TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
5inci
Birleşim
10
Ekim 2017 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili Emin
Haluk Ayhanın, orta vadeli programa ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdinin, kadına yönelik
şiddete ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Çorum Milletvekili
Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurtun, Uluslararası Kadeş
Barış, Eşitlik ve Kardeşlik Sempozyumuna ilişkin
gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Avrupada yabancı
karşıtlığı, İslamofobi ve
ırkçılığın gittikçe tırmandığına
ilişkin açıklaması
2.- Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
3.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, dış politikanın AKP Genel Başkanı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından belirlendiğine
ve dış politika konusunda Hükûmetin Meclisi ve diğer partileri
düzenli bilgilendirmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
4.- Denizli Milletvekili
Cahit Özkanın, Amerika Birleşik Devletlerinin vize engeli
kararının 15 Temmuz ihanetindeki ortaklığın
açıkça kabulü anlamına geldiğine ilişkin
açıklaması
5.- Ankara Milletvekili
Şenal Sarıhanın, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
6.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Akının, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne, iktidarı ve tüm kurumları makam aracı sevdasından
vazgeçmeye davet ettiğine ilişkin açıklaması
7.- Mersin Milletvekili Baki
Şimşekin, Mersinde balık çiftlikleri kurma kararına ilişkin
açıklaması
8.- İstanbul
Milletvekili Selina Doğanın, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne, dış politikadaki istikrarsızlık ve iç politikada
muhalefete tahammülsüzlükle güvenli bir ülke inşa edilemeyeceğine
ilişkin açıklaması
9.- İstanbul
Milletvekili Onursal Adıgüzelin,10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
10.- Bursa Milletvekili
Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne, Avrupa Şampiyonu olan Ampute Futbol Millî
Takımını kutladığına ve engellilerin ÖTVsiz
araç alımı haklarına kısıtlama getirilmesine
ilişkin açıklaması
11.- Balıkesir
Milletvekili Mehmet Tümün, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında
yaşanan terör saldırısının yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
12.- İstanbul
Milletvekili Fatma Benlinin, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
13.- İstanbul
Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdinin, Amerika Birleşik
Devletlerinin Türkiyeye yönelik vizeleri durdurma kararının
dış politikadaki büyük çöküşün göstergesi olduğuna
ilişkin açıklaması
14.- Çanakkale Milletvekili
Muharrem Erkekin, İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu
hakkında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin bozma
kararına ilişkin açıklaması
15.- Ankara Milletvekili
Murat Emirin, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan
terör saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
16.- Çanakkale Milletvekili
Bülent Özün, Çanakkalede son günlerde yaşanan üzücü olaylara ve gerekli
tedbirlerin alınması için ne gibi çalışmalar
yapıldığını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
17.- Hatay Milletvekili Hilmi
Yarayıcının, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında
yaşanan terör saldırısının yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
18.- Manisa Milletvekili Tur
Yıldız Biçerin, Nüfus Hizmetleri Kanununda değişiklik
yapılarak müftülüklere nikâh kıyma yetkisinin verilmesiyle medeni
hukukun yerini din referanslı düzenlemelere bırakmış
olacağına ilişkin açıklaması
19.- Giresun Milletvekili
Bülent Yener Bektaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Metin
Külünkün önceki gün Giresunda verdiği konferansta sarf ettiği
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
20.- Adıyaman
Milletvekili Behçet Yıldırımın, 10 Ekim 2015 tarihinde
Ankara Gar Meydanında yaşanan terör saldırısının
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
21.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne, Hükûmetin bu olayı anmak isteyenlere neden izin vermediğini
açıklaması gerektiğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10
üyesinin cezaevinde olmasının Üçüncü Yasama Yılının
ayıplı açıldığı anlamına geldiğine ilişkin
açıklaması
22.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında
yaşanan terör saldırısının yıl dönümüne, Avrupa
Şampiyonu olan Ampute Futbol Millî Takımını tebrik ettiğine,
sınırlarımızın hemen dibindeki İdlibde huzuru
sağlamanın ancak buradan terörün sökülüp atılmasıyla mümkün
olacağına ve Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiyedeki tüm
diplomatik misyonlardaki vize hizmetlerini askıya almasına
ilişkin açıklaması
23.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, İçişleri Bakanının 7
kişiye işkence yapılmasıyla ilgili konuda ve Deniz Bahçeci
isimli gencin gözaltına alınması olayıyla ilgili
bilgilendirme yapması gerektiğine ve 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara
Gar Meydanında yaşanan terör saldırısının
yıl dönümüne ve bugünkü anma etkinliklerinin engellenmesine ilişkin
açıklaması
24.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Amerika Birleşik Devletlerinin Türk
vatandaşlarına yönelik mesnetsiz vize kısıtlaması
kararı almasına, meselenin çözülmesini, Türkiye-ABD
ilişkilerinin güçlü bir şekilde devam etmesini temenni ettiğine
ve bu konudan siyasi çıkar devşirmeye çalışmanın ucuz
bir siyaset anlayışı olduğuna; Avrupa Şampiyonu olan
Ampute Futbol Millî Takımını tebrik ettiğine; 10 Ekim 2015
tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
25.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın HDP
grup önerisi üzerinde HDP Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
26.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
27.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Hükûmete söylenen her lafın AK
PARTİ grup başkan vekiline söz hakkı
doğurmayacağına ve terörün, acıların siyasete alet
edilmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
28.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
29.- Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
30.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Batman Milletvekili Ayşe Acar
Başaranın 491 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 12nci maddesiyle ilgili önerge üzerine
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, 26ncı Dönemin Üçüncü
Yasama Yılının hayırlar getirmesini temenni ettiğine,
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Yüksele Allahtan rahmet dilediğine, 10
Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ve Avrupa Şampiyonu
olan Ampute Futbol Millî Takımını tebrik ettiğine
ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, terör örgütleri ve terör
eylemlerinin tamamının aynı derecede olduğuna ve bütün terör
eylemlerinden şehit olanlara Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
konuşması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Gensoru
1.- CHP Grubu adına Grup
Başkan Vekilleri İstanbul Milletvekili Engin Altay, Ankara
Milletvekili Levent Gök ve Manisa Milletvekili Özgür Özelin, kamu ihaleleriyle
ilgili kanuni sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara
uğratılmasına sebebiyet verdiği iddiasıyla
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan
hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/17)
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, eş
başkanlığını Türkiye ile ABDnin yürüttüğü
Terörizmle Mücadele Küresel Forumu (TMKF) çerçevesinde 24-25 Ekim 2017
tarihlerinde Mısırın başkenti Kahirede düzenlenecek olan
"Hukukun Üstünlüğü Çerçevesinde Terörizmle Mücadele Sistemleri
İnşa Edilmesinde Parlamenterlerin Rolünün Geliştirilmesi konulu
çalıştaya katılım sağlanmasına ilişkin
tezkeresi (3/1196)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının, Dışişleri
Komisyonu Başkanı ve Malatya Milletvekili Taha Özhanın, ABDnin
başkenti Washingtonda 9-12 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenecek olan
Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonunun Parlamenterler
Ağı yıllık toplantısına katılmasına
ilişkin tezkeresi (3/1197)
C) Önergeler
1.- Aydın Milletvekili
Deniz Depboylunun, (2/1432) esas numaralı Çocuk Hakları Koruma
Komisyonu Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/106)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Adana ilinin işsizlik sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/547) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10
Ekim 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
2.- HDP Grubunun, Grup
Başkan Vekili Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ve
Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir tarafından, Türkiye
tarihinin en fazla can kaybının da yaşandığı 10
Ekim 2015 Gar patlamasının tüm boyutlarıyla
araştırılması amacıyla 10/10/2017 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- CHP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, terörle mücadele sürecindeki yanlış
politikaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/1219) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine; (11/17) esas numaralı Gensoru
Önergesinin 16 Ekim 2017 Pazartesi günkü gündemin Özel Gündemde Yer Alacak
İşler kısmının 1inci sırasına
alınarak bu birleşimde (11/17) esas numaralı Gensoru
Önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına
ilişkin görüşmelerinin yapılmasına, görüşmelerinin
tamamlanmasını müteakip RTÜKte boş bulunan 3 üyelik için seçim
yapılmasına ve Genel Kurulun bu seçimin tamamlanmasına kadar
çalışmalarına devam etmesine; 26ncı Dönem Üçüncü Yasama
Yılı sonuna kadar salı günleri bir saat sözlü soruların
görüşülmesini müteakip diğer denetim konularının,
çarşamba günleri ise sözlü soruların görüşülmemesine ve 497
sıra sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mardin Milletvekili
Mithat Sancarın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklaması sırasında Halkların
Demokratik Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Mardin Milletvekili Mithat Sancarın sataşma
nedeniyle yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Muş Milletvekili
Ahmet Yıldırımın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Mardin Milletvekili
Mithat Sancarın, Ankara Milletvekili Murat Alparslanın HDP grup
önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında HDP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Şanlıurfa Milletvekili Mehmet
Kasım Gülpınarın CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Trabzon Milletvekili
Haluk Pekşenin, ülkeye kaçak yollarla çay sokulmasına ve
engellenmesi için yapılan çalışmalara ilişkin Gümrük ve
Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/60) ve Kültür ve Turizm
Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
2.- Antalya Milletvekili
Çetin Osman Budakın, son dönemde Türkiyenin dış politikasında
yaşanan gelişmelerin turizme etkisine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/121) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
3.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Çiftlik ilçesine bağlı Kitreli
köyünün tarihi yapısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/235) (Cevaplanmadı)
4.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Kavlaktepe Yeraltı
Şehrinin turizme kazandırılması adına yürütülen
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/241) (Cevaplanmadı)
5.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Kavlaktepe Yeraltı
Şehrinin turizme kazandırılması adına yürütülen
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/242) (Cevaplanmadı)
6.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Kavlaktepe Yeraltı
Şehrinin turizme kazandırılması adına yürütülen
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/243) (Cevaplanmadı)
7.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesindeki Avören Antik Kenti
ile ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/252) (Cevaplanmadı)
8.- Trabzon Milletvekili
Haluk Pekşenin, Trabzonun turizm bakımından desteklenen iller
kapsamına alınmamasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/260) (Cevaplanmadı)
9.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Akkaya Barajı yanındaki
tarihî bir alanın turizme kazandırılmasına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/358)
(Cevaplanmadı)
10.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/518) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
11.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/519) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
12.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Tepeköy bölgesindeki tarihî yapılarla
ilgili çalışma yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/520) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
13.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Bor ilçesine bağlı Karamahmutlu
köyündeki mağaralarla ilgili bilimsel çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/521) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
14.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, bilimsel kazı çalışmaları ile ilgili verilere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/522) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
15.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Bolkar Dağları üzerinde kayak tesisi
kurulmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/523) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
16.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/524) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
17.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyündeki tarihî Hasan Paşa
Konağının onarılmasına yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/525) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
18.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Ballı köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/526) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
19.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Ballı köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/527) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
20.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdedeki Hasaköy Kilisesinin
onarılmasına yönelik çalışmalara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/528) (Cevaplanmadı)
21.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, görme engelliler için kütüphanelerde kitap okuyan
gönüllülere ilişkin sözlü soru önergesi (6/529) ve Kültür ve Turizm
Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
22.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, 2014-2015 yıllarında Bakanlık
tarafından basılan kitaplara ve abone olunan süreli yayınlara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/530) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
23.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde ilinde tespit ve tescil edilmiş
taşınmaz kültür varlıklarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/531) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
24.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin tarihî ve kültürel değerlerinin
tanıtılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/532) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
25.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede halıcılığın
korunması için yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/533) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
26.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Dündarlı Kasabasındaki tarihî
alanlar ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/534) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
27.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdedeki Damlataş Mağarasının
turizme kazandırılmasına yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/535) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
28.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdedeki Kiçiağaç ve Çamardı
Kiliselerinin onarılmasına yönelik çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/536) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
29.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Dündarlı kasabasında bulunan bir
taşla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/537) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
30.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan tarihî bir bedesten ile konağa
ilişkin sözlü soru önergesi (6/538) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
31.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde Kalesi ile ilgili çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/539) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
32.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde ilindeki bir tarihî yapının restore
edilerek müzeye dönüştürülmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/540)
ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
33.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Murtandı Kalesinin
onarılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/542) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
34.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Darboğaz Sıdıran
Kalesinin tanıtımına yönelik çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/543) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
35.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Ballı köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/545) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
36.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan H. Prodromos Manastırına
ait kilise binasının onarılarak müzeye dönüştürülmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/546) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
37.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Tepeköy bölgesindeki tarihî yapılarla
ilgili çalışma yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/547) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
38.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Tepeköy bölgesindeki tarihî yapılarla
ilgili çalışma yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/549) (Cevaplanmadı)
39.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan tarihî Yeraltı Karız Su
Kanalları ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/550) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
40.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Osmanlı Dönemine ait cami ve
kiliselere ilişkin sözlü soru önergesi (6/551) ve Kültür ve Turizm
Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
41.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdedeki Alaaddin Camii ile ilgili yürütülen
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/552) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
42.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Ulukışla ilçesinde bulunan tarihî
yapı ve alanlarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/554) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
43.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdedeki Alaaddin Camiinin
tanıtılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/555) (Cevaplanmadı)
44.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Tepeköy köyünde yapılan kaçak
kazılara ve alınan önlemlere ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/557) (Cevaplanmadı)
45.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde Kalesinin bulunduğu alanda bilimsel
kazı çalışması yapılmasına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/558) (Cevaplanmadı)
46.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/559) (Cevaplanmadı)
47.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/561) (Cevaplanmadı)
48.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/562) (Cevaplanmadı)
49.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/563) (Cevaplanmadı)
50.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Gösterli köyünde bilimsel kazı
çalışmaları yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/565) (Cevaplanmadı)
51.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdedeki Gösterli yerleşmeleri ile ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/567) (Cevaplanmadı)
52.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Hamamlı köyündeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/568) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
53.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan bazı tümülüslerle ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/569) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
54.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Hamamlı ile Kumluca arasında
kalan bölgesindeki tarihî yapılarla ilgili çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/570)
(Cevaplanmadı)
55.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/571) (Cevaplanmadı)
56.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/572)
(Cevaplanmadı)
57.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan bazı mezar ve tümülüslerle
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/573) (Cevaplanmadı)
58.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/574) (Cevaplanmadı)
59.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/575)
(Cevaplanmadı)
60.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/576) (Cevaplanmadı)
61.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/577)
(Cevaplanmadı)
62.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Çavdarlı köyündeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/578) (Cevaplanmadı)
63.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan bazı tümülüslerle ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/579) (Cevaplanmadı)
64.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yeşilgölcük beldesindeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/580) (Cevaplanmadı)
65.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Bor ilçesinin Sokubaşı
Mahallesinde bulunan yer altı şehrine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/581) (Cevaplanmadı)
66.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Bor ilçesinde bulunan bir yer altı
şehri ile ilgili çalışma yapılmasına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/582) (Cevaplanmadı)
67.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde ilindeki yer altı şehirleri ile
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/583) (Cevaplanmadı)
68.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Yeşilgölcük beldesindeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/584) (Cevaplanmadı)
69.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Aladağlar ve Bolkarların Niğde ili
sınırları içinde kalan kısımlarındaki mağaralara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/585)
(Cevaplanmadı)
70.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Aladağlar ve Bolkarların Niğde ili
sınırları içinde kalan kısımlarındaki antik dönem
yerleşmeleri ile ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/586) (Cevaplanmadı)
71.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Uluağaç köyündeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/587) (Cevaplanmadı)
72.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/588) (Cevaplanmadı)
73.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî
eser barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/589)
(Cevaplanmadı)
74.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Uluağaç köyündeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/590) (Cevaplanmadı)
75.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Bağlama Yeraltı Şehri
ile ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/591) (Cevaplanmadı)
76.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin İçmeli yerleşmesinde bulunan
tarihî yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/592) (Cevaplanmadı)
77.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Orhanlı kasabasında bulunan
tarihî yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/593) (Cevaplanmadı)
78.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Kiçiağaç köyündeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/594) (Cevaplanmadı)
79.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Çınara yerleşmesi ile
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/595) (Cevaplanmadı)
80.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Değirmenli kasabasında bulunan
mağara ile ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/596) (Cevaplanmadı)
81.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Bor ilçesine bağlı Balcı
köyündeki tarihî eserlerle ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/597) (Cevaplanmadı)
82.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Edikli beldesinde bulunan tarihî
yapılarla ilgili çalışma yapılmasına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/598)
(Cevaplanmadı)
83.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, özel şahıslara ait tarihî ve kültürel
taşınmaz varlıkların korunmasına ve
yaşatılmasına yönelik bir düzenleme yapılmasına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/683)
(Cevaplanmadı)
84.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, 2015 ve 2016 yıllarında sit alanı olmaktan
çıkarılan yerlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü
soru önergesi (6/694) (Cevaplanmadı)
85.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge
Kurulunun bulunmamasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/702) (Cevaplanmadı)
86.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde Hasköyde bulunan bir yer altı
şehrine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/737) (Cevaplanmadı)
87.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesine bağlı
Yeşilyurt köyünde çok sayıda tarihî eser bulunan bir vadiye yönelik
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/738) (Cevaplanmadı)
88.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdede bulunan Osmanlı Dönemine ait
kiliselere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/739) (Cevaplanmadı)
89.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Altunhisar ilçesine bağlı
Yeşilyurt köyünde bulunan tarihî yapıların
onarılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/743) (Cevaplanmadı)
90.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Nevşehirde son iki yılda kapanan otel
sayısına ve son üç yılda Nevşehire gelen yabancı
turist sayısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü
soru önergesi (6/808) (Cevaplanmadı)
91.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin Eski Saray Mahallesindeki Ermeni
Kilisesinin restorasyon sonrası Kütüphaneler ve Yayınlar Genel
Müdürlüğüne çocuk kütüphanesi olması için tahsis edildiği iddiasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/864) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
92.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, 2017 yılında bilimsel kazılara ayrılan
bütçeye ilişkin sözlü soru önergesi (6/865) ve Kültür ve Turizm
Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
93.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Bakanlık personeli ile ilgili çeşitli verilere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/866) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
94.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Bakanlık bünyesindeki kütüphaneci, arkeolog, sanat
tarihçisi, folklor araştırmacısı, kimyager ve
sosyologların ek göstergelerinin 3600e yükseltilmesi konusunda bir
çalışma olup olmadığına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/867) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
95.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, ülke genelindeki kütüphane sayısı ile
kütüphanelerde görev yapan kadrolu personel sayısına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/868) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
96.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, 15 Temmuz sonrası kütüphanelerden
kaldırılan kitap olup olmadığına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/869) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- İş Mahkemeleri
Kanunu Tasarısı (1/850) ve Adalet Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 491) (x) 491 S. Sayılı Basmayazı 04/10/2017
tarihli 3üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
XI.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Kocaeli Milletvekili
Tahsin Tarhanın, Katar ortaklı şirketlere, Katarın
Türkiyedeki yatırımlarına ve Katarda bulunması planlanan
Türk askeri sayısına ilişkin Başbakandan sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı (7/14775)
2.- Manisa Milletvekili Tur
Yıldız Biçerin, Türkiyeden Katara yapılan gıda yardımına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin
cevabı (7/15112)
3.- Balıkesir
Milletvekili İsmail Okun, Balıkesirde son bir yıl içinde
kapanan ve açılan iş yerlerine ve işsizlik verilerine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkcinin cevabı (7/15786) (EK CEVAP)
4.- İzmir Milletvekili
Atila Sertelin, CHP Genel Başkanı tarafından İstanbulda
gerçekleştirilen Adalet mitinginin TRT tarafından
haberleştirilmemesine ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı (7/15925)
10 Ekim 2017 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, orta vadeli program hakkında söz isteyen
Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhana aittir.
Buyurun
Sayın Ayhan. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakikadır.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhanın, orta
vadeli programa ilişkin gündem dışı konuşması
EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün sizlere orta vadeli program
hakkında değerlendirmelerimi sunacaktım; sonunda, ülkemiz
ekonomisinin içinde bulunduğu kırılganlığı ve
riskleri yeterince dikkate almayan pembe bir tablo çizildiğini
söyleyecektim. Maalesef pembe tablo bir gecede renk değiştirdi.
Piyasalar sıkıntılı. Esasen, eylül ayından bu yana
TLnin değer kaybı yüzde 7-8 civarında, gösterge faizler yüzde
12,5e kadar yükseldi, 100 bin puanın üzerinde kalmak için borsa
uğraşıyor, Türk tahvil ve senetlerinin yabancı
satışları hızlanıyor. Deyim yerindeyse ekonomide
sıkıntılar baş gösteriyor. Sayın bakanlar hâlâ
ekonominin dış şoklara dayanaklı olduğunu savunuyor
ancak hazırladıkları orta vadeli program, daha bütçe Meclise
gelmeden, bir günde, maalesef kadük oldu. Şayet ekonomideki mevcut
gelişmeler geçici olmaz ise kur, enflasyon, faiz, borçlanma başta
olmak üzere, orta vadeli programdaki pek çok büyüklük hedefi geçerliliğini
yitirecektir.
Hedeflere revizyon yapılması
gerekiyor. Bu durumda, OVPyle yapılacak bütçede evdeki hesap
çarşıya uymaz, devletin iki yakası bir araya gelmez, gelemez.
OVP, zaten hedefleri ve büyüklükleri itibarıyla gerçekçi olmaktan
uzaktı, varsayımları da dünya ekonomisinde beklenen gelişmelere
uygun değildi.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Hükûmet, Cumhurbaşkanlığı
danışmanlarına bu programı, orta vadeli programı
beğendiremiyor. Eskiden dandik olduğunu söylüyorlardı,
şimdi utangaç diyorlar. Neyi kastettiğini, Hükûmetin eski bakanları
köşe yazılarında orta vadeli programlarını
beğenmediklerini farklı şekillerde ifade ederek söylüyorlar.
Bu program, daha önce de
olduğu gibi, ekonomiye bir yol haritası olma vasfını,
maalesef, taşımıyor. Orta vadeli programda belirlenen öncelikli
politika alanlarını dengeli bulmakla birlikte, makro büyüklük
tahminlerinin ve hedeflerinin tutarsızlık ve ölçüsüzlük
barındırdığını ifade etmeden geçmek mümkün
değil. Esasen bu program, makro hedefleri ile öngörülen tedbirler
arasında çelişki de barındırıyor. Bu yönüyle OVPnin
iç tutarlılığının ve
inandırıcılığının çok sorunlu olduğunu
değerlendirmek yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Bilindiği gibi,
yılın ilk yarısında alınan mali tedbirler büyümeyi
destekledi. OVPnin büyüme ve enflasyon hedefleriyle çeliştiğini
söyleyebiliriz. OVP hedeflerinin tutturulması konusunda kamuoyu ve ekonomi
çevrelerinde gerçekten ciddi endişeler var. Piyasalara güven bu programla
verilemedi, piyasalar hakikaten sıkıntı içinde. Hükûmetin
yaptıklarını değil, ABDde olan biteni millet takip etmeye
başladı. En küçük siyasi olayda piyasalar benzer ülkelerden
ayrışarak panik tepkiler verebilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
cari işlem açığını düşürmeyi, büyümeyi
artırmayı, enflasyonu azaltmayı öngören bir program olarak
düşünülmekle beraber, üretim ve ihracata
bağımlılığın kısa vadede
değişmeyeceği varsayıldığında, büyümenin
ithalat ve cari işlemler açığını yükseltmemesi
nasıl sağlanacak? Bu programa göre dolar kuru bu yılı 3,58
ortalamayla tamamlayacak. Yıllık ortalama kur 2018de 3,73 TL.
Şimdi baktığınız zaman dün itibarıyla bu seviye
açılmış vaziyetteydi. OVPde kur artışının
enflasyonun altında kalacağı öngörülürken düşük kur,
düşük enflasyon ile yüksek reel faiz sayesinde zımni olarak
sıcak paraya dayalı bir büyüme hedefleniyor.
Sayın
milletvekilleri, geçmişte olduğu gibi bu program döneminde de
büyümenin istihdama yansımayacağı gözüküyor. Bunun anlamı,
geçmişte AKP hükûmetlerinde olduğu gibi istihdamsız,
dış kaynağa ve ucuz ithalata dayalı bir dönemin
hedeflendiğidir. Dengeli bir makro politikalar manzumesinin
listelenmiş olduğunu bu programda görüyoruz ancak sıkı para
politikasının devam edeceği, buna mukabil maliye
politikasının bir miktar gevşetilmesi hedefleniyor. Yüksek büyüme
hedeflenirken yine de mali disiplinden çok fazla uzaklaşılmaması
hedefleniyor. Bütçe açığındaki hızlı artış
vergi gelirlerindeki kalıcı artışla telafi edilmek ya da
dizginlenmek isteniyor. Hükûmetin vergi afları, yapılandırmalar,
vergi istisnaları, hesapsız verilen teşvikler, önceliği
tartışmalı mega yatırımlarla kamu maliyesinde
açtığı gediği harcama ve vergi reformuyla kalıcı
bir biçimde zamana yayarak iyileştirmek daha da yerinde ve sürdürülebilir
bir yaklaşım olacaktır diye düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Ayhan.
Gündem dışı
ikinci söz, kadına yönelik şiddet hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdiye aittir.
Lütfen süresinde
tamamlayalım.
Buyurun Sayın Akkuş
İlgezdi. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş
İlgezdinin, kadına yönelik şiddete ilişkin gündem
dışı konuşması
GAMZE AKKUŞ
İLGEZDİ (İstanbul) Sayın Başkan, iki yıl önce
bugün Ankarada cumhuriyet tarihinin en kanlı terör
saldırısı gerçekleşti. En küçüğü 9 yaşında
olan yüzlerce candan geriye parçalanmış bedenleri kaldı. O günkü
acı ve çaresizliği, Gar Meydanını inleten
çığlıkları unutmak mümkün değil. Ne acı ki hâlâ
adaleti bekliyoruz. Bu vesileyle bugüne kadar hain teröre kurban
verdiğimiz bütün canlarımızın anısı önünde
saygıyla eğiliyorum.
Değerli vekiller,
kadına yönelik kurumsallaşan şiddete dikkat çekmek ve sesimizi
duyurabilmek için bugün bu kürsüdeyim. Toplumun her kesiminden,
kuşatılan, fiziksel ve duygusal şiddetin mağduru olan,
istismara uğrayan yüz binlerce kadın var. Hikâyeleri, kültürleri,
dilleri, giyimleri farklı ancak sonları aynı olan bu
kadınların varlıklarını ancak ölü rakamlara
dönüştüklerinde fark ediyoruz. Biz kadınlar Bu hayatta biz de varız.
dedikçe eril şiddetinin yeniden yeniden kurbanı oluyoruz.
Geçtiğimiz hafta kendi
seçim bölgemde bir erkek terörü yaşandı. İnsanların
ötekileştirilmediği, huzur içinde yaşamı bir arada
paylaştığı Ataşehirde başörtülü bir kadın,
canı öyle isteyen bir erkek tarafından, sokakta yürüdüğü için
darbedildi. Öncelikle kendisine buradan geçmiş olsun dileklerimi
iletiyorum ama ne yazık ki geçmiyor işte. Bu saldırı,
Türkiye'nin hemen hemen her tarafında her gün gerçekleşen onlarca
saldırıdan yalnızca bir tanesi.
Biliyor musunuz, son dokuz
ayda öldürülen kadın sayısı 285e ulaştı. Yani
kadınlarımızı koruyamadık. Günde 2 kadın
cinayetinin yaşandığı bu ülkede
aldığımız nefesi bizlere haram etmeye çalışan
erkek şiddetine karşı yaşam hakkımızı
savunuyoruz. Bizler, Ataşehirde yumruklanan başörtülü kadın ile
Maltepede tekme tokat dövülen şortlu kızın
uğradığı şiddet arasında bir fark görmüyoruz
çünkü öznesi kadın, yüklemi şiddet olan bir anlayışla
mücadele ediyoruz. Bizler, kadınların kimlikleri, inançları ve
kıyafetleri üzerinden ötekileştirilmesini istemiyoruz çünkü biliyoruz
ki şiddetin doğusu batısı, köylüsü kentlisi, okumuşu
okumamışı yok; kadına şiddetin kapalısı
açığı, iyisi kötüsü yok. Kadına yönelik şiddeti bir
virüs gibi doğrudan topluma yayan eril bataklığını
kurutamazsak cinayetlerin, şiddetin,
ayrımcılığın, istismarın önüne geçemeyiz. Biz
böyle diliyoruz ve istiyoruz ama iktidarın dünyası ile
sokağın gerçeğinin de birbirine uymadığını
hep birlikte görüyoruz.
Değerli vekiller,
kadınları ötekileştiren siyasi irade bugünlerde yeni bir
düzenlemeyi getiriyor, müftü nikâhlarını. Uyarıyoruz, bu
topraklar ötekileştirilen kadınların hikâyeleriyle doluyken
böylesi bir yetki, yeni mahallelerde yeni ötekiler yaratır ancak,
toplumsal baskıyı arttırır. Eril şiddetle mücadele
etmek yerine kadınlarımızı bir de nikâh üzerinden ayrıştırmaya
çalışmak vicdana ve akla ihanettir, yeni cinayetlere davetiyedir.
Öte taraftan,
unutulmasın ki müftülük dinî bir makamdır. Bu makama verilecek
böylesi bir yetki Anayasanın çok yönlü ihlalidir. Bu yetki Müftü
evlendirebiliyorsa neden boşamasın? demenin de ilk
adımıdır, laik Medenî Kanunu açıkça yok saymaktır.
Değerli vekiller,
kadın örgütleri günlerdir sokakta, görüyoruz. Nikâh memurları
müftülük yapabiliyor mu ki müftü nikâh kıysın? diyerek itiraz
ediyorlar. Bir müftünün yılda ortalama 300 bin nikâh
kıyamayacağını bildikleri için yetkinin imamlara
devredileceğini görüyorlar. Tasarıyla imam nikâhının
resmîleşerek çok eşliliğin kurumsallaşacağına,
kuma ve berdelin yasallaşacağına inanıyorlar. Bütün
bunları görmezden gelemeyiz.
Bu tasarı aynı zamanda
çocuklarımızın geleceği için de büyük bir tehdit.
Bakın, doğum bildirimlerini sözlü beyana bağlamak
istismarın en acı yüzü olan çocuk yaştaki evliliklerin
yasallaşması demektir, cinsel istismarın üzerini örterek
yavrularımızı çaresiz ve savunmasız bırakmaktır.
Ben bir anne olarak böylesine
kahreden bir düzenlemeyi içime sindiremiyorum. Sizlerin de bu düzenlemeye
hayır diyeceğinize inanıyorum.
Değerli vekiller, bu
yasa bu şekliyle şiddet karşısında
kadınlarımızı güçsüzleştirir. Erkeklere Boş ol.
deme hakkını vererek Müftü huzurunda evlendim, mahkeme önünde hesap
vermem. dedirtir. Bizler tıpkı çocuk istismarındaki gibi bu
yasaya da hayır diyoruz. Unutmayalım ki Orta Çağın
karanlığında bile Hacı Bektaş Veli Erkek dişi
sorulmaz muhabbetin dilinde. / Hakkın yarattığı her
şey yerli yerinde. / Bizim nazarımızda kadın erkek
farkı yok. / Noksanlık, eksiklik senin görüşlerinde.
demiştir. İşte bu yüzden bizler de Varmadan 8ine gelin
olmasın Ünzileler. diyoruz. Susmayacağız, mücadele
edeceğiz diyoruz. Çünkü kadınız ve haklıyız. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Şimdi, gündem
dışı üçüncü söz, Uluslararası Kadeş Barış,
Eşitlik ve Kardeşlik Sempozyumu hakkında söz isteyen Çorum
Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurta aittir.
Buyurun Sayın
Ceritoğlu Kurt. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu
Kurtun, Uluslararası Kadeş Barış, Eşitlik ve
Kardeşlik Sempozyumuna ilişkin gündem dışı
konuşması
LÜTFİYE İLKSEN
CERİTOĞLU KURT (Çorum) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan
önce dün gece bizlere millî gurur ve sevinç yaşatarak Avrupa
Şampiyonu olan Ampute Millî Takımımızı tebrik etmek istiyorum.
27-29 Eylül 2017 tarihlerinde
Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde ve
Başbakanımızın katılımlarıyla
gerçekleştirmiş olduğumuz Uluslararası Kadeş
Barış, Eşitlik ve Kardeşlik Sempozyumu ve ödül töreni
hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
21inci yüzyılda modern
çağ diye tabir ettiğimiz, teknolojinin, ulaşımın ve
iletişimin en hızlı yaşandığı, bilgi
teknolojilerinin neredeyse tüm bireyler tarafından etkin biçimde
kullanıldığı zaman dilimi içerisinde bulunuyoruz.
İnsanlık maddi olarak ileriye doğru koşmaya devam ediyor
ancak manen tam tersi istikamette bir ilerleyiş, aslında bir
çöküş dönemi yaşanıyor. Dünya zulme alkış tutarken
barış için mücadele eden ve mazlumlara kol kanat geren bir milletin
mensubu olmaktan onur duyuyorum. Biz kadim bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bu
topraklar asırlardır mazlum milletlere umut
aşılamıştır, insanlığa, insanca
yaşamaya mihmandarlık yapmıştır.
Barış,
kardeşlik ve eşitliğe ev sahipliği yapmış
coğrafyamızda milattan önce 1274 tarihinde Mısır medeniyeti
kralı II. Ramses ile Hitit medeniyeti Kralı Muvattalli arasında
Kadeş önünde büyük bir meydan savaşı yapılmış ve
bu savaş Kadeş Barış Anlaşmasıyla
sonuçlanmıştır. Kadeş, kralın ve kraliçenin aynı
metne mühür bastığı dünya tarihinde ilk yazılı
barış anlaşması olmasının yanında,
kadın ve erkek eşitliği ilkesinin bundan tam üç bin beş yüz
yıl önce onaylandığının göstergesidir. Bir kadın
olarak ve kadın milletvekili olarak Kadeş
Anlaşmasının dünya tarihindeki önemine işaret ederek
ilimiz Çorumun tanıtımı ve ülkemizin barışa
verdiği destekleri anlatmak bizim asli görevimizdir.
Hâlen New Yorkta
Birleşmiş Milletler binasında Kadeş Anlaşması
metninin büyütülmüş hâli salonun girişinde asılmış
vaziyettedir. UNESCO Dünya Miras Alanı Listesinde olan Hattuşa,
kültür turizmi açısından bulunmaz bir kıymete sahip bölgemizin
kendi değerlerindendir. Tüm insanlığa hitap eden Kadeş
barış metnini doğduğu bölgede yeniden yaşatabilmek
için desteklerinizle çaba sarf etmeye devam edeceğiz.
Barıştan,
kardeşlikten, eşitlikten bahsedilecekse bu hak yüce milletimize
aittir. Gazi Mustafa Kemal barış ilkeleriyle temelleri atılan bu
devlet bugün yine dünya barışına katkı sağlamakta ve
insanlığın vicdanı olarak milyonlarca mülteciye ev
sahipliği yapmaktadır. Muhacirlere ensar olabilmek mücadelesindeyiz.
Kadınların ve çocukların öldürüldüğü, genç-yaşlı
ayrımı yapılmaksızın insanların kıyıma
uğradığı, bir balinanın sahile vurduğu kadar
Aylan bebeklerin gündem olmadığı, Arakanda göz göre göre
Müslümanların katledildiği, hakikaten kahrolduğumuz bu zor
zamanlarda yine tüm dünyaya insanlık dersi veren bir milletiz biz. Bu
sebeple, barış sözcüğünü konuşmak, kardeşlik
sözcüğünü konuşmak her ağza değil, bu işin bedelini
ödeyen bu milletin fertlerine yakışmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
27 Eylülde Çorumda Barış için pedal çevir diyerek
başlattık programımızı. Bisiklet turu devamında
oturumlar eşliğinde Kadeş Barışını ve
günümüze yansımalarını tartışma fırsatı
bulduk. Uluslararası düzeyde olan bu sempozyumda, kadının
toplumdaki yeri ve dünya örneklerini inceledik. Barış ödülleri
kapsamında ilkini verdiğimiz ödül, Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanı rahmetli bilge lider Aliya İzzetbegoviçe verildi.
Sayın büyükelçiye ödül takdimi gerçekleştirildi. Ülkemizde bulunan
çok sayıda büyükelçi sempozyuma katıldı ve Kadeşin kardeşlik
ruhunu misafirlerimizle paylaştık.
Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; milattan önce 13üncü
yüzyılda çivi yazısıyla tabletlere işlenmiş Kadeş
Barış Metninin günümüze de örnek teşkil etmesi
açısından son maddesini sizlerle paylaşmak isterim: Eğer
bir adam veya üç adam Hatti memleketinden kaçarsa, Mısır memleketi
kralı Büyük Kral Amanaya gelirse Mısır memleketi kralı
büyük kral onları yakalayacak ve kardeşi Hattuşiliye iade
edecekler. Tam üç bin beş yüz yıl önce devletler arasında
imzalanan bu metin, kardeşliğin, verilen sözlere riayet etmenin
gerekliliğini tarihe bir not olarak düşmüştür.
Milletimize hasmane tutum
sergilemek ve vatanına ihanet edip ülkemizi parçalamaya
çalışanlara kol kanat germek dostluk nişanesi olamaz. Aziz
milletimiz barışa ve kardeşliğe tarihin her safhasında
hizmet etmiştir.
Sözlerime son verirken,
Ankara Garında meydana gelen hain terör saldırısında
ölenlere Allahtan rahmet, kederli ailelerine
başsağlığı diliyorum, terörü ve terörden beslenenleri
lanetliyorum.
Ayrıca, hepinizi
Uluslararası Kadeş Barış, Eşitlik ve Kardeşlik
Sempozyumu Ödül Töreninin ikincisine, şehrim Çoruma davet ediyorum.
Hepinizi saygılarla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren sayın milletvekillerine İç Tüzük 60
gereği bir dakika süreyle söz vereceğim.
Sayın Taşkın
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
Avrupada yabancı karşıtlığı, İslamofobi ve
ırkçılığın gittikçe tırmandığına
ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkürler Sayın Başkan.
Avrupa'da yükselen
aşırı sağla birlikte yabancı
karşıtlığı, İslamofobi, ırkçılık
gittikçe tırmanmaktadır. Bu eğilimler fiziksel şiddet,
sözlü saldırı, hakaret ve tehdit şeklinde ortaya çıkmakta,
özellikle Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızı olumsuz
etkilemektedir.
2011-2016 arasında
yaklaşık 800 vatandaşımız bu saldırılara
uğramıştır. Son olarak da geçen günlerde Fransada Türk
nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bir bölgede meydana gelen
kundaklama olayında 3 vatandaşımız hayatını
kaybetmiştir. Her fırsatta insan hakları ve demokrasi söylemine
başvuran Avrupa ülkeleri, kendi içlerinde yükselen aşırı
sağ ve ırkçılığa göz yummaktadır, bu suçlara
caydırıcı cezalar getirmemektedir; aksine, toplumdaki
yabancı düşmanlığını özellikle medya üzerinden
körüklemektedir.
Avrupayı, başta
hükûmetleri olmak üzere, şiddet ve ırkçı söylemlerden vazgeçip
barışın ve adaletin dilini kullanmaya davet ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Atıcı...
2.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının,
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar,
iki yıl önce bugün Ankara Gar Meydanında Emek, Barış ve
Demokrasi Mitingi için bir araya gelenleri hedef alan kalleş
saldırıda en küçüğü 8 yaşında olan 102
canımızı yitirmiştik. Dönemin Başbakanı Ankara
olayından sonra oylarımız arttı. diyebilmişti. Yeterli
güvenlik önlemi alınmamış ve bombalı eylem
yapılacağına dair istihbarat bilgisi görmezden gelinmişti.
İki yılda gerçek faillerin bulunması konusunda AKP
sınıfta kalmıştır. Bu yetmezmiş gibi AKP bu
katliamda yitirilenlerin anmasını da engellemeye
çalışmış ve katılanlara saygısızca
şiddet uygulamıştır.
O günün
acısını hâlâ yüreklerimizde hissediyoruz.
Yaşamını yitiren canlarımızı bir kez daha
anıyor, hain terör saldırısını ve terörün önlenmesinde
ihmali bulunanları lanetliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Gürer...
3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
dış politikanın AKP Genel Başkanı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından
belirlendiğine ve dış politika konusunda Hükûmetin Meclisi ve
diğer partileri düzenli bilgilendirmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşekkürler Başkan.
Dış politika da AKP
Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından
belirlenmektedir. Ülkemize karşı yapılan hiçbir yanlış
kabul edilemez ancak yaşanan süreçler Türkiye Büyük Millet Meclisine
taşınmalı ve Suriyede yaşananlar, AB ilişkileri,
Barzani, Rusya-İran ilişkileri, ABD vize uygulaması gibi
konularda Hükûmet bilgilendirme yapmalıdır. Ülkemizin dış
politikada yaşadığı sorunları aşmanın yolu
ortak akıldır. AKP hükûmetlerinin Ben bilirim.
yaklaşımı, Dış politikada sıfır sorun.
derken sorunsuz olduğumuz ülke bırakmaması bu anlamda tek
başına karar almanın yarattığı
olumsuzluklardır. Süreçteki yanlışların
Yanıldık. diyerek geçiştirilmesi olası değildir. Bu
yanlışların ülkemize ciddi bedelleri olmaktadır.
Dış politika konusunda Hükûmet, Meclisi ve diğer partileri
düzenli bilgilendirmelidir. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya ve
sorunlar nedeniyle Meclisin bu konuda daha fazla bilgilendirilmesi
gerekliliği açık ve ortadadır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Özkan
4.- Denizli Milletvekili Cahit Özkanın, Amerika
Birleşik Devletlerinin vize engeli kararının 15 Temmuz
ihanetindeki ortaklığın açıkça kabulü anlamına
geldiğine ilişkin açıklaması
CAHİT ÖZKAN (Denizli)
John Bassa açık mektup: Milletimizin dostluğunu kaybetmeyi göze
alarak bir FETÖ şüphelisini koruma pahasına
aldığınız vize engeli kararı, 15 Temmuz ihanetindeki
ortaklığınızın açıkça kabulü anlamına
gelmektedir. Aziz milletimiz cana kast niteliğindeki tüm teşebbüslerinizin
farkındadır. Şöyle ki: 11 Eylül bahanesiyle tek bir Türk
vatandaşımızı bile ülkenizde takip ederken FETÖye
Pensilvanyada sözde devleti niçin kurdurdunuz? Milletimize karşı, 15
Temmuz hain FETÖ darbe ve işgal girişimi karşısında
neden üç maymunu oynadınız? FETÖ elebaşısını ve
Haşhaşileri niçin iade etmiyorsunuz? Biz tüm terör örgütleriyle
mücadele ederken PKK, PYD, YPG ve DEAŞa ABD silahlarını niçin
verdiniz? Ülkemizin güneyinde neden terör koridoru oluşturmaya
çalışıyorsunuz? Ne o, tüm bunlar karşısında
senden cevap beklediğimizi mi sandın? Hayır, hepsini biliyoruz.
