TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
79uncu Birleşim
8 Mart 2017 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkanı İsmail Kahramanın,
geçirdiği operasyon dolayısıyla kendisiyle ilgilenen,
geçmiş olsun dileğinde bulunan herkese teşekkür ettiğine, 8
Mart Dünya Kadınlar Gününe, 12 Mart 1921 İstiklal
Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoyu Anma Gününe, 14 Mart
Tıp Bayramına, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi ile 19 Mart
Osmanlı Mebusan Meclisinin açılmasının yıl
dönümlerine, 21 Mart Nevruz Bayramına ve 30 Mart üç ayların başlangıcına
ilişkin konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
konuşması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının,
Adıyamanın hiçbir dönemde hiçbir terör örgütüne yuva
olmadığına, Adıyamanlıların terör örgütlerinin
hepsine karşı durduklarına ilişkin konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Avrupa
Birliği Bakanı Ömer Çelikin, TBMM Başkanı İsmail
Kahramana ve ailesine geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna
ilişkin açıklaması
2.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, TBMM Başkanı İsmail Kahramana
geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve 15 Temmuz gecesi Mecliste
yaşanan birlik ve beraberliğin çok önemli olduğuna ilişkin
açıklaması
3.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, MHP Grubu olarak TBMM Başkanı
İsmail Kahramana geçmiş olsun dileklerini sunduklarına ve 15
Temmuz gecesi yaşanan silah arkadaşlığının
gelecek nesillere devredilecek bir şeref mirası olarak hep yâd
edileceğine ilişkin açıklaması
4.- Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırımın, TBMM Başkanı
İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve
ülke demokrasisinin üzerinde kara bir leke gibi duran HDP milletvekillerinin
tutukluluk hâllerinin sonlanması için çaba gösterilmesini istirham ettiğine
ilişkin açıklaması
5.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, AK PARTİ Grubu olarak TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduklarına ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
6.- İzmir
Milletvekili Murat Bakanın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
7.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe, TBMM Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ve Balıkesirde sağlık
hizmetlerinde yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
8.- Mersin
Milletvekili Yılmaz Tezcanın, TBMM Başkanı İsmail
Kahramana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ve Almanya, Hollanda ve bazı Avrupa ülkelerinin
bakanların demokratik konuşma haklarına engel olmalarını
kınadığına ilişkin açıklaması
9.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin açıklaması
10.- Kocaeli
Milletvekili İlyas Şekerin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
11.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
12.-
İstanbul Milletvekili Fatma Benliin, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
13.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Çamakın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
14.-
Elâzığ Milletvekili Ejder Açıkkapının, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününe, Peygamberimizin 8 Mart 632 Cuma günü Arafat
Vadisinde dünyada ilk insan hakları evrensel beyannamesini ilan etmesinin
1385inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
16.- Erzurum
Milletvekili Orhan Deligözün, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ve 12 Mart
Erzurumun kurtuluşunun 99uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
17.- Mersin
Milletvekili Aytuğ Atıcının, 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü nedeniyle basın açıklaması yapmak isteyen bir kadın
avukatın Mersin Baro Başkanı tarafından itilerek
engellenmesine ve hiçbir sivil toplum örgütünün iktidara şirin görünmeye
çalışmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
18.- Antalya
Milletvekili Mustafa Akaydının, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ve Antalyanın Aksu ilçesinin Kemerağzı Kundu bölgesinde bulunan
turistik alanla ilgili bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
19.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin açıklaması
20.- Hatay
Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlunun, TBMM Başkanı
İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, 8
Mart Dünya Kadınlar Gününe ve 15 Temmuz mağdurlarıyla ilgili
bir çalışma olup olmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
21.- Osmaniye
Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, TBMM Başkanı
İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, 7
Mart Kadirlinin düşman işgalinden kurtuluşunun 97nci yıl
dönümüne ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
22.- Bursa
Milletvekili Bennur Karaburunun, TBMM Başkanı İsmail Kahramana
geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, trafik kazasında
hayatını kaybeden TÜRK METAL-İŞ Sendikası üyelerine
Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar dilediğine ve 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
23.- Trabzon Milletvekili
Ayşe Sula Köseoğlunun, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
24.-
İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, anneleri tutuklu veya
hükümlü olduğu için onlarla birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda olan
çocuklarla ilgili bir düzenleme yapılmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
25.- Ankara
Milletvekili Şenal Sarıhanın, kadın haklarının
alabildiğine genişlemiş durumda olmadığına
ilişkin açıklaması
26.-
İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, TBMM Başkanı İsmail
Kahramana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna, trafik
kazasında hayatını kaybeden TÜRK METAL-İŞ
Sendikası üyelerinin yakınlarına
başsağlığı, yaralılara acil şifalar
dilediğine ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
27.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
28.- Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırımın, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe, Diyarbakır Milletvekili İdris Balukenin hukuksuz tutukluluk
kararının ortadan kaldırılması ve sağlık
durumuyla ilgili bir çalışma yapılmasını istirham
ettiğine ilişkin açıklaması
29.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ve trafik
kazasında hayatını kaybeden TÜRK METAL-İŞ
Sendikası üyelerine Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar
dilediğine ilişkin açıklaması
30.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin açıklaması
31.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Sivas Milletvekili Ali
Akyıldızın MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
32.- Bursa
Milletvekili Orhan Sarıbalın, Kayseri Milletvekili Hülya Nergisin
MHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
V.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Malatya
Milletvekili Öznur Çalıkın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Mardin
Milletvekili Erol Doranın, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Ankara
Milletvekili Şenal Sarıhanın, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin gündem dışı konuşması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve 21 milletvekilinin,
sivil halka yönelik işkence ve kötü muamelelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/492)
2.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, Suruçta tam
donanımlı bir bölge hastanesi ihtiyacının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/493)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin, uyuşturucu
bağımlılığı ile fuhuş suçlarındaki
artışın nedenlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/494)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun,
16/2/2016 tarih ve 1109 sayıyla Adana Milletvekili Muharrem Varlı ve
arkadaşları tarafından, tarımsal üretimde kullanılan
gübre ve gübre fiyatlarındaki artışların nedenlerinin
araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması
amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin,
Genel Kurulun 8 Mart 2017 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda
okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun,
8/3/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırım tarafından, Türkiyede siyasi atmosferin kötüye
gitmesi ve yanlış ekonomik politikalar ile baş gösteren ekonomik
krizin önüne geçilmesi, başta siyasi kriz olmak üzere tüm sebeplere çözüm
bulunması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 8 Mart 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun,
28/2/2017 tarihinde Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve
arkadaşları tarafından, kadın istihdamı ve kadın işsizliğine
ilişkin sorunların önlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 8 Mart 2017
Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırımın, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Tekirdağ Milletvekili
Faik Öztrakın HDP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.- Tekirdağ
Milletvekili Faik Öztrakın, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
IX.- KANUN TASARI
VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Habibe Kadiri Kız Okullarının Kuruluşu ve
Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/415) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 390)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/398) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 229)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji
Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/629) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 352)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında Madenler Alanında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/545) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 189)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında Enerji ve Hidrokarbonlar
Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/616) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 191)
6.- Türkiye
Cumhuriyeti, Yunanistan Cumhuriyeti ve İtalya Cumhuriyeti Arasında
Türkiye-Yunanistan-İtalya Gaz Nakil Koridorunun Geliştirilmesine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/615) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 190)
7.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/374) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (S.
Sayısı: 74)
8.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunmasına Yönelik Anlaşmaya İlişkin
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/298) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonu ile Dışişleri Komisyonu Raporları (S.
Sayısı: 75)
9.- 1996
Tehlikeli ve Zararlı Maddelerin Deniz Yoluyla Taşınmasından
Kaynaklanan Zararın Tazmini ve Sorumluluğu Hakkında
Uluslararası Sözleşmeye İlişkin 2010 Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/478) ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 227)
10.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür
Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/397) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 228)
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn Krallığı Hükümeti Arasında
Turizm Alanında İşbirliği Konusunda Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/401) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 230)
12.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/421) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 231)
13.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortak
Film Yapımına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/560) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 232)
14.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ortak Film Yapımına İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/561) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 233)
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilgi
ve İletişim Teknolojileri ve E-Devlet Alanında
İşbirliği İçin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/566) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 234)
16.- Güneyde
Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilim ve Teknoloji Komisyonuna Üye
Devlet Olarak Katılım Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/526) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 239)
17.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Cibutide
TİKA Program Koordinasyon Ofisi Kurulmasına ve Teknik
İşbirliğine Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/578) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 242)
18.- Türkiye
Cumhuriyeti Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Azerbaycan
Cumhuriyeti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı
Arasında Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Girişimcilik Alanında
İşbirliğini Güçlendirmeye Yönelik Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/504) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 252)
19.-
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne İlişkin Taraflar
Konferansında Alınan Kararın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/595) ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 259)
20.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre
Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/328) ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 261)
21.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Macaristan Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/523) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 264)
22.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Çevre ve
Ormancılık Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/605) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 265)
23.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Çevre, Doğa, Su ve Ormancılık Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/607) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 271)
24.- Tıbbi
Ürün Sahteciliği ve Halk Sağlığına Tehditler
İçeren Benzeri Suçlar Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/321) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 214)
25.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/572) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 241)
26.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım
Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik İşbirliği
Hakkında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/543) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 243)
27.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Senegal
Cumhuriyeti Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik
İşbirliği Protokolunun Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/553) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 245)
28.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/563) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 247)
29.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/506) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 253)
30.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Guernsey Hükümeti Arasında Vergi Konularında
Bilgi Değişimi Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/564) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 254)
31.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Man Adası Hükümeti Arasında Vergi
Konularında Bilgi Değişimi Anlaşması ve Söz Konusu
Anlaşmaya İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/565) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 255)
32.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Cebelitarık Hükümeti Arasında Vergi
Konularında Bilgi Değişimi Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/567) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 256)
33.- Doha
Konferansında Kyoto Protokolünde Yapılan Değişikliklerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/594) ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 258)
34.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Su
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/614) ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı:
266)
35.- Çocuk
Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin
İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/322) ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 267)
X.- OYLAMALAR
1.- (S.
Sayısı: 229) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
2.- (S.
Sayısı: 352) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yemen Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Enerji Alanında İşbirliğine
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
3.- (S.
Sayısı: 189) Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında
Madenler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
4.- (S.
Sayısı: 191) Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında
Enerji ve Hidrokarbonlar Alanında İşbirliğine
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
5.- (S.
Sayısı: 190) Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan Cumhuriyeti ve
İtalya Cumhuriyeti Arasında Türkiye-Yunanistan-İtalya Gaz Nakil
Koridorunun Geliştirilmesine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
6.- (S.
Sayısı: 74) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
7.- (S.
Sayısı: 75) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına Yönelik
Anlaşmaya İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oyalaması
8.- (S.
Sayısı: 227) 1996 Tehlikeli ve Zararlı Maddelerin Deniz Yoluyla
Taşınmasından Kaynaklanan Zararın Tazmini ve
Sorumluluğu Hakkında Uluslararası Sözleşmeye
İlişkin 2010 Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
9.- (S.
Sayısı: 228) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
10.- (S.
Sayısı: 230) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn
Krallığı Hükümeti Arasında Turizm Alanında
İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
11.- (S.
Sayısı: 231) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
12.- (S.
Sayısı: 232) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ortak Film Yapımına İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
13.- (S.
Sayısı: 233) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortak Film Yapımına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
14.- (S.
Sayısı: 234) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri ve E-Devlet
Alanında İşbirliği İçin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
oylaması
15.- (S.
Sayısı: 239) Güneyde Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilim ve
Teknoloji Komisyonuna Üye Devlet Olarak Katılım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
16.- (S.
Sayısı: 242) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Cibutide TİKA Program Koordinasyon Ofisi
Kurulmasına ve Teknik İşbirliğine Dair Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısının oylaması
17.- (S.
Sayısı: 252) Türkiye Cumhuriyeti Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti İletişim ve Bilgi
Teknolojileri Bakanlığı Arasında Bilim, Teknoloji, Sanayi
ve Girişimcilik Alanında İşbirliğini Güçlendirmeye
Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
18.- (S.
Sayısı: 259) Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne
İlişkin Taraflar Konferansında Alınan Kararın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
19.- (S.
Sayısı: 261) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Çevre Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
20.- (S.
Sayısı: 264) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Macaristan Hükümeti
Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
21.- (S.
Sayısı: 265) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti
Arasında Çevre ve Ormancılık Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
22.- (S.
Sayısı: 271) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre, Doğa, Su ve Ormancılık
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
23.- (S.
Sayısı: 214) Tıbbi Ürün Sahteciliği ve Halk Sağlığına
Tehditler İçeren Benzeri Suçlar Hakkında Avrupa Konseyi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
24.- (S.
Sayısı: 241) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
25.- (S.
Sayısı: 243) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik
İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
26.- (S.
Sayısı: 245) Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Senegal Cumhuriyeti Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı Arasında Tarım
Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolunun
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
27.- (S.
Sayısı: 247) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
28.- (S.
Sayısı: 253) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kalkınma İşbirliğine Yönelik
Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
29.- (S.
Sayısı: 254) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Guernsey Hükümeti
Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
30.- (S.
Sayısı: 255) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Man Adası Hükümeti
Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşması ve Söz Konusu Anlaşmaya İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
31.- (S.
Sayısı: 256) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cebelitarık
Hükümeti Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
32.- (S.
Sayısı: 258) Doha Konferansında Kyoto Protokolünde Yapılan
Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısının oylaması
8 Mart 2017 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: İsmail
KAHRAMAN
KÂTİP ÜYELER: Özcan
PURÇU (İzmir), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 79uncu Birleşimini açıyorum. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar)
Çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun,
sağ olasınız efendim. Sizlere çok teşekkür borçluyum, onu
inşallah başlangıçta ifade edeceğim müsaadenizle.
Cenab-ı Hakka hamdüsena olsun, yine bir araya geldik. Hepimize Cenab-ı
Hak hayırlı hizmetler nasip eylesin.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı İsmail
Kahramanın, geçirdiği operasyon dolayısıyla kendisiyle
ilgilenen, geçmiş olsun dileğinde bulunan herkese teşekkür
ettiğine, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe, 12 Mart 1921 İstiklal
Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoyu Anma Gününe, 14 Mart
Tıp Bayramına, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi ile 19 Mart
Osmanlı Mebusan Meclisinin açılmasının yıl
dönümlerine, 21 Mart Nevruz Bayramına ve 30 Mart üç ayların
başlangıcına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Müsaadenizle bazı
duygularımı sizlere aktarmak isterim. Bir operasyon geçirdim ve yine
bir araya gelmek nasip oldu. Büyük bahtiyarlık içerisindeyim. Değerli
arkadaşlarım, sizler hiçbir parti farkı gözetmeden büyük alaka
gösterdiniz. Sonsuz teşekkürlerimi arz ediyorum.
Dua çok mühim. Dualar, hatimler, kurbanlar, bir sürü
yerden mesajlar
Demek ki bizim toplumumuz bir bütün olduğunun şuuru
ve idraki içerisinde, insanlık deyince, duygu, his deyince, beraberlik
deyince bunu sergiliyor. Bunu nerede gördük? 15 Temmuzda gördük, 7 Kasımda
gördük. Bir bütünüz. Parmaklar bilekte birleşiyor. Geçici duygulardır
ama yeri geldiği zaman bu asil millet bir bütündür.
Anadoluyu bilirsiniz. Benim çocukluğum
Karabükte geçti. Bir cenaze olduğunda bütün Karabük cenazeye gider.
Ayrı bir mahallede ama acıyı bölüşüyor. Acıda ve
kıvançta birlikte olmak bizim ananemizde, yapımızda ve dokumuzda
var.
Çok teşekkürler ediyorum. Teşekkür
edeceğim birçok insan var. Şimdi birazını söyleyeyim,
söylemeden olmaz.
Cumhurbaşkanımıza öncelikle
teşekkür ediyorum. Beni, bir an, hatta saniye diyebilirim, yalnız
bırakmadı; o insancıllığıyla, o
yakınlığıyla ve şefkatiyle diyeyim, bana çok
yardımcı oldu. Doktorlarımız fevkalade alaka gösterdiler.
Bendeniz daha önceden doktor olmak istiyordum ama bu
hastalığımda doktorluğun ne kadar zor, meşakkatli,
fedakâr bir meslek olduğunu gördüm. Allah hepsinden razı olsun; hani
bir sözümüz var ya Allah eksikliğini göstermesin ve muhtaç etmesin. Çok
büyük şefkat gördüm; hastanelere, hastane sahibesi hanımefendiye,
bütün öğretim üyelerine, başhekimine baştan aşağı
teşekkür ediyorum.
Siyasi partilerimizin genel başkanlarına,
Başbakanımız AK PARTİ (Adalet ve Kalkınma Partisi)
Genel Başkanı Binali Yıldırım Beye, Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu
Beyefendiye ve MHP Genel Başkanı, Milliyetçi Hareket Partisi Genel
Başkanı Sayın Devlet Bahçeliye, Halkların Demokratik
Partisinin Meclis Başkan Vekiline, Grup Başkan Vekiline, siz
milletvekillerine, partilerin yönetiminde görev alan değerli
milletvekillerimize tek tek, ayrı ayrı şükranlarımı
sunuyorum, kabul etmelerini rica ediyorum. (Alkışlar)
Bu teşekkür listesi oldukça uzun, unuttuğum
olursa beni bağışlasınlar; sivil toplum
kuruluşları, Genelkurmay Başkanımız, yurt
dışından birçok insan, yurt dışından daha önce
Türkiyeyi ziyarete gelmiş devlet adamlarından, meclis
başkanlarından arayanlar, gönül coğrafyamızdan arayanlar
Tabii, böyle zamanlardaki aramalar büyük moral veriyor. Karşı
karşıya görüşemedim ama notları hep gördüm, okudum.
Velhasıl, sizlere teşekkür ediyorum, Kimsenin başına
sıkıntı gelmesin. duasını da ekliyorum. Allah
razı olsun.
Bu, hamda ait bir şiir var. Araya bir şiir
koyalım: Kabul edenler
Kabul edenler
Kabul edilmiştir. Oylama
demokratik görüyorsunuz. (Alkışlar)
Yıllar götürüyor bir bir ömürden,
Gidene de, kalana da hamdolsun.
Dert içteyse fayda gelmez tamirden,
Verene de, alana da hamdolsun.
Bu dünyaya geliş sebebi malum,
Haktır, hakikattir, hiç şaşmaz yolum.
Rabbin yarattığı âciz bir kulum,
Aslıma da, neslime de hamdolsun.
Bilemiyorum beğendiniz mi? Güzel bir şey
bu. (AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, hamdetmek ve şükretmek iki
arkadaş kelime. Eskiden kelimeler arasındaki nüanslar iyi bilinirdi.
Bir işin devamını istemiyorsanız hamt, devamını
istiyorsanız şükür denir. Hastalıktan kurtuldum hamdolsun.
veya O kadar iyiyim ki şükrolsun. Burada hamda ait bir şiirdir,
Kenan Tiryakinin; güzel yazmış, Allah razı olsun.
Efendim, mart ayı hareketli bir ay
malumualiniz, herhâlde cemreler düşüyor, mevsim değişikliği
var, dünyada da böyle günler, birçok gün var. Bu arada 1 ila 7 Mart, dün biten
Yeşilay Haftası; bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu Dünya
Kadınlar Günü Amerikada New Yorkta ortaya çıkmış bir
hadise.
Hanımefendi, sizin konunuza girmeyeceğim;
biliyorum, bu konuda konuşacaksınız ama bir giriş olsun
diye söylüyorum.
Türkiye, 1984te bunu düzenli olarak anmaya
başladı. Hanımlarımıza, kadınlarımıza
hayırlı uğurlu olsun. Saadet, huzur içinde, afiyet içinde nice
güzel günlere kavuşmalarını diliyorum ve niyaz ediyorum.
Geçen sene Dünya Kadınlar Gününde bütün
partilerden hanım milletvekillerimize davette bulunmuştuk ama bu sene
tatilin marta uzayacağını bilmediğimiz için ve bir de
referandum hadisesi olduğu için o günü ileriye bıraktık.
İsterim ki bu bir teamül olsun ve Meclisimiz her sene bugünü en geniş
şekilde kutlasın. Tekrar kutluyorum efendim.
12 Mart 1921 İstiklal Marşının
Kabulü ve Mehmet Akif Ersoyu Anma Günü. Rumi takvim ile miladi takvim
arasında on üç gün var. Esasında bu 25 Mart olacak ama o tarihte 12
Mart olduğu için 12 Mart deniyor ve büyük şairimiz Akifin bir
temennisi var Bir daha Allah bize İstiklal Marşı yazdırmasın.
diye, o anış var.
14 Mart Tıp Bayramı,
doktorlarımıza ait ve 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi. Çanakkale
eğer geçilseydi, Ruslar içindeki o Bolşevik İhtilali hadisesi,
Leninin gelmesi olmayacak yani dünya tarihi ve coğrafyası,
hudutları tamamen değişecekti. Çok mühim bir deniz zaferidir ve
kara savaşları bir ay bir hafta sonra
başlamıştır. Bütün orada şehit olanlara Cenab-ı
Hak gani gani rahmet eylesin diyorum.
19 Mart 1877 Osmanlı Mebusan Meclisinin
açılması. 1877-2017, ne yapıyor?
LEVENT GÖK (Ankara) Yüz kırk, yüz kırk.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Yüz kırk.
BAŞKAN Yüz kırk seneye dayanıyor.
Osmanlı Mebusan Meclisi bir sene içinde kapandı ama Âyan Meclisi
kapanmadı, Âyan Meclisi hep sürdü. Tabii, o kapanış sebepleri
ayrı, o tarihe girmeyelim.
21 Mart Nevruz Bayramı. Burada
olmayacağımız için bunları şimdiden kutlama
bakımından söylüyorum, hayırlı olsun. Devlet bu
bayramı anmakta, bütün Orta Asyada ve bütün coğrafyada bu anılıyor.
Hayırlı olsun.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Başkanım, 12 Mart
Erzurumun kurtuluşunu atladınız.
BAŞKAN Efendim, hocamız her şeyde
Erzurumu aklına getiriyor, gene mesajını verdi. Erzurum bir,
trafik iki.
30 Martta da üç aylar başlıyor. Geliverdi
ramazan. Hayırlı uğurlu olsun. Diğerlerinde çok günler var,
haftalar var, onlarla huzurunuzu işgal etmek istemiyorum. Hepsi
hayırlı olsun, uğurlu olsun diyorum.
Bu arada Meclisteki mesai arkadaşlarıma
teşekkürü unuttum; unuttuklarım da vardır, beni
bağışlasınlar. Tekrar tekrar hepinize en derin
hürmetlerimi, teşekkürlerimi sunuyorum. Cenab-ı Hak hayırlı
hizmetlere vesile kılsın inşallah, çok teşekkür ederim
efendim. (Alkışlar)
Efendim, gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim
.
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI ÖMER
ÇELİK (Adana) Hükûmet adına bir şey söyleyebilir miyim
Sayın Başkanım müsaade ederseniz.
BAŞKAN Hayhay efendim, lütfen buyurun
efendim.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelikin, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana ve ailesine geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ilişkin açıklaması
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANI ÖMER
ÇELİK (Adana) Değerli Başkanım, saygıdeğer
Meclisi selamlıyorum.
Geçirmiş olduğunuz
rahatsızlıktan dolayı bütün Hükûmetimiz adına geçmiş
olsun dileklerimizi sunuyoruz. Kurtuluş Savaşını yöneten
bu Gazi Meclisin 15 Temmuzdaki direnişine, millî mücadelesine Başkanlık
ettiniz; bu Meclisi açık tuttunuz, bu milletin kahraman bir evladı
olarak bu Meclise Başkanlık ettiniz o gün. Böyle bir Meclis
Başkanına sahip olduğumuz için gurur duyuyoruz. Cenab-ı
Allah sizi tekrar aramızda görmeyi nasip etti; Allaha şükrediyoruz,
size ve ailenize tekrar geçmiş olsun diyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Efendim, Değerli
Bakanımıza mültefit sözleri dolayısıyla ben de
teşekkürlerimi sunuyorum.
Evet, 26ncı Dönem, inanıyorum ki siyasi
tarihte apayrı bir yer alacak olan dönemdir, her döneme bunlar nasip olmaz
ve o gün Meclisi açmış olmamız çok fevkalade bir hadise oldu.
Amerikada Pensilvanyadaki Çakal Carlos
İsmini yanlış mı
söylüyorum?
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Çakal Carlosa da
ayıp oldu yani.
BAŞKAN Doğru söylüyorum değil mi,
Çakal Carlos?
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Ama, Çakal Carlos
iyi bir adamdır, sosyalist bir adamdır.
BAŞKAN
Çakal Carlos, maalesef, kendi
vatanına, kendi Meclisine karşı çıkan ve nasıl
efsunladıysa efsunlayan bir adam; şimdi kalkıp da Ben hata
ettim, kullanıldım. Af için söylemiyorum, affedilir durumum yok ama
başkalarına emsal olsun diye söylüyorum. demesi lazımken
demeyen bir adam.
Büyük bir vartadan kurtulduk. Ve ben bütün
partilerimize teşekkürlerimi tekraren sunuyorum. Herhangi bir yerden
telkin almadan, tavsiye almadan, biiznillah -kaptanlar gemiyi terk etmezler,
fareler terk ederler- geldik ve açtık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ve 3 partimiz buraya geldiler.
Halkların Demokratik Partisinden İdris Bey de, Mithat Bey de, bir de
Selahattin Bey de Bizi orada kabul edin, var kabul edin; gelirken bir
provokasyon olabilir, orada olabilir diye gelmiyoruz ama yarınki
olağanüstü toplantıya geleceğiz. dediler ve burada, Divanda
nöbetçi arkadaşlarımız vardı, ben grup başkan
vekillerinden rica ettim, grup başkan vekilleriyle beraber yaptık,
Parti rozeti yok, Türkiye rozeti var. dedik. Güzel bir geceydi, çok müspet
oldu ama çok üzücü de oldu. Kendi uçağımız, F16 bize 3 tane
bomba attı. Eğer 20 metre beriye gelseydi burada kaç kişi
şehit olacaktı, o ayrı keyfiyet. Burada olamayanlar gene ruhen
buradaydılar çünkü tatil günüydü. Tekrar, o gün bulunanlara; hani biz
silah arkadaşı diyoruz ya, silah arkadaşlarımıza, o
gün burada bulunanlara, onların şahsında bütün Meclise tekrar
tekrar teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun diyorum. (AK PARTİ,
CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Biz
teşekkür ediyoruz Başkanım.
BAŞKAN Çok sağ olun efendim.
Mehmet Doğan Kubat Beyin bir ikazı oldu,
Grup başkan vekilleri gündemden evvel söz istediler. dediler, ben
göremedim, kusura bakmayın.
Kimdi? Zatıaliniz mi?
LEVENT GÖK (Ankara) Evet efendim.
BAŞKAN Levent Bey, buyurun efendim.
2.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, TBMM Başkanı
İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve 15
Temmuz gecesi Mecliste yaşanan birlik ve beraberliğin çok önemli
olduğuna ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Öncelikli olarak, geçirmiş olduğunuz
rahatsızlık sonucunda tekrar sağlığınıza
kavuşarak Meclis faaliyetlerinde bizlerle beraber olduğunuz için size
hoş geldiniz diyor ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Bütün Cumhuriyet Halk Partisi
ailesi olarak, grubu olarak, sizi rahatsızlığınız
süresince yakından takip ederek sürekli arkadaşlarımızdan
bilgi aldık. Bugün mutlulukla görüyoruz ki eski günlerdeki gibi dinç,
sağlıklı ve iltifat ve şaka dolu sözlerinizle Meclisimizi
tekrar renklendirdiniz.
BAŞKAN Estağfurullah.
LEVENT GÖK (Ankara) Ben
rahatsızlığınızdan dolayı tekrar geçmiş
olsun diyorum.
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Bundan sonraki
yaşantınızda da daha sağlıklı günler temenni
ediyorum.
BAŞKAN Çok teşekkür ederim.
LEVENT GÖK (Ankara) Az önce konuşmanızda
ifade ettiğiniz gibi, 15 Temmuzda sizin
Başkanlığınızda Meclis açıldığında
biz de tereddüt etmeden sizlerle beraber olduk. Siz o kürsüden inip bizi
kucakladınız, AK PARTİli milletvekili
arkadaşlarımız bizleri kucakladı. Az önce de ifade
ettiğiniz gibi, yüz kırk yıllık bir parlamenter
demokrasimiz var. Hep beraber parlamenter demokrasimizi güçlendirmek için omuz
omuza olmamız gerektiği konusunda o gün hepimiz hemfikirdik. Nitekim
ertesi gün de bu bildiriye imza koymak suretiyle bunu pekiştirdik. Umuyor
ve diliyorum ki 15 Temmuzdaki beraberliğimiz, birlikteliğimiz
unutulmaz. Silah arkadaşı diye bizi nitelendirdiniz, silah
arkadaşlığı önemli. Evet, o gün darbeye karşı
silah arkadaşlığı yaptık, hep beraber yaptık
demokrasi açısından. O günlerin de unutulmamasını siz de
bir kez daha anarak ifade ettiğiniz için teşekkür ediyoruz.
Tekrar aramıza, Meclisimize hoş geldiniz;
size başarılar diliyor, geçmiş olsun diyorum.
Saygılarımla. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Efendim, nezaketinize çok
teşekkür ediyorum, çok sağ olunuz.
O bildiriyi kaleme alanlardan birisiniz, o bütünlüğü
sağlayanlardan birisisiniz, ilk gelenlerdensiniz; Allah razı olsun.
Bütün arkadaşlar adına geldiniz hepiniz ve gelen
arkadaşlarımızın sayısı da az değil,
artı, eski milletvekillerinden yani önceki dönem milletvekillerinden de
gelen oldu, burada basbayağı bir yekûndu. Fevkalade bir geceydi ama
inşallah, bir daha öyle bir gece yaşamayacağız çünkü bütün
toplum demokrasiden yana olduğunu, darbeye asla izin vermeyeceğini
ortaya koydu. Bendenizin şahsi kanaati, bundan böyle, böyle bir
çılgınlığa başvuracak hiç kimse olmayacak.
Bunda emeği geçenlerin hepsinden Allah
razı olsun, teşekkür ediyorum efendim.
Sayın Akçay, buyurun efendim.
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, MHP Grubu olarak TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileklerini
sunduklarına ve 15 Temmuz gecesi yaşanan silah
arkadaşlığının gelecek nesillere devredilecek bir
şeref mirası olarak hep yâd edileceğine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Çok muhterem, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin
Değerli Başkanı, bize göre uzunca bir süre sayılabilecek
bir rahatsızlık devresinden sonra aramıza katılmanız
ve bugünkü Meclis oturumunun açılışında bulunmanız
bizi ziyadesiyle mutlu etmiştir. Öncelikle, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Bizim, zatıalinizi
yaşınız, müktesebatınız itibarıyla da aynı
zamanda biz milletvekillerinin bir ağabeyi olarak gördüğümüzü ifade
etmek istiyorum ve sizlere, ailenize, sağlıklı, mutlu uzun
ömürler diliyoruz.
Ayrıca 15 Temmuz günü sabah saatlerini ve takip
eden günlerde birlikte yaşadığımız anları ve can
yoldaşlığını siz silah
arkadaşlığı olarak ifade ettiniz. Hem silah
arkadaşlığını hem can
yoldaşlığını belki de ailelerimize,
çocuklarımıza devredeceğimiz bir şeref mirası olarak
hep yâd edeceğiz.
Tekrar sizlere geçmiş olsun dileklerimizi
iletiyoruz, sağlık, sıhhat, afiyet diliyoruz efendim.
Teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Efendim, nezaketinize çok
teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Güzel yani silah
arkadaşlığı yanına bir şey daha eklediniz, can
yoldaşlığı, ne güzel. Tabii, silah derken bize namlular
çevrildi, o bakımdan söylüyoruz ne yazık ki. Keşke böyle bir laf
söylememiş olsak ama bitti evvelallah.
Size, şahsınızda Milliyetçi Hareket
Partisine, milletvekillerine en samimi dileklerimi, teşekkürlerimi,
şükranlarımı sunuyorum efendim.
Buyurunuz Ahmet Bey.
4.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın,
TBMM Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna ve ülke demokrasisinin üzerinde kara bir leke gibi duran HDP
milletvekillerinin tutukluluk hâllerinin sonlanması için çaba
gösterilmesini istirham ettiğine ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aralık ayının sonunda aslında bu
kadar ağır olduğunu düşünmediğiniz bir hastalıkla
hastaneye müracaatınız olmuştu. Oraya, hastaneye yatış
yaptıktan sonra biz de takip ettik, geldik. Ağır bir operasyon
geçirdiniz ve uzun süreli bir tedavi süreci sonrasında bugün normal
yaşam akışı içerisinde ve görevinizin başında
olmanızdan duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek isterim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Geçmiş olsun. Bir
daha benzer bir hastalıkla umarım
karşılaşmazsınız.
BAŞKAN İnşallah.
AHMET YILDIRIM (Muş) Ve size, ailenize hep
birlikte mutlu bir yaşam dileklerimi ifade etmek isterim.
Yalnız, açış konuşmasında
ifade ettiniz, şüphesiz bütün siyasi partilerin genel başkanları
dışarıda olduğu için aramışlar, ziyaret
etmişler. Ama, hani bize göre -biz hâlâ öyle adlandırıyoruz- bir
siyasi operasyonla eş genel başkanlarımız içeride tutulmamış
olsaydı diğer siyasi partilerin değerli genel
başkanları gibi onlar da bu nezaketi ve zarafeti eksik
etmeyeceklerdi.
Yine, o zaman bizatihi birlikte ziyaret
ettiğimiz arkadaşlarımızdan biri de siz hastalık
sürecini yaşarken maalesef tutuklanmış oldu. Ben bunun bu ülke
demokrasisine sunabileceği bir katkısının
olmadığını düşünüyorum. Hem yurt içinde hem yurt
dışında ülkenin ilerletmesi gereken demokrasiye bir halel
düşürdüğünü
Bu konuda da siz, rahatsızlanmadan önce bir
çalışma başlatmıştınız, bunun anayasal ve
yasal düzlem içerisinde bir çözümünün mümkün olacağı konusunda da bir
irade beyanında bulunmuştunuz. Ben daha fazla ülkeyi
uluslararası toplum nezdinde de zora sokmayacak bir çıkış
yolunun mümkün olduğuna inanıyorum ve ülkemizin demokrasisinin
üzerine düşmüş bir kara leke gibi duran bu uygulamanın
sonlanması için özellikle bir çaba sahibi olmanızı kişisel
olarak, bu Meclisin Başkanı, 550 milletvekilinin Başkanı
olarak sizden istirham ediyorum. Tekrar size sağlık, şifa,
afiyet diliyorum.
BAŞKAN Efendim, çok teşekkür ediyorum.
Tabii, zaman içerisinde kanunlar şartlara uygun
hâle getirilir. Pür bir sistemin ihdası dünya üzerinde yok,
arayış var. Bir söz var Demokrasi iyi hükûmet şekilleri içinde
en kötüsü fakat kötülerin en iyisidir. diye. Bazı
sıkıntılar tabii ki var. Komisyonlar hâlinde
çalışmalar yapılıyor. Dediğiniz mevzu da gene bir ilim
heyetine intikal ettirilmiş durumda. Milletvekillerinin bugün kanunu yok.
Kanun yapan Mecliste milletvekillerinin kendi kanunu yok. Onun elden geçmesi,
ona ait çalışma yapılması gerekiyordu, Komisyonumuz
çalışıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilat Kanununa
ait bir komisyon çalışma yapıyor, İç Tüzüke ait bir
komisyon çalışma yapıyor. Hukuki noktadan eksikliklerimizi,
mevzuat noktasından giderme noktasında çalışıyoruz.
Mükemmele ulaşır mıyız? Yaklaşırız; ideal,
artı sonsuzda; yakalanamaz ama yaklaşılır. Onu
inşallah yapacağız.
