TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
79uncu
Birleşim
29
Mart 2018 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- YOKLAMALAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, yaşlıların
ve emeklilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, bir turizm kenti
olarak Kocaeli iline ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, Türkiye'nin genel
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının, Kocaeli
Milletvekili Sami Çakırın yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın, Kocaeli Milletvekili Sami
Çakırın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
3.- İzmir Milletvekili Necip Kalkanın, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının İzmirde
Otogar-Halkapınar arası metro yapımını
üstlendiğine ve İzmirde hiçbir siyasi parti farkı
gözetmeden milletin hayrına yapılacak
her hizmeti desteklediklerine ilişkin açıklaması
4.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin, emeklilikte
yaşa takılan vatandaşların durumunun acilen Hükûmetin
gündeminde yer alması gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Bursanın
Osmangazi ilçesinin Selçukgazi köyünde yaşanan zeytinlik katliamına
ilişkin açıklaması
6.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 30 Mart 1432de
dünyaya gelen Fatih Sultan Mehmet'i ve ordusundaki erleri rahmet ve minnetle
yâd ettiğine ilişkin açıklaması
7.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin, Kayserinin Yahyalı
ilçesinin Kapuzbaşı, Ulupınar ve Büyü Çakıl Mahallelerinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Meclis
Başkanının söylemleriyle Atatürkün anısına ve
koltuğuna zarar verdiğine ilişkin açıklaması
9.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Meclis
Başkanının Meclis Sohbetleri etkinliğinde yapılacak
tiyatro gösterisinde kadın oyuncuların sahneye
çıkmalarını engellemesine ilişkin açıklaması
10.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, eğitimde
skandalların bitmediğine ve insanların çocuklarının geleceğinden
endişe duyduklarına ilişkin açıklaması
11.- İzmir Milletvekili Murat Bakanın, Meclis
Başkanının Mecliste oynanacak tiyatro oyununda kadın
oyuncuların sahneye çıkmalarını engellemesine ve
kadınların sanatta, bilimde, siyasette, iş yaşamında
olmaya devam edeceklerine ilişkin açıklaması
12.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 2017
yılı büyüme rakamlarına ve
AK PARTİ hükûmetlerinin uyguladığı ekonomi
politikalarının doğruluğunun büyüme rakamlarıyla bir
kez daha tescillendiğine ilişkin açıklaması
13.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
üniversite öğrencilerinin barınma sorununa ilişkin
açıklaması
14.- Ankara Milletvekili Nihat Yeşilin, Kızılay
bölgesinde yer altı durak ve otopark düzenlemesi yapılacağı
haberleriyle ilgili bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
15.- Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalının,
Erzurumun 2026 Kış Olimpiyatlarına adaylık
başvurusunun resmen yapıldığına ve emeği geçen
herkese teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
16.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağın, AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın Türk lirasından
sıfırların atılmasıyla ilgili bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
17.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, bir
vatandaşın tişörtünün üzerinde Atatürk resmi olduğu için
Meclise alınmamasının bir utanç olduğuna ve yapılan bu
saygısızlığı kınadığına
ilişkin açıklaması
18.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, yetimlere kapı açanların ahirette cennete,
dünyada huzur ve mutluluğa da kapı açmış olduklarına
ve korunmaya muhtaç çocuklara sahip çıkılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
19.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, Yunanistanın
Türkiye'yi üstü kapalı bir şekilde tehdit etmeye
çalıştığına ilişkin açıklaması
20.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun, ekonomide
sevindirici haberler aldığını söyleyen Hükûmetin emekliye,
çalışana bu tabloyu yansıtacak maaş artışı
vermeyi düşünüp düşünmediğini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
21.- İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbayın, Afrinde
yaralanan askerin şehit olduğuna ve açıklanan büyüme
rakamlarına ilişkin açıklaması
22.- İstanbul Milletvekili Hüda Kayanın, Boğaziçi
Üniversitesinin tarihsel misyonuna halel getirecek politikaların
olmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Millî Güvenlik Kurulu
bildirisinde PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ, PDY terör örgütleri için
yapılan proje terör örgütü nitelendirmesinin doğru olduğuna,
bu terör örgütlerinin arkasındaki küresel güçler ve ülkelerin de
deşifre edilmesi gerektiğine ve 1 Nisan İkinci İnönü Zaferinin
97nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
24.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
üniversite ve yurtlarda yaşanan gıda zehirlenmesi vakalarına ve
bu konuda acil önlemler alınmasını beklediğine, Eren
Keskinin Özgür Gündem gazetesinde gönüllü yayın yönetmenliği
yaptığı için hapis cezası aldığına ve Meclis
Başkanının Meclis Sohbetleri etkinliğinde yapılacak
tiyatro gösterisinde kadın oyuncuların sahneye çıkmalarını
engellemesi konusunda Genel Kurula bilgi verilmesini talep ettiğine
ilişkin açıklaması
25.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Meclisteki bir
etkinlikte kadın oyuncuların sahneye
çıkarılmamasının Türkiyede bütün kadınlara
yapılmış bir hakaret olduğuna, Başkanlık Divanının
olağanüstü toplanmasını ve olayda sorumluluğu olan Meclis
bürokratlarının gerekli kovuşturmaya tabi tutulmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
26.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 31 Mart Savcı
Mehmet Selim Kirazın İstanbul Çağlayan Adliyesinde şehit
edilmesinin 3üncü yıl dönümüne, 31 Mart Halit Akçatepenin ölümünün
1inci yıl dönümüne, Meclisteki tiyatro oyunuyla ilgili konunun takip
edileceğine, 31 Mart Azerbaycanlıların Soykırımı
Gününe ve TÜİK tarafından açıklanan
büyüme rakamlarına ilişkin açıklaması
27.- Çorum Milletvekili Salim Uslunun, Şemdinlide
çatışmada yaralanan Hidayet Tokmak isimli Çorumlu gencin şehit
olduğuna ve bütün şehitleri
rahmetle andığına ilişkin açıklaması
28.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Çankırı Milletvekili Hüseyin Filizin CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
29.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Hükûmetin Çiftlik
Bank konusuyla ilgili zamanında müdahalede bulunmayarak insanların
zarara uğramasına neden olduğuna ilişkin
açıklaması
30.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
31.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çiftlik Bank
konusunda kimin kusuru varsa ortaya çıkarmak gerektiğine ilişkin
açıklaması
32.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
33.- İzmir Milletvekili Müslüm Doğanın, Çiftlik Bank
konusunda Hükûmetin ilgisiz olduğuna ve Hükûmet ile bürokrasinin
müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
34.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, kendilerine
ulaşan bilgilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı açıklamasıyla örtüşmediğine
ve kamuoyu vicdanının rahatlatılması açısından
görüntülerin paylaşılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
35.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
açıklamasının yeterli olmadığına ve görüntülerin
yayınlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
36.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünün bazı öğrencilerin terör örgütleriyle
bağlantılarının araştırılmasıyla ilgili
yazısına ilişkin açıklaması
37.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
535 sıra sayılı Kanun Tasarısına ihdas edilmek
istenen yeni maddenin yasa tasarısıyla herhangi bir
bağının olmadığına ilişkin
açıklaması
38.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbulda Emlak Konut Kuzey Yakası Projesinde çalışan
işçilerin ana dilleriyle konuşmalarının firma yönetimince
yasaklanmasına ilişkin açıklaması
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Yaşar
Tüzünün, şehit Hidayet Tokmaka Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin konuşması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlıkça, esas komisyon olarak Tarım, Orman ve
Köy İşleri Komisyonuna havale edilen (2/2231) esas numaralı
Kanun Teklifinin İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından geri
alındığına ilişkin önerge yazısı (4/142)
B) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Kenya Parlamento
heyeti ve üst düzey bürokratlara Hoş geldiniz. denilmesi
C) Açıklamalar
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, 28 Mart 2018 tarihinde düzenlenen
Meclis Sohbetleri toplantısına ve yapılan tiyatro gösterisine
ilişkin basın açıklaması
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve
arkadaşları tarafından, Çiftlik Bankın ilk ne zaman ortaya
çıktığı, insanlara nasıl ulaştığı,
kimler tarafından desteklendiği ve büyütüldüğünün ortaya
çıkarılması, ne kadar para giriş
çıkışının yapıldığının
araştırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi
amacıyla 29/3/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 29
Mart 2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve
arkadaşları tarafından, Çiftlik Bank mağduriyetinin
araştırılması ve yetkili makamların görev ihmali olup
olmadığının incelenmesi amacıyla 26/3/2018 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 29 Mart 2018 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, 29/3/2018 tarihli birleşimde
Genel Kurul çalışmalarının 535 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
devam etmesine ilişkin önerisi
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/926) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 535)
X.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 535) Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının oylaması
29 Mart 2018 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu Birleşimini açıyorum.
II.- YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik cihazla yoklama
yapacağız.
Yoklama için beş dakika süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine
basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde
elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan
teknik personelden yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen
üyelerin ise yoklama pusulalarını görevli personel
aracılığıyla, verilen süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını ve salondan
ayrılmamalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.06
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
II.- YOKLAMA
BAŞKAN - Açılışta yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için beş dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
yaşlılarımızın ve emeklilerimizin sorunları
hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Arzu Erdeme
aittir.
Buyurun Sayın Erdem. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Arzu Erdemin, yaşlıların
ve emeklilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bizleri ekranları
başında izleyen aziz Türk milleti;
yaşlılarımızın ve emeklilerimizin
yaşadığı sorunların giderilmesi hakkında gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, evet, yaşlı
ya da yaş almışlar aslında, buradaki uğultuyu duysa
yaş almışlara verilen kıymetin ne kadar az olduğunu da
göreceklerdir. (CHP sıralarından alkışlar) Her birinizi
sessizliğe davet etmek istiyorum. Teşekkür ediyorum.
Tıp, bilim ve teknolojinin gelişmesiyle ve
doğum oranlarındaki azalmayla her yıl yaşlı nüfusuna
dâhil olan insan sayısı artmaktadır. TÜİK 2017 verilerine
göre, 2012 yılında 5 milyon 682 bin 3 kişi olan 65 yaş
üzeri yaştaki kişilerin sayısı 2016 yılında 6
milyon 651 bin 503 olarak belirlenmiştir. Yaşam kalitesinde bir
artış olmadığı takdirde, yaşlılık
nüfusunda bu oranların ülkemizi olumsuz etkileyeceği gerçeğini
göz önünde bulundurmamız gerekmektedir.
Yaş ve yaşlılık, emekli olmakla
başlayan bir süreçtir aslında. Eğer ki normal bir
yaşantımız varsa ve ortalama bir insan ömrünü de göz önünde
bulunduracak olursak unutmayalım ki bir gün hepimiz yaş
alacağız yani yaşlanacağız.
Yaşlılarımıza baktığımızda,
hayatları boyunca, belki de birçoğu yaşlandıkları
zaman, yaş aldıkları zaman keşke kelimesiyle
yüzleşmişlerdir.
Değerli milletvekilleri, biz de yaş
alacağız, biz de yaşlanacağız.
Yaşlandığımızda keşke dememek için, bilhassa
bugün bize verilmiş olan bu şerefli makamların kimlerin
vebaliyle temsil edildiğinin bilinciyle de hareket etmemiz gerçeğini
unutmamamız gerekiyor.
Her insan için değişik anlam ifade eden
yaşlılık, hayatın en önemli dönemidir.
Yaşlılarımız dünümüz ile bugünümüz arasındaki köprüyü
kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşıyan ve
bunları sağlayan en değerli varlıklarımızdır.
Yaşlılık dönemi itibar gerektirmektedir. Bu, bizlerin
yaşlılarımıza minnet borcudur.
Yaş almışlarımızın
toplumla bütünleşmesi, daha aktif olmaları ve yaşama
bağlı kılınmaları da gerekmektedir. Ömürlerinin büyük
bir kısmını toplumumuza ve ülkemize hizmetle geçiren
insanların yaşlandıklarında ve bakıma muhtaç
oldukları dönemde, ömürlerinin sonuna kadar insan onuruna
yakışır bir şekilde bakım talep etme hakkı
bulunmaktadır.
Devletimizin yaşlılarımızın
ve emeklilerimizin sorunlarıyla ilgili kalıcı çözümler üretmesi
elzemdir ve şarttır. Böylelikle onlara olan minnet borcumuzu bir
nebze olsun yerine getirmiş olacağız. Tabii ki milletimizin her
bir bireyinin huzurunu sağlayacak sosyal politikalar yürütmeli, bu
bağlamda yoksullarımız, çocuklarımız, gençlerimiz,
bakıma muhtaç yaşlılarımız, emeklilerimiz ve
işsizlerimiz için özel çalışmalar yapmalıyız.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler, zor
durumda olan ve sorunları bulunan tüm toplum kesimlerine dokunduk,
dokunmaya da devam ediyoruz, sorunları çözmeye devam ediyoruz. Yaş
almışlarımızın sorunlarının çözümü ve
toplumda hak ettikleri yeri almaları hususunda elimizden geleni
yapıyoruz.
Bu sorunların başında emeklilikte
yaşa takılanlar gelmekte. Sosyal Güvenlik Kurumu prim gün
sayısı dolmuş olan ve emeklilikte yaşı bekleyenler
büyük mağduriyet içerisinde. Yaşı beklerken -burada çok önemli
bir detay var- sosyal güvenceden mahrum bırakılan bu insanların
tedavi ve ilaç masrafları karşılanmamaktadır. Her ne kadar
isteğe bağlı sigorta uygulaması getirilmiş olsa da
prim gün sayısını doldurmuş olan bu mağdurlara
ilişkin tedavi ve ilaç masraflarının karşılanması
yönünde bir çalışma ne yazık ki bulunmamaktadır ve bu
konuyla ilgili bizim teklifimiz mevcuttur.
Değerli milletvekilleri, özellikle
kadınlarımızla ilgili, yaş almış
kadınlarımızla ilgili, Anayasanın eşitlik ilkesini de
göz önünde bulundurmak suretiyle, kadınlara doğum
borçlanmasının verilmesi şart. Burada, 4 çocuğu olan
kadın Benim 4 çocuğuma da doğum borçlanması verin.
demiyor ama en azından ara formül bulunarak belki 1 çocuğa, belki 2
çocuğa doğum borçlanması verilebilir. Aynı şekilde,
belli bir yaşa gelmiş ve staj, çıraklık yapmış
olanlarla ilgili, bunların sigorta başlangıcı
sayılmaması ve sigortalılık süresine sayılmaması
yönündeki de uygulama da aslında yanlış bir uygulama, mutlaka
düzeltilmeli. Yaşlılarımızın özellikle geçmişle
alakalı bu sorunlarının bir yığın olarak önümüzde
durduğu bu dönemi göz önünde bulundurup ona göre hareket etmeliyiz, çözüm
bulmalıyız.
Sözlerime cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün sözleriyle son vermek istiyorum. Bir milletin
yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu
o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır.
Geçmişte çok güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara
karşı minnet hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle
bakmaya hakkı yoktur.
Saygılarımla. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Erdem.
Gündem dışı ikinci söz, bir turizm
kenti olan Kocaeli hakkında söz isteyen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın
Sami Çakıra aittir.
Buyurun Sayın Çakır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
2.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakırın, bir turizm kenti
olarak Kocaeli iline ilişkin gündem dışı
konuşması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; turizmde de iddialı bir kent olarak
gördüğüm Kocaeliyle ilgili düşüncelerimi ifade etmek üzere gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel
Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Kocaeli ismi anında size sanayi sektörünü,
üretimi ve katma değeri hatırlatacaktır. O alana girmeden,
Kocaelinin bir başka yüzünü, bir başka yanını,
doğasını, insanının gönül genişliğini,
gölünü, körfezini, tarihten bugüne taşıdıklarının bir
kısmını ifade edeceğim. Elbette, emeğe saygı
anlamında, ilimizin ve ülkenin kalkınmasına alın teriyle
omuz veren işçilerimize teşekkür ediyorum. Emeğin
hakkını ve karşılığını alın teri
kurumadan ödemenin önemini kavramış ve bu katkıya destek veren
işverenlere de başarılar diliyorum.
Her biri farklı güzellikleriyle dikkat çeken 12
ilçenin olduğu ve yaklaşık 2 milyon insanın yaşadığı
bir il Kocaeli. Kocaeli tarih öncesi ve Nicomedia Dönemi, Roma, Bizans Dönemi,
Selçuklu Dönemi, Osmanlı Dönemi, Cumhuriyet Dönemiyle geniş bir
geçmişe dayanan bir hazine şehirdir.
İzmit Saat Kulesi, tarihî Tren İstasyonu,
Hızır Reis Denizaltı Müze Gemisi, Gayret Müze Gemisi, Arkeoloji
ve Etnografya Müzesi, Yarhisar Müze Gemisi, Elektronik Kent Müzesi, Kaiser II.
Wilhelm Köşkü, Osman Hamdi Bey Müzesi, Mevlevi Evi, müzelerimizden bir
kısmıdır.
Görülmeye değer doğal güzellikleri
arasında Sekapark, Barbaros Hayrettin Paşa Parkı, Başiskele
Parkı, Yürüyüş Yolu, Doğu Kışla Parkı, Gölkay
Parkı, Kandıra Namazgâh Deresi, İzmit Körfezi, Gebze Gaziler
Dağı, Yuvacık Alabalık Tesisleri, Maşukiye
Alabalık Vadisi, Sapanca Gölü, Çınarlıdere, Tavşancıl
Köyü Yazlık Ilıcası, Sarısu zikredilebilir.
Derince Harikalar Sahili, Yarımca Sahili,
Tütünçiftlik Sahili, Kirazlıyalı Sahili, Ulaşlı Sahili,
Karamürsel Sahili, Altınkemer Plajı, Paşa Suyu, Soğuksu
Mesire Alanı, Çayırova Rekreasyon Alanı, Cebeci Sahili, Kerpe
Sahili, Kefken Sahili, denizin ve körfezin derinliklerini size getirdiğini
görebileceğiniz mekânlardır.
Kent Ormanı, Kartepe, Darıca Kuş
Cenneti, Ballıkayalar Vadisi, Beşkayalar Tabiat Parkı,
Bağırganlı köyü, Başdeğirmen Mesire Alanı,
Eğreltidüzü Mesire Alanı, yeşilin sizi
kucakladığı dost alanlardan sadece bir kısmı.
Kış kayağı, su kayağı,
yamaç paraşütü imkânı bulabileceğiniz mekânlar yanında,
antik çağa ait sur duvarlar içinde Şehitler Korusunda geçmiş
ile bugün arasında zihnî bir köprü kurabilirsiniz.
Yahya Kaptan Anıt Mezarı, Kösem Valide
Sultan Köprüsü, Türk Kahvesi (Lalezar), Üçtepeler köyünde tümülüsler, Süleyman
Paşa Hamamı, Saatçi Ali Efendi Konağı, hâlen imamın
hutbeye kılıçla çıktığı tarihî Orhan Camisi,
Mehmet Bey Fevziye Camisi, Mimar Sinan Köprüsü, Sultan Baba Türbesi,
Sırrı Paşa Konağı, Redif Dairesi, Portakal Hafız
Mescidi ve Konağı, Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, Pembe
Köşk, Macar Kralı Thököly İmrenin mezarı, Kutluca Köprüsü,
Kasr-ı Hümayun, Karamürsel Bey Anıt Mezarı, İzmit Gazi
Lisesi, Hannibal Mezarı, Gültepe Nekropolü, Eski Vali Konağı,
Demirciler Konağı, Canfeda Hatun Çeşmesi, Büyük Su Kemeri,
Akçakoca Bey Anıt Mezarı
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Say, say! Ben de sizin
sattıklarınızı sayıyordum böyle sırayla.
SAMİ ÇAKIR (Devamla) -
II. Abdülhamit Han
Camisi, Gebze ve Kandırada Sultan Orhan Camisi, Kara Bali Bey Camisi,
Kazıklı Kervansaray görmeye değer bir kısım tarihî
eserlerimizdir.
Kandıra yoğurdu, pişmaniye ve saray
helvası, Çenesuyu, Yuvacık suyu, Maşukiye armudu, İzmit
simidi, İhsaniye elması, Eşme ayvası, Değirmendere
fındığı, Yarımca kirazı tadını
hatırlatmadan geçemeyeceğimiz ürünler arasındadır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Hep Maşukiye
diyorsun, arada Derbenti de söyle.
SAMİ ÇAKIR (Devamla) - Karamürsel sepeti,
Hereke halısı, Kandıra bezi hem hediye hem de hatıra olarak
Kocaeliyi unutturmayacaktır.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Hepsi
Kocaelide mi?
SAMİ ÇAKIR (Devamla) - Bu güzellikleri gezip
görüp hem yaz hem kış, hoş ortamlarda temaşa etmek,
konaklamak üzere ilgilerinize sunarken Kocaelinin misafirperverliğinden
memnun kalacaksınız diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Çakır.
Yalnız, Genel Kurul Kocaeli hediyelerini
bekliyor, bu kadar bahsettiniz.
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) Eyvallah.
BAŞKAN Sözünü aldık sayın
milletvekilleri.
SAFFEK SANCAKLI (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN - Sayın Sancaklı, sizin
Kocaeliyle ilgili bir talebiniz mi var?
Önce ayakta talebinizi alabilir miyim.
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Sayın
Başkanım, sayın vekilimiz Kocaeliyle ilgili çok güzel
şeyler söyledi, ben de müsaade ederseniz bir ekleme yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Sancaklı.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklının, Kocaeli
Milletvekili Sami Çakırın yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sayın vekilimiz Kocaelimizle ilgili çok güzel
şeyler söyledi, hakikaten Kocaeli, hem tarih olarak hem de günümüzde çok
güzel özelliklere sahip. Eğer Dünyada iki denizi, dağı ve gölü
olan şehir diye Googlea yazarsanız Kocaeli çıkıyor
gerçekten; en son verilere göre de Türkiye'nin 3üncü yeşil şehri.
Sayın vekilimizin söylediklerinin hepsine
katılıyorum, sadece ufak bir eksik var: Yazın ve
kışın olimpiyat yapılabilecek düzeyde bu kadar doğa
güzellikleri olan, imkânları olan Kocaelide özellikle sportif açıdan
çok eksiklerimiz var. Sayın vekilimiz simgelerimizi saydı, hepsine
katılıyoruz ama Kocaelinin en büyük simgesi Kocaelispordur.
Sayın milletvekillerimiz de burada, hep beraber Kocaelispora destek verip
eski günlerine kavuşturursak Kocaelinin bir numaralı simgesinin ve
özelliğinin Kocaelispor olduğunu herkes görecektir.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Biz teşekkür ederiz Sayın
Sancaklı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akar, talebinizi
alayım önce.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Evet, Kocaeliyle ilgili
birtakım eksiklikler var, onları da ben ilave edeyim istiyorum.
BAŞKAN Duyamıyorum, oturduğunuz
yerden konuştuğunuz için duyamıyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ayağa kalkayım
Sayın Başkan.
Kocaeliyle ilgili anlattılar
arkadaşlarımız, birtakım eksiklikler var, onları da
ben tamamlayayım istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akar.
2.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın, Kocaeli Milletvekili Sami
Çakırın yaptığı gündem dışı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kocaeli bir turizm kenti
olabilir, teşekkür ediyorum milletvekili arkadaşıma; gerçekten
bir turizm kenti olabilir saydıklarını konuştuğumuz
zaman. Sahillerimizden bahsetti, doğru, Körfezde yaklaşık 112
kilometre sahilimiz var, 45 tane de limanımız var sahilde.
Sahillerimizi, hepinizin bildiği gibi, sadece sanayi amaçlı
kullanıyoruz, amaç turizm amaçlı da kullanmak olmalı.
İkimiz de -iki vekil- Kartepenin eteklerinde oturuyoruz ama uzun
yıllardır Kartepeye sadece bir Maşukiyeden ulaşım sağlanabiliyordu,
bu sene Derbent yolu bir nebze bitirildi sayılır. Amaç oradaki bütün
yolları açmak; bir de, Kartepede 1 otelimiz var, bu otel
sayısını çoklandırmak ve kış turizmine de açmak
oluyor.
En büyük problem şu: İstanbullu tren
ulaşımını kullanarak Kocaeliye ve Kartepeye
ulaşıyordu, maalesef, 2012den sonra da trenlerimiz ortadan
kalktı ve tren istasyonu olarak da bölgede Derbent Tren
İstasyonuydu. Gerçi, Devlet Demiryollarıyla yaptığım
görüşmeye göre birkaç gün içerisinde o da açılacak, üzerinde çok
duruyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Müthiş bir turizm
potansiyeli sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Bu katkılarından dolayı teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Akar.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
(Devam)
3.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, Türkiye'nin genel
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gündem
dışı üçüncü söz, Türkiye'nin genel sorunları hakkında
söz isteyen Adana Milletvekilimiz Sayın İbrahim Özdişe aittir.
Sayın İdare Amirim, Sayın Özdiş,
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP Genel
Başkanı Sayın Erdoğan, her zaman olduğu gibi kendi
hukukunu herkesten üstün görüyor; aydınlara, yazarlara, gençlere,
kadınlara, kendine muhalif gördüğü herkese tehdit edici, rencide
edici sözler sarf ediyor. Anayasamızın 42nci maddesinde yer alan
Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun
bırakılamaz. ifadesini yok sayarak Boğaziçi Üniversiteli bir
grup genci Okutmayacağım diyor. Düşüncesi, eylemi, suçu ne
olursa olsun bir kimsenin eğitim hakkını elinden almak
insanlık suçudur. Kendi üniversite diplomasının olup
olmadığı tartışmalı bir
Cumhurbaşkanının, kalkıp 20li yaşlardaki bir grup
öğrenciyi böylesine
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) Yavaş!
Yavaş biraz!
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) Burada
gelir, konuşursunuz.
hedef göstermesi Hayatlarını
kaydıracağım. demesi, kendini kaybetmenin, daha da önemlisi bu
ülkeyi yönetememenin göstergesi olsa gerek. (CHP sıralarından
alkışlar) Varsa suçları, onun karar mercisi sen değilsin;
yargıdır, hukuktur, mahkemedir, hiç olmadı üniversite
yönetimidir.
Kendi halkıyla mücadele eden bir
Cumhurbaşkanı profiliyle karşı karşıyayız.
Uyguladığı yanlış politikalarla, yönetim
anlayışıyla, bu ülke insanının yaşamına
büyük zararlar veriyor. Esas görevi yaşamımızı
kolaylaştırmak, işleri yoluna koymak olan bir
Cumhurbaşkanı, hem hayatımızı zorlaştırıyor
hem de hakaret ediyor. Farklı düşünce ifade edene, kendini
eleştirene hakaret etmek, tehdit etmek, bedel ödetmek, öz güveni olmayan,
yeterli birikimi, eğitimi olmayan kimselerin yapacağı
davranışlardır. Topluma korku salmak, korku iklimi yaratmak,
tabii, tüm bunlar, yapılan yanlışları toplumdan gizleme
çabasıdır, halkın doğruları öğrenmesinden
korktuğunun göstergesidir. Ülkeyi bir bütün olarak görmemek, bir
kısmını düşman görmek, onlara karşı bu kadar öfke
ve kin dolu olmak. İşte, tam, burada, önceki gün AKP sözcüsünün Genel
Başkanımız Kılıçdaroğluyla ilgili söylediği
o söz, psikolojinin konusu sözü, gerçekte yukarıda anlatmaya
çalıştığımız AKP Genel Başkanının
davranışlarıyla bire bir örtüşüyor. Hakikaten, durum hiç
normal değil. Hatta kendini ülkenin tek sahibi görüyor, tek doğruyu
kendisinin bildiğini söylüyor. Ne yazılırsa, ne söylenirse
nezdinde hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Buna psikolojide ne denir biliyor
musunuz? Narsizm yani kendini fazla seven, egosunu yücelten, Önce ben, daha
sonra diğerleri. diyen kişiler.
Sayın milletvekilleri, önceki gün yine AKP
sözcüsü, Genel Başkanımız Sayın
Kılıçdaroğluyla ilgili, grup konuşması nedeniyle,
mitomaniye tutulduğunu söyledi. Mitomani, yalan söyleme
hastalığı olarak biliniyor.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Yalan mı?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Konuşacağız.
Bu hastalığa yakalanmış
kişilere de mitoman adı veriliyor. Ben buradan o sözcüye, AKP
milletvekillerine ve halkımıza sesleniyorum: Halkına kim yalan
söylüyor? Bunu anlamanın, bunu 80 milyon yurttaşımızın
anlamasının çok kolay yolu var. Birisi İktidar Partisinin Genel
Başkanı, diğeri Ana Muhalefet Partisinin Genel
Başkanı, çıkarlar bir televizyon kanalına, 80 milyonun
gözünün önünde tartışırlar. (CHP sıralarından
alkışlar) Yani kim yalan söylüyor, kim söylemiyor, 80 milyon da buna
karar verir. Ancak hepimiz, 80 milyon biliyor ki Erdoğanın
Kılıçdaroğlunun karşısına çıkacak zerrece
cesareti yok. Zira Kılıçdaroğlu defalarca bu çağrıda
bulundu.
Ha, niye bir ülkenin iktidar partisinin genel
başkanı, üstelik de cumhurbaşkanı -ki devletin tüm
bilgileri elinde- o ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanıyla
herhangi bir televizyon kanalına çıkmaya korkar, niye yüreği
yetmez, niye kendine güvenmez? İtiraz ediyorsanız hodri meydan! Genel
Başkanınıza söylersiniz, herhangi bir televizyonda çıkar,
Kılıçdaroğluyla tartışırlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Millet görüyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) Kim
yalan söylüyor, kim doğru söylüyor, halkımız buna karar verir.
BAŞKAN Sayın Özdiş, ek süre istiyor
musunuz efendim?
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Söyledi
söyleyeceğini.
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) Söyledi zaten.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
İstiyorum, tabii ki uygun görürseniz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
Sözlerinizi tamamlamak üzere bir dakika ek süre
veriyorum.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Buradan sesleniyorum: Bir ülkenin yarısıyla mücadele ederek o ülkeyi
refaha, huzura kavuşturamazsınız. İşsizlikle,
ekonominin kötü gidişatıyla, dövizin artışıyla,
eğitimdeki sorunlarla, dış politikadaki
tutarsızlıklarla mücadele edin.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Aç,
istatistiklere bak, istatistiklere! 7,4 büyüme, rüyanızda bile
göremezsiniz!
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Şeker fabrikaları gibi bu ülkenin değerlerini peşkeş
çekeceğinize NBŞyi ülkeye sokmamak için mücadele edin. FETÖyü
temizliyoruz. diyerek garibana zulmedeceğinize, FETÖyle ilişkileri
ayan beyan ortada olan, FETÖnün bankasının yıllarca
avukatlığını yapmış il başkanınızla,
içinizdeki FETÖcülerle mücadele edin, FETÖcülerle. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bu korku
imparatorluğunu halkımızla birlikte, yapılacak ilk seçimde
sandığa gömeceğimizden hiç kimsenin ama hiç kimsenin
kuşkusu olmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HALİL ETYEMEZ (Konya) Hayal etme, hayal etme!
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir)
Kılıçdaroğlu aday olacak mı
cumhurbaşkanlığına, onu söyle. Yani bizi sandığa
gömerken aday olacak mı, olmayacak mı onu söyle.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Saraylar, saltanatlar çöker/ Kan susar bir gün/ Zulüm biter/ Menekşeler
de açılır üstümüzde/ Leylaklar da güler/ Bugünlerden geriye/ Bir
yarına gidenler kalır/ Bir de yarınlar için direnenler. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) Yeter ya, yeter!
Kendine on dakikalık konuşma hazırlamış, yeter!
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Sayın Başkanım, bitirmek üzereyim. Divan üyesi olmam
dolayısıyla bir pozitif ayrımcılık rica ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ben bir
dakikalık hakkımdan vazgeçiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın İdare Amirim,
Başkanlık Divanı Üyemiz, İç Tüzükü en az benim kadar
biliyorsunuz.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) Biliyorum
efendim.
BAŞKAN Lütfen, sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Saraylar, saltanatlar çöker/ Kan susar bir gün/
Zulüm biter/ Menekşeler de açılır üstümüzde/ Leylaklar da güler/
Bugünlerden geriye/ Bir yarına gidenler kalır/ Bir de yarınlar
için direnenler/ Ey, her şey bitti diyenler/ Korkunun sofrasında
yılgınlık yiyenler/ Ne kırlarda direnen çiçekler/ Ne
kentlerde devleşen öfkeler/ Henüz elveda demediler/ Bitmedi daha sürüyor o
kavga ve sürecek/ Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! (CHP
sıralarından alkışlar)
Bu arada, yarın 30 Mart. 30 Mart 1972de
Kızılderede katledilen devrimci yurtsever gençlerimizi de bu
kürsüden saygıyla anıyorum.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Daha hâlâ orada
mısın ya? Sen orada mısın daha?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) - Yüce
Meclise saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özdiş.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Kafa, zihniyet
değişmedikten sonra daha muhalefette kalırsın. Bu zihniyet
değişmedikten sonra muhalefette kalırsın.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Çıkarsınız, konuşursunuz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Orada da
konuşuruz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen,
grup başkan vekiliniz ayağa kalktı, talebini iletecek.
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
muhtemelen sayın vekil dün yoktu, dün bu konuların hepsini çok uzun tartıştık.
Boğaziçi meselesi, bir akademik özgürlük
meselesi değil, bir terör meselesidir. CHP gibi doksan yıllık
Mustafa Kemalin partisine, ısrarla İşgalin lokumu olmaz, asker
katliam yaptı. diye afiş açanların avukatlığını
üstlenmenin yakışmadığını ifade etmek istiyorum,
bu birincisi.
Sayın Başkan, ikincisi, ısrarla
Cumhurbaşkanına hakaret etmeye çalıştı, biz
bunları çok duyduk şimdiye kadar.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Hiç öyle
bir şey yok! Olanları anlattım, olanları.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Aslında,
Cumhurbaşkanına hakaret, ona oy verenlere hakaret demektir. Eğer
on beş yıldan beri
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Yaşananları anlattım Sayın Grup Başkan Vekili.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bir de böyle bir üslup
var işte.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kim diktatör, kim
faşist görün. Beş dakika konuştu, bağırdı,
bağırdı, bağırdı, ağzımızı
açmadık; üç saniye konuşuyoruz, susmuyorlar. Kimin faşist
olduğunu, kimin diktatör olduğunu en iyi gösteren tablo, bu tablo
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, FETÖyle ilgili dün çok uzun
konuştuk. FETÖyle ilgili mücadelede Türkiyenin en büyük şansı,
Tayyip Erdoğan gibi kararlı, dik duran bir liderin
olmasıdır. Eğer bu kadar kararlı duran bir lider
olmasaydı, bugün FETÖyle ilgili bu ülke çok daha büyük bedel öderdi.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Turan.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özdiş.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sataşma var, sataşmadan söz istiyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sataşmadım ama.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Diktatör lafını kullandı, faşist lafını
kullandı.
BAŞKAN Böyle bir cümle kullanmadı,
hayır.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Kullandı efendim, kullandı. Kimin diktatör olduğunu, kimin
faşist olduğunu
Kullandı efendim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu tarz
BAŞKAN Efendim bir dakika
Dinleyeyim
Sayın Turan, sakin olun.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Aksine,
Boğaziçi Üniversiteli gençlerin davranışlarıyla ilgili bizi
suçladı.
BAŞKAN Söylediklerinizi yanlış ifade
ettiğini söylüyorsunuz, yerinizden
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Hayır efendim, kürsüden istiyorum mümkünse.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ben kürsüye
çıkmadım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, AKP
Grup Başkan Vekili İbrahim Bey için sözlü, yüksek sesle ona müdahale
ettiği için, Kimin diktatör olduğu, kimin faşist olduğu bu
davranış tarzından bellidir. diye hakarette bulunmuştur ve
69a göre kürsüden, sataşmadan söz istiyoruz.
BAŞKAN Grup adına siz temsilcisiniz, bu
anlamda
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Evet, İbrahim Bey cevap
verecek.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özdiş. (CHP
sıralarından alkışlar)
V.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın yerinden sarf ettiği bazı ifadeleri
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Sayın Grup Başkan Vekili, ben kimseye hakaret etmedim, ben Türkiyede
yaşananları ortaya koydum; çok açık ve net.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Teşekkür ederiz
etmediyseniz.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Boğaziçi Üniversitesinde okuyan tüm gençler bizim gençlerimiz, lokum
dağıtan da o pankartı açan da. Üniversitelerde düşünce özgürlüğü
esas olmalı. Ama sizin Cumhurbaşkanınız kalkıp
Boğaziçi Üniversitesindeki
İSMAİL TAMER (Kayseri) Senin
Cumhurbaşkanın değil mi?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) Aynen
bunu söylüyorum, kalkıp cevap verirsiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bizim değil ya! AKPnin
Genel Başkanı bizim Cumhurbaşkanı olabilir mi ya?
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Türkiyenin
Cumhurbaşkanı o, Türkiye Cumhurbaşkanı o. Sizinmiş!
Sen hangi ülkenin vatandaşısın? Hangi ülkenin
vatandaşısın sen İbrahim Özdiş? Hangi ülkeye aitsin
sen?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Türkiyenin bir üniversitesinde, Boğaziçi Üniversitesindeki seçimlerde en
yüksek oyu alan rektörü atamayıp şunu söyleyebiliyorsa:
Üniversitelerde
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sen nereden
geldin de burada konuşuyorsun o zaman?
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Hangi ülkeye
ait olduğunu açıkla. O, Türkiye Cumhurbaşkanı.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bağırma,
bağırma, konuşsun!
BAŞKAN Sayın Dalkılıç, lütfen,
duyamıyoruz hatibin konuştuklarını.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Efendim, sussunlar.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul)
Başkanım, Türkiyenin Cumhurbaşkanı o.
BAŞKAN Bir dakika
Benim duymam lazım
ama sizin değil.
Lütfen siz müdahale etmeyin.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Hakaret
ediyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Hakaret falan etmiyorum.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Sizin
Cumhurbaşkanınızın anlamı ne, sizin demek ne demek?
Sen kimsin de böyle konuşuyorsun?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Cumhurbaşkanı Boğaziçi Üniversitesindeki rektörlük seçimlerinde
en fazla oyu alan rektörü atamayıp arkasından, eğer Üniversitelerde
rektörlük seçimleri
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sesin
kısıldı, bağırma artık.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
huzursuzluğa neden oluyor. diyor ise o Cumhurbaşkanının
demokratlığından, demokrasiyi içselleştirdiğinden biz
şüphe ederiz. Bu, bu kadar açık. Ne istiyorsunuz 20
yaşındaki gençlerden?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Teröristlik
yapmayacak, ülkenin bayrağına hakaret etmeyecek o gençler, doğru
dürüst okuluna gidecek.
BAŞKAN Sayın Tamer
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla) Orada
tartışıyorlar, yeter ki şiddete, kaba kuvvete müracaat
etmesinler. O gençler, lokum dağıtan da pankart açan da bizim
gençlerimiz, bizim. Hiçbir kişinin, Cumhurbaşkanı da olsa bu
toplumu
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Hangi ülkenin
vatandaşı olduğunu açıkla.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Türk
Bayrağına saygı gösterecek o gençler.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
bölmeye, bu toplumun yarısını karşısına almaya
hakkı yok; bizim anlatmak istediğimiz bu.
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Hangi ülkenin
vatandaşısın?
İBRAHİM ÖZDİŞ (Devamla)
Kimseye, altını çizerek söylüyorum, hakaret etme gibi bir niyetimiz
olamaz.
Yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Sayın
Özdiş, hangi ülkenin vatandaşısınız? Sizin
Cumhurbaşkanınız. diyorsunuz, hangi ülkenin
vatandaşısın, açıkla onu.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Bu
ülkenin vatandaşıyım, Türk vatandaşıyım.
BAŞKAN Sayın Özdiş
Sayın
Dalkılıç
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) O zaman
Cumhurbaşkanımız diyeceksin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sen tayin etmeyeceksin kimin
vatandaşı olduğunu.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Yok ya!
Benim ne diyeceğimi sen mi söyleyeceksin! Allah, Allah!
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) AK Parti Genel
Başkanı olmakla sadece bir kesimin Cumhurbaşkanı
olmayı kabullendi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın Turan...
Arkadaşlar, lütfen
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Toplumun
yarısını karşısına alsın, ne yapalım
yani susalım mı Beyefendi?
HALİS DALKILIÇ (İstanbul) Hiç kimseyi
karşısına almıyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Yapma,
alıyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan, sizi
dinliyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
tekrardan yorulduk ama daha yasama faaliyetlerinin başındayız.
Bu kadar bağırmaya, ses kısılacak kadar gerilmeye gerek
yok, konuşarak anlaşırız biz. Bu tarz hakaretlere, bu tarz
gerginliklere gerek yok diye düşünüyorum. Fakat Boğaziçi
Üniversitesini Onlar bizim gençlerimiz. diye özetlemek, akademik özgürlükle açıklamak
doğru değil. Altını bir daha çiziyorum, askere katil
diyen, İşgalin, katliamın, lokumu olmaz. diyen genç, bizim
gencimiz değil Sayın Başkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Turan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Danış
Beştaş, buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bu
Boğaziçi Üniversitesiyle ilgili üç gündür burada tartışma
yürütülüyor ve maalesef, iktidar partisi grup başkan vekili hâlâ
Boğaziçindeki olayları terör diye tanımlayabiliyor.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Terörden
başka bir şey değil.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bundan
gerçekten büyük bir rahatsızlık duyuyoruz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bu ülkenin
bayrağına hakaret eden teröristtir.
BAŞKAN Sayın Tamer
Sayın Tamer,
rica ediyorum
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Boğaziçi Üniversitesindeki öğrencilerin, tıpkı diğer
öğrencilerin olduğu gibi, hepsinin düşünce ve ifade
özgürlüğü vardır.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hiçbir zaman
bayrağa hakaret edemez! Askere hakaret edemez!
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne
bayrağı ya? Nereden biliyorsun?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sizin
Afrin işgalinizi desteklemek zorunda değildir.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Askere katil
diyemez, diyemez! Dedirtmeyiz onu.
BAŞKAN Sayın Tamer
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) ÖSO
çetesine katil der, bal gibi de der, nitekim öyledir. Şu anda, orada bir
yağma var, bir katliam tehdidi var, orada siviller öldürüldü.
Birleşmiş Milletler, uluslararası insan hakları örgütleri
orası için çağrı yapıyor. Doğrudur, savaşın
ve katliamın lokumu olmaz. Biz, buna imza atıyoruz. Savaşa
destek veren anlayışı reddediyoruz. Türkiye'nin içeride ve
dışarıda barış dışında bir
politikası olmamalıdır. AKPli olmayan herkesi terör ve
terörizmle ifade etmek iktidar partisinin çıkmazıdır. Biz bunu
reddediyoruz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hiç alakası
yok, hiç alakası yok!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bilim
insanlarına yönelik saldırıyı kınıyoruz ve AKP
Genel Başkanının bu konudaki tutumunu da kınıyoruz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Askere katil
diyenle biz bir arada olamayız, siz de olmamalısınız.
BAŞKAN - Sayın Tamer
İSMAİL TAMER (Kayseri) Ben de hakkımı
kullanıyorum Başkan.
BAŞKAN Rica ediyorum ama
Grup başkan
vekiliniz var.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Olabilir. Ben de
milletvekiliyim.
BAŞKAN Olabilir. Sayın Başkan
konuşmasını yapacak.
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
Sayın Özdiş ile Sayın HDPnin konuşmasının
aynı bağlamda kesişmesini ibretle izliyoruz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Olabilir!