BAŞKAN Sayın
Yalımın yerine Sayın Sarıhan
5.- Ankara Milletvekili Şenal Sarıhanın, 10
Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ŞENAL SARIHAN (Ankara)
Bildiğiniz gibi, ölüleri, onların anılarını yâd etmek,
onların acılarını paylaşmak için anarız. Her ölüm
yıl dönümü bizim için büyük bir sancıdır, hele bu ölümler
katliamlar olmuşsa ve ülkemizin toprakları üzerinde sayısız
insan bir katliamın mağduru olmuş iseler. Üç gündür 10 Ekim
katliamı yakınları anılarını birlikte
paylaşıyorlar. Dün akşam, bu katliamdan sağ kurtulmuş
olan bir babanın sözlerine tanık oldum. Büyük bir acıyla,
Çağdaş Sanatlar Merkezinde, iki yıldır çocuklarını
sağaltmak için nasıl uğraştıklarını
anlattıktan sonra şu cümleyi kurdu: Umut en politik duygudur. dedi.
Umut en politik duygudur, eğer politikacılar gerçekten halkın
yaşam hakkına sahip çıkabilirlerse.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Akın
6.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, 10
Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne, iktidarı ve tüm
kurumları makam aracı sevdasından vazgeçmeye davet ettiğine
ilişkin açıklaması
AHMET
AKIN (Balıkesir) Öncelikle, iki yıl önce bugün, güvercinlerin bile
kana bulandığı, Türkiyenin en acı katliamlarından
olan 10 Ekim Ankara Gar katliamında yitirdiğimiz
canlarımızı saygıyla anıyorum.
Türkiye
şeffaf olmayan bir Hükûmet tarafından yönetiliyor. Gizlemeye
çalıştıkları Sayıştay raporları ortaya
çıktıkça AKPnin karanlık tarafları da ortaya
çıkıyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığının
hesaplarını inceleyen Sayıştay, kurumun mevzuata
aykırı olarak lüks araç alıp özel kalem, daire
başkanları, bakan ve müsteşar yardımcıları gibi
makamlara tahsis ettiğini belirledi. Şehit ailelerine verilecek.
diyerek aldıkları paraların başka yerlere harcanması
bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak beni derinden üzmüştür.
Bu
ülkenin her karış toprağı şehit kanıyla
sulanmıştır. Şehitlerimize ve şehit ailelerine sahip
çıkmak devletin en baş görevidir. Bu paraların lüks için
harcanması kabul edilemez. İktidar ve tüm kurumları, makam
aracı sevdasından vazgeçmeye davet ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Şimşek
7.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, Mersinde
balık çiftlikleri kurma kararına ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sorum
Çevre Bakanına olacak. Muğla ve yöresinde yoğunlaşan
balık çiftlikleri geçtiğimiz yıllarda deniz kirliliğine
neden olduğu ve turizme zarar verdiği iddialarıyla
kapatılmıştır. Denizi kirletilecek yeni mekân olarak da Mersin
seçilmiştir. Ben buradan Sayın Bakana soruyorum: Mersinin sahilleri
Muğladan daha mı değersizdir? Akkuyuya nükleer santral yapma
kararı aldınız, yetmedi mi? Yeşilovacıka, denizin
içerisine çimento fabrikası kurdunuz, yetmedi mi? Şu anda Silifke-Aydıncık
arasına balık çiftlikleri kurma kararı alıyorsunuz.
Mersini gözden mi çıkardınız? Muğladan Mersine gelinceye
kadar çok uzun bir sahil şeridi var. Neden Mersin? Mersin, Muğladan
daha mı değersiz?
Saygılarımı
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Aydının yerine Sayın Doğan
8.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, 10
Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne, dış politikadaki
istikrarsızlık ve iç politikada muhalefete tahammülsüzlükle güvenli
bir ülke inşa edilemeyeceğine ilişkin açıklaması
SELİNA
DOĞAN (İstanbul) Sayın Başkan, bundan iki yıl önce
Ankara Garında gerçekleşen alçak saldırıda
hayatını kaybeden 102 kişiyi rahmetle anıyorum. Olayı
gerçekleştirenleri, gerekli güvenlik önlemini almayanları, Bu
olaydan sonra oyumuz arttı. diyenleri ve ihmali olanları
lanetliyorum.
Bugün
yapılan anmaya da polis yine müdahale etti ve o bildik görüntüler bir kere
daha yaşandı. Böylesine büyük bir acının anmasına bile
tahammül edemeyen bir zihniyeti anlatacak kelime bulamıyorum.
Biz
Türkiye güvenli bir ülke değil. derken iktidar bize tepki gösteriyor.
Güvenli bir ülke için daha fazla demokrasi ve barışçıl bir
dış politika kurmak yerine sadece bu söyleme tepki göstererek
maalesef güvenli bir ülke inşa edilmiyor. Dış politikadaki bu
istikrarsızlık ve iç politikada muhalefete tahammülsüzlükle güvenli
bir ülke inşa edilemez, nitekim de edilemiyor.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
Adıgüzel
9.- İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin, 10
Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
ONURSAL ADIGÜZEL
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
İki yıl önce bugün
başkentin göbeğinde Türkiye tarihinin en kanlı terör eylemi
gerçekleşti. Dönemin Başbakanının tabiriyle birkaç öfkeli
gencin 10 Ekim sabahı patlattığı bombalar, aralarında
8 yaşındaki Veyselin de bulunduğu 100ü aşkın
insanımızı katletti. Barış güvercinlerinden geriye
mahkeme kapılarında adalet arayan acılı aileler kaldı.
Buradan bir kez daha ifade
etmek istiyorum ki tüm uyarılarımıza rağmen kanlı
terör örgütü IŞİDi bir grup öfkeli genç diye görmezden gelenleri,
IŞİDin yanında saf tutanları unutmadık,
unutturmayacağız. İstihbarata rağmen kanlı terör
örgütü üyelerine karşı önlem almayanlar her gün ve her yerde 15
Temmuzu istismar ediyorsunuz, bırakın insanlar
acılarını yaşasınlar, yakınlarını
ansınlar.
Katillerin değil,
vicdanın yanında saf tutanların mücadelesi barış ve
adalet tesis edilinceye kadar devam edecek.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Kayışoğlu
10.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne, Avrupa Şampiyonu olan Ampute Futbol Millî Takımını
kutladığına ve engellilerin ÖTVsiz araç alımı
haklarına kısıtlama getirilmesine ilişkin
açıklaması
NURHAYAT ALTACA
KAYIŞOĞLU (Bursa) Öncelikle 10 Ekim katliamını
unutturmayacağımızı ve sorumluların er ya da geç
mutlaka hesap vereceğini belirtiyor, hayatını kaybedenleri
saygıyla anıyorum.
Dün gece bizi
gururlandıran Ampute Futbol Millî Takımımızı yürekten
kutluyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu hafta Bursada engellilerimizi ziyaret ettim, ÖTVsiz araç alımı
haklarının Plan ve Bütçe Komisyonundaki zam paketiyle
kısıtlanmasına çok içerlemişler. Ben muhalefette de olsam
bir milletvekili olarak utandım, Sarayın itibarını
korumamız lazım, bu yüzden israftan kısamayız.
anlayışıyla, Silah almak için borç alamayız, bu yüzden zam
yapmamız lazım. anlayışıyla engellilerin
haklarından kısıntıya gidilmesinden utandım ama siz ne
engelli vatandaşlarımıza karşı utanıyor ne de
söylediğiniz yalanların ortaya çıkmasından
utanıyorsunuz.
Hani IMFye borcumuz
bitmişti, borç verecek hâle gelmiştik? Beceriksiz yönetiminiz
sayesinde görüyoruz ki silah almak için borçlanma ya da engellilerin
haklarını kısıtlama noktasına gelmişsiniz.
BAŞKAN Sayın Tüm
11.- Balıkesir Milletvekili Mehmet Tümün, 10 Ekim 2015
tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
10 Ekim Ankara
katliamının 2nci yıl dönümü anmasında polis
saldırısı gerçekleşmiş, katliamda
yaşamlarını yitirenlerin ailelerine gaz
sıkılmış ve plastik mermiyle saldırılmıştır.
Saldırı sonrasında İnşaat Mühendisleri Odasında
anma yapmak isteyen ailelere de saldırı gerçekleşmiştir.
İçişleri
Bakanına soruyorum: Dünyanın hangi ülkesinde bir katliamın
anması yasaklanmıştır? Hayatını kaybedenlerin
yakınlarına saldırının gerekçesi nedir? Bu
saldırılarla ailelere aynı acı tekrar yaşatılmak
mı istenmektedir? Bugün Ankara Garı önünde
aldığınız güvenlik önlemini 10 Ekim 2015te neden
almadınız? Kamuoyu bunun cevabını sizden acilen
beklemektedir.
BAŞKAN Sayın
Kılıçın yerine Sayın Benli
12.- İstanbul Milletvekili Fatma Benlinin, 10 Ekim 2015
tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
FATMA BENLİ
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
İki yıl önce bugün
Ankara Garında gerçekleşen hain terör saldırısında
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yakınlarına da
sabır diliyorum.
Aslında, Ankara
Garı patlamasına ilişkin hayatım boyunca
unutamayacağım en önemli söz, ağabeyini kaybettiği için
evinde ziyaret ettiğimiz bir hanımefendinin Ağabeyimi bulmak
için morga gittik ve cesedini tek parça bulduğumuzda şükrettik.
sözleriydi. Ben bu sözün ne kadar değerli ve önemli olduğunu,
oğlunu 15 Temmuzda kaybeden bir annenin Son kez olsun çocuğumu
görmek için yalvardım, göstermediler. Meğerse başı
kopmuş. dediğinde anlamıştım. FETÖ, PKK, DAEŞ,
hiç fark etmiyor. Bu ülkede tek bir kişi kalana kadar bütün terör
örgütleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz.
Teşekkürler.
BAŞKAN Sayın
İlgezdi
13.- İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş
İlgezdinin, Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiyeye yönelik
vizeleri durdurma kararının dış politikadaki büyük
çöküşün göstergesi olduğuna ilişkin açıklaması
GAMZE AKKUŞ
İLGEZDİ (İstanbul) Sayın Başkan, Amerika
Birleşik Devletlerinin Türkiyeye yönelik vizeleri durdurma kararı
dış politikadaki büyük çöküşün göstergesidir, komşularla
sıfır sorun sloganıyla yola çıkan iktidarın dünyayla
sıfır diyalog noktasına geldiğinin son örneğidir.
Yurtta barış, dünyada barış. ilkesiyle özgür dünyadaki
saygın yerini alan Türkiyemizin üçüncü dünya ülkeleriyle aynı
muameleyi görmesi vicdanlarımızı sızlatmaktadır.
Türkiyenin uluslararası saygınlığına gölge
düşüren bu yasak ve siyasal hesaplaşmaların vatandaşa
fatura edilmesi de bizi rahatsız etmektedir. Zira ticaretten turizme,
sağlıktan eğitime yüz binlerce yurttaşımız
mağdur olacaktır. Buradan soruyoruz:
1) Hükûmetin doğacak
mağduriyeti gidermek için bir acil eylem planı var mıdır?
2) İş
adamlarının, öğrencilerin ve şirketlerin olası maddi
zararları karşılanacak mıdır?
3) Tedavisine
başlanamayan hastalar için neler yapılacaktır?
4) Ortaya çıkacak maddi
kayıplar yurttaşa yeni zamlar olarak mı yansıyacaktır?
5) Varlık Fonu
zararın tazmini için kullanılacak mıdır?
6) İşsizlik Fonu
doğacak bütçe açığını kapatmak için devreye sokulacak
mıdır?
BAŞKAN Sayın
Erkek
14.- Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkekin, İstanbul
Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu hakkında İstanbul Bölge
Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin bozma kararına ilişkin
açıklaması
MUHARREM ERKEK (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Enis Berberoğluna
ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin bozma
kararı Parlamentonun tüm üyeleri tarafından dikkatle okunmalı
çünkü bir milletvekili, suçsuz bir insan hâlâ cezaevinde. Bozma kararından
birkaç cümleyi, okumayanlar için paylaşmak istiyorum: En iyi ihtimalle
denilmek suretiyle suçun unsurları yönünden net bir belirleme
yapılmadığı gibi, bir siyasi partinin yurt içindeki
seçimleri kazanmasını engellemeye yönelik eylemin hangi gerekçelerle
casusluk suçunun unsuru olduğunun gösterilmediği
diyor. Ayrıca
diyor ki: Suça konu bilgi ve belgeler devlet sırrı niteliğinde
değildir çünkü daha önce yayınlanmıştır. Yine Bunlar
gizli kalması gereken belgeler niteliğinde değildir. diyor ve
başka dosyalarla birleştirme talep ediyor. Tam bir trajikomik davayla
karşı karşıyayız. Kurguya dayalı bu iddialar her
zaman olduğu gibi temelinden çökmüş durumdadır.
BAŞKAN Sayın
Emir
15.- Ankara Milletvekili Murat Emirin, 10 Ekim 2015
tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MURAT EMİR (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki yıl önce
Ankaranın ortasında, Ankara Garında yüzden fazla
vatandaşımızın ölümüne neden olan hain terör
saldırısını lanetliyorum. O sırada görevini ihmal eden
polisi, istihbaratı da kınıyorum ve bu sırada görevini
yapmayan emniyet güçlerinin bugün acılı aileleri dahi alana almamak
konusundaki kararlılığına da şaşıyorum. Bu
aileler sadece adalet istiyorlar ve yaslarını tutmak istiyorlar.
Onların en temel hakları olan o meydanda, o saatte bulunma
hakları dahi ellerinden alındı. Oraya girmek isteyen, sadece
yüzlerce olan insanlara da gaz sıkılarak, aslında, 10 Ekimde
yapılan faşist yaklaşım bir nevi aynıyla
gösterilmiş oldu. Emniyeti de bugünkü davranışından,
tavrından dolayı kınıyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Öz
16.- Çanakkale Milletvekili Bülent Özün, Çanakkalede son
günlerde yaşanan üzücü olaylara ve gerekli tedbirlerin alınması
için ne gibi çalışmalar yapıldığını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
BÜLENT
ÖZ (Çanakkale) Sayın Başkan, sorum İçişleri
Bakanlığına: Dünyaya barışı kazandıran,
huzurun ve barışın kenti Çanakkalede son günlerde üzücü olaylar
yaşanmaktadır. Elbette tüm Türkiyede olduğu gibi Çanakkalede
de GBT kontrolleri ve uygulama noktalarında denetimler yapılarak
şehrin giriş-çıkışları kontrol altında
tutuluyor. Fakat nasıl oluyor da mekânlar basılıyor, büfeler
kurşunlanıyor, insanlar öldürülüyor, sokak ortasında gasplar
yaşanıyor? Çanakkalenin emniyet tedbirlerini artırmak yerine
Emniyet Müdürlüğünün ve uygulama noktalarının etrafına
beton barikatlar örülerek Emniyet kendi tedbirlerini artırıyor.
Geçtiğimiz cumartesi Çanakkalede bir eğlence mekânına bir
grubun saldırmasıyla şehirdeki tedirginlik had safhaya
ulaşmıştır ve vatandaşlar Çanakkale Emniyetinin kendi
emniyet tedbirlerinden Çanakkalemizin emniyet tedbirlerine sıra ne zaman
gelecek? diye sormaktadır. Bu bağlamda gerekli tedbirlerin
alınması için ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
Çanakkalede bir kriz masası kurulması düşünülüyor mu?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Yarayıcı
17.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcının, 10
Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
HİLMİ
YARAYICI (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bugün,
bundan tam iki yıl önce yaşanan Ankara Garı
katliamının 2nci yıl dönümü. Bugün 102 kez öldürüldük, 102 kez
canımızdan can koparıldı. Acısı kalbimizi
kanatmaya devam ediyor. Sorumlulardan hesap sorulmadıkça kalbimizin
yarası da kapanmayacaktır. İktidarın bir anmaya dahi tahammülsüzlüğü
sonucu polisin uyguladığı şiddet içimizi daha da
acıttı, acılarımızı katmerleştirdi. Bugün
anmaya karşı alınan güvenlik önlemlerinin onda 1i iki yıl
önce alınsaydı, emin olun yitirdiğimiz canların tamamı
bugün aramızda olacaktı. Suriyeden girişten itibaren takip
altında olan katillerin Ankaraya kadar elini kolunu sallayarak gelmesine
seyirci kalan polis, bugün ölen canlarımızın ailelerini dahi
coplamakta bir an bile tereddüt göstermedi. Bu tablo karşısında
söyleyebileceğim tek bir söz var: Zulmün artsın ki tez zeval
bulasın.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Yıldız Biçer
18.- Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçerin, Nüfus
Hizmetleri Kanununda değişiklik yapılarak müftülüklere nikâh
kıyma yetkisinin verilmesiyle medeni hukukun yerini din referanslı
düzenlemelere bırakmış olacağına ilişkin
açıklaması
TUR
YILDIZ BİÇER (Manisa) Sayın Başkan, karanlığa
bırakmayacağımız bir geleceğimiz, mücadeleyle
kazandığımız haklarımız var. Nüfus Hizmetleri
Kanununda değişiklik yapılarak müftülüklere nikâh kıyma
yetkisinin verilmesiyle medeni hukuk yerini şeri hukuk gibi din
referanslı düzenlemelere bırakmış olacaktır. Müftülere
verilen nikâh yetkisi laiklikten vazgeçilmesidir. Hayır,
vazgeçmeyeceğiz, laikliği kazanacağız. Kimi fetvayla kimi
Meclise getirilen kanun tasarısıyla konu aslında hep aynı:
Kadın düşmanlığı.
Mücadeleyle elde
ettiğimiz kazanımlardan geri adım atmayacak,
yaşamlarımızı hiç kimsenin inisiyatifine
bırakmayacağız. Kazandığımız haklara
saldırı niteliğindeki bu yasa tasarısı derhâl geri çekilmelidir.
Karanlığa
bırakmayacağımız bir geleceğimiz, mücadeleyle
kazandığımız haklarımız var.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Bektaşoğlu...
19.- Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Metin Külünkün önceki gün
Giresunda verdiği konferansta sarf ettiği bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
BÜLENT YENER
BEKTAŞOĞLU (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKP İstanbul
Milletvekili Metin Külünk, önceki gün Giresunda verdiği konferansta
Giresunun FETÖnün üssü olduğunu ilan etmiştir. Sayın Külünk,
ayrıca, Giresunda FETÖnün kripto yapılanmasının
sürdüğünü ve bu örgütle ilişkisi olanların ak saçlı diye
bahsettiği üst düzey birisi tarafından korunduğunu
belirtmiştir.
Giresunda FETÖ gibi
demokrasimizi, cumhuriyetimizi, Parlamentoyu hedef alan bir örgütün üssünün
bulunduğu ve varlığını sürdürdüğü iddiası
mutlaka araştırılmalıdır. Bu sözler ve iddialar
üzerine hâlâ bir işlem yapılmamış olmasını
yadırgıyorum.
Sayın İçişleri
Bakanı ve Adalet Bakanını göreve davet ediyorum. Buradan,
Giresun Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda
bulunuyorum: Kim ya da kimlerdir FETÖnün Giresun üssünün elemanları?
Kimdir onları koruyanlar? Sayın Külünk de bu sözleri net ve somut
bilgi ve belgelerle açıklamalıdır, yoksa iki gönüllü alayla
Kurtuluş Savaşına katılan, cumhuriyetimizin
kurulmasında etkin olan kahraman atalara sahip Giresunu kimsenin bu
şekilde karalamaması gerekmektedir.
FETÖyle samimi bir
şekilde mücadele edilmiyor. İddialarımızın bir AKPli
vekil tarafından dile getirilmesini de AKP Grubunun takdirine
bırakıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Son olarak,
Sayın Yıldırım
20.- Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırımın, 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Gar
Meydanında yaşanan terör saldırısının yıl
dönümüne ilişkin açıklaması
BEHÇET YILDIRIM
(Adıyaman) Teşekkürler Başkanım.
Bundan tam iki yıl önce
başkent Ankarada barış için toplanan ve en küçüğü 8
yaşında olan 102 canı kalleşçe düzenlenen bir
saldırıya kurban verdik. Üç saniye arayla iki bomba
patlatıldı, meydan kana bulandı, gökyüzüne duman ve
haykırışlar yükseldi. O günkü acı ve çaresizliği,
kulakları sağır eden çığlıkları unutmak
mümkün değil.
Kaybettiğimiz
arkadaşlarımızın her biri birer barış
şehididir. Bugün onları anmak için alana girmek istedik ama akıl
tutulması yaşayan iktidarın, Ankara Valiliğinin emriyle
milletvekili, kurum başkanları, şehit ve yaralı
yakınlarına müdahale edildi. Kapalı bir alana girdik, orada bile
gaza maruz kaldık. Bizlere bu katliamı unutturmak mı
istiyorsunuz? Bu katliamı unutanın, unutturanın vicdanı ve
kalbi kurusun. Bugünü anmamızı engelleyen zihniyeti ve güçleri
buradan şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, 26ncı Dönemin Üçüncü Yasama Yılının
hayırlar getirmesini temenni ettiğine, Gaziantep Milletvekili
Abdulkadir Yüksele Allahtan rahmet dilediğine, 10 Ekim 2015 tarihinde
Ankara Gar Meydanında yaşanan terör saldırısının
yıl dönümüne ve Avrupa Şampiyonu olan Ampute Futbol Millî
Takımını tebrik ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 26ncı Dönemin Üçüncü Yasama Yılına
başladık. Ben, bu vesileyle, öncelikle bu yasama
yılının ülkemize, milletimize, demokrasimize ve Parlamentomuza
hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Yine, bu yasama yılına
bir arkadaşımız eksik başladık, buruk
başladık. Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Abdulkadir Yükseli de
bu vesileyle bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyoruz.
Rabbim mekânını cennet eylesin. Ailesine, camiaya ve bütün AK
PARTİ Grubuna da başsağlığı diliyorum.
Yine, iki sene önce bugün
hakikaten çok hain bir patlamayla sarsıldık, hepimiz
sarsıldık, yürekler burkuldu. Ankara Garındaki patlamadan, bu
alçak patlamadan dolayı hayatını kaybeden tüm
vatandaşlarımıza, tüm insanlara bir kez daha Allahtan rahmet
diliyorum ve bu vesileyle de terörün dili, dini, cinsi, rengi ne olursa olsun
tamamını lanetliyoruz.
Yine, dün gece de, tabii ki,
bizi gururlandıran bir olaya şahitlik ettik. Tüm engelleri
aşarak şampiyon olan, Avrupa şampiyonu olan Ampute Futbol Millî
Takımımızı da tebrik ediyorum.
Şimdi, sisteme giren
sayın grup başkan vekillerinden Sayın Altayı görüyorum.
Buyurun Sayın Altay,
süreniz iki dakika.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, 10 Ekim
2015 tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne, Hükûmetin bu olayı
anmak isteyenlere neden izin vermediğini açıklaması
gerektiğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10 üyesinin cezaevinde
olmasının Üçüncü Yasama Yılının ayıplı
açıldığı anlamına geldiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garında meydana
gelen hain terör saldırısının 2nci yıl dönümünde
terörü kınamak için, terörizmi kınamak için, bu
saldırıyı telin etmek için saldırının
bulunduğu mahalle giden o terör saldırısında ölen
insanlarımızın yakınlarına, sivil toplum örgütlerine,
milletvekillerimize Ankara Emniyetinin gösterdiği yüksek refleksli
şiddeti anlamamız mümkün değildir. Bir ülkede, Hükûmet, terörün
kınanmasına izin vermemek suretiyle teröre yol ve izin verir.
Hükûmetin, terörün kınanmasını neden kabul etmediğini,
kabul edemediğini Genel Kurula açıklamasını bekliyoruz.
Elbette sadece Ankara Garı değil, Cilvegözünden Reyhanlıya,
Diyarbakırdan Suruça, Merasim Sokaka, Kızılaya,
İstiklal Caddesine, Veznecilere, Atatürk Havalimanına kadar
toplumumuza yönelik, ulusal birliğimize, bekamıza yönelik her türlü
terör saldırısını şiddetle ve nefretle
kınıyoruz ama terörü kınama işi Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluyla sınırlandırılmak isteniyorsa ben
Hükûmetin bu konudaki anlayışının sorgulanmaya muhtaç
olduğunu düşünürüm. Sayın bakanlar var Genel Kurulda, lütfetsinler
bugün Ankarada yaşananlarla ilgili Genel Kurula ve aziz milletimize bilgi
versinler.
Öte yandan, Sayın
Başkan, sizin de buyurduğunuz gibi Üçüncü Yasama Yılına
başladık
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) -
ancak an itibarıyla cezası kesinleşmediği,
hükmü sabitlenmediği hâlde Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10 üyesi
cezaevinde alıkonulmaktadır. Bu da Üçüncü Yasama
Yılının ayıplı, defolu ve özürlü
açıldığı anlamına gelir. Bizim milletvekilimiz
Sayın Enis Berberoğlu dâhil
Kaldı ki hakkında istinaf
mahkemesinin verdiği önemli de bir karar var iken, Anayasa Mahkemesinin bu
konuya hukuk normları çerçevesinde yeniden dikkatle bakmasını ve
kendisinden beklenen, hukukun üstünlüğünü egemen kılacak çerçevede
değerlendirmeler yapmasını bekliyoruz. Lakin bu
yaşadıklarımız, yürütmenin yargı ve yasamaya bir
üstünlük sağlamış ortam hâline Türkiyenin getirildiğini de
gösteriyor. Milletvekillerinin, parti ayrımı yapmıyorum,
tamamının bir an önce özgür kalmasını talep ediyoruz
buradan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Usta, buyurun.
22.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 10 Ekim 2015
tarihinde Ankara Gar Meydanında yaşanan terör
saldırısının yıl dönümüne, Avrupa Şampiyonu olan
Ampute Futbol Millî Takımını tebrik ettiğine,
sınırlarımızın hemen dibindeki İdlibde huzuru
sağlamanın ancak buradan terörün sökülüp atılmasıyla mümkün
olacağına ve Amerika Birleşik Devletlerinin Türkiyedeki tüm
diplomatik misyonlardaki vize hizmetlerini askıya almasına
ilişkin açıklaması
ERHAN
USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
10 Ekim 2015te, Ankara
Garı önündeki terör olayında hayatını kaybedenlere
Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine de başsağlığı
diliyorum. Terörü ve doğrudan veya dolaylı olarak teröre destek
verenleri de kınıyorum.
Dün akşam, Avrupa Ampute
Futbol Şampiyonası final maçında Millî Takımımız
İngiltereyi yenerek büyük bir zafere imza atmıştır, Avrupa
şampiyonu olmuştur. Futbolun sadece ayakla değil yürekle
oynandığını tüm dünyaya kanıtlayan
futbolcularımızı, teknik heyeti ve futbola gönül vermiş tüm
taraftarlarımızı tebrik ediyorum.
Sayın Başkan,
Suriyenin İdlib bölgesi, farklı terör örgütlerinin bir araya gelerek
oluşturduğu Heyet Tahrir el-Şamın kontrolündedir.
Gerginliği Azaltma Kontrol Gücünde yer alan Türk Silahlı Kuvvetleri
unsurları, İdlib bölgesinde icra edeceği hareket kapsamında
gözlem noktaları tesis etmek üzere, 8 Ekim 2017 tarihinden itibaren
keşif faaliyetlerine başlamıştır. Bu, stratejik ve
siyasi bir hamledir. İdlib meselesi, millî güvenliğimizi temin ve tahkim
etmek amacıyla gündeme gelmiştir. Ülke olarak
amacımızın, çatışmaları tamamen önlemek ve de
Cenevre sürecini canlandırmak olduğunu unutmamak gerekir.
Sınırlarımızın hemen dibindeki İdlibde huzuru
sağlamak, ancak ve ancak terörün buradan sökülüp atılmasıyla
mümkün olacaktır. El Nusra uzantısı terör örgütlerinin
provokasyonlarına karşı da çok dikkatli olunması
gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan,
diğer bir husus, biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri, 8 Ekim
2017 tarihinden itibaren Türkiye'deki tüm diplomatik misyonlardaki vize
hizmetlerini askıya almıştır. Türkiye de buna,
mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde anında misilleme
yapmıştır. Bir süredir Amerika Birleşik Devletleriyle
terör merkezli konularda anlaşamıyoruz. Müttefikimiz olan Amerika
Birleşik Devletlerinden talebimiz, Türkiye'nin terörle mücadelesine
destek vermesidir, hiç olmazsa terörle mücadeleyi sekteye uğratacak
davranışlardan kaçınmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen Sayın Usta.
ERHAN USTA (Samsun) Amerika
Birleşik Devletleri vizeleri durdurmakla neyi amaçlamaktadır? FETÖ
soruşturmaları kapsamında birtakım kirli ilişkilerin
ortaya çıkmasından mı endişe duymaktadır? Amerikanın
aldığı bu karar, iki ülkeden de birçok insanı ayrıca
mağdur etmektedir. Amerika Birleşik Devletlerine tavsiyemiz, acilen
bu hatadan dönmesi, gerilimi daha fazla tırmandırmaması ve güçlü
bir müttefikini kaybetmemesidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Yıldırım, buyurun.
23.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, İçişleri Bakanının 7
kişiye işkence yapılmasıyla ilgili konuda ve Deniz Bahçeci
isimli gencin gözaltına alınması olayıyla ilgili
bilgilendirme yapması gerektiğine ve 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara
Gar Meydanında yaşanan terör saldırısının
yıl dönümüne ve bugünkü anma etkinliklerinin engellenmesine ilişkin
açıklaması
AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, geçen hafta sizin yerinizde oturup Genel Kurulu yöneten Meclis
Başkan Vekilimiz Sayın Ayşe Nur Bahçekapılıyla belli
işkence iddiaları üzerine bir konuşma yapmıştım,
ara verilmişti. Bütün partilerin grup başkan vekilleriyle arkada
toplantı yapılmış, İçişleri Bakan Yardımcısıyla
görüşülmüştü ve bu görüntülerin gerçekliğini, kabul edilemez
olduğunu ifade etmişti İçişleri Bakan
Yardımcısı ve bütün grupların grup başkan vekilleri de
bu görüntülerin -çırılçıplak soyulmuş 7 kişinin
görüntülerinin- kabul edilemez olduğunu söylemişti. O günden bugüne
herhangi bir soruşturma yapılması bir yana, bir defa, kendileriyle
görüşen avukatlarca ifade edilen o ki işkence gözaltında devam
ediyor. İşkence bir insanlık suçudur. Özellikle bu konuda
İçişleri Bakanını Genel Kurulu bilgilendirmeye davet
ediyorum.
Yine,
Sayın Başkan, dün, İzmirden gelerek Ankarada üniversite
kazanan ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde 1inci sınıfta
okumaya başlayan Deniz Bahçeci adında bir gencimizin -İzmirli,
buraya okumaya gelmiş- Kazım Karabekirden yurda giderken -yürürken-
bir ışıkta polisler tarafından durdurulup gözaltına
alındığı ve böyle bir kararın olduğu polis
kimliği gösterilerek ifade ediliyor. Araca bindirildikten sonra TEMe
götürüleceğini söylüyorlar ve yirmi-yirmi beş dakika gidildikten
sonra bir başka siyah araç tarafından önü kesiliyor, o araca teslim
ediliyor, bir saat bir yola götürülüp toprak-çamur mekânda bu gencimize
işkence yapılıyor ve ESP Gençlikle bir ilişkin var
mı? diye sorular soruluyor. Kendilerinin de Kamu Güvenliği
teşkilatından olduğunu ifade ediyorlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
AHMET
YILDIRIM (Muş) İvedi olarak buradaki güvenlik
kameralarının incelenerek bu gözaltına alan, başka ekibe
teslim eden ve işkence yapanların ortaya
çıkarılmasını yine İçişleri Bakanından talep
ediyoruz. Bu konuda bütün kamuoyunu bilgilendirmesi gerekir. İşkence,
zaman aşımı olmayan bir insanlık suçudur.
Yine, bugün 10 Ekim. 11
milletvekilimiz ve Eş Genel Başkanımızla birlikte,
hayatını kaybedenlerin aileleriyle birlikte tren garına gitmek
istedik ama akıllara zarar bir uygulamayla Ankara Valiliğinin emrini
yerine getirdiğini söyleyen güvenlik güçlerinin orantısız
şiddetiyle karşılaştık. Evet, bu olayın failleri
belli olabilir ama unutulmamalıdır ki o dönem mülga Başbakan,
dönemin Başbakanı bu patlama sonrası oylarının
arttığını söyleyebilecek kadar kendi adını ve
söylemlerini tarihin utanç sayfalarına yazdırmıştır.
Bu konuda bugünkü uygulama ile o günkü sözlerin eşitlenerek ele
alınması gerektiğini
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Muş)
bugün anmayı engelleyenlerin siyasi iktidarın
talimatlarını yerine getiren kişiler ve zihniyet olduğunu
ifade ediyor, bunu da şiddetle kınıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Muş, buyurun.
24.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Amerika
Birleşik Devletlerinin Türk vatandaşlarına yönelik mesnetsiz
vize kısıtlaması kararı almasına, meselenin
çözülmesini, Türkiye-ABD ilişkilerinin güçlü bir şekilde devam
etmesini temenni ettiğine ve bu konudan siyasi çıkar devşirmeye
çalışmanın ucuz bir siyaset anlayışı
olduğuna; Avrupa Şampiyonu olan Ampute Futbol Millî
Takımını tebrik ettiğine; 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara
Gar Meydanında yaşanan terör saldırısının
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kamuoyunun malumu olduğu üzere geçtiğimiz gün Amerika Birleşik
Devletleri, Türk vatandaşlarına yönelik mesnetsiz ve hiçbir temele
dayanmayan bir vize kısıtlaması kararı
almıştır. ABDnin bu kararına karşılık Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti mütekabiliyet esası çerçevesinde ABD
vatandaşlarına yönelik vize kısıtlaması uygulamaya
başlamıştır.
Evvela şu husus
bilinmelidir ki muhatap hangi ülke olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarına yönelik her türlü kısıtlamaya
karşı Türkiye hiç beklemeden aynı yaptırımlarla
karşılık verir. Vatandaşlarımızın
hakkı, hukuku, ülkemizin şeref ve onuru her şeyin üzerindedir.
Türkiye bu anlamda ABDye karşı aynı tedbirleri
uygulamıştır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve
hiçbir diplomatik dokunulmazlığı bulunmayan bir elçilik
çalışanının yargılandığı davayı gerekçe
göstererek vize kısıtlamasına gitmek, en hafif tabiriyle, hukuku
tanımamaktır. Yürütülmekte olan bir soruşturmayı,
görülmekte olan bir davayı etkilemek için bu tip kararları almak
uluslararası ilişkiler açısından fevkalade
yanlıştır.
Unutulmasın ki Türkiye
bir hukuk devletidir. Nasıl ki Amerikada mahkemeler varsa Türkiyede de
mahkemeler vardır. Kendi ülkelerinde hukuka riayet edilmesini bekleyenler,
yargının azizliğinden bahsedenler, Türkiyede de hukuka ve
yargıya saygı göstermelidir. Tarihe karışmış adli
kapitülasyonların bugün de devam ettiğini zannedenler
yanılmaktadır. Hiçbir güç, Türkiyede hukuki süreçlere müdahale
edemez, yargıyı akamete uğratamaz. Esasen Türkiye, her zaman
olduğu gibi bugün de sağduyudan yanadır; sorunların diyalog
ve uzlaşıyla çözülmesini istemektedir; gerilimin düşürülmesi ve
meselelerin en kısa sürede müzakere yoluyla çözülmesi için çaba
harcamaktadır. Bu anlamda, meselenin çözülmesi ve Türkiye-ABD
ilişkilerinin güçlü bir şekilde devam etmesi temennimizdir.
ABDyle vize meselesi devam
ederken bazı siyasilerin Cumhurbaşkanı ile Türkiyeyi
ayırın, Hükûmet ile milleti ayırın, Cumhurbaşkanı
ve Hükûmeti cezalandırın. gibi söylemlerini de esefle
kınadığımı belirtmek isterim. Evvela Hükûmet, Türkiye
Cumhuriyetinin Hükûmetidir; Cumhurbaşkanı, cumhurun yani milletin
Cumhurbaşkanıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Bunlar, milletin verdiği yetkiyle Türkiyeyi temsil
eder. Hiçbir güç Türkiye Cumhuriyeti devleti ile milletini birbirinden
ayrı tutamaz. Sırf siyasi menfaatleri için Türkiyeyi haksız,
muhatap devleti haklı göstermeye çalışmak, siyasi
fırsatçılıktan da öte Türkiyeye zarar verme
çabasıdır. Türkiye'nin haklı olduğu bir meselede kendi
ülkesinin değil, karşı ülkenin safına geçmek,
karşı ülkenin temelsiz gerekçelerini savunmak, buradan siyasi
çıkar devşirmeye çalışmak ucuz bir siyaset
anlayışıdır. Bu anlayış Türkiyeye zarar verir.
Bu anlamda herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyorum.
Sözlerimin sonunda
Ampute
Türk Millî Takımımız dün İngiltereyi 2-1 yenerek Avrupa
şampiyonu olmuştur. Millîlerimizi tebrik ediyorum.
Aynı şekilde,
bundan iki yıl önce, Ankara gar patlamasında hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza da Cenab-ı Haktan rahmet,
ailelerine başsağlığı diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Şimdi gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sayın milletvekilleri,
Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Numan Kurtulmuş gündemin Sözlü
Sorular kısmının 1, 18, 63, 69, 70, 71, 80, 85, 130, 182, 183,
184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199,
200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 216,
217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233,
234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249,
250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 293, 299, 301, 311, 312, 313, 317, 364,
418, 419, 420, 421, 422 ve 423üncü sıralarında yer alan önergeleri
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Şimdi
bir gensoru önergesi vardır, önerge daha önce bastırıp
sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Gensoru
1.- CHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri
İstanbul Milletvekili Engin Altay, Ankara Milletvekili Levent Gök ve
Manisa Milletvekili Özgür Özelin, kamu ihaleleriyle ilgili kanuni
sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara
uğratılmasına sebebiyet verdiği iddiasıyla Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında bir
gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/17)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
5018
sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 10uncu maddesine
göre bakanlar, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli
kullanılması ile hukuki ve mali konularda Başbakana ve Türkiye
Büyük Millet Meclisine karşı sorumludurlar.
Önemli
altyapı yatırımları ve yapım işlerinde ilgili
ihalelerin, istisnai yöntemler istismar edilerek gerekli rekabet koşulları
sağlanmadan yapıldığı ve ihalelerin belirli firmalara
verildiği görülmektedir.
Kanuni
sorumluluğunu yerine getirmemesi ve kamunun zarara
uğratılmasına göz yumması nedenleriyle Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan hakkında
Anayasanın 98inci ve 99uncu, TBMM İçtüzüğünün 106ncı
maddesi uyarınca gensoru açılmasını
saygılarımızla arz ve teklif ederiz.
Engin
Altay Levent
Gök Özgür
Özel
İstanbul Ankara Manisa
Grup
Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
Kamu
kurum ve kuruluşlarının ihalelerde uygulayacağı
usuller 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 18inci maddesiyle
belirlenmiştir. İdarelerce mal veya hizmet alımları ile
yapım işlerinin ihalelerinde (i) Açık ihale usulü, (ii) Belli
istekliler arasında ihale usulü ve (iii) Pazarlık usulü
uygulanabilmektedir. Aynı Kanunun 5inci maddesi açık ihale ve belli
istekliler arasında ihale usullerinin temel usuller olduğunu,
diğer ihale usullerinin kanunda belirtilen özel hâllerde uygulanabileceğini
belirtmiştir.
Özel
hâllerde uygulanması gereken pazarlık usulünün istismar
edildiği, bu şekilde gerçekleştirilen ihalelerin tutarında
son dönemde olağanüstü artış olduğu dikkati çekmektedir.
Nitekim bu şekilde yapılan ihalelerin tutarı, 2016'da yüzde 86,1
artarak 21,7 milyar TL'ye ulaşmıştır, 2017'nin ilk
altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin
tutarı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 175 artarak
16,8 milyar TL'ye sıçramıştır.
2017nin ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan
ihalelerin yüzde 81'i, 4734 sayılı Kanunun 21inci maddesinin (b)
fıkrasındaki özel koşula dayanarak
yapılmıştır. Bu fıkraya göre, doğal afetler,
salgın hastalıklar, can veya mal kaybı tehlikesi gibi ani ve
beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların
ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak
yapılmasının zorunlu olması durumunda pazarlık
usulüyle ihale yapılabileceği belirtilmektedir. Türkiye'de son bir
yılda büyük deprem, afet veya salgın hastalıklar gibi
olağanüstü bir durumla
karşılaşılmamıştır. Kamu ihalelerinin bu
istisnaya dayanarak temel usullerin dışına
çıkarılması, idarenin görevini kötüye kullanmasıdır.
Yine bu yöntemle yapılan ihalelerde idarenin ilana çıkma
zorunluluğu olmadan sadece belirli firmaları davet etmesi, ihalelerde
rekabet koşullarının sağlanmaması ve kamu
kaynaklarının etkin ve verimli olarak kullanılmaması
anlamına gelmektedir.
T.C.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığının görev ve sorumluluk alanına giren
kurumlarda da önemli altyapı yatırımları ve yapım
işlerinde gerekli rekabet koşulları sağlanmadan ihalelerin
pazarlık usulüyle belirli firmalara verildiği görülmektedir. Sadece
2017'nin ilk altı ayında Bakanın sorumluluğundaki
kuruluşların bir firmanın içinde olduğu bazı
ortaklıklara pazarlık usulüyle 2,8 milyar TL'lik iş verdiği
görülmektedir. 2013 ortasından bugüne bu firmanın da içinde
olduğu iş ortaklıklarına pazarlık usulüyle verilen
ihalelerin toplam tutarının 3,8 milyar TL olduğu
düşünüldüğünde, son dönemde bu ihale yönteminin belirli firmalar
lehine açıkça istismar edildiği dikkati çekmektedir.