Bu vesileyle şunu da söylemek isterim: Mecliste
güzel bir inşaat faaliyeti var; kulislerde, arkalarda. İnşallah
referandum sonrası geldiğinizde çok güzel, beğeneceğiniz
tablolarla karşılaşacaksınız. Elimizden gelen gayreti
gösteriyoruz. Çalışmalar gene sürdü, benden dolayı bir bekleme
mevzubahis olmadı.
Temennilerinize, iyi sözlerinize,
iltifatlarınıza tekrar tekrar teşekkür ediyorum ve
şahsınızda Halkların Demokratik Partisine hayırlı
hizmetlerde başarılar diliyorum. Milletimizin, memleketimizin bütünlüğü
ve daha ötelere gidebilmesi için elinizden gelecek gayreti göstereceğinize
de inanıyorum.
Teşekkür ederim.
Buyurunuz Mustafa Bey, Mustafa Elitaş Bey,
buyurun Beyefendi.
5.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, AK
PARTİ Grubu olarak TBMM Başkanı İsmail Kahramana
geçmiş olsun dileğinde bulunduklarına ve 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum. Değerli Meclisin üyelerini
saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle, AK PARTİ Grubu adına size
geçmiş olsun dileklerimizi en kalbî duygularımızla ifade
ediyoruz. Aralık ayının son gününe yakın bir zamanda bir
hastalık geçirdiniz. Hamdolsun, başarılı bir ameliyat
sürecinde ve hastalığın iyileşme döneminde sizin azminiz,
kararlılığınız, heyecanınızla birlikte,
elhamdülillah, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak
üzere siyasi partilerin genel başkanları, temsilcileri, AK PARTİ
milletvekili arkadaşlar ve tüm milletimiz sizin bir an önce
iyileşmeniz, aramıza dönmeniz için büyük dua ettiler, iyi dileklerini
sundular. Biz de ara sıra ziyaret etme imkânı bulduk. Her
gittiğimizde sizi daha iyi olarak görmek bizi gerçekten ziyadesiyle memnun
ediyordu.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm
kadınların Kadınlar Gününü tebrik ediyorum.
Biraz önce söylerken bir konunuz vardı, iki
kelimeyle ilgili, hamt ile şükürün ne anlama geldiğiyle ilgili
hakikaten çok güzel bir değerlendirme yaptınız. Güzel bir
operasyon geçirdiniz, hamdolsun; iyileştiniz,
aramızdasınız, şükrediyorum; tebrik ediyorum, görevinizde
başarılar diliyorum, tekrar geçmiş olsun diyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum; çok
teşekkürler, çok sağ olun efendim.
Mustafa Bey, hakikaten çok teşekkür ediyorum
size.
Beni hiç böyle yalnız bırakmayan
arkadaşlarımdansınız; hepsi öyle, bütün
arkadaşlarım öyle. İnanıyorum ki, kalben zaten
bağımız var, öyleyiz.
Şimdi, şöyle bir düşünce olabilir:
Hep bahsediyoruz hastalıktan ama niye hastalığın ne
olduğunu söylemiyor? Bence böyle bir sual bazı
arkadaşlarımda var. Haklı mıyım?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Takdirinizde
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Efendim, aorttan ayağa inen
damarda bir virüs girmiş aortun içine. Kalınlık 1,6 mı
Hocam?
NECDET ÜNÜVAR (Adana) 1,6.
BAŞKAN Çıkmış 3,6ya; 4,6ya
doğru çıkacak. Oranın temizlenmesi lazım, ki aort patlarsa
çok daha sıkıntı verir. Bu işin ehli olan zat da, profesör,
aynı hastanede, var ya tabibi hâzıkı Müslim, o statüde bir
değerli hocamız, o temizliği yaptı. Yani hadise bu. Ben
Latince adını bilmiyorum, onu tıpta bilirler. Bize doktorlar hep
Latince bir şeyler söylerler, biz de anlamayız. Reçeteyi de biraz
karışık yazarlar, onu anlamayız.
Ameliyat yapan doktordan hastane sahibesi kız
kardeşlere, oradaki öğretim üyesine, Sağlık
Bakanımız Recep Akdağ Beye ve bu hususta hastanelerden
vazifelendirdiği kişilere, bütün bu hareketlenmede benim yanımda
olan değerli arkadaşlarıma ve hiçbir an beni yalnız
bırakmayan değerli Cumhurbaşkanımıza tekrar tekrar
şükranlarımı arz ediyorum, Allah razı olsun diyorum.
Zannediyorum şimdi gündem dışına
geçiyoruz.
Efendim, gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri beşer dakikadır.
Hükûmet bu konuşmalara cevap verebilir. Hükûmetin cevap süresi yirmi
dakikadır.
Gündem dışı ilk söz, 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü dolasıyla söz isteyen Malatya Milletvekili Sayın Öznur
Çalık Hanımefendiye aittir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Hanımefendi.
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalıkın, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Sayın
Başkanım, değerli milletvekillerimiz, ekranları
başında bizleri izleyen aziz milletimiz; yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
dolayısıyla gündem dışı söz almış
bulunuyorum ama gündem dışı sözüme başlamadan evvel,
kahraman Başkanımız, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kahramanı
İsmail Kahraman Başkanıma çok geçmiş olsun dileklerimi
ileterek sözlerime başlamak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
15 Temmuz gecesinde Gazi Meclisimizi Fetullahçı
terör örgütünün saldırılarına rağmen, Türkiye Büyük Millet
Meclisini açık tutarak, millî iradenin yansıdığı
Meclisi, sonuna kadar, Fetullahçı terör örgütüyle mücadele etmek üzere tüm
parti gruplarını bir arada tutarak mücadelenin başaktörlerinden
olan İsmail Başkanıma tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisine hoş
geldiniz diyorum, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) Değerli
Başkanım, kıymetli milletvekili arkadaşlarım; 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü aslında emekçi kadınlar günüdür. Tüm
kadınların bugün sağlık, sıhhat, huzur, mutluluk,
gelecek ve aydınlık yarınlar için yeni tohumları
ekeceği günler olsun diye sözlerime başlamak istiyorum.
Çanakkaleden 15 Temmuza bütün şehitlerimizi
rahmetle anarken, gazilerimizi minnet ve şükranla anarken kadın
kahramanlarımıza özel bir paragraf açmamız gerekmekte. Nene
Hatunlardan Şerife Bacılara, Kara Fatmalardan Sabiha Bayatlara kadar,
şehitlerimize, gazilerimize kadar birçok kadın kahramanımız
var tarihimizde. 15 Temmuz gecesi milletin iradesini bombalamaya
çalışanlara karşı 15 Temmuz saldırısında
yüreklerini ortaya koyan bütün kadınlarımızı şükranla
ve minnetle anıyorum.
Evet, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Özellikle,
kadınlarımızla alakalı neler yaptık diye bir dönüp
bakmak isterim. On beş yıllık AK PARTİ iktidarı
döneminde yapılan çok önemli düzenlemeler oldu. Anayasamızın
10uncu maddesinde yapmış olduğumuz değişiklikle
kadınlara yönelik yapılan her türlü pozitif
ayrımcılığa -ayrımcılık
yapılmayacağına dair, eşitlik ilkesine aykırı
olmayacağına- dair yapmış olduğumuz düzenleme bizim
için çok önemli. Anayasada yapmış olduğumuz
değişiklik, Türk Ceza Kanununda yapmış olduğumuz
değişiklik, Türk Medeni Kanununda yapmış olduğumuz
değişiklik, İş Kanununda yapmış olduğumuz
değişiklik kadınlarımız için çok önemli
kazanımlar sağladı, kadının her yerdeki temsilini
artırdı. Siyasetteki kadın temsili: 1924te kadınların
milletvekili seçildiği oran yüzde 4,1; bugün kadın temsilimizdeki
erişmiş olduğumuz oran yüzde 14,5. Kadınların
siyasetteki temsili kadar karar mekanizmalarında yer almalarını
da gönülden arzu ettik. İstihdam başta olmak üzere her alanda kadınımızın
var olmasını istedik ve bu vesileyle de
kadınlarımızın istihdamını yüzde 33e
çıkardık. Eğitim her sorunun başı, çözülmesi gerekir
dedik ve kız çocuklarımızın okullaşma
oranını yüzde 100lere çıkardık. Sağlık,
kadınımız ve tüm toplumumuz için vazgeçilmezdir dedik, anne
bebek ölüm oranlarını OECD ülkelerinin otuz beş yılda
kavuştuğu rakama biz on beş yılda kavuşturduk.
Sağlıkla ilgili yapmış olduğumuz her adım tüm
dünya tarafından takdir edilmekte. Bununla beraber,
kadınlarımızın özellikle temsildeki adaleti için
yapmış olduğumuz çalışmalarda kurucu Genel
Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip
Erdoğanın kadınlara yönelik yapmış olduğu
çalışmalar takdire şayandır. Özellikle şiddetle
mücadele konusunda vermiş olduğumuz mücadelede onun kararlı
duruşu ve dirayetli duruşuyla çok önemli yasal düzenlemelere imza
attık. Özellikle 6284 sayılı Yasanın
çıkarılmasında
Aile içi şiddet başta olmak üzere, her
türlü şiddete karşı durabilmek için çıkarmış
olduğumuz yasalara uluslararası sözleşmeleri de ekledik. Avrupa
Konseyi İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere, uluslararası
sözleşmeler de -CEDAWa atmış olduğumuz imzalar dâhil olmak
üzere- bizim için çok önemliydi. Anayasa'nın 10uncu maddesi,
Anayasa'nın 90ıncı maddesi, uluslararası hukukun iç
hukukun üstünde olduğuna dair maddemiz bizim için çok önemliydi. Ve bu
vesileyle de Meclisimizde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği
Komisyonunu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla)
ilk kez kurduk ve o günden
bugüne de çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Dolayısıyla, doğduğumuz andan itibaren var olan bütün
haklarımız, kadın ve erkek fark etmeksizin Yüce Rabbimin bize
verdiği bütün haklar bu manada dünyada vuku bulmalı.
Biz, kadınlarımız için şunu
söylüyoruz: Kadınlarımızın fıtratları erkeklerden
farklıdır ama lütfen, fırsatlarımız eşit olsun
diyorum. Kadınların fıtratları farklı,
fırsatları eşit olsun diye hep birlikte çok büyük mücadele
verdik, vermeye devam ediyoruz.
Ben Dünya Kadınlar Gününün barış,
kardeşlik, sağlık, sıhhat, huzur içerisinde geçmesini ve
tüm dünya kadınlarımızın sağlıklı günler
içerisinde olmasını, savaşın olmadığı,
barışın olduğu bir dünyayı temenni ediyorum ve yüce
Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum
Hanımefendi.
Efendim, gündem dışı ikinci söz,
cezaevlerinde hak ihlalleri hakkında söz isteyen Mardin Milletvekili
Sayın Erol Doraya aittir.
Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
2.- Mardin Milletvekili Erol Doranın, cezaevlerinde
yaşanan hak ihlallerine ilişkin gündem dışı
konuşması
EROL DORA (Mardin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben de konuşmama başlamadan önce,
Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahramana geçmiş
olsun dileklerimi sunuyor, kendisine bundan sonra uzun ve
sağlıklı bir yaşam diliyorum.
BAŞKAN Sağ olun.
EROL DORA (Devamla) Ayrıca, bugün 8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bu vesileyle bütün kadınların
Kadınlar Gününü kutluyor, kendilerine sevgi ve saygılarımı
sunuyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyede cezaevleri, çok uzun süredir, hak ihlalleri ve
insan onuruna aykırı uygulamaların yaşandığı
mekânlar olarak gündeme gelmektedir. Mahpuslara yapılan kötü muamele ve
hak ihlalleri, ikinci bir ceza hâline gelmekte ve bu kişilerin ölümüne
kadar varabilen ağır sonuçlar doğurabilmektedir.
12 Eylül 1980de yapılan askerî darbe
sonrası Türkiye Cumhuriyeti devleti, cezaevlerinde meydana gelen
ağır insan hakları ihlalleriyle anılmış bir
ülkedir. Özellikle Diyarbakır, Metris ve Mamak hapishanelerinde yatan
mahpuslara karşı geliştirilen baskı ve zor
uygulamaları bugün bile hafızalarda tazeliğini
korumaktadır.
Nitekim, söz konusu cezaevlerinde kalan mahpuslar,
en asgari hakları için 1982 ve 1984 yıllarında ölüm orucu
eylemine başvurmuş ve yaşamlarını yitirmişlerdir.
Değerli milletvekilleri, geçen otuz yedi
yıllık sürede bu döngü kendini hep tekrar etmiş ve cezaevlerinde
kalan mahpuslar, ulusal ve evrensel metinlerde koruma altına alınan
hakları ihlal edildiği için en son çare olarak bedenlerini hak alma
aracı olarak kullanmak zorunda kalmışlardır.
1996, 2000 ve 2012 yıllarında meydan gelen
ölüm oruçları ve açlık grevleri, cezaevlerinde cezanın
infazının insan onuruna yakışır şekilde
yapılmadığını gösterir niteliktedir.
Bu döngü devam ediyor maalesef. Bakın, birkaç
gün önce, İzmir Aliağa Şakran Cezaevinde 18 ve Ankara Sincan
Cezaevinde ise 7 mahpus, hak ihlalleri ve keyfî uygulamalara karşı
süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemi
başlatmışlardır.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerinde
yaşanmakta olan birçok insan hakkı ihlalleri, hak gasbı ve
cezaevi sorunları, 20 Temmuz 2016 tarihi itibarıyla ilan edilmiş
olan OHALle birlikte cezaevlerindeki mevcut tablo daha da
ağırlaşan hak ihlallerine neden olmuştur.
Çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle
mahpusların kazanılmış hakları da
tırpanlanmış ve cezaevleri sivil denetimlere
kapatılmıştır. Keyfî ve çok küçük sebeplerle verilen
disiplin cezaları günlük hayatı durdurma noktasına
getirmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; cezaevlerinde yaşanan başlıca hak ihlallerinden
bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Cezaevindeki iç sosyal etkinliklerin tamamen ortadan
kaldırılması, tutuklu ve hükümlülerin dış dünyayla
iletişimlerinin neredeyse sıfıra indirilmiş olması,
tutuklu, hükümlü yakınlarının cezaevi görüşleri
sırasında yaşadıkları baskının
ağırlaştırılması, tıbbi bakıma
erişim ve tedavi hakkının sıradan gerekçelerle ve
insanların hayatlarına mal olacak nitelikte ihmallerle engellenmesi,
başvuru ve şikâyet hakkının engellenmesi, basın ve
yayına erişimin kısıtlanması, beslenme,
havalandırmaya çıkarmama, kullanılan kap kacak, battaniye ve
temizlik malzemelerinin ellerinden alınması, içme ve kullanma suyunun
düzenli verilmeyişi veya çok az miktarda verilmesi, hijyen sorunu, doluluk
oranından kaynaklı yatacak yerin olmaması şeklindeki fiziki
koşullar. Bu liste böylece uzayıp gidiyor ne yazık ki.
Değerli milletvekilleri, geçenlerde Edirne F
Tipi Cezaevinden bir mektup aldım. Bir baba olarak, okuyunca ister istemez
hüzünlendim. Mektupta arkadaşlarının sünnet olan çocuğuna
hediye edilmek üzere kâğıttan, ayakkabı boyasından binbir
emekle, zahmetle yapılan gemi, içinde bir şey olabileceği için
güvenlik sorunu gerekçesiyle çocuğa gönderilmemiş. Ne
acıdır ki Türkiyede bir çocuğun mutluluğu, cezaevindeki
bir babanın çocuğunu mutlu görmek istemesi güvenlik sorunu hâline
gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerinde
süregelen hâlihazırdaki uygulamalar, mahpuslara ilişkin evrensel
standartlar, Anayasamız, Avrupa İnsan Hakları kararları,
Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi tavsiyeleriyle belirlenen hak ve
hukuka göre değil, siyasi konjonktüre göre değişkenlik gösteren
keyfî, baskıcı ve cezalandırıcı uygulamalarla
yönetilmektedir.
Türkiyede cezaevlerinde yaşayan mahpusların
en temel insan haklarıyla birlikte yaşam hakları da tehdit
altındadır. Cezaevlerinde üzücü olayların
yaşanmasından kaygı duymaktayız. Türkiye, altına imza
attığı uluslararası sözleşmelere uygun davranarak
cezaevlerini bir an önce sivil denetimlere açmalıdır diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum Sayın
Dora.
Gündem dışı üçüncü söz, 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü münasebetiyle söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın
Şenal Sarıhan Hanımefendiye aittir.
Buyurunuz Sayın Sarıhan. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- Ankara Milletvekili Şenal Sarıhanın, 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
ŞENAL SARIHAN (Ankara) Değerli
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, kâtip üye
arkadaşlarım, değerli yazman arkadaşlar ve basın
emekçileri, orada da 3 kadın arkadaşımızı görüyorum
basın emekçisi olarak; hepimiz için 8 Mart kutlu olsun, Dünya Emekçi
Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Ancak, önce Değerli Başkana geçmiş
olsun demek isterim. Ben bilirim ki bir evin erkeği
hastalandığı zaman aslında kadın da hastalanır,
onun eşi de hastalanır, çocukları da ve kız
çocuklarının yüreği daha çok yanar. O sebeple, Sayın Başkanın
eşine de kız çocuklarına da ve tüm çocuklarına da
geçmiş olsun demek isterim.
Yaşamak hepimizin hakkıdır ve en iyi
yaşama hakkına hep sahip olmak isteriz. 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü de aslında kadınların yaşam içinde
eşit olma mücadelesinin bir günüdür. Ateş üzerine, kan üzerine
kurulmuştur ama aynı acıları yeni kadınlar, başka
kadınlar yaşamasınlar diye, daha sonra, süreç içinde bugünün,
kadınların mücadele azmini ve direngenliğini ifade etmek için
Acılar kutlanmaz biliyorsunuz, sevinçlerdir kutlanan ama acının
altında ezilirseniz daha çok acı çekersiniz; acılardan
öğretiler çıkarır ve o öğretilerden kendinize bir yol
çizerseniz orada daha dik, daha sağlam durursunuz, 8 Mart böyle bir
gündür.
Şimdi, bugün 8 Martı Ankarada
şenlendirmek üzere yola çıkmış olan Bursanın
işçi kadınları, TÜRK METAL-SEN üyesi kadın arkadaşlarımız
ne yazık ki bir trafik kazası nedeniyle yaşamlarını
yitirdiler. Onların ailelerine ve sendikamıza
başsağlığı dilemek isterim. Aslında, bütün
kadınların başı sağ olsun demem gerekir. İsimleri
tutanağa geçsin isterim: Leyla Çiçek, Refika Barışsever, Özlem
İnan, Fatma Hacıoğlu, Güleydan Sezer, Elvan Mutlu ve Leyla
Yalçın. Bu arkadaşlarımızın isimleri belki bir süre
sonra birilerinin hafızasında kalmayacaktır ama 8 Martı
kendi sendikasıyla, örgütüyle birlikte örgütlü bir biçimde kutlamak
isteyen insanların yaşamlarının bir değeri
vardır. O değeri, biz, bugün buradan Meclis tutanaklarına
geçirerek belki kayda da almış oluyoruz.
Başka bir kayıt daha bugün gerekiyor
sevgili arkadaşlar. Dünya Emekçi Kadınlar Günü dünyanın her
yerinde kadınları ayağa kaldırıyor ve dünyanın
her yerinde kadınlar... Biraz önce değerli
arkadaşımın, benden bir önce konuşan kadın
arkadaşımın anlattığı tablo keşke o kadar
güzel, o kadar pembe olabilseydi ama öyle değil. O tablonun oldukça
karanlık olduğunun, örneğin istihdamda en son sırada
olduğumuzun Türkiyede, bunun bizim için üzüntü verici bir durum da
olduğunun altını çizerek anımsatmak isterim.
Şimdi, bu yıl kadınlar, aslında
kadın tarihi için... Yıllar geçtikçe dünya daha ileriye doğru
taşımalı aydınlanmayı,
çağdaşlığı, eşitliği, adaleti daha ileri
doğru taşımalı fakat bu son yıllarda, bütün dünyada
özellikle iktidar güçlerinin çok olumsuz tavırları var,
kadınlara yönelik olarak çok olumsuz tavırları var. Bir kadın
düşmanlığıdır yürüyor ve kadınlara yönelik
hakların eşit bir biçimde sağlanması konusundaki mücadelede
kadınlar giderek geriye düşüyorlar. Bu sebeple Silahımız
dayanışmamızdır. başlığı altında
40 ülkede greve gidiyor kadınlar. Ancak, şöyle bir
koşulları da yok: Hepsi greve gitmiyorlar, bir bölümü grev yerine
başka etkinlikler yapıyorlar. Kolumda gördüğünüz şu mor ve
siyah bağlar onu ifade ediyor; kadınların, 40
kadınımızın dünya çapındaki eylemini ifade ediyor.
Şimdi, buradan dönüp kendi ülkemize
baktığımız zaman, ne yazık ki, biraz önce de ifade
ettim, daha aydınlık bir tabloyla karşılaşmıyoruz
dedim. Biraz önce sosyal medyaya düşen bir bilgide, Bilgi Üniversitesinde
kadınlar saldırıya uğradılar. Bu acı bir
durumdur. Bugün saat on birden bu yana -ki üç gündür bunun için mücadele
ediyorum- kadınların gösterilmiş miting alanlarında miting
yapabilmeleri için emek veriyoruz, bunu dahi sağlayamadık. Bir vekil
olarak, bir kadın vekil olarak bütün özenimle idarecilerle konuşmama
rağmen, bugün 8 Martı Ankarada yine 40 kadın örgütümüz bir
parkın içine sıkışarak kutlamak zorunda kaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ŞENAL SARIHAN (Devamla) Lütfen, iki dakika
uzatabilir misiniz?
BAŞKAN Hayhay.
Buyurun.
ŞENAL SARIHAN (Devamla) Coşkuları
büyük, dirençleri büyük ama neden bu alanlara kıstıralım, neden
sıkıştıralım? Niye kadınların hiç olmazsa
bir gün, 8 Martta kendi taleplerini ifade edebilmelerine olanak
tanımayalım? Üzülerek ifade ediyorum ki kadınların
kadınca mesajlar vermeleri konusunda emniyet güçlerinin
baskısıyla karşı karşıya kaldık. Neden
kadınca mesajlar versinler? Toplumdaki olaylar kadınlar ve erkekler
için farklı mıdır? Hepimiz eşit olarak bunlardan
etkilenmiyor muyuz? Yasaklanmaya çalışılan, engellenmeye
çalışılan mesajlar 16 Nisanla ilgili yani halk oylamasıyla
ilgili kadınların duygu ve düşüncelerini ifade eden
mesajlardı. Kadınlar bu kadar susturulursa, kadınlar bu kadar
kelepçelenirse Türkiye'nin de dünyanın da aynı baskı ve
şiddetle karşı karşıya kalacağını hepimizin
çok iyi bilmesi gerekiyor.
Sevgili arkadaşlar, bir şeyi daha söylemek
isterim. Aslında beş dakikada ya da altı dakikada,
kadınların ne kadar ezilmiş olduğunu anlatmama imkân yok
ama hepiniz kendi yaşamınızdan biliyorsunuz. Sadece
şuradaki tabloya işaret etmek istiyorum. Arkadaşım ifade
etti Oran yüzde 14,73. diye. Şimdi şuna bakalım: Dünyadaki bu
ortalama yani siyasetteki kadının ortalaması dünyada yüzde 22,
geri ülkelerle birlikte ortalama yüzde 22; Birleşmiş Milletlerin
verdiği standart ise yine çok alçak gönüllü, yüzde 30. Biz ne yüzde 22yi
bulmuş durumdayız ne yüzde 30u bulmuş durumdayız.
Bugün bir grup arkadaşımız greve
destek vererek gelmiyorlar, onları selamlıyorum. Bir grup kadın
arkadaşımız referandum için çalışıyor ve 8 Mart
etkinliklerinde bulunuyorlar, onları selamlıyorum. Ayrıca, kanun
hükmündeki kararnamelerle işlerine son verilmiş olan ve açlık
grevine yatmaya hazırlanan, günlerdir sokaklarda taleplerini ifade eden
kadınlarımızı da selamlıyorum.
8 Mart bizim için kutlu bir gündür çünkü mücadele
etmeye, direnmeye, baskılara, hukuksuzluğa ve her türlü hukuk dışı
uygulamaya hayır demeye devam edeceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Sarıhan.
Efendim, gündem dışı konuşmalar
tamamlanmıştır.
Bir ara vereceğiz, bazı toplantılara
devam edeceğimiz için Sayın Ahmet Aydın Bey
Başkanlıkta bulunacaklar ve diğer Divan üyelerimiz tekrar
bulunacak.
Ben, necip ve asil milletimizin temsilcileri siz
Gazi Meclisin gazi milletvekillerini tekrar saygıyla, muhabbetle, en iyi
dileklerimle selamlıyorum ve yine milletimize, yurt içi ve yurt
dışında her türlü desteği veren kıymetli insanlara
teşekkürlerimi yeniden beyan etmek isterim. (Alkışlar)
Birleşime üç dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.52
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.05
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Ömer SERDAR
(Elâzığ)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Bir
önceki oturumda gündem dışı sözler konuşulmuştu.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, TBMM Başkanı İsmail Kahramana geçmiş
olsun dileğinde bulunduğuna ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin konuşması
BAŞKAN Ben de buradan, bir kez daha,
geçirmiş olduğu rahatsızlıktan dolayı bir süre
aramızda olmayan ama her zaman tüm kalbiyle, tüm selamlarıyla,
duasıyla sizlerle birlikte olan ve özellikle de 15 Temmuz gecesi, soy
ismiyle müsemma bir şekilde bu Gazi Meclisimizi o bombaların
altında tekrar açtırıp çalıştıran çok
değerli dava adamı, devlet adamı, gerçekten bizler için de son
derece istifade ettiğimiz, birikiminden istifade ettiğimiz değerli
bir büyüğümüz olan Meclis Başkanımızı tekrar
aramızda görmekten dolayı memnuniyetimi ifade etmek istiyorum.
Allahtan şifalar diliyorum kendisine.
Yine, az önceki oturumda hepimiz şehadet ettik
ki, gerçekten çok daha dinç, enerjik bir vaziyette bu Mecliste
Başkanlık yapmak suretiyle tüm siyasi partileri ve tüm milletvekillerini
kucaklayan ve bundan sonraki süreçte de Parlamentonun bir çözüm aracı
olarak millet adına, milletin talep ve beklentilerine uygun bir
şekilde çalıştırılması noktasında hakikaten
dinamik gördüğüm Meclis Başkanımıza, İsmail Kahraman
ağabeyimize bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Aramıza hoş
geldiniz demek istiyorum.
Yine, sayın milletvekilleri, bugün 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü. Bu vesileyle tüm kadınların Dünya Kadınlar
Gününü kutluyorum. Modern Türkiye'nin inşasında ve gelişmesinde
en önemli gücümüz olan kadınların, ülkemizin ve toplumun
refahının yükseltilmesinde tartışmasız bir yere sahip
olduğunu hepimiz biliyoruz. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününün, tüm
dünyada ve ülkemizde, kadınların eşitlik, kalkınma ve daha
huzurlu bir hayat özlemlerini ve isteklerini dile getirdikleri birlik ve
beraberlik günü olarak kutlanmasını temenni ediyorum.
Yine, buradan gururla ve minnetle ifade etmek
isterim ki 15 Temmuzda caddelerde, meydanlarda mermilere, tanklara, bombalara
kendini siper eden, şehit düşen, gazi kalan ve Türkiyenin
geleceğine bizzat tesir eden kadınları bir kez daha anmak
istiyorum. Türkiyenin kahraman kadınları bu aziz milletin
dualarında ve kalbinde her zaman var olacaklardır. Doğumdan
ölüme kadar hayatın her alanında varlıklarını en
yoğun şekilde hissettiğimiz, bizi biz yapan ve Peygamber
Efendimizin Cennet annelerin ayakları altındadır. sözünün
muhatabı olan tüm kadınların gününü kutluyorum, bir kez daha
sağlık ve başarı dileklerimle 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününü kutluyorum, tebrik ediyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi, İç
Tüzük 60a göre sisteme giren ilk 15 sayın milletvekiline söz
vereceğim ama günün anlam ve önemine uygun olarak ve teamül teşkil
etmemek kaydıyla bugün kadınlara pozitif bir ayrımcılık
yapacağım, sisteme giren tüm kadın milletvekillerimize 60a göre
söz vereceğim, bunu da özellikle duyurmak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, şimdi söz
sırasıyla İç Tüzük 60ı uygulamaya başlıyoruz.
Sayın Bakan, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- İzmir Milletvekili Murat Bakanın, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MURAT BAKAN (İzmir) Bugün 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü fakat bu ülkede son yedi yılda 1.623 kadın
katledildi; 2016 yılında 338 kadın, 2017nin ilk iki ayında
67 kadın öldürüldü. Kadınlar erkeklerden 2,5 kat daha az ücret
alıyor, 10 kadından 4ü kendini güvende hissetmiyor. Bu ülkede
kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek. diyen,
Tecavüze uğrayan kadın doğursun, devlet bakar. diyen,
Kadın iffetli olacak, herkes içinde kahkaha atmayacak. diyen bakanlar,
olayla ilgili soru soran gazeteciye Kız mıdır, kadın
mıdır bilmem. diyen başbakanlar var. Onlara, 13üncü
yüzyıldan Hacı Bektaşı Velinin sözleriyle sesleniyorum:
Kadın erkek sorulmaz muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey
yerli yerinde.
Bizim nazarımızda kadın erkek
farkı yok,
Noksanlık da eksiklik de senin
görüşlerinde. diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Akın
7.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününe, TBMM Başkanı İsmail Kahramana
geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna ve Balıkesirde
sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunlara ilişkin
açıklaması
AHMET AKIN (Balıkesir) Sayın
Başkanım, ben de öncelikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
kutluyorum.
Ayrıca, Meclis Başkanımız
Sayın İsmail Kahramanı da burada görmekten mutlu olduk.
Kendisine geçmiş olsun diyorum ve hayırlı,
sağlıklı, uzun bir ömür diliyorum.
Sayın Başkanım, Balıkesir
hastanelerinde En yakışıklı, en güzel, en sanatçı, en
çılgın doktoru seçiniz? gibi sorular sorulan ve Kamu Hastaneleri
Birliği tarafından yapıldığı söylenen bir anket
var. Balıkesirde gerekli olan, doktorların
çılgınlığı, sanatçı kişiliği değil,
bizzat kendisidir. Balıkesir, sahip olduğu sağlık personeli
açısından Türkiye ortalamasının da çok gerisinde bulunuyor.
Hekim başına düşen kişi sayısı Türkiye
ortalaması 573ken bizde 760. Bu anketi yaptığı iddia
edilen Kamu Hastaneleri Birliğinin işgüzar yöneticilerine öncelikle
düşen görev, bu çarpık durumu düzeltmektir. Balıkesirde verilen
sağlık hizmetlerinin kalitesi, doktorların
çılgınlığıyla değil, sayılarının
artmasıyla mümkündür.
BAŞKAN Sayın Tezcan
8.- Mersin Milletvekili Yılmaz Tezcanın, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ve Almanya, Hollanda ve
bazı Avrupa ülkelerinin bakanların demokratik konuşma
haklarına engel olmalarını kınadığına
ilişkin açıklaması
YILMAZ TEZCAN (Mersin) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ben de Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanımız Sayın İsmail Kahramana geçmiş olsun
dileklerimi iletiyorum. Allah sağlık, sıhhat, afiyet içerisinde,
bereketli, uzun ömürler versin.
Anne olarak, eş olarak, kardeş olarak,
evlat olarak hepsinden önce insan olarak hayatımızın
ayrılmaz parçası olan kadınlarımızın 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününü kutluyorum çünkü kadın
fedakârlığın, emeğin, sevginin adıdır. Tüm
kadınları saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, Almanya, Hollanda ve bazı Avrupa
ülkelerinin bakanlarımızın demokratik konuşma
haklarına engel olmalarını da buradan kınıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Taşkın
9.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 8
Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Dolayısıyla,
tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Toplumların varlığı
kadınlarla mümkündür. Kadınların ihmal edildiği toplumlarda
sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir sosyal yapı mümkün
değildir. Kurulduğu ilk günden beri bu bilinçle hareket eden AK PARTİ
Mutlu kadın, mutlu aile, mutlu toplum düsturunu hayatın her
alanında hâkim kılmaya çalışmıştır. On
beş yıla yaklaşan iktidarımız döneminde kamusal alanda
kadınlarımıza yönelik dışlayıcı,
ötekileştirici tüm uygulamalara son verilmiştir. Yine, her alanda
kadınlarımıza yönelik iyileştirici çalışmalara
devam edilecektir.
Ben tekrar tüm kadınlarımızın 8
Mart Dünya Kadınlar Gününü tebrik ediyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şeker
10.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Erzurumlu Nene Hatun, Kastamonulu Şerife
Bacı, Domaniçli Habibe, Kara Fatma, Adanalı Kılavuz Hatice,
Vanlı Süreyya Sülün, Çanakkaleli Nazife, Hafız Selman İzbeli ve
daha yüzlercesi; mekânları cennet olsun. Millî Mücadelenin kahraman
kadınları yeri geldi kağnılarıyla cepheye mermi
taşıdılar, yeri geldi hemşire oldular, yeri geldi
silahını kaptı cepheye gittiler. Millî Mücadelenin
kahramanlarından Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kadınlar kolu
kurucusu Hafız Selman Hanıma milletvekilliği teklif edilince
Hafız olduğum için başımı açamam.
Başımı açamayacağım için de milletvekili olamam.
diyerek kabul etmiyor. Hafize Selman İzbeli, sen Kadınlar Gününün
ilk yıllarında başörtün nedeniyle milletvekili olamadın ama
senin başörtülü torunların AK PARTİ iktidarıyla artık
milletvekili de olabiliyor, başörtüleriyle her göreve de seçiliyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Bugün AK
PARTİ iktidarıyla, hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın
haklarını kullanan tüm kadınlarımızın
Kadınlar Gününü kutluyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gürer
11.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Dünya Emekçi Kadınlar Gününde tüm
kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Kadın cinayetlerinin
olağanlaştığı, on yılda şiddet, taciz ve
tecavüz olaylarının da 14 kat arttığı dikkate alınırsa,
AKP hükûmetleri kadınlar için çok söz, az çözüm üretmiştir.
Çalışma yaşamında da kadınlar mağduriyetler
yaşamaktadır. Tarım işçisi kadınların
çalışma süresi on dört-on beş saate kadar uzamaktadır.
Üretim içindeki kadınlarımızın meslek
hastalıkları yanında, iş cinayetlerinde de sayısal
artış vardır. Ayrıca, beşik kertmesi, başlık
parası, erken yaşta evlilik gibi, tercihlerinin
dışında yaşama zorlanmaları artık son
bulmalıdır. Cezaevinde ya da açığa alınan
kadınlardan mağdur olanlarının da acilen yasal süreçleri
incelenmelidir. Kadın mahkûmların cezaevi koşulları
iyileştirilmelidir. Kadınlarımızın tüm taleplerine
acilen çözüm üretilmelidir. Ayrıca, gün vesilesiyle, şehit
analarımızı ve eşlerini de saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Benli
12.- İstanbul Milletvekili Fatma Benliin, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
FATMA BENLİ (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Dünya Kadınlar Gününde, dünya genelinde hâlen
kadın yoksulluğu ve kadın eğitimsizliği erkeklerinkine
oranla çok daha büyük bir sorun olup savaşlar nedeniyle yerlerinden edilen
kadınların durumu yüreğimizi kanatmaktadır.
Öte yandan, dünyanın geleceği için umut
ışığı olan yine kadınlardır. 15 Temmuz hain
darbe girişiminde tankların karşısına dikilmiş
olan şehit ve gazi olan kadınlarımız kadınların
cesaretinin en önemli örneğini göstermişlerdi. Bizlere düşen,
kadınların toplumsal hayatın her alanında
bulunmalarını sağlayacak mücadelenin bir parçası olmaktır.
