TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
29uncu
Birleşim
28
Kasım 2017 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzünün, kendisine Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekilliği onurunu verenlere teşekkür
ettiğine ve yapacakları yasama ve denetim
çalışmalarının hayırlı olmasını dilediğine
ilişkin konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Afyonkarahisar
Milletvekili Burcu Köksalın, Afyonkarahisar ilinin sorunları ile
kadına yönelik şiddete ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Fatma Benlinin, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete
Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Gününe
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Diyarbakır
Milletvekili Sibel Yiğitalpin, 28 Kasım Tahir Elçinin ölümünün
2nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, İstanbul Milletvekili Fatma
Benlinin yaptığı gündem dışı konuşması
sırasında CHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
4.- Ankara Milletvekili Ali
Haydar Hakverdinin, İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kayanın HDP
grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, İzmir Milletvekili Mahmut
Atilla Kayanın HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında HDP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
6.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, İzmir Milletvekili Mahmut
Atilla Kayanın yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
7.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur
Dilipakın CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında
şahsına ve Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
8.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Uğur Dilipakın CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında HDP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Çorum Milletvekili
Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurtun, TBMM Başkan Vekili Yaşar
Tüzüne yeni görevinde başarılar dilediğine, hazine
taşınmazlarının tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs
bitkileri yetiştirmek amacıyla kiraya verilmesiyle ilgili
tebliğe ve kadına karşı şiddetin insanlığa
ihanet olduğuna ilişkin açıklaması
2.- Bursa Milletvekili Erkan
Aydının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Didem Enginin, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni
görevinde başarılar dilediğine ve İstanbuldaki hava
kirliliği sorununa ilişkin açıklaması
4.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, vergi kaçırmak üzere yurt
dışına milyonlarca dolar para gönderenlerden hesap
sorulacağına ve Cumhurbaşkanı ile AKP Hükûmetinin derhâl
istifa etmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, 28 Kasım 1919da
Kahramanmaraşta Fransız işgaline karşı Rıdvan
Hoca öncülüğünde yaşanan bayrak olayının yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
6.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Uğur Dilipakın, 28 Kasım 1919da
Kahramanmaraşta Fransız işgaline karşı Rıdvan
Hoca öncülüğünde yaşanan bayrak olayının yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın, yakınlarının yurt dışı
hesaplarına para gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde
istifa edeceği sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin
açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediğine, Mevlit Kandilini
kutladığına ve Millî Eğitim
Bakanlığının din dersi öğretmeni atamalarında
Danıştay kararını uygulamasını beklediğine
ilişkin açıklaması
9.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçanın, TBMM Başkan Vekili Yaşar
Tüzüne yeni görevinde başarılar dilediğine ve
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
10.- Bursa Milletvekili Emine
Yavuz Gözgeçin, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlunu kadınlarla ilgili bazı ifadeleri
nedeniyle kınadığına ve kadına şiddetin
insanlığa ihanet olduğuna ilişkin açıklaması
11.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediğine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın, yakınlarının yurt dışı
hesaplarına para gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde
istifa edeceği sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin
açıklaması
12.- Edirne Milletvekili Okan
Gaytancıoğlunun, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni
görevinde başarılar dilediğine ve Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğanın, yakınlarının yurt
dışı hesaplarına para gönderdikleri iddialarının
ispatı hâlinde istifa edeceği sözünü yerine getirmesini
beklediğine ilişkin açıklaması
13.- Tekirdağ
Milletvekili Ayşe Doğanın, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne
yeni görevinde başarılar dilediğine ve 25 Kasım Kadına
Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası
Dayanışma Gününe ilişkin açıklaması
14.- Kayseri Milletvekili
Çetin Arıkın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın, yakınlarının yurt dışı
hesaplarına para gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde
istifa edeceği sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin
açıklaması
15.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Özün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
16.- İstanbul
Milletvekili Serap Yaşarın, 25 Kasım Kadına Yönelik
Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma
Gününe ilişkin açıklaması
17.- İzmir Milletvekili
Kerem Ali Süreklinin, yaşanan bazı olayların ülkeye ve
Cumhurbaşkanına yönelik kumpasların ve
saldırıların bitmediğinin ve yakın zamanda da
bitmeyeceğinin işareti olduğuna ilişkin
açıklaması
18.- Manisa Milletvekili
Mazlum Nurlunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
19.- Mersin Milletvekili
Yılmaz Tezcanın, Mevlit Kandilini tebrik ettiğine, Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu,
kadınlarla ilgili ve CHP Grup toplantısında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanla ilgili sarf ettiği
bazı ifadeleri nedeniyle kınadığına ilişkin
açıklaması
20.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, TBMM Başkan Vekili
Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar dilediğine, 28
Kasım Tahir Elçinin ölümünün 2nci yıl dönümüne, Panama belgeleri
ile Paradise belgelerinden sonra şimdi de Man Adası belgelerinin
ortaya çıktığına ve 25 Kasım Kadına Yönelik
Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma
Gününe ilişkin açıklaması
21.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediğine, Başbuğ Alparslan Türkeş 3.
Türk Gençlik Çalıştayı ve Kurultayına, 25 Kasım
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası
Dayanışma Gününe, 27 Kasım 2017de Hakkâri Çukurcada
şehit olan piyade eri ile 28 Kasım 1998de Hakkâri Çukurcada bir
askerî helikopterin düşmesi nedeniyle şehit olan 16 askere ve 24
Kasım 2017de Mısırda yaşanan katliamda hayatını
kaybeden 309 kişiye Allahtan rahmet dilediğine, 28 Kasım
1919da Kahramanmaraşta yaşanan bayrak olayının 98inci
yıl dönümüne, bazı gençlerin güvenlik soruşturmaları çok
basit nedenlerle temiz çıkmadığı için işlerinden
edildiğine ilişkin açıklaması
22.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediğine ve milletvekillerine açıklama için söz
hakkı vermesiyle ilgili uygulamasına, 28 Kasım Tahir Elçinin
ölümünün 2nci yıl dönümüne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlunun ortaya koyduğu belgeler
karşısında istifa etmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
23.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne
yeni görevinde başarılar dilediğine ve Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun grup
toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanla
ilgili sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Erkan Akçayın, MHP Grubu olarak TBMM Başkan Vekili Yaşar
Tüzüne yeni görevinde başarılar dilediklerine ilişkin
açıklaması
25.- İzmir Milletvekili
Mahmut Atilla Kayanın, İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
26.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, iktidar partisinin 502 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 123üncü maddesi üzerinde verdiği önergeye
ilişkin açıklaması
VIII.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı İsmail Kahraman ve beraberindeki Parlamento heyetinin,
Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 7nci Genel Kuruluna
katılmak üzere Kırgızistana ziyarette bulunmalarına
ilişkin tezkeresi (3/1356)
B) Çeşitli
İşler
1.- Başkanlıkça,
Genel Kurulu ziyaret eden Kocaeli ili Gölcük Lisesi Down Sendromlular
Derneği yöneticileri ve çocuklarına Hoş geldiniz. denilmesi
C) Önergeler
1.- İstanbul
Milletvekili İsmail Faruk Aksunun, (2/390) esas numaralı 657
Sayılı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/120)
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, Grup
Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan Akçay tarafından,
öğretmenlik mesleği hakkındaki mevcut sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla 28/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun,
Şanlıurfa Milletvekili Sayın Osman Baydemir ve
arkadaşları tarafından, Diyarbakır Barosu
Başkanlığı yaptığı dönemde 28/11/2015
tarihinde Diyarbakırda katledilen Tahir Elçi cinayetinin
aydınlatılması, sorumluların açığa
çıkarılması amacıyla 27/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Eti Maden Mazıdağ Tesislerinin
özelleştirme sürecinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/1867) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 28 Kasım 2017 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
B) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, 502 sıra sayılı Kanun Tasarısının
kabul edilmiş olan 123üncü maddesinin İç Tüzükün 89uncu maddesi
uyarınca yeniden görüşülmesine dair Hükûmet talebinin uygun
görüldüğüne ilişkin görüşü
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Bazı Vergi
Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) ve İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin 6306 Sayılı "Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun",
2981 Sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanun" ve 4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz
Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"da
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/588)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 502)
2.- AB-EFTA Ortak Transit
Ortak Komitesinin 20 Mayıs 1987 Tarihli Ortak Transit Rejimine
İlişkin Sözleşmeyi Değiştiren 28/04/2016 Tarihli ve
1/2016 Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/745) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 457)
3.- Geçici İthalat
Sözleşmesinde Yapılan Değişikliklere İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/712) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 385)
B) Yeniden Görüşmeleri
Yapılan Tasarılar/Teklifler (Tekririmüzakere)
1.- Bazı Vergi
Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/884) ve İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin 6306 Sayılı "Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun", 2981
Sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanun" ve 4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz
Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"da
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/588)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 502) (123üncü
Maddesi)
XI.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
502) Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- İzmir Milletvekili
Selin Sayek Bökenin, yıllık devlet borçlanma oranının
aşılmasının ekonomiye olası etkilerine ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/17481)
2.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, 2002-2016 yılları arasında ve 31 Haziran 2017
tarihi itibarıyla Manisadaki aktif sigortalı, Bağ-Kurlu ve
tarım Bağ-Kurlu sayıları ile prim borcu nedeniyle sağlık
sigortasından faydalanamayan kişi sayılarına ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide
Sarıeroğlunun cevabı (7/17512)
3.- Trabzon Milletvekili
Haluk Pekşenin, THYnin Boeing firmasıyla yaptığı
kırk yeni uçak alım anlaşmasına ilişkin sorusu ve
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet
Arslanın cevabı (7/17636)
4.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, kamu ve özel sektör bünyesinde bulunan AR-GE merkezlerine,
teknoloji geliştirme merkezlerine ve AR-GE çalışmalarına
ayrılan bütçeye ilişkin sorusu ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Faruk Özlünün cevabı (7/17712)
5.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, TÜİKin millî gelir hesaplama yöntemini
değiştirmesine ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Lütfi
Elvanın cevabı (7/17765)
6.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, ülkemizdeki üniversite ve araştırma
kuruluşları ile bu alanda çalışan personel
sayılarına ve araştırma-geliştirmeye yapılan
harcama tutarına ilişkin sorusu ve Kalkınma Bakanı Lütfi
Elvanın cevabı (7/17766)
7.- Burdur Milletvekili
Mehmet Gökerin, Türk Hava Yollarına ait uçakların durumuna ve yeni
uçak alımına ilişkin sorusu ve Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslanın cevabı (7/17845)
28 Kasım 2017 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapağız.
Yoklama
için beş dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini; bu süre içerisinde elektronik sisteme
giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden
yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin, yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla,
verilen süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını ve salondan ayrılmamalarını
rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Yaşar Tüzünün, kendisine Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekilliği onurunu verenlere teşekkür ettiğine ve
yapacakları yasama ve denetim çalışmalarının
hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
konuşması
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri, ilk kez oturduğum
riyaset makamında yaşadığım yoğun duygu ve
düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, hepimizin malumu olduğu üzere ülkemizin yer
aldığı coğrafya dünyanın en zor coğrafyası.
Ülkemiz sırf bu konumu nedeniyle tarihin her döneminde türlü zorluklarla
baş etmek zorunda kalmıştır. Her defasında bu
zorlukların üstesinden gelmiştir. Bizim Meclisimiz yeryüzünde
eşi benzeri olmayan gazi unvanlı yüce bir Meclistir. Bu ruhunu
hiçbir zaman kaybetmemiştir. Bizim Meclisimiz İstiklal
Savaşımızın destanıdır, millet
egemenliğinin vücut bulmuş hâlidir, millî iradenin merkezidir,
demokrasinin kalbidir. Bizim büyük onurumuz, bütün mazlum milletlerin de umut
ışığı, yol göstericisi, büyük devlet adamı,
Eşsiz Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürkün 1921de söylediği gibi
Millet ve memleket adına ve hesabına tek başvurulacak yer
yüksek Meclistir. Bu yasal hakkı, bu millî hakkı, bu doğal
hakkı hiçbir sebep ve bahaneyle ve hiçbir düşünceyle, hiçbir kimseye
ve hiçbir kurula terk edemeyiz. Gerçekten de, hiç kimsenin, hiçbir makam ve
kurumun gücü, bu büyük milletin Meclisinin gücünden üstün değildir. Aksini
kabul etmek, kendimizi, varlığımızı inkâr etmek
anlamına gelecektir.
Sayın
milletvekilleri, Türkiye'nin ve Meclisimizin önünde acil çözüm bekleyen önemli
sorunlar var. Ne yazık ki içte ve dışta, adalette, hukukta,
eğitimde, sağlıkta, tarımda, turizm ve sanayide,
kısacası ekonomide çok ağır sorunlarla karşı
karşıyayız ama eminim, bu yüce Meclisin kudreti, el ele vererek
her türlü zorluğun üstesinden gelmeye yetecektir, tıpkı
doğrudan ülkemizin bütünlüğünün, bağımsızlığının
hedef alındığı 15 Temmuz ihanetini bertaraf etmekte
olduğu gibi. Büyük Şairimiz Nazımın Kuvayımilliye
Destanında söylediği gibi: Ateşi ve ihaneti
gördük./Dayandık, dayanmaktayız
Sevgili
arkadaşlarım, yüce Meclisin saygınlığı her
şeyin üzerindedir. Bu saygınlığın korunması
hepimizin ortak sorumluluğudur. Unutmayalım ki Meclisteki
tavırlarımızla, sözlerimizle, geleceğimizi emanet
edeceğimiz gençlerimize, çocuklarımıza rol model
olmalıyız. Söz, kalpten çıkarsa kalbe kadar girer; dilden
çıkarsa kulağı aşmaz.
Yeri
gelmişken, istişare ve birlikte çalışmanın önemine de
değinmek istiyorum. Akıllı insan aklını kullanır,
daha akıllı insan başkalarının da aklını
kullanır. Önemli olan, Bugün, ülkemiz için birlikte daha iyi, daha güzel
neler yapabiliriz? sorusunu her gün kendimize sormak olmalıdır.
Bugüne kadar milletçe birçok şeyi başardığımız
gibi, bundan sonra da başaracağımızın inancı ve
kararlılığına sahip olmalıyız.
Ben
de bu onurlu görevi yerine getirirken Anayasamıza, İç Tüzükümüze,
demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı
kalacağımı, tarafsızlık ve adalet içinde
davranacağımı belirtmek isterim. Evet, tarafsız
olacağım; evet, herkese eşit mesafede olacağım ancak
ayrılmayacağım ilkeler Atatürk ilkeleri olacak, demokratik, laik
cumhuriyet olacak, insan hakları olacak, düşünce özgürlüğü
olacak, söz söyleme hakkına saygı olacak.
Sevgili
arkadaşlarım, bu görevde temel güvencem siz değerli
milletvekilleri olacaksınız. Beni bu göreve seçen, öncelikle
Cumhuriyet Halk Partisi Grubundaki arkadaşlarıma, Genel Kurulda
bulunup oy veren siz değerli milletvekillerimize ve elbette bana Mecliste
kendilerini temsil etme onurunu veren Bilecek halkına içtenlikle
teşekkür ediyorum.
Bu
dönemde yapacağımız hizmetlerimizin, yasama ve denetim
çalışmalarımızın milletimize hayırlı
olmasını, huzur ve mutluluk getirmesini temenni ediyorum. (CHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Afyonkarahisarın sorunları ile
kadına yönelik şiddet hakkında söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili
Burcu Köksala aittir.
Buyurun
Sayın Köksal. (CHP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın,
Afyonkarahisar ilinin sorunları ile kadına yönelik şiddete
ilişkin gündem dışı konuşması
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem Afyonkarahisar ilinin
sorunları hakkında gündem dışı söz almış
bulunmaktayım.
Siyasi
iktidarın termalin ve mermerin başkenti dediği
Afyonkarahisarda yüzlerce kişiye istihdam sağlayan madenciler
bugünlerde bir korku içindeler. Maden Yasasında yapılan
değişiklikle maden bölgesi oluşturulmasının önü
açıldı. Birçok maden ocağı sahibi, ocaklarının
ellerinden gideceği korkusu içindeler. Şimdi orada birçok mermer
işçisi bu sektörden ekmek yiyor. Bu yasa, Afyonkarahisarda ne yazık
ki yeni işsizlerin ortaya çıkmasına neden olabilecek.
Afyonkarahisarda,
maalesef, neredeyse gece ve gündüz, hava kirliliğinden dolayı gaz
maskesiyle dolaşır hâle geldik. Egenin incisi diye iddia edilen
kent, ilgisizlikten dolayı Türkiyede hava kirliliğinde 8inci
sırada, Avrupada 10uncu sırada yer alıyor.
Önümüzdeki
yakın tarihte de kent merkezi çok katlı binaları ve kamu
kurumlarını kaldıramayacak. Bu yüzden eski stadyum ve hatta eski
SSK hastanesinin olduğu yerlerin bir kısmının yeşil
alan, bir kısmının da açık otopark olarak
kullanılması gerektiğini düşünüyoruz.
Yine,
tren garının bulunduğu yere de eğer yeni konutlar
yapılırsa trafik yoğunluğu ve hava kirliliği güzel
Afyonkarahisarımızı maalesef hepten yıpratacak.
Afyonkarahisarda
yollarımız perişan hâlde arkadaşlar. Şimdi burada
bazı fotoğraflar göstereceğim. Bakın, bu yollar neredeyse,
artık, olta takımlarımızı alıp balık
avlayacağımız hâle gelmiş durumda. Ben buradan şunu
söylüyorum: Paracıklar Man Adasına, Afyonkarahisarlı
hemşehrilerim çamurlu yollara reva görüldü.
Burada,
yine, AKPnin yeni nesil bir buluşu var, yeni nesil rögar kapakları.
Bunu da siz getirdiniz Afyonkarahisara.
Yine,
başka bir konu doğalgaz. Karasal iklimi oldukça sert geçen,
kışları uzun geçen bir iliz Afyonkarahisar olarak ve -daha önce
de Mecliste bunu dile getirdim- Afyonkarahisarlı hemşehrilerimiz
doğalgaz indirimi talep ediyor, bu sese lütfen kulak verin.
Kent
merkezinde, yaklaşık bir ilçe büyüklüğünde olan Güvenevler
Mahallesindeki sağlık ocağına bir tane uzman aile hekimi
getirtemedik. Günlerdir söylüyoruz, vatandaş mağdur. Buradan
yetkililere sesleniyorum: Allah aşkına, Afyonkarahisarlı
hemşehrilerimin sesine kulak verin, muhalefetin söylediklerini lütfen
dikkate alın.
Bakın,
Zafer Havalimanının yerinin yanlış olduğunu hemen
herkes söyledi ama siz ne yaptınız? Götürdünüz, bütün görüşleri
bir kenara bırakıp olmayacak bir yere havalimanı
açtınız ve yap-işlet-devret modeliyle açtınız bu
havalimanını, Sayıştay raporlarına göre 5 milyon
avroyu vatandaşın sırtına yüklediniz. Yurt
dışı seferleri yok; özellikle Belçikada yaşayan
Emirdağlı gurbetçilerimiz, Fransadaki, Almanyadaki ve diğer
ülkelerdeki gurbetçilerimiz bu havalimanına iniş yapamıyor.
Neden? Yer seçimi yanlış çünkü.
Afyona
adını veren haşhaş bitkisidir ama sayenizde
haşhaş da tarihe karışacak çünkü pancarda ve haşhaşta
uygulanan kota, çiftçinin canına tak etmiş durumda. Pancar
kantarlarını bir dolaşın, dolaşın ki pancar
üreticilerinin ne çektiğini, hâlini görün. Sadece pancar mı? Buradan
Afyonu Egenin incisi yapacağız. diyerek sallayanlara
sesleniyorum: Üreticinin ayağına gidin, bir çayını için;
kiraz üreticisinin, pancar üreticisinin, haşhaş üreticinin,
buğday üreticisinin dertlerini dinleyin.
Geliyorum
öğrencilerin sorunlarına. Erenler bölgemiz var, yaklaşık 20
bin civarında öğrencimiz burada ve yolları çamur içinde,
perişan. Orada bulunan yurt sahiplerine daha önce yuvarlak yangın
merdiveni olduğu hâlde ruhsat verilmiş. Şimdi neymiş? Z
şeklinde yangın merdiveni yapın, içeriden yapın.
Belediyeye gidiyorlar: Muhatap biz değiliz. Millî Eğitime
gidiyorlar: Muhatap biz değiliz. Ve yurt sahipleri orada perişan
olmuş durumda.
Yine,
Sinanpaşada AKÜye bağlı bölümlere ne yazık ki
öğrenci kaydedilmedi ve orada muhasebe ve işletme bölümleri
kapandı, yeni bölümler de açılmadı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURCU
KÖKSAL (Devamla) Aslında burada beş dakika yetmiyor Afyonun
sorunlarını anlatmaya. O kadar çok sorun var ki, buradan
sesleniyorum: Lütfen bu sorunları çözün.
BAŞKAN
Sayın Milletvekili, bir dakika ek süre veriyorum, lütfen sözlerinizi
toparlayınız.
BURCU
KÖKSAL (Devamla) Bakın, Sinanpaşada yine ilçeye bağlı
bazı köy ve kasabalarda, özellikle Nuh köyü ve Taşolukta sık
sık elektrik kesintileri yaşanıyor. Artık yüzünüzü saraya
değil, vatandaşa dönün, vatandaşı dinleyin diyorum.
Yine,
Yeşilçiftlik beldemiz
Bakın, siz bir zamanlar FETÖyle el ele, kol
kola, omuz omuza gezerken bizim bir Belediye Başkanımız
vardı, Sultandağı Yeşilçiftlik Belediye
Başkanımız.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Olayları saptırmayalım, gündemin
dışına çıkmayın, Afyonu
konuşacaksınız, Afyonu.
BURCU
KÖKSAL (Devamla) - Kendisini buradan rahmet ve şükranla anıyorum.
FETÖyle mücadele etti, yargılandı, ceza aldı ve aday
olamadı; elim bir kazada kaybettik. Şimdi, ona, ailesine ödül
vereceğinize dava açtınız. Neden? Belediye
Başkanlığı döneminde fazla personel
çalıştırdığı için. Allah aşkına
soruyorum: FETÖyle mücadele edenlere verilen değer bu mudur bu ülkede?
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Köksal.
Gündem
dışı ikinci söz, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete
Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü
münasebetiyle söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz Fatma Benliye aittir.
Buyurun
Sayın Benli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Fatma Benlinin, 25 Kasım
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası
Dayanışma Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
FATMA
BENLİ (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle
yeni göreviniz hayırlı olsun.
Bugün
25 Kasım Dünya Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü
vesilesiyle söz almış bulunmaktayım. Çünkü, kadına
karşı şiddetin yakıcılığı ve
kadın-erkek tüm topluma verdiği zararlar, bu konunun sadece bir gün
değil, her zaman konuşulmasını, ancak konuşmanın
ötesinde somut, gerçekten fiilî anlamda şiddetle mücadeleyi
sağlayacak önlemler geliştirilmesini gerektirmekte. Zira,
şiddete karşı olunduğunun sadece ifade edilmesi,
şiddetle mücadele için yeterli değil.
Yapılan
araştırmalar, eğitim düzeyinin ya da refah düzeyinin
şiddetle mücadele için yeterli olmadığını göstermekte.
Nitekim, KEFEK olarak İsveç ve Finlandiyayla
yaptığımız çalışmalarda, yüz sene önce dahi
Mecliste kadın parlamenterleri bulunan, kadın
cumhurbaşkanı, kadın başbakanı bulunan Finlandiyada
bile şiddet oranının yüzde 45 olduğunu gösterdi. Gayrisafi
millî hasılası çok yüksek olan İsveçin bile kadına
karşı şiddet konusunda hâlen yeterli sonuca
ulaşmamış olması, bizlerin bu alanda çok daha fazla
çalışma yapmasını gerektiriyor. Çünkü, Avrupa Birliğinin
yaptığı çalışmalar, 3 kadından 1 tanesinin
fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını
gösteriyor.
Türkiye
için de aynı durum geçerli ki Türkiyede tek bir kadının dahi
şiddete maruz kalması, her birimizin diğer konuların
dışında özellikle bu konuda çalışma
yapmamızı gerektiriyor. Zira, şiddetle zamanında mücadele
edilmemesi, daha sonra en uç olaylarda ölümle sonuçlanabiliyor, yaşam
hakkının ihlaliyle sonuçlanabiliyor. Bu noktada aslında yapmamız
gereken, öncelikle bu konudaki toplumsal yaptırımın gerçekleştirilmesi.
Zira, sizlerin de katkılarıyla, AK PARTİ iktidarı
zamanında kadına karşı şiddetle mücadele konusunda pek
çok yasa değişikliği gerçekleştirildi, üstelik bu, son on yıla
yayıldı.
Son
on yıla yayılan bu süreç boyunca önce töre cinayetlerinin önlenmesi
için Meclis komisyonu oluşturuldu, Başbakanlık genelgesiyle
şiddetle mücadelede bütün birimler görevlendirildi. İstanbul
Sözleşmesini ilk onaylayan, ilk kabul eden ülke olma şerefine
Türkiye vasıl oldu. Daha sonra gerçekleştirilen 6284 sayılı
Yasa tüm partilerin onayıyla bu Meclisten geçti.
Bu
konuda, özellikle şiddetle mücadele noktasında koordinasyon görevi
yapan Aile Bakanlığının yaptığı
çalışmalar: 81 ilde şiddeti önleme ve izleme merkezlerinin
olması, 20 bin kadının davalarına müdahil olmak
vasıtasıyla yardımcı olunması, elektronik kelepçenin
sadece 2 ilde değil, 6 ile yaygınlaştırılması,
600 kişi hakkında çalışma yapılması bunlardan
sadece birkaç tane örnek ama bize düşen, bu konuda sadece yasa
çalışmaları yapmak değil, şiddetin hiçbir şekilde
ama hiçbir şekilde mazeretlendirilemeyeceğini, hiçbir şekilde
toplumsal kabulünün olmadığını ifade etmek. Ancak bu
şekilde toplumsal yaptırım olması hâlinde şiddetle
mücadele etmemiz mümkün.
Sonuçta,
AK PARTİ iktidarı öncesi okullarda da öğretmenlerin
öğrencilere karşı disiplini sağlamak üzere
gerçekleştirdiği çok fazla şiddet vakası vardı ama
bugün, biz, öğrenciler üzerine değil, öğretmenler üzerine,
şiddet uygulayan bireyler üzerine odaklandığımız için,
bu konunun bir yaptırımı olduğunu kabul ettirdiğimiz
için, hem toplumsal hem cezai yaptırımı olduğunu ortaya
koyduğumuz için artık okullarda gerçekleştirilen şiddet
olaylarının çok az olduğunu görüyoruz.
Aynı
durumu kadınlar için de söz konusu yapmak zorundayız çünkü
kadına karşı şiddet herhangi bir bahaneyle kabul edilemez.
Bu noktada, ana muhalefet liderinin Eğer erkek işsizse, evin
tenceresi kaynamıyorsa bunun hıncını kadından
alır. ifadesi, aslında, maalesef kadına karşı
gerçekleştirilen şiddetin mazeretlendirilmesine yönelik zihinsel
dönüşümün hâlen gerçekleştirilemediğini gösteriyor çünkü biz,
eğer şiddeti herhangi bir şekilde, işsizlik, yoksulluk,
alkol ya da diğer farklı sebeplerle bahanelendirirsek bir sonraki
aşamada bu, çok daha ağır olarak karşımıza
çıkar.
Kaldı
ki bu sorunların hepsi diğer vakalar için de geçerli.
İşsizlik ya da yoksulluk, sokaktaki insanların birbiriyle kavga
etmesi ya da bir insanın kendisine kötü davranan patronuyla kavga edip ona
şiddet uygulamasıyla sonuçlanmıyor çünkü kişiler
bunların çok daha ağırıyla karşı karşıya
kaldıklarında, diğer kişiye şiddet
uyguladıklarında bunun hem toplumsal hem cezai bir
yaptırımının olduğunu biliyorlar, bu nedenle
kendilerini frenliyorlar. Ancak toplumsal ve cezai bir yaptırımı
olmadığı için kadına karşı şiddet
vakası, maalesef hâlen toplumumuzun en yakıcı yarası olarak
devam etmeyi sürdürüyor. Bize düşen, aslında bu konuda mücadele
etmek. Kadına karşı şiddetin hiçbir şekilde
bahanelendirilemeyeceğini, bu konuda bunun bir güç gösterisi değil,
bir ayıp olduğunu, toplumsal yaptırımının bulunması
gerektiğini ifade etmek ve bunu yediden yetmişe toplumun her kesimine
nakşetmek çünkü kadına karşı şiddet, sadece
kadına zarar veren bir olgu değil, kadınıyla erkeğiyle
tüm toplumu ifsat eden bir durum.
Çok
teşekkür ediyorum, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Benli, ek bir dakika süre vereceğim isterseniz.
FATMA
BENLİ (Devamla) Çok memnun olurum aslında Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Tabii, buyurun, sözlerinizi toparlayın.
FATMA
BENLİ (Devamla) Başkanımızın bu konudaki bir
dakikalık sözü dolayısıyla kendisine teşekkür ediyorum
çünkü bizler, toplumun fertleri olan bizler aslında bütün topluma örnek
teşkil ediyoruz. Bizim söylediğimiz her söz toplumun her kesiminde
makes buluyor. Eğer biz sadece konuşmak dışında,
sadece söylemlerde bulunmak dışında, sadece şiddete
karşı olduğumuzu ifade etmek dışında somut olarak
toplumsal yaptırımı olduğunu ortaya koyarsak ancak o
okullarda bahsettiğim zihinsel dönüşümü gerçekleştirebiliriz çünkü
Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, kadına
karşı şiddet aslında insanlığa ihanet. Biz bunu
gerçekleştirdiğimizde, aile ve şiddet gibi asla yan yana
gelmemesi gereken iki kavramın, insanların bunu sanki normal,
olağan bir davranış gibi görmesine sebep olduğumuzda bizden
sonraki topluma da kötü örnek olmuş oluyoruz. Bu nedenle bunun bir
yaptırımının olması lazım ama bunun
yaptırımı, öncelikle yasalar ve hapis değil, toplumsal
yaptırımının olması, bu insanın bir ayıp
gerçekleştirdiğinin, bu insanın artık normal bir birey
olarak kabul edilmemesi gerektiğinin ifade edilmesidir.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Benli.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım, Sayın Benli
konuşması sırasında, Sayın Genel
Başkanımızın geçtiğimiz hafta yapmış
olduğu bir konuşmadaki bir değerlendirmesini, gerçekten
uzaklaştırarak bir başka şekilde yansıttı. Bunu
dinleyen vatandaşlar, Sayın Genel Başkanın kadına
karşı şiddeti mazur gördüğü gibi bir kanıya
kapılabilir. Bu konuda grup adına düzeltme hakkımızı
kullanmak istiyoruz İç Tüzük 69a göre.
