TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
59uncu Birleşim
14 Şubat 2018
Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, HDP eski Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaşın yargılanma sürecine,
halkın iradesinin iktidar tarafından gasbedildiğine ve devam
eden duruşmaya katılmak için Genel Kurul çalışmalarına
katılamayacaklarına ilişkin açıklaması
2.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Bekaroğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
4.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
5.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin tekraren açıklaması
6.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
7.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
8.- Mersin
Milletvekili Baki Şimşekin, Mersinin Mezitli ilçesi Tece
sahilindeki arazinin TOKİye devriyle ilgili çalışmaların
durdurulması nedeniyle Kalkınma Bakanı Lütfi Elvana
teşekkür ettiğine ve bu arazinin amacına uygun bir şekilde
Mersin halkının hizmetine sunulmasını talep ettiğine
ilişkin açıklaması
9.- Kocaeli
Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, kamu kurum ve kuruluşlarında
görev yapan şoförlerin durumuna ilişkin açıklaması
10.-
İstanbul Milletvekili Markar Eseyanın, Profesör Doktor Agop
Kotoğyanın vefatına ilişkin açıklaması
11.- Kayseri
Milletvekili Sami Dedeoğlunun, Kızılelmanın kendileri
için dünyaya adaleti ve insanlığı yaymak, Allahın
adını yüceltmek olduğuna, ülkemizin ve İslamın
geleceği için canları pahasına mücadele eden kahramanlara
başarılar, şehitlere Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
12.- Erzurum
Milletvekili İbrahim Aydemirin, asrın en alçak terör
ortaklığına göğüslerini siper eden kahramanları
dadaş yürekler adına selamladığına ve onları
incitecek söz ve eylemlerde bulunanların millet vicdanında
yokluğa mahkûm edildiklerine ilişkin açıklaması
13.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 10 Şubat Sultan II.
Abdülhamit Hanın vefatının 100üncü yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
14.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 10
Şubat Sultan II. Abdülhamit Hanın vefatının 100üncü
yıl dönümüne ve sebatın güçlükleri yenen silahların en
büyüğü olduğuna ilişkin açıklaması
15.- İzmir
Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, Afrin şehidi Ömer Bilal
Akpınarın ailesine yazdığı mektuptan bir bölümü
paylaşmak istediğine ilişkin açıklaması
16.-
İstanbul Milletvekili Hasan Turanın, ABD Kongresine sunulan bir
istihbarat raporuna ilişkin açıklaması
17.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, üretici ve çiftçinin perişan durumda
olduğuna ve patates ihracat desteğinin bir an önce
açıklanmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
18.-
Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın, Zeytin Dalı
Operasyonunda kahramanca mücadele eden Mehmetçiklere başarılar
dilediğine, Afrinde şehit düşen hemşehri Erdem Mut ile
Mehmet İlker Kahramana ve tüm şehitlere Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
19.- Çorum
Milletvekili Salim Uslunun, Çeçen sürgününün 74üncü yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
20.- Sivas
Milletvekili Ali Akyıldızın, Millî Piyango İdaresi
tarafından şans oyunlarının bölgeselleştirilmesi
nedeniyle Sivaslı esnafın bilet almak ve iade etmek için Kayseriye
gitmek zorunda olduğuna ilişkin açıklaması
21.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Çamakın, Mersinin Mut ilçesine bağlı
Göksu beldesinde yaşayan vatandaşların orman köylülerine
tanınan haklardan yararlanamamalarına ilişkin
açıklaması
22.-
Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afrindeki harekâtta görev
alan bir uzman çavuştan kendisine ulaşan mesaja ilişkin
açıklaması
23.-
İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, Maçka Parkının
altından kara yolu tüneli geçirilmek istendiğine ve açılan
davalar henüz karara bağlanmadan ağaçların sökümüne
başladığına, İstanbul Büyükşehir Belediyesini bu
doğa katliamından vazgeçmeye çağırdığına
ilişkin açıklaması
24.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, fiilen cami
imamlığı yapan ancak evrak üzerinde İŞKUR temizlikçisi
gösterilen cami hocalarının mağduriyetinin bir an önce
giderilmesini talep ettiğine ilişkin açıklaması
25.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Engin
Altayın 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının
20nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
III.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Aydın
Milletvekili Deniz Depboylunun, Aydın ilinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, Türkiyede kutuplaşmanın boyutlarına
ve bu konuda yapılmış araştırmaya ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Erzincan
Milletvekili Serkan Bayramın, 13 Şubat Erzincanın düşman
işgalinden kurtuluşunun 100üncü yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
IV.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Bekaroğlunun yaptığı gündem dışı
konuşması sırasında Milliyetçi Hareket Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına ve Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul Milletvekili Mehmet
Bekaroğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
4.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Aksaray Milletvekili İlknur
İnceözün sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün yaptıkları
açıklamaları sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
V.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Profesör Doktor Agop Kotoğyana Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin konuşması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının, Ağrı
Milletvekili Berdan Öztürk ile Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan
Taşdemire belirtilen neden ve sürelerle izin verilmesine; 26ncı
Yasama Dönemi İkinci Yasama Yılı 18/4/2017-27/7/2017 dönemine
ilişkin aralıksız devamsızlıkları sabit olan
Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile Van Milletvekili
Tuğba Hezer Öztürk ve 26ncı Yasama Dönemi İkinci Yasama
Yılı 1/5/2017-30/9/2017 dönemine ilişkin aralıksız
devamsızlığı sabit olan Ağrı Milletvekili Leyla
Zanaya anılan dönemlere ilişkin milletvekili ödenek ve
yolluklarının verilmemesine ilişkin tezkeresi (3/1517)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan
Akçay tarafından Gediz Nehrinin kirlenme sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/171) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
14 Şubat 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
14/2/2018 tarihinde Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel ve
arkadaşları tarafından, ülkemizde mevcut ve kurulması
planlanan Eskişehir Tepebaşı Kömürlü Termik Santral Projesi
dâhil tüm termik santrallerin çevre ve insan sağlığına
etkilerinin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 14
Şubat 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
VIII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.-
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/912) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 518)
2.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/2099)
ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 519)
IX.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir
Milletvekili Tacettin Bayırın,
Cumhurbaşkanlığınca THY'den muhtarlar için istenen indirim
talebine ilişkin sorusu ve Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Ahmet Arslanın cevabı (7/22839)
2.- Kocaeli
Milletvekili Tahsin Tarhanın, THY'nin uçak alımlarına ve
çeşitli faaliyetlerine ilişkin sorusu ve Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslanın cevabı
(7/22934)
14 Şubat 2018 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Kerestecioğlu
Sayın
Kerestecioğlunun bir söz talebi var.
Buyurun.
II.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaşın
yargılanma sürecine, halkın iradesinin iktidar tarafından
gasbedildiğine ve devam eden duruşmaya katılmak için Genel Kurul
çalışmalarına katılamayacaklarına ilişkin
açıklaması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın
Selahattin Demirtaşın bir gece yarısı operasyonuyla gözaltına
alınmasının ve tutuklanmasının üzerinden dört yüz
altmış sekiz gün geçti. Çatısı altında
bulunduğumuz Millet Meclisinin 3üncü büyük partisinin eş genel
başkanı olarak Meclise giren Demirtaş bir yıl üç ay on
gündür tutuklu ve ilk kez tutuklu olduğu dosyanın
duruşmasına bugün çıktı. Sabahtan itibaren biz
duruşmadaydık ve hâlen yargılama devam ediyor. Tabii, buna
yargılama demek mümkün olursa çünkü Sayın Demirtaş
duruşmada kendisi hakkındaki 31 fezlekenin üç ay boyunca kendisi
tarafından ne olduğunun dahi bilinmediğini, bunun
gösterilmediğini ve iddianame hazırlanana kadar da bütün avukat
görüşmelerinin video kaydıyla yapıldığını
söyledi. Demirtaş 6 milyon seçmenin oyunu almış bir eş
başkandır ve bugün Demirtaş burada olmalıydı,
halkın iradesini temsil eden Demirtaşın görevini devam
ettirebilmesini sağlamak bu Meclisin göreviydi. Hangi partiden olursak
olalım hepimiz halkın iradesinin eksiksiz ve tam olarak temsilinin
gerçekleşmesi için çalışmalıyız ama bugün
karşı karşıya kaldığımız durum ne
yazık ki böyle değil ve halkın iradesi iktidar tarafından
gasbediliyor. Milletvekili dokunulmazlığının, yasama
sorumsuzluğunun var olmasının temel amacı iktidarın
siyasi nüfuzunu kullanarak muhalefete mensup milletvekillerinin yasama
faaliyetlerine katılmasının engellenmesinin önüne geçmektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Ama, bugün karşı
karşıya olduğumuz durumda iki yüz, iki yüz elli yıldır
Meclisi ve üyelerini korumaya yönelik bu düzenleme ortadan
kaldırılmıştır. Biz HDP milletvekilleri, Sayın
Selahattin Demirtaşa sahip çıkarken sadece Selahattin
Demirtaşa sahip çıkmıyoruz, ülkenin demokrasisine,
halkların birlikteliğine ve bu Meclise sahip çıkıyoruz.
Bugün Demirtaş burada olmadığı için bu durumu protesto
ediyoruz. Eş başkanımıza, Meclise, halkın iradesine
sahip çıktığımızı ifade ediyor ve duruşmaya
dönüyoruz; bunu, Meclise ifade etmek istedik. Son olarak, kendisi de
duruşmada aynen şöyle dedi: Milletin iradesini korumanız
lazım Selahattin Demirtaşın değil. Parlamento korkuyor,
yargının cesur olması lazım, başka bir denetim
aracı yok ve denetim ancak böyle sağlanır.
Bu
nedenle Genel Kurula katılamayacağımızı ifade
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 14.06
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.27
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Aydının sorunları hakkında
söz isteyen Aydın Milletvekili Deniz Depboyluya aittir.
Buyurun
Sayın Depboylu.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Aydın Milletvekili Deniz Depboylunun, Aydın ilinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
DENİZ
DEPBOYLU (Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Aydın ilimizin tarım ve hayvancılıkla ilgili sorunları
hakkında gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce, Gazi Meclisi ve aziz Türk
milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri,
Değerli
milletvekilleri, Aydın ilimiz yer altı yer üstü zenginlikleriyle
eşsiz bir il, aynı zamanda bir tarım ilimiz. Bundan dolayı
da tabii ki neyle faaliyette bulunuyorsanız,
uğraşıyorsanız onunla ilgili sıkıntıları
da yaşamak durumunda kalıyorsunuz; bizim de tarım ve hayvancılıkla
ilgili sorunlarımız mevcut.
Zeytinle
başlamak istiyorum. Malum Aydın zeytin üreticiliğinde önde bir
il ancak zeytinyağına verilen destekten üreticilerimiz
faydalanamamakta. Faydalanamamakla birlikte tane zeytine de destek verilmemesi
sebebiyle üretici sıkıntı yaşamaktadır. Özellikle
dağlık arazideki zeytinlik alanlara ulaşmada yaşanan
sıkıntılar toplanan zeytinlerin işletmelere zamanında
ulaşmasını engellemektedir. Bu nedenle yol yapım
çalışmalarının artırılması gerekiyor. Yurt
içinde 100 bin ton zeytinyağı üretiliyor ama tescil edilen 25 bin ton
yani geri kalan kısmı merdiven altı. Eğer ürünler
kaynağında desteklenirse üreticiyi kayıt altına alarak hem
ülkemizin hem de üreticimizin kazanmasına destek verebiliriz. Bu
şekilde üretime verilecek destekle birlikte Maliye ve Tarım
Bakanlıkları ortak bir çalışma yaparsa bir yıl içinde
zannediyorum verilen destek de kendisini amorti edecektir.
Mazot
desteği gözden geçirilmeli ve zamanında verilmeli. Zaten yeterince
bir destek verilmiyor, o da zamanında verilmiyor, çiftçimizi zor duruma
düşürüyor. Yatlara ve deniz ulaşımcılığına
verilen mazot desteği çiftçilerimize de verilmeli.
Mısır
fiyatları, masraflarını karşılayamaz durumda; bu
ayrı bir sorun.
Yine, tane
zeytine verilmesi gereken destek aynı zamanda yerfıstığına
da verilmelidir; bu da bizim üreticilerimizin ürettiği ürünler
arasındadır ve desteğe ihtiyacı var.
Zeytinde Akdeniz
sineğiyle mücadele için ilaç desteği de talep ediyoruz.
Yine, ürün
fiyatlarının enflasyona göre desteklenmesi ve bir istikrara
kavuşturulması üreticimiz için çok önemli.
Gübre, ilaç, yem,
mazot fiyatları çiftçimizi zorluyor.
Yine, kırsal
kalkınmadaki desteklemeler alt limit olan 30 bin liranın da
altına çekilmeli ve küçük üreticiye de hitap edilmeli. Küçük üreticiye
makine, ekipman desteği devam etmeli. Süt soğutma tankı, zeytin
silkme makinesi, tarım alet ve ekipmanlarının bizim zeytin
üreticilerimizin önemli ihtiyaçları arasında bir yeri olmakta.
Pamuk toplama makinelerine
hibe olacak mı? Yine, üreticilerimiz bunu da merak ediyor.
Köylülerimizin,
zeytinyağı için kullandığı plastik bidonlar yerine
krom saklama tanklarına geçişi sağlanmalı. Bunun için de
destek verilmesi, zannediyorum, hem üreticinin hem de bu sütü tüketenlerin
sağlığı açısından önemli olacaktır.
Köy tüzel kişiliğine
ait tarım alanları Büyükşehir Yasasıyla belediyelere
geçti, bu nedenle sorun var. Bitmeyen toplulaştırma ve sulama
çalışmaları da bir an önce bitirilmeli.
Ovalardaki tarım
yolları da, maalesef, kötü. Kurutma kanallarını haşereler
ve domuzlar istila ediyor, bunlar temizlenmeli. Domuzlar için elektrikli çitler
yapıldı ama bu, ölümlere sebebiyet veriyor. Tuzaklanmaya geçilebilir.
Maalesef bu sorunun önüne geçemiyorlar; bunun da çözümü için devlet destek
sunmalı.
2002de incir
ihracatımızda sadece 6 firma varken 2017de bu rakam 108
olmuştu. Dünyanın en iyi incirini üretiyoruz ama bunun da
desteklenmesi gerekiyor. Özellikle dağlık, makilik alanlarda incir
fidanları dikilip köylülerimize verilirse çok iyi olacak.
Yine, hayvancılıkla
ilgili olarak buzağı ölümlerinin önlenmesi için septisemi
aşısının zorunlu hâle getirilmesi önemli.
Canlı hayvan
ithalatı, üreticilerimizi zorluyor. Canlı hayvan ithalatı
sebebiyle bizim fiyatlarımız da etkileniyor. 1 kilogram et maliyeti
27 lira 70 kuruş ama satış 26 lira. Tabii ki bu durumda üretici
nasıl ayakta kalacak?
Küçük işletmeler
üretimden çekiliyor. Bunlar üretimin lokomotifi; küçük üreticilerin
desteklenmesi gerekiyor. Yine, bu işletmeler para
kazanmadığı için sektörden çekiliyorlar; bunların da
desteklenmesi gerekiyor. Zira, eğer böyle devam edersek küçük üreticiler
süt ineklerini de kesmeye başlayacak; yenisini de alamayacak, bu da süt
üretimini olumsuz etkileyecek.
Yine, bir yılda besi
yeminin çuvalı 41 liradan 53 liraya, arpanın tonu ise 770 liradan
1.100 liraya çıktı. Bu durumda, tabii ki, üreticimiz zor durumda.
Aslında söylenecek daha
başka konular da var ama maalesef zamanım yetmiyor.
Tarım alanlarındaki
yüzde 5 inşaat ruhsatı hakkı hayvan üretimi için yüzde 10a
çıkarılırsa, zannediyorum, hayvan üretimi için de bir destek
sağlanmış olacak.
Saygılarımı
sunuyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Depboylu.
Gündem dışı
ikinci söz, Türkiyede kutuplaşmanın boyutları ve
araştırması hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili
Mehmet Bekaroğluna aittir.
Buyurun Sayın
Bekaroğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun,
Türkiyede kutuplaşmanın boyutlarına ve bu konuda
yapılmış araştırmaya ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elimde Bilgi Üniversitesinin
yapıp 5 Şubatta açıklamış olduğu Türkiye'de
Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması var.
Sanıyorum, bazı arkadaşların eline geçmiştir, okumuştur.
Bu araştırma Türkiye'de ilk defa yapılmıyor, yirmi
yıldan bu yana -daha evvel de yapılmıştı ama- bu 28
Şubat günlerinden, başörtülü günlerden bu yana sürekli olarak
yapılıyor. KONDAnın meşhur bir araştırması
var 2010da biliyorsunuz, daha sonra BİLGESAMın ve Bilgi
Üniversitesinin 2015te yaptığı bir çalışma var,
şimdi 2017de tekrar bu çalışmayı yaptılar. Çok ilginç
sonuçları var, Türkiye'de kutuplaşmanın ne kadar
derinleştiğini gösteren, ibret verici, hepimizin üzerinde
düşünmesi gerekli sonuçları var.
Değerli
arkadaşlarım, bu çalışma bilimsel bir çalışma,
elbette bilimsel ortamlarda değerlendirilecek ama bizim siyasetçiler
olarak, özellikle kutuplaştırıcı dili burada, merkezde,
devletin tepesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kuranlar olarak bu
araştırmanın sonuçları üzerinde düşünmemiz gerekiyor.
Sosyal Mesafe diye bir başlık var değerli
arkadaşlarım, değişik siyasi partileri destekleyen
tarafların kendilerine uzak olanlara nasıl baktıklarını
gösteriyor. İşte, Kızını evlendirir misin? yüzde
80i Hayır. diyor. İş yapar mısın? yüzde 80i
Hayır. diyor. Komşu olur musun? Çocuğunu aynı okula
gönderir misin? diye soruyor, Kesinlikle göndermem. diyor. Kendisinde ahlaki
üstünlük görüyor. İyi bütün meziyetleri kendi taraftarlarına,
kötüleri ise diğerlerine, ötekilere yazıyor ve sürekli şekilde
ötekileştiriyor değerli arkadaşlarım. Her şeyini
ayırmış yani neredeyse alışveriş
yaptığı yerleri bile ayıracak. Çok enteresan sonuçlar var.
Mesela, öteki gördüğüyle ilgili ayrımcılığı
normal karşılıyor. Onun birtakım haklar ve özgürlüklerden
mahrum edilmesini normal karşılıyor. Yüzde 50si kendisinden
uzak gördüğü, öteki gördüğü toplum kesiminin telefonlarının
dinlenmesini normal karşılıyor. Buna benzer sonuçlar daha evvel
yapılan araştırmalarda da vardı değerli
arkadaşlarım ama bu son araştırmalarda çok daha
derinleşmiş durumda. Hangi grubun, kimleri nasıl gördüğünü
söylemeyeceğim ama kimlikler, yaşam tarzları ve siyasi
gruplaşmalar, siyasi partiler arasında çok kesin bir
ayrılık olduğunu, belli kimliklerin belli yerlerde, belli
yaşam tarzlarının belli yerlerde toplandığı yani
kutuplaşmanın kimlik, inanç ve yaşam tarzı üzerinden
olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Müthiş bir dışlanma
var. Muhalefet diye bildiğimiz yani AK PARTİ ve MHPnin
dışındaki kesimler -çünkü MHP de artık kendini iktidar
olarak görüyor- müthiş bir ayrımcılıkla karşı
karşıya olduklarını söylüyorlar. Algı bu şekilde
değerli arkadaşlarım.
Toplumun birleştiği
iki tane konu var, bu da çok ibret vericidir. Bu konulardan bir tanesi, Avrupa
Birliği karşıtlığı diğeri de Suriyeli
mülteci karşıtlığı değerli
arkadaşlarım. Çok uzun uzun düşünülmesi gereken sonuçlar.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tabii, bunun toplumun sosyolojisinden, tarihinden
gelen bir sürü sebepleri var ama esasen bunu siyasetin kendisi yapıyor,
merkezde yapıyor ve özellikle de son zamanlarda Sayın
Cumhurbaşkanı ve Milliyetçi Hareket Partisinin Genel
Başkanı Sayın Bahçeli yapıyor. Son zamanlarda muhalefeti
-ki 2016da yüzde 50-yüzde 50 diye bir şey ortaya çıkmıştır,
şimdi de burada yürüyor siyaset- bir yüzde 50yi bütünüyle teröre yazma
çok vahim bir şeydir değerli arkadaşlarım. Bir ülkenin
yüzde 50si eğer teröristse o diğer millî ve yerli olan yüzde 50 bu
ülkede kalamaz, duramaz, bunun farkında değil arkadaşlarımız.
Bu genel başkanlar gerçekten bunun farkında değil ya da
farkındalar ama kısa iktidarları için bunu
derinleştiriyorlar değerli arkadaşlarım. Ne demek millî
mutabakat, kime karşı millî mutabakat arkadaşlar?
Yabancılara karşı mı, dışarıya
karşı mı, Suriyeye karşı mı, düşmanlara
karşı mı? Hayır, içeride kendileri gibi olmayanlara
karşı millî ve yerli mutabakat... Bütün bunlar da iktidar için
yapılıyor ve toplumumuz hızlı bir şekilde parçalanmaya
doğru gidiyor. Allah korusun, Suriye olmak, Irak olmak da var bu işin
sonunda diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bekaroğlu.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın
Akçay...
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın konuşmacı partimizin ve Sayın Genel
Başkanımızın adını da zikretmek suretiyle
sataşmada bulunmuştur. Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun, iki
dakika...
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun yaptığı gündem
dışı konuşması sırasında Milliyetçi Hareket
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, Sayın
Bekaroğlunun konuşması hangi amaca matuf doğrusu ben bu
konuşmasıyla tereddüte düştüm. Kutuplaşmanın
giderilmesinden yana mı, kutuplaşmayı körükleyici bir
konuşma mı? Bekaroğlu kutuplaşmayı körükleyici bir
konuşma yapmıştır. Millî ittifak veya birtakım millî
birlik konularında söylenen hususlar sadece belli partiye oy veren belli
kesimlere yönelik değil, 81 milyon vatandaşımıza
yöneliktir. Bundan rahatsızlık duymayı doğrusu
yadırgarız. Yani Sayın Kılıçdaroğlunun
söylediklerini de -demokrasi veya birtakım hayır
kampanyasında- Anayasa referandumundaki söylemlerini de
kutuplaştırıcı olarak ifade edersek yakın tarihimizde
yaşanan hadiseleri de görmezden gelmemiz gerekir yani 1950-1960 arası
birtakım siyasi kutuplaşmaları, 1970li yıllardaki
hadiseleri... Ülkeyi normalleştirme adına yapılan
çalışmalardır bunlar ve işte, AKP ve MHPnin
dışındaki kesimlerin, kendilerinin
ayrımcılığa tabi tutulduğunu söylemek,
insafsızlıktan öte, resmen bir provokatif bir şeydir. O
çalışmaların sonucu neye yöneliktir, onu anlamak mümkün
değil, fakat bunları kabul etmek mümkün değil. Maksat
kutuplaştırma değil, aksine, kutuplaştırmadan uzak,
normalleştirmedir. Ortada belli hakikatler var. Yani şimdi Türkiye
bir Afrin Harekâtı yaparken millet kutuplaştırılmaya
mı çalışılıyor? Tam aksine, birlik ve beraberliği
sağlamaya yönelik gayretlerdir bunlar.
Bunları ifade ediyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akçay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yani Sayın Bekaroğluna da CHPye de ayrı
ayrı cevap hakkı doğdu diye düşünüyorum Sayın
Başkan. Sayın Bekaroğlu kullansın, CHP adına olan
kısma da cevap versin diye de önerip takdirinize sunuyorum efendim.
BAŞKAN Sataşmadan
dolayı mı söz istiyorsunuz?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, sataşmadan.
BAŞKAN Peki, buyurun
Sayın Bekaroğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
İki dakika süreniz.
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına ve Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Değerli arkadaşlarım, bugün
yaşadığımız olaylara bugün olup bitenlerle cevap
vermek yerine, tarihe, 1950lere, işte daha önceye, tek parti dönemine
götürmek, hatta iki bin sene öncesine kadar götürmek alışkanlık
hâline gelmiş bu Mecliste. Biz bugünü konuşuyoruz ve olup bitenler
ortada. Yani ben tam tersine, uyarıyorum,
kutuplaştırıcı bir konuşma yapmıyorum, diyorum
ki: Bu kutuplaştırıcı sert dili, iktidar için, yani iktidar
olmak için, 2019 için yapıyoruz; çok sert yapıyoruz, nereye
gideceğini düşünmüyoruz. Özellikle de son zamanlarda Afrin
şehitleri üzerinde, millîlik ve yerlilik üzerinde hamasetin dibine
vuruldu. Sayın Bahçeli yapıyor bunu. Sayın Genel
Başkanımız, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı,
Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanı diyemez mi: Türkiye Cumhuriyeti
ordusu, TSK, askerlerimiz, işte terörle ilgili bir güvenli bölge
oluştursunlar ve Afrin şehir merkezine girmesinler. Böyle bir
düşünce söyleyemez mi? Buradan hareket ederek Sayın Genel
Başkanımızı neredeyse nefret objesi hâline getiriyor. Bunun
yanlış olduğunu söylüyoruz. Yani, yüzde 50 yüzde 50
Bu, büyük
bir şey. Niye Yüzde 50 yüzde 50. diyorum? Çünkü 16 Nisan referandumunda
ortaya çıkan şey
Orada işlenmiş olan, iktidar partisinin
ve MHPnin yaptığı propaganda, hayır diyenlerin neredeyse
tamamını teröre yazdılar, bugün de aynı şeyleri
yapıyorlar. Bu, sağlıklı bir şey değil. Buradan
bir iktidar çıkarabilirsiniz ama bu iktidarın bu ülkeye bir
hayrı olmaz değerli arkadaşlar. Etrafımızda olup
bitenleri görmüyor muyuz arkadaşlar? On sene evvel Suriyeye gidip
gezseniz, Şamda, Halepte, Suriyenin böyle bir ülke olacağı
kimsenin aklına gelmezdi değerli arkadaşlarım. Aynı
şeyler burada olabilir ve biz bunu kendi ellerimizle yapıyoruz,
özellikle de Ülkeyi seviyoruz, milliyetçiyiz, mukaddesatçıyız.
diyen insanların yapmasını yadırgıyorum,
söylediğim şey budur değerli arkadaşlarım.
Saygılarımla.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Akçay, yerinizden açıklama mı yapacaksınız?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet,
yerimden.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Akçaya söz verdim şu anda.
Buyurun Sayın Akçay.
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi millîlik ve
yerlilik söyleminden niye rahatsız olunur onu anlamak mümkün değil;
bir. İkincisi millîlik ve yerlilik söylemini hamasi bulmak da son derece
bir garabet ifade etmektedir. Somut, taş gibi bir gerçek var, Türkiye ve
Türk devleti güneyinde, Suriye ve Irakta oluşturulmak istenen terör
koridoruna karşı somut bir harekât yapıyor. Bu millîlik vasfının
neresi hamasettir? Yani Afrine girilmesin. sözünü yanlış bulunca,
buna mukabil siyasi bir söylem geliştirmekte ne mahzur vardır? Evet,
Afrine bu aşamada girilmesi mecburidir aksi takdirde bu harekât
amacına ulaşmaz. Bütün terör odaklarını yok etmektir
maksat.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen Sayın Akçay.
Bir dakika daha veriyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Türkiye Cumhuriyeti, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Hükûmet sivil
insanların zarar görmemesi için azaminin ötesinde büyük bir hassasiyet
göstermekte ve planlamanın ciddi, kapsamlı bir şekilde ve
fevkalade dikkatli bir şekilde yürütüldüğü de aşikârdır.
Böyle bir aşamada, baştan Bu Afrin Harekâtını
destekleyeceğim. dedikten sonra, bunu bir âdeta rüşvetikelam olarak
söyleyip akabinde de harekâtla ilgili her türlü muhalefeti ve karşı
söylemi yapmayı da doğrusu, tutarlı bulmak mümkün değildir.
Dolayısıyla Afrine girmek mecburiyetindedir Türk Silahlı
Kuvvetleri ve o koridordaki terör oluşumlarını yok etmek
mecburiyetindedir, harekât da bunun için yapılmaktadır. Zaten
uluslararası kamuoyunda, uluslararası hukukta, diplomaside
Türkiye'nin eli fevkalade güçlüdür. Bu konuda birtakım karşı
duruşlar da çok dikkate alınacak ölçüde değildir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de.
Sayın İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, az evvel hatip konuşmasında
İktidar da bu kutuplaşmayı körüklemektedir. demek suretiyle
bize, grubumuza açıkça sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN Buyurun, size
de sataşmadan dolayı iki dakika söz vereyim.
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
3.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul
Milletvekili Mehmet Bekaroğlunun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında
hatibin ilk konuşmasına cevap vermedim ama daha sonraki
konuşmalarda müteakip olarak benzer şeyleri söyledi,
dolayısıyla buna cevap verme zorunluluğu doğdu.
Bu konuşmayı
reddediyoruz, bu dili reddediyoruz ve burada defaatle dedik ki: İçeride de
dışarıda da Meclisin mehabetine, milletimizin -özellikle
geçmiş olduğu bu tarihî süreçlerde- birlik ve beraberliğine
halel gelmeyecek temiz bir dilin kullanılmasını her zaman
söyledik. Fakat bakıyoruz ki bu dili kullananlara, burada biraz evvel
yerli ve millî ittifak
Biz isterdik ki bu yerli ve millî ittifakın
içerisinde bugün ana muhalefet partisi de yerini bulsun. Bugün ana muhalefet
partisinin içerisinden YPGyi, PYDyi destekleyici söylemde bulunan ya da terör
örgütü demek için delil arayanların şartsız şurtsuz,
koşulsuz bir şekilde bu ittifakın içerisinde yer
almasını isterdik. Türkiye çok zor günlerden geçiyor, tarihî
süreçlerden geçiyor, beka meselesi.
Şimdi, Milliyetçi
Hareket Partisine 7 Hazirandan, 15 Temmuzdan sonraki duruşundan
dolayı her fırsatta bu tarz eleştirilerin doğru
olmadığı, burada isim ve koşul aranmaksızın her
partinin, her vatandaşın aslında bu duruşu sergilemesinin,
bizim milletimizin bize vermiş olduğu oya, yetkiye halel getirmeyecek
şekilde de doğru bir duruş olacağı kanaatindeydik.
Keşke buralarda olsaydınız.
Şimdi, bu dile
baktığımızda dün ana muhalefet partisinin grup
konuşması ki onu burada söylemeyeceğim yani burada telaffuz
edemeyeceğim şekilde ifadeler yer almakta. Onun
dışında, yine bu partinin il başkanı seçilen
kişiye bakıyorsunuz, devlete Katil değil, seri katil
diyor.
Kutuplaştırmayan dil bu mu acaba?
İnandığınız Allahınız topunuzun
belasını versin." diyen bir dil mi kutuplaştırmayan
dil? Ya da O ezanlar ki şehadetleri dinin temeli ama benim yurdumun
üstünde ebedi inlemesin artık ne olur ya, resmen ağzıma
ağzıma okunuyor." diye bir tweet atan
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bunların hepsi sahte.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bu ülkenin değerleriyle, bu ülkenin inançlarıyla âdeta
alay edercesine ya da şehitlerine dil uzatan dil mi
kutuplaştırmayan dil? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay, sizi dinliyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın mevkidaşım ana muhalefetin YPG ve PYDyi
destekleyici mesajlar verdiğini söylemek suretiyle ağır bir
sataşma ve hakarette bulunmuştur.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Ana muhalefetin içinden dedim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İçi dışı, içinden dışından
bir tane örnek göstereceksin.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
4.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Aksaray
Milletvekili İlknur İnceözün sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi,
bir şey söyleyeceğim, önce şu yerlilik, millîlik ve ittifak...
Ben saygı duyarım, MHP ile AK PARTİnin iş birliği
yapması siyasette bir tercih meselesidir, bizi de ilgilendirmez. Ama
Sayın Bahçelinin Al CHPyi vur PKKya. diye bir sözü var. Ya,
Sayın Bahçeli, insaf et ya! Bunu demeni gerektirecek Cumhuriyet Halk
Partisinin bir tutumunu ortaya koy ama ben başka bir tutum ortaya
koyacağım ya, Sayın Öcalan demeyi ve PKK bayrağı
açmayı suç olmaktan çıkarttık." dedi bu partinin içinden
çıkan Hükûmetin Başbakan Yardımcısı. O
şahıs, Sayın Bülent Arınçı kastediyorum, hâlâ AK
PARTİnin üyesi mi, değil mi? AK PARTİ, içinde bu kadar Öcalan
seviciyi barındırırken sizin AK PARTİyle böyle sözde
PKKya karşı yerli ve millî bir duruş sergilediğinizi iddia
etmeniz milletin aklıyla alay etmek olur.
İki, ana muhalefet
partisinin hiçbir temsilcisi PKK, PYD, YPGyle ilgili olarak sempati
uyandıracak bir konuşma yapmamıştır.
Başından beri size diyoruz ki: Terörle katı, amansız, etkin
bir mücadele edin, yanınızdayız ama bu ülkenin bir Kürt sorunu
var, bunu çözecek yer de Meclistir. Benim siyasi nezaket gereği, partiler
arası teamül gereği gittiğim bir kongreyi, AK PARTİ
grubunda, resmimi de yuvarlak içine alarak, aklınız sıra beni ak
trollerinize, yandaşlarınıza,
ayrıştırdığınız milletin bir parçasına
hedef göstermeniz de edepsizliktir. Edepsizliktir! (CHP sıralarından
alkışlar)
İlaveten, Erdoğan
çıksın bu millete şuradan dolayı bir özür dilesin:
Sayın Öcalan aldığı kellelerin bedelini ödüyor. diyen
Kemal Kılıçdaroğlu değildir, Recep Tayyip
Erdoğandır. (CHP sıralarından alkışlar) Öcalana
sayın diyen, şehide kelle diyen bir adamdan alacak yerlilik,
millîlik dersi bizim olamaz. Alacak olanların da aklına
şaşarım! (CHP sıralarından alkışlar)
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Akçay, size söz vereceğim ama şunu söylemek isterim, bir not
düşmek isterim: Tabii ki bu kürsüden her türlü eleştiri
yapılabilinir ama hakaret boyutlarına vardırmayalım,
birbirimize edepsiz gibi laflar da söylemeyelim ama bu sınırlar,
hakaret etmeme sınırları içinde tabii ki siyasi
eleştirilerinizi her zaman dinlemeye hazırız. Sayın Altay,
sözüm size.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan, çok kısa, tutanaklara geçmesi
bakımından söylüyorum: Benim kastım, buradaki kastım
siyasi edep yoksunluğudur. Bu bir tutanaklara geçsin.
BAŞKAN Tamam.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ama bir şey daha geçsin bu tutanaklara: Bir siyasi
partinin genel başkanı bir başka siyasi partinin milletvekiline
medyanın önünde, 80 milyonun önünde Ulan ahlaksız! diyemez. Bir
siyasi partinin genel başkanı tabiplere Adiler. diyemez.
BAŞKAN Sayın
Altay, biz burada
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ve sizin bu konularda yorum yapma hakkınız da
o-la-maz. Olmaz yorumunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Altay, burada siyasetin ahlaki sınırlarını
tartışmıyoruz.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Siz açtınız tartışmayı.
BAŞKAN Ben şu
anda Türkiye Büyük Millet Meclisini yönetmekle mükellefim. Bu kürsüden
söylenecek her türlü hakarete varan söze ikaz etmek gibi bir yetkim var.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hakaret değil bu.
BAŞKAN Bunu da her
zaman söyleyeceğim. Her zaman siz karşı gelseniz de bu yetkimi
kullanacağım Sayın Altay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Böyle bir yetkiniz bana göre yok.
BAŞKAN Bu da böyle
bilinsin.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Böyle bir yetkiniz yok.
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Akçay.
