TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
47nci
Birleşim
10
Ocak 2018 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü
kutladığına ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğluna geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna
ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Tektaş Ağaoğluna Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin konuşması
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Meclis Başkan Vekili ve Divana
ayrılan odanın videoları ile fotoğraflarının
gizlice çekilerek bir internet sitesine verilmesini
kınadığına ilişkin konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, taşeron
işçilere yönelik düzenlemedeki eksikliklere ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Gebze Hünkar
Çayırına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağın, büyük mütefekkir
Seyyid Ahmet Arvasinin ölümünün 30uncu yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ve kadroya
geçmeye çalışan taşeron işçilere sulh sözleşmesi
adı altında bir belge imzalatılmasına ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ilişkin
açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, hac kontenjanın
artırılarak insanların mağduriyetinin giderilmesini talep
ettiğine ilişkin açıklaması
4.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, kadına
yönelik şiddetin ve istismarın önlenmesi için erkeklerin de
rehabilite edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun,
üniversitelerin özgür kalması, bilimin evrensel olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
6.- Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Karanın, atama bekleyen
sağlık çalışanları için ne zaman adım
atılacağını, kamuda engelli olarak istihdam edilmesi
gerekenler ile istihdam edilenlerin oranlarını, huzurevleri ile
yaşlı ve hasta bakım merkezlerine yoğun talebi
karşılamak için bir çalışma olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
7.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, emeklilere yapılan
zam oranına ilişkin açıklaması
8.- Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcunun, Zonguldak
Atatürk Devlet Hastanesi ve Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık
Uygulama ve Araştırma Merkezinde çalışan kadro
dışında kalan işçilerin mağduriyetinin giderilip giderilmeyeceğini
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
9.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ve
suyun hayat demek olduğuna ilişkin açıklaması
10.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, günümüzde en
büyük sorunun işsizlik olduğuna ve Tekirdağ Maviş
İplik Fabrikasında çalışanların e-devlet
şifrelerinin istendiğine ilişkin açıklaması
11.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcının, Suriye
ordusunun Nusra cephesinin kontrolündeki İdlibe yönelik operasyonlarından
rahatsız olan iktidarın İran ve Rusya Büyükelçilerine nota
vermesine ilişkin açıklaması
12.- Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına,
Adıyaman Açık Cezaevinde zehirlenen mahkûmlara geçmiş olsun dileğinde
bulunduğuna ve toplu yaşanılan yerlerde hijyen ve beslenme gibi
konularda titiz denetimler yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
13.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, halk eğitim
merkezlerinde sözleşmeli olarak çalıştırılan usta
öğreticilerin sorunlarına ilişkin açıklaması
14.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ilişkin
açıklaması
15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına, kanun hükmünde
kararnamelerle ihraç edilen kişilerden bazıları hakkında
hiçbir dava ve işlem olmadığına ve bunların
sorunlarıyla ilgilenilmesini dilediğine ilişkin
açıklaması
16.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ve Kayserinin
Yahyalı ilçesine ilişkin açıklaması
17.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
geçirdiği rahatsızlık döneminde ve tedavisi süresince kendisini
yalnız bırakmayan, iyi dilek ve dualarını gönderen herkese
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
18.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün, siyasetçi,
yazar, çevirmen, ressam, heykelci Tektaş Ağaoğlunun 84
yaşında hayatını kaybettiğine ilişkin
açıklaması
19.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğanın, 10 Ocak
İdareciler Günü ile 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü
kutladığına ilişkin açıklaması
20.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü ile 10 Ocak İdareciler Gününü kutladığına
ve fikir adamı, eğitimci ve yazar Seyyid Ahmet Arvasiyi rahmetle
andığına ilişkin açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Halkların Demokratik Partisi üyesi 28 kişinin gece yarısı
gözaltına alınmalarına ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Gününü kutladığına ilişkin açıklaması
22.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Gününü kutladığına, Meclis Başkanı
İsmail Kahramanın bazı tasarruf ve uygulamalarına ve
milletvekillerine Meclis Başkanını denetim yetkisi verilmesiyle
ilgili düzenleme yapmak konusunda tüm partilere çağrıda
bulunduğuna ilişkin açıklaması
23.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Troyanın UNESCO
tarafından Dünya Kültür Mirasına eklenmesinin 20nci yılı
olması dolayısıyla 2018 yılının Troya
Yılı ilan edilmesine ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Gününü kutladığına ilişkin açıklaması
24.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın,
Meclis Başkanı İsmail Kahramanın Meclisi tek taraflı
ve dayatmacı yönettiğine ve bu tutumunu
kınadığına ilişkin açıklaması
25.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, konuşma
sırasının grupların milletvekili sayısına göre
belirlenmesiyle ilgili bir kural olmadığına ilişkin
açıklaması
26.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Meclisin
yerleşik teamüllerine göre bir konuşma sırası
belirlendiğine ve bu teamül ortadan kalkacaksa İç Tüzükün 61inci
maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin açıklaması
27.- İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaşın,
Kırşehir Milletvekili Salih Çetinkayanın HDP grup önerisi
üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, çekimleri yapılan
odanın ortak kullanım alanı olduğuna ve gizli bir
şekilde değil açıkça çekim yaparak basına
dağıttığına ilişkin açıklaması
29.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Meclis
Başkan Vekiline ait odaya izinsiz girilmesinin ve çekim yapılmasının
saygısızlık olduğuna ve bunu yapanları
kınadığına ilişkin açıklaması
30.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özel hakkında İç Tüzük hükümlerine göre disiplin
cezası işlemi uygulanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
31.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özel hakkında uygulanması gereken müeyyidenin
İç Tüzükün 161inci maddesinin 3üncü fıkrası olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
32.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, iki
gündür Mecliste oda meselesinin konuşulduğuna ve bu konunun ceza
işlemi filan uygulanmadan bitirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Mecliste oda
tartışmasının bu aşamaya gelmesinden üzüntü
duyduğuna ve Manisa Milletvekili Özgür Özelin bu tartışmalar
nedeniyle bir cezaya muhatap olmasını tasvip etmediğine
ilişkin açıklaması
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili
Filiz Kerestecioğlu ile Manisa Milletvekili Erkan Akçaya teşekkür
ettiğine ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılıya karşı herhangi bir hakaret
kastının bulunmadığına ilişkin
açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Duyurular
1.- Başkanlıkça, Bağcılık Sektörü ve Üzüm Üreticilerinin
Sorunlarının Araştırılarak Alınacak Tedbirlerin
Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis Araştırması
Komisyonu ile Uyuşturucu Madde Bağımlılığı
ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak
Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak
Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonunun toplanacakları gün, yer ve saate
ilişkin duyuru
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan
Akçay tarafından, basın çalışanlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 10/1/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Filiz Kerestecioğlu Demir ve Grup Başkan Vekili Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırım tarafından, Türkiye'deki basın
özgürlüğünün önündeki engellerin bütün boyutlarıyla
araştırılması ve gazetecilere yönelik tutuklama,
basına sansür, kapatma gibi demokrasi dışı yöntemlerin sona
erdirilmesi amacıyla 10/1/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10
Ocak 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Yunanistan tarafından
işgal edildiği iddia edilen Ege adalarının durumunun tüm
yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/2223) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmeyerek gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmındaki işlerin görüşülmesine
ilişkin önerisi
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mardin Milletvekili Mithat Sancarın, Kırşehir
Milletvekili Salih Çetinkayanın HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin AK PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
3.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
X.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılının
şahsına sergilemiş olduğu davranışlar nedeniyle
Manisa Milletvekili Özgür Özele İç Tüzükün 158inci maddesine göre
uyarma cezası verilmesi
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
1.- Ağrı Milletvekili Leyla Zananın 1inci Yasama
Yılı ile 2nci Yasama Yılı 01.10.2016 ila 30.04.2017
Döneminde Anayasanın 81inci Maddesine Uygun Biçimde Andiçmeden
Aralıksız Olarak Genel Kurulun 212 Birleşimine
Katılmamasına Bağlı Devamsızlığı Nedeniyle
Anayasanın 84üncü ve İç Tüzükün 138inci Maddeleri Uyarınca
Gerekli Değerlendirmenin Yapılması İçin Başkanlık
Divanının 20.07.2017 Tarihli ve 41 Numaralı Kararı ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi (3/1171)
ile Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon
Raporu (Sıra Sayısı: 507)
2.- Kamu Denetçiliği Kurumu 2016, 2015, 2014 ve 2013
Yıllık Raporları Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporları (5/8,
5/5, 5/4, 5/3) (S. Sayısı: 289 ve 289a 1inci Ek)
B) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler
Arasında Afet ve Acil Durum Halinde Yardım Sevkiyatının ve
Yardım Personeline Ait Eşyanın İthalat, İhracat ve
Transitini Hızlandırmaya Yönelik Önlemlerin Alınmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/764) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 460)
10 Ocak 2018 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ
(Çanakkale), İshak GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.06
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ
(Çanakkale), İshak GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Açılışta yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü
kutladığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Bugün Çalışan Gazeteciler Günü. Demokratik kültürümüzün en önemli
parçalarından birisi olan medya kuruluşlarının,
sorumluluklarının bilincinde olarak hem demokrasimizin
gelişmesine hem de birlik ve beraberliğimizin pekişmesine
katkılarının süreceğine inanıyorum.
Bütün
gazetecilere hızlı ve doğru haber yarışında
başarılar diliyorum. Bu özel gün vesilesiyle başta birlikte
mesai yaptığımız Parlamento muhabirleri olmak üzere
kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinde ilkeli ve dürüst
yayıncılığı prensip edinmiş, kişi hak ve
özgürlüklerine saygılı, fedakârca çalışan basın
mensuplarının Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz taşeron işçilere yönelik düzenlemelerdeki eksiklikler
hakkında söz isteyen Konya Milletvekili Mustafa Kalaycıya aittir.
(Uğultular)
Buyurun Sayın
Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Biraz da
sessizliğimizi koruyabilirsek sayın milletvekilleri, lütfen
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, taşeron
işçilere yönelik düzenlemedeki eksikliklere ilişkin gündem
dışı konuşması
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
24 Aralık 2017 tarihli Resmî Gazetede
yayımlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede taşeron
işçi, geçici işçi ve 4/Cli çalışanlara yönelik
düzenlemeler de yer almıştır. (Uğultular)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
MUSTAFA KALAYCI (Devamla) Bu düzenleme olumlu
olmakla birlikte kamudaki taşeron işçilerin tamamını
kapsamamaktadır. Kapsama alınmayan kuruluşların
başında KİTler gelmektedir. Yaklaşık 1 milyon
taşeron işçi kadroya geçerken KİTlerdeki 50 bin kişi kadro
dışı kalmıştır. KİTleri kapsam
dışında bırakmak hakka ve hakkaniyete aykırı
olmuştur.
Bakınız, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik bakanı 24 Aralık 2017 günü Anadolu Ajansı Editör
Masasında yaptığı açıklamalarda kapsama giren
kurumları belirtirken Atatürk Orman Çiftliği ve TİGEMin ismini
vererek ayrı bir listede, ek bir listede olduğunu söylemiş ve
Kardeşlerimizin içi rahat olsun. demiştir. Bunun üzerine başta
TİGEMde çalışan taşeron işçiler âdeta bayram sevinci
yaşamış ancak ayrıntılar belli olunca hayal
kırıklığına uğramışlardır.
Arkadaşlarımız bizlere
ulaşmaktadır. Biraz önce Van Gölü Feribot İşletmesinde
çalışan taşeron işçiler aramışlardır.
KİTlerde çalışan taşeron işçilerin kadro dışı
bırakılması kabul edilemez ve bunun hiçbir haklı gerekçesi
olamaz.
Yine, hastanelerde bilgi işlemci, laborant,
tekniker, kimyager, radyolog olarak çalışan binlerce sağlık
personeli de kadro alamadığından büyük bir şok
yaşamaktadır. Hâlbuki asıl işi yapan ve kanun hükmünde
kararnamede aranan tüm şartları taşıyan taşeron
işçisi sağlıkçılar sadece ihalelerin yaklaşık
maliyeti içinde personel giderleri yüzde 70in altında olduğu
gerekçesiyle kadro dışı kalmışlardır. Yine, tüm
şartları taşıdığı hâlde yüzde 70 gerekçesiyle
birçok bakanlık ve kurumda çalışan taşeron işçilere de
kadro verilmemektedir. Böyle bir gerekçenin hiçbir izahı olamaz. Bu
çalışanların taşeron personeli olduğu
açıktır. İhalede personel çalıştırmanın
yanı sıra malzeme, yazılım ve benzeri işlerde olması
bu çalışanların taşeron işçisi olduğu
gerçeğini ortadan kaldırmamaktadır. Herkes bilir ki bu
çalışanlar işvereni tanımaz bile, yapılan ihalelerde
işverenler değişir, onlar aynı işte
çalışmaya devam ederler. Yirmi yılı aşan süredir bu
şekilde çalışanlar vardır dolayısıyla kadro
dışı bırakılmaları büyük
haksızlıktır.
Yine, kapsam bakımından hesaba
katılıp katılmadığı belli olmayan Türkiye Büyük
Millet Meclisi, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği,
kaymakamlıklar, sosyal yardımlaşma vakıfları, okullar
ve benzeri yerlerde çalışanlar da bulunmaktadır.
Bakınız, Malatya Beydağı Konaklama Merkezi Suriyeli
kampında çalışan özel güvenlik personeli kendilerinin
başvurularının kabul edilmediğini söylemektedir.
Amacın kamuda taşeron işçisi
çalıştırılmasına son verilmesi olduğu
düşünüldüğünde, kurum ve ihale ayrımı yapmadan taşeron
işçilerin tamamının kadroya geçirilmesi daha uygun
olacaktır, adalet ve eşitlik ilkeleri de bunu gerektirmektedir.
Ayrıca, 4 Aralıktan önce
çalışmış olanların kapsam dışında
bırakılmış olması da hakkaniyete uygun
düşmemektedir. Çünkü yıllarca taşeron işçi olarak çalışıp
4 Aralık öncesi görevlerine son verilmiş olanların kadro
hakkı yokken sadece 4 Aralık günü işe başlayansa kadroya
geçebilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Hükûmetin kadro alamayan
taşeron işçilerin feryadını duyacağını ve bu
çalışanları kadro kapsamına alacağını umuyor
ve bekliyoruz. 1 milyonun üzerinde kişi için olumlu bir düzenleme yapan
Hükûmet, sayıları binler düzeyinde ifade edilen kadro
mağdurlarını da dikkate almalıdır. Hayırlı
bir düzenleme yapılmıştır ve bu da tamamına
erdirilmelidir.
Diğer yandan, Sağlık
Bakanlığında 100 binin üzerinde taşeron işçisi kadro
alırken yıllardır asıl işte çalışan vekil
ebe hemşireler, aile sağlığı çalışanları
ve aile hekimlikleri tıbbi sekreterleri olmak üzere toplamda 9 bin
çalışana kadro verilmemesi de hakkaniyetle
bağdaşmamaktadır.
Yine, sayıları 3 bin civarında olan
vekil imam ve müezzinler ile çok düşük ücretle
çalıştırılan fahri öğreticiler de umutla
beklemektedir. Esasen köklü bir düzenleme yapılmalı, KİTler de
dâhil tüm kamuda taşeron, sözleşmeli, 4/Cli, geçici (fahri) ücretli
ve vekil statüsünde çalışanların tamamı kapsama
alınmalılar.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kalaycı.
Gündem dışı ikinci söz, Gebze Hünkâr
Çayırı hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhana
aittir.
Buyurun Sayın Tarhan. (CHP
sıralarından alkışlar)
2.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Gebze Hünkar
Çayırına ilişkin gündem dışı konuşması
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kocaelinin tarihinde
çok önemli yeri olan Fatih Sultan Mehmet Hanın otağı Hünkâr
Çayırından söz etmek istiyorum. Tarihimizin ve Kocaelinin en kutsal
alanlarından bir tanesi olan, çağ açıp çağ kapatan Fatih
Sultan Mehmetin vefat ettiği yer Hünkâr Çayırı ne oldu biliyor
musunuz? Ranta kurban edildi. Evet, yanlış duymadınız,
Osmanlı torunları olmakla övünenler tarafından tarihin en büyük
devlet adamı ve komutanlarından Fatih Sultan Mehmetin vefat
ettiği yer ranta kurban edildi, hem de pul parasına.
Bizler defalarca Tarihî dokusu korunsun,
atalarımızın mirasına sahip çıkılsın,
Fatihin anısı yaşatılarak değerlendirilsin. dememize
rağmen maalesef yapılmadı. Hünkâr Çayırı Köy
Hizmetlerinin himayesinde bulunurken Kocaeli Büyükşehir Belediyesine,
oradan Sekapark karşılığında Devlet Malzeme Ofisi
himayesine, daha sonra kanuna aykırı olmasına rağmen
Özelleştirme İdaresine devredilerek en sonunda satışa
çıkarıldı. Bu durum karşısında mücadelemiz ve
tepki göstermemiz üzerine satış durdurulmuş ve
yanlıştan vazgeçilmişti, maalesef sonuç yine aynı noktaya
geldi. Oysa daha üç ay önce soru önergesi vererek durumun akıbetini
öğrenmek istedik; Hünkâr Çayırının satışı
gündemde mi, içerisinden tarihî dokusunu bozacak şekilde yol geçti mi?
diye sorduk. Maliye Bakanlığı tarafından 18/9/2017
tarihinde Fatih Sultan Mehmet otağı olan Hünkâr Çayırı,
içerisinde bulunan Hünkâr Çeşmesi, namazgâh ve köprüyle birlikte
özelleştirme kapsamında değildir ve satılmayacaktır.
şeklinde cevap tarafımıza bildirildi; imza, Naci Ağbal.
Ancak bakıyoruz ki Hünkâr Çayırı çoktan gözden
çıkarılmış. 18/12/2017 tarihinde Hünkâr
Çayırının 133 dönümlük arazisi otuz yıl süreyle Erzincan
Kültür ve Dayanışma Vakfına 465 bin Türk lirası bedel
karşılığında verilmiş.
Değerli milletvekilleri, Hünkâr
Çayırı tarihî mirasımız açısından çok önemli.
Otuz yıl olarak kiralanmasından, zilyet hakkından ötürü
satış hakkının elde edilecek olması da rant çıkarcılığı
olduğunun göstergesidir. Hünkâr Çayırının
Erzincanlılar Vakfına tahsis edilmesini duyduğumuzda bizlerin
aklına Sayın Başbakan geliyor çünkü Sayın Başbakan bu
derneğin onursal üyesi. Soruyoruz: Bu durumdan Başbakan Sayın
Binali Yıldırımın haberi var mıdır, yoksa tarihî
bir miras ranta kurban edilerek Başbakan zora mı düşürülmek
isteniyor? Vakıf, Hünkâr Çayırını sözde okul veya
üniversite yapımı için kullanacakmış. Hünkâr
Çayırı üniversite için kullanılacaksa hemen bitişiğinde
bulunan Gebze Teknik Üniversitesi için kullanılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Hünkâr
Çayırı tarihî mirasımızdır. Burayı tabii ki
sattırmayacağız. diyenlerin söz konusu rant olunca Hünkâr
Çayırını pul parasına gözden çıkarmalarını
tarih asla affetmeyecektir. Bu satışta tarihe ve millete
saygısızlık vardır. Bir an önce Kocaeli iktidar
milletvekilleri de ellerini taşın altına koymalıdır.
Bu büyük yanlıştan vazgeçilmesi
gerektiğini temenni ediyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Tarhan.
Gündem dışı üçüncü söz, büyük
mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasinin ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz
isteyen Manisa Milletvekili Selçuk Özdağa aittir.
Buyurun Sayın Özdağ. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili Selçuk Özdağın, büyük mütefekkir Seyyid
Ahmet Arvasinin ölümünün 30uncu yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yazar ve mütefekkir Seyyid Ahmet Arvasinin ölüm
yıl dönümü nedeniyle söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Doğrudan doğruya milletin seçeceği
devlet başkanı, aynı zamanda hükûmetin başkanı olarak
vazife yapmalıdır. Bu tedbir, her şeyden önce belli bir süre
hükûmet buhranlarına son verecek, icra rahatça çalışabilecektir.
Böyle bir tedbir, üstelik milletimizin karakter ve yapısına da
uygundur ve onu memnun edecektir. Demokrasiye inananlar millet iradesinden
korkmazlar.
Peki, kırk yıl öncesinin Türkiyesinde
şanlı milleti için en iyi ve en hayırlı sistemin
başkanlık sistemi olduğunu anlatan mefkûresi geniş bu ülkü
insanı kimdir? 31 Aralık 1988de daktilosu başında vefat
eden eğitimci, yazar ve mütefekkir Seyyid Ahmet Arvâsî ömrünü insan
yetiştirmeye adamış bir Türk milliyetçisiydi.
Seyyid Ahmet Arvâsî, 15 Şubat 1932
yılında Ağrının Doğubeyazıt ilçesinde
dünyaya geldi. 1966 yılında Alparslan Türkeşle
tanıştı ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisine
katıldı. 1967 yılında yayımlanan Kendini Arayan Adam
adlı eseriyle milliyetçi gençler arasında tanınmaya
başladı. 1978 yılında Hergün gazetesinde Türk-İslam
Ülküsü adını verdiği köşe yazıları yazmaya
başladı, 1970li yıllar boyunca ülkücü gençlik üzerinde hayli
etkili oldu.
Seyyid Ahmet Arvâsî, 1970li yılların
siyasi ortamında milliyetçilerin İslamdan,
İslamcıların ise milliyetçilikten uzak durmasını dert
edindi. İslamcı çevrede milliyetçileri ırkçılıkla,
milliyetçi çevrede ise İslamcıları milliyet
düşmanlığıyla suçlayanlar vardı. Arvâsî Hoca din ile
milliyetin en az bin yıldan beri birbiriyle
kaynaştığını ifade ederek Türklük bedenimiz,
İslamiyet ruhumuz formülünü seslendirdi. Türk milliyetçiliğini
insani ve ilerici bir hareket olarak gören Arvâsî, ömrünü Türk
milliyetçiliğine adamasını şöyle izah etti: Ben
Afrikanın ortasında doğmuş bir zenci olsaydım ve bu
şuur yine bende olsaydı, tereddütsüz Türk milliyetçisi olurdum çünkü
ben Amentüye iman ettiğim gibi iman ediyorum ki Türk milletinin de
İslam âleminin de mazlum milletlerin de kurtuluşu Türk
milliyetçilerindedir.
Değerli milletvekilleri, Arvâsî Hoca bir
Doğu Anadolu insanı olarak doğu meselesiyle de yakından
ilgilendi, çözüm aradı. Devlet Doğu ve Güneydoğu Anadoluda
anaokulları, kütüphaneler, üniversiteler açmalı, radyo ve televizyon
daha etkili yayın yapmalı, güçlü bir ulaşım ve haberleşme
ağı kurmalı, planlı bir şehircilik politikası
izlemeli ve bölgede sanayi merkezleri kurmalıydı. Bugün, onun
söylediklerinin ne kadar isabetli olduğunu hep birlikte görüyoruz. 12
Eylül darbesinin ardından tutuklandı ve MHP ana davası
sanıkları arasına dâhil edildi, 1981de serbest
bırakıldı.
Değerli milletvekilleri, milletlerin ruh
üfleyen, onları büyük ideallerle buluşturan kılavuzları
vardır. Kendilerine ait bir yaşamları yoktur, milletleri için
yaşarlar. Arvâsî de o büyük idealistlerden biridir, hayatı, eserleri
millete adanmıştır.
