TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
75inci
Birleşim
28
Şubat 2017 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğlunun, Giresun ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, 26 Şubat
Hocalı katliamının 25inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- İstanbul Milletvekili Fatma Benlinin, 28 Şubat
sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Giresun Milletvekili Sabri Öztürkün, Giresun Milletvekili
Bülent Yener Bektaşoğlunun yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, İstanbulda
servis esnafının sorunlarına ilişkin açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 28
Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, 27 Şubat
Necmettin Erbakanın ölümünün 6ncı, 28 Şubat sürecinin 20nci
yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
5.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Suudi Arabistandaki
Türk vatandaşlarının sosyal güvenlikle ilgili sorunlarına
ilişkin açıklaması
6.- Erzurum Milletvekili Orhan Deligözün, 27 Şubat Necmettin
Erbakanın ölümünün 6ncı, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl
dönümlerine ilişkin açıklaması
7.- Sivas Milletvekili Ali Akyıldızın,
İŞKUR tarafından Sivas ilindeki ilçe ve belde belediyelerine
tahsis edilen işçi sayılarının adaletli
olmadığına ilişkin açıklaması
8.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, El Babda 73
Mehmetçik şehit olduğuna ve Türkiye'de 18 ila 35 yaş
arasında 550 bin Suriyeli yaşadığına ilişkin
açıklaması
9.- Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğanın, 28 Şubat
sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
10.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, 27
Şubat Necmettin Erbakanın ölümünün 6ncı, 28 Şubat
sürecinin 20nci yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
11.- İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın, 28
Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
12.- Afyonkarahisar Milletvekili Hatice Dudu Özkalın, 28
Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
13.- İzmir Milletvekili Ali Yiğitin, İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve 129 tutuksuz
belediye çalışanı hakkında açılmış
davanın sonucuna ilişkin açıklaması
14.- Balıkesir Milletvekili Mehmet Tümün, işçi
ölümlerinin artarak devam ettiğine ve bu konuda Hükûmetin
çalışmalarını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
15.- Kütahya Milletvekili İshak Gazelin, 28 Şubat
sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
16.- İzmir Milletvekili Murat Bakanın, Türk Hava
Yollarının 2016nın son çeyreğinde 6,5 milyar zarar
ettiğine ve Yönetim Kurulu Başkanının neden hâlâ görevde
olduğunu öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
17.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 26 Şubat
Hocalı katliamının 25inci yıl dönümüne, Barzaninin
ziyareti üzerine İstanbul Atatürk Havalimanında Kürdistan
bayrağı asılmasına ve Kürdistan bayrağının
Türk Bayrağına eş tutulmasının aymazlık
olduğuna, Barzaninin Türkiyede ağırlanmasına onay
vermediklerine ve Türkiye'nin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi konusundaki
politikasının ne olduğunu öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
18.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne, 28 Şubat Deniz
Gezmişin doğum günü ile Yaşar Kemalin ölümünün 2nci yıl
dönümüne, Mehmet Fatih Traşın KHKyla işinden
atıldığı için hayatına son verdiğine ilişkin
açıklaması
19.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 28 Şubat Deniz
Gezmişin doğum günü ile Yaşar Kemalin ölümünün 2nci yıl
dönümüne, 26 Şubat Hocalı katliamının 25inci yıl
dönümüne, hukuk fakültesi mezunu engellilerle ilgili bir düzenleme
yapılması gerektiğine ve 28 Şubat sürecinin 20nci yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
20.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın, 26
Şubat Hocalı katliamının 25inci, 28 Şubat sürecinin
20nci yıl dönümlerine ilişkin açıklaması
21.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili
Ravza Kavakcı Kanın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
22.- İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kanın,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
23.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin 28 Şubat nedeniyle cezaevinden
yolladığı bir mesajı okumak istediğine ilişkin
açıklaması
24.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, referandumda kötü sonuç
çıkarsa iç savaş çıkacağı tehdidinde bulunan
Avusturyada AKP Birlik Yönetiminde olan Mahmut Koç hakkında ne
yapılacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
25.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Ankara Milletvekili Levent Gökün yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
26.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Denizli
Milletvekili Melike Basmacının doğrudan gündeme alınma
önergesi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
27.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, 30
uluslararası sözleşmenin kabul edildiğine ve Başkanlık
Divanı ile katkı sağlayan herkese teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, siyasette ortak aklı
aramanın, uzlaşmanın, parlamenter demokrasinin iyi bir
örneğinin verildiğine ve tüm siyasi parti gruplarına ve
Başkanlık Divanına teşekkür ettiğine ilişkin
açıklaması
29.- Erzurum Milletvekili Kamil Aydının, 30
uluslararası sözleşmenin kabul edildiğine ve Başkanlık
Divanı ile emeği geçen herkese teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
30.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
uzlaşmaların tutuklu milletvekilinin kalmaması ve parlamenter
sisteme gereken özenin gösterilmesi şeklinde de tezahür edeceğini
umduğuna ilişkin açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Didem Engin ve 23 milletvekilinin,
turizm sektöründe yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/480)
2.- Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor ve 19
milletvekilinin, Afşin-Elbistan A Termik Santralinin baca gazı
arıtma tesisi (filtre) olmadan çalışması sebebiyle bölgede
yaşayan insanlara ve çevreye verdiği zararın araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/481)
3.- Isparta Milletvekili Nuri Okutan ve 19 milletvekilinin,
kırmızı et sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/482)
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, 3620 sayılı Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 4üncü maddesi uyarınca, Vietnam ile Türkiye Büyük
Millet Meclisi arasında parlamentolar arası dostluk grubu
kurulmasına ilişkin tezkeresi (3/919)
C) Önergeler
1.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin (2/1518) esas
numaralı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/87)
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından, HDP Eş Genel Başkanı ve Van
Milletvekili Figen Yüksekdağ Şenoğlunun kesin hüküm giyme
sonucu milletvekilliğinin düşürülmesi ve buraya varana dek
yaşanan sürecin Anayasaya, Meclis İçtüzüğüne,
uluslararası mevzuata, teamüllere, TBMM tarihindeki benzer deneyimlere ve
kamu vicdanına aykırılıklarını incelemek
amacıyla 28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 28 Şubat 2017
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve
arkadaşları tarafından, Türkiyede artan silahlanmanın
önlenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla
28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 28 Şubat 2017 Salı günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsakın HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kanın HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvençin CHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu
Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Demiryolu Bağlantısı Olan
Limanları ile Ukrayna Limanları Arasında Uluslararası
Doğrudan Yük Demiryolu Feri Hizmetinde Yük
Taşımacılığına İlişkin Kurallar ve
Ekleri ile Yük Vagonlarının İşletiminin Organizasyonuna
İlişkin Kuralların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/492) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 157)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Balıkçılık
Alanında İşbirliği Konulu Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/559) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 246)
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Deniz Ulaştırması Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/465) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 120)
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tanzanya Birleşik
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/357) ile Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 139)
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/581) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 235)
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Burundi Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/704) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 397)
7.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunması Anlaşması ile Anlaşmaya İlişkin
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/749) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 429)
8.- Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/747) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 430)
9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Saint Vincent ve Grenadinler
Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/375) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 93)
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Guatemala Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/738) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 428)
11.- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
Reasürans Şirketi Anlaşma Hükümlerinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/533) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 198)
12.- Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
Standardizasyon, Uygunluk Değerlendirmesi, Akreditasyon ve Metroloji
Bölgesel Enstitüsü Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/558) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 200)
13.- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Dış
Ticaret Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti Ticaret
Bakanlığı Arasında Muhtemel Bir Serbest Ticaret
Anlaşmasının Etkilerinin Değerlendirilmesine Dair Bir Ortak
Komisyon Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/609) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 288)
14.- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Dış
Ticaret Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti Ticaret
Bakanlığı Arasında Serbest Bölgeler Alanında
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/574) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 314)
15.- Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Dış
Ticaret Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti Ticaret
Bakanlığı Arasında Irak ve Türkiyede Düzenlenen Fuarlara
Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/405) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 319)
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/731) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 427)
17.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/368) ile Milli Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 140)
18.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin Karşılıklı
Tanınmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/482) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 184)
19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/579)
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 185)
20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında İzinsiz İkamet Eden Şahısların Geri
Kabulüne Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/622) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 188)
21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti
Arasında Kültür Varlığının Yasa Dışı
İthali ve İhracının, Transitinin ve Mülkiyet Transferinin
Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/396) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 196)
22.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükûmeti
Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş
Birliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/547) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 203)
23.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/542) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 209)
24.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayisi İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/551) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 210)
25.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Askeri İş Birliği Hususunda İkili
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/554) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 211)
26.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Alanında Sanayi ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/538) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 225)
27.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/552) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 244)
28.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/557) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 199)
29.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ekonomik, Ticari ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/550) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 206)
30.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Namibya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/580) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 284)
31.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş
Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/577) ile Milli Savunma
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 300)
32.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çad Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/584) ile Milli Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 303)
33.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/641) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 309)
34.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/642) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 310)
35.- Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında
Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/661) ile Milli Savunma Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 325)
X.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 157) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Türkiye Cumhuriyetinin
Demiryolu Bağlantısı Olan Limanları ile Ukrayna
Limanları Arasında Uluslararası Doğrudan Yük Demiryolu Feri
Hizmetinde Yük Taşımacılığına İlişkin
Kurallar ve Ekleri ile Yük Vagonlarının İşletiminin
Organizasyonuna İlişkin Kuralların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
2.- (S. Sayısı: 246) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Bakanlar Kurulu Arasında Balıkçılık Alanında
İşbirliği Konulu Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
3.- (S. Sayısı: 120) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Deniz Ulaştırması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
4.- (S. Sayısı: 235) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
5.- (S. Sayısı: 397) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Burundi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve
Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
6.- (S. Sayısı: 429) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunması Anlaşması ile Anlaşmaya İlişkin
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
7.- (S. Sayısı: 430) Türkiye
Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret
Alanı Tesis Eden Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
8.- (S. Sayısı: 93) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Saint Vincent ve Grenadinler Hükümeti Arasında
Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
9.- (S. Sayısı: 428) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Guatemala Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
10.- (S. Sayısı: 198) Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Reasürans Şirketi
Anlaşma Hükümlerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısının oylaması
11.- (S. Sayısı: 200) Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Standardizasyon, Uygunluk
Değerlendirmesi, Akreditasyon ve Metroloji Bölgesel Enstitüsü
Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
12.- (S. Sayısı: 288) Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlık Dış Ticaret
Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti Ticaret
Bakanlığı Arasında Muhtemel Bir Serbest Ticaret
Anlaşmasının Etkilerinin Değerlendirilmesine Dair Bir Ortak
Komisyon Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
oylaması
13.-
(S. Sayısı: 314) Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlık Dış Ticaret
Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti Ticaret
Bakanlığı Arasında Serbest Bölgeler Alanında
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
oylaması
14.- (S. Sayısı: 319) Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanlık Dış Ticaret
Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti Ticaret
Bakanlığı Arasında Irak ve Türkiyede Düzenlenen Fuarlara Yönelik
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
15.- (S. Sayısı: 427) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
16.-
(S. Sayısı: 184) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasında
Sürücü Belgelerinin Karşılıklı Tanınmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
17.-
(S. Sayısı: 185) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
18.- (S. Sayısı: 188) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz
İkamet Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
19.- (S. Sayısı: 196) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Kültür
Varlığının Yasa Dışı İthali ve
İhracının, Transitinin ve Mülkiyet Transferinin
Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
20.- (S. Sayısı: 203) Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
21.- (S. Sayısı: 209) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayi İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun
Tasarısının oylaması
22.- (S. Sayısı: 210) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayisi İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun
Tasarısının oylaması
23.-
(S. Sayısı: 211) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Askeri İş Birliği Hususunda İkili
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Kanun Tasarısının oylaması
24.- (S. Sayısı: 225) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Alanında Sanayi ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Kanun Tasarısının oylaması
25.- (S. Sayısı: 244) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım
Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun
Tasarısının oylaması
26.- (S. Sayısı: 199) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun Tasarısının
oylaması
27.- (S. Sayısı: 206) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik,
Ticari ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun
Tasarısının oylaması
28.- (S. Sayısı: 300) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri
Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Kanun Tasarısının oylaması
29.- (S. Sayısı: 303) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Çad Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun Tasarısının
oylaması
30.- (S. Sayısı: 309) Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun Tasarısının
oylaması
XI.- YAZILI SORULAR
VE CEVAPLARI
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun,
Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarca
gerçekleştirilen açılış törenlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Bekir Bozdağın cevabı (7/10273)
2.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in, Adana iline yapılan ve
yapılması planlanan yatırımlara ilişkin sorusu ve Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Faruk Özlünün cevabı (7/10994)
3.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, 2015-2017
yılları arasında bağlı kurum ve kuruluşların
taraf olduğu adlî ve idarî davalara, icra işlemlerine ve satın
aldıkları hukuk ve danışmanlık hizmetlerine
ilişkin sorusu ve Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Faruk Özlünün cevabı (7/10995)
4.- Adana
Milletvekili Elif Doğan Türkmen'in, Adana iline yapılan ve yapılması
planlanan yatırımlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı (7/11004)
5.- Kocaeli
Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet'in, İzmit Körfezi'nde meydana gelen
yakıt sızıntısının sebebine, sorumlusunun
bulunmasına yönelik çalışmalara, öngörülen cezaya ve
alınacak önlemlere ilişkin sorusu ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Ahmet Arslanın cevabı (7/11085)
6.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, İstanbul'da
Bakanlığa ait arsa ve arazilere ve bunların satış ve
kiralama işlemlerine ilişkin sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlünün
cevabı (7/11111)
7.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Bakanlıkta
görev yapan özel kalem müdürlerine ilişkin sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Faruk Özlünün cevabı (7/11112)
8.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın, bir devlet bankası
tarafından yapılan borç yapılandırma işlemlerine
ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/11192)
9.- Kocaeli
Milletvekili Haydar Akar'ın, Kocaeli'nin Gebze ilçesinde kurulan
Muallimköy Teknoloji Geliştirme Bölgesi Anonim Şirketinin yönetim
kurulu yapısında yapılan değişikliğe ilişkin
sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Faruk Özlünün cevabı (7/11199)
10.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan'ın, 2010-2016 yılları
arasında İŞKUR'un meslek edindirme kurslarına ayrılan
kaynak miktarı ve illere göre dağılımı ile kurs ve
sigorta denetimine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet
Müezzinoğlunun cevabı (7/11202)
11.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bakanlık kadrolarında ve
bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan kişi
sayısı ile kadın, erkek ve engelli istihdam verilerine
ilişkin sorusu ve Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Faruk Özlünün cevabı (7/11288)
12.- Hatay Milletvekili
Hilmi Yarayıcı'nın, 15 Temmuz'dan itibaren görevden
uzaklaştırılan veya ihraç edilen personele ilişkin sorusu
ve Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlunun cevabı (7/11298)
13.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bakanlık
kadrolarında ve bağlı kurum ve kuruluşlarda
çalışan kişi sayısı ile kadın, erkek ve engelli
istihdam verilerine ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlunun
cevabı (7/11299)
14.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bakanlık
kadrolarında ve bağlı kurum ve kuruluşlarda
çalışan kişi sayısı ile kadın, erkek ve engelli
istihdam verilerine ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı (7/11301)
15.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Bakanlık
kadrolarında ve bağlı kurum ve kuruluşlarda
çalışan kişi sayısı ile kadın, erkek ve engelli
istihdam verilerine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkcinin cevabı
(7/11307)
28 Şubat 2017 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Ömer SERDAR (Elâzığ), Ali
Haydar HAKVERDİ (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Giresunun
sorunları hakkında söz isteyen Giresun Milletvekili Sayın Bülent
Yener Bektaşoğluna aittir.
Buyurun Sayın Bektaşoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Giresun Milletvekili
Bülent Yener Bektaşoğlunun, Giresun ilinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Giresunun
sorunlarını dile getirmek üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Bu kısa süre içinde, inşallah, Giresun
ilinin sorunlarını, birtakım özelliklerini sizinle
paylaşmak istiyorum. Mesela, kendi toprakları işgal
edilmediği hâlde tamamen gönüllülerden oluşan Osman Ağa ve
Hüseyin Avni Alparslan komutasında iki alayla Kurtuluş
Savaşına katılan tek ilimiz ülkemizde Giresun; bunun dünyada
başka bir örneği yoktur. Ulu Önder Atatürkün dediği gibi,
Çanakkalede, Sakaryada, Dumlupınarda, Afyonda, Polatlıda,
Sarıkamışta, hatta Kafkasyada, Azerbaycanda hep Giresunlular
vardı; cumhuriyete yönelik bütün tehditlerin ve ayaklanmaların
bastırılmasında onlar vardı.
Sayın milletvekilleri, Atatürkün 15e
yakın korumasının hepsi Giresunluydu. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Muhafız Alayının ilk komutanı Osman
Ağadır. İlinin ismiyle başka ilde, Afyonda
şehitliği bulunan tek ilimiz Giresundur. Bu nedenlerle, ilimize
şeref madalyası verilmesini kanun teklifi olarak talep ettiğimi
bu kez buradan dile getirmek istiyorum.
Devam ediyorum: Karadenizin en büyük insan
yaşamsal adası Giresun adasıdır, 3 yayla turizm merkezi
olan il Giresun ilidir. 1inci Lige çıkan ve 1inci Ligde ilk oynayan
Doğu Karadeniz takımı Giresundur. Kirazın ana
vatanıyız; fındığın başkenti Giresundur,
dünya fındık ihracatının üçte 1i Giresundan
yapılmaktadır.
TÜİK verilerine göre, Giresun, Türkiyede insan
ömrünün en uzun olduğu illerimizden bir tanesidir. Giresunun içinden
Hasan Âli Yücel, Can Yücel, İdil Biret, Ara Güler, Bedri Rahmi
Eyüboğlu, Öztürk Serengil, Rahşan Ecevit, Aziz Nesin, Mustafa Suphi
gibi çok değerli ve ünlü isimler çıkarmıştır.
Tüm bu özelliklerimizle övünüyoruz, gurur duyuyoruz.
Ancak, AKP döneminde ne yazık ki çok ihmal edilmiş bir il oldu,
Giresunlular olarak hiç de mutlu değiliz. Örneğin,
hemşehrilerimiz göçüyor. Giresunun on beş, yirmi yıl önce 600
binlerde olan nüfusu, bugünlerde 444 bine indi. İlimizde son olarak, 9
belde belediyesinin nüfusu 2 binin altına düştüğü için maalesef
kapanmak durumunda kaldı. Giresun, Karadenizde en çok göç veren il oldu.
Yurt dışında bulunan en çok Türk, maalesef, Giresunlular. Yine,
İstanbulda 4üncü büyük nüfusa sahip ilimiz kendi ilim Giresundur.
Giresunda göçün nedeni değerli arkadaşlar, tamamen işsizliktir.
Çünkü, yine, AKP döneminde Giresunda katma değer ve istihdam yaratan
irili ufaklı pek çok güzide ve gözde fabrikalar, tesisler, KOBİ türü
işletmeler birer birer, maalesef, kapandı. Dünyanın en büyük
üretici kuruluşu FİSKOBİRLİK entegre tesisinin üretim kapasitesi
düştü, tasfiye sürecine girdi. Toprak Mahsulleri Ofisi silosu, sunta
fabrikası, Adel Kalem Fabrikası, PETMA, Başkanlar Gıda,
Fatoğlu Un Fabrikası, Hekim Süt üretime geçici olarak ara verdi ve
kapandılar. Orman ana tamirhane, Kıyı Emniyeti Bölge Müdürlüğü,
Kalkınma Bankası, Petrol Ofisi dolum tesisleri, meteoroloji ve meslek
lisesi kapandı. Pek çok fındık ve çay fabrikaları da
kapısına kilit vurmak durumunda kaldı. 3 bin kişi
çalıştırma kapasiteli SEKA Aksu Kâğıt Fabrikası
özelleştirme adıyla yandaşlara peşkeş çekilerek
maalesef kapatılmak durumunda kaldı. Oraya şimdi konut
yapılıyor. Sanayi tesisini kapatarak arsasına TOKİ konutu
yapılan tek il Türkiyede maalesef Giresun. Kapanan tüm bu fabrika ve
tesislerde çalışanlar işsiz kaldı, 15 bine yakın kişi
de çalışma olanağından yoksun bırakıldı.
Giresun, yoksulu, işsizi en çok olan il
sıralamasında ön sıralarda yer almaktadır. Şu anda 97
bin kişi devletten ayni ve nakdî yardım almaktadır. Nüfusunun
üçte 1i işsiz olan tek şehir Giresundur.
Giresunda esnaf kardeşlerimiz de maalesef
mutlu değiller. Kayıtlara göre sadece bu yıl içinde, esnaf
odasına kayıtlı 512 esnaf iş yerini kapatarak kepenk
indirmiş; geçen yıl bu sayı 670lerdeydi. Şu anda
Giresunda 33 bini aşkın esnaf için icra takibi
başlamış, 8 bin dolayında esnafımızın da
henüz icraya intikal etmemiş, ödenmemiş çek ve senetleri
bulunmaktadır. İkinci icra mahkemesi açılmıştır.
On beş yıllık AKP iktidarı
döneminde hazırlanan bütçelerde en az projeli, ödenekli yatırım
maalesef Giresuna yapılmıştır. Bu süre içinde, devletin
rutin yapması gerekenlerin dışında tek bir tane bile,
AKPnin övüneceği, kalkınma ve gelişmemize katkı
sağlayan bir projemiz maalesef yoktur.
Enerji, iletişim, ulaşım,
eğitim, sağlık gibi alanlarda ciddi sorunlarımız
vardır. Giresun, Karadeniz illerinde doğal gaz arzı
sağlayamayan illerimizden bir tanesidir. Komşu illerimizde, Ordu ve
Trabzonda dört yıldır doğal gaz kullanılmaktayken 112 bin
nüfuslu şehir merkezinde 4 binleri bile bulamayan doğal gaz abonesi
vardır. Aksa on üç yıldır şehre bir türlü iletişim
hattı kuramamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayın Sayın
Bektaşoğlu.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla)
Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, Giresun Limanı
özelleştirilerek atıl ve işlevsiz hâle dönüştürülmüş,
limanda gemi dışında maalesef, her şey vardır;
otopark, halı saha, kömür, taş deposu olarak kullanılmakta. Yani
limanımız var, gemimiz yoktur. Hâlbuki, bu limana yeniden
işlerlik kazandıracak demir yolu projesinde geldiğimiz nokta tam
bir hayal kırıklığıdır. Erzincan demir yolu
Harşit üzerinden Tirebolu ilçemize bağlanacakken ne olduysa projenin
güzergâhı değiştirilerek ilimiz bu hizmetten mahrum
kalmıştır.
Yine, Giresunlularla birlikte kurulan üniversitenin
tıp fakültesinin maalesef hastanesi yoktur, tıp fakültemiz
vardır, hastanemiz yoktur.
Giresunun sorunları, hizmet eksikleri, hizmet
beklentileri saymakla bitmeyecek ama buna rağmen, bütün seçimlerde
halkımız sözlerle, vaatlerle, beklentilerle avutularak kendine hep
kötülük yapan AKPye azımsanmayacak oranda oy vermiştir. Bu oylar on
dört yıldır hizmete dönüşmedi. Kısaca, AKP döneminde
Giresun, valisi olan köye dönüştü, sanki denizin kenarında bir
Hakkâri gibiyiz. Giresunlu bunları hak etmiyor, ayıptır,
yazıktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 16 Nisanda yapılacak olan referandumda inşallah
halkımız parlamenter sistemin, cumhuriyet ve demokrasinin devamı
yönünde oy kullanacaktır ve bizler de ilimizin sorunlarını buradan
her fırsatta dile getirmeye, mağduriyet ve mahrumiyetimizin
hesabını sormaya çalışacağız.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Bektaşoğlu.
Gündem dışı ikinci söz, Hocalı
katliamı hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Sayın Mehmet
Günala aittir.
Buyurunuz Sayın Günal. (MHP
sıralarından alkışlar)
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Vekilim, daha sonra sizi
dinleyeceğim.
2.- Antalya Milletvekili Mehmet
Günalın, 26 Şubat Hocalı katliamının 25inci yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET GÜNAL (Antalya) Değerli milletvekili
arkadaşlarım, yüce heyetinizi ve büyük Türk milletini saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, tarihin
gördüğü en büyük katliamlardan, soykırımlardan birisi olan Hocalı
katliamının 25inci yılı dolmuş bulunuyor. Bundan tam
yirmi beş yıl önce 26 Şubat 1992de tarihin en acı
olaylarından birini yaşadık. Dağlık Karabağ
bölgesinde Hocalı kasabasında şiddet ve vahşetin en
kanlı örneklerinden birisini gördük. 2.605 aileden toplam 11.356
kişinin yaşadığı büyük bir kasabaydı Hocalı
kasabası. Maalesef bu katliam sonucunda 106sı kadın, 63ü çocuk
olmak üzere 613 soydaşımız vahşi bir şekilde
katledildi, şehadet mertebesine ulaşmış oldular, 487
soydaşımız da ağır yaralandı, 1.275 soydaşımız
da rehin alınarak böyle tarihî bir katliam yaşandı. Bugün
Hocalı katliamında kaybettiklerimizi, bütün diğer
şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz, mekânları cennet,
ruhları şad olsun diyoruz.
Maalesef uzun yıllardır devam eden bu
sorun hâlâ çözülememiş durumda. 2016 yılı içerisindeki bu
çatışmalardan sonra ateşkes sağlanmış gibi
görünürken hâlâ saldırılar devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde,
yine, çıkan çatışmada 5 Azerbaycanlı askerimiz
hayatını kaybetti. Yine, bu ateşkesi bozan da, uluslararası
sözleşmelere uymayan da Ermenistan tarafı olmuştur. Tabii,
bunları söylerken yıllardır bu işin bizim de tarafı
olduğumuz, çözmesi gereken AGİT bünyesindeki Minsk Grubunun da etkin
bir faaliyet gösteremediğini ve sorunun çözümüyle ilgili bir ilerleme kaydedemediğini
de belirtmemiz gerekiyor. Burada bu sorunun çözülememesinde de en önemli
nedenlerden bir tanesi Batının çifte standartlı tutumu
olmuştur. Aynı konuyu Kıbrıs meselesinde de gördük,
baştan Rum tarafını kayıtsız şartsız üye
alınca bu sorunlar devam etti. Şimdi, yine bir taraftan bu
çalışmalar devam ederken öbür taraftan Avrupanın birçok
kentinde, geçtiğimiz yıl Almanyada
yaşadığımız gibi sözde Ermeni soykırımı
tasarılarının parlamentolarında görüşülmesi, hatta
bazılarında kabul edilmesi suretiyle de Ermenilerin maalesef
şımartıldığını düşünüyoruz.
Dolayısıyla, başta Parlamentolarından bu sözde
soykırım yasalarını çıkaran devletler olmak üzere
bütün Batıyı ve dünya devletlerini artık bu çifte standarttan
vazgeçerek sorunların çözümüne yapıcı katkıda bulunmaya
davet ediyoruz.
Burada tabii ki sadece bu konuyla ilgili değil,
diğer konularda da tartışmalı alanlar devam ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Kıbrısla ilgili görüşmeler de
akamete uğradı. Yine, gündemde olan Egedeki adalarla ilgili
tartışmalar devam ediyor. Bir taraftan Kıbrıs Rum
tarafı görüşmeden çekilirken diğer taraftan Yunanistanın
silahlı kuvvetlerinden bazı unsurlar ve savunma bakanları olmak
üzere kışkırtıcı hareketlerde bulunmaya devam
ediyorlar. Silahlı Kuvvetlerimiz de zaman zaman onlara karşı bu
caydırma hareketlerine devam ediyor. Bunu şunun için söyledim: Her
hâlükârda Batının şımartılmış çocuğu
olduğu için hem Yunanistan hem Ermenistan aynı rolleri sürdürmeye
devam ediyorlar. Eğer onlar kararlı bir şekilde çözümden yana bu
devletleri gayretlendirmiş olsalar, cesaretlendirmiş olsalar bugün bu
sorunların çözümünü daha yapıcı bir şekilde bulmak,
bunları nihayete erdirmek mümkün olabilecektir diye düşünüyoruz.
Bu kapsamda, en son 5 Azerbaycanlı soydaş
askerimiz olmak üzere, Hocalıda ve Azerbaycanda bu savaşlarda
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Orası,
Hocalı bir Türk yurdudur, öyle kalacaktır ve Yukarı Karabağ
sorununun da bütün uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak
bizim lehimize olacak şekilde çözülmesini temenni ediyor, bu konularda da
kolaylıklar diliyorum. Bu konuda yapılacak çalışmalarda da
Hükûmetimizin, devletimizin arkasında olduğumuzu belirtiyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Günal.
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun.
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) Sayın
Başkanım, seçim bölgem olan Giresunla ilgili yaptığı
konuşmada Sayın Bektaşoğlu bazı maddi hatalarda
bulundu, AK PARTİ döneminde bazı tesislerin kapandığını
iddia etti. Hem hata var hem bir sataşma olarak değerlendiriyorum,
söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Sataşma olarak olmaz Sayın
Öztürk. İsminize ya da kendinize, şahsınıza ait bir
sataşma olmadığı için size yerinizden bir düzeltme
yapmanız için söz verebilirim.
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) Teşekkür ederim
efendim.
BAŞKAN Açıyorum mikrofonunuzu, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Giresun Milletvekili Sabri
Öztürkün, Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun
yaptığı gündem dışı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Tabii, öncelikle AK PARTİ döneminde kapanan
bazı tesisler saydı. Onların büyük kısmı AK PARTİ
döneminde kapanmadı, önceki iktidarlar döneminde kapandı.
Örneğin, sunta fabrikasının kapatılma tarihi, kapanma
tarihi 1998dir oysa; AK PARTİ 2002de iktidara geldi.
Yine, SEKA Aksu Kâğıt
Fabrikasının kapanmasına, özelleştirilmesine karar verilme
tarihi AK PARTİden önceki hükûmetler dönemindedir. Ayrıca, onun
yerine çok faydalı şeyler yapıldı, sadece TOKİ
konutları değil. Çotanak Arena Stadyumumuz şu anda
yapılıyor. 350 yataklı tıp fakültesi hastanemizin ihalesi
yapıldı, kesinleşti, yakında inşallah temeli
atılacak dolayısıyla tıp fakültesi hastanesi de bu anlamda
hayata geçecek.
Yine, Adel fabrikası, PETMA fabrikası gibi
bazı özel sektörden isimler saydı. Bunların birçoğu AK
PARTİ döneminde kapanmadı. Kaldı ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) -
özel sektörün kendi
şartları içerisinde kapanmasına kapanmamasına bir şey
diyemeyiz. AK PARTİ döneminde, Giresunda yaklaşık
sigortalı sayısı, çalışan sayısı bu anlamda
2 kat arttı. Bu da Hükûmetimizin çalışana, istihdama ne kadar
önem verdiğini gösterir. İnşallah, daha geniş bir vesileyle
detaylarını anlatırım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Öztürk.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bektaşoğlu
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Efendim, tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum.
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Eğer kapanan SEKA fabrikasının işine girersek AK PARTİ
burada çok mahcubiyet yaşar. Dünyada eşi ve benzeri olmayan bir
özelleştirme yapıldı, ne olduğu belli olmadı, 3
milyona satılan fabrika 67 trilyona geri alındı; böyle bir
özelleştirme yapıldı.