BAŞKAN
Buyurun Başkanım.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Sayın Genel Başkanı niye
düzeltiyorsunuz ki? Kendi kendini düzeltsin.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Uygun görürseniz Nurhayat Altaca Kayışoğlu
yanıtlayacak.
BAŞKAN
Sayın Altaca, buyurun.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Sayın Genel Başkan kendi düzeltsin,
siz niye düzeltiyorsunuz kendisini?
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Az önce de konuştu, niye dinlemedin?
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Çıksın, gelsin, düzeltsin. Sayın
Genel Başkanın dediği ortada.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Grupta konuştu, düzeltti;
dinlememişsin.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Grubu dinleyemedik.
BAŞKAN
Sataşma nedeniyle iki dakikalık süre veriyorum.
Buyurun
Sayın Altaca. (CHP sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, İstanbul Milletvekili Fatma Benlinin
yaptığı gündem dışı konuşması
sırasında CHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda, kadına
yönelik, çocuğa yönelik şiddetle ilgili mücadele konusunda biz bu
sıralara geldiğimizden beri hep bir şey söyledik, dedik ki: Bu,
siyasetüstü bir meseledir ve gelin bunu hep beraber, bir an önce çözelim.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Biz de aynı şeyi söyledik.
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Çünkü her gün bu ülkede birçok
kadın öldürülüyor, çocuklar tacize, tecavüze maruz kalıyor; bunu
birlikte çözelim. Ama çocukların özellikle cinsel istismar olmak üzere,
bütün istismarlarıyla ilgili, bunları önleme konusunda bir
araştırma komisyonu kuruldu. O komisyonun raporunun sonuç
kısmının ilk maddesi ve bizim de defalarca kanun teklifi
verdiğimiz konu, örneğin daimi bir çocuk hakları komisyonu
kurulması.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Biz de arkasındayız.
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Hâlâ kurulmadı.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Arkasındayız, destekliyoruz.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Biz iktidarda değiliz, siz iktidardasınız.
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) Kadınlarla ilgili, iyi hâl indirimi
başta olmak üzere -daha yeni yaşadık bir örneğini
biliyorsunuz, buna da evet, tepki gösterdiniz- birçok konuyu yeniden
düzenleyelim dedik, hâlâ raflarda duruyor bu bizim verdiğimiz kanun
teklifleri.
Gelelim
Genel Başkanımızın söylemine. Tamamen çarpıtmaya
yönelik
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Kadınlarla ilgili en iyi düzenlemeleri,
dünyadaki örnek düzenlemeleri biz gerçekleştirdik. Kayıtlara geçsin.
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) Ekonomik krizin, işsizliğin
insanları her türlü suça ittiğini biliyoruz. Bizler çoğunlukla hukukçu
insanlarız ve hem dünyadaki hem diğer ülkelerdeki hem ülkemizdeki
tarihî örnekler, bunu göstermektedir ki ekonomik sıkıntı
arttıkça ülkede suç da, şiddet de, her türlü melanet de,
uyuşturucu kullanımı da kat kat artmaktadır, Genel
Başkanımızın kastettiği şey budur. Ekonomik
sorunlarını, işsizliğini çözmezseniz bu ülkenin, bu
toplumun her türlü suç artar.
AYŞE
SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Bunu kadın üzerinden yapması
yanlış Nurhayat Hanım.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - O suçlardan biri de kadına yönelik
şiddettir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) O konuşmayla kadına şiddeti teşvik
ediyor.
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) - Üstelik partinizin, Kahkaha atan
kadınlar iffetsizdir. Hiç kadın ile erkek bir olur mu? Efendim, bu,
fıtrata aykırıdır. diyen Genel
Başkanınızın söylemini öncelikle eleştirin diyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
ZEHRA
TAŞKESENLİOĞLU (Erzurum) Ama Genel Başkanınız
söylüyor Nurhayat Hanım.
FATMA
BENLİ (İstanbul) Sayın Başkan, 60a göre bir
dakikalık söz rica edeceğim.
BAŞKAN
Konu amacına ulaşmıştır. Sataşmadan söz verdim,
gerek olmadığını düşünüyorum.
FATMA
BENLİ (İstanbul) Takdir sizin.
BAŞKAN
- Aksi bir sataşma yapmadı, Sayın Genel Başkanın
söylemleri noktasında düşüncelerini belirtti.
Gündem
dışı üçüncü söz, Tahir Elçinin ölüm yıl dönümü nedeniyle
söz isteyen Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Sibel Yiğitalpe
aittir.
Buyurun
Sayın Yiğitalp. (HDP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları (Devam)
3.- Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalpin, 28
Kasım Tahir Elçinin ölümünün 2nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun,
umarım bu ülkeye ve Türkiye halklarına barış getirir.
Evet,
25 Kasımı yeni geçirdik ve 25 Kasım
Kadına yönelik
şiddetin en üst düzeyde olduğu bir dönemden geçiyoruz, ayda ortalama 35-40
kadının katledildiği, cinsel istismarın yüzde 700 kat
arttığı bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla, bu kadar
şiddet sarmalının içerisinde Türkiye halkları olarak ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak maalesef yeteri kadar sorumluluk
getirmemenin sonuçlarını her gün ve her gün can
kayıplarıyla yaşıyoruz. Bu erkek şiddetinin de son
olmasını ümit ederek bu konuda mücadele eden bütün
kadınları ve başta Eş Genel Başkanımız Sayın
Figen Yüksekdağın şahsında özellikle milletvekili ve
belediye başkanı arkadaşlarımı ve Eş Genel
Başkanım Sayın Selahattin Demirtaşı saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Evet,
tam iki yıl önce bugün, Surda tahrip edilen tarihî ve kültürel mirasa
dikkat çekmek için Dört Ayaklı Minarenin önünde basın
açıklaması yapmak isteyen ve yapan da Sayın Tahir Elçi saat
on-on bir sularında katledildi ve Tahir Elçinin yaşamını
yitirmesinin üzerinden bugün tam iki yıl geçmiş oldu.
Konuşmama
faili meçhul cinayetlerde yaşamını yitiren bütün insanları
saygıyla anarak başlamak istiyorum.
Sevgili
Rakel Dink, Tahir Elçi katledildiğinde şöyle bir cümle kurmuştu:
Yaşı kaç olursa olsun, 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir
zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten katil yaratan
karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz
kardeşlerim. demişti ve o karanlık her geçen gün daha büyüyor
ve o karanlık her geçen gün daha çok can alıyor.
Bu
ülkede, bu Hükûmetin on beş yıllık iktidarı boyunca 227
faili meçhul cinayet yaşandı ve faili meçhul cinayetlerin
aydınlatılacağı da bu iktidarın vaatlerinden biriydi;
ilk iktidara geldiğinde faili meçhullerin olmayacağını,
köye dönüşlerin olacağını, OHALin
kaldırılacağını, bu ülkenin bir demokratik ülke
rejimine dönüşeceğini söylemişti. Lakin son bir buçuk iki
yıldır OHAL devam ediyor ve şimdi bahsettiğim gibi, on beş
yılda 227 faili meçhul cinayet olmuş arkadaşlar. Eğer o
faili meçhul cinayetler olmamış olsa idi bugün Hrant Dink, Tahir Elçi
yanımızda ve hayat mücadelelerine, yine insan hakları
mücadelelerine devam etmiş olacaktı.
Tahir
Elçi Türkiyedeki insan hakları mücadelesinin yapı
taşlarından biridir. Faili meçhulleri, zaman aşımı
tahliyesiyle karşı karşıya olan dosyaları
canlandırarak failler hakkında kamu davaları açmış ve
takipçisi olmuştu. 1990lı yıllarda Şırnakın
Koçağılı ve Kuşkonar köylerinin savaş uçaklarıyla
bombalandığı, 33 insanın yaşamını
yitirdiği olayda gösterdiği üstün başarı sayesinde,
AİHMnin verdiği mahkûmiyet kararı hukuk ve insan hakları
mücadelesine muazzam bir başarı olarak yazıldı.
Diyarbakır Barosu Başkanı Sayın Tahir Elçi sokağa
çıkma yasağının ilan edildiği yerlere giderek
incelemeler yaptı, raporlar hazırladı. Sayın Tahir Elçi
katledilmeden önce şöyle bir cümle kurmuştu: Bu tarihî bölgede,
birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış
bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah,
çatışma, operasyon istemiyoruz. demişti. Bu cinayetin
aydınlatılması üzerine Mecliste muhalefet partileri olarak 18
tane soru önergesi verdik, 5 tane araştırma önergesi verdik ve soru
önergelerinin hiçbir tanesi sağlıklı, sonuç alıcı bir
şekilde cevaplandırılmadı. O yetmedi, Tahir Elçi
yaşamını yitirdiği zaman dönemin Başbakanı ve
bakanları aileyi aramış, baroyu aramış ve bu
olayın, bu cinayetin çözüleceği konusunda söz vermişti. Peki, ne
oldu? Baktığınızda, maalesef yüz iki haftadır henüz hiçbir
sonuç alınmadığı gibi bu davaya bakan 2 başsavcı,
2 savcı da değişmiş oldu.
Eğer
bu cinayet aydınlatılamazsa, ömrünü insan haklarını
savunmaya adamış bir Kürt avukatın güpegündüz kendi
şehrinin kalbinde öldürüldüğünü ve bu sorumluların da
bulunmaması hâlinde bunun bire bir Hükûmetin sorumluluğunda
olduğunu şuradan defalarca söyledik, yine söylüyoruz.
Tahir
Elçi cinayeti aslında faili meçhul bir cinayet değildir
arkadaşlar, faili meşru bir cinayettir. Onu kendi programında
işaret eden, ayar vermeye çalışan ve kendince ölçü vermeye
çalışanlar bu cinayetten de sorumludur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL
YİĞİTALP (Devamla) Lütfen
BAŞKAN
Sayın Yiğitalp, ek bir süre veriyorum, lütfen sözlerinizi
toparlayınız.
SİBEL
YİĞİTALP (Devamla) Onu linçe tabi tutanlar, onu kamuoyu önünde
linç edenler, ölçü vermeye çalışanlar, ayar vermeye
çalışanlar ve bunun üzerinden her gün tehdit savuranlar Tahir Elçi
cinayetinden bire bir sorumludur. Tetiği çekmek değil, tetiği
çektirmekle sorumludur ve dediğim gibi bu şiddet sarmalından
ülkenin çıkması yine bizim elimizdedir. Eğer bu Meclis ileride
adını barışı inşa eden bir Meclis olarak
yazdırmak isterse bunu faili meçhul cinayetlerle yüzleşmeyle
yapabilir ve buna da hakkı ve gücü vardır. İsterse bu Meclis
böyle anılabilir ama istemiyorsa bu mevcut durumla ve az önce
bahsettiğim gibi on beş yıllık iktidarda sadece faili
meçhul ya da 227 faili meçhulün, cinayetin sessizliğiyle oturup
anılabilir.
Ayrıca
ben Birleşmiş Milletlerdeki 3 binin üzerindeki ölümlerden de
bahsetmiyorum, zaten bu suç hanesinde fazlasıyla, yeteri kadar
vardır.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yiğitalp.
Sayın
milletvekilleri, şimdi sisteme giriş yapan ilk 20 milletvekilimize
yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.
İlk
söz Sayın Ceritoğlu Kurt
MEHMET
MUŞ (İstanbul) 15tir ya, 15tir ya. Başkanlık
Divanı kararı var.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, genel olarak
uygulama 15 olarak yapılıyor. Başkanlık Divanının
öyle bir uygulaması var.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Başkanlık Divanı kararı var.
BAŞKAN
Efendim, ben bugün ilk defa Genel Kurulu yönetiyorum. Başkanlık
Divanında bir teamül oluşmuş olabilir, daha önce Meclis
başkan vekillerimiz vermiş olabilir..
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Karar alındı Sayın Başkan.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ya, ilk gün diyor, ilk gün.
BAŞKAN
- Bugün 3 kadın milletvekilimize nasıl söz verdiysem şimdi de 20
arkadaşıma söz vereceğim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Karar var Sayın Başkan,
Başkanlık Divanının kararı var.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, istisna olmak
kaydıyla hayhay.
BAŞKAN
Sayın Ceritoğlu Kurt, buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu
Kurtun, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediğine, hazine taşınmazlarının
tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs bitkileri yetiştirmek
amacıyla kiraya verilmesiyle ilgili tebliğe ve kadına
karşı şiddetin insanlığa ihanet olduğuna
ilişkin açıklaması
LÜTFİYE
İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Yeni
döneminizin hayırlı ve adil olması dileğiyle
başarılar diliyorum size de ben.
24
Kasım 2017 Cuma günü Resmî Gazetede yayımlanan bir tebliğ
hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu tebliğ bizim şahsen çok
ilgilendiğimiz ve takip ettiğimiz bir tebliğdir. Hazine
taşınmazlarının tıbbi ve aromatik bitkiler ile süs
bitkileri yetiştirmek amacıyla kiraya verilmesiyle ilgili,
ilişkili usul ve esaslar belirlenmiştir. Emeği geçen herkese,
başta Maliye Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı olmak üzere tüm bakanlık
yetkililerine nezdinizde teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bunun hem
doğamızın, çevremizin korunması hem bizim için çok
kıymetli olan kadınlarımızın istihdamında,
dezavantajlı grupların istihdamında hem de
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LÜTFİYE
İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum)
yörenin kalkınmasında
büyük etkisi olacaktır.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
LÜTFİYE
İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) - Söylemek istediklerimi
söyleyemedim ama Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası
kapsamında ben de kadınların layık olduğu çerçevede
hep birlikte Gazi Mecliste, Genel Kurulda çalışmak umuduyla
kadına karşı şiddetin insanlığa ihanet
olduğunu belirtmek istiyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Aydın, buyurun.
2.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
ERKAN
AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Genel Başkanımız geçen haftaki grup toplantısında
Cumhurbaşkanının oğlunun, eniştesinin, eski özel kalem
müdürünün yurt dışı hesaplarına para gönderdiğiyle
ilgili bir açıklama yapacağını söylemişti ve bunun
üzerine Sayın Cumhurbaşkanı da o ispatlanırsa o görevde bir
dakika dahi durmayacağını beyan etmişti. Bugün saat
13.30da grup toplantımızda Sayın Genel
Başkanımız, banka dekontlarıyla birlikte ve karşı
tarafa giden SWIFT belgeleriyle Ahmet Burak Erdoğanın, Ziya
İlgenin ve eski Özel Kalem Müdürünün 1 milyon 500 bin dolar, 1 milyon 250
bin dolar, 2,5 milyon dolar gibi Man Adasında -bunu da ilk defa
duymuş olduk- 1 sentle kurulan şirkete 25 Kasım 2011 tarihinde
defalarca para gönderdiğini ispat etmiş oldu. Buradan soruyorum:
Sayın Cumhurbaşkanı verdiği sözü tutup Bir dakika bile
oturmayacağım. dediği makamdan ayrılacak mı?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Aydın.
Sayın
Engin
3.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, TBMM
Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine ve İstanbuldaki hava kirliliği sorununa ilişkin
açıklaması
DİDEM
ENGİN (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Yeni
görevinizde başarılar diliyorum.
Dünya
Sağlık Örgütünün yaptığı bir çalışmaya göre
İstanbulda yaşayan vatandaşlarımız hava
kirliliği sebebiyle günde 1,5 sigara içmekle eş değer bir zarara
uğruyor. İstanbulda yaşanan yoğun hava kirliliğini
2016 yılı başında gündeme getirmiştim ve konuyla
ilgili Meclis Başkanlığına detaylı bir
araştırma önergesi sunmuştum. Aradan iki yıl geçti, önergem
hâlâ gündeme alınmadı. İstanbulda hava kirliliği
başta çocuklarımız, yaşlılarımız ve
hastalarımız olmak üzere tüm İstanbullular için öksürük,
bronşit, kalp hastalığı, akciğer kanseri, KOAH gibi
çok ciddi ve ölümcül hastalıklara kapı aralayan bir tehdit hâline
geldi. Anlaşılıyor ki AKP İstanbulun imar talanından
halkın sağlık sorunlarıyla ilgilenecek zamanı
bulamıyor. Buradan hem Hükûmeti hem de İstanbul Büyükşehir
Belediyesi yetkililerini İstanbulluların sağlık
sorunlarına karşı gösterdikleri bu duyarsızlıktan
dolayı şiddetle kınıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Engin.
Sayın
Atıcı
4.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının,
vergi kaçırmak üzere yurt dışına milyonlarca dolar para
gönderenlerden hesap sorulacağına ve Cumhurbaşkanı ile AKP
Hükûmetinin derhâl istifa etmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Teşekkürler Sayın Başkan.
Yoksullar
bebeklerine içirdikleri sütten, yedikleri ekmekten, bindikleri otobüsten,
kullandıkları elektrikten, içtikleri ilaçtan, çocuklara
aldıkları defter ve kalemden, hatta özenle
hazırladıkları kefenden dolayı vergi öderken vergi
kaçırmak üzere yurt dışına milyonlarca dolar para
gönderenleri Allah kahretsin. Bu insanlardan hesap sormak boynumuzun borcudur.
İlk hesabı milletimiz sandıkta soracaktır, ikinci
hesabı adil yargının sormasını biz sağlayacağız,
üçüncü hesabı ise Allah soracaktır. Hiç kimse bu hesaplardan
kurtulacağını zannetmesin. Başta Cumhurbaşkanı
olmak üzere AKP Hükûmeti derhâl istifa etmelidir.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Atıcı.
Sayın
Kılıç, buyurun efendim.
5.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, 28 Kasım 1919da Kahramanmaraşta
Fransız işgaline karşı Rıdvan Hoca öncülüğünde
yaşanan bayrak olayının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Birinci
Dünya Savaşından sonra Mondros Mütarekesiyle vatanın her bir
yeri işgal edilmiş ve bu işgale karşı her yerde
destansı mücadeleler verilmiş, bu mücadelelerin
kıvılcımı da Kahramanmaraşta ateşlenmiştir.
Doksan sekiz yıl önce 28 Kasım 1919da Ulu Camide cuma
namazını kılmak için toplanan cemaat, kaleden
bayrağımızın indirildiğini görünce Rıdvan Hoca
Hürriyet olmayan bir yerde cuma kılınmaz. diyerek cemaati ve
halkı harekete geçirmiş, tekbirlerle kaleye yürüyen halk,
işgalcilerin engellemelerine rağmen gönderden Fransız bayrağını
indirerek bayrağımızı yeniden dalgalandırmış
ve şanlı bayrağımızın gölgesinde cuma
namazlarını eda etmişlerdir.
Allah
bir daha bayrağımızı indirtmesin, ezanımızı
dindirtmesin. Bu olay bütün kötü niyetlilere bir ibret vesikası olsun.
Şehitlerimizi
rahmet, gazilerimizi minnetle anıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.
Sayın
Dilipak, buyurun efendim.
6.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur
Dilipakın, 28 Kasım 1919da Kahramanmaraşta Fransız
işgaline karşı Rıdvan Hoca öncülüğünde yaşanan
bayrak olayının yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Bugün,
28 Kasım 1919da Fransız işgaline karşı
Kahramanmaraşta Rıdvan Hoca öncülüğünde yaşanan bayrak
olayının yıl dönümü. Rıdvan Hoca, Ulu Camide cuma
hutbesine çıkarak Kalede Fransız bayrağı dalgalanan bir
vatan özgür değildir. Özgür olmayan memlekette cuma namazı
kılınmaz. diyerek Kahramanmaraşın kurtuluş
mücadelesini başlatmış; yirmi iki gün, yirmi iki gece süren bu
mücadeleler sonucunda Fransızlar Kahramanmaraşı terk etmek
zorunda kalmıştır. Aradan doksan sekiz yıl geçmesine
rağmen o günkü ruh, bu vatanı bölmeye çalışan hainlere,
alçaklara, namussuzlara karşı her zaman devam etmiştir,
etmektedir, edecektir.
Şairin
dediği gibi Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak
eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bu ruh, 15 Temmuzda bu
alçaklara bir kez daha bayrağımızı indirtmedi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
UĞUR DİLAPAK (Kahramanmaraş)
bu dondurmacı
kılıklı adamlar bu bayrağı yerine tekrar
dikmiştir.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dilipak.
Sayın
Tanal, buyurun efendim.
7.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği sözünü
yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Genel Başkanımızın Sayın Cumhurbaşkanına
Damatların, dünürün, enişten, eski özel kalem müdürün vergi
cennetlerinin bulunduğu ülkelerin birinde 1 sterlin sermayeyle
kurulmuş olan şirkete milyonlarca dolar gönderdi mi? şeklindeki
sorusuna Sayın Recep Tayyip Erdoğan dedi ki: Eğer bu
ispatlanırsa ben istifa edeceğim. Biz önce Allaha inanırız,
ondan sonra devlet makamında görev yapan kişilere inanırız.
Bu vermiş olduğu taahhüdünü yerine getirecek mi? Ve aynı zamanda
vatandaşa dolarını bozdur diyor, kendi ailesinin efradı
dolarlarını yurt dışına gönderiyor. Böyle bir yönetici
olabilir mi? Böyle bir idareci olabilir mi? Vatandaşından vergi alıyor,
parasını yurt dışına kaçırıyor, yurt
dışına gönderiyor. Yani bunu ne Man kurtarır, ne adalar
kurtarır, ne limanlar kurtarır; kurtaracak olan tek bir şey,
hukuk devletine sığınmasıdır, Türk yargısına
teslim olmasıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tanal.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, bu meyanda dile
gelecek sataşmalara topyekûn bir cevabımız olacaktır.
BAŞKAN
Peki.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Evet, topyekûn hesap vereceksiniz.
BAŞKAN
- Sayın Şimşek, buyurun efendim.
8.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, TBMM
Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine, Mevlit Kandilini kutladığına ve Millî
Eğitim Bakanlığının din dersi öğretmeni
atamalarında Danıştay kararını uygulamasını
beklediğine ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben
de yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Yarın
Mevlit Kandili, bütün Türk-İslam âleminin Mevlit Kandilini kutluyorum.
Tabii,
ilahiyat fakültesi mezunları din dersi öğretmeni olarak
atanabilmekte, Millî Eğitimin 2014 yılında
çıkarmış olduğu bir yönetmelikle. Yalnız, ilahiyat
fakültelerine din dersi öğretmeni olarak girenlerin hakkı bir
şekilde gasbedilmekte. Bunlar din dersi öğretmeni olarak sadece
kendilerinin atanmasını
Bununla ilgili de Danıştay 12.
Dairesinde dava açmışlar ve bu davayı da 2016/4959
sayılı esastan bozmuşlar. Millî Eğitim
Bakanlığının din dersi öğretmenlerinin
hakkını teslim etmesini
Çünkü din dersi öğretmenleri kendi
bölümleri dışında hiçbir bölüme atanamıyorlar ama ilahiyat
fakültesi mezunları hem kendi bölümlerine atanıyorlar, meslek
derslerine atanıyorlar ve ilave olarak da din dersi öğretmeni olarak
atanıyorlar. Burada bir hukuksuzluk var, binlerce din dersi öğretmeni
atama bekliyor. Millî Eğitim Bakanlığının bu
yanlıştan bir an önce dönerek hukuka uymasını, mahkeme
kararını uygulamasını bekliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şimşek.
Sayın
Havutça, buyurun efendim.
9.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın,
TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle
yeni görevinizin, bu onurlu görevinizin hayırlı olmasını
temenni ediyorum ve demokratik tutumunuzun, milletvekillerinin söz ve ifade
özgürlüğünü genişletmesi yönündeki tutumunuzun da diğer Meclis
başkan vekillerine örnek olmasını temenni ediyorum.
Şimdi,
ben de buradan... Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı az önce grup
toplantısında, Man Adasında -adını
coğrafyacıların bile bilmediği bir adada- kurulan bir
şirkete Cumhurbaşkanının eniştesi Ziya İlgenin 2,5
milyon dolar, yine Osman Ketencinin 1 milyon 250 bin dolar, Mustafa
Gündoğanın 1 milyon 250 bin dolar, Ahmet Burak Erdoğanın
1 milyon 450 bin dolar gönderdiğini belgeleriyle ortaya koydu. Sayın
Cumhurbaşkanı da beyanlarında Bir tek belge koysun, ben o
Cumhurbaşkanlığı makamından istifa edeceğim.
dedi. Biz Sayın Cumhurbaşkanının bu belgeler
karşısında millete söz verdiği gibi istifasını
bekliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Havutça.
Sayın
Gözgeç, buyurun efendim.
10.- Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeçin, Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu
kadınlarla ilgili bazı ifadeleri nedeniyle
kınadığına ve kadına şiddetin insanlığa
ihanet olduğuna ilişkin açıklaması
EMİNE
YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) Sayın Başkan, ana muhalefet Genel
Başkanının şiddeti meşrulaştıran,
zorluklarla karşılaşan erkeklerin şiddete
başvurmasını çıkar yol olarak gösteren, hem
kadını hem erkeği aşağılayan sözlerini
kınıyorum. Bu sözler, kadına şiddetle mücadelede
samimiyetsiz olduklarının, bu konuyu sadece siyasi malzeme olarak
kullandıklarının bir göstergesidir. Aslında bu
duyarsızlıklarını başörtülü kadınlara hayat
hakkı tanımayan, ikna odalarında psikolojik şiddetle
başlayıp fiziksel şiddete varan zulme sessiz kalan, hatta destekleyen
tavırlarında da görmüştük.
Diğer
yandan, kız çocuklarını dağa kaçıran, kadınlara
tecavüz eden, canlı bomba yapan terör örgütlerine sırtını
dayayanların, şiddetten beslenenlerin de kadına şiddetle
mücadele iddiasında bulunmaları ikiyüzlülüktür.
Kadına
şiddet insanlığa ihanettir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gözgeç.
Sayın
Gürer, buyurun efendim.
11.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, TBMM
Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Öncelikle
görevinizde başarılar diliyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu, geçen hafta gündeme
taşıdığı yurt dışına yüklü para
transferine ilişkin belgeleri banka dekontlarıyla bugün
açıkladı, gerçekler ortaya çıktı. Ülkemizde
yurttaşlara Dolar bozdur, altını yastık altından
çıkar. derken meğer birilerinin yakınları yurt
dışına dolar istifliyorlarmış. Bir vergi cenneti Man
Adasında kurulan şirkete aktarılan dolarları banka
dekontlarıyla, belgeleriyle Genel Başkanımızın
kamuoyuna sunması doğal olarak birilerinin uykularını
kaçırdı. Genel Başkanımızın dediği gibi,
haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Garibin gurebanın, yoksulun yokluk çektiği ülkemde birilerinin bir
elinin yağda, bir elinin balda, bir elinin yurt dışında
olmasını kabul etmek mümkün değildir.
Cumhurbaşkanının, söylediği gibi, belgeler
karşısında istifasını vermesini temenni ediyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gürer.
Sayın
Gaytancıoğlu, buyurun efendim.
12.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun,
TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
OKAN
GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, yeni görevinizde başarılar diliyorum.
Man Adasının nüfusu 81 bin imiş. Siz
Türkiyedeki 80 milyon insanın emeğini, alın terini
düşüneceğinize yandaşlarınız Man Adasına 1
sterline kurulan şirketlere para aktarıyorlar, belgeleri ortaya
çıkarınca da bize gayrimillîsiniz diyorsunuz. Ben de size
soruyorum: Milyon dolarları Türkiyede vergi ödememek için başka
ülkelere aktaracağınıza kendi çiftçimize, işçimize, emeklimize
aktarsaydınız olmaz mıydı? Enişteleriniz,
dünürleriniz, özel kalem müdürleriniz millî midir, gayrimillî midir? Toplam 200
tane ineği olan ve topraklarının sadece yüzde 1inde tarım
yapılan Singapurdan sıfır gümrükle inek ithal etmek millîlik
midir, gayrimillîlik midir? İspatlayamazsan istifa et. İspatlarsan
istifa ederim. diyenler istifa edecekler mi? (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Gaytancıoğlu.
Sayın Doğan, buyurun efendim.
13.- Tekirdağ Milletvekili Ayşe Doğanın,
TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete
Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Gününe
ilişkin açıklaması
AYŞE DOĞAN (Tekirdağ) Sayın
Başkan, yeni göreviniz hayırlı uğurlu olsun.
Kadına yönelik şiddete dair söz almış
bulunmaktayım. Şiddet asla kabul edilemez bir insanlık suçudur.
Kadın ve anne olarak şiddeti kınıyorum. Hiçbir akıl ve
vicdan kadına şiddeti destekleyemez, onu meşru gösteremez.
Kadınların aile içi ve sosyal hayatta hak ettiği yere ve
değere ulaşması için toplum olarak tüm görevlerimizi yerine
getirmeliyiz. Hukuki ve yasal tedbirler elbette işin temelini
oluşturuyor. Türkiyede son on beş yılda kadınların
bilgilerinden, fikirlerinden faydalanma adına önemli adımlar
attık; özellikle şiddet gibi acil müdahale gerektiren konularda
kadınlarımızın haklarını koruyacak düzenlemeler
her zaman Hükûmetimizin öncelikli meselesi olmuştur.
