükûmet sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon
sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar
-Denizli dâhil- ve Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar -İstanbul
dâhil- Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden
başlayarak Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak
Zonguldaka kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilini ad
defterinde işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü
zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanmayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak
sayın üye, adını ad defterine işaretlettikten ve kâtip
üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya özel bastırılan mühürlü
zarfı aldıktan sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak ve diğer
iki pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önünde konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada
adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın kâtip üyeler
yerlerini aldılar.
Lütfen ilinde ismi okunan
kişi oyunu kullansın sayın milletvekilleri, kalabalık yaratmayalım.
Oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Adı
okunmayan sayın milletvekili var mı?
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Var; cezaevinde, hapiste.
BAŞKAN Okundu
isimleri, okundu. Ben Adı okunmayan milletvekili var mı? dedim.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Hayır, Oy kullanamayan
dediniz de.
BAŞKAN Onu demedim.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Adı okunmayan kimse kalmadı zaten Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Adana) Adı okunmayan kalmadı ama kullanamayan 11
milletvekili var.
BAŞKAN Sayın
kâtip üyeler de lütfen, oylarını kullansınlar.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, öğrendiğimize göre milletvekilleri oylarını
kullanmışlar. Bu nedenle, oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını
kaldıralım lütfen.
(Oyların
ayrımına başlandı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, bu turda da Sayın Ahmet Gündoğdu, Sayın
Fuat Köktaş, Sayın Numan Kurtulmuş, Sayın Faruk Çelik,
Sayın Hasan Özyer, Sayın Bekir Bozdağ, Sayın Osman Boyraz,
Sayın Cemal Öztürk, Sayın Gökcen Özdoğan Enç, Sayın Fatih
Şahin
BAŞKAN Sayın
Özel, size söz vermedim, lütfen. Siz biz bu kuralları bilirsiniz.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Bütün bu arkadaşlarımız gizli oylamanın
koşullarına uygun olarak oy kullanmıştır, Özgür Bey de
onu deklare etmek için sayıyor tekrar tekrar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Abdülhamit Gül, Sayın Mehmet Muş, Sayın Nurettin
Canikli, Sayın Cahit Özkan, Sayın Ravza Kavakcı Kan, Sayın
Şahin Tin, Sayın Berat Albayrak -hem kendisi hem vekâleten oy
kullandığı sayın bakanın oyunda- Sayın Mehmet
Müezzinoğlu, Sayın Sema Ramazanoğlu, Sayın Markar Eseyan,
Sayın Vedat Demiröz, Sayın Salih Cora, Sayın Mehmet Mehdi Eker,
Sayın Metin Külünk, Sayın Halis Dalkılıç, Sayın Recep
Akdağ, Sayın İlknur İnceöz, Sayın Hayati
Yazıcı, Sayın Mustafa Köse, Sayın Mustafa Şentop,
Sayın Hasan Turan, Sayın Naci Ağbal
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Kitap okuyor kitap.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ve
Sayın Muhammet Emin Akbaşoğlu oylarını
kullanırken kabinlere girmemiş, kullandıkları oyları
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
İç Tüzüke uygun olarak oylarını kullanmışlardır
arkadaşlarımız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
açıkça kullanmış, gizli oylamayı ihlal etmiş, İç
Tüzüke ve Anayasaya aykırı oy kullanmışlardır,
takdirlerinize arz ederim.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Özgür Bey, kendi kendinizi seçimlerden yetkili hükûmet komiseri
olarak mı atadınız?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Özgür Özel benim ismimi de
zikrederek, diğer arkadaşlarımızın da ismi zikrederek
açık oy kullandığımızı ifade etmiştir. Kendisini
ispat etmeye davet ediyorum. Benim oyumun ne olduğunu kimse bilmemektedir,
kendisi nasıl görmüştür oradan zarfa ne koyduğumu izah etmesi
gerekir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben
söylediğim zaman, siz el sallayıp bana gösterdiniz, o geçen sefer.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Sayın Başkanım, biz İç Tüzüke uygun
olarak oylarımızı kullandık.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
İç Tüzüke uygun olarak arkadaşlarımız oyunu
kullandılar. Oylama İç Tüzüke uygun olarak
yapılmıştır.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Oylama İç Tüzüke göre yapılmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ve
Sayın Başkan, Kırıkkaleden Sayın Mehmet Demir
BAŞKAN Sayın
Özel, ben size söz vermedim.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Hilmi Bilgin, Ali İhsan Yavuz, Sakarya ve Yusuf Başer,