Türkiye
Cumhuriyeti Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığına bağlı kurumların
açtığı ihalelere katılan bazı firmaların iş
bitirme belgelerinde birtakım usulsüzlükler yaptığına
yönelik haberler basında yer almıştır. Buna rağmen söz
konusu firmaların kamu ihalelerine girebildiği ve hatta bu ihaleleri
kazandığı bilgisi de kamuoyuna yansımıştır.
5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 10uncu maddesine
göre bakanlar, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması
ile hukuki ve mali konularda Başbakana ve Türkiye Büyük Millet Meclisine
karşı sorumludurlar.
Özetlediğimiz
nedenlerle Bakanın kanuni sorumluluğunu yerine getirmediği ve
kamunun zarara uğratılmasına göz yumduğu
anlaşılmaktadır. Bu nedenle Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Sayın Ahmet Arslan hakkında
Anayasanın 98 ve 99, TBMM İçtüzüğü'nün 106ıncı
maddesi uyarınca gensoru açılmasını
saygılarımızla arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Gensorunun gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmenin gününü
kapsayan Danışma Kurulu veya grup önerisi daha sonra
oylarınıza sunulacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının iki tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, eş
başkanlığını Türkiye ile ABDnin yürüttüğü
Terörizmle Mücadele Küresel Forumu (TMKF) çerçevesinde 24-25 Ekim 2017
tarihlerinde Mısırın başkenti Kahirede düzenlenecek olan
"Hukukun Üstünlüğü Çerçevesinde Terörizmle Mücadele Sistemleri
İnşa Edilmesinde Parlamenterlerin Rolünün Geliştirilmesi konulu
çalıştaya katılım sağlanmasına ilişkin
tezkeresi (3/1196)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Eş
başkanlığını Türkiye ile ABD'nin yürüttüğü
Terörizmle Mücadele Küresel Forumu (TMKF) çerçevesinde, 24-25 Ekim 2017
tarihlerinde Mısır'ın başkenti Kahire'de "Hukukun
Üstünlüğü Çerçevesinde Terörizmle Mücadele Sistemleri İnşa
Edilmesinde Parlamenterlerin Rolünün Geliştirilmesi konulu çalıştay
düzenlenecektir.
Söz konusu
çalıştaya katılım sağlanması hususu, 28/3/1990
tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9'uncu maddesi
uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer tezkereyi
okutuyorum:
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Dışişleri Komisyonu
Başkanı ve Malatya Milletvekili Taha Özhanın, ABDnin
başkenti Washingtonda 9-12 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenecek olan
Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonunun Parlamenterler
Ağı yıllık toplantısına katılmasına
ilişkin tezkeresi (3/1197)
4/10/2017
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
ABD'nin başkenti
Washingtonda 9-12 Ekim 2017 tarihlerinde düzenlenecek olan Dünya Bankası
ve Uluslararası Para Fonunun Parlamenterler Ağı yıllık
toplantısına Dışişleri Komisyonu Başkanı ve
Malatya Milletvekili Taha Özhan'ın katılması hususu, 28/3/1990
tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9'uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
16.01
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Emre Köprülü (Tekirdağ)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, Adana ilinin işsizlik
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/547) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 10
Ekim 2017 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi
10/10/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 10/10/2017 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Erhan
Usta
Samsun
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya ve
arkadaşlarının, (10/547) esas numaralı Adana ilinin
işsizlik sorunlarının araştırılarak
yapılacak yasal düzenlemeler de dâhil olmak üzere alınacak önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına dair önergemizin görüşmelerinin 10/10/2017 Salı
günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere öneri sahibi Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Mevlüt Karakaya
konuşacaktır.
Sayın
Karakaya, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakikadır.
MHP
GRUBU ADINA MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş
olduğumuz Adana ilimizin sorunlarıyla alakalı Meclis
araştırması önergesi üzerine söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Türkiyenin millî güvenlik, devlet ve millet bekası konularında çok
ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldığı bir
vakıadır. Bir taraftan, bölücü terör örgütüyle mücadele ederken
diğer taraftan, devlete sızmış, işgalci bir terör
örgütünün de fiilî saldırısına muhatap kaldık. Millet
olarak, devlet olarak büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Bu
süreçte, içeride ve dışarıdaki Türk ve Türkiye
düşmanlarının nasıl birlik olup cephe aldıklarına
da hep birlikte şahit olduk.
Elbette zor günler
geçiriyoruz, elbette bütün bunların ekonomik ve sosyal zorluk ve
güçlükleri de olacak. Kamu harcamaları üzerinde bir artış etkisi
de elbette söz konusu. Buna kimsenin itirazı yok.
İtirazımız, ekonomi yönetiminde yapılan
yanlışlara, uygulanan üretim karşıtı politikalara yani
hasat döneminde buğdayın gümrük vergisinin düşürülmesine,
ithalatın açılmasına. İtirazımız, kıt olan
kamu kaynaklarının yanlış tahsisine; itirazımız,
kaynak dağılımında adil ve doğru olmayan bir biçimde
tahsisat yapılmasına.
Değerli milletvekilleri,
bugün ülkemizin millî güvenlikten sonraki en önemli sorunu, ekonomideki kaynak
dağılımındaki yanlı ve yanlış
davranışlardır. Bunun en bariz örneklerinden birisi de Adana
ilimizdir. 2016 Şubat ayında Adana ilimizin, başta işsizlik
olmak üzere yaşadığı ekonomik sıkıntılarla
ilgili Meclis araştırması açılması konusunda bir
talebimiz olmuştu. Bugün açıklanan veriler talep ve isteğimizde
ne kadar haklı olduğumuzu teyit etmiştir. TÜİK
tarafından yapılan en son bir araştırmaya göre gelire
dayalı göreli yoksullukta yüzde 15,9la Adana en yoksul iller
arasında 1inci sırayı almıştır. Adana son
yıllarda işsizlikte, kredi kartı borcunda, yoksullukta
şampiyonluğuyla konuşulan bir il hâline gelmiştir. Türkiye
Bankalar Birliğinin yapmış olduğu 2017 Mayıs ayı
raporuna göre Adana yüzde 17,8 bireysel kredi kartı risk oranlarıyla
da en yüksek risk grubunda olan 10 il içerisinde 1inci sırada yer
almıştır. İhtiyaç ve diğer kredilerde de durum çok
farklı değildir. Nüfus bakımından bir zamanlar Türkiyenin
4üncü büyük nüfusuna sahipken bugün 6ncı sıraya gerilemiştir,
bunun en büyük nedeni de bölgeden işsizlik nedeniyle verilen göçlerdir.
Adanalı figürü eskiden
-hepiniz de biliyorsunuz- Türk filmlerinde bir zenginlik timsaliyken Adana
bugün bu hâle nasıl geldi? Bunun özeti, üretim karşıtı
politikalar; bunun özeti, teşvikler konusunda yapılan hakkaniyetli
olmayan uygulamalar ve yanlışlar.
Değerli milletvekilleri,
Adana, maalesef kamu yatırımlarından gerekli payı, hak
ettiği payı almamıştır. 2002 yılındaki
aldığı paya tekrar ulaşabilmesi 2015 yılını
bulmuştur. 2002 yılında 551 milyon olan kamu
yatırımı, 2003 yılında 63 milyona
düşürülmüştür.
Değerli milletvekilleri,
bugün Adana Büyükşehir Belediyesinin gelirlerinin yüzde 40ı metro
borcuna kesilmektedir. Tüm benzer, muadil büyükşehirlerin metro borcu
merkezî Hükûmet tarafından üstlenilmişken Adananınki maalesef
üstlenilmemiştir.
Değerli milletvekilleri,
bu araştırma önergesine evet oyu vererek sadece Adananın
değil, Türkiyedeki kaynakların israfını da önlemeye yönelik
bir çalışmanın yapılacağı ümidiyle hepinizi, yüce
heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Öneri üzerinde Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaş.
Sayın Danış
Beştaş, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de Adananın işsizlik sorunu üzerine verilen
önerge konusunda söz almış bulunmaktayım.
Doğrusu, Adanalılar
işsizlikle ciddi bir süredir, uzun bir süredir boğuşuyor ve en
temel sorunlardan biri olacak. Ben de Adanayla son üç yıldır hemhâl
olmuş Adanalı biri olarak gerçekten bu sorunun çözülmesi gerektiği
noktasında ve en sonunda söyleyeceğimi başta söyleyerek
araştırma önergesine olumlu oy vereceğimizi baştan ifade
etmek istiyorum.
Şimdi Çukurovanın
incisi diye bilinen Adana, adı üzerinde ova; her türlü ürünün
yetiştiği, sanayinin olduğu, Türkiyenin en büyük
şehirlerinden birinden söz ediyoruz. Adana ve Mersin, açıkçası,
gerçekten eski parlak günlerini mumla arayacak hâle geldi. AKP iktidarında
gelinen aşamada işte Çukurovalıların iktidara öfkesi
temelde de buna yöneliktir. Örneğin 2008-2012 döneminin nüfus ve göç
hareketleri şöyle tanımlanıyordu: Adananın, Mersinin hem
göç alıp hem göç verdiği bilinirken şimdi burada çok net olarak
göç veren bir il ve bölge konumuna düşmüştür. Son beş
yılın ortalamasını alırsak bölge her yıl on iki
bine yakın net göç vermektedir. Neden göç ediyorlar? Çünkü işsizlik
temel problem. İşsizlik olunca aş da azalıyor ve insanlar
karnını doyurmak için başka illere, büyük bir şehir
olduğu hâlde iş bulabileceği başka şehirlere göç
ediyor.
TÜİKin 2014
yılı verilerine göre işsizlik oranının en yüksek
olduğu il Adana, yüzde 19,1le Adanayı gösteriyor. Adanalı
sermayedarlar yavaş yavaş Adanayı terk ederek başka
yerlere, İstanbul gibi illere eklemleniyorlar ve burada sanayi gerçekten
gerilediği gibi işsizlik de artan bir eğri olarak önümüzde
duruyor. Çukurovanın kalbi olan bu kentin bu hâle gelmesini ciddi bir
şekilde sorgulamak, sebeplerini ortaya çıkarmak ve buna çare üretmek
zorundayız.
Bununla birlikte
uyuşturucu da yine Adanada işsizliğin bir neticesi olarak ciddi
bir sorun olarak önümüzde duruyor.
Şiddet, kadın
cinayetleri bir sarmal olarak Adanayı yine sarmış durumda ve
sahtekârlıklar
Zaman olmadığı için
anlatamayacağım ama işsizliğin olması sebebiyle bunu
kötüye kullanan birçok çetenin de ortaya çıktığını ve
işsizleri dolandırdığını da yakından, hem
bize aktarımlarla hem de yapılan başvurularla öğrenmiş
bulunuyoruz. Yoksulluğun, gerçekten, Adanalıları içten içe
kemirmesine sessiz kalmamalıyız. İşsizliğin
Adanayı sarıp sarmalamasına sessiz kalmamalıyız. En
bereketli toprakların olduğu ilimizde işsizlik, şu anda
ciddi bir şekilde insanları başka illere göç etmeye
zorlamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) - Süre veriyor musunuz?
BAŞKAN
Tamamlayın, bu seferlik böyle olsun. Tamamlayın ama arkadaşlar,
lütfen sürelere riayet edelim, süre uzatımı yapmayacağım.
Siz tamamlayın, buyurun.
MERAL DANIŞ
BEŞTAŞ (Devamla) Toparlıyorum.
Yani neticede şunu
söylüyorum: Önergeyi destekleyeceğiz, olumlu yönde oy vereceğiz ve
hepinizden de Adananın işsizlik problemine çözüm bulmak, burada
çareleri araştırmak için olumlu yönde destek vermenizi talep ediyorum
aynı zamanda Halkların Demokratik Partisi adı altında.
Adanalıların maruz kaldığı açlığı,
yoksulluğu defalarca yine buradan dile getirmeye çalıştık.
Ama bu tabii ki burada kalmamalı, bu konuda hepimiz üzerimize düşeni
yapmalıyız. Adana bunu hak etmiyor. Hep birlikte Adanamıza
sahip çıkalım diyorum.
Teşekkür ediyorum,
sağ olun. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Türkmen.
CHP GRUBU ADINA ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle bizi ekran başında izleyen Adanalı
hemşehrilerime ve tüm vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi
sunuyorum.
10 Ekim katliamı ve tüm
katliamlarda yaşamını yitiren sevgili
vatandaşlarımı burada saygıyla anıyorum ve şunu
söylemek istiyorum: Onların ve ailelerinin acıları dinene kadar,
adalet yerini bulana kadar takipçisi olacağız.
Değerli
milletvekilleri, 1970, 80 ve 90ların Adanasından bahsetmek
istiyorum. Her mahallesinden onlarca servisin çıktığı,
binlerce işçinin çalıştığı ve PAKTAŞı,
Güney Sanayisi, Akdeniz Fabrikası, ÇUKOBİRLİKi olan, emekli
olan işçinin kendisine ev, araba, yayla ya da yazlık evi
aldığı bir Adana.
Günümüzdeki
Adanada ise sadece işsizlik var ve işsizlikten dolayı intihar
eden hemşehrilerimiz var. Daha dün bir hemşehrimiz intihar
girişiminde bulundu, 13 bin lira borcunu ödeyemediği için.
Yine,
ondan önce, eşine Hakkını helal et. deyip yan odada, borcundan
dolayı, işsizlikten dolayı bir hemşehrimiz intihar etti.
Yine,
ondan önce, bir kadın, çocuklarına odun alacak parası bile
olmayan bir kadın, çocuklarının yanaklarından öptü,
helallik aldı ve yine öbür odada intihar etti.
İşte,
70li yıllarda Türkiyenin Parisi olan Adanadan bugün geldiğimiz
noktada işsizlikten intihar eden Adanalılara. Neden? Sanayinin
başkenti Adanada elektrik tüketimini okumak istiyorum. Sanayi sektöründe
enerji tüketimi 2014te 2 milyon 723 bin 184 kilovatsaat, 2015te 2 milyon 623
bin 410 kilovatsaat. İşte, enerji tüketimi Adananın sanayide
nasıl gerilere düştüğünün göstergesi.
Bir
veri daha okumak istiyorum, o da şu: Sektörlerin gayrisafi katma
değer paylarına baktığımızda, güya tarım
kenti, güya dünyanın en önemli üç ovasından biri olan Adanada
tarımda yüzde 14,7, sanayide 21, hizmette 64,2; bu da TÜİKin resmî
verileri. Bütün bu verilerde görüyoruz ki son 15 yılda her seçimde
Adanaya vaatlerde bulunan Hükûmet, seçim bittiğinde Adanaya
sırtını dönüyor ve hiçbir vaadini yerine getirmiyor.
Teşvikte sürünüyoruz, tarımda sürünüyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) Başkanım, bir dakikanızı
rica edeceğim.
BAŞKAN
Lütfen tamamlayalım.
ELİF
DOĞAN TÜRKMEN (Devamla) Televizyonda konuşacağıma ve
izlemelerine dair mesaj çektiğimde, vatandaşlar mesaj çekmiş,
biri diyor ki: 41,5 yaşındayım, işsizim, evlenemiyorum.
Diğeri diyor ki: Hayvan besiciliği yapıyorum. Artık, saman
alamıyorum, hayvanlarıma yem alamıyorum. Ben ne yapacağım?
İşte, böyle bir Adana...
Bu
nedenle bu araştırma önergesini destekliyoruz. Zaten biz de
Cumhuriyet Halk Partisinin Adana milletvekilleri olarak bu konuda birçok önerge
verdik, soru önergesi verdik. Adananın ve Türkiyenin
işsizliğine çözüm üretmek, Meclisin ve Hükûmetin görevidir. Müftülere
fazla mesai yaptırma sevdanızdan vazgeçin, işsizliğe çözüm
bulun.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi
öneri üzerinde son konuşmacı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç.
Buyurun
Sayın Erdinç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
vermiş olduğu önerge üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
kuruluşundan bugüne Adana, çok değişik kültürleri bünyesinde
barındıran kadim bir medeniyete sahip bir şehir. Bu şehrin
daha ileriye gidebilmesi, daha güzel olabilmesi adına AK PARTİ
hükûmetleri eliyle son on beş yılda yapılan yatırımlar
20 milyar liranın üzerinde, kamu yatırımları 20 milyar
liranın üzerinde.
Bu
çerçevede baktığımızda, daha 18 Eylül tarihinde hasta
kabulüne başlayan Adana Şehir Hastanesi, 1.550 yatak kapasitesiyle
Türkiye'de faaliyete geçen çok nadir, çok güzel hastanelerden birisi. Yine,
bunun yanında Adanamızla birlikte Mersin, Hatay, Osmaniye,
Niğde gibi illere hizmet veren oradaki ilk derece mahkemelerinin
verdiği kararlarının küçük Yargıtay olarak değerlendirildiği
bölge adliye mahkememiz, eylül ayında faaliyete geçti,
vatandaşlarımıza hizmet veriyor.
Yine
adalet sarayımız bitmek üzere, ulaşımla ilgili yapılan
çalışmalar, Güney Çevre Yolu Projesi, Kozan
bağlantıları, Mansurlu yolu çalışmaları ciddi
şekilde devam etmekte.
Eğitimle
ilgili, Adananın özellikle bugün varoş diye tabir ettiğimiz
mahallelerinde eğitim sorunu bina anlamında yüzde 99 oranında
çözülmüş durumda. Bunun yanında Adananın birçok bölgesinde de
eğitim alanında yapılan yatırımlar eğitim
kalitesini daha da yukarılara taşımakta.
Sulamayla
ilgili yapılan projeler Adana tarımını daha da ileriye
taşımakta.
Tabii,
özellikle istihdamla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın
şubat ayında başlatmış olduğu proje çerçevesinde
de Adanamızın, Adana sanayisinin, kendisine verdiği söz 15
bindi ama bugün itibarıyla, altı aylık süre itibarıyla
35.500 insanımız, vatandaşımız sanayi sektöründe,
hizmet sektöründe istihdam edilerek çok ciddi bir ivme
yakalanmıştır.
Tabii,
burada aslında başka bir problemle de karşı
karşıyayız. Muhakkak iş arayan vatandaşlarımızın
yanında sanayicilerimiz de işçi arama noktasında çok ciddi
gayret gösteriyorlar. Bu da Adananın maalesef görünen yüzlerinden birisi.
İnşallah her iki tarafın da bir araya geldiği bir sistemin,
bir çalışmanın hayata geçmesi temennisiyle bütün Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım, özür dilerim.
BAŞKAN
Halkların
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım, çok özür dilerim sizden.
Şimdi,
ben dün Kozandaydım, Aladağ davası için gittim.
İnanın o Kozanın yolu perişan. Saat yedi buçuğa kadar
Kozanda açık olan tuvalet yok ya, ne kadını ne erkeği
Gerçekten çok medeni, uygar vaziyette söylüyorum.
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Kozana hakaret etmeyin, Kozana hakaret
etmeyin lütfen.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Üçüncüsü, bakın, Sayın Başkan, çok özür
diliyorum. Şimdi, bakın, Sayın Başkanım
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Camilere uğrasaydınız
bulurdunuz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Camiye uğrayıp
uğrayamadığımı siz mi biliyorsunuz?
MEHMET
ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Tuvalet ihtiyacını orada
giderebilirdin.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Allah yerine siz mi geçiyorsunuz, Muhammed yerine siz
mi geçiyorsunuz! Allahtan korkun ya! Bu ülkenin dini imanı sizde midir
ya! (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi,
Sayın Başkanım, bakın, Adanaya çalışan tüm
otobüs firmalarının hepsinde o muavinlerin...
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Böyle bir usul yok Sayın Başkan, böyle bir
usul yok; söz alsaydı.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) ...hepsi sigortasız çalışıyor,
sigortasız; yazık günah o insanlara.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Adanaya sahip çıkalım.
BAŞKAN
Sayın Tanal, tutanaklara geçmiştir.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım,
oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili
Osman Baydemir tarafından, Türkiye tarihinin en fazla can
kaybının da yaşandığı 10 Ekim 2015 Gar
patlamasının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla 10/10/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 10/10/2017 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Ahmet
Yıldırım
Muş
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
10
Ekim 2017 tarihinde Muş Milletvekili Grup Başkan Vekili Ahmet
Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir
tarafından verilen 5556 sıra numaralı "Türkiye tarihinin en
fazla can kaybının da yaşandığı 10 Ekim 2015 Gar
patlamasının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 10/10/2017 Salı günkü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Öneri sahibi Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mardin
Milletvekili Mithat Sancar konuşacaktır.
Sayın
Sancar, buyurun. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakikadır.
HDP
GRUBU ADINA MİTHAT SANCAR (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bundan tam iki yıl önce Ankara Garında peş
peşe 2 canlı bomba kendini patlattı, meydan kana bulandı.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük, en vahşi, en barbar katliamı
gerçekleşti. Hangi şartlarda gerçekleşmişti bu katliam,
hangi ortamda bu canlı bombalar patlatmıştı kendilerini;
hatırlatmakta fayda var çok kısa bir şekilde.
7
Haziran seçimleri yapılmış, AKP tek başına iktidar
olma çoğunluğunu kaybetmiş ve bu seçimlerin geçersiz
kılınması gerektiği yönünde artık
hazırlıklar tamamlanmıştı. 7 Haziranı geçersiz
kılmak için önemli bir yöntem benimsenmişti, kendilerince önemli bir
yöntem benimsemişlerdi. Ortam korku dolacaktı, Türkiye dehşete
esir düşürülecekti, böylece toplum rehin alınacaktı ve
çoğunluk böylece sağlanacaktı. Art arda bombalar patlamaya
başladı. Suruçta patladı bomba önce ve orada 34
canımızı yitirdik. Ardından, Ankara Garı
patlaması geldi. Ankara Garı patlamasına giden yolda ne tür
ihmaller olduğunu artık anlatmaya gerek yok. Sadece ihmal mi?
Asıl sorulması gereken soru bu. Acaba iktidarın bu katliamdan
bilgisi var mıydı? Göz mü yumdu? Bunların gerçekleşmesinden
fayda mı umuyordu?
Şimdi,
bu yönde, bu şüpheleri kuvvetlendiren açıklamalar yapıldı
katliamdan sonra. Dönemin Başbakanı Sayın Davutoğlu Ankara
saldırısından sonra oylarımızda artış trendi
görüldü. dedi. Bunun için mi bu katliamlara zemin hazırlandı, yol
verildi? 2 canlı bomba yüzlerce, belki bin kilometreyi aşkın bir
yolu katedip Ankaraya giriyorlar. O gün yol kontrollerine ara verilmiş,
bunu ben söylemiyorum, müfettiş raporları söylüyor.
Peki,
bunlarla ilgili herhangi bir soruşturma yapıldı mı?
Hayır. Yargılanan tek bir kamu görevlisi yok. O gün basının
karşısına geçen 3 bakanın görüntüleri
hafızalardadır. İhmal yok, güvenlik açığı yok.
diyorlar. Eğer ihmal yoksa, güvenlik açığı yoksa, bu
canlı bombalar bu kadar yolu katedip alana bu kadar serbest nasıl
girebildiler? Bugün anma için alana girmek isteyenleri dört bir yanı
kuşatarak engelleyen Emniyet, o gün o canlı bombaları neden
engellemedi? Nasıl engellemedi?
Ardından,
Başbakanın kokteyl örgüt iddiası ortaya çıktı. Neyi
örtmeye çalışıyordu iktidar?
Ardından,
nefret dili başka yerlerde kendini gösterdi; Konyada millî maç
oynanırken, üç gün sonra, katledilenler yuhalandı.
Dün
akşam Konur Sokaktaki 10 Ekim kurbanları anıtı
yıkıldı. Kim yıkıyor? Kim bu katliama sahip
çıkıyor? Kim katliam mağdurlarına saldırmaya böylesine
bir cüret bulabiliyor, kimden alıyor bu cüreti?
O
zamanın Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu
HDPyi mağdur duruma düşürmek için yapılmış
provokatif bir eylem. demişti. Bakın, arkadaşlar, dünyanın
hiçbir yerinde bu tür kanlı, barbar saldırıların
anılmasını engelleyen tek bir örnek yok. Neden engelliyorsunuz;
anmayı, yası protestoyu neden engelliyorsunuz? Bu iktidar, katilleri
korumak mı istiyor? Niye bugün o meydana girmeye izin vermediniz? Neyi
saklamaya çalıyorsunuz? Orada bu iddialar tekrar dile getirilecek ve
sorumluluğunuz tekrar yüzünüze vurulacak diye korkuyor musunuz?
Evet,
bunları yapmaya devam edebilirsiniz ama bu kadar barbar, bu kadar
kanlı bir katliamı ne vicdanlardan silebilirsiniz ne hafızalardan
çıkarabilirsiniz ne de hukuken ve siyaseten sorumluluktan
kurtulabilirsiniz. Asla unutturmayacağız, hesabı mutlaka
sorulacak. (HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Muş.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Yerimden söz talep ediyorum.
BAŞKAN
60a göre bir dakika süreyle söz vereceğim.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Mardin
Milletvekili Mithat Sancarın HDP grup önerisi üzerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan; hatip,
konuşmasında partimize -bu iktidar, AK PARTİnin Hükûmetidir-
ağır ithamlarda bulunmuştur. Bunlardan hiçbir tanesini kabul
etmediğimizi ifade etmek isterim. Hiçbir hükûmet, hiçbir insan, olan bir
saldırıdan acı duymamazlık yapmaz, yapamaz; bizim için de
aynısı geçerlidir. Eğer, bir insan, hayatını
kaybetmişse bunun nerede, ne şekilde olduğu değil, her
insanımız için aynı duygu ve hissi taşırız.
Buradan ne katilleri korur AK PARTİ iktidarları ne de teröristlere
göz yumar, aslında onların üzerine çok sert şekilde gitmektedir.
Sayın
Hatip, insan hakları dersi verir üniversitelerde, yıllarca verdi,
veriyordur da. Şu an ne yapıyor bilmiyorum ama bu insan hakları
dersini verirken öğrettiği o doktrinlerde bu kürsüye
çıktığı zaman bu kadar detaylı şekilde oradaki
patlamayla alakalı konuşurken Kızılayda PKK'nın
patlattığı bombayla alakalı bu kürsüden bu denli bir
konuşma yapmamıştır. O açıdan, söylediklerinin bir
kıymetiharbiyesi yoktur, olamaz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Yıldırım
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan; konuşmasının
sonunda partimizi ilgili ilgisiz akla zarar bir şekilde patlamalarla
ilişkilendirerek açık sataşmada bulundu. İç Tüzük 69a göre
sataşmadan söz istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun, iki dakika süre veriyorum.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Mithat Sancar konuşacak.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Sancar.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Mardin Milletvekili Mithat Sancarın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı açıklaması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MİTHAT
SANCAR (Mardin) Keşke Sayın Grup Başkan Vekili
iddialarımıza cevap verseydi, burada başka meseleleri araya
katarak konuyu muğlaklaştırma gibi ucuz bir yönteme
başvurmasaydı.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Sancar, dediğime gelin,
dediğimi söyleyin, sorularıma cevap verin.
MİTHAT
SANCAR (Devamla) Burada 10 Ekim katliamı konuşuluyor, lanetliyoruz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Biz de lanetliyoruz.
MİTHAT
SANCAR (Devamla) Bütün katliamları lanetledik. Böyle bir kıyas
yapmak, sorumluluk ve suçluluk telaşının bir dışa
vurumudur.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hiç öyle değil. Sizde var o.
MİTHAT
SANCAR (Devamla) Size tekrar soruyorum: O gün neden tedbirler
alınmadı? Sizin Başbakanınızın bu
açıklamaları ne anlama geliyor? Neden bunu oy
artışıyla açıklıyorsunuz? Neden müfettiş
raporlarının gereği yerine getirilmedi? Anmayı neden yasaklıyorsunuz?
Bir katliamı protesto etmeyi neden yasaklıyorsunuz? Neden
insanların, kayıplarını anmasını engelliyorsunuz?
Yakınlarını kaybetmiş; evladını, eşini,
babasını kaybetmiş insanlara gaz sıkılıyor.
İçlerindeydim, iki senedir 10 Ekim anmasına gidiyorum, her ikisinde
de o insanlara acımasızca gaz sıkılıyor. O protestodan
mı korkuyorsunuz? O insanların gözlerine
baktığınızda Siz sorumlusunuz, siyaseten, hukuken,
ahlaken, vicdanen sorumlusunuz. ifadelerini görmekten mi korkuyorsunuz?
Cesaret edin, oraya bakın, araştırın, ortaya çıkarın,
aydınlatın. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar) Bu
tür demagojilerle, bu tür suçlamalarla bir yere varamazsınız. Bu
katliamın sorumluları da, failleri yargılanmayan,
organizatörleri bulunmayan bütün katliamların sorumluları -ben
yıllarca anlattığım derslerde söyledim, size de söylüyorum-
siyasi iktidardır. Eğer aydınlatmamışsanız biz bu
dersi ikinci sınıfta da birinci sınıfta da
anlatıyoruz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Eksik
anlatmışsınız.
MİTHAT SANCAR (Devamla) Aydınlatılmayan,
faili bulunmayan, kamu görevlilerinin ihmallerinin örtüldüğü bütün
katliamlarda en başta siyasi sorumluluk iktidardadır. Bunu öyle
bilin. (HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Suçluluk psikolojisi
içerisinde bazı şeyleri sakladığımı iddia
etmektedir. Bu, bana açıkça bir sataşmadır. 69a göre söz
istiyorum.
HÜDA KAYA (İstanbul) Hükûmet değil, bakan
değil neye cevap veriyor? Partili olarak cevap veriyor, bakan değil
ki.
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sataşmadan size de iki dakika süreyle söz
vereceğim. Lütfen yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim.
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Mardin
Milletvekili Mithat Sancarın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çok açık bir şey söyledim. Yapılan
saldırıların her türlüsünü lanetlediğimizi, Ankara Garı
patlamasında hayatını kaybedenlere Cenab-ı Haktan rahmet
dilediğimi ifade ettim, açılışta.
Şunu ifade etmek isterim: AK PARTİ
iktidarları terör ve teröristlerle mücadele ederek bugünlere geldi. Bundan
sonra da hiç şüpheniz olmasın bu mücadeleyi yapacağız.
Efendim iktidar bunlara göz mü yumdu? Hayır, böyle bir şey
olmadı. Biz ne katillere göz yumarız ne de onların
insanımızın hayatına zarar vermesine müsaade ederiz. Buna
yeltenenlerin de şu an hâlini görüyorsunuz, hangi durumlarda
olduklarını görmektesiniz.
Sayın Başbakanın yaptığı
geniş bir konuşma var, oradan bir şey yakalamış, oy
artışıyla bunu ilişkilendiriyor. Değerli dostlar,
PKKnın oy topladığı iktidar biz değiliz, sizsiniz,
siz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yüzde 5 oy
alamaz. diyenler, PKK sizin için söylüyor.
AHMET YILDIRIM (Muş) IŞİDin ve
Fetullahın da sizsiniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
IŞİDi niye destekliyorsunuz?
MEHMET MUŞ (Devamla) Şimdi, Sayın Sancar
yıllarca insan hakları dersi verdi üniversitelerde fakat hiçbir zaman
katil PKK terör örgütüne, Sayın Sancarın
MİTHAT SANCAR (Mardin) Neden, kaosu isteyenlerdir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Kaosu siz
istediniz.
MEHMET MUŞ (Devamla)
bunun yaptığı
insan hakları ihlallerinden dolayı en küçük bir eleştirisini
duyan var mı? Onun için, Sayın Sancara şunu söyledim: Sizin
anlattığınız dersin de söylediklerinizin de hiçbir
kıymetiharbiyesi yoktur.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Çarpılacaksın
Çarpılacaksın
vallahi.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sizinkinin de yok.
MEHMET
MUŞ (Devamla) İnsan hakları, PKKnın öldürdükleri için
yok, öyle mi? Bunu görmeyeceksiniz.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) IŞİDe mi sahip çıkıyorsunuz?
MEHMET
MUŞ (Devamla) Bunu yok sayacaksınız. PKKyı ayrı bir
örgüt olarak göreceksiniz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Ya başka bir şey söyle.
MEHMET
MUŞ (Devamla) Onu terör örgütü olarak ifade edemeyeceksiniz Sayın
Sancar
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Sorulara cevap ver, sorulara!
MİTHAT
SANCAR (Mardin) Sorulara cevap ver!
AHMET
YILDIRIM (Muş) Bayatladı
Bayatladı
MEHMET
MUŞ (Devamla) PKK terör örgütünü terör örgütü olarak göremeyeceksiniz
sonra çıkıp bize burada AK PARTİ iktidarı katilleri mi
saklıyor
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Sorulara cevap ver, somut sorular var.
MEHMET
MUŞ (Devamla)
AK PARTİ iktidarı katillerin ortaya
çıkmasını istemiyor mu gibi ucuz, altı olmayan, bizim
dikkate almayacağımız
(HDP sıralarından gürültüler)
HÜDA
KAYA (İstanbul) IŞİDin avukatlığını
yapmayın.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Nasıl oldu Antepten buraya kadar, nasıl?
MEHMET
MUŞ (Devamla)
siz söylediğiniz için bizim için hiçbir
kıymetiharbiyesi olmayan sözleri bu kürsüde söyleyeceksiniz.
Değerli
dostlar, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) 10 Ekimde yapma bunu ya!
HÜDA
KAYA (İstanbul) Ya bombadan sonra gaz atan insanlardan ne beklenebilir
ki! Bombadan sonra yaralılara gaz sıkmışlar!
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Cenazelere gaz sıkan bir
iktidarın temsilcisi.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yıldırım.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan, hatibimizin hiç ağzına
almadığı ve bugün gündeme gelmeyen tekrar patlamalar ve
örgütlerle partimizi ilişkilendirdi. Açık sataşma ve İç
Tüzük 69a göre sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yıldırım.
Lütfen
bitirelim artık bu polemiği.
3.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Halkların Demokratik Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
AHMET
YILDIRIM (Muş) Şimdi şu Meclis artık şu bayat
sözlerden bıktı.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bayatı geçin...
AHMET
YILDIRIM (Devamla) - Konu ne olursa olsun eğer cevaben kalkıp Mehmet
Muş konuşuyorsa üç cümlelik bir terminolojiyi döndüre döndüre
aynı şeyi ısıtarak gündeme sunuyor.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Zorunuza mı gidiyor? Canınız
sıkılıyor değil mi PKKyla ilişkinizden bahsedince?
PKKnın kontrolünden çıkamadınız.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) IŞİDden senin mi canın
sıkılıyor?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Gerçeklerle yüzleşeceksiniz.
AHMET
YILDIRIM (Devamla) - Biz çok açık bir şey söylüyoruz: Bakın, 10
Ekim patlamasından sonra sizin İçişleri
Bakanınızın görevlendirdiği mülkiye müfettişleri
araştırma yaptı, yol kontrollerinin o gün
kaldırıldığını söyledi, açık güvenlik
zafiyetlerinin, istihbarat zafiyetlerinin var olduğunu söyledi.
Bunların hiçbiri neden işlem konusu yapılmıyor diye soruyor
sayın hocamız, bir de soruyor ki: İki yıldır neyin
hezeyanıyla ailelerin kendi acılarını dindirmek ve
anılarını yaşatmak üzere anmalarını
yasaklıyorsunuz? Bu yasakçı zihniyet neyi gizlemenin
telaşına hizmet ediyor?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Hiçbir şeyin.
AHMET
YILDIRIM (Devamla) - Yasaklıyorsunuz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Yıldırım, sayın
hocaya söyleyin bakayım ifade ettiklerinin cevabını versin, siz
de verin.
AHMET
YILDIRIM (Devamla) - Bugün hâlâ acılarını yaşamaya devam
edenler, aileler, neden sizin emriniz, talimatınızla hareket
edenlerin gazlı saldırısına maruz kalıyorlar?
AKPliler
biliyor musunuz bundan on ay önce, görüntülere yansıdığı
için, 2 askerimizin diri diri yakılması görüntülerini biz burada dile
getirirken hop oturup hop kalkıyor ve sataşmadan söz alıp aynen
bozuk bant gibi tekrarladığınız cümleleri burada
tekrarlıyordunuz. İki gün önce utana sıkıla, neymiş,
Genelkurmaydan birileri, Sefter Taşın Iğdırlı
ailesinin yanına gidip maalesef yakılanlardan birinin kendi
çocukları olduğunu söylemiş. Çıkın, on ay önceki gibi
esip gürleyin bakayım.
Bir
de, bu mesele, öyle Genelkurmay ile Sefter Taş arasındaki bir mesele
değildir; Türkiye toplumu ile siyasi iktidar arasında kurulan
çarpık bağın meselesidir. Peşini
bırakmayacağız.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, bir dakikalık söz
istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Muş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırımın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Bir kere bozuk bant gibi sürekli aynı
şeyleri tekrarlayan Sayın Yıldırımın kendisidir.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Tutanaklara bakalım mı? Gerçekten
tutanakları çıkaralım.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Burada realitelerle yüzleşmek zorundalar.
Zorlarına gidiyor PKKyla ilişkileri, zorlarına gidiyor bizim
bunları söylememiz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Katliamın yıl dönümünde
katliamcıları savunuyorsunuz.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) IŞİDle yüzleş! Ankara Garıyla
yüzleş!
MİTHAT
SANCAR (Mardin) - Böyle kaçamazsın!
MEHMET
MUŞ (İstanbul) O zaman aranıza mesafe koyacaksınız.
Ben çok açık sorular yönelttim, Sayın Başkan, çok açık
sorular yönelttim. Bu sorular kayıtlarda mevcuttur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) IŞİDle aranıza mesafe
koyun!
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Tutanakları çıkartacağız
Sayın Muş, tutanakları.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Altay, siz bir araya girin.
Buyurun.
NİHAT
AKDOĞAN (Hakkâri) Girmesin, o sorulara cevap versin bir kere.
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Yok ki! O cevaplar onda yok, onlara
hazırlanmamış.
BAŞKAN
Efendim, Sayın Altaya söz verdim.
Buyurun.
27.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Hükûmete
söylenen her lafın AK PARTİ grup başkan vekiline söz hakkı
doğurmayacağına ve terörün, acıların siyasete alet
edilmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkanım, takdiri, tasarrufu size
ait olmak üzere, aslında bu tartışmaların nedeni biraz da
sizin tutumunuzla ilgilidir. Sayın Sancar Hükûmete yönelik iddialarda
bulundu. 69a göre Hükûmet buna cevap verir, açıklama yapar falan.
Şimdi, AK PARTİnin içinden çıkması Hükûmetin, Hükûmete
söylenecek her laf için AK PARTİ grup başkan vekiline 69a göre söz
hakkı doğurmaz. Burada bir anlaşmak lazım.
İkincisi,
şunu yadırgadığımı da belirtmek isterim: Ankara
Gar katliamı ile Merasim Sokak katliamı, Kızılay
katliamı birdir ve aynıdır. Hepsi, bu ülkeye yönelik adi, hain
terör saldırısıdır. Bizim milletvekillerimiz de bugün 10
Ekim olduğu için 10 Ekim katliamı öncelemiştir. Kaldı ki
ben de konuşmamda bu katliamların tümünü sayarak, 7 Haziran
seçimlerinden 1 Kasıma kadar ortalığı kan gölüne çevirerek
siyasetin şeklini değiştiren anlayışı kamuoyunun
dikkatine sundum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Son söz: Terör siyasete, acılar siyasete alet
edilmemeli. İşin O katliam senin, bu katliam benim.e
dönüştürülmesi yanlıştır. Bunu söylemek istedim.
Teşekkür
ederim.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Böyle bir niyetimiz yok.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, terör örgütleri ve terör eylemlerinin tamamının
aynı derecede olduğuna ve bütün terör eylemlerinden şehit
olanlara Allahtan rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN
Terör eylemleri ve bu eylemlere yol açan terör örgütlerinin tamamı,
bütün siyasi partiler ve bütün milletvekilleri ve halkımız
tarafından kınanır, lanetlenir; aslolan budur. Dolayısıyla,
burada hiçbir siyasi parti bu anlamda farklı polemiğe yol açacak bir
söylemin içinde olmaz, olmaması gerekir. Bütün bu eylemler aynı
derecededir, bütün eylemlere karşı Meclis olarak da bu mücadeleyi
ortak ve samimi bir şekilde vermek zorundayız, terörle mücadelemizi.
Bu
vesileyle ben de bir kez daha bütün bu katliamlarda hayatını
kaybeden, bu terör örgütleri sonucu şehit olan tüm vatan evlatlarına
rahmet diliyorum.
Sayın
Yıldırım, size de söz vereceğim.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Muş Milletvekili Ahmet
Yıldırımın, İstanbul Milletvekili Engin Altayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi,
açık söylemek gerekirse, Sayın Altayın yapmış
olduğu, O terör senin, bu terör benim. ayrışması
üzerinden iki partiyi eşitleyen
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Size söylemedim ben ya.
AHMET
YILDIRIM (Muş)
ve bugün de 10 Ekim patlamasında hayatını
kaybedenlerle ilgili olarak siyasi iktidarın sorumluluğunu ortadan
kaldıran konuşmasını talihsizce buluyorum, kabul etmem de
mümkün değildir.
Biz,
açık, sarih bir şey söylüyoruz: Neden korkuyorsunuz da iki
yıldır insanların acısını dindirebilecek,
çocuklarının anısını, hatırasını,
anmasını yapabilecek etkinlikleri yasaklıyorsunuz? Biz bunu
soruyoruz.
Bir
de HDPnin sivil, siyasal, toplumsal, kamusal yaşamı hedef alan
patlamalara ilişkin, bütün partilerden önce, bütün saldırılara
ilişkin açıklamaları orta yerde durmaktadır diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili
Osman Baydemir tarafından, Türkiye tarihinin en fazla can
kaybının da yaşandığı 10 Ekim 2015 Gar patlamasının
tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla
10/10/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Şimdi önerinin üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan konuşacak.
Buyurun
Sayın Erdoğan. (MHP sıralarından alkışlar)
Üç
dakikada tamamlayalım lütfen.