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sizinki de
IŞİDle aynı gibi duruyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - PKKnın
kuruluşunu kutlayan Boğaziçi öğrencileri ile askere katil
diyen Boğaziçi öğrencilerinin yargı önünde hesap vermesinden
neden HDPnin ve CHPnin rahatsız olduğunu kamuoyunun takdirine
sunuyorum Sayın Başkanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
GARO PAYLAN (İstanbul) Yirmi yıl önce
başörtülülere terörist diyorlardı! Onlar o zaman giremedi oraya.
Yapmayın Allahınızı severseniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yapmayın Sayın
Paylan, siz bari yapmayın!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Aksi ispat
edilene kadar herkes masum değil mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Tamam, mahkeme
değerlendirsin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Burada
suç ve ceza fiiline ne Recep Tayyip Erdoğan ne de Sayın Grup
Başkan Vekili karar veremez.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Mahkeme
değerlendirsin diyoruz Sayın Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Buna
karar verecek olan merciler, soruşturma makamları ve yargı
makamı bellidir. Buradan, Meclisten Boğaziçi Üniversitesi
öğrencilerini suçlu ilan etmek en hafifinden hukuk
tanımazlıktır, demokrasiye aykırı bir tutumdur.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim Sayın
Başkan.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Biz bunu
reddediyoruz. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, AKPden izin
alıp orada okumaya hak kazanmadılar, üniversite sınavına
girdiler ve orada öğrencidirler, AKPye biat etmek zorunda da
değildirler. (HDP sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Alkışlayın
arkadaşlar siz de!
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Beştaş.
Sayın Akar, buyurun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, yine
AKP Grup Başkan Vekili İbrahim Özdişin Boğaziçi
Üniversitesi öğrencileriyle ilgili konuşmasından sonra ve
HDPnin yaptığı açıklamalardan sonra bizi HDPyle
Sanki Boğaziçi
Üniversitesi öğrencileri Türk askerine katil demiş gibi bir sunum
yaparak bizi de onlarla özdeşleştirerek
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kelime kelime aynı
konuşma Sayın Başkan.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan,
öğrenci, üniversite öğrencisi dediğiniz zaman fikirlerini
açıkça tartışabilen, düşüncelerini söyleyebilen ama asla
vatanına ihanet etmeyen, bayrağına ihanet etmeyen insanlar
olmalı, insanlar olmalı; bunun arkasında duruyoruz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Güzel,
vatanına ihanet etmeyecek, vatanına ihanet etmeyecek. Bu, doğru
bir kelime.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Üniversitede okuyan
öğrencilerin yanında, akademisyenler de böyle televizyonlara
çıkıp Çocuklar kitap okumasın. dememeli Eğitim
görmesin. dememeli Bizim oy potansiyelimiz azalır. dememeli.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bunlara diyecek
bir şey yok!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Üniversiteler, Anayasa
değişirken üniversite hocaları kalkıp Anayasa hakkında
fikir beyan edebilirler. Ama maalesef, Türkiyede hem akademisyenler hem
öğrenciler Türkiyenin problemlerini, kendi düşüncelerini açık
olarak ortaya koyamıyorlar. Boğaziçi Üniversitesinde olay
yaşanmıştır. Ama Türkiyede hukuk vardır, yargı
vardır. Bağımsız yargı diye konuşuyorsunuz. Bir
insanın suçlanıp suçlanmayacağını, bir insanın
yargı kararı olmaksızın -ki grup başkan vekili de
avukattır, hukukçudur- terörist ilan edilmeyeceğini bizden iyi
bilmesi gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için de
ne yapılması gerekiyor? Gerekenlerin yapılması gerekiyor bu
konuda.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akar.
Sayın milletvekilleri, şimdi sisteme giren
milletvekillerimize yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim. Bu
sözlerin ardından sayın grup başkan vekillerimizin söz
taleplerini karşılayacağım.
İlk söz, Sayın Kalkan
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- İzmir Milletvekili Necip Kalkanın, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının İzmirde
Otogar-Halkapınar arası metro yapımını
üstlendiğine ve İzmirde hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden milletin
hayrına yapılacak her hizmeti desteklediklerine ilişkin
açıklaması
NECİP KALKAN (İzmir) - Teşekkürler
Sayın Başkan.
Efendim, öncelikle hem İzmirlilere hem de
İzmirde yapılanları görmezlikten gelenlere bir havadis vermek
istiyorum. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı İzmirde Otogar-Halkapınar arası metro
yapımını üstlendi, karar Resmî Gazete'de yayınlandı,
yürürlüğe girdi. 4,5 kilometrelik metro hattında 5 istasyon
bulunacak. Bu istasyonlar Şehitler Caddesinden başlayacak, Kâmil
Tunca Bulvarı, Çamdibi, Altındağ istasyonlarıyla Otogarda
sona erecek. 30 ayda tamamlanacak ve aç-kapa sistemiyle yapılacak.
Efendim, esas söylemek istediğim bu.
Biz İzmirde siyaseti hizmetüstü
yapıyoruz. Hiçbir siyasi parti farkı gözetmeden İzmirde
milletin hayrına yapılacak her hizmeti İzmir milletvekilleri ve
il başkanlığı olarak destekliyoruz; Sayın Aziz
Kocaoğlunun da projelerine sahip çıkıyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Kalkan.
Sayın Tümer
4.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin, emeklilikte
yaşa takılan vatandaşların durumunun acilen Hükûmetin
gündeminde yer alması gerektiğine ilişkin açıklaması
ZÜLFİKAR İNÖNÜ TÜMER (Adana) - Sayın
Başkan, Türkiye genelinde 1999 yılından önce sigortalı olup
emekli olabilmeleri için yaş sınırları uzatılan
yaklaşık 5 milyon kişi mağdur edilmektedir. Emeklilikte
yaşa takılan vatandaşların sigorta prim gün
sayılarını tamamlamalarına rağmen emekli edilmemesi
ülkenin kanayan bir yarası hâline gelmiştir. Türkiyede kiralama
usulü hariç 200 binden fazla devlete ait makam aracı bulunmaktadır.
Almanya 10 bin resmî araçla kamu hizmetlerini karşılayabiliyorken
Türkiyeye 200 bin makam aracı yetmiyor. Araçların bakım,
onarım ve yakıt masraflarının da vatandaşların
cebinden çıktığı düşünüldüğünde, emekliliği
hak etmelerine rağmen, yaşları bahane edilerek yıllarca
bekletilen insanlarımızın büyük bir haksızlığa
uğradığı açıktır. Emekli olma hayaliyle
yıllarca emek veren vatandaşlarımızın sorunu acilen
Hükûmetin gündeminde yer almalıdır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tümer.
Sayın Aydın...
5.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının, Bursanın
Osmangazi ilçesinin Selçukgazi köyünde yaşanan zeytinlik katliamına
ilişkin açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu iktidar sayesinde Türkiye zeytini
dışarıdan alır hâle geldi. Zeytin üretimini düzenleyen ve
zeytinlikleri koruyan 3573 sayılı Kanuna rağmen Türkiyede çok
sayıda zeytin alanı yok edildi. Bursa Osmangazinin Selçukgazi
köyünde yaşanan zeytinlik katliamı ise vicdanları
sızlatacak türden. Türkiye'nin en güzel zeytinlerinin yetiştiği
köyde 3 parsele yayılmış toplam 25.600 metrekarelik alandaki
yüzlerce zeytin ağacı kesildi. Zeytin ağaçlarının
kesilmesiyle açılan alanın ise bir hafriyat şirketine verilip
hafriyat döküm sahası olarak kullanılacağı söyleniyor.
Kesimin arkasında çok önemli iddialar var. Tarım
Bakanlığının ve Tarım İl Müdürlüğünün buraya
nasıl izin verdiği
Tarım Bakanının sizin
aracılığınızla bu konuya bir cevap vermesini talep
ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Aydın.
Sayın Dedeoğlu
6.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 30 Mart 1432de
dünyaya gelen Fatih Sultan Mehmet'i ve ordusundaki erleri rahmet ve minnetle
yâd ettiğine ilişkin açıklaması
SAMİ DEDEOĞLU (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hadisişerifte
Peygamberimiz Konstantiniyye -İstanbul- elbette fetholunacaktır, onu
fetheden emîr -komutan- ne güzel emîr, onu fetheden asker ne güzel askerdir. buyurmuştur.
İşte, o Fatih, 30 Mart 1432 yılında Pazar günü seher vakti
Edirnede dünyaya gelmiştir. Kalbi imanla dolu olan, Hakka gönülden
bağlı, ideali uğruna kanının son damlasına kadar
düşmanla çarpışan bahtiyar komutan; başını
İslama adamış, canını mübarek dinin ve vatanın
emrine amade kılmış, malını İslamın zaferi
için feda etmiş güzel komutan; İslam medeniyetini İstanbulun
fethiyle birlikte ihya ederek yeni bir çağ açan, yeni bir cihan devleti
kuran Fatih Sultan Mehmet'i ve onun ordusunda yer alan ilim, irfan ve cenk
erlerini rahmetle, minnetle ve saygıyla yâd ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Dedeoğlu.
Sayın Tamer
7.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin, Kayserinin Yahyalı
ilçesinin Kapuzbaşı, Ulupınar ve Büyü Çakıl Mahallelerinde
yaşanan sel felaketine ilişkin açıklaması
İSMAİL TAMER (Kayseri) Çok teşekkür
ediyorum Değerli Başkanım.
Dün gece saat üç itibarıyla Kayserinin
Yahyalı ilçesi Kapuzbaşı, Ulupınar ve Büyük Çakır
Mahallerinde bir sel felaketi yaşanmıştır. 3 kişi
mahsur kalmıştır; AFAD, Jandarma ve Yahyalı Belediyesi
ekipleri tarafından burunları kanamadan
kurtarılmışlardır. Şu an itibarıyla sel devam
etmektedir ancak maddi hasar kesin olarak tespit edilemedi. Sayın Kayseri
Valisi, yine Yahyalı Kaymakamıyla irtibat hâlindeyiz. Tabii, tek
tesellimiz can kaybı olmaması. Allah bir daha göstermesin diyorum,
geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum ve saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tamer.
Sayın Tanal
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Meclis
Başkanının söylemleriyle Atatürkün anısına ve
koltuğuna zarar verdiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Sayın Meclis
Başkanımız İsmail Kahraman Atatürk düşmanı,
laiklik düşmanı, sanatçı düşmanı haberlerinden
bıkmadı mı? Biz bıktık. O bıkmadı mı?
Atatürkün oturduğu koltuğun hakkını ne zaman verecek? (CHP
sıralarından alkışlar) Sayın Meclis Başkanı
söylemleriyle Atatürkün anısına ve koltuğuna zarar veriyor.
Atatürke, sanatçıya, laikliğe dil uzatmayan bir Meclis
Başkanımız neden yok?
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Tanal.
Sayın Özdemir
9.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, Meclis
Başkanının Meclis Sohbetleri etkinliğinde yapılacak
tiyatro gösterisinde kadın oyuncuların sahneye
çıkmalarını engellemesine ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın İsmail Kahramanın Meclis
Başkanlığı görevini üstlendiği ilk günden itibaren
yüce Parlamentomuzun çatısı altında Atatürk, cumhuriyet,
laiklik, özgürlükler ve son olarak da kadınlara karşı yeni yeni
saldırılarla karşı karşıya kalıyoruz. Dün
akşam Meclis Sohbetleri etkinliğinde 18 Mart Çanakkale Şehitleri
anmasına ilişkin Ankara Devlet Tiyatrolarının tiyatro
gösterisine bir saat kala bizzat Meclis Başkanı Sayın
Kahramanın son dakika müdahalesiyle kadın oyuncuların sahneye çıkmalarının
engellenerek yasaklandığı basına yansıdı.
Sayın Başkanım, sizin
aracılığınızla, Parlamentomuzun itibarını
zedeleyen bu rezalete sebebiyet verdiği iddia edilen Sayın Meclis
Başkanının Genel Kurula olayla ilgili acilen bilgi vermesi ve
bütün sanatçılarımızdan özür dilemesi çağrısında
bulunuyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Özdemir.
Sayın Özdiş
10.- Adana Milletvekili İbrahim Özdişin, eğitimde
skandalların bitmediğine ve insanların çocuklarının
geleceğinden endişe duyduklarına ilişkin açıklaması
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sorum Sayın Millî Eğitim Bakanına:
Yaz-boz tahtasından beter hâle getirdiğiniz eğitim sektöründe
skandallar bitmiyor. Trabzon Of Anadolu Lisesinde bir öğretmenin
öğrencilere ödev olarak verdiği kitapta Atatürk ve silah
arkadaşlarına çirkin iftiralarda bulunuluyor. Bu konu hakkında
inceleme başlatılmış mıdır?
Ayrıca, son rapor ve anketlere göre, velilerin
yüzde 60ı çocuklarını yurt dışında üniversiteye
göndermek isterken yüzde 21i de yurt dışındaki liseleri
araştırdıklarını söylüyor. Yani az buçuk parası
olan çocuğuna yurt dışında eğitim aldırıyor,
o kadar parası olmayanlar, imkânlarını zorlayıp Türkiyede
özel okula gönderiyor, garibanlar da devlet okullarına ve koşullarına
talim
İnsanlar çocuklarının geleceğinden endişe
ediyor. Bu durumdan memnun musunuz? Eğitimin geldiği bu hâl içinizi
acıtmıyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Özdiş.
Sayın Bakan
11.- İzmir Milletvekili Murat Bakanın, Meclis
Başkanının Mecliste oynanacak tiyatro oyununda kadın
oyuncuların sahneye çıkmalarını engellemesine ve
kadınların sanatta, bilimde, siyasette, iş yaşamında
olmaya devam edeceklerine ilişkin açıklaması
MURAT BAKAN (İzmir) Sayın Başkan
Laiklik Anayasada olmasın. diyen Meclis Başkanı İsmail
Kahraman Çanakkale Anmaları kapsamında Mecliste oynanacak tiyatro
oyununda Kadın oyuncular sahneye çıkmayacak. diyor; on iki
dakikalık oyun dört dakikaya düşüyor. Bayan oyuncular
çıkmıyor değil mi? Aferin. diyor, oyuncular olayı
gözyaşları içinde anlatıyor.
Biz İsmail Kahraman Beyefendiyi iyi
tanıyoruz; bu tutumunu siyasal İslamcı
anlayışından bağımsız görmüyoruz. Bu,
kadını tecrit etme anlayışıdır, hayatın
öznesi olmaktan çıkarma, onu edilgenleştirme çabasıdır.
Sayın Kahraman, sizin işgal ettiğiniz
makam Mustafa Kemal Atatürkün makamıdır. Cumhuriyet devrimi de her
şeyden önce bir kadın devrimidir. Kadını cumhuriyetle
birlikte çıktığı noktadan aşağıya
indiremezsiniz. Halide Onbaşı, Şerife Bacı, Kara Fatma ve
daha niceleri istiklal için kadın-erkek birlikte mücadele etti.
Kadınlar size rağmen sanatta, bilimde, siyasette, iş
yaşamında varlar, olmaya devam edecekler.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Taşkın
12.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 2017
yılı büyüme rakamlarına ve AK PARTİ hükûmetlerinin
uyguladığı ekonomi politikalarının
doğruluğunun büyüme rakamlarıyla bir kez daha
tescillendiğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Ülkemiz ekonomisine ilişkin 2017 yılı
büyüme rakamları açıklandı. TÜİK tarafından
açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi 2017 yılında yüzde 7,4
büyüdü. Bu sonuca göre Türkiye, 2017de dünya ekonomisinin yüzde 85ini
oluşturan G20 ülkeleri içerisinde lider olmuştur. 2016
yılında hain FETÖ darbe girişiminin ve ekonomik
saldırılarının sebep olduğu ekonomik gerilimin
ardından beş çeyrek üst üste büyüme kaydeden ekonomimiz 2017nin son
çeyreğinde yüzde 7,3 büyüdü. 2017deki 7,4lük büyüme oranının
2,3 puanının yatırım ve net ihracat kaleminden gelmesi,
Türkiye ekonomisinin yatırım ve ihracata dayalı
sağlıklı ve hızlı bir büyüme sürecine girmiş olduğunun
göstergesidir. AK PARTİ hükûmetleri olarak aziz milletimize güvenerek
uyguladığımız ekonomi politikalarının
doğruluğu büyüme rakamlarıyla bir kez daha tescillenmiştir
diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Taşkın.
Sayın Bektaşoğlu
13.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun, üniversite
öğrencilerinin barınma sorununa ilişkin açıklaması
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Çok
teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Üniversite öğrencilerinin ana
sorunlarından biri de barınma sorunudur ama Millî Eğitim,
Gençlik ve Spor Bakanlığı, YÖK, üniversitelerin ve bu sorunun
asıl sahibi Kredi Yurtlar Kurumunun gündeminde, böyle bir sorunu çözmek
gibi bir dertleri maalesef yok. 8 milyona yaklaşan üniversite öğrenci
sayımız var, yurt sayımız bin bile değil. Buralardaki
öğrencilerin büyük bölümü sağlıksız koşullarda
yaşıyor. Özellikle Anadolu illerinde öğrenciler barınma
imkânı bulamadıkları için üniversite eğitimlerini
bırakıyorlar. İlim Giresun da buna bir örnektir. Üniversitede öğretim
gören ilimde 32 bin öğrencinin 15 binini bile devlet ya da özel yurtlarda
barındıramıyoruz. Her fırsatta övünç duyduğumuz
TOKİ ne zaman rant işlerinden bu alana yönelecektir? İstenirse
bir yıl içinde öğrencilerin barınma sorunu çözülür, devleti
çözüme davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bektaşoğlu.
Sayın Yeşil...
14.- Ankara Milletvekili Nihat Yeşilin, Kızılay
bölgesinde yer altı durak ve otopark düzenlemesi yapılacağı
haberleriyle ilgili bilgi almak istediğine ilişkin
açıklaması
NİHAT YEŞİL (Ankara) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Ankara'da Kızılay bölgesi kentin toplu
taşıma hatlarının, raylı sistemlerinin
kesiştiği odak noktasıdır. Günlerdir ulusal basında ve
yerel basında yer alan haberlere göre, bölgede yer altı durak ve
otopark düzenlemesi yapılacağı söylenmektedir.
Birinci sorum: Tarihî sit alanı ilan edilen
Ankara Saraçoğlu Mahallesi için yeni geliştirilen planda alanın
yer altı depo, otopark olarak düzenlenmesi gündemde midir?
İkinci sorum: Kent içi trafik
sıkışıklığını çözmek ve kent merkezine
erişebilirliği artırmak esas ise bu karar kent merkezinin yaya
ağırlıklı düzenlenmesi öngörüleriyle tutarlı
mıdır?
Üçüncü sorum: Sadece Güvenpark'taki dolmuş
duraklarının yer altına alınması, güzergâhı ve
bağlantı noktaları aynı kalmak suretiyle, asıl sorun
olan dolmuş trafik sıkışıklığının
çözümüne katkı vermesi açısından ne kadar anlamlıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Yeşil.
Sayın Ilıcalı...
15.- Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalının,
Erzurumun 2026 Kış Olimpiyatlarına adaylık
başvurusunun resmen yapıldığına ve emeği geçen
herkese teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) Teşekkür ederim
Değerli Başkanım.
Şahsım ve seçim bölgem Erzurum adına
bir sevinci yüce Meclisle paylaşmak istiyorum.
16 Martta Sayın
Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Recep Tayyip
Erdoğan Beyin desteğiyle Erzurum, 2026 Kış
Olimpiyatlarına adaylık başvurusunu resmen yapmış
oldu. 21 Mart itibarıyla Türkiye Millî Olimpiyat Komitesinin
toplantısı sonucunda Uluslararası Komiteye başvurumuz
yapıldı; Erzurum adına, ülkemiz adına hayırlı
uğurlu olsun.
Destek veren Gençlik ve Spor Bakanımız
Osman Beye, bugün uzun bir görüşme yaptığım Türkiye Millî
Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener Beye teşekkür
ediyorum. Meclisimiz de, bu konuyu zaman zaman gündeme getirdiğimde,
iktidarıyla muhalefetiyle destek verdi, onlara da ayrıca
teşekkür ederken inşallah kısa liste temmuzda yapılacak
toplantıda belli olacak. Bu arada da teknik heyet Erzuruma gelip...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) ...incelemelerde
bulanacak. Bu yönde de büyük bir desteğe ihtiyacımızın
olduğunu biliyorum. Emeği geçen herkese tekrar teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Ilıcalı.
Sayın Gökdağ...
16.- Gaziantep Milletvekili Mehmet Gökdağın, AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın Türk lirasından
sıfırların atılmasıyla ilgili bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
AKP Genel Başkanı Türk lirasındaki
sıfırları atmasaydık tuvalete 1 milyona giderdiniz.
Şimdi 1 liraya gidiyorsunuz. demiştir. (CHP sıralarından
alkışlar) Öncelikle şunu söylemek gerekir ki on altı
yıllık tek başına AKP iktidarından sonra ülkemizdeki
ekonomik gelişmişliği tuvalet parası üzerinden anlatmaya
kalkmak ekonomimizin hangi seviyelerde olduğunun açık göstergesidir.
Üstelik bunu yaparken de eksik bilgi verilmesi tercih edilerek çaresizlik bir
defa daha ortaya konulmuştur. AKP Genel Başkanı tuvalet
parasını söylerken paradaki sıfırlar atılmadan önce
memurların maaşı ne kadardı, atılınca ne oldu;
öğretmenlerin maaşı ne kadardı, sıfırlar
atılınca ne oldu; asgari ücret sıfırlar atılmadan önce
ne kadardı, atılınca ne kadar oldu? Bunu da açıklarsa
eksiklik giderilmiş olur.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Gökdağ.
Sayın Engin
17.- İstanbul Milletvekili Didem Enginin, bir
vatandaşın tişörtünün üzerinde Atatürk resmi olduğu için
Meclise alınmamasının bir utanç olduğuna ve yapılan bu
saygısızlığı kınadığına
ilişkin açıklaması
DİDEM ENGİN (İstanbul)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Mustafa Kemal Atatürkün askerleriyiz.
tişörtümü giydim de geldim. Bir vatandaşımızın
tişörtünün üzerinde Atatürk resmi olduğu için Meclisten
çıkartılması Meclis adına bir utançtır, kimsenin de
haddi değildir. Cumhuriyetimizin kurucusuna yapılan bu
saygısızlığı şiddetle kınıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ben Gazi Mustafa Kemal Atatürkün
kızıyım. Son yüzyılın en büyük dünya liderinin
kızıyım. En hakiki mürşit ilimdir. diyen liderin
kızıyım. Kadınlara, gençlere, çocuklara verdiği
değerle; vizyonuyla, 1920lerde diğer ülkelerin liderlerinin
hayranlıkla izlediği bir liderin kızıyım. Gazi Mustafa
Kemal Atatürkün kızı ve askeri olmaktan onur ve gurur duyuyorum.
Atamız burada, yüreğimizde. Ona olan
sevgimizi, saygımızı, aşkımızı hiç kimse
bitiremez; bu, böyle biline. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Engin.
Sayın Kılıç
18.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, yetimlere kapı açanların ahirette cennete,
dünyada huzur ve mutluluğa da kapı açmış olduklarına
ve korunmaya muhtaç çocuklara sahip çıkılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Toplumsal değişimler hayat biçimlerini
etkilediği gibi kavramları da farklılaştırır.
Bugün yetim dediğimizde sadece ebeveynini kaybedenler değil, ebeveyni
hayatta olduğu hâlde ona kol kanat germeyen, korunmaya muhtaç çocuklar da
kastedilmektedir.
Vasisi olunan yetimin mallarına, tüm toplumun
yetimlerinin haklarına gösterilecek dikkat, iyi yetişmeleri için sarf
edilen gayret, güvenli ve sağlıklı bir hayat sürebilmeleri için
verilecek emek, hepimizin görevidir. Çünkü yalnız ve sahipsiz büyümek
zorunda kalan yetimin uğrayacağı her mağduriyette, iyi bir
terbiye alamadığından işleyeceği her cürümde
sorumluluğumuz vardır.
Yetimlere kapı açan haneler, ahirette cennete,
dünyada huzur ve mutluluğa da kapı açmış olurlar. Çünkü
Allaha en sevgili ev, içinde ikram gören yetim bulunan evdir.
Çocuk yuva ve evlerinde kalan korunmaya muhtaç
çocuklar da tüm toplumun emanetleridir. Bu bilinçle, bu çocuklara da sahip
çıkılmalıdır ve de sahip çıkıyoruz hem
yetimlerimize hem yaşlılarımıza hem dullarımıza.
Ne mutlu bize.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Kılıç.
Sayın Sürekli
19.- İzmir Milletvekili Kerem Ali Süreklinin, Yunanistanın
Türkiye'yi üstü kapalı bir şekilde tehdit etmeye
çalıştığına ilişkin açıklaması
KEREM ALİ SÜREKLİ (İzmir) -
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Yunanistan, talihsiz açıklamalarına
yenilerini eklemiş ve Türkiye'yi üstü kapalı bir şekilde tehdit
etmeye çalışmıştır. Terörle yoğun bir mücadele
içinde olmamız kimseyi yanıltmamalıdır. Evelallah, Türk
ordusu, devlet güvenliği nerede tehlikedeyse orada hazır
olacaktır. Türkiye, güvenliğine kastedecek her türlü planı ve
oluşumu anında bertaraf edebilecek kudret ve kabiliyete sahiptir.
Yunan hükûmeti derhâl hafızasını tazelemeli ve Türkiye'nin
kırmızı çizgilerini ihlal etme hatasına düşmemelidir.
Yaptıkları küçük planların yaratacağı ağır
sonuçları hesaplamaktan âciz olanlara tavsiyem odur ki tarihe dönüp
baksınlar.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Sürekli.
Sayın Gündoğdu
20.- Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdunun, ekonomide
sevindirici haberler aldığını söyleyen Hükûmetin emekliye,
çalışana bu tabloyu yansıtacak maaş artışı
vermeyi düşünüp düşünmediğini öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sorum Sayın Başbakana: 1 dolar, 1 TL
olacak. dediler, dolar 4 TL oldu; avro 5 TLye, benzin 6 TLye, işsizlik yüzde
13e, faizler yüzde 14e yükseldi; enflasyon ise yüzde 13e çıktı.
Ekonomik tablo milleti ezmeye devam ederken Hükûmet, dördüncü çeyrekteki
7,3lük büyümeyle G20 ülkeleri içinde rekor
kırıldığını söylüyor; AKP Genel Başkanı
ise Ekonomide üst üste sevindirici haberler almaya devam ediyoruz. diyor.
Sarayın ve yandaşın ekonomisi refaha kavuşurken milletin
sefaleti, borcu her geçen gün daha da büyüyor. Madem ekonomide sevindirici
haberler alıyoruz, emekliye, çalışana sevindirici tabloyu
yansıtacak maaş artışları vermeyi düşünüyorlar
mı?
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Gündoğdu.
Sayın Balbay
21.- İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbayın, Afrinde
yaralanan askerin şehit olduğuna ve açıklanan büyüme
rakamlarına ilişkin açıklaması
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Afrinde 1 yaralı
askerimiz şehit oldu. Şehidimize Allahtan rahmet, 80 milyon
yakınına başsağlığı diliyoruz.
Mehmetçikimiz, orada, iktidar partisinin metal yorgunluğunu atması
için değil, Türkiye Cumhuriyetinin güvenliği ve etrafındaki
terör kuşağının ortadan kalkması için görev
yapmaktadır.
Sayın milletvekilleri, bugün büyüme
rakamları açıklandı. Yüzde 7 büyüdüğümüz söyleniyor ama yine
bugünkü uluslararası alandaki istatistiklere göre, şu anda yüzde 1,5
fakirleştiğimiz ortaya çıkıyor. Açlık
sınırı 1.663 lira, asgari ücret 1.604 lira. 15 milyon insan
asgari ücretle geçiniyor. O zaman bu büyüme nerede oldu? Saray çevresinde mi
oldu? Hükûmeti, Cumhurbaşkanı Erdoğanı, AKP Genel
Başkanı Erdoğanı bir gün Ankara'da metroya binmeye ve
halkı birlikte dinlemeye davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Balbay.
Sayın Kaya
22.- İstanbul Milletvekili Hüda Kayanın, Boğaziçi
Üniversitesinin tarihsel misyonuna halel getirecek politikaların
olmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
HÜDA KAYA (İstanbul) Teşekkür ediyorum.
28 Şubat döneminde ender üniversitelerden bir
tanesiydi Boğaziçi Üniversitesi. Parası olanlar, yolunu bulanlar
çocuklarını Amerikalara, Avrupalara gönderirken
dışarıya çıkma imkânı bulamayıp, Boğaziçini
kazanmaya kendilerini şartlandırıp oraya giren yüzlerce gencimiz,
kadınımız oradan mezun oldular. Başörtüsü, inanç
yasakları sürecinde ilk başta kapılarını açan
üniversitelerden biriydi. Dünün özgürlük mücadelesinde bizimle kol kola olan
insanların nasıl pek çoğu bugün zindanlarda, hapislerdeyse
Boğaziçi Üniversitesinin tarihsel misyonuna halel getirecek politikalar
olmamalıdır. Bunu şiddetle kınıyorum. Özgürlük,
farklı düşünen herkes için olmalıdır. Bazı
yanlışlar bayraklar arkasına saklanmamalıdır.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaya.
Sayın milletvekilleri, şimdi grup
başkan vekillerimizin söz taleplerini karşılayacağım.
Sayın Akçay, buyurun efendim.
23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Millî Güvenlik Kurulu
bildirisinde PKK, PYD, YPG, DEAŞ, FETÖ, PDY terör örgütleri için
yapılan proje terör örgütü nitelendirmesinin doğru olduğuna,
bu terör örgütlerinin arkasındaki küresel güçler ve ülkelerin de
deşifre edilmesi gerektiğine ve 1 Nisan İkinci İnönü
Zaferinin 97nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dün akşam yayınlanan Millî Güvenlik Kurulu
bildirisinde PKK/PYD-YPG, DEAŞ, FETÖ, PDY terör örgütleri için ilk kez
proje terör örgütü nitelendirmesi yapılmıştır. Bu
ifadeyle temsilcisi olduklarını iddia ettikleri kesimlerle ilgisi
olmayan, zarardan başka bir şey getirmeyen, perde arkasındaki
odakların çıkarlarına hizmet eden, varlık nedenlerini
projeye borçlu olan terör örgütleri kastedilmektedir. Bu ifadeyle bu
örgütlerin, etnik kimlik ve dinle kandırdıkları insanları
proje doğrultusunda bazı güçlerin çıkarlarına hizmet için
kullandıklarına vurgu yapılmaktadır. Bu terim yerinde ve
doğru bir ifadedir.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
yıllardır bu örgütleri anlatırken taşeron kelimesini
kullandık, taşeron terör örgütleri diyorduk. Demek
istediğimiz, Türkiye üzerine oynanan büyük oyunda bu örgütlerin işveren
ülkelerden aldıkları emirle terör eylemleri
yaptığıydı. Türkiye üzerindeki emperyalist emeller bu
örgütler eliyle hayata geçirilmek isteniyor. Bunun kanıtları da
açıktır. Suriye'de terör örgütü PKK/PYD'ye binlerce tırla
gönderilen Amerikan yardımları ortadadır. Şu an eli
kanlı FETÖ liderini koruyan ve kollayan ülke de bilinmektedir. Gerçekler
bu denli önümüzdeyken proje örgüt terimi doğru bir kullanımdır
ve bizim taşeron örgüt kullanımımızla da
örtüşmektedir.
Proje örgüt terimi terörle mücadelede önemli bir
konsepti de ortaya koymaktadır. Terör örgütleriyle mücadele elbette sahada
son terörist yok edilinceye kadar devam etmelidir, edecektir de ancak bu terör
örgütlerinin arkasındaki küresel güçler ve ülkeler de artık
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Bu terör örgütlerinin
arkasındaki küresel güçler ve ülkeler de artık bu mücadelede
açıkça deşifre edilmelidir. Türkiye bu konudaki tavrını net
bir şekilde ortaya koymaktadır.
Sayın Başkan, bu hafta, bugünler de
aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'mızın en önemli
aşamalarından olan İkinci İnönü Zaferinin de yıl
dönümünü idrak ettiğimiz günlerdir. 23 Mart 1921de başlayan muharebe
1 Nisan 1921de kesin bir zaferle neticelenmiştir. İki ay öncesinde
Birinci İnönü Savaşı'ndan zaferle çıkan Türk ordusu
İnönüde düşmana karşı ikinci zaferini elde etmiştir.
Bu zafer, mukaddes topraklarımızın düşman istilasından
kâmilen kurtarılacağı kesin zafere olan inancı
güçlendirmiştir. Bu zafer, Türk milletinin istiklal ve beka mücadelesinden
asla vazgeçmeyeceğinin, Türk milletinin bağımsız
yaşama iradesinin ne denli kuvvetli olduğunun yedi düvele
ilanıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız
lütfen Sayın Akçay.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Başkomutan Mustafa Kemal
Atatürk, İsmet Paşaya 1 Nisan 1921de gönderdiği telgrafta
şöyle seslenmiştir: Siz orada yalnız düşmanı
değil, milletin makûs talihini de yendiniz. İstila altındaki
talihsiz topraklarımızla birlikte bütün vatan, bugün en ücra
köşelerine kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın istila
hırsı, azminizin ve vatanseverliğinizin yalçın
kayalarına başını çarparak paramparça oldu.
Adınızı tarihin şeref abidelerine yazan ve bütün millette
size karşı sonsuz bir minnet ve şükran duygusu uyandıran
büyük gaza ve zaferinizi tebrik ederken üstünde durduğunuz tepenin size
binlerce düşman ölüsüyle dolu bir şeref meydanı seyrettirdiği
kadar, milletimiz ve kendiniz için yükseliş parıltılarıyla
dolu bir geleceğin ufkuna da baktığını ve hâkim
olduğunu söylemek isterim.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Sayın Danış Beştaş,
buyurun.
24.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
üniversite ve yurtlarda yaşanan gıda zehirlenmesi vakalarına ve
bu konuda acil önlemler alınmasını beklediğine, Eren
Keskinin Özgür Gündem gazetesinde gönüllü yayın yönetmenliği
yaptığı için hapis cezası aldığına ve Meclis
Başkanının Meclis Sohbetleri etkinliğinde yapılacak
tiyatro gösterisinde kadın oyuncuların sahneye
çıkmalarını engellemesi konusunda Genel Kurula bilgi verilmesini
talep ettiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kamuoyuna yansıdığı üzere, dün
Bursa Uludağ Üniversitesi kampüsünde yer alan erkek öğrenci yurdunda
akşam yemeğinden sonra rahatsızlanan 150 öğrenci gıda
zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere kaldırıldı. Yine üç gün
önce Tokatta Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı kız öğrenci
yurdunda bulunan 285 öğrenci yurt yemeklerinden ötürü zehirlendi,
yemeklerden böcek çıktığı iddia edildi. Ayrıca, 23
Mart günü de Tokatta 69 öğrenci gıda zehirlenmesinden ötürü
hastaneye yatmıştı. 13 Mart günü yine Aydının
Karacasu ilçesinde taşımalı öğretim gören 160
öğrencinin zehirlenmesi gündeme gelmişti. 9 Martta Zonguldak'ın
Devrek ilçesinde yatılı bir lisede eğitim gören 36 öğrenci
gıda zehirlenmesi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. 1 Martta
ise Orduda 25 üniversite öğrencisi gıda zehirlenmesine maruz
kaldı. Bunlar sadece mart ayında meydana gelen gıda zehirlenmesi
vakaları. Geçtiğimiz aralık ayında Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi yemekhanesindeki öğle yemeğinden zehirlenen
473 öğrenci hastanelik olmuştu. Sadece mart ayı içerisinde 5
zehirlenme vakası var.
Şimdi sormak istiyorum: Bu zehirlenmeler
karşısında yetkililer ne yaptı? Belli ki hiçbir şey
yapılmadı. Zira bir çalışma yapılsaydı iki, üç,
dört, beşe çıkmazdı, bu olaylar büyümezdi. Hükûmet bu olaylara
müdahale etmek için daha neyi bekliyor? Allah korusun, bir can kaybı
yaşanması mı bekleniyor? Yurtlarda kalan öğrenciler devlet
güvencesinde değil mi? Devlet, öğrencilerin yaşam
hakkından, can güvenliğinden sorumlu değil mi? Burada korunan
kimdir; yemek ihalelerini alan işletmeler mi, öğrenciler mi? Mevcut
tabloda işletmecilerin ve işletmelerin korunduğu
açıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Hükûmetten
bu konuda derhâl bir açıklama ve acil önlemler almasını
bekliyoruz. Tek bir öğrencimizin bile zehirlenmesini kabul edemeyiz. Bu
konunun ısrarlı takipçisi olacağız.
Diğer bir gelişme, insan hakları
savunucusu sevgili Eren Keskin Özgür Gündem gazetesinde gönüllü yayın
yönetmenliği yaptığı için bugün yedi buçuk yıl hapis
cezası aldı. Biz bu hapis cezasını kabul etmiyoruz,
gayrimeşrudur ve bu siyasi bir karardır. Sevgili Eren Keskin
Twitterda paylaştığı mesajda Bu karara isyan ediyorum.
demiştir. Biz de bu hukuksuz ve haksız karara isyan ediyoruz ve kabul
etmiyoruz.
Sayın Başkan, çok önemli başka bir
mevzu var, o da Meclisimizle ilgili. Meclis Başkanı İsmail
Kahramanın başlattığı Meclis Sohbetleri programı
öncesinde yapılan müzikli gösteride, gösteriye bir saat kala acil
toplantı yapıldığı ve toplantıda tiyatroculardan
kadın oyuncuların sahneye çıkmaması yönünde karar
alındığı iddiasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkanım,
sözlerinizi tamamlayınız lütfen.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkürler
Sayın Başkan.
Meclis Başkanı İsmail
Kahramanın, Kadınlar sahneye çıkmasın, kenarda
kalsın. diyerek kadın oyuncuları sahne dışında
bıraktığı iddia edilmektedir. Basına düşen
fotoğraflarda, Çanakkale destanının anlatıldığı
yaklaşık on beş dakikalık müzikli gösteride erkek oyuncular
sahnede yer alırken sahnede hiç kadın oyuncunun olmaması ve
aynı gösteride yer aldıkları iddia edilen kadın
oyuncuların salonun kenarında olması dikkat çekmiştir.
Sayın Başkan, burada görüntüler de var -bu
çok ciddi bir mesele- kadın oyuncular sahne kenarında. Sayın
Meclis Başkanının basın danışmanları yok mu
gerçekten? Bu kadar ciddi bir, bütün basın-yayın organlarında
çıkan bu olaya ilişkin neden şu ana kadar sessizliğini
korumaktadır? Sessizlik aynı zamanda bunu kabul etmek anlamına
geliyor. Sayın Kahraman neden sessizdir? diye buradan sormak istiyoruz
ve Meclis Başkan Vekili olarak da sizin bu konuyu araştırıp
Genel Kurula bilgi vermenizi talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Altay, buyurun Sayın
Başkanım.
25.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Meclisteki bir
etkinlikte kadın oyuncuların sahneye
çıkarılmamasının Türkiyede bütün kadınlara
yapılmış bir hakaret olduğuna, Başkanlık
Divanının olağanüstü toplanmasını ve olayda
sorumluluğu olan Meclis bürokratlarının gerekli
kovuşturmaya tabi tutulmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, son günlerde Türkiye'de üç
şey çok öne çıkıyor: Bir, siyasi iktidara dalkavukluk
yarışı; iki, meczupluk yarışı; üç,
sapkınlık.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
3 Nisan 1919, Afife Jale tiyatro sanatçısı olarak sahnede. 27 Mart
2018, neredeyse tam yüz yıl sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinde, Türk
kadınına Avrupalı hemcinslerinden çok on yıllar önce seçme
seçilme hakkı dâhil birçok hakkı tanımış Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki bir etkinlikte, Çanakkale temalı bir etkinlikte
üstelik, Çanakkale şehitlerimizin annelerini sembolize eden
kadınların sahneden indirilmesi belki de 2018in en trajik olayıdır.
Bunu kabul etmek mümkün değildir.
Konuşmamın başında dalkavukluk, meczupluk ve
sapkınlık yarışının Türkiyede
başını alıp gittiğini söyledim. Ben,
kadınların da oy vererek seçildiği Meclis Başkanının
böyle bir tasarrufta bulunduğuna inanmak istemiyorum, bu daha vahim bir
durumdur. Bunun bir dalkavukluk, bir edepsizlik, yaranma güdüsüyle
yapılmış bir işgüzarlık olduğunu ummak istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkanım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bu sebeple de
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının
olağanüstü toplanmasını talep ediyorum.
Türkiyenin yüz yıl önce elde ettiği
kazanımların Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir kararla, bir
dalkavuklukla yüz yıl geriye taşınmış olması,
Türkiyenin bütün kadınlarına yapılmış bir hakarettir,
bir edep dışılıktır. Türkiyenin AK PARTİli,
CHPli, MHPli, HDPli, Saadet Partili bütün kadınlarını bu
olaya karşı refleks göstermeye davet ediyorum. Olayda
sorumluluğu olan Meclisin bürokratlarının gerekli
kovuşturmaya tabi tutulmasını talep ediyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Buyurun Sayın Başkanım.
26.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 31 Mart Savcı
Mehmet Selim Kirazın İstanbul Çağlayan Adliyesinde şehit
edilmesinin 3üncü yıl dönümüne, 31 Mart Halit Akçatepenin ölümünün
1inci yıl dönümüne, Meclisteki tiyatro oyunuyla ilgili konunun takip
edileceğine, 31 Mart Azerbaycanlıların Soykırımı
Gününe ve TÜİK tarafından açıklanan büyüme rakamlarına
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bundan üç yıl önce hepimizi derinden
yaralayan bir terör saldırısı yaşadık. DHKP-Cye
mensup teröristler İstanbul Çağlayan Adliyesinde Savcımız
Mehmet Selim Kirazı şehit ettiler. Savcı Kiraz
yaşamıyla, hukuk adamı kimliğiyle, şehadetiyle gelecek
nesillere önemli bir miras bıraktı. Ben ölüm yıl dönümü
olması hasebiyle bir kez daha Sayın Kirazın ailesine ve tüm
sevenlerine, milletimize başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yine, geçtiğimiz yıl değerli sinema
sanatçısı, tiyatro sanatçısı Halit Akçatepeyi kaybettik.
Canlandırdığı karakterlerle, sanatçı
kişiliğiyle her yaştan ve her kesimden
insanımızın sevgisini kazanan usta oyuncu her daim sevgi ve
saygıyla anılacaktır. Bu vesileyle bir kez daha kendisine
Allahtan rahmet diliyorum.
Sayın grup başkan vekillerinin tiyatroyla
ilgili eleştirilerini de takip edeceğimizi, AK PARTİnin
tiyatroya ilişkin, kadın-erkeğe ilişkin, hayata
ilişkin bakış açısının tüm kamuoyunca
bilindiğini ifade etmek istiyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederiz Sayın Başkanım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 31 Mart 1918de Ermeni Devrimci Federasyonu,
Bakü'nün denetimini elinde tutan Bolşeviklerin desteğiyle Azerbaycan
Müsavat Partisine yönelik başlattığı askerî harekât
sırasında, Bakü'de yaklaşık 10 bin sivili katletti.
