TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
69uncu Birleşim
14 Şubat 2017 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, 14
Şubat Sevgililer Gününü kutladığına ilişkin
konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
Başkanlık Divanı olarak şehit düşen askerlere
Allahtan rahmet dilediklerine ve Hızır orucu tutan
vatandaşların ibadetlerinin Hak katında kabulünü dilediğine
ilişkin konuşması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
Vakfıkebirin düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu
yıl dönümüne ilişkin konuşması
4.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, bütün
özgürlüklerin devletin ve Anayasanın güvencesi altında olduğuna
kişilerin yaşam tarzlarına yönelik saldırıları
kınadığına ilişkin konuşması
5.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Alman
bilim adamı Profesör Ernst Hirschi saygıyla andığına
ilişkin konuşması
6.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Bursa
Milletvekili Orhan Sarıbala babasının vefatı nedeniyle
başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin konuşması
7.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Kars
Milletvekili Ayhan Bilgene bacanağının vefatı nedeniyle
başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin konuşması
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İzmir
Milletvekili Müslüm Doğanın, Hızır orucuna ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Erzincan
Milletvekili Serkan Bayramın, 13 Şubat Erzincanın düşman
işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.-
Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın, Balıkesir ilinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Hızır oruçlarının kabul
olmasını dilediğine ve Niğdenin bazı ilçelerinde
patates üreticilerine teşvik ve destek verilmesi konusunda Hükûmetin
harekete geçmesini istediğine ilişkin açıklaması
2.- Kocaeli
Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, iktidarın referandumda evet
diyecek vatandaşları terörist ve darbeci ilan etmesine ve
hayır diyecek olmalarının nedenlerine ilişkin
açıklaması
3.- Uşak
Milletvekili Özkan Yalımın, Uşakın Eşme ilçesi ve
köylerindeki tütün üreticilerinin mağduriyetlerine ve muhtarların
sorunlarına ilişkin açıklaması
4.- Kayseri
Milletvekili Çetin Arıkın, bu vatan çocuklarının Suriye
topraklarında şehit olduğuna, Suriyelilerce öldürülen
vatandaşlar olduğuna ve sorumluları hamaset
nutuklarını bırakıp Türkiyeyi düşürdükleri bu durumun
hesabını vermeye davet ettiğine ilişkin
açıklaması
5.- Samsun
Milletvekili Kemal Zeybekin, AKPnin uluslararası tekelci sermayenin
baskısıyla ülkedeki tütün üretimini engellediğine ve 2017
yılında tütün üretiminin millî ürünler arasından
kaldırılarak alan bazlı tarım desteğinin tamamen
kesildiğine ilişkin açıklaması
6.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, referandum öncesi evetçi ve
hayırcılar arasında toplumsal kutuplaşma yaratılmaya
çalışıldığına ve hayır oyu vereceğini
söylediği için işinden kovulan İrfan Değirmencinin
yanında olduklarına ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Selina Doğanın, Freemuse tarafından
hazırlanan Art Under Threat adlı raporda Türkiyenin
sanatçılara yönelik ciddi hak ihlallerinin yaşandığı
ülkeler arasında 2nci sırada yer aldığına
ilişkin açıklaması
8.- Çanakkale
Milletvekili Muharrem Erkekin, Hızır orucu tutanların
oruçlarının kabul olmasını dilediğine ve 14 Şubat
Sevgililer Gününe ilişkin açıklaması
9.- Bursa
Milletvekili Lale Karabıyıkın, 14 Şubat Sevgililer Gününü
kutladığına ve sosyal medya hesaplarında siyaset yaparak
görüşlerini açıklayan rektörleri kınadığına
ilişkin açıklaması
10.- Mersin
Milletvekili Serdal Kuyucuoğlunun, referandum süreci başlamadan
halkı ayrıştırma ve bölme siyasetinin
başladığına ilişkin açıklaması
11.-
Şanlıurfa Milletvekili Kemalettin Yılmaztekinin, İstanbul
Maltepede başörtülü genç bir kıza minibüste yapılan
aşağılık saldırıyı
kınadığına ilişkin açıklaması
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, sevginin
Yüce Allahın en büyük lütfu olduğuna ve sevgide de nefrette de
dengeli olunması gerektiğine ilişkin açıklaması
13.- Trabzon
Milletvekili Muhammet Baltanın, Vakfıkebirin düşman
işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ve 14 Şubat
Sevgililer Gününü kutladığına ilişkin açıklaması
14.- Erzurum
Milletvekili İbrahim Aydemirin, Erzurumda 2017 Avrupa Gençlik
Kış Oyunları Festivali yapılmasına ve yeni
hedeflerinin dünya kış oyunları olduğuna ilişkin
açıklaması
15.- Giresun
Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun, Fırat Kalkanı
operasyonunda 67nci şehit Teğmen Furkan Yaylaya Allahtan rahmet
dilediğine ve ülkede yaşayan Suriyelilerin askere
alınmalarını sağlayacak bir düzenleme düşünülüp
düşünülmediğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
16.- Adana
Milletvekili İbrahim Özdişin, kendisinden olmayanı
ötekileştiren, terörist ilan eden siyaset anlayışının
tarihe kara bir leke olarak kaydedileceğine ilişkin
açıklaması
17.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, 14 Şubat Sevgililer Gününü
kutladığına, 13 Şubat Erzincanın, 14 Şubat
Vakfıkebir ve Beşikdüzü ilçelerinin Ermeni ve Rus işgalinden
kurtuluşlarının 99uncu, 14 Şubat Bahtiyar Vahapzadenin
vefatının 8inci yıl dönümlerine, 20 bin öğretmen
atamasının mevcut ihtiyacı karşılamaktan çok uzak
olduğuna, eğitimde planlama hatalarının
yapılmaması gerektiğine ve öğretmen alımlarındaki
mülakat sistemiyle ilgili ciddi şikâyetler olduğuna ilişkin
açıklaması
18.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, siyasi
operasyonlarla HDPnin pek çok üye ve çalışanının
gözaltına alındığına, bu durumun referandum
çalışmalarına karşı yürütülen açık bir seçim
kampanyası olduğunu düşündüklerine, 13 Şubat Devrimci
İşçi Sendikaları Konfederasyonunun 50inci kuruluş yıl
dönümüne ve Sevgililer Gününün ancak kadınların özgür olması
hâlinde kutlanabilecek bir gün olduğuna ilişkin açıklaması
19.- Ankara Milletvekili
Levent Gökün, 14 Şubat Sevgililer Gününü kutladığına, 13
Şubat Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun 50inci
kuruluş yıl dönümüne, 14 Şubat 1909da Türkiyede ilk güven
oylaması yapılarak Kâmil Paşa kabinesinin düşürülmesinin
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
20.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın, şehitlere Allahtan rahmet
dilediğine, minibüste nefret söylemleri eşliğinde bir
kişinin saldırısına uğrayan Fatma Dilara
Aslıhana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve yargı
sürecinin takipçisi olacaklarına, 14 Şubat Sevgililer Gününü
kutladığına ve Çanakkale Ayvacıkta meydana gelen deprem
sonrası yapılan çalışmalara ilişkin
açıklaması
21.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Maltepede
başörtülü bir genç kıza yapılan saldırıyı
şiddetle kınadığına ve kadınların kendi
kıyafetleri, kendi kimlikleri, bedenleri konusunda karar
hakkının kendilerinde olduğuna ilişkin açıklaması
22.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, çocuk hakları konusunda daimî bir
komisyon kurulması gerektiğine ilişkin açıklaması
23.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, çocuk
hakları konusunda daimî bir komisyon kurulması gerektiğine
ilişkin açıklaması
24.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, çocuk hakları konusunda daimî bir komisyon
kurulması gerektiğine ilişkin açıklaması
25.- Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunçun, çocuk hakları konusunda daimî bir
komisyon kurulması gerektiğine ilişkin açıklaması
26.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbala
babasının vefatı nedeniyle başsağlığı
dileğinde bulunduğuna ilişkin açıklaması
27.- Millî
Eğitim Bakanı İsmet Yılmazın, Bursa Milletvekili
Orhan Sarıbala babasının vefatı nedeniyle
başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
28.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
babasının vefatı nedeniyle Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal
ile bacanağının vefatı nedeniyle Kars Milletvekili Ayhan
Bilgene başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
29.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, babasının
vefatı nedeniyle Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile
bacanağının vefatı nedeniyle Kars Milletvekili Ayhan
Bilgene başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
30.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, babasının vefatı nedeniyle
Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile bacanağının
vefatı nedeniyle Kars Milletvekili Ayhan Bilgene
başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu ve 24 milletvekilinin,
Kırklareli ilinin ekonomik, kültür, tarım ve turizm sektörlerindeki
sorunlarının ve Kırklarelideki plansız sanayileşmenin
çevreye verdiği zararların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/462)
2.- Ordu
Milletvekili Seyit Torun ve 23 milletvekilinin, kırmızı et
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/463)
3.-
Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve 22
milletvekilinin, kamuoyunda "Cizrenin Madımakı" olarak
tanımlanan olayın araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/464)
B) Tezkereler
1.-
Başbakanlığın, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Uluslararası Kurak Alanlar Tarımsal Araştırma Merkezi
Arasında Yapılan İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
(1/569) Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 75inci maddesine
göre geri gönderilmesine ilişkin tezkeresi (3/914)
2.- (10/392) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına ilişkin
tezkeresi (3/915)
C) Önergeler
1.- Mersin Milletvekili
Serdal Kuyucuoğlunun (2/1072) esas numaralı 5510 Sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/84)
2.-
Başkanlıkça, Sakarya Milletvekili Zihni Açbanın
Başkanlık Divanı üyeliğinden istifasına ilişkin
yazısının 13/2/2017 tarihinde Başkanlığa
ulaştığına ilişkin önerge yazısı (4/85)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun,
14/2/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demir tarafından, Türkiyede acil çözüm bulunması
gereken yakıcı bir konu hale gelmiş çocuk istismarını
önlemek ve çocuk haklarını korumak amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak 14 Şubat 2017
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, öğretmenlerin ve öğretmenlik
mesleğinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/59) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
görüşmelerinin Genel Kurulun 14 Şubat 2017 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- AK PARTİ
Grubunun, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan 269, 431 ve
94 sıra sayılı Kanun Tasarılarının bu
kısmın sırasıyla 3, 4 ve 5inci sıralarına
alınmasına ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 1 Mart 2017 Çarşamba günü
(dâhil) ile 12 Nisan 2017 Çarşamba günleri (dâhil) arasındaki
Salı ve Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve
diğer denetim konularının görüşülmeyerek gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında yer alan işlerin görüşülmesine
ilişkin önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın, Kocaeli Milletvekili
Mehmet Akif Yılmazın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Ankara Milletvekili Levent
Gökün AK PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
IX.-
SEÇİMLER
A)
Başkanlık Divanında Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.-
Başkanlık divanında boş bulunan kâtip üyeliğe seçim
X.- KANUN TASARI
VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Cezai Konularda
Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve Suçluların
İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/650) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 439)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye
Cumhuriyeti Topraklarında Bulunan Rus Defin Yerleri ile Rusya Federasyonu
Topraklarında Bulunan Türk Defin Yerleri Hakkında
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/656) ile Dışişleri Komisyonu ve Milli
Savunma Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 440)
3.- Antarktika
Andlaşması Çevre Koruma Protokolüne Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/592) ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 269)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Singapur Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/757) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 431)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Dominik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/377) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 94)
6.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/682) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 340)
7.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür,
Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik ve Spor Alanlarında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/342) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 39)
8.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/339) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 250)
9.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayi İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/583) ile Milli Savunma Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 302)
10.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Arasında Stratejik
Ortaklık ve Dostluk Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/325) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24)
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Yunanistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Denizcilik Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/454) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 116)
12.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/350) ile Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonu Raporları
(S. Sayısı: 138)
13.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Faroe Adaları ile İlgili Olarak Danimarka
Krallığı Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/585) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285)
14.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Habibe Kadiri Kız Okullarının Kuruluşu ve
Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/415) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 390)
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında İmzalanan 14 Şubat 2011 Tarihli Kapıköy ve Razi
Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair
Mutabakat Zaptında Değişiklik Yapan Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı (1/570) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 356)
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında İmzalanan 22 Mart 2010 Tarihli Esendere ve Sero Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına Dair Anlaşmada
Değişiklik Yapan Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı (1/571) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 357)
17.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik
Krallık Hükümeti Arasında Savunma Sanayi Alanında
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı (1/510) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 169)
18.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/627) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 195)
19.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/446) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 109)
20.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut Kapılarının
Açılmasına Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/455) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 355)
XI.- OYLAMALAR
1.- (S.
Sayısı: 440) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Bulunan Rus Defin
Yerleri ile Rusya Federasyonu Topraklarında Bulunan Türk Defin Yerleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
2.- (S.
Sayısı: 269) Antarktika Andlaşması Çevre Koruma Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
3.- (S.
Sayısı: 431) Türkiye Cumhuriyeti ile Singapur Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
4.- (S.
Sayısı: 94) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Dominik Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
5.- (S.
Sayısı: 340) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
6.- (S.
Sayısı: 39) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın,
Gençlik ve Spor Alanlarında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
7.- (S.
Sayısı: 250) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
8.- (S.
Sayısı: 302) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
9.- (S.
Sayısı: 138) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
10.- (S.
Sayısı: 285) Türkiye Cumhuriyeti ile Faroe Adaları ile
İlgili Olarak Danimarka Krallığı Arasında Serbest
Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
11.- (S.
Sayısı:356) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 14 Şubat 2011 Tarihli
Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak
Kullanımına Dair Mutabakat Zaptında Değişiklik Yapan
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısının oylaması
12.- (S.
Sayısı: 357) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 22 Mart 2010 Tarihli Esendere
ve Sero Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair
Anlaşmada Değişiklik Yapan Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısının
oylaması
13.- (S.
Sayısı: 169) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey
İrlanda Birleşik Krallık Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısının oylaması
14.- (S.
Sayısı: 195) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
15.- (S.
Sayısı: 109) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
XII.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Giresun
Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun, fındık, çay,
şeker ve antep fıstığı ithalatının
gerekçelerine ve etkilerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekcinin cevabı (7/10090)
2.- İstanbul
Milletvekili Oğuz Kaan Salıcının, 2 Aralık 2016
tarihinden itibaren döviz bozduran vatandaşlara ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşekin cevabı
(7/10496)
3.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Yardımcı Hizmetler
Sınıfının kaldırılarak
çalışanların Genel İdare Hizmetleri Sınıfına
alınmasına yönelik bir düzenleme yapılıp
yapılmayacağına ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun cevabı (7/10506)
4.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, kamuda farklı istihdam
uygulamalarının kaldırılmasına yönelik bir
çalışma yapılıp yapılmadığına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı (7/10509)
5.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, İşsizlik Sigortası Fonuna
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı (7/10512)
6.- İzmir
Milletvekili Ali Yiğitin, özel istihdam bürolarına ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı (7/10514)
7.- Uşak
Milletvekili Özkan Yalımın, Muğladan Bitlise yapılan bir
görevlendirmeye ve mobbing iddialarına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı (7/10667)
8.- Edirne
Milletvekili Erdin Bircanın, Edirnede ve Türkiye genelinde 2010-2016
yılları arasında İŞKURa başvuru yapan ve
İŞKUR aracılığıyla iş bulan kişilere,
işsizlik sigortasından yararlanmak için başvuranlara ve
yararlananlara ve işsizlik oranlarına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı (7/10668)
9.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, sosyal medya
paylaşımları sebebiyle hakkında işlem yapılan
kurum personeline ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin
cevabı (7/10771)
10.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarca Adıyamana
yönelik hizmetler için ayrılan ödeneklere ilişkin sorusu ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkcinin cevabı (7/10851)
11.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın, bir devlet bankası
tarafından yapılan borç yapılandırma işlemlerine
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/10910)
12.- Artvin
Milletvekili Uğur Bayraktutanın, toplum yararına programlar
(TYP) kapsamında istihdam edilenlere ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlunun
cevabı (7/10925)
13.-
Ağrı Milletvekili Berdan Öztürkün, Ağrıdaki hava
kirliliğine, katı yakıt ve doğalgaz kullanımına
ve hava kirliliğinin önlenmesi için yapılan çalışmalara
ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/10971)
14.- Antalya
Milletvekili Çetin Osman Budakın, Antalyada atık depolama, bertaraf
ya da geri kazanım faaliyetlerine izin verilen noktalara, Korkuteli ilçesi
Güzle köyünde faaliyet gösteren firmalara ve şikayetlerle ilgili
işlemlere ilişkin sorusu ve Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı (7/10972)
15.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, 2015-2017
yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşların
taraf olduğu adli ve idari davalara, icra işlemlerine ve satın
aldıkları hukuk ve danışmanlık hizmetlerine
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı
(7/11003)
16.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, 2015-2017
yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşların
taraf olduğu adli ve idari davalara, icra işlemlerine ve satın
aldıkları hukuk ve danışmanlık hizmetlerine
ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkcinin
cevabı (7/11016)
17.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmenin, Adana İline yapılan ve
yapılması planlanan yatırımlara ilişkin sorusu ve
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkcinin cevabı (7/11017)
18.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, İstanbulda
Bakanlığa ait arsa ve arazilere ve bunların satış ve
kiralama işlemlerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı
Bülent Tüfenkcinin cevabı (7/11133)
19.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulunun, Bakanlıkta
görev yapan özel kalem müdürlerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret
Bakanı Bülent Tüfenkcinin cevabı (7/11134)
20.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın, 2016 yılında Halk
Bankası Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürlüğünce borçları
yeniden yapılandırılan firma sayısına,
yapılandırılan borç miktarına ve vefa hakkı
kullanımına ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşekin cevabı (7/11190)
21.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın, bir devlet bankası
tarafından yapılan borç yapılandırma işlemlerine
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/11191)
22.- Antalya
Milletvekili Çetin Osman Budakın, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanununun
Cumhurbaşkanlığına gönderimine ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Ahmet Aydının
cevabı (7/11362)
14 Şubat 2017 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.02
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet Akif HAMZAÇEBİ
KÂTİP ÜYELER: Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Sema KIRCI (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
69uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, 14 Şubat Sevgililer Gününü kutladığına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bugün
Sevgililer Günü. Sevgi, hayatımızın olmazsa olmazı,
yaşamı anlamlı kılan en önemli kavram. Sevgi olmayınca
her şey eksik kalır. Sevgiyi yitiren toplumlarda dayanışma
duygusu zamanla yok olur. Sevgisizlik, toplumu bir arada güçlü tutan
bağları da zedeler. Sevgi yoksa, ortak sevinçlerimiz
olmayacağı gibi ortak yaslarımız da olmaz.
Bu toprakların sevgi eri Hacı
Bektaş-ı Velinin dediği gibi:
Sevgi varken nefret niye?
Barış varken savaş niye?
Kardeşlik varken didişmek niye?
Dostluk varken düşmanlık niye?
Hoşgörü varken bağnazlık niye?
Özgürlük varken tutsaklık niye?
Adalet varken haksızlık niye? (AK
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Hacı Bektaş-ı Velinin bu güzel
dizelerinden sonra sanki sevgi konusunda insan her şeyi söylemiş gibi
hisseder ama sevgi o kadar derin bir kavram ki, edebiyatımızda bunu
derinliğine o kadar işleyen insanlar var ki onların bir
ikisinden söz etmesem Sevgililer Günündeki bu sevgi konuşması çok
eksik kalır. Özellikle iki şairden söz etmek istiyorum; birisi Cemal
Süreya, diğeri ise Sezai Karakoç.
Cemal Süreya sevgi ve sevgiliyi, hüznü ince ince
işlediği o olağanüstü mimarisi içinde, Göçebesiyle,
Üvercinkasıyla, âdeta hiç bitmeyecek bir yolculuğa
çıkarır. Gerçekten, insan kendisini bu yolculuğa
kaptırdığında bu yolculuğun hiç bitmemesini, sona
ermemesini ister.
Öte yandan Sezai Karakoç Monna Rosa, medeniyet
şehri İstanbul, Hazreti Peygamber ve Yüce Yaratıcıya olan
sevgisini yaratıcı ve medeniyet eksenli bir çerçevede
anlattığı Sevgili, en sevgili, ey sevgili dizeleriyle
başladığı Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine
şiirinde sevgili kavramını yaşamımızın
bütün alanlarını kuşatan bir çerçeveye taşır.
Sevgi gibi güçlü bir duygunun yüreklerimizdeki ve
toplumdaki yerini koruması umuduyla, 14 Şubat Sevgililer Gününde,
tüm olumsuzluklara rağmen yüreğindeki sevgiyi taşımaya
devam eden tüm insanlarımıza ve siz değerli milletvekili
arkadaşlarıma en içten sevgilerimi sunuyorum. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Hızır
orucu hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Müslüm Doğana
aittir.
Buyurunuz Sayın Doğan. (HDP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İzmir Milletvekili Müslüm Doğanın,
Hızır orucuna ilişkin gündem dışı konuşması
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Alevi inancı ve
öğretisinin kutsal günlerinden biri olan Hızır orucunun ikinci
günü. Tüm canların tuttukları orucun Hak divanına
yazılmasını Haktan niyaz ediyorum.
Bu günde Aleviler üç gün oruç tutarlar;
Hızır aşkına, erleri, pirleri, yoldaşları,
uluları adına Hızır şahsında üç gün oruç
tutarlar. Hızır, Alevilere göre, yoksulun, güçsüzün yanında, dar
günün dostudur. O, yoktan var olmamıştır; o, her yerde her zaman
vardır, özlem ve umudun adıdır, mazlumun acısına ortak
olandır. Hızır, yârdir, yârendir, yoldaştır,
acını bilendir, yaralara merhem olandır. Bu yüzdendir ki
çağırılırken Yetiş ya boz atlı Hızır!
denilerek
Hızır, doğaya yeniden can verendir.
Hızırın bastığı yer can bulur. O, baharın
müjdecisi, doğanın bereketidir, yeniden doğuşun
yansımasıdır. Hızır, direnen, biat etmeyen, mazlumun,
hakkın ve adaletin koruyucusudur. O, zalime karşı her zaman
mazlumun koruyucusu olmuş, olmaya da devam edecektir. Hızır
ayında semahlarını dönüp evrene, insanlığa,
doğaya, suya, ateşe, yeniden doğuşa dua verilir. Nefsini,
vicdanını, ahlaki duruşunu gözden geçirme ayıdır bu
ay. Hızır, bizlere, tüm Alevi inanç topluluklarına yüzünü kadim
tarihine, köklerine dönmeyi, yeniden doğuşu vadetmektedir. Pir
taliplerine, talip pirine, mürşit pirine, musahip musahibine,
kısacası ikrarımıza yeniden sahip çıkmakla yolun
sadıkları olurlar.
Aleviler, yolun çar anasırı olan toprak,
ateş, su, güneşten duasını alan inancın ve
öğretisinin insanlarıdır. Yol aşktır,
ışıktır, sevgidir, umuttur. Hızır yoldur,
aşktır, sevgidir ve umuttur. Hızır yola can olmayı
bilendir. Bilen insan yolunu ve kendini de bilmiştir. Yoldan ayrı
düşmek kendi kutsallıklarından kopmaktır. Lokmalar
barışa, insanlığa ve evrene, darda olana adanır.
Ülkemiz halklarının birliğinin,
dayanışmasının, ahlaki değerlerinin gelişmesinin
lokmasıdır Hızır lokması. Lokmalar, suları
kadınlara, çocuklara, darda kalanlara adanır. Semahlar, nefesleri,
muhabbetler, deyişleri hak için, halk için direnenlere adanır çünkü
Hızır özgürlük diyenlerin, hakikat
arayışçılarının, darda kalanın yâr ve
yardımcısıdır.
Size Hızıra yazılmış bir
şiiri, mersiyeyi okumak istiyorum: Zordayız ya Hızır/
Zalimin ve zorbanın elinde, düşkünün dilindeyiz/ Boz atlı, nur
yüzlü, ak sakallı pirim, yoldaşım, yol bilenim, ya
Hızır, neredesin?/ Bize güç olmuştun, umut olmuştun/ Biz
seni, sen bizi unutmuşa benziyorsun ya Hızır/ Çok mu
uzaktasın?/ Deryalara dalıp İlyas, dağlarda Nebi oldun/
Gökyüzünde ay ve güneş oldun, karanlıkları aydınlığa
çıkardın/ Ne oldu sana pirim, neredesin?/ Bilmez misin
yazılanı, okunanı, tarikatı, yola gireni, pire
bağlananı duydun mu pirim?/ Rızalık
alındığını, aklanmak için dara duran canı gördün
mü pirim?/ Hakkın yüzüne kim ulaşmış, Hak
kapısına kim gitmiş, Hak âşığı duydun mu
pirim?/ Hakikat aleminde yüzeni, hakikat yolunu bileni gördün mü pirim/
Hakkullah vereni, hâl ehlini, hakikat sırrını bileni gördün mü
pirim/ İkrar ayinini, ikrar edeni, ikrar kurbanını, ikrara
bağlananı gördün mü pirim?/ Düşkünlük darı kurulmuyor,
düşkünlük erkânı nerede?/ Düşkün ocağının
ateşi sönmüş ya pirim/ Ya yetiş Hızıre kal. derdi
Dersimli, Koçgirili, Vartolu, Kiğılı/ Dağdaki geyiklerle
gezerdin, sevdalı yüreklere umut olurdun, ne oldu sana?/ Kimseler görmedi
seni yakın zamanda/ Şah-ı Horasanı niyaz ederim.
Şahı Merdanı, Şah-ı Şehidanı,
Şah-ı Velayeti çıkaramam aklımdan/ Hangi dondasın
pirim?/ Yoksa sen de mi Akıl ermez Yaradanın sırrına. diyorsun?/
Bir gece Rüyama gir. diye yakaran, sabah kalkıp yönünü Hakka dönen, kâmil
ile kardeş olmaya can atan yol erlerine görün Pirim/ Bilirim, binbir donda
görünürsün; bir zamanlar Musa, bir zamanlar Babek oldun; bir zamanlar Eba
Müslim, Hallaç oldun, Nesimi oldun, Pir Sultan oldun ve de Deniz oldun lakin
hangi donda yeniden görüneceğini merak ederim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
Gündem dışı ikinci söz, 13 Şubat
Erzincanın düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl
dönümü münasebetiyle söz isteyen Erzincan Milletvekili Serkan Bayrama aittir.
Biz de Erzincanın kurtuluşunu kutluyoruz.
Buyurunuz Sayın Bayram. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2.- Erzincan Milletvekili Serkan Bayramın, 13 Şubat
Erzincanın düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
SERKAN BAYRAM (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biraz önceki konuşmacı
arkadaşımız Hızır orucunun ikinci günü münasebetiyle
tutulan oruçtan bahisle konuya değindi. Ben de Alevi kardeşlerimizin
tutmuş olduğu bu orucun mübarek olmasını ve Allahın
kabul etmesini diliyorum.
Hızır orucu bir umut, bir gelecek, bir
tasavvur. İnşallah, yeni dönemde ülkemiz için bu, umut ve tasavvurun
tecellisi olur diyorum.
Yine, Başkanımız güzel bir günün
önemine değinen bir konuşma yaptı, 14 Şubat Dünya
Sevgililer Günüyle alakalı. Bizler de diyoruz ki bizim milletimize
sevdamız var. 14 Şubatın Sevgililer Günüyle beraber millete
sevdalılar günü olmasını da yüce Meclisime öneriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
13 Şubat,
Erzincanımızın kurtuluş mücadelesinin, destan yazarak,
milletimizin azmi ve gayretiyle, inancıyla, hiçbir gücün
duramayacağını ilan ettiği bir gündür.
Erzincanımız, yiğit, mert ve vatansever insanlarıyla
yokluk içinde, o günün şartlarında genciyle,
yaşlısıyla üstüne bastığımız bu
toprakları vatan yapmış, ay yıldızlı
bayrağımızın ebediyete kadar semalardan
indirilmeyeceğini tüm dünyaya ispatlamıştır. Millî
Mücadelenin Anadoluda dalga dalga yayıldığı yıllarda
Gazi Mustafa Kemalin yaktığı hürriyet meşalesinde birer
nefer olmayı kendilerine şeref kabul ederek, önce vatan diyerek
Çanakkale geçilmez ruhunu burada göstermiş ve hiçbir zaman esarete boyun
eğmeyeceğini tüm fertleriyle tek yürek, tek bilek olarak ispat
etmiştir.
Çok değerli
milletvekillerimiz, yakın zamanda, 15 Temmuzda, malum, hain bir darbe
girişimi oldu, ikinci bir kurtuluş savaşı mücadelesi
verdik. Demokratik yollarla seçilmiş meşru
Cumhurbaşkanını, Hükûmeti ve Parlamentoyu devre
dışı bırakarak kendi iradesini ülkeye egemen kılmak
amacıyla şiddet, tehdit ve yöntemlerle her türlü kötülüğü de
düşünerek ülkemizin kaderiyle, geleceğiyle oynanmaya
çalışılmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisini ve
devletimizin stratejik kurumlarını da bombalayarak bu hain saldırıları
gerçekleştirmişlerdir. Ancak milletimizin dik duruşu, Sayın
Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın
dirayetiyle, ferasetiyle milletimiz darbe yapanlara karşı darbe
yapmıştır. Böyle bir hadisenin yaşanmaması için de
gerekli düzenlemeler olağanüstü hâl kanunu kapsamında yapılmakta
ve devam etmektedir. Bu süreçte, her zaman olduğu gibi, dik duruşuyla
bizlere rehberlik eden Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan ve yol arkadaşı Başbakanımız Sayın
Binali Yıldırım Beye, tüm bakan ve milletvekillerimize,
askerlerimize, polislerimize ve aziz milletimize çok teşekkür ediyorum. 13
Şubat Kurtuluş Gününde aziz hemşehrilerimi de saygıyla,
muhabbetle selamlıyorum. Bu vesileyle, aynı memleket sevgisiyle
mücadele ederek Erzincanı düşmanlara teslim etmeyen vatan evlatlarını,
tüm Anadoludaki Millî Mücadelede, Çanakkalede, 15 Temmuz darbe gecesinde ve
bugün terör örgütlerine karşı mücadele ederek canını bu
toprakların bağımsızlığına adayan aziz
şehitlerimizi; iki gün önce El Babda şehit düşen, Giresun
milletvekilimizin de yeğeni olan, aynı zamanda Refahiyenin de
evladı olan Teğmen Furkan Yayla kardeşimizi, yine, şehit
düşen Erzincanlı Murat Tevlim kardeşimi rahmetle anıyor;
hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Bayram.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Başkanlık Divanı olarak şehit düşen
askerlere Allahtan rahmet dilediklerine ve Hızır orucu tutan
vatandaşların ibadetlerinin Hak katında kabulünü dilediğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Şehit düşen askerlerimize
Başkanlık Divanı olarak biz de Allahtan rahmet diliyoruz, Türk
Silahlı Kuvvetlerine ve milletimize başsağlığı
diliyoruz.
Yine, Hızır orucu tutan
vatandaşlarımızın tuttukları oruçların,
yaptıkları ibadetlerin Hak katında kabulünü diliyorum.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları (Devam)
3.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın,
Balıkesir ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Balıkesirin sorunları hakkında söz isteyen Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçaya aittir.
Buyurunuz Sayın Havutça. (CHP
sıralarından alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Balıkesirin sorunları üzerinde gündem dışı söz
aldım, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Balıkesir,
Kuvayımilliyenin topraklarıdır, Balıkesir, özgürlük ve
bağımsızlık meşalesinin yakıldığı,
örgütlenmenin yapıldığı, ilk ve son kurşunun
atıldığı topraklardır. Yani kısacası,
Balıkesir, Kurtuluş Savaşının özeti gibidir. İlk
kurşun Ayvalıkta, son kurşun Bandırma Ayyıldız
Tepede atılmıştır. Balıkesir, kahramanlar şehridir.
O, Çanakkale kahramanı, Çanakkale savaşlarında 276 kilo topu
kaldırıp emperyalizme diz çöktüren Koca Seyitin memleketidir,
Havranın memleketidir. Şimdi de aramızdadır o Koca
Seyitin torunu, Sadullah, şu anda bizi seyrediyor, atasıyla da gurur
duyuyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Sevgili hemşehrilerim,
Balıkesirde biz bu toprakları kanla, mücadeleyle aldık ama
atalarının mücadele ettiği toprakları bugün haraç mezat
Balıkesirlinin ellerinden almak istiyorlar. Bakın, bizim bugün
Balıkesir merkezde 1/100.000lik plan onaylandı, geçen yıl Büyükşehir
Belediyesi onayladı; şu anda buna ilişkin itirazlar, davalar
devam ediyor ancak daha henüz bunlar kesinleşmeden Balıkesir
merkezdeki Adalet ve Kalkınma Partili (AKPli) belediye ve diğer
Karesi Belediyesi 1/5.000lik planları mecliste onaylayıp uygulamaya
koydular. Burada ne oldu bakın şimdi? Balıkesirde Türkiyenin
2nci büyük küçük sanayi sitesi var arkadaşlar, tam 1.100 dükkân, 10 bin
çalışan var burada. Bunların hiç haberi yok, Büyükşehir
Belediyesi, aldığı kararla buraya AVM yapacak, rezidans yapacak,
iş merkezi yapacak; bizim esnafımızı,
karısının bileziğini satmış, çocuğunun
sünnet altınlarını satmış, dükkân almış,
otuz yıldan beri oradan ekmek yiyen Süleyman ustayı, boyacı
İsmail ustayı kapı dışarı ediyor. Nereye
gidecekler, ne yapacaklar, kredi yok, para yok! Bu insanlar bugün böyle bir
sorunla karşı karşıya. Biz buradan belediyeyi
uyarıyoruz: Haddinizi bilin, vatandaşın mülkiyet hakkına
kesinlikle saldırmayın.
Değerli milletvekilleri, bakın, yine
Balıkesirin etrafında büyük bir rant var şu anda.
