TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
71inci
Birleşim
14
Mart 2018 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakulun, 14 Mart Tıp
Bayramına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, 14 Mart
Tıp Bayramına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Kütahya Milletvekili Vural Kavuncunun 14 Mart Tıp
Bayramına ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Özbekistan
Cumhuriyeti Parlamentosu milletvekilleri Raqim Khakimov ve Ilqom Abdullayeva
Hoş geldiniz. denilmesi
2.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Kırklareli
Anadolu Lisesi öğrencilerine Hoş geldiniz. denilmesi
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Başkanlık Divanı olarak tüm
sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp
Bayramını kutladıklarına ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Başkanlık Divanı olarak, 13 Mart 2016da
Güvenparktaki terör eyleminde hayatını kaybedenler ile
Diyarbakır, Ağrı ve Afrinde şehit düşen askerlere
Allahtan rahmet dilediklerine ve hayatını kaybeden fizikçi Stephen
Hawkingi saygıyla andıklarına ilişkin konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
2.- Hatay Milletvekili Hilmi Yarayıcının, 14 Mart
Tıp Bayramını kutladığına ve 12 Mart gecesi
Samandağda Güven Oğurel Kahilin polis kurşunuyla
hayatını kaybetmesine ilişkin açıklaması
3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, taşeron
uygulamasındaki mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğine ve 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
4.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ve Karayolları Genel
Müdürlüğünde sayıları binlerle ifade edilen işçilerin
kadroya alınmadığına ilişkin açıklaması
5.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlunun, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ve
sağlık alanında da tarikat ve cemaatlerin örgütlenmesinin önünü
açan, mesleğin itibarını zedeleyen iktidarı kınadığına
ilişkin açıklaması
6.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, 14 Mart
Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
7.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin, Türkiye ile
Cezayir arasında Yumurtalık Serbest Bölgesinde petrokimya
yatırımı anlaşması imzalandığına ve
petrokimya tesisinin dünya pazarına ulaşabilmesi için
ulaşım sorununa acilen çözüm bulunması gerektiğine
ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, sulama
birliklerinin seçilmiş başkan ve yöneticilerinin görevden
alınarak yerlerine kamu görevlilerinin atanmasına ilişkin
açıklaması
9.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, 25 yaşında
bir gencin banka kurup hayalî olarak internet üzerinden satış yaparak
550 milyon TL civarında bir para topladığına ve bu olayla
ilgili sorumlular hakkında harekete geçilmesini talep ettiğine
ilişkin açıklaması
10.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
11.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, ittifak
yasasının Türk siyasi tarihinin yüz karası olacağına
ve Adana'da özel bir hastanede çalışan Raziye Sevgili ve Gencay
Deveci isimli 2 kadının hamile oldukları için işten
çıkartıldıklarına ilişkin açıklaması
12.- Mersin Milletvekili Hüseyin Çamakın, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
13.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın, Gümüşhane ilinin
stadyum ihtiyacının bir an önce giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
14.- Hatay Milletvekili Birol Ertemin, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
15.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
16.- Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
14 Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
17.- İstanbul Milletvekili Yakup Akkayanın, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
18.- İstanbul Milletvekili Selina Doğanın, başta
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olmak üzere ilgilileri ensest konusunda
sorumluluk almaya davet ettiğine ilişkin açıklaması
19.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
20.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Meclis
lokantasındaki televizyonda sadece siyasi iktidara yakın 18 kanal
olmasına, sabaha kadar süren çalışmada Meclis personeline yemek
verilmemesine ve Meclis koruma polislerine tanınan ayrıcalıklara
ilişkin açıklaması
21.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına ve sağlık
çalışanlarının sorunlarına ilişkin
açıklaması
22.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
14 Mart Tıp Bayramını kutladığına,
sağlık çalışanlarının sorunlarına, 12 Mart
gecesi Samandağda Güven Oğurel Kahilin polis kurşunuyla
hayatını kaybetmesine, Afrinde yaşayan yüz binlerce
insanın susuz bırakıldığına, Helin Palandöken
davasının takipçisi olduklarına ve Diyanet İşleri Başkanının
bir televizyon programında Alevilerle ilgili yaptığı
açıklamaya ilişkin açıklaması
23.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 13 Mart Ankara Güvenparkta
otobüs durağına yapılan saldırının 2nci yıl
dönümüne, 14 Mart Tıp Bayramını kutladığına,
sorunları için mücadele eden meslek örgütlerine karşı
iktidarın tutumuna ve Helin Palandöken ile İstanbul Milletvekili Enis
Berberoğlu davalarının takipçisi olduklarına ilişkin
açıklaması
24.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, Diyarbakır ve
Afrinde şehit olanlara Allahtan rahmet dilediğine, 14 Mart Tıp
Bayramını kutladığına, 14 Mart AK PARTİye
kapatma davası açılmasının 10uncu yıl dönümüne ve 18
Martta Çanakkalede Cumhurbaşkanının da
katılımıyla düzenlenecek törenlere tüm vekilleri ve
vatandaşları davet ettiğine ilişkin açıklaması
25.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun, bugün
şehit olan askerlere Tanrıdan rahmet dilediğine ve 14 Mart
Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
26.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, Hakkâri Yüksekovada
yaralanan ve şehit olan
Niğdenin Kızılören Köyünden hemşehri Piyade
Çavuş Yusuf Yavuza ve tüm şehitlere Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin açıklaması
27.- İzmir Milletvekili Müslüm Doğanın, Diyanet
İşleri Başkanının bir televizyon programında
Alevilerle ilgili yaptığı açıklamaya ilişkin
açıklaması
28.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, vermiş oldukları
araştırma önergesinin önemi konusunda iktidar partisinin ve ülkeyi
yönetenlerin daha hassas olup buna sahip çıkacaklarını umut
ettiğine ilişkin açıklaması
29.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Plan Bütçe Komisyonu üyelerinin
ilgili oldukları bir kanun görüşülürken Komisyonun eş
zamanlı çalışmasının
doğru bir yasama yöntemi olmadığına ilişkin
açıklaması
30.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, görüşülen
konuyla alakası olmayan konuşmaya Başkanlık
Divanının müsaade etmemesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
31.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Siirt Milletvekili Kadri
Yıldırımın 533 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 33üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
32.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İç Tüzükten kaynaklı haklarını kullanmalarının
saygıyla karşılanması gerektiğine ilişkin
açıklaması
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Bitlis Milletvekili
Mahmut Celadet Gaydalının 533 sıra sayılı Kanun Tasarısının
34üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Saidi Nursiye kutsiyet atfeden
yaklaşımlara ve FETÖnün de finansmanını Risale-i Nur
kitapları üzerinden sağladığına ilişkin
açıklaması
35.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Manisa Milletvekili Erkan Akçayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırım ve arkadaşları tarafından,
sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılması amacıyla 13/3/2018
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 14 Mart 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Haymana kaplıcalarının
sağlık turizmine kazandırılması için gerekli
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan (10/570) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 14 Mart 2018 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda boş bulunan üyeliğe
seçim
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 533)
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Kamu İhale
Kurumu Başkanlığı ihalelerine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Maliye Bakanı
Naci Ağbalın cevabı (7/23683)
2.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Sümer Holding
A.Ş. ihalelerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Naci
Ağbalın cevabı (7/23736)
14 Mart 2018 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ
(Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle söz
isteyen Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakula aittir.
Buyurun
Sayın Yurdakul.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakulun, 14
Mart Tıp Bayramına ilişkin gündem dışı
konuşması
AHMET
SELİM YURDAKUL (Antalya) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce tüm sağlık
camiasının 14 Mart Tıp Bayramını kutlar, her biri
birbirinden değerli meslektaşlarıma sevgi ve
saygılarımı sunarım.
Yine,
bu vesileyle, Millî Mücadele ve Kurtuluş Savaşımızda
gösterdikleri kahramanlıklarıyla adlarını kalplerimize
kazımış, ebediyete intikal eden tüm tıbbiyeli
büyüklerimizi, Afrin ve ülkemizin dört bir köşesinde terörle mücadele
sırasında şehadete eren kahraman Türk evlatlarını
rahmetle anarak sözlerime başlamak istiyorum.
Muhterem
vatandaşlar, Tıp Bayramı olarak kutlanan bugün birçok mecrada
sağlık camiasının sorunlarının ve önerilerinin
gündeme getirildiği yegâne gün olarak kabul edilmektedir. Biz de
Milliyetçi Hareket Partisi olarak neredeyse hemen hemen her gün
sağlık camiasının sorunlarını ve çözüm
önerilerimizi gündeme getiriyoruz. Biz, her zaman doğru,
başarılı sağlık politikaları için takdirlerimizi
sunuyoruz. Yanlış, eksik ve yetersiz sağlık
politikaları için de yapıcı eleştirilerimizi yapmaya ve
bunları kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.
Camiamızın
burada kısıtlı bir sürede anlatılamayacak kadar çok sorunu
bulunmaktadır. Ancak öncelik sırasına göre
bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum.
Sağlık
çalışanlarının en önemli sorunu özlük hakları, hem
çalışırken hem de emeklilikte alınan maaşlar gerçekten
çok az ve bu nedenle donanımlı personelin kamudan
kaçmasının önüne geçilemiyor. Sağlık personelimizin
maaşlarını hak ettikleri düzeye getirerek bu kötü
gidişatın önüne geçilmelidir.
Diğer
bir konu ise döner sermaye ödemeleri. Başlangıçta makul
sayılabilecek düzeydeki döner sermaye ödemeleri günden güne azaldı.
Bununla birlikte döner sermaye gelirleri emeklilik maaşlarına
yansıtılmadığı için emekli olmayı hak eden
sağlık çalışanları emekli olamıyor ya da emekli
olanlar başka yerlerde çalışmaya devam ediyorlar çünkü emekli
maaşları onca yıllık yoğun ve vefakâr
çalışmalarının karşılığında
gerçekten kabul edilemeyecek kadar az.
Diğer
önemli bir husus ise yıpranma payı. Yedi gün yirmi dört saat, gece
gündüz birçok zorluğa, imkânsızlığa rağmen
vatandaşlarımıza sağlık hizmeti veren sağlık
çalışanlarımızın analarının ak sütü gibi helal
olan yıpranma payının derhâl verilmesi gerektiğine
inandık. Seçim beyannamemizde de belirttiğimiz gibi, her dört
yıla bir yıl yıpranma payı
sağlıkçılarımızın hakkıdır.
Özlük
haklarının haricinde, bize tanınan beş dakikalık
kısa bir süre içerisinde detaylı olarak ifade etme imkânı
olmayan sağlıkta şiddet, yardımcı sağlık
personelinin atama ve meslek tanımları hakkındaki
sorunları, tıp eğitiminin kalitesi, sağlık hizmetlerinden
alınan katılım payları, millî ilaç ve aşı
sanayisinin geliştirilmesi, aile hekimlerimizin sorunları
konularındaki önerimizi de Meclise sunduk. Her fırsatta bu
konuları kamuoyu nezdinde gündeme getirmeye çalışıyoruz.
Sağlık Bakanımızdan bu 14 Martta özellikle emekli
maaşları olmak üzere, çalışanlarınızın
ücretlerinde artış, yıpranma payının verilmesi, döner
sermayelerin emekliye yansıtılması konularında müjde
bekliyoruz.
Muhterem
vatandaşlar, biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem sağlık
çalışanlarını hem de vatandaşlarımızı
birlikte memnun eden, aile hekimlerimiz ile öncelikle koruyucu ve önleyici
sağlık hizmetlerine önem veren, eğitim ve AR-GE
çalışmalarına öncelik tanıyan, her alınacak kararda
ilgili tüm tarafları toplayarak onların görüş ve
onayını alan ideal bir Türk sağlık sistemini arzuluyoruz.
Tüm politikalarımızı da bu yönde inşa ettik. Özellikle
koruyucu ve önleyici tıp yaklaşımını kesinlikle
ülkemiz için öneriyoruz. Yani hastalıklar ortaya çıkmadan önce
tanı konulup bu hastalıklar için gerekli önlemler alındığı
takdirde hem vatandaşlarımız bu oluşacak
hastalıklardan korunacaktır hem de millî gelirimize büyük oranda
katkı sağlanacaktır.
Genel
Kurulu saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yurdakul.
Gündem
dışı ikinci söz, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle söz
isteyen Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcıya aittir.
Buyurun
Sayın Atıcı. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, 14 Mart Tıp Bayramına ilişkin gündem
dışı konuşması
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Bayramlık bir hâli
kalmadığı için gündem dışı söz almış
bulunuyorum.
Halkın
sağlığını riske ederek para kazananlara göz yummayan,
insan sağlığını alınır satılır bir
mal olarak görmeyen, sağlık alanı başta olmak üzere her
türlü şiddeti kınayan ve kendisi şiddet uygulamayan, Mecliste
şiddetin öznesi olmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, size 14 Mart dolayısıyla bana bir hekimin
göndermiş olduğu mektubu okumak istiyorum: Değerli
Milletvekilim, yaşamını insanlığın hizmetine
adayan, mesleğini vicdanıyla ve insanlık onurunu gözeterek
uygulayan, önceliği her zaman hastasının sağlığı
olan, tıp mesleğinin yüce geleneklerini ve
saygınlığını gücünün tüm olanaklarıyla koruyan,
meslektaşlarını kardeşleri sayan; yaş, hastalık
ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce,
ırk, cinsel seçim ya da toplumsal konuma göre değerlendirmelerin
hekimlik görevi ile hastası arasına girmesine izin vermeyen,
gözdağı veriliyor olsa bile insan yaşamına
başlangıcından itibaren en yüksek saygıyı gösteren ve
tıbbi bilgi ve becerilerini sadece insanlığın yararına
kullanan bizler yani hekimler sağlıkta şiddet istemiyoruz.
Herkesin ama herkesin eşit, ulaşılabilir, kaliteli, ücretsiz
sağlık hizmetleri almasını istiyoruz.
Sağlığın bir hak olduğunu, bedenen, ruhen ve sosyal
yönden tam bir iyilik hâli olduğunu söylüyoruz ve bunun sosyal devlet tarafından
sağlanmasını istiyoruz. Ve mektubuna devam ediyor meslektaşım:
Hastalarımıza evrensel etik değerler doğrultusunda güler
yüzle, yeterli zaman ayırarak iyi ortamlarda hizmet sunmak istiyoruz.
Geleceğin hekimleri olacak tıp öğrencilerine nitelikli bir
eğitimin verilmesini istiyoruz. Asistan hekimlerin iyi yetiştirilmesini
istiyoruz. Koruyucu hekimliğin öncelenmesini istiyoruz. Ve
meslektaşım mektubuna devam ediyor, diyor ki: Biz hekimler
emeğimizin maddi ve manevi karşılığını
istiyoruz. Performansa dayalı ek ödeme yerine emekliliğe
yansıyan, güvenceli, tek bir işte, hak ettiğimiz ücretle
çalışmak istiyoruz. Yıpranma payı hakkımızı
istiyoruz. Emekliliğimizde çalışmak zorunda
kalmayacağımız, açlık sınırı ile yoksulluk
sınırı arasında olmayan bir emekli maaşı
istiyoruz. Biz hekimler barışın olduğu,
savaşların olmadığı bir dünya istiyoruz.
Bu
dileklerle 14 Mart Tıp Bayramınızı kutlarım. diyor
meslektaşımız. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, bu mektuptan da anladığınız üzere, son on
altı yılda 14 Mart bayram olmaktan çıkmıştır. On
altı yıllık AKP iktidarında sağlığın
geldiği noktayı üç kelimeyle özetleyebiliriz, sadece üç kelimeyle:
Paran kadar sağlık. Bu özet aslında bu mektubun da bir özeti
olmuş oluyor.
Peki,
AKPnin bu sağlık sisteminden kim memnun olmuştur? Sadece
yandaş tüccarlar. Çünkü AKP onlara kiraladıkları hastanelere
yüzde 70 doluluk garantisi vermiştir yani hasta yatmasa da
parasını ödeme sözü vermiştir. İşte bu yüzden
yandaş tüccarlar mutlu olmuştur.
Sağlık
çalışanlarının mutsuz olduğunu mektuptan
anlamış olduk. Peki, vatandaş ne durumda? Vatandaş da
mutsuz. Çünkü TÜİK verilerine göre halkın yaklaşık üçte 1i
yoksuldur yani sağlıkçı gözüyle yoksulluk nedeniyle
ısınamayan ve yeterli beslenemeyenler hasta olmaktadır. Hasta
olan vatandaş Türkiye genelinde yılda 9 kere hastaneye gitmekte ancak
yine de iyileşememektedir. Üstüne üstlük her yıl cebinden
yaklaşık 100 Amerikan doları da harcama yapmaktadır
sağlık için.
Vatandaş,
katkı payını ödeyemediği için acillere
yığılmaktadır. Acil servislerde her 3 hastadan 2si
aslında acil değildir. Dünyada vatandaşı en çok doktora
giden ülke, maalesef, Türkiyedir ve bu bir başarı değildir.
Hekime çabuk ulaşılıyor. diye kimse bize yutturamaz.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir rezillik olmamıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYTUĞ
ATICI (Devamla) Tamamlayabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN
Lütfen. Bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun.
AYTUĞ
ATICI (Devamla) Tıbbiyeliler, Çanakkale Savaşında tüm bir
sınıfını şehit vererek yurtseverliğini nasıl
gösterdiyse, mücadele ruhunu Kurtuluş Savaşına nasıl maya
yaptıysa şimdi de sağlık sistemini halkçı bir
anlayışla yeniden kurgulayacak, vatandaşı müşteri
olmaktan çıkaracak, kişiyi hastanelere düşmeden
sağlığını koruyacak ve geliştirecektir.
14
Mart 1919da kurtuluşa giden yolu işgal kuvvetlerine karşı
direnişleriyle ateşleyen tıbbiyeli ruhu, 100üncü yıla bir
yıl kala aynı direniş ve dayanışma ruhuyla içimizdeki
işgalcilere karşı direnecek ve kazanacaktır. Tıbbiyeli
ruhu galip gelecektir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Atıcı.
Gündem
dışı üçüncü söz, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle söz
isteyen Kütahya Milletvekili Vural Kavuncuya aittir.
Buyurun
Sayın Kavuncu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Kütahya Milletvekili Vural Kavuncunun 14 Mart
Tıp Bayramına ilişkin gündem dışı
konuşması
VURAL
KAVUNCU (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinize saygılar sunuyorum.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı. Tarihe, 1918 yılına şöyle bir
gidelim. Osmanlı başkenti İstanbul itilaf devletleri
tarafından bir işgal ve abluka altına
alınmıştı. İngilizlerin işgalinden ve
baskılarından büyük rahatsızlık duyan tıbbiyeliler,
bir kuruluş yıl dönümünü de bahane ederek bir toplantı
düzenlerler ve bu toplantı esnasında da o Tıbbiye-i
Şahanenin iki kulesi arasına Türk Bayrağını asarlar.
Toplantıda söz alan doktor Memduh Necdet Bey İtiraf ediyoruz ki
vatan, bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul bu dakikalarda korkunç bir
buhran geçiriyor ama korkmuyoruz, buradayız, burada kalacağız.
İstanbul bizimdir çünkü şehitler ve tarih buradadır.
İstanbul bizimdir çünkü istiklal buradadır. diyerek
konuşmasını tamamlar. İngiliz bahriyeleri
toplantıyı şiddet kullanarak dağıtır, birçok
öğrenciyi tutuklarlar. Bu eylem tüm ülkede büyük bir ses getirir ve Millî
Mücadelenin fitilini ateşler. Bugün kutladığımız 14
Mart Tıp Bayramının çıkış noktası işte
bu olaydır ve özü itibarıyla işgale karşı bir
direniş hareketidir.
Tıbbiyeli
ruhu her daim vatan için mücadele bilincinin içinde kendine yer bulmuştur.
Sağlıkçılarımız geçmişte olduğu gibi bugün
de aynı ruhla milletimize, vatanımıza hizmetlerine devam
etmektedir. Terör olaylarında, 15 Temmuz hain darbe girişimi
esnasında ve bugün de Zeytin Dalı Harekâtında nerede
olmaları gerekiyorsa orada bulunuyor, canları pahasına
görevlerini yapmaya devam ediyorlar. Bu vesileyle sağlıkçılarımızı
ve tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle bir kez daha anıyorum,
ruhları şad olsun.
AK
PARTİ iktidarı her alanda olduğu gibi sağlık
alanında da önemli reformlara imza atmış, Sağlıkta
Dönüşüm Programı uygulamaya konmuştur. Genel sağlık
sigortası başlatılmış, 112 acil sağlık
hizmetleri, mobil köy doktoru hizmetleri, evde bakım gibi alanlarda reform
niteliğinde çalışmalar yapılmıştır. Binlerce
yeni sağlık tesisi yapılmış, koğuş
sisteminden tek ve çift kişilik hasta oda sistemine geçilmiştir.
Gurur duyduğumuz şehir hastaneleri ardı ardına hizmete
girmektedir. Yoğun bakımlarda, palyatif kliniklerinde yatan hasta
yakınları şunları söylüyor: Devletimiz anamıza,
babamıza, yavrumuza bizden daha iyi bakıyor, belki kendi nefsimize
ağır gelecek hasta bakımını sağlık personeli
uyguluyor. Allah devletimizden razı olsun, sebep olanlara,
Cumhurbaşkanımıza duacıyız. Bütün bunlar için, evet,
önemli bir bütçe ayırdık, sistemi dönüştürdük, büyük
sağlık projelerini hayata geçirdik. Ancak fedakâr sağlık
çalışanlarımız olmasaydı bütün bunlar hayata
geçmeyecekti. Bu başarıda en büyük pay, gece gündüz demeden kendi
derdini unutarak hastasının derdiyle dertlenen, kendini
hastalarına adayan sağlık personelimize aittir. Konyanın
Hadim ilçesinde yoğun kar ve buzlanma nedeniyle ambulans hastanın
evine ulaşamayınca acil ekibinde yer alan Samet Kuz tereddüt etmeden
hastayı sırtlamıştı. Nijerde ameliyatına
katıldığı kadının kimsesi olmadığı
için emanet edemediği on aylık bebeğini operasyon boyunca sırtında
taşıyan Mülkiye hemşire unutulabilir mi? Tatil yapmak yerine
gönüllü olarak Filistine, Somaliye, Sudana, Bangladeşe, Nijere giden
doktorlarımız
Tedavi ettiği bebeğin yeniden hayata
dönüş bakışı karşısında
gözyaşlarına boğulan doktor Mehmet Büyükçaparın insan
sevgisini kim ölçebilir?
14
Mart, aynı zamanda sağlıkçılarımızın sorunlarını
dile getirdikleri, çözüm aradıkları bir gündür. Sağlık
çalışanlarımızın özlük hakları konusunda
iyileştirme çalışmalarımız devam ediyor. Sağlık
çalışanı sayımızı 2002den bu yana 250 bin
kişiden 600 bin kişiye çıkardık, yeni kadrolarla da
alımlara devam ediyoruz.
Doktorlarımız,
hemşirelerimiz, sağlık görevlilerimiz her zaman, her yerde hasta
ve yaralılarımız için hep şifa dağıtmaya
çalışırken o şifa dağıtılacak ellere yumruk
sıkılırsa, bıçak çekilirse, silah sıkılırsa
bunun affedilir yanı yoktur. Bu hizmeti verenlere karşı kaba
sözü, şiddeti, doğrudan şiddeti, hakareti asla kabul etmiyor, en
sert önlemleri alıyoruz.