Bunu da ancak hep beraber çalışarak ve hep beraber mücadele ederek
gerçekleştirmemiz mümkündür. Dünya genelinde kadınlara
karşı sömürü ve şiddet hüküm sürerken Türkiyede de
kadını ötekileştiren her türlü uygulama ve
yaklaşımı reddediyor, tüm kadınlarımızın
Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Bugün, kadına karşı
şiddet, taciz, eğitimsizlik ve ötekileştirmenin hâlen
konuşulur olduğu son gün olsun diyoruz. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Çamak
13.- Mersin Milletvekili Hüseyin Çamakın, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Öncelikle, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
kutlayarak bu vesileyle tüm yaratılanları cinsiyetinden değil
gönül gözünden gören Alevi felsefesinin kadına bakışından
söz etmek isterim. Alevilik inancı insanı kadın ve erkek olarak
değerlendirmeyip cinsiyet kimliğinden ziyade can olarak görür.
Nihayetinde, Hakkın huzurunda hepsi birer candır. Önemli olan
hamlıktan evrilip insanıkâmil mertebesine ulaşarak eline,
beline, diline hâkim olabilen bir can olabilmektir. Bu anlamda, hünkâr
Hacı Bektaş Velinin şu güzel deyişiyle sözlerimi
sonlandırmak isterim:
Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey
yerli yerinde.
Bizim nazarımızda kadın erkek
farkı yok,
Noksanlık da eksiklik de senin
görüşlerinde.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım. (CHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Açıkkapı
14.- Elâzığ Milletvekili Ejder
Açıkkapının, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; cenneti anaların
ayaklarının altına seren bir dinin mensupları olarak
Kadınlar Gününü sadece bir gün olarak değil her daim
hatırlayan, kadınların toplumumuzun en önemli değerleri
olduklarını bilen ve onların temel taşı
olduklarını bilen bu toplumun bir ferdi olarak 8 Mart Kadınlar
Gününü tebrik ediyorum.
Annelerimizin, eşlerimizin ve
evlatlarımızın en kıymetli varlıklarımız
olduklarını biliyoruz. Kadınların geçmişten bugüne
önemli roller üstlendiklerini, tarihî şahsiyetlerin tarihe damga
vurduklarını da biliyoruz. Nezahat Onbaşılar, Hatice
Hanımlar, Zeynep Midolar, Halide Edipler, Münevver Saimeler, Kara
Fatmalar, Nene Hatunlar bunlardan bazılarıdır. 15 Temmuzda da
şehit olan Zeynep Sağır, Selda Güngör, Kübra Doğanay, Demet
Sezen, Cennet Yiğit, Gülşah Güler ile birlikte sivil
kahramanlarımız Ayşe Aykaç, Sevgi Yeşilyurt ve Türkan
Türkmen Tekinin tarihe altın harflerle
kazındığını biliyoruz.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Ünalın yerine
Sayın Kılıç
15.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
8 Mart Dünya Kadınlar Gününe, Peygamberimizin 8 Mart 632 Cuma günü
Arafat Vadisinde dünyada ilk insan hakları evrensel beyannamesini ilan
etmesinin 1385inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Peygamberimiz (SAV), bin üç yüz seksen beş
yıl önce 8 Mart 632 Cuma günü, Mekkede Arafat Vadisinde, 120 bin sahabe
Müslümanın şahsında insanlığa hitap ederek dünyada
ilk insan hakları evrensel beyannamesini ilan etti.
Bu beyannameye göre canlar, mallar, namus ve
şerefler kutsaldır ve her türlü saldırıdan
korunmuştur. Emanetler ehline verilmelidir. Faizci sistem ve ekonomik
sömürü kaldırılmıştır. Kan davaları ve cana
kıyma kaldırılmıştır. Kadınların
haklarına riayet edininiz ve çiğnemeyiniz. Onlar da erkeklerin
haklarına riayet etsinler ve çiğnemesinler. Bu haklar bellidir.
Allahın kitabına ve benim yoluma uyun ve ondan ayrılmayın.
Hepiniz Ademdensiniz, Adem ise topraktandır. Hiç kimsenin
başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur; üstünlük
takvadadır. Hepiniz birbirinizin kardeşisiniz,
haklarınızı çiğnemeniz ve kendinize de zulmetmeniz helal
değildir. Mirastaki haklara riayet ediniz. Fuhşun her türünden, zina
ve cinsel sapıklıklardan kaçınınız. Allahı her
an çokça anınız. Bu ilkelere bugün her zamankinden daha fazla
muhtacız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Deligöz
16.- Erzurum Milletvekili Orhan Deligözün, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ve 12 Mart Erzurumun kurtuluşunun 99uncu yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kadınlarımız toplumun
ve ailenin temel taşıdır. Kadınlarımızın
refah düzeyi ülkenin mutluluk düzeyinin göstergesidir. AK PARTİ olarak, 4
milyondan fazla kadın üyesiyle en büyük siyasi hareketiz. AK
PARTİmiz kadınlarımıza hak ettikleri güzel günleri
yaşatma çabası içerisindedir. Başta kadına karşı
şiddet olmak üzere tüm sorunlarıyla kararlı bir şekilde
mücadele etmekteyiz.
Bu hafta sonu 99uncu yıl dönümünü
kutlayacağımız 12 Mart 1918 Erzurumun kurtuluşunda
bebeğini beşiğine bırakarak Benim yavrum anasız büyür
ama vatansız büyüyemez. diyerek cepheye koşan Nene Hatunu ve tüm
şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum.
Yeni Türkiye'nin inşasında gelecek
nesillere daha güçlü ve muasır medeniyetler seviyesine
ulaşmış bir Türkiye bırakabilmek için 16 Nisanda bütün
kadınlarımızı evet demeye çağırıyor, 8
Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
BAŞKAN Sayın Atıcı
17.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, 8
Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklaması yapmak
isteyen bir kadın avukatın Mersin Baro Başkanı
tarafından itilerek engellenmesine ve hiçbir sivil toplum örgütünün
iktidara şirin görünmeye çalışmaması gerektiğine ilişkin
açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, bugün Mersin Barosunda
üzücü bir olay yaşandı. Dünya Emekçi Kadınlar Gününde her
yıl olduğu gibi bu yıl da basın açıklaması yapmak
isteyen bir kadın avukat Baro Başkanı tarafından itilerek
engellendi. Olayın neresinden bakarsanız bakın vahimdir, bir
insanın ifade özgürlüğü engellenmiştir, engellenen bu insan bir
kadındır, olay Dünya Emekçi Kadınlar Gününde meydana
gelmiştir, olayın meydana geldiği yer barodur, olayın faili
bir baro başkanıdır. Baro Başkanı bu eyleminden önce
yaptığı konuşmada referandumda tarafsız
olacaklarını söylemişler. Doğrudur, saygı
duyarız. Ancak barolar, olağanüstü hâl döneminde seçime
gidilemeyeceğini yüksek sesle haykırmak zorundadır; barolar,
Anayasa değişikliğinin ne getireceğini, ne
götüreceğini halka anlatmak zorundadır, bundan korkmamalılar,
hiçbir sivil toplum örgütü iktidara şirin görünmeye
çalışmamalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Akaydın
18.- Antalya Milletvekili Mustafa Akaydının, 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününe ve Antalyanın Aksu ilçesinin Kemerağzı
Kundu bölgesinde bulunan turistik alanla ilgili bilgi almak istediğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) Sayın Başkan,
öncelikle tüm dünya kadınlarının Kadınlar Gününü
kutluyorum. Şiddetsiz, tacizsiz, gönenç içinde bir gelecek diliyorum.
Sayın milletvekilleri, Antalyanın Aksu
ilçesi Kemerağzı Kundu bölgesinde çok değerli turistik bir
alanın pazar yeri olarak değerlendirilmek üzere devredildiği
bilgisini aldık. 100 dekar dolayındaki bu alanın 2013
yılında yapılmış olan imar planı idari yargı
tarafından reddedilmiştir.
Sorularım Sayın Kültür ve Turizm
Bakanı ile İçişleri Bakanlarına: Bir, bu turizm alanı
olan bölgeyle ilgili yeni bir imar planı var mıdır, varsa
arazinin niteliği nedir? İki, adı geçen alanla ilgili bir ihale
var mıdır? Üç, Aksunun, AKPli bir meclis üyesinin
yakınına verildiği haberi doğru mudur? Bu bilgilerde
doğruluk payı varsa, zaten çoğu turizm krizi nedeniyle iflas
etmiş olan Aksu Kundu esnafının tepkileri ve zararları
hesaplanmış mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Tanal
19.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Kadınlar ne kadar özgürse Türkiye o kadar
özgürdür. Özgür ve daha adil bir ülke özlemiyle 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Gününü kutluyorum. Tabii, bugün için, hepimiz, hep birlikte
Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutluyoruz, ancak siyasi iktidardan
beklentilerim şu:
Kanun teklifi de verdim, bugüne kadar yerine
getirmediler. Erkeklerde mavi kimlik var, kadınlarda pembe kimlik var;
derhâl bu mavi kimlik, pembe kimlik uygulamasına son verilmelidir.
İki, hâkim kadın sayısı az,
savcı kadın sayısı az, polis kadın sayısı
az, genel müdür kadın yok denilebilecek gibi, müsteşar kadın yok
denilebilecek gibi. Yani biz, böyle günlerde bunları övüyoruz, göklere
çıkarıyoruz, ama fiilî durum ile uygulama birbiriyle örtüşmüyor,
teori ile uygulama birbiriyle örtüşmüyor. Birbirimize karşı
biraz samimi olalım, dürüst olalım ve söylediklerimizin
aynısını yapmayı da siyasi iktidardan bekliyorum.
Teşekkür ederim.
Saygılarımı sunarım.
BAŞKAN Sayın Şimşekin yerine
Sayın Ahrazoğlu, buyurun.
20.- Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlunun, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ve 15 Temmuz
mağdurlarıyla ilgili bir çalışma olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle, Sayın Meclis
Başkanımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle,
başta şehit annelerimiz olmak üzere tüm kadınların
Kadınlar Gününü kutluyorum.
Ayrıca, 15 Temmuz sonrasında
kapatılan okullarda öğretmenlik yaptı diye iş hakları
ellerinden alınan öğretmenlerin, yeni göreve başlayan ve hiçbir
suça karışmamış uzman er ve erbaşların,
kapatılan vakıf üniversitelerinde okuyan üniversite
öğrencilerinin diplomalarına eski okullarının ismi
yazılarak iş imkânları elinden alınan kesimin,
mahkemelerce, haklarında Adli soruşturma açılmasına gerek
yoktur. kararı alınmasına rağmen hâlâ görevlerine
döndürülmeyen memurların haklarında bir çalışma var
mıdır diye soruyor ve teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
21.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, 7 Mart Kadirlinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 97nci yıl dönümüne ve 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Sayın Başkanım, öncelikle, Sayın Meclis
Başkanımıza geçmiş olsun dileklerimi ileterek başlamak
istiyorum.
7 Mart, Kadirlinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 97nci yıl dönümünü kutluyor, aziz milletimizi
saygıyla selamlıyorum.
Şunu gayet iyi biliyorum ki bu topraklar
üzerinde yaşayan tüm vatanseverler, Malazgirt Ovasında ordusuna
komuta eden Sultan Alparslanın, İstanbul surlarına
sancağı diken Ulubatlı Hasanın, Viyana kapılarına
dayanan Kanuninin, 276 kiloluk mermiyi Ya Allah, bismillah. diyerek
kaldıran Seyit Onbaşının, Vatan bir bütündür,
parçalanamaz. diyen Gazi Mustafa Kemalin ve gözünü kırpmadan ihanete
karşı dimdik duran Ömer Halisdemirin yüreğini
taşımaktadır. FETÖ, PKK, IŞİD, PYD, YPG, DHKP-C
başta olmak üzere tüm terör örgütleri ve destekçileri şunu çok iyi
bilmelidir ki bu millet tarihte çok hain gördü ama hepsini de tarihin
çöplüğüne gömdü. Allahın izniyle yine gömecektir.
Doksan yedi yıl önce bu topraklar için
şehit olma şerefine nail olan Kadirlili dedelerimiz ile o günden bu
yana tarihin dilinden düşmeyecek bir destan yazan tüm şehitlerimizi
ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
gerek yurt içinde gerekse sınır ötesinde cansiparane bir
şekilde mücadele eden tüm güvenlik güçlerimize muvaffakiyetler diliyorum.
Hayatın kaynağı, rahmetin,
merhametin, şefkatin, zarafetin, nezaketin ve fedakârlığın
sembolü olan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününü kutluyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, sisteme giren kadın
milletvekillerimize ilave söz vereceğim.
Sayın Karaburun, buyurun.
22.- Bursa Milletvekili Bennur Karaburunun, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, trafik kazasında hayatını kaybeden TÜRK
METAL-İŞ Sendikası üyelerine Allahtan rahmet, yaralılara
acil şifalar dilediğine ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe
ilişkin açıklaması
BENNUR KARABURUN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanımız İsmail
Kahraman Beyefendiyi aramızda görmekten duyduğum memnuniyeti
bilmenizi ister, kendilerine tekrar tekrar geçmiş olsun dileklerimi
sunarım.
Ankaraya gelirken İnegöl ilçemizde kaza
geçirerek hayatını kaybeden Türk Metal Sendikası üyesi
kadın işçilerimize Allahtan rahmet, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum.
Toplumun temel taşı aile, ailenin temel
taşlarından biri de kadınlarımızdır. Yeryüzünde
merhamet, şefkat, sevgi ve fedakârlığın sembolüdür. Yüce
dinimiz ve medeniyetimiz de her zaman kadına özel bir önem vermiş ve
kadınlarımızın hak ve hukuklarının
çiğnenmemesi hususunun altını önemle çizmiştir. Bu
vesileyle Cennet annelerin ayakları altındadır. hadisinin
muhatabı olan tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününü kutlarım.
Referandum öncesi geleceğini düşünen tüm
kadınlarımızın evet diyerek
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini destekleyeceklerine olan
inancımı bir kez daha belirtmek istiyorum.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Köseoğlu
23.- Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlunun, 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününde dini, dili,
ırkı ne olursa olsun ülkemin tüm kadınlarını milletin
Meclisinden saygıyla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.
Sadece 8 Martta değil Kadın varsa
demokrasi var. ilkesiyle kadınlarımızın hayatın her
alanında daha etkin rol almalarını sağlamak adına,
anayasal değişiklikle pozitif ayrımcılık ilkesini
getiren bir anlayış olarak, kadınlarımız daima
önceliğimiz olmuştur, olmaya da devam edecektir. Kadın
geçmişine, geleceğine, evine, yuvasına, evladına,
vatanına sahip çıkandır. Kurtuluş
Savaşımızda, 15 Temmuzda korkusuzca, evlatlarının
geleceğine sahip çıkmak adına, arkasına bakmadan Ben de
varım. diyerek meydanları boş bırakmayan
kadınlarımız, inanıyorum ki 16 Nisanda da bu ülkenin
istikrarı ve istikbali için, mazlum coğrafyaların umudu güçlü
Türkiye için vesayet odaklarına karşı aynı gayreti de
ortaya koyacaktır. Mesele memleket meselesiyse kadınlar bu meseleye
mührünü vuracaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Doğan
24.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın,
anneleri tutuklu veya hükümlü olduğu için onlarla birlikte cezaevlerinde
kalmak zorunda olan çocuklarla ilgili bir düzenleme yapılmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
SELİNA DOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, teşekkürler.
Bildiğiniz gibi, anneleri tutuklu veya hükümlü
olduğu için onlarla birlikte cezaevlerinde kalmak zorunda kalan çocuklar,
hatta bebekler var. Bu çocuklar hiçbir günahları olmadığı
hâlde anneleriyle birlikte ceza çekiyorlar cezaevlerinde.
Bizim parti olarak bu konuda çeşitli
önerilerimiz, kanun tekliflerimiz oldu. En son, İstanbul Milletvekilimiz
Barış Yarkadaş bu konuda bir kanun teklifi sundu ve mümkünse bu
çocukların annelerinin cezalarının ertelenmesi veya cezaevlerindeki
koşullarının iyileştirilmesiyle ilgili bir öneride bulundu.
Bunun dünyada çeşitli örnekleri var. Bize çoğu kez çok dramatik
şikâyetler geliyor bu konuyla ilgili. O yüzden, bu hususun Adalet
Bakanlığınca dikkate alınmasını ve bu çocukların
anneleriyle birlikte ceza çekmelerinin engellenmesini talep ediyoruz.
Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sarıhan
25.- Ankara Milletvekili Şenal Sarıhanın,
kadın haklarının alabildiğine genişlemiş durumda
olmadığına ilişkin açıklaması
ŞENAL SARIHAN (Ankara) Teşekkür ederim.
Cemal Süreyanın güzel bir şiiri var,
şöyle diyor:
Bir kadını ortadan ikiye böl,
Yarısı annedir, yarısı çocuk,
Yarısı sevgili, yarısı aşk.
Duyanlar bunu bilmez,
Görenler anlamaz bunu.
Yarısı rivayettir,
Yarısı gece.
Galiba kadınların bugünkü asıl durumu
bu; yarısı rivayet, yarısı gece. Çünkü hiç
anlatıldığı gibi kadın baş üzerinde
dolaşmıyor ve kadın hakları öyle alabildiğine
genişlemiş durumda değil.
Örneğin, bugün gazetelerde yer alan Kadir Has
Üniversitesinin 23 ilde yapmış olduğu toplumsal cinsiyet algısına
ilişkin araştırma raporunda, kadınlarda en önemli sorun
yüzde 55 oranında şiddet olarak karşımıza
çıkıyor; 2nci sırada yüzde 12yle işsizlik var; onu yüzde
11le eğitimsizlik takip ediyor. Araştırmaya göre 4
kadından 3ü de çalışmıyor. Araştırmaya katılan
kadınların
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ŞENAL SARIHAN (Ankara) Burada bitirebilirim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Erdem, buyurun.
26.- İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, TBMM
Başkanı İsmail Kahramana geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna, trafik kazasında hayatını kaybeden TÜRK
METAL-İŞ Sendikası üyelerinin yakınlarına
başsağlığı, yaralılara acil şifalar
dilediğine ve 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin
açıklaması
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Meclis Başkanımıza
geçmiş olsun diyorum.
Ayrıca, Ankaraya gelirken trafik kazası
geçiren Türk Metal Sendikasının hayatını kaybeden
üyelerinin yakınlarına başsağlığı
dileklerimi iletmek istiyorum, yaralı olanlara da acil şifalar
diliyorum.
"Ey kahraman Türk kadını, sen yerde
sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye
layıksın." Dünyada hiç bir milletin kadını Ben
Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi
kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek
verdim. diyemez. Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins
insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı
topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı
göklere yükselebilsin.
Evet, sözlerle yücelttiğimiz kadınlara hak
ettikleri değerin verilmesi ve bu anlamda kadına şiddetin son
bulması, kızlarımızın yüzünün her daim gülmesi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ARZU ERDEM (İstanbul) Bitirebilir miyim.
BAŞKAN Oradan tamamlayamıyoruz ama
ARZU ERDEM (İstanbul) Peki.
bahtlarının açık olması
dileğiyle Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Erdem.
Evet, şimdi sisteme giren sayın grup
başkan vekillerine iki dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Akçay, buyurun.
27.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kutluyoruz.
Kadın, bir cinsiyetin ifadesinden ziyade ve
bundan öte insanlığın saf ve yalın bir hâlidir. Kadın,
dünyanın neresinde olursa olsun insanlığın temel ve ortak
bir değeri ve hazinesidir. İnsaniyetli, erdemli ve faziletli bir
dünya ve ülke için, ülkemizin gelişmesi ve muasır medeniyetler
seviyesinin üzerine çıkmak için kadınlara yönelik her türlü
haksızlığı, ayrımcılığı
reddediyoruz. Kadın ile erkek hayatın her safhasında birdir,
beraberdir; bu, hukukumuzda da, medeniyet telakkimizde de böyledir.
Kadının itibarını, onurunu korumak ve savunmak aynı
zamanda geleceğimize sahip çıkmaktır. Çünkü, kadın,
toplumun en küçük nüvesi olan ailenin başat kurucusu, toplumun
geleceği olan çocukları yetiştiren bir ilk öğretmendir,
başöğretmendir. Cennet anaların ayakları
altındadır. müjdesine inanan bir millet olarak kadınlar
baş tacımızdır.
Son dönemde sık sık
karşılaşılan kadına şiddet meselesi kanayan bir
yaramızdır. Kadının toplumsal alanda, iş yerinde, ev
hayatında şiddete maruz bırakılması ne hukuken ne
vicdanen ne de ahlaken asla kabul edilemez. Kadınlar, hukuken hayatın
her alanında eşit temsil ve katılım hakkına sahiptir.
Bunun gereğini yerine getirmek hepimizin görevidir.
Kadınlarını önemsemeyen, sosyal ve siyasal süreçlerine katmayan,
kadınların şefkat, merhamet ve sevgisinin yaşama daha çok
yansımasını sağlayamayan toplumlar geri kalmaya mahkûmdur.
Bu nedenle, kadınlara yönelik her türlü fiilî ve hukuki
ayrımcılığın sona ermesi, kadınların
istihdam edilebilirliklerinin geliştirilerek iş gücünde
dezavantajlı konuma düşmelerinin önlenmesi, çalışma
hayatında kadınlara yönelik ayrımcılığa son
verilmesi hepimizin sorumluluğundadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen bir dakikada.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Milliyetçi Hareket Partisi bu
anlayış ve yaklaşımın izdüşümünde Türk
kadınının yanında daha kararlılıkla ve
samimiyetle duracak ve üzerine düşeni yerine getirecektir.
Bu vesileyle, Gördesli Makbule, Nene Hatun, Kara
Fatma, Satı Kadın, Halide Edib Adıvar, Nezahat Onbaşı,
Şerife Bacı gibi daha nice kahraman Türk kadınını
bağrından çıkarmış bir milletin evladı
olmanın sorumluluğu ve iftiharıyla tüm kadınların 8
Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor; hepsine sağlık, mutluluk
ve başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Yıldırım, buyurun.
28.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın,
8 Mart Dünya Kadınlar Gününe, Diyarbakır Milletvekili İdris
Balukenin hukuksuz tutukluluk kararının ortadan
kaldırılması ve sağlık durumuyla ilgili bir
çalışma yapılmasını istirham ettiğine
ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü,
yaklaşık yüz otuz yıldan beri kadının yazmış
olduğu destansı bir direnişten esin kaynağını
alan bütün dünya emekçi ve mücadeleci kadınların günü kutlu olsun.
Partimizin de milletvekilleri, yöneticileri bugün çok farklı illerimizde
ezilmiş bütün kadınlar, hak arama mücadelesi içerisinde olan
kadınlarla bir arada ve alanlarda.
Sayın Başkan, özellikle burada bizlerle ve
sizlerle birlikte yoğun teşrikimesai yapmış olan bir arkadaşımızın
yaşadığı hukuksuzluk ve mağduriyeti sizlerle
paylaşmak istiyorum. Sayın İdris Baluken, 30 Ocak günü
davasının görüldüğü Diyarbakır 8. Ağır Ceza
Mahkemesinde güçlü, anlamlı bir gerekçeli kararla oy birliğiyle
tahliye edilmişti. Bundan tam on yedi gün sonra, cezaevinde
yakalanmış olduğu bir rahatsızlık ve sağ
ayağında gelişmiş olan felç durumuyla alakalı olarak
bir sinir ameliyatı geçirdi ve akıllara zarar bir şekilde hastaneden
alınarak tutuklandı. Ancak siz de bir hukukçu olarak çok iyi bilirsiniz
ki asıl mahkemesi tarafından bırakılmış,
tutukluluk hâline son verilmiş birinin itiraz müessesesi yoktur.
İşte bizim -siyasi iktidarın sopası hâline gelmiş- bu
operasyonları da siyasi operasyon olarak nitelememizin tam bariz
örneklerinden biri. Çıksın bir hukukçu bizi iknaya
açığız- ikna etsin, desin ki: Asıl mahkemesi
tarafından tahliye kararı verilen tutuklu birinin tutukluluğuna
şu maddeden Türk Ceza Kanununun ya da Ceza Muhakemesi Kanununun şu
maddesinden ötürü itiraz müessesesi vardır. Mesela, Sayın Hocam,
Anayasa Profesörü Ahmet İyimaya da burada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
AHMET YILDIRIM (Muş) Tutukluluğu kendi
mahkemesi tarafından sonlandırılan ve tahliye edilen bir
tutuklunun serbest kalması hâline, bu ülkenin Türk Ceza Kanununda ya da
Ceza Muhakemesi Kanununda itiraz müessesesi var mıdır? Olmadı,
Diyarbakır 8. Ağır Cezanın üst mahkemesi 1. Ağır
Cezaya gidiyor itiraz, tutuklanma talebi, 1. Ağır Ceza görmüyor
davayı; oradan 2. Ağır Cezaya gidiyor, orada tutuklanıyor.
Yani, siyasi baskıyla tutuklayacak olan bir itiraz mahkemesi bulununcaya
kadar bu süreç devam edecekti. Arkadaşımızın
ameliyatlı süreci tamamlanmadan, daha sağlığına
kavuşmadan ve şu anda o hastalıklı hâliyle, sağ
ayağındaki felç durumunu daha tam atlatmadan tutukluluk hâli devam
ediyor.
Bu konuda, Meclis Başkan Vekili olarak,
özellikle sağlık durumunun ne olduğunu ve tedavisinin ne
aşamada olduğunu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş) -
bu hukuksuzluğun
ortadan kaldırılması için bir çalışma
yapmanızı özellikle istirham ediyor, bilginize sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yıldırım.
Sayın Gök
29.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününe ve trafik kazasında hayatını kaybeden TÜRK
METAL-İŞ Sendikası üyelerine Allahtan rahmet, yaralılara
acil şifalar dilediğine ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Bugün anlamlı bir gün, 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü. Ancak, Türkiyede şenlikle ya da başka folklorik
gösterilerle kutlanması gereken Kadınlar Gününü, Dünya Emekçi
Kadınlar Gününü, bugüne kadar gelinen süreçte, kadın cinayetleri,
kadına şiddet, küresel cinsiyet eşitliğinde daha gerilerde
kalması, Kadınlar Politik Gücü Endeksinde son sıralarda yer
almamız, ekonomiye katılım ve fırsat eşitliğinde
yine son sıralarda yer almamız gibi gerekçelerle biz son derece sönük
kutluyoruz. İleriki yıllara olan temennilerimizi artırmak üzere
bu görüşlerimizi ifade ediyoruz.
Bu görüşlerimizi ifade ederken dün Türk Metal
Sendikasının Ankaraya Kadınlar Günü etkinliğine
katılmak üzere gelen kadınları taşıyan
aracının devrilmesi sonucunda 7 kadın kardeşimizin
hayatını kaybetmesi gerçekten büyük bir travma yarattı, büyük
bir üzüntü yarattı. Hayatını kaybeden kadın
kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyoruz, ulusumuza da
başsağlığı diliyoruz.
İşte, böylesi bir atmosferde, son on
beş yılda 13.928 kadın cinayeti gerçekleşmiş
ülkemizde. Kadına şiddet son yedi yılda yüzde 1.400
artmış ve cinsel taciz de yine son yedi yılda yüzde 449
artıyor; son derece ürkütücü rakamlar. Küresel cinsiyet
eşitliğinde 144 ülke arasında 130uncuyuz; sonuçlar
sıkıntılı, vahim. Kadınlar Politik Gücü Endeksinde
yine 144 ülke arasında 113üncü, ekonomiye katılım ve
fırsat eşitliğinde yine 144 ülke arasında 129uncu
sırada yer alıyor Türkiyedeki kadınlarımız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
LEVENT GÖK (Ankara) Dileğimiz, arzumuz
kadınlarımızın dünyanın en saygın bir yerinde
Türkiyedeki haklar bakımından ileri düzeyleri kazanması. Bu
konularda hiçbir tereddüt de yer almayacak şekilde kadın-erkek
fırsat eşitliğinin sağlanması yönündeki
çalışmaların toplumumuz tarafından benimsenerek önce
kafalardaki kadın-erkek eşitliğine yönelik
ayrımcılığın giderilmesini öne çıkarıyoruz.
Önce, erkeklerin de kafalarındaki kadına yönelik
bakışlarını değiştirmesinin önemini de vurgulamak
istiyoruz. Yasalar değişir ama anlayış değişmezse
bir adım almamız mümkün değildir.
Ben bu nedenle bir kez daha bütün dünyadaki ve
Türkiyedeki, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle,
kadınlarımızın bu güzel gününü kutluyorum ve hepsine
hayatlarında başarılar diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bostancı
30.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, 8
Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Tarihte, yakın tarihte, dünya tarihinde
kadınların durumuna ilişkin birkaç örnekten bahsetmek istiyorum:
Hindistanda Sati geleneği vardır, en son 1987de yasaklandı;
kadın ölen kocasıyla birlikte canlı canlı
yakılır, Ramayanadaki Satiden gelen bir gelenek.
İngilterede İngiliz
edebiyatının en parlak isimlerinden birisi Virginia Woolftur,
Kendine Ait Bir Odanın yazarı. 1936da ceplerine taş doldurup bir
nehirde intihar etti. Kocası ikinci sınıf bir
edebiyatçıdır, kocası Virginia Woolfu edebiyat
toplantılarına almazdı; ölüm tarihi 1936.
Amerikada yeni Başkanlık seçimi oldu,
devir teslim törenlerinde ve o sırada medyada çıkan haberlere
baktığımızda, eski ve yeni başkanın dehası
ve toplumsal misyonuna ilişkin haberler olurken hanımların
şıklığı ve zarafeti üzerinden haberleştirmeler
yapıldı; çok yeni bir hadise.
Türkiyede de esasen birçok problemimiz var. AK
PARTİ olarak on dört on beş yıldır siyasetin üzerine
düşen görevi diğer siyasi partilerle birlikte, muhalefet partileriyle
birlikte düzeltmeye, kadınların şartlarını
iyileştirmeye uğraştık ve birçok düzenleme yaptık;
hukuki, sosyal, iktisadi düzenleme. Ama bunlar yetmez; esasen, bu iş
sadece siyasetin sırtında da düzelecek bir iş değildir.
Toplumsal dayanışma çerçevesinde halledilmesi gereken,
modernleşme ve medenileşmenin beraberce çözmesi gereken bir
problemdir.
Radikal feminizmin de tuzağına
düşmeksizin, kadınların modern hayat içerisinde erkeklerle
eşit şartlara sahip olması adına hepimizin el
birliğiyle yapacağı işler vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Tarihten
geleceğe, zaman, kesinlikle, bu bakımdan, eşitlik
bakımından kadınların lehine akıyor. Aynı
zamanda, erkekler ve kadınlar hep birlikte bu eşitlikçi dünyanın
kurulması için çaba göstermeli. Biz bu çabayı göstermeye muhakkak devam
edeceğiz ve böylelikle, bir daha
Erkekler günü yoktur dikkat ederseniz, 8
Mart Kadınlar Gününün ima ettiği bir başka anlam da böyle bir
günde sürekli eşitsizliklerin ve şiddetin söylenme düzeyinden dile
getirilmesinden, söyleme ve yapmaya bir vesile olması ümidi ve gelecekte 8
Martın hafızalara terk edileceği bir Türkiye ve dünya için
temennilerimi, dileklerimi ve ortak çalışma irademizi beyan ediyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç adet önerge vardır, okutup bilginize
sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş ve
21 milletvekilinin, sivil halka yönelik işkence ve kötü muamelelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/492)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Toplumsal muhalefetin, düşünce ve ifade
hürriyetinin engellenmesine yönelik hukuk dışı işlemler ve
kötü muamelelerin her geçen gün ciddiyetini arttırmış
olmasından bahisle mesnetsiz gözaltı, tutuklama ve sivil
vatandaşların ölümlerinin neden ve sonuçlarının
araştırılması, hak ihlallerinin tespiti amacıyla
Anayasanın 98inci, İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince ekte sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis
araştırması açılmasını aşağıda
imzası bulunanlar olarak arz ve teklif ederiz.
1) Meral Danış
Beştaş (Adana)
2) Behçet
Yıldırım (Adıyaman)
3) Berdan Öztürk (Ağrı)
4) Dirayet Taşdemir (Ağrı)
5) Sırrı Süreyya
Önder (Ankara)
6) Ayşe Acar
Başaran (Batman)
7) Mehmet Ali Aslan (Batman)
8) Saadet Becerekli (Batman)
9) Hişyar Özsoy (Bingöl)
10) Mizgin Irgat (Bitlis)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Çağlar Demirel (Diyarbakır)
13) Feleknas Uca (Diyarbakır)
14) İmam
Taşçıer (Diyarbakır)
15) Nimetullah
Erdoğmuş (Diyarbakır)
16) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
17) Sibel Yiğitalp (Diyarbakır)
18) Ziya Pir (Diyarbakır)
19) Mahmut Toğrul (Gaziantep)
20) Abdullah Zeydan (Hakkâri)
21) Mehmet Emin Adıyaman
(Iğdır)
22) Erdal Ataş (İstanbul)
Gerekçe:
25inci Dönem milletvekili seçimleri öncesinde
başlayan ve seçim sonrasında yoğun bir biçimde gündeme gelen,
yargı ve kolluk güçleri başta olmak üzere, kamu görevlilerinin
toplumsal muhalefetin bastırılmasına yönelik eylemleri ve
vatandaşa uyguladığı suimuamele her geçen gün ciddiyetini
arttırarak devam etmektedir. Birtakım hukuksal düzenlemelerin
yapılmadığı 1990'lı yıllarda dahi gözlemlenemeyen
hak ihlalleri, Avrupa Birliği uyum yasalarıyla demokratikleşen
mevzuata rağmen günümüz Türkiye'sinde hem de en acı hâliyle
yaşanmaktadır. 1990lı yılları aşar düzeyde
gözaltı, tutuklama ve sivil kayıpların arttığı
uygulamalara hep birlikte şahit olmaktayız.
Yargı gücünün hukuki dayanak gözetmeksizin
kişileri tutukladıklarına ilişkin şikâyetler gün
geçtikçe artış göstermektedir. Sadece 24 Temmuz 2015 tarihi
itibarıyla 2.590 kişi gözaltına alınırken yüzlercesi
sevk edildikleri hâkimlikler tarafından tutuklanmıştır. Bahse
konu gözaltı ve tutuklamalar ağırlıklı olarak yasa
dışı örgüt üyeliği ve örgüt propagandası yapmak
iddialarından oluşmuş ise de genel anlamda soruşturma
dosyaları incelendiğinde, ağırlığını
Halkların Demokratik Partisi üye ve yöneticilerinin oluşturduğu
bu tutuklamaların demokratik ve yasal eylemlere katılma neticesinde
gerçekleşmiş olduğu çeşitli tespitler neticesinde ortaya
çıkmıştır.
Başta partimiz Halkların Demokratik
Partisi olmak üzere, seçilmişleri de hedef alan bu siyasi operasyonlar
neticesinde birçok belediye eş başkanı ve parti yöneticisi
tutuklanmıştır. Yaşanan gelişmelerin seyrine
bakıldığı vakit 1990'lı yıllarda söz konusu olan
hak ihlallerine ilişkin tüm uygulamaların yeniden gündeme
geldiğine şahit olmaktayız.
Tüm bu vahim tabloda, mülki amirlerden
sağlık çalışanlarına değin geniş bir
spektrumda kamu görevlilerinin de ortak bir karara binaen hareket ettiklerine
dair kuşkular söz konusudur.
Açıklamış olduğumuz üzere, sivil
vatandaşa yönelik sergilenen yoğun hak ihlallerinin ve hukuk
dışı uygulamaların sebep ve sonuçlarının tespit
edilmesi ve mevcut hak ihlallerinin yerinde incelenmesi önem arz etmektedir. Bu
bahisle sivil halka yönelik işkence ve kötü muamelelerin yerinde tespiti
için bir komisyon kurulmasını gerekli görmekteyiz.