Değerli milletvekilleri, bugün bir problem
olarak karşımızda duran sakat ve arızalı din
algısını yarım asır önce tespit etmiş, hür
insanı tarif ederken şunları söylemiştir: Hür insan,
Allahın rızasından başka çıkış noktası
aramaz. O, egosunu da toplumu da putlaştırmaz, objektif ve subjektif
putların tamamını kafasında kırar, kula kulluk etmez.
Bugün, insanlık sayısız sahte tanrı üreterek
aklını ve beynini kendi elleriyle tasmalamış, zincire
vurmuştur. İslamda ruhbanlık yoktur. diyen Arvasi, günümüzde
bir nevi din tekeli oluşturan sınıfları da reddederek
İslam, Allah ve Resulünün dinidir ve herkese açıktır, hiç
kimse hiç kimseyi bu dinden aforoz edemez. der. İslamda dini temsil
edenler veya etmeyenler diye ayrım yoktur. Böyle bir
sınıflandırma, tüm insanlığı hedef alan ve
herkesten aynı şeyleri isteyen bir dini bağlamından
çıkarmak, vatandaşın bazısını bazısına
dinî anlamda mecbur etmek, bağlamak anlamına gelir, Arvasi Hoca bunu
kabul etmez.
Ulus ve milleti reddedenlere bunun
yanlışlığını haykıran Arvasi
İslamiyet, âlemşümul bir dindir, ırkları ve milletleri hem
kabul ve tasdik eder hem de İslam kardeşliği şuuru içinde
iş birliği yapmaya çağırır. der. Bu ümmet
kavramının Arvaside siyasi bir kavram olmadığı
anlamına gelir.
Arvasi, Türk milletine âşıktır;
Türkten, Türlükten korkan, kaçanlara seyit yani Peygamberin kutlu soyundan
gelmesine rağmen Dünyada tek bir Türk kalsa o, benim. der. Türk
milletinin İslama ve insanlığa yaptığı
hizmetleri kitaplarının odağına yerleştirir.
Abdülhakim Arvasinin sözleriyle şöyle der: Ben bir seyidim. Bu demektir
ki Türk soyundan değilim ama yeryüzünde bütün Türkler silinse, 3 Türk
kalsa birisi ben olurum, 2 Türk kalsa yine birisi ben olurum, 1 Türk kalsa o
yine ben olurdum, son Türk kalsa da yine ben olacağım çünkü Türkler
olmasa bugünkü manada İslamiyet olmazdı. Bahtiyarız ki
misyonumuz hâlâ devam ediyor.
Demokrasiyi İslam dışı ilan
eden, dünya umurundan habersiz din adamlarını eleştirerek Yüce
Kitabımız insanlara yine insanların tahakküm etmesini
yasaklamıştır, idare edenlerin de edilenlerin de tahakküm
hakkı yoktur. Dinimiz, danışmaya, halkın rey ve
düşüncesine büyük önem vermiştir Ümmetin ihtilafında rahmet
vardır. diyerek de bir nevi çoğulcu bir yapıya cevaz
vermiştir. der.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) Seyyid Ahmet Arvasi
(Hatip tarafından Kalem suresinin 1inci ayetikerimesinin okunması)
ayetinin manasına inanan bir münevverdi, kalemine ettiği yemine
ölünceye kadar sadık kaldı, 1988de daktilosunun başında
çalışırken vefat etti.
Bugün, Arif Nihat Asyanın aynı zamanda
ölüm yıl dönümüydü geçenlerde ve aynı zamanda, Batı Trakya
Türklüğünün lideri olan Sadık Ahmeti de rahmetle anıyorum,
doğum yıl dönümüydü ve çalışan gazetecilerin de gününü
kutluyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, Allaha
emanet olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Özdağ.
Sayın milletvekilleri, şimdi, yerlerinden
söz talebinde bulunan sayın milletvekillerine birer dakikalık söz
vereceğim.
Söz vereceğim sayın milletvekillerinin
isimlerini okuyorum: Sayın Aydın, Sayın Engin, Sayın
Şimşek, Sayın Özdemir yerine Sayın Doğan, Sayın
Kayışoğlu, Sayın Kara, Sayın Gaytancıoğlu,
Sayın Yalım yerine Sayın Turpcu, Sayın Kılıç,
Sayın Kayan, Sayın Tarhan yerine Sayın Yarayıcı,
Sayın Yıldırım, Sayın Hürriyet, Sayın Sürekli,
Sayın Gürer ve Sayın Dedeoğlu.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğluna geçmiş olsun dileğinde bulunduğuna
ilişkin konuşması
BAŞKAN - Rahatsızlığı
nedeniyle uzun bir zamandan beri aramızda olmayan Sayın
Bektaşoğluna çok çok geçmiş olsun diyoruz. Talep ederlerse
Sayın Bektaşoğluna da son olarak bir dakikalık söz
veririz.
Buyurun Sayın Aydın.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ve kadroya
geçmeye çalışan taşeron işçilere sulh sözleşmesi
adı altında bir belge imzalatılmasına ilişkin
açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hiçbir siyasi güç etkisi altında kalmadan,
objektif gazeteci çizgisinden şaşmadan, gerçekleri halka doğru
bir şekilde aktaran bütün onurlu, tarafsız gazetecilerin gününü
kutluyorum.
Gazetecilerin özgürce yazabildiği,
sorabildiği, biat etmeden çalışabildiği, haberciliğin
suç olmadığı bir Türkiye umudunu da yineliyorum.
Şu günlerde kadroya geçmeye çalışan
taşeron işçilerine sulh sözleşmesi adı altında bir
belge imzalatılmakta. Bu belgenin ne içerdiğini maalesef kimse
bilmiyor. Bu konuda soru önergesi de vermemize rağmen bir yanıt
alamadık. Bu sözleşme, taşeron işçilerinin
çalıştıkları süre kadar elde ettiği tüm hak ve
alacaklarından feragat etmesi demek değil midir? Bu sözleşmeye imza
atmayan çalışanlar kadroya alınmayacaklar mı?
Çalışma Bakanının bir an önce bu sorularımıza
yanıt vermesini talep ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Aydın.
Sayın Engin
2.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ilişkin
açıklaması
DİDEM ENGİN (İstanbul)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.
Ancak ülkemizde 100ün üzerinde gazeteci tutuklu, binlerce gazetecimiz ise
işsiz, iş bulabilen gazetecilerimiz ise ağır
çalışma koşulları ve özlük hakları sorunlarıyla
karşı karşıyalar. Dünya Basın Özgürlüğü
Endeksinde ise ülkemiz 180 ülke arasında 155inci sıraya
gerilemiş durumda. Hâlbuki basın özgürlüğü,
halkımızın haber alma ve bilgi edinme özgürlüğü demektir.
Görevlerini ifa ederken yaşamlarını
yitiren basın emekçilerimizi saygı ve minnetle anıyor,
halkımızın doğruları ve gerçekleri öğrenmesi için
baskılara boyun eğmeden korkusuzca ve tarafsızca mesleğini
yapmaya çalışan tüm gazetecilerimizi, Parlamento muhabirlerimizi,
yerel basın emekçilerimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şimşek
3.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, hac kontenjanın
artırılarak insanların mağduriyetinin giderilmesini talep
ettiğine ilişkin açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, hac müracaatları
başlamıştır ama yaklaşık on yıldır, on
iki yıldır hacca müracaat edip de kurada çıkmayan
insanların mağduriyeti devam etmektedir. Bu yıl kura çekiminden
önce
Çok eskiden müracaat edip de yıllardır, artık -yaşlı
insanlar zaten genelde hacca müracaat ediyorlar ama- on iki, on üç
yıldır kurada çıkmayanlar var, şansları bir türlü
yaver gitmiyor. Bunlara bir hak tanınmasını, Diyanet
İşleri Başkanlığının ve
bakanlığın bununla ilgili bir çalışma
yapmasını
Geçmiş yıllarda böyle haklar
tanınmıştı ama yıllardır bu tanınmıyor
ve şu anda birçok insan mağdur durumda. Kontenjanın
artırılarak bu insanların mağduriyetinin giderilmesini
talep ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Doğan
4.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, kadına
yönelik şiddetin ve istismarın önlenmesi için erkeklerin de
rehabilite edilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
SELİNA DOĞAN (İstanbul) Sayın
Başkan, kadına yönelik şiddetin ve istismarın önlenmesi
için kadının olduğu kadar erkeğin de rehabilite edilmesi
gerekiyor. Nitekim, 6284 sayılı Kanunda buna ilişkin düzenleme
de mevcut ancak şiddet uygulayan erkeklerin rehabilitasyonu
yapılıyor mu, bilmiyoruz. Bugüne kadar kaç erkek rehabilite edildi?
Yine, geçen hafta bir babanın 2 ve 4
yaşlarındaki 2 çocuğunu öldürdükten sonra intihar etmesi haberiyle
sarsıldık. Cinayeti en iyi açıklayan söz de annenin Kaç defa
şikâyet ettim, savcısına, polisine gittim. sözleriydi. Cinayet
göz göre göre geldi, tıpkı cinayetin işleneceğini herkesin
bildiği ama hiç kimsenin hiçbir şey yapmadığı
Kırmızı Pazartesi romanı gibiydi.
Sayın Başkan, geçen ay da benzer bir olay
Antalyada yaşandı. Bu çocuk cinayetlerini önlemek için izlemek
dışında neler yapılıyor? Bu iki soruya Sayın
Bakandan cevap bekliyoruz.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Kayışoğlu
5.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun,
üniversitelerin özgür kalması, bilimin evrensel olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bin dört yüz yıl önce Sevgili Peygamberimiz
İlim Çinde de olsa gidip alınız. diyerek bilimin
evrenselliğine vurgu yapmıştı; bugünse bilimi temsil eden
üniversitelerin yerli olması gerektiğine vurgu yapıp
üniversiteleri bilimden uzaklaştırmak isteyen Erdoğan
anlayışıyla karşı karşıyayız. İlim
yerine Et Çinde de olsa gidip alınız. anlayışına
karşı halkımız diyor ki: Biz yerli et istiyoruz, yerli
tohum istiyoruz, yerli mercimek, yerli mahsul istiyoruz. Bırakın
üniversiteler özgür kalsın, bırakın ilim, bilim evrensel olsun.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de Sayın
Kayışoğlu.
Sayın Kara
6.- Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Karanın, atama bekleyen
sağlık çalışanları için ne zaman adım
atılacağını, kamuda engelli olarak istihdam edilmesi
gerekenler ile istihdam edilenlerin oranlarını, huzurevleri ile
yaşlı ve hasta bakım merkezlerine yoğun talebi
karşılamak için bir çalışma olup
olmadığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
NİYAZİ NEFİ KARA (Antalya)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bir taraftan hekim ve sağlık personeli
eksiği olduğu söylenirken hâlen atama bekleyen tıp doktoru ve
sağlık çalışanları vardır. Bu konuda Hükûmet ne
zaman adım atmayı planlamaktadır?
Diğer bir sorum ise Aile Bakanına: 2018
yılı için 5 bin engelli ataması yapılacağı
bildirilmişti. Bu atamalar ne zaman yapılacak? Kamu kurum ve
kuruluşlarında engelli olarak istihdam edilmesi gerekenler ile
istihdam edilen vatandaşlarımızın oranları nedir?
Aradaki fark nereden kaynaklanmaktadır?
Huzurevleri ile yaşlı ve hasta bakım
merkezlerine yoğun bir talep olduğunu biliyoruz ancak devlete ait bu
kurumlarda yeterli yatak olmadığı ya da nitelikli personelin
istihdam edilmediği de bilinmekte. Bu sorunun çözümü için yeni
bakımevleri ve nitelikli personel alımı noktasında bir
çalışma var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Gaytancıoğlu
7.- Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlunun, emeklilere
yapılan zam oranına ilişkin açıklaması
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Emeklilere günde 2 lira zam yapıldı. Yirmi
yıl, otuz yıl hatta kırk yıl çalışıp da
emekli olanlara sadece günlük 2 lira zam verilecek. Şimdi soruyorum: Acaba
devletin bütçe dengesini emekliler mi bozuyor? Suriyelilere 30 milyar dolar
ödenirken bütçeye bir şey olmuyor da sıra emekliye gelince mi denge
bozuluyor? Dünyanın 170 ülkesine beş yılda 21 milyar dolardan
fazla yardım dağıtıldı. Hatta Amerikanın Oregon
Eyaletinde yaşayan Kızılderili kabilelere bile 200 bin dolar
vermedik mi? Küresel İnsani Yardım Raporuna göre dünyanın en
zengin ülkeleri olan Amerika, Kanada ve Japonyayı bile geride
bırakarak en cömert ülke seçilmedik mi? AKP Genel Başkanı,
Cumhurbaşkanlığı örtülü ödeneğinden her yıl tek
başına 2 milyar lira harcamıyor mu? Bakanlar bir yıl içinde
sadece pasta ve çiçeğe 1 milyar lira harcamıyor mu? Geçmediğimiz
köprü, girmediğimiz tünel, yatmadığımız hastane için
garanti verdikleri yandaş müteahhitlerin cebine 6 milyar koymuyorlar
mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Turpcu
8.- Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcunun, Zonguldak
Atatürk Devlet Hastanesi ve Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık
Uygulama ve Araştırma Merkezinde çalışan kadro
dışında kalan işçilerin mağduriyetinin giderilip
giderilmeyeceğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ŞERAFETTİN TURPCU (Zonguldak)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi ve Bülent Ecevit
Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin
sterilizasyon, ameliyathane, dekontaminasyon, dezenfeksiyon gibi bölümlerinde
çalışan 105 taşeron personeli ihalelerdeki bir madde nedeniyle
kadroya geçememişlerdir. Bu personel 2014 yılına kadar personele
dayalı hizmet ihalesine göre çalışırken 2014 yılı
itibarıyla paket usulüyle çalıştırılmaya
başlanmıştır. İstanbul Eğitim ve
Araştırma Hastanesi ve Çorum Ağız ve Diş
Sağlığı Hastanesindekiler yaptıkları iş
aynı olmasına rağmen kadro almaya hak kazanmışlardır.
İhale usulleri farklı oluşu nedeniyle ise bu
arkadaşlarımız kadro dışında
bırakılmışlardır. Bu personelimizin mağduriyeti
giderilecek midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Kılıç
9.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ve
suyun hayat demek olduğuna ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.
Su hayattır. Kâinatta ne varsa suda
yaşadı önce, üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce. Su, hayat
verici olma özellikleriyle insanı hep cezbetmiş ve medeniyetlerin
şekillenmesinin temel öğeleri arasında yer
almıştır. İnsanların suyun temizliği,
bakımı, dağıtılması için yaptıkları her
hizmet, aslında bu değere bakış açılarını ve
kültür seviyelerini göstermektedir. Ecdadımız Allah yolunda
anlamına
(x)
kavramını sebil olarak kısaltıp çeşmelere isim
yapmışlardır. Su hayattır. sözü de bu nimetin hayati
değerini ifade etmektedir. İnsanlara hayatın güzelliğini
hissettiren suyun temin edilmesi o kadar değerli kabul edilmiş ki
teşekkür ederken de yine suyun önemini belirten Su gibi aziz ol.
duasının kullanılması da medeniyetimizin güzelliğinden
kaynaklanmaktadır.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kılıç.
Sayın Kayan
10.- Kırklareli Milletvekili Türabi Kayanın, günümüzde en
büyük sorunun işsizlik olduğuna ve Tekirdağ Maviş
İplik Fabrikasında çalışanların e-devlet
şifrelerinin istendiğine ilişkin açıklaması
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Günümüzde en büyük sorunumuz işsizlik.
İşsizliğe çözüm bulmak için de büyük bir çaba göstermemiz
gerekiyor. Hükûmetin de bu konuda adım attığını
görüyoruz.
Tekirdağ ili Ergene bölgesinde faaliyet
gösteren Maviş İplik Fabrikasında 370 kişi
çalışmaktadır. Bu fabrikamızda, geçen gün Fabrika Müdürü
Mustafa Şahinin bir ilanı görülmüştür; ilanda diyor ki: Tüm
çalışanların dikkatine: 18/12/2017 tarihine kadar tüm
çalışanların e-devlet şifresini personel işlerine
bildirmesi özellikle ilan olunur. Bu fabrika müdürü ne demek istiyor? Ve bu
fabrika müdürünün İçişleri Bakanımız Sayın Soylunun
asker arkadaşı olduğu söyleniyor, doğru mudur?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Yarayıcı
11.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcının, Suriye
ordusunun Nusra cephesinin kontrolündeki İdlibe yönelik
operasyonlarından rahatsız olan iktidarın İran ve Rusya
Büyükelçilerine nota vermesine ilişkin açıklaması
HİLMİ YARAYICI (Hatay) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Suriye ordusunun Nusra cephesinin kontrolündeki
İdlibe yönelik operasyonlarından rahatsız olan iktidar,
İran ve Rusya büyükelçilerini bakanlığa çağırarak nota
verdi ve Astana sürecinde İdlibin çatışmasızlık
bölgesi ilan edildiğini hatırlattı. Ancak Birleşmiş
Milletlerin de terör örgütü ilan ettiği IŞİD, Nusra ve El Kaide
bağlantılı örgütler Astana sürecinin tarafı
olmadığı gibi, onlar bu süreci
tanımadıklarını da tüm dünyaya ilan etmişti. Bu
durumda, Suriyede terör örgütüne yönelik müdahale bizim
Dışişleri Bakanlığımızı niye
rahatsız ediyor? Ve bugün öğreniyoruz ki Rusya, Türkiyeden
garantörlüğün gereği olarak terör örgütlerinin
saldırılarının engellenmesini istemiş. Astanada
Türkiyeye biçilen rolün teröristlerin garantörlüğü olması zaten
başlı başına bir utanç vesilesiyken bu talebe vesile olan
iktidar ulusal onurumuzu bir kez daha ayaklar altına almıştır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Yıldırım
12.- Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına,
Adıyaman Açık Cezaevinde zehirlenen mahkûmlara geçmiş olsun
dileğinde bulunduğuna ve toplu yaşanılan yerlerde hijyen ve
beslenme gibi konularda titiz denetimler yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler
Başkanım.
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.
Başta cezaevlerinde tutsak edilen gazeteciler olmak üzere tüm
gazetecilerin gününü kutluyorum.
Dün Adıyaman Açık Cezaevinde 100ün
üzerinde mahkûm zehirlenme şüphesiyle Eğitim ve Araştırma
Hastanesine kaldırılmıştır. haberini duyduk. Bu haber
üzerine gerek hastane yönetimi gerek cezaevi yönetimiyle görüştüm, sadece
10-15 kişiye müdahale edilmiş, diğer mahkûmlar ayakta tedavi
edildikten sonra tekrar cezaevine gönderilmiştir. Rahatsızlık
geçiren tüm mahkûmlara buradan geçmiş olsun diyor, acil şifalar
diliyorum.
Bu olaydan çıkarılacak dersler
olmalıdır. Gerek temizlik gerek beslenme konularında
kışla, okul, kreş, cezaevleri gibi toplu yaşanılan
yerlerde hijyen ve beslenme gibi konularda titiz denetimler
yapılmalıdır ki benzer zehirlenme vakalarını sık
sık basından duymaktayız. İnsan yaşamı her
şeyin üstünde tutulmalıdır. Bir ülkede gelişmişlik ve
demokrasinin en önemli göstergelerinden birisi cezaevleridir.
İşkencenin olduğu, insan hakkına saygının
olmadığı cezaevlerimiz evrensel hukuk değerlerine
kavuşturulmalıdır.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Hürriyet
13.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, halk eğitim
merkezlerinde sözleşmeli olarak çalıştırılan usta
öğreticilerin sorunlarına ilişkin açıklaması
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Yıllarca halk eğitim merkezlerinde
sözleşmeli olarak çalıştırılan usta öğreticiler,
toplumun eğitim ve öğretim adına dinamiklerinden birini
oluşturmaktadır. Yeri geldiğinde çok zor şartlarda
eğitim, öğretime katkı koyan usta öğreticiler, maalesef,
kadro dağıtılmasında her zaman devre dışı
bırakılmaktadır. Aldıkları ücret maalesef ki çok
düşüktür, yirmi dört saat çalışan bir sözleşmeli usta
öğretici öğretmen maaşının yarısından bile
az ücret almaktadır, iş garantisi yoktur, kurs
açılmadığında işsiz kalmaktadır, kıdem tazminatı
gibi sosyal hakları ve iş güvencesi de bulunmamaktadır;
denetlenirken 657 sayılı Yasaya göre denetleniyor ama herhangi bir
statüleri bulunmuyor. Bu insanların mağduriyetlerinin bir an önce
giderilmesi için kadrolu usta öğretici statüsü verilmelidir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Sürekli
14.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ilişkin
açıklaması
KEREM ALİ SÜREKLİ (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.
Gazi Mustafa Kemal Atatürkün dediği gibi Basın milletin ortak sesidir.
Bir milleti aydınlatmada ve muhtaç olduğu fikrî gıdayı
vermekte başlı başına bir kuvvet, bir mektep ve bir
rehberdir.
Bunun yanında, basın camiamız ve
gazetecilerimiz, vatan aşkıyla en zor zamanlarda hayati görevler
üstlenmiştir. Millî Mücadelenin zafere ulaşan meşakkatli
yolculuğunda, millî direnişin diri tutulmasında basın
camiamızın katkısı büyüktür. Düşmana ilk kurşunu
sıktıktan sonra şehit olan vatanseverliğin sembol
isimlerinden gazeteci Hasan Tahsin, sayısız kahramanlardan sadece
birisidir.
Millî şuura sahip, vatanının ve
milletinin yanında olan, aynı zamanda da objektifliğinden ödün
vermeyen tüm basın mensuplarımızın 10 Ocak Gazeteciler
Gününü kutluyor, kendilerine saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Gürer
15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına, kanun
hükmünde kararnamelerle ihraç edilen kişilerden bazıları
hakkında hiçbir dava ve işlem olmadığına ve
bunların sorunlarıyla ilgilenilmesini dilediğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.
Çalışan, işsiz bırakılan, cezaevinde olan tüm
gazetecilerin Gazeteciler Gününü kutluyorum. Basının, özgürce
düşünceyi ifade edebileceği, her türlü baskıdan arınmış
günlerde çalışmalarını temenni ediyorum.
OHAL nedeniyle çıkarılan kanun hükmünde
kararnameler sonucu binlerce kişi ihraç edildi. Mağdur olanların
içinde neden ihraç edildiğini dahi bilmeyenler var.
Niğdede, sağlık emekçilerinden
Hatice Kayacan, 14 Temmuz 2017de, 692 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle ihraç edildi. Melike Öcal, 29 Ekim 2016da, 675 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameyle ihraç edildi. Dosyada belirtilen
suçlarının ne olduğunu soruyorlar. Haklarında ne bir dava
var ne de bir işlem var ama ihraç edildiler, işsiz
bırakıldılar. Bunların sorunlarıyla ilgilenilmesini
diliyorum. OHAL kapsamında kurulan Komisyona 108 bin kişi dilekçe
verdi ancak süreç çok ağır işliyor, binlerce kişi bu konuda
mağdur, Hükûmetin bu konularla ilgilenmesini temenni ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Dedeoğlu
16.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Gününü kutladığına ve Kayserinin
Yahyalı ilçesine ilişkin açıklaması
SAMİ DEDEOĞLU (Kayseri) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Çalışan gazetecileri kutluyorum.
Bugün, sizlere, cennet vatanımızın
nadide bir bölgesi, Kayserimizin meyvesi, cenneti Yahyalı ilçemizi
tanıtmak istiyorum.