Sayın
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, sağlık
bakanlarımız sağlık çalışanlarına
takdirlerini her daim iletiyorlar. Ben de aynı zamanda bir doktor
babası olarak tüm meslektaşlarımın ve sağlık
çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını
kutluyor, huzurlu ve mutlu gelecek temennisiyle saygılarımı
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kavuncu.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden
Özbekistan Cumhuriyeti Parlamentosu milletvekilleri Raqim Khakimov ve Ilqom
Abdullayeva Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Özbekistan Cumhuriyeti Parlamentosu milletvekilleri
Sayın Raqim Khakimov ile Ilqom Abdullayev Meclisimizi ziyaret
etmektedirler. Kendilerine Meclisimiz adına hoş geldiniz diyoruz. (AK
PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Başkanlık Divanı
olarak tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp
Bayramını kutladıklarına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, hayatımızın hangi döneminde olursa
olsun hepimiz için en önemli şey tartışmasız olarak
sağlıklı olmaktır. Sağlık hizmetlerinin arzu
edilen üst seviyeye getirilmesi, sağlığımızın
korunarak toplumsal mutluluğun ve refahın sağlanması için
hekimlerimiz ile diğer sağlık personelimizin görevlerini yerine
getirirken gösterdikleri gayret, fedakârlık ve özveri herkes
tarafından bilinmektedir. Biz de bu nedenle, Divan olarak tüm
sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp
Bayramını kutluyor, sabır, hoşgörü ve özveriyle
gösterdikleri tüm hizmetlerden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz,
sağlıklı, huzurlu ve esenlikli günler diliyoruz.
Sayın
milletvekilleri, tıp doktoru olan sayın milletvekillerinin yoğun
talebi ve ricası üzerine bugün 20 sayın milletvekiline yerlerinden
bir dakika söz vereceğim.
Söz
vereceğim sayın milletvekillerinin şu an isimlerini okuyorum: Sayın Aydın, Sayın Özdemirin yerine
Sayın Yarayıcı, Sayın Özdiş yerine Sayın Gürer,
Sayın Hürriyet, Sayın Kayışoğlu, Sayın Akın,
Sayın Tümer, Sayın Atıcı, Sayın Şimşek,
Sayın Tamer, Sayın Gürer yerine Sayın Özdiş, Sayın Çamak,
Sayın Tarhan, Sayın Ertem, Sayın Arık, Sayın
Yıldırım, Sayın Akkaya, Sayın Doğan, Sayın
Özdağ yerine Sayın Dedeoğlu, Sayın Tanal.
Sayın
Aydın, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
ERKAN
AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
14
Mart Tıp Bayramı dolayısıyla tüm hekimlerimizin ve
sağlık çalışanlarının Tıp
Bayramını kutluyorum. Onlar Sağlıkta dönüşüm nereye
gidiyor? diye soruyor. Kişi başına hekime başvuru
oranı her geçen yıl artıyor. 2017 yılında 114 milyon
kişi acillere başvurdu. Nüfusundan fazla acile başvuran tek
ülkeyiz. Günde en az 30 sağlık çalışanı şiddete
uğruyor. Şehir hastanelerine 2018 bütçesinde 1,3 milyar TLsi kira
olmak üzere toplam 2,6 milyar TL ayrıldı. Soruyoruz: Bu para kimlerin
cebine gidiyor? 694 sayılı KHKyle de Sağlık
Bakanlığının tüm teşkilat yapısı
değişti. Çok sayıda sağlık çalışanı bir
soruşturma yapılmadan meslekten men edildi. 9.831 sağlık
yöneticisi de yeniden atandı. Sorunlar dağ gibi büyüdü. Şimdi
Hükûmete soruyoruz: Bu ülkenin sağlığı nereye gidiyor?
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Yarayıcı...
2.- Hatay Milletvekili Hilmi
Yarayıcının, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına ve 12 Mart gecesi Samandağda Güven Oğurel
Kahilin polis kurşunuyla hayatını kaybetmesine ilişkin
açıklaması
HİLMİ
YARAYICI (Hatay) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Ölüm
yerine yaşamı savunan tüm doktorların ve sağlık
emekçilerinin 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum.
12
Mart gecesi Samandağda bir gencimizin polis kurşunuyla
hayatını kaybetmesi hepimizi derinden yaralamıştır.
Her ne olursa olsun yaşam hakkı kutsal olmalıdır.
İddialara göre gencimiz Güven Oğurel polisin dur ihtarına
uymamış ve açılan ateşle hayatını
kaybetmiştir. Ölüm olayı kadar vahim olan ise ne kamera
kayıtlarına ne de görgü tanıklarına başvurulmadan
polisin alelacele serbest bırakılmasıdır. Polisin serbest
bırakılmasına tepki gösteren aile, oğulları Güven Oğurelin
cenazesini toprağa vermemiş ve Samandağ esnafı da bu
adaletsizlik karşısında bugün kepenklerini
kapatmıştır. Buradan tüm yetkilileri ailenin sesine kulak
vermeye ve adaleti tartışmaya yer bırakmayacak şekilde
tesis etmeye çağırıyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yarayıcı.
Sayın
Gürer...
3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
taşeron uygulamasındaki mağduriyetlerin giderilmesi
gerektiğine ve 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına ilişkin açıklaması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Taşeron
düzenlemesinde kamuda şoförler âdeta üvey evlat muamelesine tabi tutuldu,
kadroya alınmadı, binlerce şoför haksızlığa isyan
ediyor; taşeron şoförler bir an önce kadroya
alınmalıdır.
Karayollarında
çalışan 19.697 işçiden 4.923 işçi kadro alabildi, 14 bin
işçi ise kadro dışı kaldı. Binlerce Karayolları
işçisinin gelecekleriyle oynandı. Bakanlıklarda personel
çalıştırılmasına dayalı hizmet alım
sözleşmesi kapsamı dışında kalanlar taşeron
olarak bırakıldı. Emekliliği gelenler ve güvenlik
soruşturmasını geçemeyenler işsiz kaldı. KİT ve
özel bütçeli kuruluşların taşeron işçileri mağdur
edildi. Belediye taşeronlarına kadro umudu verenler sözlerinde
durmadı. Taşeronların mağduriyeti Sağlık, Millî
Eğitim Bakanlıklarında devam ediyor.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı, tüm doktorların Tıp
Bayramını kutluyorum. Ancak sağlık
çalışanlarından taşeron olanların da kadrosunun
verilmesinin gerekliliğini bir kez daha vurguluyorum. Taşeron
uygulamasında mağduriyetler mutlaka giderilmelidir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Hürriyet
4.- Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyetin, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ve
Karayolları Genel Müdürlüğünde sayıları binlerle ifade
edilen işçilerin kadroya alınmadığına ilişkin
açıklaması
FATMA
KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle,
yaşatmak için yaşayan sağlık
çalışanlarının Tıp Bayramını kutluyorum.
Karayolları
Genel Müdürlüğünde sayıları binlerle ifade edilen ve yol yapan,
yol açan, yol onaran yani Karayollarının asli ve sürekli
işlerini ifa eden işçiler de maalesef kadroya alınmıyorlar.
Ağırlıkla anahtar teslim yapım işi ihalelerinde
çalıştırılan bu işçiler personel
çalıştırılmasına dayalı ihale kapsamına
girmedikleri gibi yasal anlamda taşeron işçi de kabul edilmiyorlar.
Oysa bu işçiler kadroya alınan taşeron işçilerin dün
yaptıkları işi bugün de yapmayı sürdürüyor
dolayısıyla kadroya alınmayı sonuna kadar hak ediyor.
Aslında Karayolları işçilerine o kadar da yabancı
değilsiniz, bu insanlar Ankaraya gelip giderken otoyolda
sıklıkla gördüğünüz insanlar; kar kış kıyamet
demeden çalışıyorlar ama kadroya layık görülmüyorlar.
KHKye göre değil, hakka göre; KHKyi değil, herkesi kapsayan bir
düzenleme yapılması gerekiyor ve binlerce insan bu düzenlemeyi
bekliyor.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de Sayın Hürriyet.
Sayın
Kayışoğlu
5.- Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlunun, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına ve sağlık alanında da tarikat ve
cemaatlerin örgütlenmesinin önünü açan, mesleğin itibarını zedeleyen
iktidarı kınadığına ilişkin açıklaması
NURHAYAT
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Öncelikle,
işini layıkıyla yapan, bilime inanan, kendimizi güvenerek emanet
ettiğimiz tüm hekimlerin Tıp Bayramını kutluyorum.
Her
alanda olduğu gibi sağlık alanında da tarikat ve
cemaatlerin örgütlenmesinin önünü açan, mesleğin itibarını
zedeleyen iktidarı kınıyorum.
Bursada
Yüksek İhtisas Hastanesi Nilüfer ek binasında görev yapan bir
doktorun ülser hastası olan hastasına Senin işin dualık,
bu kâğıtta yazılanları yap. diyerek duaların
yazılı olduğu bir kâğıt verdiği, Bu duaları
da falanca merhum şeyhlerin ruhuna oku. dediği,
kullandığı ilaç için Bu ilaçta domuz jelatini var başka
ilaç kullan. dediği ortaya çıktı. Görülüyor ki iktidar ders
çıkarmamış ve her alanda tarikatlaşmanın,
cemaatleşmenin önünü açmış.
Sağlıkta
cemaatleşmeye son verin diyorum.
BAŞKAN
Sayın Akın
6.- Balıkesir Milletvekili Ahmet
Akının, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına ilişkin açıklaması
AHMET
AKIN (Balıkesir) Teşekkürler Sayın Başkan.
AKPnin
inşaata dayalı politikalarından en çok etkilenen maalesef
sağlık hizmetleri. Ülkemizde sağlık sektöründe çok ciddi
sıkıntılar yaşanıyor. Vatandaşa değil de
inşaata yatırım yapan Hükûmet, hastanelerimizi doktorsuz
bıraktı, pek çok hastanemizde de uzman doktor yok. Ülkemizde hasta
başına düşen doktor sayısı maalesef Avrupa ülkelerinin
oldukça gerisinde. Bu duruma rağmen, güvenlik soruşturması
nedeniyle pek çok hekimimizin ataması yapılmıyor. Hekimlerimizin
atamalarının yapılmaması sağlık hizmetini
kesintiye uğrattığı gibi kamu yararını da ihlal
ediyor. Hükûmet OHAL bahanesiyle yalnızca hekimlerimizin çalışma
haklarını ellerinden almıyor, hastalarımızın
sağlık hakkına da müdahale ediyor.
Hükûmeti
sağlık alanında yaşanan bu adaletsizliğe son vermeye
davet ediyor, bu düşüncelerle 14 Mart Tıp Bayramını
kutluyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Tümer
7.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin,
Türkiye ile Cezayir arasında Yumurtalık Serbest Bölgesinde petrokimya
yatırımı anlaşması imzalandığına ve
petrokimya tesisinin dünya pazarına ulaşabilmesi için
ulaşım sorununa acilen çözüm bulunması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ZÜLFİKAR
İNÖNÜ TÜMER (Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bilindiği
üzere, Türkiye ile Cezayir arasında Adana Yumurtalık Serbest
Bölgesinde 1 milyar dolarlık petrokimya yatırımı
anlaşması imzalanmıştır. Gelişmelerin, ülkemiz ve
Adanalı hemşerilerimiz adına, üretim ve istihdam adına
önemli kazanımlar doğurmasını dilemekle birlikte sahil
şeridinde yer alan Yumurtalık ilçemiz ile Adana merkezini birbirine
bağlayan kara yolunun yetersizliği göz önüne
alınmalıdır. Yılda 450 bin ton polipropilen üretecek
tesisin hammaddesinin Cezayirden tedarik edileceği düşünüldüğünde
kara yolunu genişletme çalışmalarına bir an önce
başlanmalı; bunun yanı sıra, il merkezine Yumurtalık
ilçesiyle demir yolu bağlantısı kurulmalı, Adana
Şakirpaşa Havaalanı da genişletilerek işlevi
artırılmalıdır. Petrokimya tesisinin hem yurt içinde hem de
yurt dışında dünya pazarına ulaşabilmesi için
ulaşım sorununa acilen çözüm bulunmalıdır.
BAŞKAN
Sayın Atıcı
8.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, sulama birliklerinin seçilmiş başkan ve
yöneticilerinin görevden alınarak yerlerine kamu görevlilerinin
atanmasına ilişkin açıklaması
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Teşekkürler Sayın Başkan.
AKP
seçilmişler yerine atanmışların yönettiği bir düzene o
kadar alıştı ki sıra sulama birliklerine geldi. Bugüne
kadar yapılan tüm seçimleri Yüksek Seçim Kurulu gözetiminde
gerçekleştiren ve 14.487 meclis üyesi bulunan 378 sulama birliğinin
seçilmiş başkanları ve yöneticileri AKP tarafından görevden
alınmakta ve yerine kamu görevlileri atanmaktadır. On altı
yıllık AKP iktidarı boyunca yüksek fiyatlı mazot, gübre,
ilaç ve banka borçlarının altında ezilen çiftçinin şimdi de
elinden sulama birlikleri alınmaktadır.
DSİnin
hazırladığı rapora göre, sulama birliklerinin faaliyetleri
tam ve yerindedir Çiftçi, yer altı sularını kesinlikle AKPden
daha iyi koruyacaktır. Bu girişimin bir sonraki basamağı
özelleştirmedir. Milletin suyu gasbedilemez. AKP derhâl kendine
gelmelidir.
BAŞKAN
- Sayın Şimşek
9.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, 25
yaşında bir gencin banka kurup hayalî olarak internet üzerinden
satış yaparak 550 milyon TL civarında bir para
topladığına ve bu olayla ilgili sorumlular hakkında
harekete geçilmesini talep ettiğine ilişkin açıklaması
BAKİ
ŞİMŞEK (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, televizyondan ve sosyal medyadan izlediğimiz haberlere göre,
25 yaşında bir genç banka kuruyor, hayalî olarak insanlara internet
üzerinden tavuk, keçi, koyun ve dana satıyor ve yaklaşık 77 bin
insandan 550 milyon TL civarında bir para topluyor. Bu hayalî sistemi
tanıtırken de Kur'an okutup ayran, döner dağıtıyor.
2018 yılında Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde
böyle bir olayın nasıl yaşandığını hayal
bile etmek istemiyoruz. 550 milyon parayı nasıl toplayabiliyor, böyle
bir hayal zinciri günümüz Türkiyesinde nasıl yaşanabiliyor? Bununla
ilgili sorumlular her kimse bunların incelenip araştırılması
lazım ve ülkede bu kadar çok sayıda insanın mağdur
edilmemesi lazım.
Bununla
ilgili suçlu ve sorumlular hakkında herkesin harekete geçmesini talep
ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
Sayın
Tamer
10.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin açıklaması
İSMAİL
TAMER (Kayseri) - Çok teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.
Sağlık,
insan hayatındaki en önemli değerlerden biridir. Bir hekim olarak
biliyorum ki sağlık alanında hizmet vermek zor bir görevdir. Bu
kutsal, saygın ve onurlu mesleği tercih ederek ülkemizin her
köşesinde fedakârca hizmet veren, insanların en çaresiz, yardıma
en çok ihtiyaç hissettiği anda onların yanında olan, elini
uzatan değerli sağlık çalışanlarının 14 Mart
Tıp Bayramını kutluyorum.
Yine
doktor Memduh Necdet ve aynı zamanda doktor Hikmet Boran 1919daki
Kurtuluş Savaşının fitilini ateşlemiştir.
Aynı şekilde, 15 Temmuzda hain darbe girişiminde önce
meydanlarda, daha sonra da hastanelerde gece gündüz aralıksız çalışan
sağlık çalışanlarını saygıyla kutluyorum.
Tüm sağlık çalışanlarının, doktor
arkadaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramını kutluyor,
hepsine saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Özdiş, buyurun.
11.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin,
ittifak yasasının Türk siyasi tarihinin yüz karası
olacağına ve Adana'da özel bir hastanede çalışan Raziye
Sevgili ve Gencay Deveci isimli 2 kadının hamile oldukları için
işten çıkartıldıklarına ilişkin
açıklaması
İBRAHİM
ÖZDİŞ (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle
söylemeliyim ki bir gecede apar topar geçirdiğiniz bu ittifak yasası
Türk siyasi tarihinin yüz karası olacaktır. Yıllar sonra
siyasetten silindiğinizde parlamenter demokrasiyi katletme utancıyla
anılacaksınız.
Şimdi
sorumu soruyorum, sorum Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanına: Adana'da özel bir hastanede çalışan Raziye Sevgili ve
Gencay Deveci isimli 2 kadınımız hamile olduklarını
öğrendikleri gün hastane yönetimi tarafından işten
çıkartıldı. Özel sektörde hamile kadın demek
çıkartılacak personel anlamına mı geliyor? Bir kadın
olarak bu durum hakkında kadınlarımızı koruyacak
herhangi bir girişimde bulunacak mısınız? Sizin Genel
Başkanınız 3 çocuk derken özel sektör
çalışanlarını kastetmiyordu herhâlde Sayın Bakan.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özdiş.
Sayın
Çamak
12.- Mersin Milletvekili Hüseyin Çamakın, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
HÜSEYİN
ÇAMAK (Mersin) - Sayın Başkan, tıp doktorları zor
koşullarda ve büyük emeklerle yetişir, buna rağmen Türkiyede
çok zor koşullarda çalışmak zorunda bırakılmakta. Bu
anlamda Türk Tabipleri Birliğinin 14 Martta Dört talep
başlıklarıyla duyurduğu şu en önemli mesleki
taleplerinin bir an önce yerine getirilmesini dilerim: Bir an önce
sağlıkta şiddet yasası çıkarılmalıdır;
hekimler çalışırken ve emeklilikte insanca ücret
almalıdır; fiilî hizmet süresi zammı yasalaşıp hayata
geçirilmelidir; güvenlik soruşturması kaldırılmalı ve
uzun süre bekletilen hekimlerin atamaları yapılmalıdır. Son
üç yılda 431 sağlık çalışanı intihar etti, son 5
yılda sağlıkçılara yönelik 47 bin küsur şiddet
olayı yaşandı; bunlar göz ardı edilmemeli. Tıp
doktorluğuna yıllarını veren bir hekim olarak özellikle tüm
sağlık emekçisi meslektaşlarımın 14 Mart Tıp
Bayramını kutlarım.
Teşekkür
ederim
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Tarhan
13.- Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhanın,
Gümüşhane ilinin stadyum ihtiyacının bir an önce giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
TAHSİN
TARHAN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Devlet
hastanesi bitmeyen, turizm sektöründen yeterli payı almayan, teşvik
sisteminden yeterli oranda istifade etmeyen, küçük sanayi için iş yerleri
yetersiz olan Gümüşhane ilimizin stadyum ihtiyacı vardır. Her
fırsatta sporun desteklenmesi, altyapı hizmetlerinin çağa göre
yapılanması gerektiğini dile getiriyoruz. Gençlik ve Spor
Bakanlığının açıkladığı yeni
yapılacak stadyumlar arasında Gümüşhane bulunmamaktadır.
Zor ve ilkel şartlarda hem maç izlemek hem de müsabakalara çıkmak
zorunda kalan Gümüşhaneli gençlerimizin stadyum talebi bir an önce yerine
getirilmelidir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Ertem
14.- Hatay Milletvekili Birol Ertemin, 14 Mart
Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
BİROL
ERTEM (Hatay) Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün Beni Türk hekimlerine
emanet edin. ifadesinde bulunduğu gibi
sağlığımızı emanet ettiğimiz, bu hizmet
sektöründe özveri ve inançla çalışan tüm Türk hekimlerimizin ve tüm
sağlık çalışanlarımızın kutsal mesleklerini
icradaki gayretleri bizler için çok değerlidir. Büyük bir özveriyle
insanların sağlıklı yaşaması için ellerinden
gelen her türlü çabayı esirgemeyen tüm sağlık personelimize
minnet borçluyuz. İş güvencesinin ortadan kalktığı,
hekim emeğinin ucuzlatıldığı ve değersizleştirildiği
bir sağlık sistemi içerisinde özveriyle yüce mesleklerinde sevgi ve
gönül bağıyla çalışan doktorlarımızın ve tüm
sağlık emekçilerimizin 14 Mart Tıp Bayramını kutlar,
saygılar sunarım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Arık
15.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
ÇETİN
ARIK (Kayseri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKP
iktidarı bir yol yaptı, bir de sağlıkta reform; hangi yolu
kaldırsanız altından yolsuzluk akıyor, sağlıkta
yapılan reformları anlatmaya ise kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Sosyal devletin yükümlülüğü olan sağlığı tamamen
ticaretleştiren AKP, sağlıkta reform diyerek hastaneleri
ticarethane, hastayı müşteri, sağlık
çalışanlarını ise veznedar yaptı; sağlık
çalışanlarının itibarını Doktor efendi dönemi
bitti. Doktor efendi
(X) peşinde. diyerek
sıfırlamaya çalıştı. Doktor efendi
(x)
peşinde değil, sizin döneminizde kaybettiği itibarının
peşinde. Her şeye rağmen sağlık camiamız daha
sağlıklı bir toplum için gecesini gündüzüne katıp
çalışmaya devam ediyor. Burada mensubu olmaktan onur ve gurur
duyduğum sağlık camiasının 14 Mart Tıp
Bayramını kutluyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Yıldırım
16.- Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırımın, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına ilişkin açıklaması
BEHÇET
YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler Başkanım.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı. Yeminlerine sadık kalan, cansiparane
çalışan başta doktor meslektaşlarım olmak üzere tüm
sağlık çalışanlarının bu anlamlı gününü
kutluyorum.
Bu
arada barış, özgürlük ve demokrasi uğruna haksız, hukuksuz
bir şekilde cezaevinde tutulan Grup Başkan Vekilimiz Sayın
İdris Baluken ve yaşamını barış, özgürlük,
demokrasi mücadelesine adamış olan halk sağlığı
uzmanı Profesör Doktor Onur Hamzaoğlu şahsında ihraç
edilen, bedel ödeyen tüm meslektaşlarımın 14 Mart Tıp
Bayramını kutluyor, sağlıklı ve özgür günlerde
buluşmayı ümit ediyorum.
Ayrıca,
14 Mart Tıp Bayramını kutlamak, taleplerini dile getirmek
amacıyla Numune Hastanesi önünde açıklama yapmak isteyen
meslektaşlarıma yapılan saldırıyı şiddetle
kınıyorum, gözaltına alınanların derhâl serbest
bırakılmasını talep ediyorum. İktidarı
demokrasiden nasibini almaya davet ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Akkaya
17.- İstanbul Milletvekili Yakup Akkayanın,
14 Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
YAKUP
AKKAYA (İstanbul) 14 Mart esasen tıbbiyelilerin
fedakârlıklarının, cesaretlerinin ve direnişlerinin
bayramıdır. Kötüleşen çalışma koşullarına
rağmen fedakârca, cesaretle çalışan sağlık çalışanlarımızın
14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum.
Ayrıca,
sağlıkta dönüşüm adı altında
vatandaşlarımız sömürülmeye devam ediyor. Hastaneye
gittiğin zaman 9 çeşit ödeme yapıyorsun. Ne ödüyorsun? İlaç
katılım payı ödüyorsun, muayene katılım payı
ödüyorsun, reçete 3 kutudan fazlaysa onun için para ödüyorsun, eş
değer fiyat farkı ödüyorsun, tetkik farkı ödüyorsun, erken
muayene fark ücreti ödüyorsun, öncelikli tetkik fark ücreti ödüyorsun, istisnai
sağlık hizmeti ücreti ödüyorsun, özel hastanelerde en az yüzde 200
fark ödüyorsun. Nasıl bir reform değil mi?