2.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin,
Suruçta tam donanımlı bir bölge hastanesi ihtiyacının tüm
boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/493)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Kobane'de meydana gelen olaylar sonucu çok
sayıda yaralının Türkiye'ye getirilmesi sürecinde ciddi
sıkıntılar yaşanmaktadır. Sınırda bulunan
Suruç Devlet Hastanesinin kapasite ve donanım olarak yetersizliği
bilinmektedir. Bu amaçla Suruç'ta tam donanımlı bir bölge hastanesi
ihtiyacının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104'üncü ve 105'inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Meral Danış Beştaş (Adana)
3) Behçet Yıldırım (Adıyaman)
4) Berdan Öztürk (Ağrı)
5) Dirayet Taşdemir (Ağrı)
6) Sırrı Süreyya Önder (Ankara)
7 Ayşe Acar Başaran (Batman)
8) Mehmet Ali Aslan (Batman)
9) Saadet Becerekli (Batman)
10 Hişyar Özsoy (Bingöl)
11) Mizgin Irgat (Bitlis)
12 Çağlar Demirel (Diyarbakır)
13) Feleknas Uca (Diyarbakır)
14) İmam Taşçıer (Diyarbakır)
15) Nimetullah Erdoğmuş (Diyarbakır)
16) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
17) Sibel Yiğitalp (Diyarbakır)
18) Ziya Pir (Diyarbakır)
19) Mahmut Toğrul (Gaziantep)
20) Abdullah Zeydan (Hakkâri)
21) Mehmet Emin Adıyaman (Iğdır)
22) Erdal Ataş (İstanbul)
Gerekçe:
Kobane savaşı, son yüzyılın en
vahşi terör çetesi olarak gösterilen DAEŞ'e karşı büyük bir
direnişle devam etmektedir. Orta Doğu'daki politik tüm alan ve
kesimlerin kaderini belirlemede önem arz eden bu savaş, Kürtler üzerinden
Türkiye'nin sıfır noktasında, tüm dünyanın gözü önünde vuku
bulmaktadır. Savaş, doğal olarak en çok çocuk ve kadın
şahsında on binlerce sivili etkilemiştir. Sivillerin büyük
çoğunluğu Suruç sınırından çeşitli yollarla
geçerek köylere, mahallelere, sokaklara, kurumlara ve çadır kentlere
yerleştirilmiştir; büyük bir kısım da Urfa merkez ya da
ilçelerine geçmek zorunda kalmıştır.
Kobane'de bir yılı aşkın bir
süredir çatışmalar şiddetli bir şekilde devam etmekte ve
her geçen gün Türkiye'ye yaralılar ve cenazeler gelmeye devam etmektedir.
Yaralıların da ilk etapta ulaştıkları yer Suruç Devlet
Hastanesidir. 40 yatak kapasitesi bulunan Suruç Devlet Hastanesi ne yatak
kapasitesiyle ne de mevcut doktor sayısıyla bu ihtiyaca
karşılık verememektedir. Suruç Devlet Hastanesi Acil Servisinin
önü kadın-erkek Kobane'den gelen insanlarla dolmuş durumdadır.
Ambulanslar her on dakikada bir acil servise yaralı bırakıp
hastaneden tekrar sınıra gidip gelmektedir. Acil tıbbi müdahale
odası yaralı dolarken doktor ve hemşireler yaralılara
müdahale etmede çoğu zaman yetersiz kalmaktadır. Hastane personeli,
Kobane'den gelen yaralıların yoğunluğu nedeniyle Suruç
halkının tedavi amacıyla acile ve polikliniklere muayene ve
tedaviye gidemediğini söylemektedir.
Suruç, bu süre zarfında büyük bir sınav
vererek nüfusunun 2 katı insanı kucaklamaya çalışmakla
herkesin gözünü çevirdiği bir ilçe olmuştur. Buraya acilen,
ihtiyacı giderebilecek donanımda, yeterli yatak sayısı ve
özellikle uzman doktor sayısının arttırılarak büyük
bir bölge hastanesinin yapılması şarttır. Bununla ilgili
ihale ve bütçe çalışmalarının bir an önce
başlatılması gerekmektedir. Bu amaçla bir Meclis
araştırmasının açılmasını arz ve teklif
ederim.
3.- Diyarbakır Milletvekili Altan Tan ve 21 milletvekilinin,
uyuşturucu bağımlılığı ile fuhuş
suçlarındaki artışın nedenlerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/494)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye'deki uyuşturucu
bağımlılığının geldiği boyutlar,
uyuşturucunun okul önlerinde çocuklara satışının
engellenememesi, fuhuş suçlarında meydana gelen artışlar ve
çocuk yaştaki kız çocuklarının fuhşa
zorlanmasının engellenememesinin nedenlerinin incelenebilmesi için
Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzükün 104'üncü ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ederim.
1) Altan Tan (Diyarbakır)
2) Meral Danış Beştaş (Adana)
3) Behçet Yıldırım (Adıyaman)
4)Berdan Öztürk (Ağrı)
5) Dirayet Taşdemir (Ağrı)
6) Sırrı Süreyya Önder (Ankara)
7) Ayşe Acar Başaran (Batman)
8) Mehmet Ali Aslan (Batman)
9) Saadet Becerekli (Batman)
10) Hişyar Özsoy (Bingöl)
11) Mizgin Irgat (Bitlis)
12) Çağlar Demirel (Diyarbakır)
13) Feleknas Uca (Diyarbakır)
14) İmam Taşcıer (Diyarbakır)
15) Nimetullah Erdoğmuş (Diyarbakır)
16) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
17) Sibel Yiğitalp (Diyarbakır)
18) Ziya Pir (Diyarbakır)
19) Mahmut Toğrul (Gaziantep)
20) Abdullah Zeydan (Hakkâri)
21) Mehmet Emin Adıyaman (Iğdır)
22) Erdal Ataş (İstanbul)
Gerekçe:
Türkiye'deki uyuşturucu
bağımlığının ve fuhşun geldiği boyutlar
kaygı verici noktalara ulaşmıştır. Uyuşturucunun
üniversitelerde, liselerde ve ilköğretim okullarının önlerinde
satışlarının yapılması engellenememektedir. Her
geçen gün, başta gençler olmak üzere, birçok insan uyuşturucu
bataklığına sürülmektedir. Uyuşturucunun yanı
sıra fuhşa sürüklenen kız çocuklarının
sayısı gün geçtikçe kaygı verici şekilde artmaktadır.
Bunların engellenmesi açısından devlet fazlasıyla yetersiz
kalmıştır.
AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002'den
itibaren suç oranlarındaki artışları açıklayan eski
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 2002-2010 yılları arasında
fuhuş suçlarının yüzde 220, tecavüz ve çocuklara cinsel taciz
suçlarının yüzde 125 arttığını belirtmiştir.
Bakan Erginin ifadeleri, AKP'nin on yıllık iktidarı döneminde
uyguladığı sosyo-ekonomik politikalarının ve
eğitim politikalarının başarısız olduğunu,
bu politikaların toplumda çok ciddi ahlaki ve sosyal erozyona sebebiyet
verdiğini istatistiki verilerle ortaya çıkarmıştır.
AKP döneminde çeşitli suçlardaki
değişim oranı şöyle: Fuhuş suçundan 2002
yılında 2.669 kişi hakkında dava
açılmıştır. Bu sayı 2007 yılında 4.494'e,
2010 yılı sonu itibarıyla da 8.409'a
ulaşmıştır. Fuhuş suçu sekiz yılda yüzde 220
oranında artmıştır. Bunun yanı sıra taciz,
tecavüz ve çocuk istismarı suçları da 2 kat artmıştır.
Bu suçlardan 2002 yılında 16.043 sanık hakkında dava
açılmışken, bu sayı 2007 yılı sonu
itibarıyla 19.162'ye ve 2010 yılı sonu itibarıyla da
35.760'a ulaşarak sekiz yılda yaklaşık yüzde 125'lik bir
artış göstermiştir. Müstehcenlik suçlarında 3 kat
artış görülmektedir. 2002 yılında müstehcenlik suçundan 818
sanık hakkında kamu davası açılmıştır. Bu
sayı, AKP'nin birinci iktidar dönemi olan 2007 yılı sonunda
1.808'e ve ikinci iktidar dönemi olan 2010 yılı sonunda ise 2.200
kişiye ulaşmıştır. 2002 yılından 2010
yılı sonuna kadar yaklaşık yüzde 170'lik bir
artış meydana gelmiştir.
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma
Derneğinin (CETAD) yürüttüğü proje kapsamında yapılan
araştırma sonuçları ise Türkiye'deki çarpıcı
gerçeği gün yüzüne çıkarmıştır. CETAD'ın
hazırladığı rapora göre, Türkiye'de 100 bin seks
işçisi bulunduğu bildirilmiştir. CETAD'ın raporuna göre 56
genelevde yaklaşık 3 bin kadının
çalıştığı tespiti yer alırken tescil edilmeyen
kadınların sayısının 12 bin olduğu
aktarılmıştır. 85 bin kişinin ise yasa
dışı yollardan çalıştığı
belirtilmektedir.
Adalet Bakanlığı yetkililerinin
söylemlerine göre Türkiye'de uçucu madde kullanma yaşı 11, esrara
başlama yaşı 16, ecstasy kullanma yaşı ise 17'ye
inmiştir. Bütün şehirlerde uçucu madde, esrar, ecstasy ve aynı
miktarda olmasa da eroin kullanımında artış
bulunmaktadır. Uyuşturucu kullanıcıların
yarısından fazlası 15-25 yaş arasındaki gençlerdir.
Toplumun karşı karşıya
kaldığı uyuşturucu ve fuhuş gibi sorunların
çözümünde devlet ve Hükûmet yetersiz kalmaktadır. Bu oranların her
geçen gün artmasının nedenlerinin belirlenmesi için Meclis araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki ön
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, 16/2/2016 tarih ve 1109 sayıyla Adana
Milletvekili Muharrem Varlı ve arkadaşları tarafından,
tarımsal üretimde kullanılan gübre ve gübre fiyatlarındaki
artışların nedenlerinin araştırılması ve
gerekli önlemlerin alınması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8 Mart 2017 Çarşamba
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
8/3/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 8 Mart 2017
Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantısında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Erkan
Akçay
Manisa
MHP
Grubu Başkan Vekili
Öneri:
16 Şubat 2016 tarih, 2016/1109 sayıyla
TBMM Başkanlığına, Adana Milletvekili Muharrem Varlı
ve arkadaşlarınca tarımsal üretimde kullanılan gübre ve
gübre fiyatlarındaki artışların nedenlerinin
araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması
amacıyla verilen Meclis araştırması önergesinin 8 Mart 2017
Çarşamba günü (bugün) Genel Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
önerisi lehinde ilk söz, Adana Milletvekili Muharrem Varlıya aittir.
Buyurun Sayın Varlı. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MUHARREM VARLI (Adana) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu araştırma
önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Bu vesileyle
bütün kadınların da Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Değerli arkadaşlar, burada birçok defa
gündeme getirmeme rağmen ne Bakanlık bu konuda gerekli tedbirleri
aldı ne de ilgili kurumlar bizim söylediklerimizle ilgili gerekli
tedbirleri aldılar. Dolayısıyla da gübre fiyatları gübre
satıcılarının keyfî uygulamalarına kaldı. Bir
bakıyorsunuz gübre fiyatı eski rakamla 700 bin lira; tam gübre
çiftçiye lazım olacak, mısırın üzerine veya buğdayın
üzerine gübre atılacağı zaman gübre fiyatları birden bire
eski fiyatla 1 milyon liraya yani yeni fiyatla 1 TLye yükseliyor. Şimdi,
700 bin liraya bu gübre kurtarıyorsa neden bu gübrenin 700 bin liradan
satışını temin edemiyoruz? Tarım Kredi kurumu ne
yapıyor? Her defasında bunu buradan soruyorum, Sayın Tarım
Bakanını uyarıyorum. Sayın Tarım Bakanı,
Tarım Kredi kurumu ne yapıyor, bu ülkede Tarım Kredi kurumunun
görevi nedir? Yani gübre fiyatlarını sübvanse etmesi gereken bir
kurumken, gübre fiyatlarında çiftçiyi koruması gereken bir kurumken
ne yazık ki hâlâ, piyasada gübre fiyatları tüccarın
istediği şekilde iniyor veya çıkıyor. Bir türlü bunu
sağlayamadık. Yıllarca burada söyledim, dedim ki: Gübredeki KDV
fiyatlarını düşürelim, en sonunda gübredeki KDV fiyatlarını
düşürdünüz, seçimlerde bunu vaat olarak kullandınız ve KDVyi düşürdünüz.
Ancak KDVnin düşmüş olması şu anda çiftçinin cebine hiç
yansımadı. Nasıl yansımadı? Birdenbire doların
yükselmiş olması, devalüasyon olması hasebiyle, gübre
fiyatları eski fiyatların üstüne çıktı, yani KDVnin
düşmüş olması çiftçiye hiçbir artı getirmedi.
Dolayısıyla, burada, Tarım Kredi kurumunu mutlaka devreye sokup
ucuz fiyatla piyasayı regüle edecek, piyasada çiftçinin hakkını
koruyacak bir şekilde Tarım Kredi kurumunu kullanmamız
lazım. Eğer biz bu Tarım Kredi kurumunu kullanmaz isek, çiftçi,
tüccarın inisiyatifine, tüccarın vicdanına teslim edilir ve dün
70 kuruşken gübre, bugün 1 liradan gübreyi satın almak zorunda
kalır. Bakın, iki ay sonra -garanti veriyorum, isteyen
arkadaşımla da bunu tescil etmeye, noter huzurunda tescil etmeye de
hazırım- gidelim, üre gübresinin fiyatları birdenbire yeniden 70
kuruşa düşmüş olacak. Ya, Allahtan reva mıdır? Yani,
çiftçiye en lazım olduğu dönemde devlet, bakanlık çiftçiyi
korumazsa ne zaman koruyacak? KDVyi düşürdünüz, tamam, güzel
yaptınız ama KDVden düşen rakam çiftçinin cebine
yansımadı ki.
Yani, değerli arkadaşlar, biz burada
söylüyoruz, söylediklerimiz hep havada mı kalıyor, sizin
kulaklarınıza girip kafanızda hiç yer yapmıyor mu?
Sayın Bakan, sayın bakanlık mensupları bizim bu söylediklerimizden
hiç faydalanmıyorlar mı, hiç not almıyorlar mı? Her
defasında çıkıyorsunuz, Eleştiri, eleştiri
Çözüm?
E, çözümü de söylüyoruz, çözümü de söylüyoruz ama çözümü de algılayacak,
çözümü de uygulayacak, çiftçinin lehine, sizde ne yazık ki hiçbir
gelişme göremedik şu ana kadar.
Değerli arkadaşlarım, bakın,
şimdi bir de bu nitrat gübresiyle alakalı durum var,
sıkıntılı bir durum. Tamam, yani terör örgütleri bu nitrat
gübresiyle alıp patlayıcı yapıyorlar. Amenna, devletimizin
almış olduğu karara da sonuna kadar saygılıyız,
terörle mücadele konusunda da verilen mücadelenin de arkasındayız
ancak bir tarafta da bir mağduriyet var yani hem nitrat gübresini üreten
kişilerin elinde oldukça yüklü miktarda nitrat gübresi kaldı hem de
çiftçilerimiz bu nitrat gübresinden faydalanamıyorlar.
Bakın, ben size söylüyorum bir çiftçi
kardeşiniz olarak, bunu bütün ziraat mühendisleri de bakanlık
yetkilileri de tescil edeceklerdir; nitrat gübresi buğday ve pamuk
üretiminde elzemdir, mutlaka kullanılması gerekir. Bununla ilgili nasıl
bir çözüm bulunacaksa bir an önce bakanlığın bir çözüm
bulması lazım. Yani şimdi, efendim, ilçe tarım
müdürlüğü gün veriyor. Yani sanki, profesör doktordan gün alıp da
hasta muayeneye gidecek. Ya, onda bile günü tutturamıyorsun ki
kardeşim. Yağmur yağacak çiftçi çıkıp gübresini
atıyor, atmak zorunda veya yağmurla alakalı haber aldı
çiftçi, gidip gübresini atacak. Ee, ilçe tarım müdürlüğünün memuru
gelecek de, kontrol yapacak da efendim, gübre atmasına müsaade edecek. Ya,
böyle bir mantıksız uygulama olmaz; bu yanlış bir uygulama.
Bundan vazgeçilmeli, Tarım Bakanlığı bununla alakalı
bir an önce, çiftçinin lehine çiftçiyi rahatlatacak bir çözüm bulmak zorunda.
Yani bu nitrat meselesi, demin de söyledim, bakın, terör örgütlerinin
kullanımına asla müsaade edilmemeli; doğru. Bunda devletin,
Hükûmetin arkasındayız ancak çiftçinin mağduriyetini de gidermek
mecburiyetindeyiz arkadaşlar. Nitrat gübresi hem buğdayda hem pamukta
elzem diyorum; bakın, tekrar altını çizerek söylüyorum. Ancak bu
konuda şu ana kadar yapılan hiçbir şey yok. Ee, şimdi, bir
de ÇKSye göre veriliyor bu nitrat gübresi. Yani gidin de bölgenizde, Çukurova
bölgesinde, Adanada, Hatayda, Mersinde ÇKSsi olmayan birçok çiftçimiz var,
hazine arazisi işleyen çiftçilerimiz var. Ee, bunlar da gübre atacaklar
buğdayına, pamuğuna. Nasıl olacak bu? ÇKSsi yoksa gübre
atamayacak mı? Yani değerli arkadaşlarım, bu uygulama
doğru bir uygulama değil, bununla alakalı Hükûmetin ve
bakanlığın acilen bir tedbir alması, çiftçinin lehine
acilen bir düzenleme yapması lazım.
Yine, bu 2/B arazileriyle ilgili
Ya, defalarca
burada söyledim, bu 2/B arazileriyle ilgili yasa çıkarılalı
beş altı sene oldu. Çiftçilere dediler ki: Gidin
müracaatınızı yapın. Gittiler mal müdürlüğüne
müracaatlarını yaptılar ancak hâlâ daha birçok yerde
satışı yapılmıyor. Neden yapılmıyor?
Toplulaştırma var. Toplulaştırma Genel Müdürüyle
görüşüyoruz, diyor ki: Bizim toplulaştırma işlemimiz engel
değil. Bu sefer, DSİ Genel Müdürlüğü bir yazı
yazıyor, efendim, Bakanlar Kurulundan bir yazı çıkıyor; bir
türlü bu hazine arazilerinin satışıyla ilgili işlem
gerçekleşemedi. O zaman biz bu yasayı ne için çıkarttık? Ne
için çıkarttık arkadaşlar, soruyorum ben size? Beş yıl
oldu, tam beş yıl oldu. Çiftçi bununla ilgili çok büyük
mağduriyet yaşıyor.
Şimdi, bakın, hazine arazisinin Ceyhanda,
Adana Ovasında, Çukurovada kiralama bedeli ne kadar, biliyor musunuz?
350 TL, eski rakamla 350 milyon. Normal, gidip bir vatandaştan
tarlayı kiraladığınız zaman da 350 liraya
kiralıyorsunuz zaten, 350 milyon liraya kiralıyorsunuz. Ama onun
tapusu var, tapusunu alıyorsunuz, efendim, tapusunu
kiraladığınız için üzerinden hem mazot desteğini hem
gübre desteğini hem de ÇKSyle prim desteklerinizi alabiliyorsunuz. Hazine
arazilerinde bunu alabiliyor musunuz? Alamıyorsunuz. Ama 3 memur gidiyor,
Efendim, bu köyde kira bedeli ne kadar?, 350 lira., Yaz, 350 lira. Ya,
Allahtan reva mıdır ya, böyle bir şey olur mu?
Bakın, buradan Tarım Bakanını
tekrar uyarıyorum: Sayın Tarım Bakanı, lütfen çiftçiye
sahip çıkın, lütfen çiftçiyi 3 memurun eline bırakmayın.
Ziraat odaları ne güne durur, ilçe tarım müdürlüğünün ziraat
mühendisleri ne güne durur, o bölgedeki çiftçiler ne güne durur? 3 memur
gidiyor, Bu köyde kira bedeli ne kadar?, yazıyor: Git, onun üzerinden
kira öde. İnsan Allahtan korkar ya! Yani, devlet kendi çiftçisini, kendi
köylüsünü, kendi üreticisini koruyamayacaksa kim koruyacak arkadaşlar,
soruyorum ben size?
Bakın, tekrar söylüyorum: Serbest piyasada
tarlanın dönümü, kira bedeli 350 TL ama onun prim desteğini
alıyorsunuz, gübre desteğini, mazot desteğini alıyorsunuz
fakat hazineye ödediğiniz kiranın
karşılığında hiçbir prim desteği ve destek
alamıyorsunuz. Şimdi, kalkmış, gitmiş 3 memur,
sormuş, yazmış 350 TL; oh, ne güzel iş ya!
Sayın Bakan, Tarım Bakanıysanız
lütfen çiftçiyi koruyun. Bu 2/B hazine arazilerinin
satışını bir an önce gerçekleştirin, çiftçinin bu
mağduriyetini engelleyin. Bakın, söylemek istemiyorum ama Allah
esirgesin, eğer bu araziler toplulaştırmayla bir
başkasının arazisinin üzerine gider, yarın o araziyle
ilgili kavga çıkar, kan dökülürse bunun mesulü sizsiniz. Bunun ne
vebalinin altından kalkabilirsiniz ne de günahının altından
kalkabilirsiniz. Kimse kimseye tarlasını yedirmez. Allah rızası
için bu işi bir an önce çözümleyin. Defalarca söyledim, müdürlerle
görüşüyorum, bakanla görüşüyorum, aynı şey. Bu kulaktan
giriyor, bu kulaktan çıkıyor, illa birilerinin ölmesi gerekli
herhâlde bu işin çözümlenmesi için.
Hepinize saygılar. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Varlı.
Önerinin aleyhinde ilk söz Batman Milletvekili
Mehmet Ali Aslana aittir.
Buyurun Sayın Aslan. (HDP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ ASLAN (Batman) Sağ olun.
Sayın Başkanı ve sayın Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, biz usulen aleyhte söz hakkı aldık
ama lehte konuşacağız. Tam da bizim dile getirmeyi
düşündüğümüz çok önemli konular vardı.
Bu arada bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Günü ama işin doğrusu gün olarak içimden kutlamak gelmiyor çünkü
maalesef, bugünlerde kadınların üzerindeki baskıyı,
haksızlığı, adaletsizliği gidermek için somut
adımlar atılması gerekirken biz buradan sadece formalite olarak
-açıkçası kendi adıma söyleyeyim- kutlamakla yetiniyoruz. Bugün
Türkiye'de 3üncü büyük partinin kadın Eş Genel Başkanı,
aynı zamanda kadın temsiliyetini sürdüren bir eş genel
başkan haksız yere hapislerde tutuldu ve milletvekilliği
düşürüldü ve biz hiçbir şey olmamış gibi kalkıp
kadınlarla ilgili demokratik gelişmelerden burada söz edebiliyoruz.
Aynı şekilde, onlarca, yüzlerce seçilmiş eş genel başkan
kadınlar var. Hem belediye eş başkanları hem siyasi
partilerin il ve ilçe yönetimlerinde bulunan yüzlerce kadın şu anda
hapislerde sırf siyasi görüşlerinden dolayı rehin tutulmuş
durumdalar. Yine, aynı şekilde, binlerce kadın haksız yere
ihraç edilmiş, haksız yere açığa alınmış.
Yani biz bunları düzeltmekle ilgili hiçbir somut adım
atmamışız ve biz kalkıp her şey güllük
gülistanlık, tozpembeymiş gibi Dünya Kadınlar Gününü
kutluyoruz. Ben şahsen bunu büyük bir çelişki olarak görüyorum ve bir
samimiyet olarak da görmüyorum.
Peygamber (AS) buyurmuş: Sizin imanca en
sağlamınız ve ahlakça en mükemmeliniz kadınlara
karşı hayırlı davranandır, hayırlı
olandır. Aynı şekilde
(*) demiş, yani Cennet
annelerin ayakları altındadır. demiş. Amenna
-arkadaşlar da dile getirdi- ama cennetin ayaklarının
altında olduğu annelerimiz her gün gözyaşı döküyor, her gün
ağlıyor, her gün anlamsız bir kavga için çocuklarını,
maalesef, toprağa kurban ediyor. Bizim annelerin yani dinimizin de çok
büyük bir değer verdiği annelerin ve kadınların
gözyaşını dindirecek, onların üzerindeki adaletsizlikleri
ve zulümleri kaldıracak somut, pratik adımlar atmamız gerekiyor,
Meclisin bu sorumluluğu vardır. Ancak o zaman biz kalkıp rahat
rahat, gönül rahatlığıyla Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
kutlayabiliriz.
Şimdi, -az önceki sayın hatip de
değindi- özellikle tapu kadastrodan kaynaklı çok büyük bir
mağduriyet var Türkiye'de, bütün bölgelerde bu mağduriyet var. Ben
2011de Anadolu Arap Birliği Hareketi Derneği ve Mıhallemi
Derneği Başkanı iken bu konuda halktan gelen talepler üzerine
hem Hükûmete hem ana muhalefete hem Mecliste yer alan bütün partilere, genel
başkanlarına ve bütün bakanlıklara bu konuda bir mektup
yazmıştım. Allah nasip etti milletvekili olduk, onu izninizle
burada da dile getireceğim ve bütün bu gönderdiğim mektupları
iadeli taahhütlü olarak göndermiştim ama o günden bugüne bu tapu kadastro
mağduriyetleriyle ilgili hiçbir somut, pozitif adım
atılmamıştır.
Tabii, Batman Milletvekiliyim, Mardinliyim özellikle
Batmanda bire bir şahit olduğum, Mardinde bire bir şahit
olduğum ve özellikle Batmanın Kozluk, Gercüş, Hasankeyf, Sason,
Beşiri ilçeleri; Mardinin Midyat, Derzbine, Estel, Keferhuvar,
Kefırılleb, Şorızbah, Epşe, Kınderip,
Hebsınes, Barbunıs, Qartmin, Salah, Kerşef, Dalin, Hellex,
Riş, Tafo, Qestelune, Aynkehf, Enhıl, Bakısyan, Heştrek,
Hax, Zinevle, Derindip gibi köy ve mahallelerinde tapu kadastro ilk
girdiğinde 1980li ve 1985li yıllarda ve daha sonra 1990lı
yıllarda insanlarımızın çoğunun okuma yazma bilmemesi,
çoğunun o dönemde yurt içinde farklı illerde ve yurt
dışında farklı ülkelerde çalışıyor
olmasından ve kadastrolamayla ilgili teknik bilgilere sahip
olmamasından kaynaklı yüz binlerce insanımız kendi sahip
olduğu bağ, bahçe, tarla ve diğer gayrimenkuller haksız bir
yere memurların da suistimaliyle hazine malına devredilmiştir.
Yani bize atalarımızdan, dedelerimizden, Türkiye Cumhuriyetinden
önce miras kalan ve işlediğimiz bağ, bahçe, arazi, tarlalar bir
şekilde hazine malına devredilmiş ve sonraki dönemlerde de bu
hazine malı gayrimenkuller açık artırma usulüyle maalesef
haksız olarak işte arazi mafyasına, zenginlere peşkeş
çekilmiştir. Bundan kaynaklı da zaman zaman bölgede ve Türkiye'nin
farklı illerinde cinayetler işlenmiştir. Bilge köyü cinayetinin
temelinde işte bu kadastrolamadan kaynaklı haksızlıklar
yatmaktadır ki Bilge köyü katliamını bütün Türkiye, hatta bütün
dünya yakinen izlemiştir, görmüştür.
Bununla beraber, Diyarbakırda, Muşta,
Batmanda, Bingölde de onlarca insanımız bu yüzden
hayatını kaybetmiştir. Yani, nasıl oluyor kendi
atasından, dedesinden miras kalan bağ, bahçe, tarla hazine
tarafından satılığa çıkarılıyor ve
malın esas sahibinin parası yetmediğinden alamıyor, bir
başkası gelip açık artırma usulüyle daha fazla para
ödediği için alıyor ve bu yüzden de tartışmalar ve
cinayetler vuku buluyor. Yani, Hükûmetin, yürütmenin bundan bihaber
olmasının imkânı yok, basına yansıyor ve bu konuda
binlerce başvuru dilekçesi vardır, binlerce dava açılmıştır
ama vatandaşın mağduriyetini giderecek kanunda da sorun
olduğundan, vatandaş ile devlet arasında anlaşmazlık
durumunda mahkemeler devleti ve hazineyi haklı gördüğünden maalesef
vatandaşın da aleyhine bu davalar sonuçlanmaktadır.
Keşke geçen bu 18 maddelik yasalar içinde tapu
kadastroyla ilgili, mağduriyetlerin giderilmesiyle ilgili bir madde yer
alsaydı. 2002den bu yana her yerel seçim öncesi ve her genel seçim öncesi
Hükûmet bu tür sorunları çözeceğine dair söz veriyor. Özellikle, ben
milletvekili olmadan önce Mardindeki her seçim çalışmasında iktidar
milletvekilleri ve belediye başkan adayları bu tapu kadastro sorununu
çözeceğine dair sürekli sözler vermişlerdir ama seçim bittiği an
Yapacağımız bir şey yok, kanun böyle. diyorlar ve
maalesef vatandaş yine mağdur ediliyor. Oysaki bir gecede, kanun
hükmündeki bir kararnameyle bu mağduriyetler giderilebilir. Sayın
Başkan, sizden de istirham ediyorum, lütfen bunu gündeminize alın,
çok önemlidir yani mülkiyet hakkı kutsaldır. Nasıl ki 2011de
1936dan bu yana azınlıkların gayrimenkullerinin bir şekilde
iadesiyle ilgili bir gecede kanun hükmünde kararname
çıkarılmışsa ve 1974ten bu yana hazineye aktarılan
azınlık mallarının iadesi için kanun hükmünde kararname
çıkarılmışsa şu anda da pekâlâ bu konuda
vatandaşın, yurttaşın mağduriyetinin giderilmesi için
kanun hükmünde bir kararname çıkarılabilir ve
yurttaşlarımızın mağduriyeti giderilebilir. Bu
sorumluluk en başta Hükûmetindir, sonra bütün Parlamentonundur.
Teşekkür ediyorum.
Umarım bu haksızlıklar giderilir,
umarım herkes hakkına kavuşmuş olur.
Sağ olun. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Aslan.
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisi
lehinde ikinci söz Sivas Milletvekili Ali Akyıldıza aittir.
Sayın Akyıldız, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ AKYILDIZ (Sivas) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekili arkadaşlarım,
basınımızın ve Meclisimizin kıymetli emekçileri ve
ekranları başında bizleri izleyen çok değerli
yurttaşlarım; ben de hepinizi sevgiyle, saygıyla, muhabbetle
selamlıyorum.
Tabii, ben de konuşmama geçmeden önce, dün Türk
Metal Sendikasının bir etkinliği için Bursadan Ankaraya gelmek
üzere yola çıkarak, maalesef, yolda elim bir trafik kazası geçirerek
Hakka yürüyen canlarımıza Allahtan rahmet diliyorum; ailelerine,
yakınlarına ve Türk Metal Sendikasına da
başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Ve tabii bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Ben
de bütün kadınlarımızın Dünya Emekçi Kadınlar Gününü
kutluyorum ve onlara büyük ozanımız, büyük şairimiz Nazım
Hikmetin bir şiirini hediye etmek istiyorum: Kimi der ki kadın,
uzun kış gecelerinde yatmak içindir./ Kimi der ki kadın,
yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir./ Kimi
der ki ayalimdir, boynumda taşıdığım vebalimdir./ Kimi
der ki hamur yoğuran./ Kimi der ki çocuk doğuran./ Ne o, ne bu, ne
döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal./ O, benim kollarım,
bacaklarım, başımdır./ Yavrum, annem, karım, kız
kardeşim, hayat arkadaşımdır. Ben de tekrar Dünya
Kadınlar Gününde bütün kadınlarımızın o mübarek
ellerinden öpüyorum.
Evet, ben de Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
vermiş olduğu Meclis araştırması önergesi için
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Tabii, çok önemli bir
araştırma önergesi. Ben, Milliyetçi Hareket Partisinden bu önergeyi
veren milletvekili arkadaşımızı kutluyorum. Çünkü,
ülkemizin AKP iktidarı döneminde tarımda getirildiği noktalar
gerçekten içler acısı bir tablo.
Günümüzde tarım tam bir kıskaç
içerisindedir. Türkiye, tohum, gübre, ilaç, akaryakıt ile hayvansal
üretimin en önemli maliyet kalemini oluşturan yem ham maddeleri
bakımından büyük ölçüde ithalata bağımlı hâle
getirilmiştir. Dışa bağımlılık fiyat
kontrolünün sağlanmasını da imkânsız hâle getirmektedir.
Dövizdeki artış fiyatları da doğrudan etkilemektedir.
Şimdi, değerli milletvekili
arkadaşlarım, ben yirmi beş yılı aşkın bir
süredir çiftçiliğin içindeyim, ziraatçıyım; tarlada, bahçede,
ahırda, ağılda, bağda, bostanda çiftçiyle beraberim. Benim
çiftçi kardeşim buradaki süslü püslü kelimelerle tarımın ne hâle
getirildiğini çok istemiyor, sevmiyor bu anlatımı. Benim çiftçi
kardeşim şu rakamları istiyor, diyor ki: Ben 1 kilo gübre
alabilmek için ne kadar buğday satmalıyım? ya da Ben 1 litre
mazot alabilmek için ne kadar buğday satmalıyım?
Bakın, ben de 2002 yılında yani AK
PARTİ iktidarlarının iktidara geldiği günden bugüne kadar
sadece bu 2 rakamı kıyaslayarak çiftçilerimizin getirildiği
durumu sizlere arz etmek istiyorum.
2002 yılında 1 kilogram DAP gübresi
alabilmek için -benden önce konuşan MHP milletvekili kardeşimiz üreyi
örnek vermişti, ben de DAPı örnek veriyim, farklı bir kalem
olsun diye söylüyorum- benim çiftçi kardeşim, 750 gram ile 800 gram
arasında buğday satarken bugün aynı çiftçi kardeşim 1
kilogram DAP gübresi alabilmek için maalesef 2 kilogramın üzerinde
buğday satar hâle getirilmiştir.
Bir başka örneği de mazottan vereyim.
Benim çiftçi kardeşim 2002 yılında 1 litre mazot alabilmek için
3 kilogram buğday satarken bugün aynı çiftçi kardeşim 1 litre
mazot alabilmek için 6 kilogramın üzerinde buğday satmak
zorundadır.
Bakın, bunlar çok somut, çok basit
rakamlardır. Yok şuydu, yok buydu., Tarımda çağ
atlattık. bunlara hiç gerek yok, tarımda getirdiğiniz nokta bu.
Yine devam ediyorum, bakın, ülkemizde 2000
yılında 94 milyon dönüm alanda buğday ekimi yapılırken
2014 yılında 77 milyon dönümde buğday ekimi yapılır
duruma gelmiştir. Çok ciddi bir düşüş vardır. Peki,
üretimdeki bu düşüşü nasıl
karşılamışız? Bakın, orada da 2 tane rakam
vereceğim, rakamlara çok fazla boğmayacağım sizi. 2002
yılında 1 milyon 117 bin ton buğday ithal ediyorken ülkemiz,
2013 yılında -bugünü de vermeyeyim- 4 milyon 53 bin ton buğday
ithal eder duruma geldi. Yani, köylerimiz boşaltılmış,
benim çiftçi kardeşlerim köyündeki tarlasını, köyündeki
ahırını terk ederek; metropollere, büyük şehirlere,
varoşlara göçe zorlanarak orada açlığa terk edilmiş, bunun
karşılığında ülkemiz buğdayı 1 milyon yerine
4 milyon ton ithal eder duruma getirilmiştir. İşte tarımda
getirdiğiniz nokta maalesef bu.
