TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
89uncu
Birleşim
20
Nisan 2018 Cuma
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, seçim kararı
alınarak 81 milyonun huzuru ve refahı için bir fırsat
yaratılacağına ilişkin açıklaması
2.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, sağlık
çalışanlarının sorunlarına ilişkin
açıklaması
3.- Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
Türk Tabipleri Birliğinin Ankara ve İstanbul başta olmak üzere
büyükşehirlerde oda seçimlerini kazanan Etkin Demokratik Toplum Partisi
TTB Grubunu kutladığına ilişkin açıklaması
4.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını
dilediğine ilişkin açıklaması
5.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
üniversite öğrencilerinin af beklentisi olduğuna ilişkin
açıklaması
6.- İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbayın, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
7.- Ankara Milletvekili Şenal Sarıhanın, OHAL
koşullarında yapılacak seçimlerin nasıl bir sorun
yaratacağının herkesin aklında olması ve meşru,
demokratik bir seçim için çaba gösterilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, üç dönemlik
milletvekilliği süresince söylediği sorunların hiçbirine çözüm
getirilmediğine ilişkin açıklaması
9.- Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalpin, Hükûmetin,
OHAL şartlarında nasıl bir seçim yapmayı ve bu seçimi
nasıl meşru göstermeyi düşündüğünü öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
10.- İzmir Milletvekili Musa Çamın, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ve bu seçim
kararından önce demokratik bir seçimin zemininin hazırlanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
11.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Hükûmetin OHALsiz
seçime gidemediğine, sürekli OHAL vadettiğine ve
aşılamanın artırılması için Sağlık
Bakanlığını göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
12.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediğine
ilişkin açıklaması
13.- Ankara Milletvekili Nihat Yeşilin, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
14.- Burdur Milletvekili Reşat Petekin, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
15.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde yaşanan spor terörünü
kınadığına, Şenol Güneşe geçmiş olsun
dilediğinde bulunduğuna, Yunanistanda Türkiyeden kaçan 8 darbeci
askerden birisinin serbest bırakılmasının üzüntü verici
olduğuna, Avusturya Başbakanının hasmane
beyanatlarını yanlış bulduklarına ve 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
16.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
HDPli milletvekilleri ile binlerce seçilmiş rehin iken seçime gitmenin
ahlaki yozlaşmanın ve eşit, adil bir seçime gitmekten korkunun
ifadesi olduğuna, erken seçimin aslında bir kumpas olduğuna,
vatandaşlar yoksullukla mücadele ederken ülkeye baskın seçimin
dayatılmasının gayrimeşru olduğuna,
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde çıkan olaylarda yaralanan
Şenol Güneşe geçmiş olsun dilediğinde bulunduğuna ve
24 Haziranda ülkenin bu şiddet sarmalından her alanda
çıkacağını düşündüklerine ilişkin
açıklaması
17.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Fenerbahçe-
Beşiktaş derbisinde yaşanan olayların tasvibinin mümkün
olmadığına, Şenol Güneşe geçmiş olsun
dileğinde bulunduklarına, bu olaylarda Hükûmetin alması gerekip
de almadığı tedbirler varsa bunun
araştırılmasını talep ettiklerine ve milletin içinde
bulunduğu gerilim hâlinin 24 Haziranda son bulacağına
inandıklarına ilişkin açıklaması
18.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Fenerbahçe- Beşiktaş
derbisinde yaşanan olayları tasvip etmediklerine, Şenol
Güneşe AK PARTİ Grubu olarak geçmiş olsun dileğinde
bulunduklarına, Cumhurbaşkanının ülkesinin menfaatleri ile
Türkiye'nin geleceğini canı pahasına savunduğuna, 81 milyon
yurttaşın can güvenliği ile ülkenin bölünmez bütünlüğüne
kasteden teröristleri kazdıkları çukurların içerisine gömmekten
başka çarenin kalmadığına ve AK PARTİnin Türkiye'nin
en büyük siyasi partisi olduğuna ilişkin açıklaması
19.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
20.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Başbakan
Binali Yıldırımın 552 sıra sayılı Önerge
üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, her
koşulda seçime hazır olduklarına ancak seçimi dayatma
anlayışına karşı çıktıkları için bugün
oy kullanmayacaklarına ve 24 Haziranda tüm demokrasi güçlerini oy
kullanmaya çağırdıklarına ilişkin açıklaması
22.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
23.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
24.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
IV.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- AK PARTİ Grubunun, bastırılarak