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yaptığınız
uyarı konusuna katıldığımı ifade edeyim ve gerek
kürsüde gerekse burada bu özeni azami ölçüde gösteren bir milletvekili ve grup
başkan vekili olduğumu da ifade edeyim.
Şimdi, şunu
hatırlatmak isterim: Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği bazı
kanun teklifleri, Meclis araştırması önergeleri ve İç Tüzük
değişikliğine ilişkin önergeler, PKK elebaşı
İmralı canisinin taleplerini de içermektedir. Ben sadece bunu
söylemekle yetineyim. Örneğin bir hakikatleri araştırma
komisyonu önerisi Öcalanın önerisidir. Mecliste çözülsün derken ki
kastettikleri de zannediyorum budur yani bunların talepleri
doğrultusunda Mecliste görüşme yapalım. Hatırlarsanız
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) -
Tamamlıyorum.
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen.
MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) - Ne demek İmralı canisinin taleplerini içeriyor?
ERKAN AKÇAY (Manisa) 7
Haziran sonrası oluşan Mecliste, Cumhuriyet Halk Partisinin,
işte terör hadiselerinden girizgâh yapılarak bir Meclis
araştırması önergesi vardı. O önergenin gerekçesi ve
veriliş amacına baktığımızda biz bunu uygun
görmedik ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak ret oyu verdik -ki o
hadiselerle ilgili veya terör hadiseleriyle ilgili bizim kendi partimizin
verdiği önergeler de vardı- ve buna bin defa da ret oyu
vereceğimizi de ifade ettik.
Şimdi amacımız
bunları burada tartışmak da değil ama bunları da
görmezden gelemeyiz. Hatırlatmak istedim. Şimdilik bunları
söylemekle yetiniyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akçay.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın
İnceöz
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Yerimden söz istiyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun, bir
dakikada tamamlayın lütfen.
4.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az evvel
Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan vekilinin konuşmalarını
da reddettiğimizi özellikle belirtmek istiyoruz. Hem burada
kutuplaştırmanın özellikle iktidar partisinden geldiğini
söyleyeceksiniz, her fırsatta bu dili devam ettireceksiniz grup
konuşmalarınızda, Meclisteki konuşmalarınızda,
sokakta, Twitterda, sosyal medyada, ondan sonra da gelip bizi
suçlayacaksınız. Bunu reddediyoruz bir kere.
Onun dışında,
Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Genel
Başkanımıza her fırsatta hakaret etmeyi âdeta
sıradanlaştıran bir dili reddediyoruz, buna itiraz ediyoruz ve
her söylemde bu itirazlarımız yerini bulacaktır muhakkak.
Böylelikle aslında toplumun yüzde 52sine, ona oy veren yüzde 52ye de
hakaret ediliyor. Aslında, bu dil üzerinden bilinçaltı algıyla
toplumu zaten bu dil otomatikman bölüyor. Bu dili kullanacaksınız sonra
da bizi itham edeceksiniz, ilzam edeceksiniz. Bunun dışında bizi
edebe
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Siz de
tamamlayın lütfen bir dakika içinde.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray)
siyasi edebe çağırırken de, siyasi edepsizlik
derken de bu birlik ve beraberlik dilini kullanmayanların özellikle burada
bir kez daha
Yani bakıyoruz, hem edebe çağırıyorsunuz hem
de edep yoksunu daha farklı bir konuşmayla bu çağrıyı
yapıyorsunuz, olur mu öyle bir şey.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bak, bak, bak, bana edep yoksunu dedi, duydun değil mi
Başkan?
BAŞKAN Yolu
açarsanız öyle devam ediyor işte.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Konuşmayın diyorum ya.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Bitirince onu da uyar.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Hayır, bir dakika, siyasi edepten bahsediyorum yani edep yoksunu
demiyorum, onu özellikle düzeltiyorum. Siyasi edep yoksunluğuyla itham
edeceksiniz, aynı konuşmayı yapacaksınız
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Ben de siyasi edep diyorum zaten, öbür edep
Kimin edebi
kimi ilgilendirir?
BAŞKAN Bu yolu
açarsanız cevap geliyor Sayın Altay.
Evet, buyurun.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Siyasi edep yoksunluğundan bahsedeceksiniz, ondan sonra da
aynı konuşmayı yapacaksınız; bu kabul edilebilir bir
şey değil, onu özellikle belirtmek istiyorum.
Temiz dil her yerde
kullanılmak zorunda. Son dönemde hem burada hem dışarıda
ağzından çıkan kelimelere, cümlelere
baktığımızda kendisinin o nazik karakterine falan hiç
yakışmayan, hakikaten yakıştıramadığımız
bir konuşmayı gerçekleştirmekte; onu özellikle belirtmek
istiyorum.
Hem terörle mücadeleye
destek veriyoruz. diyeceksiniz hem de bu terörle mücadelenin
dışında yaralayıcı konuşmalar
yapacaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Terörle mücadeleye destek vermeyelim mi?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray)
Devam etmek istiyorum Sayın Başkanım, bir dakika daha
istiyorum.
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen, üç dakika oluyor yalnız.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkanım, burada gerçekten önemli konular
konuşulması gerekiyor; gündemimiz yoğun, bir tarafta Afrinde
operasyon var
BAŞKAN Ben de bir
yandan usulü uygulamak zorundayım Sayın Başkan.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray)
ve konuştuğumuz konulara bakıyoruz ki
kutuplaştırma bizzat konuşanlar tarafından yapılmakta.
Her zaman demeçlerimizde birlik ve beraberlik mesajları veriyoruz, 80
milyonun kardeşliği. diyoruz. Bu, hem bu coğrafya için
Ama
ondan sonra geleceksin burada keskin bir dille ithamlarda bulunacaksın.
Bakın, bunu diyenler sadece dünkü grup toplantısına baksın,
genel başkanlarının konuşmasına baksın. Toplumu
bölen, ayıran, hakaret eden
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya)
Sen genel başkanına bak.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) - Bakın, o kelimeleri burada tekrar etmeyeceğim. Sonra
Sayın Genel Başkanımız Türk Tabipleri Birliğine
elbette ki o konuşmayı yapar. Afrinde bu operasyonlar
gerçekleşirken adının başında Türk olacak, ondan
sonra bu operasyonlara ilişkin teröristlere tek laf etmeyecek, onun
dışında da insan haklarından bahsedecek, süslü kelimelerden,
barış kalkanından, teröre ve teröristlere destek verecek,
Sayın Genel Başkanımız buna itiraz etmeyecek. Yok böyle bir
şey.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yok böyle bir şey.
Her iki grup başkan
vekili de ayrı ayrı sataştılar. Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkan Vekili Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Biz
sataşmaya cevap verdik efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Hayır, şöyle
Efendim, ben söyleyeyim:
Cumhuriyet Halk Partisinin Mecliste verdiği kimi önergeler ve teklifler İmralı
canisinin de taleplerini içeriyor. demek suretiyle kamuoyunda bu Meclisi
izleyen vatandaşlar ve sayın milletvekilleri bakımından
yanlış algı doğurabilecek bir ithamda bulundu, bir
sataşmada bulundu.
Sayın İnceöz
baştan sona zaten sataştı. Ayrı ayrı söz talep
ediyorum. 2 kere kürsüye çıkmayı talep ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Yerimden de üç dakika olacak. Orada üç dakika verin o zaman.
Anlaşalım, siyaset uzlaşmadır.
BAŞKAN Siz bir gelin,
iki dakika size sataşmadan dolayı bir söz vereyim. Diğer grup
başkan vekillerine yerlerinden sözlerini ifade ederken artı bir
dakika verdim, size de kürsüden veririm.
Buyurun.
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçay ile Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün
yaptıkları açıklamaları sırasında Cumhuriyet Halk
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, şimdi, değerli arkadaşlar, burası
Meclis, hepimiz milletvekiliyiz, bu aziz milletin temsilcileriyiz. Şu
Mecliste yıllardır derim ki siyaset önce nezakettir, vicdandır,
vatanseverliktir ve samimiyettir. Afrin Operasyonuna ilk günden destek
vermemiz AK PARTİyi ve MHPyi rahatsız etti. Neden rahatsız
eder sizi? Ben söyledim, bu asker Tayyip Erdoğanın askeri
değil, bu asker aziz milletimizin askeri, bu milletin evlatları. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya)
Mustafa Kemalin askerleri
ENGİN ALTAY (Devamla)
Afrine, Afrinin içine girelim. diyor Sayın Akçay. O, bizim
vereceğimiz bir karar değil, o TSKnin ve MİTin vereceği
bir karar. Siz burada Türkiyede milliyetçilik dalgasını yükselterek,
bu ülkeyi Kürtler ve Türkler diye ayrıştırarak bu ülkeye
tarihin en büyük zararını veriyorsunuz. Siz derken kastım
sayın milletvekilleri değil, yukarısı. Bunu yapmayın
dedik. Ya, ben yalvardım ya, Tayyip Erdoğana yalvardım,
Şu milleti bölme. Etnik aidiyet üzerinden siyaset yapma, inanç aidiyeti
üzerinden siyaset yapma, yaşam tarzı üzerinden siyaset yapma.
Yazık, günah! 80 milyon biriz, kardeşiz. dedim. Ama ne oldu?
Şimdi, Sayın İnceöz, evet, siyasette, işte, etme bulma
işi. Ben doğru bulmuyorum. Elbette siyasette temiz bir dile her yerde
ihtiyaç var.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Niye bozuyorsunuz o zaman?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Ama temiz bir dile önce, Anayasa gereği devletin milletiyle birlikte
birliğini, bütünlüğünü temsil eden makamı kullanan kişinin
herkesten çok dikkat etmesi lazım.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Çok dikkat ediyor.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, ben tekrar şunları sayıp bizi
Biz Kürt
halkının dostuyuz, evet; bizim için Kürtler de Türkler kadar
kıymetlidir, evet. Ama PKK ve diğerleri terör örgütüdür, devletin
keskin ve katı bir şekilde hesaplaşması gereken terör
örgütüdür.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) Biz
de onu yapıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Siz bize PKKyla, HDPyle yakınlığımızdan
bahsedeceğinize Abdullah Öcalana övgüler düzen
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
Tayyip Erdoğan hariç şurada, o da var, 2, 4, 9 kişiyi
partinizden atın, partinizden atın da ondan sonra bizimle HDPyi
ilişkilendirin. (CHP sıralarından alkışlar)
SALİM USLU (Çorum)
Önce İstanbul il başkanınızı atın ya siz.
BAŞKAN Artı bir
dakika.
Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Afrinin merkezine girmeyin. bir samimi uyarıdır. 400 bin nüfuslu
bir şehre girip orada teröristleri
SALİM USLU (Çorum) O
karar bize ait değil.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Evet, TSKye ait olmalı zaten.
bulup temizleme imkânı varsa
hayhay. Kardeşim, senin kendi 81 vilayetinin içinde yok mu terörist? Kendi
ülke sınırların içinde girip temizleyemediğin teröristleri,
bilmem 40 kilometre ötedeki Afrinde 400 bin nüfusun içinde nasıl
ayıracaksın?
Ve Sayın Akçay, biz
yapıcı muhalefetimizin gereği samimi bir uyarı yaptık.
Bu meşru operasyonu, bu meşru sınır ötesi operasyonu dünya
milletler ailesi nezdinde gayrimeşru hâle getirmeyin. Afrine -400 bin
nüfuslu bir yere- girdiğinizde sivil kayıp demek Türkiye'yi dünya
kamuoyunda haklıyken haksız etmek demektir. Bunu yapmayın.
dedik. Bu yapıcı uyarılarımızı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla)
sizlere söylemeye, iletmeye devam edeceğiz.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) Polemik
çok, eğer buraya gelip İstanbul il başkanı şunu dedi,
bunu dedi. dersen bende çok şey var, gel söyle. Ben de söylerim. Kimse
yalan söylemesin.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bende de daha çok şey var, o kadar malzeme verdin ki
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi
BAŞKAN Sayın
Altay
ENGİN ALTAY (Devamla)
Olay bu.
Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum, grup başkan
vekillerini toplantıya davet ediyorum çünkü bu böyle bitmeyecek.
Kapanma Saati: 15.03
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.20
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Sayın grup başkan
vekillerine yerlerinden birer dakika söz vereceğim ve bu süreyi
uzatmayacağım.
Sayın Akçay, sizden
başlayalım.
Buyurun.
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul Milletvekili
Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren
açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben sadece bir örnek
olması bakımından -çok sayıda, onlarca örneği olmakla
birlikte- Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçelinin 1
Temmuz 2015 tarihinde dikkatinizi çekerim- grup toplantısında
yaptığı şu uyarıyı ifade etmek isterim:
Şimdi, şunu söylemek isterim ki Türkiye'nin güvenliği
partilerüstü bir konu olup günlük siyasetin önündedir. Bu itibarla Türkiye tüm
millî güç unsurlarıyla harekete geçmeli, hiçbir devletten izin
beklememeli, uluslararası hukuktan doğan meşru haklarıyla
vatanını ve milletini savunmalıdır. Bu bir savaş
çağrısı değil, nefsi müdafaa ve millî güvenliğimizi
sağlama alma, Türkiye'nin
caydırıcılığını gösterme iradesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Cümlemi tamamlayayım efendim.
BAŞKAN Yalnız,
süreyi uzatmayacağım demiştim Sayın Akçay, lütfen
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Tamamlayayım efendim.
BAŞKAN Peki, buyurun.
Bir dakika ek süre daha
vereyim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Altay, Afrine girme konusunda buna Türk Silahlı Kuvvetlerinin,
işte, Millî İstihbarat Teşkilatının karar
vereceğini ifade etti. Bu bir devlet kararıdır, Hükûmetin
kararıdır, elbette Cumhurbaşkanıyla birlikte verilecek bir
karardır ki bu karar zaten verilmiştir. O bakımdan, bunun
üzerinde durmamak lazım ve bu kararlılığın
arkasında durmak ve desteklemek gerekir.
Ayrıca, yapılan
konuşmalarda kesinlikle birtakım etnik
ayrımcılığı çağrıştıracak
ifadelerden özenle kaçınmak lazım. Biz yek bir milletiz ve 81 milyon
Türk milleti olarak bir millî irade, bir millî dayanışma
gösteriyoruz. Hepimiz bu dayanışmanın içerisinde olmak
mecburiyetindeyiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de Sayın Akçay.
Sayın Altay
6.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tam da Sayın Akçayın
dediği gibi düşünüyorum. Biz, Afrin Harekâtının
başladığı gün, birinci gün, bu operasyonda Hükûmetin ve
Mehmetçikimizin yanında ve arkasında olduğumuzu söyledik ama
takdir edersiniz ki oradan minimum zayiatla dönmemizi, başarıyı
elde edip yani Türkiyeye tehdit olan terör örgütlerini orada temizleyip oradan
Mehmetçikimizin minimum zayiatla dönmesini arzu etmemizden daha tabi ne
olabilir? Bu vesileyle, ana muhalefet olarak yaptığımız
yapıcı, samimi uyarıların Hükûmetçe kabul görmesi, dikkate
alınması gerekir. Esasen burada doğrusu şudur:
Dışişleri Bakanlığının, Millî Savunma
Bakanlığının -bilmiyorum ama- belki günlük, muhalefet
partileriyle bilgi paylaşması gerekir. Afrin Operasyonuyla ilgili
bilgilerin parti kongrelerinden paylaşılması doğru
değildir, bunu söylüyoruz.
Öte yandan, MHP ve AK
PARTİyi ilzam
(Mikrofon elektronik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın
lütfen siz de, bir dakika dedik ama olmadı.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Olmuyor, her şey planlandığı gibi
olmuyor.
MHP ve AK PARTİyi ilzam
etmiyorum ama kamuoyunda şöyle bir milliyetçilik dalgası yükseliyor
Afrin üzerinden. Yani Kürtlere yönelik, terörizme bulaşmamış,
terör örgütleriyle ilintisi olmayan Kürt vatandaşlarımızın
da bu noktada kriminalize edilmesine yol açacak sokakta, burada demiyorum-
söylemlerden uzak durmak lazım. Bunu söylüyorum, yoksa ne MHPnin ne AK
PARTİnin Kürtlere yönelik, Kürt vatandaşlarımıza yönelik
böyle katı, ayrışmacı bir tutum içinde, keskin siyaset yaptığını
söylemiyorum ama söylemlerin buna yol açmasından duyduğum
endişeye dayalı olarak bir muhalefet anlayışı içinde
bu uyarıyı yapmayı da gerekli gördüm.
Tekrar altını
çizelim: Terörle etkin, katı bir mücadele ama Türkiye'nin Kürt sorununa
eğilmesi lazım diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de.
Sayın İnceöz...
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) İki dakika verin de Başkanım, kesilmesin.
BAŞKAN Doğal
olarak öyle tamamlanacak artık.
Buyurun.
7.- Aksaray Milletvekili İlknur İnceözün, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki, bir kere, Kürt, Türk, Arap, burada,
Suriye Afrinde operasyon düzenlenen o bölgede beraber yaşamaktadırlar.
İçeride de Kürt kardeşlerimiz vardır, Türk kardeşlerimiz
vardır, orada da aynı şekilde.
Bir kere, bu operasyonun niye
yapıldığını, Türkiye Büyük Millet Meclisinden niye bu
tezkerenin çıktığını, askere niye böyle bir yetki
verildiğini hepimiz biliyoruz. Burada terör devletçikleri koridorunun
oluşturulmasına asla müsaade etmeyeceğimizi daha evvel deklare
ettik, ilan ettik ve bu bölgenin temizlenmesi için aslında bir süre de
verilmişti. Bir bakıyoruz ki terör örgütleri oralarda yuvalanmaya
başladı, Türkiye'ye, ülkemize doğru da bir saldırı...
Şu anda Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanmaktadır
uluslararası hukuka göre. Birleşmiş Milletler ve bir NATO üyesi
olarak her şeyden önce uluslararası hukukta da haklı, yerli bir
konumdadır. Bunu asla göz ardı etmememiz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Siz de
tamamlayın.
Bir dakika ek süre veriyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İki dakika bitti. Üç dakika mı oluyor?
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bunun dışında, kata Suriye topraklarında da
gözümüzün olmadığını ve Suriye topraklarının
bütünlüğünün de elzem olduğunu, bunu temin etmek için de burada
operasyon yapmak ve burada yaşayan Suriyelilerin de o bölgeye
yerleştirilmesi için terörden temizlenmesi gerektiğini özellikle
belirtmek istiyorum.
Şimdi, bu ortamda,
Afrinde operasyon düzenlenirken bu konuda partilerüstü, siyasetüstü, elbette
ki millî ve yerli ve bu anlamda da bütün açıklamalarımızla orada
askerimizin moralini bozacak değil, bilakis onlara dualarımızla,
konuşmalarımızla, duruşumuzla askerimizi cesaretlendirecek
ve yüreklendirecek bir tavır sergilememiz lazım.
Bunun dışında,
bir şey daha söylemek istiyorum ki, Afrin merkezine girmek gerekiyorsa
elbette ki bunların kararları verilecektir. Daha evvel Surda,
Cizrede, şehirlerin nasıl teröristlerden temizlendiğine dair de
ordumuzun iyi bir tecrübesi vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bunun kararını en iyi verecek de Türk Silahlı
Kuvvetleri ve ordunun başkomutanıdır.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Evet, biz söylüyoruz.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkanım, tutanaklara geçmesi bakımından ifade
ediyorum: Milliyetçilik dalgası ve milliyetçilik, bütün milletimizin, 81
milyonun tasada, kıvançta ortak tutum almasını sağlayan
millî bir duruşun adıdır. Bundan kim rahatsız olur? Bundan
elbette PKK, terör örgütleri, Türkiyenin düşmanları, ABD ve
Avrupanın bazı ülkeleri rahatsız olur. Dolayısıyla,
millî bir tutum almak demek, Türkiye Cumhuriyetinin devlet olarak, Hükûmet
olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak aldığı tutumu,
dayanışmasını hep birlikte, 81 milyon olarak ve bütün
siyasi partiler bakımından göstermek olarak ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) On saniye Başkanım, on saniye
Sayın Akçayın
tarif ettiği milliyetçiliğin başımızın üstünde
yeri var, kendilerinin öyle düşündüğünü biliyorum. Benim tehdit
gördüğüm milliyetçilik, yükselen dalgadan kastım, Türkiyenin şu
anda Afrine verdiği destek değil ama bu noktada kana, kafatasına,
ırka dayalı milliyetçilik anlayışı içinde de münferit,
lokal, sokaklarda, sağda solda birtakım insanların
oluşturacağı tehditlerdir. Bunun altını çizmek
istedim, kayıtlara geçsin istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Ona herkes
karşı zaten, evet.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Ben de kayıtlara girsin diye bir ifadede bulunmak istiyorum.
Asla böyle bir endişeye
yer vermemek lazım.
BÜLENT YENER
BEKTAŞOĞLU (Giresun) Biz ordumuzu seviyoruz.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Bu operasyonlar hiçbir şekilde Kürt, Türk vesaire değil,
teröristlere ve eli silahlı sivil görünümlü teröristlere ilişkindir.
O anlamda da bu endişelerinin inşallah haksız ve boşa
çıkmasını temenni ediyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) İnşallah.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, bence kesinlikle bu endişelere yer yoktur, bunlar
apayrı hususlardır.
MEHMET METİNER
(İstanbul) Sahada o tür bir milliyetçilik yok zaten.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sayın grup başkan vekilleri; ben de bundan sonra
günün anlamına uygun olarak Genel Kurul çalışmalarını
sevgi ve kardeşlik içinde sürdürmenizi temenni ediyorum ve hepimize
sevgili dolu bir ömür diliyorum.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları (Devam)
3.- Erzincan Milletvekili Serkan Bayramın, 13 Şubat
Erzincanın düşman işgalinden kurtuluşunun 100üncü
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
BAŞKAN Gündem
dışı üçüncü söz, 13 Şubat Erzincanın düşman
işgalinden kurtuluşunun 100üncü yıl dönümü münasebetiyle söz
isteyen Erzincan Milletvekili Serkan Bayrama aittir.
Buyurun Sayın Bayram.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SERKAN BAYRAM (Erzincan)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Erzincanımızın düşman işgalinden kurtuluşunun
100üncü yıl dönümü münasebetiyle söz almış bulunuyorum. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Dün 13 Şubat idi;
Erzincanımızda Sayın Başbakanımızın, genel
başkan yardımcılarımızın, milletvekillerimizin,
aziz hemşehrilerimizin katılımıyla bu kurtuluş programını
ve il kongremizi gerçekleştirdik. Ben başta
Başbakanımız olmak üzere bütün katılımcılara
şehrim adına teşekkür ediyorum.
İstiklal mücadelesinin
Anadoluda dalga dalga yayıldığı yıllarda
Erzincanın vatansever insanları, yiğitleri o yokluk günlerinde,
zor şartlarda Gazi Mustafa Kemal önderliğinde Önce vatan. diyerek
hiçbir zaman esarete boyun eğmemiştir.
Bugün düşmanlar isim
değiştirmiş, düşmanlıklar şekil
değiştirmiştir. Amaç, Türkiyenin o gün de bugün de birlik ve
bütünlüğüne zarar vermektir. Ancak şu unutulmamalıdır ki 13
Şubat ruhu var oldukça bu birlik ve beraberlik asla bozulmayacaktır.
Bugün Meclisimiz
açıldıktan sonra bir polemik gerçekleşiyor. Üzülerek izliyorum
değerli arkadaşlar. Bu ülke çok zor şartlarda
kazanıldı. Bakın, Suriyeliler, 3,5-4 milyon civarındaki
misafirimiz, onların da belki kendi memleketlerinde bu şekilde ters
fikirler öne sürülebiliyordu ama bugün hepsi bizim ülkemizde misafir,
yaşam mücadelesi veriyor ve ülkeleri yok. Allah kimseyi ülkesiz ve
vatansız bırakmasın.
Türkiyeye yönelik bu
operasyonlar hiçbir zaman bitmedi. 15 Temmuzda da FETÖ örgütüyle beraber yeni
bir kalkışmaya milletimiz gerekli cevabı verdi. Bugün de
Afrinde yapılan mücadele ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelik.
Yıllardır biz
sivrisinekleri öldürmekle uğraştık, ilk defa
bataklığı kurutuyoruz. Afrin, terör örgütünün
yerleşmiş olduğu bir bataklıktır.
Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğanın
talimatıyla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bu mücadeleyi
gerçekleştiriyor ve sivil ile terör örgütünü ayırt edecek de güçlü
bir ordumuz var, gereken cevabı hem içeride hem dışarıda
veriyor, yeter ki tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ülküsüyle her
zaman milletimizin, devletimizin yanında olalım.
Bakın, Afrin
mücadelesinde askerlere destek olarak Hatayda kurban kesen Yörük teyzemiz,
Mehmetçikin ayakları üşümesin diye Düzcede çorap ören Kevser
teyzemiz, Elmas köyü mevkisinde teröristlerin havan saldırısı
sonucunda yaralanan ve hastaneye el ele tutuşarak giden, kendi
acısını unutarak silah arkadaşını teselli etmeye
çalışan gazimiz ve daha niceleri, bunlar hep birlik ve
beraberliğin bir temsili.
Bu vesileyle aynı
memleket sevgisiyle mücadele ederek Erzincanımızı düşman
işgaline teslim etmeyen, tüm Anadoludaki mücadelede, Çanakkalede, 15
Temmuz darbe gecesinde, Afrinde şehit olan aziz askerlerimize Allahtan
rahmet diliyorum.
Erzincanlı Hümeyra
kardeşimizin 10 yaşındayken yazmış olduğu bir
şiiriyle sözlerime son vereceğim.
Oğlun şehit, çatma
kaşını anne.
Metin ol da dik tut
başını anne.
Gel öp, kokla mezar
taşımı anne.
Akıtma gözünden
yaşını anne.
Olsa da bu dünyada gönlün
ezik,
Eğilme kimseye, tut
başını dik.
Bu duygular bizim için
tanıdık, bildik.
Akıtma gözünden
yaşını anne.
Ölüm vaktin gelsin
kavuşacağız,
Al bayrak altında
buluşacağız,
Mahşerde birleşip
sarılacağız.
Akıtma gözünden
yaşını anne.
Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bayram.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, sisteme giren ve söz talebinde bulunan 15 sayın milletvekiline
yerlerinden birer dakikalık söz vereceğim.
Söz vereceğim sayın
milletvekillerinin isimlerini okuyorum: Sayın Şimşek, Sayın
Hürriyet, Sayın Eseyan, Sayın Dedeoğlu, Sayın Aydemir,
Sayın Taşkın, Sayın Kılıç, Sayın Sürekli, Sayın
Ünal, Sayın Turan, Sayın Gürer, Sayın Can, Sayın Uslu,
Sayın Akyıldız ve Sayın Çamak.
Sayın Şimşek,
sizden başlıyoruz.
Buyurun.
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, Mersinin
Mezitli ilçesi Tece sahilindeki arazinin TOKİye devriyle ilgili
çalışmaların durdurulması nedeniyle Kalkınma
Bakanı Lütfi Elvana teşekkür ettiğine ve bu arazinin
amacına uygun bir şekilde Mersin halkının hizmetine
sunulmasını talep ettiğine ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile getirdiğimiz,
Mersin Mezitli Tece sahillerindeki 76 bin metrekare yeşil alan olan
arazinin TOKİye devriyle ilgili çalışmaların
durdurulduğunu Sayın Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan
açıklamıştır. Bütün siyasi partilerin karşı
olduğu bu projeyle ilgili ilgi gösteren Sayın Kalkınma
Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Yalnız, bundan sonraki
süreçte de bu arazinin boşlukta bırakılmamasını ve
belediyeye devrinin yapılarak amacına uygun olarak, yeşil alan
olarak Mersin halkının hizmetine sunulmasını, bununla
ilgili de Sayın Bakanın gerek TOKİ Başkanıyla gerekse
Çevre ve Şehircilik Bakanıyla gerekli görüşmeleri yaparak Millî
Emlak Müdürlüğü tarafından bu arazinin tahsisinin öncelikli olarak
belediyelere devrini ve amacına uygun bir şekilde Mersin
halkının hizmetine sunulmasını talep ediyor, emeği
geçen herkese, bütün siyasi partilere teşekkür ediyor,
saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Şimşek.
Sayın Hürriyet
9.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, kamu kurum ve
kuruluşlarında görev yapan şoförlerin durumuna ilişkin
açıklaması
FATMA KAPLAN HÜRRİYET
(Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Taşeron düzenlemesi
binlerce işçiyi üzmeye devam ediyor. Bu işçilerin arasında ise
kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan şoförler en başta
geliyor.
Kamu kurumlarında uzun
süredir araç ihtiyaçları kiralama yöntemiyle karşılanıyor.
Dolayısıyla kiralık araçlarda görev yapan şoförler de yine
kurum personeli dışındaki çalışanlardan oluşuyor.
Bu şoförler de taşeron statüsünde çalışıyor. Temizlik
personeli ve güvenlik personeli gibi işlerini yapıyor,
gerektiğinde mesai saatleri dışında ve hafta sonları
da çalışıyor. Sonuçta, kurum araçları kendi
başına gezmiyor, onları da çalıştıran müdürleri,
başkanları, devlet büyüklerini yağmur çamur demeden
taşıyan insanlar bulunuyor ama ne var ki bu şoförler
sözleşmelerinde sadece araç olarak görünüyor. İnsanlar
sözleşmelerinde yaşına göre değil, yaptıkları
işe göre değerlendirilmelidir. Devletin kurumlarının
kullandıkları araçlar kiralık olabilir ama bu insanlara kiralık
araç muamelesi yapılmamalıdır. Bir an önce bu insanların
mağduriyetleri çözülmeli ve kadro verilmesi konusunda bir
çalışma yapılmalıdır diyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de Sayın Hürriyet.
Sayın Eseyan
10.- İstanbul Milletvekili Markar Eseyanın, Profesör
Doktor Agop Kotoğyanın vefatına ilişkin
açıklaması
MARKAR ESEYAN (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bilindiği üzere, dünyaca
ünlü dermatolog doktor, ülkemizin medarıiftiharı Sayın Agop
Kotoğyan, namıdiğer Kolsuz Agop Hakkın rahmetine
kavuşmuştur. Kederli ailesi, Ermeni toplumu ve tüm milletimizin
başı sağ olsun.
Kolsuz Agop şüphesiz
mesleki anlamda bir deha ve efsaneydi ancak bununla birlikte bir Anadolu
bilgesi ve bir dervişti. Neden onlarca teklifi geri çevirip yurt
dışına gitmediğini sorduklarında şöyle
demişti: Evet, doğrudur, ülkemde acı çektim, sefaletin dibinde
yaşadım; doğrudur, dedemi, çocukluğumu, kolumu kaybettim
ama yolumu kaybetmedim. Bu ülkede yaşayan milyonlarca insandan hiçbir
zaman farklı olmadığımı düşündüm. Bu topraklarda
yaşayan tüm insanları kardeşim olarak benimsedim. Bir ülkeyi
sevmek demek bu topraklarda geçirdiğin güzel ve iyi günleri sevmek demek
değildir; iyi günde ve kötü günde burada olmak, vatanının
yanında kalmak demektir yurt sevgisi. Nadide bir değeri kaybettik,
başımız sağ olsun. Tekrar ailesine
başsağlığı diliyorum, teselli diliyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Profesör Doktor Agop Kotoğyana Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin konuşması
BAŞKAN
- Ben de Allahtan rahmet diliyorum kendisine, sevgi ve saygıyla
anacağız ve unutmayacağız.
Sayın
Dedeoğlu
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
11.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun,
Kızılelmanın kendileri için dünyaya adaleti ve
insanlığı yaymak, Allahın adını yüceltmek
olduğuna, ülkemizin ve İslamın geleceği için canları
pahasına mücadele eden kahramanlara başarılar, şehitlere
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
SAMİ DEDEOĞLU
(Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri
İstikamet neresi? sorusuna Kızılelma. cevabını
veren kahraman Türk askerinin, Nereye gidiyorsunuz? sorusuna Düğüne
gidiyoruz. diye cevap veren, sonrasında şehadet haberini
aldığımız kahraman Mehmetçiklerimizin bu inanç ve
cesaretlerinin kaynağı olan Kızılelma nedir?
Kızılelma, bugün Afrindir, yarın Kudüstür, öbür gün
Türkistandır. Bizim Kızılelmamız
İlayıkelimetullahtır. Bizim Kızılelmamız
nizamıâlemdir. Bizim Kızılelmamız dünyaya adaleti ve
insanlığı yaymaktır. Bizim Kızılelmamız
Allahın adını yüceltmektir, Allahın adını
haykırmaktır. Kızılelma ulaşılmak istenen en son
noktadır, devleti ebet müddet olana kadar mücadele etmektir.
Değerli milletvekilleri,
bugün dünyaya bir kez daha haykırıyoruz: Ülkemizi
kuşatamayacaksınız. Ülkemize diz çöktüremeyeceksiniz. Bugün
düşmana karşı birlik olma günüdür. Bugün Mehmetçik için dua etme
günüdür.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SAMİ DEDEOĞLU
(Kayseri) Ülkemizin ve İslamın geleceği için canları
pahasına mücadele eden kahramanlarımıza yüce Rabbimizden
başarılar, şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Aydemir
12.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, asrın en
alçak terör ortaklığına göğüslerini siper eden
kahramanları dadaş yürekler adına selamladığına
ve onları incitecek söz ve eylemlerde bulunanların millet
vicdanında yokluğa mahkûm edildiklerine ilişkin
açıklaması
İBRAHİM
AYDEMİR (Erzurum) Başkanım, teşekkür ediyorum.
Asrın en alçak terör
ortaklığına göğüslerini siper eden
kahramanlarımızı dadaş yürekler adına
selamlıyorum ve esaslı bir not düşüyorum: Onları incitecek
söz ve eylemlerde bulunanlar millet vicdanında yokluğa mahkûm
edilmişlerdir, Allah indinde de sorumludurlar. Devşirmeyi
umdukları kirli, kanlı PKK oyları için şehitleri, gazileri
ve kahramanları rencide eden siyaset dessaslarını insafa davet
ediyorum ve onlara tavsiyede bulunuyorum ki: Üzerleri barut kokanlarla ittifak
için cilveleşenler süratle milletin değerleriyle
kucaklaşsınlar, Afrine girmemek şeklindeki ayıp ötesi
tartışmadan vazgeçip kapısını
aralayamadıkları milletin gönlüne, kalbine girmeye gayret
göstersinler.
Bugün sevgilimiz Mehmetçik
olsun, hediyeler bu yiğitlere verilsin. Milletvekillerimizi,
vatandaşlarımızı Mehmetçik Vakfına SMS ve diğer
yollarla bağışa davet ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Taşkın
13.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 10
Şubat Sultan II. Abdülhamit Hanın vefatının 100üncü
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN
(Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçtiğimiz 10 Şubat
cennetmekân Sultan II. Abdülhamit Hanın vefatının 100üncü
yıl dönümüydü. Çok sıkıntılı bir dönemde
hükümdarlık yapan Abdülhamit Han, bugünkü Türkiye'nin 8 kat
büyüklüğünde bir coğrafyayı dâhiyane bir siyaset, adalet ve
kudretle otuz üç yıl yönetti. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile
eğitim ve öğretim seferberliği başlattı. Eğitim,
kültür, sanat, mimari, askerî teşkilat, bilim ve teknoloji
sahalarında yaptığı yenilik ve hizmetlerle devlete, millete
şeref ve itibar kazandırdı. Çoğu şahsi parasından
olmak üzere ülke genelinde 1.552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir
yanını demir yoluyla döşedi.
Ülkesi ve milleti için gece
gündüz çalışan cennetmekân Sultan II. Abdülhamit Hanı
vefatının 100üncü yıl dönümünde rahmetle yâd ediyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Kılıç
14.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, 10 Şubat Sultan II. Abdülhamit Hanın
vefatının 100üncü yıl dönümüne ve sebatın güçlükleri yenen
silahların en büyüğü olduğuna ilişkin açıklaması
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Vefatının 100üncü
yıl dönümünde Sultan II. Abdülhamit Hanı rahmetle anıyorum.
