TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
88inci
Birleşim
19
Nisan 2018 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Giresun Milletvekili
Bülent Yener Bektaşoğlunun, Giresunun turizm potansiyelinin
değerlendirilmesine ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Çanakkale Milletvekili
Ayhan Giderin, 57nci Alaya ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Adıyaman
Milletvekili Behçet Yıldırımın, Adıyamanın
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili
Zülfikar İnönü Tümerin, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize
hayırlı olmasını dilediklerine ilişkin
açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Sibel Özdemirin, başkanlık sisteminin ülkemizi bir kaos
ortamına sürükleyeceğine ilişkin açıklaması
3.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı
olmasını dilediklerine ilişkin açıklaması
4.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, yapılacak seçimin
hayırlı olmasını dilediğine ve su şehri
Kahramanmaraşa AK PARTİyle muazzam yatırımlar
yapıldığına ilişkin açıklaması
5.- Çorum Milletvekili
Lütfiye İlksen Ceritoğlu Kurtun, 19-22 Nisan tarihleri arasında
İstanbulda Anadolunun tıbbının
tartışılacağına ve emeği geçenlere teşekkür
ettiğine ilişkin açıklaması
6.- Hatay Milletvekili Birol
Ertemin, Hükûmeti, millî davamız olan Afrin Operasyonunda belediyelere
uyguladığı çifte standarttan vazgeçip göreve davet ettiğine
ilişkin açıklaması
7.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçanın, Bandırma Pertevniyal
Hastanesinin yıkımının durdurulması için Kültür
Bakanı Numan Kurtulmuşa seslendiğine ilişkin
açıklaması
8.- İzmir Milletvekili Mustafa
Ali Balbayın, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı
olmasını dilediklerine ilişkin açıklaması
9.- İzmir Milletvekili
Necip Kalkanın, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı
olmasını dilediklerine ilişkin açıklaması
10.- İstanbul
Milletvekili Fatma Benlinin, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize
hayırlı olmasını dilediklerine ilişkin
açıklaması
11.- Adıyaman
Milletvekili Behçet Yıldırımın, cezaevinde tutulan
Selahattin Demirtaşın, Sincanda görülen duruşmasında
iktidarın 7 Haziran seçiminden bugüne kadar yaptığı
hususları ifade ederek aslında AKPyi
yargıladığına ilişkin açıklaması
12.- Kayseri Milletvekili
Sami Dedeoğlunun, Hazreti Muhammedin 1.447nci doğum yıl
dönümünün tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk ve
kardeşlik getirmesini dilediğine ilişkin açıklaması
13.- Mersin Milletvekili
Hacı Özkanın, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı
olmasını dilediklerine ilişkin açıklaması
14.- Kastamonu Milletvekili
Murat Demirin, Kastamonunun 2018 yılı Türk Dünyası Kültür
Başkenti ilan edildiğine ve herkesi Kastamonuya davet ettiğine
ilişkin açıklaması
15.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediklerine ilişkin
açıklaması
16.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak seçimlerin
ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını
dilediğine, 15-22 Nisan Turizm Haftasına ve turizm gelirlerimizi
artırmamızın cari açığın azaltılması,
ülkenin kalkınması açısından büyük önem
taşıdığına ilişkin açıklaması
17.- İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, Şanlıurfa
Milletvekili Osman Baydemir ile Hakkâri Milletvekili Selma Irmakın
milletvekilliklerinin düşürülmesinin Meclise çok
yakıştığına ve 24 Haziranda ülkenin
halklarının tüm demokratik güçleriyle birlikte cevaplarının
Faşizme hayır! olacağına ilişkin
açıklaması
18.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, seçim tarihinin belli olduğu bir
Mecliste 2 milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesinin
doğru olmadığına, bu kararın dönem sonuna
bırakılmasının siyasi nezaketin bir gereği
olduğuna ve 24 Haziranda milletin demokrasiye, özgürlüklere, temel hak ve
hürriyetler ile Türkiye Cumhuriyetinin tam
bağımsızlığına ne kadar sahip
çıktığını hep birlikte göreceklerine ilişkin
açıklaması
19.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Anayasanın 84üncü maddesi ile
kanunların 2 tane kesinleşmiş mahkeme kararının
okunmasını emrettiğine, bu konuda bir acziyetin söz konusu
olmadığına ve ülkeye hizmet etmek için gönderilenlerin,
milletvekilliklerinin düşürülmesini topluma nasıl izah edeceklerinin
hesabını yapmaları gerektiğine ilişkin
açıklaması
20.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırımın yaptığı gündem
dışı konuşmasındaki MHP ve AKPnin Kürt
düşmanlığı olayı su yüzüne çıktı. ifadesini
hiçbir şekilde kabul etmediklerine ve Kürt düşmanı değil,
terörist düşmanı olduklarına ilişkin açıklaması
21.- Balıkesir
Milletvekili Namık Havutçanın, İstanbul Milletvekili Mehmet
Muşun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
22.- Aydın Milletvekili
Hüseyin Yıldızın, Aydın İncirliova Acarlar beldesinde
hal yapılması için Maliye Bakanlığı tarafından
verilen hazine arazisinin Valilik tarafından Millî Eğitim Bakanlığına
devredildiğine ve Millî Eğitim Bakanlığından bu arsayı
Büyükşehir Belediyesine devretmesini istediklerine ilişkin
açıklaması
23.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, taşeronlara kadro verilmesi işlemi
esnasında oluşan sıkıntılara ve bu konuda biraz daha
hassas olunmasının faydalı olacağına ilişkin
açıklaması
24.- Sakarya Milletvekili
Engin Özkoçun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun sataşma
nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
25.- Erzurum Milletvekili
Mustafa Ilıcalının, Akıllı Şehirler Kongre ve
Fuarına ilişkin açıklaması
26.- Samsun Milletvekili
Erhan Ustanın, Meclisi ziyaret eden Samsunun Çarşamba ilçesinden
muhtarların Cumhurbaşkanından, Samsuna
yapılacağı açıklanan yeni üniversitenin Samsunun doğu
ilçelerini kapsayacak şekilde bir Yeşilırmak üniversitesi
olması şeklinde bir önerilerinin olduğuna ilişkin
açıklaması
27.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın
548 sıra sayılı Kanun Tasarısının üçüncü bölümü
üzerinde şahsı adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
28.- Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun, Bursa Milletvekili Orhan
Sarıbalın 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
29.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın 548
sıra sayılı Kanun Tasarısının 43üncü maddesiyle
ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
30.- Kocaeli Milletvekili
Haydar Akarın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
31.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul Milletvekili Eren Erdemin 548
sıra sayılı Kanun Tasarısının 46ncı
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli
İşler
1.- Başkanlıkça,
Genel Kurulu ziyaret eden Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Başkanı Talat
Caferi ile beraberindeki heyete Hoş geldiniz. denilmesi
B) Tezkereler
1.-
Başbakanlığın, Şanlıurfa Milletvekili Osman
Baydemirin hakaret suçundan cezalandırılmasına ilişkin
Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 5/10/2017 tarihli ve E:2016/596,
K:2017/516 sayılı Kararının, Gaziantep Bölge Adliye
Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 23/3/2018 tarihli ve E:2017/3774, K:2018/942
sayılı Kararına istinaden kesinleşmesi nedeniyle, Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 84üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi
(3/1567)
2.-
Başbakanlığın, Hakkâri Milletvekili Selma Irmakın
terör örgütü propagandası yapmak suçundan
cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 5.
Ağır Ceza Mahkemesinin 3/11/2017 tarihli ve E:2017/49, K:2017/654
sayılı Kararının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza
Dairesinin 15/2/2018 tarihli ve E:2017/2122, K:2018/329 sayılı
Kararına istinaden kesinleşmesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 84üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi
(3/1568)
VI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, Başkanlık
Divanı olarak Meclis İçtüzüğüne göre yönetme mükellefiyetleri
olduğuna ve gündemin dışına çıkmak gibi bir durumun
söz konusu olmadığına ilişkin konuşması
2.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının, Adıyaman Milletvekili
Behçet Yıldırımın ifadesini doğru
bulmadıklarına ve bütün siyasi partilerin 81 milyon insanı
kucakladığına ilişkin konuşması
3.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının,
Cumhurbaşkanının bu milletin oyuyla seçildikten sonra devletin
başı olduğuna ve bütün milleti temsil ettiğine ilişkin
konuşması
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- HDP Grubunun, Batman
Milletvekili Ayşe Acar Başaran ve arkadaşları
tarafından, bireysel silahlanmanın ve bu artışla ilintili
olarak artan ateşli silahlar nedeniyle ölüm ve yaralanmaların
sebeplerinin belirlenmesi amacıyla 19/4/2018 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 19
Nisan 2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun,
İstanbul Milletvekili Grup Başkan Vekili Engin Altay, Manisa
Milletvekili Grup Başkan Vekili Özgür Özel ve Sakarya Milletvekili Grup
Başkan Vekili Engin Özkoç tarafından, yapıldığı iddia
edilen FETÖ temizliği konusundaki detayların tüm
aşamalarıyla ortaya çıkarılması, gelecekte benzer
sorunların yaşanmaması için alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla 18/4/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 19
Nisan 2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.- AK PARTİ Grubunun,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir Milletvekili
Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 milletvekilinin
milletvekili genel seçiminin yenilenmesi ve seçimin 24 Haziran 2018 tarihinde
yapılması hakkındaki (4/147) esas numaralı Önergesinin
kırk sekiz saat geçmeden Anayasa Komisyonunda görüşülmesine ve Genel
Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Balıkesir Milletvekili Namık
Havutçanın CHP grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına
yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Engin Altayın, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun
usul görüşmesinde lehinde yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun, Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun AK
PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında AK PARTİ Grup Başkanına
ve Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Sakarya Milletvekili Engin
Özkoçun, İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklaması sırasında CHP Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
IX.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Ahmet Aydının AK PARTİ grup önerisini
işleme almasının İç Tüzük hükümlerine uygun olup
olmadığı hakkında
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/929) ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 548)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/449) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 112)
3.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/452) ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 115)
XI.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
548) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
1.- Denizli Milletvekili
Melike Basmacının, cinsel dokunulmazlığa karşı
suçlar nedeniyle hakkında soruşturma açılan Bakanlık
personeli olup olmadığına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Naci Ağbalın cevabı (7/25286)
19 Nisan 2018 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Nurhayat
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Giresunun turizm potansiyelinin
değerlendirilmesi hakkında söz isteyen Giresun Milletvekili Bülent
Yener Bektaşoğluna aittir.
Buyurun
Sayın Bektaşoğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Giresun Milletvekili Bülent Yener
Bektaşoğlunun, Giresunun turizm potansiyelinin değerlendirilmesine
ilişkin gündem dışı konuşması
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Giresun ilinin turizm potansiyelinin
değerlendirilmesi ve sorunlarının çözümüyle ilgili konuşmak
üzere gündem dışı söz aldım. Bütün vekil
arkadaşlarımı, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Turizm
Haftasını kutlayarak söze başlamak istiyorum. Bu hafta Turizm
Haftamız.
Değerli
arkadaşlar, 2017 yılı 31 milyon dolayında turist ve 26
milyar dolar gelirle kapandı. Bu yıl ise 35 milyon civarında
turist gelmesinin beklendiği ifade ediliyor. Takdir edersiniz ki bu
rakamlar çok düşük çünkü nüfusu bizden çok küçük olan, turizm
değerleri, potansiyeli bizden çok az olan ülkelere göre dünya turizm
pastasından yeterince pay alamıyoruz. Bunun pek çok nedeninden biri
de -bana göre birincisi- Türkiyenin ne yazık ki uzun dönemleri ve
yılları kapsayan gelenekselleşmiş, kuralları ve
hedefleri olan bir turizm devlet politikasının
olmayışıdır. Sadece gelen giden bakanların
tercihleriyle kısmen şekillenen ve değişen ama
amaçları asla değişmeyen klasik bir sistem var, bir de arada
sırada açıklanan, turizmi geliştirmekten çok rantı
özendiren paketler var. Her şey bu sistem ve paketler üzerinden yürüyor.
Otellerin, tatil köylerinin yataklarından elde edilen döviz geliri, bu
sistemin ana temasını oluşturuyor. Sezonu ve sektörü kurtarmak,
zarar etmemek kâr olarak görülüyor. Bu anlayışı kesinlikle
süratle terk etmemiz lazım.
Güneş, deniz, kumdan, lüks otel ve tatil köylerinden gelir elde etmenin
dışında, inanç, kültür, tarih, sağlık, termal, spor,
doğa, kongre ve fuar, yat, kruvaziyer gibi turizm türlerini
çeşitlendirerek böylece ülkemizin, sektörün ve illerimizin turizmden
alacağı payı fazlasıyla artırmak gerekmektedir.
Türkiye, bundan sonra artık belli dinler, coğrafyalar, ülkeler,
siyasal çıkarlar üzerine kurulu, ufku ve vizyonu, yönü
daraltılmış, kimseye yararı olmayan günübirlik bir turizm
hedeflememelidir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dünya turizm gelirlerinden en fazla
pay alan ülkelerin başarısında bölgesel turizm
politikalarının geliştirilmesi ve tanıtımları
yatar. Dünyada bazı yöreler buna örnektir. Türk turizminin
geleceğinin mevcutlarımızla birlikte yayla, kırsal ve ekoturizmin
geliştirilmesinde olduğunu da buradan söylemek isterim. Bu tanıtıma,
bu kurala ve konuma Karadeniz yüzde yüz uygundur. Öyleyse Bakanlık ve
turizm sektörü de Karadenizin tümünü bir turizm bölgesi olarak görüp ilan
etmeli, bunun politikasını oluşturmalı ve sorunların
çözümüne dönük adımlar atmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, temsil ettiğim ilim Giresun, Karadeniz Bölgesinin turizm
cazibe merkezi olmaya aday illerinden bir tanesidir. Çepni yurdudur;
Karadenizin incisi, fındığın başkenti, kirazın
ana yurdudur; en temiz deniz, kumsal, koylar ve doğal plajlara sahiptir.
Geçmişi Pontus, Roma, Miletos, Hititler, Perslere kadar giden kadim bir
kenttir. Pek çok uygarlığın yaşam alanı olmuştur.
Dört bin yıllık geçmişe sahip, üzerinde manastır, kilise
kalıntısı, gözetleme kulesi gibi tarihî eserleri
barındıran Karadenizin tek adası Giresun Adası ve öne
çıkan Giresun Kalesidir.
Giresunun
dünyaya tanıtılması veya sunulması gereken pek çok önemli
özellikleri ve mirası vardır. Bunların tümünün bilgi ve
belgelerle oluşturulmuş bir turizm envanterinde yer
almasını ve Bakanlığın turizm için
yaptığı tanıtımlarda olmasını gönülden arzu
ediyoruz.
Ama
asıl turizm değerimiz, her biri yeryüzü cenneti olan
yaylalarımızdır. Denizden hemen sonra başlayan, geniş
orman varlığına ve 3 bin metredeki krater göllere, nehir, akarsu
kaynaklarına sahip büyük bir alan içinde yer alan ve yöreye özgü
ağaç, çiçek, endemik bitki ve canlı türleriyle çevrili, tamamen
doğal yaşam ve kültürün sürdüğü bu yaylalarımızın
her biri turizm ürünü olarak değerlendirilmeyi beklemektedir.
Bu
nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığının, özellikle
geçmişte turizm merkezi ilan edilen Kümbet, Bektaş, Kulakkaya
yaylalarını ve bunlarla birlikte adları öne çıkan
Paşakonağı, Gölyanı Obası, Karadoğa ve dört yüz
yıl önce inşa edilmiş 6,5 kilometre uzunluğundaki 1,5 metre
yüksekliğindeki Çin Seddinden sonra koruma amaçlı en uzun duvar
görünüşüne sahip olan, uzaydan bile görünen Çıkrıkkapı
Duvarı...
Kendine
özgü iklimi, florası, oksijen yoğunluğu nedeniyle dünyada 5
merkezden 1i olan Tamzara, turizm değeri olarak kabul edilmeli ve sahiplenilmelidir.
Bu konuda Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün, ilgili diğer
kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının mutlaka
desteklenmesi lazım.
Sonuç
olarak, Giresun turizmi için bir eylem planının
oluşturulmasını istiyoruz. Giresun yaylaları, turizm
geliştirme projesi uygulama alanı olarak ilan edilmeli, bu kapsamda
yaylalarımızın ve yurttaşlarımızın 2/B,
mera, orman alanı gibi imar sorunları ve devletle olan
ihtilafları çözülmeli, yıkımlar derhâl durdurulmalı,
standart yayla evlerinin yapımı özendirilmelidir. Bununla birlikte
mayıs-ekim ayları arasında yapılan, yoğun bir turizm
hareketi yaratan yayla şenlikleri Bakanlık tarafından
desteklenmeli, belediyeler ve ilgili kurumlara kaynak aktarılmalıdır.
Ulaşım,
enerji ve altyapı güçlendirilmeli, Ordu-Giresun Havaalanında yurt
içi ve yurt dışı sefer sayıları
artırılmalıdır.
En
ciddi sorunsa maalesef konaklamadır.
Bu
nedenle Giresun için turizm yatırımları ve
yatırımcılarını özendirici özel teşvik ve
kredilendirme sistemi hayata geçirilmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) Mevcut yayla evleri aile tipi pansiyon
turizmine kazandırılmalıdır. Yöremizden olan sayın
bakandan hassasiyetle bunu bekliyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; pek çok özel ve güzel alanları
var ama ben sizlere yaylalarımızın tam ortasında olan
Kuzalan Şelalesinden bahsetmek istiyorum. Burayı da görmenizi
gönülden arzu ediyorum, dünya harikası olan bir yerimiz. (CHP sıralarından
alkışlar) Sodalı suyun 1 kilometre uzunluğunda
aktığı yedi göletten ibaret bir yerdir. Yılda 1 milyona
yakın turist burayı ziyaret etmektedir. Turkuaz renginde olan bu
şeyi görmenizi mutlaka tavsiye ediyorum. Turizm Altyapı Hizmet
Birliği tarafından yapılan tanıtımlar nedeniyle bu
göller bir yıl içinde 1 milyona yakın turist çekmiştir.
Alın size bir turizm ürünü
Bu gölün tanıtımının
kapsamlı şekilde yapılması hâlinde ilimizin, ülkemizin
kazancını bir düşünün.
Giresun,
genel bütçeden daha fazla pay alarak hizmet eksiklerini, altyapı
sorunlarını kısmen de olsa gidermiş, siyaset yoluyla
kalkınmış iki ilin arasında kalmıştır.
İşsizlik, göç, yokluk ve yoksulluk en yoğun biçimde yaşanmaktadır.
Tek tarımsal üretim olan fındık, yaşamımızı
sürdürmemize, ekonominin çarkını döndürmeye yetmemektedir
dolayısıyla ilimizin tek umudu olan, makûs talihimizi yenecek tek
kurtuluş yolumuz turizm ve yayla turizmimizin geliştirilmesidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Devamla) Bakanlığımızın
bu amaçla ilimizde ulusal ve uluslararası sektörü, sivil toplum
kuruluşlarını ve belediyeleri desteklemesi lazımdır.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bektaşoğlu, beş dakika daha isterseniz
Giresun
için, sizin için değerdi ama
Buyurun,
teşekkür ediyoruz, çok sağ olun. Gayet güzel özetlediniz.
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Teşekkür ederim, sağ olun.
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, 57nci Alay hakkında söz isteyen
Çanakkale Milletvekili Ayhan Gidere aittir.
Sayın
Gider, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Çanakkale Milletvekili Ayhan Giderin, 57nci Alaya
ilişkin gündem dışı konuşması
AYHAN
GİDER (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Çanakkale savaşlarının, Çanakkale Zaferinin bir başka
cephesi 57nci Alayın anılacağı günlere
yaklaştık.
Konuşmama
başlamadan önce, Çanakkale cephesinde şehit olan tüm askerlerimizi ve
gazilerimizi rahmet ve minnetle anmak istiyorum.
57nci
Alay, tüm personeli şehit olmuş bir alay; 3.480 er ve 49 subay.
Burası Mekkeden, Halepten, Şamdan, bütün coğrafyadan
askerlerin bulunduğu bir birlik. Bu birliği aslında en iyi ifade
eden Çanakkalenin komutanı, Çanakkale savaşlarının büyük
kahramanı Mustafa Kemal Atatürk. Diyor ki: "Biz kişisel
kahramanlıklarla uğraşmıyoruz. Yalnız size Bomba
Sırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim:
Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8-10 metre yani
ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulmamacasına
düşüyor, ikinci siperdekiler onların yerine geliyor fakat ne kadar
imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz?
Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme
bile göstermiyor. Sarsılmak yok. Okuma bilenler Kur'an-ı Kerim
okuyor, bilmeyenler kelimeişehadet çekerek yürüyorlar, cennete gitmeye
hazırlanıyorlar. İşte, bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini
gösteren hayret ve tebriğe değer bir örnektir. Emin
olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran bu yüksek
ruhtur.
Bu
olayı Mustafa Kemal Atatürkten daha güzel özetleyebilecek bir cümle, bir
kitap olması mümkün değil çünkü kendi içerisinde yaşıyor,
tespitini yapıyor ve bu milletin içinden çıkmış bir
kahraman, bir lider.
Bu
tablonun bir benzerini biz yeni yaşadık, yeni gördük. Çünkü
Türkiyede düşmanın adı değişiyor, harflerin
sıralaması değişiyor; PKK oluyor, PYD oluyor, YPG oluyor,
FETÖ oluyor, son günlerde bir SDG çıktı. Harflerin sırası
önemli değil, alfabe de önemli değil ama düşman tek,
saldırdığı da tek; saldırdığı Türk
milleti ve Türk milletinin bayraktarlığını
yaptığı İslam camiası. Bu anlamda bu tabloyu biz 15
Temmuzda da gördük. Ne yazık ki kendisine ateş eden, kendisinin
besleyip büyüttüğü askerlerdi, kendisinin silah teslim ettiği ordunun
mensuplarıydı. Görüyordu ki o kahramanlar, önündeki kişiye asker
ateş ediyor, tank eziyor, tüfekle ateş ediyor ve ölüyor. Fakat bir an
bile tereddüt etmiyordu ki kendisinden öncekinin yürüdüğü yere yürüsün.
Bugün gururla görüyoruz, gururla müşahede ediyoruz ki bu milletin önünde
kendisine önderlik edebileceği bir lideri varsa bugün bunun adı
Recep Tayyip Erdoğandır, dün Atatürktü, ondan önce Fatih Sultan
Mehmetti, ondan önce Alparslandı- bu millet ölümden hiç korkmadı,
Türk milleti İslamın bayraktarlığını da sonuna
kadar yaptı ve bundan sonra da yapacaktır.
Ben
sadece 57nci Alay şehitlerimizi değil, bugüne kadar şehit
düşen tüm asker ve sivillerimizi rahmetle anıyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Gündem
dışı üçüncü söz, Adıyamanın sorunları
hakkında söz isteyen Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırıma aittir.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Behçet Bey haklı; üç dönemdir
milletvekiliyim, hâlen Adıyamanın pis kanalizasyon şeyi
halledilmedi.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yıldırım.
3.- Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
Adıyamanın sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
BEHÇET
YILDIRIM (Adıyaman) Bugün, söz verilip de bir türlü halledilmeyen
Adıyamanın sorunları üzerine konuşacağım.
Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımı
saygıyla selamlıyorum.
Yine
tütünle başlayacağım arkadaşlar. Bugünlerde
Adıyamanda tütün üreticisinin kafası karmakarışık.
Adıyamanda sadır olarak tabir edilen tütün fidesinin ekim
zamanı. Tek geçim kaynağı olan tütünü ekip ekmemekte
kararsız; millet önünü göremiyor, ne yapacağını bilemiyor.
Hükûmetin Adıyaman tütününe yönelik baskısı ve
yasaklayıcı tutumundan dolayı kimse elindeki tütünü
satamamış durumda. Tütün üreticisi borç harç içinde, vatandaş
tam anlamıyla bunalmış durumda. Adıyamanlı tütün
üreticisinin lehine olduğunu iddia ettiğiniz bir yasa
çıkardınız; hani, nerede? Yasa 2 Temmuzda yürürlüğe
girecek. Bu, şu anlama geliyor: Adıyamanda tütün üreticisi 2
Temmuzdan sonra bir kilo tütününü bile satamayacak çünkü çıkardığınız
yasanın içi bomboş, ne yaptığınızı siz de
bilmiyorsunuz. Biri çıkıp şu sorulara cevap versin: Tütün
üreticisinden ne kadar vergi alacaksınız? Kurulacak tesisler
nasıl olacak? Bu kooperatifler kimin himayesinde kurulacak? Şunun
şurasında 2 Temmuza iki ay gibi kısa bir süre kaldı, ne
olacağıyla ilgili tek kelime etmiyorsunuz. Yoksa tütünü de bir iki
yandaşa peşkeş mi çekeceksiniz? Bütün bu olup bitenlerden
şunu anlıyoruz: Hükûmet, zamana yayarak Adıyaman tütününü
ortadan kaldırmak istiyor. Türkiye'nin her tarafında Adıyaman
tütünü satan esnafa yönelik ciddi operasyonlar yapılmakta, tütünlerine el
konulmakta, idari para cezalarıyla birlikte hapis cezaları da
verilmektedir. Köylüye deniyor ki: İstediğiniz kadar tütünü
ekebilirsiniz ama satamazsınız. Tütün taşıyan kargocu
esnafına her gün baskınlar yapılmakta, tütün üreticisiyle âdeta
dalga geçilmektedir.
Diğer
bir konu da kaçak sigara konusu. Birileri sanki kaçak sigaraya yol vermekte,
göz yummakta. Her taraf kaçak sigara kaynıyor. Bunun nedeni, Adıyaman
tütününün önünü kesmek. Köylünün cebinde tek kuruş parası yok, hâli
içler acısı, tarlasını bile sürememekte. Kuldan
utanmıyorsanız bile Allahtan korkun! Yeter artık! Tütün
üreticisinden, köylüden ne istiyorsunuz? Düşün artık bu milletin
yakasından. Adıyamanlıya resmen şunu söylüyorsunuz:
Patates, kayısı, pamuk toplamaya gidin, fındığa
gidin. diyorsunuz. Adıyamanlıyı milletin kapısında
karın tokluğuna çalışmaya mecbur ediyorsunuz.
Kısaca,
Adıyamanlı bu Hükûmetin zerrece umurunda değil, âdeta Ne hâli
varsa görsün. havalarında bir Hükûmet. Tütün üreticisi emeğine,
ekmeğine sahip çıkmak için sokağa indiğinde ise
kafasını, gözünü kırdınız. Amerikan sigara
firmaları karşısında el pençe duran AKP Hükûmeti, sıra
tütün üreticisine geldiğinde cop mu dersiniz, biber gazı mı
dersiniz, tazyikli su mu dersiniz, Allah ne verdiyse milletin kafasına,
gözüne indirdi. Ama merak etmeyin, Adıyamanlı bu
yaptıklarınızı unutmayacak.
Peki,
tütün haricinde Adıyaman tarımı ne âlemde? Biliyorsunuz, iki
haftadır -bugün de görüşülecek- Mecliste tarım ve Devlet Su
İşleriyle ilgili torba yasa görüşülüyor. Özellikle Devlet Su
İşleriyle ilgili maddeler fazla bu torba yasada. Ama gelin, görün ki
Adıyamanda sulu tarım yok ki sulama birliği olsun. Üç
tarafı suyla kaplı güzelim Adıyamanda, sulu tarımdan
vazgeçtik, içecek su bile bulamıyoruz. Dün, Adıyaman'da gıda ve
tarım fuarı açıldı. Orada her türlü traktör markası
var ama çiftçinin cebinde değil traktör parası, mazot parası
bile yok. Kendin çal kendin oyna bir fuar.
Yine,
bu hafta Turizm Haftasıydı, Adıyamanda Valilik bu vesileyle
bir program yapmıştı. Tek turist olmadan turizm haftası
kutlandı. OHAL şartları ve Adıyamanın
IŞİDle anılıyor olmasından dolayı turistler
Adıyamana gelmez oldu.
Türkiyenin
en kötü kara yolları maalesef Adıyamanda. Adıyamanda
şeker fabrikaları yok ama çiftçi şeker pancarı ekimi
yapıyordu, ürününü de Malatya ve Elbistandaki şeker
fabrikalarına veriyordu. Geçen yıl birkaç çiftçi arkadaş beni
aradı: Efendim, ağır tonajlar Adıyamanın yollarını
bozuyormuş, trafik cezası yiyorlarmış, ne yapabiliriz
diyorlardı. Çok şükür, şeker fabrikalarını
sattığınızdan dolayı artık böyle bir sorun da
yaşamayacağız, şeker üretimini de kimse yapmayacak,
ırgatlığa devam.
Ama
iyi işler de oluyor arkadaşlar. Konuştuğumuz herkes yeni
ittifak yasası... MHP ve AKPnin Kürt düşmanlığı
olayı su yüzüne çıktı. Güney kürdistanda yapılan
referanduma AKP ve MHPnin refleksleri, hasmane tutumu, Afrinin işgali
Kürtleri bir araya getirdi.
Bu
seçimde bu tutumunuzu halka anlatacağız ve seçimde size bir ders
vereceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yıldırım.
Şimdi
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım, Adıyamanın
çok eksiği, sorunları vardı, zaman yetmedi. Sayın hatibe ya
zaman verin veyahut da başlıklar hâlinde işsizlik var, istihdam
alanı var, Atatürk Barajı
Mesela siz benden bir dönem önce
milletvekiliydiniz. Atatürk Barajına hâlen Adıyamanın o pis
suları karışıyor, vatandaşın
sağlığı önemli.
BAŞKAN
Öyle değil, bilmiyorsunuz Sayın Tanal, arıtmadan geçiyor,
arıtması yapıldı, epeydir de faaliyette.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Daha o yapılmadı, daha arıtmaları
yapılmadı, Atatürk Barajına hâlen o pis sular dökülüyor.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi,
on beş milletvekiline, sisteme giren milletvekillerine sırasıyla
60a göre söz vereceğim...
Birleşime
bir on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.19
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Nurhayat
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Sisteme
giren on beş sayın milletvekiline, İç Tüzük 60 gereği,
sırasıyla söz vereceğim birer dakika.
Buyurun
Sayın Tümer.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Zülfikar İnönü Tümerin, 24
Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını
dilediklerine ilişkin açıklaması
ZÜLFİKAR
İNÖNÜ TÜMER (Adana) Sayın Başkan, 24 Haziran 2018 Pazar günü
gerçekleşecek genel seçimlerin ülkemiz için hayırlı bir sonuç
getirmesini dilerim.
Olağanüstü
hâl ve kanun hükmünde kararnameler eşliğinde gerçekleşecek
seçimler öncesinde ve sonrasında, ötekileştirmeye meydan verilmeden,
hak, hukuk ve adalet çerçevesinde, insanların özgürce ve eşit
yaşayabileceği bir Türkiye umut ediyorum. Bu kapsamda,
halkımıza ve partimize olan inancımla, halka rağmen
değil, halkla birlikte Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün ilke ve
devrimleri ışığında çağdaş bir yönetim
anlayışının hâkim kılınabileceğini,
Türkiyenin içeride ve dışarıda hızla
uzaklaştığı uygar bir tablonun yeniden tesis
edileceğini düşünüyorum. Söz ve kararın tamamen halk
inisiyatifine bırakıldığı, halk iradesine en küçük bir
müdahale olmadan tam anlamıyla bir demokrasi şöleni havasında ve
olgunluğunda sona ermesini dilediğim seçimlerde, ülkesini seven her
bireyin üzerine düşen sorumluluk ve bilinçle hareket edeceğini,
insanlarımızın demokrasinin egemenliğini,
yargının bağımsızlığını ve
basın özgürlüğünü sonuna kadar hak ettiğini düşünüyor, tüm
halkımıza selam ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Ertemin yerine Sayın Özdemir...
2.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin,
başkanlık sisteminin ülkemizi bir kaos ortamına
sürükleyeceğine ilişkin açıklaması
SİBEL
ÖZDEMİR (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; gerek Meclisteki görüşmelerde
gerekse referandum kampanyası sürecinde dile getirdiğimiz üzere,
başkanlık sisteminin ülkemize istikrar getirmeyeceğini,
ittifaklar ve pazarlıklar ortamına zemin
hazırlayacağını, ülkemizi sürekli bir erken seçim
tartışmasına ve bir kaos ortamına sürükleyeceğini
söylemiştik ve uyarmıştık. İşte bu sistemin
fiilen uygulandığı son bir yılda ülkemiz ve 80 milyon
vatandaşımız tam da bu söylediğimiz
istikrarsızlıklar, pazarlıklar ve ittifaklar ortamına mahkûm
edildi ve bizim haklılığımız son yaşanan
olaylarla da doğrulandı, ülkemizin kaderinin tek bir kişiye
teslim edilmemesi gerektiği ortaya çıktı. İşte gerçek
anlamda demokrasiden, hukukun üstünlüğünden ve adaletten yana olan
herkesle bir araya gelerek 24 Haziranda ülkemizde istikrarı, huzuru,
refahı, adaleti ve en önemlisi demokrasiyi hâkim kılacağız.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Gürer...
3.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediklerine
ilişkin açıklaması
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkürler Başkan.
Seçim,
ülkemize hayırlı olsun. Ürünü değer bulmayan üreticiye, kadrosu
verilmeyen işçiye, işsize, atanamayan öğretmene ve
sağlıkçılara, kapı önüne konulan astsubay okulu
öğrencilerine, mağdurlara, zamlardan yoksulluğa düşen
emekliye, siftahsız dükkân kapatan esnafa, grevi ertelenen işçiye,
üniversite mezunu işsize, sorunlarına çözüm üretilmeyen engelliye ve
baskıyla, ardı ardına gelen zamlarla her gün sorunları
katlanan halkıma hayırlı olsun.
Halkımızın
vereceği karar ülkemizin geleceğidir, ya ithal saman, et, fasulye ve
buğday ya da kendi kendine yeten ülke. AKP hükûmetleri bugüne kadar
verdikleri sözleri tutmadılar, bundan sonra da tutmayacaklar. AKP Genel
Başkanı Erdoğan Dünyanın gelişmiş ülkelerinde
erken seçim diye bir mantık, bir anlayış yoktur; bu, geri
kalmışlığın alametidir. diyordu, demek ki ülkemizi
getirdiği nokta bu. Bu süreçten kurtulmanın tek yolu, oyları
Cumhuriyet Halk Partisinde birleştirmektir. (CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kılıç
4.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, yapılacak seçimin hayırlı
olmasını dilediğine ve su şehri Kahramanmaraşa AK
PARTİyle muazzam yatırımlar yapıldığına
ilişkin açıklaması
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; yapılacak olan
seçimlerin hayırlı olmasını, hayırlara vesile
olmasını diliyorum.
Kahramanmaraşımıza,
ki su şehridir, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca
on dört yılda 3 milyar 75 milyon TLlik yatırım
yapıldı. Ayrıca ilimize proje planlama safhasındaki içme
suyu tesisleri 2, işletme safhasındaki içme suyu 3, inşaat
safhasındaki içme suyu 1, inşaat safhasındaki barajlar 16, proje
planlama safhasındaki barajlar 23, inşaat safhasındaki göletler
2, proje planlama safhasındaki göletler 7, işletme safhasındaki
sulama tesisleri 11, inşaat safhasındaki sulama tesisleri 26, proje
planlama safhasındaki sulama tesisleri 33, inşaat safhasındaki
dere ıslah tesisleri 27, proje planlama safhasındaki dere ıslah
tesisi 1, işletmede olan HESler 33, inşaatı devam eden HESler
3, proje ve planlama safhasında olan HESler 21 adettir.
Kahramanmaraş, böyle muazzam yatırımları AK PARTİyle
görüyor.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Ünalın yerine Sayın Ceritoğlu Kurt
5.- Çorum Milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu
Kurtun, 19-22 Nisan tarihleri arasında İstanbulda Anadolunun
tıbbının tartışılacağına ve emeği
geçenlere teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
LÜTFİYE
İLKSEN CERİTOĞLU KURT (Çorum) Teşekkürler
Başkanım.
Medeniyetlerin
beşiği Anadolunun tıbbı, kültür şehri
İstanbulda yerli ve yabancı akademisyenler, uygulayıcılar
tarafından 19-22 Nisan tarihleri arasında
tartışılacaktır. Eczacılık ve tıp fakültesi
öğrencilerine de vizyon ve başarı kazandıracak oturumlarda
tıpta bütüncül yaklaşımın ve kişisel tedavinin
önemiyle ilgili çıkarım ve sonuçlar değerlendirilerek 2023te
sağlıkta inovatif Türkiye perspektifi ortaya
çıkarılacaktır.
Emeği
geçen başta Sağlık Bakanlığı, Orman ve Su
İşleri Bakanlığı ve Tarım
Bakanlığı bürokratlarına ve tüm
katılımcılara, akademisyenlere, öğrencilerime buradan
teşekkür etmek istiyorum.
Sağ
olun.
BAŞKAN
- Sayın Özdemir'in yerine Sayın Ertem
6.- Hatay Milletvekili Birol Ertemin, Hükûmeti, millî
davamız olan Afrin Operasyonunda belediyelere uyguladığı
çifte standarttan vazgeçip göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
BİROL
ERTEM (Hatay) - Afrin harekâtı nedeniyle Hatayda AKPli belediye
başkanları tarafından yönetilen Hassa, Kırıkhan,
Kumlu, Reyhanlı, Altınözü, Yayladağı ilçelerine nüfus
oranına göre 5 ila 12 milyon TL devletten karşılıksız
yardım gelmiştir. Afrin Operasyonunda altyapı ve yol
çalışmalarının büyük bir kısmını üstlenen
CHPli olan Hatay Büyükşehir Belediyesine devletten herhangi bir yardım
gelmemiştir. Bu konuda Hükûmeti millî bir davamız olan Afrin
Operasyonunda belediyelere uyguladığı çifte standarttan
vazgeçip göreve davet ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
- Sayın Havutça
7.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın,
Bandırma Pertevniyal Hastanesinin yıkımının
durdurulması için Kültür Bakanı Numan Kurtulmuşa
seslendiğine ilişkin açıklaması
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bandırma
Pertevniyal Hastanesi, uzun yıllar, Kurtuluş Savaşı
yıllarından bu yana Bandırmada sağlık alanında
hizmet etmiş çok önemli bir tarihî anıt eserimiz. Bu eser, şu
anda Sağlık Bakanlığı tarafından
boşaltıldı ve Kültür Bakanlığına, hazineye
bırakıldı ama şu anda mezbele vaziyette ve gerçekten de
tarih gözümüzün önünde yok olup gidiyor.
Ben
buradan Sayın Kültür Bakanımıza sesleniyorum: Bu
anıtımızı, anıt niteliğinde olan bu binanın
korunmasıyla ilgili derhâl ödenek çıkararak bu binanın
tarihimize, kültürümüze ve Bandırmamıza hediye edilmesini buradan
talep ediyorum Bandırma halkı adına. Sayın Numan Kurtulmuşa
buradan sesleniyorum: Bu yıkımı durdurun ve o tarihî eseri
kurtarın diyorum.
BAŞKAN
- Sayın Balbay
8.- İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbayın, 24
Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını
dilediklerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA
ALİ BALBAY (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
24
Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlar getireceğine inanıyoruz,
bugünkü düzensizliğin değişeceğini düşünüyoruz ve bunu
başaracağız.
Sayın
milletvekilleri, Amerikada 1792 yılından bu yana seçimler, dört
yılda bir kasım ayının ilk pazartesini izleyen salı
günü yapılır, yeni başkan yeni yılın ilk
haftasında göreve başlar. Demokrasinin rayına oturduğu
ülkelerde kurallar bellidir, karaya oturduğu ülkelerde ise kurallar
yoktur, sürprizler vardır. İktidar, Türkiye'yi böyle bir
karanlığa mahkûm etti ama 24 Haziranda bunu aşacağımıza
inanıyoruz. Bu iktidar, en çok zulmettiği kesimlerin
başında gelen gençleri hiçe saymıştır. Gençler 24
Haziranda sınava girecekken bir hafta ertelenmiştir ve hayalleriyle
oynanmıştır. Bu iktidar, gelecek seçimler mi gelecek nesiller mi
ikileminde sürekli gelecek nesilleri tercih etmemiş hep gelecek seçimleri
yeğlemiştir. Bu iktidarın 24 Haziranda son bulacağına
ve 25 Haziranda güzel bir yazın başlayacağına
inanıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Sayın Dalkılıç yerine Sayın Kalkan.