Erciyes Dağının güneyinde, binlerce
kuş türünü barındıran kuş cenneti Sultan
Sazlığı devamında, Kayserinin Develiden sonra 36 bin
nüfusla en büyük ilçesi, doğa harikası bir yerleşim
alanıdır. Her çeşit meyvenin yetiştiği ilçemizde
elmacılığın ayrı bir yeri vardır. Mecliste bulunan
bütün milletvekillerine Kayseri milletvekillerimizle birlikte takdim
ettiğimiz Yahyalı elması ilçe ekonomisinde çok önemli bir yer
almaktadır. Yahyalı ilçemiz dağları, yaylaları,
örenleri, yazıtları ve ünlü şelaleleriyle âdeta bir açık
hava müzesidir. Bu güzel ilçenin tanıtımına vesile olan,
tadı ve lezzetiyle dillere destan elmayı tattıran Yahyalı
ilçesi Belediye Başkanı Sayın Esat Öztürke teşekkür ve
tebrikler
Sizleri de Yahyalıya beklediğimi
belirtiyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Tekrar geçmiş olsun dileklerimizle birlikte Sayın
Bektaşoğlu, buyurun.
17.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
geçirdiği rahatsızlık döneminde ve tedavisi süresince kendisini
yalnız bırakmayan, iyi dilek ve dualarını gönderen herkese
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, çok değerli
arkadaşlarım; geçirdiğim baypas ameliyatı sonrasında
bugün ilk defa sizlerle birlikte olmanın, sağlığıma
kavuşmuş olarak yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
çalışmalara katılmanın mutluluğunu
yaşıyorum. Tedavim süresince yaptığınız
ziyaretlerle, yolladığınız mesajlarla, iyi dilek ve
dualarınızla sağlığıma kavuştum. Sağ
olun, var olun. Bu süreçte beni yalnız bırakmayan başta
Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu
olmak üzere Genel Merkez yöneticilerimize, grup başkan vekillerimize,
grubumuza, diğer parti gruplarındaki arkadaşlarıma,
hepinize çok teşekkür ediyorum. En özel teşekkürü de canımdan
çok sevdiğim, temsil etmekten onur duyduğum sevgili Giresunlu
hemşehrilerime, sivil toplum kuruluşlarına,
basınımıza ve Cumhuriyet Halk Partisi örgütlerinin başkan
ve yöneticilerine, kadın ve gençlik kollarına ediyorum.
Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da
yenilenmiş yüreğimle, gür bir sesle, mücadele azmi ve
kararlılığıyla dolu olarak daha iyi yaşanabilir bir
Türkiye için, halkımızın mutluluğu için mücadeleye
kaldığım yerden devam edeceğim.
Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum, çok
teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Çok teşekkür ederiz, sağ
olun.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Hepinize dua ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Tekrar hoş geldiniz. Çok çok
geçmiş olsun.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gözlerimiz aradı sizi bu arada.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Çok
teşekkür ederim, sağ olun efendim; çok teşekkür ederim, sağ
olun.
BAŞKAN Rica ederim.
Şimdi, söz talebinde bulunan sayın grup
başkan vekillerine söz vereceğim.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sayın
Başkan, bana söz verecektiniz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kürkcü.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sisteme
girememiştim.
BAŞKAN Bir dakikalık söz talebiniz mi
var?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Evet, evet.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kürkcü, bir dakika.
18.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün, siyasetçi,
yazar, çevirmen, ressam, heykelci Tektaş Ağaoğlunun 84
yaşında hayatını kaybettiğine ilişkin
açıklaması
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Teşekkür
ederim.
Sosyalist siyasetçi, yazar, çevirmen, ressam,
heykelci Tektaş Ağaoğlu dün 84 yaşında aramızdan
ayrıldı. Ağaoğlu Serbest Cumhuriyet
Fırkasının kurucularından Ahmet Ağaoğlunun
torunu, Demokrat Parti kurucularından Samet Ağaoğlunun
oğluydu. Oxfordda hukuk okumuş, politikaya atılarak aile geleneğini
sürdürmüş ama Türkiye Sosyalist İşçi Partisinin kuruluşuna
katılarak o gelenekten kopmuştu ve bütün yaşamını hak
ve özgürlükleri için mücadele eden işçilerin yolunun
aydınlatılmasına katkıya adamıştı. 1965
Nobel Edebiyat Ödülünün sahibi Şolohovun Ve Durgun Akardı Donunu
Türkçeye kazandıran oydu; Dostoyevski, Dickens, Marx, Engels ve Leninin
yapıtlarının da çevirmeniydi.
Tektaş bunu seçmiş, istemiş olsa onu
liste başında Türkiye Büyük Millet Meclisine taşımayacak
parti olmazdı ama o dışarıdan, dolaysız mücadeleyi
seçti ve bedel ödedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, buyurun.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Bizler
Tektaş Ağaoğlu ve onun gibi işçi sınıfı
aydınlarının emek ve eserlerinden beslendik ve besleniyoruz.
İyi ki vardı, iyi ki varlar.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Tektaş Ağaoğluna Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Ben de Sayın Tektaş
Ağaoğlunun çeviri kitaplarını çok yakından okuyan bir
insanım. Kendisine Allahtan rahmet diliyorum.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Erdoğan, siz de mi söz
talep ettiniz? Peki, size de bir dakikalık süre vereyim. Daha sonra grup
başkan vekillerine söz vereceğim.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
19.- Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğanın, 10 Ocak
İdareciler Günü ile 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü
kutladığına ilişkin açıklaması
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Bugün 10 Ocak İdareciler Günü. Aralarında
yirmi beş yıl görev yaptığım değerli
meslektaşlarımın İdareciler Gününü canıgönülden
kutluyorum.
Bugün, tabii ki onların iki önemli sorununu da
burada dile getirmek istiyorum. Birincisi, Türkiyenin birliği
bütünlüğü konusunda çok önemli görevler yapan
meslektaşlarımızın yetkilerinin tırpanlanması
konusunda son zamanlardaki duyarsızlıktan devletimizin kurtulması
ve mülki idarenin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
İkincisi de mülki idarenin özlük hakları
maalesef yıllardır çözülememiştir. Bu 10 Ocak İdareciler
Günü vesilesiyle onların bu sorunlarının da çözümü konusunda
Hükûmetten bir aktif hareket beklemekteyiz.
Ayrıca bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Gününü de kutluyorum.
Söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Erdoğan.
Evet, şimdi, ilk olarak Sayın Erkan
Akçaya söz veriyorum.
Buyurun Sayın Akçay.
20.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü ile 10 Ocak İdareciler Gününü kutladığına
ve fikir adamı, eğitimci ve yazar Seyyid Ahmet Arvasiyi rahmetle
andığına ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bütün gazetecilerin
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyoruz. Görevlerini yaparken
hayatlarını kaybeden basın çalışanlarını
rahmetle anıyoruz ve tüm basın çalışanlarına selam ve
sevgilerimizi iletiyoruz.
Gazetecilik, fedakârlık isteyen, zor
şartlarda yapılan bir meslek. Her mesleğin elbette kendine özgü
zorlukları olmakla beraber gazetecilik özel bir meslek. Gazeteciler,
sürekli stres altında ve bazı durumlarda can güvenliği tehdidi
altında günün yirmi dört saati, haftanın yedi günü görev
yapıyorlar. Yerel basındaki her türlü engel ve olumsuzluklara
karşın çalışanlar özverili çabalarıyla bu görevlerini
sağlıklı bir biçimde yerine getirmeye
çalışıyorlar. Basın mensuplarımız,
vatandaşlarımızın, hepimizin gözü, kulağı, sesi
olmakta ve kamuoyunun haber alma hakkına katkıda bulunarak
görevlerini ilkeli, tarafsız ve sorumlu gazetecilik
anlayışı içerisinde yerine getirmektedirler.
Gazetecilik mesleğinin zor ve
yıpratıcı şartlarına rağmen üstün bir çabayla
topluma hizmet eden basın çalışanları daha iyi imkânlara
kavuşturulmalı ve basın çalışanlarının
mevcut sorunlarına çözüm getirilmelidir.
Bugün, aynı zamanda, 10 Ocak İdareciler
Günü. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti gibi, yüzlerce yıllık
bürokrasisiyle güçlü yönetim geleneğine sahip büyük idareciler
yetiştirmiş bir devlet için idarecilerimizi böyle bir günde
anmanın oldukça anlamlı olduğunu düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Güçlü devlet
yapımızın bugüne gelmesinde şüphesiz ki kendilerini çok iyi
yetiştirmiş yöneticilerin, işinin ehli bürokratların rolü
büyüktür. Kamu yönetimi alanında göstermiş oldukları özel
gayretleriyle görevlerini başarıyla sürdüren, devletin farklı
kurumlarında yer alan idarecilerimiz, vatandaşlarımıza
verdikleri nitelikli hizmetleriyle de sosyal bir hukuk devleti olan ülkemiz
için önem arz etmektedir. Kamu yönetimi alanında Türkiye'nin
gelişmesine katkıda bulunan, özveriyle çalışan, hâlen
görevde ve emekli olan tüm idarecilerimizin bu özel gününü kutluyoruz.
Büyük fikir adamı, eğitimci ve yazar
Seyyid Ahmet Arvasiyi de rahmetle anıyoruz. Yazılarında aziz
milletimizin sosyal, kültürel ve inanç dokusunu bir filozof ve düşünür
olarak ilmek ilmek işlemiştir. Yetiştirdiği ve eserlerinden
feyzalan nesiller Türk İslam ülküsünü geleceğe
taşıyacaklardır.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de Sayın
Akçay.
Sayın Kerestecioğlu, buyurun.
21.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Halkların Demokratik Partisi üyesi 28 kişinin gece yarısı gözaltına
alınmalarına ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü
kutladığına ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, dün, yine,
yaptıkları işler, yaşadıkları yerler çok belli,
belirgin olan, adresleri belli, işleri belli olan parti üyelerimiz
İstanbulda evlerine baskın yapılarak gece yarısı
gözaltına alındılar; tam 28 kişi. Yani bu, artık
gerçekten bizim sabrımızı sınamak
Herkesin korktuğu,
birbirine siyasetten uzak durmayı tembihlediği bugünlerde, bu
gidişatı değiştirmek için, en temel demokratik hakları
için mücadele eden tertemiz 28 insan yine gözaltına alındı.
Neden gözaltına alındılar? Nedeni çok
belli aslında. Eş Genel Başkanımız Sayın
Selahattin Demirtaş 12 Ocak Cuma günü ilk defa mahkemeye gelerek
duruşmaya katılacak; bu duruşmanın yarattığı
baskı rejimine bir yanıt olmasından, insanları bu
duruşmanın birleştirmesinden ve bu rejime karşı
demokrasi umudunun büyüyeceğinden korkuluyor. Neden bu insanlar
gözaltında? Çünkü İstanbul il kongresi yaklaşıyor, çünkü
ilçe kongreleri sürüyor, çünkü bizim büyük kongremiz yaklaşıyor -yani
yeni yönetime gelenlere gözdağı verilsin diye- çünkü KESKin OHAL
değil demokrasi mitingi çağrısıyla gerçekleştireceği
miting yaklaşıyor. Yani ne zaman bir ilçe hareketleniyor, ne zaman
yurttaşlar siyasete katılmaya bir eğilim gösteriyor,
başlıyor, bakıyoruz ki o ilçeye operasyon
yapılmış ve bazen bir hafta gözaltı süresinden sonra
insanlar serbest bırakılıyorlar. Ama önemli olan ne? Yeter ki
insanlar korkutulsun, yıpratılsın; aslında hakikaten
amaçlanan bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Şimdi, bütün diktatörler aynıdır; içe dönük,
müstakil, paranoyak, halklarının gerçeğinden, ne
düşündüklerinden koparlar. Bugün artık Türkiyede siyasi iktidar
evet efendimci kadrosu dışında herkesi kendine düşman
görüyor. Bu korku ikliminde yaşamak, gerçekten yaşamak değildir.
O yüzden, Türkiye, mutlaka bu korku iklimini aşacak, yeniden
yaşayacak, yeniden nefes alacak.
Değerli yazar Albert Camus Asi nedir? diye
sorar ve kendi sorusuna şöyle yanıt verir: Hayır. diyen
insan. Asi, hayır diyen bir insandır. İşte o nokta,
korkunun ortadan kalktığı noktadır, tüm halkların Hayır.
dediği andır ve aynı zamanda tiranlıkların da
düştüğü andır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Son ek sürenizi vereyim. Sayın Kerestecioğlu, buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Evet, bugün Çalışan Gazeteciler Günü, bugün
çalışamayan gazeteciler günü; çalışamayan, yazamayan,
emeğinin karşılığını alamayan, güvencesiz
çalışan gazeteciler günü. O nedenle onlar kendileri söylüyorlar zaten
Boşuna kimse bizim günümüzü kutlamasın, gerçekten demokrasinin,
özgürlüklerin önünü açsın. diye. Ama bugün Mecliste Parlamento muhabiri
arkadaşlarımızı ziyaret ettiğimde özellikle bir
şeyi iletmemi istediler, bunu Meclisteki bütün grup başkan vekilleri
ve milletvekillerinden rica ediyorlar Saat on ikiye lütfen basın
toplantısı almayın çünkü bütün gün boyunca biz tek bir dakika es
veremeden çalıyoruz ve o saatler, hiç olmazsa, bir yarım saat de olsa
bizim dinlenme, nefes alma saatimiz olsun. diyorlar. Buna hepimizin özen
göstermesini rica ediyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederim ben de.
Sayın Özel, buyurun.
22.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Gününü kutladığına, Meclis Başkanı
İsmail Kahramanın bazı tasarruf ve uygulamalarına ve
milletvekillerine Meclis Başkanını denetim yetkisi verilmesiyle ilgili
düzenleme yapmak konusunda tüm partilere çağrıda bulunduğuna
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Dünya Çalışan Gazeteciler Günü ama elbette
bugün Türkiyede ekonomik şartlardan dolayı, siyasi
görüşlerinden dolayı mesleğinden olmuş, mesleğinden
edilmiş gazeteciler ile özgürlükleri ellerinden
alındığı, tutuklu oldukları için içeride olan
gazeteciler de dâhil olmak üzere, biz de grup olarak tüm gazetecilerin
Gazeteciler Gününü kutluyoruz ve kendilerine OHALsiz, demokrasinin
yaşandığı, basın özgürlüğünün
yaşandığı, örgütlenme özgürlüklerinin önündeki bütün
engellerin kaldırıldığı; mesleklerini, almış
oldukları akademik eğitim, ustalarından öğrenmiş
oldukları edep, adap ve vicdanlarıyla yapabilecekleri yarınlar
diliyoruz.
Sayın Başkan, tüm partilerin ortak bir
sorunuyla karşı karşıyayız: Tek adam rejimi.
Türkiyedeki bu tespite 4 parti birden katılmaz ama Meclisteki bu tespite
4 parti birden katılabilir. İsmail Kahraman, ki çok
tartışmalardan sonra 2nci kez seçildiği görevinde tek
adamlığını iyice tahkim etmiş, iktidar muhalefet
ayırmadan kafasına göre Meclisi yönetmesiyle artık Meclis
kampüsü içindeki inşaat işlerini Genel Kurul bünyesine kadar da
taşıyarak meseleyi canımıza tak ettirmiştir. Muhalefet
ve iktidarın ortak kullandıkları bir alanı, kavasların
giyinme odalarını, darbe gecesi kullandığımız
sığınağa iniş girişini dahi kapatarak kendisine
abdesthaneye, tuvalete, mescide, lüks bir makam odasına dönüştüren
İsmail Kahraman, yurt dışı gezilerinde kendi grubu dâhil
hiçbir siyasi parti grubunun iradesini gözetmeden, kollamadan, aramadan
kendiliğinden milletvekilleriyle temas edip kendisine uygun, kafasına
uygun, kendi tercihine uygun heyetler oluşturmaya çalışmakta.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kanun hükmünde kararnamelerin
Anayasaya aykırı olarak gündemin başına değil, sonuna
alınmasına ses çıkarmazken, Meclisin yetkilerinin elinden
alınmasına ses çıkarmazken -bir yandan da oğlu Fatihin
Meclisi fiilen yürüttüğüne ilişkin iktidar partisinden de gelen
sıkıntılar, eleştiriler- buradan sizinle bir cevap
aramamız gereken Oğlu Fatihe bir makam arabası tahsis
edilmiş midir? Meclisin arabasını evladının
kullanımına vermiş midir? soruları bir tarafta dururken
-Meclisin iradesini, iktidar partisinin iradesini de dâhil hiçe sayan bu Meclis
Başkanına karşı dün gördüğümüz bir mesele- iktidar
partisinden bir sayın milletvekili Kardeşim, tek adam tek adam
diyorsunuz, Tayyip Bey hiç olmazsa bizimle istişare ediyor, bu bizimle de
istişare etmiyor. derken iktidar partisine açık çek veriyoruz:
Gelin, İç Tüzükse İç Tüzük, Anayasaysa Anayasa
değişikliğini hep birlikte geçirelim
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Efendim, toparlayayım.
BAŞKAN Toparlayın lütfen, süreyi son
uzatmam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İktidar partisine bu
Meclis iradesini hiçe sayan yaklaşıma karşı açık çek
veriyoruz, diğer muhalefet partilerinin de katılacağına
inanıyoruz. İç Tüzükse İç Tüzükü değiştirelim,
Anayasaysa Anayasayı hep beraber değiştirelim ve Meclis
Başkanı için milletvekillerinin denetim yetkisini ortaya koyalım
-geri çekme dâhil, güvensizlik önergesi dâhil- bu İsmail Kahraman tek
adamından bu Meclisi kurtaralım. Çok sayıda AKP milletvekili de
bu tek adam rejimine karşı geri çekme yetkilerinin
olmasını, güvensizlik oyu kullanmak istediklerini ifade ediyorlar.
Gelin, böyle bir tasarıyı birlikte yapalım. Bundan sonra,
kendisi dışında kimseyi kabul etmeyen, tek başına bu
Meclisi yöneten adamın karşısında denetim yetkimizi
artıralım, gerekirse güvensizlik oyuyla görevden düşürelim ama
böyle bir rezalete karşı iktidarıyla muhalefetiyle sessiz
kalmayalım diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özel, elbette Meclis yönetimine
eleştirileriniz vardır ve bunlar da saklıdır ama
bunları ifade ederken Bu İsmail Kahraman denilen adam şeklinde
bir hitabı ben size yakıştıramadım. Herhâlde siz de
üzüldünüz böyle bir hitabı kullanmış olmaktan dolayı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, hiç üzülmedim,
hiç.
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) Temiz dil
BAŞKAN Üzülmediyseniz o daha büyük bir
ayıp.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O zaman tutanaklara geçsin:
Beni saymayan, grubumu saymayan, iktidar muhalefet milletvekillerini saymayan
BAŞKAN Ama benim konuşmam bitmedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
tek başına irade
dayatan kişiye adam sıfatını cinsiyetinden dolayı
layık gördüm. Kendisi hakkında başka bir
BAŞKAN Sayın Özel, şimdi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
niteleme yapmaktan utanırım.
BAŞKAN Sayın Özel, bakın,
Sayın Başkan burada
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kendisi bizi saymıyorsa
bizim tarafımızdan da sayılmayacaktır...
BAŞKAN Bakın, ben konuşuyorum; hep
bunu yapıyorsunuz, ben konuşurken benim sözümü bölüyorsunuz. Bu sizde
alışkanlık hâline geldi Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
böyle bilsin bunu.
BAŞKAN Ben siz konuşurken sizin sözünüzü
kesiyor muyum?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben bitti sandım efendim,
buyurun.
BAŞKAN Bitmedi diyorum ama duymuyorsunuz
maalesef.
Şimdi Sayın Başkan burada değil,
bu ithamlarınıza cevap veremez ama odası çok
yakınımızda.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çıksın gelsin.
BAŞKAN Bu konuda herhangi bir
şikâyetiniz veyahut da bir sorununuz varsa gidip kendisine sorabilirsiniz,
cevabını alabilirsiniz.
Kaldı ki biraz önce dile getirdiğiniz
bazı iddialara bütçeyi görüşürken zaten yeteri kadar cevap verildi,
tekrar gündeme getiriyorsunuz; bilmiyorum, nerede tamamlanacak bu aynı
soruları tekrar etmeniz.
Eleştiri hakkınız saklıdır
ama asla hakaret etmemeniz gerekiyor diye düşünüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, o
zaman şunu ifade edeyim: İsmail Kahraman
BAŞKAN Bey Sayın Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
ne grup başkan
vekillerini ne Meclis gruplarını -hatta dün de gördük, hepiniz de
şikâyet ettiniz- ne Meclis başkan vekillerini göstermesi gereken
özenle, ihtimamla saymamakta, görüşlerine başvurmamakta, kendi
kararlarını tek başına uygulamaktadır.
İsmail Kahraman Beyle kişisel ilişki
kuracağım zaman kendisine bey de derim, başka bir şey de
derim ama grubumu ve iradesini saymayan kişiye kadın olsaydı
İsmail Kahraman denen kadın, erkek olduğu için de adam
dedim. Yoksa, kendisine herhangi bir şey, sıfat takma niyetim de yok
çünkü hak etmiyor kendisi.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel, tekrar ısrar
ediyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ediyorum.
BAŞKAN Tabii ki sınırını
siz çizeceksiniz. Benim burada müdahale etmem size ne derece- nasihat vermek
anlamına gelecek diye bu sınırı çizmek istiyorum, bu
niyette değilim çünkü ama yine de ne kadar kızarsak
kızalım, ne kadar eleştirirsek eleştirelim burada olmayan
kişiler veyahut da burada olan kişiler için de yine azami dikkati ve
özeni göstermemiz gerekir diye düşünüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bakın
BAŞKAN Ayrıca, dün yine
konuştuğumuz ve Sayın Başkanla da konuşup size
aktardığım bir gelişmeyi daha somutlaşmış
bir şekilde ifade etmek isterim.
Arkada hazırlanmış odanın
ihtiyaçlarımıza göre düzenlenmesi gerektiği konusunda Sayın
Başkandan gerekli bilgiyi ve yetkiyi aldık. Birlikte -o
ihtiyaçlarımıza karşı- arka odadaki düzenlemeyi
yapacağız. Onu da bildirmek isterim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
tabii, siz devam edince
Bir: Diyorsunuz ki
BAŞKAN Artık bu konuyu konuşmak
istemiyorum Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır
Sizin
söylediğiniz konu.
Bir: Cevap hakkı yok. diyorsunuz ya bu
doğru değil çünkü Meclisi onun yerine vekâleten yönetiyorsunuz,
istediği an gelir
BAŞKAN Şu anda, burada
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, istediği an gelir, o
koltuğa oturur, kişisel savunma hakkını kullanır.
İki: Diyorsunuz ki: Sorununuz varsa
başvurun. Şu ana kadar 4 tane yazı yazdık Grubumuzdan
yurt dışına birisini çağıracaksan gruba
yazacaksın. diye, cevap vermiyor.
Dün konuştuğumuz konuyu defalarca söyledik.
Şu anda sizin dediğiniz şu
Arkada kendi kafasına göre bir
tasarruf yapmış. Bugün beni de Meclis bürokrasisi arkada
yakaladı Efendim, nasıl istiyorsanız, yıkacağız,
yeniden yapacağız. Bak, yaptığı haksız
harcamaların parasını İsmail Kahramanın maaşından
kesmeye var mısınız? Kesin maaşından, yapalım.