Bir şeyi istemek, onun
rüyasıyla yaşamak demek değildir. Bilmek başka, istemek
başka şeydir. Bir insan hiçbir şey yoktur ki arzu etsin ve
yapamasın. Kişiler çoğu kez Elimden geleni yaptım. diyerek
yaptıklarını yeterli bulur. Aslında bir
kaçıştır bu. İnsan tüm mazeret kapılarını
kapadığı zaman aksiyona yönelir. Öyle bir an gelir ki istemenin
anlamı gemileri yakmaktır. Nitekim, Siracusa Tiranı Agathokles
Afrika sahilinde, Bizans İmparatoru Julian İran Hükümdarı
Şapura karşı, Guillaume İngiltere sahiline çıkarken,
Tarık Biz Ziyad Afrikadan İspanyaya çıkınca Vizigotlara
karşı gemileri yakarak zafer kazanmışlardır. II.
Mehmet de tüm hazırlıklarını tamamladıktan sonra Ya
Bizans beni alır, ya ben Bizansı. diyerek İstanbulun fethini
gerçekleştirip Fatih unvanını almıştır. Sebat,
güçlükleri yenen silahların en büyüğüdür.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Sürekli
15.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, Afrin
şehidi Ömer Bilal Akpınarın ailesine yazdığı
mektuptan bir bölümü paylaşmak istediğine ilişkin
açıklaması
KEREM ALİ SÜREKLİ
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Vatanına sevdalı
yiğidimiz Afrin şehidi Ömer Bilal Akpınarın ailesine
yazdığı iman kokan mektuptan bir bölümü sizlerle
paylaşacağım: Bu savaş haç ile hilalin, iman ile
inkârın, küfür ile tevhidin savaşıdır. O yüzden anneme,
babama, kardeşime ve Nura selam söyleyin; üzülmesinler. Annem arada bir
dua etsin, hayatını üzülmekle bitirmesin. Nura söyleyin, ben ona
doyamadım ama eğer gidersem hakkını helal etsin; üzülmesin,
inşallah öbür tarafta birbirimize kavuşacağız; benim
yasımı tutmakla ömrünü geçirmesin. Hakkınızı helal
edin.
Vatana sevgisini aile
sevgisinin dahi üzerinde tutan yiğit kardeşim, ruhun şad,
mekânın cennet olsun. Vatana sevdalı yiğitlere selam olsun. Bu
ülke sana ve size minnettardır.
BAŞKAN
Şehitlerimize tekrardan Allahtan rahmet diliyorum.
Sayın Ünal? Yok.
Sayın Turan
16.- İstanbul Milletvekili Hasan Turanın, ABD
Kongresine sunulan bir istihbarat raporuna ilişkin açıklaması
HASAN TURAN (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
ABD Kongresine sunulan bir
istihbarat raporunda YPGnin PKKnın Suriyedeki milis gücü ve otonom bir
bölge arayışında olduğu belirtilmiştir. Bu rapor,
ABDnin binlerce tır silah dağıttığı güçlerin
aslında terör örgütü olduğu gerçeğinin yine ABD istihbaratı
tarafından dünyaya itirafıdır, aynı zamanda bir suç
itirafıdır. Yine bu rapor, ABDden liderimiz, Hükûmetimiz ve ülkemize
yönelik her türlü bilgi, tezvirat ve kampanyayı kendisine baz alarak
siyaset yapanların söz konusu PKK uzantısı bu örgütler olunca
amalı ve fakatlı cümlelerle Elimizde istihbarat yok. diyenlere
bir istihbarat desteğidir, güle güle kullanabilirler, hayırlı
olsun.
BAŞKAN Sayın
Gürer
17.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, üretici ve
çiftçinin perişan durumda olduğuna ve patates ihracat desteğinin
bir an önce açıklanmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Niğde Ziraat Odası
Başkanlığı ve bazı köylerimizi ziyaret ettim. Üretici
ve çiftçi perişan durumdadır. Niğde ve Nevşehir illeri
patates üretiminde ülkemizin merkezidir. Yalnız 2017 yılında
Niğdede 237.851 dekar ekim alanında 892.297 ton üretim
gerçekleşmiştir. Eylül-ekim ayında hasadı yapılan
patatesin büyük bölümü depodadır, nisan sonuna kadar satılmazsa bu
ürün çürüyecektir. Tüccar hâlen bölgede alım yapmamaktadır.
Başbakan geçen ay Niğdeye geldiğinde patatesle ilgili
geçtiğimiz yılların 2 katı destek vereceğini
söylemiştir. Bir ay geçmesine rağmen patates ihracat teşviki
hâlen açıklanmamıştır. Hükûmet bir an önce dış
satım -ihracat- desteğini açıklamalıdır, yoksa depoda
ürün çürüyecektir, çiftçinin perişanlığı artacaktır.
Hükûmet dış satım konusunda destek sağlamazsa önümüzdeki
yıl çiftçiler ekim yapamaz duruma gelecektir. Bu yönde Hükûmetin bir an
önce kararını açıklamasını talep ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de.
Sayın Can
18.- Kırıkkale Milletvekili Ramazan Canın, Zeytin
Dalı Operasyonunda kahramanca mücadele eden Mehmetçiklere
başarılar dilediğine, Afrinde şehit düşen
hemşehri Erdem Mut ile Mehmet İlker Kahramana ve tüm şehitlere
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkanım, Afrinde Zeytin
Dalı Operasyonunda teröristlere ve hamilerine karşı kahramanca
mücadele eden Mehmetçiklerimize başarılar diliyorum. Şehit
düşen Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet diliyorum, gazilerimize de
geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Afrinde kırıma
uğrayan helikopterde hemşehrimiz Erdem Mut ve Mehmet İlker
Kahraman şehit düşmüşlerdir. Allah onlardan razı olsun.
Hemşehrimiz, şehidimiz Erdem Mutu pazar günü Kırıkkale Nur
Camisinde kılınan cenaze namazının ardından
Kırıkkale Şehitliğinde ebediyete uğurladık.
Başta şehidimizin babası Ali Muta, annesi Ayşe Muta ve
eşi Gizem Hanıma ve aziz milletimize başsağlığı
dileklerimi iletiyorum.
Şehitlerimizin
mekânı cennet olsun, Allah onlardan razı olsun diyor, teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de.
Sayın Uslu
19.- Çorum Milletvekili Salim Uslunun, Çeçen sürgününün 74üncü
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
SALİM USLU (Çorum)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
1944 yılındaki
Çeçen sürgünü, büyük sürgünün 74üncü yıl dönümü dolayısıyla
kısaca düşüncelerimi paylaşmak istiyorum yüce Meclisimizle.
Biliyorsunuz, çeşitli
bölgelerdeki halklar politik şizofreni nedeniyle hainlikle
suçlanmışlar ve yerlerinden yurtlarından, evlerinden
barklarından sürgün edilmişlerdir Stalin döneminde ve daha sonra her
ne kadar Kruşçev döneminde çıkan bir yasayla halkların kendi
yurtlarına dönmesine karar verilmişse de dönenler kendi tarihlerinden
kendilerine ait hiçbir iz bulamamışlar, hatta köylerinin isimleri
bile değişmiştir, nüfus kayıtları silinmiştir.
Dolayısıyla, ben bu
sürgüne karar verenleri bir kez daha tarih önünde lanetle anıyorum.
Başta Cevher Dudayev olmak üzere
Ki şehit olduğuna
inanıyorum, 21 Nisan 1996 tarihinde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SALİM USLA (Çorum) -
bir terör olayıyla hayatına son verilmiştir. Rahmetle
anıyorum kendisini, tüm şehitlerimizi.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın
Akyıldız
20.- Sivas Milletvekili Ali Akyıldızın, Millî
Piyango İdaresi tarafından şans oyunlarının
bölgeselleştirilmesi nedeniyle Sivaslı esnafın bilet almak ve
iade etmek için Kayseriye gitmek zorunda olduğuna ilişkin
açıklaması
ALİ AKYILDIZ (Sivas)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Millî Piyango İdaresi
tarafından şans oyunları bölgeselleştirilince benim
Sivaslı esnaf kardeşlerim bilet almak için de satış
yaptıktan sonra ellerinde kalan biletleri iade etmek için de Kayseriye
gitmek zorunda bırakılmışlardır. Zaten
sattığı şans oyunları biletleriyle iş yerinin
kirasını bile ödemekte zorlanan benim Sivaslı esnaf
kardeşim, elde ettiği kazancın bir kısmını da
bilet almak veya iade etmek için Kayseriye gidip gelirken yolda masraf olarak
harcamak zorunda bırakılmıştır. Bu yanlış
uygulamadan bir an önce vazgeçilerek benim esnaf kardeşlerimin
mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyorum.
Yüce heyetinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Çamak
21.- Mersin Milletvekili Hüseyin Çamakın, Mersinin Mut
ilçesine bağlı Göksu beldesinde yaşayan vatandaşların
orman köylülerine tanınan haklardan yararlanamamalarına ilişkin
açıklaması
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1995 yılında
Mersinin Mut ilçesine bağlı Kravga, Esen, Köprübaşı,
Bayır köyleri birleştirilerek Göksu beldesi oluşturulmuştur.
Bu köylerde yaşayan vatandaşlar önceden önemli oranda orman köylüsü
vasfı taşımaktaydı. Vatandaşlarımızın
yaşadıkları yer belde olduktan sonra birtakım yasal
haklardan mahrum edildiler. Son yerel yönetimler yasasınca belde tüzel
kişilikleri mahalleye dönüştü. Çevre köyler de aynı statüye
geçmesine rağmen, hâlâ orman köylülerine tanınan haklardan
yararlanırken adı geçen bölgede yaşayan
vatandaşlarımız bu haklardan ne yazık ki mahrum
edilmektedir. Bu mağduriyeti yaşayan vatandaşlarımıza
zatî yakacak, zatî ev ihtiyacı ve en önemlisi, orman işletmesinde
çalıştıklarında istihkakın yapılabilmesi için bir
düzenleme yapılması düşünülemez mi?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın milletvekilleri,
Afrindeki bir Mehmetçikimizden Sayın Köksala bir mesaj gelmiş, onu
okumak isterler. Bu nedenle Sayın Köksala da yerinden bir dakikalık
söz vereceğim.
Buyurun Sayın Köksal.
22.- Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksalın, Afrindeki
harekâtta görev alan bir uzman çavuştan kendisine ulaşan mesaja
ilişkin açıklaması
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Teşekkürler Sayın Başkan.
Afrindeki harekâtta görev
alan bir uzman çavuşumuzdan tarafıma ulaşan bir mesaj var.
Buradan, Afrin Harekâtında görev alan kahraman halk çocukları
Mehmetçiklerimize başarılar diliyoruz. Kimsenin burnu bile kanamadan,
bir Mehmetçikimizi daha şehit vermeden bu işin başarıyla
sonuçlanmasını diliyoruz.
Uzman çavuşumuz 56 uzman
çavuşla beraber astsubaylığa geçiş sınavına
girmiş, başarılı olmuş fakat 15 Temmuz darbe
girişiminden sonra atanamamış astsubaylığa, KHKyle
kapatılmış ve uzman çavuşluğa geri dönmüş.
Kendisinin isteği şu: Bu askerlik mesleğini severek
yapıyorum. Hak ettiğim, eğitimini aldığım,
başarıyla tamamladığım astsubaylığa
geçiş hakkımın 56 arkadaşımla beraber tarafıma
verilmesini istiyorum. diyor. İsim bilgileri de bende. Bu konuyla ilgili
bilgi almak isteyen Hükûmet yetkilisiyle de bilgileri
paylaşacağımı ifade ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Gündeme geçiyoruz sayın
milletvekilleri.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının milletvekillerinin izin talepleri ile
ödenek ve yolluklarına ilişkin bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, Ağrı Milletvekili Berdan
Öztürk ile Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemire belirtilen
neden ve sürelerle izin verilmesine; 26ncı Yasama Dönemi İkinci
Yasama Yılı 18/4/2017-27/7/2017 dönemine ilişkin aralıksız
devamsızlıkları sabit olan Şırnak Milletvekili Faysal
Sarıyıldız ile Van Milletvekili Tuğba Hezer Öztürk ve
26ncı Yasama Dönemi İkinci Yasama Yılı 1/5/2017-30/9/2017
dönemine ilişkin aralıksız devamsızlığı
sabit olan Ağrı Milletvekili Leyla Zanaya anılan dönemlere
ilişkin milletvekili ödenek ve yolluklarının verilmemesine
ilişkin tezkeresi (3/1517)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlık Divanının 11 Ocak 2018 tarihli
toplantısında milletvekili izin talepleri ile ödenek ve yolluklara
ilişkin olarak ekli hususlar
kararlaştırılmıştır.
Genel Kurulun onayına
ayrı ayrı sunulur.
Saygılarımla.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Şimdi,
Başkanlığın okunan tezkeresine konu Başkanlık
Divanı kararlarını ayrı ayrı okutup
oylarınıza sunacağım.
4. a) Ağrı
Milletvekili Berdan Öztürkün 21/11/2017 tarihinden itibaren
ardışık on beş gün izinli sayılmasının,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
b) Ağrı
Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemirin 20/11/2017 tarihinden itibaren
ardışık yirmi iki gün izinli sayılmasının,
İç Tüzükün 15inci
maddesi uyarınca Genel Kurulun onayına sunulmasına
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
5. a) 26ncı Yasama
Dönemi İkinci Yasama Yılı 18/4/2017-27/7/2017 dönemine
ilişkin aralıksız devamsızlığı sabit olan
eski Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldızın
anılan dönemlere ilişkin milletvekili ödenek ve
yolluklarının verilmemesinin,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
b) 26ncı Yasama Dönemi
İkinci Yasama Yılı 18/4/2017-27/7/2017 dönemine ilişkin
aralıksız devamsızlığı sabit olan eski Van
Milletvekili Tuğba Hezer Öztürkün anılan dönemlere ilişkin
milletvekili ödenek ve yolluklarının verilmemesinin,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
c) 26ncı Yasama Dönemi
İkinci Yasama Yılı 1/5/2017-30/9/2017 dönemine ilişkin
aralıksız devamsızlığı sabit olan Ağrı
Milletvekili Leyla Zananın,
Anılan dönemlere
ilişkin milletvekili ödenek ve yolluklarının verilmemesinin
İç Tüzükün 154üncü maddesi uyarınca Genel Kurulun onayına
sunulmasına karar verildi.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- MHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Grup Başkan Vekili Manisa
Milletvekili Erkan Akçay tarafından Gediz Nehrinin kirlenme sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/171) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
14 Şubat 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
14/2/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 14/2/2018 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Erkan
Akçay
Manisa
MHP
Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, MHP
Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçayın (10/171)
esas numaralı, Gediz Nehri'nin kirlenme sebeplerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verdiği Meclis araştırması açılmasına
dair önergemizin görüşmelerinin 14/2/2018 Çarşamba günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere, öneri sahibi, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay konuşacaklar.
Buyurun Sayın Akçay.
(MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gediz
Nehrinin kirlenme sebepleri ile havzaya yaptığı etkilerinin
araştırılarak, Gedizin kirlilikten kurtarılması için
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz grup önerisi üzerinde
söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Artan nüfus, plansız
sanayileşme ve sağlıksız kentleşme, tarım
ilaçları, yapay gübreler ve kimyasal maddelerin
kullanılmasının giderek yaygınlaşması çok ciddi
çevre sorunlarına yol açmaktadır. Çevre kirliliği, ekosistemdeki
doğal dengeyi ve bütün canlıların
sağlığını bozmaktadır. Kentsel ve endüstriyel
kaynaklı atıkların arıtılmadan su ortamlarına
bırakılması, sanayi kaynaklı arıtılmayan suyun
önemli kısmının tarımda kullanılması, kimyevi gübre
kullanımı, tarımsal ilaçlar ve pestisit üretimi yapan fabrika
atıkları nedeniyle su kaynaklarımız gittikçe
kirlenmektedir.
Kütahya Murat Dağı
eteklerinden doğarak, Uşak ve Manisadan geçerek İzmirin
Menemen ve Foça ilçeleri arasında denize dökülen 401 kilometre
uzunluğundaki Gediz Nehri, Ege Bölgesi için hayati önem
taşımaktadır. Gediz Nehrinin hayat verdiği 521 bin
hektarlık Gediz havzası, Türkiye'nin toplam tarımsal üretiminin
yüzde 10unu karşılamaktadır. Gediz Nehrinin denize
döküldüğü nokta olan Gediz deltası, Ramsar Sözleşmesi
kapsamında koruma altında olan Türkiye'nin önemli sulak
alanlarındandır.
Gediz havzasının en
önemli sorunu ekolojik kirliliktir. Gediz Nehri, geçmekte olduğu yerdeki
sanayi tesislerinin zehirli atıkları, arıtılmayan kanalizasyon
atıklarının nehre deşarj edilmesi, bilinçsiz tarım
ilaçları ve kimyevi gübre kullanımıyla âdeta yok oluşa
sürüklenmektedir. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği su kalitesi
kriterlerine göre, Gediz Nehri, memba kısmında 1inci kalite su
değerlerine sahiptir ancak aşağı Gediz havzası, evsel
atık, sanayi atıkları ve tarımsal faaliyetlerden
kaynaklanan azot, organik madde ve ağır metal bakımından
4üncü sınıftır yani çok kirli su kalitesi ölçüsündedir.
Uluslararası su endeksi kriterlerine göreyse Gediz Nehri, tarım
alanı sulama suyu kriterlerinin çok altındadır. Kirlilik
derecesi gıda sağlığı açısından tehlike arz
etmektedir. Ayrıca, nehir tabanında organik maddelerin birikerek
metal derişimlerini artırdığı görülmüştür.
Gediz Nehri, bugün için
kilometrelerce uzunlukta bir açık kanalizasyon isale hattına
dönüşmektedir. Kirliliğin en önemli göstergesi özellikle nehrin
faunasında meydana gelen daralmadır. Nehir flora ve faunasıyla
can çekişmekte ve kendisiyle birlikte içinden geçtiği ovaya da büyük
zarar vermektedir. Kirlenme dolayısıyla Gediz Nehrinden sulanan
binlerce hektar arazi çoraklaşma tehlikesiyle karşı
karşıyadır.
Gediz Nehrindeki kirlilik
nedeniyle İzmir ve Manisada kanser vakaları artmaktadır.
Turgutlu Çal Dağı'nda sülfürik asitle, açık liç yöntemiyle nikel
çıkartılması sonucunda 8 bin tanker yükü, yaklaşık 15
milyon ton sülfürik asit kullanılacak. Bu sülfürik asidin Gediz
havzasına geri dönülemez zararlar vermesi kaçınılmazdır.
Gediz havzasını
kirlilikten kurtarmak için 2000 yılında Gediz Havzası İlleri
Çevre Koruma Hizmet Birliği kurulmuştur. Gediz havzasında
yaşanan çevre kirliliği problemine karşı çözüm önerileri
getirmek ve etkin bir mücadele yürütmek üzere Çevre ve Orman
Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan, Mayıs 2008de
yürürlüğe giren Gediz Havzası Koruma Eylem Planıyla ödenek
yetersizliği yüzünden maalesef bugüne kadar gerekli çalışma
yapılamamıştır. Bazı ülkelerde nehirlere paralel
atık su kanalları yapılarak göller ve nehirlerin temiz
kalması sağlanmaktadır. Gediz Nehrindeki kirliliğin
önlenmesi için Gediz Nehrine paralel, kapalı devre atık su
kanalı yapılmaktadır.
Bu sorunlar nedeniyle Gediz
Nehrinin kirlenme sebeplerinin araştırılarak Gediz Nehrinin
kirlilikten kurtarılması ve havzaya yaptığı etkilerin
araştırılmasına yönelik Meclis araştırması
açılmasının yerinde olacağını düşünüyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akçay.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Uşak Milletvekili Sayın Özkan Yalım
konuşacaklar.
Buyurun Sayın Yalım.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZKAN YALIM
(Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkan, Sayın Divan.
Yüce Meclise, bizi izleyen
bütün vatandaşlarımıza sevgi ve saygılarımı
sunuyorum.
Sayın Erkan Akçay
Başkanıma teşekkür ederim böyle önemli bir konuyu gündeme
getirdiklerinden dolayı çünkü bölge hepimizi ilgilendiriyor.
Sayın Akçayın da
biraz önce ifade ettiği gibi, konuşmalar çoğu aşamada
kesişiyor. Buradan Gediz Nehrinin önemiyle başlamak istiyorum. Gediz
Nehri, Ege Bölgemizde Gedizden başlayıp Alaşehir, Manisa,
Turgutlu, İzmire kadar bütün bölgede sulama alanında kullanılan
bir çayımız. Yani yediğimiz domates, biber, patlıcan;
hatta, biliyorsunuz, Alaşehir, Salihli bölgesinde en önemli ürün üzüm,
bunların da sulamasında kullanıyor. Bundan dolayı, üçüncü
sınıf kirliliğe sahip olan Gediz Nehrinde ciddi bir kirlilik
sıkıntısıyla karşı karşıyayız.
Yani kanser oranları, maalesef, Ege Bölgesinde Türkiye
ortalamasının yaklaşık yüzde 10-12 üzerinde. Türkiye
ortalamasına göre yüzde 20 ile 22 arasında değişen Ege
Bölgesinde kanser aşamaları arttı. Bunun da sebebi, kesinlikle,
Gediz Nehrindeki kirlilik oranının, kimyasal maddelerin çok
olması.
Peki, kimler kirletiyor?
Nereden kirleniyor? Gediz Nehri neden kirleniyor? Gediz Nehrindeki bu durum
-marka ismi vermeyeceğim- Gedizde bulunan çok büyük bir akü
şirketinde kimyasal maddelerin fırınlarda işlendikten sonra
Gediz Nehrine akıtılmasından, özellikle, demir ve buna benzer
çinko, antimon maden cevherinin çok fazla yoğunlaşmasından yani
demir katkılarının çok fazla artmasından ileri gelen bir
durum. Bunun yanında, Gediz Organize Sanayi Bölgesinde arıtma tesisi
yok. Orada bulanan çok sayıdaki tesisin atıklarını hiçbir
elimine yapmadan direkt Gediz Nehrine akıtmasından dolayı Gediz
Nehrinin oranları çok daha artıyor. Bu sebepten dolayı,
bakın, biraz önce aldığım bir bilgi var, onu da
paylaşmak istiyorum: Gedizin Cebrail köyünde, antimon madeni
çıkarılan köyde, köyün yaklaşık üçte 1inin kanser olduğunu
da özellikle belirtmek istiyorum. Köyden çıkarılan maden tabii ki
özellikle akü fabrikasında kullanılıyor ancak gerekli önlemlerin
alınmadığı da aşikâr.
Bunun yanında,
tarımda, özellikle, ihtiyacımız olan bütün tarım
ürünlerinin sulanmasında ciddi sıkıntı
yaşadığımızı söyledim.
Bir taraftan, Uşaka da
gelelim. Sayın Akçay, Uşakta, özellikle, Murat Dağında
altın eğer madeni açılırsa -inşallah engel olduk-
oraya eğer siyanür karıştırılırsa bunun da Gediz
Nehrine akacağını özellikle belirtmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZKAN YALIM (Devamla) - Bir
otuz saniye isteyeceğim lütfen.
BAŞKAN Peki, buyurun.
ÖZKAN YALIM (Devamla)
Tekrar söylüyorum Sayın Akçay: Biz grup olarak buna
karşıyız, sizden de özellikle destek bekliyoruz. Eğer Murat
Dağında olası bir altın madeni açılırsa, orada
altını çıkarmada kullanılacak olan siyanür tamamen Gediz
Nehrine akıtılırsa inanın, artık Ege Bölgesinde -su
içmek de değil, tarım da değil- tamamen hayatın
biteceği, kanserli vakaların en son safhaya, en yüksek rakamlara
ulaşacağı bir durumla karşı karşıya geliriz.
Onun için, sizden de Murat Dağında altın madeni
açılmamasıyla ilgili destek bekliyoruz.
Öbür taraftan, dünyanın
en uzun 2nci kanyonu Uşak ilimizin Ulubey ilçesinde. Ulubey ilçesinden
geçen bir çayımızda da kirlilik son derece yüksek safhadadır.
Burada da özellikle Uşakta bulunan arıtma tesislerinin düzenli
olarak, bakın, tekrar söylüyorum, düzenli olarak
çalıştırılmasını talep ediyoruz çünkü bazı
günler çalıştırılıyor, bazı günler
çalıştırılmıyor. Buradan da dünyanın en güzel, en
uzun 2nci kanyonunu korumak adına bütün arıtma tesislerinin
çalıştırılmasının oradaki tarıma da
katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Hepinize teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de Sayın Yalım.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, tutanaklara girmesi bakımından söylüyorum.
BAŞKAN Bir dakika
Sayın Akçay
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Zaten
grup önerimiz, topyekûn bu kirliliğe yol açan faktörleri kapsayan bir
durumu... Ben sadece Turgutludaki nikel madenini örnek verdim ama benzeri
altın madeni vesaire kirliliğe yol açan bütün faktörleri
kapsamaktadır.
BAŞKAN O öyle
anlaşılmıştı zaten Sayın Akçay.
Teşekkür ederim.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili Sayın Mustafa Şükrü
Nazlı konuşacaklar.
Buyurun Sayın
Nazlı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin
vermiş olduğu Gediz Nehrinin kirliliğinin
araştırılmasına ilişkin Meclis
araştırması açılması konusunda AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bir Kütahya Milletvekili
olarak doğduğum şehir, Ege ve Marmara Bölgelerindeki
havzaları besleyen önemli su kaynaklarının da doğduğu
bir şehirdir. Murat Dağı ve Şaphane Dağından
çıkan sular Gediz Nehrinin ana su kaynaklarıdır. Bu sular 4 il
ve 21 ilçeden geçerek verimli ovaları suyla buluşturur ve Ege
Denizine dökülür.
Günümüzde tarımsal ve
ekonomik faaliyetlerin artması doğal kaynaklar üzerinde olumsuz
bazı etkilere yol açmaktadır. AK PARTİ olarak çevrenin
korunmasını sadece ulusal ve uluslararası bir zorunluluk gözüyle
değil, nesiller arası hakkaniyetin sağlanması
açısından da bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bu kapsamda, 2013
yılı sonunda 25 havzanın havza koruma eylem planları
hazırlanmıştır. Yine -bu havzalar- Evsel ve Endüstriyel
Kirlilik İzleme Programı hazırlanarak havza izlenmelerine başlanmıştır.
ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğümüz tarafından uygulama
programı ile yoğun evsel ve endüstriyel kirleticilerin
baskısı altında bulunan havzalarda sıcak noktalar
belirlenerek gerekli önlemlerin alınması için veri
sağlanması yoluna gidilmiştir. Havzalardan mevsimsel numuneler
alınıp analizleri mobil ve atık laboratuvarlarında
yapılmaktadır. Bu kapsamda Gediz havzasında da 17 noktada
düzenli olarak izleme çalışmaları yapılmaktadır.
Ayrıca Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğümüz tarafından Gediz
havzası su kalitesinde iyileştirme sağlanabilmesi için Nisan 2015ten
itibaren Gediz Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı hazırlanarak
ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşılmıştır.
Eylem planı kapsamında havzada önemli kirlilik
kaynaklarının bertaraf edilmesine yönelik olarak bölgedeki birçok
belediyemiz, Kütahyada Gediz ve Şaphane başta olmak üzere atık
su arıtma tesislerini gerçekleştirmişlerdir.
Yine az önce Sayın
Yalımın bahsettiği konuya gelince, Gedizde organize sanayi
bölgemiz mevcuttur. Zaten Kütahya su kaynaklarının ana
membasıdır. Murat Dağından kaynayan sular bir taraftan
Gediz ve Menderes Nehirleri üzerinden Ege Denizine, bir taraftan Porsuk Nehri
üzerinden Sakarya havzasına, oradan Karadenize dökülmektedir ve bu
bilince sahip bir il olarak organize sanayilerimizin hepsinde arıtma
mevcuttur. Gediz Organize Sanayi Bölgemizde, Gediz Belediyesi ileri bir
arıtma tesisi kurdu biliyorsunuz. Bir protokol imzalayarak organize sanayi
bölgesi
ÖZKAN YALIM (Uşak) Ama
daha yok henüz.
MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI
(Devamla) -
şu anda kanalizasyon atıklarını Gedizin
arıtma tesisine vermektedir. Dolayısıyla herhangi bir
şekilde çevreye kirlilik yaratmamaktadır. Biz Kütahyalılar
olarak ilgili birlik toplantılarında da şöyle bir söz ifade
etmiştik: Suyu tertemiz olarak dağlardan kaynayan bu temiz
suları biz nehirlere veriyoruz. İnşallah, Ege Denizini nihai
noktada aynı temizlikte korumak o 4 ilin boynunun borcudur; sadece Kütahya
değil, Uşak, Manisa ve İzmirden de aynı şeyi
bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ŞÜKRÜ NAZLI
(Devamla) - Özellikle, Salihli, Turgutlu, Kemalpaşa gibi bölgelerde
yoğun sanayi faaliyetlerinden dolayı kirlilik oluşmaktadır.
Ben, son olarak tabii,
takdiri yüce Meclisimize bırakıyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Nazlı.
Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisini oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
ÖZKAN YALIM (Uşak) Ama
Kütahya etmiyor, olmaz ki canım böyle şey!
BAŞKAN Sayın
Yalım, yani
OKTAY ÇANAK (Ordu) Ne
bağırıyorsun ya!
ÖZKAN YALIM (Uşak) Ama
nasıl? Olur mu böyle şey? Ya, olmaz ki böyle şey!
BAŞKAN Sayın
Yalım, lütfen
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Çevre için konuşuyoruz, çevre için biz buradayız.
BAŞKAN Sayın
Yalım
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Buyurun Başkanım.
BAŞKAN İşlem
yapıyorum, sayım yapacağım, oylamaya sundum. Yerinizden
bağırmanın bir anlamı yok ki. Lütfen bozmayın
çalışma düzenini ve insicamımızı.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Tamam Başkanım, teşekkürler.
BAŞKAN Kabul
edilmemiştir.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Buyurun, ondan sonra da dedi mi, dedi diyorsunuz.
BAŞKAN Nedir derdiniz?
Karar yeter sayısı isteseydiniz o zaman.
ÖZKAN YALIM (Uşak)
Sayın Başkanım, burada karar yeter sayısı
Alakası yok. Kütahyanın, Gedizin, vatandaşın
sağlığıyla ilgili konuşuyoruz. Eğer sizler,
arkadaşlarınız bu milletin, vatandaşın
sağlığını korumayacaksa biz ne yapacağız
burada?
BAŞKAN Dinlemiyorum
sizi.
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
2.- CHP Grubunun, 14/2/2018 tarihinde Eskişehir Milletvekili
Cemal Okan Yüksel ve arkadaşları tarafından, ülkemizde mevcut ve
kurulması planlanan Eskişehir Tepebaşı Kömürlü Termik
Santral Projesi dâhil tüm termik santrallerin çevre ve insan
sağlığına etkilerinin belirlenmesi amacıyla
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 14 Şubat 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
14/2/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu
14/2/2018 Çarşamba günü (Bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisini İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Eskişehir Milletvekili
Cemal Okan Yüksel ve arkadaşları tarafından ülkemizde mevcut ve
kurulması planlanan Eskişehir Tepebaşı Kömürlü Termik
Santral Projesi dâhil tüm termik santrallerin çevre ve insan sağlığına
etkilerinin belirlenmesi amacıyla 14/2/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin (1718 sıra no.lu) diğer önergelerin
önüne alınarak görüşmelerinin 14/2/2018 Çarşamba günlü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin
gerekçesini açıklamak üzere öneri sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel konuşacaklar.
Buyurun Sayın Yüksel.
CHP GRUBU ADINA CEMAL OKAN
YÜKSEL (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak
Eskişehire kurulması planlanan termik santral de dâhil olmak üzere
ülkemizde mevcut ve yapım aşamasındaki kömürlü termik
santrallerin çevre ve insan sağlığına etkilerinin
belirlenmesi ve bu etkilere önlem alınabilecek koşulların
araştırılması amacıyla vermiş olduğumuz
Meclis araştırma önergesi üzerine açıklamalarda bulunmak
istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
bilmiyorum son zamanlarda Eskişehire gelen var mı. 1999 senesinden
beri belediye başkanlığı yapan Sayın Profesör Doktor
Yılmaz Büyükerşenin ciddi çabaları ve projeleri sonucu
Eskişehir bozkırın ortasında yemyeşil bir vaha hâline
geldi. Önceleri karşılaşmadığımız turist
ziyaretleriyle karşılaşıyoruz ve Eskişehirde
yaşamaktan gerçekten Eskişehirli olarak ben hem büyük bir haz hem de
büyük bir gurur duyuyorum.
Termik santrallerin havaya,
suya, toprağa, dolayısıyla insana ve çevreye olan zararları
konusunda sanırım hepimiz hemfikiriz.
Şimdi ise iktidar
partisi, Eskişehire hem de en yakın yerleşim yerine 1,8 kilometre
uzaklıkta linyit kömürüyle çalışacak bir kömürlü termik santral
kurma aşamasında. İlk önce şunu
Biz bununla ilgili çok
araştırma yaptık. Termik santral ne kadar ileri teknolojiyle
kurulursa kurulsun, bacasından çıkacak olan külün, tozun çevreye,
insana, hayvana, yeşile zararı haricinde bir de Eskişehir
açısından şu stratejik önemi var: Malumunuz, 15 Temmuz darbe
girişiminde Eskişehir Ana Jet Üssünden kalkan savaş
uçakları Akıncıdaki pistleri bombaladı ve çok daha büyük
bir felaketin önüne geçtik. Bu bacalardan çıkan kül ve partiküllerin
yüzlerce kilometre öteye ve onlarca kilometre yukarıya
dağıldığı da düşünüldüğünde oradaki
uçakların motorlarına nasıl bir etki yapacağı araştırılmadan
alelacele burada bir termik santral kurulmaya çalışılıyor.
Termik santralin kurulacağı Tepebaşı bölgemizin mücavir
alanının içindeki alan tarım alanı. Malumunuz, tarım
alanından çıkartmak için Toprak Kurulu toplanacak ve bu alanın
tarım alanından çıkartılıp
çıkartılmayacağı kararlaştırılacak.
Eskişehirde yapıldı. İlgili yönetmelik tarım
alanından çıkma koşulu üçte 2 çoğunluğu arıyor.
Eskişehirde yapılan oylamada 6ya 4 yani üçte 2 çoğunluk
sağlanamadı, tarım alanından çıkartılamadı
ama maalesef bakanlık hemen o hafta içerisinde yönetmeliği
değiştirdi, o üçte 2 çoğunluğu beşte 3e çevirdi.
Toprak Koruma Kurulu tekrar toplandı ve maalesef yasaya uydurularak,
mevcut durum, hukuki durum fiilî duruma uydurularak tarım arazisinden
ilgili alan çıkartıldı.
Bu arada, Enerji
Bakanlığı bölge muhtarlarını toplantıya
çağırdı termik santralin yararlarını anlatmaya. O
toplantılarda AKPli bir ilçe belediye başkanının
dediği gibi Külün bir zararı olmaz, Eskişehire doğal gaz
gelmeden de hava kirliydi. Ne oldu, öldünüz mü? Binlerce insan burada
seracılık yapacak. Termik santralde binlerce insan
çalışacak. Herkes su gibi para kazanacak. gibi gerekçelerle
muhtarlar ikna edilmeye çalışıldı. Bir de muhtara hediye
dağıtıldı. Ne dağıtıldı biliyor musun
sayın vekillerim? Muhtarlara tüy dökücü krem dağıttılar.
Termik santralin yararlarını anlatıp muhtarları ikna etmek
için tüy dökücü krem dağıttılar. Yani takdirlerinize sunuyorum.
Çok uzun uzun
anlatılacak şey var ama ben -nasıl olsa bu araştırma
önergemizi de muhalefetten geldiği için içinize sinmeye sinmeye
reddedeceksiniz ama- Sayın Erdoğanın sözleriyle size seslenmek
istiyorum. Demiş ki Sayın Erdoğan: Demokraside bu işin
sahibi millettir. Onun için de millete gideriz. George, Hans, Helga ne derse
desin benim için önemli olan Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma ne
der o önemli. O yüzden her kararı da millete sormamız gerek.