dağıtılan 552 sıra sayılı Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İzmir Milletvekili Binali
Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı
Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin Milletvekili Genel
Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması
Hakkındaki Önergesi ve Anayasa Komisyonu Raporunun kırk sekiz saat
geçmeden gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmına alınmasına; Genel
Kurulun, 20 Nisan 2018 Cuma günkü birleşiminde 552 sıra
sayılı Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışmalarını sürdürmesine, 552
sıra sayılı Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerinin 20
Nisan 2018 Cuma günkü birleşiminde tamamlanması hâlinde Genel Kurulun
23 Nisan 2018 Pazartesi günkü özel birleşiminde konuşmaların
tamamlanmasından sonra Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmındaki işlerin
görüşülmeyerek çalışmaların tamamlanmasına
ilişkin önerisi
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı
Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin Milletvekili Genel
Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması
Hakkındaki Önergesi (4/147) ve Anayasa Komisyonu Raporu (S. Sayısı:
552)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin 552 sıra sayılı
Önerge üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına ve Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale
Milletvekili Bülent Turanın 552 sıra sayılı Önerge
üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
3.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun 552 sıra sayılı Önerge üzerinde
şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı İsmail Kahramanın,
seçim kararının hayırlı olmasını dilediğine,
26ncı Dönemin herkesin iftihar edeceği ve siyasi tarihe altın
harflerle yazılacak bir dönem olduğuna, yeni döneme başarılar
dilediğine ve şehitleri rahmetle andığına ilişkin
konuşması
VIII.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı: 552) Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet
Bahçeli ile 7 Milletvekilinin Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin
24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/147)
ve Anayasa Komisyonu Raporunun oylaması
IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili
Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun, Helal Akreditasyon Kurumunun 2014-2017
arası temsil, tanıtma ve ağırlama giderlerine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Ekonomi
Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı (7/25452)
2.- Denizli Milletvekili
Melike Basmacı'nın, Bakanlık bünyesindeki kreş ve
anaokullarına ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekcinin cevabı (7/25581)
3.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürer'in, Japonya'dan ithal edilen gıdalarda radyasyon
denetiminin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekcinin cevabı (7/25706)
20 Nisan 2018 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.02
BAŞKAN: İsmail
KAHRAMAN
KÂTİP
ÜYELER: Vecdi GÜNDOĞDU (Kırklareli), Sema KIRCI (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
89uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır.
Gündeme geçmeden önce İç Tüzükün 60ıncı
maddesine göre 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika söz vereceğim.
Grup başkan vekillerine de yine yerlerinden ikişer dakika söz
verilecektir.
İlk söz Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul
Milletvekili Sayın Sibel Özdemirin.
Buyurun efendim.
III.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Sibel Özdemirin, seçim kararı
alınarak 81 milyonun huzuru ve refahı için bir fırsat
yaratılacağına ilişkin açıklaması
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kurulan ittifakın ortaklarından biri, tek
başına iktidarda olan siyasi partinin ve liderinin ülkeyi iyi
yönetemediğini, bu yönetim krizinin faturasının yakın bir
tarihte ülkemize çok ağır olacağı öngörüsünde bulunarak
erken seçimin bir millî mecburiyet olduğunu, ülkenin bir belirsizlik
ortamına sürüklendiğini ve bu yönetim anlayışının
mutlaka değişmesi gerektiğini erken seçim talebiyle ortaya
koydu. İşte, tam da bizim söylediğimiz istikrarsızlık,
belirsizlik, ekonomik darboğaz ve bölgesel güvensizlik ortamına sürüklenmemizin
tek sorumlusunun bu iktidar ve lideri olduğunu da teyit etmiş oldu.
Ve bugün Genel Kurulda seçim kararı alarak 81 milyonun, hepimizin huzuru
ve refahı için bir fırsat yaratacağız ve 24 Haziranda bu
panik ve korku ittifakına demokrasiden ve istikrardan yana olan herkesle
bir araya gelecek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
İkinci söz hakkı Cumhuriyet Halk Partisi
Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürerin.