Balıkesir merkeze yakın Kabakdere köyünde 470 dönüm yeri üst düzey
siyasetçilerin danışmanları imar planları yapılmadan
önce almış, köylülerin elinden ucuza aldıkları bu yerleri
kapatarak şu anda kendilerine büyük imar rantı sağlamışlardır.
Bu, sadece orada mı? Hayır. Balya Müstecap köyünde, Orada organize
sanayi yapacağız. düşüncesiyle, tavrıyla, planıyla
köylülerin elinden dönümü 3 bin liraya, 2 bin liraya yer kapatmaktadırlar.
Bu senaryoyu biz Bandırmada gördük. Köylünün elinden dönümünü 10 bin
liraya aldıkları yerleri sanayi alanına çevirerek dönümünde 200
bin liraya kadar rant sağlamışlardır. Biz buradan Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmetini, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığını uyarıyoruz. Bu toprakların
birtakım Ali Cengiz oyunlarıyla artırılan rantı bu
milletin rantıdır, halkın rantıdır; sermayeye rantı
peşkeş çekmeyin, buradan uyarıyoruz.
Yine, bizim Susurluk Şeker Fabrikası.
Bölgeye hayat veren ve gerçekten de sadece hayvancılığın,
üreticiliğin değil, bölgenin önemli bir ekonomik potansiyeli. Sadece
bugün için orada çalışan 353 kişi ve yılda Türkiye'ye
sağladığı potansiyel ekonomik değer 1 milyon lira ve
şu anda Adalet ve Kalkınma Partisinin yanlış şeker
politikası sebebiyle bölge çiftçisi büyük bir ızdırap
içerisinde.
Buradan sesleniyoruz: Bundan iki yıl önce 8 bin
üreticiyle sözleşme yapan şeker fabrikası, bugün sadece 500
çiftçiyle sözleşme yapıyor. Bölge halkı Susurlukta şeker
fabrikasının derhâl rantabl çalışması için gerekli
önlemlerin alınmasını diliyor.
Sevgili milletvekili arkadaşlarım, bugün
Sayın Başkan çok güzel bir açılış yaptı; sevgiye,
barışa, kardeşliğe ihtiyacı olan bir dönemdeyiz. Ben
de sözlerimi Orhan Velinin güzel bir şiiriyle bitirmek istiyorum.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Diyorum ve yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Havutça.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükün 59uncu
maddesine göre yapılan gündem dışı konuşmalar sona
ermiştir.
Şimdi, elektronik sisteme girerek söz talep
eden milletvekillerine talep sırasını gözeterek söz
vereceğim.
Söz verme işlemini başlatıyorum.
Sayın Gürer.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Hızır oruçlarının
kabul olmasını dilediğine ve Niğdenin bazı
ilçelerinde patates üreticilerine teşvik ve destek verilmesi konusunda
Hükûmetin harekete geçmesini istediğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle, oruç tutan canların Hak erenler
Hızır orucunu kabul etsin. Bugünün özelinde hiç kimsenin sevgisiz
kalmamasını ve sevginin yaşamımızı
sarmalamasını temenni ediyorum.
Hafta sonu Niğde
ilimizde ilçe, kasaba ve köyleri bir kez daha ziyaret ettim. Kasaba
köylerimizin farklı sorunları var, ancak Çiftlik Bozköy, Azatlı,
Kula, Şeyhlerde üreticiler patatesi depoda bırakmışlar ve
tüccar gelmediği için maliyetine dahi almadığından şu
anda ürünleri depoda. Bir iki ay içinde çillenme meydana gelebileceği için
Hükûmete seslerini duyurmak istiyorlar. Eğer teşvik ve destek
vermezlerse patatesin bu yıl da geçen yıl olduğu gibi
çürüyeceğini belirtiyorlar. Bu konuda Hükûmetin bir an önce harekete
geçmesini istiyorlar.
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın
Kaplan Hürriyet
2.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, iktidarın
referandumda evet diyecek vatandaşları terörist ve darbeci ilan
etmesine ve hayır diyecek olmalarının nedenlerine ilişkin
açıklaması
FATMA KAPLAN HÜRRİYET
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
2010 referandumunda millî
iradeyi fesada uğratarak darbelerin temelini atan iktidar sahipleri
şimdi kalkmış hayır diyenleri terörist ve darbeci ilan
ediyor.
On beş yıllık
iktidarınızda PKKyla birlikte evet demiştiniz, FETÖyle
birlikte evet demiştiniz. Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında
Atatürkçü subaylara kumpas kuran iktidar-FETÖ ortaklığı hâlâ
hafızalarımızda iken şimdi bu kumpas mağdurları
hayır dediğinde FETÖcü olacaklar, öyle mi? İşte tam da
bu yüzden, vatandaşı PKK ve FETÖyle bir tuttuğunuz için
hayır diyoruz. Terör örgütleriyle dün kucak kucağa oturduğunuz
için hayır diyoruz. Kandırıldığınız ve
sürekli kazık yediğiniz için hayır diyoruz. Bilim insanını,
sanatçıyı, yazarı, çizeri, işçiyi, çiftçiyi, madenciyi,
gazeteciyi, itaat etmeyen herkesi düşman bilenlere hayır diyoruz.
Kula kul olmayacağız ve önümüze kurulan başkanlık
mayınına basmayacağız.
BAŞKAN Sayın
Yalım
3.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın,
Uşakın Eşme ilçesi ve köylerindeki tütün üreticilerinin
mağduriyetlerine ve muhtarların sorunlarına ilişkin
açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Buradan bütün
vatandaşlarımıza hayırlı günler diliyorum.
Uşakın Eşme
ilçesi ve köylerinde çokça tütün üretimi yapılmaktadır. Çiftçilerin
ve üreticilerin tütünleri eksperler tarafından tespit edildi ve
alındı ancak iki ay geçmesine rağmen hâlâ tütünler çiftçilerden
toparlanmadı; köylülere 1 TL bile avans verilmedi. Ayrıca,
sözleşmede yazılan başfiyatın da kat kat altında bir
alım yapılmaktadır. Fiyatları bu şekilde
belirlemişlerdir ve de çiftçi oldukça mağdurdur.
Bu arada, çok değerli
muhtarlarımızın -geçen hafta yaptığım
konuşmadaki gibi tekrarlıyorum- sosyal sigortalarının
devlet tarafından yatırılmasının,
maaşlarının 1.750 TL yapılmasının ve de muhtarlarımızı
Beştepeye toplamayla muhtarların problemlerinin çözülmediğinin
altını tekrar çiziyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Arık
4.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, bu vatan
çocuklarının Suriye topraklarında şehit olduğuna,
Suriyelilerce öldürülen vatandaşlar olduğuna ve sorumluları
hamaset nutuklarını bırakıp Türkiyeyi düşürdükleri bu
durumun hesabını vermeye davet ettiğine ilişkin
açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanının çocukları,
Başbakanın çocukları gemicik üzerine gemicik alırken,
bakanların çocukları trilyonlara birkaç kuruş der iken bu
vatanın çocukları da Suriye topraklarında şehit oluyor.
Şimdi de bu beyler Anayasa değişikliğiyle 18
yaşındaki çocuklarını askerlikten muaf edip milletvekili yapmanın
hayalini kuruyor. Bir yandan da bu fotoğrafta görüldüğü gibi,
şehidin babasını saygın dirsekleriyle itip şehit
cenazesinde poz verme yarışına giriyorlar.
Bugün de Kayseride Mehmet Akkoyun adındaki
vatandaşımız, 3 Suriyeli tarafından bıçaklanarak öldürüldü,
kavgayı ayırmak isteyen Yusuf Yurdakul ağır yaralandı.
Merhum kardeşimize Allahtan rahmet, yaralı kardeşimize acil
şifalar diliyorum. Sorumluları, hamaset nutuklarını
bırakıp Türkiyeyi düşürdükleri bu durumun hesabını
vermeye davet ediyorum.
Hayırlı günler diliyorum, teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Sayın Zeybek
5.- Samsun Milletvekili Kemal Zeybekin, AKPnin uluslararası
tekelci sermayenin baskısıyla ülkedeki tütün üretimini
engellediğine ve 2017 yılında tütün üretiminin millî ürünler
arasından kaldırılarak alan bazlı tarım
desteğinin tamamen kesildiğine ilişkin açıklaması
KEMAL ZEYBEK (Samsun) Ülkemizde üretimi
yapılan her türlü ürün millî değerdir, millî üründür. Çiftçilerimizin
ülkemizin her tarafında ürettiği ürünler arasında tütün de
Samsun
da tütün üretiminin en yüksek kalite ve en yüksek seviyede
yapıldığı illerimizden birisidir. Türkiyede ve dünyada da
sayılı markalar arasına giren -isimleriyle
adlandırılan- Samsun Bafra sigara fabrikasında şu anda
üretim tamamen durdurulmuştur. AKP, uluslararası tekelci sermayenin
baskısıyla ülkemizin tütün üretimini engellemiş, 2017
yılında Tarım Bakanlığı tütün üretimini millî
ürünler arasından kaldırarak alan bazlı tarım desteğini
tamamen kesmiştir. AKP, tütün üreticisine tarım
düşmanlığını ve uygulamalarını bir daha
tescil etmiştir. Tütün ve tarım ürünlerinin desteklenmesi için
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak her türlü desteğimizi üretim için,
çiftçilerimiz için her zaman
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Zeybek.
Sayın Burcu Köksal
6.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, referandum
öncesi evetçi ve hayırcılar arasında toplumsal
kutuplaşma yaratılmaya çalışıldığına ve
hayır oyu vereceğini söylediği için işinden kovulan
İrfan Değirmencinin yanında olduklarına ilişkin
açıklaması
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, Anayasa değişikliğine ilişkin referandum
öncesi, evetçi ve hayırcılar arasında toplumsal
kutuplaşma yaratılmaya çalışıldığını
görüyoruz. Bu süreçte evet diyeceğini açıklayanlar hayatlarına
devam ederken hayır vereceğini söyleyenler terörist, vatan haini
ilan edilip işlerinden atılabilmektedir. Bunun son örneği, bir
medya kuruluşunda görevini başarıyla sürdüren Afyonkarahisarlı
hemşehrimiz, gururumuz İrfan Değirmencidir. Hayır oyu
vereceğini söylediği için işinden kovulan Değirmenci
yalnız değildir. Afyonkarahisarlı tüm yurtseverler ve milyonlar
Afyonun yiğit evladı İrfan Değirmencinin yanındadır.
BAŞKAN Sayın Selina Doğan
7.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, Freemuse
tarafından hazırlanan Art Under Threat adlı raporda
Türkiyenin sanatçılara yönelik ciddi hak ihlallerinin
yaşandığı ülkeler arasında 2nci sırada yer
aldığına ilişkin açıklaması
SELİNA DOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, Danimarka merkezli ifade özgürlüğü organizasyonu Freemuse
2016 yılında tüm dünyada sanata ve sanatçılara yönelik sansür,
saldırı ve hak ihlallerine ilişkin olarak
hazırladığı Art Under Threat (Tehdit Altında Sanat)
adlı raporunu açıkladı. Raporda Türkiye, sanatçılara
yönelik ciddi hak ihlallerinin yaşandığı ülkeler
arasında 2nci sırada yer aldı. İlk sırada
İranın yer aldığı raporda İran ve Türkiyeyi
Mısır, Nijerya, Çin, Malezya, Suriye, Tanzanya ve Özbekistan izliyor.
Bu rapor bile AKP iktidarında Türkiye'nin geldiği yeri gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde
Sayın Cumhurbaşkanının söylediği Ülkemizin
geçtiğimiz on dört yılda yaşadığı büyük
dönüşümün en zayıf halkalarını ne yazık ki eğitim
ve kültür oluşturuyor. ifadesi bu konuda bir itiraf niteliğinde.
Türkiye'nin bu kara listeden çıkması için
bir an evvel sanat ve sanatçılar üzerindeki baskıya son verilmeli;
elmas, pırlanta, yat, tekne ve kotradan kaldırılan özel tüketim
vergisi kültür ve sanat ürünlerinden de kaldırılmalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Erkek
8.- Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkekin, Hızır
orucu tutanların oruçlarının kabul olmasını
dilediğine ve 14 Şubat Sevgililer Gününe ilişkin
açıklaması
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Meclis çalışmalarımızın
hayırlı olmasını diliyorum.
Alevi kardeşlerimiz Hızır orucu
tutuyorlar. Oruçları ve lokmaları kabul olsun.
Yine, bugün Sevgililer Günü. Sevgiyi tabii ki bir
güne değil, yaşamımızın her anına
katmalıyız diyorum. Konfüçyüsün çok güzel bir sözünü
hatırlatmak istiyorum: İnsan iki kanatla uçar; birisi bilgi,
diğeri sevgi. Yine Hacı Bektaştan çok güzel iki mısrayı
paylaşmak istiyorum: Hırslar, kinler yok olur aşkla
meydanımızda/ Aslanlarla ceylanlar dosttur
kucağımızda. Evet, sevgiye, dostluğa çok
ihtiyacımız olan bir dönemden geçiyoruz. Bu nedenle ben, sevgiyi,
dostluğu, barışı, kardeşliği tehdit edenlere,
bizi ayrıştıranlara ve bölenlere Hayır diyorum,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Karabıyık
9.- Bursa Milletvekili Lale Karabıyıkın, 14
Şubat Sevgililer Gününü kutladığına ve sosyal medya
hesaplarında siyaset yaparak görüşlerini açıklayan rektörleri
kınadığına ilişkin açıklaması
LALE KARABIYIK (Bursa) Aile
ve çocuk sevgisi, doğa sevgisi, millet sevgisi, vatan sevgisi, cumhuriyete
olan bağlılığımız, Mustafa Kemal Atatürke olan
minnet borcumuz ve sevgimiz, bunlar çok önemli değerlerimiz. Bütün
vatandaşlarımızın Sevgililer Gününü kutluyor,
sevdikleriyle mutlu, özgür, sıkıntı yaşamadan, hukukun
üstünlüğünün hüküm sürdüğü cumhuriyet ışığı
altında hayırlı ömürler diliyorum.
Bir başka nokta: Üniversite rektörleri
kesinlikle siyaset yapamazlar, kanunen yasaktır. Siyasi görüşlerini
ifade etmeleri de asla etik değildir. Ancak, sosyal medya
hesaplarında siyaset yaparak görüşlerini açıklayan ve her türlü
konuşmayı yapan rektörleri kınıyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Kuyucuoğlu
10.- Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlunun, referandum
süreci başlamadan halkı ayrıştırma ve bölme
siyasetinin başladığına ilişkin açıklaması
SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Maalesef, daha referandum süreci başlamadan
halkı ayrıştırma ve bölme siyaseti başladı.
Anlaşılan o ki her seçim döneminde olduğu gibi bu referandum sürecinde
de AKPnin, sistematik olarak, insanımızı
kutuplaştırma politikalarını sıkça göreceğiz. Bu
anlayıştan yola çıkarak AKP referandum sürecindeki seçim
propagandasını da belirledi: Hayır. diyenler PKKlı,
FETÖcü yani terörist.
Şimdi bir şeyi hatırlatmak istiyorum;
biz PKKya Hayır. derken siz Evet. diyordunuz, biz FETÖye
Hayır. derken siz Evet. diyordunuz. Şimdi biz diktatörlüğe
Hayır. diyoruz siz Evet. diyorsunuz. Vatanı bölmek isteyen bütün
güçlerin ekmeğine bu Anayasa değişikliğiyle yağ
sürecek olan da sizsiniz. Peki, nasıl oluyor da vatanını
sevdiği için Hayır. diyen insanlar terörist ilan ediliyor?
Sevgiyle kalın diyorum.
BAŞKAN Sayın Yılmaztekin
11.- Şanlıurfa Milletvekili Kemalettin
Yılmaztekinin, İstanbul Maltepede başörtülü genç bir kıza
minibüste yapılan aşağılık saldırıyı
kınadığına ilişkin açıklaması
KEMALETTİN YILMAZTEKİN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri;
İstanbul Maltepede başörtülü genç bir hanımefendiye minibüste
yapılan aşağılık saldırıyı
kınıyorum. Bu saldırı, kendisini çağdaş zanneden,
bu ülkenin sahibi gibi gören bir zavallının acınası ruh
hâlini ortaya koymuştur. Bu saldırı, hâlen, insanların
başörtüsüne, inancına ve değerlerine kuduz bir köpek gibi
saldırma cüreti bulan kara cahil bir zihniyetin
varlığını gözler önüne sermiştir. Bu zihniyetle her
nerede ve ne şartla olursa olsun mücadele edeceğimizin, nereden
geldiği ve nereden türediği belli olmayan azgın bir
azınlığın bu ülkede asla tahakküm
kuramayacaklarının bilinmesini istiyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın İmran Kılıç
12.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, sevginin Yüce Allahın en büyük lütfu
olduğuna ve sevgide de nefrette de dengeli olunması gerektiğine
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ
(Kahramanmaraş) Sevgi bize Yüce Allahın en büyük bir lütfudur.
Kişiler sevmedikleri şeyi unuturlar. İnsanların en kötüsü
sevmeyen ve sevilmeyendir. Sevdiğini elde edemezsen elde ettiğini
sevmeye çalış. Amaç sevgi uğruna ölmek değil, uğrunda
ölünecek sevgi bulmaktır. Sevgi birliğe, bencillik
yalnızlığa götürür. Sevgin yoksa dost arama. Sevmek göz göze
değil aynı yöne bakmaktır. Sevilmek sevmekten çok daha üstündür.
Sevilmek için sevimli olunmalıdır. Bir şeyi sevmedikçe onu
anlayıp öğrenemezsin. Ülfetin şartı külfet olmamaktır.
Görevin öğretilmesinden çok, sevdirilmesi gerekir. Sevilmeyen yol
kalabalıkken bile ıssızdır. Birini sevmek onu mutlu etmeyi
düşünmek demektir. Sev seni seveni hâk ile yeksan ise, sevme seni
sevmeyeni Mısır'a sultan ise. Sevgide de nefrette de dengeli
olunmalıdır.
BAŞKAN - Sayın
Balta
13.- Trabzon Milletvekili Muhammet Baltanın,
Vakfıkebirin düşman işgalinden kurtuluşunun 99uncu
yıl dönümüne ve 14 Şubat Sevgililer Gününü
kutladığına ilişkin açıklaması
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Türkiye'nin birçok iliyle birlikte Trabzonun
Vakfıkebir ilçesi de 1916 yılında Rus birlikleri tarafından
işgal edilmişti. 14 Şubat 1918 tarihinde Trabzonun yiğit
ve mert insanlarının birliğinden ve beraberliğinden
doğan güç ve cesaretle ekmeğiyle meşhur olan
Vakfıkebirimiz düşman işgalinden kurtulmuştur. Bu
vesileyle vatan, millet, bayrak uğruna can veren tüm şehitlerimizi
rahmetle anıyor, gazilerimize uzun ömürler diliyor, Vakfıkebirimizin
99uncu kurtuluş yıl dönümünü ve 14 Şubat Sevgililer Gününü
kutluyorum. Trabzonlu hemşehrilerimize ve aziz milletimize
selamlarımı, saygılarımı arz ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Balta.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Vakfıkebirin düşman işgalinden kurtuluşunun
99uncu yıl dönümüne ilişkin konuşması
BAŞKAN Vakfıkebirin düşman
işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünü ben de kutluyorum ve tüm
Vakfıkebirlilere selamlarımı gönderiyorum.
Sayın İbrahim Aydemir
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
14.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, Erzurumda 2017
Avrupa Gençlik Kış Oyunları Festivali yapılmasına ve
yeni hedeflerinin dünya kış oyunları olduğuna ilişkin
açıklaması
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Başkanım, yirmi sene önce birisi Doğu
Anadolunun bir şehrinde kış olimpiyatları
yapılacağından söz etseydi inandırıcı
bulunmazdı; bu bölgeden bir ilin sportif tesisler bakımından
dünyanın en önemli 20 ili arasına gireceğini söyleseydik
ciddiyetten uzak bulurduk. Bugün bu alanda sportif hayallerine ak
yatırımlarla ulaşmış bir Erzurum var şükür. 1
milyara yakın harcama gerçekleştirilerek Erzurumu dünya
kış sporları merkezi konumuna taşıyan ak
yaklaşımdır bu. Bu bakışın sonucudur ki iki gün
önce devasa bir uluslararası etkinliğin
açılışını yaptık; (EYOF) Avrupa Gençler
Kış Oyunları Festivali. Açılış muhteşemdi,
misafirlerin memnuniyeti had safhadaydı. Yeni hedefimiz dünya
kış oyunlarıdır Allahın izniyle. Erzuruma bu vizyonu
çizen, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere,
Başbakanımıza, Hükûmetimize ve katkı sunanlara
dadaşlar adına şükranlarımı sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Bektaşoğlu...
15.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
Fırat Kalkanı operasyonunda 67nci şehit Teğmen Furkan
Yaylaya Allahtan rahmet dilediğine ve ülkede yaşayan Suriyelilerin
askere alınmalarını sağlayacak bir düzenleme düşünülüp
düşünülmediğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
BÜLENT YENER
BEKTAŞOĞLU (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
176ncı gününü dolduran
Fırat Kalkanı operasyonunda 67nci şehidimiz, 24
yaşındaki Teğmen Furkan Yayla oldu. El Bab
kuşatmasında IŞİD tarafından düzenlenen
saldırıda şehit olan Yaylayı dün Giresun Görelede son
yolculuğuna uğurladık. Bu vesileyle kendisine Allahtan rahmet;
ailesine, silah arkadaşlarına, Görele Çanakçılı
hemşehrilerime ve yakını olan milletvekili
arkadaşımız Cemal Öztürke başsağlığı
diliyorum.
Vatandaş cenazede bize
soruyor Daha kaç şehit vereceğiz? Suriyede, El Babta ne
işimiz var? diye. Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Hükûmete
çağrıda bulunarak bu konuda yeni strateji belirlenmesini istiyorlar.
Suriyede hesapları olan ülkelerin paylaşım ve bölüşme
çıkarlarına hizmet eden politikalardan vazgeçilmesi isteniyor.
Bir de ilgili bakana sormak
istiyorum: Ülkemizde yaşayan ve her imkânı sağladığınız
Suriyelileri seçmen yapma düşüncenizi biliyoruz. Onların askere
alınmalarını da sağlayacak bir düzenleme yapmayı da
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Özdiş...
16.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, kendisinden
olmayanı ötekileştiren, terörist ilan eden siyaset
anlayışının tarihe kara bir leke olarak
kaydedileceğine ilişkin açıklaması
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sorum Sayın
Başbakana: Getirmeye çalıştığınız Anayasa
değişiklik teklifinin tek adamlığa, diktatörlüğe
geçiş olmadığını iddia ediyorsunuz. Peki,
hayırı savunan kişilere gözaltı, tutuklama, tehdit neden
yapılıyor? Daha Anayasa değişikliği kabul edilmeden
bunları yapıyorsanız, geçtiği takdirde neler
yapacağınızı kestirmek zor değil.
On beş yıldır
iktidardasınız da hangi yetki size yetmedi? On beş
yıldır tek başınıza ülkeyi yönettiniz. Her seçimde,
Türkiyeyi daha iyi yöneteceğiz dediniz, doymadınız,
yetinmediniz. Halkı görmezden geldiniz. On beş yıl önce kömüre
muhtaç insanlar hâlâ kömüre muhtaç. On beş yılda ülkenin her
tarafına korku iklimi saldınız. Sizden olmayanı
ötekileştirdiniz, terörist ilan ettiniz. Bu siyaset
anlayışınız, tarihe kara bir leke olarak kaydedilecektir,
bunu da bilesiniz.
BAŞKAN - Teşekkür
ederim Sayın Özdiş.
Şimdi, söz talep eden
sayın grup başkan vekillerine söz vereceğim.
Sayın Usta, buyurunuz.
17.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 14 Şubat
Sevgililer Gününü kutladığına, 13 Şubat Erzincanın,
14 Şubat Vakfıkebir ve Beşikdüzü ilçelerinin Ermeni ve Rus
işgalinden kurtuluşlarının 99uncu, 14 Şubat Bahtiyar
Vahapzadenin vefatının 8inci yıl dönümlerine, 20 bin
öğretmen atamasının mevcut ihtiyacı karşılamaktan
çok uzak olduğuna, eğitimde planlama hatalarının
yapılmaması gerektiğine ve öğretmen alımlarındaki
mülakat sistemiyle ilgili ciddi şikâyetler olduğuna ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben de 14 Şubat Sevgililer Gününü kutluyorum,
bütün sevenlerin gününü kutluyorum. Sevgiye, sevmeye en fazla
ihtiyacımızın olduğu günlerden geçiyoruz. Birbirimizi ve
vatanımızı sevelim diyoruz. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi
olarak sloganımız: Biz bu ülkeyi karşılıksız
sevdik. Bu ülkeyi karşılıksız sevenlere selam olsun.
13 Şubat Erzincanın, 14 Şubat
Trabzon Vakfıkebir ve Beşikdüzü ilçelerinin Ermeni ve Rus
işgalinden kurtuluşlarının 99uncu yılı. Bu
kurtuluş destanını yazmak için mücadele eden milletimizin,
Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki birliklerin, tüm
şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Ayrıca, bugün 14 Şubat; kendisini
vatanına ve milletine adayan Azerbaycan özgürlük hareketinin öncülerinden,
büyük fikir adamı ve Türk edebiyatının çok değerli
şairi Bahtiyar Vahapzadenin vefatının 8inci yılı.
Onun da ruhu şad olsun, mekânı cennet olsun inşallah.
Sayın Başkan, bugünlerde Sayın Millî
Eğitim Bakanının birkaç gün önce yaptığı
açıklama nedeniyle, atanamayan öğretmenlerle ilgili çok ciddi
mesajlar alıyoruz. Sayın Millî Eğitim Bakanı şubat
ayı içerisinde 20 bin öğretmen alımı
yapılacağını duyurdu. Tabii ki şimdi daha önceki
ifadelere ve ülkenin ihtiyaçlarına baktığımızda bu 20
binin son derece sınırlı olduğu ve
vatandaşımızı da memnun etmediği
anlaşılmaktadır. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak
teşkilat kanunu görüşülürken 50 bin atamanın şubat
ayında yapılması yönünde bir önergemiz olmuştu ancak
iktidar grubu tarafından bu önergemiz kabul edilmemişti. Şimdi,
atama bekleyen 450 bin öğretmen adayımız var, öğretmen
ihtiyacı ise bizzat Sayın Bakanın açıklamalarına göre
98 bin. Türk Eğitim Sendikasının geçtiğimiz yıl
yaptığı bir araştırmaya göre de 73 ilde, sadece 73
ilde 70 bin ücretli öğretmen var dolayısıyla 20 bin atama mevcut
ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Bir de tabii ki eğitimde
planlama hataları ülkemizde maalesef çok fazla, çok ciddi planlama hataları
da oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açıyorum Sayın
Usta, tamamlayınız lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Geçen günlerde bazı
branşlarda hiç atama yapılmayacağı ifade edildi.
Şimdi, tabii ki on dört yıllık bir
iktidar var. Hadi bundan önceki iktidarlar diyelim ki hata yaptı, onu
söyleyebilirsiniz ancak on dört yıllık iktidar niye bu
planlamayı yapmadı? Bu kadar öğrenci var, bu kadar mezun var;
şimdi biz duruyoruz diyoruz ki, örneğin, sosyoloji alanında hiçbir
atama yapmayacağız. Peki, bu öğrenciler ne olacak, ne
yapacaklar? Bu ciddi, vahim bir planlama hatasıdır. Bundan sonraki
günler için hiç olmazsa düzgün bir planlama yapılması lazım.
İnsan en kıymetli varlığımız. İnsan
kaynağımızı uygun alanlarda uygun şekilde
eğiterek uygun şekilde kullanmamız ve kalkınma için bir
unsur hâline getirmemiz lazım.
Şimdi, öğretmen alımlarındaki
mülakat sistemini sürekli eleştiriyoruz, bununla ilgili ciddi
şikâyetler var. Burada artık liyakate dayalı ve KPSSyi
önceleyen bir alım modelinin mutlaka uygulanması lazım. Mülakatlardaki
problemler çok sıklıkla ifade ediliyor.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Usta.
Sayın Kerestecioğlu
18.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
siyasi operasyonlarla HDPnin pek çok üye ve çalışanının
gözaltına alındığına, bu durumun referandum
çalışmalarına karşı yürütülen açık bir seçim
kampanyası olduğunu düşündüklerine, 13 Şubat Devrimci
İşçi Sendikaları Konfederasyonunun 50inci kuruluş yıl
dönümüne ve Sevgililer Gününün ancak kadınların özgür olması hâlinde
kutlanabilecek bir gün olduğuna ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Yalnızca dün, sadece dün partimiz üyesi,
yöneticisi ve çalışanı 318 kişi gözaltına
alındı. Bugün de bu siyasi operasyonlar devam etti ve Ankara, Van,
Ağrı, Muş gibi illerden pek çok üye ve
çalışanımız gözaltına alındı. Biz bu
gözaltıların referandum çalışmalarımıza
karşı yürütülen açık bir seçim kampanyası olduğunu
düşünüyoruz. Yani, hayıra karşı hayır kampanyası
yürütülüyor gerçekten. Bu kampanya çerçevesinde, hâlen, bildiğiniz gibi,
eş başkanlarımız tutuklu ve 10 vekilimiz onlarla birlikte
tutuklu. Şimdi, böyle, meşru olmayan bir referandum süreci
yaşanamaz. Bu, gerçekten, meşruiyetinin ciddi sorgulanması
gereken bir süreçtir. Bütün tutuklu arkadaşlarımızın derhâl
hakka, hukuka uyularak serbest bırakılmasını öncelikle
talep ediyoruz.
Dün Devrimci İşçi Sendikaları
Konfederasyonunun 50nci kuruluş yıl dönümüydü. Türkiyede işçi
sınıfının yürüttüğü mücadeleyi de saygıyla
selamlıyor ve bundan sonrasında da herkesin insanca bir işe ve
ücrete sahip olacağı bir ülke için önümüzdeki günlerin
hayırlı olmasını temenni ediyoruz.
Evet, bugün 14 Şubat, bizler de bugünü
kutlamayı isterdik ancak 14 Şubat için, özellikle, feminist
kadınların bir sloganı var, Eşitlik yoksa aşk da
yok. Biz hediye değil, eşitlik istiyoruz. Bugün de Eşitsiz
aşka da, hayata da hayır. diyerek bir çağrı yaptılar
ve kadınları 19.30da İstanbuldaki Beşiktaş
Meydanında bir araya gelmeye çağırdılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Mikrofonunuzu açıyorum Sayın
Kerestecioğlu, buyurunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler.
Eskiden bir erkek bir kadını
öldürdüğünde Aşk Cinayeti diye başlık atardı
gazeteler. Kadınlar yıllarca mücadeleyle cinayetin ve şiddetin
aşkla hiçbir ilgisi olmadığını anlattılar ve
anlatmaya devam edecekler. Gerçekten Ya benimsin ya kara toprağın.
denilen bu topraklarda Sevgililer Günü ancak eşitlik, özgürlük hâlinde,
kadınların özgür olması hâlinde kutlanabilecek olan bir
şeydir. Ben de bugün tüm kadınları biraz değişik bir
14 Şubat geçirmeye ve diğer kadınlarla dayanışmaya
sokaklara çağırıyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kerestecioğlu.
Sayın Gök
19.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, 14 Şubat Sevgililer
Gününü kutladığına, 13 Şubat Devrimci İşçi
Sendikaları Konfederasyonunun 50inci kuruluş yıl dönümüne, 14
Şubat 1909da Türkiyede ilk güven oylaması yapılarak Kâmil
Paşa kabinesinin düşürülmesinin yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Meclisi açarken yapmış olduğunuz
güzel ve anlamlı konuşma umarım ülkemizi yönetenlere
sorumluluklarını hatırlatır.
Giderek kutuplaştığımız ve
nefret tohumlarının bizzat iktidar ve yöneticiler tarafından
atıldığı Türkiyemizde toplumsal barışa her
zamankinden çok daha fazla ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Toplumsal
barışın sağlanmasının en büyük faktörlerinden bir
tanesi de herkesin birbirini sevmesinden, farklılıklara saygı
göstermesinden geçiyor. Bu anlamda, kimsenin yaşam biçimiyle,
kılık kıyafetiyle ilgili en ufak bir olumsuzluğa
uğramaması, Türkiyede hoşgörü ikliminin yerleşmesi
Cumhuriyet Halk Partisinin başlıca arzularından bir tanesidir.
Hiçbir kimseye kılık kıyafetinden dolayı ya da yaşam
biçiminden dolayı yönelmiş bir saldırıyı
kabullenemeyiz, bu saldırıları şiddetle reddediyoruz. Sevgi
dilinin yerleşmesi açısından da yöneticilerin bu
yaşanılan olumsuzluklarda payı olduğu düşüncesiyle
herkesin diline dikkat etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz de
Türkiyede sevgi ortamının yeşermesi açısından her
türlü sevgiye saygı göstererek Sevgililer Gününü yürekten kutluyoruz.
13 Şubat 1967de kurulan Türkiye Devrimci
İşçi Sendikaları Konfederasyonu Kemal Türkler, Rıza Kuas,
İbrahim Güzelce, Mehmet Alpdündar ve Kemal Nebioğlu tarafından
kurulmuştur. Bağımsız bir sınıf ve kitle örgütü
olan DİSKin kuruluşunun 50nci yılında kendilerini tebrik
ediyor ve çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Sayın Başkan, bugün 14 Şubat 2017.
Bundan yıllar önce 14 Şubat 1909da önemli bir hadise oldu,
Türkiyede ilk güven oylaması yapıldı ve Kâmil Paşa
kabinesi düşürüldü. Sayın Başkan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Mikrofonunuzu açıyorum Sayın
Gök, buyurunuz.