Yine, tıp fakültesi hastanesi, asla kabul
etmiyorum
Özel bir şehir hastanesi dendi ama maalesef ne yeri belli ne
yurdu belli ne temeli belli.
Teşekkür ederim.
Kayıtlara geçmesi açısından söyledim.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederiz Sayın
Bektaşoğlu.
Sizin de ifadeleriniz tutanaklara geçti.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Fatma
Benlinin, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
BAŞKAN Şimdi, gündem dışı
üçüncü söz 28 Şubatla ilgili söz isteyen İstanbul Milletvekili
Sayın Fatma Benliye aittir.
Süreniz beş dakika.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
FATMA BENLİ (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Bu vesileyle yüce Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Evet, bugün postmodern darbe olarak tanımlanan,
etkilerinin bin yıl süreceği ifade edilen 28 Şubat
Kararlarının alınışının tam 20nci
yılını idrak ediyoruz.
Yirmi yıl önce bugün, yüz binlerce insanın
hayatını etkileyecek olan, yüz binlerce genç kızın, yüz
binlerce erkeğin ve bütün Türkiyenin hayallerini aslında hiçe sayan
kararlar alındı. Aslında her birimizin hafızasında 28
Şubat denildiğinde bir resim mutlaka gelecektir.
Bazılarımız için Demokrasiye balans ayarı yaptık.
denilerek yürütülen o tankların fotoğrafı gelecektir.
Bazılarımız için üniversite kapılarında bekletilen
öğrencilerimizin fotoğrafı gelecektir. Bir kısmımızda
ise imam-hatiplerin orta kısımlarının
kapatıldığı, liselerde katsayı uygulamasının
başlatıldığı, o dönemde öğrencilerin kapı
önlerinde bekletilmeleri hatta bizatihi imam-hatip lisesi öğrencileri
sırf okul bahçesinde beklemesinler diye onların polis
arabalarına alınıp da birkaç saatlik yürüyerek ancak evlerine
dönebildikleri yerlere bırakıldıkları fotoğraflar
gelecektir. Aslında sadece eşi başörtülü olduğu için
atılan ya da 3 santimlik sakalı var diye bizatihi GATA Hastanesine
alınmayan gazilerimiz gelecektir. Askere gönderdiği oğlunun
yemin törenini izleyemeyen, başörtülü olduğu için
dışarıda kalan annelerimizin fotoğrafları
Nedense
benim aklıma Medine Bircan geliyor. 71 yaşında olan, hastanede
bizatihi yatağında yatarken, kanser hastası olduğuna
bakılmadan, saçları olmadığına bakılmadan Olmaz
artık, yeni bir genelge oldu, olmaz artık, hukukun işleyip
işlememesi önemli değil, onun başı açık fotoğraf
vermesi gerekir. diyen doktorun o fotoğrafı benim hafızamda.
Hatta bu Mecliste milletin oylarıyla seçilmiş olan bir
milletvekilinin Bu kadına haddini bildirin. ifadeleriyle
dışarıya çıkarıldığı
fotoğrafı da anımsayabilirsiniz.
28 Şubat o kadar etkili bir süreçti ki, 28
Şubatın illa etkilemesi gerekmiyordu insanları bunları
hatırlamak için, sadece biraz vicdan sahibi olmak, sadece
haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı çıkmak bu yasakla
mücadele etmeyi gerektiriyordu. Doğru, 28 Şubat acıların
tarihi, gözyaşlarını hatırlatıyor bize ama aynı
zamanda birbirlerinden çok farklı düşüncede olan insanların
haksızlığa karşı birleştikleri, beraberce
mücadele ettikleri bir zamanı da hatırlatıyor; o yüzden, 28
Şubatı unutmuyoruz.
Bugün 28 Şubatla ilgili birtakım
gerekçeler bulanların, 28 Şubat ile bugünü
karşılaştıranların o gün Başörtüsü
füruattır. demesini de, o gün kendi evlerinde kalan öğrencilerin
başlarını açtırmalarını da, kendi özel okullarında,
kendi dershanelerinde başörtülü öğrencilere izin vermemeleri, hatta
evlerinden çıkarılmaları da unutulabilecek bir olay değil.
O gün yapılanlar asla unutulmayacak, hafızalarımızdan
çıkartılmayacak çünkü biz bir daha 28 Şubatların
yaşanmasına müsaade etmeyeceğiz. Bunu sadece kendimiz için
değil, bu ülkenin bekasına, bu ülkenin geleceğine
duyduğumuz güvenden dolayı gerçekleştireceğiz ve bunu hep
beraber, birlikte, yan yana durarak gerçekleştireceğiz. Nasıl 15
Temmuzda halkımız aslında asla yan yana duramayacağı,
aynı mekânlarda bulunamayacağı, birbirinden çok farklı olan
görüşlerdeki kardeşleriyle yan yana o tankların
karşısında, o F16ların karşısında
durdularsa, Darbelere karşıyız, hiç kimse millet iradesini
ortadan kaldıramaz. dedilerse, biz de hem milletin vekilleri olarak hem
de bütün Türkiye olarak tüm haksızlıklara karşı beraberce
duracağız, birbirimizin farklılıklarından destek
alacağız, yanımızdakini ötekileştirmeyeceğiz,
yanımızdakinin kim olduğuna bakmayacağız. Aynı
dava için yani bu Türkiyenin çok daha iyi bir noktaya gelmesi için beraberce
mücadele edeceğiz ancak bunu gerçekleştirdiğimizde beraberce
durmayı, farklılıklarımızı zenginlik olarak
görmeyi, ülke iradesini ortadan kaldırmaya çalışan darbecilere
karşı, darbeci zihniyete karşı, ister postmodern darbe
olsun ister e-darbe olsun ister darbe olsun ne şekilde olursa olsun,
ifadesi nasıl konursa konsun millet iradesine karşı olan
insanlara hep beraber karşı koyacağız. Ancak beraberce
mücadele ettiğimizde 28 Şubatta yaşanan o acıların, 28
Şubatta yaşanan o hayal kırıklıklarının, o
gün dökülen gözyaşlarının bir sonucu olacak. Nasıl 1960
darbesinde bu ülke darbe yaşamış ve başbakan
astırmanın utancını yaşamışsa, eğer biz
28 Şubattan ve 15 Temmuzdan ders alırsak bizden sonrakiler bu
utancı yaşamayacaklar. Bu bilinçte olduğumuz için, bunun için
beraberce mücadele ettiğimiz için her birinize teşekkür ediyorum,
sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Benli.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce,
sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden söz vereceğim.
İlk söz Sayın Enginin.
Buyurunuz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Didem
Enginin, İstanbulda servis esnafının sorunlarına ilişkin
açıklaması
DİDEM ENGİN (İstanbul)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 7 Haziran seçimleri
öncesinde, 25 Mayıs 2015te düzenlenen esnaf buluşmasında
İstanbuldaki servis esnaflarına plaka tahdidi sözü vermişti.
Aradan iki yıl geçti neredeyse. Ardından 1 Kasım seçimleri
öncesinde 2015 yılı ekim ayında İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Kadir Topbaş da aynı sözü
tekrarlamıştı. Binlerce servis esnafımız AKPye
güvenerek aylarca umutla beklediler ama getirilen üstünkörü çözüm ne yazık
ki sorunlara merhem olamadı. Borçlarından dolayı intihar eden
servisçiler bile oldu. Esnaflarımızın sorunlarıyla ilgili
araştırma önergem de geçen ay AKP tarafından reddedildi.
Siyaset, verilen sözlerin arkasında durmak ve halkın sorunlarına
çıkarsız, dürüstçe çözüm için çalışmaktır. Türkiye
Büyük Millet Meclisinden İstanbuldaki tüm servis esnaflarımıza
sesleniyorum: Şimdi, söz sırası sizde. 16 Nisan referandumunda
sesinizi duymayan AKPye hayır diyerek tarihî bir ders verecek misiniz?
BAŞKAN Sayın Taşkın
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bugün 28 Şubat, ülkemize karabasan gibi çöken
28 Şubat darbesinin 20nci yıl dönümündeyiz. Tarihin kara bir lekesi,
millet iradesini tanklarla ezmeye çalıştıkları, millî
iradeyi gasbetmek istedikleri 28 Şubat zulmünü unutmadık, bin
yıl geçse de unutmayacağız. Yüzde 99u Müslüman olan bir ülkede
sırf dinî vecibelerini yerine getirmek isteyen
vatandaşlarımız kamusal alandan silinmeye
çalışıldı. Milleti irtica, gericilik paranoyasıyla
korkutup sindiren darbeciler perde arkasında batırdıkları
bankalar üzerinden devleti soyup soğana çevirip ülkemizi milyarlarca dolar
zarara uğrattılar. 28 Şubat darbe girişiminin 20nci
yılında tüm darbecileri ve darbeleri kınıyor, lanetliyorum.
Bir daha 28 Şubatların, 15 Temmuzların yaşanmaması
için cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini hayata geçirmeye
evet diyor Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Sürekli
4.- İzmir Milletvekili Kerem Ali
Süreklinin, 27 Şubat Necmettin Erbakanın ölümünün 6ncı, 28
Şubat sürecinin 20nci yıl dönümlerine ilişkin
açıklaması
KEREM ALİ SÜREKLİ (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün 28 Şubat postmodern darbesinin 20nci
yıl dönümü. Adına ister postmodern deyin ister başka bir
şey, hiçbir darbe ilelebet sürmez. Milletin değerlerine
karşı başlatılmış saldırılar her zaman
sonuçsuz kalmaya mahkûmdur. Bin yıl süreceği söylenen süreç millet
iradesiyle tasfiye edilmiştir. 28 Şubatlar, 17-25 Aralıklar, 15
Temmuzlar tarihte kara bir leke olarak kalacaktır. Bu vesileyle, 28
Şubat sürecinde yalanlarla karartmaya çalıştıkları
54üncü Hükûmetin Başbakanı Merhum Necmettin Erbakanı ölümün
6ncı yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Topal
5.- Hatay Milletvekili Serkan
Topalın, Suudi Arabistandaki Türk vatandaşlarının sosyal
güvenlikle ilgili sorunlarına ilişkin açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Suudi Arabistandaki vatandaşlarımız
yaşlılık, malullük ve ölüm sigortaları bakımından
Suudi Arabistan sosyal sigorta yasası kapsamı
dışındadırlar ve çalışmaktayken vefat eden
vatandaşlarımızın geride kalanlarına dul, yetim
aylığı bağlanması söz konusu değildir,
mağduriyet söz konusudur. Suudi Arabistanda çalışma izniyle
çalışan vatandaşlarımız ile bunların aile
fertleri zorunlu sağlık sigortası kapsamında olup iş
kazası ve meslek hastalıkları tanımına girmeyen normal
hastalık hâllerinde sağlık hizmetlerinden
faydalanabilmektedirler. Söz konusu sağlık hizmetinin
alınabilmesi için fert başına ödenecek sağlık
sigortası priminin tamamı işçiden tahsil edilmektedir. Bu ülkede
çalışma izni alarak çalışan ve başka yollarla giderek
çalışan toplam kaç yurttaşımız vardır?
Vatandaşlarımızın sosyal güvenlik anlamındaki
sıkıntılarını çözmeye dönük bir girişim var
mıdır?
BAŞKAN Sayın Deligöz
6.- Erzurum Milletvekili Orhan
Deligözün, 27 Şubat Necmettin Erbakanın ölümünün 6ncı, 28
Şubat sürecinin 20nci yıl dönümlerine ilişkin
açıklaması
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 54üncü Hükûmetin
Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakanı ölüm yıl dönümünün
6ncı yılında rahmetle anıyorum. 28 Haziran 1996 yılında
kurduğu hükûmet 30 Haziran 1997de vesayetçi kurumlar tarafından
yıkılmıştır. Ayrıca, bir yıllık bir
sürede tam 12 gensoruyla yıpratılmıştır. 28 Şubat
darbesiyle rektörlüklerde ikna odaları kurulmuş, başörtülü
öğrencilerimiz üniversitelere sokulmamış, hatta
coplanmışlardır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde başörtülü
milletvekilimiz yemin ettirilmeyip Haddini bildirin bu kadına. diyerek
Meclisten atılmıştır. Şahsım da üniversitede
öğretim görevlisiyken irticadan atıldım. Darbeci komutanın
Bin yıl sürecek. dediği baskı ve zulüm ancak beş yıl
sürmüş, Erbakan Hocanın talebesi Recep Tayyip Erdoğan ve
arkadaşları tarafından bu zulme son verilmiştir. Şimdi
tüm Türkiye referandumda evet diyerek bu vesayetçi sistemi köşkten
atacaktır.
Saygılarımla arz ederim.
BAŞKAN Sayın Akyıldız
7.- Sivas Milletvekili Ali Akyıldızın,
İŞKUR tarafından Sivas ilindeki ilçe ve belde belediyelerine
tahsis edilen işçi sayılarının adaletli
olmadığına ilişkin açıklaması
ALİ AKYILDIZ (Sivas) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
İŞKUR
tarafından Sivas ilindeki ilçe ve belde belediyelerine tahsis edilen
işçi sayılarının dağılımını
incelediğimiz zaman, isminde adalet kelimesi bulunan ama maalesef bu
kelimenin anlamıyla hiç bağdaşmayan bir uygulamayı yüce
Meclisimizin ve milletimizin dikkatlerine üç örnekle sunmak istiyorum.
Birinci örnekte, nüfusu 1.600
olan Güneykaya beldesine 20 kişi veriliyor, nüfusu bunun 2 katı olan
Sızır beldesine 10 kişi veriliyor Güneykaya AKPli,
Sızır beldesi CHPli olduğu için.
İkinci örnekte, nüfusu
2.500 olan Akıncılar beldesine 30 kişi veriliyor, nüfusu bunun 2
katı olan Koyulhisar beldesine maalesef 20 kişi veriliyor AKP ve MHP
olduğu için.
Üçüncü örnekte, nüfusu 3.500
olan AKPli Ulaş Belediyesine 35 kişi veriyorsunuz ama nüfusu daha
fazla olan, 10 binin üzerinde olan Divriği beldesine ve yine nüfusu 10
binin üzerinde olan Gemereke de
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ AKYILDIZ (Sivas) -
Ben bu haksızlığın bir an öne giderilmesini talep ediyor,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Yalım
8.- Uşak Milletvekili Özkan
Yalımın, El Babda 73 Mehmetçik şehit olduğuna ve
Türkiye'de 18 ila 35 yaş arasında 550 bin Suriyeli
yaşadığına ilişkin açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
şu anda El Babda bugüne kadar 73 Mehmetçikimiz maalesef şehit oldu.
Türkiyede yaklaşık
3 milyon 500 bin Suriyeli yaşıyor, bunların 550 bin tanesi 18
ile 35 yaş arasında çakı gibi delikanlı, genç ve erkek
adam.
Biz şunu söylüyoruz: El
Babda 73 Mehmetçik şehit olurken 550 bin çakı gibi delikanlı
İstanbulda, Ankarada, İzmirde, Uşakta, Antepte kafelerde,
spor salonlarında geziyor. Biz bu duruma, şehitlerimizin
olmasına Hayır. diyoruz, vatandaşımız da aynı
kanaattedir ve de bu ülkenin geleceği için hep birlikte hayır
diyoruz.
BAŞKAN Sayın
Erdoğan
9.- Konya Milletvekili Hüsnüye Erdoğanın,
28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) Tam yirmi yıl
oldu, unutmadık milletin seçerek göreve getirdiği başbakan için
hadsizce hakaret eden ve iftiralar savuran sözde bürokrat görünümlüleri,
unutmadık o gün de bugün de demokratik parlamenter rejimi sözlerine
baş tacı ederken kerameti kendinden menkul gösteren başbakan
adaylarını ve o günlerde sesleri solukları hiç
çıkmayanları. Bugün Biz kimsenin yaşam şekline
karışmayız. demagojileri yaparken o gün milletin seçtiği
vekile dışarı, dışarı diye tempo tutan güruhu
da asla unutmadık. Düşmana değil millete karşı
milletin meydanlarında dün 28 Şubatta, bugün 15 Temmuzda yürütülen
tankları ve millete çevrilen namluları da unutmadık,
unutmayacağız, unutturmayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - O yüzden, 28
Şubatlara, 15 Temmuzlara, diktalara, darbelere hayır, millî
iradeye, birliğe, beraberliğe ve yeniden şahlanışa
evet diyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Durmuşoğlu
10.- Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, 27 Şubat Necmettin Erbakanın ölümünün
6ncı, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümlerine ilişkin
açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) -
Teşekkürler Sayın Başkan.
Aziz milletimize çok büyük acılar yaşatan
28 Şubat sürecinin üzerinden bugün itibarıyla tam yirmi yıl
geçti. Ordu ve bürokrasi merkezli bu sürecin bin yıl süreceğini
söyleyenler artık tarihin kirli sayfalarında yerini almıştır
ama biz hâkim ve savcıların nasıl kararlar alması
gerektiğinin dikte edildiği günleri ve Batı Çalışma
Grubunun fişlemelerini unutmadık. Sendikaların ve iş
dünyasının ülkeyi kaosa sürüklemek için birleşip
başkaldırdığı günleri unutmadık. Sincanda
tankları sokaklara çıkararak demokrasiye balans ayarı yapmaya
çalışanları, ülkeyi hiçe sayarak siyasi kriz
çıkaranları unutmadık. Kur'an kurslarına giden
çocuklarımıza ve başörtülü kızlarımıza ikna
odaları kurarak yapılan zulmü unutmadık.
İnançlarımızı, birliğimizi, kardeşliğimizi,
tarihimizi ve geleceğimizi hiçe saymaya kalkan bu süreci unutmadık ve
unutmadığımızı da 15 Temmuz gecesi tüm dünyaya en
güçlü şekilde gösterdik.
Canımız pahasına olsa bile böyle bir
ihanetin tekrarına asla müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha
vurguluyor, dönemin Başbakanı merhum Profesör Doktor Necmettin
Erbakan Hocamızı da rahmet ve minnetle yâd ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Boyraz
11.- İstanbul Milletvekili Osman
Boyrazın, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
OSMAN BOYRAZ (İstanbul) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Yirmi yıl önce bugün,
hafızalarımızı tazelediğimizde, Genelkurmay
brifinglerine koşa koşa giden gazeteciler, sonrasında özenle
seçilen manşetler, fişlemeler, ikna odaları, okul
kapısında bekletilen, gözyaşı döken öğrenciler, hiçbir
şeyden habersiz, geleceği karartılan körpe yavrular ve
kısacası bin yıl sürmesi planlanan vesayet ve baskı
döneminin adıydı 28 Şubat. Hukuk dışı
uygulamaların duruma göre meşru sayılabileceğinin yüksek
sesle ilan edilmesinin adıydı 28 Şubat. Kendisini milletin üstünde
gören hâkim gücün millet iradesini gasp etmesinin adıydı 28
Şubat. Kışın en soğuk günlerinde bulgur bulgur
terletilen ama kararlılığından ve inancından asla
taviz vermeyen, savunan adam Erbakanın adıydı 28 Şubat.
Namlusunu millete doğrultan tanka selam durmam. diyerek yiğitçe bir
duruş sergileyen, Anadolunun teni kavruk, yiğit evladı Muhsin
Yazıcıoğlunun adıydı 28 Şubat.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Özkal
12.- Afyonkarahisar Milletvekili Hatice
Dudu Özkalın, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
HATİCE DUDU ÖZKAL (Afyonkarahisar) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de son elli yedi yılda
10 kez darbe, muhtıra ve darbe girişimi yaşandı. Bin
yıl sürecek. denen 28 Şubatın üzerinden yirmi yıl geçti.
Milletimizin değerlerini hedef alan darbeyi yapanların en önemli
hedefleri imam-hatipliler, başörtülüler ve inanan insanlardı. Bu
süreçte bir neslin eğitim hakkı elinden alındı. 28
Şubatın altında Başörtüsü teferruattır. diyen FETÖ
terör örgütünün olduğu hepimizin bildiği bir gerçektir. Ben de o
süreçte görevden uzaklaştırılan 11 bin öğretmenden birisi
olarak 28 Şubat darbesinin 20nci yılında hem darbe ürünü
Anayasadan hem de darbelere zemin oluşturan iki başlı sistemden
kurtuluyor olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
BAŞKAN Sayın Yiğit
13.- İzmir Milletvekili Ali
Yiğitin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu ve 129 tutuksuz belediye çalışanı hakkında
açılmış davanın sonucuna ilişkin açıklaması
ALİ YİĞİT (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün İzmir açısından, CHPli
belediyecilik açısından tarihî bir gün
yaşanmıştır. Ne mutlu ki bize altı yıldır
süren tarihin en büyük kumpas davalarının birinden üç yüz doksan yedi
yılla yargılanan başta Büyükşehir Belediye
Başkanımız Aziz Kocaoğlu, 129 tutuksuz belediye
çalışanı alınlarının akıyla
çıkmışlardır. Bu dava, İzmir Büyükşehir
Belediyesinin başarılı çalışmalarına,
İzmirin çağdaşlığına, İzmirin
yurtseverliğine açılmış bir davaydı. Dava
açıldığında Büyükşehir Belediye
Başkanımız Bu dava bizim şeref vesikamızdır.
Dağıttığımız süt kadar temiz, diktiğimiz
fidan kadar masumuz. demişti. Dün benim de izlediğim duruşmada
adaletin tecelli etmesiyle Aziz Kocaoğlu ve arkadaşları
şahsında hem İzmirin hem İzmirlilerin şeref
vesikası tescillenmiştir. Bu davayı açanlar, bu kumpası
kuranlar şimdi ya tutuklu ya firardalar. Biz Cumhuriyet Halk Partililerin
verilmeyecek hiçbir hesabı yoktur, yeter ki adalet doğru
tartsın. Bu bağlamda çalmadan, çaldırmadan çalışmaya,
İzmire hizmet etmeye devam edecek Aziz Kocaoğlu.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Tüm
14.- Balıkesir Milletvekili Mehmet
Tümün, işçi ölümlerinin artarak devam ettiğine ve bu konuda
Hükûmetin çalışmalarını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
MEHMET TÜM (Balıkesir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ülkemizde gerçekleşen işçi ölümleri
artarak devam ediyor. 15 Temmuz 2016 tarihinden bugüne kadar 1.180 işçi
hayatını kaybetmiştir. OHALde geçen yedi ayda bir yıl
öncesine göre iş cinayetlerinde yüzde 14 artış olmuştur.
OHAL süreci, görüldüğü üzere, iş güvenliğini sağlamak
yerine aksine artırmış, denetimsiz hâle getirmiştir.
Hükûmete soruyorum: Hükûmet olarak işçi ölümleri üzerinde bir
çalışmanız var mıdır? İş güvenliği
konusunda denetimler hangi sıklıkla yapılmaktadır?
Denetimlerden olumlu not alamayan işletme sayısı nedir? Bu
işletmelerin çalışmasına göz yuman kamu görevlileri
hakkında herhangi bir hukuki işlem yapılmış
mıdır? Siz sadece patronların Hükûmeti misiniz?
İşçiyi, emekçiyi ne zaman koruyacaksınız? Her ölüme
fıtrat diyerek mi iş güvenliğini
sağlayacaksınız?
BAŞKAN Sayın Gazel
15.- Kütahya Milletvekili İshak
Gazelin, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İSHAK GAZEL (Kütahya) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Bugün Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak
geçen 28 Şubat postmodern darbesinin 20nci yılı. Bin yıl
sürecek. dedikleri ve balans ayarı olarak ifade ettikleri bu darbe
beş yıl bile sürmedi çünkü milletin derin irfanı iradesine engel
olmaya çalışanları ve onların destekçilerini
sandığa gömerek onları tarihin tozlu sayfalarına hapsetti.
Bu milletin her bir ferdi darbenin muhatabı Erbakan Hocayı rahmet ve
minnetle anarken darbecilerin esamesi dahi okunmuyor artık. O dönem siyasi
yasaklı hâline gelen ve Muhtar bile olamaz. manşetleri atılan,
bu milletin bağrından çıkan yiğit liderimiz Recep Tayyip
Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu ama bu mücadele hep devam ediyor. 28
Şubatları, 15 Temmuzları unutmadan mücadelemizi ve kutlu
yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. 16 Nisan milletin iradesine karşı
vesayet kurmak isteyen odakların tarihe gömüleceği gün
olacaktır.
BAŞKAN Son olarak Sayın Bakan
16.- İzmir Milletvekili Murat
Bakanın, Türk Hava Yollarının 2016nın son çeyreğinde
6,5 milyar zarar ettiğine ve Yönetim Kurulu Başkanının
neden hâlâ görevde olduğunu öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
MURAT BAKAN (İzmir)
Sayın Başkan, Türk Hava Yolları 2016nın son
çeyreğinde 6,5 milyar zarar etti. Türk Hava Yollarının
değerinin yüzde 22si kadar sadece 2016nın son çeyreğinde zarar
ettiğini görüyoruz. Durum böyle iken Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu
Başkanı 28 Ocakta basın toplantısı yaptı,
2017den ümitliyiz. dedi. Bizim bildiğimiz, dünyanın her yerinde,
başında bulunduğu şirketi zarar ettiren yöneticiler istifa
eder, Sayın Aycı ise utanmadan, sıkılmadan basın
toplantısı yapıyor. Başbakanın talimatını
yerine getirmeyen, İzmir-Ankara arasında Türk Hava Yolları
uçsun. demesine rağmen bir yılı aşkın süredir bu
talimatı uygulamayan, Türk Hava Yollarının 30
uçağını yerde bekleten İlker Aycı neden hâlâ
görevdedir? Kamuoyu bu sorunun yanıtını beklemektedir Sayın
Başkan.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz sayın milletvekilleri.
Şimdi, sayın grup
başkan vekillerine yerlerinden sırayla söz vereceğim.
Sayın Usta, siz de
sisteme girmişsiniz, buyurun.
17.- Samsun Milletvekili Erhan
Ustanın, 26 Şubat Hocalı katliamının 25inci yıl
dönümüne, Barzaninin ziyareti üzerine İstanbul Atatürk Havalimanında
Kürdistan bayrağı asılmasına ve Kürdistan
bayrağının Türk Bayrağına eş
tutulmasının aymazlık olduğuna, Barzaninin Türkiyede
ağırlanmasına onay vermediklerine ve Türkiye'nin Irak Kürt
Bölgesel Yönetimi konusundaki politikasının ne olduğunu
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bundan tam yirmi beş yıl önce Ruslar
tarafından kışkırtılan Ermeniler Dağlık
Karabağda büyük bir katliam yapmışlardır. Hocalıda
613 soydaşımız şehit edilmiştir. Yerinden yurdundan
edilmiş 1 milyondan fazla soydaşımızın
mağduriyeti de hâlen devam etmektedir. Azerbaycan topraklarının
1/5i yani beşte 1i işgal altındadır. Azerbaycanın
toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterilmesi
gerekmektedir. Nitekim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi,
Ermenileri işgal ettiği Azerbaycan topraklarını
şartsız olarak boşaltmaya davet etmiştir ancak ne medeni
dünyadan ne de bu karara imza atan büyük devletlerin hiçbirisinden bir ses
çıkmamıştır. Ben bu vesileyle şehitlerimizi tekrar
rahmetle anmak istiyorum.
Sayın Başkan, diğer bir husus: 26
Şubat 2017 Pazar günü Atatürk Havalimanında bir rezalet
yaşanmıştır. Peşmerge başı Barzaninin ziyareti
üzerine İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevinin önündeki
bayrak direklerinden birisine sözde Kürdistan bayrağı
asılmıştır. Cumhurbaşkanı veya
Başbakanın Erbile ziyaretleri esnasında da Irak Kürt Bölgesel
Yönetimi adı altında bir bayrağın Irak bayrağıyla
birlikte asıldığı görülmüş ve
yaşanmıştır ancak bu, Irakın kendi iç meselesidir,
bizi doğrudan ilgilendirmeyecektir. Fakat ülkemizde yaşanan bu bayrak
krizi Türkiyede, sözde Kürdistan bayrağının Türk
bayrağına eş tutulması son derece aymazlıktır, bu
bir rezalettir, bu büyük bir skandaldır. Konu bugün Sayın Genel
Başkanımız tarafından da grup toplantısında dile
getirilmiş, değerlendirilmiş ve şu sorular sorulmuştur:
İstanbulda bu sözde bayrağın
dalgalanmasına kim izin vermiştir?
Barzani bayrağının dalgalanması
bir bürokrat şuursuzluğunun mu eseridir yoksa önü arkası
düşünülmüş bir komplonun mu parçasıdır?
Sayın Cumhurbaşkanı bundan haberdar
mıdır?
Sayın Başbakan, Çankayada Barzaniyle
konuşurken, arkasına dönüp de nedir bu bayrak, kim koydu buraya
diyebilmiş midir?
Peşmerge ne zaman bayrağa sahip
olmuştur?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayınız
Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) - Türkiye ne zamandır
Irakın kuzeyinde bağımsızlık için referandum
yapmaktan bahseden peşmerge kalıntısının
bayrağını tanımıştır? Bizim, Barzaninin
bayrağını vatan semalarında, Başbakanlık
odalarında görmeye tahammülümüz kesinlikle yoktur. Bu şahıs önce
PKKya desteğinin ve şehitlerimizin hesabını vermeli,
Türkiyeye kurduğu tuzakların bedelini ödemelidir. Türk milletine
kefen biçen bir çürümüşün Türkiyede bir şey yokmuş gibi
ağırlanması millî gururu incitmiş, millî vicdanı
sarsmış ve rahatsız etmiştir. Bizim de buna
onayımız yoktur, tepkimiz şiddetli ve tavizsizdir.
Dün CHP sözcüsünün de bir açıklaması oldu,
Sayın Bahçelinin bu konuyla ilgili milyonlarca seçmenine
söyleyeceği belki bir şey olabilir. şeklinde bir ifadesi oldu. Milliyetçi
Hareket Partisinin bu konudaki tavrı nettir arkadaşlar. Eğer
geçmiş konuşmalarımızda Genel Başkanımızın
ifadelerini takip etmiş olsalardı, mesela, 8 Haziran 2010da, 15
Aralık 2015 tarihinde Barzaninin Türkiyede zamanın
Dışişleri Bakanı ve Başbakan tarafından karşılanmasına
karşı verdiği tepkiyi çok net bir şekilde görebileceklerdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) Çok kısa
BAŞKAN Sayın Usta, lütfen
tamamlayın.
ERHAN USTA (Samsun) Bir de Sayın Başbakanın
bugün konuya ilişkin gruptaki değerlendirmesi çok
muğlaktır. Burada net bir tavır beklemekteyiz. Yani, burada biz
hakikaten tanıyor muyuz, tanımıyor muyuz? Türkiyenin
politikası nedir? Bu konu ortada bırakılacak bir konu
değildir.
Çok teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Usta.
Sayın Kerestecioğlu, buyurunuz.