Geleceğin
güvenli, huzurlu, adil dünyasını kadınlarımızla
birlikte kuracağız. 25 Kasımda kutladığımız Kadına
Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününün
kadınları ilgilendiren tüm meselelerin çözülmesine vesile
olmasını diliyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Doğan.
Sayın
Arık, buyurun efendim.
14.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği
sözünü yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
ÇETİN
ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kayseride
bir vatandaşımız 2 bin liralık borcu nedeniyle
Valiliğin önünde kendini yakarken, bir başka anne bayram günü
çocuklarına çöpten ekmek toplarken, bu ülkenin asgari ücretlisinden,
fakirinden fukarasından, yeni doğan bebeğinden kuruşu
kuruşuna vergi alırken ülkenin Cumhurbaşkanının
çocuklarının, yakınlarının Manda şirket kurup
vergi kaçırmaları milletimizin vicdanında derin yaralara yol
açmıştır.
Sayın
Cumhurbaşkanı Yurt dışındaki bankalarda 1
kuruşum olduğunu ispatlayın, görevimden istifa ederim.
demiştir. Bugün, Sayın Genel Başkanımız Kemal
Kılıçdaroğlu, yurt dışındaki şirketlere para
aktarıldığını belgeleriyle birlikte
ispatlamıştır. Sayın Cumhurbaşkanını
istifaya davet ediyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Arık.
Sayın
Öz, buyurun efendim.
15.- Çanakkale Milletvekili Bülent Özün,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği sözünü
yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
BÜLENT
ÖZ (Çanakkale) Sayın Başkan, Genel Başkanımız Kemal
Kılıçdaroğlu iddia ettiğini,
Cumhurbaşkanının oğlu başta olmak üzere
yakınlarının yurt dışında kurdukları
şirketler için milyon dolarların yurt dışındaki
bankalara aktarıldığını belgeleriyle bugün
ispatladı. İspatlanırsa Sayın Erdoğan istifa
edeceğini söylemişti. Sayın Erdoğanın istifa etmesini
bekliyoruz.
Ülkede
tarım bitmişken, çiftçi perişanken, esnafımız,
işçimiz, emeklimiz, öğretmenlerimiz yokluk içindeyken Hükûmete
soruyoruz: Bu ülkenin parasının bu şekilde yurt
dışına çıkarılmasına göz yumuyorsunuz; üstüne,
bütçe açığını zamlarla vatandaştan
çıkarıyorsunuz. Bugün Genel Başkanımız konuşurken
TRT yayını kesiyor, Çanakkaleden telefon alıyorum Yayın
yok. diye, İstanbul Anadolu Yakasında birçok yerde elektriklerin
kesildiği haberini alıyoruz. Korkunun ecele faydası yok.
Güneş balçıkla sıvanmaz. Tayyip Erdoğanın istifa
etmesini bekliyoruz.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ederim Sayın Öz.
Sayın
Yaşar, buyurun efendim.
16.- İstanbul Milletvekili Serap Yaşarın, 25
Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve
Uluslararası Dayanışma Gününe ilişkin açıklaması
SERAP
YAŞAR (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkanım.
25
Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası
Mücadele Günü idi. Bizim anlayışımıza göre, kadına
yönelik şiddet insanlığa ihanettir, hiçbir mazereti ve
haklı gerekçesi olamaz. Kadına yönelik şiddet ille de fiziksel
şiddet anlamına gelmez, onları yok farz etmek,
varlıklarını ve müktesebatlarını tanımamak da
şiddettir. On beş senede kadınlarımız lehine
yapılan birçok düzenlemenin yanında, kadınların bir
bölümünü yok sayan anlayıştan kadın kadına eşitlik
anlayışına geçtik. Kadın lehine bu çağdaş ve
ileri düzenlemelere öncülük eden Sayın Cumhurbaşkanımıza
teşekkürlerimi sunuyorum bir kadın ve bir yurttaş olarak.
Genel
Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yaşar.
Sayın
Sürekli, buyurun efendim.
17.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin,
yaşanan bazı olayların ülkeye ve Cumhurbaşkanına
yönelik kumpasların ve saldırıların bitmediğinin ve
yakın zamanda da bitmeyeceğinin işareti olduğuna
ilişkin açıklaması
KEREM
ALİ SÜREKLİ (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Gezi
olayları, MİT tırları operasyonları gibi ülkemizi
terörle ilişkilendirme girişimleri, Rahip Santoro, Hrant Dink
cinayetleri gibi siyasi cinayetler, Hakan Fidanı tutuklama girişimi,
17-25 Aralık kumpası, 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi alçak
senaryolarla amacına ulaşamayan güçler emellerinden vazgeçmiş
değillerdir. Avrupa Birliğinin son aldığı fonlarda
kesintiye gitme kararı, Amerika Birleşik Devletlerinde sahte ve
hukuksuz delillerle devam ettirilmeye çalışılan Rıza Sarraf
davası ve NATOda yaşanan kabul edilemez provokasyon. Tüm bu
yaşananlar, ülkemize ve liderimize yönelik kumpasların ve
saldırıların bitmediğinin ve yakın zamanda da
bitmeyeceğinin işaretidir. Millet olarak, yaşanan bu süreçte
şunu çok iyi anladık: Her zaman güçlü olmak, birlik içinde tek yürek
olmak zorundayız. Ancak böylelikle bu topraklarda huzur içinde
yaşayacağız yoksa çıkarları uğruna neler
yapabildiklerini yakın tarihimizden ve coğrafyamızdan çok iyi
biliyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Sürekli.
Sayın
Yüce, buyurun efendim.
Sayın
Yüce yok mu? Yok.
Sayın
Nurlu, buyurun efendim.
18.- Manisa Milletvekili Mazlum Nurlunun,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın,
yakınlarının yurt dışı hesaplarına para
gönderdikleri iddialarının ispatı hâlinde istifa edeceği sözünü
yerine getirmesini beklediğine ilişkin açıklaması
MAZLUM
NURLU (Manisa) Sayın Başkan, bugün tarihî bir gün. Sayın Genel
Başkanımız, grup toplantısında Sayın
Cumhurbaşkanının yakın çevresinin yurt
dışına çıkardığı dolarları bir bir
açıkladı. Birçoğumuzun adını ilk defa duyduğu bir
yere milyonlarca dolar para gönderilmiş. Man Adasında bulunan ve
sadece 1 sterline kurulmuş bir şirkete milyon dolarlar
aktarılmış. Peki neden? Çünkü bu ada ülkeleri dünyada vergi
cenneti ve kara para aklama merkezleri olarak görülüyor. Vatandaşa Dolarları
bozdurun. diyenler yeşil dolarlarının rengi solmasın diye
Man Adasına göndermişler. Ülkenin Cumhurbaşkanının
oğlu, ağabeyi, eniştesi ve dünürünün yurt dışına
para çıkarması belgelerle ispatlanmıştır. Bu durumda
Sayın Cumhurbaşkanı verdiği sözü tutmalı ve derhâl
istifa etmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Nurlu.
Sayın
Tezcan
19.- Mersin Milletvekili Yılmaz Tezcanın, Mevlit
Kandilini tebrik ettiğine, Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu, kadınlarla ilgili
ve CHP Grup toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğanla ilgili sarf ettiği bazı ifadeleri nedeniyle
kınadığına ilişkin açıklaması
YILMAZ
TEZCAN (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu
hafta idrak edeceğimiz Mevlit Kandilimizi ben de tebrik ediyorum.
Ana
muhalefet partisi Genel Başkanı Sayın
Kılıçdaroğlu kadınlarla ilgili geçen hafta bir
açıklama yaptı. Bu talihsiz açıklamayı ben de
kınadığımı ifade etmek istiyorum. Kadın
milletvekili arkadaşlarımız gerekli cevabı verdiler.
Ayrıca,
Sayın Kılıçdaroğlunun bugünkü grup toplantısında
âdeta sokak ağzıyla konuşarak gözlerinden öpüyorum vesaire
gibi kelimeleri kullanmak suretiyle siyaset ahlak ve etiğine
sığmayan, aslı astarı olmayan, seviyesiz
açıklamalarını da kınıyor, kendisine
yakıştıramadığımı ifade etmek istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve avukatları gereken hukuki
girişimleri başlatmışlardır. Genel başkan
yardımcılarımız ve grup başkan vekillerimiz de gerekli
açıklamaları yapacaklardır. Sayın
Kılıçdaroğluna edep yahu diyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tezcan.
Sayın
Kerestecioğlu, buyurun.
20.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediğine, 28 Kasım Tahir Elçinin ölümünün
2nci yıl dönümüne, Panama belgeleri ile Paradise belgelerinden sonra
şimdi de Man Adası belgelerinin ortaya çıktığına
ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve
Uluslararası Dayanışma Gününe ilişkin açıklaması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Öncelikle, görevinizde
başarılar dilerim. Umarım, ülkemiz için de hayırlı
olur, Meclise de daha fazla barış getirir.
Sayın
Başkan, bugün Diyarbakır Baro Başkanı ve insan hakları
savunucusu sevgili dostumuz Tahir Elçinin karanlık bir cinayet sonucu
öldürülmesinin 2nci yıl dönümü.
Tahir
Elçi, bu ülkedeki en barışçıl insanlardan biriydi ve en büyük
suçu işledi; barışı ve birlikte yaşamı savundu.
Bu nedenle tıpkı Hrant Dink gibi, tüm diğer siyasi cinayetlerde
yaşamını yitiren diğer demokratlar gibi o da öldürüldü.
Tahir
Elçi bu davanın üstü ne kadar örtülmek istense de hep yaşayacak ve
bizler, delilleri kaybetseler de, ne yaparlarsa yapsınlar bu davanın
takipçisiyiz. Tahir Elçinin, Hrant Dinkin bu topraklarda büyüttüğü
insanlığa her zaman sahip çıkacağız.
Sayın
Başkan, geçen yıl Panama belgeleri, bu yıl Paradise belgeleri,
bir diğer adıyla Malta belgeleri gündeme geldi ve Paradise
belgeleriyle ilgili Mecliste ilk önergeyi vermiştik ama tabii ki bu
önerge, araştırma önergesi incelenmedi ve reddedildi iktidar
partisinin oylarıyla.
Şimdi,
80 milyon insana vergileri, savaş bütçelerinin yükünü yüklüyorsunuz ve
hesap vermiyorsunuz. Şimdi de Man Adası belgeleri ortaya
çıktı. Cumhurbaşkanının akrabalarının
yıllarca buraya para aktardığı gündeme geldi, bu belgeler
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun efendim, ek süre veriyorum.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Teşekkürler.
Vergi
cennetleri sizlerin cennetleri olabilir ama bu halkın maalesef cehennemi
oluyor. Çünkü ahlaki ve vicdani olmayan bu durum gerçekten aslında
istifayı gerektiriyor ama halk, cebinden çıkanları artık
anlıyor, nerelere gittiğini de gayet iyi görüyor.
Birçok
ülkede küçücük işlerde bile aslında istifaları ve bunun
hesabının nasıl verildiğini gördük.
Son
olarak, Sayın Başkan, bugün, gerçekten 25 Kasım ve kadına
yönelik şiddetle ilgili söylenen sözlerden mutluluk duyduğumuzu ifade
etmek isteriz. Ama şunu da ifade etmek isteriz ki: 25 Kasımda
kadınların sokağa çıkmaları birçok yerde engellenmeye
çalışıldı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Pozitif
ayrımcılık demiştik.
BAŞKAN
Lütfen, pozitif ayrımcılığı
Evet,
buyurun Başkanım.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Biz bugüne kadar kimseden
icazet beklemedik, hep mücadele ederek haklarımızı aldık;
bugünden sonra da kimseden icazet beklemeyeceğiz.
Ayrıca,
gerçekten, liderlerin sözlerinin özellikle birbirlerine siyasi partiler
tarafından kullanılarak bunun politikasının kadınlar
üstünden yapılmasını da hiç hoş
bulmadığımızı, çünkü biz Fıtratında
eşitlik yok. diyenleri de bildiğimizi
Aynı şekilde,
hakikaten, genelde erkek siyasetçilerin özellikle partimizin siyasetçilerinden
-erkek arkadaşlardan da dâhil olmak üzere- biraz daha
feyzalmalarını diliyoruz bu konuda çünkü bu söylemleri kullanmak çok
da kolay değildir.
Evet,
bir erkeğin yoksul olması kadına şiddet
uygulamasını da gerektirmez ama
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Son cümlem
BAŞKAN
Kayıtlara geçiyor efendim, kullanın.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Fıtratında
eşitlik yok. cümlesi de bu ülkede nelere mal oluyor, hangi cinayetlere
mal oluyor, ne kadar kadının hayatına mal oluyor, bunu da gayet
iyi görüyoruz; o yüzden, siyasiler kadınlar üzerinden polemik
yapmasınlar. Kadınlar kendi yollarını biliyorlar,
açıyorlar; yıllarca da bunu yaptılar.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kerestecioğlu.
Sayın
Bostancı, söz sırası sizin ama grup başkan vekillerimizin
talepleri var. İsterseniz en son size verelim, uygun mudur?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Hayhay Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Usta, buyurun efendim.
21.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, TBMM
Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine, Başbuğ Alparslan Türkeş 3. Türk Gençlik
Çalıştayı ve Kurultayına, 25 Kasım Kadına
Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası
Dayanışma Gününe, 27 Kasım 2017de Hakkâri Çukurcada
şehit olan piyade eri ile 28 Kasım 1998de Hakkâri Çukurcada bir
askerî helikopterin düşmesi nedeniyle şehit olan 16 askere ve 24
Kasım 2017de Mısırda yaşanan katliamda hayatını
kaybeden 309 kişiye Allahtan rahmet dilediğine, 28 Kasım
1919da Kahramanmaraşta yaşanan bayrak olayının 98inci
yıl dönümüne, bazı gençlerin güvenlik soruşturmaları çok
basit nedenlerle temiz çıkmadığı için işlerinden
edildiğine ilişkin açıklaması
ERHAN
USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle,
yeni göreviniz hayırlı uğurlu olsun.
Sayın
Başkan, geçtiğimiz pazar günü, doğumunun 100üncü
yılında Başbuğ Alparslan Türkeş 3. Türk Gençlik
Çalıştayı ve Kurultayını gerçekleştirdik.
Başbuğ
Alparslan Türkeş Bey Türkiyenin umutsuzluğa kapıldığı
bir dönemde 9 Işık Doktriniyle karanlığı yaran,
karamsarlığı aşan, siyasi ve fikrî düzeydeki karaborsa
mantığını, karambolden beslenen kirli emelleri yıkan
bir liderdi. Türkeş Bey, Türklüğün vicdanında doğmuş,
İslamın sancağından tutmuştu. Ülküleri uğruna,
ülkesi ve ilkeleri adına her türlü meşakkati göze
almıştır. Gerçek anlamda büyük liderler tarihin
akışını etkilerler, tarihi önceden okurlar ve görürler,
tarihe damgasını vururlar. Türkeş Bey, emsalsiz bir tarih
şuuruna, ufkun ötesine bakma ve görme meziyetine sahipti. Onu gerçek
manada anmak, hatırasını yâd etmek onu doğru anlamaktan,
ülküsünü, ideallerini ve fikirlerini bütünüyle korumaktan, eserlerine ve
emanetine yüksek bir şuurla sahip çıkmaktan geçer. Milliyetçi, ülkücü
hareket kökünden kopmamıştır, özünden
ayrılmamıştır, ülkülerinden zerre taviz vermemiştir.
Şahidi ise pırıl pırıl ülkücü Türk gençliğidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin eseridir, onun Türk siyasetine ve
Türk tarihine hediyesidir. Ülkücü nesiller, hamdolsun, davanın onurunu
koruya koruya, namusunu savuna savuna, namertleri yene yene yoluna devam
edeceklerdir. Pazar günü Başbuğ Alparslan Türkeşin
doğumunun 100üncü yılında Türk Gençlik Kurultayını
dolduran yüz binler Milliyetçi Hareket Partisi bitti. Milliyetçi Hareket
Partisi baraj altında kalacak. diyen fitneci cenaha da gerekli
cevabı vermiştir. Bu vesileyle Başbuğ Alparslan Türkeş
Beye Allahtan rahmet diliyor, dosta düşmana ülkücü iradenin gücünü
gösteren ülkü ocaklarına da teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, 25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddete Karşı
Uluslararası Mücadele Günüdür. Kadına yönelik şiddet hiçbir
şekilde kabul edilemez. Bu ne bizim dinimizde vardır ne de örfümüzde
vardır. Bu anlamda biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak kadına
yönelik şiddeti tamamen kınıyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak buna ilişkin alınması gerekecek bütün kararları
destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Usta.
ERHAN
USTA (Samsun) Dün bir şehidimiz vardı, 27 Kasım 2017de,
Hakkârinin Çukurca ilçesinde terör örgütü PKKya yönelik bir operasyon
esnasında kazayla bir piyade erimiz şehit olmuştur. Kendisine
Allahtan rahmet diliyorum.
Bundan
on dokuz yıl önce, 28 Kasım 1998de de Hakkârinin Çukurca ilçesi
yakınında teröristlerin açtığı ateşle pilotu
vurması sonucu bir askerî helikopterin düşmesi nedeniyle 16 askerimiz
şehit olmuştu. Onların da hepsine Cenab-ı Allahtan rahmet
diliyorum.
Sayın
Başkan, biliyorsunuz, Mısırda 24 Kasım 2017 Cuma günü
büyük bir katliam yaşanmıştır, 309 kişi
hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybedenlere Allahtan
rahmet, yaralı Mısır halkına da Cenab-ı Allahtan
şifa diliyorum. Bunun, yapılan işin dinle de insanlıkla da
hiçbir şekilde alakası yoktur. Yapılan bu hareket, bu terörist
eylem sadece Mısır halkına değil, topyekûn Müslümanlara
karşı yapılmıştır. Bunu da şiddetle
kınıyorum.
Diğer
bir husus, 28 Kasım 1919 Kahramanmaraş Kalesine asılan
Fransız bayrağı indirilerek yerine Türk
Bayrağının göndere çekilmesinin de 98inci yıl dönümü.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Usta, toparlayın efendim.
Buyurun.
ERHAN
USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Ben
bu vesileyle Kahramanmaraş halkını da kutluyorum.
Sayın
Başkan, diğer bir husus da, bugün, bir kısım gençler bizi
ziyaret ettiler. Bu güvenlik soruşturmaları nedeniyle mağdur
olduklarını ifade ediyorlar. Bunlar diğerlerinden biraz daha
farklı, 15 Temmuz sonrasında polis olarak giren, eğitim alan
veya işte, uzman çavuş veya astsubay olarak. Tabii ki 15 Temmuz sonrasında
devlet almış olabilir, aldıktan sonra güvenlik
soruşturması temiz çıkmamış olanların
ilişiğinin kesilmesi çok normaldir ancak burada biraz olağanüstü
bir durum varmış gibi geliyor. Çok basit nedenlerle, çok yüzeysel
nedenlerle gençlerimizin güvenlik soruşturmasının temiz
olmadığı gerekçesiyle işlerinden edildiğini görüyoruz.
Sadece bir tane örnek vereceğim, on dört günlük ismini vermeyeceğim-
A... ile başlayan bir markette çalışıp Bank Asyada
hesabı oldu, 452 lira hesabı var. Bunun haricinde hiçbir şey yok
ve bu mahkeme kararıyla tespit edilmiş.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN
USTA (Samsun) Mahkeme, güvenlik soruşturması nedeniyle, atılma
nedeni olarak bunu ifade ediyor. Şimdi, bir tane genç on dört gün bir
markette çalışıyor Bank Asyayla ilişiği var. diye
biz buna temiz değil dersek, FETÖcü dersek bu işin sonu gelmez.
Bunlara biraz daha dikkat etmek lazım. Burada önemli olan bazı kamu
görevlileri kendilerini korumak için milletin çocuğunu yakmasın.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Ben teşekkür ederim Sayın Usta.
Sayın
Özel, buyurun efendim.
22.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, TBMM Başkan
Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar dilediğine ve
milletvekillerine açıklama için söz hakkı vermesiyle ilgili
uygulamasına, 28 Kasım Tahir Elçinin ölümünün 2nci yıl
dönümüne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun
ortaya koyduğu belgeler karşısında istifa etmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bugün ilk kez kürsüde riyaset
makamındasınız. Bundan sonraki dönemde,
yapacağınız görevde Cumhuriyet Halk Partisinin bundan önce bu
görevi yürütmüş Sayın Akif Hamzaçebi ve daha önce bu görevi
üstlenmiş tüm Meclis başkan vekilleri gibi hak, hukuk, adalet
anlayışından ayrılmayacağınıza yürekten
inanıyoruz. Bugün şöyle karşıya
baktığımızda Atatürkün yadigârı frakı gururla
taşıyan bir Meclis Başkan Vekili görmekten de büyük bir
memnuniyet duyuyoruz, başarılarınızın
devamını diliyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Bugün
ilk pratiğinizde bir şey yaptınız, 15 kişi yerine 20
kişiye söz verirken iktidar partisi grubu itiraz etti. Sonra sözler
dağıtıldığında baktık ki ilave söz
verdiğiniz 5 kişiden 4ü iktidar partisine mensup
milletvekilleriymiş. Bu da Cumhuriyet Halk Partisinin demokrasi
anlayışının ne kadar önemli ve ne kadar tarafsız
olduğunun bir göstergesi.
Saygıdeğer
milletvekilleri, bundan tam iki yıl önce, bir basın
açıklaması sırasında vurularak öldürülen Diyarbakır
Barosu Başkanı, insan hakları savunucusu Tahir Elçinin ölüm
yıl dönümündeyiz.
Bugün
milletvekillerimiz Diyarbakır Barosunda ve Diyarbakırdaki
çeşitli anma toplantılarında partimizi temsil ediyorlar. Bugün
bizler de bir kez daha Tahir Elçiyi saygı ve minnetle anıyoruz ve en
önemlisi Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu cinayetin azmettiricileri ve
failleri adalet önünde hesap verinceye kadar bu olayın takipçisi
olacağımızı yeniliyor, Tahir Elçiyi de Tarih Elçi
cinayetini de unutmadığımızı ve
unutturmayacağımızın altını çiziyoruz.
Sayın
Başkan, geçtiğimiz hafta grup toplantımız
sırasında Sayın Genel Başkanımız Adalet ve
Kalkınma Partisinin Genel Başkanına hitap ederek Sevgili
Erdoğan; çocuklarının, eniştenin, dünürünün, kardeşinin,
eski özel kalem müdürünün yurt dışında, vergi cennetlerinde bir
şirkete milyonlarca dolar para gönderdiklerini biliyor musun? Bunun
cevabını bekliyorum. Soruyu sordum, tık yok. Bir daha soruyorum,
80 milyonun önünde soruyorum, cevabı bekliyorum. Çıkacağız
milletin önüne. demiş idi. Sayın Erdoğan birkaç günlük
suskunluktan sonra, pazar günü, çıkıp şöyle söyledi Genel
Başkanımızı kastederek
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun efendim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) İftiraları ardı ardına sıraladı.
Neymiş efendim; çocuklarım, kardeşim, eniştem, dünürüm,
eski özel kalem müdürüm yurt dışına milyonlarca dolar para
göndermiş. Ben buradan ismini anmaya tenezzül etmediğim bu zata
soruyorum: Öne sürdüğün iddiaların belgesi var mı? Varsa
çıkart milletin önüne, ben hemen gereğini yapayım.
Bugün
Sayın Genel Başkanımız milletin önüne çıktı, hem
Türkiyeden dekontları hem yurt dışı SWIFT belgelerini
kamuoyuyla paylaştı. Bu belgelerin yalan, gerçek dışı
olduğuyla ilgili tezvirat tam başlamıştı ki Adalet ve
Kalkınma Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili de belgelerin
doğru olduğunu teyit edip bunların ticaretten kaynaklanan para
hareketleri olduğunu söyledi. Ben eminim ki, Sayın Erdoğan,
Genel Başkanımıza açmış olduğu 1,5 milyonluk
tazminat davasını da geri çekecektir. Yoksa
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Son bir dakika efendim.
Buyurun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa)
bu gerçek belgeler dava dosyasına sunulacak ve mahkeme
tarafından da gerçeklikleri tescil edilecektir. Damadın, dünürün,
oğlun, özel kalem müdürünün Man Adası gibi bir vergi cennetine,
vatandaş vergiden kırılırken, emekli teyzeye
maaşından arttırdığı 100 dolar parayı, karda
kışta Bozdur ki milliyetçiliğin kanıtlansın. diye
duygular sömürülürken vergiden kaçırmak için oralara para aktaranlar
Ve
hepsi birden hangi ticareti yapmışlar ki Man Adasına bu
paraları yolluyorlar? İspat edersen gereğini
yapacağım. deyip hakaret eden şahsa Haydi, ya istifa, ya
istifa, ya istifa! diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özel.
Sayın
Bostancı, buyurun efendim.
23.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde başarılar
dilediğine ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlunun grup toplantısında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanla ilgili sarf ettiği
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Atatürkün
meşhur sözü Özgürlük benim karakterimdir. Siz de o makamda frakla oturuyorsunuz,
bazı arkadaşlar da takım elbiseyle oturuyor. Özgür bir ortam. O
bakımdan Özgür Beyden, burada, Atatürkü yorumlama konusunda farklı
düşünüyoruz. Size başarılar diliyoruz. Bütün Meclis başkan
vekillerinin dikkat ve ihtimamı çerçevesinde Meclis
çalışmalarının devam edeceği ve sizin de buna çok
önemli katkılar sağlayacağınıza inanıyoruz.
Sayın
Kılıçdaroğlunun iddialarına gelince: Bunlar, öyle
anlaşılıyor ki CHP Grubundaki milletvekili arkadaşları
da ikna etmiş değil. Özgür Beyin ateşli diliyle destek vermeye
çalıştığı, burada da arkadaşların bir
propaganda diliyle tahkim etme lüzumunu hissettikleri bir durum söz konusu.
Açık olan bedahatların, gerçekliklerin bu tür desteklere
ihtiyacı yoktur. Ama bir algı doğurmak istiyorsanız
arkasından böyle propaganda teknikleriyle destek verme lüzumunu
hissedersiniz.
İddiaların
ispat yeri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu değildir.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Mahkemeye verin, mahkemeye.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Yoksa herkes kendi grubunda eline bir
kâğıt alır İddiam bu. der, ertesi toplantıda
İşte ispatı. der, mahkeme de olur, savcı da olur, adaleti
de tecelli ettirmiş olur. Böyle bir mantık olabilir mi?
MUHARREM
ERKEK (Çanakkale) Siyasi ahlak ne olacak, siyasi ahlak?
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) - Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi sabah
akşam hak ve adaletten bahsediyor. Hak ve adaleti CHP Grubunda mı
tevzi edeceksiniz? Mahrem fanteziniz bu mu?
Şimdi,
CHPye bir fırsat var. Manevi tazminat davası açılmış.
Hodri meydan, mahkeme orada. Mahkemeler buna karar verecek, CHP Grubu
değil, CHP Grubundaki alkışlar değil.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Burada arkadaşların böyle ajite edici
bir dille propaganda destekleri değil, soğukkanlı, sakin,
milletin vicdanını temsil eden mahkemeler buna karar verecek. Ve bir
kez daha göreceğiz ki o mahkemelerde, bizim kanaatimiz odur, bu iş
doğru çıkmayacaktır.
Teşekkür
ediyorum.
MURAT
EMİR (Ankara) Para var mı, yok mu; onu söyleyin.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Para var mı? Gönderildi mi?
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bostancı.
Sayın
Turan, söz istemişsiniz, nöbetçi grup başkan vekilinize verdim,
talebinizi alayım.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan, izin verirseniz, az önce sayın
grup başkan vekili bizi kastederek, beni kastederek Belgelerin
resmîliğini doğrulamıştır. dedi. Buna cevap vermek
istiyorum.
BAŞKAN
Sataşmadan söz istiyorsunuz.
Buyurun
Sayın Turan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye'nin
gündemini böyle yalanlarla, iftiralarla meşgul ederek Meclisi de buna
bağlayarak uzun süre zaman kaybını usul ekonomisi
açısından doğru bulmadığımı ifade etmek
istiyorum.
Az
önce kıymetli grup başkan vekili, benim resmî belge ifademi, güya
bu belgelerin doğrulandığından kaynaklı
söylediğimi ifade ettiler.
Anlamaya
çalışana yardımcı oluruz, anlamayana anlatırız
ama anlamak istemeyene yapacak bir şey yok.
İfadem
aynen şöyle : A Habere konuşan Bülent Turan: CHP bir ana muhalefet
partisi gibi değil âdeta ABD'nin sesi radyosu gibi
çalışıyor, FETÖ'nün sesi radyosu gibi yayın yapıyor.
Biliyorsunuz Bilal Erdoğan'ın bir kebapçıda çekilen
fotoğrafını DEAŞ liderleriyle diye sunmuşlardı.
Geçen hafta, kendi partisinin açıklarını kapatmak için bir iddia
ortaya attı Kılıçdaroğlu. Az önce izledik, ticari
işlemlerden kaynaklanan rutin belgeleri; banka transferi, sicil
kayıtları vesair...
MEHMET
GÖKDAĞ (Gaziantep) Yani gönderildiğini kabul ediyorsunuz.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Özel kalem müdürü ne satıyor?
EREN
ERDEM (İstanbul) Belgeler gerçek, belgeler.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
BÜLENT
TURAN (Devamla) - Bu belgeyi suçmuş gibi, iddiasına
ispatmış gibi sundu. Biz buna alışığız, ilk
defa yapmıyor; sürekli yapıyor.
EREN
ERDEM (İstanbul) E, teyit ettiniz şimdi. Şu anda teyit
ettiniz.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Özel kalem müdürü ne alıp satıyor?
BÜLENT
TURAN (Devamla) - Kılıçdaroğlu demişti ki: Türkiyeden
dışarıya döviz gönderen belgeyi açıklayacağım.