LEVENT GÖK (Ankara) -
14 Şubat 1909da
Türkiyede yapılan ilk güven oylamasında Kâmil Paşa kabinesinin
düşürüldüğü tarihten bu yana geçen zaman dilimi içerisinde
cumhuriyetten önceki bir dönemde gerçekleşen bu hadiseden sonra
cumhuriyetin çok daha Meclisiyle kendisini koruyan tedbiri alması
gerekirken bugün bir gensoru müessesesinin
kaldırıldığı bir Anayasa değişiklik
teklifinin görüşüldüğü ve halka gidildiği bugünlerde Kâmil
Paşa Hükûmetinin 1909da düşürülmesinin bugünkü yöneticilerimize bir
kapak olmasını dilerim. Yıllar önce nasıl bir idare
öngörülmüşken bunlardan çark edilerek bizleri antidemokratik hükümlere
götürecek bir Anayasa değişikliğini kimsenin savunmaması
gerekir. Cumhuriyet Halk Partisinin çok haklı gerekçeleri vardır, bin
kere hayır diyoruz ve hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
Sayın Turan
20.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, şehitlere
Allahtan rahmet dilediğine, minibüste nefret söylemleri
eşliğinde bir kişinin saldırısına uğrayan
Fatma Dilara Aslıhana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna
ve yargı sürecinin takipçisi olacaklarına, 14 Şubat Sevgililer
Gününü kutladığına ve Çanakkale Ayvacıkta meydana gelen
deprem sonrası yapılan çalışmalara ilişkin
açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yeni başladığımız yasama
haftasının hepimize hayırlı olmasını,
başarılı olmasını ümit ediyorum, bu vesileyle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün sabah saatlerinde Hataydan acı bir haber
aldık, şehidimiz var biliyorsunuz, dün Fırat Kalkanında
yine şehitlerimiz vardı, yine bu sabah İzmir Bergamada dur
ihtarına uymayıp trafik kazası gibi olan bir şehidimiz var.
Allah tüm şehitlerimize rahmet etsin, yakınlarına
başsağlığı diliyorum. Tüm milletimize sabırlar diliyorum,
başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dün biliyorsunuz İstanbulda talihsiz bir
haberi hep beraber takip ettik. Fatma Dilara Aslıhan adlı genç bir
kızımız minibüste seyahat ederken nefret söylemleri
eşliğinde bir kişinin saldırısına
uğradı. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin
tutuklandığını az önce öğrenmiş bulunuyoruz.
Türkiyede herkes yaşam tarzı, fikir özgürlüğü konusunda
özgürdür, bu değişmez ilkemizdir. Dileyen dilediği gibi
giyinmelidir, dileyen dilediği gibi ifade etmelidir sözlerini, yaklaşımlarını.
Bu konularda, hiçbir ayrım yapmadan kişilerin insan haklarına
sahip çıkmak hepimizin asli görevi olmalıdır. Bu vesileyle, bir
kez daha Fatma Dilara Aslıhan kardeşimize geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum. Yargı sürecinin hep beraber takipçisi olacağımızı
ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, yine,
açılışta sizlerin ifade ettiği iyi niyet dileklerine
canıgönülden katılıyorum. Biliyorsunuz, Valentine isimli bir
Katolik din adamının adına ilan edilen Sevgililer Günü, zamanla
âdeta tüm toplumun kabul ettiği Sevgililer Günü adıyla özel bir
güne dönüşmüş bulunmakta. 1800lü yılların
başından itibaren genç çiftler arasında özel olarak kutlanmaya
başlandı. Biz sevdiklerinin varlığına her gün
şükreden bir kültürden geliyoruz. Bu vesileyle, bir kez daha tüm
vatandaşlarımızın Sevgililer Gününü kutluyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; son olarak, Çanakkale Ayvacıkta meydana
gelen depremle ilgili ufak bir bilgi vermek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Mikrofonunuzu
açıyorum, buyurunuz Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Depremden, biliyorsunuz, 21
yerleşim yerinde yaşayan 2 binden fazla vatandaşımız
etkilendi. AFAD, Kızılay, çevre belediyelerin hepsi ilk günden
itibaren deprem bölgesinde yer aldılar, görev yaptılar. Bugüne kadar
-tüm çadırlardan çıkarak- 485 konteynerde yaşama
iddiasını ortaya koyduk ve konteynerlerimiz geldi. Onun ötesinde,
eksik kalan tüm konteynerlerin de planlandığını ve tekrar
deprem bölgesine geleceğini ifade etmek isterim. Elektrik, su,
altyapı, televizyon, ısıtma, soba gibi tüm talepler
karşılanmış durumda. Bundan böyle kalıcı çözümler
üretme zamanıdır, yıkılan evlerin yapılması
zamanıdır. Bununla ilgili tüm kurumlarımızla
görüşüyoruz, inşallah kısa süre içerisinde somut adımlar
atacağız.
Ben süreçle ilgili bilgi
vermek istedim. Tekrar tüm hemşehrilerimize geçmiş olsun demek
istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Turan.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, bütün özgürlüklerin devletin ve Anayasanın güvencesi
altında olduğuna kişilerin yaşam tarzlarına yönelik
saldırıları kınadığına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bundan kısa bir süre önce İstanbulda bir
metrobüste, şort giydiği için bir genç kızımıza bir
kişi tarafından saldırı gerçekleştirildi.
Saldırı sonrasında, bu saldırıyı
gerçekleştiren kişi hakkında gerek güvenlik güçleri gerekse
yargı organları gerekli işlemleri yaptılar. Bu, son derece
güzel bir şey, bu işlemin yapılmış olması.
Dün gece İstanbul Maltepede bir minibüs
yolculuğu sırasında başörtüsü takmış olduğu
gerekçesiyle -kamuoyuna böyle yansıdı- bir genç
kızımıza yine minibüste bulunan bir kişi tarafından
fiziki bir saldırıda bulunulduğu basında, medyada yer
aldı. Kıyafeti ne olursa olsun, yaşam tarzı, yaşam
tercihi ne olursa olsun herkesin özgürlük alanı vardır. Bütün
özgürlükler devletin, Anayasanın güvencesi altındadır.
Kişilerin yaşam tarzlarına ne kişiler karışabilir
ne de devlet karışabilir.
Ben, bu tür saldırıları, yaşam tarzına,
yaşam tercihlerine yönelik saldırıları kınıyorum.
Sevgililer Günü gibi sevginin bütün toplumda paylaşılması, bir
dayanışma unsuru olarak anlaşılması gereken bir günde
böyle bir saldırıyı hep birlikte, bütün toplum tarafından
kınayalım diye düşünüyorum. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurunuz Sayın
Kerestecioğlu, mikrofonunuzu açıyorum.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Maltepede başörtülü bir genç kıza yapılan
saldırıyı şiddetle kınadığına ve
kadınların kendi kıyafetleri, kendi kimlikleri, bedenleri
konusunda karar hakkının kendilerinde olduğuna ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Aynı konuda ben de çok kısa bir söz almak
istemiştim.
Kadınların kılık
kıyafetlerine, bedenlerine, kimliklerine, emeklerine müdahale maalesef
gerçekten uzun yıllardır kadınların karşı
karşıya kaldığı ve mücadele ettiği şeyler.
Bunu kimse benim kadınım, senin kadının demeden
Ki
kadınlar bunu yapmazlar genelde, gerçekten kadın
dayanışması bu toprakların en önemli temellerinden bir
tanesidir; biz bunu Mecliste de yaşatmaya çalışan bir partiyiz.
Aynı şekilde, ben de tüm kadınlar
için, özellikle dün Maltepede yapılan saldırıyı da
şiddetle kınadığımızı ve
kadınların kendi kıyafetleri, kendi kimlikleri, bedenleri
konusunda karar hakkının kendilerinde olduğunu bir kez daha
ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kerestecioğlu.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı
okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu ve 24 milletvekilinin,
Kırklareli ilinin ekonomik, kültür, tarım ve turizm sektörlerindeki
sorunlarının ve Kırklarelideki plansız sanayileşmenin
çevreye verdiği zararların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/462)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kırklareli ilinin
ekonomik, kültür, tarım ve turizm sektörlerindeki sorunların ve
Kırklareli'deki plansız sanayileşmenin çevreye verdiği
zararların tespit edilmesi, nedenlerinin ortaya çıkarılması
ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
104 ve 105inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını
arz ederiz.
Saygılarımızla.
1) Vecdi Gündoğdu (Kırklareli)
2) Kadim Durmaz (Tokat)
3) Kazım Arslan (Denizli)
4) Candan Yüceer (Tekirdağ)
5) Ceyhun İrgil (Bursa)
6) Elif Doğan Türkmen (Adana)
7) Hüseyin Yıldız (Aydın)
8) Kemal Zeybek (Samsun)
9) Orhan Sarıbal (Bursa)
10) Tekin Bingöl (Ankara)
11) Ahmet Akın (Balıkesir)
12) Nihat Yeşil (Ankara)
13) Musa Çam (İzmir)
14) Veli Ağbaba (Malatya)
15) Onursal Adıgüzel (İstanbul)
16) Mehmet Göker (Burdur)
17) İrfan Bakır (Isparta)
18) Mahmut Tanal (İstanbul)
19) Tur Yıldız
Biçer (Manisa)
20) Muharrem Erkek (Çanakkale)
21) Hüseyin Çamak (Mersin)
22) Mevlüt Dudu (Hatay)
23) Yakup Akkaya (İstanbul)
24) Bülent Öz (Çanakkale)
25) Nurhayat Altaca
Kayışoğlu (Bursa)
Gerekçe:
Kırklareli ilinin gelişmesi, mutlu
insanların yaşadığı refah düzeyi yüksek bir kent yaratılması
öncelikli hedefimizdir.
Toplumların ekonomik
gelişmişliği, fert başına düşen millî gelirdeki
artış oranının yanında aynı zamanda iktisadi ve
sosyal, kültürel yapının değişimini de içerir.
Türkiye İstatistik Kurumu, 2015 yılı
ilk defa yayımlanan illerde yaşam endeksi verilerine göre
Kırklareli ili genel kategoride 81 il arasında 32nci sırada yer
alabilmiştir.
Kırklareli ili, çalışma hayatı
endeksinde 27nci sırada; bireylerin genel sağlık durumu,
sağlık altyapısı, imkânlarının yeterliliği
ve sağlık hizmetlerinden memnuniyet açısından 56ncı
sırada; güvenlik endeksinde 49uncu sırada; sosyal yaşam
endeksinde 37nci sırada yer alırken, insanların
yaşamlarının farklı zamanlarında ve alanlarında
ortaya çıkan ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasından doğan
tatmin düzeyini ifade eden yaşam memnuniyeti boyutunda ise 81 il
içerisinde 69uncu sırada yer almaktadır.
Kırklareli ilimizin yeterli girişim gücüne
sahip olmaması ve AR-GE harcamaları, patent ve marka tescili gibi
yaratıcılık olarak isimlendirilen konularda yetersiz
kalması önemli eksikliklerdir.
Kırklareli'nin doğa, deniz, kültür ve
kongre turizmi için büyük potansiyeli vardır. Karadeniz
kıyılarımızda ormanla birlikte 10 kilometreye ulaşan
kumsalları ile deniz ve doğa varlıkları turizm potansiyelini
öne çıkarmaktadır. Mevcut bu potansiyel korunmalı ve
geliştirilmeli, turizm alanında daha etkin olarak
yararlanılmalıdır.
Kırklareli, dekar başına
tarımsal gelir bakımından tahıl üretiminde ileri
olmasına karşılık ortalama gelir bakımından
Türkiye ortalamasının altında diğer iller arasında ise
43üncü sırada yer almaktadır.
Yüzde 40'ı ormanlarla çevrili olan
Kırklareli, ülkemizin en önemli ve zengin biyoçeşitliliğe sahip
İğneada Longoz Ormanlarını sınırları
içerisinde barındırmaktadır. Dünyada eşi ve benzeri çok
azalmış bu ormanlarda 671 tür bitki; kuş, böcek, sürüngen,
balık, memeli cinsinden 637 tür hayvan bulunmaktadır.
Tüm bu coğrafi güzellikleri bünyesinde
barındıran Kırklareli, plansız sanayileşme sonucu,
taş, kil ve kum ocakları, çimento fabrikaları, termik santral,
doğal gaz boru hatları ve nükleer enerji santral planlarıyla
tehdit altındadır.
Bu doğrultuda, Kırklareli ilinin ekonomik,
kültür, tarım ve turizm sektörlerindeki sorunlarının ve
doğayı yok sayan plansız sanayileşmenin çevreye verdiği
zararların tespit edilmesi, nedenlerinin ortaya çıkarılması
ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
2.- Ordu Milletvekili Seyit Torun ve 23 milletvekilinin,
kırmızı et sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/463)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Günümüzde toplum sağlığının
korunması ve geliştirilmesi konusunda yeterli ve dengeli beslenmenin
önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Bu durum, bireylerin
sağlıklı beslenmelerinde gerekli olan temel gıda
maddelerine arzulanan düzeyde ve asgari maliyette ulaşmasının
yolunu açacak tarım politikalarının oluşturulması ve
geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.
Temel gıda maddelerinin başında gelen
kırmızı et ise son derece önemli bir protein
kaynağıdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre,
sağlıklı bir insanın vücut ağırlığının
her kilogramı için günde 1 gr protein tüketmesi ve bunun da yüzde 50'sinin
hayvansal kökenli olması gerekmektedir. Günümüzde kişi
başına düşen hayvansal protein miktarı, ülkelerin
gelişmişliğindeki kriter olarak ele alınmakta ve günlük
tüketilen protein miktarı yüzde 40'ın üzerinde hayvansal protein
içeren ülkeler, gelişmiş ülke olarak kabul edilmektedir. Amerika ve
Avrupa ülkelerinde günlük tüketilen protein miktarının
yaklaşık yüzde 70'i hayvansal gıdalardan sağlanırken,
ülkemizde günlük tüketilen protein miktarının yüzde 73'ü bitkisel
gıdalardan sağlanmaktadır.
Türkiye'de tarım ve hayvancılıkta
izlenen politikalar, ülkenin yaşadığı sosyal ve ekonomik
dönüşüm, genç ve nitelikli iş gücünün kırsal alanlardan
şehre göç etmesi gibi nedenlerle ülkemiz hayvancılığı
mevcut durumunu koruyamamış ve hayvan varlığında ciddi
azalmalar yaşamıştır. 2000'li yıllarla birlikte de bu
azalmalar giderek artmıştır.
Kırmızı et sektöründeki diğer
önemli sorun da fiyat istikrarsızlığıdır. Bunun en
büyük sebeplerinden birisi arz-talep dengesizliği, diğeri de sektörde
sürdürülebilirliğin olmamasıdır. Sektördeki arz-talep dengesine
kırmızı et açısından bakıldığında,
son yıllarda arz açığı oluşmuş ve buna
bağlı olarak fiyatlar sürekli artış göstermiştir. Ülkemizin
nüfusu 78,7 milyona ulaşmış ve iç talep önemli oranda
artmıştır. Artan talebi ithalatla karşılamak
ülkemizdeki üreticiler ve tüketiciler açısından uzun vadede
sürdürülebilir bir politika değildir.
İthalatla karşılanamayacak kadar
stratejik öneme sahip bir ürün olan kırmızı ette sürdürülebilir
üretim planlaması ve destekleme politikası geliştirebilmek için
geleceğe yönelik tutarlı arz ve talep projeksiyonlarının
yapılması, fiyat istikrarının sağlanması, gereken
önlemlerin alınması, yapısal sorunların ve çözümlerinin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98'inci, İç Tüzükün 104 ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1)Seyit
Torun (Ordu)
2)Ahmet Akın (Balıkesir)
3)Kadim Durmaz (Tokat)
4)Orhan Sarıbal (Bursa)
5)Kemal Zeybek (Samsun)
6)Veli Ağbaba (Malatya)
7)Tekin Bingöl (Ankara)
8)Hüseyin Yıl (Aydın)
9)Nihat Yeşil (Ankara
10)Onursal Adıgüzel (İstanbul)
11)Vecdi
Gündoğdu (Kırklareli)
12)Ünal
Demirtaş (Zonguldak)
13)Mehmet
Göker (Burdur)
14)Candan
Yüceer (Tekirdağ)
15)Mahmut
Tanal (İstanbul)
16)Tur
Yıldız Biçer (Manisa)
17)Muharrem
Erkek (Çanakkale)
18)Hüseyin
Çamak (Mersin)
19)Mevlüt
Dudu (Hatay)
20)Yakup
Akkaya (İstanbul)
21)Bülent
Öz (Çanakkale)
22)Elif
Doğan Türkmen (Adana)
23)Nurhayat
Altaca Kayışoğlu (Bursa)
24)Musa
Çam (İzmir)
3.- Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız
ve 22 milletvekilinin, kamuoyunda "Cizrenin Madımakı"
olarak tanımlanan olayın araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/464)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kamuoyunda
"Cizre'nin Madımak'ı" olarak tanımlanan bu olayın
araştırılması, sorumluların açığa
çıkarılması, itfaiye ve ambulansların gidişine engel
olanlar hakkında etkin bir soruşturmanın yürütülmesi, 28'i
ağır yaralı olmak üzere toplamda 60'a yakın kişinin
bulunduğu iddia edilen
binaya dönük yapılan operasyon ve operasyon sırasında
yaşanan ölümlerle ilgili delillerin ve tanıkların dinlenerek
sorumluların yargı önüne çıkarılması için acilen
Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104 ve 105'inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırılması
açılmasını arz ve talep ederiz.
1)
Faysal Sarıyıldız (Şırnak)
2)
Meral Danış Beştaş (Adana)
3)
Behçet Yıldırım (Adıyaman)
4)
Berdan Öztürk (Ağrı)
5)
Dirayet Taşdemir (Ağrı)
6)
Sırrı Süreyya Önder (Ankara)
7)
Ayşe Acar Başaran (Batman)
8)
Mehmet Ali Aslan (Batman)
9)
Saadet Becerekli (Batman)
10)
Hişyar Özsoy (Bingöl)
11)
Mizgin Irgat (Bitlis)
12)
Altan Tan (Diyarbakır)
13)
Çağlar Demirel (Diyarbakır)
14)
Felaknas Uca (Diyarbakır)
15)
İmam Taşçıer (Diyarbakır)
16)
Nimetullah Erdoğmuş (Diyarbakır)
17)
Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
18)
Sibel Yiğitalp (Diyarbakır)
19)
Ziya Pir (Diyarbakır)
20)
Mahmut Toğrul (Gaziantep)
21)
Abdullah Zeydan (Hakkâri)
22)
Mehmet Emin Adıyaman (Iğdır)
23)
Erdal Ataş (İstanbul)
Gerekçe:
14/12/2015 tarihinde Şırnak'ın Cizre
ilçesinde Şırnak Valiliğinin kararıyla sokağa
çıkma yasağı ilan edilmiştir. Cizre'de 56 gündür devam eden
sokağa çıkma yasağında kimliği açık 78, henüz
kimliği tespit edilemeyen 20'yi aşkın kişi
hayatını kaybederken, yüzlerce kişi de ateşli silahlara
bağlı olarak yaralanmıştır. İlçe merkezine yönelik
saldırılar nedeniyle 100 bine yakın kişi göç etmek zorunda
kalmıştır.
04/02/2016 tarihinde Cizre'nin Cudi Mahallesi'nde,
içerisinde yaralıların da olduğu 37 kişinin bulunduğu
bir binaya isabet ettiği belirtilen havan topları nedeniyle
yangın çıkmıştır. Yaşanan bu insani felaket
nedeniyle Grup Başkan Vekilimiz İdris Baluken ve Çağlar Demirel
itfaiye ve ambulansların olay yerine hemen intikal etmesi için
İçişleri Bakanlığı ve ilgili kamu kurumlarıyla en
üst düzeyde temaslarda bulunmuştur. Ancak İçişleri
Bakanlığı yetkilileri kolluk güçleri tarafından itfaiye
ekiplerine engel çıkarılmayacağı taahhüdü vermiş
olmasına rağmen gidişlerine izin verilmemiştir.
Olayın meydana geldiği günün ertesinde
sabah saat sekizde evde bulunan bir şahısla kurulan irtibat neticesinde,
yangına müdahale edilmediği için 9 yurttaşın
yaşamını yitirdiği, 27 yurttaşın da
ağır yaralandığı bilgisi iletilmiştir. Bu
bilgiler doğrultusunda Sağlık Bakanlığı
yetkililerine durum aktarılmış, bölgeye hızla
ambulansların gönderilmesi talebi iletilmiştir. Bu süre içerisinde,
bir buçuk saat boyunca grup başkan vekillerimizin İçişleri
Bakanına ve Bakanlık yetkililerine ulaşmaya
çalışmasına rağmen telefonlarına yanıt verilmemiştir.
Binadan çıkan 16 yaşındaki Abdullah Gün adlı çocuk da
dışarı çıktığı gibi keskin
nişancılar tarafından vurulmuştur.
07/02/2016 tarihinde akşam saatlerinde TRT
Haber başta olmak üzere Hükûmete yakın medya
kuruluşlarında, söz konusu binaya yönelik düzenlenen operasyonda 60
kişinin öldürüldüğü iddia edilmiştir. Bu haberin hemen
ardından sosyal medyada kimi ırkçı ve savaş
aygıtı hesaplardan söz konusu operasyona ait olduğu ileri
sürülen yanmış cenazelerin fotoğrafları servis
edilmiştir. 8 Şubat sabahı ise söz konusu haber TRT Haber'in
yayınından kaldırılmıştır. Şırnak
Valiliği de olayla ilgili yaptığı açıklamada, Cizre'de
10 kişinin öldürüldüğünü kamuoyuyla paylaşmıştır.
Ancak yerelden aktarılan bilgiler öldürülen kişi
sayısının çok daha fazla olduğu yönündedir.
Kamuoyunda "Cizre'nin Madımak'ı"
olarak tanımlanan bu olayın araştırılması,
sorumluların açığa çıkarılması, itfaiye ve
ambulansların gidişine engel olan kolluk güçlerinin ve mülki amirleri
hakkında etkin bir soruşturmanın yürütülmesi, 28'i ağır
yaralı olmak üzere toplamda 60'a yakın kişinin bulunduğu
iddia edilen binaya dönük yapılan operasyon ve operasyon
sırasında yaşanan ölümlerle ilgili delillerin ve
tanıkların dinlenerek sorumluların yargı önüne
çıkarılması için ivedilikle bir Meclis araştırılması
açılması önem arz etmektedir.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Başbakanlığın,
İç Tüzükün 75inci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
B) Tezkereler
1.- Başbakanlığın, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Uluslararası Kurak Alanlar Tarımsal Araştırma
Merkezi Arasında Yapılan İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının (1/569) Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 75inci maddesine göre geri gönderilmesine ilişkin
tezkeresi (3/914)
8/2/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi : 13/11/2014 tarihli ve
31853594-101-1030-4508 sayılı yazı.
İlgide kayıtlı yazımız
ekinde Başkanlığınıza sunulan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Uluslararası Kurak Alanlar Tarımsal Araştırma Merkezi
Arasında Yapılan İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
75inci maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim.
Binali
Yıldırım
Başbakan
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Gündemde bulunan (1/569) esas numaralı Kanun
Tasarısı geri verilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Adananın
Aladağ İlçesinde Kız Öğrenci Yurdunda Meydana Gelen Elim
Yangın Vakasının Araştırılması ve Benzer
Acıların Bir Kez Daha Yaşanmaması ve Kamusal Eğitim ve
Barınma Haklarının Tüm Öğrencilerimiz İçin Güvence
Altına Alınıp Yaygınlaştırılması
İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla
Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip seçimine dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
2.- (10/392) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun,
başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yaptığına ilişkin tezkeresi (3/915)
9/2/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Komisyonumuz; başkan, başkan vekili, sözcü
ve kâtip seçimi için 9/2/2017 Perşembe günü saat 13.00'te
toplanmış ve kullanılan 13 adet oy pusulasının tasnifi
sonucu, aşağıda adları ve soyadları yazılı
üyeler karşılarında gösterilen oyu alarak, İç Tüzük'ün
24üncü maddesi uyarınca Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip
seçilmişlerdir.
Bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla.
İsmail
Tamer
Kayseri
Komisyon
Geçici Başkanı
Başkan: Fatma Güldemet Sarı Adana Milletvekili: (8) Oy
Başkan Vekili: İsmail Tamer Kayseri Milletvekili: (8) Oy
Sözcü: Leyla Şahin Usta Konya Milletvekili: (8) Oy
Kâtip: Ayhan Gider
Çanakkale Milletvekili: (8) Oy
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Şimdi siyasi partilerin grup önerilerine
geçiyoruz.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, 14/2/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından,
Türkiyede acil çözüm bulunması gereken yakıcı bir konu hale
gelmiş çocuk istismarını önlemek ve çocuk haklarını
korumak amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 14 Şubat 2017 Salı günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
14/2/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 14/2/2017 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
14 Şubat 2017 tarihinde İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu tarafından
verilen 3871 sıra numaralı Türkiyede acil çözüm bulunması
gereken yakıcı bir konu hâline gelmiş çocuk
istismarını önlemek ve çocuk haklarını korumak
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
Araştırma Önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 14/2/2017 Salı günlü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve görüşmelerin aynı
tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu önerisinde söz talep eden sayın milletvekillerine söz
vereceğim.
İlk konuşmacı önerinin lehinde olmak
üzere Filiz Kerestecioğlu, İstanbul Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2016 Mart ayında
Karamanda yaşanan çocuk istismarının üzerinden
yaklaşık bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlen
çocuk istismarına karşı Türkiye'de yerleşik bir sistem
oluşturulamadı. İstismara uğrayan çocukların ve
istismarı tespit eden yetişkinlerin, öğretmenlerin, velilerin
şikâyette bulunabilecekleri bir mekanizma da kurulamadı. Karamanda
yaşanan çocuk istismarının ardından kurulmuş olan
Başta Cinsel İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü
İstismar Olaylarının Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Komisyonu daimî bir çocuk
hakları komisyonu kurulması kararanını vermiş
olmasına rağmen bugüne kadar ne bu Komisyonun
gerçekleştirdiği hazırlanmış olan rapor Meclise
getirildi ne de Mecliste daimî bir çocuk hakları komisyonu kuruldu.
Son olarak da Ankara Haymana Nuri Bektaş
Anadolu Lisesine 2014 yılında atanan okul müdürü S.K.nın
öğrencilere okulun pansiyonunda cinsel taciz ve cinsel istismarda
bulunduğu iddiası 100 civarında öğrencinin
Başbakanlık İletişim Merkezine başvurmasıyla
gazeteci Serbay Mansuroğlu tarafından haberleştirildi. Aynı
okulda görev yapan diğer öğretmenlerin okul ve ilçe millî eğitim
müdürlüğü yetkililerinden çekindikleri için herhangi bir şey
yapamadıklarını ifade ettikleri, çocukların ise aynı
şekilde Hangi öğretmene söylesek? Öğretmenlere de söyleyemeye
çekiniyoruz. O nedenle BİMERe başvurma yolunu seçtik. dedikleri bu
olayda da gerçekten ne önlemler alınacak, ne gibi soruşturmalar
yürütülecek ve hangi şeffaflıkta yürütülecek, bundan ciddi
endişe duymaktayız çünkü yine bugün aldığımız bir
habere göre, aynı zamanda bu konuda bir komplo kurulduğu
iddiasıyla müdürü şikâyet eden öğretmen ve öğrencilerin de
gözaltına alındığı bilgisi geldi. Ancak daha önce
birçok olayda olduğu gibi bu olay da da karartma teşebbüsü
olmamasını ve soruşturmanın çok açık ve şeffaf
bir şekilde yürütülmesi gerektiğini, çocukların menfaati
açısından
Hani o, ağzımızdan düşürmediğimiz
Çocuklarımız geleceğimizdir. klişesini, her dönemde
maalesef gerçekliğini yaşatabilmek için şeffaflığa,
gizliliğin olmamasına, açıklığa ve netliğe
ihtiyacımız olduğunu bir kez daha ifade etmek isteriz.
Evet, özellikle son bir yılda kamuoyunda çocuk
istismarına karşı önemli bir duyarlılık oluştu.
Ne var ki başta da söylediğimiz gibi bu duyarlılığa
karşı Hükûmet bütünlüklü bir politika geliştiremedi, çocuk
hakları daimî komisyonu kurulmadı. Diğer yandan ise Nizipten
Antalyaya, Trabzona hemen her ilimizde özellikle bu son bir yılda pek
çok ağır istismar olayı basına yansıdı. Bu durum
Türkiye'de çocuk istismarına karşı bütünlüklü bir politika
geliştirene kadar ve bunu önlemek amacıyla çalışacak bir
araştırma komisyonunun da kurulmasının aciliyetini ortaya
koyuyor.
Bakın, Haymanada bazı veliler okul
müdürünün bir süredir okul pansiyonunda kendisi için
hazırlattığı bir odada kaldığını, bu
nedenle cinsel istismar iddialarının özenle
araştırılması gerektiğini ifade ediyorlar. İsmini
vermek istemeyen bir veli, Burası küçük bir yer, her şey kısa
zamanda duyulur ve yayılır. Yeni yeni duyup öğreniyoruz ki
hemşehrimiz diye okula müdür tayin ettirdikleri adam, daha önce cinsel
tacizden ceza almış. Söyleyin Allah aşkına, cinsel tacizden
ceza almış birinin bırakın okul müdürlüğünü,
öğretmenlik yapması doğru mudur? diye soruyor. Ankara Valiliği
ise istismarın basına yansımasının ardından ancak
bir açıklama yaparak adli soruşturmanın da
başlatıldığını duyurdu. Ama, dediğimiz gibi,
bu soruşturmada üstelik de bazı dindarlık iddialarıyla yani
Biz oraya mescit yaptırdık. Aslında, okul müdürü şöyle
dindar biriydi, böyle dinine bağlı biriydi ama bu şikâyet
edenler onu karalamak için bunu yaptılar. Daha önce bunlar
Cumhurbaşkanına da hakaret etmiş kişilerdi. gibi,
soruşturmayı çarpıtacak, olayın
aydınlatılmasını lekeleyebilecek, engelleyebilecek iddialar
ileri sürülüyor. Bu tehlikeli oyunlara girilmemesini ve çocukların en
başta düşünülmesi gereken varlıklarımız olduğunu
ifade etmek isteriz.
Bizler Çocuk İstismarını Önleme
Komisyonunda yazdığımız muhalefet şerhinde
şunları belirtmiştik özetle: Özellikle, çocuk yaşta
evliliklerin kesinlikle yasaklanması; kimyasal kastrasyon gibi
çocuğun cinsel istismara uğramasına çözüm olmayacak popülist
uygulamalardan vazgeçilmesi; çocuk cezaevlerinin kapatılması;
çocukların haklarını güçlendirmek yerine, her
protestolarında terörle ilişkilendirilmeleri
anlayışının terk edilmesi; başta çocukların ve
bütün sivillerin yaşam hakkı olmak üzere, herkesin
barışçıl, demokratik ve özgür bir ortamda yaşayabilme
hakkı için savaş politikalarından vazgeçilmesi; çocuk
işçiliğine son verilmesi; cinsel yönelim ve cinsel kimlikleri nedeniyle
istismara uğrayan çocukların artık görmezden gelinmemesi; bütün
çocukların eksiksiz olarak eğitim ve sağlık hizmetlerine
erişimi ile istismarın önlenebilmesi için onlarla ilişki kuracak
her bir kurum, personel ve kişinin eğitimden geçirilmesi ve kurumların
bu alanda çalışan bağımsız kişi ve kurumlarca
denetlenmesi ve en temel görev olarak çocukların güçlendirilmesi için
gereken her türlü önlemin alınması. Evet, pek çok öneride bulunduk bu
şekilde ve bunların hayata geçmesini bekliyoruz.
Türkiyeyi tekçi bir tek adam rejimine götürmeye
inanılmaz bir hızla gayret eden bu Meclisin, saatlerce, sabahlara
kadar bizleri çalıştıran bu Meclisin, aynı zamanda bu kadar
çalışmadan sonra haftalarca o teklifin imzalanması için de
beklediğimiz bu hükûmet edişin ve iktidar etme yönteminin
aslında başka bir gerçekliği görmesi gerekiyor. Türkiyede çocuk
istismarının önlenmesinden daha önemli bir gündemimiz yoktur; evet,
yoktur. Bu, size ciddi gelmeyebilir ama bizim için çok ciddidir, bir tek adam
rejiminden çok daha ciddidir çünkü çocuklar bizim geleceğimizdir. Öyle,
18 yaşa seçilme hakkını veriyoruz. gibi birtakım
parlatılmış şeylerle örtemeyeceğiniz bu tek adam
rejiminde, çocuklar sadece 18 yaşına gelince seçilme veya işte
iktidar edebilme hakkını ki onun verileceği çok şüphelidir
zaten
Çünkü aynı zamanda otoriter ve daha yaşça üstünlüğün söz
konusu olduğu bir yönetim tarzı egemendir bu ülkede. O nedenle, siz
ciddiye almayabilirsiniz ama bizler çok ciddiye alıyoruz ve çocuklar gerçekten
bizlerin geleceğidir.
Size daha önce Komisyon zamanında da söz
etmiş olduğum Halil Cibranın bir şiirinden dizelerle
konuşmamı bitirmek istiyorum. Sizin diye bildiğiniz evlatlar,
gerçekte sizin değildirler./ Onlar kendilerini özleyen hayatın
oğulları ve kızlarıdırlar./ Sizler
aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir ama sizden
değildirler./ Sizlerin yanındadırlar ama sizlerin malı
değildirler./ Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi
asla,/ çünkü onların kendi düşünceleri vardır./ Onların
bedenlerini barındırabilirsiniz ama ruhlarını asla,/ çünkü
onların ruhları geleceğin sarayında oturur ve sizler
düşlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kerestecioğlu.
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisi
aleyhinde Deniz Depboylu, Aydın Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Depboylu. (MHP
sıralarından alkışlar)
DENİZ DEPBOYLU (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ne yazık ki yeniden
yaşanan ve bizi kaygıya, üzüntüye sürükleyen çok sayıda
çocuğa yönelik gerçekleşmiş cinsel istismar olayıyla
gündeme gelmiş olan önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz
adına söz almış bulunmaktayım.