18.- İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin, 28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümüne,
28 Şubat Deniz Gezmişin doğum günü ile Yaşar Kemalin
ölümünün 2nci yıl dönümüne, Mehmet Fatih Traşın KHKyla
işinden atıldığı için hayatına son verdiğine
ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU
DEMİR (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, bugün 28 Şubat,
postmodern darbe diye ifade edilen, özellikle kadınlara ağır
yaşatılan bir darbenin yıl dönümü. Bugünü anmak da yetmez,
gerçekten, o gün haksızlığa uğrayanların bugün haksızlığa
uğramaması için mücadele etmek gerekir. Bizler o gün nasıl
haksızlıklara karşı çıkıp hemcinslerimizle
dayanışma gösterdiysek bugün de hemcinslerimizden beklediğimiz
aynı şeydir. O günü gerçekten anmak, o gün Merve Kavakcıya
yapılanı bugün Figen Yüksekdağa yapmamakla olur; bugün Hüda
Kayayı yerli yersiz yargılamamakla, Nazlı Ilıcakı
hapse atmamakla, Ömer Faruk Gergerlioğlunu ihraç etmemekle olur ve hele
ki o günün sembol isimlerinden Ayhan Bilgeni tutuklayarak asla olmaz.
Bugün aynı zamanda bağımsız bir
Türkiye ve halkların kardeşliği uğruna mücadele eden ve ne
yazık ki idam edilen Deniz Gezmişin de doğum günü. Kendisi
yaşasaydı 70 yaşında olacaktı ve eminim diyecekti ki:
Evet, beni anabilirsiniz ama bugünün Denizlerini de yaşatın.
Geçmişte onlara nasıl anarşist dedilerse, bugün de herkesi
terörist ilan edenlere dönecek ve diyecekti ki: Siz önce bugünün gençlerini
yaşatın.
Bugün yine bir başka değerli insanın,
büyük yazar Yaşar Kemalin ise ölüm yıl dönümü. Deniz Gezmiş ve
Yaşar Kemal birbirlerini çok iyi anlamışlardı, Türkiye
halkları da onları çok iyi anladı ve sevdi. Her ikisi de
yolumuzu aydınlattı, yolumuzu karartmak isteyenlere inat
İnadına barış, inadına özgürlük. dediler. Her
ikisini de saygıyla anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Değerli Başkan
BAŞKAN Tamamlayın.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Gerçekten hazin bir olayı, aslında bir intihar
diyemeyeceğimiz, onun da bir cinayet olduğunu ifade
edebileceğimiz bir olayı da ifade etmek istiyoruz.
Bu suça ortak olmayacağız. dediler ve
savaş baronları ülkeyi tekrar savaş ortamına sürüklerken
onlar Barış istiyoruz. diyerek, barış bildirisine imza
attılar. Öncelikle sivillerin hayatı korunsun istediler. Eminim bugün
olsa yine imza atarlardı. Nusaybinin Koruköyünde işkenceye
uğrayan insanların yaşadığı zulme
karşı, işkenceyi önleyecek yerde açıkça onu savunanlara
rağmen, onlar yine barış bildirisine imza atarlardı.
İşte, iki gün önce hayatına son veren
Mehmet Fatih Traş da barış akademisyenlerindendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Aslında yok hükmünde sayılması gereken
haksız bir KHKyla işinden atıldığı için Mehmet
Fatih Traş hayatına son verdi. Onun hayatına kastedenler
artık her KHKnın bir hayat demek olduğunu ve bir hayata son
verebileceğini anlamalılar. Bütün sevenlerine
başsağlığı diliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
Sayın Özel, buyurun.
19.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
28 Şubat Deniz Gezmişin doğum günü ile Yaşar Kemalin
ölümünün 2nci yıl dönümüne, 26 Şubat Hocalı
katliamının 25inci yıl dönümüne, hukuk fakültesi mezunu engellilerle
ilgili bir düzenleme yapılması gerektiğine ve 28 Şubat
sürecinin 20nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün, edebiyatımızın ulu
çınarı Yaşar Kemali ölümünün ikinci yılında özlemle
anıyoruz.
Bugün, ölümsüz, antiemperyalist, vatansever Deniz
Gezmişi doğum gününde ve onu hep 24 yaşında ve hep
kendisini Türkiyenin bağımsızlığına armağan
etmiş hâliyle anıyoruz.
Bugün, Hocalı katliamını, yirmi
beş yıl önceki büyük insanlık dramını, Azeri
soydaşlarımızla dayanışma içinde ve tekerrür etmemesi
için insanlığın bundan ders almasını hatırlatarak
anıyoruz.
Bugün grubumuzu Engelsiz Mekanizma öğrenci
topluluğu ziyaret etti Anadolu Üniversitesinden, şimdi de Genel
Kurulu izliyorlar. Kendileri hukuk fakültelerinde okuyan engelli
öğrenciler. Bu konudaki mevzuat, kanunlar elli altmış yıl
önce yapıldığı için, örneğin bir keşfe gidecek
olan hâkimin uzun süre katır sırtında daha sonra yürüyerek
ilerleyeceği olay mahalleri olabileceği düşünüldüğü,
bugünün çok gerisinde kanunlar olduğu için hâkim olamıyorlar,
savcı olamıyorlar, noter olamıyorlar, İçişleri memuru
olamıyorlar. Bu konuda 4-5 maddelik bir değişiklik teklifini
grubumuza da getirdiler, diğer gruplarla da diyalog imkânlarını
arıyorlar. Ben, kanun teklifini sayın grup başkan vekilleriyle
paylaşacağım, bir cep telefonu da paylaşacağım ve
gruplarla temas talepleri karşılanırsa biz Cumhuriyet Halk
Partisi olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmak istiyoruz. 2012de de bu
gündeme gelmiş, gruplar aslında olumlu bakmış ama maalesef
sıra buralara gelmemiş. Meclis kapanmadan önce bu konuda bir
çalışma yapılırsa son derece olumlu olur diye
değerlendiriyor, grubumuzun bu konudaki
kararlılığını vurguluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bugün 28 Şubatın
yıl dönümü. Bugün, o dönemde inançlarından dolayı, yaşam
tarzlarından dolayı, giyim kuşamlarından dolayı,
eğitim hakları ellerinden alınmış ve bir postmodern
darbe süreciyle Türkiyenin demokrasisi sakatlanmıştı. Biz,
tabii, bugün, biraz önce pek çok konuşma dinledik. Pek çok
değerlendirmeyi memnuniyetle dinlediğimi ifade etmek isterim ancak 28
Şubatta, o dönemde Yeni gömlek giydik, eski gömleği
çıkardık. diyenlerin yani 28 Şubat sürecine direnenlerin mi,
yoksa 28 Şubatla evrilenlerin partisi mi bugün bunları bize söylüyor
Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, onu çok net anlayamadık. 28
Şubat sürecinde Başbakanlıktan uzaklaştırılan
Erbakan -bugün ismi burada anıldı- o başkanlığa
hayır diyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayın Sayın
Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Erbakan
başkanlığa hayır diyordu, bunu Meclis kürsüsünden de
dinlettirdik, hepimiz de her gün dinliyoruz. Bugün onun yaşadığı
mağduriyet üzerinden birilerinin evetini duyduk. Erbakan
hakkını helal ederek mi gitti bu siyasi harekete, yoksa onları
ayıplayarak, kınayarak mı gitti?
Peki, 28 Şubat sürecinin mağduru
olduğunu bugün burada ifade edenler bugünkü OHAL KHKlarının
mağdurlarıyla ilgili niye ses çıkarmıyorlar? 28
Şubatta onlar için imza atanlar, kampanya yapanlar bugün KHKlarla
uzaklaştırılıyor. Hukukun kapalı
olmadığı 28 Şubat sürecindeki gibi değil, bugün hukuk
yollarının kapandığı idari bir kararla ihraç
edilmiş Mehmet Fatih Traş intihar ediyorsa eğer ve bugün 28
Şubatın mağduriyetinden bir siyasi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
yükselme ifade edenler niye
çıkıp bunları dile getirmiyorlar, kınamıyorlar,
arkasında durmuyorlar, kendi siyasi partilerine niye şunu
söylemiyorlar: 28 Şubatın mağduruyduk ama bugün bizler
mağdur yaratıyoruz. Onların arkasındayız. İdare
yönünden bunlar olmaz. Hukuk neden ayaklar altında? demiyorlar, o günün
mağdurları bugünün mağdurlarının sesini niye
duymuyorlar? Bunları burada duymak isterdim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Sayın Can konuşacak.
Buyurun.
20.- Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Canın, 26 Şubat Hocalı katliamının 25inci,
28 Şubat sürecinin 20nci yıl dönümlerine ilişkin
açıklaması
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; bütün gruplara
başarılı bir hafta diliyorum.
26 Şubat 1992 tarihinde
Hocalı katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26
Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti Dağlık Karabağ
bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşayan masum Azeri sivillerin
Ermenistana bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde
katledilmesi olayıdır. İnsan Hakları İzleme Örgütü
Hocalı katliamını Dağlık Karabağın
işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı
olarak nitelendirmiştir. Azerbaycan Cumhuriyetinin resmî
açıklamasına göre saldırıda 106sı kadın, 83'ü
çocuk olmak üzere toplam 613 Azerbaycanlı hayatını
kaybetmiştir. Bütün kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyoruz, dost
ve kardeş Azerbaycan halkına başsağlığı
diliyorum.
Sayın Başkanım, aynı zamanda,
bugün 28 Şubat sürecinin üzerinden yirmi yıl geçmiştir. 28
Şubat süreci aslında millî iradeye, Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. hükmüne vesayet odakları tarafından
bir hüküm adı altında millî iradeye kastedilmesidir. Aslında 28
Şubat süreciyle 1960, 1982 ve 1971 ihtilali ara dönemlerinde aynı
şekilde milletin helal oylarıyla seçilmiş iktidara karşı
vesayet odaklarının yaptırımlarıdır ama millet
bunları hiçbir zaman affetmemiştir. O dönem itibarıyla merhum
Necmettin Erbakan Hocamız Başbakan idi, bir Hükûmet vardı, bu
Hükûmet milletin iradesiyle işbaşına gelmişti, meşru
yollardan seçilmiş idi ama bunu hiçbir zaman hazmedemeyen belli
yapılar irtica ve laiklik paranoyası adı altında
aslında bir iktidar mücadelesine girdiler. Bugün Özgür Başkanın
da deyimiyle şunu görüyorum ki ve seviniyorum: Gerek FETÖ darbesi
hadisesinde Mecliste yaşadığımız buradaki direniş
gerekse milletimizin 241 şehit vererek millî iradeye hâkim olması
bugün
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Can, lütfen
tamamlayın.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) 28 Şubat
süreci eğer bugün yaşanacak olsa bütün siyasi parti
gruplarının dimdik ayakta direneceğine şahit oldum, o nedenle
de grup başkan vekillerimize teşekkür ediyoruz. Allah bir daha böyle
tabloları yaşatmasın. Tabii ki bu süreçte hep beraber
olmamız lazım, gerek 1960 ihtilali, 1971, gerekse 1982 ihtilali ve 15
Temmuz sürecinde demokrasimiz aşılanmıştır,
demokrasimiz güçlenmiştir, demokrasimiz
kurumsallaşmıştır. Bu manada bütün siyasi partilerin 28
Şubat sürecini kınamasını da olumlu buluyorum.
İnşallah, 15 Temmuzda milletimiz bütün
vesayet odaklarına son noktayı koyacak diyor, Genel Kurulu tekrar
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Can.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, önergeleri ayrı
ayrı okutacağım.
İlk okutacağım Meclis
araştırması önergesi 500 kelimeden fazla olduğu için önerge
özeti okunacaktır ancak önergenin tam metni tutanak dergisinde yer
alacaktır.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Didem
Engin ve 23 milletvekilinin, turizm sektöründe yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/480) (x)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiyede turizm sektörünün
ve sektörde faaliyet gösteren paydaşların
yaşadığı sorunlar ve bu sorunların ülke ekonomisine
olası etkilerinin araştırılması ve çözüm önerilerinin
geliştirilebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104üncü ve 105inci maddeleri ve Anayasanın
98inci maddesi gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Didem Engin (İstanbul)
2) Candan Yüceer (Tekirdağ)
3) Kadim Durmaz (Tokat)
4) Mahmut Tanal (İstanbul)
5) Barış
Yarkadaş (İstanbul)
6) Mehmet Gökdağ (Gaziantep)
7) Hüseyin Çamak (Mersin)
8) Mevlüt Dudu (Hatay)
9) Bülent Öz (Çanakkale)
10) Kemal Zeybek (Samsun)
11) Elif Doğan Türkmen (Adana)
12) Musa Çam (İzmir)
13) Niyazi Nefi Kara (Antalya)
14) Nurhayat Altaca
Kayışoğlu (Bursa)
15) Kazım Arslan (Denizli)
16) Tur Yıldız
Biçer (Manisa)
17) Muharrem Erkek (Çanakkale)
18) Yakup Akkaya (İstanbul)
19) Murat Emir (Ankara)
20) Okan
Gaytancıoğlu (Edirne)
21) Erkan Aydın (Bursa)
22) Nurettin Demir (Muğla)
23) Çetin Arık (Kayseri)
24) Zeynel Emre (İstanbul)
Gerekçe (Özet)
Ülkemiz, coğrafi konumu, sahip olduğu
tarihi ve kültürel değerleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde
yer alan kültür varlıkları ve eşsiz doğal güzellikleriyle
çok önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Ancak turizm verileri incelendiğinde
bu potansiyelin geçtiğimiz yıllarda yeteri ölçüde
değerlendirilemediği ve günümüzde yaşanan dış politika
sorunlarının turizm sektörüne olumsuz etkilerini yönetmede Hükûmet'in
yetersiz kaldığı görülmektedir.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB)
verilerine göre, turizm gelirlerinin GSMH'ya oranı 2002'de yüzde 5.4'le
rekor kırmışken, 2010 yılında yüzde 3.4'e kadar
gerilemiş, 2014 yılında ancak yüzde 4.3'e yükselebilmiştir.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre de ülkemiz
dünya genelinde en fazla turist ağırlayan ilk 10 ülke arasında
6ncı sırada yer alırken turizmden en fazla gelir elde eden
dünyadaki ilk 10 ülke sıralamasında ne yazık ki yer
bulamamıştır. Hükûmet 2023 yılı için 63 milyon turist
ve 86 milyar dolar dış turizm geliri hedeflerken diğer birçok
alanda olduğu gibi turizm alanında da hedeflerin çok
uzağındadır. 2015 yılında dünyada uluslararası
turist sayısı yüzde 4,4 büyüyerek beklentilerin üzerine çıkarken
Türkiye'ye gelen turist sayısı 2015'te yüzde 1,6 azalmış,
turizm geliri ise yüzde 8,3 azalarak 31 milyar 464 milyon 777 bin dolara
gerilemiştir.
Ülkemize en fazla turist gönderen 2nci ülke olan
Rusya'dan gelen turist sayısında 2015 yılında yüzde
18,5lik bir düşüş gerçekleşmiştir. 2016 yılı
ocak ayında ise Rusya'dan Antalya'ya gelen turist sayısında bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 81,14'lük bir
düşüş gözlenmiştir. Tüm ülkelerden gelen turistler
değerlendirildiğinde bu düşüş yüzde 17,11'dir. Hükûmet,
Rusyayla yaşanan siyasi krizin turizme olan etkisini giderebilecek bir
politika belirlemede ve önlem almada başarısız olmuştur.
Ayrıca art arda yaşanan terör eylemlerinin önlenememesi ülkemizin
güvenle seyahat edilebilecek ülkeler sınıfından
çıkarılmasına sebep olmaktadır.
Yaşanan olumsuzluklar nedeniyle turizm sektörü
paydaşları sezona yönelik yatırım yapmaktan
kaçınmakta, bu da sektörün ve dolayısıyla ekonominin daha da
daralmasına sebep olmaktadır. Yabancı tur operatörlerinin
Türkiye rezervasyonlarına yönelik yoğun iptalleri, özellikle Ege ve
Akdeniz sahillerindeki satılık otel sayısında çok ciddi bir
artış olduğu haberleri ve toplu işten
çıkarmaların olabileceğine yönelik sektör temsilcilerinin
uyarıları yoğun bir şekilde gündeme gelmektedir.
Hükûmet bu sorunları görmezden gelip yüzeysel
mazeretlerle geçiştirmeye çalışmaktan ziyade bir an evvel
sorunlarla yüzleşip gerçekçi ve sağlam bir yol haritası
oluşturmalıdır. Sorunlar ötelenir ve önlemler zamanında
alınmazsa sadece 2016 yılı değil 2017 yılı da
turizm sektörü için kayıp bir yıl olacaktır.
Turizm sektörü konaklamaya ek olarak
ulaşım, yiyecek içecek, eğlence ve yöresel ürünlerin
pazarlanması gibi çok sayıda alanda etkileri olan bir sektördür. SGK
verilerine göre sektör yaklaşık olarak 1 milyon 100 bin kişiye
istihdam sağlamakta, bu da ülkemizdeki sigortalı istihdamın
yüzde 7,8'ine tekabül etmektedir. Etki alanı bu kadar geniş olan bir
sektörde yaşanan sorunlar ne yazık ki tüm bu kesimlere olumsuz
yansımaktadır.
Tüm bu veriler ışığında,
turizm sektörünün durumu, yaşanan sorunların tespiti ve bu sorunlara
ortak akılla çözüm üretilebilmesi için bir Meclis
araştırmasının açılmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
2.- Kahramanmaraş Milletvekili
Fahrettin Oğuz Tor ve 19 milletvekilinin, Afşin-Elbistan A Termik
Santralinin baca gazı arıtma tesisi (filtre) olmadan çalışması
sebebiyle bölgede yaşayan insanlara ve çevreye verdiği zararın
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/481)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
"Afşin-Elbistan A Termik Santralinin baca
gazı arıtma tesisi (filtre) olmadan çalışması
sebebiyle bölgede yaşayan insanlara ve çevreye verdiği zararın
tespit edilmesi, gerekli önlemlerin alınması ve yaşanan
sorunların araştırılması" amacıyla
Anayasamızın 98'inci Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğünün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılması için gereğini
saygılarımızla arz ederiz.
1)
Fahrettin Oğuz Tor (Kahramanmaraş)
2)
Edip Semih Yalçın (İstanbul)
3)
Emin Haluk Ayhan (Denizli)
4)
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
5)
Oktay Öztürk (Mersin)
6)
Zühal Topcu (Ankara)
7)
Ahmet Selim Yurdakul (Antalya)
8)
İsmail Faruk Aksu (İstanbul)
9)
Saffet Sancaklı (Kocaeli)
10)
Ruhi Ersoy (Osmaniye)
11)
Nuri Okutan (Isparta)
12)
Atila Kaya (İstanbul)
13)
İsmail Ok (Balıkesir)
14)
Zihni Açba (Sakarya)
15)
Erkan Haberal (Ankara)
16)
Mevlüt Karakaya (Adana)
17)
Kadir Koçdemir (Bursa)
18)
Mehmet Erdoğan (Muğla)
19)
Mehmet Necmettin Ahrazoğlu (Hatay)
20)
Kamil Aydın (Erzurum)
Gerekçe:
Türkiye Kömür İşletmeleri Genel
Müdürlüğü ve Maden Teknik ve Arama Genel Müdürlüğü ortak
çalışmaları ile Afşin-Elbistan Linyit Havzasında
düşük kalorili bol miktarda linyit rezervi tespit edilmiştir. 1968
yılı yatırım programı çerçevesinde 5 bin MW'lık
santralin kurulmasıyla bölgedeki linyitlerin altmış yılda
tüketilebileceği hesaplanmıştır.
1973 yılında yapımına başlanan
A Termik Santrali her biri 344 MW gücünde olan 4 ünite olarak
hesaplanmış ve Temmuz 1984 üretime başlamış ve
aralıksız olarak üretime devam etmiştir. Bu zamana kadar
yaklaşık 400 milyon ton linyit kömürü yaktığı tahmin
edilen A Termik Santrali yaklaşık 100 milyon KW elektrik
üretmiştir.
Afşin-Elbistan A Termik Santrali'nde yılda
500 bin ton partikül madde, 10.500 ton karbonmonoksit, 364 bin ton azot oksit,
57,6 ton toryum çevreye yayılıyor. Dünya ortalamasına göre
atmosferdeki kükürtdioksit miktarı 150 mg/m3 olması gerekirken, bu
değer yörede 1.500 mg/m3 dolayında. Kirliliğin bu boyutlara
ulaştığı yörede yirmi dokuz yılı aşkın
bir süredir baca gazı arıtma tesisi (filtre) olmadan çalışan
A Termik Santrali çevreye zehir saçmakta ve santralin bulunduğu yerdeki
yerleşim alanlarına ve bölge halkına bir çok maddi ve manevi
tahribata sebep olmaktadır.
Yerleşim yeri içerisinde kurulu olan termik
santralden çıkan kirli dumanlar insanların dışarı
çıkmasına ve gündelik yaşamını sürdürmesine engel
olmaktadır. Hava kirliliğinin bariz bir şekilde
hissedildiği yerlerde sabahları itfaiye araçlarının cadde
ve sokakları yıkadığı hâlde birçok yerin yağan
külden dolayı siyah örtüyle kaplı olması dikkat çekicidir.
Yörede başta Çoğulhan, Alemdar,
Kuşkayası, Karagöz, Kaşanlı, Yazıbelen, İdemlik,
Büğet, Kışla, Büyükyapalak, Doğanköy gibi birçok mahalleye
baca gazı arıtma tesisi (filtre) olmadan çalıştırılan
santral nedeniyle kül yağmakta, yağan kül bölgede yaşayan insanların
hastalanmasına, çocukların gelişimini engellemesine, bitki
türlerinin yok olmasına, toprak ve ağaçların verimlerinin
düşmesine, meşhur üzüm bağlarının kurumasına,
doğal yaşamda hayatlarını sürdüren yaban
hayvanlarının yaşamını yitirmesine, akarsuların
kirlenmesine ve hava kirliliğine sebep olmaktadır.
İnsan hayatı ve
sağlığı hiçe sayılmakta, yetkililer bölge
insanının şikâyetlerini görmezden gelmektedir. Bölgede
akciğer kanser hastalığı ve akciğer kanser
hastalığı sebebiyle ölüm oranı oldukça çoktur.
Afşin-Elbistan A Termik Santralinin baca
gazı arıtma tesisi (filtre) olmadan çalışması
sebebiyle insanlara ve çevreye verdiği zararın tespit edilmesi,
gerekli önlemlerin alınması ve yaşanan sorunların
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması yapılmasında fayda görülmektedir.
3.- Isparta Milletvekili Nuri Okutan ve
19 milletvekilinin, kırmızı et sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/482)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kırmızı etin ithal edilişinin,
hayvan sayısının düşüşünün ve et fiyatlarındaki
yükselişin sebeplerini tespit etmek amacıyla Anayasanın 98inci
ve İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Nuri Okutan (Isparta)
2) İsmail Faruk Aksu (İstanbul)
3) Atila Kaya (İstanbul)
4) Celal Adan (İstanbul)
5) Kadir Koçdemir (Bursa)
6) İsmail Ok (Balıkesir)
7) Ruhi Ersoy (Osmaniye)
8) Arzu Erdem (İstanbul)
9) Oktay Öztürk (Mersin)
10) Edip Semih Yalçın (İstanbul)
11) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
12) Saffet Sancaklı (Kocaeli)
13) Muharrem Varlı (Adana)
14) Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
15) Zihni Açba (Sakarya)
16) Mevlüt Karakaya (Adana)
17) Kamil Aydın (Erzurum)
18) Mehmet Necmettin
Ahrazoğlu (Hatay)
19) Mustafa Mit (Ankara)
20) Baki Şimşek (Mersin)
Gerekçe:
Türkiye'de hayvancılık sektörü can
çekişiyor. Tarımın bitme noktasına geldiği ülkemizde,
Hükûmetin tarım ve hayvancılık sektöründe
uyguladığı yanlış politikaların yol
açtığı sorunlar her geçen gün artıyor.
Besicilerin üst üste binen sorunlarına Hükûmet
çözüm üretememiştir. Önümüzdeki aylarda beyaz ve kırmızı
et, yumurta, süt gibi beslenmemizde önemli yer tutan ve tüketimi oldukça
yaygın olan hayvansal ürünlerin üretiminde krizlere yol açacak noktaya
gelinmiştir. Hayvancılık için 2016 yılının zor
geçeceği görünüyor.
Bugün iç piyasada besiciler ellerindeki besi
danalarını en fazla 24 TLye kestirebiliyorlar. Kasap ve marketlerde
ise 45 lira civarındadır. Besi materyallerine yem maddesi olarak
verilen arpa, kepek, fenni yem vb. sürekli artmaktadır.
Et fiyatlarının 45 liraya
dayandığı ve bu yüksek fiyatı kırmak için de
Tarım Bakanlığının et ithalatına izin
vereceği basına yansıdı. Bu, fevkalade yanlış bir
tutumdur; et ithalatçılarının, et ticaretçilerinin
tuzağına tekrar düşüldüğünün bir göstergesidir.
Bunun yerine, et ithal etmek yerine ülkedeki inek
sayısını artırmalı, besi materyali dananın yerli
üreticiler tarafından arz edilmesi gerekir.
Yeterince büyükbaş hayvan sayısı yok
ya da et tipi yavru üretecek cinsler yeterince yok. Yeterince et tipi cinslere
ek teşvik verilmesi gerekmektedir ki, mevcut popülasyon süt ineklerinden
et ineklerine dönülmelidir. Böylece daha çok et üretebilmeliyiz.
Diğer taraftan yem bitkilerine teşvikler
uygulanmalı, ucuz yem materyali üretilmelidir.
Diğer ve en önemlisi, üreticiden tüketiciye
kadar tüketim zincirinin, pazarlama zincirinin iyi incelenmesi ve halkın
daha ucuz et tüketebilmesinin sağlanması gerekmektedir.
Çiftçilerimiz ve besicilerimiz büyük
sıkıntılar çekip zarara uğramaktadırlar. Bu
koşullarda uzun süre dayanamayan küçük üreticiler, kesime giden besi
hayvanlarının yerine yenilerini almakta zorlanmaktadırlar.
Ülkemizde hayvan sayısında çok ciddi bir
şeklide azalmalar olmuştur. Kaçak ve kontrolsüz kesimler neticesinde
et üretiminin büyük bir kısmı kayıt dışıdır.
Sektörde en kısa zamanda kayıt
dışılığı önleyecek tedbirler
alınmalıdır. Ucuz maliyetli bir üretim için
meralarımız en kısa zamanda ıslah edilerek çiftçi ve
besicilerimizin hizmetine sunulmalıdır.
Açıkladığım bu gerekçelerden
dolayı Meclis araştırması açılması gerekmektedir.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler, gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki ön
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, 3620 sayılı Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 4üncü maddesi uyarınca, Vietnam ile Türkiye Büyük
Millet Meclisi arasında parlamentolar arası dostluk grubu
kurulmasına ilişkin tezkeresi (3/919)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 4üncü maddesi
uyarınca, Vietnam ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında
parlamentolararası dostluk grubu kurulması hususu Genel Kurulun
tasvibine sunulur.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan
Vekili İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir
tarafından, HDP Eş Genel
Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ
Şenoğlunun kesin hüküm giyme sonucu milletvekilliğinin
düşürülmesi ve buraya varana dek yaşanan sürecin Anayasaya, Meclis
İçtüzüğüne, uluslararası mevzuata, teamüllere, TBMM tarihindeki
benzer deneyimlere ve kamu vicdanına
aykırılıklarını incelemek amacıyla 28/2/2017
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
28 Şubat 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
28/2/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 28/2/2017 Salı günü (bugün)
toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
28 Şubat 2017 tarihinde İstanbul Milletvekili,
Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından verilen
3992 sıra numaralı
HDP Eş Genel Başkanı ve Van
Milletvekili Sayın Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliği kesin
hüküm giyme sonucu düşürülmüştür. Ancak Yüksekdağ'ın
milletvekilliğinin düşürülmesi ve buraya varana dek yaşanan
süreç, Anayasaya, Meclis İçtüzüğüne, uluslararası mevzuata,
teamüllere, TBMM tarihindeki benzer deneyimlere ve kamu vicdanına
aykırılıkla doludur. Bu kapsamda söz konusu
aykırılıkları incelemek amacıyla Türkiye Büyük Millet
Meclisine verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin Genel
Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak 28/2/2017 Salı günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin lehinde olmak üzere ilk konuşmacı, İstanbul
Milletvekili Sayın Filiz Kerestecioğlu.
Süreniz on dakika, buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 21 Şubat günü, Meclis burada büyük bir utancı
yaşadı. Başbakan Yardımcısı Nurettin Caniklinin
imzasıyla gönderilmiş bir yazının okunmasıyla, AKP
nezdinde, Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağın
milletvekilliği düşürüldü. AKP nezdinde diyorum çünkü iktidar
tamamen yargıya hükmeder durumda. Karar Anayasaya açıkça
aykırı ama Mecliste çoğunluk olan, yargıyı tamamen
kontrol eden iktidar partisi ne derse o oluyor. 6 milyon seçmenin Meclise
taşıdığı Figen Yüksekdağın vekilliğini
bir grup başkan vekilinin yazdığı yazı mı
düşürecek sizce?
Vekilliğin düşürülmesinin gerekçesi ne?
Bir cenaze töreninde, cenazeye katılanların attığı
sloganlar nedeniyle mahkemenin Sayın Yüksekdağa verdiği ceza.
Yani, Figen Yüksekdağ, slogan atanların yanında bulunduğu
için örgüt propagandası cezası alıyor. Bu, açıkça bir
hukuk katliamıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
bırakın slogan atanın yanında bulunmayı, bu tür
sloganların propaganda sayılamayacağı gerekçesiyle
Türkiyeyi defalarca mahkûm etti ve yaşanan bu olay, gerçekten, hak
alanını daraltan Hükûmet uygulamalarına yargının
desteğini yargı tacizi olarak adlandıran Avrupa İnsan
Hakları Komiseri Nils Muiznieks'in tanımına da uyan vahim bir
örnektir.
Peki, bu on aylık cezayı kim vermiş
Figen Yüksekdağa, bugün 28 Şubatı ananlar buna bakıyorlar
mı acaba, haksızlıklara karşı duranlar? Cezayı
veren mahkeme heyetinin tamamı ihraç edilmiş. Neden? Hani 15 Temmuz
darbe girişimi diyorsunuz ya, işte onlar tarafından. Üyelerden
2 kişiyle beraber savcı da darbe soruşturması
kapsamında tutuklu. Yani iktidarın terörist dediği kimselerin
aldığı kararlar, bugün AKP grup başkan vekilinin
imzasıyla getirilip kürsüden okunuyor ve onu okuyan da bir hukukçu
başkan vekili, Ayşe Nur Bahçekapılı. Bu yargılama ve
Sayın Figen Yüksekdağa ilişkin alınan karar, hem
Anayasaya hem İç Tüzüke hem teamüllere baştan sona
aykırıdır.
Milletvekili dokunulmazlıklarını
kaldırdınız. Neden kaldırdınız? Milletvekilleri
dokunulmazlıkları varken yargılanamazlar, ondan. Oysa Figen
Yüksekdağın on ay hapis cezası aldığı dosya,
dokunulmazlığının kaldırıldığı
dosyalardan bile değildi. Bir milletvekili, dokunulmazlığı
olmasına rağmen nasıl yargılanır? Anayasa 83/2ye göre
yalnızca devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti
ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler nedeniyle
yargılanabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin suç
saymadığı sloganlar yanında atıldı diye bu hüküm
uygulanamaz ama cemaatin savcıları, hâkimleri uygularlar bu hükmü ve
bugünkü iktidar da bunu kabul eder, gelir Mecliste okur. Evet, şimdi
onların yerine geçen AKPnin savcıları, hâkimleri de uygular
çünkü hukukun üstünlüğünün herkes için olduğuna inanmayanlar, hukuku
tamamen, aslında kendi siyasi amaçları için bir araç hâline
getirmektedirler.