Şimdi,
genelgeyle bu acile gitme de kaldırıldı çünkü
vatandaşlarımızın ücret ödememek için acile gitme
durumları da ortadan kaldırılmış oluyor. Neden
vatandaşlar acile gidiyor? Bu fark ücretini ödememek için gidiyor. Bakın
Amerikanın nüfusu 324 milyon, acile giden hasta sayısı 130
milyon; Türkiyenin nüfusu 78 milyon, acile giden hasta sayısı 110
milyon.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Doğan
18.- İstanbul Milletvekili Selina
Doğanın, başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olmak
üzere ilgilileri ensest konusunda sorumluluk almaya davet ettiğine
ilişkin açıklaması
SELİNA
DOĞAN (İstanbul) Sayın Başkan, Yazar Büşra Sanay
görmek istemediğimiz ve duyduğumuzda ürperdiğimiz bir
gerçeğe parmak basarak Türkiye'deki ensest gerçeği hakkında bir
kitap yazdı. Sanayın Kardeşini Doğurmak adlı
kitabının imza günü etkinliğinin iki ayrı AVM
tarafından yasaklanması bile konunun ne kadar önemli olduğunu
gösteriyor. Oysa söz konusu kitabı yasaklayarak, görmezden gelerek
Türkiye'deki ensest gerçeği yok olmuyor; aksine, bu tutum aile içi cinsel
istismarda bulunanlara destek sunmak anlamına geliyor. Uzmanlar
tarafından en sık görülen cinsel istismar vakaları olduğu
belirtilen ensest diğer cinsel istismarlardan daha büyük psikolojik
yıkımlara ve travmalara neden olmakta. Ortaya çıkması
diğerlerine göre daha zor olan bu istismar vakalarıyla yüzleşmek
zorundayız. Yüzleşmek için de öncelikle farkındalık
yaratmak gerek. Bugünlerde çözüm getirileceği vadedilen ve Hükûmet
bünyesinde komisyon kurulan cinsel istismar vakalarıyla ilgili
farkındalık yaratmak da bizzat idarenin görevidir. Başta Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanı olmak üzere ilgilileri ensest konusunda
sorumluluk almaya davet ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Dedeoğlu
19.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 14
Mart Tıp Bayramını kutladığına ilişkin
açıklaması
SAMİ
DEDEOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yaşamlarını
insanlığın hizmetine, sağlığına ve
esenliğine, kendilerini, hem de yeminle adamış hekimlerimizin
bizim yanımızdaki yeri ve önemi çok büyüktür. Hekimlerimiz
doğrudan insan hayatına, insan canına dokunup şifaya aracılık
ederler. Bu kutsal meslek her zaman saygıyı sonuna kadar hak eder.
Hekimlik mesleğinin bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde farklı bir
konumu vardır. Kanuni Sultan Süleymanın "Halk içinde muteber
bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
sözü dünyadaki en değerli şeyin, en güzel mutluluğun
sağlık olduğunu ifade etmektedir. Hayat kurtaran, insanın
en değerli nimeti olan sağlığına kavuşmasına
vesile olan fedakâr tüm sağlık
çalışanlarımızın daha rahat, daha yenilikçi, daha
başarılı olmaları için biz de Hükûmet olarak reform ve
çalışmalarımızla onları destekliyoruz. Tüm
sağlık camiamızın 14 Mart Tıp Bayramını
kutluyor, ülkem ve milletim adına en kalbi şükranlarımı
sunuyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
Sayın
Tanal
20.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
Meclis lokantasındaki televizyonda sadece siyasi iktidara yakın 18
kanal olmasına, sabaha kadar süren çalışmada Meclis personeline
yemek verilmemesine ve Meclis koruma polislerine tanınan
ayrıcalıklara ilişkin açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin ana binasındaki
lokantada 18 tane televizyon kanalı var, cezaevlerinde 24 tane kanal var.
Bu 18 tane kanalda siyasi iktidara yakın olan kanalları
izleyebiliyorsunuz. Halk TV yok, Ulusal Kanal yok, KRT yok, Tele1 yok, Cem TV
yok, Artı 1 TV yok. Yani muhalif düşünen hiçbir televizyon
kanalını orada göstermiyorlar, yasaklamış durumdalar. Yani
tek zihniyetle Meclis nasıl olur bu Türkiyenin gündeminde, hele 21inci
yüzyılda?
İkinci
bir husus, bu pazartesi günü Meclis çalışıyordu, sabaha kadar
çalıştık. Çalışan memurlara, polislere, hiçbirine
kahvaltı verilmedi. Ben burada sizden söz aldım, teşekkür
ederim, söz vermiştiniz ama yine o insanlara yemek verilmedi, aç
bırakıldı. Bu, insan onuruyla bağdaşan bir husus
değil Değerli Başkanım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Üçüncü
bir husus, Meclisin koruma polislerine bin lira fazla, ek para veriliyor,
diğer polislere verilmiyor. Oradaki Meclis koruma polislerine ayrıca
ücretsiz yemek veriliyor, diğer çalışanlara verilmiyor. Bu
eşitsizlik ne zaman giderilecek Sayın Başkanım? (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İlgileneceğim Sayın Tanal. Teşekkür ederim.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, şimdi sisteme giren grup başkan
vekillerine söz vereceğim.
Sayın
Akçay, buyurun lütfen.
21.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, 14 Mart
Tıp Bayramını kutladığına ve sağlık
çalışanlarının sorunlarına ilişkin
açıklaması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı. Tıbbiyeli şuuru, kendini insana,
insanlığa, hatta bütün canlılara
adamışlığın bir sembolüdür ve şuurudur. Bugün
tıbbiyeli ruhunun aynı zamanda vatan ve millet ülküsüyle birlikte
yükseldiği gündür.
14
Mart aynı zamanda sağlık çalışanlarının
sorunlarının da dile getirildiği gündür. Yıpranma
payı, sağlıkta şiddetin cinayetlere dönüşerek devam
etmesi, aşırı iş yükü, mobing ve başta döner
sermayeler olmak üzere, ücretlerde yaşanan düşüşler
sağlık çalışanlarının başlıca
sorunlarıdır.
Kısa
bir süre önce taşerona kadro verilmesi uygulamasında kamu
dışı aile sağlığı
çalışanları, sağlık teknikerlerinin, tıbbi
sekreterler ve vekil ebe hemşirelerimizin kapsam dışında
kalması sağlık sektöründeki çalışma huzur ve
barışını zedelemektedir.
Öte
yandan, OECD ortalamasına ulaşmak için, ülkemizde yaklaşık
131 bin hekime ihtiyaç vardır. 100 bin kişiye düşen hekim
sayısı ülkemizde 181, bu rakamın OECD ortalaması 345tir.
Yine
ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına müracaat
sayısı son bir yılda 469 milyon 718 bindir. Buna göre, 1 doktor
başına düşen hasta sayısı 5.635e
ulaşmıştır.
Hekimlerimiz
ve sağlık çalışanlarımız yoğun bir iş
yüküyle karşı karşıyadır. Sağlıklı bir gelecek
için çalışanlarımızın sorunlarına kulak verilmesi
ve çözüm getirilmesi elzemdir.
Bu
vesileyle, tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart
Tıp Bayramını kutluyor, huzur ve esenlikler diliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de Sayın Akçay.
Sayın
Danış Beştaş, buyurun.
22.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına, sağlık çalışanlarının
sorunlarına, 12 Mart gecesi Samandağda Güven Oğurel Kahilin
polis kurşunuyla hayatını kaybetmesine, Afrinde yaşayan
yüz binlerce insanın susuz bırakıldığına, Helin
Palandöken davasının takipçisi olduklarına ve Diyanet
İşleri Başkanının bir televizyon programında
Alevilerle ilgili yaptığı açıklamaya ilişkin
açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet,
bugün Tıp Bayramı. Sağlık sektöründe çalışan tüm
sağlık emekçileriyle birlikte hekimlerimizin Tıp
Bayramını kutluyoruz. Bu kapsamda, HDK Eş Sözcüsü Onur
Hamzaoğlu ve -halk sağlığı uzmanı ve doktor- yine
Sayın İdris Balukenin de Tıp Bayramını kutlamak
istiyoruz.
Evet,
bizler kutluyoruz ama sağlık sektöründeki gerçeklikler bu
kutlamanın çok gerisinde. Bugün bile doktorların,
sağlıkçıların yaptıkları etkinliğe,
açıklamaya maalesef müdahale oldu.
Başbakanlık
verilerine göre, yalnızca son üç yılda iş yükü altında
kalan 431 sağlık çalışanı intihar etti. Performans
sistemiyle her beş dakikada bir muayene yapmak durumunda kalarak
hastanelerin iş yükü altında ezilen sağlık
çalışanları 14 Mart Tıp Bayramını
kutlayamıyor. Mecburi hizmeti ve izin kullanmadan tuttuğu ayda 15
nöbetle kesintisiz otuz altı saat mesai yapmayı kaldıramayan
doktorların peş peşe gelen intiharları bu alanda ciddi bir
sorun olduğunu ortaya koyuyor.
Aynı
zamanda, sağlık emekçilerine yönelik ciddi ihraçlar, hukuk
dışı ihraçlar söz konusu olup çok sayıda doktorun
açıkta olduğunu da ifade etmek isterim. Ayrıca, güvenlik
soruşturması gerekçesiyle şu anda 900 sağlık
emekçisinin ataması yapılamıyor. Defalarca dile getirmemize rağmen
bu konuda bir gelişme katedilemedi.
Sayın
Başkan, iki gün önce Samandağ ilçe merkezinde, akşam
saatlerinde, 22 yaşındaki Güven Oğurel Kahil isimli
vatandaşımız Dur. ihtarına uymadığı
gerekçesiyle polis kurşunuyla katledildi. Edindiğimiz bilgilere göre,
polis doğrudan Güven Oğurel Kahil'i hedef alarak ateş açmış,
saldırının ardından Güven Oğurel hastaneye
kaldırılırken polis ise gözaltına alınmış.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen Sayın Danış Beştaş.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Teşekkürler Sayın Başkan.
Ancak
dün saat on dört sıralarında Güven Oğurel henüz
hayatını kaybetmeden olayın faili polis, adli kontrol
şartıyla serbest bırakıldı ve şu anda
Samandağ ilçesinde ciddi bir huzursuzluk var, bir infial var. Çok
sayıda telefon aldık. Gerçekten ciddi bir orantısız
şiddet var ve Güven Oğureli kaybetmiş durumdayız. Bu
nedenle hemen adil bir soruşturmayla tekrar delillerin
değerlendirilmesi ilçe halkını da rahatlatacaktır.
Sayın
Başkan, bir diğer mesele: Ülkenin gündemini, canını,
ekonomisini vuran savaşla ilgilidir. Birleşmiş Milletler
İnsani Durumlar Koordinasyon Ofisi, Afrin'e bir haftadır su tedarik
edilemediğini duyurdu. Açıklamada bu durumun bölgedeki barajın
kontrolünün el değiştirmesinden kaynaklandığı belirtildi.
Başbakan bir taraftan merhametten bahsederken diğer taraftan binleri
bulduğu iddia edilen insan ölümleri üzerinden propagandalar
yapılıyor. Bir şehirde yaşayan yüz binlerce insan susuz
bırakılıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Toparlayacağım Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen, son bir dakika.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Susuz bırakma
politikasını, biz, daha önce Irak Kürdistan federe bölgesinde
yapılan referandumdan dolayı Kürt halkını Yiyecek ekmek
bulamazlar. diye tehdit edenlerden biliyoruz. Milliyetçiliği
kışkırtmak üzerinden toplumsal kutuplaşma
dışında Afrindeki trajedinin kimseye bir faydası yoktur.
Bir an önce, bu yanlış daha fazla büyümeden
sonlandırılmalıdır.
Diğer
mesele Sayın Başkan: Helin Palandöken. Helini öldüren ve
yanındaki iki arkadaşını da yaralayan 21
yaşındaki Murat Yetkin'in davası bugün görülüyor. Bu
davanın takipçisi olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, kadın cinayetlerinde esas olan, önleme yükümlülüğünü
yerine getirmek, kız çocuklarının, kadınların şiddete
uğramaması için önlem almaktır. Fakat böyle acı bir
olayın ardından yapılması gereken, sanığın
erkeklik indirimi dediğimiz ceza indirimlerinden yararlanmadan gerekli
cezaya çaptırılması ve devletin, bir daha kız
çocukları tehdit edilmesin, şiddete uğramasın diye elinden
geleni yapacağının güvenini vermesidir.
Diyanet
İşleri Başkanı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Son cümlelerim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Danış Beştaş, yalnız beş dakika oldu
yani.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Son cümlelerim
BAŞKAN
- Peki, buyurun ama bundan sonra biraz daha özen gösterirseniz memnun olurum.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Tabii ki.
BAŞKAN
- Buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben
de sizin hoşgörünüze çok memnun olurum, karşılıklı
birbirimize daim olsun.
BAŞKAN
Hoşgörümüz daim olsun da bunun da bir sınırı olsun
çalışma usulü içinde.
Buyurun.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Diyanet İşleri
Başkanı bir televizyon programında Aleviler camiye gitsin.
diye bir açıklama yaptı ve Alevi kurumlarından, Alevilerden bu
konuda ciddi bir tepki var. Gerçekten bu söylem, Diyanet İşleri
Başkanının kuracağı bir söylem olamaz,
söyleyeceği bir cümle olamaz, buna yetkisi de yoktur ayrıca. Diyanet
İşleri Başkanı görevi gereği tüm inançlara eşit
mesafede ve uzaklıkta olmalıdır.
Ayrıca,
Alevilerin inanç merkezi cemevidir ve ibadetleri de cem olmadır. Bu konuda
Diyanet İşleri Başkanının talihsiz
açıklamasına bir yeni açıklama yapması gerektiği ve bu
konudaki tepkilere karşı bir düzeltme yapması gerektiği
düşüncemizi de paylaşmak istiyorum.
Çok
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Özel, buyurun.
23.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 13 Mart Ankara
Güvenparkta otobüs durağına yapılan saldırının
2nci yıl dönümüne, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına, sorunları için mücadele eden meslek
örgütlerine karşı iktidarın tutumuna ve Helin Palandöken ile
İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu davalarının takipçisi
olduklarına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bundan
iki yıl önce 13 Mart günü Ankara Güvenparkta otobüs durağına
yapılan saldırı sonucunda 38 yurttaşımız
hayatını kaybetmişti. Buradan bir kez daha, kaybettiğimiz
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Terörü lanetliyoruz.
Terörü kimden gelirse gelsin, hangi gerekçeye, hangi amaca
dayandırılırsa dayandırılsın bir insanlık
suçu olarak görüyor ve terör örgütlerinin yapmış oldukları bu
insanlık suçunu ve katliamı Cumhuriyet Halk Partisi olarak
kınıyoruz.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı ama artık 14 Mart neredeyse bir matem günü
çünkü hekimlerin sorunları hekimlerin, hekim örgütlerinin
boylarını aşmış durumda. Sorunlarını dile
getiren, sorunları için mücadele eden hekim örgütlerine karşı
iktidarın sistematik bir yıldırma, baskı politikası
son bir aydaki gelişmelerle birlikte tamamen ortadan kaldırma
iradesine dönüşmüş durumda ve bir algı yönetimiyle Afrin
Operasyonu, savaş ve bunun üzerinden yapılan açıklamalar
kastedilerek tüm sağlık meslek örgütlerinin, Türkiye Barolar
Birliğinin ve akademik meslek odalarının üst örgütlerinin
isminden Türk-Türkiye ibareleri çıkarılmaya
çalışılıyor. Oysaki Türkiye Barolar Birliği Afrin
Operasyonuna ilk günden beri destek verdiğini
açıklamıştı. Yani meselenin savaşa karşı
bildiri yayınlamak, orada yaşananları bir savaş veya bir
başka şey olarak tanımlamaktan farklı olduğu
açıkça ortada. Cumhurbaşkanının kendisinin bizzat
savaş olarak ifade ettiği bir süreçte savaş kelimesini
yasaklı olarak kabul edenlerin, bunun üzerinden meslek örgütlerine
giriştikleri linç kampanyası aslında Türkiye Barolar
Birliğinin bu konuda aldığı konum ve pozisyon
değerlendirildiğinde bunun sadece bir fırsat, bir bahane, esas
meselenin meslek örgütlerinin üzerine gidip onların örgütlü
birlikteliğini ortadan kaldırmak olduğu çok açıkça
görülüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen Sayın Özel siz de.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) - Yıllardır söylüyoruz, söylemeye de devam
edeceğiz. Sağlıkta dönüşüm, sağlıkta
yıkım, sağlıkta eşitsizlik, sağlık
hizmetlerinin paralı hâle getirilmesi sürecine dönüşmüş durumda.
Şüphesiz bugün sadece hekimlerin değil tüm sağlık
emekçilerinin günüdür. Biz, sağlıkta ticarileşmeye, özelleşmeye,
piyasalaşmaya tamamen karşıyız çünkü sağlık
hakkı vatandaş ve devlet arasındaki bağın türünü,
gücünü, samimiyetini ortaya koyan en temel alanlardan birisidir. Cumhuriyet
Halk Partisi olarak sağlıkta sosyalizasyonu savunan bir partiyiz.
Sağlıkta yüküm sürecinin derhâl terk edilmesi, tüm
paydaşların bir araya gelerek konuşması ve yaşanan
akut sorunlara acil çözümler üretilmesi, ardından da kalıcı bir
süreç için uzlaşılması gerekmektedir. İş güvencesinin
ortadan kalktığı, hekimin emeğinin ucuzlaştığı
ve değersizleştiği bir sağlık sistemi içinde
geleceklerinin bugünden iyi olmaları dileğiyle tüm sağlık
emekçilerinin ve tüm hekimlerin bugününü bir kez daha kutlamak isteriz.
Son
olarak, bugün iki dava var. Çok sayıda milletvekilimiz İstanbulda bu
davaları takip ediyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın siz de Sayın Özel.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Bunlardan bir tanesi, okulunun önünde katledilen Helin
Palandöken davasıdır. Geçen duruşmaya yanlış
sanık getirilme rezaleti damgasını vurmuştu. Helin
Palandöken davası, bireysel silahlanmaya karşı tedbir
alınması ve bu şiddetin önüne geçilmesiyle ilgili Meclis
sorumluluğunu hatırlamamız açısından önemli bir
davadır.
Son
olarak da Sayın Enis Berberoğlu milletvekilimiz, tutsak olduğu
Maltepe Cezaevinden bugün bir kez daha yargılandığı bir
davayla karşı karşıyadır. Tutsak olan, tutuklu olan,
millî iradedir. Bir milletvekilinin tutuklu yargılanması, bir
milletvekilinin kendi ayaklarıyla gittiği duruşma salonundan
kelepçelenerek hapishaneye konulması o milletvekilinin değil, bu
Meclisin, hepimizin ayıbıdır. Bunun bir kez daha
altını çiziyor, bugün adaletin tecelli etmesiyle ilgili ümidimizi,
beklentimizi bir kez daha ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özel.
Sayın
Turan
24.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın,
Diyarbakır ve Afrinde şehit olanlara Allahtan rahmet
dilediğine, 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına, 14 Mart AK PARTİye kapatma davası
açılmasının 10uncu yıl dönümüne ve 18 Martta Çanakkalede
Cumhurbaşkanının da katılımıyla düzenlenecek
törenlere tüm vekilleri ve vatandaşları davet ettiğine
ilişkin açıklaması
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
hem Diyarbakırdan hem de Afrinden acı haberler aldık; şehitlerimiz
var, gazilerimiz var. Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum; yaralılarımıza,
gazilerimize şifalar diliyorum. Bu vesileyle Afrinde teröre
karşı mücadele eden Mehmetçiklerimize hem başarı hem selam
dileklerimizi iletmek istiyorum.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; bugün 14 Mart Tıp Bayramı.
Doktorlarımızın kutsal bir mesleği ifa ettiğini
hepimiz ifade ettik. Hekimlerimizin insan canına dokunan, şifaya
aracılık eden insanlar olduğunu biliyoruz. Sorunlarını
yakından takip ettiğimiz hekimlerimizin bayramını ben de
canıgönülden kutluyorum.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; ayrıca, bugün ibretlik bir
tarih ve gün, AK PARTİye kapatma davası açılmasının
10uncu yıl dönümü. Şu an, bu davayı açanların her biri
ibretle ve nefretle tarihte yerlerini aldılar ama AK PARTİ milletin
desteğiyle demokrasiden yana, milletten yana yoluna devam etti, dimdik
duruşuna devam ediyor. Başlı başına bu durum bile AK
PARTİnin sağladığı demokratik gelişimi gösteren
bir fotoğraf. Demokrasiye kasteden girişimler milleti karşısında
buldu, yarın da bu tarz girişimlere kalkışanlar yine bu
milleti karşılarında bulacaklar.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu hafta sonu 18 Mart törenlerini,
vekili olmaktan gurur duyduğum Çanakkalemizde kutlayacağız,
anacağız. Çanakkale tüm Türkiye için millî şuurun
doğduğu ve Anadoluya yayıldığı yer. 18 Mart
1915, düşmanlara karşı, emperyalizme karşı bozguna
uğratmanın ötesinde, birkaç yıl sonra Millî Mücadelenin
başlamasına öncülük yapan, ateşi fitilleyen bir önemli gurur
vesilesi oldu bizim için. 15 Temmuzda sokağa çıkan insanların
ruhu, Afrindeki Mehmetçikimizin ruhu Çanakkale ruhuyla beslendi, o ruhla
aynı atmosferi paylaştı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın Sayın Turan siz de.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Çanakkale geçilmez. sözü bir yerel unsur değil bir
milletin ifadesi, emperyalizme karşı bir bayrak açmanın adı
ve şanı oldu. Ben bu vesileyle, 18 Martta
Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla
düzenlenecek törenlere tüm vekillerimizi, tüm vatandaşlarımızı
davet etmek istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Başkanlık Divanı olarak, 13
Mart 2016da Güvenparktaki terör eyleminde hayatını kaybedenler ile
Diyarbakır, Ağrı ve Afrinde şehit düşen askerlere Allahtan
rahmet dilediklerine ve hayatını kaybeden fizikçi Stephen Hawkingi
saygıyla andıklarına ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, biz de Divan olarak hem iki yıl önce
Güvenparktaki terör eyleminde hayatını kaybedenlere hem de
Diyarbakır, Ağrı, Afrinde şehit düşen asker
kardeşlerimize, Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet diliyoruz; değerli
ailelerine, yakınlarına başsağlığı ve
sabır diliyoruz. Yine, yaralı olan askerlerimize de acil şifalar
temenni ediyoruz.
Bu
arada, bilime önemli katkılarda bulunan ünlü evren bilimci, fizikçi
Stephen Hawkingin de vefat ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Kendisini saygıyla andığımızı da buradan
bildirmek isterim.
Gündeme
geçiyoruz sayın milletvekilleri.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırım ve arkadaşları tarafından,
sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılması amacıyla 13/3/2018
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 14 Mart 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 14/3/2018 Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Adana
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
13
Mart 2018 tarihinde Adıyaman Milletvekili Sayın Behçet
Yıldırım ve arkadaşları tarafından,
sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılması amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine verilmiş olan 7104 sıra numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 14/3/2018 Çarşamba günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, öneri sahibi Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Adıyaman Milletvekili Sayın
Behçet Yıldırım konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Yıldırım. (HDP sıralarından
alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler
Başkanım.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı. Ben de yine buradan tekrar, başta
yeminlerine sadık kalan arkadaşlarımı kutluyorum.