BAŞKAN Sayın Özel, tamam, bu konuyu
kapatıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle bir iş olur mu?
Kafasına göre
BAŞKAN Bu konuyu kapatıyorum Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hangi yetkiyle harcadı o
parayı?
BAŞKAN Sayın Özel, teşekkür ederim.
Lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hangi yetkiyle harcadı?
BAŞKAN Yeter bu kadar, tamam. Sayın
Özel, hakaret ediyorsunuz devamlı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kime hakaret ediyorum ya?
BAŞKAN Sayın Başkana hakaret ediyorsunuz
ve ısrarlı ısrarlı sürdürüyorsunuz Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, ne hakaret ettim
şimdi? Hangi yetkiyle harcadı o parayı diyorum.
BAŞKAN Adam diyorsunuz, Kafasına göre
yapıyor. diyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kafasına göre
yapıyor.
BAŞKAN - Biraz daha nazik olmaya davet ediyorum
sizi. Sadece bunu söylüyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O parayı hangi yetkiyle
harcadı?
BAŞKAN Biraz nazik olmamız gerekiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Maaşından keselim o
parayı, maaşından!
BAŞKAN - Sayın Turan, buyurun.
23.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Troyanın UNESCO
tarafından Dünya Kültür Mirasına eklenmesinin 20nci yılı
olması dolayısıyla 2018 yılının Troya
Yılı ilan edilmesine ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Gününü kutladığına ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Adamlık iltifat ona ya!
Adam demem iltifat ona!
BAŞKAN Herkesin konuşma üslubu kendi
seviyesini belirtir.
Buyurun Sayın Turan, devam edin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sizinkini belirttiği
gibi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
öncelikle, Meclis Başkanımız AK PARTİnin veya bir partinin
değil, tüm Meclisin Başkanıdır.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Hayır. Ona göre davransın.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Dolayısıyla her
türlü söylemimizde daha hassas olmayı, her vekilimizden hassaten
Başkanımıza daha hassas olmayı ısrarla talep ediyorum
çünkü usul ve nezaket esas kadar kıymetlidir. Ben sayın grup
başkan vekilini İç Tüzük 100deki Meclis Başkanına
nasıl soru sorulacağıyla ilgili maddeye bakmaya davet ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Cevap vermiyor kardeşim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; izin verirseniz sizlere bugün
farklı bir konudan bahsetmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Üç bin beş yüz
yıl boyunca önemli bir yerleşim merkezi olan, iki kıta
arasında ticaret yolu olan Troya, Dünya Kültür Mirası için hâlâ
önemli bir değer teşkil ediyor. Dünya edebiyatına kaynaklık
eden Homerosun İlyada, Odysseia destanlarının ana yurdu
olan, Gazi Mustafa Kemalin, Fatih Sultan Mehmetin, İskenderin, Pers
imparatorlarının iz bıraktığı Troya, 1998
yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirasına eklendi.
2018, bu önemli tarihin 20nci yılı olması dolayısıyla
yani bu yıl Troya Yılı ilan edildi Hükûmetimizce. Bu önemli
kampanyanın lansmanı bugün Çanakkalede Kültür
Bakanımızın katılımıyla yapılmaktadır.
Bu vesileyle bu önemli ve ulusal projenin bu aşamaya gelmesinde
katkısı olan Çanakkalemizdeki tüm sivil toplum örgütlerine, kamu
kurumlarına, valiliğimize, Kültür ve Turizm
Bakanlığımıza, Başbakanımıza,
Cumhurbaşkanımıza sonsuz teşekkürler ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen, buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 2018de Türkiyenin
katıldığı tüm fuarlarda Troya başköşeye
alınacak, bunun yanında yıl boyunca Troyayla ilgili akademik
toplantılar, sempozyumlar, tanıtım fuarları, kültür, turizm
fuarları, edebiyat etkinlikleri yapılacak, hem Çanakkalemiz hem de
Troya bu önemli projenin hakkını fazlasıyla yerine getirecektir.
Ben şehrimize ve ülkemize bu önemli etkinliğin hayırlı
olmasını ümit ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün aynı zamanda 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Günü. Basın, demokrasinin kökleştiği ülkelerde yasama, yürütme
ve yargıdan sonra dördüncü kuvvet olarak anılan, etkin denetim yapan
bir organ hüviyetinde. Basının yapıcı, eleştirel
tutumu demokratik gelişimi ilerletir, büyütür, toplumun doğru bir
şekilde haber almasını sağlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen siz de, son
uzatma dakikalarınız.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu amaçla
çalışan, ter döken tüm basın mensuplarımızın,
çalışan gazetecilerimizin gününü canıgönülden kutluyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz sayın
milletvekilleri...
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Gündeme geçmeden önce Sayın
Yıldırımın bir söz talebi vardı.
Buyurun Sayın Yıldırım, 60a
göre mi?
AHMET YILDIRIM (Muş) Evet Sayın
Başkan. Normalde söz almayacaktım, grup başkan vekilimiz bu
konuda söz almıştı ama...
BAŞKAN Buyurun.
24.- Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın,
Meclis Başkanı İsmail Kahramanın Meclisi tek taraflı
ve dayatmacı yönettiğine ve bu tutumunu
kınadığına ilişkin açıklaması
AHMET YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim.
Bakın, dün değerli grup başkan
vekilimiz şuradaki, özellikle muhalefet milletvekillerinin
kullandığı alanla ilgili itirazlarımızı dile
getirmişti ama keşke bir tek İsmail Kahramanın bu Meclisi
yönetme çarpıklığı buranın dizaynlarıyla ilgili
olsaydı. Gerçekten kendi kafasına göre iş yapıyor, tek
taraflı ve dayatmacı yönetiyor. Ayrıca vekillerin özgürlük ve
iradi haklarını koruyamayan İsmail Kahramanın vekillerin
tuvalet hakkını koruyabilmesini beklemek gerçekten bizim işimiz
değil artık. Bir defa bu Parlamentonun vekillerinin
tutuklanmasına itiraz edememiş, desteklemiş, onların oradan
neredeyse dava dosyalarının savcılığını yapmış
açıklamalar yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) Toparlıyorum
Sayın Başkan.
Yine yasama faaliyetlerinin, soru önergelerinin,
gensoru önergelerinin içeriklerine müdahale ederek iade eden; burada torba
yasaların, bütçelerin muhalefet şerhine itiraz eden ve bunları
iade eden, kürsüden milletvekillerinin konuşmalarına ve kürsü
dokunulmazlığına müdahale eden İsmail Kahramandan bundan
daha ötesini açıkçası beklemiyoruz. Hani burada Meclis Genel Kurulu
ve müştemilatıyla ilgili yaptığı düzenlemeler,
diyorsunuz ya, siz de söylediniz Gerekirse düzeltilebilir. Yazık ya;
yoksulluğun, açlığın, sefaletin diz boyu olduğu bu
ülkede paraların bu kadar çarçur edilip yapıldıktan üç gün sonra
yıkılıp yeniden dizayn edilmesini düşünmek bile
beytülmalın ne kadar hoyratça kullanıldığının
göstergesidir diyorum.
Meclis Başkanının bu tutumunu, bir
parti grup başkan vekili gibi hareket eden tutumunu
kınadığımı tekrar ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Sayın Yıldırım,
ben Düzenlenecek. derken Yıkılıp yeniden
yapılacak.ı kastetmedim. Bazı ihtiyaçlarımız var,
onlar eklenecek şimdi. Diğer bazı
arkadaşlarımızla, Divandaki arkadaşlarımızla da
paylaştık, daha kullanılabilir olabilmesi için bazı
eklemeler yapılacak sonra, yoksa yıkılıp yeniden
yapılmayacak; bunu da bildirmek isterim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O parayı ondan tahsil
edeceğiz o parayı, zimmet çıkaracağız ona zimmet.
BAŞKAN - Gündeme geçiyoruz sayın
milletvekilleri.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Duyurular
1.- Başkanlıkça, Bağcılık Sektörü ve Üzüm
Üreticilerinin Sorunlarının Araştırılarak
Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonu ile Uyuşturucu Madde Bağımlılığı
ve Yeni Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak
Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak
Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonunun toplanacakları gün, yer ve saate
ilişkin duyuru
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Bağcılık Sektörü ve Üzüm Üreticilerinin Sorunlarının
Araştırılarak Alınacak Tedbirlerin Tespit Edilmesi
Maksadıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonuna
seçilmiş bulunan sayın üyeler bugün saat 16.00da, Uyuşturucu
Madde Bağımlılığı ve Yeni
Bağımlılık Türlerinin Araştırılarak
Bağımlılığın Nedenlerinin ve Alınacak
Tedbirlerin Tespit Edilmesi Maksadıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın
üyelerin bugün saat 18.00de Ana Bina 2nci kat 511 numaralı Meclis
araştırması komisyonları toplantı salonunda toplanarak
başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını
rica ediyorum.
Şimdi, grup önerilerini görüşeceğiz.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Yalnız, hiçbir grup şu anda MHP haricinde
konuşmacı ismi bildirmedi, onu da buradan ilan edeyim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sırasında
bildiriyoruz efendim, sinir harbi var aramızda.
BAŞKAN - Siz getirin, ben sırasına
göre okuyacağım zaten onları.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan
Akçay tarafından, basın çalışanlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla 10/1/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
10/1/2018
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
10/1/2018 Çarşamba günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Erkan
Akçay
Manisa
MHP
Grubu Başkan Vekili
Öneri:
10 Ocak 2018 tarih, 2565 sayıyla TBMM
Başkanlığına MHP Grup Başkan Vekili ve Manisa
Milletvekili Erkan Akçay'ın, basın çalışanlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiği Meclis
araştırması açılmasına dair önergemizin
görüşmelerinin 10/1/2018 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere öneri sahibi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Erzurum Milletvekili
Sayın Kamil Aydın konuşacaklar.
Buyurun Sayın Aydın. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MHP GRUBU ADINA KAMİL AYDIN (Erzurum)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; basın
çalışanlarının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına vermiş
olduğumuz önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, 10 Ocak 1961
tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan 212 sayılı Basın
Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkındaki 5953 Sayılı
Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna
Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanunla sınırlı da olsa
basın çalışanlarının bazı hakları yasal
güvenceye kavuşmuştur. Bu yasayla basın
çalışanlarının sigortalı çalışma, ihbar ve
kıdem tazminatı, yıllık ve haftalık olmak üzere
belirlenen tarihlerde izin yapma hakkı ve en önemlisi de gazetecilik
faaliyetlerini özgürce yürütmesi güvence altına
alınmıştır. 10 Ocak 1961 tarihinde alınan
kararların temelini oluşturan anlayış 1970li yıllara
gelindiğinde Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanmaya
başlanmıştır.
Demokratik yönetimlerde yasama, yürütme ve
yargının yanında dördüncü bir kuvvet olarak tanımlanan
medya, özellikle basın-yayın, öncelikle yöneten ve yönetilen
arasındaki en etkin iletişim vasıtasıdır. Diğer
bir ifadeyle toplumun her türlü talep ve isteklerine tercüman olduğu gibi
yasama, yürütme ve yargı faaliyetlerindeki aksaklıkları da
gündeme taşımakla mükelleftir. Bu genel çerçevede bugün
üstlendiği görev ve sorumlulukları gereği Türk toplumunun gözü,
kulağı ve sesi olan Türk basını, maalesef gittikçe
kronikleşen bir sorunlar yumağıyla karşı
karşıyadır; hatta bu sorunlar karşısında var olma
mücadelesi vermektedir. Birkaç başlık altında ele almak
gerekirse basının yani gazetecilik sektörünün tüm bileşenleriyle
karşılaştıkları sorunların başında küreselleşmenin
birçok sektörde tekelleşme yarattığı gibi gazetecilik
sektöründe de güçsüz ve küçüklerin yaşayamadığı bir
yapıya dönüştüğüne tanıklık etmekteyiz. Yani ticari ve
ekonomik desteği olmayan ve varlığını yegâne
gazetecilik mesleği icrasıyla sürdürmeye çalışan Türk
basını, özellikle de yerel basın yok olmak üzeredir. Can güvenliğinden
yoksun, oldukça stresli bir meslek grubunu oluşturan basın-yayın
çalışanları, diğer sektörlerde olduğu gibi mesai
mefhumuna sahip değildir, dahası bu zor çalışma
şartlarına rağmen sendikal haklarından da yeterince
yararlanmamaktadırlar. Basın İş Kanununun tam
anlamıyla uygulanamaması sonucu kayıt dışı
istihdam nedeniyle işsizlik, ücret yetersizliği ve çalışma
şartlarındaki kötüleşme de söz konusudur.
Öte yandan, Anayasanın 28inci maddesinde
Basın hürdür, sansür edilemez. Devlet, basın ve haber alma
hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. ifadesine matuf olarak
editöryal bağımsızlık risk altındadır. Buna
bağlı olarak yazı işleri kadrosu, yazarlar, yorumcular,
çizerler, haberciler her türlü işveren baskısını
hissetmektedirler.
Genel anlamda sektörde öne çıkan diğer
önemli bir husus da gazete ve televizyonlardaki meslektaşlarıyla
aynı nitelikte işi yapıyor olmalarına rağmen internet
yayıncılığı alanında çalışan basın
emektarlarının basın kartları başta olmak üzere
birtakım haklarının sağlanmamasıdır.
Sağlıklı bir toplumun temininde ve demokrasinin tüm kurul ve
kurumlarıyla düzenli bir faaliyette bulunmasında çok önemli
katkıları olan basın-yayınımızın en
sıkıntılı diğer bir parçası da yerel
basındır çünkü yerel basın kuruluşları yüksek
maliyetleri oluşturan telif ücretleri, vergiler ve sigorta primleri, resmî
ilan şartları ve kira giderleri gibi nedenlerle zor
durumdadırlar.
2017 yılı itibarıyla 81 ilde resmî
ilan yayınlama hakkını haiz 1.122 gazete çalışmakta ve
bu gazetelerde çalışan emekçi sayısı 8.858dir. Muhasebe,
idari bilimler, dağıtım ve matbaa
çalışanlarını bu sayıya dâhil etmiyoruz. Bunu dâhil
ettiğimizde rakam çok rahat bir şekilde 2 katına
çıkmaktadır. Yerel Basın İlan Kurumuna bağlı
gazetelerin vergisi, SGK prim ve benzer yükümlülükleri hiçbir sektörde
olmadığı kadar kayıt altındadır. Tebliğ
edilen yazı öncesi borcu bulunan gazete işletmeleri
borçlarını yapılandırmış ve ödemeleri muntazam
bir şekilde yapmaktadır. Resmî kurumlarda kesilen her faturanın
ödemesi sırasında borcu yoktur yazısı istenmekte, borç
bilgisine istinaden fatura bedeli doğrudan Maliye
Bakanlığının ilgili hesaplarına
aktarılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMİL AYDIN (Devamla) - Bu düzenlemeyle
gerçekten birçok kurumda iyileştirme söz konusuyken basın-yayın,
özellikle yerel medyanın yaşadığı bu
sıkıntıların giderilmesi noktasında benzer iyi niyetin
taşınmasını canıgönülden ifade etmek istiyorum. Ancak
bu şekilde bu önemli sektörü de rahatlatmış oluruz.
Bugün 10 Ocak, gerçekten özellikle son on bir
yılda 900 kayıp vermelerine rağmen basın-yayının
tüm çalışanlarının günlerini kutluyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Aydın.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Filiz Kerestecioğlu konuşacak.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün hani her şey için sözde deniyor ya
ben de sözde çalışan gazeteciler günü demek istiyorum. Aslında
çok irite edici bir kavram çünkü işin gerçekliğini boşaltan bir
söz sözde demek. Ama bugün 145 gazetecinin tutuklu olduğuna, onun
dışında OHAL koşullarında iyice ağırlaşan
şartlarına, güvencesiz çalışmalarına ve hakikaten
mesaisi, gecesi gündüzü belli olmayan çalışma şartlarına,
düşüncelerini ifade edememelerine, uygulanan sansüre, onların
uygulamak zorunda kaldığı otosansüre
baktığımız zaman çalışan değil
çalışamayan gazeteciler günü ifade edemeyen gazeteciler günü özgür
olmayan gazeteciler günü demek zorundayız. Onlar diyorlar ki
dışarıdaki gazeteciler Hakikat demişler ve Tek tip
gazeteci olmayacağız. diyorlar, tek tip gazeteci olmayı
reddediyorlar ve bugün aslında yaşanan maalesef tek tip
gazetecilikten başka bir şey değil. Diyorlar ki: Bugün 10 Ocak
Dünya Gazeteciler Günü. Ülkeyi yönetenler, çıkıp demeçler verecek,
mesajlar yayınlayacaklar -ki öyle oldu- Gazeteciler Günümüzü
kutlayacaklar, gazeteciliğin ne kadar değerli bir meslek
olduğunu süslü kelimelerle anlatacaklar ama sakın inanmayın;
öyle düşünmüyorlar, yalan söylüyorlar, gazeteciliği yok ediyorlar,
tek tip yandaş gazeteci istiyorlar.
Ben sözü onlara vermek istiyorum. Nedim Türfent
diyor ki duruşmasında: Türkün gücünü göreceksiniz haberi yüzünden
hedef alındım ve bunun için içerideyim. Gazeteciler her konuda haber
yapabilir. Ben hendeklerle ilgili Yüksekovada haber yaptığım
için şu an buradayım. Hendek haberi yapmam beni örgüt üyesi yapmaz;
bu, bir gazetecilik faaliyetidir.
Ahmet Şık diyor ki: Ne yaparsanız
yapın ne hakikati aramaya devam etmekte ne de hakikati bulduğumuzda
sahibi olan halka teslim etmekte bir an bile tereddüt etmeyeceğiz çünkü
biz gazeteciyiz.
Murat Sabuncu diyor ki: Ailem ya da milletvekili
arkadaşlar Süreçte sana en ağır gelen neydi? diye sordular.
Bir gazeteci olarak bu duruşmada manşetlerin üstünden geçmem bana en
ağır geliyor.
Akın Atalay diyor ki: Esareti kabul etmeyiz.
Onurumuzdan, haysiyetimizden, insanlığımızdan vazgeçmeyiz,
korkuya teslim olmayız.
İşte onlar gazeteciler; onlar tutuklular
ve Zehra Doğan da o güzelim resimleriyle cezaevinde. Hepsini saygıyla
selamlıyor ve kutluyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kerestecioğlu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Sayın Atila Sertel konuşacak.
Buyurun Sayın Sertel. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz üç dakika.
CHP GRUBU ADINA ATİLA SERTEL (İzmir)
Süremi konuşmaya başlarken başlatırsanız; tam yüz
seksen saniye sürem var.
BAŞKAN Beş saniye falan fark ediyor
Sayın Sertel.
ATİLA SERTEL (Devamla) Peki.
Efendim, yüz seksen saniye vaktinizi
alacağım, üç dakikada Türk basınının
sorunlarını anlatacağım, özgürlüğü
anlatacağım.
10 Ocağın 57nci yılı.
Çalışan, çalışamayan bütün gazeteci arkadaşlarım,
ileride bayram olarak kutlayacağımız bugünü mücadele olarak
kutlayacağımızı bilmenizi isterim.
Şu anda 140 gazeteci hapishanede, bunun
60ı üç ağırlaştırılmış müebbetle
yargılanıyor. Türkiye'de KHKlerle 37 radyo ve 33 televizyon olmak
üzere, 70 yayın organı kapatıldı. Türkiye'de sosyal
medyadan yayın yapan 10 bin kişiye soruşturma açıldı,
pek çoğu ceza aldı ve kısa süreli olsa da hapishanenin demir
parmaklıklarının arkasına gitti. 15 Temmuzdan bu yana
işsiz kalan gazetecilerin sayısı 10 bini geçti, bine yakın
gazetecinin basın kartı iptal edildi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütünün bizim ülkemiz için verdiği acı ve bizim ülkemizin yüzünü
kızartacak rakam 180 ülke arasında basın ve ifade özgürlüğü
açısından 155inci sırada olmamızdır. Ayrıca, bu
raporda Türkiye ne yazık ki açık hava hapishanesi olarak
söylenmektedir, dünyanın en büyük hapishanesi olarak söylenmektedir.
Merkezi Washington'da bulunan Özgürlük Evi Raporuna göre de Türkiye ne
yazık ki kısmen özgür ülkeler arasında sayılmaktadır.
Tabii, sadece Ahmet Şıkın savunmasını durdurmak ve
Ahmet Şıkı cezaevi parmaklıkları ardında
yatırırken savunmasını engellemek bile bizim Türkiye
açısından ne kadar kötü durumda olduğumuzun göstergesidir diye
düşünüyorum. Meclisi bombalayan, bombalar atan,
insanlarımızı öldürenlere dahi savunma yaparken tahammül eden
hâkimlerin Ahmet Şıkın savunmasına tahammül edememesi son
derece düşündürücüdür çünkü aynı arkadaşımız
basılmayan kitabı nedeniyle, İmamın Ordusu -FETÖ-
kitabı nedeniyle bir yıl cezaevinde yatmıştır. O
dönemde Ahmet Şık Ergenekoncu, bu dönemde de ne yazık ki FETÖcü
olmuştur. Bir başka dönemde Ahmet Şık gibi özgürlük
savaşçıları, özgürlük ve kalem mücadelecisi olan insanlar acaba
neyle suçlanacaktır merak ederim.
Hakan Çavuşoğluna teşekkür etmek
istiyorum, Sayın Bakana çünkü ilk kez yüzde 20 zammı iki yıl
bekledikten sonra Basın İlan Kurumunda verdiler; yaygın
basına yüzde 8, Anadolu basınına yüzde 20. Ama ne yazık ki
Basın İlan Kurumunun iki yıldır uygulamadığı
zam hâlâ Bakanlar Kurulunun masalarında, Bakanlar Kurulunun
imzasını beklemektedir. Sayın Bakandan rica ediyorum;
arkadaşlarınıza söyleyin, bir an önce imzalasınlar çünkü
Anadolu basını bitmiş durumdadır, ekonomik olarak
çökmüş durumdadır. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Sertel.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Tülay Kaynarca konuşacaklar.
Buyurun Sayın Kaynarca. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA TÜLAY KAYNARCA
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MHP
grup önerisi aleyhinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Grup önerisi gazetecilerin çalışma
haklarıyla ilgili. Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Bu
meslekte yirmi yılı geride bırakmış bir
meslektaşları olarak tüm gazetecilerimizin bu özel gününü tebrik
ediyorum öncelikle. Türkiye'de 1.792 radyo ve televizyon kurumu var ve çok
ciddi sayıda, yine gazete ve dergi sayısı toplamı da 6 bini
aşkın; gerçekten yarısının da dergi olduğunu
düşündüğümüzde, bunun demokrasimiz açısından çok önemli
olduğuna yürekten inanıyorum. Çünkü basın güçlendiğinde,
medya sektörü güçlendiğinde demokrasiniz daha güçlü olur, daha etkin olur.
Bunun en canlı örneğini de bu Meclis yaşadı, 15 Temmuzda
yaşadı. 15 Temmuz itibarıyla medyanın yani
basının aldığı tavır, millî iradeden yana
aldığı tavır önemli ve değerliydi. Bu anlamda ben
değerli meslektaşlarıma şükranlarımı bu vesileyle
de iletmek isterim çünkü o dönem içerisindeki duruş milletimiz adına
çok çok önemliydi diye düşünüyorum.
