TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
63üncü
Birleşim
20
Ocak 2017 Cuma
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.- Bursa
Milletvekili Erkan Aydının, Meclis çatısı altında
uygulanan şiddet karşısında utandığına,
şiddete maruz kalan Şafak Paveye, Pervin Buldana, Melike
Basmacıya ve Aylin Nazlıakaya da geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna ve yurttaşların umutsuzluğa
kapılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin, Devlet Bahçelinin daha önce
başkanlık sistemine karşı olduğuna dair
açıklamaları varken kendisini bir davranış
değişikliğine iten tutumun sebebini açıklamasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
3.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ali Şekerin
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
4.- Manisa
Milletvekili Özgü Özelin, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
5.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, Türk milliyetçilerinin vatan sevgisini hiç kimsenin
ölçemeyeceğine ve hiç kimsenin Genel Kurulda çekim yaparak insanların
özgürlüğünü kısıtlamaya hakkı olmadığına
ilişkin açıklaması
6.- Konya Milletvekili
Hüsnüye Erdoğanın, AK PARTİnin gücünü Allaha olan
inancından ve milletin güveninden aldığına ve kendilerini
yollarından döndürecek hiçbir tehdit ve silahın icat
edilmediğine ilişkin açıklaması
7.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, 2016 yılında sınavlara giren ve hak
ettikleri atamayı bekleyen astsubay adaylarının daha sonra kanun
hükmünde kararnameyle bu haklarından mahrum kaldıklarına ve bu konuyu
Hükûmetin dikkatine sunduğuna ilişkin açıklaması
8.- Denizli Milletvekili
Kazım Arslanın, Mecliste kadın milletvekillerine yapılan
saldırıyı kınadığına, millî eğitim
müfredatında Atatürkü unutturmaya, İnönüyü yok saymaya yönelik çalışma
yapılmasına ilişkin açıklaması
9.- Erzurum Milletvekili
Orhan Deligözün, Anayasa değişiklik teklifinde MHP Grubuna ve Devlet
Bahçeliye sağduyulu ve istikrarlı duruşlarından
dolayı teşekkür ettiğine, CHP Grubunu da evet demeye
çağırdığına ve bütün milletvekillerini 12-17
Şubat arasında Erzurumda yapılacak olan Avrupa Gençlik ve
Olimpik Kış Festivaline davet ettiğine ilişkin
açıklaması
10.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, Hükûmetin gündemi ile halkın gündeminin
farklı olduğuna ve halkın yoksulluk, işsizlik ve borç
batağı içinde kıvrandığına ilişkin açıklaması
11.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, insanın dilinin kalbine
bağlı olduğuna, güzel ve anlamlı söz söyleyebilmenin
akleden bir kalbe, tertemiz bir gönle sahip olmayı gerektirdiğine ilişkin
açıklaması
12.- Bursa Milletvekili
Ceyhun İrgilin, iktidar milletvekillerini Anayasa
değişikliğini ve sonuçlarını bir kez daha
düşünmek konusunda uyarmak istediğine ilişkin
açıklaması
13.- İstanbul
Milletvekili Ravza Kavakcı Kanın, Mecliste kürsünün işgali
akabinde hoş olmayan görüntüler yaşandığına, çıkan
karmaşada zarar gören bütün milletvekillerine acil şifalar
dilediğine ve bazı milletvekillerinin, prosedüre uygun oy
kullanılmasına rağmen baskı kurmaya
çalışmalarının rahatsız edici olduğuna
ilişkin açıklaması
14.- Iğdır
Milletvekili Nurettin Arasın, Azerbaycan için kara bir gün olarak
adlandırılan 20 Yanvarın aynı zamanda bir kahramanlık
günü olduğuna ilişkin açıklaması
15.- İstanbul
Milletvekili Fatma Benlinin, öğrencilerin karne gününü tebrik
ettiğine ve Anayasa değişikliğiyle darbe dönemlerinin Anayasadaki
en önemli izlerini ortadan kaldıran düzenlemeler
yapıldığına ilişkin açıklaması
16.- İzmir Milletvekili
Necip Kalkanın, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslanın,
İzmirde yapılacak Alaçatı havalimanı için
kamulaştırma ve tahsis işlemlerinin tamamlandığı,
fizibilite ile çevresel etki değerlendirmesi
çalışmalarının devam ettiğini belirttiğine
ilişkin açıklaması
17.- Karabük Milletvekili
Burhanettin Uysalın, karne alan öğrencileri tebrik ettiğine ve
20 Ocak Bakü katliamının 27nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
18.- Kütahya Milletvekili
Ahmet Tanın, Anayasa değişiklik teklifiyle Cumhuriyetin
niteliklerinde hiçbir değişiklik olmadığına,
Cumhuriyet Halk Partisinin halka gitmemek için her türlü engellemeyi
yaptığına ve demokrasilerde son sözü söyleyenin millet
olduğuna ilişkin açıklaması
19.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, 20 Ocak 1990 tarihinde Baküde Kızıl Ordu ve
Ermenistanın birlikte tertiplediği insanlık dışı
katliamın 27nci yıl dönümüne, İsmet İnönünün lise müfredatından
çıkarıldığı iddialarına karşı Millî
Eğitim Bakanı İsmet Yılmazın yaptığı
açıklamasına ve tarihî şahsiyetlerin ve devlet
adamlarının müfredattan çıkarılmasının kabul
edilemez olduğuna ilişkin açıklaması
20.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, 20 Ocak 1990da Azerbaycana karşı yapılan
katliamı kınadığına, eğitim sisteminde pek çok
değişiklik yapıldığına, PISA sonuçları ile
tüm bağımsız ölçümlerde görüldüğü üzere verilen eğitimle
amaçlanan sonuçların, evrensel hedeflerin tutturulamadığına
ve Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili
Filiz Kerestecioğlu Demirin, hiç kimsenin Mecliste yaşanan
şiddeti önlemek gibi bir niyeti ve davranış biçimi
olmadığına, metal işçilerinin taleplerini ve grev
kararlarını desteklediklerine ve öğrencilere iyi tatiller
dilediğine ilişkin açıklaması
22.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, 20 Ocak 1990da Azerbaycanda yaşanan
katliamı kınadığına ve Anayasa değişiklik
teklifinin ikinci görüşmesinin usullere uygun bir şekilde devam
etmesini temenni ettiğine ilişkin açıklaması
23.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
24.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
25.- Ankara Milletvekili
Levent Gökün, Fırat Kalkanı Harekâtı çerçevesinde, El Babda
IŞİDin Türk askerlerine saldırması sonucu şehit olan
5 askere Allahtan rahmet, 9 yaralıya acil şifalar dilediğine
ilişkin açıklaması
26.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, El Babda şehit olan 5 askere
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
27.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhanın CHP grup
önerisi üzerinde yaptığı konuşmasında sataşma söz
konusu olmadığına ilişkin açıklaması
28.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadeleri ile Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
29.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, yaptığı açıklaması
sırasında kullandığı bazı ifadelerini geri
aldığına ilişkin açıklaması
30.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın ifadelerine
katıldığına ve kendisinin de bazı ifadelerinden
dolayı üzüntü duyduğuna ve geri aldığına ilişkin
açıklaması
31.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın bir gün önce
Mecliste yaptığı eylemin eski Genel Başkanları Deniz
Baykal tarafından örgütlendiğine ilişkin açıklamalar ve
paylaşımlar yapıldığına ve Cumhuriyet Halk
Partisi olarak bu açıklamalardan rahatsız olduklarına
ilişkin açıklaması
32.- Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının, Eskişehir Milletvekili Gaye Usluerin 447 ve
447ye 1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 12nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ve oylamaların usulüne
uygun yapıldığına ilişkin açıklaması
33.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, tutuklu 11 HDP milletvekilinin
Anayasa değişiklik teklifinde oy kullanamadıklarına ve bir
televizyon kanalında bir ilkokul çocuğuyla yapılan röportajdaki
bazı ifadelere ilişkin açıklaması
34.- Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıakanın, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının bazı ifadelerine ve bu
ülkeyi, bu cumhuriyeti aydınlığa kavuşturacak olanların
teslimiyetçi kadınlar değil, özgürlükçü, eşitlikçi, mücadeleci
kadınlar olacağına ilişkin açıklaması
35.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, Meclis Kütüphanesinin okuma bölümünde çok
gürültülü bir ortam olduğuna ve Meclis
Başkanlığının bu konuda tedbir alması
gerektiğine ilişkin açıklaması
36.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne Adalet
ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Başkanlığına
DHKP-C terör örgütü tarafından bir saldırı
gerçekleştirildiğine ilişkin açıklaması
37.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve Adalet ve
Kalkınma Partisi İstanbul İl Başkanlığına
gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ve terörün bir insanlık suçu olduğuna
ilişkin açıklaması
38.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, HDP Grubu olarak İstanbul Emniyet
Müdürlüğüne ve Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına yapılan saldırıları
kınadıklarına ilişkin açıklaması
39.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, MHP Grubu olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve
Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına yapılan saldırıları
kınadıklarına ilişkin açıklaması
40.- Gaziantep Milletvekili
Abdulhamit Gülün, İzmir Milletvekili Zekeriya Temizelin 447 ve 447ye
1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin
16ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
41.- Kocaeli Milletvekili
Saffet Sancaklının, yaşadığı acı olay
nedeniyle kendisine destek olan herkese teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
42.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Oturum Başkanı TBMM Başkan
Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının her oylama işleminden
önce gizli oylamanın nasıl olacağına dair okunan metne
riayet etmeyen milletvekilleriyle ilgili tutumuna ve 447 ve 447ye 1inci Ek
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin tümünün
oylamasında bu konuya titizlik göstermesini talep ettiğine
ilişkin açıklaması
43.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, 447 ve 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Anayasa Değişiklik Teklifine Hakkâri ilinin 3
vekilinin de tutuklu olması nedeniyle bu ilin hiçbir milletvekilinin
iradesinin yansımadığına ilişkin açıklaması
44.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, 447 ve 447ye 1inci Ek sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin oylamalarında görev yapan Meclis
Başkan Vekillerinin usulüne uygun oy kullanmak için gerekli ihtarlarda
bulunduğuna ve bütün siyasi partilerin de usulüne uygun oy kullanmayı
gerçekleştirdiğine ilişkin açıklaması
45.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, hiç kimsenin milletten korkusunun
olmadığına ilişkin açıklaması
V.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Ali Şekerin
yaptığı açıklaması sırasında MHP Grup
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklaması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Bursa Milletvekili
Hakan Çavuşoğlunun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Didem Enginin, Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhanın CHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
6.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın 447 ve 447ye 1inci Ek
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin 18inci
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Adana Milletvekili Elif
Doğan Türkmen ve 21 milletvekilinin, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının
(TOKİ) satışını yaptığı 40 bin konut ve
iş yerini geç teslim etmesi nedeniyle vatandaşların
uğradığı mağduriyetlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/444)
2.- Adana Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve 22 milletvekilinin, son dönemlerde Cizre'de
sokağa çıkma yasağı uygulamalarıyla başlayan
sürecin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/445)
3.- Eskişehir
Milletvekili Cemal Okan Yüksel ve 31 milletvekilinin, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin son on yıllık bütçe denetim raporlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/446)
VII.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun,
Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken tarafından, AKP
Hükûmetinin Türkiye dış politikasında sergilediği
tutarsız ve ilkesiz yaklaşımlarının Türkiye'deki iç ve
bölgesel siyasal alandaki olumsuz sonuçlarının açığa
çıkarılması ve ilkeli bir dış politikanın
oluşturulması amacıyla 28/6/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili Didem Engin ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde faaliyet gösteren esnafların sorunları ve
çözüm yollarının araştırılması amacıyla
19/12/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının,
Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydara sataşma nedeniyle söz
hakkı vermemesinin İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı
hakkında
IX.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Başkanlık Divanı olarak, El
Babda şehit olan askerlere Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar dilediklerine ilişkin konuşması
2.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, yaptığı eylem öncesinde gündem
dışı ve önerge üzerinde konuşma taleplerinin yerine
getirilemediğine ancak kendisine verilen yerinden üç dakikalık
konuşmayı kabul etmediğine ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının,
Başkanlık Divanı olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğüne
ve Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl Başkanlığına
yapılan saldırıları nefretle kınadıklarına
ilişkin konuşması
4.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, 8/12/2016
tarihinde 4 siyasi parti Grup Başkan Vekiliyle yapılan
toplantıda Başkan tarafından söz verilen hatibin elektronik ses
ve görüntü kaydını dinletmesinin çalışma usullerine
aykırı olacağına dair bir mutabakata
varıldığına ilişkin konuşması
5.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının, Kocaeli
Milletvekili Saffet Sancaklıya Hoş geldiniz. dediğine ve
eşine acil şifalar dilediğine ilişkin konuşması
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310
Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek)
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TBMM binaları
girişlerinde görev yapan polis memurlarının ısınma
sorunlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Ahmet Aydının cevabı (7/10149)
2.- İzmir
Milletvekili Ali Yiğit'in, Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan
başvurulara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Ahmet Aydının cevabı (7/10209)
3.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, bağlı
kurum ve kuruluşlarca gerçekleştirilen açılış
törenlerine ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/10262)
20
Ocak 2017 Cuma
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 63üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Sayın
milletvekilleri, sisteme giren 15 milletvekiline birer dakika söz
vereceğim.
Sayın
Aydın, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.-
Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Meclis
çatısı altında uygulanan şiddet karşısında
utandığına, şiddete maruz kalan Şafak Paveye, Pervin
Buldana, Melike Basmacıya ve Aylin Nazlıakaya da geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ve yurttaşların umutsuzluğa
kapılmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bir düşün adamına sormuşlar:
Gidişat kötü, dünya nasıl kurtarılacak? Utanç. demiş
düşünür: Dünyayı bir tek, utanç kurtarabilir.
Dün akşam bu çatı altında uygulanan
şiddet karşısında utandığımı
vurguluyor, şiddete maruz kalan Sayın Şafak Paveye, Sayın
Pervin Buldana, Sayın Melike Basmacıya ve Sayın Aylin
Nazlıakaya da geçmiş olsun diyorum.
Anayasa görüşmelerinde son sözüm, bizi dinleyen
yurttaşlarımıza: Umutsuzluğa kapılmayın. Üstünüze
çöken bu bela, vahşi bir hırsın, insanlığın
gelişmesinden korkanların duyduğu acının sonucudur.
Kendinizi hırs düşkünlerine teslim etmeyin. Hırstan, nefretten,
hoşgörüsüzlükten kendimizi arındırmak için mücadele verelim.
Sağduyulu bir yönetim anlayışı için, bilimin ve
gelişimin bütün insanlığa mutluluk getireceği bir Türkiye
için hep birlikte mücadele edelim diyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker.
2.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Devlet
Bahçelinin daha önce başkanlık sistemine karşı
olduğuna dair açıklamaları varken kendisini bir
davranış değişikliğine iten tutumun sebebini
açıklamasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
ALİ ŞEKER (İstanbul) İçinde
bulunduğumuz bu durumda Sayın Devlet Bahçelinin daha önce 20 Ocak
2015te, 8 Mayıs 2015te ve 9 Mayısta yaptığı
açıklamalarda başkanlık sistemine nasıl karşı
olduğunu ve ülkeyi nasıl tehlikeli bir sürece götürdüğüne dair
açıklamaları internette açık açık ortadadır.
Sayın Devlet Bahçelinin ülkenin bu içinde bulunduğu duruma
sürüklenmesinde kendini bu tür davranış değişikliğine
iten tutumunun sebebinin ne olduğunu kamuoyunun bilmeye ihtiyacı
olduğunu düşünüyorum. Bu konuda kendisinden bir açıklama
bekliyorum. Bu kadar birbirine zıt, bu kadar taban tabana zıt siyasi
bir dönüşün temel gerekçesi nedir, bunu kendisinin
açıklamasını talep ediyorum.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
şimdi, sayın konuşmacı ifade etti, bir sataşma var,
hemen cevap vermemiz gerekiyor.
BAŞKAN Peki.
Yerinizden mi cevap vereceksiniz?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kürsüden de veririm.
BAŞKAN Sataşma var diyorsanız
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin yaptığı açıklaması
sırasında MHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Şeker TV yayında, hem soru soruyor
Sorunuzdan da anlıyorum ki Genel Başkanımız Sayın
Devlet Bahçelinin daha düne kadar yaptığı açıklamalardan
habersizsiniz.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Hepsinden haberimiz var.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) 20 Ocakta değil, bugüne kadar bütün
yaptığımız açıklamalarda, programlarımızda,
seçim beyannamelerimizde biz bir anayasayla ilgili ne düşünüyorsak veya ne
yapmışsak bunlar aynen geçerlidir. Parti programlarında yer alan
bu hususlar, elbette gerekli ve yeterli çoğunluğa sahip
olduğumuzda ve iktidar olduğumuzda taahhüt ettiğimiz hususlardır;
bu, birincisi.
İkincisi:
Siz Milliyetçi Hareket Partisini bırakın da kendi partinize bir
bakın.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Biz dün ne diyorsak bugün de onu diyoruz.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Cumhuriyet Halk Partisinin seçim beyannamesini, milletvekillerinin
verdiği kanun tekliflerini, Meclis araştırması önergelerini
veya 24üncü Dönemdeki Anayasa Uzlaşma Komisyonunda hangi maddelerde neler
vadettiğini veya önerdiğini, onları hatırlatırım.
Siz kendinize bakın. Milliyetçi Hareket Partisi kendi ilkeleri doğrultusunda
Önce ülkem ve milletim, sonra partim. anlayışıyla hareket
etmektedir. Siz hâlâ 15 Temmuzda Türkiyenin içine düştüğü atmosferi
idrak edemiyorsunuz
KAZIM ARSLAN
(Denizli) Biliyoruz, hepsini biliyoruz Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) -
ve güya birlikte bütün muhalif unsurları kendinizde temerküz
ettirmeye gayret gösteriyorsunuz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak ne
yaptığımızı biliyoruz. Daha evvel de söyledik: Biz
dipsiz kuyulardan, dibi görünmeyen kuyulardan su içmeyiz, çürük köprülerden
geçmeyiz. Bunu milletimiz de çok yakın bir süre içerisinde görecektir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
CEYHUN
İRGİL (Bursa) İki dakika konuştunuz, bir cümle cevap
vermediniz.
OSMAN AŞKIN
BAK (Rize) Verdi, verdi, anlayana.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili,
arkadaşımızın ifadelerine cevaben yaptığı
konuşmasında grubumuza sataşmada bulundu, içeriği dinlediniz,
cevap vermek istiyoruz.
BAŞKAN
Buyurun.
İki
dakika
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Ali Şeker cevap verecek efendim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bu sataşmanın
sınırını da bir somutlayabilirsek iyi olacak diye
düşünüyorum. Sizin şahsınıza söylemiyorum, genel olarak
söylüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Tamam.
BAŞKAN
Burada her türlü eleştiriyi sataşma diye niteleyip cevap
hakkını kullanmaya kalkarsak hiçbir şekilde gündemin gereklerini
yerine getiremeyiz.
Buyurun
Sayın Şeker.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Sayın Başkan, kürsüden televizyon
izlemek istemiyoruz. Herkes oradan konuşabilir, oraya tabletle
çıkıp da görüntülü yayın yapılmasına da müsaade
etmemeniz gerekiyor.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Televizyon göstermeyecek. Resim var resim.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Televizyon yayını mı oluyor Sayın Başkan?
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Bu gerçekleri halkın duymaya hakkı var
diye düşünüyorum efendim.
BAŞKAN
Sayın Şeker
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Buyurun efendim.
BAŞKAN
Ben size söz veriyorsam kürsüden Genel Kurula hitap ederek konuşacaksınız.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Tabii ki efendim.
BAŞKAN O
elinizdeki tablet konuşmanızla mı ilgili midir, nedir?
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Görüntüdür efendim.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Evet.
BAŞKAN
Görüntüyü kullanmadan da söyleyeceklerinizi söyleyebilirsiniz Sayın
Şeker.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Millet görüyor, her şeyi görüyor.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Meramını anlatamıyor Sayın Başkan. Kürsüden
görüşünü ifade edemiyorlar onun için.
BAŞKAN
Orada bir şey yok zaten, Sayın Devlet Bahçelinin fotoğrafı
var.
NURETTİN
ARAS (Iğdır) - Bura şov yeri değil kardeşim ya.
Şov yeri mi burası?
ATİLA
SERTEL (İzmir) Görüntü var efendim.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Kürsüden göstermek
BAŞKAN
Ee, onu söyleyeceksiniz zaten Sayın Şeker, lütfen, daha yeni
başladık, gerginlik çıkarmayalım, lütfen.
SEBAHATTİN
KARAKELLE (Erzincan) Şov yapmayı bırakın.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Arkadaşlar, şov değil.
NURETTİN
ARAS (Iğdır) - Ya nedir?
2.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ALİ
ŞEKER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım, Dün dündür, bugün bugündür, yarın ne
olacağı önemli değildir. siyaset anlayışı
doğru değildir.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Sen kendi siyasetine bak ya. Sen kendi siyasetine bak.
Onun için altmış senedir iktidar olamıyorsun. Kendi siyasetine
bak sen.
ALİ
ŞEKER (Devamla) Siyaset dürüstlük, tutarlılık ve
Gerçeklerin
halktan gizlenmesiyle bugün ülkemizin geldiği nokta ortadadır.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Altmışıncı yıldır iktidar
olamıyorsun sen.
ALİ
ŞEKER (Devamla) Müsaade edip dinlerseniz.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sen anlat Ağabeyciğim.
BAŞKAN
Siz Genel Kurula lütfen hitap edin.
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Kendi siyasetine bak sen. Önemli olan milletin ne
istediği.
ATİLA
SERTEL (İzmir) MHP'li mi oldun şimdi?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
ALİ
ŞEKER (Devamla) Sayın Genel Kurul üyeleri, ben bu gerçekleri size
aktarmak ve bununla ilgili bir açıklama yapma hakkımız
olduğunu düşünüyorum.
Daha öncesinde,
genel seçimlerde, Milliyetçi Hareket Partisi seçim bildirgesinin 72nci
sayfasında Partili cumhurbaşkanlığının da içinde
olduğu benzeri sistem diye geçen başkanlık, yarı
başkanlık ve benzeri sistemlerin ülkemizi götüreceği ortam
bellidir ve bu, kabul edilemez. diyerek halktan oy almış Milliyetçi
Hareket Partisi, tarihte kayıtlı olan, İnternette bulunan bütün
bu bilgileri kendisi ifade etmiştir. Karşı durduğu
başkanlık sisteminin ülkeyi nasıl bir felakete götüreceğini
ifade etmiştir. Bugün, buna rağmen, bunun tam zıddı bir
açıklama yapıp bunun tam zıddı davranışı
Seçmenden aldığı yetkinin karşılığı
olarak bunun cevabının bilinmesinde fayda var diye düşünüyorum.
Halkımızın bunu bilmeye hakkı var diye düşünüyorum.
Bunun için, mutlaka ve mutlaka bir açıklama yapmalıdır, Dün
dündür, bugün bugündür., Her kafama eseni istediğim yerde yaparım.
anlayışı
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen de açıklama
yap, HDP mitingine gittin Kartalda be.
ALİ ŞEKER (Devamla)
siyasette, siyaset
kurumunun da zarar görmesine yol açmaktadır. Bu konuda bir açıklama
bekliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hadi bakalım.
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Sen Genel
Başkanının nasıl Genel Başkan olduğunu da bir
anlat. Nasıl çark ettiğini de anlat.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akçay yerinden bir dakika
konuşacak.
Sayın milletvekilleri, rica ediyorum, lütfen
Buyurun Sayın Akçay.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Seçmene söyle. HDP
mitingine gittin. CHPden oy alıyorsun, HDP mitingine gidiyorsun
Kartalda. Resmin var senin.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Kimin posterinin
altında?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Atatürkün
posterinin altında, Türk Bayrağı'nın altında. (AK
PARTİ sıralarından Hadi ordan! sesleri)
BAŞKAN Sayın Şeker
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Sizin Genel
Başkanınızın nasıl çark ettiğine bak.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, grup
başkan vekiline söz verdim, onu dinlemek için bekliyorum, kendisi de
ayakta bekliyor. Lütfen
Buyurun Sayın Akçay.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul
Milletvekili Ali Şekerin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, biz
defalarca anlattık, fakat arkadaşımız, inatla anlamamak
istiyorsa yapacak herhangi bir şey yok. Defalarca tekraren anlattık.
Kaldı ki bütün anayasa hukukçuları da bu gelen sistemi
başkanlık sistemi olarak da ifade etmiyorlar, yani teknik ve hukuki
anlamıyla da
ALİ ŞEKER (İstanbul) Benzeri
sistemler bunlar.
BAŞKAN Sayın Şeker
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kendisi istediği
tanımı vermekte özgürdür, başkanlık diyebilir, yarı
başkanlık diyebilir, diktatörlük diyebilir, yani akla hayale
gelmeyecek absürt görüşleri öne sürebiliyor, fakat Bu bir
Cumhurbaşkanlığı sistemidir. diyoruz. Ee, müsaade edin,
bunu kendi aralarında konuşanlar ismini verme hakkını
kendilerinde bulsunlar yani. Dolayısıyla, bu söylenen sözleri kabul
etmek mümkün değildir.
ATİLA SERTEL (İzmir) Ya, vaatleriniz
başka, yaptığınız başka Başkan ya.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Milliyetçi Hareket Partisi
görüşlerini ifade etmektedir. Ama, inatla Yok, bu görüştedir.
diyorsa o kendi görüşüdür, artık yapacak bir şey yok.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
ATİLA SERTEL (İzmir) Vaatleriniz ne,
yaptığınız ne? Allah sizin durumunuza düşürmesin
kimseyi.
ZİHNİ AÇBA (Sakarya) Amin, amin!
Gerçekten düşürmesin, siz düşemezsiniz zaten.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Siz kendi durumunuza
bakın, kendi durumunuza.
ZİHNİ AÇBA (Sakarya) Sizin ne haddinize
oraya düşmek.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel, sizden rica ediyorum,
lütfen arkadaşlarınızla görüşün, laf atmasınlar.
Şu anda size söz vereceğim, ama biraz sonra zaten söz vereceğim
size. Bu tartışmayı uzatmamak anlamında
Sayın Özel,
zaten size söz vereceğim o zaman düşüncelerinizi dile getirirseniz
memnun olurum.
4.- Manisa Milletvekili Özgü Özelin, Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, bir kez şu doğru değil:
Cumhuriyet Halk Partisi görüşlerini ifade edecek, görüşler absürt
mabsürt diye nitelendirilecek görüşler de değil. Oraya
çıktığında elindeki tableti gören çok değerli
milletvekilleri rahatsız oluyor. Neden? Videoyu biliyor, içinde Devlet
Bahçelinin 4 ayrı tarihte, başkanlık, partili
başkanlık, yarı başkanlık ve sonra da hepsini birden
anarak bunlara ihanet tanımlaması yapan video. Bunu burada gösterdin,
göstermedin, bir şey olmaz. Geçtiğimiz günlerde Sayın
Erbakanın başkanlık sistemiyle ilgili söyledikleri ile
Sayın Türkeşin söylediklerinin iki dakikalık bir videosu 9,5
milyon kişi tarafından izlendi bir günde, 9,5 milyon kişi. Bunları
maskeleyemezsiniz, geçmişinizle yüzleşeceksiniz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Özel...
Sayın Şimşek
5.- Mersin
Milletvekili Baki Şimşekin, Türk milliyetçilerinin vatan sevgisini
hiç kimsenin ölçemeyeceğine ve hiç kimsenin Genel Kurulda çekim yaparak
insanların özgürlüğünü kısıtlamaya hakkı
olmadığına ilişkin açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Türk milliyetçilerinin vatan sevgisini hiç kimse
ölçemez. Önce ülkem ve milletim diyen bir siyasi gelenek, kriz dönemlerinde
her zaman çözüm üretmiştir. Türkiyede başörtüsü sorunu, Milliyetçi
Hareketin desteğiyle çözülmüştür; Türkiyede
Cumhurbaşkanlığı seçimi, 367 krizi Milliyetçi Hareket
Partisinin desteğiyle çözülmüştür.
15 Temmuzu anlayamayanlar, 15 Temmuzun ne manaya
geldiğini bilmeyenler, bugün Genel Başkanımıza
eleştiri getiriyorlar. Türkiyede Amerikan tipi
başkanlığın tartışılmasını isteyen
kimlerdir?
HÜSNÜ BOZKURT (Konya) Sizinki Türk tipi mi oluyor?
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) IMC TVde
Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili açıklama yapanlar kimlerdir?
Bunu, Türk milletinin anlayacağını ümit ediyorum. Bizim
telefonumuzda da bunların video görüntüleri vardır. Meclis, tiyatro
salonu değildir. Mecliste hiç kimsenin eline bir kamera alıp, biri
telefon alıp insanların özgürlüğünü kısıtlamaya
hakkı yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Onların özgürlüğü kadar bizim de özgürlüğümüz vardır.
Buradan televizyon yayını yapmak isteyenler tribüne çıkarlar, oradan
çekim yaparlar, o şekilde yayın yaparlar.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Erdoğan
6.-
Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğanın, AK PARTİnin gücünü
Allaha olan inancından ve milletin güveninden aldığına ve
kendilerini yollarından döndürecek hiçbir tehdit ve silahın icat
edilmediğine ilişkin açıklaması
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) İktidar süresi
boyunca etrafı kaos ve iç savaşlarla doluyken Türkiyeyi Avrasya
ülkeleri arasında en güçlü jeopolitik yerleşimden biri hâline getiren
AK PARTİ, alışılagelmiş politikanın
dışına çıkarak kendi milletine güvenmeyi seçmiş,
milletinden aldığı destekle Türkiyeyi uluslararası
platformda söz sahibi yapmış, hükmetme iradesini Batılı
güçlerin elinden alarak bu vatanın geleceği olan evlatlarımıza
aktarmıştır. İçeriden ve dışarıdan destekli
terör saldırıları, ülkeyi istikrarsızlaştırma
girişimleri, çeşitli etnik gruplara ait farklılıkları
fay hattı hâline getirip kaosa sürükleme çabaları bizi yolumuzdan
döndüremeyecektir. Gücümüzü Allaha olan inancımızdan ve milletimizin
bize olan güveninden aldık, herkes bunu kafasına koysun.
Bizi bu değerlerimizden vazgeçirecek ve bu
yolumuzdan döndürecek hiçbir tehdit ve silah henüz icat edilmedi ve bundan
sonra da edilmeyecektir.
BAŞKAN Sayın Gürer
7.-
Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 2016 yılında
sınavlara giren ve hak ettikleri atamayı bekleyen astsubay
adaylarının daha sonra kanun hükmünde kararnameyle bu
haklarından mahrum kaldıklarına ve bu konuyu Hükûmetin dikkatine
sunduğuna ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dışarıdan alınma
astsubaylıkla ilgili geçmişte, 2016 yılında sınavlara
giren ve hak ettikleri atamayı bekleyen astsubay adayları, daha sonra
kanun hükmünde kararnameyle bu haklarından mahrum
kalmışlardır. Şu anda bunlar ne olacaklarını ve
ne olduklarını bilmedikleri için sürekli bizleri de
aramaktadırlar. Hükûmetin bu konuda bir açıklama yapması
gerektiğini düşünüyorum çünkü astsubay olmak için
umutlanmışlar, sınavlara girmişler,
başarmışlar. Diyorlar ki: Bizler için güvenlik
soruşturmaları yapılsın, mağdur edilmeyelim.
Bu konuyu Hükûmetin dikkatine sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gürer.
Sayın Arslan
8.-
Denizli Milletvekili Kazım Arslanın, Mecliste kadın milletvekillerine
yapılan saldırıyı kınadığına, millî
eğitim müfredatında Atatürkü unutturmaya, İnönüyü yok saymaya
yönelik çalışma yapılmasına ilişkin
açıklaması
KAZIM ARSLAN (Denizli) Öncelikle Sayın
Başkan, Meclisimizde dün kadın milletvekillerimize yapılan
saldırıyı şiddetle kınıyorum ve üzüntü duyuyorum.
Sorum, Millî Eğitim Bakanlığına.
Millî eğitimde eğitimin teknik ve mesleki
ağırlıklı olması, fen bilimlerinin öne
çıkması, laik ve çağdaş eğitimin yapılması
gerekirken, daha çok ideolojik ağırlıklı bir eğitim
yapıldığını ve kendinize göre bir nesil
yetiştirme gayreti içinde olduğunuzu görüyoruz.
Ayrıca, kuruluşumuzun ve
kurtuluşumuzun önderi olan Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürkün isminin eğitim müfredatından
çıkarılmaya çalışıldığını,
ayrıca, İnönü Savaşlarının ve Lozan kahramanı
İsmet İnönünün isminin tamamen
çıkarıldığını, böylece geçmişini bilmeyen
bir nesil yetiştirmeye çalıştığınızı
görmekteyiz. Buna kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bunları yaparken
Atamızı unutturmaya, İnönüyü yok saymaya yönelik
yaptığınız bu müfredat çalışmasını
yapmanız dolayısıyla vicdanınız sızlamıyor
mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Deligöz
9.-
Erzurum Milletvekili Orhan Deligözün, Anayasa değişiklik teklifinde
MHP Grubuna ve Devlet Bahçeliye sağduyulu ve istikrarlı
duruşlarından dolayı teşekkür ettiğine, CHP Grubunu da
evet demeye çağırdığına ve bütün milletvekillerini
12-17 Şubat arasında Erzurumda yapılacak olan Avrupa Gençlik ve
Olimpik Kış Festivaline davet ettiğine ilişkin
açıklaması
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; anayasa
değişikliğinin son 7 maddesini bugün görüşeceğiz.
Sayın MHP Grubuna ve Devlet Bahçeliye sağduyulu ve istikrarlı
duruşlarından dolayı teşekkür ediyorum.
CHPli milletvekili arkadaşlara dün buradan
seslenmiştim gelin, siz de evet deyin diye. Belli ki anlamak istemiyorlar.
CHPli seçmen nezdinde puan kaybettiklerini hep beraber görmekteyiz. Bu Anayasa
değişikliğinin referandumda yüzde 75in üzerinde evet oyu
alacağını hep beraber göreceğiz. Millet ile millet
iradesinden korkulmaması gerektiğini tekrar hatırlatıyorum.
12-17 Şubat arasında Erzurumda
yapılacak olan Avrupa Gençlik ve Olimpik Kış Festivaline bütün
milletvekillerimizi davet ediyorum.
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Gaytancıoğlu
10.-
Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, Hükûmetin gündemi ile
halkın gündeminin farklı olduğuna ve halkın yoksulluk,
işsizlik ve borç batağı içinde kıvrandığına
ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim.
Biz günlerdir söylüyoruz: Sizin gündeminiz
başka, halkın gündemi başka. Halk yoksulluk içinde
kıvranıyor, halk işsizlik içinde kıvranıyor, halk borç
batağı içinde kıvranıyor. Halk terörden tedirgin,
şehitler gelince morali bozuluyor. Siz, Meclis iradesini yok edip bir
kişiye her türlü yetkiyi vermeye çalışıyorsunuz.
Artık, size kimse güvenmiyor.
Türkiye genelindeki birçok yabancı ortaklı
şirket gibi Edirnede bulunan Olmuksan fabrikası da maliyetlerinin
yüksekliği nedeniyle faaliyetlerine son vereceğini
açıkladı, yüzlerce işçi işsiz kaldı. Yabancı
yatırımcı Türkiye ekonomisinde gelecek görse bu maliyetleri
karşılar, üretimine devam ederdi.
Siz hâlâ Ben FETÖcü değilim. diyerek oyunuzu
açık açık kullanıp kimsenin denetlemediği bir kişiye
yetkiyi vermeye çalışın, halkın gündeminden kopun, Türkiye
batıyor.
BAŞKAN Sayın Kılıç
11.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
insanın dilinin kalbine bağlı olduğuna, güzel ve
anlamlı söz söyleyebilmenin akleden bir kalbe, tertemiz bir gönle sahip
olmayı gerektirdiğine ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Canlılar içinde meramını dille ifade
etme, konuşma yeteneği sadece insana bahşedilmiştir.
Kelam Yüce Rabbimizın sıfatlarından olup insana ilahî bir
emanettir. Bu emanet, sahibinin rızası doğrultusunda
kullanılmalıdır, hepimizin en önemli sorumluluklarının
başında bu gelir. Malumdur ki kap, içindekini dışa
yansıtır. Bal küpünden sirke taşmaz. denmiştir,
atalarımız böyle söylemiştir. İnsanın dili, kalbine
bağlıdır. Güzel ve anlamlı söz söyleyebilmek, akleden bir
kalbe, tertemiz bir gönle sahip olmayı gerektirir. Öyleyse geliniz, önce
gönül aynamızı temizleyip parlatalım, dilimizi uygun kullanalım.
Unutmayalım ki güzel sözler yücedir ve yüceltir.
Hazreti Ali Efendimiz şöyle demiştir:
Akıl tamamlandığında söz olgunlaşır. Kimin
söylediğine değil, ne söylediğine bak. Büyüklerimiz şöyle
demişlerdir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın İrgil
12.-
Bursa Milletvekili Ceyhun İrgilin, iktidar milletvekillerini Anayasa
değişikliğini ve sonuçlarını bir kez daha
düşünmek konusunda uyarmak istediğine ilişkin
açıklaması
CEYHUN İRGİL
(Bursa) Teşekkürler Sayın Başkan.
Başbakan Binali
Yıldırımın bu kürsüden ifade ettiği Bir Ali
değil, bin Ali feda olsun. sözleri, aynı zamanda Ben
Başbakanlığı beceremiyorum, o yüzden ben gideyim,
Cumhurbaşkanı benim sorumluluğumu üstlensin. düşüncesinin
de bir itirafıdır aslında.
İktidarın
Anayasayı değiştirmekte kendini feda etmekteki bu
istekliliği şunu da ortaya koymaktadır: Biz ülkeyi, ekonomiyi
batırma, güvenliği yok etme, istikrarı tümden kaybetme
noktasına getirdik ve nasıl baş edeceğimizi bilmiyoruz, en
iyisi bizi buraya sürükleyen kişiye sorumluluğu verelim, ne yapacaksa
o yapsın. demektir.
İktidardaki
arkadaşları bu son günde bir kez daha uyarmak istiyorum:
Arkadaşlar, bu bir kurtuluş değildir. Bir gün bu Anayasa
değişikliği nedeniyle topluma hesabı tek kişi
değil, hep birlikte vereceksiniz. O nedenle, Anayasa
değişikliği ve sonuçlarını bir kez daha düşünün.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kavakcı
13.-
İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kanın, Mecliste kürsünün
işgali akabinde hoş olmayan görüntüler
yaşandığına, çıkan karmaşada zarar gören bütün
milletvekillerine acil şifalar dilediğine ve bazı
milletvekillerinin, prosedüre uygun oy kullanılmasına rağmen
baskı kurmaya çalışmalarının rahatsız edici
olduğuna ilişkin açıklaması
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün akşam burada
kürsünün işgali akabinde hoş olmayan görüntüler yaşandı.
Çıkan karmaşada zarar gören ve rahatsızlanan bütün sayın
milletvekillerimize Allahtan acil şifalar diliyorum.
Burası milletin sözünün,
milletin iradesinin tecelligâhı. Tabii, zaman zaman çok güçlü fikir
ayrılıklarımız olacak, belki tartışmalar olacak,
hoş olmayan görüntüler de maalesef oluşabiliyor. Ama, bu süreç
içerisinde, bu hassas süreç içerisinde milletvekilleri üzerinde diğer milletvekillerinin
baskı kurması, oy veren milletvekillerinin isimlerini zikretmeleri,
bir sayın grup başkan vekili tarafından ısrarla
isimlerimizin tekrarlanması, prosedüre uygun oy kullanmamıza
rağmen bunun yapılması çok rahatsız edici, üzücü. Ben, bunu
yapan sayın milletvekillerini ispata davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Aras
14.-
Iğdır Milletvekili Nurettin Arasın, Azerbaycan için kara bir
gün olarak adlandırılan 20 Yanvarın aynı zamanda bir
kahramanlık günü olduğuna ilişkin açıklaması
NURETTİN ARAS
(Iğdır) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün dost ve kardeş Azerbaycan
halkının kara günü; 20 Yanvar, kara bir gün olarak
adlandırılmakta, aynı zamanda
bağımsızlığa giden yolda bir merhale olarak
değerlendirildiği için aynı zamanda bir kahramanlık
günüdür. Bu bakımdan, ben, dün ve bugün tarihî coğrafyamızda
din, millet, devlet ve bayrak uğruna canlarını veren
şehitlerimizi rahmetle anıyorum. 20 Yanvar şehidiyle beraber
dost ve kardeş Azerbaycan halkına bundan sonraki devlet ve millet hayatında
uğurlar ve hoşbahlık arzuluyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Benli...
15.-
İstanbul Milletvekili Fatma Benlinin, öğrencilerin karne gününü
tebrik ettiğine ve Anayasa değişikliğiyle darbe
dönemlerinin Anayasadaki en önemli izlerini ortadan kaldıran düzenlemeler
yapıldığına ilişkin açıklaması
FATMA
BENLİ (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle,
milyonlarca öğrencimiz ve velimiz gibi bizleri de heyecanlandıran
karne gününü tebrik ediyorum.
Bugün bütün
ülkemiz için bir dönemeç noktası olan Anayasa
değişikliğiyle, darbe dönemlerinin Anayasadaki en önemli
izlerini ortadan kaldıran düzenlemeler yapıyoruz. Böylece emir ve
komuta zincirinin büyük bir bölümünde sivil otoritenin söz sahibi
olmasıyla, yetki, gerçek sahiplerine iade edilecek.
Görüştüğümüz
Anayasa değişikliğinde askerî yargıyla ilgili 4 madde
kaldırılıyor. Disiplin mahkemeleri dışında askerî
mahkemeler sonlandırılmış oluyor.
HSYKda Askerî
Yargıtay ve askerî idare mahkemelerinin mahkeme hâkimlerinin
çıkarılmasıyla sivilleştirilmesi sağlanıyor.
Jandarma Genel
Komutanlığı, MGKdan çıkartılıyor.
Böylece,
sistemi sivilleştiren ve yargı birliğini sağlayacak olan
değişikliklerin hepimize hayırlı olmasını
diliyorum.
BAŞKAN
Sayın Kalkan...
16.-
İzmir Milletvekili Necip Kalkanın, Ulaştırma Bakanı
Ahmet Arslanın, İzmirde yapılacak Alaçatı havalimanı
için kamulaştırma ve tahsis işlemlerinin
tamamlandığı, fizibilite ile çevresel etki değerlendirmesi
çalışmalarının devam ettiğini belirttiğine
ilişkin açıklaması
NECİP
KALKAN (İzmir) Teşekkürler Sayın Başkanım.
Efendim,
geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili
Sayın Ali Yiğit arkadaşımız, İzmirdeki
Alaçatı havalimanıyla ilgili bir soru sormuştu, ona cevaben bu
açıklamayı yapıyorum. Alaçatıya yapılması
planlanan havaalanı, sadece Çeşme ve Alaçatıyı değil,
Urladan Seferihisara, Karaburundan Mordoğana kadar tüm
yarımadayı hareketlendirecektir.
Sayın
Ulaştırma Bakanımız Ahmet Arslan, İzmire
gerçekleştirdiği ziyaretinde havaalanı için kamulaştırma
ve tahsis işlemlerinin tamamlandığı, fizibilite ile
çevresel etki değerlendirmesi çalışmalarının devam
ettiğini belirtti. Alaçatı ve Çeşme, bu havalimanını
çoktan takdir ediyor.
Alaçatıya
yapılacak havalimanı, bölge turizminin gelişmesinde lokomotif
görevi görecektir. Turizm çeşitliliği açısından...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECİP
KALKAN (İzmir) ...özel bir konuma sahip olan bu bölgede sunulacak
hizmete iktidar tarafından devam edilecektir.
BAŞKAN Sayın Uysal...
17.-
Karabük Milletvekili Burhanettin Uysalın, karne alan öğrencileri
tebrik ettiğine ve 20 Ocak Bakü katliamının 27nci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
BURHANETTİN
UYSAL (Karabük) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Öncelikle, bugün karne alan öğrencilerimizi
tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Bugün 20 Ocak, Bakü katliamının 27nci
yıl dönümü; Azerbaycanlı kardeşlerimizin 20 Yanvar,
Kanlı Yanvar dedikleri hüzün ve gurur günüdür. 20 Ocak 1990 tarihinde,
Sovyet ordusu, tüfekleri, topları ve tanklarıyla özellikle tüm
halkın uykuda olduğu soğuk bir geceyi seçmiş ve halkın
en zayıf anında Baküye girerek aralarında kadın ve
çocukların da bulunduğu 150ye yakın sivili katletmiş ve
yüzlerce kişiyi de yaralamışlardır. 20 Ocakta Sovyet
ordusunun Baküde yaptığı katliam, Azerbaycan halkının
bağımsızlık mücadelesini bastırma girişimidir
ancak bu katliam, bağımsızlık mücadelesini sindirmedi;
aksine, bağımsızlığını hedefleyen Azerbaycan
Türklerinin lideri Ebulfez Elçibey önderliğinde esaretten kurtulma
sürecinin başlangıcı olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tan
18.-
Kütahya Milletvekili Ahmet Tanın, Anayasa değişiklik teklifiyle
Cumhuriyetin niteliklerinde hiçbir değişiklik
olmadığına, Cumhuriyet Halk Partisinin halka gitmemek için her
türlü engellemeyi yaptığına ve demokrasilerde son sözü
söyleyenin millet olduğuna ilişkin açıklaması
AHMET TAN (Kütahya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
9 Ocakta başladığımız
Anayasa görüşmelerine ikinci tur oylamalarıyla devam ediyoruz.
CHPnin HDPyle birlikte, ısrarla Rejim değişikliği
yapıyorsunuz. söylemi üzerine bir muhalefet örneği görüyoruz.
Türkiye'nin rejimi cumhuriyettir ve böyle de kalacaktır. Cumhuriyetin
nitelikleriyle alakalı hiçbir değişiklik söz konusu bile
değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın
Başbakanımız, yeni anayasa, Meclisten 400 milletvekilinin
onayını alarak geçse dahi, yine millete gidileceğini ifade
ettiler. Söyleyeceklerinizi Komisyonda uzun uzun anlattınız.
Farklı görüşlerdeyiz. Farklı görüşlerde olmamız
nedeniyle sizin Halka gidelim. demeniz gerekmiyor mu? İçinde halk
ifadesi bulunan Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkımıza gitmemek
için Türkiye Büyük Millet Meclisinde her türlü engellemenin peşindesiniz
ama demokrasilerde son sözü söyleyen yine millettir.
Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tan.
Söz talebinde bulunan grup başkan vekillerine
söz vereceğim.
Sayın Akçay, buyurun.
Talebiniz var.
19.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 20 Ocak 1990 tarihinde Baküde
Kızıl Ordu ve Ermenistanın birlikte tertiplediği
insanlık dışı katliamın 27nci yıl dönümüne,
İsmet İnönünün lise müfredatından
çıkarıldığı iddialarına karşı Millî
Eğitim Bakanı İsmet Yılmazın yaptığı
açıklamasına ve tarihî şahsiyetlerin ve devlet
adamlarının müfredattan çıkarılmasının kabul
edilemez olduğuna ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bir millet için yalnız zafer günlerinin
bayramı kâfi değildir. Bir millet tamamıyla
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Sayın
Başkan, 4 kişi kaldı.
BAŞKAN 16 kişiye söz verdim.
MEHMET TÜM (Balıkesir) Ben 16ncı
sıradayım.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
şuurlanabilmek için
büyük acı günlerini de yas törenleri yaparak anmalıdır.
ATİLA SERTEL (İzmir) Başkanım,
15inci benim. Başkanım, 15inci benim, bir yanlış var.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Grup Başkan Vekili
konuşuyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sadece konuşuyorlar,
dinlemek yok ki şeylerinde.
BAŞKAN Sisteme girenlerden liste
yapıyoruz ve söz veriyoruz.
Lütfen
ATİLA SERTEL (İzmir) Necip Bey
11inciydi Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen
ATİLLA SERTEL (İzmir) Necip Bey
11inciydi.
BAŞKAN Lütfen.
ATİLA SERTEL (İzmir) Lütfen ama yani,
siz de hak yiyorsunuz Başkanım, hak yiyorsunuz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Efendim, susun,
konuşmayın, susun; ondan sonra zaten
Sadece konuşmaya şey yapmışlar
BAŞKAN Sayın Akçay, baştan
başlatıyorum sürenizi.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bir millet için yalnız zafer günlerinin
bayramı kâfi değildir. Bir millet, tamamıyla millî bilince sahip
olabilmesi için büyük acı günlerini de yas töreni yaparak
anmalıdır. Kimi tarihler vardır ki milletlerin hafızasından
hiç çıkmazlar, derin izler bırakırlar. 20 Ocak tarihi de
Azerbaycan Türkleri ve tüm Türk dünyası için hafızamızdan
çıkmayan önemli tarihlerden biridir.
Bundan yirmi yedi yıl önce 20 Ocak 1990
tarihinde Baküde Kızıl Ordu ve Ermenistanın birlikte
tertiplediği insanlık dışı katliam, Türk milletinin
belleğinde acı bir iz, insanlık tarihi açısındansa
affedilmez bir suç olarak yer almıştır. Azerbaycan Türkü,
tankların karşısında bağımsızlık ve
hürriyeti için şahadete yürümüş; emperyalizmin postalları,
Azerbaycan Türkünün yüreğindeki bağımsızlık
ateşini söndürememiş, o gün verdiği 133 şehitle ortaya
koyduğu bu kutlu direnişi, Azerbaycanın
bağımsızlık yolunu açmıştır.
Kara Ocak veya Kara Yanvar olarak
hatırlanan 20 Ocak gününde kardeş ve dost ülke, her kaman iki devlet
tek millet olarak yâd ettiğimiz bağımsız
Azerbaycanın yolunu açan şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor, bir
kez daha Türk dünyasının başı sağ olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, Türk milleti,
hafızası olan bir millettir ve hafızamız inanç ve umutla
birlikte var oluşumuzun temellerini teşkil etmektedir. Bu kapsamda,
Talim Terbiye Kurulunun, Türkiye Cumhuriyetinin İkinci
Cumhurbaşkanı, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün en yakın silah
arkadaşı İsmet İnönüyü liselerdeki uluslararası
ilişkiler dersinin müfredatından çıkardığına dair
haberler gerek basında gerekse sosyal medyada yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
Bir dakika daha ek süre veriyorum size.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu konuyla ilgili olarak
biraz evvel Millî Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz bir
açıklama yaptı ve bu tür iddiaları yalanladı ve elbette,
dikkate alacağımız, Millî Eğitim Bakanı Sayın
İsmet Yılmazın bu sözüdür.
Böyle bir çalışmanın
yapılmasını son derece yanlış bulduğumuzu ifade
ediyorum. Tarihî şahsiyetlerimizin ve devlet adamlarımızın
kitap müfredatlarından çıkarılması kabul edilemez bir
durumdur. Tarihî şahsiyetlerimize dönük böyle yok sayıcı
düşünceler millî tarih şuurumuzun örselenmesine sebebiyet vermekten
başka bir şeye hizmet etmez. Doğru olan, Türk tarihinin en
önemli şahsiyetlerinin ismini unutturmak değil, onları gelecek
nesillere layıkıyla tanıtmaktır. Doğru olan, tarihin,
tarihteki önemli şahsiyetlerin hatırlatılmasıdır.
Millî şuur, millî bilinç bunu gerektirir ve millî bilinç de ancak böyle
oluşabilir. Yapmamız gereken, İsmet İnönü gibi Birinci
Dünya Savaşının ve İstiklal Harbimizin önemli bir
şahsiyetini müfredatlardan çıkarmak değil, tam aksine,
İsmet İnönüyle birlikte, tarihimizin muhteşem şahsiyetleri
olan Celal Bayar, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ve ismini
sayabileceğimiz daha pek çok değerli ve muhteşem şahsiyet
gibi, Birinci Dünya Savaşı ve Millî Mücadelenin
kahramanlarının ve cumhuriyetimizin kurucu kadrosunun yeni
yazılacak müfredatlarda ayrıntılarıyla ele
alınmasıdır. Gelecek nesillere örnek teşkil edecek, tarihe
damgasını vurmuş şahsiyetlerin en iyi şekilde genç
nesillere tanıtılması ve öğretilmesidir.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Sayın Kerestecioğlu
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sonra söz alabilir miyim mümkünse.
BAŞKAN - Sayın Özel, buyurun.
20.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 20 Ocak 1990da Azerbaycana karşı
yapılan katliamı kınadığına, eğitim
sisteminde pek çok değişiklik yapıldığına, PISA
sonuçları ile tüm bağımsız ölçümlerde görüldüğü üzere
verilen eğitimle amaçlanan sonuçların, evrensel hedeflerin
tutturulamadığına ve Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Öncelikle, 20 Ocak 1990da Azerbaycana
karşı yapılan katliamı kınıyoruz. Dost ve
kardeş ülke, iki farklı devlet ama aynı millet olarak uzun
süredir ifade edilen Azerbaycanın halkına bir kez daha o acı
günün yıl dönümünde başsağlığı ve en iyi
dileklerimizi iletiyoruz.
Bugün milyonlarca öğrenci karne alıyor.
Tabii, öğrencilerin karne sevinci, karne heyecanı bütün ailelere,
bütün bir ülkeye yansıyor. Gönül isterdi ki, karneler iyi olabilir, kötü
olabilir ama ülkenin eğitim konusundaki karnesi iyi olsun. Maalesef, PISA
sonuçlarında ve tüm bağımsız ölçümlerde, verdiğimiz
eğitimin, amaçlanan sonuçları, evrensel hedefleri
tutturamadığı görülüyor. Okuduğunu anlamada, ana dilini
konuşmada, matematikte, fen bilimlerinde geriye giderken bir başka
hedefe doğru Türkiyeyi sürüklemek isteyenler ne yaparlarsa
yapsınlar, bu, hepimiz için kıvanç verecek bir nesil yetiştirme
idealinden uzağa düşürüyor. Siyasi saiklerle gelmiş bir iktidar,
istikrarla övünüyor, en çok değiştirdiği bakan Millî Eğitim
Bakanı, bu 6ncısı; oysa Ulaştırmada 3üncüsü, hatta
5inci Millî Eğitim Bakanı geldiğinde daha bir tane
Ulaştırma Bakanı değişmemişti. 11 kez sistem
değişikliğine gittiler. Sadece bugün, liselere giriş sınavında
Liselere giriş sınavının AKP dönemindeki isimlerini
yazın. deseniz kimse tam sonuç yapamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
Ek sürenizi verdim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 7 farklı kısaltma
kullanılmış; LGS, OKS, SBS, LYS, 4+4+4ten sonra tek
aşamalı SBS ve TEOG diye. Şimdi yeni bir değişiklikle
karşı karşıyayız. Bunu hep beraber eleştiriyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkan Vekilinin bu konudaki
eleştirileri çok haklı. Ama eğitim sisteminde ayrı düşüp,
eleştirip, rejim sisteminde birleşip birlikte hareket etmeyi de biz anlayamıyoruz.
Biz Milliyetçi
Hareket Partisinin önceki dönem Sevgili Grup Başkan Vekili Oktay
Vuralı tabletle her kürsüye çıktığında zevkle
dinledik, MHP de övündü bununla, şimdi tablete tahammül
kalmamış. Oradan Recep Tayyip Erdoğanın kürdistan dediği,
federasyon dediği sözlerini Oktay Vural dinletirken tek tek MHP
alkışlıyordu, şimdi Böyle şey olmaz Başkan,
İç Tüzükte yok. diyorlar. Bizi kürsü işgaliyle
kınıyorlar. 7 Kasım 2012 günü MHP, Büyükşehir Belediyesi
Kanununu protesto etmek için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım,
toparlıyorum.