Medeni
toplumlarda, demokrasiyle yönetildiğini iddia eden ülkelerde meslek
örgütleri toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır. Şimdi, bu
STKlerden en önemlisi, bağlı olduğum TTB, akıl
tutulması yaşayan bu AKP iktidarının Afrin Operasyonu için
çok masumane bir bildiri yayınlamıştı. Bu bildiride
şöyle deniyordu: "Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş,
doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden,
insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her
çatışma, her savaş fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel,
sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük
bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir
mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın,
barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz
olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla
baş etmenin yolu adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve
barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli
kılmaktır. Bu bildiriye bir hekim olarak aynen imza atıyorum.
Medeni bir dünyada, demokrasiyi azıcık benimsemiş ülkelerde bu
bildirinin alkışlarla karşılanması gerekir.
TTB,
her şeyden önce bir meslek grubudur. İnsan yaşamını
hedefleyen odamız, unutmayın ki sizden önceki hükûmetler
zamanında da hep hedef hâline getirilmişti. TTB size biat
etmediği gibi önceki hükûmetlerdeki Osman Durmuş'un da, bu Hükûmetin
önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın da hedefindeydi.
Bu bakanların devletin tüm imkânlarını kullanarak hekimlere
mevki, makam vaatlerine rağmen, hekimlik mesleğine, onurlarına
sahip çıkan TTB'yi iktidarın emrine sokamamışlardır,
biat ettirememişlerdir.
Buradan
tekrar, TTByi, dik ve onurlu duruşlarından dolayı kutluyorum.
Biz
hekimler mesleğimiz ve yeminimiz gereği ırk, dil, din
ayrımı yapmayız. Bu bağlamda, TTB de elbette
barışa sahip çıkacaktır, elbette savaşa
karşı duracaktır.
Şimdi,
hekimlerimiz bugün gündemde olan şeker fabrikalarına da
karşıdır. Şimdi siz diyecekseniz ki: Şeker
fabrikalarından TTBye ne? Bu toplumsal bir olaydır arkadaşlar,
toplumsal olaylarda TTB elbette fikrini söyleyecektir. Bu, şeker
fabrikalarının özelleştirilmesi, nihayetinde
kapatılmasına gidecek olan politikanıza bugün çok güzel bir
duruş sergiliyor ve şöyle diyor: Şeker fabrikalarına
yönelik biz hekimlerin görüşü şöyle: Son yıllarda yapılan
bilimsel çalışmaların, nişasta bazlı şeker
kullanımının sağlık sorunlarına yol
açtığını ortaya koymasına karşın, Türkiye'de
uygulanan politikaların nişasta bazlı şeker
kullanımını teşvik ettiğini şu şekilde
açıklıyoruz: Hastalıkların daha sık görülmesine yol
açan, halkın sağlığını bozan kâr amaçlı
politikalar terk edilmeli, şeker fabrikalarının
satışından vazgeçilerek pancardan şeker üretimi
desteklenmelidir görüşündeyiz.
Şimdi
siz diyeceksiniz ki şeker fabrikalarından TTBye ne? Elbette bu bir
toplumsal olaydır, elbette fikrini söyleyecektir. Bu fikri de TTBnin Halk
Sağlığı Kolu en güzel şekilde dile getirmiştir.
TTB
en çok AKP iktidarı tarafından
itibarsızlaştırılmaya çalışılmış,
özlük sorunları artmış; her şeyden önemlisi, şiddete
maruz kalmıştır. Sözlü ve fiilî saldırılara hemen her
gün maruz kalmışlardır. Bu iktidar döneminde hekim ve
sağlık çalışanları intiharları giderek
artmıştır.
Kendi
üyelerine yönelik yapılan haksızlıklara, saldırılara,
özlük haklarına, demokratik zeminlerde elbette mücadele verecektir. Bunu
en iyi şekilde yaptığına inandığım, otuz iki
yıldır onurla, gururla üyesi olduğum TTB en iyi şekilde
yapmaktadır.
Yıllardır
her 14 Martta sağlık çalışanlarına bir sürü vaatlerde
bulunuldu. Sağlıkçıların dünya kadar talebi var, bunu bütün
hükûmetler, özellikle AKP hükûmetleri hep dile getirdi ama sonuçta hiçbir şey
yapılmadı. Şimdi biz bu 14 Martta, tabipler, hekimler
camiası artık bu vaatlerden bıkmış şekilde
diyorlar ki: Taleplerimiz acil olarak dile getirilsin. Bu talepler çok fazla
ama en önemlisi, yıpranıyoruz, hakkımızı istiyoruz.
Yıpranma payının derhâl fiiliyata geçmesini istiyorlar,
Sağlık çalışanlarının ücretleri ve emeklilik
maaşları artırılsın. diyorlar. Evet, sağlık
çalışanlarının ve özellikle hekimlerin maaşları,
emekli maaşları yerlerde sürünüyor arkadaşlar. Bu konuda da
mutlaka bir şeyler yapılmalı görüşündeyim.
Sağlıkta
şiddet yasa tasarısı vardı. Her zaman Sağlıkta
şiddet yasasını biz geçirdik, şöyle yaptık, böyle
yaptık
Ama maalesef her gün günden güne sağlıkta şiddet
artıyor, acillerde hekimlerimize sözlü ve fiilî
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEHÇET
YILDIRIM (Devamla) Bitireceğim Başkanım.
BAŞKAN
Tamamlayın, bir dakika ek süre vereyim size Sayın
Yıldırım.
BEHÇET
YILDIRIM (Devamla) Sağlıkta şiddet yasa tasarısı
hemen yasalaşsın çünkü bu şiddet günden güne artmaktadır.
Bir
de en önemlisi, sizlere de iktidar vekillerine de muhalefet vekillerine de
onlarca mesaj geliyor. Sağlık ve sosyal hizmet alanında güvenlik
soruşturmaları kaldırılmalı, güvenlik
soruşturması nedeniyle atanamayan sağlık çalışanları
görevlerine başlamalıdır. Sağlık
çalışanlarının güvenlik soruşturmasının
olumsuz gelmesiyle kamu hizmetlerinin etkin biçimde sunumu aksamakta, maaş
alamıyorlar, sosyal güvenlik ve sağlık güvencelerinden yoksun
kalmaları giderilmesi olanaksız mağduriyetlere neden
olmaktadır. Ayrıca güvenlik soruşturmasının olumsuz
gelmesi ve bu nedenle mecburi hizmet yapamamış olmalarıyla özel
sağlık kuruluşlarında da bu arkadaşlar iş
bulamamaktadır. Kamu görevlerinden ihraçların ardından güvenlik
soruşturmaları olumsuz olduğu gerekçesiyle atamaların
yapılmamasıyla sağlık alanında giderek büyüyen bir
işsizler ordusu yaratılmaktadır. Kamuda
çalışmanın engellenmesi sonucunda ortaya çıkan iş
bulma sorunu sağlık çalışanlarını ucuz iş
gücü olarak özel sektörde cari ücretlerin altında çalışmak
zorunda bırakmakta, böylece bu alanda ciddi bir emek sömürüsünün
koşulları yaratılmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
BEHÇET
YILDIRIM (Devamla) Sayın Başkan, 4 talebi özetle söylüyorum, fazla
uzatmadan söyleyeceğim.
Bu
güvenlik soruşturmaları Hükûmetin de gündeminde, bakanlara da
defalarca biz bildirdik. Bu güvenlik soruşturmasıyla ilgili
ivedilikle yerine getirilmesi gereken sağlık
çalışanlarının talepleri şunlardır: Güvenlik soruşturması
devam eden sağlık çalışanlarının bu
işlemleri sonlandırılarak atamaları ivedilikle
gerçekleştirilmelidir. Güvenlik soruşturması olumsuz olduğu
gerekçesiyle ataması yapılmayan sağlık
çalışanları, işlemleri geri alınarak bir an önce
görevlerine başlatılmalıdır. Tıpta uzmanlık
sınavını kazanan, ancak güvenlik soruşturması süren ya
da olumsuz gelen hekimler, uzmanlık eğitimlerine
başlatılmalıdır diyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Gürer
Sayın
Bektaşoğlu sizi dinleyelim, o arada Sayın Gürer sisteme girer.
Buyurun,
söz talebiniz var.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğlunun, bugün şehit olan askerlere Tanrıdan rahmet
dilediğine ve 14 Mart Tıp Bayramını
kutladığına ilişkin açıklaması
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Çok teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Ben
de bugün kaybettiğimiz şehitlere Tanrıdan rahmet diliyorum,
size de ayrıca teşekkür ediyorum.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı. Ancak bayramın sadece adı var. Ne
doktorlar ne sağlık çalışanları ne de hastalar bayram
yapamayacak kadar zor durumdalar. Sağlığın bütün
paydaşları mutsuz, çünkü Türkiyenin pek çok hastanesinde bütçe
sıkıntısı nedeniyle ihaleler yapılamıyor,
bazı hizmetler durma noktasında. Tıp fakültelerinde öğretim
kalitesi dibe vuruyor. Araştırma ve uygulama hastanelerinde
eğitim, teşhis, ameliyat ve tedavi süreçlerindeki sorunlar
katmerleşerek büyüyor. En önemlisi de anayasal ve insani bir hak olan
sağlık hakkı satın alınan bir şey hâline geldi,
sağlık hizmetleri eşit ve adil dağıtılmıyor.
Katkı payı adı altında ve diğer ücretlerle birlikte
hastanelerden âdeta soyularak çıkılıyor. Bütün bu sorunları
devralan Sağlık Bakanımıza kolaylıklar diliyorum. Onun
ve bütün hekimlerin bu anlamlı gününü kutluyorum.
Başta
Çanakkalenin tıbbiyeli şehitleri olmak üzere ebediyete intikal
etmiş hekimlerimizi ve ülkemizde modern tıbbın gelişmesine
katkıda bulunan ve hekimlerimize verdiği önemi Beni Türk hekimlerine
emanet edin. diye mesajlaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürkü
saygı ve rahmetle, minnetle anıyorum. Cerrahpaşa Tıp ve
Çapa Tıp SOS veriyor, ilgililere duyurulur.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Gürer, sizi de dinleyelim.
26.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Hakkâri Yüksekovada yaralanan ve şehit olan Niğdenin
Kızılören Köyünden hemşehri Piyade Çavuş Yusuf Yavuza ve
tüm şehitlere Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler Sayın Başkan.
Hakkâri
Yüksekovada yaralanan ve şehit olan, Niğde ili Kızılören
köyünden hemşehrim Piyade Çavuş Yusuf Yavuza Allahtan rahmet
diliyorum. Tüm şehitlerimizin acısını
paylaşıyorum. Ailelerine, halkımıza
başsağlığı diliyorum. Terörü bir kez daha
şiddetle lanetliyorum; gazilerimize de sağlık diliyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim ben de.
Sayın
Doğan, sizin de söz talebiniz olmuştu, size de verelim, sonra
gündemimize devam edelim.
Buyurun
Sayın Doğan.
27.- İzmir Milletvekili Müslüm
Doğanın, Diyanet İşleri Başkanının bir
televizyon programında Alevilerle ilgili yaptığı
açıklamaya ilişkin açıklaması
MÜSLÜM
DOĞAN (İzmir) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkanım, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali
Erbaş bir televizyon programında Alevi kardeşlerim cemevlerinde
muhabbetlerini yapabilirler, namazlarını da kılmak istiyorlarsa
kılsınlar. Müslümanların ibadet yeri camidir. Camiler, hem Sünni
hem de Alevi ibadet yeridir. diyor. Sayın Başkana ifade etmek
isterim ki: Biz Alevilerin fetvadan beslenmediğimizi, pirlerimizin,
rehberlerimizin ve mürşitlerimizin olduğunu Sayın Başkanın
bilmesi gerekirdi. Bizim ibadethanemiz cemevidir. İbadethanemizde cem olma
durumu vardır. Bunu kamuoyuyla paylaşmak isterim.
Arz
ederim efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırım ve arkadaşları tarafından,
sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunların tüm
boyutlarıyla araştırılması amacıyla 13/3/2018
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 14 Mart 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Manisa Milletvekili Tur
Yıldız Biçer konuşacak.
Buyurun
Sayın Biçer. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA TUR YILDIZ BİÇER (Manisa) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
tarihte ilk hekim kimdir biliyor musunuz? İlk hekim Ah! diyene ilk
koşandır saygıdeğer milletvekilleri. Dolayısıyla
bugün, işte o Ah! diyenlere hep ilk koşanların yani hekimlerin
günü. Evet, 14 Mart Tıp Bayramı kutlu olsun. Bütün
meslektaşlarımın, hekimlerin ve sağlık
çalışanlarının Tıp Bayramını kutluyorum.
Söz
almış bulunduğum bu önergeyle ilgili de öncelikle, MHP Grubunun
söyleyecek herhangi bir sözünün olmadığının bildirilmesini
açıkçası çok şaşkınlıkla ve üzüntüyle
karşıladığımı söyleyerek başlamak istiyorum.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Şu utanmazlığa bak!
TUR
YILDIZ BİÇER (Devamla) Özellikle grup içindeki hekim
arkadaşlarıma en basit sözcükle teessüflerimi bildirmek istiyorum.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Tuh senin yüzüne! Şu çiğliğe bak!
TUR
YILDIZ BİÇER (Devamla) Şimdi, sevgili milletvekilleri, 14 Mart,
Türkiyede modern tıp eğitiminin başladığı tarih
olarak, aslında geçmişte bayram olarak
kutladığımız bir gün ama bugünün Türkiyesinde ne yazık
ki artık Tıp Bayramını çok buruk olarak kutluyoruz. Bugün,
her ne kadar isminde bayram sözcüğü geçse de bizim için buruk bir gün.
Evet, biraz önce, Ankara Numune Hastanesinin bahçesinde yapılacak olan
basın açıklamasından geliyorum ve üzerimde hâlâ orada polis
tarafından sıkılmış biber gazının kokusu
var.
Ankara
Tabip Odası yetkilileri, Türk Tabipleri Birliği yetkilileri ve
sağlık emekçisi sendikaları yetkililerinin bütün hekimlerle,
hasta yakınlarıyla, vatandaşla birlikte yapmayı
planladıkları basın açıklamasına polis çok
orantısız bir güçle müdahale etti, biber gazıyla, köpeklerle ve
plastik mermilerle saldırdı ve hekimlerin üzerinde önlükleriyle dahi
iki cümle söylemelerine, Türkiyedeki sağlık politikalarıyla
ilgili, kendi gelecekleriyle ilgili taleplerini iletmelerine izin vermedi. Bu
şiddeti, bu müdahaleyi öncelikle kınadığımı
söylemek istiyorum.
Oranın
ardından, Numune Hastanesinin ardından, göreve
başlamalarına izin verilmediği için Sağlık
Bakanlığının önünde limon satmak zorunda kalan 2 genç
meslektaşıma destek için Sağlık Bakanlığı
önünde limon sattım. Bu 2 genç meslektaşımdan birisi ihtisas
yaparken görevinden alıkonulmuş, diğeri de güvenlik
soruşturmasından geçemediği için, görevine başlamasına
izin verilmediği için ve kendi geçimlerini sağlayamadıkları
için limon satmak zorunda kalmış.
Buradan
onların sorunlarını bir kere daha dile getirmek için şunu
sormak istiyorum: İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu Biz
güvenlik soruşturmalarını bitirdik, Sağlık
Bakanlığına ilettik. dedi. Sağlık Bakanı bunun
üzerine bunu yalanladı Hayır, bize ulaşan herhangi bir güvenlik
soruşturması yok. dedi ve yine aynı Sağlık
Bakanı 19 Ekimde burada yaptığı açıklamada şunu
söyledi, dedi ki: Ekim ayı sonuna kadar bütün güvenlik
soruşturmaları bitirilecek, söz veriyorum.
Sayın
Bakan, ekim ayı geçti, ikinci bir ekim ayı geliyor, 2018 Ekim
ayı geliyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TUR
YILDIZ BİÇER (Devamla) Başkanım, izin verir misiniz bitireyim?
BAŞKAN
Bir dakika izin vereyim, tamamlayın lütfen.
TUR
YILDIZ BİÇER (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Evet,
bu güvenlik soruşturmalarının derhâl bitirilmesini,
meslektaşlarımızın daha fazla mağdur edilmemesi
yönünde gerekenlerin yapılmasını bekliyoruz.
Şimdi,
tüm meslektaşlarımla birlikte her platformda, gerek sokakta gerek
hastane bahçesinde gerek Mecliste her platformda hem hekimlik
değerlerimize hem de etik ilkeler ışığında
sağlık alanında ve sağlığın her
alanında, sağlığın ticarileşmesine
karşı durma yönünde; hekimlerin, sağlık
çalışanlarının her anlamda uğradığı bu
şiddete karşı durma yönünde daha fazla mücadele ederek hem
halkımızın sağlığına hem de meslek onurumuza
sonuna kadar sahip çıkacağımızı bir kere daha ifade
ederek hepinize saygılarımı sunuyorum. Çok teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Biçer.
Halkların
Demokratik Partisi Grup önerisi üzerine şimdi de Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Aksaray Milletvekili Sayın Mustafa Serdengeçti
konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Serdengeçti. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA SERDENGEÇTİ (Aksaray) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi üzerine grubum
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi bu vesileyle
saygıyla selamlıyorum.
Bugün
14 Mart Tıp Bayramı. Doğrudan insana hizmet eden, insana hizmet
etmeyi talep eden hekim arkadaşlarımı ve sağlık
çalışanlarını öncelikle tebrik ediyorum ve tıp
bayramlarını kutluyorum.
Kâinat
içerisinde en şerefli mahluk olan insana hizmet etmek elbette en
şerefli bir görev olsa gerek. AK PARTİ hükûmetleri İnsanı
yaşat ki devlet yaşasın. ilkesiyle
çalıştığı için elbette insanları yaşatmak
için hem de insanların en hastalıklı, en musibetzede hâllerinde
yardım eden sağlık çalışanlarının her zaman
yanındadır.
Ben
öğrenciliğimle birlikte otuz yıldır bu camianın
içerisinde bir hekim olarak hekimlerin sorunlarının ve
çalışma şartlarının nereden nereye geldiğini çok
iyi gözlemleyen birisiyim. 30 kere tıp bayramı yaşamış
bir insan olarak bugünkü tıp bayramlarımızın daha önceki
tıp bayramlarından daha güzel olduğu kanaatindeyim.
On
altı yıllık AK PARTİ iktidarı zamanında
sağlık çalışanlarının çalışma
şartları daha güzel hâle gelmiştir. Sağlık
çalışanları, hastane sayımız, yatak sayımız
daha önceki yılların yaklaşık 3 katı seviyesine
gelmiştir; maaşlarımız ve özlük haklarımız daha
fazla artmıştır. On altı yıl önce yurt
dışında çalışan hemşehrilerimizin Türkiyeye
geldiklerinde övünerek anlattıkları Avrupadaki sağlık
hizmetlerinin çok daha önüne geçmiş bulunmaktayız. Şimdi o gelişmiş
Avrupa ülkelerinden daha yüksek teknolojiyi, daha güzel tanı ve tedavileri
hızlı ve kolay bir şekilde elde eden bir ülkemiz var. O ülkenin
insanlarının da tedavi amaçlı Türkiyeye geldiklerinin
farkındayız ve bunlara da şahitlik ediyoruz.
Bütün
bunların yanında, sağlık hizmetleri halkımız
tarafından da AK PARTİ hükûmetlerinin en çok takdir edilen hizmetleri
arasındadır. Tabii, bu hizmetlerin kalitesi giderek
arttığı için beklentiler daha da yüksektir ve elbette daha
yapılacak işler olabilir. Sağlık
çalışanlarımızın, hekimlerimizin ve sağlık
sorunlarının farkındayız. Bunların daha iyi
olması için de elimizden geleni yapıyoruz şimdiye kadar
yaptıklarımız kadar, daha iyisini yapacağız.
Sağlıkta
atanamayan hekimlerle ve sağlık çalışanlarıyla ilgili
şöyle bir bilgi var: 19.270 kişinin güvenlik soruşturması
yapılmış, 1.500 kişinin araştırılması
devam ediyor, 273 kişinin ise devlet memuru olma kabiliyeti
olmadığı ortaya çıkmış. Takdir edersiniz ki 15
Temmuz hain darbe girişiminde içinde bulunduğumuz bu yüce Meclis devletin
memurları tarafından ve devletin onlara verdiği silahlarla bombalanmıştır.
Bu durumda, devlet kendini koruma refleksini elbette başlatacaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen, size de bir dakika ek süre vereyim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Kısaltılmasına oy vermiştiniz,
hatırlatayım. Helalü hoş olsun. On dakikaydı üç dakikaya
siz indirdiniz.
MUSTAFA
SERDENGEÇTİ (Devamla) Üçe mi indirdik? Teşekkür ederim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Üçe indirdiniz ama helalü hoş olsun. Biz gelince yine on
dakika olur.
BAŞKAN
Sayın Özel, lütfen
Buyurun
Sayın Serdengeçti.
MUSTAFA
SERDENGEÇTİ (Devamla) - Devletin kendini koruma refleksi vardır. Her
mezun olanın devlette iş bulması elbette mümkün değildir.
Bu refleksten dolayı 273 kişinin de devlet memuru olmaması, olma
kabiliyetini taşımaması gayet normaldir. Daha önceki 657de de
zaten böyle şartlar vardır, her isteyen devlet memuru olamaz ama
bunun dışında 19 bin kişinin ataması
yapılmış. Bunu da yüce takdirlerinize sunuyorum.
Bu
vesileyle, tekrar hekim arkadaşlarımın ve sağlık
çalışanlarının Tıp Bayramını kutluyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
Haymana kaplıcalarının sağlık turizmine
kazandırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan (10/570) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
14 Mart 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu, 14/3/2018 Çarşamba günü (Bugün) toplanamadığından,
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan Haymana kaplıcalarının
sağlık turizmine kazandırılması için gerekli
önlemlerin belirlenmesi amacıyla (10/570) esas no.lu Meclis
araştırma önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun 14/3/2018
Çarşamba günlü (Bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, öneri sahibi Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Levent Gök
konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Gök. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, sıcacık bir önergeyle
karşınızdayım. Önergemizin konusunu oluşturan Haymana
kaplıcaları ülkemizin yeterince bilinmeyen ve henüz hak ettiği
değeri kazanmamış çok önemli bir termal su kaynağıdır.
Haymana, Ankaranın en eski ve köklü ilçelerinden biri olmasına
karşın ekonomik, sosyal, kültürel yönden çok gerilemektedir.
Türkiye'deki ilçelerin sosyoekonomik gelişmişlik
sıralamasında Haymana 872 ilçe arasında 585inci sırada yer
almaktadır. 2000 yılında 60 bin olan nüfus şu anda 27 bine
düşmüştür. Tarım ve hayvancılık çökmüş olup
gençler işsizdir. Haymana ve Haymanalılar ilçede yaşayan
Kürtüyle, Türküyle, Tatarıyla, Boşnakıyla ülkemizin özlem
duyduğu bir kardeşliği ve beraberliği sorunsuz bir şekilde
yüzyıllardan beri sürdürmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Haymana, son kaledir.
Cumhuriyetimizin kurulmasında ve Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde
verilen Kurtuluş Savaşında Haymana ve Haymanalıların
gösterdiği kararlı direniş önemli bir dönüm noktası
olmuştur. Kurtuluş Savaşının en önemli cephesi olan
Sakarya Savaşında Mustafa Kemal Atatürk "Hattı müdafaa
yoktur sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır sözünü
Haymanada söylemiştir. Haymanalılar ve kahraman askerlerimiz cepheyi
terk etmemiş ve Sakarya Savaşı kazanılarak bugünkü
cumhuriyetimizin önü açılmıştır.