Size çok iyi bildiğiniz bir tarihi
hatırlatayım: Yıl 1998, mahkeme Recep Tayyip
Erdoğanı, halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçuna çarptırmış.
AKP ve CHP tarafından, Recep Tayyip Erdoğan milletvekili seçilebilsin
diye ideolojik veya anarşik eylemlere katılanlar ifadesi ile affa
uğramış olsalar bile tabiri çıkarılarak yerine terör
eylemi ifadesi getiriliyor ve Recep Tayyip Erdoğan tekrar milletvekili
seçiliyor. Yani kendiniz için Anayasayı, yasaları istediğiniz
gibi eğip büküyorsunuz, geri kalan herkese terörist deyip siyasi
rakiplerinizi tek tek saf dışı bırakmaya
çalışıyorsunuz. Bugün AKPnin halka sunduğu tek perspektif
Herkes düşman, herkes terörist. Toplumu kutuplaştırarak,
toplumun bir kesimini ötekileştirerek hamaset siyasetiyle zoraki
ayaktasınız.
Bugün iktidarı bir konuda eyleme geçmeye ya da
gittiği hatalı yoldan döndürmeye çalışan, ona hangi düzeyde
olursa olsun muhalefet eden herkes direkt terörle ilişkilendiriliyor.
Meşru siyasal muhalefet sayılan bütün eylemlerin çeperi gittikçe
daraltılıyor. Bu nedenle 110 bini aşkın kamu görevlisi
ihraç edildi ve konu öyle bir ifrat noktasına geldi ki Cumhurbaşkanı
kendisinin onayladığı referandumda hayır oyu verecekleri
15 Temmuzdan yana ilan etti. Hayır demek bu kadar büyük suçsa o
hayırın devletin pusulasında ne işi var? Daha önce de
ifade etmiştim, direkt bir KHKyla Sadece evet denilebilecek. diye
karar çıkartın ve hayırı kaldırın o
pusulalardan, kimse boşu boşuna uğraşmasın.
Bu stratejiyi biz Amerika ve Avrupa devletlerindeki
merkez ve sağ hükûmetlerde de görüyoruz. Terörle mücadele, devamlı
olarak yeniden uydurulan düşmana karşı bir savaş olarak
halka sunuluyor. Sürekli olağanüstü koşullar tarif ediliyor, sürekli
terörle savaşıldığı öne sürülerek iktidarlar mutlak
gücü ele geçirmeye, yargıyı araçsallaştırmaya
çalışıyorlar, tam da bugün Türkiyede yapmaya çalıştığınız
gibi. Halklar ise durmaksızın bir güvenlik gerekliliğine inandırılmaya
çalışılarak özgürlükler kısıtlanıyor.
Havaalanlarında, adliyelerde, alışveriş merkezlerinde ve
neredeyse her yerde aslında kimsenin güvenliğini sağlamayan bir
güvenlik ve militarizm sıradanlaştırılıyor.
Bu anlayışla, Gezi direnişi gibi
eylemler, kamusal alanların, yapıların ya da ulaşım
araçlarının işgali gibi eylemler, ulusal hükûmetlere baskı
yapan her eylem, terör eylemi sayılır ve bunları yapanlar da
marjinalleştirilmeye çalışılır.
Hatırlanırsa, Gezide eyleme katılanları tanımlamak
için Erdoğan da marjinal ifadesini kullanmıştı. Bu
tanımlamanın rastgele bir tanım olmadığını
söylemeye gerek yok. Tüm bu marjinalizmle, terörizmle mücadele
lafzının altında yatan, esasen muhalefet hareketini yok
etmektir.
7 Haziranda AKPye tarihî bir yenilgi yaşatarak
mutlak iktidarında kırılmaya yol açan Halkların Demokratik
Partisine, partimize yapılan da tam olarak budur. Eş
başkanlarımız dâhil 13 vekil arkadaşımız,
yalnızca yaptıkları konuşmalar nedeniyle hapisteyken HDP
adına çalışan tüm yöneticiler cezaevlerindeyken tüm demokratik
kesimler şartsız koşulsuz demokrasiden yana
olmalıdırlar. Çünkü, bu çember öyle bir daralır ki hemen iktidar
kapısından çıkar çıkmaz sınırları
başlar ve geri kalan herkesi aynı terörist damgasıyla, çok da
beklemeden tanıştırır.
Evet, bugün bu çember, Meclisteki 3üncü büyük
partinin eş başkanının düşürülmesi noktasına
geldi. Fakat şunu söylemek gerekiyor: Bu Parlamentodaki tek kadın
parti başkanı olarak Figen Yüksekdağın ayrıca, özel
bir konumu var. Bu ülkede ciddi bir kadın düşmanlığı
var arkadaşlar. Aslında HDPnin bu kadar kadın sesinin
çıktığı bir parti olmasına, bu kadar çok kadın
sesinin özgürlük amacıyla, eşitlik amacıyla yükselmesine
tahammül yok. Bu erkek egemen iktidarınsa buna hiç tahammülü yok. Bu
kararın, Sevgili Figen Yüksekdağa uygulanmasının bir
nedeni de budur, kadın düşmanlığıdır; kadın
sesinin, kadınların bir arada olma iradesinin yok edilmek
istenmesidir. Çünkü bundan korkulmaktadır. Bugün Sayın
Yüksekdağın vekilliğinin hukuksuzca düşürülmesinin önemli nedenlerinden
biri, kadınlara ve özellikle kadın siyasetçilere Çok oluyorsun,
senin burada işin ne? gözüyle bakan kadın düşmanı siyaset
biçimidir.
Figen Yüksekdağ, sizin bütün
korkularınızdır; Figen Yüksekdağ, kadınların
kurtuluşu için kadın mücadelesine inanmış bir
kadındır. Öğrencilik yıllarından beri YÖKe
karşı eylemlerde yer almış, öğrenci hareketinden gelen
birisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Sayın Başkan, çok kısa bir süre rica edebilir miyim?
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, buyurun
tamamlayın lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) Kaldırma vaadiyle yönetime gelip daha da güçlendirdiğiniz
YÖKten bahsediyorum. Bugün, bırakın YÖKü, üniversiteler YÖKü mumla
aratacak jurnalcilere kaldı.
Figen Yüksekdağ, tüm dünyada işçilerin
birliğini, tiranların, patronların değil, üretenlerin,
işçilerin yönetimini savunan bir devrimcidir. Henüz gencecik yaşta
alçı atölyelerinde, tekstil atölyelerinde çalışmış bir
işçidir. Adanalı Türk, dindar bir aileden gelen, kendinize
benzettiğiniz için sizi daha çok ürküten ama herkesin eşitçe
yaşayacağı bir dünya inancıyla ve mücadelesiyle sizlerden
bir o kadar da uzak biridir Figen Yüksekdağ.
Evet, Figen Yüksekdağ hakkında verilen bu
kararı tanımıyoruz. Yüksekdağın vekilliği,
meşruiyetini Saray ittifaklarından almadı, onunla da
kaybetmeyecek; onu seçen halkın iradesi onun vekilliğini
düşürmedi, asla da düşürmeyecek.
Hepinizi saygıyla selamlarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Kerestecioğlu.
Grup önerisinin aleyhinde olmak üzere,
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Mehmet Parsak.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) Aziz Türk milleti,
saygıdeğer milletvekilleri; HDP grup önerisinin aleyhinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisi ve siz
saygıdeğer milletvekillerini saygılarımla
selamlıyorum.
Evet, HDPnin grup önerisini incelediğimizde,
özetle, Sayın Figen Yüksekdağın milletvekilliğinin
düşürülmesi sürecinde yaşanan hususlarda hukuka, Anayasaya
birtakım aykırılıklar olduğu iddiasından
hareketle bu hukuksuzlukların araştırılması talep
edilmektedir.
Gerçekten, grup önerisini ve gerekçesini
incelediğimizde ve sürece ilişkin durumu da
değerlendirdiğimizde, esasen gerçeğin böyle
olmadığını görüyoruz. Bir defa, Anayasamızın
2nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğu
açıkça ifade edilmekte. Keza, Anayasamızın Yargı yetkisi
başlıklı 9uncu maddesinde, yargı yetkisinin Türk milleti
adına bağımsız mahkemeler tarafından
kullanılacağı gene açıkça hüküm altına alınmakta.
Yine, Anayasamızın 11inci maddesi, Anayasanın
bağlayıcılığını ve üstünlüğünü
açıkça ortaya koymakta. Anayasamızın 138inci maddesinde
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak
zorundadır. denilmek suretiyle mahkeme kararlarının her durumda
ve herkes bakımından bağlayıcı olduğu, yasamayı,
yürütmeyi ve o anlamda idareyi de bağladığı açıkça
ifade edilmekte. Anayasamızın 83üncü maddesinde yasama
dokunulmazlığı düzenlenmekte ayrıntılı bir madde
olarak ve hemen peşi sıra, 84üncü maddede, Milletvekilliğinin
düşmesi başlıklı bu maddenin ikinci fıkrasında
Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme halinde düşmesi, bu husustaki
kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur.
şeklinde, mevcut duruma da işaret eden yasal düzenleme açıkça
ifade edilmektedir.
Somut olaya baktığımızda, Sayın
Yüksekdağ hakkında Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 27
Kasım 2013 tarihli kararıyla, örgüt propagandası suçundan
mahkûmiyet kararı vermiştir; Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise 22
Eylül 2016da, söz konusu kararın hukuka ve yasalara uygun olduğunu
ifade etmek suretiyle onama kararı vermiştir.
İşte bu gelişen sürecin sonunda,
esasen bir anayasal zorunluluk olarak, söz konusu kesinleşmiş
mahkûmiyet hükmü, grup önerisinde belirtilen tarihte Genel Kurulda
okunmuş, böylelikle de adı geçen milletvekilinin milletvekilliğinin
düşürülmesi, Anayasamızın 84üncü maddesi uyarınca sonuca
bağlanmıştır.
Grup önerisine ve özellikle gerekçesine
baktığımızda, âdeta gerekçeli bir temyiz dilekçesi gibi,
söz konusu kararın hukuka aykırı olduğu yönünde
birtakım iddialar var. Biz bunların hepsini burada teker teker
değerlendirecek durumda değiliz, onlar ilgili mahkemelerde
değerlendirilip tartılan meseleler. Fakat, burada özellikle önem arz
etmesi itibarıyla şu boyutunu izah etmekte, ifade etmekte fayda
görüyorum: Anayasamızın 83üncü maddesinin ikinci
fıkrasına göre Seçimden önce soruşturmasına
başlanılmış olmak kaydıyla, Anayasanın 14üncü
maddesindeki durumlar dokunulmazlık hükmü dışındadır.
hükmü yer almakta, Anayasanın 14üncü maddesinde ise temel hak ve
hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağı açıkça ifade
edilmektedir. Burada da karşımızda olan durum tam olarak budur
sayın milletvekilleri.
Gerçekten seçimden önce soruşturmasına
başlanılmış olmak kaydıyla ve Anayasamızın
83üncü maddesinin ilgili fıkrası uyarınca, 84üncü maddenin
amir hükmü gereğince, söz konusu milletvekilinin milletvekilliği
düşürülmüştür. Bu anlamda, bu çerçevede, burada hukuka, Anayasaya,
ilgili yasalara herhangi bir aykırılık söz konusu değildir.
Önceki birtakım uygulamalardan hareketle
onların teamül olduğu ve bu çerçevede bunlara da aykırı
yönde işlem tesis edildiğini de biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
kabul etmiyoruz. Esasen doğru olan uygulama, bu uygulamadır ve
özellikle ülkemizin içinde bulunduğu şartlar da gözetildiğinde,
terör propagandası başta olmak üzere, hangi suç işlenirse
işlensin bu suç neticesinde ortaya çıkan kesinleşmiş
mahkûmiyet üzerine, bu mahkûmiyete tabi olan ilgili milletvekilinin
milletvekilliği düşürülmelidir. Önceki uygulamalarda kimisi
bakımından böyle olmamıştı vesair
diye bir savunma
getirilmesini, işin açıkçası doğru bulmuyoruz.
Burada bir siyasi değerlendirme de yapmakta
fayda görüyorum. Bu çerçevede konunun hukuki açıklaması ve izahı
bu yöndedir ve bundan dolayı da söz konusu milletvekilliğinin
düşmesi, düşürülmesi doğrudur ve bundan sonra da
uygulamanın bu şekilde yapılması gerekmektedir. Bu,
Anayasanın amir hükmünün gereğidir.
Gerçekten, siyasi açıdan
bakıldığında da ne yazık ki ülkemizde 2009la 2015
arasında yürütülmüş olan yanlış politikalardan dolayı,
terörün, teröristlerin âdeta azdırılarak, devlete meydan okuyarak,
anayasal düzeni hiçe sayarak, kanunları tanımazlıktan gelerek,
bulunulan her platformda, her meydanda hukuka aykırı bir şekilde
ve ifade özgürlüğü zırhına bürünmek niyetiyle şimdiye kadar
pek çok yanlış uygulamayla karşı karşıya
kaldık. Bunların yoğunluğunun çok fazla olmasından
dolayı da bu kapsamda biriken dokunulmazlık dosyalarının
doğrudan doğruya ilgili merciye yani yargıya gönderilmesi
yönünde, bu Meclis, Anayasayı, referanduma ihtiyaç duyurmayacak
şekilde değiştirdi.
Evet, tabii ki buradaki uygulama,
dokunulmazlıkların kaldırılması sonucu olan bir
uygulama değildir. Bilakis, ilgili madde hükmü uyarınca,
Anayasamızın 14üncü maddesi çerçevesindeki temel hak ve
hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağı yönündeki amir hükümle bu
uygulama tesis edilmiştir ama bunun siyasi arka planına
bakıldığında, ne yazık ki uzun yıllar boyunca
yapılan yanlışlardan sonra, Milliyetçi Hareket Partisinin
haklı uyarıları ve Milliyetçi Hareket Partisinin bu haklı uyarılarının
neticesinde, uygulamadaki değişikliğin neticesinde bu
durumların ortaya çıktığını görüyoruz ama
işin doğrusu budur.
Hiçbirimizin milletvekili olarak Anayasada, ilgili
mevzuatta, bu anlamda da genel çerçevesiyle hukukta tanımlananların
aksine, bunlara rağmen milletvekilliğini sürdürmek gibi bir
hakkımız ve imkânımız yoktur.
İfade özgürlüğünün arkasına
sığınılmak suretiyle, terör propagandasını hiç
kimse yapamaz, bu anlamda milletvekilleri hiç hiç yapamaz. Milletvekili olup da
grup yöneticisi, eş genel başkanı vesair pozisyonunda
bulunanların çok daha sorumlu hareket etmeleri gerekir ve bu anlamda
yargılama hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirilip
Yargıtay tarafından da onandıktan sonra bu kararların bu
sürecin doğal bir sonucu olarak Anayasanın amir hükmünün
uygulanmasını, bu anlamda bir Anayasaya, hukuka
aykırılık olduğu iddiasından hareketle bunun
araştırılması gerektiğini ileri sürmek, bu yönde
komisyon kurulmasını talep etmek de bu çerçevede hukukla ve siyasi
yaklaşımla da bize göre bağdaşmamaktadır.
Biz bütün bu düşüncelerle, yeniden toparlarsak,
uygulamanın tamamen Anayasaya uygun olduğunu, Anayasaya uygun olan
bu uygulama neticesinde milletvekilliğinin düşürülmüş
olmasının da hem hukuki açıdan hem de siyasi açıdan
isabetli olduğunu, bundan sonra da şimdiye kadar yapılan
yanlışların tekrar edilmeyerek Anayasaya uygun bir şekilde
bu mahiyette kiminle ilgili mahkûmiyet kararı verilirse ve bu mahkûmiyet
kararı Yargıtay tarafından onanarak kesinleşirse onlar
bakımından da uygulanması gerektiğini düşünüyoruz.
Bütün bu duygu ve düşüncelerle söz konusu grup
önerisinin aleyhinde oy kullanacağımızı beyan ediyoruz ve
Gazi Meclisi ve siz saygıdeğer milletvekillerini bir kere daha
saygılarımızla selamlıyoruz. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Parsak.
Sayın Kerestecioğlu
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın hatip konuşmasında sanki bir siyasi
sorumsuzluk söz konusu ve Eş Genel Başkanımızın da
siyaseten sorumlu davranmadığı, hani teröre destek vermek gibi
bir şeyin içerisinde bulunduğu
MEHMET PARSAK (Afyonkarahisar) Sataşma
mahiyetinde hiçbir söz etmedim Sayın Başkan, tamamen hukuki bir
değerlendirmede bulundum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bu şekilde bir beyanda bulunmuştur. Yani sözü
edilen, Eş Genel Başkanımız olduğu için sataşma
olduğunu düşünüyorum. Bu, bir soyutlama değildir yani.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
İki dakika size söz veriyorum.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin, Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsakın
HDP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ben aslında hukuku hiç tartışmaya gerek
duymuyorum ama gene de hukuki açıklamalar yaptım. Dosyada Figen
Yüksekdağın ne slogan atması var ne söylediği herhangi bir
söz var yani ifade özgürlüğünden söz edemeyeceğim çünkü ifade yok ve
Anayasaya, o söz ettiğiniz Anayasanın maddelerine tamamen
aykırı bir şekilde gerçekten milletvekilliği
düşürüldü. Ama ben burada gerçekten başka bir
ortaklığı görüyorum.
Şimdi, 2013 yılında MHPden vekil
olan Engin Alanın Yargıtay tarafından onaylanmış on
sekiz yıl cezasını, bu konudaki tezkereyi Başbakanlık
kalkıp da buraya göndermezken, slogan atan insanların etrafında
olduğu için on ay cezaya, üstelik bir yıldan da az bir cezaya mahkûm
edilmiş olan bir insanla ilgili tezkereyi buraya getirmek ve
milletvekilliğini düşürmek izansızlıktır. Biz o zaman
da Ergenekonda yapılan haksızlıklar varsa
diye
karşı çıktık ama o gün karşı çıkıp
bugün karşı çıkmamak gerçekten ne milletvekilliğine ne
hukuka, hakkaniyete yakışır. O gün verdiğim gibi, Recep
Tayyip Erdoğan için kalkıp da onu seçilebilir hâle getirmek ve
yasayı onun çerçevesinde değiştirmek, bugün ise eş genel
başkanımız için bunu yapmak hukuka, hakka yakışmaz.
Üstelik de anlıyoruz ki, bu öyle bir anlaşma ki arkasından
deniyor ki: Kimin varsa, başka kimin olacaksa bunları da getirin,
bunlar da usulüne uygundur. Hiç orada, ortada usule falan uygun bir şey
yok arkadaşlar, siyasete uygun bir şey var ama siyasi ahlaka uygun
bir şey yok. Sadece muhalif olan HDPyi yok etme arzusu var. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan
Vekili İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir
tarafından, HDP Eş Genel
Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ
Şenoğlunun kesin hüküm giyme sonucu milletvekilliğinin
düşürülmesi ve buraya varana dek yaşanan sürecin Anayasaya, Meclis
İçtüzüğüne, uluslararası mevzuata, teamüllere, TBMM tarihindeki
benzer deneyimlere ve kamu vicdanına
aykırılıklarını incelemek amacıyla 28/2/2017
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
28 Şubat 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisinin lehinde olmak üzere ikinci konuşmacı Aydın
Milletvekili Sayın Bülent Tezcan.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TEZCAN (Aydın) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; bugün Halkların Demokratik Partisi eş genel
başkanının milletvekilliğinin düşürülmesiyle ilgili
verilen önergeyi görüşüyoruz, bir araştırma önergesi talebi
üzerine konuşma yapıyoruz.
Değerli arkadaşlar, Türkiye, içinde
bulunduğumuz tablo içerisinde, bir referandum atmosferi altında ne
yazık ki çok hızlı çatışma ve kutuplaşma iklimine
doğru sürükleniyor. Şimdi, sorulması gereken doğru soru
nedir? Bence sorulması gereken doğru soru: Türkiyenin ihtiyaç
duyduğu huzurlu geleceği yakalayabilmek için uzlaşmaya mı
ihtiyacımız var, çatışmaya mı ihtiyacımız
var, ne yapacağız, nasıl bir karar vereceğiz? Anayasa gibi
temel bir mesele önümüzde, yönetim sistemi ya da rejim, farklı
farklı pencerelerden farklı tarif edilen bir
tartışmanın içerisine girmişiz ama Türkiye, bir başka
bir çerçevede, bölgedeki çatışmanın, sıcak çatışmanın
merkezinde, önüne bir hedef belirlemek gibi esaslı ve temel bir sorunla
karşı karşıya.
Değerli arkadaşlar, böyle bir tabloda
Parlamentoyu her zamankinden daha etkili ve etkin kılmak zorundayız
ama ne yazık ki görüyoruz ki sistemli bir şekilde Türkiye Büyük
Millet Meclisi devre dışı bırakılmaya
çalışılıyor. Sistemli bir şekilde Parlamento yok
sayılmaya, etkisizleştirilmeye, yetkisizleştirilmeye,
işlevsiz bir hâle, kimliksiz bir hâle sokulmaya
çalışılıyor.
Değerli arkadaşlar, demokrasilerde
milletin meclisi siyasetin üretildiği yerdir. Demokrasilerde milletin
meclisi sorunların tartışıldığı ve çözümün
bulunduğu yerdir. Dolaysıyla, demokrasilerde milletin meclisi, göz
ardı edilecek ya da canım istediği zaman politikalarıma
ambalaj, kılıf uyduracağım diye kullanılabilecek bir
araç değildir, milletin sesinin ta kendisidir. O zaman, Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinin, milletvekillerinin şu veya bu şekilde
milletvekilliği sıfatını, yetkilerini kullanamamasına
dönük her adım milletin hukukuna yönelmiş bir tecavüzdür. Dikkat
edeceğiz.
Biz, herhangi bir milletvekiliyle ilgili verilen
mahkeme kararının burada
tartışılmayacağını biliyoruz, biz bir mahkeme
kararı tartışmanın peşinde değiliz, böyle bir
tartışmayı yapmayacağız, yapmıyoruz. Hukuk
tartışması mahkemenin önünde yürütülecektir ya da milletin
vicdanı önünde yürütülecektir; o başka bir şey ama siyaset
kurumu, hukuk işlerken dahi siyasetin milletin iradesini temsil etmesi
yönünde önünde bir engel olmadan işlemesinin yolunu açmak zorundadır,
siyasetçi bunun için vardır.
Şimdi, bu çerçevede
baktığımızda, ne yazık ki Parlamentoyu böyle önemli
meselelerde devre dışı bırakma girişimleriyle sık
sık karşılaşıyoruz. Yakın zamanda, 24üncü
Parlamento Döneminde çözüm süreci diye tarif edilen süreçte de aynı
şey yapılmıştı. Çözüm süreci diye tarif edilen
süreçte, dönüp baktığımız zaman dönemin iktidarı
aynı anlayışla, Aman ha bu işin içerisinde çözüm olur da
nemasını Parlamento yer, yiyebilir. kaygısıyla, Hükûmet
bu işin nemasının tek başına sahibi olsun. düşüncesiyle
hareket edip Parlamentoyu devre dışı
bırakmıştı. O dönemde Parlamentonun devre
dışı bırakılmasının sonucunu bugün
Türkiyede görüyoruz. Acımızı yüreğimize gömerek her gün
şehit cenazelerine gitmek zorunda kalıyoruz. Bu, Parlamento iradesini
yok sayan bir anlayışın Türkiyeyi hangi uçurumun kenarına
getirdiğinin çok somut ve açık bir göstergesidir.
Değerli arkadaşlar, bu tablo içerisinde
bakacağız konuya. Milletvekillerinin milletvekilliği yapma
hakkı ve hukukuna bakarken de bu tablo içerisinde bakacağız.
Parlamento hukuku sadece yazılı kurallardan oluşmaz, parlamento
hukuku parlamento geleneğinden de oluşur. Parlamenter demokrasinin en
köklü temsilcisi olan İngilterede yazılı bir anayasa
olmadığı hâlde, Parlamento, gelenekleriyle, teamülleriyle hiç
tartışılmayan bir dokunulmazlık içerisinde siyaset yapma
hakkını yürütür.
Şimdi, Türkiye'de bütün bu tabloyu tersine
çevirip Parlamentoyu yok sayan bir siyaset iklimini yerleştirmeye
çalışıyoruz ve ne yazık ki, son dönemde, bugün referanduma
sunulan Anayasa değişiklik teklifi de bugüne kadar hâkim iktidar
pratiğinin, siyasete yerleştirdiği iktidarın hâkim siyaset
pratiğinin Anayasaya yazılı olarak dercedilme sürecidir yani
Meclisi Anayasa'da da yok saymanın bir başka adımının
içerisindeyiz. Biz meseleye bu çerçevede bakıyoruz.
Bakın, şimdi, bu tablo öyle bir tablo ki,
siyaset yapma hakkının sadece iktidar kudretini elinde bulunduranlara
teslim edildiği bir Türkiye tablosu yaratılmaya
çalışılıyor. Siyaset yapma hakkının sadece
muktedirlerin elinde olduğu bir Türkiye yaratılmaya
çalışılıyor. Önümüzde bir referandum teklifi var, evet ya
da hayır diye bir oylama yapılacak ama ne ilginç ve ne hazindir ki,
evet propagandası yapmak serbest, hayır propagandası yapmak
yasaktır, Türkiye böyle bir tablo içerisinde. Evet propagandası
yapmak için devletin bütün imkânları açılmıştır;
valiler seferber edilmiştir, kaymakamlar seferber edilmiştir, TRT,
devlet televizyonu seferber edilmiştir, Yüksek Seçim Kurulu seferber
edilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu, OHAL kanun hükmünde kararnameleriyle
Türkiye'de referandumun dizayn edilmesi ayıbının altına
imza atacak hâle gelmiştir. Böyle bir tablo içerisinde evet demenin
taltife, iltifata şayan olduğu, hayır demenin ise ciddi hesap
vermeyle karşı karşıya bulunduğu bir tablo önümüzde
duruyor.
Değerli arkadaşlar, şunun
izahını birilerinin yapması lazım: Sevgili milletvekilleri,
bir referanduma gidiyoruz, Samsun Valiliği çıkıp diyor ki:
Hayır propagandası yapamazsınız, hayır bildirisi
dağıtamazsınız. Samsunda bir ilçe seçim kurulu
çıkıp diyor ki: Sivil toplum örgütleri hayır
propagandası ve referandum propagandası yapamaz. Propaganda yapmak
için sadece seçime giren 10 tane siyasi parti yetkilidir. Bugüne kadar,
kurulduğunuz günden bu yana mağduriyet edebiyatı yapan Adalet ve
Kalkınma Partili milletvekillerine sesleniyorum, Sesimiz
kısıldı. diye feryat eden Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekillerine sesleniyorum: Devriiktidarınızda, sizin muktedir
olduğunuz bu dönemde valilerin talimatıyla evet propagandasının
serbest olduğu ama hayır propagandasının yasak
olduğu bir referandumdan çıkan sonuç vicdanınızı
yaralamayacak mı? Nasıl çıkarsa çıksın, yaralamayacak
mı vicdanınızı? (CHP sıralarından
alkışlar)
Aydın Valiliği
Aydında
Aydınspor maçı var, gençler biraz da mizahi bir anlayışla
bir pankart götürmüşler rahmetli Barış Mançonun doğum
gününe denk gelen günde Barış Mançoyu yad etmek için, Yüz bin kere
hayır. afişiyle gözaltına alındı gençler.
Hayır diyen Barış Mançonun türküsünü,
şarkısını pankarta yazdı diye gençler gözaltına
alındı. Hayır afişi dağıtan, bildirisi
dağıtan gençler gözaltına alınıyor ama Antalyada bir
savcı vekili çıkıp şunu rahatça söyleyebiliyor:
Hayır diyenlere terörist muamelesi yapacağız,
ayağınızı denk alın. Kimden alıyor bu gücü,
kimden alıyor bu cesareti? Hukuksuzluğun iktidar eliyle bu kadar
yerleştirildiği bir ülkede buna rağmen bu anayasaya bu millet
hayır diyecek; bundan hiç tereddüt duymuyorum, hiç tereddüt etmiyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bakın, burada 71
maddede hayır diyenlere uygulanan yasakları tespit etmişiz.
Türkiyede sadece seçim takvimi başladıktan bu yana 71 ayrı
yasaklama getirilmiş hayır propagandası yapanlara. Yani siz bu
tablonun içerisinde evetin serbest, hayırın yasak olduğu bir
Türkiyede siyaseti etkisizleştirerek, işlevsizleştirerek,
Parlamentoyu kimliksizleştirerek arzu ettiğiniz tek adam rejimini
dayatma peşindesiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Bütün uygulamaların
arkasında yatan sebep budur ve bu niyete, bu girişimlere hayır
diyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Tezcan.
Grup önerisinin aleyhinde olmak üzere ikinci ve son
konuşmacı İstanbul Milletvekili Sayın Ravza Kavakcı
Kan.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul)
Saygıdeğer milletvekilleri, HDP grup önerisi aleyhinde söz
almış bulunuyorum.
Geçtiğimiz günlerde ve bugün özellikle Figen
Yüksekdağın milletvekilliğinin düşürülmesi hususunda
Sayın Merve Kavakcının ismi oldukça fazla zikredildi. Bugün 28
Şubatın 20nci seneyi devriyesi. Tabii, o dönemde aklımızda
kalan birçok isimden bir tanesi de Merve Kavakcı.
Biraz evvel mağdur edebiyatı denildi,
çok yazık. Burada insanların hayatları karartıldı,
hayalleri, geleceğe dair ümitleri yok sayıldı ve -bunda hiç
gülünecek bir şey yok- seneleri yok edildi. Annem onlardan birisi. 28
Şubat öncesinde, 1980 darbesi sonrası, Atatürk Üniversitesi Alman
dili ve edebiyatı bölümünde eğitim vermeye devam edeceksiniz. Hocam
sizden çok memnunuz, lütfen bizi bırakmayın, zira siz Almancayı
ana diliniz gibi konuşuyorsunuz, ama başörtülü olmaz. diyen
zihniyet, 28 Şubatta, aynı şekilde, gencecik kızlara Biz
sizi istemiyoruz, bu ülkede size eğitim hakkı yok. dedi.
Yıkılan hayaller, paramparça olan hayatlar.
Evet, elhamdülillah, artık yara kanamıyor,
ama yaranın derin izleri hâlâ benliğimizde, zihnimizde ve bizi dinleyenler
bunları gayet net hatırlıyor.
Biliyoruz, dünya
hayatında gerçek adalet yok, ama adalete daha yakın olduğumuzu
da biliyoruz. Biliyoruz, tepeden bakan, oryantalist, ötekileştiren,
kendinden başkasını hakir gören, Sen buralara layık
değilsin, başka ülkelere git. diyen, Suudi Arabistan, İran
size daha yakışır. diyen zihniyet artık yok. 28 Şubat
direnişi, bütün bu hakaretlere rağmen, insan onurunu zedeleyen
davranışlara rağmen, özellikle -bizim için başı
örtülü, başı açık ayrımı yok ama- bu zihniyetin en
büyük mağduru olan başı örtülü kadın açısından,
tarihimizin şiddet içermeyen, otuz üç yıl süren, sabır ve çile
dolu en büyük pasif direnişlerinden bir tanesi, belki de tek. Dünyada da
sayılı örneklerden biri.