BAŞKAN Lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bizi kürsü işgaliyle
kınayıp kürsü işgalini de en sert sözlerle eleştiren MHP, 7
Kasım 2012 günü Büyükşehir Belediyesi Kanununu tehlikeli bulup
kürsüyü işgal etmiş, Sadık Yakutun yönetimindeki oturumda 3
sayın milletvekili yaralanmış, Dün bunu söylediğimde Biz
kürsü işgali yapmayız. diye arkadan bağırıyorlar. Sayın
Genel Başkan nazik bir üslupla Hafızanız doğrudur. diyor,
tarihle birlikte söylüyor.
Şimdi, geldiğimiz noktada biz muhalefete
muhalefet etmeyi hiç doğru bulmayız, normalde de
arkadaşlarımızdan da bunu beklemeyiz. Ama bugün MHP
alınganlık göstermeyecek, an itibarıyla iktidar ortağıdır
bugünkü ülkenin Anayasa gündeminde. Ama sonra dönüp Eğitim sistemini kötü
yaptınız, şunu kötü yaptınız
Ee, bu kadar kötü yapan
adamların Anayasayı iyi yapacağını, rejimi
düzelteceğini nasıl düşünüyorlar, bu rejim
değişikliğinin nasıl parçası oluyorlar; gerçekten
akıl alır gibi değil.
Teşekkür ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Özel açıkça
sataşmıştır, cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika.
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
3.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklaması sırasında Milliyetçi
Hareket Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Her ne kadar Muhalefete muhalefet etmek istemeyiz.
demekle birlikte özellikle son haftalarda sadece Milliyetçi Hareket Partisine
muhalefet eden bir konuma girmiştir Cumhuriyet Halk Partisi.
Efendim, bu görüşmelerde belli mutabakatlara ve
uzlaşmalara varmakta ne mahzur var? Yani siz 7 Hazirandan sonra otuz iki
gün istikşafi görüşme yapıp da ondan sonra milleti oyalayarak 1
Kasım sürecine doğru götürünce bir şey olmuyor da
MEHMET TÜM
(Balıkesir) Siz rejimi değiştirmeye ortaksınız
şu anda.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) -
bizim mevcut Hükûmetin çözüm sürecinden vazgeçerek terörle
mücadele etmesine destek vermemizde ve bu FETÖ hadisesinde FETÖyle mücadele
etmesine destek vermemizde ne beis var, ne hata var? Ki hepimiz, burada bütün
gruplar birbirimize düşman değiliz arkadaşlar. Biz, sadece,
siyasi rakipleriz. Düşmanca tutum, davranışlar ve söylemler
doğru değil.
Şimdi,
Sayın Özel, 2012 yılında, bu Büyükşehir Yasasıyla
ilgili tartışmalarda Milliyetçi Hareket Partisinin kürsü işgali
yaptığını, sonra da Biz kürsü işgaline karşıyız.
dediğini ifade etti. Bu konuya da bir açıklık getirmek isterim,
o da şudur değerli arkadaşlar: Ben, dün Sayın Özel bu
konuyu gündeme getirdiğinde, tekrar, o 7 Kasımdaki oturumları
tutanaklardan da inceledim ve arkadaşlarımızla da görüştüm.
O sırada -ben de Genel Kuruldaydım- aşırı gürültüden
kaynaklanan Antalya Milletvekilimiz Sayın Mehmet Günalın söz
talebini karşılamamıştı Başkan ve buradan
tartışmalar yoğunlaştı ve kürsü önünde bir birikme söz
konusu oldu ve arbede yaşandı ve Cumhuriyet Halk Partisi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Sayın Başkan, tamamlayabilir miyim.
BAŞKAN
Sayın Akçay, lütfen bir dakikada toparlayın, bunu noktalayalım,
2 grup başkan vekili bekliyor çünkü söz almak için.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Kürsüden konuşacağım efendim ben de cevap vermek
için.
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Yani kürsü önündeki bir kargaşa söz konusudur. Dün ve evvelsi
gün yaşanan kürsü işgalini Milliyetçi Hareket Partisi hiçbir zaman
yapmamıştır. 2012de kürsü önündeki bir kargaşa söz
konusudur ve Mehmet Günalın, söz almak için Başkanlık kürsüsüne
geldikten, Başkanla görüştükten sonra kürsüye gelerek konuşma
yapma gayretinden kaynaklanan bir tutumdur.
Değerli arkadaşlar, şimdi, tabii,
gruplar olarak mutabakat sağlıyoruz. Burada birtakım videolar
gösterilmesini ve birtakım cisimlerle söylemler
yapılmasını
Gruplar olarak altında imzamız var.
ATİLA SERTEL (İzmir) Video gösterilmez,
izlenir.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Yani video da
gösterilmiş olabilir. Daha sonra sağlanan mutabakatlar var.
ATİLA SERTEL (İzmir) Video gösterilmez,
resim gösterilir.
BAŞKAN Sayın Sertel,
karşılıklı konuşmayalım lütfen.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Değerli
arkadaşlar, video çok. Sayın Kılıçdaroğlunun da
şimdi PKK yanlısı olmaktan dolayı kapanan IMC TVde
yaptığı açıklamalar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) Anayasanın 2nci,
3üncü maddelerini değiştirecek misiniz? deyince Tabii. diyor.
Yani daha fazlaları da var.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
ATİLA SERTEL (İzmir) Saldırın,
saldırın, alkış alırsınız. Bakan olursunuz
inşallah. Bakan olacaksınız inşallah. İnşallah
bakan olacaksınız, 5 bakandan biri olun.
BAŞKAN Sayın Sertel
ERKAN AKÇAY (Devamla) Siz olayları
kişiselleştirerek birtakım yanlış söylemler üzerinden
hiçbir şey elde edemezsiniz değerli arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın Akçay, teşekkür
ederim.
ATİLA SERTEL (İzmir) 5 bakandan biri
olun, vatanı düşünmeyin, Türkiye'yi düşünmeyin,
bakanlığı düşünün.
BAŞKAN Sayın Sertel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
ERKAN AKÇAY (Manisa) Utan be! Sen ne dediğini
düşünmüyorsun! Bak sana ağır söz söylerim, sana ağır
söz söylerim!
BAŞKAN Sayın Akçay, lütfen
ATİLA SERTEL (İzmir) Bakan
olduğunda görüşürüz, bakan olduğunda görüşürüz.
BAŞKAN - Sayın Sertel
ERKAN AKÇAY (Manisa) Haysiyetsiz adam!
BAŞKAN Bugünler geçecek, bu koltuklarda
oturacağız ve birbirimizin yüzüne bakacağız sayın
milletvekilleri.
ATİLA SERTEL (İzmir) Hakaret mi
ediyorum?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Hakaret ediyorsun!
ATİLA SERTEL (İzmir) Hakaret mi
ediyorum, tespit yapıyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tespit yapmıyorsun,
hakaret ediyorsun!
BAŞKAN Konuşurken müdahale ediyorsunuz,
tespit denmez buna.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Sayın Sertel, gel seni de yapalım, ister misin?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sen de mi olmak
istiyorsun?
ATİLA SERTEL (İzmir)
Alınmayın, alınmayın!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Alınırım. Utan
be!
BAŞKAN Rica ediyorum, lütfen
Grup
başkan vekiliniz ayakta.
ZİHNİ AÇBA (Sakarya) Arkadaşlar,
ringe çekmeye çalışıyorsunuz ama biz ringe
çıkmayacağız. Tamam mı? Kiminle kavganız varsa onunla
edin. İki gündür ringe çekmeye çalışıyorsunuz,
gelmeyeceğiz ringe.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
sadece kayıtlara geçmesi için
BAŞKAN Sayın Özgür Özele söz verdim
Sayın Yıldırım, anons da ettim.
Bir dakika
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Nasıl, kürsüde mi bir
dakika?
BAŞKAN Sataşmadan mı söz
isteyeceksiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sataşmadan tabii.
BAŞKAN Buyurun iki dakika.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Haysiyetsiz adam!
ATİLA SERTEL (İzmir) Bak, dikkat edin
sözlerinize.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sen sözüne dikkat et,
haysiyetsiz adam!
ATİLA SERTEL (İzmir) Haysiyetsiz sensin!
Haysiyetsiz sensin!
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sen itham edemezsin beni!
ATİLA SERTEL (İzmir) Haysiyetsiz sensin,
sensin!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yapmayın, yapmayın
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sen haysiyetsizsin!
ATİLA SERTEL (İzmir) Duyuyorum o
lafı. Sensin, iade ediyorum! Misli misli iade ediyorum! Misli misli iade
ediyorum!
BAŞKAN Sayın Sertel
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ben de on misli iade
ediyorum.
ATİLA SERTEL (İzmir) Vatanı
satıyorsunuz, bayrağı, Türkiye'yi satıyorsunuz!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Grup başkan
vekiline bağırılmazdı hani, ne oldu,
bağırılmazdı hani?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Utanmaz, iftira atıyorsun!
Haysiyetsiz!
ATİLA SERTEL (İzmir) Türkiye'yi
satıyorsunuz!
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.42
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.14
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 63üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili
Filiz Kerestecioğluna söz veriyorum.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, hiç kimsenin Mecliste
yaşanan şiddeti önlemek gibi bir niyeti ve davranış biçimi
olmadığına, metal işçilerinin taleplerini ve grev
kararlarını desteklediklerine ve öğrencilere iyi tatiller
dilediğine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söze
hep Dün Mecliste yaşanan şiddetin
diye başlıyoruz, sonra
bugün tekrar bir şiddet yaşanıyor, ondan sonra tekrar Dün
Mecliste yaşanan şiddetin
diye devam ediyoruz. Ancak, bu Meclisin
çalışma usullerine ve gerçekten ara verilerek
çıkılmasına da bir itirazım olduğunu söylemek
istiyorum. Çünkü, siz ara verip çıktığınız zaman
burada ortam durulup da başka bir hâle gelmiyor ve şiddet devam
ediyor. Belki buna daha farklı bir yöntemle engel olabilirsiniz,
bilmiyorum, bunun olması daha doğru gibi düşünüyorum.
BAŞKAN İç Tüzükün gereğini yerine
getiriyorum Sayın Kerestecioğlu.
Buyurun, devam edin.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) İç Tüzükün gereği aynı zamanda konuşma yapmanızdır
herhâlde Sayın Başkan, sadece Mecliste kavga
çıktığı anda ara verip çıkmanın
dışında da bir İç Tüzük vardır sanıyorum.
BAŞKAN Böyle yapılması gerekiyor
Kerestecioğlu, böyle yapılması gerekiyor.
Lütfen, devam edin.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul)
Ben sadece öneride bulunuyorum. Mutlaka başka yöntemlerin olduğuna
da eminim.
Şimdi, dün yaşananlar aslında
gerçekten bir Anayasa teklifi ortaya çıktığı zaman toplumda
da yaşanacakların göstergesi oluyor çünkü burada kimsenin
şiddeti önlemek gibi bir niyeti ve davranış biçimi de yok, bunu
görmeye devam ediyoruz.
Şu anda Türkiye'de önemli bir konu daha var
Mecliste yaşanan bu durumların dışında, metal
işçileri grevde. 2015 yılından hatırlıyoruz metal
işçilerini. Onlar, 25 binden fazla işçi greve
katılmıştı ve -gerçekten hafızalarımızda-
Bursa, Kocaeli, Ankara, Sakarya gibi illerde tavır
almışlardı ve onların direnişlerini
selamlamıştık. Bugün, aynı şekilde, metal
işçilerinin taleplerini ve grev kararlarını destekliyoruz. 18
Ocak 2017de greve çıkan işçilerin grev kararının
ertelenmesi gibi OHALde işçilere karşı, emeğe
karşı yeni erteleme kararları olmayacağını umut
ediyoruz.
Bugün öğrenciler tatile çıktılar.
Bütün öğrencilere iyi tatiller, bol oyunlar ve özgür eğitimle
geçecek, özgür bir eğitim sisteminin olacağı günler diliyoruz.
Hepsine sevgilerimizi sunuyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Bu arada, İç Tüzükün 68inci maddesini okuyup
bir hatırlatma yapmak isterim: Başkan, görüşmeler
sırasında gürültü veya kavga çıkar ve bu nedenle
çalışma düzenini kuramazsa, kürsüde ayağa kalkarak,
toplantıya ara vereceğini ihtar etmek suretiyle gerekli gayreti
gösterir; buna rağmen gürültü ve kavga devam ederse oturuma en çok bir
saat ara verir.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Konuşma hakkınız da var yani sadece ara verme
değil.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı.
22.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, 20 Ocak 1990da
Azerbaycanda yaşanan katliamı kınadığına ve
Anayasa değişiklik teklifinin ikinci görüşmesinin usullere uygun
bir şekilde devam etmesini temenni ettiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
20 Ocak gecesi Azerbaycanda Bakü Azadlık
Meydanında 143 kişi hayatını kaybetti işgalcilere
direndikleri için, Kara Ocak olarak tarihe geçen bu katliamı
kınıyor, bir kez daha Azerbaycan halkıyla
dayanışmamızı ifade ediyorum.
Bugün Anayasa ikinci tur görüşmelerinin 12nci
maddesinden devam edeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görüşme
usullerine uygun bir tarzda 12nci maddeden itibaren bugünkü görüşmelerin
devam etmesine yönelik dileğimizi ve temennimizi ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı
okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen ve 21 milletvekilinin, Toplu Konut
İdaresi Başkanlığının (TOKİ)
satışını yaptığı 40 bin konut ve iş
yerini geç teslim etmesi nedeniyle vatandaşların
uğradığı mağduriyetlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/444)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Toplu Konut İdaresi
Başkanlığının (TOKİ) satışını
yaptığı 40 bin konut ve iş yerlerini geç teslim etmesi
nedeniyle vatandaşların uğradığı
mağduriyetlerin tespiti, geç teslimler nedeniyle tazminat ödemek zorunda
kalan kurumun uğradığı zararların saptanması,
alınacak önlemlerin ve politikaların belirlenmesi amacıyla
Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılması
hususunda gereğini saygılarımızla arz ederiz.
1) Elif Doğan Türkmen (Adana)
2) Kadim Durmaz (Tokat)
3) Kazım Arslan (Denizli)
4) Ahmet Akın (Balıkesir)
5) Candan Yüceer (Tekirdağ)
6) Ceyhun İrgil (Bursa)
7) Hüseyin Yıldız (Aydın)
8) Orhan Sarıbal (Bursa)
9) Tekin Bingöl (Ankara)
10) Utku Çakırözer (Eskişehir)
11) Uğur Bayraktutan (Artvin)
12) Erdin Bircan (Edirne)
13) Bülent Öz (Çanakkale)
14) Mustafa Hüsnü Bozkurt (Konya)
15) Aytun Çıray (İzmir)
16) Eren Erdem (İstanbul)
17) Gaye Usluer (Eskişehir)
18) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
19) Fatma Kaplan Hürriyet (Kocaeli)
20) Seyit Torun (Ordu)
21) Barış Karadeniz (Sinop)
22) Akif Ekici (Gaziantep)
Gerekçe:
Sosyal konut üretimi için ve özellikle dar ve orta
gelirli vatandaşların nitelikli konut ihtiyacını
karşılamak amacıyla kurulan Toplu Konut İdaresi
Başkanlığı (TOKİ) geç teslim ettiği konut ve
iş yeri projeleri nedeniyle yüklü tazminatlar ödemek zorunda
kalmıştır.
Sayıştayın 2014 yılı
denetim raporuna göre, TOKİ'nin satışını
yaptığı 142 projede 39.319 konutu satış
sözleşmesinde belirtilen zamanda teslim edememesi ve üç yılı bulan
geç teslimler nedeniyle 24 bin dava açılmıştır.
Rapora göre, TOKİ'nin konut ve ticari
ünitelerin satışı sözleşmelerinde projeye göre on ay ile
otuz ay arasında değişen teslim süreleri öngörüldüğü, geç
teslimler nedeniyle TOKİ'den konut alıp üç yıl içinde yeni evine
taşınmayı hayal eden ailelerin bazı projelerde
altıncı yılda dairesinin anahtarını alabildiği
belirtildi.
Geç teslim sürelerinin projeler bazında
değişiklik gösterdiği ve otuz beş aya kadar
uzadığının kaydedildiği raporda Ankara Turkuaz Vadisi
Projesinde 2.893 konut, yirmi ay, İzmir Menemen Asarlık 2. Etap, 521
konut, yirmi üç ay; Ankara Polatlı 2. Etap, 249 konut, otuz bir ay; Sivas
Suşehri, 132 konut, otuz beş ay; Erzurum Yakutiye 384 konut
tesliminde de yirmi dokuz ay gecikme yaşandığı belirlendi.
Bu gecikmeler nedeniyle vatandaşlar
TOKİ'ye Aralık 2014 itibarıyla toplam 24.175 dava açarken
TOKİ, bu davaların yüzde 98'ini, 21.289'unu kaybetti. 538 dava
kurumun lehine sonuçlanırken, 722 dava kısmen kabul edildi.
Gecikmeler nedeniyle açılan 1.588 dava ise devam ediyor. Geç teslim
nedeniyle açılan davalar sonucunda son beş yıl itibarıyla
ödenen tazminat tutarları 2010 yılında 20,7 milyon, 2011
yılında 54,4 milyon, 2012 yılında 35,4 milyon, 2013
yılında 13,8 milyon, 2014 yılında 5,8 milyon lira olmak
üzere toplam 130,1 milyon liraya ulaştı.
TOKİ'nin konut ve iş yerlerinin geç teslim
edilmesi nedenlerinin başında Ağustos 2003 tarihli Kamu
İhale Yasası'nda yapılan değişikliğin etkili
olduğu da belirtilen raporda, bu düzenlemenin TOKİ'nin arsa temin
edilmeden, mülkiyet, kamulaştırma ve imar işlemleri
tamamlanmadan ve uygulama projeleri yapılmadan ihaleye çıkma
yetkisinin bulunduğuna dikkat çekildi. Bu nedenle de projelerin uygulama
aşamasında mülkiyet, imar ve altyapı sorunlarıyla
karşılaştığı belirtiliyor.
Bazı yüklenici firmaların işleri
zamanında bitirememesi, mali açıdan sıkıntı
yaşayan yüklenicilerin işlerinin feshedilmesi nedeniyle de projelerin
zamanında tamamlanamadığı ifade edilen raporda, projelerde
altyapı ve üstyapıda kullanıma engel teşkil edecek eksik ve
kusurlu imalatlar konut tesliminde gecikmelere neden olan diğer bir etken
olarak gösteriliyor; geç teslimler nedeniyle yüklü miktarda tazminat ödeyen
TOKİ'nin son bir yıldır inşaat seviyesi yüzde 20'lere gelen
projeleri satışa çıkardığına da dikkat çekiliyor.
2009-2014 yıllarını kapsayan beş
yıllık dönemde 16.315 kişinin TOKİ'den
aldığı konutları iade ettiği de belirtilen raporda,
imzalanan gayrimenkul satış sözleşmelerine göre, konut
iadelerinin anahtar tesliminin gerçekleşeceği tarihe kadar yapılabildiği
vurgulanıyor.
Yukarıda bahsedilen nedenlerle, TOKİ'nin
satışını yaptığı 40 bin konut ve iş
yerini geç teslim etmesi nedeniyle vatandaşların
uğradığı mağduriyetlerin tespiti, geç teslimler
nedeniyle tazminat ödemek zorunda kalan kurumun uğradığı
zararların saptanması, alınacak önlemlerin ve politikaların
belirlenmesi amacıyla, Anayasa'nın 98'inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılması uygun olacaktır.
2.-
Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve 22
milletvekilinin, son dönemlerde Cizre'de sokağa çıkma
yasağı uygulamalarıyla başlayan sürecin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/445)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Son dönemlerde Cizre'de sokağa çıkma
yasağı uygulamalarıyla başlayan can ve mal
kayıplarının yaşandığı sorunların
tespiti ve çözüm yollarının araştırılması
amacıyla Anayasanın 98inci, İç Tüzükün 104 ve 105inci
maddeleri gereğince ekte sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis
araştırması açılmasını aşağıda
imzası bulunanlar olarak arz ve teklif ederiz.
1) Meral Danış Beştaş (Adana)
2) İdris Baluken (Diyarbakır)
3) Filiz Kerestecioğlu Demir (İstanbul)
4) Garo Paylan (İstanbul)
5) Hüda Kaya (İstanbul)
6) Müslüm Doğan (İzmir)
7) Ali Atalan (Mardin)
8) Erol Dora (Mardin)
9) Mithat Sancar (Mardin)
10) Ahmet Yıldırım (Muş)
11) Burcu Çelik (Muş)
12) Besime Konca (Siirt)
13) Kadri Yıldırım (Siirt)
14) Aycan İrmez (Şırnak)
15) Faysal Sarıyıldız (Şırnak)
16) Ferhat Encu (Şırnak)
17) Leyla Birlik (Şırnak)
18) Dilek Öcalan (Şanlıurfa)
19) İbrahim Ayhan (Şanlıurfa)
20) Osman Baydemir (Şanlıurfa)
21) Alican Önlü (Tunceli)
22) Nadir Yıldırım (Van)
23) Tuğba Hezer Öztürk (Van)
Gerekçe:
Sokağa çıkma yasaklarına dair
uygulamanın başlangıcından itibaren
Şırnak'ın Cizre ilçesinde toplam 5 kez sokağa çıkma
yasağı ilan edilmiş olup en son sokağa çıkma yasağı
14 Aralık 2015 Pazartesi günü ilan edilmiştir. Hâlihazırda elli
yedi gündür kesintisiz devam eden sokağa çıkma yasağı
esnasında 80 kişi yaşamını yitirmiş olup 2015
yılının Temmuz ayından itibaren Cizre'de
yaşamını yitirenlerin sayısı ise 113 olmuştur.
Cizre'de uzunca bir süredir yaşanan olumsuz
durum son haftalarda ciddi boyutlara ulaşmış olup bir
binanın bodrum katında bulunan yaralılara ambulans
ulaşmamış ve yaralılar yaşamını
yitirmiştir. 23 Ocak günü başlayan sorunun çözümü adına 27 Ocak
2015 tarihinde tarafımla birlikte Grup Başkan Vekilimiz Sayın
İdris Baluken ve Urfa Milletvekilimiz Sayın Osman Baydemir ile
İçişleri Bakanlığı nezdinde temaslar
gerçekleştirdik. Ancak temaslar neticesinde de Cizre'deki gidişata
dair herhangi bir gelişme kaydedilmemiştir. 5 Şubat 2016
tarihinden itibaren ise Cizre'deki yaralılara dair tüm iletişim
kanalları kapatılmış, ölü ve yaralılardan haber
alınamamıştır.
Bahse konu durum devam ederken 7 Şubat 2016
akşam saatlerinde ise TRT'de Cizre'de yaralıların ve cenazelerin
bulunduğu bodrumlara düzenlenen saldırılarda 60 kişinin
etkisiz hâle getirildiği bilgisi geçmiştir. Sabah saatlerinde ise TRT
kanalı belirtilen sayının 60 değil, 30 kişi
olduğu şeklinde yeni bir açıklama geçmiştir.
Şırnak Valiliği ve ardından Genelkurmay
Başkanlığı da yaşamını yitirenlerin
sayısının 10 olduğunu açıklamıştır.
Devlete ait televizyon kanalından yapılan açıklamada belirtilen
60 kişinin öldüğüne dair haber ile aynı televizyon
kanalının açıklamasını değiştirmesi ve yine
Valilik ile Genelkurmay Başkanlığının farklı
rakamlardan söz etmiş olması toplum nezdinde kuşku ve infiale
yol açmış durumdadır.
Cizre yerelinden sınırlı da olsa
edindiğimiz bilgilere göre bahse konu evde daha evvel 9 kişi
yanmış, bunun öncesinde de 1 çocuk isabet eden bir kurşunla
ölmüştü. Yine, bu evde yaşamını yitirenler haricinde 52
kişinin de yaralı olduğu bilgisi tarafımıza
aktarılmıştır. Hatta yaralı 52 kişinin durumu
grup başkan vekillerimiz aracılığıyla Hükûmete
bildirilmiştir. TRT tarafından kamuoyuna yansıyan 60
kişinin öldüğüne dair bilgiyle birlikte bir durum
değerlendirmesi yapıldığı vakit yaralı 52
kişinin de öldüğü yönündeki kuşkuları
artırmaktadır.
Yine, 8 Şubat 2015 Pazartesi günü belediyeye
ait 2 adet cenaze aracı söz konusu adrese gitmiş olup kolluk
görevlileri de cenaze aracıyla gidenlerden 30 adet cenaze torbası
istemiştir. Ancak bu cenazelerin TRT tarafından da duyurulan ölüm
haberindeki kişilere ait olup olmadığı da müphemdir.
Konuya ilişkin ilk açıklamanın devlet
televizyonu tarafından yapılmış olması olayın
ciddiyetini ifade etmektedir. Hakeza bu haberden ötürü Cizre halkı
yakınlarını kaybetmiş olma ihtimalini
taşımaktadırlar. Sokağa çıkma yasağı
uygulamasından ötürü hastane yahut başkaca bilgi erişiminden
yoksun olan Cizreliler büyük kaygı içerisindedirler. Kamuoyunun ve cenaze
yakınlarının doğru ve güvenilir bilgiye erişimlerinin
sağlanması önem arz etmektedir.
Cizre'de temmuz ayından itibaren sokağa
çıkma yasaklarıyla başlayan sürecin topyekûn
araştırılması ve bilhassa 23 Ocak 2016 tarihinden itibaren
de ulaşılamayan ölü ve yaralıların akıbetlerinin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması
gerekmektedir.
3.-
Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel ve 31 milletvekilinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin son on yıllık bütçe denetim
raporlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/446)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
TBMMnin merkezî yönetim bütçesi kapsamında bir
kamu idaresi olarak denetlenmemesi sonucu bütçe harcamalarının israf
edilip edilmediği araştırılmalıdır. Özellikle son
on yıl TBMM bütçe denetim raporlarının incelenerek bu konuda her
türlü bilginin edinilmesi ve Anayasaya uygun hâle getirilmesiyle ilgili çözüm
önerilerinin tespiti amacıyla, Anayasa'nın 98inci ve TBMM İçtüzüğü'nün
104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırmasını saygılarımızla arz ederiz.
29/1/2016
1) Cemal Okan Yüksel (Eskişehir)
2) Ceyhun İrgil (Bursa)
3) Mustafa Akaydın (Antalya)
4) Murat Emir (Ankara)
5) Türabi Kayan (Kırklareli)
6) Mustafa Tuncer (Amasya)
7) Kemal Zeybek (Samsun)
8) Çetin Arık (Kayseri)
9) Kadim Durmaz (Tokat)
10) Bülent Yener
Bektaşoğlu (Giresun)
11) Orhan Sarıbal (Bursa)
12) Haydar Akar (Kocaeli)
13) Ahmet Akın (Balıkesir)
14) Gülay Yedekci (İstanbul)
15) Tekin Bingöl (Ankara)
16) Utku Çakırözer (Eskişehir)
17) Veli Ağbaba (Malatya)
18) Nihat Yeşil (Ankara)
19) Onursal Adıgüzel (İstanbul)
20) Vecdi Gündoğdu (Kırklareli)
21) Ünal Demirtaş (Zonguldak)
22) Mehmet Göker (Burdur)
23) Candan Yüceer (Tekirdağ)
24) Mahmut Tanal (İstanbul)
25) Tur Yıldız
Biçer (Manisa)
26) Muharrem Erkek (Çanakkale)
27) Hüseyin Çamak (Mersin)
28) Mevlüt Dudu (Hatay)
29) Yakup Akkaya (İstanbul)
30) Bülent Öz (Çanakkale)
31) Elif Doğan Türkmen (Adana)
32) Nurhayat Altaca
Kayışoğlu (Bursa)
TBMM'nin, Kanunlara Uygun
Denetlenmemesinin Yarattığı Sorunların Belirlenmesi ve
Anayasaya Aykırılığın Uygun Hâle Getirilmesi
Amacıyla Meclis Araştırma İstemi Önergesi
6253 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanununun 37nci
maddesiyle TBMM harcamalarının denetimi, Sayıştay
yargısından geçmemekte sadece Sayıştay tarafından
oluşturulan bir komisyon marifetiyle Başkanlık Divanına
sunulmakla yetinilmektedir.
Ancak bu denetim tarzı doğru bir yöntem
olmadığı gibi Anayasamıza da uygun değildir. 1982
Anayasasının 160ıncı maddesinde,
"Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu
idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri
ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve
sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve
kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini
yapmakla görevlidir." denilmektedir. Ayrıca, sosyal güvenlik
kurumlarına ilişkin ekleme bir yana bırakılırsa, aynı
hüküm 1961 Anayasasının 127nci maddesinde de yer almaktaydı.
Bu hükümde de herhangi bir istisnaya yer verilmemiştir.
Bu bağlamda, 5018 sayılı Kanunun 3.
maddesi (b) işaretli bendinde Merkezî yönetim kapsamındaki kamu
idareleri: Bu Kanuna ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer
alan kamu idarelerini ifade eder. denilmekte; bu hükümde zikredilen (I)
sayılı cetvelin en başında TBMM yer almaktadır. Yani,
TBMM'nin merkezî yönetim bütçesi kapsamında bir kamu idaresi olduğu
konusunda en ufak bir kuşku yer almamaktadır. Hâl böyle olunca
Anayasanın 160ıncı maddesi hükmü karşısında
TBMM'nin Sayıştayca denetlenmesi gerekmektedir.
Ne
yazık ki 5018 sayılı Kanundan önceki uygulamaya
bakıldığında, TBMM hesaplarının
Sayıştayca denetlenmediği, Millet Meclisi İçtüzüğü
uyarınca Millet Meclisi Hesapları İnceleme Komisyonunca tetkik
edilmekle yetinildiği görülmektedir. Buna gerekçe olarak da 1050
sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun
Cumhurbaşkanlığı, TBMM ve Sayıştay
harcamaları üzerinde Sayıştayın inceleme hakkı
bulunmadığına ilişkin 127nci maddesi gösterilmekteydi.
Oysa Sayıştay hem denetim hem yargı yetkisini haizdir.
Bilindiği üzere Sayıştayca yapılan denetimlerde önce
denetçiler tarafından hesaplar incelenerek mevzuata aykırı
harcamalar saptanmakta daha sonra bu konularda sorumluların
savunmaları alınarak rapor düzenlenmektedir. Düzenlenen bu raporlar
hesap mahkemesi durumunda olan Sayıştay dairelerince
yargılanarak hükme bağlanmakta, ilam düzenlenmektedir. Bu ilamlarla
mevzuata aykırı ödemeler hakkında tazmin hükmü verilmektedir.
Böylelikle bütçeden yapılan mevzuata aykırı ödemelerin tahsili
yoluna gidilmektedir.
Bilinmelidir
ki Parlamentonun Sayıştay aracılığıyla bütün kamu
harcamalarını denetleyebileceği, denetlemesi gerektiği
hususunda da herhangi bir kuşku yok iken kendi bütçesinin denetimini bunun
dışında tutması ne yüce Meclisin
saygınlığıyla ne de hesap verme sorumluluğuyla
bağdaşmaktadır.
Sonuç
olarak, Anayasa Mahkemesi de 22/2/1977 gün ve E. 1977/6, K. 1977/14
sayılı kararında "... meclislerin bütçelerinden
yapılacak giderlerin Sayıştay'ın denetiminden geçirilmesi
... zorunlu bulunmaktadır." demek suretiyle kuşkuya yer
bırakmayacak biçimde soruna açıklık
kazandırmıştır.
Meselenin
değerlendirilerek, son on yıl TBMM bütçe denetim
raporlarının incelenerek, bu konuda her türlü bilginin edinilmesi ve
Anayasaya uygun hâle getirilmesiyle ilgili çözüm önerilerinin tespiti
amacıyla Anayasa'nın 98inci ve TBMM İçtüzüğü'nün 104üncü
ve 105inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri, Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
HDP Grubunun, Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken tarafından,
AKP Hükûmetinin Türkiye dış politikasında sergilediği
tutarsız ve ilkesiz yaklaşımlarının Türkiye'deki iç ve
bölgesel siyasal alandaki olumsuz sonuçlarının açığa
çıkarılması ve ilkeli bir dış politikanın
oluşturulması amacıyla 28/6/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 20/01/2017 Cuma günü (bugün)
toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Yıldırım
Muş
HDP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
28 Haziran 2016 tarihinde, Diyarbakır
Milletvekili Sayın İdris Baluken tarafından verilen 2372
sıra numaralı, AKP Hükûmetinin, Türkiye dış
politikasında sergilediği tutarsız ve ilkesiz
yaklaşımlarının Türkiye'deki iç ve bölgesel siyasal
alandaki olumsuz sonuçlarının açığa
çıkarılması ve ilkeli bir dış politikanın
oluşturulması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
20/01/2017 Cuma günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin
aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin lehinde ilk olarak Bingöl Milletvekili Sayın Hişyar Özsoy
konuşacak.
Buyurun Sayın Özsoy. (HDP
sıralarından alkışlar)
HİŞYAR ÖZSOY (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, gittikçe, Mecliste, yükselen
bir tansiyon var. Biliyorum, Sayın Başkan, siz de
yatıştırmak için elinizden geleni yapıyorsunuz ama ben
samimiyetle söylüyorum, bu, kürsü dokunulmazlığı falan diyoruz
ya, şu Mecliste insanlar fikirlerini ifade edecek, yani bu açıdan,
hani, rahat olmaları lazım. Öyle bir rahatlık yok. Mecliste
sanki 300 Spartalı var, kim ağzını açarsa, böyle, herkes
bir celalleniyor. Yani bu inanılmaz çirkin bir durum. Burada, şu
kürsüde insanlar, ben iddia ediyorum Sayın Başkan, düşüncelerini
ifade ederken çekiniyorlar, kaygılanıyorlar. Böyle bir psikolojik
baskı olabilir mi ya? Buradaki insanlar seçilmişler, buraya
gelmişler, kendi seçmenlerini temsil ediyorlar; hakaret olmaması
koşuluyla burada bütün düşüncelerini ifade etsinler. Siz de çıkarsınız,
burada edersiniz. Yani, umuyorum, diliyorum, bugün son gün yani inşallah
bir aksilik çıkmaz, bir şekilde sonuçlanır bu süreç, bari bugün
daha fazla çirkinliğe sebebiyet verilmesin diye bu beklentimi de ifade etmek
istiyorum.
Bir başka konu da, Sayın Başkan, yani
tabii, işleyiş var burada ama burada yumruk yumruğa
kavgalaşan insanlar bu Meclisten, şu salondan
atılmıyorlarsa önünü açıyorsunuz demektir. Ki hangi partiden
olursa olsun, HDP, MHP, CHP, AKP; burada fiziki anlamda yumruklaşmaya
varan durumlar var ve kimse atılmıyor buradan. Yani ilkokulda bir
sınıfta olsa çocuğu çıkarırlar
dışarıya, Git, orada biraz bekle. Bir toplulukta nasıl
davranılacağını öğrendiğin zaman seni içeri
alırız. derler. Bu konuda, cezasız kalması demek, bu tür
durumların, önümüzdeki dönemde çok daha sıkıntılı, çok
daha ciddi durumların ortaya çıkması demektir. Allah
göstermesin, şu Mecliste yapılan kavgalarda milletvekili ölmüş
ya. Bu kadar tansiyonu
Maalesef, yani toplumdaki artan tansiyona, her anlamda
artan tansiyona bir de Meclisteki bu tansiyon ekleniyor ve eğer geçerse
bugün yani bu referandum paketi geçerse, buradaki tartışmalar
önümüzdeki süreçte, referandum kampanyası boyunca da kendisini
gösterecektir ve bu da ülkenin selameti açısından kesinlikle
hayırlı değil.
Değerli arkadaşlar, buradan
çıktıktan sonra
Yani bu, cuma günü bitecek. Cumartesi, pazar
Pazar
günü muhtemelen
Muhtemelen diyorum çünkü ihtilaflar var Türkiye Delegasyonuyla
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi arasında ama pazartesi AKPM
oturumları başlayacak. Biliyorsunuz, uzun bir dönemdir Türkiyenin
Avrupayla olan ilişkilerinde ciddi sıkıntılar söz konusu.
Çok net bir şekilde, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türkiyeyi
izleme sürecine tekrar alabileceğinin net işaretlerini verdi. Niye?
Çünkü Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin değişik organları
var. Biliyorsunuz, Venedik Komisyonu var, Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi
var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var, İnsan Hakları
Komiserliği var, var da var. Şimdi, bütün bu organlar son bir
yıldır Türkiye üzerine onlarca rapor, fikir, memorandum
çıkardılar ve Türkiyeden bazı beklentileri var.
Sadece bir iki tane örnek vereceğim: Mesela,
Venedik Komisyonu dokunulmazlıklarla ilgili uzunca bir fikir beyan etti.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının hem
Türkiyedeki Anayasaya hem de Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
anlaşmalara açık aykırılık teşkil ettiğini,
durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Şimdi, diyebilirsiniz ki:
Ya, Venedik Komisyonu da kim? Zaten Türkiyede sürekli
dışarıdan eleştiriler geldiği zaman Onlar da kim
oluyor? deniyor. Onlar kim, ben söyleyeyim: Venedik Komisyonu, özellikle
anayasa yapım süreçlerinde Avrupa Konseyine üye olan ülkelerle iş
birliği içerisinde çalışan bir Komisyon, Türkiye de Avrupa
Konseyi üyesi olduğuna göre Türkiye'nin de bazı yükümlülükleri var.
Yalnız, Türkiye'nin özellikle Avrupayla olan ilişkilerinde
şöyle bir durum söz konusu, diyor ki: Evet, ben Avrupa Konseyi üyesiyim
ama sizin istediğiniz hiçbir şeyi de yapmıyorum, herhangi bir
yükümlülüğüm yok. Bunu çok veciz bir şekilde daha önce bu kürsüden
de ifade ettim. Cumhurbaşkanı şöyle ifade ediyor, geçen gün yine
söylemiş muhtarlar toplantısında, en fazla orada
sanırım bu kadar sert konuşuyor, bu defa Ayşelere,
Fatmalara sarmış, diyor ki: Hansın ve Georgeun ne dediği
önemli değil benim için, Ayşe ile Fatmanın ne dediği
önemlidir. Gerçekten, arkadaşlar, ya popülizmin artık dibe
vurmuş hâlidir, çok diptedir.
Şimdi, bakın, AKPM Türkiyeyi izleme
sürecine alacağını söylüyor yani en azından siyasi komite
ile izleme komitesinin bu konuda açık kararları oldu ve bunlar oy
birliğiyle çıkıyor değerli arkadaşlar. Buna
karşın iki şey yapılıyor. Bir taraftan tehdit
ediliyor: Efendim, siz bunu yaparsanız biz çekiliriz., bir taraftan bu
ama diğer taraftan, değerli arkadaşlar, alttan alta
birtakım pazarlıklar yürüyor. Önümüzdeki hafta muhtemelen
Hükûmet
yeni bir kararname üzerinde çalışıyor. Bu kararnameyle birlikte
gözaltı süresinin kısaltılması, muhtemelen avukat
görüşlerinde ilk otuz günde beş gün avukat görüşü yok ya, bunun
değiştirilmesi ve Türkiyede yaşanan hak ihlallerinin Türkiye
içerisinde bir şekilde telafi edilebilmesi için birtakım hukuki
mekanizmaların açılması gibi birtakım sus payları
vererek durumu kurtarmaya çalışıyor, bir üç ay daha müsaade
istiyor. Çünkü biliyorsunuz, onların talebi netti, olağanüstü hâlin
kaldırılmasını talep etmişlerdi. Türkiye Evet, ben
darbeyle mücadele ediyorum, terörle mücadele ediyorum. diyor. Buna da
kesinlikle inanmıyorlar değerli arkadaşlar, Avrupanın
bütün raporlarında son derece nettir, sadece devletlerin, ulus üstü
kurumların değil insan hakları kurumlarının da
Hükûmet, bu darbe girişimini çok kötü bir
şekilde manipüle etmiş, kullanmış. Sadece darbecilere
karşı bir mücadele falan yürütmüyor; referanduma giderken yolu
temizlemek üzere Türkiyede ne kadar muhalif, gazeteci, siyasetçi, akademisyen
varsa hepsini cezalandırma yoluna gitmiştir. Tabii, bunun da AKP
Hükûmetine bir faturası olmuştur. Sadece AKP Hükûmetine faturası
olsa dışarıdan gelebilecek yaptırımların, vallahi
şahsen çok fazla üzülmeyeceğim ben, çok fazla üzülmeyeceğim, hak
ettiğinizi düşünüyoruz. Fakat, Hükûmete yaptırım
uyguladığı zaman ülkenin geneli de bundan etkileniyor.
Nasıl etkileniyor değerli arkadaşlar? Şimdi, Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisi, Türkiyeyi izleme sürecine alsın, muhtemelen
diyecekler ki: Efendim, sizin ne dediğiniz önemli değil. Öyle
değil arkadaşlar, statü düştüğü zaman uluslararası
kredi kuruluşlarından, bankalardan tutun da ticaretine, ekonomisine,
her şey bundan etkilenecek ve bu toplum bundan çok büyük bir zarar görecektir.
Şimdi, Cumhurbaşkanı, biliyorsunuz
geçenlerde bir açıklama yaptı, ilginçti Cebinde dolar olanlar
terörist. dedi. Ben bu Mecliste en az 450-500 tane teröristin olduğunu
düşünüyorum, dediğimi siz anlayın. Şimdi,
Cumhurbaşkanı, dolar terörizmi üzerinden konuşursa bakın ne
oluyor: Değerli arkadaşlar, geçen gün
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) Dolar üzerinden
manipülasyon yapanları kastetti Cumhurbaşkanı, dolar
taşıyanları değil.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) Müsaade edin,
müsaade edin.
BAŞKAN Sayın Özsoy, lütfen Genel Kurula
hitap edin ve hakaret etmeyin lütfen.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla)
Cumhurbaşkanı bunu yaparsa değerli arkadaşlar
Sanal
ortamda şöyle görüntüler var, ben gördüm hayretler içinde kaldım:
Adamın biri, bir grup cemaat toplamış Sayın Bostancı,
yemin ediyorum, 1 doları almış sahte mi değil mi
bilmiyorum- dolarla burunlarını siliyorlar ya. Gördünüz mü
bunları? Bu toplum, patolojik olmuş durumda. Cumhurbaşkanı
dolar terörizmi diyor, o da alıyor dolarları burnunu siliyor, bunu
çekiyor. Bu toplumun kimyasıyla öyle bir oynamışsınız,
imam ile cemaat meselesidir bu ya. Bununla hiçbir yere gidemezsiniz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Rahat olun.
HİŞYAR
ÖZSOY (Devamla) Ya, niye? Siz ne diyorsunuz Sayın Vekilim oradan?
AHMET
HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Rahat olun.
HİŞYAR
ÖZSOY (Devamla) Rahatım ya. Yeliz mi? Tamam, peki.
Ben de merak
ediyordum yani niye Mahmut değil, Abdurrahman değil, Yeliz diye,
vallaha merak ediyordum. Neyse... (HDP sıralarından
alkışlar)
Değerli
arkadaşlar, ciddi bir durum söz konusu. Bu kafayla giderseniz şu
olacaktır: Avrupayla ilişkileri gerilen, bozulan Türkiye'nin
ekonomik anlamda 2017de dibe vuracağı kaçınılmazdır.
Onun için burada oturup gerçekten... Yani, Avrupa savunuculuğu değil
bizim burada yaptığımız ama Avrupayla olan
ilişkilerinde dengeyi kaçırırsanız bunun bu topluma
ekonomik maliyeti çok büyük olacak. Herkes iflasın eşiğinde,
dolar 4-4,5lara doğru çıkabilir ve başkanlık sistemi
tartışmaları özellikle hukukun üstünlüğü, güçler
ayrılığı, anayasal işleyiş konusunda Türkiye ile
şu an üyesi olduğu Batı bloğu arasındaki
ilişkileri çok daha fazla gerecek ve bu gerginlikte ekonomi çok kötü
anlamda etkilenecektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özsoy, tamamlayın lütfen.
Bir dakika süre
veriyorum.
HİŞYAR
ÖZSOY (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Onun için
değerli halkımıza sesleniyoruz: Eğer bu ekonomik krizin
içerisinden çıkmak istiyorsanız, Türkiye'nin son bir buçuk-iki
yıldır uğraştığı krizlerle,
çatışmalarla, çelişkilerle bir şekilde başa
çıkmak istiyorsanız, buradan, Meclisten geçerse halkın
sağduyusunun bu saçma sapan sistem değişikliğine dur
diyeceğine inanıyoruz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özsoy.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin aleyhinde ilk olarak
Amasya Milletvekili Sayın Mehmet Naci Bostancı konuşacak.
Buyurun Sayın Bostancı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; Halkların Demokratik
Partisinin sözcüsü grup önerisine ilişkin, yanlış anlamadıysam,
çok fazla bir değerlendirme yapmadı, siyasi eleştiriler dile
getirdi. Sayın Cumhurbaşkanının söylediği sözü,
bilemiyorum, yanlış anlamak için çaba sarf edilse ancak bu kadar
olur. On iki yıl boyunca Başbakanlık yapmış,
ihracatı hep artırmak istemiş ve bütün bunlar olurken tabii ki
rezerv para olarak doların kullanılmış olduğu bir
ülkede Doları olan teröristtir. demek söz konusu bile değil.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Söyledi.
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) Öyle bir
şey kastetmedi, öyle bir şey kastetmedi arkadaşlar, siz de
biliyorsunuz ya.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Eğer
anlama çabamız varsa ve gerçekten ne söylediğini merak ediyorsak
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) En basit
hakikatleri bile çarpıtıyorsunuz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
kastımız buysa, bir çarpıtma üzerinden farklı
amaçların aracı yapmak için Ben bunu nasıl kullanabilirim?
aklı göstermeyeceksek, Sayın Cumhurbaşkanının söylediği,
başka ülkelerde de olduğu gibi Türkiyede döviz üzerinden spekülasyon
yaparak siyasi istikrarsızlık doğurmak isteyen çevrelerdir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Aynen öyle, bravo!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Cebinde 10
doları olan, 100 doları olan, bankada 1 milyon doları olan,
ihracat yapan, bunlarla ilgili bir söz değildir. Kurallar dâhilinde herkes
döviz alır, döviz satar, onu yapar, bunu yapar ama kasıt
istikrarsızlık doğurmaksa terörle birlikte aynı paralele
düştüğünü vurguluyor. Siz de bir ülkeye yönelik istikrarsızlık
kastıyla böyle bir spekülasyon yapıldığında ne
düşünürsünüz? Makul mü karşılarsınız? Bilemiyorum ama
Sayın Cumhurbaşkanının ifadesi buna ilişkindir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ya benimsin ya
toprağın
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, ya, bu konu gayet açık, bilemiyorum, tekrar gelip burada
arkadaşlar Cumhurbaşkanı Doları olan teröristtir. dedi.
derler mi? Mümkün, diyebilirler ama emin olun, halkımız sözlerin ne
olduğunu biliyor.
VELİ AĞBABA (Malatya)
Cumhurbaşkanı ya
Ya benimlesin ya karşımdasın
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, Meclis, insanoğlunun tarihi içerisinde iktidar
mücadelesinin nihai olarak medenileştiği ve kurallara uygun bir
şekilde sürdürülmesine yönelik oluşmuş bir mekândır.
Geçmişte
insanlar taşlı sopalı kavgalar yaptılar Taş Devrinde,
Maden Devrinde.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Beş yüz yıl önce, beş yüz yıl önce;
dün akşam, dün akşam
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Kılıçla kavgalar yaptılar,
birbirlerini katlettiler, büyük alanlar fethettiler, neler yaşandı
insanlık tarihinde.
FATMA KAPLAN
HÜRRİYET (Kocaeli) Neler yaşandı bu Mecliste?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Ama demokrasi insanların bir arada
yaşarken o kaçınılmaz iktidar mücadelesini ehlileştirdi,
medenileştirdi, beyanlar üzerinden medeni bir şekilde bu mücadelenin
sürdürüleceği mekânlar olarak meclisleri oluşturdu. Meclisten geriye
gitmemek lazım, tekrar sokaklara, geçmişe dönmemek lazım.
TAHSİN
TARHAN (Kocaeli) Kaymakam dahi tehdit ediliyor bu ülkede
Cumhurbaşkanı tarafından.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Bu konuda hepimiz dikkatli olalım, benim
söyleyeceğim bu.
VELİ
AĞBABA (Malatya) İletişim hocalığı vallahi
böyle bir şey Hocam.
BAŞKAN
Sayın Ağbaba, niye laf atıyorsunuz devamlı?
VELİ
AĞBABA (Malatya) Tebrik ediyoruz Hocam vallahi.
BAŞKAN
Sayın Ağbaba
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Veli Beyi severiz. Veli Bey bana laf atabilir,
serbest.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Başarılı bir milletvekilisiniz Hocam.
BAŞKAN
Sayın Bostancı, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Devamla) Kıymetli arkadaşlar, dış
politika 1960ın başlarına kadar Türkiyede iç siyasette çok
konuşulmazdı, 1960tan sonra konuşulmaya başlandı;
demokratikleşmenin bir neticesidir. Burada da bir çoğullaşma
olması, farklı görüşlerin dile getirilmesi olağandır.
Bunları dile getirirken ortak kaderin çocukları olduğumuzu
unutmamak gerekir.
Eleştirilerden
kasıt, elbette Türkiyenin daha iyi ilişkiler kurması, kendi
geleceğini de daha iyi inşa etmesidir. Bu kasta yönelik yapılan
her tür eleştiri başımızın üzerindedir.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bostancı.
Halkların Demokratik
Partisi grup önerisinin lehinde son olarak Aydın Milletvekili Sayın
Metin Lütfi Baydar konuşacak.
Buyurun Sayın Baydar.
(CHP sıralarından alkışlar)
METİN LÜTFİ BAYDAR
(Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye, cumhuriyetin çok öncesinden bu yana yaşadığı
tecrübelerle çevresindeki istikrarın bozulmasının kendi
istikrarını da olumsuz etkileyeceğini öğrenmiştir.
Türkiye, Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidarına kadar, yüz yılların kendisine
kazandırdığı deneyimler sonucu akıl süzgeçlerinden
geçirerek oluşturduğu dış politikasında, ortamın
istikrarını bozarak bunun yeniden tesisini bir pazarlık unsuru
olarak kullanmaya asla kalkışmamıştır.
Cumhuriyetin kuruluşuyla, Büyük Önder Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün bu yukarıdaki yerleşik siyaset sözünün özünü
de kapsayan Yurtta barış, dünyada barış. ilkesi
doğrultusunda, Türkiye, içinde yer aldığı geniş
bölgedeki tüm ülkelerle barış, iç işlerine karışmama,
karşılıklı olarak birbirlerinin egemenliğine ve toprak
bütünlüğüne saygı esasına dayalı olarak ikili ve bölgesel
bir iş birliği arayışı içinde olmuştur.
Türkiye, AKP hükûmetlerine kadar, bölge dengelerinde
hiçbir ülkenin ya da güç merkezinin karşı
ağırlığı olmaya kalkışmamış, bölge
ülkelerinin ve özellikle Arapların iç anlaşmazlıklarında
taraf olmamaya özen göstermiştir. Ülkeler arası anlaşmazlıklara
ancak taraflarca kendisinden talep edilmesi hâlinde, o da barış ve
istikrarın yeniden tesisine yardımcı olmak amacıyla ara
buluculuk yapmak şeklinde müdahil olmuştur.
Türkiye, laik yapısı gereği, ulusal
çıkarlarının da gerektirdiği şekilde bölge ülkeleriyle
ilişkilerini, onların dinsel, mezhepsel, etnik kimliklerini ön planda
tutmadan, tüm bölge ülkeleriyle ilişki kurmuş ve sürdürmüştür.
Bu dış politika, komşu ülkelerin, İran-Irak
savaşı sırasında İranın Iraktaki
çıkarlarının Bağdat Büyükelçiliğimizce
korunmasını, Irakın İrandaki çıkarlarının
Tahran Büyükelçiliğimizce korunmasını isteyebilecek ölçüde
Türkiyeye güven duyulmasını sağlamıştır.
Türkiyeyi, Orta Doğu ihtilafında hem Arap hem İsrail
tarafıyla bire bir görüşebilen bir ülke olarak bölgede başat bir
konuma getirmiştir. AKP 2002 seçimleriyle tek başına iktidara
geldikten sonra bir süre bu politikayı sürdürmüş ancak 2009
yılı ortalarından itibaren dış politikayı mezhep
temelli ve Müslüman Kardeşler odaklı bir bölge hâkimiyeti elde
edebileceği hayalinden hareket eden, Araplar başta,
komşuları ve bölgeleri yanlış okuyan, Türkiyenin güç ve
kabiliyetlerini abartan, bölge dışı aktörlerin tutum, siyaset ve
tepkilerini yanlış değerlendiren maceracı bir dış
siyasete dümen kırmıştır.
AKP Hükûmeti, Irak politikasını açık
şekilde mezhep temelinde yürütmeye başlayarak Merkezî Irak
Hükûmetiyle köprüleri atmış, Bağdatla ilişkilerini,
Irakta sahip oldukları güç ve itibarı tartışmalı olan
eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El
Haşimi, eski Musul Valisi Esil Nuceyfi gibi Sünni şahsiyetlerle
yürütmüş, onların sözünü Bağdatın tutumu olarak kabul etmiştir.
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimiyle kurduğu ilişkilerde
Bağdatı baypas ederek, petrol alımı yaparak ve bölgesel
yönetimi âdeta Irak merkezî yapısından ayrı tutarak bir
çekişme yaşanmasına sebep olmuştur.
Suriyede ise başından itibaren Suriyenin
kendine özgü yapısı ve rejimin tutamak noktaları göz ardı
edilerek tamamen yanlış bir değerlendirme
yapılmıştır. Esadın kısa zamanda gideceği
düşüncesiyle bu ülkede bir Müslüman Kardeşler yönetimi kurmaya
girişilmiştir. Başarılı olamayınca, giderek artan
ölçüde, önce ÖSO gibi bir silahlı müdahale gücü oluşturulmuş,
bununla sonuç alamayınca Esadı devirebilecekleri düşüncesiyle
IŞİD ve El Nusra dâhil her türlü vahşi terör örgütlerine
yardım ve yataklık edilmiş, sınırlarımız bu
örgütlerin cirit attıkları birer elek hâline dönüşmüştür.
Milyonlarca insanın Türkiyeye göç etmesine yol açılmış,
Türkiye çok sayıda yabancı teröristin geçit ve konaklama yolu ve
giderek yerleşme ülkesi hâline gelmiştir. AKP Hükûmeti, Suriyenin
birlik ve bütünlüğünü bozarak kendi birlik ve bütünlüğümüzü de tehdit
altına atmıştır.
AKPnin hayalî kurgulara dayanan, maceracı ve
mezhepçi dış siyaset uygulamaları,
sınırlarımızın hemen ötesinde ölçüsüz şiddetin
hüküm sürdüğü, katliamlarla dolu, kontrolsüz, kanlı bir vahşete
ve teröre yol açmıştır. Gerçekten de, izlenen mezhep
ağırlıklı bu politika
sınırlarımızı kevgire döndürmüş, muhtelif resmî
ve sivil kuruluşların şaibeli örgütlerle kurdukları
karmaşık ilişkilerin de dillendirilmesiyle uluslararası
planda Türkiyenin âdeta terör örgütlerinin geçiş ve barınma yerine
dönüştüğü yolunda güçlü bir algı oluşmuştur. Bu
gelişmeler sonucunda, terör sarmalı korkulduğu gibi içe dönerek
ülkemizi kalbinden vurmuş, içine düştüğümüz güvensizlik
ortamının etkileri sınırlarımızı da
aşarak Avrupayla ilişkilerimizi olumsuz etkilemiştir. Bu
olgunun sosyal, siyasi önemi bir yana, ülke için büyük bir çarpan etkisi
olduğu da kuşkusuzdur.