Şamahı şehrinde 55 bin, diğer şehirlerde 35 bin
civarında Azerbaycanlı kardeşimizi değişik
işkencelerle katlettiler. Ölenlerin maalesef yüzde 70i kadınlar,
çocuklar ve yaşlılardı. Bu korkunç katliam daha sonra Azerbaycan
devleti tarafından Azerbaycanlıların Soykırımı
Günü ilan edildi. Bugün vesilesiyle bir kez daha Azerbaycanlı
kardeşlerimizin acısını
paylaştığımızı belirtmek istiyorum, onları
saygıyla anıyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tüm grup başkan vekillerinin doğal olarak gündeme
ilişkin vurguları oldu. İzin verirseniz ben de bir dakika
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kısaca TÜİK olarak ifade edilen
Türkiye İstatistik Kurumu, bugün büyüme rakamlarını
açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi geçtiğimiz yılda
yüzde 7,4 bir büyüme kaydetti. Bu büyüme rakamıyla Türkiye G20 ülkeleri
içerisinde Çin ve Hindistanı da geride bırakarak lider ülke konumuna
yükseldi. Yine, 34 üyeye sahip OECD ülkeleri arasında İrlanda'dan
sonraki 2nci ülke oldu. 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe girişimini
atlatmış, çevresindeki ülkeler savaşlarla, iç
çatışmalarla boğuşurken Türkiye istikrarlı bir
şekilde ekonomik olarak büyümeye devam ediyor. Açıklanan rakamlar
Türkiye'nin 2018de de ekonomisini büyüteceğini ortaya koydu. Türkiye
ekonomisi artık krizlerle değil istikrarla anılmaya
başladı. Bu başarıda katkısı olan, üreten,
ihracat yapan, istihdam sağlayan iş adamlarımızı,
esnaflarımızı, işçilerimizi ve tüm Hükûmetimizi kutlamak
istiyorum.
Tekrar teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Turan.
Sayın Uslu, sisteme girmişsiniz ama
Talebinizi alabilir miyim?
SALİM USLU (Çorum) Efendim, bugün bir
şehidimiz var; GATAda yatan
BAŞKAN Çorumdan
SALİM USLU (Çorum) Evet.
Başsağlığı dilemek istiyorum.
BAŞKAN Peki, buyurun.
27.- Çorum Milletvekili Salim Uslunun, Şemdinlide
çatışmada yaralanan Hidayet Tokmak isimli Çorumlu gencin şehit
olduğuna ve bütün şehitleri rahmetle andığına
ilişkin açıklaması
SALİM USLU (Çorum) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ederim ilginize.
Sizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Uzun süredir hastanede yatmakta olan Hidayet Tokmak
isimli Çorumlu bir gencimiz var ve bu yaralı kentin yaralı
insanlarının bugün yürekleri bir kez daha dağlanmış
oldu, maalesef kaybettik. Uzun süredir yoğun bakımda yatıyordu.
Biliyorsunuz, Çorum Kargı ve Dorukseki köyüne kayıtlıdır bu
çocuk. Genç bir arkadaşımız. Allah rahmet eylesin. Bütün
şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Geçtiğimiz günlerde Kilise gittik 2 defa,
Afrindeki askerimize, Mehmetçikimize katkı anlamında. Ben
kadirşinas Çorum halkına ve Kilis halkına çok teşekkür
ediyorum. Gerçekten bizi ağırladılar orada; ilgi, alaka ve
aynı zamanda moral depolamış olarak geri döndük. Fakat bu,
Hidayet Tokmakın olayı Hakkâri Şemdinlide oldu ve o gün 2si
korucu 6 asker şehit olmuş idi, bugün de Hidayet Tokmakı
kaybettik, 9uncu şehidimiz.
Terörü destekleyen, terörden medet uman ya da
terörden bir kısım avantaj sağlayan, terörü taşeron olarak
kullanan kim varsa -özellikle küresel güçlere seslenmek istiyorum- bu yol
çıkmaz sokaktır. Bunu lanetlemek istiyorum ve bütün şehitleri
rahmetle anıyorum.
Teşekkür ederim.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Yaşar
Tüzünün, şehit Hidayet Tokmaka Allahtan rahmet dilediğine
ilişkin konuşması
BAŞKAN Biz de Allahtan rahmet diliyoruz.
Milletimizin başı sağ olsun.
Sayın milletvekilleri, Sayın Özdemirin,
Sayın Bakanın, Sayın Danış Beştaşın,
Sayın Altayın gündeme getirdiği bir konu var. Bu konuda,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde kadın tiyatrocuların sahneye
çıkarılmadığı iddiasıyla ilgili
Başkanlığın yani bizzat Başkanlığımızın
ilgili birimlerinden açıklama talep edilmiştir. Birleşim
içerisinde bu hususla ilgili gerekli açıklamayı Genel Kurulun
bilgisine sunacağım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, benim ilaveten bu konuyla ilgili olarak, bu ayıpla
ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanının olağanüstü toplanması tavsiye talebim
vardır. Bunun da değerlendirilmesini arz ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Altay.
Bu açıklama talebinde bulunduk. Bir,
Divanımıza bu açıklama gelsin, vereceğimiz arada bunu
tekrar değerlendirmiş oluruz.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz dedik.
Gündeme geçtikten sonra
Başkanlığımızın Genel Kurula sunuşları
vardır.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Başkanlıkça, esas komisyon olarak Tarım, Orman ve
Köy İşleri Komisyonuna havale edilen (2/2231) esas numaralı
Kanun Teklifinin İzmir Milletvekili Murat Bakan tarafından geri
alındığına ilişkin önerge yazısı (4/142)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, esas
komisyon olarak Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonuna havale
edilen (2/2231) esas numaralı Kanun Teklifi İzmir Milletvekilimiz
Sayın Murat Bakan tarafından geri alınmıştır.
Bilgilerinize sunulur.
Halkların Demokratik Partisi grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve
arkadaşları tarafından, Çiftlik Bankın ilk ne zaman ortaya
çıktığı, insanlara nasıl ulaştığı,
kimler tarafından desteklendiği ve büyütüldüğünün ortaya
çıkarılması, ne kadar para giriş
çıkışının yapıldığının
araştırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi
amacıyla 29/3/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 29
Mart 2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 29/3/2018 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Meral
Danış Beştaş
Adana
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
29 Mart 2018 tarihinde İzmir Milletvekili
Sayın Müslüm Doğan ve arkadaşları tarafından verilen
7254 sıra numaralı Çiftlik Bankın ilk ne zaman ortaya
çıktığı, insanlara nasıl ulaştığı,
kimler tarafından desteklendiği ve büyütüldüğünün ortaya
çıkarılması, ne kadar bir para giriş
çıkışının yapıldığının
araştırılması ve mağduriyetlerin giderilmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis
araştırma önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
29/3/2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, öneri
sahibi, önerinin gerekçesini açıklamak üzere Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına söz isteyen İzmir Milletvekilimiz Sayın
Müslüm Doğandır.
Buyurun Sayın Doğan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
HDP GRUBU ADINA MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biliyorsunuz Türkiye'nin
çok önemli bir gündemi var, bu Çiftlik Bank hikâyesi diyelim, aslında
hikâye değil ama yaşanıyor hâlâ. Çiftlik Bank,
katılımcısına bir yıl içerisinde kazancını
ikiye katlama vaadiyle kısa bir sürede Türkiye tarihinde eşi benzeri
görülmemiş bir dolandırıcılık vurgununun öznesi hâline
gelmiştir. SPKnin yaptığı ilk açıklamada 77.843
kişiden 511 milyon toplatıldığı belirtilmiştir
ancak son gelişen noktada 132.222 katılımcıdan 1 milyar 139
milyon 972 bin 622 liranın toplandığı ilgili kurum
tarafından açıklanmıştır.
Değerli milletvekilleri, bakın, bu konuda
biz çok önemli bir çalışma yapmıştık ve bu
çalışmamızı
25 Aralık 2017de Meclis
Başkanlığına bir araştırma önergesi verdik ve bu
konunun açıklanmasını, bu konunun araştırılarak
ilgili Bakanlık tarafından
Konunun hassasiyeti belirtilmişti
ancak Bakanlık bu konuya -hiçbir şekilde- o kadar alakasız,
ilgisiz davrandı ki verdiği cevap 20 Şubatta geldi ve iki
satırdan oluşan bir cevap, hiçbir kıymetiharbiyesi de yok;
araştırma yapılmamış, ne
yapıldığı, ne edildiği konusunda hiçbir bilgi
verilmemiş.
Değerli milletvekilleri, bakın,
halkımız kandırılıyor hem de tekbir getirilerek,
halkın dinî duyguları kullanılıyor, ticarette
kullanılıyor. Buna karşı halkın kandırılmasına,
halkın değerlerinin bu şekilde sabote edilmesine bir
bakanlık nasıl böyle ilgisiz davranabilir? Neden bizim
araştırma önergemizi bürokrasi dikkate almaz, iki satırla
geçiştirir? Arkadaşlar, bu konuda Hükûmet müteselsilen
halkımıza karşı sorumludur. Hükûmet bu konuda bu projenin
ortağıdır, bunu açıkça ifade ediyorum. Ortağı
olmasa, bürokrasisi olmasa, siyasi ilgisi olmasa bu sahtekârlık ortaya
çıkartılırdı. Halkımızın değerleri
kuşatılmış, halkımızın değerleri
maalesef
Gencecik bir insan, sahtekâr olarak nitelendirdiğimiz genç bir
insan, bunun yeteneği ne olursa olsun, tek başına
yapacağı bir iş midir değerli milletvekilleri?
Dolandırıcılığın boyutu bu kadar ortadayken
Hükûmet, Meclis nasıl ilgisiz kalabilirdik biz bu işe?
Değerli milletvekilleri, şimdi, bu Çiftlik
Bankla ilgili ulusal basında, TVlerde gezen reklamla ilgili orada geçen
cümleyi okuyacağım size: Dinle evlat, derdin memleket ve milletse
hedefin net, ufkun geniş, gönlün mavi gökyüzü gibi engin ve duruşun
elif, dimdik olmalı. Lakin unutma, önüne engeller koyacaklar bizim önerge
gibi- ayaklarına çelmeler takacaklar ama sen yıkılma,
yılma, dolandırıcılığa devam et. diyorlar.
Yazık, gerçekten ülkemiz için yazık arkadaşlar. Ve buna
sanatçılar da katılıyor. Ulusal TVlerde, büyük, yayın yapan
gazetelerde reklamları çıkıyor. Sadece simülasyonla halkı
kandırıyorlar. Yok, yarattıkları hiçbir tesis de yok
doğru dürüst.
Değerli milletvekilleri, devam edeyim: Ve asla
yorulma. Ne kadar tanıdık değil mi? Mesele yine memleket
meselesiymiş gibi, Avrupanın ve Türkiyenin en büyük süt ve
damızlık çiftliğiyiz. diyerek reklam yapmaya devam ettiler. Ve
devam ediyorlar, o reklam şeyinden devam ediyorum: Gururumuz Anadolu,
muhtaç olduğun kudret şah damarından daha yakın. Türk
ekonomisine güven ve istikrar olmaya devam edeceğiz. Kim diyor? Bu
sahtekârlar diyor.
Vatan millet Sakarya; inancımızı
kullanıyorlar, öğretimizi kullanıyorlar, Her yol mübah.
diyorlar ama Hükûmet uyuyor, bakanlık uyuyor, bürokrasi uyuyor. Bunun bir
nedeni var mı arkadaşlar? Var. O zaman bu projeye
ortaksınız, çok üzülerek söylüyorum; ortak değilseniz gelin
araştıralım birlikte, bu konu nereye gitmişse.
Oligarşik bürokrasi mi buna neden olmuş? Belki de sizin
karşıtlarınız da olabilir buna. Eğer bir gerekçe
doğru ortaya konulacaksa bunun tüm yönleriyle
araştırılması gerekiyor değerli milletvekilleri.
Gelin, buna ortak olmayın, bu önergemize destek verin, konuyu tüm
detaylarıyla açıklayalım çünkü bunun gibi 37 tane daha
organizasyon var arkadaşlar, 37 tane daha. Halkımızın
değerlerini bu şekilde çürütmeye hiç kimsenin hakkı yok. Bu
önergeye sizden destek bekliyoruz, aksi takdirde ortak olmuş
olacaksınız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Kocaeli
Milletvekilimiz Sayın Tahsin Tarhan.
Buyurun Sayın Tarhan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
CHP GRUBU ADINA TAHSİN TARHAN (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Çiftlik Bank, kuruluşundan başlayıp
paranın yurt dışına aktarılması ve sahibinin
Uruguaya kaçışına kadar araştırılması
gereken bir hikâye. İnternet üzerinden adı banka olan bir çiftlik
kuruluyor, 200 bin TL yatırana 50 bin TL kazanç vaadiyle binlerce üye
topluyorlar. Çiftlik Bank sisteminde sanal ortamda ineği
tıklıyor, sütünü sağıyorsunuz. Sistem sütün gelirini size
kâr olarak geri veriyor. Vatandaş aldığı sanal ineğin,
dananın ne olacağını bilmeden buraya para
yatırıyor.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Deli dana
hastalığı çıkmış.
TAHSİN TARHAN (Devamla) Peki, vatandaş
bu sisteme neden güveniyor? Açılışta davullar
çalınıyor, kurbanlar kesiliyor. Belediye başkanları ve
protokol orada. Kurdele kesiliyor, bakanların ve milletvekillerinin tebrik
mesajları okunuyor ve Çiftlik Bank açılıyor. Durum böyle olunca
vatandaş Çiftlik Bankı güvenilir buluyor, para yatırıyor.
Asıl sorun bundan sonrasında, devlet nerede? Adı banka olan
bir çiftlik kuruluyor, Maliye Bakanlığının denetimi yok,
Sermaye Piyasası Kurulunun denetimi yok, Ticaret Bakanlığının
denetimi yok. Sonuçta ne oluyor? 80 bin kişi milyonlarca lira
dolandırılıyor.
21 Şubatta Gümrük Bakanı Bülent Tüfenkci
açıklama yapıyor: Saadet zinciri gibi çalışıyorlar,
somut mal alım satımı olmadan yüksek kazanç vaadiyle
insanları kandırıyorlar. Çiftlik Bank benzeri 11 organizasyon
daha var.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) 37 o.
TAHSİN TARHAN (Devamla) Günaydın
Sayın Bakan. 27 yaşında adam parayı kendi hesabına
havale edip yurt dışına kaçmış, Maliye
denetlememiş, Sermaye Piyasası Kurulu geç kalmış, Bakanlık
uyumuş; 80 bin kişi dolandırılmış, 11
organizasyon daha var, İnceliyoruz. diyor. Vatandaş
dolandırılmadan önce neredeydiniz?
Değerli milletvekilleri, işsizliğin,
yoksulluğun bu kadar yüksek olduğu ülkemizde 27 yaşında
hayal satan bir genç, gerçekleştirdiği bir
dolandırıcılıkla ülkeyi aldatıyor. Bu, son olsun.
Gelin, hep beraber milletimize yapılan
dolandırıcılıkların üzerine gidelim ve bu konuyu
araştıralım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Tarhan.
Sayın Tarhan, Başkanlık
Divanımıza gösterdiğiniz nezaket ve zarafet için ayrıca
teşekkür ederim.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına
Bursa Milletvekilimiz Sayın Zekeriya Birkan.
Buyurun Sayın Birkan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEKERİYA BİRKAN
(Bursa) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri ve
ekranları başında bizleri izleyen çok değerli
vatandaşlarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum. HDP
grup önerisi aleyhine söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle, az önce iki değerli milletvekili
arkadaşımız Çiftlik Bank olayıyla ilgili birçok boyutu
anlattı. Gerçekten ben de çok uzun yıllar avukatlık
yapmış birisi olarak birçok dolandırıcılık
olayına şahit oldum ama hakikaten, son yıllarda özellikle sanal
âlemin, internetin ve sosyal medyanın yoğun olarak kullanılmaya
başlamasıyla beraber, kısa vadede kolay para kazanma vaadiyle
birçok vatandaşımız maalesef dolandırılıyor. Bunlar
internet üzerinden piramit modeli dediğimiz birçok modelle
Daha önceden
de bununla ilgili yine ülkemizde yaşandı, gerekli önlemler
alındı ama tüm bunlara rağmen sanal ortamda, gerçekle
alakası olmayan bir şekilde vatandaşlarımız maalesef
dolandırılmaktadır.
Bakanlığımız, devletimiz
olayı haber alır almaz ilgili kurumlarıyla beraber hemen
harekete geçmiştir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Devlet haber
almış. Atı alan Üsküdarı geçmiş
ZİYA PİR (Diyarbakır) Üç ay
olmuş, üç ay.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Günaydın,
günaydın.
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Özellikle
Gümrük ve Ticaret Bakanımız bu konuyla ilgili mağduriyetler
oluşmadan önce gerekli incelemeler için talimatlar vermiş ve inceleme
başlamıştır.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Hâlâ
uyuyorsunuz, hâlâ.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Üç ay sonra
Vekilim, üç ay sonra.
GARO PAYLAN (İstanbul) Parayı
kaçırdıktan sonra.
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Denetim süreci
devam ederken de yapmış olduğu basın
toplantılarıyla beraber vatandaşlarımızın bu tür
oyunlardan uzak durmaları gerektiği noktasında da gerekli
uyarıları yapmıştır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ya, sosyal medyada,
internette bir cümle yazdığımız zaman peşimize
düşüyorlar.
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Tabii, burada
ben dile getirmeyeceğim ama bu Çiftlik Bank olayında maalesef siyasi
partiler de belediye başkanları da birçok konuda da aynı şekilde
açılışlarda -bahsedilen gibi- vardır. Fakat bunlar tamamen
bir dolandırıcılık düzeni sayesinde olmuştur. Maalesef
bu tüm uyarılara rağmen engellenememiştir. Bu ve benzeri
olayların da adliye ve polis aracılığıyla
engellenmeleri çok da mümkün değildir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Mümkün değil(!)
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Bu konuda
özellikle halkımızın bilinçlendirilmesinde
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Yapmayın ya.
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) -
medyaya ve
kamuoyuna büyük görev düşmektedir.
ZİYA PİR (Diyarbakır) OHALde
nasıl böyle bir şey yaparlar?
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Konu
Bakanlık incelemesindedir. Hem hukuki anlamda soruşturmalar devam
etmektedir hem de cezai anlamda soruşturmalar devam etmektedir hem de
cezai anlamda soruşturmalar devam etmektedir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bakanlık çiçek
göndermiş ya Sayın Başkan.
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Tutuklamalar
yapılmıştır, dolandırıcılar hakkında
iade süreçleri başlatılmıştır ve el konulmuştur
bu Çiftlik Bankla ilgili olan şirketlere.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Para nerede
para?
ZEKERİYA BİRKAN (Devamla) Konu
yargıya intikal ettiğinden dolayı, yargı sürecinin sonunda
her şey bütün açıklığıyla aydınlığa
çıkacağından, konu yargıda olması nedeniyle bu konuda
Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasının doğru ve
gerekli olmadığını düşünmekteyim.
Bu vesileyle HDP grup önerisi aleyhine olduğumu
belirtir, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Kabul ettiniz ama
sonuç? Kabul ettiniz yani sahtekârlığı.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Birkan.
Sayın milletvekilleri, Halkların
Demokratik Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve
arkadaşları tarafından, Çiftlik Bank mağduriyetinin
araştırılması ve yetkili makamların görev ihmali olup
olmadığının incelenmesi amacıyla 26/3/2018 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 29 Mart 2018 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
29/3/2018
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 29/3/2018 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
CHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve
arkadaşları tarafından Çiftlik Bank mağduriyetinin
araştırılması ve yetkili makamların görev ihmali olup
olmadığının incelenmesi amacıyla 26/3/2018 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırma önergesinin (1793 sıra no.lu) diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 29/3/2018 Perşembe
günlü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önerinin
gerekçesini açıklamak üzere söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
öneri sahibi Bursa Milletvekilimiz Sayın Erkan Aydına aittir.
Buyurun Sayın Aydın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
CHP GRUBU ADINA ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, Çiftlik Bank
soygununun araştırılmasıyla ilgili verdiğimiz
araştırma önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım,
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, biraz önce HDP Grubunun da önerisi
aynı olduğu için, Sayın Birkanın bunun aleyhinde
olmasını da anlayamadım, böyle bir konunun
araştırılması aslında hepimizin lehine, ki ortada
neler var çıkması gerekir.
ZEKERİYA BİRKAN (Bursa) Konu
yargıya intikal etmiş.
ERKAN AYDIN (Devamla) Evet, şimdi
baktığımızda bu Çiftlik Bank zinciri, saadet zinciri
Gümrük ve Ticaret Bakanı önce 11 dedi, daha sonra 65 firmaya
çıktı. Yarın ne olacağını hep birlikte
bekliyoruz.
İki hafta önce ben gene kürsüden dile
getirdiğimde rakam 511 milyondu, bugün 1 milyar 139 milyona
çıktı, iki hafta sonra ne kadara çıkacak hep birlikte bakacağız.
Baktığımızda toplanan para Silikon Vadisindeki
şirketlerin büyümesinden daha hızlı; 1 Eylül 2016 tarihinde
kuruluyor, bir buçuk yıl gibi kısa sürede bu kadar yüksek para
topluyor.
Peki, bu tosuncuk -tosuncuk dedik buna- bu kadar
parayı nasıl topladı, bulaşıkçılık
yapıyordu, çiftliklerde çalıştı derken birazcık
işin içini şöyle bir araştırınca gördük ki
aslında bu tosuncuk o kadar da saf birisi değilmiş. Nereden
anlıyoruz bunu? Bakın, şimdi, kendi internet sitelerine girince
hemen ortaya çıkıyor. Bu tosuncuk aslında o kadar uyanık ki
1 Eylül 2016 tarihinde 590 Madison Avenue 21 St. Floor Manhattanda, Amerika
Birleşik Devletlerinde şirket kuruyor. Önce şirketi nerede
kuruyor? Amerikada kuruyor. Sonra, nerede kuruyor? Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinde kuruyor. Yani, tosuncuk işi o kadar plansız
yapmamış. Ardından da en son, geliyor Fame Game Software
İnc diye Türkiye'de kuruyor. Yani, aslında organize, planlı
neredeyse New York Borsasına bile açılacak bir yapı var
karşımızda.
Peki, bunlar oluyor da bizim yetkililer ne
yapıyor? Bakanlık şubat ayında bir açıklama
yapıyor ama 28 Aralık 2017 tarihinde SPKnin suç duyurusu var. Hiç
olmazsa bu suç duyurusundan sonra yargı -hani, hep savunduğunuz
bağımsız yargı- bir yurt dışı
yasağı koyamaz mıydı? Adam şubat ayında geliyor,
karısıyla görüşüyor, ortamı şöyle bir kolaçan ediyor,
bakıyor pabuç pahalı, vın, geri topuk... O tarihte, SPKnin suç
duyurusundan sonra bir yurt dışı yasağı konulsa hiçbir
yere gidemeyecek. Şimdi, bunun kuruluş yerlerine
baktığınızda, ilk önce 100 bin dolar sermayeyle Kuzey
Kıbrısta kuruluyor, çok kısa bir sürede 200 bin dolara
çıkarılıyor. Rakam ne kadar bugün, şu anda bildiğimiz?
1 milyar 139 milyon. Şimdi, akla başka sorular geliyor. Burada bir
kara para aklama operasyonları mı var? Bu para transferlerini
nasıl oluyor da MASAK ortaya çıkartamıyor, Maliye ortaya
çıkartamıyor? Nasıl oluyor da
Şurada herhangi birinin
hesabına 1 milyon para gelse sabah vergi dairesi gelir Kardeşim, ne
aldın ne sattın, açıkla bakalım. der. Bu vatandaş
kendi şahsi hesabından paraları topluyor, Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetine gönderiyor, zaten oradan da paranın izi kayboluyor. Bu
paralar, tabii ki, 80 küsur bin, daha sonra 130 bine çıkan insanın
paraları ama bir de şu soruyu sormamız lazım değil mi:
Yetkililer, bakanlık, yargı ne iş yapıyor bunlar gözünün
önünde olurken, bu kadar para buharlaşırken? Maliye
Bakanlığı, işte, burada ha bire para toplamak için KDV
Kanununu getiriyor, vergi kanununu getiriyor, şuna af yapıyor;
vallahi bu tosuncuğa versinler, daha iyi para topluyor. Tosuncuk geliyor,
bütün paraları toplayıp kayboluyor. Şimdi, o yüzden
bunların hepsinin araştırılması gerekiyor.
Şimdi, bu hafta güzel örnekler sergiledik. Önce
Down sendromu ve otizmle ilgili, çocukların ve bu doğumların
araştırılması için bir komisyon kuruldu, ardından
benim de üyesi olduğum tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili bir
komisyon kuruldu ama bunun araştırılmasıyla ilgili HDP
Grubunun getirdiği reddedildi, bizim getirdiğimiz bu
araştırma teklifi kabul mu olacak, ret mi olacak birazdan hep
birlikte göreceğiz. Aslında 4 partinin gene bir ortak önergesiyle
-Sayın Bostancı sizler de buna bir öncülük ederseniz- bunu
araştıralım. Korkmayın, ucu bir yerlere dokunursa da bütün
80 milyon bunları bilsin, ortaya çıksın. Nasıl olmuş da
bu vatandaş bu paraları toplamış? Kimler bunları
kollamış? Bu paralar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden
Amerikaya, Dubaiye, Almanyaya, Uruguaya nasıl gitmiş ve bunun
arkasında kimler var?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERKAN AYDIN (Devamla) Toparlıyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Aydın.
ERKAN AYDIN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
İnternete girin bir sürü tapeler
dolaşıyor, tapelerde bir sürü isim geziyor. Bunun da aklanması
ya da açıklanması için aslında Meclisin yapması gereken, 4
partinin ortak önergesiyle bu konunun araştırılması.
Eğer bunu yapmazsak korkarım ki zaman içerisinde, aslında Tavuk
Bank, Birlik Beraberlik Çiftliği, Anadolu Farm gibi daha onlarca, belki
yüzlerce şirket çıkacak.
Avrupa ne yapmış? 2008 yılında
bir karar almış, bu Ponzi denen sisteminin, hem
bankacılık üzerinden hem internet üzerinden bu tür sistemlerin
kurulmasını engellemiş, yasaklamış ve önünü
kesmiş. Biz de 2018 yılında mutlaka ve mutlaka bunu
yapmalıyız.
Daha fazla mağduriyet yaşanmaması ve
suçu da vatandaşa atmamak adına hepimize bu komisyonun
kurulmasını teklif ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Aydın.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekilimiz Sayın İsmail Faruk Aksu.
Buyurun Sayın Aksu. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz üç dakika.
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel
Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz grup önerisi yeni bir saadet
zincirinin yol açtığı mağduriyete ilişkindir.
Yapılan resmî açıklamalar konunun üzerine titizlikle gidildiği
yönündedir. Kuşkusuz bu dolandırıcılık faaliyeti ilk
değildir, son olabilmesi içinse devlet olarak da vatandaş olarak da
yapılması gereken işler, alınması gereken tedbirler
bulunmaktadır. Bu çerçevede, meseleyi 4 boyutta değerlendirmek
mümkündür.
Birincisi, bu dolandırıcıların
süratle yakalanarak adalete teslim edilmesi, güvenlik birimleriyle birlikte
yargı ve diplomasinin imkânlarının bu amaçla
kullanılması ihtiyacıdır.
Vatandaşlarımızın kıt kanaat oluşturdukları
birikimlerine göz dikenler yasalar çerçevesinde en ağır şekilde
cezalandırılmalıdır.
İkincisi, hukuki ve idari süreçlerin gözden
geçirilerek bu tür ticari dolandırıcılık faaliyetlerinin
neden zamanında tespit edilemediğinin sorgulanmasıdır. Bu
çerçevede, mevzuat eksikliğinin, ihmallerin, denetim yetersizliğinin,
idari kapasite ve benzeri idari işlem eksikliklerinin gözden
geçirilmesidir.
Üçüncüsü, vatandaşlarımızın bu
tür karanlık, dibi görünmeyen işlere neden girmekte ve bu vaatlere
nasıl kapılmakta olduğudur. Bunun analiz edilmesi ve gerekli
önleyici tedbirlerin alınması gereğidir. Finansal
okuryazarlık seviyesinin düşük olması bu tür saadet zincirine
yönelmede başlıca etkenlerden birisidir. Saadet zinciriyle büyük
zarara uğrayanların genellikle finansal piyasalar ve
yatırım araçları ile bunların işleyişi konusunda
temel bilgilere sahip olmadıkları görülmektedir. Toplumda yerleştirilen
köşe dönme anlayışı, çabuk zengin olmak için meşru
olmayan yollara tevessül etme yaklaşımı da
dolandırıcılara kapılma sebeplerindendir. Öte yandan, gelir
dağılımı adaletsizliği, yoksulluk ve işsizlik
gibi faktörler insanların bu tür sistemlere girmelerinde etkili olan
başlıca unsurlardandır.
Dördüncüsü, ekonomik ve sosyal sorunların
giderilmesi, eğitimden adalete, ekonomiden siyasete, medyadan iş
hayatına yozlaşmanın önüne geçilmesi ihtiyacıdır.
MHP olarak bu tür oluşumların, yasa
dışı faaliyetlerin önüne geçmek için, seçim beyannamemizde de
ifade ettiğimiz gibi, toplumun millî duyarlılıklarının
güçlendirilmesi ve yaşatılması, bencillik ve
vurdumduymazlığa karşı feragat ve fedakârlık gibi
güzel hasletlerin yüceltilmesi, eğitimin her kademesinde
insanımıza dürüstlük ve sorumluluk gibi erdemlerin kazandırılması,
hukuki müeyyidelerin caydırıcı, idari yöntemlerin ve denetim
mekanizmalarının etkin kullanılması gerekmektedir diye
değerlendiriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Aksu.
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
İzmir Milletvekilimiz Sayın Ertuğrul Kürkcü.
Buyurun Sayın Kürkcü. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika.
HDP GRUBU ADINA ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir)
Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; bir saadet zinciri
vakasıyla karşı karşıyayız ve bu, ilk kez
Türkiye'nin başına gelmiyor. Aslında, 1998de Titan Saadet
Zinciri diye başlayan bir rezalet sonucunda, Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanunun 80inci maddesinde bu tür piramit satış
sistemleri yasaklanmıştı yani aslında, bu Çiftlik
Bankın hiçbir zaman kurulamaması gerekiyordu,
tartışmamız gereken mesele budur. Bu, uluslararası
literatürde Ponzi Oyun Sistemi diye bilinen işin Türkçeye tercümesinden
ibaret. Bütün mantığı, ilk para koyanların son para
koyanlar tarafından beslenmesine dayalı bir aldatma,
dolandırıcılık sistemi olmasıdır; hiçbir zaman
ilk para koyanlara ödenecek paranın yetiştirilmesi mümkün
olmadığı için, sondan gelenlere hiçbir şey kalmadığından
bunların hepsi daima çökerler ve bu bir uluslararası suçtur. Türkiye'de
MASAK niye vardır, niçin 2016dan bugüne kadar hiçbir şekilde bu ve
bunun benzeri yeni saadet zinciri, Ponzi sistemlerine herhangi bir biçimde el
konulmamıştır, bunların tabii ki
araştırılıp cevabının verilmesi gerekir.
Sayın Tarım Bakanı Fakıbaba diyor
ki: Biz farkına varır varmaz hemen gereğini yaptık. Ama
aynı Fakıbaba, Sakaryadaki tesisin açılışına
tebrik mesajı göndermiştir. Nasreddin Hocanın hikâyesi gibi,
kazanın doğurduğuna inanıyorsun ama öldüğüne
inanmıyorsun, kazanın doğurduğuna da inanmayacaktın,
bu telgrafı da çekmeyecektin. Bütün bunların meşruiyet
kazanmasının sebebi, kısmen, bütün yerel yetkililerin ve Hükûmet
yetkililerinin, Hükûmetin yerel temsilcilerinin, hepsinin, bu işler olup
biterken orada olmasıdır. Kaymakam oradadır, müftü
oradadır, AKP il başkanı oradadır, ilçe başkanı
oradadır, jandarma komutanı oradadır, alayı oradadır
ve bu insanın kendisinin değil kurumun arkasında olduğu
bilgisi insanları buraya yönlendirir. Tabii ki günümüzde Hükûmete
yaklaşarak para kazanma bir usul olduğu için, herkes Hükûmete ve
şansa yaklaştığına burada inanmıştır bu
görüntüler altında. Bunların Hükûmet tarafından önlenmesi
gerekirdi. Fakat işin doğrusu, Adalet ve Kalkınma Partisinin bu
araştırmaya hayır diyeceğini biliyorum çünkü bu
araştırma yapıldığı takdirde bütün bu Ponzi
işlerinin hepsinin gerisinde hem AKPye yaklaşarak pozisyon
kazanmış unsurların bunu yönlendirmesi hem de yerel
yöneticilerin her yerde bunun yanında yer alarak buna bir meşruiyet
kazandırması...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) Sayın
Başkan, bir bitireyim sözümü.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kürkcü.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) Aslında bence
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu buna evet demelidir çünkü bu zincirleme
ilişkiler dolayısıyla en çok, paraları ellerinden
alınan, dolandırılanlar arasında AKP seçmenleri vardır
çünkü genel topoğrafya budur. Fakat ben Hükûmetin aslında kendisinin
iktisadi uygulamalarının bir başka ulusal ve uluslararası
ölçekte bir Ponzi uygulaması olduğunu söyleyebilirim çünkü Hükûmetin
2018 Ocak sonu itibarıyla yurt dışı varlıkları
232,8 milyar, yurt dışı yükümlülükleri 713,8 milyardır yani
UYP açığı -uluslararası yatırım pozisyonu açığı-
481 milyar olan bir ülkeden söz ediyoruz ve bu ülkeyi yönetenler bize diyorlar
ki Yüzde 7 büyüdük. Bundan âlâ bir Ponzi, bundan âlâ bir saadet zinciri
olamaz. Halkımız AKPye oy verirken esas bunu düşünmelidir.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kürkcü.
Gruplar adına son konuşmacı Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Çankırı Milletvekilimiz
Sayın Hüseyin Filiz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Filiz, süreniz üç dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
FİLİZ (Çankırı) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Çiftlik Bank hakkında CHP tarafından verilen grup
önerisi aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Milletin Meclisini
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, arkadaşlar, kısa bir sürede,
altı ay gibi bir sürede 2,5 katı kadar para vadederek milleti
dolandırmaya yeltenen bir şahıs var yani altı ayda yüzde
250, yıllık yüzde 500 kârla milleti dolandırıyor. Ama
şunu da takdir edersiniz ki bankalara mevduat yatıran
vatandaşlarımız en yüksek mevduat oranının
yıllık yüzde 14 olduğunu biliyor. Yüzde 500 kâr nerede, bu
yoğurdun bolluğu nerede? Değerli arkadaşlar, ben süt
inekçiliği yapıyorum. Böyle bir kâr yok dünyada. Tabii,
vatandaşlarımızın buna tamah etmemeleri lazımdı.
Ancak biz Hükûmetiz, sorumluluğumuz var, sonuna kadar ilgileniyoruz ve ilgileneceğiz.
Bu konuda Hükûmetimiz, tabii, ilk evvela Diyanet İşleri
Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu 6
Aralıkta bir açıklama yapmış
vatandaşlarımıza. Tabii, hepimiz şunu çok iyi biliyoruz ki
Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa bir koyunu, sorar onun hesabını
Hazreti Ömerden adli ilahi. diyen bir anlayışla, bir sorumlulukla
bunu takip ediyoruz ve edeceğiz.
Şimdi, biraz önce arkadaşlar bahsetti, bir
Meclis araştırması verilmesini söylediler. Arkadaşlar, bu,
araştırma konusu değildir; bu, ceza konusudur. Biz sizden çok
öteyiz, biz cezalandırılmasını istiyoruz ve
cezalandıracağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Yani araştırmayla Adalet ve Kalkınma
Partisini yan yana getirmekle buradan size ekmek çıkmaz. Oyalamayın,
milleti oyalamayın. (HDP sıralarından gürültüler)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz mi
cezalandıracaksınız?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Hocam, sen
nasıl cezalandırıyorsun ya? Hâkim mi oldun?
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Şimdi,
tabii ki Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı hemen soruşturma açmış. Ama şunu
da söyleyeyim: Tarım Bakanlığı tarafından ne bir hibe
ne bir destek verilmiştir buraya. Tarım Bakanlığı
üzerine düşen vazifeyi yapmış
ZİYA PİR (Diyarbakır) Çiçek
göndermiş.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Telgraf
yollamış, kutlamış. Üzerine düşen vazife o mu?
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir)
Açılışlara niye gidiyor o zaman?
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Gene,
Gümrük Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkci Bakanlar Kurulunda konuyu
gündeme getirip müfettişleri vazifelendirmiş.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Ne zaman?
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Üç ay sonra ama.
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Ve müfettişlerimizin
vazifelendirilmesi neticesinde Uruguayda, 6 kişiyle ilgili
kırmızı bülten çıkarılmış, Türkiyeye iade
etmeleri kaydıyla tutuklanmalar olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
TANJU ÖZCAN (Bolu) Ya Uruguayla diplomatik
ilişkin mi var senin? Kimi kandırıyorsun?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Siz
nasıl ceza veriyorsunuz?
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Üç aydır
neredesiniz?
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Suçluların iadesi sözleşmesi, anlaşması yok Uruguayla
Sayın Başkan, diplomatik ilişkimiz yok Uruguayla.
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Sayın
Başkan, bir dakika ek süre istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Filiz.
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bu arada şunu da hatırlatmak istiyorum:
Şimdi, bir siyasi parti Genel Başkanı Sayın
Kılıçdaroğlu çıkıyor diyor ki Çiftlik Bankla ilgili:
BDDK devreye girmelidir. Arkadaşlar, Çiftlik Bank bir banka
değildir, BDDK devreye giremez.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Garanti
Bankası nasıl teminat vermiş, neye dayanarak güvence
vermiş?
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) SPK girsin o zaman.
SPK niye araştırmıyor?
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) 2019da
yüzde 70 oy alma vaadiyle milletin önüne böyle çıkamazsınız.
Konudan haberiniz yok.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) İyi de SPK
niye araştırmıyor? RTÜK niye devreye girmiyor? Halk
aldatılıyor.
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Tabii,
değerli arkadaşlar, konuyu sonuna kadar takip edeceğiz,
ilgililer cezalandırılacaktır.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Peki, SPK niye
araştırmıyor, niye?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Seçmenlerinizi
kazıkladılar.
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Burada
araştırmalarla milletimizi oyalamanın haceti yoktur.
ZİYA PİR (Diyarbakır) Ne
oyalaması ya? Akşam 8deki düğün için Meclisi
kapatıyorsunuz. Kim kimi oyalıyor?
HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) Bu
vesileyle ben, bizi dinleyen Türk milletinin Meclisini saygıyla
selamlıyorum, Allaha emanet olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Filiz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan, yerimden kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Çankırı Milletvekili Hüseyin Filizin CHP grup önerisi üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğrusu, sayın hatip bir itirafta bulundu
ama vahameti bu ortadan kaldırmadı. Yani Çiftlik Bank konusunda bu
kadar mağduriyet varken burada artık kuvvetler
ayrılığının olmadığını kürsüden
bir kere daha ifade etmiş oldu. Şu üslubu kabul etmiyoruz: Biz
sizden daha ileriye gideceğiz, biz onlara ceza vereceğiz. diyor.
Kimin adına kime ceza veriyor? Önce, böyle bir
dolandırıcılık yapan mekanizmaya destek ver; sonra,
kamuoyunda oluşan hassasiyet üzerine yargı yerine geçerek Biz
onları cezalandıracağız. demek
Aslında yürütmenin
yargı üzerinde talimatla iş yaptırdığını
ilan etmiştir, kuvvetler ayrılığı konusunda bugüne
kadarki eleştirilerimizi de ifade etmiştir. Teşekkür ediyoruz bu
yönüyle. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Altay, buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bir meramım
var, müsaade ederseniz Genel Kurulun duyacağı şekilde
konuşmak istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkanım.
29.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Hükûmetin Çiftlik
Bank konusuyla ilgili zamanında müdahalede bulunmayarak insanların
zarara uğramasına neden olduğuna ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bu Çiftlik Bank kepazeliğinde bizim
söylediğimiz şudur: Biz, AK PARTİ bu vesileyle milleti
dolandırdı demedik, bu vesileyle milleti dolandırdı
demedik. Ama bankaların
Banka kelimesini, kavramını
nasıl, kimlerin kullanacağı bellidir. Bu memleketin Sermaye
Piyasası Kurulu var, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu
var, orta yerde de koca koca banka tabelaları var, internetten de
yapılan bir bankacılık işlemi var. Bunu Hükûmetin görüp,
bilip gerekli müdahaleyi zamanında yapmayarak yaklaşık 70 bin
insanımızın dolandırıldığını
söyledik. Bunda ne yanlış var?
Siz, işinize gelince Fıratın
kenarında kaybolan koyundan mesulüz. diyeceksiniz, ondan sonra, 70 bin kişi
banka ibaresi kullanılarak dolandırılmış
Vatandaş diyor ki: Burada devlet var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Herhâlde devlet
bu bankanın belli teminatlarını almıştır. diye
bakıyor. Aslında bu 70 bin kişinin parasının -kaçtı
bu Hükûmetin plaka numarası?- 67nci Hükûmetin üyelerinden tahsil edilmesi
lazım. (CHP sıralarından alkışlar)
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Evet, müteselsilen
sorumlular.
BAŞKAN Sayın Bostancı, buyurun.
30.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Engin Altayın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Sayın Altayın bu vesileyle ve başka
vesilelerle AK PARTİye dolandırıcı demediğini,
eksik bıraktığı cümleyi tamamlayarak ifade etmiş
olayım, yanlış anlamalara sebebiyet vermemek için.
Sözcümüzün, arkadaşımızın ifade
ettiği Yargıya intikal etmiş bu konuya ilişkin gereken
değerlendirmeyi hukuk yapacak ve elbette mağduriyetler ve buna sebep
olanlar varsa, hukuk çerçevesinde cezalandırılacaklardır.,
söylediği budur.
Dolandırıcılık meselesine
gelince, bu işin insanlık tarihi kadar eski olduğunu
unutmayalım. Her toplumda, tarihin her döneminde sahtekârlar,
şarlatanlar, dolandırıcılar, insanların masum
duygularını yahut da birtakım beklentilerini istismar ederek
organize bir şekilde onları dolandıranlar bütün toplumlarda,
bütün kültürlerde olmuştur. İşin toplumsal tarafını,
insanların iğfal edilme yöntemlerini, insan tabiatına
ilişkin yanını ihmal edip buradan siyasal bir angajman
çıkartan dil siyasal eleştiriyi ucuzlatır, o yüzden doğru
değildir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bostancı,
teşekkür ederim.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, çok özür dilerim, bir meramım olacak benim.
BAŞKAN Sayın Başkanım, bir
saniye
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Kenya Parlamento
heyeti ve üst düzey bürokratlara Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kenya
Parlamento heyeti ve üst düzey bürokratlar Genel Kurulumuzu teşrif
etmişlerdir, kendilerine Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Hoş
geldiniz. diyorum. (Alkışlar)
Buyurun Sayın Başkanım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, meramımı Genel Kurul da duyarsa sevinirim, tensip
buyurursanız tabii.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çiftlik Bank
konusunda kimin kusuru varsa ortaya çıkarmak gerektiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
şimdi Maliye Bakanı da burada, iktidar sıralarında
oturuyor. Bankacılık Kanunu madde 150 ne diyor? Unvan izinsiz
kullanılamaz. Niye kullandırdınız? Bu, görevi suistimal
olur, görevi kötüye kullanma olur, neye saysan olur. Şimdi,
çıkıp da Efendim, biz sizden daha fenasını yapacağız,
onları öldüreceğiz, asacağız, keseceğiz... 132 bin
kişiymiş bunların dolandırdığı, 1 milyar TL
Eğer siz vicdanla, hüsnükalple Bizim bunda bir günahımız yok.
diyorsanız sizi milletin vicdanıyla baş başa
bırakacağız. Gelin, buna bakalım, bunda kimin kusuru varsa
bunu ortaya çıkaralım. Bunu istemek milletin bize verdiği bir
görevdir, biz bu görevi yapıyoruz. Bankacılık Kanunu madde 157
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Altay.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın
Başkan
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) Sayın
Başkan, 60a göre Sayın Naci Bostancının açıklaması
üzerine kısa bir beyanda bulunmak istiyorum.