Avukatlarla konuştum, isimleri geçenlerin kendisiyle konuştum;
bırakın oraya para gönderilmesini, aksine Türkiyeye gelen döviz var,
kazanç var, kâr var, vergi var. Tüm işlemler ticari denetim içerisinde
normal işlemler.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Paranın varlığını ikrar
ediyorsunuz Sayın Turan.
EREN
ERDEM (İstanbul) Para Man Adasına gidiyor. Para buraya gelmiyor,
buradan Man Adasına gidiyor.
BÜLENT
TURAN (Devamla) - Dolayısıyla bir daha söylüyorum: O belgeleri
mahkemeye sunacak Kılıçdaroğlu, çıkan tabloda mahcup olacak
mı? Bence olmayacak. (CHP sıralarından alkışlar) Niye
olmayacak? Utanmak bir erdemdir.
EREN
ERDEM (İstanbul) Para Man Adasına gidiyor. Man Adasından
buraya gelmiyor, buradan Man Adasına gidiyor.
BÜLENT
TURAN (Devamla) - Siyasi ahlak iftiradan uzak kalmaktır ama sürekli iftira
atarak, hakaret ederek belgeymiş gibi kâğıt göstererek adım
atmak bir siyaset değildir.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, İç Tüzük 69a göre Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Paranın varlığını ikrar etti,
kabul etti; daha bunun ötesi var mı?
MEHMET
GÖKDAĞ (Gaziantep) Ticari işlem diyor
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Ticari iş!
EREN
ERDEM (İstanbul) Oradan buraya gelmiyor para, buradan oraya gidiyor.
BAŞKAN
Arkadaşlar, sayın milletvekilleri; Grup Başkan Vekiliniz
konuşuyor siz arkada gürültü yapıyorsunuz; lütfen
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Bravo Başkan, bravo!
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, özür dileriz, mahkemeler
ahlaksız işe bakmaz ki.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Başkan.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Cumhuriyet Halk Partisini ABDnin sesi olarak konuşmakla
itham etmiştir, İç Tüzük 69a göre cevap hakkını kullanmak
istiyorum.
BAŞKAN
Yeni bir sataşmaya, yeni bir tartışmaya meydan vermeyelim
lütfen Sayın Başkan.
Buyurun
Sayın Özel. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Öncelikle
şunu söyleyelim: Biraz önce yapılan konuşma da, A Habere
çıkıp alelacele yapılan açıklama da tam anlamıyla
suçun ikrarı mahiyetindedir.
NİHAT
ÖZTÜRK (Muğla) Hani suç nerede var?
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - 3628 sayılı Yasaya göre eğer kişiler mal
varlıklarını nasıl elde ettiklerini
açıklayamıyorlarsa bu paraya kara para, rüşvet, yolsuzluk
parası gözüyle bakılır.
HASAN
BASRİ KURT (Samsun) Dinlemeden konuşuyorsun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Buradaki sıkıntı şu: Kimse bu milletin
Meclisine çıkıp milletin temsilcilerinin gözünün içine baka baka ve
milletin huzurunda ne milleti ne temsilcilerini salak yerine koymaya
kalkmasın. (CHP sıralarından alkışlar) Ne
gördüğümüzü ne okuduğumuzu anlıyoruz. Elde SWIFT belgeleri var
yani paranın gittiği yerden dekontlar. Bir de, elde parayı
yollayan bankanın belgeleri var, dekontları, bire bir tutuyor.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Kim göndermiş, kim?
NİHAT
ÖZTÜRK (Muğla) Kimden aldın? Kimden aldın?
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Öyle bir suçüstü durumuyla karşı karşıya
ki Bunlar sahte. diyemiyor. Bak Kimden aldın? diyor.
NİHAT
ÖZTÜRK (Muğla) Kim gönderdi?
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Soru şu: 1 sterlinlik bir şirket kurulmuş.
Şirketi kuran tanıdık ahbap; tam güvenilmiyor, sonra
Erdoğanın çaycısına şirket devrediliyor.
NİHAT
ÖZTÜRK (Muğla) Nereden biliyorsun, nereden?
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Sonra aynı şirkete nereden
kazanıldığı belli olmayan, damattan, dünürden, Özel Kalem
Müdüründen, kendi oğlundan para aktarılıyor, para
yollanıyor.
NİHAT
ÖZTÜRK (Muğla) Şirketin ortağı mısın? Nereden
biliyorsun?
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Kardeşim, yollanan para bir ticaretten dolayı gelen
para değil, içeride kaynağı ispatlanamayan kara ve kirli bir
paradır. Bunun dekontunu koyduk. Yetim hakkı var burada, yetim
hakkı! (CHP sıralarından alkışlar) Bu yetim
hakkına karşı çıkıp da Efendim, yalan
konuşuyorlar. Ne yalanı? İspat istediniz, alnınızın
ortasına yapıştırdık ispatı. Dekont koyuyoruz
kardeşim, dekont!
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) - Varsa dekontun gerçek olmadığını ispatla.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
NİHAT
ÖZTÜRK (Muğla) O paralar Recep Tayyip Erdoğanın parası
mı?
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özel.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, biraz önce Sayın Turan Bey
dedi ki: Bunlar ticarettir. Özel kalem müdürü, memur. Özel kalem müdürünün
ticaret yapması yasak. Böyle bir şey olabilir mi?
BAŞKAN
Sayın Turan, buyurun.
(AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın milletvekilleri
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Kendisi iyi de çevresi kötü değil mi?
BAŞKAN
Sayın Turan, buyurun, sizi dinliyorum.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan, şu tiyatroya alet olmak
istemiyorum. [CHP sıralarından alkışlar(!)] Söylemek
istediğim şu: Ellerinde belge diye salladıkları
kâğıtları 1,5 milyon bedelle açılan tazminat davasında
mahkemeye sunsunlar
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sunacağız.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale)
el mi yaman bey mi yaman, mahkeme de karar versin.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, tutanaklara geçmesi
açısından
(AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak tiyatro gibi bir
sanatın aşağılama aracı olarak
kullanılmasına karşıyız, bir.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Geç bunları.
MARKAR
ESEYAN (İstanbul) 15 Temmuz tiyatroydu hani?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Burada kimse tiyatro falan yapmıyor, gerçekleri
açıklıyoruz.
MARKAR
ESEYAN (İstanbul) 15 Temmuz tiyatro değil miydi Özgür Bey?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Şu söz bize ait değil, bu söz Sayın Genel
Başkanlarına ait, diyor ki: Benim dünürüm, oğlum, özel kalem
müdürüm, damadım güya para aktarmış. Var mı elinde
ispatı?
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Var.
EREN
ERDEM (İstanbul) Var.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) İspatlamazsan
diyor, hakaret ediyor, İspatlarsan
gereğini yapacağım. diyor. Gereğini yapacak mı,
yapmayacak mı? Biz Cumhurbaşkanına
Diyorlar ki: Bu hesaplarda
Cumhurbaşkanının parası yok.
ALİ
ŞEKER (İstanbul) Kimin parası?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Bizim iddiamız: Damadın, dünürün
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Ver mahkemeye, görelim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Mahkemeye vereceğiz, vereceğiz.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Göster mahkemeye, ver.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Damadın, dünürün, özel kalem müdürünün yurt
dışına suçüstü bir pozisyonda para
aktardığının belgelerini koyarız. dedik,
Koyamazsınız. dediler, aha da belgeler. Buradan sonra kurtarır
yanı yoktur, istifa edecek Genel Başkanınız, istifa,
istifa. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bostancı, buyurun.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, kayıtlara
geçsin diye söylüyorum
BAŞKAN
Evet, dinliyorum, buyurun.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) İddia edilen, CHP Grubu; ispat edilen yer
orası olamaz, ispat edilecek yer mahkemedir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) O da olacak, sabredin.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) CHP Grubunun bir fırsatı vardır;
koşa koşa kürsüye giderek propagandaya devam etmek yerine, propaganda
araçlarıyla algı oluşturmaya çalışmak yerine,
koşa koşa gidilecek yer mahkemedir. Biz ne olduğunu biliyoruz,
bu belgelerin bizim gözümüzde bir kuruşluk kıymeti yoktur.
Saygılarımla.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bostancı.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Özel
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Daha fazla uzatmayalım ama şimdi, bir söz söylersen
tutarlılığı olacak, bunu sırf bize söylemeyeceksin.
Genel Başkan bunları iddia etti, Sayın Cumhurbaşkanı
şöyle mi savundu kendini
Ben şimdi bir açıklama
yapmayacağım. Mahkemede avukatlarım beni savunacak. demedi.
Ben çıkıyorum, Hayır. diyorum. İspatlamazsan nokta
nokta, ispatlarsan gereğini yaparım. dedi. Siyasette ispat yeri aha
da o arenadır, partilerin grup toplantısıdır. İspat
ettik mi etmedik mi kardeşim? Belge gerçek mi, değil mi? (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Belgeyi ver, belgeyi.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Belge hayat kadar, su kadar
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Ver belgeyi, ver.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa)
cihan kadar gerçektir, o kadar söylüyorum.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Değil.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, son söz, Sayın Bostancı
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Belge yok belge, Sayın Başkan.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Var, var, var.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Burada açık bir çarpıtma var. Bu
işlerin, iddiaların ispat edileceği yer mahkemedir. Mahkemede
bekliyoruz.
BAŞKAN
Tamam.
Konu
karşılıklı müzakere edilmiştir. Sonuç itibarıyla
tutanaklara geçmiştir.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Belgeleri versin, bakalım. Belge yok ortada Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Başkan, lütfen
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.50
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım:
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı İsmail Kahraman ve beraberindeki Parlamento heyetinin,
Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) 7nci Genel
Kuruluna katılmak üzere Kırgızistana ziyarette
bulunmalarına ilişkin tezkeresi (3/1356)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın İsmail Kahraman ve
beraberindeki Parlamento heyetinin Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter
Asamblesi (TÜRKPA) 7nci Genel Kuruluna katılmak üzere
Kırgızistana ziyarette bulunmaları hususu 3620 sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
düzenlenmesi Hakkında Kanunun 9uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı talep ediyoruz.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.52
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Sayın
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili
Erkan Akçay tarafından, öğretmenlik mesleği hakkındaki mevcut
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 28/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 28/11/2017 Salı günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Erkan
Akçay
Manisa
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
28
Kasım 2017 tarih, 2510 sayıyla TBMM Başkanlığına
MHP Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay'ın
verdiği, öğretmenlik mesleği hakkındaki mevcut
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına dair önergemizin görüşmelerinin 28/11/2017 Salı
günkü Birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, öneri sahibi Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Zühal Topcu.
Buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Topcu, süreniz beş dakika efendim.
MHP
GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU (Ankara) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Öncelikle
yeni görevinizde başarılar diliyoruz. İnşallah hayırlara
vesile olur diyoruz.
Evet,
Meclis bugün başladığından itibaren çok sıcak
tartışmalar gündeme geldi, herkes hararetle konulara dâhil olmaya
çalıştı ama ben gerçekten bu ülkenin gerçek gündeminin
eğitim olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum ve ağlanacak
hâlimize güldüğümüzü de burada belirtmek istiyorum aslında.
Eğer
bir ülkeyi batırmak istiyorsanız eğitimle
uğraşın, kalkındırmak veya yüceltmek istiyorsanız
yine eğitimle uğraşabilirsiniz. İşte,
bakıldığında gelen bütün bakanların veya gelen bütün
üst düzey yöneticilerin bahsettiği gibi Eğitim sistemini kökünden
değiştiriyoruz. ifadesi aslında bunun da bir örneği.
Kökünden değiştirmek istedikleri aslında yalnızca
sınav sisteminde yapılan değişiklik.
Sayın
Başkanım, ikaz edebilir misiniz? Arkadaşlar için çok önemli
değil ama bu ülke için çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
BURHANETTİN
UYSAL (Karabük) Bizim için de önemli.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, kürsüdeki milletvekili
arkadaşımızın gerçekten biz de konuşmasını
burada zorlukla dinliyoruz. İçerideki uğultudan dolayı,
aranızdaki sohbetlerden dolayı ciddi bir rahatsızlık söz
konusu. Sayın hatip de bunu belirtti. O nedenle -bugün
bayanlarımıza tabii ki pozitif ayrımcılık yaptık,
üç gündem dışını da bayan arkadaşlara verdik- sizi
biraz daha sakin olmaya, sükûnetli davranmaya davet ediyorum.
Sayıp
Topcu, buyurun efendim.
ZÜHAL
TOPCU (Devamla) Geçen süreyi de eklerseniz
Peki,
teşekkür ediyorum.
Evet,
her zaman dediğimiz gibi, eğitimde bir değişiklik yapmak
istiyorsak sınav sisteminden değil, öğretmenlerden
başlamamız lazım. Yani şu anda öğretmenlerin o kadar
çok sorunu var ki, öğretmenin bu sorununu çözmedikten sonra hiçbir
değişikliği gerçekleştirebilmeniz mümkün değildir.
Onun için diyoruz ki öğretmeni yetiştirmeden başlamak
lazım. Öğretmeni yetiştirmek için de öncelikle öğretmen
yetiştiren fakültelerin sistemlerinin hem içerik olarak hem program olarak
tekrar gözden geçirilmesi lazım. Daha geçen hafta Sayın
Başbakanın bir yerdeki konuşmasında işsizlikle ilgili
ve diğer problemlerle ilgili Her ile üniversite açtık ama doğru
mu yaptık, bir sürü hata yaptığımızın
farkındayız. şeklinde ifadeleri söylemesi de aslında bu
yapılan yanlışlıkların bir göstergesi olarak alınabilir.
Evet,
sistemin mutlaka değiştirilmesi lazım. Bu sistemin
değiştirilmesi gerekirken bir, öğretmenlerin özlük
haklarının iyileştirilmesi lazım. Şu anda
bakıldığında neredeyse öğretmen maaşları
açlık sınırına yaklaşmış durumda ve yine,
öğretmen atamalarına geldiğimizde, bu kürsüye her
geldiğimizde, bu sorunları dile getirdiğimizde söylediğimiz
tek şey var: Öğretmenin ücretlisi de olmaz, öğretmenin
sözleşmelisi de olmaz. Bunun içindir ki mutlaka öğretmenin
statüsünün belli bir, gerçekten saygıya değer bir hâle getirilmesi
gerekmektedir. Ve bu gibi şeylerde içimizden geldiği gibi bir laf
söyleme yerine, bir lafı söylerken Gırtlak kırk boğumdur.
ifadesinden hareketle, bir televizyonda yapacağınız, işte,
ücretli öğretmenlerin veya şunların kadroya geçirilmesine
yönelik olarak -sosyal medyada geziyor ve bir sürü öğretmenin de dilinde-
bu gibi ifadeleri gündeme getirirken çok dikkatli olunması gerekmektedir.
Bunun için dediğimiz, öğretmenlik mesleğinin tekrar dikkate
alınması, maaş durumlarının, atama
durumlarının ve yetiştirilme durumlarının tekrar
gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bir öğretmenin yapması gereken
mesleklerden bahsederken sobayı tutuşturmasına kadar görev
veriliyor. Öğrenicinin 21inci yüzyıl becerilerine
donanımlı olarak yetiştirilmesinden sorumluyken biz
öğretmenden, gerçekten, hayat standardını yakalamasındaki
maaşı esirgiyoruz. Bunun için diyoruz ki: Tekrar gözden geçirelim. Bu
sorunları ortadan kaldıralım.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Ek süre verebilirim Sayın Topcu bir dakika.
ZÜHAL
TOPCU (Ankara) Gerek yok.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz, sağ olun.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut
Toğrul.
Sayın
Toğrul, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Ben
de yeni görevinizde başarılar diliyorum. Umut ediyorum bu ülkenin
barışına, bu Meclisin barışına katkı sunar.
Değerli
arkadaşlar, öğretmenlerimizin meselesini, gerçekten, bu ülkenin en
önde gelen meselelerinden biri olarak algılamamız gerekiyor. 20
Temmuz 2016 tarihinden sonra inşa edilen OHAL rejimiyle en ağır
darbe maalesef öğretmenlere vurulmuştur. 15 Temmuz sonrası tam
bir öğretmen avı başlatılmıştır. 34 bine
yakın öğretmen haksız, hukuksuz bir şekilde ihraç
edilmiştir. İhraçlar muhalif, demokrat eğitim emekçilerini de
kapsayacak şekilde genişletilmiştir. OHAL süresinde 1.500den
fazla öğretmen sadece sendikal faaliyetlerinden dolayı ihraç
edilmiştir. 11 binden fazla öğretmen 3 ile 6 ay arasında
maalesef açıkta bekletilmiştir. 2017-2018 eğitim öğretim
yılının açılışına sayılı günler
kala, özellikle Kürtlerin yoğun yaşadığı illerde
1.200e yakın eğitim emekçisi 1990lı yıllardaki gibi
sürgün edilmiştir. Sürgün edilen öğretmenlerin aile bütünlükleri
bozulmuş, Anayasaya aykırı şekilde öğrencilerinden
öğretmenler kopartılmıştır.
Bununla
birlikte, KPSS ve mülakattan yüksek puanlarla geçerek atandığı
hâlde güvenlik soruşturmaları ve MİT raporları gerekçe
gösterilerek ataması iptal edilen çok sayıda öğretmen mevcuttur.
Geçtiğimiz günlerde, ihraç edilen öğretmen bir ailenin
çocuklarıyla birlikte yeni bir umut için çıktığı Ege
Denizinde boğulmaları ihraç edilen tüm öğretmenlerin ve
ailelerinin içinde bulundukları durumu acı bir şekilde
göstermiştir. Bugün öğretmenler Türkiyeden umudu kesmiş, ölümü
bile göze alarak yurt dışına çıkışı
düşünüyorlarsa ya da Nuriye ve Semih gibi bedenlerini ölüme
yatırmışlarsa siyasi iktidarın takkesini önüne koyup tekrar
durumu gözden geçirmesinde büyük yarar vardır.
Değerli
arkadaşlar, on beş yıllık AKP iktidarı süresince
öğretmelerin çalışma ve yaşam koşulları giderek
ağırlaştırılmış, Türkiyede öğretmenlik
yoksulluk sınırı altında bir ücretle yaşamaya mahkûm
edilmiştir. AKP iktidarında öğretmenlerin aydın
kimliği törpülenmiş, itaat eden öğretmen tipi
dayatılmaktadır. Öğretmenlerin tamamen siyasi iktidara biat eder
hâle getirilmeleri, öğretmenlik mesleğinin teknik bir mesleğe
indirgenme şeklinde öğretmenlerin az iş yapıp çok tatil
yapanlar olarak itibarsızlaştırılmalarına devam
edilmektedir. Öğretmenlere, aynı zamanda, mali ve özlük hakları
kısıtlanırken birçok angarya da yüklenmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT
TOĞRUL (Devamla) Sayın Başkanım, bir dakikanızı
rica etsem.
BAŞKAN
Peki, bugüne mahsus ek bir dakika süre veriyorum, sözlerinizi tamamlayın
lütfen.
MAHMUT
TOĞRUL (Devamla) Teşekkür ederim.
En
son, 10 Kasımda yürürlüğe giren Millî Eğitim
Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğiyle
öğretmenler görevi dışında işler de yüklenmektedir.
Özellikle, 12 pilot uygulamayla hayata geçirilen performans değerlendirme
sistemi, AKPnin zaten OHAL ve KHKsiyle ihraç, kademe durdurma,
açığa alma, maaştan kesme gibi sindirme yöntemleri Demoklesin
kılıcı gibi eğitimcilerimizin üzerinde sallanmaktadır.
İş barışını tehdit eden bu uygulama her yönüyle
fişlemedir, mobbingdir. AKP elini öğretmenlerin yakasından
çekmelidir.
Değerli
arkadaşlar, öğretmenlere bunlar yapılırken peki,
öğrencilere ne yapılmaktadır? Her gün bir sınav sistemi
değişikliyle âdeta öğrencilerin de psikolojisi bozulmaya mahkûm
edilmiştir.
Biz,
yarın, zaten bu konularla ilgili bir basın açıklamasıyla
özellikle öğrencilerimize yönelik ikide bir sınav sistemindeki
değişikliği gündeme getireceğiz.
Bu
vesileyle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
Teşekkür
ederim Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Toğrul.
Şimdi,
söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Hatay
Milletvekili Serkan Topala aittir.
Sayın
Topal, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA SERKAN TOPAL (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, yeni görevinizde de başarılar diliyor, hayırlı
olmasını diliyorum.
AK
PARTİ Hükûmeti İç Tüzükü değiştirdi, maalesef şu anda
sadece üç dakikamız var. Değerli öğretmen
arkadaşlarımızın koca sorunlarını bir
öğretmen olarak üç dakikada nasıl anlatacağız, maalesef
şu anda sıkıntı yaşıyoruz yine burada.
Az
önce Sayın Topcuyu da dinledim. Sayın Topcunun dediğine
katılıyorum. Eğer bir ülkeyi yıkmak istiyorsanız
gerçekten, sadece eğitimini ele alın, işgal edin, çökertin,
zaten o ülke çöker.
Değerli
arkadaşlar, kuşkusuz eğitim sistemimizin en temel
sorunlarından bir tanesi de öğretmen arkadaşlarımız
çünkü öğretmen arkadaşlarımız geleceğin
mimarlarıdır, ülkemizin kalkınması ancak öğretmen
arkadaşlarımızın yetiştireceği fikri hür,
vicdanı hür, irfanı hür nesillerle mümkündür. Ancak bu nesilleri
yetiştirebilmesi için de o öğretmen
arkadaşlarımızın da vicdanen rahat olması gerekiyor,
fikren, madden, manen özgür olması gerekiyor. Peki, bütün bu
olanakları, bütün bu zemini Hükûmet, iktidar yapabiliyor mu? Maalesef
hayır.
Öncelikle,
bedenlerini, açığa alınan ya da ihraç edilen on binlerce
öğretmen ve akademisyen için açlığa yatıran Nuriye ve
Semihe buradan binlerce selam gönderiyorum.
Değerli
arkadaşlar, öğretmen arkadaşlarımız artık
doğru dürüst eyleme katılamıyor, demokratik bir eyleme
katılamıyor çünkü baskı var; sendikaya bile doğru dürüst
üye olamıyor, yine baskı var. Öğretmen arkadaşlarımızın
çoğu ihraç edildi, açığa alındı ve bunların
içerisinde, inanın, çoğu da masum.
Değerli
arkadaşlar, öğretmenlerin sorunlarından bir tanesi de atama,
hepimiz çok iyi biliyoruz. Millî Eğitim Bakanlığı buna bir
türlü çözüm bulamadı. Çünkü 2002 yılından bugüne kadar sürekli
bakanlar değişiyor ve her gelen yeni bakan sürekli müfredat
değiştiriyor. Maalesef bu konuda Hükûmet yetersiz kaldı.
Öğretmenin
ücretlisi, sözleşmelisi olmaz. Öğretmenin mutlaka kadrolu olması
gerekiyor, nitelikli olması gerekiyor. Mülakat yerine liyakat tercih
edilmeli ve özellikle göreve yeni atanan öğretmen
arkadaşlarımızla ilgili bir sıkıntı var. Göreve
atanıyorlar ama güvenlik soruşturması nedeniyle maalesef
işe başlayamıyorlar. Efendim, on yıl önce, yedi yıl
önce bir tane akrabası bir bankaya para yatırmış, bir
şeyler olmuş. Lütfen, buradan sizlere de sesleniyorum sayın
iktidar, bu sorunu, bu mağduriyeti ortadan kaldıralım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERKAN
TOPAL (Devamla) Sayın Başkanım, bugüne istinaden bir dakika
BAŞKAN
Sayın Topal, bir dakika ek süre veriyorum, lütfen sözlerinizi
toparlayın.
SERKAN
TOPAL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Kısaca
Hükûmete önerilerimizi sunayım: 24 Kasım Öğretmenler Gününde
öğretmenlere bir maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlerin
maaşları yoksulluk sınırının üzerine
çıkarılmalıdır. Öğretmenlerin ek ders ücretleri en az
25 TL olmalıdır. Öğretmenlere ödenen eğitim-öğretime
hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına
ödenmeli ve en az bir maaş tutarında olmalıdır.
İnternet hizmeti öğretmenlere ücretsiz olmalıdır.
Öğretmenlerin sınav görev ücretleri en az 2 katına
çıkarılmalıdır. Öğretmenlere temsil tazminatı
ödenmelidir, çocuk yardımları artırılmalıdır.
Ayrıca -az önce Sayın Genel Başkanımız da söylemişti-
3600 ek gösterge hakkı tanınmalıdır. Yönetici
atamalarında mutlaka liyakat esas alınmalıdır ve bu
yıl en az 40 bin öğretmen ataması yapılmalıdır.
Teşekkür
ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Topal.
Şimdi
söz sırası, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Karabük
Milletvekilimiz Sayın Burhanettin Uysala aittir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA BURHANETTİN UYSAL (Karabük) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime başlamadan
önce yeni Başkanımıza hayırlı uğurlu olsun
diyorum, Allah hayırlı hizmetler nasip etsin.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bizler
beşikten mezara kadar ilim tahsil etmeyi emreden, kalemin
kılıçtan üstün olduğuna inanan bir medeniyetin mensuplarıyız.
Bu nedenle öğretmenlerin önemini ne kadar anlatsak azdır. AK
PARTİ hükûmetleri olarak eğitimi uzun vadeli bir bakış
açısıyla geleceğimize yatırım olarak kabul ediyoruz.
Biz sosyal ve ekonomik kalkınmada sahip olduğumuz en önemli
zenginliğimizin insan kaynağımız olduğunu
düşünüyoruz. Bu nedenle AK PARTİ hükûmetlerinin temel önceliği
hep insana yönelik yatırımlar olmuştur. Öğretmenlerine hak
ettikleri değeri vermeyen, onların fedakârlıkları
karşısında ahde vefa göstermeyen hiçbir toplumun geleceği
yoktur. Bu anlayışla, son on beş yıldır bir taraftan
eğitimde yılların ihmallerini telafi etmeye
çalışıyoruz
Eğitimi yaygınlaştırmaya,
kalitesini artırmaya çaba harcarken öğretmenlerimizin
çalışma şartlarının da iyileştirilmesi için var
gücümüzle mücadele ve gayret ettik. Bundan sonra da bu gayretin içerisinde
olacağımızı belirtmek istiyoruz. Türkiye büyüdükçe,
ülkemizin imkânları genişledikçe bunları öncelikle öğretmen
ve öğrencilerimizin istifadesine sunmaya çalışacağız.
OECD
raporlarına göre, ülkelerin millî gelirlerinden eğitime
ayırdığı pay en çok yüzde 5,2 iken bizim eğitime
ayırdığımız pay 5,8dir. Avrupa ülkelerinden çok daha
fazla bir payı biz eğitime ayırıyoruz. 2002 yılında
millî eğitime ayrılan pay 11 milyar liraydı. Bu, o zamanki
bütçenin yüzde 10una tekabül ediyordu. Şimdi millî eğitime
ayırdığımız pay 122 milyar lira. Bu yılki
bütçenin de yaklaşık yüzde 22sine tekabül ediyor.
2002
yılında 559.803 öğretmen varken 2003 yılından 2017
yılı Şubat ayına kadar on dört yılda tam 561 bin yeni
öğretmen ataması gerçekleştirdik. Bugün 905 bin
öğretmenimiz bulunmaktadır. Bunların 39 bini ise sözleşmeli
öğretmenlerdir.
Sayın
Başkanım, ek süre vereceğinizi düşünerek ben de buradan
uzatıyorum.
BAŞKAN
Buyurun, buyurun.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bence beş dakika konuş arkadaş ya.
BURHANETTİN
UYSAL (Devamla) Sağ olun, teşekkür ediyorum.
Norm
kadro esaslarına göre, öğretmenlerin doluluk esaslarına baktığımızda,
bugün itibarıyla kadrolarının yüzde 90ının dolu
olduğunu görüyoruz.
Elbette
ki AK PARTİ iktidarı döneminde öğretmenlerin
maaşının iyileştirilmesiyle ilgili çok önemli
çalışmalar yapılmıştır.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Maaşları ne kadar Sayın Hatip?
BURHANETTİN
UYSAL (Devamla) Söyleyelim hocam, söyleyelim.
2002
yılında 470,20 Türk lirası maaş alan öğretmen bugün
2.713,36 Türk lirası maaş almaktadır. Eğer ek ders
ücretlerindeki artışları da göz önünde bulunduracak olursak
öğretmenlerimizin maaşında yüzde 434lük bir artış
gerçekleştirmişiz hocam. 2002 yılında öğretmenlere
eğitim öğretime hazırlık ödeneği adı
altında 175 lira ödenirken bugün 1.050 lira ödenmektedir.
Elbette
ki yapılanların öğretmenlerimize yeterli olduğunu
söylemiyoruz. Öğretmenlerimizin baş tacı olduğunu tekrar
belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla tekrar selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) En düşük maaşı alan gruptur, en
düşük maaşı alan.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Uysal.
Sayın
Özel, buyurun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Oylama sırasında karar yeter sayısı talep
ediyoruz.
BAŞKAN
Peki.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardı, şimdi oylarınıza sunacağım ve
karar yeter sayısını arayacağım: Kabul edenler
Etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında bir anlaşmazlık söz konusu, oylama elektronik
cihazla yapılacaktır arkadaşlar.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı bulunamamıştır.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.27
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP
ÜYELER: İshak GAZEL (Kütahya), Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Oylama
elektronik cihazla yapılacaktır.
Oylama
için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, öneri kabul
edilmemiştir.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, Şanlıurfa Milletvekili Sayın
Osman Baydemir ve arkadaşları tarafından, Diyarbakır Barosu
Başkanlığı yaptığı dönemde 28/11/2015
tarihinde Diyarbakırda katledilen Tahir Elçi cinayetinin
aydınlatılması, sorumluların açığa
çıkarılması amacıyla 27/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
28/11/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 28/11/2017 Salı günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
İstanbul
HDP
Grubu Başkan Vekili
Öneri:
27
Kasım 2017 tarihinde Şanlıurfa Milletvekili Sayın Osman
Baydemir ve arkadaşları tarafından verilen 6023 sıra
numaralı, Avukat Tahir Elçi Diyarbakır Barosu
Başkanlığı yaptığı dönemde, 28/11/2015
tarihinde Diyarbakırda katledilmiştir. Tahir Elçi cinayetinin
aydınlatılması, sorumluların açığa
çıkarılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 28/11/2017 Salı günkü
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin görüşmelerine geçmeden önce Sayın Akçayın bir söz
talebi var.