Bu hususlar büyük ölçüde Irak için de geçerli olup
üstelik mevcut ortam Kerkük-Yumurtalık Boru Hattının
güvenliğini tehlikeye sokmuş, bu hattın istikrarlı,
sürdürülebilir akım özelliğini sorgulanır hâle getirmiştir.
Bu süreç sırasında çok vahim bir gelişme, AKP hükûmetinin
devletler genel hukukunun temel kavramlarından habersiz ve temel anayasa
hukuk bilgisinden tamamen yoksun olduğunu düşündürecek bir
şekilde askerî, stratejik ve politik bilinç zaafı sonucu, Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir vatan toprağının
boşaltılıp terk edilmesi şeklinde Süleyman Şah Türbesi
hezimeti yaşanmıştır. Vatan toprağını terk
etmenin savaşarak işgal yoluyla toprak kaybedilmesinden farklı
hukuki sonuçları olması gerekir. Bu durumun terk kararını
veren yetkililere siyasi değil, cezai hukuki sorumluluk getirip
getirmediği de hukukçularca incelenmesi gereken bir konudur. Temel
uluslararası hukuk bilgisinden yoksun aynı kafa yapısı eski
Musul Valisinin sözüne dayanarak Başika kampına girmiş,
Bağdatla ilişkileri gereksiz yere germiş, konuyu
Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu kapısına kadar
getirdikten sonra, Türkiyeye itibar kaybettirecek şekilde geri adım
atmak durumunda bırakmıştır. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Başika için Askerleri çekmemiz söz konusu değil. diye
haykırıyordu. Ne oldu sonra? Ankara geri adım attı ve ne
yazık ki tükürdüğümüzü yalamış olduk. Bölgesinde laik
devlet yapısıyla bir model ülke olan Türkiye, dış dünyada,
Tosun Paşa filmindeki efelenen küçük enişte pozisyonuna
düşmüştür. (CHP sıralarından alkışlar) Irak ve
Suriye politikalarının yanlışlığı, basiretsizliği
ve tutarsızlığı nedeniyle gencecik evlatlarımız
burada şehit oldu. Bugüne kadar Fırat Kalkanı harekâtında
49 evladımız şehit oldu. Madem Başika kampından
çekilecektin, neden askerlerimiz orada şehit oldu? Bu
evlatlarımızın vebalini kim ödeyecek? Madem Rusyaya eyvallah
çekecektik neden bunca böbürlenme? AKP Hükûmeti ünlü Banker Bilo filmindeki
Maho karakteri gibidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Hatırlayın, insanları Avrupaya götüreceğim diye kamyona
doldurup İstanbulda köprü ayağına
bırakmıştı Maho. AKP de 2002de Avrupaya götüreceğim
diye yola çıkardığı insanları Orta Doğunun
göbeğine bırakmıştır. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
Şimdi, kalkmış bu kadar
yanlış yapan birisine Anayasa değişikliği
yaptırarak devletin bütün erklerini emanet etmememizi istiyorsunuz.
İki şeye bakın, hukuk tarihine ve siyasal tarihe. Bütün siyasi sonuçların hukuki müeyyidelerini bizatihi
siyasal iktidarlar hazırlar ve siyasal iktidarlar tarafından
hazırlanır ve bu hukuki müeyyideler de bu siyasi müeyyideleri
hazırlayanlara uygulanır.
Şimdi, güldürmeyin bizi diyorum sonuçta. Kendi
sonumuza evet dediğinizi ne yazık ki
zaman içinde öğreneceksiniz. Tarih AKP iktidarını
başarısız ve karanlık bir dönem olarak kaydedecektir.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Muş
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, defa, ortaya atılan iddiaları bir kabul
etmediğimizi ifade etmek istiyorum. Üzüldüğümüz ve kesinlikle
reddettiğimiz bir ifade şudur: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin ve
devletinin DAİŞ ve El Nusra gibi örgütlere yardım ve
yataklık yaptığını iddia etmiştir hatip.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Kendi
uydurdukları yalanlara kendileri inanıyorlar.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bakın, bir
milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti devletini ve Hükümetini asılsız,
temelsiz bir iddia ortaya
İddia demiyorum, hükme varmış. Bunun
kabul edilmesi mümkün değildir.
Bakın, orada terör örgütlerine karşı
en kapsamlı operasyonları yürüten Türkiye Cumhuriyeti devletidir. El
Babta DAİŞe karşı en kapsamlı operasyonu yürüten
Türkiye Cumhuriyeti devletidir.
ALİ ATALAN
(Mardin) 2014ü konuş.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) - Aynı şekilde, bölgede terör örgütlerine ve terörist
faaliyetlere karşı da geniş çaplı operasyon yürüten Türkiye
Cumhuriyetidir. Bakın, gerçekten ülkem adına üzüldüğümü, çok üzücü
Hatibi bu ülkeden ve bu milletten özür dilemeye davet ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Aa.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Yok artık ya. Yavuz hırsız ev sahibini
bastırır. diyor arkadaş.
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi
AHMET YILDIRIM
(Muş) Sayın Başkan
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Bir dakika efendim
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Efendim
BAŞKAN
Sayın Baydar, sizi dinliyorum.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Hanımefendi, Sayın Grup Başkan
Vekili
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Hanımefendi yok, Başkan.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Sayın Başkan, Sayın Grup
Başkan Vekili benim özür dilememi gerektirecek bir laf söylediğimi
ifade etmiştir. Bu yüzden, sataşmadan iki dakika söz istiyorum.
BAŞKAN
Ama Yardım, yataklık etti. dediniz Sayın Baydar.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Yüz kere söyledik, yüz kere söyledik, niye bir tane
dava açmıyorlar?
BAŞKAN
Sayın Altay, sizinle konuşmuyorum.
Bunu
söylediniz, kastınızı aşan bir beyan olduğunu
açıklayacaksanız size söz veririm.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sözlerine açıklık getirecek.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Hayır, haddimi aşan bir beyan
değil, sözlü olarak cevap vermek istiyorum.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sataşma
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sözlerine açıklık getirecek efendim.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Sözlerime açıklık getireceğim.
BAŞKAN
Şimdi, açıklık getirecek
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Evet.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sataşma yahu, özür dilenecek laf ettiğini
iddia etti.
BAŞKAN
Bakın Yardım, yataklık yaptı. dediniz.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Tabii, tabii.
METİN LÜTFİ
BAYDAR (Aydın) Evet.
BAŞKAN -
Bunu söylediniz.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Evet.
BAŞKAN
Sayın Muş da buna karşı
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Açıklık getireceğim sözlerime.
BAŞKAN O
zaman yerinizden bir dakika
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Hayır, hayır, efendim, olur mu?
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Hayır, oradan iki dakika istiyorum
efendim.
BAŞKAN
Sataşma değil.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Sataşma.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Muş yerinden konuştu, Sayın Baydar da yerinden
konuşacak.
Bir dakika,
lütfen
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan, açıkça
BAŞKAN
Sayın Baydar yerinden konuşacak bir dakika.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Açıklama yapacağım. dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bu doğru değil ki.
BAŞKAN
Ya yerinizden konuşursunuz ya da devam ediyorum.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Ne demek bu ya?
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Bu doğru değil ki.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Bu da sataşma olmayacaksa ne olacak ya?
BAŞKAN
Sayın Baydar, yerinizden konuşacaksanız size söz vereceğim
yoksa devam edeceğim.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) İki dakika sataşmadan söz istiyorum
Hanımefendi.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Ya, böyle bir şey
BAŞKAN
Kararınızı verin.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Böyle bir şey var mı yahu?
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan, söz verir misiniz?
BAŞKAN
Sayın Baydarla konuşuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Ya, böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN
Sayın Baydar Açıklık getireceğim. dediniz. Lütfen
yerinize oturun, size bir dakika süre vereceğim.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Sataşmadan dolayı sözlerime
açıklık getireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Öyle bir şey yok, ya açıklık getirirsiniz ya da sataşmaya
cevap verirsiniz.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Sataşma o zaman, o zaman sataşma
diyelim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Muş size Yardım, yataklık da yapıyorsunuz
dediniz, bundan dolayı da Türk milletinden veya Türkiye Cumhuriyetinden
özür dilemeniz gerekir. dedi.
METİN
LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Olur mu öyle şey canım? Biz
devamlı söylüyoruz bunu zaten; sadece biz söylemiyoruz, bütün dünya
söylüyor.
BAŞKAN Ha, yani bunu kabul ediyorsunuz öyle
mi? Türkiye Cumhuriyetinin yataklık yaptığını kabul
ediyor musunuz?
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın)
Hayır, bu konuya açıklık getirmek için sataşmadan söz
istiyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, kabul
ediyoruz.
BAŞKAN Bunu kabul ediyorsunuz yani,
söylediğinizi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sizin
yaptığınızı kabul ediyoruz, söylediğimizi kabul
ediyoruz.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın)
Yardım ve yataklık yaptığı iddiamın
arkasındayım.
BAŞKAN Bundan dolayı size hiç söz
vermiyorum, kusura bakmayın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne demek ya?
BAŞKAN - Evet, hiç vermiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Öyle şey olmaz. Böyle bir
şey olmaz.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Olur mu
öyle şey ya? Böyle bir şey nasıl olur?
BAŞKAN Vermiyorum. Hiç vermiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle bir şey olmaz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Nasıl böyle bir şey
yapabilirsiniz ya, yapamazsınız böyle bir şey.
BAŞKAN Buraya da yaklaşmayın,
lütfen
Buraya yaklaşmayın.
(İstanbul Milletvekili Engin Altay ve Manisa
Milletvekili Özgür Özelin Başkanlık kürsüsü önüne yürümesi)
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Başkanım, böyle keyfî bir uygulama yok.
BAŞKAN Var, verebilir dedi.
Ben bu kürsüden Türkiye Cumhuriyetine hakaret
ettirmem. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hükümete laf söylüyoruz,
hakaret etmiyoruz.
BAŞKAN - Evet, hakaret ediyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz tarafsızlıkla
yöneteceksiniz, böyle bir şey olmaz.
BAŞKAN Ben, Türkiye Cumhuriyetini temsilen
burada oturuyorum şu anda, evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sözlerine açıklık
getirecek. dedik.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın) Hükûmetin
yardım ve yataklık yaptığını iddia ediyorum,
açıkça iddia ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Söz vermeyecek misiniz?
BAŞKAN - Vermeyeceğim söz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) -
Konuşmalarımızı çarpıtıyorsunuz burada. Böyle
şey olabilir mi?
BAŞKAN - Aynı şeyi söyledi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Türkiye
Cumhuriyetine kim hakaret etmiş?
BAŞKAN - Evet, öyle söyledi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Böyle
yönetemezsiniz.
BAŞKAN - Allah Allah!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Olmaz.
BAŞKAN - Yataklık ediyor. dedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bakın, böyle
yapamazsınız, gerçekten yapamazsınız.
BAŞKAN - Siz buna karar veremezsiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Usul hatası
yapıyorsunuz.
BAŞKAN Açın, usul
tartışması açın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Açıyoruz.
BAŞKAN - Ne bağırıyorsunuz
canım? Ne bağırıyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım, usul
tartışması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Böyle şey
yok, böyle keyfî yönetemezsiniz.
BAŞKAN Hiç keyfî yönetmiyorum, İç
Tüzükü uyguluyorum, gayet
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Usul tartışması
açıyoruz.
BAŞKAN Açın, buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Ayıp be! İnsan kendi ülkesine hakaret eder mi
ya?
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Hanımlara
saygınız bu kadar mı arkadaşlar?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Allah Allah!
ENGİN ALTAY (İstanbul) Böyle şey
olur mu ya? Ali kıran baş kesen sanki ya!
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) Grup
Başkan Vekiline saldırıldı. diyorsunuz, Başkana niye
baskı yapıyorsunuz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ne
baskısı ya? Yapacağız tabii ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle bir şey size
yapılsa
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Ayıp
değil mi? Ayıptır ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, orada CHPli bir
başkan vekili otururken size yapsa ne yapacaksınız?
BAŞKAN Ben İç Tüzükü uyguluyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hüküm veremez bir
kere tartışmalarla ilgili.
BAŞKAN Ben Sayın Baydara söz
vermeyeceğim. demedim, Açıklama yapacağım. dedi
Yerinizden bir dakika söz veriyorum. dedim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz Hükûmete her
şeyi söyleriz. Siz, bizim Hükûmete söylediklerimiz hakkında yorum yapamazsınız.
BAŞKAN - Sayın Altay, siz de bana
bağıramazsınız.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Siz
bağırıyorsunuz. Aç mikrofonu, bağırmayayım.
BAŞKAN Evet,
bağıramazsınız. Bakın, ben gayet sakin
konuşuyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Allah Allah!
BAŞKAN Gayet sakin konuşuyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Öyle şey
olur mu ya?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aslında, kusur bende,
ayağa kalkmakta yarım saniye geciktim. O sırada, Sayın
Baydara söz verdiniz ve Sayın Baydarın ifadesinden aslında
hepimizin bildiği, buz gibi bir kürsüden cevap hakkını yerinden
konuşmaya çevirmeye çalıştınız. Bütün mesele şu,
bizim şu andaki itirazımız şu: Arkadaşımız
bir cümle söyledi. AKP Grup Başkan Vekili o cümleye bir yorum yaptı
ve bunu özür dilemeye muhtaç bir ifade olarak söyledi.
BAŞKAN
Evet.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Burada bu arkadaşımızı
konuşturmazsanız...
MUHAMMET
EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Konuşturmuyor.
HÜSEYİN
BÜRGE (İstanbul) Yerinden açıklasın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Bir dur ya.
BAŞKAN
Ben yerinden söz veriyorum arkadaşınıza.
MUHAMMET
EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) Ya Özgür, her şeye bu
kadar konuşmak zorunda değilsin kardeşim ya.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Bakın, arkadaşımızı
konuşturmazsanız...
BAŞKAN
Arkadaşınızı konuşturmamazlık yapmıyorum,
yerinden söz veriyorum.
AHMET BERAT
ÇONKAR (İstanbul) Maksadınız üzüm yemekse açıklama
yapsın.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Bakın, kürsüye çıkmasına izin vermezseniz
BAŞKAN
Yerinden söz veriyorum. Takdir yetkim, lütfen bırakın ben takdir
edeyim.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Hayır, Sayın Başkan. Bunu biz eğer yerinden
izaha muhtaç bir şey gibi kabul edersek buradaki grup başkan
vekilinin ifadesi hüküm niteliği taşır. Bizim buna
itirazımız olduğunun
Açıkça kürsüden cevaplanacak bir
sataşma olarak görüyoruz. Görmezseniz o zaman bir başka şey
talep edeceğim ama bir kez daha Sayın Metin Lütfi Baydarın bu
sataşmaya kürsüden cevap verme hakkının verilmesini istiyorum.
MUHAMMET
EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) Ne ilgisi var ya? Ne ilgisi
var? Grup başkan vekili yerinden söyledi, otururken söyledi zaten.
HÜSEYİN
BÜRGE (İstanbul) Özgür Başkan, kendisi diyor. Sataşma yok.
TAHİR
ÖZTÜRK (Elâzığ) Ne sataşması?
BAŞKAN
Arkadaşınıza yerinden bir dakika söz veriyorum.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Usul tartışması açıyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun, açın.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Aleyhinizdeyiz.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Lehte.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) - Aleyhte.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Aleyhte.
BAŞKAN
Sayın Yıldırım
AHMET YILDIRIM
(Muş) Aleyhte.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Lehte ben bağırdım önce, tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Lehte Mehmet Muş.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Tutanaklara bakın.
BAŞKAN
Aleyhte mi Haydar Akar?
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Haydar Akar lehte
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Lehte istedim Sayın Başkan, herkesten önce ben
bağırdım.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Haydar Akar lehte dedi ve herkesten önce bağırdı.
BAŞKAN
Lehte diye mi bağırdı?
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Evet, ilk önce.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Evet, ilk önce ben bağırdım, tutanaklara bakabilirsiniz.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, ikisini biz aldık.
BAŞKAN
Ama en önce Sayın Doğan Kubat dedi.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Hayır.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Hayır, tutanaklara bakalım.
BAŞKAN
Tamam, tutanaklara bakacağım.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Tamam.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) Herkesten önce bağırdım.
BAŞKAN - Tamam,
tutanaklara bakacağım ve usul tartışmasını
açacağım tutanaklara bakıp, tamam, peki.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan, usul tartışması, usul her
şeyden önce gelir ilkesi gereğince usul tartışması
aşılmadan, tükenmeden devam edemezsiniz. Üç dakika ara vereceksiniz,
tutanaklara bakacağız, başka türlü çaresi yok bunun. Usul her
şeyden önce gelir. Usul esastan önce gelir.
TAHİR
ÖZTÜRK (Elâzığ) - Hadi ya!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, ben size dedim ki: Usul tartışması
açma hakkınız bakidir.
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Öyle olmaz.
ABDULLAH
BAŞCI (İstanbul) - Yeter be! Yeter.
HAYDAR AKAR
(Kocaeli) - Bağırma be! Ne diyorsun ya?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sen ne diyorsun ya?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen.
ABDULLAH
BAŞCI (İstanbul) Haddinizi bilin, yeter be! Ayıp be!
Millet sizi görüyor ya.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) Ortak
çalışıyorsunuz, herkes bunu biliyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Otur tamam, görüyorsa görür;
sen ne diye darlanıyorsun? Millet görüyorsa görür, sen ne diye
darlanıyorsun?
ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) Devamlı
bağırıyorsunuz, ne bağırıyorsunuz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Otur orada hadi, senden mi
izin alacağız ne yapacağımızı?
ABDULLAH BAŞCI (İstanbul)
Ayarlarınız kaçtı sizin ya.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hadi ya!
ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) Lan deme
lan! Benim asabımı bozma!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Lan sensin, lan sensin!
ABDULLAH BAŞCI (İstanbul) Terbiyeli
konuş!
BAŞKAN Birleşime on dakika ara veriyorum
Kapanma Saati: 16.08
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.32
BAŞKAN: Başkan
Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI
(Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 63üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
konuşan Sayın Baydar, konuşması esnasında -tutanaklar
henüz gelmediği için net olarak söyleyemeyeceğim- ya Türkiye
Cumhuriyetinin veya Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin DAEŞe yardım ve
yataklık yaptığını söyledi. Bunun üzerine Sayın
Muş söz alarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti veya devletinin yardım ve
yataklık yapmayacağını, yapamayacağını
belirtti. Sayın Baydar tekrar söz istedi. Sayın Baydara sordum,
Açıklama yapacağım. dedi. Tüzüke göre açıklamanın
yerinden yapılması gerekiyordu. Yerinden söz verdim, kabul etmedi.
Sataşma-yerinden söz şeklinde bir usul tartışması
talebi oldu.
Usul tartışmasını açıyorum.
Her partiden birer kişiye söz vereceğim.
Sayın Özgür Özel, aleyhte?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Metin Lütfi Baydara
devrediyorum.
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
sizin talebiniz var mı?
AHMET YILDIRIM (Muş) Vardır Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Lehte mi, aleyhte mi olacak?
AHMET YILDIRIM (Muş) Aleyhte, fark etmez.
BAŞKAN Sayın Akçay, bu durumda size de
aleyhte dönüyor.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Fark etmez efendim.
BAŞKAN Ona göre konuşmanızı
tanzim edersiniz.
Evet, usul tartışması açıyorum.
Lehte Sayın Mehmet Muşa söz veriyorum.
Buyurun Sayın Muş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VIII.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydara
sataşma nedeniyle söz hakkı vermemesinin İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; burada bizim itiraz ettiğimiz
talihsiz bir cümle sarf edilmiştir, buna bir itirazımız söz
konusu olmuştur ve siz de bu bizim itirazımıza yönelik bir
düzeltme yapılacağını hatibin bildirmesi üzerine yerinden
söz vereceğinizi ifade ettiniz. Bu aslında yerinde bir tutumdur.
Çünkü -ortada- sataşma değil, açıklama, izahat yapmadan
dolayı bir söz istenmiştir ve yerinden bir dakikalık bir söz
verileceği söylenmiştir. Kaldı ki ben de yerimden bazı
şeyleri ifade ettim. Bu açıdan, tutumunuzun doğru olduğunu,
yerinde olduğunu ifade etmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulumuza
birkaç şeyi hatırlatmak istiyorum. Bakınız, bizler siyasi
partileriz, pek çok konuda birbirimizi eleştirebiliriz,
politikalarımızı beğenmeyebiliriz ama ülkemiz, devletimiz,
milletimiz söz konusu olduğu zaman kelimelerimize, cümlelerimize biraz
dikkat etmemiz gerekir.
Şimdi, FETÖcülerin yürüttüğü bir kampanya
vardı Türkiye, DAEŞe silah veriyor. diye. Bu hainler, bu
propagandayı Batılı ülkeler nezdinde Türkiyeyi zora sokmak için
yapıyorlardı. Bu iftiranın ve hainliğin patenti FETÖye
aittir, bunu unutmamak lazım. FETÖnün Türkiyeye attığı bu
iftiranın bu Meclis çatısı altında dillendirilmesi kime
hizmet ediyor, onu da milletimizin takdirine bırakıyorum. Kaldı
ki, değerli milletvekilleri, 50 ülkeden oluşan bir koalisyon kuruldu,
beş yıldır DAEŞe karşı mücadele ediliyor.
DAEŞ geriletilebildi mi veya ne kadar geriletilebildi? Yaklaşık
beş aydır Fırat Kalkanı operasyonu yürütülüyor ve
DAEŞe en ağır darbeyi vuran, Türk devletinin Silahlı
Kuvvetleri olmuştur. Bu açıdan, böyle bir suçlamayı kabul etmek
mümkün değildir. Bu ülkede, bu Meclis çatısı altında
söylediğimize dikkat etmemiz lazım. Kaldı ki ABDnin
seçilmiş Başkanı Donald Trump bile DAEŞi kuranların
ABD yönetiminde olduğunu söylüyor. Bunu, Amerika Birleşik
Devletlerinin seçilmiş Başkanı söylüyor, bugün görevi
devralacak. O bunları söylüyorken kimsenin kalkıp da Türkiyeyi
suçlamak gibi bir cümleyi sarf etmesi kabul edilemezdir.
Değerli milletvekilleri, Türk milleti ve Türk
devleti ilelebet bu topraklarda yaşayacaktır. Siyasi eleştiriler
başkadır, devletimize, milletimizin birliğine karşı
söylediğimiz temelsiz iftiralar farklıdır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Devleti, milleti
suçlayan yok, AKPyi suçlayan var. Onu birleştirmeyin, AKP ayrı,
devlet ayrı.
MEHMET MUŞ (Devamla) Şu an yürütülen
operasyonlarda, El Babda bugün 5 şehidimiz var. Ben şehitlerimize
Cenab-ı Hakktan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ
olsun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Muş.
Aleyhte, Metin Lütfi Baydar konuşacak.
Buyurunuz Sayın Baydar. (CHP
sıralarından alkışlar)
METİN LÜTFİ BAYDAR (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sayın grup
başkan vekilinin başlatarak Sayın Meclis
Başkanının da devam ettiği anlayış,
esasında, bizim, getirmek istediğiniz anayasaya niçin karşı
çıktığımızın göstergesidir. Bizim
eleştirdiğimiz AKP Hükûmetidir. Siz devlet değilsiniz, devlet
hepimiziz, sadece Hükûmet yok devlette. (CHP sıralarından
alkışlar)
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Vesayetçiler de var
değil mi? Yıllardır sahip çıktığınız
vesayetçiler var devletin içinde.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla)
Eleştirilerinizi ve karşı çıkışlarını
devletin herhangi bir
Devletin en ufak bir teline zarar gelmemesi için
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunda, kanının son damlasına kadar
şehit olacak insanlar var burada. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Yalan, yalan!
Yalan söylüyorsun! Hepsi yalan!
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Hiç doğru
değil.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) Evet,
sözlerimin arkasındayım. AKP Hükûmetinin, ben söylemiyorum, çok
yakın arkadaşınız Putin Lahey Adalet Divanına
başvurarak söyledi IŞİDe yardım ve yataklık
yaptığınızı. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Yalan, yalan,
hepsi yalan!
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) Ya, yalan
olabilir, söyleyin, madem bu kadar yakınsınız Putinle, Lahey
Adalet Divanına vermiş olduğu davayı geri çeksin. Ben
söylemiyorum.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Hep
başkalarının ağzıyla konuşuyorsunuz. Bir tek bu
milletin ağzıyla konuşmuyorsunuz. Biraz milletin
ağzıyla konuşun, kendi ağzınızla konuşun.
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) Milletin
ağzıyla konuşacak hal var mı onda?
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) Ondan
sonra, Hakan Fidanın açıklaması var. Suriyeye silah dolu 2
bin tır gönderdik. diyor, Hakan Fidan kendisi söylüyor bunu. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kim o ya? Hakan Fidan Kim?
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla)
Türkmenlere gitti. dediniz ama ne oldu? Başbakan
Yardımcısı Sayın Tuğrul Türkeş ne dedi? Bunun
Türkmenlere gitmediğini biliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler) Tuğrul Türkeşe
soracaksınız, nereye gittiğini Tuğrul Türkeşe
soracaksınız.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Türkmenlere gitti, Türkmenlere.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Hepsi de iftira!
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) Bu laflar
bayatladı, bayatladı bunlar.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) Sizin,
bakın, Lahey Adalet Divanındaki davanın dışında,
Amerikada Kuveyt Türk aleyhine açılmış olan davada
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Millet dinlesin, bunların ne olduğunu,
bırakın konuşsun.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) -
IŞİDe yardım ve yataklık yapıldığı ve
oraya para ve finans verildiğine dair dava var Amerikada, bunu
söyleyeceksiniz, bunlara cevap vereceksiniz. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Sadece IŞİDe yardım ve yataklık
yapmıyorsunuz. Bakın, 15 Temmuz öncesi MİT size yazılı
bir belgeyle
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sayın
Başkanım, milletin kürsüsünden Türkiyeye düşmanlık
yapılıyor, lütfen müdahale edin.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) -
1.710
FETÖcünün olduğunu ve bunların alınması gerektiğini
söyledi ama siz bunları 15 Temmuzdan önce görevden almadınız.
Sadece FETÖye değil, PKKya da yardım ve yataklık ettiniz. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Açılım süreci boyunca Oslo görüşmelerinde Sizi rahatsız
eden emniyet müdürü var mıdır, vali var mıdır? diye
söyleyen sizlersiniz, bunların hepsi kayıttadır.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bu devleti bu Meclisin hükûmeti yönetiyor. Bu Hükûmet
hepimizin.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Yazıklar
olsun size!
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Size
yazıklar olsun!
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - O
Yazıklar olsun! sizedir. (CHP sıralarından alkışlar)
O yüzden, devlete sahip çıkmak adına
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ)
Kumpasçılarla beraber kol kola yürümeyin.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) -
AKP
Hükûmetini tabii ki sonuna kadar eleştireceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Baydar.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Bu ülke bu kadar
ihanet görmedi be. Senin söylediklerin kadar ihaneti yaşamadı bu
ülke.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, burada Metin Beyin dile getirdiği iddialar
geçmişte de başka sözcüler tarafından söylendi. Zabıtlarda
bunlara karşı cevaplarımız mevcuttur. Kökten reddediyoruz,
kayıtlara geçiriyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Tırlarla kim silah gönderdi, kim?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Boş
konuşuyorsun be.
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
lehte konuşacaksınız.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Bakalım
Yıldırım ne diyecek. CHPli bunları dedi, bir de HDPli ne
diyecek, bir dinleyelim bakalım.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Yıldırım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
lütfen uyarın. Daha kürsüye çıkmadım, Bakalım
Yıldırım ne diyecek diyor. Lütfen Çavuşoğlunu
uyarın.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Grup Başkan Vekilini kürsüye davet ettim, Sayın Ahmet
Yıldırımı, lütfen dinleyelim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Bu kadar ön
yargılısın işte sen. Daha kürsüye çıkmadan hüküm
koyuyorsunuz ya.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş) Lütfen uyarın Naci
Hoca, lütfen uyarın.
BAŞKAN - Sayın Yıldırım,
lütfen kürsüye geliniz ve Genel Kurula hitap ediniz, kürsüden cevap verirsiniz.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri
Buyurun.
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Daha önce söyledim, attığın
iftiraların altında kalmış bir müfterisin sen.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Şimdi bunu
bekliyordum senden, hadi bakalım, şimdi ben söyleyeceğim
AHMET YILDIRIM (Devamla) Şunu söylüyorum:
Gelin kürsüye; akılla, izanla, bilimle, ahlakla, vicdanla, ne
lafınız varsa söyleyin ama ispatlayamayacağınız
iddialarla, boş konuşarak böyle burayı provoke etmeyin
Sayın Çavuşoğlu.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Şimdi
bitir, ben öyle söyleyeceğim.
AHMET YILDIRIM (Devamla) Şimdi şunu
söyleyelim ben; Sayın Başkan, bakın, biz özellikle yönetiminizin
taraflılığı hakkında usul tartışması
açılırken şundan ötürü söz alıyoruz: Zaten burada muhalefet
partileri kiminle ilgili eleştiri yaparsa yapsın sanki AKP Grubuna
dönük eleştiriymiş gibi sataşmadan söz alıyorlar ki bu
İç Tüzüke açık aykırıdır. Cumhurbaşkanına
eleştiri, AKP Grubundan sataşma; Hükûmete eleştiri, -Hükûmet
üyeleri burada- AKP Grubundan sataşmadan söz alınıyor ki bu
ciddi bir usul eksikliğidir.
Bir diğeri, şunu söyleyelim: Bugün
Fırat Kalkanı operasyonu yapılıyor diye geçmiş dönemde
o operasyonun hedefleriyle hiçbir ilişkinin
kurulmadığını kimse iddia edemez.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Sayın
Başkan, usul mü tartışıyoruz?
AHMET YILDIRIM (Devamla) Bunun bariz bir
örneği var, örneğini vereyim: Siz bugün Fetullah Gülen hareketini
terörist ilan ettiniz diye, onlar bu ülkeye büyük bir alçak kalkışma
içerisine girdi diye sizin onlarla on beş yıl boyunca canciğer
kuzu sarması ilişkinizin olmadığı anlamına
gelmez.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) - HDPnin PKKyla ilişkisini tanımlar bu.
AHMET YILDIRIM (Devamla)
Bugün terörist oldu diye sizin hiç Fetullah Gülen hareketiyle ilişki
yaşamadığınız anlamına gelebilir mi? Bakın,
bugün bile Gülencilerle ilişkiniz var, bariz örnek veriyorum: Bugün
alçakça siyasi operasyonlarla yakalanan arkadaşlarımız
Gülencilerin, onların savcılarının, hâkimlerinin
hazırladıkları iddianameler ve dosyalarla içeride. Size dokununca
terörist oluyorlar ama sizin dışınızdaki yapılara
dönük bunlar operasyon yapınca, iddianame hazırlayınca, kumpas
içinde olunca hiç sorun yok. On beş yıl boyunca bütün toplumsal
muhalif dinamikler bas bas bağırdı; akademisyenler bunların
örgütlenmesine karşı çıktı; yargıda, Emniyette, sosyal
alanda, toplumsal alanda, bütün topluma kan kusturduklarında siz
canciğer kuzu sarmasıydınız.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) - O, HDPnin PKKyla ilişkisini tanımlar.
AHMET YILDIRIM
(Devamla) - Bugün size yöneldi ve ucu size dokundu diye sadece terörist ilan
edilmiş olması, sizin onlarla olan
ortaklığınızı ortadan kaldırmaz ve hâlâ bugün
arkadaşlarımızın... Bakın İdris Balukenin
iddianamesini hazırlayan, Sayın Eş Genel
Başkanımızın 6 iddianamesini hazırlayan savcılar,
bugün o cemaatin üyeliğinden içerideler. Siz bu kadar
ortaksınız. Sadece size dokunduğu zaman onlar terörist
oluyorlar, sizin dışınızdaki yapılara dönük var olan
angajmanlarında ise bütün ortaklığınız devam ediyor
diyorum.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
Tutumumun
aleyhinde Sayın Erkan Akçay konuşacak.
Buyurun
Sayın Akçay. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Biraz evvel
aldığımız habere göre, maalesef El Babta 5 şehidimiz
ve 9 yaralımız var. Bunların, bu hadiselerin, tabii, bize
verdiği çok önemli mesajlar var. Öncelikle, şehitlerimize
Cenab-ı Allahtan rahmet, yarılılarımıza acil
şifalar diliyoruz ve milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Değerli
arkadaşlar, biraz evvel, çok Değerli Aydın Milletvekilimiz
Sayın Metin Lütfi Baydarın konuşmasını dikkatle
dinledim. Ben Erkan Akçay olarak şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki:
Sayın Metin Lütfi Baydar, millî konularda, özellikle ülke ve devlet
konularında hassasiyeti olan değerli bir
arkadaşımızdır, ben bunu kişisel bir kefaletle çok
rahat söyleyebilirim. Kendilerinin Türkiye Cumhuriyetini ve Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmetini böyle ağır bir töhmet altında
bırakacak, sıkıntıya sokacak ve zor duruma sokacak bir
kastının olduğunu asla düşünmüyorum ancak
kullandığı bir ifade haklı olarak Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun da tepkisini çekmiştir. Değerli Grup Başkan
Vekili arkadaşımız Sayın Mehmet Muş da sataşmadan
söz almak suretiyle gerekli cevabı verdi ve kendisini özür dilemeye davet
etti ve akabinde de Sayın Baydar bir açıklama
yapacağını ifade etti. Sayın Başkan da bunun
sataşmadan değil de açıklamadan dolayı istendiğini
gerekçe göstererek yerinden söz vereceğini ifade etti. Ben arzu ederdim ki
keşke Sayın Başkan kürsüden verseydi. Eğer kürsüden bu
tartışma olsaydı aradan geçen bu zamanı herhâlde
tamamlamış olacaktık, Sayın Lütfi Baydar da bir dakikada değil
de iki dakikada meramını ifade etmiş olacaktı ve gerekli
ifadelerini de
Tabii, bu gerilim ve tansiyonu artıran
polemikler devam ediyor. Yani, bu siyasi polemik ve ithamlarda çok daha
dikkatli olmamız gereken günlerden geçiyoruz değerli arkadaşlar
ve geldiğimiz noktada bu bizim için büyük bir sorumluluk hâline gelmiştir.
Nihai bağlamda, birileri, bazı güçler Türkiye üzerinden Türkiyeyle
yüz yıllık hesabını görmek istiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Gündelik birtakım
siyasi kaygılara girerek birbirimize âdeta düşmanca birtakım
söylemlere girersek hata ederiz.
BAŞKAN Sayın Akçay, teşekkür
ederim.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Biz birbirimize düşman
değiliz, bütün gruplar birbirine siyasi rakiplerdir.
Bu çerçeve içerisinde görüyorum Sayın
Başkan. Usul tartışmasındaki kanaatlerim bunlardır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, Sayın Baydara
kendi talebi doğrultusunda İç Tüzükün 69uncu maddesine göre
değil, 60ıncı maddesine göre yerinden kısa açıklama
hakkı kapsamında söz verme şeklindeki tutumum
değişmemiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O zaman vereceksiniz İç
Tüzük 60a göre söz, tutum değişmediyse.
BAŞKAN Ayrıca, amacı hasıl
olmuştur, kürsüden üç dakika konuşmuştur.
Ayrıca, 26 ve 27 Ocak 2016 tarihli 32 ve
33üncü Birleşimlerde yapılan usul tartışmaları
sonucunda, sataşmadan söz vermede Başkanın takdir yetkisi
olduğu yönünde, oturumu yöneten başkanlar tutum
sergilemişlerdir. Bunu da Genel Kurulun bilgisine sunuyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken tarafından,
AKP Hükûmetinin Türkiye dış politikasında sergilediği
tutarsız ve ilkesiz yaklaşımlarının Türkiye'deki iç ve
bölgesel siyasal alandaki olumsuz sonuçlarının açığa
çıkarılması ve ilkeli bir dış politikanın
oluşturulması amacıyla 28/6/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin aleyhinde son olarak Bursa Milletvekili Sayın Hakan
Çavuşoğlu konuşacak. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Halkların
Demokratik Partisi grup önerisi aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Daha önceki birçok birleşimde burada
Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Ahmet
Yıldırımla karşılıklı olarak birbirimize
birtakım sözlerimiz olmuştu ve ben Muşta yaşanan bir
hadise üzerinden kendisiyle ilgili bazı bilgiler beklediğimi,
kendisinin bu konuya bir açıklık getirmesini ifade etmiştim. O
da buna mukabelede bulunmak suretiyle demişti ki: Bununla ilgili herhangi
bir şey söz konusu değildir. En ufak bir polis fezlekesi, en ufak bir
savcılık tutanağı söz konusuysa -açık açık,
bakabiliriz de- ben istifa edeceğim. Ben şimdi burada,
soruşturması gizli yürütülen bir konuyla ilgili olarak ne bir fezleke
göstermek niyetindeyim ne de savcılıkla ilgili bir belge göstermek
niyetindeyim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sen anlat, hikâyeni
anlat.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ancak,
söylemem gereken şeyleri sadece size buradan okumak istiyorum ve bütün bu
hususu kamuoyunun takdirine bırakacağım. Dolayısıyla,
son zamanlarda yapılmakta olan yargısal faaliyetlerle ilgili olarak,
buraya çıkan sözcülerin, özellikle, bu faaliyetlerin bir suç isnadına
konu olamayacağını; bilakis, bunların milletvekili
faaliyetinden dolayı olduğunu ifade ettiklerini gördüğümüzde
burada okuyacaklarımın bir milletvekili faaliyeti olup
olmadığını da bütün bir Meclisin takdirine
bırakacağım.
14/6/2016 tarihinde güvenlik güçleri ile PKK/KCK
terör örgütü mensupları arasında çatışma meydana
gelmiş, terör örgütü mensubu Özgür Brusk kod adlı E.Ö. ölü olarak
ele geçirilmiştir. Bulanık Belediyesine ait cenaze aracı ile
araca eşlik eden konvoyun Muş-Bingöl kara yolu üzerinde, Muş
merkez Kepenek köyüne gömülmek üzere il merkezine giriş yapacağı
bilgisi üzerine Muş Emniyet Müdürlüğünün 15/6/2016 tarihinde gerekli
güvenlik tedbirlerini alarak Muş-Bingöl kara yolu üzerinde bulunan Çiftlik
Uygulama Noktasına alınmıştır.
Cenaze aracı konvoyuna eklenen 4 araç ve
içerisindeki kişilerin yapılan sorgulamalarda arama
kayıtlarının bulunmadığının tespit
edildiği, cenaze nakil aracında cenaze nakil evraklarının
tam ve eksiksiz olduğu anlaşılmıştır. Ölü olarak
ele geçirilen terör örgütü mensubunun cenaze konvoyunda gerekli kontrolleri
yapmak amacıyla saat 14 sıralarında 06
plaka sayılı
bir aracın içerisinde 4 kişinin olduğu görülmüştür.
Yapılan kontroller esnasında, yol kontrolü sırasında
emniyet şeridi üzerinde bulunan 06 plaka sayılı araç içerisinde
ön koltukta oturan U.D. isimli şahıstan görevlilerce kimliğini
ibraz etmesinin istenildiği, şahıs, görevlilere hitaben
aracın milletvekili aracı olduğunu, kendisinin milletvekilinin
koruması olduğunu ve araçta arka koltukta Halkların Demokratik
Partisi Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın olduğunu
beyan etmesi üzerine
AHMET YILDIRIM (Muş) Çok komiksin.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
aracın
arka kısmında, cam kenarında Milletvekili Ahmet
Yıldırımın olduğunun görüldüğü, araçtaki
diğer şahısların kimlikleri istenildiğinde U.D. isimli
şahsın bel kısmında bir silah olduğunun fark
edildiği, bu silaha ilişkin ruhsat ve ruhsat bilgilerinin istenilmesi
üzerine U.D. isimli kişinin görevlilere hitaben Silah, Milletvekili Ahmet
Yıldırıma ait ancak silahı ben taşıyorum.
demesi üzerine şahıstan tekrar silahın ruhsatını ibraz
etmesinin istenildiği, şahısın bunun üzerine görevlilerin
yanında, belinde bulunan silahı çıkartarak arka koltukta oturan
Milletvekili Ahmet Yıldırıma uzattığı ve bahse
konu silahın Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından
BURCU ÇELİK (Muş) Yalan söyleme! Yalan
söylemeyi bırak artık. Ayıp, ayıp!
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
ne anlatıyor, hangi belgeyi anlatıyor Sayın Başkan?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Nedir bu? Hangi
şeyden alınmış?
BAŞKAN Belgesini söyleyecek herhâlde.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayır, Sayın
Başkan
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
alınarak belinin arka tarafına konulduğu görülmüştür.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
AHMET YILDIRIM (Muş) Sonuna kadar okusun,
hangi belgeyi okuduğunu söylesin.
BAŞKAN - Söyleyecek, tamam.
Sayın Çavuşoğlu
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayır, gizli
dedi. Yalan atıyor, iftira atıyor. Senaryo okuyor Sayın
Başkan, asla kabul etmem, hangi belgeyi okuduğunu söylesin.
BAŞKAN - Sayın Yıldırım
.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hangi belgeyi okudun?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
AHMET YILDIRIM (Muş) Yalan atıyor yalan!
Yalancı bu adam, Boğazına kadar yalancı bu adam,
yalancı!
BAŞKAN Sayın Yıldırım
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın
Başkan, ben bu konunun herkes tarafından duyulması için
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu, bir
dakika
AHMET YILDIRIM (Muş) Hikâye anlatıyor
Sayın Başkan, böyle bir şey yok.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Siz her gün iftira
atıyorsunuz bize.
BURCU ÇELİK (Muş) Yargıya
nasıl müdahale ediyor?
AHMET YILDIRIM (Muş) Hem gizli dedi, hem
söylemeyeceğim dedi, hem de kendi yorumunu okuyor. Yalancı bu adam,
müfteri bu adam, yalancı!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Kendi yorumu,
kendi belgeleri.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
Sayın Yıldırım, kürsüde hatip var, konuşuyor.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
hangi belgeyi okuyor bu adam?
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Biraz sonra
sataşmadan söz alacaksın.
BAŞKAN Ya, bir müsaade edin.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayır, hangi
belgeyi okuyor bu adam?
BAŞKAN Bir müsaade et.
AHMET YILDIRIM (Muş) Yalancı,
yalancı bu adam!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, süre kaybı var.
BAŞKAN Müsaade edin, sizin söz
hakkınız baki.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hani dosya gizliydi, bu
gizli dosyayı nereden çıkarıyor bu adam, neresinden
çıkardı?
BAŞKAN Sataşmadan söz istersiniz, size
cevap hakkı vereceğim, veririm zaten, vereceğim.
Devam edin, buyurun...
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayret bir şey ya!
Yalancı bir adam bu, boğazına kadar yalancı. Kendi
uydurduğu senaryoyu okuyor, senaryo. Üç aydır neredeydin beyefendi
sen?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, sataşmadan sadece söz alabilir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Cevap verir,
sonradan konuşur.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
hangi belge olduğunu söylesin, devam etsin.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Bu
olayın üzerine araçta bulunan şahıslardan dışarı
çıkmaları istenilmiş ancak
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu, siz de
belgenizin ne olduğunu açıklarsanız daha sağlıklı
olur.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hangi belge
olduğunu söylesin, devam etsin.
BAŞKAN Açıklayacakmış.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
aracın
milletvekili aracı olması
MEHMET MUŞ (İstanbul) İsteyen
istediğini konuşur.
AHMET YILDIRIM (Muş) Öyle mi? Topunuz
teröristsiniz(!) Hadi, isteyen istediğini konuşur. Topunuz
teröristsiniz siz(!)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
ve cenaze
konvoyunda bulunmaları nedeniyle araçtan çıkmak istememeleri üzerine
sırasıyla
MEHMET MUŞ (İstanbul) Terörist sensin,
sensin terörist!
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Herkes kimin ne
olduğunu biliyor.
AHMET YILDIRIM (Muş) Teröristsiniz!
İisteyen istediğini konuşuyor ya! Yalan atıyor, yalan!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
sağ ön
koltukta oturan U.D.nin araçtan inmesi istenilmiş
MEHMET MUŞ (İstanbul) Çıkar cevap
verirsin.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın
Başkanım, anlaşılamıyor.
BAŞKAN Siz devam edin Sayın
Çavuşoğlu, Genel Kurula hitap edin lütfen.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sen de çıkar
cevap verirsin.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hikâye
Hangi belgeyi
okuyor?
BAŞKAN Sayın Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş)
Yalancısınız! Sen de yalancısın, o da yalancı!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Senden büyük
yalancı var mı?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Uydurdun bir
şeyleri, senin belgen ne?
BAŞKAN Sayın Toğrul.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Sen durma, devam
et.
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu, devam
edin lütfen.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sağ ön
koltukta oturan, U.D.nin araçtan inmesi istenmiş
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
belgeyi söylesin, ne belgesi okuyor?
BAŞKAN Daha vakti var, belki söyleyecek,
otur
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
şahsın
araçtan inmemek için direnmesi ve görevlileri
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayır Başkan,
senaryo okuyor ya, senaryo okuyor, yalan atıyor, iftiracı bu!
BAŞKAN Tamam, size söz hakkı
vereceğim, senaryo olduğunu söylersiniz. Böyle bir şey yok.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayır, yok öyle bir
şey.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Oku, oku Hakan,
oku.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
araç
içerisinden iteklemeye çalışması üzerine
AHMET YILDIRIM (Muş) Bakın, iftira
atıyor
BAŞKAN Böyle bir uygulama yok, lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) Böyle bir şey yok,
böyle şey mi olur?
BAŞKAN Lütfen yerinize oturun.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
yedi dakikadır yalan atıyor bu adam.
BAŞKAN Tamam, siz kalkıp yalan
olduğunu söylersiniz.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hani dosya nerede, ne
belgesini okuyor bu adam?
ZİYA PİR (Diyarbakır) Ben de senin
hakkında bazı iddialar
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
kürsüden konuşmacıyı indiremem, söylediği şeye
katılamam, kaba ve yaralayıcı bir söz söylediyse ikaz ederim.
(HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ne demek yahu?
BAŞKAN Eğer gerçek dışı
bir beyanı varsa sataşmadan söz istersiniz size söz veririm.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Ben de
bazı şeylerden sonra iddia edeceğim orada seninle ilgili.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Tamamen yalan olan
şeyleri söylüyor.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Ne
okuduğunu bir anlatsın bakalım.
BAŞKAN Lütfen, usulü bana
hatırlatmayın, benden daha iyi belki siz biliyorsunuz.
Sayın Çavuşoğlu, devam edin lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayır Sayın
Başkan, belgesi nedir?
ZİYA PİR (Diyarbakır)
Cumhurbaşkanı hakkında da öyle bir sürü iddianameler var, biz de
onları okuyoruz.
AHMET YILDIRIM (Muş) Yalan atıyor,
hepiniz teröristsiniz siz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sen kürsüye
çık her şeyi söyle
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Hayır,
kendisi açıkla dedi, ben de açıklıyorum, bunda bir beis yok.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Devam et sen Hakan
Bey.
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Evet, devam
ediyorum arkadaşlar.
AHMET YILDIRIM (Muş) Hepiniz teröristsiniz
siz, teröristsin sen.
BAŞKAN Size söz vereceğim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Bak, bunlar terörist.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sensin terörist.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
bu adam hem yalancı hem terörist.
BAŞKAN Size söz vereceğim, lütfen
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
Sağ
koltukta oturan U.D.nin araçtan inmesi istenilmiş, şahsın
araçtan inmemek için direnmesi...
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
belgeyi söylesin; söylemiyor, yalan atıyor.
BURCU ÇELİK (Muş) Yargıya müdahale,
yargıya müdahale...
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...ve
görevlileri araç içerisinden iteklemeye çalışması üzerine
şahsın kademeli güç kullanarak araçtan aşağıya
indirildiği...
AHMET YILDIRIM (Muş) Yok böyle bir şey
Sayın Başkan. Böyle bir şey var mı? Bakın, ben de
iftira atarım ona, ben de söylerim onları; hikâye.
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
müdahale edemem. Çıkar Yalan. dersiniz, Senaryo. dersiniz; lütfen,
usulü öğrenin.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...U.D.
isimli şahsın araçtan indirilmesi sonrasında milletvekiline
tekrardan silahını vermesinin söylenildiği...
AHMET YILDIRIM (Muş) Senin ne kadar
yalancı olduğunu bütün Meclis biliyor, senin partin de senin ne
yalancı olduğunu biliyor.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...bu esnada
aracın şoför koltuğunda oturan A.G. isimli şahsın olay
yerinde bulunan görevlilerin üzerine 06 plaka sayılı aracı
sürmesi sonucunda aracın ilerlemesinin emniyet güçleri tarafından
engellendiği...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bu nasıl gizli
soruşturma, sen nasıl alıyorsun madem öyle? Bu senin uydurman,
senin, senin uydurman.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...ve
şahsın araçtan inmesinin söylendiği, araçtan inmek istemeyen,
direnen ve görevlileri araçtan iteklemeye çalışan
şahsın...
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
bir milletvekili nasıl alıyor bu gizli soruşturma
dosyalarını? Yok böyle bir şey Sayın Başkan, niye
uyarmıyorsunuz? Biz bunu yapsak uyarırsınız ya, Allah
aşkına ya!
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu, lütfen
konuşmanıza devam edin, bu bilgileri nereden
aldığınız konusunda da lütfen bir beyanda bulunun.
AHMET YILDIRIM (Muş) Tabii, gizli dosya.
Terör örgütünden mi aldın? Fetullahçılardan almış tabii,
Fetullahçılardan almış.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...kademeli
güç kullanılarak araçtan aşağıya indirildiği, U.D. ve
A.G.nin araçtan indirilmesi sonrasında araçta bulunan E.B. isimli
şahsa araçtan inmesinin söylenildiği...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Yalancısın, yalancısın sen!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
...şahsın araçtan inmeyeceğini, kendisinin cenazeye
katılacağını beyan etmesi üzerine şahsın kademeli
güç kullanılarak araçtan indirildiği...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sen orada
mıydın, orada mıydın, o bilgiyi nereden aldın?
Savcının özel kalemi misin sen? İşte yargıya bu
şekilde müdahale ediliyor.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
...olayın akabinde, araçta arka koltukta oturan HDP Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın araç içerisinden inerek şoför
koltuğuna oturduğu ve olay yerinden ayrılmak düşüncesiyle
aracını hareket ettirdiği...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Ortada bir dava yok
ya.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...ve daha
sonrasında aracını güvenlik güçlerinin üzerine sürmesi
neticesinde milletvekiline kamera kaydına alınacak şekilde
aracı durdurması...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kaç tane
yaralı var, kaç tane, kaç tane yaralı var? Güvenlik güçlerinin
üzerine sürdü..., uydurun
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) ...ve
üzerinde bulunan silahı teslim etmesinin söylenildiği ancak
kendisinin milletvekili olduğunu, Meclis Başkanını arayarak
görüşeceğini, üzerinde bulunan silahın kendisine ait
olduğunu beyan ettiği...
AHMET YILDIRIM (Muş) Böyle bir şey yok
ya.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Uydurma, uydurma!
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
...görevlilere yeniden silahın ruhsatını ibraz etmesinin
söylenilmesi üzerine Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın hiçbir belge ibraz etmeyeceğini
söyleyerek, manevralar yaparak aracını olay yerinden
MİZGİN IRGAT (Bitlis) Gizli tanık
mısın?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
uzaklaştırmaya çalıştığı ve bu esnada
emniyet tedbiri almaya çalışan görevlilerin yaralanmamak
amacıyla araçtan uzaklaştıkları, yaşanan bu olay
esnasında
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) FETÖnün gizli
tanığı sensin o zaman, FETÖnün gizli
tanığısın. Sen paralelin gizli
tanığısın. Biz onları çok gördük bölgede.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
Muş
Cumhuriyet Savcısına bilgi verildiği ve Cumhuriyet
Savcısı tarafından Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırıma herhangi bir işlem yapılmadan
salıverilmesi ve diğer kişiler A.G. E.B. ve U.D. yakalanmışlardır.
Yakalanan A.G., E.B ve U.D. isimli kişiler emniyet müdürlüğünde susma
haklarını kullanmışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) KCK üyesi
olan E.B. Muş Savcılığının ... sayılı
soruşturması dosyasından tutuklanmıştır.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Süresi gitti.
BURCU ÇELİK (Muş) Yalancısın
sen, gerçekten yalancısın ya.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sayın
Yıldırım, o araçta şoförün arkasında oturuyordunuz.
Sizin makam aracınız olmasına rağmen neden makam yerinde
oturmadınız?
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
devam mı edecek? Devam mı edecek Sayın Başkan?
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Çavuşoğlu. Sayın Çavuşoğlu, teşekkür ederim.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Otursun.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Sizin
yerinizde oturan adam hiyerarşik olarak üstünüz müydü, cevap verin.
İki
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
böyle usul mü olur?
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kürsü işgali
mi yapıyor?
BAŞKAN Aşağı inip alayım
mı kürsüden? Allah Allah!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Süresi gitti ama
Başkan ya. Süresi bitti.
AHMET YILDIRIM (Muş) Böyle bir usul yok
Sayın Başkan ya.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Kürsü işgali
mi yapıyor?
BAŞKAN Sayın Çavuşoğlu,
tamamlayın sözlerinizi lütfen. Süreniz bitti, tamamlayın
lafınızı lütfen.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Başkanım, süresi gitti bir sürü.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
Koltukta,
kendi makam aracınızda şoförün arkasında oturuyordunuz,
normal ve mutat olan makam koltuğunuz bulunan yerde
oturmanızdır, orada oturan şahısın KCK üyesi
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Makam koltuğu
ön koltuk mu?
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla)
olduğu
söyleniyor, hiyerarşik olarak onun ne konumundasınız
açıklayın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ZİYA PİR (Diyarbakır) HDPde makam
koltuğu yok, o size mahsus.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Çavuşoğlu.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Silah
ruhsatını göstermediniz, size ait değil miydi? Ait
değildiyse de neden bu şekilde davrandınız, bunu
açıklayın.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Devam ettirin,
devam ettirin Sayın Başkan, devam ettirin, saatlerce sürsün;
yakışıyor size.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Ben, bu duygu düşüncelerle teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Çavuşoğlu, teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM
(Muş) Bir şey söylememe gerek var mı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sataşmadan dolayı Sayın Ahmet Yıldırım söz
isteyecekti herhâlde.
Buyurun.
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
4.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, Bursa Milletvekili Hakan
Çavuşoğlunun HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AHMET YILDIRIM
(Muş) Sıfır belgeyle konuşmuş bir müfteri ve bir
yalancıyla karşılaştık. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Eğer dediklerinin
Üç ay önce aynı
iftiraları attı
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Saygılı olun be!
AHMET YILDIRIM (Devamla) -
belge istedim,
aldı, kendi eliyle yazdığı notları buradan okudu.
Böyle bir hukuk adamı ancak hukukun üstüne garabet düşürür. Diyor ki:
U.D. Gidin Meclis Başkanlığının personel işlerine
bakın, Umut Demir adında şoförümü göreceksiniz. Adam, daha
açılmamış bir davadan terörist olan diyor. Senin
hukukçuluğun bu kadar işte. İyi bir yalancı, iyi bir
iftira
Bütün inandığım değerler üzerine
yemin ederim ki, söylediği olay üzerine açılmış bir
soruşturma, açılmış bir kovuşturma, bir dava yok. Bana
tebliğ edilmiş bir fezleke yok. Baştan sona yalan. Bir kere
kendisi yalancılığını şöyle tescilledi: Dosya
gizliydi, gizli bir dosyadan bu belgeler, bu bilgiler nasıl
alınır? Ancak uydurmayla alınır.