2.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin, sağlık
çalışanlarının sorunlarına ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Sağlık çalışanlarına AKP
hükûmetlerinde vaat çok ama icraat yok. AKP Genel Başkanı
Erdoğan 2014 yılından beri her Tıp Bayramında
beş yıla bir yıl yıpranma sözü verdi ancak
gerçekleşmedi. Seçim öncesi de bu sözlerini tekrarlayacaklardır.
Sağlıkçılar içinde ilk ve acil
yardım bölümü paramedikler, acil tıp teknisyeni ve teknikerleri,
hastane öncesi acil sağlık hizmetleri görevlileri Sağlık
Bakanlığı bünyesinde çalışırlar. Acil tıp
teknisyenleri Millî Eğitim Bakanlığının, dört
yıllık mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından mezun
oluyorlar. Ambulans ve acil bakım teknikerleri üniversitelerin iki
yıllık ilk ve acil yardım ön lisans mezunlarıdır.
Görev yerleri hastane öncesi acil bakım olan bu kişiler
Sağlık Bakanlığının atama kadrosu içinde yer
almamaktadır. En az 4 bin kişinin bu kadrolarda atama beklediklerini belirtiyor,
Sağlık Bakanının bunlar için kadro tahsisine
yardımcı olmasını temenni ediyorum.
Sağ olun Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Halkların Demokratik Partisi Adıyaman
Milletvekili Behçet Yıldırım
Buyurun Behçet Bey.
3.- Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırımın,
Türk Tabipleri Birliğinin Ankara ve İstanbul başta olmak üzere
büyükşehirlerde oda seçimlerini kazanan Etkin Demokratik Toplum Partisi
TTB Grubunu kutladığına ilişkin açıklaması
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) Teşekkürler
Başkanım.
Nisan ayında Türk Tabipleri Birliğinin
seçimli kongre süreci başlamıştır. Geçen hafta ve bu hafta
sonu yapılan seçimlerde barış ve özgürlük yanlısı
hekimler büyük başarı elde etmiştir. Başta Ankara ve
İstanbul olmak üzere büyük şehirlerin oda seçimlerini kazanan Etkin
Demokratik TTB Grubunu buradan kutluyorum. İktidarın ve sarayın
desteklediği listeler resmen hüsran yaşamışlardır. Her
türlü baskı ve iktidarın vaatlerine rağmen hekimler
barışa ve özgürlüğe sahip çıkmışlardır.
Anketlere meraklı olan sarayın dikkatine bu durumu sunuyoruz.
Yaşasın halkların
kardeşliği diyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili
Sayın Nihat Yeşil
AK PARTİ Kahramanmaraş Milletvekili
Sayın İmran Kılıç
4.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın,
24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını
dilediğine ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, alınan genel
seçim kararı hayırlı olsun. Hâkimiyet kayıtsız
şartsız milletindir. Hiç kimse, hiçbir kurum kendisini milletin,
milletin Meclisinin, özellikle de siyaset kurumunun üzerinde göremez. Hukuk da
her şeyin üzerindedir. Hem milletin temsilcileri hem de milletin kendisi
evrensel hukuk kurallarına uymak durumundadır. Mesela ABD
vatandaşları istese de köleliği geri getiremezler, köleliğe
son veren 1863 tarihli yasayı yok hükmünde sayamazlar. Herhangi bir ülkede
hırsızlığı, yolsuzluğu, namussuzluğu kanun
çıkararak meşrulaştırmak mümkün değildir. İrade
aklın, kalp ve vicdanın eğilimi, arzusu anlamındadır.
Nasıl bir insanın iradesi varsa insanlardan oluşan bir toplumun
da iradesi vardır. Millî irade işte budur. Millî irade, bütün millet
fertlerinin arzu ve emellerinin bileşkesidir. Millet her türlü iradesini
gerçekleştirmeye muktedirdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Girişimlerin önüne geçebilecek hiçbir kuvvet yoktur, zorla önlense de
kalıcı olmaz, er ve geç millî irade galip gelir, millî irade
sandıktan çıkar. Bu anlamda hem iktidarın hem de muhalefetin
temsil ettiği millî irade meşru iradedir ve millet
adınadır.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Söz sırası Cumhuriyet Halk Partisi Giresun
Milletvekili Sayın Bülent Yener Bektaşoğlundadır.