Buyurun
Sayın Akçay.
VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, MHP Grubu
olarak TBMM Başkan Vekili Yaşar Tüzüne yeni görevinde
başarılar dilediklerine ilişkin açıklaması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, Meclis Başkan Vekilliğine bugün fiilen
başlamış bulunuyorsunuz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
yeni görevinizi tebrik ediyoruz, hayırlı uğurlu
olmasını diliyoruz ve üstlendiğiniz bu görevi en iyi
şekilde yerine getireceğinize inanıyor ve başarılar
diliyoruz. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Çok teşekkür ederim Sayın Akçay, sağ olun.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Şanlıurfa Milletvekili Sayın
Osman Baydemir ve arkadaşları tarafından, Diyarbakır Barosu
Başkanlığı yaptığı dönemde 28/11/2015
tarihinde Diyarbakırda katledilen Tahir Elçi cinayetinin
aydınlatılması, sorumluların açığa
çıkarılması amacıyla 27/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28 Kasım 2017 Salı
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak
üzere öneri sahibi Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer.
Sayın
Taşçıer, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
HDP
GRUBU ADINA İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; iki yıl önce bugün Diyarbakır Barosu
Başkanı Sayın Tahir Elçi onlarca kameranın önünde
basın açıklaması yaparken başından kurşunla
vurularak öldürüldü. On beş yıllık AKP iktidarının on
üçüncü yılında, bu iktidar döneminde bu öldürme olayı oldu.
Başbakan hemen açıklama yaptı Faillerini
yakalayacağız. dedi. Adalet Bakanı o zaman Bekir
Bozdağdı, Diyarbakıra giderek ailesine taziye ziyaretinde
bulundu ve en kısa sürede faillerinin yakalanacağını
söyledi. Olay yerinde onlarca polis vardı, onlarca kamera kayıttaydı
ama failleri hâlen yakalanmadı, yargı önüne çıkarılmadı,
hatta ifadeleri dahi alınmadı.
Bu olayı kimler
yapmışsa bir mesaj vermek istemişlerdir, bu kadar kameranın
önünde, basın açıklaması yapılırken. Bu mesaj, aynen
1990lı yıllarda, Kürtler yine kameraların önünde, açıkça,
faili meçhul dediğimiz -tırnak içinde- olaylara maruz
kalmış ve hâlen onlar da aydınlatılamamış...
Kürtlerin bu coğrafyada yaşama hakları yok. mu denmek
isteniyor?
Aynen Kürt siyasetçiler gibi,
6 milyondan fazla oy alan HDP eş başkanları dâhil olmak üzere,
milletvekilleri bugün zindanlarda tutuluyor, Kürt belediye
başkanlarının yerine kayyum atanıyor. Biz bu
senaryoları 1980li ve 1990lı yıllarda da görmüştük ancak
bunların hiçbiri Kürt sorununu çözme, bastırma konusunda yeterli
olmadı. Kürt sorununu demokratik ve barışçı yollarla
çözmeye çalışan Kürt siyasetçileri zindanlara atılmakta, sivil
toplum temsilcileri yıldırılmakta
Kürt sorunu çözülmeden ve
Kürtleri yok saymakla bu iş yürümez. Kürt sorunu çözülmeden Türkiyeye
demokrasi gelmeyeceği gibi son yüzyılda yaşanan trajedilerin
devam etmesi ne Kürtlere ne de Türkiyeye bir şey kazandırmaz.
Tahir
Elçi, ilk ve ortaöğrenimini Cizrede, yükseköğrenimini
Diyarbakırda tamamladı. Kamuoyunda bilinen pek çok davada
mağdurları hem yurt içi hem yurt dışı, AİHM gibi
yerlerde, temsil etti. İHD üyesi, Türkiye İnsan Hakları
Vakfı kurucusu olan Tahir Elçi, 1990lı yıllarda aynen Vedat
Aydının öldürülmesi ile başlayan yargısız
infazları -bazı iddialara göre ki bu infazlar 17.500dür-
yakılan köyleri -ki bu yine 4 bin civarında köydür- bu köylerin
mağdurlarını, yargısız infazların
mağdurlarını savunmuştur. 1994 yılında 26
kişinin ölümüne neden olan Kuşkonar ve Koçağılı
köylerinin bombalanması, Lice davası, Temizöz davası ve Roboski
katliamı gibi birçok katliamları ve JİTEM davası
mağdurlarının avukatlığını
yapmıştır. Ceza hukuku ve insan hakları alanında
yetkin bir isim olan Tahir Elçi, Türkiye Barolar Birliği İnsan
Hakları Bilim ve Danışma Kurulu üyesiydi. Birçok sivil toplum
kuruluşunun kurulmasında ve çalışmasında yer alan
Tahir Elçi, iki dönem Diyarbakır Baro
Başkanlığını yapmıştır. Tahir Elçi
öldürülmeden önce basın açıklamasında şunları
söylemişti: Biz Diyarbakırlılar olarak, Diyarbakır Barosu
olarak tarihî değer ve eserlerimize, insanlığın binlerce
yıllık birikimlerine, bu kadim şehre sahip çıkıyoruz.
Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihî bölgede, birçok
medeniyete beşiklik etmiş ve ev sahipliği yapmış bu
kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma,
operasyon istemiyoruz; savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar
bu alandan uzak olsun istiyoruz. Sonra ne oldu?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayın, ek bir dakika süre veriyorum.
İMAM
TAŞÇIER (Devamla) Önce Tahir Elçi Dört Ayaklı Minarenin
ayakları dibinde öldürüldü. Oysa ki o Dört Ayaklı Minarenin
altından, ayaklarının altından insanlar geçerken olumlu
dilekler diliyorlar. Sonra o kadim kent, binlerce yıllık kültür yok
edildi. İki yıldan bu yana kadar sokağa çıkma
yasağı devam etti. Hemen Dört Ayaklı Minarenin ötesinde bulunan
Cevat Paşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal
Yılmaz ve Savaş Mahalleleri yerle bir edildi, molozlar Dicle
Nehrinin kıyısına atıldı. Bu nedenlerden dolayı
kamuoyunda Tahir Elçi cinayetinin faili meçhul
bırakılacağına yönelik ciddi bir kaygı
bulunmaktadır. Türkiye tarihinde faili meçhul olarak kalmış
yüzlerce siyasi cinayet de vardır. Bundan dolayı, bu cinayetin
araştırılması ve komisyon oluşturulması için
Mecliste, önergemizin bu yönde değerlendirilmesini istiyoruz.
Saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Taşçıer.
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Kocaeli
ili Gölcük Lisesi Down Sendromlular Derneği yöneticileri ve çocuklarına
Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulun localarında Kocaeli ili Gölcük
Lisesi Down Sendromlular Derneğinin yöneticileri ve çocukları var.
Kendilerine Yüce Meclise hoş geldiniz. diyoruz. (Alkışlar)
Ayaklarınıza sağlık, çok teşekkür ederiz gençler,
sağ olun.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Şanlıurfa Milletvekili Sayın
Osman Baydemir ve arkadaşları tarafından, Diyarbakır Barosu
Başkanlığı yaptığı dönemde 28/11/2015 tarihinde
Diyarbakırda katledilen Tahir Elçi cinayetinin
aydınlatılması, sorumluların açığa
çıkarılması amacıyla 27/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Evet, şimdi söz sırası Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Ankara Milletvekilimiz Ali Haydar Hakverdiye aittir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın
Hakverdi, buyurun, özlemiştik sizi kürsülerde.
CHP
GRUBU ADINA ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tahir
Elçi katledileli tam iki yıl oldu. Barış, adalet ve hakikat
mücadelesinde bedel ödeyenleri Tahir Elçi şahsında saygıyla
buradan selamlamak istiyorum.
İki
yıl oldu ama cinayetin aydınlatılmasında maalesef bir arpa
boyu yol alınamadı. İlk anda deliller toplanmadı,
vurulduktan iki gün sonra olay yeri incelemesi yapıldı. İki gün
sonra bile sağlıklı bir inceleme yapılmadı, Elçiyi
vuran mermi çekirdeği bulunamadı. Gizlilik olmamasına
rağmen dosyaya baronun ve avukatların fiilî olarak ulaşması
engellendi. Basın açıklamasının başından beri
kayıt yapan Foto Film Şube Müdürlüğüne ait kamera vurulma
anında on üç saniyelik kesintiyle dosyaya girdi iddiası vardı,
avukatların bu iddiası dahi araştırılmadı. Olay
yerinde Mardin Kebap adlı bir iş yerinde birçok kamera vardı,
kameraların tamamı çalışmasına rağmen sadece olay
yerini gösteren kamera çalışmıyordu. Bu durum, öncesi veya
sonrası bir organizasyonu aslında açıkça işaret etmekte.
Geldiğimiz
aşamada, mağdur avukatlarının talebi
karşılanmıyor, henüz dosyada şüpheli dahi yok. Faili meçhul
dosyadaki mağdur avukatı Tahir Elçinin de dosyası faili meçhul
olarak raflara kaldırılmak isteniyor. Aslında, Tahir Elçinin
faili meçhul değildir. Fail, bir iradenin ete kemiğe bürünmesidir.
Fail bulunmasa da ardındaki irade ayan beyan açıktır.
Faili
bulmak için Tahir Elçiyi tanımak yeterlidir aslında. Tahir Elçi,
İnsan Hakları Derneği Üyesi, İnsan Hakları Vakfı
Kurucusu, Diyarbakır Baro Başkanı, yargısız infaz ve
faili meçhul dosyalarında mağdurların cesur
avukatıydı. Hak ve adalet mücadelesinin yanında çok daha önemli
bir özelliği daha vardı Tahir Elçinin, yıllardır süren
çatışma ortamında barışı ve kardeşliği
savunuyordu, ölümlerin durmasını, çatışmaların
bitmesini, halkların kardeş olarak bir arada yaşamasını
savunuyordu; vurdular. Bizce fail meçhul değildir. Fail, ülkede
barışı ve birliği bozmak isteyen, kandan ve
çatışmadan beslenenlerdir. Fail, silah satıp para
kazananlardır. Dosyayı kim karartıyorsa fail odur. (CHP
sıralarından alkışlar) Fail, patlayan bombalardan,
çatışmalardan oy devşirenlerdir. Tetiği çeken kişi,
ete bürünmüş bir caniden başka biri değildir.
Genel
Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Hakverdi.
Şimdi,
söz sırası Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
İzmir Milletvekilimiz Mahmut Atilla Kayaya aittir.
Sayın
Kaya, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MAHMUT ATİLLA KAYA (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; HDP Grubu tarafından verilen
Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılması ve sorunların
açığa çıkartılması noktasındaki
araştırma önerisinin aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce Diyarbakır Barosu Başkanı ve değerli
hukukçu Tahir Elçiyi rahmetle anıyorum. Tabii, bu saldırıda
maalesef 2 polisimiz şehit olmuştu; Ahmet Çiftaslan ve Cengiz Erdur;
onları da buradan rahmetle anıyor, ailelerine
başsağlığı dileğinde bulunuyorum.
Burada,
Anayasamızın 6ncı maddesi ve 9uncu maddesi çok açık,
Türk milleti adına, yargı, netice itibarıyla,
bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri tarafından
kullanılıyor. Yine, Anayasamızın 138/3 maddesi
gereğince, yargıda görülmekte olan bir konuya ilişkin soru
sorulamıyor, görüşme yapılamıyor ve herhangi bir beyanda da
bulunulamıyor. Şu aşamada, Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcılığımız da 2015/42413 sayılı
dosyayla konu üzerindeki tahkikatına ve araştırmalarına
devam ediyor.
Değerli
CHP sözcüsü kardeşimiz şunları ifade etti: Foto Film Merkezinin
filmi yok. Fakat bu Emniyette duruyor ve olaya ilişkin iki gün sonra
özellikle bu noktada bir tahkikat yapılmasının sebebi de
açıktı çünkü bu, aslında faili de ortaya çıkarandır.
Biliyorsunuz, olay sonrası üç gün boyunca o çukurların olduğu
dönemde PKKca yapılan saldırılarla delillerin toplanması
da engellendi. Fakat ben CHP sözcüsü kardeşimize faili meçhul
olmadığını söylediği için de teşekkür ediyorum.
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Kesinlikle değil, faili meçhul değil!
MAHMUT
ATİLLA KAYA (Devamla) Aksine bugün maalesef Diyarbakırdaki bu
Tahir Elçiye ilişkin saldırıya yönelik olarak Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanı, o sahte belgelerle birlikte Faili meçhul bir
cinayet. demiştir.
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Ya, bunun ne alakası var?
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Gerçek belge, gerçek, sahte değil!
Görmediğin belgeyi söyleme.
MAHMUT
ATİLLA KAYA (Devamla) Bakın, fail bellidir ve fail PKKdır ama
HDP Grubunun da bu öneriyi vermesindeki sebep de açıktır, bakın,
vicdanlarını rahatlatmak istiyorlar.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Görmediğin belgeye sahte diyorsun,
görmediğin belgeye.
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) Araştıralım o zaman.
MAHMUT
ATİLLA KAYA (Devamla) Çünkü, Tahir Elçi ne yapmıştı?
Tahir Elçi sizin yapmadığınızı, sizin
göstermediğiniz cesareti göstermişti, çıkıp
Çatışma istemiyoruz, silah istemiyoruz, çukur istemiyoruz.
demişti ve PKKyı da karşısına almıştı.
İşte siz bunu yapamadınız ve vicdanen şimdi rahatlamak
adına, Meclis araştırması önergesine konu olamayacak bir
konuya ilişkin de değerlendirmelere devam ediyorsunuz.
Evet,
hani, sizin tabirinizle, diyorsunuz ya yurtseveriz diye, bakın,
yurtsever, yurduyla özdeşleşmiştir ama sizler yurdumuzu
parçalamaya çalışan, bölmeye çalışan
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) Bizim adımıza
konuşma!
MAHMUT
ATİLLA KAYA (Devamla)
kendileri gibi düşünmedi diye Kürtleri,
Türkleri ve Tahir Elçiyi katleden PKKyı şu Meclis kürsüsünden bir
defa dahi kınamadınız ve siz bu yaptığınız
tutumla Kürtleri değil maalesef PKKyı korur bir hâlde
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT
ATİLLA KAYA (Devamla) Başkanım, bir dakika
BAŞKAN
Sayın Kaya, ek bir dakika süre veriyorum, lütfen toparlayınız
sözlerinizi.
MAHMUT
ATİLLA KAYA (Devamla) Şunu unutmayın: PKK için Kürt yoktur,
Türk yoktur, kadın-erkek yoktur, çocuk yoktur, bebek yoktur, hastane
yoktur, okul yoktur, cami yoktur, varsa yoksa kan vardır.
Sizlerin
Türkiyenin geleceğinde yer alma, yeni bir pozisyon arama
arayışınızın olmadığını maalesef
görüyoruz. Murray Bookchinlerin, Leslie Lipsonların, Marxın,
Engelsin peşine takılmışsınız, ekolojik
konfederalizm ve demokratik özerklik safsatalarıyla
uğraşıyorsunuz. Adres bellidir, adres Anadoludur, Mevlânaya
bakın, İdris-i Bitlisîye bakın ve şuradan şunu
açık, net şekilde ifade etmek istiyorum: PKK için bir Kürt sorunu
yoktur, Kürtler ve Türkler için ortak bir PKK sorunu vardır ve şunu
net şekilde yine bilin; KCK, PYD, PKK, Öcalan, bunlar Dehaktır ve
biz Kürt çocuklarını da Türk çocuklarını da Dehakın
yılanlarına yedirmeyeceğiz.
Bu
vesileyle Meclisi tekrar saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaya.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Hakverdi, buyurun.
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın Başkanım, benim
söylemediğim sözü, çok farklı bir şey söylemişim gibi,
bağlamından koparttı. Yani ben çok farklı bir şeyden
bahsederken, o cinayeti, Genel Başkanımızın bugünkü
konuşmasıyla örtüştürdü. Ağzımdan da hiç öyle bir
şey çıkmadı. Bunu da benim üzerime atfetti. Sataşmadan 69a
göre söz istiyorum.
BAŞKAN
Ankara Milletvekilimiz Sayın Ali Haydar Hakverdi.
Buyurun
Sayın Hakverdi. (CHP sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdinin, İzmir
Milletvekili Mahmut Atilla Kayanın HDP grup önerisi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Tahir Elçi cinayetine dair üç dakika söz
aldı Sayın Vekilim ama Tahir Elçi cinayetini konuşmak yerine,
sanırım bir yaraları var, bir gocunmaları var ki Genel
Başkanımın bugünkü o belgelerine dair Bu bir cinayettir,
sahteciliktir, vesairedir. dedi, bununla birbirini örtüştürdü. Bir
akıl tutulması yaşadığını düşünüyorum.
Nasıl bunları birbiriyle örtüştürdü, hayret içerisindeyim.
Sahtecilik bizim işimiz değildir, Cumhuriyet Halk Partisiyle de hiç
örtüşmez. Bu belgeler gerçektir, mutlaka gereği eninde sonunda ortaya
çıkacaktır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Az
önceki, bahsettiğim konuşmada da şunu söyledim, dedim ki: Kim
delilleri karartmaya çalışıyorsa faili odur.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) Delilleri karartmaya kim
çalışıyorsa fail odur. Biz diyoruz ki, gelin, bu dosyayı
aydınlatalım, açığa çıkartalım, siz başka
başka şeylerin derdindesiniz. Geçin bunları. Faillerle birlikte
hareket etmeyin, gelin, hep birlikte faili ortaya çıkartalım. Tahir
Elçinin katillerini bu Meclis bulsun. Bu vebal bu Meclisin, en çok da
iktidarın boynundadır.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hakverdi.
MAHMUT
ATİLLA KAYA (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir dakika Sayın Kaya.
Sayın
Kerestecioğlu, buyurun sizi dinliyorum.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Verdiğimiz önergeyle
ilgili HDP milletvekilleri, HDP Grubu kendi içini rahatlatmak istiyor.
diyerek özellikle sataşmada bulundu.
BAŞKAN
Kim konuşacak efendim, siz mi?
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP sıralarından
alkışlar)
5.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kayanın HDP grup önerisi
üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Ben gerçekten bazen
konuşmakta zorlanıyorum. Yani gözlerimizin içine bakarak konuşun
istiyorum. Tahir Elçiyi kaybedeli iki yıl oldu. Tahir Elçi bizim
dostumuzdu ve Tahir Elçiye havuz medyası ilk önce dedi ki Terörün
elçisi. Hesabı sorulacak. bir televizyon programında
yaptığı konuşma nedeniyle. Bunları bizim
hafızamız çok çok iyi hatırlıyor. Ve onun ardından
Tahir Elçi yargılandı, Bakırköy Adliyesinde Tahir Elçiyle
birlikteydim yargılandığı davada ve bunun hemen akabinde
Dört Ayaklı Minarenin dibinde Tahir Elçi vuruldu, öldürüldü. Daha bir
hafta önce, bir hafta önce Diyarbakır savcılığı bir
iddianamesinde Tahir Elçinin cenaze töreniyle ilgili bir şüpheliyi
suçlarken ne dedi biliyor musunuz? Terörist cenazesi. Terörist cenazesi. dedi
Tahir Elçinin cenazesine. Siz hangi yargıdan söz ediyorsunuz?
AHMET
SAMİ CEYLAN (Çorum) - Kim dedi ya?
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Ve 2 başsavcı
değişti, 3 savcı değişti. On üç saniyelik kamera
kaydı vardı o görüntülerde tam vurulduğu anı gösteren, o
kayıtlar silindi. İddianame yok, şüpheli yok, iki yıl geçti
ve bunun hesabını iktidar olduğunuz için siz vermeyeceksiniz de
biz mi vereceğiz?
Siz
her konuda maşallah manevra yapmaya, yolsuzluk dediğimizde
başka mecralarda dolaşmaya, Malta dediğimizde başka
yerlerden söz etmeye, her şeyde Terör, terör, terör. demeye çok
meraklısınız. Ama bununla kurtulamazsınız. Biz
dostumuzu kaybettik. Türkan Elçiye hesap vereceksiniz. Kırk dokuz
yıl çok kısa bir zaman. diyor Türkan Elçi. Bunun hesabını
vereceksiniz.
İki
yılda bir yargılama yapılamamış, iddianame
oluşturulamamışsa siz bağımsız, adil
yargıdan söz edemezsiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) Bunun sorumlusu iktidarda kim
varsa o ve onun yargısıdır. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kerestecioğlu.
MAHMUT
ATİLLA KAYA (İzmir) - Sayın Başkanım, kayıtlara
geçsin diye
BAŞKAN
- Sayın Kaya, bir dakika
Dinliyorum, sakin olun.
Buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kayanın,
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MAHMUT
ATİLLA KAYA (İzmir) Sayın Başkanım, kayıtlara
geçmesi açısından söylüyorum.
Bir
defa, gözlerine baka baka -bu kişi- özellikle Ha-De-Pe Grubuna bakarak
zaten konuştum, gözlerine baka baka
(HDP sıralarından
gürültüler)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Onun adı He-De-Pe!
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) He-De-Pe!
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) A-Ke-Pe. A-Ka-Pe mi? Ha-De-Peymiş!
MAHMUT
ATİLLA KAYA (İzmir) Dostları ve arkadaşları diye
hitap ettikleri, özellikle Tahir Elçinin cinayetine ilişkin maalesef onun
duruşunu, şimdi yine gördük, bu kürsüde gösteremediler, Tahir Elçiyi
katledenlere ilişkin bir duruş gösteremediler.
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) Size göre konuşamayız.
HÜDA
KAYA (İstanbul) Polisin kaçırdığı zanlıyı
söyle sen, arka kapılardan kaçırdıklarını söyle.
MAHMUT
ATİLLA KAYA (İzmir) Yine, Ali Haydar Hakverdi, Cumhuriyet Halk
Partili milletvekili arkadaşımızın beyanlarına
ilişkin de bugün Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gördük ki grup
toplantısında Tahir Elçi cinayeti bir faili meçhul. demiştir.
İşte, özellikle Ali Hakverdinin de bu konuda faili meçhul
olmadığını, gerçek katilini bizle birlikte aynı
şekilde PKK olarak gördüğü noktasında da kendisine bu noktadaki
görüşleri için teşekkür ederim.
HÜDA
KAYA (İstanbul) Katilleri saklıyorsunuz, siz saklıyorsunuz
katilleri. Arka kapılardan kaçırılan kişileri söyleyin.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Ben tekrar sataşmadan
söz istiyorum.
BAŞKAN
- Sayın milletvekilim, tutanaklara geçsin, buyurun dinliyorum.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Hayır, tutanaklara
geçsin değil. Onun duruşunu gösteremediniz. diyerek
Biz AKPye
göre bir duruş sergilemek durumunda değiliz. Bir partiye Onun
duruşunu gösteremediniz. ithamında bulunmak kimsenin hakkı
değil.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kerestecioğlu, başka bir sataşmaya meydan
vermeyelim.
Buyurun.
HÜDA
KAYA (İstanbul) Katilleri saklamak için elinizden gelen her şeyi
yapıyorsunuz.
FUAT
KÖKTAŞ (Samsun) Az önce terbiyesiz mi dedin?
HÜDA
KAYA (İstanbul) Seni ilgilendirmez!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın milletvekilleri
Hatip kürsüye
çıktı. Bu tür konularda asla tartışmaya izin
vermeyeceğim, kendi aranızdaki tartışmalara. Lütfen
MİHRİMAH
BELMA SATIR (İstanbul) Sayın Başkan, uyarın, terbiyesiz
diyor.
İLKNUR
İNCEÖZ (Aksaray) Terbiyesiz diyen o tarafa uyarı yap.
BAŞKAN
- Sayın Kerestecioğlu, buyurun.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
6.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kayanın
yaptığı açıklaması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Bir kez daha söylüyorum:
Öncelikle, bu partinin adı Ha-De-Pe değil, Halkların Demokratik
Partisidir.
AHMET
SAMİ CEYLAN (Çorum) AK PARTİnin ismi de A-Ke-Pe değil.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) Olabilir, AK PARTİ
olabilir.
AHMET
SAMİ CEYLAN (Çorum) O zaman gocunmayacaksınız.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) Biz zaman zaman bunu da
söylüyoruz ama Ha-De-Pe diye bir Türkçe dili yoktur.
AHMET
SAMİ CEYLAN (Çorum) O zaman bizim arkadaşımız da zaman
zaman Ha-De-Pe diyebilir yani.
BAŞKAN
Sayın milletvekili, lütfen
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Bizim nasıl
konuşacağımıza karar veriyor Sayın Başkan. Böyle
bir şey olabilir mi!
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Asıl mesele partimizin
adı değil. Gerçekten bugün aslında Türkiye için çok büyük bir
kayıp olan, Türkiyenin en iyi avukatlarından biri olan Tahir Elçi
için gözyaşı döküp dökmediğimizdir.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Timsah gözyaşı
döküyorsunuz siz.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Ama bunlar timsah
gözyaşları değil.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Siz timsah gözyaşı
döküyorsunuz.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Siz gerçekten fütursuz bir
şekilde üzerinizden her şeyi atmaya o kadar
alıştınız ki dünyanın neresinde olursa olsun, binlerce
insanın öldüğü patlamalar olsun, işte, tek tek faili meçhuller
olsun; bir şey eğer faili meçhul bırakılmak isteniyorsa
zaten faili meçhuldür. Şu anda ortada, bu dosyada, bu davada bir fail mi
var? Suruç katliamının failleri mi var, Ankara katliamının
failleri mi var? Ortada doğru dürüst failler yok hiçbir dosyada. Adalete
erişim yok, adil yargılanma yok ve biz burada Tahir Elçiden söz
ederken siz yine alıp gerçekten topu başka yerlere atıyorsunuz.
Bu hak değil, bu adalet değil. En azından bugün biz onu
hissedemeyiz, hiçbirimiz burada hissedemeyiz. Biz acı çektik. Gerçekten,
arkadaşımızın kaybından acı çektik ama ailesinin
çektiği acıyı hiçbirimiz bilemeyiz burada. Türkiyenin bütün
ölüleri için bunu söylüyorum. Burada ölü yarıştırmaktan
vazgeçelim. diye Meclisin daha önceki bir Genel Kurulunda da konuşma
yapmıştım, aynı şeyi tekrar ediyorum: Ölü
yarıştırmaktan vazgeçip failleri ortaya çıkarmamız
gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Bu, Hrant Dink de olabilir; bu,
Tahir Elçi de olabilir; hâlâ failleri bulunamamıştır. (HDP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, müzakerelerde
farklı fikirler, yaklaşımlar, değerlendirmeler olabilir.
Zaman zaman laf da atılıyor ama sanıyorum kayıtlarda
vardır; Hüda Hanım terbiyesiz diyerek bir sataşmada
bulunmuş. Bu bir hakarettir. Hiç kimsenin bir diğer milletvekiline
böyle seslenmeye hakkı ve haddi olamaz. Hüda Hanım ne
söylediğini biliyordur, eğer öyle dediyse kendisini özür dilemeye
davet ediyoruz. Çünkü hiç kimseye, bizim gruptan olsun, başka gruptan
olsun, bu şekilde hitap edilmesini kabul edemeyiz.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Konu
değiştiriyorsunuz.
PERVİN
BULDAN (İstanbul) Başkan, ara verin. Ben olsam ara verirdim.
BAŞKAN
Efendim, Sayın Grup Başkan Vekili böyle bir söz ettiğinizden
bahsetti. Ben de aynı birleşim ve oturum içerisinde tutanakları
inceleyeceğim ve karar vereceğim. Lütfen ne yapacağım
noktasında takdiri bana bırakın.
Buyurun
Sayın Hakverdi.
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Tutanaklara geçmesi açısından beyanda
bulunmak istiyorum.
Sayın
AK PARTİli veya A-Ke-Peli, kendilerini nasıl tarif ediyorlarsa
öyleler
İLKNUR
İNCEÖZ (Aksaray) AK PARTİli tarif ediyoruz, tüzüğümüzde de
böyle geçiyor.
ALİ
HAYDAR HAKVERDİ (Ankara)
yani hiç bu işe girmiyorum. Ama
sayın milletvekili şunu söyledi, dedi ki: Ali Haydar Hakverdi de
buraya çıktı, bu işi PKKnın yaptığını
söyledi. Ben bilmiyorum; PKK mı yaptı, başka biri mi
yaptı, birilerine yaptırıldı mı, ben bilmiyorum.
Bilmek istediğim ve hakkımız olan şu: Kim yaptıysa
araştırılsın, delilleriyle ortaya konsun ve
yargılansın, bir hüküm kurulsun. Demek istediğim budur.
BAŞKAN
Çok teşekkür ediyorum Sayın Hakverdi.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Şanlıurfa Milletvekili Sayın
Osman Baydemir ve arkadaşları tarafından, Diyarbakır Barosu
Başkanlığı yaptığı dönemde 28/11/2015
tarihinde Diyarbakırda katledilen Tahir Elçi cinayetinin
aydınlatılması, sorumluların açığa
çıkarılması amacıyla 27/11/2017 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş önerisini oylarınıza sunuyorum
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı istiyorsunuz.
Evet,
karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bence elektronik oylama bu işi temizler.
GENÇLİK
VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK (Rize) Var, var. Beni iki say İshak,
iki say beni.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bir dakikalık elektronik oylama temizler bu
işi bence. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, 2 Divan üyemiz var, sayıyoruz hep birlikte. Niye
telaş ediyorsunuz? Rahat olun.
Karar
yeter sayısı vardır. Öneri kabul edilmemiştir.