ZİYA PİR (Diyarbakır) FETÖcüden
alır, FETÖcüden.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Fetullahçılardan mı aldın? Sen gizli
tanık mısın?
AHMET YILDIRIM (Devamla) Nasıl
alınır? Fetullah Gülenin önüne diz çökerek alınır. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Benim bir önceki konuşmamda söylediğimiz
her şeyi doğruladınız. Bakın size söyleyeyim, şu
çok net: Söz konusu Fetullah Gülenin diğer toplumsal muhalif kesimlere
alçak saldırıları olunca hepiniz hizaya geçiyorsunuz. Bu
yönüyle, size göre o terörist olan savcılar sizin için ne kadar mutebermiş.
Size göre, o terörist olan polis şefleri ne kadar mutebermiş. Sen,
hem IŞİD ruhlusun hem de Fetullah Gülen ruhlu bir teröristsin,
teröristsin sen! (HDP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Bravo! Aynen öyle,
yanında oturan da öyle.
AHMET YILDIRIM (Muş) Alçak bir teröristsin
sen! Hadi çık belge göster, hadi. Hadi bir belge göster. Yalancı!
BAŞKAN Hakaret etmeyin birbirinize lütfen.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.-
HDP Grubunun, Diyarbakır Milletvekili İdris Baluken tarafından,
AKP Hükûmetinin Türkiye dış politikasında sergilediği
tutarsız ve ilkesiz yaklaşımlarının Türkiye'deki iç ve
bölgesel siyasal alandaki olumsuz sonuçlarının açığa
çıkarılması ve ilkeli bir dış politikanın
oluşturulması amacıyla 28/6/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun önerisi vardır, okutuyorum:
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Didem Engin ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde faaliyet gösteren esnafların sorunları ve
çözüm yollarının araştırılması amacıyla
19/12/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
20 Ocak 2017 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 20/01/2017 Cuma günü
(Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Tabii tabii,
Fetullahçılar tebrik edin birbirinizi. Tebrik edin Fetullahçılar
birbirinizi.
(Kâtip üye Balıkesir Milletvekili Sema
Kırcı tarafından önerinin okunmasına devam edildi)
Öneri:
İstanbul Milletvekili Didem Engin ve
arkadaşları tarafından Ülkemizde faaliyet gösteren
esnafların sorunları ve çözüm yollarının
araştırılması amacıyla 19/12/2016 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin (966 sıra no.lu) Genel Kurulun bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak
AHMET YILDIRIM (Muş) Naci Hoca, Naci Hoca
sizi de tebrik ediyorum iyi söz verdiniz, çok iyi. Bak listede yoktu,
nasıl verdiniz sözü bir teröriste? Helal olsun size!
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Yakıştı size, yakıştı.
(Kâtip üye Balıkesir Milletvekili Sema
Kırcı tarafından önerinin okunmasına devam edildi)
20/01/2017
Perşembe günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
AHMET YILDIRIM (Muş)
Aşağılık, pespaye yalancı ya!
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
önerisinin lehinde ilk olarak, İstanbul Milletvekili Sayın Didem
Engin konuşacak.
Buyurun Sayın Engin. (CHP
sıralarından alkışlar)
DİDEM ENGİN (İstanbul) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Kanuni Sultan Süleyman, aynı
zamanda süt kardeşi de olan
AHMET YILDIRIM (Muş) İnsanın biraz
yüzü kızarır ya!
Naci Hoca, siz de inandınız mı
onlara?
DİDEM ENGİN (Devamla) Sayın
Başkan, lütfen Mecliste sükûneti sağlayabilir misiniz ve süremi
yeniden başlatır mısınız çünkü bu şekilde, bu
şartlarda konuşmam mümkün değil.
BAŞKAN Ben ancak ikaz edebilirim, o karar
sayın milletvekillerinin.
Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Buyurun,
dinliyoruz sizi.
DİDEM ENGİN (Devamla) Süremi yeniden
başlatabilir misiniz lütfen Sayın Başkan?
BAŞKAN Siz buyurun, devam edin Sayın
Engin.
DİDEM ENGİN (Devamla) Süremi lütfen
başlatır mısınız? İnsicamı
BAŞKAN Otuz saniye ekleyeceğim.
DİDEM ENGİN (Devamla) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Kanuni Sultan Süleyman, aynı
zamanda süt kardeşi de olan Yahya Efendiye bir mektup göndererek Sen
ilahî sırlara vâkıfsın, kerem eyle de bizi aydınlat. Bir
devlet hangi hâlde çöker? Osmanoğullarının akıbeti
nasıl olur, bir gün olur da izmihlale uğrar mı? diye sorar.
Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahya Efendi "Neme
lazım be Sultanım!" diye yanıtlar. Kanuni Sultan Süleyman
verilen cevaba mana vermekte zorlanır, kalkar Beşiktaştaki
dergâha gider ve Yahya Efendiden bu cevabın anlamını sorar.
Yahya Efendinin cevabı, sanki bugün ülkemizde yaşanan
haksızlıkları, yolsuzlukları, zulümleri bilerek ve sanki
bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anayasa değişiklik teklifine
yapılan tüm ikazları neme lazım diye görmezlikten,
duymazlıktan gelerek, umursamazlıktan gelerek oy kullanan vekillerimizin
hâli pürmelalini görerek söylenmiş gibi ibret vericidir. Yahya Efendi der
ki: Sultanım, bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık
şayi olsa, işitenler de neme lazım deyip uzaklaşsalar,
bilenler bunu söylemeyip sussa; fakirlerin, muhtaçların, yoksulların,
kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan
başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle
durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve
hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet
duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlal de böylece mukadder hâle gelir.
Kanuni Sultan Süleyman, kendisini böyle ikaz eden bir âlim memleketine sahip
olduğu için Allaha şükreder. Dikkatinizi çekerim, Yahya Efendinin
ikazı için Kanuni Sultan Süleyman Allaha şükrediyor, sizin gibi ağzını
açanı zindanlara atmıyor.
Tarihte biraz daha geriye gidelim. Yıl 1215
Magna Carta. Dünyadaki anayasa hareketlerine öncülük etmiş ilk metin.
Madde 38: Gelecekte hiçbir memur inanılır şahitler göstermeden
yalnız kendi açıklamalarına dayanarak bir kimseyi mahkeme
huzuruna çıkaramayacaktır. Madde 40: Kimseye hakkı ya da
adaleti satmayacağız, men etmeyeceğiz, geciktirmeyeceğiz.
Dikkatinizi çekerim yıl 1215. Yıl 2017, binlerce kişinin sosyal
medya paylaşımları nedeniyle gözaltına
alındığı, aylarca hâkim karşısına
çıkmayı beklediği bir ülke hâlindeyiz ve şimdi
halkımızın 1808de Sened-i İttifakla başlayıp
bugüne kadar gelen demokratikleşme mücadelesiyle edindiği tüm
kazanımları bir kalemde çöpe atan ve sekiz yüz yıl önceki Magna
Cartanın bile gerisinde hükümler içeren bir Anayasa değişiklik
teklifiyle karşı karşıyayız. İktidar
milletvekilleri olarak yasama, yürütme ve yargıyı tek bir makamda
birleştirecek kuvvetler birliğini hedefleyen, tüm devlet
kurumlarındaki yöneticileri tek başına canının
istediği gibi, istediği zaman atama ya da görevden alma yetkisini
Cumhurbaşkanına devreden, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar
Kurulunun işlevselliğini yitireceği, şeklen var
olacağı, milletvekillerinin sözlü soru sorma imkânının dahi
tamamen kaldırılacağı, ne parlamenter sistem ne başkanlık,
dünyada eşi benzeri görülmemiş, tutarsızlıklar içeren bu
teklifi Meclise getirdiniz. Diktanın ayak seslerine alkış
tuttunuz.
Ordumuz ülke dışında ağır
kış koşullarında bir savaş yürütürken, ekonomik
sorunlarımız her geçen gün daha da derinleşirken, yerli ve
yabancı yatırımcılar açısından öngörülemez bir
ülke hâline gelirken, terör olayları kontrol edilemez boyutlara
ulaşırken sizler yapılan bütün görüş ve önerilere Neme
lazım. diyerek Anayasamızı değiştirme
gayretkeşliğinde diktaya giden yolun taşlarını
döşüyorsunuz. Kibirli ve mezhepçi dış politikanızla
İslam dünyası liderliğine soyunduğunuzda Türkiye'yi Orta
Doğu bataklığına sürüklemeyin. diye uyaran Cumhuriyet Halk
Partisine Artık, kendine güvenen bir Türkiye var, oyunu biz
kuracağız ve Orta Doğunun yeni haritasını biz
çizeceğiz. Emevi Camisinde namaz kılacağız. diyordunuz.
Şimdi ise Suriye politikasının baştan beri büyük
yanlışlarla dolu olduğunu söylüyorsunuz. Suriye bir enkaza
dönüştükten, yüz binlerce kişi hayatını kaybettikten, milyonlarca
aile yerini, yurdunu sefalet içinde terk ettikten sonra gelen acı bir
itiraf: Bade harabül Suriye.
Kendi
ellerinizle besleyip büyüttüğünüz FETÖnün de, Suriye
yanlışlarınızın sosyal yapımızda
yaratmış olduğu travmanın da, ülkemize ekonomik maliyetinin
bedelini de halkımız elbet ilk sandıkta size ödetecektir.
Sanmayınız ki hafızayı beşer nisyan ile maluldür.
Bugün ise, daha
vahim bir girişimde bulunarak demokrasimizi rafa kaldıracak bir
Anayasa değişiklik teklifiyle affedilmez bir hata daha yapıyorsunuz.
Bu teklifi hangi argümanlarla süslerseniz süsleyin, millî duyguları ne
şekilde istismar etmeye çalışırsanız çalışın
bu yolun diktaya çıktığı gerçeğini
değiştiremeyeceksiniz. Güneşi asla balçıkla
sıvayamazsınız. Hazırladığınız teklif
yetmezmiş gibi önceki gün ise Anayasanın ilk dört maddesini
tartışmaya açtınız. İstediğiniz kadar Parti
görüşümüz değildir. deyin cin bir kez şişeden
çıkmıştır. Türkçemizde güzel bir deyim vardır
Dervişin fikri neyse zikri de odur. derler. Bugüne kadar hep millet
iradesinden, ileri demokrasiden bahseden AKP, şimdi demokratik kazanımlarımızın
geri alınması mücadelesiyle ve ilk dört maddenin değişmesi
niyetiyle suçüstü yakalanmanın telaşı içindedir. Demek ki
dervişin fikri ne ileri demokrasi ne de halkın iradesiymiş. AKP,
bu defolu Anayasa değişikliği teklifiyle üzerine yapışan
kapkara lekeyi asla silemeyecektir. Teklif, bu Meclisten geçsin ya da geçmesin,
demokrasi tarihimize bir ibret vesikası olarak zaten geçmiştir.
Kapalı kapılar ardında dar bir kadro tarafından
hazırlanan metni görmeden imzalayan milletvekilleriyle, eleştiri ve
önerilerin görmezden gelinmesiyle, konuşmaların televizyondan
canlı yayınlanması talebimizin gerekçesiz reddedilmesiyle, sivil
toplum kuruluşlarına, anayasa hukukçularına, akademisyenlere söz
hakkı verilmemesiyle, kifayetimüzakere önergeleriyle, gizli oylamada
açık evet oyu kullanılmasıyla bu teklif artık AKP ruhunun
silinemez alametifarikası olmuştur.
Kapalı
kapılar ardında hangi pazarlıkların
yapıldığı elbet bir gün ortaya çıkacaktır.
Aylardır devam eden olağanüstü hâl sürecinden istifade ederek ve tüm
devlet imkânlarını kullanarak propaganda yapmayı, teklifin
içeriği konusunda sağlıklı bilgi alma
olanaklarını kısıtlayarak halkımızı
yönlendirmeyi amaçlıyorsanız
yanıldığınızı referandum sonucunda göreceksiniz.
Meclis
Başkanlığına bugün Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak
sunduğumuz araştırma önergesi, esnaflarımızın ve
sanatkârlarımızın sorunlarına tüm partilerin bir araya
gelerek çözüm bulması için hazırladığım kapsamlı
bir önerge. Hatalı ekonomik politikalarınız nedeniyle içinde
bulunduğumuz ağır ekonomik koşullardan en fazla etkilenen
kesimlerdir esnaflarımız ve sanatkârlarımız ama sizler bu
önergemize de biraz sonra ret oyu vererek tıpkı diğer
önergelerdeki tavrınız gibi bu konuların Mecliste
araştırılmasını istemeyeceksiniz.
Kadınlarımız,
gençlerimiz, emeklilerimiz, esnaflarımız, işçilerimiz, emekçilerimiz,
çiftçilerimiz, engellilerimiz için, kısacası toplumumuzun her
kesiminin sorunlarının çözümü adına Meclise sunduğumuz her
önergeyi otomatik bir refleksle reddettiğinizi halkımız görmüyor
sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz; görüyorlar ve elbet
sandıkta hesabını soracaklar.
Gazi Mustafa
Kemal Atatürk Cumhuriyet fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller
ister. demişti. İşte, bizler o nesilleriz; aklıyla,
vicdanıyla, ülkemizin kaderini kontrolsüz ve denetimsiz olarak tek bir
kişiye emanet etmek için hazırladığınız bu
teklife elbet hayır diyeceğiz. Tüm baskılarınıza
rağmen, bu topraklarda şehit olanlara manevi
borçlarımızı ve gelecek nesillerimize bırakacağımız
mirası hatırlayarak oy kullanacağız ve cumhuriyetimize
sahip çıkacağız. Halkımızın
karşısına hangi sandığı
çıkartırsanız çıkartın, ister referandum ister erken
seçim, bu sandık demokrasi ırmağında akıntıya
karşı kürek çeken AKPnin çöküş sandığı
olacaktır.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde
ilk olarak, Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Ayhan. (MHP
sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun, esnaf ve sanatkârlarımızın
rahat bir nefes almasını sağlayacak, sorunlarının ve
çözüm yollarının belirlenmesiyle ilgili bir araştırma
komisyonu kurulmasına ilişkin önergesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Genel Kurulu
bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, özellikle ifade etmek istediğim bir
husus: Öncelikle, önergeyi veren ve imzası olan, burada önerge sahibi
olarak konuşma yapan arkadaşı tebrik ediyorum. Gerçekten çok
ciddi, önemli bir hususta önerge vermiş; bunun üzerinde durulması
lazım. Dikkatle de takip ettim. Arkadaşlar bana, bu konuda benim
konuşacağımı söyleyince de mutluluk duydum. Tebrik ediyorum
kendisini ancak, konuşmasını izledim, bir dakika otuz üç saniye
kalıncaya kadar esnaf demedi arkadaşımız. Bu iş
ciddi bir iş, hakikaten. Ben her ne kadar aleyhinde de söz almış
olsam, mutlaka bunun görüşülmesini arzu ediyorum, bir komisyon
kurulmasını da arzu ediyorum; defalarca da dile getirdim, bundan
mutluluk da duyuyorum. Bu önergeyi takdir ettiğimi de ifade etmek
istiyorum, ancak bu hususun bu kadar geçiştirilecek bir mevzu olduğu
kanaatinde de değilim.
Hükûmete de bu konuda, gerçekten, defalarca
söylememize rağmen Hükûmet bu işin üzerinde durmadı çünkü 12
milyonun üzerinde esnafın sicil affı için buralarda
dolaşması, sözünün edilmesi, bu olayın geldiği boyutlar
açısından, vahametini göstermesi açısından çok önemli.
Bakıyorum, Hükûmet de bu işe yeteri kadar ne yapmıyor?
Eğilmiyor. İlgili bakanlardan kimse de yok.
Şimdi, esnafın durumunun, kuşkusuz,
makroekonomik gidişatla ilgisi var. Büyüme negatife dönmüş,
tasarruflar yetersiz, dış ticaret gerilemiş, cari açıktaki
düşüş seyri yukarı doğru dönmeye başlamış,
bütçe açığı büyümüş, Türk lirası yüzde 28-30
değer kaybetmiş. Esasen, ekonomik darboğazın temel
bileşenleri ortaya çıkmış vaziyette. Burada adaletsiz
vergiler, işsizlik ve özellikle genç işsizlikteki artış,
kayıt dışılık ve sosyal hayata ilişkin
çarpıklıklar eklenince Türkiye ekonomisi gün geçtikçe emsal
ülkelerden negatif yönde ayrışmaya başlamış. Ekonomi
politikasında rant temelli yaklaşım, üretimden uzaklaşma,
işsizlik, enflasyon, artan borçluluk, yolsuzluklar, öngörülebilir bir
hukuk ve adalet düzeninin olmaması ekonomik gelişmeleri maalesef
olumsuz etkiliyor.
Türk ekonomisinin algısı problemli bir
hâlde. CDS primleri 11 Ocak günü 300lü seviyelerin üstüne
tırmanmış. Sıcak paraya, ithalata ve inşaata
dayalı ekonomik sistem sürdürülemez hâle gelmiş. Döviz kuru
almış başını gitmiş. Enflasyon, işsizlik
tırmanmaya başlamış. Böyle giderse 2017 yılında
ekonomideki sıkıntıların artarak devam etmesi
kaçınılmaz. Bu gidişi tersine çevirmek lazım. Bu gidiş
TÜİKin millî gelir hesaplarıyla oynamasıyla düzelmez. Alandaki
problem devam ediyor. Ekim 2016 itibarıyla faaliyet gösteren
yaklaşık 1 milyon 700 bin esnaf ve sanatkâr var. Son beş
yılda 400 bini aşkın esnaf kepenk kapatmak zorunda
kalmış. Esnaf ve sanatkâr sorunları son dönemde yaşanan
gelişmelerle daha da büyüyor. Ekonomideki sorunlu alanlar
çoğalmış, makrosorunlar mikroölçeğe
yansımış, geleceğe yönelik beklentiler tahrip edilmiş.
Ekonomik sıkıntılardan dolayı ticaret ve meslek
erbabımız, esnafımız ciddi sorunlarla karşı
karşıya kalmış. İçinde bulunduğumuz dönemde
kıt kaynakların üretim getirecek alanlara aktarılması
gerekmekte. Dolaylı vergilerin yüksek oranlara çıkmış olması,
bir yandan vergi ve gelir adaletini daha da bozarken öte yandan reel ekonominin
dengelerini zedeliyor. Özel tüketim vergisi ise devletin kolay kazanç
kapısı hâline gelmiş. Türkiye'de üretim üzerindeki vergi yükü
ağır ve bu durum işletmelerin rekabet gücünü
zayıflatıyor. Başta elektrik olmak üzere üretim girdileri
üzerindeki vergi yükünün azaltılmasının istihdam ve büyümeye
olumlu katkı sağlayacağı ve belli bir süre sonra bu
kesimden sağlanan toplam vergi gelirlerinde artışlara yol
açacağı hesaba katılmalı. Artan rekabet
şartlarında ayakta kalmak için mücadele veren esnaf,
ulaşılabilir ve ucuz finansman imkânları
olmadığından gerek ürün ve hizmetlerini yenilemek gerekse
büyümek için yeni yatırımlar yapmaktan da tamamen uzak.
Esasen burada kabul edilen torba yasayla
KOBİlere dönük getirilen hazinenin zararını üsteleneceği
Kredi Garanti Fonu düzenlenmesi, esnaf sicil affı, imalat sanayisi ve
KOBİler için kurumlar vergisi avantajları, SGK prim teşviki,
iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hususlar önemli
ve gecikmiş uygulamalar. Yakın geçmişte kabul edilen torba
yasayla, Kredi Garanti Fonu kefaletiyle işletmelere 250 milyar
liralık kredi hacmi oluşturuldu. Daha doğrusu, hazinenin destek
miktarının 25 milyar TLye çıkarılmasıyla bu hacimde
bir kredinin yaratılması beklendiği ifade edildi. Ancak her
düzenlemede olduğu gibi, bu düzenlemenin de altyapısının
oluşturulmadığı, bizzat Kredi Garanti Fonu Genel Müdürünün
basına yansıyan ifadelerinden anlaşıldı. Deniyor ki:
Yirmi beş yılda 24 bin civarında işletmeye destek vermişken,
son üç haftada gelen başvuru sayısı 21 bin civarında.
Sayın
milletvekilleri, dikkatinizi çekmek isterim. 170 kişiyle kurum hizmet
veriyor, günlük 3 ila 5 bin başvuruya cevap vermeleri gerekiyor. Onlar ne
yapmışlar? Basel II, basel III kriterlerine uygun olarak bankalardan
oluşturulmuş reyting data temin etmişler, onları kullanıyorlarmış.
Bu desteğin asıl muhatabının ihracatçılar, döviz
kazandırıcı faaliyeti olanlar, imalat sanayisi ve istihdama
katkısı olanlar olması gerek ancak hedef kitlemizin bir ayağı
çukurda, uçurumun kenarında firmalar değil, gelecek vaat eden
firmalar olması gerekir. diye de ifade de bulunuyorlar. Ben Denizlinin
bütün ilçelerinden Bizim bu kredide ne şeyimiz olacak? diye, her -Kale
dâhil- birinden telefon alıyorum. Ekonomide sorunlu alanlar
çoğalmış, geleceğe dönük beklentiler tahrip edilmiş.
Şimdi,
esnaf ve sanatkâra nefes ve can suyu gibi değişiklik havalı
isimlerle çizilen cüzi destekler, bu kesimin sorunlarını çözmekten
uzak. Çözse zaten şimdiye kadar çözerdi, 12,5 milyon insan bu konuda
problem yaşamazdı. Ciddi boyutta nakit donukluğu ve tahsilat
sıkıntısı bulunmakta. Karşılıksız çek,
protestolu senet ve sorunlu kredi tutarında yüksek artışlar
görülmekte ve iflaslar baş gösteriyor. Bankalar Birliği Risk Merkezi
verilerine göre, yılın ilk on bir ayında protesto edilen 900
binin üzerinde senet, parasal tutarı 10,7 milyar. Geçen yılın
aynı dönemine göre ise bu senet adedi yüzde 1,7, tutarı ise yüzde
20,7 artmış. Hakeza çek de benzer durumda.
Bu çerçevede
sicil affı konusunda getirilen düzenlemede Türkiye Bankalar Birliği
Risk Merkezinde tutulan çek, senet ve kredi borçlarına ilişkin
kayıtların tamamının ödenmesi veya yeniden
yapılandırılması şartına
bağlanmış. Sicilin temizlenmesi, kara listeden
çıkartılması, finansal kuruluşların
değerlendirilmesine bağlı olacak. Bu, Hükûmetin tenkidi veya
bakanların zorlamasıyla makroekonomik çerçevenin düzelmesi mümkün
değil. Geçmişte müteaddit defalar bu çıktı fakat mümkün
olmadı. Esnafın sorunlarına çözüm için geliştirilen
önerilere de dikkat etmek lazım.
Ben burada, bu önergenin aleyhine söz alsam da
önerge konusundaki düşüncelerim müspet. Fakat, önergeye, herkesin ne
yapması lazım? Sahip çıkması lazım, öncelikle önergeyi
verenlerin işine sahip çıkması lazım.
Son bir dakika kaldı, esnaf konuşuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) Bu,
yakışık alan bir durum değil.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ayhan.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin
DİDEM ENGİN
(İstanbul) Sayın Başkan, biraz önce MHPli hatip, konunun
partimiz tarafından düzgün bir şekilde ele
alınmadığını ve geçiştirildiğini ifade etti.
69a göre açıkça sataşmadır.
BAŞKAN
Hayır, öyle bir şey demedi.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Kastedilmedi efendim. Sayın Başkan, yanlış ifade
ediyor.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Geçiştirildiğini ve hem
başında hem sonunda Öncelikle, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bu
önergeye sahip çıkmalıdır." dedi.
BAŞKAN
Hayır, öyle bir kastı yoktu.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Nasıl böyle bir kastı yoktu?
BAŞKAN
Sadece sizin için dedi ki: Esnaf lafını, kelimesini son bir buçuk
dakika içinde kullandı.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Konuyu geçiştirdi efendim, bir buçuk dakika konuşuyor. Hem
önerge veriyorsunuz
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Konunun geçiştirildiğine
BAŞKAN
Öyle bir kastı olmadığını da beyan ettiğine göre
Sayın Ayhan
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Sayın Başkan, sataşmadan söz
istediğimiz zaman neden bu kadar binbir dereden su getiriyorsunuz. Çok
açık bir sataşma vardır.
BAŞKAN
Benim bu konuda bir takdir yetkim var Sayın Engin. İç Tüzükü
okursanız onu anlayabileceksiniz, öğrenirsiniz de.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Hatta müspet konuştum Sayın Başkan.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Çok açık bir sataşma vardır burada.
Hem konuşmasının başında
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Müsaade eder misiniz lütfen?
Hem
konuşmasının başında
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biz bu önergenin aleyhinde
söz almamıza rağmen lehinde konuştuk ve olumlu oy
vereceğimizi de ifade ettik.
BAŞKAN
Evet.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) En sonunda
Yakışıksızdır. ifadesini bile kullandı
Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Müsaade ederseniz bu kadar da eleştirimiz olsun yani.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Evet, sonunda yakışıksız ifadesini
bile kullandı.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Sayın Başkan, tutanakları getirin lütfen.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Gök, size de söz vereceğim.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Konuşmasının sonunda
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Efendim, bizim ifademiz sizin ifadelerinizden daha düzgündür.
BAŞKAN
Sayın Engin, Sayın Ayhan bu kastı olmadığını
beyan ettikten sonra
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Bu sataşma değil efendim, yerinden söz verin.
BAŞKAN
Sayın Akçay, müsaade edin.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sataşma yok Sayın Başkan, yerinden söz
verebilirsiniz.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Bire bir kürsüde ifade edilen kelimeler var
Sayın Başkan.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Gök, sizi dinleyelim, inşallah uzlaştırıcı
bir açıklama yaparsınız.
LEVENT GÖK
(Ankara) Sayın Başkan, konuşmacımızın
açıkladığı görüş çerçevesinde
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Levent Bey, siz yoktunuz o zaman zaten salonda ya.
LEVENT GÖK
(Ankara)
Milliyetçi Hareket Partisinin sayın sözcüsünün özellikle son
bölümünde arkadaşımızın konuşmasının
yakışıksız olduğuna dönük çok ağır bir
sataşma oldu yani bir sataşmadır.
BAŞKAN
Söylediği şey yakışıksız lafı
mıydı?
LEVENT GÖK
(Ankara) Efendim, bakın, aynen böyle.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Efendim, öyle bir şey yok.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Tutanakları getirtin, baksın Sayın
Başkan.
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Allah Allah! Çok enteresan.
BAŞKAN Peki,
o zaman şöyle yapalım Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Hiç şey yapmayalım.
Arkadaşımız iki dakikada bunlara bir yanıt versin.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Biz özür de
dileriz söylediysek, getirtin tutanakları, varsa Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Gök, bakın, Sayın
Ayhan Eğer öyle bir şey söylediysem özür de dilerim. dedi.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Destekliyoruz.
dedik, daha ne diyeceğiz?
BAŞKAN - İsterseniz tutanakları
getirelim.
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim,
arkadaşımız bu konuda meramını ifade edebilir.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Tabii ki
yani, önergeyi hazırlayan benim.
LEVENT GÖK (Ankara) 69a göre söz talep ediyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Ama, bu sözler söylendi
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Gök
LEVENT GÖK (Ankara) Bu sözler söylendi Sayın
Başkanım.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Sayın Başkan,
müspet konuştuk, daha ne istiyor?
BAŞKAN Şimdi, bakın, Sayın
Gök, size diyorum ki Sayın Ayhan: Eğer öyle bir kastım varsa
ben özür de dilerim. diyor.
LEVENT GÖK (Ankara) Şimdi, Sayın
Başkanım, ondan önce
BAŞKAN- Konuyu aydınlatmak için, müsaade
edin, ben tutanakları getirteyim.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Aynen öyle
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Eğer Sayın Engin hâlâ
ısrarlıysa kendisine sataşmadan söz vereceğim.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Aynen,
ısrarcıyım.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Yanlış
bir şey varsa özür de dileriz, hiç problemimiz yok.
BAŞKAN - Vereceğim söz Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Peki.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Bir tutanaklar gelsin çünkü Sayın
Ayhan: Özür dileyebilirim. diyor.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Sayın
Başkan, hepimiz burada bu konuşmayı dinledik. Hem
konuşmanın başında
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Müspet
konuştum zaten Sayın Başkanım yani.
BAŞKAN Tamam, tutanaklar gelsin, Sayın
Engine
LEVENT GÖK (Ankara) Peki, tutanakları
bekliyoruz.
BAŞKAN Bekleyeceğiz, tabii, buyurun.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Yani sizden daha
müspet konuştuk bu önergeyle ilgili.
BAŞKAN - Tutanakları getirin lütfen.
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde son
olarak Muş Milletvekili Sayın Ahmet Yıldırım
konuşacak. (HDP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; az sonra rakamlarla da ifade edeceğim üzere, gerçekten,
Cumhuriyet Halk Partisinin araştırma komisyonu kurulmasıyla
ilgili, bu önemli önergesiyle ilgili ciddi konuşmalar yapacaktım. Ama
baştan şunu söyleyeyim ben, bütün Genel Kurulun da bunu bilmesi
lazım: AKP grup yönetimi, bizim partimizin araştırma önergesiyle
ilgili başta farklı isim vermişken anlaşılan o ki
şu Genel Kurulu belli bir provokasyonla yürütmek istiyorsunuz Sayın
Bostancı, son dakikada -Sayın Başkan da iyi bilecektir ki-
konuşmacınızı belli tezviratlar, yalanlar ve iftiralar
üzerine bir konuşma yapmak üzere değiştirdiniz. Bu, sizin
takdiriniz, herkes kendisine yakışanı yapar.
Anlaşılan, siz burayı yalanlar ve iftiralar üzerinden provoke
etmeye çalışıyorsunuz. Ya değilse, son dakikada böyle bir
değişikliği neden yaptığınızı gelip
buradan açıklayın istersiniz çünkü araştırma önergesi
görüşülmeden kırk beş dakika önce oraya verilmiş bir
isminiz vardı sizin; şunu ifade edelim.
Bir diğeri: Ben kırk beş
yıllık yaşamımda yirmi yılı aşkın süre
akademisyenlik yaptım, üst düzey bürokraside, Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu üyesi olarak dört yıl çalıştım, profesyonel
futbolculuk yaptım, yine, sendikacılık yaptım, farklı
vakıflarda görev aldım ama bütün içtenliğimle söylüyorum
-muradım burada daha fazla zaman alıp burada bir polemik yaratmak
değil ama- hayatımda bu kadar iftirayla, bu kadar yalanla, bu kadar
mesnetsiz iddiayla karşılaşmadım, bunu içtenlikle
söylüyorum. Az önce sayın hatibin burada açmış olduğu konu,
benim davacı olduğum ve 3 emniyet görevlisi hakkında suç
duyurusu üzerinden başlatmış olduğum davaya ilişkin
bana hâlâ ulaşmamış
Benim hakkımda 14 Haziran diyor ya,
14 Haziranda yaşanmış bir olay, tümüyle bir senaryo, bir kurgu
anlatıyor burada. Bir soruşturma yok, bir fezleke yok, bir dava yok
ama bu kadar yalan bu kadar ucuz atılıyorsa ben de o zaman
genelleştirerek söyleyeyim: Bir iktidar bu kadar iftiraya tevessül etmeye
başlamışsa çürümüştür, en hafif tabirle söylüyorum
çürümüştür yani. Son dakikada konuşmacısını
değiştirerek böyle bir yalan konuşma yaptırma ihtiyacı
duyuyorsanız, bu siyasi iktidarın ben miadını
doldurduğunu, büyük bir çürümüşlük
yaşadığını söylemekten daha öte bir şey
söyleyemem.
Ya değilse, ben sözümün arkasındayım.
Üç dört ay önce -tarihini tam hatırlamadığım için bir
şey söyleyemem- benzer iftirayı atmıştı buradan
Mustafa hoca, ben demiştim ki: Eğer bunu belgeyle
ispatlarsanız, bütün Meclisin huzurunda söylüyorum, söz veriyorum, siyasi
yaşamımı da sonlandıracağım,
milletvekilliğinden de istifa edeceğim. Şimdi geldi, bugün
belge mi gösterdi? Resmî bir tutanak mı gösterdi? Bir delil mi gösterdi
yoksa kendi el yazısıyla sizin son dakikada ona konuşma
vermiş olmanızdan ötürü karalama, çalakalem yalanlar, iftiralar
mı dizdi? Bunu ben yorumlamadan, daha fazla kimseyi incitmeden bütün Genel
Kurulun takdirine sunuyorum.
Bir diğer husus: Hani yargının ve
Emniyetin o kadar siyasallaştığı üzerinden gidiyoruz ki,
bakın, dün olan bir olayı anlatayım, siz gerçekten Ankara
Emniyet Müdürlüğü üzerinden araştırın benim dediğim
bir gerçekliğe mi tekabül ediyor, yoksa altyapısı olmayan bir
iddia mı. Bir KHKyla kapatılan Azadiya Welat gazetesinin muhabiri
Barış Boyraz -şu anda Dicle Haber Ajansının muhabiri-
dün Güvenparkta dayakla, kaba kuvvetle polis arabasına bindiriliyor,
kafasına mont bağlanıyor, tehditlerle kafasına silah
dayanıyor, Seni öldürmek için aldık. deniyor.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Bunun belgesi ne
şimdi?
AHMET YILDIRIM (Devamla) İşte,
söyleyeceğim size.
ABDULKADİR AKGÜL (Yozgat) En güzeli,
bunları araştırsınlar o zaman hâkimler, mahkemeler,
savcılar.
BAŞKAN Sayın vekiller, lütfen müdahale
etmeyin.
AHMET YILDIRIM (Devamla) Belgesi, mesela,
şöyle bir şey
Benimkiyle ilgili şöyle bir şey beklerdim
Sayın Ilıcalı, belgesiyle
Mesela, Sayın
Çavuşoğlu gelirdi, burada derdi ki: Bakın, bu güvenlik kamerası.
Güvenparktaki kameralar izlendiğinde bunlar görülür. Ondan sonra, dayak
sonrası götürülüp Eskişehir yolunda başka bir ekibe teslim
ediliyor, o ekip de Biz seni kurtardık. diye Gölbaşında
bırakıyor. Ülkenin ne hâle geldiğini görelim.
Bakın, bir Anayasa değişikliği
tartışıyoruz ve bu Anayasa'nın bu ülkenin geçmiş yüz
yılını ters yüz etmek üzere kurgulandığını
ve önümüzdeki on yıllarda önümüzü göremeyeceğimiz belirsiz bir
geleceğe doğru bizi sürüklediğini çok farklı hatipler
buradan söylediler.
Bir defa şunu söyleyelim: Anayasa paketi,
bırakın muhalefeti, bu partiyi kurmuş olanları, iktidar
partisini kurmuş olanları, genel başkan
yardımcılığı, bakanlık, Meclis
başkanlığı yapmış olanları bile tatmin
etmemişken ve onların, farklı yayın organlarında bütün
kısıtlamalara rağmen bu paketin bu ülke için hayırlı
olmadığı beyanlarıyla mütemadiyen biz
karşılaşıyorken, iktidar partisinin tamamının
içine sinmemişken ve bunları onların beyanlarından
anlıyorken biz bu paketin bu ülke için hayırlı olduğunu
söylemekte alabildiğine zorlanıyoruz. Çünkü, Anayasa, bu ülkenin
yaşamış olduğu bütün sorunlarla alakalı bir sürece
tekabül eder. Anayasa, bu ülkenin güvenlik sorunuyla alakalıdır.
Anayasa, bu ülkenin iç ve dış barışıyla alakalıdır.
Anayasa, bu ülkenin ekonomik problemleriyle alakalıdır. Anayasa, bu
ülkede bir türlü doksan beş yıldır
oturtamadığımız hukuk düzeniyle kalıcı ve onurlu
bir barışla ve bu ülkenin sağlayamadığı
katılımcı demokrasiyle direkt alakalıdır. Anayasa, bu
ülkenin dış dünyaya karşı imajıyla, prestijiyle
alakalıdır. Anayasa, bu ülkeyi oluşturan bütün
farklılıklara rağmen 80 milyon insanın can güvenliği
ve mutluluğuyla alakalıdır ama siz yarısının
oyunu almak suretiyle diğer yarısını karşıtlaştırarak
bakın, siyasi bir rekabetten söz etmiyorum- rövanşist duygularla
konumlandırarak bir anayasa süreci falan hazırlayamazsınız.
Buradan hareketle söylüyorum: Evet, anayasa bu ülkenin iktisadi süreçleriyle de
ilgilidir. Sayın CHPli hatip benden önce konuşurken ülke
esnafının kepenk kapatmasından Meclisin ve esnafın
nasıl bir kan ağlama süreci yaşadığına dair bir
önerge hazırlamış, gerekçesiyle bunu okudum. Biz öyle bir
noktaya geleceğiz ki, göreceğiz, artık biz esnafın kepenk
kapattığı bir ülkeden Meclisin kepenk kapatacağı bir
ülkeye doğru gidiyoruz. Üstelik bu öyle bir şey ki bu Meclisin anahtarını
bir kişiye ya da dar bir zümreye teslim etme süreciyle sonuçlanacak bu
Meclisin kepenginin kapatılması.
Ya değilse şunu söyleyelim: Bu ülkede hâlâ
toplumsal dengeleri aklıselim bir şekilde düşünen
insanların varlığı bu ülkenin tek gelecek umududur. Buradan
hareketle, bakın, -rakam veriyorum hiç yorum yok- şu anda bu ülkede
son beş yılda kayıtlı olarak kepenk kapatan ve ticaret
odalarından, esnaf sanatkâr odalarından kaydını sildiren
esnaf sayısı şu anda kayıtlı olan esnaf
sayısının yüzde 25i yani son beş yılda bu ülkede
şu anda var olan esnaf sayısının yüzde 25i -1 milyon 700
bine yakın esnafımız var bu ülkede- 400 binin üzerinde esnaf
kepenk kapattı son beş yılda. Geri kalan yüzde 75inin de kepenk
kapatmadığı için öyle mutlu olduğunu falan düşünmeyin.
Onlar ne yapıyor peki? Onlar da kapatmamış olsa bile bir
çayını içmek için eğer misafir olursak, onlarla bir sohbet
edersek iş yapmama gerçeğini, krediyi ödeyememe gerçeğini, ne
zaman kendilerinin de kepenk kapatacağını, ticaret ve esnaf
sanatkârlar odalarından kaydını sildireceği günleri
bekliyorlar. Üstelik bu yakıcı gerçeklik o kadar net bir şekilde
ki. Peki bütün bunlara çözüm ne? Hükûmetin çözümünü hepimiz izliyoruz. Çözüm
şu: İki çözüm öneriyorlar. Bir, hâlâ esnafı nasıl daha
fazla borçlandırırız çözümü peşinde koşuyorlar.
İkincisi ise büyük bir mucitlik örneği sergiliyorlar; özellikle
enflasyonun büyüme hızını hesaplama yöntemini ve kalemlerini
değiştirerek millî gelirimizi kâğıt üzerinde
arttırmaya çalışıyorlar. Yani bula bula geldiğimiz
çözüm bu. Örneğin Ekonomi Bakanının birkaç gün önce
yapmış olduğu açıklamayı izleyenler biliyordur,
izlemeyenler için ben paylaşayım. 25 Ocakta Ankarada toplanacak
olan, bu enflasyon sepetindeki gıda oranını belirleyecek
kurulun, gıdanın oranını yüzde 24ten yüzde 20ye
düşürmeyi öngördüklerini söylüyor. Yani kalemlerle oynayarak gerçek
yaşama dokunmadan, insanların karın açlığını
ve
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
AHMET YILDIRIM (Devamla)
Teşekkür ederim.
İnsanların
yoksulluğunu, çektiği acıyı, borçlarını ödeyememe
hezeyanını, karın açlığını, çocuğunun
rızkını götürememe mahcubiyetini çözme yerine rakamlarla, kalemlerle
oynayarak millî geliri suni bir şekilde nasıl yükseltiriz, enflasyonu
suni bir şekilde nasıl düşürürüz çabası içerisine
girmiş. Ekonomi Koordinasyon Kurulu krize bir çözüm bulamıyor, çözüm
için toplantı yapıyor, daha toplantı devam ederken dolar
yükselişe geçiyor. İşte piyasaların bu ülke Hükûmetine ve
Maliye yönetimine duymuş olduğu güveni bile sadece Ekonomi
Koordinasyon Kurulu toplanırken hızla yükselişe geçen bu döviz
kurları üzerinden de anlayabiliyoruz.
Bütün Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yıldırım.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Sayın Başkan, bir dakika yerimden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bostancı, bir dakika yerinizden.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
23.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkanım, teşekkürler.
Grup önerilerine ilişkin
konuşmacıların zaman zaman değiştirilmesi yeni bir
usul değil. Hatta buradan konuşmacı giderken bile son anda
değişiklikler yaşanabiliyor.
Sayın Hakan Çavuşoğluyla ilgili
orada bir sataşma vardı. Sataşma çerçevesinde söz almak yerine
grup önerisi üzerinde konuşsun şeklindeki bir yaklaşımla bu
değişiklik gerçekleşmiştir.
Öyle anlaşılıyor ki öncesi de olan
bir tartışma burada gündeme geldi. Sayın Çavuşoğlu
eleştirilerini dile getirdi, Sayın Yıldırım bunun
doğru olmadığını ifade etti. Siyasetin
yapacağı budur. Bundan ötesi taraflar takdir ederlerse hukuk yoluna
gidebilirler. Fakat burada Sayın Yıldırımın bir
mantığı çok dikkat çekiciydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, bir dakika ek
süre veriyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Kendisine
yönelik bir eleştiriden, eleştirinin geçersizliği
mantığı üzerine, bunu bütün AK PARTİ iktidarının
çürümüşlüğüne bir karine olarak aldı yani tek bir örnekten AK
PARTİye yönelik genel bir eleştiri çıkarttı.
İlginç bir eleştirel konum muhakemesi
olarak gördüm. Ümit ederim başka tür eleştirilerinde de benzeri bir
dengesizlik, kişisel bir eleştiriye mukabele ederken
genelleştirici hüküm çıkartan ve buraya yaslanan bir akletmeyle
eleştiri dile getirmeyi çok uygun bulmadığımı ifade
etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
çok kısa yerimden
BAŞKAN Buyurun Sayın
Yıldırım.
24.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Keşke Sayın
Bostancı çıkıp böyle naif bir şekilde eleştiri
değil de attığı mesnetsiz iftiralara dair üç cümle
söyleseydi, bütün içtenliğimle söylüyorum, burada bütün partiye dair
söylemiş olduğum sözlerden ötürü özür diler, sözlerimi geri
alırdım.
Kendisi de çok iyi biliyor. İletişimi de,
subliminal algıyı da, kişilik katliamına götürebilecek
kadar bu pespaye yöntemleri kendisinin çok iyi bildiğini düşünüyorum.
Bunun bir eleştiri olmadığını,
aşağılık bir yalan ve iftira olduğunu kendisinin çok
iyi bildiğini düşünüyorum. Bunu kabul etmiş olsaydı, bütün
içtenliğimle söylüyorum, şu iktidar partisine söylemiş
olduğum bütün sözlerden ötürü özür diler, sözümü geri alırdım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Gök bir dakikalık söz
istemişti, buyurun Sayın Gök.
25.-
Ankara Milletvekili Levent Gökün, Fırat Kalkanı Harekâtı
çerçevesinde, El Babda IŞİDin Türk askerlerine saldırması
sonucu şehit olan 5 askere Allahtan rahmet, 9 yaralıya acil
şifalar dilediğine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bugün, Fırat
Kalkanı Harekâtı çerçevesinde, El Babda IŞİDin Türk
askerlerine saldırması sonucu 5 şehidimizin, 9
yaralımızın olduğunu büyük bir üzüntüyle öğrenmiş
bulunuyoruz. 5 şehidimiz, ana kuzuları ve 9 yaralımız,
askerlerimiz, orada, ülkelerinden uzakta IŞİD belasına
karşı bir mücadele veriyorlar. 5 şehit kardeşimizin hepsi
uzman çavuş, hepsi askerlik alanında uzman kardeşlerimiz. Böyle
alçakça bir saldırı sonucu hayatını kaybeden
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, ulusumuza ve tüm sevenlerine
başsağlığı diliyorum. Yaralanan askerlerimize de yine
acil şifalar diliyorum. Umuyor ve diliyorum ki Fırat Kalkanında
bugüne kadar 54 olan şehit sayısı bundan sonra artmaz ve
askerlerimiz burnu kanamadan ülkelerine geri dönerler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
LEVENT GÖK (Ankara) Şehit olan tüm
askerlerimize tekrar Allahtan rahmet diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben teşekkür ederim.
Sayın Bostancı, siz de mi söz istediniz?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Evet Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun, bir dakika.
26.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, El Babda şehit
olan 5 askere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, El Babda teröristlere karşı Türk Silahlı
Kuvvetleri insanlık adına bir mücadele veriyor. 5 şehidimiz var;
5 şehidimize, oradaki diğer şehitlerimize ve tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Başkanlık Divanı
olarak, El Babda şehit olan askerlere Allahtan rahmet, yaralılara
acil şifalar dilediklerine ilişkin konuşması
BAŞKAN Biz de Divan olarak,
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyoruz, yaralılarımıza da
acil şifalar dilemekteyiz.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Didem Engin ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde faaliyet gösteren esnafların sorunları ve
çözüm yollarının araştırılması amacıyla
19/12/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
Grup önerisi aleyhinde son olarak Denizli Milletvekili Sayın Şahin
Tin konuşacak.
Buyurun Sayın Tin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ŞAHİN
TİN (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
esnaf sorunları hakkında verilen Meclis araştırması
önergesi üzerine AK PARTİ Grubum adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
El Babda şehit düşen askerlerimize Allah rahmet eylesin diyorum ve
milletimizin başı sağ olsun diyorum. Ve temennim şudur ki
öncelikle, Rabbim bize, ülkemize, milletimize, askerimize güç, kuvvet versin;
inşallah dış ve iç tehditlere karşı bizi muzaffer
kılsın diyorum. Bütün duamız budur.
Değerli
arkadaşlar, AK PARTİ olarak on beş yıldır esnaf ve
sanatkârlarımızı her daim, her zaman destekledik ve bundan sonra
da desteklemeye devam edeceğiz çünkü esnaflar, sanatkârlar ülkemizin
direğidir.
Öncelikle,
bugünkü esnaflarımızın kıyaslamasını yapmak için
geçmişe de şöyle bir bakmak lazım. Geçmişte esnaflar hep
tedirgindi. Neden? Çünkü siyasi istikrar yoktu. Neden? Çünkü ekonomik istikrar
yoktu çünkü geleceğiyle ilgili hep tedirginlik ve korku içinde
yaşadılar.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Şimdi daha perişanlar.
ŞAHİN
TİN (Devamla) Bunun örneklerini hep beraber yaşadık ve gördük.
Enflasyon yüzde 70lere dayanmış ve esnaf faiz oranları yüzde
70lere çıkmış, gecelik faizler yüzde 7.500lere kadar
ulaşmış olan bir ekonomi içerisinde esnafların ayakta
kalması ve sanatkârların kendi el sanatlarını
yapmaları elbette ki beklenemezdi. Bu sebeple de, ülkenin gelişimi ve
sanayisi her zaman geriye gitmiştir ya da duraklama içerisinde
kalmıştır.
AK PARTİyle on beş yıllık
yapmış olduğumuz çalışmalar ve icraatlara şöyle
bir baktığımızda esnaf ve sanatkârlarımızı
her alanda desteklediğimizi görmekteyiz. Buradan şu
anlaşılmamalı: Muhalefetin vermiş olduğu Meclis
araştırma önergesinin AK PARTİ aleyhinde,
karşısında. anlamında bir sonuç değil. Mesele
şu: Biz Hükûmet olarak, Bakanlık olarak zaten
esnaflarımızın gerekli haklarını ve onları her
alanda, her yönde destekliyoruz ve bunun için de gayret sarf ediyoruz.
Bugünkü Türkiye'nin bulunduğu ortamı da
göz önüne almamız gerekiyor. Bugün ülkemiz gerçekten zorlu bir süreçten
geçmekte. Ekonomik olarak ülkemize uygulanan baskıların hep beraber
farkındayız, kurları yükselterek ülkeyi ekonomik bir krize
sokmaya çalışıyorlar. Aynı şekilde, daha yakın
bir zaman içerisinde 15 Temmuz darbe girişimini, istila hareketini hepimiz
yaşadık ve gördük. Türk milleti olarak bunun
karşısında iktidarıyla, muhalefetiyle, halkıyla beraber
dimdik durduk. Bu, birlikteliğimizdi. İşte, bugün görmemiz ve
anlamamız gereken, yine, Türkiye'nin bu zorlu süreci içerisinde hepimizin
birlikte olmasıdır. Hepimiz birlikte bu zamanı en iyi
şekilde geçirerek, ondan sonra Esnaflarımıza ve
sanatkârlarımıza neleri yapabiliriz, hangi konularda katkıda
bulunuruz? bunların araştırmasını yapabiliriz. Hiçbir problem yok, bunun aleyhinde
veya karşısında değiliz ama AK PARTİnin
yaptıklarını da, Hükûmetimizin yaptıklarını da
görmezlikten gelmek bize haksızlık olur, bunu görmemiz lazım.
Neler yaptık? Esnaf faizlerini yüzde 6lara
kadar düşürdük. Enflasyon yüzde 9larda. Yine, 2017 yılında
asgari ücret desteğimiz devam etmekte.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Esnafa
verilmedi.
ŞAHİN TİN (Devamla) Sicil affı
getirdik, bundan 12,5 milyon vatandaşımız yararlanmakta. Yine,
ilk üç aylık sigorta primlerinin ödemesini yılın sonuna kadar
erteledik. Esnaflara can suyu verildi; 2016 yılında verildi, yine
-inşallah, hayırlısıyla- 2017 yılında da
esnaflarımıza 50 bin TL civarında can suyu olarak desteklememiz
devam edecektir. Sanatkârların üretimini markalaştırmak
adına yerel markaların oluşumu ve sınai mülkiyet
haklarının oluşumuyla ilgili de yasalarımızı
çıkardık. İŞKURla eleman desteklerine devam etmekteyiz.
SGK primlerinde, yeni işe girenlerin, yine, aylıkları ödenmekte.
Yeni iş kurmak isteyenlere 30 bin lira faizsiz kredi verilmekte. Çeklerde,
yine, güvenin oluşması için cezai müeyyideler getirerek
esnafımızın rahatlamasını sağladık. Genç
girişimcilere 100 bin lira faizsiz kredi vererek, yine, genç
girişimcilerin esnaf ve iş alanında gelişmelerini
sağladık. E-ticaretin önünü açtık. KOSGEB ve esnaf ve
sanatkârlarımızı bir araya getirerek iş geliştirme
imkânlarını sağladık. Tabii ki, bu, ülkemizin zor bir zamanında,
yine de hem sanayicimizin, üreticimizin, esnafımızın,
sanatkârımızın yanında olarak Hükûmetimiz, devletimiz
onlarla beraber, birlikte bu ülkenin zorluklarının üstesinden gelmeye
gayret etmekte ve devam etmektedir. İnşallah bundan sonra da
aynı süreçte Hükûmetimiz bununla ilgili çalışmalarını
daha iyiye, daha güzele doğru getirecektir diyorum.
Grup önerisinin aleyhinde olduğumu belirterek
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, biraz önce Sayın
Enginin talebi üzerine Tutanakları getirtip bir inceleme
yapacağım. dedim. Sayın Ayhana haksızlık etmek
istemem.
Sayın Ayhanın konuşmasından
bazı paragrafları okuyacağım: Burada önerge sahibi
konuşma yapan arkadaşı tebrik ediyorum, gerçekten çok ciddi,
önemli bir hususta önerge vermiş, bunun üzerinde durulması gerekiyor.
Arkadaşlar bana bu konuda benim konuşacağımı
söyleyince mutluluk duydum. Kendisini tebrik ediyorum. Bir komisyon
kurulmasını da arzu ediyorum. Bu önergeyi takdir ettiğimi de
ifade etmek istiyorum. şeklinde, son derece destekleyici bir konuşma
yapmış. Daha sonra son cümle olarak da Ben burada, özellikle bu
önerge aleyhine söz alsam da düşüncelerim müspet. Fakat önergeye herkesin
ne yapması lazım? Sahip çıkması lazım. Öncelikle
önergeyi verenlerin işine sahip çıkması lazım. diye bir
ekleme yapmış.
Sayın Engin, burada bir sataşma yok.
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, sonrasında
devamı var.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Yani çok
enteresan, çok enteresan gerçekten.
LEVENT GÖK (Ankara) Bir dakika
DİDEM ENGİN (İstanbul) Bu kadar
yanlı bir tutum olabilir mi?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Bakın, benim
davranışımı eleştirmeyin.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Neden
eleştirmiyorum? Davranışınızı tabii ki
eleştirebilirim burada.
BAŞKAN Bu konuda benim takdir yetkim var.
Size takdir yetkimi kullanırım, ya söz veririm ya vermem.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Biz sizden
tarafsız olmanızı bekliyoruz Sayın Başkan.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Ben, burada, bir hoşgörü içinde
size bir açıklama yapıyorum.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Bin bir
dereden su getirerek buradaki söylemleri görmezden gelemezsiniz
BAŞKAN Size açıklama yapıyorum.
Lütfen
Benimle dikkatli konuşacaksınız.
DİDEM ENGİN (İstanbul)
kulaklarınızı tıkayamazsınız. Böyle bir şey
olabilir mi?
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
daha sonraki
BAŞKAN Benimle dikkatli
konuşacaksınız.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Siz de
bizimle dikkatli konuşun lütfen. Burada milletvekilleriyle
konuşuyorsunuz siz.
BAŞKAN Ben çok dikkatli ve usulüne uygun Tüzükü
uyguluyorum. Sizden de ayrıca korkmuyorum. Lütfen
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım
DİDEM ENGİN (İstanbul) Biz de
sizden korkmuyoruz.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Gökün ricası üzerine
size sataşmadan iki dakika söz veriyorum, sadece Sayın Gökün
ricası üzerine. Bu kadar.
Buyurun.
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.-
İstanbul Milletvekili Didem Enginin, Denizli Milletvekili Emin Haluk
Ayhanın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
DİDEM ENGİN (İstanbul) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; tabii, çok enteresan günleri
yaşıyoruz ülkemiz bu kadar sorunla meşgulken gerçekten.
Öncelikle, birinci sözüm Meclis Başkan
Vekiline. Meclis Başkan Vekilliği çok önemli bir makamdır ve
bizlerin de milletvekilleri olarak beklentimiz, Meclis başkan
vekillerinin, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar,
Başkanlık Divanına geldikleri zaman tarafsız bir tutum
izlemeleri ve
BAŞKAN Sayın Engin, sataşmadan söz
aldınız, ona cevap verin. Lütfen
DİDEM ENGİN (Devamla)
bütün
milletvekillerine karşı aynı tarafsız üslupla
davranmaları. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sataşmadan söz aldınız,
ona cevap verin.
DİDEM ENGİN (Devamla) Birkaç gündür
burada grup başkan vekillerimizin bile sözünü kesiyorsunuz.
BAŞKAN O yetkim de var. Bir, İç Tüzükü
çalışın, ondan sonra konuşalım sizinle.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
karşılıklı olmasın.