Yine gazetecilerin çalışma haklarıyla
ilgili başta özlük hakları, yine mesleği icra ederken
karşılaştıkları sorunlarla ilgili de bizim
hükûmetlerimiz döneminde ciddi adımlar atıldığını
da bu vesileyle ifade etmem önemli diye düşünüyorum çünkü gerek RTÜKte
gerek Basın İş Kanunu çerçevesinde, Ceza Kanunu çerçevesinde ve
mevzuatlarda gerekli düzenlemeler yapıldı ve hâlen de özellikle
internetle ilgili -çünkü MHP grup önerisinde internet ayağı, sosyal
medya ayağıyla ilgili de başlıklar vardı- bununla
ilgili de önemli çalışmaların gerçekleşmesi yönünde bir
etkinlik var, bu da çok önemli diye düşünüyorum. Başta özlük
hakları, editöryal bağımsızlığın
sağlanması konusunda hem kurumsal hem de yasal çerçevede
yapılacak düzenlemeler hepimizin ortak temennisi çünkü güçlü basın
güçlü demokrasiyi de beraberinde getirir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk basınının demokrasimize
katkılarının hassasiyetle süreceği inancını
taşıyarak cümlelerime son veriyorum ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kaynarca.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
karar yeter sayısı
BAŞKAN Yarış vardı, Sayın
Özel kazandı bu yarışı.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
saati: 15.49
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.07
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ
(Çanakkale), İshak GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Öneriyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Var Başkanım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Var, var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok kardeşim, yok.
BAŞKAN - Kâtip üyeler arasında bir
anlaşmazlık var, elektronik cihazla oylama yapacağız.
Oylama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 16.09
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ
(Çanakkale), İshak GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin ikinci
oylamasında da karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok
Elektronik
BAŞKAN Kâtip üyeler arasında bir
anlaşmazlık var, elektronik cihazla oylama yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı
vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Filiz Kerestecioğlu Demir ve Grup Başkan Vekili Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırım tarafından, Türkiye'deki basın
özgürlüğünün önündeki engellerin bütün boyutlarıyla
araştırılması ve gazetecilere yönelik tutuklama,
basına sansür, kapatma gibi demokrasi dışı yöntemlerin sona
erdirilmesi amacıyla 10/1/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10
Ocak 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
10/01/2018
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
10/1/2018 Çarşamba günü (bugün) yaptığı toplantısında
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisini İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
İstanbul
HDP
Grubu Başkan Vekili
Öneri:
10 Ocak 2018 tarihinde İstanbul Milletvekili
Grup Başkan Vekili Filiz Kerestecioğlu ve Muş Milletvekili Grup
Başkan Vekili Ahmet Yıldırım tarafından -(6431)
sıra numaralı- Türkiye'deki basın özgürlüğünün önündeki
engellerin bütün boyutlarıyla araştırılması ve
gazetecilere yönelik tutuklama, basına sansür, kapatma gibi demokrasi
dışı yöntemlerin sona erdirilmesi amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
10/1/2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir
kısa söz talebim var.
BAŞKAN Sayın grup başkan
vekillerinden bir ricam var: Şu anda Halkların Demokratik Partisi
grup önerisini görüşeceğiz ama kürsüye hiçbir grup adına
konuşmacı ismi bildirilmedi. En son konuşmak adına belki
beklenti yapıyorsunuz, bekliyorsunuz ama ben de şunu söylemek
istiyorum ki bundan sonra arkadaşlarımızdan rica edip sizlerden
konuşmacı ismi alması konusunda bir eylemde bulunmayacağım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) HDPnin var.
PERVİN BULDAN (İstanbul) Mithat Bey var.
BAŞKAN Hiç kimsenin yok. Ben şimdi
işaretleştim, Siz mi? dedim, Evet. dedi Sayın Sancar. Hiçbir
isim yok.
Lütfen grup başkan vekili
arkadaşlarımız biraz daha hassas davransınlar bu konuda.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Çok hassas
olduğumuzdan Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet Sayın Özel, bir dakikada
toparlayın lütfen.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, konuşma
sırasının grupların milletvekili sayısına göre
belirlenmesiyle ilgili bir kural olmadığına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, önce
bu konuya söyleyeyim, belki bir dakika esas söyleyeceğim konuya da söz
verirsiniz. Bu konudaki sıkıntı şu: Adalet ve Kalkınma
Partisi belli kuralları kendi lehine sürekli uygulanmasından sonra
terk edilemez bir kaide olarak uyguluyor işine geldiğinde ama
Meclisin bin yıllık kaidelerini işine gelmediğinde
uygulamıyor. O yüzden işte grupların milletvekili
sayısına göre sırasıyla konuşma diye bir şey yok.
Yani hep en son onlar konuşacak diye değil, kürsüye bildiriliş
sırasına göre biliyorsunuz. Diğer yerleşmiş kaideleri
terk ettikleri için biz de yerleştirmeye çalıştıkları
kaideyi terk ettik. Aramızda bu anlamda bir sinir harbi vardır, mesele
bundan ibarettir. Süresi geldiğinde verilir.
BAŞKAN Şimdi aranızdaki sinir harbi
beni ilgilendirmiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Mecburen.
BAŞKAN Evet, şimdiye kadar teamül olarak
Milliyetçi Hareket Partisinden başladık, Halkların Demokratik
Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve AK PARTİ olarak bütün
konuşmacılara bu sırayla söz verdik. Ben dört senedir Meclis
başkan vekilliği yapıyorum. Dört senedir de bu kural
uygulanıyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu kural değil.
BAŞKAN Bu kural uygulanıyor diyorum, bir
teamül olmuş vaziyette bu ama eğer Biz bu teamüle artık
uymuyoruz, kürsüye isim bildiriliş sırasına göre konuşma
olsun. diyorsanız bunu da uygularız ve size,
uygulayacağımızı da belirttik ama bu, aranızdaki sinir
harbinden buraya hiçbir isim bildirmemeniz demek değildir. Ben her
konuşma sonrasında veya başında sizlerden isim beklemek
zorunda da değilim. Madem kuralına göre oynuyorsunuz, ben de
kuralına göre davranmak zorundayım. Bunu sadece belirttim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
dediğinizde sizin açınızdan hiçbir sorun yok da sorun şu:
Kanun hükmünde
BAŞKAN Tamam, anlaşıldı.
Bakın, bir şeyi tartışmıyorum sizinle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır hayır
BAŞKAN Ben sadece size bir ricada bulundum.
Madem kuralı uyguluyoruz teamülü bıraktık, o zaman lütfen
-aranızda gerginlik mi var, sinir harbi mi var, onunla ben ilgilenmek
durumunda değilim- isimleri buraya bildirirseniz zamanında, ben de
bir kez daha hatırlatma gereğini hissetmem.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
tutanaklara geçmesi açısından şunu söylüyoruz
BAŞKAN Onu söyleyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu bilinçli bir tercih. Sebebi
de şu
BAŞKAN Tamam, anladım Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, özür dilerim ama
anlamadınız.
Kanun hükmünde kararnameler gündemin ilk
sırasında yerini alır, Anayasadaki öncelikle görüşülür
ifadesi
BAŞKAN Sayın Özel, Bunu
yapmadığınız müddetçe bu kuralı
uygulayacağız. dediniz. Buna itiraz etmiyorum. Bu kuralı
uygularken vaktinde davranın. Bunun ricasında bulunuyorum size.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Onu yapacağız
efendim.
BAŞKAN Yoksa teamülü
bıraktınız, kural uygulamasına geçtiniz diye bir
eleştiri sunmuyorum. Ben sadece diyorum ki: Uygulamak istediğiniz
kuralı kuralına göre oynayın, arkasındaki nedenler bizi
Divan olarak ilgilendirmiyor. Ben her konuşmada, her grup önerisinde veya
her tasarı veya teklif görüşülürken sizlere isim bildirme konusunda
hep ikazda bulunmayacağım. Burada varsa var, yoksa yok, öyle
gideceğim. Bunu söylemek istiyorum size. Tamam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam Sayın Başkan,
öyle yapın.
BAŞKAN Sayın Turan
26.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Meclisin
yerleşik teamüllerine göre bir konuşma sırası
belirlendiğine ve bu teamül ortadan kalkacaksa İç Tüzükün 61inci
maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
İfade ettiğiniz gibi Meclisin
yerleşik teamüllerinde bir konuşma sırası söz konusuydu
ancak dün itibarıyla kıymetli grup başkan vekili bundan feragat
ettiklerini ifade ettiler. Dolayısıyla bu teamül ortadan kalkacaksa
İç Tüzük 61deki Söz, kayıt veya istem sırasına göre
verilir. hükmü geçerli olacaktır. Dolayısıyla isim vermememiz
bu 61in uygulanması talebine bağlıdır. Eğer
diğer partilerimiz isim vermeyeceklerse -zaten biz grup önerilerinin
verilmemesi ve bir an önce gündeme geçilmesi tarafındayız- biz de
vermeyeceğimizi beyan ediyoruz. Ama onlar vereceklerse 61in gereği
olarak biz de o sıraya uyulmasını talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim. Zaten onlar
uygulanacak.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 10/1/2018 tarihinde Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir ve Grup Başkan
Vekili Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından,
Türkiye'deki basın özgürlüğünün önündeki engellerin bütün
boyutlarıyla araştırılması ve gazetecilere yönelik
tutuklama, basına sansür, kapatma gibi demokrasi dışı
yöntemlerin sona erdirilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi Grup
Önerisinin gerekçesini açıklamak üzere Mardin Milletvekili Sayın
Mithat Sancar konuşacaklar.
Sayın Sancar, buyurun. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
HDP GRUBU ADINA MİTHAT SANCAR (Mardin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Günü olarak geçiyor ve kutlanıyor. Demeçler
yayınlandı; basının ne kadar önemli bir alan olduğu,
gazeteciliğin ne kadar değerli bir meslek olduğu belirtildi ama
şu an dışarıda olan gazeteciler buna çok açık,
yalın, net bir cevap verdiler. Aslında bunların hiçbiri doğru
değil. Basının değerine ilişkin, iktidar sözcülerinin
söylediklerine inanmayın. diyorlar. Doğru diyorlar.
Yine, aynı gazeteciler bugün bir tek
sayfalık gazete çıkardılar, adı: Hakikat. Bu gazetede
şu satırları özellikle dikkatinize sunmak isterim: Bugün
onlarca gazeteci dört duvar arasında. Bugün 10 Ocak Dünya
Çalışan Gazeteciler Günü. Bugün Türkiye, dünyanın en büyük
gazeteci cezaevi. Bugün kutlanacak bir şey yok." Haklılar
değerli arkadaşlar, bugün kutlanacak bir şey yok. Bugün
mücadelenin önemini vurgulamak için pek çok sebep var. Neye mücadele, ne için
mücadele? Özgürlük için mücadele. Bugün özellikle basın özgürlüğü
için mücadele ve dayanışmanın önemini bir kez daha vurgulamak
gerekiyor.
Nereden çıktı Çalışan
Gazeteciler Günü? 1961 yılında bir Basın Kanunu
yapıldı ve orada, 212 sayılı Basın Kanununda gazetecilere
bazı haklar tanındı. Önemli düzeltmelerdi yeterli olmasa da. Bu
kanunun tanıdığı haklardan rahatsız olan gazete
patronları bir araya geldiler, tarihe 9 gazete patronu olayı ya da
9 patron olayı olarak geçen bir eylem yaptılar. Gazetelerini üç gün
boyunca çıkarmayacaklarını, boykot yoluna gideceklerini
belirttiler. Buna karşı gazeteciler bir araya geldiler, genel
yayın yönetmenliğini rahmetli Abdi İpekçinin
yaptığı bir gazete çıkardılar. Pek çok gazeteci o
gazetede gönüllü muhabirlik yaptı, yazarlık yaptı. Yani
dayanıştılar, direndiler ve patronların bu boykotunu
kırdılar, haklarını korumayı başardılar.
Şüphesiz haklar bunlardan ibaret değildi, mücadele etmek gerekiyordu
ve hakları genişletmek gerekiyordu ama iktidarlar hakikatten
rahatsız olurlar değerli arkadaşlar. Otoriter, totaliter
eğilimleri olan iktidarlar ilk iş olarak basını,
düşünce özgürlüğünü bastırmayı seçiyorlar tıpkı
şimdi AKP iktidarının yaptığı gibi. Hakikatten
rahatsız olduğu için bir yandan ekonomik araçlarla basını
kontrol altına alıyor, diğer yandan polisiye ve hukuksal her
türlü yolu kullanarak basını susturmayı, daha doğrusu tek
tipleştirmeyi hedefliyor. Tek tipleştirme sadece basın
alanında değil, sadece düşünce alanında değil her
alanda bu iktidarın bir hedefi olarak ortaya çıkmış.
Tek tipleştirmeye karşı
yapılacak şey bellidir değerli arkadaşlar. Bu ülkenin
demokrasiden yana, özgürlükten yana derdi olan bütün halkları, bütün inanç
grupları, bütün bireyleri, bütün kuruluşları amasız,
fakatsız dayanışmayı, ortak mücadeleyi yükseltmek
zorundalar. Bu kadar baskıcı, apaçık tek tipçiliği dayatan
iktidara karşı çoğulculuğun en geniş cephesini,
demokrasinin en geniş cephesini oluşturmak görevimizdir.
Son olarak size Şilili bir yazardan bir
alıntı aktaracağım. Pinochet diktatörlüğünün en koyu
zamanlarında söylenmiş sözlerdir. Bunları bu bilgi
ışığında okuyun: Hakikati öldürmek iktidarda olan
bazılarının zannettikleri kadar kolay değildir. Bu dünyada
hâlâ hakikati hatırlatmak ve yaymak isteyen tek bir insan varken bunu
yapmak mümkün değildir. Bu yeter; ahlaki çölde haykıran bir insan,
önce biri, sonra biri daha, adalet kıvılcımının
sönmesine engel olmak için bu yeter. Evet, bu kıvılcımı
hep birlikte, bu ülkenin bütün demokrasi güçleriyle birlikte canlı
tutacağız, sönmesine izin vermeyeceğiz.
Saygılarımla efendim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Sancar.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın Barış Yarkadaş
konuşacaklar.
Buyurun Sayın Yarkadaş. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
CHP GRUBU ADINA BARIŞ YARKADAŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, bugün 10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü. Ancak, ne yazık ki çalışan ve
çalışamayan gazeteciler için durum pek de parlak değil.
Dün AKP Genel Başkanı Sayın
Erdoğan Biz gazetecilere özgürlük getirdik, onların özgürlüğü
için mücadele ettik. dedi. Oysaki durum tam tersi, AKP gazetecilere özgürlük
getirmedi, aksine gazetecilerin özgürlüğünü gasbetti. Bunun en önemli
örneklerinden biri de, gazetecilere açılan davaların en
önemlilerinden biri de Sevgili Enis Berberoğluna yönelik komplodur,
komplo davasıdır ve şu anda Enis Berberoğlu bir haberden
dolayı cezaevinde haksız bir şekilde tutulmaktadır.
Ben her ay düzenlediğim ve her yıl sonu
düzenlediğim Basın Özgürlüğü Raporunu da Enis
Berberoğluna ithaf ettim. Ne var o raporda? O raporda AKP
iktidarının basını nasıl özgürleştirdiğinin
belgeleri var. Bakın, şöyle gösterelim: Sadece 2017 yılında
173 gazeteci gözaltına alındı, 66 gazeteci tutuklandı, 99
gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı, 63 gazeteciye
yetmiş altı yıl hapis cezası verildi, 49 gazeteciye dava
açıldı, 28 gazeteci çeşitli alanlarda saldırıya maruz
kaldı ve yine, 28 gazeteciye 250 bin TLlik bir para cezası verildi.
AKPnin basın özgürlüğünden anladığı, işte bu
tablodur.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Öyle değil, öyle
değil.
BARIŞ YARKADAŞ (Devamla) 2017
yılı kara bir tabloyla geçmiştir. Sadece bu mu gazetecilerin
yaşadığı sorunlar? AKPye muhalif olan, AKPyi
eleştiren, gerçeğin peşinde koşan Sözcü gazetesi, BirGün
gazetesi, Evrensel gazetesi ve Cumhuriyet gazetesi iktidarın tüm
kurumlarının mali ambargolarıyla, ekonomik ambargolarıyla
karşı karşıyadır. Bugün Türkiye'de, başta
Cumhuriyet gazetesi çalışanları Ahmet Şık, Murat
Sabuncu, Akın Atalay olmak üzere 180e yakın gazeteci
yazdıklarından, çizdiklerinden, attıkları tweetlerden ve
yaptıkları yorumlardan dolayı haksız ve hukuksuzca
cezaevinde tutulmaktadır. AKP iktidarı gazetecilerin
aldığı nefesi bile âdeta suç olarak görmektedir.
Buradan iktidar yetkililerine bir kez daha
çağrı yapalım. Gazeteciliği suç olarak görmeyin.
Gazeteciler toplum adına soru sorar, kamuoyu adına o sorulara cevap
arar. Siz, gazetecileri baskı altına aldıkça aslında
halkın haber alma hakkını da engellemiş oluyorsunuz.
2018 yılının mesleğinin onuru
için mücadele eden tüm gazeteciler açısından özgürlükle ve
demokrasiyle geçmesini diliyor, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yarkadaş.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Kırşehir Milletvekili Sayın Salih Çetinkaya konuşacak.
Buyurun Sayın Çetinkaya. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİH ÇETİNKAYA
(Kırşehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
HDPnin grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce
Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, sözlerimin hemen
başında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.
Vefakârca, cefakârca ülkesi ve milleti için yazan, sadece doğruları
yazan tüm gazeteci kardeşlerimizin gününün kutlu olmasını
diliyorum.
Sayın milletvekilleri, tabii, iddialar var, bu
iddialara da cevap vereceğiz. Ben şunun altını özellikle
çizmek istiyorum: Bakın değerli arkadaşlar, Türkiye'de
gazetecilik mesleğini yaptığı için hiçbir gazeteci şu
anda tutuklu değil. Gazeteci kime denir? Bunu önce bir belirlememiz
lazım, değil mi? Sınırı nedir?
Şimdi, avukatlık mesleği
Ne
yapıyor avukatlık mesleğine giren? Hukuk fakültesini bitiriyor,
avukatlık stajını yapıyor. Eğer herhangi bir kamu
kısıtı yoksa mesleğe kabul ediliyor ve avukatlık
mesleğine giriyor. Gazetecilik mesleği
Kime gazeteci diyeceğiz,
değil mi, bunun altını çizelim?
MEHMET TÜM (Balıkesir) İktidara hizmet
ederse gazetecidir!
SALİH ÇETİNKAYA (Devamla) Eğer
gazetecilik mesleğini doğru belirlemezsek işini hakkıyla
yapanlara haksızlık etmiş oluruz.
Şimdi, bakın, bu belge
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün belgesidir.
Şu anda aldım bu bilgileri. Şimdi, önergede 213 basın
kuruluşundan bahsediliyor kapatıldı diye. Bu böyle değil
değerli arkadaşlar. 115 basın-yayın kuruluşu var ama
bunların temel özelliği şu: Bunlar terör ve terör
faaliyetlerinden dolayı kapatılmıştır.
Değerli arkadaşlarım, eğer biz
bu ülkenin geleceğini korumayacaksak, bu ülkenin bölünmezliğini
koruyamayacaksak burada ne işimiz var, ben size soruyorum, ne işimiz
var? Biz bunları koruyacağız. Asla teröre ve terörle
iltisaklı olan hiçbir faaliyete izin veremeyiz. Ben sizlerin de böyle
düşündüğünüzü biliyorum ve bu açıdan mutluyum.
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) Niye çamur
medyasına dokunmuyorsunuz?
SALİH ÇETİNKAYA (Devamla) Ayrıca,
bakın, tutuklu gazetecilerden 5 tanesinin basın kartı var,
sadece 5 tanesinin. 1 tanesi de Ahmet Şık ama onun da şu anda
gazetecilik belgesi, basın kartı iptal edilmiş değil. Neyi
bekliyor? Yargılamayı bekliyor. Yargılama neticesinde ceza
alırsa tabii ki ne olacak? Bu kartı iptal olacak. Ama yargıya
saygı duyacağız, anayasal yargıya saygı duymak
zorundayız değerli arkadaşlar.
MEHMET TÜM (Balıkesir) FETÖyle ilgili kitap
yazdığı için attınız içeriye, biliyor musunuz?
İmamın Ordusu
SALİH ÇETİNKAYA (Devamla) Bakın, bu
ülkede terörle mücadele eden yargı mensuplarımız var. Gözlerini
kırpmadan terörle mücadele ettiler. Şu anda risk alıyorlar ama
vicdanlarına göre karar veriyorlar, ne benim Hükûmetime göre ne başka
bir şeye göre. Yargıya saygı duyacağız, anayasal
kurumlara saygı duyacağız ve görevini gerçekten
layıkıyla yapan, bu ülkenin geleceği için çalışan
gazetecilerin de haklarını koruyacağız.
Ben bu duygularla grup önerisinin aleyhinde
olduğumuzu belirtir, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Çetinkaya.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Yıldırım
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
sayın hatip konuşmasında iki grup başkan vekilinin
imzasıyla verilmiş olan grup önerimizle alakalı olarak 213
basın kuruluşunun 15 Temmuz 2015ten itibaren kapatılması...
cümlesini kalkıp İşte bunların çoğu terörle
iltisaklı. olarak ifade edip hem grup önerimize hem de grubumuza
sataşmada bulunmuştur.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kanaatini aktaramayacak
mı Sayın Başkan? Bilgi vermektir bu.
AHMET YILDIRIM (Muş) İç Tüzük 69a göre
sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Peki.
Kim konuşacak?
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Sancar
konuşacak.
BAŞKAN Sayın Sancar, buyurun.
İki dakika.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mardin Milletvekili Mithat Sancarın, Kırşehir
Milletvekili Salih Çetinkayanın HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
MİTHAT SANCAR (Mardin) Ey iktidar, nelere
kadirsin! Değil mi? Ahlakı da bitirirsin. Bırak her şeyi,
ahlakı da bitirirsin. 28 Şubatta yasaklanan gazetecilere o zaman
İktidarın haklı tasarruflarıyla yasaklanıyor.
dendiğinde itiraz edenler kimler? Burada var mıydı itiraz eden?
Vardır eminim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hocam,konu o değil
ama, öyle sölenmedi.
MİTHAT SANCAR (Devamla) Konu o, konu o.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynı şey.
MİTHAT SANCAR (Devamla) 28 Şubat
yargısına hâlâ Haksız ve adaletsiz yargı. diyenler
iktidar olunca kendilerine muhalefet edenleri, bir zamanlar zalim olarak
gördüklerinin diliyle yargılamaya kalkarlarsa ortada siyasi değil,
ahlaki bir sorun vardır, ahlaki. Bu sözleri, Gazeteci değildir.
diyen sözleri, Gazetecilik faaliyetinden değil, başka faaliyetten
içeridedir. diyenlerin sözlerini nerede bulursunuz, biliyor musunuz? Bütün
diktatörlüklerde. Açın lügati, açın ansiklopediyi, açın
Googleı; görün bakın, Hitlerler, Mussoliniler, Pinochetler;
bunların hepsi ve daha fazlası aynı sözleri söylediler. Bugün
aynı dili kullanmak dün Özgürlük ve zulme karşı mücadele
diyenleri hiç mi utandırmıyor? Hangi yargıyla o 213 basın
kuruluşu kapatıldı? Tek bir KHKyle. Buna hakkı nereden
alıyorsunuz? Nasıl bir pervasızlık, anlamak mümkün
değil değerli arkadaşlar.