9.- İzmir Milletvekili Necip Kalkanın, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediklerine
ilişkin açıklaması
NECİP
KALKAN (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bugüne kadar cumhuriyet tarihi boyunca çok seçim
yaşadık ama bazı zamanlarda seçimler gerçekten çok önem arz
eder. 24 Haziran erken genel seçiminin ülkemize hayırlı
olmasını diliyorum. Tarihî dönemden geçtiğimiz bugünlerde bir
kez daha milletimizin huzuruna gidiyoruz. AK PARTİ siyaset
anlayışı, millete güvenmek, milletle beraber yürümek, millet
için var olmak demektir. Tüm Türkiye'ye bu seçim sonuçlarının
hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
- Sayın Yaşar yerine Sayın Benli.
10.- İstanbul Milletvekili Fatma Benlinin, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediklerine
ilişkin açıklaması
FATMA
BENLİ (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bazı
tarihler, hafızamıza özel olarak nakşedilmiş durumda. 15
Temmuz, millet iradesini tanklarla, F16larla ortadan kaldırmaya
çalışanlara karşı millî irade ve demokrasi günü. 16 Nisan,
millet iradesini merkez kabul eden hükûmet sisteminin milletimizce kabul
edildiği bir gündü. 24 Haziran ise millet iradesiyle kurulan bu sistemin
uygulanmaya başlayacağı, Türkiyenin kendi geleceğini
sadece kendisinin belirleyeceğini bütün herkese göstereceği bir gün
olacak. 24 Haziran seçimleri, Cumhurbaşkanımız Genel Başkanımız
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde gelecek nesillere miras
bırakacağımız daha refah ve aydınlık bir dönemin
başlangıcı olacak. 24 Haziran, Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğanın sadece Türkiyenin değil, dünyadaki
bütün mazlumların başkanı olarak anılacağı bir
tarih olacak. Bu vesileyle 24 Haziran seçimlerimizin ülkemize ve milletimize
hayırlara vesile olmasını diliyorum.
BAŞKAN
Sayın Yıldırım
11.- Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırımın, cezaevinde tutulan Selahattin
Demirtaşın, Sincanda görülen duruşmasında iktidarın
7 Haziran seçiminden bugüne kadar yaptığı hususları ifade
ederek aslında AKPyi yargıladığına ilişkin
açıklaması
BEHÇET
YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler Başkanım.
Cezaevinde
tutulan Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin
Demirtaş, Sincanda görülen duruşmasında iktidarın 7
Haziran seçiminden bugüne kadar yaptığı bütün
hukuksuzlukları ifade ederek aslında AKP'yi yargıladı.
Sayın Demirtaş Seni Başkan yaptırmayacağız.
dediği için rehin alınmıştı. Demirtaşın
savunması, hiçbir yerde yayınlanmadı çünkü onu cezaevinde rehin
tutsanız bile onun düşünceleri bütün kitleleri etkileyecek bir
savunma. Eğer havuz medyanız o savunmayı yayınlasaydı
AKP'nin oyları çok düşecekti. Ahmed Arif, şöyle der: Vurulsam
kaybolsam derim,/ Çırılçıplak, bir kavgada,/ Mertçe olsun
dostluk da, düşmanlık da. İşte, sizin
düşmanlığınız bile mertçe değil; bütün
muhalifleri her türlü baskı, hukuksuzlukla hedef hâline getirip, yirmi
dört saat içerisinde erken seçim kararı almanız, ülkeyi
yönetemediğinizin itirafından başka bir şey değildir.
Kapalı kapılar ardında ne tür önlemler almış
olursanız olun Demirtaşın dediği gibi, yine onu
başkan yaptırmayacağız.
BAŞKAN
Sayın Dedeoğlu
12.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, Hazreti
Muhammedin 1.447nci doğum yıl dönümünün tüm insanlığa
barış, huzur, mutluluk ve kardeşlik getirmesini dilediğine
ilişkin açıklaması
SAMİ
DEDEDOĞLU (Kayseri) Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (SAV)ın
1.447nci doğum yıl dönümünün tüm insanlığa
barış, huzur, mutluluk ve kardeşlik getirmesi dileğiyle
sözlerime başlıyorum.
Peygamber
Efendimiz gelmeden önce bir Cahiliye toplumu vardı, hurmadan put yaparak
bunlara tapan ve daha sonra da acıkınca yiyen bir toplum vardı,
insanın hiçbir değeri yoktu; cehalet, faziletin yerini
almış, hakikat perdelenmişti. Böyle bir ortamda gelen
Efendimizle bir medeniyet inşası başlamış oldu. Onun
çocukluğu, çocuklarla olan iletişimi, çocuklara verdiği
değer vardı. Gençlik yıllarını da daha o yıllarda
toplumun güvenini kazanmış olarak erdemliler topluluğuna
katılarak zulmün ve haksızlığın
karşısında durarak geçirirdi, örnek bir aile reisiydi.
Bu
vesileyle Peygamber Efendimizin miladi yıl hesabıyla doğum
yıl dönümünün tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk ve
kardeşlik getirmesi dileğiyle gazi Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Sayın Özkan
13.- Mersin Milletvekili Hacı Özkanın, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediklerine
ilişkin açıklaması
HACI
ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın Başkanım.
24
Haziranda tarihin en kritik kararlarından birini vereceğiz. Dalga
dalga üstümüze gelen fırtınalara karşı teyakkuza geçtik,
bir varoluşa kilitlendik; asla geri adım atmayacağız,
ayaklarımız sabit kalacak, dizlerimiz titremeyecek,
sendelemeyeceğiz. Bu seçim, asla bir seçim değildir, Türkiyenin
geleceğine karar vermektir. Türkiyemiz, yeni sisteme hızla geçmek,
güç biriktirmek, hazırlıklı olmak, karar
mekanizmalarını hızlandırmak, olağanüstü
kararları alabilecek hâle gelmek, kendisine ayak bağı olan çevre
ve kişilerin engellerinden kurtulmak zorunda.
24
Haziran seçimlerinde aziz milletimiz, terör örgütleriyle ortaklık yapan,
ülkemize müdahale edenlerle oynaşan yapılara, çevrelere,
kişilere karşı tepkisini koyacak ve ülkemize sahip
çıkacaktır. Kararın milletimize ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
- Sayın Boyraz yerine Sayın Demir...
14.- Kastamonu Milletvekili Murat Demirin, Kastamonunun
2018 yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edildiğine
ve herkesi Kastamonuya davet ettiğine ilişkin açıklaması
MURAT
DEMİR (Kastamonu) - Sayın Başkan, Kastamonu, 2018 yılı
Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan edildi. İlimizde
yıl boyunca il genelinde etkinlikler başladı ve devam ediyor.
İnşallah, 4-5-6 Mayıs tarihlerinde Şeyh Şaban-ı
Veli Haftası ve Kastamonu Evliyalarını Anma Haftası olarak
Kastamonuda kutlanacak. Bu anlamda da Kastamonuda Kültür
Bakanlığı nezdinde kutlanacak bu etkinliklere tüm
hemşehrilerimizi ve tüm milletvekili arkadaşlarımızı,
herkesi Kastamonuya yıl boyunca davet ediyoruz. Genel anlamda doğasıyla,
güzelliğiyle Kastamonunun genel güzelliklerini -denizini, sahilini,
ormanını- görmeleri için herkesi Kastamonuya davet ediyoruz ve
herkesi Kastamonuya bekliyoruz diyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
- Teşekkürler Sayın Demir. Bütün Meclis olarak misafiriniz oluruz,
yükünüz ağır.
Sayın
Akbaşoğlu
15.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, 24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı
olmasını dilediklerine ilişkin açıklaması
MUHAMMET
EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Teşekkürler
Başkanım.
Sayın
Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip
Erdoğan ile MHP lideri Sayın Devlet Bahçelinin 18 Nisan 2018
tarihinde bir araya gelmeleri suretiyle açıklanan erken seçimin
Çankırımız, ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için nice
hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ediyor; dün
Mustafa Kemal Paşanın Başkumandanlığında
yardığımız Batılı kuşatmayı bugün
Sayın Cumhurbaşkanımızın Başkumandanlığında
gerçekleştireceğimize, AK PARTİ ve MHP arasında
yapılan Cumhur İttifakının cumhuriyetimiz, aziz milletimiz
ve tüm insanlığın esenliğine yönelik büyük bir zaferle
neticeleneceğine olan kesin inancımı belirtiyor, bu vesileyle
hepinize selam ve saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Şimdi,
sisteme giren sayın grup başkan vekillerine iki dakika süreyle söz
vereceğim.
Sayın
Usta, buyurun.
16.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, 24 Haziran 2018
tarihinde yapılacak seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için
hayırlı olmasını dilediğine, 15-22 Nisan Turizm
Haftasına ve turizm gelirlerimizi artırmamızın cari
açığın azaltılması, ülkenin kalkınması
açısından büyük önem taşıdığına ilişkin
açıklaması
ERHAN
USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben
de öncelikle 24 Haziran 2018 tarihinde yapılması öngörülen seçimlerin
milletimiz için, ülkemiz için hayırlı ve uğurlu
olmasını temenni ediyorum. Temennimiz odur ki buna ilişkin
Meclisteki kararların bir an önce alınarak sürecin, takvimin
başlatılmasıdır. İnşallah, bu seçimler Türkiye'nin
önünü açacaktır. Türkiye, yeni sistemle daha güçlü bir şekilde yoluna
devam edecektir.
Sayın
Başkan, biliyorsunuz, 15-22 Nisan, dünyada Turizm Haftası olarak
kutlanıyor, Türkiye'de de Turizm Haftası olarak kutlanıyor. Ben
bu vesileyle aslında turizme ilişkin birkaç konuyu dile getirmek
istiyorum.
Türkiye,
tarihiyle, kültürel değerleriyle, tabiatıyla, kıyılarıyla
geçmiş inançların yaşadığı medeniyetlerin
yaşadığı ciddi bir turizm potansiyeline sahip bir
coğrafyadır, memleketimizdir. Fakat ben bu potansiyelin yeteri kadar
değerlendirilemediğini düşünüyorum. Aslında rakamlar da
bunu gösteriyor. Örneğin, Onuncu Kalkınma Planında 2018
yılı için öngörülen seyahat geliri veya turizm geliri rakamı
40,8 milyar dolardı yani 41 milyar dolardı kabaca. 2018 için en son
açıklanan Orta Vadeli Programda bu rakam 23 milyar dolar olarak yer
almaktadır. Yani biz dört yıl önce, beş yıl önce 41 milyar
dolar hedeflerken bugün bu rakamın 23 milyar dolar
olacağını, yaklaşık 18 milyar dolar hedeften
sapacağını öngörüyoruz. Tabii, bunun konjonktürel olarak
açıklayacağımız belli bazı
sıkıntıları olmuştur ancak onun ötesinde hakikaten
Türkiye, turizmle ilgili olarak hedefinin çok altında, çok gerisindedir.
Bunun için çok geniş kapsamlı bir strateji çerçevesinde meseleye
bakılması büyük önem taşımaktadır. Değerlerimizi
öne çıkarmamız lazım. Bu anlamda -az önce Sayın
Bektaşoğlu da gündeme getirdi tabii, Karadeniz Bölgesinin
milletvekili olarak da- özellikle Karadenizimizin turizm potansiyelinin öne
çıkartılması burada çok büyük önem taşımaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun, tamamlayın.
ERHAN
USTA (Samsun) Yine, Karadenizimiz, yeşilin her tonuyla, geçmiş
medeniyetleriyle, kültür eserleriyle, inanç merkezi olması yönüyle ciddi
bir turizm potansiyeline sahiptir ancak bu potansiyelin çok az bir
kısmı kullanılmaktadır. Dolayısıyla devletimizin,
Hükûmetin buralarda bir kısım yatırımları yapması
gerekiyor. Bu gelirler kendiliğinden gelmiyor; turisti çekmek için, bu
alanların ortaya çıkarılması için bir kısım
yatırımların yapılması lazım, tanıtım
faaliyetlerinin yapılması lazım. Önümüzdeki süreçte
bunların yapılmasını temenni ediyoruz.
Bu
anlamda baktığımızda turizm açısından turizm
gelirlerimizi artırmamız hem cari açık finansmanı
açısından, daha doğrusu cari açığın
azaltılması açısından, ülkenin kalkınması
açısından büyük bir önem taşımaktadır; bunu bu
vesileyle vurgulamak istedim.
Genel
Kurula saygılar sunarım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Kerestecioğlu, buyurun.
17.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demirin, Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ile Hakkâri
Milletvekili Selma Irmakın milletvekilliklerinin düşürülmesinin
Meclise çok yakıştığına ve 24 Haziranda ülkenin
halklarının tüm demokratik güçleriyle birlikte cevaplarının
Faşizme hayır! olacağına ilişkin
açıklaması
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Evet, Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün yine tarihî bir gün
yaşıyoruz. Vekillerimiz Osman Baydemir ve Selma Irmakın
vekilliklerinin düşürülmesine ilişkin sunuşlar elinizde.
İşte bu, bu Meclise öylesine yakıştı ki o kadar olur;
gerçekten çok yakışan bir şey oldu bu! Birazdan oylayacak ve
halkın iradesini bir kez daha hiçe sayacaksınız. Yani siz, halka
diyorsunuz ki Seçin, seçin, seçim yapalım ama biz sizin iradenizi
tanımayız. Aynen, aslında söylenen budur. Hatta öyle aceleniz
varmış ki elimdeki yazıda adli sicil kaydına
işlenmiş anayasal engel olmasına rağmen, diyor ki:
Şahsın adli sicil kaydı vardır. Böyle yazıyor. Ey
hukukçular demek istiyorum, sizler de tarihe geçtiniz, sizler de bu dönemin
tarihine aynı şekilde bu iktidarla birlikte geçtiniz.
Evet,
Osman Baydemirin, Selma Irmakın bir kaydı vardır ama o
kayıt, adli sicil kaydı değildir; o kayıt, halkların,
Türkiye halklarının, Kürt halkının kalbine
kazınmış bir kayıttır. Vekillerimiz irademizdir
kaydıdır bu. Vekillerimiz irademizdir.
Panik
hâlinde seçime gitme kararı aldınız ve seçime giderken bile
vekillerimizin vekilliğini düşürmeye yeltendiniz çünkü âcizsiniz,
evet. Nasıl ülkenin değil, kendi bekanızı düşünerek
seçim kararını aldıysanız aynı acziyet içerisinde bir
kez daha seçmen iradesini tanımıyorsunuz, bugün bunu tescil
edeceksiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Bu ülkede sizin adli ve
siyasi kaydınız nedir biliyor musunuz? Acziyet, acziyet, acziyet;
kaydınız budur, aynen budur kaydınız. Halkların
tarihine, bu ülke tarihine bu şekilde geçecektir bu kayıt, acziyet
olarak geçecektir ve 24 Haziranda bu ülkenin halkları, tüm demokratik
güçleri hep birlikte size cevaplarını verecek. O cevap ne olacak biliyor
musunuz? Faşizme hayır! olacak, o cevap özgürlük olacak, o cevap
demokrasi olacak ve aynı şekilde, bu şekilde geldiğiniz
gibi değil belki ama çok daha acziyet içerisinde ve belki arkanıza
bakamadan gidiyor olacaksınız. Sizlere hayırlı olsun. Burada
durmamızı gerektiren, yüzümüze okunmasını gerektiren bir
karar yoktur ortada. Söz konusu olan, halkın kararıdır; halk
onları seçmiştir, kararını vermiştir ve bundan sonra
da yine aynı şekilde kendi vekillerini seçecektir.
(HDP
milletvekillerinin Genel Kurul salonunu terk etmesi)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Altay.
18.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, seçim
tarihinin belli olduğu bir Mecliste 2 milletvekilinin
milletvekilliğinin düşürülmesinin doğru
olmadığına, bu kararın dönem sonuna bırakılmasının
siyasi nezaketin bir gereği olduğuna ve 24 Haziranda milletin
demokrasiye, özgürlüklere, temel hak ve hürriyetler ile Türkiye Cumhuriyetinin
tam bağımsızlığına ne kadar sahip
çıktığını hep birlikte göreceklerine ilişkin
açıklaması
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Esasen,
şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir trajedi yaşanıyor.
Geçmişte çok örnekleri var. Bu tür kararların dönem sonuna
bırakılması, aslında her şey bir yana, siyasi
nezaketin de bir gereğidir. Kaldı ki kendi seçimlerini yenilemiş
bir Mecliste, seçim tarihinin belirli olduğu bir Mecliste -biraz sonra bu
okunacak- 2 milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesi doğru
değildir Sayın Başkan. Şanlıurfa Milletvekili Osman
Baydemir ve Hakkâri Milletvekili Selma Irmakın mahkeme
kararlarının burada okunması bize şunu gösteriyor: Türkiye
Büyük Millet Meclisi iradesine dışarıdan bir müdahale var. Zira,
siz de İç Tüzükü çok iyi bilen bir Başkan Vekili olarak bilirsiniz
ki bu, çok amir değil, dönem sonuna
bırakıldığının sayısız örneği var.
Bir iradenin işine geldiği zaman bu kararlar Genel Kurulda
okutuluyor, bir iradenin işine gelmediği zaman okutulmuyorsa bu, her
şeyden önce, hangi partiye mensup olursa olsun, millî iradeye bir saygısızlıktır,
bunu kabul etmek mümkün değildir.
Ben,
sizin demokrasiye, millî iradeye olan sadakatinize inanan biri olarak, bir
inisiyatif almak suretiyle, bugün burada demokrasiye sadakatinizi, millî
iradeye saygınızı tescillemenizi acizane tavsiye ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, öte yandan
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden
Makedonya Cumhuriyeti Meclisi Başkanı Talat Caferi ile beraberindeki
heyete Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN
Sayın Altay, uygun görürseniz, size süre vereceğim, yalnız,
çok değerli bir misafirimiz şu anda aramızda.
Türkiye
Büyük Millet Meclisini ziyaret etmekte olan Makedonya Cumhuriyeti Meclisi
Başkanı Sayın Talat Caferi, beraberindeki heyetle Değerli
Meclis Başkanımız Sayın İsmail Kahramanla birlikte
Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir. Kendilerine, Başkanlık
Divanımız ve Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Genel
Kurulumuza, Meclisimize hoş geldiniz demek istiyorum. (AK PARTİ, CHP,
MHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür
ediyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
18.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, seçim
tarihinin belli olduğu bir Mecliste 2 milletvekilinin
milletvekilliğinin düşürülmesinin doğru
olmadığına, bu kararın dönem sonuna
bırakılmasının siyasi nezaketin bir gereği
olduğuna ve 24 Haziranda milletin demokrasiye, özgürlüklere, temel hak ve
hürriyetler ile Türkiye Cumhuriyetinin tam
bağımsızlığına ne kadar sahip
çıktığını hep birlikte göreceklerine ilişkin
açıklaması (Devam)
BAŞKAN
- Sayın Altay, mikrofonunuzu açıyorum.
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biraz
önce de arz ettiğim gibi; bu, doğru değildir; bu, vicdani
değildir. Milletin oyuyla seçilmiş, milletten vekâlet almış
insanların, buradaki görevlerini en azından 24 Haziran tarihine kadar
sürdürmeleri, işin yakışığıdır. Bu noktaya
niye geldik? derseniz, bu noktaya tahrip edilen demokrasimizin içinde
bulunduğu hâlle geldik. Bu millet 27 Mayısta, 12 Martta, 12 Eylülde,
28 Şubatta, 15 Temmuzda demokrasiye yönelik her türlü müdahaleyi her
şeye rağmen elinin tersiyle itmesini bilmiştir. Şimdi,
geldiğimiz noktada, 20 Temmuz sivil OHAL darbesiyle Türkiye'nin içinde
bulunduğu hâlden, yani demokrasimizin felç edildiği, ekonominin
komaya sokulduğu, dış politikanın pert olduğu,
barış ve huzur ortamının deforme edildiği bu ortamdan
yeniden güçlü parlamentoya, güçlü demokrasiye geçiş için 24 Haziran tarihî
bir fırsattır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) 24 Haziranda bu aziz milletin demokrasiye,
özgürlüklere, temel hak ve hürriyetlere, Türkiye Cumhuriyetinin tam
bağımsızlığına ne kadar sahip
çıktığını inşallah hep birlikte göreceğiz.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Altay.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Başkanlık Divanı olarak Meclis
İçtüzüğüne göre yönetme mükellefiyetleri olduğuna ve gündemin
dışına çıkmak gibi bir durumun söz konusu
olmadığına ilişkin konuşması
BAŞKAN
- Meclis Başkanlık Divanı olarak burayı yönetirken tabii ki
Meclis İçtüzüğüne ve daha önceden belirlenen gündeme göre yönetme
mükellefiyetimiz var. O anlamda bizim bu noktada gündemin dışına
çıkmak gibi bir durumumuz söz konusu değil.
Sayın
Muş, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
19.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Anayasanın 84üncü maddesi ile kanunların 2 tane
kesinleşmiş mahkeme kararının okunmasını
emrettiğine, bu konuda bir acziyetin söz konusu olmadığına
ve ülkeye hizmet etmek için gönderilenlerin, milletvekilliklerinin
düşürülmesini topluma nasıl izah edeceklerinin hesabını
yapmaları gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün, az önce yaşanan tartışmaya dair bir
ifadede bulunmak istiyorum. Şu an Başkanlık Divanında
gündemde olan ve sizin de icra etmek durumunda olduğunuz gündem içerisinde
2 tane kesinleşmiş mahkeme kararı vardır. Anayasanın
84üncü maddesi bu noktada açıktır ve bunların okunmasıyla
ilgili hem Anayasanın ilgili maddesi hem de kanunlarımız bunu
emretmektedir. Dolayısıyla, burada kesinleşmiş yargı
kararının sonrasındaki bir süreci Efendim, bu, acziyettir, halk
iradesine saygı değildir. gibi ifadelerle bunu sulandırmaya
çalışmayı doğru bulmadığımızı
ifade etmek isterim. Burada bir acziyet söz konusu değildir, acziyet diye
konuşanlar bir suçluluk psikolojisinin aslında Meclisteki
dışa vurumunu ortaya koymaktadırlar. Dolayısıyla,
parti grubumuza dönüp Acziyet içerisindesiniz. diyenler, o suçluluk psikolojilerini,
içine düşmüş oldukları o suçluluk kabahatini topluma nasıl
izah edeceklerini bir düşünsünler. Onlar bu milletin
karşısına çıktıkları zaman -milletvekilliği,
ülkeye hizmet etmek için buraya gönderilenler- bazı suçlarla karşı
karşıya kalıp burada vekillikleri yargı kararıyla
düşürüldükten sonra, bunları topluma nasıl izah edeceklerinin
hesabını yapsınlar.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Herhâlde beni kastetmediniz?
BAŞKAN
Sizi kastetmedi Sayın Altay.
Evet,
şimdi gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Başbakanlığın
Anayasa'nın 84üncü maddesine göre Şanlıurfa Milletvekili Osman
Baydemir ile Hakkâri Milletvekili Selma Irmakın kesin hüküm giydiklerine
dair kesinleşen mahkeme kararları hakkında tezkereleri
vardır, ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Tezkereler
1.- Başbakanlığın, Şanlıurfa
Milletvekili Osman Baydemirin hakaret suçundan
cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 4. Asliye Ceza
Mahkemesinin 5/10/2017 tarihli ve E:2016/596, K:2017/516 sayılı
Kararının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin
23/3/2018 tarihli ve E:2017/3774, K:2018/942 sayılı Kararına
istinaden kesinleşmesi nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 84üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi
(3/1567)
2 Nisan 2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi:
30/3/2018 tarihli ve 35601974-103-0326-2016-E.581/26264 sayılı
yazı.
Şanlıurfa
Milletvekili Osman Baydemir'in hakaret suçundan
cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 4. Asliye Ceza
Mahkemesinin 5/10/2017 tarihli ve E:2016/596, K:2017/516 sayılı
kararının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin
23/3/2018 tarihli ve E:2017/3774, K:2018/942 sayılı kararına
istinaden kesinleşmesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine dair Adalet
Bakanlığından alınan ilgi yazı sureti ve eki dosya
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini
arz ederim.
Bekir
Bozdağ
Başbakan
Yardımcısı
2.- Başbakanlığın, Hakkâri Milletvekili
Selma Irmakın terör örgütü propagandası yapmak suçundan
cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 5.
Ağır Ceza Mahkemesinin 3/11/2017 tarihli ve E:2017/49, K:2017/654
sayılı Kararının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza
Dairesinin 15/2/2018 tarihli ve E:2017/2122, K:2018/329 sayılı
Kararına istinaden kesinleşmesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 84üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi
(3/1568)
17 Nisan 2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi:
11/4/2018 tarihli ve 35601974-103-0427-2015-E.522/24949 sayılı
yazı.
Hakkâri
Milletvekili Selma Irmak'ın terör örgütü propagandası yapmak suçundan
cezalandırılmasına ilişkin Diyarbakır 5.
Ağır Ceza Mahkemesinin 3/11/2017 tarihli ve E:2017/49, K:2017/654
sayılı kararının, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza
Dairesinin 15/2/2018 tarihli ve E:2017/2122, K:2018/329 sayılı
kararına istinaden kesinleşmesi nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 84üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca milletvekilliğinin düşürülmesine dair Adalet
Bakanlığından alınan ilgi yazı sureti ve eki dosya
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini
arz ederim.
Bekir
Bozdağ
Başbakan
Yardımcısı
BAŞKAN
Anayasanın 76ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye
engel bir suçu teşkil eden ve Anayasanın 84üncü maddesinin ikinci
fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme
kararları doğrultusunda Şanlıurfa Milletvekili Osman
Baydemir ile Hakkâri Milletvekili Selma Irmakın milletvekillikleri
düşmüştür.
Bilgilerinize
sunulur.
ERHAN
USTA (Samsun) Sayın Başkan, söz alabilir miyim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Usta, 60a göre söz veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
20.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Adıyaman
Milletvekili Behçet Yıldırımın yaptığı
gündem dışı konuşmasındaki MHP ve AKPnin Kürt
düşmanlığı olayı su yüzüne çıktı. ifadesini
hiçbir şekilde kabul etmediklerine ve Kürt düşmanı değil,
terörist düşmanı olduklarına ilişkin açıklaması
ERHAN
USTA (Samsun) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Az
önce gündem dışı konuşmalarda HDP Milletvekili Behçet
Yıldırımın bir ifadesi oldu. Tutanaklar önümüze yeni
geldiği için ancak bu konuyla ilgili söz alabildim.
Tabii
doğrudan bir sataşma var burada ama kendileri burada
olmadığı için sataşmadan söz almayacağım ancak
şunu düzeltmemiz lazım: Kendisi konuşmasında MHP ve
AKPnin Kürt düşmanlığı olayı su yüzüne
çıktı. diyor. Bunu hiçbir şekilde kabul etmek mümkün
değildir. Milliyetçi Hareket Partisi, Kürt düşmanı asla olamaz.
Milliyetçi Hareket Partisi olsa olsa terörist düşmanıdır, teröre
düşmandır. Kürt vatandaşlarımız bu ülkenin
şerefli birer üyesidirler, mensubudurlar. Esas, Kürtlere düşmanlık
yapanlar da onların oyunu alıp onların durumunu istismar ederek
teröre destek çıkanlardır. Bunu ifade etmek istedim.
Teşekkür
ederim.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Adıyaman Milletvekili Behçet
Yıldırımın ifadesini doğru bulmadıklarına
ve bütün siyasi partilerin 81 milyon insanı kucakladığına
ilişkin konuşması
BAŞKAN
Evet, kaçırmış olabiliriz. Eğer öyle bir ifade
kullanmışsa bu ifadeyi tabii ki doğru
bulmadığımızı kesinlikle bizler de ifade etmek
isteriz. Bunu bu şekilde lanse etmek asıl tehlikedir, asıl
sıkıntıdır. Burada 81 milyon insanı kucaklıyor
bütün siyasi partiler. Herhangi bir partiyi bu şekilde ilzam etmenin
doğru olmayacağını bir kez daha ben de ifade ediyorum ve
bunu, buradan, yine Kürt bir Meclis Başkan Vekili, Türkiye Cumhuriyetinin
onurlu bir vatandaşı olarak ifade etmek istiyorum.
Halkların
Demokratik Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- HDP Grubunun, Batman Milletvekili Ayşe Acar
Başaran ve arkadaşları tarafından, bireysel
silahlanmanın ve bu artışla ilintili olarak artan ateşli
silahlar nedeniyle ölüm ve yaralanmaların sebeplerinin belirlenmesi
amacıyla 19/4/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 19
Nisan 2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
19/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/4/2018 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Filiz
Kerestecioğlu Demir
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
19
Nisan 2018 tarihinde Batman Milletvekili Sayın Ayşe Acar Başaran
ve arkadaşları tarafından (7538 sıra numaralı)
bireysel silahlanmanın ve bu artışla ilintili olarak artan
ateşli silahlar nedeniyle ölüm ve yaralanmaların sebeplerinin
belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan
Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 19/4/2018 Perşembe günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Öneri üzerinde tek söz talebi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa
Milletvekili Erkan Aydına aittir.
Buyurun
Sayın Aydın. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma
süreniz üç dakika.
CHP
GRUBU ADINA ERKAN AYDIN (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bireysel
silahlanma üzerine HDP Grubunun verdiği önerge üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
ülkemizde bu silahlanmanın ve sonuçlarının nereye geldiğini
bir gazetenin üçüncü sayfasını açtığınızda hemen
hemen her gün haberlerde görebilirsiniz. Mutlaka, özellikle de
kadınlarımızın maruz kaldığı, silahla
öldürmeler, yaralanmalar; hayatları kararan onlarca insan var.
Rakamlara
baktığımızda, Türkiyede 710 bin yurttaşımız
ruhsat alarak silahlanmış ama bunun yanında yaklaşık
25 milyon kişi de ruhsatsız silaha sahip. Yani hiçbir kaydı yok,
kaçak almış, devlet bunların birçoğunu kontrol etmiyor ve
ölümlerin, yaralanmaların, gaspların birçoğu da bu
ruhsatsız silahlardan kaynaklanıyor. Yalnızca 2010
yılında yaşanan 3.494 bireysel silahlı olayda 2.187
kişi hayatını yitirmiş ve maalesef bunların da
birçoğu kadın vatandaşlarımız.
Şimdi
en son güncel olaylara bakalım. Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde
bir akademisyen kılıklı vatandaş gidip 4 akademisyenin
hayatına mal oluyor, hayatına kastedip ölmelerine sebep oluyor. Gene,
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde görevli bir
akademisyen insanları öldürüyor. En son olarak, geçen hafta Bursanın
Nilüfer ilçesinde Hasanağada bir ilköğretim okulunda polis memuru,
beylik silahıyla gidip bir kadın müdürü ve kadın müdür yardımcısını
âdeta kurşun yağmuruna tutuyor. Bir kadın müdüre, müdire
hanıma 11 tane kurşun sıkabiliyor hiç utanmadan,
sıkılmadan, suçluluk duymadan; ki bu da aslında devletin
verdiği silahla yapılan bir yaralama.
Baktığımızda,
Türkiyede durum böyleyken, örnek olarak Avrupa ülkelerinden İngilterede
polisin 2017 yılında sıktığı kurşun
sayısı sadece 7. Peki, neden? Çünkü polis silah
taşımıyor. Terör olayları artınca araştırma
yapıyorlar ve öncelikle polislere soruyorlar Silah istiyor musunuz?
diye, yüzde 90ı diyor ki: İstemiyoruz. Orada copla, kelepçeyle bu
tür olaylara müdahale ettikleri için de silahlanma olmuyor. Ancak bizde
maalesef çok fazla. Bir de bunun üzerine 15 Temmuzdan sonra
çıkarttığınız 696 sayılı KHKyle, terör
olaylarını önleme bahanesiyle, teröristlere karşı -ki
tamamen muğlak bir ifade- savunma yaptığını iddia eden
kişilerin, savunma yaptığını varsayarak bir ceza dahi
almasını engelliyorsunuz. Bunun yanında -defalarca
sorduğumuz- gene 15 Temmuzdan sonra 106.740 adet silah kayıp ve hâlâ
bulunabilmiş değil.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN
AYDIN (Devamla) Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN
Tamamlayalım lütfen Sayın Aydın.
ERKAN
AYDIN (Devamla) Defalarca bunu bu kürsüden dile getirdik, soru önergeleri
verdik. İçişleri Bakanlığı bu konuda suspus.
Bakın, on yılda bireysel silahlanmanın 10 kat
arttığı, bunların yüzde 85inin ruhsatsız olduğu
ve her 4 kişiden 1inde ruhsatsız silah olduğu bir ülkede
korkarım ki bu rakamlar katlanarak artacak ve suçu günahı olmayan,
masum onlarca vatandaşımız hayatını kaybetmeye devam
edecektir.
Peki,
bunlarla ilgili ne yapılması gerekiyor? Bunlarla ilgili çok kısa
çözüm önerilerimiz de var. Bu silahlar verilirken mutlaka bekleme süresi
olması gerekiyor. Ruhsat süresinin iki yıldan bir yıla
indirilmesi gerekiyor. Eğer ehliyetini kaybettiyse verilmemesi gerekiyor.
25ten 21e indirilen yaşın tekrar 25e çıkarılması
gerekiyor. Eğitim durumunun mutlaka göz önüne alınması
gerekiyor. Zorunlu olmayan hâllerde silah verilmemesi gerekiyor ve
bunların yapılmaması durumunda, insanların kendi
cezalarını kendilerinin verme isteğinden kaynaklanan bu ölümler
daha da artacak diyorum ve bireysel silahlanmanın önü mutlaka kesilmeli
diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Aydın.
Halkların
Demokratik Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
2.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Grup Başkan
Vekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Grup Başkan Vekili Özgür Özel ve
Sakarya Milletvekili Grup Başkan Vekili Engin Özkoç tarafından,
yapıldığı iddia edilen FETÖ temizliği konusundaki
detayların tüm aşamalarıyla ortaya çıkarılması,
gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için alınacak
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 18/4/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 19
Nisan 2018 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
19/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/4/2018 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından
grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Altay
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul
Milletvekili Grup Başkan Vekili Engin Altay, Manisa Milletvekili Grup
Başkan Vekili Özgür Özel ve Sakarya Milletvekili Grup Başkan Vekili
Engin Özkoç tarafından, yapıldığı iddia edilen FETÖ
temizliği konusundaki detayların tüm aşamalarıyla ortaya
çıkarılması, gelecekte benzer sorunların
yaşanmaması için alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
18/4/2018 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması
önergesinin (1875 sıra no.lu) diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin
19/4/2018 Perşembe günlü birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
- Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde öneri sahibi CHP Grubu
adına Balıkesir Milletvekili Namık Havutça
konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Havutça. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; grubumuz tarafından verilen ve FETÖ'nün
siyasi ayağıyla nasıl mücadele edildiği konusundaki grup
önerimizi sizlere takdim ediyorum.
Biliyorsunuz,
FETÖ, yıllarca devletin hemen her kademesinde, kurumlarında ve özel
sektörde örgütlendi ve 15 Temmuza kadar da FETÖ her türlü kurumsal
örgütlenmesinde daima Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı
tarafından özel olarak desteklendi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
partimizin yetkilileri, defalarca, Fetullahçı hareketin Türkiye için
önemli bir tehdit olduğunu, devletin yanında paralel bir
örgütlenmenin kabul edilemeyeceğini, hiçbir cemaatin devlet içerisinde ve
kurumlarda bu şekilde desteklenmemesi gerektiğini bu kürsüde
haykırarak söyledik. Hatta, çok iyi hatırlıyorum, rahmetli bir
ağabeyimiz burada Fetoyu neden getirmiyorsunuz? diye söylediğinde
AKPli bazı milletvekilleri milletvekili arkadaşımızın
üzerine yürüdü, rahmetli Kamer Gençin. O, bu Fetullahçı hareketin ülkemiz
için ne kadar ağır bir tehdit olduğunu bu kürsüde, burada ifade
etti, grup başkan vekillerimiz defalarca ifade etti ama sizlerin ve sizin
milletvekillerinizin Pensilvanyaya giderek, sanki kutsal bir mekânı
ziyaret eder gibi, onun yanında başını örterek dizinin
dibinde fotoğraf çektirdiğini de çok iyi biliyoruz.
Ne
olduysa, 15 Temmuzdan sonra
O gece, evet, milletimizin demokrasiye sahip
çıkmasıyla birlikte, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Genel
Başkanın bize verdiği talimat üzerine derhâl milletvekili
arkadaşlarımla da biz buraya geldik. O bombaların üzerimize düştüğü
gece buradaydık. Türkiyenin tarihinde, bir Kurtuluş Savaşı
yaşamış, özgürlük mücadelesi vermiş yüce Türk milletinin
Ulustaki binasına bir mermi çekirdeği bile
atılmamışken, sizin iktidarınızda, sizin ihmalleriniz
yüzünden bu Meclis 7 defa bombalanmıştır. O generalleri sizler
terfi ettirdiniz, Adalet ve Kalkınma Partisi terfi ettirdi.
Şimdi
soruyorum
FETÖyle mücadelede, evet -her şerde bir hayır
vardır- doğru bir noktaya geldik. Buradan soruyorum: 159 bin
kişiyi ihraç ettiniz, 4 bin-5 bin hâkim ve savcıyı ihraç
ettiniz; doğrudur, yapılması gerekir. Peki, kendi partinizden
Hükûmet Sözcüsü Sayın Mahir Ünal diyor ki: Biz de kendi içimizde 17-25
Aralık 2013ten sonra bu yapıya yönelik son derece hassas, dikkatli,
âdeta bir kuyumcu hassasiyetiyle davrandık. İlçe yönetim
kurullarımıza, mahalle başkanlarımıza varıncaya
kadar titiz ve hassas bir çalışma yürüttük. Peki, soruyorum o zaman:
Bu siyasi çevrelerden, iktidarınız döneminde, hangi siyasiyle ilgili
bir soruşturma başlatıldı, yargısal ve adli bir süreç
başlatıldı? İşte biz bunların tespit edilmesini
istiyoruz. Siyasi olarak, nasıl ki generalleri ihraç ettiyseniz,
subayları ihraç ettiyseniz, yine, hâkim ve savcıları
yargılıyorsanız, hangi siyasi mensubunuzu yargı önüne,
adalet önüne çıkardınız? İşte, mademki kuyumcu
titizliği, burada, yüce Türk milletinin önünde, FETÖyle mücadeledeki
samimiyetinizi, içtenliğinizi görmek istiyoruz.
Bakın,
kendi partinizin bir milletvekili FETÖ borsası kurulduğunu söyledi.
Televizyon kanallarında açıkça Benim her konuşmam suç duyurusu
niteliğindedir. diyor ve milyonları basanların FETÖ
yargılamasından muaf olduğunu söylüyor. Bunu biz söylemiyoruz
değerli milletvekilleri, sizin arkadaşınız söylüyor,
televizyonlarda söylüyor açık açık. E şimdi, mademki Türkiye'ye
ihanet etmiş bir çeteyle karşı karşıyayız, o
zaman duruşumuz ilkesel ve sağlam olacak. Öğretmeni bir tek Bank
Asyadan para çekti diye ihraç ediyorsunuz, Fetonun dizinin dibinde
oturmuş, Allahın mübarek adamı diye eline sarılan
milletvekilini, kendi arkadaşlarınızı koruyorsunuz;
şimdi, bu öğretmen hayatında Fetoyu görmemiş, devlet
memuru hayatında Fetoyu görmemiş.
Bize
bu konuda samimiyet testi yok. Bakın, bir tek Cumhuriyet Halk Partilinin
Fetonun ne yanında ne yakınında bir fotoğrafını
gösteremezsiniz. FETÖyle mücadele edecekseniz bu konuda kararlı ve dürüst
olacaksınız.
Buradan
soruyorum Hükûmet yetkililerine, Adalet Bakanına
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Hükûmet yok.
NAMIK
HAVUTÇA (Devamla) Bir tek Cumhuriyet Halk Partilinin, yetkilisinin,
etkilisinin, başkanının, üyesinin Fetoyla ne yan yana
fotoğrafını görürsünüz ne yanında duruşunu görürsünüz,
bu kadar net. Eğer FETÖyle mücadele edecekseniz bunların
hesabını, bu siyasilerin hesabını, kim
olduklarını tek tek tespit edeceksiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NAMIK
HAVUTÇA (Devamla) Sayın Başkanım, bir dakika rica edeyim.
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen Sayın Havutça.
NAMIK
HAVUTÇA (Devamla) Evet, hem FETÖyle hem FETÖnün dışında
başka tarikatlarla da paralel örgütlenmelerle de mücadele edeceğiz,
FETÖ yetmez sadece. Aynı cemaat örgütlenmelerinin Türkiye için ne kadar
ağır bir tehdit olduğunu biz biliyoruz. O nedenle, devleti
cemaatler değil, siyaset yönetecek.