MHP
GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz PKK, FETÖ, DEAŞ, PYD gibi birçok terör örgütüyle
aynı anda mücadele etmektedir. Şükürler olsun ki güvenlik güçlerimiz
eli kanlı terör örgütlerine göz açtırmamakta, alan vermemektedir.
Tabii, bu durum, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ayağının
tökezlemesini bekleyen içerideki ve dışarıdaki hainleri
rahatsız etmektedir. Ancak bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti, değil
bu terör örgütleriyle, bunların ağababalarıyla da mücadele
edecek güçtedir.
Son
günlerde, seçim bölgem, güzel ilimiz Muğlada da bölgeye yuvalanmak
isteyen PKKlı hainlere hak ettikleri darbe vurulmuştur. Önce
Seydikemer ilçemizde, arkasından da Köyceğiz ilçemizde, bir
kısmı canlı olmak üzere, bir kısmı da ölü olarak ele
geçirilmişlerdir. En son aldığımız bilgilere göre, 1
terörist hâlihazırda kayıptır, o da inşallah en kısa
zamanda yakalanacaktır.
Acaba
Muğlada PKK-FETÖ iş birliğinin yeni bir versiyonuyla mı
karşı karşıyayız? Eğer bunlar
yakalanmasaydı, hedefleri sadece Cumhurbaşkanına suikast
davasını karara bağlayacak olan mahkeme heyeti miydi, yoksa bu
davada yargılanan sanıklardan susturulması gerekenler mi
vardı? Tüm bu ve benzeri sorular üzerinde ciddi bir şekilde
düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.
Bu
vesileyle, Ege ve Akdenizde kendilerine alan açmak isteyen PKKlı
hainleri bertaraf eden güvenlik güçlerimize, Valiliğimize,
kaymakamlarımıza ve ferasetiyle güvenlik güçlerimizin işlerini
kolaylaştıran aziz hemşehrilerime sonsuz
şükranlarımı sunuyorum. Muğlayı kirletemeyecekler,
güzel ülkemizi asla bölemeyeceklerdir.
Bugün
terörden beslenen, teröristin sırtını sıvazlayanlar da iyi
bilmelidir ki terör örgütlerinin yakmaya çalıştığı
ateşe odun taşıyan herkes, o ateşin yakacağı ilk
kişi olacaktır. Bu sebeple, Milliyetçi Hareket Partisi, Genel
Başkanı liderimiz Sayın Devlet Bahçelinin de ifade ettiği
gibi, terörle mücadeleyi sekteye uğratmamak için bu hususlarda her zaman
olması gerektiği yerde, devletinin ve güvenlik güçlerinin
yanında olacaktır.
Yine,
bundan sonra, Muğlada çeşitli spekülasyonlar yapmak suretiyle sosyal
medya üzerinden ve dedikodu cenahından terör örgütlerine destek
sayılabilecek davranışlardan bütün hemşehrilerimizin uzak
durması çok önem arz etmektedir. Değerli hemşehrilerimizin
herhangi bir bilgiye veya belgeye ulaştıklarında bunu dedikodu
cenahında kullanmak yerine işin muhataplarına yani güvenlik
güçlerimize en hızlı şekilde ulaştıracaklarına
inancım tamdır. Sosyal medyanın Muğladaki terör
olayları hakkında lüzumsuz kullanımı terör örgütlerine yeni
bir propaganda alanı açmamalıdır. Çünkü dedikoduların
Muğlamıza ve milletimize hiçbir hayrı olmayacaktır, bu
ancak hainleri sevindirecektir. Hemşehrilerimizin hainleri sevindirmeyecek
bilince ve sağduyuya sahip olduğuna canıgönülden
inanıyorum.
Bu
vesileyle, terörle mücadele konusunda gecesini gündüzüne katan kahraman güvenlik
güçlerimize başarılar diliyorum. Aziz şehitlerimizi rahmet ve
minnetle yâd ediyor, gazilerimize de hayırlı ömürler diliyorum.
Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi.
Buyurun
Sayın Hakverdi. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) Sayın Başkan,
sayın milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bundan
tam iki yıl önceydi, bugün 101 canımızı katletti
IŞİD ve 500den fazla da yaralımız vardı o gün. O gün
birkaç dakika geç kaldığım için patlamadan ben de kurtulabildim.
Ben de oraya gidiyordum ama biraz geç kalmıştım. Patlama sesini
duydum, iki kez üst üste oldu, yer yerinden oynadı. Çok ciddi bir
kargaşa, telaş içerisinde insanlar bir tarafa
kaçışıyordu. Ben de patlama yerine doğru yardıma
koştum. Her yer kan içindeydi ve vücutlar parçalanmıştı.
Biz, onlara basmadan, dikkat ede ede insanlara yardım etmeye
çalışıyorduk o gün, o an. O yardım sırasında
kolluk güçleri gaz attı ölülerin, yaralıların ve yardım
edenlerin üzerine. Nefes almaya çalışıyorduk bir taraftan, bir
taraftan da yardım etmeye çalışıyorduk.
Bugün,
iki yıl sonra, aileler çocuklarını anmaya gittiklerinde onlara
da gaz atıldı. Acılarını yaşayamadılar, izin
vermediler. O gün AKP iktidardaydı, bugün de AKP iktidarda. O gün MİT
Başkanı aynıydı, bugün de aynı. Ve o gün
IŞİD diyemediniz bu işi yapanlara, kokteyl terör örgütü
dediniz çünkü o gün öfkeli çocuklarımız diyordunuz, öfkeli
çocuklarımız diyordunuz. Bugün geldiğimiz noktada da çok bir
şey değişti mi, halkımızın takdirine sunuyorum.
Sonrasında
adli tıbba gittim çünkü ne yapacağımızı bilemiyorduk.
Adli tıbba gittik, bekleyiş başladı. Adli tıp ilk
zamanlarda çok kalabalık değildi çünkü insanlar
yaralılarını önce hastanelerde arıyordu,
yaralısını bulamayan en son çare adli tıbba geliyordu ve
adli tıbbın önü her geçen dakika daha da kalabalıklaştı.
1, 5, 10, 100 kişiyi getirdiler sonra, istif ettiler, tek tek teslim
ettiler. Orada ben Veyselin annesini gördüm mesela; eşini de
kaybetmişti, çocuğunu da. Veyselin annesi diyordu ki:
Evladımı yarmayın, açmayın, ona otopsi yapmayın, o
daha çok küçük. 9 yaşındaki Veysel ve babası orada
ölmüştü. Tek tek teslim ettim, her bir acıyı hâlâ buramda
hissederim. Sizler de evlatlarınıza baktığınızda,
evlatlarınızın gözlerine baktığınızda o 9
yaşındaki Veyselin koca koca gözlerini hiç unutmayın; size ders
olsun, dert olsun! (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Öneri üzerinde son söz Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Ankara Milletvekili Murat Alparslana aittir.
Buyurun
Sayın Alparslan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MURAT ALPARSLAN (Ankara) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bundan
iki yıl kadar önce, zamanları aşan, millet hafızamızda
derin izler bırakan bir acıyı hep beraber yaşadık. O
gün hayatını kaybeden 102 vatandaşımızı rahmetle
anıyoruz. Aynı zamanda 417 vatandaşımız da o hain ve
melun terör saldırısında yaralanmıştı,
kendilerine de acil şifalar diledik ve diliyoruz.
Değerli
milletvekilleri, bizler, terörün adı ne olursa olsun, mağdurları
kim olursa olsun, aynı noktadan meseleye bakmak ve
tavrımızı ona göre belirlemek durumundayız.
Acılarımızı kutuplaştıramayız,
kamplaştıramayız. O şekilde meseleyi ele almak ve
duruşumuzu da o şekilde yerli ve millî yapmak durumundayız. Olay
sonrası, hatırlarsanız, Sayın Başbakanımızca,
bu saldırının topyekûn milletimize
yapıldığı, vatanımıza, ülkemize kastedildiği,
birlik ve beraberliğimizin hedef alındığı ifade
edilmişti. Ve sonrasında, hemen adli ve idari soruşturmalar
başlatılmış, Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde
görevli Güvenlik Şube ve İstihbarat Şube Müdürleri görevden
alınmış, gözaltılar olmuş, 24 gözaltı, 11
tutuklama yapılmış, olayın faillerinden biri de
Gaziantepte ölü olarak ele geçirilmişti. O sebeple, birtakım
istifhamlarla, birtakım imalarla, AK PARTİ Hükûmetinin bir siyasi
mühendislik peşinde ve özellikle bazı hususları örtbas eder
tavrının var olduğu iddiası kesinlikle reddedilmelidir ve
hiçbir şekilde kabul edilemez.
Onun
ötesinde, bu şekilde bir önerge veren kişilerin, bir şekilde
durup samimi soruları, sualleri kendilerine sorması
lazımdır. O saldırıyı da belki Diyarbakırda,
Suruçta, Bursada, Kayseride, İstanbulda, Güvenparkta, Karanfil
Sokakta, Merasim Sokaktaki tüm saldırıları da aynı
şekilde düşünmek, aynı acıları hissetmek, aynı
duruşu göstermek lazımdır. Oysa olay sonrasında hemen
Hesap soracağız devletten, intikamımızı
alacağız. diyenlerin ve sonrasında yine Mecliste okunan
deklarasyona imza atmayanların, yine, 1996 yılında Tuncelide
ilk canlı bomba eylemini yapan Zilan kod adlı terörist adına
anma programı yapanların, yurt dışında bu
olayların faillerini övenlerin ve yine, taziye çadırları kurup
oraya gidenlerin kim olduğu da açıktır.
Türkiye
Cumhuriyeti devletinin ve AK PARTİ Hükûmetinin, terörün her türüyle, yurt
içi ve yurt dışındaki her türlü iş birlikçileriyle
yaptığı mücadeleye laf söylemek hiç kimsenin hakkı da
değildir, haddi de değildir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Yıldırım, buyurun.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan, sanki hatibin elinde samimiyet
ölçer var da belli bir samimiyet ölçüsü sonrasında, o testten geçilerek
grup önerisi veriliyormuş gibi, bu grup önerisini verenlerin, belli
patlamaları sayarak samimiyetimizi sorgulayan cümleler sarf etti. Oysaki
bütün patlamalarla ilgili bizim grup önerimiz gelmiş, söz konusu hatibin
partisi tarafından reddedilmiştir. Bu açık bir
sataşmadır, bizi samimiyetsizlikle suçlamak kabul edilebilir bir
şey değildir. İç Tüzük 69a göre sataşmadan söz istiyoruz.
BAŞKAN
Sayın Sancar, buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Mardin Milletvekili Mithat Sancarın, Ankara
Milletvekili Murat Alparslanın HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
HDP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MİTHAT
SANCAR (Mardin) Hem sayın grup başkan vekilini hem de biraz önce
konuşan hatibi dinleyince gerçekten insan şaşırıyor.
Bakın,
Ankara Garı katliamını konuşuyoruz ve bununla ilgili
sorular soruyoruz, bunlara cevap bekliyoruz. Çok somut cevap beklediğimiz
bir soru da şudur: Bu anmaları neden engelliyorsunuz? Dünyada tek bir
ülke gösterin, devlet bu anmaları yasaklamış olsun; tam tersine,
devlet o günlerde resmî anma yapıyor. Neden yasaklıyor? Neyin
telaşı var?
İkincisi:
Bizi bu ucuz suçlamalarla susturabileceğinizi düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz. Saydığınız bütün katliamlarla
ilgili -biraz önce grup başkan vekilimiz de söyledi- araştırma
önergesi verdik. Araştırma önergelerinin tamamı çoğunluk
partisinin oylarıyla reddedildi. Tamamını kınadık ve
araştırılmasını istedik, bağlantıların
ortaya çıkarılmasını istedik. Bunlar münferit cinayetler,
münferit katliamlar değildir. dedik, Arkasındaki siyasi
hesapları ortaya çıkaralım. dedik. Her siyasi iktidar, kendi
döneminde işlenen cinayetler eğer aydınlatılmıyorsa
bundan sorumludur. Bunu ben söylemiyorum sadece, Sayın
Cumhurbaşkanının Obamaya cevap verdiği konuşmayı
hatırlayın, Ülkenizde gerçekleşen saldırılardan
Başkan olarak, iktidar olarak sorumlusunuz. dedi. Neden bu söz size
söylenince dönüp Efendim, işte, şu katliamı siz
kınamadınız... Hayır, biz hepsini kınadık. Biz
bu katliamların aydınlatılması için önerge verdik.
Bunları reddeden, başka katliamlarla ilgili kafa karışıklığı
yaratma hevesinde olanlar sorumluluk ve suçluluk telaşıyla hareket
ediyorlar; bu, o kadar açık ve nettir. (HDP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Teröristlerin cenazesine gitmeyenlere disiplin
işlemi yaparım. diyen Demirtaşa sorun onu. Demirtaşa
sorun ziyarete gidince. Teröristlerin cenazesine gitmeyen, ziyaret etmeyen
milletvekillerine işlem yaparım. diyen Demirtaş, Genel
Başkanınız.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Muş
Milletvekili Ahmet Yıldırım ve Şanlıurfa Milletvekili
Osman Baydemir tarafından, Türkiye tarihinin en fazla can
kaybının da yaşandığı 10 Ekim 2015 Gar
patlamasının tüm boyutlarıyla araştırılması
amacıyla 10/10/2017 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin, Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı
günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Halkların Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza
sunuyorum
AHMET
YILDIRIM (Muş) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Oylayacağım, karar yeter sayısı arayacağım.
Öneriyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.11
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU
(Osmaniye), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi öneriyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, terörle mücadele
sürecindeki yanlış politikaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1219)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
10/10/2017
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 10/10/2017 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, terörle mücadele sürecindeki yanlış
politikaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/1219) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin görüşmesinin
Genel Kurulun 10/10/2017 Salı günlü (bugün) birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Öneri sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili
Necati Yılmaz konuşacaktır.
Sayın
Yılmaz, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, lütfen sürelere riayet edelim, uzatma yapmayacağız.
Buyurun
Sayın Yılmaz.
CHP
GRUBU ADINA NECATİ YILMAZ (Ankara) Sayın Başkan, Sayın
Divan, sayın milletvekilleri; on yıllardır
yaşadığımız, güvenlik görevlisi, asker, sivil
yüzlerce, binlerce yurttaşımızın yaşamını
yitirmesine neden olan bir büyük sorunumuz var. Zaman zaman küllenen, zaman
zaman alevlenen, dalgalanıp büyüyen bir terör sorunumuz var. Bu sorunun
Meclis tarafından araştırılması için verilen bu önerge
hazırlanırken o metne sığmayan katliam listesine bugün daha
fazlası eklenmiş durumda. Tek tek bu katliamları burada saymaya
konuşma süremiz yetmez.
Sayın
milletvekilleri, bu dönemde yüzlerce, binlerce yurttaşımız terör
eylemlerinde yaşamını yitirirken bu sorunu çözmekle yükümlü olan
Başbakan Canlı bombaların listesi elimizde ama gerçek bir
eyleme dönüşmedikçe bu kişileri tutuklayamıyoruz. diyerek bu
eylemlere göz yumduğunu ve seyirci kaldığını itiraf
etmiştir. Aynı Başbakan Bombalar patladıkça
oylarımız artıyor. diyerek durumdan memnuniyetini ifade
etmiştir. Bu sözlerden, ifade bulunduğu üzere, yakın tarihimizde
terör ve şiddet belirgin şekilde siyasetin bir aracı,
argümanı olarak görülmüş ve değerlendirilmiştir. Terör
eylemlerinin yarattığı toplumsal tepki üzerinden siyasal
sonuçlar aranmış ve bulunmuştur. Parlamentonun yapısı
ve iktidar bu sonuçlar üzerinden şekillendirilmiştir. Bugün terör
örgütlerinin eylem ve katliamlarının yanı sıra, iktidar da
ülkede şiddeti aynı terör eylemlerinde olduğu gibi bir korku
iklimi yaratmak ve bundan siyasi sonuçlar elde etmek üzere kullanmaktadır.
Bugün,
sayın milletvekilleri, yine Ankara sokaklarında iktidarın
uyguladığı şiddet ve terör iklimi vardı. 10 Ekimde
iktidarın izleyip görmezden geldiği o kahpe katliamda
yitirdiğimiz 102 barış güvercininin yakınları ve
katliamda yaralanmış olanlar Ankara Garının önünde
yakınlarını anmak ve o kahpe katliamı zihinlerde diri
tutmak için bir araya geldiler ancak Ankaranın dört tarafını
abluka altına almış, âdeta harekât için seferber olmuş bir ordu
görüntüsündeki binlerce polis, 60-70 kişilik acılı insanlara
vahşice saldırıp gaza boğarak, plastik mermi sıkarak
onları dağıttılar. Bir sürek avı yapar gibi, bu
müdahaleden kaçan insanların sığındıkları
İnşaat Mühendisleri Odasının binasını gaza
boğdular. Sonuçta kimseyi patlamanın gerçekleştiği anma
noktasına sokmadılar. Özetle, iktidar bu katliamda kimin
yanındaydı, net bir şekilde bugün Ankara sokaklarında bunu
gösterdi.
Sayın
milletvekilleri, katillerin Kilisten Antepe bilgisi dâhilinde gelip bu
katliamı gerçekleştirmesine seyirci kalan iktidara sesleniyorum: O
gün meydanda bir tek güvenlik görevlisi yokken şimdi binlerce kişiyle
o alanı abluka altına almaya utanmıyor musunuz? Bu anlamda ne
yapmak istiyorsunuz? İnsanların acısını yaşamaya
neden tahammül etmiyorsunuz? Ben bu arada 102 barış gönüllüsünü
anarken bu hukuksuz, bu vicdansız şiddeti burada kınıyorum.
Sayın
milletvekilleri, hukuk dışı her türlü zorlama suçtur. Bunu ister
terör örgütü ister devletin güvenlik görevlileri yapsın, bunun hesabını
vermelidir. Terörün ve şiddetin her türlüsünden vatandaş
bıkmıştır, usanmıştır. Gar katliamında
kız kardeşini ve kızını kaybeden baba İzzettin
Çevik diye bir yurttaşımız var. Onu hatırlıyor musunuz
bilmiyorum ama duruşma salonunda sanıklara şöyle sesleniyor:
Benimle helalleşeceksiniz. Benimle nasıl helalleşeceksiniz
biliyor musunuz? Mahkemeye, adalete yardımcı olacaksınız,
bu işte kimin parmağı varsa bunların ismini vereceksiniz.
Sayın
milletvekilleri, bu ülkede yüzlerce, binlerce katliam yaşandı, cinayet
işlendi. Tüm bunlar ya zaman aşımına uğradı ya da
faili meçhul kaldı. İşte bu yüzden yeni katliamlar birbirini
izledi. Bunları açığa çıkarma yükü bu Meclisin
sırtındadır. Tüm bu yaşananlara ilgisiz ve sorumsuz
kalamazsınız, davranamazsınız. Yoksa, İzzettin hocayla
nasıl helalleşirsiniz, bunu sormak istiyorum. Değilse, bu
katliamda canlarını yitiren yurttaşlarımızın
vebalinin ağır yüküyle sonuna kadar yaşarsınız
sayın milletvekilleri.
Son
olarak şunları söylemek isterim: Dağlar, insanlar ve hatta ölüm
bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır. Bu
sözlerin, bu dizelerin sahibi, bu toprakların çağdaş Homerosu
büyük çınar Yaşar Kemalin sözleriyle o barış
güvercinlerini ben bir kere daha burada anıyorum. Sizleri bu önergeye
destek vermeye davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Yılmaz.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Samsun Milletvekili Erhan Usta
konuşacaklardır.
Buyurun
Sayın Erhan Usta. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP
GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan grup önerisi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım, Genel
Kurulu saygıyla selamlarım.
Türkiye,
hepimizin bildiği gibi, 1984 yılından beri hain, kalleş PKK
terörü altında bulunmaktadır. Ayrıca, Temmuz 2015ten bu yana da
tam bir terör kıskacı altındadır. Bir yandan
IŞİD, bir yandan PKK, bir yandan YPG ve en son FETÖ terör örgütü.
Aslında, baktığımızda, bütün terör örgütlerinin tek
bir hedefi vardır; Türkiyeyi bölmek, parçalamaktır. Şunu da son
zamanlarda özellikle gördük ki FETÖ
PKK, PYD dediğimiz şey veya YPG
dediğimiz şey zaten aynı, birisinin Suriye uzantısı.
Bu, bugün artık çok net bir şekilde ortada. Ama terör örgütleri
arasında ciddi bir iş birliği ve koordinasyon olduğunu,
beraber çalıştıklarını, hatta aynı merkezden
yönetildiklerini de görmekteyiz. Dolayısıyla, terörle mücadele son
derece önemli. Terörle mücadelede en önemli unsur siyasi kararlılık.
Geçmişte maalesef bunu bu denli görmemiştik ama bugün Türkiye Cumhuriyeti
devletinin ve Hükûmetinin terörle mücadelede bir siyasi
kararlılığı vardır, bu çok önemlidir.
Diğer
bir husus, güvenlik güçlerinin moral ve motivasyonu meselesidir.
Atacağımız adımlarda, yapacağımız
işlerde güvenlik güçlerimizin moral ve motivasyonunu bozucu
adımlardan kaçınmamız lazım.
Diğer
önemli bir unsur da, istihbarat meselesidir. Maalesef FETÖnün istihbarat
birimlerimizin içine nasıl sızdığını, onu
nasıl tahrip ettiğini acı acı yaşadık. Bugün
bunları çok daha iyi görüyoruz. Bu anlamda, istihbarat birimlerimizin
yeniden yapılandırılması, yeniden örgütlendirilmesi
lazım. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak burada atılacak
adımların hepsini destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum.
Diğer
bir husus, aslında bütün terör örgütlerine karşı da mücadelemizi
aynı etkinlikle sürdürmek durumundayız. Yani FETÖye karşı
da, PKKya karşı da, diğer uzantılarına
karşı da, tamamına aynı şiddetle mücadele etmek
durumundayız.
Geçmişte
hatalar yapılmış olabilir, biz bunları en fazla
eleştiren siyasi partiyiz. Bizim Genel Başkanımızın
konuşmalarına bakılsın, geçmişte yapılan
hataları hep söyledik. Hatta, geçmişte yapılan
yanlışları destekleyenler bugün feryat ediyorlar terörden. Yani
bunları geçmişte biz gören bir siyasi partiyiz. Ancak bugün
bunları konuşmanın Şu hatalar yapıldı, bu
hatalar yapıldı; şöyle oldu, böyle oldu. diye
konuşmanın da bir faydası yok. Bugün mücadele
yapılıyor mu? Yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti
olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Parlamento olarak bizim
yapmamız gereken şey bu mücadeleye destek vermektir. Hiçbir
şekilde, hiçbir terör örgütüne ayrım yapmaksızın hepsini
aynı şekilde kınayarak, lanetleyerek bu mücadelenin sürdürülmesi
lazım. Hükûmet de bu mücadeleyi sürdürüyor. Jeopolitik risklerin
arttığı böyle bir ortamda sorumlu hareket edilmesi
gerektiğini düşünüyorum. Güvenlik güçlerimizin moral ve motivasyonunu
bozmaktan kaçınmamız lazım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN
USTA (Devamla) - İçeriden, dışarıdan Türkiyeye
saldırıldığı bir ortamda da böyle bir
araştırma komisyonu kurulmasının zamanlamasının
uygun olmadığını düşünüyorum, faydasız bir
şey olarak görüyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Usta.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul.
Buyurun
Sayın Toğrul. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün 10 Ekim, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en
kanlı eyleminin 2nci yılı. Ve bugün biz ailelerle Gar
Meydanına girmek istediğimizde polisin saldırısı
hakikaten anlaşılır değildi. Oradan ailelerle birlikte
İnşaat Mühendisleri Odasına geldiğimizde, içeriye bile, o
yaralı ailelerin bulunduğu salona bile gaz atacak derecede, kendilerinden
geçmiş, vahşeti yaşattılar. Orada Halkların Demokratik
Partisi dışında, burada kınayan hiçbir siyasi partinin
olmaması da üzüntü vericiydi.
Değerli
arkadaşlar, 10 Ekime giden süreç nasıldı, hepimizin bunları
bilmesi gerekiyor. 10 Ekime giden süreç birbirini tamamlayan -eğer
gerçekten dikkat ederseniz- veya birbirine zemin hazırlayan bir süreçti.
İlk
önce Adana, Mersin il binalarımızın bombalanmasıyla süreç
başladı. Daha sonra, 5 Haziranda Diyarbakır İstasyon
Meydanındaki mitingimiz bombalandı. Daha sonra, 20 Temmuz 2016da
Suruç yaşandı, 33 güvercinimizi orada kaybettik. Devamında, 10
Ekim Gar Meydanı. Devamında, Antep Emniyet binasına yönelik 1
Mayıs saldırısı ve en son 20 Ağustos 2016da Antepte
bir Kürt düğününe, kına gecesine yapılan saldırı.
Hepsinin
ortaklığı var değerli arkadaşlar, üç isim üzerinde
bütünleşiyor. Bu üç isim: Halil İbrahim Durgun, Yunus Durmaz, Kadir
Cabael. Bu üç isim takip edilmiş, zamanında gözaltına
alınmış ama ne hikmetse bırakılmış. Dönemin
Başbakanını haklı çıkaran bir süreç, listeleri elindeymiş
gerçekten, müdahale etmedikleri anlaşılıyor. Eğer
İstasyon Meydanının sorumlusu veya onun üzerine gidilmiş
olsaydı Suruç olmayacaktı, Suruçun üzerine gidilmiş
olsaydı Gar olmayacaktı, eğer Gar Meydanı
patlamasının üzerine gidilmiş olsaydı Antepte 40ın
üzerinde çocuk 56 yurttaşımızı kaybetmeyecektik. Hepsinin
ortak noktası bu üç isim. Biliniyor ama peki, bu üç isme ne oldu
değerli arkadaşlar? Bu üç isim sağ yakalanması mümkünken
maalesef infaz edildi. 6 Ekim Cuma günü Kayseride Antep kına gecesi
patlamasının davası görüldü. Kadir Cabaelin eşi Kadir
Cabaelin infaz edildiğini iddia etti. Neden bunlar
araştırılmıyor, bunların üzerine gidilmiyor? Bu üç
isim acaba gerçekten neyi saklamak üzere katledildi, konuşturulmadı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT
TOĞRUL (Devamla) Sayın Başkan, son bir dakika, rica ediyorum.
BAŞKAN
Ama tamamlayın, lütfen dikkat edin süreye.
MAHMUT
TOĞRUL (Devamla) Bu üç isim eğer gerçekten
araştırılmış olsaydı şu anda biz bu kadar
acıyı yaşamayacaktık.
Değerli
arkadaşlar, aslında bu olaylar yaşanırken bilinmeyen bir
şey yok. Bu, dünyanın cihadist gruplarının hepsi gelip
Antepten Suriyeye geçmiş, oradan tekrar Antep topraklarına
gelmiş ve hem ülke içinde hem Brükseldeki patlamalarda hep aynı
isimler. Eğer, dediğim gibi, bu isimler
araştırılmış olsaydı
Bunların nereye
geldikleri, nerede konakladıkları, hangi taksiye binecekleri, kim
tarafından karşılanacakları Antep 2. Ağır Ceza
Mahkemesinde yürüyen IŞİD davasında somut olarak var.
Biliniyordu ama önlem alınmadı. Neden peki? 400 verilmedi, millet
kaosu seçti. diyenler aslında bunun ipucunu veriyor.
Teşekkür
ediyorum.
Saygılar
sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın hatip konuşmasında bugün sabahki
10 Ekim Gar katliamının anma yerinde kendi partilerinin
dışında başka partinin olmadığını
söyledi ben yanlış anlamadıysam.
MAHMUT
TOĞRUL (Gaziantep) Yok, çok doğru, doğrudur Sayın
Başkan, yoktun çünkü.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Siz yoktunuz demek ki orada, 20 milletvekilimiz
oradaydılar.
Tutanaklara
geçsin istedim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu adına Şanlıurfa Milletvekili
Mehmet Kasım Gülpınar konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Gülpınar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MEHMET KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisinin gerekçesini okuyunca, tabii, ülkenin iç ve dış
meselelerine ne kadar yabancı bir anlayışla kaleme
alındığını müşahede ettim, bunu da ilk başta
hemen vurgulamam lazım, kusura bakmayın.
Terörün
tek başına bir gerekçe olmadığını, onun
altında çok derin sebepler ve etkenler olduğunu ve bunun da çok
çeşitli faktörlerle desteklendiğini ve arkasında maddi, manevi
her türlü lojistik desteğin olmadığı bir terör
organizasyonunun başarılı olmasının mümkün
olmadığını sizlerin bilmiyor olması mümkün değil.
Fakat hepinizin malumu olduğu üzere terör bugün uluslararası bir
sorun ve Türkiyenin terör örgütleriyle mücadelesi de bilinen bir vakıa;
PKK, DHKP-C, DEAŞ ve en son, nihayetinde FETÖyle olan mücadele. Bugün bu
örgütler moda tabirle in ama yarın tabii ki bunlar out olacak,
tıpkı geçmişte out olan diğer örgütler gibi, sahiplerinin
kullanıp son kullanma tarihi geldiğinde rafa
kaldırttırdıkları, fişini çektikleri terör örgütleri
gibi bugün de bunlar zamanı geldiğinde kullanılıp yerine
yenisi ikame edilmek üzere yeni terör örgütleriyle Türkiye terörle mücadelesine
maalesef devam etmek zorunda kalıyor.
Tabii,
burada esas, benim üzerinde durmak istediğim bir ifade var ki gerekçede
vurgulanan, ben bunu özellikle yadırgadığımı belirtmek
istiyorum değerli Cumhuriyet Halk Partisi temsilcilerine. Şimdi,
bakın, ifade aynen şunu söylüyor: Sokaklarında terör korkusundan
insanların dolaşamadığı bir ülke. Acaba hangi ülkeden
bahsediyoruz, ben gerçekten çok merak ediyorum.
Şimdi,
geçenlerde ben İngilterede, Londrada bir hafta boyunca bulundum ve
inanın Londrada bir hafta içinde dört tane bomba patladı ve metroda
oldu bunlar ama belki çoğunuz duymadınız bile. Tabii, buna
rağmen orada hayat devam ediyor. Sokaklarda turistler, otellerde yer
bulmak mümkün değil, müzeler önünde kuyruklar ve ben döndükten sonra da
yine bir müze kuyruğuna bu sefer aracını süren bir
vatandaş, topluluğun üzerine araçlarını süren meczuplar
-artık teröristler diyelim- fakat buna rağmen İngilterede o
hayat aynı şekilde devam ediyor, hiç kimse sokakta dolaşmaya
korkmuyor.
Şimdi
ben bunu, tabii, kendim izah etmeye çalıştım. Bizler
aslında terörle iç içe yaşayan bir ülkeyiz, biz tabii aşinayız,
biz biliyoruz, çok endişe duymuyoruz ama bu teröre alışkın
olmayan vatandaşlar nasıl bu kadar rahat bir şekilde
İngiltere sokaklarında, Londra sokaklarında hiçbir şey
olmamış gibi devam ediyor? Ve bugün nihayetinde
vardığım kanı, dedim ki herhâlde orada Cumhuriyet Halk
Partisi gibi bir ana muhalefet partisi yok ki bu insanlar bunun farkında
değil ve hayatları aynı şekilde devam ediyor.
Şimdi, burada bir ifade
de yine aynı şekilde, yanlış politikaların tespit
edilmesi, terör saldırılarına zemin oluşturan
Şimdi,
hangi yanlış politikayı İngiltere izledi ki bu terör
örgütleriyle karşı karşıya kalıyor? Veya aynı
durum Fransada mevcut. Acaba İsviçreyle olan mı, Avusturyayla olan
mı veya Lüksemburgla olan mı, Almanyayla olan politikalarında
mı yanlış bir yol izledi de Fransa bu terör
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET KASIM GÜLPINAR
(Devamla) Bir dakikayı ben de rica edeceğim çünkü biraz önce
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
MEHMET KASIM GÜLPINAR
(Devamla) Fransa mı acaba komşularıyla izlediği
yanlış politika neticesinde terör örgütlerinin
saldırılarına maruz kalıyor, bunu gerçekten ben merak
ediyorum. Tabii, bu tip ifadeler, terör örgütlerinin oluşturmak
istedikleri psikolojik ortama hizmet etmekten başka bir işe
yaramıyor maalesef.
Ben Sayın Altayın
biraz önce söylediği Terör siyasete alet edilmemeli. ifadesinin
altına sonuna kadar imza atıyorum. Ve bakın, burada da 15
Temmuzda çok güzel bir dayanışma örneğini gösterdiniz. FETÖ
terör örgütüne karşı burada hep birlikte, Meclisin çatısı
altında bombalara sizlerle birlikte maruz kaldık. Allah korusun,
eğer o gece bir şey olsaydı, bugün hepimiz terör mağduru
olarak, terör kurbanı olarak anılacaktık burada. Fakat ben bu düşüncenizin
sonuna kadar devam etmesi taraftarıyım. Yani sizin her seferinde
böyle bir dayanışma göstermeniz için her gece kafamıza bomba
mı atılması gerek, gerçekten ben burada merak ediyorum
Sayın Altay. Ben Cumhuriyet Halk Partisini bu konuda daha duyarlı
olmaya ve bu tür ifadelerden uzak durmaya davet ediyorum.
Ve bu arada yeri
gelmişken gerek gar saldırılarında gerek bütün terör
saldırılarında ve en son FETÖ terör örgütünün şehit
ettiği, demokrasiyi savunmak adına sokağa çıkan bütün o
vatandaşlarımızı hayırla şu anda yâd ediyorum ve
hepsine Allahtan rahmet diliyorum
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET KASIM GÜLPINAR
(Devamla)
geride kalanlara da sabırlar diliyorum ve önergenin aleyhinde
olduğumuzu belirtmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Önergemizi mesnetsiz olmakla, içinde çelişkiler
barındırmakla itham ederek -ki bu benim imzamla verilmiş bir
önergedir- sataşmada bulunmuştur. Söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
İki dakikada
tamamlayın lütfen.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınarın CHP
grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında CHP Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Milletvekilim,
şimdi, çok güzel, söyledikleriniz doğru da bir yeri
atlamışsınız. Bizim bu önergemizin tarihine
bakarsanız, 18/8/2016dır ve o tarihte, evet, bu memlekette insanlar
terör korkusuna sokağa çıkamıyordu. Hemen sizin okuduğunuz
bölümün altında spor müsabakalarının ertelendiği yazar,
orayı atladınız Genel Kurula bilgi verirken. Evet, o tarihte
terör nedeniyle spor müsabakaları erteleniyordu Sayın Vekilim.
MEHMET KASIM GÜLPINAR
(Şanlıurfa) Ya, üç dakikada o kadar.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bugün 10 Ekim olması sebebiyle, bizim 2016da verdiğimiz, hatta
Diyarbakır saldırısından sonra verdiğimiz ama bütün
terör saldırılarıyla, özellikle de 7 Haziran seçimleri ile 1
Kasım seçimleri arasında ülkeyi yangın yerine çeviren bu
saldırılarla ilgili önergedir. 10 Ekime dikkat çekmek ve terörün
Daha önce de biz bunu verdik, çoğunluk partisinin oylarıyla böyle bir
araştırma komisyonu kurulmadı, buna dikkat çektik.
Önergede bir çelişki
yok, çelişki olsa olsa sizde var. Şuna katılıyorum elbette:
Türkiyeye yönelik tehdit olan terör örgütlerinin tamamının uluslararası
güç merkezlerince aynı masadan sevk ve idare edildiği konusunda
hemfikirim. Ama Teröre karşı refleks için bu Meclisin
bombalanmasına mı gerek var? dediniz. Hayır, yok ama Meclisin
bombalanmasını bahane ederek, 15 Temmuz hain, adi
kalkışmasını bahane ederek 20 Temmuzda OHAL ilan etmek
suretiyle ülkede demokrasiyi askıya alan bir partiyle terörle mücadelede
olsun, demokrasi konusunda olsun çok yan yana durma hakkı bize vermediniz.
Keşke partinizin Genel Başkanı 16 Temmuz ayarlarında
kalsaydı, 14 Temmuz ayarlarına yeniden dönmeseydi, 16 Temmuzda
olduğu gibi birlik deseydi -şimdi ikilik diyor- 16 Temmuzda
olduğu gibi huzur, barış deseydi, Cumhuriyet Halk Partisi her
konuda Hükûmete yardımcı olmaya hazırdı.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Bostancı,
size de 60a göre söz veriyorum, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Sayın Başkanım, 15 Temmuzun bir bahane
olmadığını Sayın Engin Altayın kendisi de
herhâlde takdir eder. 15 Temmuzu gerçekleştirenler hiç kimse için bahane
olarak değerlendirilemeyecek çok kapsamlı bir toplumsal temele sahip,
ordunun içinde örgütlenmiş bir çeteydi ve Türkiye çok ciddi bir tehditle
karşı karşıya kaldı. Elbette bununla mücadele ederken,
Anayasanın, yasaların sınırları içerisinde
verilmiş bir hak olarak olağanüstü hâl uygulamasına geçilmesi
mevcut şartların kaçınılmaz bir gereğidir.
İkincisi: Cumhuriyet
Halk Partisi bir grup önerisi çerçevesinde iddiada bulunuyor. Bu iddiaya
karşı iktidar partisinin sözcüsünün eleştiri getirmesi
Ki o
eleştiri bence, buradan bakıldığında son derece makul
düzeyde bir eleştiridir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
MEHMET NACİ BOSTANCI
(Amasya) Ben burada bütün partilerin kıymetli temsilcilerini kürsüde
konuşurlarken dinledim. Emin olun, her türlü parti asabiyesinden
bağımsız olarak söylüyorum, en hafif eleştiriyi burada dile
getiren -herkes birbirine bir laf söylüyor- bizim sözcümüzdü. Cumhuriyet Halk
Partisinin sayın sözcüsü, esasen mukayese edilirse, çok daha
ağır laflar etti ve biz buradan herhangi bir cevap vermeyi gerekli
görmedik. Kendi mantığı içinde herkes kendi sözünü söylüyor,
halk takdir eder dedik.
Dolayısıyla, bu
değerlendirmeleri yaparken yapılan konuşmaları mukayeseli
bir şekilde okumak, her kim ne söyledi, biraz bu parti asabiyesinin
dışında değerlendirmek uygun olur diye düşünüyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Buyurun Sayın
Gülpınar.
MEHMET KASIM GÜLPINAR
(Şanlıurfa) Başkanım, sadece tutanaklara geçmesi
açısından bir şey ilave etmek istiyorum.
Sayın grup başkan
vekilinin söyledikleri benim söylediklerimle hemen hemen paralel yani neredeyse
aynı noktaya geldik. Ben bu açıdan kendisine teşekkür etmek
istiyorum.
Benim söylemek
istediğim, kendisi de beni tasdik etti, bugün sokaklarında
insanların dolaşamadığı bir ülke mevcut değildir.
Geçmişteki mülahazalardan bahsetti, bence onları hiç gündeme
getirmemek lazım çünkü geçmişi açtığımızda çok
daha farklı konularla karşı karşıya kalırız.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Açalım canım, açalım.
MEHMET KASIM GÜLPINAR
(Şanlıurfa) Bugün Türkiye'nin olduğu durum sizin de beni
tasdik ettiğiniz durumdur.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, terörle mücadele
sürecindeki yanlış politikaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (10/1219)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 10 Ekim 2017 Salı günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN - Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına son konuşma da tamamlandı.
Şimdi, Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
4.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma
gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine;
(11/17) esas numaralı Gensoru Önergesinin 16 Ekim 2017 Pazartesi günkü
gündemin Özel Gündemde Yer Alacak İşler kısmının
1inci sırasına alınarak bu birleşimde (11/17) esas
numaralı Gensoru Önergesinin gündeme alınıp
alınmayacağına ilişkin görüşmelerinin
yapılmasına, görüşmelerinin tamamlanmasını müteakip
RTÜKte boş bulunan 3 üyelik için seçim yapılmasına ve Genel
Kurulun bu seçimin tamamlanmasına kadar çalışmalarına devam
etmesine; 26ncı Dönem Üçüncü Yasama Yılı sonuna kadar salı
günleri bir saat sözlü soruların görüşülmesini müteakip diğer
denetim konularının, çarşamba günleri ise sözlü soruların
görüşülmemesine ve 497 sıra sayılı Kanun
Tasarısının İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin önerisi
10/10/2017
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun
10/10/2017 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi
parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Mehmet
Muş
İstanbul
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak
dağıtılan 497 sıra sayılı Kanun
Tasarısının kırk sekiz saat geçmeden gündemin Kanun
Tasarısı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmının 2nci sırasına
alınması; yine bu kısımda bulunan 143 ve 472 sıra sayılı
Kanun Tasarılarının ise yine bu kısmın 3üncü ve
4üncü sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 16 Ekim 2017 Pazartesi günü
saat 14.00'te toplanması ve (11/17) esas numaralı Gensoru
Önergesinin 16 Ekim 2017 Pazartesi günkü gündemin Özel Gündemde Yer Alacak
İşler kısmının 1inci sırasına
alınarak bu birleşimde (11/17) esas numaralı Gensoru
Önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına
ilişkin görüşmelerinin yapılması, görüşmelerinin
tamamlanmasını müteakip RTÜK'te boş bulunan 3 üyelik için seçim
yapılması ve Genel Kurulun bu seçimin tamamlanmasına kadar
çalışmalarına devam etmesi,
12 Ekim 2017 Perşembe
günkü birleşiminde 461 sıra sayılı Kanun
Tasarısına kadar olan işlerin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesi;
26'ncı Dönem Üçüncü
Yasama Yılı sonuna kadar salı günleri bir saat sözlü
soruların görüşülmesini müteakip diğer denetim
konularının, çarşamba günleri ise sözlü soruların
görüşülmemesi,
497 sıra
sayılı Kanun Tasarısının İç Tüzükün 91'inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetveldeki şekliyle olması ve bu günlerde gündemin Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmındaki işlerin görüşülmesi,
önerilmiştir.