Ahmet Şıkı bugün
yargılıyorsunuz. Dün cemaate karşı hakikati
haykırdığı için -sizin ortağınızdı
cemaat o zaman- cemaat içeri attı, bugün size karşı
haykırdığı için siz atıyorsunuz; zihniyet aynı,
tıynet aynı. Bunun geçerli olmasına bu ülkede demokratlar,
özgürlükçüler izin vermeyecekler, ahlakı da demokrasiyi de biz kurtaracağız.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Sancar.
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir)
Sayın Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Çetinkaya
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir)
Efendim, ben kayıtlara geçmesi açısından söylüyorum. Biz
konuşmacının, hatibin sözlerine katılmak zorunda
değiliz. Ben belgeyle konuştum, söylediğim her sözün
arkasındayım. Biz şunu söylüyoruz: Türkiyede yargıya güven
duyulsun, anayasal kurumlara güven duyulsun, bunun dışında bir
talebimiz yoktur efendim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Iğdır) Sizin
yargınıza duymuyoruz.
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın hatip
konuşması sırasında hatibimizin de sözlerini kastederek
bunların gerçeği yansıtmadığını, doğru
olmadığını söyledi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayda! Yağmurla
ördek oluşmuyor Sayın Başkan ya!
BAŞKAN Sayın Turan, ben Sayın
Özelle konuşuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir sataşma olarak
değerlendirmiyoruz ama çarpıtıldığı için
görüşleri, yerinden bir açıklama hakkını
kullanmasının uygun olacağını düşünüyoruz.
BAŞKAN Yerinden bir dakika
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.- İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaşın,
Kırşehir Milletvekili Salih Çetinkayanın HDP grup önerisi
üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) AKPli
hatibi dinlerken aklıma Hitlerin Propaganda Bakanı Goebbels geldi.
Goebbels gazetecileri tarif ederken şöyle derdi: Gazeteciler bir
piyanonun tuşları gibi olmalıdır, biz hangi tuşa
basarsak o sesi çıkarmalıdır. Şimdi, AKPnin zihniyeti ne
yazık ki Hitlerin Propaganda Bakanı Goebbelsle örtüşüyor ve
benzerlik taşıyor. Gazeteci iktidarı rahatsız edendir,
gazeteciler iktidarın rahatsız olacağı haberleri yazan
kişilerdir. Siz kendinizi alkışlayacak, size
şakşakçılık yapacak gazeteciler arıyorsanız onu
Ahmet Şıklardan, Murat Sabunculardan, Akın Atalaylardan
çıkaramazsınız. İsmini saydığım tüm
gazeteciler gazetecilik mesleğinin onurunu yaşayarak
göstermişlerdir. O yüzden gazetecilerin sizden izin almalarını,
ne yazacaklarını öğrenmelerini de beklemeyin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AHMET YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan,
karar yeter sayısı
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, 10/1/2018 tarihinde Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir ve Grup Başkan
Vekili Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım tarafından,
Türkiye'deki basın özgürlüğünün önündeki engellerin bütün
boyutlarıyla araştırılması ve gazetecilere yönelik
tutuklama, basına sansür, kapatma gibi demokrasi dışı
yöntemlerin sona erdirilmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin, ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Halkların Demokratik Partisi grup
önerisini oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik cihazla yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.54
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale),
İshak GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Yunanistan tarafından
işgal edildiği iddia edilen Ege adalarının durumunun tüm
yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/2223) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
10/1/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 10/1/2018 Çarşamba
günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasi parti
grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Yunanistan tarafından
işgal edildiği iddia edilen Ege adalarının durumunun tüm
yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla (10/2223) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
10/1/2018 Çarşamba günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere öneri sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Antalya
Milletvekili Niyazi Nefi Kara konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Kara. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA NİYAZİ NEFİ KARA
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk kara
sularında bulunan, egemenliği Türkiye Cumhuriyeti devletine ait olan
adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesiyle
ilgili öneri üzerine CHP Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Lozan
Anlaşmasıyla egemenliği Yunanistana devredilmemiş,
İngiliz ve Amerikan haritalarında da egemenliğin ülkemize ait
olduğu açıkça gösterilmiş Türk kara sularında bulunan 18
adamız ile 1 kayalık Yunanistan tarafından 2004 yılından
beri işgal edilmiştir. Bu dönemde ise bu işgallerle ilgili her
gelişmeyi önerge olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine
taşıdık ancak AK PARTİ, Meclisi ve önergeleri
işlevsizleştirdiği için baştan savma ya da dünyadan,
Türkiye haritasından habersiz yanıtlarla
karşılaştık.
Marathi diye bir adamız var, Yunanistana ait
Patmos Adasının 10 kilometre doğusunda yer almakta. Bu konuyu
gündeme getirdik. Dışişleri Bakanı imzasıyla gelen
yanıtta Marathi Adasının Antalyanın Kaş ilçesine
bağlı Gürmenli Adası olduğu söylendi. Değerli
arkadaşlar, bu adanın yeri, bu resimde de göreceğiniz gibi
Turgutreis açıklarındadır. Bu adayla ilgili 1932
anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de Resmî Gazetesinde
vardır, isteyene belgeleri verebiliriz.
Değerli arkadaşlar,
Dışişleri Bakanlığının Türkiye
haritasından habersiz olduğu ortada. 4 Ocak 1932 Türkiye-İtalya
Sözleşmesinin 1inci maddesinde yer alan adalarımızın
statülerine baktığımızda, Turgutreise olan mesafeleri
üzerinden çıkarım yapabilirsiniz. Bu ada Ege Denizine aittir. Lozan
Anlaşması ve 1947 Paris Anlaşmasıyla gayriaskerî statüde
bulunması gereken bu adalarda Yunanistan ağır silahlarla askerî
tatbikatlar yapmaktadır. Burada da gözüküyor arkadaşlar.
Bunun yanında, işgal altında olan
Sakarcılar Adasında maden çalışmaları
yapılmakta, buradan çıkarılan perlit ve ponza madenleri
Yunanistanda pazarlanmaktadır. Burada da o çalışmalar
görülüyor.
Keçi Adası ise
giriş-çıkışları Yunan gümrük elemanları ve
polislerince denetlenmek suretiyle turizme açılmıştır ve
Yunanistan bu turizm faaliyetlerinden de gelir elde etmektedir. Burası da
Keçi Adası.
Ne yazık ki uluslararası hukukun
açıkça ihlali olan tüm bu hamlelere karşı Hükûmet
uluslararası hukuktan kaynaklı haklarını
kullanmamış, işgallere meşruluk
kazandırmıştır, Türk kara sularında bulunan
adalarımızın işgalinden sonra diplomasi ve
uluslararası ilişkiler -her alanda olduğu gibi- egemenlik
alanında da ülkemizi âciz duruma düşürmüştür. Eğer bu
işgallere göz yumulmasaydı işgal altındaki Keçi
Adamızdan geçerek Yunanistana sığınan darbecileri
Sayın Cumhurbaşkanımız Çiprastan istemek zorunda
kalmazdı. 25 Ekim 2017 tarihinde Eşek Adasında icra edilen Ohi
törenlerine Yunan ilkokul, lise öğrencileriyle beraber öğretmenleri
ve Yunan Genelkurmayının karacı ve denizci subayları da katılmıştır.
Bunların resimleri de burada arkadaşlar, işte buradalar. Peki,
bütün bunlara rağmen bir nota verdik mi? Hayır.
Sayın Dışişleri Bakanına
sormak istiyorum: 1996 ile 2004 yılları arasında
Yunanistanın kara sularımızı işgal ettiği ada
var mıdır, var ise neden bu konu yargıya taşınmamıştır?
1996-2004 yılları arasında hangi Türk adasında maden
işletilmiş, hangi adalar turizme açılmıştır,
1996dan önce ve 1996-2004 yılları arasında hangi CHPli
siyasetçi pasaportla girmiştir? Evet, siz yaptınız ama
şimdiki Başbakan pasaportla giriş yaptı buraya.
Üzülerek bir şeyi daha hatırlatmak
istiyorum: Türkiyenin gösterdiği kararlı iradeyle 1996
yılında Kardak kayalıklarına ay yıldızlı
bayrağımız dikilmişti ve maalesef geçen yıl,
Genelkurmayın o bayrak diken subayları, bugünkü Genelkurmay
Başkanı Kardak adalarına Yunan Silahlı Kuvvetlerince
yaklaştırılmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİYAZİ NEFİ KARA (Devamla)
Başkanım, bir dakikada tamamlayabilir miyim?
BAŞKAN Bir dakika daha ek süre vereyim,
tamamlayın lütfen.
NİYAZİ NEFİ KARA (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz hafta Çipras ile Kammenos Genel
Başkanımızın sözlerine cevap vermek için Kelemez
Adasına gittiler ve oradan Keçi Adasına geçtiler. Keçi Adası
nerede? Türk kara sularında ve doğal olarak Türk hava sahasında.
Peki, Hükûmet ne yaptı? Hiçbir şey.
Buradan tekrarlıyorum, yüce Meclisin
çatısı altından: Sayın Genel Başkanımız
Kemal Kılıçdaroğlunun da dediği gibi, biz 2019da gelip o
terk edilmiş adaları geri alacağız ve ay
yıldızlı bayrağı oraya yeniden dikeceğiz. (CHP
sıralarından alkışlar) Eğer Yunan
Cumhurbaşkanı ve Savunma Bakanı da çok gelmek isterlerse onlara
bir Türk kahvesi ikram edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, itirazınız
varsa bu konuyu araştıralım, birlikte tespit edelim.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Ben de teşekkür ediyorum
Sayın Kara.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Meclis Başkan Vekili ve Divana
ayrılan odanın videoları ile fotoğraflarının
gizlice çekilerek bir internet sitesine verilmesini
kınadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
tespit ettiğimiz üzere, bir internet sitesinde, arkadaki, Meclis
Başkan Vekiline, Divana ayrılan, hatta zaman zaman ve sık
sık grup başkan vekilleriyle birlikte toplantı
yaptığımız odanın gizlice videoları, tuvalete
varıncaya kadar fotoğrafları çekilmiş ve bir internet
sitesine verilmiş.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kesin Özgürdür o.
BAŞKAN - Bu fotoğraflar şimdi çekildi
yani yaklaşık yarım saat içinde yapılmış olan bir
iş bu. Neden? Çünkü içeride bir değişiklik yaptık
mobilyalarda, o mobilyalarda değişiklik yapıldıktan sonra
bu işlem yapılmış.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Özgür itiraf ediyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu, çok
ayıp bir iştir. Eğer o odaların resmini ve
fotoğrafını çekmek istiyorsanız, bunu Meclisi yöneten
Başkan Vekili olarak bana söylerdiniz, ben gerekli görürdüm veya gerekli
görmezdim, çektirirdim veya çektirmezdim. Orası mahrem bir alan. Gizli
gizli gelip, orada bir milletvekilinin gizli gizli telefonunu açıp, böyle
iğreti, sarsılan bir videoyla gizli gizli orada çekim
yapmasını milletvekilliğine asla
yakıştırmıyorum, son derece ayıplıyorum ve son
derece kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Biz de
kınıyoruz Sayın Başkan.
MELİKE BASMACI (Denizli) Orası gizli bir
mekân mı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN - Hiç kimseye de söz vermiyorum bu
konuda.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, böyle konuşup
söz vermemek olmaz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Üzerine alındı.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Özgür sen niye
üstüne aldın ya, niye gocundun Özgür?
BAŞKAN Vermiyorum, vermiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır
BAŞKAN - Kimseyi suçlamıyorum, yapanı
suçluyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır,
açıklama yapacağım.
BAŞKAN Üstüne alıyorsan vereyim?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet, alıyorum, ver.
BAŞKAN - Üstüne mi alıyorsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Evet.
BAŞKAN Buyur o zaman, yerinden bir dakika söz
veriyorum. Bu ayıp da sana yeter eğer üstüne alıyorsan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Böyle laf söyleme yok.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Ne biçim
Meclis Başkan Vekilisin sen? Hayret bir şey ya!
BAŞKAN - Son derece ayıp bir şey bu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Her zaman yapıyor mu
böyle şeyler acaba?
BAŞKAN - Gizli gizli gelip o mahrem odayı,
böyle, fotoğraflarını gizli bir şekilde çekip, tuvaleti
dâhil olmak üzere, bakın tuvaleti dâhil olmak üzere
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Çok ayıp Sayın
Başkan, kınıyoruz bunu.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Çok ayıp bir
şey bu ya.
ALİM TUNÇ (Uşak) Beklenir zaten ya, mal
adamdan bu beklenir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, çekimleri yapılan
odanın ortak kullanım alanı olduğuna ve gizli bir
şekilde değil açıkça çekim yaparak basına
dağıttığına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir, gizli gizli değil;
açık açık, bütün personelin önünde.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ben de oradaydım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hatta, HDP grup başkan
vekiliyle karşılaştık, fotoğraflarını
çekmeye girdiğimi gördü, hatta biraz bekledik, sonra çektim
fotoğrafları. (AK PARTİ sıralarından Yuh! sesleri,
gürültüler)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ayıp bir şey bu
Sayın Başkan.
MUHAMMET BALTA (Trabzon) Yuh sana, yuh!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dur, dur
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, dinliyorum
ben.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İki, basına resmî
mail atarak
ALİM TUNÇ (Uşak) Çüş!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Parlamentoya duyurarak
kapı önüne davet ettik, fotoğrafları basına gizli gizli
değil açıkça basın toplantısıyla
dağıttık. Videoları Parlamentodaki bütün muhabirlere,
ayırmadan, birer birer CHP Grubu olarak biz dağıttık. Çünkü
orası mahrem alan değil ortak kullanım alanıydı.
Orayı kendi mini mescidi ve abdesthanesi yapan İsmail Kahraman
işgalcidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Orası hepimizin ortak
alanıdır, o ayıp da size aittir. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel, şu anda Meclisi
ben idare ediyorum, Meclis Başkan Vekili benim, bunu hatırlatmak
istemem ama o odaya her giriş çıkışın benim iznim
dâhilinde olması gerekir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır.
BAŞKAN Evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O bizim oda, bizim; senin odan
orada.
MELİKE BASMACI (Denizli) Kadın tuvaleti
nerede?
BAŞKAN Evet, o, Divanın dinlenme
odasıdır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Senin odan orada; bu, bizim
oda.
BAŞKAN Şu anda orası öyledir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İşgalcisiniz,
işgal
BAŞKAN Ve benim iznim olmadan oraya girilmesi
yasaktır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben dağıttım,
ben, gizli değil, duyuruyla dağıttım.
BAŞKAN Benim iznim olmadan orada
fotoğraf çektirilmesi de yasaktır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen bizim iznimiz olmadan
nasıl geliyorsun, oda bizim.
BAŞKAN Benim çantamın ne işi var o
fotoğraflarda?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yazıklar olsun!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oda, o oda bizim.
BAŞKAN O fotoğraflarda benim
çantamın ne işi var?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O oda bizim, çantayı
görmedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sizin
değil, hayır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O oda bizim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İşgalcisiniz o
odada.
MELİKE BASMACI (Denizli) Kadın tuvaleti
nerede Başkanım? Bize bir gösterseniz.
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanının
BAŞKAN Mikrofonu açıyorum, duyulmuyor
çünkü.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ceza Kanununa göre
suçtur, suç duyurusunda bulunacağız Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oda bizim, oda,
işgalcisiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) CHPnin niye iktidar
olamadığının da en büyük delilidir. Ucuz, basit hareketler.
29.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Meclis
Başkan Vekiline ait odaya izinsiz girilmesinin ve çekim yapılmasının
saygısızlık olduğuna ve bunu yapanları
kınadığına ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanının arka kısmı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan ve başkan vekillerine ait bir yerdir.
BAŞKAN Evet.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ağabeyciğim,
orası bizim oda.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Orada size
bağlı olarak çalışan görevliler bulunur. Nezaketen siz bizi
çağırırsanız, o makamda eğer grup başkan
vekillerini toplantıya çağırırsanız biz grup
başkan vekilleri olarak orada bulunma hakkına sahibiz.
BAŞKAN Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Aksi hâlde,
hiçbir milletvekili, izin vermediğiniz bir milletvekili o odaya giremez.
BAŞKAN Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bizim Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki odalarımız neyse sizin buradaki
odanız
Bugün sizsiniz Meclis Başkan Vekili, orası sizin
zimmetinizdedir, yarın başka bir milletvekili Meclis başkan
vekilliği görevini yapar, onun zimmetindedir; yetkili ve sorumlu odur.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ceza Kanunumuzda suçtur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hiçbir
milletvekili, ne olursa olsun, sizin mahreminiz bulunan bir yere sizden izinsiz
olarak girme hakkına sahip değildir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hiç ilgisi yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bu, tamamen
saygısızca yapılmış bir harekettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hiç öyle bir şey
değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yapanı da
şiddetle kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) - Maksadınız
ne Özgür Bey? Niye çekiyorsunuz?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Maksadınız
ne yani? Niye çekiyorsunuz?
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Çok ayıp,
çok.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, ben
aynı şeyi söyledim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben yaptım, ben. Ben
yaptım. O oda bizim.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Yapamazsın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Terbiyesizlik
yapıyorsun. Giremezsin oraya sen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - O oda bizim, sizin oda orası,
Başkanın odası orası.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Niye
bağırıyorsun?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Başkanın odası
orası. Orayı işgal etti. O odayı işgal etti. Ben
yaptım, ben.
BAŞKAN Bu söylediklerimden eğer
ısrarlı bir şekilde anlamamak zorunda hissediyorsanız
kendinizi ve bu tavrınızda ısrar ediyorsanız sizi
kınıyorum. Kim yaptıysa yazıklar olsun diyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ben de seni
kınıyorum.
BAŞKAN - Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.13
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 17.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ
(Çanakkale), İshak GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 47nci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Yunanistan tarafından
işgal edildiği iddia edilen Ege adalarının durumunun tüm
yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/2223) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön görüşmelerinin
Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman konuşacaktır.
Buyurun Sayın Adıyaman. (HDP
sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET EMİN ADIYAMAN
(Iğdır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Bu vesileyle başta tutsak olan
gazeteciler olmak üzere tüm çalışan gazetecilerin gününü kutluyor;
sansürsüz, tutuksuz, özgür düşüncenin ifade edilebildiği, halkın
karar alma özgürlüğünün gazeteciler tarafından rahatça yerine
getirilebildiği, demokratik, barışçıl bir Türkiye
dileğimi ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk
Partisinin grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Önergenin konusu, Ege adalarındaki ada ve adacıkların ya da
kayaların Türkiye ile Yunanistan arasında aslında öteden beri
sorun teşkil eden durumuna ilişkin. Ama hiç şüphesiz Lozandan
bu tarafa Ege adalarında onlarca, hatta yüzlerce adacık veya kaya
parçaları Lozan Antlaşmasında statü kapsamına ya da
anlaşma kapsamına alınmayan, statüsü belirsiz alanlar ama öteden
beri bu adalara ilişkin dış politika ve genel anlamda
Türkiyenin dış politikası aslında iç politikayla
bağlantılı olarak gelişen politikalar. Niye böyle
söylüyoruz? Özellikle AKP iktidarının dış siyaseti iç
siyasetin bir aracı hâline getiren politikaları sonucu elbette Ege
adalarındaki bu bahis konusu adacık ve kayacıkların
sorununun çözümlenmesi, barışçıl, demokratik, Yunan ve Türkiye
halklarının çıkarlarına göre bir çözüme ulaşması
mümkün olmuyor. Komşularla sıfır sorun politikasından
stratejik derinlik, işte, Neoosmanlıcı hayallerle uykuya
dalıp sabah uyandığında Orta Doğunun
gerçekliğiyle yüz yüze kalan AKP iktidarı, her sıkıştığı
dönemde bir komşu ülkeyle çatışmacı bir dil,
çatışmacı bir dış politikaya sarılıp ülke
içerisinde oy devşirmek
TANJU ÖZCAN (Bolu) Krallarla iyi geçiniyorlar, bir
sıkıntı yok o konuda.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla)
halkı
konsolide etmek için milliyetçi söylemler, Vatan, millet Sakarya. söylemi,
işte, Ver mehteri! duygularıyla bu politikasını devam
ettiriyor.
(Manisa Milletvekili Özgür Özelin
Başkanlık kürsüsüne yürümesi)
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla)
Dolayısıyla, CHPnin vermiş olduğu önergenin bir
araştırma komisyonuyla sonuca ulaştırılmasına da
muhtemelen ret oyu verecektir çünkü söylediğim gibi dış
politika, her zaman AKP için, ülke içerisinde sorunun
BAŞKAN Sayın Özel, buraya gelip, bana
bağırıp, böyle Hadi oradan! deme hakkın yok senin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
bu nedir Allah aşkına ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Allah Allah!
BAŞKAN Evet, Allah Allah değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ne
bağırıyorsun. diyorsun ya, gidiyorum ben!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
bu Meclisin bir adabı var, terbiyesizliğin bir sınırı
var, edepsizliğin bir sınırı var, bu ne ya!
BAŞKAN Sayın Adıyaman, özür
dilerim.
Sayın Adıyaman bir konuşmasını
yapsın
Buyurun Sayın Adıyaman, sürenize
ekleyeceğim bir dakika ek süre.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
başka sebeplerle beraber Meclisi kilitlemek istiyor olabilir. Ayıp
ya!
BAŞKAN Bir dakika, Sayın Adıyaman
konuşuyor.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) Süreyi de
başlatır mısınız Başkanım.
BAŞKAN Buyurun, bir dakika ek süre veriyorum.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla) Teşekkür
ederim.
Evet, değerli arkadaşlar, yani
dediğimiz gibi AKP iktidarı, bütün komşularla sürekli bir
biçimde dış politikada sorunlar üretiyor. Bakın, Suriyeyle,
Suriye Merkezî Hükûmetiyle sorunlu, Rojava ve Kuzey Suriye Federasyonuyla
sorunlu, Kürdistan federal bölgesiyle sorunlu, Bağdat, Tahran,
Ermenistanla sorunlu, Yunanistanla sorunlu, Bulgaristanla sorunlu, bir tek
sorunlu olmadığımız komşu ülke Gürcistan.
Bu, tamamen, dış politika, halkların
çıkarına, barışa dayalı diplomasi yerine iç politikada
iktidarda kalmanın bir aracı olarak
kullanıldığından, bütün bu ülkelerle, bütün bu komşularla
sıfır sorun yerine derinleşen sorunlar yaşayan bir politika
izliyor AKP Hükûmeti. Dolayısıyla, dış politikada
barış esası üzerine, halkların çıkarı üzerine,
halkların menfaati üzerine bir politika yürütebilmesi için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Adıyaman, bir dakika
daha ek süre vereyim size, toparlayın lütfen.
MEHMET EMİN ADIYAMAN (Devamla)
Dolayısıyla, dış politikada da başarılı
olabilmek için, barışı inşa edebilmek için, öncelikle
ülkenin iç meselelerini halletmek, ülke içinde barışı inşa
etmek gerekiyor.
Bakın, basit bir örnek vereyim. Türkiyede Kürt
sorunu çözülmüş olsaydı, Türkiyede Kürt sorunundan kaynaklı,
örneğin Rojavada, Kürdistan federal bölgesinde bugün düşmanca bir
tutum
İşte oradaki Kürt oluşumları ya da statüleri,
Kürtlerin oradaki kazançları Türkiye için bir tehlike değil; tam
tersine, kendi iç sorununu, Kürt meselesini demokratik, barışçıl
temelde çözen bir Türkiye, Amerika, Rusya, Avrupa ülkeleri yerine, Rojava ve
Kuzey Suriye Federasyonunun müttefiki olurdu, Irakta Kürdistan federal
bölgesinin müttefiki olurdu, dolayısıyla bütün Orta Doğu
hinterlandına barışı ihraç eden, demokraside öncülük eden
bir ülke hâline gelirdi. Ama iç meseleleri çözmeyen, işte, savaş
konseptine dayalı politikaları üreten Türkiye içeride de bu
milliyetçi duyguları konsolide etmek için sürekli dış politikada
sorun üretiyor.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Adıyaman.