BAŞKAN Sayın Kürkcü mü, Sayın
Doğan mı?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ben.
BAŞKAN - Aynı mahiyette mi?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sayın
Doğanı bilmiyorum, arkamı göremiyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kürkcü.
32.- İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcünün, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sayın
Başkan, Sayın Bostancı kendi bakış açısından
durumu açıklarken şöyle bir ifade kullandı, dedi ki: Tarih
boyunca bütün toplumlarda hep böyle olmuştur ve böyle de olacaktır.
Doğrusu tarih boyunca bütün toplumlarda böyle olmaz, paranın,
piyasanın, özel mülkiyetin olduğu toplumlarda olur. İnsanlık
özel mülkiyetle beraber doğmadı, özel mülkiyetten
bağışık yaşadığı, komünal mülkiyet
rejimlerinde ne Ponzi olur ne alış satış olur ne hile olur
ne de tamahkârlık olur. Tabii ki kapitalizmden sonra da böyle bir toplum
olacaktır. O yüzden, uğrunda mücadele ettiğimiz bu hedeflerin
tarih boyunca hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği kötümserliğine bu
açıklamadan ötürü kapılmayacağız, bunu ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul)
Başkanım, kifayetimüzakere oldu.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kürkcü.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Sayın Doğan, talebinizi
alayım önce.
Buyurun.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Başkanım,
60a göre söz istiyorum, konuyla ilgili açıklamam gereken önemli bir husus
olduğu için söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Doğan.
33.- İzmir Milletvekili Müslüm Doğanın, Çiftlik Bank
konusunda Hükûmetin ilgisiz olduğuna ve Hükûmet ile bürokrasinin
müteselsilen sorumlu tutulması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın
Başkan, bakın, 25 Aralık 2017de soru önergesi vermişiz ve
Hükûmet ilgisiz davranmış, hiçbir şekilde tereddüt
yaşamamışlar, hassasiyetleri yok düzeyde, 21 Şubatta ancak
bir cevap vermişler. 8 sorumun muhtevasına hiçbir şekilde uygun
cevap verilmemiş, boş bir anlam içeren bir cevap verilmiş.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Hayır...
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın Bakan,
bir dinler misiniz?
Sayın Bakan da burada, aslında bu kadar
ilgisizlik Hükûmetin ilgisizliğidir, devletin ilgisizliğidir. Bu
yüzden Hükûmet müteselsilen, buradaki Hükûmetin içerisinde yer alan bürokrasi
müteselsilen sorumlu tutulmalı ve halkın 1 milyarı halka tekrar
iade edilmelidir diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Bursa Milletvekili Erkan Aydın ve
arkadaşları tarafından, Çiftlik Bank mağduriyetinin
araştırılması ve yetkili makamların görev ihmali olup
olmadığının incelenmesi amacıyla 26/3/2018 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 29 Mart 2018 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Kabul
ediyoruz Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul)-
Çoğunluktayız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Biz
fazlayız.
TANJU ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, kabul
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul)
Kapıları kapatın Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Belli zaten ya.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kapıları
kapatın Başkan, kapıları kapatın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Kabul
edildi Sayın Başkan.
BAŞKAN - Kabul etmeyenler
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kabul
edilmiştir.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Kabul
edilmiştir Sayın Başkan.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kabul edilmiştir. (CHP
ve HDP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Sonradan
gelenleri saymayın Sayın Başkan.
BAŞKAN - Öneri kabul edilmemiştir.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.29
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.43
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
79uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığımızın bir açıklaması
vardır, bilgilerinize sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Açıklamalar
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, 28 Mart 2018 tarihinde düzenlenen
Meclis Sohbetleri toplantısına ve yapılan tiyatro gösterisine
ilişkin basın açıklaması
29
Mart 2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı Basın Açıklaması
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Sayın İsmail Kahraman'ın 28 Mart 2018 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisinde düzenlenen "Meclis Sohbetleri toplantısında
"Kadınlar Sahneye Çıkmasın şeklinde dijital medya
platformlarında çıkan haberlerle ilgili yaptığı
açıklama:
Her ayın son çarşamba günü
gerçekleşen Meclis Sohbetlerinin birincisi Türkiye'de Demokrasinin
Gelişimi konusunda olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi eski
başkanlarından Sayın Mehmet Ali Şahin'in yönettiği,
Profesör Doktor İsmail Hakkı Ünal, Profesör Doktor Mustafa Turan ve
Profesör Doktor Mustafa Budak'ın konuşmacı olarak yer
aldığı Meclis Sohbetlerinin ikincisi 28 Mart 2018 tarihinde
yapılmıştır. Birinci Meclis, Gazilik ve Şehitlik
Ruhu konusunun ele alındığı toplantının
içeriğini zenginleştirmek gayesiyle kısa bir tiyatro gösterisi
yapılması için Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğünden de destek
alınmıştır. Devlet Tiyatrolarından gelen ekip
toplantının başında on dakikalık bir gösteri
yapmıştır.
Salonun iki tarafında ve
katılımcıların arasında yerlerini alan kadın ve
erkeklerden müteşekkil sanatçılar gösterilerini yaparak
ışık oyunları ve müzik eşliğinde Çanakkale
Türküsünü ve Mehmet Âkif Ersoy'un Çanakkale Şehitlerine şiirini
birlikte seslendirip gösteriyi birlikte icra etmişlerdir. Gösteri,
katılanlar tarafından büyük bir beğeniyle
karşılanmış ve uzunca bir müddet
alkışlanmıştır.
Akabinde, üç değerli öğretim üyesinin
konuşmacı olarak katıldığı ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi eski başkanlarından Mehmet Ali Şahin'in
yönettiği sohbet toplantısına geçilmiştir.
Yapılan gösteri ve toplantı kameralar
tarafından kayda alınmıştır. Böylesi
başarılı bir toplantıyı gölgelemek tarihe ve
şehitlerimize karşı saygısızlık ve kesinlikle
maksadını aşan bir dezenformasyondur.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.
TBMM
Basın, Yayın ve Halkla
İlişkiler
Başkanlığı
BAŞKAN Sayın Altay, sisteme
girmişsiniz.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
34.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, kendilerine
ulaşan bilgilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı açıklamasıyla örtüşmediğine
ve kamuoyu vicdanının rahatlatılması açısından
görüntülerin paylaşılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Bizdeki bilgiler bu açıklamayla
örtüşmemektedir. Biz peşinen bir hüküm vermiş değiliz. Ben
konuşmamda özellikle direkt olarak Sayın Meclis
Başkanını da hedef almadım çünkü bu konuda -baştan
söylediğim- yalakalık, dalkavukluk konusunda Türkiyede bir
yarış başladı. Bu, kimi bürokratlar tarafından da tiyatro
ekibine bir müdahale şeklinde olmuş olabilir.
Öte yandan, yine bizdeki bilgiler, planlanan oyunun,
on yedi dakikalık oyunun dört dakikaya düşürülmesi suretiyle
kadın sanatçıların rollerinin olduğu
kısımların çıkarıldığı
şeklindedir. Kamu vicdanının rahatlaması
bakımından ve Parlamentodaki sayın milletvekillerimizin de
içinin rahatlaması bakımından talebimiz, bu oyunun -mutlaka
görüntüleri vardır- siyasi parti gruplarına gönderilmesi, ona da
gerek yok, Meclis TV aralarda bu oyunu göstersin bu tartışma
kapansın. Bu açıklama bizi tatmin etmemiştir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Altay.
Sayın Danış Beştaş, sisteme
girmişsiniz.
Buyurun.
35.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
açıklamasının yeterli olmadığına ve görüntülerin
yayınlanması gerektiğine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Meclis Başkanlığınca
yapılan açıklama, doğrusu, sorulara yanıt vermekten
uzaktır. Çünkü bu görüntüler bize ulaştırıldı,
ulaştı ve görüntülerde de -kamera yakından çekebilirse-
kadın oyuncuların kenarda durduğu ve erkeklerin sahnede
olduğu açıkça görülmektedir. Bu nedenle, açıklama kesinlikle
yetersizdir ve bu, kadınların toplumsal yaşam
dışına itilmesi, iş yaşamının
dışına itilmesi, kadın haklarının tümüyle yok
sayılması noktasında, kadınların görünmez
kılınması noktasında maalesef ilk uygulama ve icraat da
değildir. Türkiyede şu anda bu meseleyle ilgili ve diğer
meselelerle ilgili bütün kadınların çok büyük
rahatsızlığı ve tepkisi olduğunu ifade etmek
istiyorum. Biz kadınlar, bize yönelik bu yaklaşımı, bu
küçültücü yaklaşımı, ret yaklaşımını kabul
etmiyoruz ve kesinlikle bunun sonuna kadar takipçisi olacağız.
Şu talebe de katılıyorum: Evet, video
görüntüleri ve bu fotoğrafların ne olduğunu izah eden bir
görsellik ancak Meclis TVde yayınlanırsa o zaman bu
sorularımızın yanıtı da verilmiş olacak, en
azından iddiaların ve bu görüntülerin ayrıntıları
açığa çıkmış olacak.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Danış Beştaş.
Ben de bu konun takipçisi olacağım.
Bilgilerinize sunarım.
Sayın milletvekilleri, gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/926) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 535) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, dünkü birleşimde
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 535
sıra sayılı Tasarının birinci bölümünde yer alan
8inci madde kabul edilmişti.
Şimdi 9uncu maddeye geçiyoruz.
9uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır,
önergeleri geliş sırasına göre işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 9uncu maddesinde geçen eklenmiştir
ibarelerinin ilave edilmiştir şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya Temizel Musa Çam Mehmet Bekaroğlu
İzmir İzmir İstanbul
Utku Çakırözer Sibel Özdemir Levent Gök
Eskişehir İstanbul Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen
Ankara Milletvekilimiz Sayın Levent Gök.
Buyurun Sayın Gök. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesi üzerinde
verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum. İktidar partisinin bu kanun görüşülürken
Meclisteki ilgisizliğini de halkıma şikâyet ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biz halkın yararına gördüğümüz her kanunda, her
maddede gerekli katkıyı vermeye hazır olduğumuzu ifade
ediyoruz. Yapıcı muhalefet anlayışımız
gereği bu kanun tasarısındaki 9uncu maddedeki görüşlere
katıldığımızı ve desteklediğimizi de ifade
ediyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; elbette halkın çıkarlarını korumak
adına yasalar yapıyoruz ama acaba gerçekten halkın
çıkarlarını ve halkın kamu kaynaklarını doğru
düzgün takip edebiliyor muyuz, onları denetleyebiliyor muyuz? Sayın
Bakan, Ankarada üç gün içerisinde 2 önemli yangın oldu, bilmiyorum
haberiniz var mı? Yani siz buradan bir Maliye Bakanı olarak beş
kuruş, on kuruş oradan kurtarayım derken Ankarada 2 tane önemli
yangın acaba Maliye Bakanı olarak sizin dikkatinizi çekti mi?
Bir tanesi ANKAPARKta oldu Sayın Bakan,
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. ANKAPARK, neydi ANKAPARK?
Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine Melih Gökçekin işgal ederek,
hayvanat bahçesini kaldırmak suretiyle, 131 hayvan çeşidini
Türkiyenin değişik yerlerine dağıttıktan sonra
Ankaralıların tam dört beş yıldır sosyalleşme
aracı olarak kullandığı hayvanat bahçesini yok ederek Melih
Gökçekin rüyalarındaki oyuncakları yapmak için kurduğu 1,5 milyar
-katrilyon, eski parayla- para harcandığı bu ANKAPARKta önceki
gün bir dev çadır yandı. Dev çadır yandı değerli
arkadaşlarım, önceki gün oldu. Altı ay önce bir soru önergesi
verdim bu konuda, Bu çadırlardaki malzeme nasıl malzeme,
yangına dayanıklı mıdır, yanıcı
mıdır, nedir, ne yapıyorsunuz? diye. Daha hiçbir
kuruluştan cevap gelmemiş. Maazallah, ANKAPARK açılsaydı
bir faciayla Ankara karşı karşıya olacaktı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ya, burası Mamak
meydanı değil Sayın Başkan, KDVyi bekliyoruz.
LEVENT GÖK (Devamla) Ve Ankaralıların
1,5 milyarını, eski parayla 1,5 katrilyonunu çöpe atan bir
anlayışın içinde bulunduğu bir zihniyetle şimdi yeni
gelen Başkan da buraya devam talimatı vermiş, yine
verdiğim bir soru önergesinde diyor ki: 80 trilyon daha lazım.
ANKAPARK elde patlamış, çadırlar yanıyor, daha ortada
hiçbir icraat yok.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
gündeme bekliyoruz Sayın Hatibi.
LEVENT GÖK (Devamla) Ve Sayın Maliye
Bakanı burada didiniyor ki beş kuruş nereden toplayalım, on
kuruş nereden toplayalım. Melih Gökçekten bu 1,5 katrilyonun
hesabını sordunuz mu?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Burası Mamak
meydanı değil ki Sayın Başkan.
LEVENT GÖK (Devamla) Gerçekçi olmak, icraat
yapmak, önce bu halkın parasının hesabını sormaktan
geçer Sayın Bakan. Ben Ankaralıların bu parasının
hesabını soruyorum, hesabını istiyoruz bu paranın.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Tanal İstanbuldan
sonra yeni aday.
LEVENT GÖK (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ikinci büyük yangın, önemli bir yangın
dün yaşandı değerli arkadaşlarım. Nerede
yaşandı? Ankara Keçiörende Çoban Mektebi, Ziraat Mektebi diye
bildiğimiz eski bir tarihî yapı var.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ankara Levent Beyle
yeşerecek...
LEVENT GÖK (Devamla) Atatürkün Ankaraya
geldiği zaman 27 Aralık 1919da -Ankaradan yönetirken- Heyeti
Temsiliye üyeleriyle beraber kaldığı bir mektebi
konuşuyoruz, bir binayı konuşuyoruz. Bu, dün yandı
değerli arkadaşlarım.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
gündeme gelelim.
LEVENT GÖK (Devamla) Yanana kadar bu bina
atıl durumda, çatısı sökülmüş, pencereleri sökülmüş,
kapıları sökülmüş ve bir mezbelelik hâline gelmiş bir
binaydı. Bu bina değerli arkadaşlarım, II. Abdülhamit
tarafından yaptırıldı 1897 yılında. Atatürk geldi
Heyeti Temsiliyeyle bu binada kaldı ve bu bina Sayın Bakan, Kültür
Bakanlığı tarafından tarihî eser diye tescillendi. Böyle
bir anlayış olabilir mi ya? Bu ülkenin
vatandaşlarının, yurttaşlarının emanet
ettiği, tarihî eser diye Kültür Bakanlığının
tescillediği bir bina, yüz yıldan fazla bir zamandır inşa
edilmiş bir bina, yüz kırk yıllık bir bina yanıyor,
mezbelelik hâle gelmiş, ne Kültür Bakanlığının sesi
duyuluyor ne Ankara Büyükşehir Belediyesinin sesi duyuluyor. E, ne oluyor
değerli kardeşlerim? Bir tarihe bu kadar saygısızlık
edilir mi? Bir tarih yanıyor kimsenin ruhu duymuyor. Atatürk
kalmış, Abdülhamit yaptırmış ve bu tarihimize sahip
çıkmayan bir anlayışı da şiddetle reddediyoruz.
Sayın Grup Başkan Vekili, oradan gevrek
gevrek gülüyorsun ama kalk bunlara cevap ver, kalk bunlara cevap ver.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ayıp, çok ayıp
bir şey!
LEVENT GÖK (Devamla) - Bunlara gülünmez bunlara
gülünmez. (CHP sıralarından alkışlar) Bunlara ancak ne olur
biliyor musunuz? Güleriz ağlanacak hâlimize. dersiniz, kalkar cevap
verirsiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Seni terbiyeye davet
ediyorum, yakışmadı sana!
LEVENT GÖK (Devamla) - Bunlara gülünmez, bunlara
cevap vereceksiniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Vereceğim
şimdi. Seni terbiyeye davet ediyorum.
LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Başkan,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan,
bu terbiyeye hiç cevap vermeyeceğim. Levent Bey Ankara
adaylığını bu terbiyeden sonra kaybetmiştir.
Bu ne demek gevrek gülmek ya! Seviyoruz,
takılıyoruz sana. Sensin gevrek.
LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, bir
grup başkan vekilinin haddini aşan bu konuşmasını
kendisine iade ediyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Gevrek kendisi, gülen
kendisi.
LEVENT GÖK (Ankara) - Ben burada çok önemli iki olay
anlatıyorum. Kendi yandaşlarına nasıl paraların
aktarıldığını iyi bilen bu iktidarın temsilcisi
elbette ANKAPARKta Ankaralıların paralarının nasıl
harcandığının hesabını sormaz. Elbette Atatürkün
kaldığı tarihî yerin niçin yandığının
hesabını sormaz. Ama biz Ankaralıların, Türkiyede
yaşayan tüm yurttaşlarımızın mirası olan bu
anıtlara, bu binalara sahip çıkma kararlılığımızı
sürdürüyoruz. Anlattığımız konular önemlidir. Ben buradan
anlatıyorum kendisi bana gülüyor. Burada gülünecek bir tablo yok, burada
ağlanacak bir tablo var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
İç Tüzük
BAŞKAN Sayın Turan, acele etmeyin.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ne demek acele etmeyin
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür edeyim Sayın Göke.
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
lafının hafifliği olan hakaret eder. Bir defa, bu Mecliste
tebessüm etmek, gülmek kötü bir şey değildir. Kaldı ki sırf
söz almamak için şunu kaldırarak dedim ki: Anlattıklarınla
önergenin hiç alakası yok. Söylediğim bu. Önerge bambaşka, konu
bambaşka.
LEVENT GÖK (Ankara) Getir bakayım önergeyi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Levent Bey Ankaranın
adayı olabilir ama bu Meclisin gündemine Ankara
adaylığını taşıması doğru değil.
Bunu söyleyeceğiz, hakaret edeceğiz; bu hakaret edene, terbiyeden
mahrum olan bu insana Ankara evet demeyecektir. Ayıp ya! Ki, sen
tecrübeli bir insansın.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan, AKP
Grup Başkan Vekili elinde hangi önergeyi tutuyor bilmiyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Senin önergen.
LEVENT GÖK (Ankara) Şimdi, peki, benim
önergemi Mecliste kürsüden okusun, ne demişiz? Bakın, orada önergemin
sıraladığım maddelerinden bir tanesi
Okuyun Sayın Grup Başkan Vekili.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Madde KDV Sayın
Başkan, ne Mamak ne Ankara ne ANKAPARK.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
Sayın Başkanım
BAŞKAN Dinliyorum Sayın Gök.
LEVENT GÖK (Ankara) AKP grup başkan vekili
bir iddiada bulundu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Çok ayıp bir
şey ya! Hiç yakıştı mı ya sana?
LEVENT GÖK (Ankara) Benim önergemin ANKAPARKla
ilgili olmadığına yönelik bir iddiada bulundu.
Doğru mu, değil mi Sayın Grup
Başkan Vekili? Doğru mu, değil mi?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu terbiyeye cevap
vermeyeceğim.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkanım,
cevabı olsa verecek ama benim verdiğim önerge ANKAPARKla ilgilidir.
Benim önergemin ANKAPARKla ilgili olmadığını söyleyen grup
başkan vekili bana cevap veremiyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Önerge bu Sayın
Başkan.
LEVENT GÖK (Ankara) Kendisi doğruyu
söylemiyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Konu KDV, madde 9.
LEVENT GÖK (Ankara) Doğruyu söylüyorsa
çıkar, o önergenin ANKAPARKla ilgili olmadığını ifade
eder. Yedi sekiz ay önce uyarmışız, bakanlığı
uyarmışız, belediyeyi uyarmışız; bu oyuncaklarda,
bu eklentilerde kullanılan malzeme nasıl bir malzeme, sormuşuz
bunu. Sormayalım mı? Şimdi elinde tutmuş önergeyi,
Önergenle alakan yok. diyor.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Süre
sınırı yok mu Sayın Başkan?
LEVENT GÖK (Ankara) Kalk ispatla o zaman onu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) İspatlasın,
ispatlasın.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
LEVENT GÖK (Ankara) Böyle bir şey var
mı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
Levent Bey
LEVENT GÖK (Ankara) Ben bunu okuyorum,
karşımda gülüyor bana, karşımda gülüyor. İnsan ciddiye
alır.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Şu önerge
LEVENT GÖK (Ankara) Bizler bu tarihî eserlere
sahip çıkacağız
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Süre yok mu Sayın
Başkan?
LEVENT GÖK (Ankara)
Ankaranın
parasına sahip çıkacağız. diyeceğine
karşımda gülüyor. Ben bunları söylemeyeyim mi?
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Levent Beyin önerge
dediği evrak elimde.
LEVENT GÖK (Ankara) Evet.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Eklenmiştir.
İlave edilmiştir. olmuştur; ciddiyet bu Sayın
Başkan, niye buna gülmeyecekmişim?
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Meclis
teamüllerini bilmiyor musunuz?
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Turan.
LEVENT GÖK (Ankara) Sayın Başkan,
şu tespiti yapalım: AKP Grup Başkan Vekili benim
anlattığım konular karşısında yenilmiştir
Meclisin huzurunda, halkımın huzurunda yenilmiştir.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Çok yenildim, çok!
LEVENT GÖK (Ankara) Söylediği sözlerin gerçek
olmadığı ortaya çıkmıştır. Ben
halkımın çıkarlarını savunuyorum, onlar
yandaşların çıkarlarını savunuyorlar.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Önergeyi basına
veriyorum Sayın Başkan. Önergeyi basına vereceğim, Levent
Beyin nasıl bir ciddiyette olduğunu herkes görecek. Önerge bu.
BAŞKAN Maksat hasıl olmuştur,
teşekkür ederim arkadaşlar.
Sayın milletvekilleri, Sayın Gök ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesinin (a)
bendinde yer alan gelmek üzere ibaresinin, gelecek şekilde
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel Yiğitalp Saadet Becerekli
Diyarbakır Batman
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Sibel Yiğitalp.
Buyurun Sayın Yiğitalp. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 535 sıra
sayılı Tasarı hakkında gurubum adına söz
almış bulunmaktayım.
Az önce Çiftlik Banka dair bir araştırma
önergesi verdik, biz verdik, ana muhalefet partisi verdi ve maalesef burada
tartışma imkânı da yaratılmadı, çok kısa zaman
aralıkları içerisinde hızlıca reddedildi ve geçildi. Oysa
bu Çiftlik Banka dair daha öncesinde gurubumuz adına Sayın Müslüm
Doğan vermişti bu araştırma önergesi olması
açısından ama ne yazık ki yine bu iktidar ve bu Hükûmetin
kendisi -üç ay öncesinden- bunu reddetti ve doğru düzgün açıklama
bile yapmadı. Peki, sormak istiyorum: Yani üç ay öncesinde verilen,
aralık ayında verilen önerge bakın üç ay sonra reddediliyor.
Eğer biz özgür basına sahip olmuş
olsaydık -gerçek anlamda çok az var, zaten yüzde 1 oranında var-
bugün Çiftlik Bank tartışılmış olacaktı. 80 bin
insan nasıl dolandırıldı, 80 bin insanı
dolandıran şahıslar kimlerdir, arkasında kimler var ve
nasıl bu aşamaya geldi, bu zincir nasıl bu kadar büyüdü bunu
tartışırdı, kamuoyu oluşurdu ve kamuoyu
baskısıyla elbette Hükûmet adım atardı. Ama medya
üzerindeki yoğun baskıların getirmiş olduğu ambargo
bugün bunu tartışmaya elvermiyor. Tabii ki basının hepsi mi
böyle? Değil. Basının onurlu, vicdanlı ve yüreği
açık, yürekli insanları da var ve bunun mücadelesini yürüten
basın emekçileri de var. Bunların en başında kim geliyor?
Özgürlükçü demokrasi geliyor.
Özgürlükçü demokrasi dün basıldı,
matbaasına el konuldu ve 27 basın emekçisi gözaltına
alındı. Bunlarla birlikte yine, gariptir, yıllardır
çizgisinde dik duran, net duran, vicdanlı ve bu ülkenin gerçekten yüz
akı olan Sayın Eren Keskine de bugün yedi buçuk yıl ceza
verildi. Peki, neden verildi? Onu hiç sordunuz mu? Merak ediyor musunuz? Ben
eminim, siz merak etmiyorsunuz ama ekranları başında olan
izleyenler merak ediyordur. Özgür basında, özgür basında
çalıştığı için, özgürce fikirlerini
yazdığı için ve Genel Yayın Yönetmenliği
yaptığı için yedi buçuk yıl ceza verildi ona.
Bakın, şimdi Çiftlik Bank adı
altında 27 yaşında, adını sanını çok
bilmiyorum -sizin belediye başkanlarınız iyi bilir,
bakanlarınız da iyi bilir; hazır tebrik de göndermiştir,
onlara sormakta fayda var; şu anda aklıma gelmedi- bahsettiğimiz
şahıs 80 bin kişiyi dolandırıyor, insanları,
halkı dolandırıyor. 80 bin insan dolandırılıyor
ses çıkmıyor, biz buna itiraz ediyoruz. Bu olmasın. diyenler
gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ya da astronomik
yıllar üzerinden cezalar veriliyor.
Şimdi, böyle kendi içinde adaleti yerle bir
eden bir iktidar karşısındayız. Ben sormak istiyorum: Bu
basını nereye kadar susturabilirsiniz? Artık, Türkiyenin
vatandaşları Türkiye basınından bilgi alamıyor, yurt
dışındaki basından, mesela, Yunanistan, Bulgaristan,
BBCden, oradan buradan bilgi alıyor ve Yerli, millî olarak kendini
ifade eden bir Hükûmet kendi yerli ve millî basınını maalesef
sadece kendine biat ve itaat eden, sadece onun propagandasını yapan
bir basına dönüştürdü.
Şimdi, bir böyle yönü varken bir de şöyle
bir yönü var: Şimdi, yerellerde de basının durumu aynen bu
şekildedir. Ulusal basını zaten bizim görme, tanıma veya
bilme şansımız yok. Sadece bizi kriminalize etmek amacıyla
araçsallaştırılmış bir basın var, bir de yerelde
bizim her anımızı çeken, sürekli yanımızda olan,
basın açıklamamızı, basın toplantımızı,
bütün eylem ve etkinliklerimizi takip eden hakkını yemeyeceğim
bir basın var. Sabah çıkarız partiye gideriz
yanımızdadır, partinin kapısından çıkarız
yanımızdadır, basın açıklaması yaparız hemen
yanımızdadır. Asla ve asla bizim yanımızdan
ayrılmayan, bu konuda çok çalışan bir basından
bahsedeceğim size. O kimdir? Emniyetin basınıdır. Hiçbir
zaman bizim yanımızdan ayrılmaz. Neden ayrılmaz? Sürekli
bize fezleke hazırlamakla meşguldür. Eğer biz varsak bizim
hakkımızda fezleke hazırlar, eğer biz yoksak e HDP il ve
ilçe yöneticileri hakkında soruşturma açar, o da yoksa eğer
HDPnin önünden geçen herhangi bir yurttaş ola ki bir merhaba
demişse onlar hakkında açar. Böylesi yoğun bir çalışma
temposu içerisindedir. Yani sizin basını, medyayı ve bu ülkeyi
ne hâle getirdiğinizin aslında küçücük bir fotoğrafını
anlatmak istedim ve buradan kendinizle ne kadar gurur duysanız azdır.
Bakın, ben Emniyetin ne
yaptığını söylüyorum. 80 bin kişiyi dolandıran
kişinin -ne kadar- bunun arka plandaki zincirini kimse
açıklayamıyor ama ben size Emniyetin bizimle olan temasını
anlatıyorum. O Emniyetin, o 80 bin kişiyi dolandıran
kişinin peşinde mi olması gerekir yoksa sürekli bizim eylem ve
etkinliklerimizi takip etmesi mi gerekir? Bunu da sizin takdirlerinize
bırakıyorum.
Şimdi, az önce bizim bir
arkadaşımız, yine HDPli vekilimiz Sayın Müslüm Doğan
konuşmasında böyle bir şey söyledi, çok
çarpıcıdır, Çiftlik Bank gibi, buna dair 37 tane organizasyon
olabileceğini söyledi. Bakın, 37 tane organizasyon olabileceğini
söyledi, bu sıraların hiçbir tanesinden ses çıkmadı. 37
organizasyon nasıl olabilir? Bu ülke bu kadar disiplinsiz midir?
İnsanlar bu kadar rahat yolsuzluk yapabiliyorsa biz ne yapıyoruz
burada?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) Son
cümle.
BAŞKAN - Buyurun.
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) 37 tane
organizasyon, Çiftlik Bank gibi organizasyondan bahsediliyor. Biz ne
yapıyoruz? Hemen buna dair bir tedbir alalım veya bununla ilgili bir
araştırma önergesini Çiftlik Banktan başlatarak bu işin bir
öncülüğünü yapalım. deme gibi bir sorumluluğa sahip iken
maalesef yine yok dediniz.
Tarih herkesi kaydediyor, eminim sizi de kaydediyor,
bizi de kaydediyor. Tarih sizi yolsuzlukları artıran,
pekiştiren, çelenk gönderen, kurdelesini kesen olarak anlatırken bizi
de bunların karşısında mücadele eden olarak
yazacaktır.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yiğitalp.
Sayın Yiğitalp ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Şimdi 9uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
9uncu madde kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Buyurun Sayın Öz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 10uncu maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp Garo
Paylan
Diyarbakır Diyarbakır İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Garo Paylan.
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
GARO PAYLAN (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, değerli
vatandaşlarım; 2017 yılında ekonomimiz yüzde 7,4 büyümüş.
İyi haber değil mi? Normalde Müjdeler olsun. dememiz lazım,
ancak milyonlarca işçi, milyonlarca esnaf, çiftçi, emekli, işsiz;
bunların hepsi diyorlar ki: Arkadaş, bizim ekonomimiz büyümedi. Bugün
gidelim beraber, şu Kızılaydaki esnafları gezelim, küçük
esnaflar diyor ki: Bizim işlerimiz azaldı arkadaş. Asgari
ücretliler zaten açlık sınırının altında bir
maaşa talimler. Bakın, asgari ücret 1.603 lira, açlık
sınırı TÜRK-İŞin verilerine göre 1.660 lira
arkadaşlar. Milyonlarca asgari ücretli açlık
sınırının altında bir maaşa talim, emeklilerimiz
öyle, çiftçilerimiz Geçinemiyorum, borç altındayım. Mazot 5
liranın üzerinde. diyor.
Şimdi, milyonlarca insanımız,
geniş kesimler Arkadaş, benim ekmeğim büyümedi, ben büyümedim.
diyorsa, Geçen sene ayda 2 kere evime et alıyordum, bu sene bir kere
alamıyorum. diyorsa kim büyüdü ya, kimi büyüttünüz arkadaşlar? Kim
büyüdü ben size cevabını vereyim. Geçen sene ekonomi kötüye gitmeye
başlayınca Maliye Bakanı ekonomi yönetimi çıktı
Arkadaş, ekonomide bir sıkıntı var ne yapmamız
lazım? Ekonomi hastaysa ameliyat yapma değil, ekonomiye kortizon
vermemiz gerekiyor, ekonomiye hormon vermemiz gerekiyor. dediler. Kredi
Garanti Fonunu icat ettiler, piyasaya parayı saldılar. Kime verdiler
bu parayı? Yüzde 1e. Bakın, borç altında inim inim inleyen
geniş kesimlere değil, yüzde 1e verdiler arkadaşlar. Toplumun
yüzde 80i yoksulluk sınırının altında, yüzde 50si
açlık sınırının altında yaşarken yüzde 1e
bu kredi desteğini verdiler ve kimleri büyüttüler? O yandaş yüzde 1i
büyüttüler. Zenginleri, rantiyecileri büyüttüler arkadaşlar. Ve maalesef
arkadaşlar, bugün baktığımızda büyüyenler, bakkallar,
manavlar, kasaplar değil AVM'ler oldu; büyüyenler, zincir marketler oldu.
Hani 7 bin şubem var, 10 bin şubem var. diyen zincir marketler var
ya, her köye, her mahalleye soktunuz ya, onlar büyüdü; AVM'ler büyüdü, küçük
esnaf kaybetti. Bir bölüm tefeci, faizci kazandı; geniş kesimler, işçiler,
memurlar, emekliler kaybetti arkadaşlar.
Ve aynı zamanda tabii silah sanayisini
büyüttünüz. Kaynakları, vergileri, geniş kesimlerden
aldınız, S-400 füzelerine yatırmaya kalkıyorsunuz.
Şimdi, Amerikayla arayı bulmak için Patriot füzelerine yatıracaksınız,
Almanlarla arayı bulmak için Leopard tanklarına
yatıracaksınız. Geniş kesimlerden vergileri toplayıp
silaha, güvenlikçi politikalara para yatırıyorsunuz ve Ekonomimiz
büyüdü. diyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, değerli
vatandaşlarım; sizin ekonominiz büyümedi, bunu çok iyi biliyoruz.
Sizde bir kusur yok, kusur bu iktidarın politikalarında. İktidar
yalnızca yandaşlarına çalışıyor.
Evet, ekonomi rakamsal olarak büyüdü, bir
kısım yandaşı zenginleştirdiniz ama bu büyümenin
maliyeti de var. O maliyet nedir? Karşılıksız parayı
piyasaya sürdünüz Kredi Garanti Fonuyla. Maliyet ne? Enflasyon. Çekirdek
enflasyon yüzde 12nin, 13ün altına düşmüyor. Enflasyon olunca ne
oluyor? Sabit gelirli emekli, işçi, çiftçi fakirleşiyor
arkadaşlar, yoksullaşıyor.
Bakın, asgari ücret açlık
sınırının altına düştü enflasyon yüzünden.
Başka ne yan etkisi var? Faizler
Yüzde 20ye çıkmış kredi
faizleri. Kim ödüyor? Borçlu olanlar ödüyor. Borçlu olanlar kimler?
İşçiler, memurlar. Dolar 4 lira arkadaşlar, euro 5 lira olmuş.
Ne oluyor? Mazot 5 küsur lira, benzin 6 liraya çıkmış. Kim
ödüyor? Geniş kesimler ödüyor ve hayatımızda
harcadığımız her şeyde kurun bir maliyeti vardır,
doların bir maliyeti vardır ve kısır döngüye girmiş
durumdadır ülke.
Arkadaşlar, Ekonomi büyüdü, büyüdü.
diyorsunuz da evet, AKP iktidarının ilk yıllarında ekonomi
gerçekten büyüdü. Bakın, kişi başına gelir 4 bin dolardan
10 bin dolara çıktı ve 2008 yılına kadar, o Avrupa
Birliği hikâyesi olduğu dönemde 4 bin dolardan 11 bin dolara
taşıdınız kişi başına geliri. Bakın,
kişi başına gelir 2008 yılında 11 bin dolarken son on
yılda, arkadaşlar, bugün 10 bin doların altına
düşmüştür 4 lira dolar kuruyla, 10 bin doların altına düştü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
GARO PAYLAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, on yılda ekonomi büyüdüyse on yıl önce 11 bin dolar
olan kişi başına gelir neden bugün 9 bin dolarlarda, 10 bin
dolarda? O açıdan, arkadaşlar, ortada bir büyüme yok.
Sayın Başkan, bir uzatma alabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) Ortada yalnızca
yandaşların büyümesi var, bir bölüm rantiyecinin büyümesi var. Ey
işçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler; size bu büyümeden bir pay yok
çünkü hep yandaşlara bu büyüme paylaştırılmış
durumda. Yüzde 1, büyüdü; geri kalanlar izledi arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, bir yan etkisi daha
var büyümenin, cari açık. Cari açık 52 milyar dolara
çıkmış durumda çünkü bu büyümenin finansmanı tamamen borçla
yapılıyor, dış açıkla yapılıyor,
borçlanmayla yapılıyor ve iktisadi anlamda büyük bir riskle
karşı karşıya bırakıyor ülkemizi. Evet, seçim
ekonomisine gaz veriyorsunuz, ancak cari açık büyük bir risktir, iktisadi
bir krizin şartlarını hazırlar. Borçla büyümek yerine
üretim ekonomisiyle büyümemiz esastır. Cari açık meselesi de sürdürülemez.
Hepinizi uyarıyorum: Bunun bedelini yine
yoksullar öder ama yoksullar da size bunun bedelini ödetir.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Paylan.
Şimdi Sayın Paylan ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535
sıra sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 10uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Musa Çam Sibel Özdemir
İzmir İzmir İstanbul
Mehmet
Bekaroğlu
Haydar Akar Utku
Çakırözer
İstanbul Kocaeli Eskişehir
MADDE 10- 3065 sayılı Kanunun 32nci
maddesinin birinci fıkrasında bulunan indirilemeyen Katma Değer
Vergisi, ifadesinden sonra gelmek üzere işleminin
gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının
sonuna kadar talep edilmesi şartıyla ibaresi eklenmiş ve üçüncü
fıkrasında yer alan sınırlayabilir. ibaresi
sınırlamaya; imalatçılar tarafından yapılan ihracat
işlemlerinden kaynaklanan iadelerde, yüklenilen katma değer vergisi
yerine sektörler itibarıyla ihracat bedelinin belirli bir oranına
kadar iade yaptırmaya yetkilidir. şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Haydar Akar.
Buyurun Sayın Akar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sevgili arkadaşlar, değerli
milletvekilleri; KDV yasa tasarısını görüşüyoruz. Bir
reform niteliğinde tasarı hazırladıklarını
söyledi Sayın Maliye Bakanı burada ama altında reform falan yok
ve yüzde 1lik bir kesimi ilgilendiren KDV uygulamalarındaki
değişiklikler konuşuluyor.
Vergi deyince akla Kocaeli gelir. Evet, defalarca
kürsüde, burada Kocaelinin nasıl mağdur edildiğini
anlattım ama Kocaelinin vergiden nasıl hakkını
alamadığını anlatmayacağım. Kocaeli kentinde 12
ilçe var ve 12 ilçeden bir tanesi de İstanbula sınırı olan
Çayırova ilçesi. Çayırova ilçesinin belediyesi iktidar partisi yani
AKP belediyesi.
Şimdi, bu belediyeye, Çayırovaya
baktığınızda belki de Türkiye'nin en çok göç alan
ilçelerden bir tanesi ve 128 bin nüfusu var. Sanayiye açık alanları
da çok, sürekli de sanayi gelen bir belediye. Şimdi, buradaki belediye
yaptığı hizmetleriyle konuşulmuyor. Buradaki belediyeyi
vatandaşların konuşma nedenleri usulsüzlükler ve yolsuzluklarla
ilgili. Diyeceksiniz ki: Nereden çıkardınız? Şimdi
belgeleriyle bunu sunacağım.
Belediye bir imar tadilatı yapıyor, imar
planı hazırlanıyor. Çayırovada, 5inci Bölge denen, daha
önce imarı yapılmamış bir alanı imara açıyor.
İmarın başında da 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tabi bir Belediye Başkan
Yardımcısı var, adı da Refik Tartar, bu arkadaşın
adı Refik Tartar. Buraya kadar her şey normal, bütün belediyelerde
böyle yapılıyor. Yalnız, bu Refik Tartar incelendiğinde,
Refik Tartar adına kayıtlı çok sayıda tapu olduğu
görülüyor. Bu da doğal, olabilir, herkes mal mülk edinebilir. Yalnız,
Refik Tartarın bu çok sayıda mal mülk edinimlerinden sadece 15
tanesi 2007 yılında ve bu 5inci Bölgedeki imar
değişikliğinden sonra yapılmış. Bülent Bey bana
sık sık sorar Belgeniz var mı? diye. Evet, belge elimde.
Bakmak isteyen bütün arkadaşlar tapu kayıtlarını -elimde-
görebilirler.
Burada da bitmiyor. Nasıl yapıyorlar, onu
bir kısaca anlatmak istiyorum. Şimdi, 5 no.lu Bölgede bu
arkadaş gidiyor, ufak ufak, 3 metrekare, 5 metrekare, 50 metrekare yerler
alıyor. Bu yerleri daha sonra eder olarak veya kentin içinde daha önemli
olduğunu kabul ettiğimiz yerlere taşıyorlar imar
değişikliğiyle ve o yerlerin hepsi de belediye hisseli,
belediyenin payı var. Sonra, bu belediye payı bu arkadaşa
satılıyor, bu Başkan Yardımcısına
satılıyor ve bu Başkan Yardımcısı böyle birçok
mal ediniyor.
Bir tanesinin ben size yine resimlerini de göstermek
istiyorum şurada hemen. Bakın nasıl yapmışlar. Hastane
var, hastanenin karşısında bir arsa var, belediyenin
hisselerinin olduğu arsa var. Sayın Bakan, Bakanlar Kurulunda
anlatırsınız, bakın, buralardan, şuralardan,
buralardan bu arkadaş, Belediye Başkan Yardımcısı
yerler alıyor. Hastanenin karşısına
taşınıyor. Belediyenin payı var orada. Bu belediye
payı encümen kararıyla bu arkadaşa satılıyor ve 12
taksitle satılıyor. Bu arkadaşın aylık ödemeleri ne
kadar biliyor musunuz? Tam 41 bin lira, bu arkadaşın aylık
ödemeleri 41 bin lira. Bu arkadaşın yaptıkları bunlar. Bir
de özel kalem müdürü var belediyenin. Özel kalem müdürü arkadaşın 22
yaşındaki bir yeğeni, başka bir ilçede oturuyor, Kocaelide
oturmuyor, hiçbir vergi kaydı yok, ticari kaydı da yok bu
arkadaşın. Bu arkadaş geliyor, 22 yaşındaki
arkadaş, yine aynı yöntemle, belediyeye ait, daha önce bizim Meclis
üyelerinin de onay verdiği belediye yerine, akaryakıt istasyonuna
çevirmesiyle ilgili onay verdiği bir yere bir başkasının
hissesini taşıyarak ortak ediyorlar. Daha sonra o hisseyi bu 22
yaşındaki zeki çocuk satın alıyor ve belediye
payını da encümen kararıyla belediyeden alıyor, 2.147
metrekare arazi ve bu belediye payını 700 TLden alıyor.
Metrekaresi kaç para biliyor musunuz arsanın? 5 bin TL. Yaklaşık
8 milyon parayı cebine indiriyor 22 yaşındaki bu zeki çocuk.
Peki bu zeki çocuk bunu yapıyor da babası
boş durur mu? Oğlunu geçmesi lazım. Baba, özel kalem müdürünün
eniştesi. Aynı biraz evvel anlattığım yöntemlerle yine
kabul edilebilir bir yere, rantı yüksek bir yere payları
taşıyorlar, encümen kararıyla satın alıyorlar belediye
paylarını, tüm arsayı. Ortağı kim biliyor musunuz?
İşte biraz evvel bahsettiğim belediye başkan
yardımcısı. Sayısız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Belgeleri mahkemeye
versin, takip edelim efendim. Bilmiyoruz konunun ne olduğunu.
HAYDAR AKAR (Devamla) Hepsini vereceğiz.
BAŞKAN İstiyor musunuz ek süre?
HAYDAR AKAR (Devamla) Evet.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akar.
HAYDAR AKAR (Devamla) Teşekkür ederim.
Evet arkadaşlar, bütün belgeler, encümen
kararları elimde, tapu kayıtları elimde
NURETTİN ARAS (Iğdır) İhale
açmıyorlar mı?