497 Sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/868) |
||
Bölümler |
Bölüm Maddeleri |
Bölümdeki
Madde Sayısı |
1. Bölüm |
1 ila 20nci maddeler arası |
20 |
2. Bölüm |
21
ila 39 uncu maddeler arası (25
inci maddeye bağlı ek madde 2; ek madde 3 ve ek madde 4 ile
26ncı maddeye bağlı geçici madde 7; geçici madde 8; geçici
madde 9 ile geçici madde 10 dâhil) |
24 |
Toplam Madde Sayısı |
44 |
BAŞKAN Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde öneri sahibi olarak
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can konuşacaktır.
Yalnız, sayın
milletvekilleri, lütfen, konuşmalar zaten üç dakika, üç dakikanın bir
dakika uzatımı olmaz; arkadaşlarımız, burada olanlara
söylüyorum, olmayanlara da iletsinler. Konuşmalarımızı
yaparken bu süreyi dikkate alarak yapalım. Süre uzatımı
noktasında hem kendilerini hem de bizi zor durumda
bırakmamalarını istirham ediyorum.
Sayın Can, size beş
dakika veriyorum.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AHMET YILDIRIM (Muş)
Başkan, haklısınız ama intibak sorunu var ilk haftalarda.
Biz eskiye alışığız.
AK PARTİ GRUBU ADINA
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Grup önerimize geçmeden
evvel, Ampute Millî Futbol Takımımızın dün
İngiltereyi 2-1 yenerek Avrupa şampiyonu olmasından dolayı
tebrik ediyorum, başarılarının devamını
diliyorum.
Yine, Ankara Garında
menfur saldırıda, patlamada ölenlere Allahtan rahmet diliyorum, bu
saldırıyı yapanları da lanetliyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; grup önerimizle 497 sıra sayılı
Nüfus Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının gündemin 2nci sırasına
alınmasını öneriyoruz.
Yine, grup önerimizle 143
sıra sayılı ve 472 sıra sayılı İspanya
Krallığı ile Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti arasındaki
sözleşmelerin gündemin 3 ve 4üncü sıralarına
alınmasını öneriyoruz.
Genel Kurulun 16 Ekim
Pazartesi saat 14.00te açılmasını ve Genel Kurulda,
Ulaştırma Bakanımız aleyhinde Cumhuriyet Halk Partisinin
(11/17) esas numaralı Gensoru Önergesinin görüşülüp
görüşülmeyeceğine dair önergenin gündeme alınmasını ve
gensoru önergesi tartışıldıktan sonra RTÜKte boş
bulunan 3 üyelik için seçim yapılmasını ve gündemin o seçimin
tamamlanmasına kadar devamını;
Ayrıca, 12 Ekim 2017
Perşembe günkü birleşimde 461 sıra sayılı
uluslararası sözleşmelere kadar gündemin tamamlanması hâlinde
Genel Kurulun kapanmasını; ayrıca 497 sıra sayılı
Nüfus Kanununun iki bölüm hâlinde, birinci bölüm 20 madde, ikinci bölüm 24
madde olmak üzere iki bölümden oluşmasını ve temel yasa
şeklinde görüşülmesini; 26ncı Dönem Üçüncü Yasama
Yılı sonuna kadar salı günleri sözlü soruların bir saat
süreyle görüşülmesini, çarşamba günleri ise üçüncü yasama
yılı sonuna kadar sözlü soruların görüşülmemesini
öneriyoruz.
Grup önerimizin kabulü
temennisiyle Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Can.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Samsun Milletvekili Erhan Usta konuşacaktır.
Buyurun Sayın Usta. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERHAN USTA
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemi
belirleyen bir grup önerisini konuşuyoruz. Şimdi, az önce de terör
konusunu görüşürken de aslında son dönemde konuştuğumuz
hususlara bakarsak Türkiye ciddi siyasi risklerle karşı
karşıya. Bölgede riskler çok fazlalaştı, bir yandan
Irakta, bir yandan Suriyede, işin nereye varacağı belli
değil, Türkiyenin nasıl bir meselenin içerisine gireceğini
kestirmek de son derece zor. Şimdi, böyle bir ortamda ekonomiyi güçlü
tutmamız lazım. Dün yaşanan vize krizinden sonra dolar ve
euronun yani döviz kurunun nasıl hareket ettiğini hep beraber gördük.
Yani en ufak bir tedirginlik ekonomide, makro dengeler üzerinde ciddi olumsuz
etkiler yapıyor. Şimdi, bir yandan zaten siyasi dış
politika riskleriyle karşı karşıyayken hiç olmazsa ekonomimizi
güçlü tutmamız gerektiğini o yüzden ifade etmeye
çalışıyorum. Makro değişkenlerde, özellikle kur ve
faize karşı ekonominin hassasiyeti çok fazla arttı. Bakın,
önümüzdeki bir yıl içerisinde Türkiyenin finansman ihtiyacı yani
yurt dışından bulması gereken para 205 milyar dolar, 170
milyar dolar civarında bir ödememiz var önümüzdeki bir yıl
içerisinde. Bunlar Merkez Bankası rakamlarıdır. Kabaca 35 milyar
dolar civarında bir cari açık verileceğini varsayarsak 205
milyar dolarlık bir finansman ihtiyacı olan bir ekonomiyiz biz.
Dolayısıyla, bu finansman ihtiyacını
azaltmadığımız sürece ortaya çıkabilecek siyasi
risklerin makroekonomi üzerinde çok olumsuz etkileri olacaktır; o,
işi daha da içinden çıkılmaz hâle getirecektir.
Örneğin diğer bir
husus -mesela hani kura ve faize karşı hassasiyet arttı diyoruz
ya- firmalarımızın açık pozisyonları. Temmuz ayı
sonu itibarıyla bankalar dışındaki firmaların, reel
sektörün net açık pozisyonu 211,4 milyar dolar. Kurdaki
artışın bu firmalar üzerinde yapacağı etkiyi, onları
nasıl bir finansman sıkıntısı içerisine
düşüreceğini, fiyatlar üzerinde yapacağı etkiyi siz hesap
edin. Ülkenin açık pozisyonu ise 450 milyar dolar, net açık
pozisyonu. Yani, yurt dışındaki varlıklarımız ve
yurt içindeki yabancıların varlıklarının netleştirilmesi
durumunda 450 milyar dolar açık pozisyonu olan bir ekonomiyiz ve cari
açık verdiğimiz sürede bu açık pozisyonumuz artıyor.
Dolayısıyla ben şunu demeye çalışıyorum:
Şimdi, terörle mücadele, tamam, destekliyoruz; Hükûmetin dış
politikasını destekliyoruz, var gücümüzle yanındayız ancak
buralarda elimizin güçlü olabilmesi için ekonomiye ağırlık
vermemiz lazım ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde ekonomik
reformlar ağırlıklı bir gündem oluşturmamız
lazım. Böyle torba yasalarla vergiyi artırarak değil, vergi
reformu yaparak ancak bu işin içerisinden çıkılabilir. Mali
disiplin olmalı ama bu mali disiplini işte bilmem bütün kesimlere bir
vergi getirerek değil, harcamaları, lüzumsuz harcamaları kısarak
sağlamamız lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla) Ben bu
çerçevede, hiç olmazsa bundan sonraki atacağımız adımlarda
ekonomi ağırlıklı, yapısal reform
ağırlıklı bir gündem oluşturulması tavsiyesiyle
sözlerimi bitirmek istiyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım
konuşacaktır.
Buyurun Sayın
Yıldırım. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, tabii konu
Meclisin çalışma takvimi olunca Meclisin ne kadar tam
toplandığı konusunda, Meclis
Başkanlığının ve Başkanlık
Divanının üzerine düşen görevleri ve sorumlulukları ne
kadar yerine getirdiği hususunda bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Şu Parlamentonun 10 üyesi, 2si eş genel başkan ve
diğerleri milletvekili 10 üyesi, çoğunluğu üç yüz kırk
gündür yani on bir ay altı gündür tutuklular. Bugüne kadar bu
Parlamentonun 15 üyesi tutuklandı, 10u hâlâ tutuklu, 23 milletvekili ise
şimdiye kadar gözaltına alınıp bırakıldı.
Bizim Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin
Demirtaşın bir gece senkronize bir şekilde 5 ayrı ildeki
savcılıklarla birlikte gözaltına alınıp sonra
tutuklanmasından sonra kendi dava dosyalarının görüldüğü
mahkeme illerine en uzak cezaevine nakledildi, ondan sonra o günden bugüne bu
duruşmalara çıkarılma garabeti yaşanıyor.
Şimdi, tutuklu
olduğu dosyadan bugüne kadar hâlâ yargı önüne
çıkarılmamış, eğer herhangi bir engel olmaz ve yeni
bir garabet ertelemeyi siyasi iktidar bu ülkeye ve bu Meclise yaşatmazsa
tutukluluğundan üç yüz doksan dokuz gün sonra yani 7 Aralık günü
mahkeme karşısına çıkacak. Sayın Demirtaşın
tutuksuz olarak yargılanması mümkün değil miydi? Tabii ki
mümkündü. Çünkü, üç yüz doksan dokuz gündür mahkeme karşısına çıkarmayan
bir mahkeme demek ki acele sahibi değildir. Ama, acelesi olan,
yargıyı siyasallaştırmış olan siyasi
iktidardır. Ve Sayın Demirtaşın onların, siyasi
iktidarın yanlış politikalarını teşhir eden en
etkili siyasetçi olması hasebiyle bugün tutuklanmış olması
ve bir siyasi rehine olarak tutulması söz konusudur. Ama, şimdi, onu
tutuklayanlar, dört yüz gün boyunca mahkeme karşısına
çıkarmayanlar yaşlı bir annenin, Hatun Tuğluk annenin
cenazesini mezardan çıkarmaya yeltenecek kadar gözü dönmüşlerin iddianamesini
yirmi günde hazırlıyor; kamuoyu baskısından ötürü göz
boyamak ve kamuoyunun gazını almak üzere tutuklanmış olan
birinin yirmi gün içerisinde iddianamesi tamamlanıyor, mahkeme önüne
çıkarıyor ve tahliyesini sağlıyor. Göstermelik tutuklayan
da siyasi iktidardır, bıraktıran da siyasi iktidardır.
Yine, Adalet Bakanlığı Anayasa Mahkemesinin görüş istemesi
üzerine şunu yazıyor, diyor ki Anayasa Mahkemesine: Milletvekili
olmaktan kaynaklanan tüm hakları tutuklu vekiller kullanmaktadır ve
yasama faaliyetlerine katılımlarının engellenmesinde
herhangi bir hak kaybı yoktur. Bu ne anlama gelir? Tutuklu
milletvekilleri bütün yasama faaliyetlerine katılabiliyorlar anlamına
gelir.
Şimdi bunun neresinden
tutacağız? Buna dair şunu ifade etmek isterim ki
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET YILDIRIM (Devamla)
Sayın Başkan, yeni sürece intibak adına bir dakika, bir dakika
BAŞKAN Sayın
Yıldırım, diğer arkadaşlara da vermedim
haksızlık olmasın diye.
Tamamlayın bu seferlik
ama dikkat edelim bundan sonra lütfen.
AHMET YILDIRIM (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, hak kaybı
olmayan milletvekilleri tutuklandığından beri bu Parlamento 107
birleşim, 614 oturum yapmış, 271 kanun çıkarmış,
rejimi değiştiren bir anayasa paketini buradan geçirmiş, 22 grup
toplantısı yapılmış; bunların hiçbiri buna
katılamamışlar ama yasama faaliyetleri konusunda bir hak
kaybının olmadığı konusunda akla zarar bir
yanılsamayı Anayasa Mahkemesine Adalet Bakanlığı
yaşatabiliyor. En hafif deyimle bu, Adalet Bakanlığının
Anayasa Mahkemesini yanıltması ve toplumla alay etmesinden başka
bir şey değildir. Bu konuda eksik toplanan ve eş genel
başkanımızın, tutuklu vekillerimizin dilekçelerine cevap
vermeyen Meclis Başkanlığı töhmet altındadır bu
Meclisin yasama faaliyetlerini tam işletemediği hususunda.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Tanal.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MAHMUT TANAL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
AK PARTİnin Meclisin
çalışma takvimi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Tabii burada bu çalışma takvimine baktığımız
zaman öncelikle neyin öne alınmasını talep etmişler arkadaşlarımız?
Müftülere verilecek olan nikâh izninin, o kanunun öne alınmasını
talep ediyorlar. Neye dayalı olarak talep ediyorlar? Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 52nci maddesine göre, bakanlık veya
komisyon, ivedilikle görüşülmesi gereken, çok ihtiyaç olan, elzem olan bir
konunun tüm diğer konulardan öne alınmasını talep
ediyorlar. Esasen, işin özü bu.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, şu anda Türkiyede atanamayan öğretmenlerin sorununu
bir tarafa atacağız, taşeronların sorununu bir tarafa
atacağız, emeklilerin sorununu bir tarafa atacağız, Pozantıdaki
çocuk öğrenci yurtlarını bir tarafa atacağız ve
öğrencilerin yurt sorunlarını, öğrencilerin geçinme
sorunlarını, işsizlik sorunlarını bir tarafa
atacağız, Türkiyede tek bir sorun var, öncelikle ve ivedilikle
görüşülmesi gereken konu, müftülere evlenmek için nikâh yetkisinin
verilmesi hususunu ivedilikle, öncelikle görüşülmesi gereken konular
arasına getirmişsiniz ve önce bunu görüşelim diyorsunuz.
İkinci bir öneri nedir?
Efendim, Ulaştırma Bakanı hakkında verilen gensoruyu,
pazartesi günü televizyonlarda ekranlar kapalı olduğu için, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Televizyonu kapalı olduğu için, aman
vatandaş bu bakan ne yaptı, ne etti kimse görmesin, duymasın
diye pazartesi günü görüşelim diyorsunuz.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, vatandaşın Parlamentoda öğrenme, bilgilenme
hakkı var. Bu çalışma takvimi açısından sizin
getirmiş olduğunuz bu önerge
Hani, Sayın Muş biraz önce
Devlet, hukuk devletidir., Değerli Naci Hocamız Efendim, hukuk
devleti, hiçbir sorunumuz yok. dediler. Ya, arkadaşlar, madem hukuk
devleti, korkmuyoruz biz bu işte, bu İç Tüzükün ilgili amir hükmü,
Anayasanın hükmü uyarınca siz bu Ulaştırma Bakanıyla
ilgili gensoruyu gayet rahat niçin televizyonların açık olduğu
saatte getirmiyorsunuz da pazartesiye denk getiriyorsunuz?
İkincisi: Türkiyenin bu
kadar biriken sorunu var, hepsinin önünde, en önceliklisi, en ivedisi
evlenirken müftü tarafından nikâh kıyılması yetkisi bu
kadar mı önemli ya?
Bakın, arkadaşlar,
Türkiyede 100 bin insan kanun hükmünde kararnamelerle işten
atılmış. Bu 100 bin insanı
OHAL komisyonu kuruldu, bu
komisyon günde sekiz saat çalışsa her bir dosyaya bir saat baksa
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Niye atılmış onlar?
MAHMUT TANAL (Devamla) Siz,
onlarla birlikte
Geçmişte terör örgütüyle iş birliği
yaptığı için atılmış.
MAHMUT TOĞRUL
(Gaziantep) Araştırma yaptınız mı?
MAHMUT TANAL (Devamla) -
Onlar sizin yoldaşlarınızdı, onlar sizin
arkadaşlarınızdı. Niçin atılmış? Sizin
arkadaşlarınız, gidin onlara sorun niçin
atıldığını? Suç ortaklarınız sizin.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Kimmiş bizim arkadaşlarımız?
MAHMUT TANAL (Devamla) - Siz
onların suç ortağısınız.
HASAN BASRİ KURT
(Samsun) Ortaklık yapan sizsiniz, savunan sensin.
MAHMUT TANAL (Devamla)
Evet, AK PARTİ onların suç ortağıdır.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Tanal.
Adalet ve Kalkınma
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Öneri kabul edilmiştir.
İç Tüzükün 37nci
maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma önergesi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
C) Önergeler
1.- Aydın Milletvekili Deniz Depboylunun, (2/1432) esas
numaralı Çocuk Hakları Koruma Komisyonu Kurulmasına İlişkin
Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/106)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
(2/1432) esas no.lu Çocuk
Hakları Koruma Komisyonu Kurulmasına Dair Kanun Teklifimizin İç
Tüzükün 37nci maddesi uyarınca doğrudan Genel Kurul gündemine
alınmasını saygılarımla arz ederim.
Deniz
Depboylu
Aydın
BAŞKAN Önerge üzerinde
teklif sahibi Aydın Milletvekili Deniz Depboylu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Depboylu.
(MHP sıralarından alkışlar)
DENİZ DEPBOYLU
(Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Büyük Millet Meclisi ihtisas komisyonları arasında yer almak üzere
çocuk hakları koruma komisyonunun kurulması amacıyla
verdiğimiz kanun teklifiyle ilgili konuşmak üzere Milliyetçi Hareket
Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Konuşmama başlamadan önce aziz Türk milletini ve Gazi Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
çocukluk dönemi insanın kişilik gelişiminin
tamamlandığı, gelecekteki yaşamının temellerinin
atıldığı çok özel ve hassas bir dönemdir. Başta devlet
olmak üzere aile ve yakın çevresi, çocuğun güven içinde büyüyerek
sağlıklı ve eğitimli bireyler olarak gelişmesi için de
her türlü tedbiri almak zorundadır. Ancak çocuklarımızın
günümüzde yaşadığı sorunlara
baktığımızda onların bu sorunlarla başa
çıkmakta ne kadar yorulduğu, zorlandığı ve
çocuklarımızı da yeterince koruyamadığımız
aşikârdır. Bugün hâlâ eğitim hakkı gasbedilmiş,
eğitimine devam edemeyen çocuklar mevcuttur. Çocuk yaştaki
kızların erken yaşta evlendirilmesinin önüne geçememiş bulunmaktayız.
Maalesef ülkemizde hâlâ küçük yaşta kız çocukları yasal olmayan
yollarla evlilik birliğine adım attırılmaktadır. Çocuk
işçiliği son bulmamış, yasal boşluklardan yararlanan
yetişkinler tarafından çocuklar bu konuda istismar edilmektedir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubumuz adına 6 Aralık 2015 tarihinde kayıp
çocuklarla ilgili olarak verdiğimiz araştırma önergemizi de
hatırlatmak istiyorum. O zaman için bu gündem de kabul edilmemişti
ama bu kabul edilmemiş olsa da kayıp çocuklarımızın
sorunlarının çözülmesi veya yeni çocukların
kaybolmasının önüne geçilmesini sağlamamıştı ve
ne yazık ki çocuklara yönelik gerçekleşen kötü muamele, başta
cinsel istismar olmak üzere gerçekleşen diğer istismar
olaylarını da sonlandırabilmiş değiliz.
Çocuklarımızı
her türlü istismardan korumak, disiplinli, iyi planlanmış ve iyi
organize olmuş çalışmaların yapılmasıyla
mümkündür ki bunun için de çocuklarımızı koruyan kanunların
oluşturulması, mevcut kanunların bir bir gözden geçirilmesi
gerekmektedir.
Çocuklarımızın
karşı karşıya kaldıkları sorunlardan birisi de
suç örgütlerince kullanılmaları ve suça ortak edilmeleridir.
Çocuklarımızı başta PKK olmak üzere tüm terör örgütlerinin
istismarından da korumak, kurtarmak zorundayız.
Bütün
bu sorunlara ek olarak, Suriyede yaşanan kriz sonrası oluşan
göç dalgasıyla sorun ve sorumluluklarımız biraz daha
artmış çünkü ülkemize sığınan ailelerin yanında
0-19 yaş arasındaki çocuk sayısı 1 milyon 500 bin
civarına ulaşmıştır.
Değerli
milletvekilleri, çocuklarımızın yaşadığı her
sorun ve karşı karşıya kalabilecekleri tehditlerle ilgili
olarak her türlü sorunun çözümü ve engellenmesi siyasetüstü bir
yaklaşımdır. Bu sebeple çocuklarımızın
iyiliği için gündeme alınmış, getirilmiş olan her
türlü önerge Meclisimiz içerisinde hassasiyetle ele alınmalı, siyasi
çekişmelerden uzak tutulmalıdır.
Bir
devletin gücü, himayesindeki çocukların güven, huzur içinde, eşit
haklara sahip olarak, eğitim haklarını sonuna kadar kullanarak
ruhsal ve bedensel açıdan sağlıklı büyümesiyle ölçülür.
Zira, çocuklar milletin ve devletin geleceğidir, teminatıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin en büyük sorumluluğu,
çocuklarımızı ve onların geleceğini teminat
altına almaktır. Üretilen günlük politikalarla çocuklarımızın
yaşadığı sorunların çözülmesi mümkün değildir.
26ncı Dönemde 2
araştırma komisyonu kurulmuştur, 2si de
çocuklarımızla direkt ilgilidir; 2 komisyonun da raporundaki ortak
öneri, acilen çocuk hakları koruma komisyonunun kurulmasıyla
ilgilidir. Verilen her önerge değerlidir ama tabii ki sadece kurulmuş
araştırma komisyonlarıyla sorunların çözülmesi mümkün
değildir. Çocuklarımızın güven altına
alınması için daimi bir komisyonun kurulması şarttır.
Yarın 11 Ekim Dünya
Kız Çocukları Günü. Geliniz, hep birlikte, bu özel günün arifesinde,
tüm çocuklarımıza bir hediye olarak, çocuk hakları komisyonunun
kurulmasına dair kanun teklifimize destek veriniz ve böylece hem
demokrasiyi güçlendirmiş hem de bu kurulacak komisyonun kabulünün onurunu
Gazi Meclis olarak, tüm siyasi partiler olarak ve tüm milletvekilleri olarak
ortak paydada buluşarak birlikte yaşayalım diyorum ve yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.16
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Ali Haydar HAKVERDİ (Ankara)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 5inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin Sözlü Sorular
kısmına geçiyoruz.
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (X)
1.- Trabzon Milletvekili Haluk Pekşenin, ülkeye kaçak
yollarla çay sokulmasına ve engellenmesi için yapılan
çalışmalara ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından sözlü soru
önergesi (6/60) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
2.- Antalya Milletvekili Çetin Osman Budakın, son
dönemde Türkiyenin dış politikasında yaşanan
gelişmelerin turizme etkisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/121) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Çiftlik ilçesine bağlı Kitreli köyünün tarihi
yapısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/235) (Cevaplanmadı)
4.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Kavlaktepe Yeraltı Şehrinin turizme
kazandırılması adına yürütülen çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)
(Cevaplanmadı)
5.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Kavlaktepe Yeraltı Şehrinin turizme
kazandırılması adına yürütülen çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/242)
(Cevaplanmadı)
6.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Kavlaktepe Yeraltı Şehrinin turizme
kazandırılması adına yürütülen çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/243)
(Cevaplanmadı)
7.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesindeki Avören Antik Kenti ile ilgili çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/252)
(Cevaplanmadı)
8.- Trabzon Milletvekili Haluk Pekşenin, Trabzonun
turizm bakımından desteklenen iller kapsamına
alınmamasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/260) (Cevaplanmadı)
9.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Akkaya Barajı yanındaki tarihî bir alanın
turizme kazandırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/358) (Cevaplanmadı)
10.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser
barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/518) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
11.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser
barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/519) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Tepeköy bölgesindeki tarihî yapılarla ilgili
çalışma yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/520) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
13.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Bor ilçesine bağlı Karamahmutlu köyündeki
mağaralarla ilgili bilimsel çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/521) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
14.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, bilimsel
kazı çalışmaları ile ilgili verilere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/522) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Bolkar
Dağları üzerinde kayak tesisi kurulmasına yönelik
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/523) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
16.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/524) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
17.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyündeki tarihî Hasan Paşa
Konağının onarılmasına yönelik çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/525) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
18.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Ballı köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/526) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
19.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Ballı köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/527) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
20.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdedeki Hasaköy Kilisesinin onarılmasına yönelik
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/528) (Cevaplanmadı)
21.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, görme
engelliler için kütüphanelerde kitap okuyan gönüllülere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/529) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
22.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 2014-2015
yıllarında Bakanlık tarafından basılan kitaplara ve
abone olunan süreli yayınlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/530) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
23.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde
ilinde tespit ve tescil edilmiş taşınmaz kültür
varlıklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/531) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
24.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin tarihî ve kültürel değerlerinin
tanıtılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/532) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
25.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede halıcılığın korunması için
yapılan çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/533) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
26.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin
Dündarlı Kasabasındaki tarihî alanlar ile ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/534) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
27.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdedeki Damlataş Mağarasının turizme
kazandırılmasına yönelik çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/535) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
28.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdedeki Kiçiağaç ve Çamardı Kiliselerinin
onarılmasına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/536) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
29.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Dündarlı kasabasında bulunan bir taşla ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/537) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
30.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan tarihî bir bedesten ile konağa ilişkin sözlü
soru önergesi (6/538) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
31.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde
Kalesi ile ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/539) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
32.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde
ilindeki bir tarihî yapının restore edilerek müzeye
dönüştürülmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/540) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
33.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Murtandı Kalesinin onarılmasına yönelik
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/542) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
34.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Darboğaz Sıdıran Kalesinin
tanıtımına yönelik çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/543) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
35.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Ballı köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/545) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
36.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan H. Prodromos Manastırına ait kilise
binasının onarılarak müzeye dönüştürülmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/546) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
37.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Tepeköy bölgesindeki tarihî yapılarla ilgili
çalışma yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/547) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
38.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Tepeköy bölgesindeki tarihî yapılarla ilgili
çalışma yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/549) (Cevaplanmadı)
39.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan tarihî Yeraltı Karız Su Kanalları ile
ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/550) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
40.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Osmanlı Dönemine ait cami ve kiliselere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/551) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
41.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdedeki Alaaddin Camii ile ilgili yürütülen çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/552) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
42.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Ulukışla ilçesinde bulunan tarihî yapı ve
alanlarla ilgili çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/554)
ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdedeki Alaaddin Camiinin tanıtılmasına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/555)
(Cevaplanmadı)
44.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Tepeköy köyünde yapılan kaçak kazılara ve alınan
önlemlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/557) (Cevaplanmadı)
45.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde
Kalesinin bulunduğu alanda bilimsel kazı çalışması
yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/558) (Cevaplanmadı)
46.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/559) (Cevaplanmadı)
47.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/561) (Cevaplanmadı)
48.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/562) (Cevaplanmadı)
49.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğdenin
Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/563)
(Cevaplanmadı)
50.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Gösterli köyünde bilimsel kazı çalışmaları
yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/565) (Cevaplanmadı)
51.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdedeki Gösterli yerleşmeleri ile ilgili çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/567)
(Cevaplanmadı)
52.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Hamamlı köyündeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/568) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
53.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan bazı tümülüslerle ilgili çalışmalara
ilişkin sözlü soru önergesi (6/569) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
54.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Hamamlı ile Kumluca arasında kalan bölgesindeki tarihî
yapılarla ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/570) (Cevaplanmadı)
55.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/571) (Cevaplanmadı)
56.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser
barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/572) (Cevaplanmadı)
57.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan bazı mezar ve tümülüslerle ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/573) (Cevaplanmadı)
58.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/574) (Cevaplanmadı)
59.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser
barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/575)
(Cevaplanmadı)
60.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yaylayolu köyünde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/576) (Cevaplanmadı)
61.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser
barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/577) (Cevaplanmadı)
62.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Çavdarlı köyündeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/578) (Cevaplanmadı)
63.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan bazı tümülüslerle ilgili çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/579)
(Cevaplanmadı)
64.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yeşilgölcük beldesindeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/580) (Cevaplanmadı)
65.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Bor ilçesinin Sokubaşı Mahallesinde bulunan yer
altı şehrine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/581) (Cevaplanmadı)
66.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Bor ilçesinde bulunan bir yer altı şehri ile ilgili
çalışma yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/582) (Cevaplanmadı)
67.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde
ilindeki yer altı şehirleri ile ilgili çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/583)
(Cevaplanmadı)
68.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Yeşilgölcük beldesindeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/584) (Cevaplanmadı)
69.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Aladağlar ve Bolkarların Niğde ili sınırları
içinde kalan kısımlarındaki mağaralara ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/585) (Cevaplanmadı)
70.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Aladağlar ve Bolkarların Niğde ili sınırları
içinde kalan kısımlarındaki antik dönem yerleşmeleri ile
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/586) (Cevaplanmadı)
71.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Uluağaç köyündeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/587) (Cevaplanmadı)
72.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser
barındıran bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/588)
(Cevaplanmadı)
73.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesinde çok sayıda tarihî eser barındıran
bir bölgeye yönelik çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/589) (Cevaplanmadı)
74.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Uluağaç köyündeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/590) (Cevaplanmadı)
75.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Bağlama Yeraltı Şehri ile ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/591) (Cevaplanmadı)
76.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin İçmeli yerleşmesinde bulunan tarihî yapılarla
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/592) (Cevaplanmadı)
77.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Orhanlı kasabasında bulunan tarihî yapılarla
ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/593) (Cevaplanmadı)
78.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Kiçiağaç köyündeki tarihî yapılarla ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/594) (Cevaplanmadı)
79.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Çınara yerleşmesi ile ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/595) (Cevaplanmadı)
80.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Değirmenli kasabasında bulunan mağara ile ilgili
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/596) (Cevaplanmadı)
81.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Bor ilçesine bağlı Balcı köyündeki tarihî
eserlerle ilgili çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/597) (Cevaplanmadı)
82.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Edikli beldesinde bulunan tarihî yapılarla ilgili
çalışma yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/598) (Cevaplanmadı)
83.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, özel
şahıslara ait tarihî ve kültürel taşınmaz
varlıkların korunmasına ve yaşatılmasına yönelik
bir düzenleme yapılmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/683) (Cevaplanmadı)
84.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 2015 ve
2016 yıllarında sit alanı olmaktan çıkarılan yerlere
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/694)
(Cevaplanmadı)
85.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge Kurulunun
bulunmamasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/702) (Cevaplanmadı)
86.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Niğde
Hasköyde bulunan bir yer altı şehrine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/737) (Cevaplanmadı)
87.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde çok
sayıda tarihî eser bulunan bir vadiye yönelik çalışmalara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/738)
(Cevaplanmadı)
88.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdede bulunan Osmanlı Dönemine ait kiliselere ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/739) (Cevaplanmadı)
89.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Altunhisar ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde
bulunan tarihî yapıların onarılmasına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/743) (Cevaplanmadı)
90.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Nevşehirde son iki yılda kapanan otel sayısına ve son üç
yılda Nevşehire gelen yabancı turist sayısına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/808)
(Cevaplanmadı)
91.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğdenin Eski Saray Mahallesindeki Ermeni Kilisesinin restorasyon
sonrası Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğüne çocuk
kütüphanesi olması için tahsis edildiği iddiasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/864) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
92.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 2017
yılında bilimsel kazılara ayrılan bütçeye ilişkin
sözlü soru önergesi (6/865) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan
Kurtulmuşun cevabı
93.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Bakanlık personeli ile ilgili çeşitli verilere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/866) ve Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun
cevabı
94.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Bakanlık bünyesindeki kütüphaneci, arkeolog, sanat tarihçisi, folklor
araştırmacısı, kimyager ve sosyologların ek
göstergelerinin 3600e yükseltilmesi konusunda bir çalışma olup
olmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/867) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
95.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, ülke
genelindeki kütüphane sayısı ile kütüphanelerde görev yapan kadrolu
personel sayısına ilişkin sözlü soru önergesi (6/868) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
96.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 15 Temmuz
sonrası kütüphanelerden kaldırılan kitap olup
olmadığına ilişkin sözlü soru önergesi (6/869) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Numan Kurtulmuşun cevabı
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri soru-cevap işlemine ayrılan süreyi daha verimli
kullanmak için önergelerin okunması işlemi yapılmayacaktır.
Önergeler tam metin halinde Tutanak Dergisinde
bastırılmaktadır.
Ayrıca, cevaplanacağı
önceden bildirilen soru önergelerinin özet bilgilerini içeren liste gruplara
dağıtılmıştır.
Sunuşlar bölümünde
belirttiğim üzere birlikte cevaplandırmak istediği sözlü soru
önergelerini cevaplandırması için Kültür ve Turizm
Bakanımız Sayın Numan Kurtulmuş Beyi kürsüye davet
ediyorum.
Buyurun Sayın Bakanım. (AK
PARTI sıralarından alkışlar)
Süreniz bir saattir.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN
KURTULMUŞ (Ordu) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinize iyi akşamlar diliyorum, hepinize en içten sevgilerimi sunuyorum.
Benden önce Gümrük ve Ticaret
Bakanlığıyla ilgili bir soru kalmış, onu müsade
ederseniz cevaplandırarak başlayayım.
Trabzon Milletvekili Sayın Avukat Haluk
Pekşene ait (6/60) esas numaralı Sözlü Soru Önergesine ilişkin
cevaplar: Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın temel
görevlerinden birisi olan kaçakçılıkla mücadele görevi
kapsamında gerek insan ve çevre sağlığı gerekse ülke ekonomisine
zarar
veren çay kaçaklığıyla ilgili de yoğun ve etkin bir
şekilde mücadele edilmekte, çayın yasa dışı ticarete
konu olan gümrük kapıları kullanılarak ülkemize girişini ve
piyasada satışını önlemeye yönelik olarak ciddi gayretler
sarf edilmektedir.
Gümrük
ve Ticaret Bakanlığımızca hazırlanan özellikli
bazı kaçakçılık türleriyle mücadele eylem planı, çay
kaçakçılığıyla mücadeleyi de kapsamakta olup ilgili kamu
kurum ve kuruluşlarının da katılımlarıyla bu
kaçakçılık türüyle mücadelemiz aralıksız sürmektedir. Yine
bu kapsamda özellikle teknik ve idari yapı, insan kaynağı ve
mevzuat altyapısının güçlendirilmesi adına çok önemli
yatırımlar yapılmış ve yapılmaya devam
edilmektedir. Personel sayısının artırılmasına ve
mevcut personelin eğitimler yoluyla niteliklerinin geliştirilmesine
özel özen gösterilmektedir.
Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı personelinin çay
kaçakçılığıyla mücadelede bilgi seviyesi ve
farkındalığının artırılması
amacıyla Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğüyle Sahte ve Kaçak
Çay Ticaretiyle Mücadelede İş Birliği Protokolü
imzalanmış olup Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü
temsilcilerine toplamda 48 muhafaza memuruna Rize ve Antalya illerimizde, çay
kaçakçılığının önlenmesi konulu iki ayrı
eğitim faaliyeti düzenlenmiştir.
Teknolojik
gelişmeler yakinen takip edilerek gümrük kapılarımızda
kaçakçılıkla mücadelede kullanılan araç gereç sayısı
ve teknik teçhizat, nitelik ve kapasite bakımından araç kargo ve
bagaj tarama sistemleri de içerecek şekilde sürekli
artırılmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bendeniz Kültür ve Turizm
Bakanı olduktan sonra sorulan soruları müsaade ederseniz önce onlara
cevap vererek Bakanlığımızla ilgili konulara girmek
istiyorum.
Niğde
Milletvekilimiz Sayın Ömer Fethi Gürerin (6/864) esas numaralı sözlü
sorusuna ilişkin cevabımız şu şekildedir: Niğde
ili merkez Eski Saray Mahallesi 33 pafta 646 ada 39 parselde kayıtlı
mülkiyeti Niğde İl Özel İdaresine ait Ermeni kilisesinin çocuk
kütüphanesi olarak kullanılmak üzere on beş yıl süreyle
Bakanlığımız Kütüphaneler ve Yayımlar Genel
Müdürlüğü adına Niğde İl Özel İdaresinin 1/3/2017 tarihli
ve 28 sayılı İl Genel Meclisi kararıyla tahsis
edildiği Niğde Valiliğinin ilgili yazısıyla
Bakanlığımıza iletilmiştir. Dışişleri
Bakanlığının 2/3/2003 tarih ve 48161 sayılı
yazısında yabancılara ait tarihî binalarda fonksiyon
değişikliği öneren konularda bakanlıklardan görüş
istenmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Bu çerçevede, Ermeni
kilisesinin çocuk kütüphanesi olarak kullanılmasına ilişkin
fonksiyon değişikliğiyle ilgili Dışişleri
Bakanlığımızın görüşü alınması
gerekmektedir. Konuyla ilgili olarak ilgili tarih ve sayıyla Niğde
Valiliğinden bilgi istenilmiş ve bakanlıkla irtibata
geçilmiştir. Bu bağlamda, ikinci sorunuzun cevabı: Niğde
ilinde ihtiyaç duyulan tam donanımlı bir kütüphane binasının
yapılması Bakanlığımızca da düşünülmekte
olup öncelikli olarak bütçe imkânları çerçevesinde depreme karşı
dayanıklı olmayan kütüphane binalarının onarıma
alınarak güçlendirilmesi veya yıkılarak yeniden
yapılmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.
Yine, Niğde Milletvekili
Sayın Ömer Fethi Gürerin (6/865) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesinin cevabı -birkaç konuyu içeriyor- şu şekildedir: 2017
yılında bilimsel kazılar için Bakanlığımızca
DSİden 37 milyon 773 bin TLlik ödenek aktarılmıştır.
Bakanlığımız bütçesinden 14/8/2017 tarihi itibarıyla
17 milyon 970 bin 540 lira ödenek kullanılmıştır. 2016
yılında tamamlanan kurtarma kazısı ise 192dir.
Yine, Niğde
Milletvekilimiz Sayın Ömer Fethi Gürerin (6/866) sayılı
sorusuna cevabımız şu şekildedir:
Bakanlığımız merkez ve taşra teşkilatında
657 sayılı Devlet Memurları Kanunumuzun 4/A maddesine göre
memur statüsünde 12.783 personel, 4/B maddesine göre 768 sözleşmeli, 4/C
maddesine göre 418 geçici personel; 4857 sayılı İş
Kanununa göre 2.760 işçi, 657nin 2595 sayılı Kanunun Ek
Geçici 16ncı maddesine göre 1.224 sanatçı, 1309 sayılı
Kanuna tabi 1.704 personel, 5441 sayılı Kanuna tabi 966
sözleşmeli personel olmak üzere, toplam 20.573 personel
çalışmaktadır.
Bakanlığımız
merkez ve taşra teşkilatında yabancı dil bilen 719 personel
bulunmaktadır. Yurt dışında kültür ve tanıtma
müşaviri, kültür ve tanıtma ataşesi olarak 16 personel görev
yapmaktadır. Bu personellerin isimleri ve mezun oldukları okullar,
bunların teferruatına girmiyorum.
Ayrıca,
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine göre 29
sözleşmeli sekreter, mahallî kâtip sekreter görev yapmaktadır. Söz
konusu personelin 2si ortaokul, 3ü lise, 21i yüksek okul, 3ü ise yüksek
lisans mezunudur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde Milletvekilimiz
Sayın Ömer Fethi Gürerin (6/867) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesinin cevabı: Bakanlığımız teknik hizmetler
sınıfında yer alan kütüphaneci, arkeolog, sanat tarihçisi,
folklor araştırmacısı, kimyager ve sosyologların ek gösterge
puanlarında yapılacak değişiklikler 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununun ekli 1 sayılı Ek Gösterge
Cetvelinde yapılacak değişikliğe bağlı olarak
gerçekleşebilmektedir.
Yine,
Sayın Gürerin (6/868) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
cevabı: Bakanlığımız merkez ve taşra
teşkilatında 657 sayılı Yasamızın 4/A maddesine
göre 435 personel, 657nin 4/B maddesine göre 183 personel, idari kadroda da
2.244 personel olmak üzere, toplam 2.862 personel görev yapmaktadır.
Bakanlığımıza
bağlı olarak Türkiye genelinde 1.136 halk, çocuk, gençlik ve 6 adet
müze kütüphanesi olmak üzere toplam 1.142 kütüphanemiz bulunmaktadır.
Yerleşik kütüphane hizmetlerinden yararlanamayan
vatandaşlarımıza yönelik ülke genelinde 45 gezici kütüphane
aracıyla hizmet verilmektedir.
Bakanlığımız
kütüphanelerinde değişik unvanlarda toplam 725 adet boş kadro
bulunmaktadır. Bakanlığımızca Çocuk ve Halk
Kütüphanelerinin İyileştirilmesi Projesi kapsamında 2012-2017
yılları arasında 66 kütüphane yeniden
yapılandırılmıştır. 37 kütüphanede yeniden
yapılandırma çalışmaları devam etmekte olup
ayrıca Kamu Eliyle Yapılan Kültür Yatırımlarına Destek
Projesi kapsamında 11 kütüphane yapımı desteklenmiştir.
Sayın Gürerin bu
dönemde sorduğu son soru (6/869) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesinin cevabı: Bakanlığımıza bağlı
1.142 kütüphaneye yıllar içerisinde devir, hibe, bağış,
değerleme ve satın alma yoluyla koleksiyona dâhil edilmiş
bulunan FETÖ/PDY, Fetullah Gülen ve müstear isimlerine ait yayınlar ile
ilgili kanun hükmünde kararnameler kapsamında kapatılan
yayınevlerine ait olduğu tespit edilen yayınlar ivedi olarak okuyucu
hizmetlerinden çekilmiştir. Kütüphanelerimizde mevcut olan ve okuyucu
hizmetinden çekilip tahkikat süreci devam eden yayın sayısı
şu an itibarıyla 139.141dir. Bunlar farklı farklı
yayınlar değil, mükerrer adetler olarak söylüyorum.
Bakanlığımızca
kütüphanelerimizde okuyucularının kullanımına sunulmak
üzere yayınlar Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayın Seçme
Yönetmeliği kapsamında Yayın Seçme Kurulu kararıyla
satın alma yöntemiyle ve bunun yanı sıra şahıs veya
özel kurumlardan hibe, devir ve benzeri yollarla 1982-2014 yılları
arasında alım işlemleri gerçekleştirilmiştir. 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında doğrudan temin
yoluyla kitap alımları da yapılmıştır.
Bunlar bu döneme
ilişkin, bendenizin Bakanlığa geldikten sonra sorulan
sorulardır. Geçen dönemden kalma soruların da ne kadarını
cevaplandıracağım bilemiyorum. Soruların cevapları
burada, onları da vakit elverdiği ölçüde sizlerle
paylaşacağım.
