TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
81inci Birleşim
4 Nisan 2018 Çarşamba
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- YOKLAMALAR
III.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Eskişehir Milletvekili Gaye Usluerin, tutuklu akademisyenlere
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Batman
Milletvekili Mehmet Ali Aslanın, Yılmaz Güney sinemasına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, 4 Nisan Alparslan Türkeşin ölümünün 21inci yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun yerinden sarf ettiği bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
3.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
4.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve
Yılmaz Güneyi saygı ve minnetle andığına ilişkin
açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, İstanbul Esenyurt Belediyesinin atamayla
göreve getirilen AKPli Belediye Başkanının bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
6.- İzmir
Milletvekili Necip Kalkanın, Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin temel
atma törenine ilişkin açıklaması
7.- Mersin
Milletvekili Hüseyin Çamakın, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip
Erdoğanın bazı ifadelerine karşılık KHKyle
ihraç edilen ve hiçbir kamu kurumunda çalışamayan bazı
akademisyenlerin yaptıkları açıklamaya ilişkin
açıklaması
8.- Niğde
Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, her ürüne her gün zam geldiği bir
dönemde olduğumuza ve Hükûmetin yoksulları da düşünmesini talep
ettiğine ilişkin açıklaması
9.- Erzurum
Milletvekili İbrahim Aydemirin, 4 Nisan Alparslan Türkeşin ölümünün
21inci yıl dönümüne ve Yılmaz Güneyin öldürdüğü
Yumurtalık Hâkimi Sefa Mutluya rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
10.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Hükûmeti kanser
ilaçları konusunda gerekli çalışmaları yapmaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
11.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, olaylara
her zaman olumlu yönden bakmak ve sevgiyi dile getirmek gerektiğine
ilişkin açıklaması
12.- Kayseri
Milletvekili İsmail Tamerin, 4 Nisan Alparslan Türkeşin ölümünün
21inci yıl dönümüne ve 1-7 Nisan Dünya Kanser Haftasına
ilişkin açıklaması
13.- Mersin
Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, Akkuyu Nükleer Güç Enerji
Santralinin temelinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve
Rusya Devlet Başkanı Putinin katıldığı bir
törenle atıldığına ilişkin açıklaması
14.- Giresun
Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun, üniversitelerdeki
rektörler, yöneticiler ve öğretim görevlileriyle ilgili yürütülen
soruşturmaların son durumlarının
açıklanmasını beklediğine ve Giresunda borsa seçiminin
iptali noktasında birtakım girişimlerle ilgili yetkilileri
uyardığına ilişkin açıklaması
15.- Çanakkale
Milletvekili Bülent Özün, av yasaklarının süresinin
uzatılması ve kapsamının genişletilmesi için bir
çalışma olup olmadığını ve sürdürülebilir
avcılık için belli bir büyüklük altındaki balıkların
tutulmaması konusunda tedbir alınıp
alınmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
16.- Burdur
Milletvekili Mehmet Gökerin, bir ülkenin sanatçılarının dik ve
onurlu durmak zorunda olduğuna ilişkin açıklaması
17.-
İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, kendisine karşı
Meclis Başkanı ve polis tarafından mobbing ve psikolojik harekât
uygulandığına ilişkin açıklaması
18.- Antalya
Milletvekili İbrahim Aydının, 4 Nisan Alparslan Türkeşin
ölümünün 21inci yıl dönümüne ve TÜİK tarafından açıklanan
büyüme rakamlarına ilişkin açıklaması
19.- İzmir
Milletvekili Murat Bakanın, Ömer Hayyamın bin yıl önce
yazdığı bir şiirinin sansürlenmesinin ülkemiz adına
utanç olduğuna ilişkin açıklaması
20.- Kayseri
Milletvekili Çetin Arıkın, Kayseride ekonomik
sıkıntılar nedeniyle hayatlarına son veren 2 vatandaşa
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
21.- Kayseri
Milletvekili Sami Dedeoğlunun, milletin emniyetini, güvenliğini,
huzurunu sağlamak için gece gündüz çalışan polislere
şükranlarını sunduğuna ve görevlerini yerine getirirken
hayatlarını kaybeden tüm kahramanlara Allahtan rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
22.- Bursa
Milletvekili Erkan Aydının, gelişmiş ülkeler nükleer
tesisleri birer birer kapatırken Türkiyenin tam tersine bir tutumda
olduğuna ilişkin açıklaması
23.-
Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemirin, üç yıl önce
HDPye yönelik siyasi operasyonlar kapsamında tutuklanan Gülizar
Singarın hâlâ mahkemeye çıkarılmadığına ve bir
an önce mağduriyetinin son bulmasını istediğine
ilişkin açıklaması
24.- Hatay
Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlunun, 4 Nisan Alparslan
Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
25.- Gaziantep
Milletvekili Mahmut Toğrulun, Gaziantepte park ve meydanlarda vicdanların
kabul etmeyeceği ifadelerin yer aldığı broşür
dağıtanlarla ilgili bir işlem yapılıp
yapılmadığını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
26.- Samsun
Milletvekili Erhan Ustanın, 4 Nisan Alparslan Türkeşin ölümünün
21inci yıl dönümüne, Akkuyu Nükleer Santralinin hayırlı
olmasını temenni ettiğine ve terör ile terörizme destek veren
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bütün
gelişmiş ülkeleri bu desteklerinden vazgeçmeye çağırdığına
ilişkin açıklaması
27.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Yeşiller ve
Sol Gelecek Partisi Başkanı Naci Sönmezin annesi, Terzi Fikri
olarak bilinen eski Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmezin eşi
Nurten Sönmezin vefatı nedeniyle başsağlığı
dileğinde bulunduğuna, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı
davasının sekizinci duruşmasına ve davayla ilgili bulgulara
ilişkin açıklaması
28.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Artvin Eti Bakır İşletmesinde
çalışan 70 işçinin hâlen işine geri döndürülmediğine
ve bu konunun takipçisi olduklarına, Ege Linyitleri İşletmesinin
taşeron işçilerinin son yapılan hizmet alım şartnamesi
nedeniyle mağduriyet yaşadıklarına, taşerona kadro
sözünün büyük bir fiyaskoyla sonuçlandığına ve Terzi Fikri
olarak bilinen eski Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmezin eşi
Nurten Sönmeze Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
29.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, 4 Nisan Alparslan Türkeşin
ölümünün 21inci yıl dönümüne ve Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin
hayırlı olmasını temenni ettiğine ilişkin
açıklaması
30.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşin, İstanbul Milletvekili
Onursal Adıgüzelin HDP grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
31.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, cinsiyetçi bir
dille konuşmaya itiraz ettiklerine ilişkin açıklaması
32.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
33.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, burada söz
hakkı olmayan gençlerle ilgili kullanılan ifadelere ilişkin
açıklaması
34.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
35.-
İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
36.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
37.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Gaziantep Milletvekili Mahmut
Toğrulun CHP grup önerisi üzerinde HDP Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
38.- Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, Boğaziçi
Üniversitesi öğrencilerinden 9unun tutuklanması kararına ve
Karaman Cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin
açıklaması
39.- İzmir
Milletvekili Mustafa Ali Balbayın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
40.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Adana Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
41.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Adana Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yerinden sarf ettiği bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
42.- Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
43.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Adana Milletvekili Meral
Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
44.- Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin tekraren
açıklaması
45.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, Afrin Operasyonunun bir işgal girişimi
olmadığına, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendisini korumak
için yaptığı bir operasyon olduğuna ilişkin
açıklaması
46.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özel
hakkında İç Tüzükün 160ıncı maddesinin 5inci
fıkrasına göre işlem yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
47.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, AK PARTİ grup önerisinin
açıkça İç Tüzüke aykırı olduğuna ilişkin
açıklaması
48.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Danışma
Kurulunda görüşülmeden ve bir mutabakata varılmadan konuşma
sürelerinin aleyhe değiştirilmesinin söz konusu
olamayacağına ilişkin açıklaması
49.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, İç Tüzükün 160ıncı
maddesinin 5inci fıkra hükmünde takdir yetkisinin oturumu yöneten
Başkan Vekilinde değil Genel Kurulda olduğuna ve hükmün
uygulanmasını talep ettiğine, İç Tüzükün 157nci
maddesinde Başkan Vekilinin takdir yetkisi bulunduğuna ilişkin
açıklaması
50.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İç Tüzükün 157nci
maddesine göre bir işlem yapılacaksa adil yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
51.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Mecliste bir
dayatma olduğu zaman gerilim yaşandığına ve bunun sorumlusunun
iktidar partisinin yaklaşımı olduğuna ilişkin
açıklaması
52.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, belli ölçülerde tepkilerin ve protestonun Meclisin
geleneklerinden olduğuna ve sıra kapaklarına vurma şeklinde
protestoların birçok kez yapıldığına, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancara kararından
dolayı teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
53.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, usul ve esaslar çerçevesinden
ayrılınca usulsüzlüğün kural hâline geleceğine ve İç
Tüzükün 160ıncı maddesinin 5inci fıkrasının
uygulanması gerektiğine ve İstanbul Milletvekili Filiz
Kerestecioğlu Demirin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
54.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
55.- Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaşın, İç Tüzüke
aykırı bir dayatmayı iktidar partisinin oy
çoğunluğuyla geçirmeye çalıştığına ve
muhalefetin sesini kısmak dışında bir amacı
olmadığına ilişkin açıklaması
56.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Mecliste medeni bir
şekilde özgürce müzakerenin esas olduğuna ve İç Tüzükün de bu
esasların nasıl yürütüleceğine dair birtakım kurallar
vazettiğine ilişkin açıklaması
57.-
İstanbul Milletvekili Engin Altay, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
58.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
kendisine ceza verilmezse yaşanacakların sorumluluğuyla ilgili
ifadeleriyle şahsını hedef gösterdiğine ilişkin
açıklaması
59.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
60.-
İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
61.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, başka bir
Meclis Başkan Vekili yönettiğinde bu kadar çok söz hakkı
kullanılabileceğini düşünmediğine ilişkin
açıklaması
62.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Manisa Milletvekili Özür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
63.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet Naci
Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
64.- Manisa
Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın
usul görüşmesi nedeniyle yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
65.-
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın usul görüşmesi nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
66.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, usul görüşmesinin sonucunu
İç Tüzükün 63üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği Genel
Kurulun takdirine sunulmasını talep ettiğine ilişkin
açıklaması
V.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın, materyal
kullanımının Genel Kurulun huzur ve düzenini bozmadıkça
ifade özgürlüğünün doğal bir parçası olduğuna ilişkin
konuşması
2.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın Manisa Milletvekili Özgür Özel
hakkında disiplin cezası uygulanması talebi hakkında
herhangi bir işlem yapmayacağına ilişkin
konuşması
3.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın, Genel Kurul
salonunda yapılan gürültü çıkarma ve masaya vurma şeklindeki
protestolar nedeniyle disiplin hükümleri uygulanmadığına ve
müzakereleri özgürlük içinde yürütmek konusunda elinden geleni
yapacağına ilişkin konuşması
4.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın,
uygulamasının İç Tüzüke, demokratik parlamenter sistemin ruhuna
ve Parlamentonun geleneklerine aykırı herhangi bir yönü
olmadığına ilişkin konuşması
5.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın, AK PARTİ
grup önerisini İç Tüzüke aykırı olduğu gerekçesiyle
işlemden kaldırdığına ilişkin konuşması
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun yaptığı açıklaması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Onursal Adıgüzelin, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun yaptığı açıklaması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
3.- Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, İstanbul Milletvekili
Onursal Adıgüzelin sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun,
4/4/2018 tarihinde Grup Başkan Vekili Adana Milletvekili Meral
Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından, Türkiyede
gençlerin ve üniversite öğrencilerinin yaşadıkları sorunlar
ve maruz kaldıkları baskılar hakkında verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel
Kurulun 4 Nisan 2018 Çarşamba günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan
akademik ve idari personelin unvan yükselmelerinde uygulanan kriterlerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/2157) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin, ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
4 Nisan 2018 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- AK PARTİ
Grubunun, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmında bulunan; 24, 517, 479, 142, 167,
463, 361, 477, 108, 105, 150, 382, 384, 389, 139, 140, 284, 102, 104, 110, 111,
113, 114, 122, 147, 481, 325, 464, 459 ve 334 sıra sayılı kanun
tasarılarının görüşmelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 60 ve 81inci maddelerince öngörülen siyasi parti
grupları, Hükûmet ve komisyonun tümü üzerindeki konuşmaları
beşer dakika, tümü üzerinde şahıslar ve maddelerdeki bütün
konuşmaların üçer dakika olarak belirlenmesine ilişkin önerisi
VIII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli
İşler
1.-
Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Trabzondan gelen heyete
Hoş geldiniz. denilmesi
IX.- USUL
HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın AK PARTİ
grup önerisini işleme almamasının İç Tüzük hükümlerine
uygun olup olmadığı hakkında
X.- KANUN TASARI
VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti Arasında Stratejik
Ortaklık ve Dostluk Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/325) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Arasında
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Göç Örgütü Arasında
Örgüt ve Ofisin Türkiyedeki Yasal Statüsü Ayrıcalıkları ve
Bağışıklıklarına İlişkin
Anlaşmayı Tadil Eden Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/848) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 517)
4 Nisan 2018 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
81inci Birleşimini açıyorum.
II.- YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik cihazla yoklama
yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme
giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla verilen
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
ve salondan ayrılmamalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
yoktur, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.07
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.13
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
81inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
II.- YOKLAMA
BAŞKAN Açılışta yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini
tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum, yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı
vardır.
Değerli milletvekilleri, gündeme geçmeden önce
üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, tutuklu
akademisyenler hakkında söz isteyen Eskişehir Milletvekili Gaye
Usluere aittir.
Buyurun Sayın Usluer. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Eskişehir Milletvekili Gaye Usluerin, tutuklu
akademisyenlere ilişkin gündem dışı konuşması
GAYE USLUER (Eskişehir) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce Divanı saygıyla selamlıyorum.
Bugün, bu kürsüden, 25 Martta ranzalarından,
odalarından, evlerinden, okulun kamusal alanından yaka paça
gözaltına alınan, dün Dışarıda infial var, başka
çarem yok. diyen hâkim tarafından tutuklanan Boğaziçi Üniversitesi
öğrencileri, bizim çocuklarımız adına konuşmak üzere söz
aldım.
Pırıl pırıl çocukları,
üniversite öğrencilerini tutukladınız. Ne için? Savaşa
karşı barışı savundukları için. Ne için? Hükûmeti
eleştirdikleri için. Biat ettirmek, her sesi kısmak, korkuyla teslim
olmuş bir toplum yaratmak istiyorsunuz. AKP Genel Başkanı,
dikkat edin Cumhurbaşkanı demiyorum, AKP Genel Başkanı
Okuma hakkı vermeyeceğiz. diye tehdit ediyor. AKP Genel
Başkanı vatan haini diyor, terörist diyor. Kusura bakmayın,
Hükûmetin güvenlik politikalarını eleştirmek suç değildir,
terör örgütü propagandası yapmak hiç değildir. Boğaziçi
Üniversitesi bu ülkenin en özgür üniversitelerinden biridir. Boğaziçi
Üniversitesinde her görüşten öğrenci vardır. Kavga etmezler
çünkü Boğaziçi Üniversitesinde hoşgörü vardır. Bugün
Boğaziçi Üniversitesinin içinde sivil polisler dolaşıyor.
Bu ülkenin en iyi üniversitelerini ablukaya
aldınız, hocaları ihraç ettiniz, tutuklattınız.
Kürsüleri boşalttınız ve buradan dinlemiyorsunuz çünkü
dinleseniz vicdanlarınız biraz olsun kanayacak.
Boğaziçi Üniversitesine kayyum rektör
atadınız, iç barışı bozdunuz. Yetmedi, provokatif
eylemleri destekleyerek öğrencileri birbirine düşürdünüz. Ben yüce
Meclis kürsüsünden konuşuyorum ama Boğaziçili öğrenciler,
Türkiye'nin her yerinde, her platformdan sizlere sesleniyor. Duyuyor musunuz değerli
milletvekilleri? Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, seslerini
duyurmak için sizlere sesleniyorlar. Bu ülkenin en seçkin üniversitelileri,
sizlere bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar, duyuyor musunuz?
Dinlemek istiyor musunuz değerli milletvekilleri?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Meşguller,
meşguller!
CEYHUN İRGİL (Bursa) Onların gönül
gözleri de kapanmış, kulakları da tıkanmış.
Artık vicdan yok!
GAYE USLUER (Devamla) Diyorlar ki bu
öğrenciler: Özgürleşmenin ilk adımı
farkındalıktır. Bu farkındalığın adresi
üniversitelerdir. Bilimsel düşünceye ve üniversiteye yönelik tüm
saldırılardan vazgeçilmesini, muhbirliğe soyunanların
terapiye gitmelerini, eğitim hakkı gasbının son
bulmasını istiyorlar. Bu gençlerin hocaları da onlar da
barış istediler bu ülkede, barış istedikleri için ihraç edildiler,
barış istedikleri için tutuklandılar.
Kocaeli Üniversitesi öğretim üyelerinden
Profesör Doktor Onur Hamzaoğlunu tanıyor musunuz acaba? Onu nereden
tanıyoruz değerli milletvekilleri? Kocaelinin Dilovasında hava
kirliliğinin kanserle ilişkisi üzerinde, bebekler üzerinde, anneler
üzerinde yaptığı araştırmalardan tanıyoruz. Onur
Hamzaoğlu, bir tıp doktoru, halk sağlığı
uzmanı ve akademisyen değerli milletvekilleri. Onur Hamzaoğlu,
ölüme karşı yaşam diyen, savaşa karşı
barış diyen, yaşamını insana, insan
sağlığına adamış bir akademisyen ve şu anda
nerede? Cezaevinde hâlen mahkemeye çıkartılmamış durumda.
Sayın milletvekilleri, elbette ki bu çocuklar
üniversitelerine dönecekler, elbette ki muhbirler kaybedecek, düşünce
özgürlüğü bu ülkede mutlaka kazanacak, taassup mutlaka yenilecek,
savaş naraları kaybedecek, barış şiirleri okunacak ve
hatırlayın değerli milletvekilleri, tarihin her döneminde
istibdat kaybetmiş, hürriyet kazanmıştır ve Boğaziçi
Üniversitesinde edebiyat fakültesi öğrencileri, bakın, sizlere
nasıl sesleniyor, Namık Kemalin kasidesi, Hürriyet Kasidesiyle
sesleniyor:
Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen
âdemiyetten
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Usluer.
Gündem dışı ikinci söz, Yılmaz
Güney sineması hakkında söz isteyen Batman Milletvekili Mehmet Ali
Aslana aittir.
Buyurun Sayın Aslan. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
2.- Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslanın, Yılmaz
Güney sinemasına ilişkin gündem dışı
konuşması
MEHMET ALİ ASLAN (Batman) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
1 Nisan 1937, Yılmaz Güneyin doğum
günüydü, bugün yaşasaydı 81 yaşında olacaktı ama
sürgünde Pariste hayatını kaybetmiştir. Kırk yedi yıl
yaşamıştır ve kırk yedi yılın dörtte 1ini
yani on iki yılını maalesef hapiste geçirmiştir.
Yılmaz Güneyin hatırasını
canlandırmak için ben bu fötr şapkasını da getirdim, her
zaman filmlerde kullandığı bir şapka.
Yılmaz Güneyin sözlerini size nakletmek
istiyorum. Kendi döneminde ilgili iktidar ve sultaya neler demiş, bugünle
muhasebesini, mukayesesini yapmak için nazarlarınıza arz edeceğim.
Bu duvarlar, bu parmaklıklar, bu demir
kapılar yetmiyor bizi ayırmaya, bilin. İnsanları taş
duvarlar, demir parmaklıklar arasında terbiye etmeyi, onların
düşüncelerini önlemeyi düşünen anlayış
yıkılacaktır. Yaz bunu da hâkim bey, umuda kelepçe vurulmaz.
Asıl hapishane, insanın kafasında yarattığı
hapishanedir. Hayatı sınırlayan hapishane odur ki ilk
fırsatta yıkılmalıdır. Doğru söyleyeni dokuz
köyden kovarlar. Yaşasın onuncu köy!
İşte, Demirtaş ve
arkadaşları da Yaşasın onuncu köy! dedikleri için şu
anda maalesef hapishanedeler. Onun nezdinde bütün siyasi tutukluları,
bütün düşünce suçlularını buradan selamlıyorum.
Gülümsüyorum çünkü biliyorum ki gülümsemek,
dostlarıma karşı sunduğum en güzel ikram,
düşmanıma karşı da vurduğum en büyük asil darbedir.
Arkadaşlar, dışarıda bir
şeyler oluyor farkında mısınız? Uykuda olanları
sarsın uyandırın. Herkese söyleyin, yakında
ışıklar kesilebilir -yani ampul dememiş,
ışıklar kesilebilir- karanlıkta ne yapacaksınız?
Baylar, korkunuzu, telaşınızı anlıyoruz. Bugün
otlandığınız toprakları, fabrikaları madenleri
korumak için her türlü vahşete hazırsınız ama bilmelisiniz
ki korkunun ecele faydası yoktur ve hiçbir vahşet, bizi haklı
davamızdan caydıramayacaktır, zulme dayalı bütün
saltanatlar yıkılacaktır. Kendi yarattığınız
sosyal, siyasal çekişmeler içinde boğulacaksınız.
Bizim, ülkemize dönme, hem de zaferle dönme umudumuz
ve güvenimiz vardır ama sizler bir gün kaçacak ve bir daha
dönemeyeceksiniz. Beyaz Ruslara bakın, Kral Faruka, Şaha, Somozaya
bakın ve halkın geleceğini düşünün.
Dağlarımız, ovalarımız ve ırmaklarımız
bizi bekliyor. Biz, bütün ömrümüz boyunca gurbette türküler söylemek
istemiyoruz. Biz, yiğitlikleriyle destanlar yazmış bir halkız
ve önümüzde duran bütün güçlükleri yenecek azme, kararlılığa ve koşullara
sahibiz. Dost ve düşman herkes bilsin ki kazanacağız ama mutlaka
kazanacağız.
Ben bir kavga adamıyım; sinemam da bir
kavganın, halkımın kurtuluş kavgasının
sinemasıdır. On binlerce, milyonlarca insan beni izler. Hedefim:
Onların sevgisine layık olmak, farkında olmadıkları
şeyleri göstermek, onları uykularından uyandıracak filmler
yaparak onları toplumsal mücadeleye katmak için
çalışırım.
Yine: Dünyanın öbür ucunda hiç
tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile
içimizi parçaladı. Kedilere ağladık, kuşların
yasını tuttuk. Kendimizden başka herkesin üzüntüsünü üzüntümüz,
acısını acımız yaptık.
İşte, bu sözleri söyleyen Yılmaz
Güney adına 2006da Batman Belediyesince halkın talepleri
doğrultusunda kurulan bir sinema vardı, 2016da kayyum gelince, her ne
hikmetse, bu sinema kapatıldı ve kapatıldıktan dört ay
sonra da yandı, bitti, kül oldu. Hani, o Komşu, komşu, hu hu!
tekerlemesi var ya en sonunda Yandı, bitti, kül oldu.yla bitiyordu, o
sinemanın da akıbeti, kayyumdan sonra aynen öyle oldu; yandı, bitti,
kül oldu.
Peki, kayyum ne yaptı? Bu konuda,
yaklaşık bir buçuk yıldır sinemanın
yapılması için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Aslan.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla)
hiçbir somut
adım atmış değildir ve zaman zaman, belediyenin
yaptığı sözde anketler, sosyal medyada vesairede, sinemayı
tartıştırıyor, Biz o sinemanın yerine ne
yapalım? Park mı yapalım, cami mi yapalım, başka bir
şey mi yapalım? diyor. Dertleri, cami falan da değil
arkadaşlar, cami yapmak isterlerse alan geniş, 28 dönüme sahip o park
ve Yılmaz Güney Sinemasının bulunduğu alan. Eğer siz
camide samimiyseniz ve Yılmaz Güneyin ismine karşı
olmadığınızı da iddia ediyorsanız -savunuyorsunuz-
kültüre, sinemaya, sanata karşı olmadığınızı
da iddia ediyorsanız yine, o 28 dönümlük alanda bir sinema
yaparsınız, adını yine Yılmaz Güney verirsiniz. O
alana bir cami de yapılabilir. Yine, samimiyseniz -şahsi
görüşüm- eğer gerçekten bu konuda iddialıysanız hadi,
buyurun Yılmaz Güney ismini camiye de, sinemaya da veriniz.
Sayın Başkan, biraz daha ek süre
isteyeceğim.
BAŞKAN Son olarak, size bir dakika daha süre
veriyorum Sayın Aslan.
MEHMET ALİ ASLAN (Devamla) Camiler, mabetler
son zamanlarda çok istismar ediliyor. Bu konuda ahir zaman hadisleriyle ilgili
Hazreti Muhammedin (SAV) birkaç hadisini sizinle paylaşmak istiyorum;
Enes bin Mâlikten rivayet edilmiştir, sahihtir: İnsanların
cami inşa ederek övünmeleri, kıyamet alametlerindendir.
İnsanlar cami yapmakta birbirlerine övünürler, sonra da azı müstesna,
oraları ilimle ve ibadetle mamur etmezler. Kıyamet alametleri
Minareler çoğalacak, uzatılacak. Camiler süslenecek, ilim azalacak,
cehalet artacak, tefecilik artacak, rüşvet artacak. Hâkimler tarafından
haklı hükümler satılacak, zulüm artacak. Emin kişilere hain
gözüyle bakılacak, hainlere de emin gözüyle bakılacak. Gerçek âlimler
azalacak, yağcı ve yardakçı, sahte din adamları artacak. O
zamanın insanları arasında zalimler aziz ve muteber ve muhterem
olacak. Maalesef, hakikat budur arkadaşlar.
Teşekkürler. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Aslan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, Genel Kurulu İç Tüzüke uygun yönetmeye davet ediyorum sizi.
Kürsüde şapka ve benzeri şeyler İç Tüzüke uygun unsurlar
değildir. Sizin göreviniz Genel Kurulu İç Tüzüke uygun şekilde
yönetmektir. Yarın öbür gün başka birisi gelir oraya bir davul asar,
bu, yol olur. Siz baştan uyarıp İç Tüzüke uygun şekilde
hem konuşmayı yaptırmaya hem de Genel Kurulu yönetmeye
yetkilisiniz, buna uymaya davet ediyorum sizi.
BAŞKAN Teşekkürler.
Ben görevimi biliyorum, İç Tüzükü de gayet iyi
biliyorum. Usule uygun ve hakkaniyetle yönettiğim konusunda bir tereddüdüm
yok. Ben de sizi Başkanlık Divanına bu konuda saygılı
davranmaya davet ediyorum Sayın Muş. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) O zaman,
Sayın Başkan, Ben hakkaniyetli yönetiyorum. demekle hakkaniyetli
olunmuyor. 160ıncı maddenin altıncı fıkrasına
bakın, ona göre yönetin Meclisi. Ben hakkaniyetliyim. Ben uygun
yönetiyorum. demekle olmaz, siz buna uymak zorundasınız. Bu bir
tercih değil, bu bir zorunluluktur.
BAŞKAN Sayın Muş, bu maddelerin
nasıl uygulanacağı ve nasıl yorumlanacağı
konusunda yeterince bilgim ve tecrübem var. O nedenle, bunlarla ilgili herhangi
bir sorun olduğu kanısında değilim.
Şimdi, görüşmelere devam etmek için sözü
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, burada yoruma açık bir şey yok; gayet açık, gayet
net bir şekilde yazılı, okuyun.
BAŞKAN Sayın Muş, benim okumama
gerek yok.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Buyurun okuyun.
BAŞKAN Buyurun, siz oturun yerinize.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Hayır,
okuyalım, okuyalım efendim, Genel Kurul görsün bunu. Böyle bir
şeye hakkınız yok.
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
merhum Alparslan Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümü münasebetiyle
söz isteyen Samsun Milletvekili Erhan Ustaya aittir.
Buyurun Sayın Usta. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
3.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 4 Nisan Alparslan
Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Başbuğumuz merhum Alparslan Türkeş Beyin
vefatının 21inci yıl dönümü münasebetiyle gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
Türk tarihi, Türk milletinin vicdanında
yetiştirdiği tarihî şahsiyetlerle doludur. Bu tarihî
şahsiyetler topluma yol gösterici olmuş, yolu
aydınlatmış, yaşadıkları zamanın
dışına taşarak, Türk tarihini adlarında,
yaşamlarında, hatıralarında barındırarak günümüze
kadar uzanmıştır. Buradan birçok kere, Türk tarihinde iz
bırakmış, Türk milletine aşkla hizmet edip Türklüğün
kutup başı olmuş tarihî şahsiyetleri anarak
bıraktıkları hatıraları yâd ettik, Türklüğün bu
yol göstericilerinin fikrî emanetlerinin taşıyıcısı
olduğumuzu ilan ettik, gelecek nesillere aktaracağımıza söz
verdik.
Bugün, bu fikriyatı, Türk milliyetçiliği
ülküsünü sistemleştirerek aksiyon hâline getiren, fikir sahasından
siyaset sahnesine taşıyan ve Türk milliyetçiliğini Milliyetçi
Hareket Partisiyle, tarihte ilk defa bir partinin programı ve dünya
görüşü hâline getiren Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyin
vefat tarihidir. 4 Nisan 1997, yer gök ağlarken, yetiştirmiş
olduğu ülkücü evlatlarının kendisini ebedî âleme
uğurladığı tarihtir. Düşünüşündeki yöntemi,
duyuşundaki üslubu kavramak için hayatına bakanlar, bir hayat
mücadelesinin nasıl olması gerektiğini, mücadele azmini,
kararlığını, sabrını ve sonunda tevekkülü
göreceklerdir. Mücadeleyle geçen seksen yıllık bir ömür, demir
parmakların ardında, tabutluklarda direnen, sürgünlerde
yılmayan, idam istemiyle yargılanıp yine de ayağa kalkan ve
bunları, Türk milliyetçiliğini haykırıp doğruları
söylediği için yaşayan bir kahramanın destansı bir hayat
öyküsüdür.
Rahmetli Başbuğumuz uzun ve kutlu
yolculuğunda, Türklüğü ve Müslümanlığı Anadoluda
yaşayan Horasan erenleri gibi, Türk milliyetçiliği ülküsünün
Anadoluda kök salması için âdeta insanüstü bir gayretle
çalışmıştır. Başbuğumuz, iki asırdır
süren fikir ve felsefe arayışının sürdüğü Türk
düşünce tarihine istikamet vermiş, milliyetçiliği milletle
buluşturacak iman ve aşk dolu hareketin öncülüğünü
yapmıştır. Bizim, Türk milliyetçileri olarak davamız, Türk
milletinin varlığını yüceltmek ve ebediyen devam ettirmek
davasıdır. Bu fikrin, bu davanın üstünde başka bir fikir,
başka bir dava yer alamaz. Türk milletinin varlığını
korumak, yükseltmek ve onu ebediyen devam ettirmek fikrine hizmet etmeyen, bu
fikre uygun olmayan hiçbir davranış, hiçbir hareket Türk milleti için
meşru olamaz. diyerek sınırlarını da çizdiği
davayı tanımlamıştır. Bu yolda bizi anlamayanlar,
anlamak istemeyenler vardır ve daima olacaktır. Dar dünyaları içinde
bencilliklerinin, çıkarlarının kölesi olan ruhlar bize
düşmanlık etmeye devam edeceklerdir.
Kıskançlığın, hasedin, sahteciliğin,
yalancılığın, alçaklığın çirkefi içinde
beslenen kimselerin aleyhimizde her çeşit faaliyet yapmaları
olağandır ve buna devam edeceklerdir. Milliyetçi Hareketçiler, dokuz
ışıkçılar, ülkücüler, böyle yanlış yolda
olanların da kurtuluşu, iyiliği ve uyandırılması
için tiksinmeden, ürkmeden ve korkmadan, vakarını ve
inançlarını taze tutarak çalışacaktır. diyerek bize
inanç ve azim aşılamıştır. Ortaya koyduğu
fikriyatı kendi içimizde mayalandıramıyorsak, o çileli
hayatın içinde Türk milliyetçiliğinin anlam ve önemini
manalandıramıyorsak o vakit ileriye doğru yapılan
hamlelerin hepsi kılavuzsuz, karanlıkta kalacaktır.
O Türklüğümüzün sembolü olarak
yaşamış ve daima kalbimizde yaşayacaktır. Onun
adı Sibiryanın Türk ormanları, Türklerin Altay Dağı
ve Tanrı Dağında yaşamaktadır. Kürşadın 40
çerisiyle tuğ kaldırdığı yerde onun da adı
vardır ve bugün milyonlarca evladı Dokuz Işıkın
aydınlatmış olduğu yolda Türk tarihine bakmakta ve
atalarına yaraşır şekilde Türk milliyetçiliğini
haykırmaktadır.
Başbuğ Alparslan Türkeş, Türkiyeye
Türk milliyetçiliğiyle hizmet etmenin adresi olarak Milliyetçi Hareket
Partisini bırakmıştır. Milliyetçi ülkücü hareket dimdik ve
inançla ayaktadır. Merhum Başbuğumuzun temsilcileri ve
sevenleri bugün mezarı başındaydı. Eseri olan ülkücü
kadrolar, tıpkı liderleri gibi, millî varlığımıza
yönelik tehditlerin arttığı en sıkıntılı
anlarda gözlerini kırpmadan ortaya atılmakta ve vatan sevgisinin
sınavını ölüm karşısında şerefle
vermektedir. Bu büyük millet, merhum Başbuğumuz Alparslan
Türkeş Beyi de Türk tarihinin kahramanlar halkasının bir
mücevheri olarak eminim ki asla ve asla unutmayacak ve aziz
hatırasını ilelebet yaşatacaktır.