O zaman arkadaşlar,
gelin, hodri meydan; Eskişehire termik santral yapılıp
yapılmayacağıyla ilgili Eskişehir halkına
soralım, bir referandum yapalım, ona uyalım diyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay konuşacaklar.
Buyurun Sayın Akçay.
(MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHPnin
vermiş olduğu grup önerisi üzerine söz aldım. Muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkemiz enerjide yaklaşık yüzde 75 nispetinde dışa
bağımlıdır ve her yıl yaklaşık 50 milyar
dolara varan bir enerji ithalatı yapılmaktadır. Bu
rakamları dikkate aldığımızda, elimizdeki yerli
kaynakların ne kadar kıymetli olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Enerjide en önemli konulardan
biri de arz güvenliğidir. Arz güvenliğini sağlamak için ithalata
bağımlılık kontrol altına alınmalı ve mümkün
olduğu ölçüde kaynak ve güzergâh çeşitliliği
sağlanmalıdır.
2017 yılında
ülkemizin elektrik tüketimi yaklaşık 293 milyar kilovatsaat olarak
gerçekleşmiştir. Enerjide dışa
bağımlılığı azaltmak için enerji tasarrufunun
yanında yerli ve yenilenebilir enerji potansiyelinin harekete geçirilmesi
gerekiyor. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesinin raporlarına göre
ülkemizde güneşten 380, rüzgârdan 120, baraj ve akarsulardan 100,
linyitten 100, biyogazdan 35 ve jeotermal kaynaklardan 15 milyar kilovatsaat
elektrik üretmek mümkündür. Dolayısıyla, Türkiye öz
kaynaklarını harekete geçirdiğinde 750 milyar kilovatsaat
elektrik üretebilecek kapasiteye sahiptir. Ayrıca, enerji
verimliliğinden 58 milyar kilovatsaat, santrallerin rehabilitasyonuyla da
20 milyar kilovatsaat elektrik tasarrufu sağlanabilecektir. 2017
yılındaki elektrik tüketimimizin 293 milyar kilovatsaat olduğunu
düşündüğümüzde, yeterli üretim sağlandığı gibi,
535 milyar kilovatsaate yakın bir ihracat potansiyeli dahi
oluşabilecektir. Türkiye'nin bu potansiyeli bugüne kadar maalesef
yeterince kullanılamamış, enerji açığını
kapatmak için ithal kaynaklara ve fosil yakıtlara
başvurulmuştur. Bu durumda hem dışa bağımlılık
hem de sera gazı salınımı artmıştır.
Enerjide dışa bağımlılık ülkenin ekonomik ve
sanayi geleceğini riske atmaktadır. Artan enerji
ihtiyacının karşılanmasında yerli kaynaklara öncelik
verilmesi, enerji verimliliği ve enerji tasarrufunun teşvik edilmesi
önemlidir. Bu kapsamda yerli yatırımlar ve üretimde yerli ve
yenilenebilir enerjinin payının artırılması zarureti
vardır.
Bu düşüncelerle önergeye
olumlu oy vereceğimizi ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akçay.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Uğur
Dilipak konuşacaklar.
Buyurun Sayın Dilipak.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisi aleyhine, AK
PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünya son iki
asırdır enerji mücadelesine sahne olmaktadır. Bu enerji
rezervlerini kullanmak isteyen ülkelerin, bölgemizde oynadığı
oyunlar aşikârdır. Aynı şekilde bugün Afrinde yaşanan
olayların da esasında temeli budur. Şehitlerimizi rahmetle
anarken gazilerimize acil şifalar diliyorum, bu savaşta kahraman
Mehmetçikimize de muzafferiyet diliyorum.
Enerji tabii ki günümüzün
zaruri ihtiyacı. Bu konuda enerjiye hâkim olamayan ülkeleri geri
kalmış ülkeler kategorisinde değerlendirebiliriz. Bugün
hayatımızın en vazgeçilmez ögeleri içerisinde elektrik enerjisi
yer alır. Bugün CHPnin vermiş olduğu önergede, mevcut termik
santrallerimizin, mübalağalı bir şekilde, güya zararlarıyla
ilgili açıklamalar olmuş. Tabii, biz bu zihniyeti tanıyoruz.
1990lı yıllarda Cumhurbaşkanımız Belediye
Başkanı olduğunda, ilk günlerden itibaren doğal gazı
İstanbulda yaygınlaştırmayı birinci önceliğe
aldığımızda, baktığımızda Yollara
bomba döşüyorsunuz. dediler. Aynı şekilde, hidroelektrik
santralleri yapmaya başladığımızda Doğayı
kirletiyorsunuz, tabiatı tahrip ediyorsunuz. dediler. Aynı
şekilde, rüzgâr enerjisi santrallerinde de bunları yaşadık;
kuş yoludur veya başka bir şeydir. Yani şu anda sadece
GESler konusunda bir şeyler söylenmedi. Nükleer santraller konusunda da
hakeza aynı yaygarayı koparıyorlar.
Tabii, bu enerjiyi kolektif
bir şekilde değerlendirdiğimizde, değerli arkadaşlar,
biz yeni enerji politikamızda Millî enerji, güçlü Türkiye.
politikamızı yaygınlaştırmaya başladık.
Tabii, burada Sayın Enerji Bakanımız Berat Albayrakın
söylediği gibi, Türkiye'de eski santraller vardı ve bu santrallerle
ilgili 2019a kadar çevreye uyumluluk noktasında
çalışmalarımız devam ediyor. Aksi takdirde de Enerji Bakanımızın
söylemiyle Bunlarla, çevreye uyum konusunda çalışmayan santrallerle
külahları değişeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek
süre vereyim, tamamlayın lütfen.
MEHMET UĞUR
DİLİPAK (Devamla) Tabii, yeni nesil kontrol sistemleriyle il çevre
müdürlüklerimizde yedi gün yirmi dört saat esasına göre bu
çalışmalar devam ediyor. Herhangi bir fabrikanın veya herhangi
bir enerji santralinin bu konularda -çevre- Avrupa Birliği normlarına
uygun olmayan şekilde herhangi bir emisyon değerleri ölçülürse
anında müdahale ediliyor. Yani, burada kontrol tamamen
sağlanıyor. Şu anda özel sektörde 5-6 kadar santralimizde
sıkıntı var. Tabii, bunlara da 2019 yılı sonuna kadar
müsaade verdik. Türkiyenin bin megavat başına düşen
yıllık yaklaşık 1,5 milyar dolarlık
yatırımları oluyor. Bu yatırımlar da ülkemizde
istihdamı artırıyor ve bu yatırımlarla birlikte
Türkiyede doğal gaz karşılığı olarak 300-400
milyon dolarlık tasarruf sağlanıyor.
Bu vesileyle yüce heyeti
selamlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET UĞUR
DİLİPAK (Devamla) Bu önerinin aleyhinde konuştuğumuzu
belirtmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Dilipak.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, sayın hatip konuşurken grubumuza yönelik
olarak Bu zihniyet zaten iyi şeyleri istemez. şeklinde bir
sataşmada bulunmuştur. Lütfen kayıtlara geçsin, biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak
BAŞKAN Siz grup
başkan vekili olarak mı
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Hayır, grup yönetim kurulu üyesi olarak
Lütfen
Bu konuda grup
adına bir sataşma söz konusudur.
BAŞKAN Şimdi,
grup başkan vekilinden
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Cumhuriyet Halk Partisi her zaman, kendisinden yetki
aldığımız
BAŞKAN Sayın
Köksal, grup başkan vekili size vekâlet verdi mi?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Verdi efendim, onun için
BAŞKAN Nerede
yazılı olarak?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sözlü olarak vekâlet verdi, onun için cevaplıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi
olarak biz her zaman yapıcı muhalefetin peşindeyiz.
BAŞKAN Tamam,
teşekkür ederim.
Sayın Altay geldi.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Bu konuda -lütfen kayıtlara geçilsin- bu şekildeki suçlamaları
kabul etmiyoruz.
BAŞKAN Tamam
Sayın Köksal, tamam, peki.
Sayın milletvekilleri,
verilen vekâletnamelerin yazılı olarak kürsüye verilmesi gerekiyor
veya bilgi verilmesi gerekiyor grup başkan vekilleri tarafından. Bunu
bir kez daha hatırlatmış olayım.
Oylamayı yapıp
Sayın Doğan ve Sayın Tanala söz vereceğim.
Cumhuriyet Halk Partisi grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Olumlu
oy verdik.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Olumlu oy verdiniz, teşekkür ederiz.
BAŞKAN Sayın
Doğan, buyurun.
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
23.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, Maçka
Parkının altından kara yolu tüneli geçirilmek istendiğine
ve açılan davalar henüz karara bağlanmadan ağaçların
sökümüne başladığına, İstanbul Büyükşehir
Belediyesini bu doğa katliamından vazgeçmeye çağırdığına
ilişkin açıklaması
SELİNA DOĞAN
(İstanbul) Çok teşekkür ederim.
İstanbuldaki trafik ve
ulaşım sorununu doğal ve kültürel alanları yok ederek
çözmeye çalışan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bir
yıl sonra gözünü yeniden Maçka Parkına dikti. Maçka
Parkının altından kara yolu tüneli geçirilmek isteniyor
bildiğiniz gibi. Geçen yıl gündeme gelen bu plan, açılan davalar
ve itirazlar sonrası rafa kaldırılmıştı.
Açılan davalar henüz karara bağlanmadan İstanbul Büyükşehir
Belediyesi küçük bir plan değişikliğiyle ağaçların
sökümüne yeniden başladı. Tam 199 ağacın söküleceğinin
açıklanmasına karşın biliyoruz ki söküm bununla
sınırlı kalmayacak.
Parkların altına
kara yolu yapmak demek, parkların toprakla
bağlantısını kesmek, yağmur sularının
toprağa karışmaması yani doğal afetlere davetiye
çıkarmak, olası bir depremde daha büyük bir felaket demektir.
Bu nedenle, tüm
İstanbullular adına İstanbul Büyükşehir Belediyesini bu
doğa katliamından vazgeçmeye çağırıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Tanal
24.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, fiilen cami
imamlığı yapan ancak evrak üzerinde İŞKUR temizlikçisi
gösterilen cami hocalarının mağduriyetinin bir an önce
giderilmesini talep ettiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağ Beyden istirhamım şu:
Diyanet İşleri Başkanlığının ilanıyla
KPSS yazılı sınavı ve sözlü mülakatıyla 4.995 kişi
cami imamı olarak 12 Mayıs 2017 tarihinde işe
alınmıştır. Ancak 4.995 cami imamı fiilen imamlık
yaptığı hâlde evrak üzerinde İŞKURda temizlik
işçisi olarak gösterilmektedir.
Fiilen cami
imamlığı yapan ancak evrak üzerinde İŞKUR temizlik
işçisi gösterilen cami hocalarımız mağdur durumdadır.
Bu mağduriyeti ne zaman gidereceksiniz? Burada cami hocasının
İŞKURda temizlik görevlisi gösterilmesi kanuni değil, hukuki
değil. Bu mağduriyetin bir an önce giderilmesini talep ediyorum.
Hepinize saygı ve
hürmetlerimi sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/912) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 518) (x)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri,
dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun
olarak görüşülen 518 sıra sayılı Kanun
Tasarısının tümü üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştı.
Şimdi tümü üzerindeki
soru-cevap işlemine başlayacağız.
Süremiz yirmi dakika.
İlk on dakikada
sayın milletvekillerinin sorularını alacağım,
diğer on dakika ise cevap vermesi için Sayın Bakana aittir.
Sayın Tüm
MEHMET TÜM (Balıkesir)
Teşekkür ediyorum.
FETÖnün eğitim
alanında ağırlığını yitirmesinden sonra
eğitimde FETÖnün yerini tarikatlar almaya
başlamıştır. Millî Eğitim Bakanlığı değerler
eğitimi adı altında çocukları tarikatlara emanet
etmektedir. Yeni dönemde Bakanlık, farklı iller ve isimlerle
örgütlenen yeni nesil cemaat ve tarikatlara Türkiye genelinde okullarda
etkinlik düzenlemesi için kolaylıkla izin vermektedir. Hükûmete soruyorum:
Millî Eğitim Bakanlığının dinî cemaat, tarikat,
cemiyet ve bunlara bağlı kuruluşlarla imzaladığı
protokol sayısı kaçtır? Muradiye Vakfı, Diyanet Vakfı,
İlim Yayma Cemiyeti, Hizmet Vakfı, Hayrat, Maarif, Ensar, TÜGVA ve
TÜRGEVle imzalanan protokol sayısı kaçtır? İlim ve kültür
derneği olarak ortaya çıkan ve yeni nesil Nur cemaati
yapılanması olarak eğitimde örgütlenen bu derneğe Türkiye
çapında okullarda etkinlik yapılması için izin verilmiş
midir? Son beş yılda özel okullara giden öğrenci
sayısının 12 kat artmasının
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biraz önce sordum ama
Sayın Bakanımız meşguldü, tekrar soruyorum: Diyanet
İşleri Başkanlığı tarafından KPSS
sınavıyla, hem yazılı hem sözlü mülakatla 4.995 kişi
cami imamı olarak 12 Mayıs 2017 tarihinde işe
başlatılmıştır. Ancak 4.995 cami imamı evrak
üzerinde İŞKURa kayıtlı olduğu hâlde fiilen cami
imamlığı yapmaktadır. Cami imamı olan bu
arkadaşlarımız mağdur durumdadır. Bunların bu
mağduriyetleri ne zaman giderilecektir? Aslında bunlar temizlik
işçisi değil, cami imamı. Cami imamını temizlik
işçisi diye İŞKURa kayıtlı göstermek hukuka
karşı, kanuna karşı hiledir, dürüstlük ilkesine
aykırıdır. Bu anlamda, cami hocalarımızın bu
mağduriyeti ne zaman giderilecektir? Gerçi Bakanlık ilgilenmiyor ama
ben her seferinde söyleyeceğim.
Teşekkür ederim,
saygılarımı sunarım.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Tümer
ZÜLFİKAR İNÖNÜ
TÜMER (Adana) Sayın Bakan, Türkiyenin Afrin Operasyonuyla ilgili
görüşlerini açıklarken sınır ötesinde bulunan
çocuklarımızı, onların ana, baba ve
yakınlarını da gözeterek büyük bir özenle, hiçbir insana
hürmetsizlik etmeyen bir üslupla, sadece barış dedikleri için
gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği Başkan ve üyeleri,
bildiğiniz üzere, serbest kalmıştır.
Açıklamalarının hiçbir suç içermediği yargının
yetkili organlarınca da belirlenen Türk hekimleri, insanların fiziksel,
ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz
sorunlarla karşı karşıya kalmasını elbette
istememektedir. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Doktor Dursun
Yaşar Ulutaşın görevi de diğer Türk hekimleri gibi
insanı yaşatmaktır ve yaşamı savunmaktır.
Gözaltından sonra serbest kalan Doktor Dursun Yaşar Ulutaş
açığa alınmıştır. Sadece barış
dediği için görevinden uzaklaştırılan Sayın
Ulutaşın, görevine bir an önce iade edilmesini diliyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Türkmen
ELİF DOĞAN TÜRKMEN
(Adana) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Adana, bölgenin en büyük ili
hem nüfus açısından hem ekonomik açıdan hem de sosyal kültürel
açıdan ve en önemlisi çok büyük bir üniversitesi var, daha sonra bir
devlet üniversitesi daha açıldı. Ancak Adanada Schengen vize bürosu
yok. Bu nedenle, Adanalılar hep ya komşu ile ya da Ankaraya,
İzmire, İstanbula taşınmak zorunda ama Adanalı,
Adanalı işadamları, Adanalı öğrenciler bir Schengen
vize bürosu bekliyor. Bu konuda gereğinin yapılmasını talep
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim ben de.
Sayın Balbay
MUSTAFA ALİ BALBAY
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
Milletvekili Arkadaşımız Enis Berberoğlunun
yargılamasında dün çok önemli bir aşama geçildi. Yargılama
boyunca casuslukla suçlanan ve yirmi beş yıl hapis cezasına
çarptırılan Berberoğlu için biz, bunun gerçek
olmadığını, gerçeğin bir an önce ortaya
çıkmasını istediğimizi söylemiştik, dün casusluk
olmadığı söylendi. Ceza beş yıl on ay olarak verildi.
Şu andaki hukuk sistemimizde on yılın altındaki bütün
cezalarda tahliye var. Berberoğlu, niçin tahliye edilmiyor? Bu, Hükûmetin
sorumluluğunda değil midir? Bu Meclisin 550 üyesinden biri, şu
anda genel hukuk sistemi içinde bile on yılın altındaki bütün
cezalarda tahliye olunduğu hâlde niçin hâlâ tutuklu tutulmaktadır?
Bunun yanıtını Hükûmetten, Sayın Bakandan bekliyoruz.
BAŞKAN Sayın
Tanal
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkanım, vallahi, ben üç seferdir
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sayın Başkan, biz de söz istemiştik.
BAŞKAN Siz sistemde
yoktunuz Sayın Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Dün akşam yazıldı ya.
BAŞKAN Dünde
kaldı onlar. Tekrar girin lütfen.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Süre geçti, herhalde
BAŞKAN Yeniden
başlatıyoruz Sayın Tanal.
Buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Tekrar söylüyorum Sayın Başkanım. Özür diliyorum, bu, üçüncü
sefer aynı konu ama bir türlü cevap alamıyorum.
Bu 4.995 cami hocası
yazılı sınavla, sözlü mülakatla cami hocası olarak işe
alındı. Ancak bu cami hocaları mülakatla ve yazılı
sınavla işe alındığı hâlde İŞKUR
personeli gösteriliyor, temizlik işçisi gösteriliyor. Ve bunlar da
şimdi, sözleşmeleri süreli olduğu için işten
atılacaklar ve mağdur edilecekler. Bu cami hocaları KPSS
sınavıyla sınavı kazandığı hâlde, sözlü
mülakatla başarılı olduğu hâlde niye cami hocası
olarak atanmıyor da İŞKURa temizlik işçisi olarak
atanıyor? Bu, kanuna aykırıdır; bu, hileli işlemdir;
bu, bir mağduriyettir. Bu cami hocalarımızın
mağduriyeti ne zaman giderilecektir?
Teşekkür ederim,
saygılarımı sunarım.
BAŞKAN Sayın
Tanal, aynı soruyu soruyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Evet.
BAŞKAN - Ama cevap
bölümüne gelmedik daha.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Peki ama
BAŞKAN Bir cevap
bölümünü bekleyin.
Sayın Tümer
ZÜLFİKAR İNÖNÜ
TÜMER (Adana) Türkiye genelinde 1999 yılından önce sigortalı
olup emekli olabilmeleri için yaş sınırları uzatılan
yaklaşık 3 milyon kişi mağdur edilmektedir. Emeklilikte
yaşa takılan vatandaşların sigorta prim gün
sayılarını tamamlamalarına rağmen emekli edilmemesi,
ülkenin kanayan bir yarası hâline gelmiştir. Emekliliği hak
etmelerine rağmen yaşları bahane edilerek yıllarca
bekletilen insanlarımızın büyük bir haksızlığa
uğradığı açıktır. Emekli olma hayalleriyle
yıllarca emek veren vatandaşlarımızın sorunu acilen
Hükûmet gündeminde yer almalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın Şimşek
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Adana-Ceyhan arası otoban ücretsizdir. Mersinli hemşehrilerimiz de
Tarsus-Mersin arası otoban trafiğinin ücretsiz olmasını ve
şehir içi trafiğin rahatlamasını beklemektedirler. Çünkü
Mersinin iki tane ana giriş hattı vardır, her iki giriş
hattında da şu anda bat-çık projesi yapılmaktadır ve
şehir içi trafiği Adana-Mersin istikametinde felç olmuş
durumdadır. Bakanlığın acilen bunu gündeme alıp
Tarsus-Mersin arası otobanı ücretsiz hâle getirmesini istiyoruz.
İkinci talebimiz de,
nüfusu 400 bine yaklaşan Mersinin Tarsus ilçesinde araç muayene istasyonu
yoktur. Sayın Bakan, bunu yazılı olarak da sormamıza
rağmen, şehrin 10 kilometre yakınında başka bir
bölgede istasyon olduğunu ve yeni bir istasyona gerek
duyulmadığı belirtilmiştir. Oradaki istasyon yetersizdir.
Mutlaka Tarsus ilçesine kendi sınırları içerisinde yeni bir
istasyon yapılması
Diğer istasyon, Mersinin Akdeniz ilçesi
sınırları içerisinde kalmıştır Büyükşehir
Yasasıyla beraber. Bunun mutlaka gündeme alınmasını ve 400
bin nüfuslu bir kentin araç muayene istasyonundan mahrum bırakılmamasını
talep ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Gürer
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Sağlık Bakanlığı yaptığınız
dönemde, 2017 yılı için sağlıkçılara ek atama sözü
vermiştiniz, ne yazık ki 2017de bu gerçekleşmedi. Şu anda
400 bin civarında atanamayan sağlıkçı var. Bu yıl
içinde sağlıkçılarla ilgili alım yapılacağı
belirtiliyor ama tarih verilmiyor. Sayısı kaç, ne zaman
alınacak, bunu sağlıkçılar soruyor.
İkincisi de Bor Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde yaşanan bir olay. Fizyoterapi
bölümünde çalışanlar iki ayrı ihaleyle alınmış;
5i kadroya alınıyor, 5i alınmıyor taşeron
düzenlemesi nedeniyle. Aynı işi yapan ve aynı işi
yaptıkları hâlde farklı ihalelerle işi alanların oluşan
mağduriyetlerinin giderilmesi için de çalışma
yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda,
taşeronların amasız, lakinsiz tümünün kadroya
alınmasından öte, aynı kurum içinde bu ayrımların da
giderek daha sorunlar yaratacağını düşünüyoruz. Ayrı
ayrı ihalede aynı işi yapan insanların tümünün
bulundukları kadrolara alınmasını temenni ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Köksal
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Sayın Bakan, 2014 yılında, nüfusu 2 binin altında
olduğu için kapatılan belediyelerde çalışan geçici
işçiler, maalesef mağdur olmuştur. Bunların birçoğu şu
anda iş bulamamaktadır ve birçoğu da şu anda
buldukları geçici işlerde çalışmaktadır. Nüfusu 2
binin altında olduğu için kapatılan belediyelerde
çalışan geçici işçilerle ilgili bir çözümünüz var
mıdır? Bunların mağduriyetleri giderilecek midir?
Yine, seçim bölgem
Afyonkarahisarda kapatılan Bayat, İhsaniye ve Sultandağı
adliyelerinin yeniden açılmasını istiyoruz, bu konuda bir
çalışma var mıdır?
Ve yine, seçim bölgem
Afyonkarahisar ili Sandıklı ilçesindeki ağır ceza
mahkemesinin de yeniden açılmasını istiyoruz. Bu konuda da bir
çalışma var mıdır?
BAŞKAN Sayın
Bakan, buyurun.
Süreniz on dakika.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Değerli Başkanım, size ve soru
tevcih eden bütün değerli milletvekillerine teşekkür ediyorum.
Tabii, Hükûmetin bir üyesi olarak,
Başbakan Yardımcısı olarak bu sorulara gücüm
yettiğince cevap vereceğim ama şunu da söylemeden
geçemeyeceğim: Görüşeceğimiz kanunla alakalı hiçbir soru
yok, genellikle sorular çalışmadığım yerlerden
çıktı yani.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Bizimki sizinle alakalı Sayın
Bakanım. Araç muayene istasyonu, yatırım
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Değerli milletvekilleri, şunu özellikle
ifade edeyim: İlk soruyu soran milletvekilimiz Eğitimde FETÖnün
yerini değerler eğitimi altında başka cemaatler ya da
tarikatlar alacaktır, alabilir. diye bir endişesini dile getirdi.
Millî Eğitim Bakanlığımızın belli protokollerle
gençlerimizin gelişimlerini sağlamak, tabii ki bu arada değerler
eğitimiyle alakalı gelişimlerini de sağlamak üzere
yaptığı çalışmalar, bu arada belli sivil toplum
örgütleriyle yaptığı protokoller tamamen legal yani kanuni olan
dernek ve vakıflarla yapılmaktadır. Türkiyedeki mevcut
kanunlara göre kurulmuş, amaçları kuruluş mevzuatında
belirtilmiş olan sivil toplum örgütleri var yani kuruluşları da
mevzuata göre, amaçları da mevzuata göre belirtilmiş olan sivil
toplum örgütleri. Kanaatimce Millî Eğitim
Bakanlığımızın bu çeşitten sivil toplum
örgütleriyle iş birliği yapması kadar tabii bir şey olamaz.
Bu iş birliklerinin artması lazım. Bütün gelişmiş
toplumlarda, demokratik toplumlarda sivil toplum örgütleriyle ilişkinin
artırılması esastır, geliştirilmesi esastır.
Sayın Tanalın
sabırla 3 kere sorduğu
3 kere mi sordunuz Sayın
Tanal?
MAHMUT TANAL (İstanbul)
3 sefer oldu Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) 3 sefer sorduğu soruyla alakalı şu
anda bende bir malumat yok ama bu malumatı Diyanet İşleri
Başkanlığımıza, ilgili Başbakan Yardımcımıza
ileteceğim. Öyle inanıyorum ki Sayın Tanalın verdiği
açıklamalarla değerlendirilip mesele bir çözüme
kavuşturulacaktır.
Türk Tabipleri
Birliğinin Afrinle alakalı ifadeleri, aslında, gerçekten bütün
toplumu yaralamıştır, bunu kabul etmek lazım. Daha önce bu,
bana başka yerlerde de soruldu. Şunu açıkça ifade edeyim: Türk
Tabipleri Birliği, bütün Türk tabiplerinin, sağlık
çalışanlarının ve milletinin hislerine tercüman
olmalıdır, bir ideolojik saplantı içinde
konuşmamalıdır ve davranmamalıdır. Bu, benim şahsi
kanaatimdir ve davranışlarının yanlış
olduğuna da inanıyorum. Ben de bir hekimim, bu
davranışın yanlış olduğunu da ifade ettim. Ama,
bunun ötesinde, yargı tarafından yapılan işlemler elbette
yargıya ait işlemlerdir.
Açığa
alınmış bir doktordan bahsettiniz. Bununla alakalı hususta
da takdir edersiniz ki bende şu anda bir malumat yok. İdari
soruşturmanın sebebine ve o idari soruşturmanın
sonuçlarına bakmak lazım.
Şunu ifade etmek
gerekiyor: Şimdi, Türkiyedeki meslek örgütleri ve meslek örgütlerine ait
odalarla alakalı olarak, yine kanaatimce, son derece demokratik olmayan
bir sistem geçerli. Dikkat ederseniz şu anda Mecliste 4 partiyiz, yüzde 10
barajı olmasına rağmen 4 partiyiz ve 4 farklı ses Mecliste
çıkabiliyor. Oysa sivil toplum örgütlerinin kuruluş kanunlarında
çoğunluğu elde eden bir grup ya da görüş sahibi, o meslek örgütüne
mensup bütün insanları temsil etmiş gibi tek bir listeyle seçiliyor.
Bunun behemehâl değiştirilmesi gerekir. Bu, son derece antidemokratik
bir tutum. Yani şu anlama geliyor: Bulunduğunuz şehirde en
yüksek oyu alan parti bütün milletvekillerini alır, götürür. Bu, malum,
1950de ilk defa demokrasiye geçildiğinde böyleydi. Bunun mahzurları
ortaya çıktı, Anayasa değiştirildi. Dolayısıyla
MUSTAFA AKAYDIN (Antalya)
Sayın Bakan, bütün dünyada böyle.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Bakın, ben demokratik bir gereklilikten
bahsediyorum. Sivil toplum örgütleri, kendilerini temsil ettikleri meslek
mensuplarının çoğulcu karakterine uygun şekilde
yapılandırılmalıdır. Bunun için de Meclisimiz gerekli
kanunları kanaatimce yapmalıdır.
Adanada vize bürosu
olmadığıyla ilgili Sayın Türkmen bir malumat verdiler, bunu
da ilgili bakanlığa ileteceğim.
Sayın Balbayın
Sayın Enis Berberoğluyla ilgili bahsettiği husus, takdir
edersiniz ki tamamen yargıyla alakalı bir husustur. Bu
yanlışı zaman zaman bu Mecliste sürekli görüyorum doğrusu.
Bazı arkadaşlarımız konuşmalarında,
yargının tasarruflarını Hükûmetin tasarrufları gibi
yansıtmaya çalışıyor. Aslında arkadaşlarımız
yargı tasarruflarının Hükûmet tasarrufuyla hiçbir ilgisi
olmadığını pekâlâ bilirler ama belki de böyle bir algı
oluşturulmaya çalışılıyor kamuoyunda çünkü burada
vatandaşlarımız bizi dinliyorlar.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Yargıya talimat verildiği için Sayın Bakan. Yargı
saraydan aldığı talimatla çalışıyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Yani Yargı şu kadar yılla
yargılamaya başladı, sonra bu kadar yılla yargılama
hususunda bir karar verdi. Bunun için bir tutukluluk yaptı ya da
yapmadı
Bu yargının bileceği bir iştir. Buna ne yüce
Meclisin üyeleri siz sayın milletvekilleri ne de icranın üyeleri olan
biz bakanlar ya da başbakanlar, cumhurbaşkanları
karışabilir. Yani bu hususta
MUSTAFA ALİ BALBAY
(İzmir) Hiç fikriniz yok mu Sayın Bakan? Bu Meclisin bir üyesi, hiç
fikriniz yok mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Hayır, müsaade edin. Yani Meclisin bir
üyesiyle alakalı Mecliste tabii ki konuşabiliriz, tabii ki fikrimizi
söyleyebiliriz, tabii ki onun yargılanmasıyla ilgili,
tutukluluğuyla ilgili fikir serdedebiliriz ama bunun Hükûmetle alakası
varmış gibi konuşursak bu yanlış olur. Hükûmet buna ne
yapsın yani? Türkiyede yargı bağımsızdır.
MUSTAFA ALİ BALBAY
(İzmir) Bu durumlarda hep tahliye çıkıyor.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Hayır, bunu biliyoruz ama yargının
bağımsızlığını bilmemiz lazım.
BAŞKAN Sayın
Balbay, lütfen
MUSTAFA ALİ BALBAY
(İzmir) Başka bir şey söylemiyoruz biz burada. Sanki
bilmiyormuşsunuz gibi konuşuyorsunuz.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar)
Yargı bağımsız değil ki! Adalet Şûrası
bile Beştepede yapılıyor, nasıl bağımsız
yargı?
BAŞKAN Sayın
Balbay, karşılıklı konuşmayın. Siz soru sordunuz,
Sayın Bakan cevap veriyor. Lütfen
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Emeklilerimizle ilgili olarak
Şu andaki
mevcut kanunlar biliyorsunuz, bir vatandaşımızın
emekliliğiyle ilgili olarak yıl ve gün şartı, ayrıca
yaş şartı aramaktadır. Aslında Türkiyede
geçmişte yapılan kanunların ve uygulamaların çok genç
emeklilikler oluşturduğunu biliyoruz ve bunu açık yüreklilikle
konuşmak lazım. Dünyada çalışanına kıyasla emekli
sayısı bizdeki kadar yüksek ülke arasanız
bulamazsınız. Aslında çok genç yaşta emeklilikler tabii
olarak çalışanların sırtından ödenmektedir.
Dolayısıyla bugünkü kanunlar muvacehesinde bu 3 şartı
sağlayan yani yıl şartını, gün şartını
ve yaş şartını sağlayan değerli vatandaşlarımız
emekli olmaktadırlar ve bunun da ben doğru bir uygulama olduğu
kanaatindeyim.
Adana-Ceyhan otoyolunun
ücretsiz, Tarsus-Mersin otoyolunun ücretli olduğunu değerli
milletvekilimiz ifade ettiler. Bunu da ben ilgili bakanımıza
ileteceğim. Değerli milletvekilimiz her ne kadar bir önceki sorusuna
ya da talebine Tarsusta araç muayene istasyonuna ihtiyaç yok.
cevabını yazılı olarak ilgili bakanlıktan, kurumdan
almışsa da bu meseleyi de ilgili bakanımıza ileteceğim.
Sorularınız için
çok teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Bakan.
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) Sağlık Bakanlığındaki atamaları
sorduk Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Sağlık Bakanlığıyla
ilgili de bir soru sordular. Doğrusu, tabii, şu anda ben
Sağlık Bakanı değilim, bunu Sağlık
Bakanımızla ve Maliye Bakanımızla görüşmemiz
lazım. Ama bu sene birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında
da yeni atamalar yapılacak ve biliyorsunuz, Hükûmetimiz, memur
atamaları konusunda belli alanlara öncelik vermektedir; bunların
başında sağlık personelimiz, millî eğitim personelimiz
ve güvenlik personelimiz gelmektedir.
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bakan.
Tasarının tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Şimdi birinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ile 20nci
maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Baki
Şimşek konuşacaklar.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
MHP GRUBU ADINA BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 518 sıra sayılı Yatırım
Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle aziz Türk
milletini saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun tasarısı,
tali komisyonlarda görüşülmeden, her zaman olduğu gibi, yine torba
yasa içerisinde ve direkt Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülerek Meclise
getirilmiştir. Tabii, yatırım ortamlarının iyileştirilmesini
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destekliyoruz. Buradaki birtakım
kırtasiyenin, zamanın ve birtakım lüzumsuz masrafların
ortadan kaldırılmasına destek veriyoruz. Burada, şirket
kuruluşu işlemleri ve maliyetlerin azaltılması, belediyeler
tarafından sağlanan yapı kullanma izin belgelerinin süreçlerinin
hızlandırılması, dış ticaret işlemlerine
ilişkin çeşitli maliyetlerin düşürülmesi, tapu işlemlerinin
hızlandırılması, telekomünikasyon altyapı izin
işlemlerinin kolaylaştırılması, KOBİlerin
finansmana erişimlerinin kolaylaştırılması ifade
edilmektedir.
Tasarının bu
maddelerle ilgili kısımlarının tamamını
destekliyoruz, yalnız, yatırımla ilgili,
yatırımcının öncelikle uygun bir arsa bulabilmesi
lazım. Yatırımın en önemli, birinci önceliği budur ama
maalesef Türkiyede bürokrasi hızlı
çalışmadığı için, yatırımcı,
arsayı bulduktan sonra yapacak olmuş olduğu yatırımla
alakalı izinleri alıyor, aylarca süren bir izin sürecinden sonra
belediyelerle, bakanlıklarla, ÇEDlerle uğraşıyor ve bundan
sonra da finansman bulma derdine düşüyor.
Ülkemiz, maalesef, dünyada en
yüksek dış faizle dış kaynaklı bulmuş olduğu
paraya en yüksek faizi ödeyen ülkelerin başında geliyor. Tabii, bu süreçler içerisinde de
birçok yanlışlıklarla da karşı karşıya
kalıyoruz. Yani teşvikler doğru yerlere verilmiyor.
Örneğin, şimdi, Kahramanmaraş, Osmaniye öncelikli teşvikli
bölgeler içerisine alınıyor, bunun hemen bir saat mesafesindeki
Adana, Mersin yatırımda öncelikli teşvik kapsamı dışında
tutuluyor. Şimdi, düşünün, pamuk, Çukurovada yetişiyor,
Çukurovadan diğer illere gidip orada tekstil ürünlerine dönüşüyor ve
buradaki tekstil fabrikalarının hemen bir saat mesafedeki diğer
illerdeki fabrikalarla, teşvik dışı kaldığı
için, baş etmesi mümkün olmuyor. Orada girdi maliyetleri, işçi
maliyetleri ve birtakım sigorta giderleri daha düşük olduğu
için, bugün Adana ve Mersindeki Türkiye'nin zamanında dünyaya açılan
kapısı olan Çukurova ve Berdan Tekstil gibi bölgenin iki devasa
fabrikası kapanmış durumdadır. Onun için, bölgenin
tamamının ele alınarak teşviklerin doğru yerlere
verilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bundan bazı illerimiz ve
bölgelerimiz olumsuz olarak etkilenecektir.