Konuşmama başlamadan önce, aziz Türk
milletini ve Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, maalesef, sadece aldığımız
üzücü haberler bunlar değil, 2 de şehidimiz var. Nusaybin
sınırında ve Amanos Dağlarında
vatanımızı savunurken şehit düşen kahraman
askerlerimize Allah'tan rahmet, acılı ailelerine ve Türk Silahlı
Kuvvetlerimize de başsağlığı ve sabır diliyorum.
Sayın milletvekilleri, bir lise müdürünün erkek
öğrencilere yönelik taciz ve istismarıyla ne yazık ki 100e
yakın öğrenci BİMERe başvurmuş ve kötü bir istismar
olayı daha ortaya çıkmıştır. Bize ulaşan haber
kaynağına göre, ifadeleri var, diyorlar ki: Son çare olarak
BİMERe
Ulaştığımız öğretmenlerden
bazıları bu konuda uzun zamandır duyumları olduğunu
ancak ellerinde somut bir delil olmadığını, okul ve ilçe
millî eğitim müdürlüğü yetkililerinden çekindikleri için herhangi bir
şey yapmadıklarını belirtmişler. Öte yandan,
adlarının açıklanmasını istemeyen bazı
öğrenciler ise Hangi öğretmenden yardım
isteyebileceğimizi, hangi öğretmene güvenebileceğimizi
bilemedik, son çare olarak aklımıza BİMER geldi. diyorlar.
Bugüne kadar değerli milletvekilleri, ortaya çıkan istismar
olaylarının açığa çıkmasında okulda rehber
öğretmen olarak görev yapan veya dışarıda, kamuda
çalışan psikolog ve psikolojik danışmanların büyük
katkısı olmuştur. Bu da gerçekten bu branşlara ne kadar
ihtiyacımız olduğunu ortaya çıkarıyor. Umarım o
okulda bir psikolojik danışman vardır, yoksa da bundan sonra
önemi ne kadar ortaya çıkıyor görmek lazım, tüm okullarda
yeterli sayıda olmasını diliyoruz.
Yine, hakkında istismar iddiaları olan bir
müdürü çocukları korumak için görevden uzaklaştırmak yerine
yerini değiştirip yeni kurbanları hedef almasına göz
yumulması çok acıdır ki bu müdürün daha önceden böyle bir suçtan
görevden alındığını, daha doğrusu farklı bir
yere alındığını öğreniyoruz. Biz bu olayın
kızgınlık ve kederini taşırken bir haber daha
ulaşıyor elimize, köyden öğrencileri minibüsle taşıyan
bir şoför 9 kız öğrenciye tacizde bulunarak ceza alıyor.
Bunlar ne yazık ki buz dağının görünen yüzü. Biliyoruz ki
yaşanan taciz ve istismarların büyük bir kısmı ya görmezden
geliniyor ya da örtbas ediliyor. Çoğunlukla da çocuklar
utandıkları veya korktukları için dile getirmiyorlar.
Çocuklarımıza yönelik tehditleri tespit etmemiz çok önemli. Evlerde,
okullarda, çocukların yaşadığı veya çocuklarla
ilişkili kurum ve kuruluşlarda çocuklara yönelik gerçekleştirilen
ihmal ve istismarın boyutlarını bilmediğimiz sürece
alacağımız önlem ve yapacağımız müdahaleleri
etkili olarak planlama şansımız yoktur. Aynı zamanda,
ilerleyen süreçte ne kadar yol kat ettiğimizi de bilmemiz gerekiyor, bu
sebeple de ciddi bir araştırma içerisinde olmamız
çocukların sesini duymamız gerekiyor. Hem kentsel hem de kırsal
bölgelerde çocuklara yönelik istismar araştırmalarını
yapmak zorundayız. Araştırmalarda toplanacak verileri belirlemek
ve doğru bilgi temelli oluşturmak için çocuklara yönelik
istismarlarla ilgili araştırma gündemleri oluşturmak
zorundayız. Yine bu yapılan araştırmaları da
raporlandırmalı, gerekli önlemleri almalıyız. Biz,
çocuklarımızın anlatamadıklarını öğrenelim,
yardım ulaştıralım, daha da önemlisi baştan engelleyelim
diye dil döküp çırpınırken yardım isteyen
çocuklarımızın duymazdan gelindiğini, olayların
üstünün kapatıldığını, istismarcının
korunduğunu görmek, devleti yönetenlere karşı maalesef
itimadımızı söküp alıyor. Bu, ne devlet yönetme erdemine ne
de vicdana sığar.
İşi ehline vermek zorundasınız
ama maalesef işi ehline vermiyorsunuz. Görevlendirmelerde aranılan
liyakat değil, maalesef yandaşlık. Sendikasını
değiştirmediği için görevden aldığınız
idareci arkadaşlarımız yerine atadıklarınız ne
yazık ki ortada; bir kısmı FETÖcü çıktı,
bazıları istismarcı ve daha da kötüsü, bunlara gözünü,
kulağını kapatıp bunları duymazdan, görmezden gelen
idareciler söz konusu.
Büyük bir olasılıkla buraya şimdi
AKPden bir hatip arkadaşımız çıkacak ve daha önceden
kurulmuş olan Çocuklara Yönelik İstismar Komisyonunun
çalışmalarından ve raporundan bahsedecek. Ben de daha yeni
sayılacak olan, bu dönemde kurulmuş ve
çalışmalarını tamamlamış olan Başta Cinsel
İstismar Olmak Üzere Çocuklara Yönelik Her Türlü İstismarın
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun üyesiydim.
Komisyonun yeterli çalışma yapmadığı kanaatindeyim.
Haftada sadece bir kez toplanıldı bölgesel araştırmalarda
bulunulmadı. Karaman dışında yaşanmış, hatta
Komisyon çalışmaları sırasında gerçekleşen
olayların olduğu yerlere bile gidilip araştırma
yapılmadı. Toplantılarımıza hiç olmazsa birer kez
Millî Eğitim Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Adalet
Bakanı ve vakıf ve derneklerden sorumlu Başbakan
Yardımcısının katılması talebinde
bulunmuştuk. Amacımız bakanlarla karşılıklı
fikir alışverişinde bulunmak, onlara
kaygılarımızı, düşüncelerimizi, kendi ürettiğimiz
fikirleri, çareleri iletmek ve karşılığında da
onlardan gelecek bilgileri almaktı ama maalesef hiçbiri toplantıya
katılmadı.
Değerli milletvekilleri, çocukluk döneminde
yaşanan şiddetin çocuğun o dönemde yaşayacağı
travma sonucunda ruhsal ve fiziksel sağlığında
sorunları ortaya çıkardığı, olayın da
yaşandığı dönemle sınırlı
kalmadığı -daha önceden de her zaman konuşmalarımda
dile getirdim- bilinmektedir. Bu çocuklar ileride ruhsal problemler
yaşayacaklar, fiziksel problemler yaşayacaklar, belki
aralarından alkol bağımlıları, madde
bağımlıları çıkacak, ki bunlar zaten olası
öngörülen sonuçlar.
Bu, sadece çocuğun hayatıyla da
sınırlı kalmayacak. Bir çocuğa yönetilmiş bir istismar
sadece çocuğu etkilemez ki, ailesini de etkileyecek, birlikte
yaşadığı, birlikte okuduğu arkadaşlarını
etkileyecek, bulunduğu mahalleyi, ilçeyi, hatta ili etkileyecek ve bu
çocuk ileride büyüyüp yetişkin olduğunda kurduğu aileye ve
dolayısıyla, bu sorunların uzantısı, gölgesi ilerideki
neslin üzerine dahi düşecek. Böyle acı bir tablodur.
Bütün bunları dikkate alırsak çocuklara
yönelik işlenen suçlar ve çocuk ihmalleri, birçok çocuğun fiziksel ve
ruhsal travmasına sebep olduğu gibi bir toplumun da
sağlığını bozacaktır sonucuna
varacağız. Yani çocuklara yönelik istismarın engellenmesi sadece
çocukların değil, koca bir toplumun korunması için çok önemli.
Çocukları hâlâ koruyamıyoruz maalesef.
Bugün hâlâ eğitim hakkı gasbedilmiş, eğitimine devam
edemeyen çocuklar mevcut. Yine, çocuk yaştaki kızların erken
yaşta evlendirilmesinin önüne geçilmiş değil. Çocuk
işçiliği son bulmamış, yasal boşluklardan yararlanan
yetişkinler tarafından çocuklar bu konuda hâlâ istismar edilmekte. Bu
eksikliklerin giderilmesi ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi çocuk hakları
koruma komisyonu adı altında oluşturulacak sürekli bir
komisyonla mümkün olacaktır.
Çocuklarımızın korunması ve
layık oldukları yaşam standartlarına
kavuşmalarının sağlanması amacıyla mevcut yasa ve
mevzuatlarda çocukların yararına yönelik kısımlar üzerinde
tarama ve inceleme yapmak, gerekli yasal düzenlemelerin
yapılmasını sağlamak ve yeni yasaların
oluşturulmasına destek vermek amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisi çocuk hakları koruma komisyonu adı altında sürekli
komisyon oluşturulması önem arz etmektedir.
Çocuklar güçsüz ve savunmasızdırlar ve bu
nedenle haklarını savunacak, onları koruyacak yetişkinlere,
yasal yaptırımlara ihtiyaç duymaktadırlar. Başta devlet
olmak üzere aileler, çocuğa bakmakla yükümlü olanlar, kurumlar bu haklara
saygı gösterme, ihlal ve ihmal etmeme, mevcut hakları daha da ileriye
götürüp güçlendirme sorumluluğuna sahiptirler. Günlük üretilen
politikalarla, geçici süreli kurulan komisyonlarla bütün bunları
başarmak mümkün değildir. Olası riskli sorunların çözümü
yahut engellenmesi için millî bir çocuk politikamızın olması
gerekiyor. Ve biz, bütün bunları düşünerek, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak çalışmalarımızı tamamlayıp
7/10/2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Çocuk Haklarını
Koruma Komisyonu adıyla sürekli bir komisyonun kurulmasına dair
kanun teklifimizi vermiştik, bugün de yine Meclis
Başkanlığımıza ilettiğimiz bir dilekçeyle bu
kanun teklifimizin gündeme alınmasını tekrar rica ettik.
Diğer gruplardaki çalışmaların da buna benzer yönde
olduğu kanaatindeyim, buna yönelik bilgilerim var. Bence burada bizim
alacağımız karar, bir araştırma komisyonundan çok
daimî bir komisyonun oluşturulması olmalı.
Ve yine, çocuklarımızla ilgilenebilecek
yeterli sayıda öğretmen atamasının
yapılmasını rica ediyorum Değerli Millî Eğitim
Bakanımızdan. 50 bin atama talebindeyiz. Umarım,
çocuklarımız iyi yetişmiş ehil ellerde
sağlıklı yetişip eğitimlerini devam ettirme
şansı bulurlar.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Depboylu.
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisi
lehinde Lale Karabıyık, Bursa Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Karabıyık. (CHP
sıralarından alkışlar)
LALE KARABIYIK (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle, aldığımız habere
göre, 2 şehidimiz var ve ben şehitlerimize Allahtan rahmet, kederli
ailelerine de başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; çocuk istismarı konusunda verilen grup önerisinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım.
Evet, çocuklarımız
kıymetlilerimizdir. Onları doğdukları andan itibaren
koruruz, gözetiriz, sevgiyle büyütürüz. Masumdurlar; onlara en ufak bir zarar
gelse içimizin titrediğini, yüreğimizin yandığını
bütün aileler çok iyi bilir. Çocuklarımız büyüseler de onları
yine merak ederiz, yine korumaya devam ederiz. Aile ortamında büyüdükten
sonra okulla, çevreyle bir arada olurlar ama her yerde birtakım
tehlikelere maruz kalabilirler. Bu tehlikelerden çocuğu korumak öncelikle
devletin birinci sorumluluğudur, görevidir; bu, zaten Anayasayla
düzenlenmiştir. Ancak buna rağmen son yıllarda gerçekten
çocukların tehlike altında kaldığı ortamları
üzülerek izliyoruz. Çocukların yaşadığı ortamlarda
maruz kaldığı tehlikelerden en önemlilerinden bir tanesi çocuk
istismarı, özellikle de çocukların cinsel istismarı değerli
vekiller. Gün geçmiyor ki her yerden farklı farklı haberler
alıyoruz ve yüreğimiz kanıyor.
Evet, biz bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi olarak
devletin denetim sorumluluğunu, gözetim sorumluluğunu her alanda
ciddiyetle yerine getirmesi gerektiğini de ifade ediyoruz. Şimdi,
birtakım verilere baktığımızda olayın ciddiyetini
biraz daha gözler önüne belki serebiliriz.
Değerli vekiller, son on yılda çocuk
cinsel istismar davaları maalesef yüzde 700 arttı, çocukların
cinsel istismarı ise yüzde 434 arttı ki bu, çok önemli bir
orandır. 2016 yılında 368 kız çocuğuna yönelik cinsel
istismar olayı yaşandı bu ülkede. 2016 yılında yine
11.095 çocuk cinsel suçlara maruz kaldı. Bu çocukların 1.377si
erkek, 9.718i ise kız çocuğuydu. Ne acıdır ki 2016
yılı çocuklar için istismar yılı oldu âdeta. Bu
çocukların yüzde 3ü engelli olmak üzere 368 kız çocuğu cinsel
istismara uğradı bu dönemde. İstismar vakalarının
yüzde 59u okullarda yaşandı. Çocuklar sokakta, zorla götürüldükleri
yerlerde, araçlarda, kurslarda, otobüs ve parklarda, yurtlarda, illegal
oluşumlarda istismara uğradılar. Duyulan, duyulmayan birçok vaka
yaşanmışken, bu olayları yaşayan ama bazen
anlatamayan, konuşamayan, çığlıklarını
duyamadığımız çok çocuk ve aile olduğunu bizler de
biliyoruz. En bariz olarak, değerli vekiller, ülkemizin gündemine düşen
Karamandaki olayı hepimiz üzüntüyle, acıyla hatırlıyoruz.
İşte bu olaylardan sonra yine bu tür
olaylar devam etti, istismarlar devam etti ve bu vakalar için biz gerçekten her
gün çok olumsuz haberler aldık ve Karaman olayı sırasında
da bir komisyonun kurulmasını ısrarla ifade ettik ve zorla,
maalesef zorla o Komisyonu kurdurabildik. Bu Komisyonun üyesi değildim ben
ama Komisyona katıldım zaman zaman ve sonra raporları da çok iyi
inceledim, takip ettim bu süreci. Ancak, değerli vekiller, maalesef, bu
Komisyonda hiçbir yol alınmadı, bu Komisyonun verimli olarak
çalıştığını ve belli bir sonuca
ulaştığını da söylemek asla mümkün değil.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak devletin
çocukların güvenliğini, korunmasını sağlaması
konusunda daha hassas olması gerektiğini, illegal kurumların
olmaması gerektiğini her ortamda, her yerde savunduk. Maalesef,
kurulan İstismarı Önleme Komisyonunda illegal yerlerin envanteri dahi
çıkarılmadı, üzerinde bu kadar önemle durduğumuz hâlde bu
bile çıkarılmadı. Evet, biz illegal olmayan, yasal olan yerlerin
de mutlaka denetlenmesi gerektiğini, yakından izlenmesi
gerektiğini de her ortamda vurguladık değerli vekiller.
Şimdi, yine, dün basındaki gerçekten
önemli bir haberle sarsıldık. Umarız gerçek değildir çünkü
bu toplum gerçekten artık böyle bir olayı daha kaldıramayacak
durumdadır, çok yaralayıcı bir hadisedir. Bu toplumda çocuklarla
ilgili, çocuk istismarıyla ilgili en ufak bir şüphe olduğunda
suçlanan kişilerin sadece yaşanan, günümüzdeki olayları
değil; bundan önceki süreçleri, geldikleri iller, geldikleri ilçeler,
görevleri ayrıntılı olarak, çok titizlikle incelenmelidir. Biz
hiçbir suç ispatlanmadan kişileri suçlamak istemiyoruz ancak bu
olayın ayrıntılarıyla incelenmesi gerektiğini ifade
ediyoruz. Çünkü burada tacize, tecavüze uğradığı söylenen çok
sayıda çocuk var ve bir çocuğun bile böyle olumsuz bir harekete
uğramaması konusunda bütün toplum ve bizler son derece hassasız.
Şu anda idari bir soruşturma başlamış durumda ve
umarız gerçek çıkmaz ama eğer gerçek çıkarsa bundan
gerçekten çok büyük üzüntü duyarız ve takipçisi olacağız bu
incelemelerin sonuna kadar. Hiçbir şey örtbas edilmeden,
ayrıntılarıyla, geçmişe dönük olarak da bütün ihbarlar
değerlendirilerek, velilerle, öğrencilerle ve geçmiş de
sorgulanarak incelenmesi konusunda hassas olunması gerektiğini, bu
toplumun en önemli hassas noktalarından birisi olduğunu tekrar burada
ifade etmek istiyorum.
Değerli vekiller, bir başka nokta:
Çocuklarımız küçük ve masum, her yaşta onları tehlikelerin
beklediğini az önce de ifade etmiştim. Aile içerisinde ve okullarda
çocukların bu dış tehlikelere karşı kendilerini
nasıl koruyabilecekleri konusunda eğitim verilmesini, bilgi
verilmesini biz yine her aşamada söylüyoruz. Ancak bakıyoruz, hiçbir
müfredata böyle bir şey yerleştirilmemiş. Müfredattan Atatürkle
ilgili, İsmet İnönüyle ilgili birtakım kısımlar çıkarılıyor
ama toplumun en acı yarasını ifade eden bu tür konularda hiçbir
çalışma yapılmadığını da biz gerçekten
yakından görüyoruz. Maalesef, bunlar çok önemli ihtiyaçlar; çocukların
hem sosyal ortamlarda hem okulda, her yerde mutlaka kendilerini koruyacakları
birtakım bilgilendirme ve eğitimlerin yapılması artık
zorunluluk olmuştur, sadece ülkemizde değil, dünyada da verilmesi
gereken önemli eğitim noktalarından bir tanesidir.
Bir başka nokta: Devletin buradaki
sorumluluğunu tabii ki her aşamada hatırlatıyoruz, ona
zaten şüphe yok. Ancak bir de okulların, eğitim
kurumlarının veya yurtların, özellikle rehberlik
öğretmenlerinin, rehberlik servislerinin bu konuda çok hassas
olmaları ve birtakım işaretlerle, birtakım şüphelerle
çocuklarla konuşarak incelemelerinin de gerekliliğini burada bir kez
daha ifade etmek istiyorum. Çocukların konuşamadığı
ortamlar var, çocukların korktuğu, korkutulduğu ortamlar var.
İşte, okullarda, rehberlik servislerinde ve Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığının bu konuda daha hassas olması
gerektiğinin de bir kez daha altını çiziyorum.
Bir başka önemli nokta olarak ifade etmek
isterim ki -ben bunu birkaç ortamda yine söyledim, bu Meclis kürsüsünden de
defalarca söyledim sayın vekiller- bu ülkede bir ulusal çocuk
politikası yok. Yani, eğitimiyle, barınmasıyla,
korunmasıyla, adalet karşısında çocuğun
gözetilmesiyle, sosyal yardımıyla, sağlık sistemiyle,
çocuğun maksimum yararını önceleyerek alınan kararlarla
düzenlenmiş, bütünleşik bir ulusal çocuk politikası yok; bölük
pörçük, sürekli değişkenlik gösteren, genellikle de gelecekteki
nesilleri ideolojik olarak şekillendirecek bir şekilde düzenlenmeye
çalışılan, birbirinden bağımsız, kopuk kopuk
politikalarla götürülmeye çalışılıyor. Ancak, işte, bu
sağlıksız ortam bizi bugün gelinen noktaya da getiriyor,
gelecekte bunun zararlarını da göreceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz ulusal çocuk
politikasını oluşturduk ve bununla ilgili bütün
çalışmaları da yaptık.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Karabıyık.
Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisi
aleyhinde Yılmaz Tunç, Bartın Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Tunç. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi hakkında söz aldım. Bu
vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
HDP grup önerisi, çocuk istismarını
önlemek ve çocuk haklarını korumak amacıyla Mecliste bir
araştırma komisyonu kurulması talebini içeriyor. Başta
cinsel istismar olmak üzere, çocuklara yönelik her türlü istismarın
önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Mecliste, geçen
yasama yılında, geçen yıl bir araştırma komisyonu
kurmuştuk ve çalışmalar yapmıştık. 2016nın
21 Nisanında başlayan çalışmalarımız dört
aylık yasal süreden sonra rapor yazımı olarak devam etti ve
raporumuz da 442 sıra sayılı Komisyon Raporu olarak
milletvekillerine dağıtıldı.
Öncelikle, raporumuzdaki önerilere gelmeden önce ve komisyon
çalışmalarıyla ilgili detaylara değinmeden önce şunu
ifade etmek istiyorum: Çocuklarımız bizim geleceğimiz. Evet,
bunu klişe olarak kullanmamak lazım. Ancak
çocuklarımızı, geleceğimiz olan
çocuklarımızı her türlü tehlikeye karşı korumak
başta anne babaların görevi ancak devletin de asli görevi,
Anayasadan ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan görevi. Çünkü
çocuklarımız çevresindeki tehlikelere karşı en
savunmasız kişiler. Bu tehlikelerden korunmaları için başta
kendilerini eğitmek gerektiği gibi, anne babaları da
eğitmek gerekiyor. Devletin de okullarda, ilgili kurumlarda gerekli
tedbirleri alması ve çocukları koruması gerekiyor.
Devletin bugüne kadar attığı çok
sayıda adım var, hükûmetlerin yapmış olduğu
çalışmalar var. Tabii, bunların birçoğunun son on beş
yıla yoğunlaştığını da inkâr etmemek
gerekiyor. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesini
1990 yılında imzalamıştık ama Çocuk Koruma Kanunu yine
AK PARTİ iktidarlarına denk geliyor, 2005te yürürlüğe girdi.
Yine, yeni Türk Ceza Kanunumuz yapılırken çocukların cinsel
istismarıyla ilgili bölüm ayrı bir bölüm olarak düzenlendi ve bu
cezalar yetmedi, 2014 yılında 6545 sayılı Yasayla daha da
artırıldı ve en son yaptığımız
değişiklikle de çocukların cinsel istismarıyla ilgili
suçların nitelikli hâlde, on sekiz yıldan
başlatılmasına yönelik yasal değişikliği burada
hep birlikte yaptık. Avrupa ülkeleriyle birlikte
kıyasladığımız zaman orada nitelikli hâl sekiz
yıldan başlarken Türkiyede cezaların nitelikli hâlinin on sekiz
yıldan başladığını görüyoruz.
Mevzuatın yapılması ve
uluslararası sözleşmeler noktasında da Türkiye
başarılı. 2007 yılında çocukların cinsel istismar
ve sömürüye karşı korunmasına ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesini,
Lanzarote Sözleşmesini imzalayan bir ülkeyiz.
Yine, 2010 yılında çocuk hakları ilk
kez Anayasamıza girdi 2010 Anayasa değişikliğiyle ve
devletin her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları
koruyucu tedbirler almasına yönelik ifadeler Anayasamızda yerini
aldı. 2004ten bu yana da Mecliste çok sayıda çocuklarla ilgili
araştırma komisyonları kuruldu.
Tüm bunlara rağmen, üzücü haberler, işte,
dün iddia edilen Haymanadaki mesele, daha önceki, farklı illerimizdeki
olaylar... Hepimizi derinden üzen, sarsan bu olayların meydana gelmemesi
için daha neler yapılabilir? Bu konuda geçen yıl bu Mecliste
oluşan iradeyle, tüm siyasi partilerimizin ortak önerisiyle kurulan
araştırma komisyonu da önemli çalışmalar
gerçekleştirdi. Burada muhalefet partisi üyelerimizin katkıları
oldu çünkü şunu düşündük, dedik ki: Çocuklarımız her türlü
politik tartışmanın üstünde tutulmalıdır çünkü onlar
önemlidir, onlar geleceğimizdir. O zaman hep beraber muhalefetin
görüşlerine de önem verdik. Onların Komisyonda dinlenmesini
istediği uzmanları Komisyona çağırdık ve dinledik.
Cinsel istismar, özellikle başta en çok incelediğimiz konu oydu.
Fiziksel istismar, çocukların ihmali, duygusal istismar; hepsi çocuk
istismarı kapsamında değerlendiriliyor ama Meclisin bize
verdiği görev Cinsel istismarı biraz daha
ağırlıklı inceleyin. idi ve bu konuda uzmanları
dinledik. Bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları var,
bunların temsilcilerini dinledik. Yurt dışında
akademisyenler var bu alanda, görüntülü olarak, teknolojiyi de kullanarak Komisyonumuzda
bunları dinledik. UNICEFin temsilcilerini, Uluslararası
Çalışma Örgütünün temsilcilerini, Dünya Sağlık Örgütünün
temsilcilerini ve ülkemizdeki üniversitelerin, baroların, çocuk
hakları merkezlerinin tamamından raporlar istedik ve Komisyona davet
ederek bunları dinledik ve raporumuzda önerilerimiz mevcut.
Çocuğun üstün yararını gözetmeye
çalıştık. Raporumuza baktığımız zaman, tabii
ki 500 sayfaya yakın bir rapor. Çocuk istismarı konusunda, çocuk
istismarının önlenmesiyle alakalı olarak şu anda Türkiyede
en önemli kaynak Türkiye Büyük Millet Meclisinin araştırma
komisyonunun raporudur. Geniş bir şekilde, hem uygulamaya yer veren
hem teoriye yer veren, kamu kurumlarının bugüne kadar
yaptıkları çalışmaları, hangi alanlarda eksik
kalındığını, tüm bunları ortaya koyan ve 88 adet
de somut öneri, acil alınması gereken tedbirlerle ilgili -gerek
mevzuat açısından gerekse idari yönden alınması gereken
tedbirlerle ilgili- 88 tane önerimiz var. Hepsi birbirinden değerli
öneriler.
Çocuk koruma koordinasyon merkezinin kurulması
çok önemli. Çünkü, çocukla ilgilenen değişik bakanlıklar var.
Bunların tek çatı altında, tek elden denetiminin
yapılması ve koordinasyonunun sağlanması gerekiyor ve
Komisyonumuzun ilk tespit ettiği, ulusal çocuk politikasının belirlenmesi
ve uygulanmasıyla ilgili çalışmaları koordine edecek bir
yapının, bir merkezin oluşturulmasına ihtiyaç var. Evet,
Mecliste çocuk haklarıyla ilgili, daimî bir komisyon kurulması
önerimiz var. Bu konuda muhalefet partilerinin kanun teklifleri var, bizim de
var iktidar partisi milletvekilleri olarak, biz de hazırladık ve
çocuk haklarıyla ilgili daimî bir komisyon Meclisimizde olsun ve çocuk
haklarının geliştirilmesi, çocuk haklarıyla ilgili
sorunların Meclis gündeminde yer alması ve Mecliste yasama
süreçlerinde çocuğun üstün yararının gözetilmesi
açısından çok önemli bir komisyon olur diye düşünüyoruz ve bu
komisyonun mutlaka kurulması noktasında
çalışmalarımız devam edecek.
Komisyonumuzun raporunda, çocuk izlem merkezleri,
2010 yılında Başbakanlık genelgesiyle yürürlüğe
girmiş ve faaliyete geçmişti. 27 ilde şu anda çalışma
yapıyor bu merkezler. Suç mağduru çocukların, orada örselenmeden
ifadelerinin alınmasıyla ilgili çalışmalar
gerçekleştiriyorlar. Bunların tüm illere
yaygınlaştırılması ve bunun yasal mevzuata
kavuşturulmasıyla ilgili önerilerimiz var. Sağlık Bakanlığı
bu çalışmayı -şu anda yönetmelik
çalışmasında- başlattı ve bu merkezlerin
artırılmasıyla ilgili çalışmaları da
başlattı.
Komisyon önerilerimiz kâğıt üstünde
kalmasın, raporumuz rafta kalmasın istiyoruz. Adalet
Bakanlığımıza da bununla ilgili teşekkür ediyoruz.
Adliyelerde, çocuklarımızın büyüklerin yanında ifadelerinin
alınması çok sakıncalı; o nedenle, çocuk görüşme
odalarının yaygınlaştırılması lazım ve
birçok adliyemizde bunlar hazırlandı, 3 Nisan 2017 tarihi
itibarıyla adliyelerde çocuk görüşme odaları faaliyete geçecek.
Komisyon raporumuzdaki bu somut önerilerin tek tek
hayata geçmiş olması ve geçiyor olması elbette ki
milletvekilleri olarak bizleri mutlu ediyor. Uzmanlardan
aldığımız bilgiler doğrultusunda, tabii ki her olayın
olduğu yere gitmek belli sakıncalar... Çünkü, iddia edilen bir yere
gittiğiniz zaman, bu sefer Meclis araştırma komisyonunun henüz
daha yargılamanın sonuçlanmadığı bir yerde, orada bir
çalışma yapıyor olması o yurtta kalan öğrencileri ya
da velilerini rencide edeceği yönünde birtakım endişeler dile
getirildi ama gittik; Karamana gittik, ilgilileri dinledik; çocuk cezaevinde
çocuklarımızla görüştük; Çocuk İzlem Merkezindeki
işleyişi gördük yani dışarıda da yapılması
gereken çalışmalar yaptık.
Şunu ifade etmek lazım: AK PARTİ
iktidarları döneminde çocuk istismarı suçları arttı. demek
doğru değil arkadaşlar. Bakın, bu neden kaynaklanıyor?
Türk Ceza Kanunumuzda -2005 yılında yapılan yeni Ceza
Kanunumuzda- çocuk istismarı suçunu Çocuklara yönelik her türlü cinsel
davranış. diye tanımladık. Dolayısıyla, eskiden
cinsel taciz, cinsel saldırı olarak istatistiklere geçen suç
sayıları artık çocuk istismarı kapsamında
değerlendirildiği için burada bir artış var gibi gözüküyor.
Bir de en önemli husus şu, bu da çok önemli:
Özellikle 2002-2008 yılları arasında, istatistikler tutulurken
en ağır suç neyse dosya bazında değerlendirme
yapılıyordu ancak 2008den sonra, o dosyada en ağır suç
hangisiyse yani hangi suçlar varsa o ayrım yapılmadan her türlü suç
istatistiğe giriyor. Dolayısıyla, 2007 ile 2008 arasında...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YILMAZ TUNÇ (Devamla) Şu istatistik
meselesini anlatayım Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz.
Mikrofonunuzu açıyorum.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) 2002de açılan dava
sayısına bakıyoruz, 4.592; 2008de daha az, 4.061. Yani, 2002yi
2015le kıyaslamamamız gerekiyor yoksa hatalı bir sonuca
varırız, 2002yi 2008le kıyaslamamız gerekiyor ve 2009la
da 2015i kıyaslamamız gerekiyor. Burada, 2009da açılan dava
sayısı 12.635, 2015te de 16.957ye çıkıyor yani öyle yüzde
700 artışlar, yüzde 400 artışlar, bunlar doğru
rakamlar değil. İstatistiklere baktığımız zaman,
Adalet Bakanlığının Adli Sicil ve İstatistik Genel
Müdürlüğünün bu suçlarla ilgili sayfasına girdiğinizde, bu
artışın UYAP sistemindeki dosya bazındaki
değerlendirmeden, dosyanın içerisindeki her suçun ayrı ayrı
değerlendirilmesinden kaynaklandığını ve 3-4 kat
artışın bundan kaynaklanmış olabileceğini hepiniz
görebilirsiniz.
Daha önce Meclis Komisyonumuz bu konuda
çalıştı ve bir rapor ortaya koydu. Şimdi bize düşen,
bu raporun takipçisi olmak, bu raporda belirtilen somut önerileri tek tek
hayata geçirmek. Yeni bir araştırma komisyonuyla vakit kaybetmekten
ziyade belirlemiş olduğumuz bu somut önerileri tek tek hayata
geçirmek daha doğru olandır diyor, bu duygu ve düşüncelerle
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tunç.
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Usta, açıyorum
mikrofonunuzu.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
22.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, çocuk hakları
konusunda daimî bir komisyon kurulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, bu grup önerisi
kapsamında yapılan konuşmalardan anladık ki biz esas
itibarıyla, bu çocuk haklarının korunmasına ilişkin
bir daimî komisyon kurulması konusunda bütün partiler hemfikir; en son,
Karaman raporunda da böyle bir tedbir geçiyor. Dolayısıyla, bizim
yapacağımız iş, öncelikli olarak, hemen
Milliyetçi Hareket
Partisi olarak zaten bizim verdiğimiz kanun teklifi var, herhâlde iktidar
partisinin bir kanun teklifi yok ama bir kanun teklifi, kanun
tasarısı -her neyse- hazırlayıp bir an evvel bunu hayata
geçirelim. Bu, böyle her defasında, bir olay olduktan sonra Meclis
araştırması yapılsın, açılsın,
açılmasın konusu değil çünkü düzenleme yapılma
ihtiyacı var, ciddi mağduriyetler var, tedbirler alınması
lazım. Bu, ancak daimî bir komisyon çerçevesinde
çalışılırsa
Böyle her olaya özgü Eyvah. demenin de bir
faydası yok. Dolayısıyla, bir daimî komisyon ihtiyacı çok
acildir ve bu konuda iktidar partisinden de -muhalefet partisi olarak zaten
bunu destekliyor ve arzu ediyoruz- gayret bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Usta.
Buyurunuz Sayın
Kerestecioğlu.
23.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
çocuk hakları konusunda daimî bir komisyon kurulması gerektiğine
ilişkin açıklaması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan,
ben de aslında bir açıklık getirmek için özellikle söz almak
istedim önerge sahibi olarak.
Şöyle başlıyor
önergemiz zaten: Daimî bir çocuk hakları komisyonu kurmak başta
olmak üzere. Yani, biz istemiyoruz her olayda kalkalım da bir araştırma
yapalım, işte, şeffaf bir şekilde
araştıralım. Bunun sözünü veren sizsiniz, hepimiziz. Hiç
sayılarla da ilgilenmiyoruz açıkçası yani şu kadar
artmış AK PARTİ döneminde, bu kadar azalmış
Sayı
değil çocuklar, onlar hayat yani bir tane çocuğun kılına
zarar gelmesini kendi çocuğumuz olduğunda istemiyoruz ama başka
çocuklar olduğunda o kadar önemli olmayabiliyor. İşte, onu
kastederek bu öneriyi verdik.