Bu duygularla, Türk dünyasının bilge
lideri, cennetmekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş Beyi yeniden
rahmetle anıyorum, ruhu şad olsun. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Usta.
Sayın milletvekilleri, şimdi sisteme giren
milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim. Bu
sözlerden sonra sayın grup başkan vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
Bundan önce Sayın Kerestecioğlunun bir
söz talebi vardır.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yerinden sarf ettiği
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, gerçekten iktidarın her
şeyi kendine göre yorumlama ve kendi işine geldiği zaman söz
haklarını istediği gibi kullanma, bunun dışında
başkaları konuşurken beğenmediği şeylerde de bunu
kısıtlama, baskı kurma anlayışını aynen
Mecliste de görüyoruz, az önce de bunu gördük. Sayın Mehmet Muş
İç Tüzükten bahsediyor ama herhâlde rahatsızlık Yılmaz
Güneyden. Yani Yılmaz Güneyin fotoğrafının ve
şapkasının Genel Kurulun çalışma düzenini, huzurunu
bozucu bir materyal olma ihtimali var mı? Yani Türkiyeye mal olmuş,
Türkiyede herkes tarafından filmleri izlenmiş, sevilen bir
insanın kalkıp da arkasından Buraya davul gelir. yok
Başka bir şey gelir. diyerek ifade edilmesi fütursuzluktur. Bu asla
kabul ettiğimiz bir şey değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Okuduğunu anlamak lazım. Buranın huzurunu
bozacak bir şey varsa o söz konusu edilebilir ama gerçekten, insanlar
konuşmalarıyla ilgili, bütün hatipler... Ki ben işte dövizle
ilgili konuşsam onunla ilgili bir materyal getireceğim, işte
Ahmet Arifle ilgili konuşsam onun resmini getireceğim, Yılmaz
Güneyin resmini de, şapkasını da tabii ki oraya
çıkaracağız. Bu, halklara mal olmuş bir şahsiyettir.
Buranın huzuru bozulmamaktadır. Buranın huzurunu bozan bu
özgürlükleri kısıtlayan, ifade özgürlüğünü engelleyen anlayışlardır.
Saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, ismimi zikretmiştir.
BAŞKAN Söz vereceğim Sayın
Muş.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat Sancarın,
materyal kullanımının Genel Kurulun huzur ve düzenini
bozmadıkça ifade özgürlüğünün doğal bir parçası
olduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, bu
hükmün nasıl yorumlanması gerektiğini çok iyi bildiğim için
açıklama yapma ihtiyacı da duymadım. Çünkü bu konuda hem
komisyonda İç Tüzük değişikliği
tartışılırken hem Genel Kuruldaki görüşmeler
sırasında bu maddenin nasıl yorumlanacağına dair
çeşitli değerlendirmeler yapıldı, genel fikir esasen huzuru
bozan bir materyalin kullanım şekliyle ilgiliydi. Bu konularda uzun
uzun konuşmalar, değerlendirmeler yapmış bir milletvekili
olarak daha fazla açıklamanın da gerekli olmadığı
düşündüm.
Esasen bu kürsü söz ve fikir özgürlüğünün
sınırsız tanındığı bir yerdir, neredeyse
sınırsız diyeyim çünkü bundan daha geniş bir özgürlük
kürsüsü Türkiye'de yoktur. Söz özgürlüğü ise, daha doğrusu ifade
özgürlüğü ise sadece sözle kullanılmaz, görüntüyle, materyalle,
başka araçlarla da kullanılır. Bu konuda hem Anayasamız
açık hem Anayasa Mahkemesinin içtihatları açık hem de Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinin kararları son derece net. O nedenle
kendi fikrini açıklarken materyal kullanmak özgürlükler hukukunda ifade
özgürlüğünün çok temel, basit bir özelliğidir. Sınır şudur:
Eğer materyal kullanımı Genel Kurulun düzenini ve huzurunu
bozarsa müdahale etme sorumluluğum doğar. Bunun
dışındaki bütün durumlarda materyal kullanımı ifade
özgürlüğünün ve kürsüde söz söyleme hakkının doğal bir
parçasıdır.
Buyurun Sayın Muş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, öncelikle şunu ifade etmek isterim: Sayın
Kerestecioğlunun benim niyetimi okumak gibi bir yeteneğinin
olduğunu yeni öğrendim burada, böyle bir yeteneği de
varmış. Esasen biz ne zaman bir görüş ifade etsek bize laf
yetiştirmeyi bırakıp kendi görüşlerini ifade ederse hem
partisine daha faydalı olur hem de seçmenlerine karşı
sorumluluğunu daha iyi yerine getirmiş olur. Bizim niyetimizi okumak
kendisinin haddi değildir.
Benim burada ifade ettiğim, Yılmaz
Güneyle alakalı onunla alakalı yapılan konuşmayla
alakalı herhangi bir tepki değildi. Dikkat ettiyseniz ben
konuşmaya bir şey söylemedim. Burada söylediğim ve sizi de
uyardığım konu şudur: Siz farklı düşünüyorsunuz
ama ben de sizden farklı düşünüyorum. Burada açık bir
şekilde, yoruma mahal bırakmayacak şekilde 160ıncı
maddenin altıncı fıkrası konuyu özetlemiştir ve
eğer siz buna müsaade ederseniz yarın öbür gün başka birisi
farklı bir enstrümanla gelir buraya ve bu işin önünü alamayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Burada kimsenin
söylediği söze, görüşüne karşı bizim ifade ettiğimiz
bir şey olmadı; bir kere, bunun özellikle altını çizmek
isterim. Ben ne Yılmaz Güneyle alakalı söylenenlere bir
eleştiri getirdim -kendi görüşleridir- ne de böyle bir istekten
dolayı herhangi bir şey söyledim hatibe karşı. Sadece, sizi,
Genel Kurulu yönetiyorken İç Tüzüke uygun hareket etmeye davet ettim.
İktidar partisinin grup başkan vekiliyim, siz Başkanlık
Divanına saygı bekliyorken aynı saygıyı bizlere de
göstermek durumundasınız. Ben burada sizden farklı
düşünüyorum, 160ıncı maddenin altıncı
fıkrasının açık ve size yorum noktasında alan
bırakmadığını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Muş.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, söz
vereceğim.
Sayın Muş, tutanakları alın
okuyun, siz beni İç Tüzük hükümlerine uymaya davet etmediniz,
uyardınız Uyarıyorum sizi. dediniz. Ben de bunun üzerine uygun
dille karşılık verdim. Yoksa burada, bu usul içerisinde, bu
üslup çerçevesinde benim de daha farklı bir söz kullanma ihtiyacımın
doğması buradan kaynaklanıyor. Görüşünüzü belirtme
hakkınız var, bu konuda herkese, başta grup başkan
vekillerine, bugüne kadarki teamüllerin dışında, onun da ötesine
geçen söz hakkı tanıyorum; bunu da sonuna kadar yapacağıma
söz verdim, yapmaya devam edeceğim, bu konuda ayrımcılık da
asla gözetmeyeceğim. O nedenle üslubunuzu siz de eğer gerçekten
gözden geçirirseniz ve biraz önceki konuşmanızı tutanaklardan
tekrar okursanız, sizin, bir davetinizin değil,
uyarınızın olduğunu görürsünüz. Sizin benim tutumumdan ve
yorumumdan farklı bir görüşünüzün olması kadar doğal bir
şey zaten söz konusu olamaz. Benim anlayışımda da bu
böyledir, genel olarak da öyle olması gerekir. Elbette farklı
görüş belirteceksiniz, İç Tüzük hükmünü farklı
yorumlayacaksınız fakat benim de bir yorumum vardır ve Meclisi
bu İç Tüzükün ruhuna ve hükümlerine uygun bir şekilde yönetme
hakkım, yetkim ve sorumluluğum vardır. Ben de size sadece bunu
hatırlatmak istedim. Bunun dışında elbette her türlü konuda
benim fikirlerimden farklı değerlendirmeler yapma hakkınız
ve bunu dile getirme yetkiniz vardır. Buna ilişkin en ufak bir
kısıtlama içinde de olmam.
Teşekkürler.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Muş Niyet okuma, benim niyetimi okumak gibi
bir yeteneği olduğunu bilmiyordum. Niyet okuyacağına
işini yapsın, partisine daha faydalı olur. gibi
saygısızca, hakaretamiz ifadelerle sataşmada bulunmuştur.
Sataşmadan dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan; sizleri
selamlayarak sözlerime başlıyorum.
Benim niyet okumama hiç gerek yok çünkü niyet çok
belli; zaten bütün iktidarın niyeti belli, özgürlükleri
kısıtlamak. Dolayısıyla burada bunun
yansımasını da çok açık bir şekilde zaten biz
görüyoruz. Biz Meclis Başkanlığına öyle kürsüde
konuşan vekilin sözünü beğenmediği zaman sekiz saniye kala
kürsünün sesini, mikrofonunu kapatan başkan vekilleri seçmiyoruz. Bizim
başkan vekillerimiz, burada, sadece bizim değil, bütün partilerin
konuşma, ifade özgürlüğünü kollayan ve buna göre davranan başkan
vekilleridir ve zaten aslında bir mecliste, sadece Türkiye Büyük Millet
Meclisi değil, dünyanın her meclisinde olması gereken şey
budur. Milletvekilinden daha özgür düşüncesini ifade etmesi gereken
birileri olamaz ama biz biliyoruz, niyetleri biliyoruz. Burada özgürce
düşüncesini ifade eden arkadaşlarımız cezaevlerinde, demek
ki niyet özgürlükleri kısıtlamak. Düşüncesini üniversitede ifade
eden öğrenciler cezaevinde, dün 9u tutuklandı onların.
Şimdi, karşı görüşlerde olmak normal bir şeydir, bunun
için var zaten, yoksa hepimiz aynı sıralarda otururduk. Niyetiniz bu;
hepimizi şu sıralara oturtmak herhâlde ya da kapıyı
kilitleyip gitmek, şu sıralarda kimse kalmasın. Zaten yaptığınız
uygulamalar da buna hizmet ediyor. Bu nedenle niyetiniz çok açık ve belli,
özgürlükleri kısıtlamak. İç Tüzük de belli. Yılmaz Güney
fotoğrafıyla, şapkasıyla buraya yakışır,
halklara yakışmıştır. Türkiye halkı onu sever ve
sayar.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kerestecioğlu.
Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, kürsüden söz talep etmeyeceğim. Eğer uygun görürseniz
60a göre yerimden küçük bir açıklama, kayıtlara
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, ben uyarma kelimesini İç Tüzüke uygun davranmakla ilgili
kullandım. Burada bir tehdit yok, İç Tüzük'e davet var. Böyle bir
anlam ve yorum çıkartılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Bir diğeri, şunu da ifade etmemiz gerekir:
Bizim Meclis başkan vekilimiz olmaz, Meclis başkan vekilleri bir
partiyi, bir grubu da temsil etmez.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bizim seçtiğimiz dedim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Siz seçmediniz,
Genel Kurul seçti.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Onda haklı olabilirsiniz ama biz de önerdik yani.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Meclis başkan
vekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil eder; bir partiden aday
gösterilebilir ama Genel Kurul seçmiştir ve tüm Türkiye Büyük Millet
Meclisini temsil eder. Dolayısıyla burada bizim-sizin gibi bir
ayrım yapmak doğru bir ifade değildir; bunu düzeltmek gerekir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Az önce -sadece kayda geçsin diye söylüyorum- sanki
kendisinin iktidar grup başkan vekili olmakla ayrıca bir söz
hakkı varmış gibi de bir söz sarf etti. Benim oradaki niyetim,
sizi Genel Kurulun seçmemesi değil tabii ki. Bizim önerdiğimiz ve
bizim sonuçta kendi içimizde gerçekleştirdiğimiz bir seçim var; yani,
bu seçimi biz yaptık, bu anlamda ifade ediyorum. Oraya, kalkıp da
burayı Demoklesin kılıcı gibi sözünüzü keserim. diyerek
yöneten insanları göndermedik en azından. Bunu tabii ki tayin eden
Genel Kuruldur.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Kerestecioğlu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
müsaade ederseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
4.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Muşun yaptığı açıklamasındaki bazı
ifadelerine ve Yılmaz Güneyi saygı ve minnetle
andığına ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, tabii,
2 grup başkan vekili ve siz İç Tüzükle ilgili
yorumlarınızı yaptınız. Konu, daha sonraki
uygulamalara da, tartışmalara da ışık tutuyor. İç
Tüzükün 160ıncı maddesinin altıncı fıkrası çok
açık. Oradaki sizin kanaatinize aynen iştirak etmekle birlikte,
Mehmet Muş, burada defalarca İç Tüzük değişikliğinden
sonra çeşitli resimler ve objeler getirildiği hâlde bir şey
demezken, bugün Yılmaz Güneyin şapkasını huzuru bozucu döviz,
pankart ve benzeri materyale sokmuştur. Esas mesele de zaten orada ne
gösterildiğinden çok, herhangi bir objeden çok hangi obje olduğuyla
ilintilidir. Yılmaz Güney gibi bütün dünyaca tanınan, hepimizin
gururu olmuş bir şahsiyetin şapkası bile Mehmet Muşu
korkutmaktadır; mesele bundan ibarettir. Muşun
rahatsızlığı şapkadan değil, Yılmaz Güneyin
şapkasındandır. Bazı siyasiler Şapkamı assam
seçilirim. diye ifadeler
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ben oraya şapkamı
göndersem bile seçilirim. gibi ifadeler siyaset tarihimizde vardır.
Herhâlde bugün Yılmaz Güneyin manevi şahsiyeti Ben
karşısına şapkamı bile koysam AKP grup başkan
vekili benden korkar, huzursuz olur, rahatsız olur. demektedir
yattığı yerden.
MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Kesinlikle.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kendisini saygıyla,
minnetle anıyor; buradan bir kez daha, bütün dünyanın
tanıdığı o güzel insana saygılarımızı,
sevgilerimizi gönderiyoruz. (CHP ve HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, Sayın Özele cevap verme gereği hissetmiyorum. Yok
Korkuyor. Şapkasından korktu, osundan korktu busundan korktu.
gibi bir konuyla alakalı cevap verme gereği duymuyorum ve
yapılan açıklamaları cevap verme gibi bir değerlendirmeye
tabi tutmuyorum. Orada resimleri kondu, buna karşı hiçbir şey
söylemedim dikkat ederse, bu Meclis kayıtlarında vardır. Sadece
söylediğim konu: Bugün biri şapka getirir, yarın öbür gün
başka biri davul getirir, yarın öbür gün başka biri kalkıp
buraya gaz lambası getirir, bunun önünü alamayız.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) - Siz de imar
planını gösterdiniz.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Gayet açık
ya, İç Tüzük de açık, uygulama da açık.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) - İmar
planlarını göstermediniz mi burada?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Gayet açık
arkadaşlar. Yani şapkayla falan
Burası tiyatro sahnesi
değil ki ya. Tiyatro mu burası?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Söylediğim
konu budur, bundan ibarettir. Bunun dışına çıkıp
meseleyi farklı yerlere çekmenin bir anlamı yoktur. Biz
olduğumuz yerde bekliyoruz. Böyle kimseden korkacak, çekinecek durumumuz
da yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Muş.
Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme
giren milletvekillerine yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.
Dediğim gibi, bu sözlerin ardından sayın grup başkan
vekillerinin söz talepleri vardır, onları karşılayacağım.
Bugün sisteme giren ilk 15 milletvekiline ilaveten 5
milletvekiline daha söz vermeyi Divandaki arkadaşlarımla
kararlaştırdık. (CHP sıralarından alkışlar)
Sıraya giremeyen milletvekillerinin bizleri anlayışla
karşılamalarını rica ediyorum ama kürsüye gelip özel olarak
söz talep eden değerli milletvekilleri vardır. Eğer
anlayış gösterirseniz buraya kadar gelip 20ye ilaveten söz
hakkı talep eden milletvekillerine de söz vereceğim. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Özdemir
5.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, İstanbul
Esenyurt Belediyesinin atamayla göreve getirilen AKPli Belediye
Başkanının bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Seçim bölgem İstanbul Esenyurt Belediyesinin
atamayla göreve getirilen AKPli Belediye Başkanı Esenyurtu
kaybedersek Kudüsü kaybederiz, Mekkeyi kaybederiz. diyerek tam bir
şaşkınlık ve infiale yol açmıştır. Görevden
alınan önceki belediye başkanının görev süresi boyunca
Esenyurt ilçemizi -sosyal dokusunu bozan, ranta, talana teslim eden,
betonlaştıran- yaşanamaz hâle getirmesi ortadayken atamayla
gelen belediye başkanı sorun çözmek ve hizmet üretmek yerine,
seçmenleri din ve inançları üzerinden kutuplaştırma,
kutsallarını istismar etme gafletine düşmüştür.
İstanbulu ve ilçelerini kaos ve sorun yumağına dönüştüren,
belediye hizmetlerini oy veren-vermeyen olarak ayıran, halkı
ayrıştıran, inançları istismar eden bu yönetim
anlayışına 2019da bir son vererek halk için, halkla beraber,
hep birlikte halkın İstanbulunu kuracağız.
BAŞKAN -Sayın Kalkan
6.- İzmir Milletvekili Necip Kalkanın, Akkuyu Nükleer
Enerji Santralinin temel atma törenine ilişkin açıklaması
NECİP KALKAN (İzmir) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Kıymetli milletvekilleri, dün
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde tarihî bir ana şahitlik
ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Rusya Devlet
Başkanı Sayın Putinin katıldığı törenle
Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin temelini attık. Ülke olarak, cumhuriyetin
100üncü yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri
olmayı hedefliyoruz. Bu durum enerji ihtiyacımızın
artması anlamına geliyor. Türkiyenin elektrik ihtiyacının
yüzde 10unu tek başına karşılayacak bir tesis.
Şu an dünyada, 31 ülkede toplam 422 nükleer
reaktör işletmede bulunmaktadır, 16 ülkede ise hâlihazırda
toplam 66 santral inşa edilmektedir. Bütün dünyada 2023 yılına
kadar 164 nükleer santral yapılması planlanmıştır.
Türkiyenin yarım asırlık hayali
Akkuyu Santralinin temel atma töreninden gurur duyuyoruz.
Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Çamak
7.- Mersin Milletvekili Hüseyin Çamakın, AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın bazı ifadelerine
karşılık KHKyle ihraç edilen ve hiçbir kamu kurumunda
çalışamayan bazı akademisyenlerin yaptıkları
açıklamaya ilişkin açıklaması
HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
AKP Genel Başkanı Erdoğanın
Türkiyede yaşayamam diyenlerin biletini alıp göndermek lazım
çünkü bunlar ülkemize yük. diye bir açıklaması oldu. Bu
açıklamadan sonra KHKyle ihraç edilen ve akademik indekslerde ülkenin en
başarılı isimleri arasında olmasına rağmen hiçbir
kamu kurumunda çalışamayan bazı barış akademisyenleri
isyan ederek şu açıklamalarını ilettiler: Uluslararası
üniversitelerden bilimsel çalışmalar için çağrı ve burs
teklifleri alıyoruz. Bilet parası istemiyoruz ama
pasaportlarımıza konulan yurt dışı
yasağının kaldırılmasını istiyoruz.
Akademisyenlerimize dünyanın birçok
üniversitesi burs ve çalışma imkânı sunuyor ancak Türkiyede
rehin oldukları için bunlardan faydalanamıyorlar. Yetkilileri bilet
almadan önce akademisyenlerin bu haklarını teslim etmeye
çağırıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gürer
8.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, her ürüne her gün
zam geldiği bir dönemde olduğumuza ve Hükûmetin yoksulları da
düşünmesini talep ettiğine ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Her ürüne her gün zam geldiği bir döneme erdik.
Dört ayda elektrik ve doğal gaza 2 kere zam yapıldı; doğal
gaz fiyatları yüzde 9, elektrik fiyatları yüzde 12 zamlandı.
Aynı dönemde akaryakıta neredeyse her hafta zam var. 30 Ekim 2017
tarihinde benzin 5,53 lira, motorin 4,99 lira, otogaz 3,07 lira iken Mart 2018
tarihinde benzin 5,98 lira, motorin 5,30 lira, otogaz 3,23 lira oldu. Zamların
ardı arkası kesilmiyor. Geçim dar gelirliler için iyiden iyiye
zorlaştı. İşçi, işsiz, esnaf, çiftçi, besici, emekli,
nakliyeci perişan durumdadır.
Taşeron için kadro düzenlemesinde işsiz
kalanların mağduriyeti her gün bizlere kadar ulaşıyor. Bu
anlamda Hükûmetin hiçbir şey yaptığı yok. Hükûmet,
halkın sorunlarını çözmeye değil, faiz lobisine ve ranta
hizmet etmeye devam ediyor. Yoksul daha yoksul, zengin daha zengin oluyor. Bu
gidiş iyi gidiş değil. Hükûmetin yoksulları da
düşünmesini talep ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Aydemir
9.- Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemirin, 4 Nisan
Alparslan Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ve Yılmaz
Güneyin öldürdüğü Yumurtalık Hâkimi Sefa Mutluya rahmet
dilediğine ilişkin açıklaması
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum)
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Bugün 4 Nisan, özel bir gün, rahmetli Türkeş'in
ahirete irtihal günü. Onun vurgusu hep Kanımız aksa da zafer
İslamın.dı ve vatanseverliği tarif ediyordu, milletimizi
çağlar üzerinden aşırtıp muasır medeniyetler
seviyesine ulaştırmak. Şükür, AK PARTİ hükûmetleri ve
dirayet, basiret timsali liderimiz Cumhurbaşkanımız sayesinde bu
hedefi yakalıyoruz. Bu hâlin Alparslan Türkeş gibi bir yüksek ismin
ruhunu aziz kıldığına inancımız tamdır.
İrtihal yıl dönümünde rahmetle, minnetle anıyoruz; ruhu şad
olsun.
Ve bir not düşüyorum: Yılmaz Güneyin
öldürdüğü Yumurtalık hâkimi Sefa Mutluya da rahmet diliyorum.
Katili, burada, millet mabedinde aklama girişiminde olmayı da telin
ediyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Akın
10.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, Hükûmeti
kanser ilaçları konusunda gerekli çalışmaları yapmaya davet
ettiğine ilişkin açıklaması
AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın
Başkan, teşekkürler.
Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler
sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra 2nci
sırada gelen önemli bir toplum sağlığı problemidir.
Ülkemizde her 5 kişiden 1i kanserden hayatını kaybediyor. Erken
tanı ve tedaviyle kanserli hastalarda önemli oranda iyileşme mümkün
olabilmekteyken Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetinin sağlık
alanını piyasalaştırması sonucu tedaviler
aksıyor, iyileşme oranları azalıyor, kanser ilaçları
parayla dahi piyasada bulunamıyor. Ocak ayında lenf kanserinden
hayatını kaybeden Dilek Özçelik'in kanser ilacını
bulamaması nedeniyle AKP'li bakandan yardım istemesi sonucu yüreklere
kazınan Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez
daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki
çaresizliği siz hiç tatmamışsınız
hayatınızda. sözleri Adalet ve Kalkınma Partisinin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET AKIN (Balıkesir) ...sağlık
politikasının özetidir. Buradan Hükûmeti, bir kere daha, kanser
ilaçları konusunda gerekli çalışmaları yapmaya davet
ediyorum.
BAŞKAN Sayın Kılıç...
11.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, olaylara her zaman olumlu yönden bakmak ve sevgiyi
dile getirmek gerektiğine ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Nasrettin Hoca bir gün dostlarına Ben ölecek
miyim? diye sorar. O nasıl soru Hocam öyle? Biliyorsunuz ki herkes
ölecek." der dostları. Hoca merhum Peki, benim cenaze
namazımdan sonra hakkımda size Nasıl bilirsiniz? diye
sorulacak. Bu soruya ne cevap vereceksiniz? der. Aman be Hocam, nasıl
cevap verebiliriz ki? Tabii ki İyi biliriz. diyeceğiz. derler.
Bunun üzerine hoca Yahu dostlar, madem öldüğümde İyi biliriz.
diyeceksiniz, bunu ben yaşarken yüzüme karşı söylesenize.
diyerek önemli bir gerçeğe işaret etmektedir.
Yüreğimizdeki sevgiyi dile getirmek konusunda
yeterince rahat değiliz. Beğenimizi dile getirmenin doğru
olmadığı gibi bir anlayışa sahibiz. Daha da kötüsü,
beğenimizi çok rahat dile getiremeyen bizler, uyarı hatta
cezalandırma konusunda daha rahatız. Olaylara her zaman olumlu yönden
bakmayı öğrenmeli, sevdiğimizi, sevdiğimiz kişinin
yüzüne söyleyebilmeliyiz çünkü Peygamber Efendimiz Bir kimse kardeşini
severse sevdiğini...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş) ...o kimseye
söylesin. buyurmuştur. Kıymet vaktinde bilinmelidir. Bardağın
boşunu değil, dolusunu görmeliyiz.
BAŞKAN Sayın Tamer...
12.- Kayseri Milletvekili İsmail Tamerin, 4 Nisan Alparslan
Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ve 1-7 Nisan Dünya Kanser
Haftasına ilişkin açıklaması
İSMAİL TAMER (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Değerli Başkanım.
MHP Genel Başkanı Sayın Alparslan
Türkeşin ölüm yıl dönümü, kendisini rahmetle anıyorum,
mekânı cennet olsun diyorum.
Ayrıca, 1-7 Nisan Dünya Kanser Haftası,
farkındalık günleri. Kanser, kısa anlamda, anarşi
çıkaran hücrelerin vücutta çoğalmasıyla ortaya çıkar.
Kanser, en önemli sağlık sorunlarından bir tanesidir. Kanser,
insanları ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak etkiler. Türkiyede
yaklaşık 200 bine yakın kanserli hasta vardır, her yıl
13 bin kişi teşhis edilmekte. KETEM denilen 182 tane, 25i gezici
olmak üzere, kanser erken teşhis ve tarama merkezi bulunmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partili biraz önce konuşan arkadaşıma
katılmıyorum. Türkiyede kanser tedavileri ücretsizdir. Yaklaşık
3 milyar TL gibi bir gideri vardır. Bu kadar pahalı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL TAMER (Kayseri) - Kanser
hastalarını tedavi etmek de sosyal devletin görevidir, Türkiye
Sağlık Bakanlığı da en iyi şeklide
yapmaktadır.
Çok teşekkür ediyorum Değerli
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Taşkın
13.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
Akkuyu Nükleer Güç Enerji Santralinin temelinin Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putinin
katıldığı bir törenle atıldığına
ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Dün, seçim bölgem Mersin ve Türkiye için tarihî bir
güne Mersin Akkuyuda şahitlik ettik. Sayın
Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği, azmi ve
çabası bir hayali daha gerçeğe döndürdü. Ülkemizin altmış yıllık
rüyası olan Akkuyu Nükleer Güç Enerji Santralinin temeli Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet
Başkanı Sayın Putinin katıldığı bir törenle
atıldı. Mersinimize, ülkemize ve aziz milletimize hayırlı
olsun.
20 milyar dolar maliyetle cumhuriyet tarihinin
gelmiş geçmiş en büyük projesi Akkuyuda inşa edilecek. 4
reaktörden yıllık 4.800 megavat elektrik üretilecek ve
yıllık ihtiyacımızın yüzde 10u buradan
karşılanacak.
Bu proje sayesinde, iklim ve mevsim
koşullarına bağlı olmadan, yedi gün yirmi dört saat,
kesintisiz, sıfır emisyonla elektrik üreteceğiz diyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Bektaşoğlu
14.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
üniversitelerdeki rektörler, yöneticiler ve öğretim görevlileriyle ilgili
yürütülen soruşturmaların son durumlarının
açıklanmasını beklediğine ve Giresunda borsa seçiminin
iptali noktasında birtakım girişimlerle ilgili yetkilileri
uyardığına ilişkin açıklaması
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Efendim, uygulamanıza çok teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra
üniversitelerde gerçek bir FETÖ temizliği yapılmadı. Üst düzey
yönetim kadrolarına ve rektörlere ise hiç dokunulmadığına
hatta bu kripto yapıların korunduğuna yönelik yaygın bir
kanaat vardır. Zaman zaman bu yönde hatta iktidarınıza
yakın medya organlarında bu haberler ve yorumlar
çıkmaktadır.
Şu anda, üniversitelerde önceki veya hâlen
görevdeki rektörler, yöneticiler ve öğretim görevlileriyle ilgili adli
veya YÖK tarafından idari olarak yürütülen soruşturmaların son
durumlarının açıklanmasını bekliyoruz. Bir koruma ve
kollama söz konusu mudur? Bu konuda kuşkularımız vardır.
Ayrıca, ilim Giresunda borsa seçiminin iptali
noktasında birtakım girişimler olduğu bilgisi vardır,
bu konuda ilgilileri ve yetkilileri uyarıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Öz
15.- Çanakkale Milletvekili Bülent Özün, av
yasaklarının süresinin uzatılması ve kapsamının
genişletilmesi için bir çalışma olup
olmadığını ve sürdürülebilir avcılık için belli
bir büyüklük altındaki balıkların tutulmaması konusunda
tedbir alınıp alınmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) Sayın Başkan,
sorum Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanına.
Çanakkale ve ülke genelinde havaların mevsim
normallerinin üzerinde seyretmesi en çok da
balıkçılarımızı olumsuz etkiledi ve balık sezonu
durgun geçti. Özellikle palamut ve çinekop gibi soğuk havaları seven
balıklar, kış aylarının sıcak geçmesinden
kaynaklı, tezgâhlardaki ve sofralardaki yerini yeteri kadar alamadı.
Yaz aylarının gelmesiyle başlayan
balık yasaklarının da en bereketli balığı
sardalyadır. Av yasakları 15 Nisanda başlayacak ve havyar
sürecindeki balıklar için av yasakları önemlidir. Yasaklar
sonrası balıkların bollaşması da önemlidir. Ancak
sürdürülebilir balıkçılık için yasakların süresinin uzun ve
kapsamının daha geniş tutulması, hem küçük
balıkçılarımızın yüzünü güldürür hem de balık
çeşitliliğinin artmasına katkı sağlayacak önemli bir
adım olur. Çanakkaleli küçük balıkçılarımızın
talebi bu yöndedir. Bu bağlamda, av yasaklarının süresinin
uzatılması ve kapsamının genişletilmesi için
çalışmanız var mıdır?
Ayrıca, yine, sürdürülebilir avcılık
için belirlenen ölçülerin altında balıkların tutulmaması
gerekir. Bu konuda gerekli denetimler yapılmakta mıdır?
BAŞKAN Sayın Kurt
Sayın Göker
16.- Burdur Milletvekili Mehmet Gökerin, bir ülkenin
sanatçılarının dik ve onurlu durmak zorunda olduğuna
ilişkin açıklaması
MEHMET GÖKER (Burdur) Sayın Başkan,
öncelikle demokratik tutumunuz için teşekkür ederim.
BAŞKAN Ben teşekkür ederim, sağ
olun.
MEHMET GÖKER (Burdur) Bir ülkenin
sanatçıları dik ve onurlu durmak zorundadırlar. Sanatçı,
egemen güce teslim olmaz; gücün karşısında boyun eğen, el
etek öpenden de sanatçı olmaz. Bu toprakların bizi biz yapan
değerleri vardır. Eğer ki bir komşumuz hayatını
kaybetmişse değil türkü ya da klarnet çalmak, yüksek sesle bile
konuşulmaz.
Mahzuninin dediği gibi: Yoksulun
sırtından doyan doyana/ Yiğit muhtaç olmuş kuru
soğana/ Bilmem söylesem mi söylemesem mi?
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tanal
17.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, kendisine
karşı Meclis Başkanı ve polis tarafından mobbing ve
psikolojik harekât uygulandığına ilişkin
açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli Başkanım -Sayın
Bakanımız da burada- değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük
Millet Meclisinde polisin Meclis üzerindeki vesayetine son verilmesini talep
ediyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Mahmut Tanalı,
yandaş, tetikçi medya aracılığıyla algı yönetimi
yaratılarak bir milletvekilini provokatör olarak göstermeye
çalışıyorlar. Mobbing ve psikolojik harekât da bizzat Meclis
Başkanı ve devletin polisi tarafından yapılmaktadır.
Hukuk dışı ve ahlak dışı bu kumpası ve bu
yönetimi, bu algı yönetimini nefretle kınıyorum. Dikmen
Kapısında yaşanan olaylar sırasında o görüntülerin
yandaş medyaya acilen servis edilmesi suçluluğun
vesikasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak
sizleri de göreve davet ediyorum. Benim bugün Meclisin içerisinde yani Meclis
kapısının dışındaki Basın
Kapısının önünde yapmış olduğum
açıklamayı polisler not alıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani bizim Meclis
içerisindeki konuşmamızı
Bir milletvekili üzerinde bu
baskı, bu mobbing yapılıyorsa dışarıdaki
vatandaşımıza kim bilir neler yapılıyor? Bu
şekilde bizim ne ifade özgürlüğümüz var ne düşünceyi
açıklama özgürlüğümüz var. Hukuk devleti miyiz, polis devleti miyiz?