Kamu
yatırımlarında da kamu yatırımı yapılacak
olan arsaların hazineye ait olması hep öncelikli olarak tercih
edildiği için burada da bazı yatırımlar
yapılırken hazineye ait olan arsa bulunan yerler o yatırım
için uygun bölge olamayabiliyor. Yani şimdi düşünün: Mersin Tarsusta
Türkiye'nin en büyük cezaevi yapıldı ve modern bir cezaevi
yapıldı ama yağan ilk yağmurla beraber -Çukurovanın
göbeğine yapıldı, tarım arazilerinin ortasına
yapıldı bütün uyarılarımıza rağmen- sular
altında kaldı. Aynı şekilde, Çukurova Havaalanı
-şu anda inşaatı devam ediyor- yine tarım arazilerinin
göbeğine yapıldı. Öncelikle, eğer devletin elinde hazine
arazisi yoksa, yatırım yapılacak olan arsanın gerekirse
satın alınarak daha doğru bir bölgeye bu
yatırımların yapılması gerekmektedir. Verilen
destekler içinde tarıma verilen destekler son on beş yıl
içerisinde yaklaşık belki 10 katına çıktı, rakamsal
olarak 20-25 milyar dolar civarında tarıma destek verildiği
söyleniyor ama maalesef, Türkiye'nin
Ben, geçtiğimiz hafta
sonu, Dünya Bakliyat Günü dolayısıyla bakliyatçıların bir
toplantısına katıldım. Türkiye'nin ürettiği bakliyat
son on beş yılda 2 milyon tondan 1 milyon tona düşmüş. Yani
bu verilen desteklerde mi bir hata var, yoksa çiftçilerimizde mi bir problem
var? Bunların tekrar gözden geçirilmesi
Yine, hayvancılıkla
ilgili verilen destekler var. Bu kadar destek veriyoruz ama verilen bu kadar
desteğe rağmen canlı hayvan sayısı maalesef
azalıyor. Bunların tekrar gözden geçirilerek kamu
yatırımlarının doğru şekilde yapılması
Yine, bankaların
gayrimenkuller üzerine koymuş oldukları ipotekler
Bunların
direkt banka üzerinden tapuya resen gönderilerek bu tescillerin
yapılması buradaki süreci belki hızlandıracak ama tapudaki
yapılan işlemler kamera kaydı önünde, müdürün ve memurun önünde
bütün vatandaşların parayı alıp almadığı, bu
işlemi kabul edip etmediği sorgulanarak yapılıyor.
Bankalarda da benzer şekilde kamera kaydı sisteminin mutlaka
kurulması şarttır. Aksi takdirde, bankalarda hepimiz işlem
yaptırıyoruz, önümüze kalın bir sözleşme konuyor, hiç kimse
bu sözleşmeleri okumuyor, herkes bunun altına imza atıyor,
yarın yapılan ipotek ve satış işlemlerinde hukuki
birçok sorunla karşı karşıya kalabiliriz.
Bugün
bile yapılan işlemlerde, aslında hem tapuda hem bankada birçok
hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Vatandaş kredi
kullanıyor, tapu memuru soruyor, Paranı aldın mı,
almadın mı? diyor; vatandaş parasını
aldığını söylüyor, aslında parasını almadan
Aldım. diye söylüyor, orada vatandaş yalan beyanda bulunuyor ve bu
işlem yapılıyor. Daha sonra, vatandaş, imzayı
attıktan sonra alıcı-satıcı bankaya gidiyor, orada
alıcı, satıcının parasını bankadan
hesabına geçiriyor. O süreç içerisinde art niyetli kişiler bunu
olumsuz olarak kullanabilirler. Onun için, bunun, tekrar gözden geçirilmesi
Yine aynı şekilde
cins tashihi ve yapı kullanma izin belgelerinin alınmasında da
burada LİHKAB büroları ya da kadastro müdürlüklerinin düzenlemiş
olduğu belgelere bakılarak işlem yapılması, resen bu
cins tashihi işleminin yapılması öngörülmekte. Burada da yine
elektronik ortamda veya mail yoluyla yapılacak işlemler mutlaka
süreci hızlandıracaktır. Yalnız, burada, tapu alan
insanların, cins tashihi ve kat mülkiyeti kurulduktan sonra, tapularda
mutlaka yapılacak olan bir değişiklikle, aldıkları
gayrimenkulün metrekaresini mutlaka yazması gerekmektedir. Bugün, hiç
kimsenin tapusunda, almış olduğu evin ya da iş yerinin kaç
metrekare olduğu yazmıyor, sadece arsa payları yazıyor.
Arsa paylarının da özellikle küçük belediyelerin olduğu yerlerde
verilecek olan bu yetkiyle bunu belediyelerin hesaplaması gerekiyor.
Burada da birçok yanlışlıkla karşı karşıya
kalınması mümkün olabilecektir, bunun mutlaka, tekrar, yine gözden
geçirilmesi gerekmektedir.
Altyapı inşaat
kazılarında, yapılacak olan yatırımdan önce belediye ve
yatırım yapacak kuruluşların mutlaka bir koordinasyon
kurarak
Maalesef, Türkiyede altyapıyla ilgili bir koordinasyon yok, bu
kazılar yapılıyor ama belediyeler asfalt döküyor, belediye
asfalt döktükten sonra TELEKOM geliyor, kazı yapıyor, buna bir tahrip
bedeli çıkarılıyor, firma geliyor, tahrip bedelini ödüyor,
sadece o kazılan kısma yama şeklinde bir asfalt ya da parke
döşeniyor. Burada, zemin
sıkıştırılmasının öncekiyle aynı yapılabilmesi
mümkün olmadığı için, o yerde tekrar çökme oluyor. Bundan sonra,
tekrar, TEDAŞ geliyor, doğal gaz geliyor, kanalizasyon geliyor ve
milletin parası çarçur ediliyor.
Bu yatırımlarla
ilgili mutlaka bütün altyapı hizmetlerinin tek bir elden -belediye eliyle-
gerekirse altyapı yatırımıyla ilgili bütün ödeneğin,
buraya döşenecek olan boruların, rögarların ve altyapı
hizmetlerinin tek bir elden çıkacak şekilde düzenlenmesi
gerekmektedir. Aksi takdirde, maalesef, 2018 yılına geldik ama hâlâ
Ankaranın bile birçok yerinde asfalt kotu ile rögar kotunu
tutturamıyoruz. Mühendislik bu kadar gelişmiş, teknoloji bu
kadar gelişmiş ama maalesef bunu tutturamıyoruz.
Yine, bu yasayla beraber,
Mera Kanununda da bir değişiklik yapılarak, özellikle, cep
telefonu vericilerinin meralar üzerine kurulması düşünülmektedir.
Yani belki bazıları, buralarda yerleşim olmadığı
gibi veya başka türlü değerlendirmelerde bulunabiliyorlar ama
geçtiğimiz yıl yazın Toros Dağlarında Sayın
Kalkınma Bakanımızla beraber katılmış
olduğumuz birkaç tane etkinlikte, orada binlerce Yörükün çadırlarda
yaşadığını ve bunların da -zaten elektrik yok,
cep telefonu çekmiyor- mağdur olduklarını ve buraya mutlaka
verici konulması taleplerini bizlere ilettiler. Burada bir art niyet
olmadıktan sonra, mera üzerine sadece vericinin konulması bu
meranın vasfını kaybetmesine sebebiyet vermeyecektir, bunu
mutlaka koruyacaktır.
Yine, bu yasayla beraber
düzenlenen, yapı denetim firmalarıyla ilgili de birtakım
sıkıntılar bizlere iletilmektedir. Yapı denetim
firmaları, maalesef, müteahhitlerle pazarlık ederek iş
alabilmektedirler. Yapı denetim firmalarının da müteahhitle olan
müşteri-patron ilişkisi kesilmelidir. Aksi takdirde, para
aldıkları bir firmayı yapı denetim firmalarının
denetleyebilmesi mümkün değildir. Aksi takdirde, o müteahhit o yapı
denetim firmasına iş vermeyecektir onun iş vereni olduğu
için.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAKİ
ŞİMŞEK (Devamla) Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Bir dakika ek
süre veriyorum.
Buyurun.
BAKİ
ŞİMŞEK (Devamla) Yapı denetim firmalarının,
bunların oluşturacak olduğu bir birlikte mutlaka sıraya
konularak müteahhitlerin, firmayla hiç muhatap olmadan hangi yapı denetim
firmasına sıra gelmişse onun tarafından
sağlıklı bir şekilde denetletilmesi gerekmektedir. Yoksa,
zaten firmalar bugün evrak takibi dışında gerçek manada bir denetim
yapamamaktadır. Bu da inşaat yapan firmaların birçok sorunla
karşı karşıya kalmasına sebebiyet vermektedir. Bunun
da tekrar gözden geçirilmesini temenni ediyorum.
Yasanın
hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Tokat Milletvekili Sayın Kadim Durmaz konuşacaklar.
Buyurun Sayın Durmaz.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA KADİM
DURMAZ (Tokat) Sayın Başkanım, yüce Meclisin
saygıdeğer üyeleri, bizleri izleyen değerli
yurttaşlarımız; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına 518
sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Tasarısı üzerine söz almış
bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
şu elimizdeki gördüğünüz basılı evrakın tamamına
yakını 3 Kasım 2002den bu yana AK PARTİ
iktidarının bu ülkedeki yatırım ortamını
geliştirebilme adına çıkardığı, alt
komisyonları baypas yaparak, Parlamento geleneğinde eşine az
rastlanır torba yasalarla çıkarılan yasalar. Ama şöyle bir
elimizi vicdanımıza koyup geriye doğru bir
baktığımızda, bu ülkedeki sefaletin, yoksulluğun,
üretim azalmasının, dünyadaki saygınlığının,
eğitim ve öğretimin on beş yıldır ülkeyi kesintisiz
yöneten bir iktidar eliyle nasıl, ne hâle getirildiğinin en güzel göstergesini
birlikte görüyoruz. İşte bugün görüşülmekte olan bu kanunda da
yatırım ortamını yeniden iyileştirme noktasında
birtakım önlemler var.
Sayın milletvekilleri,
şöyle bir bakıyoruz, AK PARTİ Hükûmeti Anayasaya
aykırı bu düzenlemelerle, torba yasalarla, inatla, hırsla,
vazgeçmeden, bütün eleştirilere kulağını tıkayarak
yoluna devam etmeye çalışıyor. Bir atasözü vardır, diyor
ki: Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar elde edemezsiniz. ve
elde edilmiyor arkadaşlar. Hepimiz yaşıyoruz, seçim bölgelerinize
gittiğiniz zaman uğradığınız bir esnafın
yüzü gülmüyor, KOBİler çok zor durumda, sanayici kenarda köşede
biriktirdiklerini ipotek vererek varlığını sürdürmek, marka
değerini korumak, ele güne mahcup olmamak için birikimlerini satarak ya da
kredilendirerek yaşamını sürdürüyor, bunların hepsi de
malum.
İktidar partisinin adı Adalet ve Kalkınma
Partisi arkadaşlar ve bakıyoruz, adalet yerlerde sürünüyor; on
altı yıldır geriye doğru baktığımızda
da kalkınmanın hâlâ yeni önlemlerle düzeltileceğini söyleyen bir
iktidar eliyle demek ki o noktada da AK PARTİ iktidarı
sınıfta kalmıştır. Temel nedenlerinden birkaç tanesi
Dünyanın neresinde olursa olsun bütün yatırımcıların
aradığı ortak bir temel kural vardır:
Yargınızın, hukuk sisteminizin güven vermesi, hukuk devletinin
güven vermesi. Arkadaşlar, inanıyorum -sizlerin vicdanına da
sesleniyorum- şu anda ülkemizdeki hukuk sistemi sizin
vicdanınıza da güven vermiyor. Ülkemizde birçok yabancı
yatırımcı var, gelmiş buralarda yatırım
yapmışlar. Ama istatistiklere baktığımızda, her
geçen gün, malını, cevahirini kurtaran pılını
pırtısını toparlayıp Türkiye Cumhuriyetini terk
ediyor. Birçok yabancı banka var, birinin CEOsuna soruyorlar -100ün
üzerinde şube kapatmış- diyorlar ki: Türkiye iyi bir ülke, faiz
oranları da oldukça yüksek, Türkiyeden neden çıkıyorsunuz?
Diyor ki: Ben Türkiyede çok iyi para kazandım ve kazanmaya devam
ediyorum ama takdir edersiniz ki, bir ihtilaf hâlinde, yargısı
güvenilir olmayan bir ülkede benim paramın pulumun, bankamın
teminatının olmayacağı sizce de malum; o yüzden ben
yavaş yavaş Türkiyeden çekiliyorum. Buna Körfezdeki birçok ülkenin
bankaları da dâhil. Bazı şirketlerimiz yabancı
ortaklı, onlar da, hepsi ilişkilerini gözden geçiriyorlar. Seçim
bölgem Tokatta çok ciddi oranda makine ihracatı yapan firmalar var.
Eskiden 200 bin, 300 bin, 400 bin euroluk makineleri ihraç ediyorlardı.
Soruyorum, şimdi O gelip günlerce
ağırladığımız, eşiyle çocuğuyla tatile
gelip bize sipariş veren firmaların sıradan bir satış
temsilcisi dahi ülkemize ve bize gelmiyor artık, birçoğu
telefonlarımıza çıkmıyor. diyor.
Şimdi, hedef koyuyoruz:
Kalkınacağız, turizmde kalkınacağız,
sanayileşeceğiz, üreteceğiz, dünyaya satacağız.
Dünyayla ilişkilerimize bakıyoruz arkadaşlar, bu noktada da biz
güven vermiyoruz. En büyük pazarımız Orta Doğu kan gölüne
dönmüş. Bu konuda Türkiye Cumhuriyetinin tarihten gelen
saygınlığını dip yaptırmışız.
Öyleyse hep birlikte -bu ülkede birlikte yaşıyoruz- bu ülkede
muhalefeti, bu ülkenin sivil toplum örgütlerini, hepsini ortak bir
anlayışla birleştireceğiz ve Mustafa Kemal Atatürkün ifade
ettiği gibi Söz konusu vatansa gerisi teferruat. diyeceğiz. Bizden
gelen o kıymetli önerilere de lütfen kulak asıp dinleyeceksiniz.
Bakın, Ulu Önder Mustafa
Kemal Atatürk 1923 yılında İzmir İktisat Kongresinin
açılış konuşmasında aynen şöyle diyor: Bir
ulusun hayatıyla doğrudan doğruya ilgili olan ekonomisi
çöküşün de yükselişin de nedenidir. Zamanımız bir iktisat
çağıdır. Yıl 1925. Arkadaşlar, 2023e, Türkiye
Cumhuriyetinin 100üncü yıl hedeflerine hazırlanıyoruz ama biz
hâlâ geldiğimiz noktada hedeflerinde birleşmiş bir ülke
değiliz.
Bu torba yasada birçok
şeyi görüşüyoruz ve öyle ilginç ki bunları
görüştüğümüz zaman da -kendi kendimizi kandırmayalım-
kalkınma hızla ilerleyecek, büyüme artacak, millî gelirimiz
yükselecek, asgari ücretli asgari ücretten fazlasını alacak,
KOBİler gelişecek diye bir kural yok, çok da elzem olmayan
şeylerle insanları uğraştırıyoruz. Ama bir
tanesi, inanıyorum hepinizin vicdanlarını da
yaralayacaktır. Bir ülkede olmazsa olmaz iki temel kayıt vardır
arkadaşlar; biri, nüfus kayıtları, bir diğeri de tapu ve
kadastro kayıtları. Şöyle geriye doğru
hafızamızı yenilersek Musul ve Kerkükün peşmerge
tarafından işgalini izlerken hepimizin içi sızladı,
yüreğimiz sızladı. Orada iki yeri imha ettiler; önce nüfus
kayıtlarını, daha sonra da tapuyu.
Şimdi, biz bu
değişiklikle, tapulara ipotek şerhinin konmasını
doğrudan birçoğu yabancı olan bankalara veriyoruz. Eskiden
tapuya gittiğiniz zaman yaşlısı genci, orada yetkili bir
memur hemen sizin mahkeme ilamı gibi yüzünüze okur da Ey amca, teyze,
abla, beyefendi, kardeşim; sizin şu ada, bu pafta, bu parselde
bulunan bu taşınmazınıza şu kadar kıymetle,
bedelle ipotek konuluyor falan banka, filan finans kuruluşu ya da
borçlunuz tarafından. diye ya da Bunu filancaya şu bedel
karşılığında satıyorsunuz. diye insanı
uyarıyordu. Tabii, bankalardaki genel tema nedir? Kârlılık ve
kâr. Hemen bir yakınımızı, belki birileri mülkiyeti olan,
kenarda akçesi, birikimi olan bir yaşlıyı götürecek, diyecek ki:
Ya, bir para çekiyorum, şu bankada bir imza işim var. Bankalarda da
sürekli değişen memurlar bu işin sorumluluğunda değil
ve onlara cezai müeyyide de getirilmiyor bu yasayla arkadaşlar. Ülkemizde
-birçoğumuzun da bildiği- kaldırımlarda kredi
kartlarının satıldığını, o bit gibi
yazıları hiç kimsenin okumadığını da hepimiz
biliyoruz. Gelin, bu noktada iyi düşünelim, ortak bir anlayışta
buluşalım, tapu gibi önemli bir konudaki yetkiyi yeniden, bu
maddedeki değişiklik önergemize sahip çıkarak tekrar tapu
müdürlüklerine verelim.
Yine arkadaşlar, burada
ne oluyor? Noter işlemlerini Ticaret Sicili Gazetesine veriyoruz; bunun
kalkınmayla çok fazla bir ilgisi yok. Yapı denetim şirketlerinin
ne ilgisi var arkadaşlar?
Yine, meralara baz istasyonu
kurmanın ne ilgisi var arkadaşlar? Bunlar aman aman bu ülkenin
kalkınmasının önündeki takozlar, engeller değil ve
bakın, birçok madde yanlış ve hileli bir şekilde
getiriliyor.
Gelecekte
görüşeceğimiz yine torba yasada özelleştirmeyle ilgili çok
tehlikeli bir madde geliyor ve bunun içerisinde şeker fabrikaları da
var. Türkiyede 31 tane şeker fabrikası var arkadaşlar. Bu
ülkenin millî, stratejik bir ürünü, hepimizin yaşamına da
doğrudan dokunan şeker pancarı şekeri gibi doğal bir
ürün var. İşte, oraları da özelleştirdiğimiz zaman
bundan sonra çoluğumuz çocuğumuzun, gelecek neslimizin tamamı
yapay tatlandırıcılara mahkûm olacak ve insan
sağlığını tehlikeye atacak bir boyuta doğru
gidiyoruz.
Ben buradan tekrar Hükûmete
sesleniyorum: Gelin, birazcık daha muhalefetin yol gösterici,
uzlaştırıcı ve sizin önünüzü açıcı, bu ülkeye de
katkı sunacak önerilerine kıymet verin, önem verin. Biz bu gemide
beraber yolculuk yapıyoruz, niyetimiz ve muradımız, bu ülkenin
yeniden içeride barışçı, huzurlu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KADİM DURMAZ (Devamla)
Sayın Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN Tamam.
Bir dakika ek süre
KADİM DURMAZ (Devamla)
birbirini seven, kucaklayan, yeniden gerek Avrupada gerekse Orta Doğuda
saygınlığı olan bir ülke hâline gelmesini istiyoruz. Bu
anlamda, ben, Hükûmetin birçok yasadaki bu ülkenin hayrına olmayan
maddelerden geri adım atıp bir dönüş sağlamasını,
bu ülkenin yurttaşlarının lehine olan birçok düzenlemede
muhalefetin sesine kulak vermesini diliyorum.
Arkadaşlar, kredi
vermeyle övünüyor iktidar. Ben Hükûmetten şunu beklerdim: Biz kredileri
açtık, sonsuza kadar KOBİlere, sanayicilere, tüketiciye, memura,
esnafa kredi veriyoruz, alan yok. demesi lazım.
Arkadaşlar, esnafın
birçoğu iş yerini, evini barkını güvendiği
yakınına, hısmına, akrabasına, eşine dostuna
satıp -birbirimizi kandırmayalım- böyle kredi alıyor gününü
kurtarmak için.
Ben, tekrar Genel Kurulu
saygıyla selamlıyor, Hükûmete de bir kez daha sesleniyorum: Bu
önlemlerle, bu ülkede güven ortamı ve demokrasiyi sağlamadan
kalkınmayı da sağlayamayız diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Durmaz.
Sayın milletvekilleri,
şimdi soru-cevap işlemini yapacağız.
Süremiz on beş dakika;
yedi buçuk dakika içinde soruları alacağım, diğer yedi
buçuk dakikayı ise cevap vermesi için Bakana tanıyacağım.
Sayın Gürer? Yok.
Sayın Türkmen
ELİF DOĞAN TÜRKMEN
(Adana) Sayın Başkanım, sorum taşeron işçilerle
ilgili.
Taşeron işçilerle
ilgili, özellikle belediyede çalışan taşeron işçilerden
istenilen sabıkasızlık belgesinin hangi suçları
içereceğine ya da hangi suçlar olmasına rağmen sınavı
geçeceğine dair bir belirsizlik var. Bu konuda sayın valiyle
görüştüğümüzde o da konunun netleşmediğini söyledi. Bu
konuda tüm taşeron işçiler bir açıklama bekliyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Özdemir
SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, görüştüğümüz
yasa tasarısı ağırlıklı olarak yatırım
ortamının iyileştirilmesiyle ilgili maddeler içeriyor. Eski
Adalet Bakanına ve şu an Başbakan Yardımcısı
Sayın Bozdağa da sormak istiyorum: Hukuk sistemi ve adalet sistemi
bu kadar sıkıntıdayken
Gerek uluslararası gerekse ülkemiz
içinde yayınlanan raporlarda bu iki kategoride hızla geriliyoruz. Bu
noktada yatırımcıları nasıl teşvik edeceğiz?
Uluslararası firma ve yatırımların ülkemizde
artmasında bu kanun tasarısının çok da faydalı olacağını
düşünmüyorum. Sizin bu konudaki değerlendirmeniz nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Tümer
ZÜLFİKAR İNÖNÜ
TÜMER (Adana) Sayın Bakan, önümüzdeki günlerde Hükûmetin Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunmaya hazırlandığı torba yasa
kapsamında sağlık emekçilerine yıpranma payı,
diğer adıyla fiilî hizmet tazminatı ödenmesi öngörülüyor.
Sağlık emekçileri hastanelerde radyasyon ve ısıyla;
anestezik gazlar, antiseptikler gibi kimyasallarla; virüsler, bakteriler gibi
biyolojik faktörlerle ve hasta ve hasta yakınlarının
şiddetiyle karşı karşıyadır. Sağlık
çalışanları hepatit B, hepatit C, AIDS, kırım kongo
kanamalı ateşi, kan ve kan ürünleri hastalıkları ve solunum
sistemi hastalıkları ile uzun gece nöbetleri sonucunda diyabet,
obezite, kalp, kanser, ülser, depresyon hastalıklarına yakalanma risk
altında, psikososyal hastalıklarla, iş yaralanmaları,
iş kazalarıyla iç içe ekmek mücadelesi vermektedir. Bu risklere
karşı, sağlık emekçilerine iş risklerine göre 120 gün,
diğer personele 90 gün, nöbetçi icapçı sağlık emekçisine
150 gün, yoğun bakımda, acilde çalışan, radyasyonla
çalışan sağlık emekçilerine 120 gün -hizmet süresine ek-
yapılmalı, emeklilik yaşı erkene
alınmalıdır. Yaş bekleyenler emekli olabilmelidir. Emekli
olanlar da dâhil, tüm sağlık emekçilerinin çalıştıkları
tüm yıllar için geçerli olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Şimşek
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, daha
önce işlenen belirli suçlardan dolayı, arsalarını kiraya
veren 400e yakın akaryakıt istasyonu
kapatılmıştır. Bu akaryakıt istasyonu sahipleri kendileri
bir suç işlememesine rağmen işleten şahsın
yapmış olduğu kaçakçılık veya buna benzer suçlardan
dolayı mağdur duruma düşmüşlerdir. Bunlar da, şu anda,
oluşturdukları bir komisyonla Meclisimizi ziyaret etmişler.
Bütün siyasi parti gruplarına uğrayarak bu sorunun,
çıkartılacak bir yasayla düzeltilmesini
Çünkü bir iş yeri
açmanın zorluğu ortadadır. Şu ana kadar
400e yakın
akaryakıt istasyonu açıldığı anda binlerce insan
burada iş sahibi olacaktır. Bunun, tasarının sonuna ilave
edilecek bir maddeyle çözülmesini -Enerji Bakanlığının da
bu konuya olumlu baktığını- bu suçu tekrar işlemeleri
hâlinde ise bunun, artık, gerekirse ömür boyu kapatılmasını
talep etmektedirler. Bu konuda, yatırımcının önünün
açılması adına
Çünkü çürümeye terk edilmiş tesisler bunlar.
Buna sahip çıkmanızı bekliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Purçu
ÖZCAN PURÇU (İzmir)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Yeni çıkan taşeron
yasasıyla işçilerimiz umutlandı fakat, ne yazık ki
geçmişte işlediği bir suçtan dolayı cezasını
çektikten sonra normal hayata dönen vatandaşlarımız bugün tekrar
aynı cezaya mahkûm edilmişlerdir. Taşeron yasasıyla,
geçmişte suç işleyip hapishanede yatan vatandaşlarımız
şu an belediyeye, kadroya alınmamaktadır ve yavaş
yavaş işten çıkarılmaya başlanmıştır.
Bu konuda, bu olumsuz kararı bir an önce değiştirmemiz
gerekiyor. Hükûmetin bu konudaki cevabı nedir? Bir belirsizlik var fakat
belediyeler şu an kadro çalışmasında, hapis cezası
yatan işçileri kadroya almamak için çalışma
başlattılar ve işten de çıkardılar.
Bilginize
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Özdemir
SİBEL ÖZDEMİR
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
yatırım ortamının iyileştirilmesi yönünde bu hafta bu
kanunu görüşeceğiz ama biliyorsunuz ki iktidarlarınız
döneminde en temel sorun alanlarından biri istihdam sorunu ve özellikle de
genç istihdamı, yeni mezun olmuş olanlarına üniversite
mezunlarımızın istihdamı. Bu konuyla ilgili özellikle
muhasebe ön lisans mezunu öğrencilerimiz geçen hafta beni ziyaret etti ve
kendilerinin atanmasıyla ilgili, özellikle kamu kurumlarında 3173
kodlu muhasebe ön lisans mezunlarının istihdam
olanağının oluşturulabilmesi için ortaksız atama
yapılması gerektiğini söylediler. 85 ve üzerinde puan alan
öğrencilerimiz Haziran 2018e kadar yapılacak olan bir KPSS
sınavı talep ediyorlar ki almış oldukları
puanların yanmaması, mağduriyet yaşamamaları için.
Bunu da -sizin temel ilgi alanınız değil ama- Kabinede gündeme
getirmeniz için bilgilerinize arz ediyorum ben de tekrar.
BAŞKAN Sayın
Türkmen
ELİF DOĞAN TÜRKMEN
(Adana) Teşekkür ederim Başkanım.
Kadınların, Devlet
Memurları Yasasına göre istihdam edilen ile İş
Yasasına göre istihdam edilenlerin annelik izniyle ilgili ne yazık
ki farklı süreler var ve bu süreler İş Yasasına göre istihdam
edilen annelerin aleyhine düzenlenmiştir. Devlet Memurları Kanununa
göre istihdam edilen kadınlar ile İş Kanunu hükümlerine göre
istihdam edilen kadınların arasındaki bu eşitsizliklerin
İş Kanunu hükümlerine göre istihdam edilen kadınlar lehine
düzenlenmesi ve bu konuda yapılacak düzenlemenin de kanun hükmünde
düzenlemelerle Meclise getirilmesini istiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
Topal
SERKAN TOPAL (Hatay)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
Zeytin Dalı Harekâtında, özellikle en çok etkilenen illerin
başında Hatay olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Özellikle
Hatayda sınıra yakın olan 6 ilçede Hükûmet bütün kamu
alacaklarını bir yıl erteledi. Biz bunu doğru buluyoruz,
kesinlikle doğru bir karar, teşekkür ediyoruz. Ancak sadece 6 ilçe de
değil, diğer ilçelerde de maalesef esnaflarımız zor
durumda; birçok kişi de SGKsini ödeyemiyor, esnaf gerçekten zor durumda.
Bu yüzden, alınan aynı kararın 15 ilçede uygulanmasını
talep ediyoruz.
Ayrıca, sınıra
yakın olan, başta Reyhanlı olmak üzere 6 ilçedeki esnaflara da
ayrıca bir teşvik verilmesini talep ediyorum. Bunu da gerçekten
bekliyoruz, Hatay halkı da bekliyor.
Çok teşekkür ediyorum,
saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Bakan, buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; bildiğiniz gibi, taşeron
işçilerle ilgili, kanun hükmünde kararnameyle bir düzenleme
yapıldı ve daha sonra da bu düzenleme Meclisimizin kabulüyle Parlamentodan
geçti. Şu anda yasanın öngördüğü, işçilerle ilgili süreç
devam ediyor. Burada bir sınav var, bir de güvenlik tahkikatı var.
Daha önce de ifade ettik, bu sınav bir eleme sınavı kesinlikle
değil, defalarca söyledik, sadece bir usulün yerine getirilmesi için
konulmuş bir sınavdır. Tabii, bu güvenlik tahkikatı konusu
ise, bildiğiniz gibi, daha önce bizim yasalarımıza
koyduğumuz, kamuda çalışan herkesle ilgili bir güvenlik
tahkikatı düzenlemesi var ve onun bir yansımasıdır bu, bu
yapılacaktır. Yani bunlarla ilgili, sabıkada hangisi olacak?
Buraya sabıkasız insanlar işe girecek diye bir şey yok
çünkü bunlar işçi, memurlar gibi bir değerlendirme işçiler
hakkında zaten yapılmıyor. Burada sadece tahminimi söylüyorum:
Buradaki düzenlemede, terör örgütleriyle bir irtibat, iltisak ve üyelik durumu
tespit edilmesi hâlinde bu güvenlik tahkikatında, gereği
yapılacaktır. Onun dışındakilerle ilgili herhangi bir
kaygı oluşturulması veya işçilerimizin endişeye
girmesi söz konusu olamaz da zaten. Bu konuda da devletin bütün kurumları
gereken hassasiyeti gösterecektir. Yani sabıkasında bir suç var diye
bu kadro haklarından yararlanmamazlık olmayacak ama sadece,
dediğim gibi, bu terör örgütleriyle ilgili iltisak, irtibat ve üyelik söz
konusu olduğunda onu ilgili kurumlar gelen araştırmaya göre
değerlendireceklerdir.
Diğer bir konu:
Yatırımlar nasıl teşvik edilecektir? Tabii,
yatırımların teşviki, özellikle yabancı sermayenin
Türkiyede daha çok yatırım yapması bizim Hükûmetimizin de
öncelikli politikalarından bir tanesi. Hükûmet olduğumuz günden
bugüne kadar bu konuda cumhuriyet tarihinin en büyük
başarılarını ortaya koyduk, rakamlar bunu çok net bir
şekilde ortaya koyuyor. 2017 yılında Türkiyede 7.476 adet
yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Bu rakam bir önceki yıla
göre yüzde 46lık bir artışı ifade etmektedir yani büyük bir
artış var. Benzer şekilde, bu yatırım projelerinde
öngörülen sabit yatırım tutarı yüzde 82lik artışla
178,3 milyar TLye, öngörülen istihdam ise yüzde 64lük artışla
227.408 kişiye ulaşmıştır. Özetle, ülkemizde
yatırımcıların yatırım iştahı, çok
şükür, artarak devam ediyor, bu da bizim aldığımız
tedbirler ve uyguladığımız politikaların sonucudur.
Yabancı
yatırımcıların ülkemize ilgisine bakacak olursak, ülkemizde
gerçekleştirilen uluslararası doğrudan yatırımlar 2017
yılında 11 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2017
yılında, ülkemizde bir önceki yıla göre yüzde 6lık bir
artışla 5.930 adet yeni yabancı sermayeli şirket
kurulmuştur. Yani, eğer yabancı sermaye kendisi için güvensiz bir
ortam görse 5.930 yeni şirket Türkiyede kurulmaz. Bunlar Türkiyede
kendileri için bir gelecek görüyorlar, bir kazanç görüyorlar ki
yatırım yapıyorlar ve 11 milyar dolar -az bir rakam değil-
doğrudan yatırım için gelen para var. Toplam yabancı
sermayeli şirket sayısı şu anda 58.954e
ulaşmıştır. Ayrıca, 2002 öncesinde ülkemize gelen
doğrudan yabancı yatırım tutarı toplamı 15,1
milyar ABD doları iken bu rakam 2002-2017 Kasım döneminde tam 191
milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir ki bu çok büyük
bir değişimdir, olumlu bir gelişmedir. Yani 15,1 milyar dolar
biz geldiğimizde Türkiyeye gelen; şimdi ise, son, 2002den bugüne
kadar 191 milyar ABD doları bir gerçekleşme ortaya
çıkmıştır ki bu büyük bir başarıdır. Tabii,
bunlar, bir de Türkiye'nin yaşadığı terör hadiseleri, darbe
teşebbüsü ve benzeri olumsuzlukları birlikte
değerlendirdiğinizde, Türk ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu
ve dışarıya gelecek vadeden bir görünüme sahip olduğunu da
göstermektedir. Hamdolsun, bundan sonraki süreçte de daha iyi olacak.
Hükûmetimiz 2017de beklentinin üzerinde olumlu gelişmeler olması
için aldığı tedbirleri 2018de de artıracak, devam
ettirecektir. Şu anda Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen kanunlar
bunun en önemli göstergeleridir. Bugün burada görüştüğümüz bu
tasarı bunun en önemli göstergesidir. KDV reformu -ki o da son derece
önemli- bu anlamda önemli bir göstergedir ve bu alanda gelişmeleri biz de
takip ediyoruz.
Devletin borçlanmasında
ve uluslararası müteahhitlerin veya şirketlerin gireceği
ihalelere baktığınız zaman da burada beklenti birken bunun
çok çok üstünde yabancı yatırımcının bu ihalelere
iştirak ettiğini görüyoruz. Bazı ülkelerin yönetimlerinin
olumsuz yaklaşımlarına rağmen o ülke şirketlerinin
yönetimlerinin, tam tersi, Türkiye'deki yatırımlara, ihalelere büyük
alaka gösterdiğini de görüyoruz. Bu yatırım ortamının
iyileştirilmesine ilişkin değişikliklerin yürürlüğe
girmesi de bu anlamda önemli bir katkı sağlayacaktır.
Sağlık
çalışanlarının durumuyla ilgili konuda tabii ben bunu
Sağlık Bakanımıza ileteceğim ve konuyu
Başbakanımıza da ayrıca ileteceğim. Şu anda benim
doğrudan bilgi sahibi olmadığım bir alan ama
sağlık çalışanlarımız hepimiz için büyük bir
fedakârlıkla çalışıyorlar. Onlarla ilgili bu sorularda
ifade edilen hususları bakanlarımızla
paylaşacağım.
Tabii, akaryakıt
istasyonlarından, 400 akaryakıt istasyonundan bahsetti sayın
vekilimiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, süreniz bitti. Bir dakika ek süre vereyim size.
Buyurun.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Tamam, bitiriyorum. Esasında bu
akaryakıt istasyonları konusu her dönemde olan bir konu. Bunlar
kesilen cezalar nedeniyle zora düşen istasyonlar. Bunlarla ilgili bir
yasal düzenleme yapılmadan bu sıkıntıların çözülmesi
de mümkün gözükmüyor. Bir yandan da tabii kaçak akaryakıtla da ülkemizin
bir mücadelesi var. Ben bu konuyu da Enerji Bakanımız Sayın
Berat Albayraka ileteceğim; ayrıca Maliye Bakanımıza ve
Adalet Bakanımıza, Başbakanımıza da bu hususu
ileteceğim. Benim bildiğim, şu anda bu konuda hâlihazırda
yürüyen bir çalışma yok.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Ben
teşekkür ederim.