O kadınlar sabrettiler,
o genç kızlar sabrettiler, aileleri sabretti, Oluversin. dedi,
Mesleğimden vazgeçerim, oluversin., Biraz fedakârlık ederim,
oluversin, vatan sağ olsun. dediler ve sabrettiler. Sabrının
sonunda da
Kötü muameleye sabrettiler, haksızlığa sabrettiler,
okuldan atıldılar sabrettiler, sağlık hizmetlerinden yoksun
bırakıldılar
Demin Fatma Benli ne kadar
güzel ifade etti, rahmetli Medine Bircanı anlattı. 12-13
yaşındaki gencecik kızlara, gençlere neler neler
yapıldı, El Ele eyleminde yer alanlara neler neler
yapıldı bu ülkede ve sabretti onlar, sabrettiler. İkna
odaları kuruldu, genç kızlar inançlarıyla üniversitenin kabul
ettiği format arasında sıkışık
bırakıldı. Gencecik bir kızın üniversitedeki
hocası, başını açtırdığı
yetmiyormuş gibi, gidip derste saçlarını okşayacak kadar
ahlaksızlaştı. Bu ülkede bunlar yaşandı. Şu anda
yaşanmıyor, yaşanmaması için elimizden geleni
yapacağız ama Yaşanmadı. diyemeyiz. Bunlar bu ülkede
yaşandı.
Doçent Doktor Merve Kavakçı akademik
çalışmalarında İkna odalarına ruhlar için gaz odası
diyor. Düşünülmeli, ruhlar için gaz odasıydı ikna odaları.
Şule Yüksel Şenler ablamız demişti ki: Durmayacak benim
kızlarım, durmayacaklar. Durmadılar, sabrettiler, kanuna
karşı gelmediler, ellerine silah almadılar, masum
vatandaşları öldürmediler, sabrettiler ve sonunda kazandılar
elhamdülillah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu aralar, demin ifade ettiğim gibi, 21inci
Dönem milletvekilimiz, benim dava arkadaşım, aynı soyadı
taşımaktan şeref duyduğum Sayın Merve
Kavakçının ismi çokça zikrediliyor. Onun ismini ağzına
alanlar önce bir düşünsünler lütfen, neler yaşandı. Ben bu
tatsızlıkları anlatmak istemiyorum ama belli ki unutulmuş,
anlatmak lazım, hatırlatmak lazım.
2 Mayıs 1999da Meclise giren
Şu
kapıdan girdi herhâlde. Muhtemelen, Sayın Vekilim, sizin grup
başkan vekillerimizin arkasında, sayın vekilimin olduğu
sırada oturdu. Girdi, sadece sessizce oturdu 2 Mayısta. Muhtemelen
Ecevit Hükûmetinin ya da herhangi bir hükûmetin en çabuk kararlarından
biri, 13 Mayıs itibarıyla had bildirme başladı,
vatandaşlıktan çıkarıldı. Bravo o Bakanlar Kurulu
kararına! Vatandaşlıktan çıkarmak yetmezdi, had
bildirilecekti ya bu kadına, emir büyük yerdendi, devletin
başındaki, aileyi yakından tanıyan Cumhurbaşkanı
Demirel de ajan provokatör demişti, belgelerden bahsetmişti. Nerede
acaba o belgeler?
Bu dünyada adalet yok, bazı şeyler için
ahireti beklemek lazım; öyle, ahireti beklemek lazım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Had bildirildi, sabredildi. Tabii,
çok detaylı anlatmayacağım yani çocuklara had bildirilmesi
vesaire bunlar zaten Türkiyenin ayıbı, hepimiz biliyoruz; bir
kadına nasıl had bildirildi, biliyoruz. Merve Kavakçının
Başörtüsüz Demokrasi adlı kitabında bunlar detaylı olarak
anlatılıyor, nereden nereye geldik görüyoruz.
28 Şubatın 20nci yıl dönümündeyiz.
Merve Hanım inandığı şekilde, seçildiği
şekilde buraya geldi ve 312nci maddeden yargılandı, AK
PARTİnin kaldırdığı 312nci maddeden; halkı
sınıf, ırk, din, mezhep ayrımı gözeterek
kışkırtmaktan yargılandı. O zamanki yargıya
rağmen, taraflı, yüzde 500 taraflı yargıya rağmen
beraat etti. 169uncu maddeden yargılandı, terör örgütüne destekten;
beraat etti. Olmayan. Onu bile sonraya havale ettik.
Şimdi Sırtımızı YPGye,
PYDye dayadık. diyen ağızlar utanmıyorlar, PKKya tek
kelime söyleyemeyenler, buna cesaret bulamayanlar utanmıyorlar Merve
Kavakçının ismini ağızlarına alıyorlar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Hayır, rica
ediyorum, ayıptır, yazıktır, günahtır, Merve
Hanımın ismini ağzınıza almayın. O günlerde
gençlik kollarında, dışarıda protesto edenler, bugün burada
oturanlar ismini ağzına almasın, rica ediyorum, bir
düşünün. Ayıptır, yazıktır, günahtır!
28 Şubatta çok şeyler yaşandı,
neler söylendi neler. Bir iki örnek hemen söyleyeyim, vaktim az kaldı.
Kadına haddi kadınlar tarafından nasıl
bildirilir? DSPli Perihan Yılmaz Türbanını
parçalayacaktım. demiş ama sonradan arkadaşları engel
olmuş. Kadın Araştırmaları Derneği
Başkanı Gülsevil Erdem Cumhuriyet kadınının yüz
karası bir zavallı. demiş. Hikmet Uluğbayın ve
Hikmet Sami Türkün eşlerinin aralarında olduğu protestocular
Merve dışarı, mollalar İrana. demişler. Protesto
etmenin yasak olduğu Meclis bahçesine gelmişler ama yasak, kanun
onlara işlememiş, Merve Kavakçıyı görmemiş,
ezmiş geçmiş. Canları sağ olsun. Başka bir DSPli Milletvekili
Ayseli Göksoy Rahatsız oluyorsa defolsun gitsin. demiş. Tayyibe
Gülek Biz olduğumuz sürece Merveler Meclise giremez. Biz iyi ki
oradaydık, gerekli tavrı koyduk. demiş ve DSPli
milletvekilleri memnun olmuşlar, bir canlandık, bir hareketlendik ne
iyi oldu, bu kadına hep beraber had bildirdik
Canları sağ
olsun. Mağduriyet edebiyatı değil, bu ülkede yaşanan
gerçeklerin arka planı.
15 Temmuzda ülkesine gerçekten sahip çıkan
vatandaşlarımız atılan manşetlerden rahatsızlar
ve eminim, bu aziz millet 28 Şubatta kendisinden rahatsız
olduğunu söyleyen manşetler atanlara dersi verecek ve 16 Nisanda
rahatsızlıklarının neticesini hep beraber göreceğiz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Kan.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Yine bir sataşma söz konusu. Sırtını
şuraya buraya dayayanlar, bununla ilgili tek laf etmeyenler
Sanki
Sayın Eş Genel Başkanımızın
dokunulmazlığının kaldırılması doğru,
gerçekçi bir şey ama Merve Kavakçınınki değilmiş gibi
bir karşılaştırma
BAŞKAN Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin, İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı
Kanın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Halkların Demokratik Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Değerli milletvekilleri, şimdi, biz somut bir
olaydan bahsettik, on ayı aşmayan bir cezadan ve ifadenin bile
olmadığı bir yerde, bir tek konuşmanın
olmadığı bir yerde verilen yargı kararından,
haksız, hukuksuz yargı kararından.
Peki, Merve Kavakçı terörist değildi
değil mi? Biz hiç demedik terörist diye. Hatta Figen Başkan da
özellikle o dönemde, başörtülü kadınlara karşı yapılan
haksızlıklara karşı eylemlerin içerisinde olan bir
kadındı. O yüzden, biz bugün Nazlı Ilıcak niye hapiste?
diye soruyoruz. Aynı zamanda bunu da soruyoruz çünkü hakkaniyet diye bir
şey varsa bu göğün altında, hakkaniyet sadece sizin için geçerli
olan bir şey değildir. Ama, tek tek başka şeyleri
tartışacaksak, o zaman biz, IŞİDe verilen destekleri de,
Suruçun karşısında IŞİDlilerin nasıl orada
cephaneler yüklediğini, kazdığını, onlara gayet rahat
izin verildiğini de tartışabiliriz, bunları da
tartışmayı biliyoruz ama şu anda somut bir olaydan
bahsediyoruz. O yüzden, hak terazisi burada sizden yana, burada yok o terörist!
O zaman bize terörist denmişti ama biz terörist değildik ama
şimdi bunlara terörist deniyor, bunlar terörist. Böyle yaşam
olmaz. Aradan geçen o yirmi yıl diyorsunuz ya, yirmi yıl
değil, belki beş yıl geçer, belki on yıl geçer ve o zaman
işte, tıpkı 28 Şubat gibi bugünler de utançla
anılır. Biz diyoruz ki bu utanca ortak olmayın.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yerimden bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
İstanbul Milletvekili Ravza Kavakcı Kanın HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Değerli hatibi dikkatle dinledik, birtakım
değerlendirmeler yaptı. Onun söylediği sözler ve üslubu da bu
tutanaklarda, bu gök kubbenin altında tarihtekini yerini aldı.
Ama şunu görmek lazım: Bu
konuşmaların içinde 28 Şubat mağdurlarından, 28
Şubatın tekrarlanmamasından
28 Şubata sadece kendi
yaşadıkları mağduriyetten değil de fail ile mağdur
yer değiştirdiğinde pozisyon değiştirip
değiştiremedikleri üzerinden bir bakmak lazım. Örneğin,
bugün Muhafız Alayında uzman bir çavuş olan İbrahimin
kanser tedavisi gören eşinin, o gece emir-komuta zinciri içinde tatbikat
var diye çıkan Uzman Çavuş İbrahimin sadece ordudan ihraç
edildi diye eşinin kanser tedavisinin kesilmesi ya da sekiz aylık
hamile eşlerin hastanelerden dışarıya
çıkarılması
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özel,
buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O günkü yapılan muamele
ne kadar acımasız, ne kadar haksızsa -burada ifade edildiği
gibi Sosyal güvenliği iptal edildi. deniyor, çok doğru- ama buna
karşı bugün bir söz söyleyip söylemediğinizle de tarih sizi
yargılar. O günkü mağduriyetlerde sizin yanınızda yer
alanları, insan hakları mücadelesi olarak görenleri, okullara
başörtülüler alınmadığında onlarla bir
dışarı çıkan solcuları, bugün onların o
duyarlılığını es geçip sizi savunup da bugün içeride
olanlara, KHKlarla atılanlara, Merve Kavakçının o günkü
eşinin bugün KHKyla ihraç edilmesine sessiz kalıyorsanız -o
günkü mağduriyetiniz kıymetlidir ama- bu gök kubbeye yarına
ilişkin bir söz söylememişsiniz demektir.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Özel.
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Kavakcı Kan
RAVZA KAVAKCI KAN
(İstanbul) Sözlerime referans yapıldı, izah etmek istiyorum
Sayın Başkan.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ
(İzmir) - Bir şey yok referansta. Ne var?
BAŞKAN - Size de
yerinizden söz vereyim.
22.- İstanbul Milletvekili Ravza
Kavakcı Kanın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ben biraz evvel konuşmamda PKKya terörist
demeyenleri kastettim. PKKnın bir terörist örgüt olduğunu biliyoruz.
PKKya terörist denmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum en az
ifadesiyle.
Bir dönem gönüllü Şırnak
Milletvekilliği yapmış bir kardeşiniz olarak, bir
Milletvekili olarak orada ne olup bittiğinin de farklı yönlerine
insanlarla konuştuğumuzda şahit olduk.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) - Bu davayla ilgisi var mı, bu davayla?
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Elimizdeki
belgeleri getirelim koyalım. Ben bizzat onları takip edeceğim, o
noktada size söz veriyorum.
İnsanların özel hayatı ve
akrabalık ilişkileriyle alakalı konuşulmasını
hoş bulmuyorum; defaatle buradan zikredildi.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Olay Mecliste
geçiyor Hanımefendi.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Biz her türlü
mağduriyetin ve mağdurların yanındayız,
haksızlık olmaması için elimizden geleni yapıyoruz.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Eliniz
olmadığı anlaşılıyor!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Ama, bugün 28
Şubat ve aynı şeyleri tekrar söylemekten yorulduk.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
tutanağa geçmesi açısından
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Geçen hafta kocası ihraç
edildiği için kanser tedavisi durdurulan, bir kür ilacını
arkadaşlarının toplamasıyla alan Sevgi Can Cirtil Hangi
Adalet ve Kalkınma Partili milletvekiline gittiysek, AKP Grubuna bu konuda
başvurularda bulunduysak bize Siz teröristsiniz, FETÖcüsünüz. deyip
dinlemediler, kapı dışı ettiler. demektedir. Telefonu
buradadır.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Bana gelmediler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu arada, bugün yine bir
doçent, Ordu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden bir yargı
kararı olmadan bir KHKyla ihraç edilen Mustafa Sadık Akdağ
Trabzonda arkadaşının evinde intihar etti. Bunlar olurken bir
araştırma komisyonu kurulmasını dahi kabul etmeyip Kurunun
yanında yaş da yanacak tabii. diyenler çıkıp da burada
yirmi yıl önceki bir mağduriyet üzerinden hâlâ daha siyasi rant
peşinde koşmasınlar, yapacaklarsa bir şey
vicdanlarıyla bugüne dair konuşsunlar.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Özel.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Sayın
Başkan, sataşmadan söz istiyorum. Siyasi rant peşindeler.
diyorlar.
BAŞKAN Sayın Kan, Sayın Özel
kürsüden size cevap vermedi. Eğer istiyorsanız, arzu ediyorsanız
siz de ayakta cevap verip en azından tutanaklara geçmesini
sağlayabilirsiniz.
Mikrofonu açmayacağız Sayın Kan, siz
konuşun, tutanaklara geçer.
Buyurun.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Yirmi sene evvel yaşanmış bir
mağduriyet. diye mağduriyetleri yarıştırmak hoş
bir tavır değil, bunu ifade edeyim, tutanaklara geçsin lütfen.
Ayrıca, 15 Temmuzda asıl mağdur olan,
hayatını hiçe sayıp canını veren, 11i kadın
olmak üzere, 248 vatandaşımızdır; en genci 15
yaşındaki Halil İbrahimdir, asıl mağdur
onlardır. Bu süreçte, biz bu travmayı atlatırken hukuki süreç
devam etmektedir ve daha fazla mağduriyetlerin yaşanmaması için,
15 Temmuzların yaşanmaması için herkes el birliğiyle
mücadele etmektedir; tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Özel...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 15 Temmuz günü burada
yaşananlara o gece burada olan 3, ertesi gün 4 siyasi parti birlikte tepki
gösterdi, bu konuda bu özeni hepimiz göstermeliyiz. 15 Temmuzdaki şehitler
hepimizin ortak değerleri ancak 20 Temmuz gününden itibaren hukuk
yolları kapalı olmak üzere, idari kararlarla mahkeme yolları
kapalıyken şu an ismini vermeyeyim ama bugün salonda olan AKPdeki
etkin isimlere, sadece ve sadece, defalarca Hamile kadınlar, tedavi gören
insanlar, eşleri suçluysa da suçun şahsiliği ilkesine
rağmen mağdur ediliyor, yeşil kart verin bari. dedik, ona bile
yaklaşan olmadı. Bizim bahsettiğimiz, kocası teröristse
Allah cezası versin ama
HARUN KARACA (İstanbul) Oradan siyasi rant
gelmez Özgür, zorlama.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
karısının
karnındaki doğmamış çocuğun bu işte bir kusuru
yoktur.
HARUN KARACA (İstanbul) Oradan siyasi rant
gelmez size, zorlama.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Burada siyasi rant
peşinde olanın Allah cezasını versin. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Özel.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) İki türlü
konuşuyorsunuz; mahalline gidiyorsunuz, tersini söylüyorsunuz.
HARUN KARACA (İstanbul) Zorlamayın,
zorlamayın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle bir şey olur mu ya!
Utan, utan, utan! Utan siyasiler adına!
HARUN KARACA (İstanbul) Teröristleri
savunduğunuz için her mecrada, siz utanın.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Grup Başkan
Vekili İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir
tarafından, HDP Eş Genel
Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ
Şenoğlunun kesin hüküm giyme sonucu milletvekilliğinin
düşürülmesi ve buraya varana dek yaşanan sürecin Anayasaya, Meclis
İçtüzüğüne, uluslararası mevzuata, teamüllere, TBMM tarihindeki
benzer deneyimlere ve kamu vicdanına
aykırılıklarını incelemek amacıyla 28/2/2017
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 28 Şubat
2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Halkların Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.03
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.21
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Ömer SERDAR (Elâzığ), Ali
Haydar HAKVERDİ (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili
Erkan Aydın ve arkadaşları tarafından, Türkiyede artan
silahlanmanın önlenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması
amacıyla 28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun
28 Şubat 2017 Salı günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 28/2/2017 Salı günü
(bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve
arkadaşları tarafından Türkiyede artan silahlanmanın
önlenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla
28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan 1101 sıra no.lu Meclis Araştırması Önergesinin
Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak 28/2/2017 Salı günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Sayın Aydın, sizi
çağırmadan önce, Grup Başkan Vekili Sayın
Kerestecioğlu sisteme girmişler.
Buyurunuz Sayın Kerestecioğlu.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
23.- İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin, Kars Milletvekili Ayhan Bilgenin 28 Şubat
nedeniyle cezaevinden yolladığı bir mesajı okumak
istediğine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben, az önce elime geçtiği için şimdi söz
alıyorum. Bugün, 28 Şubat nedeniyle, sevgili Ayhan Bilgenin
cezaevinden yolladığı bir mesaj var, onu okumak istiyorum:
Mağdur olmak adil olmaya yetmedi. Ey iman edenler, kendiniz,
akrabanız ve yakınlarınız aleyhine de olsa Allah için
şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.
Hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Nisa suresi 135inci ayet.
Şahitlik konusu, dar anlamda, iki taraf arasında ihtilaf
yaşandığında hakikati söyleme anlamına gelse de ilke
olarak, daha geniş anlamda, içinden geçtiğimiz dönemin toplumsal
sorunları karşısında adalete tanıklık etmek,
gerçeği örtmemektir. İstiklal mahkemelerinden 28 Şubat 1997ye
kadar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul)
İslami hassasiyet iddiasında olanlar diğer
birçok toplumsal kesimden muhalifler gibi baskı ve zulme maruz
kalmışlardır. Ancak, yirmi yıl sonra ortaya çıkan
tablo göstermektedir ki mağdur olmak, bundan ders çıkararak adalete
hükmetme erdemiyle hareket etmeye yetmemektedir. Bu durum sebebiyle,
yüzleşmek, inananların önündeki en büyük tarihî sorumluluk olarak
durmaktadır. Doksan üç yıldır çalışan Diyanet
İşleri Başkanlığı, altmış altı
yıl önce açılan imam-hatip okulları, onlarca cemaat ve tarikat
gerçeği ne yazık ki din-devlet-toplum ilişkisindeki
çarpıklığı gidermek bir yana, gün geçtikçe daha
sağlıksız ve İslamın varlık nedeni olan ahlak
mücadelesinin inşasından uzak bir ilişki biçimine
dönüşmektedir. İhvan ve Cemaat-i İslami deneyimlerinin
geldiği nokta da ortadadır. Yaşanan tablonun sorumluluğunu
dış güçler ya da İslam dışı çevreler üzerinden
açıklamanın kolaycılığından bir an önce
çıkmak ve ciddi bir öz eleştiri yapma zorunluluğu
bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Çok az bir bölüm kaldı.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu,
tamamlayın lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Anadolu ve Balkanlarda İslam düşüncesinin
şekillenmesinde büyük emeği geçen Ahmet Yesevi der ki:
Akıllı ve uyanık bir kimseysen dünyaya gönül bağlama.
Dünyaya meyledersen onun emri altına girersin. Ondan sonra, felaketten
felakete sürüklenirsin de hiç haberin olmaz. Mâide suresi 8inci ayeti
eğer hâlâ Türkiye İslami çevrelerinin duruş ve
davranışlarında bir ölçü oluşturuyorsa sözlerimi onunla
tamamlayarak âcizane bir hatırlatmada bulunmak isterim. Allah için
hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Herhangi
bir topluluğa olan kininiz sizi adaletsiz davranmaya itmesin.
Vesselam.
Ayhan
Bilgen
Kars
Milletvekili
HDP
Parti Sözcüsü
Silivri 9 no.lu Kapalı
Cezaevi. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili
Erkan Aydın ve arkadaşları tarafından, Türkiyede artan
silahlanmanın önlenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması
amacıyla 28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 28 Şubat 2017
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin lehinde olmak üzere ilk konuşmacı Bursa Milletvekili
Sayın Erkan Aydın.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bireysel silahlanma üzerine grubumuzun verdiği
öneri üstüne söz almış bulunmaktayım.
Evet, günümüzde geldiğimiz noktada
silahlanmanın, bireysel silahlanmanın oldukça arttığı
bir dönemde hafta sonu iktidar partisi Şenlik içinde bir kampanya
yapacağız. diye bir kampanya başlattı ama rakamlara ve
tabloya baktığımızda ülkenin aslında şenlik
içerisinde değil; tam tersine, kapkara bir tablo içerisinde olduğunu
hep birlikte göreceğiz. Allahtan şenlikin ne anlama geldiğini
biliyoruz da şu anki durumun evlere şenlik bir durum olduğunu da
tespit edebiliyoruz. Bakalım rakamlara.
Sadece son KHKyla 330 akademisyen görevinden ihraç
edilmiş; temmuz ayından bu yana 120 bine yakın memur,
akademisyen, öğretmen görevlerinden ihraç edilmiş ya da hapse
girmiş; bu durum böyleyken RTÜK kararıyla, Yüksek Seçim Kurulunun
tavsiyesiyle evet kampanyası yapma üzerine herhangi bir ceza verilmemesi
kararı alınmış; tutuklu, hükümlü gazeteci sayısı
156ya çıkmış; insanlar birçok yönden tükenmiş ve gelecekle
ilgili karamsar bir hâl almış. Aslında, şenlikle
alakalı bir tablo olmadığını da rakamlardan çok iyi
anlıyoruz.
Hikâyeye baktığımız zaman,
ayaklar altında ezilen cübbeler; yüz yedi gündür hazırlanmayan
iddianameler yüzünden hapiste yatan gazeteciler; yakınlarına
yazdıkları mektupları ulaştıramayan mahkûmlar;
mesleğinden olmuş, aşından, ekmeğinden olmuş
onlarca insan; aslında şenlik ateşi yerine bir korku
ateşinin yandığını da hep birlikte görüyoruz. Ülke
âdeta bir korku imparatorluğuna çevrildi. Bakıyoruz, sabah gazeteyi
açtığımızda Cumhurbaşkanının dünürü diyor
ki: Akla gelebilecek her türlü yolla silahlanıyoruz. Sonra da çeviriyor,
Silah demedim, siren dedim. diyor ama hepimiz durumun ne olduğunu
gayet iyi biliyoruz.
Bu yetmiyor, iktidar partisinin ilçe
başkanı uzun namlulu silahlarla ilçe binasında âdeta bir
gözdağı veriyor ve bunu yaparken hiç çekinmiyor. Düzcede eli
silahlı vatandaşlar hayır verenlere âdeta silah gösteriyor,
hayır kampanyası yapanlar yaka paça gözaltına alınıyor,
gençlik kolları kahvede gezerken gözaltına alınıp
baskı yapılıyor ama evet kampanyası yapanlar Yüksek Seçim
Kurulunun da aldığı kararla âdeta ödüllendiriliyor. Bu da
yetmiyor, başkentin Belediye Başkanı sosyal medyada
Pompalı silahla örgütleniyoruz. diyor ve mesaj atıyor. Peki, bayram
değil, seyran değil, başkent Belediye Başkanı neden
böyle bir açıklama yapıyor? Sanırım bu soruya cevap iktidar
partisi milletvekilleri tarafından verilecektir.
Bu da yetmiyor, aklıselim diye bildiğimiz
İçişleri Bakanı diyor ki: 16 Nisanda evet çıkmazsa o zaman
görün bakalım neler olacak. Neler olacak, hep birlikte
bakacağız. Bu mesajlarla halk âdeta korku üzerine bir mesajla 16
Nisanda yapılacak referandumdan evet çıkmasına doğru
örgütlenmek isteniyor. Ama bu millet 28 Şubatta, o zaman da direndi, 15
Temmuzda da direndi, daha önce de direndi, her türlü baskıya da 12 Eylül
referandumundan sonra da gösterdiği gibi tam tersine tepkiyi verdi, 16
Nisanda da gerekli cevabı sandıkta verecektir. Silahla, korkutmayla,
tehditle de asla oyunu değiştirmeyecektir. Burada hayır oyunu
kullanmayı, hayır vereceğini ilan edip sandığa
gitmeyi düşünen vatandaşlarımızın da müsterih
olmasını hep birlikte tavsiye ediyoruz.
Şimdi bakın, istatistikler ne diyor:
Sadece 2016 yılında 2.720 bireysel silahlı olay, yaralama ve
öldürme olayı yaşanmış. Bunun 2.059 kişisi
hayatını kaybetmiş, 1.961 kişi ise yaralanmış.
Bölgelere baktığımız zaman, şiddet haritasında,
Marmara Bölgesinde, basına yansıyan bu şiddet olaylarında
İstanbul 246 olayla birinci, seçim bölgem olan Bursa 116 olayla ikinci
sırada, bunu bir sürü rakam takip ediyor. Türkiyede cinayet
haritasında ölü olmayan tek il Bingöl yani 81 ilin 80inde bu
cinayetlerden dolayı insanlar hayatını kaybetmiş. Bu
olaylara baktığımızda yüzde 43ü tüfek, pompalı silah,
av tüfeğiyle olmuş, yüzde 30u tabancayla, geri kalanı da
bıçak, balta, satır eline ne geçtiyse millet birbirini
doğramış yani tam bir cinnet hâli var, şenlik hâliyle
aslında hiçbir alakası yok.
Yani üzücü olan şu: İnsanlar
hakkını aramak için mahkemeye gitmek yerine, adalete gitmek yerine
almış eline silahı komşusunu vurmuş, iş
ortağını vurmuş, babasını vurmuş,
çocuğunu vurmuş. Örneklere bakarsak: Vanda 28 Aralık günü 64
yaşındaki hacı amca arazi anlaşmazlığı
yüzünden -bakın, tabanca, tüfek demiyoruz- el bombasını
komşusuna fırlatmış, 2 kişi de hayatını
kaybetmiş. Adanada -ki bu olayların çok
yaşandığı yerlerden biri- keşif yapan adliye
görevlilerine el yapımı bombayla saldırılmış,
içinde hâkim de dâhil adliye görevlileri yaralanmış. İstanbulda
Maltepede bir genç babasına bombalı paket göndermiş.
Bunların hepsini arka arkaya saydığımızda burada vakit
yetmez. Peki, bu insanları bu kadar silahlanmaya, mahkeme ve adalete
gitmek yerine kendi adaletini kendisinin sağlamasına iten sebep ne? O
kadar fazla toplumsal öfkeyi, toplumsal şiddeti körüklemiş ki iktidar
insanlar da kendi çözümünü kendisi bulmaya çalışmış.
Bakın, şimdi Kamu Başdenetçisi olan
yani Ombudsman olan dönemin Cumhurbaşkanı Başdenetçisi
Şeref Malkoç ne diyor, Milletin meşru müdafaa hakkı için
mutlaka ruhsatlı silah alınmasının önünün
açılması lazım. diyor. Yani, adalete gidin demiyor, gidin,
silah alın, kendi adaletinizi kendiniz sağlayın diyor. İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu ne diyor, Parti yetkililerine silah ruhsatı
vereceğiz. diyor. O da demiyor ki adalette hakkınızı
arayın, adaletten gelecek karara uyun. Yani, bu örnekler çoğalabilir.
Kısacası, şiddetten, gerginlikten, korkudan beslenen bir iktidar
var. Ama, bu millet de bu korkuyla, bu huzursuzlukla, bununla mutlaka ve
mutlaka günü geldiğinde sandıkta yüzleşecektir diyorum.
Evet, 28 Şubat
Bugün de yıl dönümü.
Mağduriyetler oldu, asla tasvip etmediğimiz olaylar oldu. Ama,
geldiğimiz gün içerisinde, 15 Temmuzdan bugüne kadar
baktığımızda, o gün 3.500 kişi kamudan ihraç
edilmiş, daha sonra ne olacağı belli değil ama 15 Temmuzdan
bugüne kadar 120 bin civarında memur, devlette çalışan insan
ihraç edilmiş, hapse atılmış. Yani, bugün de aynı mağduriyetin
olduğunu, bugün de insanların sıkıntı çektiğini
görüyoruz. Aydınlar, akademisyenler, gazeteciler ya tutuklular ya da
işlerinden atılmış durumdalar.
Yurttaşlarımız büyük bir baskı altında, demokrasi
büyük bir yara almış, bağımsız yargı,
bağımsız medya gibi kurumlar artık yok denecek kadar
azalmış; özgürlük, insan hakları ve hukuk gibi değerler ise
sadece kitaplarda bir deyim olarak kalmış neredeyse.
Evet, bütün bunların çerçevesinde,
geldiğimiz noktada birtakım çevreler bu darbenin silahlı yüzünü
göstermeye çalışıyorlar. Ama, bütün bunların hepsinin
boşa çıkacağına, bu milletin sağduyusuyla, kendi
iradesiyle de bütün bu baskıları, korkuları yeneceğine,
daha aydınlık, daha güzel, daha yaşanabilir, özgür bir Türkiye
için de mücadele edeceğine inancımız sonsuz.
Bugün ölümünün 2nci yılında
andığımız Yaşar Kemalin şu dörtlüğüyle de
sözlerime son vermek istiyorum. Ne demiş usta kalem Yaşar Kemal?
"İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri,
işte oraya değmemeli."
Vatan için, millet için hayırlı bir
iş yapın diyorum. Hep birlikte hayırlı bir Türkiye için 16
Nisanda hayırlısı olsun diyorum. Hepinize hayırlı
günler diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Aydın.
Grup önerisinin aleyhinde olmak üzere Muğla
Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisi
aleyhinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün bütün dünyada, hatta bugüne kadar silahlanma
organizasyonlarının içinde bulunmayan birçok ülkenin de silahlanma
harcamalarını artırdığı bir realitedir.
Birleşmiş Milletlerin bugünkü yapısı da dünyadaki
silahlanmayı kontrol edebilecek durumda değildir. 1980lerden
itibaren iki kutuplu dünya tek kutuplu hâle gelmiş, aradan geçen kırk
senelik süreçte dünya yeniden kutuplaşmaya
başlamıştır. Ancak dünyadaki yeni güç dengelerinin yerine
oturmadığı da bir vakıadır. Ayrıca, tarihtekinden
farklı olarak bugün vekâlet savaşlarıyla karşı karşıyayız.