Artık, burada Meclis Başkanlığının net bir
vaziyette tavır almasının vakti gelmiştir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın İbrahim Aydın
18.- Antalya Milletvekili İbrahim Aydının, 4 Nisan
Alparslan Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ve TÜİK
tarafından açıklanan büyüme rakamlarına ilişkin
açıklaması
İBRAHİM AYDIN (Antalya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle, Başbuğ Alparslan
Türkeşimize Allah rahmet eylesin.
Ülkemiz ekonomisine ilişkin 2017 yılı
büyüme rakamları açıklandı. TÜİK tarafından
açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi 2017 yılında yüzde
7,4 büyüdü. Bu sonuca göre, Türkiye 2017de dünya ekonomisinin yüzde 85ini
oluşturan G20 ülkeleri içerisinde lider olmuştur.
2016 yılında hain FETÖ darbe
girişiminin ve ekonomik saldırıların sebep olduğu
ekonomik gerilimin ardından, 5 çeyrek üst üste büyüme kaydeden ekonomimiz,
2017nin son çeyreğinde yüzde 7,4 büyümüştür. 7,4lük büyüme
oranının 2,3 puanının yatırım ve net ihracat
kaleminden gelmesi, Türkiye ekonomisinin yatırım ve ihracata dayalı
sağlıklı ve hızlı bir büyüme sürecine girmiş
olduğunun göstergesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İBRAHİM AYDIN (Antalya) AK PARTİ
hükûmetleri olarak aziz milletimize güvenerek uyguladığımız
ekonomik politikaların doğruluğu büyüme rakamlarıyla bir
kez daha tescillenmiştir diyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Bakan
19.- İzmir Milletvekili Murat Bakanın, Ömer
Hayyamın bin yıl önce yazdığı bir şiirinin
sansürlenmesinin ülkemiz adına utanç olduğuna ilişkin
açıklaması
MURAT BAKAN (İzmir) Sayın Başkan,
İslam dünyasının en büyük şairlerinden, aynı zamanda
astrolog, matematikçi, filozof Ömer Hayyamın bin yıl önce
yazdığı bir şiirinin bin yıl sonra sansürlenmesi
ülkemiz adına utançtır. Şiiri sansürlemek edebiyata, sanata,
ozana, ozan dolu Anadoluya hakarettir, cehalettir. Hazreti Mevlânâ da
Mesnevide aşktan ve şaraptan bahseder. Bir televizyon
kanalının bir şiiri sansürlemek zorunda kalması içinde
bulunduğumuz korku ve baskı imparatorluğunun bir simgesidir. İşte
o sansürlenen şiir:
Bulut geçti, gözyaşları kaldı
çimende.
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün,
Güle baktıkça çırpınır
yüreği bülbülün.
Bu yıldızlı gökler ne zaman
başladı dönmeye,
Kimse bilmez, kimse bilmez.
Ömer Hayyama da Mehmet Güreliye de selam olsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkürler.
Sayın Arık
20.- Kayseri Milletvekili Çetin Arıkın, Kayseride
ekonomik sıkıntılar nedeniyle hayatlarına son veren 2
vatandaşa Allahtan rahmet dilediğine ilişkin
açıklaması
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Önceki gün Kayserimizde ekonomik
sıkıntılar nedeniyle 38 yaşındaki bir
vatandaşımız kendini asarak, 58 yaşındaki bir
yurttaşımız ise zirai ilaç içerek hayatlarına son verdiler.
Buradan vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum.
Kayseride 252 bin vatandaşımız
ekmeğe muhtaç hâle gelmiş. AKP'nin Genel Başkan
Yardımcısı Öznur Çalık da Kayseride aç yok. diyerek
aklımızla dalga geçiyor. Sadece Öznur Çalık değil, AKP
Hükûmeti Türkiye'nin aklıyla dalga geçiyor. İşsizlik günbegün
artarken, insanlar geçim sıkıntısı nedeniyle kendilerini
yakarken, hayatlarına son verirken, Türkiye yüzde 7,4 büyüdü. demek
aklımızla dalga geçmek değil de nedir? Ekonomik kriz nedeniyle
yazar kasa atan esnafı gören medya, niçin insanlar kendilerini diri diri
yakarken, hayatlarına son verirken görmüyor? Takdir yüce milletin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Dedeoğlu
21.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, milletin
emniyetini, güvenliğini, huzurunu sağlamak için gece gündüz
çalışan polislere şükranlarını sunduğuna ve
görevlerini yerine getirirken hayatlarını kaybeden tüm kahramanlara
Allahtan rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
SAMİ DEDEOĞLU (Kayseri) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, milletimizin
emniyetini, güvenliğini, huzurunu sağlamak için gece gündüz
çalışan polislerimizin her birini tebrik ediyor, kendilerine
şükranlarımı sunuyorum.
Polis teşkilatımız, Türk milletinin
sevgisini, güvenini ve takdirini kazanmış demokratik hukuk devletinin
temel taşlarından biridir. Özellikle terör ve bölücülük başta
olmak üzere suç ve suçlulara karşı gösterilen eşsiz mücadelede
Türk polisinin çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Tarihimizde
yaşadığımız tüm sıkıntılı dönemlerde
milletimize huzur ve güven kaynağı olmuştur, bölgemizde
yaşanan ve bizi yakından ilgilendiren birçok hadiseye karşı
hakkaniyete uygun bir anlayışla barış, huzur, refah
ilkesinden ayrılmadan, yolumuza polislerimizin desteğiyle devam
etmekteyiz.
Görevlerini yerine getirirken yapılan
saldırılarda mücadele etmiş ve hayatlarını
kaybetmiş tüm kahramanlarımıza Allahtan rahmet diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Erkan Aydın
22.- Bursa Milletvekili Erkan Aydının,
gelişmiş ülkeler nükleer tesisleri birer birer kapatırken
Türkiyenin tam tersine bir tutumda olduğuna ilişkin
açıklaması
ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dün nükleer tesislerin temel atma töreni
yapıldı Mersin Akkuyuda. 20 milyar dolarlık ilk etapta
planlanan ve otuz yıldır da devam eden, davaları da süren ama
her şeye rağmen sadece yüzde 10 enerji ihtiyacını
karşılayacak olan tesisin temeli atıldı.
Dünyaya baktığımızda,
Fukuşimada altı buçuk yıl önce gerçekleşen facianın
zararlı etkileri hâlâ silinmiş değil. Dünya, özellikle
gelişmiş ülkeler nükleer tesisleri birer birer kapatırken
Türkiye tam tersine gidiyor. Bu nükleer atıkları temizlemek için ya
da depolamak için yerin 300 metre altında, yüz bin yıl yetecek
betonlamalarla bunları saklamayı planlıyorlar. Bu demek oluyor
ki etkisi yüz bin yıl sürecek. Bakıyoruz, eylül ayı sonu
itibarıyla özellikle Avrupayı sarsan bir nükleer atık
sızıntısının Rusyaya ait Mayak firmasında
olduğu tespit edildi. Bu firma aynı zamanda Rosatom tarafından
işletiliyor. Akkuyudaki tesisi kuracak olan, aynı firma. Ben
soruyorum: Çocuklarımıza nükleer atıklı bir dünya mı
bırakacağız?
BAŞKAN Sayın Erdoğan
Sayın Taşdemir
23.- Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemirin,
üç yıl önce HDPye yönelik siyasi operasyonlar kapsamında tutuklanan
Gülizar Singarın hâlâ mahkemeye çıkarılmadığına
ve bir an önce mağduriyetinin son bulmasını istediğine
ilişkin açıklaması
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Gülizar Singar,
Doğubeyazıtlı genç bir anne, üç yıl önce partimize yönelik
siyasi operasyonlar kapsamında tutuklandı. Üç yıldır hâlâ
mahkemeye çıkarılmadı Gülizar Singar. Aynı zamanda, üç ay
önce eşi Mahmut Singar da tutuklandı. Gülizarın 3 çocuğu
var, 75 yaşında bir yatalak annesi var. Şimdi çocukları
Sosyal Hizmetler almak istiyor ama biz buradan bir kez daha Aile
Bakanlığı ve Adalet Bakanlığına çağrıda
bulunmak istiyoruz: Yarattığınız mağduriyetin çözümü
çocukları Sosyal Hizmetlere almak değil, çözüm Gülizar Singarın
bir an önce özgürlüğüne kavuşup çocuklarının yanında
olmasıdır. Onun için, bir an önce bu mağduriyetin son
bulmasını istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Ahrazoğlu
24.- Hatay Milletvekili Mehmet Necmettin Ahrazoğlunun, 4
Nisan Alparslan Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay)
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Hakkın rahmetine kavuşmasının
21inci seneidevriyesinde Türk dünyasının Başbuğu
Alparslan Türkeş Beyi rahmetle, minnetle yâd ediyorum; ruhu şad
olsun, mekânı cennet olsun.
Başbuğum, yetiştirilmemizde
emeğin olan milliyetçi, ülkücü Türk gençliği olarak kutlu davana
sonsuza kadar sahip çıkacağımıza, Türk milletine olan
sevdanı her şart altında yaşatacağımıza,
ülkülerinden ve ülkümüzden taviz vermeden, millî devlet, güçlü iktidar kurulana
kadar Dokuz Işık doktrinine, esaslarına sadık
kalacağımıza bizler evlatların olarak ant içtik. Biz,
ülkemizi ve milletimizi karşılıksız sevmeyi sizden
öğrenen Önce ülkem ve milletim. diyen ülkücüleriz ve Türkiye
sevdalılarıyız.
Sen rahat uyu, huzur içerisinde ol Başbuğ,
dualarımız seninle.
BAŞKAN Sayın Toğrul
25.- Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun, Gaziantepte
park ve meydanlarda vicdanların kabul etmeyeceği ifadelerin yer
aldığı broşür dağıtanlarla ilgili bir işlem
yapılıp yapılmadığını öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, geçen hafta Gaziantepte
park ve meydanlarda bazı kişiler tarafından vatandaşlara
bir broşür dağıtılmıştır.
Dağıtılan broşürde vicdanların kabul etmeyeceği
ifadeler yer alıyor. İçinde bulunduğumuz çağda demokrasi
bir kurttur, okullar bir kurttur, okullardaki putlar bir kurttur.
denilmektedir bu broşürde. Yine bu broşürde Çocukları zorunlu
eğitimden koruyalım ki cehennem ateşinde yanmayasınız.
Çocuklarınızı okullara göndermeyin. çağrısı yapılmaktadır.
Aynı broşürde Nevrozun bir kâfir bayramı olduğu da ifade
edilmektedir.
Sayın Başkan, söz konusu broşürü
dağıtanlarla ilgili bir işlem yapılıp
yapılmadığının, 2016 Ekiminden bu yana Valiliğin
her ay sokakta tüm etkinlikleri yasaklamasına rağmen böyle bir
bildirinin nasıl dağıtılmış olduğunun
kamuoyuna açıklanmasını bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.16
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
81inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi sayın
grup başkan vekillerinin söz taleplerini
karşılayacağım.
İlk söz Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Erhan Ustaya aittir.
26.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 4 Nisan Alparslan
Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne, Akkuyu Nükleer Santralinin
hayırlı olmasını temenni ettiğine ve terör ile
terörizme destek veren Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere
bütün gelişmiş ülkeleri bu desteklerinden vazgeçmeye
çağırdığına ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Az önce de gündem dışı
konuşmamda ifade ettiğim gibi, kurucu Genel Başkanımız
merhum Alparslan Türkeş Beyin vefatının 21inci yıl dönümü
nedeniyle bugün kabri başında Genel Başkanımız
Sayın Devlet Bahçelinin de katılımıyla bütün camiamız
bir anma toplantısı gerçekleştirdik. Ben kendisini tekrar rahmetle
anmak istiyorum. Buradan da rahmet dileklerini ileten milletvekillerine
teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
Üniversite yıllarında rahmetli
Başbuğumuzu bizzat tanıma imkânına da kavuşmuş
birisiyim. Hatta, iki ay boyunca sınırlı sayıda bir grupla
kendisinden özel eğitim alma bahtiyarlığına da
kavuştum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dün, bilindiği üzere, Akkuyuda nükleer santral temeli
atıldı, öncelikle ülkemiz için hayırlı olmasını
temenni ediyorum.
Nükleer enerji Türkiye için stratejik ve kritik
önemdedir. Rahmetli Başbuğumuzu anmışken 1960
yılında onun Başbakanlık Müsteşarlığı
döneminde nükleer enerji santrali kurma hedefini ilk kez ortaya koyan birisi
olduğunu da buradan ifade etmek isterim. Daha sonra, 1974-1976
yıllarında da bir nükleer santral kararı alınmış
ancak uygulamaya konulamamıştır, bu ancak bugün için Türkiyeye
kısmet olabilmiştir. Dünyada Amerikadan sonra ikinci en fazla
nükleer santrale sahip ülke olan Fransanın Cumhurbaşkanı
Macron, Aralık 2017de nükleer enerjinin öneminden bahsetmiş ve bir
nükleer santralin dahi kapatılmayacağını belirtmiştir.
Fransa için önemli olan nükleer enerji Türkiye için neden zararlıdır?
Nükleer enerji lazımdır ve 1960 yılından bu yana
hedefimizdir. Ancak bu yapılırken ekonomik anlamda ülkenin menfaatleri,
çıkarları konusunda da hassas davranılması gerektiğini
de buradan ifade etmek isterim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Amerika Birleşik Devletleri Menbicin kuzeyindeki Dadat
köyünün güneydoğusundaki gözlem noktasını bir üsse çevirmiş
durumdadır. Söz konusu nokta Fırat Kalkanı bölgesi için de
Cerablus ile Menbici birbirinden ayıran Sacu Çayı
kıyısındadır. Tabii, Amerika Birleşik Devletlerinin
çelişkili durumu devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Usta, devam edin lütfen.
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Bugün, yine, bir yandan Başkan Trump Suriyeden
çekileceğini, ABDnin oradan çekileceğini söylüyor fakat ABDli
generaller orada kalıcı olduklarını ifade ediyorlar.
Buradan ben bir kez daha teröre ve terörizme destek veren Amerika Birleşik
Devletleri başta olmak üzere bütün gelişmiş ülkeleri de bu
desteklerinden vazgeçmesi ve Türkiye'nin millî çıkarları konusunda
onların da hassas olması gerektiğini, bizim bekamız söz
konusu olduğunda Fransa olmuş karşımızda, Amerika
olmuş, onların hiçbirisini dinlemeden kendi menfaatlerimiz ve kendi
bekamız için müdahale edeceğimizin de bilinmesi gerektiğini
buradan ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Usta.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
27.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Başkanı Naci Sönmezin annesi,
Terzi Fikri olarak bilinen eski Fatsa Belediye Başkanı Fikri
Sönmezin eşi Nurten Sönmezin vefatı nedeniyle
başsağlığı dileğinde bulunduğuna, 10 Ekim
Ankara Gar Katliamı davasının sekizinci duruşmasına ve
davayla ilgili bulgulara ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Dün Fatsanın eski efsanevi Belediye
Başkanı Terzi Fikri diye andığımız Fikri
Sönmezin eşi Nurten Sönmez hayatını kaybetti. Yeşiller ve
Sol Gelecek Partisi Başkanı Naci Sönmezin de annesiydi Nurten
Sönmez. Bileşenlerimizden olan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi
Başkanı Naci Sönmeze de buradan başsağlığı
diliyoruz.
Bugün 10 Ekim, Ankara Gar katliamı
davasının da sekizinci duruşması görülüyor ve davada
inanılmaz bulgular var. IŞİDin Türkiye sorumlusu olduğu
söylenen İlhami Balı hakkında arama kararı varken Türkiye
askerleriyle sürekli görüşerek sınır geçişlerini organize
ediyor İlhami Balı. Türkiye'den Suriyeye, Suriyeden Türkiye'ye
IŞİD militanlarını geçiriyor. Bütün görüşme
tapelerle kayıt altında ve gerçekten, asker IŞİD
emirleriyle ortaklaşa, sınırdan IŞİD militanı
sokuyor. Kiliste görülen IŞİD dosyasında da Ankara Gar
katliamı dosyasında da var bu kayıtlar. Bugün avukatlar bu
ilişkilerin detaylarının ortaya çıkarılması ve bu
görüşmeleri yapan askerler hâlen görevdeler mi, bir soruşturma
açılmış mı öğrenmek için mahkeme heyetinden Kilis
dosyasının tamamının getirilmesini istediler. Tapelerde,
bu askerler İlhami Balıya şıhım, şeyhim diye
hitap ediyorlar. Asker bütün sorumluluğu IŞİDe
bırakmış durumda. Bir konuşmada, İlhami Balı ile
askerler arasında kaçakçılıkla ilgili bir anlaşmazlık
oluyor ve Balı askerlere aynen şu cümleleri sarf ediyor: Bundan
sonra her gün bir askerin kafasına sıkacağım. Askerin
cevabı ne?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kerestecioğlu,
devam edin.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Aman abi, canım abi, sinirlenme. Ne istedin de
vermedik? diye aman dileniyor. Meclisin bu ilişkileri derhâl
araştırması gerekiyor. Bu kişiler hâlen görevde mi? Kimdir
bunlar?
Bu kişinin daha önce de 2014te Suriyeden
Antepe getirilen yaralı IŞİDlileri hastanede ziyaret
ettiği, yaralıları Mersine sevk ettiği ortaya
çıkmıştı ki bunları biz o zaman da dile
getirmiştik. Ankara Gar katliamı davasının ortaya
çıkardığı tek skandal bu değil. Yunus Durmaz, Ahmet
Güneş 2015-2016 yıllarında Diyarbakır, Suruç, Ankara Gar,
İstanbul, Antepteki bombalı intihar saldırılarında
öne çıkan isimler. Bunlar firariler şu anda 2012de fiziki ve teknik
takibe alınmaları ve fotoğraflanmalarına rağmen.
Ben birkaç fotoğraf göstermek istiyorum,
gerçekten vahim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bakın, bunlar bir kampta bir kişiyi infaz
ediyorlar. Bu, demin bahsettiğim kişilerden birisi, Ahmet Güneş.
Burada da Yunus Durmaz; bu, Ankara Gar katliamından sonra
yakalanacağı anlaşılınca sonradan kendini
patlattığı iddia edilen kişi. Diğerleri de işte
aynı şekilde silahlarla, Ahmet Güneş, işte silahlar, Yunus
Durmaz, Cebrail Kaya gibi isimler.
Şimdi, sonradan öğreniliyor ki mahkeme
heyeti MİTe soruyor ve MİT ne yanıt veriyor biliyor musunuz bu
kişilerle ilgili? IŞİDle ilgileri, alakaları yoktur.
diye bilgi veriyor. Ahmet Güneş bu davada beş ay içerisinde tahliye
oluyor. Burada padişah bozuntusu lafından grup başkan
vekilimiz ceza alıyor ve vekilliği düşürülüyor, biz bunları
yaşıyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Tamamlıyorum.
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul)
düşünce ifade etmekten insanlar ceza alıyorlar; bu
silahlarla, bu görüntülerle bu katliamları yaratan insanlar
Alakaları yoktur. diyerek serbest bırakılıyorlar, ortada
dolaşıyorlar, nerede oldukları belli değil.
Gerçekten sormak istiyoruz: IŞİDle
bazı asker kişilerin ilişkileri çıkacak ortaya diye mi
bunlar tahliye edildiler? Gar katliamı davasında gereken ilerleme
sağlanamadı, bu kanıtlarla ne yapmayı düşünüyorlar?
Bunu da iktidara sormak istiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
Buyurun Sayın Özel.
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Artvin Eti Bakır
İşletmesinde çalışan 70 işçinin hâlen işine geri
döndürülmediğine ve bu konunun takipçisi olduklarına, Ege Linyitleri
İşletmesinin taşeron işçilerinin son yapılan hizmet
alım şartnamesi nedeniyle mağduriyet
yaşadıklarına, taşerona kadro sözünün büyük bir fiyaskoyla
sonuçlandığına ve Terzi Fikri olarak bilinen eski Fatsa
Belediye Başkanı Fikri Sönmezin eşi Nurten Sönmeze Allahtan
rahmet dilediğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Artvin Eti Bakır İşletmesinde
çalışan 290 işçi çalışma koşullarının
iyileştirilmesini talep ettikleri için işlerinden
çıkarılmıştı. Sayın Genel Başkanımız
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bakır madeninde
çalışan işçilerin durumu gündeme getirilmiş, kendisinin
konuyu gündemde tutması üzerine işçilerin işlerine iade
edilecekleri açıklanmış, bir kısmı da işine geri
dönmüştü. Ancak, grubumuza ve milletvekillerimize iletilen bilgilerden,
Artvin Eti Bakır İşletmesinde çalışan 70 işçinin
hâlen işine geri döndürülmediği anlaşılmaktadır. Bu
konudaki hassasiyetimizi ve fikri takibimizi tekrarlamak isteriz.
Diğer yandan, Ege Linyitleri
İşletmesi, çalışan taşeron işçilerle ilgili
bugüne kadar yapılan sözleşme gereği işçilere asgari
ücretin yüzde 50 üzerinde ücret ödemekteydi ve bu ücret 2.400 liraya denk
gelmekteydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) . Son yapılan hizmet
alım şartnamesinde yüzde 20 olarak belirlenen bu artım yüzünden
işçilerin maaşlarında yaklaşık 500er liralık bir
düşüş olmaktadır ve maaşları 1.900 liraya
düşmektedir. Bu durum, alacağı maaşa göre
borçlanmış olan ve zaten o maaşla bile kıt kanaat geçinen
Ege Linyitleri İşletmesinin taşeron işçilerini büyük bir
mağduriyetle karşı karşıya bırakmış
durumdadır. Bu konuya dikkat çekiyor, bu haksız uygulamanın bir
an önce sonlandırılması gerektiğinin altını
çiziyoruz.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar
olduğunda taşeron işçi sayısı 387 bin iken, bugün 750
bini kamuda olmak üzere, 2 milyonun üzerinde taşeron işçi var. 2015
seçimlerinden bu yana taşerona kadro sözünü yerine getirmemişken,
Meclisin gasbedilen yetkisini kullanan ve OHAL döneminde kanun hükmünde
kararnameyle düzenleme yapan Hükûmet bir formalite kadro düzenlemesi yapmıştı
ve taşerona kadro sözü âdeta büyük bir fiyaskoyla sonuçlandı.
Şimdi de büyük bir umutla mülakata giren,
sınava giren insanlara kadro verileceğine, hâlihazırdaki
işlerinden olmaktadırlar, işçilerin ekmekleri ellerinden
alınmaktadır. Zaten çalıştıkları yerlerde kadroya
geçme hakkını kullanabilmeleri için idarenin yapacağı
sınavdan geçmelerinin yanı sıra bir de güvenlik
soruşturması şartı getirilmiştir. Bu
soruşturmanın sonucu olarak 1980li yıllarda işlenmiş
ve 12 Eylül darbe hukukuna göre yargılanıp cezasını
çekmiş kişilere güvenlik soruşturması bozuk
gelebilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hukukun evrensel bir ilkesi
olan suçun şahsiliği ilkesi ayaklar altına alınmakta,
kişinin eşinin, kocasının FETÖyle irtibattan dolayı
kesilmiş olan ilişkisi bahane edilerek Güvenlik
soruşturması bozuktur, bu kişiye kadro verilmesin. gibi
yazılar verilmektedir. Siz kadro vermeyin, müracaatlarını
mağduriyet komisyonuna yapsınlar, OHAL Komisyonuna yapsınlar.
Kadro verirseniz sizi de o örgütle irtibatlı sayarız. diye yerel
yöneticilere baskı uygulanmaktadır. Bu OHAL dönemi, bu baskı
dönemi artık kabak tadı vermiş, küçücük çocukların
babalarının ekmeğiyle oynama noktasına gelmiştir.
Son olarak da Terzi Fikri olarak
andığımız Fikri Sönmezin eşi dün hayatını
kaybetti, Nurten Hanıma Allahtan rahmet diliyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
Sayın Muş
29.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, 4 Nisan
Alparslan Türkeşin ölümünün 21inci yıl dönümüne ve Akkuyu Nükleer
Enerji Santralinin hayırlı olmasını temenni ettiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Milliyetçi Hareket Partisinin
kurucusu ve eski başbakan yardımcılarından merhum Alparslan
Türkeşi vefatının 21inci yıl dönümünde rahmetle
andığımızı ifade etmek isterim.
Sayın milletvekilleri, dün Türkiye tarihî bir
ana tanıklık etmiş ve Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından
Türkiyenin ilk nükleer güç santralinin temeli atılmıştır.
Bilindiği üzere, hâlihazırda dünyada 31 ülke
kullandığı elektriğin önemli bir bölümünü faaliyette olan
450 nükleer santralden elde etmektedir. Yine yapımda olan 55 adet nükleer
enerji santraline Türkiye de katılarak bu sayı 56ya
çıkmıştır. Akkuyuda inşa edilecek bu nükleer santral,
gelişen, büyüyen ve güçlenen Türkiyenin artan enerji ihtiyacını
büyük oranda karşılaması açısından fevkalade önemli
bir adımdır. Elektrik ihtiyacının yüzde 10unu
karşılayacak bu santral, Türkiyenin enerji arz güvenliğinde
ciddi katkı sağlayacak ve enerji üretim kaynak
çeşitliliğimizi artıracaktır. Yine, bu santral teknoloji
transferi vasıtasıyla Türkiyenin nükleer enerji alanında
nitelikli insan kaynağına sahip olmasına da imkân verecektir.
Gelişmiş ülkelerin büyük bir çoğunluğu ve bazı
komşu ülkelerimiz bu santrallere sahipken Türkiyenin bundan mahrum
olmasını isteyenleri anlamakta
zorlandığımızı ifade etmek isterim. Türkiyenin
gelecekteki enerji ihtiyacını göz önünde tutarak atılan bu
tarihî adımla 2023 yılında yani cumhuriyetimizin
kuruluşunun 100üncü yılında Türkiye nükleer enerjiye sahip
ülkeler arasında yerini alacaktır. Bu, bizler için bir övünç
vesilesidir.
Akkuyu Nükleer Enerji Santralinin ülkemiz ve
milletimiz için hayırlı uğurlu olmasını temenni
ediyoruz.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Muş.
Değerli milletvekilleri,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, sanıyorum üç siyasi partinin grup önerisi var, bu grup
önerilerinin üçünü işleme alıyorsunuz, değil mi efendim?
BAŞKAN Sırayla
değerlendireceğim, her birini ayrı ayrı okutup gerekli
işlemi yapacağım.
Buyurun.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, 4/4/2018 tarihinde Grup Başkan Vekili Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından,
Türkiyede gençlerin ve üniversite öğrencilerinin
yaşadıkları sorunlar ve maruz kaldıkları baskılar
hakkında verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/4/2018 Çarşamba günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
İstanbul
HDP
Grubu Başkan Vekili
Öneri:
4 Nisan 2018 tarihinde Adana Milletvekili Grup
Başkan Vekili Meral Danış Beştaş ve İstanbul
Milletvekili Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu tarafından
(7308 grup numaralı) Türkiye'de gençlerin ve üniversite
öğrencilerinin yaşadıkları sorunlar ve maruz
kaldıkları baskılar hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisine
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 4/4/2018 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere, öneri sahibi Halkların Demokratik Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
HDP GRUBU ADINA FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, dünyada ve Türkiye'de
demokrasi ve özgürlük talepleri konusunda en güçlü mücadele alanları
bizzat gençlik tarafından yaratılmıştır. Gençlik bir
ülkede değişimin de potansiyelini ve dinamiğini
oluşturmaktadır. Türkiye genç nüfusa sahip bir ülkedir ve TÜİK
Mayıs 2017 verilerine göre 2016 yılı sonu itibarıyla 15-24
yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 989 bin 42 kişidir. Genç nüfus
toplam nüfusun yüzde 16,3ünü oluşturmaktadır.
Şimdi, AKP hükûmetlerinde olduğu gibi,
aslında birçok zamanda Türkiye'de geçmişten bugüne hükûmetlerin
sağlıklı bir gençlik politikaları olmamıştır
ve gençlik aslında her zaman bir tehdit olarak görülmüştür.
Baskılanması, terbiye edilmesi gereken bir grup olarak görülen
gençliğin özgürlük talepleri, fikirleri, eylemleri iktidarları her
zaman korkutmuştur. Bu 1970li yıllarda, 1960lı yıllarda
aynı şekilde tezahür etmiş; Deniz Gezmiş ve
arkadaşları idam edilmiş, daha sonrasında, benim gençlik
dönemimde 1970lerin sonlarında 1980 darbesine doğru giden dönemde ve
sonrasında yine gençlik hep tehdit olarak görülmüş, Gezi
gençliğine karşı aynı şeyler
yaşatılmış, onlar da birer tehdit olarak görülmüş ve
baskı altına alınmak istenmiştir.
Yine, son dönemde özellikle üniversite rektörlükleri
öğrencilerin öğrenim yaşamlarını
kolaylaştıracak adımlar atmaları gerekirken tam tersine
öğrenim hayatlarını bitirecek girişimlerde bulunmaktadırlar.
Bunun son örneğini Çukurova Üniversitesinde görmekteyiz. Rektörlük ile
İl Emniyet Müdürlüğü tabir yerindeyse öğrencilerin eğitim
haklarını ellerinden alacak anlaşmalar yapmıştır,
keyfî fişlemelerle Rektörlüğe gönderilen dosyalara ilişkin
öğrencilere soruşturma açacak komisyonlar kurulmuş ve bazı
öğrenciler ifade vermeye çağrılmıştır.
Boğaziçi ve Çukurova Üniversitesinde
yaşananlara benzer şekilde tüm üniversitelerde sol, sosyalist, Kürt,
muhalif kimliğe sahip öğrencilere yönelik sistematik olarak
baskılar uygulanmakta, temel hak ve özgürlüklerin kullanımı
kriminalize edilerek on binlerce öğrenci hakkında adli ve idari
soruşturma yürütülmektedir. Bugün, cezaevlerinde on binlerce tutuklu ve
hükümlü öğrenci bulunduğu belirtilmektedir.
Gençler sadece bu baskılarla
karşılaşmıyorlar, aynı zamanda, işsizlik, ucuz ve
güvencesiz işlerde çalıştırılma, yoksulluk gibi çok
önemli sorunlarla da karşı karşıyalar yani gençlerin bir
temel diğer sorunu da yoksulluktur. Türkiye'nin gençleri tüm OECD ülkeleri
gençlerinden daha yoksul çıkmaktadırlar. Gençlerin yoksulluk oranı
yüzde 28,5tur, OECD ortalaması ise yüzde 13,3tür.
Gerçekten, baktığımız zaman,
Türkiye'nin en başarılı gençleri işkenceye maruz
bırakılıyor. Geçenlerde Boğaziçi Üniversitesi
öğrencileri gözaltına alınırken bunu yaşadık,
polis diyor ki: Kafanıza vurursak belki biraz zekânız azalır.
Bu öğrencilerin zekâları azalmayacak arkadaşlar. Bunlar,
özgürlükçü, bilimsel özerkliği savunan, düşünce ve ifade
özgürlüğünü savunan gençler ve onların zekâları azalmayacak. Dün
9 öğrenciyi tutukladı maalesef iktidarın yargısı ve
hatta Onları okutmayacağım. diyen Erdoğan, mümkün olsa
üniversite sınavlarını da kaldırıp yerine Erdoğan
mülakatı koyacak. Türkiye, öğrenci ve gazeteci hapishanesi olmuş
durumda.
Şimdi, siz hangi noktadan buraya geldiniz, bunu
çok iyi hatırlamanız lazım. Başörtülü
kızlarımızı okutmadılar, onları
dışarıda okutmak zorunda kaldık. noktasından bugün
geldiğiniz nokta Komünistleri okutmayacağız. noktasıdır.
Evet, gençler farklı düşünürler, insanlar farklı düşünürler
ve özgürce düşüncelerini ifade etme hakkına sahiptirler, aksi
takdirde bu ülkede ne gençlik gelişir ne ilerleme olur.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
Öneri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan konuşacaktır.
Buyurun Sayın Erdoğan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
MHP GRUBU ADINA MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, 4 Nisan 1997 tarihinde
Hakkın rahmetine kavuşan partimizin kurucusu, Türk
dünyasının Başbuğu Alparslan Türkeş Beyefendiyi
vefatının yıl dönümünde saygıyla, minnetle ve özlemle
anıyoruz. Aziz Türk milletinden aldığımız güç, kutlu
ülkülerimizden aldığımız inanç, şükürler olsun ki dün
olduğu gibi bugün de mevcuttur, ruhu şad, mekânı cennet olsun.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üniversiteler eğitim yuvalarıdır. Geleceğimizin
teminatı olan Türk gençliğinin eğitim ve öğrenim
hayatlarını en sağlıklı ve verimli bir şekilde
gerçekleştirmesini sağlamak da devletin temel görevidir,
üniversitelerin terör örgütünün sakat ve sakat olduğu kadar zehirli
eylemlerinin faaliyet alanı olması asla kabul edilemez.
23 Kasım 1970de Ankara Erkek Teknik Yüksek
Öğretmen Okulunda eğitim görürken ciğerlerine pompayla hava
basılarak şehit edilen Dursun Önkuzuyu unutmak mümkün değildir.