5.- Giresun Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlunun,
üniversite öğrencilerinin af beklentisi olduğuna ilişkin
açıklaması
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Üniversiteler sadece akademik ve idari
yapılardan ibaret değildir. Eğitimin ana eksenine o
üniversitelerin öğrencilerini de koymanın, onları da
düşünmenin, onlarla ilgili düzenlemeleri yapmanın zamanı geldi,
hatta geçiyor. Öncelikle, öğrencilerin bir af beklentisi var. Sayın
Başkan, bu beklentileri dile getirildiğinde Asla yok,
düşünmüyoruz. diye cevap veriliyor. Ama bu ısrardan sadece ekonomik
ya da özel nedenlerden dolayı eğitimleri yarım kalan, üniversiteyi
bırakmak zorunda kalan eski öğrenciler için vazgeçmeli.
Mağduriyeti ortadan kaldırmak için kapsamı
daraltılmış, sınırları çizilmiş bir af veya
sınav hakkı tanınması yönünde bir çalışma
yapılmasını bekliyoruz. Seçim kararı alınan bugünde bu
müjdeyi öğrencilere ve ailelerine lütfen veriniz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Mustafa Ali Balbay, İzmir, CHP
Buyurun.
6.- İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbayın, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz.
AKP iktidarı ilk geldiği günlerde
Türkiyeyi ABye sokacaktı, birbirine soktu. İlk günlerde AB Türkiye,
ABye sürekli yaklaşıyor. demişti, bugün son raporda Türkiye
sürekli uzaklaşıyor. diyor. Batıdan uzaklaştık. AKP
geldiğinde Suriyeyle beraber ortak basın toplantısı
düzenleyecek kadar yakındık, şimdi Miraç Gecesi Suriye vurulacak
kadar oradan uzaklaştık. Ve şu anda iktidar gençlikten de
uzaklaşmış görünüyor. 25 Haziranda 2,5 milyon öğrencinin
kaderiyle oynayıp onların sınav tarihini değiştirdi.
Gençler 24 Haziranda sınava gireceklerdi, şimdi oy kullanma kabinine
girecekler.
Bu iktidara ders vermeye ve aileleri de Recep
Tayyip Erdoğan mı, çocuklarımız mı? ikileminde
çocuklarının geleceğini tercih etmeye
çağırıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Söz sırası, Sayın Şenal
Sarıhan, Ankara, Cumhuriyet Halk Partisi
Buyurun.
7.- Ankara Milletvekili Şenal Sarıhanın, OHAL
koşullarında yapılacak seçimlerin nasıl bir sorun
yaratacağının herkesin aklında olması ve meşru,
demokratik bir seçim için çaba gösterilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
ŞENAL SARIHAN (Ankara) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Şunu belirtmek istiyorum ki Yenikapı
ruhuna atıf yapmış olmasına rağmen diğer
partilerle uzlaşmaksızın iki partinin önergesiyle verilmiş
olan bu erken seçim kararı istemi, esas olarak halkımızın
da istemidir. Çünkü halk bu yönetimden artık herhangi bir yarar, bu
iktidardan herhangi bir yarar beklememektedir. Ancak OHAL
koşullarında yaratılan, yapılacak olan seçimlerin
nasıl bir sorun yaratacağının hepimizin aklında
olması ve hepimizin meşru, demokratik bir seçim için çaba göstermesi
gerektiği inancındayım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Sayın Mahmut Tanal, İstanbul, Cumhuriyet
Halk Partisi
Buyurun Beyefendi.
8.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, üç dönemlik
milletvekilliği süresince söylediği sorunların hiçbirine çözüm
getirilmediğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, değerli bakanlar;
sizleri saygıyla selamlıyorum.
24, 25 ve 26ncı Dönem, 3 dönemdir
milletvekiliyim. Bu 3 dönemlik milletvekilliğimde şu anda
bakanlık sıralarında bulunan sayın bakanlara İstanbul
ilimizin Şile Devlet Hastanesinin uzman doktoru
olmadığını hep söyledim. Tamamlanacak, tamamlanacak.