Sabahlara kadar burada 18
madde için çalıştık. Ee, biz niye bir daimî çocuk hakları
komisyonu kuramıyoruz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Yani özellikle ifade etmek
istediğimiz budur. Herkes hemfikirse kurulması gerekir.
Ayrıca, Yılmaz
Beyden o elindeki kitapçığı biz de istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Kerestecioğlu.
Sayın Gök, buyurun,
sizin de mikrofonunuzu açıyorum.
24.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, çocuk hakları
konusunda daimî bir komisyon kurulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, çocuk hakları
Türkiyenin yakıcı sorunlarından bir tanesi. Türkiyemizin dört
bir yanından her gün çocuklarla ilgili hepimizi üzen, sarsan olaylar ve
değerlendirmeler geliyor. Bu değerlendirmeler
ışığı altında, geleceğimizin teminatı
olan çocuklarımızın geleceklerini güvence altına almak ve
önceki olayları önleyecek tedbirleri de Türkiyede bütün kamuoyuna
yerleştirmek adına çocuk haklarını koruyan sürekli bir
incelemeye, komisyona ihtiyaç olduğunu biz düşünüyoruz.
Biz, çocuklarla ilgili olarak atılacak her
türlü adımı yürekten desteklediğimizi ifade ediyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan,
60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Tunç, buyurunuz,
mikrofonunuzu açıyorum.
25.- Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, çocuk
hakları konusunda daimî bir komisyon kurulması gerektiğine
ilişkin açıklaması
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde çocuklarla ilgili
daimî bir çocuk hakları komisyonu kurulması yönünde bizim de iktidar
milletvekilleri olarak bir kanun teklifimiz var, bunu grubumuza verdik. Bu
konuda gerekli çalışmalar yapılıyor ve yapılması
gerekir çünkü yasalar Mecliste görüşülürken çocuk hakları
açısından da, çocuk gözüyle de, çocuğun üstün yararı
açısından da incelenmesi gerekir ve çocuk haklarının
uygulanmasıyla alakalı konularda da, Meclisin bu komisyon marifetiyle
bir denetim yetkisini kullanması yönünde görüş birliği var.
Zaten Meclis araştırma komisyonumuzun Öneriler
kısmının birinci maddesi, bu komisyonun kurulmasına yönelik
bir öneridir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tunç.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, 14/2/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından,
Türkiyede acil çözüm bulunması gereken yakıcı bir konu hale
gelmiş çocuk istismarını önlemek ve çocuk haklarını
korumak amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak 14 Şubat 2017 Salı günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
(Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, öğretmenlerin ve
öğretmenlik mesleğinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/59) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
görüşmelerinin Genel Kurulun 14 Şubat 2017 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 14/2/2017 Salı günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Levent
Gök
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan öğretmenlerimizin ve
öğretmenlik mesleğinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla (10/59) esas numaralı Meclis Araştırma
Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun 14/2/2017 Salı günlü (bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi
üzerinde söz talep eden sayın milletvekillerine söz vereceğim.
Öneri üzerinde ilk konuşmacı, lehinde
olmak üzere Namık Havutça, Balıkesir Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Havutça. (CHP
sıralarından alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öğretmen
arkadaşlarımızın ve eğitimimizin sorunları
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz
araştırma önergesi üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz 15 Temmuz
gecesi hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya
kalmış ve bunun sonrasında da olağanüstü gelişmeler
yaşanmaya başlamıştır. O gece, 15 Temmuz gecesi biz de
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının çağrısı
üzerine demokrasiye, Türkiye Büyük Millet Meclisine, cumhuriyet
değerlerine sahip çıkma adına Türkiye Büyük Millet
Meclisindeydik. Bakın, 15 Temmuzda, bu cumhuriyet tarihinde iki savaş
geçirmiş, Birinci Dünya Savaşında ve İkinci Dünya
Savaşında bir tek mermi bile atılmamış Türkiye Büyük
Millet Meclisine o gece hainler tarafından 7 defa bomba
atılmıştır. Şimdi bunların hepsi, milletimizi
kurşuna dizen, tanklarla ezen, boğaz köprüsünde insanları
boğazlayanlar cirit atıyor. Şimdi, buradan bakıyoruz, evet,
ülkemizin bu hainler karşısında onlarla hukuksal mücadele etmesi
ve onları en ağır şekilde cezalandırması elbette
ki elzemdir ama geldiğimiz noktada bakıyoruz, Hükûmet -herhâlde bir
kafa karışıklığı içerisinde- FETÖyle hiç
alakası olmayan, uzağından yakınından bunlarla
irtibatı, iltisakı olmayan öğretmen
arkadaşlarımız üzerinden mücadele yürütmeye başladı.
Bakın, değerli milletvekilleri, Hükûmet
yetkililerine sesleniyorum, İbrahim Kaboğlunun hangi terör örgütüyle
ilişkisi var? Yıllardır insan hakları mücadelesi veren, bu
konuda Türkiyenin bayrağı olan, Türkiyenin demokratik
değerlerinin en öndeki temsilcisi bugün ihraç ediliyor.
Bakın, değerli milletvekilleri, bu, onunla
da kalmıyor, şu an için Türkiyede yaklaşık 30 bin
öğretmen mesleğinden atılmış, ihraç edilmiş, aç
kalmış bu insanlar. Ben kendi ilimden, Balıkesirden bir örnek
vermek istiyorum, Türkan Karaoğlan, EĞİTİM SEN üyesi,
eşi de EĞİTİM SEN üyesi, arkadaşımız
altı aydan beri şu anda mesleğinden ihraç edilmiş.
Gidiyoruz Millî Eğitim Bakanına, Sayın Bakan,
arkadaşımızı hangi gerekçeyle siz işinden ihraç
ettiniz? diye soruyoruz. Sayın Bakan açıyor -değerli hukukçu
arkadaşlarım, lütfen dikkatinizi istirham ediyorum-
bilgisayarını, MİTten gelen byLock kullandı iddiası
var. E, başka? Efendim, Bank Asyaya para yatırmış.
Hukukçu arkadaşlarıma sesleniyorum: Böyle bir şey olabilir mi
ya? MİTten gelen bir belgeyi dayanak yapıyorsun. Peki, masum
insanların, mağdur insanların haklarını hangi delile
göre ben koruyacağım? MİTten gelen belgenin niteliği
nedir, MİTi kim sorgular? Bu byLock denilen ve onun üzerinden
arkadaşımızı açlığa mahkûm eden o MİTin
gönderdiği belgenin hukuki niteliği nedir, var mı bunun
cevabı? Yok. Peki, MİT kime karşı sorumlu? Sadece
Başbakana karşı sorumlu. Biz o MİT belgesine dayanarak
mesleğinden ihraç edilen, açlığa mahkûm edilen
arkadaşımızın hukuksal haklarını nasıl
koruyacağız, bunun cevabı yok.
Değerli milletvekilleri, bugün için Türkiyede,
öğretmenler dâhil olmak üzere, hiç kimsenin hukuk güvenliği
kalmamıştır çünkü OHAL yasaları sebebiyle biz o
arkadaşımızın mesleğe dönmesi için gerekli
girişimlerde bulunamıyoruz. Buradan Millî Eğitim Bakanına
sesleniyorum: Bu FETÖyle, bu hainlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan
arkadaşlarımızı derhâl göreve iade ediniz.
Değerli arkadaşlarım, hadi
FETÖcüleri attınız, hepsi şu anda açlığa mahkûm oldu.
Onun da hukuksal tarafları ayrı bir şey, biz o işin insan
hakları boyutundayız, adil yargılanma boyutundayız. Bunlar,
bu FETÖcü denilen hainler hiçbir zaman bize oy vermediler,
yanımıza da gelmediler, hatta sizinle iş birliği
yaptılar ama onların da adil yargılanma hakkını sonuna
kadar savunuyoruz. Değerli arkadaşlarım, sonrasında,
öğretmen alımları yapıldı. Bakın, KPSSyi
kaldırdınız. Şimdi, örnek veriyorum, Balıkesir
Erdekten, 95 puan almış KPSSde Eda Kaya isminde bir kız
öğretmenimiz. İzmirde mülakata gidiyor, 44 puan alıyor. Ya, bu
nasıl bir ölçüdür, nasıl bir anlayıştır, nasıl
bir seçmedir, neye göre seçiyorsunuz? Liyakat mı, sadakat mı? Evet,
FETÖyle ilgili hassasiyetinizi anlıyoruz. E, peki, babası emekli
öğretmen olan, benim sol görüşlü, cumhuriyetçi, Atatürkçü
arkadaşımın kızı Eda Kayanın ne alakası
var? Hadi, güvenlik soruşturması yapın
Öğretmen
alımlarında kendi subjektif kriterlerinizle kamu düzenini altüst
ettiniz. Anayasanın ve hukuk devletinin, demokrasinin öz değerlerini
ayaklar altına aldınız. Şu anda Türkiyede liyakat yok.
Öğretmen arkadaşlarımız soruyor: Sorar
mısınız Mecliste; bizi neye göre almıyorlar, bizi neye göre
mülakatta eliyorlar? diyorlar. Bakın, az önce grup başkan
vekilimizle görüştüler, öğretmen arkadaşlarımız geldi.
İstanbuldan Şerife Kaleli, mesleğinden ihraç edilmiş Neden
ihraç edildim, hiçbir şey bilmiyorum. diyor. Efendim, Satuk Buğra
Kaleli Neden ihraç edildim, hiçbir şey bilmiyorum. diyor.
Değerli milletvekilleri, bakın, 15 Temmuz
sonrasında öğretmenlerimiz en ağır mağduriyetlerle
karşılaştı. Öğretmen alımlarında ölçüsüz,
liyakatsiz, niteliksiz, donanımsız, kendi
yandaşlarınızı öğretmen kadrolarına
taşıdınız. Cumhuriyetçi, Atatürkçü, devrimci, bu ülkenin
değerlerine sahip çıkan öğretmen
arkadaşlarımızı, ne yazık ki, 95 puan almasına
rağmen kapının önünde bıraktınız. Bunu ne Allah
kabul eder ne vicdan kabul eder ne adalet kabul eder. (CHP
sıralarından alkışlar) Böyle bir adaletsizlik olmaz,
bunların örnekleri var elimizde.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli)
Öğretmenlere haksızlık yapıyorsunuz, atanan
öğretmenlere hakaret ediyorsunuz.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Bakın, daha
söyleyecek çok şeyimiz var. Öğretmenlerin
Millî Eğitimde
yatırımların çok arttığını iddia ettiniz.
Ben size rakamlarla söyleyeyim: Türkiyede gelmiş geçmiş hükûmetler
içerisinde eğitime en az yatırım yapan, en az yatırım
bütçesini ayıran iktidarsınız. Bakın, rakamlar ve grafikler
yalan söylemiyor.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) Yuh ya, 10
katına çıktı, bütçesi 10 katına çıktı.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Bakın, değerli
milletvekilleri, yatırım bütçesi siz iktidara geldiğinizde, 2002
yılında, yüzde 17,18di; şu anda yüzde 8,23e düştü
yatırım bütçesi. İşte, bakın, burada grafik. Siz
iktidara geldiniz grafik -yatırım bütçesi burada- böyle, Adalet ve
Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde böyle periyodik gibi hızla,
freni patlamış bir kamyon gibi aşağıya iniyor. Sizin
yatırım bütçeniz bu ve ondan sonra da Efendim, FETÖyle mücadele
Şunu soruyorum ben size: Benim Balıkesirdeki Türkan öğretmenimi
altı aydır açlığa mahkûm ettiniz -bir dakika, Sayın
Grup Başkan Vekili, bir şey söylüyorum, cevap verin- ama bugün
cezaevinde bulunan, Meclisi bombalayan pilota ikramiyesini verdiniz, maaş
bağladınız. Siz milletle dalga mı geçiyorsunuz ya? Şu
anda cezaevinde bulunan FETÖcü subaya 4,5 milyar maaş
bağladınız, ikramiyesini -150 milyar- ödediniz; burayı
bombalayan adamlara maaş bağlıyorsunuz cezaevinde, benim
öğretmen arkadaşım Balıkesirde aç geziyor. Adalet mi bu,
vicdan mı sizdeki bu! (CHP sıralarından alkışlar)
Bunun cevabını verin. Türkan öğretmenin bugün ekmek alacak
parası yok ama burayı bombalayan pilota maaş
bağladınız.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) Yapma, öyle
şey olmaz.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Var, belgesi elimde,
gösteririm; burada, belgesi burada.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Varsa iptal ederiz.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Dolayısıyla,
şimdi, öğretmen arkadaşlarımız siz iktidara
geldiğinizde, 2002 yılında ekonomik olarak gerçekten
zengindiler, bir öğretmen maaşıyla 24 küçük altın alıyordu
öğretmen, değerli arkadaşlarım, bugün 18 küçük altına
düşmüştür. Öğretmenlerin önemli bir bölümü ikinci bir işte
çalışmaktadır. Öğretmenlerin sendikal haklarını
demokrasi tarihimizde olmadık şekilde geriye ittirdiniz; kendi
izninizle kurulmuş sendikaları tanımaz noktaya geldiniz.
Bakın, bu sendikalar, kurulurken Çalışma Bakanlığından,
Millî Eğitim Bakanlığından izin almıyor mu? O
AKTİF EĞİTİM-SEN denilen, bizimle hiç alakası olmayan,
sizlerle el ele, kol kola olan sendika sizin bakanlığınızın
izniyle kurulmadı mı? O nedenle, Türkiyede hukuku yok ettiniz.
Mahkeme kapıları adalet sarayı olarak vatandaşların
adalet aradığı yerlerdir, merhamet aradığı yerler
değil. Sizin sayenizde adalet sarayları artık adalet aranan
değil, merhamet dilenen yerler olmuştur. O adalet
saraylarının önündeki adalet yazısını
kaldırın, milleti kandırmayın bari; kaldırın
adaleti çünkü kaldırdınız. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Havutça.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi aleyhinde
Kamil Aydın, Erzurum Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Aydın. (MHP sıralarından
alkışlar)
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; söz konusu öneri üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi adına konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Efendim, öğretmenliğin ne kadar ulvi ve yüce
bir meslek olduğunu gerçekten şurada ifade etmeye çalışsak,
biliyorum ki her biriniz benden daha güzel bir şekilde, veciz bir
şekilde ifade edersiniz. Gerçekten, öğretmenlik, o medeniyetimizin
izdüşümlerinden olan veciz sözde saklı olduğu gibi, bir harfin
dahi öğretildiğinde kırk yıllık kölelik gerektiren bir
karşılıktır.
Şimdi, şu hazırun içerisinde En çok
mahkûm olduğumuz meslek grubu, en çok ihtiyaç duyduğumuz, olmazsa
olmaz meslek grubumuz hangisi? diye sorsam, hepimiz eğitimciler deriz,
öğretmenler deriz. Aramızda birisi var mı ki bu
öğretmenlerin rahleitedrisatından geçmemiş olsun?
Bakın, doktora hasta olduğumuz zaman
başvururuz, avukata yargısal bir ihtiyacımız söz konusu
olduğu zaman başvururuz, ama öğretmenlerden, eğitimcilerden
hiçbir zaman kaçarımız olmaz, onlarla yaşam boyu iç içe olmak
zorundayız. Dolayısıyla, sadece yeni nesillerin değil bütün
nesillerin mimarıdır öğretmenlerimiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, bakın,
senede bir gün, o şarkı sözünde olduğu gibi senede bir gün
hatırlamaya çalıştığımız öğretmenlerin
hâlihazırda sorunları çok. Çalışanların sorunları
da var. Bunları çok kısa, bir iki kalemle ifade etmek gerekirse,
öğretmenlerden emekliliği düşünmeyen
arkadaşlarımız var. Niye? Çünkü maaşlarında büyük
düşüşler olacak, ek gösterge sıkıntısı
yaşıyorlar, cesaret edemiyorlar, iki iş yapıyorlar, üç
iş yapıyorlar. İnanın, ders ücretleri sabit, yerinde
sayıyor; limonun fiyatı yıllık bazda değişiyor
ama öğretmenin ek ders ücreti hiç değişmiyor. Yani devede
kulakvari. Şimdi, üstüne üstlük, fiziki şartları da iyi
değil. İnanın, bir taraftan FATİH Projesi diye bir proje,
sofistike bir teknoloji gerektiren bir projeden bahsederken, öte yandan, o GSM
operatörünün reklamında yaşadığımız o
fıkramsı olay gibi değil mi, sobayı yakmaya
çalışan öğretmenlerimiz var ideal ortamı oluşturmak
için eğitim anlamında. Bir taraftan, şimdi, yine, bir taciz, bir
saldırı olayı gelişti. Öğretmenler can
güvenliğinden de mahrumlar.
Böylesine bir öğretmenler
sıkıntıları sarmalı içerisinde bir eğitim
sürdürmeye çalışıyoruz ama inanın, eğitim
camiasıyla ilgili bundan daha hummalı, daha travmatik bir
sıkıntımız var değerli milletvekilleri. Bu da ne,
biliyor musunuz? Artık, öğretmen olma ümidini, umudunu, hayalini
kuran aday sayımız yüz binlerle ifade ediliyor. Artık, binler,
on binler değil, yüz binlerle ifade ediliyor.
Efendim, buna verilen en güzel cevap -mütemadiyen
sayın bakan ya da yetkili arkadaşlar bir iki defa söylediler-
hakikaten, hani Özrü kabahatinden büyük. hasebinden dikkate alınacak bir
söz. Bakın: Cumhuriyet tarihinde en fazla öğretmen bizim dönemimizde
atandı. Doğru, heyhat doğru. Çok öğretmen
atadınız ama bu sorun sarmalının müsebbibi de sizlersiniz.
İktidar partisini kastediyorum. Bir eğitimci olarak söylüyorum. Niye?
Bakın, niye, neden oldu, biliyor musunuz? Bu
çocukları umutlandıran, ümitlendiren, bu çocukları Millî
Eğitim Bakanlığının önüne yığan sizin
politikalarınızdı. Bunlar neydi? Her ile bir üniversite.
Kulağa çok hoş gelen, siyasi rantı yüksek bir ifade ama ülkeye
kriz yaratan bir şey aynı zamanda altını
dolduramazsanız şayet. Elbette ki açılabilir,
açılmalıdır ama bunu çok iyi bir saha çalışması
yaparak, altyapısını sebep-sonuç ilişkisiyle besleyerek açabilirdik.
Açtık; peki biz o illerin sosyoekonomik
yapısını, ticari kalkınmışlık modellerini
geliştirdik mi; coğrafi şartlarına baktık mı;
ekonomik şartlarına baktık mı? Hangi kalkınma
modeliyle kalkınabilecek bu il ve bu ilde hangi ara eleman ya da
yetişmiş elemana ihtiyaç var, onun üniversitesini kuralım
demedik. Bakın, tornadan çıkmış gibi
Hepimiz bir ilden
geldik. Bazı illerde iki üç üniversite açıldı kamu olarak. Ne
yaptık biliyor musunuz? Standart; bir üniversite açıyoruz, fakülteler
klişe, turnusol kâğıdı konulmuş gibi
çıkıyor. Efendim, fen-edebiyat, mühendislik, işletme, ilahiyat;
fen-edebiyat, mühendislik, işletme, ilahiyat, standart. Şimdi, son
zamanda buna, çoğaltarak
itibarsızlaştırdığımız mesleklere bir de
tıp fakültesi ve hukuk fakültelerini ilave ettik. Yazık değil mi
bu çocukların hayallerine? O zaman ne yapmalıydık? Bugünleri
yaşamamak için, gerçekten o üniversiteyi açmayı
planladığımız ilin altyapısına bakıp orada
hangi ticari kalkınma modelleri uygulanacaksa ona yönelik bölümlerin
açılmasını sağlayacaktık. Bunu bazı özel
üniversiteler yapıyor ama maalesef kamuda bunu göremedik. Bu da
yetmezmiş gibi, eğitim fakültelerindeki sayıyı
artırdık, diğer bölümlere de para mukabilinde, yüksek ücretlerle
pedagojik formasyon verdik, herkese verdik. Çocuklarımız da
umutlandı, dedi ki: Ben bu pedagojik formasyonu alarak öğretmen olacağım.
Ama olamadı. O hayaliyle şimdi bekliyor ki kadro açılsın.
Evet, bugün itibarıyla 20 bin kadro
alınacağı söyleniyor. Güzel bir şey; bakın, evet,
mutlu olduk, sevindik o çocuklarımız adına ama yeterli mi?
Yetmez. Ne olur bunu 50 bin, 60 bin yapabilseydik, bir taraftan da bu
üniversitelerdeki ıslah çalışmalarımızı
yapabilseydik, herkesi öğretmen yapma hevesimizden vazgeçseydik. Bu
gerçekten kanayan bir yara.
Öte yandan, şimdi, 20 bin kadroyu açtık.
Bunlara 70 bin kişi çağırılıp bir sınava tabi
tutulacaklar. Bu çocuklar aslında sınavlarından geçtiler,
merkezî bir sınav uygulandı. KPSS sınavı sonuçları
belli, objektif gerçekten, genel bir sınav. Mülakatı yapalım,
tamam. E, mülakat yapmanın özelliği ne? Onun öğretmenlik
noktasında, gerçekten, sınıfa hâkimiyeti, diksiyonu, efendim,
materyali kullanması, ikna gücü, kabiliyeti gibi yeteneklerini sözlü
olarak ölçmek değil mi? E ama bir defa bu sınav yapıldı,
gördük ki hiç bunlarla alakalı bir sınav formatı söz konusu değil.
Öyle basit, komik sorularla muhatap oldu ki çocuklarımız,
dolayısıyla işi bilen ile bilmeyen karıştı. E,
bunu yapmayalım, mülakatı yapalım ama gerçekten
değerlendirmeye katkısı merkezî objektif sınav kadar
ağırlıklı olmasın diyoruz.
Bir de bu kadrolar ilan edilirken
Çocuklar bize
mesaj atıyor, sizlere de geliyordur. İnanın, bu
sıkıntılar biraz siyaset üstü sıkıntılar.
Hepimizin evlatları var, hepimizin seçim bölgelerinde gerçekten
mağdur çocuklarımız var, siyasi eğilimleri ne olursa olsun.
Bana gelen diğer önemli bir sıkıntı: Bazı
branşları ötekileştiriyoruz. Yazmış: Hocam, ben
Fransızca öğretmenliği mezunuyum., Ben sanat tarihi
öğretmenliği mezunuyum., Güzel sanatlar mezunuyum., Felsefe grubu
mezunuyum. Verilen kadro 2, 3, 5. Allah aşkına, yani bu okullarda
düşünmeyi istemiyor muyuz, üretmeyi istemiyor muyuz, sosyalleşmeyi
istemiyor muyuz, başka bir dilin öğrenilmesini istemiyor muyuz?
Burada da yine ayrı bir sıkıntı.
Yine eğitim camiasının yüz yüze
kaldığı travmatik diğer bir sorun da bu
okullarımızda -maalesef, buna son zamanlarda üniversitelerimiz de
karıştı- bir siyasallaşma eğilimi görüyoruz. Yani,
çalışanların haklarını aramakla, özlük
haklarının iyileştirilmesiyle ilgili sorumlulukları
taşıyan sendikalar, özellikle malum sendika siyasi erki de
arkasına alarak kendisini kraldan çok kralcı ilan edip, inanın,
okullara atama yapıyor, millî eğitim müdürlüklerinde atamalar
yapıyor -Sayın Bakanım yok burada- bunu yaşıyoruz.
Elimde belgeleri var, mahkemeyle dönen arkadaşlarımız var, hâlâ
atamasını bekliyor. Şimdi okuyacağım kayıtlara girsin
diye. Bir müdürün, kırk yıllık bir okul yöneticisinin benim
elime tutuşturduğu bir kâğıdı paylaşmak
istiyorum: Yaşar Tiryaki, Erzurum Yakutiye Şükrüpaşa Anadolu
Lisesi Müdürü olarak görev yaparken Millî Eğitim Bakanlığı
Eğitim Kurumları Yöneticileri Değerlendirme Formuna 64,50 puan
verilmek suretiyle görevine son verilmiş. Bu durumla ilgili Erzurum Bölge
İdare Mahkemesine açtığı yürütmeyi durdurma
davalarını kazanmış, 2015 tarihinden bugüne kadar mahkeme
kararına rağmen göreve başlatılmamış.
Şimdi, Sayın Bakan bir defa dedi ki:
Elinizde mahkeme kararı olanlar varsa verin, göreve iadesini
yapalım. İnanın, onlarcasından bir tanesini okudum.
Artık ne olur, şu iktidar sendikasının böyle Ali
kıran baş kesen pozlarını sonlandıralım. Bu, son
zamanda üniversitelerimize de yansıdı, bu ileride gerçekten
kamplaşmayı, kutuplaşmayı, iş
barışını, iç huzuru
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla) Sayın
Başkanım, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN Buyurunuz, mikrofonunuzu açıyorum,
tamamlayınız Sayın Aydın.
KAMİL AYDIN (Devamla)
bunu sekteye
uğratacaktır.
Bakın, seçilen bir rektör, hak etmediği
hâlde atanan bir rektör nasıl ifade ediyor kendini biliyor musunuz, bunlar
çok sıkıntılı şeyler: Beni Başkomutan FETÖyle
mücadele için görevlendirdi. Allah aşkına, bir akademik kurumda
söylenecek laf mı? Burası kolluk kuvveti kurumu mu? Burada,
birilerinin adına yetkilerini yanlış kullananları uyarmakta
yarar var. Artık bırakın akademik kadroyu, idari kadrodaki bir
memurla dahi, bir fakülte sekreteriyle dahi uğraşmaya
çalışıyoruz. Bu, gerçekten kötü bir gidişin ön, ayak
sesleri.
Dolayısıyla, eğitim
camiasını bir bütün olarak ele alalım çünkü gerçekten yeni
kuşaklar, yeni nesiller ülkeyi kurtaracaktır, biz buna
inanıyoruz.
Bir harf değil çok harf öğretenlerin
haklarına riayet edelim diyorum, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Aydın.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi lehinde Müslüm
Doğan, İzmir Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Doğan. (HDP
sıralarından alkışlar)
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; CHP Grubunun öğretmenlerimizin
ve öğretmenlik mesleğinin sorunlarının incelenmesi ve
önlemlerin alınmasına ilişkin Meclis araştırması
önergesi üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Cümlenizi saygıyla selamlıyorum.
Her fırsatta mağdur edilen, Az
çalışıyorlar, çok tatil yapıyorlar. diyerek siyasiler
tarafından her fırsatta aşağılanan öğretmenlerin
ne kadar kutsal bir iş yaptıkları, yılda bir kez kutlanan
bir Öğretmenler Gününde hatırlanmaktadır. Acil çözüm bekleyen
en temel sorunları ise tartışılmadan, öğretmenlerin
görüşü alınmadan haklarında karar verilen bir meslek grubudur
aslında öğretmenlik.
Yapılan tüm Millî Eğitim
şûraları iktidar yakını sendika tarafından tamamen
bilimsellikten uzak yeni asimilasyon kurumları yaratmak üzerine kurulu
çalışmalardır ve bu yönde de tazyikler ortaya konmuştur.
Hiçbir şûrada öğretmenlerin ekonomik ve sosyal durumları
açık ve net bir şekilde
tartışılmamıştır.
Bu şûra toplantılarında ülkemizde
yaşayan farklı etnik ve inançta olan insanların çocukları
için hiçbir olumlu karar alınmadığı gibi, ülke gerçekleri
görmezlikten gelinmiştir. Bu bakış elbette ki eğitim
sorununun karmaşık hâle gelmesine neden olacaktır. Sorun
özgürlük ve demokratik bir bakışa sahip olunarak çözülür. Siz sorun
yok. diyerek sorunları aşamayacaksınız ve
aşamazsınız.
Alevilerin inancını ve öğretisini
teoloji ekseninde sıkıştırarak ele almanız konuyu da
çözümsüz bir noktaya ulaştırmıştır. Bu inanç ve
öğretiyi eğitim alanında özgürleştirmeden Alevilerin de
eğitim alanında beklentilerini çözemezsiniz. Çözüm zorunlu din
derslerini isteğe bağlı eğitim sistemine dönüştürmekle
olur.
Ana dilde eğitim vermekten
korkmamalıyız. Çoğulculuk bir gerçeğimiz ve demokratik
ulusa giden en kısa yoldur bu yol. Birlikte kurduğumuz ülkemizde,
ortak vatanımızda birbirimizi eksik görmek, yok saymak
sorunların ağırlaşmasına neden olmuştur.
Yaşadığımız bu sürecin ülke insanlarımıza ne
kadar ağır bir fatura çıkardığının da
artık farkında olmalıyız.
On beş yıldır tek başına
iktidarda olan AK PARTİnin öğretmenlerin giderek
ağırlaşan çalışma ve yaşam
koşullarını iyileştirmek, artan iş yükünü azaltmak,
insan onuruna yaraşır bir ücret almasını sağlamak ve
eğitimin niteliğini en azından OECD ülkelerinin
ortalamasına taşımak gibi bir hedefi hiçbir zaman için
olmamıştır.
Eğitimde 4+4+4 dayatmasıyla, zaten sorunlu
olan eğitim sisteminde büyük bir altüst oluş yaşanmış,
öğretmenler, öğrenciler ve veliler büyük sorunlarla karşı
karşıya bırakılmıştır. Millî Eğitim
Bakanlığı, attığı her adımda,
başlattığı her uygulamada öğretmenlerin,
yardımcı hizmetli ve memurların daha fazla çalışabilmelerinin
önünü açmak için çalışmakta, bu en temel talepleri ise görmezlikten
gelmektedir. Aslında bu 4+4+4 sisteminin de ülke eğitim sistemini
altüst etmek, bir sağlam zemine oturmasını engellemek üzere
ortaya konduğu ayrıca eğitim alanındaki bilim
insanları tarafından da açıkça ifade edilmiştir.
Aslında, Millî Eğitim Bakanlığının 4+4+4
sistemini yeniden gözden geçirmesinin de zamanı gelmiştir. Bu
sistemin asimilasyonu kolaylaştırdığı, eğitim
sürecinde bir ötekileştirme, yabancılaştırma süreci
yaşattığı hususu da ayrıca hâlâ
tartışılmaktadır.
Çalışma koşullarının
giderek esnek, kuralsız ve güvencesiz hâle getirilmesi, angarya
çalışma uygulamalarının artması ve son olarak iş
güvencesine göz dikilmesi, eğitim emekçilerini büyük bir tedirginlik ve
karamsarlık içine itmektedir. Binlerce eğitim emekçisi, OHAL hukuksuzluğuyla
meslekten çıkartıldılar. Her kanun hükmünde kararname
yayınlandığında, deyim yerinde ise bir güvercin
tedirginliğiyle bu kanun hükmündeki kararnameler listesi incelenmektedir.
Yüz binlerce eğitim emekçisinin sosyal ve
ekonomik sorunlarını çözmek için yıllardır adım
atmayanların, öğretmenlerin gerçek sorunlarını görmezden
gelenlerin bildik nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyorlar.
Eğitimin ve öğretmenlerimizin sorunlarına kalıcı
çözümler üretilmesi gerekirken günü kurtarma adına iş ve işlemler
yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, öğretmenlerin
giderek ağırlaşan çalışma koşulları ve
sorunlarıyla ilgili düşüncelerini ilk elden tespit etmek için 9-20
Kasım 2015 tarihleri arasında kapsamlı bir araştırma
gerçekleşmiştir. Türkiye çapında 7 bölge ve 40 ilde, Ankara,
İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Kocaeli, Diyarbakır,
Eskişehir, Artvin, Ağrı, Tunceli, Malatya, Edirne,
Kırıkkale, Kırklareli, Mersin, Muş, Van, Hakkâri,
Şırnak, Sinop, Çorum, Tarsus, Sivas, Kars, Tokat, Muğla,
Nevşehir, Kırşehir, Kastamonu, Konya, Karaman, Ordu, Aksaray,
Trabzon, Giresun, Bartın, Sakarya, Yalova, Zonguldak olmak üzere hemen
hemen tüm okul türleri ve branşlarından 4.952 öğretmen
araştırmaya katılmış ve çok önemli veriler ortaya
çıkmıştır.
Bu araştırmada değerli
milletvekilleri, Eğitimin dinselleştirilmesi ve gericileşmesi,
tek tip öğrenci yetiştirilmesi, 4+4+4ün yarattığı
tahribat ve okulların dönüşümü, özel okullara ve dinî eğitim
veren kurumlara destek, siyasi kadrolaşma, iş güvencesi ve
kazanılmış hakların tehdit altına alınması,
şiddet ve baskının olduğu bir ülkede geleceğe güvenle
bakmanın mümkün olamayacağı; eğitim kötüye gidiyor,
işsizlik büyük sorun. diye tespitler yapılıyor. Devam edelim
tespitlere: Ders kitaplarının içi boş, öğrenciler için
endişeleniyorum. diyor öğretmen. Ayrımcılık,
eğitimin siyasileşmesi, eğitim politikalarının
tutarsızlığı, eğitime ve öğretmene önem
verilmemesi, eğitimde kutuplaşma, gelecek karanlık,
öğrencilere zorunlu dersler konusunda zorunlu yönlendirme yapılıyor,
özellikle de din dersleri konusunda; kalabalık sınıflar, zorunlu
seçmeli dersler, eğitim politikalarının eğitimciler
tarafından belirlenmemesi, asimilasyon ve toplumsal linç kültürü,
eğitimde ezberciliğin sürmesi ve uzayan buna benzer birçok tespit.