Bu
araştırma önergemizde dile getirilen Haymana kaplıcaları,
Uluslararası Şifalı Su Kaynakları Araştırma
Merkezinin araştırmasında dünyada ilk sıralarda yer
almaktadır. Tarihî Kral Yolu üzerinde bulunan Haymana
kaplıcaları, Etiler, Galatlar ve Romalılar döneminde de
kullanılmıştır. Geçmişi milattan önce 280
yılına kadar dayanmaktadır.
Kaplıca
suyu sıcaklığı 44 derece olup, tam anlamıyla bir
doğal su kaynağıdır. Bikarbonat, kalsiyum, sodyum,
magnezyum ve karbondioksit bileşenleriyle banyo ve içme kürlerine
elverişli olan Haymana kaplıcaları, başta romatizma, deri
ve kalp hastalıkları, nevralji, solunum yolu, kadın
hastalıkları, sinirsel ve kas yorgunluğu, safra kesesi
hastalıkları, şişmanlık, şeker, gut, böbrek ve
idrar yolu, cilt, kas, iskelet, mide, bağırsak gibi tüm
hastalıklara iyi gelmektedir.
Haymanada
yeterince yatak kapasitesi olmadığı bir gerçektir ancak burada,
yatak kapasitesinin artırılması yanında, sağlık
turizminin de Haymanaya ve ülkemize kazandırılması
gerekmektedir, araştırma önergemiz de bunun için verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, Haymanadaki kaplıca suyuyla eş değer bir suya
sahip olan Fransanın Vichy kasabası 3.500 nüfuslu olup, her yıl
500 bin yabancı turisti ilçeye çekmektedir. Haymananın konumu ve
nüfusu göz önüne alındığında, her yıl 1 milyon
kişiyi Haymanaya getirecek tesisleri, yatırımı ve
tanıtımı yapmak durumundayız. Haymananın Ankaraya
uzaklığı 70 kilometredir. Tam bir buçuk saatte yabancı
turistler havaalanından alınıp Haymanaya getirilebilir.
Haymana
kaplıcalarının olağanüstü zenginliğiyle ilgili
verdiğimiz bu önerge, aslında pilot bir önergedir. Haymana baz
alınarak ülkemizdeki yaklaşık 2 bine yakın termal ve
kaplıca suyunun da öne çıkarılacağı bir
anlayışla, ülkemizdeki kaplıcaların, termal suların
sağlık turizmine kazandırılmasının yolları
açılmalıdır ve ülke ekonomisine müthiş bir potansiyel
sağlanmalıdır. Haymana bunu hak etmektedir. Haymana
kaplıcasını ya da ülkemizdeki başka bir kaplıcayı
yurt dışından bilip de tanıyıp da gelen tek bir turist
dahi bulunmamaktadır. İşte, bu nedenle verdiğimiz önerge
çok önemlidir ve siyaset üstüdür. Burada siyasetin ötesinde küçük bir ilçenin
sahip olduğu termal suyun dev bir yatırıma
dönüştürülmesinin mücadelesini veriyoruz. AK PARTİli Haymana
Belediye Başkanımızın da bu konuda yaptığı
çalışmayı sonuna kadar destekliyoruz.
Değerli
milletvekilleri, şimdi sıra Meclisimizdedir. Meclisimiz bu konuya el
atmalıdır. Haymanayla birlikte Türkiyede bulunan bütün
kaplıcalarımızı ülke ekonomisine ve turizmine nasıl
kazandırırız, bunun arayışını hep birlikte
sürdürmek durumundayız. Son kale olarak düşmana geçit vermeyen
Haymana ve Haymanalılar bunu hak ediyor. Son kaleyi düşürmeyelim, son
kaleyi koruyalım.
Türkiyenin
en zor döneminde kurmuş olduğu siper hatlarıyla düşmana
geçit vermeyen Haymana Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna önderlik
etmiş bir ilçedir. Bu ilçenin ekonomik yönden kalkınmasına hep
birlikte omuz verelim diyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Sağ
olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Çok teşekkür ederim Sayın Gök.
Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Müslüm
Doğan konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Doğan. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP
GRUBU ADINA MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş
olduğu grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Haymana
Ankaraya 75 kilometre mesafede bulunan Polatlı ve Balâdan sonra en büyük
yüz ölçümüne sahip 3üncü ilçe konumundadır.
2017
yılına göre Haymananın nüfusu 27.277dir. Türkiyenin
başkentinin 3üncü büyük ilçesi ne yazık ki gerekli
yatırımlar yapılmadığı için sürekli göç verir
konumdadır.
Değerli
milletvekilleri, Haymana kaplıca suyu, Fransanın Vichy
kaplıcalarından sonra içindeki mineral zenginliği
açısından dünyanın en değerli 2nci suyu olmasına
rağmen ülkemizde dahi gereğince tanıtılamamaktadır ve
bu tanıtım maalesef bir tanıtım bilincine yeterince yükseltilememiştir.
Yani elimizde mineral açıdan çok zengin bir kaynak bulunmasına
rağmen gerek yatırımların yapılmaması gerekse de
buna dair bir planlamanın olmamasından kaynaklı, Haymana,
Kızılcahamamın onda 1i kadar bile gelişme
olanağına sahip olamamıştır. Tabii,
Kızılcahamamın İstanbul yolu üzerinde olması, önemli
bir aks üzerinde olması mutlaka daha fazla gelişmesine olanak
sağlamıştır. Ancak yine de Haymanaya gereken önemin
verilmediğini düşünmekteyim. Gerek yerli gerekse yabancı
turistin Haymanaya olan ilgisinin artmasını
sağlamalıyız.
Haymana
kaplıcalarının romatizmal hastalıklarda, cilt
hastalıklarında tedavi edici amaçla sıklıkla tercih
edildiğini hep birlikte bilmekteyiz. Ağrı giderici, özellikle
bel ve sırt ağrılarını gidermede; egzama, Alzheimer,
kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıkların tedavisinde
çok yarar sağladığına ilişkin bilim
adamlarının ve uzmanların bu konuda bilgileri söz konusudur.
Yani
burayı bir sağlık ve şifa merkezine dönüştürebiliriz.
Dünyanın dört bir yanından insanları Haymanada
ağırlayabiliriz. Oteller, spor tesisleri, hastaneler, cilt bakım
merkezleri, restoranlar ile yaşam ve nefes alanı ile kendine yeten,
hatta ülke ekonomisine katkı da sağlayan bir ilçeye dönme
olanağı varken Haymanaya aslında Meclis olarak gerekli
katkıda bulunmamız gerekir.
Bu
bağlamda, Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu
araştırma önergesini çok değerli buluyorum. Haymana yılda
kaç yerli ve yabancı turisti ağırlayabilir? Bu sayıyı
gelecek yıllarda nasıl artırabiliriz? Ne tür teşviklerle burası
bir şifa merkezine dönüştürülür? Buna dair kapsamlı bir
araştırma yapılması gerektiğini tekrar burada ifade
etmek istiyorum.
Başkente
75 kilometre uzaklıkta bulunan, doğal kaynaklar bakımından
eşsiz bir zenginliğe sahip bir ilçe nasıl olur da her geçen
yıl nüfus olarak biraz daha azalıyor, bütün bunların
araştırılıp tartışılması gerekmektedir.
Önergenin
lehinde oy vereceğimizi bildirerek sizleri tekrardan saygıyla
selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Doğan.
Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Ahmet
Gündoğdu konuşacak.
Buyurun
Sayın Gündoğdu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK
PARTİ GRUBU ADINA AHMET GÜNDOĞDU (Ankara) Değerli Başkan,
değerli arkadaşlarım; bugün Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum.
Sözlerime
başlarken bütün sağlık emekçilerinin Tıp
Bayramını kutluyorum. Bu millete hizmet yolunda şehit
olmuş, vefat etmiş tüm sağlıkçı kardeşlerime
rahmet diliyorum.
Bugün
ordumuz Afrinde 80 milyon milletimizin güvenliğini sağlamak için
Türkiyenin dışarıdan gelen tehditlerine karşı
sınır ötesi bir harekât içerisindedir. Onlara da Allah
yardımcıları olsun diyorum ve bütün şehitlerimize rahmet
diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, Ankaranın -Haymana, Ayaş, Kızılcahamam
ilçelerimiz başta olmak üzere- kaplıcalar diyarı olduğunu
çok iyi biliyoruz. Bugün, Haymana kaplıcalarının doğal
sıcaklığının, su derecesinin 40-45 derece
arasında olduğunu, romatizma hastalıkları ve cilt
hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın
tedavisine iyi geldiğini, içme kürlerinde de diş ve kemik
sağlığına iyi geldiğini uzmanlar ifade ediyor.
Haymana,
2006 yılında termal turizm merkezi ilan edilmiştir. İlçede
10 adet termal turistik tesis, 3 adet devre mülk, 3 adet kaplıca tesisi
bulunmaktadır. 10 adet tesiste 675 oda, 1.514 yatak bulunmaktadır.
Devre mülklerle birlikte ilçenin toplam yatak kapasitesi 1.850dir.
Kaplıca
suyumuzun 2017 yılında İstanbul Tıp Fakültesi
tarafından uluslararası tescili yapılmıştır.
Kaplıca suyunun tanıtımı Başbakanlık Tanıtma
Fonu tarafından hayata geçirilmiş, 1 milyon 600 bin TL destek
sağlanmıştır. Almanyada Avrupa Başarı Ödülü
almıştır. EMITT fuarına katılmıştır.
Şu anda da Rusya Moskovada tanıtımı yapılmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, bu CHP grup önerisini Haymanamızı, termal
sularımızı tanıttığı için önemsiyorum ancak
milyonlarca vatandaşımızın beklediği, kararı
alınmış çalışmalar dolayısıyla aleyhinde
olacağımızı ifade ediyorum. Levent Başkana ve ekibine
Haymananın tanıtımına katkı sunduğu için
teşekkür ediyorum ama önergelerini okuduğumuzda Şunlar
yapılmalıdır. diye ifade ettikleri şeylerin büyük
çoğunluğunun hayata tarafımızdan geçirilmiş
olması dolayısıyla da partimle ve çalışma
arkadaşlarımla gurur duyduğumu ifade ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gündoğdu.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı talep ediyoruz.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gök.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkanım, gündeme getirdiğim konu
önemli bir konu ve siyasetüstü olduğunu başından beri ifade
ettim. Ben bu konuda Haymanada görev yapan AK PARTİli Belediye
Başkanının yaptığı tüm çalışmaları
da sahipleniyorum ve hiçbir siyasi mülahazaya da tartışmaya da geçit
vermeksizin her türlü çalışmalarına katkı
sağlıyorum. Ancak Haymanada geçtiğimiz sezonda bütün
pansiyonlar kapalı kaldı Sevgili Başkanım. Yapılanlar
belki yapılıyor ama yapılan çalışmalar yetersiz.
Bakın, Fransada çok küçük bir ilçe kasabası, Vichy kasabası 500
bin yabancı turisti getirtebiliyor. Benim derdim, Haymananın da bunu
aşacak bir potansiyeli olduğunu bilmemden kaynaklanıyor. Ta
milattan önce 280 yılından beri kullanılan, Etilerin,
Galatların, Romalıların kullandığı bu
kaplıca suyu o kadar değerli ki, dünyadaki kaplıca suları
arasında yapılan araştırmada ilk sırada çıkıyor.
Biz bu sayede hem Haymana turizmine hem de Türkiye turizmine katkı
sağlayacak çok önemli bir potansiyeli gündeme taşıyabiliriz.
Kaldı ki bu yapacağımız araştırmayla Türkiyede 2
binin üzerindeki kaplıcanın da önünü açmış oluruz.
Şimdi,
böylesine stratejik bir önergede bütün milletvekillerimizi, başta sizi
olmak üzere herkesi Haymanaya davet ediyoruz. Bir kere bu suyun özelliklerini
görmemiz gerekiyor. Ancak yapılmak istenen tablo şu: Kaplıca
suyu sadece günlük gelip banyo ihtiyacı için kullanılmamalı.
Amacımız, sağlık turizmine dönük olarak yedi günlük, üç
haftalık ya da bir aylık kürlerle kullanılması ve bu
konuda
BAŞKAN
Sayın Gök, çok teşekkür ederim, çok hassasiyetle duruyorsunuz bu
konunun üstünde ama
LEVENT
GÖK (Ankara) Bir cümlede bitireyim.
Yani
yabancı turistleri biz ülkelerinden alıp buraya getirebiliriz ya da
başka ülkelerdeki vatandaşları. Bunu araştırmak
Haymananın mütevazı çabalarıyla olmuyor Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gruplarla
konuşup bundan sonra gündeme getirebilirsiniz ama Sayın Gök. Müsaade
ederseniz, gündeme devam etmek istiyorum.
LEVENT
GÖK (Ankara) Peki.
Son
söz: Sakarya Savaşında son kale olan Haymana bu desteklenmeyi,
sahiplenmeyi hak ediyor.
Ben
diliyor ve umuyorum ki iktidar partisi de buna destek verecektir ve bu
önergemiz kabul edilecektir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.51
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Fehmi KÜPÇÜ
(Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Öneriyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan elektronik cihazla
oylamaya yapacağız.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:15.54
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.11
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur).
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisinin ikinci oylamasında da karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Oylamayı
elektronik cihazla yapacağız.
Oylama
için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kabul eden var mı Sayın Başkan bu
önergeyi? Önergeyi kabul eden yok herhâlde hiç. Kabul eden var mı
Sayın Başkan? Kimse kabul etmiyor, önerge sahipleri de kabul etmiyor,
neyi oya sunuyorsunuz, önerge sahibinin kabul etmediği şeyi niye
oyluyorsunuz?
BAŞKAN
Kâtip üye yok deyince
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Kabul mü, ret mi diye iradesini elektronik beyan ediyor herkes
şu anda.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, önergesini kabul etmeyen
kişinin önergesini sayın milletvekillerine niye Kabul ediyor
musunuz? diye soruyorsunuz? Önerge sahibi zaten kabul etmiyor.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ne biliyorsun etmediğini.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Yok, orada yok.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Nerede yok?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kayıtlarda yok.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Nereden biliyorsun bitmemiş kaydı? Allah Allah
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Şimdi bakacak.
LEVENT
GÖK (Ankara) Elitaş, boşuna konuşma!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Önerge sahibi kabul etmiyor Sayın
Başkan.
LEVENT
GÖK (Ankara) Elitaş, herkes neyin, ne olduğunu görüyor. Niye kabul
etmiyorsunuz bunu?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Görelim bakalım, var mısınız?
Zaten 138i etkilemeyecek sizin varlığınız. Bizim
varlığımız veya yokluğumuz önemli, sizin
varlığınız, yokluğunuz önemli değil.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır, öneri kabul edilmemiştir.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kabul kaç tane Sayın Başkan? Kabul var
mı, kabul?
BAŞKAN
Var herhâlde; bizde katılanlar öyle gözüküyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kaç tane Sayın Başkan?
BAŞKAN
- Aslında Sayın Elitaşın
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Gök, size söz vereceğim bir dakika öneri sahibi milletvekili
olarak ama Sayın Elitaşın söylediği itirazda çok
haklılık payı var diye düşünüyorum.
Tabii,
sizlerin kullandığı oyun ne olduğunu bilmiyorum, evet veya
hayır şeklinde ne oy kullandığınızı
bilmiyorum öneri sahibi olan grup üyelerinin ama karar yeter
sayısının istenmesi biraz yerinde olmadı gibi geldi bana bu
noktada.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı değil o istenen.
BAŞKAN
Efendim?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Sayın Elitaşın
itirazı haklı değil çünkü önce işari sordunuz; biz hepimiz
el kaldırdık, gördünüz. Sonra karar yeter sayısı yok diye
elektronik oylamaya geçtiniz.
BAŞKAN
Siz karar yeter sayısı isteyince mecburen elektronik oylama
yapıyoruz.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ama hani diyor ya, Evet oyu
BAŞKAN
Neyse, tamam; çözüldü.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Hayır, hayır. Ama şunu doğru söyleyelim:
Evet oyu veren yok, niye soruyorsun? diyor. Oysa siz sorduğunuzda
buradaki herkesin evet oyu verdiğini gördünüz. O yüzden de
baktınız karar yeter sayısı yok, ikinciyi de elektronik
yaptınız. Sayın Elitaşın söylediğinin neresi
doğru?
BAŞKAN
Ama şimdi, bakın, bunu tartışmak istemiyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Hayır, dediğinin neresi doğru?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tartışmaya gerek yok Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Bunu tartışmak istemiyorum çünkü karar yeter sayısı
isteyince
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) E, isteyeceğiz tabii.
BAŞKAN
mecburen bu söylediğimiz usulü uygulamak, yerine getirmek
zorundayız.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Evet ama bizim ilk oylamada, işaride evet oyu
verdiğimizi gördünüz. Buradaydık ve evet verdik yani.
LEVENT
GÖK (Ankara) İlkinde de evet oyu verdik.
BAŞKAN
Yani orada ben Karar yeter sayısı vardır. deseydim itiraz
etmeyecek miydiniz Sayın Özel?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Hayır, elbette edecektim, karar yeter
sayısını ben istedim.
BAŞKAN
E, yani karar yeter sayısı niye istediniz diyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Hayır, istemeyip de ne yapayım yani!
BAŞKAN
Tamam, peki.
Sayın
Gök, bir dakika
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, vermiş
oldukları araştırma önergesinin önemi konusunda iktidar
partisinin ve ülkeyi yönetenlerin daha hassas olup buna sahip
çıkacaklarını umut ettiğine ilişkin
açıklaması
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, Haymanalılar kendilerini
havası sert, suyu sıcak, mert insanların
yaşadığı bir ilçenin hemşehrileri olarak
tanımlarlar. Ben bugün dile getirdiğimiz bu araştırma
önergesinin önemi konusunda iktidar partisinin ve ülkeyi yönetenlerin daha
fazla hassas olup buna sahip çıkacaklarını umut ediyorum ve
diliyorum çünkü Haymanalılar böyle bir sahiplenilmeyi gerçekten hak ediyor
ve bu araştırma önergemizle biz ülke ekonomisini, Haymanayı,
Ankarayı, Türkiyeyi nasıl ayağa
kaldırırızın bir araştırmasını
yapıyoruz. Ben bu duygularla Haymana halkını bir kez daha
selamlıyorum. Onlar her türlü övgüyü ve sahiplenmeyi fazlasıyla hak
ediyorlar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Gök.
Ben de size söylemek isterim, paylaşmak
isterim sizinle, ilk fırsatta Haymanaya bir ziyarette bulunmak isterim.
LEVENT GÖK (Ankara) Ben davet ediyorum efendim.
BAŞKAN Haymana turizminin veya
kaplıcalarının gelişmesinde hepimizin sorumluluğu var.
Yetkililerimizin bunu titizlikle yerine getireceğine olan
inancımı da paylaşmak isterim sizinle.
Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz
sayın milletvekilleri.
VIII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda boş
bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN Avrupa Birliği Uyum
Komisyonunda boş bulunan ve Halkların Demokratik Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca aday
olmuştur.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 533) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
8/3/2018 tarihli 68inci Birleşimde İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 533 sıra
sayılı Kanun Tasarısının ikinci bölümünde yer alan
30uncu maddesi kabul edilmişti.
Şimdi 31inci maddenin üzerindeki önergeleri
görüşeceğiz. Bu önergeleri görüşmeden önce Sayın Özele bir
dakika yerinden söz veriyorum.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Plan Bütçe
Komisyonu üyelerinin ilgili oldukları bir kanun görüşülürken
Komisyonun eş zamanlı çalışmasının doğru bir
yasama yöntemi olmadığına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, bu kanun bir torba kanun
ve Plan ve Bütçe Komisyonuna gitti, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüldü,
buraya geldi. Maalesef Plan ve Bütçe Komisyonu da artık bir alt meclis
gibi çalışıyor. Geldi buraya, şimdi burada
görüşmelerine devam edeceğiz ama bu sırada Plan ve Bütçe Komisyonunun
bu uzmanlık gerektiren konulara tüm
partilerden en hâkim üyeleri Plan ve Bütçe Komisyonunda başka bir
görüşme yapıyorlar. Böyle olunca, hani yasama kalitesi diyoruz -gerçi
artık yerlerde sürünüyor maalesef yaptığımız
işlerin yasama kalitesi, bir noktası, virgülü
değiştirilmeden geçen kanunlarla övünür hâle geldi Meclis ama- bari
Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin ilgili oldukları bir kanun
görüşülürken Komisyon eş zamanlı çalışmasın. Bu,
büyük bir sıkıntı. Bu, doğru bir yasama yöntemi değil.
Buna dikkat çekmek istedim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 533) (Devam)
BAŞKAN
31inci maddede iki adet önerge vardır, aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Kanun Tasarısının 31inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım Mahmut
Toğrul
Adana Adıyaman Gaziantep
Mehmet
Ali Aslan Müslüm
Doğan Hüda
Kaya
Batman İzmir İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ
BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde İstanbul
Milletvekili Sayın Hüda Kaya konuşacaklar.
Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından
alkışlar)
HÜDA KAYA (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün dünyamızın değerli bilim
adamlarından Stephen Hawking 76 yaşında vefat etti. Engelli bir
yaşam sürerek dünyanın en verimli bilimsel
çalışmalarını ortaya koyan bir insan. Kendisine Allahtan
rahmet diliyorum ve onun şu sözünü paylaşmak istiyorum: Hepimiz
farklıyız. Hayat ne kadar kötü görünse de her zaman
yapabileceğin, başarılı olabileceğin bir şey
vardır. Nefes aldıkça umut vardır.
Bugün genelde konuşmacılarımız
14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle tıp ve sağlık
alanıyla ilgili meselelerden bahsettiler. Ben de kısaca hemen, vaktim
yettiğince toplumsal ve bireysel sağlıkla ilgili birkaç noktaya
vurgu yapmak istiyorum. Yüzlerce sağlıkçı ülkemizde ya
mesleklerinden atılmış durumda ya da atandıkları hâlde
güvenlik soruşturmaları bahanesiyle mesleklerini yapamaz durumdalar
ve bu anlamda, ciddi mutsuz bir sağlıkçı kitlesinin
olduğunu biliyoruz.
Doktorlara bir insan değillermiş gibi
otomatik hasta bakım sayısı dayatılmasından
vazgeçilmelidir.
Ve şöyle bir veri var elimizde,
sağlık alanında çalışan ve intihar etmiş
olanların bir rakamı var: 2015te 10u hekim, 71i hemşire, 99u
personelden oluşan 180 sağlık emekçisi; 2016da 11i hekim,
56sı hemşire, 62si diğer personelden 129 sağlık
görevlisi; 2017de ise 3ü hekim, 53ü hemşire, 66sı diğer
personelden 122 sağlıkçı intihar etmiştir. Yaşam
koşulları, iş şartları ve toplumsal mutsuzluk ve
yaşama karşı dayanıksızlık noktasında
intihar noktasına gelmişlerdir.
Ve geçen gün de söyledim, ülkemizde mutsuz ve hasta
insan sayısında büyük bir patlama yaşanmaktadır. Dokuz
ayda, sadece dokuz ayda 33 milyon kutu antidepresan tüketilmiş
durumdadır Türkiyede. Ve Türkiyede ruh sağlığı bozuk
her 6 kişiden 1i ancak yardım alabilmektedir. Ve Türkiye, psikiyatri
alanında yatak sayısı en az ülke olarak ikinci
sıradadır. Yine, psikiyatri alanında uzman olan yetkililerin
ifadesiyle, her 3 kişiden 1i toplumumuzda ruh sağlığı
problemi yaşamaktadır.
Değerli arkadaşlar, Dünya Sağlık
Örgütü, eğer önlem alınmazsa 2020 yılında dünyanın çok
büyük bir sağlık sorunuyla karşı karşıya kalacağını
ve bir depresyon problemi ortaya çıkacağını belirtiyor.