Yine, devam ediyorum
Peki, rakamlara
boğmayayım. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hem 1 Kasım 2015
seçimlerinde hem de 7 Haziran 2015 seçimlerinde çiftçi kardeşlerimize bir
söz vermiştik Mazottaki fiyatı indireceğiz, gübredeki ve
yemdeki KDVyi de kaldıracağız. diye. Tabii, iktidara
gelemedik, milletin tercihi bizden yana olmadı, iktidara gelen AK
PARTİ Hükûmeti -sevindiğimiz nokta bu tabii- bizim seçim
bildirgemizden bu güzel noktaları çalarak uygulamaya gayret etti ama
keşke doğru çalsalardı ve doğru uygulasalardı,
üzüldüğümüz nokta bu. Şimdi, Mazotun fiyatını
indireceğiz. diyorlar. 2017 yılında vereceklerdi ama 2017
yılında maalesef veremiyorlar, 2018 yılına kaldı
değil mi Sayın Başkan? 2018 yılında, umuyorum,
verirsiniz. Tabii, gübre ve yemdeki KDVyi de indirdiler ama bu, çiftçinin
cebine maalesef yansımadı. Yine, çiftçi kardeşimiz aynı,
KDV indirilmeden önceki fiyat üzerinden alım yapmak zorunda ama aradaki
fark kimlerin cebine gidiyor, onu da inşallah bu araştırma
komisyonu kurulursa hep birlikte araştırırız, hep birlikte
buluruz diyorum.
Tabii, sürem az kaldı. Ben Sivastan da birkaç
cümleyle bahsetmek istiyorum çünkü AKP iktidarları döneminde Sivas da
aynen, biraz önceki söylediğim örnek gibi kaderine terk edildi ve maalesef
yok sayılmaya devam ediliyor.
Şimdi, DAP projesi kapsamına Sivası
aldınız, o konuda teşekkür ediyorum ama DAP projesine almak
yetmiyor. Maalesef, diğer illere, yani DAP projesinde bulunan diğer
illere sağlanan damızlık boğa alımı imkânı
Sivasımıza sağlanmıyor.
Ve yine, ben burada yapmış olduğum
konuşmamda, 23 ili kapsayan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Cazibe Merkezleri Programına Sivasın da alınması hususunu
ısrarla önermiştim ama maalesef bu müjdeyi bugüne kadar Sivas
göremedi. Sivasımızın verdiği göç ve ekonomik göstergeler itibarıyla
-tekrar söylüyorum- bu cazibe merkezine alınan 23 ilin
bazılarından çok daha kötü durumda olduğu bir gerçekken neden
Sivas ve Sivaslı sizler tarafından, yani AK PARTİ
iktidarları tarafından yok sayılmaya devam ediliyor? Bunun da -bilemiyorum-
belki cevabını verirsiniz diye düşünüyorum.
Yine, bakın, Ziraat Bankası tarafından,
kredi müracaatında bulunan çiftçilerden, kredi verilsin veya verilmesin
her müracaatta 550 lira kredi soruşturma bedeli alınmaktadır. Ki
zaten mağdur ve perişan ettiğiniz benim çiftçi kardeşime
vermediğiniz kredi için bile 550 lira soruşturma bedeli almak ne
kadar mantıklıdır, ne kadar akılcıdır bunu da
kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Evet, sürem azaldı. Tabii, önümüzde de bir
referandum var. Birkaç cümleyle de
16 Nisanda referandumda sizin bu duruma
düşürdüğünüz, mağdur ettiğiniz, perişan hâle
getirdiğiniz çiftçi kardeşimin, mutlaka sandığa
gittiğinde, o referandum sandığında sizlere
hayırlı bir sonuçla güzel bir cevap vereceğine ben
inanıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Sürem azaldı, süreme de bakıyorum ve şunu
tekrar belirtiyorum: Referandumda hayır çıkarsa ne olur? Bu korkuyu
çiftçi kardeşlerime de veriyorsunuz. Referandumda hayır
çıkarsa gerçekten ülkemiz için hayırlı olacak, Sayın
Cumhurbaşkanı 2019 yılına kadar yine görevine devam edecek,
Sayın Başbakan ve Bakanlar Kurulu 2019 yılına kadar
görevine devam edecek ama 2 tane nokta var, şeytan ayrıntıda
gizlidir, bunu gizliyorsunuz, söylemiyorsunuz, ben buradan söylüyorum: Bu getirdiğiniz
teklif metninde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ AKYILDIZ (Devamla) Sayın
Başkan, tamamlayabilir miyim bir dakikada?
BAŞKAN Peki Ali Bey, bir dakika vermiyoruz
normalde ama buyurun.
ALİ AKYILDIZ (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Bakın, 18inci maddenin son fıkrasında
Sayın Cumhurbaşkanının siyasi partisine geri dönmesinin
yolunu açıyorsunuz, bu birinci. İkincisi de: Yine teklif metninin
16ncı maddesinin (b) fıkrasının tam ortalarında bir
yere koymuşsunuz, orada da diyorsunuz ki: Hâkimler ve Savcılar
Kurulunu
2019 yılına kadar bekleyemiyoruz, sabredemiyoruz. Niye?
Efendim, 13 kişiye düşürdüğümüz o Hâkimler Savcılar
Kurulunun 13 üyesini derhâl, hemen, en geç bir ay içerisinde yani yayım
tarihinden itibaren en geç bir ay içerisinde seçeceğiz. Niye? Biz
yargıya, 13 tane, kendimize bağlı, emrimizden çıkmayan
memur atayacağız. Ondan sonra 2019 yılına kadar zaten
iktidardayız. O memurlarımızla yani yargı bizim emrimizde.
Fiilî olarak emrinizde de bunu yasal olarak da emrinize alacaksınız.
Sayın Cumhurbaşkanı da, aynı
şekilde, partinin genel başkanı olarak Meclisin de
başına geçecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ AKYILDIZ (Devamla) Böylece 2019u
beklemeden istediğimizi gerçekleştireceğiz. diyorsunuz.
Efendim, beni dinlediğiniz için çok teşekkür
ediyorum.
Sizlere de hayırlı çalışmalar
diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Akyıldız.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı, buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Değerli
konuşmacının nazik üslubu dolayısıyla kendisine cevap
vermek istemezdim ama Yargıyı kendinize
bağlayacaksınız. deyince
BAŞKAN O zaman, isterseniz, bir dakika ben
mikrofonu açayım.
Üslubunu hakikaten kibar bir şekilde
kullandı, o yüzden de bir dakika da süreyi uzatmış oldu
Sayın Akyıldız.
Buyurun efendim, 60a göre bir dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Sivas
Milletvekili Ali Akyıldızın MHP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanını halkın
seçeceğine ilişkin düzenleme 2007de yapıldı. Bu düzenleme,
aynı zamanda, cumhurbaşkanlarını politik bir kişilik
yapıyor. Elbette partisi olacak, siyaset yapacak, rekabet olacak ve bu
çerçevede seçilecek. Eğer halka gidiyorsanız, bir politik figür halka
giderek Cumhurbaşkanı olarak bana oy verin. diyorsa siyasi
kişilik olması kaçınılmazdır. Ama bu, mutlak surette
tarafsız olmayacağı, her şeyi belli bir kesime
yontacağı anlamına gelmez. Hükûmetin başında bulunan
Başbakan da parti Genel Başkanı ama Hükûmetlerin herkesin
hizmetinde olması gerektiğine ilişkin bir dikkat, demokrasinin
temel ilkelerinden birisi.
HSYKya ilişkin -tabii değişiyor-
düzenleme ise, evet, orada yargının içinden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Seçildiği
evren, bir kere, yargının içindedir. Orada kayıtlar vardır.
Cumhurbaşkanı 4 tane seçiyor, 7 tanesini Meclis nitelikli
çoğunlukla seçiyor. Yargı mensuplarını, hele ki belli
kurumlara gelen kişileri, böyle, emir-komuta zincirinde davranacak
insanlar olarak görmek bence çok doğru olmaz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi Sayın Gök
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
kayıtlara geçsin diye ifade ediyorum: Sayın Naci Başkanın
ifade ettiği Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeliği
seçimlerinde
Bir kere, 13 sayısına düşürülüyor Anayasa değişiklik
teklifinde. Bir tanesi Adalet Bakanı olacak, diğeri müsteşarı,
4 tanesini de doğrudan Cumhurbaşkanı belirleyecek.
BAŞKAN 7sini de Meclis seçecek.
LEVENT GÖK (Ankara) Meclis şöyle belirleyecek
Sayın Başkanım: Önce, başvuran adaylar Meclis
Başkanlığına, Resmî Gazetede eğer bu Anayasa
değişikliği teklifi geçerse başvuracaklar beş gün
içerisinde. Meclis Adalet ve Anayasa Komisyonu karma bir toplantı yapacak.
Burada kendisine başvuran adaylar arasından önce üçte 2, sonra
beşte 3, en sonunda da eşit oy alınırsa kura çekmek
suretiyle
Yani iktidar partisinin çoğunlukta olduğu Adalet ve
Anayasa Komisyonunun karma komisyon toplantısında, yukarıda,
adaylar belirlenecek; aşağı inecek. Aşağıda,
Mecliste Adalet ve Anayasa Komisyonunun belirlediği adaylar arasından
aynı usulde seçim yapılacak. Dolayısıyla, nitelikli
çoğunluk son turda aranmıyor, keşke aransaydı.
Belki Naci Bey o noktayı dikkatten
kaçırmıştır ama son tahlilde, eşit oy alırlarsa
kura çekmek suretiyle Komisyonda belirlenmiş olan adaylar arasından
yani şu andaki çoğunluğu düşünürsek AK PARTİnin
belirleyeceği hâkim ve savcılardan AK PARTİ Grubunun,
çoğunluğun seçeceği hâkimler belirlenecektir. Durum bundan
ibarettir Sayın Başkanım.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Tabii, sistem eğer geçerse iktidar partisi diye
bir şey olmayacak artık, hükûmet Meclisten çıkmayacak
artık. Tabii, partilerin, grupların sayıları oranında
teşekkül edecek.
LEVENT GÖK (Ankara) Şöyle Sayın
Başkanım: Bu hüküm Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
üyeliği seçimi, eğer Anayasa değişikliği halk
oylamasından geçerse Resmî Gazetenin yayımı tarihinden sonra
otuz gün içerisinde yapılacak.
BAŞKAN Evet.
LEVENT GÖK (Ankara) Yani diğer hükümler
2019daki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerine endeksli.
Partili Cumhurbaşkanlığı hemen, HSYK da kalkıyor, HSYK
değil de Hâkim, Savcılar Kurulu, onun seçimi referandum
sonuçlarının Resmî Gazetede yayınlanmasından itibaren otuz
gün sonra yapılıyor.
Bu bilgiyi de arkadaşlarımızla
paylaşıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Gök.
Sayın Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Levent Beyin
bahsetmiş olduğu usul yukarıdan belirlenip
aşağıdan ona göre karar alınmasını engeller.
Nitelikli çoğunluk her hâlükârda geçerli, nihai olarak da kura usulü var.
Yeni bir kültür doğacak aslında uzun vadede, bunu da hesaba katmak
lazım.
Teşekkürler.
BAŞKAN Çok teşekkür ediyorum, çok
sağ olun.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- MHP Grubunun, 16/2/2016 tarih ve 1109 sayıyla Adana
Milletvekili Muharrem Varlı ve arkadaşları tarafından,
tarımsal üretimde kullanılan gübre ve gübre fiyatlarındaki
artışların nedenlerinin araştırılması ve
gerekli önlemlerin alınması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 8 Mart 2017 Çarşamba
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Şimdi Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu önerisi aleyhinde ikinci ve son konuşmacı Kayseri Milletvekili
Hülya Nergis.
Buyurun Sayın Nergis. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜLYA NERGİS (Kayseri) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; MHP grup önerisi üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Yüce meclisi saygıyla
selamlıyorum.
TBMM Başkanımız Sayın
İsmail Kahramanı tekrar aramızda görmüş olmaktan mutlu
olduğumuzu belirtmek istiyor ve kendilerine hoş geldiniz diyorum.
Bugün Dünya Kadınlar Günü. Mülteci
sorunlarının bittiği, kadınların ve çocukların
ezilmediği, İslam coğrafyasında ve dünyanın birçok
yerinde akan kanın durduğu bir dünyaya uyanmak dileğiyle Dünya
Kadınlar Gününü kutluyorum.
Ülkemiz gübre fiyatlarıyla ilgili dünya gübre
fiyatları döviz kuruna göre serbest piyasa koşullarında arz
talep dengesi içerisinde oluşmaktadır. Dünyada serbest piyasa
koşullarında artan gübre fiyatlarından çiftçimizin olumsuz etkilenmemesi
için 2016 yılı Şubat ayı içerisinde gübreden alınan
yüzde 18 KDVyi tamamen kaldırdık. Gübre fiyatları KDV indirimi
sonrasında yüzde 1 ila yüzde 20 arasında gerilemiştir.
İktidarımız döneminde tarımsal destekler 6,5 kat artmıştır,
hedefimiz daha da yükseltmektir. Hükûmetlerimiz tarafından tarım ve
hayvancılık, stratejik ve rekabete dayalı, iktisadi bir sektör
olarak ele alınmıştır. Tarım Kanununun da içinde
olduğu 15 kanun çıkarılmıştır. 2016
yılında, yedi bölgede çiftçiler, STKlar ve tarımla ilgili tüm
paydaşların katılımıyla toplantılar yapılmış;
sorunlar ve çözümler, mahallinde ele alınmıştır.
Bu çalışmalardan sonra Millî Tarım
Projesi hayata geçirilmiştir. Millî Tarım Projesiyle, tarımda
yapısal sorunların giderilmesi, planlı üretime geçilmesi,
tarımsal ithalatın azaltılarak ihracatımızın
artırılması ve tarımsal hasılamızın
artırılması amaçlanmaktadır. Millî Tarım Projesi,
bitkisel üretim ve hayvancılık ana başlığında
iki bölümden oluşmaktadır. Havza bazlı tarımsal üretimi
destekleme modelinde iklim, toprak, topoğrafya, su kısıtı göz
önüne alınarak tarımsal faaliyet yapılan her ilçe bir tarım
havzası olarak kabul edilmiştir ve 941 tarım havzası
belirlenmiştir. Stratejik ve arz açığı olan 19 ürün, 941
havzada üretim alanı destekleme kapsamına
alınmıştır. Bu sistem, hem üretici hem de ülkemiz için
önemli faydalar sağlayacaktır. Havza bazında desteklenecek
ürünler, üç yıllık açıklanacağından, çiftçiler
ekeceği ürünü üretime geçmeden belirleyecektir. Yılda tek
başvuru ve iki ödeme yapılacaktır. Tarımda planlı
üretime geçilecek, arz talep dengesi daha etkin oluşturulacaktır.
Tarım alanlarının daha etkin kullanılması
sağlanacaktır. Tarımsal hasılada artış
sağlanacaktır. Mazot maliyetinin yüzde 50si, destek olarak üreticilerimize
ödenecektir. Ürün bazında mazot üretimleri ve maliyeti her üretim
sezonunda hesaplanacak ve maliyetin yarısı üreticilere destek olarak
verilecektir. Hayvancılıkta yerli üretim modeline geçilecektir. Artan
kırmızı et talebini karşılamak, damızlık
üretimini geliştirmek, meraları rasyonel kullanmak, hayvan
hastalıklarıyla etkin mücadele etmek, buzağı ölümlerini
önlemek, süt üretiminde sürdürülebilirliği sağlayarak ihracat
bazlı büyümeyi sağlamak hedeflenmektedir.
Hayvancılıkta yerli üretimi destekleme
modeli içinde yürütülecek projeler şu şekildedir: Mera
hayvancılığı yetiştiricisi bölgeleri; mera
varlığı, yetiştirici kültürü ve iklimin
yapısının uygun olduğu 29 il mera
hayvancılığı yetiştirici bölgesi olarak
belirlenmiştir. Proje kapsamında meralarımız
hayvancılık yapmak ve ıslah etmek şartıyla uzun süreli
kiraya verilecektir. Ahır ve ağıl yapımına yüzde 50
hibe, düve alımına yüzde 30 hibe verilecektir. Yetiştirici
bölgesinde doğan her buzağı için 750 TL destek verilecektir.
Damızlık Düve Üretim Merkezi
Kurulması Projesi; 32 ilimizde en az 500 baş kapasiteli
damızlık düve üretim merkezleri kurulacaktır. İnşaat
yatırımlarına, alet, ekipman ve buzağı
alımına yüzde 50 hibe verilecektir. Damızlık ihtiyacı
bu merkezlerden temin edilecektir.
Damızlık Koç, Teke Üretim Merkezlerinin
Kurulması Projesi; 26 ilde en az 500 baş kapasiteli
damızlık koç, teke üretim merkezleri kurulacaktır.
Ağıl yapımına, yetiştirilen koç, tekeye yüzde 50 hibe
verilecektir. Küçükbaşta damızlık ihtiyacı bu merkezlerden
temin edilecektir.
Damızlık Manda Üretim Merkezleri
Kurulması Projesi; 10 ilde en az 250 baş kapasiteli
damızlık manda üretim merkezleri kurulacaktır. Ahır
yapımına ve manda malağı alımına yüzde 50 hibe
verilecektir. Mandacılıkta damızlık ihtiyacı bu merkezlerden
temin edilecektir.
Hastalıktan Ari Bölgelerin Genişletilmesi
Projesi: Trakya bölgesinde elde edilen aşılı arilik statüsü
genişletilecektir. Arilik statüsü iki kademe hâlinde genişletilecek
olup ilk etapta Marmara, Ege, Batı Karadeniz, Akdeniz ve İç
Anadolunun batısını kapsayacak şekilde
genişletilecektir. İlerleyen yıllarda ikinci kademeye geçilecek
olup böylece tüm Türkiyenin hayvan hastalıklarından ari hâle gelmesi
planlanmaktadır. Ayrıca, hayvan nakillerinin sağlıklı
yürütülmesi için yedi ayrı noktada hayvan dinlenme ve kontrol merkezleri
yapılacaktır. Küçükbaş hayvancılık desteklemesi devam
etmektedir. Ayrıca, çoban ihtiyacının
karşılanması için Sertifikalı Sürü Yöneticisi
Programına da devam edilmektedir.
Et ve Balık Kurumu 2005 yılında
özelleştirme kapsamından çıkarılmıştır. Et
ve sütte fiyat dalgalanmalarının olumsuz etkilerinin ortadan
kaldırılması, üreticinin korunup gelirinin
artırılması ve piyasada istikrar sağlanması gibi
görevleri de içerecek şekilde 2013 yılında yeniden
yapılandırılarak Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü
oluşturulmuştur.
Genç yatırımcılara 30 bin TL hibe
projesi 2016 yılında başlatılmıştır.
Türkiyeyi tarımsal hasılada
Avrupanın zirvesine taşıdık Türkiye olarak. 2002
yılında 36 milyar TL olan tarımsal hasılamız 2015
yılında 4 kat artarak 147,2 milyar TLye ulaşmıştır.
Türkiye, tarımsal hasılada 2002 yılında tarımda
Avrupanın en önde gelen ülkeleri olan Fransa, İtalya ve
İspanyanın ardından 4üncü sıradayken 2005
yılından bugüne Avrupanın en büyük tarımsal
hasılasına sahip ülkesidir. 2002 yılında 3,8 milyar dolar
olan tarımsal ihracatımız 2015 yılında 17 milyar
dolara ulaştı. Tarımda 2003-2015 döneminde ise toplamda 53
milyar dolar dış ticaret fazlası verdik.
Ülkemizde süt üretimini artırmak
maksadıyla Tarım Bakanlığı, Millî Eğitim
Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığıyla
birlikte okullara süt eğitimiyle alakalı proje
başlatılmıştır. Bu projeyle Tarım
Bakanlığı süt üreticisinin sütünü almak suretiyle köylünün
sütünü değerlendirmeyi planlamaktadır.
Çiftçi borçlarının
yapılandırılması konusunda da yasal düzenleme
yapılmıştır. Hükûmetimiz tarafından Tarım Kredi
Kooperatifi ve Ziraat Bankasından alınan çiftçi borçlarıyla
alakalı olarak 15/02/2017 tarihinde genelge
çıkarılmıştır. Çiftçi borçları beş yıl
süreyle yüzde 3 faizle yapılandırılmaktadır. Faizin
yarısı Hazine Müsteşarlığınca
karşılanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, sözlerime son verirken
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Nergis.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.46
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Özcan PURÇU (İzmir), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Sayın Sarıbala söz
verecektim 60a göre bir önceki oturumda, unutmuştum.
Sayın Sarıbal,
buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın, Kayseri
Milletvekili Hülya Nergisin MHP grup önerisi üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ORHAN SARIBAL (Bursa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önce değerli
milletvekilimiz Türkiyede tarımsal gelişmenin olduğunu söyledi
gübre meselesi üzerinden. Hani, evet, rakamlar üzerinden konuşulabilir ama
birkaç gerçeği de ben paylaşmak isterim.
1) 2002 yılında Türkiyede 4,5 milyon ton
gübre satışı vardı; bunun yüzde 25-30u ithaldi, yüzde
70-75i yerliydi. Bugün, artık yüzde 80 ithal, yüzde 20 yerli. Böylece,
artık, siz KDVyi de sıfırlasanız gerçekçi bir destekleme
yapmadığınız sürece daha ucuz gübre kullanma
olanağınız yok; bu bir.
2) Yine, sayın milletvekili 2002
yılında 36 milyar TLlik bir tarımsal gayrisafi millî hasıladan
bahsetti Şimdi, 147 milyar. dedi. Doğru ama 2002 yılında
3 milyon çiftçi vardı, borcu 3 milyardı; şimdi, 2,2 milyon
çiftçi var, borcu 80 milyar ve sadece şunun cevabını istiyorum
ben: Madem her şey güllük gülistanlık, Avrupa içerisinde en yüksek tarımsal
hasılaya sahibiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Yüksek sesle
söyleyeceğim.
BAŞKAN Tamamlayın, bir dakika da bizden
olsun.
ORHAN SARIBAL (Bursa) -
neden sürekli borç
ertelemesi yapıyoruz? Bu kadar durumu iyi olan, gayrisafi tarımsal
hasılası yüksek olan bir ülke neden çiftçinin borcunu sürekli
erteleyerek sadece uçurumun boyunu uzatıyor, derinliğini
artırıyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini okutup oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 8/3/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından, Türkiyede
siyasi atmosferin kötüye gitmesi ve yanlış ekonomik politikalar ile
baş gösteren ekonomik krizin önüne geçilmesi, başta siyasi kriz olmak
üzere tüm sebeplere çözüm bulunması amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 8 Mart
2017 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
8/3/2017 Çarşamba günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Yıldırım
Muş
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
8 Mart 2017 tarihinde Muş Milletvekili Grup
Başkan Vekili Ahmet Yıldırım tarafından verilen 4078
sıra numaralı Türkiyede siyasi atmosferin kötüye gitmesi ve
yanlış ekonomik politikalar ile baş gösteren ekonomik krizin
önüne geçilmesi, başta siyasi kriz olmak üzere tüm sebeplere çözüm
bulunması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 8/3/2017
Çarşamba günlü birleşiminde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde ilk söz, Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırıma aittir.
Buyurun Sayın Yıldırım. (HDP
sıralarından alkışlar)
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü bütün
direnen, mücadele eden, emek mücadelesi veren kadınların, özellikle
de Mecliste en fazla emekçimiz olan emekçi arkadaşlar şahsında
kutluyorum.
Evet, önergemiz siyasi istikrarın
bozulması sebebiyle ekonomik gidişatın kötüye doğru
evrilmesiyle alakalı ama ondan önce ben 8 Martla ilgili olarak, bu
Parlamentoya ciddi emek vermiş -hâlâ 1i de üyesi olan- 2 tutsak
kadının 8 Mart mesajıyla başlamak istiyorum. Biri DBP
Eş Genel Başkanı ve sekiz yıl, 2 dönem burada
milletvekilliği yapmış olan Sebahat Tuncele ait:
Sevgili kadınlar, merhaba. Başka bir
yaşam mümkün. diyerek yola çıkan, eşitliği ve
özgürlüğü için, barışı ve adaleti sağlamak için yan
yana gelen, dayanışmayı büyüten, yüreği mücadele
coşkusuyla atan güzel kadınlarımızı en içten
duygularımla selamlıyorum.
Kadın özgürlük mücadelemiz açısından
önemli bir gün olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde sizlerle
birlikte sokaklarda, alanlarda olmayı çok isterdik. Ancak kadın
özgürlük mücadelemize ve demokratik siyasetimize yönelik gelişen
saldırılar nedeniyle bugünü zindanda karşılıyoruz. 8
Mart gününü her zamanki gibi yüksek bir moral ve coşkuyla
karşılıyoruz.
Bir diğeri ise Siirt Milletvekilimiz ve
partimizin Kadın Meclisi Sözcüsü olan HDP Siirt Milletvekili Besime
Koncaya ait:
Tüm direnen kadınlara selam olsun ki,
yürüttüğümüz özgürlük mücadelesiyle zalimlerin korkusu, kâbusu hâline
geldik. Direnişler ve mücadelelerle örülü tarihimizle bilinen kadın
özgürlük bilincimiz, irademiz ve inancımız bizlere dayatılan
faşizmi mutlak başarısızlığa
uğratacaktır. Geçen yıl Cizrede, Silopide, Nusaybinde, Surda
tüm ablukalarda yaşam alanlarını terk etmeyerek kendisini sivil
halkımıza siper eden, büyük direniş gösteren, başı
dik, cesur kadınlar faşizme meydan okumuş, onurlu
duruşlarıyla erkek egemen zihniyetin maskesini
düşürmüşlerdir. Kadına yönelik topyekûn saldırılara
karşı özgürlüğün, cesaretin, özgür yaşamı inşa
etmenin iradesi olmuşlar ve kadın direnişiyle özgürlük kazanacak
şiarı direngen kadınlarımızın şahsında
yaşam bulmuştur. Bizler zindanda olsak da zaman ve mekânın
sınırlarını aşarak bu tarihî mirasa layık olacak,
direnişteki yerimizi alarak kadın özgürlüğünün
ısrarcısı ve direnişçisi olacağız. Özgürlük
türküleri ve
(x)
sloganlarıyla sizlerle olmaktan gurur duyuyoruz.
Mücadele yolumuz, öncülük yolumuz, özgürlük yolumuz
açık olsun. Kadın direnişiyle özgürlük kazanacaktır.
Biz de kendilerinin 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Gününü büyük bir mücadele ruhu ve onlara layık olma
bilinciyle kutluyoruz.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
bir ülkede siyasi istikrar bozulduktan, adaletin topuzu kaçtıktan sonra
yaşamın herhangi bir alanının sağlıklı
işlemesi mümkün değildir çünkü bir ülkede bir siyasi iktidar kan
politikalarına ve kendi siyasi iktidar mücadelesini gençlerin
yaşamı üzerine kurgulamaya başladıktan sonra artık
hiçbir yaşam alanının sağlıklı bir mecrada
yürüyebilmesi mümkün değildir. Savaşlar kara delik gibidir, siyasi
kara deliktir, ekonomik kara deliktir, ahlaki ve vicdani kara deliktir; her
şeyi yer yutar, hiçbir değer yargısı bırakmaz, insana
ait olan bütün değer yargılarını yerle yeksan eder. Bu
yönüyle de son bir buçuk yılda, bozulmuş olan siyasi iktidarla
birlikte ekonominin ne hâle geldiğini özellikle birkaç rakam üzerinden
ifade etmek istiyorum.
Buna göre, sadece 15 Temmuz sonrasında, 15
Temmuz ila Aralık ayı arasında yabancı sermayenin bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 68 daha fazla bu ülkeyi
terk ettiğini biliyor muyuz? Bunun bu siyasi atmosferden
bağımsız olduğunu iddia edebilir miyiz? 2016
başlarında, geçen yıl bu vakitler bankalar dışındaki
özel şirketlerin borçları ve alacakları arasındaki fark 190
milyar dolardı ve o 190 milyar dolar geçen yıl bu vakitler 570 milyar
TL idi; bugün ise, aynı dönem açısından, özel sektörün alacak-verecek
arasındaki farkı 213 milyar dolar yani 770 milyar TL. Bir yılda
özel sektörün borcunu tam 200 milyar TL artırmış veya yüzde 30
artırmış bir iktidar gerçekliğiyle karşı
karşıyayız biz.
Değerli milletvekilleri, özellikle bireysel
kredi ve kredi kartı borcunu ödeyememiş gerçek kişilerden hâlen
borcu devam eden kişi sayısı Kasım 2015te 2,5 milyon iken,
Kasım 2016da yüzde 25lik artışla 3 milyonu geçmiş
durumdadır. Kepenk kapatan esnaf sayısını anmıyorum
bile.
Bütün bunlar ne uğruna mı
yapıldı? Bütün bunlar, hak edilmemiş bir iktidarı, 7
Haziranda kaybedilmiş bir iktidarı, savaş, kan ve ölüm
politikalarıyla geri almak uğruna yapıldı. Yeni bir
referandum arifesindeyken bir yerden düğmeye basılmış gibi
ve yargının da siyasi iktidarın sopası hâline getirilmesi
sebebiyle, eylül ayı boyunca, iktidar partisinin, hayatta
kazanamayacakları yerlere, hayatta kazanamayacağı belediyelere
bir gasp kültürüyle, bir rehin kültürüyle kayyum ataması ve bu
belediyeleri 3 imzalı memurlara teslim etmesi süreci başladı.
Hemen ardına, kasım ayında, bu Parlamentonun 3üncü büyük partisinin
2 eş başkanı dâhil olmak üzere bugüne kadar 13 milletvekili
tutuklandı.
Evet, bu Parlamentoya seslenmiyorum, şu
yayın aracılığıyla halkımıza sesleniyorum.
Tutuklanan 3-4 arkadaşımın neden
tutuklandıklarını, neden cezayla, yargıyla yüz yüze geldiklerini
ifade edeceğim ki halkımız bunu iyi bilsin.
Bakın, ey halkımız, siz, Sayın
Figen Yüksekdağın dokunulmazlığının
kaldırılmasına sebep olan fezlekelerden birinin, Van
Büyükşehir Belediyesinin otogarının açılışına
katılması olduğunu biliyor muydunuz? Düşünün, şu
Parlamentonun 3üncü büyük partisinin Genel Başkanı, tek kadın
eş genel başkan, bir belediyenin otogar açılışına
katılmış. Konuşma içeriğiyle ilgili, suça konu olabilecek
hiçbir şey yok. Neymiş? Bir kamu açılışında
siyaset yapmış.
Şimdi sorarlar adama: Allah aşkına,
Başbakan, Cumhurbaşkanı günlerdir açılışlar
adı altında referandum çalışması yürütürken siyaset
yapıyor mu, yapmıyor mu? Kamu açılışları
üzerinden siyasete bulaşmak suç ise Cumhurbaşkanı ve
Başbakanın bin tane fezlekesinin olması gerekirdi.
Bir diğeri, iki hafta önce korsanvari bir
şekilde buraya getirilip okunan bir belgeyle, bir kâğıt
parçasıyla Figen Yüksekdağın, Sevgili Eş Genel
Başkanımızın milletvekilliğinin neden düşürüldüğünü
biliyor musunuz? Propaganda suçu. Propaganda neymiş? Adanada 2012
yılında bir konuşma yapmış.
Konuşmasının içerisinde suça konu bir şey var mı? Asla
yok. Neymiş? O konuşurken çevrede birileri slogan atmış,
hepsi bu. İddianameyi hazırlayan kim? Gülen Cemaatinden bir
savcı, tutuklu. Kararı veren mahkeme kim? Gülen Cemaatinden
tamamı ihraç edilmiş, ikisi tutuklanmış bir mahkeme heyeti.
Halkımız bunları bilmeli.
Veya Sayın Eş Genel
Başkanımız Selahattin Demirtaşın
dokunulmazlığının kaldırılmasına neden olan
fezlekelerden birini söylüyorum size. 2010 yılında
Şırnakta bir konuşma yapıyor. Hiçbir polis
soruşturması, bir savcılık girişimi yok. Ta altı
yıl sonra, 2016da, dokunulmazlık kaldırılmadan hemen önce
bir fezleke düzenleniyor. 12 Eylül 2010 referandumundan önce
Şırnakta bir konuşma yapacak
Hani, işleri kötüye giden
Yahudi misali eski defterler karıştırılır ya,
Selahattin Demirtaşın da 2016da düzenlenen bir fezlekesi 2010
yılındaki referandumdan önce Şırnakta
yaptığı bir konuşmaymış.
Konuşmasının içeriğinde bir şey var mı? Yok.
Neymiş? Konuşması ve mitingi bittikten sonra yürüyüşe
geçenler olmuş da sloganlar atmışlar. İşte,
arkasında durulan hukuk böyle utanç duyulacak bir hukuk.
Veya 5 Haziran 2015 günü, 7 Haziran seçimlerinden
iki gün önce, bir iktidar beslemesi, Adıyamanlı bir genç çocuk, genç de
demeyeceğim, çocuk, getirip Diyarbakır İstasyon Meydanında
bomba patlattı, bir katliam girişimi oldu. Bu çocuk, üç gün önce
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına
alınmış, bırakılmıştı. O davada -2
sanığın olduğunu- bir o çocuk, bir de buna dair beyanda
bulunan Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş; 2
sanık var. Bir katliama karşı açıklama yapmak işte
böyle
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
AHMET YILDIRIM (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bütün bunları, Eş Genel
Başkanımız Selahattin Demirtaşın 102 fezlekesinin
tamamını dilimiz döndüğünce burada söyleyeceğiz. Biz, onun
fezlekeye konu olan ve suç olduğu iddia edilen 102 söyleminin ve siyasi
eylemlerinin tamamının arkasındayız. Utanç duyulacak hiçbir
şey yapmamıştır. Dokunulmazlığının
kaldırılması, siyasi bir operasyonla tutuklanması tümüyle
siyasi konuşmalar ve siyasi etkinliklerdir.
NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş)
Terör örgütüyle yakın
AHMET YILDIRIM (Devamla) Tabii. İşte,
tam da bunu ifade ediyorum Sayın Vekilim, tam da bunu ifade ediyorum. Hani
o havuz medyasında boy boy, işte, yok Örgüte silah
taşındı., Eleman taşındı. var ya Sayın
Vekilim, bunlarla ilgili, polis fezlekesine, savcı iddianamesine konu
olmuş 1 tane suçlama yok. Tam da ben de bundan söz ediyordum.
Halkımız bunları bilecek ve dilimiz döndüğünce biz
bunları ifade edeceğiz ve bu arkadaşlarımızın,
yoldaşlarımızın bütün söylemlerinin ve eylemlerinin
arkasında biz hepimiz, grup olarak duruyoruz.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Yıldırım konuşmasında İktidar beslemesi bir
çocuk patlama yaptırdı. falan şeklinde akıllara seza bir
iddiada bulundu. Bu açık bir sataşma, başka sataşmalar da
var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı, iki
dakika süre veriyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Lütfen yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın HDP grup önerisi
üzerinde yaptığı konuşması sırasında Adalet
ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; iktidarların görevi, ülkede
herkesin hukukunu korumak, vatandaşın esenliğini
sağlamaktır. Bütün iktidarlar bu görevi üstlenirler. AK PARTİ
iktidarı da rasyonel, akılcı bir iktidar olarak, son derece
problemli çeşitli terör örgütlerinin meydan okumaları ve
girişimleriyle karşı karşıya olan Türkiye
Cumhuriyetinde halkın esenliğini sağlama adına
çalışmalarını sürdürüyor. Terörle mücadele ediyoruz, etmeye
de devam edeceğiz.
Sayın Yıldırımın
Halkların Demokratik Partisinin 7 Haziran-1 Kasım mukayesesini ve
götürüp bu meseleyi, işte Savaş ve kandan beslenen iktidar 7
Hazirandan sonra çeşitli girişimlerle 1 Kasımı
sağladı. biçimindeki yaklaşımını hiçbir biçimde
kabul etmiyorum, reddediyorum. Her şeyden evvel, Halkların Demokratik
Partisi 7 Haziranda yüzde 13 küsur oy almıştı, 1 Kasımda
ise yüzde 10,7 civarında bir oy aldı, ciddi manada oy kaybetti.
Kanaatim odur ki seçimler 1 Kasımda değil 1 Aralıkta
olsaydı, muhtemelen, Halkların Demokratik Partisinin üyeleri bu
Mecliste olmayabilirdi, halk onlara bu Meclise girebilecek ölçüde oy
vermeyebilirdi, trendler böyle gösteriyordu.