Dünyanın değişik yerlerinde vekâlet savaşları bütün
hızıyla devam etmekle birlikte vekâlet savaşı
yapanların kullandığı en önemli alan
sınırlarımızda bulunan Orta Doğu
coğrafyasıdır. Bu durum bizi çok yakından ilgilendirmekte
ve etkilemektedir. Yanı başımızda cereyan eden
olayların ülkemize olan etkilerini bertaraf etmek için bugün kahraman Türk
ordusu El-Babdadır ve yarın da olması gereken yerde
olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemiz cumhuriyetin kuruluşundan bu yana içeride silahlı
kalkışmalarla ve silahlı terör örgütleriyle muhatap
olmuştur. Devletimiz elbette ki yaşanan süreçlerle ilgili yeni
tecrübeler edinmiş, yeni yapılanmalar geliştirmiştir, bu
tehlikeleri bertaraf edecek alternatif yöntemler ortaya
çıkarmıştır. 15 Temmuzdaki hain darbe girişimi
siyasetin, Türk milletinin ve ordunun içindeki vatansever insanların ve
emniyetimizin sağduyusuyla bertaraf edilmiştir ancak 15 Temmuzda
yaşanan hain darbe girişimi sonrası devletimiz ciddi hasarlar da
almıştır. Bu hasarların tamiriyle ilgili herkese büyük bir
sorumluluk düşmektedir.
Bu arada, şu da bilinmelidir ki Türk kültüründe
silah vardır ancak Türk kültüründe silah düşmana karşı
kullanılmıştır, silah avlanmak için
kullanılmıştır, silah kendimizi savunmak için kullanılmıştır
ve silahı kullanmanın kültürel olarak usulleri de bellidir ve
tarihimize baktığımızda, Türk kültürüne
baktığımızda, çocuğa karşı, kadına
karşı hiçbir zaman silah kullanılmadığını da
açıkça alnımız açık bir şekilde ifade edebiliriz. Bu
bakımdan, 15 Temmuz, tarihimiz için de kara bir leke olarak yerini
almıştır. Türk milletinin kendisini koruması için
bulundurulan silahlar Türk milletine çevrilmiş, Türk milletinin
canına kastetmiştir. İnşallah bundan sonra sağduyuyla,
sorumluluk bilinciyle tarihimizde yeni bir kara leke oluşmaması için
elimizden geleni hep birlikte yapacağız.
Bugünlerde kendini bilmez bazıları,
basın-yayın kuruluşlarında, sosyal âlemde birtakım
provokasyonlara çanak tutar konuşmalar yapmaktadır. Bu konuda
herkesin ağzından çıkanı kontrol etmesi lazım.
İnsanlarımız devletin bilgisi dâhilinde ruhsatlı silah
alıyorsa bunların kaydı devletin elinde vardır,
bunların üzerinden bir abartıda bulunmaya gerek yoktur ama bazı
paralel grupların ileriye dönük bir kaos için organizasyonları varsa
elbette Türk milletinin ve devletinin bunu engelleyecek gücü de vardır ve
böyle bir şeye de müsaade etmeyecektir. Bu süreçte İçişleri
Bakanlığımızın, silah ruhsatı taleplerini daha
dikkatle incelemesi, değerlendirmesi ve böyle yeni paralel
yapılanmalara müsaade etmeyecek altyapıyı kurması
gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kara sınırlarımızın önemli bir
kısmında, karşı tarafta devlet otoritesinin
bulunmaması sınır güvenliğimiz açısından bir
dezavantajdır. Bu manada, ruhsatlı silahlar yerine kaçak yollarla
gelen, ruhsatsız yollarla yapılan silahlanmaya dikkat etmekte fayda
bulunmaktadır.
Yine, geçtiğimiz günlerde her şeyi bilen
bir belediye başkanının FETÖnün yeni bir darbeye
hazırlandığı iddiasında bulunması gariptir.
Aynı kişinin artık bundan sonra yapılacak bir darbenin
başarılı olamayacağını, vatandaşın 15
Temmuzdaki gibi çaresiz olmadığını, artık
silahlandığını ve bundan sonra darbeye silahla karşılık
vereceğini beyan etmesi son derece büyük bir talihsizliktir. Türkiyede
kendilerince kaos üretmeye çalışanların ekmeğine yağ
sürecek talihsiz bir açıklamadır. Televizyonlarda bu
açıklamayı dinleyen cumhuriyet savcılarının
suskunluğu da tarafımızdan anlaşılamamaktadır.
İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte herkesin aklıselimle hareket
etmesi gerektiği kanaatindeyiz. Ancak şunu da biliyoruz ki yönetim
boşluk kaldırmaz. Bu arızalı, bu zor,
sıkıntılı dönemde devletin, yargının, emniyetin,
ordunun velhâsıl bütün kurumların yönetimde boşluk
bırakmaması gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 15 Temmuzda yaşanan sıkıntılardan sonra
devletimiz emniyetin, ordunun ve diğer kamu kurumlarının
içindeki FETÖ yapılanmalarına karşı çok ciddi
çalışmalar yapmaktadır. Bu haklı mücadelenin
başarılı olabilmesi için FETÖnün siyasi ve bürokratik
ayağının muhakkak ortaya çıkarılması
lazımdır ve boşalan alanlara yeni paralel yapıların
sızmasını engelleyecek bir refleksi devlet olarak, millet
olarak, siyaset olarak ortaya koyup bunun arkasında hep birlikte dimdik
durabilmeliyiz.
Bu manada son dönemde özel güvenlik yapılanmaları
da ülkemizde önem arz etmektedir. Şu anda özel güvenlik
teşkilatlarında çalışan personel sayısı emniyetin
resmî sayısını geçmiş bulunmaktadır. Emniyetin ve
diğer güvenlik kuvvetlerinin yapılanmasına gösterdiğimiz
hassasiyeti bundan sonra özel güvenlik yapılanmasında da göstermemiz
gerekmektedir. Son dönemde bazı grupların özel güvenlik
yapılanmasıyla çok yakından ilgilenmesi de dikkat çekecek bir
durumdur. Çünkü özel güvenlik yapılanması da bildiğiniz gibi
silahlı bir yapılanmadır. Bu manada özel güvenlik
mevzuatımız yeniden ele alınmalı, kimlerin özel güvenlik
teşkilatı kurabileceği konusunda yeni düzenlemeler
yapılmalıdır. Yarın yeni bir paralel yapıya
evrilebilecek kişi veya kuruluşların özel güvenlik
teşkilatı kurmasına izin verilmemelidir. Yine, bu güvenlik
işinin bir birikim işi olduğunu unutmadan özel güvenlik
teşkilatlarına yapılacak sızmaları da engelleyebilecek
bir altyapıyı kurmak zorundayız. Bu manada, daha önce güvenlik
kuvvetlerimizin içinde belli bir tecrübeye ulaşmış uzman jandarmaların,
emekli polislerin bu sektörün içerisinde tecrübelerini aktarabilecek bir
konumda yer bulmasının sağlanması faydalı
olacaktır. Eğer özel güvenlik yapılanmasını kontrol
edemezsek, özel güvenlik teşkilatlarının sağlıklı
olarak kalmasını sağlayamazsak özel güvenlik birimlerinin bir
kısmının yarın farklı paralel yapılanmalar olarak
karşımıza çıkmasına da şaşmamak lazım.
Güvenlik güçlerimize yardımcı olması
gereken bu güvenlik birimlerinin yarın güvenlik kuvvetlerimizin
karşısında devletimize bir yük olması ihtimali göz önünde
bulundurulmalıdır. Bu bakımdan sonuç olarak bazı
şeyleri de tekrar hatırlatarak konuşmamı bitirmek
istiyorum.
1) Sınır
güvenliğinin sağlanması ve silah
kaçakçılığının kontrol edilmesi içinde
bulunduğumuz süreçte çok önemli bir husustur. Bu konuda gerekli
hassasiyetin gösterilmesi lazım.
2) Özel
güvenlik üzerinden yeni paralel yapılar çıkmaması hususunda
gerekli tedbirlerin sağlıklı bir şekilde alınması
ve uygulanması doğru olacaktır.
3) Ruhsatlı
silah alımlarının da herhangi bir grup tarafından organize
edilmesinin önüne geçecek bir çalışmanın İçişleri
Bakanlığı tarafından süratle yapılması gerekmektedir.
4) Değişik
terör örgütleriyle irtibatlarından dolayı kamudan
uzaklaştırılan insanların da yeni bir sosyal problem
olmaması için gerekli tedbirlerin alınması lazımdır.
5) FETÖyle
yapılan mücadelenin meşruiyetine gölge düşmemesi için FETÖnün
siyasi ve üst bürokrasideki ayağının muhakkak ortaya
çıkarılması lazım ve bu konuda FETÖyle irtibatı
olmadığını iddia edenlerin durumunun da yeniden
değerlendirilerek bunlarla ilgili de hakkaniyetli davranılması
lazım.
6) 16
Nisanda yapılacak olan referandum üzerinden toplumu kamplara bölmeme
konusunda herkesin üzerine düşeni yapması gerekmektedir. 16 Nisanda
evet çıkarsa hayır diyenler 17 Nisanda bu ülkeyi terk
etmeyecektir, hayır çıkarsa da evet diyenler bu ülkeyi terk
etmeyecektir. Bundan sonra da bu ülkede Türk milleti olarak hep birlikte
yaşayacağımızı hiç kimse unutmamalıdır.
7) Herhangi
bir kaosa müsaade etmemek için de bugün istihbarat açığının
var olduğu kabul edilmeli ve bu açığın süratle
kapatılması sağlanmalıdır.
8) Devletin
herkese adaletle hükmetmesi sağlanmalıdır.
Son olarak, milletimizin sahip olduğu
silahları birilerinin istediği gibi kaos için, kargaşa için
kullanmayacağına, örfümüze, âdetimize göre kullanacağına
inancım tamdır.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Erdoğan.
Grup önerisinin lehinde olmak üzere, ikinci
konuşmacı Batman Milletvekili Sayın Ayşe Acar Başaran.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de bireysel silahlanmanın
araştırılması için grubum adına söz almış
bulunuyorum ama bu konuyla ilgili konuşmadan önce özellikle bugün 28
Şubat olduğu için, bence Türkiye tarihinde iki önemli odak ya da iki
önemli tarihi işaret ettiği için herkesin bir söz söylemesi gereken
bir gün bugün.
Bir: Gerçekten bu toplumda, Türkiyede bir kesimin
yok sayıldığı, baskı altına
alındığı ve bir şekilde toplum dışına
itildiği bir 28 Şubat süreci var ve üzerinden belli bir süre
geçtikten sonra, gerçekten topyekûn, özellikle kadın cephesinde verilen
büyük mücadeleyle bu yapılmak istenen şeyin aslında
püskürtüldüğü bir gün olarak 28 Şubatı anıyoruz ama bir 28
Şubat daha var, 28 Şubat 2015. Bundan sadece iki yıl önce
Dolmabahçede bir fotoğraf yayınlandı; Türkiye toplumunda
herkesin gerçekten bir umut ışığı olarak gördüğü
bir tablo, bir fotoğraftı.
Uzun süredir Türkiyede, Türkiye halkları
arasında, Türkiye toplumunda süregelen bir çatışma
ortamının bambaşka çözümlerle, aslında sorunun bambaşka
yollarla çözülebileceğinin ilk defa bu kadar kesin, net ortaya
koyulduğu bir tablo ve fotoğraftı. Bence buradaki herkes bir
dönüp o günü hatırladığında gerçekten büyük bir umut
kaynağı olduğunu, hepimizin geleceği daha
aydınlık gördüğünü, bir çözümün var olabilme ihtimalinin bile
bizde yarattığı etkiyi düşünmesi gerekiyor ama oradan bugün
buralara, bugünlere geldik ve bugün bireysel silahlanmayı konuşuyoruz
ve bugün 15 Temmuz darbe girişimini konuşuyoruz ve bugün
milletvekillerinin tutuklandığını, kayyumları
konuşuyoruz. Bence dönüp iki durum arasındaki farkı bir tespit
etmemiz gerekiyor; bu noktaya nasıl geldik, bunu net ortaya koymak
gerekiyor.
Evet, bir önerge geldi. Bizlerin de basından
özellikle takip ettiği, bence herkesin Türkiye kamuoyunun, birçok kesimin
takip ettiği üzere, özellikle iktidar çevresinden sürekli topluma bir
silahlanma çağrısı yapıldığını
görüyoruz. Ben bunlardan sadece birkaçını okumak istiyorum burada.
Nerede ve nasıl yapıldı? İçişleri Bakanı
Sayın Süleyman Soylu: Her parti yetkilisine silah ruhsatı
vereceğiz. Rize Valisi Erdoğan Bektaş: Manisada iki
yılda verdiğim ruhsatın 5 katını Rizede üç ayda
verdim. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek: Bunu
gizlemenin bir âlemi yok, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra muazzam bir
silahlanma oldu. Pompalı tüfeğini alan evine atıyor. Yine,
Sayın Erdoğanın dünürü bir yerde açıklamalarda bulundu;
bir milis kuvvetin oluşturulduğuna ama bu milis kuvvetlerin sadece
silahlanmadığına, telsizlerinin olduğuna, bir iletişim
ağlarının olduğuna dair bir beyanda bulundu; bu da bütün
Türkiye kamuoyu tarafından bence yakından takip edilen bir
gelişmeydi. Bunun yanında, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı
Milletimizin ruhsatlı silah almasının önü açılacak.
Darbeye teşebbüs edenlere karşı milletin meşru müdafaa
hakkını korumak için silah ruhsatı vermenin önünün
açılması lazım, rahatlatılması lazım.
demiştir.
Evet arkadaşlar, şimdi, zaten
yanlış yoldan giderseniz doğru sonuca
varamayacağımızı hepimiz net biliyoruz. Yanlış
sonuçlar bizi 15 Temmuz darbe girişimlerine getirdi. Bugün tekrar
aynı yanlışlarla Türkiyeyi bambaşka mecralara,
bambaşka uçurumların kenarlarına götürmeye
çalışıyoruz. Çünkü şöyle mi anlıyoruz: Bugün
Türkiyede 15 Temmuz benzeri bir darbe girişiminin olma ihtimali mi var?
Varsa hangi kuvvetler bu darbe girişiminde bulunacak, bence bunun
açıklanmaya ihtiyacı var. Eğer Türk Silahlı Kuvvetlerinden
söz ediliyorsa, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her gün büyük
başarıları olduğundan, El Babda operasyon
yapıldığından söz ediliyor. Demek ki şu anda mevcut
durumda iktidar açısından Türk Silahlı Kuvvetlerine
karşı darbe teşebbüsü yapacağı gibi bir ihtimal
kafasından geçmiyor. Yine, Emniyet teşkilatından söz ediliyorsa
eğer, bugün Emniyet teşkilatının içerisindeki -o sizin
dediğiniz- sızmaların hepsi temizlendi. Peki, bu ülkede darbe
girişiminde bulunacak olan kim? Bu hazırlıklar, bu silahlanma
çağrıları ne için ve kim için yapılıyor? Bunun
referandumla bağlantısı ne? Bu bence ilk önce açıklığa
kavuşturulması gereken, en önemli mevzu olarak
karşımızda duruyor.
Evet, arkadaşlar, diyelim ki burada, Türkiye'de
bir darbe teşebbüsü ihtimali var. Peki, bunu engelleyecek olan halk
mıdır? Biz bu darbe teşebbüslerini, bu darbeleri halkları
silahlandırarak, halkları sokağa dökerek mi püskürtmeyi
düşünüyoruz? Bence burada da bir düşünmemiz gerekiyor. Bizim
halklara, halka bu sorumluluğu yükleme gibi bir durumumuz mu var? Madem ki
öyle iktidar ne işe yarıyor, bunu sormak lazım. Eğer her
şeyi halk yapacaksa burada iktidarın görevi ne oluyor, bir de bunu
sorgulamak lazım arkadaşlar. Eğer Türkiye'de bir darbe
girişimi tehlikesi varsa bunu püskürtme görevine ve yetkisine sahip,
sorumluluğuna sahip olan taraf iktidardır ve bunu önlemeye
çalışması gereken iktidardır ama toplumu
silahlandırarak olacak bir çalışma emin olun daha kötü sonuçlara
yol açacaktır. Niye diyoruz bunu? Çünkü sizler o çok güvendiğiniz
cemaati ülkenin bütün yapılarına sızdırdınız,
hepsinde konumlandırdınız ve onlar o yetkileri kullanarak size
karşı darbe yaptılar. 15 Temmuz bunun sonucuydu arkadaşlar.
İşte, o çok güvendiğiniz,
silahlandırdığınız, yetkilendirdiğiniz askerler,
dokunulmazlık zırhıyla
zırhlandırdığınız o yetkilerle onlar geldiler, bu
ülkede darbe girişiminde bulundular. Peki, siz neye göre insanları
silahlandıracaksınız? Hangi kritere göre
silahlandıracaksınız ya da bu silahlandırma mevzusunun en
nihayetinde neye göre, nasıl kullandıracağını
nasıl tespit edeceksiniz? Elinizde buna dair bir tespit var mı?
Vereceksiniz ellerine insanların silahları insanlar, daha çok
erkekler kadınları katledecek.
Bakın, istatistiklere göre Türkiye'de 414
kadın katledilmiş 2015 yılında ve bunların 309u
ateşli silahlarla yapılmış, gerçekleştirilmiş
vakalar. Peki, bu kadınları, toplumun diğer muhalif kesimlerini
kim koruyacak bu silahlanan güruhtan? Bununla ilgili bir
çalışmanız var mı arkadaşlar? Yok. Yani Bu ülkede
eğer bizim istediğimizin aksine bir sonuç çıkarsa biz bu
silahlı grupları sokağa dökeriz. mi diyorsunuz ya da o
tehditlerde mi bulunuyorsunuz? Bence bunu da açıklamanız gerekiyor,
biraz samimi olarak gelip burada konuşmamız gerekiyor.
En son şöyle bitireyim arkadaşlar: Biz
burada defaatle söyledik ve belirttik ama galiba, dediğim gibi, hâlâ
aynı yanlışları yaparak doğru sonuca
varacağınızı zannediyorsunuz. Ama tekrar edelim, bir
şeyi ne kadar denerseniz deneyin sonuç farklı olmuyor. Fiziğin,
kimyanın tabiatına aykırı bir durumdan söz ediyorsunuz.
Onun için eğer bu ülkede darbe teşebbüslerinin olmamasını
istiyorsanız, dönün 28 Şubat 2015e bakın, dönün biz bu ülkeyi
daha fazla nasıl demokratikleştirebiliriz, ona bakalım. Bu
ülkedeki darbe teşebbüslerinin tek panzehri, emin olun,
demokratikleşmedir. Ama siz bugün bize ne getiriyorsunuz? Önümüzde
nasıl bir paket var? Bütün yetkilerin tek elde toplandığı,
tek bir şahsın bütün Türkiyedeki herkesle ilgili, her
şahısla ilgili; gençler, kadınlar, erkekler, Kürtler, Türkler,
Lazlar, Aleviler ve diğer bütün kesimlerle ilgili tek bir kişinin söz
hakkına sahip olacağı bir düzenleme getiriyorsunuz ve buna da
demokrasi diyorsunuz. Demokrasiden anlayışınız her zaman
belirttiğimiz gibi çoğunluğun azınlığa tahakkümü
olarak nitelendiriliyor. Peki, bunun sonucunda ülke gerçekten darbe
teşebbüslerinden korunmuş mu olacak? Dönüp tarihe bakalım; 1960,
1970, 1980, her defasında darbelerle karşılaştık ama
gerçekten hiç bu darbelerin asıl nedenini araştırmaya
kalkmadık, yanlış yöntemlerle halkları birbirine
kırdıracak, toplumu daha büyük kaoslara sürükleyecek birtakım
önermelerle, birtakım çağrılarla bu ülkedeki sorunları
çözmeye çalışıyoruz. Dediğim gibi, arkadaşlar, öncelikle
eğer darbe teşebbüslerinin önünde durmak istiyorsanız, bu ülkeyi
darbe teşebbüslerinden korumak istiyorsanız bence bu yapmak
istediğiniz Anayasa değişikliği, rejim
değişikliği, sizin deyiminizle
Cumhurbaşkanlığı sistemi bizim deyimimizle "tek
kişilik diktatöryal sistem ne derseniz deyin, ondan vazgeçin. Gelin,
oturup konuşalım bu ülkenin asıl sorunu ne, bu sorunlarla
nasıl baş edebiliriz; içte, dışta nasıl bir
barış sağlayabiliriz, bu ülkeye ekonomik istikrarı
nasıl getirebiliriz ve birtakım unsurların önümüzdeki süreçte
ülkedeki karışıklıklardan faydalanarak darbe
teşebbüslerinin önünde nasıl durabiliriz? İşte, formülü çok
basit ve net, aslında 28 Şubat 2015 tarihinde Dolmabahçede imzalanan
10 maddelik deklarasyonu gelip burada konuşabilirsek, işte darbelerin
panzehri budur diyorum.
Teşekkür ederim arkadaşlar. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Başaran.
Grup önerisinin aleyhinde olmak üzere ikinci ve son
konuşmacı Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Celalettin
Güvenç.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Valim silahlanmaya
karşıdır, Manisada bu işle hep mücadele etti.
BAŞKAN - Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CELALETTİN GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP Grubu önerisi
aleyhine söz almış bulunuyorum, heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlarken 27 Şubat 2011de
kaybettiğimiz Türk siyasetinin önemli simalarından rahmetli Erbakan
Hocaya rahmet dileklerimi iletiyorum. 28 Şubatı görmeden bir gün
önce Rahmetirahmana kavuşan Erbakan Hoca, şüphe yok ki Müslüman
ülkelerde Müslüman kimlikle nasıl siyaset yapılır, nasıl
yönetime talip olunur hareketinin örnek liderlerinden birisiydi, Allah rahmet
eylesin.
Gene sözlerimin başında 1992de Ermeniler
tarafından Hocalıda katledilen masum insanlara Allahtan rahmet
diliyorum ve bir daha tüm mazlumların böyle saldırılara maruz
kalmamasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyorum.
Bugün 28 Şubat. Bu Mecliste 28 Şubatla
ilgili konuşmalar yapıldı. Grup başkan vekilleri
Türkiye'nin nasıl değiştiğini göstermesi adına 28
Şubat aleyhine konuştular. Bunun sevindirici olduğunu belirtmek
istiyorum, bunun mutluluk verici olduğunu belirtmek istiyorum. Benden
önceki konuşmacılar Darbeler nasıl önlenir? dedi. Darbeler
böyle önlenir. Önce Meclis, sonra sivil toplum, sonra aydınlar,
entelektüeller, herkes çareyi sivil siyasette arar, Mecliste arar,
şiddette aramaz ise o zaman kimse darbe yapmaya cesaret edemez. Türk
demokrasisinin bana göre en önemli sorunu, sivil toplumun demokrasiye yeterince
sahip çıkmamasıdır; alternatif siyasetlerin Meclis içerisinde
üretilmeye çalışılmamasından, üretilememesinden
kaynaklanmaktadır. O noktaya geldiğimiz gün, iktidarın da
muhalefetin de alternatifi Meclis içinde olduğu, tüm kafalara yazıldığı
gün darbe yapma ihtimali bu ülkede kalmamış olacaktır diyorum.
Onun için de hiç şüphe yok, ön koşul, şiddete, şiddet
kültürüne tamamımızın el birliğiyle karşı
çıkması, şiddete karşı bir hareketi
geliştirmektir. Bu olduğu zaman 28 Şubatları inşallah
bir daha görmeyeceğiz.
Şimdi, CHPnin grup önerisiyle ilgili,
doğrusu, mevcut metni okuyarak buraya geldim ve metne sadık
konuşmalar yapılacağını düşündüm. Bugün bence ana
muhalefet partisine yakışan da böyle bir önerge yerine darbelere
karşı, darbecilere karşı bir önerge vermesiydi; daha
şık olurdu diye düşünüyorum.
MELİKE BASMACI (Denizli) Verdik ya,
araştırma komisyonu kuralım dedik ya.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) O ayrı bir
şey. Ben bugün için söylüyorum.
Ama, maalesef, böyle bir önerge geldi. Şimdi,
bu önergenin birkaç tane sıkıntısı var.
MELİKE BASMACI (Denizli) Biz Meclis
araştırması önergesi verdik efendim.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) Birincisi,
İsveçte bulunan Stockholm Uluslararası Barış
Araştırmaları Enstitüsünün bir raporuna dayanılarak son
yıllarda dünyada silah ihracatının arttığından ve
Türkiyede de silah ithalatının ciddi şekilde
arttığından bahsedilmektedir.
İkinci bölümde ise, son günlerde bir
kısım medyada yer alan, köpürtülmeye çalışılan,
Sayın Cumhurbaşkanının dünürünün bir sohbet
toplantısında yaptığı konuşmanın İşte,
silahlanma oluyor, WhatsApp grupları kuruluyor. şeklindeki
ifadesidir.
Değerli arkadaşlarım, Stockholm
Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün
raporuna göre, bu enstitünün iştigal alanı bahsedildiği gibi
halkın silahlanmasıyla ilgili değil, bu enstitünün yaklaşımı
devletlerin orduları için aldığı silahlarla ilgilidir.
Dolayısıyla, bu raporun böyle bir önergeye dayanak
yapılması şık olmamıştır, uygun
olmamıştır, illiyet bağı yok. Çok açık ifade
ediyorum, rapordaki silah satışlarıyla ilgili artışlar
da ülkemiz adına çok kaygı verici değildir.
ERKAN AYDIN (Bursa) Gizli var, gizli.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) - Bakın, bu
raporda 2006-2010 yıllarıyla 2011-2015 yılları arası
silah satışları, ülkelerin ihracattaki payları ifade
edilmektedir.
MELİKE BASMACI (Denizli) Ne kadar olursa
kaygılı olur? 1 silah da 1 adam öldürür, 5 silah da.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) - Okuyorum: Suudi
Arabistan 2006-2010 arası dünya silah ithalatının yüzde 2,1ini
yaparken yeni dönemde gerçekten aşırı bir silah ithalatına
gitmiş, yüzde 7ye çıkmıştır. Ülkemize geliyorum;
Çini, Avustralyayı geçiyorum.
MELİKE BASMACI (Denizli) Avrupayı?
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) - Avrupadan da
örnek verebilirim. Amerika var, Kore var, benim önümdeki listede yok.
MELİKE BASMACI (Denizli) Sizin önünüzdeki
ayarlanmış çünkü.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) - Türkiye 2,5ken
3,4e çıkmıştır. Yani Türkiyenin yeni dönemdeki
artışı sadece 0,9dur, 1 değildir.
MELİKE BASMACI (Denizli) Kayıt
dışı ne kadar var?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) 2,5tan 3,4e
çıkınca yüzde 70 artmış olur ya, kimi
kandırıyorsunuz?
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) - Artı, bir
şey daha söylüyorum: Bu silahlar devletlerin ordular için
aldığı silahlardır, halk için değil.
MELİKE BASMACI (Denizli) Halk silahları
hariç, kamu içi olanlar hariç
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla)
Dolayısıyla, bu önergedeki bu illiyet bağı doğru
değildir.
Sayın Cumhurbaşkanının dünürünün
konusuyla ilgili, maalesef, yılların
alışkanlığını bırakmayan bir kısım
medyanın konuşmada çok açık ve net bir şekilde aparat olarak
düdükten, megafondan, sirenden bahsedilirken silahtan bahsediyor diye
manipüle etmesiyle konu gündeme gelmiştir; kayıtları YouTubeda
var, gelirken birkaç kere dinledim.
MELİKE BASMACI (Denizli) YouTube resmî bir
şey değil yahu. Eyvah eyvah!
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) CHP grup önerisi
gazetedeki haberlerin metne geçirilmesi suretiyle buraya getirilmiştir.
Doğrusu, çok şık olmadığını ifade etmek
istiyorum.
Bu vesileyle bir kere daha görüşlerimizi ifade
etmekte fayda görüyorum. Bugün, biz, AK PARTİ hareketi olarak
dünyanın en sivil hareketiyiz, en demokrat hareketiyiz. Tayyip
Erdoğan, bu hareketin kurucu doğal Genel Başkanı olarak
kırk yıldır siyasetin içerisinde. Uğramadığı
hiçbir haksızlık kalmamasına, şiir okuduğu için
hapislere de atılmasına karşın bu hareket hiçbir zaman
silah ve şiddeti ağzına almamıştır, gücü de
buradan gelmektedir. Bu hareket sivildir, bu hareket özgürlükçüdür, bu hareket
şiddet karşıtıdır, demokrattır ve halka
dayanır. Seçim kazanmasının, 11-12 seçimi kazanmasının
sırrı da Yeter! Söz milletin. demesi ve bunu
içtenleştirmesidir. Bugün gelinen noktada bir yandan PKK terör örgütü bir
yıldır doğuda saldırırken, öbür yandan dünya tarihinin
en ağır darbe girişimlerinden birine maruz kalmışken
biz gene sivil anayasa diyoruz. Muhalefetin çok eleştirdiği yeni
Anayasa teklifimizde sıkıyönetimi kaldırıyoruz çok
açık ve net bir şekilde.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) OHALi
ağırlaştırıyorsunuz. Doğru bilgi verin halka.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) Askerî
mahkemeleri kaldırıyoruz.
Bütün çağrımız, Yeter! Söz milletindir. diyoruz. Biz bu yoldan
geri dönmeyiz. Her platformda, her ortamda şiddete, silaha karşı
olduğumuzu; hangi yerden gelirse gelsin, hangi kaynaklı olursa olsun,
hangi amaca hizmet ederse etsin şiddet karşısında
olduğumuzu belirteceğiz ve samimi duruşumuzu sergilemeye devam
edeceğiz. Bununla ilgili tavrımız nettir. Bundan dolayı da
gerek içeride gerek dışarıda bize
yapıştırılmak istenen birtakım terör örgütlerine
destek veya ilişkilendirme çabaları sonuçsuz
kalmıştır, sonuçsuz kalmaya devam edecektir diyorum.
Son bir çağrısı daha bizim
hareketimizin: Ülkemizin ve İslam coğrafyasının
kurtuluşu için; bir, ırkçılık yapmayacaksınız;
iki, mezhepçilik yapmayacaksınız; üç, samimi olarak şiddete
karşı duracaksınız.
MELİKE BASMACI (Denizli) Hep beraber, hep
beraber.
CELALETTİN GÜVENÇ (Devamla) Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Güvenç.
ERKAN AYDIN (Bursa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Aydın
ERKAN AYDIN (Bursa) İlliyet bağı
yoktur. diyerek, yakışıksız bir ifade kullanarak
sataşmada bulunmuştur. O yüzden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) İlliyet
bağının olmayışı yakışıksız
bir ifade mi Sayın Başkanım?