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Bununla ilgili aslında Enerji
Bakanlığıyla uzlaşılmış.
SERKAN TOPAL (Hatay) Hatay
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi birinci bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım ancak birleşime beş dakika ara verdikten sonra.
Kapanma Saati: 17.26
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.52
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
518 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri,
1inci madde üzerinde iki adet önerge vardır. İki adet önergeyi
ayrı ayrı işleme alacağım.
Okutuyorum ilk önergeyi:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 1inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım
İstanbul Adana Adıyaman
Erol Dora Mahmut
Celadet Gaydalı
Mardin Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
Tapu Kanunu'nun 26ncı maddesi değiştirilerek kamu kurum ve
kuruluşları, kredi kuruluşları, bankalar, esnaf ve
sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile tarım kredi
kooperatiflerince açılmış veya açılacak tüm borç ve
kredilere karşılık teminat gösterilen taşınmazların
ipotek işlemlerinde tapu müdürlükleri devreden çıkarılması
düzenlenmektedir.
Tasarının
getiriliş amacı olarak yatırım ortamının
iyileştirilmesine yönelik adım atıldığı ileri
sürülmekte ve bu doğrultuda düzenleme yapıldığı ifade
edilse de esasında gerçek kişilerin yani vatandaşların
düzenlemeden zarar görebileceği endişeleri giderilmemiştir. Bu
madde itibarıyla esas işlemleri özel hukuka tabi bankaların
yapacak olması ve Türkiye Cumhuriyeti'nde sayılı güvenilir kamu
kurumlarından olan tapu müdürlüklerinin devreden
çıkarılması yoluyla gerçek kişiler yani yurttaşlar
açısından güven ilişkisinin nasıl kurulacağı ve
kişisel verilerin gizliliğinin nasıl
sağlanacağına dair tatmin edici bir düzenleme
yapılamamıştır. Hâlihazırda sistemin kötü niyetli
kişilerce istismar edilmesinin önü kapatılamamışken var
olan riskleri daha da arttırmamak adına bir kamu kurumunun mükerrer
işlem gerekçesiyle devreden çıkarılmaması gerekir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 1inci
maddesinde yer alan takrir alınmadan ibaresinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Engin Altay Zekeriya
Temizel Uğur
Bayraktutan
İstanbul İzmir Artvin
Mehmet Doğan Kubat Kadim
Durmaz
İstanbul Tokat
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılıyoruz efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Medeni Kanunla uygulama
birliği sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2nci maddede iki adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 2nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet Yıldırım Mahmut Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
Vergi Usul Kanunu'nun 223üncü maddesi değiştirilmekte ve
"Defterler anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin
kuruluş aşamasında, şirket merkezinin bulunduğu yer
ticaret sicil müdürlüğünce tasdik edilir. denilerek ticaret sicil
müdürlüklerinin iş yükü artırılmaktadır. Bu noktada,
ticaret sicil müdürlüklerinin zaten iş yükünün çok fazla olduğundan
hareketle, bu düzenlemenin yeniden ele alınması açısından
tasarı metninden çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Burcu
Köksal Engin
Altay Uğur
Bayraktutan
Afyonkarahisar İstanbul Artvin
Özcan
Purçu Mustafa
Akaydın
İzmir Antalya
MADDE 2- 4/1/1961 tarihli ve
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 223 üncü maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Defterler anonim ve
limited şirketler ile kooperatiflerin kuruluş aşamasında,
şirket merkezinin bulunduğu yerde bulunan ticaret sicil
müdürlüğünce veya noterliklerce tasdik edilir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Artvin Milletvekili Sayın Uğur Bayraktutan konuşacaklardır.
Buyurun Sayın
Bayraktutan. (CHP sıralarından alkışlar)
UĞUR BAYRAKTUTAN
(Artvin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; burada getirilen, bizim talebimiz olan önergenin
içeriğini açıklamak istiyorum. Öncelikle, mevcut 223üncü maddede
-hâlen uygulamada- Defterler anonim ve limited şirketlerin kuruluş
aşamasında, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret sicili
memuru veya noter tarafından tasdik edilir. diyor. Aslında bunu
anlatıyorken Bakanlar Kurulu sıralarında bir hukukçunun
olmasını isterdim. Şimdi, buradaki mevcut düzenlemede noter devre
dışı bırakılıyor değerli
arkadaşlarım ve Komisyonda yapılan görüşmeler
esnasında Noterler Birliğinden herhangi bir temsilci
bulunmadığı için noterlerin bu konudaki çekincelerinin,
görüşlerinin ne olduğu da belli değil.
Bize göre olay şundan
ibaret: Değerli arkadaşlarım, bir kere, bir şirketin kuruluşu
-öncelikle kabul etmemiz gereken bir gerçek var- bir hukuki işlem. Hukuki
işlemin de bir hukukçu tarafından düzenlenmesi eşyanın
tabiatı gereği olmasına rağmen, şimdi biz buna
ilişkin düzenlemede
Neden kaynaklandığını bilmiyoruz,
yoğunluk olabilir, başka türlü bir gerekçe olabilir; kanunun
gerekçelerine baktım, biraz önce Komisyon Raporunu da inceledim, orada da
herhangi bir açıklık yok. Şimdi, biz bunun yanında bir de
ayrıca, noterden bu yetkiyi alarak tek başına ticaret sicil
memuruna veriyoruz. Bunu anlamak mümkün değil değerli
arkadaşlarım. Bu konuda ihtiyari bir yetki var; giden her iki
taraftan da birini tercih edebilir.
Mevcut uygulamada, Türkiye'de
geçmişe doğru baktığımız zaman, Alman hukukundan
kaynaklanan bir yöntem var. O da nedir? Öncelikle -ilk önce böyleydi- noter
onayı vardı, arkasından hâkim onayına ihtiyaç vardı.
Daha sonra hâkim onayını ortadan kaldırdılar, tek
başına noter onayı, arkasından bu sefer noter onayıyla
beraber ticaret siciliyle alakalı iki taraf arasında bir tercih yapma
yetkisi getirdiler. Ama gelinen noktada şimdi görülüyor ki -hangi
ihtiyaçtan kaynaklandığını bilmiyoruz- bu sefer bu
seçeneği de ortadan kaldırıyorlar ve vatandaşa diyorlar ki:
Buna ilişkin işlemi yaparken mutlaka ticaret sicil memuruna
gideceksin.
Değerli
arkadaşlarım, aldığımız bilgilere göre, geçen
yıl kurulan binlerce şirketin içerisinde bir elin parmaklarıyla
ifade edilecek kadar, ticaret sicil memuruna giden bir tercih var yani
kişiler şirket kuruyorken tercihlerini noterden yana
yapmışlar ama ticaret sicil memurlarına gitmemişler. Ama
şimdi biz böyle bir düzenlemeyle ne yapıyoruz? Diyoruz ki: İlla
da ticaret sicil memurlarına gideceksiniz. Bunda gerekçe şu olabilir
değerli milletvekili arkadaşlarım
Eşi noter olan biri
olarak söylüyorum sizlere, bu işleri az çok bilen biri olarak diyorum.
Şunu ifade edeyim: Noterler şirketlerin kuruluş
aşamasındaki sözleşmelerde harç ve damgadan muaf olduğu
için değerli arkadaşlarım, bakın, herhangi bir
şekilde, bu şirketleri kuranlara getirilecek olan bir yük söz konusu
değil. Nedir? Çünkü oradaki bedeller belli, harç ve damga diye bir vergi
ödenmediği için, ödenecek olan miktarlar 100 lirayla 300 lira
arasında değişen miktarlar değerli arkadaşlarım.
Bunun ötesinde de şunu ifade edebilirim: Birçok pratikte de ticaret sicil
memurluklarında yapılan düzenlemelerde buradan çıkabilecek olan
fiyatlar noterlerdeki fiyatlardan daha fazla değerli
arkadaşlarım.
Bakın, zorunlu olarak
noterlerde olsun demiyorum ama eğer noterlerle alakalı bir ihtiyari
yetkiyi, bir seçeneği vatandaşın önüne koyarsak en doğru
olan budur çünkü en başta da söylediğim gibi, bu bir hukuki
işlemdir. Dünyanın her tarafında, bakın, dikkat edin,
dünyanın her tarafında bu şekildeki şirket kuruluşlarına
ilişkin sözleşmelerde yetkiler noterliklerde, noterliklerde olmasa
bile hukukçulardadır değerli arkadaşlarım. Neden, onu da
ifade edeyim. Bakın, noterlerin, bir kamu görevlisinin cezai ve mali
sorumluluğu vardır, hukuki sorumluluğu vardır değerli
arkadaşlarım ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin veya dünyanın her
tarafında devletin en çok güvendiği memurdur noter değerli
arkadaşlarım, en çok güvendiği memurdur. Neden? Çünkü devlet,
mührünü bir tek notere veriyor; devlet, mührünü notere veriyor bu tür
düzenleyici ve hukuki işlemlerde. Şimdi siz ne yapıyorsunuz? Bunu
yeterli görmüyorsunuz, noterden bu yetkiyi alıyorsunuz. Üzücü olan da
şudur: Türkiye'de Noterler Birliğinin yetkilileri
çağırılıp çağırılmamış mı,
onları, ayrıntıları bilmiyorum. Kadim Bey o konuda,
sağ olsun, güzel, ayrıntılı açıklamaları
yaptı, gerekli uyarıları yapmış. Ama Noterler
Birliğinin bu konuda ayrıntılı görüşü alınmadan
noterlerden bu yetkinin alınıp, dosyaların alınıp
ticaret sicil müdürlüklerine verilmesindeki ayıbı anlayamıyorum
değerli arkadaşlar. O nedenle, balık baştan kokar derler, bu
yanlıştan bir an önce dönülmesini talep ediyorum.
Aldığımız
bilgilere göre, ilgili Başbakan Yardımcılığı ile
noterler arasında bir anlaşma yapılmış, denilmiş
ki: Tamam, kabulümüzdür. Ama benim görüştüğüm noterler, Türkiye'nin
her tarafından bizi arayan noterler bu anlaşmanın kendi
vicdanlarında kabul görmediğini ifade ediyorlar.
Buradan bir kere daha
sesleniyorum: Bu yanlıştan dönün. Vermiş olduğumuz önerge
bir anlamda hukuki, bir anlamda iadedir. İnsanların bu tercih
hakkını ortadan kaldırmayın diyorum, önergemizin kabulünü
talep ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddede bir önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 3üncü
maddesinde yer alan fıkrasında yer alan ibaresinin
fıkrasındaki şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet Yıldırım Mahmut Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önergenin
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
4üncü maddede dört adet önerge vardır, ilk okutacağım üç önerge
aynı mahiyettedir, birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 4'üncü
maddesinin tasarı metninden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Emin
Haluk Ayhan Erkan
Akçay
Konya Denizli Manisa
Fahrettin
Oğuz Tor Ahmet
Selim Yurdakul Baki
Şimşek
Kahramanmaraş Antalya Mersin
Erkan
Haberal İzzet
Ulvi Yönter
Ankara İstanbul
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet
Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Zekeriya
Temizel Mehmet
Bekaroğlu Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Kadim
Durmaz Bihlun
Tamaylıgil Utku
Çakırözer
Tokat İstanbul Eskişehir
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçe mi okutuyorum sayın grup başkan vekilleri 4üncü maddede?
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Biz konuşacağız efendim, Kadim Durmaz
konuşacak.
BAŞKAN
Peki.
Tokat
Milletvekili Sayın Kadim Durmaz konuşacak aynı mahiyetteki
önergelerden ilki üzerinde.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
KADİM DURMAZ
(Tokat) Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; tekrar
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce geneli
üzerinde konuşurken bazı çekincelerimizden söz etmiştik ve
arkadaşlar, o uyarı gerçekten
karşılığını buldu. 1inci madde üzerinde,
hepinizin de bildiği gibi, değerli Hükûmetimizin ve diğer siyasi
partilerin ortak bir uzlaşısıyla bir noktaya varıldı.
Yine, burada da
mülkiyetle ilgili, kat mülkiyetiyle ilgili çok ciddi bir konu görüşülmekte
arkadaşlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak şimdi
okuyacağım Hükûmetin getirdiği hâlinin buradan da çekilmesinin
bu ülkenin insanlarının lehine olacağını söylüyoruz.
Bakın, Hükûmetin
Komisyonda görüştükten sonra getirdiği hâlini okuyorum sayın
milletvekilleri: 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 10 uncu
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı maddeye dördüncü
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
Kat mülkiyetinin tescili,
tapu memurunca düzenlenen resmi senet uyarınca veya
aşağıdaki fıkralara göre yapılabilir.
Hak sahiplerine isabet eden
bağımsız bölümlerin belirlenmiş olması
şartıyla arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen kat
karşılığı inşaat sözleşmesi, kat
karşılığı temlik sözleşmesi ve
bağımsız bölümlerin taksimine ilişkin noterlik
sözleşmesine istinaden inşa edilecek olan binaya ilişkin cins
değişikliği -dikkatinizi çekiyorum- kat irtifakı ve kat
mülkiyeti tesisi işlemi, yüklenici tarafından talep edilmesi halinde
yani verdiğiniz inşaat şirketi tarafından- ilgili idare
tarafından yapılır. Tapuya tescil işlemlerinde elektronik
ortamda düzenlenen ve ilgili idare tarafından onaylı mimari proje ile
yönetim planı esas alınır. Mimari proje ile yönetim
planında malik imzası aranmaz.
Yine dönüyoruz, aynı
başa geliyoruz değerli arkadaşlar yani hissedarların, arsa
maliklerinin, kat maliklerinin imzası alınmadan o sözleşme
sahibi inşaat şirketi elektronik ortamda tapuda yeterli
değişiklikleri yapıp gerekli işlemleri yapacak.
Cins
değişikliği işlemlerinde yapı kullanma izin belgesi
düzenlenen yapılara ilişkin lisanslı harita kadastro mühendislik
büroları veya kadastro müdürlüğü tarafından teknik kontrollerin
yapılmasına müteakip, yapı kullanma izin belgesini düzenleyen
kurum veya kuruluşa gönderilen cins değişikliğine
ilişkin tescil bildirimi ve eki belgeler ilgili kurumca yapı kullanma
izin belgesi ile birlikte ilgili tapu müdürlüğüne elektronik ortamda
gönderilir. Gönderilen belgeler gereğince tapu müdürlüğü
tarafından resen cins değişikliği yapılarak tapu
siciline tescil sağlanır.
İşte,
arkadaşlar, başından beri bizim endişe ettiğimiz,
sizlerin de endişe edeceğine inandığımız bu
elektronik ortamdaki yetkiyle ilgili Hükûmetin getirdiği maddenin
Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği önerge doğrultusunda çekilmesinde
Bu ülkedeki mülk temelli sahiplenme; malın, mülkün güvencesi; tapunun,
arsanın, katınıza düşen arsa payının güvencesi
olarak bu işlemin o elektronik ortamda tapuya resen işlenmesinin
kaldırılmasına dair Cumhuriyet Halk Partisi bir önerge
vermiştir. Ben yeniden ortak aklın egemen kılınıp
hepinizin anlayışıyla, ortak bir anlayışla bu maddenin
de tasarıdan çekilmesini istiyorum. Bu uzun bir çalışma, sivil
toplum örgütlerinden aldığımız görüş
doğrultusunda bu noktaya gelindi. Ülkemizde birçok
sıkıntılı ortamın yaşandığını
hepimiz biliyoruz. Birçok emeklinin ya da garibanın bir daire evi var.
Arkadaşlar, arsa payı ortak kullanım alanları gibi
şeylerle elektronik ortamda yüklenici firmalar oynadığı
zaman bu garibanın yapacak hiçbir şeyi yoktur. İşte bu
ülkenin kurucu iradesi Cumhuriyet Halk Partisinin burada da kadim
sorumluluğunun farkına varıp verdiği bu maddenin
tasarıdan çekilmesi önerisini doğru buluyor, bir yanlışa
daha imza atılmaması için sizlerin de kıymetli desteğine
ihtiyacımız olduğunu belirtiyor, yüce Meclisi sağduyuya
davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Durmaz.
Aynı mahiyetteki
diğer önerge üzerinde şimdi de Mersin Milletvekili Sayın Baki
Şimşek konuşacak.
Buyurun Sayın
Şimşek. (MHP sıralarından alkışlar)
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 518 sıra sayılı Yatırım
Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 4üncü maddesindeki önergemiz üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım, Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Kat Mülkiyeti Kanununun
10uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan
değişiklikle, hak sahiplerine isabet eden bağımsız
bölümlerin belirlenmiş olması şartıyla arsa maliki ile
yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı
inşaat sözleşmesi, kat karşılığı temlik
sözleşmesi ve bağımsız bölümlerin taksimine ilişkin
noterlik sözleşmesine istinaden inşa edilecek olan binaya
ilişkin cins değişikliği, kat irtifakı ve kat
mülkiyeti tesis işlemi müteahhit tarafından yapılabilmektedir.
Ayrıca Tapuya tescil işlemlerinde elektronik ortamda düzenlenen ve
ilgili idare tarafından onaylı mimari proje ile yönetim planı
esas alınır. Mimari proje ile yönetim planında malik imzası
aranmaz. denilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
tabii, belki hepimiz gayrimenkul alıp satıyoruz veya herkesin bir
evi, dükkânı var ama hiç kimse konut alırken ya da iş yeri
alırken tapuda yönetim planına bakmaz. Aslında, yönetim
planı çok önemlidir. Yönetim planı, almış olduğunuz
sitede veya iş yerinin bulunduğu yerde ortak kullanım
alanlarıyla ilgilidir. Burada, yönetim planının malik
imzası aranmaksızın direkt yükleniciye verilmesi art niyetli
kişiler tarafından olumsuz olarak kullanılabilir yani yüklenici
firma, ortak kullanım alanlarını yönetim planına şerh
düşerek kendisinin kullanmasını... Park, içerisindeki sosyal
tesisler, özellikle yazlık yapılan siteler içerisinde birçok sorunla
karşı karşıya kalınabilir. Bunun önünü almak için
yapılan kat karşılığı noter sözleşmesine
mutlaka yönetim planı da eklenmelidir, bunun çaresi budur. Sözleşmeye
eklenmediği takdirde arsa sahiplerinin...
Türkiye'de müteahhit olmak
için herhangi bir diploma sorulmuyor, Türkiye'de herkes müteahhitlik
yapabiliyor. Belki başka bir meslek grubundan bir iş yeri açacak
olsanız size Kalfalık, ustalık belgeniz var mı? diye
sorulur ama Türkiye'de herkes müteahhitlik yapabiliyor, müteahhitlik yapanların
da yüzde 90ı mimar ya da inşaat mühendisi değil, herkes
müteahhitlik yapabiliyor.
Burada, kat irtifakı,
kat mülkiyeti... Bizim piyasada
karşılaştığımız birçok sorunda kat
irtifakları bile birçok yerde, birçok sitede doğru
kurulmamış. İnsanlar kredi kullanırken ya da tapuda bir
işlem yapacak oldukları zaman projeler incelendiğinde birçok
insanın oturduğu dairenin tapusunun kendisine ait
olmadığıyla karşılaşabiliyoruz. Adamın kendi
dairesi bildiği daire karşı komşusunun, yan komşusunun
ya da üst komşusunun dairesi çıkabiliyor. Bu konuda da
insanlarımız yeteri kadar bilinçli olmadıkları için...
Dolayısıyla arsa sahipleri de burada bu planları, projeleri
sağlıklı bir şekilde inceleme şansına sahip
değiller. Müteahhitler çizmiş oldukları bir tane kroki üzerinden
kat karşılığı sözleşme imzalıyorlar Burada
1inci kat 1inci daire sizin, 2nci kat 2nci daire sizin. gibi. Daha sonra,
mimari proje çizerken de bu dairelerin büyüklüğünde ya da iş
yerlerinin büyüklüğünde oynama yapabilirler. Onun için bunun tekrar gözden
geçirilmesi lazım.
Burada, tabii, LİHKAB
büroları kuruldu. AK PARTİ Hükûmeti döneminde Türkiyede 200ün
üzerinde LİHKAB yani yetkili harita mühendislik büroları kuruldu ama
o yıllardan bu tarafa LİHKAB büroları, mühendis odaları ve
serbest harita büroları arasındaki çatışma maalesef bir
türlü bitmedi.
Harita mühendisliğinin
bir diğer adı ölçme mühendisliğidir, harita mühendisi
aynı zamanda ölçme mühendisidir. Yalnız, harita mühendislerinin
şu anda ölçü yapmaya yetkisi yoktur. Türkiyede binlerce harita mühendisi
bürosu var, 3 binin üzerinde şu anda yetkili büro var, belki 20 bine
yakın harita mühendisi bu bürolarda çalışıyor ama ölçü
yapma, kroki verme yetkisi sadece LİHKAB bürolarına verildi.
LİHKABla ilgili de 3 tane sınav açıldı; bu 3 tane sınavın
2 tanesi iptal edildi, 1 tanesi geçerli sayıldı. Bu sınavı
kazananların da çoğunluğu devlet memuru olanlar, Tapu Kadastro
Genel Müdürlüğünde çalışanlar başarılı oldular
çünkü bunlara ek puan verildi sınavda. Normal, serbest çalışan
bir harita mühendisi veya yeni mezun bir harita mühendisinin bu sınavda
başarılı olma şansı yoktu; diğerlerine 15 puan,
20 puan, 8 puan ek puan verildi ve sınavı bunlar kazandılar.
Defalarca mahkemelere taşınıp iptal edilmesine rağmen bu
sorun çözülmedi. Aslında bu tasarıyla beraber mutlaka buna da bir
çözüm getirilmesi
Serbest harita mühendislerinin mesleği bu, işi bu;
20 bine yakın insan buradan ekmek yiyor, ekmeğini buradan
kazanıyor. Bu insanlara mutlaka ölçme yetkisi
Yani harita mühendisine 18
uygulaması ve kentsel dönüşüm yetkisi veriyorsunuz ama harita
mühendisi bir arsayı, bir araziyi ölçme yetkisine sahip değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAKİ
ŞİMŞEK (Devamla) Böyle bir şeyin kabul edilebilmesi
mümkün değil. Bunun da bu tasarıyla mutlaka düzeltilmesi
gerektiğini belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Şimşek.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle 634
sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun uzmanlık alanına
girmektedir. Bu sebeple, ilgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan
iktidar çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin uygulamada birçok
sorun ortaya çıkarma ihtimali, mülk sahiplerini mağdur etme
durumları söz konusu olduğundan maddenin tasarı metninden
çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilmesi gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
4üncü maddesiyle 23/6/1965 tarihli 634 sayılı Kat Mülkiyeti
Kanununun 10uncu maddesine ilave edilen altıncı
fıkrasında yer alan teknik kontrollerin yapılmasını
ibaresinin düzenlenecek tescil bildirimini şeklinde
değiştirilmesini ve fıkranın sonuna
aşağıdaki cümlenin ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.
Bülent
Turan Mehmet
Doğan Kubat Mustafa
Açıkgöz
Çanakkale İstanbul Nevşehir
Hüseyin
Özbakır Gökcen
Özdoğan Enç Nurettin
Aras
Zonguldak Antalya Iğdır
Kat irtifakından, kat
mülkiyetine geçiş işlemlerinde bu fıkra hükmü uygulanmaz.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılıyoruz Değerli
Başkanım.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Önergenin
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle, kat irtifakından kat mülkiyetine geçiş
işlemleri dışında kalan cins değişikliği
işlemlerinde işin yapımı lisanslı harita kadastro
mühendislik büroları, bu büroların bulunmadığı
yerlerde kadastro müdürlükleri tarafından, işin kontrolü ise kadastro
müdürlükleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Teklif edilen
değişiklikle madde hükmü daha açık ve anlaşılır
hâle getirilmekte, 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro
Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun ve 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanununun 14üncü maddesinin üçüncü fıkrasıyla
çelişki olasılığının ortadan
kaldırılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
5inci maddede aynı mahiyette olmak üzere üç adet önerge vardır,
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 5inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Emin
Haluk Ayhan Erkan
Akçay
Konya Denizli Manisa
Ahmet
Selim Yurdakul Baki
Şimşek Deniz
Depboylu
Antalya Mersin Aydın
Fahrettin
Oğuz Tor Erkan
Haberal İzzel
Ulvi Yönter
Kahramanmaraş Ankara İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet
Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Zekeriya
Temizel Mehmet
Bekaroğlu Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Utku
Çakırözer Kadim
Durmaz Bülent
Kuşoğlu
Eskişehir Tokat Ankara
Bihlun
Tamaylıgil
İstanbul
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ FARUK ÇATUROĞLU (Zonguldak) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz.
Aynı mahiyetteki önergeler
üzerinde öncelikle Aydın Milletvekili Sayın Deniz Depboylu
konuşacak.
Buyurun Sayın Depboylu.
(MHP sıralarından alkışlar)
DENİZ DEPBOYLU
(Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 518
sıra sayılı Kanunun 5inci maddesindeki önergemiz üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış
bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce aziz Türk milletini ve Gazi
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
üzerinde görüştüğümüz kanun maddesi yapı kullanma izin
belgesiyle ilgili. Ben müsaadenizle bu izinden çıkarak bir mesleği
icra etmenin liyakati ve uygulama izin belgesiyle ilgili olarak yapılan
bir haksızlığa değinmek istiyorum.
Millî Eğitim
Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü
2018 yılı hizmet içi kurs programına özel okullardaki rehberlik
hizmetlerinde çalışabilmeyi sağlayacak rehberlik sertifika
kursları açmıştır. Bu kurslara -eğitim fakültesi
mezunu dahi olmayan- felsefe, sosyoloji bölümleri ile halk eğitim
öğretmenliği bölümlerinden özel okullarla sözleşme
yapmış kişiler katılabilecektir. ibaresi
düşülmüştür. Dokuz ayrı kurs programına 2 bin kursiyer
kabulü yapılmıştır, daha doğrusu planlanmaktadır.
Bu kurslarda belirtilen amaç, özel eğitim okullarının
ihtiyacı olan ve karşılanamayan rehberlik personelinin
sağlanması olarak açıklanmıştır.
Bakanlığın kurs açma gerekçesi olarak sunduğu ihtiyaç
olduğu gerekçesi yanlıştır. Zira ilgili hizmeti yürütecek
2015 mezunu 2 bin, 2016 mezunu 4 bin, 2017 mezunu 7 bin psikolojik
danışmanlık ve rehberlik; 2 bin kadar da pedagojik formasyon
almış psikoloji mezunu olmak üzere, toplam yaklaşık 15 bin
uzman atanamamış beklemektedir. Bu mezunlarımızın özel
sektörde çalışabileceği yegâne kurumlar özel okullardır.
Ayrıca, 2018 Haziran mezunlarıyla toplam rakam 30 binlere
ulaşacaktır. Yani, 30 bin uzman açıkta iş beklerken uzman
olmadığı gerekçesiyle farklı bölüm mezunu 2 bin kursiyere
bir kapı açılması haksızlıktır. Yine bunun
yanı sıra, geçmişte benzer kurslara katılmış,
hâlen görevde olan da 4 bin farklı alan mezunu personel bulunmaktadır.
Özel okul sayısı ve
öğrencisine bakıldığında arzın talebin kat kat
üzerinde olduğu ve özel öğretim kurumlarının gerekçesinin
personel sıkıntısı olmadığı açıkça
ortadadır. Açılacak kurslar nedeniyle, hizmete dönük eğitim
alarak mezun olmuş uzmanlar da mağdur olacaktır. Özel
öğretim okulları sahiplerinin bakanlıklardan bu kursları
istemesinin sebebi daha ucuz ücret vererek her işe koşturabilecekleri
niteliksiz eleman aramalarından kaynaklanmaktadır. Okul sahipleri, bu
kursların, düşük maaşlı personel kullanarak istediği
her işi yaptırabileceğini düşünerek
açılmasını istiyor. Bu noktada PDR ve psikoloji mezunu uzmanlar
hizmetin önemi, mantığı ve ilkelerini özümsediği için görev
ilkelerine ters düşen angarya işlere ve mobbinge dirençli
olacaklardır. Bu da özel okulların yöneticilerinin ve sahiplerinin
işine gelmemektedir.
Millî Eğitim
Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü
kurs açarak millî eğitim temel ilkelerine, ayrıca devletin
uzmanlık ve liyakatle ilgili ilkelerine aykırı
davranmaktadır. Zira, Millî Eğitim Bakanlığının
yönetmeliklerinde bu alanda hizmet verebilecek mezunların sadece psikoloji
ve PDR alanından mezun olmaları şart koşulmuştur.
Yine, Ocak 2017 tarihinde
bizzat Sayın Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz
tarafından benzer kurslar iptal edilmiş -ki bunda bizim de
görüşmelerimiz mevcuttur, bulunmuştur- ve tekrar
açılmayacağı da ifade edilmiştir; bunu da hatırlatmak
istiyorum.
Bu kurslar, okul rehberlik
hizmetlerinde liyakati ve eğitimi olmayan ucuz iş gücünün istihdam
edilmesine neden olacak, dolayısıyla eğitimin de kalitesi
düşecektir. Öğrencilere yönelik psikolojik ve duygusal alanda
verilecek bu hizmetlerin ehil olmayan kişiler tarafından
uygulanması doğru değildir. Ehil olmayan kişiye bina yapma
yetkisi verirseniz yıkılır, ehil olmayan kişinin eline
çocuk emanet ederseniz varın onu da siz düşünün ne olur.
Dolayısıyla açılan bu kursların hemen iptal edilmesi
gerekmektedir.
Bir de şöyle
düşünün: PDR ve psikoloji alanlarını kazanan çocuklar o kadar
yoğun çalışıyorlar ki 450 civarında puan
alıyorlar ama Millî Eğitim Bakanlığı 200 puan
almış, açık öğretimde alan eğitimi görmüş bir
kişiye onun hakkını veriyor. Bu, kul hakkı yemektir
arkadaşlar. Eğer o çocukların hakkını yerseniz
-atanamayan o çocukların- bunun artık ahirette yansıması
nasıl olur, onu da hatırlatmak isterim. Keşke sadece PDRyle
ilgili olsa, başka alanlarda da var; bunları da inşallah ileriki
bölümlerde size dile getiririm.
Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Depboylu.
Aynı mahiyetteki
diğer önerge üzerinde Ankara Milletvekili Sayın Bülent
Kuşoğlu konuşacaklar.
Buyurun Sayın
Kuşoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT KUŞOĞLU
(Ankara) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sıra sayısı
518 olan Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 6ncı maddesi üzerinde, 5inci maddesi
üzerinde söz aldım. Tereddüt ettim çünkü bir taraftan Plan ve Bütçe
Komisyonunda -yukarıda- 82 maddelik bir torba tasarıyla
uğraşıyoruz birkaç günden beri, bir taraftan da geçen hafta Plan
ve Bütçe Komisyonundan Genel Kurula sevk ettiğimiz bu tasarıyla
uğraşıyoruz. Zaman zaman o tarafa gidiyoruz, zaman zaman buraya
geliyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Başınız dönmesin.
BÜLENT KUŞOĞLU
(Devamla) Başımız da dönüyor.
Değerli
arkadaşlarım, yatırım ortamının
iyileştirilmesiyle ilgili çalışmaların yapılması
lazım tabii ki ve bunların bizler tarafından da desteklenmesi
lazım, biz de destekliyoruz. Sayın Bakan da iyi niyetli olarak güzel
bir çalışma yapmış, getirmiş. Biz de mümkün
olduğunca destekledik, Komisyondan hızlı bir şekilde buraya
geldi. Muhalefet şerhimizde olduğu üzere sadece belli konularla
ilgili itirazlarımız var, belli konulara dikkatleri çektik.
Yatırım
ortamının iyileştirilmesini savunurken bir taraftan da bürokrasi
yaratmamamız lazım, sıkıntı yapmamamız lazım
ama kendimizi de kandırmamamız lazım. Ben Komisyon çalışmaları
sırasında da söyledim; bir araştırma var -çok önemli
görüyorum- yabancılar tarafından yapılan bir
araştırma. Özellikle 2015, 2016 ve 2017 yıllarında,
bakın, bu üç sene içerisinde 13 bin dolar milyoneri Türkiyeden yurt
dışına çıkış yapmış, parasını
yurt dışına göndermiş, en az 1 milyon dolar ve üzeri olan
parasını yurt dışına göndermiş. 2015
yılında bin iken bu sayı, 2016da 6 bin oluyor, 2017de tekrar 6
bin. Bizim dışımızda, Türkiyenin dışında 1
milyon dolar ve üzerindeki mevduatların yurt dışına
gönderildiği ülkelerin bir tanesi Çin, bir tanesi Hindistan. Fakat Çin ve
Hindistan, biliyorsunuz, milyar mertebesinde nüfusu olan ülkeler. Nüfusla
kıyaslanınca, dolar milyoneri sayısıyla
kıyaslanınca biz dünyada 1inciyiz; parasının yurt
dışına gittiği, kaçırıldığı ve
bununla beraber eğer yabancı dil biliyorsa beyin göçünün yaşandığı
ülkelerden bir tanesiyiz. Demek ki burada bir sorun var. Biz 2017de 6 bin, 6
bin de 2016da dolar milyonerinin, milyon doların üzerinde hesabı
olanın yurt dışına para aktarmasını görmüyor,
buna göre bu düzenlemeleri yapmıyorsak -yukarıdaki o 82 madde de bu
şekilde, bu da böyle- bir şeyleri eksik yapıyoruz demektir.
Neden insanlar paralarını Türkiyede tutmuyorlar da yurt
dışına gönderme ihtiyacı hissediyorlar, neden yurt
dışında gayrimenkul alınıyor; bunların
araştırılması lazım. Biz güven vermedikçe Türkiye
Cumhuriyeti olarak bu para kaçmaya mahkûm, bu insanlar kaçmaya mahkûm. Herkes
vatanını sever, kendi ülkesinde yatırım yapmak ister
öncelikle.
Bakın, bir
araştırma yapalım. Bunun kamu tarafından
yapılması lazım. Yatırımcıların çoğu
Romanyaya, İngiltereye, Yunanistana, Bulgaristana, hatta
Mısıra yatırım yapıyorlar son yıllarda.
Bunları hep beraber aşmamız lazım. Bu sadece, bu kanun
tasarısında olduğu gibi, 518de olduğu gibi bazı
işlemleri kolaylaştırmak bürokrasiyi azaltmakla olmaz; bir hukuk
devrimi de yapmamız lazım, korkutmamamız lazım, güven
vermemiz lazım, adalet olması lazım, insanların mahkemeye
gidebilmesi lazım. Yanlış hatırlamıyorsam, 2016da,
2017de biz 27 bine yakın şirkete el koyduk ve bunların
çoğu mahkemeye gidip hakkını, hukukunu arayamadılar.
Evet, bir FETÖ meselemiz var,
çok önemli ama sadece bu bahane edilerek yatırımcıların
kaçırılmasına sebep olunmamalı. Çok önemli konular bunlar.
Daha sonraki konuşmalarımda da ayrıntılı olarak
değinmek istiyorum. Şurada gördüğünüz gibi epey de
hazırlığım var.
Teşekkür ediyorum,
herkese saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Diğer önergenin
gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle 634
sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmaktadır.
Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun ihtisas alanına
girmeyip Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonunun uzmanlık alanına girmektedir. Bu sebeple, ilgili
düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar çoğunluğuyla geçirilen
bu düzenlemenin uygulamada birçok sorun ortaya çıkarma ihtimali, mülk
sahiplerini mağdur etme durumları söz konusu olduğundan,
maddenin tasarı metninden çıkarılarak ilgili komisyona sevk
edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.