DİDEM ENGİN (Devamla) Bu şekilde
bir üslupla bizlere bin bir dereden su getirerek, sataşma olmasına
rağmen, burada MHPli milletvekili çok açık ve bariz bir sataşma
yapmasına rağmen kulaklarınızı tıkıyorsunuz,
gözlerinizi kapatıyorsunuz, görmezden geliyorsunuz.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Başkana
saygı
Tarafsız olduğu için söz verdi zaten.
DİDEM ENGİN (Devamla) Nasıl burada
açık oy kullanıldığı zaman sessiz
kaldıysanız
BAŞKAN Bana parmağınızı
sallayarak konuşamazsınız. Lütfen Genel Kurula hitap edin.
DİDEM ENGİN (Devamla) Tutanaklara
geçmemesi için bu duruma sessiz kaldığınız, Usulüne uygun
oy kullanıyordur. diye tutanaklara geçirip olayları görmezden
geldiğiniz, kulaklarınızı
tıkadığınız gibi, bunun da tutanaklara ben de
geçmesini istiyorum.
Milliyetçi Hareket Partili hatip esnaflarla ilgili
önergemizde konuyu geçiştirmeye
çalıştığımızı ifade etti, Cumhuriyet Halk
Partisinin sahip çıkmadığını. Tabii, bu duruma
şaşırmamak lazım. Öncelikle Milliyetçi Hareket Partili
hatiple biz aynı komisyonda görev yapıyoruz. Dolayısıyla,
benim çalışmalarımı yürütürken, bir milletvekili olarak ne
kadar titiz bir çalışma yaptığımı aslında
kendisi de çok iyi biliyor. Dolayısıyla, esnaflarımıza ne
kadar önem verdiğimizi görmesi için gerekçe kısmını
okuması yeterliydi.
Ne yazık ki normal bir süreci
yaşamıyoruz. Bizler Mecliste gece, sabahlara kadar,
Başkanlık hırsıyla Meclise getirilen Anayasa
değişiklik teklifini görüşmek mecburiyetinde
bırakılıyoruz. Ben de isterdim ki gece, sabahlara kadar
esnaflarımızın sorunlarını konuşalım. (CHP
sıralarından alkışlar) Ekonomimizin
gidişatını konuşalım, yatırımların
neden durma noktasına geldiğini, işsizlerimizi
konuşalım; kadınlarımızın sorunlarını,
gündeme bile alınmayan önergelerimizi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DİDEM ENGİN (Devamla) ...bu önergenin
neden AKP tarafından her seferinde reddedildiğini bizler de
konuşmak isterdik.
BAŞKAN Süreniz bitti Sayın Engin.
DİDEM ENGİN (Devamla) Tabii, bugün
burada bir ittifak söz konusu.
BAŞKAN Sayın Engin, süreniz bitti.
DİDEM ENGİN (Devamla)
Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisinin bu tavrına da
şaşırmadığımızı, Meclis
Başkanlığının bu desteğine de
şaşırmadığımızı ifade etmek istiyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Engin, İç Tüzükü bir
okuyun. Yardıma ihtiyacınız varsa ben size yardım ederim.
Benim görevlerimin ne olduğunu da birlikte bir karara bağlarız,
olur mu?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
Size bir dakika süre veriyorum.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Sayın Başkan, sizin okumanız gerekir. Siz okuyun, siz siz!
Kendiniz okuyun kendiniz. Siz okuyun. İç Tüzükü siz okuyun Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
DİDEM ENGİN (İstanbul) İç
Tüzükü öncelikle sizin okumanız ve tarafsız bir tutum izlemeniz
gerekir hepimize karşı.
BAŞKAN Sayın Akçaya söz verdim, önce
saygılı olmayı öğrenin.
Buyurun Sayın Akçay.
DİDEM ENGİN (İstanbul) Saygı
karşılıklıdır Sayın Başkan,
karşılıklıdır, tek taraflı değildir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sataşmadan dolayı
söz istemeyeceğim.
BAŞKAN Açılmadı mikrofonunuz.
Bir açıklama yapacaksınız, bir dakika
söz veriyorum size.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Denizli Milletvekili Emin Haluk
Ayhanın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasında sataşma söz konusu olmadığına
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kısa bir açıklama
yapmak istiyorum.
Başta da ifade ettiğimiz gibi, Cumhuriyet
Halk Partisinin bu grup önerisinin uygun ve yerinde olduğunu açıkça
ifade etti hatibimiz, ben de ifade ettim. Ondan sonra, getirilen eleştiri,
eğer bir parti grubu bir önerge vermişse kendi gündemi
doğrultusunda bu konuşmanın yapılması gerekir
düşüncesinden hareketle bu esnafın sorunlarının bir buçuk
dakikayla sınırlandırıldığı
hatırlatıldı. Dolayısıyla, bir sataşma falan da
söz konusu değildir, bunu ifade ediyorum.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Çok da methettik
üstüne Sayın Başkanım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Yani daha ne yapalım?
Yani bu Demek ki Milliyetçi Hareket Partisinin kaşının
altında gözü var. anlamını taşıyor. Yani bu kadar her
şeyden de bir eleştiri veya sataşma çıkarmak doğru
değildir. Daha fazla da uzatmaya gerek görmüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Ayhanın destekleyici
açıklamalarını bilhassa okudum.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan, benim ifadem net.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
28.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadeleri ile Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, iki
hususta itirazım var. Öncelikle, Sayın Erkan Akçayın ifadeleri
şu, diyor ki: Biz aslında önergeyi gördük, önergeyi de övdük ama
yine de eleştirildik. Aslında mesele de tam burada, hatibimiz de onu
söylemeye çalıştı. Türkiye'nin bu kadar çok sorunları
varken, terör varken; esnafın, çiftçinin, işçinin sorunları
varken bu Meclis bir rejim değişikliği dayatmasıyla karşı
karşıya.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Sistem, sistem.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O konuda sürecin tümünden,
atmosferin tümünden de Milliyetçi Hareket Partisini sorumlu tutuyor, bu konuda
haksız değil.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Ne demek Milliyetçi
Hareketi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynen öyle.
Şimdi, ikinci husus şu: Sayın
Başkan, siz kıdemli bir milletvekilisiniz ve bir milletvekiliyle bir
Başkanlık kürsüsü arasındaki diyaloğun nasıl
olması gerektiğini bilirsiniz, İç Tüzük 64 var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın, bir dakika ek süre veriyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ama son günlerde sürekli
tartışmalara müdahale edip, konuşmacıları
uyarırken nezaket dilinden uzaklaşıp riyaset makamının
tarafsızlığı yerine sanki bir Parlamento grubunun grup
başkan vekiliymişçesine konuşma sırasında lafa
karışmak, laf çakmak, verilmesi gereken bir cevap varsa onu bir
başkasına bırakmadan hemen orada infaz etmek doğru
şeyler değil. Milletvekilimize İç Tüzükü okuyun,
anlamazsanız yardımcı olurum.
yaklaşımınızı da üslup olarak reddettiğimizi,
kınadığımızı ve doğru
bulmadığımızı ifade ediyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Yardımcı
olmayacağım mı dememi isterdiniz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oradaki maksadı
anladık Sayın Başkan.
BAŞKAN Bakın, sayın
milletvekilleri, herkesin sinirleri gergin olabilir, elbette ki burası çok
önemli bir makam, elbette ki sizlerin oturdukları yerler de çok önemli
makamlar ama değerlendirmenizi yaparken benden beklediğiniz
objektifliği lütfen, sizlerin de yapmasını arzu ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben tarafım, taraf.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Didem Engin ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde faaliyet gösteren esnafların sorunları ve
çözüm yollarının araştırılması amacıyla
19/12/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Ocak 2017 Cuma günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi vardır.
Sayın Özel, Sayın Gök, Sayın Erkek,
Sayın Yüceer, Sayın Hürriyet, Sayın İlgezdi, Sayın
Çamak, Sayın Köse, Sayın Usluer, Sayın Arslan, Sayın Engin,
Sayın Gürer, Sayın Biçer, Sayın Karabıyık, Sayın
Demirtaş, Sayın Sağlar, Sayın Gaytancıoğlu,
Sayın Şeker, Sayın Tanal, Sayın Çam.
Üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Didem Engin ve arkadaşları
tarafından, ülkemizde faaliyet gösteren esnafların sorunları ve
çözüm yollarının araştırılması amacıyla
19/12/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
20 Ocak 2017 Cuma günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Sayın Özel, Sayın Akçayla görüştünüz
değil mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet, evet.
BAŞKAN - Sayın Akçay, bir dakikalık
konuşma için mikrofonunuzu açıyorum.
Buyurun Sayın Akçay, lütfen bir dakika içinde
tamamlayın.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, yaptığı
açıklaması sırasında kullandığı bazı
ifadelerini geri aldığına ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, biraz
evvelki görüşmeler sırasında, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuyla sataşma dediğimiz birtakım ağır ifadeler
karşılıklı olarak kullanıldı. Ben,
tutanakları incelediğimde de hakikaten ağır olarak ifade
ettiğim, itham ettiğim ve bugüne kadar da uzun yıllardır
yaptığım milletvekilliği görevi sırasında da asla
ağzımdan çıkmamış birtakım ifadeleri de o
gerilimli atmosferde sarf ettiğimi gördüm. Öncelikle, bütün bu sözleri
geri aldığımı ifade ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun da bana yönelik yapılan bu ithamlar karşısında
gerekli açıklamayı yapacağını düşünüyorum ve
bekliyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Ben teşekkür ediyorum.
Sayın Özel, buyurun, size de bir dakika.
30.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
ifadelerine katıldığına ve kendisinin de bazı
ifadelerinden dolayı üzüntü duyduğuna ve geri aldığına
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Ben de Sayın Erkan
Akçayın, tutanaklarda neyin yer alıp neyin yer almaması
gerektiği ve hangi ifadeler geçerse ne hissettiği konusundaki
ifadelerine aynen katılıyorum, aynı görüşteyiz. Onun
adlandırmamasını saygıyla karşılıyorum.
Bizim de adlandırmadan o ifadelerden üzüntü duyduğumuzu ve geri
aldığımızı ifade ediyorum.
BAŞKAN Grup başkan
vekillerimize çok teşekkür ediyorum.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.04
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.22
BAŞKAN: Başkan
Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI
(Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 63üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar gereğince, gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlar Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Genel Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım ve Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve
İstanbul Milletvekili Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporunun ikinci görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı
İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve Grup
Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek)(x) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, geçen birleşimde
teklifin 11inci maddesi gizli oylama sonucunda kabul edilmişti.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun, bir dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Ankara
Milletvekili Aylin Nazlıakanın bir gün önce Mecliste
yaptığı eylemin eski Genel Başkanları Deniz Baykal
tarafından örgütlendiğine ilişkin açıklamalar ve
paylaşımlar yapıldığına ve Cumhuriyet Halk
Partisi olarak bu açıklamalardan rahatsız olduklarına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Dün, burada bir bağımsız
milletvekilimiz tarafından kürsüde bir eylem yapıldı. O konunun
içeriğine, yaşananlara ve sonrasına dair herhangi bir
değerlendirmede bulunmayacağım. Ama, eylem sırasında
Cumhuriyet Halk Partisinin tavrını, duruşunu, milletvekillerinin
tavırlarını hepiniz gördünüz.
Bugün, bir sayın grup başkan vekilinin
televizyon programında sarf ettiği birtakım sözler ve iktidar
partisinden içinde bulunduğumuz büyükşehrin belediye
başkanlığı görevini yürütmekte olan kişi, o eylemin
önceki Genel Başkanımız Sayın Deniz Baykal tarafından
örgütlendiği veya desteklendiği manasına gelecek
açıklamalar ve paylaşımlarda bulunuyorlar.
Şunu net olarak söylemek durumundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şunu net olarak söylemek
durumundayım: Bu konuda, Sayın Baykalın konuya yönelik olarak
bırakın planlanması, desteklenmesi, herhangi bir yorumu dahi
olmamıştır. Bu, tamamen yapılan eylemin yöneltildiği
parti grubunun ve bununla ilişkili olarak o milletvekiliyle kendi
kişisel bir çatışma hâlinde olan belediye
başkanının kişisel durumlarını, pozisyonlarını
pazarlamak üzerine yapmış oldukları bir yansıtmadır.
Bunu reddediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi bu tip açıklamalardan son
derece rahatsızdır.
Bilgilerinize arz ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Şimdi
teklifin 12nci maddesini okutuyorum:
MADDE
12 - 2709 sayılı Kanunun 119 uncu maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve kenar başlıkları metinden
çıkarılmıştır.
III.
Olağanüstü hal yönetimi
MADDE
119- Cumhurbaşkanı; savaş, savaşı gerektirecek bir
durumun başgöstermesi, seferberlik, ayaklanma, vatan veya Cumhuriyete
karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışma, ülkenin ve milletin
bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren
şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, anayasal düzeni veya
temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın
şiddet hareketlerinin ortaya çıkması, şiddet olayları
nedeniyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması, tabiî afet veya
tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik
bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında
veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü
hal ilan edebilir.
Olağanüstü
hal ilanı kararı verildiği gün Resmî Gazetede
yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onayına sunulur.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya
çağırılır; Meclis gerekli gördüğü takdirde
olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya
olağanüstü hali kaldırabilir.
Cumhurbaşkanının
talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi her defasında dört ayı
geçmemek üzere süreyi uzatabilir. Savaş hallerinde bu dört aylık süre
aranmaz.
Olağanüstü
hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma
yükümlülükleri ile 15 inci maddedeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve
hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya geçici olarak
durdurulacağı, hangi hükümlerin uygulanacağı ve
işlemlerin nasıl yürütüleceği kanunla düzenlenir.
Olağanüstü
hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli
kıldığı konularda, 104 üncü maddenin onyedinci
fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara
tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmî Gazetede
yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.
Savaş
ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli
hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde
olağanüstü hallerde çıkarılan
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten
kalkar.
BAŞKAN 12nci madde üzerinde beşi
aynı mahiyette olmak üzere yedi önerge vardır, ilk
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye 1inci ek sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesiyle 2709 sayılı
Kanunun değiştirilen 119uncu maddesinin altıncı
fıkrasında yer alan belirtilen ibaresinin düzenlenen olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Başkanım, geri alıyorum.
BAŞKAN Sayın Can önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Geri çekiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Ercoşkun önergesini
geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Geri çekiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tunç önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Önergemi geri
çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Bak önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Geri çekiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Eldemir önergesini geri
çekti.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447ye ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Meral Danış Beştaş Ziya
Pir
Adana Diyarbakır
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/ek 1 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür Özel Hüseyin
Yıldız Mahmut
Tanal
Manisa Aydın İstanbul
Elif Doğan Türkmen Gaye
Usluer Serkan
Topal
Adana Eskişehir Hatay
BAŞKAN Komisyon okunan son önergeye
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ YUSUF BAŞER
(Yozgat) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz Değerli Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Eskişehir
Milletvekili Sayın Gaye Usluer konuşacak.
Buyurun Sayın Usluer. (CHP
sıralarından alkışlar)
GAYE USLUER (Eskişehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ne yazık ki söz bitti.
Gerçekten çok üzgünüm. Sayın Meclis Başkanı, keşke
konuşma hakkı isteyen, dün bu kürsüden eylem yapan milletvekiline söz
hakkı verilseydi böyle bir eylem olacak mıydı? Keşke bu
eylemi yapan milletvekiline hoşgörüyle yaklaşsaydık ve o
aşamada o milletvekili arkadaşımıza söz hakkı
verseydik burada yaşadıklarımızı dün yaşayacak
mıydık? Elbette ki yaşamayacaktık. Dün sabah eve
gittiğimde gerçekten bunları düşündüm Nasıl
engelleyebilirdik? diye. Gözü dönmüş bir kadın milletvekili, gözü
dönmüş bir milletvekili.
FATMA BENLİ (İstanbul) Lütfen, bu
yakışmıyor yalnız. Lütfen, bu yakışmıyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bizim
milletvekilimizin burnunu kıranın da gözü dönmüştü kana,
ısıranın da gözü dönmüştü. Onlara da bir laf etseydin.
GAYE USLUER (Devamla) Bu resimler, bu videolar her
yerde. Gerçekten yakışmıyor. Sadece Türkiye değil,
görüntüleri tüm dünya izledi. Şu anda hastanede yatan
arkadaşlarımız var, saçları yolunmuş
arkadaşlarımız var, yüzleri tırmalanmış
arkadaşlarımız var ve diyorum ki: Yazık, yazık! Söz
bitti.
ABDULKADİR YÜKSEL (Gaziantep) Sana da
yazık!
GAYE USLUER (Devamla) Anayasa diyoruz,
toplumsal uzlaşı diyoruz, Toplum için yapıyoruz. diyoruz ve
Meclis TVyi yasaklıyoruz. Aslında, halkı yasaklıyoruz
öğrenmesin diye, duymasın diye. Hoşgörünün
olmadığı, özgürlüklerin kısıtlandığı
bir yerde demokrasi olmaz. OHALde, OHAL koşullarında Anayasa
yapılmaz. Sanki başka bir taslağı konuşuyormuş
gibi yapıyorsunuz. Mustafa Kemalin Anayasasına dönen mi
ararsın, hükûmet değişikliği diyen mi, Meclis daha çok
anlam kazanacak. diyen mi. Ya yaptığınızı söyleyin ya
da söylediğinizi yapın. (CHP sıralarından
alkışlar) Oylarınızı bile göstere göstere
kullanıyorsunuz. Eğer göstere göstere kabine girmeden oy kullanmak
doğru olsaydı Sayın Meclis Başkanı her oylamadan önce
Gizli oy, her oylamanın bitiminde Gizli oyla yapılan oylama
sonrası diye açıklama yapmazdı.
En başından beri aklı ve vicdanı
hür milletvekillerine seslendik: Halkın iradesi, seçilmişleri olarak
bu duruma düşmeyin, itiraz edin. dedik ama itaat ettiniz.
Arkadaşlar, Türkiye saraydan büyüktür. (CHP
sıralarından alkışlar) Bir yıl önce söylediklerinizi
unutup lütfen tam tersi işler yapmayın. Cezaevinde koğuş
başkanlığına layık gördüğünüz kişileri bin
yıllık devletin başına başkan yapmayın.
Babanızın oğlu bile olsa kimsenin bu kadar yetkiyle 80 milyonu
yönetmesine izin vermeyin sayın milletvekilleri.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Millet verecek
zaten yetkiyi.
GAYE USLUER (Devamla) - Hepimizin gözünün içine baka
baka Suç işliyorum, sana ne lan? diyen, sahte oy kullanan Meclisin yüz
karalarıyla bir araya gelmeyin değerli milletvekilleri. (CHP
sıralarından alkışlar)
Başkanlığa hayır. derseniz
saraya hesap verirsiniz ama Başkanlığa evet. dediğinizde
halka hesap veremeyeceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
İsterseniz bu yetkileri bir meleğe verin,
diktatör olmaması, şeytana dönüşmemesi mümkün değil.
BAŞKAN Kaba ve yaralayıcı
konuşmayınız Sayın Usluer.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Yazıklar
olsun sana, konuştuğun dile bak sen. Sen de kadın
mısın?
GAYE USLUER (Devamla) - Ateşle oynuyorsunuz ama
sizin de eliniz bu ateşin altında yanacak biliyor musunuz
değerli milletvekilleri? (CHP sıralarından alkışlar)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Şeytanı görüyoruz, görüyoruz.
GAYE USLUER (Devamla) - Bu yüzden, bu meseleyle
uğraşacağınıza gelin ortak akılda
buluşalım. Ülkedeki tek istikrar patlayan bombalar, ülkedeki tek
istikrar yükselen dolar ve üç kuruşluk asgari ücretken, bizlerin
yapması gereken AKP-CHP demeden MHP-HDP demeden birlik olmaktır, gerçek
FETÖcülerle mücadele etmektir, OHALi kaldırmaktır, güvenli
yaşam koşullarını inşa etmek için öncelikle hep
birlikte Diktatörlüğe hayır. demektir.
Buradan vicdanı hür, aklı hür vekillere
sesleniyorum: Bu koltuklar bizlere emanettir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bizim öyle de
sizin öyle mi acaba?
GAYE USLUER (Devamla) - Geriye
bırakacaklarımız, utanmazca kabinlerin önünde verdiğimiz
pozlar olmamalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen temiz bir dille
konuşalım Sayın Usluer.
Tamamlayın lütfen, bir dakika daha süre
veriyorum size.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Ölçüyü
kaçırıyorsunuz, hiçbir milletvekiline Utanmaz. diyemezsiniz.
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Sen kendi
utanmana bak, kendi utanmana bak.
FATMA BENLİ (İstanbul)
Kırmızıları gösteren kim?
GAYE USLUER (Devamla) Son olarak, buradan
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Ölçüyü
kaçırmayın, bir kadın olarak ölçüyü kaçırmayın,
haksızlık ediyorsunuz, ayıp ediyorsunuz.
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Çok
utanmazsın sen.
GAYE USLUER (Devamla)
canım ülkemin
canım insanlarına sesleniyorum: Umudu yitirmeyin, inancımız
tam.
1988 yılında Şilideki referandumda
diktatör Pinocheti Şilililer nasıl devirdiyse bu millet de bu ülkeyi
diktatörlüğe teslim etmeyecektir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Dersinizi sandıkta bir kere daha alacaksınız yakın zamanda.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Gerçeklikten kopuk bir konuşma oldu.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Zavallı bir
konuşmaydı.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Çok
acınacak bir konuşmaydı, hem de çok, yazık, umut vadeden
CHPnin konuşması(!)
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Ankara Milletvekili Aylin
Nazlıakanın, yaptığı eylem öncesinde gündem
dışı ve önerge üzerinde konuşma taleplerinin yerine
getirilemediğine ancak kendisine verilen yerinden üç dakikalık
konuşmayı kabul etmediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir konu
hakkında bilgi vermek istiyorum, Sayın Usluerin konuşması
üzerine bir konu hakkında bilgi vermek istiyorum. Grup başkan
vekillerimizin bu konuda bilgisi var ama diğer milletvekillerimizin de
öğrenmesinde yarar görmekteyim.
Sayın Aylin Nazlıaka, çarşamba günü
beni arayarak perşembe günü için gündem dışı söz istedi.
Bildiğiniz gibi, gündem dışı sözleri parti gruplarına
veriyoruz ve bu dağıtımı da pazartesi akşamına
kadar bitirmek zorundayız. Aynı şekilde, bu hafta da pazartesi
akşamına kadar bu dağıtımı yaptık ve
konuşma hakkına sahip olan sayın milletvekillerine de hangi gün
konuşacağını bildirdik. Sayın Nazlıakaya bu
durumu anlattım ve söz verdiğim arkadaşın söz
hakkını alarak kendisine veremeyeceğimi de belirttim. Buna
rağmen durumu, geçmişte Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili
olması sıfatıyla, Sayın Göke, Sayın Özele ve
Sayın Altaya da bildirdim, kendileri de bana teşekkür ettiler. Daha
sonra, kürsüye çıktığımda
Sayın Aylin Nazlıaka
Kanunlar ve Kararlar Başkanlığına bir önerge vermiş,
önergesi 31inci sırada. Bildiğiniz gibi, her maddede yedi önerge
görüşebiliyoruz. Ben kürsüye çıktıktan sonra bu kürsüden,
kendisine önergeyi işleme alamayacağımızı, usulen
işleme alamayacağımızı, önergelerin belirlenmiş
olduğunu belirttim ama kendisine yerinden bir dakikalık söz
verebileceğimi söyledim; bağımsız bir milletvekili
olduğu için bunu iki dakikaya da çıkaracağımı
belirttim; kadın olmasından dolayı da Bir pozitif
ayrımcılık da yaparız, size üç dakikalık söz veririm.
dedim. Buradan konuştuk. Fakat kendisi Ben, üç dakikada söyleyeceklerimi
anlatamam. dedi ve bu kürsünün önünden gitti. Ondan sonraki gelişmeleri
hepimiz biliyoruz, bilmenizde yarar var diye düşündüm, paylaşmak
istedim sizinle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bu
konuda kısa bir söz
BAŞKAN - Şunu da söyleyeyim: Ben
Sayın Gökü, Sayın Altayı ve Sayın Özeli aradım ama
Sayın Özelle görüşemedim, Sayın Altay ve Sayın Gökle
görüştüm ve Sayın Özele de iletmeleri ricasında bulundum çünkü
yan yana olduklarını bana söylemişlerdi.
Buyurun Sayın Özel.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) AKPnin geri çektiği
önergelerden birinde söz verseydiniz.
BAŞKAN O benim yetkimde değil. Lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
.
BAŞKAN O benim yetkimde değil.
Özür dilerim Sayın Özel.
Önergeleri çekip başka bir kişiye söz
vermek benim yetkimde değil ama şunu da duydum sonra: Sayın
Elitaş, bir önergede kendisine konuşma hakkı verebileceğini
söylemiş, Sayın Nazlıaka bunu da kabul etmemiş.
Buyurun Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, öyle
anlaşıldı mı bilmiyorum ama o ihtimale karşı
şu netleştirmeyi yapalım.
BAŞKAN Tabii ki.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Dediğiniz gibi oldu, o
doğru, o önemli değil, bizim hangimize söyleseniz hızla bilgiyi
paylaşıyoruz. Bize gelen bilgi şu: Konuşmalar
dağıtıldıktan sonra istedi, sizin
arkadaşınıza vermiştik, ondan veremedik, bilginiz olsun.
Biz de bunu bildik. Sanki biz
BAŞKAN Sizdeydi zaten söz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynen öyle.
Yani, biz Aylin Hanıma söz verilmemesine
BAŞKAN Hayır, hayır. Asla öyle bir
şey yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamamen sizin tasarrufunuz.
BAŞKAN Hayır, hayır. Asla öyle bir
şey yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Biz, konudan bilgi sahibi
olduk.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Hayır, asla öyle bir şey yok.
Tekrar netleştirelim: Sayın Gök veya
Sayın Altay veya Sayın Özel Kendisine söz verilmesin. şeklinde
bir talepte asla bulunmadılar. Ben, zaten Aylin Nazlıakaya söz
veremeyeceğimi çünkü konuşmaları dağıttığımı
söyledim. Sadece bu durumu grup başkan vekillerine bildirdim, sadece bu
durumu olay olarak bildirdim.
Buyurun Sayın Bostancı
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.-
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Eskişehir
Milletvekili Gaye Usluerin 447 ve 447ye 1inci Ek sıra sayılı
Anayasa Değişiklik Teklifinin 12nci maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ve oylamaların usulüne uygun yapıldığına ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Hakarete ilişin bir temel ilke, hakareti eden
kişinin sadece kendi kişiliği ve kimliğine ilişkin bir
açıklamada bulunduğudur. Sayın Usluerin biraz önce
yapmış olduğu konuşmada bize yönelik kanaatimizce bizce
hakaretler vardır, bu bağlama yerleşir.
Olmadığını düşünüyorsa mesele yoktur.
Dünkü olayı dünde bırakmak gerekirdi,
hiçbirimizin tasvip etmediği bir olay. Sayın grup başkan
vekilleri olarak hep beraber burada açıklamaları yaptık.
Eğer herkes kendi gördüğü pencereden bu olayı anlatmaya kalkarsa
biz bu Mecliste olayın gerçekte ne olduğuna ilişkin bir adalet
duygusuna varamayız. Zaten anlaşabilseydik grup başkan
vekilleriyle ona göre bir yol oluştururduk; bir başka yolu,
anlaşamama hâlindeki yolu tercih ettik. Genel kurallar üzerinden o konuyu
bağlamanın Meclisin genel çalışma düzeni ve hepimiz açısından
uygun olacağı kanaatiyle dün bunu kapattık. Bugün tekrar gündeme
gelmesi, Biz de şöyle gördük. denmesi kanaatimce uygun değildir.
Oylamalara ilişkin, Oylamalar şu
şekilde yapıldı, bu şekilde yapıldı. gibi
şaibe doğurucu beyanları doğru bulmuyoruz. Oylamalar burada
usulüne uygun bir şekilde yapılmaktadır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Hiç de
değil, hiç de değil. Gizlilik kuralına uyulmuyor Sayın Grup
Başkan Vekili. Kabinlere girilip oy atılması lazım.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Bu tür beyanlar
kendi kendinin şahitliğine soyunan beyanlardır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Ziya Pir
(Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ YUSUF BAŞER
(Yozgat) - Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz Değerli Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Diyarbakır
Milletvekili Sayın Ziya Pir konuşacak.
Buyurun Sayın Pir. (HDP sıralarından
alkışlar)
ZİYA PİR (Diyarbakır) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir varmış bir yokmuş, bir ülke
varmış. Bir gün o ülkenin parlamentosu yakılmış
yıkılmış, hemen akabinde bir KHKyla kişi ve hak ve
özgürlükleri kaldırılmış, ifade ve basın
özgürlüğü kaldırılmış, toplanma ve toplantı özgürlüğü
kaldırılmış, örgütlenme hakkı
kaldırılmış, ev ve iş yeri aramaları
artırılmış, mal varlıklarına el koymalar
artırılmış ve bu kararname sayesinde bir sonraki seçimlerde
yeni bir sistemin kurulmasına muhalefet edebilecek herkes ve her şey
ya tutuklanmış ya da yasaklanmıştır.
Hemen bundan sonra parlamentonun iç tüzüğü
değiştirilmiş çünkü bir muhalefet partisinin bütün
milletvekilleri ya tutuklanmış ya da parlamentoya giremez hâle
getirilmiştir ve yapılacak oylamada o oylamanın geçerli
olabilmesi için bu iç tüzük değişikliği
yapılmıştır.
En güçlü olan partinin lideri başkan olarak
bütün gücü tek elde toplamak istiyormuş ve bunun için bir yasa
çıkarmak istemiş ve çıkarmış da. Hedefini ise
şöyle ifade ediyor o başkan: Bu denli zor bir dönemde ülkenin ve
milletin bekası için hükûmetin
daha etkin ve hızlı çalışması gerekiyor. Bunun için
mecliste polislerin ve yandaş vekillerin zorbalığı
altında bir yasa çıkarılmış ve onunla meclisin yasama
yetkilerinin önemli bir kısmı başkana devredilmiş, meclis
denetimi kaldırılmış, yargı denetimi defakto
kaldırılmış yani güçler ayrılığı
tamamen bertaraf edilmiş.
Değerli milletvekilleri, bir varmış
bir yokmuş dedik ama bu anlattıklarım tam da bu şekilde
1933 Almanyasında gerçekleşmiş ve Hitler bu şekilde gücü
ele geçirmiştir.
Kararname dediğim meşhur
Reichstagsbrandverordnungdur. Bahsi geçen yasa ise onların meşhur
Ermachtigungsgesetzidir.
Ne korkunçtur ki bu olaylar ve bu yasa
değişiklikleri son aylarda bizim ülkemizde de
gerçekleşmiştir, biz onları yaşadık ve yaşamaya
da devam ediyoruz.
Sonra ne oldu Hitler Almanyasında daha 1933
senesinde, İkinci Dünya Savaşı öncesi? Basın
yasaklandı veya sansürlendi, memurların büyük bir kısmı
işten atıldı, 2 Mayısta -hemen 1 Mayıstan sonra-
sendikalar yasaklandı, mallarına el kondu, yöneticileri
tutuklandı. Mayıs-Temmuz ayları içinde de NSDAP partisi hariç,
onun ortağı dâhil olan bütün partiler ya yasaklandı ya da
lağvedildi. Gerisi malum, Almanya, kendisini ve dünyayı İkinci
Dünya Savaşına, büyük bir felaketin içine sürükledi. Neden? Çünkü
bir şahsa bütün güç verildi ve o gücü dengeleyecek, denetleyecek ne varsa
yok edildi, işte bundan.
Tarih tekerrür eder. deriz biz Türkçede, Nietzsche
de Tarih aynı olayın, aynı olanın süreklilik içinde
tekrarıdır. der. Nietzscheyle devam etmek istiyorum, şunu da
umuyorum: Umarım, Türkiye'de, bu yetkilendirme anayasasını eline
verdiğimiz ve o anayasayla karar verecek olanlar, o kararların
altına, bir gün umarım Dionysos diye imza atma durumuna
düşmezler deyip, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Pir.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, sisteme giremiyorum, bir söz talebim
olacaktı.
BAŞKAN Sisteme giremiyorsunuz.
Peki, buyurun, bir dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, tutuklu 11 HDP
milletvekilinin Anayasa değişiklik teklifinde oy kullanamadıklarına
ve bir televizyon kanalında bir ilkokul çocuğuyla yapılan
röportajdaki bazı ifadelere ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
maddenin oylamalarına geçmeden önce bir konuyu bir kez daha, farklı
bir şekilde gündeme getirmek istiyorum.
Biliyorsunuz, 11 vekilimiz tutuklu ve bütün bu
Anayasa teklifi -bizim için tırnak içerisinde olan- görüşmeleri
sırasında kendileri yasama faaliyetlerini yasama sorumsuzluğu
devam etmesine rağmen yapamadılar ve oy kullanamadılar. Ancak,
bunu gerçekten tutanaklara özellikle girmesi açısından da ifade etmek
istiyoruz evet oylarına baktığımız zaman, birinci
tur oylamalarının çoğu 340 oyla kabul edildi, ikinci tur da
hemen hemen o şekilde seyrediliyor. Mesela, tutuklu olan 11 vekil HDPli
değil de AKPli 11 vekil olsaydı eğer, bu rakam 340 eksi 11; 329
olacaktı ve o maddeler aslında geçemeyecekti. Sizler acaba o zaman
görüşmelere devam edecek miydiniz, hakikaten bunu yapıyor olacak
mıydınız, bir anayasa topluma bu hızla dayatılmaya
çalışılacak mıydı o vekillerin tutukluluğu göz
ardı edilmeye çalışılarak? Bunu bir kez daha Millet
Meclisine ve sizin görüşlerinize sunmak istiyoruz.
Bu nedenle, Meclis Başkan Vekilinin
aslında İç Tüzük ihlali üzerinden
Hakikaten eğer Aynı
şeyi yaparım. diyorsanız aykırı bir işlem
yapılmadığına dair kanaatimiz güçlenecektir ama biz böyle
olmadığını ve vekillerimizin bugün başka partiden
olsalardı eğer
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) -
bu işlemin asla uygulanmayacağını
düşünüyoruz.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu,
başka partilerden bu tutuklu milletvekilleri olsaydı o partilerin ne
yapacağı konusunda ben bir karar veremem, beyanda da bulunamam.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ben bununla ilgili devam etmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Teklifin 12nci maddesinin gizli oylamasına
başlıyoruz
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bitirmedim efendim.
BAŞKAN Bitti sözünüz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bitirmedim, hayır.
BAŞKAN Ben cevap verdim size.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Siz kendiniz verdiniz, benim bitmedi yani ses gitti sadece.
BAŞKAN Bir artı bir olmadı mı?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Hayır, olmadı.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir dakika eksik mi kaldı?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bir de bir konuyu daha ifade etmek istiyorum çünkü çok vahim.
Bugün, okulların tatile girdiği bir günde CNN Türk muhabirinin
tuttuğu mikrofona, Ne olmak istiyorsun? sorusuna -bütün vekillerin
dinlemesini rica ediyorum- bir çocuğun verdiği cevap Ben
Cumhurbaşkanı olmak istiyorum.dur. Nereden başlamak
istiyorsun, nasıl olmak istiyorsun? sorusuna Muhtarlıktan
başlamak istiyorum. diye küçük kız cevap veriyor ve Muhtar
olacağım, sonra belediye başkanı, milletvekili, bakan.
diyerek devam ediyor. Ama, sonra Neden Cumhurbaşkanı olmak
istiyorsun? sorusuna verdiği cevap çok vahim: Anayasayı
değiştireceğim. Darbeciler yüzünden bir sürü sorun
yaşıyoruz. Bu yüzden idam getireceğim. Anayasalar geri
dönmüyormuş ama ben onu geri döndüreceğim.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Çocuklar
anladı, siz anlamadınız.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Darbe
anayasası.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Yani, hakikaten ilkokul çocuğunun ağzına
idam lafını biz sokabiliyorsak eğer, bu Meclisin ve
milletvekillerimizin örnek olmasıyla sokabiliyorsak bu, gerçekten çok ayıp,
çok incitici ve insan haklarına, çocuk haklarına aykırı bir
tutumdur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın
Başkan, benimle ilgili olarak da bir açıklama yaptınız. Ben
de söz istiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Ben de söz istiyorum
çünkü az önce bir açıklama yaptınız.
BAŞKAN Sayın Nazlıaka, talebinizi
söyler misiniz.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Hem Meclisi hem de
kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına ben de kendi açımdan
BAŞKAN Benim bilgilendirmem üzerine mi?
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Hayır efendim.
Siz benim ismimi geçirerek az önce bir açıklama yaptınız, ben de
odamdan dinledim. Ben de buna istinaden, burada düzeltilmeye muhtaç bir konu
var, onu açıklamak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, yerinizden bir dakika süre
vereceğim, sataşma yok çünkü. (AK PARTİ sıralarından
Yerinizden, yerinizden sesleri)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Kelepçe olabilir
elinde.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Yani, Sayın
Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Nazlıaka, sataşma
yok, yerinize geçin, bir dakika söz vereceğim size.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Hayır,
sataşma var, sataşma var.
BAŞKAN Lütfen
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Yani, sanki
BAŞKAN Bakın, ben size bir
sataşmada bulunmadım. Şu ana kadar da kimse burada bir
sataşmada bulunmadı size. Açıklama yapmak istediğinizi
söylüyorsunuz, buyurun yerinize geçin. Bir dakika söz vereceğim size.
ERKAN AKÇAY (Manisa) İç Tüzükü
uygulayalım Sayın Başkan.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Kürsüye yaklaşma
bir daha.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın Nazlıaka, lütfen
usulüne uygun davranalım. Buyurun, yerinize geçin.
Buyurun Sayın Nazlıaka.
34.-
Ankara Milletvekili Aylin Nazlıakanın, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının bazı
ifadelerine ve bu ülkeyi, bu cumhuriyeti aydınlığa
kavuşturacak olanların teslimiyetçi kadınlar değil,
özgürlükçü, eşitlikçi, mücadeleci kadınlar olacağına
ilişkin açıklaması
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Sayın
Başkan, öncelikle gerçekten bu dakika konusundaki
yaklaşımınızı kınıyorum. Sanki
babanızın bağından bağ veriyorsunuz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Karıştırma babayı falan.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Yani dakika, saniye,
salise hesabı yapmak durumunda kalıyoruz. Bu, gerçekten bu Meclise
yakışmıyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Sen de
babanın çiftliği zannettin kürsüyü herhâlde kelepçeyi vurmakla.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Babanın
çiftliği değil, İç Tüzüke göre
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) İkincisi: Siz
bana aslında önergeyle ilgili olarak yaptığınız konuşmayı
burada doğru aktarmadınız, üzülerek söylüyorum. Yedi önerge
vermişti AKP. Yedi önergeyle tüm önerge hakkı bloke ediliyor.
dediniz yani daha doğrusu onu söylemediniz, yedi önerge verdik, Birini
CHPye, birini MHPye vereceğim. dediniz.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Dün
de zaten bir buçuk saatimizi yedin burada.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Bu sizin
inisiyatifinizdeydi. Ben de bağımsız milletvekili olarak 12nci
sıradaydım -Kanunlar Kararlardan da biliyorum- öne çekebilirdiniz ama
hepsi bir yana, dün burada yaşananlar utanç vericidir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Doğru,
doğru, utanç verici.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Kesinlikle
utanç verici. Milletin kürsüsünü işgal etmek utanç verici bir eylem.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Nazlıakanın dün burada yaptığı utanç verici,
tutanaklara girsin, Meclisi uzun süre esir almıştır.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) - Çünkü
kadınların kadınlara şiddet uyguladığı,
kadını kadına kırdırdığınız bir
düzen kurdunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Milletin iradesine büyük bir saygısızlık şov yapmak için.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) İşte, bu,
başkanlık sistemiyle yeni kuracağınız Türkiyenin bir
iz düşümüdür. Bundan duyduğum utancı, esefi buradan bir kez daha
dile getirmek istiyorum ve kadın arkadaşlarımızı
medeniyete, demokrasiye davet etmek istiyorum. Onların, erkeklerin bir
işaretiyle benim etrafımı sarmış olmasını da
ayrıca bir zafiyet olarak görüyorum. Bu ülkeyi, bu cumhuriyeti
aydınlığa kavuşturacak olanlar teslimiyetçi olan
kadınlar değil, özgürlükçü
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN NAZLIAKA (Ankara)
eşitlikçi,
mücadeleci kadınlar olacaktır.
BAŞKAN Sayın Nazlıaka,
teşekkür ediyorum açıklamalarınızdan dolayı.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Oylamaya geçelim.
BAŞKAN Ben, grup önerisiyle, gündem
dışıyla önerge arasındaki farkı ortaya koyarak
konuşmanızı isterdim. Ben, grup önerisiyle, gündem
dışı konuşmalarla ilgili o dağıtımı
yapıyorum dedim.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Gündem
dışında verebileceğinizi
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, oylama işlemine başladınız, oylamaya
başladınız.
BAŞKAN - Önergeyi dağıtmak benim
inisiyatifimde değil, Kanunlar Kararların inisiyatifinde.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Evet, Kanunlar
Kararlarda 12deydim.
BAŞKAN - Doğru öğrenelim, doğru
konuşalım.
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Hayır. Gündem
dışı da verebilirim, bakayım. dediniz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Teklifin 12nci maddesinin gizli
oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet sıralarında
yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan
başlayarak Denizliye kadar -Denizli dâhil- ve Diyarbakırdan
başlayarak İstanbula kadar -İstanbul dâhil- Hükûmet
sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak Mardine
kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar -Zonguldak
dâhil- adı okunan milletvekilini ad defterinde işaretleyerek
kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak
üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü zarf verilecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda
yer alan kabinlerden başka yerde oylarını
kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar da yerine oy
kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz gibi, bu pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya
özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra kapalı oy
verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın
içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Anayasa
Komisyonu Başkanı Sayın Mustafa Şentop gizlilik
kuralına uymadı, dışarıda oyunu kullandı.
Sayın Veysel Eroğlu, keza, o da aynı
şekilde kullandı.
Bu doğru bir oylama yöntemi değil.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sayın
görevli arkadaşlar, lütfen kalabalık olmasın oy verme yerinde.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan, kabinlere girilmiyor, kabinlere girilmeden oy
kullanılıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kabinlere girilmesi konusunda uyarı yapmanızı talep ediyorum.
Kimse kabine girmiyor, lütfen kabinlere girilmesi konusunda uyarıda
bulununuz.
Sayın Başkan, kabinlere girmiyor
arkadaşlar.
BAŞKAN Ben yeteri kadar uyarıda
bulundum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Lütfen uyarın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir
uyarıda daha bulunun, kabinlere girmiyorlar, ben de gördüm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kabinlere girilmesi konusunda uyarıda bulunun.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Gizliliğe uymuyorlar, İç Tüzükü ihlal ediyorlar, Anayasayı
ihlal ediyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kabinlere girilmesi konusunda uyarır mısınız arkadaşları?
Şu anda kimse kabine girmiyor efendim, kimse.
Boş geçiyorlar.
HİLMİ BİLGİN (Sivas)- Oylamalar
İç Tüzüke uygun olarak yapılıyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Gizli
oylamanın bütün kurallarına uygun şekilde AK PARTİ
milletvekilleri ve MHPliler oy kullanıyorlar, Özgür Özel.
MEHMET MUŞ (İstanbul) CHP Grup
Başkan Vekili Özgür Özel yanlış değerlendirmelerde
bulunuyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Evet.
MEHMET MUŞ (İstanbul) İç Tüzüke
aykırı beyanlarda bulunuyor. Milletvekillerimiz İç Tüzüke uygun
şekilde oylama yapıyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mehmet Muş,
milletvekillerini açık oylamaya teşvik ediyor, suçunu örtmek için de
şu anda oturduğu yerden gerçek dışı beyanlarda
bulunuyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Özgür Özelin
beyanları doğru değildir, AK PARTİ milletvekilleri İç
Tüzüke uygun olarak oylarını kullanmaktadırlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kabine giriyorlar mı,
girmiyorlar mı?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kabine giriyorlar
şu anda, İç Tüzüke uygun olarak oylarını
kullanıyorlar.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir
şey soracağım: Bu yalan bir tek bize mi günah? AKPye serbest
mi? Osmana serbest mi? Yalan atmak etik dışı bir
davranış değil mi göz göre göre?
BAŞKAN Oylar usulüne göre
kullanılmaktadır sayın milletvekilleri, rahat olun.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) AK PARTİ
milletvekilleri çalışıyor, kabinlere giriyorlar,
oylarını kullanıyorlar.
BAŞKAN Oyunu kullanan arkadaşlar
kupaların önünden ayrılabilirler.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) AK PARTİ
milletvekilleri İç Tüzüke uygun olarak oylarını
kullanıyorlar.
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) Anayasaya
aykırı, İç Tüzüke aykırı.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Sağlık Bakanı yine kabine girmeden oy kullandı.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Sayın Adana Milletvekili yine yalan söyledi.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Hayır, hiç yalan söylemedim; o gün de söylemedim, şimdi de
söylemiyorum Sayın Bakan.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Arkadaşlar, Sayın Adana Milletvekili her zaman olduğu gibi yine
yalan söyledi.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Hayır, kabin dışında oy kullanıyorsunuz.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Ben
bu kadar yalancı adam hiç görmedim hayatımda.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Hayır efendim, gördüğümüzü söylüyoruz. Hayır, gizliliğe
uymuyorsunuz, gizliliğe uymuyorsunuz. Doğruyu söylüyoruz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Efendim,
Grup Başkan Vekili Sayın İlknur İnceöz Hanımefendi
kabine girmeden İç Tüzükü ihlal ederek oy kullandı
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) İç Tüzük
ihlali yok, gizli bir şekilde oyumu kullandım.
BAŞKAN Ben buradan gözlüyorum, İç Tüzük
ihlali yok, bütün oylar usulüne göre kullanılıyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
ve
Sayın Başkan Vekili de duruma müdahale etmedi.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyununu kullanmayan sayın üye var
mı? Yok.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutuları kaldırılsın lütfen.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 12nci maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 484
Kabul : 342
Ret : 138
Çekimser : Yok
Boş : 2
Geçersiz : 2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Emre Köprülü Mustafa
Açıkgöz
Tekirdağ Nevşehir
Böylelikle 12nci madde de kabul edilmiş oldu.
13üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 13- 2709 sayılı Kanunun 142 nci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Disiplin mahkemeleri dışında askeri
mahkemeler kurulamaz. Ancak savaş halinde, asker kişilerin
görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli
askeri mahkemeler kurulabilir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 13üncü
madde üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi adet önerge
vardır. İlk okutacağım beş önerge aynı
mahiyettedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinde yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ediriz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım önergemi geri alıyorum.
BAŞKAN Sayın Can önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibini okuyorum:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Çekiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tunç önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Önergemi çekiyorum
efendim.
BAŞKAN Sayın Bak önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Eldemir önergesini geri
çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Önergemi çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Ercoşkun önergesini
geri çekti.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Burcu
Çelik Meral
Danış Beştaş
Muş Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447 Ek 1 sıra sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü maddesinin anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür Özel Hüseyin
Yıldız Elif
Doğan Türkmen
Manisa Aydın Adana
Süleyman Sencer Ayata Mahmut
Tanal Serkan
Topal
İstanbul İstanbul Hatay
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU ÜYESİ MURAT ALPARSLAN
(Ankara) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU
(Trabzon) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde İstanbul
Milletvekili Sayın Süleyman Sencer Ayata konuşacak.
Buyurun Sayın Ayata. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SENCER AYATA (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yapılan Anayasa değişikliklerinin
Türkiye'yi siyasi birikiminden, kültüründen, geleneklerinden nasıl
kopardığını ve demokratik rejimden ve hukuk devletinden
nasıl uzaklaştırdığını sağlam gerekçelerle
ve ayrıntılı olarak benden önce söz alan arkadaşlarım
ortaya koydular. Yalnız, bu değişikliği savunan
arkadaşlarımızın bir savunma biçimi, bir akıl yürütme
biçimi, sık başvurduğu bir savunma yöntemi özellikle dikkatimi
çekti. Bu arkadaşlarımız, demokratik anayasaların tüm
unsurlarının, kurumlarının ve ilkelerinin bu düzenlemenin
içinde yer aldığını defaten ve ısrarla savundular.
Benim buradaki sorum şu: Tüm bunların Anayasa'da yazılı
olması, bizim çıkıp tüm dünyaya karşı Bakın,
bizde demokrasi ve hukuk devleti var. dememiz için yeterli midir? Bunu
tartışacağım kısaca.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
20nci yüzyılda, bundan yetmiş, seksen, yüz sene önce otoriterlik
demek muhaliflerin, hukuk devletinin ve demokrasinin zor kullanılarak
ortadan kaldırılması demekti. Oysa son otuz yılda otoriter
rejimler tüm dünya tarafından denetlenmeye, izlenmeye başlayınca
onlar da bir değişime uğradılar yeni kuşak
otoriterlik diye bir kavram da çıktı. Bu yeni kuşak otoriter
rejimler, artık, iktidarlarını, demokrasi ilkelerinin ülkelerinde
tam olarak var olduğunu, eksiksiz olarak bulunduğunu söyleyerek
sürdürmeye çalışıyorlar. Nitekim, bu rejimlerin
anayasalarında meclisler, kişi hakları, siyasi haklar,
basın özgürlüğü, yargı
bağımsızlığı hepsi eksiksiz var. Örneğin, Meclis
mi diyorsunuz, Meclis var, hem de gece gündüz demeden toplanıp,
hayatın her alanını denetleyen yasaları dur durak bilmeden
çıkaran meclisler var. Başkandan bir talimat geliyor, kanun
çıkarılacak, hemen o kanunlar çıkarılıyor. Bu
meclisler için kanun yapma makinesi de diyorlar zaten, kanun imalat
makinesi de diyorlar. Gerçek parlamento deneyimiyle alakası bulunmayan bu
makineler, kanun yapma makineleri, otoriter rejimlerin
tanımlayıcı bir özelliği hâline gelmiş durumda.
Bakın, işin özü şu: Bu rejimler,
baskıcı uygulamalarını bir hukuk maskesi ve bir
meşruiyet maskesi kılıfı altında, şalı
altında gizlemeye, saklamaya, hatta yaldızlayarak, cilalayarak bunu
yapmaya çalışıyorlar. Evet, yasanın yazılı
olması çok önemli, yasanın önceden biliniyor olması çok önemli
ama Yasa, usulüne göre yapılıyor mu? sorusu tabii hukuk devleti
açısından farklı bir soru. Bizdeki usule ilişkin
tartışmalar, örneğin torba yasalar, OHAL konusunda zaten
yapılıyor, sadece hatırlatıp geçeceğim. Ama, usul
yetmez, esasta hukuk devleti sorunu var, esasta hukuk devleti. Demokrasi
işliyor mu, insan hakları teminat altında mı, yargı
bağımsız mı; bunların olmadığı ama bir
yasal demokrasi örtüsü altında saklanan rejimler için bakın ne ad
veriliyor? Örtülü otoriterlik, örtülü diktatörlük. (CHP sıralarından
alkışlar) Dünyanın gözünde bir çeşit deve kuşu
rejimleri olarak anılıyor bunlar. Türkiyenin, bu düzenlemelerle
demokratik dünyanın gözünde bu tür rejimler ailesine girmesine izin
vermemeliyiz, vermeyelim arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
İkinci bir konu, kısaca
değineceğim, millet iradesi konusu, millet egemenliği konusu.
Şimdi, millet dediğimiz zaman burada çok büyük laflar ediyoruz, ben
biraz küçük laf edeceğim. Şimdi, bu milletin bir de bir ferdi var,
bir ferdi var bu milletin. Bu milletin ferdi bu durumda beş yılda bir,
altını çiziyorum beş yılda bir ama hesapladınız
mı bilmem, ömrü boyunca sadece 8-10 kere, ömrü boyunca sadece 8-10 kere
tüm iradesini emanet ettiği bir kişinin yaptıkları ve
yapacakları üzerinde söz söyleme hakkına sahip olacak sadece hayatında
8 kere.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ayata, bir dakika daha
veriyorum.
Tamamlayın lütfen.
SÜLEYMAN SENCER AYATA (Devamla) Başkan her
gün onun hayatını her yönüyle etkileyen kararları alacak ama
yere göğe sığdıramadığınız o milletin
ferdi, hayatı boyunca sadece 8-10 kere bir başkan için iyidir ya da
kötüdür diyebilecek.
Şimdi, arkadaşlar, bu yapılan
şudur: Dünya bir taraftan temsilî demokrasiyi yeterli bulmayıp
katılımcı demokrasiye hatta doğrudan demokrasiye gitmeye
çalışırken Türkiye gizli otoriterliğe doğru yelken mi
açacak, sorum budur.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
sonuç olarak şunu söyleyeceğim: Sorunlarımız çok, kronik
istikrarsızlık yaşıyoruz ama bunun kaynağı
parlamenter rejim değil, gücün zaten tek bir odakta toplanmış
olması neticesinde iktidarın sorun çözme kapasitesinin
alabildiğine düşük olmasıdır. Türkiye daha on yıl önce
kendini demokratik ülkelerle kıyaslıyordu. Önümüzdeki soru şu:
Şimdi biz dünyaya sicilimizi örtülü otoriterlik, örtülü diktatörlük
olarak mı kaydettireceğiz?
Saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ayata.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda
görüşülecek olan 447 Ek 1 sıra sayılı Kanun Teklifinin
13üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederim.
Burcu
Çelik Meral
Danış Beştaş
Muş Adana
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MURAT ALPARSLAN
(Ankara) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU
(Trabzon) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Muş Milletvekili
Sayın Burcu Çelik konuşacak.
Buyurun Sayın Çelik. (HDP
sıralarından alkışlar)
BURCU ÇELİK (Muş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dün Meclisimiz yine aslında iki
görüntüye, iki fotoğrafa tanıklık etti. Biri, kadın
dayanışmasıydı ve bu çok önemli ve çok değerliydi.
Diğeri de ne yazık ki ülkenin her kesiminde, toplumun her kesiminde
artık genele yayılmış bir şiddetti.
Burada, Mecliste böyle bir şiddetle
karşılaşmış olmak elbette ki çok üzüntü verici ama
şunu söyleyeceğim son olarak daha sonra Anayasayla ilgili
görüşlerimi belirtmek istiyorum- emin olun ki değerli
arkadaşlar, koparılan saçlar yerine gelir, yüzümüzdeki izler elbette
ki geçer ama o fotoğraflar toplumun zihninden,
halklarımızın zihninden asla çıkmayacaktır.
Bu anlamda, bu şekilde tekrardan Meclis
içerisinde şiddet ortamının yaratılmasının önüne
geçmemiz gerektiğini diliyorum, hepinizi tekrardan saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, şunu
rahatlıkla söyleyebilirim ki önümüzdeki teklif, esas itibarıyla,
sadece iktidarın kullanımına ilişkindir ve yürütme gücünün
nasıl ve kimler tarafından kullanılacağı hususuyla
sınırlıdır.
Değerli arkadaşlar, Anayasa
değişikliğinin genel gerekçesinde, ne yazık ki,
demokrasinin temel değerleri olan özgürlük, eşitlik, kardeşlik,
adalet, temsil adaleti, sosyal adalet ve buna benzer hiçbir kavrama bir kere
bile yer verilmemiştir.
Demokratik hükûmetin hayata geçirilmesi için elzem
olan temsil ve siyasal katılımla muhalefetin güçlendirilmesine hiçbir
atıfta bulunulmadığı gibi, 61 Anayasası döneminde
yasama kuvvetinin zayıflatılmış olduğu gibi, hiçbir
bilimsel araştırma ve bulguya dayanmayan bir sav ileri sürülmektedir.