Yani, eğitim emekçilerinin
sorunlarının giderek artması, çözümsüzlüğün de ortaya
konması aslında ülkemizdeki eğitime bakışı da
ortaya koymaktadır. Türkiye'de eğitim sisteminin yıllardır
çözülemeyen sorunları, öğretmenleri ve diğer eğitim
emekçilerini diğer ülkelerdeki meslektaşlarına göre çok daha
fazla olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir. Türkiye'de öğretmenlerin
yıllardır karşı karşıya oldukları güçlükler,
hangi şartlarda çalışmak zorunda oldukları bilinmesine
rağmen sorunlarına kalıcı çözümler üretmek için somut
adımlar atılmaması kabul edilemez bir durumdur. Türkiye'de
çalışan öğretmenler OECD ülkeleri içinde en çok
çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler
arasındadır. Aramızda öğretmenlik yapmış
milletvekili arkadaşlar, neden öğretmen arkadaşlarınızın
sorunlarının çözümü için çaba sarf etmiyorsunuz? Vicdanen rahat
mısınız sayın milletvekilleri? Bugün, öğretmenlerin
yüzde 80'i geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda
bırakılmış, üçte 2si borçlanarak hayatını
sürdürmek zorunda bırakılmıştır yine.
Öğretmenler, sık sık değişen eğitim
politikaları nedeniyle siyasi iktidarın ve Millî Eğitim
Bakanlığının elinde âdeta oyuncak hâline gelmiş
durumdadır. Öğretmen açıkları sorununa kalıcı
çözümler üretilmeyerek 300 bini aşkın işsiz öğretmenin
ataması yapılmamış, bugüne kadar 40'ı aşkın
işsiz öğretmen resmen intihara sürüklenmiştir.
Eğitimde benimsenen esnek çalışma
uygulamalarıyla, aynı işi yapan farklı statülerde
öğretmen istihdamı gündeme gelmiş, kariyer basamakları ve
performans değerlendirme uygulamaları eğitim emekçilerini birbirine
rakip hâline getirmiştir. Eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmaması
nedeniyle öğretmenler öğrencilerden çeşitli adlar altında
para toplamaya zorlanan birer tahsildar durumuna düşürülmüştür.
Öğretmenlerin büyük bölümünde angarya çalışma ve iş yükü
artışına paralel olarak meslek hastalıklarında
artış yaşanmakta, özellikle 4+4+4 sonrasında yeni
sorumluluklar yüklenerek angarya çalışmaya zorlanmaktadır.
Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal
çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda
öğretmenin soruşturma geçirdiği, sürgün ve cezalarla
karşı karşıya kaldığı hepimiz
tarafından bilinmektedir. Her fırsatta özellikle
EĞİTİM-SEN üyelerine soruşturma açılmakta,
bazıları hakkında sürgün, maaştan kesim cezaları,
kanun hükmünde kararnamelerle de memuriyetten çıkarma cezası
verildiğini biliyorsunuz.
Hizmetli ve memurların
yaşadığı ekonomik ve özlük sorunları da
yıllardır görmezden gelinmekte, tıpkı öğretmenler gibi
hizmetli, memur, teknik ve idari personel de sorunlarına kalıcı
çözümler üretilmesini talep etmektedir.
Değerli milletvekilleri, kamu emekçileri
içerisinde öğretmenlere hak ettiği değer verilmelidir.
Başta insanca yaşayacak ücret talepleri, özellikle de ek gösterge
talepleri, emeklilikten sonra insanca yaşamlarını sürdürmeleri
için bir düzenleme acilen yapılmalıdır. Bu anlamda, emeklilikte
ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansımalı,
vergi dilimi uygulaması sabitlenerek ücretlerde yaşanan erimenin
önüne geçilmelidir. Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir
şekilde yeniden düzenlenmeli ve en az 2 kat
arttırılmalıdır. Eğitim-öğretim yılı
başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime
hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere
yılda 2 kez olmalı ve en az bir maaş tutarında
olmalıdır. Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya
çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans
değerlendirme ve iş güvencesini hedef alan girişimlerden tamamen
vazgeçilmelidir.
Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı
ödenmelidir. Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşme hakkı önündeki
engellerin hepsi kaldırılmalı, yeni kısıtlanmalar
engellenmelidir.
Hepinizi bu anlamda saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi aleyhinde
Mehmet Akif Yılmaz, Kocaeli Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Yılmaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
öğretmenlerimizin ve öğretmenlik mesleğinin sorunları
üzerine vermiş olduğu grup önerisi hakkında söz aldım. Bu
vesileyle, yüce Meclisimizi, aziz milletimizi, ülkemizin dört bir yanında
geleceğimizi emanet ettiğimiz, çocuklarımızı
şekillendiren, canhıraş bir şekilde eğitim mücadelesi
veren değerli öğretmenlerimizi ve yine, ülkemizin, vatanımızın
birlik ve beraberliği, huzuru ve güveni için yurt içinde ve yurt
dışında canlarıyla mücadele veren güvenlik güçlerimizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu mücadelede hayatlarını kaybeden aziz
şehitlerimizi
Hassaten, Kocaeli ilimizde, Darıca ilçemizde bir
şehidimiz var, yarın toprağa vereceğiz, aziz şehidimiz
Murat kardeşimizi ve tüm şehitlerimizi de rahmetle, minnetle ve
şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet
olsun.
Değerli milletvekilleri, hiç şüphesiz,
öğretmenlerimizin ülkemizin geleceği adına üstlendiği
misyon elbette kutsaldır, verdikleri emek ise her türlü takdirin üstündedir.
Onların daha iyi imkânlarla, daha iyi şartlarda eğitim ve
öğretim hizmetlerini ifa etmeleri için çalışmak, çabalamak da
siyasiler olarak bizlerin, iktidarıyla, muhalefetiyle, boynunun borcudur.
Onlar için ne yapsak az, ne yapsak yetersizdir. Öğretmenlerimizin ve
sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisimizde ve tüm platformlarda
dile getirilmeleri ve onlar için çözüm yolları aranması ve çözümü
için icraatlar ortaya konulması elbette ki bizi memnun ve mutlu eder.
Fakat Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
getirdiği öneriyi dikkatlice incelediğimizde, okuduğumuzda
ülkemizin en temel ve en ciddi meselesi olan eğitim meselesinin en önemli
unsuru öğretmenlerimiz ve sorunları hakkındaki vermiş
oldukları bu önergedeki, maalesef, ciddiyetsizlikleri ve özensizlikleri
-üzülerek söylüyorum- bir öğretmen olarak beni üzmüştür. Önergenin
hazırlanış tarzında dahi, önergeyi
hazırlayanların veri olarak kullandıkları veriler,
istatistikler 2013 yılına ait. Dört yıl önceki verilerle bugünü
değerlendirerek ve iktidarımıza, eğitim noktasında,
kurulduğu günden bu yana ve iktidara geldiği andan bu yana devasa
hizmetler yapan iktidarımıza yönelik haksız ve rencide edici
ithamlarla dolu. Bundan da öte, az önce CHP Grubu adına konuşan
değerli milletvekilimiz, bir öğretmen olarak öğretmenlerimiz
adına beni de burada dinlerken rencide etmiştir, bu sene
atanmış olan öğretmenlerimizi liyakatsizlikle, ehliyetsizlikle
suçlayarak bu öğretmen gençlerimizin, öğretmen adayı
gençlerimizin vicdanını yaralamıştır ve kendisinden bu
konuda öğretmenlerimiz en azından bir özür beklemektedirler. Mülakat
sistemini eleştirebilirsiniz ama KPSS sınavına girmiş, bu
sınavda ciddi notlar alarak ilk elemeyi geçmiş, ondan sonra
getirdiğimiz mülakat sisteminde de atanmış ve şu anda aday
öğretmenlik yapan öğretmen gençlerimizi liyakatsizlikle ve
ehliyetsizlikle suçlamak maalesef talihsiz olmuştur.
Değerli milletvekilleri, bu söz konusu öneride
benim de katıldığım ve beğendiğim bir cümle var,
Yılda bir Öğretmenler Günü kutlamakla öğretmenlik
mesleğinin sorunları çözülemez. Evet, biz de buna
katılıyoruz. Zaten, iktidara geldiğimiz günden bu yana
geçmiş hükûmetlerin eğitim alanında, eğitimin tüm
unsurlarına yönelik yapmış oldukları tahribatın
öğretmenlere ve eğitime, eğitimi Öğretmenler Gününde
hatırlayan zihniyetlerin yapmış olduğu tahribatı
düzeltmenin ve iyileştirmenin çabası içinde bir on beş yıl
geçirdik. 2002 yılında iktidara geldiğimiz andan itibaren
eğitimi Türkiye'nin en temel ve en ciddi meselesi olarak ele
aldığımıza milletimiz şahittir, rakamlar da şahittir.
Zira, iktidara geldiğimiz andan itibaren, biraz sonra ortaya
koyacağımız veriler bunu gösterecek ama öncelikli olarak her
alanda olduğu gibi özgürlüklerin alanını genişletme ve
eğitimin önündeki yasakları ve engelleri kaldırma
noktasında çok önemli adımlar attığımızı
buradan bu vesileyle tekrar ifade etmek istiyorum.
Başörtülü kızlarımızın
eğitim hakkından mahrum edilmesi ve kılık kıyafet
meselesinin düzeltilmesi noktasında 28 Şubat postmodern darbesinin
eğitim hizmeti vermekten mahrum ettiği öğretmenlerimizin
eğitim hayatına tekrar kazandırılmaları
-elhamdülillah- AK PARTİ iktidarı döneminde gerçekleşti.
Şunu özellikle ifade edeyim: Okullarımızda ikna odaları
değil laboratuvarlar kurmak gayretinde olduk on beş yıl boyunca.
Okullarımızı iyileştirme ve imkânlarını
zenginleştirme gayretindeydik. 2002 yılında 10 milyar olan
bütçedeki eğitim kaynağı, bugün, 2017 yılında 122
milyar. Az önce yine CHP Grubu adına konuşan vekilimizin ifadeleri
gerçekten hayretlere düşürdü. Daha azaldı. diyor, 10 milyar nere,
122 milyar nere! Eğitim, bütün bütçelerimizde en çok kaynak aktarılan
alan oldu. Yine, eğitimdeki AR-GE harcamaları 57 milyondan 2,8
milyara yükseltildi. Derslik sayıları, bakın, seksen
yıllık hükûmetlerimiz boyunca, 2002 yılında
ulaşmış olduğumuz derslik sayısı 347 bin, bugün
-on beş yıl sonra- 616 bin derslik yani tam 2 katı. Seksen
yıl nere, on beş yıl nere! Bu kısa zamanda ortaya konan bu
büyük mücadele, AK PARTİnin eğitim alanındaki başarılarını
bize gösteriyor.
Öneride çeşitli ithamlar var, AK PARTİmizin,
Hükûmetimizin iktidara geldiğinden bu yana öğretmen artış
oranının yüzde 24 nispetinde kaldığını, yetersiz
öğretmen atamaları yapıldığını iddia eden
yine haksız, yine yanlış bir itham. Bu, bize yapılacak en
büyük haksızlık. Zira, 2003 yılında 543 bin olan
öğretmen sayımız bugün 900 binlere ulaştı. Yani,
seksen yıl içinde 561 bin atama
Yeterli mi? Hayır, değil. Bütün
açığı kapatana kadar zaten mücadelemiz devam edecek. Tek bir
ders boş geçmeyecek Millî Eğitimimizde ve okullarımızda.
Mevcut öğretmenlerin şu anki oranı yüzde 62lere
karşılık geliyor ve öneride bu yüzde 24 olarak ifade ediliyor,
bu haksız ithamı, bunu düzeltiyoruz.
Yine, öğretmenlerimizin maaşları;
2002 yılında en düşük öğretmen maaşımız 470
TLydi, 2016 yılında 2.713 TL ile yüzde 477 oranında bir
artış gerçekleştirildi. Bu, ciddi bir artıştır;
yeterli midir? Elbette, hiçbir sayıyı, bu noktada hiçbir rakamı
biz yeterli görmüyoruz. Her alanda tüm kesimlerin ekonomik durumlarını
iyileştirmenin çabası içindeyiz ve gayretinde olacağız, icraatlarımızı
buna yönelik yapıyoruz.
Bir diğer yanlış iddia:
Okullarımızda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz açıyorum mikrofonunuzu.
MEHMET AKİF YILMAZ (Devamla) Önerideki bir
diğer yanlış iddia: Okullarımızda zorunlu ve ücretsiz
nöbet tutuluyor iddiası. Hepimizin bildiği, öğretmenlerimiz bu
önerideki iddialara gülüyorlar hakikaten. Sahayı bu kadar bilmemek bize
yakışmıyor Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilleri olarak.
Hepimiz biliyoruz, 2016 yılından itibaren yapılan düzenlemeyle,
fiilî nöbet tutmak kaydıyla, haftada iki saat, 2017 yılından
itibaren ise haftada üç saat nöbet ücreti öğretmenlerimize ödenmeye
başlandı. Lütfen, bu noktada da önerimizi hazırlayanlar bu
yanlışları buradan da söz alarak düzeltebilirler.
Öğretmenlerimizin kötü çalışma
şartları ortamında eğitim hizmeti verdikleri iddiası
da milletimizin şahadetiyle ve milletimize
kazandırdığımız eğitim müesseseleriyle bu
iddianın da yanlışlığı ortadadır.
Takdiri aziz milletimize bırakıyor, yüce
Meclisimizi, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yılmaz.
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Havutça
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın
Başkanım, sayın hatip benim önergemin özensiz ve ciddiyetsiz
olduğunu
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Havutça. (CHP
sıralarından alkışlar)
69uncu maddeye göre iki dakika süreyle söz
veriyorum.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın,
Kocaeli Milletvekili Mehmet Akif Yılmazın CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) Değerli
milletvekili arkadaşlarım, ben o önergeyi 2015 yılında
hazırladım dolayısıyla bugün gündeme geldi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Güncellemek
lazım.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Bakın, eğitimin
içinde bulunduğu durumu Sayın Cumhurbaşkanı şu
sözlerle ifade ediyor: Ülkemizin geçtiğimiz on dört yılda
yaşadığı büyük dönüşümün en zayıf
halkalarını ne yazık ki eğitim ve kültür oluşturuyor.
diyor. Ben söylemiyorum, Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor.
İkincisi, bakın sayın milletvekili,
bir ülkenin eğitiminin ne olduğunu dış kriterlere göre
belirleyebiliriz. Bakın, PISAda 2016da 72 ülke arasında
yapılan ölçümlerde Türkiye 50nci sırada ve maalesef, matematik
ortalaması TEOGda 1, fen bilimlerinde 2, Türkçede 3. LYSde
sıfır çeken matematikte yüzde 200, fen bilimlerinde yüzde 241
olmuş. Eğitimde geldiğimiz tablo bu.
Öğretmenlerle ilgili dediğiniz de, Millî
Eğitim Bakanlığının şu anda kendi verilerine göre
93 bin öğretmene ihtiyacı var. Açın Millî Eğitim
Bakanlığının sitesine bakın, tavsiye ediyorum.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) Söyledim onu
zaten.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Düzeltin, bakın
siteye, ben oradan aldım rakamı.
Ayrıca, bakın, Millî Eğitim
Bakanlığının bütçesi Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidara geldiğinde 2002 yılında yatırımlara
ayrılan yüzde 17,18; şu anda yüzde 8,23.
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Rakama bak, rakama,
yüzdeyi bırak, rakama bak.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesi artmış ama Millî Eğitim
Bakanlığının bütçesinin yüzde 80i personel giderleri,
yüzde 10u alım giderleri, bir şeyler, yatırıma sadece yüzde
3,78 kalıyor yani Millî Eğitim Bakanlığına
yatırım yok.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Yatırım öğretmen.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Bakın, değerli
arkadaşlarım, bizim millî eğitim olarak uluslararası
rekabette bulunabilmemiz için Millî Eğitimin bütçesini mutlaka Avrupa
ülkeleri kadar yapmamız gerekiyor, Avrupa Birliği kriterlerine
eğitim yatırımlarını çıkarmamız gerekiyor
yoksa hamasette bizi dinleyen öğretmenler kalmıyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) 21 bin öğretmen
daha alacağız.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Havutça.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, öğretmenlerin ve
öğretmenlik mesleğinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/59) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmelerinin Genel Kurulun 14
Şubat 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
önerisini oylarınıza sunacağım
LEVENT GÖK (Ankara) Karar sayısı
efendim
BAŞKAN Karar yeter sayısı mı?
LEVENT GÖK (Ankara) Evet.
BAŞKAN Karar yeter
sayısı talebi vardır.
Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime yirmi dakika
ara veriyorum.
Grup başkan vekillerini
odama davet ediyorum.
Kapanma
Saati: 17.41
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet Akif
HAMZAÇEBİ
KÂTİP ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU
(Osmaniye), Sema KIRCI (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 69uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- AK PARTİ Grubunun, gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında bulunan 269, 431 ve 94 sıra sayılı Kanun
Tasarılarının bu kısmın sırasıyla 3, 4 ve
5inci sıralarına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 1 Mart
2017 Çarşamba günü (dâhil) ile 12 Nisan 2017 Çarşamba günleri (dâhil)
arasındaki Salı ve Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesine ilişkin önerisi
14/2/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 14/2/2017 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Bülent
Turan
Çanakkale
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında
bulunan 269, 431 ve 94 sıra sayılı Kanun
Tasarılarının bu kısmın sırasıyla 3, 4 ve
5inci sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;
Genel Kurulun 1 Mart 2017 Çarşamba günü (dâhil)
ile 12 Nisan 2017 Çarşamba günleri (dâhil) arasındaki Salı ve
Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim
konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi;
Önerilmiştir.
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
önerisi lehinde ve aleyhinde söz talep eden sayın milletvekillerine söz
vereceğim.
Öneri üzerinde ilk konuşmacı, lehinde
olmak üzere, Hasan Basri Kurt, Samsun Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Kurt. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekillerim; AK PARTİmiz tarafından verilen grup önerisi
hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Meclisimizin gündeminde uzun zamandır bekleyen,
hem ikili ilişkilerimizi ilgilendiren hem de uluslararası
organizasyonlara angajmanlarımızı ilgilendiren uluslararası
sözleşmelerimiz var. Dışişleri Komisyonunda olan muhalefet
partilerinden üye arkadaşlarımız da bilirler, Dışişleri
Komisyonumuz 26ncı Dönemde en fazla toplantı yapan komisyonlardan
bir tanesi oldu. Ta ki 23üncü Dönemden, 24üncü Dönemden görüşülmeyip de
bu döneme kalan uluslararası sözleşmeler var, anlaşmalar var.
Bunlar hem bizleri, Hükûmetimizi, Meclisimizi, yurt dışına
gittiklerinde veya o ülke yöneticileri bu ülkeye geldiğinde zor durumda
bırakıyor. Bu gündemin bir an önce görüşülmesi
açısından muhalefet partilerinden de destek bekliyoruz. Önümüze
dağıtılan gündem kitapçığı bir hayli kalın.
Bu kalınlığın da ciddi bir yekûnunu bu uluslararası
sözleşmeler tutuyor. İnşallah muhalefetin de bu konudaki
desteği, katkısıyla biz bir an önce bu uluslararası
sözleşmelerimizi geçireceğiz.
3 tane uluslararası sözleşmeyi öne
alıyoruz. Bunun bir tanesi çevreyle ilgili, diğer ikisi de ekonomik
iş birliğiyle ilgili. Çevreyle ilgili hassasiyeti bütün
grupların paylaştığını biliyoruz,
inanıyoruz. Bunu 3üncü sıraya alacağız. Singapur ve
Dominik Cumhuriyetiyle ilgili de ikili ekonomik gelişimle ilgili, bu
ülkelere yaptığımız ticaretin artırılması,
ekonomik ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili de bir gündemimiz var.
Bunları da öne almak istiyoruz, inşallah, muhalefet partilerinin, üç
muhalefet partisinin de desteğiyle uluslararası sözleşmeler
noktasında da mesafe katetmek istiyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kurt.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi
aleyhinde Erhan Usta, Samsun Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Usta. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şimdi, bugün burada bir anlamda Meclisin bu
haftaki çalışmasına ilişkin yeni gündem önerisiyle geliyor
Adalet ve Kalkınma Partisi. Tabii bunlar çok önceden
tasarlanmış, bilinen şeyler değildi. Hep
eleştirdiğimiz husus, yani Meclis plansız programsız
çalışıyor; bugün yine aslında onun bir örneğini
yaşıyoruz. Ama diğer taraftan, toplumun bekleyen sorunları
var, daha doğrusu çözüm bekleyen sorunları var, ciddi
sorunlarımız var. Bu uluslararası anlaşmalar meselesi
önemli, hatta bizim bunların bir çoğunda muhalefet şerhimiz yok,
hızlıca da geçirilmesinden yanayız; orada tamam, bir problem
yok. Ancak, bu kadar çok ekonomik ve sosyal sorunlarımız varken bu
hafta hiçbir kanunun görüşülmemesi, daha doğrusu Hükûmetin hiçbir
kanun teklif veya tasarısıyla gelmemesi, bu, çok doğru bir
şey değil. Yani bu sorunları başka nasıl
çözeceğiz? Mecliste kanun yaparak bu sorunların üstesinden
gelebiliriz. Dolayısıyla Hükûmet, bekleyen sorunlarla ilgili buraya
kanun tasarısı getirmek durumunda. Eğer Hükûmet kanun
tasarısı getiremiyorsa bizim bekleyen kanun tekliflerimiz var; ee,
bunları görüşelim o zaman. Aylardır, yıllardır
bekleyen kanun tekliflerimiz var burada. Nedir mesela onlar, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak verdiğimiz kanun teklifleri? Örneğin, devlet memurlarının
sorunlarının çözümüne yönelik olarak verdiğimiz onlarca kanun
teklifi var. Belli mesleklerde, işte, adaletsizlik, özlük haklarında
iyileştirme, çalışma koşullarıyla ilgili, izin,
aylık düzenlemeleriyle ilgili verdiğimiz kanun teklifleri var.
Bunları niye gündeme almıyoruz?
Diğer taraftan, örneğin taşeron
işçilerle ilgili verdiğimiz kanun teklifleri var. Burada bir hak
kaybı var, bu sıkıntıları çözelim; 700 bin kişiyi
ilgilendiriyor. diyoruz. Toplumun sevgiye ihtiyacı var. diyoruz,
Toplumun hoşgörüye, uzlaşıya ihtiyacı var. diyoruz ama
toplumun kocaman bir kesiminin sorunlarını bekletiyoruz ve bununla
ilgili, Mecliste bu hafta görüşeceğimiz hiçbir şey yok.
Emekli aylıkları aynı şekilde.
Az önce konuştuk, eğitimle ilgili dünya kadar ciddi
sorunlarımız var. Öğretmenlerin özlük haklarından
öğretmen kalitesine kadar, öğrencilerin durumuna kadar
yapılması gereken, düzenlenmesi gereken o kadar çok alan var ki
bunların hiçbirisini görüşmeyip sanki böyle Meclis tatildeymiş
gibi veya Türkiye'nin bütün sorunları çözülmüş gibi bir tutum içerisinde
olmanın ben doğru olduğunu düşünmüyorum.
Büyükşehir yasasıyla ilgili ciddi sorunlar
yaşıyoruz. Bu yasa değişikliği yapıldı,
bugün Türkiye'yi ne hâle getirdiğini hep beraber görüyoruz. Bununla ilgili
çalışmalarımız var, bekleyen kanun teklifimiz var fakat
bunların gündeme alınması diye hiçbir tutum maalesef
sergilenmiyor.
Yine, tarım sektörüyle ilgili tarımsal
girdi diyoruz, tarımda üretim kalitesindeki, verimlilikteki sorunlar
diyoruz. İşte, mazotla ilgili indirim ihtiyacı var; elektrik fiyatlarıyla
ilgili düzenlemeler, ihtiyaçlar var. Bunların yapılması
lazım ama bunlarla ilgili olarak da verdiğimiz önergelerin,
verdiğimiz kanun tekliflerinin hiçbirisini gündeme alma konusunda iktidar
grubunun bir iradesi yok ve bu haftayı, böyle, hiçbir kanun teklifi
olmadan geçirelim diyoruz. Uluslararası anlaşmaları yine
yapalım, bizim bunlara bir itirazımız yok, itirazımız
olanlar zaten ayrı ama itirazımız olmayan uluslararası
anlaşmaları hiç konuşma yapmadan buradan geçirmeye
razıyız ama bu Meclis Türkiye'nin sorunlarını çözecek
kanunları görüşmek durumunda.
Yine, sanayi kesimiyle ilgili ciddi sorunlar var,
yapılması gereken işler var, reform mahiyetinde bekleyen kanun
tekliflerimiz var. Yükseköğretim Kanunuyla ilgili, rüşvet ve
yolsuzlukların önlenmesiyle ilgili -artık hangi birini sayayım,
yani burada listesi elimde- dünya kadar kanun teklifimiz var, bunların
hiçbirisi maalesef gündeme alınmıyor. Dolayısıyla,
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclisi daha verimli,
daha planlı çalıştırmak zorundayız.
Bakın, bugün bir konu daha gündeme geldi: Çocuk
haklarının korunması. Şimdi, anlaşıldı ki
konuşmadan -bizim Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşan
milletvekilimiz ifade ettiler, işte bizim bununla ilgili bir kanun
teklifimiz var- böyle bir olay yaşandıkça Meclis
araştırması yapılması sağlıklı bir
yöntem değil. Hoş, o da, zaten araştırma da çoğu zaman
açılmıyor, öyle bir komisyon da oluşturulmuyor ama oluşturulsa
bile bunlar İş olmuş bitmiş, eyvah! anlamındaki
işlerdir. Dolayısıyla, burada sorunlar oluşmadan veya
ortaya birtakım olaylar çıkmadan sorunları çözmeye yönelik bir
daimî komisyon teklifimiz var bizim. Diğer partilerin de benzer teklifleri
varmış, hatta iktidar partisinin de teklifi varmış ama biz
Mecliste bunları görüşmek yerine
Bugün, bu hafta veya gelecek hafta
da muhtemelen böyle olacak. Meclisi böyle sağlıksız bir
şekilde çalıştırmanın bir anlamı yok. Böyle çok
acil işleri, böyle hemen birilerine bir şey vermeye yönelik veya
artık olay ortaya çıktıktan sonra yapılacak işleri torba
kanun mantığıyla çözüp ama kalıcı işlerin, esas
reform mahiyetli işlerin veya biraz daha böyle etraflıca
yapılması gereken işlerin hepsini erteleyen bir Türkiye Büyük
Millet Meclisi kabul edilemez. O yüzden, tabii ki, bu grup önerisi iktidar
grubu tarafından getirildiği için bu geçecek elbette ancak biz, yine
Ben süreyi de fazla uzatmak istemiyorum, anlaşmalara biraz vakit
kalsın diye süremin tamamını kullanmayacağım ancak
söylemek istediğim şey; arkadaşlar, daha planlı
programlı çalışmamız lazım ve Türkiye sorunlar
yumağı hâline geldi, bu sorunları çözecek iradeyi Türkiye Büyük
Millet Meclisinin göstermesi lazım.
Ben Genel Kurulu ve sizleri saygıyla
selamlarım.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Usta.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi
lehinde Halil Eldemir, Bilecik Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Eldemir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HALİL ELDEMİR (Bilecik) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; İç Tüzükün 19uncu
maddesi uyarınca grubumuz adına vermiş olduğumuz öneriyle
ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Uluslararası sözleşmeler önemli çünkü
artık dünya globalleştikçe diğer ülkelerle yapmış
olduğumuz anlaşmaların mahiyeti ve önemi artmaktadır.
Uluslararası sözleşmelerde bugün
Antarktika Andlaşması Çevre Koruma Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısını 3üncü sıraya; Türkiye Cumhuriyeti ile Singapur
Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısını 4üncü sıraya; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Dominik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısını da 5inci sıraya alıyoruz.
Uluslararası sözleşmelerin yanında,
bu arada Plan ve Bütçe Komisyonumuzda ülkemizi ilgilendiren,
esnafımızı ilgilendiren bir torba kanun teklifinin de
görüşmeleri devam ediyor. Bu Genel Kurula ininceye kadar bu
uluslararası sözleşmeleri gündemde tutmuş olacağız.
Bu vesileyle hepinizi tekrar saygıyla
selamlıyorum, bu uluslararası sözleşmelerin milletimize ve
ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Eldemir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisi
aleyhinde Levent Gök, Ankara Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Gök. (CHP
sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AKP grup önerisi üzerinde söz aldım.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Gündemimizde uluslararası anlaşmalar var.
Uzun zamandır bekleyen bu anlaşmalar konusunda Cumhuriyet Halk
Partisi, her zaman olduğu gibi, yapıcı bir anlayışla,
imzaladığımız anlaşmaların Mecliste
onaylanmasından yana bir tavır sergileyecektir; bunda hiçbir
şüphe yok. Aslında bu anlaşmaların bu denli uzun sürelerden
sonra Meclise getirilmesi bence tartışılmalı. Niçin bunlar
yıllarca bekliyorlar? Üç yıl bekleyen var, dört yıl bekleyen
var. Yani, bu, aslında, Meclisin de önemli sorunlarından bir tanesi.
Madem altına Hükûmet imza attı, bunlar, uluslararası
anlaşmalar da hepimizi bağlayan konular yani Mecliste Türkiyenin
çıkarları çerçevesinde bunları daha hızlı ve seri bir
şekilde geçirebilmenin yollarını aramalıyız.
Örneğin, Anayasa değişiklik teklifini günlerce
bekleteceğinize bunları daha rahat tartışabilirdik,
görüşebilirdik. Bakın, sonunda önümüze geliyor. Yapıcı
olanlar konusunda Cumhuriyet Halk Partisi her zaman yapıcı
anlayışını gösteriyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir referandum sürecine doğru hızla gidiyoruz.
Yaklaşık altmış gün sonra Türkiye, önemli bir referanduma,
milletin iradesinin tecelli edeceği ve her hâlükârda evet diyenin de
hayır diyenin de, herkesin alnının akıyla oyuna sahip
çıkacağı bir referanduma gidiyor. O nedenle, ülkemizi
kutuplaştırmadan, millet iradesinin gereği, millet nasıl
oyunu kullanacaksa o yönde kullanılacak olan iradeye saygı göstererek
-onu suçlayarak değil, başka algı operasyonlarıyla
beğenmediğiniz şekilde oy kullananları suçlayan bir
anlayışla değil; tam tersine, millet egemenliği, hodri meydan-
Cumhuriyet Halk Partisi, bugün Genel Başkanımızın
koymuş olduğu iradeyle, Anayasa Mahkemesine de gitmiyor, milletin
hakemliğine başvuran bir yöntemle referandum sürecine en doğru
ve en kararlı bir şekilde hazırlanıyor. [AK PARTİ
sıralarından alkışlar (!)]
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) - Bravo (!)
HASAN TURAN (İstanbul) Bravo (!)
LEVENT GÖK (Devamla) - Milletimizin
alacağı karara saygılıyız. Evet diyenlerin de
başımızın üstünde yeri var, tıpkı bizim gibi
hayır diyecek yurttaşlarımızın da başımızın
üstünde yeri var. (CHP sıralarından alkışlar)
Tablo bu, böyle olmalı. Biz evet diyenleri
terör örgütleriyle ya da başka algı operasyonlarıyla,
onların verdikleri oyu değersiz kılan, küçümseyen bir
anlayışla götüremeyiz; böyle bir tablo kimsenin haddine
değildir, yetkisinde değildir. Tam tersine, işte bugün 14
Şubat Sevgililer Günü, sevgiyi örebiliyorsak, birbirimizle
bütünleşeceksek, kavga etmeden, kırmadan dökmeden bu referanduma
gidelim. Güler yüzlü bir referandum yapalım. Herkes seçeneklerini anlatsın,
medya özgür olsun. Keşke olabilse, keşke; bakanların,
Cumhurbaşkanının, Başbakanın konuşabildiği
kadar medyada Cumhuriyet Halk Partililer, diğer muhalefet partileri de
konuşabilseler ama böyle bir ortam yok.
Bakın, olağanüstü hâl sürecinde
referanduma doğru gidiyoruz. Peki, olağanüstü hâl sürecinde
referanduma gitmek uygun mu değerli arkadaşlar? Olağanüstü hâl
ilan edildiğinde, burada Adalet Bakanı Sayın Bozdağ geldi,
konuştu. Burada yaptığı konuşmada, ilk ilan
edildiği konuşmada Hedefimiz üç ay. Biz üç ay içerisinde
olağanüstü hâli kaldıracağız. dedi değerli
arkadaşlar. Bunlar tutanaklarda var. Peki, Başbakan
Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş daha ileri gitti,
dedi ki: OHAL kırk-kırk beş güne kadar bitecek. Şimdi,
biz kime inanacağız değerli arkadaşlarım? Adalet
Bakanı diyor ki: Üç ayda bitiririz. Numan Kurtulmuş diyor ki:
Kırk-kırk beş günde bitecek. Peki, onu geçtik, Başbakan
ne dedi o günlerde? Başbakan da dedi ki arkadaşlar: Biz
Olağanüstü hâl döneminde referanduma gidiliyor. dedirttirmeyiz.
Olağanüstü hâl koşullarında referandum yaptırmayız,
olağanüstü hâli kaldırırız." diyen bir Başbakan.
Adalet Bakanının durumu bu, Sayın Numan Kurtulmuşun durumu
bu, Başbakanın durumu bu. Yani her biri Olağanüstü hâl
kaldırılacak. diye nutuklar atıyorlar, gereğini yapan yok.
E, şimdi, ben Başbakana haklı olarak soruyorum: Sayın
Başbakan, o sözlerinizi çiğneyecek misiniz? Ve çiğniyorsunuz da.
Niçin Biz Olağanüstü hâl döneminde referandum yaptırılıyor.
dedirtmeyiz. sözlerini söylediniz? Ya o sözlerin arkasında durun ya da
istifa edin. Böyle bir tablo kabul edilebilir bir tablo değil değerli
arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar) Yani
koskoca devletin Başbakanı bunları söylerse bir ciddiyeti, bir
anlamı yok mu? Biz kime güveneceğiz? Adalet Bakanı atıyor,
Sayın Numan Kurtulmuş daha fazla atıyor, e, Başbakan da
çıkmış diyor ki: Biz olağanüstü hâl döneminde biz
referandum yaptırılıyor. dedirttirmeyiz. Böyle bir tablo kabul
edilebilir bir tablo değil.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'ye
yakışmayan tablolar bunlar. Tutmayacağınız sözü
veremeyeceksiniz. Siyasetçi verdiği sözün arkasında olacak. Öyle mi?