Bakıyoruz,
şu anda, son dönemde birçok hâkim ve savcı alındı. Hangi
referansa göre aldınız? 96 puan almış bir hâkim ve
savcı adayı mülakatta eleniyor. Ya, bunun ölçüsü ne arkadaşlar?
Şimdi öğretmen alıyorsunuz, mülakatta hiç eğitimle
alakası olmayan sorular soruluyor. İşte bu FETÖcüler böyle
sızdı aramıza. Biz bunları size söyledik zamanında. Bu
FETÖcüler devlete böyle sızdı. YAŞ kararlarıyla, Yüksek
Askerî Şûra kararlarıyla nasıl devletin kademelerine
geldiklerini biz biliyoruz.
O
nedenle, gelin, samimiyetse, getirin araştırma önergesini, komisyonu
kuralım; bu siyasi FETÖcüler kim, neredeler, kaç tanesi
yargılanıyor, bunları tespit edelim. Bu millet o şehitleri
boşuna vermedi 15 Temmuz gecesi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NAMIK
HAVUTÇA (Devamla) O nedenle, araştırma önergemizi desteklemenizi
diliyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Başka
konuşmacı yok mu ya?
BAŞKAN Başka konuşmacı yok
Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Allah Allah!
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Muş, buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, burada partimize dönerek FETÖcüleri koruyorsunuz. diyerek parti
grubumuza açık bir sataşmada bulunmuştur. Bu, İç Tüzük 69a
göre bir sataşmadır.
BAŞKAN Buyurun Sayın Muş,
sataşmadan iki dakika süre veriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar).
Yalnız, siz de sataşmadan
konuşabilirseniz yolumuza devam ederiz.
Buyurun lütfen.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın CHP grup önerisi
üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; FETÖ terör örgütüyle mücadelemiz
-hem AK PARTİnin hem de AK PARTİ hükûmetlerinin- kamuoyu
tarafından gayet iyi bilinmektedir.
Bir yapı veya bir kurum ya da bir tüzel
kişi ya da bir şahıs suç işlemeye
başladığı andan itibaren hukuk devreye girer ve o andan
itibaren hukuk, gereği neyse onu yapar. Dolayısıyla, bu
yapı suç işlemeye giriştiği andan itibaren hem Hükûmetimiz
hem partimiz hem de hukuk, Türkiye Cumhuriyeti devleti son derece kararlı
bir şekilde bu örgütle mücadeleyi başlatmış, sürdürmüş
ve bugünlere kadar getirmiştir. Bu noktada, ne partimizde ne Hükûmetimizin
kararlılığında en küçük bir tereddüt söz konusu
değildir, olamaz. Ama peşinen kalkıp da partimizi itham edecek,
partimizi töhmet altında bırakacak -sanki bu yapı, bir terör
örgütü suç işlemeye başladığı andan itibaren
partimizle bir ilişkisi, bir iltisakı varmış gibi- bir
algı oluşturmaya çalışmanın yanlış olduğunun,
bunun kesinlikle tarafımızdan reddedildiğinin ifade edilmesini
doğru buluyorum.
Bir
kere, partimizin, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da, sadece
FETÖ terör örgütüyle değil, Türkiye Cumhuriyeti devletine kasteden bütün
terör örgütleriyle hukuk içerisinde aynı kararlılıkla mücadele
edeceğini bu kürsüden ifade etmek isterim. Bundan kimsenin en küçük bir
şüphesi olmasın. Ne FETÖ terör örgütü ne PKK terör örgütü ne
DEAŞı ne DHKP-Csi ne MLKPsi ne de diğerleri; her kim ki bu
anlamda suç işlemeye kalkarsa karşılığını
hem devletimiz tarafından hem AK PARTİ hükûmetleri tarafından
hem partimiz tarafından görecektir.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
- Sayın Havutça
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın grup başkan vekili benim itham
ettiğim ve gerçekleri söylemediğim şeklinde bir ifadede bulundu.
BAŞKAN
Sayın Havutça, bu sataşma değil.
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Onunla ilgili bir açıklama yapmak istiyorum,
dayanağımı söylemek istiyorum.
BAŞKAN
Bu bir sataşma değil.
Ben
dilerseniz 60a göre yerinizden bir dakika süre vereyim.
Buyurun.
Bu
arada, Sayın Yıldız, size söz vereceğimi söylemiştim.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- Balıkesir Milletvekili Namık Havutçanın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Sayın Başkanım, şimdi sayın
grup başkan vekili onu öyle söylüyor ama bakın, ben çok somut olarak
bir örnek veriyorum: Bank Asya yöneticisi, yıllarca Bank Asyada, FETÖnün
bankasında görev yapmış, on altı yıl. Sonra bu
arkadaşımız, bu zat Sermaye Piyasası Kurulu
Başkanlığına getiriliyor. On altı yıl boyunca
FETÖnün bankasında yönetici ve SPKye Başkan yapılıyor.
Bunu kim yaptı? FETÖcü. On altı yıl FETÖnün bankasında
yöneticilik yapmış şahsı SPKnin başına biz mi
getirdik? Kim getirdi? Şimdi, siz Bank Asyanın önünden geçeni
mesleğinden ihraç ediyorsunuz, Bank Asyada on altı yıl
yöneticilik yapmış adamı SPK Başkanı
yapıyorsunuz. Bunu biz mi yaptık? Şimdi, bunu
söylediğimizde biz itham mı etmiş oluyoruz? Gerçek bu,
araştırın.
İki:
Sayın Şamil Tayyar FETÖ borsası kurulduğunu söylemedi mi?
Bunu biz söylemedik ki, o söylüyor. Dolayısıyla, biz itham etmiyoruz,
var olanı tespit ediyoruz Sayın Başkanım.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Yıldız
22.- Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldızın, Aydın İncirliova Acarlar beldesinde hal
yapılması için Maliye Bakanlığı tarafından
verilen hazine arazisinin Valilik tarafından Millî Eğitim
Bakanlığına devredildiğine ve Millî Eğitim
Bakanlığından bu arsayı Büyükşehir Belediyesine
devretmesini istediklerine ilişkin açıklaması
HÜSEYİN
YILDIZ (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aydın
İncirliova Acarlar beldesinde daha önce eski bir halimiz vardı, onun
yanındaki Maliye Bakanlığına ait bir hazine arazisine
müracaat etmiş Büyükşehir Belediye Başkanımız; o
bölgenin en iyi hali, sebze ve meyve hali olması için müracaat
edilmişti. Projeleri hazırlandı ama maalesef geçen hafta Valilik
bu yeri Millî Eğitim Bakanlığına, Millî Eğitim
Müdürlüğüne devretti. Yıllardan beri Egeyi ve Marmarayı
doyuran Acarlar beldesine maalesef engel olundu. Bu konuyla ilgili, Sayın
Millî Eğitim Bakanlığının bu arsayı
Büyükşehre devretmesini istiyoruz, orada Acarlar halkına hizmet etmek
istiyoruz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ERHAN
USTA (Samsun) Sayın Başkan, çok kısa
BAŞKAN
Buyurun Sayın Usta.
23.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
taşeronlara kadro verilmesi işlemi esnasında oluşan
sıkıntılara ve bu konuda biraz daha hassas olunmasının
faydalı olacağına ilişkin açıklaması
ERHAN
USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bir
konuyu çok kısa gündeme getirmek istiyorum. Biliyorsunuz, bu
taşeronlara kadro verilmesi işlemi yapıldı ancak burada
bunun yapılması esnasında bir kısım
sıkıntıların olduğunu hep ifade etmiştik zaten. Özellikle
bu yüzde 70 oranında personel giderleri konusunda ciddi mağduriyetler
oldu. Ayrıca 4 Aralık öncesinde uzun süre taşeron olarak
çalışmış olmasına rağmen o gün
çalışmayanlara kadro verilememişti. Biz bunların
düzeltilmesine ilişkin hâlen ümidimizi koruyoruz, yalnız burada
mevzuat çerçevesinde, Sayın Başkan, aslında alması
gerektiği hâlde kadroyu alamayanlar da var. Ben uygulamadan kaynaklanan
öyle bir sıkıntıyı dile getirmek istiyorum.
Şimdi,
biliyorsunuz, askerlik nedeniyle görevden ayrılmış olanlara
kadro veriliyor, yasal olarak verilmesi lazım ancak bu askerlik nedeniyle
görevden ayrılanların bir kısmına ilişkin
işlemler, o istifaları askerlik nedeniyle değil de normal bir
istifa gibi alınmış ve buralarda bir mağduriyet
oluşuyor ve biz bunlarla ilgili çok ciddi mesaj alıyoruz. Buradaki
uygulamanın gözden geçirilmesi konusunda dikkati çekmek istedim ben. Yani
askere gitmiş, her şeyi ortada, askerlik nedeniyle istifa etmiş,
hukuken hakkı var ancak bu hakkı idareler kullandırmıyor.
Bu konuda biraz daha hassas olunmasının faydalı
olacağını düşünüyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı Osmaniye Milletvekili
Devlet Bahçeli ile 7 milletvekilinin milletvekili genel seçiminin yenilenmesi
ve seçimin 24 Haziran 2018 tarihinde yapılması hakkındaki
(4/147) esas numaralı Önergesinin kırk sekiz saat geçmeden Anayasa
Komisyonunda görüşülmesine ve Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin önerisi
BAŞKAN
- Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine
göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım ve oylarınıza sunacağım.
19/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 19/4/2018 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından,
İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Mehmet
Muş
İstanbul
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı
Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin Milletvekili Genel
Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması
Hakkındaki (4/147) esas numaralı Önergesinin kırk sekiz saat
geçmeden Anayasa Komisyonunda görüşülmesi,
Genel
Kurulun;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 20 Nisan Cuma günü saat
14.00'te toplanması ve bu birleşiminde gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmındaki işlerin görüşülmesi ve bu birleşimde 112
sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
23
Nisan 2018 Pazartesi günü yapılacak özel birleşimde
konuşmaların tamamlanmasından sonra görüşmelere devam
edilmesi ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmındaki işlerin
görüşülmesi ve bu birleşimde 115 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesi önerilmiştir.
BAŞKAN
Sayın Altay, buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Sayın Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 63üncü maddesi uyarınca Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu tarafından verilen grup önerisinin İç Tüzükün 26, 36
ve 19uncu maddelerine aykırılık teşkil ettiğini
düşünmekteyiz.
Bu
sebeple, 63üncü maddeye dayalı olarak bu hususta bir usul
tartışması talep etmekteyiz efendim.
BAŞKAN
Evet, teşekkür ediyorum.
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Lehte.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Lehte.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Lehte.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Lehte, kabul ediyorsunuz yani?
BAŞKAN
Benim tutumum lehinde, sizin lehinizde değil Sayın Altay.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Siz öneriyi okuttunuz, ben tutumunuz kısmında
da usul tartışması
BAŞKAN
Evet, öneriyi okuttum, ben öneriyi işleme alacağım, çünkü
İç Tüzükün 19uncu maddesi çok açık yani bütün hâllerde,
Danışma Kuruluna getirilebilecek tüm hâllerin siyasi parti
gruplarının grup önerilerine de konu edilebileceğine ve bir de
daha önceki uygulamalara dayanarak bunu işleme alacağım. Ama
tutumum aleyhinde söz istediniz.
Sayın
Engin Altay, aleyhte.
Lehte
ilk söz Mehmet Doğan Kubata aittir.
Buyurun
Sayın Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının AK PARTİ grup önerisini işleme almasının
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; açılan usul
görüşmesinde Başkanlık makamının tutumu lehinde
görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, bildiğiniz üzere, dün AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket
Partisinin sayın grup başkanları tarafından seçimlerin
yenilenmesine ilişkin önerge Meclis Başkanına sunulmuş,
(4/147) esas numarasıyla Anayasa Komisyonuna havale edilmiştir
23üncü maddeye göre.
Şimdi,
bizim grup önerisinde konu ettiğimiz husus, 36ncı maddedeki
kırk sekiz saati beklemeksizin, komisyonun gündemine hâkim olması
ilkesinden de hareketle, bu meseleye vaziyet etmesi, görüşüp karara
bağlaması ve raporunu hazırlaması. Bu neden gerekli?
İşin doğasından dolayı. Nitekim 95inci maddeye
baktığımız zaman da seçimlerin yenilenmesine ilişkin
önergelerin gündemdeki bütün konulardan önce görüşülüp açık oyla
oylanması İç Tüzük gereğidir, emredici hüküm. İşin doğası,
tabiatı bunu gerektirmektedir.
Buna
ilişkin uygulama örnekleri var mı geçmişe
baktığımız zaman? Evet, var. 17nci Dönemde 10/7/1986
tarihli Tutanak Dergisine bakıldığı zaman, komisyona
havale edilen işin kırk sekiz saati beklemeksizin görüşülmesinin
siyasi parti grupları tarafından da önerilebileceği; yine 2/5/2007
tarihli... O zaman da bizim grup önerimizde bir kanun teklifinin kırk
sekiz saati beklemeksizin komisyonda görüşülmesi önerilmiş ve kabul
edilmiş. Yine 21inci Dönemde -dikkat buyurun- o zaman 23 Nisan 1999a
kadar işlenen suçlarla ilgili bir erteleme yasası vardı, yine
bunun da İç Tüzükün 36ncı maddesi uyarınca kırk sekiz
saat geçmeden Adalet ve Anayasa komisyonlarında görüşülmesi tavsiye
edilmiş ve bu, Genel Kurul kararıyla kabul edilmiş.
Uygulamaya
baktığımız zaman da grup önerimiz hem İç Tüzükün
36ncı maddesinin ikinci fıkrasına -ki ona ilişkin de
uygulama örnekleri çok, vakit dar olduğu için girmiyorum- hem de
Meclisimizin teamüllerine göre İç Tüzüke, Anayasaya uygundur
dolayısıyla Başkanımızın tutumu bu noktada
yerindedir.
Bu
duygularla, önerimizin işleme alınarak görüşmelerinin
tamamlanmasını yüce Genel Kurulun takdirlerine arz eder, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum
aleyhinde İstanbul Milletvekili Engin Altay.
Buyurun
Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Üç dakika değil mi? İktidar az konuşur,
muhalefet çok konuşur efendim, usul böyle.
BAŞKAN
Evet, evet, muhalefeti çok konuştururuz.
Buyurun.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Kubatın gerekçelerini dinledim. Önce hemen şunu söyleyeyim: Biz 24
Haziran seçimlerini Türkiye için bir fırsat görüyoruz, içiniz rahat olsun,
seçime karşı olan falan yok ama biz, özellikle Türkiye Büyük Millet
Meclisinde her ne yapılacaksa hukuk çerçevesinde, kanunlar, Anayasa,
İç Tüzük çerçevesinde yapılsın isteriz.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Anayasanın, kanunların hiç çiğnenmemesi
gereken yerdir. Dışarıda bunlar çiğnenebilir
-çiğnensin diye söylemiyorum- ama hele hele Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma usul ve esaslarını belirleyen İç
Tüzükün burada çiğnenmesi doğru değil.
Sayın
Kubatın verdiği örneklerin bir kısmı ittifak olduğu
için grup önerisiyle gelmiş, ayrıca ittifak olmadan gelen de var.
Suimisal emsal olmaz Sayın Kubat, geçmişte bu suç işlendi, ben
de bu suçu işleyeyim denebilir mi?
Çok
açık değerli arkadaşlar, şimdi, Danışma Kurulunun
tespit, teklif ve görüş bildirmesiyle bu olur. İktidarın
dayandığı 36ncı madde şöyle diyor: Danışma
Kurulunun tavsiyesi
Yani buradan 19a gidemezsin, buradan gidemezsin 19a.
36dan 19a giderek ben bunu yaparım. diyemezsin. Yaparsan, ha bunu al
ayağının altında çiğne ha da yap.
Biz
diyoruz ki: Evet, hayhay, 24 Haziran seçimi çok iyi olacak. Bence bir siyasi
ötanazi yapıyorsunuz. İnşallah, Allah selamet versin. Türkiye
büyük bir yükten kurtulacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Demokrasi Türkiyeye yeniden gelecek, temel hak ve özgürlükler, herkes için
eşitlik gelecek. Bunda bir sorun yok. Bu seçim geç bile kaldı.
MEHMET
METİNER (İstanbul) Bir gün bile fazla.
ENGİN
ALTAY (Devamla) Ama biz diyoruz ki bu kanun yarın da çıksa seçim 24
Haziranda, pazartesi günü çıksa da 24 Haziranda, buna bir engel de yok.
Aceleniz ne? Ben sizin acelenizi söyleyeyim, sizin aceleniz şu,
aklınız sıra, buna Cin olmadan adam çarpmak. derler: Biz
hazırız, ittifak işlerimizi falan hallettik. Ulan, ola ki bu
muhalefet ittifak yapar, görüşme, bir şey yapacaktır -malum yedi
gün içinde ittifakların YSKye bildirilmesi lazım- biz bunu
yarın sabah bitirelim. Muhalefetin yani demokrasi isteyenlerin güç ve
iş birliği yapmasının önündeki süreyi daraltalım.
Vallahi, bırakın yedi günü, bir gün de bile bu olacaksa korkunun
ecele faydası yok. (CHP sıralarından alkışlar)
Gidişiniz güle güle olsun, dün de söyledim, güle güle olsun.
Sayın
Başkan, bunu bu şekliyle işleme almanız Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğüne aykırıdır.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutumum
lehinde Sayın Mehmet Muş, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Başkanlık
Divanının tutumunun lehinde olduğumuzu ifade etmek isterim.
Değerli
arkadaşlar, şu an getirdiğimiz önerge, Genel Kurulun takdirine
sunulan ve Mecliste, Genel Kurulun bekleme süreleriyle alakalı
değişiklik yapılmasına dair. Şimdi, geçmişte
bununla alakalı yapılan düzenlemeler var mı? Var.
Bakın, 27/10/1995 Cuma günü, Danışma Kurulu kararında
deniliyor ki: 26/10/1995 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan
887 sıra sayılı Seçimlerin Yenilenmesine İlişkin
Anayasa Komisyonu Raporunun kırk sekiz saat geçmeden gündeme
alınması önerilmiştir. Ve bu Danışma Kuruluna
sunuluyor, o dönem Parlamentoda bulunan Doğru Yol Partisi, Cumhuriyet Halk
Partisi, Anavatan Partisi ve Refah Partisi grupları bunu onaylayıp
Danışma Kurulunun kararıyla getirmişler.
Şimdi,
eğer Danışma Kurulunda uzlaşı
sağlayamazsanız, bir parti grubu doğrudan Genel Kurula öneriyle
bu tavsiyesini getirebilir ve Genel Kurulun takdirine sunar.
Dolayısıyla Danışma Kurulunda böyle bir uzlaşı
olmadı. O zaman, biz bu önerimizi doğrudan doğruya Genel Kurula
getirmek suretiyle Genel Kurulun takdirine sunacağız. Eğer Genel
Kurul burada Evet, bu yapılabilir. derse Komisyon gereken
çalışmayı yapmaya başlayacaktır, olay bundan
ibarettir.
Şimdi
Sayın Grup Başkan Vekili diyor ki: Biz dünden hazırız.
Şimdi, hazır olan böyle yapmaz; hazır olan der ki: Önergeyi ben
getireyim, bu işi beklemeye gerek yok, hemen dünden başlatmamız
lazımdı. derdi. Şimdi, bizim hazırlıksız
olduğumuzu düşünüyorsunuz. Baskın seçim yaptınız,
öyleydi, böyleydi. gibi ifadelere gerek yok. Bakın, Genel
Başkanınız 31/10/2017de Erken seçim yapalım. diyor.
Şimdi, Erken seçim yapalım. diyorken hazır değil
miydiniz? Bir ana muhalefet düşünün iktidara talip olan, her zaman
hazır olmak zorundadır, her zaman hazırlıklıdır
ama görüyorum ki böyle bir niyet de yok. Ben iktidara geleyim. diye. Ya,
şu işi uzatalım. Nereden çıktı bu erken seçim.
Getirdiniz bunu, şimdi biz ne yapacağız? Gene bir
mağlubiyet daha alacağız. bunun endişesi. Şimdi,
karşı da çıkamıyor, direkt delikanlılığa
helal getirmek istemiyorlar.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Helal değil, halel derler.
MEHMET
MUŞ (Devamla) E, şimdi, karşı çıksak
yanlış anlaşılacak, çıkmasak seçime gidiyoruz, biraz
daha uzatmamız lazım bu işi. İki arada bir derede
kaldı. Sayın Engin Altay da tecrübeli bir Grup Başkan Vekili,
vaziyeti kurtarmaya çalışıyor buradan, olay bundan ibarettir
değerli dostlar. Dolayısıyla bir grup başkan vekilinin
karşı karşıya kaldığı zor bir durum.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Hiç de öyle değil.
MEHMET MUŞ (Devamla) Yani sakal bıyık meselesi, ne
tarafa baksanız problem.
Dolayısıyla Başkanın tutumunun
lehinde olduğumuzu tekrar ifade etmek isterim.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
mevkidaşım pek de yakıştıramadığım
aslında, benim hiç söylemediğim konuları
Yani ben sanki oraya
çıkmışım, Biz seçime hazırlıklı
değiliz. demişim. Böyle bir şey söylemedim.
Sözlerimi çarpıtmıştır,
sataşmadan söz talep ediyorum. Öyle bir kelime ağzımdan
çıkmadı.
BAŞKAN Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
Lütfen, iki dakikada, sataşmaya mahal vermeden
polemiği bitirelim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun usul görüşmesinde lehinde
yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Yani Sayın
Muş, kulaklarınızda mı bir problem var, Türkçeyle ilgili
algınızda mı bir zafiyet oluştu bilmiyorum. Ben çok net
söyledim. Bizim seçime hazırlıksız olduğumuzu da nereden
çıkardınız? Siz Türkiye'yi taşıyamaz hâle, Türkiye
sizi taşıyamaz hâle geldi, Türkiye'yi yönetemez hâle geldiniz ve bir
siyasi ötanazi yapıyorsunuz, Allah selamet versin dedim. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Ve dedim ki 24
Haziran değil, gel daha erkene çek. Bunda bir sorun yok. Hukuka sahip
çıkmanın adı, her şeyin hukuk içinde olmasını
istemenin adı Seçime hazırlıksızlık. olarak
değerlendiriliyorsa buradan şu da çıkar: Siz hukuku gözden
çıkarmışsınız, ben yaptım oldu
mantığıyla her şeyi yaparım zannediyorsunuz fakat öyle
bir duvara toslayacaksınız, öyle bir duvara toslayacaksınız
ki gene sizin için biz üzüleceğiz, sizin için biz üzüleceğiz, AK
PARTİ grubumuzda çok değerli, çok sevdiğimiz
arkadaşlarımız var. Ben biliyorum, sizin de bu Hükûmetten ve
yukarıdakinden müşteki olduğunuz hususlar olduğunu.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Adayınız kim,
adayınız?
ENGİN ALTAY (Devamla) Biliyorum ben. Sizin de
bu günaha ortak olmadığınızı da biliyorum,
tıpkı milyonlarca AK PARTİlinin Artık biz bu günaha ortak
olmayacağız, sandığa gitmeyeceğiz. dediği gibi,
sizin içinizde de bu günaha ortak olmak istemeyenleri de biliyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar) Dün Recep Tayyip Erdoğan seçim
tarihini açıkladığında kulislerdeki hâliniz ortada.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyoruz.
Tekrar hodri meydan! Bir hafta daha öne alın
seçimleri hiç sorun değil, yeter ki hukuku çiğnemeyin,
Anayasayı çiğnemeyin, hukuksuz iş yapmayın, kanun
dışına çıkmayın. Bunu söylüyoruz. (CHP sıralarından
Bravo sesleri ve alkışlar)
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) Ders
alın, ders!
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının AK PARTİ grup önerisini işleme almasının
İç Tüzük hükümlerine uygun olup olmadığı hakkında
(Devam)
BAŞKAN
Tutumum aleyhinde ikinci ve son söz, İstanbul Milletvekili Sayın
Tanala aittir.
Buyurun
Sayın Tanal.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Mahmut Bey, İstanbul olmadı,
Cumhurbaşkanlığı bekliyoruz.
MEHMET
MUŞ (İstanbul)- Şanlıurfayı bekliyorum ben.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) AK PARTİliler de gerçekten beni destekliyorlar.
Ben, bu destekleriniz için sizlere teşekkür ediyorum.
Tabii,
hukuk herkese lazım, demokrasi herkese lazım. Getirilen bu öneriye,
bu teklife eylemli İç Tüzük ihlali deriz. Yani burada eylemli İç
Tüzük ihlalinden kasıt şudur: İç Tüzükte, Anayasada
yazılı olmayan bir hükmün bu şekilde getirilip
değiştirilmesi eylemli İç Tüzük ihlali olarak gündeme gelir.
Biz,
burada, Anayasamızın hükümleri uyarınca yemin ederken yeminimizde
ne dedik? Anayasaya ve kanunlara sadık kalacağımıza,
bağlı kalacağımıza namusumuz ve şerefimiz üzerine
yemin ettik. Aynı zamanda, hukuk devletinin gereği nedir?
Yazılı olan kurallara yönetimin de yürütmenin de yasamanın da
yargının da uyması demektir. Getirilen bu öneriyle maalesef,
mevcut olan İç Tüzük hükümleri iktidar tarafından ihlal edilmektedir
yani burada olay şudur: Siz, bir araçla yola
çıkmışsınız. Sayın Metiner, bu aracın yolda
lastiği patlamış.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Devrilmiş, devrilmiş.
MAHMUT
TANAL (Devamla) Devrilmiş ve gidemiyor yani pert olmuş, yeni bir
araç alınmak isteniyor ve bu yeni araç anlamında, Cumhuriyet Halk
Partisi olarak biz buna hazır durumdayız.
BÜLENT
TURAN (Çanakkale) Aday kim, aday?
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Vatandaşımıza kazasız belasız,
adaletin, demokrasinin, hukuk devletinin, özgürlüklerin egemen
kılınacağı bir sistemi kurmak için gidiyoruz Sayın
Metiner. Yani bu arada, burada
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Aday mısın değil misin?
HASAN
BASRİ KURT (Samsun) 100 bin imza var mı Sayın Tanal?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Aday mısın değil misin?
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bana laf atmanıza gerek
yok.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Onları üç yıl yıl dinledik. Aday
mısın değil misin?
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Sizin bana laf atmanız herhâlde, korkarım, bir daha
milletvekili olarak gelemeyebilirim telaşı içinde olduğunuzdan.
(CHP sıralarından alkışlar)
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Ya, önemli değil, aday mısın değil misin?
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Yani Burada acaba biz CHP'ye laf atarak Sayın
Erdoğanın gözüne girer miyiz, bizi bir daha milletvekili seçer mi?
Ya, bırakın onu arkadaşlar. Yani şu anda
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Aday mısın, sormak istiyorum?
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Bakın, hiç, laf atıp durmanın gereği yok.
Sizin grup başkan vekilleriniz biliyor, iki buçuk yıldır kaç
sefer burada konuştunuz? İki buçuk yılda, bugüne kadar Allah
rızası için Denizli için ne önerin oldu Sayın Vekilim?
Denizlinin milletvekilisin, Denizli için ne söyledin bugüne kadar?
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Gelsene Denizliye. Adliye, mülkiye, hastane, postane, hepsi
var Denizlide, gel.
Bırak
bunları sen! Aday mısın değil misin?
BAŞKAN
Müdahale etmeyelim lütfen.
MAHMUT
TANAL (Devamla) Değerli arkadaşlar, Türkiye'de demokrasiyi rafa
kaldırdınız, özgürlükleri rafa kaldırdınız.
Eğer vatandaşımız demokrasi istiyorsa, adalet istiyorsa,
hukuk devleti istiyorsa bu zulme, bu zalimliğe son vermek istiyorsa 24
Haziranda Cumhuriyet Halk Partisine destek verir.
Hepinize
teşekkür ediyorum, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.
CAHİT
ÖZKAN (Denizli) Senin adaylığını destekliyoruz.
Kılıçdaroğluna karşı çık aday ol,
alkışlayalım seni burada. Kılıçdaroğluna
karşı aday ol, alkışlayalım.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Erdoğana karşıyım, Erdoğana.
Erdoğan karşıma çıksın, Erdoğan.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Bizde demokrasi var, sizde yok. Sen genel merkezin
kararına karşı bir tane ilçe başkanı
çıkartamazsın Denizlide.
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, İç Tüzük'ün 19uncu maddesi, İç
Tüzük'te Danışma Kurulunun tespitine, teklifine veya görüş
bildirmesine bağlanmış bütün hâllerde, Danışma Kurulu
toplanamaz, oy birliğiyle tespit, teklif yapamaz veya görüş
bildirmezse Meclis Başkanı veya siyasi parti gruplarının
işlemlerini ayrı ayrı Genel Kurula sunabileceklerini
düzenlemektedir. Metinde kullanılan bütün hâllerde ibaresinden, İç
Tüzük koyucunun Danışma Kuruluna verilen yetkilerin siyasi parti grup
önerilerine konu edilmesi noktasında bir istisna getirmediği
anlaşılmaktadır, nitekim uygulama da bu yönde
gelişmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 10/7/1986
tarihli 117nci Birleşiminde bir kanun teklifinin, 2/5/2007 tarihli 97nci
Birleşiminde ise milletvekili genel seçimlerinin yenilenmesine dair
önergenin kırk sekiz saat geçmeden Anayasa Komisyonunda görüşülmesine
dair grup önerileri işleme alınmış ve Genel Kurulca kabul
edilmiştir. Görüldüğü üzere, bugün Adalet ve Kalkınma Partisi
grup önerisini işleme alma yönündeki tutumum,
Başkanlığın Meclis teamüllerine de sari yerleşik bir
uygulamasıdır. Dolayısıyla tutumumda bir
değişikliğe gitmiyor ve grup önerisini işleme
alıyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- AK PARTİ Grubunun, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı Osmaniye Milletvekili
Devlet Bahçeli ile 7 milletvekilinin milletvekili genel seçiminin yenilenmesi
ve seçimin 24 Haziran 2018 tarihinde yapılması hakkındaki
(4/147) esas numaralı Önergesinin kırk sekiz saat geçmeden Anayasa
Komisyonunda görüşülmesine ve Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN
- Öneri üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sakarya
Milletvekili Engin Özkoç.
Buyurun
Sayın Özkoç. (CHP sıralarından alkışlar)
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Öneri sahibi konuşmadı mı
Başkanım? Konuşmuyor musunuz?
BÜLEN
TURAN (Çanakkale) Konuşuyoruz, konuştuk zaten usul tartışmasında.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Niye konuşmuyorsunuz, önerinizi niye
savunmuyorsunuz?
MEHMET
DOĞAN KUBAT (İstanbul) Sayın Başkanım, metin çok
açık olduğu için
BARIŞ
YARKADAŞ (İstanbul) Savunun önerinizi, savunun. Niye
savunmuyorsunuz?
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Seçim her ne zaman gelse Sayın Altaya böyle,
bir hâller oluyor.
ENGİN
ALTAY (İstanbul) Millet yemiyor artık o demagojilerinizi, yemiyor.
BAŞKAN
Sayın Özkoç, buyurun.
CHP
GRUBU ADINA ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum.
Siyaset,
itibarsızlaştırılmaması gereken bir makamdır.
Siyasi makamlar, ülkeyi yöneten, istikrarla yöneten, ülkede iş
adamına, esnafa, çiftçiye, görev yapan herkese de güven veren
makamlardır. Bu siyasi makamlar eğer doğruyu söylemezler, yalan
söylerlerse o zaman halkın bu siyasi makamlara karşı güveni
kalmaz. (Uğultular)
ENGİN
ÖZKOÇ (Devamla) - Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen uğultuyu keselim.
Sayın
Özkoç, buyurun.
ENGİN
ÖZKOÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, tıpkı AK
PARTİ Lideri Recep Tayyip Erdoğanın, Libyayla ilgili NATO
uçaklarının orada ne işi var? dedikten çok kısa bir zaman
sonra NATO uçaklarının İzmirdeki havaalanından kalkıp
Libyayı bombalaması emrinin önünü açması ve masum
insanları katlettirmesi gibi. Tıpkı Fetullahçı terör
örgütüne Eğer benim dediklerimi yapmazsanız sizi terör örgütü ilan
ederim. dedikten sonra 4 bakanın hırsızlık ve zimmetine para
geçirmesiyle ilgili el konulan paralarını milletin parasıyla
faiziyle geri ödettirip Fetullahçı terör örgütüne milat
saydığı gibi. Tıpkı bundan daha dört ay önce, beş
ay önce milletin huzuruna çıkıp da Erken seçim de neymiş? Daha
Başbakanın önüne daktilo atılmadı ki niye erken seçime
gidelim? dedikten sonra
HASAN
BASRİ KURT (Samsun) Daktilo değil, yazar kasa!
ENGİN
ÖZKOÇ (Devamla)
derhâl erken seçime gitme arzusunu Milliyetçi Hareket
Partisi liderine açıklattıktan sonra, bunu, Türkiye'de söylediği
sözü ezerek tekrar milletin karşısına çıkması gibi,
eğer yalan söylerseniz, siyaseti itibarsız kılarsanız, o
zaman milletin size güveni kalmaz.
Balyoz
ve Ergenekon davalarında AKP suçludur, Fetullahçı terör örgütünde AKP
suçludur, Orta Doğuda Müslümanların katledilmesinde AKP suçludur; 24
Haziran, Türkiye'nin AKPden kurtulup özgürlüğüne kavuştuğu
tarih olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Adalet
ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Muş.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, bizim Genel
Başkanımıza atfen ve partimize Yalan söylüyorsunuz.
Dediklerimi yapın yoksa sizi terör örgütü ilan ederim. diye
sataşmada bulunmuştur.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Muş.
Lütfen,
yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Sakarya
Milletvekili Engin Özkoçun AK PARTİ grup önerisi üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşması sırasında AK PARTİ
Grup Başkanına ve Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; partimizin ve Hükûmetimizin dış politikadaki
duruşu çok nettir. Sadece Orta Doğu değil, dünyanın hiçbir
tarafında masum kanı akmaması için yapılan bütün
girişimlerde Türkiye hep öncü olmuştur, hükûmetlerimiz ve
Cumhurbaşkanımız hep öncü olmuştur, yeter ki bir masumun
kılına zarar gelmesin diye Türkiye büyük uğraşlar
vermiştir ve dış politikasını da hep buna göre şekillendirmiştir.
17-25
Aralıkla alakalı burada çok şeyler söylendi, çok şeyler
ifade ettik, çok şey yazıldı, çok şey çizildi ama bunlarla
alakalı, bunun yargı ve emniyet eliyle nasıl bir darbe
girişimi olduğu, bugün çok daha ayan beyan ortaya
çıktığı toplumumuz tarafından da çok net şekilde
görülmüştür. Milletimiz bu olayı görmüştür,
anlamıştır, bununla alakalı kararını, hükmünü
vermiştir ama birileri hâlâ anlamakta zorlanmaktadır. Bizim hiçbir
zaman milletimize yalan söylemek gibi bir âdetimiz olmamıştır.
Milletin nezdinde kimin ne kadar itibarı olduğunu toplumumuz gayet
iyi bilmektedir. Kimin söylediğinin toplumda ne karşılık
bulduğunu, kimin ağzından bir laf çıktığı
zaman onun yerine getirilip getirilmeyeceğini milletimiz gayet iyi
bilmektedir. Esasen, bu tartışmalar, aslında burada
konuştuğumuz bir grup önerisi. Biz çalışma saatiyle ilgili
bir grup önerisi verdik ama mesele bambaşka noktalara çekildi.
Bakın,
az önce söyledim. 24 Haziranda siz bağırsanız da
çağırsanız da milletin önüne o sandık gelecek, millet
kararını sandık yoluyla verecek ve Türkiye de inşallah, bir
kez daha AK PARTİyi ve onun liderini tekrar iktidara
taşıyacaktır. Bu bağrışmalar, bu agresiflikler
hep bundan kaynaklanmaktadır değerli milletvekilleri.
Bu
anlamda Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan, 60a göre söz alabilir miyim?
BAŞKAN
Sayın Özkoç, yerinizden, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
24.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Değerli
hatibi çok dikkatlice dinledik. Çok açık ifade ediyorum: 24 Haziranla
ilgili hiçbir sıkıntımız yok, hiç bağırıp
çağırmıyoruz, çok sakiniz, çünkü zaferden çok eminiz çünkü biz
bir PKKlı Şemdin Sakıkın gizli
tanıklığıyla Türkiye Cumhuriyetinin PKKyla mücadele eden
Genelkurmay Başkanını cezaevine koyan siyasi parti değiliz.
Biz, akademisyenleri, yazarları yıllarca içeride tuttuktan sonra Biz
yönetmiyorduk ülkeyi, Fetullah terör örgütüydü yöneten. demedik. Biz Habur
Sınır Kapısından PKKlı militanların geçmesini
sağlayan siyasi parti değiliz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Biz, devleti soyanlara -faiziyle- milletin parasını
yedirtip, onları aklayıp Rıza Zarrab gibi Amerikada elini
kolunu sallayarak dolaşmalarını sağlayan siyasi parti
değiliz. Gönlümüz rahat. 24 Haziranı bekliyoruz. Zafer milletin
olacaktır.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, bu iddiaların
tamamını reddettiğimizi ifade edelim.
Şunu
da özellikle ifade edeyim: Biz terör örgütüne bildiri yayımlayan
akademisyenleri hiçbir zaman sahiplenmedik, sahiplenmeyeceğiz de.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Onları sahipleniyoruz, sonuna kadar
arkalarındayız.
BAŞKAN
Evet, söz de karar da milletindir.
Sayın
Ilıcalı, son sözü size vereceğimi söylemiştim.
60a
göre, buyurun.
25.- Erzurum Milletvekili Mustafa Ilıcalının,
Akıllı Şehirler Kongre ve Fuarına ilişkin
açıklaması
MUSTAFA
ILICALI (Erzurum) Çok teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Ben
de pazartesi günü -Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen tek kişiydim-
Bilim Kurulu Başkanı olduğum Akıllı Şehirler
Kongre ve Fuarına katıldım. Orada çok etkilendim. Buradan
Meclisi bilgilendirmek istiyorum.
10
ülke, 110 tane uluslararası firma katıldı. Burada, Türkiyenin
geldiği yeri yazılım açısından görmek mümkün oldu.
İETTnin geliştirdiği sürücüsüz aracı denedik ve bu
toplantıya İspanyanın eski Başbakanı Jose Luis
Rodriguez Zapatero da katıldı. Orada onunla yapmış
olduğumuz sohbette de Erzurumun 2026 Kış Olimpiyatları
adayı olduğunu söyledim. Destek vereceğini söyledi, Erzuruma
geleceğini söyledi. Türkiyenin, Avrupa Birliğinin olmazsa
olmazı olduğunu söyledi. Başkanım, Türkiye Büyük Millet
Meclisine davet edersem gelip burada
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ILICALI (Erzurum) -
iktidar, muhalefet üyelerine bilgi vereceğini söyledi.
Çok
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Birleşime
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.54
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Nurhayat
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
Gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/929) ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 548) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Sayın
milletvekilleri, 17/4/2018 tarihli 86ncı Birleşimde, İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 548 sıra
sayılı Kanun Tasarısının ikinci bölümünde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi
üçüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Üçüncü
bölüm 60ıncı maddeye bağlı madde 18/C ve madde 18/Ç dâhil,
41 ila 64üncü maddeleri kapsamaktadır.
Üçüncü
bölüm üzerinde gruplar adına ilk söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Adana Milletvekili Muharrem Varlıya aittir.
Sayın
Varlı, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
on dakikadır.
MHP
GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının üçüncü bölümü
üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
bölümde, yine, ormanı, suyu ilgilendiren, tohumculuğu ilgilendiren,
DSİnin yapması gereken uygulamalarla, sulama birliklerinin tamamen
feshedilmesiyle, kaldırılmasıyla ilgili maddeler var.
Önergelerimiz de var, sırası geldikçe bunlar üzerindeki
görüşlerimizi de sizlerle paylaşacağız.
Orman
ve su denilince, ikisi de toplumların en önemli tabii
varlıkları. Yani bütün medeniyetler suyun olduğu bölgede
kurulmuş. Bakınız, tarihi incelediğiniz zaman, suyun
olmadığı yerlerde medeniyetlere rastlayamazsınız,
ancak su varsa medeniyet vardır. Suyu idare eden, suyu kontrol eden de
bütün insanlığı kontrol edebilecek bir güce erişir.