Yozgat; fotoğraflarını da birlikte çektirmek, bir ekip ruhuyla
davranmak ve hepsi birlikte aynı yerde oturmak, kullanılan gizli
oyların alenileştirilmesi sırasında çetele tutmak, bu
çetelelere göre parti yönetimine rapor vermek üzere görev yapmak.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sayın Başkan, oylarımızı usule uygun
kullandık. Oylarımızın ne olduğunu gördülerse
açık ve net
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Kullanılan gizli oyların alenileştirilmesi sırasında
çetele tutmak, bu çetelelere göre parti yönetimine rapor vermek üzere görev
yapmaktadırlar. Arkadaşların ekip ruhuyla
çalışmasını, sosyal demokrat bir parti olarak takdir
ediyoruz ancak yaptıkları iş, Anayasaya, İç Tüzüke
açıkça aykırıdır, oylamayı sakatlamaktadırlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Anayasaya, İç Tüzüke uygun olarak arkadaşlarımız oyunu
kullanmıştır.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Başkanım, çok güzel gizli oy kullanıldı, çok sağ olun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Aynen öyle, aynen öyle.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Fevkalade
gizli oy kullanıldı.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Bakanımın dediğini yazın bakın,
gizli oyun kurallarına tam riayet ettik.
ORMAN VE SU
İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Tam uyduk,
tam riayet ettik, dört dörtlük...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Arkadaşlarımız İç Tüzüke uygun olarak oylarını
kullanmışlardır. Tutanaklara böyle geçirin lütfen. İç
Tüzüke uygun olarak gizli oy kullandık.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, Divanda görev yapan Kâtip Üyem Sayın Emre Köprülü
tarafından şerh düşme isteğine engel olduğunuz için
bir tutanak düzenlenmiş olup tutanak aynen şu şekildedir, teslim
almadığınız tutanak:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/Ek
1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, böyle bir usul var mı?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) - Başkanım böyle bir usul var mı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin 7.
maddesinin 2. tur oylamasında oylamayı yürüten kâtip üyelerden
bazıları TBMM üyeleri ad defterine şerh düşmüşlerdir.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar)
(Oyların
ayrımına devam edildi)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Söz almadan konuşma olmaz.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Sen kendini ne zannediyorsun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu
şerhlerde oylama sonuçlarına etkili olacak şekilde ve
sayıda açık oy kullanıldığı tespit
edilmiştir.
ALİ ÖZKAYA
(Afyonkarahisar) Özgür Özel, şov yapma! Şovu bırak milletten
al oyu!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Tarafımca da tespit edilen benzer durumlar gereğince sonuç
tutanağına muhalefet şerhi eklemek istediğimde bu
isteğim engellenmiştir.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Geçersiz bir dilekçe ya! Ne okuyorsun, gazete mi okuyorsun!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ve
sonuç tutanağı Divanda o anda bulunmayan bir katip üyeye
imzalatılmıştır. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sayın Başkan, söz almadan konuşuyor.
GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ
(Antalya) Böyle bir usul yok Sayın Başkan. Divana
saygısızlık ediyor.
ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) Sayın Başkan, onu
yazanın okuma yazması yok mu? Okuma yazma bilmiyor mu
tutanağı düzenleyen arkadaş?
(Oyların
ayrımına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hem bu
durumu, hem de oylama tutanağına muhalif olduğumu belgelemek
amacıyla iş bu dilekçeyi Başkanlık Divanına
sunuyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, Divan Kâtibinin yazdığı
iddia edilen bu dilekçenin Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin elinde
ne işi var?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu
fotokopidir, aslı orada.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Demek ki Divan Katip Üyesi görevini yapmamaktadır. Katip üye
Başkandan aldığı talimatın dışında
hiçbir iş yapamaz.
BAŞKAN Ben böyle bir
dilekçeyi havale etme ve alma yetkisinde değilim, almayacağım,
havale de etmeyeceğim, kendileri bilir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
(Oyların
ayrımına devam edildi)
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) - Böyle bir usul yok.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, görevini yapmayan kâtip üyelerin orada yeri
yok.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) -
Görevini yapmayanın ne işi var orada?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin Kâtip Üyesi
değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı
üyesidir, görevini hakkıyla yerine getirmelidir.