Sevgili arkadaşlar, toplum bir bina ise
bireyler de bu binanın tuğlalarıdır, yapı
taşlarıdır; değerler ise bu binanın çimentosudur. Bu
değerler evrensel değerlerdir, bütün insanlık için önemli ve
vazgeçilemez olan değerlerdir. Çimento olmadığında yani bu
değerler yozlaştığında, çürümeye
başladığında bina yani toplum dağılmaya yüz
tutmuş demektir. Bu ortak ve evrensel değerler hem bireyin hem
toplumun sağlıklı bir gelişim ve mutluluğu için olmazsa
olmazdır.
İnsanın mutluluğa giden yolda iki
temel, önemli noktası vardır. Birincisi, kişinin önce kendini
tanımasıdır, ikincisi ise insanlarla doğru iletişim
kurabilmesidir. Ruh hekimlerine başvuranların büyük
çoğunluğu mutsuzluk ve yalnızlıktan yakınmaktadırlar
aslında. Mutluluk ne demek? deyince fark edip iyiye ve doğruya doğru
gitmektir. Fakat bugün, iktidar politikalarıyla, insanların
farkında olmasını, kendini, iyiyi keşfetmesini engelleyici
baskı ve dayatmalarla büyük bir kuşatma yaşamaktadır toplum.
Ülkemizde ruh sağlığı kalmamıştır. Güven,
itimat, inanç, sadakat, vefa, dürüstlük değerlerimiz
sağlıklı değildir, çürümüştür ve yozlaşmaya devam
etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) Ben de teşekkür ederim.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 31inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla
Zekeriya
Temizel Bihlun
Tamaylıgil Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Lale
Karabıyık Bülent
Kuşoğlu Kazım
Arslan
Bursa Ankara Denizli
MADDE
31- 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde ilave
edilmiştir.
"GEÇİCİ
MADDE 39- 17/4/1957 tarihli ve 6948 sayılı Sanayi Sicili Kanununa
göre sanayi sicil belgesini haiz katma değer vergisi mükelleflerine
münhasıran imalat sanayiinde kullanılmak üzere yapılan yeni
makina ve teçhizat teslimleri ile 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki teknoloji
geliştirme bölgesi ile ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde,
28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme
ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
kapsamındaki Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 3/7/2014 tarihli ve 6550
sayılı Araştırma Altyapılarının
Desteklenmesine Dair Kanun kapsamındaki araştırma
laboratuvarlarında Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde
bulunanlara, münhasıran bu faaliyetlerinde kullanılmak üzere
yapılan yeni makina ve teçhizat teslimleri 31/12/2019 tarihine kadar katma
değer vergisinden müstesnadır.
Bu
kapsamda yapılan teslimler nedeniyle yüklenilen vergiler, vergiye tabi
işlemler üzerinden hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla
telafi edilemeyen vergiler, bu Kanunun 32 nci maddesi hükmü uyarınca
istisna kapsamında işlem yapan mükellefin talebi üzerine iade edilir.
İstisna
kapsamında alınan makina ve teçhizatın, teslim tarihini takip
eden takvim yılının başından itibaren üç yıl
içinde; imalat sanayii veya Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetleri
dışında kullanılması veya elden
çıkarılması hallerinde, zamanında alınmayan vergi
alıcıdan, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile
birlikte tahsil edilir. Zamanında alınmayan vergiler ile vergi
cezalarında zamanaşımı, verginin tarhını veya
cezanın kesilmesini gerektiren durumun meydana geldiği tarihi takip
eden takvim yılının başından itibaren başlar.
İmalat
sanayiinde kullanılmak üzere istisna kapsamında teslim edilecek
makina ve teçhizatı belirlemeye Bakanlar Kurulu, bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARÜK ÖZLÜ (Düzce) Katılmıyoruz
efendim.
Önerge
üzerinde Denizli Milletvekili Sayın Kazım Arslan konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Arslan. (CHP sıralarından alkışlar)
KAZIM
ARSLAN (Denizli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 533
sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının 31inci maddesinde vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tasarıyla 3065 sayılı KDV Kanununa geçici
39uncu madde eklenmek suretiyle bazı istisnalar getirilmiştir. 6948
sayılı Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz olan
katma değer mükellefleri ile yine, imalat sanayisinde kullanılmak
üzere imal edilen makine ve teçhizatın teslimleriyle ilgili
işlemlerde; yine, 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Kanunu kapsamında yapılan makine ve teçhizatla ilgili;
yine, 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve
Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında
olan imalatlar, AR-GE ve tasarım merkezlerinde yine kullanılan makine
ve teçhizat; 6550 sayılı Araştırma
Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında
getirilen AR-GEyle ilgili yenilik ve tasarım faaliyetlerinde
kullanılmak üzere yapılan yeni makine ve teçhizatla ilgili ödenecek
olan KDVlerin uygulamadan kaldırılması ve bir istisna
getirilmesi amaçlanmıştır.
Bunun
için yapılan uygulamalarda, bu kanun gereğince, 32nci madde
uyarınca KDV istemi, iadesi de yapılabilecektir. Yani bir istisnaya
gerçekten tabi olmasına rağmen, hakikaten KDV ödemelerinde bir
fazlalık varsa bu istemin Maliye Bakanlığından
yapılması hâlinde böyle bir iade de söz konusu olacaktır.
İstisna
kapsamındaki bu makine ve teçhizatlar için üç yıl içinde imalat sanayisi
ve AR-GE yenilik ve tasarım faaliyetleri dışında
kullanılması veya elden çıkarılması hâlinde Maliye
Bakanının bu iade etmiş olduğu KDV'yi geriye iade
alması noktasında bir işlem yapabilecektir. Bununla ilgili
olarak, gerçekten, cezanın kesilmesi ve bu ödenen verginin geri
alınması için de yine, ödenen yılı takip eden bir yıl
içinde bunun zaman aşımının
başlayacağını ve bu yıllar içinde iade
alınmasının da zorunlu olduğunu belirtmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, istisna kapsamına alınacak makine ve teçhizatı
belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Bunun
usul ve esaslarıyla ilgili uygulamaya da Maliye Bakanlığı
yetkili kılınmıştır. Tabii, burada uygulanacak
istisna, gerçekten, makine ve teçhizat bölümünde imalat yapan, aynı
zamanda kullanan kesimlere bir fayda sağlayacaktır. Ama sadece
bununla yeterli kalınmamalıdır çünkü ithalatta inanılmaz
bir şekilde ara malı ithal ettiğimiz ve birçok imal
ettiğimiz makineleri de başka ülkelere satmakta zorlandığımız
bilinmektedir. Bu nedenle birçok ara malı ithal ederek döviz kaybına
neden olmaktayız. Bu nedenle makine ve teçhizat imal eden firmalara,
işletmelere de birçok istisna getirmek, vergi indirimleri yapmak,
elektrikte ve doğal gazda indirimler yapmak suretiyle rakip ülkelerle
rekabet edebilecek bir düzeye getirmemizin de faydası
olacağını belirtmek istiyorum. Çünkü bu alanda inanılmaz
bir şekilde hem imkân kaybına yol açıyoruz hem de ara mal ithal
ederek ithalatımızın artması ve 2017deki imalat
sanayisindeki ithal ettiğimiz ürünlerin de azaltılması için bu,
bir çare olacaktır diye belirtmek istiyorum.
2017
yılında ithalatımız gerçekten rekor
kırmıştır, 234 milyar dolara ulaşmıştır
ve 77 milyar dolar da dış ticaretimiz açık vermiştir. Bu
açıklardan kurtulmak ve aynı zamanda ithalatımızı
azaltmak için bu tür tedbirlere ihtiyaç vardır diyorum, sözlerimi
bitiriyorum.
Hepinize
çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı talep ediyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 16.36
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 31nci maddesi
üzerinde İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Oylamayı
elektronik cihazla yapıyorum ve oylama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.51
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 31inci maddesi
üzerinde İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel ve
arkadaşlarının önergesinin ikinci oylamasında da karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler arasında bir
anlaşmazlık var; iki dakika oylama süresi veriyorum.
Oylamayı
elektronik cihazla yapacağız.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
32nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Kanun Tasarısının 32nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım Mehmet
Ali Aslan
Adana Adıyaman Batman
Mahmut
Toğrul Müslüm
Doğan
Gaziantep İzmir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde İzmir Milletvekili Sayın Müslüm Doğan
konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Doğan. (HDP sıralarından alkışlar)
MÜSLÜM
DOĞAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
533 sıra sayılı Yasa Tasarısının 32nci maddesi
hakkında partim adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli
milletvekilleri, iki gün önce Diyanet İşleri Başkanı
Sayın Ali Erbaş bir televizyon programında Alevi
kardeşlerimiz cemevlerinde muhabbetlerini yapabilirler,
namazlarını da kılmak istiyorlarsa kılsınlar.
Müslümanların ibadet yeri camidir. Camiler hem Sünni hem Alevinin ibadet
yeridir. diyor.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, öncelikle ifade etmek isterim ki inanç
insanların tercihiyle ilgili bir husustur. Farklı
inanışlardan, farklı milliyetlerden oluşan bir ülkede
yaşıyoruz. İnancımız ve öğretimizin,
Aleviliğin neye tekabül ettiğini de siz çok iyi biliyorsunuz. Alevi
inancı ve öğretisini insanıkâmile ulaşma çabası olarak
değerlendirdiğimizi o süreçte hemen hemen hepiniz de kabul edersiniz
ama şunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Sonra, cemevi caminin de
karşıtı değildir arkadaşlar, ne cami cemevinin
karşıtıdır ne de cemevi caminin
karşıtıdır. Bu, ülkemizin bir zenginliğidir ama siz
Diyanet İşleri Başkanı olarak anayasal bir suç
işliyorsunuz. İnsanların inançlarıyla oynuyorsunuz,
inançlarıyla ilgili hususlarda ötekileştiriyorsunuz, böyle bir
siyaset izliyorsunuz. Ne demek Camiye gelin. demek? O tercihi insanlara
bırakacaksınız.
Sonra,
bir şey söyleyeyim: Cumhuriyetin ilk yıllarında, 1924
yılında çıkartılan kanunun özüne
baktığımızda, niçin çıkartıldığına
baktığımızda, yine 1965 yılındaki düzenlemede ve
1982 Anayasasıyla birlikte getirilen düzenlemedeki metinde deniyor ki
Diyanet İşleri Başkanlığı inançlara eşit
uzaklıkta olacak, tüm inançlara eşit olacak, bir koordinasyon görevi
yapacak ama siz, bu koordinasyon görevini aşıyorsunuz, bir inanca
hizmet ediyorsunuz ve Alevileri ötekileştiriyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, öncelikle, yine, ifade etmek istiyorum ki Alevilerin
fetvalarla ilişkisi olamaz. Alevilerin dedeleri vardır, pirleri
vardır, mürşitleri vardır. İmam Cafer buyruğunda belirtilen
dört kapı, kırk makamdan yürüyerek ideal insana ulaşma
çabası ve kaygısını yüreğinde hisseden
insanlardır bunlar. Ehlibeyt sevgisi vardır. Allah, Muhammed, Ya
Ali! diyen bir inancın, bir öğretinin insanlarına bu yolu
göstermek sizin haddinize değildir. Memur olduğunuzu da
unutmayacaksınız. Diyanet İşleri Başkanı
olabilirsiniz ama bu konudaki tavrınız, bu konuda ortaya
koyduğunuz çağrı kabul edilemez, bu
çağrınızı geri almanız gerekmektedir. Bu
çağrı, inançların birbirinden uzaklaşmasına neden
olacak bir çağrıdır. Alevi camiye de gidebilir, Sünni de
cemevine gelebilir, bu çağrıya niye ihtiyaç duyuyorsunuz bugünlerde?
Bunun bir nedeni var mı, niye ihtiyaç duyuyorsunuz? Buna karar verecek
olan insanlar, buna karar verecek olanlar inanç sahipleridir, öğreti
sahipleridir ama siz bu konuda bir zorlama yapamazsınız. Laik,
demokratik cumhuriyetin en temel kurumudur aslında laiklik anlamında
Diyanet İşleri Başkanlığı ama maalesef bir
asimilasyon kurumuna dönüştü. Yarattığı din, din
değil. Artık inancın bir iktidar aracı olarak
kullanıldığı bir ülkede, diyanet işleri reisliği
ya da başkanlığı bağımsız, objektif bir
kurum olma niteliğini yitirmiştir. Bu, Alevilere haksızlıktır.
Sayın Diyanet İşleri Başkanının derhâl bu
sözlerini geri alması gerekmektedir; yol gösteremez, fetva veremez.
Size
bir fetvadan daha örnek vermek isterim. Diyanet İşleri
Başkanlığının sitesinde yer alıyor. Bir soru
şöyle sorulmuş: Aleviyle evlenilir mi? Vatandaş sormuş,
cahil bir vatandaş, olabilir, eğitimsiz olabilir, kötü niyetli de olmayabilir.
Verilen cevap arkadaşlar: Müslüman Müslümanla evlenir. Böyle mi cevap
verilir arkadaşlar? Bu cevabı lütfen çözer misiniz? Ne demek Müslüman
Müslümanla evlenir?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Alevi, Müslümandır canım.
MÜSLÜM
DOĞAN (Devamla) Peki, sorulan soru ne? Bu ötekileştirme
siyasetinden Diyanet İşleri Başkanlığının
kurtulması gerekiyor. O yüzden de Aleviler diyor ki: Bu Diyanet
İşleri Başkanlığı kaldırılsın. O
kadar bütçeye sahip, 6 bakanlığın bütçesinden daha büyük, sadece
bir inanca hizmet eden bir kurum cumhuriyetin kurumu olamaz diyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Doğan.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Öneriyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum ve grup başkan vekillerini
toplantıya davet ediyorum.
Kapanma Saati: 17.19
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 17.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 32nci maddesi
üzerinde İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır,
önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 32nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya Temizel Bihlun
Tamaylıgil Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Lale
Karabıyık Bülent
Kuşoğlu Mahmut
Tanal
Bursa Ankara İstanbul
Ahmet
Akın
Balıkesir
MADDE
32- 4/6/1985 tarihli 3213 sayılı Maden Kanununun 30 uncu maddesine
aşağıdaki fıkra ilave edilmiştir.
Bu
madde kapsamında bir sahanın ihalesinin iki defa
yapılmasına rağmen sahaya müracaat olmaması durumunda
sahanın aramalara açık hale geleceği Genel Müdürlükçe ilan edilir.
İlan edilen sahaya otuz günlük sürede müracaat olması durumunda
belirlenen ihale taban bedeli üzerinden ruhsatlandırılır.
Müracaatın birden fazla olması durumunda müracaat edenler
arasında yeniden ihale edilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BİLİM,
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FARUK ÖZLÜ (Düzce)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Balıkesir Milletvekili Sayın Ahmet Akın konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Akın. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET
AKIN (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle, sağlıklı toplum olabilme
yolunda vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden
yararlanması için var gücüyle çalışan tüm hekimlerimizin 14 Mart
Tıp Bayramını kutluyorum. Ayrıca vekil
arkadaşlarımız içinde de hekimlerin hepsinin bayramını
tek tek kutluyorum.
Bu
madde, Maden Yasasında değişiklik öngörüyor ve her zamanki
gibi, bu tasarıda, maalesef madencilerimiz yine unutulmuş. Torba
kanunu çorba kanuna çeviren iktidar, kendine yarayan her şeyi koyuyor
fakat madencilikle ilgili hiçbir şey, madencilerle ilgili hiçbir maddeyi
koymuyor. Çok değerli arkadaşlarım, AKPnin ulusal bir
madencilik yasası yoktur ve ulusal bir madencilik politikası
anlayışıyla yapılmayan bir maden yasası da kesinlikle
ve kesinlikle eksiktir.
Bugün
sağlıktan bahsettik. Evet, sağlıklı yaşama
hakkı, Anayasamızda düzenlenen bir haktır ve bu hakkı
korumak da devletin asli görevlerindendir. Hükûmet de bu hak doğrultusunda
çalışmalar yapar, tasarruflar sağlar. Fakat gelin görün ki,
bırakın sağlıklı yaşama hakkını,
madencilerimizin yaşama hakkı dahi ellerinden alınıyor.
Ülkemizde Madenciler Gününde bile maalesef 3 tane maden cinayeti
gerçekleşti. Maalesef, kara elmas, madencilerimize tabut oldu.
Çok
acıdır ki Zonguldaklı bir madencimiz aynen şöyle özetliyor:
Aşağıda ölüm var, yukarıda açlık.
Aşağıdaki ölüm, olasılık; yukarıdaki açlık,
kesin. İşte sizin yerli ve millî dediğiniz politikanın
açık ve net özeti budur. Bu dramatik tabloyu Zonguldaklı madencimiz
gayet net, gayet açık şekilde anlatmış.
Değerli
arkadaşlarım, madencilerimize ölümü gösterip sıtmaya razı
eden, AKP Hükûmetinin maalesef tam da kendisidir. Güvencesiz, sendikasız,
yerin tam 7 kat dibinde ekmek parası için ölümü göze alarak
çalışan maden işçilerimizin Hükûmetin gözünde zerre kadar yeri
yoktur, değeri yoktur. Maalesef bunun ortadaki tespiti de belgesi de
ülkenin en tepesindekinin maden ölümlerini bir fıtrat olarak
söylemesidir.
Olması
gereken, elbette, sahip olduğumuz zenginlikleri ortaya çıkarıp
bunları en iyi şekilde kamusal bir anlayışla
değerlendirmek ama gelin görün ki sizlerin döneminde,
iktidarlarınız döneminde redevans sistemiyle, taşeronlaşmayla
madencilik sahaları resmen özel sermayeye peşkeş çekildi. Peki,
bunlar peşkeş çekilirken madencilerimizin hayatları veya
imkânları, ücretleri ne oldu? Hiçbir şey olmadı, daha da kötüye
gitti.
Değerli
arkadaşlar, bakın, bunlar Sayıştayın raporları.
Sayıştayın Türkiye Taşkömürü Kurumuna ilişkin denetim
raporunda, kazaların hızla arttığı tespit
edilmiş, göçüklerin ve yangınların meydana gelmemesi için de
önlem alınması gerektiği belirtilmiş. Soma ve Ermenek gibi
maden ocaklarında yüzlerce işçi ölümüyle sonuçlanan maden
cinayetlerinin benzerlerinin Zonguldak havzasında da
yaşanabileceği buradan vurgulanmış.
Bakın,
bu raporlarda yer alan bazı önemli maddeleri sizlerle
paylaşacağım ve sizler bile hayret içinde
kalacaksınız. Bu raporlar devletin Sayıştay birimleri
tarafından uyarı olarak yazılmıştır. Burada
yazılanlara göre: Karadon Müessese Müdürlüğü bünyesinde bulunan yer
altı işletmesinde bazı ekipmanların ATEX yani
yanmazlık sertifikaları bulunmuyor. Barajlanmış bölgeler
için baraj arkasındaki değerleri ölçmek amacıyla ocak
gazları ile sıcaklık ve basınç ölçümleri
yapılmıyor. Ayrıca, bazı barajlar sızdırmaz
nitelikte değil ve baraj arkasında oluşabilecek gaz
basıncı ve su basıncına karşı dayanımı
hesaplanmamış. Ayrıca, acil eylem planlarında
kaçış süreleri, kuyu kafeslerine olan uzaklıklara göre hesaplanmış
olup elektrik kesintilerinde kafesler çalışmıyor.
Çalışanlara verilen maskelerin servis süresi otuz dakika olup acil
bir durumda ocağı terk etmek için kuyu dışındaki
ulaşım yolları kullanıldığında maskelerin
süreleri yeterli değil. Bazı trafo dairelerinde yangın
söndürücüleri yok.
Değerli
arkadaşlar, bakın, gerekli tedbirler alınmazsa, eğer bunlar
dikkate alınmazsa yeni Somaların, Ermeneklerin
yaşanılması kaçınılmazdır. Buradan Hükûmeti
uyarıyorum: Sayıştayın raporlarında yer alan, tespit
edilen tehlikelerle ilgili bir an evvel gerekli tedbirleri alın ve bu
ülkede daha fazla ölümlere sebebiyet vermeyin.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akın.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Elektronik
cihazla oylama yapalım.
Üç
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
A) Çeşitli İşler (Devam)
2.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden
Kırklareli Anadolu Lisesi öğrencilerine Hoş geldiniz.
denilmesi
BAŞKAN
Kırklareli Anadolu Lisesi öğrencileri ziyaretimize gelmişler.
Hoş
geldiniz. (Alkışlar)
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 533) (Devam)
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.49
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu
açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 32nci maddesi
üzerinde Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan oylamayı
elektronik cihazla yapacağım.
İki
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.03
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.08
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu
açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 32nci maddesi
üzerinde Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın ve
arkadaşlarının önergesinin ikinci oylamasında da karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan oylamayı
elektronik cihazla yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
33üncü
maddede iki adet önerge vardır, aykırılık
sırasına göre okutacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Kanun Tasarısının 33üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım Mahmut
Toğrul
Adana Adıyaman Gaziantep
Müslüm
Doğan Mehmet
Ali Aslan Kadri
Yıldırım
İzmir Batman Siirt
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ
BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Siirt Milletvekili Sayın Kadri Yıldırım
konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Yıldırım. (HDP sıralarından
alkışlar)
KADRİ
YILDIRIM (Siirt) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Mart
ayı, 3ü de aynı zamanda birer İslam âlimi olan Kürt
büyüklerinden Molla Mustafa Barzani, Kadı Muhammed ve Üstat Said Nursi
hazretlerinin vefatlarına denk gelen bir aydır. Molla Mustafa Barzani
1903 yılının 14 Martında doğmuş ve 1979
yılının 1 Martında da vefat etmiştir. Kadı
Muhammed, yani Mahabad Kürt Cumhuriyetinin kurucusu, 1946
yılının 31 Martında İran rejimi tarafından idam
edilmiştir. Üstat Said Nursinin 1960 yılının 23
Martında vefat edip Şanlıurfada defnedildiği
Balıklı Göl yanındaki mezarından cenazesi korsanvari bir
şekilde çıkarılarak kaçırılmıştır. Hem
Molla Mustafa Barzani hem de Kadı Muhammed ve Said Nursi, Kürt sorununu
eşitlik ve kardeşlik çerçevesinde çözmek için, çözüme katkıda
bulunmak için ellerinden gelen çabayı sarf etmişlerdir. Fakat
bulundukları ülke ve bölge hükûmetleri ve devletleri bu bilge
şahsiyetleri dinlemek yerine onları cezalandırmayı tercih
etmişler ve Kürt sorununu da içinden çıkılmaz bir şekilde
katmerleştirerek günümüze kadar getirmişlerdir. Şimdi, yüz
yıl sonra aşağı yukarı, günümüzde de, Kürt sorununu
çözmek yerine Kürt sorunu, düşünmezsen yoktur. şeklinde ucube bir
tespit yoluna gidilmiştir. İyi ama, birisinin Kürt sorunu yoktur.
şeklinde düşünmesi için onun her şeyden önce insan olmaması
lazım. Zira, düşünmek insanın en büyük
alametifarikasıdır, yani ayırt edici özelliğidir ve var
olmanın da bir göstergesidir. Bundan dolayıdır ki Descartes
Düşünüyorum, öyleyse varım. demiştir. Durum böyle olunca Irak
ve Suriye'de Kürt-Arap kardeşliği yara aldı, İran'da
Kürt-Fars kardeşliği yara aldı ve maalesef Türkiye'de de
Kürt-Türk kardeşliği yara aldı ve bu yara hâlâ da kanamaya devam
etmektedir.