Burada, iktidarı suçlamak, yaşananlara
ilişkin dışarıda birtakım bahaneler aramak yerine,
Halkların Demokratik Partisinin, Türkiye partisi olmak, Türkiyede
barışı sağlamak, meşru zeminlerde bir siyasi aktör
olarak elinden geleni yapmak hususlarında ne ölçüde
fonksiyonlarını yerine getirdiğini ve yapamadıklarına
ilişkin olarak da halkın ona karşı meşru zeminlerde
nasıl davrandığını hesaba katması daha yerinde
olur. En azından bundan sonrası için böyle bir muhakeme HDP için çok
daha yerinde olur diye düşünüyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Sayın Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkanım,
Sayın Bostancı söz alırken benim konuşmamı
akıllara seza bir konuşma olarak niteleyerek açıktan
sataştı, ben İç Tüzük 69a göre sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Peki, size de iki dakika süre
veriyorum.
Buyurun.
2.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın,
Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yerinden sarf
ettiği bazı ifadeleri sırasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri -Sayın Başkan, oturumumuzu yöneten
Değerli Başkan Adıyamanlı- Adıyamanda 3-4 kahvenin
IŞİDin yuvası hâline geldiğini basın boy boy
yazdı, biz dile getirdik. Buna rağmen hiçbir müdahale edilmedi.
Bakın, 5 Haziran Diyarbakır İstasyon
Meydanında bir patlama oluyor. 2 Haziran günü bu çocuk otelden
alınıp, bırakılıp yine aynı otele götürülüyor.
Siz bunda kamunun, iktidarın denetiminde ve emrinde olan kamunun bir
ihmalinin olmadığını düşünebilirsiniz ama
halkları ikna edemezsiniz.
İkinci bir husus: Şimdi, 7 Hazirandan 1
Kasıma gelirken -1 Aralık, 1 Ocağa kalmış seçim- bizim
nerede oy trendimiz arttı, nerede düştü bunu bir yana
bırakalım ama toplum şunu biliyor ve artık inanmıyor
bu iktidara
Bakın, 7 Haziran sonrası kulaklara küpe olmuş:
Kaos, kan çığırtkanlığının, kendilerinin
iktidar olmaması durumunda bu ülkeye karabasan gibi çökeceğini
söyleyen Cumhurbaşkanlığındaki birçok yetkili, birçok
Hükûmet üyesi, birçok milletvekili ve birçok partiliniz var. Çok şükür ki
-burada oluruz olmayız, önemli değil- barış süreçlerinde
oyu artan, savaş süreçlerinde oyu düşen bir partiyiz. Barış
süreçlerinde oyu düşen, savaş süreçlerinde oyu artan bir partisiniz,
korku üzerine kurguluyorsunuz ama artık kabak tadı veriyor, koku
vermeye başladı bu iş. Çünkü, siz şimdi aynı şeyi
16 Nisan için deniyorsunuz ama artık halkımız bu söylemleri 1
Kasımda tecrübe ettiği için, hani Bize verin, kaos bitsin. söylemi
üzerine size verilen oyların daha büyük kaoslara sebep olduğunu
gördüğü için
Hep birlikte, Allah vefa ederse yaşayacağız,
göreceğiz; 16 Nisan günü bu siyasi iktidarın nasıl bir
hayırlı tokat yiyeceğine bütün Türkiye şahitlik edecektir.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Milletimiz gerekeni
yapar ya, merak etme Ahmet Bey.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sadece
kayıtlara geçsin diye söylüyorum: Evet ve hayır kim ne oy verirse
meşru zeminlerde başımızın üstünde,
vatandaşımızın tercihi. Bizim ağzımızdan bir
kere bile evet tokadı çıkmamıştır, Sayın
Yıldırım hayır tokadından bahsediyor
AHMET YILDIRIM (Muş) Hayırlı bir
tokat, hayır tokadı değil.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
sonra da
kaosu, saldırganlığı bize izafe ediyor. Kendi dilini kendi
takdirlerine sunuyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Milletimizin
kararı başımızın üstüne.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Adıyamanın hiçbir dönemde hiçbir terör örgütüne
yuva olmadığına, Adıyamanlıların terör
örgütlerinin hepsine karşı durduklarına ilişkin
konuşması
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Ben de kayıtlara geçsin diye söylüyorum: Tabii,
Adıyaman zikredildi. Özellikle şunu ifade edeyim:
Adıyamanlı olmaktan, Adıyamanlılara hizmet etmekten büyük
bir onur duyduğumu ifade etmek istiyorum, tabii Türkiye milletvekili
olarak aynı zamanda.
Adıyaman, hiçbir dönemde, terörün en yoğun
olduğu dönemlerde dahi hiçbir terör örgütüne, hiçbir teröriste yuva
olmamıştır. Adıyamanlılar terör örgütlerinin hepsine
karşı durmuşlardır ve asla ve asla
barındırmamışlardır. Bahsedilen, 3 kahve değil,
sadece 1 çayeviyle alakalı basına yansıyan konu var. Onun
açılıp kapanması arasında da iki aylık bir fark var.
Anında hemen müdahale edilmiş. Kaldı ki tabii bu patlamalarda
ismi geçtiği için Adıyaman sıkça zikredildi.
Adıyamanlılar ülkesine, milletine, davasına sadık olan
insanlardır. Adıyaman bir huzur şehridir, âdeta huzurun
başkentidir. Bugüne kadar hiçbir zaman ve hiçbir dönemde teröre prim
vermeyen Adıyaman, emin olun bundan sonraki süreçte de hiçbir terör
örgütüne prim vermeyecektir. Ben buradan Adıyamanlı kardeşlerime,
hemşehrilerime tekrar, bir kez daha selamlarımı,
saygılarımı sunuyorum, teröre karşı olan
duruşları için de özellikle teşekkürlerimi ifade etmek
istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
ben de müsaadeniz olursa kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum.
BAŞKAN Tabii Sayın
Yıldırım, buyurun.
AHMET YILDIRIM (Muş) Benim burada töhmet
altında bırakmak istediğim asla bir ilimiz değil. Ama,
Adıyamanlının temiz duygularını, mütedeyyin
duygularını kullanmak isteyen kirli bir örgüt oraya
sızmıştır. Burada Adıyamanın suçu yok. Kötü
niyetliler her yeri kullanır. Ama, iddia ediyorum, siyasi iktidar belli
bir süreye kadar göz yummuştur buna ve bu iş artık siyasi iktidara
da hafiften ucu dokunur hâle gelmeye başladıktan, her şey ayyuka
çıktıktan, Adıyamanın bu haksızlıkları
artık kabul etmesi mümkün olmayacak hâle geldikten sonra müdahale
edilmiştir ki o zamana kadar bu ülkede kaç tane kanlı eylemin bu
kirli örgüt tarafından yapıldığını bütün ülkemiz
zaten izlemiştir, tanıklık etmiştir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Yok, rahat olun, hiçbir kirli örgütü
Adıyaman barındırmaz ve Adıyamana da sızmaz. Bu
konuda gerçekten Alevisiyle, Sünnisiyle, Süryanisiyle, Kürtüyle, Türküyle,
Zazasıyla Adıyaman gerçekten kardeşliğin hemhâl
olduğu, yıllar yılı bir ve beraber yaşanılan çok
güzel bir kardeşlik şehridir ve hatta Adıyamanın bu huzur
ikliminin pek çok yere model olabileceği de her zaman söylenir. Bundan
dolayı da ben bir kez daha Adıyamanlı kardeşlerimi tebrik
ediyorum. O tür endişeleriniz de Adıyaman için
Bizler de,
Adıyamanlılar da, hiç kimse de buna müsaade etmez. O
endişelerinizin de tabii ki olmaması hepimizin dileği, arzusudur
ve hepimiz, hep birlikte tüm siyasi partiler olarak aynı oranda bütün
terör örgütlerine karşı duruşlarımızı da zaten
hep ifade ediyoruz.
Tekrardan teşekkür ediyorum.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Bostancı...
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, kayıtlara geçsin diye söylüyorum. Hem AK PARTİ
iktidarı hem de bugüne kadar iktidar olmuş bütün hükûmetler hiçbir
zaman hiçbir terör örgütüyle açık, gizli iş
tutmamışlardır, hepsine karşı mücadele
etmişlerdir. Dolayısıyla, bu hususu dikkate alarak siyasi değerlendirme
yapmakta fayda vardır. Böyle çok abartılı bir tarzda polemikler
üzerinden netice almaya dönük bir akletme ve siyasal propaganda
çabasını uygun bulmadığımız beyan etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 8/3/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından, Türkiyede
siyasi atmosferin kötüye gitmesi ve yanlış ekonomik politikalar ile
baş gösteren ekonomik krizin önüne geçilmesi, başta siyasi kriz olmak
üzere tüm sebeplere çözüm bulunması amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 8 Mart
2017 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisi aleyhinde ilk söz İstanbul Milletvekili Fatma Benliye aittir.
Buyurun Sayın Benli. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FATMA BENLİ (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
HDPnin grup önerisi hakkında söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz önergede siyasi
atmosferin kötüye gitmesi ve yanlış ekonomik politikalar nedeniyle
ekonomik krizin baş gösterdiği ifadesiyle Meclis
araştırması açılması talebinde bulunulmuştur.
İşin doğrusu, en azından bu Meclis çatısı
altında bunları ifade etmek zorunda kalmak benim için gerçekten bir
üzüntü kaynağı. Ama Türkiyede bu ülkeyi derinden etkileyen ve hâlen
de etkileri sürmekte olan hain bir darbe girişimi olmuştur. Bizatihi
bu Meclisin içinde, bu Genel Kurulda milletvekillerimiz varken bu Meclis 9 defa
bombalanmıştır. Aramızda F16 kullanmayı bilen
milletvekillerimiz var, onların ifadesine göre eğer o pilot o butona
30 salise sonra bassaydı biz bugün dışarıdan gelen
misafirlere Başbakanlık ofisini ya da o parçalanan sütunu değil,
bizahati bu Genel Kurulu göstermek zorunda kalacaktık, içindeki
milletvekillerinin ne hâlde olacağını ise Rabbim bilir. O gece
sadece Meclis bombalanmadı, tam 12 tane tank gönderdiler bu Meclise. O
yüzden darbe girişimi sonrası bir ay boyunda biz bu Meclise girip
çıkarken akşamları Meclis kapısındaki o kocaman
otobüslerle karşı karşıya kalmak zorunda kaldık. O da
yetmedi, sabahın sekizine kadar helikopterlerle kurşunlandı
Meclis, sabahın sekizinde bile bu Mecliste öldürülen polis
memurlarımız var bizim. Hâlen, burada, eşi helikopterden
atılan 3 kurşunla yaralandığı için Meclis kürsüsünde
bulunmaya devam eden milletvekillerimiz var.
Türkiye sadece hain darbe girişimiyle
karşı karşıya kalmadı, İkinci Dünya
Savaşından sonra dünyanın en büyük mülteci krizi olarak
adlandırılan, 3 milyon Suriyeliyi savaştan ve ölümden kurtarmak
durumunda kaldı. Sadece bununla yetinmiyor Türkiye, tek bir
saldırısında bile Avrupadaki ülkeleri derinden
sarsıntıya uğratan, 3 defa saldırdığında
Fransayı 4üncü defa olağanüstü hâli uzatmak zorunda bırakan,
hatta gelecek ay cumhurbaşkanlığı seçimlerini, ondan bir ay
sonra meclis seçimlerini bizatihi olağanüstü hâl içerisinde
yapmalarına sebebiyet verecek olan DAEŞ saldırıları
Türkiyede sürekli karşı karşıya
kaldığımız bir durum. Bu da yetmiyor, 15 tonluk bombalar
kullanan PKKnın saldırısıyla karşı
karşıya Türkiye.
Daha geçtiğimiz haftalarda o hâkim ve
savcıların lojmanına yapılan saldırıda
olanları hepiniz biliyorsunuz. Ailesini üzmemek adına orada
kaybettiğimiz 11 yaşındaki çocuğumuzdan
bahsetmeyeceğim ama o gün orada kaybettiğimiz 27 yaşında
bekçimiz de vardı ve o bekçinin vücut parçaları
olmadığı için insanlar onun öldüğünü bile fark etmediler. 2
çocuğu olan, hamile eşi olan o 27 yaşındaki bekçimizin
sadece eli gömüldü. Ve bu kadar çok saldırıya rağmen, bu kadar
çok baskıya rağmen Türkiye hâlen ayakta. Bu da Türkiye'nin ekonomik
politikalarının yetersizliğini değil, aksine mali
politikalarının güçlülüğünü gösteriyor. Maastricht Kriterlerine
göre Türkiye pek çok Avrupa ülkesinden çok daha iyi bir konumda. Avrupa
Birliğinde ortalama büyüme hızı yüzde 2lerde seyrederken bizde
bu kadar saldırıya rağmen hâlen yüzde 3lerde. Yine aynı
kriterler bütçe açığının gayrisafi millî
hasılasındaki değerinin en fazla yüzde 3 olması
gerektiğini söylerken bizde bu oran yüzde 1. Kamu borçlarının
gayrisafi millî hasıladaki değerinin yüzde 60larda olması
gerekirken bizde yüzde 30larda. Bunun yüzde 100lerde olduğu Avrupa
Birliği ülkeleri var, işsizlik oranının yüzde 50
olduğu ülkeler var. Bizdekiler de yüksek ama biz buna rağmen mücadele
etmeye devam ediyoruz. Son sekiz sene içerisinde Türkiyede 7 milyon gencimize
istihdam kapısı açıldı. 7 milyon insan demek dünyadaki pek
çok ülkenin nüfusundan çok daha fazla olduğunu gösteriyor aslında. Ve
hiçbir sıkıntıyla karşı karşıya kalmayan,
Türkiyeyle kıyaslandığında yaşadıkları
bizim çok daha altımızda olan, 1.400 kilometrelik
sınırının ötesinde ateş olmayan pek çok ülkelerin
durumuyla karşılaştırıldığında,
Türkiye'nin ekonomik durumu çok daha iyi, bu da bizim bankacılık
sektörümüzün güçlü olduğunu gösteriyor.
Sonuçta, bugün halkoyuna sunacağımız
Anayasa değişikliği, istikrarı sağlayacağı
için, tek başlı yönetimi sağlayacağı için, ikisi
arasındaki sıkıntıları ortadan
kaldıracağı için ekonomimize de katkıda bulunacak. Sonuçta,
bu ülke başbakanı için Kadın olmasaydı onu camdan
atardım. diyen cumhurbaşkanları gördü, bu ülke
cumhurbaşkanı ve başbakanı arasındaki Anayasa
kitapçığı yüzünden halkın tek bir günde yüzde 100
fakirleştiğini gördü. AK PARTİ öncesi, 2002 yıllarında
10 binlerce işletmenin kapatıldığını bütün
Türkiye gördü. Bunların sona ermesi, 28 Şubatta kapatılan o 22
bankanın zararının ödenmesi yine AK PARTİ hükûmeti
döneminde oldu. Bu da aslında mali istikrar noktasında çok güçlü
olduğumuzu ve yapılan tüm saldırılara rağmen,
karşımıza çıkan tüm güçlüklere rağmen hâlen güçlü
kalmaya devam ettiğimizi gösterir.
Sonuçta, özellikle bugün Dünya Kadınlar Günü
olduğu için kadınlarımızın Türkiye ekonomisindeki
katkısına değinmeden geçmek benim için ayrı bir üzüntü
kaynağı olur. Bugün, kadınlarımızın ekonomik
hayatta çok daha fazla olması, çok daha fazla olması gerektiği
için bu konuda çok yoğun çabaların gerçekleşmesi, özellikle
KOSGEB ve İŞKUR tarafından desteklerin yapılması, bu
konuda pek çok projenin gerçekleşmesi, yeni girişimci desteğinin
sağlanması, kefalet noktasında kendilerine desteklerin
bulunması, kadın iş geliştirme merkezlerinin oluşması,
2010 yılından bu yana neredeyse yarım milyon insana, 485 bin
kişiye girişimcilik eğitimi verilmesi ve bu eğitimi
alanların yaklaşık yarısının kadın
olması, bu girişimden sonra kendi iş yerini açan
kadınlarımıza KOSGEB desteğinin verilmesi ve bu hibeyi alan
kadınların da 14 bin 500 olması, yaklaşık yüzde 48
olması, kadınlarımızın ülkemizin ekonomisinin
gelişmesindeki katkısını göstermekte. Bu nedenle onlara
şükranlarımı sunuyorum.
Bizim yapmamız gereken, soyut söylemlerden
ziyade, somut, hayata dokunan, gerçekten insanların hayatlarıyla
ilgili kararlar almak ve bunları yerine getirmek.
Karşılaştığımız sorunlara rağmen, karşılaştığımız
tüm problemlere rağmen 2002 yılından bu yana Türkiye'nin içinde
bulunduğu durum AK PARTİnin çözüm odaklı siyasetini
göstermekte. Bunu halkımızın desteğiyle ve
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gerçekleştirdik.
Sonuçta, dünyanın hiçbir yerinde ama hiçbir
yerinde tankların karşısında durabilen, bir tankın
altında kalıp da ayağa kalkıp diğer tankın
altına giren başka hiç kimseyi görmek mümkün olmadığı
gibi, bu kadar çok sorunla baş etmek zorunda kalıp bu kadar çok terör
örgütüyle mücadele ederken hâlen dünyanın en büyük
havalimanlarını, en uzun tünellerini, en geniş köprülerini yapan
başka bir devlete rastlamak mümkün değil. Bugün, Ilgaz Tüneli tam yüz
otuz senelik bir hayalin ürünü; Avrasya Tüneli ise yüz kırk senelik bir
hayalin gerçekleşmesi. Elbette çok daha iyi olmamız mümkün, elbette
ekonomimizin çok daha iyi olması, beraberce çok daha iyi şeyler
başarmamız mümkün. Ancak bu, yan yana durarak, birbirimizin gücünden
yararlanarak, birbirimize destek vererek mümkün olacak. Türkiyede insanlar
hangi düşünceden, hangi görüşten olursa olsun zorluklar
karşısında yan yana durmayı başarabildiler. Bunun en
bariz örneği de 15 Temmuz gecesi o F16lar göklerden ateş salarken
insanların sokaklarda yan yana durabilmesiyle kendini gösterdi. Her birine
teşekkür ediyorum.
Bu ülke ne kadar çok saldırıyla muhatap
olursa olsun, ne kadar çok güçlüklerle karşı karşıya
kalırsa kalsın kadınlarıyla ve erkekleriyle yan yana
durarak buna karşılık verecek.
Bu noktada, araştırma komisyonu
kurulmasına gerek olmadığı görüşümü beyan ediyor ve
özellikle de karşılaştıkları tüm zorluklar karşısında
mücadele etmekten, bu ülkeye, bu dünyaya katkı sunmaktan bir an dahi
vazgeçmeyen ve bu dünyanın umut ışığı olan tüm
kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.
Teşekkürler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Benli.
Şimdi, önerinin lehinde ikinci söz
Tekirdağ Milletvekili Faik Öztraka aittir.
Buyurun Sayın Öztrak. (CHP
sıralarından alkışlar)
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Halkların
Demokratik Partisi tarafından verilen Meclis araştırma önergesi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini paylaşmak üzere
söz aldım. Genel Kurulu ve bizleri şu anda takip eden değerli
vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Büyük
Önderimiz Mustafa Kemal Atatürkün dediği gibi: Dünyada hiçbir milletin
kadını milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu
kadınından daha fazla çalıştım diyemez. Bu önemli
günde ben de tüm dünya kadınlarının ama özellikle Anadolu ve
Trakyanın kadınlarının Dünya Kadınlar Gününü
kutluyor, hepsine en içten saygılarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, ekonomimize dönüp
baktığımız zaman özellikle Türk ekonomisinde
dalgalanmaların 2013 Şubat ayında Başbakanın
televizyonlardan otoyol ihalelerini kendi kararıyla, hiç kurul
kararına falan ihtiyaç duymadan hukukun dışında bir
yöntemle iptal etmesiyle başladığını görüyoruz ama
ondan sonra en büyük bozulma, 2014 Ağustos ayında
Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçilmesiyle
beraber ülkenin son derece sıkıntılı bir döneme
girdiğini görüyoruz. Anayasa iktidar partisi tarafından bir kenara
itilerek fiilî başkanlık sistemine geçildi. Bunun sebep olduğu
hukuksuzluk, keyfîlik ve belirsizlik ülkemize büyük bedeller ödetti, ödetiyor.
Cumhurbaşkanları halk tarafından seçilen ancak temsilî görev
yapan ve parlamenter rejimle yönetilen pek çok ülke var dünyada. Bunlar
arasında Avusturya, Finlandiya, İrlanda, İzlanda, Slovakya, daha
birçok ülkeyi sayabiliriz. Cumhurbaşkanının halk tarafından
seçilmesi bu ülkelerde parlamenter rejimin işlemesi bakımından
herhangi bir sorun yaratmamış. Demek ki bizdeki sorun
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinde değil,
sorun seçilende. Sorun, seçilen kişinin Ben farklıyım, bu
Anayasa bana dar geliyor. demesinde, Yürütme ve yargı güçlerini
bağlayan Anayasa beni bağlamaz. demesinde. 7 Haziran 2015
seçimlerine giderken Sayın Cumhurbaşkanı Gaziantepte şunu
söyledi: Verin 400 milletvekilini bu iş huzur içinde çözülsün. Sonra
yine mart ayında Denizlide parlamenter demokrasinin bekleme odasına
alındığını, hiçbir şeyin eskisi gibi
olmayacağını ifade etti. Ama milletimiz 7 Haziran 2015te bu
başkanlık talebine hayır dedi ve o güne kadar tek
başına iktidar olan Adalet ve Kalkınma Partisine tek
başına iktidarı vermedi. Dönemin Başbakanı da
seçimlerden hemen sonra mesajı aldıklarını ve
başkanlığın artık gündemden düştüğünü ifade
etti. Ancak, 7 Hazirandan sonra millet iradesine uygun olarak iyi niyetle
başlayan koalisyon görüşmeleri buna karşı
çıkanların yoğun çabalarıyla sonuçsuz kaldı. Ülke
yeniden seçime götürüldü, demokrasinin genleriyle oynanarak normalleşmenin
önüne geçildi. Başkanlık değil ama seçilmiş Başbakan
bir saray darbesiyle gündemden düşürüldü. Yerine 1071den beri bu Anadolu
topraklarında mevcut olan -veziriazam adıyla, sadrazam
adıyla- Başbakanlık makamını ortadan kaldırmakla
görevlendirilmiş bir Başbakan ve Parti Genel Başkanı
atandı. Ardından hain bir darbe girişimiyle karşı
karşıya kaldık, sonrasında da ülke OHALle yani hukukun
askıya alındığı OHAL rejimiyle yönetilebilir hâle
geldi.
Fiilî başkanlığın bu ülkeye çok
ciddi siyasi ve ekonomik maliyetleri oldu. 2014 Ağustos ayından beri
devam eden fiilî başkanlık döneminde vatandaşların kredi
kartı ve bireysel kredi kartı borçları 64 milyar Türk
lirası artarak 420 milyar Türk lirasına çıktı.
Şirketlerin net döviz borcu 28 milyar dolar artarak 174 milyar dolardan
202 milyar dolara ulaştı. Devletin iç ve dış borcu 113
milyar Türk lirası artarak 763 milyar Türk lirasına ulaştı.
Merkez Bankası kasasındaki net döviz rezervleri 10,4 milyar dolar
eriyerek 30 milyar doların altına, 29,6 milyar dolara indi.
Değerli milletvekilleri, fiilî
başkanlık döneminde Türk lirası benzerleri arasında en
fazla değer yitiren para oldu. Ağustos 2014ten bu yana yüzde 68
değer kaybetti. Sadece şirketlere bunun maliyeti 312 milyar Türk
lirası oldu, 312 milyar kur farkı zararı yazdı
şirketler. Bu kadar borçlanmaya ve döviz rezervlerindeki bu azalmaya
rağmen 2014te 935 milyar dolar olan gayrisafi yurt içi hasıla 2016da
850 milyar dolara düştü. Millî gelir fiilî başkanlık döneminde
85 milyar dolar eridi. Sadece ülkenin değil, vatandaşın geliri
de eridi. 2014te 12 bin dolar olan kişi başına gelir 2016da
10.746 dolara düştü. İşsizlik aldı başını
gitti. İşsizlik oranı seksen ayın zirvesine çıkarak
yüzde 11,8 oldu, mevsimlik düzeltilmiş; düzeltilmemiş işsizlik
rakamları ise yüzde 12yi aştı değerli milletvekilleri.
İşsiz sayısı fiilî başkanlık döneminde 712 bin
kişi artarak 3 milyon 665 bine ulaştı. Ümidi kaybettiği
için iş aramaktan vazgeçen ancak İş bulsam
çalışırım. diyenlerle birlikte işsiz sayısı
6 milyonu buldu. Genç işsizliği seksen ayın zirvesinde.
Kadın işsizliği de fiilî başkanlık döneminde 3 puan
artarak yüzde 16ya çıktı. Bu dönemde işsizler ordusuna
katılan her 100 vatandaşımızdan 67 tanesi kadın
değerli milletvekilleri, bugün Kadınlar Gününü kutluyoruz. Geliri
azalan, iş bulamayan milyonlar bir de enflasyon ve hayat
pahalılığı altında eziliyor. Geçen ay enflasyon elli
sekiz ay sonra ilk defa çift haneli rakamlara çıktı. Üretici
fiyatları da yüzde 15,4 artışla son 103 ayın rekorunu
kırdı. Ülkemizin rekabet gücü de fiilî başkanlıkta eridi.
2014ten 2016ya kadar 10 sıra birden rekabet gücünde düştük.
Peki, ben soruyorum değerli milletvekilleri,
vatandaşlarıma da soruyorum: Bunca borç, bunca dövizi harcadık,
bunlar nereye gitti? Niye bu kadar düşüyor millî gelirimiz? Fiilî
başkanlıktaki bu manzara, ülkeyi tek adamın kontrolünde parti
devleti rejimine götürecek referandum paketinin halk oylamasında kabul
edilmesi hâlinde neyle karşılaşacağımızı da
açıkça ortaya koyuyor.
Ülkemizde başkanlığın fiilîsinin
etkileri bu. Peki, dünyada durum nasıl? Uluslararası
karşılaştırmalar da başkanlığın
milletin cebini doldurmadığını açıkça gösteriyor.
Birleşmiş Milletlerin İnsani Gelişmişlik Endeksi var,
sağlık, eğitim ve kişi başına gelir
bakımından ülkeleri sıralamış. Böyle
baktığımız zaman, dünyada insani gelişmişlik
bakımından yani en zengin, en sağlıklı, en iyi
eğitilmiş ilk 10 ülkenin 8 tanesi parlamenter demokrasiyle yani
meclisle yönetiliyor, meclisin demokrasisiyle yönetiliyor. Amerika
Birleşik Devletlerinde başkanlık var, bir tanesi, diğeri
de İsviçre, onda da karma bir sistem var. Buna karşın insani
gelişmişliğin en dibinde yer alan 10 ülkeye dönüp baktığımızda
7sinin başkanlık, 3ünün ise yarı başkanlıkla
yönetildiğini görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, işte bunun için
Fransız Edebiyatçı Honore de Balzac yıllar önce şunu
söylemiş: Tek bir insanın aklının bütün bir ulusun
aklından daha üstün olması beklenemez. Tek bir insanın
aklı işe hâkim olmaya başladığı zaman ortaya bu
sorunlar çıkıyor. Tek adam rejimlerinin ülkelere hak ettiği
refah ve huzuru getirmediğini anlamak için etrafımıza, özellikle
de Orta Doğuya bakmak yeterli. Libya, Mısır, Suriyede tek adam
rejimleri milyonları iç savaşa sürüklemiştir. Kuvvetler
ayrılığını bitiren, işinin, aşının
hesabını sormak isteyen vatandaşa Bugün git, beş yıl
sonra gel. diyen, hem partisinin genel başkanı hem Başbakan hem
de Cumhurbaşkanı olmak isteyen tek adamın kuracağı
parti devletinin ekonomik belirsizliği ve yoksulluğu daha da
artıracağından hiç endişeniz olmasın. Unutmayalım
ki ülkemiz bugünkü rejimimizle G20 liginin üyesi olmuştur. Biz,
dünyanın gayrisafi hasılası en yüksek 20 ülkesinden biriyiz.
Parlamenter demokrasiyle bu noktaya geldik. Bize önerilen ve nerede
piştiği meçhul, arkasında 2015te koalisyona karşı
çıkanların olduğu bu Orta Doğu tipi tek adama dayanan parti
devleti rejimiyle ülkeyi bir meçhule sürüklemenin bu ülkeye çok ciddi
maliyetleri olur. Bakın, daha şimdiden 2017 yılında,
uluslararası kuruluşlar büyümenin 2nin altına
düşeceğini söylüyor. Onun için milletimiz tıpkı
Köroğlunun Bolu Beyine hayır dediği gibi, Hasan Tahsinin
Yunana hayır dediği gibi, Mustafa Kemal Atatürkün Anadoluyu
işgal eden emperyalistlere hayır dediği gibi, 7 Haziranda
olduğu gibi, kendisine dayatılan bu tek adım rejimine mutlaka
hayır diyecektir. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Sayın Başkan,
tamamlıyorum.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen bir dakikada.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Bu hayır hem
siyasetin hem de ekonominin başkanlık vesayetinden
kurtulmasını sağlayacaktır.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Hayır diyenlere hain
diyorlar. diyor ya! Söylediği laflara bak ya!
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Ülkemiz küresel
yarışa yeniden dönecek, zenginleşecek, zenginliği hakça
paylayacak, demokrasisini sağlamlaştıracaktır.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sen, Genel
Başkanını dinlemiyor musun?
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Ben bu vesileyle Genel
Kurulu ve bizleri izleyen vatandaşlarımızı bir kez daha
saygıyla selamlıyor, tüm milletimize hayırlı akşamlar
diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayırlı
akşamlar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Sistemi en iyi Kemal
Bey anlamış Faik Bey. Sistemi en iyi Kemal Bey anlamış,
bence onu dinleyin.
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın
Öztrak.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bostancı
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, esasen Faik Bey kendisinden beklemediğim bir
bitiriş yaptı. Hasan Tahsinin Yunana hayır dediği gibi
hayır diyecek
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Çok yanlış
bir şey.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sadece o değil,
Balzacla girdi Köroğluyla çıktı. Balzac kim, Köroğlu kim!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Buradaki
benzetme çok yanlış bir benzetme ve açık bir sataşma. Bu
çerçevede izin verirseniz 69a göre
BAŞKAN Sayın Bostancı, lütfen yeni
bir sataşmaya meydan vermeyelim.
Buyurun, iki dakika süre veriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ama zaten en iyi Kemal
Bey biliyor bu sistemin ne olduğunu, onu dinlemesi lazım Faik Beyin.
Kemal Beyi dinlemesi lazım anlamaları için.
BAŞKAN Sayın Bak, Sayın
Bostancıyı kürsüye davet ettim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Faik Bey de
okumamış Anayasa teklifini.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrakın HDP grup önerisi üzerinde
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Cumhuriyet Halk
Partisi pozitif bir dil kullanacağını söylemişti,
doğrusu pozitiften ne anlıyor ve biz ne anlıyoruz,
sanıyorum arada bir mesafe var. Faik Bey her zaman nazik ve medeni bir
dille eleştirilerini dile getiren, görüşlerini ortaya koyan bir
arkadaşımız. Tahmin ediyorum bu son cümle biraz da sloganik bir
şekilde peş peşe sıralanınca kastının
ötesinde anlamları çağrıştırıyor. Biz gerçekten
çok üzüldük bu benzetmeye ve pozitif bir dil iddianız varsa lütfen bu
iddiayı, bu iddia çerçevesinde kullanacağınız ifadeleri
gözden geçirin. Evet diyenleri bir tür Hasan Tahsin ve Yunan
bağlamında karşı tarafa yerleştiren
yaklaşım
ENGİN ALTAY (İstanbul) Siz PKKlı
diyorsunuz ya hayır diyene!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Sayın
Altay, Sayın Levent Bey, CHPli arkadaşlar; yani evet diyenlerin
sizin başınızın üstünde yeri yok mu?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Var, var.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Onları
siz Hasan Tahsin dönemindeki işgalci Yunanlılar gibi mi görüyorsunuz?
Çok üzülürüz gerçekten buna. Lütfen bunu düzeltin, bunu düzeltin.
Saygılarımla. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Zaten sistemi Kemal
Bey anlamış ama bunlara da anlatması lazım!
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz.
Sayın Öztrak, buyurun.
Size de iki dakika süreyle söz vereceğim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Son cümlenizi düzeltin Faik
Bey.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Kemal Bey
anlamış sistemi, bunlara da anlatacak. Ne yapalım ya!
BAŞKAN Buyurun Sayın Öztrak,
4.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrakın, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Ben hiçbir zaman evetçileri kastederek bu sözü
söylemedim ama hayır demenin de güzel bir şey olabileceğini,
hayır dediğimiz zaman teröristlerle, şunlarla bunlarla,
birilerinin iddia ettiği gibi, özellikle evetçilerin iddia ettiği
gibi teröristlerle aynı yerde olmayacağımızı da anlatmak
için vatandaşımıza bunu söyledim.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tutanakları oku, ne
söylediğini bilmiyorsun sen.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Hayır demek de
evet demek de gayet muteberdir yani muteber olmasaydı zaten siz bu
referandumu milletin önüne getirmezdiniz.
Bakın, açıkça şunu söyleyeyim
KAMİL AYDIN (Erzurum) Kimin Hasan Tahsin
olacağına halk karar verir.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Yani şimdi Hasan
Tahsin de hayır dediği zaman bu ülke için hayır
demiştir, Atatürk de emperyalistlere hayır dediği zaman bu
ülkenin kurtuluşu için hayır demiştir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Niye benzeştiriyorsun
ya? Hâlâ aynı şeyleri söylüyorsun.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Kimdir emperyalist?
Emperyalist kimdir? Sen Balzactan oku Balzactan!
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Hayır, hayır
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sen elitistsin,
Balzactan oku!
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Bakın, tekrar
ediyorum: Bugüne kadar
KAMİL AYDIN (Erzurum) Sen Anadoluyu
bilmezsin, Balzactan oku!
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Ben Anadoluyu da gayet
iyi bilirim değerli arkadaşlar, Anadoluyu da gayet iyi bilirim.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Anadolu sizi
çok iyi bilir!
BAŞKAN Arkadaşlar, müdahale etmeyin.
Bitirelim Sayın Öztrak.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Bakın, ben
şunu söyleyeyim
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sistemi Kemal Beyden
dinleyin bence.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Değerli
Başkanım, değerli milletvekilleri; şimdi, hayır
demenin evet demek kadar meşru olduğunu evet kesiminin
hayırcılarla ilgili söyledikleri karşısında anlatmak
için bundan başka kelimeler de bulamadım. Çok ciddi bir
haksızlıkla karşı karşıya hayır diyenler,
hayır diyecek olanlar.
Değerli arkadaşlar, buna hayır
demezseniz, çok açık söylüyorum, bunu, bu zulmeti, bu vesayeti bu ülkenin
başından bir an önce kaldırıp atmazsak bu ülke çok
hızla, çok daha ekonomik olarak kritik günlere gidecektir.
KAMİL AYDIN (Erzurum) Vah vah vah!
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Hukukun
olmadığı bir sistemde insanlar yatırım yapmaz,
işsizlik artar gider. Bunun için, bir an önce, Türkiyeyi G20ler
arasına sokan demokratik parlamenter rejimle, onu daha güçlendirerek, daha
geliştirerek, başkanlık vesayetini bu ülkenin üzerinden
kaldırarak yolumuza devam edelim diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) Halkla
barışın!
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ)
Barışığız efendim.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Sayın Bostancı, buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Esasen burada
düzeltme adına çıktığında Faik Beyden daha
farklı bir yaklaşım beklerdik.
KAMİL AYDIN (Erzurum) İyice içine etti.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Onun için sizi
sandığa gömüyorlar. Altmış yıldır iktidarda
değilsin. Bir kendine bak!
BAŞKAN Sayın Bak
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Burada herkes,
Türkiyede herkes, evet diyenler, hayır diyenler elbette Hasan
Tahsinin yanındadır. Atatürkü zikretti burada. Atatürk gibi
hayır demek. ne demek? Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini kuran ve
hepimizin içinde yer aldığı bu ülkenin varisi bir insan. Tarihî
birtakım figürleri, yaşanmış olayları referandumda
belli bir kesimin malzemesi yapan dil pozitif bir dil olmaz.