Diğer
öneriye geçiyorum arkadaşlar.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, Eti Maden
Mazıdağ Tesislerinin özelleştirme sürecinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/1867) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
28/11/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 28/11/2017 Salı günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan (Eti Maden Mazıdağ Tesislerinin
özelleştirme sürecinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla) (10/1867) esas numaralı
Meclis Araştırma Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
28/11/2017 Salı günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri, önerinin gerekçesini açıklamak üzere
öneri sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Niğde
Milletvekilimiz Ömer Fethi Gürer
Sayın
Gürer, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
CHP
GRUBU ADINA ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizde özelleştirme adı altında
çok kurumun yağmalandığını hepimiz biliyoruz. Bugün
sizlerden Meclis araştırması yapılmasını talep
ettiğim de bunlardan biri.
Mazıdağı
Fosfat Tesisleri Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait
iken ekonomiye kazandırılmak amacıyla özelleştirilmesine
karar veriliyor. Bununla ilgili, Özelleştirme Yüksek Kurulu
çalışmalarını sürdürürken de Eti Madenden alınıp
(Gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Gürer
Sayın
milletvekilleri, gerçekten haksızlık yapıyoruz.
Bakın,
kürsüde bir hatip, bir milletvekili arkadaşımız var.
İçeride inanılmaz bir uğultu ve ses söz konusu. Biz hatibi
burada gerçekten duymakta zorlanıyoruz. Rica ediyorum.
Sayın
Gürer, buyurun efendim.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla)
Sümer Holding AŞye devredilen bu
kuruluşla ilgili 2011 yılında ihale yapılarak
satış işlemi gerçekleşiyor. 2013-2014 Sayıştay
raporlarına yansımayan ancak 2015 Sayıştay raporlarına
yansıyan olay çok vahim ve dikkat çekici. Burada kuruma devir bilançosunda
yer almayan üretim atıkları 1 TL olarak kurum kayıtlarına
alındıktan sonra özelleştirmeyle ilgili şartnamede ihale
kapsamına atıklar da dâhil ediliyor. Ancak ihale envanter üzerinden
gerçekleşmiş olduğundan, 1 TL üzerinden kayda alınan
yaklaşık 800 ton atığın maddi değerinin ortaya
çıkan bilirkişi raporlarına istinaden 13-19 milyon dolar
arasında olduğu görülüyor. Konuyla ilgili, Özelleştirme Yüksek
Kurulu 11/5/2011 tarih ve 2011/47 sayılı Kararında bu karar
çerçevesinde işletme hakkı devir sözleşmesi imzalanması ve
karar gereklerinin yerine getirilmesi hususlarında idarenin ve holdingin
yetkili kılınmasına karar verilmesine rağmen
sözleşmenin idarece tek başına imzalandığı
görülüyor. Ayrıca, Özelleştirme İdaresi tarafından
hazırlanan ihale şartnamesinde, envantere kayıtlı olmayan
makine ve demirbaşların ihale kapsamında olmadığı
belirtildiği hâlde envantere kayıtlı olmayan malzemelerin neler
olduğu konusunda bir belgeye ulaşılmadığı gibi
kurum kayıtlarına intikal etmiş bir malzemeye de
rastlanamıyor. Yine, söz konusu tesisin Sümer Holdinge devri
esnasında devir bilançosunda yer almayan, üretim artığı
malzemenin kurumun iç çalışması sırasında tespit
edilmiş maddi değeri olması münasebetiyle ihale
çalışmalarına başlanmış, ancak özelleştirmenin
sonuçlanması üzerine ihale çalışması
tamamlanmamıştır. Kuruma devir bilançosunda yer almayan üretim
atıkları 1 TL olarak kurum kayıtlarına alındıktan
sonra özelleştirmeyle ilgili şartnamede ihale kapsamına
atıklar da dâhil edilmiştir. Ancak, ihale envanter üzerinde gerçekleşmiş
olduğundan 1 TL üzerinden kayda alınan yaklaşık 800 bin ton
atığın maddi değerinin yüksek olduğu sonradan
anlaşılmıştır. Söz konusu atıkların üzerinde
oluşan hırsızlık neticesinde mahkeme tarafından
görevlendirilen bilirkişilerin mahkemeye sundukları
raporlarında, atık bedelinden 20 dolar/ton yani 16 milyon dolar
olarak belirlendiği görülmüştür. Atık miktarı tespitinde
artı eksi yüzde 20 hata payı dikkate alındığında
atık bedelinin 13-19 milyon dolar arasında olduğu tahmin
edilmektedir. Bu nedenle, 2016 yılı sonuna kadar 149 milyon dolar
yatırım ve 1.050 işçi istihdam garantisiyle tesislerin ve maden
haklarının tümü 28 milyon dolara özelleştirildiği dikkate
alındığında atığın gerçek bedelinin ihale
sürecinde değerlendirilmiş olmamasını özenle arz ediyor ve
Özelleştirme İdaresinin bu konuda bilgilendirilmesi talep ediliyor.
Bununla ilgili ben Başbakana yazılı soru önergesi
yönelttiğimde de Sayın Naci Ağbal Maliye
Bakanımızın yaptığı yazılı
yanıtlamada ihalenin gerçekleştiği ifadesi yer alıyor.
Değerli
arkadaşlar, ülkemizde Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını
çözün. diyoruz, kaynak soruluyor; Taşeron işçilerin ücretlerini
iyileştirin. diyoruz, kaynak soruluyor; atanamayan öğretmen,
sağlıkçılar için kadro olayında kaynak soruluyor;
4/Cliler için kadro. dediğimizde kaynak soruluyor; Emeklilere ilaç
katkı payı kaldırılsın. dediğimizde kaynak
soruluyor; İntibak 2000 sonrasındaki işçiler için
çıkarılsın. dediğimizde kaynak soruluyor ama 1 liraya bu
ülkede 18 milyon dolarlık hurda veriliyor. Meclisimizin bunu
araştırmasını talep ediyorum. Bu anlamda, getirmiş
olduğumuz önergenin değerlendirilerek yüce Mecliste hiçbir
milletvekilimizin göz göre göre 18 milyon dolarlık hurdanın da 1
liraya verilmesini kabul etmeyeceğine inanıyorum.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gürer.
Sayın
milletvekilleri, söz sırası Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Adana Milletvekilimiz Sayın Mevlüt Karakayada.
Sayın
Karakaya, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP
GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Sayın Başkan, ben de yeni
görevinizden dolayı tebrik ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Eti Maden Mazıdağı özelleştirme ihalesi
süreciyle ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından verilen bir Meclis
araştırması açılması önergesi üzerine Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Mazıdağı
tesisi 2011 yılında 29 milyon TL bedelle özelleştirilmiş.
Sayıştay raporunda -biraz önce de kürsüden ifade edildi- devir
bilançosunda yer almayan, 1 TL iz bedelle daha sonra kayıtlara alınan
atık değerlerinin daha sonra özelleştirme kapsamı
içerisine, ihale kapsamı içerisine alındığı, 800 bin
ton civarındaki bu atığın piyasa değerinin de yapılan
bilirkişi raporunda 13 ile 19 milyon dolar arasında
olacağı, olduğu, olması yönünde bir rapor verilmiş.
Değerli
milletvekilleri, aslında KİT Komisyonunda çalışan
arkadaşlar biliyorlar, bu tarz iddialar çoğu zaman KİTlerle
ilgili olarak karşımıza geliyor. KİT Komisyonunda bir
müddet çalıştım, daha önce KİT Genel Müdürlüğü
yaptım ve yine bu konularla alakalı muhasebe/finans alanında
akademik çalışmam oldu. Benim buralarda gördüğüm tespit,
özellikle kamu iktisadi teşebbüslerinin muhasebe sistemlerinde mali tablo
hazırlama ve sunmaya ilişkin teknik ilkelerin, standartların çok
uygun, doğru olmadığı biçiminde. Burada 1 TL iz bedelle
alınabilir mi? Mevcut mevzuata baktığımızda, Türkiye
Muhasebe Standartlarını uygulamak zorunda olmayan, Finansal Raporlama
Standartlarını uygulamak zorunda olmayan KİTler bunu bu
şekilde alabilirler. Onun için benim öncelikle tavsiyem, KİTlerin
finansal raporlamalarıyla ilgili genel bir düzenlemenin
yapılması, bunların takip edilmesinin gerektiği yönünde.
Biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, tabii ki bu ve benzeri iddialar konusunda
sessiz kalmayız; bunların kendi mecrası içerisinde, özellikle
kurum, KİT Komisyonu, bu boyutlardan araştırılması
gerektiğine, varsa yanlış ve hatalar, haksızlıklar,
bunların da gereğinin yapılması gerektiğine
inanıyoruz, her zaman da bunu ifade ediyoruz.
Yüce
heyetinizi saygıyla tekrar selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Karakaya.
Şimdi
söz sırası Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Bitlis
Milletvekilimiz Mizgin Irgata aittir.
Sayın
Irgat, buyurun efendim. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA MİZGİN IRGAT (Bitlis) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün günlerden Tahir Elçi. İki yıl
önce
Diyarbakır Barosu, 17 bin faili meçhul davanın avukatı,
savunucusu, maalesef kendi davası da bir faili meçhul olarak devam eden
Sayın Tahir Elçinin katillerinin bir an önce açığa
çıkarılmasını ve adil yargılanmanın, etkin
soruşturmanın bir kez daha devreye sokulmasını buradan
hatırlatarak başlatmak istiyorum konuşmamı.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Eti Maden Mazıdağı
Tesisinde yaşanan bu olay, AKP Hükûmetinin iktidara geldiği günden bu
yana kamu işletmelerini sermayenin nemalanmasına ve
yararlanmasına açık hâle getirdiğinin açık bir
örneğidir. Sayıştay raporunda, bilirkişi raporunda
geçtiği gibi birilerine yandaş olanlar kâr etsin diye, rant elde
etsin diye AKP Hükûmeti, halk arasındaki tabirle sinekten yağ
çıkarmakta, atıkları dahi değerlendirmektedir.
Bilirkişi raporunda tespit edildiği gibi ise ödediği vergisiyle
bu kurumların inşasına vesile olan halklar için büyük bir zarar
söz konusuyken kamu kaynaklarını iktidardaki iş birlikçilerinin
yardımıyla âdeta yağmalayan sermaye sahipleri için de büyük bir
kâr söz konusudur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; son bir iki yılda millî ve
yerli söylemle tanıştık. Hükûmet yetkililerinin -en
tepedekinden en aşağıdakine kadar- her fırsatta dile
getirdikleri ama biz, AKP hükûmetleri boyunca gördük ki bu ülkenin kendi öz
kaynaklarıyla ya da halkın vergileriyle var edilmiş ne kadar
işletme, tesis, santral vesaire varsa, sizin tabirinizle ne kadar yerli ve
millî işletme varsa satılmış, elden
çıkarılmıştır. İktidarınız boyunca 125
büyük özelleştirme yapılmış, üretim ekonomisi yerine
tüketimi körükleyen politika izlenmiştir.
Sayın
milletvekilleri, Maliye Bakanlığının kendi verileriyle, 94
kuruluşta bulunan kamu payları, 10 liman, 81 elektrik santrali, 40
tesis, 3.483 taşınmaz, 3 gemi, 36 maden sahası, araç muayene
hizmetleri özelleştirilmiştir. Bu satışlar
karşılığında 60 milyar doları aşkın
gelir elde ettiğinizi söylüyorsunuz ama bizlerin aklına doğrudan
şu soru geliyor: Değeri milyon dolarlarla ölçülen atıklar dahi
bu şekilde hiç edilirken acaba bunca işletmenin, tesisin, santralin
satışlarında ülkenin zararı, halkın zararı ne
oldu? Eti Madenin Mazıdağı Tesisinde gerçekleşen bu olay bu
zararın sadece küçücük bir örneğidir.
Değerli
milletvekilleri, kendi ilimde
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MİZGİN
IRGAT (Devamla) Sayın Başkan, tamamlayabilir miyim?
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi toparlayın efendim.
Bir
dakika ek süre veriyorum.
MİZGİN
IRGAT (Devamla) Araştırma önergesinin kabul edilmesini burada bir
daha dile getirirken kendi ilimin de özelleştirme
politikalarının kurbanı olduğunu buradan bir kez daha
yinelemek istiyorum. Tek fabrikası olan tütün fabrikası TEKELin
kapatılmasıyla yüzlerce işçinin işsiz
bırakıldığı, Bitlisin tek yerinin, tek
fabrikasının yani tütün fabrikasının kapatıldığı,
işsizliğe mahkûm edildiği Bitliste; bugün yeniden asayişi
yeniden yasakçı politikalarla yeniden bir ay gibi toplantı, gösteri
ve her türlü yasakların devreye sokulduğu keyfî bir yönetimin ilinden
de, özelleştirme mağduru olan bu ülkede bu politikaların,
usulsüzlük sonucu, yolsuzluk sonucu gizli kalmış bütün
dosyaların açığa çıkarılması ve sorumluların
mutlak surette hesap vermesi gerektiğini bir kez daha buradan yinelemek
istiyorum.
Sizleri
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Irgat.
Sayın
milletvekilleri, şimdi söz sırası Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet
Uğur Dilipaka aittir.
Sayın
Dilipak, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, öncelikli olarak hayırlı olsun ilk
oturumunuz.
Değerli
milletvekilleri, CHP grup önerisi aleyhinde AK PARTİ adına söz
almış bulunuyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Az
önceden beri HDPnin Tahir Elçinin öldürülmesiyle ilgili
açıklamalarını görüyoruz. Tabii, bunların hepsine milletimiz
timsah gözyaşları olarak bakıyor. Bu arada,
Kahramanmaraşlı hemşehrimiz olan, o çatışma
esnasında PKKnın öldürmüş olduğu, şehit etmiş
olduğu Ahmet Çiftaslan kardeşimizi hiçbir zaman anma zahmetinde
bulunmadılar, bunu da esefle kınıyorum.
Bu,
CHP önerisiyle ilgili olarak da, yaklaşık yarım
asırdır muhalefet olmaya halkımızın mahkûm ettiği
CHP yine verdikleri asılsız önergelerle bizleri
şaşırtmadı.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Ne asılsızı kardeşim,
Sayıştay raporu. Bak, Sayıştay raporu, neresi asılsız?
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Bahse konu olan Mazıdağı
İşletmesi
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayıştay raporunda yazıyor.
Asılsız demeye hakkın var mı? Gerçeği konuş.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Sayın Ömer Bey, ben seni dinledim,
sen de beni dinle. Söyleyeceklerimi dinle, ondan sonra konuşursun.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayıştay raporu, asılsız
değil.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın
Gürer, lütfen efendim
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Sayın Başkan, böyle bir
şey var mı?
BAŞKAN
Sayın Dilipak, siz Genel Kurula hitap edin.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Devletin Sayıştay raporu Başkan.
BAŞKAN
Tamam, kayıtlara geçti.
Sayın
Milletvekilim, lütfen, sinirlemenize gerek yok.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Susturur musunuz Sayın
Başkanım? Ben kendini saygıyla dinledim.
BAŞKAN
- Buyurun, siz Genel Kurula hitap edin.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Biz sizi saygıyla dinledik, siz de
lütfen hazmedin.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Hazmetmeyle ilgisi yok.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Bahse konu Mazıdağı
İşletmesi Fosfat Tesisleri Mardin iline bağlı
Mazıdağı ilçesinde 1987 yılında üretime geçmiş,
satış azlığı nedeniyle -dikkat edin- 1990
yılında tüvanen üretimi, 1994 yılında da fosfat üretimi
durdurulmuştur. Yani burada acaba kimler hükûmetti? AK PARTİ hükûmet
değildi herhâlde.
125
milyon dolarlık -bunun hesabını vermesi lazım CHPnin-
yatırıma nasıl kilit vurduğunuzu izah etmeniz lazım.
Bunun öz eleştirisini yapmanız lazım, bununla yüzleşmeniz
lazım.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) CHP iktidarda değildi, yanlış
biliyorsun, 1994 bu, yanlış biliyorsun, o zaman CHP yok.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) 1994 yılında.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) CHP mi var iktidarda?
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) 2005 yılında
Özelleştirme Yüksek Kurulu ile Özelleştirme İdaresine devredilen
işletmenin 2 defa ihaleye çıkmasına rağmen
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Vallahi hiçbir şey bilmiyormuşsun sen bu konuda ya.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Nasıl diyorsun?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Tamam, devam et.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Sayın Başkan, böyle bir
şey var mı ya?
BAŞKAN
Sayın Milletvekilim, siz Genel Kurula hitap edin, buyurun efendim.
Sayın
milletvekilleri lütfen
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) On yedi yıl geçtikten sonra, 2011
yılında, AK PARTİ iktidarı tarafından buranın yeniden
değerlendirilmesi söz konusu olmuş ve bu konuda
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Sayın Başkanım, bir
dakika
BAŞKAN
Sayın Milletvekilim, ek bir dakika süre veriyorum, lütfen sözlerinizi
toparlayın.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) -
yeniden ekonomiye
kazandırılmasıyla bu işte bin kişilik istihdam
yaratılmış, CHPnin de önerisinde belirttiği gibi, 28
milyon dolara işletme ihale edilmiş. Tabii, ben burada
söyleyeceklerimin bir kısmını söylemiyorum.
MEVLÜT
DUDU (Hatay) Söyle, söyle.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Devamla) Burada, bu bölgede yaklaşık 1
milyar dolarlık yatırımla 5 fabrika kurulmuş ve şu an
sizin söylediğiniz, önergede belirttiğiniz yaklaşık 13-18
dolar civarındaki şeyinizin piyasa değeri 6 TL civarındadır.
Kaldı ki -ben jeoloji mühendisiyim- bu konuda öyle, malzemelerin o
şekilde hesaplanması diye bir şey asla söz konusu değildir.
Yani değerlendirmenizin tamamen yanlış zemine oturduğunu
hep birlikte görüyoruz.
Daha
söyleyecek çok şeyimiz var ama süremiz bittiği için Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Dilipak.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun efendim.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Konuşmacı bizim arkadaşımızın
gündeme getirdiği konuyu asılsız bir iddia olarak niteledi,
aslında asılsız bir iddia nitelemesi yanlış, bir.
İkincisi,
1994 yılında CHP tarafından
kapatıldığını iddia etti. Bu tamamen yanlış
bilgilendirme ve sataşmadır bana göre.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) CHP iktidarda değil 1994te yahu.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Ömer Fethi arkadaşımızın bu konuda cevap
BAŞKAN
Kim konuşacak, Sayın Gürer mi?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Evet, Sayın Gürer.
BAŞKAN
Sayın Gürer, buyurun.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur Dilipakın CHP grup
önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına ve Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; belki de ülkemize yaptığımız en büyük
kötülüklerden biri şu: Öneriyi getiren kim? Cumhuriyet Halk Partisiyse
reddedelim. Bakınız, benim size söylediğim her şey Sümer
Holding AŞnin 2015 yılı Denetim Raporunda. Diyor ki:
Sayıştay denetimi sonucunda, her ne kadar burası
satış sırasında 1 lira olarak devri
sağlanmışsa da sonradan yapılan incelemede buranın 13
ile 19 milyon dolar arasında atığı çıktı ortaya.
Bunun Özelleştirme İdaresi tarafından değerlendirilerek
tamamı 28 milyon dolara verilen yerdeki bu 19 milyonluk
atığın
Yetimin, fakirin, garibin, gurebanın
hakkını koruyun. Ben bir KİT Komisyonu üyesi olarak bunu
görüyorum, vicdanım sızlıyor, buraya getiriyorum. Bu,
Sayıştayın raporu, Ömer Fethi Gürerin raporu değil. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) 145 milyon doları siz
çöpe attınız, 145 milyon doları. Çöpe
attığınız 145 milyon doların hesabını verin.
Madem öyle, 94te niye değerlendirmediniz?
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) - Onun için, arkadaşımız söylerken
doğru bilgi vererek söylemesi lazım. KİT Komisyonunda
arkadaşlarınız var, buna baktığınız zaman
görürsünüz. Bu benim hazırladığım bir komisyon raporu
değil. Öneriyor, diyor ki: 1 liraya özelleştirilen hurda 19 milyon
dolarlık çıktı. Burada ne var? Araştıralım,
değilse bir şey yok, varsa rapor uyarıyor. Onun için, biz de
gündeme getiriyoruz.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Şu anki güncel piyasa
değeri 6 TL ton başına. Nasıl bir hesap yapıyorsunuz?
Onu vicdanınıza sorun.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) - Şahsıma ait,
hazırladığım bir şey değil. Gerçeği ben size
aktarıyorum, vicdani değerlendirme size ait. Allah korkusu olan
araştırır.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Şu anki güncel
değerini
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) - Eğer benim bunda
haksızlığım varsa özür dilerim ama yoksa Allah korkusu olan
buna hayır oyu vermez. İşte ispatı, işte belgesi.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gürer.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Aynı hatip HDP Grubu
timsah gözyaşları döküyor. diyerek bir sataşmada
bulunmuştur grubumuza.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan, hiç mi eleştiri
yapılmayacak? Her şey sataşma olur mu?
SİBEL
YİĞİTALP (Diyarbakır) Timsah gözyaşı normal bir
şey mi?
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Timsah gözyaşı
bir eleştiri mi oluyor?
BAŞKAN
Efendim, tutanakları inceleyeceğim.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Timsah
gözyaşları dedi.
BAŞKAN
Birleşim içerisinde inceleyeceğim, size sataşmadan dolayı
söz vereceğim.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, Eti Maden
Mazıdağ Tesislerinin özelleştirme sürecinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/1867) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 28
Kasım 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
istiyoruz.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı istiyorsunuz. Tamam.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
önerisini oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı
arayacağım. Kabul edenler
Etmeyenler
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yok Başkan, yok.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Başkanlık Divanındaki Kâtip üyeler
arasında bir anlaşmazlık var. O yüzden, elektronik cihazla
oylama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Efendim, Sayın Bayram Özçelik buraya bakıp da 139
kişi var. diyorsa bizim daha söyleyecek sözümüz yok.
BAŞKAN
İşleme geçtik efendim, buyurun.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır, öneri
kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir
doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
C) Önergeler
1.- İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksunun,
(2/390) esas numaralı 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/120)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(2/390)
esas numaralı Kanun Teklifimin Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 37nci maddesine göre doğrudan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu gündemine alınmasını saygılarımla
arz ederim.
İsmail
Faruk Aksu
İstanbul
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, İç Tüzük 37ye göre, teklif sahibi
İstanbul Milletvekilimiz İsmail Faruk Aksu...
Sayın
Aksu, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika efendim.
İSMAİL
FARUK AKSU (İstanbul) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifim
hakkında İç Tüzükün 37nci maddesi uyarınca söz aldım.
Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Teklifim,
yaklaşık 870 bin öğretmenimizi ilgilendirmektedir ve hâlen
yararlanmakta oldukları ek göstergelerin 1inci derecede 3000den 3600e
çıkarılması suretiyle artırılmasına yöneliktir.
Ek gösterge, memurların emekli olmaları hâlinde alacakları
emekli aylığı ile emekli ikramiyesinin miktarını ve
aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
göre almakta olanların çalışırken aldıkları
maaş miktarını etkileyen bir ödeme unsurudur. Devlet
memurlarının hizmet sınıfları, görev türleri ve
aylık aldıkları dereceler itibarıyla belirlenmiş olan
ek gösterge rakamlarına ilişkin son genel düzenleme 1 Ocak 1995
tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe konulmuş ancak bu
düzenlemeyle adil bir sistem bu alanda oluşturulamamıştır.
Öte yandan, zaman içerisinde bazı unvanların ek göstergelerinde
yapılan kısmi değişiklikler ise ek gösterge sisteminden
kaynaklanan eşitsizlikleri daha da belirgin hâle getirmiştir. Devlet
Memurları Kanunu ekinde yer alan ek gösterge cetvellerinde dereceleri
itibarıyla öğretmenler için ek gösterge belirlenmiş olmakla
birlikte, bu ek göstergelerin teknik ve sağlık hizmetleri
sınıfında görev yapan bazı personelin ek göstergelerinden
daha düşük olduğu görülmektedir. Oysa öğretmenlerimiz hem çalışma
şartları hem de yaptıkları görevin önemi dikkate
alındığında, çalışırken de emekli
oldukları dönemde de daha iyi mali ve sosyal imkânlara sahip olmayı
fazlasıyla hak etmektedirler. Özellikle emeklilik hakları
bakımından öğretmenleri mağdur eden ek gösterge düzeninin
değiştirilmesi zorunludur. Bu nedenle ek göstergelerinde
artış yapılması, çalışan ve emekli
öğretmenlerin hayat seviyelerinin kısmen de olsa yükselmesine
katkı sunacaktır.
Kanun
teklifimle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ekinde yer alan
cetvelde değişiklik yapılmak suretiyle, eğitim ve
öğretim hizmetleri sınıfı kapsamında görev yapan her
derecedeki öğretmen ve diğer personelin ek göstergelerinin
artırılması ve 1inci derecede olanların ek göstergelerinin
3000den 3600e çıkarılması sağlanmaktadır. Ek
göstergenin 3600e yükselmesiyle, otuz yıl hizmeti bulunan ve 1inci
derecenin 4üncü kademesinden bugün emekli olan öğretmenin emekli
aylığı 538 Türk lirası, emekli ikramiyesi de 19.411 Türk
lirası artırılmış olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, eğitim sistemindeki sorunların çok boyutlu
olduğu ve bu sorunların tekrar nüksetmesine izin vermeyecek
şekilde çözümü ve ihyası için birçok düzenlemenin hayata geçirilmesi
gerektiği bir gerçektir. Ülkemizin nitelikli öğretmenlere sahip
olmasının, çocuklarımızın aldığı
eğitim ve öğretim kalitesinin artırılması
açısından büyük önem arz ettiği de malumdur. Bu nedenle,
öğretmenlerimizin yararlandığı bazı haklarda
iyileştirmeye gidilmesi, ayrıca kadrolu öğretmen
sayısının artırılması suretiyle, atanamayan
öğretmenlerden bazılarına mesleklerini yapma fırsatı
sunulması ve öğretmen açığının
kapatılması gerekmektedir.
Bu
doğrultuda, geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verdiğimiz yeni bir kanun teklifiyle
öğretmenlerimizin ek göstergelerinin artırılmasının
yanında, tazminatlarının yükseltilmesini, iki yılda bir
derece yükselmesi yapabilmelerini, kalkınmada birinci derecede öncelikli
yerlerde görev yapanların ek ödemelerinin 10 puan artırılmasını ve atanamayan öğretmen
için 50 bin kadro ihdasını öngördük. Böylece daha önce de gündeme
getirdiğimiz öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarının
iyileştirilmesine ilişkin hususların güncellenerek tekrar
Meclisin gündemine taşınmasını istedik.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, biraz önce verdiğimiz grup önerisinde de
görüldüğü gibi, öğretmenlerimizin hak ve hukukunun korunması
için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da gayretlerimizi
göstereceğimizi belirtmek istiyorum.
Bu
düşüncelerle, binlerce öğretmenimizin haklı beklentisi olan ek
göstergelerinin yükseltilmesine ilişkin kanun teklifimize destek vermenizi
bekliyor, Genel Kurulun siz değerli üyelerini saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aksu.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkanım, kayıtlara
geçmesi için söz aldım.
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Öğretmenler hepimiz için son derece önemli.
BAŞKAN
Sayın başkanım, sayın milletvekilleri; bakınız,
partinizin grup başkan vekili konuşuyor. İçerideki
uğultudan, gürültüden gerçekten anlaşılmıyor. Rica
ediyorum
Buyurun
Sayın Başkan.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Öğretmenlerimizi en iyi şartlarda
yaşatmak ve böylelikle eğitime en yüksek düzeyde
katkılarını temin etmek bizim de
yaklaşımımız ve bu yönde yaptığımız
çalışmalar da var. Sayın arkadaşımızın
getirmiş olduğu İç Tüzük 37 çerçevesindeki teklifin ve bu tür
tekliflerin komisyonlardan geçerek ancak ve diğer partilerin de
katılımı ve müzakeresiyle olgunlaşması gerektiğini
düşündüğümüz için karşı oy kullanacağız.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Tutanaklara geçmiştir.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sayın milletvekilinin
usulüne uygun olarak teklif ettiği ancak komisyonda iktidar partisi
çoğunluğuyla kırk beş gün süreyle gündeme
alınmadığı için bugün doğrudan gündeme
alınmasıyla ilgili bir iç tüzüksel hakkın ortaya
çıktığı ortadadır.
Biz,
iktidar partisinin böyle önemli bir teklifi komisyon gündemine
almamasını yadırgadığımızı ve
doğrudan gündeme alma önergesinin lehinde oy
kullanacağımızı ifade ediyoruz.
BAŞKAN
Peki, teşekkür ederim Sayın Özel.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, az önce Sayın Hüda Kayayla ilgili, İstanbul
Milletvekilimizin sözleriyle ilgili olarak tutanakları inceledim,
tutanaklar yanımda. Kayda geçen bir söz tespit edilememiştir,
kayıtlarda böyle bir söz yok. O nedenle bu tartışmaya bu anlamda
son vermek istiyorum.
Sayın
Kerestecioğlunun söz talebi söz konusuydu. Tutanağı inceledim,
Sayın Kerestecioğluna sataşmadan dolayı söz veriyorum.
Buyurun
efendim. (HDP sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
8.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur Dilipakın CHP
grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; gönül isterdi ki Tahir Elçiyi bugün burada yaptıklarıyla,
değeriyle analım, hep birlikte analım ve onunla ilgili hep
birlikte güzel sözler söyleyelim. Biz birkaç kere burada ifade ettik.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Ahmet Çiftaslanı da
unutmayın!
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) Biriyle ilgili konuşurken
başka birini unutmuş olmuyorsunuz Sayın Vekil.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Anın bir kere, bir kere
anın.
BAŞKAN
Sayın Dilipak, lütfen rica ediyorum...
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) Biz şu anda Tahir Elçiyle
ilgili konuşuyoruz ve onu anıyoruz. Tahir Elçiyi anmak
istiyorsanız anarsınız, anmak istemiyorsanız da
anmazsınız, bu size kalacak bir şeydir.