BAŞKAN Tabii,
doğrusu, bunu Kâtip Üye Emre Köprülünün okumasıydı ama siz
okudunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, biraz önce okuduğum dilekçe Kâtip Üyem
tarafından
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bakın, kâtip üyem diyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
gözünüzün önünde yazılıp size teslim edilmiştir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, o Başkanlık Divanının
üyesidir, görevini yerine getirmemektedir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz,
bunu almamak suretiyle, yönettiğiniz oturumda Divana iletilen her türlü
başvuruyu, saat ve dakika kaydetmek suretiyle almak zorunda olan siz bunu
almayarak görevinizi aksattınız.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, görevini yerine getirmiyor. Orada Kâtip
Üyenin verdiğinin Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin
elinde ne işi var?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz
bunu tutanağa geçirdik. Yarın Meclis Başkanlığına
da kayıttan geçireceğiz. Ayrıca 3 Kâtip Üyem hazırun
tutanaklarına gördüklerini yazdılar, şerhleri hazırun tutanaklarına
geçmiştir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Korsan yayında korsan bildiri!
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur)
Hayalî işlerle uğraşıyorsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Yaptığınız uygulamalar tamamen usulsüzdür, Anayasa
Mahkemesine yapacağımız başvuruya esas teşkil
etmektedir. (CHP sıralarından alkışlar)
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur)
Saçmalıyorsun!
BAŞKAN Ama bu böyle
olmaz ki yani Sayın Kâtip Üye, burada oy sayımı
yaptınız, tutanakları zabıt altına aldınız,
herhangi bir problem yok. Bu işlemi yaparken siz oradaydınız
Sayın Köprülü. Şimdi, bunu, bu sayım döküm işlerinizi bu
tutanağa geçirdikten sonra bu tutanağı niye
imzalamıyorsunuz?
KEMALETTİN
YILMAZTEKİN (Şanlıurfa) Baskı altında kalıyor,
baskı altında.
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
Cevap hakkımı kullanmak istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Kullanamazsınız şu anda, çünkü orada oturuyorsunuz.
(AK PARTİ
sıralarından İstifa et! sesleri, gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Diğer kâtip üyeler imzalayabilir.
MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Arkadaşlar, demek ki bir kumpas
yapılmış! Kumpas var!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu konu geçen hafta tartışıldı. Genel
Kurulun bu konuda kararı var; Tutanağa bir şerh
düşülemez. diye Genel Kurulun bir kabulü var, bir iradesi var. (AK
PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar) Bu iradenin
dışında hiçbir şekilde hareket etmem mümkün değildir.
Geçen hafta olduğu gibi bu sayım-dökümde bizzat görev almış
olan bir başka kâtip üyeye bu tutanağı imzalatıyorum. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Oyların
ayrımına devam edildi)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Elitaş, bir şey verin de Divana
sonuçları açıklasınlar.
EJDER AÇIKKAPI
(Elâzığ) Kumpas var.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Divanda bir işgal mi ne var, kaç kişi var o Divanda
öyle? Bu ne ya!
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7nci maddesinin gizli oylama
sonucunu okuyorum:
Kullanılan
oy sayısı : 484
Kabul : 340
Ret : 136
Çekimser : 1
Boş : 4
Geçersiz : 3
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Tutanağın altındaki imzaları okuyorum:
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Fehmi Küpçü
Balıkesir Bolu
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) AK
PARTİ, o da AKP.
(AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) - Son gülen iyi güler.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Özgürü alkışlıyoruz, bravo Özgür.
BAŞKAN -
Oylarını usulüne göre kullanan milletvekillerine teşekkür
ediyorum.
Beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
03.50
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 03.52
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61inci Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci görüşmesine devam ediyoruz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada bulunan
443 sıra sayılı Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
2.-
Serbest Bölgeler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/666) ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 443)
BAŞKAN Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada bulunan
439 sıra sayılı Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
3.-
Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Cezai Konularda
Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve Suçluların
İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/650) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 439)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da
komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için
19 Ocak 2017 Perşembe günü, alınan karar gereğince, saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi uykular diliyorum.
Kapanma Saati:
03.56
(x) 447 S. Sayılı Basmayazı 9/1/2017 tarihli 53'üncü Birleşim Tutanağına, 447'ye 1'inci Ek S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(xx) Anayasa değişiklik teklifinin 1'inci tur görüşmeleri 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59'uncu Birleşimlerinde yapılmıştır.
(X) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
x Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.