Niğde Milletvekilimiz
Ömer Fethi Gürerin (6/518) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
cevabı: Söz konusu alanda Bakanlığımızda yürütülen bir
çalışma bulunmamaktadır. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden
akademisyenlerin söz konusu bölgeyle ilgili kazı ve araştırma
talepleri olduğu takdirde Bakanlığımızca gerekli
değerlendirmeler yapılacaktır. Arkeoloji, sanat tarihi veya
antropoloji dallarında bir üniversite veya yüksekokulun öğretim üyesi
ya da bu konuyla ilgili bir bilimsel kuruluşun mensubu olan bilim
adamlarınca bölgede bilimsel yüzey araştırması ya da
kazı talebinde bulunulması durumunda Bakanlığımızca
gerekli değerlendirmeler yapılmaktadır.
Sayın
Gürerin (6/519) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademisyenlerin söz konusu bölgeyle
ilgili kazı araştırma talepleri olduğu takdirde
Bakanlığımız gerekli değerlendirmeleri
yapmaktadır.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Altunhisarla ilgili söylüyorsunuz değil
mi Sayın Bakanım?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Evet, aynı şeyi söylüyoruz. Burada
da aynı şey geçerlidir yani ilgili talep, üniversitelerden hocalar ya
da bilimsel araştırma kurumlarından talep geldiği takdirde
Bakanlığımız bunu değerlendirecektir.
Yine Sayın Gürerin
(6/520) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde
Müzesi Müdürlüğü kayıtlarında Kelenia ya da Kileni olarak
bilinen tarihî kent kalıntılarıyla ilgili bir bilgi
bulunmamaktadır. Niğde Müzesi Müdürlüğü uzmanlarınca en
kısa sürede bu yerlerle ilgili tespit çalışması
yapılacaktır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Benim kitaptan okuyabilirler Sayın Bakanım.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Niğde genelinde bulunan ve 2863
sayılı Yasa kapsamında korunması gerekli taşınmaz
kültür varlığı olarak değerlendirilip tescillenen
taşınmazlara ait güvenlik ve denetim, bölge karakol
komutanlıkları, yerel yönetimler ve Niğde Müze Müdürlüğü
iş birliğiyle yapılmaktadır. Söz konusu alanlarda meydana
gelen kültür varlığı kaçakçılığı veya kaçak
kazı olaylarına ilişkin hazırlanan detaylı ve
fotoğraflı raporlar, eserlerin akıbeti, şahıslar
hakkında yapılan adli işlemler Bakanlığımızca
takip edilmektedir.
Sayın Gürerin (6/521)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Söz konusu
mağaralar 9/12/2010 tarih ve 2758 sayılı Kararla birinci
derecede arkeolojik sit alanı içerisine alınmıştır.
Karamahmutlu köyünde bulunan kaya mezarları, kilisesi ve kaya oyma
yerleşim alanları, Karamahmutlu köyü sınırları
içerisinde, köyün yaklaşık 250-300 metre kuzeyindeki Çakıl
Tepenin kuzey ve kuzeybatı yamaçları boyunca uzanmaktadır. Bu
alan Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun
ilgili tarih ve sayılı kararıyla tescil edilerek koruma
altına alınmıştır. Niğde Müzesi Müdürlüğü
bilgisi dâhilinde bilinen ve halk tarafından kullanılan kaya oyma
mekân bulunmamaktadır. Karamahmutlu köyüyle ilgili olarak, 2 ilgili
araştırmacı tarafından 1994 ve 1997 yılları
arasında yapılan ve 2000 yılında basılan iki ciltlik
Tyana adlı yayının birinci cildinde araştırmada elde
edilen sonuçlarla ilgili bilgilere yer verilmiştir. Roma ve Bizans
dönemine ait yerleşimlerdir bu yerleşimler. Barınma ve savunma
amaçlı yapılan yapıların içerisinde dinî amaçlı kilise
de vardır.
Değerli milletvekilleri,
yine, Sayın Gürerin (6/522) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
cevabı: Ülkemizde 2015 yılında gerçekleştirilen, Bakanlar
Kurulu kararıyla yapılan Türk kazı sayısı 120,
yabancı kazı sayısı ise 36dır. İller ve illerde
kaç kazının olduğuyla ilgili detaylara burada müsaadenizle
geçelim.
Ege Bölgesindeki Efes
kazılarıdır. Efesteki ilk arkeolojik kazılara British
Museum adına J. T. Wood tarafından 1869 yılında
başlanmıştır. Woodun ünlü Artemis
Tapınağını bulmaya yönelik bu çalışmalarına
1904 yılında Hogarth devam etmiştir. Bugün de
çalışmalarını sürdüren Avusturyalıların Efesteki
kazıları ilk olarak 1895 yılında Bendorf tarafından
başlatılmıştır. Avusturya Arkeoloji Enstitüsünün
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları sırasında kesintiye
uğrayan çalışmaları 1954 yılından sonra
aralıksız devam etmiştir. Efeste
Başkanlığımız ve Avusturya Arkeoloji Enstitüsü
adına kazılar sürdürülmüş, restorasyon ve düzenleme
çalışmaları da devam etmektedir.
Yabancı bilim
adamlarınca yapılan kazılarla ilgili de burada çok detaylı
bir tablo var, bunun da müsaade ederseniz sadece rakamını söyleyeyim:
36 kazı yabancılar tarafından şu anda Türkiyenin farklı
yerlerinde devam ettirilmektedir.
Yine, belediyelerin
sponsorluğunda devam eden kazılar var. Bunlar da Adanadan,
Muğladan, Mersinden, İzmirden çok sayıda belediyenin ortaya
koymuş olduğu sponsorluklar çerçevesinde kazılar devam
etmektedir.
Sayın Gürerin (6/523)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ilinde 2634
sayılı Turizmi Teşvik Kanunu uyarınca ilan edilen bir
turizm merkezi bulunmamakta olup Ulukışla ilçesi Bolkar
Dağları üzerinde bulunan Meydan Yaylası mevkisinde telesiyej
hattı ve kayak tesisi kurulmasına ilişkin
Bakanlığımız 2016 yılı yatırım
programı çerçevesinde yürütülen bir çalışma mevcuttur.
Yine Gürerin (6/524) esas
numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Bölgede
Bakanlığımızın izinleriyle Profesör Erhan
Bıçakçı, Yardımcı Doçent Doktor Semra Balcı Başkanlığında
yürütülen Niğde ili tarih öncesi yüzey araştırmaları ile
Niğde Üniversitesinden Doçent Doktor Mehmet Ekiz
Başkanlığınca yürütülen Niğde ili ve ilçeleri yüzey
araştırmaları bulunmaktadır. Niğde Valiliği
İl Kültür Müdürlüğü 2015-2019 stratejik planında da belirtilen
yıllarda Niğde ili sınırları içerisindeki tescilsiz
taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları, ilgili tespitler
tamamlanarak bunların tesciliyle ilgili dosyalar Nevşehir Kültür Varlıklarını
Koruma Bölge Kuruluna gönderilecektir. Tespit ve tescil işlemleri
tamamlandıktan sonra arkeoloji, sanat tarihi veya antropoloji
dallarında bir üniversite yüksekokulunun öğretim üyesi ya da bu
konuyla ilgili bir bilimsel kuruluşun mensubu olan bilim adamlarınca
bölgede bilimsel kazı ve araştırma taleplerinde bulunulması
durumunda Bakanlığımız konuyu değerlendirecek ve
gerekli izinleri verecektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yine Sayın Gürerin (6/525) esas
numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili merkez
Yaylayolu Hasan Paşa Konağı olarak bilinen yapıya
ilişkin tescil kaydı bulunmamaktadır. Konu kapsamında
Bakanlığımız koordinasyonunda tespit
çalışmaları yapılacaktır. 2863 sayılı Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12nci maddesinde Özel
hukuka tabi gerçek ve tüzelkişilerin mülkiyetinde bulunan korunması
gerekli kültür ve tabiat varlıklarının; korunması,
bakım ve onarımı için Kültür ve Turizm
Bakanlığınca ayni, nakdi ve teknik yardım
yapılır. hükmü yer almaktadır. Bu kapsamda hazırlanan
taşınmaz kültür varlıklarına yardım sağlanmasına
ilişkin yönetmelik gereğince gerçek ve tüzel kişilerin
mülkiyetinde bulunan taşınmaz kültür varlıklarının
rölöve restorasyon projelerinin hazırlanması ve
onarımlarının yapılması için
Bakanlığımızca maddi destek sağlanmaktadır. Bahse
konu taşınmaz, kültür varlığı olarak tescil
edildiği takdirde, mülk sahiplerince proje yardımı için
yapılan yönetmeliğin 8inci maddesinde, uygulama yardımı
içinse 9uncu maddesinde belirlenen belgelerle Niğde Valiliği İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğü aracılığıyla
Bakanlığımıza yapılan yardım talebinin iletilmesi
hâlinde önümüzdeki yıllarda proje veya uygulama yardımı
sağlanması mümkün olabilecektir.
Sayın Gürerin (6/526)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili merkez
ilçe Ballı köyünde bulunan Ballı Kilisesinin mülkiyeti Maliye
hazinesine ait olup Bakanlığımıza tahsisi
bulunmamaktadır. Niğde ilinde Bakanlığımıza
bağlı Niğde Müzesi ile Gümüşler Manastırı ve
Yeraltı Şehri hâlen ziyarete açık olup Aya Vasilios Kilisesinin
Bakanlığımıza bağlı bir müze olarak düzenlenmesi
şu aşamada planlanmamaktadır. Söz konusu yapıyla ilgili
Bakanlığımızca yürütülen herhangi bir çalışma
bulunmamaktadır.
Yine Sayın Gürerin
(6/527) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Söz konusu yer
altı mekânlarıyla ilgili bilimsel bir araştırma
yapılmamıştır. Arkeoloji, sanat tarihi veya antropoloji
dallarında bir üniversiteden ya da ilgili kuruluşlardan talep
olduğu takdirde bilimsel kazı ve araştırmalar talebi izin
prosedürü tamamlanarak yerine getirilebilecek,
Bakanlığımızca bu konudaki izinler verilecektir.
Yine, benzer bir soru geldi,
bunu geçiyorum.
Sayın Gürerin (6/529)
sayılı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Millî Kütüphane
Konuşan Kitaplık Görme Engelliler Merkezinde üyelerimiz için düzenli
olarak seslendirmeye gelen 80 gönüllü okuyucumuz bulunmaktadır.
Bakanlığımız bünyesinde bulunan Konuşan Kitaplık
Görme Engelliler Merkezinde kitaplar, gönüllü okurlar
aracılığıyla görme engelli üyelerin talepleri
doğrultusunda profesyonel formatta oluşturulmuş toplam 11
seslendirme kabininde seslendirilmektedir. Görme engelliler için İstanbul
Beyazıt Devlet Kütüphanesinde 6, İstanbul Bakırköy Rıfat
Ilgaz İlçe Halk Kütüphanesi ve Antalya Tekelioğlu İl Halk
Kütüphanesindeyse birer adet seslendirme stüdyosu bulunmakta olup yine
seslendirmeler gönüllü okuyucular tarafından gerçekleştirilmektedir.
En çok hangi gönüllü
okurumuzun dinlendiğine, en çok hangi okurumuzun kitap okuduğuna
ilişkin istatistik, gönüllü okurlarımızı yıl sonunda
bir araya getirmeye çalıştığımız
toplantılarda açıklanmaktadır. Ayrıca, düzenli olarak web
sayfamızda en çok dinlenen kitaplara ilişkin istatistikleri de
yayınlıyoruz.
Tüm gönüllü
okurlarımıza verdikleri emekleri dolayısıyla plaket
verilmektedir, bunun yanı sıra
Bakanlığımızın ya da
Başkanlığımızın yayınları kendilerine
dağıtılmaktadır.
Ayrıca, üyelerimizin
sınavlarda elde ettikleri başarılar, mail ya da telefonla gelen
teşekkür mesajları gönüllü okurlarımıza iletilmektedir.
Belirtilen kütüphanelerde gönüllü okuyuculara çeşitli ödüller ayrıca
verilmektedir.
Sayın Gürerin (6/530)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Bakanlığımızca, 2014 yılında 5.045 çeşit
kitaptan 1 milyon 185 bin 200 adet, 2015 yılında 5.421 çeşit
kitaptan 1 milyon 220 bin 889 adet satın alınmıştır.
Bakanlığımızca satın alınmasına karar
verilen kitap listeleri Bakanlığımızın internet
sayfasında yayınlanmaktadır.
2014-2015 yılları
arasında, Bakanlığın Yayın Seçme Kurulu kararı
doğrultusunda satın alınmasına karar verilen süreli
yayın ve CDler ekteki listede sunulmuştur, onlar da ek olarak size
takdim edilecektir.
Sayın Gürerin (6/531)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili
sınırları içerisinde, Bakanlığımız
kayıtlarına göre 145 adet sit alanı, 366 adet taşınmaz
kültür varlığı bulunmaktadır. Taşınmaz kültür
varlıklarına ilişkin restitüsyon projeleri, Yüksek Kurulun
ilgili tarih ve sayılı ilke kararı doğrultusunda Koruma
Kurulunda değerlendirilmektedir.
Söz konusu restitüsyon
projelerinin sayısına ilişkin bilgi ayrıntılı bir
arşiv taraması yapılmasını gerektirdiğinden, bu
cevabı sonra sizlerle paylaşacağız.
Taşınmazların
mülkiyetlerine ilişkin güncel bilginin ise Niğde Tapu
Müdürlüğünden istenilmesi hâlinde alınabileceğini ifade etmek
isterim.
2863 sayılı Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12nci maddesinde, özel
hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan korunması
gerekli kültür ve tabiat varlıklarının korunması,
bakım ve onarımı için Kültür ve Turizm
Bakanlığının ayni, nakdî ve teknik yardım yapması
hükmü vardır. Eğer ilgili süreçler tamamlanırsa her üç alanda da
Kültür Bakanlığı desteklerini sunuyor birçok projeye
sunduğu gibi. Bu kapsamda hazırlanan Taşınmaz Kültür
Varlıklarına Yardım Sağlanmasına Dair Yönetmelik de
rölöve, restorasyon projelerinin hazırlanması ve
onarımlarının yapılması konusunda destek oluyor.
Söz konusu yönetmelik
doğrultusunda, Niğde ilinde, 2012 yılında, merkez ilçe
Saray Mahallesi, 292 ada ve ilgili parselde Ali Coşkun adına
kayıtlı taşınmaza 15.049 lira proje yardımı
yapılmıştır. 2016 yılında, Niğde ilinde
yapılan herhangi bir başvuru bulunmamaktadır.
Niğde Milletvekili
Sayın Gürerin (6/532) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
cevabı: Niğdeyle ilgili bir tanıtım
çalışması Bakanlığımız faaliyet
programına alınmış olup bu çerçevede Türkiye Turizm
Stratejisindeki kavramsal eylem planı da göz önünde bulundurularak
çalışma planlanmaktadır.
Yine Sayın Gürerin
(6/533) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Bakanlığımızca her yıl gerçekleştirilen
planlı halk kültürü alan araştırmaları kapsamında,
Niğde ili, ilçeleri ve köylerinde 1982, 1992 ve 2012 yıllarında
yapılan çalışmalarda halıcılığa ilişkin
10 adet ses kaydı, 100 adet slayt, 75 adet fotoğraf, 5 adet
yazılı belgeden oluşan veriler, tasnifi yapılarak Halk
Kültürü Bilgi ve Belge Merkezimizde kayıt altına alınmış
ve bu alanda çalışmalar yapan araştırmacılara
sunulmuştur. Bakanlığımızca halı üretim
miktarına ilişkin istatistiki bilgi tutulmamaktadır.
Bakanlığımız bünyesinde açılan kurslar, ilgili tarih
ve sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak Türk Süsleme
Sanatları ve Geleneksel El Sanatları Yönetmeliği kapsamında
düzenlenmekte olup Niğde ilinden halıcılık kursu
açılmasına yönelik resmî bir talep olmadığından bu
alanda da bir kurs açılmamıştır.
Sayın Gürerin (6/534)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili merkez
ilçesi Dündarlı kasabası Tıras mevkisi yer altı şehrinde
Samanlık Keleri, Ayı Kelerine ilişkin herhangi bir tescil
kaydı bulunmamakta olup herhangi bir temizlik çalışması
veya bilimsel inceleme yapılmamıştır. Konu kapsamında
Bakanlığımız koordinasyonunda tespit
çalışmaları yapılacaktır. Söz konusu alanlarda
Niğde Müze Müdürlüğü uzmanlarınca yapılacak tespit
çalışması sonrasında 2863 sayılı Kanun
kapsamında kalan yerlerden olmaları hâlinde alanların tescili
için hazırlanan belgeler Nevşehir Kültür Varlıklarını
Koruma Bölge Kuruluna iletilecektir. Dündarlı Belediyesince Nevşehir
Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne
iletilmiş herhangi bir talep bulunmamaktadır, talep olması
hâlinde de bu, ilgili kurullara iletilecektir.
Sayın
Gürerin (6/535) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Niğde Değirmenli kasabasındaki Damlataş
Mağarasının turizm amaçlı incelenmesi ve
değerlendirilmesine ilişkin Bakanlığımıza
iletilmiş herhangi bir talep bulunmamaktadır. Ancak mağaraların
turizme açılmasına ilişkin Bakanlığımıza
iletilen talepler Bakanlığımızca aşağıdaki
kriterler çerçevesinde değerlendirilecektir.
Mağaranın
turizm açısından önem arz eden ve turizme hizmet veren yerleşim
merkezlerine yakın olması.
Mağaranın
sahip olduğu morfolojik ve diğer oluşum özelliklerinin
farklı ve ilgi çekici birtakım hususları
taşıması.
Doğal
etkenlerle oluşan mağaraların yanı sıra
insanların barınak, sığınak, ibadet yeri veya depolama
amacıyla yaptıkları, kazdıkları ve oydukları
yapay mağaralar da bulunmaktadır. Bu özellikteki
mağaraların arkeolojik ve kültürel değer taşıması,
mağaraya ulaşımın kolay olması ve rahat
sağlanabilmesi gibi kriterlerle de araştırmalar
yapılacaktır. Ayrıca, 645 sayılı Orman ve Su
İşleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameyle, uygulama yönetmeliği
uyarınca, mağaraların korunması, kullanımı ve
yönetimi hususunda yetkili birim Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü olup bu kapsamda ilgili genel müdürlüğün uygun görüşü
alınmaksızın hiçbir mağarada turizm, depolama, yarasa
gübresi alımı, arkeolojik kazı gibi faaliyetlerin
gerçekleştirilmemesi, mağaralar kiraya verilmeden ve kullanım
tahsisi yapmadan Orman ve Su İşleri Bakanlığı
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden uygun görüş
alınması, ilgili Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
giren mağaralara
ilişkin koruma, kullanma koşullarıyla ilgili kararlara
uyulması, sakınca bulunmaması hâlinde mağaranın içinde
gezi amaçlı yolların açılımına uygun bir yapı
olmasına ve bu kapsamda yapılacak düzenlemelerin ziyaretçilerin
güvenle gezebileceği standartları sunabilecek kapasitede ve durumda
olması, bu özellikleri taşıdığının
belirlenmesinden sonra, içinde mimari ve elektrifikasyon
uygulamalarının sağlanabileceği bir ortamın
oluşturulmasının ve bu işlemlerin mağara
doğasını bozmayacağının teknik raporlarla
kanıtlanmasının, bu doğrultuda hazırlanan mağara
ve elektrifikasyon projelerine ilişkin ilgili idareden yani turizm merkezi
sınırları içindeyse Kültür ve Turizm
Bakanlığından, belediye mücavir alanındaysa Belediye
Başkanlığından, belediye mücavir alanı
dışındaysa Çevre ve Şehircilik Bakanlığından
uygun görüşlerin alınması gerekmektedir.
Mağara ekolojisi açısından mağaranın ziyarete
açılmasının sakıncalı olması durumunda ise sadece
bilimsel amaçlı araştırmalar için mağaraya girilmesine izin
verilmektedir. Bu doğrultuda, mağaralara ilişkin yapılan
tespit ve iletilen taleplerin bu kriterlere uygunluğunun belirlenmesinden
sonra Bakanlığımız, bütçe imkânları dâhilinde,
mağaraların turizme kazandırılmasına yönelik mali
destekler vermektedir.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bu bilgi yetersiz Sayın Bakan
çünkü oranın tabelası bile var yolun üzerinde Damlataş
Değirmenli Mağarası diye, çalışma da
yapıldı, verilen bilgi yanlış, yanlış bilgi
vermişler.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) -
Sayın Fethi Gürerin (6/536) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
cevabı: Niğde ili Kiçiağaç köyünde bulunan tarihî
yapıların ve konakların korunması, gerekli
taşınmaz kültür varlığı özelliği gösteren
yapılar olup olmadığının belirlenmesi amacıyla
Bakanlığımız koordinasyonunda tespit
çalışmaları yapılacaktır. Bu soruyu da geçiyorum.
Çamardı Kilisesinin ve Uluağaç köyündeki
azınlıklardan kalan okulun restorasyonu hususunda
Bakanlığımızca yürütülen bir çalışma
bulunmamaktadır.
Sayın Fethi Gürerin (6/537) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin
cevabı: Gerekli incelemeler yapılmış olup söz konusu
taş, Niğde yöresinde bulanan, tarihî özelliği olmayan, yöresel
bir taş olarak konumlandırılmıştır.
Sayın Fethi Gürerin (6/538) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesinin cevabı: 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununun 10uncu maddesi kapsamında
Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde veya denetiminde bulunan
mazbut ve mülhak vakıflara ait taşınmaz kültür ve tabiat
varlıkları ile gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan cami,
türbe, kervansaray, medrese, han, hamam, mescit, zaviye, Mevlevihane,
çeşme ve benzeri kültür varlıklarının korunması ve
değerlendirilmesi koruma kurulu kararı alındıktan sonra
bilindiği gibi Vakıflar Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir.
Niğde ili Merkez ilçede
yer alan Sokullu Mehmet Paşa Bedesteni Gayrimenkul Eski Eserler ve
Anıtlar Yüksek Kurulunun ilgili tarih ve sayılı kararıyla
tescil edilmiştir. Şu anda kullanılmayan
taşınmazın mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne
aittir. Koruma Bölge Kurulunca onaylanmış her hangi bir onarım
projesi bulunmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Belediye tarafından kullanılıyor.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Vakıf eseri olması sebebiyle Kayseri
Vakıflar Bölge Müdürlüğünün yetki ve denetiminde olduğundan,
esere ilişkin öneri, kullanım talebi, Nevşehir Koruma Bölge
Kuruluna iletilmesi hâlinde konu değerlendirilecektir.
Rasih Özbek Konağı,
Konya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun ilgili
kararıyla taşınmaz kültür varlığı olarak tescil
edilmiştir. Özel mülkiyete ait olan konağa ilişkin röle,
restitüsyon ve restorasyon projeleri, Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun ilgili kararı
doğrultusunda, mülk sahibince hazırlanarak Nevşehir Koruma Bölge
Kurulunda görüşülmek üzere iletilmesi gerekmektedir. Kullanım
önerileri de projeler kapsamında değerlendirilecektir.
Yine, Resmî Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe giren taşınmaz kültür
varlıklarına yardım sağlanmasına dair yönetmelik
gereğince özel hukuka tabi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde
bulunan taşınmazların nasıl değerlendirileceğini
daha evvel ifade etmiştim. Bu doğrultuda, yönetmelik
doğrultusunda yardımlar yapılmaktadır.
Yine, ilgili yerlerde
isterseniz bunu da söyleyeyim- Niğde iline bu doğrultuda 2005-2015
yılları arasında 2 adet taşınmaza 26 milyon 59 bin
proje yardımı, 1 adet taşınmaza 45 milyon onarım
yardımı yapılmış. Bu kapsamda mülkiyet sahibi
tarafından bahsi geçen taşınmazla ilgili proje, proje
yardım talebi için anılan yönetmeliğin 8inci maddesinde yer
alan belgeler tamamlandıktan sonra değerlendirilecektir.
Sayın Ömer Fethi
Gürerin (6/539) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Alaaddin Tepesinde Arkeolog Mahmut Akok tarafından yapılan
sondajlarda tepenin kayalıkları üzerinde geç Hitit dönemi bir yerleşim
varlığı ile Bizans devri kışla ve
mağaraların, daha üstte ise Anadolu Selçuklu devri yapı ve
seramiğinin kalıntıları tespit edilmiştir. Söz konusu
dehlizlere yönelik Bakanlığımızca planlanan bir
çalışma bulunmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Keşke olsaydı Sayın Bakanım.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) E, imkânlar meselesi; şeye
alırız, imkânlar olursa olur.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Belediyeler yapsın, başka yerde belediyeler
yapıyor, Niğdede de yapsın.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ömer Fethi Gürerin (6/540) esas numaralı
Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ilinde
Bakanlığımıza bağlı Niğde Müzesi ile
Gümüşler Manastarı ve yer altı şehri hâlen ziyarete
açıktır ve Bakanlığımızca teknik, idari, mali ve
ilmî anlamda çağdaş müzecilik anlayışıyla
örtüşebilecek bir müze olgusunun yerine getirilebilmesinin hedeflenmesi ve
sınırlı düzeydeki kaynaklarımızın mevcut
müzelerimiz ile inşai faaliyeti başlamış bulunan yeni
müzelerin desteklenmesi yönünde kullanılmasına yönelik öncelik arz
ettiğinden Hakkı Eroğluna ait tarihî yapının Yazar
ve Şairler Kültür Müzesi adı altında
Bakanlığımıza bağlı bir müze olarak düzenlenmesi
şu aşamada planlanmamaktadır. Ancak yerel idarelerce -valilik,
kaymakamlık, belediye- özel müze açılabilmektedir. Bu kapsamda,
ilgili yasa ve yönetmelikler çerçevesinde bunlardan istifade edilebilir.
Sayın Gürerin (6/542)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Murtandı
Kalesinin restorasyonuna yönelik Bakanlığımız
tarafından yürütülen bir çalışma şu aşamada yoktur.
Bakanlığımız izinleriyle İstanbul Üniversitesinde
Yardımcı Doçent Sayın Semra Balcı ve Profesör Erhan
Bıçakçı tarafından bölgede yüzey araştırması
yapılmıştır. Murtandı Kalesinde Niğde Müzesi
uzmanlarınca 2016 yılında yüzey araştırması
yapılmıştır.
Yine, Gürerin (6/543) esas
numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili
Ulukışla ilçesi Darboğaz köyünde yer alan Sıdıran
Kalesi, Nevşehir Kültür Varlıklarını Koruma Bölge
Kurulunca, ilgili kararla, birinci derecede arkeolojik sit alanı olarak
tescil edilmiştir. Ayrıca, arkeoloji, sanat tarihi ve antropoloji
dallarında bulanan hocalardan herhangi bir şekilde bir heyet
oluşursa bu konuda Bakanlığımız gerekli
değerlendirmeleri yapacak, çalışmaları sürdürecektir.
Bakanlığımızca
tanıtıcı yayın olarak ülke genelinde ve yurt
dışına yönelik tanıtım çalışmalarında
altı dilde baskıları gerçekleştirilen İngilizce,
Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Rusça- Kapadokya
broşürümüzde Niğde iline de yer verilmiştir.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) İki satır.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın Gürerin (6/545) esas numaralı
Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili merkez ilçesi Ballı
köyünde bulunan Ballı köyü kilisesinin restorasyonu konusunda şu anda
bir çalışmamız yok. Kalkınma
Bakanlığının, 2016-2018 Dönemi Yatırım
Programı Hazırlama Rehberinde yer alan Zorunlu haller
dışında, yeni kültür merkezi projesi tekliflerinin, Kamu Eliyle
Yapılan Kültür Yatırımlarına Destek projesi kapsamında
yapılması esastır. ifadesi gereği, Kamu Eliyle
Yapılan Kültür Yatırımlarına Destek Projesi kapsamında
Bakanlığımızca, destek kriterlerinde belirtilen
hususların yerine getirilerek Bakanlığımıza müracaat edilmesi
durumunda ilgili yerle ilgili destek sağlanabilecektir.
Sayın Ömer Fethi
Gürerin (6/546) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Niğde merkez ilçe Eskisaray Mahallesi Sungurlu Camisi yanında
bulunan, tapuda ilgili yerlerde kayıtlı Prodromos Manastırı
- Rum Kilisesi olarak bilinen- kültür varlığı olarak
tescillenmiş olup mülkiyeti Niğde Belediyesi
Başkanlığına aittir. Şu aşamada yapıya
ilişkin bir müze yapılması planlanmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Hayır, onarımı var, onarılıyor, bitmek
üzere.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Bunlar bundan sonra tekrar gözden geçirilir
yani eğer gerekiyorsa müze hâline getirilebilir.
Niğde ili merkez
Sungurbey Camisi yanında 1861 yılında inşa edilmiş
olan Rum kilisesi içinde veya çevresinde herhangi bir bilimsel kazı
çalışması yapılmamıştır. Söz konusu
yapının Kapadokya bölgesi içerisinde kalması nedeniyle bu
bölgenin genel özelliği olarak kilise veya çevresinde yer altı kaya
oyma mekânlarının bulunması da kuvvetle tahmin edilmektedir.
Bahsi geçen yapı ve çevresinde araştırma, kazı ve sondaj
çalışması yapılmasına yönelik bir talepte
bulunulması hâlinde konu, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde
Bakanlığımızca değerlendirilecektir.
Sayın Gürerin (6/547)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili merkez
ilçesi Tepeköy köyünün güneydoğusunda, ortalama 3 kilometre
uzaklıkta, Roma ve Bizans dönemlerine ait bir yaşamın
olduğu görülen bir höyük yapısıdır. Tepeköy
sınırları içerisinde Höyük Müdürlüğümüz uzmanlarınca
tespit edilmiş, tescil işlemlerine yönelik çalışmalar
yapılmıştır. Nevşehir Kültür Varlıklarını
Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün ilgili kararıyla korunması
gerekli taşınmaz kültür varlıkları olarak da tescil
edilmiştir. İleride yapılacak kazı çalışması
sonrasında alanla ilgili arkeolojik projeler ilgili kurumlar
tarafından değerlendirilecektir.
Sayın Gürerin (6/550)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Yer altı su
kanallarının varlığı bilinmekte olup bunlarla ilgili
yapılan bilimsel bir araştırma ve yürütülen bir çalışma
şu anda bulunmamaktadır. Mülkiyet durumları göz önünde
bulundurularak önümüzdeki yıllarda bütçe çalışmalarında
değerlendirilecektir. Söz konusu su kanallarına ilişkin tescil
kaydı bulunmamakta olup konuyla alakalı,
Bakanlığımız kapsamında, Bakanlığımız
koordinasyonunda tespit çalışmaları yapılacaktır.
Ayrıca, Niğdenin tarihî
anıtları 2012 yılında UNESCO dünya tarihi geçici
mirası listemize kaydedilmiştir. Bakanlığımızca,
tanıtıcı yayın olarak ülke genelinde, yurt
dışındaki yayınlarda yine Niğdeye yer
verildiğini ifade etmek isterim.
Sayın Gürerin (6/551)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde il
sınırları içerisinde yer alan Osmanlı Dönemine ait cami
sayısı 16dır. Niğde il sınırları içerisinde
Osmanlı Dönemine ait kilise sayısı 13tür.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) 40ın üzerinde.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI NUMAN
KURTULMUŞ (Devamla) Bunların detaylarını...
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Bu da yanlış bilgi Sayın Bakan, 40...
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Burada var, isterseniz sonra bunları
teferruatlı olarak sizinle paylaşabiliriz.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Benim kitapta var 40 tanesinin resmi.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Ben size tescilli olanlarını
söylüyorum. Burada istediğiniz- varsa memnun oluruz, fazla çıkarsa
bu bizim, Türkiyenin kültürel değerini artırır, bundan da
memnun oluruz.
Sayın Gürerin (6/552)
esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Alaaddin Cami
vakıf eseri olduğundan Bakanlığımızda ilgili bir
bilgi ve belge bulunmamaktadır.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Gülen kadın yüzü var Sayın Bakanım, çok
ilginçtir.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) Sayın Gürerin (6/554) esas numaralı
Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Bakanlığımızın
izinleriyle bölgede Niğde Üniversitesinden Doçent Doktor Sayın Mehmet
Ekiz Başkanlığında yürütülen Niğde ili ve ilçeleri
yüzey çalışmaları Bakanlığımız
koordinasyonunda tespit çalışmaları çerçevesinde yürüyor.
Ayrıca, Niğde Valiliğinin 2015-2019 Stratejik Planında
belirtilen, Niğde ili sınırları içerisindeki tescilsiz
taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili tespitler de
tamamlanarak bunların tespiti için bölge koruma kuruluna gidecektir.
Ulukışlanın Cehri Dağı tepesinde bulunan Sansar
Höyüğünde Bakanlığımız izinleriyle
gerçekleştirilen bilimsel kazı çalışması sonucunda
edinilen bilgiler aşağıdadır: Sansartepe ve çevresine
yayılmış ören yerinde belirgin bir höyükleşme yoktur. Tepe
üstündeki düzlükler yerleşim yeri olarak
kullanılmıştır. Sansartepenin kuzeyindeki düz alanda ise
plan verecek tarzda taş duvar izleri görülmektedir. Bu alanda yoğun
olarak Roma Dönemi özelliği gösteren çanak çömlek parçaları da
bulunmaktadır. Sansartepenin güney yamacından başlayarak
güneydoğuya doğru uzanan, yerleşime olanak veren düzlük alanda
da plan verecek tarzda taş duvar izleri görülmektedir. Bu alanda
Kalkolitik Dönem özelliği gösteren çanak çömlek parçaları,
ağırşak ve ezgi taşlarının yanı sıra
Demir Çağı ve Roma Dönemi özelliği gösteren parçalara da
rastlanmıştır.
Müsaade ederseniz biraz
hızlı geçeyim çünkü
BÜLENT YENER
BEKTAŞOĞLU (Giresun) Sayın Bakan, arada bir yayla evlerine de
dokunun, Karadenizde ne var ne yok
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Vallahi Niğdeden Karadenize
çıkamadık yani Niğdedeyiz hep. Ömer Fethi Güreri de hakikaten
tebrik ediyorum yani Niğdeliler herhâlde sizinle gurur duyuyordur,
hakikaten burada 130 soru var, hepsini siz sormuşsunuz. Onun için, kusura
bakmayın, biz Karadenize gelemedik.
Ben, biraz böyle
hızlıca geçerek
Bir kısmını bunların size
yazılı olarak da iletiriz.
Sayın Gürerin yine
(6/568) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı: Niğde ili
Merkez ilçesi Hamamlı Mahallesinde bulunan, mülkiyeti hazineye ait ve
Bakanlığımıza tahsisli 2 pafta 88 no.lu parselde yer alan
kilise vasıflı taşınmaz Gayrimenkul Eski Eserler ve
Anıtlar Yüksek Kurulunun ilgili kararıyla korunması gereken
taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiş
olup şu aşamada bir müze olarak kullanılması
planlanmamaktadır.
Profesör Doktor Ebru
Parmanın Niğde Çevresi Araştırmaları -ilgili
dergide yayınlanmış- makalesinde zengin işlemeler anlatılmaktadır.
Ayrıca, Niğde Müzesi Müdürlüğünde Niğde ili kültür
envanterinde de anlatılmaktadır bu alan, ayrıca başka
yerlerde de yer alıyor dolayısıyla bu yapı da ortaya
çıkarılmış görünüyor.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Çok güzel bir yapı Sayın Bakan, orayı mutlaka
görün.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - İnşallah olur, inşallah
gezeriz.
BÜLENT YENER
BEKTAŞOĞLU (Giresun) Ömer soruları bitir de biz de
Karadenizden bahsedelim.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) - Vallahi, Karadenizden bir şey yok onu
söyleyeyim.
Evet, Sayın Fethi
Gürerin (6/569) esas numaralı Sözlü Soru Önergesinin cevabı:
Göbekli Tümülüsü, Adana-Kayseri kara yolunun Sazlıca kasabasına giden
yolun doğusundaki doğal tepe üzerinde yer almakta. Karagöbekli
Tümülüsü ise Göbekli Tümülüsün yaklaşık 2 kilometre
güneydoğusundadır. Söz konusu tümülüslerin korunması ve kaçak
kazıların engellenmesi için Niğde Valiliğince gerekli
güvenlik önlemlerinin alınması ve düzenli olarak kontrol
edilmelerinin sağlanması istenmiştir. Tümülüs irili ufaklı
moloz taşlar ve toprak dolguyla oluşturulmuştur. Tümülüsün
Niğde iline bakan kuzeybatı yönünde, hemen yanında verici
direkleri ve istasyonlar bulunmaktadır. Tümülüste daha önceki
yıllarda yapılan kaçak kazılar sonucu maalesef tahribatlar
vardır ancak genel yapısı iyi olup tepe üzerinde nirengi
noktası bulunmaktadır.
Karagöbekli Tümülüsü, Adana-
Kayseri kara yolu bölgesinde Göbekli Tepenin yaklaşık 2 kilometre
güneydoğusunda, sağlam bir yapı olduğu
anlaşılıyor. Bazı tahribatlar burada da olmuş ancak
tümülüsler Niğde kültür envanterinde yayımlanmıştır.
Gerekli şartları taşıyanlar süresi içerisinde
Bakanlığımıza kazı çalışması için müracaat
ettikleri takdirde Bakanlığımız ilgili birimleri
bunları değerlendirecek ve sonuçlandıracaktır.
Fethi Bey, müsaade ederseniz,
bunların hepsi sizin sorularınızın cevapları,
bunları yazılı olarak sizlere takdim ederiz, biraz da başka
arkadaşlarımızın sorduğu sorulara geçelim.
Antalya Milletvekilimiz
Sayın Çetin Osman Budak Beyin (6/121) esas numaralı Sözlü Soru
Önergesinin cevabı.
MEHMET MUŞ
(İstanbul) Ömer Beyin haricinde 3 tane soru var Sayın
Bakanım.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Devamla) 2016 yılı ve Ocak-Ağustos 2017
yılı Rusya Federasyonunda yürütülen tanıtım faaliyetlerini
sormuş Osman Bey.
Tanıtım
kampanyası olarak MITT Moskova 2017 Fuarı döneminde 1-31 Mart 2017
tarihleri arasında Moskovanın merkezî yerlerinde açık hava
tanıtım kampanyası yapılmıştır.
Yine aynı yıl
bazı turizm şirketlerimizle birlikte reklam kampanyaları
yapılmış, outdoor reklamlarında yer alınmış,
TV mecralarında birlikte reklam faaliyetleri
gerçekleştirilmiştir.
2016-2017 yılında
turizm fuarlarına katılım sağlamıştır. 2016
Leisure Turizm Fuarı Moskova'da 21-24 Eylülde yapılmış, CIS
Travel Market Uluslararası Seyahat ve Turizm Fuarı 13-15 Ekimde St.
Petersburgda yapılmış, yine Moskova Uluslararası Turizm
Fuarında yer alınmış, Moskova Uluslararası Seyahat ve
Turizm Fuarında yer alınmıştır. Bu anlamda Moskovada
ciddi bir şekilde turizm alanında faaliyetler, fuar ve
tanıtım faaliyetlerinde bulunulmuş. Özel etkinlikler
kapsamında, Bakanlığımız ve özel sektör iş
birliğinde 16-18 Haziran 2017 tarihlerinde Rusyanın başkenti
Moskovada sanat, kültür, turizm, gastronomi, alışveriş, spor
gibi alanlarda çeşitli etkinlikleri barındıran Türkiye Festivali
düzenlenmiştir. Moskovanın en ünlü parklarından birisi olan
Krasnaya Presnyada gerçekleştirilen festival Rus halkı
tarafından büyük ilgi görmüş ve üç gün süren festivali
yaklaşık 153 bin kişi ziyaret etmiştir. Festival, Türk ve
Rus basınında geniş ölçüde yer almıştır. Festival
boyunca Antalya, İzmir ve Nevşehir başta olmak üzere birçok
destinasyonumuzun tanıtımı yapılmış, gastronomiden
Türk sanatlarına, Karagöz-Hacivat oyunlarından mehteran bölüğü
konserine değin uzanan çeşitli kültürel ve sanatsal faaliyetler
gerçekleştirilmiştir. Ünlü Rus ve Türk sanatçılarının
çeşitli gösterilerle sahne aldığı festivalde özellikle Türk
perküsyon ustası Hamdi Akatay tarafından sergilenen özel darbuka
şovu binlerce Rus tarafından ilgiyle izlenmiştir. Söz konusu bu
festival basında yer almıştır.
Festival süresince
gerçekleştirilen etkinlikler: Topkapı, 15 Temmuz Şehitler
Köprüsü maketleri ve Kapadokya, Bodrum Kalesi, Hadrianus
Kapısının kumdan heykellerine, Kapadokya balonu ve
İstanbul tramvayına yer verilmiştir. Cam üfleme, ebru, seramik
gibi Türk el sanatları gösterileri düzenlenmiştir. Golf ve
yelkencilik gibi konseptli ürünler sunulmuştur. Osmanlı
kıyafetleri sergisi ve defilesi yapılmıştır. Halk
dansları gösterileri, mehteran takımı gösterisi, çeşitli
müzik dinletileri gerçekleştirilmiştir. Türk mutfağından
örnekler sergilenmiştir. Karagöz-Hacivat gösterisi
yapılmış, çocuklarla Türk yöresel interaktif oyunları
oynanmıştır. Alanya, İstanbul, Kapadokya gibi
destinasyonların çadırları kurulmuş ve mini kapalı
çarşıda alışveriş imkânları sunulmuştur.
Yağlı güreş temsilleri de yapılmıştır.
İdil Biret konseri: 15
Temmuz 2017de Rusyanın Tambov kentinde konser vermek için Moskovaya
gelen ünlü piyanistimiz İdil Biretin katılımlarıyla,
Moskovanın önde gelen kültür adamları ve kanaat önderlerine yönelik
olarak 12 Temmuz 2017de konser düzenlenmiştir.
Moskova Kültür ve
Tanıtma Müşavirliğimizce 2017 yılının sonuna
kadar gerçekleştirilmesi planlanan etkinlikler:
Dünyaca ünlü flüt
sanatçımız Şefika Kutluerle Rus orkestrası
eşliğinde bir konser gerçekleştirilmesi. Moskovada uygun bir
sanat galerisinde resim sergisinin gerçekleştirilmesi. 2018 yılı
içerisinde ise mart ayında, Moskovanın prestijli bir kapalı
mekânında özel Türkiye fuarı düzenlenmesi, fuar esnasında
geleneksel Türk musikisi, halk oyunları, ebru, kaligrafi ve mümkün
olduğu takdirde cam üfleme sanatı gibi etkinliklerle
tanıtım faaliyetlerinin sürdürülmesi. 2018 Haziran ayında, National
Geographic dergisiyle birlikte Kızıl Meydan yanındaki yaya yolu
üzerinde kültürel ve turistik yönlerimizi gösterecek Bilinmeyen Türkiye
isimli bir fotoğraf sergisinin açılması. 2018 Ekim ayında,
oldukça beğeni toplayan Türkiye Festivalinin ikincisinin planlanması.