Mert olacağız. Hele bir Başbakansanız söylediğiniz
sözün gereğini yapacaksınız. Biz Sayın Başbakandan bu
sözünün gereğini yapmasını bekliyoruz; daha zamanı var, geç
kaldı ama zamanı var.
Bir başka konu değerli
arkadaşlarım, bu Hükûmet nasıl kararlar alıyor derseniz,
bakın, geçtiğimiz iki gün önce birçok akademisyen görevinden
alındı, ihraç edildi, başta İbrahim Kaboğlu olmak
üzere çok saygın bilim adamlarının olduğu akademisyenler
ihraç edildi. Tam Hitler Almanyasının bir örneği. Hitler
Almanyasında da bunlar yapıldı, faşizm dönemlerinde birçok
Alman bilim adamı bakın, elimde listeler var, burada 300 kişilik
bir liste var- hepsi okullarından atıldı, sürüldü. Onlara
kucaklarını kim açtı biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti
açtı. Türkiye Cumhuriyeti o bilim adamlarını kucakladı,
onlara yer verdi. Hukukçu arkadaşlarımız bilirler, Türkiye'deki
ticaret hukukunun yazarı Ernst Hirsch, Türk hukukunun en ünlü isimlerinden
bir tanesi olarak Türkiye'de parladı. Alman faşizminden kaçıp
Türkiye'ye gelen bir değerli bilim adamıdır. Şimdi bu
salonda oturuyoruz, bu salonu kim yaptı değerli
arkadaşlarım, mimarı kimdir buranın? Clemens Holzmeister,
Alman faşizminden kaçan mimarın yaptığı bir binada
oturuyoruz, yani Türkiye kucağını açmış. Niçin biz
kendi bilim adamlarımızı elimizin tersiyle itiyoruz?
Yazıktır, ayıptır, günahtır.
Peki, diyeceksiniz ki: Bunlar bir kararnameyle
atıldı. E, kararnameler sağlıklı mı?
Değerli arkadaşlarım, olmaz böyle bir şey, olamaz.
Bakın, olağanüstü hâl döneminde çıkarılan kararnamelerde
Cumhurbaşkanının imzası var, Bakanlar Kurulunun imzası
var, Başbakanının imzası var; olması gerektiği
gibi. 2 Ocak 2017 tarihinde Cumhurbaşkanının
başkanlığında Bakanlar Kurulu toplanıyor;
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu; karar alıyorlar
değerli arkadaşlarım, karar alıyorlar. Şurada
işaretli olan kişilerin ve daha pek çok kişinin, 2 Ocak 2017
tarihli Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak ihraçlarına karar veriliyor,
burada gördüğünüz listedeki maviyle işaretlenmiş kişilerin.
Sonra ne oluyor biliyor musunuz değerli arkadaşlarım? 2 Ocak
2017 tarihli Bakanlar Kurulu kararı gerekçe yapılarak, aynı
kararla, aynı gün ihraç edilen kişiler görevlerine iade ediliyor. Bu,
nasıl oluyor değerli AKPliler, sayın bakanlar varsa eğer?
Değerli arkadaşlarım, Hükûmetin ne
yaptığından haberi yok, ne olduğunun farkında
değil. Paralel bir Bakanlar Kurulu mu var acaba? Yani bana birisi bunu
mantıklı bir şekilde açıklasın. Siz aynı
kişiyi 2 Ocak 2017 tarihli Bakanlar Kurulu kararını dayanak
göstererek ihraç edeceksiniz, aynı kişiyi 2 Ocak 2017 tarihli
Bakanlar Kurulu kararını dayanak göstererek geri
alacaksınız; nasıl oluyor değerli arkadaşlarım
bunlar? Biri bir anlatsın. Devlet aklı çökmüş arkadaşlar,
yani devletin gelenekleri, görenekleri, kuramları, kuralları.
Altında Cumhurbaşkanının imzası var,
Başbakanın imzası var, Bakanlar Kurulunun imzası var.
Birileri bunu mertçe açıklamalı değerli arkadaşlarım.
Bu soru, dün Numan Kurtulmuşa soruldu. Ben bu
soruyu dün yaptığım basın açıklamasında sordum,
Sayın Bakana da ifade ediyorum: 2 Ocak 2017 tarihli Bakanlar Kurulu
Kararıyla aynı kişiler nasıl ihraç ediliyor ve o kararla
nasıl geri alınıyor? Bir açıklayın bunları bize.
Numan Kurtulmuş açıklayamadı dün, Bir bakayım. dedi, Ya,
öyle mi? dedi. E, koskoca Başbakan Yardımcısı hangi karara
imza attığını bilmiyor değerli arkadaşlarım.
Bu tabloda götürülüyor devlet, bu tabloda işliyor her şey;
yazıktır, günahtır. Yani, bunlar evrakta tahrifattır
değerli arkadaşlarım. Yani Cumhurbaşkanı,
Başbakan, bakanlar neyin altına imza attıklarını
bilmiyorlar mı? Orada bir FETÖ yapılanması mı var, yine
sizleri yanlışa sürüklüyor? Bunları bize açıklayın.
Net cevaplar bekliyoruz, bu cevapları bulana kadar da bu soruların
takipçisi olacağız diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, Sayın Gök konuşmasında, KHKyla yapılan
uygulamalar çerçevesinde Hitler Almanyasıyla mevcut Hükûmeti
benzeştirerek ağır bir sataşmada bulunmuştur, 69a
göre söz talebim var.
BAŞKAN Eleştiri Hükûmete yönelik
Sayın Bostancı?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) AK PARTİ
Grubunu da ilgilendirdiği için.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Hükûmete güven oyu vermiş AK PARTİ.
BAŞKAN Peki, buyurunuz Sayın
Bostancı.
Sayın Bostancı, bu tip konularda daha önce
de söz istemişti, o gelenek uyarınca ilave açıklama yapma
ihtiyacını duymamıştı, sadece onu
hatırlattım kendisine.
Buyurunuz efendim, sürenizi yeniden
başlatıyorum.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Ankara
Milletvekili Levent Gökün AK PARTİ grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum, arkadaşları
saygıyla selamlıyorum.
Uluslararası sözleşmeler konusunda bütün
partilerin ve CHPnin vermiş olduğu ve bu sözlerden kaynaklanarak bir
muhakeme yapıp bundan sonra vereceği destekler için çok teşekkür
ediyorum.
Bir halk oylamasına gidiyoruz. AK PARTİ ve
MHP kurumsal olarak bunun memleket, millet için iyi olduğunu
düşünüyor. İyi olduğunu anlatacağız biz bütün
seçmenlere. Hayır demeyi düşünen farklı partilerdeki
seçmenleri de kazanmak ve bu ortak iyilik istikametinde kanaatlerini değiştirmelerine
fırsat verecek fikirlerimizi paylaşarak bu istikamette bir propaganda
yapacağız. Meşru zeminlerde bulunan herkes, gerekçeleri ne
olursa olsun evet diyen, hayır diyen herkes saygıdeğerdir,
hepsine saygımız vardır. Kim niye hayır diyor, kim niçin
evet diyor
Bu evet ve hayıra yönelik tahakkümcü,
aşağılayan dil, yanlış bir dildir; bu dilin
kaynaklarını biliyoruz, bunları reddediyoruz. Burada zaman zaman
dile getirilen kimi ifadeler, kesinlikle kastının ve
manasının ötesinde köpürtülerek kullanılmaya
çalışıldı, bu anlayışı da reddediyoruz.
Terör örgütlerinin bu halk oylamasına ilişkin bir pozisyonu var,
atıf yapılan husus budur.
Olağanüstü hâl, bu halk oylaması
sürecinde, evet, devam ediyor, doğru. Bir terör örgütüyle, sürekli
metamorfoz yaşayan bir terör örgütüyle mücadele kesinlikle kolay
değil. Bu mücadeleyi devlet sürdürmek zorunda, bu, herkes için gerekli,
sadece AK PARTİ için değil.
Bu arada, KHKlara ilişkin olarak yapılan
yanlışlıklar varsa bunları düzeltmek, hakkaniyeti ve
adaleti yerine getirmek boynumuzun borcu. Buna ilişkin mekanizmalar da
kuruldu. Müracaatlar yapılır, gereken değerlendirmeler de yerine
getirilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Son olarak,
Sayın Gök dedi ki: Söylediğimiz sözün gereğini yerine getirmek
gerekir. Sayın Gök, bu söz, sizin açınızdan da havada
kalmıştır. Komisyon tutanakları ve Meclis tutanakları,
sürekli Anayasa Mahkemesine gideceğiniz sözleriyle doludur. Gereğini
yerine getirmenizi beklemiyorum, yapmamanız daha iyi ama bu sözleri o
kadar söylediniz ki bu, bir soru işareti.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Hocam, gitmedik diye
üzüldünüz galiba.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) Teşekkür
ediyor, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Bostancı.
Sayın Gök
LEVENT GÖK (Ankara) Efendim, Sayın
Bostancının cevap verirken Anayasa Mahkemesiyle ilgili tutumumuza
ilişkin değerlendirmesi, benim söylediklerimin çok
dışında bir değerlendirmedir. Cumhuriyet Halk Partisinin az
önce ifade ettiğim görüşleri çerçevesinde, bir kere, bilim
adamlarının niçin böylesine dışlandığına
dair bir açıklamada bulunmadığı gibi, 2 Ocak 2017 tarihli
-gerçi kendisini ilgilendirmiyor ama herhâlde Hükûmet adına Sayın
Bakan cevap verebilir- Bakanlar Kurulu kararıyla aynı kişilerin
hem atılması hem de geri alınmasına bir açıklık
getirememiştir. Anayasa Mahkemesi konusu, bir süreçtir, o, Cumhuriyet Halk
Partisinin doğal olarak takdirinde olan bir konudur. Bu söylediklerimizin
açıklaması değildir yaptıkları.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Gök.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Alman bilim adamı Profesör Ernst Hirschi saygıyla
andığına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın
Gökün biraz önce yapmış olduğu konuşmada adını
zikrettiği Alman bilim adamı Profesör Ernst Hirsch var biliyorsunuz.
Türkiye'deki eski Türk Ticaret Kanununun hazırlayıcısı bir
bilim adamıdır. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
yaklaşık elli beş yıl yürürlükte kalmıştır.
Ben, Hirschin hayatını TÜBİTAKın
yayınlamış olduğu bir kitaptan okudum. Son derece
etkileyici bir yaşamı var. Türk vatandaşı olmuştur,
Ankara ve İstanbul hukuk fakültelerinde çok uzun yıllar ders
vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti olarak gurur duyacağımız bir
bilim adamıdır.
Saygıyla anıyorum
kendisini.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun, gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmında bulunan 269, 431 ve 94 sıra sayılı Kanun
Tasarılarının bu kısmın sırasıyla 3, 4 ve
5inci sıralarına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun 1 Mart
2017 Çarşamba günü (dâhil) ile 12 Nisan 2017 Çarşamba günleri (dâhil)
arasındaki Salı ve Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmında yer alan işlerin
görüşülmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler...
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Konuşmamız
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Yok, bitti Başkanım.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Nasıl bitti?
BAŞKAN Konuşmalar
bitti Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Hayır, nasıl
konuşma bitti? Öyle şey olur mu? Yirmi dakika konuşuruz o zaman.
BAŞKAN - Kabul
etmeyenler
Öneri kabul edilmiştir.
Sayın
Kerestecioğlu
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Evet, bizim de
konuşmamız vardı.
BAŞKAN -
konuşmaları tamamladık.
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (İstanbul) Hayır.
BAŞKAN - Bana gelen
listede yer alan 4 sayın konuşmacıya söz verdim.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Yanlış liste
verilmiş o zaman. Yok, hayır, yanlış verilmiş o zaman,
yani konuşuldu ve on dakika konuşma hakkımız var bizim.
BAŞKAN Sayın
Kerestecioğlu, bana gelen konuşma listesi şu şekilde
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Olabilir, size
yanlış verilmiş o zaman.
BAŞKAN - Önerinin
lehinde Samsun Milletvekili Hasan Basri Kurt, Bilecik Milletvekili Halil Eldemir;
önerinin aleyhinde Samsun Milletvekili Erhan Usta, Ankara Milletvekili Levent
Gök. Ben de bu sayın konuşmacıları davet ettim ve
konuşmalarını tamamladılar.
İç Tüzük'ün 37nci
maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlunun (2/1072) esas
numaralı 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/84)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/1072) esas no.lu Kanun
Teklifimin İç Tüzük'ün 37nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul
gündemine alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
13/2/2017
Serdal
Kuyucuoğlu
Mersin
BAŞKAN Doğrudan gündeme alınma
önergesi üzerinde, teklif sahibi olarak Mersin Milletvekili Serdal
Kuyucuoğlu konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Kuyucuoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
SERDAL KUYUCUOĞLU (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzükün 37nci maddesine
göre, (2/1072) esas numaralı Kanun Teklifim üzerinde söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin özü,
emeklilik için yıl ve yaş şartını doldurduğu
hâlde prim günü şartına takıldıkları için emekli
olamayan binlerce yurttaşımızın mağduriyetini
gidermektir. Bu durumda olan 100 binin üzerinde vatandaşımız
vardır. Hem yaşları gereği hem de ülkemizde yaşanan
ekonomik sıkıntılar nedeniyle iş bulamadıkları
için primlerini tamamlayamayan bu vatandaşlarımız, geçinmekte ve
yaşamlarını sürdürmekte zorluk çekmektedir.
Sosyal devlet olmanın gereklerinden birisi,
mağdur vatandaşların sıkıntılarına çözüm
üretmektir. Özellikle belli bir yaşın üzerinde olan,
çalışma olanağı bulunmayan bu durumdaki kişilerin
geriye dönük olarak borçlanmalarının sağlanması, toplumun
büyük bir kesiminin sorununu giderecektir.
İşsizliğin resmî olarak yüzde
11lerde, gerçek rakam olarak yüzde 20lerde olduğu, gençlerin bile
iş bulamadığı ülkemizde, bu kişiler için iş
bulmak sorundur. Çözüm bulunacağı yönünde ilgili
bakanlıkların çalışmalar yaptığı, müjde
olarak yansıtılmış, fakat bir türlü somut adım
atılmamıştır.
Burada yapılacak şey, çeşitli
nedenlerle prim gün sayısını tamamlamamış olan bu
vatandaşlarımıza, bir defaya mahsus geriye dönük borçlanma
imkânının sağlanması amacıyla, 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa geçici bir
madde eklenmesidir. Bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi için
iktidar milletvekillerimizin de destek olacağına inanıyorum.
Değerli milletvekilleri, tarih belirlendi ama
daha şimdiden referandumda hayır diyecekler üzerinde baskılar
başladı. Hükûmetin en yetkili sözcüleri, hayırcıları
neredeyse terörist ilan eden açıklamalar yapmaya başladı. Son
olarak Cumhurbaşkanının yaptığı açıklama ise
gerçekten çok vahim. Sayın Cumhurbaşkanının referandumu 15
Temmuzun rövanşı olarak göstermesi ve hayır verecekleri
darbeci olarak ilan etmesi, kabul edilebilir bir şey değildir.
Anayasa değişikliğinin neler
getireceğini halkın anlamasını istemeyenler, halkın
oyuna sunulacak değişikliği, Meclisteki
tartışmaları televizyonlarda bile yayınlatmadılar. Eveti
savunanlar, Anayasa değişikliğinin ne olduğunu ve
içeriğinin tek adam yönetimine götüren maddelerini anlatacakları
yerde ilgisiz, alakasız şeyler anlatmaya devam ediyorlar çünkü
savunulacak yanı olmayan bu Anayasa değişikliğini
insanımıza anlatamayacaklarını kendileri de biliyorlar.
Bu referandumda koşulların eşit olmayacağı,
Hükûmetin her türlü imkânı, devlet imkânlarını, fonları,
medyayı, baskıyı kullanacağı ve her türlü
baskıyı artıracağı da ayan beyan görülüyor.
İktidarın önce OHALde referandum olmaz. deyip şimdi OHALde
referanduma gitmesi, niyetlerinin ne olduğunu, denetimden uzak Varlık
Fonuna savunma sanayisinden 3 milyar TLyi üç ay için aktarmasını,
referandumda radyo ve TVlerin tarafsız olma zorunluluğunun ortadan
kaldırılmasını, yardım, para, baskı, örtülü
ödenek, kadro ve iş olanaklarının kullanılacağını
herkes biliyor, görüyor. Ama, merak etmeyin, halkımız siz
anlatmasanız da, izletmeseniz de hiçbir denetimi olmayan tek adam
rejiminin Türkiyeye ne getireceğini biliyor, anlıyor.
Halkımız, 1923te egemenliğin Dolmabahçe Sarayından
alınıp Türkiye Büyük Millet Meclisine verildiğini biliyor;
2017de, doksan dört yıl sonra, egemenliğin Türkiye Büyük Millet
Meclisinden alınıp Beştepe sarayına verileceğini de
biliyor. Halkımız yapılacak referandumun parti seçimi
olmadığını, cumhurbaşkanı seçimi
olmadığını, bir rejim ve sistem değişikliği
olduğunu anlıyor, biliyor ve hayır diyerek gerekli cevabı
verecektir.
Halkımız cumhuriyetine, demokrasiye ve
özgürlüklere sahip çıkacaktır diyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kuyucuoğlu.
Önerge üzerinde, bir milletvekili
sıfatıyla, Hüseyin Çamak, Mersin Milletvekili konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın Çamak. (CHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
değişiklik yapılmasına dair verilen kanun teklifinin
lehinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Prim ödeme günü sayıları
bakımından emekli olmayı çoktan hak etmelerine rağmen,
yaş sınırına takılarak mağdur edilen yüz binlerce
insan, şu an, sizin bu kanun teklifini dikkate alıp kabul etmenizi
bekliyor. Emeklilik yaşı yükseltilmeden önce yani 1999 yılı
öncesi sigorta girişi olanların, emeklilik için bulunan prim ödeme
günü ve çalışma yılı şartlarını
doldurduğunda emekli olabilme hakkı, bugün resmen gasbedilmiş
durumdadır.
Muasır medeniyet çizgisindeki bir ülke ile bir
muz cumhuriyeti arasındaki en temel farklardan biri, hukukta müktesep
hak olarak belirtilen kazanılmış hakların
korunmasıdır. Yani, ilgili yasa çıkmadan önce var olan
hakları, söz konusu yasada bir değişiklik olsa bile
kapsamaması gerekir. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde,
kazanılmış hakların dokunulmazlığı söz
konusudur. Gelin, bu kanun teklifine onay vererek bu mağduriyete
artık bir son verelim.
Maalesef, 5510
sayılı Kanunun mağduriyetleri sadece bununla da
sınırlı değil. Genel sağlık sigortası
kapsamında işsiz evlat vergisi adını verdiğimiz
mağduriyet hâlen devam ediyor. Bir devlet düşünün ki
istihdamını sağlayamadığı, zaten yük olmak
zorunda kaldıkları ailelerinin gelirine göre borçlandırıp
bu sürede faydalandırmadığı işsiz
vatandaşlarına bir sağlık hizmeti için Ne yap ne et bana
şu kadar para getir. diyebiliyor. Bu GSS borçları, tam
anlamıyla sosyal devletin iflası anlamına gelen devasa bir
paradoks olarak karşımıza çıkıyor. Düşünün ki
ödeyemediğiniz için hâlihazırda alamadığınız
sağlık hizmetinin parasını devlet sana borç olarak
yazıyor ve üzerine faiz işletiyor, sadece bu ülkenin işsiz bir
vatandaşı olduğunuz için sizin üzerinizde binlerce liraya varan
borçlar birikiyor. Hastaneye başvurduğunuzda ise GSS borcunuz
olduğu için sağlık hizmeti alamıyorsunuz. Oysa, GSS
borcunun sebebi ise geçmiş aylarda almadığınız bu
sağlık hizmetinin bedeli. Şimdi, buradan sizlere soruyorum:
Vatandaşının en büyük dayanağı olması gereken
koskoca bir devletin sunmadığı hizmetin tefeciliğine
soyunan böyle tuhaf bir paradoksu olabilir mi? Oysa, Anayasamızın
56ncı maddesine göre devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh
sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla görevlidir.
Değerli milletvekilleri,
mesleğim gereği, gün geçmesin ki bir vatandaşımız beni
arayıp da Sosyal Güvenlik Kurumunda sigortam olmadığı için
hastanede tedavi olamıyorum, param da yok, bana yardımcı olun.
demesin. Özel hastaneleri arıyorum, meslektaşları arıyorum,
onlardan rica ediyorum ve tedavilerini sağlamaya
çalışıyorum.
İşsiz
vatandaşı haksız bir şekilde borçlandırırken
sağlık hizmetlerinden de mahrum bırakması nedeniyle 7
Haziranda gençlerden ciddi oranda oy kaybettiğini gören iktidar, sadece 25
yaş altındakilerin GSS borçlarını sildi fakat 25 yaş
üstündeki milyonlarca işsizin ödemesi beklenen milyarlarca liraya varan bu
ayıp hâlen artarak devam ediyor. Akla ve vicdana uymayan bu zorunlu borcun
ödenme oranı neredeyse yok denecek kadar az.
GSS
mağdurlarının soysal medyadaki tepkilerine bakın, hemen
hemen hepsinin ortak beyanı: Gelsinler, neyimiz varsa alsınlar ama
yine de böylesi adaletsiz bir borcu ödeyemeyiz. diyorlar. Buradan daha önce
dile getirdiğim gibi, bir kez daha artık insaf edin diyerek rica
ediyorum, lütfen bir an önce bu GSS ayıbından kurtulalım.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Çamak.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
2.- Başkanlıkça, Sakarya Milletvekili Zihni
Açbanın Başkanlık Divanı üyeliğinden istifasına
ilişkin yazısının 13/2/2017 tarihinde
Başkanlığa ulaştığına ilişkin önerge
yazısı (4/85)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Sakarya Milletvekili Sayın Zihni Açbanın
Başkanlık Divanı üyeliğinden istifasına ilişkin
yazısı 13/02/2017 tarihinde Başkanlığımıza
ulaşmıştır.
Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sayın Açbaya
Başkanlık Divanı üyeliği süresince vermiş olduğu
hizmetler nedeniyle teşekkür ediyorum, bundan sonra milletvekili olarak
vereceği hizmetlerde başarılar diliyorum.
LEVETN GÖK (Ankara)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Gök,
buyurunuz.
Mikrofonunuzu açıyorum.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, Bursa Milletvekili Orhan
Sarıbala babasının vefatı nedeniyle
başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara)
Efendim, teşekkür ederim.
Bursa Milletvekilimiz
Sayın Orhan Sarıbalın babası dün vefat etti, bugün de
Bursada defnedildi. Bu acıyı yaşayan Bursa Milletvekilimiz
Orhan Sarıbala, ailesine ve tüm sevenlerine
başsağlığı dileklerimizi Cumhuriyet Halk Partisi
ailesi olarak bir kez daha iletiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Çok
teşekkür ederim Sayın Gök.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
6.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbala babasının
vefatı nedeniyle başsağlığı dileğinde
bulunduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN Bursa Milletvekilimiz Orhan
Sarıbalın babası dün vefat etti. Ben de dün telefon ederek
kendisine başsağlığı ve babasına Allahtan rahmet
dileklerimi ilettim. Bir kez de sizin huzurunuzda Orhan Sarıbalın
babasına Allahtan rahmet diliyorum, Orhan Sarıbala ve ailesine
başsağlığı diliyorum.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.- Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmazın,
Bursa Milletvekili Orhan Sarıbala babasının vefatı
nedeniyle başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Sayın
Başkanım biz de katılıyoruz
başsağlığı mesajına. Biz de Orhan Sarıbala
ve ailesine başsağlığı diliyoruz, mekânı cennet
olsun diyoruz.
BAŞKAN Çok
teşekkür ederim Sayın Bakan.
Tabii, bu dileğimi
Başkanlık Divanı olarak iletiyorum ben.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın
Kerestecioğlu, buyurunuz.
Mikrofonunuzu açıyorum.
28.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
babasının vefatı nedeniyle Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal
ile bacanağının vefatı nedeniyle Kars Milletvekili Ayhan
Bilgene başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Ben de aynı
şekilde Sayın Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın ailesine,
kendisine başsağlığı diliyorum.
Bizim de değerli sözcümüz, şu anda tutuklu
olan Ayhan Bilgenin de eşinin kardeşi vefat etmiştir. Aynı
şekilde, buradan, cezaevinden bizi dinlediğini umut ederek ona da
başsağlığı diliyorum.
Teşekkürler.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
7.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Kars Milletvekili Ayhan Bilgene bacanağının
vefatı nedeniyle başsağlığı dileğinde
bulunduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN Ben de sizden öğrendim Sayın
Kerestecioğlu. Sayın Ayhan Bilgenin eşinin kardeşine Allahtan
rahmet diliyorum. Sayın Bilgene ve ailesine sabır ve
başsağlığı diliyorum.
Sayın Bostancı, buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
babasının vefatı nedeniyle Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal
ile bacanağının vefatı nedeniyle Kars Milletvekili Ayhan
Bilgene başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal,
babasını kaybetmiş, mekânı cennet olsun,
acısını paylaşıyoruz.
Sayın Ayhan Bilgenin bacanağı
hayatını kaybetmiş. Aynı şekilde,
acısını paylaşıyoruz,
başsağlığı diliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Bostancı.
Sayın Usta, buyurunuz.
30.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, babasının vefatı
nedeniyle Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ile bacanağının
vefatı nedeniyle Kars Milletvekili Ayhan Bilgene
başsağlığı dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben de Bursa Milletvekili Sayın Orhan
Sarıbalın babasının vefatı nedeniyle
acısını paylaşıyorum.
Aynı şekilde, Ayhan Bilgen Beyin
bacanağının vefatı nedeniyle onlara da taziyelerimi ifade
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, gündemin Seçim
kısmına geçiyoruz.
IX.- SEÇİMLER
A) Başkanlık Divanında Açık Bulunan Üyeliklere
Seçim
1.- Başkanlık divanında boş bulunan kâtip
üyeliğe seçim
BAŞKAN Başkanlık Divanında
boşalan, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna düşen Türkiye Büyük
Millet Meclisi kâtip üyeliği için Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin
Ahrazoğlu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın Ahrazoğlunu tebrik ediyoruz,
kendisine yeni görevinde başarılar diliyoruz.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti ile
Rusya Federasyonu Arasında Cezai Konularda Karşılıklı
Adli Yardımlaşma ve Suçluların İadesi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Arasında Cezai
Konularda Karşılıklı Adli Yardımlaşma ve
Suçluların İadesi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/650) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 439)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti
Topraklarında Bulunan Rus Defin Yerleri ile Rusya Federasyonu
Topraklarında Bulunan Türk Defin Yerleri Hakkında
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu ve Milli Savunma
Komisyonu Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti
Arasında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Bulunan Rus Defin Yerleri
ile Rusya Federasyonu Topraklarında Bulunan Türk Defin Yerleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/656) ile
Dışişleri Komisyonu ve Milli Savunma Komisyonu Raporları
(S. Sayısı: 440) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 440 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen
sayın milletvekili bulunmamaktadır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE RUSYA
FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ
TOPRAKLARINDA BULUNAN RUS DEFİN YERLERİ İLE RUSYA FEDERASYONU
TOPRAKLARINDA BULUNAN TÜRK DEFİN YERLERİ HAKKINDA ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 3 Aralık 2012 tarihinde
İstanbulda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında Bulunan Rus Defin
Yerleri ile Rusya Federasyonu Topraklarında Bulunan Türk Defin Yerleri
Hakkında Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci madde üzerinde siyasi parti
gruplarının söz talepleri vardır.
Gruplar adına ilk konuşmacı, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili.
Buyurunuz Sayın Ayhan. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
440 sıra sayılı Tasarı üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Konu, 1inci maddeyle ilgili ama genel olarak
değinmek gerekirse, Birinci Dünya Savaşı yıllarında
esir düşen ve esir kamplarında hayatlarını yitirerek Rusya
Federasyonunun Krasnoyarsk bölgesine defnedilen Türk askerleri için
şehitlik anıtının inşa edilmesini, ayrıca, 3
şehirde bulunan Türk askerlerinin mezarlarının künye tespitinin
yapılmasını ve bu şehirlerde birer anıt inşa
edilmesini amaçlayan anlaşmanın onaylanmasının uygun
bulunmasının amaçlandığı görülmektedir bu
tasarıda. Tasarının komisyonda oy birliğiyle kabul
edildiği görülüyor. Komisyon raporu incelendiğinde, Rusya
Federasyonunun değişik bölgelerinde defnedilmiş olan Türk askerleri
için şehitlik anıtı inşa edilmesi ve gerekli
araştırmaların yapılabilmesi amacıyla 2009
yılında Millî Savunma Bakanlığımızdan gelen talep
üzerine Moskova Büyükelçiliğimizin Rusya Federasyonu makamları
nezdinde girişimde bulunduğu, talebimiz üzerine, Rusya
Federasyonunca, şehitlikler konusunda iki ülke arasında bir
anlaşma imzalanmasının önerildiği ve bunun,
tarafımızca da uygun görüldüğü ifade edilmektedir. Bu çerçevede,
anlaşmanın, 3 Aralık 2012 tarihinde başbakanlar düzeyinde
gerçekleştirilen Türkiye-Rusya Federasyonu Üst Düzey İş
Birliği Konseyinin üçüncü toplantısında dışişleri
bakanları tarafından imzalandığı, Rusya
Federasyonunun, söz konusu anlaşmanın iç onay sürecini 11
Aralık 2013 tarihinde tamamladığı
anlaşılmaktadır. Ancak, tasarının Türkiyedeki iç onay
sürecinin, özellikle, son dönemlerde Rusyayla ilişkilerimizde
yaşanan gerilimlere bağlı olarak bir hayli gecikmiş
olduğu ortaya çıkmaktadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepimizin malumu, Rusya Federasyonuyla ilişkilerimiz son dönemde
inişli çıkışlı bir seyir izlemektedir.
İlişkilerimizde son dönemde, maalesef, müessif olaylar meydana
gelmiştir. 2015te Rus uçağının düşürülmesiyle
başlayan gerilimli dönem, Davutoğlu hükûmetlerinden sonra yeniden
normalleşmeye başlamıştır. 15 Temmuz sonrasında
iki ülke arasında ilişkilerin her alanda eski seviyesine
taşınma gayretleri içerisine girilmiştir. Aralık
ayında yaşanan büyükelçi suikastıyla, iki ülke arasında
iş birliği hedef alınmıştır ancak 9 Şubat
2017 Perşembe günü Rusya Federasyonuna ait bir savaş uçağı
tarafından IŞİD hedeflerine icra edilen hava harekâtı
esnasında, askerlerimizin bulunduğu bir binaya bomba isabet etmesi ve
bu kapsamda, 4 kahraman askerimizin şehit olması sonrasında
yaşananlar kafaları karıştırmıştır.
Rusya Federasyonunun, askerlerimizin şehit olmasına neden olan
menfur olayın kazaen gerçekleştiğini açıklaması, ancak
ardından, kafa karıştırıcı ve kuşkulu
mesajlar vermesi hepimizi rahatsız etmiştir. Genelkurmay
Başkanlığımızın açıklamalarında, 9
Şubatta Rus uçağıyla vurulan askerlerimizin on günden beri
aynı noktada bulunduğu, 8 Şubatta Rus Silahlı Kuvvetler
Ataşesinin, Genelkurmay Başkanlığına davet edilerek
askerlerimizin yer aldığı noktaların koordinat bilgilerinin
bir kez daha verildiği anlaşılmaktadır. Ancak, Sayın
Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi,
Rusyanın olayı saptırıp hava
saldırısının sorumluluğunu dolaylı da olsa Türk
Silahlı Kuvvetlerine yıkma çabası bir defa iyi niyetten mahrum,
komşuluk hukukundan uzak, sorunludur. Rusyanın askerlerimizi
şehit etmesi, sonra da pardonla geçiştirmesi, hatta üste
çıkıp Türk Silahlı Kuvvetlerini suçlaması
yanlıştır, uluslararası hukukun temel ilke ve
kurallarını hiçe saymaktır. Rusyanın maksadı nedir,
ne yapmaya çalışmaktadır bunun açıklığa
kavuşması gerekir. Dahası, şehitlerimizin hesabı
mutlaka Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle-
sorulmalı, suçlular ortaya çıkarılmalı, hak ettiği
cezayı bulmalıdır.
Bu vesileyle tüm şehitlerimize bir kez daha
Allahtan rahmet niyaz ediyor, hâlen tedavi altında bulunanlara da acil
şifalar diliyorum.
Türk-Rus ilişkileri zaman zaman barış
ve savaş şeklinde tarihî sürecinde devam etmiş, bu süreç sonunda
bir deneyim oluşmuştur. Soğuk savaş döneminde Türkiye'nin
NATO ilişkisi Rusya tarafından pek müspet
karşılanmamış, buna rağmen sanayi açısından
bazı ilişkiler pozitif gelişmiştir. Uçak
düşürülmesinden sonra -biraz önce de ifade ettiğim gibi-
ilişkiler normal seyirden uzaklaşmış,
sıkıntılı bir hâl almıştır. Bu bölgede,
Rusya ve Türkiye'nin bulunduğu bölgede göç tehlikesi hâlen devam ediyor.
Bu ülkeler genellikle Arap Müslüman olan ülkeler. Irak, Suriye ve
diğerlerini bu kategoriye dâhil etmek mümkün. Bu Türk-Rus ilişkileri
bu dönemden sonra nasıl gelişti? derseniz, petrol ve doğal gaza
alternatif nükleer enerji iş birliği, sadece bu değil,
diğer sektörler de bundan çabuk etkileniyor; bunlar ticaret, turizm,
enerji, finans. Görüşmelerin ve temasların en kötü durumlarda da
devam ettiği anlaşılıyor tarafların ifadelerinden.