Değerli arkadaşlar, teklifin
hazırlanması sürecinde hepimizin yakından gördüğü gibi,
etkin ve olması gerektiği gibi siyasal katılım asla söz
konusu olmadı.
Hepimizin bildiği gibi, egemenliğin üç
unsuru vardır; bunlar, yasama, yürütme ve yargıdır. Şimdi,
önerilen metne baktığımızda, bu unsurlar arasında
ciddi bir dengesizlik, denetlenemezlik ve işlevsizlik meydana
getirilmektedir. İktidarın nasıl kullanacağına
ilişkin temel hak ve özgürlükler bakımından hayati önemdeki bu
model hususunda çok ciddi değişiklik yapılırken, bu
değişiklik için olmazsa olmaz şart olan toplumsal
uzlaşı süreçte aranmamıştır.
Bu Anayasa önerisi, sadece AKPnin ve MHPnin
siyasetçilerinin tırnak içerisinde- birtakım siyasetçilerinin
uzlaşısının bir sonucu olarak ortaya
çıkmıştır. Bu iki partiye baktığımızda,
taban olarak birbirlerinden çok farklı partiler değillerdir.
Tabanları bu kadar birbirine yakın olan iki partinin
hazırlayacağı bir metnin kendileri gibi olmayan
farklılıkların bir arada yaşamını
sağlayabilecek içerikte olması beklenebilir mi? Elbette ki
beklenemez. Bu yüzden de bu iki siyasi partinin bir araya gelip uzlaşmasına
toplumsal uzlaşı demek imkânsızdır. Bu sözde uzlaşmada
ülkedeki pek çok farklı kesim ne yazık ki uzlaşı
dışında bırakılmıştır.
Siyasal sorumluluğun
karşılığı olabilecek denetleme mekanizmasını
bu sistem içerisinde göremiyoruz çünkü yok değerli arkadaşlar. Bu
denetlemeyi yapması beklenen yegâne kurum Meclistir ancak önerilen
taslakta Meclis bu siyasal sorumluluğu harekete geçirebilecek imkânlara
sahip değildir. Meclisin içerisinden çıkmayacak bir hükûmetle ilgili
en korkunç olanı hükûmetin denetlenemeyecek olmasıdır. Teklifi
savunanlar sürekli olarak metinde bir denge ve denetlemenin olduğundan
bahsetmektedirler. Bizim görebildiğimiz kadarıyla, tek adamlık,
cinsiyetçi, eril bir anayasa, kuvvetler birliği gibi şeyler metinde
çok net gözükmemektedir ama denge ve denetleme metinde asla gözükmemektedir
değerli arkadaşlar.
Yeni bir anayasa yapmak için en önemli
şartlardan biri elbette ki demokratik yapının buna uygun
olmasıdır. Olağanüstü hâl döneminde böyle bir
çalışmanın içerisine girilmiş olması daha
başlamadan çıkacak sonucun meşruiyetinin sorgulanmasına sebep
olmuştur. Anayasa gibi ortak bir uzlaşı metninin
oluşturulması sürecinde katkı sunması beklenen
odaların, sendikaların, sivil toplum kuruluşlarının
günbegün kapatıldığını ya da kapatılma
endişesiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz.
Sadece bu durum bile demokratik anlamda anayasa yapmaya zemin
olmadığını bize göstermektedir değerli
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, konuşmamı
bitirirken birkaç şey eklemek istiyorum sadece. Yeni bir şey
üretirken kriterimizin mevcuttan daha iyiye gitme iradesi olması gerektiğini
düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
çok kısa
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Çelik.
BURCU ÇELİK (Devamla) Teşekkürler.
Yani bu Anayasayla daha özgür, daha eşit, daha
kardeş, daha adil, daha temsil kabiliyeti yüksek, daha refah içinde
olacağımız bir yola doğru gitmeliyiz. Bu söylediklerimi
önüme alarak metne baktığımda, daha karanlık ve sonu
olmayan bir yola son hızla devam ettiğimizi görüyorum.
Son söz olarak değerli arkadaşlar, 1789
İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin 16ncı maddesini
hatırlatmak istiyorum. Şöyle söylüyor değerli arkadaşlar:
Hakların güven altına alınmadığı ve güçler
ayrılığının belirlenmediği bir toplumun
anayasası yoktur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çelik.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
III.- YOKLAMA
(HDP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
AHMET YILDIRIM (Muş) Yoklama talebimiz var
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Yıldırım, Sayın
Kerestecioğlu Demir, Sayın Toğrul, Sayın Çelik, Sayın
Atalan, Sayın Baydemir, Sayın Gaydalı, Sayın Adıyaman,
Sayın Pir, Sayın Doğan, Sayın Önlü, Sayın Birlik,
Sayın Uca, Sayın İrmez, Sayın Dora, Sayın Özsoy,
Sayın Öztürk, Sayın Taşdemir, Sayın Ataş, Sayın
Kaya.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi teklifin 13üncü maddesinin gizli
oylamasına başlıyoruz. Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar -Denizli dâhil- ve
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar -İstanbul dâhil-
Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar
-Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilini ad defterinde
işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü
zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya
özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra kapalı oy
verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın
içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Görevli arkadaşlar yerlerinde.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Kabinlere
girmiyorlar Sayın Başkan .
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oy verme
yerlerinde kalabalık oluşturmayalım ve oylarımızı
seri şekilde kullanalım lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Adalet Bakanı kabine girmeden oy kullandı, gizliliği
ihlal etti Sayın Bekir Bozdağ.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
fotoğraf çektirme işini
Lütfen, daha hassas olalım bu konuda,
kalabalık oluyor oy kutularının etrafı ama sayın
milletvekilleri oylarını usulüne uygun olarak gizli
kullanıyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Kürsünün önünü boşaltalım
lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Recep
Akdağ, yine kabine girmeden oy kullandı, gizliliği ihlal etti.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Yalan söylüyorsun.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Kayıtlarda da mevcut. Böyle Yalan söylüyor. falanla
SAĞLIK BAKANI RECEP AKTAĞ (Erzurum) Bir
kere daha yalan söylüyorsun.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) -
Gizliliği ihlal ettin Sayın Bakan.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sağlık
Bakanımıza iftira ediyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) -
Gizliliği ihlal ettiniz.
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Cumhuriyet Halk
Partililer oylamamıza müdahale ediyorlar.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Gizliliği ihlal ettiniz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Adı okunmayan sayın
milletvekili var mı?
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın
milletvekili var mı?
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Kâtip üyeler oylarını
kullanabilirler.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oy verme süresi için son beş
dakika
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın
milletvekili kalmadığına göre oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldıralım lütfen.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü
maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 484
Kabul : 343
Ret : 136
Çekimser : Yok
Boş : 3
Geçersiz :
2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Fehmi Küpçü Emre
Köprülü
Bolu Tekirdağ
Böylelikle teklifin 13üncü maddesi de kabul
edilmiş oldu.
Sayın milletvekilleri, birleşime kırk
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.34
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 21.23
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP
ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Emre KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 63üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
447 sıra
sayılı Kanun Teklifinin ikinci görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Sayın milletvekilleri,
14üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 14- 2709 sayılı Kanunun 159 uncu maddesinin
başlığı ile birinci ve dokuzuncu fıkralarında yer
alan Yüksek ibareleri madde metninden çıkarılmış; iki,
üç, dört ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş; altıncı fıkrasında yer alan
asıl ibaresi madde metninden çıkarılmış; dokuzuncu
fıkrasında yer alan kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere
ibaresi kanun ve diğer mevzuata şeklinde
değiştirilmiştir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu onüç üyeden
oluşur; iki daire halinde çalışır.
Kurulun Başkanı Adalet
Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı
Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, üç üyesi birinci sınıf olup, birinci
sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş
adlî yargı hâkim ve savcıları arasından, bir üyesi birinci
sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren
nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları
arasından Cumhurbaşkanınca; üç üyesi Yargıtay üyeleri, bir
üyesi Danıştay üyeleri, üç üyesi nitelikleri kanunda belirtilen
yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan
öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından seçilir. Öğretim üyeleri ile avukatlar arasından
seçilen üyelerden, en az birinin öğretim üyesi ve en az birinin de avukat
olması zorunludur. Kurulun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
seçilecek üyeliklerine ilişkin başvurular, Meclis
Başkanlığına yapılır. Başkanlık,
başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu
Karma Komisyona gönderir. Komisyon her bir üyelik için üç adayı, üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla belirler. Birinci
oylamada aday belirleme işleminin sonuçlandırılamaması
halinde ikinci oylamada üye tamsayısının beşte üç
çoğunluğu aranır. Bu oylamada da aday belirlenemediği
takdirde, her bir üyelik için en çok oyu alan iki aday arasında ad çekme
usulü ile aday belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi, Komisyon tarafından belirlenen adaylar arasından, her bir
üye için ayrı ayrı gizli oyla seçim yapar. Birinci oylamada üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğu; bu oylamada seçimin
sonuçlandırılamaması halinde, ikinci oylamada üye
tamsayısının beşte üç çoğunluğu aranır.
İkinci oylamada da üye seçilemediği takdirde en çok oyu alan iki aday
arasında ad çekme usulü ile üye seçimi tamamlanır.
Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi biten
üyeler bir kez daha seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi, üyelerin görev süresinin
dolmasından önceki otuz gün içinde yapılır. Seçilen üyelerin
görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda,
boşalmayı takip eden otuz gün içinde, yeni üyelerin seçimi
yapılır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 14üncü
madde üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere toplam yedi adet
önerge vardır. İlk okutacağım önergeler, beş önerge
aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447'ye 1inci ek sıra
sayılı Kanun Teklifinin 14 üncü maddesi ile 2709 sayılı
Kanunun değiştirilen 159uncu maddesinin değiştirilen
üçüncü fıkrasında yer alan "belirtilen" ibaresinin
"düzenlenen" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Can önergesini çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Çekiyorum efendim.
BAŞKAN Sayın Ercoşkun önergesini
geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Çekiyorum Başkan.
BAŞKAN Sayın Tunç önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Çekiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Bak önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Çektim.
BAŞKAN Sayın Eldemir önergesini geri
çekti.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Hüda Kaya Meral
Danış Beştaş
İstanbul Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447/ek 1 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden çıkarılmasını
arz ederiz.
Özgür Özel Hüseyin Yıldız Elif Doğan Türkmen
Manisa Aydın Adana
İlhan Cihaner Serkan Topal Mahmut Tanal
İstanbul Hatay İstanbul
BAŞKAN Komisyon okunan son önergeye
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde İstanbul
Milletvekili Sayın İlhan Cihaner konuşacak.
Buyurun Sayın Cihaner. (CHP
sıralarından alkışlar)
İLHAN CİHANER (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Anayasa teklifinin ayrıntıları ortaya
çıktığı andan itibaren kamuoyundaki tartışmalar
bize şunu gösterdi: Başkanlığa geçişi, rejim
değişikliğini destekleyen milletvekilleri için mesele, teknik
anlamda bir bilme, farkına varma ya da bu yolla ikna olma meselesi
değil. Yani, pekâlâ, bu değişikliklerin demokrasiyi
gerileteceğini ve ülkeyi kaosa sürükleme risklerini
barındırdığını herkes biliyor. Aralarında
bir dönem AKPyle birlikte çalışanların da olduğu,
değişik siyasi görüşlerden bilim ve siyaset insanları da
tehlikeye dikkat çekiyor. Sami Selçuk, Cem Eroğul, Fazıl Sağlam,
Levent Köker, Ergun Özbudun, Kemal Gözler, Ertuğrul Yalçınbayır,
İbrahim Kaboğlu, Rıza Türmen, Sadi Somuncuoğlu, Namık
Kemal Zeybek, Altan Öymen, Hüsamettin Cindoruk gibi isimlerin ortak
çağrıları ve kaygıları şu: Bu
değişiklik olursa ülke bir felakete sürüklenir. Bu isimlerin
çoğunluğunun, artık, kişisel çıkar ve kariyer
planlarını bir tarafa bırakmış, samimi olarak ülke
iyiliğini isteyen kişiler olduğunu sizler de takdir edersiniz.
Zaten bu isimlerin güçlü gerekçeleri bir yana, değişikliği
savunanların ve liderlerinin, çok uzak olmayan bir geçmişte
söylediklerini hatırlamak bile yeterli.
Bu tartışma bir bilme, ikna olma meselesi
olmadığı için, teklifin hukuka
aykırılıklarına değil, hiç dikkat çekilmeyen bir
başka yönüne değineceğim; değişimin maliyetine. Hangi
koşullarda bu değişikliğe götürülmek isteniyor ülkemiz?
Ufukta, ekonomik bir krizin güçlü sinyalleri var mı? Var; doların artışı,
yabancı sermaye çıkışı, başta turizm olmak üzere
kritik sektörlerin verdiği kötü sinyaller, gizli faiz
artırımı, işsizlik, yeni hesaplama yöntemlerine rağmen
gizlenemeyen küçülme, düşürülen notlar vesaire
Güvenlik sorunumuz var
mı? Var. Gerekçelerine ve çözümlerine dair tartışma için
zamanımız yok ama daha da artacağı görülüyor bu sorunun.
İki gün önce Irak Büyükelçisi, binlerce IŞİDlinin ülkemize
girdiğini ya da girmeye çalıştığını söyledi.
Toplumsal kutuplaşma var mı? Var. İşte, her terör eylemi sonrası
ortaya dökülen nefret söylemi. Devasa bir sığınmacı
sorunumuz var, 3 milyondan sonra artık sayamaz olduk. Kürt sorunu ve
ilişkili terör, yaşanamaz hâle getirilen yerleşim yerleri gibi
sorunlar olanca ağırlığıyla duruyor mu? Duruyor. Ordu,
emniyet, istihbarat, bürokrasi; hepsi büyük bir çöküntü yaşamış
mı? Yaşamış. Bakın, daha bir buçuk ay önce Hava
Kuvvetleri Komutanı Savaş pilotu açığımızı
tamamlayıp ideal kadro yapımıza dönmemiz iki
yılımızı alacak. dedi. Kıbrıs, Avrupa
Birliği, vize muafiyeti; her bir başlıkta devasa sorunlar. En
önemlisi de bu sorunlarla hem sorunların kaynağı hem de çözümün
önündeki engel olarak, hatta belki de Meclisteki kavgaların nedeni olarak
nasıl ilişkilendiğini bilemediğimiz Fetullahçı
yapılanma sorunu.
Peki, siz nasıl mücadele ediyorsunuz? Ekonomiyi
düzeltmek için doları terörist ilan ediyorsunuz. Güvenliği düzeltmek
için Musa Kart ve Atilla Taşı, Suriye ve dış
politikayı düzeltmek için Kadri Gürsel ve Hüsnü Mahalliyi, Fetullahçı
yapılanmayı çökertmek için Ahmet Şıkı, toplumsal
kutuplaşmayı çözmek için Barbaros Şansalı, Kürt sorununu
çözmek için Ahmet Türkü ve HDP Eş Başkanlarını
tutukluyorsunuz; bir de bunlara CHPyi bulaştırmaya
çalışıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, değişimin,
referandum sürecinde bile çok pahalıya mal olacağı çok
açık. Gerçekleşse bile -ki halkımızın hayır
diyeceğini düşünüyorum- yılları alacak bir uyum süreci,
zaten çökmüş durumdaki devlet aygıtını ve giderek toplumu
parçalayacaktır. Bu değişiklik salt Anayasa meselesi olarak ele
alınamaz. Mevzuatın uyumlaştırılması,
öğrenme süreci, kadroların değişimi, belirsizlikler,
dış tepkiler tam da ateş çemberinden geçen ülkemizi kaosa
sürükleyecektir.
Bu değişimin en yıkıcı
maliyeti de yargıda gerçekleşecektir. Çok iddialı bir
şekilde savunduğunuz 2010 değişikliklerinin
yıkıma uğrattığı yargıyı bir de bu
değişiklikler vuracak. Tam da Fetullahçı yapılanmayla
ilgili yürüyen süreçler varken HSYKyla ilgili değişikliklerin derhâl
yürürlüğe girecek olması bu konudaki deneyimi sıfırlayacaktır.
Sayın milletvekilleri, bazen birkaç adım
geri çekilip bakmak gerekir. Genel Kuruldaki oylama sürecine bakın; kendi
siyasal çizgilerinde büyük mücadelelerden, kavgalardan çıkmış
milletvekilleri kendilerini açık oy kullanmak zorunda hissediyor,
pullarını göstermek zorunda kalıyor. Hazin bir manzara
değil mi sizce? Kendi davaları bakımından anıt isimler
nasıl razı geliyor bu duruma? Bundan daha ağır bir vesayet
olabilir mi? Olası bir Fetullahçılık suçlaması bile
nasıl razı edebilir bir milletvekilini buna?
2 soruyla bitirmek istiyorum. Ne
yaptığınızın farkında mısınız?
Neye destek verdiğinizin farkında mısınız?
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Cihaner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Hüda Kaya (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde İstanbul
Milletvekili Sayın Hüda Kaya konuşacak.
Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından
alkışlar)
HÜDA KAYA (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Anayasa görüşmelerinin 14üncü maddesi
hakkında söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, zulmün temsilcileri
yine ezilenleri, yine kadınları, yine her daim
ötekileştirilenleri hedef almaya devam ediyor. Dün akşam burada
sicili bozuk olanların maskelerinin nasıl düştüğüne hepimiz
bir kez daha şahit olduk.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Sizin de ne
yaptığınızı gördük burada.
BAŞKAN Lütfen temiz bir dil
kullanınız, kaba ve yaralayıcı sözler kullanmayın
Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) Dün akşam, yine, erkekçi
zulüm zihniyetlerinin işaretiyle bu zihniyete taşeronluk edenlerin
burada bir suçluluk psikolojisi içerisinde kendilerini ispat etmek derdine
düşerek ortamı nasıl bir kaos ve şiddet ortamına
çevirdiklerine şahit olduk.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon)
Şiddeti yapanlar sizin arkadaşlarınız.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Dünya tersine
dönmüş, HDP şiddetten şikâyet ediyor.
HÜDA KAYA (Devamla) Sokaklarda, meydanlarda
olduğu gibi burada, milletin kürsüsünde hukuken sivil bir
itaatsizliğe bile tahammülleri olmadığını gördük.
Dün bu toprakların kadim renklerinden,
zenginliklerinden biri olan Hrant Dinkin katledilişinin yıl
dönümüydü. Hepimiz burada acılarımızı, üzüntülerimizi
paylaştık fakat -ne zaman- bizim gibi bir Türk, bir Kürt, bir
İngiliz, bir Çerkez gibi etnik bir halk olan Ermenilere yapılan
zulümler ifade edilince ne kitaba ne inanca ne vicdana uymayan, Allahın
şiddetle reddettiği bir asabiyetle tepkiler gösterildi.
İşte bugün, bizler, hiçbir üst kimliğin kutsiyetini kabul
etmeyen, insanların yaşamını cehenneme dönüştüren
politikalardan kurtulmak için bu anayasaya hayır diyeceğiz.
Toplumsal mutabakatı barındırmayan,
toplumsal bir sözleşme olmaktan çok uzak olan bu anayasa metnine gelin,
hep birlikte hayır diyelim. Toplumun ve muhalif olanın, ezilen,
emekçi, yoksul ve mazlum olanın, kadın ve öteki olanın, hiçbir
kesimin derdine derman olmayan, içine katmayan bu metne hayır diyelim.
Tek ses, tek renk, tek adam merkezini esas alan bu
anayasa, toplumsal bir sözleşme değildir. Türkün, erkeğin,
iktidarın, zenginin dayatması olan bu metne hayır diyelim.
Gelin, büyük üst akıldan değil, büyük insanlıktan, yoksuldan,
doğadan, paylaşımdan, kardeşlikten, özgürlükten, hak ve
halktan yana bir toplumsal sözleşme için bir araya gelelim. Toplumsal
barış olmadan, toplumsal barış inşa edilmeden
toplumsal sözleşme olamaz. Gelin, hep birlikte, kula kulluğa
hayır diyelim. Teklik, yaratan Allaha mahsustur.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Hatice Belginin
söylediği gibi mi söyleyeceğiz?
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) O zaman,
Kandile, teröristlere de hayır desene.
HÜDA KAYA (Devamla) Teklik, yaratan Allaha
mahsustur. Yaratandan başkasına teklik atfetmek, tekliği
kutsamak ilahlık taslamaktır, rablik iddiasıdır. Teklikle
övünmek zulmün, tuğyânın, tâğutların işidir. Gelin, bu
işten vazgeçelim.
İmanın ilk şartı nedir, biliyor
musunuz arkadaşlar? Tekliği Allaha, Yaradana has
kılmaktır; onun dışındaki her şeyden teklik
iddiasına karşı durmak, ona hayır demektir. Bir de bizde
bir tek vardır, o da Allahtır. Ondan başka tek bilmeyiz.
Teklik iddiasında bulunan sahte rabler, ilahlar karşısında
tarih boyunca hep hayır diyenler olmuştur ve bugün de
karşılarında yine hayır diyenler olmaya devam edecektir.
Tevhidin ilk şartı nedir, biliyor musunuz
arkadaşlar? Yaratanın tekliği, yaratılanların
çokluğu tevhidin ilk şartıdır. İnsanlık tarihinin
tüm zalim, diktatör, despot ve tiranları teklik iddiasının
peşinden gitmişlerdir ve maalesef hâlâ da gitmeye devam ediyorlar.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Mizgin Doruyu
öldürenler de gitti onun peşinden, Mizgin Doruyu öldürenler gitti.
HÜDA KAYA (Devamla) Çokluğun birliği,
adaleti, barışı, kardeşliği adına, tekliğin
tuğyanına, istikbârına, istismarına, gelin, birlikte
hayır diyelim.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Mizgin Doruyu kim
öldürdü?
HÜDA KAYA (Devamla) Teklik tahakkümdür, zulümdür.
Teklik bölücüdür, teklik çatışmadır. Teklik iddiasından
daha büyük bir zulüm yoktur. Gelin tek tek diyerek çok olan
yaratılanları, bizleri teklemeye kalkışan zalimlere
karşı hayır diyelim; gelin, kula kulluğa karşı
hayır diyelim.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaya.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Tanal, bir talebiniz mi var?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Evet, Sayın Başkanım.
BAŞKAN Nedir?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Buradan, mikrofona
hemen
BAŞKAN Bir dakika söz veriyorum size.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Meclis Kütüphanesinin okuma
bölümünde çok gürültülü bir ortam olduğuna ve Meclis
Başkanlığının bu konuda tedbir alması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Başkanım, değerli
milletvekilleri; Meclis Kütüphanesinin kitap okuma ve dergi, gazete okuma
bölümünde -bugün birkaç sefer uğradığımızda- sürekli
gürültü yapılmakta, orada sohbetler yapılmakta -çay kahve- yani
kahvehane gibi kullanılmakta. Orada ne kitap okuyabiliyoruz ne dergi
okuyabiliyoruz ne gazete okuyabiliyoruz.
Benim ve tüm milletvekili arkadaşlarımızın
Meclis Başkanlığından istirhamı şu: Kütüphanedeki
bu gürültünün sona erdirilmesi, oranın kahve koşullarında
kullanılmaması, okuma salonunda, gerçekten, sohbet veya iş takiplerinin
yapılmaması; orada çay kahve servislerinin yapılmaması, bu
sessizlik ortamının sağlanmasını istirham ediyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, teklifin
14üncü maddesinin gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar, Denizli dâhil;
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar, İstanbul dâhil;
Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar, Mardin dâhil; Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar -Zonguldak
dâhil- adı okunan milletvekilini ad defterinde işaretleyerek
kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak
üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü zarf verilecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda
yer alan kabinlerden başka yerde oylarını
kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar da yerine oy
kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bilindiği üzere, pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyelerden üç yuvarlak pul ile
oylamaya özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra
kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu
burada zarfın içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta
kutusuna atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy
pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün
önüne konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan
milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Görevli arkadaşlar, kâtip üyeler yerlerini
aldı.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
Tülay Kaynarca
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
oylarınızı gizli oyla, usule uygun olarak atıyorsunuz.
Çok teşekkür ederim.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
Şafak Pavey
(CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özgür Özel, burada oyunu
kullanabilir Sayın Pavey.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Hayır,
kabinde gizli oy kurallarına uygun olarak kullanmak istiyor.
BAŞKAN Burada da gizli oy
kullanılabiliyor Sayın Yedekci.
GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) Orada kullanmak
istiyor, kabinin perdesini çekip
BAŞKAN - Burada da aynı şey
yapılabiliyor Sayın Yedekci.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Adı okunmayan sayın
milletvekili var mı? Yok.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın kâtip üyeler, lütfen siz de
oylarınızı kullanınız.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın üye var
mı?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Var, var,
kullanmayan var.
BAŞKAN Lütfen kullanın
oylarınızı, lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın
milletvekili var mı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Var,
evet; 11 milletvekili kullanamadı.
BAŞKAN Buyurun, oyunu kullanmaya davet
ediyorum sayın vekilleri.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Selma Irmak, Nursel
Aydoğan, Çağlar Demirel, İdris Baluken, Ferhat Encu, Besime
Konca, Gülser Yıldırım, Nihat Akdoğan, Abdullah Zeydan.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Tamamlanamaz.
Arkadaşlarımız henüz gelmedi ki, getirtin onları.
BAŞKAN - Oy kutularını
kaldıralım lütfen.
(Oyların ayrımına başlandı)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
gelecekler var, bir dakika
BAŞKAN Sayın Gök, kapattım oy
kutusunu, 5 kere ihtar ettim.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü
maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 486
Kabul : 342
Ret : 139
Çekimser : Yok
Boş : 3
Geçersiz : 3
Kâtip Üye Kâtip Üye
Emre Köprülü Mücahit Durmuşoğlu
Tekirdağ Osmaniye
Böylelikle, teklifin 14üncü maddesi de kabul
edilmiş oldu.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, madde 60a göre bir söz talebim var.
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun
yerinizden bir dakika süre veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Emniyet
Müdürlüğüne Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına DHKP-C terör örgütü tarafından bir
saldırı gerçekleştirildiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; bugün, az önce, İstanbul
Emniyet Müdürlüğüne bir terör saldırısı
gerçekleştirilmiştir. Bu terör saldırısını DHKP-C
terör örgütü yapmıştır.
Yine aynı şekilde, İstanbul İl
Başkanlığımıza DHKP-C terör örgütü tarafından
roketatarlı bir saldırıda bulunulmuştur. Bu
saldırıları yapan DHKP-C terör örgütünü lanetliyorum,
kınıyorum.
Aynı şekilde, bunun yanında son
dönemlerde özellikle terör örgütlerine yönelik mücadelemizdeki
kararlılığın devam edeceğini, DHKP-C, PKK, FETÖ ve
diğer terör örgütlerine -DAEŞ aynı şekilde- karşı
da bu mücadelenin artarak devam edeceğini ifade etmek isterim. Ne
yaparlarsa yapsınlar, toplumun huzurunu ne kadar kaçırmaya
çalışırlarsa çalışsınlar bunların
tamamı Hükûmetimizin ve devletimizin kararlılığı
neticesinde tasfiye olacaktır, ülkemizin gündeminden
çıkartılacaktır diyorum. Genel Kurula bu bilgiyi vermek istedim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özel
37.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve
Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına gerçekleştirilen saldırılar
nedeniyle geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve terörün bir
insanlık suçu olduğuna ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynı gerekçeyle söz
aldım.
Bugün İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve
Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına gerçekleştirilen iki
saldırıyı üzüntüyle öğrendik ve kaygıyla takip ettik.
Sonuçta ikisinde de can kaybının olmamasından, terör
saldırısının başarıya ulaşmamış
olmasından büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Saldırganların en
kısa zamanda yakalanacağını ümit ediyor, hem İstanbul
Emniyet Müdürlüğüne hem de Adalet ve Kalkınma Partisine ve
İstanbul İl Teşkilatına geçmiş olsun dileklerimizi
iletiyoruz.
Terör kimden, nereden ve ne şekilde gelirse
gelsin bir insanlık suçudur ve tüm inancımızla ve nefretimizle
kınıyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Yıldırım
38.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, HDP Grubu olarak
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve Adalet ve Kalkınma Partisi
İstanbul İl Başkanlığına yapılan
saldırıları kınadıklarına ilişkin
açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben de aynı sebeple
Adalet ve Kalkınma
Partisi İstanbul İl Başkanlığına
saldırıyı yeni öğrendim ama belli bir süre önce
İstanbul İl Başkanlığına saldırı hazırlığındayken
yakalandıkları hususunda bilgi almıştık. Her ne
sebeple olursa olsun ve kimden gelirse gelsin, ne İstanbul Emniyet
Müdürlüğüne ne de bu ülkenin uzun süredir siyaset yaşamını
sürdüren bir siyasi partisine böyle bir saldırıyı kabul etmemiz
mümkün değil. Biz de Halkların Demokratik Partisi olarak bunu
kınıyoruz. Ve sevindirici tarafı ise herhangi bir can
kaybının olmamış olması, en azından bu
saldırının amacına ulaşamamış
olmasıdır diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Akçay
39.-
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, MHP Grubu olarak İstanbul Emniyet
Müdürlüğüne ve Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına yapılan saldırıları
kınadıklarına ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak biraz önce
aldığımız habere göre İstanbul Emniyet
Müdürlüğüne ve Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına yapılan saldırıyı
şiddetle, nefretle kınıyoruz.
İlk
bilgilere göre anlaşılıyor ki terör örgütleri artık vardiya
sistemiyle çalışıyor. Bugünkü vardiyanın da biraz önce
bahse konu terör örgütünde olduğu anlaşılıyor. Hangi siyasi
parti olursa olsun ve hangi kurumumuz veya vatandaşımız olursa
olsun yapılan bütün saldırılar Türkiyeye, Türk milletine,
birliğimize, beraberliğimize karşı yapılan
kışkırtma saldırılarıdır. Türkiye
Cumhuriyetini ve Türk milletini kimse diz çöktürmeyecektir, eninde sonunda yok
olup gideceklerdir. Bu düşüncelerle geçmiş olsun dileklerimi
iletiyorum ve can kaybının olmayışını da yegâne
tesellimiz olarak ifade ediyorum.
Teşekkürler
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Ben de teşekkür ederim.
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
3.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Başkanlık Divanı olarak
İstanbul Emniyet Müdürlüğüne ve Adalet ve Kalkınma Partisi
İstanbul İl Başkanlığına yapılan
saldırıları nefretle kınadıklarına ilişkin
konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, biz de Divan olarak İstanbul Emniyet
Müdürlüğüne ve Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul İl
Başkanlığına yapılan saldırıyı nefretle
kınadığımızı Genel Kurulun bilgisine sunuyoruz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN
Şimdi teklifin 15inci maddesini okutuyorum:
MADDE 15-
2709 sayılı Kanunun 161 inci maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
A. Bütçe ve kesinhesap
MADDE 161- Kamu idarelerinin ve kamu iktisadî
teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin
harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Malî yıl başlangıcı ile merkezi
yönetim bütçesinin hazırlanması, uygulanması ve kontrolü ile
yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler
için özel süre ve usuller kanunla düzenlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili
hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Cumhurbaşkanı bütçe kanun teklifini, malî
yılbaşından en az yetmişbeş gün önce, Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunar. Bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür.
Komisyonun ellibeş gün içinde kabul edeceği metin Genel Kurulda
görüşülür ve malî yılbaşına kadar karara bağlanır.
Bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması
halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe kanununun
da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye
kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına
göre artırılarak uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Genel Kurulda
kamu idare bütçeleri hakkında düşüncelerini her bütçenin
görüşülmesi sırasında açıklarlar, gider
artırıcı veya gelirleri azaltıcı önerilerde
bulunamazlar.
Genel Kurulda kamu idare bütçeleri ile
değişiklik önergeleri, üzerinde ayrıca görüşme
yapılmaksızın okunur ve oylanır.
Merkezî yönetim bütçesiyle verilen ödenek,
harcanabilecek tutarın sınırını gösterir.
Harcanabilecek tutarın Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle
aşılabileceğine dair bütçe kanununa hüküm konulamaz.
Carî yıl bütçesindeki ödenek
artışını öngören değişiklik teklifleri ile carî
ve izleyen yılların bütçelerine malî yük getiren tekliflerde,
öngörülen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi
zorunludur.
Merkezî yönetim kesinhesap kanunu teklifi, ilgili
olduğu malî yılın sonundan başlayarak en geç altı ay
sonra Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulur. Sayıştay genel uygunluk bildirimini, ilişkin
olduğu kesinhesap kanun teklifinin verilmesinden başlayarak en geç
yetmişbeş gün içinde Meclise sunar.
Kesinhesap kanunu teklifi ve genel uygunluk
bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olması, ilgili
yıla ait Sayıştayca sonuçlandırılamamış
denetim ve hesap yargılamasını önlemez ve bunların karara
bağlandığı anlamına gelmez.
Kesinhesap kanunu teklifi, yeni yıl bütçe kanunu
teklifiyle birlikte görüşülür ve karara bağlanır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 15inci madde üzerinde beşi aynı
mahiyette olmak üzere toplam yedi önerge vardır.
İlk
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 447ye 1inci Ek sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci
maddesi ile 2709 sayılı Kanunun değiştirilen 161inci
maddesinin onuncu fıkrasında yer alan Sayıştayca
ibaresinin Sayıştay tarafından olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, önergeyi çekiyorum.
BAŞKAN
Sayın Can, önergesini geri çekmiştir.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ
ERCOŞKUN (Bolu) Geri çekiyorum.
BAŞKAN
Sayın Ercoşkun, önergesini geri çekmiştir.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Tunç önergesini geri
çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Önergemi geri
çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Osman Aşkın Bak
önergesini geri çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Halil Eldemir önergesini
geri çekmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447ye Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Mehmet Emin
Adıyaman Meral
Danış Beştaş
Iğdır
Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye Ek 1 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden çıkarılmasını
arz ederiz.
Özgür Özel Hüseyin
Yıldız Mahmut
Tanal
Manisa Aydın İstanbul
Elif Doğan
Türkmen Ahmet
Tuncay Özkan Serkan
Topal
Adana İzmir Hatay
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde İzmir
Milletvekili Sayın Ahmet Tuncay Özkan konuşacaktır.
Buyurun Sayın Özkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Sayın
Başkan, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlarım.
1990lı yıllarda barış kültürünü
yayma konferansları veriyorduk, Profesör Doktor Sayın Mehmet
Aydın da vardı bizimle birlikte. O konferanslardan sonra, orada
katılımcı olan bir hanımefendi hocamızın
isteği üzerine, Türkiye genelinde, kadın ve çocuğa şiddet
konulu bir dizi konferans vermek üzere karar aldık ama benim bu konuda
bilgim yoktu, eğitilmeyi istedim. Bu konuda hocalardan ve çeşitli
kitaplardan yararlanarak bir eğitim aldım, hayatım
değişti diyebilirim. O kadar etkilendim ki okuduğum
şeylerden ve dinlediklerimden, bütün yaşama bakış açım
değişti. Size bir örnek sunmak istiyorum: Bir anne, alkolik bir baba.
Baba, doğuma yakın bir süreç içerisinde anneyi dövüyor ve bir erken
doğum dünyaya geliyor. Bebek ile anne eve geldikten sonra beşinci gün
bebeğin feryatları dinmek bilmiyor. Baba alkolik olduğu için
bunu babanın çocuğa bir zulmü olarak öngören komşular
şikâyette bulunuyorlar, eve polis geliyor ancak polisin yanında da
bebeğin ağlaması dinmiyor. Bunun üzerine hastaneye götürüyorlar
çocuğu. Çocuğun yapılan incelemesinde, eklem yerlerinin
kıvrım kıvrım olan katlarının içinde kesikler,
bazı yerlerinde sigara sönükleri ve genital bölgesinin bazı
yerlerinde de toplu iğne izleri saptanıyor. Bunu annenin
yaptığına bir türlü inanmak istemiyor doktorlar. Çünkü, annelik
başka bir şey, anne olmak, kadın olmak başka bir şey
ama ne yazık ki o şiddet artık annenin tahammül edemeyeceği
bir noktaya geliyor ve Allahın yaratmadan Levh-i Mahfûzda önce bizim
içimize yerleştirdiği, orası oluşturulurken içimize
koyduğu hakikat aynası bu dünyada kırılıveriyor. O
zaman ne iyi ne kötü, ne yanlış ne doğru ayırt edemez hâle
geliyor insan.
Zaman zaman uluslar da böyle olabiliyorlar,
yaşadıklarını kaldıramıyorlar ve bu travma
doğru ile yanlışı ayırt edemez bir noktaya getiriyor
ulusları ve insanları.
Şimdi, sizlere bütün gönlümüzü açarak, bütün
sevgi ve saygımızla bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Ben,
Sayın Genel Başkanımızla da konuştum, bu
çağrıyı grubumuzun adına yapıyoruz, diyoruz ki: Gelin,
toplumumuzu bölecek, ayrıştıracak, kutuplaşmalara, yeni
kutuplaşmalara yol açacak böyle bir anayasayı yapmayalım. Gelin,
burada bir yerde dönelim, bir şekilde uzlaşalım. Bir anayasa
yapıcılar meclisi kuralım, bu meclis bir yıl
çalışsın, bize Adan Zye bir anayasa sunsun
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Resmen bir tiyatro yani,
tiyatro süper yani (!)
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla)
ve biz bu anayasayla
bir yıl içerisinde yeni baştan, toplumun bütün
acılarını sararak, bütün sorunlarını gidererek hep
beraber yeni bir başlangıç yapalım. Bütün ulusumuza, siz
saygıdeğer milletvekillerine sesleniyoruz ve diyoruz ki: Gelin,
toplumsal sorunlarımızı büyük bir uzlaşı içinde
çözelim. Gelin, yeni ayrılıklara, yeni çatışmalara zemin
hazırlamayalım. Gelin, birlik ve beraberliğimizin en çok muhtaç
olduğumuz noktasında, gelin, burada bu sorunları hep beraber
çözelim. Bir anayasa yapıcılar meclisi oluşsun, bu meclis
siyasete hiç karışmayacak insanlardan oluşsun, bunlar otursunlar
yeni bir anayasa teşekkül ettirsinler, getirsinler, biz burada bunu
görüşelim ve bir yıl içinde bitirelim. Ama bu çatışma, bu
gerginlik ortamında yapacağımız her şeyin bize dönük
bir sonucu olacak. Gelin, bu sonuçtan bu ülkeyi koruyalım. Gelin, hakikat
aynamız çatlamasın. Gelin, doğruyu yanlışı, iyiyi
kötüyü, güzeli çirkini birbirinden ayırt edebilecek bir süreci yeniden
başlatalım. Gelin, aklıselimle hep beraber bir anayasa
yapalım. Gelin, birlikte sorunlarımızı çözelim, bir
yıl içerisinde halledelim. Süreyi biz belirleyelim ve bu insanlar, bu
anayasa yapıcılar bir daha asla siyasete atılmasınlar. Ama
gelin, ayrıştırmadan, bölmeden, parçalamadan bunu birlikte
halledelim.
Dostlarım, bir annenin, doğurduğu
kendi evladına karşı üstlenebileceği sorumluluklar
vardır, yapabilecekleri vardır ama sevgisizlik bu dünyaya has bir
şeydir. Biz bu sevgisizliği ortadan kaldırmadıkça, biz
sevgiyle birbirimizi kucaklayıp yaralarımızı
sarmadıkça gidebileceğimiz herhangi bir yer yok. Doğru veya
yanlış, güzel veya çirkin, iyi veya kötü kavramlarını yerli
yerine oturtmadığımız zaman bu çatı üstümüze
yıkılacak. Bakın, sevgiyle sarılırsak, birlikte el
ele, gönül gönüle bu mücadeleden çıkarsak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özkan
lütfen.
Bir dakika daha ek süre veriyorum.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (Devamla) -
terörü de yeneriz,
çatışmalarımızı da sonlandırırız.
Bakın, El Babdan şehitlerimiz geliyor;
çocuklar bizim çocuklarımız, onlara karşı
sorumluluklarımız var. O sorumlulukların en hafifi bu
uzlaşmayı kabul etmektir. Bakın, İstanbuldaki
saldırıya bakın, alçakça bir terör saldırısı. Gün
geçmiyor ki bu alçaklıkla, bu hainlikle karşı karşıya
kalmayalım. Bunları ortadan kaldıracak bir çözümü birlikte
yaratmak zorundayız. Ayrıştırarak, bölerek, bu salonu
ortadan ikiye ayırarak bir yere gidebilmemiz mümkün değil ve biz
eğer birlikte, el ele, gönül gönüle daha büyük bir Türkiyeyi, 21inci
yüzyıla uzanacak kocaman bir beraberliği, kocaman bir mutluluğu,
sevinci üretebilirsek o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak
sorumluluklarımızı yerine getirmiş oluruz.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özkan.
Önergeyi oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
LEVENT GÖK (Ankara) Yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Gök, Sayın Baykal, Sayın Özel,
Sayın Doğan, Sayın Kaplan Hürriyet, Sayın İlgezdi,
Sayın Adıgüzel, Sayın Çamak, Sayın Tanal, Sayın Bakan,
Sayın Biçer, Sayın Kayışoğlu, Sayın Özdiş,
Sayın Yalım, Sayın Aydın, Sayın Karadeniz, Sayın
Arık, Sayın Topal, Sayın Zeybek, Sayın Demirtaş.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447ye Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 15inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Mehmet
Emin Adıyaman (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Iğdır
Milletvekili Sayın Mehmet Emin Adıyaman konuşacak.
Buyurun Sayın Adıyaman. (HDP
sıralarından alkışlar)
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Anayasa
değişikliğinin 15inci maddesini görüşüyoruz, aslında
sona doğru geliyoruz. Bu Anayasa değişikliği üzerine
aslında pek çok hatip arkadaşımız söz aldı, çok
değişik görüşler ileri sürüldü. Türkiyenin daha da
demokratikleşeceğine yönelik özellikle iktidar partisi ve Anayasa
değişikliğini destekleyen her iki gruptan beyanlar geldi. Buna
karşılık bu değişikliğin ülkemizi diktatöryal bir
rejime, otoriter bir rejime, tek adam rejimine götüreceğine ilişkin
de değerlendirmeleri sıkça dile getirdik. Tabii, demokrasi sorunu,
tek adam ya da çoğulculuk temeline dayalı sistemler elbette çokça
tartışıldı, tartışılmaya da devam
edilecektir. Demokrasi bütün ülkenin, bütün halklarımızın
aslında ortak sorunu çünkü yaşamımızın temelini
oluşturacak olan özgürlükçü, eşitlikçi ve hukukun üstünlüğüne
dayanan bir sistemin gerçekleşmesi hepimizin ortak arzusu.
Değerli arkadaşlar, ama başka bir
yönü daha var bu Anayasa değişikliğinin, o da şu: Ülkemizde
ister demokratik diye iddia edelim ister otoriter diye iddia edelim mevcut
Anayasa değişikliği ve geçmiş tekçi anayasalar ülkemizin
temel, kronik sorunlarına da bir çözüm üretememiştir. Bakın,
defalarca dile getirdik bu kürsüden, bir kez daha dile getiriyorum. Bu anayasa
değişikliği ister iktidar grubunun iddia ettiği gibi her
şey güllük gülistanlık gibi gözüksün ister bizim iddia ettiğimiz
gibi totaliter bir rejim olsun ama her iki hâlde de bu anayasa ülkemizin temel,
kronik iki sorununa çözüm üretemiyor. Birincisi Kürt sorunudur. Kürt sorunu bir
temsiliyet, bir kabul, bir ortak duyguda, ortak vatanda eşit ve özgürce
yaşama sorunudur. Bu soruna bir çözüm üretemediğiniz sürece ister
tekçi ister mevcut 1982 Anayasasıyla devam edelim bizim
sorunlarımız daha da devam edecek, daha da derinleşecektir.
Bakın, Kürt sorunundaki çözümsüzlük, inkâr,
tanımamazlık, hatta Lozanda kabul edilen azınlık
haklarına dahi sahip olmayan bu ülkenin asli unsurlarından biri olan
Kürt halkının son derece demokratik, meşru taleplerinin
görmezden gelinmesi, hatta hiç yokmuş gibi davranılması
önümüzdeki süreçlerde de bu sorunu daha da derinleştirecek. Kaldı ki
sadece ülke içinde sorunu derinleştirmiyor, bizim Orta Doğuda ve
dünyadaki politikalarımızı da âdeta rehin alıyor. Suriyede
sadece Türkiye'nin bugün terör örgütü diye ilan ettiği PYDyi bütün dünya
IŞİD barbarlığına karşı direnen en
demokratik, en meşru güç olarak görüyor.
Bakın, sorunumuzu biz çözemediğimiz sürece
örneğin Suriyede de, Irakta da doğru politikalar üretemiyoruz,
Osmanlının hinterlandı konumunda olan bütün Orta Doğuda
ittifak yapabileceğimiz gerçek tarihsel ortaklığımız
olan, duygu ortaklığımız olan Kürt halkıyla birlikte
ortak bir politika da geliştiremiyoruz. Nasıl bir algı
oluşuyor? Suriyede Kürt halkının IŞİD
barbarlığına, Şengalde, Kobanide
yaşadığı vahşete karşı kendisini
örgütlemesi, kendi geleceğini belirlemesi, kendi geleceğini tayin
etmesini biz Türkiye için bir tehdit unsuru olarak görmeye başlıyoruz
ya da Türkiye içinde Kürtlere ilişkin en demokratik, en meşru bir
talep ya da Kürtlüğe ait, Kürt tarihine ait, Kürt edebiyatına ait en
ufak bir cümle bölücülük açısından bir suç sebebi sayılabiliyor,
kovuşturma ya da soruşturma nedeni olabiliyor. Bu gerçek
değildir. İslam âleminin yetimleri muamelesi yapılıyor
Kürtlere. Hepiniz İslam adına, ümmet adına çok şey
konuşuyorsunuz. Gelin, şu kürsüden ümmet hukuku açısından
Kürtlerin Farslar, Araplar, Türklerle hukuku nedir, hangi haklara sahip,
şeriat hukuku nasıl bir hak tanıyor, bunu dürüstçe, onurluca
tartışalım ya da evrensel hukuk açısından
tartışalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen. Bir dakika
daha ek süre veriyorum Sayın Adıyaman.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla)
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, inkârla, görmezden
gelmekle, şiddetle, ötekileştirmekle ya da zor ya da
çoğunluğun tahakkümüyle biz bu politikayı, bu anlayışı
devam ettirirsek dışarıda bir üst akıl aramamıza gerek
yok. Üst akıl, bizatihi bu anlayışın kendisidir. Üst
akıl -bölücülük, bizzat beraber- son beş yüz yıldır kader
birliği yapmış olan, Kürdistanın her
karışında, Anadolunun her karışında iç içe
yaşamış Türk halkı ile Kürt halkı arasında
ayrımcılık yapan, birini kabul, birini reddeden
anlayıştır. Üst aklın ta kendisi budur.
Dolayısıyla tekrar söylüyorum: Bu Anayasa bu hâliyle
sorunlarımızı çözmez. Olsa olsa, işte Suriyede, Irakta
izlenen politika benzeri Kerkükten, Hanekinden Afrine kadar 2 bin kilometrede
bir Kürt-Türk savaşı yaratmaktan başka bir şey getirmez
bize. Dolayısıyla bizim o tarihsel değerlerimizle birlikte,
kader birliğimizle birlikte
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla)
demokratik,
eşit, özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacımız var diyorum, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Adıyaman.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
III.-
YOKLAMA
(HDP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Yıldırım, Sayın
Kerestecioğlu, Sayın Buldan, Sayın Doğan, Sayın Kaya,
Sayın Yiğitalp, Sayın Acar Başaran, Sayın
Danış Beştaş, Sayın Gaydalı, Sayın
İrmez, Sayın Adıyaman, Sayın Bilgen, Sayın Baydemir,
Sayın Özgökçe, Sayın Birlik, Sayın Sancar, Sayın Uca,
Sayın Çelik, Sayın Dora, Sayın Doğan.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 15inci maddesinin
gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler Adanadan başlayarak Denizliye kadar -Denizli dâhil- ve
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar -İstanbul dâhil-
Hükûmet sırasındaki kâtip üyelerin ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar
-Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilini ad defterinde
işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü
zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanmayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işlettirdikten ve kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya
özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra, kapalı
oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada
zarfın içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Kâtip üyeler ve görevli arkadaşlar yerlerini
aldılar.
Evet, şimdi gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oylamalar
usulüne uygun olarak gizli yapılmaktadır.
Teşekkür ederim.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu
kullanan sayın milletvekilleri hızlı bir şekilde yerlerine
gidebilirler.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Görevli arkadaşlar, bana göre sol
tarafı boşaltabilir misiniz lütfen.
Sayın milletvekilleri kapının önünde
sohbetlerine devam edebilir.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın Ençin oyunu gördüm, kutuya
atabilir.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın
milletvekili var mı?
Kâtip üyeler de oyunu kullanabilir.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Bir düzeltme yapmak istiyorum
sayın milletvekilleri: Biraz önce, Gökcen Özdoğan Enç oyunu
kullanmaya geldiği zaman sayın kavasların yardımıyla
kutu yanlarına götürüldü. Ben de Oyunu gördüm. dedim, aslında
söylemem gerekli olan şey, Oy pulunun içinde olduğu zarfı
gördüm. Bunu söylemek istemiştim, oyunu kullandığını
gördüm, düzeltmek isterim.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Belki boş
kullandı, belki içinde pul yoktu Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, yani
boş oy kullanmadığını mı ima ediyorsunuz?
BAŞKAN Ben zarfı gördüm, zarfı
gördüm.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Zarfı gördünüz.
İçinde pul olabilir, olmayabilir, herhangi bir renkte olabilir.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Özgür Bey, belki
sen de evet veriyorsun, kabine giriyoruz, kabine girdiğinizi gördük.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tabii, kabine girmek kadar
Anayasaya uygun, İç Tüzüke uygun ve bir parlamentere yakışan
bir davranış, aksini yapanlar, milletten aldığı
vekaleti, millete değil de bir başkasına vermek için baskı
altında olduklarını itiraf ediyorlar.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Anayasa,
kabine girmeyi değil gizli oy kullanmayı öngörüyor. Sayın Özgür
Özel, hukukçu değilsiniz, o yüzden sıkıntı var yani.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz de hep reçetesiz ilaç
kullanıyorsunuz, kafanıza göre.
BAŞKAN Kâtip üyeler oylarını
kullandı mı acaba?
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın üye var
mı? Yok.
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutuları lütfen kaldırılsın.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 15inci maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı: 486
Kabul : 342
Ret : 141
Çekimser : Yok
Boş : 2
Geçersiz : 1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Ali
Haydar Hakverdi
Balıkesir Ankara
Böylelikle, teklifin 15inci
maddesi de kabul edilmiş oldu.
Teklifin 16ncı
maddesini okutuyorum:
MADDE 16 - 2709
sayılı Kanunun;
A)
8 inci maddesinde yer alan ve Bakanlar Kurulu; 15 inci maddesinin birinci fıkrasında,
17 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ve 19 uncu maddesinin
beşinci fıkrasında yer alan , sıkıyönetim; 88 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan Bakanlar Kurulu ve, ikinci
fıkrasında yer alan tasarı ve; 93 üncü maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan , doğrudan doğruya veya Bakanlar
Kurulunun istemi üzerine,; 125 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı
işlemler ile Yüksek Askerî Şuranın kararları yargı
denetimi dışındadır. Ancak, ve altıncı fıkrasında
yer alan sıkıyönetim,; 148 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan , sıkıyönetim, altıncı
fıkrasında yer alan , Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi ve Yüksek, yedinci fıkrasında yer alan ile Jandarma
Genel Komutanı; 153 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer
alan tasarı veya; 154 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan Yüksek; 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları, ve
tüzük tasarılarını incelemek,, üçüncü fıkrasında yer
alan Yüksek ibareleri madde metinlerinden
çıkarılmıştır.
B)
73 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan Bakanlar Kuruluna
ibaresi Cumhurbaşkanına; 78 inci maddesinin
başlığı D. Seçimlerin geriye bırakılması ve
ara seçimler; 117 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
Bakanlar Kurulu ibaresi Cumhurbaşkanı; 118 inci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan Başbakan, Genelkurmay
Başkanı, Başbakan yardımcıları, ibaresi
Cumhurbaşkanı yardımcıları,, Kara, Deniz ve Hava
Kuvvetleri Komutanları ve Jandarma Genel Komutanından ibaresi
Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava kuvvetleri
komutanlarından, üçüncü fıkrasında yer alan Bakanlar Kuruluna
ibaresi Cumhurbaşkanına, Bakanlar Kurulunca ibaresi
Cumhurbaşkanınca, dördüncü fıkrasında yer alan
Başbakan ibaresi Cumhurbaşkanı yardımcıları,
beşinci fıkrasında yer alan Başbakanın ibaresi
Cumhurbaşkanı yardımcısının, altıncı
fıkrasında yer alan kanunla ibaresi
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle; 123 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasında yer alan ancak kanunla veya kanunun açıkça
verdiği yetkiye dayanılarak ibaresi kanunla veya
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle; 124 üncü maddesinin
birinci fıkrasında yer alan Başbakanlık ibaresi
Cumhurbaşkanı ve tüzüklerin ibaresi
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin; 127 nci maddesinin
altıncı fıkrasında yer alan Bakanlar Kurulunun ibaresi
Cumhurbaşkanının; 131 inci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan ve Bakanlar Kurulunca ibaresi
tarafından; 134 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan
Başbakanlığa ibaresi Cumhurbaşkanının
görevlendireceği bakana; 137 nci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan tüzük ibaresi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi;
148 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan kanun hükmünde kararnamelerin
ibareleri Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin,
altıncı fıkrasında yer alan Bakanlar Kurulu üyelerini
ibaresi Cumhurbaşkanı yardımcılarını,
bakanları,; 149 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan
oniki ibaresi on; 150 nci maddesinde yer alan kanun hükmündeki
kararnamelerin ibaresi Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin
ve iktidar ve anamuhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük
Millet Meclisi ibaresi Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip
iki siyasi parti grubuna ve; 151 inci maddesi ile 153 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan kanun hükmünde kararname ibareleri
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi; 152 nci maddesinin birinci
fıkrası ile 153 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
kanun hükmünde kararnamenin ibareleri Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinin; 158 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
adli, idari ve askeri ibaresi adli ve idari; 166 ncı maddesinin
dördüncü fıkrasında yer alan hükümete ibaresi
Cumhurbaşkanına; 167 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan Bakanlar Kuruluna ibaresi Cumhurbaşkanına şeklinde
değiştirilmiştir.
C)
89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan geri gönderilen
kanunu ibaresinden sonra gelmek üzere üye tamsayısının salt
çoğunluğuyla ve 117 nci maddesinin üçüncü
fıkrasının başına Cumhurbaşkanınca atanan
ibareleri eklenmiştir.
Ç)
108 inci maddesinin birinci fıkrasına inceleme, ibaresinden önce
gelmek üzere idari soruşturma, ibaresi eklenmiş; ikinci
fıkrasında yer alan Silahlı Kuvvetler ve ibaresi madde
metninden çıkarılmış; üçüncü fıkrasında yer alan
üyeleri ve üyeleri içinden Başkanı, kanunda belirlenen nitelikteki
kişiler arasından, ibaresi Başkan ve üyeleri, şeklinde
ve dördüncü fıkrasında yer alan kanunla ibaresi
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle şeklinde
değiştirilmiştir.