Sayın Elitaş
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özel hakkında İç Tüzük hükümlerine göre disiplin
cezası işlemi uygulanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, biraz önce Genel Kurulu kapatırken sizin odanıza
yapılan bir tecavüzü izah ederek bu konuyla ilgili tepkinizi ortaya
koydunuz. Ben de yerimden, Başkanlık Divanının
arkasındaki alanın tamamen Meclis Başkanı, Meclis
Başkanlık Divanı ve o Divanda görev yapan milletvekillerine ait
olduğunu, oradaki yapılan her tasarrufun orada bulunduğunu ifade
ettim. Meclis Başkanlığı başkan vekillerinin
odasını ister o tarafta yapar, ister bu tarafta yapar. Bu tamamen
sizin yapacağınız bir iştir. Hatta bazen Meclis başkan
vekillerimiz kendi odalarının kapılarını da
kilitlerler ama büyük bir nezaket göstererek sayın Meclis başkan
vekilleri milletvekili arkadaşlarımızın orada da
kullanımına müsamaha gösteren tavırlar sergilemiştir.
BAŞKAN Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Fakat bu
maalesef istismar edilerek tamamen sizin özelinizde bulunan bir mekânın
milletvekilleri tarafından gizlice çekilmesi ahlaka aykırı bir
davranış şeklidir. Bunu sordunuz. Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili Bunu ben yaptım. Burası benim özelimdir,
burası bizimdir, Meclis başkan vekilinin yeri değildir. diye
bir ifade kullandı. Siz Kınıyorum. dediniz.
BAŞKAN Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Kınamayı İç Tüzüke göre mi yaptınız, şahsi bir
kınama mı yaptınız?
BAŞKAN Şahsi bir kınamaydı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, yapılan iş, İç Tüzük ceza hükümlerine
aykırı bir davranıştır. Bu müeyyideyi yerine
getirmeniz gerekir. Meclis başkan vekili -orada yapacağı
kınamayı- ya çağırır, kendisine Kınıyorum.
der
Yapılan iş, İç Tüzükümüzün ceza maddeleriyle ilgili
kısımlarına aykırı bir davranıştır,
160a aykırı bir davranıştır, 161e aykırı
bir davranıştır. Bu şekilde ya uyarırsınız
ya kınıyorsanız Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun
takdiriyle bu işi yapmış olursunuz.
Açıkçası eğer biraz önce siz Meclis
Başkanlık Divanında görevinizi yaparken grup başkan vekili
size bir hakaret yaptıysa lütfen, bu hakareti
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
biz Türkiye
Büyük Millet Meclisi adına içimize sindiremeyiz, gereğini
yapmanızı tavsiye ederim.
BAŞKAN Şöyle bir açıklamada bulunayım:
Sayın Özel kürsüye geldi, o odanın benim odam
olmadığını yani Meclis başkan vekillerinin odası
olmadığını, şu anda Meclis başkan vekilleri
olarak kullanılmakta olan odanın grup başkan vekillerine ait
olduğunu ve bizim orada işgalci olduğumuzu söyledi. Ben de
şu anda biz Meclis başkan vekillerinin kullanımına
açık bir odadır dedim. Kendisi de buradan bana O oda sizin
değil, benimdir. şeklinde böyle bir şeyden sonra Hadi oradan
be! diyerek gitti, yerine oturdu.
BÜLENT TURAN (İstanbul) Ne kadar ayıp
şeyler bunlar!
SALİH CORA (Trabzon) Çok ayıp!
BAŞKAN Şimdi, burada çok ayıp bir
tartışmanın içindeyiz. Ben kendi kendime biraz
sıkıntı çekiyorum. O oda senin, bu oda benim.
tartışmasına girmek çok ayıp bir şey ama bir de reel bir
durum var, onu da değerlendirmemiz gerekiyor. O da şudur: Evet,
arkada bir oda var. Bu, dediğiniz gibi, Meclis başkan vekillerine ve
Divan kâtip üyelerine, nöbetçi olanlara açık olan bir alandır, hatta
sadece Meclis başkan vekilinedir ama Divan üyelerimizin de aynı
olanaktan faydalandırılması gerektiğine inanıyorum.
Hatta bu konuda çok da ileri giderek bütün milletvekili arkadaşlarıma
-gerek muhalefetten olsun gerek iktidardan olsun- kapımız
açıktır, her zaman buraya gelebilirsiniz demişliğim de
vardır ve onun da doğru bir davranış olduğunu
düşünüyorum. Ama burada birtakım tartışmalar olduktan
sonra, Sayın Özgür Özelin kürsüden ve yerinden deyip, sonra da gelip
burada benimle bunun tartışmasını yapmasını, O
bizim odamız, siz buraya geldiniz, işgalci oldunuz. Siz burada
değilsiniz, sizin odanız o tarafta, buraya giremezsiniz. Hadi oradan
be! şeklindeki tavrını ben de hiç yakışıklı
bulmuyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Terbiye meselesi.
BAŞKAN Bu konuda bir değerlendirme
yapmak için on dakika ara vereceğim ve bütün grup başkan vekillerini
toplantıya çağıracağım.
Kapanma
Saati: 17.36
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ
(Çanakkale), İshak GAZEL (Kütahya),
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 47nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
X.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının şahsına sergilemiş olduğu
davranışlar nedeniyle Manisa Milletvekili Özgür Özele İç
Tüzükün 158inci maddesine göre uyarma cezası verilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, iki gündür
bir sorunu konuşuyoruz. Sorunumuz şu: Arkadaki odalarda bir
değişim yapıldı. Bu değişim üzerine, Meclis
Başkan Vekili Sayın Yaşar Tüzün, Meclis Başkan Vekili
Sayın Pervin Buldan ve ben, Meclis Başkan Vekili Sayın Ahmet
Aydının da vekâletini alarak Sayın Meclis
Başkanımızla bir görüşme gerçekleştirdik. Bu
görüşmede, yapılan bu düzenlemede bazı ihtiyaçlarımızın
karşılık bulmadığını, eksik kalan yerler
olduğunu kendisine bildirdik. Kendisi de bize
ihtiyaçlarımızın ne olduğunu
Tek tek sıralamak
istemem şimdi. Bu ihtiyaçları giderme yoluna gidebileceği
şeklinde bir beyanı oldu. Sabah sanıyorum Sayın Buldanla
da görüştük, yapacağımız değişiklikleri de ben
kendisiyle paylaştım. Diğer gruptaki
arkadaşlarımızın da, diğer partilerin
gruplarındaki sayın milletvekillerinin de durumdan haberi var çünkü
Divan üyeleri var yanımızda. Hâl böyleyken, Sayın Özgür Özelin,
ısrarlı bir şekilde, hakarete varan davranış ve
sözlerle, gerek Meclis Başkanına gerekse de şahsıma,
şahsiyatla uğraşarak ve üstelik de mahrem bir oda olan
başkan vekillerinin odasını iznimi almadan fotoğraflayarak,
bir siteye servis ederek kişilik haklarımı ihlal ettiği
düşüncesindeyim. Bu nedenle, şahsıma sergilemiş olduğu
davranışlar nedeniyle İç Tüzükün 157nci maddesinden
aldığım dayanakla Sayın Özgür Özele İç Tüzükün
158inci maddesine göre uyarma cezası veriyorum, kendisi isterse
savunmasını verebilir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Vereceğim tabii efendim.
BAŞKAN Yalnız, İç Tüzük
gereğince savunmanızı ya birleşimin ya oturumun sonunda
almak durumundayım,.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Takdir sizin, İç Tüzük
Daha önce de verebilir. diyor. Bu sözleri, ithamları söyledikten sonra
BAŞKAN - Ben oturumun sonunda size söz
vereceğim Sayın Özel. İşlemlerimizi yapalım, size
oturumun sonunda söz vereceğim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tamam, öyle verin zaten
İç Tüzük açık.
BAŞKAN - Şu anda size söz vermiyorum
yalnız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır, ben
sadece tutanağa geçmesi açısından şunu söylüyorum: Burada
takdir sizin ancak bu sözleri söyledikten sonra cevabı ya da
savunmayı hemen duymayı değil mümkün olan en geç zamanda
duymayı söyleyip savunma hakkını süre olarak
BAŞKAN Hayır, oturumun sonunda size söz
vereceğim, yapacağım işlemler var.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz bilirsiniz, takdir sizin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçayı kürsüye davet
edeceğim ama Sayın Elitaşın bir söz talebi var.
Buyurun sizi dinliyorum, bir dakika.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özel hakkında uygulanması gereken müeyyidenin
İç Tüzükün 161inci maddesinin 3üncü fıkrası olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, biraz önceki yaptığınız açıklamalar
çerçevesinde size hakaret edildiğini söylediniz. Hakaret edildiyse
hakaretle ilgili uygulanabilecek müeyyide, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde kayıtlı olan müeyyidedir. Biz, burada Meclis
Başkanlık Divanında oturan, Türkiye Büyük Millet Meclisini
milletvekilleri adına yöneten, Türk milletinin temsilcilerini orada
yönetme hakkına sahip olan Meclis Başkan Vekiline yapılan
hakareti içimize sindiremiyoruz. Kim oturursa otursun, şu anda siz AK
PARTİli Meclis Başkan Vekilisiniz, HDPli, CHPli Meclis başkan
vekili de varsa onlara yapılacak hakareti Türkiye Büyük Millet Meclisine
yapılmış bir hakaret olarak görüyoruz. Bunu teklif etme
hakkı size ait. Eğer biz Meclis başkan vekiline yapılan bir
hakaret varsa ki az önceki tutanaklarda da görüyorum, Meclis Başkanı
Sayın İsmail Kahraman hakkında da aynı şekilde hakaret
edici cümleler tutanakta mevcuttur. İç Tüzükümüzün 161inci maddesi,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına, milletvekillerine,
Başkanlık Divanı üyelerine ve görevini yapan Meclis Başkan
Vekiline yapılan hakaretin cezasının, müeyyidesinin ne
olduğunu ifade etmiştir. Size yapılan hakareti bütün
milletvekilleri adına, bütün Meclis başkan vekilleri adına,
orada görev yapan tüm milletvekili arkadaşlarım adına
haksızlık olarak ifade ediyorum, şiddetle kınıyorum ve
gereğinin yapılmasını talep ediyorum.
YAKUP AKKAYA (İstanbul) Bizim
adımıza konuşma!
BAŞKAN Yani, Sayın Elitaş, 161in
3ünü uygulamamı mı öneriyorsunuz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, takdir sizin.
BAŞKAN Hayır, sizin bu
konuşmanızın anlamı ve amacı bu mudur?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Aynen öyle
istiyorum, aynen efendim.
BAŞKAN 161in 3üncü maddesini.
Yalnız burada hakarette bulunmak, sövmek
şeklinde bir ifade var, herhangi bir sövme söz konusu değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ama siz
hakaret diye açıkladınız.
BAŞKAN - Burada uyarma cezasını
şu nedenden dolayı verdim: Şahsiyatla uğraştı ve
sükûneti ve çalışma düzenini bozdu, Sayın Elitaş, bu
nedenden dolayı kendisine uyarma cezası verdim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, takdir sizin. Ben, Başkanlık Divanının
hukukunu korumak milletvekillerinin görevidir diye ifade ediyorum ve o
makamı korumak adına söylüyorum, takdir sizin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - 160a 3 veya 161e 3.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, kısa bir söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, sizi de
dinleyelim.
32.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, iki
gündür Mecliste oda meselesinin konuşulduğuna ve bu konunun ceza
işlemi filan uygulanmadan bitirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bakın, iki gündür aslında çok saçma bir konuyla
uğraşıyoruz ve artık bununla ilgili de tepkiler gelmeye
başladı.
Şimdi, Eti Maden işçileri greve
çıkmış maaş zammı için, yok, işte başka
yerde grevler artıyor, insanların bir dolu sorunu var, ekmeğin
gramajı 200 grama düşürülmüş falanken biz burada bizim
rızamız hilafına hiç sorulmadan yani bir hukuk korumak
gerekiyorsa milletvekilinin hukukunun da korunması lazım, bu
yapılmadan bir düzenlemeyle karşı karşıya kaldık.
Ben artık yeterlilik önergesi veriyorum ve oranın... Bunu rica
ediyorum sizden, burada ceza çıkarmak, şunu yapmak, bunu yapmak
kimseye yakışan bir şey değil, doğru bir şey
olmadığı kanaatindeyiz. Mümkün olabildiğince eski hâline
döndürülmesinin -bizlerin ihtiyacı doğrultusunda-
sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle, artık,
daha fazla, kimse kimseyi bir şeyler yapmaya da zorlamasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Milletvekilinin hukuku da
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu,
samimiyetle
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Eğer müsaade ederseniz tamamlayacağım.
BAŞKAN Buyurun, bir dakika daha.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Saygısızca üslup kimse tarafından
kullanılmaması gereken bir şey. Kimsenin -burada tabii ki
kendileri de ifade edebilirler ama- hakaret kastıyla hareket
etmediğini düşünüyorum ama etmemesi gerekir böyleyse de zaten, kim
olursa olsun, ne kadar yanlış bir uygulama olursa olsun. Çünkü bizim
de Meclis başkan vekilimiz var, siz de Meclis Başkan Vekilisiniz,
başka Meclis başkan vekilleri de var ya da milletvekillerine
karşı da aynı şekilde, terbiyesiz ahlaksız şu
bu, arada laf atmalar, kapattığınız zaman burada
uçuşan laflar; bunların zaten olmaması gerekir yani bu üslup
zaten buraya yakışan bir üslup değil, herkesin aynı
şekilde buna uygun davranması gerekir, bunu bir kenara koyarak
konuşuyorum ama bu konuyu da lütfen cezasız falan bir şekilde
halledelim diyorum.
BAŞKAN Şu anda cezayı verdim zaten,
burada yapabilecek bir şey yok.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Artık bunu yapabilecek olgunlukta insanlarız yani.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, şu
anda ceza verilmiş durumda, yapabilecek bir şey yok sizin talebiniz
doğrultusunda.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) O da sizin artık şeyiniz.
BAŞKAN - Ama ben sizden de nasıl bize
sorulmadan bu odaların tefriş edildiğine ilişkin
itirazınız varsa, o odayı şu anda kullanmakta olan bir
kişiye sorulmadan, tuvaletine varıncaya kadar
fotoğraflanmasına da itiraz etmenizi beklerdim.
Teşekkür ederim.
Sayın Akçay, buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Orası
Tutanağa geçsin diye ben de söylemek
isterim.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
Sayın Akçaya söz verdim, sonra size veririm
tekrar.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ama yani, şimdi bakın, hep bunu yapıyorsunuz,
bir de bu üslup doğdu.
BAŞKAN Müsaade edin, ben nerede, nasıl
davranacağımı bileyim. Ben sizinle
karşılıklı konuşmak istemiyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Hayır, kendiniz orayı kullanarak, bir makamı
kullanarak laf atıyorsunuz, cevabını da
BAŞKAN Müsaade eder misiniz
Sayın Akçay
konuşacak, ben Sayın Akçayı dinliyorum.
Buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Edeceğim tabii, Sayın Akçaya mı müsaade
etmeyeceğim. Sadece, sizin yaptığınız da doğru
değil.
BAŞKAN Ben sizi dinlemiyorum şu anda,
Sayın Akçaya söz verdim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Size konuşmuyorum zaten, Meclise konuşuyorum.
BAŞKAN O zaman konuşamazsınız
benden izin almadığınız müddetçe.
Buyurun Sayın Akçay.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Siz de dinlemeyin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, hâlâ hakaret devam ediyor, farkında mısınız?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bu hakaret mi? Bu mu hakaret? Sizin bir hakaret süzgeciniz
var.
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Mecliste oda
tartışmasının bu aşamaya gelmesinden üzüntü
duyduğuna ve Manisa Milletvekili Özgür Özelin bu tartışmalar
nedeniyle bir cezaya muhatap olmasını tasvip etmediğine
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Tabii, dün, gruplar olarak hep dile
getirdiğimiz hususu tekrar etmeye gerek yok yani konuya hepimiz
vâkıfız. Gerçekten, bunun bugüne, bu hâle gelmesinden üzüntü
duyduğumu da ifade etmek istiyorum.
Gerekli bilgiyi de verdiniz, Sayın Meclis
Başkanıyla temasa geçerek, Meclis başkan vekilleri ve Divan
olarak. Orada, karşılanması ve yapılması gereken ufak
tefek düzenlemelerin de yapılacağını ben temenni ediyorum
ve umuyorum. Dolayısıyla bu konuyu uzatmamak gerekirdi ancak tabii,
Meclis başkan vekilinin odası bize göre Meclis başkan vekilinin
yönetiminde ve inisiyatifinde bir odadır. O bakımdan, o odada
nasıl Meclis başkan vekillerine haber verilmeden bir düzenleme
yapılmasını tasvip etmiyor isek Meclis başkan vekilinin çalışma
odasının, toplantılar olduğunda grup başkan vekilleri
olarak bizlerin de orada ortak çalışma yürüttüğümüz bir
alanın fotoğraflarının çekilerek, üstelik bir de sosyal
medyaya servis edilmesini asla tasvip etmediğimizi açıklıkla
ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen Sayın
Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu konuyu da uzatmadan, Grup
Başkan Vekili Sayın Özgür Özelin meydana gelen bu
tartışmalar nedeniyle bir cezaya muhatap olmasını tasvip
etmediğimi de ifade etmek istiyorum. Bu, grup başkan vekillerimizle
-başkan vekili olarak, gruplar olarak- aramızda rahatlıkla
halledebileceğimiz bir konudur diye düşünüyorum. İnşallah,
bundan sonra da aynı şekilde olur. Bu aşamaya gelmemesini ümit
ederdim. Mutlaka arkadaşlarımız da değerlendireceklerdir.
Ben bu konuyu daha fazla uzatmamayı tercih
ederim.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Özel, bir dakika veriyorum.
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili
Filiz Kerestecioğlu ile Manisa Milletvekili Erkan Akçaya teşekkür
ettiğine ve Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılıya karşı herhangi bir hakaret
kastının bulunmadığına ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, grup
başkan vekillerine de çok teşekkür ediyorum.
Çok açık bir şey söyleyeyim:
Çağırdığınızda kürsüye gelip savunma da
yapmayacağım bu vakitten sonra. Sadece şunu söyleyeyim: Bir
Meclis başkan vekilinin odası olarak kabul ettiğimiz yere hangi
adapla geldiğimizin gittiğimizin bir numaralı şahidisiniz
ama biz buradaki odanın ortak kullanıma açık, kendimize ait oda
olduğunu ve bu getirildiği durumdan rahatsızlık
duyduğumuz için tepki gösterdik. Size söylediğim sözü, Hadi oradan!
ifadesini hakaret olarak kabul ediyorsanız veya cezaya tabiyse boynumuz
kıldan ince. Benim orada bir hakaret kastım yok, aramızdaki
diyalogda sizin bir sözünüze karşı arkamı dönerken söyledim,
arkadan sizin ifadenizle de irkildim. Bir hakaret kastım yoktu. Savunma
yapmayacağım, ne ceza verirseniz boynum kıldan ince ama bir
gerçek var, yaptığım iş, bir siteye bir şey servis
etmek değil, bütün Parlamento muhabirlerine duyuru yapıp kapı
önünde kendi elimle Bizim yerimiz işgal edildi ve bu hâle getirildi, buna
isyan ediyoruz. demekten başka bir şey değildir. Ancak orada
bir eksiklik olmuş, o fotoğrafları çektiğimi kavaslar
gördü, herkes gördü, tesadüfen orada olan grup başkan vekili gördü, sizin
çantanız, kapalı bir çanta ama yine de bir kişisel
eşyadır, onun orada olduğunu fark etsem o fotoğrafı
yollamazdım, siz söyleyince fark ettim. Onun dışında, bütün
tepkimin ve yaptığım, içerideki fotoğraf çekme eyleminin
arkasındayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ancak kürsü önünde Hadi
oradan! ifadesinde bir hakaret kastı da yoktur,
şahsınızı incitme gibi de bir niyet yoktur. Cezaya
razıyım, özür dileyerek cezanın affını falan da talep
etmiyorum, savunma da yapmayacağım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Yunanistan tarafından
işgal edildiği iddia edilen Ege adalarının durumunun tüm
yönleriyle araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/2223) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Sayın Erkan Akçay konuşacaklar.
Buyurun.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup
önerisi üzerine söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Grup önerisi Egedeki bazı adaların
Yunanistan tarafından işgaline ilişkin ve bu konuyu
Şunu
da ifade ederek sözlerime devam etmek istiyorum: 11 Ocak 2012 tarihinde bu
konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getiren bir milletvekili olarak
konuşuyorum aynı zamanda. Aradan geçen bir altı yıllık
süreç vardır. Zaman zaman gündeme geldi, son birkaç aydır da tekrar
gündeme getiriliyor ve buna ilişkin Mecliste konuşmalar yaptık,
soru önergeleri verdik, hatta geçen dönem, 2015 yılında bu konuda bir
grup önerimiz de oldu.
Bilinen bir hakikat ki maalesef,
bazılarına göre Aidiyeti tartışmalı. denilen ama
bize göre ve kanaatimize göre aslında tartışmalı olmayan ve
Türkiyeye ait olması gereken bu ada ve adacıklarda Yunan
yetkililerin, Başbakanın, Millî Savunma Bakanının,
askerlerinin papazlarla haç ve çiçek atma şeklinde törenler yaparak
Türkiyeyi ve Türk milletini de tahrik edici tutum ve davranışlar
içerisinde olduklarını biliyoruz. Bu, Ege Denizindeki adaların
statüsü Lozan Barış Anlaşması ve Paris Barış
Anlaşmasında belirlenmiş ve ayrıca, İngilterenin,
İtalyanın, Amerika Birleşik Devletlerinin -çünkü bunlar
birtakım anlaşmalara taraf ülkelerdir- kendi resmî haritalarında
bunların Türkiye sınırları içerisinde mevcut olduğu,
hatta pek çok adanın adının Türkçe
yazıldığını da biliyoruz. Bu, mutlaka çözüme
kavuşturulması gereken bir husustur ve eninde sonunda mutlaka çözüme
kavuşturulacaktır.
Süre nedeniyle sözlerimi toparlamak
mecburiyetindeyim, ileride ayrıntılı olarak da
konuşabiliriz ama şu anda ABD tarafından Suriyenin kuzeyinde 4
bin tırlık ağır silahları da taşıyan silah
ve cephanelerin yığıldığı açık açık
itiraf edildiği bir ortamda Türkiyenin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) -
bu meselelerini bütüncül
bir yaklaşım içerisinde
BAŞKAN Sayın Akçay, tamamlayın
lütfen, artı bir dakika vereyim.