Ege Üniversitesinde tarih okurken tarih yazan, öğrenci görünümlü
PKKlıların şehit ettiği Ülkü Ocakları Ege
Üniversitesi Başkanımız Fırat Çakıroğlunu
unutmak mümkün değildir. Yine, daha birkaç yıl önce en tabii
hakları olan eğitim öğrenim haklarının gereği
Cebeci Kampüsünde sınavlarına giremeyen ve Fen Fakültesinde
sınavlarına girmek zorunda kalan Türk milliyetçisi
öğrencilerimizi unutmamız mümkün değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Fırat Kalkanı Harekâtı gibi, Afrinde
gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekâtı gibi haklı sebeplerle
kutlu hedefler için sürdürülen terörle mücadele operasyonlarını
gölgeleyecek, farklı gösterecek, oradaki kahramanlarımızı
rencide edecek hiçbir hareket meşru kabul edilemez. Üniversitelerde
öğrenci kılığına girmiş sözde öğrencilerin
yaptıkları da kabul edilemez. Dağdaki terörist ile
şehirdeki terörist arasında hiçbir fark yoktur, uygulanacak kanun da
dağdaki teröristle aynıdır. O sebeple, Türk
yargısının müdahil olduğu bir olayı Türk
yargısına bırakmakta fayda vardır. Devlet, gereğini
dün olduğu gibi bundan sonra da yapacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu vesileyle, yurt içinde ve yurt dışında Türk
milletinin bütünlüğüne ve canına kasteden teröristlerle amansız
ve kutlu bir mücadele veren güvenlik güçlerimize buradan selamlarımı,
saygılarımı iletiyorum, Allah yâr ve yardımcıları
olsun. Türk milleti size minnettardır, Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk
milleti de sonuna kadar sizlerle beraberdir.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi ve ekranları
başında bizleri izleyen aziz Türk milletini saygı ve muhabbetle
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Erdoğan.
Söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzele aittir.
Buyurun Sayın Adıgüzel. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul)
Halkların Demokratik Partisi grup önerisi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
AKPnin OHAL güvencesiyle mağdur ettiği
kesimlerin başında gençler geliyor. İktidar, her fırsatta
genç nüfusumuzla övünüyor fakat gençlere Düşünmeyin,
araştırmayın, üretmeyin. diyor. IŞİDli teröristleri
serbest bırakan AKP iktidarının yargısı dün tarihin en
utanç sayfalarına kazınacak bir karara imza attı. Reislerinin
talimatıyla sözde yargı mensupları 9 üniversite öğrencisini
tutukladılar. Bu Genel Kurul sıralarında oturan ve bizi
ekranları başında izleyen bütün vatandaşlarımız
biliyor ki bu tutuklamaların hiçbir hukuki dayanağı yoktur,
tamamen siyasi kararlardır. Kendi diplomaları sorulduğunda dut
yemiş bülbüle dönenler Türkiyenin göz bebeği, uluslararası
alandaki gururumuz bir üniversitenin öğrencilerine Sizlerin eğitim
haklarınızı elinizden alırız. diyerek açıkça
tehditler savurmaktadır ve suç işlemektedir. Buradan, Türkiye
Cumhuriyetini babasının çiftliği gibi görmeye
çalışanlara, bu kibre kapılanlara seslenmek istiyorum:
Eğitim hakkı kimsenin tekelinde değildir. Bir öğrencinin
eğitimi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasıyla garanti altına
alınmış temel bir haktır.
Değerli milletvekilleri, tabii ki lokum
dağıtmak suç olmadığı gibi buna karşı
düşüncelerini söylemek de suç değildir fakat eğer
üniversitelerimizde özgür düşünceye, hayal kurmaya, hayallerimizi ifade
etmeye yer yoksa ne yazık ki o ülkede bilime de, fenne de yer yok
demektir. Kaldı ki Boğaziçi Üniversitesi köklü tarihiyle ve
geleneğiyle bütün fikirlere, sağcısına solcusuna özgürce
kendini ifade etme hakkı vermiştir. Nasıl 28 Şubat
sürecinde başörtülü öğrencilerine sahip çıktıysa bugün de
AKP diktasına boyun eğmeyecektir. Tarih, 28
Şubatçıları, 12 Eylülcüleri nasıl utançla yazıyorsa
bugün de öğrencilerin eğitim hakkını ellerinden almaya
çalışanları utançla yazacaktır. Nasıl 12 Eylülcüler,
12 Eylül diktası bin yıl hüküm süremediyse sizin iktidarınız
da 2019 yılında son bulacak ve siz de tarihin utanç sayfasında
yerinizi alacaksınız.
Sayın Başkan, bir dakika daha istiyorum
sizden.
BAŞKAN Buyurun Sayın Adıgüzel,
sözlerinizi tamamlayın.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) Değerli
milletvekilleri, buradan AKP sıralarına bir çağrıda
bulunmak istiyorum, bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Lütfen Genel
Başkanlarını uyarsınlar. AKP Genel Başkanı
meydanda gençleri hedef gösterirken sanki komünist olmak suçmuş gibi
Bunlar komünist. dedi ve çıktı Boğaziçindeki bütün öğrencileri
hedef gösterdi. Sayın Genel Başkana belki hatırlatmak
isterseniz, malum, derler ki: Hafızayıbeşer nisyan ile
maluldür. Kendisi bundan on yıl önce meydanlarda şiirler okuyordu ve
itibarını iade etmekle övünüyordu bir şairimizin, Nazım
Hikmetin ve Nazım Hikmet diyordu ki: Nasıl öfkelenmem düşündükçe
memleketimi / Çırpınıyor ayakları altında bir avuç
hergelenin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, 60a göre bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun, yerinizden söz veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
30.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşin, İstanbul
Milletvekili Onursal Adıgüzelin HDP grup önerisi üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, şunu ifade etmek durumundayız: Burada
İktidarın yargısı DEAŞlı teröristleri serbest
bıraktı. gibi bir ifadeyi kabul etmemiz söz konusu olamaz. İktidarın
yargısı olmaz, yargı ayrı bir erktir.
İkincisi, Türkiyede onlarca, yüzlerce tutuklu
DEAŞ teröristi bulunurken; onlarcası, yüzlercesi sınır
dışı edilmişken; Fırat Kalkanı Harekâtıyla
birlikte binlercesi etkisiz hâle getirilmişken; DEAŞ terör örgütüne
en büyük darbeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti, milleti ve Hükûmeti
indirmişken kalkıp da buradan iktidarımızı suçlamaya
kalkışmak, en hafif tabiriyle söylüyorum, büyük bir şuursuzluk
örneğidir.
Üçüncüsü, 2019la alakalı, Genel
Başkanınız aday mı değil mi; çıkın, bunu bir
açıklayın. Adaysa adaylığını açıklasın.
Belki siz aday olursunuz ama şu adayınızı bir
açıklayın da 2019da nasıl iktidara geleceğinizi bir
görelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Daha
adayınızı açıklayamıyorsunuz, 2019da sizi
yıkacağız, yeneceğiz
Hodri meydan, çıkarın
adayınızı, bir görelim. Daha er meydanına
çıkamıyorsunuz. Genel Başkanınıza Aday
mısınız? diye soruluyor. Kazanacak birini göstereceğiz.
diyor. Kendisinin bile kazanamayacağını kabul etmiş bir
Genel Başkanınız var ama siz iktidara geleceğinizi ifade
ediyorsunuz. Önce adayınızı ortaya koyun, açıklayın.
Genel Başkanınız çıksın,
adaylığını bir açıklasın, ondan sonra iddia
sahibi olun.
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Muş
doğrudan Sayın Onursal Adıgüzelin konuşmasını
alıntılayıp Bu, en hafif deyimle şuursuzluktur. diyerek
bir hakarette bulunmuştur. Cevap hakkını şahsı
adına talep ediyoruz efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Adıgüzel. (CHP
sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklaması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Sayın
Başkan, öncelikle şunu anlatmak istiyorum sizlere; 2009lu
yıllarda ben de Boğaziçi Üniversitesinde öğrenciydim ve
şunu yaşıyorduk biz; AKP daha böyle
palazlanmamıştı, böyle ötekileştirme politikalarına
başlamamıştı, biz şunu yaşıyorduk: Eğer
bir öğrenci karşıt düşünceyi ifade ediyorsa
karşılıklı konuşuyordu ve sonunda, Burası
Boğaziçi Üniversitesi, herkes düşündüğünü özgürce ifade
edebilir. deniyordu kendisine. Öyle rektörleri, seçime girmeye bile cesaret
edememiş rektörleri atayarak... Hani diyorsunuz ya Er meydanı.
sizin atadığınız rektör, er meydanına
çıkamamış daha. (CHP sıralarından alkışlar)
Yüzde 86 oy almış rektörü atamayıp kendi tetikçilerinizi
atayarak bir kere başlıyorsunuz çalışmaya. Bu özgürlük
ortamını yok ederek, ötekileştirerek başarılı
olacağınızı zannediyorsunuz ama dönün Türkiyeye bir
bakın, gençler işsiz, kadınlar şiddete maruz
bırakılmış, katiller sizin döneminizde olduğu kadar
hiç bu kadar fütursuzca konuşamamıştı ve konuşuyorlar.
Diyorsunuz ki: Er meydanına çıkmışız. Er
meydanına çıkmışsınız, Cumhuriyet Halk Partisi
yıllardır bu meydanda. Bizim aday derdimiz de yok, böyle ucuz polemik
derdimiz de yok.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Aday mı
değil mi Genel Başkanınız, onu söyle? Aday mı,
değil mi?
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Bizim önceki meselemiz
Türkiye'nin temel sorunları. Eğitim sistemi çökmüş,
sağlık sistemi sorunlarla baş başa boğuşuyor,
dış politikada sorunlar var, tutturmuşsunuz başkanlık,
başkanlık... Eğer bu ülkede gençler ölüyorsa, akademide kimse
kendini özgürce ifade edemiyorsa, sizin yanlış
politikalarınız yüzünden her gün şehitler geliyorsa yere
batsın sizin başkanlığınız, yere batsın
sizin adayınız.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Adıgüzel.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu...
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Söz vereceğim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, haddini, hududunu aşmasın, böyle bir şey olamaz,
böyle bir şey olamaz!
BAŞKAN Söz vereceğim, size söz
vereceğim Sayın Muş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kabadayılık yapma,
söz iste, cevap ver.
BAŞKAN Söz vereceğim size, şimdi
söz vereceğim size.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan...
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Hakikaten yere batsın!
MEHMET METİNER İstanbul) Yere
batsın adayınız. ne demek ya!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Böyle bir şey
olmaz ya!
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
cinsiyetçi bir dille konuşmaya itiraz ettiklerine ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Şimdi, bu tarz ve üslubu görüyoruz hakikaten. Ben
şunun için söz aldım: Burası er meydanı falan değil,
burada kadınlar var. Önce bir ona bakın, ayağınızı
ona göre denk alın. Er meydanı diyerek burada konuşma
hakkına sahip değilsiniz. Burada kadın milletvekilleri var,
kadın çalışanlar var. O lafları size kadın hareketi
yutturur, onu söyleyeyim. Zaten yıllardır verdiğimiz mücadele
bunun içindir, bu cinsiyetçi dili değiştirmek içindir aynı
zamanda. Bu Mecliste bu lafları biz çok gördük, milletvekili olmadan da
çok gördük, olduğumuz zaman da görüyoruz. Bunu gördüğümüz her yerde
de buna itiraz edeceğiz ve müdahale edeceğiz.
Bunun için söz almıştım. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, biraz önce Onursal Bey kürsüden yaptığı
konuşmada Yere batsın sizin adayınız, yere batsın
sizin başkanlığınız. diyerek 16 Nisanda halkın
kahir ekseriyetinin onayladığı bir sisteme, arkasında
halkın olduğu bir referandum kararına karşı,
şüphesiz hiç uygun olmayan bir dille bir konuşma
yapmıştır. Bizim adayımız da belli olduğuna göre,
ona ilişkin yine uygun olmayan, sataşma esaslı bir dille
konuşma yapmıştır. Bu çerçevede
BAŞKAN Buyurun Sayın Bostancı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sadece şu açıklamayı yapmama izin
verin lütfen konuşmaya başlamadan: Ben bütün milletvekillerinden gerçekten
sınırsız tartışma imkânını iyi bir üslupla
ve demokratik bir tarzda yürütmelerini bekliyorum, bu konuda herkesten
hassasiyet ve dikkat istiyorum. Bunu da Genel Kurulun bilgilerine sunayım.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
3.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin sataşma nedeniyle
yaptığı konuşması sırasında Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; fikir özgürlüğü konusunda bir
problem yok. İnsanlar fikir özgürlüğü esası çerçevesinde elbette
görüşlerini, kanaatlerini açıklarlar,
açıklamalıdırlar. Burada tartışma konusu olan fikir
özgürlüğü değil, arkasında tahakkümcü, totaliter, bir terör
örgütünü yedeklemiş bir anlayışın üniversitedeki meydan
okuyucu tavrıdır ki bunu 12 Eylülden önce bu sıralarda,
üniversitelerde yaşamış olanlar bilirler; bu, fikir
özgürlüğüyle alakalı değil, bunu fikir özgürlüğü
kılıfı, ambalajı içerisinde sunmak kabul edilir
değildir.
İkincisi: Şimdi, Onursal Bey biraz önce
buradan konuştu. Kendisi de Boğaziçi Üniversitesinden mezun ve
oradaki engin özgür düşünce ve fikir özgürlüğü çerçevesinde
yetişmiş bir arkadaşımız olduğuna hükmetmek
isterdim doğrusu ama konuşmasını burada tamamlarken Boğaziçinde
acaba fikir özgürlüğü denildiğinde, bu tür hakaretamiz ifadeleri
kullanan ve bunu fikir özgürlüğü ambalajı içinde sunan gençler mi
yetiştiriliyor diye kara kara düşünüyorum. Çünkü Yere batsın başkanlık.
dediğiniz Onursal Bey, sizin de saygı duymanız gereken
halkın kararıdır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Geçtik siyasi tartışmaları, halka
saygınız var, değil mi? Fikir özgürlüğü halka hakaret etme
hakkını verir mi? Vermez.
2019un Cumhurbaşkanı adayı belli.
Siz öyle dediğinizde, yine halkın karar vereceği bir insana
ilişkin kullandığınız dil bir eleştiri dili mi
oluyor?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) E, öbür rakibine
karşı söylenen sözler ne olacak?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) En hafifinden
çok ayıp, söylediğiniz sözlerle, fikir özgürlüğüyle tamamen
dramatik çelişki içinde bir tarzınız oldu burada. Bunu
kınıyorum.
Teşekkürler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Naci Bey, bizim
adaylara söylenen lafları ne yapacağız?
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Bostancı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, gerçi
biraz önce de grup adına bir şey söyleyecektim ama tartışma
bir başka yere geldi.
Önce şunu söyleyelim: Burası Parlamento,
bu kürsü özgür bir kürsü. Yere batsın. ifadesinin ne manaya
geldiğini hepimiz biliyoruz, sert bir dille eleştiridir. Siz bunu bir
başka yere getirmeye çalışmayın.
Hatibimizin eleştiri sınırları,
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının siyasete
kattığı ve sürdürdüğü üslup
sınırlarının içinde ve aşırılık olarak
çok gerisindedir. O yüzden, her gün çıkıp hem de devletin
imkânlarıyla, uçağıyla, aracıyla ulaşılıp
yapılan AKP il, ilçe kongrelerinden başta Ana Muhalefet Partisi
Lideri olmak üzere, siyasetin tüm bileşenlerine en ağır
hakaretleri, ithamları söyleyen kişinin, siyasetin içinde çokça konuşulmuş,
tekrarlanmış ve sert bir eleştiri ve ret manasındaki bu
eleştiriye muhatap olması kadar doğal bir şey yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karşı
karşıya kaldığımız durum, aslında her gün
bir turnusol kâğıdı batırdığımız
demokrasimizde AKPnin fikir açıklama özgürlüğüne karşı
nasıl tahammülsüz bir noktaya geldiğini göstermektedir. Gücü eline
geçirmiş, ettiği tarafsızlık yeminine rağmen bunu her
gün ihlal eden, bütün siyasi muhataplarına Anayasadan
aldığı ve bugünkü durumla çelişen bir sorumsuzluk ilkesiyle
her türlü hakareti yapıp kovuşturulamayacağı durumundan
dolayı sadece vatana ihanet suçu dışındaki- bu anayasal
güvenceyi istismar eden bir kişinin partisinin grup başkan
vekillerinin bir eleştiriye bu kadar tahammülsüz olmaları kabul
edilebilir değildir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
Sayın Bostancı, sizin de söz talebinizi
gördüm ama daha önce Sayın Kerestecioğlu sisteme girmişti.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
33.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
burada söz hakkı olmayan gençlerle ilgili kullanılan ifadelere
ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, ben, özellikle, aslında, şu
anda burada söz hakkı olmayan gençlerle ilgili kullanılan ifadeler
nedeniyle söz aldım.
Burada hepimiz çoğunlukla 40lı, 50li
yaşları geride bırakmış insanlarız -belki daha
gençleri de vardır- ve aramızda hapis yatmış olanlar da var
yani gençlik zamanlarında gerçekten sadece düşüncelerini ifade
ettiği için, belli bir tutum içerisinde olduğu için hapis
yatmış insanlar da var. Türkiye böyle bir ülke aynı zamanda. Az
önce kürsüden de ifade ettim, sizler Başörtülü bacımızı
okutmadılar. noktasından Komünistleri okutmayacağız.
noktasına geldiniz. Bugün artık bu olgunluğun gösterilmesi
lazım. Bu insanlar genç ve kendilerini ifade ediyorlar.
Bir de AK PARTİnin bir karar vermesi
lazım. Yargı süreci devam ediyor. diyorlar bir şeye itiraz
ettiğimiz zaman, sonra da yargı süreci devam ederken Onlar
aslında, kendini, sırtını örgüte dayamış
birtakım örgüt üyeleri. diyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul)
- Böyle bir ifadeyi bu yaşa gelmiş, bu olgunluğa sahip
olması gereken, burada milletvekili olan insanlar kullanamazlar. Gençlerin
hayatı karartılıyor. Ne diyor birisi, lokum
dağıtıyor ve destek veriyor Afrin savaşına;
diğerleri de kalkıyor İşte Afrinde savaşın,
katliamın lokumu olmaz. diyor. Bunların ikisi de söz. Siyaset
okuluna davet ediyorlar bizi, gidiyoruz orada konuşuyoruz ve çok
ağır eleştiriler yapıyorlar. Farklı görüşlerden öğrenciler
var karşımızda; gidenleriniz olmuştur Boğaziçi Üniversitesinde
Siyaset Okulunun toplantılarına, sizi konuşmacı olarak
çağırıyor ve çok ağır eleştiriyorlar. Ne
yapacağız biz? Burada yapamadığımız şeyi
orada öğrencileri tutuklayarak mı yapacağız? Bu hak
değil, bu üslup değil, gerçekten ben gençlere biraz saygı ve
özgürlük diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın Adıgüzel, size de söz
vereceğim.
Buyurun Sayın Bostancı
34.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Manisa Milletvekili Özgür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Burada hakaretle sert eleştiri arasında
elbette bir çizgi geçiyor ve bu çizgiyi tayin eden unsur eleştirinin bir
akla, bir mantığa, bir diskura dayanmasıdır. Siz
muhataplarınızı sert bir dille ikna etmeye
çalışırsınız ama Yere batsın. ifadesinin bir
aklı, mantığı yok; bu bir beddua, bu bir ilenme. Bu,
arkasında bir akıl ve mantık olan referanduma ve
cumhurbaşkanı adayına ilişkin herhangi bir şey
söylemiyor, hakaret ediyor. Şimdi biz şık bir ambalaj içerisinde
hakaret sözlerine Bunlar ağır eleştiridir. dersek o zaman bu
kürsüde söylenecek sözlerin dozajı çok artar ve biz Mecliste murat edilen
müzakereyi yapamaz hâle geliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Buna ben dikkat
edeceğim, elbette başka partiler de dikkat edecekler. Benim
şimdi çıkıp burada hain lafı üzerinden bir eleştiri
söylemem ağır eleştiri mi sayılacak, öyle mi denilecek?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Her gün
yapıyor Cumhurbaşkanınız.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Elbette böyle
bir şey söylendiğinde insanlar bunu bir hakaret olarak
algılayacaklardır. Birtakım sözlere, beyanlara ilişkin
memleket yumuşasın, uçlara kaymasın, çatışma
olmasın şeklinde bir yaklaşımınız varsa siz de
ateşe benzin dökmeyeceksiniz, dilinize dikkatli bir şekilde ayar
vereceksiniz, başkalarına da hakaret etmeyeceksiniz. Kendi içinizden
de hakaret edenler olursa onları savunmak için efendim Bu ağır
eleştiridir. şeklinde bir hususun arkasına
saklanmayacaksınız.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Bostancı.
Sayın Adıgüzel adına siz mi
konuşacaksınız Sayın Özel?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yok, yok, şahsi
konuşma hakkını Adıgüzel kullanacak.
BAŞKAN Mikrofonu açalım, oradan bir
anlatın derdinizi.
Buyurun Sayın Adıgüzel.
35.- İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzelin, Amasya
Milletvekili Mehmet Naci Bostancının sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Tabii, Sayın
Bostancı şahsıma da yönelik birkaç eleştiride bulundu, ne
kadar naif olduğumu o konuda kendisi çok iyi bilir diye düşünüyorum
ama bütünlüklü bir konuşmanın sadece bir noktasına
değinmek, özellikle ilk konuşmaya hiç dokunmadan sonra da durumu aday
arenasına çeken, mindere aday adını getiren... Ben adaydan bahsetmedim.
Ben sadece 28 Şubatçılar tarihteki utanç sayfalarında yerini
alacaktır, 12 Eylül darbecileri utanç sayfalarında yerini
almıştır, öğrencilerin eğitim haklarını
alanlar da utanç sayfalarında yerini alacaktır. dedim ve bunun
olacağı tarih de 2019dur. Sonradan Sayın Grup Başkan
Vekili cevap verirken işte aday er meydanı diye böyle olayı
başka bir boyuta çekti.
Meseleye şöyle bakmak gerekiyor: İşte
gençlerin ve özellikle de Türkiyede 30 yaşın altında olan 19
milyon gencin, 18-30 yaş arası 19 milyon gencin çok önemli
sorunları var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Adıgüzel.
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) Bunların
hepsi de seçmenler aynı zamanda ve bunların şöyle dertleri var:
Evden çıkacak para bulamıyorlar, sigortasız
çalışıyorlar, sağlık sorunlarıyla karşı
karşıyalar. Bence genel başkanlarına yaranmaya
çalışmak yerine bu gençlerin sorunlarını nasıl
çözeceklerini düşünsünler. O zaman daha bütünlüklü tartışmalar
yapmış oluruz yoksa bunlar çok kolay konuşulacak, işte
Aday kim? Ben seni yenerim, sen beni yenersin... Türkiyenin çok daha
önemli sorunları var, gençler de bunun farkında.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Adıgüzel.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özelin söz talebi var,
sonra size söz vereceğim Sayın Kerestecioğlu.
Buyurun.
36.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Naci
Bostancıyı, Sayın Grup Başkan Vekilini dinleyince sanki
hâkim olan dil eleştiriyle ağır eleştiri arasında
gidiyor, diyor ki: Mesela, şunu desem, hain desem hakaret olur. Onu
söylüyoruz. Genel Başkanınız her gün hain diyor; sırf onu
demiyor, Nasılsa cezaya tabi değil, benim hareket alanım çok
geniş. diye alçak diyor, pespaye diyor, cibilliyetsiz diyor,
şuursuz diyor, tıynetsiz diyor, zürriyetsiz diyor, Ulan
adiler! diyor, terörist diyor, terör seviciler diyor, Sizi gidi hainler!
diyor. Bu lafları söyleyen Cumhurbaşkanının, Genel
Başkanın Grup Başkan Vekili çıkmış Efendim,
eleştiriyle arasında kıl gibi çizgi var. Öyle de Genel
Başkanın çizginin fersah fersah ötesinde yahu. Ona bir bak, ondan
sonra konuş. Hani bunu söylediğinize inanamıyorum, gerçeklikle
bu kadar mı bağınız koptu?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Özgür Beyin
kulakları Sayın Genel Başkanlarını duymuyor galiba,
orada kulaklarını açmasını tavsiye ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bu,
benim söylediğim sözlerin Genel Başkanlarınca sarf
edildiğini doğrulayan bir ifadedir, teşekkür ediyorum kendisine.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Ben de
çıkar bir repertuvar sayarım Sayın
Kılıçdaroğlunun neler söylediğini.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bu er meydanına karar yeter sayısı istiyoruz
Sayın Başkan.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, 4/4/2018 tarihinde Grup Başkan Vekili Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından,
Türkiyede gençlerin ve üniversite öğrencilerinin
yaşadıkları sorunlar ve maruz kaldıkları baskılar
hakkında verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Halkların Demokratik Partisi
Grubunun önerisini oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.22
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.37
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 81inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
Halkların Demokratik Partisi grup önerisinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi öneriyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Etmeyenler...
Elektronik cihazla oylama yaptıracağım.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Trabzondan
gelen heyete Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Genel Kurulumuzu ziyaret etmek üzere
izleyici sıralarında Trabzondan bir heyet bulunmaktadır;
kendilerine Hoş geldiniz. diyoruz, selam ve sevgilerimizi iletiyoruz.
(Alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- HDP Grubunun, 4/4/2018 tarihinde Grup Başkan Vekili Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir tarafından,
Türkiyede gençlerin ve üniversite öğrencilerinin
yaşadıkları sorunlar ve maruz kaldıkları baskılar
hakkında verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.41
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 81inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisinin ikinci oylamasında da karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Oylamayı
elektronik cihazla yaptıracağım.
Oylama
için iki dakika süre veriyorum ve oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı
vardır, öneri kabul edilmemiştir.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, devlet ve vakıf
üniversitelerinde görev yapan akademik ve idari personelin unvan
yükselmelerinde uygulanan kriterlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/2157) esas numaralı Meclis Araştırması
Önergesinin, ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2018 Çarşamba
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/4/2018 Çarşamba günü
(bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki
önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, devlet ve vakıf
üniversitelerinde görev yapan akademik ve idari personelin unvan
yükselmelerinde uygulanan kriterlerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilen
(10/2157) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
görüşmesinin Genel Kurulun 4/4/2018 Çarşamba günlü (bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere, öneri sahibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Mustafa Ali Balbay konuşacaktır.
Buyurun Sayın Balbay. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, İkinci Dünya
Savaşının sonunda Almanya yerle bir olduğunda Almanlara
sordular: Ne zaman ayağa kalkacaksınız? Almanlar dediler ki:
Biz bir kuşak içinde ayağa kalkarız çünkü bizim
üniversitelerimiz var. Sayın milletvekilleri, bugün Türkiye'de
üniversitelerin sayısı arttı ama ne yazık ki -biraz önceki konuşmalarda
da olduğu gibi- üniversitelerimiz ne bilimle
tartışılıyor ne bilim insanlarının
aldığı ödüllerle tartışılıyor ne de
öğrencilerin başarılarıyla. Üniversiteler sadece
iktidarın baskıları ve iktidar yanlısı rektörlerin
yaptıklarıyla tartışılıyor.
Bugün, Artuklu Üniversitesi Rektörünün
yaptığı açıklamalarla ilgili olarak bir Meclis
araştırması açılması ve üniversite rektörlerinin
nasıl atandığının tartışılması
için karşınızdayım. Ben bir şey söylemesem de
Sayın Muş sataşacak ama ben Sayın Muşa sataşmak
istiyorum ve diyorum ki: Sayın Muş Demokrasiye inanmayan mürtettir.
Eğer tövbe etmemişse öldürülmelidir. görüşünü benimsiyor
musunuz, benimsemiyor musunuz? Bu sözü söyleyen Artuklu Üniversitesinin hâlen
görevdeki Rektörü.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) İnanmayan
mı, inanan mı Mustafa Bey?
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) - Naci Hoca, siz
Erkeğin dediğini yerine getirmeyen kadın Allaha isyan
etmiş demektir. sözünü benimsiyor musunuz, benimsemiyor musunuz? (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bu sözü söyleyen şu
anda hâlen görevde bulunan Artuklu Üniversitesinin Rektörü. Ben geçen hafta
başka nedenlerle Mardindeydim. Mardinde Adalet ve Kalkınma
Partisinin en üst yöneticileri dâhil kiminle konuştuysam Bizi bu işe
karıştırmayın. dediler çünkü rektör zaten orada kendisini
Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanı Erdoğanın
özel sorumlusu ilan etmiş durumda. Erdoğan, kendisi gibi
düşünmeyenleri, üniversitelerde kendisi gibi hareket etmeyenleri
temizleyeceğini zaten söylemiş durumda.
Sayın milletvekilleri, Artuklular bundan bin
yıl kadar önce o bölgede bir devlet kurdular ve üç yüz yıl kadar
yaşadılar. Artukluların bilime bakışı, bin
yıl önce bilime bakışı bugünkü rektörden daha ileriydi.
Çünkü Artuklular, tarihte rasathanenin kullanılmasıyla ilgili olarak
ilk akla gelen uluslardan biriydi ama sayın milletvekilleri, bugün,
şu anda Artuklu Üniversitesi Rektörünün son araştırması,
son kitaplarından birinin adını paylaşmak istiyorum
sizlerle: Müneccimbaşı Ahmed İbn Lutfullahın
Çalışmaları Bin yıl önce o bölgede rasathane
kurulmuş, bugün oradaki üniversitede, o üniversitede
müneccimbaşının ne yaptığı, nasıl bilimsel
çalışmalar yaptığı konuşuluyor; bu, iş
değil sayın milletvekilleri. Türkiyeye en çok zararı ne
yazık ki eğitimde verdiniz.
Burada, gerçekten Adalet ve Kalkınma Partisi
Genel Başkanının başta üniversite öğrencileri olmak
üzere Beğenmeyen gitsin. Beğenmeyen bu ülkeyi terk etsin.
Beğenmeyenin biletini kestik
Dünyada ilk defa bir
Cumhurbaşkanı ülkesinin insanlarıyla ilgili böyle
konuşuyor. Ya, her şey bir yana, sen kimsin ya! Bu ülkeden
istediğini kovuyorsun; istediğine gelsin, istediğine
çıksın diyorsun. (CHP sıralarından alkışlar) Ne
demek? Kimin biletini kesiyorsunuz? Nereden kesiyorsunuz? Ne hakkınız
var buna?
Bugün geleceklerini bu ülkede arayan üniversite
öğrencilerinin sayısı neredeyse onda 1e düşmüş
durumda. İşte, eseriniz! Yakın geçmişte bir üniversitede
gençlerle konuşurken sormuştum Ben üniversiteyi bitirince bu ülkeyi
terk etmek istiyorum. diyen parmağını kaldırsın.
diye; kaldırmayan daha azdı sayın milletvekilleri.
Üniversitelerde ülkeyi getirdiğiniz nokta bu.
Bir yandan, eğer üniversitede birazcık
tartışma varsa sizin gibi düşünmeyenler hain, terörist;
düşünenler yurtsever ama bir yandan da üniversitelere
atadığınız rektörlerle birlikte şu anda üniversiteleri
Orta Çağ karanlığına gömmüş durumdasınız.
Sayın milletvekilleri, her şeyden önce,
başta Artuklu Üniversitesi olmak üzere, şu anda üniversitelerde
rektörlük yapanların hangi kriterlerle bu göreve geldikleri, hangi
kriterlerle bu görevde kaldıkları ve hangi bilimsel
araştırmaları yaptıkları gerçekten ciddi bir
tartışma konusudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Balbay.
MUSTAFA ALİ BALBAY (Devamla) Sayın
Başkan, bir Mardin torpili sizden rica ediyorum.
Sayın milletvekilleri, şu anda
üniversitelerin sayıları evet artmış durumda ama ne
yazık ki Türkiyede dünya ölçeğinde başarı elde etmiş
üniversitelerin hiçbiri bugün Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı
tarafından desteklenmekte ya da arka çıkılmakta değil.
Birincisi, her şeyden önce Boğaziçi Üniversitesinde olanları
tekrar gözden geçirmenizi talep ediyorum. Bir üniversiteyi, dünya
çapındaki bir üniversiteyi orada düşüncelerini
beğenmediğiniz öğrenciler var diye karalayamazsınız. O
üniversitede, o öğrencilerle ilgili bağlantısı olan hocalar
da var, onların da defterini düreceğiz diyorsunuz. Bu ne demektir? Bu
ne demektir?
Eğer Türkiye bugün bilimde dünya
sıralamasında her yıl istikrarlı bir şekilde 10 puan,
15 puan geriye gitmekteyse bunda en önemli aktör rektörlerin şu anda,
iktidarın güdümünde, bilim insanı olarak değil sarayın
insanı olmasından kaynaklanmaktadır diyorum, önergemizi
desteklemenizi diliyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Balbay.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Adımı
zikretti, cevap verme gereği duyacağımız bir konuşma
olmadığı için cevap hakkımızı
kullanmayacağız.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Muş.
Öneri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Ankara Milletvekili Zühal Topcu konuşacaktır.
Buyurun Sayın Topcu. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
MHP GRUBU ADINA ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 4 Nisan, yirmi bir yıl
önce, partimizin kurucusu ve Türk dünyasının Başbuğu
Sayın Alparslan Türkeşi kaybettik, ruhu şad olsun. Burada da
anmadan geçmek istemedim.