D)
146 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan onyedi ibaresi
onbeş şeklinde değiştirilmiş, üçüncü
fıkrasında yer alan , bir üyeyi Askerî Yargıtay, bir üyeyi
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ibaresi ile dördüncü fıkrasında
yer alan , Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ibareleri
madde metninden çıkarılmıştır.
E)
82 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesi, 96 ncı
maddesinin ikinci fıkrası, 117 nci maddesinin dördüncü ve
beşinci fıkraları, 127 nci maddesinin üçüncü
fıkrasının ikinci cümlesi, 150 nci maddesinin birinci
fıkrasının son cümlesi ile 91, 99, 100, 102, 107, 109, 110, 111,
112, 113, 114, 115, 120, 121, 122, 145, 156, 157, 162, 163 ve 164 üncü
maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 16ncı madde üzerinde beşi aynı
mahiyette olmak üzere toplam yedi önerge vardır. İlk
okutacağım beş önerge aynı mahiyette olduğundan
birlikte işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447'ye 1inci ek sıra
sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin (c) bendinde yer alan
eklenmiştir ibaresinin ilave edilmiştir şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Önergeyi
çekiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Can önergesini geri
çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Çekiyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Ercoşkun önergesini
geri çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Çekiyorum
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tunç önergesini geri
çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN
AŞKIN BAK (Rize) Önergemi çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN Sayın Bak önergesini geri
çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL
ELDEMİR (Bilecik) Önergemi çekiyorum Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Eldemir önergesini geri çekmiştir.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Atıcı.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, 1inci maddeden şu ana kadar AKP
Grubunun her madde üzerinde beş önerge verdiğine, beşini de geri
çektiğine şahit oluyoruz. Küçük bir hesapla, her maddede
konuşmaların yüzde 70ini AKP Grubu bu şekilde engellemiş
durumdadır. Bunu bir hülle olarak değerlendiriyorum, siyasi
etiğe ve ahlaka da uygun bulmuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Bu, devamlı yapılan bir uygulamadır.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Yanlıştır efendim.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Evet, devamlı hülle o
zaman.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İç Tüzük 87ye göre yapılmaktadır.
BAŞKAN
İç Tüzüke uygundur yapılan işlem
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Siyasi ahlaka uygun değil ama herhâlde.
BAŞKAN
ve benim ilk defa karşılaştığım bir işlem
de değil. Grup başkan vekillerinin hepsi bu durumun İç Tüzüke
uygun olarak böyle yapıldığını yakından bilir.
Diğer
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447ye 1inci Ek
sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Sırrı Süreyya Önder Meral
Danış Beştaş
Ankara Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür Özel Hüseyin
Yıldız Mahmut
Tanal
Manisa Aydın İstanbul
Elif Doğan Türkmen Zekeriya
Temizel Serkan
Topal
Adana İzmir Hatay
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde İzmir
Milletvekili Sayın Zekeriya Temizel konuşacak.
Buyurun Sayın Temizel. (CHP
sıralarından alkışlar)
ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Anayasa
değişiklik teklifinin 16ncı maddesi üzerinde verdiğimiz
önerge -biraz önce okundu- Anayasaya aykırılık önergesi,
Anayasaya aykırı olduğu için çekilmesini istiyoruz. Ama tabii
ki bu önergemize Komisyon ve Hükûmet katılmadılar.
Değerli arkadaşlar, bu maddenin
düzenleniş şekli itibarıyla Anayasanın 148inci ve
175inci maddelerine aykırı olduğu gerçeğini hiçbir
görüşme, hiçbir tartışma örtemez. Çok net bir şekilde
Anayasanın bütün maddelerinin, bütün değişikliklerinin burada
ayrı metin hâline getirilip teker teker görüşülmesi 148inci maddenin
gereği, bu oylama çoğunluğunun bir gereği. Bunu
ısrarla ve ısrarla burada vurgulamak istiyoruz.
Bu maddeyle siz ne yapıyorsunuz?
Anayasanın 54 tane maddesini bir torbanın içerisine koyuyorsunuz,
bunlardan 21 tanesini olduğu gibi iptal ediyorsunuz, geri kalan 33 maddede
de tam 63 tane değişiklik yapıyorsunuz. Hatta bu
değişikliklerden aynı maddeyle ilgili 2 tane değişikliğin,
örneğin 148inci maddenin değişik fıkralarındaki 2
tane değişikliğin de ayrı ayrı madde olarak
görüşülmesi gerekiyor yani olay bu kadar net, bu kadar açık. Bunu
ısrarla söylemeye çalışıyoruz. Ancak, bu olay olmadı,
sonuç olarak bugüne kadar bu tartışmalar geldi. Ama bu 54 tane
maddede yapılan değişikliklerin yarattığı kaosu
burada gerçekten konuşamadık. 54 tane maddede değişiklik
oluyor ama neyi değiştirdiğini bilmiyoruz. Ben bunca
yıllık kamu görevime karşın hâlâ bu Anayasa maddeleriyle
değiştirilmiş olan uygulamaların
ayrıntılarını gerçekten bilmiyorum. Kaç gündür gözümü
ayırmadan bakıyorum, dünyanın çelişkisini buluyorum
aynı maddelerin içerisinde, en son gördüğüm şey
karşısında da gerçekten şaşırıp kaldım.
Değerli arkadaşlar, bu
değişiklikler sırasında çok önemli bir ilkeyi de biz
tartışmalı hâle getirdik. Bir demokratik cumhuriyetin olmazsa
olmaz ilkelerinden birisi idarenin hiçbir eylem ve işleminin yargı
denetimi dışında bırakılmayacağıdır,
idarenin hiçbir eylem ve işlemi yargı denetimi dışında
kalamaz. Bu, bizim Anayasamızın 125inci maddesinde İdarenin
her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu
açıktır. hükmüyle netleşmiş vaziyette. Peki, bu torba
maddeyle beraber yaptığınız değişikliklerden
sonra ne oldu? Gerçekten, idarenin her türlü eylem ve işlemleri hâlâ
yargı denetimi altında mı yoksa inanılmaz bir boşluk
mu yarattık, hatta ve hatta bütün maddeler yürürlüğe girdikten sonra
bile idarenin işlemlerine karşı
yurttaşlarımızı korumasız mı bıraktık?
Bu soruların yanıtını vermeden, bu soruları
yanıtlamadan eğer bu madde kabul edilirse buradan doğacak sonuç
işte bu Meclisin sorumluluğudur.
Değerli arkadaşlar,
yaptığımız değişiklikler açık,
Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Yürütme yetkisi
Cumhurbaşkanına aittir. Sorun yok. Cumhurbaşkanı, yürütme
yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi çıkartabilecektir. Bu da tamam. Torba yasayla yani şu
anda görüştüğümüz bu maddeyle Anayasadaki Bakanlar Kurulu
ibarelerinin hepsi Cumhurbaşkanı olarak değiştirildi.
Değerli arkadaşlar, Anayasanın
özellikle 148 ve 152nci maddesinde yapılan değişikliklerle
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Anayasa Mahkemesinin
denetimine konuldu yani Cumhurbaşkanlığı kararnameleri
Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir.
Peki, değerli arkadaşlar,
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin hepsi yasa yapacak nitelikte
veya yasa formatında mı yapılacak? Bakanlar Kurulunun
yaptığı işlemlerin hepsi yasa formatında mı?
Bakanlar Kurulunun 2016 yılında kaç tane kararname
çıkarttığını biliyor musunuz? 1.302 tane. Bakanlar
Kurulu 1.302 tane kararname çıkarmış. E, peki, bundan sonra bunu
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yapıyorsunuz.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesindeki idareye dönük
düzenlemelere karşı halkı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Temizel, bir dakika ek süre
veriyorum.
Tamamlayın lütfen.
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) -
...yurttaşları neyle koruyacaksınız?
YILMAZ TUNÇ (Bartın) İdari yargı.
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) - İdari
yargıya gidecek. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine
karşı sadece Anayasa Mahkemesine gidiyorsunuz. Eğer bununla ilgili
olarak, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine karşı
Danıştaya da gidilebilir deniliyor ise burada Hükûmet ve Komisyon
tarafından bunun ikrar edilmesi lazım. Gelecekte
yurttaşların hakkını ancak bununla koruyabilirsiniz.
Gidemezsiniz bu kararnamelere çünkü onları kanun formatında
yapıyorsunuz. Yurttaşlar idari yargıya gittikleri zaman orada
denecek ki: Kardeşim, bu Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi, kanun hükmündedir, kanun formatındadır, biz buna bir şey
yapamayız, sen Anayasa Mahkemesine git, Anayasa Mahkemesine git de orada
bireysel başvuru hakkını kullan. Böyle Anayasa
değişikliği olur mu? Böyle bir boşluk yaratılabilir
mi? Burada doğacak sonuçlar çok daha ağır olacak değerli
milletvekilleri. Biz bunları burada engelleyemedik, Meclis
Başkanlığı da engelleyemedi, 4 oylama sonra büyük bir
olasılıkla da buradan çıkıp gidecek.
Halka gitmeden önce bir engel daha var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla) - Sayın
Cumhurbaşkanının değerlendirmesinden sonra Ya, bu
kadarını da fazla yapmışız, bu Mecliste bunu bir defa
daha görüşün. diye geri göndermesi. Değerli arkadaşlar, umudum
bu, umudum bu.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Temizel.
ABDÜLHAMİT GÜL (Gaziantep) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Gül, sizi dinliyorum.
ABDÜLHAMİT GÜL (Gaziantep) 60a göre bir söz
talebim var.
BAŞKAN Buyurun, yerinizden bir dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
40.-
Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gülün, İzmir Milletvekili Zekeriya Temizelin
447 ve 447ye 1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 16ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ABDÜLHAMİT GÜL (Gaziantep) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; sayın hatip İdarenin
her türlü işlem ve eylemlerine karşı yargı yolu açık
mı, net değil. diye bir ifade kullandı. Bu değişiklik
teklifimizde Anayasanın 125inci maddesinin birinci cümlesi hâlâ
korunmaktadır. Yani idarenin tüm eylem ve işlemleri yargı
denetimine açıktır.
Ayrıca, mevcut Anayasada,
Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı
işlemler yargı denetimi dışında ancak işte bu
sistemin çok özel bir niteliği icabı -hukuk devletini tahkim eden bir
anlayışı- Cumhurbaşkanının tek başına
yapacağı işlemler yargı denetimi kapsamına
alınmaktadır. Dolayısıyla, kararnameler Anayasa
Mahkemesine, diğer işlemler Danıştay, idare mahkemesine
gidebilecektir. Bu açıdan da hukuk devleti açısından bir
reformdur.
Arz ediyorum efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gül.
MAHMUT TANAL (İstanbul)- Sayın
Başkan, nerede yazıyor bu?
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447ye 1inci Ek
sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Meral
Danış Beştaş (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz Değerli Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Ankara Milletvekili
Sayın Sırrı Süreyya Önder konuşacak.
Buyurun Sayın Önder. (HDP
sıralarından alkışlar)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Sayın
Başkan, değerli üyeler; bu kanun teklifinin
başlığı tam 3,5 sayfa; yarısı eski metin,
yarısı Anayasa Komisyonunda kabul edilen metin, diyelim ki 2 sayfaya
yakın. Âdet olduğu üzere, ben çıkıp ne hakkında
konuşacağımı söylemeye kalksam bu beş dakika yetmiyor
yani kâtip üye okuduğu zaman yaklaşık yedi sekiz dakika sadece
bu teklifin başlığı tutuyor, bizden beş dakikada buna
bir eleştiri yapmamız bekleniyor. Haydi bir yapmayı deneyelim
bakalım beş dakikada ne olacak.
Şimdi, geldik yol ayrımına. İyi
kötü, kavga dövüş bu kanun teklifinin serencamını hep birlikte
seyrettik. Birkaç gözlemimi paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin bu kadar
sıkıntısı, derdi varken bunların hangisine derman
olacağına dair iktidar sözcülerinden canıgönülden, kalbe
dokunur, akla dokunur bir şey duymadık. Bunu polemik olsun diye
söylemiyorum. Şu an bizim içinde bulunduğumuz durum, gitmekte olana
ağlayacak hâlde değiliz, gelmekte olana sevinecek durumda
değiliz. Çünkü, hâlihazır olan da, gelecek olan da bu toplumda bizim
savunduğumuz değerlere, özlemlerimize, umutlarımıza,
programlarımıza dair hiçbir şey vadetmiyor. İlle bir
kıyaslama yapılacak olursa bu gelen, büyük bir kaosu tetikleyecek.
Şöyle bir anlayışın ürünü olarak
buraya geldik: Toplumlarda, özellikle müşkülatı çok olan toplumlarda
iki yol vardır sendeledikleri zaman, tökezledikleri zaman,
sıkıntıya girdikleri zaman: Bunun birincisi, Biz nerede
yanlış yaptık?tır. İkincisi, diğeri, Bunu bize
kim yaptı? Bunu bize kim yaptı? etrafında dönen
tartışmaların o sorunları aşabildiği
görülmemiştir. Biz nerede hata yaptık?tan yola çıkan
tartışmalar daima verimli sonuçlar üretmiştir.
Biz, iktidar sözcülerinden bugüne kadar hep
birilerinin, ki bu birilerinin sayısı gün geçtikçe
çoğalıyor, artık kokteyli falan da geçti, bir kırkambar
olarak tarif edilecek bir şey
Herkes bize bir şey yapıyor.
Bunun kerameti olarak söylenen bir tek şey var: İşler çok
hızlı yürüyecek.
Doğu mitolojisinden bir darbımesel
anlatayım, beş dakikada ancak özlü bir şeyle çok şey söyleyebilirsiniz.
Birisi bir tefekküre girmiş, talip olmuş, demiş ki: Ben de
böyle bir keramet ehli olmak istiyorum. Kırk sene sürmüş bu
tefekkürü, kendi içsel yolculuğunda öyle bir yere varmış ki,
şeyhi, yol göstereni, piri, her ne derseniz deyin, ona gitmiş
demiş ki: Efendim, ben artık oldum. Nasıl oldun? demiş.
Demiş ki: Suda ıslanmadan şu nehirde karşıdan
karşıya geçebilirim. Mürşidi ona şu cevabı
vermiş: Bir kayıkçının üç kuruşa halledeceği bir
şey için kırk yılını boşuna
harcamışsın. (HDP sıralarından alkışlar)
Şimdi, bize söylenen, İşler
hızlanacak. Hacettepe Üniversitesinde -bizim zamanımızda
vardı, şimdi var mı, yok mu bilmiyorum- organizasyon metot
bölümü vardı, sıradan bir organizasyon metot bölümü mezununun
düzenleyeceği bir işi bu kadar da gerginliğin içerisinde bize
gerekçe olarak sunmak bu Meclisin şahsiyetine de, tarihine de,
zekâsına da hakarettir, dalga geçmektir. Getirirdiniz bir uzman
Çünkü
iktidar sözcüleri bunun dışında bir şey söylemediler, İşler
çatallaşmayacak., İşler hızlı yürüyecek., Daha
pratik olacak, daha şey olacak. Yahu, bunun için bir üniversite mezunu
yeterdi. Bu kadar insanın vaktini, geleceğini, umudunu,
sağlığını boşuna çaldınız diyorum.
Beş dakikada ancak bu kadar olur. Lafın
tamamı deliye söylenir, gerisini başka kaynaklardan
öğrenirsiniz.
Kolay gelsin. (HDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 16ncı
maddesinin gizli oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler Adanadan başlayarak Denizliye kadar, Denizli dâhil ve
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar, İstanbul dâhil;
Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar, Mardin dâhil ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar,
Zonguldak dâhil; adı okunan milletvekilini ad defterine işaretleyerek
kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak
üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel, mühürlü zarf verecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda
yer alan kabinlerden başka yerde oylarını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da yerine oy kullanacakları bakanın
ilinin bulunduğu bölümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz gibi, bu pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya
özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra kapalı oy
verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın
içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Kâtip üyeler ve görevli arkadaşlar yerlerini
aldılar.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, herkes
dışarıda oy kullanır mı ama ya? Bir uyarın
lütfen. Birazcık kabine
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Görüyor musun
oyunu? Nerede görüyorsun? Oyunu görebiliyor musun? Oyunu söyle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İlk geçen 10 kişi
dümdüz geçti ya. Böyle bir şey olabilir mi ya?
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Özgür Bey Kabine
girer. diye nerede var ya İç Tüzükte?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Anayasaya ve
İç Tüzüke uygun oy kullanılmaktadır.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, lütfen
uyarın, girsinler kabinlere ya. Böyle bir şey olmaz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Niye okuyorsunuz
o metni o zaman Kabinlere girin. diye? Pulu zarfa kabinde atın. diye
niye okuyorsunuz?
BAŞKAN Görevli arkadaşlar görevlerinin
başında.
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Oy gizli mi
değil mi, ona bakın arkadaşlar ya.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Herkes oyunu
gizli olarak kullanmaktadır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kaldır kabinleri, o da
senin şerefin olsun, seninle övünsün millet. Kabin duruyor, bilmem ne
duruyor
Böyle bir şey olur mu ya?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Herkes oyunu
gizli kullanıyor.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Sayın
Başkan, gizli oy diye bağırıp bağırıp
duruldu, gizli kullanılmıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Girin kardeşim, girin ya
gözünüzü seveyim, iyice lakayıtlığa vurdunuz ya; kardeşim
girin ya kabine.
Sayın Başkan, şu kabinlere girsinler,
böyle bir şey olmaz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, kâtip
üyeler milletvekillerinin isimlerini okumakta güçlük çekiyor, lütfen gürültüyü
keselim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şu kabinlere girsinler. Böyle bir şey olmaz.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Anayasa
Komisyonu Başkanı kabine girmeden oy kullandı, Anayasa Komisyonu
Başkanı, gördük burada.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Herkes usulüne
göre kullanıyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, kürsünün
önünü boşaltabilir misiniz lütfen.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Gizlilik
ilkesine uymuyorlar, İç Tüzükü ihlal ediyorlar, çok açık ve net.
Sayın Reşat Petek Bey, kabine girmediniz,
oy kullandınız.
REŞAT PETEK (Burdur) Kabine girdim, oyumu
kullandım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
fotoğraf çektirmeyin.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Gir vekilim, kabine gir tabii
ya, yeter ya. Gir ya. Millet açıkta oy kullan diye yollamadı seni
buraya, gir kabine ne yaparsan yap. Ananın ak sütü gibi helal olsun
verdiğin karar ama gir şu kabine.
HALUK PEKŞEN (Trabzon) Anayasa Mahkemesinin
nasıl olsa iptal etmeyeceğini
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Arkadaşlar, gizli oy kullanın. Anayasanın ilkeleri açık,
en baştan beri açık oy kullanıyorlar.
HALUK PEKŞEN (Trabzon) Yasalar işlese
hiç kimse böyle yapamaz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, ama herkes mi
dışarıda şey yapar?
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) 21 Ocak
Cumartesi, 00.01 hâlâ açık oy kullanıyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın Köseoğlu, oyunuzu
kullandıysanız
Sayın Durmaz
Sayın Köseoğlu
Sayın milletvekilleri, Genel Başkan
gelecek oy kullanmaya, lütfen
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
rica ediyorum, fotoğraf çektirmeyi bir kenara bırakın. Lütfen
ÖMER FETHİ GÜRER ( Niğde) Bir de
kabinlere girin diye söyleyin arada, kabinlere girin diye söyleyin.
MURAT EMİR (Ankara) Açık oy
kullanmayın arkadaşlar.
BAŞKAN Bir dakika
Şu kürsünün önünü bir
boşaltabilir misiniz, oy kutularını görmüyorum.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Hiçbir
AKPli arkadaş kabine girmiyor. İç Tüzük ihlal ediliyor.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Bütün
arkadaşlarımız İç Tüzüke uygun, Anayasaya uygun olarak
oylarını kullanmaktadırlar. Kendilerine böyle zorlama
yöntemlerle buradan başka bir uygulama çıkmaz. Herkes Anayasa ve
İç Tüzüke uygun olarak gizli oylamalarını
gerçekleştirmektedir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Külünk, girmediniz kabine.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Hiç
endişeniz olmasın.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Girmediniz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Endişeniz
olmasın, oyumu gizli bir şekilde kullandım. Endişeniz
olmasın.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Anayasa ve
İç Tüzüke uygun gizli oylama yapılıyor.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Gir vekilim içeri ya, gir
gözünü seveyim. Gir kabine, gir kabine gözünü seveyim.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Arkadaşlar, oylarımızı kabinlere girerek kullanalım,
Anayasanın hükümlerine uyalım.
AYŞE KEŞİR (Düzce) AK PARTİ
Grubu oylarını gizli kullanıyor.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Adalet
Bakanı bile bunu yaparsa
Ah ah, bu ülkeden adalet bekleyelim(!)
AYŞE KEŞİR (Düzce) Adalet
Bakanı oyunu gizli kullandı.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Adalet
Bakanı oyunu açık kullandı, apaçık kullandı.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Adı okunmayan Sayın
Milletvekili var mı?
BURCU ÇELİK (Muş) Var Sayın
Başkan: Selahattin Demirtaş
BAŞKAN Adı okunmayan. dedim.
BURCU ÇELİK (Muş)
Figen Yüksekdağ,
İdris Baluken, Çağlar Demirel, Besime Konca, Selma Irmak, Nursel
Aydoğan, Gülser Yıldırım, Nihat Akdoğan, Abdullah
Zeydan ve Ferhat Encu var Sayın Başkan.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın kâtip üyeler
oylarını kullanabilirler.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, iki
arkadaş geliyor.
BAŞKAN Tamam, bekleyelim
arkadaşlarımızı da.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Geliyorlar Başkanım.
BAŞKAN Bekliyorum Sayın Özel iki
arkadaşınızı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Başkan, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş yola
çıkmış, geliyorlar, bir on dakika sonra burada olacaklar.
BAŞKAN Tamam, onları da bekleriz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Bekleyelim.
BURCU ÇELİK (Muş) Bir uçak
ayarlayabilirseniz Sayın Başkan, bir uçak ayarlayabilirseniz hemen
getirebilirsiniz buraya.
BAŞKAN Bu konuyu çok tartıştık
Sayın Çelik.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sonuç almayınca bir şey olmuyor tabii
tartışma
BURCU ÇELİK (Muş) Keşke sonuç
alabilseydik.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın kâtip üyeler, tamamız
değil mi?
Oy verme işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldıralım lütfen.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayış ı: 486
Kabul : 342
Ret : 141
Çekimser : Yok
Boş : 2
Geçersiz : 1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi İshak
Gazel
Ankara Kütahya
Böylelikle teklifin 16ncı maddesi de kabul
edilmiş oldu.
Şimdi, teklifin 17nci maddesini okutuyorum:
MADDE 17- 2709
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 21- A) Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27nci Yasama Dönemi milletvekili
genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi 3/11/2019 tarihinde
birlikte yapılır. Seçimin yapılacağı tarihe kadar
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve Cumhurbaşkanının görevi
devam eder. Meclisin seçim kararı alması halinde, 27nci Yasama
Dönemi milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi
birlikte yapılır.
B) Bu Kanunun
yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin
gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile
diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı
kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise
Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç
altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir.
C)
Anayasanın 159 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye göre Hâkimler ve
Savcılar Kurulu üyeleri en geç otuz gün içinde seçilirler ve bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonraki kırkıncı günü takip
eden iş günü görevlerine başlarlar. Başvurular, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına yapılır.
Başkanlık, başvuruları Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona gönderir. Komisyon on gün içinde her bir
üyelik için üç adayı üye tamsayısının üçte iki
çoğunluğuyla belirler. Birinci oylamada üçte iki çoğunlukla
seçimin sonuçlandırılamaması halinde, ikinci ve üçüncü oylamalar
yapılır; bu oylamalarda üye tamsayısının beşte üç
çoğunluğunun oyunu alan aday seçilmiş olur. Beşte üç
çoğunluğun sağlanamaması halinde üçüncü oylamada en çok oyu
almış olan, seçilecek üyelerin iki katı aday arasından ad
çekme usulü ile üye belirleme işlemi tamamlanır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu aynı usul ve nisapları gözeterek onbeş gün
içinde seçimi tamamlar. Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri,
yeni üyelerin göreve başlayacağı tarihe kadar görevlerine devam
eder ve bu süre içinde yürürlükteki Kanun hükümlerine göre
çalışır. Yeni üyeler, ilgili kanunda değişiklik
yapılıncaya kadar mevcut Kanunun Anayasaya aykırı olmayan
hükümleri uyarınca çalışır. Görevi sona eren ve Hâkimler ve
Savcılar Kuruluna yeniden seçilmeyen üyelerden, talepleri halinde adli
yargı hâkim ve savcıları arasından seçilenler Yargıtay
üyeliğine, idari yargı hâkim ve savcıları arasından
seçilenler Danıştay üyeliğine Hâkimler ve Savcılar
Kurulunca seçilir; öğretim üyeleri ve avukatlar arasından seçilenler
ise Danıştay üyeliğine Cumhurbaşkanınca atanır.
Bu şekilde yapılan seçim ve atamalarda boş kadro olup
olmadığına bakılmaz, seçilen ve atanan üye sayısı
kadar Yargıtay ve Danıştay kadrolarına üye kadrosu ilave
edilir.
D) Askerî
Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinden Anayasa Mahkemesi
üyeliğine seçilmiş bulunan kişilerin herhangi bir sebeple
görevleri sona erene kadar üyelikleri devam eder.
E) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Askerî Yargıtay, Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler
kaldırılmıştır.
Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde; Askerî
Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin askerî hâkim
sınıfından Başkan, Başsavcı, İkinci
Başkan ve üyeleri ile diğer askerî hâkimler (yedek subaylar hariç)
tercihleri ve müktesepleri dikkate alınarak;
a) Hâkimler ve
Savcılar Kurulunca adli veya idari yargıda hâkim veya savcı
olarak atanabilirler.
b) Aylık,
ek gösterge, ödenek, yargı ödeneği, ek ödeme, malî, sosyal hak ve
yardımlar ile diğer hakları yönünden emsali adli veya idari
yargıya mensup hâkim ve savcılar, bunların
dışındaki hak ve yükümlülükler yönünden ise bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihteki mevzuat hükümleri uygulanmaya devam
edilmek suretiyle Millî Savunma Bakanlığınca mevcut
sınıflarında, Bakanlık veya Genelkurmay Başkanlığının
hukuk hizmetleri kadrolarına atanırlar. Bunlardan, emeklilik
hakkını elde edenlerden yaş haddinden önce bu görevlerden kendi
istekleriyle ayrılacaklara ödenecek tazminata ilişkin usul ve esaslar
kanunla düzenlenir.
Kaldırılan
askerî yargı mercilerinde görülmekte olan dosyalardan; kanun yolu
incelemesi aşamasında olanlar ilgisine göre Yargıtay veya
Danıştaya, diğer dosyalar ise ilgisine göre görevli ve yetkili
adli veya idari yargı mercilerine dört ay içinde gönderilir.
F) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte bulunan kanun hükmünde
kararnameler, tüzükler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu
tarafından çıkarılan yönetmelikler ile diğer düzenleyici
işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini
sürdürür. Yürürlükte bulunan kanun hükmünde kararnameler hakkında 152 nci
ve 153 üncü maddelerin uygulanmasına devam olunur.
G) Kanunlar ve
diğer mevzuat ile Başbakanlık ve Bakanlar Kuruluna verilen
yetkiler, ilgili mevzuatta değişiklik yapılıncaya kadar
Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.
H) Anayasanın
67nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel
seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından
uygulanmaz.
BAŞKAN 17nci maddede beşi aynı
mahiyette olmak üzere yedi adet önerge vardır. İlk
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447'ye 1'inci Ek sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin 17nci maddesi ile 2709 sayılı
Kanuna eklenen geçici 21inci maddesinin (C) fıkrasında yer alan
"uyarınca" ibaresinin "hükmünce" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Ramazan Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Başkanım, önergemi geri alıyorum.
BAŞKAN - Sayın Can önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Önergemi çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Ercoşkun önergesini
geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Geri çekiyorum.
BAŞKAN - Sayın Tunç önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Önergemi çekiyorum
efendim.
BAŞKAN - Sayın Bak önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Önergeyi geri
çekme hakkımı kullanıyorum.
BAŞKAN - Sayın Eldemir önergesini geri
çekti.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 17nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Erol Dora Meral
Danış Beştaş
Mardin Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 447 Ek 1 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 17nci
maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle metinden
çıkarılmasını arz ederiz.
Özgür Özel Hüseyin Yıldız Elif Doğan Türkmen
Manisa Aydın Adana
Mahmut Tanal Serkan Topal Mehmet Gökdağ
İstanbul Hatay Gaziantep
BAŞKAN Okunan son önergeye Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Gaziantep Milletvekili
Sayın Mehmet Gökdağ konuşacak.
Buyurun Sayın Gökdağ. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; günlerdir yoğun mesai harcayarak
Anayasa değişikliği üzerinden konuşuyoruz. Gerek Komisyonda
gerekse Genel Kurulda bu değişikliğin ülkemizin geleceğini
karartacağını arkadaşlarımla birlikte anlatıyoruz,
anlatmaya devam ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, öncelikle belirtmek
gerekir ki bu Anayasa değişikliği konusunda gerekçeleriniz
doğru değil, haklı değil, hukuki değil. Fiilî durumdan
söz ediyorsunuz. Yani, mevcut Cumhurbaşkanının Anayasaya
uymadığını, Anayasayı ona uydurmadan söz ediyorsunuz.
Böyle bir yaklaşım kabul edilemez, böyle bir yaklaşım ilkel
devlet anlayışlarında bile görülmesi mümkün olmayan bir
yaklaşımdır.
İki başlılıktan söz ediyorsunuz
ama mevcut Cumhurbaşkanı ile mevcut Başbakan arasında
nasıl bir uyumsuzluk var, nasıl bir iki başlılık var
bunu anlatamıyorsunuz.
İstikrardan söz ediyorsunuz. On beş
yıldan bu yana tek başına iktidarsınız.
Cumhurbaşkanı sizsiniz, Başbakan siz, bakan siz; valileri siz
atıyorsunuz, kaymakamları siz atıyorsunuz, emniyet müdürlerini
siz atıyorsunuz, hâkimi ve savcıyı siz belirliyorsunuz;
kısaca, devletin bütün kadrolarını siz belirliyorsunuz. Bu
koşullarda on beş yıldan bu yana
sağlayamadığınız istikrarı bundan sonra bu
değişiklikle nasıl sağlayacaksınız, onu da
anlatamıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bu Anayasa
değişikliği, Türkiyenin demokrasi yolundaki yürüyüşünü
durdurup tersine çeviren ve sonu diktatörlüğe gidecek olan tek adam
yönetimine teslim eden bir değişliktir. Bu değişiklik kabul
edilirse, seçilen kim olursa olsun -kişi önemli değil-
varacağı yer otokrasidir, diktatörlüktür. Kuvvetler
ayrılığını ortadan kaldıran, bütün kuvvetleri bir
kişiye teslim eden, aslında kuvvetler birliği değil, tek
bir kuvvet yaratan bu kadar yetkiyi kime verirseniz verin sonu otokrasidir,
diktatörlüktür.
Değerli arkadaşlar, bu
tartışmalarda Batının çağdaş
anayasacılık akımlarından bolca söz edildi, Montesquieunün
kuvvetler ayrılığından söz edildi, Burhan Kuzu hocanın
görüşleri anlatıldı, dinletildi. Bakın, bir de Doğu
düşünürlerinden bahsedelim. İbni Haldun, 1332-1406
yıllarında yaşamış Orta Çağ İslam
düşünürüdür. Yönetim biçimlerini üçe ayırır İbni Haldun.
Bunlardan biri mülk-i tabii yönetim yani doğal yönetim. Bu yönetimi
şöyle tarif ediyor: Bu yönetim zor, güç kullanan, baskı ve
kişisel arzulara dayanan keyfî bir yönetimdir. Burada
doğallıktan kastedilen, bireyin yapısındaki eğilim,
karakter ve diğer doğal istekleridir. Kendini sevmek, üstünlük veya
egemen olma isteği, bencillik gibi bireysel tutumlara dayalı keyfî
bir yönetim biçimidir. İbni Halduna göre, bu tür bir yönetim tamamen
kötü bir yönetimdir. Bu yönetim biçimi günümüzde diktatörlük olarak
adlandırdığımız otokratik ve anayasal olmayan bir
yönetimdir.
Yine, İslam düşünürü İbni Haldun
devletin ömrünü de 5 evreye ayırır değerli arkadaşlar. Ben
size son evresini yani devletin ortadan kalktığı evreyi
söyleyeceğim, bakın nasıl tarif ediyor: Bu devre israf
çağıdır. diyor. Devlet yavaş ya da birden gelen bir sona
doğru ilerlemeye başlar. Hükümdar ve çevresi öncekilerin
biriktirdiği serveti telef eder. Görevler ehil olmayanlara
dağıtılır. Ordu bozulur. Zevk düşkünlüğü
arttığı için gelirler giderleri karşılayamaz,
düşman devletler cesaretlenmeye başlar. Değerli
arkadaşlar, 1300lü yıllarda İbni Haldunun gördüğü bu
gerçeği sizin de görmenizi yürekten diliyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Peki, bu Anayasa değişikliği için
zamanlama doğru mu değerli arkadaşlar? Ülkemizin ekonomik,
siyasi durumu ortada. Terör örgütlerinin hain eylemleri ülkeyi kan gölüne
döndürmüş. Terör saldırıları toplu katliamlara varmış.
Askerlerimiz, polislerimiz şehit oluyor; vatandaşlar
yaşamını kaybediyor; onlarca, yüzlerce eve ateş
düşüyor. Toplumun geniş kesiminde can güvenliği ciddi kaygı
hâline gelmiş. Fiilen Suriyeye girmişiz, bir anlamda savaş
hâlindeyiz. Oradan her gün şehitlerimiz geliyor. Bugün de orada
yaşamını kaybeden 5 şehidimizi rahmetle anıyorum,
yaralı askerlerimize de acil şifa diliyorum. Ekonomik anlamda
tarihimizin en kırılgan dönemini yaşıyoruz. Dolar almış
başını gidiyor. Esnafımız, sanayicimiz, işçimiz,
emeklimiz, üreticimiz perişan ve bir gün sonrasını öngörmekten
uzak. Böyle günlerde toplum olarak ortak bir duruş sergilemek gerekirken
toplumda ayrışma yaratacak bir Anayasa değişikliğini
hem de bir kişinin keyfine göre bir değişikliği
tartışmak ülkenin yararına değil değerli
arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) Sevgili
Başkanım, bir dakika daha süre verir misiniz?
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum size
Sayın Gökdağ.
Buyurun.
MEHMET GÖKDAĞ (Devamla) Sayın milletvekilleri,
biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 79 milyon yurttaşımızın
huzurunu istiyoruz. Barış içinde, kardeşlikle, herkesin
birbirini sevgiyle sardığı, Kürt, Türk, Arap, Çerkez, Alevi,
Sünni, Şafii, Hanefi, doğudan batıya, kuzeyden güneye bütün
yurttaşlarımızın huzur içinde yaşadığı
bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Anaların çocukları için
kaygılanmadığı, herkesin işinin, aşının
olduğu, üniversiteyi bitiren gençlerin yarınına umutla
baktığı bir Türkiye için çaba gösteriyoruz ve böyle bir
Türkiye'nin mümkün olduğuna çok yürekten inanıyoruz.
Kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı,
gerilime dayalı anlayışınıza rağmen, sizin de
torunlarınızın, çocuklarınızın içinde olduğu
yaşanacak bir Türkiyeyi mutlaka ama mutlaka inşa edeceğiz.
Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Gökdağ.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Erol
Dora (Mardin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUHAMMET EMİN
AKBAŞOĞLU (Çankırı) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Mardin Milletvekili
Sayın Erol Dora konuşacak.
Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasa değişiklik teklifinin 17nci
maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, getirilen Anayasa
değişiklik teklifinde, Cumhurbaşkanı lideri olduğu
partinin milletvekili adaylarını belirleyecek ve erken seçime karar
verebilecek ve Meclis üzerinde tam ve mutlak bir vesayete sahip olacaktır.
Getirilen düzenlemeyle, Cumhurbaşkanı istediği zaman seçim kararı
alabilecektir. Meclisteki partisinin milletvekillerinin kim
olacağını belirleyen ve yeniden seçilme üzerinden tam bir
denetim kuracak olan Cumhurbaşkanı, aynı zamanda yargıda
atama, yükseltme, görevden almada belirleyici konumda olacaktır.
Değerli milletvekilleri, burada,
Cumhurbaşkanının yasama organını siyasi parti
başkanı olarak da denetim altında tutabilmesine ve hem kendi
atamaları hem de kendi vesayeti altındaki Meclis
çoğunluğunun desteğiyle HSYK üzerinden yargının da
kendi gölgesi altında çalışmasına yol açan bir kuvvetler
birliği uygulaması öngörülmektedir. Bugün bile düzgün işlemeyen
siyasal güçler arasındaki ilişkiler, denge ve hesap verme kural ve
kurumları tamamen terk edilmekte, yerine sadece halkın oyuyla seçilen
bir Cumhurbaşkanı ve ona bağlı çalışan yasama,
yürütme ve yargı aracılığıyla yönetilen mutlakiyetçi
Cumhurbaşkanlığı vesayeti rejimi öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, kuvvetler
ayrılığı sistemi yasama, yürütme ve yargı olarak
tanımlanan kuvvetlerin değişik yollardan göreve gelen ve
aralarında fren ve denge mekanizması bulunan farklı organlara
verilmesidir. Kuvvetler ayrılığı yoksa anayasa da yoktur,
kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde
anayasa da olamaz, kuvvetler ayrılığının
olmadığı bir devlet anayasal bir devlet de değildir. Bu
husus en güzel, en çarpıcı bir şekilde 1789 tarihli Fransa
İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinin 16ncı maddesinde
ifade edilmektedir: Hakların güvence altına
alınmadığı ve kuvvetler
ayrılığının olmadığı bir toplumda
anayasa da yoktur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; anayasa toplumsal bir sözleşme olduğundan,
yapılacak anayasa düzenlemesinin meşruiyeti, evrensel temel hak ve
özgürlükleri, yargı bağımsızlığı ve
çoğulculuğu içermesi gerekmektedir. Venedik Komisyonu da anayasa
değişikliğinin geniş katılım ve konsensüs içinde
gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamıştır. Oysa AKP ve
MHP ittifakıyla getirilen teklif, bir toplumsal sözleşme önerisi
değildir, 2 parti arasında yapılmış gizli bir
anlaşmanın anayasa kılıfına büründürülmüş bir
hâlidir. Rejim ve sistem değişikliğini aynı anda ve emrivakiyle,
oldubittiyle yapmaya çalışan bir düzenlemedir. Bizim gibi
kutuplaşmış, kutuplaştırılmış
toplumlarda ayrıca devletin ayrışmış olan dinsel,
etnik, farklı grupların bir arada yaşayabileceği ortak bir
zemini sağlamasını gerektirir.
Değerli milletvekilleri, olağanüstü hâl
ortamında bulunduğumuz bir konjonktürde, bilgi alma
hakkının olmadığı, toplantı ve gösteri
yürüyüşü özgürlüğünün bulunmadığı, gazetecilerin,
akademisyenlerin tutuklandığı, eş
başkanlarımız başta olmak üzere 11 milletvekilimizin, halkın
iradesi yok sayılarak Anayasa'mız ve uluslararası
sözleşmeler hiçe sayılarak tutuklanmış bulundukları
bir ortamda demokratik meşruluk sorunu bulunan bu değişiklik
teklifinin kabul edilmesi hâlinde toplumdaki kırılma ve
kutuplaşmayı büsbütün artacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; esasen, bugün birçok toplumsal sorunumuzun kaynağı
olan ve topluma dayatılan militarist bir düzen niteliğindeki 12 Eylül
darbesinin mirası olan tekçi ve antidemokratik anayasal düzen
değişmemektedir. Toplumun geçmişle hesaplaşması,
bugünün ortak paydası ve geleceğin inşasının yol
haritasıyla ilgili bir tasavvur da bu teklifte bulunmamaktadır.
Bugünlerde fazlaca dillendirilen ülkenin bekası ve bölünme kaygısının
yeniden ortaya çıkmasının nedeni, hepimiz biliyoruz ki, cumhuriyetin
demokratikleştirilememesi ve olabildiğince tekleştirilmesidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; teklif edilen bu Anayasa değişikliği ülkenin
beka ve bölünme riskini gidermek şöyle dursun, yönetime dair neredeyse tüm
yetkileri tek elde toplayarak sıkça söz edilen beka sorununu
derinleştireceği gibi bölünme riskini de artıracak mahiyettedir
çünkü tekçidir çünkü ülke vatandaşlarının neredeyse
yarısının kaygılarını dikkate almamakta ve
onları âdeta yok saymaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Ek sürenizi veriyorum Sayın Dora,
bir dakika.
EROL DORA (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizin bekası ve bölünme riskinin
panzehri, dışlayıcı olmayan ve ülkemizde yaşayan ve
evrensel insan hakları çerçevesinde kolektif hakları hâlen yok
sayılan başta Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Ezidiler,
Araplar, Lazlar, Çerkezler, Gürcüler, Romanlar olmak üzere bütün
halkların, inançların, kimliklerin ve yaşam tarzlarının
asgari müştereklerini yansıtan; sivil, çoğulcu, özgürlükçü;
laikliği, hukukun üstünlüğünü, azınlık haklarını,
demokrasiyi ve çağdaş bir cumhuriyeti hedefleyen yeni demokratik bir
anayasadır. Bu bağlamda, tüm milletvekillerini, ülkemizin ve
yurttaşlarımızın geleceğine dair önemli bir negatif kırılma
yaratabilecek bu teklifte kullanacakları oyun rengini bir kez daha
düşünmeleri noktasında uyarıyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Dora.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Teklifin 17nci maddesinin gizli oylamasına
başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar, Denizli dâhil ve
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar, İstanbul dâhil;
Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar, Mardin dâhil ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar,
Zonguldak dâhil; adı okunan milletvekilini ad defterinde
işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü
zarf verilecektir. Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka yerde
oylarını kullanamayacaklardır. Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu bölümde
oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya
özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra kapalı oy
verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın
içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Kâtip üyesi arkadaşlar ve görevli
arkadaşlar yerlerini aldı.
Şimdi, gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım, lütfen,
kabine girme konusunu hatırlatalım; kabinlere girme, kabinlere.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, ortamı germe, geriyorsun bak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Germek diye bir şey yok
ya.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Herkes nizami oy
kullanıyor.
MURAT BAKAN (İzmir) Hiç kabine giren yok.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Kimse kabine
girmiyor ve siz de görmüyorsunuz. Acaba neden?
MURAT BAKAN (İzmir) Kabine doğru bir
bakış atıp yürüyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Sağlık Bakanı yine kabine girmeden oy kullandı
efendim.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Yalan söylüyorsun.
BAŞKAN Ben Sağlık
Bakanının usulsüz oy kullandığını görmedim.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Hayır, herkes şahit, yalan söylemiyorum. Sağlık Bakanı
baştan beri kabine girmeden oy kullanıyor, Tüzük ihlali yapıyor.
Tespit yapıyorum burada.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Bu
kadar kolay nasıl yalan söylüyorsun?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
oylarını usule uygun olarak, gizli olarak kullanmaktadır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Tüzük
ihlali yapılıyor, İç Tüzük ihlali yapılıyor. Tespit
yapıyorum. Sayın Bakan yanlış yapıyor diyorum.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Bu
kadar kolay yalan söyleyen bir kişiye hiç rastlamamıştım.
BAŞKAN Lütfen
Oy kutularının
önünde durmayalım lütfen. Oy kutularını göremiyorum
arkadaşlar.
Teşekkür ederim.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanan sayın
milletvekilleri, yerlerinize oturmanızı rica ediyorum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanan sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturur musunuz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Evet, sayın milletvekilleri,
oylama devam ediyor usulüne uygun olarak.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) - Sayın Başkan
Vekili, sürekli Usulüne uygun olarak oylama devam ediyor. diyorsunuz.
BAŞKAN E, devam ediyor oylama ama.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Milletvekillerinin
büyük çoğunluğu, iktidar partisi grubu milletvekillerinin büyük
çoğunluğu gizli oy kullanmıyorlar, bir kere bile uyarmadınız
Kabinlere girin. diye.
BAŞKAN Oylama devam ediyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
Oylarımızı Anayasanın ve İç Tüzükün belirtmiş
olduğu usullere uygun olarak kullanmış bulunuyoruz.
BAŞKAN Ben gerekli uyarıları
yaptım, tutanaklara bakabilirsiniz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Oylamada
gizliliğin ihlal edildiğini iddia edenler varsa, bundan
milletvekillerinin zarfının içine baktıkları
anlaşılır. Bu da Anayasaya ve İç Tüzüke
aykırıdır.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bana göre
sol tarafı boşaltabilir misiniz lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunuzu
attıysanız kürsünün önünü boşaltabilir misiniz.
Teşekkür ederim.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Kâtip üyeler, lütfen oyunuzu
kullanır mısınız.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
BURCU ÇELİK (Muş) Sayın
Başkan, oy verme işlemi tamamlanamaz çünkü 11 milletvekili şu
anda hapishanede.
Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ,
İdris Baluken, Çağlar Demirel, Selma Irmak, Besime Konca, Nursel
Aydoğan, Gülser Yıldırım, Nihat Akdoğan, Abdullah
Zeydan, Ferhat Encu.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oy verme
işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldıralım lütfen.
FELEKNAS UCA (Diyarbakır) Sizin için tamam
olabilir ama bizim için değil, eksiğimiz var.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 17nci maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 485
Kabul : 341
Ret 139
Çekimser : Yok
Boş : 2
Geçersiz 3
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Emre
Köprülü
Balıkesir Tekirdağ
Böylelikle teklifin 17nci
maddesi de kabul edilmiş oldu.
Birleşime on beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.36
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 01.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Elif
Doğan TÜRKMEN (Adana)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 63üncü
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
447 sıra sayılı Kanun Teklifinin
ikinci tur görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Sayın milletvekilleri, 18inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 18- Bu Kanun ile Anayasanın;
a) 8, 15, 17, 19, 73, 82, 87,
88, 89, 91, 93, 96, 98, 99, 100, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112,
113 üncü maddelerinde yapılan değişiklikler ile 114 üncü
maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının ilgaları yönünden,
115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124 ve 125 inci maddelerinde
yapılan değişiklikler ile 127nci maddenin son
fıkrasına dair değişiklik; 131, 134, 137 nci maddelerinde
yapılan değişiklikler ile 148 inci maddenin birinci
fıkrasındaki değişiklik ile altıncı
fıkrasındaki Bakanlar Kurulu üyelerini ibaresine dair
değişiklik, 150, 151, 152, 153, 155 inci maddenin ikinci
fıkrası,161, 162, 163, 164, 166 ncı ve 167 nci maddelerinde
yapılan değişiklikler ile Geçici 21 inci maddenin (F) ve (G)
fıkraları, birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda
Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihte,
b) 75, 77, 101 ve 102 nci
maddelerinde yapılan değişiklikler, birlikte yapılacak ilk
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte,
c) Değiştirilen
diğer hükümleri ile 101 inci maddesinin son fıkrasında yer alan
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği
kesilir ibaresinin ilgası bakımından yayımı
tarihinde,
yürürlüğe girer ve
halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 18inci
madde üzerinde beşi aynı mahiyette olmak üzere yedi adet önerge
vardır. İlk okutacağım beş önerge aynı
mahiyettedir, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Kanun Teklifinin 18inci maddesinde yer alan Bu Kanun
ibaresinin Bu Kanun hükümleri olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ramazan
Can
Kırıkkale
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Başkanım, önergemi geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Can önergesini geri
çekmiştir.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Ali Ercoşkun
Bolu
ALİ ERCOŞKUN (Bolu) Önergemi geri
çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Ercoşkun önergesini
geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Yılmaz Tunç
Bartın
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Önergemi geri çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Tunç önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Osman Aşkın Bak
Rize
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Önergemi geri
çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Bak önergesini geri çekti.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahibi:
Halil Eldemir
Bilecik
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Önergemi geri
çekiyorum.
BAŞKAN Sayın Eldemir önergesini geri
çekti.
Diğer önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447ye 1inci Ek
sıra sayılı Kanun Teklifinin 18inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Mithat Sancar Meral
Danış Beştaş
Mardin Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 447ye 1inci Ek sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 18inci maddesinin Anayasaya
aykırı olduğu gerekçesiyle metinden çıkarılmasını
arz ederiz.
Özgür
Özel Hüseyin
Yıldız Mahmut
Tanal
Manisa Aydın İstanbul
Elif
Doğan Türkmen Bülent
Tezcan Serkan
Topal
Adana Aydın Hatay
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
ŞENTOP (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Aydın
Milletvekili Sayın Bülent Tezcan konuşacak. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Tezcan.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüz kırk bir yıl sonra ne yazık ki
geldiğimiz bu noktada, bir parlamentonun kendi kendini yok edişini
oylar duruma düşüyoruz. 1876da başlayan parlamenter demokrasiye
doğru rotasını çevirdiğimiz bu gemi, yüz kırk bir
yıl sonra bir Meclisin sanki kendi intihar fermanını kendi
oylarıyla yazdığı bir kara tarih sayfasına
dönüşüyor.
Değerli milletvekilleri, siyaset literatüründe,
sizlerin de, özellikle Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin de
çok severek kullandığı bir kavram vardı, vesayet rejimi.
Vesayet rejimini yok ediyoruz. sözü ne ilginç bir paradokstur ki ne hazin bir
tablodur ki bu teklifin gerekçesinde de yer almış.
Değerli milletvekilleri, soruyorum size: Hangi
vesayet rejimini ortadan kaldırıyorsunuz? Vesayet rejimini ortadan
kaldırıyoruz. derken vesayetin daniskasını getiren bir
yeni sistemle ve projeyle karşı karşıyayız. (CHP
sıralarından alkışlar) Vesayet kurumlarını yok
ediyoruz. derken bütün güç ve yetkiyi tek bir kişinin elinde
toplayıp tek kişi vesayetini dayatan bu sistemden nasıl bir
demokrasi çıkmasını umuyorsunuz? Parlamento kendi intihar
fermanını imzalarken, Türkiye Büyük Millet Meclisini yok ederken bir
kişinin eline vereceğiniz o büyük bir bürokratik mekanizmayla
bürokratik oligarşinin daniskasına en büyük vesayet sistemini
kurduğunuzun farkında değil misiniz?
Bakın, bu geceden sonra belki dönüşü çok
zor bir yola gireceğiz. Biraz sonra 18inci maddeyi, ondan sonra da tümünü
oylayacağız. Bir bürokratik oligarşi ki yaratmak
istediğiniz şey, bütün güçler tek bir kişinin elinde ve hiçbir
denetime tabi olmadan güç ve kudreti arzu ettiği gibi iştahı
nereye kadar gidiyorsa o kadar kullanabilecek bir tek adam rejimi
yaratmayı planlıyorsunuz. Bu öyle bir sistem ki, sevgili
milletvekilleri, kendi eliyle denetimi sağlayacak olan Meclisi yok eden bu
sistemde o tek kişi vesayetinin sadece bir tane denetim yolu var. Tek bir
denetim yolu bırakıyorsunuz, o da başımıza bir felaket
gelmesi; ne zaman ki bu milletin başına bir felaket gelirse tek
denetim yönteminiz o. Hani daha önce oldu ya tek adamın
yaptığı hataların bizi taşıdığı
felaketler, mesela adalet cellatları yaratılmıştı,
mesela Fetullahçı terör örgütü devletin en tepesinde bürokrasiyi teslim
almıştı, mesela Türkiye Büyük Millet Meclisinin tepesine bomba
atan teröristler devletin kalbine yuvalanmıştı ve bu tek adam
rejiminin yarattığı felaketlerle denetimi mümkün olmayan
sistemde milletin karşısına geçip en son söylenen söz Allah da
millet de bizi affetsin. sözüydü. Yanlışları bir özürle
geçiştirebilecek parlamentolar, sistemler, düzenler yaratabilirsiniz,
parmak hesabıyla yanlışları bir özürle geçirebilirsiniz ama
tarih içerisinde yok ettiğiniz bir parlamentonun millet egemenliğini
özürle geçiştirebilme şansınız yoktur.
Değerli milletvekilleri, son olarak size
şunu soruyorum, şunu soruyorum: Kaç yanlış bir Türkiye
eder, kaç yanlış bir Türkiye eder, kaç yanlış bir Türkiye
eder, kaç yanlışa bir kere daha bu fırsatı vereceksiniz?
(CHP sıralarından alkışlar) Ama, size şunu söylüyorum
ki bir hayır bütün yanlışları yok eder, bütün
yanlışları ortadan kaldırır. Hepinize son kere, bir
kere daha düşünün ve bir hayırla bu memleketin geleceğini bir
felaketten kurtarın diyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunarım.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Tezcan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülecek olan 447 Ek 1
sıra sayılı Kanun Teklifinin 18inci maddesinin teklif
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim. 16/1/2017
Mithat Sancar (Mardin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA
ŞENTOP (İstanbul) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde Mardin Milletvekili
Sayın Mithat Sancar konuşacak.
Buyurun Sayın Sancar. (HDP
sıralarından alkışlar)
MİTHAT SANCAR (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; uzun bir süredir
tartışmakta olduğumuz bu Anayasayla gelecek sistem
değişikliği meselesinin son noktasına gelmiş
bulunuyoruz, şimdi Mecliste karar aşamasındayız. Neredeyse
bütün sözler söylendi, bunları tekrar etmek niyetinde değilim ama
birkaç noktayı daha son olarak vurgulamak ihtiyacı hissediyorum.
Bu gelen sistemin en önemli sonucu, Türkiyeyi ciddi
biçimde bölecek, parçalayacak sonuçlar doğuracak olmasıdır.
Türkiye, kutuplaşmanın zaten iyice ilerlediği, gerilimin
yükseldiği bir süreçte bulunuyor. Şimdi önümüze sayısal
çoğunluğa dayalı bir sistem ve yarış konuyor. Bu
sistem ve bunu oluşturacak olan seçim yöntemi kutuplaşmayı
derinleştirecek, gerilimi daha da yükseltecek ve toplumsal
parçalanmayı pekiştirecektir. Bunun çok büyük bir tehdit ve tehlike
olduğuna tekrar dikkat çekmek istiyorum.
Önümüzde hâlâ bir şans var değerli
milletvekilleri. Özellikle AKPli milletvekillerine seslenmek istiyorum, en
başta onlara: Biliyorum, içinizde bu gidişattan rahatsız olanlar
var.
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Ya, hadi
ya!
MİTHAT SANCAR (Devamla) - Biliyorum, bu sistem
değişikliğini içine sindirmeyen milletvekilleri var. Ancak hangi
gerekçelerle, hangi mülahazalarla şimdi, hâlâ harekete geçmekten
vazgeçtiklerini ya da harekete geçmediklerini kestiremiyorum. Biliyorum, bu
tartışmalar epeyce bir süredir kendi içlerinde de yürüyor. Şimdi
önümüzde bir şans var, Türkiyeyi bu ciddi tehlikeye, bu ciddi girdaba
sokacak değişikliğe hayır deme, bu buz üstünde kaymakta
olan aracı, uçuruma doğru kaymakta olan aracı, hepimizin içinde
bulunduğu bu aracı durdurma imkânları var. O nedenle,
kendilerinden sağduyu ve vicdani bir değerlendirme bekleme hakkımız
bulunuyor. Kendilerine bir kez daha bu gidişatı durduracak cesareti
gösterme çağrısını yapıyorum.