HAYDAR AKAR (Devamla) Açmıyorlar, encümen
kararıyla satıyorlar, 12 taksitle satıyorlar, 700 lira bedelle
veriyorlar; 5 bin lira arazinin metrekaresi. Hepsi elimde, devamı da var
bu işin. Zamanım olmadığı için anlatamıyorum ama
şimdi buradan İçişleri Bakanına sesleniyorum: Hani
yargının karar verdiği hâlde bizim belediye
başkanlarımızı görevden alan, belediye başkan
yardımcılarımızı görevden alan İçişleri
Bakanına sesleniyorum, Başbakana sesleniyorum,
Cumhurbaşkanına, AKP Genel Başkanı Recep Erdoğana
sesleniyorum, bir de cumhuriyet savcılarına sesleniyorum: Bu Türkiye
Büyük Millet Meclisinde yapmış olduğum konuşma bir
ihbardır. Bu ihbarı değerlendirmeleri gerekiyor. Biz de
başvuracağız hukuksal anlamda ama cumhuriyet
savcılarına, hani bizim hakkımızda sürekli fezleke
hazırlayan cumhuriyet savcılarına sesleniyorum, bu yolsuzluğu
görmelerini diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akar.
Sayın milletvekilleri, Sayın Akar ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 10uncu madde kabul edilmiştir.
11inci madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 11inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp Garo
Paylan
Diyarbakır Diyarbakır İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Gerekçe...
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle imal edilen malın
bizzat imal edenler tarafından ihraç edilmesi durumunda, ihracatın
belli bir oranına kadar vergi iadesi için yetki verilmektedir. Burada,
yine usul ve esaslar belirlenmemiştir ve yetki Maliye
Bakanlığına verilmektedir. Vergi iadesinin hangi sektörde hangi
oranda uygulanacağını Maliye Bakanlığı
belirleyecektir. Bu, bir yanıyla bürokrasiyi azaltan bir uygulama olarak
görünse de kabala ve denetimsiz bir uygulamadır. Ayrıca, belirlenecek
sektörler ve oranlar, tasarının 2nci maddesinde olduğu gibi
rekabet eşitsizliğini gündeme getirecektir. Bu nedenlerle maddenin
tasarı metninden çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 12nci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, aynı mahiyetteki bu önergeleri birlikte
işleme alacağım.
Şimdi önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel
Yiğitalp Saadet
Becerekli Garo
Paylan
Diyarbakır Batman İstanbul
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Zekeriya
Temizel Musa Çam Mehmet Bekaroğlu
İzmir İzmir İstanbul
Utku
Çakırözer Sibel
Özdemir Tacettin
Bayır
Eskişehir İstanbul İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mevlüt
Karakaya Mehmet Necmettin
Ahrazoğlu Ahmet Kenan
Tanrıkulu
Adana Hatay İzmir
Saffet
Sancaklı Fahrettin
Oğuz Tor
Kocaeli Kahramanmaraş
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki ilk önergenin
konuşmacısı İstanbul Milletvekilimiz Sayın Garo
Paylan.
Buyurun Sayın Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
GARO PAYLAN (İstanbul) AKP iktidarı
ülkemizi birinci lige taşıma iddiasıyla iktidar oldu 2002
yılında. Dedi ki: Ülkemiz ikinci ligde, ben bu ülkeyi birinci lige
taşıyacağım demokrasi anlamında, ekonomi
anlamında. Kopenhag Kriterlerine uyacağız, Maastricht
Kriterlerine uyacağız. Maalesef, Dimyata pirince giderken eldeki
bulgurdan olduk. Üçüncü ligde bile tutunmamız zor gözüküyor
arkadaşlar.
Şimdi, iktidar pek çok konuda geriye giderken
vergi konusunda da hasılat bazlı vergilendirmeye geçiyor
arkadaşlar. Bu maddeyi eğer kabul ederseniz Hükûmet hasılat
bazlı vergilendirme sistemine geçecek. Bu ne demek? Eskiden
hatırlarsınız, asgari geçim standardı vardı. Bir vergi
salardı Hükûmet, rastgele arkadaş Herkes, ayakkabı
sektöründekiler, şunlar, bunlar 5 bin lira vergi verin, tamamdır, ben
geri kalan kayıt kuyut sormayacağım. derdi.
Şimdi de maalesef bu hasılat bazlı
vergilendirmeyle tekrar eskiye dönüyoruz, kayıt kuyut sormadan tekrar
hasılata göre Maliye Bakanı bir vergi oranı salacak, vergi
olacak. Ve bir örnek verdi Maliye Bakanı, dedi ki: Mesela berberler,
kayıt kuyut olsun olmasın, ben onların hasılatına göre
bir vergi oranı belirleyeceğim.
Ya arkadaşlar, mesela bir berber
örneğinden bakalım. Anadolunun bir köyünde 5 liraya saç sakal kesen
berberimiz var, değil mi? Hatta belki 4 liraya da vardır. 5 liraya,
yoksul mahallelerde bu böyledir. Gidin zengin mahallelere, saç sakal 100
liradır, 150 liradır. Sizin bunlara -bir berber günde 10 saçtan fazla
kesemez ki zaten- aynı emeği veren bu insanlara aynı oranda
vergi yazmanız ne kadar doğru olur? Hak mıdır? Hakkaniyet
midir? Değildir. Ve kayıt dışılığı
cezbedecek, kayıt dışılığı artıracak
bir maddedir arkadaşlar.
Biz kayıtlı bir ekonomi istiyoruz. Herkes
kaydını tutsun, gelirine göre vergi versin istiyoruz. Gelir adaleti
istiyoruz, vergi adaleti istiyoruz. Buysa vergi adaletinden çıkarır
ve ülkemizi maalesef üçüncü ligdeki o geri kalmış, az
gelişmiş ülkeler standardına düşürür arkadaşlar. Ben
bu maddeye destek vermeyeceğinizi umut etmek istiyorum.
Bir de Sayın Maliye Bakanı bundan bir-bir
buçuk ay önce televizyonlara çıktı, âlâyla vâlâyla KDVde reform
yapacağız. dedi, KDVde büyük reform. dedi. Sayın
Başbakanımız eksik kalır mı? Otuz beş
yıllık KDVde büyük reform yapacağız. diye televizyonlara
çıktı, biliyorsunuz.
Şimdi, KDVyi kim öder, katma değer
vergisini? Emekliler, işçiler, çiftçiler, hepimiz her türlü
alışverişimizde KDVyi öderiz. Vatandaş da zannetti ki
kendisine bir faydası olacak bu KDV reformunun. Herhâlde Maliye
Bakanı, Hükûmet KDV oranlarını düşürecek, bana bu işin
bir faydası olacak zannetti. Sonra iş ortaya çıktı.
Komisyonda Maliye Bakanının reform diye yutturmaya
çalıştığı şey, meğer zenginlerin, bir bölüm
holdingin, kartellerin 160 milyarlık alacağıymış, 81
milyonun ödediği KDV'yi birkaç bin kişiye iade etmek istiyormuş
Maliye Bakanı. Neyle iade edecek? Cebinden verecek hâli yok ya. Ne
yapacak? Geniş kesimlerden, bizlerden, yoksullardan gene vergiyi
toplayacaktı, birkaç bin yandaşa, kartele, holdinge iade
yapacaktı. Dedik ki: Sayın Maliye Bakanı, bu böyle olmaz, bundan
geri adım atın. Yok." dedi, Komisyonda geri adım
atmadı. Şimdi önergelere bakıyorum, dünkü 8inci maddede de
gördük, Hükûmet geri adım atmış. Bu da AKP
iktidarının, milletvekillerinin imzalarıyla olmuş,
kendilerine teşekkür ediyorum, ilk kez Meclisin gücünü Hükûmete karşı
gösterdik arkadaşlar, AKP Grubuna da, CHP Grubuna da, kendi grubuma da
teşekkür ediyorum, nihayet bu konuda ilk kez bir adım atmış
olduk. Hükûmeti yoksullardan topladığı vergileri holdinglere,
kartellere peşkeş çekmesinden bu Meclis kurtarmıştır
arkadaşlar, teşekkür ediyorum sizlere. Ve ortada reform olacaksa
Sayın Maliye Bakanı, eğer ki o zenginlere KDV'leri iade
edecekseniz önce onlardan vergi alacaksınız. Reform getirecekseniz
gelir vergisi reformu getireceksiniz; önce zenginlerden gelirine göre vergiyi
alacağız, gelir adaletini ve vergi adaletini yaratacağız
daha sonra iade edecekseniz holdinglere, kartellere o KDV'leri, onu beraberce
tekrar konuşuruz.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Paylan.
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerindeki
konuşmacı İzmir Milletvekilimiz Sayın Tacettin Bayır.
Buyurun Sayın Bayır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
TACETTİN BAYIR (İzmir) Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
üzerine söz almış bulunmaktayım, yüce heyetinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, özellikle
tasarının 12nci maddesiyle getirilen söz konusu bu düzenlemenin
katma değer vergisi için hayati öneme sahip olan indirim mekanizması
ile buna bağlı ortaya çıkan hizmet alımı ve
satımına karşı bir otokontrol müessesesinin
etkinliğini azalttığını düşünmekteyiz. Bu
tasarı vergi reformunu öncelemeyen bir KDV yasa
tasarısıdır. Özellikle, 12nci maddesinde hasılat usulü
vergilendirme değişikliğiyle mevcut vergi
anlayışımız ters düz olacaktır, kayıt
dışı ekonominin önü açılacaktır.
İstisnaların kural hâlini aldığı kanunlarda devletin
gelir kaybı artacak, dürüst esnafın, sanayicinin vergi bilinci
törpülenecektir. Kalıcı ekonomik yatırımları kaybetmekte
ve yüksek teknolojiye dayalı yerli üretimi de ertelemektedir.
Tasarının tümü üzerinde konuşacak
olursak, çiftçinin yılda 2,5 milyon ton dolayında
kullandığı mazottaki yüzde 60lık vergi yükünü bu
tasarı azaltmıyor. 5 lirayı geçen mazotun 3 lirası vergi
olarak alınıyor çiftçiden. Bu tasarı Amerikanın çelik ve
alüminyum ihracatımıza koyduğu ek yüzde 25 vergiye
karşılık sessiz kalıyor, yerli üretimimizi ya da
ihracatımızı büyütecek ek bir tedbir getirmiyor ne yazık
ki. Eğer siz bu vergi uygulamanızla üreteni ayakta tutamazsanız,
üretim sevdalısı insanları küstürürseniz hiçbir şeyi
üretemez ve her şeyi ithal eder hâle gelirsiniz. O zaman da vergi
gelirleriniz azalır.
Değerli milletvekilleri, benzinden, tüpten,
ekmekten, yoğurttan aldığınız vergi artıyor.
Vergi adaleti tümüyle çökerken emeğiyle çalışanlardan
alınan vergiyle ayakta kalınıyor. 6 liralık benzinin 3,28
lirası vergiden oluşuyor. Bir ücretli bir yıl içerisinde hiç zam
almasa dahi o bir yıl içinde 4 defa üst vergi dilimine giriyor. Asgari ücret
sadece son üç aydaki doların artışıyla 93 lira eridi. Yani
199 lira zam alan asgari ücretli sadece dolar artışıyla
yarısını, 93 lirasını kaybetti, zamlarla eksiye
düştü, döviz 4 lira olduğu için de kişi başına
düşen gelir 500 dolar birden gerilemiş oldu.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2017 yılında çiftçiye 12,7 milyar TLlik
tarımsal destek verilmiştir. Teşekkür ederiz. Ancak çiftçiden
akaryakıt vergileri, stopaj ve KDV alarak bu yaptığınız
12,7 milyarlık desteğin yaklaşık 11,1 milyar
lirasını vergi olarak geri aldınız. Nerede kaldı
yaptığınız destek o zaman? Son yılda 4 kez vergi
affı getirdiniz. Siz hiç maaşı kaynağında kesilen bir
çalışanın vergi affından faydalandığını
gördünüz mü arkadaşlar?
Sanayici, esnaf, üretici, köylü, çiftçi kazanmaktan
vazgeçmiş, mevcut durumunu korumaya çalışıyor, günü
kurtarmaya çalışıyor âdeta. Son bir yılda kapanan
şirket sayısı 9.305ten 11.502ye çıktı. Son yedi
yılda açılan her 4 şirketten 1 tanesi kapatıldı. Bir
yılda kapanan şirket sayısı yüzde 23 arttı. Esnafın
bankalara borç yükü katlanırken nakit alışverişi
azaldı, kâr oranları düştü. 2017 yılında
KOBİlerin bankalara borcu 505 milyarı aşmış durumda.
Borcu takibe düşmüş KOBİ sayısı 340 bindir. Takipteki
KOBİ borcu miktarı 25 milyardır yani tahsil edemiyorsunuz.
Takipteki tüketici kredisi miktarı 11,7 milyar oldu.
Yaptığı satışı tahsil
edememesi durumunda ana parasını, KDVyi de batırmış
olan iş adamı şüpheli alacağını atmakla yükü tam
olarak kaldıramıyor. Şimdi soruyorum: Hasılat bazında
vergilendirme yapılacaksa bu bataklar nasıl dikkate alınacak?
Hasılat dışı mı bırakacaksınız yoksa
batırdığını da tahsil yoluna mı gideceksiniz?
Eğer esnafı, iş dünyasını, fabrikaları ayakta
tutamazsanız vergi toplayacak kimseyi bulamazsınız.
Bu anlamda, bu vergi tasarısının
esnafı, sanayiciyi, üreteni cezalandıran bir yasa tasarısı
olduğunu düşünüyorum ve bu anlamda doğru bulmuyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bayır.
Sayın Danış Beştaş, sisteme
girmişsiniz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) 60a
göre kısa bir söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünün bazı öğrencilerin
terör örgütleriyle bağlantılarının
araştırılmasıyla ilgili yazısına ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şu anda vekili olduğum Adanadan elime bir
yazı ulaştı, Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünün bir
yazısı, gizli ibareli ve acele ibareli bir yazı. Biz üç gündür
burada Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik saldırı
ve linç girişimini, Erdoğanın başlatmış
olduğu girişimi konuşuyoruz ve öğrencilerin ne kadar büyük
bir tehdit altında olduğunu anlatıyoruz. İşte belgesi:
Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünün yazısı. Ne diyor: Terör
örgütleriyle bağlantılı veya söz konusu örgütlere destek ya da
yardımcı olan üniversitemiz öğrencilerinin
durumlarının ivedilikle değerlendirilerek ilgililer
hakkında işlem yapılması amacıyla inceleme,
soruşturma komisyonu oluşturulması gerekmektedir. Üniversitemiz
hakkında Adana Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü
Sayı ve
tarih var, Yazının bir örneği ilişikte gönderilmiştir
-yazı uzun- bu konuda ivedilikle bir işlem yapın ve
Rektörlüğümüze geri gönderin. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yapılmasın
mı? İnceleme yapalım. diyor.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bir tane
de örnek. Örneği özellikle Genel Kurulun -hepiniz milletvekilisiniz- ciddi
bir şekilde dikkatine sunmak istiyorum.
Sayın Başkan, lütfen, bu çok önemli.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Milletvekillerinin özellikle dikkatini istiyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Hayır, terörle
iltisakı varsa Sayın Danış, araştırmasınlar
mı?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bütün
milletvekillerinin dikkatini rica ediyorum. Sayın Sipan Zir
Yıldırım, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi 5inci
sınıf öğrencisi. Bizim Mardin Milletvekilimiz, hâlâ Kandıra
Cezaevinde bulunan Gülser Yıldırımın oğlu aynı
zamanda. Soruşturma kime açılmış? İlk elden, HDP'den
rehin alınan bir milletvekilinin tıp fakültesindeki oğluna.
Bunun adı düşmanlıktır, bunun adı büyük bir nefrettir.
Annesinin HDP milletvekili olması o çocuğun soruşturmaya maruz
kalmasını, davet edilmesini asla mazur gösteremez. Ne var tabloda?
Cumhurbaşkanı rektörleri atıyor. Emniyet müdürleri, valiler,
yargı, hepsi bir merkeze bağlı ve tepeden konuşma
olduğu anda rektörler, emniyet müdürleri, savcılar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
harekete geçiyor ve ilk nereden başlıyor? HDP milletvekillerinin
çocuklarından. Hepinizin çocuğu olmasa bile önemli bir bölümünüzün
evladı vardır. Bu, gerçekten, artık açıkça
düşmanlık yapmaktır ve bunu siyasetle, etikle ve başka bir
ifadeyle anlamlandırmak mümkün değildir, bunu kesinlikle
Bu konuda
en kısa sürede açıklama bekliyoruz. Hükûmet bu konuda ne diyor,
talimatın yerine gittiği konusunda bir açıklamaları olacak
mı?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Beştaş.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/926) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 535) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 12nci
madde üzerindeki üçüncü önergede konuşmacı, Adana Milletvekilimiz
Sayın Mevlüt Karakaya.
Buyurun Sayın Karakaya. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 12nci maddesi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Aslında, bu konularla ilgili görüş ve
düşüncemizi özet hâlinde de olsa birinci bölüm konuşmasında dile
getirmiştim. 12nci maddenin Hasılat esaslı vergilendirme
diyor başlığı.
Değerli milletvekilleri, aslında katma
değer vergisi harcama üzerinden alınan bir vergi. Esas
itibarıyla, üretim ve ticaret zinciri içerisinde, dağıtım
zinciri içerisinde ortaya çıkan, realize olan değeri, katılan
değeri vergilendirmeyi, sonuçta yükü nihai tüketici üzerinde
bırakmayı esas alan bir vergi türü, bir işlem vergisi türü.
Biliyorsunuz, vergilendirmede esas gelirin
vergilendirilmesi ve bu maksatla, şu an bizim vergi mevzuatımız,
mali sistemimiz içerisinde gelirin vergilendirilmesi, harcama üzerinden
vergilendirme, servet üzerinden vergilendirme usulleri ağırlıkta
olarak kullanılıyor. Gelir vergileri, tabii,
ağırlıklı bir biçimde gelirin tamamını
kavrayamadığı için, harcama vergileri de gelir vergisinin
tamamlayıcısı olma biçiminde, gelir üzerinden alınan
vergilerin tamamlayıcısı olması biçiminde uygulamada yer
veriliyor.
Şimdi, katma değer vergisi, biliyorsunuz,
1.1.1985 tarihinde uygulamaya başladı; ilk
başladığında tek orandı, indirim ve istisnaları
yoktu. Yine, 2002 yılında özel tüketim vergileri, hatırlayacaksınız,
ayrıştırıldı. Bundan sonra da katma değer
vergisindeki indirim ve istisnalar devam etti. Şimdi, bugün
itibarıyla katma değer vergisinin genel, yayılı bir vergi
olarak aslında amaç ve hedeflerine uygun olarak
kullanıldığını ifade edebilir miyiz? Elbette hayır.
Aynı şekilde, özel tüketim vergisinde de -zaman zaman buradan dile
getirmeye çalıştık- ciddi aksaklıklar ve
yanlışlıklar söz konusu. Bunların gerçekten iyi
planlanması hâlinde, özellikle kalkınmakta olan ülkeler
açısından bir katkısı, faydasının olduğunu
ifade etmek istiyorum.
Ama şimdi, bu konuyla ilgili, özellikle
hasılat esaslı vergileme konusuyla ilgili söylemek istediğim
şudur: Bu yeni bir vergi niteliğindedir, aslında bir katma
değer vergisi değildir. Katma değer vergisi, harcama nitelikli
bir vergidir. Dolayısıyla yapılan harcama ve bu harcama süreci
içerisindeki katılan değerin vergilendirilmesini esas alır ve
yapılan uygulama aslında bu kesimler için, amaç ve hedef alınan
kesimler için katma değer vergisini kaldırıyor, yeni bir vergi
ihdası yapıyor Katma Değer Vergisi Kanununun içinde.
Ben bu uygulamanın tercih şeklinde yani
mükelleflerin bu uygulamaya geçmeleri konusunda da tereddütlü
olacağını düşünüyorum. Bunu dün de ifade etmeye
çalıştım. Çünkü burada, hasılat üzerinden ödenecek katma
değer vergisi ile alım belgelerindeki indirilecek katma değer vergilerinin
gider yazılması söyleniyor ama mahiyetine göre deniyor. Mahiyetine
göreden kastı, maliyet ya da gider yazılması. Bunun anlamı
şu: Amortismana tabi iktisadi kıymetler ya da stoklarla ilgili katma
değer vergisi maliyetlere aktarılacak ama o dönem içerisinde
hesaplanan katma değer vergisi olarak belgelerde yer alan katma değer
vergileri de gelire yazılacak. Yani bir mükellefin bu sistemi, bu
alternatifi tercih edebilmesi için gelecek dönemdeki maliyetlere gidecek katma
değer vergilerini hesaplayıp avantajına bakması gerekecek.
Eğer bunu doğru yapamazsa yıllık gelir vergilerinde
dezavantajlı duruma düşecek. Başladığı andan
itibaren iki yıl bu sistemden
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEVLÜT KARAKAYA (Devamla)
çıkamayacağı için bu yöntemin burada, gerekçelerde ifade
edildiği gibi, hiç kimseyi bu yöntem içerisinde bir katma değer
vergisi mükellefi ya da uygulaması içerisine giren bir unsur hâline de
getiremeyecektir.
Ben bu vesileyle bu maddenin de çekilmesinin uygun
olacağı düşünce ve kanaatlerimizi ileterek yüce heyetinizi
tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Karakaya.
Sayın milletvekilleri, 12nci madde üzerinde
verilen aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
12nci madde üzerindeki aynı mahiyetteki
önergeler kabul edilmemiştir.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
12nci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 13üncü madde üzerinde
iki adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri birlikte
işleme alacağım. Şimdi önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 13üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Vedat
Demiröz Mehmet
Muş
Kayseri Bitlis
İstanbul
Mehmet
Doğan Kubat Ali
Cumhur Taşkın
İstanbul Mersin
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Meral Danış Beştaş İmam Taşçıer Osman Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel Yiğitalp Saadet
Becerekli
Diyarbakır Batman
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeler
Gerekçe:
Önergeyle grup katma değer vergisi
mükellefiyetinde tarhiyatın muhatabına ilişkin düzenlemenin
tasarı metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
gerekçelerini dinlediğiniz, Komisyonunun takdire
bıraktığı, Hükûmetin katıldığı
önergeleri oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen
önergelerle madde metinden çıkarılmıştır.
Bir karışıklığa mahal
vermemek için komisyon metninin mevcut maddeleri üzerinden görüşmelere
devam ediyoruz. Kanun yazımı sırasında madde numaraları
Başkanlıkça teselsül ettirilecektir. Bu açıklama
tasarının diğer maddelerinde gerçekleşebilecek metinden
çıkarmalar için de geçerlidir. Bu yüzden benzer işlemlerde aynı
açıklamayı tekrarlamadan işleme devam edeceğiz.
14üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 14. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya Temizel Musa
Çam Mehmet
Bekaroğlu
İzmir İzmir İstanbul
Utku Çakırözer Sibel
Özdemir
Eskişehir İstanbul
Madde 14- 3065 sayılı Kanunun 46ncı
maddesinin (5) numaralı fıkrasında bulunan "Maliye ve
Gümrük Bakanlığı ifadesi "Maliye Bakanlığı,
Vergi Usul Kanunu uyarınca işletme hesabı esasına göre
defter tutan mükelleflerin ödeme zamanını, beyannamenin
verildiği ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar uzatmaya
şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İzmir Milletvekilimiz Sayın Mustafa Ali Balbay.
Buyurun Sayın Balbay. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri; yapılan resmî
açıklamalara göre ekonomimiz geçen yıl, 2017de yüzde 7,4 büyüdü. Bu
büyüme rakamları içinde Çiftlik Bankın yatırımları da
var. Çiftlik Bank en son 3 Kasım 2017de Sakarya Taraklıda 40 milyon
euroluk ve 5 milyon civcivlik bir yatırım yapmış. Mavi
yumurta üretecekmiş ve bu yatırım çerçevesinde de yapılan
açılışa Sakarya Taraklı Kaymakamı, Sakarya
Taraklı Belediye Başkanı, bir de Guinness Rekorlar Kurumu
Türkiye Temsilcisi katılmış. Herhâlde, Türkiyedeki
yolsuzluğun, halkı kandırmanın, devlet
aracılığıyla, Hükûmet aracılığıyla
kandırmanın rekorunu yazacaktır diye düşünüyorum.
Sayın milletvekilleri, biraz önce, iktidar
partisinin temsilcileri Çiftlik Bankla ilgili açıklamalar yaptılar
ama Biz daha çok ceza vereceğiz. diyerek bu işten
sıyrılamazlar. Eğer böyle yaparsanız bundan sonra da benzer
yolsuzlukların, halkı soymanın arkası gelecektir.
Bakın, tarih sırasıyla ben size Çiftlik Bankla ilgili özellikle
aralık ayından bu yana yaşananları paylaşmak
istiyorum.
Sayın milletvekilleri, Sayın Maliye
Bakanı da bu belgeden haberdardır, bu Sermaye Piyasası Kurumu
Suç duyurusu idari para cezası ile diğer yaptırım
tedbirleri
Çiftlik Bankın halkı kandırdığı, yine
Tüketicinin Korunması Kanununa göre hileli davranışlar yoluyla
sisteme para aktardığı saptanmıştır. diyor ve
suç duyurusunda bulunuyor, bu suç duyurusu hakkında da Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına bilgi veriyor. Ne zaman? 28 Aralık 2017de.
Peki, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ne yapıyor? Sayın
milletvekilleri, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, düşünün, önce
29 Kasım 2017de İşlemlerimiz sürüyor, biz denetim
yapıyoruz. diyor. Ondan sonra da 13 Şubat 2018de, bakın,
sayın milletvekilleri, bir buçuk ay sonra, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Bu kurumla ilgili henüz incelememiz
tamamlanmadı, faaliyetleri hakkında
çalışmalarımız sürüyor, değerlendirme
aşamasındayız. diyor. Bu arada, Çiftlik Bankın başındaki
kişi nerede? Uruguaya gitmiş bu süreç içinde.
Sayın milletvekilleri, Bülent Bey, Gümrük ve
Ticaret Bakanlığı Eskişehir yolu 9uncu kilometrede, SPK
Eskişehir yolu 8inci kilometrede; arada 1 kilometre fark var,
bağırsalar duyulur ya, bağırsalar duyulur ama devletin bir
kurumunun öteki kurumundan haberi yok. Bunu nasıl savunabilirsiniz?
Eğer Bu kişilerle ilgili gereğini yapacağız.
diyorsanız, en çok gereğinin yapılması gereken kişi
Bülent Tüfenkci yani Bakanlık değil mi? Lütfen elinizi
vicdanınıza koyun, 135 bin kişi kandırılacak, bu
kişiler başvuracaklar, SPK Suç duyurusunda bulunuyoruz. diyecek,
iki ay sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İncelememiz
sürüyor. diyecek. Lütfen elinizi vicdanınıza koyun.
Şimdi, burada, Çiftlik Bankın sahipleri en
son 8 Mart günü dahi açıklama yapıp Hakkımızda hiçbir
olumsuzluk yok, haberiniz olsun. diyorlar. Suçlamayı yapan Eskişehir
yolu 8inci kilometrede, iki ay sonra bile bunu duymayan Eskişehir yolu
9uncu kilometrede. Devletin bir kurumunun öteki kurumundan haberi yoksa vahim,
var da gereğini yapmadıysa çok daha vahim sayın milletvekilleri.
Ben Tüfenkcinin bugünkü programına baktım, gördüğüm
kadarıyla hiçbir programı yok, yok. Görenlerin insaniyet namına
haber vermesi ve Tüfenkcinin bu konuda açıklama yapmasını
özellikle rica ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, gelinen noktada, 65
şirket daha araştırma konusu. Sadece Çiftlik Bankta şu anda
135 bin kişi ve 1 milyar liranın üzerinde kandırma var. Sizin
bugün övünerek açıkladığınız büyüme
rakamlarının içinde bu yatırım dediğiniz kurum da
var sayın milletvekilleri.
Özellikle son olarak vurgulamak isterim ki bu
Çiftlik Bank kendisini savunurken oyunculardan da yararlanmış. Size
en son, 2 Ocak 2018de Çiftlik Bankın halkla ilişkiler sorumlusu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Sayın
Başkan, Çiftlik Bankın hayrına bir dakika.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bugün
tartıştık uzun uzun Sayın Balbay.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Balbay.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Ama
tartıştık da bir cevap, bir cevap, bir cevap.
Çiftlik Bankın halkla ilişkiler sorumlusu
Mehmet Çevik, 2 Ocak günü diyor ki: Çiftlik Bankı eleştirenleri
insafa çağırıyorum, bu bir millî projedir. Bu tablo gösteriyor
ki eğer bu olayın üzerine gerektiği gibi gitmezseniz bunun
arkası gelecek; bunu örterek kurtaramazsınız. Şu andaki bu
olayın tablosu: Devlet kurumları çiftlik, halkın parası
çantada keklik olmuş sayın milletvekilleri.
Hepinize saygılar sunuyorum.(CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Balbay.
Sayın Balbay ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 14üncü maddesindeki
"fıkrasında yer alan ibaresinin, "fıkrasındaki
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral Danış Beştaş Osman Baydemir Saadet Becerekli
Adana Şanlıurfa Batman
İmam Taşçıer Sibel Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Kars Milletvekilimiz Sayın Ayhan Bilgen.
Buyurun Sayın Bilgen. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AYHAN BİLGEN (Kars) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tabii, bir ülkede ekonomi yönetiminden en
azından iki temel şey beklenir; birisi, ekmeğin
paylaşımında adalete yardımcı olmak, ikincisi de
ekmeğin çalınmasını önleyecek bir politik
duyarlılık sergilemek. Tabii, sorumluluk duygusu siyasette iki
psikolojiyle sergilenebilir; birisi dersiniz ki: Biz çalmadık.
Doğrudan doğruya devlet yapmadı. Biri birinden çalmış,
bizim burada bir sorumluluğumuz yok. Ama hani o meşhur örnektir,
Ömer'in Dicle kenarında bir kuzuyu kurt kaptığında onun
hesabının Ömer'den sorulması meselesi. Eğer siyaseti böyle
görüyorsanız, böyle okuyorsanız, -bu örnekler sadece hikâye olsun
diye kulaktan kulağa anlatılacak efsane gibi değil-
uygulanması gereken bir şey gibi görülüyorsa o zaman birinin birinden
çalmasının da aslında devletin derdi olması gerekir, devletin
gündemi olması gerekir.
Şimdi, ikinci önemli nokta bu başlık
altında, ekonomi çürüdüğünde, ekonomik yozlaşma
gerçekleştiğinde siyaset bundan beri olabilir mi, kendisini bunun
dışında tutabilir mi yani siyaset tertemiz, düzgün, şeffaf,
hesap verebilir biçimde işleyebilir mi? Dünyadaki bütün bu alanla ilgili
çalışan kuruluşlar -Türkiye'ye özgü bir şey söylemiyorlar-
diyorlar ki: Bu mümkün değil. Yani ekonomide yolsuzluk varsa siyasette
de gerçek bir demokrasi mümkün değildir; yolsuzluk mutlaka hem toplumu
çürütür hem de yönetenleri, siyaseti, siyaset yapma tarzını etkiler.
Şimdi önümüzdeki konu, elbette paketi
tartışırken de tartışılmaya değer öneme
sahip. Aralık ayında bir milletvekili soru önergesi veriyor, iki ay
sonra Bakanlık cevap veriyor, formaliteden bir cevap veriyor. Bu, bir
kere, milletvekilinin iradesine saygı duymamaktır, aslında
halkın iradesine saygı duymamaktır. Bir milletvekili bir konuyu
gündeme getirmişse bir bakanlık onu formalite bir cevapla
geçiştirmek değil teşekkür etmek, gerçekten eğer bir
suistimal varsa bununla ilgili ciddi araştırma yapmak
sorumluluğundadır; bu bir lütuf falan değildir. Geçmişteki
bütün olumsuz örneklere rağmen hâlâ aynı alışkanlık
devam ediyor.
Değerli arkadaşlar, bundan on yıl
önce, hatta geriye gidelim, yirmi yıl önce -kamuoyunda Konya holdingleri
diye bilindiği için ben de o isimle anacağım ama bir şehri
topyekûn mahkûm etmek istemem- sonuçta muhafazakâr insanların Avrupada,
yurt dışında çok zor şartlarda, alın teriyle
biriktirdikleri tasarrufları
Buradan gitti birtakım insanlar, aynen
benzer zincirler kurdular yani paraları topladılar. Gerçek, reel
yatırımla toplanan para ve vadedilen para arasında büyük bir
uçurum vardı. İlk toplananlara yüksek kâr oranları vadedildi.
Öyle oldu ki bir süre sonra Faize yatırmayayım. diye iyi niyetle
verenler değil, Almanyadaki bankalardan faizli para çekip, kredi çekip bu
Konya holdinglerine yatıranlar oldu. Biz bunlarla ilgili birtakım
takip, destek ve dayanışma işlerine girince gördük ki
aslında para toplayanların büyük kısmı siyasetin
içerisindeki isimler; filanca bakanın kayınpederi toplamış,
camilerde vaaz etmiş, toplamış; filanca milletvekilinin
akrabası, filanca partinin yöneticisi
Ve hiçbir ilerleme olmadı.
Şimdi, o süreçten ders
çıkartılsaydı, takip yapılsaydı muhtemelen -Rıza
Sarraf gibi, Türkiyenin dış politikasını bile kilitleyen-
bırakın artık yolsuzluk meselesini, Türkiyeyi uluslararası
ilişkilerde kilitleyen bir noktaya gelinmezdi. Ama ne oldu? Mesele öyle
bir noktaya geldi ki bakanlar çıktılar, Rıza Sarrafa ödül
verdiler, başarılı iş adamı ödülü verdiler.
Şimdi, bakanların böyle bir fotoğraf
vermesinin arkasından ya bir toplumda hiç mi ders alınmaz o
yaşanan süreçten? İşte, Çiftlik Banktaki vakada da,
bakıyorsunuz, müftü çıkıyor, dua okuyor; kaymakam
çıkıyor, kurdele kesiyor. Ya, bir müftü hiç merak etmez mi bu para
nasıl kazanılıyor? Ortada sahici bir ticaret mi var, yani bir
helal kazanma çabası mı var yoksa din istismarıyla bir
yağma talan niyeti mi var? 1 koyup 5 alma arayışının
kendisi İslamda ticaret mantığıyla izah edilebilir bir
şey mi? Yani, çok meşhur bir sözdür: Açgözlülük ile dalkavukluk ve
budalalık iç içedir. Şimdi, siz çok hızlı yollardan zengin
olmayı eğer ticarette normalleştirirseniz siyaset de bunun
kolaylaştırıcısı hâline gelir.
Değerli arkadaşlar, bu konuları evet
burada oylarken kapatabiliriz, bitirebiliriz yani Yargılama devam
ediyor. diyerek işin üstünü örtebiliriz ama böyle her gelişme,
burada böyle kapanan her dosya bu niyetle insanların alın terini,
emeğini sömürmek isteyenler için bir fırsat oluşturur, bir imkân
oluşturur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYHAN BİLGEN (Devamla) Sayın
Başkan, bir dakika daha verirseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın Bilgen.
AYHAN BİLGEN (Devamla) - Bunun
tekrarlanmamasının biricik yolu vardır:
Caydırıcı, etkin, güçlü bir mücadele ortaya koyarsınız
ki başkaları bir daha bu işe niyet etmesin, cesaret etmesin ve
toplumda da bu şekilde hızlı zengin olma yöntemlerine yüz binlerce
insan tenezzül etmesin. Bu toplumsal çürüme hepimiz için ciddi bir tehdittir.
Sonuçta toplum çürüdüğünde bu çürüyen toplumun hangi partiye oy
verdiği, hangi mezhepten, hangi inançtan, hangi etnik kökenden
olduğunun da hiçbir anlamı kalmaz. Onun için zaten denir ki:
Demokrasi, nasıl yönetileceğini tartışma meselesidir.
Kimin yönettiğini tartışma meselesinden bir adım daha önde
gelir bu. Eğer siz ülkede muhalefetten uyarı bekliyorsanız,
muhalefetten yapıcı itiraz ve katkı istiyorsanız
muhalefetin yaptığı uyarıları ciddiye alarak bu konuda
siyasete olan güveni önce inşa edeceksiniz ki muhalefet de bu rolünü
sağlıklı biçimde oynayabilsin.
Herkesi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bilgen.
Sayın Bilgen ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
14üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 15inci madde üzerinde
iki adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri birlikte
işleme alacağım.
Şimdi önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun
Tasarısının 15inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Vedat Demiröz Mehmet Muş
Kayseri Bitlis İstanbul
Fatma Seniha Nükhet Hotar Ali Cumhur Taşkın
İzmir Mersin
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri
Meral Danış Beştaş Osman Baydemir Dilek Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam Taşçıer Sibel Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeleri okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, katma değer vergisi iadesinin üç ay
içerisinde yapılmaması hâlinde mükellefe faiz ödenmesini öngören
düzenlemenin tasarı metninden çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Diğer önergenin gerekçesini
okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 15inci
madde üzerinde aynı mahiyetteki iki önergeyi, Komisyonun takdire
bıraktığı, Hükûmetin katıldığı önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı
mahiyetteki önergeler kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, böylece 15inci madde
tasarı metninden çıkarılmıştır.
Sayın milletvekilleri, 16ncı madde
üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 16ncı maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp Müslüm
Doğan
Diyarbakır Diyarbakır İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İzmir Milletvekilimiz Sayın Müslüm Doğan.
Buyurun Sayın Doğan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Görüşülmekte olan tasarının 16ncı
maddesi hakkında partim Halkların Demokratik Partisi adına söz
almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, söz konusu yasa taslağında
bu maddeyle ilgili olarak özellikle oyunlar kısmında bir istisna,
KDV'den istisna getiriliyor. Aslında bu istisna kesinlikle doğru bir
olay değil, özellikle belirteceğim hususlarla ilgili bir istisna olsa
kabul edilebilir ama genelde KDV konusunda hiçbir şekilde istisna
getirilmemesi gerekir. Sadece özendirici, teşvik niteliğinde ikincil
mevzuatta belki tanımlanabilecek açıklamalarla bu iş
giderilebilir. Teşvik bilimsel ve toplumsal gelişmeye olanak sağlayacak
yazılımları aslında kapsamalıdır. Vergi
istisnası yerine yazılım şartı sırasında,
ikincil mevzuatta yer alacak şartnamede olsun, yönetmelikte olsun veya
tüzükte -neyse, nasıl bir ikincil mevzuat düşünülüyorsa o
şekilde- gündeme getirilebilir.
Değerli milletvekilleri, özellikle bu dijital
oyun şu anda dünyada 110 milyar doları aşan bir pazarın
konusu, çok önemli bir pazar alanı. Ancak oyun dediğimiz zaman,
işte, biraz önce bizim bir araştırma önergesi verdiğimiz
Çiftlik Bank da bir oyundu. Orada insanlar bilgisayara girip inek figürünü
gördüğünde, o figürün üstüne her tıklamasında para
kazanıyorlardı sözde. Ama görüyorsunuz, çok büyük bir halkın
iradesinin, halkın kazanımlarının, halkın
değerlerinin nasıl sömürüldüğünü, nasıl bir organizasyonla
karşı karşıya olduğumuzu ve Hükûmetin, devletin bu
konudaki sorumsuzluğu, Hükûmetin bu konudaki aczi ortaya
çıkmış oldu. Çünkü ne bir denetim mekanizması vardı ne
de konu incelenebiliyordu verdiğimiz soru önergesine rağmen. Bunlar
son derece önemli hususlar değerli milletvekilleri.
Türkiye, aslında bu oyun pazarında 16 ila
18inci sıra arasında gidip gelmektedir ancak ilk sıralardaki
ülkelerle arasındaki fark ise çok önemli bir boyuttadır. Dijital oyun
sektörü, ülkemizde yeni yürümeye başlayan -aslında- bir çocuk gibi.
Bu çocuğun büyürken desteklenmesi ve gelişmesi için olanaklar
sağlanması gerekiyor. Ancak bu oyunlara, özellikle toplumsal dokumuza
zarar vermeyen, toplumsal dokumuza katkıda bulunacak, toplumsal
gelişmeye olanak sağlayacak oyunlar anlamında bakmak gerekiyor.
Yoksa, bugün savaşları, şiddeti, çatışmayı esas
alan, öngören oyunlara aslında hiçbir şekilde ne teşvik
verilmeli ne desteklenmeli ve ne de istisnaya konu olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, biraz önce bahsettim
ya, Çiftlik Bank meselesinde eğer bizim gerçekten uyarımız
dikkate alınsaydı, soru önergemiz Bakanlıkça doğru bir
şekilde incelenseydi, bürokrasi bunu doğru inceleseydi, 2
satırlık yazıyla geçiştirmeseydi, halkımızın
bu kadar biriktirdiği değerleri istismar eden yapılar bu kadar
başarılı olamayacaktı. Aslında burada suçlu olan Hükûmettir,
bürokrasidir ve bundan hesap sorulması gerekmektedir. Yani siz
araştırma önergesini reddedebilirsiniz ama sorumluluktan
kaçamazsınız. Bugün Maliye Bakanlığı da aslında
burada açıklamalıdır Sayın Bakan. Yani bu
çalışmalara destek verildi mi? Bu çalışmalar hangi anlamda
destek gördü? Destek görmediyse de açık bir şekilde ifade
edilmelidir. Çünkü, biliyorsunuz, bu Çiftlik Bank olayında, bu tesislerin
açılmasına -tesis de demeyelim aslında, simülasyon üzerinde
halkın çoğu kandırılmış- işte bürokrasi gitmiş
destek vermiş, sözüm ona sanatçılar
1 kilo
bıyığı olan bir adam gidiyor, başka bir hassasiyette,
sözüm ona Vatan, millet, Sakarya! diyerek; halkın nasıl
sömürüleceğini, halkın yarattığı değerlerin
üstüne nasıl konarımın desteği ve ortağı konumuna
geliyor. Böyle bir tiyatro sanatçısı olabilir mi? Böyle bir bürokrasi
olabilir mi? Siz bu konuyu
Bir kere bank ismini nereden alıyor? SPK
olsun, diğer düzenleme kurulları buna nasıl izin verebilir?
Ulusal kanallarda bu reklamlar verilirken devlet mekanizması
çalışmıyor mu, RTÜK çalışmıyor mu? Demek ki
devletin de bu konuda bir acz içerisinde olduğunu, özellikle bürokrasinin
bu konuya destek verdiğini maalesef üzülerek belirtmek istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Doğan.
Sayın Doğan ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
16ncı madde üzerindeki diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı "Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 16ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Utku
Çakırözer Musa
Çam
İzmir Eskişehir İzmir
Sibel
Özdemir Mehmet
Bekaroğlu Nihat
Yeşil
İstanbul İstanbul Ankara
MADDE 16- 3065 sayılı Kanunun geçici
20'nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
paragrafına "internet, ifadesinden sonra gelmek üzere oyun,
ifadesi ve aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Bu kapsamda istisna edilen işlemler
bakımından bu Kanunun 30 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanmaz.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Ankara Milletvekilimiz Sayın Nihat Yeşil.