Evet, değerli arkadaşlar, bir ay önce
üniversitelerle ilgili, özellikle bu yükseltmede, atamada ve belirli doçentlik,
yardımcı doçentlik, doktora yeterlilik belgelerinin elde edilmesinde
yeni bir yasa çalışması yapıldı ve geçirildi. Fakat
gördük ki her ne kadar bu çalışmalar yapılsa da sorunlar kar
topu etkisiyle büyümekte ve hâlâ karşımıza büyüyerek gelmekte.
Şimdi, yasayı daha yeni geçirdik ama
arkasından bir sürü problem sökün etmeye başladı. Geçen, bu
yasayla ilgili çalışmalardan dolayı YÖKe gittiğimizde YÖK
Başkanına da sordum. YÖK'ün başına koyduğu yeni
kavramı var. Acaba YÖKün başına veya herhangi bir kavramın
başına yeni ifadesini koymakla eskiyle bağı
koparılıp yeni bir şeyler mi yapılıyor? Acaba
yapılanların hep doğru olduğu mu zannediliyor?
Bunların sorgulanması lazım. Bu kavramları
kullanılmadan önce özellikle problem alanlarının çok iyi tespit
edilmesi gerekiyor. Şu anda yeni yasa çıktı ama arkasında
bir sürü sorunlar yumağıyla çıktı.
Şimdi, bakıyoruz, üniversitelerde
farklı kriterler uygulanıyor. Özellikle doçentlikle ilgili, bilim
sınavını geçtikten sonra, eserlerden geçtikten sonraki sözlü
sınavı hep birlikte burada kaldırdık ama görüyoruz ki
üniversitelerin her biri keyfiyeti göz önünde bulundurarak tekrar sözlü
sınav koyuyor. Bunların kriterleri ne? YÖK belirlemiş, YÖK
doçentlik belgesini veriyor, diyor ki: Sınava gerek yok, sınavı
kaldırdım. Ama üniversiteler ne yapıyor? Yok, ben sınav
koyacağım." diyor. Peki bu sınavı niye koyuyorsunuz?
Zaten belirli kriterleriniz de var. Burada soru işaretleri ve güvensizlik
durumu oluşturuyor. Bunları ortadan kaldırmak lazım. Zaten
bir adayın doktorasını tamamlayabilmesi, doçent olabilmesi için
hem maddi hem de manevi olarak gerçekten bir sürü adımlardan geçmesi
lazım, aşamalardan geçmesi lazım. Uluslararası alanda bir
kongreye katılması neredeyse 2 bin doları buluyor, 2 bin dolar;
aldığı maaş belli, yaptığı
çalışmalar belli. Ve bunun sonucunda diyorsunuz ki siz: Hayır.
Ne yapacaksınız? İlerleme için, bu kadroyu alabilmeniz için
sözlü sınava girmeniz lazım. Artık diyoruz ki: Lütfen, bu
çocuklar bizim, bu gençler bizim, bu arkadaşlar bizim.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Topcu.
Söz sırası, Halkların Demokratik
Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrula aittir.
Buyurun Sayın Toğrul. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
HDP GRUBU ADINA MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üniversitelere YÖK bir karabasandı, AKP kâbus gibi oldu
maalesef. Üniversitelerde şu anda sıradan bir yurttaşın
kadro alması, eğer AKPye bir yakınlığı yoksa
mümkün değil.
Bakın, ben size bir öneride bulunayım.
Üniversitelerde rektörlüklere atanan kişiyle üniversitede soyadı
aynı olan kaç kişi var? Örneğin bir rektör nasıl olur da,
biraz önce bahsedilen sayın rektör, Mardindeki rektör nasıl olur da
hem rektörlük görevini yapıyor hem 5 fakültenin
dekanlığını yapıyor? Aynı rektör aynı
zamanda AKP Genel Başkanının Mardin temsilciliğini de
yaptığını söylüyor. Vallahi pes doğrusu, bu kadar becerikli
insanları nereden buluyorsunuz? Bu arada, hurafelerle dolu, demokrasi
karşıtı kitap yazmakla da meşhur.
Bakın, bugün üniversitelerde on yılı
aşkındır doktorasını bitirmiş ve kadrosu
verilmeyen insanlar var. Yıllardır kadrosu verilmeyen
yardımcı doçentler var, doçentler var, profesörler var. Bakın,
bu önergeyi destekleyelim, eğer on yılı aşkın
doçentler yoksa, eğer on yılı aşkın
araştırma görevlileri, doktorasını bitiren ve kadrosu
verilmeyen araştırma görevlileri yoksa, gerçekten üniversitelerimizin
iyi durumda olduğunu söyleyelim hep beraber.
Değerli arkadaşlar, üniversiteler tamamen
zapturapt altına alınmış, şimdi de zaten rektörün AKP
Genel Başkanının eliyle atanmasıyla üniversiteler AKP il
başkanlıklarının birer şubesi gibidirler, birer
şubesi gibi çalışıyorlar ve tamamen kadrolaşmaya
dayalı, tamamen piyasalaşmaya dayalı bir çalışma
biçiminde kendilerini yürütüyorlar.
Bakın geçen
çıkardığımız yardımcı doçentliğin
kaldırılma yasasına. Yardımcı doçentliğin
kaldırılma yasası -ben o zaman da burada ifade etmiştim-
AKPnin üniversitelere talimatıydı, bizim
arkadaşlarımızı hızlı atayın,
hızlı yükseltin talimatıydı ve gerçekten de böyle oluyor.
Şu anda adrese teslim, doğrudan kişiyi tarif eden kadro
ilanlarıyla her gün karşı karşıyayız.
Öğrencileri mağdur, öğretim üyesi mağdur ve biz bilimde
sınıf atlamaya çalışan, üniversite sayımızla güya
çok büyük işler yaptığımızı söyleyen bir durumdan
kendimizi kurtaramıyoruz.
Değerli arkadaşlar, üniversiteleri
çökmüş bir ülkenin hiçbir alanda ilerleme şansı yoktur.
Üniversitelerin düşüncelerinin tahakküm altına
alındığı bir ortamda bilim üretmesi ve ilerleme şansı
yoktur diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Toğrul.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Uygun görürseniz
60a göre bir söz talebim var.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Gördüm, size de vereceğim.
Buyurun Sayın Muş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Gaziantep
Milletvekili Mahmut Toğrulun CHP grup önerisi üzerinde HDP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, şunun altını özellikle çizmek isteriz:
Üniversitelerde eğitimin artırılması, üniversitedeki
standartlarımızın artırılması için hem kaynak
anlamında hem insan kaynağının yetişmesi
noktasında büyük bir çabanın içerisinde oldu hükûmetlerimiz, AK
PARTİ hükûmetleri. AK PARTİ de hem parti programı olarak hem
Hükûmet programı olarak üniversitelerin daha fazla geliştirilmesi
noktasında bir çabanın içerisinde oldu ve hâlen bu çabası da
devam etmektedir. Fakat, herhangi bir üniversitede bir noktayı alıp
-bu, herhangi bir şey olabilir- bunu bütün üniversitelere
genelleştirip Türkiye'de yükseköğretim çökmüştür. Türkiye'de
yükseköğretim çok kötüye gitmiştir. Türkiye'de yükseköğretim
bekleneni verememiştir. gibi bir genelleme yapmak doğru
değildir. Türkiye'de üniversitelerin sayısı ciddi şekilde
artmıştır ve bu üniversiteler önümüzdeki yıllarda hem
öğretim üyesi noktasında çok daha iyi noktalarda olacaktır hem
bütçe noktasında çok daha iyi noktalarda olacaktır hem de
öğrencilerine sundukları eğitim kalitesi noktasında çok
daha farklı noktalarda olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Türkiye'nin
ihtiyaç duyduğu eğitim alanında ve araştırma
noktasında ciddi katkı sağlayacak projeleri de bu üniversiteler
beraber çıkarabilecektir diye düşünüyorum. Dolayısıyla bir
genellemeden ziyade, tamamı kötü gibi bir lansmana sığınmak
yerine, objektif bir şekilde aslında üniversitelerin bugün
geldiği mesafeyi söylemek çok daha doğru olacaktır diye
düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) Sayın
Başkan, ben en azından yerimden bir söz hakkı istiyorum.
BAŞKAN Sayın Beştaşın
söz talebi vardır. Size de ayrıca yerinizden söz vereceğim
Sayın Balbay.
Buyurun Sayın Beştaş.
38.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden
9unun tutuklanması kararına ve Karaman Cezaevinde yaşanan hak
ihlallerine ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu, ben Karaman Cezaevinde yaşanan
hak ihlalleriyle ilgili söz almıştım ancak sayın grup
başkan vekilinin öğrencilere dair söylediği sözlere şöyle
bir cümleyle yanıt vermek isterim: Boğaziçi Üniversitesinde dün 15
öğrenci savcılığa sevk edildi ve 9u tutuklandı. Bu
tutuklama kararının nasıl verildiğini bütün Türkiye kamuoyu
çok yakından biliyor. Hedef gösterildiler, vatan hainliği,
komünistlikle suçlandılar ve sonra yargı sözde bir şekilde
tutuklama kararı verdi. Hâlâ eğitimin ve üniversitelerin özgür
düşüncede olduklarını söylemenin sadece bir savunma
psikolojisinden kaynaklandığını ifade etmek istiyorum. Söz
konusu tutuklama kararını yargı değil, bizzat
Cumhurbaşkanlığı makamı ve Hükûmet vermiştir.
Sayın Başkan, çok önemli bir mesele daha
var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Tamamlayacağım Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Karaman Cezaevinde 3 tutuklu süresiz,
dönüşümsüz açlık grevinde: Ali Aydın, Abdullah Güven, Mehmet
Sait Alptekin. Bugün aileleriyle yaptığımız görüşmede
söz konusu tutukluların ve diğer 10 tutuklunun içinde olduğu
mahpusların yüzlerinde ve vücutlarında çok ağır darp ve
cebir izi olduğunu, işkenceye maruz kaldıklarını,
35-40 kişilik gardiyan ve müdürlerin saldırısına
uğradıklarını ve gerçekten can güvenliklerinin
olmadığını tarafımıza iletmişlerdir. Biz
burada iktidar partisi yetkililerine ve Bakanlığa seslenerek Bu
cezaevlerindeki işkenceyi durdurun ve açlık grevlerine sebebiyet
verecek kadar vahim uygulamalardan vazgeçin. çağrımızı
yinelemek istiyoruz.
Teşekkür ediyorum
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Beştaş.
Sayın Balbay, yerinizden size de bir dakika
süreyle söz veriyorum.
39.- İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbayın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) Sayın
Başkan, Sayın AKP Grup Başkan Vekili, bire bir muhatap olmadan
bir değerlendirme yaptı ama bu, bütün söylenenleri kabul ettiği
anlamına geliyor. Bir üniversitede böyle bir şey varsa -olabilir-
diyelim ki bir lokantada on çeşit yemek var, biri zehirliydi ve
insanları öldürdü, öteki dokuz çeşit yemek iyiydi mi diyoruz? Bu
nasıl savunmadır? Bu kadar üniversite içinde bir üniversite rektörü -rektör
bu, başka birisi değil- diyor ki: Ben okulumda cübbe yerine
sarık isterim. Okulumda kız gibi hoca istemem. Demokrasiye inanan
mürtettir, tövbe etmezse öldürülür. Erkeğin dediğini yerine
getirmeyen kadın Allaha isyan etmiş demektir. Yani bunları
kabul ediyorsa benim hakikaten diyeceğim bir şey yok. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu bir üniversitede
yaşanmış bir olay. Allah aşkına! Bu üniversitede
yaşanmış bir olay. Ve rektörün şu anda en son
araştırması da Müneccimbaşı Ahmed İbn
Lütfullahın yaptığı çalışmaların
değeri. Eğer bu bilimsel bir çalışmaya giriyorsa hakikaten
diyeceğim bir şey yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Balbay.
Sayın Bostancı, söz talebiniz var.
40.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının, Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaşın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Sayın Cumhurbaşkanının
yapmış olduğu siyasi eleştiridir. Burada her zaman yeri
geldiğinde siyasi eleştiri konusunda titizlenenlerin siyasi
eleştiri ile yargıya talimat verme arasındaki durumu daha da
dikkatli bir dille değerlendirmelerini istemek bizim
hakkımızdır. Sayın Cumhurbaşkanı bu
eleştirisini yapar. Savcılar, yargı, hukuk çerçevesinde hukuki
müktesebata uygun bir şekilde davranmak durumundadırlar.
Buradaki öğrencilere ilişkin
soruşturma, PKK terör örgütüne yönelik destek
dolayısıyladır. Elbette böyle bir illiyet bağı varsa
bu soruşturma yapılacaktır. Bunun teröre karşı olan
hiç kimseyi rahatsız etmemesi gerekir.
Bu soruşturma neticesinde aradaki bağ var
mıdır yok mudur, bunlar niçin öyle bir pozisyon almışlar,
bunlar açığa çıkmalıdır çünkü orada yaşananlara ilişkin
durum kamuoyunda rahatsızlık yaratmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Bostancı.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Cumhurbaşkanının ifadesi, bu rahatsızlığın
ifadesidir.
Diğer taraftan: Burada üniversitelerde görev
yapan her partiden insan var. Üniversitede hocalık yapanlar, kendilerini
yetiştirenler, esasen hiçbir siyasi hareketin hiyerarşik bir
şekilde komutası altına girmezler.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Şu anda
temsilcisiyim diyor.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Oradaki
insanlar, üniversite eğitimini almış, yetişmiş
insanlar, şüphesiz özgür düşüncenin müdafisidirler. Siyasi
eğilimleri olabilir ama bu, üniversiter hava içerisindeki tavırlarını
değiştirmez. Üniversitenin gerçekliğini bilelim, siyasal
eleştiri yapacağız diye üniversitenin gerçekliğiyle
çelişen değerlendirmelerde bulunmayalım.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkürler.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan, bir söz istemiyorum ama buradan kayıtlara geçsin
BAŞKAN Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Bostancının naif bir şekilde ifade ettiği
hususlar, içerik itibarıyla oldukça sert. Bir kere ortada bir siyasi
eleştiri yok. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı ve iktidar partisinin
genel başkanı üniversite öğrencilerinin bir kısmına
yönelik Bunlar vatan hainidir. Bunlar komünisttir. Bunları
okutmayacağız. dedikten sonra
YILMAZ TUNÇ (Bartın) O öğrencilerin
attığı sloganları biliyor musunuz? Hangi sloganları
atmış öğrenciler?
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
üniversite öğrencilerine, polis kampüse girmek suretiyle gözaltı
yapılması, darp yapılması ve hemen akabinde bu tutuklama
kararının olması siyasi eleştiri falan değildir.
İcra olarak yürüten, görevini yürüten bir şahsın hem de Erdoğanın
bir sözünün iki edilmediğini de not düşmek istiyorum burada.
Türkiye üzerindeki baskının ne kadar
yükseklerde olduğunu bildiğimiz bir ortamda bu operasyon tümüyle
talimatla yapılmıştır ve hepimiz buna tanıklık
etmişizdir. Bu da özgür düşünceye olan karşıtlıktan
başka hiçbir şey değildir. Bunun, terör ve terörizmle de hiçbir
ilgisi yoktur.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Beştaş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, affınıza sığınarak bir şey daha
ifade etmek durumundayız.
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
41.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Adana
Milletvekili Meral Danış Beştaşın yerinden sarf
ettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Şimdi,
bakın, burada bir kere şunu ifade etmek durumundayız: Oradaki
şu an süren tahkikat, soruşturma, yargı süreci
Sanki bunlar
öğrenciydiler, lokum dağıtanlara Siz niye
dağıtıyordunuz? dediler, ondan dolayı böyle bir süreç
başlatıldı gibi bir algı oluşturuluyor.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Lokumdan önce bu süreçler var mıydı?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın, orada
neler söyleniyor değerli arkadaşlar.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne söylüyorsa
söylüyor ya.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Türkiye
Cumhuriyeti devletinin sınırlarını muhafaza altına
almak için, korumak, vatandaşlarını terör tehdidinden
uzaklaştırmak için -bir devletin en temel görevidir bu-
uluslararası hukuktan doğan hakla ve Türkiyenin güneyinde
örgütlenmiş, yapılanmış, yerleşmiş teröristleri
temizlemek için yaptığı operasyon PKK/PYDye yöneliktir. Burada
atılan sloganlar: Katil AKP, iş birlikçi ÖSO Bu, bir terör
propagandasıdır, yargı burada devreye girer.
HÜDA KAYA (İstanbul) Niye, sen ÖSO musun? Siz
ÖSO musunuz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sizin devletiniz,
milletiniz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekasını, 81 milyonun can
ve mal güvenliğini korumak adına böyle bir operasyon yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Muş.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Şecaati arz
ederken sirkatini söylüyor ya!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bakın, burada
terör örgütüne destek mahiyetinde açık bir çabanın içerisine
girilmiş, yoksa Bunlar öğrenciydi, üniversitede okuyorlardı,
başka bir şey söylediler. gibi bir noktadan meseleye
yaklaşamayız.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne terör örgütü
ya. Sizi eleştirdiği için mi terör örgütü oldu? Aynı
şeyleri biz burada söylüyoruz zaten.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Olay
soruşturulacak; suçlu-suçsuz neyse ortaya çıkacak ama burada
atılan sloganlar bir terör örgütüne yönelik destek mahiyetindedir ve
burada, toplumda infial oluşturan sloganlardır bunlar.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Hayır, o,
sana karşıdır sadece.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Dolayısıyla,
sanki Bunlar öğrenciydi, okumaya geldiler; bunlar karşı
çıktılar, gözaltına alındılar. demek
yanlıştır, bunu milletimizin bilmeye hakkı vardır.
Teşekkür ederim.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ya neciydiler
peki? O okulun öğrencisi değiller mi? Ayıp ya!
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
42.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Grup Başkan Vekilinin konuşmasını büyük bir
esefle karşılıyorum. Sanki öğreciydiler ne demek ya?
Sizin haddinize mi? Onlar sınava girdiler, üniversite
sınavlarını kazandılar ve Boğaziçi Üniversitesinde
öğrenim ve eğitim görmeye hak kazandılar. Siz, burada, Sanki
öğrencidirler. demek suretiyle, sanki öğrenciler okumadan önce
sizden izin alacaklarmış gibi bir imada bulunuyorsunuz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Siz haddinizi
bilin.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bir kere
bu kabul edilemez. Bu ülkede öğrenciler üniversite yerleştirme
sınavına girip gerekli puanı alıp istedikleri üniversiteye
yerleşmektedirler ve herkes gibi üniversite öğrencilerinin kendi
düşüncelerini özgürce söyleme hakkı vardır. AKP'ye destek
vermeyen, bu dönem savaşa karşı olan, Afrine işgal
girişimini ve şu anda ilhakı eleştiren herkese
Teröristtir. diyorlar. Hiç kimse AKP ve ÖSOyu desteklemek zorunda
değil. Bu, sadece kendi haksızlıklarını gizlemenin,
manipüle etmenin başka bir yöntemidir. Üniversite öğrencileri onlara
biat etmek zorunda değildir. Üniversite öğrencileri iktidarın
politikasına
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Üniversite öğrencileri de, Türkiye
yurttaşları da iktidarın her dediğini kabul etmek zorunda
değildir. Eğer demokrasiyle yönetilmiyorsak, düşünce ve ifade
özgürlüğü ortadan kalktıysa bunu Hükûmet ilan etsin, biz de buna göre
konuşalım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın
Başkan, uzatmak niyetinde değilim ama 60a göre
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş.
43.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Adana Milletvekili
Meral Danış Beştaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, burada benim hududumun, haddimin ne olacağına Sayın
Beştaş karar veremez. O, kendi haddini, hududunu bilsin yeter.
Şimdi, söylediğimiz çok açık:
Öğrenci oldukları için bunlar gözaltına alınmadı.
diyoruz. Burada bir hukuki süreç yaşanmaktadır. Bu hukuki sürecin
neticesini göreceğiz. Hoplamaya gerek yok, sakin olun. Sınavı
kazanmak PKKya destek veririm, benim böyle bir hakkım var.
anlamına gelmez.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Öyle bir şey mi demişler?
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Savaşa
karşı çıkmak niye destek vermek oluyor ya?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sınavı
kazandınız, Ben istediğim örgüte destek veririm. Böyle bir
şey yok. Siz, hukuk sınırları içerisinde
kaldığınız müddetçe özgür anlamda ifadelerinizi dile
getirirsiniz ama bu sınırları aştığınız
zaman hukuk devreye girer.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne hukuku,
zorbalık.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakın,
Suriye'nin kuzeyini, Türkiye'nin güneyini işgal eden, PKK/PYD terör
örgütüdür
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne işgal
etmiş!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Senin dışında bunu söyleyen kimse yok!
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne işi var
Türkiyenin?
MEHMET MUŞ (İstanbul)
ve bunlar Türkiyeye
karşı tehdit unsurudur; şehirlerimize onlarca roket
atmışlardır, vatandaşlarımız hayatını
kaybetmiştir. Dolayısıyla, onları oradan temizlemek Türkiye
Cumhuriyeti devletinin en haklı görevidir. Türkiyede eğer demokrasi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Muş.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, burada Türkiyede özgürlükler yok, demokrasi yok. gibi ifadeler
kullanılıyor, heyhat, şaşırıyorum. Burada PYD
propagandası yapabiliyor Türkiye Cumhuriyeti Meclisinin çatısı
altında. Afrini işgal eden PKK terör örgütüne karşı
yapılan operasyona neredeyse Sayın Beştaş göğsünü
siper edecek.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Biz savaş politikalarını desteklemek zorunda
değiliz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) PKK/PYD terör
örgütünün propagandasını yapacak özgürlüğü bulabiliyorsunuz,
ondan sonra Türkiyede özgürlük yokmuş, Türkiyede demokrasi yokmuş
gibi ifadeler kullanılıyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) 10 vekili
hapsetmişsiniz, hâlâ konuşuyorsunuz ya!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Burası cezaevine döndü.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Dert ne biliyor
musunuz sayın milletvekilleri, PKK işgal ettiği Afrinden
temizlendi ya; dertleri, canlarını sıkan bu.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
Lütfen artık bu tartışmayı
tamamlayalım, size de söz vereyim.
44.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin tekraren açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Doğrusu, Sayın Grup Başkan Vekili
konuşurken şu anda 10 milletvekili cezaevlerinde rehin
değilmiş gibi konuşuyor; şu anda muhalefet eden herkes bir
tutuklanma, yargılanma ve ceza alma tehdidi altında
değilmiş gibi konuşuyor; bu kürsüde grup başkan vekilimiz
diktatör bozuntusu dediği için ve daha dün grup toplantısında
diktatör bozuntusunun gırla geçtiği bir siyasi atmosferde
vekilliği düşürülmemiş gibi konuşuyor; şu anda hepimiz
hakkında bu konuşmalarda yargıya talimat
vermiyorlarmış gibi konuşuyor ama biz her şeyin
farkındayız.
Burada temel mesele, AKPnin savaş
politikasını destekleyip desteklememek. Önce Azezde ÖSO çetesinin
yağmalayıp götürdüğü malları pazarda nasıl
sattığının bir hesabını versinler.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onu PKKya sor,
PKKya.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Şu
anda Afrinde Afrinliler yok. Afrinlilerin hepsi orada zorla yerinden edildi,
açlık ve susuzluk çekiyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Bütün
dünya kamuoyu da bunu biliyor. Yakında Macrona da Trumpa da diğer
ülkelere de terörist diyecekler, zaten şimdiden başladılar.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Beştaş.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisini
ERHAN USTA (Samsun) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Usta.
45.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Afrin Operasyonunun
bir işgal girişimi olmadığına, Türkiye Cumhuriyeti
devletinin kendisini korumak için yaptığı bir operasyon
olduğuna ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim.
Aslında tabii, ben bu tartışmaya
girme yanlısı değildim ancak burada bazı ifadeler oldu ki
onları hiçbir şekilde kabul etmek mümkün değildir. Afrin bir
işgal girişimi değildir. Afrinde Türk Silahlı Kuvvetleri
ve Türkiye Cumhuriyeti devleti kendi bekası açısından bir
harekât yapmak durumundadır. Bu millî bir meseledir. Bu, bir Adalet ve
Kalkınma Partisi meselesi filan da değildir. Bu, devletin kendisini
koruma amacıyla yaptığı bir operasyondur. Bunu hiçbir
şekilde kabul etme imkânımız yoktur. Bakın, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde yükselen bu tür sözler askerimizin de hem motivasyonunu bozar,
kırar hem de onları incitir, şehitlerimizi incitir. Kimsenin
böyle bir şeyi ne üniversitede söylemeye hakkı vardır ne de
Türkiye Büyük Millet Meclisinde söylemeye hakkı vardır.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Askerin morali
iyi, Yaylalar
Yaylalar
ı söylüyor.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Usta.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, devlet ve vakıf
üniversitelerinde görev yapan akademik ve idari personelin unvan yükselmelerinde
uygulanan kriterlerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/2157) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin, ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Nisan 2018 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Öneri
kabul edilmemiştir.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, öneri
hepimizin malumu. Danışma Kurulu toplantısı
yapıldı. O toplantıda öneri toplantıya geldi ama bir siyasi
parti orada olmadığı için toplanamadı, ardından da
Meclise getiriliyor.
Açıkça İç Tüzüke aykırı,
açıkça Anayasanın İç Tüzüke verdiği görevlere
aykırı, açıkça parlamenter sisteme aykırı, millî
iradeye bir darbe girişimi olarak gördüğümüz bu önergenin işleme
alınmasını şiddetle reddediyoruz, bunu bir darbe olarak
görüyoruz ve bu durumu protesto ediyoruz. (CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Sayın
milletvekilleri
MEHMET MUŞ (İstanbul) Masaya yazık,
masaya!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Başkan
MEHMET MUŞ (İstanbul) Devlet veriyor
bunların parasını, millet veriyor bunların
parasını, aklınızı başınıza
devşirin.
BAŞKAN Bu şartlarda görüşmelere
devam etmek mümkün değildir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, operasyona kurban gitme! Birlikte hareket etme! Operasyona kurban
gitme!
BAŞKAN Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.22
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 18.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
81inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, bu öneriyi okutup öneriyle ilgili görüşlerimi ve
değerlendirmemi sayın heyetinizle paylaşacağım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
46.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özel hakkında İç Tüzükün 160ıncı
maddesinin 5inci fıkrasına göre işlem yapılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, biraz önce, tutanaklara baktıysanız, oturum kapanmadan
önce Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili size geldi bir şey
söyledi. Ne olduğunu bilmiyoruz ama içeride söylediği ifadeler
çerçevesinde farklı bir şey söylediğini ifade etti.
Arkasından, sizin takdir yetkiniz, Meclis
Başkanlığının çalışma usul ve esaslarına
uymayan, Meclis Başkanlığının
çalışmasını engelleyecek bir tarzda bütün
arkadaşlarına birlikte, sıra kapaklarına vurulması
eylemi ve hareketini yaptırarak İç Tüzükün 160ıncı
maddesinin (6)ncı fıkrasına aykırı bir harekette
bulunmuştur.
Genel Kurulun çalışma düzenini ve huzuru
bozucu döviz, pankart
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yanlış
İç Tüzükle bakıyorsun, yanlış.
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş, devam
edin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Affedersiniz,
daha önceki İç Tüzük gelmiş Sayın Başkan.
Mecliste gürültü ve kavgaya sebep olmak veya
Meclisin görevini yerine getirmesini önlemek için toplu bir harekete
girişilmesine önayak olmak Sayın Grup Başkan Vekili size geldi,
arkasından hızla buraya gelerek Biz bu işlemi reddediyoruz, hep
birlikte sıra kapaklarına vuruyoruz. diyerek sizi Türkiye Büyük
Millet Meclisine ara verme mecburiyetinde bıraktığından
dolayı İç Tüzükün 160ıncı maddesinin (5)inci
fıkrasına göre işlem yapmanızı tavsiye ediyorum.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) İdam
edelim Özgür Özeli.
BAŞKAN Sayın Altay, söz talebiniz
vardı, buyurun.
47.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, AK PARTİ
grup önerisinin açıkça İç Tüzüke aykırı olduğuna
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Elitaş başlarken yanlış başladı, eski İç
Tüzükten başladı. Yanlış düğme iliklemeye
başlarsan gömlekteki bütün düğmeler yanlış olur. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, Sayın Özgür Özelin,
Elitaşın itham ettiği biraz önceki hareketi sükûneti ve
çalışma düzenini bozmaktan ibarettir. 160ıncı madde
gürültü ve kavgaya sebep olacak hâlleri düzenlemektedir -Elitaşın iddiası-
kaldı ki bu Meclisin açıldığı günden beri sıra
kapaklarına vurmaktan dolayı bir disiplin işleminin
yapıldığı vaki değildir. Demokrasinin bir tepki ve
protesto rejimi olduğunu bilmiyorsa Elitaş, bu işe bir daha
baksın, demokrasi anlayışını gözden geçirsin.
Şimdi, biraz sonra aynı şeyi ben de yaparım, sıra
kapağına vururum. Sıra kapakları vurulmak içindir. (CHP
sıralarından alkışlar, sıra kapaklarına vurmalar)
Dolayısıyla, AK PARTİnin getirdiği grup önerisinin
açık bir şekilde İç Tüzük'ü ortadan kaldırdığı,
İç Tüzükün özellikle 60 ve 81inci maddelerini yok hükmünde
saydığı bir vakadır. Hâl böyleyken şimdi muhalefetin
buna seyirci kalmasını beklemek garip ve abes bir durumdur.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Seyirci kalmak
masaları kırmak değildir Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) İç Tüzükün
nasıl değiştirileceği de gene İç Tüzükte bellidir.
Gelir, getirirsiniz İç Tüzük'ü değiştirirsiniz -o
çoğunluğunuz var- ayrı bir şey. Bu İç Tüzük orta
yerdeyken biraz önce yapılan iş sükûneti etkilemektir ama siz de bu
konuda tahammül göstermeden erkenden kapattınız, biraz
dursaydınız belki bu kapağa vurma işi geçecekti.
Dolayısıyla, burada bir disiplin işleminin söz konusu
olması mümkün değildir.
Ayrıca biraz sonra okutacağınız
önergeyi okutmamanızı da talep ediyoruz. Bu önerge açıkça
İç Tüzük 81 ve 60a aykırıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Mikrofonu açalım.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben duyuluyor
diye konuşuyorum, bilmiyorum.
Bu önergeyi okutmamalısınız
Sayın Başkan.
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) Yok ya!
BAŞKAN Lütfen devam edin Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Her zaman
söylediğim bir şey var: İç Tüzük de bir kanun
niteliğindedir, hatta Anayasanın uzantısıdır.
Anayasanın, kanunların çiğnenemeyeceği tek yer de burasıdır
ve bunu çiğnetmeyeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Altay.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, biraz önce kapatırken, tutanaklara bakarsanız net bir
şekilde görünüyor
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aha vuruyorum
kapağa, ne olacak? Vuruyorum. Ne var bunda? Sen de vur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım
MEHMET MUŞ (İstanbul) Parasını
millet verdi, kapağa vurma.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Tabii, tabii.
Kapak kırılmıyor.
İSMAİL TAMER (Kayseri) Devletin
malına zarar verme.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Millet veriyor
parasını.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Milletin
parasını nasıl çarçur ettiğinizi biliyoruz biz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kapağa
vurmayın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Az önce
kapatırken neye göre ara verdiniz Sayın Başkan?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Zarar mı bu ya? Hep siz
vuruyordunuz eskiden, hep vuruyordunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Nerede Refah
Partisi?
BAŞKAN Siz devam edin konuşmaya.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 68inci maddeye
göre
ENGİN ALTAY (İstanbul) Nerede demokrasi
arayan Refah Partisi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Şu
paraziti susturun Sayın Başkan.
BAŞKAN Siz devam edin lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Erbakanın
kemikleri sızlıyor be sizin gibi talebeler yetiştirdiği
için.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 68inci maddeye
göre ara verdiniz Sayın Başkan.
68inci maddenin başlığı:
Gürültü ve kavga.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Nerede kavga ya?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 68inci
maddenin başlığı Gürültü ve kavgadır.
160ıncı maddenin (5)inci fıkrasına göre gürültü ve
kavgaya sebebiyet veren, önayak olan milletvekilinin kınama cezasına
çarptırılması gerekir. Bunu talep ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kavga nerede oldu
ya?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başkan
kapatırken öyle kapattı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kim kavga etti
ya?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Başkan
kapatırken öyle kapattı, ara verdi.
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu,
buyurun.
48.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Danışma Kurulunda görüşülmeden ve bir mutabakata varılmadan
konuşma sürelerinin aleyhe değiştirilmesinin söz konusu
olamayacağına ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Burada, gerçekten, AKP grup başkan vekilleri ne
isterse, İç Tüzükü nasıl yorumlarsa -özellikle Sayın
Elitaş geldiği zaman bu Meclise, onun tahakkümcü tavrı ve onun
Ben bilirim. hâliyle- her şey o çerçevede yapılmak zorunda
hissediliyor.