Dolayısıyla su hepimiz için çok önemli tabii bir varlıktır.
Orman da yine, bütün ülkenin, insanlarımızın akciğeri
diyebileceğimiz, oksijenimizi sağlayan, yenileyen tabii bir
varlıktır. Her ikisini de gözümüz gibi korumamız ve bunlar
üzerinde yapılabilecek olumsuzlukları da önlememiz gerekir.
Dolayısıyla bizim hassasiyetimiz ve endişemiz de buradadır.
Onun için orman ve su denilince aklımıza hayat gelir,
insanların daha iyi yaşaması, insanların daha bol
oksijenle, daha temiz ve kaliteli su içmeleriyle alakalı bir hayat
tarzı gelir. Onun için suya ve ormana çok önem veriyoruz. Yalnız, son
dönemlerde özellikle içme sularının olduğu yerlerde, kaliteli
içme sularının olduğu yerlerde ve birçok ilçenin ve köyün içme
suyunu da karşılayan
Mesela, kendi seçim bölgem Adana
Yumurtalıkta Burnaz denilen bir yer var, burası leçelik bir bölge.
Yumurtalık ilçesinin ve bütün köylerinin içme suyunu karşılayan
bir yerde kömürle çalışacak bir termik santral kurulması
planlanıyor. Bu, doğru bir uygulama olmaz, bunu engellemek
lazım. Neden engellemek lazım? Kömürle çalışacak bir termik
santral o bölgedeki içme sularını kirleteceği için bütün
köylerin ve Yumurtalık gibi bir ilçenin içme suyunu karşılayan
çok önemli bir su kaynağını yitirmiş olacağız.
Dolayısıyla bu tip yatırımların da tabiata,
insanlığa, doğaya, hatta tarım ürünlerine en az zarar
verebilecek bölgelerde yapılması en doğru tercih olacaktır.
Onun için bu tip tercihleri yaparken, bu tip yatırımları
yaparken, bu tip planlamaları yaparken de bunların hepsini göz önünde
bulundurarak yapmamızda fayda vardır.
Yine,
bu bölümde tohumculukla ilgili, yerli tohumculuğu desteklemek
açısından bir madde var, binde 3ten binde 1e düşürülen bir
vergi uygulaması var. Bunu da doğru buluyoruz, şöyle doğru
buluyoruz: Yani yerli tohumculuğu bizim desteklememiz lazım, hatta
yerli tohumculukla ilgili bir AR-GE merkezi kurup burada yerli tohumculuğu
ne kadar fazla artırabiliriz, ne kadar fazla geliştirebiliriz, bunun
üzerinde çalışmalar yapmamız lazım. Yani milyonlarca dolar
parayı çok gereksiz yerlerde harcarken AR-GE çalışması
yapıp tohumculuğumuzu geliştirmek varken biz ne yazık ki bu
tip şeylere çok ehemmiyet vermiyoruz. Yani bugün bir avuç İsrail,
dünyanın bütün ülkelerine sebze tohumu satıyor. Bugün Hollanda,
dünyanın bütün ülkelerine çiçek ve çiçek tohumu satıyor. Bizim her
şeyimiz var, toprağımız var, suyumuz var, havamız
güzel, iyi bilim adamlarımız var, AR-GEmiz de iyi
çalışmış olsa, inanıyorum ki biz dünyanın en
kaliteli tohumlarını üretebilecek bir yapıya sahibiz. Ama ne
yazık ki bu konularda bugüne kadar iyi bir AR-GE çalışması
ve AR-GEyi destekleyecek önemli yatırımlar yapmamamızdan
kaynaklanan dışarıya bağımlı bir politika izliyoruz
ve bu da ne yazık ki hepimize, ülkemize de insanlarımıza da çiftçilik
yapan insanlarımıza da artı yük getiriyor. Bugün kendi
tohumumuzu kendimiz üretmiş olsak çok daha ucuza mal edeceğiz. Mesela
mısır tohumu; mısır tohumunun yüzde 80i, belki de yüzde
90ı dışarıdan geliyor, pamuk tohumunda az bir ilerleme
var, onun da büyük bir oranı dışarıdan ithal edilerek
karşılanıyor. Yine domates, salatalık, biber gibi
sebzelerin tohumunun birçoğu yurt dışından geliyor.
Şimdi, bugüne kadar bizim bunları üretebilecek ve
geliştirebilecek durumda olmamız lazımdı ama bununla ilgili
yeterli çalışma yapılmadı.
Şimdi,
yine çiftçi borçlarıyla ilgili çiftçilerimizin önemli
sıkıntıları var. Geçmiş dönemlerde burada birçok
kesimi rahatlatacak, sanayiciyi, esnafı rahatlatacak kanunlar
çıkarttık ama çiftçi borçlarıyla ilgili -o zaman da söylemiştim,
şimdi de söylüyorum- ne yazık ki bir düzenleme yapmadık. Çiftçi
borçları şu anda çiftçinin belini büküyor, çiftçi bir başka
bankadan alıp bir başka bankaya borcunu yatırarak
hayatını idame ettiriyor. Gelin, hep birlikte bu tasarıyı
yeniden düzenleyip çiftçi borçlarını da taksitli bir şekilde
erteleyelim ve taksitli ödemesini sağlayarak onlara bir kolaylık
getirelim diye buradan da bir teklifte bulunmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, çiftçimiz hakikaten hepimizi, ülkemizi beslediği,
doyurduğu gibi, dünyanın birçok ülkesine de ihracat yapmamıza
vesile oluyor. Yani bugün cari açık vermeyen tek kurum çiftçi, bunu
övünerek söylüyorum. Hakikaten ülkemizde cari açık vermeyen tek kurum
çiftçilik kurumu. Dolayısıyla biz çiftçimizi üreten pozisyonunda
tutar ve onları korursak inanıyorum ki dünyanın bütün
ülkeleriyle rekabet edebilecek pozisyonda olabiliriz. Yani biz, bugün,
pamuğu Amerikadan, Hindistandan, Türkmenistandan, Yunanistandan ithal
etmek zorunda kalmayız, biz ülkemizde bunu üretebiliriz. 3,5 milyon ton
kütlü pamuğa ihtiyacımız var, havamız, suyumuz, her
şeyimiz müsait, bunu üretebilecek tecrübeli çiftçilerimiz de var ama ne
yazık ki yeterli teşvikler verilemediğinden dolayı bunlar
biraz sekteye uğruyor ve milyarlarca dolar para verip
dışarıdan pamuk ithal etmek zorunda kalıyoruz, bu da
ülkemizin sırtında bir kambur oluşturuyor. Onun için, gelin hep
birlikte bunları düzenleyelim.
Mesela,
ben birçok defa pamukla ilgili prim desteğini kilogramda 1 TLnin
altına düşürmeyelim dedim. Bunu sayın bakanlar ve Tarım
Bakanlığı yetkilileri de doğru buluyorlar aslında ama
ne yazık ki bir türlü uygulamaya geçmedi. Keşke 1 TLnin altına
düşmeyip hatta 1 TLnin üzerine çıkarmış olsak biz 3,5 milyon
ton kütlü pamuğu üretir ve milyarlarca dolar para verip
dışarıdan pamuk ithal etmek zorunda kalmayız.
Yine,
biz, buğday, mısır, her şeyi üretebilecek hem tecrübeye hem
de iklime, toprağa sahibiz ama bu konularda yeterince
çalışmaları ve çiftçimizi koruyacak düzenlemeleri bugüne kadar
yapamadık, inşallah bundan sonra gerçekleştiririz diyorum.
Yine,
sulama birlikleri, tabii, bu yasayla kapatılacak. DSİden ve
Sayın Bakandan ricamız, çiftçinin lehine, çiftçiyi koruyacak
şekilde bir fiyat tespiti yaparak çiftçinin sulamasının önünde
herhangi bir engel teşkil edilmemesi. Sulama birliklerinin gayreti ve
çabası gibi, DSİdeki personelin de, buraya atanacak personelin de bu
gayreti ve çabayı göstermesi lazım çünkü kendi seçim bölgem Adanada,
Çukurovada, Hatayda, birçok yerde sulama sezonu başladı.
Bir
an önce bu işi kavrayıp, tecrübeli elemanlarla çiftçiyi mağdur
etmeden fiyat tespitini de yine geçmiş yıllardaki uygulamaları
örnek alarak yapıp çiftçinin lehine bir şey ortaya koyabilirsek
inşallah, burada, çiftçimizi de memnun etmiş oluruz.
İnşallah, atayacağımız ve bu işi yönetecek
memurlar da yeterince tecrübe sahibi olurlar ve hep birlikte bu işi olumlu
bir sonuca götürürüz diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Varlı.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Kamil Okyay
Sındır konuşacaktır.
Sayın
Sındır, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının üçüncü bölümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu kanun tasarısı, gerek Komisyon
çalışmaları sürecinde gerek Meclisimize, Genel Kurulumuza
geldikten sonraki çalışma sürecinde herkesin, aslında, bütün
ülke çapında kamuoyunun dikkatini çeken ve özellikle çiftçimizin,
özellikle sulama yapan, yapabilme imkânı bulmuş olabilen çiftçimizin
kendi imkânlarıyla, kendi birlikleriyle, katılımcı
demokratik yönetim şeklinde sürdürülen sulama birlikleriyle yaptığı
işlerin bir kenara konulması, ormanlarımızı,
doğayı ve çevreyi düşünen, seven ve koruma çabası
içerisinde olan bütün yurttaşlarımızın dikkatini çeken
önemli bir kanun tasarısı. Eğer geçerse ülkeye, ekonomiye,
çiftçimize, köylümüze, doğamıza, çevremize çok büyük tahribatlar
getirmesi anlamında önemi olan bir kanun tasarısı.
24
Haziran için bir erken seçim kararı alınacak, yüce Meclisimize
gelecektir. Şimdi, benim sayın Hükûmet yetkililerimizden -Sayın
Bakanımız burada, Orman ve Su İşleri Bakanımız,
Sayın Tarım Bakanımız buradaydı, şimdi göremedim-
bakanlarımızdan, Hükûmetimizden, Bakanlar Kurulundan talebim, gelin
bu tasarıyı geri çekin. Seçim sürecinde nasıl
çıkacaksınız çiftçinin, köylünün, üreticinin
karşısına? Nasıl diyeceksiniz ki Biz sizin suyunuzu
elinizden aldık Nasıl diyeceksiniz ki Suyunuzun parasını
ödemezseniz size haciz getireceğiz Nasıl diyeceksiniz ki Suyun
parasını ödemezseniz eğer, tarlanızın başına
koyacağımız sayaçtan harcadığınız suyun
parasını ödemezseniz bunu tarımsal desteklemelerden mahsup
edeceğiz, desteklemenizi de size vermeyeceğiz Bunları
nasıl diyeceksiniz? Ormanların yok olmasının ve talan
edilmesinin önünü açacak olan bu tasarının maddeleri geçerse bu
ülkenin insanına, doğaseverlere, çevreseverlere veya bunun farkında
bile olmayan ama yarını, çocukları, torunları ve ülkenin
geleceği adına yaşanacak bütün bu zorluklara,
sıkıntılara karşı nasıl bir savunma içerisinde
olacaksınız?
Değerli
arkadaşlar, aslında bu tasarıyı geri çekmezseniz veya böyle
geçerse 24 Hazirandan sonra iktidara geldiğimizde
yapacağımız ilk işlerden birisi bu tahribatı en
kısa sürede düzeltmek olmalı, çiftçimizin, köylümüzün menfaati,
sulama birlikleri anlamında üretici örgütlenmelerini düşünen bir
parti olarak onların menfaati ve çevremizi, doğamızı
korumak adına. Ama üzülerek söyleyeyim Atı alan Üsküdarı
geçti. ibaresi, İktidar Partisinin Sayın Genel
Başkanının bir ifadesidir. Ne yazık ki bu kanun
tasarısı geçtikten sonra bu tahribatı önlemeye yönelik düzenleme
getirdiğinizde de atı alan Üsküdarı geçmiş olacak, bu
ormanların tahribatı geriye dönülemez bir noktaya gelecek. Gelin,
buna izin vermeyin; gelin, bu kanun tasarısını geri çekin.
Hatta, onu da bırakın, Anayasa Mahkemesine götürülecek birçok maddesi
olan bir tasarı. Örneğin
Değerli
arkadaşlar, bakın, ormanla ilgili yapılan bir düzenlemede,
tasarının 18inci maddesinin ek madde 16sında deniyor ki:
Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen
bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve
tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri
bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan
taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı
taşımayan alanların orman sınırlarının
dışına çıkartılması
Bakın,
Anayasanın 169uncu maddesi Sayın Bakan, dikkatle dinlemenizi
istiyorum çünkü bu tasarıda getirdiğiniz hüküm Anayasaya tamamen
aykırı bir hüküm- diyor ki: Orman olarak muhafazasında bilim ve
fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım
alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen
yerler
Siz de diyorsunuz ki: Tarım alanına dönüştürülmesi de
mümkün olmayan yerler
Anayasa, tarım alanına dönüştürülmesi
kesin olan yerler için böyle bir izni veriyor; siz, o Anayasa hükmünü tersine
işletmeye çalışıyorsunuz. Ayrıca, diyor ki: 31/12/1981
tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam
olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi
çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta
kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler
Bu tür
yerler dışında orman sınırlarında daraltılma
yapılamaz. Anayasa hükmü. Siz de diyorsunuz ki: Tarım alanına
dönüştürülmesi mümkün olmayan yerlerde bunları yapalım.
Taşlık, kayalık, verimsiz, fiilen orman vasfı
taşımayan alanları yapalım.
Bakın,
Sayın Bakan, güzel bir görüntü değil mi? Giresunun Kuzalan
Şelalesi, siz gayet iyi biliyorsunuz, buraları mutlaka
görmüşsünüzdür. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, taşlık, kayalık alanlar -buralar kayalık,
taşlık- bu mudur orman sınırının
dışı, tarım yapılması da mümkün olmayan yerler?
Buraları şimdi siz yerleşime mi açacaksınız? Bu
güzelim arazileri, bu güzelim ormanları, doğayı siz
yerleşime açmayı mı düşünüyorsunuz?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Orası korunan alan olduğu için kimse dokunamaz.
KAMİL
OKYAY SINDIR (Devamla) Bunu isteseniz de Sayın Bakan, Anayasa buna kesin
hüküm olarak izin vermiyor ve bu Anayasa Mahkemesinden dönecek. Ama esas olan
ne biliyor musunuz Sayın Bakan? Bu kanun tasarısı
kanunlaştıktan sonra biz çırpınacağız, bunu
Anayasa Mahkemesinden -tabii, ülkede hukuk organlarının ne kadar
bağımsız ve tarafsız karar verebildiği de şüphe
götürürken- Anayasaya aykırılık yönünden iptal ettirmeye ama
Sayın Genel Başkanınızın da söylediği gibi,
atı alan Üsküdarı geçmiş olacak, buralar orman sınırının
dışına çıkartılacak hem de bir telaş içerisinde.
Bakın, bunu göreceğiz, hepimiz şahit olacağız, içimiz
yanacak, inanın içimiz yanacak. Ne olursunuz Sayın Bakan, siz vicdanlı
birisiniz, iyi bir insansınız, bu kanun tasarısının bu
maddelerini -sulama birliklerine de geleceğim- geri çekiniz, vazgeçiniz.
Bizler bugün varız yarın yokuz. Çocuklarımızın,
torunlarımızın, gelecek nesillerimizin bu ülkede... Hani bizim
övündüğümüz; Anadolumuz; zengin coğrafyası, doğal
güzellikleriyle dünyanın eşsiz bir coğrafyası, yurdu diye
gurur duyduğumuz, göğsümüzü kabarttığımız bu
ülkeyi bizim çocuklarımız da aynı gururla ve göğsünü
kabartarak nesillerine iletsinler; ne olursunuz yapmayınız.
Değerli
arkadaşlar, bir başka konu, Tarım Kanunu, 5488 sayılı
Kanun. 18 Nisan 2006da, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında
çıkartılmış bir kanun. Bir eksiklik vardı, yasal
eksiklik, boşluk vardı, bu kanun çıkartıldı. Bu
kanunun zaten amacına bakarsanız, kapsamına bakarsanız
hatta tarım politikalarının ilkelerine bakarsanız... Mesela
tarım politikalarının ilkelerinde diyor ki: Tarım
politikalarının ilkeleri şunlardır... Şunu, şunu
sayıyor Örgütlülük ve kurumsallaşma, yerinden yönetim,
katılımcılık... ve öncelikleri arasında da Üretici
örgütlenmesinin geliştirilmesi, toprak ve su kaynaklarının
geliştirilmesi ve rasyonel kullanımı.
Şimdi,
sulama birlikleri, 378 sulama birliği gayet başarılı;
tahakkuk edilenlerin tahsilat oranı her yıl, geçmişten bugüne
-yine DSİ raporlarında ortaya konmuş, ispat edilmiş-
gittikçe artan, yüzde 68ler düzeyine kadar gelmiş ve her yıl 3-5
puan artarak geliyor. Performansları gayet iyi. 3-5i kötü olabilir, bir
pire için yorgan yakılmaz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL
OKYAY SINDIR (Devamla) Sayın Başkan, sürem bitti, bir dakika
verebilir misiniz?
BAŞKAN
Buyurun, toparlayın lütfen bir dakikada.
KAMİL
OKYAY SINDIR (Devamla) Bu sulama birliklerinin, katılımcı
demokratik çiftçi örgütlenmesinin, kendi suyunu kullanan çiftçinin bu
birliklerinin kapatılıyor olması... Kim ne derse desin Yok
efendim, kapatmıyoruz onları. falan, bu bir fesihtir. Yarın bir
gün Sulama Birlikleri Kanununa da ihtiyaç kalmayacaktır, o da bir
düzenlemeyle ilga olup geçecektir. Suyu bir meta hâline getirip suyun üzerinden
çiftçiye... Bu sulama tesislerinin işletilmesini hizmet alımı
yoluyla, yap-işlet modeliyle veya -bu modeli gayet yoğun bir
şekilde kullanıyorsunuz- sulama tesislerinin özelleştirilmesi
sonucunda çiftçiye yeni bir yük getireceksiniz. En az iki katı bir sulama
ücreti yükü getireceksiniz. Lütfen, bu katılımcı, demokratik
Tarım Kanununun da öngördüğü yerinden yönetim ve örgütlülüğü de
dikkate alan düzenlemeleri önünüze alınız ve sulama birliklerini de
ortadan kaldıracak bu düzenlemeyi çekiniz diyorum.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Sındır.
Şahıslar
adına ilk söz Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal'a aittir.
Buyurun
Sayın Sarıbal. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakikadır.
ORHAN
SARIBAL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette
konuyu tartışıyoruz, tasarıyı ama bu ülkenin bir de
gerçekleri var. Bu ülkenin gerçeklerinden bir tanesi yarın Çocuklar
ölmesin. diyen bir öğretmenin, altı aylık çocuğuyla
beraber Diyarbakır Cezaevine girecek olması. Bu ülkenin gerçeğidir
bu ve dosyası Anayasa Mahkemesinde henüz incelemeye alınmadı ya
da bir şekilde sonuçlanmadı ama yarın Ayşe öğretmen
altı aylık çocuğuyla beraber Diyarbakır Cezaevine girecek
değerli arkadaşlar. Bu bir vicdan meselesidir, bu bir insanlık
meselesidir ama aynı zamanda bu, bu ülkenin hukuk, adalet dediğimiz
mekanizmasının çökmesi anlamına gelmektedir. Elbette hukukun
yerini guguk aldığını biliyoruz ama guguğun bile
doğada, tabiatta bir karşılığı var hem de çok
kıymetli, işe yarar. O yüzden, bir kez daha bu Meclise çok önemli
sorumluluk düştüğünü düşünüyoruz.
Yine,
AKP Genel Başkanı dün grup toplantısında Malatyadaki
İsmet İnönü Üniversitesinin adını anmayarak malum
üniversite adı altında bir söylemde bulundu. AKP Genel
Başkanını burada şiddetle kınıyorum. Sadece
Türkiyenin değil, dünyanın 1inci veya 2nci sırada, en çok ve
en nitelikli karaciğer naklini yapan bir üniversitedir orası;
kıymetlidir, önemlidir. Buradan AKP Genel Başkanına ancak
şunu söyleyebilirim: Ağzına almak istemediğin o, bu ülkenin
önderlerinden, liderlerinden, büyük önderlerinden İsmet İnönü
sayesinde, onun ve arkadaşlarının kurduğu bu ülkede, bu
ülkenin en önemli insanlarının oturduğu bir makamı
işgal ediyorsun. Elbette benim Cumhurbaşkanım değilsin,
sadece AKP Genel Başkanısın, İsmet İnönüye laf
söyleme hakkın yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)
Şiddetle bir kez daha burada kınamak isterim.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Sayın Vekil, bütün milletin Cumhurbaşkanı.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; çok
açık bir şekilde şunu söylemek gerekiyor
BAŞKAN
Sayın Sarıbal, devletin başıdır, Anayasa gereği
de bütün milletin Cumhurbaşkanıdır, cumhurun
başıdır. Lütfen dikkat edelim.
ÜNAL
DEMİRTAŞ (Zonguldak) Biz, AK PARTİ Genel Başkanı
olarak görüyoruz.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir tasarı geçiyor. Çok
açık bir şekilde daha önce söyledim ama bir iki örnek vermek isterim:
Tasarıyla Sulama birlikleri kapatılmak istenmektedir. Daha önce
DSİ tarafından sürdürülen bir süreç ama yönetimde sorunlar
yaşanınca katılımcı yönetim biçimi nedeniyle sulama
birliklerine devredildi. Şimdi deniliyor ki: Sulama birlikleri bu
işi beceremiyor, biz tekrar Devlet Su İşlerine bunu
alalım.
Şimdi,
bir taraftan şeker fabrikaları zarar ediyor diye
özelleştireceksiniz, öbür taraftan sulama birliklerinin -sizinle hiç
alakası yok, özerk- ne devlete ne kamuya bir yükü yok ama orayı da
darbe yöntemiyle feshedip başkanlarının yerine kayyum
atayacaksınız diyoruz.
Peki,
bakalım, sizin sulama dönemlerinizde yaptığınız
şeye bakalım: Sulama birlikleri, 20 milyon dönüm yani 2 milyon hektar
araziyi sulayan, gayet de başarılı, demokratik yöntemlerle
seçilmiş kurumlardır. AKP öncesi on dört yıllık süreçte
sulama alanları 753 bin hektar artmış, yıl başına
58 bin hektar düşmüş. AKP dönemi, 2002-2015, toplam
sulanmış alan 686 bin hektar, yılda 53 bin hektar ancak
sulanabilmiş yani başarısızsınız Sayın
Bakan, başarısızsınız ama şu sulama birliklerini
özelleştirme, daha doğrusu el koyma, kamulaştırma ve
ardından, bunun devamında sulama birliklerini ve suyu
özelleştirme meselesinin altında acaba İsrail firmalarıyla
yaptığınız o görüşmelerin bir etkisi var mı?
17-25 Aralık sürecinde buzdolabına aldığınız, bugün
tekrar getirdiğiniz Netafim ve onun dolaylı olarak Meksikalı bir
şirketle bir ilişkisi var mıdır? Bunu konuşmamız
lazım, bunu mutlaka ve mutlaka gündeme almamız lazım. Mexichem
denilen bu firma kimdir? Sizinle hangi su yönetim biçimini
tartışmıştır? Netafim, biliyoruz, bir İsrail
firmasıdır. Bu İsrail firmasının Türkiye'de çok ciddi
yatırımları vardır ve sulama teknolojilerinde
inanılmaz yatırımlar yapmaktadır. Başka bir derdini de
biliriz bunun. Bu firma Türkiyedeki su yönetimini beğenmemektedir, aslında
su yönetimini de elinin altına almak ister. Ama bunu doğrudan yapmak
istemez. Neden? Toplumda İsrailli bir firmaya olabilecek bir tepki
nedeniyle.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN
Tamamlayın Lütfen.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Çok teşekkür ediyorum.
Hemen
modelini değiştirir ve Netafim Firması yüzde 80ini 2017
Ağustos ayında 1 milyar 500 milyon dolara sahibi Meksikalı biri
olan Mexichem Firmasına satar. O firma Türkiye'de yeni bir
çalışma metodu geliştirir, yeni bir yöntem geliştirir. Yine
bu firmanın önemli isimlerinden Bernardo Cordovayla siz kendi
Bakanlık sitenizde şöyle bir yazışma yapıyorsunuz:
Bakan Veysel Eroğluyla bir araya gelerek ormancılıkta, su
kaynakları yönetiminde ikili iş birliği projelerini
başlatmak ve başlatmak için yeni yollar belirlemek, çölleşme,
biyolojik çeşitlilik ve diğerleriyle mücadele etmekten onur
duyuyoruz. Sayın Bakan -bu kanun tasarısının- daha önce
Dünya Bankası ve FAO Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü raporunu söylemiştim; niyet belli. Şimdi bir de buraya
İsrail patentli ama Meksika kökenli bir firma devreye girdi ve siz bununla
bir görüşme yapmıştınız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Biz biliyoruz, bu ülkenin sularının, bu ülkenin
topraklarının satılacağını biliyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar) Sizden isteğimiz şu:
Çıkın, bu halka bunu sahici bir şekilde söyleyin. Bu ülkenin
çiftçisi, bu ülkenin köylüsü, bu ülkenin emekçisi; sizi köle
yapacağız, siz ağalarınız için
çalışacaksınız. deyin, hep beraber bu sürüncemeli süreçten
çıkalım ve bu ülkeye gerçekleri söyleyelim.
Hepinize
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ERHAN
USTA (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Usta, önce size söz vereyim, sonra Sayın Muşa
vereceğim.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
26.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın, Meclisi ziyaret
eden Samsunun Çarşamba ilçesinden muhtarların
Cumhurbaşkanından, Samsuna yapılacağı açıklanan
yeni üniversitenin Samsunun doğu ilçelerini kapsayacak şekilde bir
Yeşilırmak üniversitesi olması şeklinde bir önerilerinin
olduğuna ilişkin açıklaması
ERHAN
USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şu
anda ziyaretçi locasında Çarşambadan muhtarlarımız var;
gerçi bir kısmı herhâlde dışarı
çıkarıldı ama Muhtarlar Derneği Başkanımız,
Ziraat Odası Başkanımız ve 20 kadar muhtarımız
Meclisimizi ziyaret etti. Kendilerinin bir talebi var; Sayın
Cumhurbaşkanının Samsunda açıkladığı yeni
üniversitenin Samsun'un doğu ilçelerini kapsayacak şekilde bir
Yeşilırmak üniversitesi olması şeklinde bir önerileri var.
Biz de bu önerilerini destekliyoruz. Kendilerine hoş geldiniz diyorum ben.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın
Muş, buyurun.
27.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Bursa
Milletvekili Orhan Sarıbalın 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde şahsı adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; az önce Sayın Genel Başkanımıza ve
Cumhurbaşkanımıza yönelik kullanılan ifadeleri
reddettiğimizi ifade etmek isterim. Cumhurbaşkanımız, yüzde
52 oy almak suretiyle seçilmiştir ve 2014 yılında yapılan
seçimlere buradaki siyasi partiler aday göstermişlerdir ve onların
arasından seçilerek gelmiştir; devletin başıdır ve
Türk milletini temsil eder. Sayın vekil Benim Cumhurbaşkanım
değil. diyorsa, ha, o kendisini Türk milletinin bir parçası
görmüyorsa benim ona diyeceğim bir şey yok ama Türk milletinin
temsilcisi ve devletin başıdır Cumhurbaşkanı.
Teşekkür
ederim.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Sarıbal
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Türk milletiyle alakalı hiçbir kelime ve sözcük
kullanmadım, sadece kendim bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak kendi adıma Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı adı
altında değil AKP Genel Başkanı olarak gördüğümü
Türkiye milleti hakkında ya da Türk milleti hakkında
söyleyebileceğim hiçbir sözüm olmadı. Lütfen, daha doğru bir
şey söylemelerinde yarar var.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, biz de ifade ettik; devletin başıdır, cumhurun oyuyla
seçilmiştir, bu anlamda da
HAYATİ
TEKİN (Samsun) Biz seçilmesin diye elimizden geleni yaptık.
BAŞKAN
Tamam, siz isteseniz de istemeseniz de halk seçti. Dolayısıyla bu
ülkenin Cumhurbaşkanıdır, azami saygıyı da göstermek
durumundayız.
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Seçilmesine saygı duyuyoruz ama bir parti
genel başkanı olmasına
HAYATİ
TEKİN (Samsun) Seçilmesine saygımız var ama seçilmesin diye
kapı kapı dolaştık.
ÜNAL
DEMİRTAŞ (Zonguldak)
80 milyonu temsil etmiyor ama AK PARTİlileri temsil ediyor.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, kısa bir açıklamada bulunacağım.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan.
28.- Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel
Eroğlunun, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbalın 548 sıra
sayılı Kanun Tasarısının üçüncü bölümü üzerinde
şahsı adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; özellikle
şunu belirtmek isterim: İkili iş birliği
anlaşmaları, özellikle barajlar, hidroelektrik santraller, sulama
tesisleriyle alakalı, AK PARTİ hükûmetlerinden önce, daha önceki
koalisyon Hükûmeti zamanında yapılmış takriben 29 büyük
baraj ve hidroelektrik santral, ayrıca 13 tane bilhassa Güneydoğu
Anadoludaki sulama tesisleri. Biz bunlardan, baraj ve hidroelektrik
santrallerden, başlayanlar dışında hepsini tamamen iptal
ettik, onları yap-işlet-devrete çevirdik; bir.
İkincisi,
daha önce İsraille ve Slovenyayla yapılmış
hükûmetlerarası ikili iş birliği anlaşmalarının
hiçbirisini de uygulamaya koymadık; tamamen öz kaynakla kendimiz
yaptık, bunu da özellikle vurgulamak istiyorum.
Benim
de, hiç öyle, Meksika firmasının gelip görüştüğüne dair
hiçbir şeyim yok ama bir yerde
karşılaşmıştır, onu kendi sitesine koymuştur
ama resmî bir ziyaret söz konusu değildir. Bizimle herkes resim
çektiriyor, bu da
Bana gelen
Sadece Meksika Büyükelçisi ziyaret etti. Tabii,
ki bir Büyükelçidir, saygı duyuyoruz; onunla görüşmelerimiz oldu, onu
da özellikle belirteyim. Türkiye ile Meksika arasında ikili iş
birliğinin geliştirilmesi konusunda bir mutabakata vardık,
meselenin özü budur. Bunun adı da Bernardo Cordova Tello.
Teşekkür
ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Bakan.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/929) ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 548) (Devam)
BAŞKAN
Şahıslar adına ikinci ve son konuşmacı, Edirne
Milletvekili Rafet Sezen.
Buyurun
Sayın Sezen.
Süreniz
beş dakikadır.
RAFET
SEZEN (Edirne) Değerli milletvekilleri, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının üçüncü bölümü
üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle, aziz milletimizi ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun tasarısıyla, su kaynaklarının
korunması ve etkin biçimde yönetimini sağlamak üzere Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğünün su tahsis yetkisi açık olarak
düzenlenmektedir. Bununla birlikte, arazi toplulaştırma ve tarla içi
geliştirme hizmetlerinin yapılması yetki ve görevi Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğüne verilmektedir. Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilecek bu
hizmetlerin sulama projeleriyle uyumlu olarak yapılması sayesinde
çiftçimizin, tarımsal faaliyetlerini verimli hâle getirmesi
sağlanacaktır.
Yukarıda
bahsi geçen hizmetlerin aynı kurum içerisinde koordinasyon sağlanarak
yürütülmesi maksadıyla, bu kanun tasarısıyla Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü Teşkilatında yeni daire
başkanlıkları kurulmakta ve kadrolar ihdas edilmektedir. Bu
tasarının yasalaşmasından sonra sulama tesislerinin meydana
getirilmesi için harcanan bedellerin çiftçilerimizden alınmasından
vazgeçilmektedir. Yapılan bu düzenlemeyle çiftçilerimizin zirai
üretimindeki maliyet girdisi azaltılarak elde edecekleri ürünlerdeki
kârlılık payı artırılmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarıyla ayrıca sulama tesislerinin işletme
ve bakım hizmetlerinin yerine getirilmesini sağlamak maksadıyla
mahallî idarelere görev ve yetki verilmektedir. Mahallî idarelerin sözü edilen
tesislerin işletme ve bakım hizmetlerini üstlenmesi hâlinde
çiftçilerimize de bu yönde katkı sağlayacaktır. Bunun
yanında zirai sulama maksadıyla kurulan sulama kooperatiflerinin
kuruluşu, denetimi ve sonlandırılmasına dair yetki Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğüne verilerek uzmanlık alanına
uygun kuruluşa yetki verilmesi sağlanacaktır. Sulama birlikleri
tarafından işletilen sulama tesislerinde su
kullanıcısı çiftçilerimizden gelen şikâyetler dikkate
alınarak sulama birliklerine kamu personeli yöneticilerin atanması ve
bu birliklerin denetiminin artırılarak sulama tesislerinin çiftçimize
problemsiz hizmet sunmasını amaçlıyoruz.
Değerli
milletvekilleri, bununla birlikte, zirai maksatla sulama tesislerinin elektrik
ihtiyacının karşılanması için kurulacak enerji
tesislerinin lisans alma sınırına tabi olmaksızın
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından
yapılmasına yetki verilmiştir. Böylece yenilenebilir enerji
kaynaklarından faydalanarak zirai maksatlı tesislerin enerji
ihtiyacı karşılanacaktır. Bu kanun tasarısıyla
çiftçilerimize tarla içi sulama sistemleri desteği adı altında
yeni bir destekleme ödemesi getiriyoruz. Bu desteğin
kullandırılmasında DSİ Genel Müdürlüğü yetkili
olacaktır. Kamulaştırma Kanununda yapılan
değişiklikle kamulaştırma bedelinin kesinleşmesine
kadar vatandaşımıza ödenecek bedel nemalandırılmak
suretiyle yargı makamlarınca kesin olarak belirlenen
kamulaştırma bedeli vatandaşımıza ödenecektir. Böylece
taşınmazın kamulaştırılması safhasında
farklı bedellerin ödenmesi veya geri alınması söz konusu
olmayacaktır.
Değerli
milletvekilleri, iktidara geldiğimiz 2002 yılından bu yana Orman
ve Su İşleri Bakanlığımızın
çalışmalarına bir bakacak olursak ne denli büyük hizmetler
yaptığımız açık bir şekilde
anlaşılacaktır. On beş yılda 7.200 tesisi aziz
milletimizin hizmetine sunduk. Bunlardan 508i baraj, 513ü HES, 327si gölet,
1.171i sulama tesisi, 193ü içme suyu temini tesisi, 17si atık su
arıtma tesisi ve 4.471i taşkın koruma tesisidir. Bin Günde
1.001 Gölet ve Bent Projesiyle 1,7 milyon dekar arazide sulama ve
taşkın koruma faydası sağlanmıştır.
Hedefimiz, 2023 yılına kadar 1.384 dere ıslahı daha yaparak
taşkınları asgariye indirmeyi amaçlıyoruz. Göl Su Projesi
başlattık; bu projeyle, 2019 yılı sonuna kadar 1.071 gölet
inşa edeceğiz. Bu göletlerden 159u tamamlanmış, 542si
inşaat aşamasında, 370i ise proje aşamasındadır.
85 milyon dekar sulanabilir arazi, zirai arazilerimizin yüzde 77si sulamaya
açılmıştır. Sulamaya açılan 65,3 milyon dekar arazide
uygun ziraat usulleri ve ürün deseniyle tarım yapılması
durumunda takriben yıllık 32 milyar TL zirai gelir
artışı sağlamak mümkündür. 2003 yılından itibaren
modern sulama sistemine geçilmiştir. Böylelikle, zirai sulamada büyük su
tasarrufu sağlanmaktadır.
Edirne
ili özeline baktığımız zaman, 465.439 hektar ziraata
elverişli arazinin DSİce etüt edilen kısmı 288.670
hektardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
RAFET
SEZEN (Devamla) DSİ etütlerine göre, ekonomik olarak sulanabilir arazi
214.882 hektardır; işletmeye açılan saha 76.358 hektar,
yatırım programında bulunan saha 47.906 hektar, proje
aşamasındaki saha 88.170 hektar ve etüt aşamasındaki saha
2.448 hektardır.
Daha
yapacağımız çok iş var; suyun mimarı Değerli
Bakanımız ve ekibine güvenimiz sonsuz. Bu işi
başaracağımızı biliyoruz, bu işi
başaracağız.
Bu
vesileyle, bu kanunun ülkemiz ve milletimiz için hayırlı
olmasını diliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi
konuşmalar tamamlanmıştır bölüm üzerinde.
Soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz on beş dakika süreyle; bu sürenin
yarısını soru, yarısını cevap için
kullanacağım.
Sayın
Gürer, buyurun.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Dikilitaş kasabasının 6 kilometre güneybatısı
Aşlama, İçmeli, Yarhisar köyleri arasında yer alan gölet su
sızdırmaktadır. Niğde ilinde yüzde 74
sızıntısı olan gölet tam randımanlı ne zaman
çalıştırılacaktır?
Darboğaz,
Emirler, Kılan bölgesinde de kirazla geçimini sağlayan
halkımız, bu bölgedeki göletlerin kapalı sistem
olmamasının yanında, Darboğaz Göletinin -daha önce size
bahsetmiştim- su sızdırması nedeniyle su toplanmamasından
dolayı kaygı içindedir. Devlet Su İşleri buraya gitmiş
ama çalışma yapılmıyor şu anda Darboğaz
Göletinde. Bununla ilgili çalışma ne zaman yapılacaktır?
Dikilitaş
köyünde 6 kuyu ve bunun yanında Çavdarlı köyünde de birden fazla kuyu
borçlarından dolayı kapalıdır. Acaba su borçlarından
dolayı kapalı olan kuyular için bir af getirmeyi düşünüyor
musunuz? Yani bunların borçlarının sıfırlanarak bu
kuyuların çalışır hâle getirilmesini düşünüyor
musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Bektaşoğlu.
BÜLENT
YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Erdoğan-Bahçeli
ikilisinin kafa kafaya vererek alelacele aldıkları, sonra da
uygulamaya koydukları baskın seçim kararı sürpriz değildir
çünkü beraber yürüdükleri yolun sonu göründü. Bu karar on altı
yıldır AKPnin ekonomide, siyasette uyguladığı
politikanın iflasının ilanı; batışın,
çöküşün, sıkışmanın, ülkeyi yönetememe acziyetinin bir
ürünüdür. Tutunacak dalları kalmadı, on sekiz ay daha bekleyemediler;
başka çareleri yok, istifa ederek çekip gitmek yerine belli ki seçimde
yenilerek erkenden gitmek istiyorlar. O zaman erken seçimler hoş geldi,
sefa geldi. Aylar önce dediğimiz gibi, bir kez daha Hodri meydan!
diyoruz. CHP olarak seçime hazırız,
hazırlıklıyız, saray ittifakını yeneceğiz,
kurdukları sandıkta boğulacaklar. 24 Haziranda iki bayram
arasında bir başka bayram olacak. Ülkemiz, halkımız bu zam,
zulüm, işkence, baskı düzeninde, kaostan erkenden kurtulacak. Hep
birlikte el ele vererek tek adam yönetimini reddedeceğiz, demokratik
parlamenter sistemi, hukuk düzenini yeniden kuracağız;
barışı, huzuru egemen kılacak ve ülkemizi demokrasiye
kavuşturacağız, Cumhurbaşkanını seçeceğiz.
BAŞKAN
Sayın Akar...
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Bakan, ormanlar sadece odun üretim alanları
değildir. Ormanlar, iklimi düzenleme, erozyonu önleme, su üretimi ve
yenilenebilir enerji kaynağı sağlar.
İzmitin,
Kocaelinin kalbi olan kuzeydeki ormanlara bir çöp entegre tesisi yapılmak
isteniyor, çöp tesisi kurulmak isteniyor ve yakma ünitesi yapılmak
isteniyor. Bu ormanlık alan aynı zamanda Kocaeli Üniversitesi
Umuttepe kampüsünün hemen yanında Üçgaziler köyü, Sepetçi köyü,
Doğancılar, Pamuklar, Kepekli, İshakçılar ve Kocaoğlu
köyleri bulunuyor. Bu ormanlık alana yapılmak istenen çöp tesisinin
veya atık yakma tesisinin etkileyeceği bir başka kaynak da
İzmitin, Derince diye adlandırdığımız,
meşhur Çenesuyu havzasında bulunuyor. Muhtarların, sivil toplum
örgütlerinin, bölgede yaşayan vatandaşların karşı
çıkmasına rağmen, geçen gün yapılan ÇED toplantısı,
göstermelik bir ÇED toplantısı, muhtemelen de sizin izniniz olacak bu
işte. Ama, tesise kimse karşı çıkmıyor, yerine
karşı çıkıyor. Bunun yerinin değiştirilmesi
konusunda sizin bir gayret göstermeniz gerekiyor diye düşünüyorum.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş
ÜNAL
DEMİRTAŞ (Zonguldak) Son günlerde döviz kurlarında büyük
artışlar olmuştur. Bu nedenle Hazinenin proje borçlarına
garantör olduğu ve alım garantisi verdiği, döviz üzerinden
finansmanı sağlanan yap-işlet-devret projelerinde de büyük
sorunlar ortaya çıkmıştır.