Buyurun Sayın Yeşil. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
NİHAT YEŞİL (Ankara) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; tasarının 16ncı maddesi üzerine partim
adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ben de konuşmama
başlamadan önce, sevgili Levent arkadaşımızın gündeme
getirdiği gibi
Ankara'da çok önemli iki konuyla, yangınla
karşı karşıya kaldık. Biri, Cumhuriyet Döneminde
Çoban Mektebi diye anılan, Ziraat Mektebi olarak kullanılan ve
tarihsel bir doku içerisinde tescillenmiş bir yapı; diğeri de
tıpkı Çiftlik Bank gibi, Melih Gökçekin Ankara'ya hediye
ettiği, Atatürk Orman Çiftliğindeki o meşhur Çadır kent
dediği oyuncakların oluşturduğu yangın. Bunlar
gerçekten ülkemizin yüz kızartıcı şeyleri. Ama sayın
belediye başkanımız asli görevi olan bu görevleri yapmazken ne
hikmetse popülist politikalarla -tıpkı dün olduğu gibi- bir
şeyler yapmaya çalışıyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi, sayın
belediye başkanımız, kentimizde bir süreden beri uygulanan
popülist politika belediyecilik söylemiyle kent, toplum hayatını
disiplin altına almaya çalışmaktadır. Bunlardan biri, sit
alanı olan Saraçoğlu Mahallesindeki sorunu çözmek yerine günü
kurtarıcı politikalarla Başkentimizi idare ediyor.
Ulaşım planında mahkeme kararı olmasına rağmen,
bunları yapması gereken, bu görevlerini yerine getirmesi gereken,
asli görevini yapması gerekirken o görevleri yapmıyor. Peki, bu
görevleri kim yapacak? Tabii ki yetkili arkadaşlarımız yapacak.
Bizim eleştiri getirdiğimiz konu bu.
Sayın Başkan dedi ki: Konu hakkında,
gündemle ilgili konuşmuyorsunuz sorunlarla ilgili konuşmaya
çalışıyorsunuz. Şimdi, elbette ki bizim bir milletvekili
olarak bölgemizle, ülkemizle ilgili olan sorunları dile getirmek temel
görevimizdir. Gönül ister ki bir tarafta Hükûmet ufacık bir kanun maddesi
değiştirerek gelir vergisinde veya gelirde adaleti
sağlayabilecekken üç kuruş paranın peşinde koşuyor ama
milyonlarca, milyarlarca dolar veya milyarlarca para üzerinde birileri bu
olayları yapıyor, yapanın yanına da kâr kalıyor.
İkinci bir konu: Mesela asıl 2038 Yeni
Ulaşım Ana Planı varken, sayın belediye başkanı
bu planı masanın üzerinde bekletiyor. 2038 Ulaşım
Planını yapmıyor ama ne hikmetse Ankara Çevre Düzeni Planı
2038 bilimsellikten uzak, çelişkiler yumağı olan planı
hemen, apar topar 2017de uygulamaya geçiriyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, biz
bunları söylerken
Yani görevi olan, asli görevi olan sevgili yöneticiler
bu sorunları çözmesi gerekirken çözmüyor ama olmayan şeyleri dile
getiriyor. Bunu dile getirdiğimiz zaman da doğal olarak tepki
koyuyorsunuz. Bu tepki doğal değildir, normal değildir. Biz
görevlerinizi yapmanızı istiyoruz, bizim istediğimiz bu.
Diğer tarafta, yine Ankara Kent Planıyla
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Tuna,
kentin ulaşımını popülist, günübirlik politikalarla
götürmektedir. Yeni onaylanan otopark yönetmeliği zaten çelişkiler
yumağını içinde taşımaktadır, Mustafa Tuna
otopark popülizmi yapmaktadır.
Park et-devam et sistemi için, örneğin kent
merkezi çeperlerinin nasıl boşaltılacağını,
araçların kent merkezine nasıl taşınacağını,
onu uygulaması gerekirken, bunları yapması gerekirken ama ne
hikmetse
Burada örneğin Genelkurmay binası ve arazisi,
taşınacak adliye binasının arazisi vesaire park et- devam
et sistemine dâhil edilebileceği gibi dolmuş depo durakları
için de bir seçenektir.
Değerli arkadaşlar,
paylaşımlı araç kullanımı yöntemiyle kent merkezlerine
özel araçla seyahat yoğunluğunu düşürmek için bazı teşvik
politikaları da uygulanabilir. Nitekim, Avrupa ülkelerinde kent merkezine
girişlerde çipli vergi sistemi uygulaması buna en güzel örneklerden
biridir. Bu uygulamayla 5 kişinin bir aracı kullanması kent
merkezine yönelen araç sayısında düşüşle beraber, kendisini
daha da olumlu bir noktaya taşıyacaktır.
İkinci konu, Çayyolu ilçemizde çevre yolunda,
Dodurga mevkisinde yaşanan felakettir. Ankara ili Dodurga Mahallesinde
Dodurga meskûn alanı ile güney çevre yolu arasında kalan alan; yüzey
suyu ve 2 şelalesi olan vadi tabanındaki hassas ekolojik bir
sistemdir. Bölgede yaban hayatı, habitat alanı olduğu bilinmekle
beraber aynı zamanda hayvancılık yapılmaktadır. Söz
konusu alan üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından hafriyat
atıklarının dökülerek, söğüt ve meşe gibi yoğun
ağaç dokusunun üzerinin olduğu gibi kapatıldığı,
alanın tesviyesinin de iş makineleriyle, kayalık alanların
ise patlayıcılarla patlatıldığını
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİHAT YEŞİL (Devamla) Devam
edebilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Yeşil.
NİHAT YEŞİL (Devamla) Sayın
Valimiz de Ya, oradan bir sesler geliyor ama patlayıcıyla
değil, biz dinamitle patlatıyoruz. gibi böyle ciddiyetten uzak bir
yanıt veriyor.
Değerli arkadaşlar, burası bizim
kentimiz. İşte, şehir hastanesi efsanelerini de gördük, bir
efsane yarattınız. 13 tane hastanemizi kapatıyorsunuz
Altındağ bölgesinde. Şehir efsanesi diye halka
yutturduğunuz bu efsaneyi 13 tane hastaneyi kapatarak 2 tane şehir
hastanesi noktasına; biri Etlik bölgesine, biri Çayyolu tarafına
yüklüyorsunuz. Ve bir kentin kent olabilmesi hastaneleriyle, postanesiyle,
ulaşımıyla, şehir planıyla, altyapısıyla
oluşur ama bütün bu yoğunluğu 13 tane hastaneye
Düşünün,
ağır bir hasta, hastalandığı zaman -kalp krizi
geçiriyor- bunu kalkıp
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)
Helikopterle
NİHAT YEŞİL (Devamla) -
Bırakın helikopteri siz şimdi Sayın Başkan
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) O eski
zamandı.
NİHAT YEŞİL (Devamla) - Yani eski
zaman. Tabii, hep taşıdınız, gördük şimdi, şu
anda hastanelerde insanların nasıl öldüğünü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
NİHAT YEŞİL (Devamla) - Bu noktada,
bilimsel anlamda, bilimsellikten uzak, gerçekten toplumun toplumsal
çabalarından uzak bir anlayışla hayata geçirmeye
çalışıyorsunuz. Bu da, ülkede değil hepimizde belirli
olumsuzluklar yaratıyor. Bizim eleştirimiz bu. Doğru olan bir
şey varsa hep beraber bunu yapalım.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Yeşil.
Sayın milletvekilleri, Sayın Nihat
Yeşil ve arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi 16ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
16ncı
madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 17nci madde üzerinde
iki adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri birlikte
işleme alacağım. Şimdi önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının
17nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Akyürek Vedat Demiröz
Kayseri
Şanlıurfa
Bitlis
Mehmet
Muş Fatma Seniha
Nükhet Hotar Zeki Aygün
İstanbul İzmir Kocaeli
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana
Şanlıurfa
Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp
Diyarbakır
Diyarbakır
BAŞKAN - BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Önergeyle, 31/12/2018 tarihi itibarıyla indirim
yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin iadesine yönelik Maliye
Bakanlığına yetki verilmesini öngören düzenlemenin tasarı
metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin
gerekçesi:
Bu düzenleme gibi birçok düzenleme büyük sermaye
gruplarına yönelik yapılmaktadır. Bu düzenlemede bir
ölçeğin olması, sosyal devlet anlayışı içerisinde
öncelikle dar gelirli vatandaşlarımızın,
esnafımızın bundan yararlanmasının maddede esas
alınması gerekmektedir. Bu çerçevede, maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 17nci
madde üzerindeki, Komisyonun takdire bıraktığı, Hükûmetin
katıldığı önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Aynı mahiyetteki önergeler kabul edilmiştir.
17nci madde tasarı metninden
çıkarılmıştır.
Sayın milletvekilleri, şimdi 18inci madde
üzerinde iki adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri
birlikte işleme alacağım.
Şimdi önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 18inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Vedat
Demiröz Mehmet
Muş
Kayseri Bitlis İstanbul
Mehmet
Akyürek Ali Cumhur
Taşkın
Şanlıurfa Mersin
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Saadet
Becerekli
Adana Şanlıurfa Batman
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergelere
Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergelere
Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 1inci maddesinin birinci fıkrasının (3)
numaralı bendinin (g) alt bendinde sayılanların mükellefiyetine
ilişkin geçici madde düzenlemesinin tasarı metninden çıkarılması
amaçlanmaktadır.
Aynı mahiyetteki diğer önergenin
gerekçesi:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Komisyonun
takdire bıraktığı, Hükûmetin katıldığı
aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı mahiyetteki önergeler kabul edilmiştir.
18inci madde tasarı metninden
çıkarılmıştır.
Sayın milletvekilleri, birinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.36
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
79uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
535 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm 19 ila 33üncü maddeleri
kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz isteyen; Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mehmet
Bekaroğlu, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Van
Milletvekilimiz Bedia Özgökçe Ertan, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Manisa Milletvekilimiz Sayın Erkan Akçay; şahıslar
adına Manisa Milletvekilimiz Sayın Erkan Akçay, Konya Milletvekilimiz
Sayın Halil Etyemez.
Şimdi, ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mehmet Bekaroğlunun.
(CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Bekaroğlu.
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu KDV Kanununda yapılan
değişiklikler Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiğinde Sayın
Bakan ve AK PARTİ Grubundaki arkadaşlar Reform niteliğinde
değişiklikler. dediler. Biz eleştirdik Böyle reform olmaz.
diye, tartışmalar oldu. Sonra ne olduysa Sayın Bakanım, bu
reform niteliğindeki tasarıdan ana maddelerini
çıkardınız ve çıkarma gerekçesini de
açıklamadınız. Mesela, gruplarla ilgili, gruplarda
yaptığınız bu mahsuplaşma işinden niye
vazgeçtiniz? Niçin o temel maddeleri geri çıkarıyorsunuz? Bununla
ilgili ciddi bir açıklama yapmadınız yani buna dikkat çekiyorum.
Hükûmet öteden beri hep bu şekilde yapılan değişiklikleri
reform niteliğinde değişiklikler diye getiriyor, biz de diyoruz
ki: Hayır, bunlardan bu şekilde reform olmaz; kendinizi
kandırmayın, kimseyi de aldatmayın. Ama yağmur
tarzında bunlar geliyor. Bunların bir panik ifadesi yani ekonomideki
yanlış gidişin bir panik ifadesi olduğunu söylüyoruz,
söylemeye devam ediyoruz. Böyle söylediğimiz zaman arkadaşlar,
Hükûmet kanadı, Sayın Bakan, sinirleniyor yani Öyle değil.
filan
Daha da öteye götürüyor, Hükûmetin ekonomik politikalarının
yanlış olduğunu ifade edenleri, söyleyenleri neredeyse her konuda
olduğu gibi haine yazacak kadar ileri götürülüyor. Bunlar yanlış
şeyler değerli arkadaşlarım. Bakın, bu tasarı
baştan takdim edildiği gibi hiçbir şey yapmıyordu zaten. Bu
maddeler çıkarıldıktan sonra bu tasarının hiçbir önemi
kalmadı. Burada yapılan mesaiye yazık değerli
arkadaşlarım. Biz katılırız katılmayız; bir
değişiklik yapar Hükûmet, karar verir, siyasi sorumluluğunu
alır, buradan geçirir. Netice itibarıyla mesaiye değer ama
şu anda hiçbir şey... Hani şeker yerine keçiboynuzu, yaptığımız
şeyler bunlar.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin
vergi sisteminde çok ciddi problemler var yani Türkiye'nin ekonomisinin
gelişmesiyle ilgili, Türkiye'deki genel anlamda adaletle ilgili, vergi
adaletiyle ilgili, gelir dağılımı adaletiyle ilgili çok
önemli sorunlar var Türkiye'nin vergi sisteminde. Esasen Hükûmetin bunları
ele alması yani sadece adaletle ilgili değil, Türkiye'nin gerçek
anlamda büyümesi, bütün rakam, şeylerde büyümesi, pastanın büyümesi
ve bu pastanın da adil bir şekilde toplumda
paylaştırılması, vergi sistemi üzerinden yapılacak çok
konular var ama bu konularla ilgili herhangi bir şey yapılmadı.
Usulle ilgili de, vergi toplama usulüyle ilgili de önemli konular var, bunlarla
ilgili de çok ciddi değişiklik, reform filan gelmiyor.
Değerli arkadaşlarım, vergilerin
büyük çoğunluğunun dolaylı olarak harcamadan
alındığı bir vergi sisteminden adalet filan
çıkmayacağı gibi sağlıklı bir ekonomi çıkmaz
ama rakamlar elimizde, şey yapmıyorum. Biz
topladığımız verginin büyük çoğunluğunu
dolaylı vergilerle topluyoruz, KDVyle topluyoruz, ÖTVyle topluyoruz.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu
şekilde devam ettiğiniz müddetçe sizin ekonomiyle, Türkiye
ekonomisiyle ilgili söyledikleriniz anlamsızlaşır. Sayın
Bakan, anlamsız olduğunun siz ve diğer bakanlar da farkında
olur. Bu farkındalık daha da anlamsız cümleler ettirilmesine
sebebiyet verir. Geçtiğimiz günlerde Aslında Türk
parasının değeri azalmıyor, dolar değerleniyor.
diyerek gerçekten ekonomide önemli bir buluş yapan Sayın Ekonomi
Bakanı Zeybekci bu sefer büyümeyle ilgili önemli şeyler söyledi: Biz
G20nin birincisiyiz, muhteşem bir başarı ortaya koyduk. dedi.
Değerli arkadaşlarım, bu vergi
tasarısının bir anlamı kalmadığına göre ben
büyüme konusunda birkaç cümle söylemek istiyorum kalan zamanımda.
Evet, gerçekten 2017de yüzde 7,3 oranında bir
büyüme var. Bu büyümenin böyle olacağı zaten önceden ilan
edilmişti ama bu, gerçekten muhteşem bir hikâyenin, muhteşem bir
ekonomik gelişmenin belirtisi midir ve bundan sonrasına önemli,
olumlu bir işaret veriyor mu, bu işe bakmak gerekiyor değerli
arkadaşlarım. Aslında Türkiyede büyüme ortalamalarına
baktığımız zaman, sizin dönemdeki büyüme ortalamaları
ile geçtiğimiz, sizden önceki dönemlerdeki büyüme ortalamaları
arasında çok önemli bir fark yok ama büyümenin tek başına -bir
makroekonomik göstergedir elbette bu ama- çok fazla bir anlamı yok.
Büyümenin yanında diğer önemli makroekonomik göstergelere de bakmak
gerekiyor. Bunlara bakmıyorsanız çok anlamlı bir şey
yapmıyorsunuz.
Enflasyona bakacaksınız, ne oluyor
Türkiyede? Büyümenin olduğu bir ülkede fiyatlar ne oluyor, buna bakmak
gerekiyor.
Çok önemli, cari açık en önemli makroekonomik
göstergelerden bir tanesidir yani Nasıl büyüyorsunuz? sorusuna cevap
veren bir şeydir. Türkiye cari açık konusunda felaket; işte
2017de 50 milyar doları geçen bir cari açıkla karşı karşıyayız
ve bunun düzeleceğine dair hiçbir işaret de yok. Bu, ithalat ve
ihracat farkından kaynaklanıyor ve bizim ihracatımız
arttı. diye söylediğimiz şeyler aslında çok katma
değer üreten mallar değil. Bu imalattaki ihracat ürünlerimizin büyük
çoğunluğu dışarıdan ithal ettiğimiz ürünlerle
geliyor.
İstihdamla ilgili rakamlar değerli
arkadaşlarım, çift hanede devam ediyoruz. Yani bu kadar büyümeden söz
ediyorsunuz, Rekor, dünya 1incisi, muhteşem bir hikâye. diye takdim
ediliyor ama istihdama yansımıyor, üstelik de Sayın
Cumhurbaşkanının yürüttüğü kampanyaya rağmen; iş
adamlarını topladı ve herkese işte 1 tane, 2 tane
alın. dedi. Yetmedi, Hükûmetiniz çok sayıda torba yasayla
yatırımı teşvik edecek değişiklikler yaptı,
teşvikler verdi ama bütün bunlara rağmen büyüme işte yüzde 7,3
fakat istihdamda herhangi bir değişiklik, gelişme yok
değerli arkadaşlarım.
Bakın, şimdi, büyüdük de nasıl
büyüdük, neyle büyüdük, bu paralar nereden geldi? Bakın değerli
arkadaşlarım, borçlara bakın. Yani, 2016 ile 2017
arasındaki toplam dış borca bakın -dış borç
önemli- bu paralar nereden geldi? Bakıyorsunuz, dışarıdan
almışız. Yani bunu çıkardığınız zaman,
bu borcu çıkardığınız zaman ortada bir büyüme
görülmüyor. Kaldı ki sizin büyüme rakamları dediğiniz
rakamlara dolar bazında baktığınız zaman bir büyüme de
zaten yok değerli arkadaşlarım. Kişi başına
düşen millî gelire bakın, 2016da 10.883 dolar, 2017de 10.579 dolar
değerli arkadaşlar.
Bakın, siz piyasaya büyüme olsun, istihdam
olsun diye teşviklerle ve özellikle Kredi Garanti Fonuyla dünya kadar
para pompaladınız. Nereden bu paralar, nereden buldunuz bu
paraları? Vergi mergi filan da toplamıyorsunuz, primden
almıyorsunuz, vergilerde dünya kadar istisna getirdiniz; nereden bulundu,
geldi bu paralar? Borç alıyorsunuz değerli arkadaşlarım.
Yani, siz geldiğiniz günden bugüne borç alarak
büyüyen bir ekonomiyi yani bir şekilde bağımlı hâle
gelmiş, dışarıdan gelen paraya bağımlı hâle
gelmiş bir ekonomiyi satıyorsunuz. Borç para alıyorsunuz ve bu
para bugüne kadar zaten betona, toprağa, inşaata gömülmüştü.
Onların bu ülkeye, ekonomiye belki inşaat devam ederken birtakım
katkıları olurdu istihdam açısından, ticaret
açısından falan ama bittikten sonra herhangi bir katkısı
filan yok, betona döküldü bunlar. Şimdi dünya kadar teşvik vermenize
rağmen herhangi bir büyüme göremiyoruz.
Yani, siz piyasada dünya kadar bol paranın
bulunduğu dönemde dışarıdan borç aldınız, paralar
geldi, üstelik de o borç aldığınız insanlarla, işte,
Haçlılarla maçlılarla, hâlâ onlarla dövüşüyorsunuz, kafa kol
kavgadasınız ama onların parasıyla siz inşaatı
finanse ettiniz. Aldığınız borçları betona gömdünüz,
gelecek kuşakları borçlandırdınız. Şimdi ne oldu
değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım? Şimdi
dünyada işler
E büyüme, dünyada eğilim filan var.
Sanıyorum gelecek sene bütçeyi takdim ederken dünyanın genel
görünümünde hiç bu sene söylediğiniz gibi olumlu cümleler
kuramayacaksınız. Niye kuramayacaksınız? Dünyada Trump
diye bir adam var, ticaret savaşları başlamıştır,
bunlar etkilemiştir.
Değerli arkadaşlarım, bir önemli
gösterge var, buna hiç bakmıyorsunuz. Sayın Bakan Bizim
paramızın değerinde bir değişiklik yok, dolarda
problem var. diye takdim ediyor ve buna hiç bakmıyorsunuz, kura
bakmıyorsunuz. 4 lira değerli arkadaşlar ve Sayın Bakan diyor
ki: Ya, bu kur artışı aslında iyidir, rekabet. diyor.
Bakıyoruz, Türkiyede yıllara göre kurla bizim ihracatımız,
ithalatımız ne olmuş diye bakıyoruz; öyle ekonominin
büyümesi ve iyileşmesiyle kur arasında da öyle doğrudan bir
ilişki yok yani ihracatın artmasıyla doğrudan bir
ilişki yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) İzin verir
misiniz bir yarım dakika?
BAŞKAN Buyurun Sayın Bekaroğlu.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sonuç olarak şunu ifade ediyorum değerli
arkadaşlarım: Sizin, Sayın Cumhurbaşkanının
önemli bir şeyi olmuştu 15 Temmuz sonrasında. Milletimden özür
diliyorum, aldatıldık. Aldatıldık, özür diliyorum, bu
konuda yanlış yaptık. filan dedi. Değerli arkadaşlarım,
siz sadece aldatılmıyorsunuz, aynı zamanda aldatıyorsunuz,
milletten gerçeği saklıyorsunuz, özellikle ekonomiyle ilgili,
Sayın Bakanım, gerçeği saklıyorsunuz, bu rakamları
yanlış yorumluyorsunuz. Bu ahlaken de çok doğru bir şey
değil ama esasen ekonomi açısından da bu doğru bir şey
değil çünkü millet yanlış bir beklenti içinde, bu gelen krizi ya
da sıkıntıyı bu beklentiyle karşılarsa cevap
vermesi, direnmesi de zor olur diyorum değerli arkadaşlarım.
Sizleri uyarmaya devam edeceğimizi ifade
ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bekaroğlu.
Şimdi Halkların Demokratik Partisi Grubu
adına Van Milletvekilimiz Sayın Bedia Özgökçe Ertan
Buyurun Sayın Özgökçe Ertan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
HDP GRUBU ADINA BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Ben de
ikinci bölüm üzerine grubum adına söz aldım.
Herkes, kamu giderlerini karşılamak
üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve
dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal
amacıdır.
Sayın milletvekilleri, bu ifadeler hâlen
yürürlükte olan Anayasanın 73üncü maddesinin ifadeleridir. Bu madde
bütün vatandaşların vergi ödevini düzenleyen maddedir ve
bildiğiniz gibi, bir ülkenin anayasası normal hiyerarşisinin en
üstündeki ve yasalardan çok daha farklı bir anlama sahip olan ve bir
devletin yönetim anlayışını, bir devletin niteliğini
belirleyen metinlerdir. Dolayısıyla devleti yönetenlerin de bu metne
aykırı hareket etmeleri, örneğin 73üncü maddede belirlenen
hususların dışına çıkıp yurttaşlardan mali
güçlerine bakmaksızın orantısız şekilde vergi
alması beklenemez. Bu anlamda devlet tarafından vergi yükünün
mükelleflere adil olarak dağıtıldığından söz
edebilmek için vergilerin orantılı olması beklenir. Yine,
başka bir deyişle yüksek gelirliler daha fazla, düşük gelirliler
daha az vergi ödemelidir. En basit tabiri bu, bu cümlelerle ifade edebiliriz.
Aksi hâlde, örneğin, devlet dolaylı vergilerde olduğu gibi
gelirine bakmaksızın Herkesten 4 lira vergi alacağım.
derse ortada artık adalet de kalmaz, toplumun genel refahı da kalmaz
ama ne yazık ki bu genel ilkelere bakılmaksızın ve temel
ilkelere bakılmaksızın vergi tahsilatında
kolaycılığa kaçarak on yıllarca süre boyunca bu sistem
işletiliyor ve dolaylı vergiler yoluyla hazineye kaynak
aktarımı yapılmaya çalışılıyor. Bu durum
gelir dağılımında artık uçurumlardan
bahsettiğimiz Türkiyede vergi yükünü de oldukça adaletsiz hâle
getirmiştir.
Sayın milletvekilleri, tahsil edilen vergilere
bakıldığında, gelir üzerinden alınan doğrudan
vergilerin oranının yüzde 30 olduğunu görüyoruz ama tüketim
üzerinden alınan dolaylı vergilerin oranı yüzde 70lere
ulaşmış durumda ve bizi vergi yükü adaletsizliğinde dünyada
1inci yapıyor işte bu oran. Vergi adaletinden söz edebilmenin mümkün
olmadığı böyle bir uygulamayla milyonlarca yurttaş vergiler
altında ezilirken maalesef ülkeyi yönetenler ve onların medyadaki
sözcüleri dolaylı vergilere yapılan zamları şirin
göstermeye çalışmakta ve adlarına zam değil de işte
güncelleme düzenleme gibi tanımlamalar yaparak 80 milyon
yurttaşın aklıyla dalga geçmektedir. Gördüğümüz üzere, cari
açık arttıkça, dolar tüm dünyada aksi yönde seyrederken Türkiyede
her günün sonunda rekor kırdıkça bizler de akaryakıt
fiyatının haftada 2 kere işte güncellendiğini ve
ücretlerin eridiğini görmekteyiz.
Sayın milletvekilleri, yapılan tüm
araştırmalar gösteriyor ki ekonomideki kötüye gidiş,
dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiyede de öncelikle
yoksulları etkiliyor. Çünkü örneğin asgari ücretle geçinen milyonlarca
insan enflasyon, gıda fiyatları yükseldikçe temel yaşamsal
ihtiyaçlara ulaşmak için daha fazla çalışmak zorunda
kalıyorlar.
TÜRK-İŞin araştırması var,
diyor ki, sizin de bildiğiniz gibi elbette: 4 kişilik bir ailenin
sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması
gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık
sınırı olarak bildiğimiz, tarif ettiğimiz tutar 1.662
liraya yükselmiş. Peki, Türkiyede asgari ücret ne kadar? 1.603 lira.
Geçelim TÜİKin bugün yaptığı
büyüme rakamlarını, bizler hâlâ milyonlarca yurttaşı
açlıktan kurtarabilmiş değiliz. Hâl bu iken alınan tüm
önlemlere ve hatta yerli üreticiyi yok etmek pahasına gıda
ithalatına getirilen her türlü kolaylığa rağmen temel
gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artışa engel
olunamıyor. Çalışanların ücretleri her ay, hatta her hafta
hızla eriyor. Sene başında asgari ücrete yapılan yüzde
14lük zammın yılın üçüncü ayında hiçbir kıymeti
kalmamış durumda. Küçük bir azınlık hariç 80 milyonluk
Türkiye toplumu ne yazık ki enflasyon altında ezilmiş
durumdadır.
Pek çok nedeni olmakla birlikte karşı
karşıya kaldığımız bu durumun başlıca
nedenleri arasında öncelikle hayvancılık olmak üzere tarım
sektörünün üretimindeki artışın talep
artışının gerisinde kalması ve bir diğer sebep,
üretici ile tüketici arasındaki zincirde yer alan aracıların
yüksek kâr marjları. Diğer pek çok etkeni yok sayalım, burada
söz konusu olan sadece temel gıda maddeleridir ve aracıların
yüksek kâr marjına döviz kuru gibi unsurların da dâhil olmasıyla
ortaya çıkan yükselişten en büyük zararı yine gelirinin büyük
bölümünü gıdaya ayırmak zorunda kalan yoksul kesim, emekçi kesim
görüyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir vergi sisteminin adaletli olması için,
yurttaşların vergiye uyumlarının sağlanabilmesi için
ve devletin yurttaşlarına yüklediği vergilerin tam
anlamıyla karşılığını alabilmesi için gelir
durumu aynı olan mükellefleri aynı şekilde vergilendirmesi
beklenir. Devletin, ödeme gücü aynı olan mükellefleri aynı tutarda ve
doğrudan vergiyle mükellef tutmasıyla, ayrıca az kazanandan az,
çok kazanandan çok vergi almasıyla ancak vergide adalet ve eşitlik
sağlanabilir. Ancak iktidar partisinin 2002 yılından beri
kurduğu hükûmetlerin pratiklerine baktığımızda
özellikle dikey eşitliği tamamen göz ardı ettiği,
dolaylı vergiler dolayısıyla da yatay eşitlikten
vazgeçtiğini görmekteyiz. Şu hâlde işsizliğin yüzde 10dan
aşağı inmediği, döviz kurları
karşısında Türk lirasının ve hâliyle ücretli
çalışanların alım gücünün düştüğü, öngörülen
vergilerin tahsilat oranlarının giderek düştüğü bu ortamda
ne yapmalıyız? Sorunun yanıtı aslında bir yönüyle çok
basit ve çok kısa, işte şunu söyleyebiliriz: Günü kurtaran,
geleceği bugüne tahvil eden politikalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
Şöyle bir örnek vermek isterim: 2006
yılında 100 liraya dolan sepet bugün 270 liraya doluyor. Halkın,
ücretli çalışanların gelirleri bu kadar
artmadığına göre maalesef o sepetteki kimi
ihtiyaçlarını, hatta büyük bir kısmını almaktan ne
yazık ki vazgeçmek zorunda kalmıştır
yurttaşlarımız. Peki ne yapmalıyız, tekrar soralım.
Kamu, gelirlerini etkin bir biçimde artırmalıdır diyebiliriz ama
bunu yaparken gelir ve servet bölüşümündeki vergi yükünün
dağılımındaki mevcut adaletsizliği
azaltmalıdır ve adil bir bölüşümünü sağlamalı ve
yoksulluğu bir an önce ortadan kaldırmalıdır ya da en
azından popülist yaklaşımlar uğruna vergi gelirlerini
azaltmamalıdır diyebiliriz. Vergide muafiyet ve istisnalara bir an
önce son verilmelidir -bunu her fırsatta söylüyoruz- ve vergi tabanı
sermayeye yayılmalıdır. Özellikle kurumlar vergisindeki ve gelir
vergisindeki muafiyet ve istisnalar azaltılmalıdır. Servet
tıpkı bir gelir gibi artan oranlı olarak vergilendirilmelidir.
Sonuç olarak, vergi adaletinin ve
eşitliğinin sağlanamamasının bilmemiz gerekir ki
hakkaniyet duygusunu derinden yaraladığı ve hatta yok
ettiği bir gerçektir, daha bir çok olumsuz sonuçları vardır. Bu
nedenle dolaylı ve dolaysız vergiler arasındaki dengenin dünya
ortalamasına getirilmesi çok çok önemlidir. Halkın dolaylı
vergiler eliyle ödediği vergi yükünün de azaltılması vergi
adaletinin sağlanmasında atılacak öncelikli adımlar
olması gerekmektedir.
Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim sayın
Özgökçe Ertan.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Manisa
Milletvekilimiz Sayın Erkan Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Akçay sizin şahsi talebiniz de var,
grup ve şahsı birleştiriyorum. Süreniz on beş dakika.
Buyurun.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 535 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz aldım, muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Son dönemde torba kanunlarla getirilen,
yatırım ortamının iyileştirilmesi, teşvikler,
vergi indirimi, istisna ve muafiyetlerle ilgili parça parça düzenlemeler
yapılmaktadır. Sistem, bütüncül olarak ele alınıp reformist
bir anlayışla bir türlü düzenlenememektedir. Ayrıca yapılan
düzenlemelerle amaç hasıl oluyor mu, yoksa kaynaklar boşa mı
gidiyor bir değerlendirme de yoktur ve bu düzenlemelerle ilgili bir
düzenleyici etki analizi de yapılmamıştır.
Maliye Bakanlığı Vergi
Harcamaları Raporuna göre, istisna, muafiyet ve indirimler nedeniyle 2018
yılında tahminen 132 milyar liralık vergiden vazgeçilmektedir.
Bu tutar bütçe açığı tahmininin 2 katından daha
fazladır. Bu bağlamda, bazı alanlardan vergi alınmamakta,
sonuçta oluşan bütçe açıkları borçlanarak kapatılmakta ve
faiz ödenmektedir. Bu itibarla, tüm vergi kanunlarını kapsayacak
vergi reformu bir an önce gündeme alınmalıdır. Vergi indirim,
istisna ve muafiyetleri gözden geçirilmeli, basit, anlaşılır ve
adaletli bir vergi sistemi mutlaka tesis edilmelidir.
Ülkemizde vergi sistemi
ağırlıklı olarak tüketim ve işlemler üzerinden
alınan dolaylı vergilerin ağırlıklı olduğu
bir yapıdadır ve tabana da yayılmamıştır. Tüketim
üzerinden alınan vergilere aşırı bağımlı
yapıdan uzaklaşmak için vergi gelirleri içindeki dolaylı
vergilerin payının azaltılması, gelir, kazanç ve kârlar
üzerinden alınan vergilerin artırılması hem vergi adaleti
bakımından hem de kamu maliyesi açısından bir mecburiyet
olarak görülmektedir. Bu kapsamda imar rantı mutlaka vergilendirilmelidir
ancak imar planı değişiklikleri sonucunda ortaya çıkacak
değer artışından kamunun pay alması sağlanacak
diye verilen söz de tutulmadığı gibi bu tasarıyla arsa karşılığı
inşaat işlerinde katma değer vergisi matrahı
daraltılmaktadır.
Soruyorum: İmar rantı vergilendirilecek.
sözünüze ne oldu? Rantiyecilere gücünüz yetmiyor mu? Rantiyeci
azınlığın elde ettiği imar ve emlak rantı mutlaka
vergilendirilmelidir, ayrıca üretken olmayan yatırımların
cazibesi azaltılmalı ve tasarruflar üretken alanlarda
yatırımlara yönlendirilmelidir.
Tasarıyla esnafımıza KDV
beyanında hasılat esaslı vergilendirme sistemi getirilmekte ve
esnafın ödeyeceği vergiye 2 ay erteleme imkânı verilmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak
esnafımıza vergi kolaylıkları getirilmesini destekliyoruz.
Ancak getirilen sistem her ne kadar belge düzeni korunuyor denilse de KDV
uygulamasında yıllardır sağlanan gelişmeyi geriye
götürmektedir. Vergi sistemimizi daha adil hâle getirebilmek için öncelikle
kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilmesi gerekmektedir. O
nedenle hem kayıt dışılığın önlenmesine hem
de kayıtlı ekonomiye geçişin özendirilmesine yönelik tedbirler
acilen ortaya konulmalıdır. Eğer esnafımıza bir iyilik
yapılmak isteniyorsa öncelikle esnafın vergi ve prim oranlarında
indirim yapılmalı; elektrik, su, doğal gaz ödemeleri için özel
tarifeler getirilmelidir. Yapılacak indirimlerin ekonomik canlanmaya
katkı sağlayacağı ve bu indirimlerin vergi gelirlerini
azaltmayacağı, tersine artıracağı dikkate
alınmalıdır.
Esnaf en çok çalışan kesim olmasına
rağmen diğer sigortalılardan daha çok prim ödemektedir. Üstelik
en düşük emekli maaşı BAĞ-KURluya
bağlanmaktadır. BAĞ-KURlulara yapılan haksızlık telafi
edilmeli, prim gün sayısında ve emekli aylıklarında
eşitlik sağlanmalıdır. Çırak ve stajyer olarak
çalışması bulunan başta sanayi esnafı olmak üzere
birçok sigortalı bu çalışmalarının emeklilik hizmetine
sayılmamasından dert yanmaktadır. Çırak ve stajyerlere
sigorta numarası verilip istihdam rakamlarında da çalışan
olarak gösterilirken çalışma sürelerinin hizmetlerine
sayılmaması büyük bir haksızlıktır. Yaşanan
mağduriyetin giderilmesinin yanında meslekî eğitimin
özendirilmesine de katkıda bulunmak amacıyla çıraklık ve
staj süreleri hizmetten sayılmalı, geçmiş hizmetler için borçlanma
hakkı verilmeli ve bu süreler sigortalılık başlangıç
tarihi olarak esas alınmalıdır.
Bir başka sorun da esnaf ve çiftçi olarak
geçmiş çalışmaların emeklilik hizmetine
saydırılamamasıdır. Kişiler zamanında
BAĞ-KUR kaydını yaptıramamış olması nedeniyle
mağdur olmuştur. Bu çalışmaların
borçlanılması konusunda geçmişte kanun
çıkarılmasına rağmen çeşitli nedenlerle bundan
yararlanamayan pek çok esnaf ve çiftçi bulunmaktadır. Esnaf ve çiftçilerimizin
geçmiş hizmetlerini borçlanarak emeklilik hizmetine saydırabilmeleri
için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bu soruna çözüm
getirilmesi Anayasa ve sosyal güvenliğin ruhuna da uygun olacaktır.
Esnafımız borçludur, bankaların ve tefecilerin
kıskacında bunalmış, faiz ve kredi sarmalında âdeta
nefes alamaz hâle gelmiştir, vergilerini ve primlerini zamanında
ödeyememektedir. Esnafımız borç ve yüksek faiz sarmalından
mutlaka kurtarılmalıdır. Piyasanın canlanması ve
esnafın rekabet gücünün artırılması amacıyla
geniş kapsamlı bir program açıklanmalı ve ivedilikle
uygulamaya konulmalıdır. Şehirlerde neredeyse her
köşebaşında, her caddede yan yana açılan zincir marketler
ve AVM'ler karşısında rekabet gücü kalmayan küçük esnaf çok zor
durumdadır. Perakende yasası en kısa zamanda yeniden
düzenlenmeli ve amacına hizmet eden bir noktaya getirilmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 25 ve 26ncı maddeleriyle serbest
muhasebeci ve mali müşavirlere belirli sınırlar dâhilinde KDV
iade raporu düzenlettirme konusunda Maliye Bakanlığına yetki
verilmekte, ayrıca odaya giriş ücreti ve üye aidatları konusunda
düzenleme yapılmaktadır. Muhasebeci ve mali müşavirlerin düzenli
bir muhasebe ve denetim sisteminin oluşması adına yüklendikleri
tüm görevlerin yanında sorumlulukları da sürekli artmakta ve iş
yükleri gün geçtikçe çoğalmaktadır. Buna karşılık bu
mesleğin en büyük problemi olan muhasebe ücretlerinin mükelleflerden
tahsili sorununa yıllardır bir çözüm üretilebilmiş
değildir. Haksız rekabet, yetki karmaşası, tahsilat gibi
öncelikli sorunların ortadan kaldırılması mesleğin
geleceği için bir zorunluluktur.
Tasarının 28, 29, 30 ve 31inci
maddelerinde Gelir İdaresi Başkanlığı merkez
teşkilatına ilave 5 daire başkanı, 10 grup
başkanı ve bin devlet gelir uzman yardımcısı kadroları
verilmekte; Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde
Katma Değer Vergisi İade İncelemeleri Grup
Başkanlığı ihdas edilmekte ve Maliye
Bakanlığı merkez teşkilatına ilave bin vergi
müfettiş yardımcısı kadrosu verilmektedir.
Yetişmiş kadrolar olmasının
yanında, sağlayacağı moral, motivasyon da dikkate
alınarak, gelir uzmanlarının devlet gelir uzmanı
kadrolarına geçebilmesine kolaylık getirilmelidir. Bu çerçevede,
ihdas edilen kadrolara, belirli süre hizmeti bulunan gelir
uzmanlarının, yaş ve yabancı dil şartı hariç,
devlet gelir uzmanı olmak için gerekli şartları taşıma
ve yapılacak sınavda başarılı olmaları
kaydıyla atanabilmeleri için gerekli düzenleme
yapılmalıdır.
Diğer taraftan, Maliye ve Gelir İdaresi
çalışanları uzun süredir kurum içi uzmanlık
sınavı açılmasını beklemektedir. Yıllardır
yeni sınav açılmaması binlerce çalışanı
mağdur etmiştir. Aynı işleri yapan, aynı
sorumluluğa sahip ve aynı derecede bulunan personel arasında
ciddi maaş farkı bulunmaktadır. Bu durum, çalışma
barışını olumsuz yönde etkilemekte, personel arasında
huzursuzluğa sebep olmaktadır.
Sayın Maliye Bakanı
Başbakanlığa gönderdikleri taslağın
yasalaşması hâlinde kurum içi uzmanlık sınavını
en kısa sürede yapacaklarını, sınavda
başarılı olanların defterdarlık uzmanı ve
gelir uzmanı kadrolarına atanacağını daha önce defalarca
açıklamıştır ancak peş peşe getirilen
tasarılarda bu konu, nedense, yer almamaktadır. Sayın Maliye
Bakanına diyoruz ki: Bu iş çok uzadı. Maliye
çalışanları umutla bekliyor. Kurum içi uzmanlık
sınavıyla ilgili düzenlemeyi, geliniz, lütfen bu tasarıya
ekleyelim, bu iş artık olsun bitsin.
Diğer yandan, hiçbir bakanlıkta olmayan
merkez-taşra uzmanı ayrımından vazgeçilerek gelir
uzmanları ve defterdarlık uzmanlarının özlük hakları
diğer kariyer uzmanlıklarla eşit hâle getirilmelidir. Maliye ve
Gelir İdaresi çalışanlarının özel hizmet
tazminatları artırılmalıdır. Aynı iş yerinde
aynı işi yapan çalışanlar arasındaki ücret
adaletsizliği giderilmeli ve ek ödeme oranları
artırılmalıdır. Yardımcı hizmetler
sınıfında çalışan personel, durumuna göre, genel idare
ve teknik hizmetler sınıfına atanabilmelidir.
Tasarının 19 ve 20nci maddeleriyle taksi,
dolmuş, minibüs ve umum servislere ilişkin ticari plakaların
elden çıkarılmasından doğan değer
artışı kazançlarının tamamı, plakaların elde
tutulma süresi gibi şartlar aranmaksınız gelir vergisinden
istisna edilmektedir. Nakliyeci esnafımız her geçen gün geriye
gitmekte, sigorta primi ve vergilerini ödeyememektedir.
Taşımacılık yapabilmek için zorunlu olan çeşit
çeşit yetki belgelerinin ücretleri çok yüksektir. Ayrıca, uygulamada
pek çok problemle karşılaşılmaktadır. Ülkemizde
bulunan kamyonların çoğu âdeta takoza çekilmiş durumdadır,
diğerleri de 10 numara veya yanmış yağ kullanarak
tekerlerini döndürmeye çalışmaktadır. Nakliyeciler yük
değil, âdeta dert taşımaktadır. Acilen bu kesime yönelik
bir iyileştirme mutlaka yapılmalıdır. Mazot fiyatları
özellikle son iki yılda tavan yapmıştır. Deniz
taşımacılığında ÖTVsiz akaryakıt
alınabilirken kara yolu taşımacılığı yapan
esnafımız bu imkândan yararlanamamaktadır. Nakliyeci
esnafına vergisiz akaryakıt verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, bu düşüncelerle
muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Sayın milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa
o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
19uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 19uncu maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Saadet
Becerekli
Adana Şanlıurfa Batman
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Konuşmacı var mı,
gerekçeyi mi okutayım Sayın Beştaş?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 19, 20 ve 23ncü maddeleri,
Hükûmetin teklif ettiği metinde yer almayan, Plan ve Bütçe Komisyonunda
iktidar milletvekillerinin oylarıyla tasarıya ihdas edilen ve
kamuoyunun son zamanlarda oldukça gündeminde olan sarı taksi-Uber
tartışmalarına dair düzenlemeler içermektedir. Sarı taksi-
Uber tartışmalarının yaşandığı,
taksicilerin Uber kullanıcılarını tehdit ettikleri, Uber'in
yasal düzenleme olmadan taksi esnafını mağdur ettiği gibi
birçok farklı tartışmanın olduğu bir dönemde yasama
ciddiyetine yakışır şekilde bir çalışma
yapılması gerekir. Anlık önergelerle, ilgili komisyonda
görüşülmeden, sırf tartışmaların önü kesilsin diye
palyatif bir anlayışla bu sorun çözüme kavuşturulamaz. Üstelik
getirilen düzenlemelerde yine bir adaletsizlik ve yine AKP'nin vergi
disiplinini bozan bir yaklaşımı söz konusudur. Bu düzenlemelerin,
etraflıca tartışılmadan, mevcut krizi çözmenin tam aksine
derinleştirmek riski söz konusu olabilir. Adil, hakkaniyetli ve sorunu
temelden çözen bir yaklaşımla ilgili komisyonda görüşülmek
üzere, maddenin tasarı metninden çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
19uncu madde üzerindeki diğer önergeyi
okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535
sıra sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 19uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Utku
Çakırözer Musa
Çam
İzmir Eskişehir İzmir
Bülent
Kuşoğlu Sibel
Özdemir Kadim
Durmaz
Ankara İstanbul Tokat
Mehmet
Bekaroğlu
İstanbul
MADDE 19- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasında
yer alan Bir takvim ifadesi "Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis
araçlarına ait ticari plakaların elden çıkarılmasından
doğan kazançların tamamı ile bir takvim şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Ankara Milletvekilimiz Sayın Bülent Kuşoğlu.