Saygılarımla.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Gök
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
ben de kayıtlara geçmesi açısından söz aldım.
Sözcümüz açıkladı. Bazen kullanılan
kelime ve sözcükleri bağlamından farklı bir yerde
değerlendirmek şu anda Türkiyenin bir özlem duyduğu birlik ve
beraberliği bizlere getirmez. Biz şunu açık bir şekilde
ifade ediyoruz ve ifade ettiğimiz içindir ki, Türkiyede hayır
diyenlere yönelik her türlü baskıya nasıl karşı
çıkıyorsak, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin bakanlarının
evet demek için de, yurttaşları ikna etmek için Almanyaya giderken
karşılaştıkları bu muameleye de karşı
çıkıyoruz. Görüşümüz çok nettir. Bu görüşümüzü bir kez daha
burada ifade ediyoruz. Bütün yurttaşlarımız huzur içerisinde
sandığa gitmelidir. Evet demek de çok onurlu ve namuslu bir oy
kullanma tercihi olduğu gibi, hayır da aynı şekildedir.
Ancak şu günlerde iktidar sözcülerinin, özellikle bakanların siyaset
diline çok dikkat etmesi gerekiyor. Önceki gün Dışişleri
Bakanı, dün de İçişleri Bakanının partimizle ilgili
ifade ettiği ve terörle yan yana getirdiği cümleleri biz de elimizin
tersiyle itiyoruz ve reddediyoruz. Bir ülkenin bakanları, Hükûmeti
herkesten daha çok kucaklamalı ve varsa sorun alanlarını yok
etmeli, kutuplaşmayı önlemelidir. Bu dili kullanan
Dışişleri Bakanını ve İçişleri
Bakanını da kınadığımızı bu vesileyle
ifade ediyorum.
Saygılarımla.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Ama sistemi en iyi
Kemal Bey anlamış bence.
BAŞKAN Kayıtlara geçmiştir.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 8/3/2017 tarihinde Grup Başkan Vekili
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından, Türkiyede
siyasi atmosferin kötüye gitmesi ve yanlış ekonomik politikalar ile
baş gösteren ekonomik krizin önüne geçilmesi, başta siyasi kriz olmak
üzere tüm sebeplere çözüm bulunması amacıyla verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak
üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 8 Mart
2017 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve
ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
şimdi, Halkların Demokratik Partisi Grubu önerisi aleyhinde ikinci ve
son konuşmacı İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca.
Buyurun Sayın Kaynarca. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi aleyhine söz
aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
HDP grup önerisi ekonomiyle ilgili. Az önce
değerli İstanbul milletvekilimiz bu konuda gerekli hem istatistiki
bilgileri hem son gelişmeleri son şekliyle, tüm verilerle
aktardı, dolayısıyla yeniden aynı gündeme geçmeyeceğim
ama şunu ifade etmem lazım: Türkiye Cumhuriyeti devleti son bir
yıl içerisinde, özellikle 15 Temmuz gerçeğinden sonra çok
olağanüstü bir süreçten geçiyor. O alçak ve hainler darbe girişimi,
hatta işgal girişiminde başaramadıklarını acaba
ekonomi olarak yapabilir miyiz, buna sebep olabilecek tüm oyunları da
denediler ama yine başaramadılar. Milletimizin, aziz milletimizin
asil duruşuyla nasıl 15 Temmuz bir tarafta -Allaha çok şükürler
olsun ki- geride bırakıldıysa ekonomik anlamda da iyi bir
aşamaya gelindi çünkü yüzde 2,8lik büyüme oranı da bunun en iyi
fotoğrafı.
Diğer bir konu başlığıysa
bugünün gündemiyle ilgili: 8 Mart. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. 8
Martın çıkış sebebine bakıldığı zaman
1857 yılında yangınla ölen 120 işçinin yani dokuma
işçisinin
Ama niye? Hak arayışında bulunuyorken polisin
müdahalesi, barikatları aşamayarak, daha 1857 yıllarında
kadın mücadelesinin, hak arayışının bir
fotoğrafı. Dolayısıyla, 8 Martı dillendirirken bir
taraftan da 8 Martı bir anma ve anlama olarak da görmek lazım. Bu
nedenle o süreçte, 1857den sonra, önce Danimarka 1900lü yılların
başında, sonra Birleşmiş Milletler ve Türkiye 1984ten bu
yana her yıl kadın haklarını gündeme getiren, bu
direnişi de öne çıkartan çalışmalarıyla önlerde.
Biz Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetleri
olarak, kadın adına, kadının hakları, eğitimi;
demokratikleşme adına sağlıkta ve aklınıza
gelebilecek tüm sosyal politikalarda yapılabilecek ne var ise, merdivenin
basamakları gibi, elbette düne göre bugün çok daha iyi noktadayız ama
yarınlarda çok daha iyi noktalarda olabilme adına
çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Mesela eğitim: Üniversitede okuyan
kızlarımızın sayısı yüzde kaçlarda? 13 sadece.
Bugün nasıl oldu, 2002den bu yana? Yüzde 45,7. Çok değerli bir oran.
Eğitimi on iki yıl zorunlu hâle getirdiğinizde, kız
çocuklarının ilkokuldayken yüzde 97ye varan eğitim oranı,
bu zorunlu eğitimle birlikte hem erken çocuk evliliklerinin önüne
geçmiş oluyor hem de bir taraftan lise sonrası üniversitenin önünü
açabiliyor.
Hemen sağlık: Ama sağlık çok
değerli. Sağlıkta dünyayla ilgili
Gerçekten, anne-bebek ölüm
oranlarında dünyada en iyi noktaya gelmeyi başaran, bunu azaltma
konusunda dünyada ilk 3e girmeyi başaran bir ülke. Bunda da yine
teşvikler, bunda da yine aldığımız kararlar çok çok
önemli.
Yine sosyal politikalarda
Ama demokraside, en çok
da kadın haklarında. Bugün şu anda salonda hem başörtülü
milletvekillerimiz hem de yine bizler bu noktada görev yapabiliyorsak,
eğitimde yine engeller ortadan kalktıysa, eşitlik ve adalet
kadınlar arasında da sağlanmış zamanla. Ne zaman?
Yine, Türkiyede bizim iktidarımız döneminde on iki yıllık
kazanımlar içerisinde yer alıyor.
Bunların sayılarını
artırabilmek mümkün ama önümüzde çok değerli bir gündem var. Saat
19.00daki konuşmalarımızın ardından dün olduğu
gibi bugün de inşallah uluslararası sözleşmelere imza
atacağız, beklenen ve şu ana kadar yapılmış
anlaşmalarla birlikte. Ben bu görüşmeler esnasında katkı
sunacak tüm vekillerimize şimdiden teşekkür ediyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Gününü yürekten tebrik
ediyorum ama şuna da işaret etmem lazım: Dün 15 Temmuz
gazilerimizi, gazi kadınlarımızı, şehit olan
kadınlarımızın ailelerini, bu Mecliste ve Gazi Mecliste o
gün bu salonda bulunan kadın vekillerimizle birlikte dün itibarıyla
bir araya getirdik Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon
Başkanlığımızın organizasyonunda, çok
Değerli Meclis Başkan Vekilimiz Ayşe Nur Bahçekapılının
da organizesiyle burada ağırlamış olduk. Bu gerçek bile
birliğimizin, kardeşliğimizin, beraberliğimizin ne kadar
değerli olduğunu gösteriyor. Evet, önümüzde bir halk oylaması
var, bu halk oylamasında da yürekten diliyorum ve inanıyorum ki
evetli bir sonuç çıkacak; geleceğimiz için,
kadınlarımız için, yarınlarımız için evetli bir
sonuç çıkacak. Milletimiz için hayırlı olmasını
yürekten diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kaynarca.
LEVENT GÖK (Ankara) Hayırlı olacak
Tülay Hanım.
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, 28/2/2017 tarihinde Tekirdağ Milletvekili
Candan Yüceer ve arkadaşları tarafından, kadın
istihdamı ve kadın işsizliğine ilişkin sorunların
önlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer
önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 8 Mart 2017 Çarşamba günkü
birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 8/3/2017 Çarşamba
günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Levent
Gök
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer ve
arkadaşları tarafından Kadın istihdamı ve kadın
işsizliğine ilişkin sorunların önlenmesi"
amacıyla 28/2/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin (1109 sıra
no.lu), Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin
önüne alınarak, 8/3/2017 Çarşamba günlü birleşimde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde ilk söz Tekirdağ
Milletvekili Candan Yüceere aittir.
Buyurun Sayın Yüceer. (CHP
sıralarından alkışlar)
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yaşamı eşit
bir şekilde paylaşalım diye, dün Bursadan Ankaraya yola
çıkan 7 kadın kardeşimizi elim bir trafik kazası sonucu
kaybettik. Kaybettiklerimize ben buradan Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifa dileyerek tabii ki sözlerime başlamak istiyorum. Muhakkak ki
mücadeleleri bundan sonra tüm kadınlarla, onların ruhuyla devam
edecektir diyorum.
Değerli milletvekilleri, yaklaşık iki
yüz yıl önce John Stuart Mill şöyle demiş: Eğer bir
uygarlık seviyesini ölçmek istiyorsanız dönün kadınların
hayat şartlarına bakın. Biz, bugünden, yani 8 Mart 2017den,
yani Dünya Emekçi Kadınlar Gününden Türkiyedeki kadınların
yaşam koşullarına, nasıl beraberce üretilen nimetlerin
eşit bir şekilde paylaşılmadığına,
nasıl kadınların ekonomik, politik, sosyal yaşamdan
dışlandığına baktığımızda
uygarlık seviyemizi ölçebiliriz diye düşünüyorum. İşin
açıkçası tablo hiç iç açıcı değil maalesef. Cennet
anaların ayakları altındadır. denile denile, maalesef, bu
toplum kadınlar açısından bir cinnet toplumuna
dönüşmüştür. Her gün bir kadının canına
kıyılan, kadınlar için şiddetin gündelik olduğu bir
ülke hâline gelmiştir Türkiye. Şiddet, yoksulluk, işsizlik
sarmalı içinde âdeta kadınların sesi bile duyulmuyor.
En son kadın işsizliğinin
rakamlarından haberiniz var mı? Türkiyede tarım
dışı kadın işsizliği yüzde 20,7ye, genç
kadın işsizliği yüzde 28,6ya yükselmiş. İş
bulmak şansına sahip olan kadınlar ise maalesef daha düşük
ücretlerle çalıştırılıyor ama bir kriz durumunda en
önce kapıya konulacak maalesef onlar oluyor. En son TÜİKin
raporları: Sanayide 76 bin istihdam kaybının 69 binini,
eğitim sektöründe 124 bin kaybın 83 binini kadın işçiler
oluşturuyor biliyor musunuz?
Değerli milletvekilleri, bir ülke düşünün
her gün kadınlarını kurban veren, kadınlarını
çalışma hayatının dışına iten, eğitim
haklarından yararlandırmayan, kızlarını daha çocuk
yaşta evlendiren bir ülke düşünün. Bir devlet düşünün
yöneticilerinin kadınları ikinci sınıf gördüğü,
aşağıladığı, küçük düşürmeye çalıştığı,
yok saydığı, onların haklarını vermediği,
verdiği zaman da sanki bir lütufmuş gibi sunduğu, Dünya
Kadınlar Günü kutlamalarına bile tahammül edemeyen, yasaklayan bir
ülke düşünün. İşte, bu ülke Türkiyedir. Ama aynı zamanda
bir toplum düşünün dini, geleneği, kültürü gerekçe göstererek
kadınların uğradığı
haksızlığı, şiddeti görmezden gelen, hatta bunu makul
görebilen Aman canım, o da çıkmasaydı bu saatte
dışarı. diyebilen, Aman o da
kadınlığını bilip de sussaydı. diyen bir toplum
düşünün. İşte, bu toplum, içinde yaşadığımız
toplum maalesef. Ama, tabii ki, toplumdaki her birey böyle değil.
İşte, 2017 Türkiyesinde kadınlar,
hem devletin hem toplumun bu zihniyet çarpıklığıyla her gün
ağırlaşan şiddetle karşı karşıya
geliyor.
İşte, bizler, böyle bir ortamda Dünya
Kadınlar Gününü kutluyoruz. Elbette toplumsal
duyarlılığı, farkındalığı artıran,
bilinç kazandıran, muhakkak ki dayanışmayı büyüten 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününün kutlanması çok önemli ancak
yapılması gereken ve yapılmayan bir şeyler olduğu
gerçeği de ortada, apaçık.
Mevzuatımızdaki, Anayasamızdaki
eşitlik hükümlerine, sözleşmelerin altındaki
imzalarımıza rağmen bunu uygulamayan, umursamayan, hatta
kalıplaşmış ön yargıları, yıllardır
süregelen, binlerce yıldır bu toplumsal cinsiyet
kalıplarını pekiştiren, kadınlara dönüp Çocuk
doğur, evinde otur. diyen bir iktidar var. İşte,
yapılmaması gereken budur. Biraz önce sayın değerli
milletvekili çıktı İşte, şu mevzuatlar, şu
sözleşmeler, şu projeler
İyi de sonuç
Sonuç ne?
Kadınların öldürülmesini mi engelliyorsunuz, şiddeti mi
önleyebiliyorsunuz, kız çocuklarımızın
okullaşmasını mı artırabildiniz, erken evlilikleri mi
önleyebildiniz? Onu geçtim, kendi içinizdeki, bu, kadını
aşağılayan, kadının bedeni, kadının
tercihleri üzerinden siyaset yapan bu zihniyete karşı mı
gelebiliyorsunuz? E, bunları yapamıyorsunuz ama buraya gelip her
şey çok güzelmiş gibi anlatabiliyorsunuz.
Peki, yapılması gereken ne? Asıl
gereken, devrimci ve kararlı bir atılım yapabilmek,
tıpkı cumhuriyetin kuruluş yıllarında olduğu
gibi. Neydi değişen, o dönemde değiştirilmek istenen?
Cinsiyet ayrımı olmaksızın eşit
yurttaşlıktı. Kadınıyla erkeğiyle eşit bir
yurttaşlığın, eşit haklardan faydalanmanın,
eşitlik üzerine kurulmuş, inşa edilmiş bir toplum hayaliydi.
Kadın haklarının temelini ve güvencesini oluşturan laik bir
sistemdi.
İşte, cumhuriyet herkesin cumhuriyetidir
ama en çok biz kadınların cumhuriyetidir. Evet, cumhuriyete bu
coğrafyadaki her yurttaş çok borçludur ama en çok biz kadınlar
borçluyuzdur. Cumhuriyet, bu topraklarda hiç de kadın hakları
konusunda cömert olmamış, şimdiye kadar hiçbir dönemde
olmamış bir kadın devrimidir. Nedir o devrim? derseniz, Medeni
Kanundur o devrim, kadınların seçme ve seçilme hakkıdır o
devrim. O devrim, kadınların eğitim hakkıdır. Nüfusta
bile sayılmayan kadınların
saygınlığının verilmesidir. Laikliktir o devrim ve o
devrimleri yapamamış, sizin geçen dönem milletvekilinizin ifade
ettiği gibi -tırnak içinde söylüyorum- o reklam arasını
verememiş Orta Doğu ülkelerine baktığımızda, bu
reformların, bu devrimlerin ne kadar da kıymetli olduğunu
görüyoruz çünkü ekmek almak için bile bakkala tek başına gidemeyen,
sokağa yanında bir erkek olmadan çıkamayan, araba
kullandırılmayan kadınlar için, Orta Doğunun neden ve
nasıl bir cehenneme dönüştüğünü daha iyi anlıyoruz o zaman.
Orta Doğu bugün her dilden ağıtların yükseldiği bir
coğrafyaysa, bunun nedenlerinden biri, belki de en önemli nedeni
laikliği ve demokrasiyi yaşayamamış
olmasındandır. Yıkıcı tek adam rejimlerinin halklarına
laikliği ve demokrasiyi çok görmüş olmasındandır
yaşanan acılar.
Değerli milletvekilleri, bu
aydınlanmacı, laik, devrimci ruh ne zaman sekteye uğradı o
zaman zaten kadın hakları konusunda da erozyonlar başladı.
İşte, o zaman başlayan erozyonun bugünkü
taşıyıcısı da AKP iktidarıdır. AKP,
laikliğin içini boşaltarak, eğitimi dinselleştirerek,
kadınların doğuştan sahip olduğu hakları
görmezden gelerek, kadınların çalışma hakkını yok
sayarak istikrarlı bir şekilde -ki tek istikrarlı olduğu
alan budur- kadınları hep o günden bugüne çalışma
hayatının, toplumsal yaşamın dışına
itmektedir.
Evet, bu geçtiğimiz on beş yılda
AKPnin antidemokratik uygulamalarından, hukuk
tanımazlığından herkes çok nasiplenmiştir ama en çok
biz kadınlar tabii ki bundan nasiplenmişizdir. O yüzden, özgürlük
kelimesine biliyorsunuz tek adam rejimlerinde bir alerji vardır ama
özgürlük ve kadın yan yana gelince bu alerji katbekat artmaktadır
çünkü temel olarak insan haklarına saygı göstermeyen bir kişinin
kadın haklarına saygı göstermesi, bu yönde
çalışması da mümkün değildir. Kadınlar bunu görmekte
ama, kadınlar kaybedeceklerini de görmekte. O yüzden, bu hayaliniz
kursaklarınızda kalacaksa eğer kadınların
mücadelesiyle kalacak, kadınların sayesinde kalacak çünkü sizin tek
derdiniz iktidar.
Kadın emektir, kadın
barıştır, kadın adalettir ve kadın olmadan demokrasi
olmaz, eşitlik olmaz, huzur olmaz, barış olmaz. Kadınlar bu
değişim gücüne sahiptir diyorum ve kadınlar, biz kadınlar,
tüm nimetleri eşit bir şekilde paylaştığımız
ölçüde, erkeklerle beraber bu hayatı eşit bir şekilde
paylaştığımız sürece mücadele etmeye devam
edeceğiz. Sadece kendi uğradığımız
haksızlıklar için değil, nerede bir haksızlık varsa o
haksızlığın karşısında duracağız.
İşte, kadınların buna gücü yeter. Bu bir umut değil,
bu kadınların bir gerçeğidir, hayırlı bir gerçektir
bu.
Tüm kadınların tabii ki öncelikle,
eşitliğe inanan, bunun için mücadele eden tüm insanların Dünya
Emekçi Kadınlar Gününü kutluyorum ve buradan diyorum ki:
Eşitsizliğe, her türlü şiddete, emek sömürüsüne,
ayrımcılığa, ötekileştirilmeye
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
CANDAN YÜCEER (Devamla) Sayın Başkan,
cümlelerimi bitirebilir miyim lütfen.
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
CANDAN YÜCEER (Devamla) Teşekkür ederim.
kadınların yaşamlarına dönük
yapılan erkek egemen ve gerici her türlü müdahaleye buradan hayır
diyoruz.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul) Bravo!
CANDAN YÜCEER (Devamla) Evet, bravo. Tabii öyle,
haklarımızın bilincindeyiz.
Biz cumhuriyeti seçiyoruz, biz özgürlüğü
seçiyoruz, biz birey olmayı seçiyoruz, biz kulluğu istemiyoruz, biz
kazandığımız haklardan geriye düşmek istemiyoruz.
Sadece kendi geleceğimiz için değil, bu coğrafyada
doğmamış, doğacak çocuklarımızın
geleceği için, doğmamış kız
çocuklarımızın geleceği için bu mücadeleyi hep beraber
sürdüreceğiz diyorum, hepinizi
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon)
Çocuklarımızın geleceği için evet dememiz lazım.
İstikrarlı ve güçlü bir Türkiye için evet istiyoruz. İstikrar
için evet istiyoruz.
CANDAN YÜCEER (Devamla)
İstikrarsızlığın istikrarı, evet
Sizin
söylediğiniz, Değerli Milletvekilim, vadettiğiniz
istikrarsızlığın istikrarı. Artık halk da bunu
görüyor. İstikrar nerede var, Allah aşkına? Dış
politikadan güvenliğe mi var bu ülkede istikrar? Ekonomiden eğitime
mi istikrar var?
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Çift
başlılığı ortadan kaldırıp hızlı
ilerleyen bir Türkiye için çalışıyoruz.
CANDAN YÜCEER (Devamla) Her gün bombalar
patlıyor, El Babdan şehitler geliyor. Bakın, her yerde terör
tehdidiyle yaşıyor insanlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Sizin
vadettiğiniz ne Vekilim, sizin vadettiğiniz ne?
CANDAN YÜCEER (Devamla) Bu istikrar mı?
İstikrar bu mu? (CHP sıralarından alkışlar)
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Sizin
vaadiniz ne yani onu söyleyin. Neyi vadediyorsunuz?
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) Vaadimiz, birey
olabilmek, özgürlük.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Sadece
korku salıyorsunuz. Bu insanların kalbine umut vermiyorsunuz, korku
salıyorsunuz.
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ)
Anlayacaksınız bir gün, anlayacaksınız.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Altmış
yıldır iktidar olamıyorsunuz ya, çalışın biraz.
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) Her şey iktidar
değildir.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Yüceer.
Önerinin aleyhinde ilk söz, İstanbul
Milletvekili Arzu Erdeme aittir.
Sayın Erdem, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk
Partisinin grup önerisi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Ekranları
başında bizi izleyen aziz Türk milletini, Gazi Meclisi ve
saygıdeğer basın mensuplarını selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kadın, toplumsal
hayatın vazgeçilmezi, insanlığın ve ailenin temel
direğidir. En başta, her şeyden önce kadın insandır,
cinsiyet ayrımı yapılmadan bir bireydir, yüreği
vardır, kalbi vardır, annedir. Toplumu oluşturan en küçük birim
ailedir. Çocukların karakter gelişimlerinin neredeyse yüzde 75i 0
ila 6 yaş arasında tamamlanmaktadır. Öyleyse kadın
toplumun, aslında mimarıdır. Ülkelerin kalkınmasında,
milletlerin gelişmesinde, toplumların yükselmesinde kadın en
önemli unsurdur.
Değerli milletvekilleri, gelin, hep birlikte
tarihimize bir göz atalım. Türk kadını tarih boyunca
erkeğin arkasında değil, yan yana, onunla birlikte
meşgaleleri aşan ve hayat çizgisini birlikte yürüyen bir fert olarak
yer almıştır. Türk kadınları cesareti,
duyarlılığı, mücadele azmi ve
kararlılığıyla tarihe yön vermiştir. Kurtuluş
Savaşında vatanımızın kurtulması için, gözünü
kırpmadan, vatan için bedenini siper etmiştir, erkeğinin
yanında yer almıştır. Ancak ne yazık ki günümüzde
kadın olmak, hayatımızın her alanında var olabilmek
elbette ki çok da kolay değil. Erkek egemenliğinin çok
arttığı bir dönemdeyiz belki ama kadınların sesi de
çok gür çıkmakta.
İstatistiklere baktığımız
zaman, ben dünya istatistiklerini çok baz almak istemiyorum ama onlar,
aslında ülkemizdeki kadınların bulunduğu noktayı biraz
da maalesef resimlemektedir. Dünya istatistiklerine
baktığımız zaman, çok gelişmiş ülkelerde
kadın istihdamı, kadının siyasetteki yerine
baktığımızda yüzde 50, yüzde 60larda bir oran görmekteyiz.
Türkiyede ise yüzde 27lerde bir istihdam oranı görmekteyiz. Hâlbuki,
ülkenin yapısına baktığımızda, yüzde 50-yüzde 50
nüfus dağılımına baktığımızda
kadının eşit olarak istihdam görmesi gerektiğini, siyasette
yer alması gerektiğini, toplumsal tüm alanlarda mutlaka yer
alması gerektiğini de görmekteyiz.
Nüfusun neredeyse yüzde 50si kadın dedik.
Toplumumuzun neredeyse yüzde 50sini kadın oluşturmakta.
İşte bu kadınlar kalan yüzde 50 erkeği
yetiştirmektedir. Bizler belki söylemlerde Kadınlar bizim
başımızın tacı. Kadınlar bizim gerçekten her
şeyimiz, tüm değerlerimizin üzerinde. diyoruz ama bunun
karşılığı da olmalı.
Hiç duydunuz mu siz ekonomik şiddet gören
erkek, fiziksel şiddet gören erkek?
ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) Var, var.
ARZU ERDEM (Devamla) Çok az, çok az. Evet,
biliyoruz ki var ama Türkiyede çok az.
Şimdi, bunlara bakıldığında
özellikle kadınların çoğunluklu olarak karşı
karşıya kaldığı şiddeti de önlemek için belki
daha fazla adımlar atmak gerekiyor. Nedir bu adımlar? Küçüklükten
itibaren başlıyor. Hepimiz anne babayız burada. Anneye, babaya
erkek evlat gelip Ben artık işimi kurmak istiyorum. dediğinde
her birimiz hemen bir sermaye bulup buluşturup mutlaka iş
açmasına vesile oluyoruz değil mi? Aslında önemli olan, kız
çocuk geldiğinde bu anlamda muhafazakâr koruyucu tavırla hareket ediyoruz
ya, Aman, ne olur evladım, sen öğretmen olsan da yeter. Sabit bir
işin olsun, nasıl olsa evlendiğinde kocan sana bakmak zorunda.
dediğimizde işte o kız çocuklarının önünü de
kesmiş oluyoruz. Demek ki toplumda aslında bu anlamda belki eğitim
noktasında bir reform gerekiyor. Anne babaların çocuk eğitimi
noktasında mutlaka eğitilmeleri gerekiyor. Vaktizamanında
Milliyetçi Hareket Partisinin de seçim beyannamelerine
bakıldığı zaman özellikle toplumsal eğitim modelinin,
eğitim reformunun yapılması gerektiğini ve bu anlamda
toplumu bilinçlendirmesine de vesile olması gerektiğini herkes
görecektir.
Evde ev kadını olarak, okulda öğrenci
olarak, iş dünyasında çalışan olarak, siyasetçi seçilen bir
kadın milletvekili olarak, hayatın her noktasında Türk
kadını Ben de varım. demiştir ve demeye de devam edecektir.
Bu güce sahip çıkmak, dik durmak, acıyı ızdıraba
dönüştürmemeye çalışarak ayakta kalmaya gayret etmek, bu
çabayı kadınlar göstermektedir.
Cinsiyet eşitliği denildiğinde
akıllara sadece kadının geldiği, erkeğin cinsiyet
ayrımına girmediği bir toplumda olmak bile çok zor aslında.
Biz neden cinsiyet eşitliğini konuşurken kadının
haklarının korunmasıyla ilgili çalışmalar
yapıyoruz? Neden erkek hakları dernekleri yok? Bunu sormamız
gerekiyor. Demek ki aslında sıkıntı ve ihtiyacın
hasıl olduğu alan kadınlara sağlanması gerekenlerle
ilgili. Aile içerisindeki dengenin, düzenin, sevgi ve şefkatin
kaynağı olan ancak önemli kararlarda da erkeğin sözünün
geçtiği bir toplum yapısındayız, bunlardan da kurtulmak
gerekiyor.
Çocukluğunu bir çırpıda geride
bırakıp erkenden büyümeye başlayan bireydir aslında
kadın, çok hızlı anne olandır kadın. Evlenme
yaşına da bakıldığı zaman, kadınların
çok daha hızlı anneliğe adım attığını
görmekteyiz. Yolda, bir sapığın cinsel tacizine uğrayan, bu
anlamda, bu saldırı korkusuyla önünü arkasını,
sağını solunu, karanlığı yoklayan
kadındır. Cep telefonu sürekli elinde, arkasına biri çok
yaklaştığı zaman telefondan Evet baba, ben geldim,
şimdi şu köşedeyim. deme zorunluluğu hisseden
kadındır. Toplumda biricik evlatlar yetiştiren, işte,
terörle mücadelede onları toprağa verdiği zaman Vatan sağ
olsun. diye feryat edip ama bir taraftan acısını yüreğine
gömen yine kadındır. Evladının başına kötü bir
şey gelmeden eve gelmesi için şükreden en çok annelerdir ve hatta
çocuğun başına kötü bir şey geldiği zaman yine,
toplumun saldırısına maruz kalan kadındır. Çünkü ne
deniyor: Anne yetiştirememiş çocuğunu da başına
bunlar gelmiş. Hayatın her alanında, kendi ön yargılarını
bile yıkma çabasında olan kadının kendisidir. Ülkemde
kadın olmak, hep anlamak, hep anlamak, hep anlamaktır; hep
yüreğimizde hissetmektir, evlatlarımıza da bunu
anlatmaktır. Bunlara rağmen, her zaman gülümseyebilmektir kadın
olmak. Zordur kadın olmak bu güzelim memlekette ama kahraman Türk
kadını olmak da bir şereftir, bir onurdur tabii ki.
Hepimizin de hafızalarında yer alan,
içimizi yakan, bizleri nefessiz bırakan birçok kadın
istismarıyla hafızalarımız tazelenebilir. Onları
buradan konuşmak istemiyorum, sadece tekrar etmek istiyorum: Kadına
şiddetin önlenmesi için somut adımları daha da fazla
atmamız gerekiyor. Bu anlamda, iktidar partisiyle beraber biz de
Milliyetçi Hareket Partisi olarak her tür çalışmayı
yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Kadına şiddetin
artık artmaması gerekiyor, bu konuda da mutlaka dikkat çekmek
istiyorum.
Hazır bu konuşmayı
yapmışken özellikle şu konuya da değinmek istiyorum.
Kadınların taleplerini, buradan her kürsüye
çıktığımda Milliyetçi Hareket Partisinin bir Türk
kadını olarak, bir milletvekili olarak gündeme taşıyorum,
tekrar taşıyacağım: Özel Harekât polisi alımıyla
ilgili olarak kız çocuklarımız bugün yine ziyaretime geldiler ve
diyorlar ki: Bir sonraki alımda iktidar partisinden biz bu konuda bir
adım bekliyoruz; kadın alımı, kız alımı,
bayan alımı... Özel Harekât polisi alımında 10 bin
alım yapıldı, bu alımın 1i bile kadınlardan
ibaret değildi. En azından, bize bir miktar da olsa kontenjan verin.
Neden, bizler polis olamayız mı? Bizlerde vatanı savunacak yürek
yok mu?
Buradaki kadın milletvekillerine soruyorum:
Kızlarımız haklı değil mi değerli
arkadaşlar? Ben inanıyorum ki haklılar. Teşekkür ederim.
Onun dışında, yine bugün tutuklu olan
er ve erbaşların eşleri ve anneleri buradaydı. 15 Temmuz
hain darbe girişimi gecesi emirle köprüye götürülmüş olan,
farklı alanlara götürülmüş olan erler bildiğiniz gibi sekiz
aydan beri tutuklu. Bu çocukların aileleri diyor ki: FETÖye
bulaşmışsa sonuna kadar ben evladımdan vazgeçerim ama
hiçbir suçu yok benim çocuğumun. Askere gönderdim ben onu. Garibanım
ben. Memleketten de sürekli, her hafta cezaevine görmeye geliyorum
çocuğumu. Ne olur, hukuk sürecini hızlandırın, eksikler
neyse iddianameyi hazırlattırın.
Bu konuda da iktidar partisine seslenmek istiyorum
-çok önemli bir konu- özellikle buradan ben onların mektubunu size iletmek
istiyorum:
Sayın Vekilim, malumunuz olduğu üzere,
FETÖ terör örgütü yapılanması sebebiyle 15 Temmuz gecesi darbe
girişiminden ötürü ülkemizin birçok şehrinde askerî bir
kalkışma girişimi gerçekleşmiştir. Bu durum sebebiyle
Türk Silahlı Kuvvetlerinde er, erbaş, uzman çavuş olmak üzere
birçok kardeşimiz, oğullarımız ve eşlerimiz Terör
saldırısı var. denilerek birliklerinden
çıkarılıp birçok bölgeye gönderilmiştir.
Aldıkları bu emir hizmete özeldir; vatanın bölünmez
bütünlüğünün savunucusu olan askerlerimiz için mutlak itaati gerektirir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ARZU ERDEM (Devamla) Tamamlayabilir miyim
Sayın Başkan?
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Erdem.
ARZU ERDEM (Devamla) Teşekkür ederim.
Emrin tanımında hizmete özel bir
işin yazılı, sözlü, sair suretle verildiği kanunla
sabittir. Dolayısıyla, er, erbaş, Astsubay Meslek Yüksek Okulu,
Hava Harp Okulu, Kara Harp Okulu kursiyer ve uzman çavuşlarımız
aldıkları emri kanunsuz olarak değerlendirmemiş ve mutlak
itaat etmişlerdir. Ne zamanki aldıkları emrin kanunsuz
olduğunu anladıkları vakit emre itaat etmemiş, halkına
zarar vermeden dönebilecekleri en müsait yerden kışlalarına ya
da en yakın askerî birliklerine
sığınmışlardır. Sözün özü şudur ki: Kışlalarına
dönmelerinin sebebi ne halkın sokağa dökülmesi ne de ölüm korkusudur.
Kışlalarına dönmelerinin sebebi, kimseye zarar vermeden teslim
olmalarının sebebi gerçeği geç tezahür etmeleridir. Onlar, vatan
için gözünü kırpmadan canını verecek olan şerefli yüce Türk
milletinin masum evlatlarıdır. Onlar ki elinde bayrak, dilinde tekbir
olan, Müslüman Türk devletinin kılına zarar gelmemesi için gece
gündüz demeden görevini hakkıyla yerine getiren Türk askerleridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ARZU ERDEM (Devamla) Bu konuda adaletin
tecellisini, hızlı olarak adalet mekanizmasının
işletilmesini arz ediyoruz. diye bize gelen mektup. Ben de sizlere
iletmiş olayım, vebal benim üzerimden kalksın.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Erdem.
Şimdi önerinin lehinde ikinci
konuşmacı Mardin Milletvekili Erol Dora.
Buyurun Sayın Dora. (HDP sıralarından
alkışlar)
EROL DORA (Mardin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup
önerisi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz
almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, cezaevinden
Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağın
ve Grup Başkan Vekilimiz Sayın Çağlar Demirelin
mesajını okuyacağım.
HDP Eş Başkanı Van Milletvekili Figen
Yüksekdağ:
Faşizmi, diktatörlüğü ve tekçi
anlayışı yıkacak olan kadınlardır. Bunu söylerken
kuru bir propaganda yapmıyoruz, çok somut bir temele dayanıyoruz;
kadınlar hayırın en doğal örgütleyicileridirler. Zira,
biliyoruz ki kadınlar, kendi varlıklarını tarih boyunca hep
hayır diyerek inşa ettiler. Hayır dediğimiz zaman
gerçekten yaşayabildik; kocaya, sevgiliye, patrona, devlete, kısaca,
erkek egemen bütün kurumlara, bütün tavırlara hayır dedikçe
kadın olduk, özgür olduk, biz olduk. İşte bugün de kadınlar
olarak yapacağımız şey, çok iyi bildiğimiz bu iradeyi
yani direnme, reddetme ve kendi alternatifini inşa etme iradesini herkese
yaymaktır. İşte, 8 Martta da bin yıllara dayanan bu
gücümüzü yani reddetme gücümüzü tüm meydanlarda, alanlarda, sokaklarda
egemenlerin yüzüne bir kez daha, bin kez daha, milyonlarca kez daha
haykıracağız: Hayır, bir başka dünya inşa
edeceğiz.
HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel:
Nerede ve hangi koşullarda olursa olsun
direngenliğini ve cesaretini yitirmeyen ve zalimin zulmüne asla boyun
eğmeyerek kendi kimliğinden, kültüründen, dilinden ve
özgürlüğünden vazgeçmeyen ve mücadele eden Amedin onurlu kadınları,
hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Biz kadınların, geliştirdiği
örgütlü güç ve emeğimizle yürüttüğümüz onurlu mücadelenin, özgür
yarınların umudu olacağına inanıyorum. Bu vesileyle,
sizlerin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüzü kutluyor, geçen yıl
Amedde kadın buluşmalarında sizlerle olduğum ve 8 Mart
mitinginde yaptığım konuşma için şu anda
yargılanmakta ve rehin tutulmaktayım. Bu da siyasi iktidarın,
kadınların iradesinden, sözünden ve örgütlü gücünden nasıl
korktuklarının ifadesidir. Bugün fiziki olarak olmasa da duygu,
düşünce ve eylemlerde sizlerle birlikte olduğumu belirtmek istiyorum.