Bakın, CHP dokunulmazlıkların
kaldırılmasıyla ilgili Anayasa değişikliklerinde ciddi
tutarsızlık gösterdi. (CHP sıralarından Haydii! sesleri)
Fakat şimdi bu değişiklikle ilgili tartışmalarda, en
azından bu günahını affettirdi.
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Ne alaka şimdi?
MİTHAT SANCAR (Devamla) Aynı
sağduyuyu AKP milletvekillerinden de beklemek hakkımızdır
diyorum.
Çok uzatmak niyetinde değilim. Bundan
sonrası referandumdur, biliyoruz. Referanduma Gelsin. diyorsunuz, Halk
karar versin. diyorsunuz. Eğer adil bir seçim olacak olsaydı,
eğer olağanüstü hâl şartlarında yasaklar altında bir
referandum olmayacak olsaydı, bu dediğinize hak verebilirdik.
Ayrıca, referandum sürecinin
kutuplaşmayı derinleştireceğini de biliyoruz, ciddi
sıkıntıların toplum olarak karşımıza
çıkacağını da biliyoruz. O nedenle, referanduma gitmeden,
burada, oylarınızla Türkiye'nin önünü açabilirsiniz. Yeni Türkiye,
buradan, demokratik mutabakatı arayan bir sağduyuyla kurulabilir.
Sayısal çoğunluğa dayalı, parçalayıcı, bölücü,
çatışmacı yöntemlerle yeni bir Türkiye kurulamaz. Var olan
Türkiye de asıl o zaman tehlikeye girer. Beka sorunu tam da bu noktada
karşımıza çıkıyor değerli arkadaşlar.
Şimdi, son olarak çok sevdiğim bir filmden
bir diyaloğu aktaracağım sizlere ama aktarmaya başlamadan,
bir dakika ek süremi alayım, böylece meselemiz bölünmesin.
BAŞKAN Tabii, buyurun, bir dakikalık ek
sürenizi veriyorum Sayın Sancar.
MİTHAT SANCAR (Devamla) Sinema tarihinin de
çok önemli filmlerinden biri olarak kabul edilir; Fransız filmi, Mathieu
Kassovitzin yönettiği bir film, adı Protesto. Bir diyalog var
orada; iki arkadaş konuşuyorlar, biri diğerine diyor ki: 50
katlı bir binadan düşen adamın hikâyesini biliyor musun? Her
katta kendini rahatlatmak için kendine şunu demiş: Buraya kadar her
şey yolunda
Buraya kadar her şey yolunda
Ama diyor ki sonra
Önemli olan düşüş değil, yere çakılma anıdır.
Biz şimdi son kattayız. Uzatın ellerinizi, yere çakılmaktan
hep birlikte kurtaralım bu ülkeyi. Bu sağduyuya inanıyorum,
güveniyorum.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Sancar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kurtaracağız
inşallah.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Az
kaldı, kurtaracağız Allahın izniyle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Sancar
konuşmasında Cumhuriyet Halk Partisini tutarsızlıkla
suçladı, cevap hakkımızı kullanmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
İki dakika
Sayın Özel, sanıyorum bir ürün
getiriyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kutu efendim.
BAŞKAN - Şimdi ben gerekli
ikazımı yapayım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kelepçelesin daha iyi
Sayın Başkan kendini.
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
4.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, 8/12/2016 tarihinde 4 siyasi parti Grup
Başkan Vekiliyle yapılan toplantıda Başkan tarafından
söz verilen hatibin elektronik ses ve görüntü kaydını dinletmesinin
çalışma usullerine aykırı olacağına dair bir
mutabakata varıldığına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın Özel, sayın
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan vekilleri ve Meclis
Başkanıyla yapılan 31 Mart 2016 tarihli toplantıda Genel
Kurula ürün ve eşya getirilmeyecektir. diye bir kararımız var.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Destekleyici
materyal o, ürün değil Sayın Başkan.
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Grup
başkan vekili uymazsa nasıl olacak?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir
müsaade eder misiniz, rica ediyorum.
Ayrıca, 8/12/2016 tarihli 34üncü
Birleşimin sonrasında, saat 18.50 ve 19.40 arasında, Başkan
Vekili Mehmet Akif Hamzaçebi başkanlığında, 4 siyasi parti
grubunun grup başkan vekilleri Erhan Usta, Mehmet Naci Bostancı,
Levent Gök ve Çağlar Demirelin katılımıyla yapılan
toplantıda hatibin kürsüde elektronik ses ve görüntü kaydını
dinletip dinletmeyeceği değerlendirilmiştir. Söz konusu
toplantıda, İç Tüzüke ve teamüllere göre, Başkan
tarafından söz verilen hatibin ancak konuşma yapmasının
esas olduğu, elektronik ses ve görüntü kaydını dinletmesinin
çalışma usullerine aykırı olacağı,
çalışma düzenini bozucu sonuçlar doğurabileceği ve tutanak
kaydında bulunmadığı tespitiyle söz verilen hatiplerin
kürsüde konuşma yapmanın dışında bir elektronik ses
veya görüntü kaydının dinlettirilmemesi hususunda anlayış
birliğine varılmıştır.
Ancak, yorucu bir dönemden geçtik, bugün o yorucu
dönemin son günü. Ben günün önemine binaen, bir daha tekrarlanmaması
düşüncesiyle, teamül olmaması düşüncesiyle Sayın Özele iki
dakika söz verdim.
Buyurun.
V.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.-
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın
447 ve 447ye 1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik
Teklifinin 18inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, biraz
önce konuşan değerli hatip bizi tutarsızlıkla suçladı.
Cumhuriyet Halk Partisinin siyasi geçmişinde, geleneğinde, kültüründe
bir tutarsızlık söz konusu değildir ama çok anlattık,
kimseye anlatamadık. Bu sefer buraya bir kutuyla geldim. Bu bir
hafıza ve vicdan kutusu. Bu duyacağınız ses sizi
rahatsız etmeyecektir. Bunu kendi iç sesiniz olarak dinlemenizi ümit ediyoruz.
Şimdiden hepinize saygılar sunuyorum.
(Hatibin elektronik cihazla bir ses kaydı
dinletmeye başlaması)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Şeker TVye güvenme
Özgür, yanlış. Sen konuş daha iyi olur. Anlayamıyoruz,
yanlış o.
(Hatibin elektronik cihazla bir ses kaydı
dinletmeye devam etmesi)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Özgür çok
başarısız oldu bu iş ya. Şeker TVyle olmaz bu
iş.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Sen
becerememişsin.
(Hatibin elektronik cihazla bir ses kaydı
dinletmeye devam etmesi)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Biz anlattık. İki
köklü siyasi geleneğin iki duayeni, rahmetli Erbakan Hoca AKP Grubuna
seslendi
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
ve rahmetli Sayın
Alparslan Türkeş Milliyetçi Hareket Partisine seslendi. Takdir sizdedir.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özel.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
IX.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
(Devam)
5.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklıya
Hoş geldiniz. dediğine ve eşine acil şifalar
dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, kısa
bir süre önce eşinin rahatsızlığı nedeniyle
görüşmelere katılamayan Sevgili Kardeşimiz Saffet Sancaklı
aramızda. Kendisine hoş geldiniz diyoruz. Sizi gördüğümüz için
mutluyuz. Eşinize de tekrar acil şifalarımızı
diliyoruz. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
İsterseniz, eğer uygun görürseniz ve talep
ederseniz size söz vereyim yerinizden veya kürsüden.
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Kürsüden olsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Sancaklı.
(MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
41.-
Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının,
yaşadığı acı olay nedeniyle kendisine destek olan
herkese teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu gece Meclis tatile giriyor, gelip hepinize
teşekkür etmek istedim. Bu yaşadığım olaydan sonra
bütün parti grupları
Hangi görüşe sahip olursa olsun, hangi etnik
kesime sahip olursa olsun, hangi dine sahip olursa olsun, binlerce telefon
aldım. Büyük bölümüne cevap veremedim. Sizler de bu dönemde çok büyük
destek oldunuz bana hepiniz. Gelip hepinize buradan teşekkür etmek
istedim.
Gerçekten, bu olay çok ağır geldi bana,
Allah hiç kimseye vermesin. Altı günü geçtik, yedinci güne girdik, Hülya
Hanımın buraya kadar gelmesi de bir mucizeydi. Allaha dua ediyor
herkes, bütün Türkiye ayağa kalkmış dua ediyor. Bugüne kadar
geldi. Bir mucize bekliyoruz Allahtan yine, ikinci bir mucizeyi. Dua ediyoruz,
hepinizin de dua etmesini istiyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar) Bütün sevdikleriniz de, kim ararsa, kim sorarsa dua etsin.
Dua ediyoruz çünkü başka bir çaremiz kalmadı. Ama burada ne gördüm,
bu olayı yaşadığımda? Büyük Türk milletinin feraseti
de yerinde duruyor, şerefi de, haysiyeti de, insanlığı da.
(AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Kan
anonsu yapıldığında 20 binin üstünde insan yarım saat
içerisinde hastaneye koşup kan vermek için sıraya girdi.
Bunların hiçbir tanesine sorulmadı hangi partiye oy veriyorsun, hangi
dindensin, hangi etnik gruptansın diye. Beş dakika içerisinde bütün
kan stokları doldu. Allah bir mucize yarattı, olaydan on beş
dakika sonra bütün doktorlar oradaydı, hastane hazırdı ve
müdahale edildi, onun için Allaha şükürler olsun ki şu anda
yaşıyor Hülya Hanım. Bundan sonra da dua edip Allaha yalvaracağız
ki tekrar aramıza dönsün.
Sadece, orada yaşadığım bir
olayı da sizinle paylaşmak istiyorum. Kan vermek için gelen insanlar
tabii belli bir müddet sonra kan yeterli olunca geri döndüler fakat hastane
tanımadığım birçok insan bekliyordu ve ağlıyordu
orada. Dediler ki: Aşağıda bir arkadaş var, 30
yaşlarında bir Anadolu çocuğu, durmadan ağlıyor,
seninle görüşmek istiyor. Ben de aşağıya indim
-tanımıyorum kendisini, büyük ihtimalle o da beni hayatında ilk
defa görmüştür- dedim ki: Kardeşim, bekleme artık, kan
ihtiyacı kalmadı. Dedi ki: Biliyorum kan ihtiyacı kalmadı
ama benim burada beklememin sebebi belki bir organa ihtiyaç vardır, bütün
organlarımı vermeye geldim ben. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Şimdi, işte, Türk milleti
böyle bir millet. Bin yıldır kardeşçe
yaşadığımız bu ülkede neden bu noktaya geldik bir kez
daha hep beraber düşünelim.
Ben teşekkür etmeye geldim. (MHP, AK
PARTİ, CHP, Bakanlar Kurulu ve Komisyon sıralarından
alkışlar) Ben teşekkür etmeye geldim hepinize çünkü tek tek
arayıp teşekkür edemeyeceğim. Hülya Hanımın durumu
stabil devam ediyor. Yani Birkaç saat bile yaşayamaz. denen hasta
Allahutaalanın takdiriyle yedinci gününe girdi, ne ileri gidiyor ne geri.
Biz de dua ediyoruz, sizlerden de dua etmenizi istiyoruz ki inşallah gözünü
açacak. Benim söyleyeceklerim bu kadar.
Ben, hepinize tekrar teşekkür ediyorum hiçbir
parti ayrımı yapmadan, hiçbir grubu bir tarafa bölmeden. Bana çok
destek oldunuz, destek olmaya da devam ediyorsunuz. Ben hepinize teşekkür
ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN Sevgili Saffet Sancaklı, bütün
dualarımız sizinle, bütün dualarımız Hülya Hanımla.
Tekrar geçmiş olsun.
ALİ ÖZCAN (İstanbul) Sayın
Başkan, böyle bir acı bütün Parlamentoyu bir araya getirmişken
niye Anayasayı hep birlikte yapamıyoruz?
Niye Anayasayı üçte 2 çoğunluk, bütün
ülke kabul edemiyor? Yarısı kabul ediyor, yarısı kabul
etmiyor.
Benim size söyleyeceğim son söz: Memleketi
bölmeye izin yok.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceöz, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili
Mehmet Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Teklifin 18inci maddesinin gizli
oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum:
Komisyon ve Hükûmet sıralarında yer alan
kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki kâtip üyeler, Adanadan
başlayarak Denizliye kadar, Denizli dâhil ve Diyarbakırdan
başlayarak İstanbula kadar, İstanbul dâhil; Hükûmet
sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak Mardine
kadar, Mardin dâhil ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar, Zonguldak
dâhil; adı okunan milletvekilini ad defterinde işaretleyerek
kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı olmak
üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü zarf verecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda
yer alan kabinlerden başka yerde oylarını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da yerine oy kullanacakları bakanın
ilinin bulunduğu bölümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyeden üç yuvarlak pul ile oylamaya
özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra kapalı oy
verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın
içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Kâtip üyesi arkadaşlar ve görevliler yerlerini
aldı.
Şimdi, gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
kabinlere girilmesini uyarmanızı talep ediyoruz.
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, sonuna geldik, hiç
olmazsa arkadaşlarımız bir riayet etsin Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, kabinlere
girilmediği görülüyor buradan çok net olarak
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Kabinlere giriliyor,
kabinlere giriliyor, usulüne uygun kullanılıyor, kabinlere giriliyor
arkadaşlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MURAT EMİR (Ankara) Sayın Başkan,
uyarmanızda fayda var, kabinlere girmiyorlar.
BAŞKAN Sürekli bunu uyarmayacağım,
uyardım, görevimi yaptım. Şu tarafa bakın, biraz şey
yapın canım, kendinize gelin.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, oy
kutularının önünü açalım.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Sayın
Başkan, açık oylama yapılıyor, lütfen müdahale eder
misiniz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Dünyanın
gözü önünde açık oylamayla Anayasa değiştiriliyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) AK PARTİ
milletvekilleri oylarını gizli olarak kullanıyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Ravza
Kavakcı, Fatma Benli, Fatma Betül Sayan Kaya kabine girmeden, açık oy
kullandı.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) İsmim Ravza
Kavakcı Kan. Usule uygun oy kullandım. İspat etmezseniz iftira
atmış olursunuz.
BÜLENT YARKADAŞ (İstanbul) AKP
milletvekillerinin hiçbiri girmiyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Evet, AK PARTİ
milletvekilleri, oylarınızı gizli olarak kullanıyorsunuz,
teşekkür ederiz, Allah razı olsun.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
şu kürsünün önünü boşaltır mısınız.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Aile
Bakanı Fatma Benli açık oy kullandı.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, rica
ediyorum, şu kürsünün önünü bir boşaltın lütfen.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Nabi
Avcı açık oy kullandı, kabine girmedi. Aziz Babuşcu
açık oy kullandı. Ahmet Gündoğdu açık oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) AK PARTİ
milletvekilleri kabinlere girerek oylarını kullanıyorlar.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
İlknur İnceöz, Grup Başkan Vekili açık oy kullandı.
Mehmet Muş açık oy kullandı. Muhammet Akbaşoğlu
açık oy kullandı. Sema Ramazanoğlu açık oy kullandı.
Hakan Çavuşoğlu açık oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) AK PARTİ
milletvekilleri oylarını kabinlere girerek kullanıyorlar.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Görüntüler
var.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Evet, AK PARTİ
milletvekilleri kabinlere girerek oylarını gizli oyla
kullanıyorlar.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Görüntülerde kimin nasıl oy kullandığı belli.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MURAT BAKAN (İzmir) AKP vekillerinden hiçbiri
kabinlere girmedi.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Muhammet
Akbaşoğlu açık oy kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Hepsi giriyor, bütün
milletvekilleri kabinlere girerek anayasal bir şekilde oylarını
kullanıyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Adalet ve
Kalkınma Partili milletvekilleri kabinlere girmeyerek gizli oy
kuralını ihlal etmişlerdir. İşte Mehmet Naci
Bostancı, Grup Başkan Vekili, kabine girmeden oyunu kullandı.
MURAT BAKAN (İzmir) Evet, kabine girmeden
oyunu kullandı.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) AK PARTİ
milletvekilleri kabinlere girerek oylarını kullanıyorlar. Bu
milletvekilleri Anayasadaki gizliliğe uygun olarak oylarını
kullanıyorlar.
ERKAN AYDIN (Bursa) Yalan beyandan Anayasa
Mahkemesine gidecek.
MURAT BAKAN (İzmir) Osman Aşkın Bak
da sadece tutanaklara geçirmek için gizli kullanmadıkları hâlde gizli
kullandıklarını söylüyor, yalan söylüyor.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Adalet ve
Kalkınma Partili milletvekillerinin hiçbiri kabinlere girmediler.
Görüntülerde de yer almaktadır bunlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) AK PARTİ
milletvekillerinin tümü gizli oylamaya riayet ediyor.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Saat
02.31, şimdi oy kullandım. AKP milletvekillerinin hiçbiri kabinlere
girmedi, oylarını tamamen açık olarak kullandılar.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) AK
PARTİli milletvekilleri nizama uygun olarak oylarını
kullanıyorlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Evet, kabinlere
girerek oylarını kullanıyor arkadaşlar; Anayasaya uygun
olarak, gizli olarak oylarını kullanıyorlar.
MURAT BAKAN (İzmir) Osman kardeşim,
kabine giren şu an Ali Yiğit, başka vekil yok orada, kameralar
da çekiyor. CHP milletvekili kabine giren, girmeyen AKP milletvekili.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Celil Bey kabine
girerek oyunu kullandı, tebrik ediyoruz.
AK PARTİ milletvekilleri oylarını
kullanıyorlar. Gizli olarak oylarını kullanıyorlar tüm
milletvekilleri, Anayasaya uygun bir şekilde oylarını
kullanıyorlar.
MURAT BAKAN (İzmir) İçişleri
Bakanı teğet şeklinde geçiyor şu an, teğet
şeklinde dört kabinin önünden geçti ve gelip hiç kabine girmeden
Sayın Süleyman Soylu oyunu kullanıyor.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Enerji
Bakanı Berat Albayrak oyunu açık kullandı, gizli oy
kuralını ihlal etti.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Evet,
milletvekillerimiz gizli oylamaya devam ediyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Kâtip üyeler oylarını
kullansınlar lütfen.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Oy kullanmayan var daha
Başkan.
BAŞKAN - Oyunu kullanmayan milletvekili varsa
onu da rica ediyoruz.
BURCU ÇELİK (Muş) - Sayın
Başkan, oyunu kullanamayan milletvekilleri var. Hâlâ yasama faaliyeti
devam eden 11 milletvekili var.
Selahattin Demirtaş
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Figen Yüksekdağ... (HDP sıralarından
Hapiste. sesleri)
İdris Baluken
(HDP sıralarından
Hapiste. sesleri)
Çağlar Demirel
(HDP sıralarından
Hapiste. sesleri)
Besime Konca
(HDP sıralarından Hapiste.
sesleri)
Selma Irmak
(HDP sıralarından Hapiste.
sesleri)
Nursel Aydoğan
(HDP sıralarından
Hapiste. sesleri)
Gülser Yıldırım
(HDP
sıralarından Hapiste. sesleri)
Nihat Akdoğan
(HDP sıralarından
Hapiste. sesleri)
Abdullah Zeydan
(HDP sıralarından
Hapiste. sesleri)
Ferhat Encu
(HDP sıralarından Hapiste.
sesleri)
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını alalım lütfen.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 18inci
maddesinin gizli oylama sonucunu okuyorum:
Oy sayısı: 488
Kabul: 343
Ret: 142
Boş: 2
Geçersiz: 1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Elif Doğan Türkmen Sema
Kırcı
Adana Balıkesir
Böylelikle teklifin 18inci maddesi de kabul
edilmiş oldu.
Sayın Altay, sisteme girmişsiniz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, İç Tüzükün 86ncı maddesine göre, sıra
sayısı basıldığında bir söz talebim vardı,
işleme alacak mısınız?
BAŞKAN Sayın Altay, bu talebinizi
işleme alamayacağım çünkü Anayasanın 175inci maddesine
göre, Anayasa değişikliğine dair kanun tekliflerinin maddeleri
ve tümü üzerindeki oylamalar gizli yapılmaktadır. Gizli oylamada
reyin hangi yönde kullanıldığının bilinmemesi
esastır. Dolayısıyla, gizli oylamaya tabi bu işte, oyunun
rengini açıklamak üzere söz vermem mümkün değildir. Kaldı ki
gizli oy ilkesinin benimsendiği 1987 tarihi sonrasında, 17 adet
Anayasa değişikliğinde de Meclis teamülü bu şekilde
gelişmiştir diyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok kısa bir
şey söylemek istiyorum tutumunuzla ilgili.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
42.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Oturum Başkanı TBMM
Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının her oylama
işleminden önce gizli oylamanın nasıl olacağına dair
okunan metne riayet etmeyen milletvekilleriyle ilgili tutumuna ve 447 ve 447ye
1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin
tümünün oylamasında bu konuya titizlik göstermesini talep ettiğine
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
86ncı maddesine göre bana söz vermemeniz 8/7/1993 tarihli Birleşimde
de tutanak altına alınmış, Genel Kurulun da onayına
sunulmuş bir iştir. Esasen, bana İç Tüzükün 86ncı
maddesine göre, ne yönde oy kullanacağımı belirtmek üzere söz
vermemenizle ilgili tutumu doğru buluyorum. Yaptığınız
işlem doğrudur, ancak şunu sadece belirtmek istiyorum: Siz
oylamalara geçmeden önce milletvekillerine Oy verme işleminin nasıl
yapılacağını arz ederim. diye bir metin okuyorsunuz. Orada
diyorsunuz ki: Milletvekilleri Başkanlık kürsüsünün
sağında ve solunda bulunan kabinlerden başka yerde oy
kullanmayacaktır. Gene bir başka paragrafta Kapalı oy verme
kabinlerine girecek ve pulu zarfın içine koyacaktır. ibarelerinin de
içinde bulunduğu bir metni 18 defa okudunuz. Burada hep birlikte
müşahede ettik ki, çok ama çok sayıda sayın milletvekili
kapalı oy verme kabinine girmediği hâlde, bana 86ya göre söz
vermemekle yaptığınız doğru işlemi, oy verme
işlemi sırasında sizin 18 defa okuduğunuz bu metne riayet
etmeyen sayın milletvekilleriyle ilgili uygulamadınız.
Endişe etmeyin, usulünüzle ilgili, tutumunuzla ilgili bir
tartışma açmayacağım ama tarihî bir oylamada
BAŞKAN Endişelenmiyorum zaten.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim?
BAŞKAN Endişelenmeyin. dediniz de
Endişelenmiyorum. dedim.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu tarihî
oylamada, tümü üzerinde oy kullanılırken Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 86ncı maddesine göre talebimi yerine getirmeyerek,
bu oylamanın gizli yapılması anlayışından
kaynaklı olarak yaptığınız işlemin oy verme
işlemi sırasında da aynı dikkat, aynı hassasiyetle
Özellikle kâtip üyelerin, sağda ve soldaki oy verme kabinlerine girmeme
noktasında yüksek bir titizlik göstermesini talep ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Yeteri kadar titizlik gösterdiğimi
düşünüyorum.
Sayın Yıldırım
CEYHUN İRGİL (Bursa) Göstermiyorsunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Yıldırıma
söz verdim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, çok özür dilerim
CEYHUN İRGİL (Bursa) Siz taraflı
davranıyorsunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bizim, bu, gizli
oyla ilgili her eleştirimizden, her önerimizden sonra tutanaklara geçmesi
maksadıyla sizin mutlaka Bu iş doğru yapıldı, usulüne
uygun yapıldı. demeniz tarafgirlik işaretidir. Bunu da
tutanağa geçirmek için söyledim, tıpkı sizin
yaptığınız gibi.
BAŞKAN Şimdi, benim niyetimi
okumayın. Niyet okuması yapmayın bana lütfen. (CHP
sıralarından gürültüler) Bana niyet okuması yapmayın. Ben
sizin söylediğiniz işleme cevap verdim sadece.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi oturumunu yöneten başkan vekili
tutanaklara oynamaz, tutanaklara konuşmaz; doğruyu konuşur.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
Bir dakika, buyurun.
43.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, 447 ve 447ye
1inci Ek sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifine
Hakkâri ilinin 3 vekilinin de tutuklu olması nedeniyle bu ilin hiçbir
milletvekilinin iradesinin yansımadığına ilişkin
açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, burada iki haftadan beri
görüşülen teklifin bu ülkenin doksan dört yıllık kaderini
değiştirebilecek nitelikte bir Anayasa değişiklik teklifi
olduğunu buradaki her değerli milletvekili biliyordur,
farkındadır. Biz de on iki gündür şu Mecliste çok uzun saatlere
sâri çalışma yürütürken, ısrarla bunun nitelikli bir
şekilde tartışılmasını gündeme getirdik, gerek
siz gerekse geçen hafta Meclisi yöneten Sayın Aydına bu konuda
yazılı ve sözlü taleplerimizi ilettik. Bunun dışında,
özellikle bu milletin iradesinin hiç eksik kalmamasını sağlamak
için büyük çaba sarf ettik ve takdir edersiniz ki neredeyse -bizim
açımızdan öyle olan ama iktidar partisinin vekillerinin kabul
etmediği- bir rejim değişikliğine tekabül eden bu
değişiklik
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, bir dakika
daha süre veriyorum size.
AHMET YILDIRIM (Muş)
80 milyon insanı,
81 ili etkileyen bir teklif ama şu milletvekilleri bu
değişikliğe sadece 80 ilin iradesinin
yansıdığını, 1 ilin hiçbir seçmeninin ve vekilinin
yani Hakkâri ilinin bütün vekillerinin olmadığını acaba
biliyorlar mı? Şimdi, bu Anayasa değişikliği,
getirilecek rejim değişikliği Hakkâriyi etkilemeyecek mi? 3
vekili de tutuklu.
Biz bu saatten sonra artık daha fazla zaman
kaybetme, zaman çalma, buradakilerin, buradaki milletvekili
arkadaşların daha fazla zamanını heba etme çabası
içerisinde olmayacağız. Ancak şu paketin şimdiden üzerine
bir meşruiyet gölgesi bizce düşmüştür. Bu yönüyle
-kayıtlara geçmesi açısından- böyle bir tarihî
değişiklikte şu Meclis kendi yasama onuruna, maalesef ama
maalesef, üzülerek söylüyorum, sahip çıkmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş) Başta da sizin
sorumluluğunuzda olan, Başkanlık Divanının ve Meclis
Başkanlığının sorumluluğunda olan bu yasama
onuruna, her bireyin buradaki katkısına zemin sunmaması
itibarıyla eksik tartışılmıştır; ya
değilse bazı illerimiz için eksik, bazı illerimiz için ise
hiçbir şekilde irade yansımamıştır diyorum. Buradan
hareketle
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yıldırım.
AHMET YILDIRIM (Muş) Son olarak Sayın
Başkan
BAŞKAN Lütfen
AHMET YILDIRIM (Muş) Bakın, şu
İç Tüzükün 78inci maddesinin son fıkrasını sizin
dikkatinize sunuyorum. Diyor ki: Bir seçim çevresi ya da ilinde
Bakın,
vekillik düşerse falan demiyor.
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
toparlar mısınız lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
çok önemli bir şeyden söz ediyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Önemli bir şeyden bahsediyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Çok
önemli ama.
AHMET YILDIRIM (Muş) Çok önemli bir
şeyden söz ediyorum.
BAŞKAN Çok önemli bir şey söylüyorsunuz
ama kusura bakmayın, süre sınırlı.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Niye
süre sınırlı?
AHMET YILDIRIM (Muş) O zaman, sizden istirham
ediyorum, siz oylamayı başlatsanız bile, buradaki her bir
milletvekili arkadaşımız açsın, Anayasanın 78inci
maddesinin son fıkrasını bir okusun bakalım. Diyor ki: Bir
seçim çevresinde Mecliste o seçim çevresine ait hiçbir milletvekilinin
kalmaması durumunda
ne oluyor, bir okuyun, görün bakalım diyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, izin verir misiniz
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun, size
de bir dakika süre veriyorum.
44.-
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, 447 ve 447ye 1inci Ek
sıra sayılı Anayasa Değişiklik Teklifinin
oylamalarında görev yapan Meclis Başkan Vekillerinin usulüne uygun oy
kullanmak için gerekli ihtarlarda bulunduğuna ve bütün siyasi partilerin
de usulüne uygun oy kullanmayı gerçekleştirdiğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
9 Ocak tarihinde
başladığımız Anayasa değişikliği
teklifini, yaklaşık günde on dört saat görüşerek oylamanın
nihayetine geldik. Bu süre içerisinde hem ilk tur oylamalarda, birinci
görüşmeler sırasında görev yapan Meclis Başkan Vekilimiz
hem ikinci tur görüşmelerinde görev yapan siz değerli Meclis
Başkan Vekilimiz olarak, usulüne uygun oy kullanmak için gerekli ihtarlarda
bulundunuz ve bütün siyasi partiler de usulüne uygun oy kullanmayı
gerçekleştirmiştir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Allahtan kork!
Allahtan kork ya!
BAŞKAN Sayın Altay, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Esas olan,
başkasının başkasının oyunu merak etmesi
değil, milletvekillerinin nasıl oy kullanacağıyla ilgili
özgür iradelerini kullanması için fırsat vermek gerekir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Elitaş, bu süre içerisinde, niye muhalefet partilerinden bir
Meclis başkan vekili görev yapmadı, buna cevap verin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bu
oylamanın sonucunda, biraz sonra göreceğiz, eğer değerli
milletvekilleri bunun kabulü yönünde oy verdikleri takdirde, arkanızda
yazan söz gerçekleşecek.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) O zaman genel seçimde de
geçsinler, dışarıda kullansınlar oylarını.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, bir dakika.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Bu kadar
usulsüzlükle buradan sınıf başkanı bile seçilmez. Bu kadar
usulsüzlükle buradan sınıf başkanı bile çıkmaz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bu ülkenin
gerçek sahibi millet karar verecektir. Son söz milletin, Karar milletindir.
noktasına geldik. İnşallah
Değerli milletimizin
verdiği karara hepimiz saygı duymak zorundayız. Milletin
kararından da hiç kimse korkmamalı.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bir dakika
Sayın Başkan, çok kısa
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, bir ithamda, yani benim
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İtham
değil, ben gerçeği söyledim, gözümün gördüğünü gerçeği
söyledim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İtham,
milletin
BAŞKAN Size bir ithamda bulunmadı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır,
hayır.
Yani çok, hoşgörünüze sığınarak
bir şey arz etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
45.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, hiç kimsenin milletten
korkusunun olmadığına ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, kimsenin milletten korktuğu yok. Kimse de millet
goygoyculuğu yapmasın. Hepimiz bu milletin bir ferdiyiz. (CHP
sıralarından alkışlar) Şüphesiz, büyük Atatürkün
yıllar yıllar önce söylediği bir şey var: Zaman zaman
meclisler de yanlış yapar. Bu yanlışların
düzeleceği merci millettir. Hodri meydan! Millete de gideceğiz,
korkmayın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gidiyoruz,
millete gidiyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hodri meydan,
hodri meydan! Evet, evet
(CHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Genel
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Grup Başkanvekilleri Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancı, Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz,
Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ve İstanbul Milletvekili Mehmet
Muş ile 310 Milletvekilinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve
Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 447 ve 447ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, teklifin tümünün gizli
oylamasına başlıyoruz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden Komisyon sırasındaki
kâtip üyeler, Adanadan başlayarak Denizliye kadar, Denizli dâhil;
Diyarbakırdan başlayarak İstanbula kadar, İstanbul dâhil;
Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak
Mardine kadar -Mardin dâhil- ve Mersinden başlayarak Zonguldaka kadar
-Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekilini ad defterinde
işaretleyerek kendisine biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı
olmak üzere üç yuvarlak pul ile bu oylamaya özel mühürlü zarf verecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda
yer alan kabinlerden başka yerde oylarını kullanamayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar da yerine oy kullanacakları bakanın
ilinin bulunduğu bölümde oylarını kullanacaklardır.
Bilindiği üzere, pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir. Oyunu kullanacak sayın üye, adını
ad defterine işaretlettikten ve kâtip üyelerden üç yuvarlak pul ile
oylamaya özel bastırılan mühürlü zarfı aldıktan sonra
kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu
burada zarfın içerisine koyacak ve diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare, oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan milletvekiline
pul ve zarf verilmeyecektir.
Şimdi teklifin tümünün gizli oylamasına
başlıyoruz.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
ORHAN SARIBAL (Bursa) Sayın Başkan, hiç
kimse girmiyor kabine, hiç kimse girmiyor.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bir
müsaade edin ya.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Bakın mesela,
Başkan, girmiyor, bakın, usulüne uygun oy kullanmıyor. Bakar
mısın?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biz burada
arkadaşlarım kâtip üyelerle birlikte oy verme işlemini takip
ediyoruz. Rahatsız olmayın, oy usulüne göre veriliyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanım, lütfen
üyeler kabinlere girsinler.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Nasıl takip
ediyorsunuz? Yanınıza bakmıyorsunuz bile.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Sayın Başkan, saat 03.13, hiçbir AKP milletvekili kabine girerek
gizli oy kullanmıyor.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Sayın
Başkan, siz bizim aklımızla dalga mı geçiyorsunuz?
Yanınıza bakar mısınız? İnsan bu kadar kibirli,
bu kadar taraflı olur mu? Şu yanınıza bir bakın. Bir
ülkenin demokrasisi, rejimi değişiyor ve siz taraflı
davranıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şu
kürsünün önündeki merdivenli bölümden oyunu atan milletvekili lütfen
aşağıya insin. Oyunu atan sayın milletvekilleri çabuk
davransın ve lütfen fotoğraf çektirme işini de yapmayın,
lütfen.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İdare
amirlerinden başka kimse oraya çıkmasın.
EREN ERDEM (İstanbul) Kabinlere girilmiyor
Sayın Başkanım, kabinlere girilmiyor. Hiçbir milletvekili kabine
girmiyor Sayın Başkanım.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkanım, Sayın Bakan, Sayın Külünk kabinlere
girmediler.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu
kullanan arkadaşlarımız haricinde bu bölümde, ön bölümde hiç
kimse olmasın lütfen.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
EREN ERDEM (İstanbul) Şu anda kabinlere
girmiyorlar.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
şurayı terk eder misiniz. Kâtip üyeler, lütfen sayın
milletvekillerine söyler misiniz, ayrılsınlar.
EREN ERDEM (İstanbul) Sayın
Başkanım, kabinlere girmiyor AKPli vekiller. Şu an kabine
girmiyorlar Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
şurayı boşaltır mısınız.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Sayın Başkan, saat 03.15, AKP milletvekillerinin hiçbiri kabinlere
girmiyor. Anayasa da İç Tüzük de açıkça ihlal ediliyor. Anayasa ve
İç Tüzükü ihlal edenler anayasa yapma hakkını ve gücünü nereden
buluyor?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şurayı bir boşaltır mısınız lütfen.
İdare amirleri, şu kürsüyü boşaltır mısınız
lütfen. (Gürültüler)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Başkanım
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla)
Başkanım, kabinlere girmiyorlar Başkanım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, siz de
lütfen. Sayın milletvekilleri, Sayın Yedekci, Sayın Altaca
Kayışoğlu, Sayın Basmacı, lütfen şurayı
boşaltır mısınız, rica ediyorum sizden.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan, kabinlere girilmiyor, kabinlere girilmiyor.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Kabinlere giren yok.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) AKP
milletvekillerinin hiçbiri kabinlere girmiyor. Kabinlere girmeden oy
kullananlar, Anayasayı değiştirme hakkını nereden
buluyor? (Gürültüler)
Bir ülkede sınıf başkanı bile
böyle seçilmez.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri,
teker teker sizi aşağı mı indireceğim canım.
(Gürültüler)
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Sen kabinlere bak
kabinlere, buraya değil, kabinlere bak. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Egemenlik gerçekten kayıtsız
şartsız milletindir arkadaşlar, gerçekten.
EREN ERDEM (İstanbul) Sayın Başkan,
AKP milletvekilleri kabinlere girmiyor Sayın Başkan.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Adalet Bakanı
kabine girmedi, girmeden oy kullanıyor. Adalet Bakanı kabine girmeden
oy kullandı, gördüm. (Gürültüler)
EREN ERDEM (İstanbul) Sayın
Başkanım, kabine girmeden oy kullanıyorlar. Uyarmanız
gerekiyor, Anayasa'ya aykırıdır.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Açık oy
kullanıyorlar AKPliler. En az 50 kişi gördüm.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
burayı boşaltır mısınız lütfen. Lütfen...
Sayın milletvekilleri, lütfen...
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Sayın Başkan,
Anayasa ihlal edilerek anayasa yapılmaz.
BAŞKAN Şurayı bir
boşaltın lütfen. Bu nedir ya, kocaman insanlarız,
ayıptır ya! Boşaltın şurayı.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Sizin sözünüz
sadece bize.
BAŞKAN Sayın Özdemir, lütfen...
Siz aşağı iner misiniz lütfen.
Sayın milletvekilleri, lütfen...
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Oylamanın
gizliliği ihlal edildi. Bu oylamaların hiçbirisi geçerli değil.
EREN ERDEM (İstanbul) Bu oylama Anayasa'ya
aykırıdır, kabinlere girilmeden oy kullanılmaktadır.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Şuradan aşağı iner
misiniz.
EREN ERDEM (İstanbul) Anayasa'ya
aykırı bir şekilde oylama yaptırıyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Nasıl
görüyorsunuz?
EREN ERDEM (İstanbul) Buna göz yumuyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Nasıl
görüyorsunuz? Kapattınız kabinleri.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şurayı boşaltın lütfen.
Teşekkür ediyorum.
EREN ERDEM (İstanbul) Adalet Bakanı kabine
girmediler.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kardeşim,
nasıl görüyorsun oyunu ya?
EREN ERDEM (İstanbul) Ben burada görüyorum.
Kabine girmiyor Sayın Başkanım.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) CHP kadın
milletvekillerini kullanıyor. Kupaların önünü kapatıyorlar.
İç Tüzüke uygun oy kullanan AK PARTİli milletvekillerinin oy
kullanmasını engelliyor CHPli kadın milletvekilleri. CHP
kadın milletvekillerini kullanıyor, dün kullandığı
gibi bugün de kullanıyorlar.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan, kabinlere girmiyorlar.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) AKP
milletvekillerinin hiçbiri kabinlere girmiyorlar.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Engellemeyin
arkadaşlar.
BAŞKAN Arkadaşlar, şuradan
aşağı iner misiniz, lütfen...
Zihni Bey, aşağı indirir misin
şuradaki arkadaşları.
Murtaza Bey, lütfen aşağı iner
misiniz, lütfen...
CEYHUN İRGİL (Bursa) Siz önünüze
bakacağınıza kabinlere bakar mısınız.
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Sayın Başkan,
Anayasa ihlal edilerek anayasa yapılmaz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Lütfen aşağıya inin,
teşekkür ederim.
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Kabinlere girmiyorlar
Sayın Başkan. Anayasa ihlal edilerek Anayasa yapılmaz Sayın
Başkan.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Tribüne
gösteriyorlar, 3 kişi birbirine gösteriyor oyları.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan, kabinlere girilmeden oy kullanılıyor, İç
Tüzük ihlal ediliyor, Anayasa ihlal ediliyor.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Resim çektiriyorlar ya.
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Anayasa ihlal edilerek
anayasa yapılmaz Sayın Başkan.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Hiç kimsenin
görmeyeceği bir şekilde kendi hür iradeleriyle oylarını
kullanmaktadırlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Lütfen fotoğraf çektirmeyin,
lütfen. Sayın milletvekilleri
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Kabinlere girmeden oy kullanıyor arkadaşlar.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Cumhuriyet Halk Partisi,
kadın istismarının son fotoğrafını gösteriyor,
kadın milletvekillerini Mecliste kullanıyor. Bu, kadınlar
adına, Cumhuriyet Halk Partili kadınlar adına utanç verici bir
durum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Ahmet Bey, şuradaki
arkadaşlar aşağıya insin.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Kabinlere girmeden oy kullanıyor arkadaşlar.
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Anayasaya aykırı
oy kullanıyorlar Sayın Başkanım.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) AKPli
milletvekili arkadaşlar kabinlere girmeden oy kullanıyorlar.
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Böyle oylama
olmaz, geçersiz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Şu merdivenlerde kimse
durmasın lütfen.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) Kadın
istismarı yapılıyor, kadın onuru ayaklar altına
alınmıştır.
AYŞE KEŞİR (Düzce) AK PARTİli
tüm üyeler gizlilik ilkesine uygun oy kullanmıştır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan, kabinlere girilmeden oy kullanılıyor. AKPli
milletvekili arkadaşlar kabinlere girmeden oy kullanıyorlar, İç
Tüzükü ihlal ediyorlar, Anayasa suçu işliyorlar.
SALİH CORA (Trabzon) Herkes gizli oy
kullanıyor, Anayasaya ve İç Tüzüke uygun oy kullanıyor.
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Bütün
arkadaşlarımız kabine girerek oy kullanıyorlar.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Anayasa
suçu işliyorlar.
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Anayasa ihlal edilerek
anayasa yapılmaz Sayın Başkan.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Cumhuriyet Halk Partisi
neden milletten bu kadar korkuyor?
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın Yaşar, lütfen.
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Anayasa ihlal edilerek
anayasa yapılmaz Sayın Başkan.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Boşaltın lütfen ya
şurayı. Söyleyin gitsinler, aşağı inin Kemalettin.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Millî iradenin mutlak
hâkimiyetini, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait
olduğu eşrefini sadece duvarda yazan bir ifade olarak değil,
aynı zamanda eylemsel olarak da hayata geçirecek
EREN ERDEM (İstanbul) Kabinlere girmeden oy
kullanılıyor. Şu anda sahadaki kabinlere hiç kimse girmedi.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
şurayı boşaltın, lütfen. Lütfen boşaltın
şurayı.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Milletin iradesinin
gücü üzerinde bugüne kadar hiçbir güç tanımadık, bundan sonra da
Allahın izniyle tanımayız. Milletin istiklalini, istikbalini
güvence altında görüyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Emaneti emin ellere teslim
ediyoruz.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
EREN ERDEM (İstanbul) Kabinlere girmeden oy
kullanıyorlar.
AYŞE KEŞİR (Düzce) Gizlilik
ilkesine uymuştur bütün AK PARTİliler.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) Nasıl 2007
yılında 367 garabetini bu ülkeye yaşatarak millî istiklalimizi,
istikrarımızı engellemek isteyenler varsa, aynen bugün de kabin
işgalleriyle, kürsü işgalleriyle ve maalesef bu gizli oylamayı provoke
etmek suretiyle bu ülkenin istiklalini ve istikbalini engellemeye
çalışanlar var. Allahın izniyle hiç kimse engel olamayacak. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Oyların toplanmasına devam edildi)
EREN ERDEM (İstanbul) Şu anda kabine
girmeden oy kullanma devam etmektedir.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Arkadaşlar, AK PARTİliler şöyle bir otursun.
SALİH CORA (Trabzon) CHPliler de otursun.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Kâtip üyeler lütfen oylarını
kullansınlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Oyunu kullanmayan var
Başkan daha, milletvekillerine sorun önce. Oyunu kullanmayan milletvekili
var mı? diye sorun ilk önce.
BAŞKAN Kullanmayan milletvekili varsa da
elbette ki oylarını kullanacak, zaman tanıyacağız.
Tabii ki, buyurun.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BURCU ÇELİK (Muş) Sayın
Başkan, 11 milletvekili tutsak olan Parlamentonun içerisinde yapılan
görüşmeler, Anayasa görüşmeleri meşru değildir.
Halkların barışı, ülkenin barışı,
halkların kardeşliği için: Selahattin Demirtaş, Figen
Yüksekdağ, İdris Baluken, Çağlar Demirel, Besime Konca, Selma
Irmak, Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım, Nihat Akdoğan,
Abdullah Zeydan, Ferhat Encu.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, hangi bakanın hangi bakan için vekâleten oy
kullanacağını Genel Kurulun bilgisine sunmadınız,
bilginiz olsun.
BAŞKAN Sayın Altay, onun
hazırlığını yapıyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ama geçti. Ben söyleyince
mi söyleyeceksiniz? Ben söylemeden söylemeniz lazım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Dün düzenli
söylüyordunuz, bugün hiç söylemediniz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bu
oylamada olduğu gibi bir önceki oylamada ve diğer oylamalarda da
tutanağa geçirdim vekâletle oy kullanan bakanları ama bir kez daha
hatırlatmakta yarar görüyorum:
Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşek adına vekâleten Başbakan Yardımcısı
Nurettin Canikli; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü adına
vekâleten Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz;
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan
adına vekâleten Millî Savunma Bakanı Fikri Işık;
Başbakan Yardımcısı Yıldırım Türkeş
adına vekâleten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak;
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu adına
vekâleten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç
vekâleten oy kullanacaklardır.
AHMET YILDIRIM (Muş) Ulaştırma
Bakanı da burada, Başbakan Yardımcısı Sayın
Türkeş de burada.
BAŞKAN - Ulaştırma
Bakanımız Ahmet Arslan kendi oyunu kendi kullanmış, Millî Savunma
Bakanımız Fikri Işık da kendi oyunu kendi
kullanmıştır.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bu
konuda bile bir netlik yok ya, son anda değişiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, o
listede bir yanlışlık var. Tuğrul Beyin oy
kullandığını düşünüyoruz biz.
BAŞKAN Bakalım şimdi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tuğrul Türkeş
buradaydı, Tuğrul Türkeş kullandı çünkü.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) Belki Bakan da yerine
kullanmıştır, mükerrer oy kullanılmıştır.
SALİM USLU (Çorum) Oy sayımında
çıkar zaten.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yanlış liste
okunmuş olabilir. Yani Doğrusu budur. derse sorun yok ama
Tuğrul Türkeş oy kullandı, vekâlet doğru değil.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
Tuğrul Türkeşin Sayın Berat Albayraka vekâletnamesi burada.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Bugün asaleten
kullandı, dün Berat Bey kullanmıştı.
AHMET YILDIRIM (Muş) Berat Albayrak da
buradaydı ya.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Buradaydı Berat Albayrak.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
Türkeş bugün asaleten oy kullanmış, zaten Sayın Berat
Albayrak da kendi şahsi oyunu kendisi kullanmış,
vekâletnamelerin hepsi burada.
Evet, sayın milletvekilleri
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, o vekâletnameler 29 Eylül 2016 tarihli, biz bugün 2017nin
Ocak ayındayız, o vekâletnameler bu işe özgü değil.
Bakın, tarihlerine bakın, tarihler 26 Eylül 2016 tarihidir. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Faruk Özlü de bugün kendi
oyunu kendi kullandığı biraz önce tarafıma beyan
etmiştir.
Sayın Hakverdi, oy kullanma işi bitti mi
sizde?
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Bitti.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan;
Sayın Hasan Turan, Sayın Bülent Turan, Sayın Ravza Kavakcı,
Sayın Cemal Öztürk, Sayın İlknur İnceöz, Sayın Naci
Bostancı, Sayın Abdulhamit Gül, Sayın Markar Eseyan, Sayın
Sema Ramazanoğlu
BAŞKAN Sayın Küpçü, Sayın Köprülü;
oy kullanma işi bitti mi?
FEHMİ KÜPÇÜ (Bolu) Bitti.
BAŞKAN Tamam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Hayati
Yazıcı, Sayın Fatih Şahin, Sayın Mürteza Zengin
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Oylama Anayasaya
uygun olarak yapılmıştır, gizli oylama olarak
yapılmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Aziz Babuşcu,
Sayın Berat Albayrak, Sayın Recep Akdağ, Sayın Şahin
Tin, Sayın Mehmet Muş, Sayın Nihat Zeybekci, Sayın Cahit
Özkan, Sayın Hurşit Yıldırım, Sayın Mustafa Köse,
Sayın Mehdi Eker, Sayın Süreyya Serdengeçti
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Süreyya Serdengeçti
diye birisi yok ya.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Ali Ercoşkun
oy kullanırken kabine girmeyip, açık olarak oy kullanıp, beyaz
pulu göstererek atmışlardır, zabıtlara geçsin
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Anayasaya uygun
olarak oylamalar tamamlanmıştır galiba.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ve tabii takım
kaptanı olarak Sayın Bekir Bozdağ oyunu açık
kullanmıştır.
BAŞKAN - Oy verme işlemi
tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını alalım.
(Oyların ayrımına başlandı)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Efendim, Anayasa
oylamaları Anayasaya uygun olarak gizli olarak
yapılmıştır, hayırlı uğurlu olsun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Az önce
sayılan bütün isimler üzerine iftira atılmaktadır. Bütün
milletvekilleri usulüne uygun olarak oylamaya katılmıştır.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Biraz önce söylenen
isimlerin üzerinden iftira atılmaktadır. Hepsi gizli oylama
yapmıştır, oyunu İç Tüzüke uygun olarak
kullanmıştır, Anayasaya uygun olarak kullanmıştır.
(Oyların ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, egemenlik
gerçekten kayıtsız şartsız milletindir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tümünün gizli
oylama sonucu:
Oy sayısı : 488
Kabul : 339
Ret : 142
Boş : 5
Geçersiz : 2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Zihni
Açba
Balıkesir Sakarya
(AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar)
Bu teklifin maddelerinde ve tümünde oylar usule göre
kullanılmıştır ve teklif kabul edilmiştir. (AK
PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)
Şimdi, konuşmalarını yapmak için
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Sayın
Başbakan, Binali Yıldırımı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun Sayın Başbakanım. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, ayakta alkışlar,
CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle bir şey olur mu ya!
Neyin konuşmasını yapıyorsunuz?
Böyle bir şey olmaz, neyin konuşması
bu? Millete gidecek referandumda, ne teşekkürü? Ayıptır
ayıp ya, ayıp! Kendi kendini imha eden bir Başbakan neyin
teşekkür konuşmasını yapıyor? Kanun değil, bir
şey değil. Kendi kendini imha eden bir Başbakan
BAŞKAN Sayın Özel
Buyurun Sayın Başbakan.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bu bir
kanun değil ki, bir referanduma gidecekse bunun teşekkürü olur mu?
Böyle bir şey olur mu?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kendi kendini imha eden bir
Başbakan neyin teşekkürünü yapıyor? Başbakanlık
makamını ortadan kaldıran bir Başbakan neyin
teşekkürünü yapıyor?
BAŞKAN Kürsüde Sayın Başbakan var,
Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 329 olsa ben mi
yapacaktım konuşmayı?
BAŞKAN Kürsüde Sayın Başbakan var,
lütfen
Buyurun Sayın Başbakan. (CHP
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yakışır
mı, ,yakışır mı Sayın Başbakan? Sorduk,
Yapmayacak. dediler.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Usulleri
katlettiniz, katlettiniz usulleri.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Git, kendi grubunda yap.
Sorduk, Yapmayacak. dediniz. Size sormadım mı? Kimseye söz
vermeyeceğim. dediniz.
CEYHUN İRGİL (Bursa) Cumhuriyete ihanet
ettiniz.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
Sayın Başkan
Bu anayasa oylamalarında böyle bir usul yok. Böyle
bir şey yok.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Meşruiyeti olmayan bir anayasa oylaması. Buyurun
sizin olsun anayasa.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Buyurun Sayın Başbakan, buyurun.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, günün bu ilk
saatlerinde hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başbakan, hiç
olmazsa bu konuşmayı yapmayın böyle.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Hepinize hayırlı sabahlar diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başbakan, bu
yaptığınız uygun değil, bu
yaptığınız uygun değil.
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Tarih sizi
çok kötü yazacak, bu nefretinizi sevgi yenecek!
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Bugün burada bir Anayasa değişikliği yapmadık
LEVENT GÖK (Ankara) Bu
yaptığınız uygun değil! Sayın Başkan, sizi
de protesto ediyoruz, Sayın Başbakanı da protesto ediyoruz!
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (Devamla) -
biz bir Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerini
yaptık. Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek olan
aziz Türk milletidir. (AK PARTİ sıralarından Bravo! sesleri,
ayakta alkışlar)
Biz bugün vekiller olarak bize verilen görevi
yaptık
LEVENT GÖK (Ankara) Yazıklar olsun,
yazıklar olsun!
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
işi asıl sahibine, millete tevdi ediyoruz. (AK PARTİ
sıralarından ayakta alkışlar) Şimdi söz milletindir,
karar milletindir. (AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar) Yetki milletindir, mühür milletin elindedir. Milletimiz bu
konuda son sözü söyleyecek, son kararı verecektir. (AK PARTİ
sıralarından ayakta alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
CEYHUN İRGİL (Bursa)
Yakışıyor mu Başbakan size? Yakışıyor mu
Başbakan? Hepiniz cumhuriyet düşmanısınız.
Yazıklar olsun! Atatürkün emanetine sahip çıkmadınız.
MHPye de yazıklar olsun! İhanet ettiniz.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Şunu özellikle belirtmek isterim değerli arkadaşlarım: Türk
milleti cumhuriyete, cumhuriyetin değer ve kazanımlarına
âşık bir millettir. (AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar) Böyle engin feraseti ve basireti olan cesaret abidesi bu
milletin bir ferdi olmak hepimiz için gurur vesilesidir, onur vesilesidir. (AK
PARTİ sıralarından Bravo! sesleri, ayakta alkışlar)
Bu aziz millet, 23 Nisan 1920de bu yüce Meclisi
kurdu. Bu aziz millet, kahramanca bir kurtuluş mücadelesi verdi,
istiklalini bizatihi kendisi kazandı. Bu yüce millet, 29 Ekim 1923te
cumhuriyeti ilan etti; cumhuriyete sahip çıktı, korudu kolladı,
büyüterek bugünlere getirdi. (AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar)
15 Temmuz gecesi bu necip millet, Gazi Meclisiyle
birlikte Hükûmetini, devletini, ülkesini canı pahasına korudu,
dünyanın hayranlığını kazandı.
Cumhuriyet tarihimiz boyunca da Türk milleti
sandık her önüne geldiğinde işte o engin ferasetiyle,
aklıyla, vicdanıyla her zaman, istisnasız olarak en doğru
kararı verdi. Şundan hiçbirimizin şüphesi olmasın: Millet
bu Anayasa değişikliği konusunda da en doğru kararı
mutlaka verecektir. (AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar) Milletimiz sandığa gidecek, aklıyla,
vicdanıyla oy kullanacak, Türkiye için en doğru tercihi
yapacaktır. Milletin vereceği karar en isabetli karar olacaktır.
Şüpheniz olmasın, millet her şeyin en iyisini bilendir. (AK
PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu Anayasa değişikliği görüşmeleri
sürecinde çok özverili çalışmalar oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışanlarına, buradaki stenograf arkadaşlara, sabırla
bize servis yapan bütün hizmetlilere, garsonlara, güvenlik ekiplerine,
danışmanlara ve bilumum, bu Meclis çatısı altında
hizmet veren herkese teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
ayakta alkışlar)
Anayasa Komisyonumuzun Değerli
Başkanı ve bütün üyelerine teşekkür ediyorum.
Meclis başkan vekillerimize, Divan üyelerine,
grup başkan vekillerimize özellikle teşekkür ediyorum.
Siyasi partilerimizin genel başkanlarına
bir kez daha buradan teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından ayakta alkışlar)
Değerli kardeşlerim, sayın
milletvekilleri; elbette, en büyük teşekkür yüce Türk milletinindir.
Bu teklifi sabırla görüşüp millete sunmaya
hazır hâle getiren bütün milletvekillerimize, sizlere teşekkür
ediyorum, şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından ayakta alkışlar)
Artık karar milletimizindir, milletin
verdiği karar başımız, gözümüz üzerinedir.
Şimdiden bu Anayasa
değişikliğinin ülkemiz için, geleceğimiz için, Türkiye'nin
aydınlık yarınları için uğurlu, kademli
olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Allaha
emanet olun. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)
BAŞKAN Alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 21 Ocak 2017 Cumartesi günü saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 04.08