Ülkemizin Rusya Federasyonuyla
turizm ilişkisi 1990lı yılların başıyla
başlamış ve Türk özel sektörünün yatırımlarıyla
Rusya Federasyonundan turist gelişleri özellikle Antalya ilimize
gerçekleşmiştir. Bu durum Rusya vatandaşlarının tatil
alışkanlığının gelişmesiyle birlikte sayısal
anlamda da yıllar içerisinde artış göstermiştir. Rusya
Federasyonunda ilk turizm acente ve tur operatörleri de Türk
girişimcilerinin öncülüğünde kurulmaya başlanmış ve
2000li yıllarla birlikte Rusyadan ülkemize gelen turist
sayıları artmıştır.
2014 yılı sonu
itibarıyla 4,5 milyon Rus turist rakamına ulaşıldı.
Maalesef 2015 yılındaki Rus uçağının düşürülmesi
olayından sonra bu sayıda ciddi bir şekilde azalış
oldu. 2016 yılında rakam 866.256ya kadar düştü. Ama çok
şükür bu yıl itibarıyla yeniden rakamlarda yükseliş ortaya
çıktı. Ümit ediyorum ki sadece Rus turistlerinin yeniden gelmesi
değil Türkiyede turizm sektörünün yeniden 2014 rakamlarına
yükselmesi inşallah 2019 yılı sonu itibarıyla gerçekleşecektir.
Türkiye-Rusya arasındaki
ilişkilerin normalleşmesi yolunda ilk olarak Dışişleri
Bakanlığı heyetince yapılan
İsterseniz bunların
teferruatına girmeyeyim ama çok şükür aradaki
sıkıntıların aşıldığını
görüyoruz. Turizm alanında da tekrar, ciddi bir şekilde
yükselişe geçtiğimizi hepiniz -rakamları da- biliyorsunuz.
Ayrıca, bu süre
içerisinde Turizm Acil Eylem Planı ve bu eylem planındaki bazı
maddeler 2017 yılına kadar güncellenerek sektörümüzün yararına
sunulmuştur. Bunun yanı sıra, sektöre sağlanan istihdam destekleri
ve kruvaziyer turizmine yönelik destekler hâlen devam eden
çalışmalarımızdır.
Eylem planında yer alan
maddeler ile diğer destekler başlıklar hâlinde
aşağıda gösterilmektedir.
Türkiyeye gelen turist A
grubu seyahat acentelerine uçuş başına destek verilmesi;
Türkiyeye turist getiren A grubu seyahat acentelerine Kredi Garanti Fonu
teminatıyla kredi kullanımına imkân sağlanması;
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından
Karşılıklar Yönetmeliği uygulamasına ilişkin
kurul kararı alınması; Kültür ve Turizm
Bakanlığından belgeli deniz turizmi tesislerinin Ekonomi
Bakanlığının teşviklerinden
yararlandırılması; Kültür ve Turizm Bakanlığından
belgeli konaklama ve deniz turizmi tesislerinin ihracatçı
sayılması, bu da önemli bir teşvik; Kültür ve Turizm
Bakanlığından belgeli konaklama tesislerinden alınan
ecrimisil bedellerinin 2016 yılı ödemelerinin ertelenmesi ve 3
eşit taksitle ödenmesi; Kültür ve Turizm Bakanlığından
tahsisli konaklama tesislerinden alınan kira bedellerinin 2016 yılındaki
ödemelerinin tehir edilmesi ve 3 eşit takside bölünmesi; turizm sektörüne
yönelik istihdam paketlerinin desteklenmesi; kruvaziyer gemiyle turist getiren
A grubu seyahat acentelerine destek sağlanması hakkındaki
gelişmeler bu sektörde hakikaten sektörün yeniden uçabilmesi için alınan
önemli tedbirlerdir.
Bakanlığımızın
görev, yetki ve sorumluluk kapsamında hem 2016 hem de 2017
yılında ülke turizminin canlanması, pazarlanması ve cazip
hâle getirilmesine yönelik tur operatörleriyle birlikte reklam, yurt dışından
önemli konukların ülkemizde ağırlanması, turizm
fuarlarına katılım sağlanarak ülkemizin
tanıtımına yönelik faaliyetler gerçekleştirilmiştir.
Ana pazarlarda yaşanan
düşüş ve ülkemizin yakın coğrafyasında sürmekte olan
savaş durumu nedeniyle kırılgan bir yapı arz eden ve önemli
oranda düşüşler kaydettiğimiz Avrupa pazarında tematik
tanıtımlara ağırlık verilerek düşüşün önüne
geçilmeye çalışılmıştır. Böylelikle 2017
yılının ilk sekiz ayı sonunda ülkemize gelen Avrupalı
turist sayısı bir önceki yıla göre kayda değer oranda
artmıştır.
Burada, müsaade ederseniz,
şunu da söylemek isterim. Evet, bu 2016 bizim için turizm
açısından kötü bir yıldı. Avrupalı turistlerin ve
özellikle Avrupada ortaya çıkan Türkiye karşıtı bazı
ön yargıların çok ciddi bir şekilde taban bulması sonunda
turizm sektöründe de ciddi daralmalar yaşadık. Bunu ortadan
kaldırmak için hem Avrupa pazarlarında, o bildiğimiz geleneksel
pazarlarda ciddi bir tanıtım faaliyetini, etkinliğini
sürdüreceğiz. Ama özellikle önümüzdeki dönemde iki alanda stratejimizi
yoğunlaştırıyoruz. Bunlardan birisi yeni pazarlara
açılmak gereğidir. Türkiye'nin yeni pazarları, yeni
kapıları tıklaması lazım. Özellikle dört ülkenin Çin,
Hindistan, Güney Kore ve Japonyanın Türkiye turizmi bakımından
çok önemli ülkeler olduğunun altını çizmek isterim. Bu dört
ülkenin yaklaşık nüfusu dünya nüfusunun yarısı ediyor.
Ayrıca bu dört ülkede de son derece genç, dinamik, yeni bir orta
sınıf var, zengin bir orta sınıf var. Bu orta
sınıfların ilgisinin Türkiye'ye doğru yöneltilmesi
bakımından, tabiri caizse, tam manasıyla bir seferberlik
hâlindeyiz. Önümüzdeki yıl, 2018 yılı Çinde Türkiye
yılı olacak. Bununla ilgili olarak Çinde yaklaşık 50
etkinlik düzenliyoruz ve Çinin bütün ilgisini yoğunlaştırmak
için gayret ediyoruz. Aynı şekilde Hindistan, Güney Kore ve
Japonyayla ilgili de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bir başka alanda, tabii,
Türkiye'nin ürün çeşitlendirmesine de gitmesi gerekiyor, pazar
çeşitlendirmesinin yanında. İkinci önemli strateji olarak bunu
gündemimize almış durumdayız. Sadece deniz turizmi, sadece güneşlenme
değil, çok geniş bir coğrafya, çok büyük imkânları olan bir
ülkeyiz. Dağ turizmi, sağlık turizmi, spor turizmi, inanç
turizmi gibi çeşitli alanlardaki turizm ürünlerimizi
çeşitlendirebiliriz. Ayrıca, bölge ülkelerimizle ortak paketler
oluşturarak, bu ortak paketler üzerinden de ürünlerimizi
zenginleştirme imkânımızın olduğunu görüyoruz.
Sadece
bir örnek vereyim bizim kültürel zenginliğimiz bakımından:
Geçtiğimiz günlerde Burdur Gölhisar Kibyra antik kentinde bir senfoni
orkestrası dinletisi oldu. Herhâlde dünyada bu kadar zengin başka bir
ülke yoktur. Kent Roma döneminden, Helenistik dönemden kalmış,
Anadolunun en eski antik kentlerinden birisi. Sadece 11 bin oturma kapasiteli
bir hipodromu olan bir antik kent. Bir kısmı çok şükür ortaya
çıkarılmış vaziyette, bir kısmının
kazıları devam ediyor. Senfoni orkestrası ve senfoni
orkestrasının icra ettiği şey Anadolunun sesi türküler
dinletisi. Ankarada görev yapan büyükelçileri, medya mensubu arkadaşlarımızı
götürdük; herkesin hayran kaldığı bir konser, hep beraber
izledik. Şunu ifade etmek istiyorum: Antik bir amfiteatrın üstünde,
senfoni orkestrası formunda Anadolu ezgileri gibi bir otantik ezgileri
dinletebilecek başka bir kültürün yeryüzünde olduğunu zannetmiyorum.
Dolayısıyla, bu kültürel zenginliğimizi de turizmin önemli bir
gücü olarak kullanacağız ve özellikle Türkiyeye karşı
oluşturulmaya çalışılan bu kara propagandanın da
aşılması için hem kültür alanındaki hem turizm
alanındaki zenginliğimizi yumuşak gücümüzün önemli bir unsuru
olarak kullanacağız.
Burada
yine Fethi Beyin soruları var ama müsaade ederseniz onları da
yazılı olarak size ifade edelim. Ayrıca, Milletvekili Sayın
Ali Özcana ait (6/148); yine Fethi Gürere ait (6/158), (6/199), (6/236),
(6/237), (6/238), (6/395)e kadar; yine Altan Tana ait (6/314), (6/382),
(6/384), (6/389) ve (6/399) esas numaralı soru önergelerine 4/10/2016
tarih ve 175446 sayılı 15/11/2016 tarih ve 203372 sayılı ve
29/11/2016 tarih 212781 sayılı yazılarımızla yazılı
olarak cevap verilmiştir. (6/895) numaralı sözlü soru önergesi ise
henüz işlemdedir.
Ben, müsaade ederseniz,
burada sözlerimi toparlayayım. Hakikaten samimiyetle söylüyorum, Ömer
Fethi Beye çok teşekkür ediyorum. Yani, böyle bir ilin bütün kültür ve
turizm varlıklarını ortaya getirecek soru önergelerini sormuş
olması bizi de Bakanlığımızı da
çalıştırıyor. Ben bu bakımdan olumlu
katkıları dolayısıyla teşekkür ediyorum.
İnşallah, Niğdeye burada Yapamadık. dediğimiz
şeyleri yapabilecek imkânımız olur. Burada -yine bir dost
meclisi samimiyeti içerisinde söyleyeyim- inşallah, Kültür ve Turizm
Bakanlığına bütçeden çok fazla kaynak ayırabildiğimiz
dönemler gelir, el birliğiyle o kadar güçlü, büyük bir Türkiye hep beraber
oluştururuz ve o zaman da bugün maalesef benim de söylerken çok
hazzetmediğim, Henüz o işi yapamadık. dediğimiz
işleri de en kısa zamanda yapmamız mümkün olur.
Hepinize sevgi ve
saygılar sunuyorum, Meclisimizin çalışmalarında
başarılar diliyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Gürer, bir söz
talebiniz var ama yetmedi mi sorular?
Buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Bakan, öncelikle çok teşekkür ediyorum.
Niğde ili gerçekten
unutulmuş ama antik kalıntıları çok olan, kültür ve tarih
derinliği çok önemli bir ilimiz. Torosların Anadoluya açılan
geliş gidiş kapısı. 130 köyümüzün hepsinde tarih, kültür,
bilgi, folklor, hepsi var. Ne yazık ki yeterince ilgili bulmuyor, bu
yüzden turizmden çok az pay alıyor. Nevşehir yanımızda, Nevşehire
3,5 milyon turist geliyor, Niğdeye 100 binlerde geliyor. Bu
bağlamda, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bölgede
yapacağı çalışmaları önemsiyorum.
Ayrıca iki konuyu da
belirtmekte fayda görüyorum. Bölgedeki belediyelerin de bilimsel kazılarda
üniversiteyle iş birliği yaparak yer alması gerektiğinin
önemine inanıyorum. Çünkü, define avcıları talan ediyor bölgeyi.
Bu konuda verdiğiniz cevaplar için de teşekkür ediyorum.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI
NUMAN KURTULMUŞ (Ordu) Peki, çok teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
19.39
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP
ÜYELER: Mücahit DURMUŞOĞLU (Osmaniye), Özcan PURÇU (İzmir)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 5inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
Alınan karar
gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan
İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam
ediyoruz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı (1/850) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 491) (X)
BAŞKAN Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
5/10/2017 tarihli 4üncü
Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen 491 sıra sayılı Kanun Tasarısının
1inci bölümünde yer alan 10uncu madde kabul edilmişti.
Şimdi 11inci maddeden
görüşmelere devam ediyorum.
11inci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına
göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 491
sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Yıldırım Mahmut
Toğrul Bedia
Özgökçe Ertan
Muş Gaziantep Van
Saadet
Becerekli Behçet
Yıldırım
Batman Adıyaman
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI ABDULHAMİT
GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım.
Buyurun Sayın
Yıldırım. (HDP sıralarından alkışlar)
AHMET YILDIRIM (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; söz konusu 491 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 11inci maddesi iş akdi feshedilen
işçilerin arabuluculuğuyla ilgili itiraz süresini düzenleyen bir
madde. Ama eğer müsaadeniz olursa hazır Sayın
Bakanımız buradayken neredeyse seçilmişlerin
atanmışlara kurban edildiği ve Parlamentonun üçüncü büyük
partisinin eş genel başkanının deyim yerindeyse yetkisinin,
seçilmişlik yetkisinin gasbıyla ilgili bugün değindiğim
konunun devamını getirmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Bakan,
sizden bir önceki bakanımız Anayasa Mahkemesinin
Bakanlığınızdan tutuklu vekillerle ilgili istemiş
olduğu görüşe binaen şunu söylüyor: Milletvekili olmaktan
kaynaklanan tüm hakları devam etmektedir. Ve devamında Yasama
faaliyetlerine katılımının engellenmesinde herhangi bir hak
kaybı yoktur." diyor. Bu ne anlama gelir? Yasama faaliyetine
katılmasında herhangi bir hak kaybı yoksa buradaki Genel Kurul
faaliyetlerine, grup toplantılarına, komisyon
toplantılarına bu Parlamentonun üyelerinin tamamının
katılmasını içerir. Ancak, bugüne kadar, bizim
arkadaşlarımız tutuklandıktan sonra şu Meclis 107
birleşim yapmış, 614 oturum, 291 kanun geçmiş, 22 grup
toplantısı yapmışız, bunlara
katılamamış. Hak kaybı nasıl olmaz, bunu anlamakta
güçlük çekiyoruz. Buradan bakıldığında Adalet
Bakanlığınızın Anayasa Mahkemesine göndermiş
olduğu görüş açıkçası Anayasa Mahkemesini yanıltmakta
veya toplumun zekâsıyla alay etmektedir. Hak kaybı nasıl olmaz?
Yasama faaliyetlerine katılımla ilgili hak kaybı nasıl
olmaz?
Yine, Sayın Bakan, bugün
Meclis Başkanlığına -bugün itibarıyla, bugünkü
tarihle- eş genel başkanımız bu durumla, bu hususla
alakalı bir dilekçe verdi. Ve açıkça, söz konusu durumun, Anayasanın
7nci, 80inci ve 95inci maddelerinin ihlal edildiğini, bu üç madde
açısından Anayasanın çiğnenmesinin, Meclis
Başkanlığı tarafından bu ihlalin
geliştirildiğini ve Bakanlığınızın da
bildirilen görüşle buna açıkçası sahiplik
yaptığını, zemin sunduğu ifade etmek isterim çünkü
Anayasanın Yasama yetkisi başlıklı 7nci maddesi Yasama
yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki
hiç kimseye devredilemez. der. Bu Parlamentonun üyelerinin yetkilerini
kullanırken yürütme ya da yargı tarafından bu yetkilerinin
derdest edilmesi anayasal bir suçtur Anayasanın 7nci maddesine göre.
Yine
Sayın Bakan, 95inci maddede denir ki: Türkiye Büyük Millet Meclisi,
çalışmalarını, kendi yaptığı İçtüzük
hükümlerine göre yürütür. Yani Genel Kurul, grup toplantıları,
komisyon çalışmalarında şu Meclisin anayasası İç
Tüzüktür. Bunu yürütme ya da siyasallaştırmış olduğu
yargı gasbedemez. Buna göre de Meclis
Başkanlığının susarak ve iktidarın da
siyasallaştırdığı yargı marifetiyle bu
Anayasanın 95inci maddesini çiğneyerek suç işlediğini
ifade etmek isterim.
Yine
Anayasanın 80inci maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti
temsil ederler. der. Yani Türkiye milletvekili sıfatıyla
çalışırlar.
Bütün
bunlar göz önünde bulundurulduğunda gerçekten izaha muhtaç bir konu
vardır ki bakanlığınızın -siz bakanlığa
gelmeden önce- Anayasa Mahkemesine göndermiş olduğu görüşte
belirtmiş olduğu: Milletvekili olmaktan kaynaklanan tüm hakları
devam etmektedir ve yasama faaliyetlerine katılımının
engellenmesinde herhangi bir hak kaybı yoktur.
Basit bir şey
söylüyorum: Meclis Başkanlığı günlük gündemleri bütün
milletvekillerine bildirmek zorundayken cezaevindeki milletvekillerine bu
gündem bildirilmiyor. Bu bile başlı başına Anayasanın
ve İç Tüzükün ihlali anlamına gelmektedir ki bu garabetin bu ülkenin
ve bu Meclisin üzerinden kaldırılması için gerekli çabanın
gösterilmesi gerektiği hususunu Meclisin bilgisine sunuyorum.
Teşekkür ederim. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısının 11inci maddesinde
öngörülen değişikliğin aşağıdaki şekilde
düzeltilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 11- 22/5/2003 tarihli
ve 4857 sayılı İş Kanununun 20 nci maddesinin birinci ve
üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"İş
sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği
ya da gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası
ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe
iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca
arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya
varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği
tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir.
Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş
mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya
başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle
davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ
edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden
itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.
"Dava ivedilikle
sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf
yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve
kesin olarak karar verir.
Necati
Yılmaz Mehmet
Gökdağ Yakup
Akkaya
Ankara Gaziantep İstanbul
Zeynel
Emre Namık
Havutça Kemal
Zeybek
İstanbul Balıkesir Samsun
Gülay
Yedekci Kazım
Arslan Bülent
Öz
İstanbul Denizli Çanakkale
Mahmut
Tanal
İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI ABDULHAMİT
GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya konuşacaktır.
Buyurun Sayın Akkaya.
(CHP sıralarından alkışlar)
YAKUP AKKAYA (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan
önce, iki yıl önce bugün Ankarada 103 barış gönüllüsü
katledildi, terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Hak, hukuk, adalet
sloganlarıyla barış, dostluk, kardeşlik isterken katledilen
bütün terör mağdurlarını bir kez daha saygıyla
selamlıyorum, saygıyla anıyorum onları.
Değerli arkadaşlar,
görüştüğümüz, üzerinde konuştuğumuz madde iş akdi
sonlandırılmış işçinin hakkını aramak için
mahkemeye gitmeden önce ara bulucuya gitmesi önerisidir. Bu doğru bir
yaklaşım değildir. Diyorsunuz ki: Ey işçi, sen
işveren tarafından işten atıldın ama hakkını
hukukunu aramak için mahkemeye gitme, önce ara bulucuya git. Bu, adil
değildir. Niçin adil değildir? Zorunlu ara buluculuk taraf eşitsizliğinin
en açık görüldüğü iş hukukunun özüne de aykırıdır
değerli arkadaşlar. Yani şöyle ki: Birisi diğerine göre
ekonomik ve sosyal olarak üstündür; burada üstün olan taraf işverendir,
işçi burada mağdurdur ve ara buluculuk konusunda elbette ki üstün
olan taraf hakkını daha kolay alma konusunda mağdur olan
tarafı etki altına alabilecektir yani bir baskı aracına
döndürülebilecektir bu süreç.
Bu durumda ortaya şu
sonuç çıkmaktadır: Yani Sonuç adil midir, değil midir? diye
Değerli arkadaşlar, ara buluculuğun özü bir
pazarlıktır. Doğal olarak pazarlık yani bir işçinin
alacağının, ücretinin bir pazarlık konusu
yapılması benimsenmeli midir? Sizin anlayışınızla
işçinin emeğinin, alın terinin, haklarının
pazarlık konusu yapılmasında bir sakınca yok. Zorunlu ara
buluculuk
Buradan bir kez daha söylüyorum: AKPde bu işi
hazırlayanlar derslerini de iyi çalışmamışlar çünkü
Anayasa Mahkemesinin bu konuda vermiş olduğu bir karar var. 9/10/2005
tarihinde vermiş olduğu kararda İşçinin iradesi dışı
zorlayıcı sözleşme hükmü ve dolayısıyla
zorunluluğu Anayasaya aykırıdır. demektedir. Yani burada
her zaman AKPnin yaptığı gibi, toplumsal tarafların
görüşlerine değer vermeden bu yasa tasarısı
hazırlanıyor. Kimdir buradaki toplumsal taraflar? Elbette ki sendikalardır.
Türkiye'de 3 tane işçi sendikaları konfederasyonu var ve hiçbir
sendika bu tasarıya onay vermiyor. Nasıl olur da sendikalar
işçinin lehine bir yasa tasarısına karşı
çıkarlar? diye düşünebilir misiniz? Çünkü bu getirilen düzenleme
işçinin lehine değildir. Önerilen sistem sorunları
çözmeyeceği gibi daha da karmaşık hâle getirecektir.
Şimdi size soruyorum
buradan: Örneğin, bir taşeron işçi işten
çıkartıldığında, mahkemeye hak aramak için
gittiğinde karşısında kimi bulacaktır? Yani bir A
belediyesinden çıkartıldı, belediye başkanı mı,
yoksa taşeron işçinin patronu mu olacaktır? Yani bu düzenlemeyle
muvazaayı bile ortadan kaldırıyorsunuz. Aynı soruyu
kiralık işçilik için de söyleyebilirim. Yani orada da kiralayan
işveren mi masaya oturacak, yoksa işçi simsarları mı masaya
oturacak?
Bir başka soru, daha
ciddi bir soru: İşe iadelerde ara buluculuğun buradaki görevi ne
olacak, ne anlayacak? Yani bir işçi işten
çıkartılmış, işten çıkartan, işçi onun
karşısında muhatap, ara bulucu var, ara bulucu işvereni ilk
kez görüyor ve diyor ki işverene: Hadi, sen bunu işe al. Yani bu,
eşyanın tabiatına aykırı olan bir olay. Yani burada
AKPnin getirmiş olduğu bu sistem bana göre çok sürpriz değil
çünkü on beş yılda yaptıklarına
baktığımız zaman, Allah rızası için tek bir kez,
bir madde işçinin lehine yapılan bir düzenleme yok. Bunun ispatı
da şudur: Bakın, AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın bir işveren toplantısında -onun
ağzından söylüyorum- söylediği şu: Biz göreve
geldiğimizde Türkiyede OHAL vardı ama bütün fabrikalar grev tehdidi
altındaydı, hatırlayın o günleri. Ama şimdi grev
tehdidi olan yere biz OHALden istifade ederek anında müdahale ediyoruz,
grevleri erteliyoruz. Yani işte bu anlayışla işçinin
hakkının korunmadığı ortada. Yasanın gerekçesinde
-örnek almışlar doğru örnek diye- diyorlar ki: İtalyada da,
Avrupada da bu örneklerden var. Gene, AKPnin bu yasayı hazırlayan
milletvekilleri, uzmanları yanlış örnek almışlar.
Doğrudur, 2010 yılına kadar İtalyada zorunlu ara buluculuk
vardı ama 2010 yılında İtalyada bir yasa
değişikliğiyle zorunlu ara buluculuk kaldırıldı.
Gerekçesi de mahkemelerin iş yükünü azaltmadığı yönündeydi.
Değerli milletvekilleri,
burada yapılması gereken, işçiyi, emekçiyi
düşünüyorsanız bu yasa tasarısını çekin.
İşçinin, emekçinin hakkını hukukunu gasbedecek
çalışmalardan uzak durun diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
11inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
12nci
madde üzerinde ikisi aynı mahiyette olmak üzere üç adet önerge
vardır. İlk okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir,
önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 491 sıra sayılı Kanun Tasarısının 12nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ahmet
Yıldırım Mahmut
Toğrul Bedia
Özgökçe Ertan
Muş
Gaziantep Van
Saadet
Becerekli Behçet
Yıldırım Ayşe
Acar Başaran
Batman Adıyaman Batman
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
İsmail
Faruk Aksu Zühal
Topcu Deniz
Depboylu
İstanbul Ankara Aydın
Mustafa
Mit Baki
Şimşek Ruhi
Ersoy
Ankara Mersin Osmaniye
Erhan
Usta Arzu
Erdem
Samsun İstanbul
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önerge üzerinde söz isteyen Batman Milletvekili
Ayşe Acar Başaran.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
AYŞE
ACAR BAŞARAN (Batman) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de sözlerime başlamadan önce -bugün 10 Ekim- 10
Ekimde hayatını kaybedenlerin hepsini saygı ve minnetle
anıyorum. Bugün kendilerine yaşatılanlara söylenecek sözümüzü
zaten Mithat Hocam söyledi, sadece, onun söylediklerinin altına imza
atıyoruz. Bugün bu ülkede maalesef insanların yas hakkı elinden
alınıyor ama artık bu uygulamalara
şaşırmıyoruz, bu ülke cenazenin mezardan
çıkarıldığını gördü, zaten orası da sözün
tükendiği yerdi.
Değerli
arkadaşlar, ben de bu İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı
üzerinde söz almış bulunuyorum. Baştan en sonda
söyleyeceğimi söyleyerek başlayayım: Bu kanunun
tamamının geri çekilmesi gerekiyor, her defasında söylüyoruz.
Nedenini sorarsanız, evet, Sayın Bakan da bilir, hukuk fakültelerinde
iş kanunu okutulurken ilk söylenen şey Kanunlar işçi lehine
uygulanır. ilkesidir. Bu çok bilinen bir ilkedir ve mutlak geçerli bir
ilke olarak kabul edilir ama biz bugün burada, Mecliste işçilerin
nasıl daha fazla sömürüleceğini ya da nasıl sömürüleceğini
konuşuyoruz çünkü bakarsanız bir ara buluculuk sistemi getiriliyor,
zorunlu bir ara buluculuk sistemi getiriliyor ve bu ara buluculuk sistemiyle
işçiyi bir şekilde işverenin bütün tekliflerini kabule
zorlayacak bir sistemin şu anda kabulü ya da geçirilmesi üzerine
konuşuyoruz.
Değerli
arkadaşlar, bu da bizi şaşırtmıyor çünkü AKP
iktidarının on yedi yıllık politikalarına
bakalım, tamamı aslında aynı mahiyette yani iktidara
geldiği gün ilk sözleriyle şu anda bizi, ülkeyi getirdiği durum
arasındaki büyük makası çok net olarak görüyoruz. Bu, hem işçi
hakları açısından böyleydi hem de insan hakları
açısından böyle. Hazır yine Sayın Bakan buradayken
Çünkü
sıfır işkence, işkenceye sıfır toleransla
başlayan AKP iktidarı bugün ülkeyi sokak ortasında
insanların çıplak vaziyette soyularak işkenceye maruz
bırakıldığı bir ülke hâline getirdi. İşçiler
konusunda da aynı gelişmelerin olduğunu görüyoruz.
2012den
bu yana 18.400 işçi, bakın 18.400 işçi -yani bu büyüklükte, bu
nüfusta dünyada ülkelerin olduğunu biliyoruz- iş cinayetlerinde
hayatını kaybetmiş.
Bugün
Türkiyede yaklaşık 2 milyon taşeron işçi var ve AKP ilk
iktidara geldiğinden bugüne kadar her defasında aynı cümleleri
tekrarlıyor: Taşeron işçilere kadro sözü
Taşeron
işçilere kadro sözü
Zaten
15 Temmuzdan sonra bir OHAL ilan edildi, devlete karşı ilan edilen
OHALin, ilan edildiğinden bugüne işçilere karşı
kullanıldığını görüyoruz çünkü AKP Genel
Başkanı çıkıp bir konuşmasında bunu çok net
söyledi: Eskiden işçiler çıkıp istedikleri zaman grev
yapabiliyorlardı ama Allahın bir lütfu ki biz OHAL ilan ettik, kanun
hükmünde kararname çıkardık, işçiler artık grev
yapamıyor. Yani biz, eskiden mazlumlardan yanaydık, şimdi
güçlülerin yanındayız, güçlülere güç veriyoruz, mazlumları daha
çok eziyoruz diyor, bunun başka bir açıklaması yoktur
işçiler açısından.
Birkaç
gün önce Tarım Bakanı bir açıklama yaptı, gerçekten
şok edici bir açıklamaydı, çünkü şunu söylüyordu: Suriyeli
işçiler şu anda ucuz iş gücü olarak kullanılıyor.
Meali buydu ve tam da şu cümleyi söyledi: İsteseler bile ülkeden
gitmelerine izin vermeyiz.
Hayır,
Türkiye Cumhuriyeti kölelik sistemine mi geçti? Eğer ona geçtiysek bunu
burada konuşalım: Biz kölelik sistemine geçtik, insanları ucuz
iş gücü olarak kullanıyoruz. İnsanların, işçilerin
hayatını her defasında tehlikeye atıyoruz. Zaten
işçilerin hayatını kaybetmesinin Türkiye'de haber değeri
bile yok. Çünkü işçiler hayatını kaybettiğinde gazetelerin
manşetleri şu şekilde oluyor: Bir iş makinası göçük
altında kaldı. İşte, bu, Türkiye'nin gerçekliğidir.
Dediğim
gibi, eğer bir kölelik sistemine geçtiysek, eğer işçilerin kendi
iradeleri yoksa, buyurun, açıklayın. İşte,
getirdiğiniz bu sistem de tam bunun önünü açan bir sistem. Diyorsunuz ki:
Ey işverenler, siz zaten bütün güce sahipsiniz, parasal güce sahipsiniz,
belli bir nüfuzunuz var. Ama eğer sizin karşınızda bir
işçi ufacık sesini yükseltirse biz arkanızdayız.
Mazlumların yanındayken, işte, bugün, dediğim gibi, Biz
daha çok güçlünün yanında, daha çok zalimin yanında, daha çok mazlumu
ezmek için varız. diyorsunuz. Ee, bu yolda devam edin, en nihayetinde
yine kazananlar mazlumlar olacak diyorum.
Teşekkür
ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Osmaniye Milletvekili
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkanım, bir söz talebim
vardı yerimden.
BAŞKAN
Sayın Muş, söz talebiniz mi oldu?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Evet, pek kısa söz talebim var.
BAŞKAN
Buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
30.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Batman Milletvekili Ayşe
Acar Başaranın 491 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 12nci maddesiyle ilgili önerge üzerine
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Genel
Başkanımız iktidara ilk geldiğimiz günden itibaren
çalışanlar konusunda önemli düzenlemelere imza atmış bir
partinin Genel Başkanıdır. İşçinin hakkını
alın teri soğumadan ödeyiniz. Böyle bir anlayışla hep
meseleye yaklaştık. Burada, sanki, Genel
Başkanımızın, işçinin hakkını yok sayan,
onların hakkını baltalayan, onların hakkını
almasını engellediği gibi bir söylemin, bir çabanın
içerisinde olduğu gibi bir ifade kullanıldı, bunu kabul
etmiyoruz. Anlayışımız, her zaman işçinin hak
ettiğini almasını en uygun şekilde sağlamaktır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Yıldırım
Sayın
Ersoy, sizi beklettik, kusura bakmayın.
Buyurun.
31.-
Muş Milletvekili Ahmet Yıldırımın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
AHMET
YILDIRIM (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi,
sayın hatibimiz herhangi bir yorum yapmamıştır,
Cumhurbaşkanının bir işveren örgütünde
yaptığı konuşmadan alıntı
yapmıştır. Bu rahatsızlık veya alıp başka
yere çekme
İşverenlere şunu demedi mi? İlan
ettiğimiz OHAL sayesinde bu ülkede size karşı grev
yapılmıyor işte. Size karşı yürütülecek bir grev
hakkını biz OHAL sayesinde yasaklayabiliyoruz. Bunun herhangi bir
değerlendirme, yoruma açık bir tarafı yok ki. Sayın hatibimiz
de kalkmış bunu söylemiştir.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ya, siz fikirlerinizi ifade edin, biz fikirlerimizi
ifade edelim.
AHMET
YILDIRIM (Muş) Anlamakta güçlük çekiyoruz.
Ve
OHAL, doğrudur, birileri tarafından Allahın lütfu olarak
kullanılıyor, kullanılmaya devam ediliyor emekçilere
karşı, yoksul halk kesimlerine karşı.
Teşekkürler.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) OHAL teröristlere karşı
kullanılıyor.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyoruz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-
İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı (1/850) ve Adalet Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 491) (Devam)
BAŞKAN
Sayın Ersoy, buyurun, aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde
söz sizde şimdi. (MHP sıralarından alkışlar)
RUHİ
ERSOY (Osmaniye) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
İşin
işverenle arasındaki münasebetin, hukukunun düzenlenmesi için
öncelikle bir işin olması gerekiyor, ekmeğin üretilmesi,
büyütülmesi gerekiyor.
Öncelikli
olarak, biz, elbette ki iş ve işçi arasındaki, üreten ile
tüketen arasındaki, emekçi ile sermaye arasındaki hukukun
düzenlenmesindeki yasal konularda prensip olarak aracılık kurumunu
destekliyoruz, desteklediğimiz bu aracılık kurumunun yanı
sıra da yargı yolunun açık olmasını istiyoruz. Parti
grubu olarak temel görüşlerimiz bu ama ben, bu süre içerisindeki
değerlendirmelerimde ekmeğin büyütülmesi, istihdamın
genişletilmesi hususunda geçici tedbirlerden çok, genel anlamda üretim
ekonomisini teşvik eden, emek ve alın terinin kutsaliyeti üzerinden
yürüyen bir ekonomik programın
kanaatimizce bu memlekette daha sağlıklı sonuçlar
vereceğidir.
İşin
ve ekmeğin kutsallığını hesaba
kattığımızda aklımıza şu geliyor: İnsan
sadece üreten bir varlık mıdır? Yoksa insan değerleriyle
birlikte yaşayan bir varlık mıdır? Bunun ikisinin
arasında tercih yapmak zorunda olmadığımızı
Rahmetli Peyami Safa Ekmek ve ideal bir arada olur. diyor, İnsandan
ideali çıkarırsan da geride çamur kalır. diyor Ahmet Arvasi.
Bütün bunları toparladığımızda, sefaletin de asaleti
öldürmemesi adına, büyük Türk milletinin asil evlatlarının
sefalete düşmemesi adına da istihdamın genişletilmesi
gerekiyor. Devlet elinden geleni yapmaya çalışıyor olabilir ama
bu konularda daha da dikkatli olması ve ekmeği büyütmesi hususunda da
üreten ekonomi programına geçmesi gerekiyor.
Bu
değerlendirmelerin akabinde parti grubumuza gelen bazı problemleri,
parti grubumuzdaki bazı sayın milletvekilleri tarafından soru
önergesi olarak Hükûmete verilmiş birkaç problemi kürsüde de dillendirmek
istiyorum.
Bunlardan
bir tanesi, PTT alımlarında PTTnin 1.750 kişiye kazandı
ibaresiyle tebligatta bulunması ama arkasından
Danıştayın yürütmeyi durdurmasından sonra bu
vatandaşlara Ne yapalım, olmadı, hadi kapıya
İstanbul Milletvekilimiz Sayın İzzet Ulvi Yönter Bey Bu ne
olacak? diye Ulaştırma Bakanlığına soru önergesi
verdi. Bununla ilgili cevabın bir an önce verilmesi
Cevabın ne
olduğunun verilmesinden çok, bu 1.750 PTT çalışanının
kazandıkları hakları verildiği hâlde yürütmenin
durdurulması probleminin bir an önce aşılmasını ve bu
insanlara bu güzel haberlerin verilmesini, boğazlarında
düğümlenen bu ekmeklerini bir an önce bir yudum suyla rahatlıkla
geçirmelerini Hükûmetten talep ediyoruz.
Bir
başka husus yine grubumuza gelen problemlerden bir tanesi.
Sağlık Bakanlığının 12.500 sağlık
personeli alması söz konusu. Bununla ilgili gerekli sınavlar
yapılıyor. 9.267 kişi göreve başlıyor. Allah bu ekmeği
veren ve büyüten Türk devletine zeval vermesin. Bizim insanımız
devletiyle, milletiyle barışıktır, maaşını
aldıktan sonra Allaha şükreder Allah devlete, millete zeval
vermesin. der. Bu kültürün sürekliliği çok önemlidir. İşte bu
12.500 sağlık personelinin arasında 3.233 gencimiz şu an
herhangi bir işlem yapılmaksızın bekletiliyor. Gerekçesi
her ne ise bunun izah edilmesi gerekiyor, güvenlik soruşturması
mı, bilinmeyen başka şeyler mi, yoksa sıra mı?
Ben
buradan Hükûmeti bir konuda eleştirmek istiyorum. Eleştirdiğim
konu, kamu diplomasisini sağlıklı yapamıyorsunuz Sayın
Bakanım. Haklı olduğunuz ve pek çok konuda millete hizmet
ettiğiniz alanda milletle kurabileceğiniz münasebetlerde,
aşamalar hakkında bilgiler vererek sağlıklı bir
iletişim stratejisi yönetilemediği için vatandaş bilgiye
erişimde sorun yaşıyor, kendisiyle ilgili bilgiye erişimde
sorun yaşıyor, yaptığınız iyi işlerin bile
yerine ulaşması bu nedenle gecikiyor.
Şimdi
iki tane somut örneği verdik. Hükûmet sözcüsünün, parti sözcüsünün, her
kimse ilgili bakanlığın çıkıp bunların
gerekçesini tek tek vatandaşa anlatmasını bekliyoruz ve çözümü
varsa da çözümünü bekliyoruz.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
12nci
madde üzerindeki son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısının 12nci
maddesinde öngörülen değişikliğin aşağıdaki
şekilde düzeltilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE
12 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine üçüncü ve mevcut
beşinci fıkralarından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
Mahkeme
ya da özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat ile üçüncü
fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, kararın kesinleştiği
tarihteki ücreti esas alarak parasal olarak belirler.
Arabuluculuk
faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe
başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde; a)
İşe başlatma tarihini,
b)
Üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakların parasal miktarını,
c)
İşçinin işe başlatılmaması durumunda ikinci
fıkrada düzenlenen tazminatın parasal miktarını,
belirlemeleri
zorunludur. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış
sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir. İşçinin
kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde
fesih geçerli hâle gelir ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile
sorumlu olur.
Necati
Yılmaz Mehmet
Gökdağ Zeynel
Emre
Ankara Gaziantep İstanbul
Namık
Havutça Kemal
Zeybek Gülay
Yedekci
Balıkesir Samsun İstanbul
Kazım
Arslan Mahmut
Tanal Bülent
Öz
Denizli İstanbul Çanakkale
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağ.
Buyurun
Sayın Gökdağ. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
GÖKDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle, 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren bütün
canları saygıyla anıyorum. Türkiye tarihine, cumhuriyet tarihine
kara bir leke olarak geçen bu katliamın perde arkasındaki
ilişkilerin açığa çıkartılmasını diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, 12nci maddede yine bu kanunun özünde, ruhunda olduğu
gibi işçi aleyhine bir düzenleme var. Bu çerçeve tasarıda işe
iade davalarında mahkeme işçinin işe
başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat,
çalıştırılmadığı süre için dört aylık
ücret ve diğer hakları belirliyor mevcut düzenlemeyle.
Dolayısıyla bu parasal hakların hesaplanmasında
işçinin emsallerinin davanın kesinleştiği tarihte
aldıkları ücretler esas alınarak hesaplanıyordu.
Değerli
arkadaşlar, getirilen bu düzenlemeyle söz konusu tazminat, ücret ve
diğer hakların dava tarihindeki ücret esas alınarak belirlenmesi
hükmü getiriliyor. Örneğin, işe iade davasında taraflar ara
bulucu aşamasında anlaşamayıp mahkemeye giderse ve karar da
yıllar sonra kesinleşirse işçiler parasal haklarını
yıllar önceki ücreti üzerinden alacaklar; yine işçi aleyhine bir
düzenleme.
Değerli arkadaşlar, yasalar
yapılırken referanslar alınır ve gerekçelerinde de bu
referanslar belirtilir, gösterilir. Şimdi, bu kanun tasarısında
bu tasarıyı hazırlayanların gerekçe olarak gösterdiği
birkaç yasadan söz edeceğim, birkaç ülkeden söz edeceğim; bakın,
özellikle bu zorunlu ara buluculuk konusunda. Şimdi, bu
okuyacağım ülkeler tasarıda gerekçe olarak Hükûmetin
gösterdiği referanslar. Şimdi, İngilterede ara bulucuya
başvurulması bir dava şartı olarak öngörülmemiş
olmakla birlikte Fransada iş mahkemesine başvuru
yapıldıktan sonra uyuşmazlık ara bulucuya yönlendirilmekte,
Avusturyada iş hukukunda ara bulucuya başvurulması kural olarak
zorunlu olmamakla birlikte özendirilmekte, Hollandada ara buluculuğa
başvuru zorunluluğu olmamakla birlikte bir yöntem olarak işçi
açısından teşvik edilmekte.
Bakın, bunları gerekçe olarak siz
gösteriyorsunuz ve hiçbirinde de ara buluculuk zorunlu ve dava şartı
değil. Hele, bakın, İtalyada referans olarak şunu
göstermişsiniz, İtalyada diyor ki: Bankacılık, finans ve
sigortacılık, iş yeri kirası, kredi sözleşmeleri, kat
mülkiyeti, kamusal yollarla yapılan hakaret, aile arasındaki
sözleşmeler, tıbbi uygulama hatası ve doktorların
sorumluluğundan doğan tazminat, miras, ortak mülkiyet, gayrimenkul,
mal paylaşımı, kira sözleşmeleri bunların
tamamında ara buluculuk şart ama işçi haklarıyla ilgili,
iş davalarıyla ilgili ara buluculuk olayı isteğe
bağlı. Neden? Çünkü o bahsettiğim bütün o hukuk alanı özel
hukuk alanı. İş hukuku bir anlamda sosyal hukuk alanı,
İtalyada bunu ayırmışlar. Bütün hemen hemen her konuda ara
bulucular zorunlu getirilmiş ancak iş uyuşmazlıkları
yönünden ihtiyari getirilmiş.