Evet, protesto yapılır, Mecliste de
yapılır; o, işin ayrı bir tarafı ama bu elinizde olan
öneri bizce de kesinlikle okutulmaması gereken bir öneridir çünkü
konuşma süreleri açıkça yazılıdır ve grupların
onayı olmadan, Danışma Kurulunda görüşülmeden, böyle bir
mutabakata varılmadan bu sürelerin değiştirilmesi, lehe
değil aleyhe değiştirilmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle, bunu
asla kabul etmediğimizi ve tabii ki protestonun da bu anlamda bir hak
olduğunu ifade etmek isterim.
Teşekkürler.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat
Sancarın, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın Manisa
Milletvekili Özgür Özel hakkında disiplin cezası uygulanması
talebi hakkında herhangi bir işlem yapmayacağına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Teşekkürler sayın
milletvekilleri.
Öncelikle şunu belirteyim: Ben Meclisi
yönettiğim oturumlarda ceza hükümlerinin sadece fiilî ve fiziki kavga
durumlarında uygulanması gerektiği fikrindeyim prensip olarak.
Bunun dışında, Meclisi yöneten, Genel
Kurulu yöneten Meclis başkan vekilinin bu hükümleri yorumlama ve
değerlendirme yetkisi vardır. Protesto, sıralara vurarak
protesto hele, Meclisin kurulduğu tarihten beri en yaygın
kullanılan tepki yöntemlerinden biridir. Yaptığım
araştırma sonucu, bugüne kadar sadece sıra kapaklarına
vuruldu diye ve oradan gürültü çıkarıldı diye disiplin
hükümlerinin uygulandığı bir örneğe rastlamadım.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) İlk olacak.
BAŞKAN - Eğer Genel Kuruldaki
tavırları, protestoları, konuşmaları disiplin
hükümlerine tabi tutan bir yönetim anlayışı hâkim olursa, esasen
Parlamento bir tartışma, müzakere ve konuşma zemini olmaktan
çıkar.
HİKMET AYAR (Rize) Sayın Başkan,
niye ara verdiniz o zaman?
MEHMET METİNER (İstanbul) Niye ara
verdin o zaman?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Aha işte,
ceza verilecek adam orada, Başkanın sözünü kesiyor, bak.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Senin
yaptığın ne Sayın Başkan?
BAŞKAN O nedenle, ben biraz önce yapılan
harekette İç Tüzük'ün disiplin cezalarını düzenleyen hükümlerine
aykırı bir durum görmüyorum ve bu talebi de işleme koymuyorum.
(CHP ve HDP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
49.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İç
Tüzükün 160ıncı maddesinin 5inci fıkra hükmünde takdir
yetkisinin oturumu yöneten Başkan Vekilinde değil Genel Kurulda
olduğuna ve hükmün uygulanmasını talep ettiğine, İç
Tüzükün 157nci maddesinde Başkan Vekilinin takdir yetkisi
bulunduğuna ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Disiplin
cezalarıyla ilgili madde 156, çeşitlerini saymış, 157nci
madde de uyarma cezasının şartlarını koymuş. Az
önce Sayın Engin Altay da ifade etti, Olsa olsa uyarma cezasını
gerektirir. dedi.
Burada iki unsur var: Sayın Engin Altayın
yaptığı iş, Ben de sıra kapaklarına vuruyorum.
dediği iş, uyarma cezasını gerektiren bir iştir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Meclis
Başkanlığının takdirindedir. (CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar) Buradaki
milletvekillerini de uyarmanız gerekir Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen gürültü yapmadan sayın
hatibi dinleyelim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Türkiye Büyük
Millet Meclisini gürültüye fırsat verecek, kavgaya fırsat verecek bir
şekilde yönetmeye kalktığınız takdirde Türkiye Büyük
Millet Meclisinde çıkacak olaylardan doğrudan doğruya sorumlu
siz olursunuz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Vay, tehdit var!
Ayıp ya, vallahi ayıp ya!
SALİH CORA (Trabzon) Hiçbir CHPli
milletvekili konuşamaz o zaman.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Onun için,
Meclis başkan vekilliğinde oturan kişiler hassas
davranmalı, Türkiye Büyük Millet Meclisini idare ederken sükûnet
içerisinde, usul ve esaslar çerçevesinde her milletvekilinin her şeyi
söyleme hakkına müsaade etmeli, müsamaha göstermelidir ama bilerek ve
isteyerek ve kendisinin de tarif ettiği gibi 157nci maddedeki uyarma
cezasının takdir hakkını yapıyorum demesine
rağmen size bırakmayı da farklı görüyorum. Birinci husus:
Sayın Özgür Özelin yaptığı iş. Açın, tutanaklara
bakın, siz Türkiye Büyük Millet Meclisinde biraz önce ara verirken 68inci
maddeye göre ara verdiniz.
BAŞKAN Hayır.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tutanaklara bakın.
BAŞKAN Hayır, 68inci madde
Sayın Elitaş, bitirin, ben size
görüşümü aktarayım.
Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, müsaade edin, müsaade edin. Ya Bitti konuşmanız.
deyin, ben konuşmayayım ya da benim konuşmama girmeyin.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Aynı şeyleri bekliyoruz iki hafta sonra.
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, az önceki yaptığınız 68inci maddeye göre
yapılan bir işlemdir. 68inci maddedeki yapılan işlemde
takdir yetkisi size ait değildir; takdir yetkisi Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunundur. Siz 160/5i uygularsınız, Türkiye Büyük
Millet Meclisi bu konuda karar verir veya vermez, orada takdir yetkisi
kullanabileceğiniz kısım sadece 157nci maddeyle ilgilidir. Bu
konuyu takdirlerinize sunuyorum, bu şekilde de talepte bulunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Elitaş.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkanım
BAŞKAN Size de vereceğim Sayın
Kerestecioğlu.
Sayın Altay
50.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İç
Tüzükün 157nci maddesine göre bir işlem yapılacaksa adil
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, 157ye göre bir işlem yapacaksanız ki yapın ama
adil yapın. Mesela biraz önce siz konuşurken -Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı olarak konuşurken- şimdi ismini
hatırlayamadığım AK PARTİ sıralarından bir
arkadaşım, şu anda Sayın Bakanla konuşan
arkadaşımız ayağa kalkarak sizin konuşmanıza
müdahale etti. Eğer bir 157 uygulayacaksak oradan başlayalım,
sonra Özgür Beye, sonra bana
MEHMET MUŞ (İstanbul)
Konuşmayalım, öyle mi?
ENGİN ALTAY (İstanbul) -
sonra Mehmet
Muşa
Bak, sözümü kesiyor, sonra Mehmet Muşa... İlaveten,
Sayın Elitaşın iddiası uygulanabilir olsaydı Osman
Aşkın Bak ile Hakan Çavuşoğluna verilen uyarma
cezaları buradan Bursaya yol olurdu, evet. (CHP sıralarından
alkışlar)
İSMAİL TAMER (Kayseri) Hakan
Çavuşoğlu burada, hiç öyle bir şey yapmadı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Allah
aşkına Sayın Elitaş, git bir şeker ilacı al,
şekerini bir normalleştir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Şekeri olan
ne Sayın Altay?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hodri meydan!
Eğer bu 157 uygulanacaksa Mehmet Muştan
başlayacaksınız, sayın milletvekilim dâhil hepimiz için
uygulayın, doğrudur.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Altay.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
51.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Mecliste bir dayatma olduğu zaman gerilim yaşandığına
ve bunun sorumlusunun iktidar partisinin yaklaşımı olduğuna
ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, ben aslında burada şu anda
farklı bir koku alıyorum yani daha önce de
aldığımız bir koku bu ve hakikaten, hani, Sayın
Elitaşın söylediği sözler göz yaşartıcı, Herkes
konuşabilir, ifade edebilir. Bunu kesmemek lazım asla. falan diye
Öncelikle,
başka Meclis başkan vekillerinin bu Meclisi nasıl
yönettiğini de kendisi çok iyi biliyor; sözlerin nasıl
kesildiğini, söz kesilmeden, o sözü konuştuktan sonra vekilimizin
nasıl kolunun kırıldığını, daha onun hemen
ertesi gününde bir CHP vekilinin aynı şekilde kuliste nasıl
tartaklandığını, bütün bunların olduğunu şu
Meclis gayet iyi biliyor, siz de biliyorsunuz. Bunu yapmayın. Yani şu
anda benim aldığım koku bu kokudur. Sözleşmeler
konuşulacak diye, alt tarafı yirmi dakika konuşma yapılacak
diye, Bunu bir an önce geçireceğiz. diye bunu yapmayın. Çünkü bu
gerilimi şu anda yükselten sizsiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözünüzü tamamlayın lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Meclis Başkan Vekiline diyorsunuz: Bu huzur
bozulursa, şöyle olursa, böyle olursa
Ben bu sözleri çok iyi
tanıyorum. Artık ben de sonuçta iki buçuk senedir buradayım ve
bu havayı koklayabiliyorum; bu, demin er meydanı denilen
havayı çok iyi koklayabiliyorum. Bunu yapmayın. Burada
insanların söz hakkı kesilmesin, yirmi dakika konuşulsun
efendice. Zaten insanlar yirmi dakika konuşmuyorlar, bunu daha azda da
bırakabiliyor. Bunların hepsi mutabakatla olur. Dayatma
getirdiğiniz zaman bu Meclise, burada gerilim oluyor. Bunun sorumlusu da
İç Tüzükü uygulamaya, kanunlara uymaya çalışan Meclis
Başkan Vekili değil. Bunun sorumlusu sizin bu
yaklaşımınızdır.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
52.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, belli ölçülerde tepkilerin
ve protestonun Meclisin geleneklerinden olduğuna ve sıra
kapaklarına vurma şeklinde protestoların birçok kez
yapıldığına, Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Mithat Sancara kararından dolayı teşekkür ettiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
net hatırlamama rağmen içeride konuşmuştuk, dedik ki:
Burada defalarca sıra kapaklarına vuruldu. Biz vurmadık. dedi
arkadaşlar. 12/12/2017. Engin Özkoçun AKP Genel Başkanı
olarak, Sayın Kılıçdaroğluna böyle hakaret ederseniz biz
de AKP Genel Başkanına gerekli cevabı veririz. demesi üzerine
AK PARTİ milletvekilleri bu sözlere sıra kapaklarına vurarak
tepki gösterdi, Özkoç konuşmaya devam edince -Hayır', Sus!, Bip,
bip, bip, tekrar etmiyorum- tepkiler geldi. Özkoç konuşmasını
sürdürünce AK PARTİliler ayağa kalktı, üzerine yürüdü. Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Ahmet Aydın oturuma ara verdi.
12/12/2017de yani dört ay önce sadece. Yine 10 Ocak 2017de Sayın Engin
Altayın konuşması sırasında yine sıra
kapaklarına vurularak gürültü yapılıyor, oturumu yöneten Meclis
başkan vekili ara veriyor.
İçeride Biz hiç yapmadık
Refah Partisi
dönemini falan hatırlatmaya gerek yok. Bu Mecliste olan, yaşanan,
dört ay önce, üç ay önce yaşanan olaylardır. Meclis
tutanaklarından aynen aktardım. Bütün açık kaynaklarda
vardır, hem tutanaklardan hem tüm açık kaynaklardan kolayca
erişilebilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ELİF DOĞAN TÜRKMEN (Adana) Ceza
vermişler mi?
MELİKE BASMACI (Denizli) Kaynağı
göstermeseydiniz, silerler.
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Özel.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu durumda Meclisin
konuşma yeri olduğunu, aynı zamanda tepkilerin, protestonun,
ölçüsü dâhilinde, Meclisin geleneklerinden, hatta renklerinden olduğunu
her birimiz zaman zaman söyledik. Bu konuda özgürlükçü tutumunuz ve Cezaya
gerek görmüyorum. diye kararınızı belirtmiş
olmanızdan dolayı da şahsım ama bilhassa Türkiye Büyük
Millet Meclisi adına teşekkür ediyorum efendim, sağ olun. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Özel.
Buyurun Sayın Elitaş.
53.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, usul ve
esaslar çerçevesinden ayrılınca usulsüzlüğün kural hâline
geleceğine ve İç Tüzükün 160ıncı maddesinin 5inci
fıkrasının uygulanması gerektiğine ve İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Biraz önce
konuşmamda ifade ettiğim gibi, Sayın Özgür Özelin
geçmişten verdiği örnekler tam da bugün niye 160/5in
uygulanması gerektiğini gösteren örnekler. Burada 160/5 net bir
şekilde ifade ediyor: Türkiye Büyük Millet Meclisinde gürültü, kavga
çıkarmak, Meclisin çalışma düzenini bozmak üzere önayak olmak.
Önayak olan kim? Özgür Özel.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) E, dört ay önce
de siz yaptınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bakın,
orada Meclis Başkanı, varsa bu işe önayak olan birisi AK
PARTİ Grubundan, gereğini yapmalıydı.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ahmet
Aydın vardı.
MELİKE BASMACI (Denizli) Tutanaklar var.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Ama şu
anda önayak olarak yapan kişi Özgür Özelse
Siz de 68e göre
kapatmadım. diyorsunuz. Bakın tutanaklara, 68e göre
kapattığınızı ifade ettiniz. Eğer tutanaklarda o
hüküm varsa 160/5i uygulamak zorundasınız.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Madde demedi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, her 68e göre kapatma bir kavga anlamına gelmez ki.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan, uyardığınız için.
Buradaki yaptığımız iş
Türkiye
Büyük Millet Meclisi usul ve esaslar çerçevesinden
ayrıldığı takdirde usulsüzlük kural hâline gelir.
Kuralsızlığı kural hâline getirdiğiniz takdirde kavga
normalleşir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok ayıp,
çok ayıp!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bir milletvekilinin
dizi ısırılır, bir genel başkan
yardımcısının burnu kırılır. Onun için
bunlara müsamaha etmemek gerekir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bizim
kırılan kollar ne olacak?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Burada
Cumhuriyet Halk Partili Antalya milletvekili AK PARTİ Genel Başkan
Yardımcısı Fatih Şahinin burnunu
kırmıştır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Tahrik et
milleti, tahrik et!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Burada Trabzon
Milletvekilimiz Muhammet Balta Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekili
tarafından dizinden ısırılmıştır. Öbür
taraftan
(CHP ve HDP sıralarından gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Benim de
parmağımı kırdınız.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, uyarır mısınız.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bakın,
burada Sayın Kerestecioğlu bir mesele anlattı. Orada HDP milletvekili,
Türk Silahlı Kuvvetlerine açık ve net hakaret ederken
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Hayır, hiç öyle bir şey yok, tutanaklara bak.
Çarpıtmayın.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep)
Çarpıtmayın, çarpıtmayın. Konuşmamız tutanaklarda
var, çarpıtmayın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Kumpas kurdunuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Sizin
gibi düşünmek zorunda değil hiç kimse.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
memleketin
bekası için, ülkemizin geleceği için Afrinde yapılan operasyonu
aşağılamaya çalışırken, Mehmetçiklerimiz
göğsünü siper etmiş, düşmana karşı, lanet,
haysiyetsiz, şerefsiz PKK terör örgütüne karşı canla başla
mücadele ederken, o milletvekili burada Türk askerlerini rencide eden bir
konuşma yapmış.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Uydurmayın, uydurmayın. Hiç öyle bir şey yok.
Hiç öyle bir şey yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kadın
milletvekilimiz Leyla Şahin Usta orada protesto ederken, o milletvekili
kadın milletvekilinin üzerine yürüyerek taciz etmiştir, taciz
etmiştir. (HDP sıralarından gürültüler)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Yalan söylüyorsun.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Yalan söyleme be!
Ayıp, yakışmıyor!
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Çok ayıp,
çok!
HÜDA KAYA (İstanbul) Resmen yalan söylüyorsun
ya!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bunu
dışarıdan, kulaktan dolma bilgilerle
(HDP
sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan, uyarır
mısınız efendim.
HÜDA KAYA (İstanbul) Tutanak var, tutanak.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR
(Ağrı) Siz kumpas kurdunuz, kumpas.
BAŞKAN - Ben yönetiyorum, siz devam edin,
uyaracağım zaman uyarıyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Hem
saldırıyor hem de sonra bizi saldırıyor gösteriyor.
BAŞKAN - Siz devam edin Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Dışarıdan kulaktan dolma bilgilerle bir sayın
milletvekilini, kadın milletvekilini itham etmek erliğe de
yakışmaz, kadınlığa da yakışmaz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler.
HÜDA KAYA (İstanbul) Bu kadar
fırsatçılık olamaz. Yalan söylüyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu,
buyurun.
54.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Çok net söylüyorum, yalan söylüyorlar. O tutanakları
hemen akabinde okudum, ne tutanaklarda Türk askerine bir şey vardı ne
yapılan konuşmada bir şey vardı.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) Elitaş,
kavga çıkarmaya çalışıyor. Elitaş, ajite ediyor
Meclisi, hiç de iyi niyetli konuşmuyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Kavganın
zeminini hazırlıyor Elitaş.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
sessiz olalım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ama demin de söyledim, aynı kokuyu alıyorum
Sayın Elitaş, aynı tahriki yapıyorsunuz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Ne keskin burnunuz
var sizin de ya. Bayağı keskinmiş burnunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Aynı şekilde, burada ara verildiğinde ben ne
olacağını tahmin edebiliyorum. O gün de siz vardınız,
o gün de aynı şeyi yaptınız. O gün Mahmut Toğrul
Vekilimiz gayet usturuplu bir konuşma yaptı. Siyasi eleştiriydi.
Alır, tutanakları okursunuz, okumadıysanız getiririm, beraber
okuruz. Orada hiçbir tahrik unsurunun olmadığını zaten siz
de gördünüz, biliyorsunuz. Olsa bile, velev ki olsa bile bunun arkasından
burada yapılacak hareket şiddet uygulamak mıdır?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Nasıl velev
ki olsa bile? Böyle bir şey olur mu? Ne demek olsa bile? Olur mu öyle
şey?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul)
Kadın vekilinizin üstüne yürümüş; külliyen yalan. Böyle bir
şey söz konusu değil.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) O mu yürüdü onun
üzerine ya?
İSMAİL TAMER (Kayseri) Türk askerine
kimse laf edemez.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Garo Vekilimiz geldi. Kadın vekilin ne
yaptığını ben söyleyeyim. Geldi, orada kendisine dedi ki,
Mahmut Vekilimize
İSMAİL TAMER (Kayseri) Mehmetçike
hakaret yeri burası değildir.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Dinleyin, dinleyin, ne olduğunu gayet net biliyorum,
dinleyin.
BAŞKAN Siz Genel Kurula hitap edin Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Geldi, vekilimize dedi ki: Siz askere laf edemezsiniz, onu
bunu yapamazsınız. Mahmut Vekilimizin cevabı da şöyle:
Bunlar ayaküstü konuşulacak şeyler değil, başka zaman
konuşuruz. dedi ve arkasından Garo Vekilimiz Mahmut
arkadaşımızı alarak dışarı giderken buradan
20-30 vekil gelerek Mahmut Vekilimizin üstüne yürüdü ve kolu kırıldı,
ertesi gün aynı şey Musa Çama yapıldı. Burada söz kullanan
insanlara bunu yapıyorsunuz. Yapmayın diyorum, yapmayın!
Aynı havayı sırf bir sözleşmede yirmi dakika mı
konuşulacak, beş dakika mı konuşulacak diye bunu gündeme
getirerek yapmayın. Her şeyi galibiyet veya yenilgi olarak
almayın Sayın Elitaş. Uzun bir geçmişiniz var burada, olgun
davranın ve bu şekilde davranmayın, yapmayın bunu.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat
Sancarın, Genel Kurul salonunda yapılan gürültü çıkarma ve
masaya vurma şeklindeki protestolar nedeniyle disiplin hükümleri
uygulanmadığına ve müzakereleri özgürlük içinde yürütmek
konusunda elinden geleni yapacağına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, disiplin
hükümlerinin nasıl uygulanacağı da yine İç Tüzükte
belirtilmiştir. Eğer, birleşimi yöneten Meclis başkan
vekili teklif etme gereği görürse, Genel Kurula bunu getirir ve Genel
Kurul, oylarıyla karar verir. Dolayısıyla, hukukun genel
kurallarını da dikkate alarak tutumumun değerlendirilmesi
gerekiyor. Hukukun genel ilkeleri eğer bir konuda bir
uygulayıcıya takdir yetkisi veriyorsa, bu takdir yetkisini nasıl
kullanacağını belirlemek o kişinin kendi
tasarrufundadır. Ben, Meclisin doksan yılı aşan, yüz
yıla yaklaşan teamülleri içinde bir değerlendirme
yapıyorum. Üç yıla yaklaşan bir süredir ben de bu Meclisin bir
üyesiyim ve defalarca bu Genel Kurul salonunda protestolara tanık
olmuşuzdur. Bu protestolar masaya vurma şeklinde olabilir, gürültü
çıkarma şeklinde olabilir, bunların hiçbiri için disiplin
hükümleri uygulanmamıştır. Nitekim, biraz önce Sayın
Özelin saydığı örnekler bunun yakın tarihteki
uygulamalarıdır ama daha uzak tarihte olanları da şu son üç
yılda yaşananları da ben bizzat tanığı olarak
biliyorum. Bu nedenle, Genel Kurulu yönetirken demokratik ruha uygun davranma
sözüme bağlı kalarak, tartışmaları, müzakereleri
özgürlük içinde ve olgunca yürütmek konusunda elimden geleni yapmaya devam
edeceğim. Yasak hükümlerini, ceza hükümlerini açık, fiilî
saldırı noktasına varmadıkça uygulamama konusunda bir
prensip belirledim, bu prensibe uygun davranacağım. Bu nedenle,
Sayın Elitaş, sizin disiplin hükümlerini uygulama teklifinizi kabul
etmiyorum. Buna bizzat Sayın Özel onay verse bile tutumum değişmeyecektir.
(CHP sıralarından alkışlar) Sayın Özel, kalkıp
Ben ceza gerektiren bir işlem yaptım, bana uygulayın. dese de
ben oradaki telkine veya görüşe göre değil, kendi prensiplerime,
demokratik yönetim ruhuna uygun karar veririm.
O nedenle, bu teklifi işleme koymuyorum ve
görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, tutanağa geçmesi açısından, müsaade ederseniz
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, Sayın Elitaş çalışmalarımızı
engelliyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünü istediğiniz şekilde yorumlama
hakkına sahip değilsiniz. Yazılı kurallar teamülün önüne
geçemez
Yazılı kurallar her zaman birinci sıradadır,
teamüller yazılı kuralın önüne geçemez. Yazılı
kuralın olmadığı yerde teamüllere bakılır.
İkincisi, şu beyanınız
Türkiye
Büyük Millet Meclisinde ortaya çıkabilecek herhangi olumsuz bir hadisenin
tamamen vebali sizin omuzlarınızda kalacaktır.
Tutanaklara geçmesi açısından bunu
söylüyorum.
BAŞKAN Sayın Elitaş, lütfen
şunu dinleyin
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim, bu bir
tehdit, bir şantajdır. Kavganın zeminini hazırlıyor
Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kavgayı
meşru hâle getiriyorsunuz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, bu, tehdit ve şantajdır.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bu ne rezalet! Tehdit bu.
BAŞKAN Sayın Elitaş, şunu
söylemeye beni mecbur ediyorsunuz: Üçüncü keredir burada olay çıkma
ihtimalini dile getiriyorsunuz. Ben en hafif tabiri kullandım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Kavganın
zeminini hazırlıyor.
BAŞKAN - Eğer bu sözleriniz üzerine, bu
üçüncü kez tekrar ettiğiniz ifadeniz üzerine bu Genel Kurulda bir gerilim
yaşanacaksa sorumlusu ben olmayacağım. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sorumlusu siz
olacaksınız.
BAŞKAN - Özgürlükleri, demokratik
kuralları uygulamak hiçbir zaman gerilim ve kaos sebebi olarak görülemez.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Doğru,
aldığınız kültür o.
BAŞKAN - Demokratik terbiye, özgürlük içinde
olgunlaşır. Tartışma, özgürlük terbiyesinin temel
şartıdır.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Bunları
anlayamazlar ama
Zor
BAŞKAN - Evet, gerilim olabilir; evet,
tartışmaların dozu yükselebilir ancak sadece konuşma
hakkı tanındı diye, İç Tüzükün bana
tanıdığı takdir yetkisini kullanarak bir teklifinizi
işleme koymadım diye Burada olay çıkacak. diyorsanız,
sizi sorumluluğa davet etme mecburiyetim vardır. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar) Çünkü burada bu sözler üzerine daha
sonra gerilim yaşanırsa bunun zemininin bu sözlerle, bu şekilde
hazırlanmış olacağı kanısındayım.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Meclis
tehdide boyun eğmez!
BAŞKAN Sonuna kadar demokratik ruha,
Parlamento geleneklerine ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yazılı,
yazısız kurallarına, teamülüne, ruhuna uygun davranmaya
kararlıyım.
MÜSLÜM DOĞAN (İzmir) Hukuk dersi böyle
verilir.
BAŞKAN En ağır
tartışmaların yaşandığı dönem Birinci
Meclistir. Birinci Meclis tutanakları ciltler hâlinde
yayımlanmıştır. Birinci Meclis savaş
koşullarında çalışmıştır. Birinci Mecliste
ceza yoluyla, disiplin hükümleri yoluyla bizzat Mustafa Kemal Atatürke
yöneltilen çok sert eleştirileri, zaman zaman eleştiri
sınırlarını aşan ifadeleri susturma yönüne
gidilmemiştir. Ondan sonraki uygulamalarda da teamül budur. Parlamentolar
teamülle yaşar; yazılı kural da bana takdir yetkisi veriyor; ben
bu takdir yetkisini Parlamentonun bu yüz yıla yaklaşan teamülüne göre
kullanma tercihinde bulunuyorum.
O nedenle ceza talebini işleme koymuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, ben eminim ki Sayın Elitaş yarın, bu biraz önce
sarf ettiği sözleri okuduğunda Eyvah, ben ne
yapmışım? diyecek. Bu sebeple gergin ortamlarda hepimizin
keşke söylemeseydim dediği, keşke böyle konuşmasaydım
dediği anlarımız vardır. Maalesef, Sayın
Elitaşın biraz önce yaptığı konuşma böyle bir
tablodur.
Ben, tutanakları da hem Sayın
Elitaşın hem sizin incelemeniz için ve mümkünse Sayın
Elitaşın biraz önce söylediklerinin tutanaklardan
çıkarılması ya da kendisinin böyle bir beyanda bulunma
imkânının kendisine verilmesi için ara vermenizi talep ediyorum.
Biraz önce söylenilen şeyler Parlamento tarihimizin en talihsiz
beyanatlarından biridir, kabul edilemez Sayın Başkan.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kavgada yumruk
sayılmaz. deyip milletvekilini yumruklayan sensin be!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Söz vereceğim Sayın
Bostancı, gördüm ama daha önce Sayın Beştaşın sisteme
girerek söz talebi vardır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Bir ara verin,
Sayın Elitaş baksın.
BAŞKAN O nedenle, kendisine söz vereyim, sonra
size de söz vereceğim Sayın Bostancı.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kavgada yumruk
sayılmaz. diyen sensin.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Gel kavga edelim
Mehmet, gel. Allah Allah
BAŞKAN Sayın Altay, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, sükûnet tavsiye edene bakar mısınız lütfen.
İnsanlık tavsiye edene bakar mısınız lütfen.
BAŞKAN Siz de Sayın Elitaş, lütfen
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kavga diyor
adam, duymuyor musun yanındaki ne söylüyor!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
İnsanlık tavsiyelerine bakar mısınız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ya,
söylediğin sözü söylüyorum sana. Sayın Altay, burada bir konuşma
yaparken Tartışmalarda, kavgada yumruk sayılmaz. diyen
sizsiniz.
BAŞKAN Lütfen, sayın milletvekilleri
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, bir ara vermenizi talep ediyorum. Tutanaklar incelensin efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Beştaş.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
55.- Adana Milletvekili Meral Danış
Beştaşın, İç Tüzüke aykırı bir dayatmayı
iktidar partisinin oy çoğunluğuyla geçirmeye
çalıştığına ve muhalefetin sesini kısmak
dışında bir amacı olmadığına ilişkin
açıklaması
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğrusu, grup başkan vekilimiz ifade etti
ama ek olarak şunu söyleyeyim: Şu andaki bütün tartışma
Genel Kurulda uluslararası sözleşmelerdeki muhalefetin söz süresini
kısaltmak, yirmi dakikadan beş dakikaya indirmek. İktidar
olmanın verdiği öz güven ve ayrıcalıklı
davranışla İç Tüzükü de tıpkı Anayasa ve diğer
hukuk kuralları gibi kendi istedikleri doğrultuda yorumlama
maharetini ortaya koyuyorlar. Ben aynı tartışmalarda Meclis
Başkan Vekili AK PARTİ Grubundan olduğunda Sayın
Elitaşın oradan Meclis Başkan Vekilinin vatandaş olarak
konuştuğunu söylediğini duyan bir grup başkan vekiliyim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Neyi duymuş?
Anlamadık.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana)
Sayın Ayşe Nur Bahçekapılı İç Tüzüke aykırı
davrandığında oradan O vatandaştır, konuşur. diyor
ama şu anda bizim partimizin Meclis Başkan Vekilini tehdit edecek
kadar bir ayrımcılığa Meclisi muhatap kılıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Tehdit sizde ya.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) İç
Tüzüke göre açıkça 60 ve 81inci madde var, diğer ilgili maddeler
var
BAŞKAN O tartışmalara
geçeceğiz Sayın Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) Yani
şu: Usul açısından görüşlerimizi söyleyeceğiz ancak
şuradaki yapılan tartışma tümüyle bir dayatmadır.
İç Tüzüke aykırı bir dayatmayı iktidar partisi oy
çoğunluğuna göre geçirmeye çalışmaktadır. Muhalefetin
sesini kısmak dışında, konuşmaları engellemek
dışında hiçbir amacı da yoktur.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Beştaş.
Sayın Bostancı, buyurun.
56.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Mecliste medeni bir şekilde özgürce müzakerenin esas olduğuna ve
İç Tüzükün de bu esasların nasıl yürütüleceğine dair
birtakım kurallar vazettiğine ilişkin açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Hepimizin bildiği, çok klişe ama
anlamlı bir söz vardır Demokrasi kurumlar ve kurallar rejimidir.
Demokrasi elbette özgürlükleri, müzakereyi, tartışmayı öngörür
ama aynı zamanda bunların kurallar çerçevesinde yapılması
gerektiği hususu da her türlü takdirin üstündedir. Kurallar
olmaksızın, bunlar uygulanmaksızın demokrasi ve
özgürlüklerden murat edilen özgürce müzakereyi sağlamak da mümkün olmaz.
Dolayısıyla güvenlikle özgürlüğe ilişkin o meşhur
tartışmayı da hatırlayacak olur isek bunlar birbirinin
zıddı değil, birbirinin tamamlayıcısıdır.
Güvenlik özgürlüğü tamamlar, özgürlük de güvenliği tamamlar.
Güvenliği olmayan, kuralları olmayan bir özgürlük olmaz.
Kuralları da konuşabilmek, tartışabilmek elbette bir
özgürlük zeminini gerektirir.
Şimdi, burada Meclisin medeni bir şekilde
özgürce müzakeresi esastır ve İç Tüzük de bu esasların
nasıl yürütüleceğine dair birtakım kurallar vazediyor. Bu
kuralların vazedilme nedeni hepimizin murat ettiği o özgürce
müzakereyi gerçekleştirmektir. Şimdi buradaki hiç kimsenin kavga,
dövüş istemeyeceği muhakkaktır ama hiç kimse istemediği
hâlde zaman zaman bu Mecliste kavgalar ve dövüşler oluyor mu? Oluyor.
Bunları engellemek evet, herkesin boynunun borcudur ama aynı zamanda
her şeyden önce İç Tüzük kuralları çerçevesinde, bunları
uygulama çerçevesinde İç Tüzükün kendisinin bir öngörüsü vardır.
Sayın Mustafa Elitaşın burada Eğer bu kurallar burada
uygulanmazsa bakın istenmeyen kavga, gürültü çıkar. derken atıf
yaptığı yine İç Tüzükün kendisidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Bostancı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Keşke sadece
o kadar söylese.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın
Engin Altay Bu lafları, bu sözleri çıkaralım. diyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - O zaman İç
Tüzükten de çıkaralım. 68de var ya kavga, gürültü çıkar diye
bir öngörüde bulunmuş, Mecliste kavga, gürültü çıkabileceğine
dair bir öngörüsü var, Sayın Engin Altayın iyi niyetine
yaslanalım, İç Tüzükte ne kadar böyle durumlar varsa bunları
çıkaralım, herkesin sağduyusuna bırakalım.
Teşekkürler.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Bostancı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bir
müsaade eder misiniz, çok önemli.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat
Sancarın, uygulamasının İç Tüzüke, demokratik parlamenter
sistemin ruhuna ve Parlamentonun geleneklerine aykırı herhangi bir
yönü olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın Özel, buyurun
Ama
öncelikle birkaç söz söylemek gerekiyor, açıklama yapmak babında
Sayın Bostancının sözleri üzerine.
Fikirlerinize katılıyorum Sayın
Bostancı ancak ben kurallara aykırı bir şey
yaptığım kanısında değilim. İç Tüzükün bana
takdir yetkisi tanıdığı bir yerde takdir yetkimi
kullanıyorum. Bunun dışında bugüne kadar yönettiğim
bütün oturumlarda bu kurallara uygun davranma gayretindeyim.