BAŞKAN - Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
6ncı maddede aynı mahiyette iki adet önerge vardır, okutup
birlikte işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının
6ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet
Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Zekeriya
Temizel Mehmet
Bekaroğlu Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Kadim
Durmaz Bihlun
Tamaylıgil Utku
Çakırözer
Tokat İstanbul Eskişehir
Bülent
Kuşoğlu Haydar
Akar
Ankara Kocaeli
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle 634
sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun uzmanlık alanına
girmektedir. Bu sebeple, ilgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan
iktidar çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin uygulamada birçok
sorun ortaya çıkarma ihtimali, mülk sahiplerini mağdur etme
durumları söz konusu olduğundan, maddenin tasarı metninden
çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilmesi gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki diğer önerge üzerinde Kocaeli Milletvekili Sayın Haydar
Akar konuşacak.
Buyurun Sayın Akar. (CHP
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bir torba kanun
üzerinde konuşuyoruz. Torba kanunun başlığı
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı. Adı güzel ama içeriğine
baktığınızda torba olduğu için neler var?
İşte, Noterlik Kanunu konusunda yapılan değişiklikler
var, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunda yapılan değişiklikler var,
e-belediyecilik var. Böyle bir, yatırımı teşvik
edeceğini, yatırım ortamını iyileştireceğini
düşünen bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Daha önce de bu
başlık altında başka bir torba kanun gelmişti. O torba
kanunda da damga pulunun azaltılması vardı. Düşündüler ki
biz bu damga pullarını azaltırsak, Noterlik Kanununda
değişiklik yaparsak, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün görev
tanımlarında değişiklik yapar ve düzenlersek Türkiyeye
yatırımcı geleceğini düşünen bir zihniyetle
karşı karşıyayız. Ya, hiçbir
yatırımcının siz inanıyor musunuz ki bu
bahsettiğiniz olaylara bakıp, Türkiyeye gelip yatırım
yapacağına? Ya da Türkiyedeki bir sermaye kuruluşunun,
sermayedarın sizin bu kanunlarda değişiklik yaparak Türkiyede
yatırım yapabileceğini düşünüyor musunuz? Ben
düşünmüyorum. Niye düşünmüyorum? Böyle düşündüğünüz için
bir şeyi beceremiyorsunuz işte Sayın Bakan.
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Onun için yüzde 11 büyüdük.
HAYDAR AKAR (Devamla) Böyle
düşündüğünüz için Türkiyeye bir çivi çakılmıyor.
Bakın, yatırım
yapılabilmesi için
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Onun için yüzde 20
HAYDAR AKAR (Devamla)
Bırakın yüzde 20yi, yüzde 51 oyu falan bırakın.
BAŞKAN Sayın
Akar, Genel Kurula hitap edin lütfen.
HAYDAR AKAR (Devamla)
İşin gerçeğini konuşalım ve bu gerçeğinden
yürüyerek Türkiyede yatırım yapılmasını
sağlayalım. Buna ihtiyacımız var mı? Var. Bir
yatırımcının bir ülkeye yatırım yapabilmesi için
çeşitli kriterleri vardır. Öncelikli kriterlerini
saydığımız zaman, bir tanesi işçilik maliyetidir,
diğeri ham madde maliyetidir, enerji maliyetidir, su maliyetedir hatta
biraz daha ileriye gideyim, buhar maliyetidir, bakım maliyetidir,
yardımcı malzemeler maliyetidir, faiz maliyetidir. Vergiler; dolaylı,
dolaysız vergiler bu maliyeti, bu yatırımı etkileyen en
büyük unsurlardan bir tanesidir; arazidir; teşviktir. Bir
yatırımcı bunlara bakar ve gelir. Hepsinin de bağlı
olduğu ortak nokta, o ülkede demokrasi var mıdır, o ülkede
adalet var mıdır. Önce yatırımcı yatırım
yaptığında kendi haklarını koruyabileceği,
dürüst, doğru ve yemin etmiş bir adalet sistemi
mensuplarının olması gerektiğine inanır. Bu var
mı bugün Türkiyede? Yok. Herkes adaletten şikâyet ediyor, yatırımcı
da adaletten şikâyet ediyor. OHALi
kaldırmadığınız sürece Türkiyenin yatırım
konusunda önünün açılması mümkün değil.
Tek tek maddelere
geldiğimiz zaman, işçilik maliyetinde en avantajlı ülke hâline
getirdiniz. Sendikaları yok ettiniz, hak arayışlarını
yok ettiniz, grevleri ertelediniz. OHALi getirerek bir de selam
çaktınız sermayeye, dediniz ki: Bakın, ne güzel, güllük
gülistanlık bir alan yaratıyoruz size; grev yok, işçi
hakları yok, kimse sesini çıkartamıyor. Türkiyeyi bedeni
sömürülen insanların ülkesi hâline getirdiniz, bedeni sömürülen
insanların ülkesi hâline getirdiniz. Benim gibi, sanayi kuruluşu
bulunan bir kentte yaşayan bir arkadaşınız olarak
söylüyorum: Herkesi asgari ücretle çalışmaya mahkûm ettiniz. En
avantajlı durumunuz bu, bunun dışında bir
avantajınız yok.
Elektriğe
geldiğimiz zaman, Avrupanın en pahalı elektriğini
kullanıyoruz. 7 kuruşa mal olan elektriği vatandaş 48
kuruşa, sanayici de 42 kuruşa yakıyor. Avrupanın en
pahalı elektriğini kullanıyoruz. Bütün enerji kaynaklarımız
öyle. Su
Sanayiciye bindirdiğiniz su ücretleri bir başka vaka.
Şimdi, faizlere
geliyoruz. Hani, bağırıyor ya Recep Erdoğan: Faiz, faiz,
faiz
diye. Elini tutan mı var? Bu kadar düzenleme yapıyorsunuz,
torba kanun çıkartıyorsunuz; niye bir kanun çıkartıp faizleri
düşürmüyorsunuz, niye düşürmüyorsunuz? Faiz lobileri yarattınız,
yatırıma gitmesi gereken paraların tümü, yatırıma
gitmesi gereken her şey o faizci, rantçı kesime
aktarılıyor.
Aslında vaktim olsa
sizin nasıl yatırım yaptığınızı
yap-işlet-devret modelleriyle anlatırım, onların cebine
vatandaştan topladığınız vergileri nasıl
aktardığınızı anlatırım ama bu kadar süre
yok burada, size tanınan süreler bize tanınmıyor. Bir beş
dakikalık süre içerisinde bunları anlatmam gerekiyor.
HALİS DALKILIÇ
(İstanbul) Aynı süreyi kullanıyoruz.
HAYDAR AKAR (Devamla)
Vergiler, dolaylı vergiler, yine çalışan insanların
üzerine, işçinin üzerine bindirilen vergilere, sermayenin üzerine
bindirilen vergilere baktığınız zaman asgari ücretin
neredeyse yarısı kadar, işveren devlete vergi ödüyor. Avrupanın
en çok dolaylı ve dolaysız vergisini ödeyen bir ülkedeyiz. Tabii ki
yatırım olmaz arkadaşlar.
Bir ülkede demokrasi yoksa,
adalet yoksa yatırım beklemeyin, böyle ufak tefek şeylerle de
kimsenin yatırım yapacağını düşünmeyin diyor,
sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
7nci maddede bir adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 7nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet Yıldırım Mahmut Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
1163 sayılı Kooperatifler Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip İçişleri Komisyonunun uzmanlık
alanına girmektedir. Bugüne kadar AKP'nin on altı yıllık
iktidarı boyunca özellikle son yıllarda neredeyse bütün
kanunların torba yasa mantığıyla çıkarılması
büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili komisyonlarda görüşülmeden
ve etraflıca tartışılmadan çıkarılan
kanunların uygulamada yarattığı sorunlara sürekli olarak
şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir sorunu yeni bir torba
yasayla düzeltme çabası da ayrı bir usulsüzlüktür. İlgili
düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar çoğunluğuyla
geçirilen bu düzenlemenin de uygulamada başkaca sorunlar çıkarma
ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin tasarı metninden
çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilerek uzmanlarca etraflıca
tartışılması gerektiğini düşünmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
8inci maddede iki adet
önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 8inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenlemeyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda
değişiklik yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan
ve Bütçe Komisyonunun ihtisas alanına girmeyip İçişleri
Komisyonunun uzmanlık alanına girmektedir. Bugüne kadar AKP'nin on
altı yıllık iktidarı boyunca özellikle son yıllarda
neredeyse bütün kanunların torba yasa mantığıyla
çıkarılması büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili
komisyonlarda görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan
çıkarılan kanunların uygulamada yarattığı
sorunlara sürekli olarak şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir
sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme çabası da ayrı bir
usulsüzlüktür. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar
çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin de uygulamada başkaca
sorunlar çıkarma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin
tasarı metninden çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilerek
uzmanlarca etraflıca tartışılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
8inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Mehmet
Bekaroğlu Bülent
Kuşoğlu
İzmir İstanbul Ankara
Musa
Çam Bihlun
Tamaylıgil Utku
Çakırözer
İzmir
İstanbul
Eskişehir
Kadim
Durmaz Ömer
Fethi Gürer
Tokat Niğde
MADDE 8- 1163
sayılı Kanunun 61inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan hüküm aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Kooperatif Yönetim
Kurulu, kooperatifi temsile yetkili kılınan kimselerin isimlerini ve
imzalarını ticaret sicile bildirir ve bu yetkiye dayanak olan
kararları ticaret sicili müdürlüğünde yetkilendirilmiş personele
tasdik ettirir.
BAŞKAN Komisyon,
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer konuşacaklar.
Buyurun Sayın Gürer.
(CHP sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER
(Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sıra
sayısı 518 olan Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
üzerinde düşüncelerimi ben de açıklayacağım.
Yatırım
ortamının iyileştirilmesi bizim de benimsediğimiz bir
durumdur. Bakınız, Dünya Bankası tarafından hazırlanan
İş Yapma Kolaylığı Yıllık Değerlendirme
Raporuna göre 2017 yılı içinde yapılan çalışmada
Türkiye 190 ülke arasında 60ıncı sırada gösterilmektedir.
Bu durumun iyileşmesi sağlanmalıdır. Ancak bu
yapılırken söz hakkı ve hesap verebilirlik, hukukun
üstünlüğü, mevzuatın kalitesi, kamu yönetiminin etkinliği,
yolsuzluk kontrolünün önlenmesi gibi konularda ciddi düzenlemeler
ihtiyaçtır. İş ortamının iyileştirilmesiyle
ilgili düzenlemelere Cumhuriyet Halk Partisinin asla karşı
olması söz konusu değildir. Ancak bu düzenlemelerin, toplum ve kamu
yararını öne çıkaran, onları erozyona uğratmayan
düzenlemeler olması gerekir.
Değerli milletvekilleri,
sıra sayısı 518 olan yasa tasarısı yeni bir torba yasa
düzenlemesidir. Bu tasarıda yatırım ortamının
iyileştirilmesi amacı dışında farklı konular ele
alınıyor. Kat Mülkiyeti Kanunundan esnaf ve sanatkârlar kredi
kooperatifi ile tarım kredi kooperatifleri düzenlemesine, meraların
mevzuat değişikliğinden Yapı Denetimi Hakkında Kanuna
kadar düzenlemeleri kapsıyor. Esasen bu tür torba kanunlarla bir taraf
düzenlenirken diğer taraftan sorunlu kılınıyor ve benzer
düzenlemeler sürüp gidiyor.
Değerli arkadaşlar,
ülkemizin bu bağlamda daha önemli ciddi sorunları da var. Ülkemizde
son bir buçuk iki aylık süreçte 5 tane işçi
arkadaşımız kendini yakmak durumunda kaldı. Bu, Türkiyede
yaşanan bir durum değil. İşsizliğin kol gezdiği,
geçim sıkıntısının arttığı, yolsuzluk
ve yoksulluğun da geliştiği bir süreçte yapılması
gereken düzenlemeler, asgari ücretten başlayarak emeğinin
karşılığını alamayanlar için yeni
iyileştirmeler sağlanmalı. Çiftçilerimiz sorunlu,
esnafımız sorunlu, işçimiz sorunlu. Geçtiğimiz günlerde
esnaf odalarımızı ziyaret ettim. Esnafların üzerindeki vergi
yükü küçük esnafı gerçek anlamda mağdur ediyor. AVMlerin kent
merkezine yapılmasıyla esnafların çoğu dükkânını
kapatmış durumda. 100 bine yakın esnaf, 2017 yılında
neredeyse çalışma alanından çekilip mağduriyetini
nasıl geçineceği noktasına taşımış bulunuyor.
Bu arada çiftçilerin yaşadığı sorunlarda da sürekli
artışlar var. Daha önceleri yalnızca mazot diyorduk, ürününü
sattığını düşünüyorduk. Artık çiftçi ürününü
satamadığı gibi Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil
olmayanların, TARSİMe kayıt olmayanların yaşadıkları
mağduriyetler de Hükûmet tarafından görülmüyor. Örneğin
çıkarılan düzenlemelerden yalnızca Çiftçi Kayıt Sistemine
dâhil olanlar faydalanıyor. Bana bir çiftçi kardeşim mektup göndermiş.
Diyor ki: Saygıdeğer Vekilim, çiftçinin feryadını,
perişanlığını zatıaliniz dile getirmektesiniz.
Allah sizden razı olsun. Sayın Vekilim, yıllardır
kuraklık yanında ürün para etmiyor. Mazot, gübre pahalı, tohum
pahalı. Batmışız. Canımızı da kaybetme
noktasına geldik. Stresten istirahatimizi yapamıyoruz. Hükûmet yetkililerine
bir duyurun. Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatifine olan
borçların faizinin silinip ana paraya 5 taksit yapmalarını
sağlasınlar. Özel bankalara olan borçları tarla, traktör, 10
koyun, 5 keçi, 2 inek kurtarmıyor. Geçinmekte zorlanıyoruz. Yüzde 20,
yüzde 25le yapılandırmalar gerçekleştiriliyor. Hükûmet
kararnameyle her şeye bir çözüm üretiyor, çiftçiler için de üretsin.
Beş kardeş, soyadları Adıgüzel, kardeşler mektup
yazmışlar.
Çiftçilerin ürünleri kimi
yerde depoda kimi yerde ürün hasat edilemediği için tarlada kalıyor,
narenciye dalda kalıyor. Bunların hepsi millî servet. Yurt
dışından getirilen ürünler ve Türkiyede üretildiği hâlde
getirilen diğer dış destekli ürünler nedeniyle
mağduriyetler artıyor. Bu anlamda Hükûmetin düzenlemelere gitmesi
lazım. Sık sık torba yasa tasarıları yerine temel
kanun niteliğinde tümünü kapsayacak uygulamaların bu ülke için
ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda, işçinin,
çiftçinin, esnafın, dar gelirlinin ve sorunu olanların
sorunlarına Hükûmetin çözüm üretmesi gerektiğini bir kez daha dile
getirerek, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Gürer.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
9uncu maddede bir adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 9uncu
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul
Adana
Mardin
Behçet
Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman
Bitlis
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenlemeyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip İçişleri Komisyonunun uzmanlık
alanına girmektedir. Bugüne kadar AKP'nin on altı yıllık
iktidarı boyunca özellikle son yıllarda neredeyse bütün
kanunların torba yasa mantığıyla çıkarılması
büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili komisyonlarda
görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan
çıkarılan kanunların uygulamada yarattığı
sorunlara sürekli olarak şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir
sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme çabası da ayrı bir
usulsüzlüktür. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar
çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin de uygulamada başkaca
sorunlar çıkarma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin
tasarı metninden çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilerek
uzmanlarca etraflıca tartışılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
10uncu maddede
iki adet önerge vardır, ilk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 10uncu
maddesinin ikinci fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım
İstanbul Adana Adıyaman
Erol
Dora Mahmut
Celadet Gaydalı
Mardin Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'na yapılan eklemeyle
altyapı kazı izni harcı belirlenmiş ancak belediyelere
gelir olması beklenen bu düzenleme Bakanlar Kurulunun yetkisine verilerek
merkeziyetçi anlayış güçlendirilmiştir. 1.397 belediyenin
olduğu ülkemizde, her belediyenin sosyal ve ekonomik gerçekliğinin
eşit olmadığı düşünüldüğünde, yapılan
değişiklikle harç belirleme yetkisinin belediyelerde olması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 10uncu
maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki
cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Büyükşehir
belediyelerinde alt yapı kazı harcının yüzde 50'si alt
yapı kazılarının yapıldığı ilgili ilçe
belediyelerine aktarılır.
Baki Şimşek Emin Haluk Ayhan Muharrem
Varlı
Mersin Denizli Adana
Erkan Haberal Zihni
Açba
Ankara Sakarya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Mersin Milletvekili Sayın Baki Şimşek konuşacaklar.
Buyurun Sayın
Şimşek. (MHP sıralarından alkışlar)
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 518 sıra sayılı Yatırım
Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım.
Bu maddeyle belediye
sınırları içerisinde yer alan umumi hizmet alanlarında
yapılacak kazı işlemleri için belediyece verilecek altyapı
kazı izni altyapı kazı izni harcına tabidir. Bu harcın
mükellefi altyapı kazı izni talebinde bulunanlardır.
Altyapı kazı izni harcının matrahı, öncelikle Çevre ve
Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan birim fiyatlar
olmak üzere Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı veya bunların ilgili birimlerince yayımlanan
birim fiyatlarının bu idarelerde kazı alanı türü
itibarıyla, birim fiyatının olmaması hâlinde de diğer
kamu kurum ve kuruluşlarınca yayınlanan birim
fiyatlarının kazı alanıyla çarpılması sonucu
bulunan ve alan tahrip tutarı olarak tanımlanan tutardır.
Altyapı kazı izin harcı bu tahrip tutarının üzerinden
binde 2 oranında alınır. Bakanlar Kurulu belediye grupları
itibarıyla bu oranı yarısına kadar indirmeye, 10
katına kadar artırmaya yetkilidir. Bu madde kapsamında verilecek
altyapı kazı izinleriyle ilgili, ilgili belediyeden altyapı
kazı izin belgesi alınır. Altyapı kazı izni
başvuruları on beş gün içerisinde neticelendirilir. Tabii, bu
kazılarla ilgili büyükşehir belediyeleri özellikle inşaatlarla
ilgili yapılan kazılarda bütün mücavir alan sınırlarının
tamamını harca tabi tutmuştur. Burada da özellikle köylerde ve
beldelerde yaşayan insanlarımız herhangi bir yere hafriyat
dökmemelerine rağmen kazı ücreti ödemek zorunda kalmaktadırlar.
Bu kapsamdan mutlaka köylerde ve beldelerde yaşayanların ve herhangi
bir yere hafriyat dökmeyenlerin çıkardıkları
Zaten ya bir bahçe
evi yapıyor veya bir köy evi yapıyor, bu malzemeyi de kendi arazileri
üzerine döküyorlar. Bunların mutlaka kapsam dışı
bırakılması gerekmektedir.
Tabii, yatırımlarla
ilgili yatırımcı ne istiyor? İş adamları,
yatırımcılar ile bürokratlar keşke bir toplantı
yapsalar, yatırımcının ne istediğini tespit edip buna
göre yasalar çıkarsak daha doğrusunun olacağını
düşünüyorum. Yatırımcı öncelikle düşük faizli kredi
istiyor, uygun arsa istiyor, daha az bürokrasi istiyor, doğru teşvik
istiyor, yatırım teşviki istiyor ve bunu yapmak için de uygun
bir süre istiyor. Benim seçim bölgem olan Mersinde yaklaşık 2007
yılında Kazanlı turizm bölgesi ilan edildi. Buranın imar
planları, izinleri yapıldı. Uygulama safhasına geçildiğinde
bu arazinin göçmen kuşların göç yolunda olduğu tespit edildi ve
burada bu yatırımın yapılmasına açılan mahkeme
sonucu izin verilmedi. Daha sonradan tekrar itiraz edildi ve Kazanlı
turizm bölgesi olarak ilan edildi. Buranın altyapısı yapıldı,
kanalizasyonu yapıldı, elektrik ve su geldi kilometrelerce uzaktan,
geç de olsa yolu bitirildi. Hükûmet söz verdiği süre içerisinde bunu
yapmadı ama geç de olsa sekiz on yıllık bir gecikmeyle bunlar
yerine getirildi. Yalnız, daha sonra da Rusya krizinden dolayı,
turizmde yaşanan sıkıntılardan dolayı bu proje askıya
alındı. Şu anda burada yatırım yapacak olan firmalar
Türkiye'nin en büyük inşaat firmaları, Limak gibi, Özaltın gibi,
Çeçen İnşaat gibi. Yalnız, şu ortamda yine
yatırım askıda duruyor. Mersinin bu yatırıma ivedi
olarak ihtiyacı var. Bu firmalara mutlaka yatırım
teşvikinin ve uygun sürenin verilerek Kazanlı turizm bölgesinin
-ikinci bir Antalya Belek olacak, golf sahalarıyla, otelleriyle,
kumsalıyla özel bir bölge- buranın mutlaka desteklenmesi ve Mersin
Kazanlı turizm bölgesinin faaliyete geçmesi beklenmektedir. Bütün Mersin
halkı bunu beklemektedir.
Ayrıca, iş
adamları Kredi Garanti Fonundan bir an önce kredilerin
açılmasını ve iş adamlarına bu desteğin sürmesini
beklemektedirler. Esnaf kefalet kooperatifleri arasında kaynak aktarmada
ciddi sıkıntılar oluşmaktadır. Bazı ilçelerden
arayan esnaf kefalet kooperatif başkanları Bizim kooperatifimize
para aktarılmadı. Yeteri kadar aktarılmadı. Ama falanca
ilçeye daha fazla para aktarıldı. gibi bizlere şikâyette
bulunmaktadır. Bunun da mutlaka önüne geçilmesi, esnaf kefalet
kooperatifleri kanalıyla da esnafların desteklenmesi, ayrıca
büyük iş adamlarının yanında küçük girişimcilerin de
mutlaka desteklenmesi ve bunların hayatlarını idame ettirmeleri
sağlanmalıdır. Şimdi, öyle şeylerle
karşılaşıyoruz ki
Adam köyde tavuk besliyor, belki 100-200
tane yumurta üretiyor. Şimdi, yumurtayı satmak üzere gittiği
zaman diyorlar ki: Bunun üzerine marka basacaksın. Bunun üzerine tarih
basacaksın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAKİ
ŞİMŞEK (Devamla) Bir marka basacak cihaz 100-150 bin lira
civarında. Küçük işletmecilerin bunların altından
kalkabilmeleri mümkün değil. Tarım ve
hayvancılığı desteklerken, yatırımcıyı
desteklerken küçük işletmeleri de bitirmememiz gerektiğini, bunlara
mutlaka destek vermemiz gerektiğini belirtiyor yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
11inci maddede üç adet
önerge vardır. Bu önergelerin ikisi aynı mahiyette olduğundan
birlikte işleme alacağım.
İlk okutacağım
iki önerge aynı mahiyettedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet Yıldırım Mahmut Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Zekeriya Temizel Mehmet Bekaroğlu Musa Çam
İzmir İstanbul İzmir
Kadim Durmaz Bihlun
Tamaylıgil Utku
Çakırözer
Tokat İstanbul Eskişehir
Bülent Kuşoğlu Okan
Gaytancıoğlu
Ankara Edirne
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelerden bir tanesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14üncü maddesine ekleme
yapılmış ve daha evvel başkaca torba yasalarla
yapıldığı gibi, mera vasfının
değiştirilmesine dair bir düzenleme yapılmıştır.
Madde, yetkilendirilmiş işletmeciler tarafından kurulacak veya
kurdurulacak elektronik haberleşme altyapıları için
meraların kullanılmasının önünü açmaktadır. Meralarda
baz istasyonu ve diğer elektronik haberleşme sistemlerinin
kurulması öngörülmektedir. Madde gerekçesinde "kamu güvenliği
kavramı özellikle vurgulanmıştır. Mera vasfını
değiştirmek, meraları ranta açmayı bile mevcut iktidar
kamu güvenliği milli güvenlik gerekçesiyle meşru kılmaya
çalışmaktadır. Oysaki mera alanları haricinde de
iletişim sorunlarını çözmenin yolları vardır.
Kırsal bölgelerin iletişimle ilgili sorunlarının çözümü
olarak gösterilen bu maddeyle meraların bu amaçla kullanılması
rant alanları oluşturacağından ve korunması gereken
meraları sonsuza dek yok edeceğinden dolayı madde tasarı metninden
çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki bir diğer önerge üzerinde Edirne Milletvekili Sayın Okan
Gaytancıoğlu konuşacak.
Buyurun
Sayın Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
OKAN
GAYTANCIOĞLU (Edirne) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine bir torba yasa, bu torba yasalara
alışmamamız lazım ama yatırım ortamının
iyileştirilmesi
Biz mantıklı şeylerde destek veririz fakat
11inci maddede yine meralara bir saldırı var. Meralar çok önemli
yani dünyada sadece insanlar yaşamıyor, hayvanlar da
yaşıyor, onların da ana beslenme kaynağı otlar yani
meralar. Meralar kendiliğinden yetişen otlaklar, çayırlar. Bu
şekilde hayvanın gıdası bedava sağlanabiliyor yani
doğa bu şekilde yaratılmış, kendi dengesini kursun
diye yaratılmış. Biz de ne yapmışız? Anayasaya
meraları korumakla ilgili bir hüküm koymuşuz, 1998de de bu hükmü
yenilemişiz, meralara neredeyse girilememesine şerh koymuşuz
ancak siz de, ne var ne yok, Meralara nasıl dalalım? diye
yasaların oralarından buralarından giriyorsunuz, torbaların
içerisine koyuyorsunuz. Sizin iktidarınız dönemi boyunca meralara
ciddi bir tahribat
Aklınız fikriniz
Yatırım
ortamını iyileştireceksiniz ama meralardan elinizi çekin lütfen.
Bakın, son
elli yılda Türkiye meralarını kaybediyor, son elli yılda 41
milyon hektar olan
Yani elli yıl önce 41 milyon hektar mera
varlığımız varmış, şu an TÜİK
verilerine göre 13 milyon hektar ama TÜİK nedense yedi sekiz yıldan
beri mera rakamlarını güncellemiyor. Bize gelen bilgiler, birçok
sivil toplum, meslek kuruluşu ve üniversitelerle birlikte
yaptığımız çalışmalar 8,5 milyon hektara
düştüğünü söylüyor yani meralarımızı kaybediyoruz
arkadaşlar. Bu, bedava yem kaynağı. Meralarımızı
kaybettiğimiz için de dünyadan hayvan ithalatı yapıyoruz. Niye?
Ucuz olduğu için. Hâlbuki yanımızda bedava yem
kaynağımız var ama siz ciddi anlamda meralara
saldırıyorsunuz. Buradan yol geçecek. diyorsunuz, kamu yararı
kararı çıkartıyorsunuz, yol geçiyor, 3 bin, 4 bin dönümlük mera
da gidiyor. Oradaki hayvanlar ne oluyor? Oradaki hayvanlar da satılıyor,
köyden kente insanlar göç ediyor. Hâlbuki gelişmiş ülkeler o
meraları koruyorlar. Tel örgülerle değil elektrikli tellerle
çeviriyorlar, 8 voltluk, hayvanlar aşırı otlamasınlar diye
ciddi anlamda da bakıyorlar meralarına. Yani hayvan her gün aynı
yerde otlamıyor, farklı farklı yerlerde otlasın, o
meralarda hiç ot eksilmesin diye gözü gibi bakıyorlar. Siz ne
yapıyorsunuz? Bir yasa çıkartıyorsunuz, diyorsunuz ki: Ey
yatırımcı, gel bakalım yirmi yıllık ot
parasını ver, mera senin olsun. Böyle şey olur mu
arkadaşlar? Bize anlatıyorsunuz, diyorsunuz ki: Ya köylüler de
alabilir. Köylüde para mı var mera alsın?
AHMET SAMİ CEYLAN
(Çorum) Var, var hocam, var.
OKAN GAYTANCIOĞLU
(Devamla) Eğer bu köylü almazsa yandaki köylü alsın. Merak etmeyin,
o köylüdeki paraları da bitirdiniz, ciddi anlamda
borçlandırdınız. Ama asıl amaç ne? O köy almasın,
diğer köy almasın, üçüncü şahıslar alabilir. diyorsunuz.
Buna da olanak sağlıyorsunuz.
Onun dışında,
Kanal İstanbul Projesi yapmaya çalışıyorsunuz, 20 bin dönüm
mera alanı yok olacak. Yani siz geleceği görmüyorsunuz, sadece bugün
için yaşıyorsunuz. Gelecekte bizim çocuklarımız hiç
beslenmeyecekler mi? Sağlıklı beslenmeyecekler mi? Tabii ki ot
yemeyecekler, hayvanlar ot yiyecek ama biz de o hayvanları yiyeceğiz.
Niye başka ülkelerin çiftçilerine muhtaç kalalım? Bakın,
Brezilyadan gemilere koydunuz hayvanları, hayvanlar perişan bir
vaziyette. Ben Türkiyeye gelmem. diyor hayvanlar, çevreciler de göndermek
istemiyor. Ya biz hâlâ ısrarla başka ülkelerin çiftçilerini zengin
etmeye çalışıyoruz.
Bunun yanında, üstünü
örttüğünüz escherichia colili hayvan ithalatı da yaptık. Et ve
Süt Kurumu aracılığıyla gittiniz Bosna-Hersekten ciddi
kontroller yapmadan hayvan ithalatı yaptınız, bir an önce
soktunuz, Kapıkulede bir daha numune alındı, escherichia coli.
Yani çok ciddi üreyen, insan sağlığına zararlı bir
bakteri olduğu da ortaya çıktı. Bunları beş ay sonra
imha tutanağı koydunuz. Ya bunlara gerek var mı? Neden biz
meralarımızı korumayalım? Neden tarıma destek
vermeyelim? Neden gidiyorsunuz baz istasyonlarını meraların
üzerlerine koymaya çalışıyorsunuz? Beşinci sınıf,
altıncı sınıf veya hiç tarım toprağı olmayan
yerler boşken siz niye böyle bir yöntem izliyorsunuz? Başka yerlerde
yatırım yapacak yer yok mu? Meralardan elinizi çekin, çiftçinin
cebinden elinizi çekin.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Gaytancıoğlu.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci
maddesiyle 4342 sayılı Kanunun 14üncü maddesinin birinci
fıkrasına eklenen (j) bendinde yer alan veya kurdurulacak
ibaresinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Erdoğan Kamil
Aydın Erkan
Akçay
Muğla Erzurum Manisa
Baki
Şimşek Ahmet
Selim Yurdakul
Mersin
Antalya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Muğla Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan konuşacaklar.
Buyurun Sayın
Erdoğan. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 518
sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci maddesiyle
ilgili verdiğimiz önerge üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri ve
ekranları başında bizleri takip eden aziz Türk milletini
saygı ve muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerimin başında,
gece gündüz demeden yurt içinde ve yurt dışında canı
pahasına terörle mücadele eden, aziz vatan toprağının
bütünlüğünü muhafaza için takdire şayan operasyonlara imza atan
güvenlik güçlerimize başarılar diliyor, saygılarımı
sunuyorum. Zeytin Dalı Operasyonu başta olmak üzere, terörle mücadele
ederken şehadete erişen kahramanlarımıza Cenab-ı
Allahtan rahmet diliyor, kahraman gazilerimize de acil şifalar diliyorum.
Bilmelerini isterim ki aziz Türk milleti bu kutlu seferde sonuna kadar kahraman
Mehmetçikimizin yanındadır, varlığını Türk
varlığına adayan milyonlar da hazır kıta beklemektedir.
Değerli milletvekilleri,
518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11inci
maddesiyle 4342 sayılı Mera Kanununun 14üncü maddesine bir ekleme
yapılarak elektronik haberleşme altyapılarının
kurulumuyla ilgili kolaylaştırıcı bir düzenleme yapılmaktadır.
Tabii, burada, özellikle güvenlik gerekçelerinin ön planda olmasını
da göz önünde bulundurarak bu düzenlemeyi yerinde gördüğümüzü belirtmek
isterim. Özellikle terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin haberleşme
kabiliyetini güçlendirecek, koordinasyon becerisini güçlendirecek bu
düzenlemeyi desteklemekteyiz ancak bu yatırımların doğrudan
yetkili firmalar tarafından yapılmasını, burada üçüncü
firmalar tarafından herhangi bir yanlışa sebep verecek
yatırım yapılmasının engellenmesini talep etmekteyiz.
Değerli milletvekilleri,
bu vesileyle vatandaşlarımızın bazı sorunlarını
da sizlerle paylaşmak ve çözüm önerilerimizi tekrar hatırlatmak
istiyorum. Daha önce 2/B arazileri ve hazine arazileriyle ilgili yapılan
düzenlemeler maalesef vatandaşlarımızın dertlerine derman
olamamıştır. Birçok vatandaşımız onlarca
yıldır kullandığı arazilerini yüksek rayiç bedeller,
tarihî sit, tabii sit, Kıyı Kanunu ve benzeri sebeplerle satın
alamamışlardır, almaya çalışanlar da hak kaybına
uğramamak için ilk taksitlerini borç harç ödemiş ancak diğer
taksitleri ödeyemediği için büyük bir yükün altında
ezilmişlerdir. Buna bir çözüm bulunması gerektiği
ortadadır.
Diğer yandan, hazine
arazilerinin kullanımıyla ilgili de bazı sorunlar
bulunmaktadır. Özellikle ecrimisil ödeyerek bu arazileri kullanan
çiftçilerimiz, turizmcilerimiz, işletme sahiplerimiz de mağduriyet
yaşamaktadır. Özellikle seçim bölgem Muğlada son yıllarda
yaşanan olağanüstü gelişmeler gelir-gider dengesini bozmuş,
bu yerleri kullanan vatandaşlarımızı farklı arayışlara
itmiştir. 2015 yılında Rus uçağının
düşürülmesiyle ilgili uluslararası kamuoyunda oluşturulan
olumsuz algı, 2016 yılında FETÖnün gerçekleştirdiği
hain darbe girişimi, Sayın Cumhurbaşkanına yapılan
suikast girişimi ve 2017 yılında da yaşanan depremler
turizm sektörünü ve bu sektöre bağlı onlarca sektörü maalesef olumsuz
yönde etkilemiştir, vatandaşlarımızı ekonomik
açıdan zor duruma sokmuştur. Bu sebeple ecrimisillerin muhakkak
gözden geçirilmesi ve düşürülmesi gerekmektedir.
Yine, bu yıl da
özellikle seçim bölgem Muğla kıyılarında Yunan
tarafının yaptığı uluslararası hukuka
aykırı eylemler, tacizler ve kışkırtmalar üzerinden
uluslararası arenada Türkiye aleyhine bir algı oluşturulmaya
çalışıldığı muhakkaktır. Türkiye Afrinde
terörle mücadele ederken Yunanistan kendince bir fırsatçılık
peşine düşmüştür. Yunanistanın girdiği yol
yanlış bir yoldur. Türk ordusu tarih boyunca Yunanlılarla her
zaman baş etmiştir, bugün de Afrinde cephede olmasına
rağmen ikinci bir cephede Yunanı alt edecek gücü her zaman
vardır. Bu bakımdan, Yunanistanın aklını
başını alarak girdiği yanlış yoldan geriye
dönmesi muhakkak yerinde olacaktır.
2018 turizm sezonunu
gölgeleyecek her türlü algının süratle etkisiz hâle getirilmesi
bölgemizdeki bütün işletmecilerin temel beklentisidir. Bu
algının oluşturulmaması konusunda da Hükûmetimizin gerekli
önlemleri acilen alması gerekmektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi ve
ekranları başında bizleri takip eden aziz Türk milletini tekrar
saygı ve muhabbetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Erdoğan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
11inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde
kabul edilmiştir.
12nci maddede iki adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 12nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet
Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
4458 sayılı Gümrük Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonunun uzmanlık alanına girmektedir. Bugüne kadar,
AKPnin on altı yıllık iktidarı boyunca özellikle son
yıllarda neredeyse bütün kanunların torba yasa mantığıyla
çıkarılması büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili
komisyonlarda görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan
çıkarılan kanunların uygulamada yarattığı
sorunlara sürekli olarak şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir
sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme çabası da ayrı bir
usulsüzlüktür. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar
çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin de uygulamada başkaca
sorunlar çıkarma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin
tasarı metninden çıkarılarak, ilgili komisyona sevk edilerek
uzmanlarca etraflıca tartışılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 12nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya Temizel Bülent Kuşoğlu Musa Çam
İzmir Ankara İzmir
Mehmet Bekaroğlu Kadim Durmaz Utku Çakırözer
İstanbul Tokat Eskişehir
Bihlun Tamaylıgil
İstanbul
MADDE 12 - 27/10/1999 tarihli
ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 218 inci maddesine
aşağıdaki fıkra ilave edilmiştir..