Bu
bağlamda, 2003 yılından bugüne kadar Hazine garantisi verilen
kaç proje vardır? 2003 yılından bugüne kadar Hazine garantisi
verilen projelerin toplam değeri dolar ve euro üzerinden ne kadardır?
2003ten bugüne kadar Hazinece alım garantisi verilen toplam kaç proje
vardır? Bu projelerin isimleri nelerdir? 2003ten bugüne kadar Hazinece
alım garantisi verilen projelerden garanti kapsamında hangi projeye
ne kadar ödeme yapılmıştır? Bugüne kadar bu projelere
toplamda ne kadar ödeme yapılmıştır? Yine, 2014ten bu yana
Hazine tarafından bu projelere borç üstlenilmesi nedeniyle döviz ödemesi
yapılmış mıdır, yapıldıysa ne kadar
yapılmıştır?
BAŞKAN
Sayın Tümer
ZÜLFİKAR
İNÖNÜ TÜMER (Adana) Sayın Bakan, İzmirin Selçuk ilçesi
sınırlarındaki Efes Antik Kentindeki hem doğal sit
alanı hem de Küçük Menderes sulak alan içerisinde bulunan kanalın ÇED
raporu dışında değerlendirilerek yeniden açılması
girişimi bir çok sorunu da beraberinde getirecektir. Mevcut onaylı
koruma amaçlı imar planında böyle bir kanal bulunmamaktadır.
Yapılması planlanan kanal projesi; belediye, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, Orman ve Su İşleri
Bakanlığıyla yürütülmektedir ve kültür varlıkları
dikkate alınmamaktadır. Kanalın yapılması durumunda
Dünya Miras Listesinde yer alan Efes konusunda UNESCOda bir kriz
yaşamamız, belki de Efesin Tehlike Altındaki Miras Listesine
alınması söz konusu olabilir. Bu durumun yaşanmaması için
ihalenin durdurulması, Koruma Kurulu, Kültür ve Turizm
Bakanlığıyla kazıyı da içeren yeni bir
yaklaşım gündeme gelmeli, kanaldan önce kazı öncelikli
olmalı, yönetim planı uygulamaya konulmalıdır. Bu konuda
hassasiyetinizi rica ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Sarıhan
ŞENAL
SARIHAN (Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın
Bakan, DSİ Proje İdaresi adı altında yetkilendirilerek
su, toprak, orman ekosisteminin kullanıma, ticarileştirilmeye
açılmasında yetkili kurum hâline getiriliyor. Böylece, Tapu
Kadastronun tapu üzerindeki işlevi de devre dışına
çıkıyor. Ayrıca, meralara, tarlalara, bağlara, bahçelere -toplulaştırmayla-
zorla el konuluyor ve bu alanlar endüstriyel tarıma açılıyor.
Bağı, bahçesi, tarlası olan şahısların yaşam
alanlarına, mülklerine el konuluyor, yurttaşın mülkiyet
hakkı yok sayılıyor. Acaba bu konuda, özellikle mülkiyet
hakkının korunması konusunda nasıl bir önlem
alacaksınız?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Kılıç
İMRAN
KILIÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, Kahramanmaraş ilinin yüz ölçümünün yüzde 36sı
ormandır. Bu ormanların yüzde 39u verimli, yüzde 61i bozuk
ormanlardan oluşmaktadır. Ağaçlandırma
çalışmaları kapsamında 2003-2018 yılları
arasında 131 milyon 445 adet fidan dikilmiştir ilimde. Ayrıca,
20 bin dekar alanda bozuk ormanların rehabilitasyonu
yapılmıştır. Yine, 506 okul bahçesinde 44.763, 87
ibadethane çevresinde 4.220, 116 mahalle mezarlığında 25.820,
201 kilometrelik kara yolu alanında da 67.463 adet fidan dikilmiştir.
İlde, 18 mesire yeri, 2 şehir ormanı, 3 bal ormanı
kurulmuştur. 2 tabiat parkı, 1 tabiat koruma alanı, 1 yaban
hayatı geliştirme sahası, 17 avlak sahası, 5 genel avlak
sahası, 1 örnek avlak sahası, 1 kınalı keklik üretim
merkezi, 1 geçici hayvan bakım evi bulunmaktadır. Bu muazzam
hizmetlerde emeği geçen AK PARTİ kadrolarına ve Sayın
Bakanımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Yıldız, size de çok kısa bir söz vereyim.
Buyurun.
HÜSEYİN
YILDIZ (Aydın) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanım, Aydın İkizderedeki barajı siz yaptınız,
Büyükşehir Belediyesine devrettiniz. Bundan on beş gün önce o
barajın etrafındaki yani Aydın ile İncirliovanın
arasındaki o yeri jeotermal için Valilik ihaleye çıkardı, bir
firmaya verdi. Bu konuda, o ihaleyi iptal edecek misiniz? O barajın bütün
suları İncirliova, Germencik ve Aydın merkeze veriliyor ve
barajı yapan da sizsiniz. Şu an etrafında jeotermal elektrik
santrali kurulması için Valilik orayı ihaleye çıkardı. Bu
konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Şimdi
soruları cevaplandırmak üzere Orman ve Su İşleri
Bakanımız Sayın Veysel Eroğluna sözü
bırakıyorum.
Buyurun
Sayın Bakanım.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekillerim; evvela soru soran
değerli vekillerime çok teşekkür ediyorum. Tabii, bunları
mutlaka dikkate alacağız.
Ayrıca,
Niğde ilinde su sızdıran Darboğaz Göletindeki
konuları ele alacağım.
Borçlardan
dolayı
Biliyorsunuz, yeni bir yapılanma var -kanunda var zaten-
inşallah, çiftçilerin borçlarını
yapılandırıyoruz. Hatta, sayın vekilim, biliyorsunuz,
bundan sonra çiftçilerin baraj, gölet, sulama şebekesinden intikal edecek
olan borçları da artık dikkate alınmayacak yani amortismana tabi
olmayacak. Bu da gerçekten, çiftçilerin üzerinden büyük bir yükün kalkması
demek yani devlet yapacak.
Sayın
Bektaşoğlu, tabii, seçim kararı verildi ama CHP de ne dedi?
Hodri meydan! dedi. Biz de diyoruz ki: Hodri meydan! Buyurun o zaman. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Özellikle siz
istediniz. Hodri meydan! deyince
MHP istiyor, CHP istiyor
dolayısıyla bizim de bu seçimi istemememiz, seçimden kaçmamız
olmaz. Biz milletimize güveniyoruz, Allahın izniyle gümbür gümbür seçimi
kazanacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Biz de öyle.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Biz de güveniyoruz milletimize.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) AK
PARTİ olarak hazırız yani, onu söyleyeyim. Türkiye hazır,
AK PARTİ hazır efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Bu tasarıdan sonra biraz zor Sayın Bakan,
bu tasarıdan sonra biraz zor.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Sayın Akar, özellikle, tabii, bu şeye bakacağım. Tabii,
Çenesuyunu ben biliyorum, gerçekten, Sayın Akar, Çenesuyu çok
muhteşem bir su yani hakikaten bunu korumak hepimizin vazifesi.
Sayın
Akar, inşallah, onu ben dikkatle takip edeceğim, gerek Orman Genel
Müdürlüğü gerek DSİden arkadaşlarımız da takip
edecek, size de bilgi sunacağız. Yani Çenesuyunu korumak bizim
boynumuzun borcudur.
Sayın
Demirtaş, özellikle şunu belirteyim: Daha önce, AK PARTİ
Hükûmetinden önce -az önce söyledim, ben, tabii, sadece
Bakanlığımızla alakalı olan durumu söylüyorum,
diğer bakanlıklarla ilgili durumu size yazılı olarak
bildireceğim- tam 65 milyar dolar hazine garantili hükûmetler arası
ikili iş birliği anlaşmaları imzalanmış. Bu,
büyük bir yüktü ve dolayısıyla hem hazinenin borçlanma yükünü hem de
faiz yükünü fevkalade artırıyordu. Bunlar neydi? Orman ve Su
İşleri Bakanlığında, bilhassa DSİde büyük baraj
ve hidroelektrik santraller, sulama tesisleri. Bunun dışında
zaten bir şey yoktu. Bunlarla ilgili toplam borçlanma yükü 65 milyar dolar
ama biz dedik ki: Bu uygun değil. Çünkü ikili iş birliği
mucibince bunlar, biliyorsunuz, Anayasanın 90ıncı maddesine
göre kanun hükmünde. Dolayısıyla bu gibi durumlarda konsorsiyumlar
belirleniyor, pazarlık suretiyle işler veriliyordu. Ben baktım
-birkaç tanesi yapılmış- fiyatlar çok yüksek. Yeni bir kanun
çıkardık. Dedim ki: Bunu, hazinenin borçlanma yükü olmadan
yap-işlet-devretle yapmak istiyorlarsa buyursunlar. Böylece kanunla
bunları bertaraf ettik, 65 milyar dolar borç yükünü kaldırdık; bir.
Sulamalarla
ilgili gene pek çok ülkeyle -Türkiye ile İsrail, Türkiye ile İspanya
vesaire- sulama projelerinin yapılması ve hazine garantili olarak
kredi getir-yap, pazarlıkla... Bu da çok pahalıydı. Hatta bir
tanesini maalesef benden önce yapmışlar -yaylak sulaması-
baktım fiyat tam 13 misli pahalı. Neticede onları da sümen
altı yaptık, öz kaynakla yaptık. Şu anda GAP bölgesinde
yaklaşık 600 bin hektarlık alanı öz kaynakla sulamaya
açtık.
Dolayısıyla
bizim şu anda Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak
hazine garantili herhangi bir şeyimiz yok, yoktur ama diğer
bakanlıklarla ilgili konuyu, 2014ten sonraki döviz ödemeleri nedir, ne
değildir soruyorsanız şu anda bilemiyorum. Benim
Bakanlığımla ilgili yok, sıfır. Hatta gerçekten büyük
bir cesaretle 65 milyar dolar borçlanma yükünü kaldırmak gibi bir meseleye
el attık. Bunu özellikle belirteyim ama diğer bakanlıkları
istiyorsanız onu sizlere yazılı olarak cevap veririz. Onun
istiyor musunuz, bilemiyorum.
ÜNAL
DEMİRTAŞ (Zonguldak) İstiyorum, istiyorum. Diğer
bakanlıkları soruyorum zaten.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) -
İstiyorsanız onu yazılı olarak ilgili bakanlıklara
ileteceğim.
Sayın
Tümer, ben de biliyorsunuz bir dönem İzmir Milletvekiliydim, o bölgenin
evladıyım. Biliyorsunuz bu Efes'te antik bir kanal vardı. Zaman
içinde dolmuş maalesef. Bu antik kanalla ilgili bütün oradaki, Efes'te,
İzmir'deki
İşte İzmir vekilimiz var burada. Dediler ki:
Ya bu kanalın tarihî hususiyetlerini bozmadan, koruma kullanma dengesi ve
koruma kullanma iznini almak suretiyle, hatta UNESCOdan görüş almak
suretiyle bunu açalım. Ve bu projeyi yaptık. Tamamını
açmıyoruz, sadece orada kayıkların gireceği kadar
-gerçekten turizm açısından çok önemli- onu hazırladık. Size
de sunalım.
Benim
anlayışım, katılımcı anlayış. Daha önce
valilikte de, bütün vekillerimizi davet ederek -gelen vekillerimiz oldu- bunu
sunduk, bütün tarafların bilgisini aldık ama herhangi bir
itirazınız veya tavsiyeniz varsa, bunu dikkate almak bizim de
boynumuzun borcudur.
Kaldı
ki önümüzdeki pazar günü Sayın Başbakanımızla
İzmirdeyiz, sizi de davet ediyoruz. Hatta, biliyorsunuz, geçen sene yanan
alan vardı Mendereste ve Bayındırda. Bu alanların bir
santimetrekaresini başka maksatla kullanmadan ağaçlandırdık.
Son fidanları da pazar günü saat on bir de, Sayın Başbakanımız
Binali Yıldırımla birlikte dikeceğiz. Sizleri de, bütün
İzmir milletvekillerini de davet ediyoruz. Şeref verirsiniz. Bunu da
arz etmek istiyorum.
Bu
kanalla ilgili herhangi bir şey varsa, onu da dikkate alalım. Hatta
hemen ben getirteyim projeleri, ister pazar günü oradayız isterse daha
sonra, bakalım. Herkesin mutabık kaldığı bir projeyi
yapmak bizim boynumuzun borcu. Bizzat ben ilgileniyorum. Bunu arz edeyim.
Sayın
Sarıhan, özellikle suyun ticaretleşmesi diye bir şey yok kati
surette. Dikkat ederseniz biz, kanunda ticarileşmeyle ilgili
yanlış anlaşılabilir bir madde vardı, hatta
değerli vekillerim gerek AK PARTİ, CHP, MHP Grubu Ya bu
yanlış anlaşılabilir. diye
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Müsaade eder misiniz
BAŞKAN
Tamamlayın Sayın Bakan
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Onu da
yanlış anlaşılmasın diye çıkardık. Burada
suyun ticarileştirilmesi, satışı kati surette söz konusu
değil, sadece sulamayla ilgili birtakım işletme giderlerinin
alınması söz konusu.
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Sulama tesisleri işletmesinin hizmet
alımı yoluyla
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hizmet
alımı olabilir ama suyun satışı manasında
değil bu, bakın. Hatta, biliyorsunuz Sayın Vekilim, sizin de
teklifinizle, özellikle Komisyon Başkanımızın
desteğiyle yanlış anlaşılacak maddeyi
değiştirdik, büyük bir mutabakat sağladık.
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Onları çıkardık Sayın
Bakanım.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Tabii
ki mülkiyet hakkını korumak hepimizin temel vazifesidir, onu da arz
etmek istiyorum.
Evet,
diğer hususlara vaktimiz kalmadı ama son olarak Sayın
Kılıç size de teşekkür ediyorum. Biz bütün Türkiyede
ağaçlandırma yapıyoruz. Daha önce Orman teşkilatı
sadece ormanlık alanda çalışıyordu ama şimdi, 2011
yılından itibaren Orman teşkilatı olarak yol
kenarları, okul bahçeleri, hastane avluları, mezarlıklar,
mabetlerin avluları, her tarafı ağaçlandırıyoruz.
Arz
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.11
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.29
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Nurhayat
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu
açıyorum.
548
sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Bölüm
üzerindeki konuşmalar tamamlanmış, soru-cevap işlemi de
bitmişti.
Şimdi
üçüncü bölüm üzerindeki önerge işlemlerine başlayacağız.
41inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 41inci maddesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Barış
Yarkadaş
Muğla
Giresun
İstanbul
Mahmut
Tanal Namık
Havutça Levent
Gök
İstanbul
Balıkesir
Ankara
Kamil
Okyay Sındır Orhan
Sarıbal
İzmir
Bursa
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Ankara Milletvekili Levent Gök konuşacaktır.
Sayın
Gök, buyurun.
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 41inci maddesi üzerinde söz aldım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; az önce Sayın Bakanın çok
coşkulu bir şekilde Millete gidiyoruz, gümbür gümbür
geleceğiz. sözlerini görünce, Sayın Bakanın millete bir borcu
olduğunu, bir hesap vermesi gerektiğini düşünüyorum. Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Sayın Bakanı
kastederken iktidarın tümünü kastediyorum. Bu iktidar, halkın
parasını kanunsuz bir şekilde kullanmıştır. Bu
iktidarın bütçeden kullandığı paraların çoğunun
temelinde hukuk yoktur, yasa yoktur. Bu iktidar, Anayasa Mahkemesi eliyle,
Anayasa Mahkemesi iş birliğiyle halkın parasını çarçur
eden bir iktidardır; halkın parasını hiçbir yasal
dayanağı olmadan kullanan bir iktidardır. O yüzden, Sayın
Bakan, koşa koşa millete gidin ama millet de koşa koşa size
gelecek ve o haksız yere kullandığınız paraların
hesabını soracak.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz hafta içerisinde
Anayasa Mahkemesi 2016 ve 2017 yılı bütçe kanunlarının
Cumhurbaşkanına, Hükûmete, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Kamu
İhale Kanunu ve diğer kanunlardaki sınırlamalara tabi
olmaksızın, keyfî bir şekilde para harcama yetkisi veren
düzenlemelerini iptal etti. Sayın Bakan, bundan haberiniz var mı
sizin? Haberiniz var. Geçen yıllar da aynısını
yaptınız, şimdi de aynısını yapıyorsunuz ama
bir suç ortağınız var, Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi,
Cumhuriyet Halk Partisinin bütçe kanunuyla ilgili yaptığı
başvuruları bütçe yılı geçtikten sonra sonuçlandırmak
suretiyle, Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru yürümez.
ilkesinden hareketle sonuçsuz bırakmaktadır. Anayasa Mahkemesi,
merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri arasındaki
ödenek aktarmalarının ancak kanunla yapılacağını
öngören düzenleme kapsamında, Maliye Bakanına verilen ödenek aktarma
yetkisini iptal etmiştir. Şimdi, 2016 yılında Maliye
Bakanının bu aktardığı ödeneklerin hesabı
nasıl sorulacaktır? Anayasa Mahkemesi bunu iptal ediyor, Anayasa
Mahkemesi Bu kanunsuz, bu harcamaları yapamazsınız. diyor. E
başka ne diyor? Daha başka neler demiyor ki,
Dışişleri Bakanlığının yurt dışında
açılacak yeni temsilcilik giderleri ve uluslararası toplantılar
için yapılacak harcamalar için açılan özel hesaptan yapılacak
harcamalar ancak Kamu İhale Kanununa tabi olması gerekir. Hükûmet
bunu Kamu İhale Kanununa uygun yapmadığı için bunları
da iptal ediyorum. diyor Anayasa Mahkemesi.
Cumhurbaşkanının
Daimî Başkanlığını yaptığı İSEDAK
çerçevesinde yapılan harcamaları iptal etti Anayasa Mahkemesi
Sayın Bakan. Siz koşa koşa millete gidin ama hepinizin milletin
Cumhurbaşkanı dediğiniz, bizim AKP Genel Başkanı
dediğimiz Cumhurbaşkanının temsil, tören ve
ağırlama giderlerinin, Cumhurbaşkanı ve eşi
tarafından verilecek hediyelik eşyaların, verilen
resepsiyonlarda görevli personelin görev nedeniyle giydikleri kıyafetlerin
yaptırılmasının, temizlenmesinin, konutlarda
kullanılacak malzeme alımlarının da Kamu İhale Kanunu
kapsamı dışında yapılmasını iptal etti.
Bundan haberiniz var mı Sayın Bakan, dinliyor musunuz beni?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Dinliyorum.
LEVENT
GÖK (Devamla) Cumhurbaşkanının yaptığı bu
harcamalar da tamamen iptal edildi değerli arkadaşlarım.
Anayasa
Mahkemesi suç işliyor Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri. Anayasa Mahkemesi, 2015 yılı bütçesinde aynı
maddelere ilişkin açmış olduğumuz iptal davasını
da bir yıl sonra sonuçlandırmak suretiyle iptal etti. Anayasa
Mahkemesi kararları geriye yürümediği için, tekrar 2016-2017
bütçelerine bu maddeleri koydunuz. E peki, şimdi ne olacak? Anayasa
Mahkemesi biliyor ki önüne gelen dosyadaki bu maddeler, geçtiğimiz, 2015
yılındaki bütçe kanununa göre iptal edildi, yasa dışı
ama süresi içerisinde iptal etmiyor, yürütmeyi durdurma kararı vermiyor,
Hükûmete bir pas atıyor, Sen yap bu harcamaları, ben bir yıl
sonra kararımı veririm, nasıl olsa ben karar verdikten sonra
bütçe yılı geçtiği için geriye yürümeyecek, haksız yere sen
kullansan da bunlar meşru sayılacak. diyor. Bunun geçerli bir
yanı olabilir mi? Sayın Bakan, gidin de millete koşa koşa
bunların hesabını bir verin, milletin parasını
nasıl çarçur ettiğinizin hesabını bir verin. Böyle bir
tablo olabilir mi? Anayasa Mahkemesi devrede, iktidar devrede, al gülüm ver
gülüm Ben senin kanununu iptal etmeyeyim, bir müddet sonra iptal edeyim ama
atı alan Üsküdarı geçsin. Atı alan Üsküdarı geçemeyecek,
24 Haziranda hepinizin yakasındayız.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 41inci
maddesi ile 5403 sayılı Kanunun 8inci maddesine eklenmesi öngörülen
değişiklikte yer alan "bakanlık onayı aranmaz
tümcesinin "bakanlık onayı aranır şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Ertuğrul
Kürkcü
Adana Diyarbakır İzmir
Mehmet
Ali Aslan Behçet
Yıldırım
Batman
Adıyaman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Arazi
ifraz işlemlerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı mevcut kanunda yetkili kuruldur. Bu nedenle, kamu
yararına olan ifraz işlemleri gibi önemli konularda Bakanlık
onayı aranması gerekir
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
41inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
42nci
madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 42nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Ertuğrul
Kürkcü
Adana Diyarbakır İzmir
Mehmet
Ali Aslan Behçet
Yıldırım
Batman
Adıyaman
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Kamil
Okyay Sındır
Muğla Giresun İzmir
Barış
Yarkadaş Mahmut
Tanal Orhan
Sarıbal
İstanbul İstanbul Bursa
Haydar
Akar Engin
Özkoç Ömer
Fethi Gürer
Kocaeli Sakarya Niğde
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Maddeyle
yapılan değişiklikle 5403 sayılı Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanununun 3üncü maddesinin birinci
fıkrasının (ö), (p), (ş) ve (t) bentleri ile 17nci
maddesinin yürürlükten kaldırılması hükme
bağlanmıştır. Yürürlükten kaldırılması
düşünülen bentler ve maddeler arazi toplulaştırma ve tarla içi
geliştirmeye dair tanımlardır. Bunların yerine
kullanılacak yeni tanımlar ve kavramların neler
olabileceğinin detaylıca tartışılması
amacıyla maddenin tasarı metninden çıkarılmasında
fayda vardır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Niğde Milletvekili Ömer
Fethi Gürer konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Gürer. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 42nci maddesi üzerinde söz aldım. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
On
beş yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetleri arazi
toplulaştırmada sorunlarını çözemedi. Bu bağlamda,
toplulaştırma çalışmalarının uzaması
çiftçinin arazi üzerinde yeni yaptırımlar yapmasına engel oldu.
Arazilerin verim durumuna göre yapılması gereken derecelendirmeler
kimi yerde harita üzerinde yapıldı. Verimli arazi elinden alınan
çiftçi daha az kıymetli araziyle takas edildi. Bu nedenle davalar
açıldı, sorunlar arttı. Arazi toplulaştırma çalışmalarının
gerek uygulamada yarattığı adaletsizlikler gerekse
tamamlanamaması nedeniyle oluşan mağduriyetler güya yükseldi.
Planlı, düzenli, adaletli çalışma yapılmadı. Sonuçta
da Tarım Bakanlığı Ben bu işi beceremiyorum. diyerek
Orman ve Su İşleri Bakanlığına devrediyor. Ama burada
bir şey getiriliyor, maliklerin muvafakati aranmaksızın zorunlu
bir arazi toplulaştırma uygulamasına gidiliyor.
Tabii,
ben bu kanun tasarısının Meclisten, seçim kararı
alınınca çekileceğini düşünüyordum çünkü getirilen
uygulamaların hepsi çiftçinin, orman köylüsünün aleyhineydi. Örneğin
sulamada, borcundan dolayı desteklemeden borcu kesilecekti, orman
arazileri ranta açılıyordu ama nedense şu ana kadar Hükûmet bu
tasarıyı çekmedi; bunun hayırlısı çekilmesi
yönündeydi.
Değerli
milletvekilleri, şimdi seçim geliyor. Ben Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmetinin bakanlarının tavrını çok merak ediyorum. Geçen
sene bu zamanlar yurttaşlar, çiftçiler fasulye ekmeye giderken
gümrüğü düşürdünüz; ekim yapacak, fasulye ekecek yurttaş, çiftçi
Ben bu ürünü satamayacağım. kaygısıyla mağduriyet yaşadı.
Gümrüğü sıfırlayarak yarattığınız bu
mağduriyeti bu yıl uygulamaya alacak mısınız?
Biliyorsunuz,
haziran ayında buğday hasadı var. Hani iki yıldır tam
buğdayı tarladan kaldırırken çiftçi, birdenbire
gümrüğü sıfırlıyorsunuz, onun buğdaydan
kazanacağını elinden alıyorsunuz, sonuçta buğday
ekmekten vazgeçiyor ya, haziran ayında bakalım ne
yapacaksınız. Gümrüğü yine
sıfırlayacaksınız. Girdi fiyatları artarken o çiftçiyi
buğday ekmekten vazgeçirecek misiniz?
Öte
yandan, Niğdede beni televizyon karşısında izleyen patates
üreticisi hemşehrim, deponda patatesin çürüdü, kürekle artık
dışarıya atmak zorunda kalıyorsun. Acaba 24 Haziranda yine
senin patatesine değer vermeyen Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmetinin partisine oy verecek misin?
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) Ya Ömer, sen olsun yapma!
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) - Bunları merak ediyorum. Neden merak ediyorum?
Çünkü ülkede tarımı bitirdiler, ithal edilmeyen yok. Tohum ithal,
ilaç ithal, gübre ithal, ürün ithal, et ithal, saman ithal; ülkenin çiftçisi,
üreticisi, besicisi mağduriyet yaşıyor.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Bakanları da ithal ederler yeni sistemde bunlar.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Bakanlar da ithal olacak yeni sistemde,
milletvekilleri de ithal olacak.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) - Bunları alanlarda nasıl
anlatacaksınız? Çünkü ben bu ülkenin köylüsünü Atatürkün dediği
gibi milletin efendisi olarak görüyorum. Benim çiftçimi, benim köylümü, benim
üreticimi mağdur ettiniz; aylardır, yıllardır yüzü gülmüyor.
Mazotta destekleme veriyoruz. diye Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil
olanlara destek veriyorsunuz, çiftçilik yapanlara bu desteği
sağlamıyorsunuz ama mazota son üç ayda getirdiğiniz zamlarla
bizim çiftçi perişan oldu. Ardından, yer altından çıkan elektriğin
maliyeti sürekli bindiği için çiftçinin girdi fiyatları arttı,
ürettiği ürünü değerine satamıyor. Üretici ürettiği ürünü
değerine satamazken tüketici de aracılar nedeniyle pahalı ürün
alıyor. Tarımda planlı uygulamalar olmadığından
ülkemizin tarımı dışa bağımlı oldu. Ne
düşünürseniz, aklınıza gelen maruldan çileğe kadar ithal
eder hâle getirildi. Tarım politikalarının
yanlışlığını sürekli vurguladık.
Şimdi,
köydeki hemşehrim, kentteki hemşehrim, seçimde sandık önüne
geldiğinde bunları değerlendirmeni istiyorum. Çiftçi
borçları on beş yılda 17 kat artmış, bundan memnunsa
gitsin gene oylarını Adalet ve Kalkınma Partisine versin ama
mağduriyetleri kara sabana düşecek noktaya gelmişse Cumhuriyet
Halk Partisi iktidarında sizin sorunlarını çözmeye söz
veriyoruz. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bir
yıl öncesinden üreteceğin ürünün değeri ve ederini sana
bildireceğiz. Ne ekersen bir yıl sonra o ürünü planlayarak, bölgelere
göre verimliliği de ele alarak ürettiğin üründen sen mağdur
olmayacaksın. Eğer ürünün değer bulmazsa sana en az asgari ücret
üzerinden geçimini sağlayacak desteği de vereceğiz. O anlamda,
her köye veteriner, her köye ziraat mühendisi mutlaka Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında olacak.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Mikrofona gerek yok, ses maşallah soy ismiyle müsemma, gür bir
şekilde çıkıyor.
Buyurun,
tamamlayın.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Devamla) Şimdi, Sayın Bakanımı burada
görünce
Gedelli Köyü muhtarımız diyor ki: Gedelli Göletinin
durumu, projesi bitti ama ihale ve istimlak ne zaman? diye soruyor.
Çanakçı, Çınarlı, Karanlıkderede, Himmetli köy
muhtarları aradı Bizim gölet ne olacak? diyorlar. Sayın Bakan,
ayrıca Koçak Köyünün taşınmasıyla ilgili sözünüz
vardı, iki yıl geçti, yazılı soruya yanıt vermiştiniz.
Koçak Köyünün taşınması ne zaman olacak?
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
42nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
43üncü
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 43'üncü maddesine bağlı (ğ) bendinin
aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Haydar
Akar
Muğla
Giresun
Kocaeli
Mahmut
Tanal Namık
Havutça Ömer
Fethi Gürer
İstanbul
Balıkesir
Niğde
Kamil
Okyay Sındır Barış
Yarkadaş
İzmir İstanbul
"ğ) Tarla içi
sulama sistemi destekleri: Tarla içi sulama sistemi hizmetlerinin
geliştirilmesi maksadıyla, çiftçilerin birlikte veya bireysel olarak
yürütecekleri yatırım projelerinin maliyetinin bir kısmı,
tarla içi sulama desteği olarak Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü
tarafından karşılanabilir. Tarla içi sulama sistemi desteklerine
ilişkin işlemler Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülür. Destekleme oranını, proje türleri
bazında veya toplu olarak belirlemeye ve uygulamaya ilişkin
diğer hususları düzenlemeye Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlığın teklifi
üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Kocaeli Milletvekili Haydar Akar konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Akar. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz
önce Sayın Bakana bir soru sordum, Sayın Bakan da
ilgileneceğini söyledi ama üç yıldır -daha önceki
yılları da söyleyeyim, 24üncü Dönemi- söylediğim hiçbir
işle ilgilenmedi. Ne zaman söylediysem hep ilgileneceğini söyledi
Sayın Bakan ama hiçbir işi çözemedi şimdiye kadar, çözmedi ya da
geri dönmedi. Bunu da açık yüreklilikle söylemek istiyorum Sayın
Bakan. Eğer Bir tanesini yaptım. diyorsanız bana cevap
verirsiniz.
Şimdi,
arkadaşlar, 24 Haziranda seçim var ve bu seçime gideceğiz. On
beş yıldır bu ülkeyi siz yönetiyorsunuz. Sayın Bakan da
Hodri meydan. dedi, biz de Hodri meydan. diyoruz. Tüm Türkiyedeki
vatandaşlarım bu konuşmayı duysun, Sayın Bakana da
birtakım sorular soracağım, kimin Hodri meydan. demesi
gerektiğini vatandaşlarım değerlendirsin.
Sayın
Bakan, iktidara gelirken 3Y ile yola çıktınız; yolsuzluk,
yoksulluk ve yasaklarla yola çıktınız. Yolsuzluk; 17-25
Aralık dünya tarihinin belki de ayyuka çıkmış,
belgelenmiş en büyük yolsuzluğuydu. 4 bakanın da milletvekili
SALİH
CORA (Trabzon) Ondan sonraki seçim ne oldu?
HAYDAR
AKAR (Devamla) Kimin çıkardığı da önemli değil ama
en büyük yolsuzluğuydu.
SALİH
CORA (Trabzon) Ondan sonraki seçim ne oldu?
HAYDAR
AKAR (Devamla) Sıfırlamalar konuşuluyordu telefonlarda,
ayakkabı kutularında paralar bulunuyordu, bunları faizleriyle
geri verdiniz. Yolsuzluk iktidarınızda yasallaştı.
Yasaklar;
gazeteciler içeride. AKP Genel Başkanı Recep Erdoğana söz
söyledi. diye hakaret sayılıyor, insanlar hapse atılıyor,
milletvekilliği düşürülüyor; AKP Genel Başkanı insanlara
hakaret ettiği zaman Cumhurbaşkanı sıfatını
kullanıyor. Ama sonuçta -biraz evvel Orhan Sarıbal söyledi-
Cumhurbaşkanı sadece AKPlilerin Cumhurbaşkanı, Recep
Tayyip Erdoğan, Recep Erdoğan bizim Cumhurbaşkanımız
değil, AKPnin Genel Başkanıdır, bir kez daha bunu
vurgulamak istiyorum.
Şimdi,
Sayın Bakan, on beş yıl önceki problemlerimize bakalım. Bu
ülkenin ne problemi vardı on beş yıl evvel? İşsizlik
problemi vardı. Çözdünüz mü? İşsizlik rakamlarını on
beş yılla karşılaştırdığınızda,
3 puan, 4 puan üzerinde olduğunu
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) On beş-yirmi sene önce CHP problemi vardı,
yine devam ediyor.
HAYDAR
AKAR (Devamla) Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz? Anlamıyorum ki,
oradan bana cevap yetiştiriyorsunuz. Bakın rakamlara, Allah
aşkına, bir sefer de okuyun, görün gerçeği.
SALİH
CORA (Trabzon) Rakamlar ortada.
HAYDAR
AKAR (Devamla) Terör; çözdünüz mü? Siz geldiğinizde terör neredeyse
sıfırdı. Bir tane terör örgütü vardı Türkiyede, sadece
Türkiyeyle ilgili bir terör örgütüydü, uluslararası terör örgütünü
devşirdi, yanına da eklediniz
SALİH
CORA (Trabzon) Mağaralarından çıkamıyorlar.
HAYDAR
AKAR (Devamla)
DEAŞı eklediniz, FETÖyü eklediniz, hepsini
eklediniz ve sayılarını da artırdınız.
Eğitim,
sağlık, ekonomi
SALİH
CORA (Trabzon) Çağ atladık.
HAYDAR
AKAR (Devamla) Cari açık vardı değil mi, bu ülkenin cari
açığı vardı 2002de. Cari açığın şu
anda nereye geldiğine hiç bakıyor musunuz? Tüm cumhuriyet tarihinin,
bütün hükûmetlerin cari açığından fazla cari açık
veriyorsunuz. Borçlanma; iç borç ve dış borç, tüm hükümetlerin,
cumhuriyet tarihindeki hükûmetlerin en büyük dış borcunu
yapmışsınız, iç borcunu yapmışsınız.
Sağlıkta
diyorsunuz ki Halkın memnuniyeti yüksek. Ya, siz ayrı bir dünyada
mı yaşıyorsunuz? Bu millet size hiç telefon etmiyor mu?
Görüntüleme cihazlarıyla görüntü alabilmek için, muayene olabilmek için,
sıra bulabilmek için hiç mi telefon etmiyor size? Eskiden sabah
kuyruğa giriyordu ama şimdi bir ay randevu alamıyor
vatandaş hastanelerden. Bunu yap-işlet-devret modeliyle bela ettiniz
Türkiyeye. Şehir hastaneleri yapıyorsunuz övünerek, sadece benim
kentimdeki şehir hastanesine yüzde 70 hasta garantisi veriyorsunuz.
2018
yılında 6,2 milyar lira garanti verdiğiniz yap-işlet-devret
modellerine para ödeyeceksiniz. Osmangazisi var, Avrasya Tüneli var,
yakında havaalanı da gelecek, açacaksınız, o da uzun bir
konu, bir saat anlatmam lazım ama 6,2 milyar bu sene ödeyeceksiniz.
İnşallah
iktidar size 24 Haziranda nasip olmayacak, biz bunları da
halledeceğiz ama iktidar size nasip olursa bilin ki Türkiyenin idam
fermanıdır bu, daha da kötüye gidecektir, iflasa sürükleyeceksiniz bu
ülkeyi diyorum.
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) Felaket tellallığı yapıyorsun.
HAYDAR
AKAR (Devamla) Felaket tellallığı falan yapmıyorum,
görüntü bu.
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) Çok iyi olacak Allahın izniyle. 24 Hazirandan
sonra büyük Türkiye yürüyüşüne devam edecek.
HAYDAR
AKAR (Devamla) Açın bakın, TÜİKin rakamlarına
bakın, hazinenin borçlanmasına bakın, hatta hazinedeki
tasarruflara baktığınız zaman da bunu çok rahatlıkla
göreceksiniz.
Sayın
Bakan, buraya çıktığınızda
yaptıklarınızı anlatıyorsunuz,
sattıklarınızı hiç anlatıyor musunuz?
Sattıklarınızı söyleyemezsiniz, zaman yetmez ama
yaptıklarınız birkaç tane şeyin ötesine geçmiyor.
Satmadıklarınızı söylesek, iktidarınız döneminde
satmadığınız bir şey bulamazsınız.
İşte,
size çok net bir soru soruyorum: Sizin on beş yıllık
iktidarınız döneminde yapıp da sizden sonraki iktidarın
satabileceği ya da şu iki aylık dönemde sizin yapıp da
satabileceğiniz bir eser söyleyebilir misiniz?
Tükettiniz
Türkiyeyi, tükettiniz cumhuriyetin eserlerini diyor, hepinize sevgiler,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) 525
tane baraj ve HES var.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Bakan, o HESlerin toplamı bir Keban
Barajı yapmıyor, tek tek topladım onları.
VI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Ahmet
Aydının, Cumhurbaşkanının bu milletin oyuyla
seçildikten sonra devletin başı olduğuna ve bütün milleti temsil
ettiğine ilişkin konuşması
BAŞKAN
Sayın Akar, bir hatırlatma yapmak durumundayım.
Anayasamızın 104üncü maddesi Cumhurbaşkanının görev
ve yetkilerini düzenliyor. Cumhurbaşkanı devletin
başıdır, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk
milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın
uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu
çalışmasını gözetir. Pek çok görevinin yanı sıra
özellikle, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek gibi bir
görevi de var.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Bahsettiğiniz tarafsız
Cumhurbaşkanı.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) O söyledikleriniz tarafsız Cumhurbaşkanı için.
Anayasanın yeminle ilgili maddesine bakarsanız,
Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğini
söylüyor. AKPnin Genel Başkanı tarafsız Cumhurbaşkanı
olamaz.
BAŞKAN
Siz oy verirsiniz vermezsiniz, seversiniz sevmezsiniz, seçersiniz seçmezsiniz
ama bu milletin oyuyla seçildikten sonra devletin başıdır ve
bütün milleti temsil eder bu sıfatıyla.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Beni temsil etmiyor.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Muş, sisteme girmişsiniz.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
29.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Kocaeli
Milletvekili Haydar Akarın 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 43üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; az önce burada kürsüden ifade edilen bazı konulara
katılmadığımızı ifade etmek isterim.
Efendim,
17-25 şöyle yolsuzluktu, böyle yolsuzluktu, tescilliydi. Ortada bununla
alakalı hem burada açılan Komisyon kararları vardır hem de
yargı kararları mevcuttur, isteyenler bunlara bakabilirler.
Milletimiz bununla alakalı kararını 30 Martta sandık
başına gittiği zaman, bunlardan çok daha fazlasını
grup toplantılarında, aynılarını, aynı teraneleri
çevirdiler, çevirdiler, çevirdiler milletten tokadı yiyip yerlerine
oturdular. İktidara alternatif olan bir partinin çıkıp da
aynı şeylerin etrafında dönüp dönüp durması
Bu millete
Ben iktidara gelirsem şunları şunları
yapacağım. diyeceği bir şey olmadığı için
bunların etrafında dönüyor.
Efendim,
biz Cumhurbaşkanını kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanı,
bizim Cumhurbaşkanımız değil, AK PARTİnin Genel
Başkanı. Değerli arkadaşlar, AK PARTİnin Genel Başkanı
nasıl oldu? Burada bir referandum yapıldı, oylama
yapıldı, milletimiz partili
Cumhurbaşkanlığını kabul etti ve AK PARTİ Genel
Başkanı oldu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Açar mısınız?
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Şimdi tekrar seçime gideceğiz. Buyurun, er
meydanı ortada, çıkarın adayınızı. Partili bir
aday çıkaracaksınız, partinizden birisi olacak, öyle söylüyor
sözcüleriniz. AK PARTİden seçilince AK PARTİnin Genel
Başkanı oluyor da CHPden seçildiği zaman
Cumhurbaşkanı mı olacak? Şimdi, arkadaşlar, siyaset
ciddi bir iştir, söylediklerimizin
ağırlığının olması lazım.