Öte yandan -bunu hepinizin affına
sığınarak söyleyeceğim- akademideki ilk geniş
çalışmam, benim doktora tezim anayasa ve kamu hukuku
kurallarının yorumudur ve bununla dört-dört buçuk yıl zaman
geçirdim. Kuralların yorumunun anayasa hukukunda ve parlamento hukukunda
hangi çerçevede yapılabileceğine dair de epeyce çaba sarf ettim,
kendimce fikirler ürettim. Açık hükümlere aykırı
davranamayacağınız doğrudur. Açık hükümlere
aykırı davrandığınız takdirde bir ihlal gerçekleştirirsiniz,
bu görevinizi aşan bir şey anlamına gelir ancak bana
uygulayıcı olarak yazılı metnin takdir yetkisi
tanıdığı yerlerde bu yetkiyi nasıl
kullanacağıma da karar veririm ancak bu karar da keyfî olmaz. Nereye
dayanarak bu takdir yetkimi kullanıyorum? Her şeyden önce
Parlamentonun geleneklerine dayanarak. İkincisi: Evet, demokratik
parlamenter sistemin ruhuna dayanarak. Açıklık olduğu yerlerde
bunlara müracaat edeceğimi söylüyorum. Yoruma açık bir hükmü uyguladığım
yerde bu esaslara başvuracağımı söylüyorum.
Dolayısıyla açık hükmü yok sayan bir tutum olduğu
kanısında değilim. Teklif etme konusunda takdir yetkisini
İç Tüzük oturumu yöneten Meclis başkan vekiline
tanımıştır. Ben bu takdir yetkisini biraz önce
söylediğim esaslara dayanarak kullanmayı tercih ediyorum. Bunun
dışında yaptığımın İç Tüzüke de
demokratik parlamenter sistemin ruhuna da ve bu Parlamentonun geleneklerine de
aykırı herhangi bir yönü olduğu kanısında değilim.
Teşekkürler.
Buyurun Sayın Altay.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
57.- İstanbul Milletvekili Engin Altay, Amasya Milletvekili
Mehmet Naci Bostancının yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Bostancının Sayın
Elitaşın biraz önce sarf ettiği sözleri bence inanmayarak da
olsa savunmaya çalışması işin doğrusudur, yapması
gerekeni yapmıştır, bir şey demiyorum. Ben bir şey
söylüyorum Sayın Başkan, Sayın Elitaş, Sayın
Başkan, Özgür Özele ceza vermezsen buradaki akacak kandan sen sorumlusun
dedi, mealen söylediği budur. Elinizden geleni ardınıza
koymayın.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Hayır,
hayır, öyle bir şey demedi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Ama Sayın
Bostancı, siz böyle bir laf eder misiniz?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Yok, öyle bir
şey demedi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Etmezsiniz
efendim. Ben ara verilmesini ve Sayın Elitaşın konuşma
tutanağı üzerinden arkada bir müzakere talep ediyorum efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, ben bu
talebi de kabul etmiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, müsaade eder misiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir cümle
BAŞKAN Sayın Özelin bir söz talebi var
Sayın Elitaş, sonra size vereceğim.
Buyurun.
58.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın kendisine ceza verilmezse yaşanacakların
sorumluluğuyla ilgili ifadeleriyle şahsını hedef
gösterdiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bu
Parlamentoda tartışmalar oldu, hakarete maruz kaldım, tekme
yedim, bir sürü sıkıntı oldu ama bunların hiçbir tanesini
buradan dışarıya çıkarmadık; birincisi bu.
Ben kalp kırmışımdır,
kalbim kırılmıştır; ben haksızlık
yapmışımdır, bana haksızlık
yapılmıştır; hepsiyle ilgili de helallik isteyene helallik
verdim, bugün de bundan öncesinden biriktirdiğim bir kin ve nefret yoktur.
Ancak bu cezayı vermezseniz burada yaşanacaklardan sorumlu
olursunuz. diye doğrudan şahsımı hedef gösteriyor. Bir de
hepimizin bu tartışmaların dışarıya nasıl
yansıyabileceğine ilişkin endişeleri de var. Burada ya da
dışarıda başıma bir şey gelirse bundan önceki her
şeye hakkım helal olsun ama biricik evladım, eşim, anam,
babam başıma bir şey gelirse bunun hesabını da hukuken
Elitaştan sorsun; bu da kayıtlara böyle geçsin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Elitaş.
59.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Şimdi,
Özgür Özele bir şey söylemek istemiyorum. Yani birdenbire nereye gitti
farkında değilim, olayları çıkaran, burada gürültü, kavgaya
sebebiyet verecek işleri yapan kişi
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya ayıp ya,
kavga mı çıktı Mecliste?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
şu anda
AK PARTİ Grubunu ve AK PARTİ Grup Başkan Vekili Mustafa
Elitaşı
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Mustafa
Elitaş, yeter artık, kilitledin Meclisi iki saattir, yeter Allah
aşkına ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
çocuklarının başına bir şey gelecek gibi bir
şekilde itham eden noktaya geldi; onun ne olduğunu anlamak mümkün
değil.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Ayıp
diye bir şey var!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Ne
bağırıyorsun?
TAMER DAĞLI (Adana) Ne
bağırıyorsun ya?
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri,
lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hani yavuz
hırsız ev sahibini bastırır misali var ya şu andaki
yapılan iş kendi yaptığı yanlışı
bertaraf edebilmek için Mustafa Elitaş hakkında ithamlarda bulunmaktır.
Mustafa Elitaş hayatında suçsuz, haksız bir şey
yapmamıştır. (CHP sıralarından gürültüler) Ama
işin zikri odur. Dervişin fikri neyse zikri odur. derler ya,
zihninden geçen tamamen o olduğu için bunu söyleyebilir.
Öbür taraftan, Sayın Altayı görüyorum
bana tercüman olmaya çalışıyor, Sayın Bostancıya
tercüman olmaya çalışıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Fikrini söylesin
ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Dinliyorum, o
da Türkçe konuşuyor, ben de Türkçe konuşuyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yanlış
şey okuyorsun metinden, ne yapayım ben?
BAŞKAN Sayın Altay, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yani dil
farkımız yok ama şunu görmemiz lazım: İnsanın
vicdanı köreldiği takdirde olayları abartma kabiliyetinin
nasıl olduğunu burada görüyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
Burada söylediğimiz işte, tutanaklarda: Bakın bir işi
yaparken her başkan vekili takdir yetkisini kullandığı
takdirde -her başkan vekili de insandır, takdir yetkisinin ölçüsü de
kendisine aittir- burada yapılan kuralları kuralsızlık
hâline getirdiğiniz takdirde önlenemez noktaya doğru getirirsiniz
diyorum.
Ben İç Tüzükle ilgili bir konuyu
konuşurken Esef duyuyorum. demesi, Sayın Bostancının
söylediği gibi madem öyle İç Tüzükte, biz kavgayı gürültüyü,
her şeyi yapalım, kavgada yumruk sayılmaz diyelim, birbirimize
girelim. Biz bunu AK Parti Grubu olarak asla kabul etmeyiz çünkü demokrasi
konuşma rejimidir, demokrasi kavga değil fikirlerin
çatıştığı rejimdir. Demokrasiyi, eğer onlar,
kavga gürültü, sıraları yumruklamak, buraları yıkmak, oradaki
kürsüyü yok etmek, kürsüyü kırmak ve oradaki Başkanlık
Divanına hücum etmek diye anlıyorlarsa biz bunu demokrasi olarak
anlamıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Siz kırdınız
kürsüyü ya!
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) AKPliler
kırdı kürsüyü, AKPliler!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) AK PARTİ
bugüne kadar milletin temsilcilerinin, usul ve esaslar çerçevesinde sonuna
kadar her söylediği sözü sükûnetle dinlemiştir.
Ama ne zamanki terör seviciliği
yapıldığı takdirde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
ülkenin
bekasıyla ilgili bir mesele tartışıldığı
takdirde, dışarıdaki hainleri, teröristleri, kalleşleri,
Afrindeki Mehmetçikimi şehit etmeye çalışan insanları,
güneydoğuda terör örgütüyle mücadele ederken askerime, güvenlik güçlerime
yapılan saldırıları burada övmeye çalışanlar
varsa onunla ilgili mücadeleyi de AK PARTİ grubu olarak sonuna kadar
veririz.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Altay, size de söz vereyim.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Benim de söz talebim var.
BAŞKAN Sonra, Sayın
Bostancının ve Sayın Kerestecioğlu'nun söz talebi
vardır. Bu söz taleplerini son olarak değerlendiriyorum. Daha sonra
ben de nasıl devam edeceğimi sizlere bildireceğim.
Buyurun Sayın Altay.
60.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Aslında bana
sataşma yaptı ama ben yine de yerimden bir açıklamayla yetinmek
istiyorum.
Sözüm Meclisten dışarı, terör
seviciliği yapan da şerefsizdir, devletin, Mehmetçikin terör
örgütleriyle mücadelesini istismar eden de şerefsizdir. (CHP
sıralarından alkışlar) Bunun kayıtlara geçmesini
istiyorum.
Şimdi, Sayın Başkan
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Aynı
şeyi söylüyoruz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır,
sözüm
İSMAİL TAMER (Kayseri) Bu sözünü
alkışlarım ben.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - İkincisi:
Sen burada ev sahibi falan değilsin, ev sahibi millet. Öyle, yavuz
hırsız ev sahibini bastırır
Bunlara gerek yok.
Tekrar söylüyorum, ben kimsenin
tercümanlığını yapmıyorum. Meclis yayın saatinde
ise millet görüyor. Sayın Elitaş'ın söylediği şu:
Sıra kapağına vurdu. Ya, bir de ayıp ya! Burada kavga
mı çıktı bugün? Kavgaya sebep oldu. diyor. 3 kişi
sıra kapağına vurdu diye bir partinin grup başkan vekiline
ceza ver, vermezsen burada çıkacak olaylardan sen sorumlusun diyor. Yani
Allah aşkına bunun neresini düzeltecek Sayın Bostancı ya?
Neresini düzelteceksin Sayın Bostancı
bunun? Ben onun için dedim Sayın Başkan, ben boş laf söylemem,
tekrar talep ediyorum, Sayın Elitaşın tutanağı
gelsin, ben eminim kendisi de üzülecek, Bostancı da Eyvah, eyvah!
diyecek.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Tercüman olma,
tercüman olma!
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tercüman
değil. Gelsin tutanak
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bana tercüman
olma. Benim her sözümün altında imzam var.
BAŞKAN Lütfen karşılıklı
konuşmayalım sayın milletvekilleri.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, ben talep
ediyorum efendim, Sayın Elitaşın biraz önce
yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisinin şahsında 80
milyonu tehdit etmektir. Bunu kabul etmemiz de mümkün değildir. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul)
Bırakalım Meclisi de Engin Altay idare etsin!
BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu,
buyurun.
61.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
başka bir Meclis Başkan Vekili yönettiğinde bu kadar çok söz
hakkı kullanılabileceğini düşünmediğine ilişkin
açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ben sadece şunu merak ediyorum: Haftaya kim yönetiyor
Meclisi bilmiyorum ama gerçekten özellikle AKP grup başkan vekillerinin
haftaya bu kadar söz söyleme, bu kadar konuşma, her istediği anda söz
alma, her sataşmanın gerçekten sataşma olduğunun takdir
edilmesi Evet, sataşmadır. denilmesi; hani, bunları görecek
miyiz? Hakikaten şu iki haftanın tutanaklarını
karşılaştırmayı, hani sizin de elinizi vicdanınıza
koyarak bunu yapmanızı çok isterim. Muhtemelen ya Ahmet Aydın ya
Ayşe Nur Bahçekapılı olacak.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Meclis Başkan
Vekilinin avukatlığını bıraksın birisi ya.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Hani, kürsüdeyken konuşma -bitimine 8 saniye kala-
bitmeden söz kesilmesi, bunların olup olmaması
Gerçekten
bunları takdir edeceksiniz yani nasıl olduğunu takdir
edeceksiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şu anda
Sayın Sancarı siz mi idare ediyorsunuz? Sayın Sancarı siz
mi yönetiyorsunuz şu anda?
BAŞKAN Elitaş lütfen
Bakın, siz
şikâyet ediyorsunuz
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Sancarı siz mi idare ediyorsunuz şu anda? Sayın Sancarı
siz mi yönetiyorsunuz şu anda?
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Siz vekâlet mi
verdiniz Sayın Sancara?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Hani böyle atışabilecek misiniz, böyle yapabilecek
misiniz? Bunları
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sabahtan beri sizi
savunuyor ya.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen Sayın Elitaş
ve Sayın Muş... Bakın, sizin şikâyet ettiğiniz
şey
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ben sadece bunları takdir etmenizi
BAŞKAN - Sayın Kerestecioğlu, izin
verin.
Siz sözünüzün kesilmesinden sürekli şikâyet
edersiniz ve kesiyorsunuz, bırakın sözünü tamamlasın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Avukatlık
mesleğine geri döndü.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ben avukatlık mesleğimden hiç vazgeçmedim zaten,
avukatlık bir meslektir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Burada
milletvekilliği yapılır, avukatlık yapılmaz,
milletvekilliği yapın burada. Şu an avukatlık
yapmayacaksınız. Size vekâlet verdiyse bilmiyoruz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Milletvekilliği meslek değildir yani
avukatlıktır meslek olan. Hukukçuluktan hiç vazgeçmedim. Ama
gerçekten hani vicdanlarınıza bırakmak için söz aldım.
Haftaya bunları görürüz; nasıl söz alacak insanlar, nasıl
alamayacak, nasıl 20 milletvekili alamayacak
Aslında işte
özgürlükçü olan budur, olması gereken de budur, burada kavga ve gürültünün
olması değil.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Demek ki
Sayın Sancarı böyle kurguladınız siz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ara verildiği zaman da aynı şekilde kavga
olması değil tabii. Çünkü aynı zamanda bu da ayrı bir
fırsatçılıktır. Burada kavga olmayıp ara verildikten
sonra asıl kavganın yaratılması da başka bir
utançtır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Üzülüyorum,
demek ki Sayın Sancarı siz kurguladınız.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Size cevap vermeyeceğim.
BAŞKAN Sayın Bostancı, sizin de söz
talebiniz vardı.
Buyurun.
62.- Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancının,
Manisa Milletvekili Özür Özelin yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkanım, teşekkürler.
Çok uzatmayacağım.
Burada Sayın Elitaşın ifade
ettiği husus; İç Tüzüke ilişkin getirilen kuralların
Meclisin medeni müzakeresini güvence altına alan kurallar olduğu,
bunları uygulama konusunda titizlilik gösterilmesi gerektiği,
eğer gösterilmezse yine İç Tüzükün kendi içinde de yazılı
olan durumların hâsıl olabileceği şeklinde bir ifadedir. Bu
ifadeyi bağlamından, kastından öteye taşıyarak
doğrudan doğruya şu konuyla ilgili, sanki Sayın Özgür
Özele Siz ceza vermezseniz olay çıkar. şeklinde bir illiyet
bağına yerleştirmeyi doğru bulmam, tutarlı bulmam,
söylenen sözün de kastıyla ilgili bulmam. Ayrıca Sayın Özgür
Özelin çok dramatik bir üslupla aynı zamanda ailesini de işin
içerisine katan değerlendirmesine üzüldüğümü ifade etmeliyim; şu
bakımdan: Burada hep beraber 2011 yılından beri
çalışıyoruz. Kendisi de -2011de beraber geldik- zaman zaman bu
Mecliste gerilim olduğunda, kimi zaman karşılıklı
hareketlenmeler yaşandığında hem CHPden hem diğer
partilerden hem AK PARTİ'den araya girenlere, hiç kimseye herhangi bir
zarar gelmesin diye çaba gösterenlere belki birçok kez şahit olmasına
rağmen, sanki hiç böyle olaylar yaşanmamış şeklinde
bir değerlendirmeyi de doğru bulmam. Sayın Özgür Özele veyahut
Cumhuriyet Halk Partisinden herhangi bir milletvekiline karşı bir
şey yapılacak olsa onun önüne geçecek olan Mustafa
Elitaştır, buradaki arkadaşlardır; eminim ki AK
PARTİ'li vekillere karşı da herhangi bir girişim olsa veya
başka herhangi vekillere karşı, aynısını yapacak
olan Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın lütfen.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya)
Dolayısıyla, sözlerin kurallar çerçevesinde, İç Tüzük'ün
anlamına getirilen yorumlar çerçevesinde anlaşılması
yerinde olacaktır.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Bostancı.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir cümle
BAŞKAN Lütfen, son cümle olsun Sayın
Özel.
63.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tutanağa geçsin.
Şimdi, iyi bir şey söyleyeyim derken bir
işi gerçeğinden koparmak da yakışmaz. Benim dediğim
şu: Birçok arkadaşla tartıştık, çelişki
yaşadık, kalp kırdık, hakkımız helal olsun, hiç
dışarıya taşımadık ama Sayın Elitaş
bugün Özgür Özele ceza vermezseniz -ceza teklif edilen ben olduğum için
üstüme alıyorum- burada yaşanacaklardan, burada olacaklardan
sorumlusunuz. diyerek -siz de zaten tepki gösterdiniz- şahsımı
doğrudan tehdit ediyor. Dedim ki: Biricik evladım, anam, babam,
eşim de -herkese hakkım helal olsun ama- Elitaştan hukuk
üzerinde hesap sorsunlar başıma bir şey gelirse. Bunu
nasıl çarpıtıp da diyebilirsiniz: Arkadaşlarınız
araya giriyor. Elbette giriyorlar ama Elitaş beni hedef gösteriyor; bunu
kınıyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, önemli bir
tartışma yürüttüğümüz kanısındayım.
Sayın Engin Altayın bir talebi
vardı; Sayın Elitaşın sözlerinin tutanaktan
çıkarılması veya özür dilemesi yönündeydi bu talep. Ben bu
sözlerin, burada konuşulan sözlerin değerlendirmesini herkesin kendi
vicdanına ve tefekkürüne bırakmanın daha doğru olduğu
kanısındayım; dolayısıyla, burada da herhangi bir
yaptırıma gerek olmadığını düşünüyorum. Bu
kadar uzun ve verimli bir tartışmadan sonra, söylenenleri tutanaktan
çıkarma veya cezayla bir müeyyideye bağlama yöntemleri
dışındaki usulleri kullanalım. Önerim şudur: Herkes
kendi söyledikleri ve diğer değerli milletvekillerinin sözleri
üzerinde bir süre düşünsün. Bu düşünmeyi sağlamak üzere de Genel
Kurula on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.55
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Mithat SANCAR
KÂTİP
ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa), Mücahit
DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
81inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır. Bu
öneriyi okutup değerlendirmemle birlikte görüşlerimi değerli
heyetinize takdim edeceğim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun, gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında bulunan; 24, 517, 479, 142, 167, 463, 361, 477, 108, 105,
150, 382, 384, 389, 139, 140, 284, 102, 104, 110, 111, 113, 114, 122, 147, 481,
325, 464, 459 ve 334 sıra sayılı kanun
tasarılarının görüşmelerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 60 ve 81inci maddelerince öngörülen siyasi parti
grupları, Hükûmet ve komisyonun tümü üzerindeki konuşmaları
beşer dakika, tümü üzerinde şahıslar ve maddelerdeki bütün
konuşmaların üçer dakika olarak belirlenmesine ilişkin önerisi
4/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/4/2018 Çarşamba günü
(bugün) toplanamadığından İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mehmet
Muş
İstanbul
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri İle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında bulunan 24,
517, 479, 142, 167, 463, 361, 477, 108, 105, 150, 382, 384, 389, 139, 140, 284,
102, 104, 110, 111, 113, 114, 122, 147, 481, 325, 464, 459 ve 334 sıra
sayılı kanun tasarılarının görüşmelerinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 60 ve 81inci maddelerince
öngörülen siyasi parti grupları, Hükûmet ve komisyonun tümü üzerindeki
konuşmaları beşer dakika, tümü üzerinde şahıslar ve
maddelerdeki bütün konuşmaların üçer dakika olarak belirlenmesi
önerilmiştir.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
5.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat
Sancarın, AK PARTİ grup önerisini İç Tüzüke aykırı
olduğu gerekçesiyle işlemden kaldırdığına
ilişkin konuşması
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, ben bu
önerinin, bu grup önerisinin İç Tüzüke aykırı olduğu
kanısındayım. Bu konudaki fikrimin gerekçelerini de sizlerle
kısaca paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, TBMM
İçtüzüğü, süreler dâhil olmak üzere pek çok konuda açık hükümler
koymuştur. Bu açık hükümlerin nasıl uygulanacağıyla
ilgili olarak da çeşitli teamüller vardır. Tutumumu belirlerken hem
İç Tüzükün açık hükümlerine hem de teamüllere dayandım.
Bu getirilen grup önerisi söz sürelerinin
kısaltılmasıyla ilgilidir, söz sürelerinin
kısaltılmasını öngörmektedir. Oysa sürelerle ilgili İç
Tüzük hükümleri açıktır; bunlardan ilki 60ıncı maddenin
son fıkrasıdır. İçtüzükte başka bir süre
belirtilmemiş veya aksi, Danışma Kurulunun teklifiyle Genel
Kurulca kararlaştırılmamışsa siyasi parti
grupları, komisyon ve Hükümet adına yapılan konuşmalar
yirmi, üyeler tarafından yapılan konuşmalar on dakika ile
sınırlıdır. İkinci defa yapılacak
konuşmalarda süre bunun yarısı kadardır.
81inci maddenin üçüncü fıkrasında da
benzer bir düzenleme yer almaktadır; buna göre Aksi, Danışma
Kurulunun teklifiyle Genel Kurulca
kararlaştırılmamışsa; kanun tasarı ve
tekliflerinin tümü hakkında siyasi parti grupları, komisyon ve
Hükümet adına yapılan konuşmalar yirmişer, üyeler
tarafından yapılan konuşmalar onar dakikadır.
Bununla birlikte, İç Tüzükün 19uncu maddesi
vardır ki Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu İç Tüzükün bu hükmüne
dayanarak öneriyi getirmiştir. Bu maddede yer alan hükümlerin sonuncusu
yani 19uncu maddenin son fıkrası da şöyle bir düzenleme
içermektedir: İçtüzükte Danışma Kurulunun tespitine, teklifine
veya görüş bildirmesine bağlanmış olan bütün hallerde,
Danışma Kurulu, yapılan ilk çağrıda toplanamaz,
oybirliğiyle tespit, teklif yapamaz veya görüş bildiremezse, Meclis
Başkanı veya siyasi parti grupları ayrı ayrı,
istemlerini doğrudan Genel Kurula sunabilirler. Bu durumda istemin
oylanması ilk birleşimin gündemindeki Başkanlık
sunuşlarında yer alır
Açıkçası, benim yorumuma göre, İç
Tüzükün bu hükmü, 19uncu maddenin son fıkrası grup önerileriyle
ilgili genel hüküm niteliğindedir. Hukukun genel ilkelerine göre eğer
bir metinde, bir konuda genel hüküm varsa elbette o hüküm uygulanır ancak
aynı metinde bu düzenlemeyle uyuşmayan, bu düzenlemeye
aykırı görülen düzenlemeler ya da hükümler yer almışsa
öncelikle onlar uygulanır. Bu, genel kural-özel kural ilişkisi olarak
adlandırılan bir hukuk genel ilkesidir. Genel kural İç Tüzükün
19uncu maddesinin son fıkrası, özel kurallar İç Tüzükün
60ıncı maddesinin son ve 81inci maddesinin üçüncü
fıkrasıdır.
Bu maddelerin özel bir önemi olduğunu da
ayrıca hatırlatmak isterim çünkü Meclis, muhalefetin ve
iktidarın belli konuları enine boyuna tartışma
imkânının olduğu, olması gereken bir demokrasi
mekânıdır. Parlamentoyu var eden söz hakkıdır, özellikle
muhalefetin söz hakkının mutlaka güvence altına alınmasıdır.
Bu konuda Parlamento uygulamamız da aynı ruhla
şekillenmiştir. Bugüne kadar, sürelerin grup önerisiyle
kısaltıldığı bir uygulama örneği mevcut
değildir.
Öte yandan, değerli milletvekilleri, İç
Tüzükte belirlenmiş süreler alt sınırı ifade eder.
Bunları değiştirebilmeniz için öncelikle bu maddelerde,
sürelerin düzenlendiği maddelerde belirtilen şartlara uymanız
gerekir. İkincisi: Bu alt sınırın daha da
aşağıya çekilmesini öngören değil, yukarıya
çıkartılmasını amaçlayan bir teklifle gelinmesi gerekir.
Bugüne kadar, sürelerin değiştirildiği en yaygın uygulama
bütçe görüşmeleridir. Bütçe görüşmelerinde de süreler alt
sınırın aşağısına çekilmemiş,
yukarısına çıkartılmıştır. Eğer İç
Tüzük'ün bu açık hükümlerine aykırı gördüğüm bu öneriyi
işleme koyarsam, İç Tüzükün grup önerisiyle ve İç Tüzükte
öngörülmeyen usul içinde değiştirilmesi sonucunu doğuracak bir
işleme de sebebiyet vermiş olacağım. O nedenle, İç
Tüzük'ün değiştirilmesi isteniyorsa bu konuda İç Tüzük'ün ve
Anayasa'nın, Anayasa Mahkemesi içtihatlarının öngördüğü
usulün takip edilmesi gerekiyor. Ben İç Tüzük'ün bu andığım
sürelerle ilgili 2 maddesini bir kez daha nasıl
yorumladığımı kısaca belirteyim ve görüşümü Genel
Kurulun takdirine sunayım.
60ıncı maddenin son fıkrası,
çok açık bir şekilde, Danışma Kurulunun teklifini ön
şart saymış ve Genel Kurulun kararını da bunu takip
eden kurucu bir unsur olarak öngörmüştür. Dolayısıyla sürelerin
60ıncı maddede ve 81inci maddede belirtilen
sınırların altına çekilebilmesi için bir defa
Danışma Kurulunun teklifine ihtiyaç vardır. Danışma
Kurulunun teklifi olmadan, sadece grup önerisi üzerine böyle bir işlemi
yaparsam İç Tüzüke aykırı davranmış
olacağım inancındayım. Bu nedenle, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun önerisini işlemden kaldırıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Efendim,
İç Tüzükün 63üncü maddesine göre, gündemde olan bir işi gündemde
olmayan şekilde ifade ettiğinizden dolayı usul
tartışması açılmasını talep ediyorum.
BAŞKAN Kabul ediyorum, usul
tartışması açıyorum.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) Aleyhte.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Aleyhte.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Lehte.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Lehte.
BAŞKAN Aleyhte Sayın Doğan Kubat ve
Sayın Mustafa Elitaş; lehte, Sayın Özgür Özel ve Sayın
Filiz Kerestecioğlu.
Önce lehteki görüşleri alacağız.
Süre üç dakikadır. O nedenle, Sayın Özgür
Özelden başlayarak söz talep eden değerli milletvekillerine üçer
dakika konuşma süresi tanıyacağım.
Buyurun Sayın Özel. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat
Sancarın AK PARTİ grup önerisini işleme almamasının
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
şaşkınlık içinde değilim çünkü Anayasaya
aykırı kanun hükmünde kararnameler, Anayasayı aşan kanun
hükmünde kararnameler, yasalara açıkça aykırı düzenlemeler
Adalet ve Kalkınma Partisinin son dönemde sıkça başvurduğu
yöntem. Mecliste, gün geliyor zorbalığı, gün geliyor İç
Tüzük tanımazlığı, kanun tanımazlığı
önümüze getiriyorsunuz.
Bugün yapmaya
çalıştığınız şey, bir grup önerisiyle
İç Tüzükü değiştirmektir. Eylemli bir İç Tüzük ihdası
yapıyorsunuz ama bunu İç Tüzük değişikliğiyle
değil, grup önerisiyle yapmaya çalışıyorsunuz. Ve
iddianız şu ki: İç Tüzükün 19uncu maddesi bize her durumda
grup önerisi getirme yetkisini veriyor. Buna bir şüphe yok ancak
getirdiğiniz öneri Anayasa değişikliği olsa burada grup
önerisiyle getirip geçirebilir misiniz? Hayır. Sayısı bellidir,
usulü bellidir. Getirdiğiniz öneri İç Tüzük
değişikliğiyse bunu İç Tüzük değişikliğine
uygun şekilde, önce komisyona göndermeniz gerekirdi. Bugün sizin
iddianız, bu süreleri değiştirip, artırıp azaltmaya
yetkili olduğunuz. Neye dayanarak buna gidiyorsunuz? İç Tüzükteki ilgili
maddeye. Peki, bu İç Tüzük ne zaman değişmiş, bu madde ne
zaman gelmiş? 13 Şubat 1973, Tutanak Dergisi. Demokrat Partili
Milletvekili, Allah rahmet eylesin, iddialarda bulunuyor. Anayasa Komisyonu
Başkanı Sayın Cevdet Akçalı diyor ki: Biz bu önergeye
katıldık ama bu, söz haklarını kısıtlamak üzere
değil; bu, örneğin bütçe görüşmesi gibi görüşmelerde söz
haklarını artırmaya yönelik kullanılacaktır. O günden
bugüne bu hiç değişmemiş. Kaldı ki hem 60ın sonunda,
Sayın Başkanın ifade ettiği ifade aynen şöyle
söylüyor: İçtüzükte başka bir süre belirtilmemiş veya aksi,
Danışma Kurulunun teklifiyle Genel Kurulca
kararlaştırılmamışsa siyasi parti grupları,
komisyon ve Hükümet adına yapılan konuşmalar yirmi, üyeler
tarafından yapılan konuşmalar on dakika ile
sınırlıdır. Bunun aksine bir karar alınmadıysa
on dakikayla sınırlı diyor, üst sınırı tarif
ediyor. On dakikayla sınırlı, eğer aksine karar
alırsan yirmiyi altmış yapabilirsin. Yapıyor muyuz? Evet, 4
parti anlaşıyoruz, bu maddeye dayanarak bütçe görüşmelerinde
altmış yapıyoruz. Bir gün oturup Konu mühimdir, bunu yirmi
değil kırk görüşelim. diyebilir miyiz? Deriz. Danışma
Kurulu teklif edecek, burada görüşülecek, üst sınır kırka
getirilecek. Ancak asla ve asla burada şöyle bir ifade yok:
Danışma Kurulunun önerisi diyor, bir kere öneri yok, olsa dahi
indiremezsin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Üst sınır yirmiyle
sınırlıdır, onu değiştirebilirsin diyor. Siz
diyorsunuz ki: Şimdi bu üst sınır yirmiyi biz üç dakikaya
indireceğiz. Böyle bir hakkınız yok, hep söylüyoruz. Bir:
Yazılı kural var. İki: İngiltere Parlamentosundan
başlamak üzere bazı uygulamalar
Yerleşik uygulamalar
yazılı kurallardan güçlüdür. Bununla ilgili, Meclis kütüphanesinde,
Meclisin geçmiş dönem genel sekreterleri, Kanunlar Kararlar Daire
başkanları cilt cilt kitap yazmış ve yerleşik
uygulamanın gücünden bahsediyor. Meclis Başkan Vekiline verilen
görev, Meclisi bu İç Tüzük'e ve yerleşik uygulamalara uygun
şekilde yönetmektir. Bugün getirdiğiniz teklif hem yerleşik
uygulamalara hem İç Tüzük'e açıkça aykırıdır. Bunu
Başkanın işleme almaması son derece doğaldır.
Bunu işleme aldığı takdirde
Aklınız alıyor
mu, yirmi dakika beş dakikaya inecek, on dakika üç dakikaya inecek.
Beyefendi, bu kadar bonkör davranmayın! Sayın Elitaş, İç
Tüzükümüzün katili, bu yirmi dakikayı bir dakikaya indirin! (CHP
sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Müsaade ederseniz
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Bu ne cömertlik, ne büyük bir
şey bahşediyorsunuz beş dakikayla(!) Elinizi tutan mı var?
Bir dakikaya indirin, maddeleri otuz saniyeye indirin. Eğer çok geliyorsa
deyin ki: On saniyeyle sınırlıdır. Kürsüye gidiş, dönüş
buna dâhildir. Hiç konuşturmayın bizi! (CHP sıralarından
alkışlar) O zaman bunun adı demokrasi olur mu? Bunun adı
Meclis olur mu?
Verilen önerge, saray rejiminin Meclise
dayatılmasıdır; verilen önerge, milletin temsilcileri susacak,
kararlar başka yerden alınacak, Meclis şekil şartı
sağlayacak, onda da hiç zaman kaybettirmeyecek. Müzakerenin
kısıtlanmasına yönelik önerge, en başta, ilk kurulduğu
günlerden bugüne gelene kadarki tüm dünya parlamentolarının temel
gerekliliklerine aykırıdır. Ya süreyi ya konuşmacı
sayısını sınırlarsınız, kuralı
başta koyarsınız. Bu kurallara uyan uyar, uymayan uymaz. diye
bir şey yok. Yazılı kurallar, yerleşmiş uygulamalar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
Anayasa, söz söyleme
hürriyeti, milletvekillerinin yeminlerine sadık bir biçimde, halkın
temsilcisi olarak burada milletin hakkını savunmalarıyla ilgili
sorumlulukları bunu gerektirir. Bunu bu gece burada yapmaya
kalkmanız, bir yöntemle, bir Ali Cengiz oyunuyla ve Meclis içi bir
darbeyle bu işe kalkışmanız büyük bir ayıptır.