Said
Nursi hazretleri, yani mart ayının rahmetlilerinden olan Said Nursi
kendi zamanında Kürt bölgelerinde Arapça, Türkçe ve Kürtçenin ana dil
olarak eğitimde kullanılmasını istedi ve Kahire'deki
El-Ezher Üniversitesinin bir kız kardeşi olarak telakki ettiği
Zehra Üniversitesini veya Medresetüzzehrayı kurmak istedi fakat bundan
dolayı delilikle suçlandı ve tımarhaneye tıkıldı;
bununla da yetinilmedi, sürgünlere ve başka birtakım zorlamalara ve
baskılara maruz kaldı.
Aynı
şekilde, Barzani, kendisini gerici, hain, aşiretçi gibi
vasıflarla vasıflandıran Abdülkerim Kasım'a şöyle
demiştir: Abdülkerim Kasım rahat olsun, ben kendim için bir şey
istemiyorum, liderlik peşinde de değilim, Kürt halkının
meşru haklarını savunuyorum. Eğer benim Irakta bulunmam
onu rahatsız ediyorsa Kürtlerin meşru haklarını versin, ben
onun istediği yere gitmeye hazırım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADRİ
YILDIRIM (Devamla) Dolayısıyla, sevgili arkadaşlar, biz bu
büyüklerimizi dinlemediğimiz için, onların önerilerine kulak
vermediğimiz için kardeşliğimiz, dediğim gibi,
onarılmaz bir yara almıştır ve maalesef bu yara kanamaya
devam etmektedir.
Bu
münasebetle hepinize saygılarımı arz ediyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım...
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Oylamayı yapayım Sayın Elitaş, sonra
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
Elitaş, mikrofonunuz açıyorum; milletvekilleri, herkes duysun.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
görüşülen konuyla alakası olmayan konuşmaya Başkanlık
Divanının müsaade etmemesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kâtip üye arkadaşımız önergeyi
okurken dikkatle dinledim. Görüştüğümüz madde 33üncü madde.
Halkların Demokratik Partisinin -veya milletvekillerinin- önergesi:
30uncu maddenin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz. İsimleri yazılı 5
arkadaşımızın isimleri okundu. Hatibi dinledik. Kanuna
baktım, tasarıya baktım 33üncü madde nedir acaba? diye, 3213
sayılı Maden Kanununun 30uncu maddesine bir fıkra eklenmesi
ama burada anlatılan ile önerge arasında hiçbir alaka yok.
İç
Tüzükün 66ncı maddesine baktığınız takdirde, Meclis
Başkanının, hatibi konuya davet etme yetkisi var. Yani, lütfen,
bu yapılacak şeyler, gündem dışı konuşmalarda olması
gereken işler. Hiç alakası olmayan bir konuda, önergeyle alakası
olmayan bir konuda -çıkarma önergesi verilebilir, değişiklik
önergesi verilebilir ama hiç alakası olmayan bir konuda- yapılan
konuşmaya Başkanlık Divanının müsaade etmemesi
gerekir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - İç Tüzükün 66ncı maddesini müsaade
ederseniz okuyayım Sayın Başkan.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Hepimiz biliyoruz o maddeyi.
BAŞKAN
Sayın Elitaş, biliyorum İç Tüzükün ilgili maddesini,
yalnız oylamalı bir iş olduğu için, oylama konusuna da
dikkat edersek, hassasiyetle davranırsak bu işlemi yerine getiririm.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Nasıl efendim? Anlayamadım.
BAŞKAN
66ncı maddeyi biliyorum Sayın Elitaş, yalnız
oylamalı bir iş olduğunu da biliyorum. Sürekli ara veriyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, oylamayla ilgili değil efendim.
BAŞKAN
Evet, onunla ilgili.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Şöyle, Sayın Başkanım, müsaade
eder misiniz.
BAŞKAN
Buyurun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kürsüdeki üyenin sözü ancak Başkan
tarafından, kendisini İç Tüzüke uymaya ve konudan ayrılmamaya
davet etmek için kesilebilir. Birinci fıkra.
BAŞKAN
Evet.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İkinci fıkra da: İki defa
yapılan davete rağmen, konuya gelmeyen milletvekilinin aynı
birleşimde o konu hakkında konuşmaktan menedilmesi, Başkan
tarafından Genel Kurula teklif olunabilir.
Şimdi,
siz burada, İç Tüzükün 66ncı maddesinin birinci
fıkrasını kürsüdeki hatiplere uyguladığınız
takdirde, ikinci fıkraya geçme imkânı
Eğer hatip hâlâ sizin
ısrarınıza, uyarınıza rağmen direniyorsa, iddia
ediyorsa o zaman Genel Kurula başvurursunuz. Takdirlerinize
bırakıyorum. Çünkü hakikaten kanun çok önemli kanun. Arkadaşlarımız
çıkarma, değişiklik önergeleri verebilir ama kanunla ilgili
konuyu, televizyonların da açık olduğu saatte
vatandaşlarımızın 97 maddelik, hayatlarına çok önemli
temasları olan vergi kanunlarını -belki de muhalefet farklı
söyleyebilir- böylesine bir kanunu anlamaları açısından,
zamanı boşa israf etme yerine kanunla ilgili görüşmelerin
vatandaşlarımızın da lehine olacağını arz
ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Böyle
bir yetkim var İç Tüzükten kaynaklanan. Meclisi yöneten, Genel Kurulu
yöneten Meclis başkan vekilinin İç Tüzükten kaynaklı böyle bir
hakkı var ama bunu şimdiye kadar pek kullanma tarafına veya
rutinine girmedik. Bundan sonra dikkate alırım. Konuşacak olan,
konuşması olan arkadaşların da hassasiyetle
davranmasını ve özen göstermesini diliyorum. Onun
değerlendirmesini izin verirseniz ben yaparım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, belki biz İç
Tüzükü bozabiliriz ama İç Tüzükü uygulamakla mükellef olan siz
olduğunuz için ben ısrarla 66ncı maddeyi uygulamanızı
talep ediyorum.
BAŞKAN
Öncelikli olan kural hep birlikte İç Tüzüke uymaktır, İç
Tüzüke uygun davranmaktır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Aynen efendim.
BAŞKAN
Ben Meclisi yönetirken yaptırımı olan İç Tüzük
maddelerini mümkün olduğu kadar uygulamamaya dikkat ediyorum çünkü bütün
milletvekillerimizin İç Tüzükün kurallarını bildiğini
kabul ediyorum ve ona göre davranış bekliyorum ama bu bir suistimale
giderse elbette benim de yapacağım işler vardır.
Teşekkür
ederim hatırlattığınız için.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım, söz talebim var.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özel.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sonra ben istiyorum.
31.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Siirt
Milletvekili Kadri Yıldırımın 533 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 33üncü maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Öncelikle, biraz önce konuşan sayın hatip
konuşması sırasında Türkiye Cumhuriyeti devletini bir
korsan devlet, korsanlıkla suçladı. Bu, tabii
KADRİ
YILDIRIM (Siirt) A, onu nereden çıkarıyorsunuz Özgür Bey?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Onu nereden çıkarıyorsunuz?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ben dinledim konuşmanızı Hocam, tutanaklara
bakarız.
KADRİ
YILDIRIM (Siirt) O cenazeyi kaçıran devlet değil ki.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ayrıca, bahsettiği
BAŞKAN
Sayın Özel, bu konuyla ilgili konuşacaksanız -benim de böyle
bir duyumum yok- tutanakları getirteyim, okuyalım, ona göre siz de
konuşun.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, tamam, ben söz hakkımı
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ama Sayın Özel önemli bir şey söylüyor
Sayın Başkan, öyle bir şey varsa
BAŞKAN-
Tamam, önemli bir şey söylüyor ama ben duymadım.
KADRİ
YILDIRIM (Siirt) Ben Devlet tarafından kaçırıldı. diye
bir cümle kullanmadım.
BAŞKAN
- Tutanaklar gelsin, size söz hakkınızı veririm; gerekeni de ben
yaparım.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Ayrıca bunun dışında
Dediğim, bu
kısmı; bu bir.
KADRİ
YILDIRIM (Siirt) Sadece Korsan olarak kaçırıldı. dedim.
Bunu devlet kaçırdı. demedim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) İki: Önem atfettiği, kutsiyet atfettiği
bazı şahıslar var; Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı
giriştikleri eylemler ortada. O şahıslara kutsiyet atfeden
bazıları da 15 Temmuzda bu Meclisi bombalamışlardı. Bu
konuşmanın içeriğinde, biz hocamızın belagatini,
hocamızın tarih bilgisini zaman zaman yararlanarak da dinliyoruz ama
bugün yaptığı konuşma içinde Türkiye Cumhuriyeti devletinin
geçmişine, geçmişteki yöneticilerine hakaret içermekten de öte,
ayrıca, kutsiyet atfettiği, minnetle andığı tarihî
şahıslara kutsiyet atfeden bazı meczup grupların bu
devletin başına ne bela olduğunun da altını çizmek
isterim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Ben
tutanakları istettim, bir değerlendirme yapacağım.
Bu
arada, Sayın Danış Beştaş, size de söz vereyim bir
dakika.
Buyurun.
32.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İç Tüzükten kaynaklı haklarını
kullanmalarının saygıyla karşılanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Elitaş doğrusu bir talepte bulundu ve en azından 24 ve 25inci
Dönemde tanık olduğum kadarıyla bu maddenin uygulamada bir
teamül hâlinde çok da dikkate alınmadığını biliyoruz
hepimiz. Yani bunun ben açıklamasını sadece biz yoklama
istediğimiz için karşı bir tutum olarak algıladım. Ancak
burada İç Tüzük kurallarına tabii ki herkes uymak zorunda ama hepimiz
biliyoruz ki zaman zaman kürsüden kendi gündemlerimizde, kendileri de biz de
bütün gruplar da bu yönlü konuşmalar yapıyoruz. Yani Mecliste linç
girişimine sessiz kalan, mikrofon kesilmesine ses çıkarmayan,
hakaretlere sessiz kalan bir anlayışın burada başka bir
konuşmaya bu şekilde tutum almasını kabul edilemez
buluyoruz. Eğer herkese bu Meclis aynı tutumu gösterirse başka
bir tartışma başlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Herkes eşittir burada, hepimiz milletvekiliyiz
ve burada eğer biz bulunuyorsak, kendileri bize hiç danışmadan,
hiç paylaşmadan bir meseleyi Meclise dayatıyorlarsa bizim de İç
Tüzükten kaynaklı haklarımızı kullanmamızı
normal ve saygıyla karşılamaları gerekir.
BAŞKAN
Sayın Danış Beştaş, sizin milletvekili
olmadığınız dönemlerde şahsen benim çok
uyguladığım bir maddeydi bu. Belli bir dönemde belli bir süre
rutine bindi uygulanmaması ama şunu da özellikle belirtmek isterim
sayın milletvekilleri: Burada milletvekillerinin, muhalefet partisinin,
iktidar partisinin veya Meclis başkan vekilinin Tüzükten doğan
bazı hakları var. Bu hakların kullanımını
birbirimize karşı silah olarak kullanmamamız gerekiyor, lütfen
buna özen gösterelim. Eğer bu İç Tüzük kuralları
yazıldığı gibi kullanılacaksa o zaman müsaade
ederseniz ben de Genel Kurulu yöneten Meclis Başkan Vekili olarak en
doğal hakkım olan Tüzükten doğan haklarımı kullanmak
durumunda kalırım. Bunun altında hiçbir şekilde bir intikam
duygusu yok, sadece Tüzük haklarını, Tüzükten doğan hakları
kullanma niyeti var. Onu da belirtmek isterim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Biraz önceki söz hakkımı sayın hatiple ilgili
kullandım ama Sayın Elitaşın değerlendirmelerine
BAŞKAN
- Talebiniz nedir? Açıklama mı yapacaksınız?
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Evet.
BAŞKAN
- Bir dakika yerinizden söz veriyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, bir dakika olduğu için, demin önce hatibin
konuşmasının içeriğiyle ilgili konuya değindim.
Sayın
Elitaş'ın ne dediğini hepimiz anlıyoruz, siz de
anladınız; sizin ne dediğinizi de Sayın Elitaş
anladı. Başkanlıkla ilgili o size telkinde bulununca siz de grup
başkan vekillerinin grubu salonda tutmasıyla ilgili telkinde
bulundunuz. Anlamayanlara da biz ifade edelim. Herkes işini yaparsa yürür.
BAŞKAN
Niyetlerimizi okumayın Sayın Özel.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yok, ben söyleyeyim de, ben söyleyeyim de
Ama
şöyle bir şey var
BAŞKAN
Niyetlerimizi gerçekmiş gibi sunmayın, lütfen!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Değilse Öyle demedim. dersiniz.
BAŞKAN
Dünden beri bir niyet okuma içindesiniz, lütfen!
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Peki Sayın Başkan, ben niyet okumadan şunu
söyleyeyim: Burası konuşulan yer, milletvekilleri söz
haklarını madde üzerinde kullandıkları gibi, zaman zaman
kendi seçim bölgeleri, gündemle ilgili sapmaları tüm milletvekilleri
yapıyor. Bunu hiçbir zaman hatırlamayıp bu süreçte
hatırlayanların pazartesi günü diğer muhalefet partileriyle
kurmadıkları sakatlı ve ayıplı yönetim şekline
bunu mal etmelerini tavsiye ederim.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 533) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 533 sıra
sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
33üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Bihlun
Tamaylıgil Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Lale
Karabıyık Bülent
Kuşoğlu Mahmut
Tanal
Bursa Ankara İstanbul
MADDE
33- 3213 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde ilave
edilmiştir.
"EK
MADDE 15- Bu Kanun kapsamında işletme izni veya Bakanlıkça
şerh edilmiş rödovans sözleşmesi olmaksızın
mücavirdeki sahalara taşmalar hariç olmak üzere, maden ocağı
açılması, maden üretilmesi veya faaliyetleri durdurulmuş maden
sahalarında üretim faaliyetlerinin durdurulmasına sebep olan
durumların düzeltilmesi ve/veya işletme güvenliğine yönelik
faaliyetlerin dışında üretim faaliyetinde bulunulması fiilini
işleyenlere üç yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmi bin
güne kadar adli para cezası verilir. Bu suçtan hüküm giyenler,
infazın tamamlanmasından itibaren on yıl boyunca madencilik
faaliyeti yapamazlar.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ
BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz efendim.
KADRİ
YILDIRIM (Siirt) Başkanım, bu arada tutanakları isteyelim
lütfen çünkü öyle bir şey dediğimi ne hatırlıyorum ne de
böyle bir şey demem mümkündür.
BAŞKAN
İstedim Sayın Yıldırım, tamam, istedim.
Önerge
üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın Mahmut Tanal konuşacak.
Buyurun
Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, biraz önce, tabii, Düzce Milletvekilimiz
Sayın Faruk Özlü Bey burada Hükûmet adına oturuyordu, keşke
şimdi de kendisi oturuyor olsaydı daha iyi olurdu veya şu anda
salonda ben Düzce milletvekili arkadaşlara bakıyorum ama
inşallah o arkadaşlarımız da burada bulunur. Düzce ilimizin
3 milletvekili var.
Düzce
ilimizin bir sorunu var, o sorun da şu: Çöp deposu. Yani Düzcenin çöp
depolama merkezi Hecinler köyüne kuruluyor. Hecinler köyü bu konuyla ilgili
idare mahkemesine başvurdu, idare mahkemesi Hecinlerde çöp deposu,
vahşi depolama sistemi kurulamaz. dedi. Çünkü o vahşi depolama, çöp
depolama sisteminde biriken pis sular Melen Çayına katılıyor,
karışıyor, Melen Çayından hem Düzce Ovası
sulanıyor hem de Melen Çayının suyu İstanbula veriliyor.
Yani sağlık açısından hem İstanbulda içme suyu
gerçekten zehirlenmiş oluyor, mikroplar karışmış
oluyor, halkın sağlık ve sıhhati etkilenmiş oluyor; aynı
zamanda, Düzcede ekim yapan, Düzce Ovasındaki
vatandaşımıza da zarar veriliyor.
Bu
açıdan, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa referandumunda,
Sayın Faruk Özlü Bey köye gidip Artık bu köyde çöp depolama sistemi
kurulmayacaktır. Çöpün ç harfini bu köylü artık ağzına
almayacaktır. Ben size söz veriyorum. Biz bu sorunu hallettik, yeter ki
siz Anayasa referandumunda bize oy verin. demişti. Ancak gerçekten, 16
Nisandaki referandumda Hecinler köyü, Sayın Bakanın bu lafına
güvenerek, itimat ederek desteklerini vermişlerdi. Ancak referandumdan
sonra Çevre Bakan Yardımcısı tekrar köye giderek Efendim,
buraya 15 milyon artı KDVyle birlikte bir yatırım
yapılmıştır. Biz burayı mecburen çöp depolama merkezi
hâline tekrar getireceğiz. diye söyleyerek, köylüleri huzursuz
etmişlerdir.
Şimdi,
o köyde yapılan yatırım 15 milyon artı KDV değil.
Aslında, KDVnin miktarını da aşmayacak kadar bir tane
kantar konuldu, bir de bir çukur açıldı, o çukur da betondan
yapılmadı, membran bezlerle etrafı kapatılarak pis sular
oraya akıyor.
Bu
açıdan, benim Sayın Bakanlıktan istirhamım şu: Faruk
Özlü Bey köylüye vermiş olduğu sözü
Hatta ben burada bir
tartışmada dedim ki: Sayın Faruk Bey yani orada belediye
başkanının sözü mü geçerli, sizin sözünüz mü geçerli? Dedi ki:
Benim sözüm geçerli. Ben burada Bakanım. Ben ne diyorsam o olacak.
İnşallah, mahcup olurum demiştim. Ancak on beş gün
öncesinden itibaren, yine köylü rahatsız edildi, çöp deposunun yine
Hecinlere konulacağı söylendi. İşte, biraz önce onun için,
inşallah Faruk Bey gelir de veya burada oturur da kimin sözü geçerli, bu
sözü hatırlatmak istedim. Ama görebildiğim kadarıyla, herhâlde
konuşmasını, sözünü hatırlayınca Sayın
Bakanımız buradan ayrıldı. Ben burada, olduğum her
ortamda bunu söyleyeceğim. Düzceye karşı ben mahcup olmak
istiyorum veyahut da kendisi mahcubiyeti için gelip burada Düzcelilerden özür
dilemeli. Çünkü burada yapılan ihanet Düzcelilere ihanet, Hecinlerlilere
ihanet, İstanbullulara ihanet. O açıdan, vatandaşımız
çöp içerisinde yaşamak istemiyor.
İkinci
bir konu, Sayın Bakanım, gerçi sizin alanınıza girmiyor ama
bana gelen bilgilere göre, duyumlara göre olay şu: Tüm bakanlıklarda
bilgisayarları kullanan vatandaşların bilgisayarının
takibi tamam, bakanlığın telefon izlemesi tamam ancak
vatandaş kendi cep telefonuyla bakanlığa girdiği andan
itibaren, orada gelen mesajı, orada cep telefonuna gelen herhangi bir
maili, Whatsappına gelen mesajı açtığı andan
itibaren, TELEKOM ile MİTin gönderdiği yazı uyarınca bir
sözleşmenin, protokolün yapıldığını ve bunun
otomatik olarak oraya kaydedildiğini
Bu doğruysa bu bir felaket olur
çünkü vatandaşların telefonlarının izlenmesi ancak
cumhuriyet başsavcılığının izni ve mahkemenin
kararıyla olur. Yani bugün ben herhangi bir bakanlığa
gittiğim veya dışarıda herhangi bir
vatandaşımız bakanlığa gittiğinde, gelen cep
telefonu konuşmaları, mesajları, Whatsapp
kayıtlarını veya akıllı cep telefonlarına gelen
mailleri açtığınız andan itibaren hemen sistem altına
girmiş oluyorsunuz. Farz edelim ki suç örgütüyle ilgisi olan biri size
Whatsapptan bir yazı gönderdiğinde, açtığınız
andan itibaren o memur arkadaşımız görevden
alınmış olacak. Bu bir memur
avcılığıdır. Sizden istirham ediyorum, bu hukuka
aykırı sistem eğer doğruysa bunun da düzeltilmesini talep
eder, hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
(CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.37
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 18.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER:, Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu
açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 33üncü maddesi
üzerinde İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.48
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 18.53
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin Onuncu Oturumunu
açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 33üncü maddesi
üzerinde İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve
arkadaşlarının önergesinin ikinci oylamasında da karar
yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık vardır.
İki
dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 34üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır.
Aykırılık sırasına göre okutacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Kanun Tasarısının 34üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Behçet
Yıldırım Mahmut
Toğrul
Adana
Adıyaman
Gaziantep
Mehmet
Ali Aslan Müslüm
Doğan Mahmut
Celadet Gaydalı
Batman
İzmir
Bitlis
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ŞİRİN ÜNAL (İstanbul)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
EKONOMİ
BAKANI NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı
konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Gaydalı. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
CELADET GAYDALI (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; partim ve grubum adına 533 sıra sayılı
Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu
saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce, başta haksız ve
hukuksuz bir biçimde ihraç edilmiş KHK mağdurları olmak üzere
tüm sağlık emekçilerinin 14 Mart Tıp Bayramını
kutluyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKPnin geleneği hâline gelen bir torba yasayla yine
karşı karşıyayız. Hükûmet tarafından Meclise
vergi hususunda sayısız kanun tasarısı getirildi fakat bu
kanunların içinde hiçbir zaman halk ve toplum yararı gözetilmedi.
34üncü maddede de yine linyit ve taş kömürü çıkaran firmaların
maliyet artışlarından dolayı desteklenmesinden
bahsediliyor. Ekonomik anlamda hep üst sınıfı korumak ve
kollamak iktidarın torbalardaki şiarı hâline geldi.
On
altı yıllık AKP iktidarı döneminde neredeyse her şey
özelleştirilmiştir. Kamuya ait 10 liman, 81 elektrik santrali, 40
tesis, 3.483 taşınmaz, 3 gemi, 36 maden sahası, araç muayene
hizmetleri, TÜRK TELEKOM, TEKEL, TÜPRAŞ, ERDEMİR, İSDEMİR,
ESGAZ, BURSAGAZ, Eti AŞ, Sümer Holding, SEKA, Divriği ve Hekimhan
demir madenleri, İskenderun İSDEMİR, Ereğli ERDEMİR
limanları, Antalya Limanı, Çeşme, Kuşadası, Trabzon,
Dikili limanları, Amasya, Kütahya kamu lojmanları, turizm
alanları, Adapazarı Şeker Fabrikası ve en son, 21
Şubatta Resmî Gazetede ilan edilen 14 şeker fabrikası olarak
sıralayabiliriz. Özelleştirmelerle toplum ile kamu arasındaki
ilişkiler birer birer kayboluyor. Bu kayıp, toplumsal hayatın
barışı, kamu refahının devamlılığı
açısından bir yıkım yaratmaktadır. Devleti şirket
gibi yönetmeyi amaçlayanların devleti şirketlere teslim ettiği
de net bir biçimde görülmektedir. Bu düşünce toplumu daha da
fakirleştirmiş, tütün üretiminden şeker pancarı üretimine
kadar bütün tarımsal alanlarda çiftçi yalnız
bırakılmıştır ama şu net bir biçimde
görülmektedir ki bugün sokağın sesine kulak tıkayıp
sarayın sesine kulak kesilenler ekonomik darboğazın asıl
sorumlularıdır.
Kimse
her şeyi bilecek kadar muktedir değildir fakat Türkiyede hayata
geçirilen her politika, her eylem bir kişinin dudakları arasında
durmaktadır, devlet aklı tamamen kaybolmuş hâldedir.