Bir
diğer konu, bir tane örnek vereceğim arkadaşlar. Bakın,
Arnavutköyde üçüncü havalimanı yapılıyor, o eski ocakların
olduğu yeri verdik, yap-işlet-devretle yapılıyor ve devlet
buradan yıllık 1,2 milyar euro kira alacak. Yirmi beş yıl
boyunca tek kuruş vermeyeceğiz, yirmi beş yıl sonra da
havalimanı devletin olacak. Sadece bir tanesini söylüyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Akar
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) İktidara gelince bizim söyleyecek sözümüz
olmadığını, yapacak projemiz olmadığını
ifade ediyor grup başkan vekili. Bu bir sataşmadır.
BAŞKAN
Şimdi, sizin açıklamalarınıza karşı bir
açıklama yaptı. Siz de aynı açıklamayı yapın.
Buyurun, yerinizden de size 60a göre söz vereyim.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Hayır, sataşmadır bu direkt Sayın
Başkan 69a göre.
BAŞKAN
Sataşma olarak değerlendirmemek lazım. Siz birtakım
ithamlarda bulundunuz, o da ona ilişkin cevabını verdi.
Buyurun
lütfen.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Daha aday ortaya koymamışsınız.
30.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bizim
iktidara geldiğimizde yapacak işimiz olmadığını
Şu 1 Kasımdan itibaren Cumhuriyet Halk Partisinin projelerini
uygulayan iktidarın bunu görmemezlikten gelmesi ya da
kopyalamasını unutmuş değil bu halk. Evet, 7 Haziran
seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisinin projeleri sadece Cumhuriyet Halk
Partisine aitti ve bugünkü iktidar grubu da o projelerin bugünkü ekonomik
durumla, Türkiyenin o günkü ekonomik durumuyla çözülemeyeceğini,
yapılamayacağını
Taşeron var bunun içinde, asgari
ücret var bunun içinde, birçok proje var bunun içinde ama 1 Kasım seçim
broşürleri incelendiğinde ilgili partinin, iktidar partisinin
Cumhuriyet Halk Partisinden bunları kopyaladığı da çok
açık ve net görülmektedir. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında, işte, biraz evvel kürsüde saydığım
problemler için tüm projelerimiz hazır ve biz yoksulluğu
yönetmeyeceğiz arkadaşlar, yoksulluğu ortadan
kaldıracağız. Bunun böyle bilinmesi gerektiğini
düşünüyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/929) ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 548) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 43üncü
maddesiyle eklenmesi öngörülen (ğ) bendinde yer alan
Bakanlığın teklifi üzerine ibaresinin
Bakanlığın teklifi ile şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Ertuğrul
Kürkcü
Adana Diyarbakır İzmir
Mehmet
Ali Aslan Behçet
Yıldırım
Batman
Adıyaman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
43üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
44üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 548 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 44üncü maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Behçet
Yıldırım
Adana Diyarbakır Adıyaman
Mehmet
Ali Aslan Ertuğrul
Kürkcü
Batman İzmir
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Tasarı metnine Komisyon görüşmelerinde son
dakika önergeleriyle yeni madde ihdas edilmiştir. Hükûmetin ilk teklif
ettiği metinde yer almayan ve Komisyonda yeterince görüşülmeyip
üzerinde etraflıca tartışma yapılmadan eklenen bu maddenin
yasama tekniğine aykırı olduğunu düşünüyoruz.
İlgili maddenin etraflıca tartışılması ve yasama
tekniğine uygun bir faaliyet yürütmek maksadıyla maddenin tasarı
metninden çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 548 sıra sayılı
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 44'üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 44- (1) 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı
Tohumculuk Kanununun 24 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendinde yer alan "binde üç ifadesi "binde iki olarak
değiştirilmiştir.
Muharrem
Varlı Mustafa
Mit Mehmet
Erdoğan
Adana Ankara Muğla
Erkan
Haberal Mevlüt
Karakaya Arzu
Erdem
Ankara Adana İstanbul
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili
Arzu Erdem konuşacaktır.
Buyurun Sayın Erdem. (MHP sıralarından
alkışlar)
ARZU ERDEM (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bizleri ekranları
başında izleyen aziz Türk milleti; Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 44üncü maddesi
üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış
bulunmaktayım, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığının yetkilerinden biri de atama bekleyen gıda
mühendislerine, ziraat mühendislerine, veteriner hekimlere, ziraat
teknisyenlerine, su ürünleri mühendislerine istihdam sağlamaktır.
Burada özellikle Sayın Bakanımız da bulunduğu sırada
sürekli millî projelerden, yerli projelerden bahsettik ve ülkemiz ekonomisinin
güçlü ve üreten ekonomi modeline geçmesi noktasında ve güçlü Türkiye
hedefine ulaşmak noktasında özellikle millî projelerin önemi üzerinde
durduk. Millî projeleri gerçekleştirirken üç tarafı denizlerle
çevrili olan güzel ülkemizde, yine aynı şekilde, ziraat,
hayvancılık ve tarıma çok elverişli olan ülkemizde millî
projelerle ilgili yapılacak olan çalışmalar varsa bu millî
projeleri harekete geçirdikten sonra atama bekleyen bu ilgili bölümlerden mezun
olan kardeşlerimizle ilgili, öğrenci arkadaşlarımızla
ilgili mutlaka ve mutlaka bir çalışmanın da yapılması
şart.
Gıda denetimi konusunda dört yıl
eğitim görerek bu konuda en yetkin kişiler gıda mühendisleridir.
Bu doğrultuda, Bakanlık gıda denetmenlerinin
çoğunluğunu gıda mühendislerinden mutlaka
oluşturmalıdır. Neden gıda mühendisleri gıda
denetiminden sorumlu 3üncü meslek grubu durumundadır? Bunun üzerinde
mutlaka bir kafa yormamız gerekiyor. Son zamanlarda hepimizin de haberdar
olduğu artan gıda zehirlenme olayları, denetleyenlerin gıda
konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını, denetim
sıklığının yetersiz olduğunu ve üreticilerin bu
hususta titiz davranmadıklarını düşündürmektedir. Bu gibi
durumlar göz önünde bulundurulduğunda hem özel sektörde hem de kamuda
gıda mühendislerinin istihdamının zorunlu olması
gerekmektedir.
Yine, Bakanlığın yaklaşık
olarak 6 bin ziraat mühendisi açığı bulunduğu
belirtilmektedir. Bakanlık tarafından bu veriler ortaya
konmaktadır. 40 bini aşan işsiz ziraat mühendisi atama bekliyor
ve atamayla ilgili açıklanması gereken rakamların önemli bir
bölümü Maliye Bakanlığının önünde duruyor. Maliye
Bakanlığı bununla ilgili bütçe yetersizliği
dolayısıyla bu atamaları onaylamamaktadır ve bu konuyla ilgili
sağlıklı bir çalışmanın yapılması
şart.
Kuş gribi, şarbon, kuduz gibi
hastalıklarda yani hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarda
veteriner hekimler halk sağlığında mücadele etmesi gereken
önemli unsurlardır. Görevlerini yapmak isteyen veteriner hekimler de atama
beklemektedirler ve her gün aslında her birimizin kapısını
aşındırmaktadırlar.
Aynı
şekilde, Bakanlığın yaklaşık olarak bin ziraat
teknisyeni açığı bulunduğu belirtilmektedir. 10 bini
aşan işsiz ziraat teknisyeni atama beklemektedir. Türk gençliği
o kadar feraset sahibi bir gençlik ki 10 bin civarında atama bekleyen
varken diyorlar ki: En azından bir kısmımız atansın,
biz diğerleri bekleyelim.
Evet,
burada Ekonomi Bakanlığının ortaya koymuş olduğu
reel sektöre de mutlaka atılım yapsınlar, buna da
katılıyorum. Bu kardeşlerimizin, gençlerimizin reel sektörde
girişimci olarak yer almaları noktasında da mutlaka
çalışılması gerektiği yönünde bizim de teşvikimiz
söz konusu ama bu konuda da sağlıklı bir planlamanın
yapılması şart.
Alanında
oldukça başarılı balıkçılık teknolojisi
mühendisleri ve su ürünleri mühendisleri yine atama bekliyor. Bu branşlar,
işte serbest meslek erbabı olunabilecek branşlar değil.
Onun için ne yapılması gerekiyor? Aslında ülkemizin
ihtiyacı olan millî projelerle birlikte, bu alanlarda eğitim
görmüş olan yani liyakat sahibi olan, o koltuklara oturdukları zaman
işini ehliyle yapacak olan kardeşlerimizin mutlaka
atamasının yapılması gerekmektedir.
Yine,
geçtiğimiz hafta Türk polis teşkilatımızın 173üncü
kuruluş yıl dönümünü kutladık. Gece gündüz devleti ve milleti
için çalışan, millî güvenliğimizin temini amacıyla çok
sayıda şehit vermiş, onca badirelere göğüs germiş
kahraman Türk polisimiz bizim gururumuzdur ancak aziz Türk milletinin
güvenliğini sağlayan polislerimizin sorunları hâlâ devam ediyor.
Polislerimizin ek göstergelerinin mutlaka 3.600e çıkarılması
şart. Düşük emekli maaşlarında artış
yapılması beklenmektedir. Yıllardır hiç değişmeyen
100 liralık temsil tazminatları yükseltilmelidir. Son olarak, en
önemlisi -hepimize gelen- dört aydan beri ödenmeyen terör
tazminatlarının geciktirilmeden mutlaka ödenmesi gerekmektedir ya da
bu konuyla ilgili mutlaka yetkililerin bir açıklama yapması
gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizler, Türk polisimizin
sosyal ve ekonomik taleplerinin gerçekleşmesi için her zaman mücadele
ettik, etmeye de devam edeceğiz. Terörle mücadele sırasında
şehadete ermiş olan aziz şehitlerimize Cenab-ı Allahtan
rahmet diliyorum. Rabbim tüm Emniyet mensuplarımıza güç ve kuvvet
versin, her birini esirgesin, korusun.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 44üncü maddesinin aşağıdaki
gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Orhan
Sarıbal Engin
Özkoç Akın
Üstündağ
Bursa Sakarya Muğla
Bülent Yener
Bektaşoğlu Mahmut
Tanal Kamil
Okyay Sındır
Giresun
İstanbul İzmir
Barış
Yarkadaş
İstanbul
Madde
44- (1) 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 24
üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan binde
üç ifadesi vergi matrahından binde bir olarak
değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Sarıbal. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5553
sayılı Tohumculuk Kanunu var. Bu kanunun gereği olarak Türkiye
Tohumcular Birliği kuruldu. Türkiye Tohumcular Birliği alt
birlikleriyle beraber, yetki devriyle beraber tescil, sertifikasyon işleri
yapmaya başladı. Yani Türkiyedeki tohum hareketinin üretimden
satışına kadar her şeyine Tohumcular Birliği karar
veriyor. Bu birlik yaşamını sürdürmek için iki metot deniyor:
Bir tanesi, bayilerden, üreten, üretim aşamasında satan ana bayi,
tali bayi, çiftçiye ulaşan bayi, bütünüyle oralardan, her bayiden bir defa
belge karşılığı yıllık para alıyor,
aidat ortalama 700 TL yani her bayiden 700 TL alıyor. 5 bin bayinin
olduğunu varsayarsak her bayiden 700 TL aldığında sadece
belge karşılığı yıllık 3,5 milyon TL aidat
alıyor. İkincisi, bu yetmez, üretimden satış
aşamasına kadar her alandan birliğini, alt birliklerini
sürdürebilmek için binde 3 kesinti yapıyor. Nereden yapıyor
arkadaşlar? Toplam satış rakamlarından yapıyor.
Bakın,
devlete birçok şey söylüyoruz, özellikle siyasal iktidara para
tahsilatı konusunda birçok şey söylüyoruz, ediyoruz. Peşin vergi
alıyor ama sonuçta matrah üzerinden bir kısmını
alıyor, zarar edenden vergi almıyor. Bu birlik zarar etsin etmesin
ciro üzerinden, fatura üzerinden binde 3 alıyor, şimdi binde 1e
düşürülüyor. Ama bu hakkaniyetli değil. Bir taraftan zarardan bile
para almayan, vergi almayan bir yapı, öbür taraftan kâr etsin etmesin
açık bir şekilde çıkan rakamlardan, bayi rakamından,
üretici rakamından binde 3ten binde 1e düşen bir rakam alıyor.
Biz aslında bütünüyle karşıyız ama hakkaniyetli olsun diye
-bu yapı bize göre yanlış bir yapı, yanlış bir
kurum, çok net söylüyoruz, nedenini söyleyeceğim- en azından matrah
üzerinden, vergiye tabi olan matrah üzerinden bu binde 1i alma hakkı
kazansın. Niye yanlış kurum diyorum? Şunun için diyorum
değerli arkadaşlar: Bu kurum Türkiyede yerli tohumu
bitirmiştir. Hatırlayınız, 2016-2017 yıllarında
Hükûmet şöyle bir karar aldı, dedi ki: Tescili
yapılmamış, sertifikasyona tabi olmamış yerli tohum
üretimi yapmak, yerli fide ekmek yasaktır. Hemen Tohumcular Birliği
açıklama yaptı: Oh, oh, ne güzel, tohum üretimimiz 2 katına
çıkacak. Açık, niye? Belki buraya çıkar, konuşursunuz ama
ben söyleyeyim sizin adınıza: Tohum üretimimiz 2002den bugüne kadar
aşağı yukarı 7 kat arttı; bilin, 7 kat arttı
arkadaşlar.
İktidar
partisinin milletvekilleri, bakın, 7 kat arttı tohum üretimi, 7 kat
ama değerli arkadaşlar, biz 2002den bugüne kadar 2 milyar
doların üzerinde tohum ithalatına para verdik, bunun
karşısında sadece 1 milyar dolarlık tohum ihracatı
yapabildik yani -yüzde 50- 1 milyar dolar zarardasınız. Ama bir
şey daha söyleyeceğim
ORHAN
DELİGÖZ (Erzurum) 7 kat artırmasaydık ne olurdu?
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Asıl yamyamları söylemiyorsunuz, asıl, kendi
elinizle büyüttüğünüz yamyamları. O tohum üretimi arttı ya, kim
üretiyor biliyor musunuz? Mısır üretimi 3 kat arttı. Kim
üretiyor? Pioneer, yüzde 34. Kim üretiyor? Monsanto, yüzde 31. Kim üretiyor?
KWS, yüzde 11. Toplam 3 şirketin payı yüzde 76. Ayçiçeği:
Limagrain, yüzde 38; Pioneer, yüzde 27; Syngenta, yüzde 16. Toplam 3
şirketin ayçiçeği tohumundaki payı yüzde 81.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Yerli mi, millî mi bunlar?
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Yani 2 milyar dolar değil ithalat, en az 3-4 milyar
dolar. Çiftçi bizden, su bizden, toprak bizden; köylümüz fason olarak
kullanılıyor. Toprağımız aslında sözleşmeli
tarım üzerinden peşkeş çekilmiş bu şirketlere. O yüzden,
bu kurum çiftçiye, bu topraklara, yerli tohumlara hizmet etmiyor. Hem
bayilerden, satanlardan doğrudan yıllık aidat alıyor;
yetmiyor, bu defa bayilerin cirosuna gözünü dikmiş, oralardan para almaya
çalışıyor. Elbette bunu kesinlikle ve kesinlikle kabul
etmiyoruz, kesinlikle doğru bulmuyoruz, reddediyoruz.
Sayın
Bakan, biz bir sürü cinlik biliyoruz ama siz her defasında
şapkanın altından bir cin çıkartıyorsunuz. 2018/11542
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı, tarih 27 Mart 2018. Kimyasal
gübre, kimyasal gübre ham maddeleri üreten ve satanlardan her bir kilogramdan 1
TL ÖTV alındığını öğrendik.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu topraklarda 5 milyon 300 bin ton
gübre satılıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Sayın Başkan, iki dakika
Bitirmem lazım,
çok önemli.
Çok
teşekkür ediyorum şimdiden, sağ olun.
BAŞKAN
Peki, buyurun, bitirin.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Hani geçen sene yağlayıp ballayıp
referandumun aracı yapıp Gübrede KDVyi düşürdük. dediniz ya,
5 milyon 300 bin ton gübrenin her 1 kilosuna 1 TL ÖTV koyuyorsunuz değerli
arkadaşlar. 1 TL ÖTV ne yapıyor, biliyor musunuz? Çiftçinin
kullandığı gübreden utanmadan, sıkılmadan,
rahatsız olmadan 5 milyar 300 milyon TL ÖTV alıyorsunuz. Yeter mi?
Yetmez. Son üç ayda mazota gelen zamdan da 2 milyar gitti. Bir yıl boyunca
toplam tarım desteğiniz 15 milyar TL. Sadece üç ayda -5 milyar
artı 2 milyar- 7 milyar TLsi gitti. İşte sizin tarıma
bakışınız, işte sizin köylüye
bakışınız, işte sizin Türkiye tarımına
bakışınız bu, rant, talan, sömürü!
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
44üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
45inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 45inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mizgin
Irgat
İzmir Bitlis
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı
metnine, Komisyon görüşmelerinde son dakika önergeleriyle yeni madde ihdas
edilmiştir. Hükûmetin ilk teklif ettiği metinde yer almayan ve
Komisyonda yeterince görüşülmeyip üzerinde etraflıca
tartışma yapılmadan eklenen bu maddenin yasama tekniğine
aykırı olduğunu düşünüyoruz. İlgili maddenin
etraflıca tartışılması ve yasama tekniğine uygun
bir faaliyet yürütmek maksadıyla maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.11
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.24
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Nurhayat
ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
548
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
45inci
madde üzerindeki son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 45inci maddesinin
aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Akın
Üstündağ Mahmut
Tanal Kamil
Okyay Sındır
Muğla İstanbul İzmir
Barış
Yarkadaş Orhan
Sarıbal Engin
Özkoç
İstanbul Bursa Sakarya
Vecdi
Gündoğdu
Kırklareli
Madde
45 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki
Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 7nci maddesinin
(2)nci fıkrasında yer alan bedelleri ile ibaresi madde metninden
çıkarılmış, yerine bedelleri Bakanlıkça
karşılanır ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) -
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu
konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Gündoğdu. (CHP sıralarından alkışlar)
VECDİ
GÜNDOĞDU (Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz ister adına torba ister
çorba kanun tasarısı diyelim, ne dersek diyelim AKPnin
torbasından ne çıkacak diye merak edenler yine yanılmayacak.
AKPnin torbasında refah yok, zenginlik yok, sözde büyümeden
çalışana, emekliye zam yok, iş yok, aş yok, emek yok, umut
yok umut. AKPnin torbasında yandaşa rant var, vahşi sermayeye
talan var, yöneticinin demokratik örgütlerini kapatmak var, çiftçinin
dayanışmasını yok etmek, üreticiyi yandaş bürokrata
teslim etmek var. AKPnin torbasında ekosisteme, geleceğimize,
yaşama hançer var hançer arkadaşlar.
Sayın
milletvekilleri, neden çiftçiye, kooperatiflere, birliklere, STKlara sormadan,
onların da önerilerini almadan, âdeta yangından mal
kaçırırcasına bu değişiklikleri yapmak istiyorsunuz
merak ediyorum. Üreticinin yıllarını, deneyimini yok sayarak
sulama birliklerinin bütün organlarını âdeta yok ediyorsunuz.
İçerisinde bizzat üretenin, eli nasırlı çiftçinin bulunduğu
sulama birliği yönetimlerini ortadan kaldırarak tüm bu
organların görevini çiftçilere karşı hiçbir sorumluluğu
bulunmayan, belki de ayağı tarlaya değmemiş, üretmenin
mutluluğunu yaşamamış yandaş bir bürokrata niye teslim
ediyorsunuz? Yoksa niyetiniz tarımsal üretimin yaşam
sularını siyasi iktidarın tehdit aracı hâline mi getirmek?
Sayın
milletvekilleri, baskıcı, tek adam rejimine doğru ülkeyi uçuruma
sürükleyenler ne yazıktır ki tüm demokratik, katılımcı
örgütlenmelerden korkmaktadırlar. AKP Hükûmeti çiftçisinden, üreticisinden
yani milletin efendisi köylüden de korkmaktadır.
378
adet sulama birliği, 14.487 meclis üyesini içine alan, 1 milyon 450 bin
çiftçimizin üyesi olduğu, aileleriyle birlikte yaklaşık 10
milyon yurttaşımızı doğrudan ilgilendiren
katılımcı demokrasinin en önemli yapısı da bilerek
isteyerek maalesef yok edilmektedir, üstelik Devlet Su İşlerinin
raporlarına göre sulama birliklerimizin yüzde 97sinin
başarılı bir şekilde yönetildiği de teyit edilmesine
rağmen. Artık, ülkeyi yönetenler, çiftçisini örgütlemek, demokratik
ve katılımcı üretim modellerini yönlendirmek bir yana, mevcut
demokratik örgütlenmelere bile tahammül gösteremiyorlar. Tüm bunlar
yetmezmiş gibi, son on beş yılda köylerimizi
boşalttınız, üreticiyi toprağa küstürdünüz, on beş
yıl önce nüfusun yüzde 70i şehirlerde yaşarken şimdi
nüfusun yüzde 93ü şehirlerde yaşamak zorunda
bırakılmıştır. Köyden kente plansız, çarpık
bir kitlesel göç yaşanmaktadır. Hatalı tarım
politikalarında on beş yılda çiftçilerin bankalara borcu 5
milyar liradan tam 17 kat artarak 2017 sonunda 85 milyar liraya da
ulaşmıştır. AKP'nin tarım ve hayvancılık
politikaları üreticimizi, köylümüzü gırtlağa kadar
borçlandırmış, çiftçimiz üretemez, ürettiğinde ise para
kazanamaz hâle getirilmiştir.
Kamu
bankaları aracılığıyla çiftçiye, üreticiye, esnafa
vermediğiniz iki yıl ödemesiz, on yıl vadeli milyon
dolarlık kredileri yandaş patronlara yandaş medyada tekel
kursunlar diye aktarıyorsunuz yani çiftçiye gelince para yok, yandaş
basın yaratmaya gelince yandaş sermayeye para çok. Yüz
yıllık bankalarımızı on beş yılda âdeta
AKP'nin çiftlik bankı hâline de getirdiniz.
Sayın
milletvekilleri, gerçek zenginliğimiz ağaç örtümüzdür,
fukaralığımız ise çöllerimizdir. Rengârenk çiçeklerdir
bizim güzelliğimiz ve nefes olabilmektir yaşamak. Mücadelemiz,
sizlerin de bir gün aramak zorunda kalmayacağı hak, hukuk, adalet,
demokrasi mücadelesidir. Mücadelemiz, sömüren yandaş için değil,
ezilen yurttaşın mücadelesidir. Bizlerin mücadelesi hep birlikte, el
ele, kol kola mutlu yaşama mücadelesidir.
Az
önce Sayın Bakan baktım ki konuşmasında bir espri
yaptı, dedi ki: 24 Haziranda biz tekrar gümbür gümbür geliyoruz. Buradan
herkes şahit olsun, 24 Haziranda AKP tekrar gümbür gümbür gelmiyor, bana
göre de 24 Haziranda paldır küldür gidiyor.
Saygılar
sunuyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
45inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
46ncı
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı "Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 46'ncı maddesinin ibaresi ve
ibaresinden sonra gelmek üzere; "Ç. İTHALAT kısmının
birinci satırının ikinci sütununa "ziraat mühendisi
ibaresinden sonra gelmek üzere "gıda mühendisi ibaresi
eklenmiş, üçüncü satırından "ve hayvansal ürünler ibaresi
çıkarılmış, ikinci sütununa "veteriner hekim
ibaresinden sonra gelmek üzere "su ürünleri mühendisi, ibaresi, dördüncü
satır olarak "Hayvansal ürünler satırı, bu
satırın ikinci sütununa "Veteriner hekim, gıda mühendisi,
kimya mühendisi, ziraat mühendisi (gıda, süt ve su ürünleri bölümü), su
ürünleri mühendisi (su ürünleri ithalatı) ibaresi eklenmiş, Yemler
satırının ikinci sütununa "veteriner hekim ibaresinden
sonra gelmek üzere "su ürünleri mühendisi, ibaresi, son
satırının ikinci sütununa "kimya mühendisi ibaresinden
sonra gelmek üzere ,orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ibaresi
eklenmiştir. şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Muharrem
Varlı Mustafa
Mit Erkan
Haberal
Adana Ankara Ankara
Mehmet
Erdoğan Ahmet
Selim Yurdakul
Muğla Antalya
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ
(Erzurum) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
- Önerge üzerinde Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul
konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Yurdakul. (MHP sıralarından alkışlar)
AHMET
SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi adına söz aldım.
Tasarının
bu maddesiyle 5996 sayılı Kanunda yer alan üretim, işleme ve
dağıtım aşamalarında resmî kontrollerden sorumlu
meslek mensupları düzenlenmektedir.
Muhterem
vatandaşlar, mesleki yetkinlik ve liyakatin önemini her fırsatta
ifade ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizin
kalkınmasını ve üreten bir ekonomi için her işin
erbabı tarafından yürütülmesini savunuyoruz. Dolayısıyla
bir işin doğru ve en iyi şekilde yapılabilmesi için uygun
eğitim ve deneyime sahip kimselerin önünü açan uygulamaları
destekliyoruz. Türk milletinin en sağlıklı ve en güvenli
gıdalara ulaşabilmesi bizim açımızdan hayati önemdedir.
Gıda güvenliği ve sağlığının denetlenmesi ve
hatta daha üretim aşamalarında kontrol mekanizmasının
kurulması gerekmektedir.
Maddedeki
değişiklikle gıda üretim aşamalarının tümünde
meslek mensupları havuzu iyileştirilmekte ve
güncelleştirilmektedir. Üretim, işleme ve dağıtım
aşamalarının tamamında liyakate dayalı bir insan kaynağının
oluşturulması sağlıklı nesillerin meydana
getirilmesini sağlar. Umuyorum ki yapılan bu
değişikliklerle Türk ziraatı gelişecek ve milletin
ihtiyacını en verimli şekilde karşılar bir hâl
alacaktır.
Türk
milletinin sağlığı için üzerinde durduğumuz koruyucu
sağlık hizmetleri ve önleyici tıp yaklaşımı
gıda güvenliğini de içermektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
sağlık politikalarımızın koruyucu sağlık
hizmetlerini temel aldığını ifade edebilirim. Bu vesileyle
sağlık camiasının yıllardır beklediği özlük
hakları iyileştirmelerini de hatırlatmak istiyorum.
Yıpranma payı, döner sermayenin emekliliğe
yansıtılması ve emekli maaşlarında yapılacak
düzenlemelerle Türk sağlık sisteminin ana unsuru olan
sağlık çalışanlarının hakları da
verilmiş olacaktır.
Sayın
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili
arkadaşlarımızın Komisyon çalışmalarında da
ifade ettiği gibi, bu tasarı 23 kanun ve 1 kanun hükmündeki
kararnameyle dolaylı; 12 kanun ve 1 kanun hükmünde kararnameyle
doğrudan ilişkilidir.
Milliyetçi
Hareket Partisi, kurulduğu günden itibaren kırk dokuz
yıldır çiftçinin ve Türk ziraatının yanında
olmuştur; Allah can verdikçe milliyetçi, ülkücü camia olarak bu tutumumuzu
sürdüreceğiz. Atamızın dediği gibi, Türk milletinin
efendisi Türk köylüsüdür.
Gıda
ve su güvenliğini tesis etmeyen ülkelerin 21inci yüzyıl
dünyasında barınması mümkün olamayacaktır.
Son
olarak, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve
milletvekilliği genel seçimlerinin ülkemize ve Türk milletine
hayırlı ve uğurlu olmasını niyaz ederim.
İnşallah, birlik ve beraberliğin demokrasiyle
taçlanacağı, şenlik gibi bir seçim dönemi geçireceğiz. Bu
süreçte, Allah samimiyetle ve iyi niyetle yola çıkanların yâr ve
yardımcısı olsun.
Geride
kalan dönemde bizler hem Meclis çatısı altında hem de ülke
genelinde tüm bölücülere, gizli ve açık düşmanlara karşı
tek bilek ve tek yürek olduk; gönül kırmadık, kırana da hoş
bakmadık; hain teröristlere ve onların ağababalarına hak
ettikleri dersi verdik, vermeye de Allahın izniyle devam edeceğiz.
Genel
Kurulu sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yurdakul.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 46ncı maddesinin
aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Kamil
Okyay Sındır
Muğla Giresun İzmir
Barış
Yarkadaş Mahmut
Tanal Namık
Havutça
İstanbul İstanbul Balıkesir
Orhan
Sarıbal Eren
Erdem Bursa İstanbul
MADDE
46- C. DAĞITIM kısmına eklenen su ürünleri mühendisi
ibaresinden sonra gelmek üzere balıkçılık teknolojisi
mühendisi ibaresi ile Ç. İTHALAT kısmına eklenen su ürünleri
mühendisi ibaresinden sonra gelmek üzere balıkçılık
teknolojisi mühendisi ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ
(Erzurum) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Eren Erdem konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Erdem. (CHP sıralarından alkışlar)
EREN
ERDEM (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
24 Haziranda bir seçime gidiyoruz. Seçim kararını Hükûmet aldı.
Bu Hükûmetin elinde kanun çıkaracak sayıda milletvekili var,
KHKlerle Türkiyeyi yönetecek güç var, aynı zamanda çok sayıda
olanak var, devlet imkânları var, medya gücü var, hatta Doğan grubunu
alışını hep beraber seyrettik. Bu seçim kararı Ben
Türkiye'yi yönetemiyorum. Kasım 2019a kadar bu ülkeyi çıkarma
şansım yoktur. Kasım 2019a bu ülkeyi çıkarma ihtimalim söz
konusu bile değildir. Bu olanaklarla ben bu işi yapamıyorum.
Dolayısıyla Allah rızası için beni bu işten
kurtarın. çığlığıdır. Biz bu
çığlığa kulak veriyoruz ve destek veriyoruz.
HASAN
BASRİ KURT (Samsun) - Tamam, fırsat doğdu size,
adayınızı açıklayın, adayınızı.
EREN
ERDEM (Devamla) - Hasan Basri, bağırdığın zaman
milletvekili olacağını zannediyorsun ama seni de yazmayacaklar,
bak söyleyeyim, seni de yazmayacaklar.
HASAN
BASRİ KURT (Samsun) Adayınızı açıklayın,
adayınızı.
MEHMET
UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) Sen kendine bak, kendine.
EREN
ERDEM (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bu Hükûmet Ben
yönetemiyorum, beni bu işten kurtarın. dedi. Söz veriyoruz, sizi
kurtaracağız, hepinizi kurtaracağız. Nasıl
kurtaracağız? Niye bu ülkeyi yönetemiyorsunuz biliyor musunuz?
Bakın söyleyeyim: AR-GE yatırımlarını
sıfırlı rakamlarla sınırladınız, ülkenin
Sanayi 4.0a geçmesini engellediniz, onun yerine yandaşların kesesini
doldurdunuz ve bu ülke üretemeyen, kara parayla ancak kendisini var edebilen
bir ülkeye dönüştü. İşte, biz 25 Haziran itibarıyla bu
ülkenin AR-GE yatırımlarını yüzde 3ün üzerine çıkaracağız.
Sayın
Berat Albayrak -burada değil, gıyabında konuşmayayım,
gıybeti sevmem ama- bir konuşmasında dedi ki: Türkiye'nin
enerji sorununu çözmek için depolama kapasitemizi artıracağız.
Depolama kapasitesi
Bak! Diyor ki: Biz alternatif enerji üretmeyeceğiz,
dışarıdan enerji satın almaya devam edeceğiz, hangar
ve depolarımızı büyüteceğiz. Yarın Rusya bir ambargo
koyarsa tezek yakmayalım demek için depolama kapasitemizi
büyüteceğiz. Şimdi Sayın Grup Başkan Vekili Mehmet Muş
diyecek ki: Türkiye rüzgâr enerjisine yatırım yaptı. Türkiye
kapasitesinin yüzde 2sini karşılamayacak düzeyde bir
yatırım yaptı. Söz veriyoruz, 25 Hazirandan sonra bu ülke
enerjisini güneşten, rüzgârdan ve jeotermalden sağlayacak; Türkiye
rahatlayacak, rahatlayacak.
Değerli
arkadaşlar, şimdi, siz seçim zamanı popülizm
yapacaksınız, şunu yapacaksınız, diyeceksiniz ki: Bize
oy vermeyen herkes haindir. Bize oy vermeyenler Türkiye
düşmanıdır. Bizi seçmeyenler Türkiye'nin sevdalısı
değildir.
Sizden
asgari bir nezaket bekliyoruz. 16 Nisanda ibadethanelere siyaset soktunuz, bu
süreçte yapmayın, vicdanlı davranın, bu süreçte ibadethaneye
siyaset sokmayın; bakın, mübarek ramazan ayına giriyoruz, bu
süreçte bunu yapmayın. Adil bir şekilde çıkalım,
meydanlarda fikirlerimizi anlatalım, temennimiz bu yönde. Böyle
davranacağınıza inanıyor muyuz? İnanmıyoruz ama
en azından buradan bunu telkin edelim.
Şimdi,
demin, Milliyetçi Hareket Partisi Grubundan çok kıymetli Arzu Hanım
dedi ki: Polise ek gösterge vermemiz lazım. Şimdi, ben şunu
söylemek istiyorum: Hükûmetin ortağısınız, elinize mi
vurduk, gelin, 3600 ek göstergeyi çıkarın, Meclisi kapatmadan polise
de bir katkımız olmuş olsun. Yani Hükûmetin
ortağısınız, birlikte seçim kararı alıyorsunuz.
MEHMET
NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) Milliyetçi Hareket Partisinin
bakanı mı var?
EREN
ERDEM (Devamla) Polislerin ek göstergesi, evet, haklı bir taleptir,
getirin beraber, hep beraber birlikte bir armağan olarak Meclisi
kapatmadan çıkaralım.
KASIM
BOSTAN (Balıkesir) Biz getirince karşı
çıkarsınız.
EREN
ERDEM (Devamla) Çıkarabilir misiniz? Çıkaramazsınız.
Neden? Bütçe açığınız var. Neden? Ülkeyi yönetemiyorsunuz.
Akşama kadar muhalifleri Amerikanın uşağı olmakla
itham edersiniz. Miraç gecesi insanlar ellerini semaya Cenab-ı
Allahın rahmeti üzerlerine yağsın diye kaldırmasına
rağmen, Amerikan Tomahawklarının yağmasına destek
veriyorsunuz. Amerikan atına binerek Osmanlı kılıcı
sallama iddianız çökmüştür. Yönetemiyorsunuz, elinize yüzünüze
bulaştırdınız ve dediniz ki: Bütün yetki elimizde
olmasına rağmen, biz bu işi beceremiyoruz. Ey Türk halkı,
ey Türkiye halkı, bizi bu işten kurtarın.
KASIM
BOSTAN (Balıkesir) 25 Haziranda göreceksiniz.
EREN
ERDEM (Devamla) Türkiye halkı sizi bu işten kurtaracak
arkadaşlar 24 Haziranda, rahat olun.
Enerji
devrimi, tarım devrimi, teknoloji devrimi, bu kavramlar sadece
entelijansiyamızın lügatine sıkışmış
durumda, siyasetinizin içinde yok ama biz diyoruz ki: Bu ülke kendi öz
kaynaklarıyla kendini idame ettirebilecek güce sahiptir. Bu ülke hem
enerji açısından hem tarımsal reformlar açısından hem
birçok farklı perspektifi ele almamız hâlinde kendi öz
kaynaklarıyla bir refah toplumu yaşatma potansiyeline sahiptir. Bunu
yapamadınız, şimdi de yönetemez hâle geldiniz. Arkadaşlar,
biz buna talibiz, yapacağız. Vatandaşımızın önüne
de böyle bu gerçeklerle, bu hakikatlerle çıkacağız. Bu
bağlamda saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
VARLI (Adana) Seçimden sonra halledeceğiz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Buyurun
Sayın Muş, 60a göre söz veriyorum.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun,
İstanbul Milletvekili Eren Erdemin 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 46ncı maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, az önce hatip benim de
ismimi kullanarak bazı atıflarda bulundu. Tabii ki muhalefet
eleştirilerini sıralayacaktır, ülkeyi daha iyi
yönetebileceğini iddia edecektir dolayısıyla bunun takdirini
sandık başında milletimiz yapacaktır. Fakat, bazı
konulara da açıklık getirmek istediğimizi ifade etmek isterim.
Enerji
Bakanımıza bir atıf yaptı, depolama kapasitemizi
artıracağız diye. Sadece depolama demiyor orada, kaynak
çeşitliliğini de artıracağız diyor, nükleeri de
ekleyeceğiz diyor dolayısıyla enerji tedariğini, arz
güvenliğini ciddi anlamda ileri noktaya taşıyacağız
diyor. Söylediği çok açık ve nettir. Ülkelerin hepsi bunu yaparlar.
Çeşitlendirme noktasında, rüzgarla ilgili yüzde 2sini
karşıladığını söyledi. Arkadaşlar, bir ihale
yapıldı, bekleyin, yenileri gelecek. Dolayısıyla, Türkiye'nin
yerli kaynaklarının kullanımı noktasında sonuna kadar
gereken adımlar atılacaktır.
Bir
diğeri, ülkeyi yönetemiyorsunuz, idare edemiyorsunuz
Arkadaşlar, bir
şey söyleyeyim size: Bakın, biz on beş yıldır ülkeyi
yönetiyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Ülkeyi gayet iyi yönetiyoruz. Yönettiğimiz için
de millet bize her seçimde iktidar görevi verdi. Seçime neden gidildiğini
aslında gayet iyi açıkladık. Bunu eğer iyi dinlemiş
olsaydınız, bu soruları burada sorma gerekliliği
hissetmezdiniz. Ama ben size bir şey söyleyeyim: 24 Haziranda
yöneteceğiz. diyorsunuz ya, arkadaşlar, Genel
Başkanınız daha Adayım. diyemiyor, siz nasıl
yöneteceksiniz Türkiye'yi, Türkiye'yi yönetmeye talibim. nasıl
diyeceksiniz? Daha Genel Başkanınıza Aday
mısınız? diye soruluyor Değilim. diyor. Önce şu
adaylık meselesini bir çözün, ondan sonra çıkın ortaya Biz
Türkiye'yi yönetme iddiasındayız. diye propagandanızı
yapın.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Sayın Başkan
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Özkoç.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Direkt Sayın Genel Başkanımıza hitaben
kendisinin de bu anlamda söylemediği bir sözü söylemiş gibi bir
sataşmada bulunmuştur. Buna istinaden söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özkoç.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Özkoç açıklasın, aday mı?
Bekliyoruz Grup Başkan Vekilinden.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı açıklaması
sırasında CHP Grup Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Cumhurbaşkanlığı sistemine Cumhuriyet
Halk Partisi karşı, Türkiye'nin parlamenter sistemle yönetilmesini
istiyor. Bir diktatörün iki dudağının arasında ülkeyi
yönetmeye talip değiliz. Ülkenin başbakanı olsun istiyoruz,
milletvekillerinin bakanları tespit etmesini istiyoruz. Cumhuriyet Halk
Partisi, Bu ülkeyi koalisyonla yönetmeyeceğiz. deyip tekrar zorunlu
koalisyona tabi tutan bu sistemin tamamen karşısındadır.
Buna tabi olan insanlar kanun hükmünde kararnameleri, Olağanüstü Hâl
Yasasını meşrulaştırarak, bundan sonra bir tek
kişinin, milletvekillerini de dışlayarak, bakanları
dışlayarak ülkeyi yönetmesini istemektedirler. Cumhuriyet Halk
Partisinin Genel Başkanı böyle bir şeye talip
olmadığını ta başından beri ifade ediyor.
Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı, Başbakanlığa
taliptir, parlamenter sisteme taliptir; demokrasiyle yönetmeye, laik Türkiye Cumhuriyetini
yönetmeye taliptir. AKP Genel Başkanı ise ülkeyi, zorunlu ittifaka
zorladığı siyasi partilerle birlikte tek başına
yönetmeye taliptir. Bu zulmü, bu zalimliği, demokrasi dışı
bu anlayışı Cumhuriyet Halk Partisi 24 Haziranda
engelleyecektir.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, bir şey ekleyeyim:
Diktatör ifadesi kullanılıyor, kusura bakmayın, seçim isteyen
diktatör olmaz.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Ne seçim ama!
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Kapkaç.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sistemde 16 Nisan referandumuyla artık
Başbakanlık yok, Cumhurbaşkanlığı var.