Devletin ve erkek egemen zihniyetin her türlü
zulmüne karşı özgürlük talebinde birleşerek, daha fazla
dayanışarak hayırı daha güçlü örgütleyen biz
kadınlar, tek adam rejimine karşı hayırı daha fazla
büyütmeliyiz.
8 Mart etkinliklerinde siz kadın
yoldaşlarımızla birlikte olmak, barışın öncüleri
direngen analarımızla buluşmak ve hep birlikte ev ev gezmek
isterdim. Siyasi iktidarın faşizan uygulamaları bizleri
sizlerden ayırarak, hücrelerin, demir parmaklıkların ve beton
duvarların arasında tutuyor olabilir fakat özgürlük taleplerimizin ve
(x)
haykırışımızın sizin alanlardaki
haykırışlarınızla buluşmasını asla
engelleyemeyecektir.
Baharın gelişi ve doğanın
kendini yenilemesiyle 8 Martta kadınların
zılgıtlarının ve direniş gücünün Nevroz
ateşiyle zirveye ulaşacağına olan inancımla 8 Mart
Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü kutluyor, özgür yarınlarda buluşmak
umuduyla sizlere sevgilerimi, saygılarımı ve
selamlarımı yolluyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tam yüz altmış yıl öncesine dayanan bir kökeni
vardır 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününün. Tüm dünyada
kadınlar yüz elli yıldır 8 Martı dayanışma ve
mücadele günü olarak kutlamaya devam etmektedirler. 1930ların Lowell
grevinden kadın işçi birliklerine, New Yorklu dokuma işçisi
kadınların yanarak can verdiği 1850lerden İkinci
Enternasyonalin kadınların kurtuluşu için
şiarının dile getiricisi Clara Zetkinlere, 1907
yılında düzenlenen 1inci Uluslararası Sosyalist Kadın
Konferansından bu konferansa yapılan çağrıyla dünya
çapında 1 milyondan fazla kadının katılımıyla
kitlesel kutlanan ilk 8 Marta ve tarihe ekmek ve gül grevi olarak geçen
görkemli kadın direnişi bu mücadelenin satır başları
olarak okunabilir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu yıl 8 Martı OHAL koşullarında
karşılıyoruz. Darbecilere karşı diyerek
başlattıkları OHAL bütün ülke için büyük bir hukuksuzluk düzeni
yaratmışken kanun hükmünde kararnamelerle yönetilen ülkede işten
çıkarmalar, gözaltılar, tutuklamalar, basına yönelik sansür,
tehdit ve şantaj olağan hâle getirilmek istenmektedir. Ülke genelinde
yaşanan ağır hak ihlalleri ve hukuksuzluklar
kadınların sorunlarını daha da ağırlaştırmıştır.
Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzler
artarak devam etmektedir. Kadınlar, iş güvencesi olmayan, düşük
ücretli işlerde yarının ne olacağını bilmeden
çalışıyor, her an işten çıkarılma korkusu
altında yaşamını sürdürmek zorunda
bırakılıyor. Artan yoksulluk, eğitimin ve
sağlığın son derece pahalı hizmetler hâline
getirilmesi yaşamı öncelikle kadınlar için çekilmez hâle
getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, DİSK
tarafından yapılan araştırmaya göre, kadın
işsizliği günbegün daha fazla artmaktadır. 2016da
kadınların geniş tanımlı işsizlik oranı
yüzde 27,9a çıkmıştır. Her 4 kadından 3ü ücretsiz
çalışırken erkekler kadınlardan 2,5 kat daha fazla ücret
almaktadır. TÜİK verileri üzerinden yapılan hesaplamalara göre
ise 11 milyon 45 bin kadın ev işleri nedeniyle çalışma
hayatına katılamıyor. Yine, TÜİKin 2015 zaman
kullanımı anketine göre kadınlar ev ve aile bakımına
günlük 4 saat 17 dakika ayırırken erkekler sadece 51 dakika
ayırıyor. Yani, ev ve aile bakımına kadınlar
erkeklerden 5 kat fazla zaman harcarken cinsiyete dayalı iş bölümü maalesef
devam etmektedir.
Değerli milletvekilleri, küresel ölçekte
yapılan toplumsal cinsiyet araştırmalarında ücret
eşitsizliği sıralamasında Türkiye 145 ülke arasında
98inci sırada yer alıyor. Ayrıca, ücretli çalışmada
kadınların erkeklere göre günlük 23 dakika fazla
çalıştığı ancak emeğinin
karşılığını alamadığı
belirtilmektedir. 2016 yılı Yaşam Memnuniyeti
Araştırması sonuçlarına göre, yaşadıkları
çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmeyen
kadınların oranı yüzde 37dir. Yani, her 10 kadından 4ü
kendini güvende hissetmiyor.
Değerli milletvekilleri, Kadın
Cinayetlerini Durduracağız Platformunun raporlarına göre, 2016
yılında 328 kadın katledilmiştir. Bu cinayetlerin yüzde
50si OHAL döneminde gerçekleşmiştir. Kadınlar en
yakınları tarafından öldürülürken yüzde 46sının
çocuğu vardı. Devlet tarafından korunmayan kadınlara
yönelik OHAL dönemiyle beraber şiddet artmış, kadınlar
türlü işkencelerle öldürülmüşlerdir. Bakınız, sadece geçen
ocak ayında 37 kadın katledildi, 34 çocuk istismar edildi ve 14
kadın cinsel şiddete maruz kaldı. Kadınlar temel
hakları için sokağa çıkıp seslerini duyuramıyor. OHAL
gerekçesiyle yasaklanan gösteri ve yürüyüşler nedeniyle
kadınların en elzem sorunları kamuoyunda hak ettiği dikkati
çekemiyor.
Değerli milletvekilleri, kadına yönelik
şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye
ilişkin Avrupa Konseyi sözleşmesi, kadına yönelik şiddet,
özellikle de ev içi şiddet konusunda uluslararası alanda bölgesel
olarak hazırlanmış ilk Avrupa Konseyi sözleşmesidir. Bu
belge Mayıs 2011de Türkiye tarafından İstanbulda
imzalandığı için kısaca İstanbul Sözleşmesi
olarak anılmaktadır. İstanbul Sözleşmesi, imzalayıp
onaylayan ülkelere fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet türlerini
önlemek için gerekli yasal önlemleri alma yükümlülüğü getirmiştir.
Sözleşme 25 Kasım 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde
kabul edilmiştir. İstanbul Sözleşmesinde öne çıkan
başlıklar ise şunlardır: Bu konuda eğitimin müfredata
dâhil edilmesi, özel sektör ve medyanın teşvik edilmesi, tazminat,
zorla evliliklerin feshi, ısrarlı takibin
cezalandırılması, zorla evlendirme ve kadın sünneti
yasağı; ayrıca, taraf devletlerin kültür, örf ve âdet için din,
gelenek veya sözde namusu şiddet eylemlerinin bir gerekçesi olarak kabul
etmeyecek olmasına yöneliktir.
Değerli milletvekilleri, yapılan yasal
düzenlemeler elbette önemlidir ancak pratikte, sahada bunun
içselleştirilmiş bir uygulamasını hayata geçiremedikçe ve
bu uygulamaların sağlıklı bir takip sürecini gözetmedikçe
yapılan mevzuat değişikliğinin bir kıymetiharbiyesi
yoktur. Bu sözleşmenin ilk imzacısı olan ülkemizin
sözleşmenin gereği olan düzenlemeleri yerine getirmemiş
olması vahim bir tezatlık yaratmaktadır.
Bu vesileyle, yine, Eş Genel
Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağın
şahsında cezaevinde bulunan bütün milletvekillerimizin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen tamamlayın Sayın
Dora.
Bir dakika
Buyurun.
EROL DORA (Devamla) -
ve Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Eş Başkanımız Sayın Gültan Kışanakın
şahsında tutuklu bulunan bütün kadın belediye eş
başkanlarımızın ve bu vesileyle bütün dünyadaki emekçi
kadınların Kadınlar Gününü bir kez daha kutluyor; özgürlükte, eşitlikte
ve gerçek anlamda hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir cumhuriyette
buluşmak üzere hepinizi tekrar sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Dora.
Önerinin aleyhinde ikinci ve son konuşmacı
Kahramanmaraş Milletvekili Nursel Reyhanlıoğlu.
Buyurun Sayın Reyhanlıoğlu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
NURSEL REYHANLIOĞLU (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi
aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Genel Kurulu
selamlıyorum.
Aile ve toplumun taşı olan
kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü
kutluyorum. Dün çok üzücü bir haber aldık. Ankaradaki Kadınlar
Gününü kutlamak için yola çıkan, Bursadan gelen Türk Metal
Sendikası üyesi kadınlarımızdan 7si kaza sonucu vefat
etmiştir. Onlara Allahtan rahmet diliyorum, yaralı olanlara da
şifalar diliyorum.
Günümüzde kadın, tüm dünya üzerinde maalesef ki
cinsiyeti dolayısıyla istihdam ve etkinlik ve ilerleme gibi birçok
alanda geride bırakılmakta, görmezden gelinmekte ve hakkı
olanı alamamaktadır. Oysa kadını ya da kadının
mücadelesini sadece cinsiyet açısından değerlendiren
düşünceyi son derece yanlış ve eksik bulduğumu belirtmek
isterim. Çünkü kadın aynı zamanda anne, eş, kardeş ve
arkadaştır. Kadın, her şeyden önce insandır.
Kadınların sorunlarını çözmeden dünyaya ve
insanlığa dair hiçbir hedefimize ulaşmamız mümkün
değildir.
AK PARTİ Hükûmeti olarak bizler
kadınlarımızın sorunlarının çözümü konusunda
yapılan her çalışmanın öncüsü ve destekçisi olmakta
kararlıyız. Kadınlarımızın yararına
olabilecek her türlü uygulamanın nereden ve kimden gelirse gelsin AK
PARTİ olarak destekçisi olacağımızın bilinmesini
isterim. Ancak, eli öpülesi analarımızın,
kadınlarımızın yine ideolojik, siyasi ve sloganik temeli
olmayan şovlarla kullanılmasına da müsaade etmeyeceğimizin
bilinmesini isterim.
Kadınlarımızın istihdamı,
üretime katkısı, kadın girişimcilerimize destek, önceki
dönemlerle kıyaslanamayacak kadar iyi durumda olmasına rağmen
daha iyi olması için var gücümüzle çalışmakta olduğumuzun
da bilinmesini isterim.
2017 Türkiyesinde kadınlar sosyal hayatta,
siyasette, iş dünyasında daha önce hiç olmadıkları kadar
aktifler fakat bu asla yeterli değil ancak gelinen nokta da
yadsınamaz ehemmiyette bir nokta. On beş yıllık
Hükûmetimizin döneminde kadınlar hak ettiği değeri alma
bağlamında merdivenleri hızla çıkmış ve
çıkmaya da devam edeceklerdir. Bizim siyaset
anlayışımızda kadın hayatın her alanında
güçlü kılınmalıdır. İşte biz bu siyaset
anlayışıyla kadın açısından Türkiyede yeni bir
dönem başlattık. Yönetimde, siyasette, sanatta kadınların
olmadığı her alan eksik kalmıştır. Bu nedenle,
öncelikle Anayasa ve yasalarda yaptığımız
değişikliklerle kadına pozitif
ayrımcılığı getirdik. Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı bizim iktidar dönemimizde kuruldu. Yine bizim
iktidarımızda Mecliste Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği Komisyonu kuruldu. Eğitimlerle kadın
STKlarına verdiğimiz desteklerle, panellerle, kongrelerle iş ve
ticaret dünyasında verdiğimiz teşviklerle kadını
destekledik. Kadına sağladığımız her destek önce
aileyi sonra ise toplumu çok güçlü kılacaktır. Bu nedenle,
kadının aile hayatı ile çalışma hayatını
uyumlu hâle getirmek için birçok yasal düzenlemeyi hayata geçirdik. Hamilelik,
doğum ve süt izinleri, esnek çalışma, iş yerlerinde
kreş ve büyük anneye destek gibi kadının
çalışmasına ve topluma katılmasına yönelik birçok
projeyi gerçekleştirdik. Çalışan, üreten kadınların
sesi olduk. Doğum nedeniyle alınan ücretsiz izinlerin memuriyet
kıdeminden sayılmasını sağladık. Kadın milletvekili
sayısı Hükûmetimiz döneminde 4 katına çıktı.
Kadınlar siyasi hayatta daha fazla temsil edilmeye başlandılar.
Gelir Vergisi Kanununa göre bazı ürünleri iş yeri açmadan satan
kadınlarımıza vergi muafiyeti getirildi. Kamuda başörtü
yasağını kaldırarak başörtülü kadınların da
özgürce çalışabilmelerinin ve istihdam edilebilmelerinin yolunu
açtık. Kadınlarımızın eğitim seviyesinin
yükselmesine bağlı olarak çalışma oranlarında da ciddi
artış sağladık. Yüzde 28,3e
çıkardığımız kadın istihdamını 2023
yılında yüzde 41e yükseltmeyi hedeflemekteyiz. 2016 yılı
Kasım ayı itibarıyla Türkiyede 2014 sonuna kadar kadın
istihdamı yüzde 7,8lik artışla 8 milyon 211e çıktı.
Yükseköğretim yapmış kadınlarda iş gücüne
katılım yüzde 71,6ya ulaşırken bu oran okuryazar
olmayanlarda yüzde 16,1 oldu. Türkiye, 2007-2015 yılları
arasında düzenli ücretli işlerde 2 milyon 160 bin kadına net
iş sağlayarak kadın istihdamını en fazla artıran
ülkeler sıralamasında 63 ülke içinde yüzde 77lik oranla ilk
sırada yer aldı. Türkiye ekonomisi 2007-2015 yılları
arasında düzenli ücretli sınıfında 5 milyon 325 bin
kişi için iş yarattı ve bu işlerin yaklaşık yüzde
40ında kadınlar çalıştı. Gelir ve yaşam
koşulları araştırması sonuçlarına göre de 2015te
yükseköğretim mezunu kadınların yıllık ortalama esas
iş gelirleri 29.238 lirayken lise mezunu kadın
çalışanların 16.124 lira olarak hesaplandı. Bir okul
bitirmeyen kadın çalışanların iş gelirleri de 8.528
lira oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki kadın
milletvekili oranı 1935 yılında yüzde 4,5 iken, 1995te yüzde
2,4 iken 2016da bu oran yüzde 14,7ye yükseldi. Sayısal verilerden de
anlaşılacağı üzere, Türkiyede kadına istihdam konusu
oldukça yakından takip edilen, desteklenen ve devamlı
artırılmasına çalışılan bir konudur. Tüm dünyada
olduğu gibi Türkiyede de cinsiyetçi yaklaşımlardan dolayı
istihdam henüz istenilen seviyeye ulaşamamıştır. Ancak,
Hükûmetimiz ön yargıları kırmış, istihdam seviyesini
ciddi anlamda yukarı çekmiştir. Buna rağmen böyle özel bir günde
dikkat çekmek niyetiyle kronik hâle gelen işsizlik
başlığı altında art niyetli bu yaklaşım
algı yönetme isteğinden kaynaklanmaktadır. AK PARTİ olarak
bizler, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesi konusunda en ön
sıralarda yerini alarak cesaret noktasında hiç kimseden geri
kalmadığını gururla tüm dünyaya gösteren, o gece
tankların karşısına dikilen, askerleri o tanklardan
aşağı indiren, şehit olan, gazi olan bu kahraman milletin
kahraman kadınları için çalışmanın boynumuzun borcu
olduğunun son derece bilincindeyiz. Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğanın da dediği gibi, yeni Türkiyeyi
inşallah ülkemizin kadınlarıyla inşa edeceğiz.
Geleceğin güvenli, huzurlu, adil, müreffeh dünyasını
doğudan batıya, kuzeyden güneye yer kürenin her köşesindeki
kadınlarımızla birlikte kuracağız. Bu vesileyle
geleceğimizin mimarı tüm kadınlarımızın 8 Mart
Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Birleşime yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.52
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Habibe Kadiri Kız Okullarının Kuruluşu ve
Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Habibe Kadiri Kız Okullarının
Kuruluşu ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/415) ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı:
390)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür
Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/398) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 229) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 229 sıra sayısıyla
bastırıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz talebi yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE
PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR MERKEZLERİNİN KURULUŞU,
İŞLEYİŞİ VE FAALİYETLERİ HAKKINDA
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 17 Eylül 2013 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bundan sonraki
uluslararası anlaşmaların oylamalarının
tamamının da ayrı ayrı elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.32
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
229
sıra sayılı Kanun Tasarısının tümünün açık
oylamasında toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
açık oylamayı tekrarlıyorum.
Beş
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 229 sıra sayılı Kanun
Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 209
Kabul
: 209(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
3üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yemen
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yemen Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/629) ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 352) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 352 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1nci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE YEMEN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ENERJİ ALANINDA
İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN MUTABAKAT
ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 27
Haziran 2014 tarihinde İstanbulda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji Alanında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum ve hızınızı
ölçüyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
352 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 209
Kabul :
209(*)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
4üncü
sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında
Madenler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
4.- Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında
Madenler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/545) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 189)
(**)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 189 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE NİJER
CUMHURİYETİ ARASINDA MADENLER ALANINDA
İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN MUTABAKAT
ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti adına 11 Temmuz 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında Madenler Alanında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
189 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 217
Kabul :
217(*)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
5inci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında
Enerji ve Hidrokarbonlar Alanında İşbirliğine
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında Enerji
ve Hidrokarbonlar Alanında İşbirliğine İlişkin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/616) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 191) (**)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 191 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE NİJER
CUMHURİYETİ ARASINDA ENERJİ VE HİDROKARBONLAR ALANINDA
İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN MUTABAKAT
ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti adına 11 Temmuz 2013 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile Nijer Cumhuriyeti Arasında Enerji ve Hidrokarbonlar
Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 191 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 217
Kabul : 216
Ret : 1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan Purçu
Nevşehir İzmir (x)
Böylece tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi, 6ncı sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti, Yunanistan Cumhuriyeti ve İtalya Cumhuriyeti Arasında
Türkiye-Yunanistan-İtalya Gaz Nakil Koridorunun Geliştirilmesine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan Cumhuriyeti ve İtalya
Cumhuriyeti Arasında Türkiye-Yunanistan-İtalya Gaz Nakil Koridorunun
Geliştirilmesine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/615) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 190) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 190 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ,
YUNANİSTAN CUMHURİYETİ VE İTALYA CUMHURİYETİ
ARASINDA TÜRKİYE-YUNANİSTAN-İTALYA GAZ NAKİL
KORİDORUNUN GELİŞTİRİLMESİNE
İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 26 Temmuz
2007 tarihinde Romada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti, Yunanistan Cumhuriyeti
ve İtalya Cumhuriyeti Arasında Türkiye-Yunanistan-İtalya Gaz
Nakil Koridorununun Geliştirilmesine İlişkin
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümünün oylaması için bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 190 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 228
Kabul : 227
Ret : 1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan Purçu
Nevşehir İzmir (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
7nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
Komisyon Raporu 74 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
7.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/374) ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 74) (x)
BAŞKAN - Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE PAKİSTAN İSLAM
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA YATIRIMLARIN KARŞILIKLI
TEŞVİKİ VE KORUNMASINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 22
Mayıs 2012 tarihinde İslamabadda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - 74 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 224
Kabul : 223
Ret : 1(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
8inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına Yönelik Anlaşmaya İlişkin Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına Yönelik
Anlaşmaya İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/298) ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu ile
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 75) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükümet yerinde.
Komisyon Raporu 75 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ VE PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ VE PAKİSTAN
İSLAM CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA YATIRIMLARIN KARŞILIKLI TEŞVİKİ VE
KORUNMASINA YÖNELİK ANLAŞMAYA İLİŞKİN PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 17
Şubat 2015 tarihinde İslamabadda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına Yönelik Anlaşmaya İlişkin Protokolün
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 75 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 224
Kabul : 223
Ret :1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
9uncu sırada yer alan 1996 Tehlikeli ve
Zararlı Maddelerin Deniz Yoluyla Taşınmasından Kaynaklanan
Zararın Tazmini ve Sorumluluğu Hakkında Uluslararası
Sözleşmeye İlişkin 2010 Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
9.- 1996 Tehlikeli ve Zararlı Maddelerin Deniz Yoluyla
Taşınmasından Kaynaklanan Zararın Tazmini ve
Sorumluluğu Hakkında Uluslararası Sözleşmeye
İlişkin 2010 Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/478) ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 227) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 227 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
1996 TEHLİKELİ VE ZARARLI
MADDELERİN DENİZ YOLUYLA TAŞINMASINDAN KAYNAKLANAN ZARARIN
TAZMİNİ VE SORUMLULUĞU HAKKINDA ULUSLARARASI SÖZLEŞMEYE
İLİŞKİN 2010 PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 1996 Tehlikeli ve
Zararlı Maddelerin Deniz Yoluyla Taşınmasından Kaynaklanan
Zararın Tazmini ve Sorumluluğu Hakkında Uluslararası
Sözleşmeye İlişkin 2010 Protokolünün beyanda bulunmak suretiyle
onaylanması uygun bulunmuştur.
(2) Protokolün 23 üncü
maddesindeki sorumluluk limitleri ile eki Zararlı ve Tehlikeli Maddelerden
Kaynaklanan Zarara İlişkin Sorumlulukla İlgili Sigorta veya
Diğer Mali Teminat Belgesinde yapılacak değişiklikleri
onaylamaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
227 sıra sayılı Kanun Tasarısı açık oylama
sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy sayısı : 229
Kabul :
227
Ret :
2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
10uncu
sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
10.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve
Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/397) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 228) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 228 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE TUNUS CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR MERKEZLERİNİN KURULUŞU,
İŞLEYİŞİ VE FAALİYETLERİ HAKKINDA
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 25 Aralık
2012 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu,
İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşma ile Anlaşmada
değişiklik yapılmasına dair Notaların onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 228 sıra sayılı Kanun
Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı :226
Kabul :222
Ret : 3
Çekimser : 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
11inci sırada yer alan kanun
tasarısı ve Dışişleri Komisyon Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
11.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn
Krallığı Hükümeti Arasında Turizm Alanında
İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/401) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 230) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 230 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1nci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BAHREYN KRALLIĞI
HÜKÜMETİ ARASINDA TURİZM ALANINDA
İŞBİRLİĞİ KONUSUNDA MUTABAKAT ZAPTININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 14 Nisan 2009 tarihinde Manamada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn Krallığı
Hükümeti Arasında Turizm Alanında İşbirliği Konusunda
Mutabakat Zaptının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 230 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı :229
Kabul :224
Ret :3
Çekimser: 2 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
12nci sırada yer alan kanun tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
12.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Turizm Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/421) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 231) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 231 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE TUNUS CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TURİZM ALANINDA
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 6
Haziran 2013 tarihinde Tunusta imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 231 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 229
Kabul : 225
Ret : 3
Çekimser : 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
13üncü sırada yer alan Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
13.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ortak Film Yapımına İlişkin
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/560) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 232) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 232 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE BULGARİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA ORTAK FİLM YAPIMINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 28
Ağustos 2012 tarihinde İstanbulda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortak Film
Yapımına İlişkin Anlaşmanın onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
232 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :226
Kabul :223
Ret :2
Çekimser :1(X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
14üncü
sırada yer alan kanun tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu raporunun görüşmelerine başlayacağız.
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ortak Film Yapımına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/561) ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 233) (XX)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 233 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
ORTAK FİLM YAPIMINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 9 Haziran 2014 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ortak Film Yapımına İlişkin
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
233 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
223
Kabul :
221
Ret :
2 (X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
15inci
sırada yer alan kanun tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu raporunun görüşmelerine başlayacağız.
15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri ve E-Devlet
Alanında İşbirliği İçin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/566) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 234) (XX)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 234 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE BULGARİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE
E-DEVLET ALANINDA İŞBİRLİĞİ İÇİN
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 20 Mart 2012 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Bilgi ve İletişim Teknolojileri ve E-Devlet
Alanında İşbirliği İçin Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 234 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 225
Kabul : 222
Ret : 3 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
16ncı sırada yer alan Güneyde
Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilim ve Teknoloji Komisyonuna Üye Devlet
Olarak Katılım Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
16.- Güneyde Sürdürülebilir Kalkınma İçin Bilim ve
Teknoloji Komisyonuna Üye Devlet Olarak Katılım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/526) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 239) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 239 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
GÜNEYDE
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN BİLİM YE
TEKNOLOJİ KOMİSYONUNA ÜYE DEVLET OLARAK KATILIM ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 31 Ağustos 2012 tarihinde
İslamabadda imzalanan Güneyde Sürdürülebilir Kalkınma İçin
Bilim ve Teknoloji Komisyonu (COMSATS)na Üye Devlet Olarak Katılım
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - 239 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 229
Kabul : 226
Ret : 3(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
17nci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Cibutide TİKA
Program Koordinasyon Ofisi Kurulmasına ve Teknik
İşbirliğine Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Dış
İşleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
17.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Cibutide TİKA Program Koordinasyon Ofisi Kurulmasına ve
Teknik İşbirliğine Dair Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/578) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 242) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
raporu 242 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE CİBUTİ CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
CİBUTİDE TİKA PROGRAM KOORDİNASYON OFİSİ
KURULMASINA VE TEKNİK İŞBİRLİĞİNE DAİR
PROTOKOLÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 24 Ocak 2015 tarihinde Cibutide
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cibuti Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Cibutide TİKA Program Koordinasyon Ofisi Kurulmasına
ve Teknik İşbirliğine Dair Protokolün onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
242 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 226
Kabul : 222
Ret : 3
Çekimser :
1 (X)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
18inci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti İletişim ve Bilgi
Teknolojileri Bakanlığı Arasında Bilim, Teknoloji, Sanayi
ve Girişimcilik Alanında İşbirliğini Güçlendirmeye
Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
18.- Türkiye Cumhuriyeti Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
ile Azerbaycan Cumhuriyeti İletişim ve Bilgi Teknolojileri
Bakanlığı Arasında Bilim, Teknoloji, Sanayi ve
Girişimcilik Alanında İşbirliğini Güçlendirmeye
Yönelik Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/504) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 252) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 252 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1nci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANLIĞI İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ
İLETİŞİM VE BİLGİ TEKNOLOJİLERİ
BAKANLIĞI ARASINDA BİLİM, TEKNOLOJİ, SANAYİ VE
GİRİŞİMCİLİK ALANINDA
İŞBİRLİĞİNİ GÜÇLENDİRMEYE YÖNELİK
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE
1-
(1) 13 Kasım 2013 tarihinde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti
İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı
Arasında Bilim, Teknoloji, Sanayi ve Girişimcilik Alanında
İşbirliğini Güçlendirmeye Yönelik Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 252 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :
219
Kabul :
215
Ret :
2
Çekimser :
2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
19uncu
sırada yer alan Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne
İlişkin Taraflar Konferansında Alınan Kararın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
19.- Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne
İlişkin Taraflar Konferansında Alınan Kararın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/595) ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu
Raporları (S. Sayısı: 259) (xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
raporu 259 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
BİRLEŞMİŞ
MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİNE YÖNELİK KYOTO PROTOKOLÜNE
İLİŞKİN TARAFLAR KONFERANSINDA ALINAN KARARIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) Birleşmiş Milletler
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Yönelik Kyoto
Protokolüne Beyaz Rusyanın katılmasına ilişkin 17
Kasım 2006 tarihli Taraflar Konferansında alınan Kararın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 259 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 219
Kabul : 217
Ret : 2 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
20inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Alanında
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre Alanında Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/328) ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri
Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 261) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
raporu 261 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
İLE EKVATOR CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Mart 2012 tarihinde Ankarada
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ekvator Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Çevre Alanında Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 261 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 223
Kabul : 220
Ret : 3(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
21inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Macaristan Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Macaristan Hükümeti
Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/523) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 264)
(x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 264 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
MACARİSTAN HÜKÜMETİ ARASINDA SOSYAL
GÜVENLİK ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 24 Şubat 2015 tarihinde
Budapeştede imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Macaristan
Hükümeti Arasında Sosyal Güvenlik Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 264 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 224
Kabul :
221
Ret :
3(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
22nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti
Arasında Çevre ve Ormancılık Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
22.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti
Arasında Çevre ve Ormancılık Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/605) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 265) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 265 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE GÜRCİSTAN HÜKÜMETİ
ARASINDA ÇEVRE VE ORMANCILIK ALANINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLAN-MASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE
1- (1) 4 Aralık 2009 tarihinde Tifliste imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Çevre ve
Ormancılık Alanında İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE
2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE
3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 265 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 219
Kabul : 217
Ret : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
23üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre,
Doğa, Su ve Ormancılık Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
23.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Çevre, Doğa, Su ve Ormancılık
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/607) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 271) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 271 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE HIRVATİSTAN
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE, DOĞA, SU VE ORMANCILIK
ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1)
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Çevre, Doğa, Su ve Ormancılık Alanında
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - 271 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 218
Kabul : 216
Ret : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
24üncü sırada yer alan, Tıbbi Ürün
Sahteciliği ve Halk Sağlığına Tehditler İçeren
Benzeri Suçlar Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
24.- Tıbbi Ürün Sahteciliği ve Halk
Sağlığına Tehditler İçeren Benzeri Suçlar
Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/321) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 214) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 214 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TIBBİ ÜRÜN SAHTECİLİĞİ VE
HALK SAĞLIĞINA TEHDİTLER İÇEREN BENZERİ SUÇLAR HAKKINDA
AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİNİN ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) Hükümetimiz
adına 29 Haziran 2012 tarihinde Strazburgda imzalanan Tıbbi Ürün
Sahteciliği ve Halk Sağlığına Tehditler İçeren
Benzeri Suçlar Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesinin beyanla
birlikte onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün oylaması için
bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - 214 sıra
sayılı Kanun Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 215
Kabul : 214
Ret : 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
25inci
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
25.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/572) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 241) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 241 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ VE PAKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1)
13 Ekim 2010 tarihinde imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Pakistan
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İşbirliği
Protokolünün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3-
(1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
241 sıra sayılı Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 216
Kabul :
213
Ret :
3 (*)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
26ncı
sırada yer alan kanun tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
26.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel ve Teknik
İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/543) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 243)
(**)
BAŞKAN
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? yerinde.
Komisyon
Raporu 243 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KONGO CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TARIM ALANINDA EKONOMİK, BİLİMSEL VE
TEKNİK İŞBİRLİĞİ HAKKINDA MUTABAKAT ZAPTININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Kasım
2012 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında Ekonomik, Bilimsel
ve Teknik İşbirliği Hakkında Mutabakat Zaptının
onaylanması uygun bulunmuştur
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü
maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
243 sıra sayılı Kanun Tasarısı açık oylama
sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 215
Kabul :
212
Ret :
1
Çekimser :
2 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
27nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Senegal Cumhuriyeti
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Arasında
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği
Protokolunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
27.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile Senegal Cumhuriyeti Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı Arasında Tarım
Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği
Protokolunun Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/553) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 245) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon
Raporu 245 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci
maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI İLE SENEGAL CUMHURİYETİ
TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI ARASINDA TARIM ALANINDA TEKNİK,
BİLİMSEL VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
PROTOKOLUNUN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
(1) 19 Şubat 2008 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Senegal Cumhuriyeti
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Arasında
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik işbirliği
Protokolunun onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 245 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı :215
Kabul :212
Ret :2
Çekimser :1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
28inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarımsal
İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
28.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Tarımsal İşbirliği Konulu Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/563) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 247) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 247 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ESTONYA CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA TARIMSAL İŞBİRLİĞİ KONULU
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 6
Temmuz 2009 tarihinde Estonyada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Estonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarımsal
İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 247 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 210
Kabul : 207
Ret : 3(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
29uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
29.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yemen Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Kalkınma İşbirliğine Yönelik Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/506) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 253) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 253 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE YEMEN CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ ARASINDA KALKINMA İŞBİRLİĞİNE
YÖNELİK MUTABAKAT MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 16
Mayıs 2008 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Yemen Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kalkınma
İşbirliğine Yönelik Mutabakat Muhtırasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 253 sıra
sayılı Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :209
Kabul :207
Ret :1
Çekimser :1(*)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Tasarı kabul edilmiş,
kanunlaşmıştır.
30uncu sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Guernsey Hükümeti Arasında Vergi Konularında Bilgi
Değişimi Anlaşması ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
30.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Guernsey Hükümeti
Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/564) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 254) (**)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 254 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE GUERNSEY HÜKÜMETİ
ARASINDA VERGİ KONULARINDA
BİLGİ DEĞİŞİMİ ANLAŞMASI
VE EKİ PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 13
Mart 2012 tarihinde Londrada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Guernsey Hükümeti Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşması ve eki Protokolün onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 254 sıra sayılı Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı :214
Kabul :212
Ret :
1
Çekimser :
1 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
31inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Man Adası Hükümeti Arasında Vergi Konularında Bilgi
Değişimi Anlaşması ve Söz Konusu Anlaşmaya
İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
31.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Man Adası Hükümeti
Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşması ve Söz Konusu Anlaşmaya İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/565) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 255) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? yerinde.
Komisyon Raporu 255 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE MAN ADASI HÜKÜMETİ ARASINDA VERGİ KONULARINDA
BİLGİ DEĞİŞİMİ ANLAŞMASI VE SÖZ KONUSU
ANLAŞMAYA İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 21 Eylül 2012 tarihinde Londrada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Man Adası Hükümeti Arasında Vergi Konularında Bilgi
Değişimi Anlaşması ve söz konusu Anlaşmaya
ilişkin Mutabakat Zaptının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 255 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 212
Kabul : 210
Çekimser : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş,
kanunlaşmıştır.
32nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Cebelitarık Hükümeti Arasında Vergi Konularında
Bilgi Değişimi Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
32.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Cebelitarık Hükümeti
Arasında Vergi Konularında Bilgi Değişimi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/567) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 256) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 256 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE CEBELİTARIK HÜKÜMETİ ARASINDA VERGİ
KONULARINDA BİLGİ DEĞİŞİMİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 4
Aralık 2012 tarihinde Londrada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Cebelitarık Hükümeti Arasında Vergi Konularında Bilgi
Değişimi Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tümünün oylaması için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN 256 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 212
Kabul : 210
Ret : 2(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
33üncü sırada yer alan, Doha
Konferansında Kyoto Protokolünde Yapılan Değişikliklerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Çevre Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
33.- Doha Konferansında Kyoto Protokolünde Yapılan
Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/594) ile Çevre Komisyonu ve
Dışişleri Komisyonu Raporları (S. Sayısı: 258) (xx)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 258 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
DOHA KONFERANSINDA KYOTO
PROTOKOLÜNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 2012
yılında Dohada düzenlenen 18. Taraflar Konferansı ile Kyoto
Protokolü 8. Taraflar Toplantısında kararlaştırılan
Doha Konferansında Kyoto Protokolünde Yapılan Değişikliklerin
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2-
(1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünün
oylaması için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN 258 sıra
sayılı Kanun Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı : 213
Kabul : 211
Ret : 1
Çekimser : 1(x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Mustafa Açıkgöz Özcan
Purçu
Nevşehir İzmir
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
34üncü sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Su Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
34.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Su Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/614) ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun (S. Sayısı: 266)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
35nci sırada yer alan Çocuk Haklarına Dair
Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
35.- Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru
Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/322) ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (S. Sayısı: 267)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların
bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 9 Mart 2017
Perşembe günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyor,
hayırlı akşamlar diliyorum, kolaylıklar diliyorum.
Kapanma Saati: 20.52
(*) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) 229 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 352 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(*) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(**) 189 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(*) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(**) 191 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 190 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 74 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 75 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 227 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 228 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 230 S: Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 231 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 232 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 233 sıra sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(XX) 234 sıra sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 239 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 242 S.Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
(X) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 252 sıra sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 259 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 261 sıra sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 264 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 265 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 271 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 214 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 241 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(*) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(**) 243 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık
oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 245 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 247 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) 253 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(*)Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(**)254 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 255 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 256 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 258 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.