Bakıldığı zaman, bütün yetkiler tek bir kişide
toplanmış durumda, bütün kararlar tek bir kişi tarafından
alınmaktadır. Bu kişi o kadar muktedir bir hâle getirildi ki,
tek bir sözüyle rektörlük seçimleri kaldırıldı, belediye başkanları
görevden alındı, TEOG sınav sistemi değiştirildi,
Meclis İçtüzüğü değiştirildi, yardımcı doçentlik
kaldırıldı. Bir stadyuma hangi ismin verileceğinden,
Parlamentonun hangi saatlerde çalışıp kapanacağına,
hangi yasaları görüşmesi gerektiğine kadar tüm kararlar bir
kişi tarafından alınmaktadır. İç politikada Ne
istersem yaparım. mantığı dış politikada da
Nereyi istersem orayı alırım. mantığına
dönüştü. Her zaman son çare olan hatta seçenek dahi olmaması gereken
yıkımlar ve savaşlar ilk seçenek hâline getirildi.
İşte Halkların Demokratik Partisi farkı da burada ortaya
çıkıyor. HDPyle oturduğunuz masada barış, MHPyle
oturduğunuz masada savaş süreci var.
Değerli milletvekilleri, bakın, Afrinde
savaş tüm yıkıcılığıyla devam ediyor,
yüzlerce insan yaşamını yitirdi. Sivil ölümün
olmadığı sürekli vurgulanmasına rağmen Türkiye
dışında birçok kuruluş sivil ölülerin olduğunu
açıklıyor. Bir yandan savaş politikası uygulamaya devam
edilirken diğer yandan siyasi krizler de birbiri ardına geldi ve başta
Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri ilişkileri olmak üzere birçok
ülkeyle Afrin hususunda ilişkiler gerildi. Türkiyenin dış
politikasında güvenilirliği ve etkisi her geçen gün biraz daha
azalıyor. Dışarıdan Türkiye giderek artan bir oranda garip
bir görüntü arz ediyor. Devletin bekasından bahsediliyor. Gerçek beka uluslararası
görüşmelerin tutanak altına alınarak arşivlenmesiyle olur.
Kapalı kapılar ardında yapılan gizli ikili, üçlü
görüşmelerle olmaz çünkü söz uçar yazı kalır. Bu durum her
şeyden önce bu ülkenin yurttaşlarına
haksızlıktır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Türkiye Orta
Doğuda
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Gaydalı.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Teşekkür ederim.
(HDP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sayın
Başkan, karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.02
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.10
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin On Birinci
Oturumunu açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 34üncü maddesi
üzerinde Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık söz konusudur.
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylamaya başlandı)
BAŞKAN
Bu arada Sayın Yıldırımın
konuşmasının tutanakları geldi. Ben İç Tüzüke
aykırı herhangi bir husus görmedim, onu da açıklamak isterim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Bana da yollar mısınız Sayın Başkan?
BAŞKAN
Tabii ki.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İç Tüzüke aykırı değil
Sayın Başkan.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Tüzüke değil canım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Konuşma İç Tüzüke aykırı ama
içerik...
BAŞKAN
Öyle bir içerik yok, okudum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İçerik olarak...
BAŞKAN
- İçerik olarak da bir şey söz konusu değil.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İçerik olarak değil ama 66ya
aykırı...
BAŞKAN
Yani içerik olarak İç Tüzüke aykırı bir durum söz konusu
değil.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
(CHP
ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf
atmalar)
BAŞKAN
Karşılıklı konuşmayalım lütfen sayın
milletvekilleri, Genel Kurul çalışıyor şu anda.
(Elektronik
cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.13
ON İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin On İkinci
Oturumunu açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 34üncü maddesi
üzerinde Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı ve
arkadaşlarının önergesinin ikinci oylamasında da karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan oylamayı
elektronik cihazla yapacağım.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, bir söz talebim vardı.
BAŞKAN
Özür dilerim.
Elektronik
cihazla oylama yapınca sistem siliyor otomatik olarak söz talebinde
bulunanları.
Buyurun
Sayın Akçay.
Bir
dakika lütfen
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Bitlis
Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalının 533 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 34üncü maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kürsüde
konuşmasını yapan en son konuşmacı, hatip,
konuşması esnasında MHPyle oturduğunuz masada savaş
var. ifadesini kullandı. Öncelikle bu ifadeyi şiddetle reddediyoruz.
Herhâlde hatip Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin terörle, hain terör
örgütü PKKyla mücadelesinden rahatsızlık duyuyor. Geçmişte
Hoybun da mı MHP iktidarındaydı? Hoybun Cemiyetinin
ihanetleriyle... PKK terör örgütü, MHP iktidarında mı Türkiye'ye
savaş açtı, silahlarını doğrulttu?
Türkiye
Cumhuriyeti hiç kimseye savaş açmamıştır, terörle mücadele
etmektedir ve bu terörle mücadelenin yurt içinde boyutu olduğu gibi, yurt
dışında ve sınırlarımızda yürütülen
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
ERKAN
AKÇAY (Manisa)
çok önemli güvenlik harekâtı yapmaktadır ve bu en
son harekât da Zeytin Dalı Harekâtıdır ve tamamen Türkiye'nin
güvenliğine, bölgenin huzur ve istikrarına ve güvenliğine yönelik,
terör örgütleriyle yaptığı bir mücadeledir. Bunu biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak da, Türkiye Cumhuriyeti de, Hükûmet de bir savaş
olarak tanımlamıyoruz. Bu, tamamen, hem uluslararası hukuk
boyutuyla hem de ülke olarak, devlet olarak, millet olarak tamamen haklı
olduğu bir mücadeledir; terörle mücadeledir. Bunu özellikle
hatırlatmak isterim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Sayın
Özel
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Özelde sıra.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Ben sataşmadan söz isteyecektim,
sırayla ilgili değil.
BAŞKAN
- Ama Sayın Özel sizden daha önce sisteme girdi. Lütfen.
Buyurun
Sayın Özel.
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Saidi Nursiye
kutsiyet atfeden yaklaşımlara ve FETÖnün de finansmanını
Risale-i Nur kitapları üzerinden sağladığına
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, tutanakların geldiğini ve
İç Tüzüke aykırı bir şey
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yani müsaade edin
Özür
dilerim Sayın Özel.
Müsaade
edin, kime söz vereceğimi takdir edeyim. Lütfen.
Sayın
Özel, buyurun
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Başkan, sınıf
başkanı değilsiniz, ben de sizin öğrenciniz değilim;
böyle azarlayamazsanız beni!
BAŞKAN
Azarlamıyorum, kim payını alıyorsa onu söylüyorum.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Hayır, azarlıyorsunuz.
BAŞKAN
- Kim alırsa payını alsın. Ben kime söz verirsem o
konuşma hakkına sahip.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İster söz verir ister vermez.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz onun avukatı
mısınız? Öyle iş mi olur ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Söz vermek mecburiyetinde değil Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Ayrıca söz vermek zorunda da değilim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır, söz vermek mecburiyetinde değil.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz mi karar veriyorsunuz?
BAŞKAN
- Öyle bir mecburiyetim de yok ayrıca.
Tamam,
Sayın Elitaş, Sayın Danış Beştaş, lütfen
Buyurun
Sayın Özel, kusura bakmayın, sözünüzü kestim.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Estağfurullah.
Sayın
Başkan, biraz önce sizin aracılığınızla
edindiğimiz tutanakta, siz tabii İç Tüzüke aykırı bir
şey görmedim. dediniz ancak ben şunun gözden
kaçtığını düşünüyorum: Said Nursiden bahsederken
Şanlıurfada defnedildiği Balıklıgöl
yakınındaki mezarından cenazesi korsanvari bir şekilde
çıkarılarak kaçırılmıştır. dediğinde
ben o korsanvari kelimesine itiraz etmiştim. Burada anılan
şahsiyete kutsiyet atfeden, onu öven bir sürü yaklaşım var.
Tabii bu görüşler, hangi görüş olursa olsun burada ifade edilecek.
Ama bu görüşlere karşı da bizim şunu söylememiz lazım:
Bu FETÖ denen örgüt ve başındaki hem ideoloji açısından
-tabii kendi sapkın ideolojisini beslediği damar açısından-
hem de kendilerinin finansmanı açısından bu Risale-i Nur
kitaplarının basılmasının tekellerine alınması
ve ancak darbeden sonra bu konuda bir adım atılması onlara
verilmiş en önemli imtiyazdı. O kitaplarda Fetullah Gülene beklenen
kutsal adam muamelesi, Fetullah Gülenin kitaplarında Saidi Nursiye
yorumla beklenen kutsal adamın Fetullah Gülen olduğu, ayrıca
yine pek çok yerde Bir sır, inna atayna
diye başlayan ve kendi çok
çeşitli ayet yorumlarında, çok çeşitli şeylerinde iki
Deccal bir Süfyanda, Deccalden bir tanesini
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Atatürkü Deccal olarak söyleyen, Atatürkü Deccal olarak
belleten birisine burada tarihî ve kutsal bir kişilik olarak göndermeler
yapıldı. Benim de söylediğim, bu FETÖ denen belanın da
aynı damardan beslendiği, finansmanını da o kitaplar
üzerinden sağladığı gerçeğini tutanaklara geçirmek
istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Danış Beştaş
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sayın grup başkan vekili
konuşmasında dedi ki: PKKye laf söylenmesinden rahatsız
BAŞKAN
Sayın Akçayı mı kastediyorsunuz?
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Evet, Sayın Akçay.
Bundan
dolayı sataşmadan söz istiyorum. Biz bundan rahatsız
değiliz, sadece bir tespit yaptı. Vekilimiz de burada
olmadığı için ben grup adına söz istiyorum sataşmadan.
BAŞKAN
Buyurun yerinizden. Bir sataşma yok burada.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, bir sataşma söz konusu
değildir. Kürsü hatibinin yaptığı bir konuşmaya
BAŞKAN
Açıklama yaptınız.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sataşma saysam benim sataşmadan söz istemem gerekir,
verdiğim de cevap.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Ben o zaman yerimden söz
BAŞKAN
Evet, yerinizden bir dakika, lütfen
Sürelere
uyalım bundan sonra sayın milletvekilleri, uzatma
yapmayacağım.
35.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Manisa Milletvekili Erkan Akçayın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Şimdi,
öncelikle ülkenin en özgür konuşma platformunun bu şekilde
sansürlenmek istenmesi, aslında iktidar partisinin her yere
bakışını ortaya koyuyor, onu peşinen söyleyeyim. Bizim
hatibimiz MHPyle savaş masası, HDPyle barış
masası. dedi. Bu, yalan mı? Sayın Bahçeli 82nci, 83üncü,
84üncü illeri saymadı mı? Şu anda Afrinde ne oluyor?
Sayın Erdoğan her gün savaş demiyor mu, Ben
Başkumandanım. demiyor mu? Bizim dönemimizde çözüm süreci devam
ederken evlere ölüm gitmiyordu, savaş da konuşulmuyordu,
barış konuşuluyordu. Yani şimdi ortada sivillerin, 200ü
aşkın 300e yakın sivilin öldüğü, Birleşmiş
Milletlerin ateşkes kararı aldığı bir ortamda, bir
atmosferde bunu reddetmeyi gerçekten anlamış değiliz.
Ayrıca bizzat kendi genel başkanları üç il daha sayarak hatta
Taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayın.
diyecek kadar savaş kışkırtıcılığı
yapmıştır. Bundan daha doğal bir şey yoktur.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti şu anda bir savaş
içinde değildir. Türkiye Cumhuriyeti şu anda terörle mücadele
etmektedir ve terörist gruplara karşı bir harekât yönetmektedir,
yönlendirmektedir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar) Bu ayrımı lütfen yapın. Sayın
Cumhurbaşkanı asla savaş demiyor ve okuduğumuz ve
bildiğimiz kadarıyla da bu harekâtta, Zeytin Dalı Operasyonunda
da sivillere zarar verilmemesi için azami dikkat ve gayret gösteriliyor.
Lütfen, biraz ülkenizin yayınlarına
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Şunlar Afrinde sokağa
çıkan, protesto eden vatandaşlar.
BAŞKAN
Bakın, onları nereden aldığınızı bilemem.
Ama size önemli bir ricada bulanacağım ve bir uyarı olarak da
bunu söylemek istiyorum, bir milletvekili olarak.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Buyurun
Yüz binlerce insan bu
saldırıyı kınıyor.
BAŞKAN
Bakın, Sayın Danış Beştaş, bu bilgileri nereden
aldığınızı bilmiyorum.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Size vereyim, kaynağını
verelim.
BAŞKAN
Ama ülkenize güvenin, ülkenizin medya organlarına güvenin, ülkenizin
Hükûmetine güvenin, ülkenizin yetkili organlarının verdiği
bilgilere güvenin.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz bana cevap veremezsiniz. Biz havuz
medyasına güvenmiyoruz.
BAŞKAN
Bu konuda uluslararası çapta, uluslararası alanda faaliyet gösteren
Türkiye aleyhtarı olan kurumlardan ve konumlardan da bilgi alıp gelip
burayı karıştırmayın. Lütfen
Lütfen
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Şu anda yüz binlerce insan, tamam
mı, Türkiye'yi protesto ediyor.
TAHİR
ÖZTÜRK (Elâzığ) - Otur yerine, otur, otur.
BEHÇET
YILDIRIM (Adıyaman) Biz havuz medyasına güvenmiyoruz.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Yüz binlerce insan bir
saldırıyla karşı karşıya.
BAŞKAN
Evet, diğer önergeyi okutuyorum
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Orası gece gündüz bombalanıyor
ve siz bu konuda orada
TAHİR
ÖZTÜRK (Elâzığ) Yalan söyleme, yalan söyleme.
BAŞKAN
Orada hiçbir sivil bombalanmıyor.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
bütün uluslararası kuruluşlar
BAŞKAN
Bakın, tartışmaya girmeyin benimle lütfen. Lütfen burada
tartışmayalım.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz bana cevap veremezsiniz.
BAŞKAN
Ben burada taraf olarak değil, bu ülkenin bir vatandaşı olarak
konuşmak zorundayım.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Taraf olarak konuşuyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Vatandaş olarak konuşuyor.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Ben medyaya güvenmiyorum.
BAŞKAN
Bir vatandaş olarak konuşmak zorundayım.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bu medya sizin
dışınızda bir şey söylemiyor.
BAŞKAN
Bu ölümleri sorguluyorsanız eğer, bu ölümleri sorguluyorsanız
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Şu anda Afrinde siviller tehlike
altında, çocuklar ölüyor, çocuklar.
BAŞKAN
dün Diyarbakırda mayınla öldürülen şehitlerin
hesabını vereceksiniz önce. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Orada çocuklar ölüyor.
BAŞKAN
Önce onları sorgulayacaksınız.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Halk var, orada halk.
BAŞKAN
Önce onları sorgulayın.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Ya, halk var orada. Halk var orada.
BAŞKAN
Onlara cevap verin önce.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz cevap verin.
BAŞKAN
Ben bu ülkenin vatandaşıyım, vatandaşıyım bu
ülkenin ben.
MERAL
DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bu bebeleri kim öldürdü?
BAŞKAN
Birleşime otuz dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.29
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin On Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
devam ediyoruz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı (1/914) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 533) (Devam)
BAŞKAN
- Komisyon yerinde
Hükûmet
yerinde.
34üncü
madde üzerindeki diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 533 sıra sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 34üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Bihlun
Tamaylıgil Musa
Çam
İzmir İstanbul İzmir
Özgür
Özel Lale
Karabıyık Bülent
Kuşoğlu
Manisa Bursa Ankara
MADDE
34- 3213 sayılı Kanunun geçici 29 uncu maddesinin ikinci
fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Bu
Kanunun 2 nci maddesinde sayılan IV. Grup madenlerden "Linyit ve
"Taşkömürü çıkaran ve özel hukuk tüzel kişilerinin ruhsat
sahibi olarak işlettikleri yeraltı maden işletmeleri ile kamu
kurum ve kuruluşlarının iştiraklerinin 02.02.2018
tarihinden önce sözleşmeye bağlanarak işlettirdikleri
yeraltı maden işletmelerinde çalışan rödovansçılara,
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 41 inci, 53
üncü ve 63 üncü maddelerinde 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunla
yapılan değişiklikler ile bu Kanunun ek 9 uncu maddesiyle
oluşan maliyet artışlarının
karşılanmasına ilişkin destek verilebilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN
VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
GIDA,
TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI AHMET EŞREF FAKIBABA (Şanlıurfa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Özgür Özel konuşacak.
Buyurun
Sayın Özel. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, görüşmekte olduğumuz 533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 34üncü
maddesindeki önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum.
34üncü
madde redevansla ilgili. Kamu kurum ve kuruluşlarının
iştiraklerinin işlettirdikleri yer altı maden
işletmelerinde çalışan redevansçılara destekler
verilmesini, ek destekler verilmesini söylüyor. Özetle söyleyelim -bir tesadüf
tabii- 34üncü madde diyor ki: Devlet -maden şirketlerini- madenleri redevans
usulü işleten şirketlerden alması muhtemel alacağı
olan 34 milyon TL'yi almasın, bu para onların cebinde kalsın.
Niye kalsın? Şunun için kalsın diyor gerekçelerinde:
Örneğin Soma maden faciasından sonra madenlerde en düşük ücret
2 asgari ücret oldu, çalışma süreleri kısaltıldı, haftalık
izin süreleri uzatıldı. Bu yüzden madenlerin maliyetleri arttı,
ben onlara bir teşvik yapmak, destek vermek istiyorum." Bu konuda
geçmişte de düzenlemeler olmuştu, benzer bir madde de buraya
konmuş. Bir kez, şey sorunlu: 2 asgari ücretin uygulandığı
maden sayısı var, uygulanmadığı, arkasından
dolanıldığı, verilen paranın geri
alındığı, verilen paraya gayriresmî taşeronlar
tarafından el konulduğu uygulamalar var. İki günlük izni Sen
hastaneye gittin. Bunu da haftalık iznine sayarım. diyerek
haklı, meşru izinlerin kullandırılmadığı,
daha doğrusu onların haftalık izinden
sayıldığı birtakım uygulamalar var. Buradaki
bakış açısı, maden redevanslarına bakıyor ama
işçinin uğradığı mağduriyetleri görmüyor.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, burada Sayın Doğan Kubat da var. Maden
faciası yaşandıktan sonra bir söz verilmişti devletin en
yetkili ağızlarınca, günün Başbakanı tarafından,
bakanları tarafından. Madenler güvenli olmadan kimse madende
çalışmaya zorlanmayacak. Ayrıca, madencilere
çıkış verilmeyecek, madenciler işlerinden edilmeyecekti. Bu
söz, daha birkaç ay içinde tutulmadı ve 2.831 Soma AŞnin
çalışanı işsiz bırakıldı. Tabii buna
karşı tazminatlarını da ödemediler. Burada çok gayret gösterdik,
çok uğraştık, bir çare olmadı.
Hiç
unutmuyorum o günü, dün gibi hatırlıyorum, Sayın Doğan
Kubat da çok katkı sağladı, 4 Nisan 2015 günü bir düzenleme
yaptık bir torba yasada ve dedik ki: Bu şirketlerin Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulmuş mal
varlıkları var, redevans şirketlerinin, Soma AŞnin. TMSF
bunu öncelikle satacak, satıştan ciddi bir gelir elde edilecek. Bu
gelirle öncelikle işçisine olan kıdem tazminatını, ihbar
tazminatını, yaralanmalardan kaynaklanan alacaklarını
ödeyecek, ondan sonra diğer alacaklar ödenecek. Bu, son derece olumlu bir
düzenlemeydi, hatta Doğan Beyle şöyle konuştuk: Bu madde
işi çözdü. dedik. Tabii, biz burada şunu öngörememiştik:
Sarı sendika işçi adına imza atma yetkisini kullanarak, Biz
işçiler adına geldik. diyor ve TMSFye başvuruyor, diyor ki:
Biz şirketle anlaştık, tazminatları bu malları
satıp ödeme, şirket bize şu takvimde ödeyecek. Biz defalarca
Bilgi Edinme Yasasından yararlanarak TMSFye başvurduk ve elimizde 2
tane var ama 3 olduğunu da biliyoruz, protokol yapmışlar. Kim
yapmış? Yandaş sendika ile şirket protokol
yapmış, TMSFye gidiyorlar, Biz aramızda anlaştık,
sen bu malları satma. diyorlar. İlk protokol, 11 Haziran 2015; 23
taksitte anlaşmışlar, o 23 taksitten 1 tanesi ödenmiş.
Sonra ikinci protokol, 18 Nisan 2016; 13 taksit, ondan da 1 tane ödenmiş.
Uzun lafın kısası, o tarihten bu tarihe kadar, Meclisin
yaptığı yasaya rağmen, TMSFye şirket ve sendika gidip
Biz aramızda anlaştık. demiş ve şimdiye kadar 3
taksit ödenmiş. Biri, 7 Haziran seçimlerinde, Sayın Recep Tayyip
Erdoğan Manisaya gitmeden bir gün önce çünkü Manisa milletvekilleri
Büyük tepki var efendim. deyince talimat veriyor diyorlar; bir tanesi
referandumdan önce, bir tanesi de bir bayramdan önce. 24 taksitin 3ü ödeniyor
ve şu anda facianın üzerinden beş yıl geçmiş
olmasına rağmen, düzenlemenin üzerinden dört yıl geçmiş
olmasına rağmen işçilerin parası ödenmiyor.
Sadece
bu değil. Uyar Madencilik diye bir şirket var, o faciadan önce
kaçıp gitmişti, 795 işçisinin alacakları
kalmıştı, işçilerin alacakları madende
kalmıştı. Biz bu Uyar Madenciliği nereden tanıyoruz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) Süre ilave edebilirseniz Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen, tamamlayın.
Bir
dakika ek süre veriyorum.
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) Biz bu Uyar Madenciliği, Somadaki işçilerin
tazminatlarını -795 işçinin- ödemeyen Uyar Madenciliği
Ermenekte 18 evladımızın öldüğü faciadan tanıyoruz.
Uyar Madencilikten gözleri görmeyen Ali Kandemir, ayakları kopan bir
başka arkadaşımız İdris Sarıkaya büyük bir
mücadele verdiler, mahkemeler haklılıklarını tescil etti,
para alacaklar, şirket ortada ama yakınlarına devretmişler,
alamıyorlar.
Size
şunu söylüyorum: Soma madeninde hani dev gibi bir madenci vardı
sembol, kafasında baretiyle arkadaşlarını
sırtında çıkarıyordu, her çıktığında ağlıyordu;
o Hidayet Merdimin bu şirketten alacağı var; dört senedir üç
kız çocuğunu, evladını okutmakta güçlük çekiyor, okula
yollayamıyor ama TMSFnin kanuna rağmen uygulamadığı, şirket
ile sendikanın yapmış olduğu bu kirli anlaşmaya bu
Meclisin müdahale etmesi lazım ve bir şekilde
Para var,
karşılığında mal var, çıkmış kanun var,
ilgili başbakan yardımcısına da yıllardır
söylüyorum, bir türlü çözüm olmuyor. Bu konuyu dikkatlerinize arz ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.12
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin On Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 34üncü maddesinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Maddeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.29
ON BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Ayşe Nur BAHÇEKAPILI
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 71inci Birleşiminin On Beşinci
Oturumunu açıyorum.
533
sıra sayılı Kanun Tasarısının 34üncü maddesinin
ikinci oylamasında da karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
maddeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Maddeyi
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip
üyeler arasında anlaşmazlık olduğundan elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yapılan üçüncü oylamada da karar yeter
sayısı bulunamadığından, kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 15 Mart 2018 Perşembe günü saat 14.00'te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.36