Dolayısıyla, aday olacaksanız
Cumhurbaşkanlığına aday olacaksınız,
Başbakanlık müessesesi yok Sayın Özkoç.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Maçın ortasında oyuncu
değiştiriyorsunuz.
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Sadece kayıtlara geçsin diye söylüyorum: Dayatılan
her şey aslında bir faşist yöntemdir, diktatör yöntemdir. Biz
bunu çizerek, sınırlarını çizerek söylüyoruz. Kişiler
üzerinden konuşmuyoruz, kavramlar üzerinden konuşuyoruz. Eğer
siz ülkeyi Ben üç ay olağanüstü hâlle yöneteceğim. deyip de
yıllara sari olağanüstü hâlle yönetmeye devam ederseniz bu
kavramı siz kendi üzerinize yapıştırmış
olursunuz. Onun için, biz demokrasi istiyoruz, parlamenter rejim istiyoruz,
laik Türkiye Cumhuriyetinin buna layık olduğunu düşünüyoruz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/929) ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 548) (Devam)
BAŞKAN
Madde üzerindeki son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının
46ncı maddesinin ilk cümlesinde yer alan ek-2de yer alan ibaresinin
ek-2 tablosunda şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mizgin
Irgat
İzmir Bitlis
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan değişiklikle madde metnine
açıklık getirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
46ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
47nci madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere üç
adet önerge vardır, okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 548 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 47nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mizgin
Irgat
Adana Diyarbakır Bitlis
Mehmet
Emin Adıyaman Ertuğrul
Kürkcü
Iğdır İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Orhan
Sarıbal
Muğla Giresun Bursa
Mahmut
Tanal Barış
Yarkadaş Namık
Havutça
İstanbul İstanbul Balıkesir
Kamil
Okyay Sındır Burcu
Köksal
İzmir Afyonkarahisar
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Muharrem
Varlı Mustafa
Mit Mehmet
Erdoğan
Adana Ankara Muğla
Erkan
Haberal Baki
Şimşek
Ankara Mersin
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ (Erzurum) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki ilk önergenin
gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
Sulama Birliklerinin tüzel kişiliğinin
kaldırılmasını ve seçimle görev yapan bu birliğe ait
organların feshedilmesini düzenleyen bir maddedir. DSİ
tarafından atanan bir kayyumla sulama birlikleri, çiftçilerin kurumu
olmaktan çıkarılmaktadır. Bu nedenle tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki diğer önerge
üzerinde Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Köksal konuşacaktır.
Buyurun Sayın Köksal. (CHP sıralarından
alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan
seçim, yönetme özürlü AKPnin çöküş günü olacaktır; milletin zam,
zulüm, işkence iktidarından kurtulma günü olacaktır. Evet,
yönetme özürlüsünüz çünkü 6 milyon işsiz, 16 milyon yoksul
yurttaşımızın sorumlusu sizsiniz. Yönetme özürlüsünüz,
yıllarca FETÖyle etle tırnak gibi oldunuz, adliyeden hastaneye,
hastaneden postaneye, askeriyeye kadar birçok kuruma FETÖcüleri
yerleştirdiniz. Liyakati yerle yeksan edip işi ehli olana değil
FETÖcü olana verdiniz. İnsanların hakkını yiyerek hak
ettikleri işe girmelerine veya terfi etmelerine engel oldunuz. 15 Temmuzu
fırsat bilerek ilan ettiğiniz olağanüstü hâl sayesinde güya
FETÖcüleri temizleyeceğim. diyerek muhalif gördüğünüz herkesi
kenara getirdiniz. Suçlu-suçsuz bakmadan insanları işinden,
aşından, özgürlüğünden ettiniz. At izini it izine karıştırdınız.
(CHP sıralarından alkışlar) Sapla samanı birbirine
karıştırdınız. Böyle kötü bir süreç yönetiyorsunuz.
OHALi FETÖcüleri temizlemekten ziyade kendinize muhalif gördüğünüz
insanları temizlemek için kullanıyorsunuz.
Bakın,
adalete güveni zedelediniz. Kötü yönetiminizin bir faturası. Bir araştırma
şirketi -Area adlı bir şirket- geçtiğimiz günlerde bir
anket yaptı, halkın yargıya güveni yüzde 48,9 yani bu ülkenin
yarısından çoğu yargıya güvenmiyor. Nasıl güvensin?
AKP milletvekili aday adaylarının, il, ilçe
başkanlarının, yöneticilerinin, kadın kolu
başkanı olan avukatların, hâkim, savcı olarak
atandığı bir ülkede yargıya güven olur mu?
Sonra,
Milletvekiliniz Şamil Tayyar çıktı, ne dedi? FETÖcü olan
iş adamları parayı veriyor itirafçı adı altında
tahliye ediliyor. dedi, âdeta parası olan FETÖcü dışarı
çıkıyor. Böyle bir yargı sistemine halk nasıl güvensin?
Yönetme
özürlüsünüz, iktidara geldiğinizde çiftçinin borcu 1 milyar lirayken bugün
90 milyarı aşmış durumda. Çiftçi, borcunu âdeta borçla
kapatmaya çalışıyor.
Yönetme
özürlüsünüz, fabrikaları, ormanları, her yeri sattınız. En
son, soluduğumuz hava kaldı, şu iki ay içerisinde
soluduğumuz havadan da vergi almazsanız şaşacağım
doğrusu.
Yönetme
özürlüsünüz, millete karşı üç maymunu oynuyorsunuz. İşte
seçim geliyor. Verip de tutmadığınız sözler, yalan vaatler
karşınıza çıkacak. Şimdi ne yapacaksınız
merak ediyorum.
Yeri
gelmişken söyleyeyim: Biraz önce seçim bölgem Ayfonkarahisar ili Bolvadin
ilçesi Kurucaova köyünden köylüler aradı. Daha önce söz vermişsiniz
Yollarınızı yapacağız. demişsiniz, 1inci
olarak çıktığınız bir köydür, yıllarca size oy
verdiler ama kandırılmışlar; yolları hâlâ
yapılmamış. Taş ocağının
yapılmasından sonra ağır iş makinelerinin yola zarar
verdiğini, yolda kazalar olduğunu, daha yedi sekiz ay öncesinde 2
kişinin trafik kazasında bu yolda yaşamını
yitirdiğini söylüyorlar. 1.500ün üzerinde bir nüfusa sahip bir köy ve
yollarının bir an önce düzeltilmesini istiyorlar.
Buradan
Kurucaovalı hemşehrilerime söz veriyorum. Afyondaki bütün köylü
hemşehrilerime, kasabalarda, köylerde yaşayan hemşehrilerime söz
veriyorum. Üç senedir adım adım gezdim bütün köyleri.
Sıkıntılarınızı biliyorum. Yolunuz
yapılmıyor, bunlar sizi ötekileştiriyor, ayrıştırıyor
ama Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında yolu olmayan bir tane köy
kalmayacak. (CHP sıralarından alkışlar) Buradan bu sözü
veriyoruz. Hodri meydan! On beş senedir geliyorlar, oyunuzu
alıyorlar, seçim döneminde sizi kandırıp gidiyorlar ama söz
veriyoruz Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, seçim döneminde değil,
her zaman geldiğimiz gibi yine gelmeye, yine sizin
sıkıntılarınızı çözmeye, size hizmet getirmeye
söz veriyoruz.
Dinar
TOKİlerde başlangıçta 86 tane hak sahibi, konut sahibi
yurttaşımıza 113 bin liradan 2012 yılında konut verme
sözü verdiniz ama 2018de iş konutları teslime geldiğinde
260-270 bin liradan bu konut sahiplerine konutları teslim etmeye
kalktınız. Niye? Niye kandırdınız insanları?
2012de 113 bin liradan sözleşme imzalatıyorsunuz, 2018de iş
konut teslimine gelince yalan söylüyorsunuz.
Yine,
Bayatta da aynı sıkıntı. 1 Kasım seçimleri öncesi
böyle broşürler dağıtıp Bayatta TOKİden ev almak
isteyen insanları kandırdınız, 400-500 liraya, 600 liraya
ev sahibi yapacağız. dediniz, şimdi iş sadede
geldiğinde 1.300 liradan, 1.400 liradan konut vermeye çalışıyorsunuz.
Bırakın artık insanları kandırmayı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURCU
KÖKSAL (Devamla) Lütfen ek süre istiyorum.
BAŞKAN
Sesiniz gayet gür çıkıyor aslında, mikrofonu açmaya gerek yok,
tamamlayabilirsiniz.
Buyurun.
BURCU
KÖKSAL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Şimdi,
orada da aynı sıkıntı. Bırakın artık
insanları seçim döneminde kandırmayı, boş vaat vermeyi,
yalan söylemeyi. Sonra bir daha gidecek yüzünüz olmuyor. Çok merak ediyorum,
buralarda kandırdığınız
yurttaşlarımızın yüzüne nasıl bakacaksınız?
Ve buradan da söz veriyorum, bundan sonra, Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Ne zaman?
BURCU
KÖKSAL (Devamla)
24 Haziranda AKPyi sandığa gömdüğünüzde,
Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında
İLYAS
ŞEKER (Kocaeli) Kıyamet kopunca mı?
BURCU
KÖKSAL (Devamla)
TOKİler rant kapısı değil, fakir
fukaranın ev sahibi olması için bir aracı olacak. Buradan tüm
hemşehrilerime söz veriyorum.
Genel
Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
MUŞ (İstanbul) Sayın Başkan, FETÖ terör örgütüyle ilgili
ortaya attığı iddialara verdiğimiz cevaplar kayıtlarda
mevcuttur. Daha önce de aynılarını dile getirdiler.
Dolayısıyla aynı şekilde bir daha cevap verme gereksinimi
hissetmiyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Aynı
mahiyetteki son önerge üzerinde Adana Milletvekili Muharrem Varlı
konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Varlı. (MHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
VARLI (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu
maddeyle sulama birliklerinin tüzel kişiliğine son veriliyor,
meclisleri feshediliyor. En başında da söylemiştim, sulama
birlikleri başkanları ve meclisleri, çiftçinin kendilerinin
seçtiği insanlar. Yani köyde çiftçilerden delege seçilir; her köyde
arazisine göre delege sayısı vardır; o delegeler giderler,
toplanırlar meclisi ve sulama birliği başkanını
seçerler. Dolayısıyla sulama birlikleri hem çiftçiyi hem de sulama
birliklerinin menfaatlerini korumakla yükümlü oldukları için bugüne kadar
çiftçiye zarar vermeden yönetimlerini sürdürmüşlerdir.
Keşke
bu konuda da uzlaşabilseydik, anlaşabilseydik, sulama birlikleri
kapatılmıyor olsaydı. Çünkü Adanada, Hatayda, Mersinde sulama
sezonu başladı, dolayısıyla yarın çiftçinin
mağdur olabileceği noktasında büyük endişeler
taşıyoruz. Çünkü artık geriye dönülmeyecek hatalar ve
yanlışlar olur bu saatten sonra. Yani mısırın
sulamasında üç gün, iki gün çok önemlidir; pamuğun
sulamasının bir hafta gecikmesi, üç gün, beş gün gecikmesi çok
önemlidir; çok yüklü miktarda ürün kaybına uğrarız. Bundan hem
çiftçi zarar görür hem de millî ekonomimiz zarar görür. Artık kararınızı
vermişsiniz yani bu tüzel kişiliğine son verilecek, Sayın
Bakandan ve Bakanlık yetkililerinden ricamız şudur ki bari
tecrübeli, bu işi bilen insanlar bu işin başına getirilsin
de çiftçi bu işten mağdur olmasın, çiftçiyi mağdur etmeyelim.
Artı, bir de fiyat belirleme konusunda çiftçinin kendi seçtiği meclis
fiyatı belirlediği için bugüne kadar çiftçiye çok fazla yük
gelmiyordu. Zaten mazot fiyatları, gübre fiyatlarıyla ciddi bir girdi
problemi ve sıkıntısı yaşayan çiftçimize bir de sulama
ücretleriyle bir maliyet bindirmenin doğru olmayacağı kanaatindeyim.
Bunları dikkate alır, eğer çiftçimizin lehinde, çiftçimizin
yanında olumlu bir karar verir ve çiftçimizi koruyacak, ona zarar
vermeyecek bir yapının içerisinde hareket edersek bunlar doğru
olacaktır. Demin de söyledim, sulama birlikleri kurulduğu günden
bugüne masasını, sandalyesini, hatta kepçesini, dozerini, bütün
ihtiyaç arz eden alet ve edevatını kendileri
tamamlamıştır yani çiftçinin kendisi
tamamlamıştır, çiftçiden aldıkları parayla
tamamlamışlardır bunları. Şimdi, bir yasayla bunu
yeniden değiştiriyoruz, inşallah iyi olur diyelim, iyi
olmasını dileyelim, inşallah tecrübeli elemanlar bu işin
başında olur, inşallah çiftçimiz ürün kaybına
uğramadan bu yılı atlatır diyelim çünkü bu konuda
endişelerimiz var. Ben Komisyonda da bunu gündeme getirdim, Genel Kurul
aşamasında da bunları söylüyorum.
Bir
de Sayın Bakan, bu Büyükşehir Yasasından sonra 2/Byle
alakalı satışlarda problem var. Bunda da kanuni bir düzenleme
yapmamız lazım. Vatandaşımız, çiftçimiz bu konuda
büyük mağduriyetler yaşıyor. Belediyeler bu arazilere el koyup
satıyorlar. Dolayısıyla çiftçinin lehine, köylünün lehine bu
işi de düzeltmemiz lazım diyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
47nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
48inci
madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere iki adet önerge vardır,
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 48inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Ali Aslan
Adana
Diyarbakır Batman
Mehmet
Emin Adıyaman Ertuğrul
Kürkcü
Iğdır İzmir
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Bülent
Yener Bektaşoğlu Mahmut
Tanal Orhan
Sarıbal
Giresun İstanbul Bursa
Ömer
Fethi Gürer Namık
Havutça Akın
Üstündağ
Niğde Balıkesir Muğla
Barış
Yarkadaş Kamil
Okyay Sındır
İstanbul İzmir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ
(Erzurum) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Sulama
birliklerinin tüzel kişiliğini ortadan kaldıran ve birliğin
demokratik, katılımcı yönetim yapısının
değiştirilmesi yönündeki düzenlemelerdir.
Sulama
birlikleri, sulama sahasında arazisi bulunan ve sulama faaliyetlerinden
faydalanan çiftçinin bir araya gelerek oluşturdukları
kurumlardır. Yüksek Seçim Kurulu tarafından bölgelerinde seçimi
yapılan, 14.484 meclis üyesi bulunan 378 adet sulama birliği
bulunmaktadır. Birliğin başkanı ve organları (meclis
yönetim kurulu ve denetim kurulu) birliğe üye olan çiftçiler
tarafından seçimle göreve getirilirler. Oysa yapılan bu madde
düzenlemeleriyle demokratik katılımcı yönetim
anlayışıyla kurulan birliklerin tüm organları ortadan
kaldırılıp onun yerine otokratik bir yönetimle,
anlayışla birliğin başkanının ve birliğin
yönetim kurulunun görev ve yetkileri DSİ tarafından atanacak kamu
personeline yani kayyuma devredilmektedir.
Sulama
birliklerinin mevcut yapıları ve özellikleri çiftçilerle temas
kurabilmekte, sahaya hâkim olabilmekte, sorunlara katılımcı
anlayışla çözüm üretebilmekte ve çiftçinin kendi kendini yönetmesine
imkân sağlamaktadır. Böylece başkan ve yönetim kurulu üyeleri
çiftçi seçmenine karşı daha fazla sorumlulukla, aidiyet duygusuyla
görevlerini yerine getirmektedir. Çiftçiye yeri geldiğinde hesap verebilen
bir kuruldur ancak öngörülen değişiklikle atanan kayyumun çiftçiye
karşı aynı sorumluluk ve anlayışla
davranmasının çok mümkün olmayacağını belediyelere
atanan kayyum pratikleri göstermektedir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Niğde Milletvekili Ömer
Fethi Gürer konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Gürer. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 48inci maddesi üzerinde söz aldım.
Sulama
birlikleri aslında tasarı olarak Komisyona geldiğinde çok
konuşuldu. Bölgelerden gelen sulama birlikleri başkanları da
sulama birliklerinin ortadan kaldırılmasını
sorguladılar çünkü sulama birlikleri genelde başarılı olan
ve bu anlamda çiftçilerin birlikte oluşturdukları
yapılardı. Bu kanun tasarısının giriş bölümünde
bulunan ve sonradan ortadan kaldırılan bir yasal düzenlemeye göre
sulama birlikleri maddesinin gelmesine neden olan özelleştirme
anlayışıydı. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi
getirmiş olduğu tasarıyla sulama alanlarına su verilen
kaynakları, barajları ve göletleri özelleştirmeyi
düşünüyordu. Özelleştirme mantığına karşı
gerek Komisyonda muhalefet eden partilerin tepkisi gerekse sulama
birliklerindeki ve alandaki tepkiler üzerine su varlıklarının
özelleştirilmesi maddesi çıkarıldı, onun yerine, su dağıtımıyla
ilgili özelleştirme getirildi. Amaç ortadan kalktığına göre
sulama birlikleriyle ilgili düzenlemenin geri çekilmesi gerekirdi.
Bu
maddeyle sulama birliklerinin tüzel kişilikleri ortadan
kaldırılmaktadır. Birlik üyesi çiftçilerden oluşan ve
seçimle göreve gelen birlik meclisinin, birlik yönetim kurulunun, birlik
denetim kurulunun ve birlik başkanın görev ve yetkileri kanun
tasarısı kanunlaşınca ortadan
kaldırılacaktır. Bunun yerine, Devlet Su İşleri
tarafından atanacak bir memur eliyle bu işler yürütülecektir.
Birliklerde seçimle gelen yönetim organları üyeleri olan çiftçiler hesap
vermekle mükellefti, Devlet Su İşlerinin atayacağı
kişinin o konudaki yetkinliği, alanda yapacağı
çalışmalar, adaletli davranış hatta siyasetin dahi işe
karışabileceği yeni bir yapılanma ortaya çıkıyor.
Bunun sorunları ileride herkes tarafından görüldüğünde
inanıyorum ki kanun çıksa da tekrar düzeltme yoluna gidilecektir.
Çünkü 1995 yılından sonra sulama birliklerinin oluşumunda
genelde yapılan değerlendirmelerle, dünya örnekleri de ele
alınarak birliklerin çiftçiler tarafından oluşturulması
uygun bulunmuştu. Bu yapılan düzenlemeyle, çiftçilerin yararına
kararlar almak zorunda olan ve bu düzenleme sayesinde de birlikte yönetimin
gerçekleştiği çiftçi birlikleri ortadan yapısal olarak kaldırılmaktadır.
378 sulama birliğinin fiilen ortadan kaldırılmasının
yanında, 14.487 meclis üyesinin de böylece görevleri sonlanmaktadır.
1,5 milyon çiftçi üyesini doğrudan ilgilendiren böyle bir kararın
çiftçilerin lehine olmadığını bir kez daha dile getirmek
istiyorum.
Sulama
birliklerinin yüzde 70inden fazlası başarılıdır.
Denetime tabi olan bu sulama birliklerinin yapısal olarak çiftçilerin
birlikte yarattıkları bir yapı olması nedeniyle
denetlenebilirliği yalnızca harcamalarıyla ilgili değil,
suyla ilgili yaptığı her işlemde geçerliliği
vardır. Sulama birlik yöneticileri aynı zamanda çiftçidir yani elini
taşın altına koyan kişidir. İşin gerçek sahipleri
oldukları için araç ve gereçleri kendi malları gibi
korumaktadırlar, üzerine titremektedirler, sorunlara hızlı çözüm
üretebilmektedirler, bu anlamda, bakım harcamaları dâhil, her konuda
minimum seviyede işin yürümesini sağlamaktadırlar. Sorunlara
hızlı çözüm üretebilen sulama birlikleri, çiftçilerden tahsil
ettikleri ücretleri de bölgelerinde harcayarak çiftçilerin
sorunlarının çözüm ortağı olmaktadırlar. Bu anlamda,
katılımcı yönetim anlayışıyla hareket eden su
kullanıcı örgütleri olan sulama birlikleri ne yazık ki ortadan
kaldırılmaktadır.
İyi
hizmet veren sulama birlikleri, yasa gereği harcamaları denk bütçe
yapmak zorunda olması, yaptığı hizmetleri denetleyebilmesi,
bu anlamda, alanda oluşabilecek zararları verdiği eğitimle
ortadan kaldırması nedeniyle sulama anlamında önemli bir yönetim
merkezidir. Bu birlikler, bundan sonra, Devlet Su İşlerinin atayacağı
memurlar eliyle yönlendirip yönetilecektir. Burada amaç eğer
özelleştirme mantığı ileride tekrar getirilmeyecekse- bir
kamulaştırma anlayışıdır ancak bildiğiniz
gibi, Adalet ve Kalkınma Partisi şeker fabrikalarını özelleştirmeye
başlamışken sulama birliklerini devlet yönetimine alması
anlaşılır bir durum değildir.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
48inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
49uncu
madde üzerinde dört önerge vardır, bu önergelerin ilk ikisi aynı
mahiyettedir, aynı mahiyetteki ilk iki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 49uncu
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mehmet
Ali Aslan
İzmir Batman
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Akın
Üstündağ Mahmut
Tanal Kamil
Okyay Sındır
Muğla İstanbul İzmir
Barış
Yarkadaş Orhan
Sarıbal Bülent
Yener Bektaşoğlu
İstanbul Bursa Giresun
Namık
Havutça Hayati
Tekin
Balıkesir Samsun
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki iki önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ
(Erzurum) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Sulama
birlikleri üyelerine idari para cezasıyla ilgili bir maddedir. Buna göre
sulama beyannamesi vermeyen ya da eksik beyannameyle sulama yapan birlik
üyelerine suladığı her dekar arazi başına su
kullanım hizmet bedelinin 2 katı kadar idari para cezası
verilmektedir. Bu düzenlemeyle çiftçiye çok ağır para cezası
getirilmektedir. Yine idari para cezası verilen çiftçinin ceza
tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeme zorunluluğu getirmektedir.
Ancak çiftçi 9'uncu, 10'uncu ayın sonuna kadar ancak ürününü tahsis
edebilmektedir. Bu da çiftçiyi çok zor durumda bırakmaktadır.
Çiftçinin daha fazla mağdur edilmemesi adına maddenin tasarı
metninden çıkarılması gerektiğini düşünmekteyiz.
BAŞKAN
Aynı mahiyette diğer önerge üzerinde söz isteyen Samsun
Milletvekili Hayati Tekin.
Sayın
Tekin, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HAYATİ
TEKİN (Samsun) Değerli milletvekilleri, 548 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 49uncu maddesi
hakkında CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
49uncu
maddenin esas içeriği 6172 sayılı Kanunun 12nci maddesinin
değiştirilmesidir. Bakalım bu değişiklik neler
getirmiş. Üç bentten oluşuyor, (a) bendi: Hazırlanan su
dağıtım planında belirtilen zaman veya süre
dışında sulama yapan birlik üyelerine suladığı
her dekar arazi başına su kullanım hizmet bedelinin iki
katına kadar, bu fiillerin tekrarı halinde her defasında
ayrı ayrı olmak üzere dört katına kadar para cezası
ödenir. diyor. (b) bendinde ise: Sulama beyannamesi vermeden ya da eksik
beyanname ile sulama yapan birlik üyelerine, suladığı her dekar
arazi başına su kullanım hizmet bedelinin iki katına kadar
para cezası alınır. diyor.
(c)
bendine bakıyoruz: Birlik görev alanı dışında kalan su
kullanıcılarına, izinsiz olarak suladıkları her dekar
arazi başına su kullanım hizmet bedelinin dört katına kadar
idari para cezası öngörmekte.
Değerli
vekiller, görüldüğü üzere bu 3 bendin 3ü de sulama yapanların
nasıl cezalandırılacağını, kaç kat ceza
ödeyeceklerini belirtmektedir.
Yine
aynı maddenin (2)nci fıkrasına bakıyoruz belki bir
kurtuluş vardır diye. 2nci fıkrasına ise, bu kanuna göre
verilen idari para cezalarının tebliğinden itibaren bir ay
içinde birliğe ödenmesi, ödemeyenlerin yargı yoluyla tahsili cihetine
gidilmesi. Yani üç adet sopa, bir ip.
Bundan
öncede 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 24'üncü
maddesi üzerinde konuşma yapmıştım. Millî parklarda da
fiyatlar fazla, cezalar 10 kattı. Bu zamlar, cezalar bana mı denk
geliyor diye baktım, 548 sıra sayılı DSİ Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının aşağı yukarı tamamı
cezaların ne şekilde işleyeceğine dair.
Orman
ve Su İşleri Bakanlığı, seçim 2019'da diye sulama
birliklerinin yok edilmesi dâhil her türlü zorbalığı,
zamları yağdırdı. Halk da şimdi inşallah AKP'ye
yağdıracak. Ah bilse yapar mıydı? Geç kalmış
değilsiniz Sayın Bakan, bu saatten sonra da geri çekebilirsiniz.
Yaradan
Allah (CC) Türk milletine güzel dağlar vermiş, nice ormanlar, ovalar
vermiş nimetlerden yararlanın diye fakat talihsizlik, AKP'nin bu
güzelliklerin başında olmasıdır çünkü kapitalizmin yavrusu
olan yutturma liberal ekonomi anlayışıyla AKP her şeye para
gözüyle bu çerçevede bakar olmuştur.
Kur'an-ı
Azimüşşan, her türlü zulme, paraya ve puta tapmanın isyanı
olarak gelmiştir. Bugünün putu, insanlığın putu da maalesef
para olmuştur. Türk lirası olsa yine yiyip yutacağız,
yanmayacağız, maalesef ki o putlar, euro Latın yerini
almış, dolar Menatın yerini almış, sterlin uzza putu
olarak karşımıza çıkmıştır. Uzza'yı yani
sterlini haramzadeler iyi tanır, bilmem size bir şey anlatıyor
mu!
Bu
putların altında kalan ve devleti yönetmekten aciz duruma
düşmüş olan AKP Hükûmetinin imdadına ortağı MHP
yetişmiş. MHP barajı bulsa başına çalacak ama kendini
kurtarmak için AKP'yi fırına itmiştir. AKP de çareyi acil seçim
sirenleri çalmakta bulmuş, aman bizi bu borç batağından
kurtarın, bir an önce kaçıp kurtulalım diye.
Şimdi
sıra millette, ben de millete sesleniyorum: Ey millet, yine
yanılır, geri dönüşü olmayan padişahlık sistemini
seçersen, putların altında yani borcun altında sen
kalacaksın. AKP'nin sizin için 1 sterlin bile ödemeye niyeti yok. Acı
reçeteyi çocuklarınıza içirmeye hazır olun. Umut demokrasidir,
çare CHP'dir.
Buradan
bakınca aklıma geliyor: Üreteceğim diyen köylüye Olmaz, su bu
kadar parayla, ceza bu kadar katmerli. diyorsunuz. Öğrenci liseden
üniversiteye gidiyor, Ben ülkemin aydını olacağım, bu
ülkeye faydalar sağlayacağım. diyor, Yok, bu kadar para
ödeyeceksin. Çocuk mezun oluyor, işsiz, Olsun, boşta kalsan da
krediyi hemen ödeyeceksin. diyor. İnşallah bundan sonraki süreçte
vatandaş da size güle güle diyecek; bunun tarihi de 24 Haziran.
Hepinize
teşekkür eder, saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki ilk iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Şimdi
okutacağım son iki önerge de yine aynı mahiyettedir, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı "Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 49'ncu maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendindeki "dört ibaresinin "iki
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem
Varlı Mustafa
Mit Mehmet
Erdoğan
Adana Ankara Muğla
Erkan
Haberal Mehmet
Necmettin Ahrazoğlu
Ankara Hatay
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Mücahit
Durmuşoğlu Mehmet
Doğan Kubat Halil
Eldemir
Osmaniye İstanbul Bilecik
Salih
Çetinkaya Faruk
Çaturoğlu Hurşit
Yıldırım
Kırşehir
Zonguldak İstanbul
Mehmet
Naci Bostancı Fehmi
Küpçü
Amasya Bolu
BAŞKAN
- Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN DELİGÖZ
(Erzurum) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
MUHARREM
VARLI (Adana) Gerekçe
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Sulama
tesisleri tarımsal sulama maksatlı yatırımlar olup, bütün
tarım alanlarına hizmet vermek üzere projelendirilmektedir. Ancak
sulama birlikleri kuruluşunda tayin edilen görev alanı tabiri,
su-tarla ilişkisini açıklamaktan uzak, subjektif bir
anlayıştır. Eğer bir tarım arazisi farklı bir
görev alanından su ihtiyacını karşılayacaksa -ki bu,
izne bağlıdır- o çiftçinin ihtiyacının
karşılanması lazımdır. Cezai müeyyidenin yüksek
tutulması doğru değildir. Su karşısında çiftçi
çiftçidir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önergenin de gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Birlik,
görev alanı dışında kalan yerlerde izinsiz tarımsal
sulama yapanlara verilecek para cezasının su bedelinin 4
katından 2 katına düşürülmesi öngörülmektedir.
BAŞKAN
Gerekçelerini okuttuğum aynı mahiyetteki iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Kabul
edilen önergeler doğrultusunda 49uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
50nci
madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 50nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Ertuğrul
Kürkcü
Adana Diyarbakır
İzmir
Mehmet
Emin Adıyaman Mehmet
Ali Aslan
Iğdır Batman
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Kamil
Okyay Sındır
Muğla Giresun İzmir
Barış
Yarkadaş Mahmut
Tanal Namık
Havutça
İstanbul İstanbul Balıkesir
Orhan
Sarıbal İrfan
Bakır
Bursa Isparta
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Sulama
birlikleri 6172 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle
valilik, Sayıştay ve DSİ tarafından her yıl düzenli
olarak sıkı bir şekilde denetlenmektedir. Orman ve Su
İşleri Bakanlığı Teftiş ve Denetleme Kurulunca
değerlendirilen 378 sulama birliğinin ortalama analiz puanı 100 üzerinden
50 olarak çıkmaktadır. Analize göre sulama birliklerince
işletilen sulamaların yüzde 7si çok başarılı, yüzde
33ü başarılı, yüzde 34ü iyi, yüzde 23ü orta durumda, yüzde
3ü ise kötü olduğu değerlendirilmiş birliklerin büyük
çoğunluğunun ortalamanın üzerinde olduğu tespit
edilmiştir. Buna rağmen yeni denetimler getirilerek sulama
birliklerinin kapatılmasına gerekçe oluşturulmaktadır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Isparta Milletvekili
İrfan Bakır konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Bakır. (CHP sıralarından alkışlar)
İRFAN
BAKIR (Isparta) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında
bizi izleyen kıymetli vatandaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şu
an tartışılan kanun tasarısında çok sayıda
kanunda değişiklik istenilmekte ancak bu tasarıda bazı
maddeler var ki çiftçilere, orman köylülerine ve bunlarla birlikte ülke
ekonomisine ciddi ölçüde zarar verecektir. Dünyanın her yerinde arazi
toplulaştırması tarım bakanlıkları
tarafından yapılmaktadır. Öncelikle çiftçiler iyi
bilgilendirilmeli, hisse sorunları çözülmeli, alım-satım
yapılmalıdır, Ziraat Bankası kredi vermelidir. Komşu
parsellerden küçük olan parselleri alarak, toplayarak veya trampa gibi
yöntemlerle çiftçilere ait araziler toplulaştırma öncesi büyütülmeye
de çalışılmalıdır. DSİ, sadece
kamulaştırma maliyetlerini düşürme mantığıyla
başarılı olamaz. Tarla içi geliştirme hizmetleri
yapılması, kırsal kalkınmanın diğer
bileşenleri modern sulama yapabilecek çiftçilerin eğitilmesi şeklinde
olmalıdır. Özellikle taş toplama, sekileme, arazi tesviyesi,
kapalı drenaj, damlama sulama ve yağmurlama sulama gibi hektara
maliyeti yüksek ama yapılması gereken tarla içi geliştirme
hizmetleriyle birlikte yapılmalıdır. Arazi
toplulaştırma mülk sahiplerine büyük mağduriyetler doğuracağı
için dikkatle işlenmesi gereken önemli bir konudur.
Tasarıda
geçen çerçeve 8inci maddede Maliklerin muvafakati aranmaksızın
zorunlu arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri
yapılabilir. hükmü yer almaktadır. Bu maddeye karşın
Anayasanın mülkiyet hakkını güvence altına alan 35incisi
maddesi der ki Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Mülkiyet
hakkının kullanılması toplum yararına aykırı
olamaz. Anayasaya aykırı olan bu maddeyle kamu yararı
adı altında zorunlu toplulaştırmanın önü açılacak
toprak sahibinden izin alınmadan hem de. Bu da yetmezmiş gibi, arazi
toplulaştırma duyuruları internet veya köydeki ilanlardan
duyurulacak. Bu, hukuken yetersiz bir işlemdir. Köyde bulunmayan, il
dışında ya da yurt dışında olan arazi maliklerine
tebligat yapılmasının nesi zordur? Böyle bir düzenlemeye neden
ihtiyaç duyulmuştur anlamakta güçlük çekiyorum. Dava açma
hakkının on yılla kısıtlanmış olması da
mülkiyet hakkına aykırı olan başka bir düzenlemedir. Arazi
toplulaştırmayla ilgili bu hükümler tam anlamıyla bir toprak
gasbıdır.
Arazi
toplulaştırması yapan kurum ve kuruluşlar kamu
yatırımı için ihtiyaç duyulan arazi miktarını
toplulaştırma yoluyla karşılayabilir. deniliyor.
Şimdi, Karayolları ve Devlet Demiryollarının tren
güzergâhlarının kamulaştırma masraflarından
kaçması gibi arazi toplulaştırma mı yapılacak bu
hususta? Bu, hukuken yanlış bir şeydir. Arazi maliki
kamulaştırma bedelini almalıdır.
Çayır
ve meralardan ortak katılım payı kesintisi yapılarak
toplulaştırmaya dâhil edilmesi Mera Kanununa
aykırıdır. Meralar amaçları dışında
kullanılamaz, sınırları daraltılamaz. Meralardan
kesinti yapmak istiyorsanız Mera Kanununu değiştirmeniz
gerekiyor. Öyle her istediğiniz düzenlemeyi her tasarının
içerisine koyamazsınız. İstatistik Kurumunun verilerine göre,
mera alanları zaten her geçen gün, her geçen yıl daralıyor.
Hayvan üreticileri zaten sıkıntı yaşıyor, ülkede
hayvancılık tehlikeye giriyor.
Değinmeden
geçmek istemediğim bir konu da büyük bir özveriyle çalışan ve
büyük projelere imza atan DSİ personeli. Personelimizin özlük hakları
bir an önce iyileştirilmeli ve göstergeler arasında ki dengesizlikler
ortadan kaldırılmalıdır.
CHP,
geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da vatandaşın
yaşamını kolaylaştıracak çözümler üreten, doğaya
ve çevreye önem veren her türlü uygulamanın destekçisi olacaktır.
Ben,
bu düşüncelerle kanunun ülkemiz için hayırlı olmasını
diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
50nci
maddeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
51inci
madde üzerinde aynı mahiyette olmak üzere iki adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 548 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 51inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Ali Aslan
Adana Diyarbakır Batman
Mehmet
Emin Adıyaman Ertuğrul
Kürkcü
Iğdır İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Orhan
Sarıbal
Muğla Giresun Bursa
Mahmut
Tanal Barış
Yarkadaş Kamil
Okyay Sındır
İstanbul İstanbul İzmir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
6200
sayılı Sulama Birlikleri Kanununa göre, DSİ'nin sulama
birliklerini feshetme yetkisi vardır. Ancak belli yükümlülüklerini yerine
getirmemesi durumunda bu fesih yetkisini kullanabilmektedir. Bu kanuna göre:
"Denetim raporları ile finansal ve mali yapısı sürdürülemez
olduğu tespit edilen, sulama birlikleri ile devir sözleşmesindeki
yükümlülükleri yerine getiremeyen sulama birlikleri DSİ'nin teklifi bakan
onayıyla feshedilebilir. denilmektedir.
Oysa
bu yeni düzenlemede DSİ hiçbir koşul aramadan sulama birliklerini
feshedilebilecektir. Çiftçinin yönetiminde olduğu, başkan ve yönetim
organlarının seçimle göreve geldiği, demokratik,
katılımcı bir yönetim anlayışıyla kurulan bir
sivil örgüt keyfî bir şekilde feshedilmektedir. Bu düzenleme çiftçinin
iradesini tanımamaktadır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Bursa Milletvekili Orhan
Sarıbal konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Sarıbal. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 548
sıra sayılı Tasarının aslında en önemli
maddesini konuşuyoruz belki de. Birçok maddesi önemliydi, ormanla ilgili
bölümleri önemliydi ama burada çok önemli bir durum var çünkü özellikle siyasal
bir tavır çok net, bir darbe modelini görüyoruz burada, o yüzden önemli.
Neden? Son iki yıldır DSİde karargâh kuran Dünya Gıda
Örgütü (FAO) aslında Türkiyede su yönetiminin nasıl olması
gerektiğinin dersini veriyor sürekli. Kime? Siyasal iktidara. Kiminle?
Birleşmiş Milletlerden almış olduğu öğretiyle. Ne
yapmak istiyorlar? Dertleri şu: Devlet Su İşleri 1993
yılına kadar su yönetimini kendisi yapıyordu ama suyu
zamanında veremediği için, çiftçi zarar ettiği için, su yüzünden
kavgalar çıktığı için hatta ölümlere neden olan
tartışmalar çıktığı için 6172 sayılı
yeni bir yasa düzenlendi ve su yönetimi birliklere verildi. Birlikler kim,
sulama birlikleri? Üreticilerin bizzat kendileri; meclisleri var, denetim
organları var, yönetim organları var ve elbette başkanları
var yani tamamen çiftçinin kendisinin oluşturduğu bir birlik yönetim
biçimiydi. Tamamen bütün bölgelerde seçimle geliyorlar, 14.487 meclis üyeleri
var, 378 sulama birliği var. Yaklaşık olarak 1 milyon 450 bin
kayıtlı çiftçisi görülüyor. Hepsini 5 kişiden ele
aldığımızda 7 milyon insanı ilgilendiren, siz buna
sulama kooperatiflerini de ilave ettiğinizde 10-12 milyon insanı
ilgilendiren bir yapı, bir organizasyon. Elbette, en önemlisi demokratik,
diğer önemli olan kısmı da çiftçinin bizzat yönetimin içinde
olması ve suyu yönetiyor olması; bu çok önemli. Birliklerde
yönetimler dört yıllığına seçiliyor. Dört
yıllığına seçilen bir yönetimi siz bir darbe, bir kamucu
anlayış üzerinden yönetimi alıyorsunuz, oraya bir devlet memuru
atayarak kayyum modelini hayata geçiriyorsunuz. Elbette kabul etmemiz
doğru değil. Bir taraftan şeker fabrikalarını kamucu
anlayışla zarar ediyor diye özel sektöre peşkeş
çekiyorsunuz, bu tarafta size hiç yükü olmayan,
ağırlığı olmayan sulama birliklerini
kamulaştırıyorsunuz. Nasıl? Daha iki buçuk yıl
yönetimlerin zamanı olmasına rağmen. Niye? Verilmiş bir
öğreti var, verilmiş bir ders var, verilmiş bir ev ödevi var, o
ev ödevini yerine getirmek istiyorsunuz yani 1993 döneminden önceki döneme
dönmeye çalışıyorsunuz.
Bakın, birkaç örnek verelim. Tam yirmi üç
yıl önce bu yönetim biçimini, katılımcı su yönetimi
anlayışını İspanyadan aldık, İspanyadan,
İspanyadan model alınarak buraya getirildi. Avrupayla
karşılaştıracak olursak, orada arazi yollarını
belediyeler yapıyor, bizim ülkemizde sulama birlikleri yapıyor.
Drenaj temizliklerini Avrupada devlet yapıyor, burada sulama birlikleri
yapıyor. Dolayısıyla, Avrupa örneğinde var olan, devletin
ve kamu kurumlarının yapması gereken işleri bile sulama
birlikleri kendi olanaklarıyla, kendi imkânlarıyla yapmaktalar. Bugün
bütün onarım ve işletme giderleri tamamen sulama birliğine ait
olan bu yapıların en önemli yanı o.