ERKAN AKÇAY (Devamla) -
ele alınmasında
fayda görüyoruz. Bunun bir Meclis araştırmasına gerek olup
olmadığı hususu tabii ayrıca tartışılacak
bir husustur. Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle bir konunun gündeme
getirilmesi doğrudur ve yerindedir ve bu hakikat de vardır. Ancak
Türkiye Cumhuriyeti bunlara boyun eğecek, pabuç bırakacak bir tutum
içerisinde asla olmayacaktır çünkü işgalciler geçmişte Yunan
Efzon alaylarının Hasan Tahsin tarafından nasıl
karşılandıklarını da bilirler. Bazı Yunanlı
gazetecilerin de açıklamaları olmuş bu konuda
Ve bir Yunan
Savunma Bakanı da çiçek atıyor, yarın çiçek atılır ama
bir başka bir şey de atılır o helikopterden. O
bakımdan hadiseleri devlet aklıyla ve bütüncül bir
yaklaşımla ele alıp
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) -
çözmemiz ve bu konunun
üzerinde ciddiyetle durmamız gerekmektedir.
Bu düşüncelerle hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akçay, teşekkür
ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmeyerek gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmındaki işlerin görüşülmesine
ilişkin önerisi
10/1/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 10/01/2018 Çarşamba günü (bugün) yaptığı
toplantıda siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Bülent
Turan
Çanakkale
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Genel Kurulun; 10/01/2018 Çarşamba günkü
(bugün) birleşiminde sözlü soruların görüşülmeyerek gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmındaki işlerin görüşülmesi
önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçisini açıklamak
üzere öneri sahibi Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Kırıkkale Milletvekili Sayın Ramazan Can konuşacaklar.
Buyurun Sayın Can. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bugün yeterince
zaman kaybı oldu. Bugün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız ve
Gençlik ve Spor Bakanımız sözlü sorulara birer saatten toplam iki
saat cevap verecekti. Denetim konuları önemlidir ama zaman kaybı
fazla oldu. İnşallah önümüzdeki hafta bu açığı
kapatırız diye düşünüyorum. Sadece Genel Kurula bu noktada grup
önerisini getirdik, sözlü soruları geri çekiyoruz.
Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Can.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına kim
konuşacak?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Konuşma yok.
BAŞKAN Konuşma yok.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
Gaziantep Milletvekili Sayın Mahmut Toğrul konuşacaklar.
Buyurun Sayın Toğrul.
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, değerli
arkadaşlar; bu ülkenin çok ciddi sorunları var ama maalesef bu
sorunlar bu kürsüde hep ötelenmeye çalışılıyor. Bakın,
bu ülkede KHKyle ihraç edilmiş 150 bin civarında insan var,
aşından işinden edilmiş ve bir Komisyon kuruldu,
Olağanüstü Hâl İnceleme Komisyonu. Bu Komisyon eğer bu
hızla giderse herhâlde yüz yılda bu işleri tamamlayacak.
Yoksulluk var, açlık var, ihraçlar var, insanların görevden
çıkarılması var ama maalesef KHKyle AKP işini götürmeye
çalışıyor. Meclisi etkisizleştirip Meclisin
çalışmaz, işe yaramaz gibi bir görüntüyü kamuoyuna vermeye
çalışıyor. Değerli arkadaşlar, bu doğru
değil. Bu ülkenin sorunlarının gelmesi gereken yer burası
ama dikkat edin 1 Ekimden bu yana bütçe görüşmeleri dışında
aslında bu ülkenin sorunlarına ilaç olacak, derman olacak ciddi
hiçbir meseleyi biz burada konuşabilmiş değiliz, biz burada
tartışabilmiş değiliz. Yoksulluğu
tartışmamışız, dış ilişkilerdeki
sorunları tartışmadık. Bu ülkede insanların
geleceğiyle ilgili kaygılarını, geleceğiyle ilgili
sorunlarını maalesef burada tartışmıyoruz. Bugün bu
ülkede döviz kurlarının, ekonominin geldiği durumu maalesef
tartışmıyoruz. Herkes sorunlu, herkes kaygılı, herkes
geleceğinden endişeli ama biz burada mış gibi
yapıyoruz, çalışıyormuş gibi, Meclis varmış
gibi bir görüntü vermeye çalışıyoruz. Aslında bu biraz da
16 Nisan referandumuyla bağlantılı bir durum çünkü 16 Nisan
referandumunda biz Eğer böyle bir duruma geçerseniz yargıyı da
yürütmeyi de yasamayı da tek bir erke teslim ediyorsunuz, tek bir elde
birleştiriyorsunuz. dediğimizde Hayır. dendi, Meclisi
güçlendiriyoruz, yargıyı güçlendiriyoruz, yürütmeyi güçlendiriyoruz.
dendi. Peki, bu mudur yargıyı güçlendirmek, bu mudur Meclisi
güçlendirmek, bu mudur yürütmeyi güçlendirmek değerli arkadaşlar? Bir
KHK çıkarılıyor, yukarıdan planlanıyor, buradan sadece
-hatta buraya da gelmeden- işler kotarılmaya çalışılıyor
ve ülke gittikçe bir bataklığa doğru, gittikçe bir bunalıma
doğru, gittikçe bir çöküşe doğru gidiyor. Aslında giden AKP
iktidarı, giderken de maalesef ülkeyi de götürüyor gibi görünüyor. Bunun
için hepimizin gerçekten başımızı ellerimizin arasına
alıp bir kez daha düşünme gereğimiz var. Biz ne yapıyoruz?
Bu Meclis niye var? Bu Mecliste bakın, bir oda tartışması
yapıyoruz ama bu Meclisin şu anda 10 vekili rehin tutuluyor. Biz bunu
bu kadar mesele yapmadık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Devamla) Meclis
Başkanlığı bu vekiller konusunda böyle bir tutum
sergilemedi.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekili Sayın Özgür Özel konuşacak.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlarım.
Türkiye demokrasisinin de parlamenter demokrasinin
de düşünce özgürlüğünün de söz söyleme hakkının da ne
noktaya geldiği ortada. Biraz önce Sayın Başkan Hadi oradan!
kelimesi için uyarı cezası verdi, iktidar partisi grup başkan
vekili yeterli görmedi, Hakarettir. dedi, Kınama cezası verelim,
daha ağır cezalar verelim. dedi. Gelinen noktada siyasi tarihimizin
kara lekesi tahkikat komisyonlarının kurulması kaldı.
Tamamı Adalet ve Kalkınma Partisinden oluşan tahkikat
komisyonları kurun, muhalefet partisi milletvekillerine fiilen şu
anda yaptığınız işi sadece kendinize ait o
komisyonlarda yürütün. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) O sizin tarihinizde var.
İstiklal mahkemelerinde var.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ama bir gerçek var, elimizde
bir kitap var: Anayasa. Siz İç Tüzükün en arkasına eklenen bir
maddeye uymaya davet ediyorsunuz Başkanı. Anayasanın ilgili
maddeleri diyor ki
Olağanüstü hâl iktidar partisinin oylarıyla
geçti. OHAL ilan edilme sebebi nedir? FETÖyle mücadele. Nedir süresi? Süresi
içindeyiz. Sınırı bütün Türkiye. Böyle düzenleme yaparsın
Oysa Meclisin bu yetkisini Anayasadan kaynaklanan bu hakla alan iktidar,
aklınıza gelen her şeyi, en son taşeronu, ondan önce kar
lastiğini, evlenme programını sizin yerinize kanun hükmünde
kararnamelerle düzenledi. Anayasanın bu maddesine
aykırılık görmüyorsunuz, savunmuyorsunuz, arkasında
durmuyorsunuz
Dün Bekir Bozdağa sordular -Bakan buradaydı biraz
önce- OHALle ilgili ne yapacaksınız? diye. Diyor ki: OHAL bir kez
daha uzatılacak.
Sayın milletvekilleri, demokrasi olan ülkelerde
bu sorunun cevabı şudur: Millî Güvenlik Kurulu toplanıp bir
tavsiye kararı alırsa biz de Meclisten OHALin
uzatılmasını talep etmeyi düşünüyoruz. Bu Meclis karar
verir OHALin uzatılıp uzatılmayacağına. Ama kuvvetler
ayrılığı ayaklar altında ve Bekir Bozdağ diyor
ki: OHAL bir kez daha uzatılacak, buna karar verdik. Kim Bekir
Bozdağ? Yürütmenin bir parçası. Siz yasamasınız. Sizin
yerinizde olsam bu işaret parmaklarını keser saraya
yollarım. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YUSUF BAŞER (Yozgat) Hadi be!
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Öyle demedi.
Öyle demedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Derim ki: Kardeşim,
sizin benim vicdanıma, kalbime, beynime ihtiyacınız yok.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) Sizde vicdan ne
arar ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Siz sadece bu
parmağı istiyorsunuz, aynı o, Ömer Seyfettinin Diyetindeki
gibi. Nedir kardeşim bedeli ya? Milletvekili yaptın ve sadece
kalbimi, beynimi değil, parmağımı istiyorsun. Kesin o
parmağı, yollayın saraya.
Başka da bir şey demiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN ARAS (Iğdır)
Eşkıya, eşkıya bu. Haydut, haydut.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) - Millî iradeye
hakaret var burada.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
grubumuzu sadece parmak indirip kaldıran bir demokrasi
anlayışıyla itham ettiği için cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
2.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Manisa Milletvekili
Özgür Özelin AK PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Meclis tarihinde ilk defa bir grup başkan
vekili, Tüzükün ilgili maddesindeki uyarı cezasını almış
durumda.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Ne bu
yani şimdi?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Az önce Sayın
Başkanın ifade ettiği gibi, Meclisin işleyişine,
adabına, kendi ağırlığına aykırı
davranan hareketinden dolayı Meclis Başkanının takdiriyle
ceza verildi. Herkes, kendisi, bu konuda aynaya bakar da kendi duruşunu
check ederse hiç bu tarz uyarılara gerek kalmaz diye düşünüyorum.
İkincisi, Sayın Başkan, az önce yine
kıymetli grup başkan vekili, Mecliste parmak indirip
kaldırmanın bir tiyatral iş olduğunu ifade ettiler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Öyle bir şey demedim.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, Mecliste demokratik kurallar gereği sayısal
iddialar, sayıya dayalı kararlar demokrasinin, İç Tüzükün
gereğidir. Biz milletten görev alırken Buraya gelin, bizim
partimizle beraber hareket ederek el kaldırın. diye oy veriyorlar.
El kaldırmak ayıp bir şey değil, parmak kaldırmak
ayıp bir şey değil. Parmak kaldırmayacağız da
başka hesaplarla mı iş yapacağız? Sayımız
burada, parmağımız burada, yüreğimiz burada; biz
işimizi böyle yapıyoruz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bekir Beyin ifade etmiş olduğu,
olağanüstü hâlin uzatılması bir taleple ilgilidir. Tabii ki
yürütme ihtiyaç duyarsa olağanüstü hâlin uzatılmasını talep
edecektir. Usuli işlem gereği Meclise geldiği zaman da grubumuz
buna karar verecektir. Kaldı ki biz olağanüstü hâlin, Türkiyede
terörle mücadelemizde ciddi bir imkân sağladığını,
teröristlere karşı büyük bir imkân
sağladığını düşünüyoruz. AK PARTİ Grubu
olarak da Millî Güvenlik Kurulunun talebi doğrultusunda, Hükûmetin talebi
doğrultusunda olağanüstü hâle evet demeye hazırız
diyoruz. Olağanüstü hâlin halkla ilgili değil terörle ilgili
meselelerde de Türkiyede önemli bir gündem olduğunu ifade ediyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kendisinin şahsıma
yaptığı sataşmalara kürsüden cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Duymuyorum yalnız,
arkadaşlarınıza bir ihtarda bulunabilir misiniz?
Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sataşmadık
Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kendisinin
ağırlığına, bir grup başkan vekiline
yakışmayacak şekilde. gibi sözlerle şahsıma
sataştı. Cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki dakika. (CHP
sıralarından alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çanakkale Milletvekili Bülent
Turanın sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, mesele
şundan ibaret: Eğer bir ana muhalefet partisi grup başkan vekili
Hadi oradan! diye uyarı cezası alıyorsa
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Onunla alakası yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
bunun ayıbı ana
muhalefet partisine değil bu cezayı hayata geçiren iktidar partisine
aittir, bunu bilin. (CHP sıralarından alkışlar)
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Gizli çekim
yapıyorsun be! Mahreme giriyorsun, gizli çekim yapıyorsun, ayıp
değil mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - İki,
sıkıntı şurada: Bekir Bozdağ yürütmenin bir mensubu
olarak dese ki: Millî Güvenlik Kurulu karar verirse Hükûmet olarak bunu talep
ederiz
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) O parmakların
gizli çekimde kullanılıyor. Ayıp değil mi?
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Ayıp
değil mi?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
Hükûmet olarak niyetimiz
bunu talep etmektir ve Meclisin takdiridir. Meclis uygun görürse
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Olur mu? O bizim takdir
hakkımızdır.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan,
hatip konuşuyor, müdahale eder misiniz.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Siz de
konuşuyorsunuz beyim. Biraz önce konuşuyordunuz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın
Başkanım, müdahale eder misiniz, hatibi konuşturmuyor.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Millî iradeye
hakaret ediyorsunuz. Parmaklarımıza kadar Kesin. dediniz be!
Ayıp bir şey ya!
BAŞKAN Ben gerekli ihtarda bulundum. Sayın
milletvekilleri, lütfen dedim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın
Başkanım, lütfen
BAŞKAN - Siz lütfen yerinize buyurun. Ben
sizden önce zaten ihtarda bulunmuştum. Lütfen
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Bir daha uyarıda
bulunun o zaman. Ayağa kalkıp bir ithamda bulunuyor.
BAŞKAN Ona da ben karar vereyim, müsaade
edin.
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep)
Ağırımıza gidiyor. Ne demek ya
parmağınızı kesin?
BAŞKAN - Evet, devam edin Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Sayın Başkan,
demokrasilerde yürütmenin bir üyesi der ki: OHALin uzatılmasıyla
ilgili Millî Güvenlik Kurulundan bir karar gelirse -ki gelebilir çünkü
yürütmeden orada ciddi sayıda üye var- biz Meclisten bunun
uzatılmasını talep etmeyi düşünüyoruz, yüce Meclisten.
Cevap budur. Ama bir Başbakan Yardımcısı çıkıp
Biz OHALi 6ncı kez uzatıyoruz. diyorsa -daha MGK
toplanmamış, daha Bakanlar Kurulu toplanmamış, Meclise
böyle bir talep gelmemiş- burada tarif edilen şey parlamenter
demokrasi değildir, bundan rahatsızlık duymak sadece muhalefet
partisi milletvekillerine ait bir şey değildir. Eğer siz,
iktidar partisi milletvekilleri olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Bu tahakküme, bu dayatmaya,
bu Meclisin bir iradesi yok, biz Meclisi sayı olarak görüyoruz;
onların bize değerlendirmesi, zihni, fikri, kalbi değil; el
kaldıracak kolları, yoklamaya girecek veya kabule basacak
parmakları lazım. diyorsanız, bu hakarettir. Eğer
gerçekten Meclise, millete bir hakaret suçu varsa,
cezalandırılacaksa, Bekir Bozdağın bu ifadeleri için sizin
Bekir Bozdağa milleti ve milletin vekillerini alenen
aşağılama suçundan dolayı ceza vermeniz gerekir. (CHP
sıralarından alkışlar) Burada ben sizin içinizde çok
sayıda milletvekilinin Bu konuda doğru söylüyor. dediğini
biliyorum.
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Nereden
biliyorsun? Müneccim misin?
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Ama esas mesele şu: Buna
karşı, bunu yüksek sesle söyletemeyen ne? İşte o yüzden
dedim, Ömer Seyfettin, Diyet. Nedir yahu diyet?
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) En büyük hakaret
budur, bu. Bu Parlamentoya en büyük hakarettir bu, farkında
değilsiniz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Yeter ya! Geç, orada
konuş arkadaşım!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sonucunda neyse o diyet,
kesersin o parmağı, yollarsın oraya, alsın tepe tepe
kullansın.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Kimse benim
parmağıma hükmedemez!
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Söz alıp da
konuş. Grup Başkan Vekiliniz var burada. Söz al da konuş.
BAŞKAN Sayın Turan
MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Parmakları
tahakküm altına alıyorsunuz, en büyük hakaret bu! Böyle bir hakaret
olamaz.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ne demek bu? Hakaretse
söz al, konuş.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
Özkoç, lütfen
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Grup Başkan
Vekilisin, ayıp ya!
BAŞKAN Sayın Turan, sizi dinliyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
zabıtlara geçsin diye ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Grubumuzun nasıl
karar aldığı bizim meselemiz. Biz yarın sabah Genel
Başkanımızla aynı şekilde, kahvaltılı
toplantılar yapmaya, konuları değerlendirmeye devam
edeceğiz. O yüzden, biri dedi, bunu yaptı tarzı iş bizim
işimiz değil. Biz partimizde istişare mekanizmalarını
kullanıyoruz. Olağanüstü hâl ihtiyaçsa buna karar veririz, bu bizim
işimiz.
İkincisi, Sayın Başkan, ısrarla
Sayın Grup Başkan Vekili Hadi oradan! dediği için ceza
aldığını ifade ediyor. Bu baştan sona yalandır,
yanlıştır. Ceza konusunu tüm Meclis bilsin ki içeride Meclis Başkan
Vekiline ait bir odada -özür diliyorum- tuvalet dâhil, gizli çekim
yapılacak kadar adaba aykırı bir işlemden dolayı ceza
almıştır. Yetmedi, bir kadın Meclis başkan vekiline
kürsüye gelip bağıracak kadar yanlış bir işlem
yapıldığı için ceza almıştır. Yetmedi,
Meclis Başkanına iki günden beri -zabıtlarda var- olmadık
laflar dendiği için alınmıştır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, ne
yapayım? Yani normalde kürsüden talep etsem vermeyecek misiniz? Adam
yalan diyor, adap diyor, edep diyor.
BAŞKAN Ama bakın, biraz önce bu
davranışınız yüzünden Meclisin bir gerginlik ortamı
içine girdiğini gördük.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Adamlık
başüstüne ama üslup her zamanki üslup.
BAŞKAN Ben şimdi, daha sözüme
başlamadan, hemen, ne yapayım
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, yeter artık.
BAŞKAN Yapmayın bunları lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Peki.
Ben de sadece tutanağa geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN Talebiniz nedir? diye
soracaktım, nereye getiriyorsunuz konuyu.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, sadece
tutanağa geçsin.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) İki tane oda var.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayda!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Fiilî durum, bu taraf,
bizlerin kullandığı bir odaydı, ne sizin ne bizim, kimsenin
haberi olmadan oraya Meclis Başkanı geldi, başka bir tasarruf
koydu, buna isyan ettik. Ben, Meclis Başkan Vekilinin odasına gizlice
girmedim. Ben, eskiden bize ait olan, fiilen bize ait olan ve Meclis
Başkanı tarafından el konulan odanın son durumunu
Gizli
çekim değil, herkesin gözünün önünde ve yapacağımı söyleyerek
ve bütün basını çağırıp onlara göstererek yaptım
ama bunu deyip
BAŞKAN Tamam.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ceza alma meselesi buysa
bundan verilecek her cezaya da yüz kere razıyım yahu, yüz kere
razıyım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, ben bir
açıklama yapmak istiyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kendine
yakıştırıyorsa yakışır Sayın
Başkan.
BAŞKAN Bir: Bir kere, uyarı
cezasını Meclis Başkan Vekili olarak ben verdim, iktidar partisi
vermedi.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tüzük, tüzük, tüzük
BAŞKAN Siz öyle söylediniz kürsüden.
İki: Vermiş olduğum cezanın
gerekçesi sadece kürsüden gelip burada tanıkların yanında bana
sarf ettiğiniz o sözü söylemekten dolayı değildi, şu anda
benim kullanımımdaki -benim derken de şahsımı kastetmiyorum,
şu anda Meclisi yöneten Başkan Vekili olduğum için benim
kullanımımda diyorum- odaya izinsiz, benim iznim
dışında girip fotoğraf çekmenizden. Ben cezaları bu
noktadan verdim Sayın Özel, tashih ediyorum, polemiğe de asla girmek
istemiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
gündeme devam edelim. Böyle bir şey yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şunu söyleyeyim
BAŞKAN Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) O zaman şunu söyleyeyim:
Ben, yine, savunma hakkımı kullanmayacağım, cezaya da
razıyım ama o yaptığım işlem,
şahsınıza tahsisli bir oda değil, hepimize açık bir
odaya Meclis Başkanı çöktü diye ona tepkidir. Bunu söylüyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bu konuda anlaşabilmemiz mümkün
değil.
Sayın milletvekilleri, şu anda oradaki oda
Meclis başkan vekillerine ayrılmış bir odadır. Bitti.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Meclis Başkanı çöktü
oraya, çöktü.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun 10 Ocak 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmeyerek gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmındaki işlerin görüşülmesine
ilişkin önerisi
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Ağrı Milletvekili
Leyla Zananın 1inci Yasama Yılı ile 2nci Yasama
Yılı 01.10.2016 ila 30.04.2017 Döneminde Anayasanın 81inci
Maddesine Uygun Biçimde And İçmeden Aralıksız Olarak Genel
Kurulun 212 Birleşimine Katılmamasına Bağlı
Devamsızlığı Nedeniyle Anayasanın 84üncü ve
İçtüzüğün 138inci Maddeleri Uyarınca Gerekli
Değerlendirmenin Yapılması İçin Başkanlık
Divanının 20.07.2017 Tarihli ve 41 Numaralı Kararı ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi ile
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
XI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
1.- Ağrı Milletvekili Leyla Zananın 1inci Yasama
Yılı ile 2nci Yasama Yılı 01.10.2016 ila 30.04.2017
Döneminde Anayasanın 81inci Maddesine Uygun Biçimde Andiçmeden
Aralıksız Olarak Genel Kurulun 212 Birleşimine
Katılmamasına Bağlı Devamsızlığı Nedeniyle
Anayasanın 84üncü ve İç Tüzükün 138inci Maddeleri Uyarınca
Gerekli Değerlendirmenin Yapılması İçin Başkanlık
Divanının 20.07.2017 Tarihli ve 41 Numaralı Kararı ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi (3/1171)
ile Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon
Raporu (Sıra Sayısı:
507) (x)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
görüşülen konu Meclisin işleyişiyle ilgili bir husus olduğu
için söz konusu görüşmeler sırasında Hükûmetin temsili
aranmayacaktır.
Komisyon? Yerinde.
Geçen birleşimde Komisyon raporu üzerindeki
konuşmalar tamamlanmış ve raporun görüşmeleri üzerinde
İç Tüzükün 72nci maddesine göre verilen önergenin oylamasında
kalınmıştı.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan
Vekili Özgür Özel ve arkadaşlarının verdiği önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Komisyon raporu üzerindeki görüşmeler bugün
itibarıyla saat 18.40 olarak tamamlanmıştır.
İç Tüzükün 138inci maddesine göre Karma Komisyon
raporunun açık oylaması görüşmelerin tamamlanmasından yirmi
dört saat sonra yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, 2nci sırada yer
alan Kamu Denetçiliği Kurumu 2016, 2015, 2014 ve 2013 Yıllık
Raporları Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon
Raporları üzerindeki görüşmelere başlıyoruz.
2.- Kamu Denetçiliği Kurumu 2016, 2015, 2014 ve 2013
Yıllık Raporları Hakkında Dilekçe Komisyonu ile İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon
Raporları (5/8, 5/5, 5/4, 5/3) (S. Sayısı: 289 ve 289a 1inci Ek)
BAŞKAN Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan 460 sıra
sayılı Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
B) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler
Arasında Afet ve Acil Durum Halinde Yardım Sevkiyatının ve
Yardım Personeline Ait Eşyanın İthalat, İhracat ve
Transitini Hızlandırmaya Yönelik Önlemlerin Alınmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/764) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 460)
BAŞKAN Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir iş
bulunmadığından, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 11 Ocak 2018 Perşembe günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 18.43