Buyurun Sayın Kuşoğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sıra sayısı 535 olan Katma Değer
Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 19uncu maddesi üzerinde söz aldım.
Değerli arkadaşlar, bu maddeyle, 19uncu
maddeyle Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80inci maddesinde
değişiklik yapılıyor. Ayrıca, yine Gelir Vergisi
Kanununa görüşmekte olduğumuz tasarının 20nci maddesiyle
geçici bir madde ilave ediliyor ve Harçlar Kanununda değişiklik
yapılıyor. Bunlarla taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis
araçlarına ait plakalarla ilgili, bunlarla ilgili, değer kazançlarıyla
ilgili şoför esnafına bir kolaylık getiriliyor, bir avantaj
sağlanıyor.
Değerli arkadaşlarım, bunu sordum
Bu, tabii, tasarıda başlangıçta yoktu, daha sonra bir önergeyle
getirildi. Dolayısıyla, komisyonda son anda getirildiği için
üzerinde yeteri kadar tartışma imkânımız olmadı. Bize
de Bakanlık tarafından bu konuyla ilgili olarak bir etki analizi
çıkarılmadı. Ne kadarlık bir şoför esnafının
bundan yararlanacağı, ne kadarlık bir vergiden
vazgeçildiği, bunlar anlatılmadı maalesef. Ama sordum ben daha
sonra, mesela sadece Ankarada 7.700 taksi plakası var, merkezde, ilçeler
dâhil değil buna, Gölbaşı da dâhil olmak üzere, ilçeler dâhil
değil, merkezde 7.700 plaka var. Ama bunlar arasında mal sahibi olan,
denilen o ki 2.000-2.500ü geçmiyor. Yani her bir kişinin üzerinde birkaç
tane, 15e kadar olduğunu söylüyor arkadaşlar, taksi var.
Dolayısıyla, bunların devrinden elde edilecek kazançlarla ilgili
olarak da getirilen avantaj, aslında taksici esnafa değil de burada
taksici esnaf üzerinden ağalık yapacak olanlara yarayacak maalesef,
böyle bir avantaj. Bunların, bu tür değişikliklerin
tartışılarak getirilmesi lazım. Maliye
Bakanlığı gibi bir Bakanlığın, Değerli
Bakanım gibi bir Bakanın, bu konularla ilgili olarak bir öneride
bulunduğunda, çok detaylı olarak bilgi vermesi, hazırlık
yapmış olması; gerçekten vatandaşı, esnafı
koruyarak, kollayarak bu şekilde bir hazırlıkla buraya gelmesi,
yüce Meclisin de böyle bir konuyu çok daha detaylı tartışarak
kanunlaştırması lazım. Ama maalesef, işte bunları
yapamıyoruz, maalesef bunları göremiyoruz, bunlarla ilgili maalesef
sıkıntılarımız var. Bunların
yapılamaması da bizim için çok büyük bir ayıp.
Değerli arkadaşlarım, bunun
dışında şunu da söyleyeyim. Bugün biliyorsunuz, büyümeyle
ilgili rakamlar açıklandı, beklenildiği gibi yüksek bir büyüme
2017 için söz konusu oldu. Büyüme rakamı başlangıçta,
yılbaşında, bizim 5,5luk bir büyümemiz vardı revize
sonrası, ondan önce de 4,5luk bir büyüme öngörülmüştü. Bunun çok çok
üzerinde bir büyüme rakamı elde ettik. Bununla tabii ki Hükûmet övünüyor
ama şunu da söylemek lazım, bugün bunu özellikle -kürsüye
çıktım- belirtmek istiyorum: Orta vadeli programda belirtilen
hedefler var, işsizlikten cari açığa kadar, enflasyon hedefine
kadar rakamlar var; bunların hiçbirisini tutturamamışız,
büyümede önemli bir başarı elde etmişiz. Keşke cari
açığımız bu kadar fazla olmasaydı, bu kadar
sıkıntılı bir rakam elde edilmeseydi, enflasyonda
hedefimizi tutturabilseydik, işsizlikte hedefimizi tutturabilseydik ama
büyümemiz bu oranda büyük olmasaydı.
Bir bakanlığının OVP
hazırlaması, bir hükûmetin hedefler koyması, o hedeflere yönelik
olarak özel sektörün, kamunun kendisini motive etmesi, ne
yaptığını biliyor olması, o hedeflerin
gerçekleşmesi istikrardır. İşte, istikrarsızlık
da budur aslında. Büyümen fazla çıkıyor, öngördüğünün 2
misli çıkabiliyor ama diğer, cari açığın hedefin çok
çok dışında çıkabiliyor, enflasyonun aynı
şekilde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) Bunlar
yanlış değerlendirilen konulardır diye düşünüyorum.
Hepinize bu vesileyle saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kuşoğlu.
Sayın milletvekilleri, Sayın
Kuşoğlunun ve arkadaşlarının vermiş olduğu
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
19uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 19uncu madde kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.47
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.53
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
79uncu Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
535 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Önergeyi okutup Komisyona soracağım.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla yani 21 üyesiyle katılırsa
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi
işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 535 sıra sayılı Kanun Tasarısı'na
aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Erkan
Akçay Bülent
Turan
Kayseri
Manisa Çanakkale
Mehmet
Doğan Kubat Engin
Altay
İstanbul
İstanbul
MADDE 20- 26/10/1990 tarihli ve 3671
sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve
Emekliliklerine Dair Kanunun 4 üncü maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve bu
üyeliği sona erenler ile dışarıdan atanan bakanlar kamu
kurum ve kuruluşlarının tüm sosyal tesis ve imkanlarından,
bu tesislerin kullanımına ilişkin ilgili kamu kurum ve
kuruluşları tarafından belirlenmiş en uygun esas ve usuller
dahilinde yararlanırlar.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan, usulen bir
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan, salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN İşaretleri görelim Komisyon
üyelerinden, saylım.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Arkadaşlar, ellerimizi
kaldıralım.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Danış
Beştaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
535 sıra sayılı Kanun Tasarısına ihdas edilmek
istenen yeni maddenin yasa tasarısıyla herhangi bir
bağının olmadığına ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben, usulen bu konuda bir itirazımızı
ifade etmek istiyorum.
İç Tüzükün 87nci maddesinin dördüncü
fıkrasında -açıkça şu anda salt çoğunluk olduğu
tespit edildi, tamam ama- sadece salt çoğunluk değil, ayrıca
aranan bir husus var sizin de takdir edeceğiniz üzere: Görüşülmekte
olan tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak
tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılır. Fakat burada çok yakın bağ
bulunmasına dair bir düzenleme var İç Tüzükte. Biz mevcut madde
ihdasının görüşülmekte olan KDV yasasıyla ilgili çok
yakın bağının olmadığını
düşünüyoruz. İtirazımızı bu şekilde ifade etmek
istiyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Danış Beştaş.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/926) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 535) (Devam)
BAŞKAN - Grupları arasında bir
uzlaşma söz konusu olduğu için, Komisyonunda salt çoğunluğu
olduğu için işleme devam ediyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) -
Sayın Başkan, biz uzlaşmadık.
BAŞKAN İmzası olan grupları
kastettim.
İtirazınız da kayıtlara
geçmiştir Sayın Beştaş.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) İmzası olan
gruplar ki eski örnekleri var Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Komisyonun
çoğunlukla katıldığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda yeni
bir madde ihdas edilmiştir. Karışıklığa mahal vermemek
adına aynı madde numaralarıyla görüşmelere devam
edilecektir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge daha vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısına aşağıdaki maddenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Bülent
Turan Engin
Altay
Kayseri Çanakkale İstanbul
Erkan
Akçay Mehmet
Doğan Kubat
Manisa İstanbul
MADDE 21.- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 22- Genel Kurmay Başkanı, Kara
Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri
Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve Sahil Güvenlik Komutanı
olarak atanmış olanlar ile Orgeneral/Oramiral rütbelerinde
bulunanlardan aylıklarını 27/7/1967 tarihli ve 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa göre almakta
olanlar ve bunların emeklileri ile bakmakla yükümlü oldukları aile
fertlerinin sağlık giderleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin
tabi olduğu hükümler ve esaslar çerçevesinde ilgili kurum bütçelerinden
ödenir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN - Komisyon üyelerinin işaretlerini
görelim.
Evet, Komisyonun salt çoğunluğu
vardır.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen...
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan..
BAŞKAN - Yeni madde üzerinde Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Adana Milletvekilimiz Sayın Meral
Danış Beştaş konuşacaktır.
Buyurun Sayın Danış Beştaş.
(HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ
(Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önceki önergede de ifade ettiğimiz üzere
açıkça İç Tüzük'e aykırı, usule aykırı bir
işlem yapılmaktadır. Kesinlikle usul açısından ciddi
bir sakatlık olduğunu ve bizim itirazımız olduğunu bir
kez daha ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, gerçekten Türkiyenin
içinde bulunduğu şartlarda, bu kadar vahim olayların
yaşandığı, hak ve özgürlüklerin hiçe
sayıldığı bir ortamda biz ne görüşüyoruz? Milletvekillerinin
sosyal haklardan, kamu kurum ve kuruluşlarından
faydalanmasını. Ben de bir milletvekili olarak bunu katiyen
reddediyorum. Biz, bu ayrıcalığı istemiyoruz.
Halkların Demokratik Partisi olarak şunu açıkça ifade etmek
isterim ki Parlamentonun 9 üyesinin milletvekilliğinin hukuksuzca
düşürüldüğü, 9 parlamenterin, Enis Berberoğluyla beraber 10
parlamenterin hâlâ hapiste tutulduğu bir ortamda Parlamentonun
itibarını daha fazla zedelemekten, yaralamaktan başka bir anlam
taşımayacaktır.
Evet, milletvekillerinin durumunu
konuşalım. Biz, bunu her gün bu kürsüden ifade ediyoruz. Eğer
milletvekillerinin durumunu konuşacaksak, Selahattin Demirtaşı,
Figen Yüksekdağı, Gülser Yıldırımı, Selma
Irmakı, Ferhat Encuyu, Çağlar Demireli, İdris Balukeni,
Burcu Çeliki konuşalım, Enis Berberoğlunu konuşalım.
Gelin, bu Parlamentoda müdürle infaz koruma memuruyla, talimatla
çalışan yargıyla muhataplığı sona erdirelim. Halk
iradesi şu anda rehin olarak tutulurken biz dışarıdakilerin
gidip efendim herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda hangi düzeyde
kalacağımıza, ne kadar para ödeyeceğimize dair bir
tartışmayı zül kabul ediyorum. Bu, kabul edilemezdir. Biz burada
defalarca milletvekillerine yönelik kabul edilemez, küçük düşürücü
uygulamaları anlatırken görmeme, bilmeme, duymama hâlini yaşayan
Parlamento bugün kendisine yönelik bir ayrıcalığa, hem de üç
parti birlikte Evet. demiştir. Bu, tarihî bir gündür. Evet, bu üç parti
20 Mayısta milletvekili dokunulmazlığını da
kaldırmıştı ve sonrasında işte şimdi
milletvekilleri, halk iradesi hapiste.
Biz tarihsel bir sorumluluk taşıyoruz
arkadaşlar. Biz biz değiliz, biz halk olarak buradayız ve halk
iradesini temsil ediyorsak önce halkın çıkarlarını,
geleceğini, ekonomik durumunu, yaşam tarzını düşünmek
zorundayız.
Diğer önerge ne? Efendim, Genelkurmay
Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri
Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve
Sahil Güvenlik Komutanı olarak atanmış olanlar ile orgeneral,
oramiral rütbelerinde bulunanlardan aylıklarını 926
sayılı Kanuna göre alanların ve bunların emeklilerinin
-bilmem şu kadar bölümü- sağlık giderleri bizim gibi,
milletvekilleri gibi tabi olunan hükümler ve esaslar çerçevesinde ödenecek.
Neden? Neden gerçekten? Hani her gün burada Mehmetçik diyorsunuz ya, hani her
gün evlere cenaze gidiyor ya, hani biz Savaşa karşıyız.
diyoruz ya hep bu kürsüden, neden askerlerle oramiral arasında böyle bir
hiyerarşi koyuyorsunuz? Neden Genelkurmay Başkanı bu kadar
yüksek düzeyde bir sağlık harcamasından yararlanacakken o
askerler, yoksul halkın çocukları tedavi olacak masrafı
bulamayacak? Bunu kabul edemeyiz, bunu Türkiye kabul edemez. Bu
ayrıcalığı reddediyoruz.
Şu anda, emeklinin, işçinin, çiftçinin,
öğrencilerin, kadınların, öğretmenlerin her gün
iktidarın politikaları tarafından daha fazla
yoksullaştığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. OHAL
süreciyle kangren hâline gelen sorunlar yerli yerinde dururken böyle
ayrıcalıkların tanınmasını kabul etmek mümkün
değildir. Eğer bunu kabul edersek oyunu aldığımız
ya da almadığımız Türkiye yurttaşlarının
iradesine saygısızlık yapmış oluruz. Eğer
milletvekilleriyle ilgili bütün partiler ortaklaşacaksak, biraz önce de
söylediğim gibi, gelin, sorunlarımızı çözmek için ortaklaşalım.
Çünkü bizim sorunlarımız, temsil ettiğimiz milyonların
sorunlarıdır. Biz Halkların Demokratik Partisi olarak bu
meseleye tam da bu şekilde yaklaşıyoruz.
Şu anda bizimle birlikte çalışan
Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışanlarının sorunları
çok büyük, biliyorsunuz. Hâlâ kıdem tazminatı hakları yok.
Eğer bir düzenleme yapacaksak Meclisle ilgili, gelin, önce bizimle
birlikte çalışan emekçilere ve çalışanlara
haklarını verelim. Biz bunun altına gerçekten gönüllüce ilk
imzayı atmaya hazırız. Sosyal haklar açısından,
iş güvencesinin ve kıdem tazminatı hakkının
olmaması, işsizlik ödeneğinden yararlanamaması, eşit
işe eşit ücret politikasının uygulanmaması nedeniyle
emekçilerin bu kadar sıkıntı çektiği bir dönemde bu
ayrıcalıkları reddediyoruz.
Değerli milletvekilleri, daha önce bu
Parlamentoda 696 sıra sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32 ve
42nci maddeleriyle Danıştay, Yargıtay başkanları,
başsavcısı, başkan vekilleri, daire başkanları ve
üyeleri ile bunların emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile
fertlerinin sağlık giderlerinin, milletvekillerinin tabi
oldukları hüküm ve esaslara göre kurum bütçesinden ödenmesi
düzenlenmişti. Bu düzenleme Anayasanın eşitlik ilkesine ve
sağlık hakkı ilkesine açıkça aykırıdır.
İktidar partisi imtiyazlı bir zümre
oluşturuyor ve diğer partilerle birlikte bu imtiyazlı zümrenin
oluşumunda ortak hareket ediliyor. Yeri geldiğinde birbirlerine en
sert eleştirileri yaptıklarını biliyoruz. Ama
imtiyazlı zümre yaratma konusunda ortak paydada buluşmaya devam ediyorlar.
Şimdi, biz bu imtiyazlı zümrenin
giderlerini
Vatandaş birçok sağlık ücretini kendi bütçesinden
öderken bunlar imtiyazlı olacak. Örneğin, yoksulluk nedeniyle implant
ücretini karşılayamayan Ahmet amca, Hacer teyze kendi dişlerini
yaptıramıyor ama bu zümrenin implant masrafını vergisiyle
karşılayacak.
Ortalama fiyatı 5 ila 10 bin arasında olan
işitme cihazının sadece bin lirasını SGK
karşılıyor. Cebinden vermesi gereken ücreti
karşılayamadığı için çocuğuna işitme cihazı
alamayan aileler var. Ama bu aileler, bu yoksul aileler ödedikleri vergilerle
bu imtiyazlı zümrenin sağlık giderlerini
karşılayacaklar. Size bir adaletsizlik yansımıyor mu? Size
bir haksızlık yansımıyor mu? Çok açık bir tablo var
burada. Kirasını ödeyemediği için intihar eden yurttaşları
olan bir ülkede yaşıyoruz biz, Ege Denizinde can veren aileler var
biliyorsunuz, OHALin mağdur ettiği yüz binlerce insan var, ilaç
fiyatlarına gelen zamlar ortada, çiftçiler borç batağında, her
gün iş yerleri kapanıyor, cezaevleri dolup taşıyor,
işkence gün yüzüne çıktı. Meclisin işi bu mu, bu mu
olmalı gerçekten? Biz vatandaşın sorunlarını çözmek
için buradayız. Hem de üç partinin uzlaşmasıyla
çıkıyor, yazık diyorum, başka hiçbir şey söylemek
istemiyorum, yazık gerçekten. Milletvekillerinin sosyal haklardan en
yüksek devlet memuru gibi yararlanması konusunda
uzlaşılıyor, çocuk istismarları
araştırılsın dediğimizde reddediliyor. Genelkurmay
başkanları milletvekillerinin sahip olduğu sağlık
haklarından yararlansın. diyorsunuz ama Çiftlik Bankı
araştıralım diyoruz, buna karşı ret oyu veriyorsunuz.
Bu Meclise bu düzenlemeyi yaptırmak suçtur ve biz bu suça ortak
olmayacağız diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Danış Beştaş.
Sayın milletvekilleri, önerge üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açmıştım. Görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi bu önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Böylece, kabul edilen önerge doğrultusunda yeni
bir madde ihdas edilmiştir. Karışıklığa mahal
vermemek adına aynı madde numaralarıyla görüşmelere devam
edilecektir.
Sayın milletvekilleri, 20nci madde üzerinde
dört adet önerge vardır, önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 20nci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp Garo
Paylan
Diyarbakır Diyarbakır İstanbul
Saadet
Becerikli
Batman
BAŞKAN Az önce okunan önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Garo Paylan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Paylan, süreniz beş dakika.
GARO PAYLAN (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; geçmişte milletvekilleri
kendileri için bazı maddeler çıkarırlardı ve vatandaş
olarak biz isyan ederdik, ben de isyan ederdim. Şimdi, ülke yangın
yeriyken, işsizlikten millet kırılırken, intiharlar olurken
üç siyasi partinin bir arada kendine çalışmasını
kınıyorum diyebileceğim. Genelkurmay başkanlarına,
milletvekillerine artı imtiyaz sağlanması böyle bir iklimde
kabul edilemez. Bu tasarrufunuzu kınıyorum arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, ilgili maddede Maliye
Bakanı diyor ki: Taksi plakalarının satışından,
doğan değer artışlarından ben vergi
almayacağım. Maliye Bakanı Her türlü değer
artışından vergi alacağım. diyor, Taksi
plakalarında değer artışı olursa vergi
almayacağım. diyor. Beş yıl önce İstanbulda 500 bin
lira olan taksi plakası şimdi 1 milyon 700 bin lira, diyor ki: Ben
bundan vergi almayacağım arkadaş.
Arkadaşlar, bakın, İstanbulda taksi
plakalarını kimler elinde tutuyor? Şoförler mi? Binin
İstanbulda taksiye, yüzde 90ı yalnızca şofördür,
emekçidir. O yüzde 90ında taksi ağaları vardır,
plakacıları vardır. O plakacıların 10 tane, 20 tane,
30 tane plakası vardır ve her birinden ayda 10 bin lira kira
alır. O emekçi taksiciler gün boyu, gece boyu çalışırlar,
yevmiyelerini toplarlar, 300 lira toplarlar, 250sini gidip taksi plakası
ağasına verirler.
Değerli arkadaşlar, 20 plakası olan
her ay 200 bin lira gelir elde eder, yılda 2 milyon 400 bin lira gelir
elde eder, Maliye Bakanı ondan da vergi almaz. Şimdi diyor ki: Ben
bundan vergi almayacağım arkadaş. Ne taksi plakası
lobisiymiş bu, ne kadar güçlü bir lobiymiş. Yapmamız gereken
buraya yapısal bir reform getirmek arkadaşlar; şoförlerin,
emekçilerin hakkını koruyan bir reform getirmek.
Bakın, İstanbulda Uber çıktı.
Biliyorsunuz, son günlerin popüler tartışması Uber
tartışması. Uberciler ne yapıyor? Daha kaliteli arabalarla,
daha iyi hizmet vererek... Niye? Çünkü plaka ağalarına kira
vermiyorlar, hizmet veriyorlar. Ve taksiciler bunlarla rekabet edemiyorlar, o
taksi emekçileri rekabet edemiyorlar. Ne oluyor? Kavga, dövüş.
Yapmamız gereken, ilgili komisyonda yapısal bir reform getirmek ama
ne yapıyor Maliye Bakanı? Ben vergi almayacağım. deyince
o 1 milyon 700 bin liralık plaka bakın 2 milyon liraya çıkacak,
hemen 2 milyon liradan işlem görmeye başlayacak. Ne olacak? Kiralar
12 bin liraya çıkacak. Bunun sonucu ne olacak? O taksi emekçisi
arabasını yenileyemeyecek, iyi hizmet veremeyecek ve maalesef Uberle
rekabet edemeyecek. Yapmamız gereken yapısal reformdur
arkadaşlar. Böyle torba yasalar içinde bu mesele çözülmez.
Değerli arkadaşlar, vallahi Maliye
Bakanı belli lobilere yeniliyor ama serbest muhasebeci mali
müşavirlerin bu torbada çok önemli bir maddesi var ve kendilerinden rica
ettiler.
Arkadaşlar, bakın, biliyorsunuz, KDV
iadelerinde ihracatçılar ihracatını yapar, 10 milyon dolar
ihracat yapar, 1 milyon 800 bin dolar iade ister Maliye Bakanından. Bunun
raporunu kim yazar? Bugüne kadar yeminli mali müşavirler yazardı.
Şimdi Maliye Bakanı diyor ki: Ben serbest muhasebeci mali
müşavirlere de bu yetkiyi vereceğim. 1 milyon 800 bin dolara
imzayı atacaksın ey serbest muhasebeci. E, iyi, güzel ama diyor ki:
Eğer ki bir usulsüzlük görürsem ben bu parayı senden
alırım. Bakın, Maliye Bakanı bin liraya, 2 bin liraya
müşavirlik ücreti veren mali müşavirlere diyor ki: Sen 2 milyon
dolara imza atarsan, ben o adamı yakalayamazsam, Çiftlik Bank gibi iflas
ederse, kaçarsa ben o 2 milyon doları senden alırım. Müteselsil
sorumluluk vereceğim. İçinizde mali müşavirler var biliyorum,
serbest muhasebeci geçmişi olanlar var biliyorum. Bu, hak mıdır
arkadaşlar, güçler eşitliği midir? Milyonlarca doları olan
ve bir gün iflas edip, şirketi bırakıp yurt
dışına, Uruguaya gidecekler olabilecektir. Burada emeğiyle
bin liraya, 2 bin liraya, 500 liraya müşavirlik ücreti verenlere diyor ki:
Bu imzayı attın, ben seni müteselsil sorumlu yaparım
arkadaş. Hak değildir. Evet, bir sorumluluk vereceksen de gücüne
göre o sorumluluğu vermelisin. Arkadaşlar, mali müşavirlerin pek
çoğu orta gelirlidir, dar gelirlidir. Onları milyonlarca liralık
yükün altına sokamayız; bu, hak değildir.
Bu anlamda, bu maddeleri Sayın Maliye
Bakanına, KDV iadelerinde olduğu gibi, geri çektirmemiz gerekiyor
arkadaşlar. Meclisin gücünü burada da gösterelim. Serbest muhasebeci mali
müşavirlerin yanında olduğumuzu gösterelim diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Paylan.
Sayın Paylan ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra sayılı
Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 20nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Musa Çam Mehmet Bekaroğlu
İzmir İzmir İstanbul
Utku
Çakırözer Sibel
Özdemir Kadim
Durmaz
Eskişehir İstanbul Tokat
Kazım
Arslan
Denizli
MADDE 20- 193 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde ilave edilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 88- Taksi, dolmuş,
minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların, bu maddenin yürürlük
tarihinden önce elden çıkarılmasından doğan değer
artışı kazançlarına ilişkin olarak herhangi bir
tarhiyat yapılmaz, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan
varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçilir,
tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil edilen tutarlar red ve iade
edilmez.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öz.
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Denizli Milletvekilimiz Sayın Kazım Arslan.
Buyurun Sayın Arslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
KAZIM ARSLAN (Denizli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 535 sıra sayılı Yasa
Tasarısıyla katma değer vergisinde ve bazı kanunlarda ve
kanun hükmünde kararnamelerde yapılacak değişiklikle ilgili
tasarı üzerine görüşmeler yapıyoruz. Bu yasa
tasarısının 20nci maddesinde istediğimiz
değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarının
esasen ekonominin tıkandığı bir noktada, acil önlem
alınması gereken bir alanda, aslında para ihtiyacının
olduğu bir dönemde gereken bir cevabı verebilecek bir düzenleme
olmadığını görüyoruz. Bu nedenle, sorunlara çözüm
üretmekten çok, bazı istisnaların ve muafiyetlerin devreye sokulmak
suretiyle bu düzenlemenin yapıldığını düşünüyoruz.
20nci maddeyle taksi, dolmuş, minibüs ve umumi
servis araçlarına ait ticari plakaların satışından
kaynaklanan bir vergi alacağından devlet vazgeçiyor. Şimdi,
devletin vergi ihtiyacının olduğu, para ihtiyacının
olduğu bir dönemde böyle bir vergi alacağından vazgeçmesini
gerçek anlamda anlamak mümkün değildir, kabul etmek de mümkün
değildir değerli arkadaşlarım.
Bu plaka satışlarından neden vergi
alınmıyor? Gerçekten bunlar alınmazken tüketicinin üzerine
birçok yükler getiriliyor, çiftçinin mazotunun üzerindeki vergiden
vazgeçilmiyor ve birçok vergiler yine tüketiciler ve çalışanlar
üzerinde kalmaya devam ediyor. Şimdi, Bakanlık hatta bu kadar zorluk
yaşadığı bir dönemde yüzde 13,5la faizli borç almaya devam
ediyor, hatta bunlar yetmiyor, altın sertifikalı tahvil ihraç etmek
suretiyle devlete para almaya ve hazinenin borçlarını ödemeye gayret
ediyor.
Değerli arkadaşlarım, aslında
yapılması gereken değişiklikler, dün de söyledik,
ihtiyaçlara cevap verebilecek bir nitelikte olmalıdır. Bunun için
kapsamlı bir vergi reformuna ihtiyaç vardır. Ayrıca çok acil bir
şekilde sosyal güvenlik reformunun da yapılması gerekmektedir.
Eğer bunları yapamıyorsanız, gerçek anlamda kapsamlı
bir vergi düzenlemesi getiremiyorsanız yaptığımız bu
düzenlemeler kesinlikle Türkiyenin ve bu milletin ihtiyaçlarına cevap
veremeyecektir. Özellikle yatırımı artırıcı,
istihdamı artırıcı, işsizliği önleyen
uygulamaların öne çıkması ve böylelikle her türlü belanın
oluştuğu işsizlik durumunun ortadan kaldırılması
için de gayret eden bir Bakanlığı maalesef göremiyoruz. Ve öyle
bir düzenleme var ki hâlâ bu Bakanlık yüzde 67 oranındaki
dolaylı vergilerle günü kurtarmaya, borçlarını ödemeye gayret
ediyor ve bu işin içinden çıkmaya çalışıyor.
Değerli arkadaşlarım, şimdi,
Sayın Bakana bir şeyler sormak istiyorum, bu soruların da
cevabını istiyorum. Şimdi, Sayın Bakan, büyüme
oranımız açıklandı, yüzde 7,4 oranında bir
açıklama getirildi. Şimdi, bunun gerçekçi
olmadığını belirtmek istiyorum. Neden söylüyorum,
şimdi soruları sorduğum zaman bu açıklıkla ortaya
çıkacaktır. 2002de karşılıksız çek tutarı
2,2 milyar Türk lirası iken 2017de 17 milyar Türk lirasına
çıkmıştır. Protestolu senet Aralık 2002de 800 milyon
Türk lirası iken 2017de 11 milyar Türk lirasına yükselmiştir.
Faiz lobisine ödediğiniz faiz miktarı on beş yılda 708
milyar Türk lirasıdır. Yine on beş yılda
vatandaşın ödediği faiz de 368 milyar Türk lirasıdır.
Şimdi yine soruyorum: Hazineyi birçok yükün
altına soktunuz. Hazine garantisi vererek kâr garantili gelecek için
yatırım yapmaya çalıştınız. Bu
çalışmaların sonucunda da özellikle hazineye getirilen yükleri
şöyle sıralayıp bu yüklerin altından nasıl
kalkacağınızı da merak ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAZIM ARSLAN (Devamla) Sayın Başkan, bir
dakika
BAŞKAN Buyurun Sayın Arslan.
KAZIM ARSLAN (Devamla) Şimdi, Avrasya Tüneli
için 2017de 960 milyon dolar ödenecek. Kuzey Marmara Otoyoluna 2 milyar 738
milyon dolar ödenecek. Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyoluna 4 milyar 956
milyon dolar ödenecek. Kuzey Marmara Otoyolu Odayerine 1 milyar 40 milyon
dolar ödenecek. Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy Akyazıya 1 milyar 634
milyon dolar ödenecek.
Şimdi, bu kadar yükün altına
soktuğunuz hazine bu yüklerin altından nasıl kalkacak?
Nasıl yapacaksınız bu işi? Bu borçları, bu cari
açıkları, bu dış ticaret açığını
nasıl kapatacaksınız? Bunu merakla bekliyorum. Bu
sorularımın da cevabını istiyorum.
Sözlerimi bu şekilde bitiriyorum. Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Arslan.
Sayın Arslan ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535
sıra sayılı Kanun Tasarısının 20nci maddesinde
yer alan feragat edilmesi ibaresinin vazgeçilmesi şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mevlüt
Karakaya Mustafa
Kalaycı Emin Haluk
Ayhan
Adana Konya Denizli
İzzet
Ulvi Yönter Ruhi
Ersoy Saffet
Sancaklı
İstanbul Osmaniye Kocaeli
Mehmet
Erdoğan
Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 20nci maddesiyle taksi,
dolmuş, minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların elden
çıkarılmasından doğan değer artışı
kazançlarına ilişkin olarak herhangi bir tarhiyat
yapılmaması öngörülmektedir. Daha önce yapılmış olan
tarhiyatlardan açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla
vazgeçilmesi, tahakkuk eden tutarların terkin edilmesi, tahsil edilen
tutarların ret ve iade edilmemesine yönelik düzenleme yapılmaktadır.
Ülkemizde taksi plaka fiyatları giderek
artmakta, plakalar belirli kişilerde toplanmakta ve sektörün
sorunları giderek artmaktadır. Taksi-Uber
tartışmalarının yoğunlaştığı ve
taksicilerin büyük sorunlar yaşadığı ortamda yapılan
bu düzenleme sorunlara köklü çözümler getirmemektedir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 20nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Vedat
Demiröz Ali Cumhur
Taşkın
Kayseri Bitlis Mersin
Mehmet
Muş Zeki
Aygün Mehmet
Akyürek
İstanbul
Kocaeli Şanlıurfa
MADDE 20- 193 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 88- Taksi, dolmuş,
minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların, bu maddenin yürürlük
tarihinden önce elden çıkarılmasından doğan kazanç ve
işlemlerle ilgili olarak vergi incelemeleri veya takdir işlemlerine
istinaden herhangi bir vergi tarhiyatı yapılmaz, vergi cezası
kesilmez, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan ve
kesilmiş cezalardan varsa açılmış davalardan feragat
edilmesi kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir, tahsil
edilen tutarlar red ve iade edilmez.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle taksi, dolmuş,
minibüs ve umum servislere ait ticari plakaların maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce elden çıkarılması nedeniyle
doğan kazançlarla ilgili gelir vergisi açısından getirilen
düzenlemenin katma değer vergisi dâhil diğer vergi türlerini de
kapsayacak şekilde genişletilmesi önerilmektedir.
BAŞKAN Komisyonun takdire
bıraktığı, Hükûmetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
20nci maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
20nci madde kabul edilmiştir.
21inci madde üzerinde iki adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 21inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel
Yiğitalp Dilek
Öcalan
Diyarbakır Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenleme ile KDV iade inceleme
süreleri kısıtlanmakta, süre üç ay olarak belirlenmektedir.
İnceleme süresinin bu şekilde kısıtlanması incelemenin
eksik yapılmasına neden olacaktır. Müfettişlerin üç
ayın kısa bir süre olduğuna dair ciddi itirazları göz
önünde bulundurulmalı, düzenleme getirilmeden önce bu incelemeler için
gerekli altyapı oluşturulmalıdır. Mevcut durumda, siyasi
iktidarın popülist ve günü kurtaran vergi istisnalarıyla
getirdiği torba yasalar ile zaten vergi disiplini bozulmuş, vergi
tahsilatları büyük ölçüde azalmıştır. İncelemelerin
eksik ya da yanlış olması durumu vergi disiplinini daha da
derinleştirebilir. Bu açıdan maddenin tasarı metninden
çıkarılması gerekir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 21'inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Musa Çam
Sibel Özdemir
İzmir
İzmir
İstanbul
Mehmet
Bekaroğlu Kadim
Durmaz Utku
Çakırözer
İstanbul Tokat Eskişehir
MADDE 21- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 140'ncı maddesinin birinci fıkrasında yer
alan (6) numaralı bent aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"6. İncelemeye
başlanıldığı tarihten itibaren, tam inceleme
yapılması halinde en fazla bir yıl, sınırlı
inceleme yapılması halinde en fazla altı ay, katma değer
vergisi iade incelemelerinde ise en fazla üç ay içinde incelemeleri bitirmeleri
esastır. Bu süreler içinde incelemenin bitirilememesi halinde ek süre
talep edilebilir. Bu talep vergi incelemesine yetkili olanların
bağlı olduğu birim tarafından değerlendirilir, tam ve
sınırlı incelemelerde altı ayı, katma değer
vergisi iade incelemelerinde ise üç ayı geçmemek üzere ek süre
verilebilir. Bu durumda, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların
bağlı olduğu birim tarafından incelemenin bitirilememe
nedenleri yazılı olarak nezdinde inceleme yapılana bildirilir.
Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların bağlı olduğu
birimler vergi incelemesinin öngörülen süreler içinde bitirilmesi için gerekli
tedbirleri alırlar.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde metninin daha iyi
anlaşılması için söz konusu değişiklik
yapılmaktadır. Ayrıca katma değer vergisi incelemelerinde
ilave süre iki aydan üç aya çıkarılmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
21inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
21inci madde
kabul edilmiştir.
22nci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına
göre işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 22nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Musa Çam Mehmet Bekaroğlu
İzmir İzmir İstanbul
Utku
Çakırözer Sibel
Özdemir Kadim
Durmaz
Eskişehir İstanbul Tokat
MADDE 22 - 213 sayılı Kanunun 256'ncı
maddesinin son cümlesinde yer alan; "tasdike" ibaresinden sonra
gelmek üzere "ve 3568 sayılı Kanunun 8/A maddesi uyarınca
düzenlenecek katma değer vergisi iadesine dayanak rapora ibaresi ve
"yeminli mali müşavirler ibaresinden sonra gelmek üzere "ve
serbest muhasebeci mali müşavirler ibaresi ilave edilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Mehmet Bekaroğlu.
Buyurun Sayın Bekaroğlu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
bugün işte açıklanan rakamlarla Türkiye 2017de yüzde 7,4 büyüdü ve
müthiş bir gelişme. diye takdim edildi Hükûmet ve Hükûmet
yanlısı medya tarafından.
Değerli arkadaşlarım Bu büyüme
gerçek midir ve neyin karşılığında oldu? sorusu
duruyor. Biraz evvelki konuşmamda da ifade ettim, siz birçok konuda
olduğu gibi ekonomi konusunda da vatandaştan -en hafif ifadeyle söylüyorum-
gerçekleri saklıyorsunuz yani vatandaşı aldatıyorsunuz.
Bakın, bu büyüme
Dünya kadar piyasaya verdiğiniz para var ama bunun
dışında da Türkiyenin borç stoku, dış borç stokunda
net 35,8 milyar dolarlık bir artma var 2016 ile 2017 arasında.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, siz
diyorsunuz ki
Elimde bir rakam var, TÜİK -Hükûmete bağlı bir
kuruluş- tasarruf rakamlarını açıklamış, bir de
Hükûmet gayrisafi yurt içi hasılayı dolar bazında, TL
bazında açıkladı. Şimdi tasarruf oranlarımız,
TÜİK bir hesaplama sistemi getirdi, yeni sistem getirdi, yüzde 14lerde
filanken -ki çok düşük bir tasarruftu- bir anda yüzde 24lere, 25lere
çıkardı. 2017de tasarrufumuz kaçtır Sayın Bakanım?
Yüzde 24,95, yüzde 25. 680 milyar dolar da gayrisafi millî hasıla var, 150
milyar dolarlık tasarruf etmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar.
Bakın, iktidar partisi milletvekili arkadaşlarım, bakın,
nerede bu 150 milyar lira tasarruf? Yani 150 milyar lira tasarrufu varsa bu
ülke niye borçlanıyor? Bu ülke niye rekor faizler ödüyor değerli
arkadaşlarım? Niye sormuyorsunuz bunları? Aldatıyorsunuz.
Gerçekten, sadece sizi aldatmıyorlar, siz de bu milleti
aldatıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, bu dolarla
ilgili Doların artması önemli değil, hatta doların
artması iyidir, ihracatımızı artırır, rekabet
gücümüzü artırır filan gibi laflar söylüyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, 4 lira
Böyle
millî paramızın pul olduğu bir dönemde rekabet gücümüz
nasıl artar, nasıl bu ekonomi iyi ve büyük ekonomi olur ve millî
ekonomi olur değerli arkadaşlar? Sayın Zeybekcinin
yaptığı açıklama sadece ekonomistleri değil, konuyu
bilenleri filan değil yani milletvekillerini ve bütün insanları
-kusura bakmayın, özür dileyerek en hafif ifadeyle
konuşacağım- biraz aptal yerine koymaktır. Diyor ki: Türk
parasının diğeri azalmıyor, dolar artıyor. Rakamlar
ortada değerli arkadaşlarım. Doların piyasasını
belirleyen uluslararası bir endeks var. Doların değeri giderek
azalıyor, 103müş geçen sene, 90 olmuş Sayın Bakan.
Bakın, dolar küresel piyasada mesela euroya karşı yüzde 20
değer kaybetmiş değerli arkadaşlarım. Yani dolar
değerlenmiyor. Milletin karşısına çıkıp açık
açık
Ne diyelim şimdi
Doğruyu söylemiyor mu diyor, yalan
söylüyor mu diyor?
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir) CHP
on beş senedir bunu söylüyor.
MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ha, CHP mi sorumlu
bunlardan? Doğrudur arkadaşlar.
Bakın, size bir hikâye anlatayım
arkadaşlar, Temelin hikâyesini anlatayım. Temel Hazreti
İsayı Yahudiler öldürdü. diye duymuş, bir Yahudiyi
yakalamış, dövmeye başlamış, pat küt dövüyor. Ya, ne
oldu Temel? Ne yaptın? Siz Hazreti İsayı öldürmüşsünüz.
Ya, iki bin sene evvel. Ben yeni duydum. Her şey mi CHP? 1930larda
mı oldu bu işler değerli arkadaşlarım? Biz 2018de
değil miyiz? Bunları siz yapıyorsunuz, sizin Hükûmetiniz
yapıyor. Yani gerçeği, hakikati bu kadar eğen, büken, içini
boşaltan başka bir ekip yok, başka bir heyet gelmedi
değerli arkadaşlarım, böyle bir şey yok.
Bakın, sadece de bizim gibi ekonomilerle ilgili
dolar ciddi bir şekilde değer kaybediyor ama Türk lirasını
Hani Türk lirası değer kaybetmiyor. diyor ya. Bakın, ABD
doları karşısında yüzde 37, Rus rublesi
karşısında yüzde 75, Güney Afrika randı
karşısında yüzde 81, Brezilya reali karşısında
yüzde 63, Meksika pesosu karşısında yüzde 67 değer
kaybetmiş arkadaşlar. Şimdi, ben bunları burada söyledim
diye hain mi oluyorum? Hayır. Arkadaşlar, milletten gerçekleri
saklayanlardadır problem. Bak, haindir filan demiyorum. Bu, bizi ciddi bir
şekilde sıkıntıya sokacak, Türkiye ekonomisi yokuş
aşağı hızlı bir şekilde gidiyor, çarpacağız,
çakılacağız, hep beraber çakılacağız; o zaman da
iş işten geçmiş olacak değerli arkadaşlarım
diyor, sizi bir kere daha bu kürsüden uyarıyor, saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bekaroğlu.
Sayın Bekaroğlu ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22nci maddesinde yer alan
son cümlesinde yer alan ibaresinin, son cümlesindeki şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Saadet
Becerekli Aycan
İrmez
Diyarbakır Batman Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Şırnak Milletvekilimiz Sayın Aycan İrmez.
Buyurun Sayın İrmez. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
AYCAN İRMEZ (Şırnak) - Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün ülke olarak
geldiğiniz nokta: Çeşitli algı oyunlarıyla ortaya
çıkarılan bir tablo. Tabloda olması gerekenler yok; o yüzden
tablo eksik, tablo sıkıntılı. Kent merkezleri dahi yakılıp
yıkılan kentler; bodrum katlarında yakılarak katledilen
yurttaşlar; ülke olarak içinde olduğumuz ekonomik buhran; KHKlerle
işlerinden, ekmeklerinden edilmiş emekçiler, akademisyenler; insanların
birçok yönden tükendiği, gelecekle ilgili karamsar bir hâl; adaletin ancak
adının kaldığı bir ülke; Suriyede savaşın
ve tek bir çatışmanın yaşanmadığı biricik
yere sırf Kürt karşıtlığı üzerinden başlatılan
bir işgal ve ilhak; evet, tabloda ne yazık ki bunlar yok. Ne var
peki? Yaratılan manipülasyonla kahramanlık öyküleri yazmış
bir Hükûmet ve yöneticileriyle şenlik havasında bir ülke var
aslında.
Peki, asıl tabloya
baktığımızda, ülkenin aslında şenlik içerisinde
değil; tam tersine, kapkara bir hüzün ve acı içerisinde olduğu
çok açık. Sokaklara çıktığınızda hemen
göreceksiniz. Neden şenlik fotoğrafı görüyoruz peki? Çünkü
sarayın tekelleştirdiği bir medya tarafından her gün
manipüle ediliyoruz.