BAŞKAN Sayın Özel, tamamlayın
lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Kim buna alet olursa siyaset
tarihi onu bu ayıbıyla anacaktır. Bu Meclis, bu Meclis
Başkanlığı koltuğu, bu koltuklar babadan miras
değildir ama toruna emanettir. Bunu geliştirerek teslim etmek
zorundasınız.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Meclis Başkanı olarak
başkan vekilinize gelip darbeye tevessül etmek, Meclis Başkanı
olarak İç Tüzük'ü açıkça ihlal eden bir şeye
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sonlandırıyorum
efendim.
Bizim çocuklar darbeye kalkışıyor,
bizim çocuklar darbeye gelmişler. Ben de gidip oraya otururum. derseniz
15 Temmuz gecesi gelip de açtığınız, hepimizin
geldiği, demokrasi öpücükleri verdiğiniz o oturumdaki darbe
karşı duruma Darbeyi başkaları yapıyor. diye
karşı çıktığınız, sizin çocuklar darbe
yapacaksa darbenin destekçisi olduğunuz anlamına gelir.
Sayın İsmail Kahraman, gün gelecek bütün
tartışmalar, bütün polemikler, birçok şey geride kalacak ama
bugün yaptığınız, yaptırdığınız,
alet olduğunuz, önünü açtığınız eylemli İç Tüzük
ihlali
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİM TUNÇ (Uşak) Yeter artık ya!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
ve bunun sonunda demokrasiye
vurulan darbeyle anılmak istemiyorsanız bu yanlışa alet
olmayınız.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özgür
Özel.
Şimdi, aleyhte söz veriyorum.
Aleyhte ilk söz Sayın Doğan Kubata
aittir.
Buyurun Sayın Kubat. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Sayın
Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan
usul görüşmesinde Başkanlığın biraz önce ifade
ettiği tutumu aleyhinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, ilk defa böyle bir
Başkanlık tutumuyla karşılaştık. Bugün AK
PARTİ Grubu -3 siyasi parti grubu, MHP hariç- Cumhuriyet Halk Partisi ve
HDPnin de grup önerileri vardı, Danışma Kuruluna
çağrı yapıldı, saat 13.30da bir grup gelmediği için
toplanamadı ve biz grup önerimizin 19uncu maddeye göre Genel Kurula
sevkini Başkanlık makamından talep ettik. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık makamı da bugün gündemin birinci
sırasında Genel Kurula Sunuşlar kısmında yer almak
üzere bunların Genel Kurulda görüşülüp karara bağlanması
için buraya sevk etti.
Şimdi, Başkanımız bu tutumuyla Başkanlık
makamının Genel Kurulun görüşmelerinin yapılıp
sonucunun Genel Kurulca belirlenmesine dair bir işlemini araya girerek
kesiyor yani karar alma yetkisini Genel Kurulun önlemiş oluyor.
Değerli arkadaşlar, Anayasanın 95inci maddesi Meclisin kendi yapacağı
İç Tüzük kurallarına göre çalışacağı hükmünü
amir, 88inci maddesi kanun tasarı ve tekliflerinin de yine İç
Tüzükteki usul ve esaslara göre belirleneceğini öngörmüş.
Şimdi, İç Tüzükte bu konuda ne tür
düzenleme var, buna bakalım. 81inci madde, kanunların Genel Kurulda
görüşülmesine ilişkin söz haklarını düzenleyen bir hüküm
getiriyor, 81/3 fıkra. Ana kural şu: Bir kanun tasarı ve teklifi
Genel Kurulda görüşülürken bunun tümü üzerinde yirmi dakika siyasi parti,
hükûmet ve komisyon konuşur, şahıslar da on dakika konuşur.
Ana kural bu. Bir istisna koymuş: Aksi, Danışma Kurulunun
teklifiyle Genel Kurulca kararlaştırılmamışsa
diyor.
Bakın, alt üst sınır koymamış, artırabilir,
azaltabilir anlamındadır bu. Yine, 60ıncı madde, bir hüküm
bulunmayan hâllerde, mesela soruşturma önergelerinde, gensorularda,
araştırma komisyonu kurulmasına dair görüşmelerde böyle bir
düzenleme olmadığı için süreyi 60ın son
fıkrasına göre biz yapıyoruz.
Değerli arkadaşlar, İç Tüzükün
19uncu maddesi siyasi parti gruplarına önerilerini Genel Kurula getirmek
suretiyle Danışma Kurulunca oy birliği sağlanamaz veya
toplanamazsa -ki bu hayatın normal akışına da uygun bir
düzenlemedir, çünkü her konuda bizim oy birliği sağlama imkânımız
olmadığı için kanun koyucu bu hükmü koymuştur- bir siyasi
parti grubu
Başkanım, izniniz olursa ek süre alabilir
miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Kubat, devam edin.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Bir siyasi parti grubu bu İç Tüzük hükümlerine
uygun biçimde bir önerisini Danışma Kuruluna götürür. Olabilir, 4
siyasi parti anlayış birliği sağlayamaz -çoğu zaman
sağlanamıyor- veya toplanamaz, bir grup katılmaz, iki grup
katılmaz, o zaman o siyasi parti grubuna bu önerisini Genel Kurula
taşımasına imkan veren bir düzenleme getirmiş.
Bakın değerli arkadaşlar, 19uncu
maddenin son fıkrası İç Tüzükte Danışma Kurulunun
tespitine, teklifine bağlanmış bütün hâllerde, Danışma
Kurulu toplanmaz veya oy birliğiyle tespit veya teklif yapamazsa o siyasi
parti grubu bu grup önerisini Genel Kurula sunma hakkına sahiptir. diyor.
Genel Kurulda, eğer Danışma Kuruluysa görüşme
yapılmayacak ama grup önerisiyse burada gruplar beş dakika -üçer
dakika diğer gruplar- görüşecek ve bir karara bağlayacak.
Dolayısıyla, AK PARTİ Grubunun uluslararası 30
sözleşmenin tümü üzerinde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kubat.
Buyurun.
MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) 30
sözleşmenin tümü üzerindeki konuşma sürelerinin
Bunu siyaseten
beğenmeyebiliriz, doğru bulmayabiliriz buna eleştirilere yerden
göğe kadar saygı duyarım ama Böyle bir hukuki
olanağınız yok. demek bu İç Tüzük'e ve Anayasanın
biraz önce ifade ettiğim amir hükümlerine aykırıdır
arkadaşlar. Hükmü beğenmeyebiliriz, bizim getirdiğimiz öneriyi
de beğenmeyebilirsiniz, saygı duyarım ama bu şu İç
Tüzük'ün, daha doğrusu, hukukun bütün siyasi parti gruplarına
vermiş olduğu bir haktır, AK PARTİ Grubu da bugün bu
hakkını kullanmak istemektedir. Dolayısıyla, Sayın
Başkanın tutumunu gözden geçirerek bu hakkı AK PARTİye
kullandırma yolunda bir irade ortaya koyması yönünde ümitvar
olduğumu ifade ediyorum. Eğer bu konuda tutumunda ısrar olacaksa
63ün ikinci fıkrası uyarınca da Genel Kurulda tutumunu oya sunmasını
arz ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kubat.
Lehte ikinci söz Sayın Filiz
Kerestecioğluna aittir.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'ya
aykırı olarak vekillikleri düşürülmüş bir parti olarak
Anayasa'ya ve İç Tüzük'e aykırı bir öneri getirmeniz bizim için
de şaşırtıcı değil.
Ayrıca, bugüne kadar -Sayın Divanın
söylediği gibi- böyle bir uygulama görülmedi ama görülmemiş çok
şeyi çoğunluk tahakkümüne dayanarak yaptığınız da
vaki. Bu da tabii şaşırtıcı değil bizim
açımızdan.
Mesele ne? Mesele uluslararası
sözleşmelerde konuşma sürelerinin yirmi dakikadan beş dakikaya
indirilmesi, on dakika olan maddelerdeki konuşma süresinin de üç dakikaya
indirilmesi. Şimdi, saatlerdir aslında Meclisi
çalıştırmıyorsunuz, bu nedenle
çalıştırmıyorsunuz. Neden? Çünkü tek muhalefetin sesi olan
tek yerde, Mecliste -çünkü bütün başka kanallar aslında muhalefete
neredeyse kapalı, en azından bizler için böyle- burada da aynı
şekilde sözünü, sesini yeterince duyurmaması ya da acele
işleriniz var yani bir an önce bunları bitirmek istiyorsunuz, ondan
sonrasında işte o girdiğiniz seçim mahallinde, hiç önemli
değil, bugüne kadar İç Tüzük neymiş, teamüller neymiş,
bunlara bakmak, anlaşmak, bunları da bir kenara atarak Sadece bizim
dediğimiz olur, bizim dediğimizi yaparız. diyorsunuz.
İç Tüzükte Başka bir süre
belirtilmemiş veya aksi Danışma Kurulunun teklifiyle Genel
Kurulca kararlaştırılmamışsa
diyor. İç Tüzük
19da Danışma Kurulu, yapılan ilk çağrıda toplanamaz,
oybirliğiyle tespit, teklif yapamaz veya görüş bildiremezse, Meclis
Başkanı veya siyasi parti grupları ayrı ayrı,
istemlerini doğrudan Genel Kurala sunabilirler. diyor ancak bu, normal
bir öneri gibi Genel Kurula sunulabilecek bir şey değil çünkü bu
öneri kanser araştırması veya başka bir öneri gibi
değil; bu, bir İç Tüzük değişikliği aslında. Siz,
İç Tüzük değişikliğini bu şekilde Meclise, Genel
Kurula bir öneriymiş gibi getiremezsiniz. Bu konuda, gerçekten bu önerinin
İç Tüzüke aykırı olduğunu Meclis Başkan Vekilimiz de
ifade etti. İç Tüzüke aykırıdır. diyerek gündeme almama
hakkı olduğunu düşünüyoruz ve aynı zamanda, bugüne kadar
olduğu gibi hakikaten bundan sonra da yapılacak olan şeylerin
ancak uzlaşmayla, anlaşmayla gerçekleşebileceğini
düşünüyoruz ama tabii ki iş, örneğin vekilliklerin
düşürülmesine gelince, örneğin HDPyle ilgili başka şeylere
gelince o uzlaşmalar çok kolay sağlanabiliyor ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(Devamla) -
şu anda yaptığınız şey tamamen
özgürlüklerin kısıtlanmasıdır, ifade özgürlüğünün
kısıtlanmasıdır ve bugüne kadar, dediğim gibi, olmamış
olan bir şeydir, yapılması gereken aslında söz sürelerinin
kısıtlanması değil, aksine artırılması
yönünde karar alınmasıdır. Bugün ilk defa belki Mecliste
nispeten daha demokratik bir tartışmaya şahit olduk. Biz bugüne
kadar söylediğimiz gibi, bundan sonra da sadece AKPnin gündemini
değil ve Erdoğanın gündemini değil, kendi gündemimizi
işletmeye devam edeceğiz. Kimsenin söz hakkının da
kısıtlanmasına mahal vermeyeceğiz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kerestecioğlu.
Aleyhte ikinci söz Sayın Mustafa Elitaşa
aittir.
Buyurun Sayın Elitaş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aslında şu anda Meclis Başkan Vekili
Anayasa'ya aykırı. diye iddia ettiği bir konuda, İç
Tüzük'e aykırı. diye iddia ettiği bir konuda eylemli bir
İç Tüzük ihdası yaparak hem İç Tüzük'e hem Anayasa'ya
aykırı bir eylem içerisinde bulunmuştur.
Bakın, değerli milletvekilleri, grup
önerimize baktığınız takdirde, bütün uluslararası
sözleşmeleri ilgilendiren, 30 uluslararası sözleşmenin
nasıl görüşüleceğiyle ilgili, geneli üzerindeki
konuşmaların beşer dakika, diğer konuşmaların
İç Tüzük'ün 60 ve 81inci maddesine göre üçer dakikayla
sınırlandırmasını öngören çalışma.
Biz, iktidar ve muhalefet partileriyle
anlaşarak bir haftada 97 uluslararası sözleşme görüştük,
konuşmadılar. Niye? Uluslararası sözleşmeler üzerinde
önergeyle değişiklik yapma hakkı yok, virgülünü dahi
değiştiremezseniz uluslararası sözleşmelerin. Dün bir
uluslararası sözleşmede, arkadaşımız ifade etti
-şu anda, biraz sonra oylamasına geçeceğimiz uluslararası
sözleşmelerde- bir milletvekili arkadaşımız sözleşmenin
içeriğiyle hiç alakası olmayan bir konuyla ilgili yirmi dakika
görüşme yapmış.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Olsun, ne var?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şu anda da
saat 8e 10 var. Türkiye Büyük Millet Meclisi 14.00te başladı, saat
20.00. Altı saattir konuşuyoruz. Aslında ne olması
lazım? 3 siyasi partinin grup önerisi var, on beşerden kırk
beş dakika sonra
3 sayın milletvekilinin gündem dışı
konuşması var, arkasından 15 sayın milletvekilinin
teamüller gereğince, alınan kararlar gereğince -İç Tüzükte
olmamasına rağmen- 15 sayın milletvekilinin yerinden birer
dakika konuşma hakkıyla birlikte bizim toplam bir buçuk saatlik
işimiz var. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 15.30da gündemine geçmesi
gerekir.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayenizde geçemedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Ama altı
saattir biz konuşuyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün üyeleri
konuşuyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Sorun
çıkardığınız için konuşuyoruz zaten. Laf olsun
diye mi konuşuyoruz?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bakın tutanaklara,
iktidar partisinden milletvekilleri kaç dakika konuşuyor. Muhtemelen
verdiğimiz aralar, tartışmalarla birlikte, tartışmalar
neticesinde ve gürültü, kavga sebebiyle verdiğimiz aralara bir saat desek
beş saattir Türkiye Büyük Millet Meclisi konuşuyor. Hangi yaraya
merhem olan bir konuşma var? Ama 30 tane uluslararası
sözleşmeyle ilgili konu varsa Türkiye Büyük Millet Meclisinin bunları
onaylayarak Türkiyenin başka ülkelerle ilişkilerini iyi bir noktaya
doğru getirecek olduğuna inanıyoruz. Yoksa başka kanunlarla
ilgili ya da herhangi bir şekilde söz hakkını kısmak söz
konusu değil.
Biz anlaşarak yaptığımız
gibi
Burada anlaşma söz konusu değil çünkü CHP Grubu itiraz
etmiş: Her şeye direneceğiz, her şeye hayır. E
Her şeye hayır. derken de kusura bakmayın, İç Tüzükten
aldığınız hak ve yetkiler varsa itiraz etmiyoruz ama
İç Tüzükün de iktidar partisine verdiği hak ve yetkiler varsa,
nitekim bu 60, 81 ve 19uncu maddedir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Doğru bir
iş yapın da evet diyelim.
BAŞKAN Buyurun, devam edin Sayın
Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, Sayın Meclis Başkan Vekilinin ve Grup Başkan
Vekilinin de ifade ettiği konu Bu, bütçedeki görüşmelerle ilgili.
diye söylüyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ya, öyle bir
şey demedi, örnek verdi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Aslında o
konu, 50nci maddede özel gündemde sayılan işler kısmında
yapılmıştır. Özel gündemde yapılan işlerde, bütçe
kanununu biz normal kanun tasarı, teklifi gibi görüşmeyiz, onun
kendine has usul ve esasları vardır. Bir milletvekilinin,
şahsı adına ancak bir kere konuşma hakkı vardır o
usul ve esaslar çerçevesinde. Bu süreyle de ilgili siyasi parti grupları
anlaşabilirler veya her parti grubu ayrı ayrı önerge getirebilir.
Birisi der ki: Bölümler üzerinde iki saat konuşulsun. Öbürü der ki:
Yirmi dakika konuşulsun. Nitekim bunun da örnekleri Türkiye Büyük Millet
Meclisinin teamüllerinde, tutanaklarında var olan bir şeydir.
Mesela Sayın Grup Başkan Vekili dedi ki:
Bugüne kadar hiç zaman kısaltılması olmamış. Grup
önerisiyle yaptığımız, Danışma Kuruluyla
gerçekleştirdiğimiz eylemler var, örnekler var. 2017
yılında yaptığımız, araştırma
komisyonları kurulmasıyla ilgili; geçen hafta veya önceki hafta
anlaştığımız, araştırma
komisyonlarının kurulmasıyla ilgili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sözlerinizi tamamlayın Sayın
Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Biliyorsunuz,
araştırma komisyonlarının kurulması, biraz önce
Sayın Kubatın söylediği gibi, 60taki genel hükümlere göre
yapıldığından dolayı gruplar adına yirmi dakika,
önerge sahipleri adına onar dakikadır. Ama anlaştık,
gruplar adına onar dakika, önergelerde de her siyasi partiden bir milletvekili
konuşsun dedik. Mesela bütün önergelere bakıyoruz, 20 tane önerge
var; AK PARTİden 5 tane, Cumhuriyet Halk Partisinden 8 tane, HDPden 3
tane, MHPden 10 tane. Bunlarda anlaşıyoruz, diyoruz ki: Birer tane
konuşulsun. Bu hak gasbı olmuyor, hak ele geçirilmesi olmuyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Siz anlaşmıyorsunuz,
zorla yaptırmaya çalışıyorsunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Ama Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çalışmasıyla ilgili istismar konusu
gündeme getirildiğinde, AK PARTİ de bu istismarı önlemek için
yapılan bir işlemdeki grup önerisini getirdiğinde hak gasbı
oluyor.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Ne
istismarı ya?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bu, çifte
standarttır.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Esas çifte
standart, senin söylediklerin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Bakın
değerli milletvekilleri, Anayasada ve İç Tüzükte -bunun gibi
yapılan- hem komisyon tutanaklarında hem İç Tüzükün
çeşitli maddelerinde ve kanunla ilgili İç Tüzük önergelerinin
gerekçelerine baktığımız takdirde Meclis başkan
vekillerinin istismarı engelleyecek şekilde yetkisi var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, tamamlayın Sayın
Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Nitekim 1998
yılında Başkanlık Divanının aldığı
bir karar çerçevesinde, herhangi bir şekilde bir grup veya bir
milletvekili -karar yeter sayısı istemek bir milletvekilinin yetkisi
dâhilinde- sık sık karar yeter sayısı istiyorsa Sık
sık istendiği ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışmalarını istismar edecek bir şekilde
davranış sergilendiği takdirde Meclis başkan vekili
sık sık istenen karar yeter sayılarını dikkate almaz.
diye bir yazılı teamül var. Yani sözlü teamüller birinci sırada,
yazılı kurallar ile teamüller yok sayılıyor. Böylesine bir
demokrasi anlayışı olmaz, böylesine bir çalışma usul
ve esası olmaz. Bizim buradaki getirdiğimiz 30 uluslararası sözleşmeyle
ilgili kısmı Türkiye Büyük Millet Meclisinin istismarına ya da
Herhangi bir önergeyle değiştirme hakkı bulunmayan
uluslararası sözleşmede yapılmasını söylüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkan,
size eylemli İç Tüzük ihdasını yapmamanızı tavsiye
ediyorum. Eğer bu şekilde
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Gene tehdit
geliyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Biraz önce usul
tartışması açarken Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun
takdirine sunacağım. diye ifade ettiniz. Bu konuda sizin takdir
yetkiniz olmadığını ifade ederek Meclis
Başkanının yetkisini de aşarak açıkçası Meclis
Başkanının İç Tüzükün 15inci
Sayın Başkan, bana beş dakika oldu,
Özgür Özelin altı dakika
(CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, bana 2 kere, size
3 kere
BAŞKAN Size 3 kere, Sayın Özele 2 kere
verdim. En uzun süreyi size verdim Sayın Elitaş. Devam edin, son bir
dakika daha veriyorum. En uzun süreyi size verdim Sayın Elitaş ama
gene de buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Mikrofon
kapandıktan sonra konuşmayacağım zaten.
BAŞKAN Hayır, buyurun, konuşun,
4üncü kere uzatıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) Sayın
Başkan, Meclis Başkanlığının başkan
vekillerinin görevlerini tarif eden 15inci maddede Meclis başkan
vekilleri Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türkiye Büyük Millet
Meclisini idare eder. denir. Meclis Başkanının gönderdiği
Başkanlık tezkeresini buraya almamak, gündeme almamak sizin
hakkınız değildir. Meclis Başkanının verdiği
görevi ihlal etmektesiniz. Meclis Başkanının
aldığı iradenin önüne geçmektesiniz ve eylemli İç Tüzük ihdas
etmektesiniz.
Bu konuyu tekrar değerlendirmenizi, eğer
kararınızda ısrar ediyorsanız 63üncü maddenin ikinci
fıkrasına göre Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun takdirine
başvurmanızı tavsiye ediyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Elitaş.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel, söz talebiniz var
yerinizden.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
64.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın usul görüşmesi nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
klasik bir Sayın Elitaş durumuyla karşı
karşıyayız. Kendisi 3+3 kullanıyor, hepimiz bildiğimiz
hâlde Özgür Özele 3 verdiniz, bana 2. diyor. Oysaki bütün Meclis biliyor,
siz de söylediniz.
İkincisi, bu süre on dakikaydı, böyle
ciddi bir konuda, on dakikaya kadar verilebiliyordu usul
tartışmasında. Neden veremediniz Sayın Başkan? Çünkü
Sayın Elitaşın ilk imza sahiplerinden olduğu İç Tüzük
değişikliğiyle üç dakikaya indirildi bu ve
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bilmiyorsunuz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
üç dakikaya indirilen bu
süreyi -üst sınırı üç dakika yaptı- kendisi şimdi
ihtiyaç duydu, sizin hüsnüniyetinizle 3 kere birer dakikadan altı dakika
olarak kullandı; kendi kısıtladığı uygulama!
Sonra, ya, insanda, biraz böyle gözünün içine
bakınca sıkılma olur, 97 tane uluslararası anlaşma
geçirdik, hiç konuşmadılar. diyor. Nasıl geçirdik
arkadaşlar? 4 grup oturduk, Türkiye Cumhuriyeti devleti yabancı
devletlere karşı sıkıntıya düşmesin, sayın
bakanların beklentileri var
Herkes anlayış gösterdi,
teşekkür telefonları açtınız, geldiniz Çok önemli bir
iş oldu. dediniz, buradan teşekkür konuşmaları
yaptınız. 470 uluslararası anlaşma 60a inerken 4 parti
grubunun gösterdiği anlayış, gösterdiği iş birliği,
bu konuda ortaya koydukları anlayış
Burada 60 tane
kalmış, geçen hafta yapılandan sonra, biz hakkımız
olanı konuşacağız dedik diye böyle bir değişiklik
getiriyor, sonra da dönüyor 97 tanesi geçerken hiç konuşmadılar.
Neden? Virgülünü değiştiremezler. diyor. Oysaki bu kitap yirmi
dakika artı on dakikaları öngörüyor ve siz bunu
değiştirmeye çalışıyorsunuz.
Bu kadar istismarcı bir anlayış
olmaz. Down sendromlu evlatlarımız için, buradalar, beklemesinler,
içeride dans gösterisi yapacaklar, hep birlikte başlarını
okşayalım ve bu bir kanun değil, her gruptan şu kadar
kişi konuşsun, izleyelim, sayın bakanlar bunu bekliyor, biz de
gidelim... Biz de hatta -bakanımız yok- Kemal Beyi, Genel Başkanımızı
götürdük
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Down sendromlu çocuklar için
yaptığımız bu uzlaşıyı bile burada istismar
konusu yapıp Geçen hafta düşürmedik mi
Düşürdüğümüz başka bir şey: Sen
kanunu, yirmiyi beşe indiriyorsun. Ayıptır, yazıktır,
günahtır, bu kadarı da fazladır Sayın Elitaş. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlunun söz
talebi vardır, sonra size söz hakkı vereceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, bakın, bana usulü tavsiye edenler hangi usulle
konuştular ve hangi usule göre söz verdiğinizi izah etmeniz gerekir.
Benim bir dakika fazlalığımı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Allah Allah, bir saattir hangi
usulle konuşuyorsunuz?
BAŞKAN Bu bellidir, herkesin bildiği bir
durumdur. 60a göre söz istiyorlar, ben de söz veriyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 60a göre
Peki.
BAŞKAN Size de söz verdim. Sürekli
verdiğim hâlde bu itirazı dile getirmemenizi de dikkate sunuyorum.
Yani baştan beri hangi maddeye göre verdiğimi belirtmeden sizlere
defalarca söz verdim. Bunu bütün Genel Kurulun bildiği
kanısındayım.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
65.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın usul görüşmesi nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, kendisi üç dakikaya
sığamayan Sayın Elitaş, şimdi sürelerin indirilmesini
ve herkesin üç dakikaya sığmasını istiyor. Aslında
durum budur yani bu kadar net; işte orada beş dakika mı,
altı dakika mı ne konuşuyorsunuz.
Bir de muhalefet karar yeter sayısı
istiyormuş. Şimdi, karar yeter sayısı istemeyeceğiz,
ne yapacağız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Biz öyle bir
şey ifade etmedik ya, iste istediğin kadar.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Gelin buraya yani o kadar milletvekiliniz var. Siz eğer
gerçekten yaptığınız yasaları savunmak
istiyorsanız -bunu yapan sizsiniz, iktidar olan sizsiniz- buraya
geleceksiniz, yaptığınız işi savunacaksınız,
milletvekilleriniz burada oturacaklar ve o oylamalarda bulunacaklar.
Şimdi, bulunmadıklarında bizi burada köleler gibi, gerçekten
ittifak yasasında, o sadece sizin için olan ittifak yasasında
olduğu gibi sabahlara kadar çalıştıracaksınız,
burada aşırı bir gerginlik yaratacaksınız, üstelik
insanlık dışı bir şey olduğu için ister istemez
her insan bundan etkilenecek ve o sabahlara kadar çalışmanın
sonunda gerilecek, bunlara sebep olacaksınız; ha, bir de karar yeter
sayısı istemeyeceğiz, üç dakikalara
sığacağız, başka söz söylemeyeceğiz, e daha ne
istiyorsunuz siz?
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Ya,
uluslararası sözleşme bunlar yani Filiz Hanım uluslararası
sözleşme. Sanki gündeme dair konuşma yapıyorsunuz, yok öyle bir
şey ya.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Zaten iktidarsınız. Hakikaten, daha ne
istiyorsunuz? Yani burada artık insan söyleyecek söz bulamıyor sizin
isteklerinize, arzularınıza karşı.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Özgür Bey,
geçelim bunları, gidelim, uluslararası sözleşme bunlar.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Yani bu ülke başka arzularla meşgul,
yoksulluğun giderilmesini, başka sorunların giderilmesini
istiyor ama siz sadece kendi gündeminizi dayatıyorsunuz ülkeye. Bu da
bizim için kabul edilir bir şey değil.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kerestecioğlu.
Buyurun Sayın Elitaş.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Neye göre söz istediniz?
66.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, usul
görüşmesinin sonucunu İç Tüzükün 63üncü maddesinin ikinci
fıkrası gereği Genel Kurulun takdirine sunulmasını
talep ettiğine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Başkan, bakın, şu anda verdiğiniz, arkadaşlar söylüyor
Neye göre? diyor da sataşmadan söz istedim. Aslında bazen
arkadaşlarımıza sataşmadan kürsüde yer veriyorsunuz ama
genel kabul görmüş teamüllerde sataşma neredense oradan
yapılır, buradan sataştıysa buradan cevap verilir.
Bakın, Sayın Özgür Özel, biraz önce
bazı şeyler ifade etti fakat ben ona cevap vermeyi gerekli
bulmuyorum, uygun da bulmuyorum, değer de bulmuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Kendi değerini
gösterirsin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şu anda
yaptığımız iş kapristen dolayı, Türkiye Büyük
Millet Meclisini tıkamak için yapılan bir kapristen dolayı
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Siz çalıştırmıyorsunuz kaç saattir.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
iktidar
grubunun uluslararası sözleşmelerle kısıtlı olmak
üzere, bu sözleşmeleri hayata geçirmek için verdiği bir grup
önerisidir ve tamamen İç Tüzüke uygun bir grup önerisidir. O anlamda, biz
karar yeter sayısına hiçbir şey demiyoruz. Karar yeter sayısını
isteyebilirler çünkü o hak kendilerine verilmiş.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) Demin
İsteyemezler. diyordunuz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - İktidar
partisi grubu milletvekili arkadaşlarımız, o karar yeter
sayısını da 2nci toplantıda veya 3üncü toplantıda
buluyor. Gönül ister ki karar yeter sayısı istendiğinde ilk
toplantıda milletvekili arkadaşlarımız burada bulunsunlar
ve bu karar yeter sayısının da şantaj hâline getirilmesine
bizim AK PARTİ Grubunun fırsat vermemesi, meydan vermemesi gerekir
diye düşünüyorum, değerli arkadaşlarımız da bu
hassasiyeti gösteriyorlar. Onun için, Sayın Başkan, şu anda
İç Tüzük 63/2ye göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin takdirine
sunmanızı talep ediyorum, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Elitaş.
Teşekkürler sayın milletvekilleri.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Mithat
Sancarın AK PARTİ grup önerisini işleme almamasının
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
(Devam)
BAŞKAN Lehte ve aleyhte görüşleri
dinledim.
İç Tüzükün 63üncü maddesinin son
fıkrasını tekrar hatırlatmak istiyorum. Usul
tartışmasıyla ilgili bu madde de şöyle bir hüküm yer
alıyor: Bu yolda bir istemde bulunulursa, üçer dakikadan fazla sürmemek
şartıyla, lehte ve aleyhte en çok ikişer kişiye söz
verilir. Bu görüşme sonucunda oya başvurmak gerekirse oylama işaretle
yapılır. Hükmün açık ifadesi ortadadır, teamüller de yine
açıktır. Oylama gerekliliği, bu durumda Başkanın
takdir yetkisindedir. Ben tutumumu değiştirecek bir gerekçe
görmüyorum ve bu tutumumu oya sunmayı da kabul etmiyorum.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Oyla, oyla
Başkanım.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, yalnız...
BAŞKAN Dolayısıyla oylamaya
sunmuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri...
Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın
Başkan, az önce grup önerimiz hakkında mütalaanızı,
gerekçelerinizi anlatırken Genel Kurulun takdirine sunacağım.
dediniz
BAŞKAN Görüşlerimi Genel Kurulun
bilgisine sunacağım dedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Hayır,
Sayın Başkan, usul tartışması...
BAŞKAN Düzeltiyorum, eğer öyleyse,
tutanağa bakar düzeltirim sözümü Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yani şu
anda AK PARTİ Grubunun önerisini almıyorsunuz gündeme.
BAŞKAN Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Eylemli bir
İç Tüzük ihdası ve Meclis Başkanlığının size
verdiği görevi de ihlal ediyorsunuz, haddinizi aşıyorsunuz.
BAŞKAN Ben aynı kanıda
değilim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kusura
bakmayın, yanlış yapıyorsunuz, yetkisiz
davranıyorsunuz.
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri,
alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile
Afganistan İslam Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve
Dostluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Cumhuriyeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Arasında Stratejik Ortaklık ve Dostluk Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/325) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 24)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, eylemli İç Tüzük ihdas ederek yetkinizi
aştığınızdan dolayı, sizinle beraber Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çalışmasının
sağlıklı bir şekilde devam etmeyeceği kanaatiyle
Hükûmet oraya, Komisyon oraya oturmamaya karar vermiştir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Komisyon? Yok.
Hükûmet? Yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hükûmet adına
nasıl karar veriyor efendim?
BAŞKAN Bu durumda
MAHMUT TANAL (İstanbul) Hükûmet adına
karar veremez Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bundan sonra da
olmayacağı anlaşıldığından
(CHP
sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL KÜRCÜ (İzmir) Hükûmet, Meclisi
boykot ediyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, Hükûmet adına karar veremez grup başkan vekili.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Hükûmet sözcüsü
olmuş, haberimiz yok.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Ya, Meclisi
çalıştırmamakla övünen bir muhalefeti tebrik ediyorum,
başka da bir şey söylemiyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çalışalım, siz
çalıştırmıyorsunuz. Başkan başlıyor,
Hükûmeti oturtmuyor.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Ya,
uluslararası sözleşme hepimizin ortak sözleşmesi
arkadaşlar. Yapmayın ya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Görev yapma
kabiliyetini kaybetmiş bir Başkanla Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görüşmelerine devam edilemez.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu hakaretlerin
hesabını vereceksiniz.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) Tabii,
tabii
Yapmayın ya, böyle bir şey olmaz ya! Tarihe geçtiniz!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Arasında
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Göç Örgütü Arasında
Örgüt ve Ofisin Türkiyedeki Yasal Statüsü Ayrıcalıkları ve
Bağışıklıklarına İlişkin
Anlaşmayı Tadil Eden Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunu görüşmeye
başlıyoruz.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Göç Örgütü
(IOM) Arasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Göç
Örgütü Arasında Örgüt ve Ofisin Türkiyedeki Yasal Statüsü
Ayrıcalıkları ve Bağışıklıklarına
İlişkin Anlaşmayı Tadil Eden Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/848) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 517)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Hükûmet? Yok.
SALİH ÇETİNKAYA (Kırşehir)
Başkan vekili de yok!
BAŞKAN - Kanun tasarıları ve teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri görüşmek için
birleşimi kapatacağım çünkü Komisyonun burada
bulunmayacağı anlaşılmıştır.
5 Nisan 2018 Perşembe günü saat 14.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
Kapanma Saati: 20.06