Rusyaya uygulanan Batı ambargosu ilişkileri etkiliyor, bize yansıması
müspet, menfi şekilde değişebiliyor. Olayları insani,
ticari ve siyasi alanlarda incelediğimizde bu alanlarda etkilenmelerin
olduğu kuşkusuz doğru. Tabii ki Rusyanın olaylara uçak
kriziyle bakışı ve son olaydan sonra bizim milletimizin
bakışında birtakım endişelerin ortaya
çıktığı da görülüyor. Rusyanın Suriyeye ve bu
ülkedeki gelişmelere bakışı, değişmesi bizler
açısından önemli. Türkiyenin Rusyayla ortak mı, rakip mi
olduğu tartışılabilir ama problem vuku bulduğunda,
ekonomiler sıkıntıya girdiğinde ortaya çıkan durumun
iyi olmadığı da aşikâr. Gümrük görüşmelerinde
sorunların büyük ölçüde aşılmaya
çalışıldığı ancak yaş meyve sebze
ihracatında sıkıntının devam ettiğini görüyoruz.
Türkiyeye gelen yabancı ziyaretçi
sayısında geçen yıla göre önemli azalma oldu. Turizmde Rusya
krizi nedeniyle yaşanan kayıp 9 milyar doları buldu. Bu resmî
rakamlar Sayın Başbakan Yardımcısının
açıklaması. Rusyaya ihracatımız 2016 yılında yüzde
51-52 azalarak 3,6 milyar dolardan 1,7 milyar dolara geriledi. Antalya ekonomisi
özellikle darbe aldı. Bu, tarım, ticaret ve turizm olarak
nitelendirilebilir. Bu zararlar hâlen telafi edilebilmiş değildir.
Rusyayla ilişkilerin normalleştirilmesi
sonrasında süratle yatırım, ticaret, enerji, müteahhitlik ve
turizm alanlarındaki ilişkilerin geliştirilmesi, en azından
eski seviyesine ulaştırılması için gayret gösterilmesi
önemlidir ancak bunun tek yanlı, menfaatlere ve bir teslimiyet
mantığına değil, karşılıklı menfaatlere
dayanması zorunluluğu bulunmaktadır.
Şimdi, tasarıyı bu nedenlerle olumlu
görmekle birlikte, Rus uçağının düşürülmesinden sonra bize
etkilerini, Sayın Genel Başkanımızın
talimatlarıyla Sayın Genel Başkan Yardımcımız
Ahmet Kenan Tanrıkulu Beyle beraber bölgeye, özellikle bu turizm
alanlarına yaptığımız ziyaretlerde özellikle
tarım, turizm, konut, çalışma hayatı ve istihdam, ihracat
ve diğer hizmetler alanında önemli ölçüde etkilenmelerin
olduğunu görüyoruz. İhracat boyutuyla
baktığınızda, ihracat ürünlerine kısıtlamalar,
ticaret hacmi ve siparişlerde daralma, kısa vadeli finansman
ihtiyacında problemler, üretilen mal ve ürün fiyatlarındaki gerileme,
son dönemlerde yapılan ihracat bedellerinin tahsilindeki güçlükler,
işten çıkarılmalar, konut sektöründe yabancı konut
talebindeki gerileme, inşaat sektöründe durgunluk, inşaat tamir
işlerinde yavaşlama, istihdamın daralması, üretim ve
gelirde azalma, belirsizlik, üretimde öngörülebilirliğin kaybolması,
iç pazarda fiyatlarda beklenen düşüş, gelir kaybı, rekabette
pazar kaybı, ölçek ekonomilerindeki kayıp, maliyetlerdeki
artış, rezervasyon iptalleri, misafir sayısı ve hacminde
daralma, kısa vadeli finansmanda problem, hizmet ve konaklama
fiyatlarındaki gerileme, istihdamda daralma; mali hizmet alanlarına
baktığımız zaman, yurt dışında
alacakların tahsilindeki güçlükler, ticari kredilerin geri ödenme riskinin
artması, şirketlerin kısa vadeli ilave finansman ihtiyacı,
bankaların kredi musluklarını kapatması, iflas erteleme
başvurularının artması; istihdamdaysa, işten
çıkartmalar, istihdamda daralma, ücretlerin baskı altına alınması,
kaçak ve niteliksiz iş gücünün artması, hizmet fiyatları
dengesinin bozulması olarak tespit ettiğimiz hususlar yer
almaktadır. Bunların düzelmesi -Hükûmetin de zaman zaman ifade
ettiği gibi- çok kolay bir olay değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) Biz
tasarıyı olumlu görüyoruz; bu nedenle yasalaşmasını
istiyoruz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ayhan.
1inci madde üzerinde Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına Filiz Kerestecioğlu, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya
Federasyonu Hükûmeti arasında Rus defin yerleri ile Türk defin yerleri
hakkındaki anlaşma üzerinde söz almış bulunuyorum.
Ancak öncelikle bu anlaşmadan önce, gerçekten,
ölen askerlerimizin ve dost ateşi diye yapılan
açıklamanın hesabının verilmesi gerektiğini
düşünüyorum. Öncelikle, Rusyayla herhangi bir anlaşmayı imzalamadan
önce, gerçekten şu anda ne durumdayız, başka ne anlaşmalar
yapıyoruz acaba ve bunların arkasında neler var, askerlerimiz
niye öldüler; bunların açıklanması gerekiyor Türkiye kamuoyuna
ve Parlamentoya.
Bugün onlarca uluslararası anlaşma ve
sözleşme üzerine görüşüyoruz. Uluslararası sözleşmeler
devletlerin birbirlerine verdikleri sözlerdir aslında fakat
sözleşmelerin birçoğu da halk hareketlerinin yaptıkları
basınçla devletlerin masasına gelir. İnsan hakları
sözleşmelerinin en önemlileri İkinci Dünya Savaşının
yarattığı yıkım bir daha yaşanmasın diye halkların
barış talebini karşılamak için oluşturulmuştur.
Avrupada ve dünyada barışı koruyan bu sözleşmelerdir.
Türkiye de ILO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve
Konseyinin önemli sözleşmelerinin imzacısıdır fakat Bu
sözleşmelere ne kadar uyuluyor? derseniz, Parlamentolar Arası Birlik
(IPU), dünya genelindeki milletvekillerine, insan hakları ihlallerinin
devam etmesi ve parlamentonun dokunulmazlığına saygı
gösterilmemesi konusundaki endişelerini bir kez daha dile getirdi. Ocak
2017 oturumu sırasında IPU Parlamenterler İnsan Hakları
Komitesi 16 ülkeden 227 milletvekili davasıyla ilgili kararlar aldı.
100den fazla milletvekili, değerli arkadaşlar, 227 milletvekili
davası görülen 100den fazla milletvekili sadece 3 ülkeden, Malezya,
Nikaragua ve Türkiyeden geliyor ve bunların başında tabii
Türkiyeden partimiz Halkların Demokratik Partisi bulunuyor. Birlik,
Türkiyedeki durumu o kadar ciddi buluyor ki Türkiyedeki durumu incelemek
üzere özel bir heyet görevlendirdi. Yaptığı açıklamada
HDPli vekiller hakkında yaptıkları açıklamalar yani ifade
özgürlüklerini kullanmaları sebebiyle 500den fazla dosya bulunduğunu
şaşkınlıkla kamuoyuna açıklıyor. Hükûmete
milletvekillerinin acilen bırakılmasını talep etmeyen
siyasi uluslararası kuruluş kalmadı. Birlik de tutuklu bulunan
milletvekillerimizin acilen serbest bırakılmasını,
toplanma, ifade ve örgütlenme haklarının ihlal edilmemesini talep
ediyor. Türkiye, Avrupa Konseyinin tarafıdır. Avrupa Konseyinin
parlamenterlerin dokunulmazlığıyla ilgili bir raporu
vardır. Rapor, her milletvekilinin özgürce parlamenterlik görevini icra
etmesini ülkelere şart koşar, özellikle azınlıkta bulunan
partilerin özgürce düşüncelerini ifade etmesinin demokrasilerin temel
şartı olduğunu ifade eder. Fakat maalesef AKP için
sözleşmeler de, anlaşmalar da, uluslararası insan hakları
temayülleri de tamamen terk edilmiş durumdadır.
Yasama ve yargı erklerinin birbirinden
ayrılmadığı bir demokrasi mümkün olabilir mi? Bu güçler
sadece ayrı değil aynı zamanda eşit de olmalıdır.
Oysa bugün siyasi iktidar yargıya talimat vererek, kimi zaman da
yargı kurumlarının tarafgir tutum almalarına sebebiyet
vererek yargıyı araçsallaştırıyor. Milletvekillerimiz
hakkında verilen tutuklama kararları da, bugün partililerimize
yönelik gözaltılar da demokratik hukuk devleti ilkesini tamamen
zedelemiş ve halkın yargı kurumlarına olan güvenini
yitirmesine neden olmuştur. Anayasa Mahkemesi milletvekillerinin yasama
faaliyetlerinin engellenemeyeceği yönünde vermiş olduğu emsal kararına
rağmen tutuklu vekillerimize ilişkin kararını hâlen
açıklamadı. Sekiz günde Twittera ilişkin karar veren bir
mahkemenin, milletvekillerinin aylardır tutuklulukları nedeniyle
sistem krizine sebep olmuş yargı kararına ilişkin hâlen kararını
açıklamamış olması mahkemenin nasıl bir kontrol altında
olduğunun açık kanıtıdır. 4 Kasım 2016 tarihinde
tutuklanan HDP Eş Genel Başkanları Sayın Figen
Yüksekdağ ve Sayın Selahattin Demirtaşın tutuklu
bulunduğu dosyaların iddianameleri tutukluluklarından doksan gün
sonra mahkemelerce kabul edilmiştir; evet, tutukluluklarından doksan
gün sonra arkadaşlarımızın iddianameleri mahkemelerce kabul
edilmiştir. Figen Yüksekdağın iddianamesi Ankaraya
gönderilmiştir, bu nedenle hâlâ duruşma günü belirlenememiştir.
Demirtaşın duruşma tarihi de tutuklanma tarihinden yüz
yetmiş beş gün sonraya, 28 Nisan 2017 tarihine verilmiştir.
Aynı tarihte tutuklanan diğer vekiller için de durum aslında
aynıdır. Tutuklu oldukları dosyaların ilk
duruşmaları tutuklanmalarından aylar sonrasına, özellikle
referandumun yapılacağı 16 Nisan tarihinden sonrasında
yapılacaktır. Manidar değil mi? 6 milyon oy almış,
Parlamentonun üçüncü büyük partisinin eş başkanlarının ve
vekillerinin duruşmalarının tutuklanmalarından altı ay
sonra yapılacak olması demokratik siyaset içerisinde, yargı
içerisinde -demokratik yargı içerisinde tabii- asla kabul edilebilir bir
şey olmamalıdır. Ama burada, iktidarıyla, muhalefetiyle
herkes sanki hayat çok normal akıyormuş gibi, bu durumu gayet normal
karşılayarak devam ediyor ve hayat
olağanlaştırılmaya çalışılıyor. Hayat
bizim için olağan akmıyor arkadaşlar. Eğer bir referanduma
gidiyorsak, eğer bu referandumun meşruiyetinden söz edeceksek,
Türkiyenin üçüncü büyük partisinin eş başkanlarının ve
milletvekillerinin tutuklu bulunduğu bir referandum süreci meşru bir
süreç olamaz. İnsan haklarından, adaletten, demokrasiden dem vuranlar
gerçekten gidip aynaya bakmak zorundadırlar. Demokrasi herkes için
olmalıdır, eşit, özgür propaganda herkes için
olmalıdır. Bugün sadece eş genel
başkanlarımızın, milletvekillerimizin tutukluluğu
yetmiyor aynı zamanda muhtarlar görevlerinden alınıyor.
Referandum sürecine giderken çok tehlikeli bir süreç değil mi
muhtarların görevden alınması. Ne amaçlanıyor
muhtarların görevden alınmasıyla? Kayıtlarla ilgili
değişiklikler mi amaçlanıyor? Ya da bizim bütün seçim
çalışmalarını yürütmüş olan
arkadaşlarımız -sadece son üç gün içerisinde neredeyse 800e
ulaştı bu rakam- referandum için aynı
arkadaşlarımız çalışacakken bu
arkadaşlarımız gözaltına alınıyorlar. Hepsi
sahalarda olan, hepsi herkesin gözünün önünde çalışan insanlar. Böyle
meşru bir referandum olmaz. Bunu kaldırın, yerine kanun hükmünde
kararnameyle Evet denilecektir. diye getirin. İşte o zaman,
açık açık, ne istiyorsanız onu yapmış olursunuz.
Hayır seçeneğini koymayın oraya, hayırı
kaldırın Sadece evet seçeneği vardır. deyin.
İşte o zaman daha şık bir şey yapmış
olursunuz gerçekten, daha açık sözlü olursunuz. Belki ileri bir tarihte,
tıpkı Kenan Evrenin yargılandığı gibi, o zaman
biz de bu uygulamalar nedeniyle, bu meşru olmayan uygulamalar, yargı
kararları nedeniyle yargılanıldığını da
görürüz.
Evet arkadaşlar, burada Meclis yayını
sırasında değiliz, biraz biz bizeyiz ama bizler milletvekiliyiz.
Milletvekili aslında itibarlı bir kişi olmalı yani
milletvekilliği kolay kazanılan bir şey olmamalı;
değil. O zaman hepinizin sözleri olmalı. Hukukçu olmasanız da
hukuk kurallarını, evrensel kuralları biliyorsunuz, biliyoruz,
bilmek zorundayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - O zaman, lütfen seslerinizi
yükseltin ve bir gün aynı şey sizlerin başına gelmesin
diye, sizler de demokrasiye, evrensel kurallara olan
bağlılığınızı belirtin ve
arkadaşlarımızın tutukluluğuna son verilmesi için
gerekeni bu Meclis kendine yakışacak bir şekilde yapsın
eğer yakıştırıyorsa.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Kerestecioğlu.
Gruplar adına üçüncü
konuşmacı, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Öztürk
Yılmaz, Ardahan Milletvekili.
Buyunuz Sayın Yılmaz. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZTÜRK YILMAZ (Ardahan) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında
Bulunan Rus Defin Yerleri ile Rusya Federasyonu Topraklarında Bulunan Türk
Defin Yerleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Rusyayla ilişkiler konusuna
değineceğiz.
Öncelikle, Rusyayla ilişkiler tarihin her
döneminde hassas oldu. Hiçbir zaman, tarihin hiçbir döneminde özellikle Türkler
ile Ruslar arasındaki ilişkilerde uzun dönemli bir istikrar veya uzun
dönemli bir barış olmamış. Hep savaşlar olmuş,
savaşlar; arkasından barış; tekrar savaş ve
ilişkiler hep bu senkronizasyonda ilerlemiş.
Şimdi, şu andaki Rusyada yürütme
aşırı derecede güçlü, Putinin yetkileri aşırı
güçlü; dolayısıyla, Rusyayla ilişkilerde üst düzey makamlarla
kurulan ilişkilerin mahiyeti alt taraftaki ilişkiler
sistematiğini kökten etkiliyor. Eğer liderler seviyesinde
ilişkileriniz iyiyse bu alt tarafa da yansıyor; ekonomiye, turizme,
ticarete, her şeye yansıyor. Eğer kötüyse bu da, keza, son
derece kötü bir şekilde yansıyor.
Rusya ile bizim ilişkilerimizde, ikili
ilişkilerimizde enerji ve turizm konusunda Rusyaya
bağımlılığımız devam ediyor; maalesef bu
bağımlılığı kıramadık. Uçak
düşürme hadisesinden sonra özellikle ilişkilerin kopması,
akabinde Rusyanın Türkiyeye uyguladığı müeyyideler ve
ondan sonraki sürece baktığımız zaman, Türkiye zarar
görüyor. Çok bağımlı olmuşuz Rusyaya; her iki konuda da,
turizmde de, enerjide de. Keza, ihracat konusunda da Rusyayla ilişkiler
iyi gitmediği zaman Türk ekonomisi ciddi manada zarar görüyor.
Rusyanın petrol ve gaz dışında esasen dünyaya
sattığı çok fazla bir şey yok ama bizim
ihracatımızdaki çeşitlilik ve ilişkilerdeki bir kopuş
buna yansıyor.
Bizim öncelikle Rusyayla ilişkilerimizde
sorunlarımız var, aynı zamanda potansiyel iş birliği
alanları da var. Sorunlarımıza kısaca
baktığımız zaman öncelikle güven sorunu var. Rusyayla
özellikle Sovyetlerin dağılmasından sonra bizim
ilişkilerimiz gelişti, hızla gelişti ama güven sorunu tam
manada ortadan kaldırılmış değil. Bu, zaman zaman ufak
hadiselerle tekrar su yüzüne çıkıyor ve güven bunalımı
ilişkilerin genel seyrini etkiliyor.
İkinci konu, bizim en hassas olduğumuz
konu: Rusya PKK ve PYDyi terör örgütü olarak görmüyor ve Rusyanın bu
politikası Türkiyeyle sağlam bir sistematik ilişki
geliştirmesini zorlaştırıyor.
Üçüncü konu: Rusyanın Suriyede özellikle
muhaliflere sunduğu Anayasa taslağına
baktığımız zaman farklı bir Suriye dizayn
edildiği görülüyor. Bu da esasen Türkiye'nin ulusal çıkarlarına
uymuyor.
Dördüncü ayrı düştüğümüz konu: Sözde
soykırım konusu. Rusyanın bu konudaki tutumu farklı.
Dumanın kararları var ve Duma sözde soykırımı zaman
zaman ısıtıp Türkiye'nin gündemine getirebiliyor. Bununla
bağlantılı olarak Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde,
özellikle AGİT Minsk Grubu ilişkilerinde Rusya tam adil bir pozisyon
takınmıyor, burada daha ziyade Ermenistan tarafında bir konum
alıyor.
Beşincisi:
Ukraynanın toprak bütünlüğü konusunda da keza hassasiyetler var.
Bizim bir hassas olduğumuz konu da Kırımın ilhakı.
Rusya Kırımı Ukraynadan aldı, ilhak etti ve
Kırımın statüsüyle ilgili düzenlemelere gitti. Bu da şu
anda maalesef Hükûmetin gündemde tutmadığı, uyuttuğu bir
konu ama biz uyumadık, gündemimizde de bu var.
Bir başka konu Gürcistan. Gürcistanın
toprak bütünlüğüne Rusya saygı duymuyor, Osetya ve Abhazya konusunda
farklı düşünüyor ve Türkiyeyle bu konularda da sorunlar
yaşıyor.
En son Kıbrıs konusu. Kıbrıs
konusunda da özellikle kapsamlı çözüm müzakerelerinde Rusyanın
takındığı tavra baktığımız zaman daha
ziyade Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin gözüyle Kıbrısa
baktığını görüyoruz.
Şimdi, bunlar sorunlar ama önemli de bir
potansiyel var. Rusya ile bizim ilişki sistematiğimize
baktığımız zaman, tarihte de böyleydi, Rusya Astragan
Savaşını alıp Orta Asyaya yayılmaya başladığında
da benzer sorunlar vardı. Hiçbir zaman gül bahçesi değil bu alan.
Dolayısıyla burada Bütün sorunları çözeceğiz. demek
hayalcilik olur. Biz sorunları çözmeye gayret edeceğiz ama
ilişkilerimizi de geliştirmek zorundayız, realist bir tutum
takınmak zorundayız.
Rusyanın özellikle Ukraynayla Karadenize
daha fazla hâkim olması, Gürcistanla Kafkasyaya daha fazla hâkim
olması, Astraganla daha evvelinden Hazara hâkim olması, şimdi
Suriyeyle Akdenize hâkim olması hep bir stratejidir. Rusya oyunu
akıllı oynamıştır tarihin her döneminde. Şimdi,
bizim böyle küresel bir güçle ilişki sistematiği geliştirirken
hassas olmak ve dikkatli olmak zorunluluğumuz vardır. Zira, siz
Suriye konusunda Amerikadan sıkılırsınız Rusyayla
hareket edeceğiz. dersiniz, daha ilk toplantıda muhaliflere
Suriyede kültürel otonomiler içeren, bölgeleri içeren haritayı ortaya
koyar, Rusya böyle bir Rusyadır. Kendi ulusal çıkarlarını
her şeyin üstünde gören, kendi bölgesel, küresel
çıkarlarını her şeyin üstünde gören bir Rusya var.
Rusyayla özellikle enerji
bağımlılığımız ve turizm konusundaki
bağımlılığımız bizim ilişkilerimizi bu
yıl da etkileyecek. Bakınız, turizm yılı bu sene de
sönük geçecek çünkü geçen yıl büyük bir düşüş vardı. 10
milyar dolarlık kayıp var. Bu sene Hükûmetin bunu telafi edecek
herhangi bir şeyi olmadı maalesef. Turizm yılı neredeyse
açıldı açılacak, doğru dürüst bir çalışma yok.
Şimdi, Türkiyenin bu konuda eli çok fazla zayıf olduğu zaman,
turizm konusunda çok bağımlı olduğu zaman, enerji konusunda
çok bağımlı olduğu zaman Suriyede de
bağımsız bir politika yapamıyor, Kafkasyada
bağımsız bir politika yapamıyor. Biz bu dış
siyaseti planlarken, bunu anlamaya çalışırken olayın bütün
boyutlarını anlamımız gerekir. Rusya bizim dostumuz, evet,
küresel bir ortağımız; Rusya pek çok alanda iş birliği
yaptığımız komşumuz. Bunların hepsi doğru.
İlişkilerimizi geliştirmemiz gerektiği de doğru ama
gerçekleri de bilmemiz gerekir. Her şeyden önce bizim ülkemizi güçlendirmemiz
lazım, kendi yurdumuzu güçlendirmemiz lazım, elimizi güçlendirmemiz
lazım. Küresel aktörle bölgesel konularda, uluslararası
ilişkilerde bir iş birliğine gittiğimiz zaman bizim iyi
hesap etmemiz gerekir.
Suriye konusu Cenevreye
geldiği zaman keza öyle, Rusyayla ne kadar örtüştüğümüz veya ne
kadar ayrıştığımız daha açık ortaya
çıkacaktır. Bu süreç, 2017 yılı Rusyayla ilişkilerde
güllük gülistanlık olmayacak çünkü Suriye konusu var, ikili
ilişkilerde hâlâ normalleşme tam olmuş değil,
Rusyanın çekinceleri var. İlişkilerin hızı ve
alanı Türkiyeye değil, daha ziyade Rusyaya bağlı. Böyle
bir dönemde 2017 yılına girmiş bulunmaktayız ve Rusyayla
ilişkilerde çok fazla telafi edilmesi gereken husus var.
Şimdi bir konuyu daha belirtmek isterim. Rus
halkı özellikle Sovyetlerin parçalanmasından sonra Yeltsin döneminde
hiç alışık olmadığı bir liderliğe şahit
oldu ve Putinle daha fazla güçlendiler, daha fazla sahiplendiler.
Rusyayı tahlil ederken Rusyadaki liderliğin küresel
ihtiraslarını, küresel yaklaşımlarını ve Rus
halkıyla olan bağını iyi hesaplamak gerekir. Özellikle uçak
düşürme hadisesinden sonra Rus kamuoyunun Putinin etrafında
toplanması, Rus kamuoyunun bir anda esasen daha yaptırımla
ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yayınlanmadan,
sanki bunu görev edinip Türkiyeye karşı şirketlerin
yaptırım uygulaması, devlet kurumlarının
yaptırım uygulaması Rusyayı anlamak için iyi bir örnektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz, mikrofonunuzu
açıyorum.
ÖZTÜRK YILMAZ (Devamla) Çünkü Rusyada bir sistem
var, o sistem anlaşılmadan Rusyayla sağlıklı bir
ilişki götürebilme ihtimali zayıftır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yılmaz.
1inci madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre
içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini,
bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın
bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da
taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarında
Bulunan Rus Defin Yerleri ile Rusya Federasyonu Topraklarında Bulunan Türk
Defin Yerleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı |
: |
188 |
|
Kabul |
: |
188 |
Kâtip Üye Sema Kırcı Balıkesir |
Kâtip Üye Mücahit Durmuşoğlu Osmaniye |
Kanun tasarısı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
3üncü sıraya alınan, Antarktika
Andlaşması Çevre Koruma Protokolüne Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/592) ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
3.- Antarktika Andlaşması Çevre Koruma Protokolüne
Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/592) ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 269) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 269 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen
bulunmamaktadır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Maddelerine geçilmesi kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
ANTARKTİKA ANDLAŞMASI ÇEVRE KORUMA PROTOKOLÜNE KATILMAMIZIN
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 3 Ağustos 1995 tarihli ve 95/7172 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile katılmamız
kararlaştırılan Antarktika Andlaşmasının eki
niteliğinde olan Antarktika Andlaşması Çevre Koruma
Protokolüne katılmamız uygun bulunmuştur.
(2) Söz konusu protokolün eklerine ilişkin değişiklikleri
onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
BAŞKAN 3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik cihazla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bundan sonraki
uluslararası anlaşmaların da hepsinin açık
oylamasının ayrı ayrı elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını öneriyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylamanın açık
oylama cihazıyla yapılmasına ilişkin önerim kabul
edilmiştir. Açık oylamaya ilişkin genel kuralları her
seferinde tekrar etmeyeceğim, ancak bir kez daha bilginize sunmak
açısından okuyacağım:
Oylama için bir dakika süre
vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin oy pusulalarını oylama için öngörülen bir dakikalık
süre içinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy
kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy
kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve
soyadıyla imzasını da taşıyan oy pusulasını
yine oylama için öngörülen bir dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Antarktika Andlaşması Çevre
Koruma Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 223
Kabul : 222
Ret : 1 (X)
Kâtip Üye Sema Kırcı Balıkesir |
Kâtip Üye Mücahit Durmuşoğlu Osmaniye |
Kanun tasarısı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
4üncü sıraya alınan,
Türkiye Cumhuriyeti ile Singapur Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile Singapur Cumhuriyeti Arasında
Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/757) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 431) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 431 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE SİNGAPUR CUMHURİYETİ ARASINDA
SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 14
Kasım 2015 tarihinde Antalyada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile
Singapur Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
(2) Birinci
fıkrada belirtilen Anlaşmanın eklerine ilişkin
değişiklikleri onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama için bir dakika süre
vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti ile Singapur
Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı: 216
Kabul: 215
Ret: 1(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
5inci sıraya
alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Dominik Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
5.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Dominik Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/377) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 94) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 94 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE DOMİNİK
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA EKONOMİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) 15 Nisan 2014 tarihinde Santo Domingoda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Dominik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama
için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Dominik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 217
Kabul :
215
Ret : 2(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Sema
Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kanunlaşmıştır,
hayırlı olsun.
6ncı sıraya alınan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/682) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 340)
(x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 340 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BENİN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA YATIRIMLARIN KARŞILIKLI
TEŞVİKİ VE KORUNMASINA İLİŞKİN
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 11 Aralık 2013
tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 225
Kabul :
223
Ret : 2(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Sema
Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir
Osmaniye
Tasarı kabul edilip
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
7nci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür, Eğitim, Bilim,
Basın-Yayın, Gençlik ve Spor Alanlarında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik ve
Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/342) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 39) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 39 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerinize geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BENİN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR, EĞİTİM,
BİLİM, BASIN-YAYIN, GENÇLİK VE SPOR ALANLARINDA
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 9 Temmuz
2012 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür, Eğitim, Bilim,
Basın-Yayın, Gençlik ve Spor Alanlarında
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik ve
Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu
bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan
oy sayısı : 225
Kabul : 223
Ret : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kabul edilip
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
8inci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/339) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 250) (xx)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 250 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE BENİN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE
1- (1) 9 Temmuz 2012 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği Protokolünün onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... 3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama
için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilimsel ve
Teknolojik İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu bilgilerinize
sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 222
Kabul :
221
Ret :
1 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kabul edilip
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
9uncu sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/583) ile Milli Savunma
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları
görüşmelerine başlayacağız.
9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/583) ile Milli Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 302) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 302 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BENİN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA SANAYİ
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15/9/2014 tarihinde
Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2nci madde kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama
için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Benin Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayi İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 222
Kabul :
222(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kabul edilip
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
10uncu sıraya alınan, Türkiye
Cumhuriyeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Arasında Stratejik
Ortaklık ve Dostluk Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/325) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
10.- Türkiye Cumhuriyeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Arasında Stratejik Ortaklık ve Dostluk Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/325) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
11inci sıraya alınan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Yunanistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Denizcilik Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yunanistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Denizcilik Alanında İşbirliğine
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/454) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 116)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
12nci sıraya alınan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
12.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/350) ile Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonu Raporları
(S. Sayısı: 138) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 138 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KUVEYT DEVLETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA SAVUNMA SANAYİ İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT
MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 29
Nisan 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Mutabakat Muhtırasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 219
Kabul :
216
Ret : 3(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kabul edilip
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
13üncü sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti
ile Faroe Adaları ile İlgili Olarak Danimarka Krallığı
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
13.- Türkiye Cumhuriyeti ile Faroe Adaları ile İlgili
Olarak Danimarka Krallığı Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/585) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 285) (xx)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 285 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE FAROE ADALARI İLE İLGİLİ
OLARAK DANİMARKA KRALLIĞI ARASINDA SERBEST TİCARET
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 16
Aralık 2014 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Faroe
Adaları ile İlgili Olarak Danimarka Krallığı
Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
BAŞKAN 3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN - 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti ile Faroe Adaları ile İlgili Olarak Danimarka
Krallığı Arasında Serbest Ticaret
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu bilgilerinize
sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 224
Kabul :
223
Ret : 1(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Sema
Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir
Osmaniye
Tasarı kabul edilip
kanunlaşmıştır.
14üncü sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Habibe
Kadiri Kız Okullarının Kuruluşu ve Faaliyetlerine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Habibe Kadiri Kız Okullarının
Kuruluşu ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/415) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 390)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
15inci sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İmzalanan 14 Şubat 2011 Tarihli Kapıköy ve Razi Kara Hudut
Kapılarının Ortak Kullanımına Dair Mutabakat
Zaptında Değişiklik Yapan Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 14 Şubat 2011 Tarihli
Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına
Dair Mutabakat Zaptında Değişiklik Yapan Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı (1/570) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 356) (XX)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 356 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA İMZALANAN 14 ŞUBAT 2011 TARİHLİ KAPIKÖY VE
RAZİ KARA HUDUT KAPILARININ ORTAK KULLANIMINA DAİR MUTABAKAT ZAPTINDA
DEĞİŞİKLİK YAPAN PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 9 Haziran 2014
tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 14 Şubat 2011
Tarihli Kapıköy ve Razi Kara Hudut Kapılarının Ortak
Kullanımına Dair Mutabakat Zaptında Değişiklik Yapan
Protokolün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3üncü madde kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında İmzalanan 14 Şubat 2011 Tarihli Kapıköy ve Razi
Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair
Mutabakat Zaptında Değişiklik Yapan Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı açık oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan
oy sayısı : 229
Kabul : 225
Ret : 3
Çekimser :
1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
16ncı
sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 22 Mart 2010 Tarihli Esendere
ve Sero Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair
Anlaşmada Değişiklik Yapan Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 22 Mart 2010 Tarihli Esendere
ve Sero Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair
Anlaşmada Değişiklik Yapan Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/571) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 357) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Komisyon
Raporu 357 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
İMZALANAN 22 MART 2010 TARİHLİ ESENDERE VE SERO KARA HUDUT
KAPILARININ ORTAK KULLANIMINA DAİR ANLAŞMADA DEĞİŞİKLİK
YAPAN PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) 9 Haziran 2014 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İmzalanan 22 Mart 2010 Tarihli Esendere ve Sero Kara Hudut Kapılarının
Ortak Kullanımına Dair Anlaşmada Değişiklik Yapan
Protokolün onaylanması uygun bulunmuştur
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İmzalanan 22 Mart 2010 Tarihli Esendere
ve Sero Kara Hudut Kapılarının Ortak Kullanımına Dair
Anlaşmada Değişiklik Yapan Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı açık
oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan
oy sayısı : 227
Kabul : 225
Ret : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır, hayırlı
olsun.
17nci
sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve
Kuzey İrlanda Birleşik Krallık Hükümeti Arasında Savunma
Sanayi Alanında İşbirliği Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı (1/510) ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
17.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey
İrlanda Birleşik Krallık Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı (1/510) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 169) (XX)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Komisyon
Raporu 169 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BÜYÜK
BRİTANYA VE KUZEY İRLANDA BİRLEŞİK KRALLIK
HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA SANAYİ ALANINDA
İŞBİRLİĞİ MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Kasım 2011
tarihinde Birleşik Krallıkta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallık Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi Alanında İşbirliği Mutabakat
Muhtırasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1inci
madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Büyük Britanya ve Kuzey
İrlanda Birleşik Krallık Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
Alanında İşbirliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı açık oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 227
Kabul :
225
Ret : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
18inci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji
Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
18.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/627) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 195) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 195 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA ENERJİ ALANINDA
İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 17 Eylül 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji
Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının açık oylama sonucunu bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan
oy sayısı |
: |
223 |
|
Kabul |
: |
221 |
|
Ret |
: |
2 |
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Sema Kırcı Mücahit
Durmuşoğlu
Balıkesir Osmaniye
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
19uncu sıraya alınan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/446) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 109) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 109 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜVENLİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 13
Kasım 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - 2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2nci
madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu
bilgilerinize sunuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 219
Kabul :
218
Ret :
1 (x)
Kâtip Üye Sema Kırcı Balıkesir |
Kâtip Üye Mücahit Durmuşoğlu Osmaniye |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
20nci sıraya alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut
Kapılarının Açılmasına Dair Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye-İran Hududunda Yeni Kara Hudut
Kapılarının Açılmasına Dair Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/455) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 355)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların
bulunmayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 15 Şubat
2017 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum, iyi akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 20.33
(x) 440 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) (x) 269 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 431 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 94 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 340 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 39 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 250 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 302 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 138 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 285 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 356 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 357 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 169. S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 195 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 109 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.