Önergemizde
şunları söyledik: Şu ana kadar tek bir kişi fail
sıfatıyla yargılanmamış, iki yıl geçmesine
rağmen soruşturmada bir gelişme kaydedilmemiş, cinayetin
meydana geldiği sokağı gören güvenlik kameralarından bir
restorana ait olan kameraların görüntüleri avukatlara izletilmemiş,
on yedi dakikalık görüntünün silindiği ortaya
çıkmıştır dedik. Olay anında görüntü çekmekle görevli
olan kamu personeli, silah sesi duyması sonrası kayıttan
çıktığını belirtmiş, Diyarbakır Barosunun
görüntüde kesme, kırpma, montaj olup olmadığının
tespiti için kamera ve hafıza kartına el konularak TÜBİTAK ve
ATKye gönderilmesine ilişkin talepleri de yerine getirilmemiştir
dedik. Tahir Elçi cinayetinin nasıl bir ciddiyetsizlikle
soruşturulduğunun kanıtıdır bütün bunlar dedik.
Öldürülmesinden sonra dönemin Başbakanı, Diyarbakır Cumhuriyet
Başsavcısı, Diyarbakır Valisi, Emniyet Müdürü, Adalet Bakanı,
Cumhurbaşkanı, faillerin bulunacağını taahhüt
etmiş ancak bugün gelinen noktada soruşturmada bir arpa boyu yol
alınamamıştır dedik. Evet, bu nedenle de kamuoyunda Tahir
Elçi cinayetinin tıpkı başka cinayetler gibi faili meçhul
kalacağına dair ciddi kaygılar vardır dedik.
İstediğiniz gözyaşını dökebilirsiniz.
Saygılar
sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kerestecioğlu.
MEHMET
NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.46
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29uncu Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
Sayın
milletvekilleri, Hükûmetin, görüşülmekte olan 502 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 123üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine ilişkin İç Tüzükün 89uncu maddesine göre bir
talebi vardır.
Danışma
Kurulunun söz konusu talebe ilişkin görüşünü okutuyorum:
IX.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, 502 sıra
sayılı Kanun Tasarısının kabul edilmiş olan
123üncü maddesinin İç Tüzükün 89uncu maddesi uyarınca yeniden
görüşülmesine dair Hükûmet talebinin uygun görüldüğüne ilişkin
görüşü
Danışma Kurulu Görüşü
Danışma
Kurulunun 28/11/2017 Salı günü yaptığı toplantıda,
görüşülmekte olan 502 sıra sayılı Kanun
Tasarısının kabul edilmiş olan 123üncü maddesinin yeniden
görüşülmesine dair Hükûmetin talebi İç Tüzükün 89uncu maddesi
uyarınca toplanan Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet
Muş Özgür
Özel
Adalet
ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Filiz
Kerestecioğlu Demir Erkan
Akçay
Halkların
Demokratik Partisi Milliyetçi
Hareket Partisi
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
BAŞKAN
Şimdi, Hükûmetin talebini okutup oylarınıza
sunacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 502 sıra sayılı Kanun Tasarısının 123üncü
maddesinin yeniden düzenlenmesi amacıyla TBMM İçtüzüğünün
89uncu maddesi gereğince yeniden görüşülmesini arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
Osman
Aşkın Bak
Gençlik
ve Spor Bakanı
BAŞKAN
Hükûmetin talebini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının
123üncü maddesinin yeniden görüşülmesine ilişkin Hükûmetin kabul
edilen talebi sırası geldiğinde yerine getirilecektir.
Alınan
karar gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin 6306
Sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların
Dönüştürülmesi Hakkında Kanun", 2981 Sayılı
"İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara
Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar
Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" ve
4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz Malların
Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"da
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşülmesine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/884) ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin 6306 Sayılı "Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun", 2981 Sayılı
"İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara
Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı İmar
Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun" ve
4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz Malların
Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun"da Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/588) ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 502) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde
Hükûmet?
Yerinde.
22/11/2017
tarihli 27nci Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülen 502 sıra sayılı Kanun
Tasarısının beşinci bölümünde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştı.
B) Yeniden Görüşmeleri Yapılan
Tasarılar/Teklifler (Tekririmüzakere)
1.- Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/884) ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin 6306 Sayılı "Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun", 2981
Sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanun" ve 4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz
Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"da
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/588)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 502) (123üncü
Maddesi)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, şimdi, Hükûmetin görüşülmekte olan 502
sıra sayılı Kanun Tasarısının 123üncü
maddesinin yeniden görüşülmesine ilişkin İç Tüzükün 89uncu
maddesine göre verdiği ve az önce kabul edilen talebi yerine
getirilecektir.
Şimdi
123üncü maddeyi yeniden görüşmeye açıyorum.
Madde
üzerinde şahsı adına İstanbul Milletvekili Zeynel Emre
konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Emre. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakikadır.
ZEYNEL
EMRE (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
Meclis çatısı altında şüphesiz konuştuğumuz her
yasa çok önemli, her konu önemli ancak herhâlde şundan daha önemli bir
konu yok değerli arkadaşlar: Bu Meclisin yegâne, en önemli görevi
kendi varlığının devamını
sağlamasıdır. Bu Meclise kastedilen, bu Meclisi ortadan
kaldırmaya çalışılan bir darbe girişimini
yaşadı 15 Temmuz 2016 tarihinde ve bu Meclis öncelikle bunun
hesabını sormalıdır, bu darbe girişimiyle
yüzleşmelidir. Biliyorsunuz, 4 partinin ortak önergesiyle bir
araştırma komisyonu kuruldu ve bu araştırma komisyonu
çalışmasında esas dinlemesi gereken isimleri bir türlü
dinlemedi, yapması gereken çalışmaları yapmadı ve en
nihayetinde çalışmasını -daha çalışma imkânı
varken- süre uzatımı yapmadan bitirdi.
Değerli
arkadaşlar, şu anda, sizler iktidara geldiğinizden beri yani
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinden beri kurulan 56 tane
araştırma komisyonu içerisinde raporu basılmayan,
dağıtılmayan tek komisyon da 15 Temmuz FETÖ Araştırma
Komisyonu. Neden arkadaşlar? (CHP sıralarından
alkışlar) Tüm Türkiyenin gözü önünde gerçekleşen bir darbe
girişiminin aydınlatılması, konuşulması kimi,
neden rahatsız etsin? Bu konu neden devlet sırrı olsun
arkadaşlar? Yani burada ben Adalet ve Kalkınma Partisi grup
başkan vekillerine soruyorum: Beş aydan beridir bu Komisyon raporu
neden dağıtılmıyor? Bize şunu söyleyebiliyor musunuz:
Evet, ayın beşinde dağıtılacak. Evet,
Aralığın 20sinde bu Komisyon raporu dağıtılacak,
şu tarihte dağıtılacak. diye bir tarih verebiliyor
musunuz, Meclis bu konuda neden bekliyor?
Şimdi,
değerli arkadaşlar, aslında hem darbe girişiminden sonra
gerçekleşen bazı gelişmeler, sizlerin bazı
davranışları ve bizlerin edindiği bazı bilgi ve
deliller şunu açıkça ortaya koyuyor: Darbenin önceden
bilindiğine yönelik çeşitli deliller ortaya çıktı
arkadaşlar. Bakın, bu darbenin kilit isimlerinden biri, yani 2
numaralı sivil imamı diye gösterilen kişi Adil Öksüz ve Adil
Öksüzün FETÖnün imamı olduğu konusunda şu anda cumhuriyet
savcılarının yazdığı iddianamelerde ortaya
çıkan bir tanık beyanı var ki çok çarpıcı. MEBS
iddianamesinde, arkadaşlar, Çetin Acar isimli birinin ifadesine göre,
2015in Ocak ayında verdiği ifade, Adil Öksüz Hava Kuvvetleri
imamıdır, Fetullah Gülene mollalık yapar. diyor ve buna
rağmen bu şahsa darbe girişimine kadar -adresi veriliyor,
yardımcı doçenttir deniyor- kimse dokunmuyor arkadaşlar. Altı
ay boyunca darbe toplantıları yapıyor Ankarada, darbenin üssü
Akıncı Üssünde yakalanıyor ve serbest
bırakılıyor, ellini kolunu sallayarak gidiyor arkadaşlar.
Şimdi, bu konuda yürüyen soruşturmalar, kovuşturmalar var ancak
gerçek ortaya çıkmış değil.
Bakın,
bir başka örnek daha vereceğim sizlere bugün. Kara
Havacılık Komutanlığı iddianamesi ki 21 tane
helikopterin havalanıp Ankarada her tarafı taradığı,
bombaladığı, asıl darbede büyük işlev gören
merkezlerden biri. Kara Havacılık Komutanlığında bu
işi organize eden darbeci Tuğgeneral Ünsal diye biri var ve bunun
Fetullah Gülenin has adamı olduğuna yönelik İzmir Cumhuriyet
Bassavcılığında Abdullah kod adıyla gizli tanık
ifadesi var Nisan 2016da, Bu o kadar bağlıdır ki bu örgüte,
maaşının üçte 1ini himmet verir. diyor ve bu adam o darbe
girişiminde bulunuyor, bu adama kimse dokunmuyor, o geceye kadar da
görevinin başında devam ediyor.
Değerli
arkadaşlar, darbenin gerçekleşeceğine yönelik Ankara çatı
iddianamesi, darbeden bir buçuk ay önce çıkan iddianameye göre cumhuriyet
savcısı diyor ki: En güçlü oldukları,
kadrolaştıkları yer askeriyedir, tüm kurmaylık
sınavlarını çalmışlardır. Bunlar darbe yapabilir,
iç savaş dahi çıkartabilir. Bu öneriyi yapıyor, ortada ciddi
bir darbe tehlikesi var
Yine
Kara Havacılık Komutanlığı iddianamesine göre
bilgileri birleştirince şunu görüyoruz, çok acı: Darbeden iki
gün önce keşif uçuşu yapıyorlar helikopterlerle Ankara
semalarında, aynı insanlar, isimleri verilenler. Şimdi bu
konudaki gerçeklerin konuşulmasından kim niye rahatsız oluyor?
Neden bu Darbe Araştırma Komisyonu Raporu bir türlü
dağıtılıp konuşulmuyor?
Bizler
hem şehitlerimizin hem gazilerin hesabını sormak için,
onların kuru kuru acılarının
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYNEL
EMRE (Devamla)
istismarı değil, gerçek anlamda hesabını
sormak için bu işin takipçisi olacağız diyorum, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Emre.
Sayın
milletvekilleri, madde üzerinde bir önerge var, okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 502 sıra sayılı Kanun Tasarısının 123üncü
maddesinin çerçeve hükmünde yer alan eklenmiştir ibaresinin ilave
edilmiştir şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Muş Mehmet
Doğan Kubat Murat
Alparslan
İstanbul İstanbul Ankara
Mahmut
Atilla Kaya Gökcen
Özdoğan Enç Sema
Kırcı
İzmir Antalya Balıkesir
Salih
Çetinkaya
Kırşehir
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, önerge
işlemine geçmeden yerimden İç Tüzük 60a göre bir dakika söz talebim
var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, iktidar partisinin
502 sıra sayılı Kanun Tasarısının 123üncü
maddesi üzerinde verdiği önergeye ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, iktidar partisinin vermiş olduğu bir önerge
var. Önergenin özü eklenmiştir ibaresini çıkarıp yerine ilave
edilmiştir koyuyor. Bunun sebebi ne? Geçen hafta yapılamamış
bir uygulamayı, ki dört grup da destek verdiği için bugün
tekririmüzakereyle görüşülecek ve Ahilik Fonuyla ilgili bir süre
uzatımına gidilecek. İç Tüzük başka bir şeye imkân
vermediği için, her yol tıkalı olduğu için bir önerge
veriyorlar ve önergedeki eklenmiştir ibaresini ilave edilmiştire
dönüştürüyorlar. Bu, İç Tüzükte var, Parlamento hukukunda var. Bu,
takip edilebilecek başka yol yoksa başvurulabilecek bir yol. Ama
bundan sonra iktidar partisi, asla, muhalefet partilerinin sadece beş
dakika sözünü söyleyebilmek için verdikleri benzer önergelerle dalga geçmeye
kalkmasın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Özel.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Yeniden Görüşmeleri Yapılan
Tasarılar/Teklifler (Tekririmüzakere) (Devam)
1.- Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/884) ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin 6306 Sayılı "Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun", 2981
Sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun"
ve 4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz Malların
Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"da
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/588)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 502) (123üncü
Maddesi) (Devam)
BAŞKAN Okunan önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
GENÇLİK VE SPOR BAKANI OSMAN AŞKIN BAK (Rize)
Katılıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Madde
metninin daha anlaşılır olması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, bildiğiniz üzere, yeniden görüşmeye ilişkin
talep münhasıran 123üncü madde üzerinde olup söz konusu talep
karşılanmıştır. Ancak 123üncü maddeden sonra gelmek
üzere yeni madde ihdasına dair bir önerge Başkanlığımıza
ulaşmıştır. Gruplar arasındaki burası önemli-
mutabakatı dikkate alarak emsal teşkil etmemek üzere önergeyi
işleme alacağım. Önergeyi okutup Komisyona soracağım,
Komisyon önergeye salt çoğunlukla yani en az 21 üyesiyle-
katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması
hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 502 sıra sayılı Bazı Vergi Kanunları ile
Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısına aşağıdaki maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Naci Bostancı Özgür
Özel Erkan
Akçay
Amasya
Manisa
Manisa
Filiz
Kerestecioğlu Demir Mehmet
Doğan Kubat
İstanbul İstanbul
Madde
124- 6824 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan 1/1/2018 ibaresi; 1/1/2020
şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor
musunuz?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz vardır,
katılıyoruz.
BAŞKAN
Görelim işaretleri
Komisyon üyeleri el kaldırsın.
Sayalım
Sayın Divan Üyeleri.
Sayın
milletvekilleri, Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmış
olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşmeyi
açıyorum.
Söz
isteyen?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Var efendim, Özcan Purçu.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekilimiz
Sayın Özcan Purçu
Sayın
Purçu, süreniz on dakika.
Sizi
de özlemiştik kürsüde, hoş geldiniz.
Buyurun
efendim, söz sırası sizin. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA ÖZCAN PURÇU (İzmir) Sayın Başkan, kıymetli
milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılar, sevgiler
sunuyorum.
Sayın
Başkanım ve Divan; göreviniz hayırlı olsun.
İnşallah hayırlı işlerde, kararlarda hep birlikte
burada birlikte oluruz.
Sayın
Başkanım, şu uğultu bir bitsin ondan sonra mı
başlayayım?
BAŞKAN
Komisyon bir yerine otursun, bir saniye Sayın Purçu.
Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerimize oturalım.
Sayın
Purçu, buyurun efendim.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Süreyi
sıfırdan mı başlatacaksınız Başkanım?
BAŞKAN
İlave ederiz efendim, buyurun.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Tamam.
Evet,
her şeyin bir karnesi var arkadaşlar; öğrencilerin karnesi var,
öğretmenlerin karnesi var, memurların karnesi var, bir de Hükûmetin,
iktidarın karnesi olur. Biz şimdi, Türkiyede görev yapan
milletvekili olarak, ana muhalefet partisinin milletvekili olarak iktidar
partisinin karnesine bir göz atalım hep beraber, yıl sonu
yaklaşıyor arkadaşlar.
Şimdi,
bunu söylemeden önce
İşsizlik Fonu diye bir fon var Türkiyede. Bu
fon, 114 milyar lira arkadaşlar. On beş yılda işsiz
vatandaşlarımıza dağıttığınız
bedel 17 milyar lira. 100 milyar lirayı fonun amaçları
dışında başka yerlere kullanıyorsunuz. Bunu nereye
kullanıyorsunuz bize izah edin bakalım. Garibanın, işsizin,
vatandaşın hakkını nereye kullanıyorsunuz, bunu burada
Hükûmetin yetkilileri gelsin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir
anlatsın. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Bakan burada. Senden sonra anlatsın bunu
Sayın Bakan.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) - İkincisi, yıllardan beri meslek lisesinde
eğitim gören çocuklarımız staj yapıyorlar. Kaynak
yaptılar, elektrikte staj yaptılar, başka sektörlerde staj
yaptılar; onların staj başlangıcını sigorta
başlangıcı olarak kabul etmiyorsunuz. Bu,
haksızlıktır, adaletsizliktir. Bunu da Hükûmet olarak yerine
getirmenizi talep ediyoruz.
Asgari
ücret zaten ülkemizin kanayan yarası. Şu milletvekili
koltuklarında oturan kardeşlerim -ben de dâhilim- 1.400 liraya kim
geçinecek arkadaşlar? 1.400 liraya kim geçinecek bir ayda? Kira mı
ödeyeceksin, elektrik mi ödeyeceksin, çocuk mu okutacaksın, ne
yapacaksın? Hadi bunun cevabını verin. Bu asgari ücretin insana
yakışır şekilde düzeltilmesi gerekiyor sevgili
arkadaşlar.
Şimdi,
karne dedik, karneye bir bakalım. Aile gelirinin borca oranı 2002de
4,7ydi arkadaşlar. Vatandaş aylığını ya da
maaşını çektiğinde yüzde 4,7sini borca verebiliyordu,
geçiniyordu rahat rahat. Şimdi bu oran ne kadar biliyor musunuz
arkadaşlar? Yüzde 57. Vatandaş daha parasını,
aylığını almadan yüzde 57si borca gidiyor. Türkiye
Cumhuriyetinin -gerçekten üzüntüyle söylüyorum- ayıbıdır bu,
bunu düzelteceğiz. Borçlu olan vatandaş arkadaşlar, bize oy
veren, buraya getiren, bu ülkenin gerçek sahibi bizlerle birlikte
vatandaşlarımız. Bunun düzeltilmesi lazım.
Bir
diğeri arkadaşlar, protestolu senet sayısı 2002de 800
milyon liradan şimdi kaça gitmiş? 12,3 milyar liraya.
Düşünebiliyor musunuz, işveren, işçi ya da sermaye sahibi
insanlar gittikçe borç batağına doğru gidiyorlar.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Buradan da bir sıfır.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) - Aynı şekilde tüketicilerin borcu 2002de 6,6 milyar
liraydı. Şimdi ne kadar arkadaşlar? 420 milyar lira. 420 milyar
lira tüketicinin borcu var arkadaşlar. Bu ülke gittikçe borçlanıyor.
Neden borçlanıyor? On beş yılda üretim yapmadık. Üretim
yapmadık, fabrika kapattık. Fabrika açtık mı?
İşsizliği artırdık. Fabrika açmadık ki üretim
yapalım. İhracatımız düşüyor, biraz sonra
geleceğim oraya da arkadaşlar.
Çiftçilerin
borcu 5,5 milyar liraydı. Şimdi ne kadar? Çiftçilerin borcu 74 milyar
lira arkadaşlar, çiftçi bitmiş. Ben bir şeyi merak ediyorum, bu
Hükûmet köylerin tabelasını niye kaldırdı? Hani köylü
milletin efendisiydi? Köylerin tabelasını kaldırdınız
ya.
YUSUF
BEYAZIT (Tokat) Kaldırmadık.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Kaldırdınız, mahalle yaptınız ya,
dağ başındaki köyler mahalle oldu.
YUSUF
BEYAZIT (Tokat) Büyükşehir, büyükşehir
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Hayır efendim, büyükşehir olsun, küçük şehir
Köyler mahalle olur mu ya? Böyle bir rezalet olur mu ya? Köylünün
hakkını geri verin. (CHP sıralarından alkışlar)
Köylü, köylü olarak kalacaktır.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Buradan da bir sıfır.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Buradan da bir sıfır.
Bakın,
arkadaşlar, devam ediyorum: Boşanmalar sizin döneminizde yüzde 37
artmış. Sosyal yapımız bozulmuş, sizin döneminizde
boşanmalar artmış. Fuhuş yüzde 790, adam öldürme yüzde 261
artmış, çocuk istismarı yüzde 434 artmış;
uyuşturucu bağımlılığı yüzde 678
artmış, altı yılda 17 kat artmış.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Onun için mi sarhoş geziyor bunlar?
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) 17 kat artmış arkadaşlar. Tedavi merkezleri
yok, uyuşturucu madde bağımlılığıyla ilgili
tedavi merkezleri yok. Uyuşturucu içenler sokaklarda geziyor
arkadaşlar, haberiniz olsun.
Diğer
oranları söyleyeyim size şimdi
Bunlar resmî oranlar arkadaşlar,
kafamdan da uydurmuyorum, haberiniz olsun. Genç nüfusun işsizlik
oranı üç yılda yüzde 17den yüzde 20ye gelmiş. Şu an
gerçek işsizlik oranımız yüzde 16,2 arkadaşlar, şu an
Türkiyede gerçek işsizlik oranı yüzde 16,2 arkadaşlar.
İhracatımız
TAHİR
ÖZTÜRK (Elâzığ) İftira.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) TÜİK söylüyor, siz yapıyorsunuz abi, ben
yapmıyorum ki.
Arkadaşlar,
bakın, ihracatımız 2014te 157 milyon lira, 2017de 115 milyon
lira; bakın, üç yılda 157 milyondan 115 milyon liraya
düşmüş arkadaşlar. Bu ne demek? Demek ki üretmiyorsunuz
arkadaşlar, üretmeye teşvik etmiyorsunuz, üretmek için teşvik
etseniz böyle olmaz.
Dış
borcumuz 401 milyon liradan üç yılda 432 milyon liraya
Arkadaşlar,
son üç yılda 432 milyon lira olmuş. Daha geliyorum,
yabancıların sıcak para akışı gittikçe geriliyor
arkadaşlar
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Hiç iyi bir dersleri yok mu bunların ya?
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Yok, hiç iyi yok. Ben bakıyorum, bakıyorum, hep
eksideler.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Ne diyorsun ya? Hep sıfır diyorsun yani.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Hep eksideler vallahi, hep ekside.
Bakın,
yabancıların Türkiyedeki portföyüne bakın arkadaşlar,
2014te 143 milyon liradan 2017de 118 milyon liraya gerilemiş.
Geriliyoruz, her yerde geriliyoruz arkadaşlar. Bir sıfır da
buradan.
Daha
devam ediyorum. Ha, bir tanesi yükselmiş arkadaşlar, özür diliyorum,
bir tanesi yükselmiş, o da ne biliyor musunuz?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Dur bakalım
BAŞKAN
Sayın Akar, lütfen
Hatibin insicamını bozmayınız.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Söyleyeyim: Vergi gelirlerimiz artmış
arkadaşlar, vergi gelirlerimiz artmış. Ne kadar?
Vatandaşın üstündeki vergi yükü artmış yani.
ERKAN
AYDIN (Bursa) Ha, yani hep vatandaşa yük.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Orada bir artı var arkadaşlar, eksi yok. O da
nedir? 2014te 352 milyon lira alıyormuşuz vatandaştan,
şimdi 430 milyon alıyoruz arkadaşlar, artmış yani. Bir
tek vergi geliri artmış.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Artmış ama bunun karşılığı
sıfır, not karşılığı sıfır.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Bir tek vergi geliri arttı arkadaşlar.
Daha
devam ediyoruz. Toplam iç ve dış borcumuzu söyleyeyim: Son üç
yılda 612 milyon liradan 842 milyon lira olmuş borcumuz
arkadaşlar, üç yılda. Artıyor, vatandaşın borcu,
devletin borcu, iç ve dış borcu artıyor.
Onun
dışında daha artan çok şeyler var arkadaşlar. Ondan
sonra Vatan millet Sakarya
diyoruz ama ben anlamıyorum. Rakamlara
bakın. İyi mi gidiyoruz, kötü mü gidiyoruz, bakarsınız,
öğrenirsiniz.
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) Bütün rakamlar yanlış.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Tüketicilerin kredileri arkadaşlar
Vatandaşın
borcu 361 milyon liradan 493 milyona ulaşmış son üç yılda.
Takipteki tüketicilerin kredi borçları yine aynı şekilde
artmış. Daha devam edeyim, zamanım kalmıyor çünkü.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Daha verecek, iki dakika verecek.
BARIŞ
YARKADAŞ (İstanbul) Battı vatandaş, battı.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Ortalama dolar kuru, son üç yılda: 2014te 2 lira 18
kuruş olan dolar üç yılda 3,60 TLye yükselmiş arkadaşlar.
Maşallah, çok iyi gidiyoruz. Daha da gidecek. Yarış atı
gibi gidiyor maşallah dolar. Euro aynı şekilde 2,80 liradan 4,60
liraya kadar çıkmış arkadaşlar. O da yarış atı
gibi gidiyor.
En
yoksulla en fakir arasındaki fark gittikçe artıyor arkadaşlar ve
biz Hükûmet başarılı. diyoruz. Bana gösterin, Allah
aşkınıza, fakir daha fakir, yoksul daha fakir.
ERKAN
AYDIN (Bursa) Zengin de daha zengin.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Bak, burada oranlar var, ben okumayayım, zamanım
yetmedi. Rezalet bir tablo.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Devam et, iki dakikan var.
AYŞE
KEŞİR (Düzce) Rakam söyle, rakam söyle.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Ben söylemiyorum bunu arkadaşlar, istatistikler
söylüyor. İstatistiklere bakın.
Nasıl
başarı bu? Pek iyi yok. Sadece vergi gelirleri artmış,
vatandaşın vergi geliri artmış.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Kendileri vergi veriyor mu?
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Bilmiyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Kendileri vergi cennetine kaçıyorlar, Man Adasına,
Man Adasına.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Man Adasındalar.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Öyle mi? Man Adasına gidiyor.
Vallahi,
fakirin, garibanın eli sizin boynunuzda arkadaşlar.
Vatandaşın, fakirin, garibanın parasını oralara kimse
gönderemez.
ERKAN
AYDIN (Bursa) Dekontlar var ya.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Yahu arkadaşlar, bir şey göstereceğim. Ben de
de bir tane dekont var. Bu dekont nasıl sahte olur ya! Aha bak, burada,
bende bir dekont var burada.
ERKAN
AYDIN (Bursa) Doğal gaz faturası mı?
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sen de mi Mana yolladın?
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Bu dekont sahte olur mu ya! Aha bak, Halk Bankasından
bir dekont var. Nasıl sahte olacak bu dekont?
Ana
muhalefet partisi liderinin açıkladığı bilgiler
yanlış olmaz. Sayın Genel Başkanımız hesap
uzmanıdır. (CHP sıralarından Bravo. sesleri,
alkışlar) Sayın Genel Başkan yalan söylemez, bu partinin
Genel Başkanı hesap uzmanıdır, vallahi hepinizi
ERKAN
AYDIN (Bursa) Hesap sorar. de, Hepsine hesap soracak. de.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Herkese de laf yetiştirir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) O hesaplar doğru hesaplar. Vatandaşın
hakkını hiç kimse bir yere gönderemez arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Araştırın, hak, hukuk, adalet neyse onu
yapın arkadaşlar.
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Sayın Erdoğan istifa edecek, istifa; öyle
dedi ya.
BAŞKAN
Sayın Purçu, sözlerinizi toparlayın efendim.
Ek
sürenizi veriyorum, buyurun.
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Arkadaşlar,
bakın, biz demiyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanı bu parayı
gönderdi. Başka isimler saydı Sayın Genel Başkanım,
araştırın arkadaşlar. Niye böyle yapıyorsunuz?
Reddetmeyin, araştırın.
Dekont
sahte olmaz. Uluslararası anlaşmalara göre para transferleri olur,
banka anlaşmaları olur. Bunun dışında para kimse
gönderemez. O banka evrakı da uluslararası anlaşmaya uygun bir
evraktır, uygun bir dekonttur arkadaşlar. Hepimiz yurt
dışına, yeri geldi mi akrabalarımızla para
alışverişi yapıyoruz; dayımız arıyor,
amcamız arıyor, gönderiyoruz. Uluslararası anlaşmalara göre
Sayın Genel Başkanın verdiği bilgiler şu an
itibarıyla çok net ve çok net doğru. Araştırması size
düşüyor arkadaşlar.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Mandaki Türkmenlere yardım ediyorlarmış ya (!)
ÖZCAN
PURÇU (Devamla) Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum ama 2017deki
karneniz eksi, eksi, eksi arkadaşlar.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
milletvekili arkadaşlarım, çok teşekkürler. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Senin Genel
Başkanının hesap uzmanlığı senin gibiyse gitti,
gitti.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Purçu.
Sayın
milletvekilleri, şimdi Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekilimiz Sayın Garo Paylan konuşacaktır.
Sayın
Paylan, sizin, şahsınız adına da söz talebiniz var, ikisini
birleştiriyorum.
On
beş dakika süreniz.
Buyurun
efendim. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA GARO PAYLAN (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, size de görevinizde başarılar diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, az önce Komisyon sıralarına oturduk 4 partinin
milletvekilleri olarak ve bir önerge verdik. İnanın, Plan ve Bütçe
Komisyonundaki bütün arkadaşlar olarak içimiz acıyarak o önergeyi
verdik. Neden, biliyor musunuz? Çünkü biz bu ahilik yasasını daha
şubat ayında Plan ve Bütçe Komisyonunda görüştük. Açın,
tutanaklara bakın, dedik ki muhalefet milletvekilleri olarak:
Arkadaşlar, bu ahilik fonu bu şekilde yürümez, bunu bu şekilde
devreye geçirmeyin. Evet, çok önemli bir madde ama bu şekilde
görüşmeyelim. Nasıl görüştük, biliyor musunuz arkadaşlar?