ERKAN AYDIN (Bursa) Onun haricinde de birkaç tane
ifade kullanmıştı, Sayın Bostancı.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, Kahramanmaraş Milletvekili Celalettin Güvençin CHP
grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına ve CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
ERKAN AYDIN (Bursa) Şimdi,
Cumhurbaşkanının dünürünü YouTubeda izlediğini söylüyor,
orada da siren dediğini iddia ediyor ama bütün kayıtlarda
olduğu üzere, daha sonra çevrilmiştir. Hadi o dediğinizi
doğru varsayalım, Başkent Belediye Başkanının
ifadesi, halkı pompalı silahla örgütlenmeye
çağırdığı sosyal medyadaki tweetleri; gene,
İçişleri Bakanının Parti teşkilatlarına silah
verilmesi gerekir. dediğini ve gene, İçişleri
Bakanının 16 Nisanda eğer evet çıkmazsa olabilecekleri
ben bile kestiremiyorum. demesini
Burada verdiğimiz araştırma
önergesinin silahlanmaya karşı olduğunu söylüyoruz. Bu
araştırma önergesine biraz sonra verecekleri oyla bu önergenin
karşısında mı yanında mı olduklarını
göstereceklerdir. Eğer gerçekten bunun karşısında iseler
oylamada evet verirler, hep birlikte. Bu, Türkiye'de artan
silahlanmanın, kayıt dışı silahlanmanın özellikle
-biraz önce rakamlar verdi sayın hatip- yüzde 70
arttığını görüyoruz. Bir de kayıtlıda büyük bir
artış var. Adamın evinde el bombası çıkıyor,
atıyor, gidiyorlar araştırma yapıyorlar iki tane de el
bombası çıkıyor. Yani siz hâlâ Bunu
araştırmayalım, bunda bir sorun yoktur, biz siviliz, bunu
desteklemiyoruz. derseniz verin burada evet oyu, hep birlikte
araştıralım diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Aydın.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunmadan önce Sayın Gök sisteme girmişler.
Buyurunuz Sayın Gök.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Ankara Milletvekili Levent Gökün,
referandumda kötü sonuç çıkarsa iç savaş çıkacağı
tehdidinde bulunan Avusturyada AKP Birlik Yönetiminde olan Mahmut Koç
hakkında ne yapılacağını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Şimdi, AKP sözcülerini izliyorum, referandumu
anlatıyorlar, sonra Şiddete karşıyız. diyorlar. Ben
birkaç gündür Avusturyada, Viyanada ve değişik kentlerinde
çalışmalarda bulundum. Avusturyada AKP Birlik Yönetiminde olan, en
üst derecede olan, isim de veriyorum; Mahmut Koç isimli bir şahıs
referandumla ilgili yapmış olduğu bir açıklamada Eğer
referandumdan kötü sonuç çıkarsa bir iç savaş çıkar. tehdidinde
bulundu geçtiğimiz günlerde. Şimdi, böyle bir tablo içerisinde,
bildiğim kadar, AKP Genel Merkezi de bu tip beyanlarda bulunan
kişileri bir müeyyideye tabi tutuyor. Avusturya Birlik
Başkanlığında ya da Yöneticisi olan Mahmut Koç isimli
Eğer referandumda kötü sonuç çıkarsa iç savaş çıkar.
tehdidinde bulunan bu kişi hakkında AKP Genel Merkezi ne yapmayı
düşünüyor? Kendilerinden çok net bir açıklama bekliyorum efendim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Gök.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı, buyurun.
25.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının, Ankara Milletvekili Levent Gökün
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
16 Nisanda bir halk oylaması yapılacak,
daha önce Komisyonda ve Mecliste konu müzakere edildi.
Bizim tavrımız açık: Evet de
hayır da meşru zeminlerde verilmek kaydıyla -meşru
zeminlerin dışındaki tutum ve davranışlar ayrı
bir bahis- bizim için saygıdeğerdir, başımızın
üstündedir, halkımız ne derse bizim için o değerlidir. Esasen
halkın yaklaşımı da budur. Yani Sayın Gökün
söylemiş olduğu kişi, belirttiği olay nedir, nerede ne
demiştir; bunu biz tabii ki inceleriz ama emin olun, bir iki tane
maceraperestin -başka örnekleri de vardır bunun, başka
kesimlerde söylenen sözler de vardır- bu tür
kışkırtıcı sözlerine Türk halkı hiçbir biçimde
kulak vermez. Bizim siyasi tavrımız, kurumsal kimliğimiz,
yaklaşımımız son derece açık; kimsenin bundan
endişeye kapılmasına gerek yok. Ayrıca, olayı da
inceleriz biz, ne olup bittiğini anlarız.
Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Gereğinin
yapılmasını bekliyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Bostancı.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili
Erkan Aydın ve arkadaşları tarafından, Türkiyede artan
silahlanmanın önlenmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması
amacıyla 28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 28 Şubat 2017
Salı günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Şimdi, İç Tüzükün 37nci maddesine göre
verilmiş bir doğrudan gündeme alma önergesi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi
Gürerin (2/1518) esas numaralı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/87)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/1518) esas numaralı Kanun Teklifimin
İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine
alınmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ömer
Fethi Gürer
Niğde
BAŞKAN Teklif sahibi olarak Niğde
Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Perakende Ticaretin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun değişikliğiyle ilgili verdiğimiz bu
teklifte alışveriş merkezleri, büyük mağaza, zincir
mağaza, yetkili işletme, perakende ticaretle uğraşan
diğer işletmeler ile esnaf ve sanatkâr işletmelerinin
satış alanlarında satışa sunabilecekleri ithal mamul
malların satış değeri toplamının işletmenin
satışa sunduğu tüm mamul malların toplam satış
değeri üzerinden yüzde 20yi aşmamasıyla ilgilidir. Amaçlanan,
yerli üretimi artırıp AR-GE çalışmalarının
desteklenmesiyle yenilikçi ürünlerin de önünü açmak ve işsizliği de
önleyecek yeni iş alanlarının oluşumunu
sağlayıcı düzenlemelerin sağlanmasını
gerçekleştirmektir.
Hiper ve grosmarketlerin kuruluş ve
faaliyetleriyle ilgili düzenlemeler yeterince sağlanmadığı
için, bu kurumların mahallelerde alt birimler açarak bakkallarla rekabete
girmeleri noktasına gelinmiştir. Bu süreçte, yerli olmayan ürünler,
yerli üreticilerin önemli ölçüde kapanması ya da iş
değişikliğine neden olmaktadır. İşsizlik ve
sorunlu esnaf sayısı artmıştır. Dışa
bağımlı hâle gelen ülkemizde bu alanda düzenlemelere ihtiyaç vardır.
Beş yılda, Temmuz 2016 tarihine kadar ülkemizde kapanan bakkal
sayısı 85 bindir. Son üç yılda Niğdede kapanan iş
yeri sayısı da 4.663tür.
Sömürgecilik, dünya düzeninde işgallerden çok
ülkenin bütün üretim mallarında dışa bağımlı hâle
getirilmesiyle sağlanmaktadır. Ülkemizde sanayileşmenin bilimsel
ve teknolojik gelişmeden güç alarak ülke kaynaklarının verimli
kullanılabilmesi için desteklenmesi yeterli ölçüde
sağlanamamaktadır.
Bu amaçla, mali sistemde etkin bir şekilde
yararlanılmasını sağlayacak vergi politikası da dâhil
gerekli düzenlemelere gidilmelidir. Üretim gücümüze katkı sağlayacak
reel sektörde yeni kapasiteler ve istihdam olanağı yaratan
doğrudan yatırımlar hedeflenmelidir. Dışa
bağımlılığı ve dış açığı
en aza indiren, dış ticaret hacmini ve ihracatı artıran,
istihdam yaratan, reel sektörü ve üretimi özendiren politikalar ne yazık
ki Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarları döneminde geriye
düşmüştür. Üretimde ithalata olan
bağımlılığın azaltılması için ana-yan
sanayi bağlantıları güçlendirilmelidir. Yan sanayinin teknolojik
gelişmelere ayak uydurabilmesi için KOBİlerin ölçek ve sermaye
yapıları açısından desteklenmesi
sağlanmalıdır. Özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerden
kaynaklanan haksız rekabete karşı firmalar etkili bir
şekilde korunmalıdır. Dar gelirlilerin, emekçilerin,
esnafın vergi yükü azaltılmalıdır.
Küreselleşmeyle birlikte ulusal ve küresel
ölçekte yeterli bir düzenleyici çerçevenin geliştirilmemiş
olması, spekülatif sermaye hareketlerinin hızlı artması ve
ülke ekonomisinin istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açmaktadır.
Ülkemiz hem dünyaya açık hem de ulusal üretim ekonomisinin önünü açan
politikalarla küreselleşmenin olumsuzluklarından
korunmalıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizde esnafımızın sorunları her geçen
gün daha da artmaktadır. Esnaf gerçekçi kredilerle desteklenmeli, esnafa
sadece mali değil stratejik destek de sağlanmalıdır.
Esnafın rekabet gücünü artıracak iş modellerinin
geliştirilmesine katkı artırılmalıdır.
Esnafın kurduğu kümelenme şirketlerine vergi avantajıyla
daha çok destek sağlanmalıdır. Özel bir statüyle ülkemizde
yaşayan Suriyelilerin vergiden ve yasal yükümlülüklerden muaf şekilde
iş yaparak haksız rekabet etmesini yaratacak uygulamalardan
kaçınılmalıdır. Esnaf bakanlığı
kurulmalı, esnaf ve sanatkârların sorunlarının siyasette
geniş olarak yer bulması sağlanmalıdır. Ruhsatlandırma
işlemleri esnaf odaları tarafından yapılmalıdır.
Sosyal güvenlikte norm ve standart birliği sağlanarak esnaf aleyhine
olan farklar ortadan kaldırılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, tüm bu öneriler
ışığında, ithal ürünlerin tüketiminin
azaltılıp yerli üretim ürünlerinin raflarda daha çok yer
bulması, yerli üreticinin ve yerli ürünlerin desteklenmesi, korunması
amacıyla bu kanun teklifini verdim. Yüce Meclisimizin olumlu
oylarıyla yerli üreticinin korunmasını sağlayacak böyle bir
önerinin desteklenmesini diliyor, saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Gürer.
Önerge üzerinde ikinci konuşmacı Denizli
Milletvekili Sayın Melike Basmacı.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MELİKE BASMACI (Denizli) Sayın
Başkan, sevgili vekiller; hepinizi sevgiyle selamlıyor,
hayırlı günler diliyorum.
6585 sayılı Kanundaki
değişiklikle ilgili söz almış bulunuyorum ama maalesef
ekonomimizin iki can damarının nasıl hançerlendiğini
anlatacağım.
Bir zamanlar dünyada tarımda kendi kendine
yetebilen 5 ülkeden 1iyken, evde, okulda Yerli malı Türkün malı,
herkes onu kullanmalı. derken şimdi yerli neyimiz kaldı? Önce,
tarımda üretmeyi durdurduk, girdi fiyatlarını artırdınız
-mazotu, gübreyi- hatta yerli tohumlarımızı bırakıp,
onu bile İsrailden getirdiniz. Bunların hepsi süreçti oldu, oldu ama
maalesef geçen hafta Tarım Bakanlığı Sudandan, evet
Sudandan 5 milyon dönüm yer kiraladı. Her yıl ülkemde bir Trakya
büyüklüğünde toprak ekilemezken, dikilemezken bu neyin kafasıdır,
ben anlamadım. 5 milyon dönüm Sudandan. Röportajda sormuşlar Niye
böyle yaptınız Sayın Bakan? diye, demiş ki: Türk
insanı ananas, avokado, kiviyi ucuz yesin diye. Ya, ben, kendi
memleketimde, 70 kilometre mesafede üretilen Çivril elması yerinde 40
kuruşken pazardan 4 liraya alıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) Benim üzümüm Buldanda, Alaşehirde 30 kuruşken
pazarda 2 liraya alıyorum. Muhtemelen bir ışın makinesi
var, avokadolar Sudandan buraya onunla gelecek.
Bu kadar da değil, başımızı
ikinci derde sokan
Grafiker Sevgili Ümit Atalay harika bir grafikle
anlatmış. Bakın, bu, muhtemelen bu akşam
imzalayacağınız, oylayacağınız bir anlaşma,
Pakistanla yapacağımız serbest ticaret anlaşması.
Dikkatinizi çekti mi? Bütün oklar Türkiyeye saplanıyor. Maalesef, bütün
tekstil, bir serbest ticaret anlaşmasıyla Çinden,
Bangladeşten, Vietnamdan ve hatta Avrupa Birliğinden bile gümrüksüz
olarak ülkeme girecek. Benim üreticim 180 bin kişiyi istihdam ediyordu
beş senedir bu ek vergiyle, yeni yatırımlar yapmıştı.
Şimdi, bir anlaşmayla, siz, bu ülkelerin gümrüksüz tekstil ürünü
sokmasına izin vereceksiniz yani artık Çinin, Bangladeşin,
Vietnamın, hepsinin tekstil ürünü girecek ve benim tekstilim, benim
Denizlim artık tekstil üretemeyecek. Ben bir Denizlili olarak Denizlili
bir bakan olan Ekonomi Bakanını bunu imzaladığı için
-hem de süresiz olarak- kınıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Aslında, Hükûmetin ekonomisini çok güzel bir
fıkrayla özetlemek lazım. Bir gün Cemal çok dertli oturuyormuş,
yanına arkadaşı Temel gelmiş, Hayırdır ya,
derdin ne? demiş. Sorma, arabamı satamıyorum.,
Hayırdır, ne sorunu var? Demiş ki: 200 bin kilometrede.,
Ya, bu sorun mu? Hallederiz, hemen sanayiye gideriz, kilometresini
hallederiz. Almış arkadaşını, götürmüş sanayiye,
200 bin kilometrelik arabayı okus pokus 20 bin kilometreye
getirmişler. Sonra aradan bir hafta geçmiş, Temel tekrar görmüş
arkadaşını, sormuş Keyfin yerinde tabii, arabanı
sattın değil mi?, Yok be arkadaş, deli misin, 20 bin
kilometredeki araba satılır mı? demiş. İşte,
sizin Hükûmetinizin de ekonomi anlayışı aynen bu. Hükûmet,
sürekli 200 bin kilometrelik arabaları TÜİKe gönderip, TÜİK
rakamlarını düzleyip 20 bin kilometreye getirip bizim gibi,
halkımız gibi gerçekten üretenleri kandırarak maalesef
işler yapıyor.
Ama bunların hepsini sizin konuşacak
vaktiniz yok. Ülkemizde terör varken, ekonomik sıkıntılar
varken, kanun hükmünde kararnamelerle canı yanan insanlar varken, siz kim,
hangi koltuğa nasıl oturacak, kim kiminle oturacak, 18
yaşında mı oturacak, 50 yaşında mı oturacak, bunu
tartışıyorsunuz. Ama unutmayın, ilahi adaletin zaman
aşımı yoktur ve zamanı geldiğinde, 16 Nisanda
hayırlara vesile olacak inşallah.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Basmacı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın Elitaş, sisteme girmişsiniz.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Denizli Milletvekili Melike Basmacının
doğrudan gündeme alınma önergesi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekili biraz önce konuşurken,
Pakistan Serbest Ticaret Anlaşmasından bahsetti, Denizli bölgesinin
de hassasiyetlerini dile getirdi, teşekkür ediyorum ama şu bilgiyi de
vermek istiyorum.
Pakistanla yapılacak Serbest Ticaret
Anlaşması tekstil ürünlerini kapsamamaktadır, sanayi ürünlerini
kapsamaktadır. Tekstil ürünleriyle ilgili, çok az miktarda, Türkiye'nin
rekabet üstünlüğü olan konuları kapsayan bir düzenleme vardır,
tekstil ürünlerini kapsamamaktadır.
Biraz sonra Ekonomi Bakanlığından
bilgi gelecek, ben sayın milletvekiline veririm efendim. Hassasiyetine
teşekkür ediyorum ama bu çerçevede verdiği bilgilerin tekstil
ürünlerini kapsamadığını ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Elitaş.
Sayın Basmacı
MELİKE BASMACI (Denizli) Sayın
Başkanım, şunu söyleyeyim: Bizim aldığımız
bilgiler buradan ve Komisyonda konuşulanlar. Ha, biz bilmeden,
basıldığı hâlde bu da değişiyorsa yenisini
alalım.
Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Değişmez, Ekonomi Bakanlığından bilgi gelecek, ben
size vereyim biraz sonra.
BAŞKAN Peki, Ekonomi
Bakanlığından bilgileri alıp Sayın Elitaş size
ulaştıracak Sayın Basmacı.
Sayın milletvekilleri, gündemin Seçim
kısmına geçiyoruz.
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan
Üyeliklere Seçim
1.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için İzmir Milletvekili Ahmet
Kenan Tanrıkulu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.24
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara),
Ömer SERDAR (Elâzığ)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 75inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan
karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu
Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Demiryolu Bağlantısı Olan
Limanları ile Ukrayna Limanları Arasında Uluslararası
Doğrudan Yük Demiryolu Feri Hizmetinde Yük
Taşımacılığına İlişkin Kurallar ve
Ekleri ile Yük Vagonlarının İşletiminin Organizasyonuna
İlişkin Kuralların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/492) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Demiryolu
Bağlantısı Olan Limanları ile Ukrayna Limanları
Arasında Uluslararası Doğrudan Yük Demiryolu Feri Hizmetinde Yük
Taşımacılığına İlişkin Kurallar ve
Ekleri ile Yük Vagonlarının İşletiminin Organizasyonuna
İlişkin Kuralların Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/492) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 157) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
Komisyon
Raporu 157 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen yok.
Soru-cevap
işlemi yok.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU ARASINDA
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN DEMİRYOLU BAĞLANTISI OLAN
LİMANLARI İLE UKRAYNA LİMANLARI ARASINDA ULUSLARARASI
DOĞRUDAN YÜK DEMİRYOLU FERİ HİZMETİNDE YÜK
TAŞIMACILIĞINA İLİŞKİN KURALLAR VE EKLERİ
İLE YÜK VAGONLARININ İŞLETİMİNİN ORGANİZASYONUNA
İLİŞKİN KURALLARIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1)
13/9/2012 tarihinde Kievde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Bakanlar Kurulu Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Demiryolu
Bağlantısı Olan Limanları ile Ukrayna Limanları
Arasında Uluslararası Doğrudan Yük Demiryolu Feri Hizmetinde Yük
Taşımacılığına İlişkin Kurallar ve
ekleri ile Yük Vagonlarının İşletiminin Organizasyonuna
İlişkin Kuralların onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci madde üzerinde gruplar
adına ilk konuşmacı, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Erzurum Milletvekili Sayın Kamil Aydın, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
MHP GRUBU ADINA KAMİL AYDIN (Erzurum)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Milliyetçi
Hareket Partisi adına, uluslararası sözleşmeler çerçevesinde
Ukraynayla olan anlaşma üzerinde konuşmak üzere söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Ama, konuya geçmeden önce, öncelikle, Türk
siyasetinde gerçekten iz bırakan, Türk siyasetinin renkli bir siması
olan Profesör Doktor Sayın Necmettin Erbakanı rahmetle
anıyorum.
Yine, Hocalı için ayrı bir parantez
açacağım konuşmam içerisinde, onu da unutmadık.
Ayrıca, 28 Şubattaki o melun olaylarla
ilgili de gerçekten, hissiyatımız, bugüne kadar, bu saate kadar
söylenenler doğrultusunda. Bizler de o günleri tekrar tekrar, ders
çıkararak, inşallah ders çıkararak, protesto ederek
anıyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, malum, ikili
anlaşmaların özü tekrar nereye götürüyor bizi? Uluslararası
ilişkilere, dış politikaya götürüyor. Dış politika ya
da uluslararası ilişkiler dediğimiz zaman, bunu bilim
adamları üç boyutlu düşünüyorlar yani üç ana konseptte
tartışabiliriz, ele alabiliriz dış siyaset
oluşturulurken. Bunlardan bir tanesi realist dedikleri, gerçekçi bir
olgudan hareket ederek oluşturulan bir dış siyaset. İkincisi,
idealist bir dış siyaset. Bu da gerçekten ulvi, yüce, ilkesel
birtakım değerleri her şeyin önüne koyarak oluşturulan bir
dış siyaset öngörüsü. Üçüncüsü ise liberal bir dış siyaset
projeksiyonudur. Bunda da nedir? Bireyin ekonomik kalkınması
öncelenerek aynen iç siyasette olduğu gibi bunu dış siyasete de
yansıtma düşüncesidir. Fakat, bugüne kadarki uygulamalara
baktığımızda, özellikle konjonktürel olarak
hâlihazırda dünyada yaşanan sıcak ve hızlı
olayları da dikkate alacak olursak -en son Amerika seçimlerini de buna
katarak- gerçekten realist ve idealist bir dış siyaset
düşüncesinin karışımı olan bir yapının hâkim
olduğunu görüyoruz. Bu da nedir? Bu da emniyeti, iç huzuru, güvenliği
bir taraftan öncelemek, ikincisi refahı öncelemek, bir de sosyokültürel
yapıyı olabildiğince uluslararası platforma
taşıyabilmektir.
İşte, biz de gerçekten böyle eklektik bir
yapıdan hareketle, Türk dış politikasında, umarım
bundan sonra daha güçlü bir şekilde -içeride birlik, beraberlik
şemsiyesi adı altında- ulusal çıkarları önceleme
yaparak uluslararası boyuta taşıyacağımız
şey, önce ülke ve millet düşüncesinden hareket ederek bunu
dış siyasete aktarmak olacaktır diye düşünüyoruz. Niye bunu
söylüyoruz? Çünkü, malumunuz, eğer realist bir yapıdan hareket
edeceksek etrafımızda sıkıntılar vardır,
sıkıntılar yumağıyla çerçevelenmişiz; güneyimiz
de kuzeyimiz de, doğumuz da batımız da çok
sıkıntılı süreçlerden geçmektedir. Malumunuz, Suriye olayı,
Irak olayı, akabinde Türkiyenin tekrar hem iç huzurunda hem de
dış siyasetinde birtakım sıkıntılara neden
olmuştur. Ukraynayla ilgili ikili anlaşmaları
konuştuğumuza göre, en son Rusyayla yaşanan, özellikle
Kırım Özerk Bölgesinin yaşadığı sıkıntıları
göz ardı edemeyiz. Burada romantik olmaya, burada liberal düşünmeye
hiç gerek yoktur. Burada realist ve idealist bir dış politika
düşüncesinden hareketle, oradaki soydaşlarımızın hak
ve hukukunu sağlama noktasında birazcık duyarlılık
göstermek zorundayız. Niye? Çünkü bunlar 1944te gerçekten çok hazin bir
trajedi yaşadılar. O ilkel vagonlarla ücra köşelere,
soğuğa, yokluğa, kıtlığa, açlığa maruz
bırakılarak yarı yarıya şehit olmuşlardır.
Bir kısmı da yine Türkiyeye göçleri sırasında aynı
trajediyi yaşamışlardır. Ama, bugün, çok pişkin bir
şekilde, maalesef, bağımsız bir devlet olan Ukraynanın
iç bölgesindeki bir coğrafyaya dahi Rusya Federasyonu sahip çıkarak
Orası benim toprağımdır. diyebilme cesaretini
göstermektedir. Bunu, biz, gerçekten bir şekilde dikkate alıp buna
göre bir düşünce, bir dış siyaset perspektifi oluşturmak
zorundayız.
Öte yandan, bakın, Türkiye Cumhuriyeti devleti
sadece kendi çevresiyle ilgili değil -hani hep söylüyoruz ya, bir gönül
coğrafyasından bahsediyoruz- Türkiye Cumhuriyeti devleti, aynı
zamanda Müslüman bir devlettir, dolayısıyla o kutsi hadisin
söylediği gibi bir vücuttur. Müslüman topluluk bir insan vücuduna benzer.
İnsan vücudundaki herhangi bir uzvun meydana getirdiği bir
rahatsızlık, bir ağrı, bir sızı diğer
uzuvlar tarafından hissedilmelidir, emir böyledir. Dolayısıyla,
bugün İsrailde yaşananlar, Filistinde yaşananlar, özellikle
Batı Şeriadaki İsrail toprağı içerisinde 4 binin
üzerinde ruhsatsız, izinsiz bir yerleşim alanı oluşturmak
da yine bizi derinden rahatsız etmektedir dış siyaset
açısından baktığımızda.
Diğer önemli bir şey, yine buradaki
kardeşlerimizin yaşadığı bir sıkıntı da
maalesef ezan için dayatılan yasaktır. Bunları da yine
önceleyerek dış siyasette beklenen cevabı, beklenen tavrı
koymak zorundayız.
Evet, bugün aynı zamanda Hocalı
katliamının 25inci yılını hüzünle görüyoruz. 1992de
yaşananlar daha dünkü gibi hafızalarımızda. Bu, yüzyıl
önceki hüznün yeniden tezahürüdür. Bugün öyle bir tweet attım. Biz bu
hüznü yüzyıl önce de yaşamıştık aynı
coğrafyada. Bugün maalesef tarih yine birilerinin hatasından
dolayı tekerrür etmek zorunda kalmıştır. Yani, malum
yapı, o Hınçak ve Taşnak artıkları bugün de o
coğrafyada zulmü bizim insanımıza reva görmüştür. Neler
olmuştur? İşgal olmuştur, zulüm olmuştur, işkence
olmuştur. Bunları da utanmadan zaten çok açık bir şekilde
söylemektedirler. Hatta, YouTubedaki gösterilerinden de gördüğümüz bu
işkence, bir yavrumuzun diri diri derisini soyarak
dayanıklılığının ne kadar olduğunu ispatlama
adına bir deneysel işkenceye dönüştürülmüştür.
Evet, Hocalıya buradan selam olsun ancak bir
dörtlükle bir cevap vereyim onların durumuna:
...Gel gardaş diyorsun gelecek yol yok,
Şehitler kabrine koyacak gül yok,
Çilesiz saat yok, kavgasız yıl yok;
Kurşunlar sizdedir, sızı bizdedir,
Sizdeki yaranın özü bizdedir...
Buradan o soydaşlarımıza ve
dindaşlarımıza acılarını paylaşma adına
bu dörtlükle cevap vermek istedim.
Bugün, ayrıca, yine, efendim, sınır
bölgesinde taciz olmuştur, yeniden bir saldırı olmuştur. Bu
saldırı sonucu da yine 5 kardeşimizi şehit vermişiz.
Buradan isimlerini okuyayım arzu ederseniz: Abdullayev Aqşin, Nezerov
Şahlar, Haşımlı Tural, Gedimov Zülfü, Ceferov Zakir;
kardeşlerime de Allahtan rahmet diliyorum.
Evet, AGİT var, uluslararası
anlaşmalar var, uluslararası sözleşmeler var, kurumlar var,
kuruluşlar var ama maalesef, üst değer insanlık, insanın
yaşama özgürlüğü değil, güç odaklı, gücün gölgesinde ele
alınan bir öncelikler söz konusu. Bugün AGİT o bölgede gerçekten
hakemlik pozisyonunu çok doğru bir şekilde yapmış olsaydı
bugün tekrar aynı tacizleri mütemadiyen yaşamazdık diyorum.
Dolayısıyla, siyasetimizi oluştururken iç siyasette olsun,
dış siyasette olsun biz her zaman doğruyu söylemek
zorundayız, sebep sonuç ilişkisi kurmadan söylediğimiz
şeyler havada kalır.
En son, bu bayrak olayına da atfen bir
şeyler söylemek istiyorum. Sayın Genel Başkanımıza
atfen aynen şöyle bir suçlamada bulunulmuştur: Her konuda bir sözü
olan Sayın Bahçelinin belki de kendi seçmenlerine anlatacağı
bir şey olabilir. Ben de bugün Sayın Genel Başkanımın
geçmişte bu bağlamda söylediklerine şöyle bir baktım;
Allaha şükür, Sayın Genel Başkanımız bu bayrak
kriziyle ilgili 2010daki grup toplantısında da, 2015teki grup
toplantısında da -detayı vermiyorum, vaktim kalmadı- aynen
bugünkü grup toplantısındaki söylediklerini söylemiştir. Tarih
yine onu her zaman hakkı ve hakikati söyleyen bir lider olarak
anacaktır diyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Aydın.
1inci madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Çamak.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika.
CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ukrayna ile Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti arasında gerçekleşen uluslararası
anlaşmayla ilgili söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlarım.
Söz konusu kurallarla Türkiye Cumhuriyetinin demir
yolu bağlantısı olan limanları ve Ukrayna limanları
arasında doğrudan demir yolu feri hizmetinin düzenlenmesi, kombine
taşımacılık ve ulaştırma alanında iş
birliğinin daha da geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu
anlaşmayı parti olarak onaylıyor ve ülkemiz için
hayırlı olmasını diliyorum.
Bu arada söz almışken Mersin ilimizle
ilgili bazı sorunları da dile getirmek isterim. Bildiğiniz
üzere, Mersin ilimiz bu kış çok büyük doğal afetler
yaşadı. Rüzgârdan yağmura ve kara kadar, ilimize bağlı
birçok yer, altından kalkılamayan afetlerin mağduru oldu. 27
Aralıkta başlayıp 17 Ocağa kadar aralıksız
yağan kar nedeniyle Mersinde Arslanköy, Yavca ve Kavaklıpınar
köyleri 5 metreyi bulan kar altında kaldı. Neredeyse bir ay insanlar
evlerinden çıkamadılar. Bunun üzerine dün İl
Başkanımız Sayın Abdullah Özyiğitle beraber
geçmiş olsun ziyaretine gittiğimizde hâlâ 1 metre kar vardı.
Yaşadıkları mağduriyetleri gördük. Bugüne dek hiçbir
siyasi, yöreye gitmemiş. 100den fazla çatı çökmüş, 5 metreye
yakın yağan kardan dolayı, başta şeftali
ağaçları olmak üzere bütün meyve ağaçları karın
ağırlığını taşıyamadıklarından
yerle bir olmuşlar. Bu yöredeki vatandaşların geçimi tamamen
meyveye dayalı olduğu için ikinci ürünü alma şansları da
yok.
Bilmiyorum, buradan gösterirsem görebiliyor musunuz?
20 dönümlük bir tarlaya gittik; karı temizlemiş vatandaş, bütün
ağaçlar yerle bir, tamamen yere serilmiş vaziyette. Üstelik, bir
ağacın yetişmesi yaklaşık yedi yıl sürüyor.
Ayrıca, arıcılıkla geçimini
sağlayan vatandaşlarımızın bal arıları büyük
zayiat görmüş, 50 küçükbaş hayvan çöken çatıların
altında telef olmuş. Böyle bir ortamda bu köylerdeki
vatandaşlarımızın geleceğe dönük en az beş
yılı kayıp; perişanlık diz boyu. Tarım il
müdürlüğü ve ziraat odası yöreyi ziyaret etmiş ancak daha hasar
tespiti yapılmamış. Hasar tespitinin acil olarak
yapılıp vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin
giderilmesi gerekmektedir.
1 Ocaktan itibaren yürürlüğe giren TARSİM
yani tarım sigortası kapsamına, daha öncesinden gerçekleşen
kar afetinin de dâhil olmasını istiyor
vatandaşlarımız. İlgililer tarafından
zararlarının tespit edilerek mağduriyetlerinin bir an önce
giderilmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, yarın 1 Mart,
Arslanköyün, eski adıyla Efrenk olan kasabamızın düşman
işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüdür. 1 Mart 1920 sabahı
Arslanköye gelen Kuvayımilliye birliği Arslanköylüler
tarafından sevgi gösterileriyle karşılanmıştır.
Arslanköylülerin kurtuluş gününü buradan kutluyorum. Bir yıl sonra
ise Mersin, Tarsus ve Adana kurtarılır.