"3. Türkiye ile
diğer ülkeler arasında deniz ve havayolu ile yapılan eşya
ve yolcu taşımalarında yararlanılan deniz ve
havalimanlarını işleten kuruluşlar ile geçici depolama yeri
işleticileri, gümrüklü sahalarda 655 Sayılı Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamı
dışında bulunan gümrük iş ve işlemleri ile ilgili
tahmil, tahliye, ardiye, saha içi taşıma ücretleri ve benzeri
masrafların belirlenen azami bedellerine uymakla yükümlüdür.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Efendim.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyoruz:
Gerekçe:
Madde metninin daha iyi anlaşılması
için söz konusu değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
13üncü maddede bir adet
önerge vardır, okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 13üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım
İstanbul Adana Adıyaman
Erol Dora Mahmut
Celadet Gaydalı
Mardin Bitlis
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
4458 sayılı Gümrük Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu'nun uzmanlık alanına girmektedir. Bugüne
kadar, AKP'nin on altı yıllık iktidarı boyunca özellikle
son yıllarda neredeyse bütün kanunların torba yasa mantığıyla
çıkarılması büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili
komisyonlarda görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan
çıkarılan kanunların uygulamada yarattığı
sorunlara sürekli olarak şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir
sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme çabası da ayrı bir
usulsüzlüktür. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar
çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin de uygulamada başkaca
sorunlar çıkarma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin
tasarı metninden çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilerek
uzmanlarca etraflıca tartışılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
13üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
14üncü maddede aynı
mahiyette iki önerge bulunmaktadır. Önergeleri birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 14üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım
İstanbul Adana Adıyaman
Erol Dora Mahmut
Celadet Gaydalı
Mardin Bitlis
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Zekeriya Temizel Mehmet
Bekaroğlu Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Kadim Durmaz Bihlun
Tamaylıgil Utku
Çakırözer
Tokat İstanbul Eskişehir
Bülent Kuşoğlu
Ankara
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelerin bir tanesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da
değişiklik yapılarak madde içerisinde imza yetkisi değişikliği
yapılmış ve ekleme yapılmıştır. Ancak
yapı denetim kurumu çok önemli olmakla beraber, bu konu müteahhitlere
seçme şansı/alanı verilmesi yoluyla baştan yanlış
kurgulanmıştır. Özelikle son dönemde kentsel dönüşüm
çalışmalarının arttığı ve deprem riskinin
sürekli olduğu Türkiye gibi bir ülkede yapı denetim sisteminin daha
sıkı kurallara bağlı olması gerekmektedir. Maddede
yapılan değişiklik ilgili meslek odalarının
görüşü alınmadan, neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç
duyulduğuna dair açıklayıcı bir değerlendirme
yapılmadan getirilmek istenmektedir. Üstelik maddenin
görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu, bu maddenin konusunu teşkil
eden hususlara dair ihtisaslaşmış bir komisyon değildir.
Dolayısıyla, maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki diğer önerge üzerinde Ankara Milletvekili Sayın Bülent
Kuşoğlu konuşacaklar.
Buyurun Sayın
Kuşoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT KUŞOĞLU
(Ankara) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum tekrar.
518 sıra
sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 14üncü maddesi üzerinde konuşacağım.
Bu madde, bildiğiniz gibi, Yapı Denetimi Hakkında Kanunla
ilgili düzenlemeler yapıyor.
Değerli
arkadaşlarım, yatırım ortamını iyileştirmek
istiyoruz, bu konuyla ilgili olarak da demin anlattığım gibi,
Sayın Başbakan Yardımcımız bir tıp profesörü
olmasına rağmen gerçekten çok detaylı bir çalışma
yapmış, çok iyi niyetli bir çalışma yapmış, kendisi
hukuki konularla ilgili, uygulamayla ilgili epey bir bilgi sahibi olmuş,
bunu takdir etmemek mümkün değil. Kendi görevini yapmış ama
şöyle bir durum var: Şimdi, bakın, amacımız
yatırım ortamını iyileştirmek. Neden iyileştirmek
istiyoruz? Daha fazla yatırım yapılsın, işsiz olan
vatandaşlarımız işe kavuşsun, işi olanlar da daha
iyi iş ortamına kavuşsun. Yani kalkınma için kısaca
yapıyoruz, vatandaşımız için kısaca yapıyoruz.
Peki, bakıyorum, son yıllarda özellikle bu konularla ilgili
düzenlemeler sık sık yapılıyor ve bizim Plan ve Bütçe
Komisyonundan ve buradan geçiyor. Son yıllarda sürekli olarak söylüyoruz
İstihdamda çok büyük artış sağladık, artış
sağladık. diye. Bakın, Aralık 2015te 13 milyon 999 bin
toplam sigortalı sayısı, toplam sigortalı sayısı
13 milyon 999 bin 398 yani 14 milyon. Kasım 2017 en son rakam, ne kadar
olmuş biliyor musunuz toplam sigortalı sayısı? 14 milyon
555 bin. 555 bin artmış Aralık 2015ten Kasım 2017ye
kadar. Yani bu süre içerisindeki reel artış, sigorta
kayıtlarına yansıyan bu: 550 bin.
Şimdi, hâlbuki biz
hazineden, İş Kurumundan, İşsizlik Sigortası Fonundan
bir yığın destekte bulunduk istihdamı artırabilmek
için. Yapıyoruz, büyük fedakârlıklarda bulunuyoruz. Peki neden artıramıyoruz
bunu? İş yeri sigortalı sayısı, bakın, yine
Aralık 2015te 1 milyon 740 bin, Kasım 2017de 1 milyon 851 bin.
Verdiğimiz destek oranında büyük bir artış söz konusu
değil. Biraz önce söylediğim gibi bu artışların
olabilmesi için demek ki daha farklı saiklere ihtiyaç var, daha gerçekçi
olmamız lazım.
Diyeceksiniz ki: Sosyal
Güvenlik Kurumunun rakamları yeterli değildir. Bakın, mükellef
sayılarını vereyim: Gelir vergisi faal mükellef
sayısı
Geçenlerde TÜİK açıkladı, 81 milyona
yakın nüfusumuz var. Ne kadar gelir vergisi mükellefimiz var, biliyor
musunuz? En son ocak itibarıyla 1 milyon 883 bin 698, 81 milyonluk bir
ülkede 1 milyon 883 bin gelir vergisi mükellefimiz var ve bu sayı 2001de
-on yedi sene önce- 1 milyon 768 binmiş. 1 milyon 768 binden on yedi
yılda 1 milyon 883 bine çıkarmışız. Yani, bir
şeyler yapıyoruz ama niçin yaptığımızı,
nasıl yaptığımızı bilmemiz lazım.
Bakın, sayılar ortada, bunlar Sosyal Güvenlik Kurumunun, kamunun
sayıları, devletin sayıları. Bu da Maliye
Bakanlığının sayıları. Kurumlar vergisi mükellef
sayılarını vereyim: Şu anda 764.310, Ocak 2018
itibarıyla. 2001de de bu 565 binmiş. Bu kadar teşvik veriyoruz,
bu kadar uğraşıyoruz gerçek anlamda bir artış
kaydedemiyoruz. Demek ki sorun farklı bir yerde, bunu görmemiz lazım,
bunu artırabilmemiz lazım.
Büyüme diyoruz
Bu sene
bankacılık sektörünün kârı neye çıktı biliyor musunuz?
40 milyara. 40 milyar, geçen yıl, 2016da 26 milyardı. Büyüyor
Türkiye, büyüyor ama bankacılık sektörü büyüyor,
sigortacılık sektörü büyüyor. Bizimle ilgisi olmayan,
yabancıların yatırım yaptığı alanlar
büyüyor. Bakın, bankacılık sektörü özellikle yabancılar
tarafından, sigortacılık sektörü özellikle yabancılar
tarafından elde tutuluyor. O sektörlerde önemli ölçüde büyüme var; bu,
çarpık bir büyüme. Bu, vatandaşa yansımayan bir büyüme.
Herkesi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Kuşoğlu.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
14üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 19.17
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati:19.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
518
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam ediyoruz.
Komisyon
yerinde.
Hükûmet
yerinde.
15inci
maddede aynı mahiyette iki adet önerge vardır, önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 15inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Behçet
Yıldırım Mahmut
Celadet Gaydalı
Adıyaman Bitlis
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Zekeriya
Temizel Mehmet
Bekaroğlu Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Utku
Çakırözer Kadim
Durmaz Bihlun
Tamaylıgil
Eskişehir Tokat İstanbul
Sibel
Özdemir
İstanbul
BAŞKAN - Aynı
mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önergelerden birinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da
değişiklik yapılarak 14üncü madde gibi bazı
değişiklikler yapılmıştır. Ancak yapı
denetim kurumu çok önemli olmakla beraber, bu konu müteahhitlere seçme
şansı/alanı verilmesi yoluyla baştan yanlış kurgulanmıştır.
Özelikle son dönemde kentsel dönüşüm çalışmalarının
arttığı ve deprem riskinin sürekli olduğu Türkiye gibi bir
ülkede, yapı denetim sisteminin daha sıkı kurallara
bağlı olması gerekmektedir. Maddede yapılan
değişiklik ilgili meslek odalarının görüşü
alınmadan, neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç
duyulduğuna dair açıklayıcı bir değerlendirme
yapılmadan getirilmek istenmektedir. Üstelik maddenin
görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu, bu maddenin konusunu teşkil
eden hususlara dair ihtisaslaşmış bir komisyon değildir.
Dolayısıyla, maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki bir diğer önerge üzerinde İstanbul Milletvekili
Sayın Sibel Özdemir konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Özdemir. (CHP sıralarından alkışlar)
SİBEL
ÖZDEMİR (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 518 sıra sayılı
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının ben de 15inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Benim üzerine söz
aldığım 15inci maddede, 4708 sayılı Yapı
Denetimi Hakkında Kanunun 3üncü maddesinde bir düzenleme
yapılıyor. Bu 3üncü maddenin ikinci fıkrasına şöyle
bir cümle ekleniyor: Yapı denetim kuruluşları öncelikle risk
bazlı denetim yapar. Bu kanun tasarısının amacı,
yatırım imkânları için yerli ve yabancı
yatırımcılara elverişli bir ortam hazırlamak. Ancak
bunun yaparken doğal olarak insan yaşamı, toplum güvenliği
ve sağlığını göz ardı etmememiz gerekiyor. 4708
sayılı Kanunun 3üncü maddesindeki düzenlemeyle
yatırımcılar için engeller kaldırılırken, bu
amaçlanırken yapı denetim kuruluşlarının sorumluluk
alanları olan asli sorumluluklarından tabii ki kurtaramayız.
Eklenen fıkrayla Yapı denetim kuruluşu ibaresi öncelikle risk
bazlı denetim yapan yapı denetim kuruluşları şeklinde
değiştirilmektedir. Bu eklemeyle ne kastedildiği tam olarak
belirtilmemiştir. Kanunun gerekçesine de baktığımız
zaman yeterli bir açıklama yapılmadığını
görmekteyiz.
Değerli milletvekilleri,
genel olarak tasarının 14 ve 15inci maddelerinin içeriği Plan
ve Bütçe Komisyonunun temel alanı dışında. 4708
sayılı Yapı Denetim Kanununu ilgilendiren bu
değişiklikleri de Meclisteki ilgili ihtisas komisyonu olan
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonunun, hatta ilgili sivil toplum kuruluşlarının,
odaların, bu kanunun ilgilendiren tarafların görüş ve
önerilerinin alınmadığını ve daha makul, daha uygun
talepleri karşılayan bir yasal sürecin olmadığını
biz düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri,
ayrıca ülkeyi on dokuz ay yirmi beş gündür OHAL ile yöneten Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmetinin amacını aşan KHKler
yanında, bizim tüm ısrarlarımıza rağmen Türkiye Büyük
Millet Meclisinin İçtüzüküne de aykırı olarak torba yasalarla
yönettiğini görüyoruz. Başbakanlık tarafından doğrudan
gönderilen birçok kanun tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonuna sevk
ediliyor. Oysa bu kanun tasarılarında yer alan maddelerdeki birçok
farklı alandaki düzenlemelerin her biri ayrı ihtisas
komisyonlarının çalışma alanlarına girmekte ve
detaylarıyla uzun uzun görüşülüp tartışılması
gerekirken burada hızlıca kanunlaştığına hep
birlikte şahit oluyoruz. Bu şekilde yapılan ve çözüm üretmesi
gereken düzenlemelerin kendilerinin birer sorun hâline dönüştüğüne
şahit oluyoruz. İşte biz bu nedenlerle torba kanun
tasarılarının bütününe karşı olduğumuzu buradan
tekrar ifade ediyoruz.
Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarlarının işte bu zihniyeti, maalesef yasa yapma
sürecinde değil demokrasi, hukukun üstünlüğü, işleyen hukuk
sistemi, insan haklarına saygı, basın ve ifade özgürlüğü
alanlarında da temel sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
İşte bu temel nedenlerden dolayı tepeden inmeci bir şekilde
getirilen ve kısa vadeli yasal düzenlemelerle yeni sorunlara yol açacak
düzenlemeler olarak burada karşımıza
çıktığını görüyoruz.
Hukukun üstünlüğü ve
hukuka saygı bakımından Türkiyenin dünyadaki yeri her geçen gün
kötüye gitmektedir. Yerli yatırımcıların yanında
yabancı yatırımcılar için de belirsiz ve güvencesiz bir
ortam olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz.
Değerli milletvekilleri,
Dünya Bankasının her yıl yayımladığı Dünya
Yönetişim Göstergeleri Raporunda Türkiyenin durumu ve dünyadaki yeri
şu tespitlerle ortaya çıkıyor: Söz hakkı ve hesap
verebilirlikte ülkemizin 204 ülke arasında son iki yılda 14 sıra
gerilediğini görüyoruz. Yine, yatırımcılar için çok önemli
bir veri olan hukukun üstünlüğü alanında son on iki yılda 18
sıra gerileyerek 108inci sıraya düşüyoruz. Mevzuat kalitesi,
kamu yönetiminin etkinliği alanlarında yine geriye düşüşün
olduğu bu verilerle ortaya çıkmaktadır. Nitelikli ürünlerdeki
rekabet gücümüzü kaybetmekteyiz, niteliksiz ürünlerde ise rekabet gücümüzün
arttığını görüyoruz.
Değerli milletvekilleri,
sonuç olarak baktığımızda, Türkiyenin güçlü hukuk sistemi,
güçlü kurumsal yapıları, nitelikli eğitim sistemi ve gerçekten
amacına ulaşan tam bir istihdam politikası, güçlü bilim, sanayi,
yapay zekâ politikası ve stratejisi olmadan, bu yasal düzenlemede de
şahit olduğumuz üzere, ülkemizin gelişmesi,
kalkınması, dünyada saygın bir ülke olması mümkün
değildir.
Tekrar sizlerle ve
vatandaşlarımızla ben bu durumu paylaşıyorum ve
sizleri, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Özdemir.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
15inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
15inci madde
kabul edilmiştir.
16ncı maddede iki adet
önerge vardır
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çekiyoruz efendim. 16, 17 ve 18inci maddelerin önergelerini
geri çekiyoruz.
BAŞKAN Bir önerge
çekildiği için 16ncı maddede bir adet önerge
kalmıştır.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının
16ncı maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Aycan İrmez Mahmut Celadet
Gaydalı
Şırnak Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
5393 sayılı Belediye Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip İçişleri Komisyonunun uzmanlık
alanına girmektedir. Bugüne kadar AKP'nin on altı yıllık
iktidarı boyunca, özellikle son yıllarda neredeyse bütün
kanunların torba yasa mantığıyla çıkarılması
büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili komisyonlarda
görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan
çıkarılan kanunların uygulamada yarattığı
sorunlara sürekli olarak şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir
sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme çabası da ayrı bir
usulsüzlüktür. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar
çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin İçişleri
Komisyonunda tartışılmadan, Mahalli İdareler Genel
Müdürlüğü ile Belediyeler Birliklerinin görüşleri alınmadan bu
maddeyle kurulması oldukça eksik olacaktır. Üstelik amaçlanan
e-belediye hizmetinin Türkiye'de büyükşehirlerin haricinde özellikle küçük
il, ilçe ve beldelerde ne kadar süre içerisinde, nasıl
uygulanacağını detaylı şekilde tartışmadan
kanunlaşmasının uygulamada sorun olarak karşımıza
çıkma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin tasarı
metninden çıkarılarak, İçişleri Komisyonuna sevk edilerek
uzmanlarca etraflıca tartışılması ve ihtiyaç dâhilinde
bu çerçevede yasalaştırılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
16ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
16ncı
madde kabul edilmiştir.
17nci maddede bir adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 17nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral Danış Beştaş Erol Dora
İstanbul Adana Mardin
Mahmut Celadet Gaydalı Aycan İrmez
Bitlis Şırnak
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
5393 sayılı Belediye Kanununda değişiklik
yapılmaktadır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonunun
ihtisas alanına girmeyip İçişleri Komisyonunun uzmanlık
alanına girmektedir. Bugüne kadar AKP'nin on altı yıllık
iktidarı boyunca, özellikle son yıllarda neredeyse bütün
kanunların torba yasa mantığıyla çıkarılması
büyük bir sorun teşkil etmektedir. İlgili komisyonlarda
görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan
çıkarılan kanunların uygulamada yarattığı
sorunlara sürekli olarak şahitlik ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir
sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme çabası da ayrı bir
usulsüzlüktür. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan iktidar
çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin de İçişleri
Komisyonunda tartışılmadan, Mahalli İdareler Genel
Müdürlüğü ile Belediyeler Birliklerinin görüşleri alınmadan bu
maddeyle kurulması oldukça eksik olacaktır. Üstelik amaçlanan
e-belediye hizmetinin Türkiye'de büyükşehirlerin haricinde özellikle küçük
il, ilçe ve beldelerde ne kadar süre içerisinde, nasıl
uygulanacağını detaylı şekilde tartışmadan
kanunlaşmasının uygulamada sorun olarak karşımıza
çıkma ihtimali yüksektir. Dolayısıyla maddenin tasarı
metninden çıkarılarak, İçişleri Komisyonuna sevk edilerek
uzmanlarca etraflıca tartışılması ve ihtiyaç dâhilinde
bu çerçevede yasalaştırılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
17nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 17nci
madde kabul edilmiştir.
18inci maddede iki adet
önerge vardır, ilk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 18inci
maddesinde yer alan "bildirilmesi halinde ibaresinin "bildirilmesi
durumunda şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir Meral Danış Beştaş Erol Dora
İstanbul Adana Mardin
Mahmut Celadet Gaydalı Aycan İrmez
Bitlis Şırnak
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 18inci maddesi ile değiştirilmesi
düşünülen 5510 sayılı Kanunun 11inci maddesinin üçüncü
fıkrasının ikinci cümlesinde geçen "ilgililerce ibaresinin
"şirket yetkililerince olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Fahrettin Oğuz
Tor Kamil
Aydın Baki
Şimşek
Kahramanmaraş Erzurum Mersin
Deniz Depboylu Mehmet
Erdoğan
Aydın
Muğla
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Kahramanmaraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor
konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Tor. (MHP
sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN OĞUZ TOR
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 18inci
maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve bizleri izleyen değerli
vatandaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Yapılan düzenlemeyle
Şirket kuruluşunun ticaret sicili memurluklarına bildirilmesi
halinde yapılan bu bildirim Kuruma yapılmış
sayılır ve ilgililerce ayrıca işyeri bildirgesi
düzenlenmez. hükmü getirilmektedir. Olumlu bir düzenlemedir. Getirilen bu
düzenlemeyle şirket kuruluşu ticaret sicili memurluklarına
mecburen bildirildiği için ayrıca kurumu iş yeri bildirgesi
vermeyecektir. Kurum, ticaret sicili memurluklarından
aldığı bilgilere göre şirketin tescilini yapacak, tescili
işverene bildirecektir. Ticaret sicili memurluğu her türlü bilgiyi
SGKye aktaracağı için uygulamada birçok emek, zaman ve gider
kaybı önlenebilecektir. Şirketin sermaye yapısında meydana
gelecek değişiklikler, şirketin idari bakımdan yetkilileri,
diğer konular değiştiğinde kuruma bildirilmiş olsa
dahi, kurum bu değişiklikleri kendi işveren
kayıtlarına işlemediği, kayıtlarını güncel
hâle getirmediği müddetçe problem devam edecektir. Kayıtlar
güncellenmediği durumda, SGK özellikle icra takiplerinde şirkette
kimlerin idareci olduğunu, pay sahiplerini, hangi tarihler arasında
kimlerin pay sahibi veya idareci olduğunu güncel olarak bilemeyecektir.
Sorumlu olmadığı dönemler için hakkında takibat
yapılması, şirket sermaye sahipleri ve yöneticilerinin
haksız takiplere maruz kalmasına sebep olacaktır. Bu da takip
yapılanlar bakımından moral bozukluklarına sebep
olmasının yanında, birçok bürokratik işlemle
uğraşmak zorunda kalacaklardır. Birçok bakımdan SGK
açısından işveren kayıtlarının her yönden
güncellenmesi fevkalade önemlidir.
Değerli milletvekilleri,
2018 yılı bütçe gerekçesinde yer alan tabloya göre, SGKnin 2015
yılı açığı 10 milyar 830 milyon TL iken 2016
yılı açığı yüzde 100 artarak 21 milyar 270 milyon
liraya yükselmiştir, 2018 tahmini açığı 34 milyar
liradır. Bununla beraber SGKnin bugün toplam alacağı 107 milyar
liradır. Açık 34 milyar lira, alacak 107 milyar lira. Biz kurum alacağının
sadece yüzde 30'unu tahsil edebilirsek inanıyorum ki ülkemiz ihya
olabilir. Zira ilave 30-35 milyar lira büyük rakamdır. Neden ihya
olabilir? diyecek olursak Hazine 2017 Ekim ayı itibarıyla 45 milyar
lira açık vermiştir; borçlanma gereği 2016 yılına göre
2017 yılında 2,5 kat artmıştır; rakam vermiyorum ama
hane halkı borçlanması hızla artmaktadır; İç ve
dış borç stokundaki artış sürmektedir; 2018
yılında yatırım bütçesi artmamıştır, azalma
vardır. Bunlar bütçe kanunundaki tespitlerimizdir. Takibe düşen kredi
ve kart sahibi sayısı milyonları aşmıştır.
Gelir dağılımı bozulmaktadır, işsizlik
artmaktadır. Özellikle üniversiteden her yıl 1 milyon 250 bin
kişi mezun olmaktadır. Bu, çok büyük bir problemdir ülkemiz için.
Daha sayacağımız birçok konu nedeniyle ülkemiz acilen SGKnin
finans problemini çözmek yönünde ciddi tedbirler almak mecburiyetindedir.
Değerli milletvekilleri,
SGKnin finans açıklarının çözülmesi bu ülkenin geleceği
bakımından önemlidir. Yapılandırmalar kısa vadede
biraz rahatlatsa da gerçek çözüm değildir, olamaz da
alışkanlık yaratmıştır. Bakınız,
yetişmiş personel özellikle SGKden hızla kaçmaktadır.
Eskiden bunun tam tersiydi. Her bir işveren dosyasında milyonlar
yatmaktadır. Bir yetişmiş işveren memurunun kaybedilmesi,
kurumun ve ülkenin kaybetmesi demektir. SGKden 2015 yılında 591
personel emekli olduğu hâlde, 2016da 761e yükselmiştir, 2017
yılında emekli olan personel sayısı 905tir. Üç yılda
emekli personel sayısındaki artış yüzde 50dir.
Yetişmiş bu personelin yerinin doldurulması kolay
olmayacaktır.
Bir gerçeği ifade etmek
isterim ki SGK personeli huzursuzdur, motivasyonu azalmıştır,
gerçek budur. SGK personelinin moralinin ve motivasyonunun yükseltilmesi
lazımdır. SGK diğer kurumlardan ayrı tutulmalıdır.
Personelin alınan ikramiyesi geri verilmelidir, yeniden ek ilave ödeme
yapılmalıdır, göç ve emeklilik tersine çevrilmelidir. 107 milyar
lira alacağı olan, ciddi problemlerle karşı
karşıya, hazineden sonra ikinci büyük bütçeye sahip devasa SSKde
uzun süreden beri
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FAHRETTİN OĞUZ TOR
(Devamla) Bunu söylemek istiyorum özellikle. Cümlemi tamamlayım
Başkanım.
BAŞKAN
Tamamlayın.
Buyurun.
FAHRETTİN OĞUZ TOR
(Devamla) Evet, ciddi problemlerle karşı karşıya,
hazineden sonra ikinci büyük bütçeye sahip, devasa SGKde uzun süreden beri 2
başkan yardımcısı, 3 genel müdürlük maalesef boştur.
Asaleten atama yapılmamasının asla izahı olmaz, diğer
genel müdür yardımcıları ve daire başkanlarını
saymıyorum.
Her şeyden önce de bu
kurumda iş ehline verilmelidir, siyasi sebeplerle unvan
dağıtılmamalıdır diyorum. Burada birçok defa dile
getirdiğim, yine de dile getirmeye devam edeceğim üzere işi
ehline verin diyorum. Adaletten, haktan, hukuktan ayrılmayın diyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Tor.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
19uncu maddede iki adet
önerge vardır, okutuyorum.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Geri çekiyoruz.
BAŞKAN Önerge geri
çekildiği için işlemden kaldırılmıştır.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 19uncu
maddesinde yer alan gönderilmesi hususunda ibaresinin gönderilmesi
bağlamında şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana
Mardin
Mahmut
Celadet Gaydalı Aycan
İrmez
Bitlis
Şırnak
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
19uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
19uncu madde
kabul edilmiştir.
20nci maddede iki adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Kanun Tasarısının 20nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Filiz
Kerestecioğlu Demir Meral
Danış Beştaş Erol
Dora
İstanbul Adana Mardin
Mahmut
Celadet Gaydalı Aycan
İrmez
Bitlis Şırnak
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle
6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanununda değişiklik
yapılmıştır. Maddeye konu olan düzenleme Plan ve Bütçe
Komisyonunun ihtisas alanına girmeyip Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunun uzmanlık alanına
girmektedir. Bugüne kadar AKP'nin on altı yıllık iktidarı
boyunca, özellikle son yıllarda neredeyse bütün kanunların torba yasa
mantığıyla çıkarılması büyük bir sorun
teşkil etmektedir. İlgili komisyonlarda görüşülmeden ve
etraflıca tartışılmadan çıkarılan kanunların
uygulamada yarattığı sorunlara sürekli olarak şahitlik
ediyoruz. Uygulamada yaşanan bir sorunu yeni bir torba yasayla düzeltme
çabası da ayrı bir usulsüzlük olarak karşımıza
çıkmaktadır. İlgili düzenlemeye dair Plan ve Bütçe Komisyonundan
iktidar çoğunluğuyla geçirilen bu düzenlemenin de bu mantıkla
yapıldığından hareketle sorun çıkma ihtimali
yüksektir. Dolayısıyla, maddenin tasarı metninden
çıkarılarak ilgili komisyona sevk edilerek uzmanlarca etraflıca
tartışılması gerektiğini düşünmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 518 sıra sayılı Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 20nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Mehmet
Bekaroğlu Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Kadim
Durmaz Bihlun
Tamaylıgil Utku
Çakırözer
Tokat İstanbul Eskişehir
Bülent
Kuşoğlu Engin
Altay
Ankara İstanbul
MADDE 20- 25/11/2010 tarihli
ve 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesine aşağıdaki
fıkra ilave edilmiştir.
"(5) Yargı
mercileri ile yetkili kurum ve kuruluşların taleplerine istinaden
tapu müdürlüklerince tescili sağlanan işlemler, ilgili mercilerce
doğrudan elektronik ortamda tescil, terkin veya tadil edilerek
gerçekleştirilebilir. Genel Müdürlük bu fıkra kapsamındaki
işlemleri belirlemeye yetkilidir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI
RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
İstanbul Milletvekili Sayın Engin Altay konuşacaklar.
Buyurun Sayın Altay.
(CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
şunun için de söz aldım: Bildiğiniz gibi, tavrımızdan
da gördüğünüz gibi bu kanuna defans göstermiyoruz, bilakis gerek Komisyon
aşamasında gerek Genel Kurul aşamasında çok ciddi
katkı verdik. Plan ve Bütçe Komisyonunun Cumhuriyet Halk Partili üyelerine
ayrıca teşekkür ediyorum. Onların da değerli
katkılarıyla bu yatırım ortamının
iyileştirilmesiyle ilgili kanun hakikaten beklentilere -tabii, tümüyle
mümkün değil ama- kısmen cevap verecek bir hâle geldi.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; biz parti olarak şöyle bir tespit içindeyiz:
Türkiye'nin 5 temel sorununu çözmeden aziz milletimizin huzurunu,
refahını ve mutluluğunu tesis etmemiz mümkün değildir. Bu 5
temel sorun da dış politika, eğitim, Kürt sorunu, demokrasi ve
ekonomidir. Bu görüştüğümüz kanun, Türkiye'nin yaşanan ekonomik
sorunlarına yönelik olarak çok kısmi -yeterli değil bizce ama-
iyileştirmeler sağlayacak. Yani ne olacak? Biz işsiz
insanın sudan çıkmış balık gibi olduğunu
düşünenlerdeniz. Nitekim ben bunu beş yıl atanamayan bir
öğretmen olarak geriye dönük, Meclisten önceki hayatımda
yaşadım. Yatırım üretime, üretim doğal olarak
istihdama yol açacak. Şu kanundan dolayı 3 işsiz
insanımız iş sahibi olacaksa, istihdam, üretim ve neticede
gayrisafi millî hasılada bir artış olacaksa Cumhuriyet Halk
Partisinin buna hayır demesi düşünülemez. Bu teklife
yaklaşımımız da budur.
Biraz önce söylediğim
gibi, Türkiye'nin temel sorunlarından biri de -arkada oturuyorlar,
kızmasınlar bana- hantal bürokrasidir, ürkek bürokrasidir.
Bürokratlar imza atmaya korkar. Önüne bir iş gelir Gidin, bununla ilgili
bir kanun getirin. Biraz cesur olun kardeşim, Meclisi bu kadar niye
meşgul ediyorsunuz? Bürokrat dediğin de biraz cesur olur. Tabii,
cesareti nereden alacak? Bağlı olduğu bakandan. Yani imza atmaya
korkan bürokrasiyle Türkiye'yi kalkındırmak mümkün değil. Onun
için, Türkiye'de yatırım yapanların önüne dağ gibi
bürokratik engel çıkar, mevzuat bariyeri çıkar. Bu hantal bürokrasi
de Türkiye'de bir çivi çakmak isteyenin önüne yorgunu yokuşa süren bir
mantık içinde şunu der: Şuraya şuraya şuraya
şuraya gideceksin, ondan sonra bu yatırıma
başlayacaksın. Bunların bir kısmı gerçekten bürokrasinin
hantallığından ve ürkekliğinden. Tabii, burada şu olsa
-buradaki bürokratlarımızı tenzih ediyorum ama- kamu
bürokrasisinde, AK PARTİ Hükûmetinde -geriye dönük de var ama en çok AK
PARTİ hükûmetlerinde var- ehliyet ve liyakate önem verilse kanun fabrikası
gibi burayı çalıştırmak zorunda kalmayız ve her
şey daha güzel olur.
Şimdi, Komisyon
üyelerine teşekkür ediyoruz, oldukça önemli değişiklikler bizim
grubumuza mensup Komisyon üyelerinin de katkılarıyla
sağlandı. Bugün belki birçok milletvekilimizin haberi yok, bu
görüştüğümüz kanunda CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Grup
Başkanımız Sayın Temizel ile Sayın Bakan Recep
Akdağ oturdular, MHPden de Emin Haluk Ayhan, 1nci maddeyi daha
doğru bir hâle getirdiler.
Şuradan şuraya da
gelmek istedim: Hani siz hep dersiniz ya CHP her şeye karşı.
Biz doğru olana karşı olmayız arkadaşlar, hele
milletin menfaatineyse hiç karşı olmayız. Ama geçen de böyle bir
laf dedim. Siz doğru yapsanız da sizi alkışlamayız
dedim. Bunu yandaş medya diline doladı, doladı. Hatta AK PARTİ
Grubunda da gösterildi.
İLKNUR İNCEÖZ
(Aksaray) Her şeyi doğru yapıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Muhalefetin iktidarı alkışladığı nerede
görülmüş? Doğruya doğru demiyor muyuz? Geriye dönük bunun
yüzlerce örneği yok mu? Var. Ama hakikaten muhalefet, iktidarı
alkışlarsa muhalefet görevini de yapmamış olur. Meseleye
böyle bakmak lazım. Buradaki iş ve işlemleri de suistimal
etmemek lazım.
İnşallah,
yarın bu kanunu bitirmeyi öngörüyoruz. Bitmelidir bir an önce. Yani
müteşebbisler, yatırımcılar bunu bekliyor, iş âlemi
bunu bekliyor. Doğal olarak buradan işsiz insanlara da bir umut
doğacağı için Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz bu kanunu
-olumlu bakıyor- destekliyoruz. Bugün de görüldüğü gibi -istersek bu
kanunda sabahlardık, bir hafta sürerdi- görüyorsunuz, göreceksiniz, bu
kanunun iki günde çıkması için -tabii diğer siyasi partilerin
tavrı da önemli- maksimum katkıyı yapıyoruz. Helalühoş
olsun. Bu millet için yapılan her şey helalühoş olsun diyorum,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Altay.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Akçay, yerinizden mi konuşacaksınız?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Evet.
BAŞKAN Bir dakika,
buyurun.
II.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın 518 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 20nci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle bu kanun tasarısının
görüşmeleri esnasında ve şu vakte kadar Milliyetçi Hareket
Partisi bütün gereken katkıyı yapmıştır. Sayın
Altayın bahsettiği bu görüşmelerde de Milliyetçi Hareket Partisi
Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Denizli Milletvekilimiz Sayın Emin Haluk Ayhan
da aktif bir katılım sağlamış.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Söyledim, andım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bahse
konu 1inci maddede de Milliyetçi Hareket Partisinin görüşü o
toplantıda dile getirilmiştir.
Ayrıca Sayın
Altayın bürokrasiyle ilgili söylediği hususlar tartışmaya
açıktır.
ENGİN ALTAY
(İstanbul) Erkan ağabey de bürokrasiden geldiği için...
Olabilir, bu da benim görüşüm.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kendi
partisindeki ve yanında oturan bürokrat
arkadaşlarımızın da bunu daha farklı
değerlendireceklerini tahmin ediyorum. Bürokraside çalışan
arkadaşlarımızı da ilzam etmemekte fayda var çünkü her bir
imzanın çok büyük bir sorumluluğu vardır. O sorumluluğun
gereği olarak bütün dünyada bürokrasilere böyle bir eleştiri
yöneltilir. Ancak o bürokratların çok büyük bir çoğunluğunun da
ülkeye, bulunduğu kuruma ve devlete en samimi ve yetkin şekilde
hizmet etmeye gayret ettiklerini düşünürüz, öyle düşünüyoruz. Onun
için, çok fazla haksızlık da yapmamak lazım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Yatırım Ortamının
İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/912) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 518) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
20nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
20nci madde
kabul edilmiştir.
Birleşime iki dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
20.03
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir),
Mehmet Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
518 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
519 sıra
sayılı Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
2.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/2099) ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu
(S. Sayısı: 519)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir
iş bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 15 Şubat 2018 Perşembe günü
saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi geceler diliyorum.
Kapanma saati :
20.06