Şimdi, siz görevden alacaksınız; bir:
Bu insanların, bu yönetimde olanların elbette oralarda iki buçuk
yıllık daha süreleri var, birincisi bu. Bu bir hak gasbıdır
ve bir darbedir. İkincisi, bütün alacaklardan Devlet Su İşleri
sorumlu olacak ama geriye dönük borçlardan Devlet Su İşleri
değil, kim sorumlu olacak? Yönetim sorumlu olacak. On yıl boyunca
geriye dönülecek, geriye denetim yapılacak, o denetim sonrasında bir
sorun çıktığında, bir şey görüldüğünde bu
insanlar onlardan yargılanacaklar. Yeter mi? Yetmez. Bütün nakdî paralara;
kooperatife, birliğe ait olan bütün mallara, ekipmanlara, tümüne el
konulacak, tümüne. Kaldı ki bir bölüm kooperatif başkanı ya da
birlik başkanı kendi bireysel kredilerini kullanarak, kendi
nüfuzlarını kullanarak, hatta bazı yerlerde kendi
mallarını ipotek ederek makine almışlar mesela, olanak
yaratmışlar, kredi sağlamışlar kooperatifin ve
birliğin yürütülebilmesi için; bunların durumu ne olacak belli
değil. Çalışan personel
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Başkanım, bir dakika daha verirseniz
BAŞKAN
Peki, buyurun, tamamlayın.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Çok teşekkür ediyorum.
Bu
yaklaşımla personelin ne olacağı net değil. Bilinen,
sadece, yönetim kurulları ve meclis feshedilecek, onların yerine bir
kamu personeli atanacak. Bu kamu personelinin alacağı harcırah,
alacağı yevmiye elbette düzenlenmiş; o hiç kaçmaz çünkü
muhtemelen bunun için de bir siyasal erk, bir siyasal güdüm kendini
gösterecektir, orada da elbette kayırmacılık öne
çıkacaktır.
Bu
anlamda, bütünüyle baktığımızda, sulama birliklerinin el
değiştirmesinin, deyim yerindeyse kamulaştırılmasının
ve kayyum atanmasının çiftçiye, ülkeye, tarıma, tarımsal
üretime, bu ülkenin zenginliklerine bir katkısı olmayacaktır;
sadece, diğer kamu kurumlarında olduğu gibi zorla zarar
ettirilip daha sonra yerli ve yabancı şirketlere su yönetimi ve su olanakları,
su alanları peşkeş çekilecektir. İtiraz ediyoruz, kabul
etmiyoruz, lütfen bundan geri çekilelim.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
51inci maddeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
52nci madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 548 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 52nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Mehmet
Ali Aslan Ertuğrul
Kürkcü
Batman İzmir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Orhan
Sarıbal
Muğla Giresun Bursa
Mahmut
Tanal Barış
Yarkadaş Burcu
Köksal
İstanbul İstanbul Afyonkarahisar
Kamil
Okyay Sındır
Mehmet Göker
İzmir Burdur
BAŞKAN - Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki ilk önergenin
gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
İlgili madde düzenlemesinde birlik üyeleri,
kaydı sırasında DSİ'nin belirlediği katılım
payı ücretini ödemek zorunda bırakılmaktadır. Bu ücretin ne
kadar olacağı belirsizdir. Çiftçilerin bu nedenle sulama birliklerine
üye olması zorlaştırılmaktadır.
BAŞKAN Diğer önerge üzerinde Muğla
Milletvekili Akın Üstündağ konuşacaktır.
Buyurun Sayın Üstündağ. (CHP
sıralarından alkışlar)
AKIN ÜSTÜNDAĞ (Muğla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 548 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 52nci maddesi üzerine söz
almış bulunuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 6172 sayılı
Sulama Birlikleri Kanunu ülkenin su varlık ve kaynaklarının
rasyonel kullanımını sağlamak amacıyla
kurulmuştur ve tasarının özellikle sulama birlikleri çerçeve ana
statüsündeki seçim usulünün ortadan kaldırılması ve birçok,
özellikle 2nci maddede tanımların değiştirilmesi,
kurucular kurulunun tamamen ortadan kaldırılması,
katılım payının belirlenmesinde kurucular kurulu veya
birlik meclisi yetkisinin ortadan kaldırılması, üst yönetici
unsurunun yasadan kaldırılması, su kullanım hizmet
bedelinin birlik meclisi yerine Bakan tarafından belirlenen asgari
değer üzerinden belirlenmesi yasaya konularak su kullanan çiftçiler
aleyhine, son derece sakıncalı düzenlemeler yapılıyor.
Değerli
arkadaşlarım, 52nci maddeyle birliğe üye olma zorunluluğu
getiriliyor. Sulama hizmetinden yararlanmak için artık çiftçiler
birliğe üye olmak zorunda ve üye olurken de DSİnin belirlediği
bir katılım payını birliğe ödemek zorunda ve birlik
üyelerinin sorumlulukları da ek (3)üncü fıkrada ortaya konuyor. Bu
da birlik üyeleriyle ilgili birçok parasal sorumluluğu ortaya koyan
düzenlemeler içeriyor ve su kullanıcısı vasfını
kaybeden üyeliğin de resen sona ermesini öngörüyor.
Değerli
arkadaşlar, tasarıyla, çiftçiler tarafından seçilen birlik
meclisi, yönetim kurulu, denetim kurulu tamamen ortadan
kaldırılıyor, sulama birlikleri DSİnin alt birimi hâline
getiriliyor. Bu şekilde, çiftçilere hesap vermek zorunda olmayan,
çiftçilerin ihtiyaçlarına göre işletilmeyen, çiftçilerin
ihtiyaçlarına uygun hizmet üretmeyen bir birlik hâline geleceği
aşikârdır.
Bu
tasarıyla 378 sulama birliğinin yönetim, denetim ve gözetimi
DSİye devrediliyor. Sulama birliklerinin başına bu
tasarıyla kayyum atanmaktadır. Sulama birlikleri ticarete ve siyasete
alet edilmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, buradan iktidarı uyarıyorum: Bu tasarı
kanunlaşırsa, geçerse çiftçiler, köylüler 24 Haziranda sandık
başında sizi bekliyor olacak ve bunun hesabını 24 Haziranda
mutlaka sandıkta vereceksiniz.
Değerli
arkadaşlarım, burada, sadece çiftçilerimiz değil,
çağdaş köleler hâline getirdiğiniz taşeron işçiler,
borç içinde yüzen esnaf, geleceği elinden alınmış ve
atanamayan üniversite öğrencileri, üniversite mezunları, maaşlarının
alım gücü iyice azalmış memurlar ve kamu görevlileri, OHAL
altında ezilen kitleler, seçtikleri hâlde belediye başkanları
görevden alınan seçmenler sizi bekliyor olacak. Sandıkta, FETÖyü
büyütüp devlete yerleştiren iktidardan seçmen mutlaka hesap soracak,
FETÖnün siyaset ayağına hiç dokunmayan iktidardan hesap soracak.
Değerli
arkadaşlarım, özellikle Orman Bakanı da buradayken soruyorum:
Değerli Bakanım, dünyaca ünlü Halep çamlarının olduğu
Pina Yarımadasındaki, Bodrumdaki ormanların yerine
yaptırdığınız otellerin hesabını mutlaka
seçmen sizden soracak, ormanları katleden iktidardan mutlaka hesap
sorulacak; Gökova Körfezini, mavi turu bitiren doğal sit
çalışmasıyla ilgili olarak da mutlaka seçmen sizden hesap
soracak. İktidar döneminizde giderek zenginleşmenizin
hesabını gittikçe fakirleşen halk mutlaka sizden soracaktır
diyorum.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
52nci
maddeyi Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
53üncü
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 53üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Ertuğrul
Kürkcü
Adana Diyarbakır İzmir
Mehmet
Emin Adıyaman Mehmet
Ali Aslan
Iğdır Batman
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Kamil
Okyay Sındır
Muğla Giresun İzmir
Barış
Yarkadaş Mahmut
Tanal Orhan
Sarıbal
İstanbul İstanbul Bursa
Namık
Havutça
Balıkesir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bu
maddede yer alan geçici maddeler ile birlik organları (yönetim, denetim)
feshedilmektedir. Demokratik, katılımcı yönetim
anlayışıyla işleyen bir kurumun hiçbir işleme gerek
kalmaksızın feshedilmeye çalışılması
antidemokratik bir uygulamadır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde Balıkesir Milletvekili
Namık Havutça konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Havutça. (CHP sıralarından alkışlar)
NAMIK
HAVUTÇA (Balıkesir) Değerli milletvekili arkadaşlarım,
tabii, 24 Haziran, seçim tarihi geliyor. Ben buradan, bizi izleyen
Balıkesir Öğretmenevindeki emekli öğretmen arkadaşıma
sesleniyorum: Siz, dünyanın en pahalı benzinini, en pahalı
mazotunu, en düşük emekli maaşını alıyorsunuz.
Önünüzde fırsat
Ben
buradan, bizi dinleyen, Balıkesir Ovaköydeki, Atköydeki çiftçi
kardeşime sesleniyorum: Sana dünyanın en pahalı mazotunu veren,
gemicilere, yatçılara yüzde 50 ucuz mazot veren bu Hükûmetten; senin
traktörünü haczeden, tarım krediye borçlarını ödeyemediğin
için emekli maaşına, ineğine el koyan bu iktidardan kurtulmak
için işte tarihî bir fırsat geliyor.
Beni
buradan dinleyen atanamayan öğretmen kardeşim, bugünkü teknoloji
Ankaraya yarın kaçta yağmur yağacağını, kaç
damla yağacağını hesap ediyor. Bu memleketin kaç tane
matematik öğretmenine, sınıf öğretmenine ihtiyacı
olduğunu bu Hükûmet hâlâ tespit edemiyor mu? Seni intihara sürüklüyor.
Bir umut var. demeyin. Bakın, kaç yıl oldu, umut yok. Umut, oyunla
cezalandırmak. İşte senin önüne fırsat geliyor.
Beni
dinleyen taşeron işçisi emekçi kardeşim, bu iktidar döneminde
siz köle hâline geldiniz, ücretli köle hâline geldiniz. İşte önünüzde
fırsat.
İşte,
şimdi, buradan, iş, aş bekleyen üniversite mezunu, işsiz
genç kardeşlerime sesleniyorum: Bakın, bu ülkede, üniversitelerinde
özgür bir yaşam sürmek isteyen üniversiteli gençlerimizi kapının
önüne koymak isteyen bu totaliter zihniyetten kurtulmak için önümüzdeki
seçimler bir fırsat.
Bizi
buradan dinleyen bütün yurttaşlarımız, gazeteciler; bugün
gazetecileri zorla hapse atan, onların yargılama süreçlerini hiçbir
şekilde adil bir şekilde yapmayan
Yine, Bank Asyanın önünden
geçen 159 bin insanı FETÖ diye işinden aşından eden sevgili
kardeşlerime sesleniyorum: Bakın, biz FETÖnün yanında
fotoğraf çektirenlerden değiliz ama biz mazlumun yargı
karşısında hukuk devleti çerçevesinde haklarını
aramasını, adil bir Türkiye istiyoruz. İşte fırsat...
Bakın,
elimde AKPnin on altı yıllık yıkım politikası
var arkadaşlar, on altı yıllık yıkım. Nedir
yıkım biliyor musunuz? Aralık 2002,
karşılıksız çek tutarı 2,2 milyar TL; yıl 2017,
karşılıksız çek tutarı 17,1 milyar TL; Aralık
2002, protestolu senet tutarı 0,8 milyar, 2017, protestolu senet 11,5
milyar; Aralık 2002, tüketicilerin banka borcu 6,6 milyar, tüketicilerin
banka borcu -sıkı durun- 450 milyar... Bakın, daha bitmedi.
Aralık 2002, aile gelirlerinin borca oranı yüzde 4,7; 2017, aile
gelirlerinin borca oranı yarısı, yüzde 46,9.
Bakın,
çiftçi kardeşlerim, 2002de sizin bankalara 5,1 milyar TL borcunuz
vardı, bugün çiftçilerin banka borcu 85,5 milyar lira. Daha bitmedi tabii
ki. 2002de 1 kilo ekmeğin fiyatı 1 liraydı, bugün 1 kilo
ekmeğin fiyatı tam 4,19 TL. Benzin 2002de 1,66 TL, motorin 1,30 TL;
bugün benzin 6 TL, motorin 6 TL. Alın, sizin Hükûmetinizin
başarı karnesi bu işte. Sizin için başarı ama bizim
halkımız için
Bizim evlatlarımızın Man
Adasından ticaret yaparak 15 milyar dolar geliri yok, sadece emeği
var, alın teri var.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
53üncü
maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
54üncü
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 54üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Ali Aslan
Adana
Diyarbakır Batman
Mehmet
Emin Adıyaman Ertuğrul
Kürkcü
Iğdır İzmir
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Bülent
Yener Bektaşoğlu Mahmut
Tanal Orhan
Sarıbal
Giresun İstanbul Bursa
Akın
Üstündağ Barış
Yarkadaş Kamil
Okyay Sındır
Muğla
İstanbul
İzmir
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
İlk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Çiftçilerin
yönetiminde olduğu meclisler seçilme usul ve esasları
bakımından demokratik bir işleyişe sahiptirler. Bu
düzenlemeyle sulama birlikleri meclisleri ortadan
kaldırılmaktadır. Çiftçilerin karar alma sürecinde doğrudan
yer almasını sağlayan meclislerin ortadan
kaldırılması, çiftçilerin karar alma süreçlerinin
dışında tutulmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenlerle
maddenin tasarı metninden çıkarılması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN
Diğer önerge üzerinde İzmir Milletvekili Kamil Okyay
Sındır konuşacaktır.
Buyurun
Sayın Sındır. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 548 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 54üncü maddesi üzerine grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve yüce milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu madde hükmüne dikkatinizi çekmek istiyorum bir kez daha
okuyarak: 6172 sayılı Kanunun yani Sulama Birlikleri Kanununun
10uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan Birlik meclisince
kabul edilen ibaresi, 11inci maddesinin ikinci fıkrasının (c)
bendinde yer alan Birlik meclisi kararı ibaresi madde metninden
çıkarılmış. Sanki bir ifade, bir ibare metinden
çıkarılmış gibi görüyoruz. Sonra devam ediyor: 14üncü
maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları ile 4üncü,
5inci, 6ncı, 7nci, 8inci,13üncü, 17nci ve 19uncu maddelerinin
tamamı yürürlükten kaldırılmıştır. diyor.
Şimdi
ben kanunu aldım elime, bu kadar madde yürürlükten
kaldırılmış. Toplam kaç maddesi? Hani böyle 100 madde olur
da üç beş maddesi kaldırılmış olur. İnanın,
yürürlük ve yürütme maddeleri ve geçici maddesi de dâhil olmak üzere 23; 3ünü
saymazsanız 20. Sadece bu 54üncü maddede Sulama Birlikleri Kanununun
neredeyse yarısı yok, gitti. Peki, bu kanun maddeleri neler? Mesela
4üncü maddesi: Birliğin tüzel kişilik kazanması ve
birliğe üyelik. Bu madde yok artık değerli arkadaşlar.
Yani birlik nasıl tüzel kişilik kazanacak, birliğe nasıl
üyelik olacak; kanun düzenlemesinde böyle bir düzenleme artık yok. 5inci maddesi
birlik organlarını düzenleyen madde: Madde 5 - Birliğin
organları şunlardır: Birlik meclisi, yönetim kurulu, denetim
kurulu, başkanlık. Bu madde yok artık arkadaşlar, Sulama
Birlikleri Kanununun bu maddesi yok. Yani artık bundan sonra birlik meclisi
yok, yönetim kurulu yok, denetim kurulu yok, başkanlık yok. Birlik
feshediliyor yani birlik diye
Bir kanun içerisinden bunların
çıkartılması demek
6ncı maddesi: Birlik meclisine üyelik
şartları, seçilme esasları, görev ve yetkileri. Değerli
arkadaşlar, bu madde yok; birlik meclisine üyelik şartları,
seçilme esasları, meclisin görev, yetkileri. 7nci madde: Yönetim kurulu
üyelerinin seçilme esasları. Yok. 8inci madde: Denetim kurulu üyeleri.
Yok. 9uncu madde: Başkanın seçilme esasları, görev ve
yetkileri. Bu kalıyor. Tabii bunu da bazı düzenlemelerle, madde
düzenlemeleriyle önceki kanunun diğer tasarı maddelerinde gördük,
geçtik.
Şimdi
ben sormak istiyorum değerli arkadaşlar: Organları olmayan
Kanunun yarısı artık ilga olmuş, yok hükmünde; yok hükmünde
değil, yok, çıkartılmış. Nasıl bir birlik? Hangi
birlikten bahsediyoruz? Kimler bir araya geliyor da birlik oluşturuyor?
Yani kamu tüzel kişiliğidir, kanun maddesine bakarsanız, sulama
birlikleri kamu tüzel kişiliğine sahip olan birliklerdir; bu, kanunda
bulunmayan hâllerde özel hukuk hükümlerine tabi. Yani sizin,
katılımcı demokratik yönetim anlayışıyla diyoruz,
yerelde Devlet Su İşlerinin
Zaten bu sulama birliklerinin amaç ve
kapsamına baktığınızda da işte bu sulama
tesislerini uygun şekilde kullanmak, işletmek, işlettirmek; bu
tesislerin bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek
Peki, bunları nasıl yapacak, bu işleri nasıl yapacak? Bir
başkan atanacak başına, atamayla gelecek. Siyasetin, daha
doğrusu, iktidarda olan siyasi partinin hizmetinde olan, sözüm ona
devletin bir personeli ama bir kamu görevlisi atanacak ve birlikle falan ilgisi
olmayan bir oluşuma başkanlık edecek, aslında dikte edecek,
belki de çiftçileri bile tanımayan bir kişi. Böyle bir birlikten
bahsetmek, hatta bunun, bir kamu tüzel kişiliği olarak
tanımlanması
Ne meclisi var ne yönetimi var, yönetim kurulu var ne
diğer organları var. Böyle bir birlikten bahsetmek söz konusu olamaz.
Sayın
Başkan, sürem bitiyor. Son cümlemi
BAŞKAN
Buyurun efendim, tamamlayın.
KAMİL
OKYAY SINDIR (Devamla) Sulama birliklerinin getirildiği durum budur.
Ben
Sayın Bakandan rica ediyorum, bunlarla
uğraştırmasınlar bizi. Bu kanunu komple ilga edelim, bu
başkanı atayın -başka atamanıza gerek yok- Devlet Su
İşlerinden bir arkadaşa görev verin; o, birliklerin olduğu
yerde, çiftçileri bir çağırsın toplantıya Böyle, böyle.
desin. Yani bu kanuna gerek kalmıyor böyle bir düzenlemeyle.
Asla
kabul etmiyoruz, şiddetle reddediyoruz, sulama birliklerinin
Çiftçinin
kendi kendini idare edebilme imkânı verilmiş olan daha önce,
Tarım Kanununda yerelden yönetim, örgütlülük, kooperatifçilik
Hatta
şu da bir gerçek: Birlik ve kooperatifler aslında Tarım
Bakanlığının yetkisinde Tarım Kanununa göre. Bu
kanunun bu maddesini de aslında ihlal eden bir düzenleme.
Sulama
birliklerimizin ne siyasete ne ticarete konu olmamasıdır esas olan.
Bu anlamda, kanun tasarısının bu maddesine ve tümüne
itirazlarımızı bir kez daha ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Sındır.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
54üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
55inci
madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 55inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Akın
Üstündağ Bülent
Yener Bektaşoğlu Kamil
Okyay Sındır
Muğla Giresun İzmir
Barış
Yarkadaş Mahmut
Tanal Orhan
Sarıbal
İstanbul İstanbul Bursa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Orman
alanlarının yapılaşmaya açılmasının
önlenmesi ve orman köylüleri arasında eşitliğin korunması.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 55inci
maddesinde yer alan onuncu fıkrası 10 uncu fıkrası
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mehmet
Ali Aslan
İzmir Batman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
55inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
56ncı
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının
56ncı maddesinde yer alan on bir yıl ibaresinin on beş
yıl olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mehmet
Ali Aslan
İzmir Batman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
düzenleme yürürlük maddesine ilişkindir. Maddenin süresinin
uzatılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
56ncı
maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
57nci
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 57nci
maddesiyle değiştirilmesi öngörülen f) bendinde yer alan Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tümcesinin Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğünce şeklinde
değiştirilmesini arz ve talep ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mehmet
Ali Aslan
İzmir Batman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
57nci
maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
58inci
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 58inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Sibel
Yiğitalp Mehmet
Emin Adıyaman
Adana Diyarbakır Iğdır
Ertuğrul
Kürkcü Mehmet
Ali Aslan
İzmir Batman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı
metnine, komisyon görüşmelerinde son dakika önergeleriyle yeni madde ihdas
edilmiştir. Hükûmetin ilk teklif ettiği metinde yer almayan ve
komisyonda yeterince görüşülmeyip üzerinde etraflıca
tartışma yapılmadan eklenen bu maddenin yasama tekniğine
aykırı olduğunu düşünüyoruz. İlgili maddenin
etraflıca tartışılması ve yasama tekniğine uygun
bir faaliyet yürütmek maksadıyla maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN
Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
58inci
maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
59uncu
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 59uncu
maddesinin birinci cümlesinde yer alan birinci fıkrası ibaresinin
1 inci fıkrası şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Erol
Dora Mizgin
Irgat Nihat
Akdoğan
Mardin Bitlis Hakkâri
Filiz
Kerestecioğlu Demir Ertuğrul
Kürkcü
İstanbul İzmir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
59uncu
maddeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Madde
60a bağlı madde 18/C üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının
60ıncı maddesiyle düzenlenen 18/Cnin
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Erol
Dora Mizgin
Irgat
Adana Mardin Bitlis
Nihat
Akdoğan Mehmet
Ali Aslan
Hakkâri Batman
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı metnine, komisyon görüşmelerinde
son dakika önergeleriyle yeni madde ihdas edilmiştir. Hükümetin ilk teklif
ettiği metinde yer almayan ve komisyonda yeterince görüşülmeyip
üzerinde etraflıca tartışma yapılmadan eklenen bu maddenin
yasama tekliğine aykırı olduğunu düşünüyoruz.
İlgili maddenin etraflıca tartışılması ve yasama
tekniğine uygun bir faaliyet yürütmek maksadıyla, maddenin
tasarı metninden çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN Önergeyi kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Madde 60a bağlı madde 18/cyi kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Madde 60a bağlı madde 18/çyi kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.56
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.10
BAŞKAN: Başkan Vekili Ahmet AYDIN
KÂTİP ÜYELER: Sema KIRCI (Balıkesir), Mehmet
Necmettin AHRAZOĞLU (Hatay)
----- 0 -----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 88inci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
548
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
61inci
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 61inci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Mehmet
Ali Aslan Erol
Dora
Adana Batman Mardin
Mizgin
Irgat Nihat
Akdoğan
Bitlis Hakkâri
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı
metnine, Komisyon görüşmelerinde son dakika önergeleriyle yeni madde ihdas
edilmiştir. Hükûmetin ilk teklif ettiği metinde yer almayan ve
Komisyonda yeterince görüşülmeyip, üzerinde etraflıca
tartışma yapılmadan eklenen bu maddenin yasama tekniğine
aykırı olduğunu düşünüyoruz. İlgili maddenin etraflıca
tartışılması ve yasama tekniğine uygun bir faaliyet yürütmek
maksadıyla maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
61inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
62nci
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 62nci
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Mehmet
Ali Aslan Erol
Dora
Adana Batman Mardin
Mizgin
Irgat Nihat
Akdoğan
Bitlis Hakkâri
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı
metnine, Komisyon görüşmelerinde son dakika önergeleriyle yeni madde ihdas
edilmiştir. Hükûmetin ilk teklif ettiği metinde yer almayan ve
Komisyonda yeterince görüşülmeyip, üzerinde etraflıca
tartışma yapılmadan eklenen bu maddenin yasama tekniğine
aykırı olduğunu düşünüyoruz. İlgili maddenin
etraflıca tartışılması ve yasama tekniğine uygun
bir faaliyet yürütmek maksadıyla maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öngörmekteyiz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmemiştir.
62nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
63üncü
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 63üncü
maddesinde yer alan tarihinde ibaresinin tarihinden itibaren şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Mehmet
Ali Aslan Erol
Dora
Adana Batman Mardin
Mizgin
Irgat Nihat
Akdoğan
Bitlis Hakkâri
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) - Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
63üncü
maddeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
64üncü
madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 548 sıra sayılı Kanun Tasarısının 64üncü
maddesinde yer alan Bakanlar Kurulu yürütür ibaresinin Bakanlar Kurulu
tarafından yürütülür şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Meral
Danış Beştaş Mehmet
Ali Aslan Erol
Dora
Adana Batman Mardin
Nihat
Akdoğan Mizgin
Irgat
Hakkâri Bitlis
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM,
ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET
BABAOĞLU (Konya) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan
değişiklikle madde metnine açıklık getirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
64üncü
ve sonuncu maddeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümünü oylamadan önce İç Tüzükün 86ncı maddesi gereğince
oyunun rengini belli etmek üzere ve lehte olmak üzere, Kırklareli
Milletvekili Selahattin Minsolmaz.
Buyurun
Sayın Minsolmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Kırklareli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının lehine, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 86ncı maddesine dayalı olarak oyumun rengini
belli etmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
1954
yılından bu yana ülkemizde kesintisiz hizmet veren Orman ve Su
İşleri Bakanlığımıza bağlı Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğü kurumu, ülkemizin sahip olduğu su
kaynaklarının en verimli ve etkin bir şekilde, suyu kullanacak
olan çiftçimize, üreticimize ulaştırılmasında önemli bir
görevi ifa etmektedir. Yaptığı görev su kadar önemli ve ülke
çiftçisinin de katma değerini ve gelirini artırmada çok ciddi bir
potansiyeli içerisinde barındırmaktadır. Şu ana kadar
yapılan konuşmalarda, tüm maddeler üzerinde, yapmış
olduğumuz kanun tasarısının özü hakkında tek tek
görüşüldü ama ihtiva ettiği temel nokta Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığımızın uhdesinde
yürütülmekte olan tarla içi sulama faaliyetlerinin ve toplulaştırma
faaliyetlerinin bundan sonra Devlet Su İşleri kanalıyla
yürütülmesinin sağlanması, bu itibarla kıt su
kaynaklarımızın daha etkin ve verimli olarak kullanımı
açısından su yönetiminin tek elden, bir elden yönetilmesinin
sağlanması. Tarla içi sulama sistemlerinin yine Devlet Su
İşleriyle yapılması, bu konuda da Tarla içi sulama
desteklemesi diye ihdas edilen yeni bir destekleme kalemiyle bu sürecin
hızlandırılması. Yine, sulama kooperatiflerinin yönetiminde
Devlet Su İşlerinin etkin olarak bulunması ve denetlemesinin
Devlet Su İşleriyle sağlanması, sulama birliklerinde bugüne
kadar rastlanan, karşılaşılan sıkıntılardan
ötürü yönetimlerindeki sıkıntıların Devlet Su
İşleri tarafından buraya Bakanlıkça atanacak profesyonel
bir kamu yöneticisiyle sulama birliklerindeki sıkıntıların
minimuma indirilmesi.
Dolayısıyla,
burada yapılmak istenen, tabii, orman mevzuatımıza, gıda
mevzuatımıza ilişkin de düzenlemeler olmakla beraber, esası
itibarıyla Devlet Su İşlerinin teşkilat ve görevleri hakkındaki
düzenlemede bazı birimlerin ihdas edilmesi, birlikler, sulama kooperatifleri
ve sulama faaliyetinin bir elden verimli olarak yürütülmesinin
sağlanması.
Özellikle
ülkemizde kuraklığın etkin olduğu dönemlerde hepimiz
farkındayız ki Türkiyede ciddi anlamda Devlet Su İşlerinin
sulama tesislerine ihtiyaç oluyor. Bu tesislerdeki kaynakların da
sınırlı olduğunu düşündüğümüz zaman suyun en
verimli ve etkin bir şekilde kullanılması kaçınılmaz
olarak karşımıza çıkmakta. Dolayısıyla, saygıdeğer
milletvekilleri, yapılan kanunla doğru bir iş yapılmakta;
sulamanın tek elden, Devlet Su İşleri eliyle yürütülmesi, su
birliklerinin ve su kooperatiflerinin, sulama kooperatiflerinin
yaşadıkları sıkıntıların da
aşılması gerekiyor.
İlinde,
Kırklarelinde, Alpulluda bir şeker fabrikası olan bir
milletvekili olarak da kanunun görüşmeleri aşamasında sık
sık şeker fabrikalarının özelleştirilmesine
değinildi, buna da birkaç satırla değinmek istiyorum.
Evet,
şeker fabrikaları özelleştiriliyor. Ülkemizdeki 33 tane
şeker fabrikasının 8 tanesi özel sektörde, 25 tanesi de kamunun
elinde fakat bakıldığı zaman, özel sektördeki 8 tane
şeker fabrikası yaklaşık olarak kamunun elindeki 25
şeker fabrikasının üretimini yapıyor.
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Kotaları kaldıracaksın, kotaları!
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Evet, kotaları da bu kapsamda azalttık.
Yüzde 10 olan nişasta bazlı şeker kotasını yüzde 5e
çekmekle Hükûmet bu konudaki kararlılığını
göstermiş oldu.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Kotayı kaldırın, kotayı; millet
doğal şeker yesin!
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Değerli arkadaşlar, nişasta
bazlı şekerle gerçek anlamda mücadele etmenin tek yolu...
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Bosna Hersekten gelen nişasta bazlı
şekerin vergisini bile sıfırladınız. Doğru bilgi
verin.
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) ...pancardan elde edilen şekerin maliyetini
nişasta bazlı şekere göre tercih edilir seviyeye indirmektir.
BURCU
KÖKSAL (Afyonkarahisar) Gümrük vergisini sıfırladınız.
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Dolayısıyla Hükûmetimiz her alanda
yaptığı gibi, sigara yasağında vatandaşın
sağlığını düşündüğü gibi, araç
sayısı, trafik sayısı arttığı hâlde
yaptığı duble yollarla ölüm sayısını
azalttığı gibi...
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Azaldı mı? Senin dünyadan haberin yok ya! Ver
istatistik sonuçlarını, hadi!
SELAHATTİN MİNSOLMAZ (Devamla)
...yine sağlıkta ve diğer alanlarda yaptığı
olaylarla vatandaşımıza bu alanlarda da çok ciddi fayda
sağladığı gibi, Hükûmetimiz pancarın da
özelleşmesi, üretiminin özelleşmesi konusunda ciddi bir adım
atmıştır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Alkışlayın, alkışlayın
doğru olmayan şeyleri!
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) İnşallah çok yakın zamanda, daha önce
Sümerbankta gördüğümüz gibi...
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Bak, genç adamsın, o memlekette bunun
vebali altında ezilirsin! Alpulluya giremezsin, Alpulluya! Yapma,
yanlış savunuyorsun!
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Arkadaşlar, Sümerbank da özelleşti ama
insanımız yine ceket giyiyor, gömleği var, herkesin
ayakkabısı var.
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Alpullu çiftçisine anlat bakalım, ne diyecek?
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Cumhuriyetin en büyük
kazanımıdır Alpullu.
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Sümerbankın özelleşmesinden sonra da
hiçbir şey olmadı. Özel tekstil sanayisi çok ciddi anlamda büyüdü.
Dolayısıyla Hükûmetimiz, birçok alanda, vatandaşımızın
ihtiyacı olan sağlıkla, üretimle ilgili konularda...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) ...önemli bütün adımları atmakta.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Alpulluyu kapattırmayacağım."
de bari! Alpullu kapanacak, Alpullu da kapanacak.
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Burada hiç kimse, gerek Devlet Su İşleri
Teşkilat Kanununun düzenlenmesinde gerekse pancarın özelleşmesi
konusunda Hükûmetin vatandaşının sağlığını
düşünmediğini iddia edemez.
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Yakında şekerin tümünü ithal etmeye
başlarız sevgili kardeşim, aynı sigarada olduğu gibi,
samanda olduğu gibi, ette olduğu gibi. Senin Hükûmetin çok
çalışıyor!
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Bundan emin olun ki on altı yıldır AK
PARTİ hükûmetleri daima vatandaşın
sağlığını, selametini ve güvenliğini
düşünmüştür.
KAMİL
OKYAY SINDIR (İzmir) Bunları Alpullu çiftçisine anlatın
bakalım, ne diyecek?
SELAHATTİN
MİNSOLMAZ (Devamla) Yasanın lehinde oyumu belli ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Minsolmaz.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Hiç girmeseydin bu şeker işine
iyiydi!
HAYDAR
AKAR (Kocaeli) Kendi ipini çektin be!
BAŞKAN
Aleyhte, Bursa Milletvekili Sayın Orhan Sarıbal.
Buyurun
Sayın Sarıbal. (CHP sıralarından alkışlar)
Günün
ve haftanın son konuşması, böyle veciz bir konuşma
bekliyoruz.
ORHAN
SARIBAL (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim
oyumuzun rengi net, elbette ret veriyoruz. Çünkü çok açık bir
şekilde...
Değerli
arkadaşım burada konuştu ama inanın ki kendi
yalanlarını kendisi inanacak kadar benimsemiş. Tebrik ediyorum,
bu da bir yetenek arkadaşlar. Gerçekten bir yalanı bu kadar güzel
besleyip büyütüp ve kendisi inanıp ondan sonra da halka inandırmak,
bu da bir meziyet; samimi söylüyorum yani bunu içtenlikle söylüyorum.
HALİS
DALKILIÇ (İstanbul) Milletvekilinin sözüne yalan denmez, ayıp
ediyorsun.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, tarımda geldiğimiz
nokta şudur: 3 milyon çiftçi 2 milyona düşmüştür. 5 milyar borç
100 milyara çıkmıştır, 20 kat artmıştır.
Yetmez arkadaşlar. Artık tarımın da çiftçinin de dayanacak
hâli kalmamıştır.
Birkaç
rakam vermek istiyorum size, aşağı yukarı, çok net bir
şekilde anlaşılır. Tarımsal ham madde ithalatı 71
milyar 686 milyon dolar, tarımsal ham madde ithalatı 71 milyar 686
milyon dolar. Tarımsal ham madde ihracatı 12.067 milyon dolar yani
ihracatın tam 6 katı ithalat var. Yani tarımda yapıp
yapacağınız iş bu, geldiğiniz nokta bu. Tam 45 milyon
ton buğday ithalatı, 65 milyon ton ayçiçeği, ayçiçeği
türevi, kanola, soya ithalatı, 10 milyon tondan daha fazla pamuk, 5 milyon
tondan fazla pirinç, yani hayatımızın her alanı ithalat.
5,7 milyar dolarlık da canlı hayvan, karkas et ithalatı var.
Geldiğiniz nokta bu değerli arkadaşlar. Bunda söyleyecek bir
sözünüz varsa elbette dinleriz ama durum bu, gerçek de bu, bunu da hiçbir
şekilde yalanlama şansınız yok.
Aslında
şunu söylemek lazım: Aşağı yukarı bitirdiniz.
Önce tütünle, TEKELle başladınız; alkol kısmını
bitirdiniz, tütün kısmını bitirdiniz. Yetmedi; SEKA, onu
bitirdiniz. Kooperatifler bazında PANKOBİRLİK,
ÇUKOBİRLİK, bütün birliklerin desteğini tamamen kestiniz,
onları kendi kaderine bırakıp şirketleştirdiniz.
Fındığı bir İtalyan şirkete aşağı
yukarı tamamen teslim ettiniz. Suları bir Fransız şirkete
aşağı yukarı teslim ettiniz. Tarım girdileri tamamen
dışarıya bağlı, tamamen; tohum, ilaç, gübre, enerjide
ağırlıklı olarak mazot tamamen dışa
bağlı. Israrla millî, yerli dediğiniz o kelimelerin kendinden
başka, yaptığınız hiçbir şey ne millî ne de
yerli. Zaten böyle bir şeye ancak ve ancak gülünür. İnek yurt
dışından, yem yurt dışından, ilaç yurt
dışından. Ee, ne kalıyor? Ayran yerli. Ee, bu nasıl
bir ayransa bunu için de yerli olun.
ÖMER
FETHİ GÜRER (Niğde) Sudanda arazi alıyorlar, Sudanda
çiftçilik yapacaklar.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bu yasa, biraz
önce bahsettiğimiz, üst üste koyduğumuz, o TEKELle başlayan,
bugünlere kadar gelen tahribatın yeni bir parçasıdır. Satacak
nereler kalmıştı? Ormanlık alanlar.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Satmayacağız, sattırmayacağız.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) - Sayın Bakan, daha önceki tarihte söylemiştim,
cumhuriyet tarihine kendi eliyle orman inşa edip sonra o ormanı
Orman değildir. diye yağmalayan, talan eden, ortadan kaldıran
bir Bakan olarak geçeceksiniz; çok net.
Şimdi
ne yapıyorlar? Makilik, kayalık, taşlık, çakıl
bölgelerde söyledikleri şu: Biz buraları orman alanından çıkaracağız,
yerleşim alanları oluşsun diye yeniden imara
açacağız. diyorlar. Yani ormanlar satılık.
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Yok.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Yetmez, darbeci bir yasa bu, açık bir yasa; sulama
birliklerine kamu personeli atayarak darbeci kimliğini yerine getiriyor.
Yağmacı, talancı olarak toplulaştırmada çiftçinin
elindeki araziyi zorla gasbediyorsunuz, ormanları zorla gasbediyorsunuz; o
yüzden darbecidir. Yağmacı, talancı olarak bütünüyle, bütün
suyumuzu peşkeş çekiyorsunuz, ormanlarımızı
peşkeş çekiyorsunuz; bütünüyle yağmacı ve talancı.
Diktatöryel.
Diktatöryel olması, çiftçinin tarlasını kamulaştırma
adı altında alıyorsunuz, onun iznini istemiyorsunuz,
rızasını istemiyorsunuz, yetmez, o alamazsa istediğiniz
kişiye satıyorsunuz. Ya, insaf edin arkadaşlar, insaf edin.
Böyle bir hikâye cumhuriyet tarihinde olmadı. Bu size özel bir şey.
Bunu nasıl da beceriyorsunuz, nasıl gidip o köylünün yüzüne
bakıyorsunuz gerçekten ben merak ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Sayın Başkan son sözlerimi söyleyeceğim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Bitsin artık.
Buyurun.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Bitsin.
Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet,
değerli arkadaşlar, buradan çok şey söylendi, çok şey
anlatıldı. Buradan bir milletvekiliniz daha önce Cerattepede maden
aramak çok büyük bir düşmanlıktır. İki yüz yıl da
geçse Cerattepe yeniden yapılamaz. Madencileri burada istemiyorum.
demişti. Onu söyleyen milletvekili sonradan tarım bakanı oldu
ama şimdi Cerattepeyi seyrediyor, orada maden arıyor. Biraz önce
Sayın Bakan Suları satmıyoruz. demişti. Aynen o
örneğe gönderme yaparak Bakana söylemek isterim: Türkiye'de tarih çok
hızlı ilerliyor değerli dostlar, çok hızlı ilerliyor.
Elbette bunun tarihsel yansımalarını çok kısa sürede
öğreneceğiz ve yaşayacağız.
Son
sözüm şu: Bugün Mahir Ünal, La Fontaine üzerinden akla zulüm bir iş
yaparak Genel Başkanımıza ve partimize gönderme yapıyor.
Bakın,
değerli dostlar, dünyada bütün canlıların iyi tarafı
vardır, kötü tarafı vardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Yılanın bile bu topraklarda iyi şeyler
yaptığını biliriz, yılan, yılan. Mahir Ünal ne
demek istedi anlamadım ama dünyada canlı olmanın kendine özgü
değerleri vardır, bu değerleri taşıyor
olmasını isterim.
BAŞKAN
Evet, Sayın Sarıbal, sadakallahülazim.
ORHAN
SARIBAL (Devamla) Kendisini hangi canlı grubunda gördüğünü
Aslında, açıp kendisine bakması gerektiğini tekrar söylemek
isterim, tarif edilebilir bir tarafı var mı, yok mu? Doğaya ve
tabiata zararlı bir canlı grubunda kendisini görmüş bulunuyorum.
İyi
günler diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Böylece
tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık
oylamanın elektronik cihazla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Oylama için beş dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 213
Kabul : 203
Ret : 10 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Sema
Kırcı Mehmet
Necmettin Ahrazoğlu
Balıkesir Hatay
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu olsun.
2nci sırada yer alan 112 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerine başlıyoruz.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Güvenlik Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/449) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 112)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan 115 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
başlıyoruz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Güvenlik Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/452) ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 115)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonların
bulunamayacağı anlaşıldığından, alınan
karar gereğince kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 20 Nisan 2018 Cuma
günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyor,
hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 20.34