Diğer bir soruna gelince değerli
milletvekilleri, Anamur ve Bozyazı ilçelerimizde büyük bir
fırtına yaşandı ve çiftçilerimiz bu fırtınadan
kalan zararın altından kalkamamakta. Bu anlamda, devletin
desteğine ihtiyaç varken hâlen hiçbir sorun çözülmemiş, üzerine yeni
sorunlar eklenmiştir. Örneğin, 2/B arazilerinin satış
fiyatları mal müdürlüklerince 2016 yılı için çok yüksek
tutulduğu, fiyatların, hak sahiplerinin alabileceği
fiyatların çok çok üzerinde fiyatlar olduğu, fiyatlara hak sahipleri
tarafından itiraz yapıldığı takdirde ise hak
sahiplerinin mevcut tüm haklarından feragat etmiş
sayılacağından ötürü hak sahiplerinin hiçbir itirazda bulunamadığı,
bu nedenle de üreticilerimiz ciddi bir mağduriyet
yaşamaktadırlar.
Aynı yerdeki 2/B arazileri arasında
inanılmaz fiyat farkları dikkat çekmektedir. Bozyazı Mal
Müdürlüğünce daha önce 4 bin TL fiyat biçilen bir araziye bu yıl için
35 bin TL fiyat biçilmesi ise bu konunun bir örneğidir. Anamurda bulunan
arazilerin büyük kısmında hissedarlar arasında intikal
işlemi yapılmadığı için, intikal işlemi
yapılamayan araziler üzerinde serası bulanan üreticilerimiz Çiftçi
Kayıt Sistemi kaydı yaptıramıyor. ÇKS kaydı
yaptıramayan üreticilerimiz seralarını sigortalayamıyor ve
bu nedenle de, meydana gelen herhangi bir afetten dolayı zarar
gördüğü zaman üreticilerimiz mağdur oluyorlar.
Üreticilerimizin bu mağduriyetlerinin
giderilmesi için, intikal yapılmayan tarım arazilerinin de ÇKS
kaydı altına alınabilmesi için gerekli olan
çalışmaların yapılması büyük bir önem arz etmektedir.
Yine, aynı şekilde, 2/B ve hazine arazilerinde serası bulunan
üreticilerimiz de ÇKS kaydı yaptıramıyor. 2/B ve hazine
arazilerinde üretim yapan üreticilerimizin de ÇKS kaydı altına
alınabilmesi için gerekli olan çalışmaların
yapılması gerekmektedir.
TARSİM, seraları sigorta yaparken
çatısı yapıldığında ve örtüsü çekildiğinde
de sigorta yapmalı ancak şu anda TARSİM, çatısı
yapılmayan, örtüsü çekilmeyen ve fide dikimi yapılmayan hiçbir
serayı sigorta yapmıyor. Seraları fide ekimi yapılmadan
zarar gören üreticilerimiz ise TARSİM sigorta yapmadığı
için mağdur durumdadır. Çatısı yapılan ve örtüsü
çekilen seraların da TARSİM kapsamına alınması için
gerekli olan çalışmaların yapılması gerekmektedir.
Anamur ilçemizde örtü altı üretimiyle
uğraşan üreticilerimiz Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında risk
grubuna alınmalıdır çünkü örtü altı üretim yapan
üreticilerimizde hastalık ve yıpranma oranı diğer
üreticilere göre daha fazla olup yaş ortalaması daha düşüktür.
Bildiğiniz üzere, Anamur ilçemiz muz
ihtiyacımızın büyük bir kısmını
karşılamakta. Bu anlamda, ithal muzun ülkemize kaçak yollarla
girişinin önlenmesi için Mersin gümrüğünün ihtisas gümrüğü yapılması
üreticilerimiz ve ülkemiz ekonomisi açısından çok büyük bir önem arz
etmektedir. Yerli muz üretimi Millî Tarım Projesi kapsamında havza
bazlı üretim desteğinden -üretimin yüzde 98ini karşılayan-
Anamur, Bozyazı, Alanya ve Gazipaşada desteklenecek ürünler listesine
alınması gerekmektedir.
Bu bölgemizde kırsaldan kente göçün önlenmesi
için kırsal mahallelerde AR-GE çalışması yapılarak
hangi mahallede hangi meyvenin hangi çeşidinin bölge şartlarına
uygun ve ekonomik değerinin yüksek olduğunun tespitinin
yapılması ve kırsalda bulunan üreticilerimizin üretim
yapmaları teşvik edilerek kırsal mahallelerin ekonomisinin
yükseltilmesinin sağlanması kırsaldan kente göçün önlenebilmesi
için bir önlem niteliği taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, Anamur ilçemizde
Alaköprü Barajından başlayıp Ovabaşı Mahallesinde
sonlanan kapalı devre sulama projesine Korucuk Mahallesinin de dâhil
edilmesi Korucuk Mahallesinde bulunan üreticilerimizin üretim
alanlarının artması ve daha fazla üretim yaparak ilçe ve ülke
ekonomisine katkı sağlanması açısından çok büyük önem
arz etmektedir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Çamak.
1inci madde üzerinde üçüncü konuşmacı
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili
Sayın Hüda Kaya.
Buyurun. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika.
HDP GRUBU ADINA HÜDA KAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün 28 Şubat,
pek çok arkadaşımız bu konuya değindiler, farklı
açılardan değerlendirmeler yaptılar. Evet, o günleri
yaşayanlar bilirler. O günlerde bu zulmü yaşayanlara şahit
olanlar, onlara destek veren farklı çevrelerin insanları da çok iyi
bilirler fakat tabii ki bilmeyenler veya o günleri tek taraftan yaşadıklarımızı
hatırlayıp diğer yandan hatırlamayı pek
istemeyenlerimiz de olabilir. O günlerde on binlerce başörtülü kadın
ve onları destekleyenler ve onların yakınları çok
farklı zulümlere maruz kaldılar. İdeolojik bir
bağnazlıkla bu zulümlerde binlerce kadın büyük bedeller
ödediler. AKP Hükûmetinin üçüncü dönemiydi ve hâlâ başörtüsü
çözülememişti ve bizler o gün itirazımızı yaptık
kadınlar olarak: Başörtülü aday yoksa oy da yok. dedik ve biz bunu
dediğimiz için o günün Başbakanı bize ağır
hakaretlerde bulunmuştu. Bizler önümüzde engel olanlara, gölge edenlere
rağmen dik durduk ve mücadeleden hiç vazgeçmedik. Dün bize gölge edenler
28 Şubatın mağduriyetlerinden ahkâm kesiyorlar. Dün, 28
Şubatta Sincanda tanklar balans ayarı yapıyordu; evet,
unutmadık o günleri. Peki, bugün ne fark ediyor? Bugün yine bu ülkenin
tankları kendi şehirlerini, ilçelerini, mahallelerini topa tuttu,
yerle bir etti. Hatta 28 Şubatlarda şahit
olmadığımız, yaşamadığımız
şekilde bugünün tankları camileri topa tuttu, yerle bir etti hatta
enkazını temizledi.
O gün bizler başörtüsüne özgürlük eylemlerimizi
yaparken dilimizden düşürmediğimiz bir slogan vardı: Herkes
için adalet, başörtüye özgürlük diyorduk. Binlerce değil,
milyonlarca örnek var, son on beş yılın hatta son birkaç
yılın zulümlerinden örnekler var. Nerede herkes için adalet? Biz
mücadelemizi insanlarla yapmıştık, vicdanı olanlarla
destekleşmiştik, vicdanı olan herkes o gün bizim mücadelemizde
yanımızda yer almıştı ve bizim mücadelemiz sadece
başörtüsü için değildi. Herkes için adalet ilkesinden vazgeçmemeliydik
değerli arkadaşlar. Bunu bir kez daha lütfen dönün, dönün
vicdanınıza sorun.
O günlerde, 28 Şubatlarda kızım
başörtüsü yasakları sebebiyle bir radyoda okuduğu bir ayetten
dolayı teröristlikle itham edildi, 312nci maddeden iki yıldan fazla
ceza almıştı. Onun haricinde, şiir okuduğu için, bir
diğeri özgürlük duası ettirdiği için hep birlikte zaten
ayrıca da idamla yargılanmıştık. Okuduğu ayet
neydi biliyor musunuz arkadaşlar? Şuarâ Suresi 227nci ayet:
Zalimler yakında nasıl bir devrimle devrileceklerini bileceklerdir.
Ne dedi o günün ideolojik bağnazları? Siz bunu Türkiye Cumhuriyeti
devletine söylüyorsunuz. dediler. Bugün kalkıyoruz, herkes için adalet
ilkemizden vazgeçmeyen, hâlâ zulümlere muhalefet eden bizleri yanlışlarınızı
yüzünüze söylüyoruz diye teröristlikle itham ediyorsunuz. Adalet herkese
lazım, ilkeli olmamız gerekiyor.
Bugün ise dün bu zulümlere karşı,
haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı sesimi yükseltiyoruz,
meydanlara çıkıyoruz diye bizi teröristlikle itham eden ideolojik
bağnaz kafalıların, onların yaptıkları ortada.
Peki, bugün ne fark etti? Bugün, kan dökülmesin dedik; tabutlar gelmesin,
gençler ölmesin; askeri, polisi, genci, sivili, kadını katledilmesin
dedik; sadece barış istedik, barış için imzalar
atıldı, barış için meydanlara çıkıldı,
barış içir surların dibine gittik. Ne oldu? Dün de terörist
olarak itham edildim özgürlük istiyorum diye, bugün de barış
istiyorum diye yine teröristlikle itham edildim, kelepçelendim, hâlâ
gözaltına alınıyorum. Neymiş efendim, terör
propagandası yapıyormuşum(!)
Adalet herkese lazım. Herkes için adalet
ilkenizi hatırlayın arkadaşlar. Dün birlikte meydanlarda, omuz
omuza başörtüsüne özgürlük mücadelesi verdiğimiz, Herkes için
adalet, başörtüye özgürlük. dediğimiz arkadaşlar; özgürlük,
adalet ilkesi sadece bizim gibi düşünen, bizim gibi yaşayan, bizim
yaşam tarzımıza sahip olanlar için gerekli değil, bütün
insanlar için gerekli.
Değerli arkadaşımız Medine
Bircan örneğini verdi, içimiz yanmıştı o yıllarda. 80
yaşlarında bir kadın başını
açmadığı için hastane kapılarında hayatını
kaybetmişti. Bunun gibi çok acı örneklerimiz var.
Peki, bugün hani herkes için adalet? Cizrenin
sokağında yedi gün Taybet İnan adında bir kadın
kurşuna dizilip, yaralı, daha sonra hayatını kaybedip günlerce
sokakta cenazesini bile aldırmadığınız bir
kadının cenazesi günlerce sokaklarda kaldı; bunu ben Gazzede
görmedim, bunu ben Filistinde görmedim.
İmam-hatipli 13, 15 yaşındaki
çocuklarımızın kollarına kelepçe vurulmuştu o
günlerde, 28 Şubatlarda. Ya bugün, 13 yaşındaki Cemilenin
bedenini kurşunlayıp da günlerce dondurucuda bekletenler
Hani herkes
için adalet? Hani Miray bebeğin katledilen bedeni? Lütfen,
vicdanlarımızı bir daha sorgulayalım. Bunu eleştirmek
adına yapmıyorum, Medine Bircana yüreğimiz
yandığı gibi Taybet kadına da yüreğimiz
yanabilmeliydi. İmam-hatipli çocuklara yüreğimiz
yandığı gibi Cemile için, Ceylan için de yüreğimiz
yanabilmeliydi. Benim kızlarım dâhil imam hatip liseli gençler
kelepçelenirken, terörist gibi gözaltına alınırken eleştirdik,
kızdık, direniş yaptık. Bugün ne var? İmam hatipli
birkaç genç kendi aralarında eyleniyorlar, halay çekiyorlar. Ne oldu
diyorsunuz? Teröristlikle itham edildiler ve hâlâ yargılanma
aşamasındalar. Adalet hepimize lazım arkadaşlar.
Teröristler, teröre destek veriyorlar. diye vicdanlarınızı
rahatlatamazsınız. İnanın bugünler geçecek, 28 Şubat
bin yıl sürmedi, bugünler de bin yıl sürmeyecek.
Hepinize teşekkür ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Kaya.
1'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika süre veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.03
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Pervin BULDAN
KÂTİP ÜYELER: Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara),
Ömer SERDAR (Elâzığ)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 75inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
157 sıra sayılı Kanun
Tasarısının tümünün oylamasında kalmıştık.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bundan sonraki
uluslararası anlaşmaların oylamalarının
tamamının da ayrı ayrı elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Açık oylamaya ilişkin genel kuralları
her seferinde tekrar etmeyeceğim.
Şu anda okuyacağım, bilginize
sunacağım kurallar bütün açık oylamalar için geçerlidir.
Oylama için verilen süre içinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma
rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için
öngörülen süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca vekâleten oy kullanacak sayın
bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da
taşıyan oy pusulasını yine oylama için öngörülen süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Şimdi bu anlaşmanın oylaması
için üç dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Türkiye
Cumhuriyetinin Demiryolu Bağlantısı Olan Limanları ile
Ukrayna Limanları Arasında Uluslararası Doğrudan Yük
Demiryolu Feri Hizmetinde Yük Taşımacılığına
İlişkin Kurallar ve Ekleri ile Yük Vagonlarının
İşletiminin Organizasyonuna İlişkin Kuralların Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 224
Kabul :
221
Ret : 1
Çekimser : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
2nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında Balıkçılık
Alanında İşbirliği Konulu Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
2.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında
Balıkçılık Alanında İşbirliği Konulu
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/559) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 246) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 246 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE UKRAYNA BAKANLAR KURULU ARASINDA
BALIKÇILIK ALANINDA İŞBİRLİĞİ KONULU
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 22 Aralık 2011
tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna
Bakanlar Kurulu Arasında Balıkçılık Alanında
İşbirliği Konulu Anlaşmanın onaylanması uygun
bulunmuştur
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Bakanlar Kurulu Arasında
Balıkçılık Alanında İşbirliği Konulu
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 218
Kabul : 217
Çekimser :
1(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
3üncü
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Deniz Ulaştırması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Polonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Deniz Ulaştırması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/465) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 120) (*)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Komisyon
Raporu 120 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen. Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE POLONYA
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA DENİZ ULAŞTIRMASI
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 8 Kasım 2013 tarihinde
Varşovada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Polonya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Deniz Ulaştırması
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile
Polonya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Deniz Ulaştırması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 216
Kabul :
216(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
BAŞKAN Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
4üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri
Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Milli Savunma ve Dışişleri
Komisyonu raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/357) ile Milli Savunma ve Dışişleri
Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 139)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
5.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Teknik ve Mali İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/581) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 235) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 235 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE KENYA CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TEKNİK VE MALİ
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) 8 Nisan 2014 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1inci
madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
Tasarının tümü
açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre
veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kenya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Mali İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 210
Kabul : 210(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
6ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Burundi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Burundi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/704) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 397) (xx)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
Komisyon Raporu 397 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen. Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BURUNDİ
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TİCARİ VE EKONOMİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 27 Ağustos 2015 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Burundi Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Burundi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 211
Kabul
: 211(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
7nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunması Anlaşması ile Anlaşmaya İlişkin Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
7.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşması ile Anlaşmaya İlişkin
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/749) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 429) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 429 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KAMERUN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA YATIRIMLARIN KARŞILIKLI TEŞVİKİ VE KORUNMASI ANLAŞMASI İLE
ANLAŞMAYA
İLİŞKİN NOTALARIN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 24
Nisan 2012 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşması ile Anlaşmaya ilişkin notaların
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşması ile Anlaşmaya İlişkin Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 211
Kabul :
211 (x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar
Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
8inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile
Pakistan İslam Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis
Eden Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
8.- Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan
İslam Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden
Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/747) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 430) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon Raporu 430 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE
PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ ARASINDA SERBEST TİCARET
ALANI TESİS EDEN ÇERÇEVE ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 22 Mart 2016 tarihinde İslamabadda
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti
Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Çerçeve
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 213
Kabul :
213(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
9uncu
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Saint Vincent ve
Grenadinler Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Saint Vincent ve Grenadinler Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/375) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 93) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 93 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE SAINT VINCENT VE
GRENADİNLER HÜKÜMETİ ARASINDA TİCARET VE EKONOMİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE
1- (1) 10 Mart 2014 tarihinde Kingstownda
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Saint Vincent ve Grenadinler
Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Saint
Vincent ve Grenadinler Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 213
Kabul : 213
(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali
Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
10uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Guatemala Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Guatemala Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/738) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 428) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 428 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
GUATEMALA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA YATIRIMLARIN
KARŞILIKLI TEŞVİKİ VE KORUNMASINA
İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 21 Aralık 2015 tarihinde Ankarada imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Guatemala Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci
madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Guatemala
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 213
Kabul : 213
(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
11inci sırada yer alan Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Reasürans Şirketi
Anlaşma Hükümlerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
11.- Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Reasürans Şirketi Anlaşma Hükümlerinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/533) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 198) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu, 198 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
TEŞKİLATI REASÜRANS ŞİRKETİ ANLAŞMA
HÜKÜMLERİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 10
Şubat 2010 tarihinde İslamabadda imzalanan Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Reasürans Şirketi
Anlaşma Hükümlerinin onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Reasürans Şirketi Anlaşma Hükümlerinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı :
208
Kabul : 208(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul
edilmiş ve kanunlaşmıştır.
12nci sırada yer alan
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Standardizasyon, Uygunluk
Değerlendirmesi, Akreditasyon ve Metroloji Bölgesel Enstitüsü
Tüzüğünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/558) ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
12.- Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Standardizasyon, Uygunluk Değerlendirmesi,
Akreditasyon ve Metroloji Bölgesel Enstitüsü Tüzüğünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/558) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 200) (xx)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Komisyon
Raporu 200 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
EKONOMİK
İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI
STANDARDİZASYON, UYGUNLUK DEĞERLENDİRMESİ,
AKREDİTASYON VE METROLOJİ BÖLGESEL ENSTİTÜSÜ TÜZÜĞÜNÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 9
Mart 2009 tarihinde Tahranda imzalanan Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Standardizasyon, Uygunluk Değerlendirmesi,
Akreditasyon ve Metroloji Bölgesel Enstitüsü Tüzüğünün onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
2inci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Standardizasyon, Uygunluk Değerlendirmesi,
Akreditasyon ve Metroloji Bölgesel Enstitüsü Tüzüğünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 216
Kabul : 216(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
13üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Muhtemel
Bir Serbest Ticaret Anlaşmasının Etkilerinin
Değerlendirilmesine Dair Bir Ortak Komisyon Kurulmasına
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
13.- Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Muhtemel
Bir Serbest Ticaret Anlaşmasının Etkilerinin
Değerlendirilmesine Dair Bir Ortak Komisyon Kurulmasına
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/609) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 288) (XX)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 288 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelere geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ BAŞBAKANLIK DIŞ TİCARET
MÜSTEŞARLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TİCARET
BAKANLIĞI ARASINDA MUHTEMEL BİR SERBEST TİCARET
ANLAŞMASININ ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNE
DAİR BİR ORTAK KOMİSYON KURULMASINA İLİŞKİN
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 15
Ekim 2009 tarihinde Bağdatta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Muhtemel
Bir Serbest Ticaret Anlaşmasının Etkilerinin
Değerlendirilmesine Dair Bir Ortak Komisyon Kurulmasına
İlişkin Mutabakat Zaptının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Muhtemel
Bir Serbest Ticaret Anlaşmasının Etkilerinin Değerlendirilmesine
Dair Bir Ortak Komisyon Kurulmasına İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Oy sayısı: 220
Kabul: 220(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
14üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık
Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti
Ticaret Bakanlığı Arasında Serbest Bölgeler Alanında
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/574) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
14.- Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Serbest
Bölgeler Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/574) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 314) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 314 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ BAŞBAKANLIK DIŞ TİCARET
MÜSTEŞARLIĞI İLE IRAK CUMHURİYETİ TİCARET
BAKANLIĞI ARASINDA SERBEST BÖLGELER ALANINDA
İŞBİRLİĞİNE YÖNELİK MUTABAKAT ZAPTININ
ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Ekim 2009 tarihinde
Bağdatta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık
Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Irak Cumhuriyeti
Ticaret Bakanlığı Arasında Serbest Bölgeler Alanında
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde de kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
ülkenin yararına her şeye CHPden evet ama başkanlığa,
diktatörlüğe hayır.
Bu bir tutanağa geçsin de
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Serbest
Bölgeler Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 217
Kabul :
216
Çekimser :1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
15inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Irak ve
Türkiyede Düzenlenen Fuarlara Yönelik Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
15.- Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Irak ve
Türkiyede Düzenlenen Fuarlara Yönelik Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/405) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 319) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 319 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ BAŞBAKANLIK DIŞ TİCARET
MÜSTEŞARLIĞI
İLE IRAK
CUMHURİYETİ TİCARET BAKANLIĞI ARASINDA IRAK VE
TÜRKİYEDE DÜZENLENEN FUARLARA YÖNELİK MUTABAKAT ZAPTININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1)
15 Ekim 2009 tarihinde Bağdatta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Irak ve
Türkiyede Düzenlenen Fuarlara Yönelik Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - 2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde
kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı
ile Irak Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Arasında Irak ve
Türkiyede Düzenlenen Fuarlara Yönelik Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 220
Kabul :
220(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
16ncı sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ticari ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/731) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 427) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 427 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE SOMALİ FEDERAL CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA TİCARİ VE EKONOMİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 22 Şubat 2016 tarihinde
İstanbulda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Federal
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1inci madde kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3üncü madde kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Somali Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 221
Kabul :
221(x)
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
17nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Milli Savunma
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
17.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/368) ile Milli Savunma
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 140)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
18inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasında Sürücü
Belgelerinin Karşılıklı Tanınmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
18.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Fas Krallığı Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin
Karşılıklı Tanınmasına İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/482) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 184) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 184 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE FAS
KRALLIĞI HÜKÜMETİ ARASINDA SÜRÜCÜ BELGELERİNİN KARŞILIKLI
TANINMASINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15
Kasım 2011 tarihinde Rabatta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Fas Krallığı Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin
Karşılıklı Tanınmasına İlişkin
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas
Krallığı Hükümeti Arasında Sürücü Belgelerinin
Karşılıklı Tanınmasına İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 218
Kabul : 218(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
19uncu
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
19.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/579) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 185) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 185 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE KENYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA GÜVENLİK
İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE
1- (1) 8 Nisan 2014 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
219
Kabul : 219(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
20nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz İkamet
Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İzinsiz İkamet Eden
Şahısların Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/622) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 188) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 188 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE YEMEN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA İZİNSİZ İKAMET
EDEN ŞAHISLARIN GERİ KABULÜNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 20 Ekim 2012 tarihinde Sanada imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İzinsiz İkamet Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair
Anlaşmanın beyanlar ile onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İzinsiz İkamet Eden Şahısların Geri Kabulüne Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
220
Kabul : 220(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
21inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Kültür
Varlığının Yasa Dışı İthali ve
İhracının, Transitinin ve Mülkiyet Transferinin
Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Romanya Hükümeti Arasında Kültür Varlığının Yasa
Dışı İthali ve İhracının, Transitinin ve
Mülkiyet Transferinin Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/396) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 196) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 196 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ROMANYA HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR VARLIĞININ YASA DIŞI İTHALİ VE İHRACININ, TRANSİTİNİN VE
MÜLKİYET TRANSFERİNİN
YASAKLANMASI VE ÖNLENMESİNE İLİŞKİN
PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 19 Eylül 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Kültür
Varlığının Yasa Dışı İthali ve
İhracının, Transitinin ve Mülkiyet Transferinin
Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin Protokolün onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2nci madde kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3üncü madde kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Romanya Hükümeti Arasında Kültür Varlığının Yasa
Dışı İthali ve İhracının, Transitinin ve
Mülkiyet Transferinin Yasaklanması ve Önlenmesine İlişkin
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 212
Kabul :
212(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
22nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
22.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile
Nijer Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/547) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 203) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 203 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÛMETİ İLE NİJER CUMHURİYETİ HÜKÛMETİ ARASINDA
ASKERÎ ALANDA EĞİTİM, TEKNİK VE BİLİMSEL
İŞ BİRLİĞİ ÇERÇEVE ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1 - (1) Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Çerçeve
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2 - (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3 - (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde de kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Nijer
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 217
Kabul :
214
Çekimser :
3(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
23üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
23.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/542) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 209) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 209 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SENEGAL CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA SANAYİ İŞ
BİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 20
Aralık 2012 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş
Birliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İş
Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 209
Kabul :
206
Ret :
1
Çekimser :2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
24üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayisi
İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
24.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayisi İş
Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/551) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 210) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 210 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KONGO CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA SANAYİSİ İŞ
BİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Kasım 2012 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Sanayisi İş Birliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayisi İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 209
Kabul :
207
Ret :
1
Çekimser :
1 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
25inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri
İş Birliği Hususunda İkili Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
25.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri İş
Birliği Hususunda İkili Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/554) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 211) (XX)
BAŞKAN
- Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Komisyon
Raporu 211 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE NİJERYA
FEDERAL CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ASKERİ İŞ
BİRLİĞİ HUSUSUNDA İKİLİ ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 2 Şubat 2011 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Askeri İş Birliği Hususunda İkili Anlaşmanın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Nijerya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri İş
Birliği Hususunda İkili Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
211
Kabul : 204
Çekimser :
7(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
26ncı sırada yer
alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Savunma Alanında Sanayi ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
26.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Alanında Sanayi ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/538) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 225) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 225 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE GAMBİYA CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA ALANINDA SANAYİ VE TEKNİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 11 Şubat 2014 tarihinde
Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Savunma Alanında Sanayi ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Alanında Sanayi ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 216
Kabul : 215
Çekimser : 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
27nci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
27.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik,
Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/552) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 244) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 244 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1nci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KAMERUN CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TARIM ALANINDA TEKNİK, BİLİMSEL VE
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1)
16/3/2010 tarihinde Yaoundede imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik,
Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolünün onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
214
Kabul : 214(*)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
28inci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
28.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Mali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/557) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 199) (**)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Komisyon
Raporu 199 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MALİ
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA SANAYİ
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 3 Şubat 2015
tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü
madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma
Sanayi İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 208
Kabul : 206
Ret : 1
Çekimser : 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
29uncu sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik, Ticari ve
Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/550) ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
29.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik, Ticari ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/550) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 206) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 206 sıra sayısı ile
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE NİJER
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA EKONOMİK, TİCARİ VE
TEKNİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 8
Ocak 2013 tarihinde Niameyde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik, Ticari ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik, Ticari ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
208
Kabul : 208(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
30uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Namibya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
30.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Namibya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/580) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 284)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
31inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Milli Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
31.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/577) ile Milli Savunma Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 300) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
Komisyon raporu 300 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
CİBUTİ CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ASKERİ
ALANDA EĞİTİM, TEKNİK VE BİLİMSEL İŞ
BİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 24
Ocak 2015 tarihinde Cibutide imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 212
Kabul :
212(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
32nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Çad Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Milli Savunma
Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
32.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Çad Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/584) ile Milli Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 303) (XX)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 303 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE ÇAD CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA SAVUNMA
SANAYİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 16 Aralık 2014 tarihinde Ankarada imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çad Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması"nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çad Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
202
Kabul : 200
Çekimser : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
33üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/641) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
33.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/641) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 309) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet?
Burada.
Komisyon
Raporu 309 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE CİBUTİ
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA GÜVENLİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 24 Ocak 2015 tarihinde
Cibutide imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama
için bir dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın Elitaşın bir söz
talebi var sayın milletvekilleri.
Buyurunuz Sayın Elitaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, 30 uluslararası sözleşmenin kabul
edildiğine ve Başkanlık Divanı ile katkı sağlayan
herkese teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Öncelikle, siyasi parti grup başkan vekillerimize
çok teşekkür ediyorum. Siyasi partilerin değerli milletvekillerine
teşekkür ediyorum ve özellikle de Başkanlık Divanına
teşekkür ediyorum. Bugün 30 uluslararası sözleşmeyi hep birlikte
hayata geçirmiş olduk. Bütün katılım sağlayan, katkı
sağlayan arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Grupların temsilcisi arkadaşlarımıza da teşekkür
ediyorum. Ben on yıldır grup başkan vekilliği
yapıyorum, ilk defa 30 sözleşmeyi bir anda görmüş olduk. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bu rekoru kıran
arkadaşlarımıza katkılarından dolayı çok
teşekkür ediyorum. Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum.
Hocam, size de teşekkürler.
BAŞKAN Sayın Özel, buyurun.
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
siyasette ortak aklı aramanın, uzlaşmanın, parlamenter
demokrasinin iyi bir örneğinin verildiğine ve tüm siyasi parti
gruplarına ve Başkanlık Divanına teşekkür
ettiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, biz de
tüm siyasi parti gruplarına ve Başkanlık Divanına
teşekkür ediyoruz. Siyasette ortak aklı aramanın, uzlaşmanın,
parlamenter demokrasinin iyi bir örneğini verdik. Cumhuriyet Halk Partisi
Meclisi merkeze alan ve ülkenin yararına olan her şeye evet; Meclisi
hiçe sayan, yetkilerini devreden her şeye de hayır demektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özel.
Sayın Aydın, siz de söz istiyorsunuz
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına.
Buyurun, size de söz verelim.
29.- Erzurum Milletvekili Kamil
Aydının, 30 uluslararası sözleşmenin kabul edildiğine
ve Başkanlık Divanı ile emeği geçen herkese teşekkür
ettiğine ilişkin açıklaması
KAMİL AYDIN (Erzurum) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Gerçekten güzel bir ortak mutabakatla 30
sözleşme çıktı. Ben de özellikle Divana ve emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum partim adına.
Hayırlı akşamlar diliyorum, sağ
olun.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Kerestecioğlu, size de söz verelim.
Buyurun.
30.- İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin, uzlaşmaların tutuklu milletvekilinin
kalmaması ve parlamenter sisteme gereken özenin gösterilmesi şeklinde
de tezahür edeceğini umduğuna ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Biz, gerçekten, bu Parlamentoda, bütün
vekillerimizle burada olarak ve gerçek bir demokrasinin aslında tezahür
etmesini görerek yaşamak isteriz. Umuyorum, bu şekildeki
uzlaşmalar bundan sonrasında tutuklu milletvekilinin kalmaması
ve bütün parlamenter sisteme gereken özenin gösterilmesi şeklinde de
tezahür edecektir.
Ben de hayırlı akşamlar diliyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
Biz de Divan adına tüm gruplara teşekkür
ediyoruz ama öncelikle Divan olarak kendimizi kutluyoruz. (Alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Şaşırmadan rekor kırdınız Başkanım,
tebrik ediyorum.
BAŞKAN Evet, teşekkürler.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı Teklifleri (Devam)
33.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/641) ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 309) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 207
Kabul :
203
Çekimser :
4(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali Haydar Hakverdi Ömer
Serdar
Ankara Elâzığ
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, 34üncü sırada bulunan,
310 sıra sayılı Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
34.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Gambiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/642) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 310)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
35inci sırada bulunan, 325 sıra
sayılı Kanun Tasarısı ile Millî Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu raporlarının görüşmelerine
başlıyoruz.
35.- Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer
Cumhuriyeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/661) ile Milli Savunma Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 325)
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların
bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 1 Mart 2017
Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 21.19
(x) (10/1480) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin tam metni tutanağa eklidir.
(x) 157 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 246 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(*) 120 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 235 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 397 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 429 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 430 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 93 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 428 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 198 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 200 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 288 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonucunu gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 314 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 319 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 427 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 184 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 185 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 188 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 196 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 203 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 209 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 210 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 211 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 225 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 244 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(*) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(**) 199 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 206 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 300 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 303 S.
Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 309 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.