Değerli milletvekilleri, asıl tabloya
baktığımız zaman, rehin tutulan milletvekillerini,
siyasetçileri; haritadan silinmiş kentleri; adalet terazisi, ülkenin
ötekileri söz konusu olduğunda, sürekli şaşan hâkim ve
savcıları; ayaklar altında ezilen akademisyen cübbelerini; bir
pankartla düşüncelerini ifade ettikleri için gözaltına alınan,
tutuklanan, gelecekleriyle oynanan gençleri; patronları korumak adına
mahkemeler tarafından iş cinayetlerinde yaşamını
yitiren yurttaşlarımızın ailelerine ödenmesi öngörülen kan
paralarını; mesleğinden olmuş, aşından,
ekmeğinden olmuş onlarca insanı; daha dün sizlere burada
anlattığım, 78 yaşında cezaevine konan Sise anayı
görmekteyiz; aslında baskı ve korkuyla her gün sayısız kez
çiğnenen insan onurunu ve yasaları görmekteyiz. Ülke âdeta bir korku
imparatorluğuna çevrilmiş durumda. Fakat bizler sabah gazeteleri
açıp baktığımızda neredeyse tüm gazetelerde AKP Genel
Başkanı Erdoğanın ne kadar şahane bir lider
olduğunu görüyoruz yani AKP iktidarının var olma
koşullarını sürdürebilmek yani maskelemek için medya üzerindeki
baskısını görüyoruz.
Türkiye'de yaşayan tüm yurttaşlar büyük
bir baskı altında. Bu baskının devam ettiricisi olan
aracı kurumlar arasında en önemlisi de bağımsız siyasi
iktidarın gündeminin işlendiği bahçeye açılan
medyadır. Demokrasinin lağvedildiği, bağımsız
yargı düşüncesinin dahi konuşulmadığı, özgürlük,
insan hakları ve hukuk gibi değerlerin çiğnendiği bu ülkede
bağımsız olmayan medya kurumlarıyla büyük bir operasyon ne
yazık ki düzenlenmektedir. Zihinsel dünyaların şekillenmesini
hedef alan bu operasyonlarda devletin tüm sermayesi kullanılmaktadır.
AKP iktidarı medya üzerindeki baskısını, kendi
yarattığı sermayelere devlet olanaklarıyla peşkeş
çekerek sürdürmektedir. Bugünlerde gerçekleşen örnekleri hepimiz
görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, toplum yerli millî
gayrimillî denilerek kutuplaştırılmış durumda. Bu
kutuplaşma her geçen gün daha da derinleştirilmektedir. Hesap
Verebilirlik ve Şeffaflık Endeksinde hızla dünya ülkelerinin
gerisinde bir ülkede aslında yaşıyoruz. Düşünce ve ifade
özgürlüklerinde, akademik özgürlüklerde, bağımsız medya
endekslerinde her geçen gün biraz daha geriye düşülüyor. Her geçen gün
demokrasi, adalet, hukuk devleti, özgürlükler ortamından yoksun bir ülkeye
dönüşmekteyiz. Siyasi iktidar medyadan elini çekse aslında
bunları tek tek sizlerin de göreceğini biliyoruz.
Son olarak dünyaca ünlü yazar George Orwellin
dediği gibi Başkalarının duymak istemediklerini
söylemektir özgürlük. Başkalarının kızdıkları
şeyleri söylemektir özgürlük.
Son olarak aslında şunu da özellikle
belirtmek istiyorum: Şu tabloda gördüğünüz Kilis kent merkezinde Bölük
Mahallesi, Küçük Çarşı Sokağında yer alan ve 17nci
yüzyıl sonlarına doğru Kürt Hüseyin tarafından inşa
edilen, Kürtler Camisi olarak adı verilmiş olsa da ama ne
yazık ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYCAN İRMEZ (Devamla) Sayın Başkan,
son bir dakika
BAŞKAN Buyurun Sayın İrmez.
AYCAN İRMEZ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu dahi, bu fotoğraf dahi aslında bize
birçok şeyi göstermektedir. Burada, levhasında dahi yazıyor
Kürtler Cami ama ne yazık ki son dönemlerde Türkler Cami olarak
değiştirilmiştir. Yani burada dahi tüm Kürtlere nasıl bir
tahammülsüzlük, isimlerine dahi nasıl bir tahammülsüzlüğün söz konusu
olduğunu ne yazık görmekteyiz.
Aslında burada amaçlanan, Kürtlere ait tek bir
hafızayı ortada bırakmamak, Kürtlere ait tüm
hafızaları ve şu an görmüş olduğunuz tarihî
mirasları dahi ortadan kaldırmaktır. Aslında burada
yapılmak istenen, Kürtleri yok sayma politikaları AKP iktidarı
tarafından ne yazık ki her gün önümüze konulmaktadır. Burada
amaçlananın aslında Kürtlere tahammülsüzlükten başka bir
şey olmadığını bir kez daha göstermektedir ve bizzat
Valilik, bu ismi değiştirdiğine yönelik ayrıca kendi
sitesinde yayınlamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYCAN İRMEZ (Devamla) - Kürtler Camisi olduğu
ve bir Kürt tarafından yapıldığına ilişkin yer
almış olsa da ama caminin Türkler Camisi olması
gerektiğini ve değiştirmiş olduğunu bizzat sitesinden
görebilirsiniz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
İrmez.
Sayın İrmez ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
22nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
22nci madde kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 20.47
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
79uncu Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım:
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
B) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, 29/3/2018 tarihli birleşimde
Genel Kurul çalışmalarının 535 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
devam etmesine ilişkin önerisi
29/3/2018
Danışma
Kurulu Önerisi
Danışma Kurulunun
29/3/2018 Perşembe günü yaptığı toplantıda 29/3/2018
tarihli birleşimde Genel Kurulun çalışmalarının 535
sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar devam etmesi önerilmiştir.
İsmail
Kahraman
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Bülent Turan Engin
Altay
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan
Vekili
Meral Danış Beştaş Erkan
Akçay
Halkların Demokratik Partisi Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan
Vekili
BAŞKAN Arkadaşlar, Danışma
Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/926) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 535) (Devam)
BAŞKAN 535 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yerinde
Hükûmet? Yerinde.
23üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 23üncü maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Sibel
Yiğitalp
Adana Şanlıurfa Diyarbakır
İmam
Taşçıer Saadet
Becerekli
Diyarbakır Batman
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 19, 20 ve 23üncü maddeleri,
Hükûmetin teklif ettiği metinde yer almayan, Plan ve Bütçe Komisyonunda
iktidar milletvekillerinin oylarıyla tasarıya ihdas edilen ve
kamuoyunun son zamanlarda oldukça gündeminde olan sarı taksi-Uber
tartışmalarına dair düzenlemeler içermektedir. Sarı taksi-Uber
tartışmalarının yaşandığı, taksicilerin
Uber kullanıcılarını tehdit ettikleri, Uber'in yasal
düzenleme olmadan taksi esnafını mağdur ettiği gibi birçok
farklı tartışmanın olduğu bir dönemde yasama
ciddiyetine yakışır şekilde bir çalışma
yapılması gerekir. Anlık önergelerle ilgili komisyonda
görüşülmeden sırf tartışmaların önü kesilsin diye
palyatif bir anlayışla bu sorun çözüme kavuşturulamaz.
Düzenlemeler iyi bile olsa, bu düzenlemelerin ilgili komisyonda
görüşülmeden ve etraflıca tartışılmadan, mevcut krizi
çözmenin tam aksine, derinleştirmek riski söz konusu olabilir. Adil,
hakkaniyetli ve sorunu temelden çözen bir yaklaşımla ilgili
komisyonda görüşülmek üzere maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun
Tasarısının 23üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Ali
Cumhur Taşkın Vedat
Demiröz
Kayseri Mersin Bitlis
Mehmet
Muş Fatma Seniha
Nükhet Hotar
İstanbul İzmir
MADDE 23- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı
Harçlar Kanununa bağlı (2) sayılı Tarifenin I. Değer
veya ağırlık üzerinden alınan nispi harçlar:
başlıklı bölümünün (I) numaralı fıkrasına son
paragraftan önce gelmek üzere aşağıdaki paragraf
eklenmiştir.
Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis
araçlarına ait ticari plakaların devrine ilişkin
işlemlerde, alım satım bedeli üzerinden (Alınacak
harcın miktarında, bu fıkrada düzenlenen üst sınır
dikkate alınmaz.) (Binde 30)
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, taksi, dolmuş, minibüs ve umum
servis araçlarına ait ticari plakaların devrine ilişkin
kâğıtlarla ilgili işlemlerden alınacak noter
harcının hesabında, mevcut fıkrada belirtilen üst
sınırın dikkate alınmaması sağlanmaktadır.
BAŞKAN Komisyonun takdire
bıraktığı, Hükûmetin kabul ettiği önergeyi
oylarına sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 23üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
23üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 24üncü madde üzerinde
iki adet önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına
göre işleme alacağım.
Buyurun Sayın Öz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 24üncü maddesindeki
Devlete ait üniversitelerin ibaresinin, Devlet üniversitelerinin
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Saadet
Becerekli
Adana Şanlıurfa Batman
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde konuşmak isteyen
yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 24üncü maddesi ile 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenmesi öngörülen geçici
75inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Devlete ait
üniversitelerin tıp fakültelerine bağlı sağlık
uygulama ve araştırma merkezi ifadesinden sonra gelmek üzere
"birimleri ile rektörlüklerine bağlı sağlık hizmeti
sunan enstitüleri ibaresinin eklenmesini, altıncı
fıkrasında yer alan "Devlete ait üniversitelerin tıp
fakültelerine bağlı sağlık uygulama ve araştırma
merkezi birimlerinin ifadesinden sonra gelmek üzere "ve rektörlüklerine
bağlı sağlık hizmeti sunan enstitülerin ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Bülent
Turan Nureddin
Nebati Erkan Kandemir
Çanakkale İstanbul İstanbul
Hacı
Özkan Adnan
Boynukara Ahmet Sami
Ceylan
Mersin Adıyaman Çorum
Yusuf
Başer
Yozgat
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklikle devlete ait üniversitelerin
sağlık alanında hizmet sunan enstitülerin borçlarının
madde kapsamına dâhil edilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Bülent Turan ve arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 24üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
24üncü madde kabul edilmiştir.
25inci madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 25inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle devreden KDV'yi serbest
müşavirlere müteselsilen sorumlu olunması durumu ciddi bir
eleştiri söz konusu. Özellikle inşaat sektörüne bir aktarım
olması açısından yanlıştır. Serbest
müşavirlerin, devreden KDV'den müteselsilen sorumluluk getirilmesi
ayrıca çok sıkıntılı bir durumdur. Zira milyon
dolarlarla oynayan sermaye sahipleri ile bunun muhasebesini tutan meslek
erbabının sorumluluğu eşit olamaz. Bu büyük bir
haksızlıktır, uygulamada ciddi adaletsizlikler
doğuracaktır. Bu yönleriyle maddenin serbest muhasebeci ve
müşavirlere adaletsizlik doğurmaması açısından
tasarı metninden çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
25inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 25inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 26ncı madde
üzerinde iki adet önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri
birlikte işleme alacağım. Şimdi önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 26ncı maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Ali
Cumhur Taşkın Vedat
Demiröz
Kayseri Mersin Bitlis
Mehmet
Muş Zeki
Aygün Mehmet
Akyürek
İstanbul Kocaeli Şanlıurfa
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Saadet
Becerekli
Adana Şanlıurfa Batman
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp
Diyarbakır Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçelerini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle yeminli mali müşavir odaları ve
serbest muhasebeci mali müşavir odaları tarafından üyelerinden
alınan aidatlara ilişkin yapılması öngörülen düzenlemelerin
tasarı metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
Diğer önergenin gerekçesi:
Gerekçe:
Yapılan düzenlemeyle 3568 sayılı
Serbest Muhasebeci, Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik
Kanununun 16ncı maddesine bir fıkra eklenmiştir. Serbest
Muhasebeci Mali Müşavir Odası, kanunda yeri olmadığı
hâlde nispi aidat almaya başlamış ve bu durum bazı oda
üyesi serbest muhasebeci ve müşavirler tarafından dava konusu olup
Danıştaya taşınmıştır. Danıştay,
kanunda yeri olmadığı gerekçesiyle odanın koyduğu
nispi aidatı iptal etmiştir. İptal edilen bu düzenleme, oda
yönetiminin Hükûmete talebi doğrultusunda kanuni bir düzenlemeye
iktidarın Komisyondaki önergesiyle dönüştürülmüş
durumdadır. Meslek odası yönetiminin, kendi oda üyelerinin
görüşünü almadan ve buna itiraz eden serbest muhasebeci ve
müşavirlerin varlığına rağmen bu düzenlemenin
yapılması doğru değildir. Serbest muhasebeci ve
müşavirlerin itirazını dikkate alıyor ve bu düzenlemenin
tasarı metninden çıkarılmasını savunuyoruz.
BAŞKAN Komisyonun takdire
bıraktığı, Hükûmetin katıldığı
aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmiştir.
Kabul edilen önergeler doğrultusunda
26ncı madde tasarı metninden çıkarılmıştır.
27nci madde üzerinde önerge yok.
Konuşma yok.
27nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
27nci madde kabul edilmiştir.
28inci madde üzerinde iki adet önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535
sıra sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 28inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Zekeriya
Temizel Utku
Çakırözer Musa
Çam
İzmir
Eskişehir
İzmir
Sibel
Özdemir Haydar
Akar
İstanbul
Kocaeli
MADDE 28- 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı
Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde ilave edilmiştir.
Kadro ihdası
EK MADDE 1- Ekli (1) sayılı listede yer
alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin
Gelir İdaresi Başkanlığına ait bölümüne ilave
edilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Haydar Akar.
Buyurun Sayın Akar. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yaklaşık üç hafta önce
yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili bir kanun
görüşülürken Sayın Bakana bir soru sordum, ardından üç hafta
geçti, Sayın Bakandan cevabını alamadım. Soru çok basitti.
Osman Gazi Köprüsünün 2017 yılında garanti edilen bedelinin ne kadar
olduğunu, ne kadar tutar ödeneceğini sordum ama Sayın Bakan
beş dakika bana yerinden cevap verdi, bu rakamı söylemedi. Kendisine
de maliyenin aslında bir matematik olduğunu, işlem olduğunu
söylememe rağmen cevap vermedi.
Ne söyledi bana? Bu yatırımlarda
fizibilite ve etütleri yaptığını söyledi. Yani
fizibilitelerin doğru olduğunu, etütlerin doğru olduğunu,
bu yap-işlet-devret modellerinin doğru olduğunu söylemeye
çalıştı.
Ben, şimdi, Sayın Bakana 3 tane örnek
vereceğim burada, kısa kısa vereceğim örnekleri
detayına girmeden. Bir tanesi, Zafer Havaalanı. 2012de nüfus 1
milyon 619 bin, 2017de nüfus 1 milyon 652 bin. Sadece nüfus beş
yılda 33 bin artmış, garanti edilen bedel ise 288 bin
artmış. Yani 850 binden 288 bine çıkmış.
Gerçekleşme oranı yüzde 2,5. Şimdi, fizibilite ve etütleri çok
iyi yapmışlar (!)
Yine, Bursa Yenişehir Devlet
Demiryollarından bir örnek vereceğim. Bursa Yenişehir
hızlı tren hattı 70 kilometre, 370 milyon TLye ihale
edilmiş, ihaleden sonra 50 kilometresi değiştirilmiş, yeni
maliyeti 1,8 milyar TL. Bravo, takdir ediyorum, gerçekleşme oranı sadece
yüzde 7. Müthiş fizibilite ve etüt yapmışsınız (!)
Yeni havaalanı
Çok övündükleri yeni
havaalanı 10 milyar 247 milyon euroya yapılmış, hemen yüzde
61,5 gelir garantisi verilmiş ve on iki yıllığına
verilmiş bu gelir garantisi. İhaleden sonra kot 90dan 60a
indirilmiş. 1 milyar 370 milyon euroluk bir avantaj
sağlamış ihaleyi alan şirket ve 3üncü, 4üncü etaba -belki
ya yirmi sene sonra, on sene sonra yapılacak ihale şartnamesine göre-
göre de garantiler verilmiş ve garanti hemen 1inci etap tamamlandıktan
sonra başlayacak. 2 havaalanının toplam, mevcut
havaalanlarının toplam uçan yolcusu 2017de 42 milyon olmasına
rağmen, Atatürk Havaalanının 24 milyon olmasına
rağmen 70 milyon garanti vermişsiniz. Bu da iyi bir fizibilite, etüt
örneği diye düşünüyorum.
Yine, bana yaptığınız
açıklamada Bunların ekonomiye doğrudan ve dolaylı
sağlayacağı faydalar hesaplandı. diyorsunuz. Doğru,
hesaplamışsınız, 2018 bütçesine 6,2 milyar TL
koymuşsunuz bu şirketlere bu paraları ödeyebilmek için. Bu
paranın kimin cebinden çıkacağını da merak ediyorum,
bunu da cevaplarsanız çok memnun olurum.
Yine, üçüncü açıklamanız ise,
Vatandaş köprüden geçiyor, tünelden geçiyor. demişsiniz. Doğru
söylemişsiniz ama aslında geçmiyor. Bana söylediniz üç hafta önce
bunları, tutanaklardan bakabilirsiniz, ben de bunlara cevap veriyorum:
Aslında geçmiyor. Osman Gazi Köprüsü için garanti edilen araç
sayısı 14 milyon 600 bin, geçen araç sayısı 2017de 5
milyon, geçmeyen araç 9 milyon 600 bin; detayına girmiyorum. Yavuz Sultan
Selim Köprüsü; yıllık garanti edilen araç sayısı 49 milyon
275 bin, geçen araç sayısı 15 milyon sadece -üçte 1i bile
değil- geçmeyen araç 34 milyon. Avrasya Tüneli; yıllık garanti
edilen araç sayısı 25 milyon, geçen araç sayısı 15 milyon,
geçmeyen araç sayısı 10 milyon. Doğru,
haklısınız; bana verdiğiniz cevapta Vatandaş
geçiyor. diyorsunuz ama aslında geçmediğini hep birlikte görüyoruz.
Köprü yapıyoruz, tünel de yapıyoruz, bu
ülkenin dört bir tarafını inşaatlara, şantiyelere
çeviriyoruz. demişsiniz bana cevapta. Evet, çevrildi, ancak çeviremediniz
bence, her yer AVM, yüksek katlı binalar oldu. Sizin kamu
yatırımı dediğiniz özel sektörün yaptığı
yatırım aslında baktığınızda, garanti
edilenler için de ücretini biz ödüyoruz.
Ben size bir soru sormak istiyorum şimdi, bunu
da cevaplarsınız inşallah. On altı yılda, yine sizin
iktidarınız döneminizde yaptığınız ve
satabileceğiniz bir tek eser sizden rica ediyorum?
Sizin döneminizde yapılmış ama
satabileceğiniz yani vatandaşın vergisiyle
yapılmış, satabileceğiniz bir tek eseri sizden -bu,
işletme olur, fabrika olur- rica ediyorum.
Siz bana 90lı yıllarda ödenen faizlerden
bahsedin. diyorsunuz, Bu faizler kime gidiyor bunlardan bahsedin.
diyorsunuz. Doğru, 90lı yıllarda faiz ödenmiştir ama
muhtemelen bunun siyasi sorumlusu biz değiliz, hatta 90lı
yıllarda da oy tercihinizde o faizleri ödeyenleri, onları
kullandığınızı da düşünüyorum. Muhtemelen, bize
vermediğinize göre onlara vermişsinizdir oyunuzu o yıllarda.
Bakın, şimdi, on altı yılda
devletin ödediği faiz 757 milyar TL, vatandaşın ödediği
faiz 368 milyar TL. Şimdi ben size soruyorum: Bu faizler nereye gidiyor?
Aralık 2012 yılında devletin borcu 243 milyar TL, Aralık
2017 yılında devletin borcu 877 milyar TL. Şimdi soruyorum: 644
milyar TLyi ne yaptınız? Neredeyse 63 milyar dolarlık
özelleştirme, 644 milyar TL de borç aldınız ve faizleri
karşılamadığını görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HAYDAR AKAR (Devamla) Sayın
Başkanım, bir dakikanızı daha rica ediyorum,
toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Akar.
HAYDAR AKAR (Devamla) Bu ülkede köprüler
yapıldıkça yatırım artıyor, üretim artıyor,
istihdam artıyor, refah artıyor. diyorsunuz bana verdiğiniz
cevapta, 2002de kişi başı kamu borcu 3.677 TL, 2017 Aralık
kişi başı kamu borcu 10.981 TL. 2002de işsizlik oranı
yüzde 8,3; 2017de işsizlik oranı 10,3; elli iki yılda verilen
cari açık 43,7 milyar dolar, on altı yılda verilen cari
açık 561 milyar dolar. Karşılıksız çek tutarını,
protestolu senet tutarını, tüketicinin banka borcunu söylemiyorum.
Şimdi size de sormak istiyorum: Vatandaş refah içinde mi
yaşıyor, borç içinde mi yaşıyor, merak ediyorum.
Biz, hesabını da, kitabını da
yapabilen insanlarız. diyorsunuz. Şimdi söylüyorum: Vallahi de,
billahi de siz hesap kitap bilmiyorsunuz diyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Akar.
Sayın Akar ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 28inci maddesindeki
listede yer alan ibaresinin listedeki şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana
Şanlıurfa
Şanlıurfa
İmam Taşçıer Sibel Yiğitalp
Diyarbakır
Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAMİ ÇAKIR
(Kocaeli) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekilimiz Sayın Hüda Kaya.
Buyurun Sayın Kaya. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
HÜDA KAYA (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hızlıca
hemen ifade edeceklerimi edeyim.
Değerli arkadaşlar, İstanbulun
üçüncü köprüsü Yavuz Sultan Selim Köprüsüne bazı arkadaşlar da
değindiler. Bununla ilgili, halkımız çok ciddi şikâyetler
ve sıkıntılarını bizlere ulaştırıyor.
Köprü yaptık, yollar yaptık. diyorsunuz, övünüyorsunuz ama orta
sınıfın altındaki insanlar köprülerden geçemiyorlar ama
oturdukları mahallelerde mecburi istikamet gereği
bağlantılı yollardan geçen insanlarımız yüz binlerce
liralık icra takipleriyle boğuşuyorlar arkadaşlar.
Şunlardan bahsedeceğim, bunun gibi daha
desteler dolusu, otoyollardan mahallelerine giden ve büyük hafriyat
araçlarının da mecburi istikamet yolu olan paralı yoldan bunun
gibi desteler dolusu gelmiş cezalar var insanlara ve bu insanlar,
Küçükçekmece, Kanarya Mahallesi gibi yerlerde oturanlar mecburi olarak bu
yollardan geçmek zorunda kalıyorlar. Hafriyat taşıyan ve
aylıkları 2.500 lirayı bile geçmeyen emekçi insanlar 16 bin lira
anaparası, cezası olan otoyolun parasına 210, 250, 300 bin
liraları geçen cezalar üstüne yığılmış durumda ve
her biri, binlerce insan, öyle yüzlerce falan değil, icra takibiyle
boğuşuyorlar. Bu insanlarımızın, bu
vatandaşlarımızın talebi, insanların durumlarına
göre anaparayı yapılandırmak ve bu faizinin iptal edilmesi
meselesi değerli arkadaşlar.
Sevgili arkadaşlar, sizler de
görmüşsünüzdür, bugün ulusal ve uluslararası medyada, sosyal medyada
yoğun bir şekilde hâlen paylaşılmakta olan,
tartışılan bir video var arkadaşlar. Maalesef, tecrübeli
gazetecilerimizden biri diye bildiğimiz bir arkadaşın Afrinde
sokak röportajında yaptığı bir söyleşiyi video olarak
yayınlıyorlar. Bu videoda, orada konuşan bir sivil vatandaş
yani orada yaşayan bir sivil, kendisinin söylediklerinin tamamen tercüme
yapılırken çarpıtılmasıyla yalan medyanın
Hani hep diyoruz ya, yalanla güç, güç değildir;
yalanla iktidar, iktidar olamaz; yalanla güç meşru olamaz arkadaşlar.
İşte bugün bu yayınlanan videoda iktidar yanlısı
medyasının hiç görmezden geldiği ama ülkemiz adına utanç
verici bu video için bir kez daha yalanın nasıl kullanılır,
pratik bir politika hâline getirildiğini görmüş olduk. Oradaki sokak
söyleşisindeki sivil şunu söylüyor: Afrin halkı, Afrinde
silahlı güçler istemiyoruz. ÖSO özgür ordu değildir, teröristtir,
hırsızdır, tahripkârdır. Malımızı
götürdüler, talan ettiler, kadınlarımızı götürdüler, geçen
gece yaşları 15 olan 3 kıza tecavüz ettiler. derken ÖSOnun
yerine YPGyi tercüme ediyorlar arkadaşlar. Değerli arkadaşlar,
bu yalanlardan kurtulmamız lazım. İlkeli, ahlaklı,
vicdanlı bir siyaset yapmamız lazım.
Yine, sevgili arkadaşlar, biraz önce Aycan
Vekilimiz bahsetti, ben de not almıştım; Kiliste 17nci
yüzyıl eserlerinden biri Kürtler Camisi ve şu anda Türkler Camisi
olarak değiştirilmiş. Değerli arkadaşlar, buradan hep
şunu söylüyorum: Bu zihniyet, bu anlayış
Hani hep din
güncellensin diye tartışılıyor ya, işte güncellenmesi
gereken sapkın, iktidarcı, Emevici, fetihçi zihniyetin bir
uzantısı olduğundan dolayıdır; Kürtler Camisi kaç yüz
yıldır orada dururken Türkler adını takmak bu
fetihçiliğin bir göstergesidir. Bunları yaparak iktidarın gücü
güç olamaz, meşru olamaz değerli arkadaşlar. Bu politika ve
söylemle ancak insanlarımızın arası bölünür, bölücü bir
politika izlenir ve toplumumuz nefret toplumu hâline gelir değerli
arkadaşlar.
Yine, bir örnek daha vereceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜDA KAYA (Devamla) Son cümlemi kullanayım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kaya.
HÜDA KAYA (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Nefret toplumu, cinnet toplumu, buhran toplumu
hâline gelen toplumumuzda doktorlardan biri KHKyle görevden atılıyor.
Hastanenin 10uncu katından atlayarak intihar etmişti bu doktor ve bu
doktorun da byLock falan kullanmadığı ortaya çıktı
öldükten sonra. Yaşamlar heba edildikten sonra, insanlara cinnet
geçirtildikten sonra iadeiitibarın ne anlamı var değerli
arkadaşlar? İnsanlar yaşarken adaletli, ahlaklı,
vicdanlı bir uygulamayla toplumumuzda adaleti gerçekleştirirsek zaten
böylesine hayattan, yaşamdan umudunu kesen ve çareyi ölümde bulan
insanlarımızla bizlerin de vicdanı daha çok yaralanmaz. Tez
vakitte vicdanlı bir politikaya dönerek ülkemizin yaşanabilir bir
ülke hâline gelmesini tekrar diliyorum ve sizlerden bunu tekrar istirham ediyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaya.
Sayın milletvekilleri, Sayın Kaya ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
28inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
28inci madde kabul edilmiştir.
29uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 29uncu maddesinde yer alan
"tarihli ibaresinin "tarih şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Osman
Baydemir Dilek
Öcalan
Adana Şanlıurfa Şanlıurfa
İmam
Taşçıer Sibel
Yiğitalp Ali
Atalan
Diyarbakır Diyarbakır Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mardin Milletvekilimiz Sayın Ali Atalan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Atalan, süreniz beş dakika.
ALİ ATALAN (Mardin) Teşekkür ederim
Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Hüda Vekilimizin bıraktığı
yerden devam edeceğim.
Türkiyenin ulaştığı seviye
öğrenilmek isteniyorsa medyanın içine düştüğü duruma,
aslında drama bir bakmak bence yeterlidir. Bu ölçüt, bir ülkenin demokrasi
açısından gelişmişliğini veya geri
kalmışlığını saptamak açısından temel
bir parametredir. Malum, klasik üç erkten sonra gelen ama etkinliği
açısından yer yer onların da önüne geçen bir alandır medya.
Ancak onun yalnız varlığı değil ondan daha önemlisi
onun ne kadar nesnel, eleştirel, renkli ve basın etiği
çerçevesinde hareket ettiğidir. Bu bağlamda, özellikle basının
iktidarla ilişkisi, mesafeli veya eleştirel bir duruş sergileyip
sergilemediği belirleyicidir.
Medya kuruluşları Türkiyede kuşkusuz
çoktur. Ama bu çokluk maalesef çeşitli, çoğulcu ve renkli
değildir yani tek düzedir. Bu minval üzerinden
bakıldığında Türkiyede medyanın medya olmaktan
çıktığı, iktidara şirin görünmek için artık
şakşakçılık yapmaktan başka hiçbir iş ve
işlev görmediği açıktır. Aykırı ve eleştirel
bazıları varsa da onların da yavaş yavaş ortadan kaldırıldığı,
çalışanların nasıl işten kovulduğu,
tutuklandıkları, korkutarak sindirildikleri görülmektedir.
Maalesef, medya alanı hızla
monotonlaşıyor, monopolleşiyor, daha doğrusu, aslında
söylemek gerekirse sistematik ve bilinçli bir şekilde
tekelleştiriliyor. Bizimle ilgili kısmı zaten arkadaşlarımız
tarafından dün de yeterince dile getirildi. Bakın, mevcut durumda
medyanın HDPyle ilgili, HDPye ilişkin yayın politikası
aslında bir skandal niteliği taşıyor.
Siz, sivil demokratik siyasetin gerekli
olduğundan söz edeceksiniz ama buna paralel olarak pratikte bunu önlemek
için elinizden geleni yapacaksınız. Gerçek şudur: Sayın
AKPliler, özgürlük, hukuk, barış ve demokratik siyasetle ilgili
tutumunuzda gerçekten büyük bir çarpıklık ve tutarsızlık
vardır. Mevcut çatışma ve gerginlik politikası üzerinden
partimiz özellikle maalesef medya vasıtasıyla itibarsızlaştırılmaya
ve kriminalize edilmeye çalışılıyor. Öyle fütursuzca
yapılıyor ki, artık eleştirel kesimler ve özellikle
seçmenimiz televizyonları izlemez, gazeteleri okumaz duruma gelmiş,
takip eden varsa da -bunu gerçekten söylüyorum, inanın buna- peşinen
onlara hiç itimat etmeme pozisyonuna düşmüştür.
Bir AKPli arkadaş dün burada Sayın
Demirtaşı kastederek bir dönem medyada saz çalabildiğini, bunun
da basın özgürlüğünün var olduğunun ispatı olduğu
imasında bulundu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Yanlış
anlamışsın. Öyle değil.
ALİ ATALAN (Devamla) Bence bu kötü örnek
Hükûmet cenahında basın anlayışının ne kadar
çarpık ve geri olduğunun bir delili olsa gerek. Bu vesileyle buradan,
başta eş başkanlarımız Demirtaş ve Yüksekdağ
ve onların şahsında bütün siyasi tutsakları en içten
saygılarımla selamlıyorum.
Bakın, Sayın Selahattin
Demirtaşın saz çaldığı, kanın
akmadığı, kısmi özgürlüğün var olduğu bir dönemde
kazanan bu ülkenin tüm halkı ve Türkiye olmuştur. Bir parti seçimde kaybetti
diye birdenbire her şey allak bullak oldu. Barıştan, huzurdan ve
kardeşlikten kazanan taraf barışa karşı olabilir mi?
Barışın kalıcılığının sabote
edilmesinden yana olabilir mi? HDP yalnız barışı
savunmuyor, barışın ürünü olduğunu söylüyor, onurlu ve
kalıcı bir barış varlık sebebi olarak
sayılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ATALAN (Devamla) Başkan, bir dakika
daha alabilir miyim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Atalan.
ALİ ATALAN (Devamla) Yaratılan algı
ise maalesef bunun tersidir. Bu konjonktürde kim ne derse desin, nesnel tarih
bu gerçeği yazacaktır. Bundan dolayıdır ki yargı,
demokrasi, yasama işlevsiz kılındı ve özellikle basın
özgürlüğü büsbütün rafa kaldırıldı. Bundan hiç kimse kazanmayacak
ama özellikle kaybedecek olan bu halk ve ülkedir.
En son şunu söyleyeyim: Bu ülkenin en çok
özlediği, Selahattin Demirtaşın barışı ve
özgürlüğü sembolize eden sazı ve özellikle bunu da vurgulayayım,
çaldığı, bilinen
(x) parçasıdır.
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Atalan.
Sayın Atalan ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
29uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
29uncu madde kabul edilmiştir.
30uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 30uncu maddesinde yer alan
Kanun Hükmünde Kararnamenin ibaresinin Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK)
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Saadet
Becerekli Sibel
Yiğitalp Ali
Atalan
Batman Diyarbakır Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mardin Milletvekilimiz Sayın Ali Atalan.
Buyurun Sayın Atalan. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
ALİ ATALAN (Mardin) Teşekkür ederim
Başkan.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu gene
saygıyla selamlıyorum.
Konunun güncel olması hasebiyle, bir Ezidi
milletvekili olarak -belki bilmeyenleriniz olabilir- bu konuya özellikle
değinmek istiyorum. Son günlerde Şengale de gireceğiz.
şeklinde tehditler savruluyor ama bunun bir karşılığı
olmadığını bu fikri ortaya atanların da biliyor
olması gerek.
Afrinde ortaya çıkan tablo tüm
çıplaklığıyla dünyanın gözü önüne serilmiş oldu.
Kürt halkının tarihî destanında özgürlüğün sembolü demirci
ve devrimci Gâvenin heykelini ve farklı inançlara ait kutsal yerleri
Özellikle sosyal medya üzerinden de gördüğümüz gibi, Ezidi kadınlara
da zorla çarşaflar giydirildiği bir hakikat olarak ortaya
çıkmış, gözlerimizin önüne serilmiştir.
Türkiye medyasında bunu izleme
şansımız maalesef olmadı. Türkiye medyasından
izlediğimiz tek şey, sanki ÖSO güçleri Birleşmiş
Milletlerin barış gücüymüş gibi, orada huzur ve
barışı tesis etmek amacıyla gitmiş gibi bir intiba,
bir izlenim yaratıldı. Allahtan yağmacı, ganimet peşinde
koşan, birbirlerini bile bunun için vuran görüntüler ortaya
çıkınca bunun böyle olmadığı herkesçe bilinmiş
oldu. Afrinde yaşananları maalesef ancak BBC, CNN International gibi
kanallardan ya da sosyal medya üzerinden öğrenmiş olduk.
Şengal, Ezidilerin bilinen ana yurdudur.
Şengalde sivillere karşı herhangi bir yönelimden hem siyasi hem
hukuki hem ahlaki AKP Hükûmeti sorumlu olacaktır.
Bilindiği gibi, Ezidiler 2014 yılında
IŞİDin soykırımına maruz kalmış,
IŞİD, Ezidileri Şengalde tamamen yok etmek istemiş,
katliam sonrası Ezidiler ana yurtlarını terk etmek zorunda
bırakılmıştır. Aynı süreçte binlerce Ezidi çocuk
ve kadın esir alındı. Yaşanan bu korkunç soykırım
ardından üç buçuk sene geçti. Ezidiler yaralarını yeni yeni
sarmaya çalışırken bugün yine Şengale, Ezidilere yönelik
tehditler savruluyor. Ezidilerin kendi geleneksel direniş mazisine uygun
bir şekilde, kendilerini olası saldırılara karşı
savunmak amacıyla örgütlendikleri yadsınamaz bir gerçektir ancak
bunun kime zarar verdiği veya herhangi bir ülke için bir tehdit
oluşturduğunu iddia eden biri varsa çıksın bize lütfen
anlatsın. IŞİD de dâhil, bin yıllardır hiçbir güç
Ezidileri Şengalden çıkaramamış, onları
Şengalden büsbütün vazgeçirememiştir. AKP sürekli mazlumların
ve mağdurların yanında olduğunu iddia eder, ifade eder
ancak tam konu Kürtlere gelince 180 derece dönüş yapmaktan hiç de imtina
etmez. Tarihte 73 defa katliama, soykırıma uğramış
Ezidilerin mazlum olduğunu tüm dünya görüyor ve kabul ediyor. Eğer bu
Hükûmet de böyle görüyorsa mevcut sınırlar içinde Ezidi
halkının kendi kaderini tayin etme hakkına saygı göstermesi
gerekiyor. Bu halk kendi özgünlüğünü korumalı, özgürlüğünü elde
etmelidir. Bu konuda bizim de onları desteklememiz gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı son günlerde
sürekli Biz bir işgal kuvveti değiliz. Sahibi kimlerse buraları
sahiplerine devredeceğiz. diyor. Başka ülkenin
sınırlarını ihlal etmesine rağmen, başka
ülkelerin iç işlerine karışmasına rağmen, bu tür
söylemleri de sarf edebiliyor maalesef.
Bir dakika daha Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Atalan.
ALİ ATALAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, uluslararası hukuk normlarını da hiçe sayarak
Şengale yönelik tehditlere Irak Savunma Bakanlığınca bir
cevap verildi: Topraklarımıza yönelik her türlü dış
saldırıya karşı Irak Hükûmeti olarak elimiz boş
kalmayacaktır. Şimdi, böylesi gerginlikleri yaratmanın hiçbir
faydası ve hiç kimseye bir getirisi olmaz ve olmayacaktır. Kim ki
mazlumların, mağdurların yeri olarak bilinen Şengale
saldırıyorsa ve saldıracaksa, inanın, hem ahlaki hem siyasi
hem insani olarak bu vebalin altından kalkamayacaktır çünkü Ezidiler
mazlumdur ve mağdurdur.
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Atalan.
Sayın Atalan ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
30uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 30uncu madde kabul edilmiştir.
31inci madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutup işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535
sıra sayılı Kanun Tasarısının 31inci
maddesindeki listede yer alan ibaresinin listedeki şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel
Yiğitalp Dilek
Öcalan
Diyarbakır Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
31inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
31inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Ancak bu bölümde hâlihazırda yeni madde
ihdasına ilişkin olarak milletvekillerimiz tarafından iki önerge
verilmiş olduğundan Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan
Vekili Sayın Erkan Akçay ve arkadaşları tarafından verilen
Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığının
merkez ve taşra teşkilatları çalışanları için
kurum içi özel uzmanlık sınavı açılmasına ilişkin
önergeyi işlemden kaldırıyorum.
32nci madde üzerinde iki adet önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 32nci maddesinin (d)
bendinde yer alan yayımı tarihinde ibaresinin
yayımlandığı tarihte şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel
Yiğitalp Dilek
Öcalan
Diyarbakır Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 32nci maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendinde yer alan 8 inci maddesi (3065 sayılı Kanunun 29 uncu
maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan teslim ve hizmetin
gerçekleştiği vergilendirme döneminde ibaresinin madde metninden
çıkarılmasına ilişkin hüküm hariç), ibaresinin 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri,
şeklinde değiştirilmesini, aynı bentte yer alan 22 nci ve
25 inci ibarelerinin madde metninden çıkarılmasını, (d)
bendinde yer alan maddeleri ibaresinin hükümleri şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Naci
Ağbal
Maliye
Bakanı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN Önergeye katılıyor musunuz
Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yürürlük maddesi yeniden düzenlenmektedir.
BAŞKAN Komisyonun takdire
bıraktığı, Hükûmetin katıldığı önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 32nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
32nci
madde kabul edilmiştir.
33üncü madde üzerinde bir adet önerge vardır,
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 535 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 33üncü maddesinde yer alan
hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür ibaresinin hükümleri, Bakanlar Kurulu
tarafından yürütülür şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş İmam
Taşçıer Osman
Baydemir
Adana Diyarbakır Şanlıurfa
Sibel
Yiğitalp Dilek
Öcalan
Diyarbakır Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet önergeye katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
33üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
33üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, ikinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Oyunun rengini belli etmek üzere lehte ve aleyhte
söz isteyen var mı? Yok.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.42
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.50
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
79uncu Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü
açık oylamaya tabidir. Açık oylamanın şekli hakkında
Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre
içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini,
bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını
oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın
bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan
oy pusulasını yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı
yoktur.
Sayın Beştaş, bir talebiniz var.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Adana Milletvekili Meral Danış Beştaşın,
İstanbulda Emlak Konut Kuzey Yakası Projesinde çalışan
işçilerin ana dilleriyle konuşmalarının firma yönetimince
yasaklanmasına ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) -
Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün olağanüstü gelişmeler, maalesef
üzücü gelişmeler devam ediyor. Biraz önce İstanbul'dan yeni bir
başvuru daha aldık. İstanbul Başakşehir Kayaşehir
bölgesinde devam eden bir inşaatta Emlak Konut Kuzey Yakası
Projesinde çalışan işçilerin ana dilleriyle
konuşmaları firma yönetimince bir yazıyla yasaklanmış.
Bunun üzerine İnşaat ve Yapı İşçileri Sendikası
bir açıklama yapmış ve bu firmada Türkçe konuşanlar
dışında sadece Kürtlerin ve Kürt işçilerin Kürtçe
konuştuklarını ve bununla Kürt dilinin
yasaklandığını açıkladı yani bunu sendika da
açıkladı. Her şeyden önce, bu Kürt diline ve kültürüne yönelik
saldırıların artık yandaş firmalar tarafından da
maalesef uygulamaya konulduğunu görüyoruz. Ana dili hiç kimse
tarafından yasaklanamaz; bu konu hiç kimsenin uhdesinde değildir,
hele hele işçilerin kendi yaşamlarını idame ettirmek için
kendi aralarında ana dillerini konuşma
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Tamamlayacağım
Sayın Başkan.
BAŞKAN Tamamlayınız lütfen.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
İşçilerin kendi ana dillerinde ve kendi çalışma
ortamlarında konuşmalarının yasaklanması açık bir
ırkçılık örneğidir. Ben orada çalışan Türkçe
konuşan sadece Kürt işçiler değil, diğer bütün
işçilerin ana dilde konuşmalarının temel bir hak
olduğunu buradan söylemek istiyorum ve ayrıca (
)(X) diyorum ve hepsini
selamlamak istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Beştaş.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
kayıtlara geçsin diye söylüyorum, AK PARTİ ana dili ana sütü gibi
helal bilir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Ben de
onu söyledim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Şimdi hemen
aradık Genel Müdürümüzü, Murat Kum Beyi, böyle bir şey
olmadığını ifade etti. Ancak bizim bilmediğimiz bir
yanlış varsa, bir belge varsa onu da incelemek isteriz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Var,
var.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ama Genel Müdür
şimdi böyle bir konu olmadığını ifade etti.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/926) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 535) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
yapılan oylamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.58
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Yaşar TÜZÜN
KÂTİP ÜYELER: Bülent ÖZ (Çanakkale), İshak
GAZEL (Kütahya)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
79uncu Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
535 sıra sayılı Kanun
Tasarısının tümünün açık oylamasında toplantı
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi açık oylamayı
tekrarlayacağım.
Oylama için üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
BAŞKAN Pusula gönderen arkadaşlar lütfen
Genel Kuruldan ayrılmasın.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Katma
Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan
Oy Sayısı |
: |
199 |
Kabul |
: |
186 |
Ret |
: |
12 |
Çekimser |
: |
Kâtip Üye İshak Gazel Kütahya |
Kâtip Üye Bülent Öz Çanakkale |
Sayın milletvekilleri, bu oylama sonucuna göre
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Sayın Bakanın bir teşekkür
konuşması olacak.
Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt)
Sayın Başkanım, Katma Değer Vergisi Kanununda önemli
değişiklikleri içeren bu kanun tasarısının
yasalaşmasında başta Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımıza,
Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize ve Genel Kuruldaki çalışmalar
sırasında yoğun bir gayretle, büyük bir emekle bu
tasarının çıkmasına destek veren bütün parti
gruplarımıza, milletvekillerimize, Meclis Başkanlık
Divanımıza yürekten teşekkür ediyoruz, saygılar sunuyoruz.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Biz teşekkür ederiz.
Hayırlı ve uğurlu olmasını
temenni ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek üzere 3 Nisan 2018
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati:22.11