Peki,
değerli arkadaşlar, bu kadar gözüne batıra batıra işçi
aleyhine bir düzenleme yapmanın ne gereği var? Bunu neden
yapıyorsunuz? Sadece işverenlerin isteğine dayalı iş
hukuku alanındaki bir düzelme iş yaşamında
barışı sağlayabilir mi?
Değerli
arkadaşlarım, gerçekten ivedilikle bunun tekrar çekilmesi, -her iki
tarafı da, işçiyi ve işvereni de- Komisyonda çalışma
yaşamında barış sağlayacak şekilde yeni bir
düzenlemenin yapılması şarttır.
Artık,
gözünüzü, kulağınızı işçiye, emekçiye verin derim,
hepinizi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
12nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
12nci
madde kabul edilmiştir.
Şimdi,
13üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 491 sıra sayılı Kanun Tasarısının 13üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ahmet
Yıldırım Mahmut
Toğrul Meral
Danış Beştaş
Muş Gaziantep Adana
Bedia
Özgökçe Ertan Saadet
Becerekli Behçet
Yıldırım
Van Batman Adıyaman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırım.
Buyurun
Sayın Yıldırım. (HDP sıralarından
alkışlar)
BEHÇET
YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konu adalet olunca ve 10 Ekim olunca
o 10 Ekim anmasını konuşmadan geçmek olmaz. Onun için
konuşmamı tamamen değiştirdim. Bugün sosyal medyada
paylaşılan, bir meslektaşımın duygularını,
olayın içerisinde olan bir arkadaşımın
duygularını kısaltarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
Üzerinden
belki iki yıl geçti ama 10 Ekim travması hepimizi derinden
sarstı. Kimimiz bu sarsıntının kısmen farkına
vardık ve durumu kavramaya, yaralarımızı sarmaya
çalışıyoruz.
Hâlâ
bugün gibi anımsıyorum, bombalar patladığında TTBnin
yani Türk Tabipleri Birliğinin kortejinde, patlamanın
yaklaşık 50 metre ilerisindeydim. Saat 10.04te, bombaların
patlamasından yaklaşık bir dakika sonra, ikinci bombanın
patladığı alandaydım ve son yaralıyı da hastaneye
taşıyıncaya kadar alanı terk etmedim. Yaklaşık 10
yaralıya müdahale etme şansım oldu. Bunlardan 3ünün
yaşamsal tehlikesi yoktu, özel araçlarla hastaneye gönderilmelerini
sağladım, ağır yaralılardan da sadece 2sini ambulansa
kadar yaşamda tutabildim.
Ağır
yaralılardan birine müdahale sırasında polis ortamı gaza
boğdu ve ben nefes almak için yaralıyı bırakıp
beş altı dakika gazın dağılmasını beklemek
üzere, gazın yoğun olmadığı bir bölgeye
sığındım. Döndüğümde hastaya doktor olmayan birileri
müdahale ediyorlardı ancak hasta ex olmuştu.
Bu
olayı üç gün boyunca ayrıntılı olarak kimseye
anlatamadım, yaklaşık bir ay boyunca da kâbuslarla bölünen
kısacık uykularım dışında başımı
yastığa koyamadım. Nefes alamadım, her uykuya
daldığımda gazdan nefes alamayacak durumda uyandım.
Uyandım ama rüyamda müdahale ettiğim hasta, gazdan boğulsam da
orada kalmamı, kendisine yardım etmemi istiyordu; kalamadım,
bırakıp gittim ve o öldü. Yapabildiğim tek şey, onun yolun
ortasında bulunan cansız bedenini kaldırımın
kenarına çekmek ve yüzünü örtmek oldu.
Üç
gün sonra psikiyatrist ve psikologlardan oluşan bir heyetle Ankaraya
giden 5 doktor arkadaş bir görüşme yaptık. Konuşma
sırası bana geldiğinde bombadan çok daha korkuncunun polisin
sıktığı gaz olduğunu anlatmaya çalıştım
ama ağlamaktan doğru dürüst cümle kuramadım. Hastamın
yardım isteyen yüzü aklımdan hiç çıkmıyordu, hele de
döndükten sonra yardımdan umudunu kesmiş bir şekilde sessiz
sedasız, nefessiz bir şekilde yatan cansız bedenini unutmak
mümkün değildi.
Patlamadan
iki dakika sonra yaklaşık 40 kişilik TTB heyeti ve
sayısını kestiremediğim çoklukta SES heyeti alanda tam bir
ekip hizmeti veriyorlardı. Kimisi triyaj yapmaya
çalışıyordu, kimisi kimin canlı, kimin ölü olduğunu
anlamaya çalışıyordu, kimisi hayati tehlikesi olmayan
yaralılara -ki bunların ya bacağı ya kolları
kırıktı ya da ölümcül olmayan yaraları vardı- tampon
ya da turnike yapıyordu, kimisi en ağır yaralılardan
başlayarak ambulanslarla hastaneye taşıma işlemini
yürütüyordu. Herkes oradaydı, herkesin sırtında TTB ve SES
önlükleri vardı. Bugün ölenlerin sayısı 102 olarak
dillendiriliyorsa, bunun 202 olmamasının tek nedeni alanda
yapılan ekip çalışmasıydı. 40 kişilik TTB
ekibinin, onlarca SES üyesinin ne yapacağını bilerek birlikte
yaptıkları müdahaleydi.
Müdahale
bittikten sonra gittiğimiz TTBde de hummalı bir çalışma
başlatılmış ve devletin 30 diye lanse ettiği ölü
sayısının 100 civarında olduğunu saat 15.00te TTB
isim isim çıkarmıştı. Ankaralı
sağlıkçılar hastanelerde yaralılara ve ölenlerin
yakınlarına sahip çıkma konusunda her türlü imkânı sonuna
dek kullanıyorlardı.
Kısaca,
barış için, emek, demokrasi ve özgürlükler için, insanların
ölmesinin önünü kesmek için türküler söyleyip halaylar çekmek için Ankaraya
giden on binlerce insanın ortasında patlatılan bombalar, bizleri
yıldırmaya, karanlığa hapsetmeye, umutsuzluğa
düşürmeye, birbirimizi eleştirmek, birbirimizi suçlamak için
gerekçeler üretmemize, ölümü gösterip sıtmaya razı olmamıza
yönelikti. Ancak biz, emek ve demokrasi güçleri, gerek sendikalarımızda
gerek meslek odalarımızda gerek siyasal
oluşumlarımızda bu süreci bıkmadan usanmadan
tartışmaya ve bu karanlıktan çıkış
yollarını aramaya, bulmaya ve bütün insanlığa kabul
ettirmeye yönelik bir mücadele programını önümüze koymak
zorundayız. Egemenlerin canlı bombaları, silahları,
tankları, tüfekleri varsa bizim de bu karanlıktan çıkmaya, özgür
ve demokratik bir Türkiyede birlikte yaşamaya yönelik
inancımız, umudumuz vardır, Kararmasın yeter ki sol
memenin altındaki cevahir. Bu sözleri söyleyen, bu duygularını
söyleyen, bunlara yardım eden doktor arkadaşım bu iktidar
tarafından ihraç edildi ve bugün anmaya giden doktor Behçet de bugün gaza
maruz kaldı. Ben şimdi buradan soruyorum: Bu mudur adaletiniz? Bu
mudur hukuk?
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısının 13üncü
maddesinde öngörülen değişikliğin aşağıdaki
şekilde düzeltilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde
13- 4857 sayılı Kanunun 91inci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İşçilerin
kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel
alacaklarına ilişkin başvuruları üzerine, iş
sözleşmesinin devam etmesi koşuluyla birinci fıkra hükmü
uyarınca işlem yapılabilir.
Necati
Yılmaz Mehmet
Gökdağ Zeynel
Emre
Ankara Gaziantep İstanbul
Namık
Havutça Kemal
Zeybek Gülay Yedekci
Balıkesir Samsun İstanbul
Kazım
Arslan Yakup
Akkaya
Denizli İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya.
Buyurun
Sayın Akkaya. (CHP sıralarından alkışlar)
YAKUP
AKKAYA (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii,
Adalet Komisyonu olduğu için Adalet Bakanı burada, aslında bu
yasa tamamen Çalışma Bakanlığını ilgilendiren bir
düzenleme. Onun için de Sayın Mehmet Muş biraz önce, Hükûmet yerine
kendisi Grup Başkan Vekili olarak, kuralları da hiçe sayarak burada
cevap verdi ama bilmediği bir şey var. Sonuçta da Sayın
Muşa sataştığımı şimdiden söylüyorum,
burada gelip cevap vermesini istiyorum -ben maddeyle ilgili konuşmama
bağlı kalmayacağım, onu hazırlamıştım-
çünkü konuşmasında, çıktı On beş yıldır
biz, Adalet ve Kalkınma Partisi, işçi lehine çok şeyler
yaptık. dedi.
UĞUR
AYDEMİR (Manisa) Yapmadı mı?
YAKUP
AKKAYA (Devamla) Yani Acaba, biz farklı bir ülkede mi
yaşıyoruz? diye böyle bir notlarımı gözden geçirdim ama
öyle değil.
Değerli
arkadaşlar, şuradan iddia ediyorum, AKP on beş yıldır
işçi lehine tek bir madde yapmamıştır, geçirmemiştir.
Bu konuşmamdan sonra Mehmet Muş buraya çıkar Şu maddeyi
geçirdik. der, burada siz de şahit olursunuz. Söyleyeyim: 2002de ilk
geldiklerinde ilk değiştirdikleri kanun İş Güvenliği
Yasası oldu. 10 kişi ve üzerinde çalışanlar yararlanıyordu,
30 kişi ve üzerinde çalışanlar olarak getirdiler. İki:
İş Kanununu değiştirdiler, esnek çalışmayı,
part-time çalışmayı işçilere dayattılar. Üç:
İşçileri mezarda emekliliğe sevk ettiler, emekli
yaşını 65e çıkarttılar. Dört: Bu süreç içinde grevleri
yasakladılar. Tam 13 tane grevi yasakladılar, işçinin, emekçinin
hakkını gasbettiler. İş cinayetleri katlanarak arttı.
Bu süreç içinde 19 bin işçi öldü. İş Sağlığı
ve Güvenliği Yasası çıkarttınız Avrupa normları
diye, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasını
çıktığı günden bugüne kadar ertelediniz; daha geçen sene
ertelediniz, yürürlük süresini ertelediniz işverenlerin istemi
doğrultusunda. Sadece bu beş ayda ölen işçi sayısı
734, ilk beş ayda, geri kalan ayları saymıyorum. Modern kölelik
olan kiralık işçilik kanununu çıkarttınız, işçi
simsarlığını yeniden hortlattınız. Kamuda ve özel
sektörde siz geldiğinizde yaklaşık 350 bin kişi vardı
-belediyeler de dâhil- taşeron çalışan işçi
sayısı 2 milyonu geçti, taşeron cumhuriyetine çevirdiniz.
İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kanununu -biraz
önce söyledim- ertelediniz.
Sayın
Adalet Bakanı, bir şeyi daha buradan söylemek istiyorum, hazır
buradasınız. Biliyorsunuz, 301 kişi Somada katledildi, öldü ve
o dava sürüyor ama trajikomik bir olay yaşandı ve dava
dosyasında hâkim görevden alındı, değiştirildi. Yeni
gelen hâkim o dosyaya tekrar bakacak, tekrar süreci uzatacak, bunu anlamakta
güçlük çekiyoruz. Davutpaşadaki havai fişek patlaması ve
OSTİMdeki kaçak tüp patlamasının davaları hâlâ devam
ediyor, bu süreç içinde devam ediyor.
Bakın,
12 Eylül cuntacıları bile 4.300 kişiyi işten
çıkartmıştı ama bu işten çıkartılan
işçilere dava yolu açıktı ama siz, bu 20 Temmuz OHAL
uygulamasından sonra aşağı yukarı 136 bin kişiyi
işten çıkarttınız ve dava yollarını
kapattınız. Bunların hepsi sizin zamanınızda oluyor.
İşçiler
için kurulmuş olan İşsizlik Sigorta Fonunu
yağmaladınız, işverenlere peşkeş çektiniz.
Zorunlu bireysel emeklilik adı altında işçilerden, emekçilerden
haraç toplanmasına rıza gösterdiniz. İşçilerin seksen
yıllık hakkı olan Kıdem Tazminatı Fonuna şimdi
göz diktiniz, en kısa süreç içinde de onu bu Meclise getirme konusunda
çalışmalarınızın olduğunu biliyoruz.
İşçinin
mahkemeye gitme hakkını işte bu yeni düzenlemeyle ortadan
kaldırıyorsunuz. Zorunlu ara buluculuk sistemini getirerek güçlü
işveren karşısında işçiyi mağdur bir duruma
sokacak bir düzenlemeye işverenlerin istediği doğrultuda yol
veriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi de işçinin
şikâyet etme hakkını elinden alıyorsunuz bu yasa
tasarısıyla, 13üncü maddeyle. Ey işçi, sen ancak
çalıştığın sürece işvereni şikâyet
edebilirsin, işten ayrıldığın süre içinde
işvereni şikâyet edemezsiniz. diyorsunuz. Bu çok doğru
değil değerli arkadaşlar. Çünkü işçi işten
ayrıldıktan sonra ancak şikâyet edebiliyor.
Çalışırken şikâyet ettiği zaman, iş
müfettişleri o fabrikaya geldiklerinde ilk işten
çıkartılacak işçi o olduğu için, işinden olma
korkusuyla, işverenin yapmış olduğu haksız uygulamaları
görmezden geliyor. 2011 yılında bu düzenlemeyi getirdiniz, çok iyi de
oldu. 2011den günümüze kadar sadece 125 bin şikâyet oldu. 125 bin
şikâyet Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından denetlendi ve birçok işten atılan işçi olsa bile
içeride çalışanlara fayda getirdi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAKUP
AKKAYA (Devamla) Onun için, bu düzenlemeyi de çekin.
Bir
de Sayın Muş, merak ediyoruz, Allah aşkına, AKP bu on
beş yılda şu işçi için ne yapmış, gelin,
eğer Başkan söz veriyorsa söz sizindir, anlatın.
Çok
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Başkan, bir şey söyleyeceğim, özür
dilerim.
BAŞKAN
Kabul etmeyenler...
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, lütfen devam edin, böyle bir
usul yok.
BAŞKAN
Önerge kabul edilmemiştir.
Buyurun
Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Şimdi, Değerli Başkanım,
Anayasamızın 36ncı maddesi uyarınca herkes meşru
yollarla, meşru vasıtalarla hak arama hürriyetine sahiptir. Yani,
burada 13üncü maddeye göre, uzlaşmaya gidilmişse biri dava edemez,
dava açamaz, herhangi bir merciye gidemez hükmü buna aykırı. Bu
açıdan, Meclis Başkan Vekili sıfatıyla, Meclis
Başkanını temsilen bunun Anayasaya
aykırılığını göz önünde bulundurarak geri
çekilmesini istirham ediyoruz, sizden ricamız bu.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz
Şimdi
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 491 sıra sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
Tasarısının 13üncü maddesinde geçen ilişkin ibaresinin
dair şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İsmail
Faruk Aksu Mustafa
Mit Zühal
Topcu
İstanbul Ankara Ankara
Deniz
Depboylu İzzet
Ulvi Yönter Baki
Şimşek
Aydın İstanbul Mersin
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi
Yönter.
Buyurun
Sayın Yönter. (MHP sıralarından alkışlar)
İZZET
ULVİ YÖNTER (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 491 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 13üncü maddesi üzerine parti grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Tasarının
bu maddesiyle bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi
alacak ve tazminatları için ara bulucuya başvurulmuş olması
bir dava şartı hâline getirilmektedir.
Değerli
milletvekilleri, gerek bu görüştüğümüz maddede gerekse tasarının
tamamında işçi ve işveren alacak ve tazminatı ile işe
iade taleplerinde dava açılmadan ara bulucuya başvurulmuş
olması zorunlu hâle getirilmektedir. Bu yolla yargının iş
yükünün azaltılacağı öngörülmektedir. Yargının
hızlı işlemesi kesinlikle çok önemlidir ve bizim de
görüşlerimiz arasındadır. Önemli olan yargının
hızlı işlemesinin yanında aynı zamanda adil
olması, adil işlemesidir. Milliyetçi Hareket Partisinin seçim
beyannamesinde, parti programında yargılama sürecinin
hızlı, güvenli, etkin, adil, süratli bir şekilde
yapılması, temin edilmesi hedeflenmiştir.
Tasarıyla
zorunlu hâle getirilen ara buluculuk mekanizmasının yargıdaki
iş yükünü hafifleteceği, davaları
hızlandıracağı açıktır fakat yeni sistemde
işçi ve işveren arasında adaletsizliği ortadan
kaldıracak tedbirler maalesef yetersizdir. Bilindiği üzere,
işverenler mevzuata ve uygulamaya hâkim olmalarına karşı
çoğu işçimiz bu teknik bilgilere maalesef sahip değildir.
İşçiler hem sosyal hem ekonomik anlamda işverenler
karşısında dezavantajlı pozisyondadır. Bu nedenle, bu
süreç, tasarıda getirilen uzlaşma yöntemi ve ara buluculuk sistemi
işçinin aleyhine riskler taşımaktadır. Ara buluculuk
mekanizması doğası gereği karşılıklı
fedakârlığa dayanıyor. İşçi alacakları miktar
olarak mahkeme önünde elde edilenlerden doğal olarak yine az olacak.
Kısaca işçiler, hakları olan alacaklarının bir
kısmından vazgeçecekler ya da vazgeçmek zorunda kalacaklar.
Değerli
arkadaşlarım, tasarıda eksik olan bir diğer husus ise ara
buluculukların hâkimlik teminatlarının veya güvencelerinin
olmamasıdır. Ayrıca ara buluculuk büroları, adliye
sarayları gibi koruma altında olmayacaktır. Bu güvenceler
olmadığı için ara bulucuların güçlü işverenler
karşısında nasıl adil olacağı, nasıl ayakta
duracağı bizler için muammadır ve düşündürücüdür. Aynı
şekilde ara buluculuk bürolarının tekelleşmesi ve ara
bulucuların ticarileşmesi de kimse için sürpriz olmayacaktır.
Etkin bir denetim mekanizması kurulmadığı sürece kaş
yapayım derken göz çıkarılması da kaçınılmaz
olacaktır.
Değerli
arkadaşlarım, bugün işçi ve işveren
arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin sorunlarına
çözüm olmak için çalışıyor, bir şeyleri ortaya koymaya
uğraşıyoruz. Yargıdaki iş yükünü hafifletmek için
alternatif yaklaşımları masaya yatırıyoruz fakat
iş hayatındaki asıl sorunları konuşmuyoruz, gündeme
taşımıyoruz. Kayıt dışı
çalışmanın, taşeronlaşmanın, asgari iş
güvenliği uygulamalarının, yetersiz sendikalaşmanın
önüne geçemediğimiz sürece ne işçiyi ne işvereni ne de
ekonomimizi kurtarabiliriz. Her dönem söz verilmesine rağmen atanamayan
öğretmenlerimiz sorunludur, atama beklemektedir, taşeron firmalarda
çalışan kardeşlerimiz kadro beklemektedir, polislerimiz uzanacak
el beklemektedir. Uzman çavuşlarımız, uzman jandarmalarımız,
ön lisans mezunu kardeşlerimiz, lisans mezunu kardeşlerimiz
hayatın her alanında haklarına ulaşmak istemektedir. Bu
nedenle iş dünyasını düzene sokmadan, iş mahkemeleriyle
ilgili bir hukuki düzenleme yapmadan önce aslında biz
yaşadığımız sorunları tüm boyutlarıyla
gözden geçirmek ve konuşmak durumundayız.
Ben
bu duygularla hepinize saygılar sunuyorum, kanun
tasarısının milletimize, ülkemize hayırlı
olmasını diliyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
13üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
14üncü
madde üzerinde üç adet aynı mahiyette önerge vardır, önergeleri
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 491 sıra sayılı İş Mahkemeleri Kanunu
Tasarısının 14üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
İsmail
Faruk Aksu Ruhi
Ersoy Erhan
Usta
İstanbul Osmaniye Samsun
Arzu
Erdem Muharrem
Varlı Baki
Şimşek
İstanbul
Adana Mersin
Deniz
Depboylu Mustafa
Mit Zühal
Topcu
Aydın Ankara Ankara
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ahmet
Yıldırım Mahmut
Toğrul Bedia
Özgökçe Ertan
Muş
Gaziantep Van
Saadet
Becerekli Meral
Danış Beştaş
Batman Adana
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Necati
Yılmaz Mehmet
Gökdağ Zeynel
Emre
Ankara Gaziantep İstanbul
Namık
Havutça Kemal
Zeybek Gülay
Yedekci
Balıkesir Samsun İstanbul
Kazım
Arslan
Denizli
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önerge üzerinde Adana Milletvekili Muharrem
Varlı konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Varlı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
VARLI (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 491
sıra sayılı Yasa Tasarısının 14üncü maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında
konuşacağım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu
yasada ara buluculuk sistemi getirilerek işçinin mahkemeye gitmesinin
belki de önü kesiliyor. Burada şunu söylemek istiyorum: Bu
tasarıyı uygulayacak olan insanlar öncelikle Peygamber Efendimizin
buyurduğu gibi İşçinin alın teri kurumadan
hakkını teslim edin. ilkesine, hadisişerifine uygun hareket
ederlerse bir sıkıntı olmayacağı ama buna uygun
hareket etmez de işçinin hakkını gasbetmeye kalkarlarsa
işçinin almış olduğu tazminat hakkını belki de
yüzde 50, belki de yüzde 30 kırparak, mahkeme yolunu da engelleyerek
işçi kardeşlerimizi mağdur etme söz konusu olacaktır. Onun
için uygulayıcıların bu konuda çok dikkatli davranmaları ve
vicdan sahibi olarak hareket etmeleri gerekmektedir.
Yine,
burada şunun da altını çizmek istiyorum: Özellikle son dönemde
FETÖ terör örgütüyle alakalı getirilen sistemde mülakatla müdür
yardımcılıkları, mülakatla devlet memurları tespiti
yapılıyor. Burada da şu sendika benim, bu sendika senin
ayrımı yapılmadan, hak edenin hakkını vererek,
insanların liyakatine bakarak görevlendirme yapılması doğru
olacaktır. Geçmişte bunları çok yaşadık. FETÖ terör
örgütünün bu ülkede özellikle emniyet içerisindeki
yapılanmasını, kimleri nasıl komiser
yaptıklarını, kimleri nasıl müdür
yaptıklarını, kimleri hangi istihbarat örgütünün
başına getirdiklerini ve bu istihbaratçıların da kimlerle
iş birliği yaptığını hep birlikte gördük,
yaşadık. Onun için gerçekten bu ülkede vatanını, milletini
seven, bayrağına sadık, devletine sadık insanlara,
eğer liyakat sahibiyse hak ettiğini vermek gerekir. Burada sendika
ayrımcılığına giderek, şu sendika senin, bu
sendika benim diyerek ayrımcılık yapmak doğru bir yöntem
olmayacaktır. Burada da vicdan ölçüsünde hareket edilirse liyakat sahibi
insanlar görev başına geleceklerdir ve devletini korumak adına,
milletini korumak adına da her türlü görevi layıkıyla yerine
getireceklerdir.
Yine,
bugünlerde görüşülen torba yasada tütünle alakalı bir madde var.
Gerçi iktidar milletvekillerinin bir kısmı bu maddenin
düzeltileceğini söylediler ama yine de uyarmak istiyorum. Tütün çok zor
şartlarda yetiştirilen, çok kıraç arazilerde, insanların
belki de başka bir geçim kaynağının olmadığı
şartlarda yetiştirilen bir üründür. Keşke tütünün
tamamını yasak etsek, keşke insanlar sigarayı hiç
içmeseler, keşke tütünden tamamen uzaklaşsalar ama ne yazık ki
içenler var. Yani burada bize hem Yahudilerin hem de emperyalist güçlerin
bugünlerde, son günlerde uygulamış olduğu
yaptırımları göz önünde bulundurarak Philip Morrisi mi zengin
edeceğiz yoksa kendi tütüncümüzü mü koruyacağız? Bu
ayrımı yetkililerin iyi düşünüp iyi ayarlaması lazım.
Yani eğer Philip Morrisi, Yahudileri zengin edeceksek, eğer global
jandarmayı zengin edeceksek o zaman tütün yasasını
çıkartalım ve Philip Morrisin önünü açmış olalım. Ben
bu manada çiftçilerimizin, tütün üreticilerimizin korunması gerektiği
kanaatindeyim. Onun için de bunun altını çizerek söylüyorum: Tekrar
ve tekrar, lütfen bu konuda hassasiyetimizi ortaya koyalım.
Yine,
bu taşeron işçilerle ilgili verilen bir söz vardı. Bu konuda çok
fazla soru soruluyor. Gittiğimiz zaman,
karşılaştığımız her yerde, işçiler Ne
olacak taşeron işçilerin hâli? diyor. Bu konuyu da bir an önce
düzenlemek ve taşeron işçilerimizin lehine, onların
kazanımları lehine bir yasa düzenlemesi yapmamız gerektiği
kanaatindeyim. Bunları bir an önce başarmamız lazım.
Yine
son günlerde Türkiyenin İdliple ilgili bir askerî harekâtı var.
Oradaki harekâta katılan tüm askerlerimize başarılar diliyorum;
Allah onların yardımcısı olsun.
10
bin kilometreden gelip de burada hak sahipliği iddia ediliyorsa, bin
kilometre öteden İsrail burada hak sahipliği iddia ediyorsa elbette
ki Türkiyenin de burada hak sahipliği vardır. Sonuna kadar
arkasındayız; askerlerimizin de ve o harekâtı düzenleyenlerin de
sonuna kadar arkasındayız.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Aynı mahiyetteki diğer önergeler
BAŞKAN
- Evet, sayın milletvekilleri, aynı mahiyette diğer önergeler
var.
Bu
arada, çalışma süremizin sonuna yaklaşmış
bulunmaktayız.
Siyasi
parti gruplarımızın da mutabakatıyla İç Tüzükün
55inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, çalışma
süremizin görüşülmekte olan 491 sıra sayılı Kanun
Tasarısının birinci bölümünün tamamlanmasına kadar
uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Aynı
mahiyetteki diğer önerge üzerinde söz isteyen Adana Milletvekili Meral
Danış Beştaş.
Buyurun.
(HDP sıralarından alkışlar)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İş Kanununa ilişkin görüşlerimizi
söylemeye tekrar devam edeceğiz ileride, ikinci bölümde ama ben öncelikle,
10 Ekim katliamında yaşamını yitiren 102 canı saygıyla,
sevgiyle anarak başlamak istiyorum.
Birçok
ilimizden barış şehitleri olduğu gibi Adanadan da 12
canımızı kaybettik. Bugün Adanada olamadım ama
onların definlerinde o acıyı birlikte yaşadık ve
Ankarada, maalesef, yasaklanması sebebiyle burada da 102 canı
anamadık. Sadece bu konuya ilişkin şunu söyleyeyim:
Dünyanın hiçbir yerinde IŞİD katliamlarının
kınanması yasaklanmamaktadır. IŞİDin
yaptığı kesin olan bir katliamın neden
yasaklandığını bir kez daha sormak istiyorum.
Burcu
Çelik, değerli milletvekilleri, bu Parlamentonun bir üyesi; size biraz
ondan söz edeyim. En genç vekillerimizden. 3 yaşında bir
kızı var, Asmin. İnsan Hakları Komisyonu üyesi. İki
gün önce altı yıl hapis cezası aldı, duydunuz mu? Eğer
ilgi alanınızda değilse
duymamışsınızdır ama ben size duyurayım. Sizin,
bu sıralarda oturan arkadaşlarınızdan, en azından
milletvekillerinden bir tanesi.
Peki,
Burcu Çelik niye ceza aldı? Bunu çok kısaca anlatmak istiyorum. Burcu
Çelik hakkında yandaş medyada -ben çokça izledim- A Haber, Kanal 24
olmak üzere aylarca fragmanlar yayınlandı. Söylediği iddia
edilen bir söz çarpıtılarak aylarca teaser denilen fragman olarak
yayınlandı; basında hedef gösterildi, ısrarla ve inatla
Burcu Çelik hedef gösterildi. Neydi? Propaganda yaptığı iddia
ediliyordu. Ne gariptir ki Muş Vekili 4 Kasımda alınmadı.
Sonra 18 Nisanda savcı ifade vermeye yönelik yakalama kararı
aldı, hukukçular bunu çok iyi bilirler. Kendisi götürüldü, savcı
tahliyesini istedi; tutuklamaya yönelik değildi yakalama kararı ama
huzurda hâkim onu tutukladı. 18 Nisandan beri Burcu Çelik cezaevinde, hâlâ
Sincan Cezaevinde. Peki, sonra ne oldu? Burcu Çelik hakkında iddia neydi,
biliyor musunuz? Yapmış olduğu bir konuşmadan dolayı
propaganda ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek. Ama
dava nasıl açıldı? Örgüt üyeliğinden. Savcı, yasama
Meclisinin iradesini çiğnedi, hiçe saydı; bir hukuksuzluk yaptı,
Anayasaya aykırı bir şekilde örgüt üyeliğinden dava
açtı.
20
Mayısta burada evet diyenlere seslenmek istiyorum, hepinize: Biz burada
dedik ki: Siz kuzuyu kurda teslim ediyorsunuz. Bu yargı tarafsız ve
bağımsız değil. Siz gönderirseniz onlar hukuk dinlemez.
Yargı önüne gelen fezlekeyle bağlıdır. Ama bağlı
kalmadı, örgüt üyeliğinden yargılandı.
Daha
da ilginç bir şey var: Propaganda fiili örgüt üyeliğine
dönüştürüldü -halkın iradesi, buranın aldığı
kararı doğru bile kabul etsek yani dokunulmazlıkların
askıya alınması- dava örgüt üyeliğinden açıldı.
Peki, savcı son duruşmada ne istedi biliyor musunuz? Örgüt
üyeliğinden, propagandadan ve halkı kin ve düşmanlığa
tahrikten beraat kararı istedi. Neden ceza verdiler? Yardım
yataklıktan. Yine fezlekede olmayan bir fiilden, yine Anayasaya ve Ceza
Muhakemesi Kanununa aykırı bir şekilde altı yıl hapis
cezası aldı en genç milletvekillerimizden biri. Peki, kim verdi bu
cezayı? Yargı vermedi. Bu cezayı Hükûmet, basın,
Cumhurbaşkanlığı ve yargı aynılaşarak
aynı kararı verdi. Basın aynını yazdı,
Cumhurbaşkanlığı makamı aynısını
söyledi, Hükûmet yetkilileri aynısını söyledi, yargı
bunların aynısını karara dönüştürdü. İşte,
burada kuvvetler birleşmiştir, burada artık demokrasi yoktur,
burada, yargının bağımsız ve tarafsız
olmadığı bir ülkede hiçbirimizin güvencesi yoktur. Bugün bize
geliyor gibi görünüyor ama yarın bu sizin de karşınıza
çıkacak. O mahkemeler hepinize ceza verebilir. Bunun önünde hiçbir engel
kalmamıştır. Gerçekten korkuyorsunuz, Hükûmet büyük bir korkuyla
hareket ediyor, korktukça batıyor, korktukça daha kötü adımlar
atıyor ve ülkeyi adım adım felakete doğru sürüklüyor.
Yalnız o felakette hepimiz olacağız, hepimizin başına
gelecek. Yargının bu hâlde olduğu, milletvekilinin bu kadar
keyfî cezalandırıldığı bir ülkede, 3
yaşındaki kızını göremediği bir ülkede
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Asmin şu anda iki gündür
ağlıyor annesini göremediği için. Bunun vebali hepimizin,
hepinizin üzerindedir diyorum.
Teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki son önergenin gerekçesini okutuyoruz.
Gerekçe:
Tasarının
bütününe bakıldığında böyle bir değişikliğe
gerek görülmemektedir.
BAŞKAN
- Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
14üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
15inci
madde üzerinde ikisi aynı mahiyette olmak üzere üç adet önerge
vardır, önergeleri okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 491 sıra sayılı Kanun Tasarısının 15inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ahmet
Yıldırım Mahmut
Toğrul Mehmet
Ali Aslan
Muş Gaziantep Batman
Bedia
Özgökçe Ertan Saadet
Becerekli Behçet
Yıldırım
Van Batman Adıyaman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
15inci maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen Ek 3. MADDE ile işçi
alacaklarının tamamında zaman aşımı süresi
beş yıl olarak belirlenmiştir. Özellikle bu madde ile
tasarının işçiyi korumadığı yönündeki niyeti net
olarak ortaya çıkmaktadır. Tasarının gerekçesinde
düzenlemenin 4857 sayılı Kanun'un 32nci maddesinde geçen "ücret
alacaklarının zaman aşımı süresinin beş yıl
olduğu hükmüne paralel şekilde düzenleme
yapıldığı iddia olunmaktaysa da ücret alacakları ile
tazminat alacakları nitelikleri gereği farklı haklar olup
aynı şartlara tabi olması kabul edilemez. Ayrıca Borçlar
Kanunun 146ncı maddesinde genel alacaklara ilişkin zaman
aşımı süresinin on yıl olduğuna dair hüküm varken,
işçi alacaklarına ilişkin dava açma sürenin
azaltılması kabul edilemez. Bu durum hak arama hakkının
kısıtlanması anlamına geleceği gibi işçi aleyhine
olan bu düzenleme ile eşitlik ilkesi de ihlal edilmiş olacaktır.
BAŞKAN
Gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Şimdi,
aynı mahiyetteki iki önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 491 sıra sayılı Kanun Tasarısının 15inci
maddesinde geçen beş ibaresinin on şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İsmail
Faruk Aksu Mustafa
Mit Zühal
Topcu
İstanbul Ankara Ankara
Deniz
Depboylu Baki
Şimşek
Aydın Mersin
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Muharrem
Erkek Necati
Yılmaz Mehmet
Gökdağ
Çanakkale Ankara Gaziantep
Zeynel
Emre Kemal
Zeybek Namık
Havutça
İstanbul Samsun Balıkesir
Cemal
Okan Yüksel Gülay
Yedekci Ömer Süha
Aldan
Eskişehir İstanbul Muğla
Kazım
Arslan
Denizli
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
15'inci maddesiyle İş Kanununa "zamanaşımı
süresi başlıklı bir ek madde ilave edilmektedir. Buna göre,
iş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa
olsun, yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, iş
sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden
kaynaklanan tazminat, kötü niyet tazminatı, iş sözleşmesinin
eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan
tazminatların zaman aşımı süresi "beş yıl
olarak düzenlenmektedir.
Tasarının
gerekçesinde bu düzenlemenin İş Kanununun 32'nci maddesinde geçen
"Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi 5
yıldır. hükmüne paralel bir şekilde
hazırlandığı belirtilmekteyse de ücret alacağı
ile tazminat alacağının aynı olmadığı ve
dolayısıyla aynı kurallara tabi kılınmasının
gerekmediği açıktır. Üstelik Borçlar Kanununun 146'ncı
maddesinde yer alan hüküm uyarınca genel alacaklara ilişkin zaman
aşımı süresi on yıl olarak belirlenmişken işçinin
dava açma zaman aşımı süresinin beş yıl olarak
belirlenmesi, işçilerin hak arama hakkının
kısıtlanması anlamına gelmektedir.
Tasarının
Borçlar Kanunundaki genel hüküm varken İş Kanunundaki ücret alacaklarına
ilişkin düzenlemeyi esas alarak işçilerin aleyhine sonuç verecek bir
düzenleme yapması kanaatimizce yerinde olmamıştır. Bu
yöndeki bir düzenlemenin mevcutlar arasında bir hak kaybına yol
açmayacak şekilde ve mevzuat arasında bütünlük sağlayan bir
yaklaşımla yapılması yerinde olacaktır. Bu gerekçeye
istinaden, bu değişiklik önergesiyle zaman aşımı
süresinin beş yıldan on yıla uzatılması
öngörülmektedir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde söz isteyen Muharrem Erkek,
Çanakkale Milletvekili konuşacaktır.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
ERKEK (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 491
sıra sayılı Kanun Tasarısının 15inci maddesi
üzerinde grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle
iki yıl önce 103 insanımızı kaybettiğimiz, tarihimizin
en kanlı terör saldırısını lanetleyerek sözlerime
başlamak istiyorum.
Evet,
iki yıl önce 103 insanımızı kaybettik, içlerinde çocuklar
vardı. Bugün, geçen yıl olduğu gibi, sevdiklerini anmak, bu
kanlı terör saldırısını protesto etmek için aileler,
yakınlarını kaybedenler bir araya geldi fakat Ankara
Valiliğinin Emniyet Müdürlüğüne verdiği talimat sebebiyle,
maalesef, sevdiklerini dahi, çocuklarını dahi anamadılar.
Ankara
Valiliği bu yetkiyi nereden alıyor? OHAL düzenindeyiz, belki
farkında değiliz ama OHAL düzeninde demokrasi ve hukuk tamamen
askıya alınmış durumda. 12 Eylül darbe hukukunun tipik bir
uygulaması olan OHAL düzenini iktidar olarak çok sevdiniz, sevdiniz ama ülkeyi
de adım adım bir felakete götürdüğünüzün farkında
değilsiniz, çok kötü yönetiyorsunuz. OHAL düzeninde terörle hiçbir
ilişkisi olmayan İbrahim Kaboğlu gibi birçok akademisyen
üniversitelerden ihraç edildi; gazeteciler, milletvekilleri cezaevinde. Çok
kötü yönetiyorsunuz, OHAL düzenindeyiz, demokrasi ve hukuk askıda. Adalet
vicdanlardadır, onun için vicdanınızın sesini dinleyerek
hareket etmek zorundasınız, hepimiz zorundayız.
Değerli
milletvekilleri, 15inci maddeyle ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum.
15inci maddeyle işçinin aleyhine bir düzenleme getiriyorsunuz.
İşçinin lehine olan işçi alacakları için on
yıllık dava açma süresini beş yıla indiriyorsunuz yani on
yıllık zaman aşımı yerine beş yıl. Neden? Neden
işçinin aleyhine bir düzenleme? İşçinin kıdem
tazminatı alacağı, ücret alacağı, ihbar tazminatı
alacağı, bütün alacakları kutsaldır ve iş hukukunda
korunur, önceliklidir. Niçin bu aleyhe düzenleme geliyor? Genel alacaklarda,
adi alacaklarda dahi borçlar kanununda on yıllık bir zaman
aşımı varken, işçinin alacaklarında neden beş
yıl? İşçinin lehine değil, aleyhine bir düzenlemeyle
karşı karşıyayız, onun için bu maddenin tasarıdan
çıkartılması için önerge verdik.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Adalet
Bakanımız da buradayken, Milletvekilimiz Enis Berberoğluyla ilgili
verilen bozma kararına da değinmek istiyorum. İstinaf
mahkemesinin İstanbul bölge adliye mahkemesi olan 2. Ceza Dairesinin
beş sayfadan ibaret bu bozma kararını bütün milletvekilleri
dikkatlice okumalı; özellikle hukukçu milletvekillerimiz okumalı ama tüm
milletvekilleri de okumalı çünkü bir Parlamentomuzun bir üyesi, suçsuz bir
insan cazaevinde. Bir hukukçu olarak -Sayın Adalet Bakanımız da
bir hukukçu- bu karar dikkatlice okunduğunda Milletvekilimiz Enis
Berberoğluna isnat edilen suçların maddi ve manevi
unsurlarının oluşmadığı açıkça görülüyor.
Bakın, bozma kararından bir cümle okuyacağım ve bu cümleyi
takdirlerinize sunacağım. Diyor ki bozma kararında:
Sırrın daha önce ifşa edildiğinin kabulü hâlinde, gizli
kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama suçunun
unsurlarının oluşmayacağı diyor. Suçun unsurları
oluşmayınca ne olur değerli milletvekilleri? Beraat kararı
verilir ve yukarıda da daha önce bunun ifşa edildiğinin, suça
konu edilen görüntü ve bilgilerin yayınlandığından
bahsediyor, başka soruşturmalara ve Yargıtay incelemesinde olan
Can Dündar davasına atıfta bulunuyor. Yani, diyor ki bir belirsizlik
var, başka dosyalarla birleştir ama suçun unsurları bu
aşamada oluşmamıştır. Mevcut dosya içeriğine göre
suçun unsurları oluşmadıysa Enis Berberoğlunun derhâl,
ivedilikle tahliye edilmesi hukuken, vicdanen bir sorumluluktur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Enis Berberoğlu suçsuzdur; bu,
bozma kararıyla da sabit olmuştur ve bir adaletsizlik varsa bu
adaletsizliği bizler bir yangından çok daha çabuk söndürmeliyiz ve
suçsuz bir insanı, bir milletvekilini daha fazla cezaevinde
tutmamalıyız, bu ağır ve haksız tutukluluğa bir
son vermeliyiz diyorum. (CHP sıralarından alkışlar).
Teşekkür
ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
15inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
16ncı
madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan İş Mahkemeleri Kanun Tasarısının 16ncı
maddesinin tasarıdan çıkarılmasını ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Necati
Yılmaz Mehmet
Gökdağ Namık
Havutça
Ankara Gaziantep Balıkesir
Kemal
Zeybek Gülay
Yedekci Cemal Okan
Yüksel
Samsun İstanbul Eskişehir
Kazım
Arslan Ömer Süha
Aldan Bülent
Öz
Denizli Muğla Çanakkale
Mahmut
Tanal Zeynel
Emre
İstanbul İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
15inci maddesiyle genel zaman aşımı süresinin on yıl
olması önerildiğinden böyle bir düzenlemeye gerek yoktur.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
16ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
16ncı madde kabul edilmiştir.
Böylece
birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Şimdi
çalışma süremizin sonuna gelindiğinden kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 11 Ekim 2017 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyor, hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati:
21.16