Yine, 60-70 maddelik bir torbanın içine 2 madde konuldu, ahilik
yasası. Ya, olur mu böyle arkadaşlar? Koskoca bir ahilik fonu
yasası bir torbanın içine atılacak bir madde midir? Bunun tabii
ki Plan ve Bütçe Komisyonunda bir kod yasa çerçevesinde daha geniş bir
şekilde tartışılması gerekiyordu, ilgili sosyal
kesimlerle görüşülmesi gerekiyordu, esnaf odalarıyla görüşülmesi
gerekiyordu, zanaatkâr odalarıyla görüşülmesi gerekiyordu ve
nasıl devreye sokulacağının etkin bir şekilde
tartışılması gerekiyordu. Hükûmet bizi dinlemedi, iktidar
partisi milletvekilleri ellerini kaldırdı. Ne oldu? Şubat
ayında siz de burada ellerinizi kaldırdınız, 1 Ocak 2018de
bu yasa devreye geçecekti. Ne oldu? Oturduk bir ay kala buraya: 1 Ocak 2018de
devreye geçmesin, at 2020ye. Oldu mu? 2020de devreye geçebilecek mi? Hiç
sanmıyorum. Ne önermiştik? Eğer ki bir ahilik yasasına
ihtiyaç varsa bunun pratiğini devreye geçirelim. Ama nasıl geçirelim?
Öncelikle devlet bununla ilgili bir kaynak koysun, pratiğini halk görsün,
ondan sonra gerekiyorsa esnaftan da prim alalım dedik. Ama ne
yaptınız? Esnaf, prim olarak gelirinden yüzde 2 kaynak ayıracak.
Devlet ne ayıracak? Yüzde 1 prim koyacak. Bakın, Esnaf yüzde 2,
devlet yüzde 1 ve böyle yürüyecek. dediniz. Dedik ki: Yürümez
arkadaşlar, bu iş böyle olmaz. Ne oldu? Bu iş böyle
olmadı. O açıdan arkadaşlar, bu torba yasa
mantığından behemehal vazgeçelim. İlgili, önemli
yasaları kod yasalar çerçevesinde ilgili ihtisas komisyonunda etkin bir
şekilde tartışalım. Kaliteli yasama yapalım
arkadaşlar, el birliğiyle kaliteli yasama yapalım.
Bakın,
bu yasanın devreye geçememesinin başka bir sebebi daha var. Geçen
yılbaşında dedik ki: Arkadaşlar, büyük bir musibet
atlattık, ülke olarak bir darbe girişimiyle karşı
karşıya kaldık. Siyasi meselelerimiz var. Oturup bu siyasi
meselelerimizi tartışalım. Yok, oralı olmadınız.
Bunu birileri Allahın lütfu olarak gördü ve maalesef topyekûn siyaset
kurumunu tarumar etme girişimine meyletti. Ve nihayetinde ne oldu
arkadaşlar? Hemen yılbaşında orta vadeli programı
açıkladınız, ekonomi tepkisini vermeye başladı. Çünkü,
demokratik olmayan ülkelerde arkadaşlar, yatırımcı orada
daha büyük bedeller isteyerek gelir. Faizle para verenler daha büyük faizler
isterler. Ne oldu? Hemen bu yılın başında dolar 4 liraya
fırladı -hani işareti yapıyorsunuz ya- faizler yükseldi,
enflasyon yükseldi. Sonrasında ne oldu? Dedik ki: Bakın, siyasi bir
mesele var. Bünye hasta, bünyenin gerçek anlamda bir tedaviye ihtiyacı var.
Siz ne yaptınız? Bünyeye kortizon verdiniz. Bünyeye kortizon verince
bünye biraz kendini iyi hisseder. Dedik ki: Bakın, kortizon vererek bu
bünye iyileşmez, geçici olarak kendini iyi hisseder. Evet, şubattan
sonra mart, nisan, mayıs, haziranda bünyeye kortizonu, hormonu
basınca bünye kendini iyi hissetti; ekonomi kısmen büyüdü, sanal bir
büyümeydi ve dolar kuru düştü. Biraz yabancı sermaye girdi, çünkü
yurt dışından hâlâ gelişmekte olan ülkelere para
akımı var, bu paralar girdi. Ama arkadaşlar bakın, bu dersi
çıkarmalıyız. Meselenin siyasi bir mesele olduğunu,
palyatif tedbirlerle çözülemeyeceğini, kortizon tedavisiyle bünyenin
iyileşemeyeceğini bugünlerde görmemiz lazım.
Bakın,
ne oldu? Dolar tekrar 4, faizler 15-16ya yükselmiş durumda, enflasyon 12
ve yükseliyor, işsizlik 11in üzerinde, genç işsizlik 25, 26, 27lere
yükselmiş durumda ve bünye tekrar kendini kötü hissediyor.
Bakın,
güven endeksleri baş aşağı gidiyor. 80 milyon soruyor: Ne
oluyor ya? Esnaf yine iş yapamıyor, sanayici yine korku içinde,
yatırımcılar korkuyor, işçiler işini kaybetmekten
korkuyor, çiftçi korkuyor; 80 milyon kaygı içinde tekrar. Demek ki mesele
kortizon tedavisi değilmiş. Mesele, oturup bütün meselelerimizi
siyasi kurum olarak önce Mecliste, sonra bütün sivil toplum
kuruluşlarıyla beraber, 80 milyonla beraber çözebilmekteymiş. O
açıdan, arkadaşlar, iradeyi buraya almamız lazım.
Bakın, iradeyi buraya almadığımızda ne oluyor biliyor
musunuz? Hani, birtakım meselelerimiz oluyor, geçmişte bazı dosyalar
ortaya çıktı, o dosyalarla ilgili dediniz ki: Ya, o dosyalar
şunun çıkardığı dosyalar, bunun
çıkardığı dosyalar. Onlar sizin
atadığınız kamu görevlileriydi, onlar bazı
dosyaları ortaya çıkardılar. Dediniz ki: Onlar çıkardığı
için onlar yanlıştır. Biz dedik ki: Bunlarla ilgili bazı
ipuçları var. Hani kol saatleri var, birisi koluna 1 milyon liralık
kol saati takmış, bu delil var. Bir bakan çıktı: Ben
bunları yaptım ama bana birisi Yap. dedi, onun için yaptım.
dedi. Pek çok ipucu vardı. O ipuçlarına, biz, hani, o yapıdan
bağımsız olarak, Meclis olarak bakabilseydik, Meclis olarak bir
araştırma komisyonu ortaya koyabilseydik Türkiye Büyük Millet Meclisi
bu meseleye el atmış olacaktı, o Zarrabın
yaptığı bütün organizasyonu diğer boyutlarıyla biz
Nedir, ne değildir? ortaya koyabilmiş olacaktık. Ne oldu? Biz
üstünü örttük. Daha doğrusu, ben milletvekili değildim, siz üstünü
örttünüz çoğunluk partisi olarak. Ne oldu? Birileri o dosyaları
aldılar, Amerikada ortaya koydular. Reza Zarraba da dediler ki: Seni
orada öldürürler, belki ortadan kaldırırlar. Sen gel buraya, sana da
güvence.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Sen ne zaman gideceksin?
GARO
PAYLAN (Devamla) E, ne oldu? İtirafçı oldu. Sonucunda ne oldu
arkadaşlar? Türkiyenin meselesi, Türkiyenin kirli
çamaşırları başka bir ülkenin mahkemelerinin konusu oldu.
Bu, hepimiz adına bir utançtır, Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına bir utançtır, Türkiyenin yargı kurumları adına
bir utançtır arkadaşlar. Bakın, meselelerin üzerini örtmek
artık 2017 dünyasında işe yaramıyor, o meseleler başka
bir yerde başka şartlarda ortaya konuyor. O açıdan yapmamız
gereken, bütün bu meselelerde Meclis denetimini, yargı denetimini esas
almaktır, Meclis olarak bu siyasi meseleleri -eğer ki siyasi boyutu
da varsa- bütün bu boyutlarıyla Meclis araştırması
komisyonunda tartışmaktır.
Değerli
arkadaşlar, bakın, siyasetin hatalarını vatandaşlar
çeker. Özellikle Hükûmet, eğer ki Meclise inanmıyorsa, Her şeyi
ben saraydan güvenlikçi siyasetle yönetirim. diyorsa bunun bedelini 80 milyon
çeker. Bugünlerde tekrar bunun bedellerini çekiyoruz ve 80 milyona -bakın,
bütçeyi görüşüyoruz- siz vergi olarak yüklenmeye devam etmek istiyorsunuz
ama artık vatandaşın vergi olarak yüklenilecek bir durumu
kalmadı. Ne yapmamız lazım? Meclis olarak, yurt dışında
bulunan, o vergi cennetlerinde bulunan bütün bu rakamları incelememiz
lazım arkadaşlar.
Bakın,
geçen yıl Panama belgeleri faş oldu, biliyorsunuz. Hani bilirsiniz,
Panama; Panama belgeleri faş oldu. Orada milyarlarca dolarlık belge
faş oldu, sırf Türkiyeyle ilgili değil bakın, bütün
dünyayla ilgili ortaya döküldü. Ne yaptı bazı ülkeler? Bazı
ülkelerin bakanlarının isimleri vardı, bazı ülkelerin
başbakanlarının isimleri vardı; siyasi ahlak ve etik
çerçevesinde Panama belgelerinde ismi olanlar hemen istifa ettiler o ülkelerde,
demokratik ülkelerde çünkü bakın, meselenin yalnızca kanuni olup
olmadığı değil, ahlaki ve vicdani olup
olmadığı bir siyasetçi için önemlidir. Bir siyasetçi, siyaset
yaptığı ülkenin vatandaşlarına karşı
sorumludur ve 80 milyona vergi yüklerken o parayı alıp vergi
cennetlerine götüremeyeceğini kanuni olarak değil, vicdani ve ahlaki
olarak değerlendirmek zorundadır. Eğer o siyasetçi
değerlendirmiyorsa Meclis, yargı o değerlendirmeyi yapmak
zorundadır. Belki hukuki olarak yargı bir ceza veremez. Hani
Sayın Başbakan Oğlumun dokunulmazlığı yok,
soruşturun. diyor ya, ne yaptık biz arkadaşlar Malta belgeleri
ortaya döküldükten sonra? Önerge verdik, ilk önergeyi verdik. Niye verdik?
Meclis buna ahlaki ve vicdani olarak baksın. Yalnızca hukuki
değil bakın, hukuka belki uygun olabilir, maalesef dünyada böyle bir
kötücül düzen var, trilyonlarca dolar para vergi cennetlerine akıyor ve
büyük çoğunluklar yoksulluk içinde kalırken yüzde 1 bir
azınlık -siyasetçi, iş insanı- o zenginliklerini vergi
cennetlerine götürüyor.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi, başka meclisler gibi, bu vergi cennetlerine akan
rakamlarla ilgili bir pozisyon alabilirdi. Eğer bunu almış
olsaydık, bir araştırma komisyonu kurabilmiş olsaydık,
emin olun bu gidişatı, bu çarkı tersine döndürürdük. O zaman o
vergi cennetlerine akan para 80 milyona akmaya başlardı
arkadaşlar.
Bakın,
değirmenin suyunun yüzde 60ı, yüzde 70i servet olarak da, gelir
olarak da yüzde 1e akıyor arkadaşlar, yüzde 1e doğru
akıyor. Geride kalan yüzde 30u da yüzde 90-95 paylaşmaya
çalışıyor. Burada büyük bir adaletsizlik var. Servetin yüzde
60ı, nüfusun yüzde 1inin elinde. Bu çarkı tersine çevirmek Türkiye
Büyük Millet Meclisinin elindedir arkadaşlar ve bu mesele siyasi, vicdani
ve ahlaki bir meseledir.
Bakın,
bugün de yine bir belgeler ortaya çıktı. Ne adasıydı o?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Man Adası.
BARIŞ
YARKADAŞ (İstanbul) Mangır adası.
GARO
PAYLAN (Devamla) Man Adası. Hani, ilk kez duydum, hemen Google
yaptık, ya nerede bu ada dedik, bir baktık İngiltere ile
İrlanda arasında bir adaymış.
Ya,
bakın, yalan diyebilirsiniz, iftira diyebilirsiniz ama Sayın Naci
Bostancı Gidin mahkemeye. diyemezsiniz çünkü mahkemeye gidince ne
olacağını çok iyi biliyoruz. Mahkemeler vesayet altında, o
bir. Mahkemeler kanuni noktada bakarlar kanuni, vicdani ve ahlaki boyutuyla
bakamazlar. Ama Türkiye Büyük Millet Meclisi vicdani ve ahlaki boyutuyla ilgili
bakabilir.
Geçenlerde
Maliye Bakanı Komisyona geldi, bakın, ne dedim biliyor musunuz?
Bakın, Başbakan size Araştırın, soruşturun.
dedi. Biz Meclis olarak o kararı alamadık, siz soruşturmayı
açtınız mı? dedim, cevap veremedi. Kime talimat verdi
Sayın Başbakan? Maliye Bakanına, maliye müfettişlerine talimat
vermiş oldu ama harekete geçtiler mi? Maalesef hayır arkadaşlar.
Bu
açıdan, ben ezcümle şunu öneriyorum arkadaşlar: Hemen
araştırma önergeleri, gensorular olacaktır. Bununla ilgili
eğer ki iki yıl sonra da bu Man belgelerinin başka ülkelerin
mahkemelerinde ortaya çıkmasını istemiyorsak biz Türkiye Büyük
Millet Meclisi olarak bir pozisyon almalıyız. Çünkü bu pozisyonu
almadığımız zaman bunun bedelini 80 milyon ödüyor,
işsizlikle, yoksullukla, yoksunlukla ödüyor arkadaşlar. Bu
açıdan hepinizi bu vicdani ve ahlaki duruşa davet ediyorum.
Saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Paylan.
Gruplar
adına konuşmalar tamamlanmıştır sayın
milletvekilleri.
Şimdi
şahıslar adına söz sırası Adana Milletvekilimiz
Sayın Elif Doğan Türkmene aittir.
Sayın
Türkmen, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Adana) Sözlerime başlamadan önce Değerli
Başkanım, bugün ilk görev gününüz, tebrik ediyor, başarılar
diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) Sağ olun.
Değerli
milletvekilleri, size bazı isimler okuyacağım: Sema Nur
Aydoğdu, Zeliha Avcı, Sevim Köylü, Gamze Bagir, Sümeyye Yetim,
İlknur Maden, Nurgül Pertlek, Bahtınur Baş, Tuğba
Aydoğdu, Cennet Karataş, Sare Betül Genç ve Fatma Canatan. Kim
bunlar? Kim bu isimler? Ve 29 Kasım diyeceğim; 28 Kasım
değil, 30 Kasım değil, 29 Kasım. 29 Kasım 2016,
Aladağda 11 çocuğumuzun ve 1 yetişkin kadının yanarak
can verdiği tarih ve bu isimler bu çocuklarımızın isimleri.
Aradan bir yıl geçti. Ben Adana Milletvekiliyim, birçok kez o
acılı ailelerle beraber oldum, o çocukları hastanelerde ziyaret
ettim. Bugün de Aladağlı ailelerin bir kısmı Ankara bize
gelmiyor, Ankara bizim derdimize derman olmuyor, o zaman tüm
yoksunluğumuza rağmen biz Ankaraya gelelim. dediler ve bugün Millî
Eğitim Bakanlığının önünde bir açıklama
yaptılar. Ne dediler biliyor musunuz? Aradan bir yıl geçti. Hâlen
okullarımız doğru düzgün yok, halen var olan okulumuzda
öğretmen yok. Bu yangında yaralı kurtulan çocuklarımızın
bir kısmı Kozanda eğitim yaşamına başladı
ama üç aydır bu çocuklarımızın hafta sonu köylerine,
ailelerine gelmeleri için talep ettikleri servise verilen cevap: Bu konuda bir
bütçe yok. 11 çocuğumuzun yandığı yangından sonra
yaralı kurtulan o küçücük çocukların eğitim
yaşamını devam ettirmek için çocukların ailelerine verilen
cevap: Bütçemiz yok. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlet. diye övünüyoruz,
üçüncü köprüleri yapıyoruz, büyük havalimanlarını inşa
ediyoruz ama Aladağdaki, Kıcak Mahallesindeki, Köprücekteki üç yavrunun
anasına, babasına hafta sonu gelmesi için servis sağlamak
adına bütçemiz yok. Böyle büyük bir devlete ne denir, onun takdirini
sizlere bırakıyorum.
Sevgili
milletvekili arkadaşlarım, bir şey daha söyleyeceğim. 28
Temmuzda Aladağ komisyonu raporunu bitirdiğini duyurdu. 28 Temmuz, Ağustos,
Eylül, Ekim, Kasım; hâlen açıklanmadı bu rapor. Aileler bugün
onu da sordular. Diyorlar ki: O raporlar düzenlenirken devletin bazı
bürokratları yalan beyanda bulundu. Biz bunun hesabını sormak
istiyoruz ama ortada rapor yok. Ben soruyorum: Bu raporu ne zaman
açıklayacaksınız, bu rapor açıklanacak mı?
Ha,
bir şey daha söyleyeceğim: Biraz önce ailelerle görüştüm, bugün
alelacele bu ailelerin hesaplarına 150şer lira para
yatırılmış servis için. Çözüm müdür bu? Siz bu ailelerin
daha yollarını bile yapmadınız. Hepimiz utandık, o gün
o çocukların cenazelerinin köylerine, mezarlarına
ulaşmadığına hepimiz insan olarak utandık. O utanç
hâlen devam ediyor, o yolların hiçbiri yapılmadı. O çocuklar
niye o Süleymancı yurtlara verildi? O aileler Süleymancı oldukları
için vermediler, o ailelerin hepsinin söylemi şuydu: Biz yokluk
içindeyiz, yoksulluk içindeyiz, istiyoruz ki bizim çocuklarımız da
bizimle aynı kaderi paylaşmasın. Onun için, mecbur
kaldığımız için o yurtlara gönderdik. Peki, Hükûmet ne
yapıyor on beş yıldır? Niye bu çocukların doğru
düzgün yurtlarda kalması için çalışmalar yapmıyor?
Hükûmetin görevi FETÖcülere, Süleymancılara yurt açma imkânı
sağlamak mıdır -bugün de Ensar ve TÜRGEV girdi devreye- yoksa
hükûmetin görevi devlet gibi devlet olup öğrencilerine Anayasasında
yazdığı gibi eğitim hakkını sağlamak
mıdır? Niçin bu çocukları, bu aileleri cemaatlere teslim
ediyorsunuz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) Başkanım, izin verirseniz
BAŞKAN
Sayın Türkmen, ek süre veriyorum efendim, sözlerinizi
tamamlayınız lütfen.
Buyurun.
ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) Teşekkür ediyorum, sağ olun.
Değerli
arkadaşlar, bu çocukları cemaatlere teslim etmek Adalet ve
Kalkınma Partisinin eğitim politikası ama bu aileler ne
yaparsanız yapın, neticede, çocuklarını cemaate yem etmek
istemiyorlar ve çoğu belki okuma yazma bile bilmiyor ama bugün
atlayıp Ankaraya geldiler. Şunu biz çok açık ve net görüyoruz
artık: Aladağ yangınından yaralı kurtulan bu
çocuklarımız ve bunlar gibi binlerce, milyonlarca çocuğumuz
doğru düzgün eğitim almak, doğru düzgün bir yaşam
koşuluna sahip olmak ve refah içinde yaşamak istiyorlar. Bunu siz
sağlayamayacaksınız, sağlamıyorsunuz. İşte,
adaletin terazisi bir gün gelecek sizi tartacak ama sizi
tarttığında siz iktidarda olmayacaksınız ve o
ailelerin hepsi huzur içerisinde çocuklarını kendilerine en
yakın okullara göndererek o çocukların eğitim almasını
izleyecekler. Bunu biz sağlayacağız.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Türkmen.
Şahısları
adına konuşmalar da tamamlanmıştır.
Sayın
milletvekilleri, şimdi yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Yeni madde kabul edilerek ihdas edilmiştir.
Kabul
edilen önergeyle tasarıya yeni bir madde eklenmiştir.
Tasarının
maddeleri arasında yapılması gereken teselsül işlemi
kanunun yazımı sırasında Başkanlıkça yerine
getirilecektir değerli arkadaşlarım.
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/884) ve İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin 6306 Sayılı "Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun", 2981
Sayılı "İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı
Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 Sayılı
İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
Kanun" ve 4706 Sayılı "Hazineye Ait Taşınmaz
Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"da
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/588)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 502) (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının
tümünü oylamadan önce İç Tüzükün 86ncı maddesi gereğince,
oyunun rengini belli etmek üzere, lehte Giresun Milletvekilimiz Sayın
Cemal Öztürke söz veriyorum.
Sayın
Öztürk, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
CEMAL
ÖZTÜRK (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
öncelikle size Hayırlı olsun. diyorum ve tebrik ediyorum.
BAŞKAN
Sağ olun.
CEMAL
ÖZTÜRK (Devamla) Değerli milletvekilleri, yaklaşık bir aydan
fazladır bu kanun tasarısı üzerinde görüşüyoruz. Önce 5
Ekim tarihinde Komisyona, Plan ve Bütçe Komisyonuna geldi Bazı Vergi
Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı olarak. 125 madde ve 2
geçici madde olmak üzere uzun bir kanun tasarısı. Önce, Komisyonda 5
Ekim ile 23 Ekim arasında muhalefet partisi milletvekili
arkadaşlarımızın da olumlu katkılarıyla uzun
müzakereler yaptık ve sonunda, Genel Kurulun onayına sunuldu ve yine
uzun müzakerelerden sonra bu akşam kanun tasarısının sonuna
gelmiş bulunuyoruz.
Tabii,
küreselleşen dünyada ülkemiz ile diğer ülkeler arasında
ekonomik, sosyal ve teknolojik alanlarda önemli etkileşimler meydana
gelmekte ve buna bağlı olarak da mevzuatımızda çeşitli
düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktaydı. İşte bu kanun
tasarısıyla beraber bu ihtiyaç giderilmiş oluyor.
Hazırlanan
tasarıyla, vergiye gönüllü uyumu artırıcı, vergi
uygulamalarını kolaylaştırıcı, tahsilatta
etkinliği artırıcı düzenlemelerin yanı sıra
kayıt dışılıkla mücadelede etkinliğin devam ettirilmesine
hizmet edecek düzenlemeler yapılmaktadır. Ayrıca, bazı
sektörlerin kamusal yükümlülüklerine yönelik yaşanan sorunlar
çözümlenmekte ve süresi biten bazı geçici maddelerin süreleri
uzatılmaktadır.
Ben,
gerek Komisyon aşamasında gerekse Genel Kurulda katkı yapan siz
değerli milletvekillerine teşekkür ediyor, kanunun ülkemize
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Şimdi,
söz, oyunun rengini belli etmek üzere, aleyhte, Bursa Milletvekilimiz
Sayın Lale Karabıyıka aittir.
Sayın
Karabıyık, Sevgili Hemşehrim, söz sırası sizin. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
LALE
KARABIYIK (Bursa) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, öncelikle sizi kutluyorum, tebrik ediyorum, yeni göreviniz
hayırlı olsun.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine, bir torba yasayı geride
bıraktık, 130 maddelik ve ilaveleri de olan bir torba yasaydı.
Yine, benzer şeyler oldu. Yine, alt ilgili komisyonlarda
tartışılmadı. Yine, bazı değişen maddelerle
ilgili etki analizleri yapılmamıştı, yine bir sürü
eleştiri yaptık. Ve yine her zamanki gibi bir çırpıda
geçmesi adına temel kanun olarak Meclise gelmiş oldu. Bu torba
yasanın içerisinde bütün sunumlar sırasında Türkiye ekonomisi
pespembe bir tablo olarak gösterildi. O kadar pembeydi ki gerçekleri asla
yansıtmıyordu ve çelişkiler vardı.
Bakın,
pembe bir tablo görüyoruz, her şey çok güzel ama bütçe açık
vermiş, torba yasayla yeni vergiler oluşturup gelirler sağlamaya
çalışıyoruz. Tutarsız. Biz birtakım verileri
TÜİKten alıyoruz. TÜİKe bakıyorsunuz, eski seride 2010 ve
2015 yılları arasında 4,9 büyüme var, yeni seriye bakıyorsunuz
7,9 olmuş. Bir bakıyorsunuz tasarruflarımız
artmış, bir bakıyorsunuz millî gelirin üçte 1ini
yatırıma dönüştürmüşüz. Ee, böyle güzel bir tablo varsa
neden bütçe açık verdi, neden biz para bulmaya çalışıyoruz?
Yani tutarsızlık.
Peki,
bunun dışında gerçekten bir büyüme yaşadık mı son
dönemde? Evet, bir büyüme gerçekleşti. Bu büyüme, az önce de bahsedildi
ki, biraz hormonlu bir büyüme, dopingli bir büyüme. Yani ÖTV ve KDVden bir
miktar azalma gerçekleşerek sanayide büyüme sağlandı. Ama bu
büyüme istihdama yansımadı, bu büyüme hane halkının
refahına hiç yansımadı, sürdürülebilir olmadı. Peki, ne
yaptı bu büyüme? Bütçe disiplinini bozdu, geldi, bütçede açık
yarattı.
Bakın,
bütçe açığından size bir rakam söyleyeyim: Aylık bazda
geçen yılın ekim ayında 104 milyon lira olan bütçe
açığı 2017 Ekiminde 3,3 milyar liraya yükseldi, yani yüzde 3 bin
artış var, yüzde 3 bin açıkta artış var. 2016
Ocak-Ekim döneminde bütçe 12,1 milyar lira açık vermişti ama bu
yılın ekim ayında bütçe 34,9 milyar açık vermiş oldu.
Tabii,
bütçedeki açığın büyümeyle devam etmesi Türkiyenin büyümesinin
önündeki en önemli engeli teşkil ediyor; kamu dengesindeki bozulma da
böylece devam ediyor. Başka ne var? SGKnın açıkları var.
Az önce buradan böyle kulağıma yansımalar olmuştu,
SGKnın açıkları Genel Başkanımızın
döneminde
diye. Biz bütün komisyonlarda, bütün bakanlıklarda, özellikle
Maliye Bakanlığında ve Çalışma
Bakanlığında Genel Başkanımızın dönemindeki
açıkları oranlarıyla, rakamlarıyla verdik bakanlara ve
hiçbir ses çıkmadı. Ama SGKnın şu anda çok büyük bir
açığı var ve bütçeden, hazineden o açığa para gidiyor.
Bu rakamlara doğru olarak ulaşmak istiyorsanız mail
adreslerinize ben gönderebilirim.
Diğer
taraftan, bu torba yasayla dendi ki: Biraz gelir toplayalım. Hangi
ürünlere verelim? Maliye Bakanlığı bir
araştırsın, bakalım nelere verelim? Aynı zamanda, bu
torba yasayla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilen bütçe hakkı da
çiğnenmiş oldu sayın vekiller çünkü borçlanma limiti Meclise ek
bütçe getirilmeden 37 milyar bu torba yasayla artırıldı. Dahası
var, bütçe açığının üstündeki bu rakam neden bu kadar
borçlanıldı, bunu bilen yok, bunu açıklayan da yok, soruyoruz.
Peki, ne oldu, ne oldu bu açığa, açığın
miktarına, neden bu kadar borçlanıldı? Dediler ki:
İşte, Terörle mücadele
Hayır, bütün rakamı bu
açıklamıyor, bu konuda Hükûmet asla şeffaf değil, net
değil.
Bu
ülkede yapısal sorunlar var, hazine borçlanıyor, Türkiyenin riski
artıyor, Türkiyenin riski arttıkça borçlanmanın faizi
artıyor. On beş yılda dışarıya 145 milyar dolar,
içeride de 600 küsur milyar lira faiz ödendi. Hani diyorsunuz ya Bu faizler
niye yükseliyor? diye, aslında kendimizi kandırmamamız
lazım. Şu anda cari açıkla ilgili bir sorunumuz var
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LALE
KARABIYIK (Devamla) Sayın Başkan, biraz süre alabilir miyim?
BAŞKAN
Sayın Karabıyık, buyurun efendim.
Ek
bir dakika süre veriyorum, lütfen sözlerinizi toparlayınız.
LALE
KARABIYIK (Devamla) Hemen toparlıyorum.
Şu
anda iktidar cari açığı kapatmanın derdinde filan
değil, neyin derdinde? Cari açık sürdürülebildiği sürece gayet
iyidir. Cari açığı kalkınmanın bir gerekliliği
olarak göstererek inandırma peşinde vatandaşı. Üstelik de
IMFye borçlanmadık diye de seviniyor ve vatandaşa da
yanlış bilgi veriyor.
Bunların
dışında neler var? Bunların dışında şu
var: Vatandaşın borcu arttı. Bakın, iktidar partisinin
iktidara geldiğinde bir iddiası vardı, demişti ki: Dar
gelirlinin, yoksulun millî gelirden aldığı payı
yükselteceğiz. Öyle olmadı, bütün vergiler vatandaşa yüklendi. Dolaylı
vergiler şu anda toplam vergi gelirlerinin yüzde 67sidir. Oysa OECD
ortalamasında yüzde 30 küsurlarda. Dolaylı vergilerin bu kadar yüksek
olması da adaletsiz bir durumdur.
Sonuçta
bu torba yasa Türkiye ekonomisinin sorunlarına asla çare olamaz, yaraya
pansumandır ama iyileştirmeyen bir pansumandır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LALE
KARABIYIK (Devamla) Sonuç: Bu iktidar ekonomiyi maalesef iyi yönetemiyor.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Karabıyık.
Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama
için beş dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma
rağmen sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için
öngörülen beş dakikalık süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca
vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy
kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve
soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını
yine oylama için öngörülen beş dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Şimdi
oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 502 sıra sayılı Kanun
Tasarısı açık oylama sonucunu okuyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 232
Kabul :
228
Ret : 4 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Mehmet
Necmettin Ahrazoğlu
Burdur Hatay
Bu
sonuca göre tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı ve uğurlu
olmasını temenni ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, 2nci sırada bulunan, 457 sıra sayılı
Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
2.- AB-EFTA Ortak Transit Ortak Komitesinin 20 Mayıs
1987 Tarihli Ortak Transit Rejimine İlişkin Sözleşmeyi
Değiştiren 28/04/2016 Tarihli ve 1/2016 Sayılı
Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/745) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 457)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada bulunan, 385 sıra sayılı Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
3.- Geçici İthalat Sözleşmesinde Yapılan
Değişikliklere İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/712) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 385)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan
sonra da komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek üzere 29 Kasım 2017 Çarşamba günü
saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum,
hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 20.24