dediniz, tamamlanmadı. Aynı şekilde, Üsküdar ilçemizdeki gerek
Güzeltepenin gerek Kirazlıtepenin imar sorununu, tapu sorununu hep
söyledim, çözümlemediniz. Aynı şekilde, Şanlıurfanın
otopark sorunu, okul sorunu, hastane sorunu, öğretmen sorunu, yol sorunu,
su sorunu, elektrik sorunu
3 dönemdir milletvekiliyim, sekiz yıla tekabül
ediyor. Bugün yapacağız, bugün yapacağız
Sekiz yıl
oldu, yapmadınız. Sizin daha kaç yıla ihtiyacınız var
da siz bunu yapmadınız? Ve geldik, erken seçim kararı
alındı. Burada, Şanlıurfalıların, Üsküdarlıların,
Beykozluların, Şilelilerin artık bu AKP iktidarına bir
zayıf karne vermelerini rica ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Sibel Yiğitalp, Diyarbakır,
Halkların Demokratik Partisi
9.- Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalpin, Hükûmetin,
OHAL şartlarında nasıl bir seçim yapmayı ve bu seçimi
nasıl meşru göstermeyi düşündüğünü öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
SİBEL YİĞİTALAP
(Diyarbakır) Şimdi, dün, 24 Haziran 2018de bir seçim kararı
alındı, baskın seçim kararı alındı. Biz 1
Kasımda en eşitsiz şartlarda seçime girdik, buna rağmen
halk iradesiyle bugün Meclise geldik ve bu Mecliste her gün ama her gün her türlü
baskıya maruz kalmış olmamıza rağmen demokratik
siyasetten vazgeçmedik.
Şimdi sormak istiyorum: OHAL
şartlarında hiçbir basın aracının bize
açılmadığı, hiçbir yerde kendimizi ifade edeceğimiz
bir ortamın yaratılmadığı ve bir bütün olarak sizin tahakkümünüzde
olan bir siyasi seçim konjonktüründe nasıl bir seçim yapmayı
planlıyorsunuz? Öyle ki 100 kanal varsa bunun 85inde mutlaka sizlerden
birisi vardır; bakan vardır, Başbakan vardır ya da
Cumhurbaşkanı vardır. Eğer orada yoksanız dizilerde
varsınız. Böylesi asimetrik koşullarda nasıl bir seçim
yapmayı ve bu seçimi nasıl meşru göstermeyi düşünüyorsunuz?
Bunu vicdanınıza ve adalet duygunuza gerçekten
yakıştırıyor musunuz? Önce onu soracağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır)
Şunu da sorarak kapatmak istiyorum: Bizim arkadaşlarımız
cezaevlerinde, kayyumlar atanmış belediye
başkanlarımızın yerine. Bu kadar asimetrik
koşulları hangi meşru temelde anlatmayı
düşünüyorsunuz?
BAŞKAN - Teşekkür ederim efendim.
Söz sırası Kerem Ali Süreklide,
İzmir, Adalet ve Kalkınma Partisi
Buyurun beyefendi
Kerem Ali Bey yok.
Sayın Musa Çam, İzmir, CHP
10.- İzmir Milletvekili Musa Çamın, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ve bu seçim
kararından önce demokratik bir seçimin zemininin hazırlanması
gerektiğine ilişkin açıklaması
MUSA ÇAM (İzmir) Teşekkür ederim.
Dün akşam Anayasa Komisyonunda 24 Haziranda
erken genel seçim yapılmasıyla ilgili teklifle Komisyonda bulunan
siyasi partiler tarafından -Cumhuriyet Halk Partisi de dâhil olmak üzere-
hepimizin oy birliğiyle erken seçim kararı alındı.
Öncelikle bu seçimin ülkemize hayırlı ve uğurlu
olmasını, başarı getirmesini diliyoruz. Bu seçim
kararından önce, özellikle Siyasi Partiler Kanununun, Seçim Kanununun,
yüzde 10 barajıyla ilgili kanunların ve uyum yasalarının
getirilip Mecliste görüşülmesi ve demokratik bir seçimin zemininin
hazırlanması gerekiyor idi ancak bu yapılmadı, âdeta
yangından mal kaçırır gibi bir seçimle karşı
karşıyayız. Biz 24 Haziranda sandıkta güllerin
açılacağına ve on altı yıllık iktidarın sona
ereceğine inanıyoruz ve buradan halkımıza bir kez daha
sevgiler ve saygılar sunuyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Ali Şeker, İstanbul, CHP
11.- İstanbul Milletvekili Ali Şekerin, Hükûmetin OHALsiz
seçime gidemediğine, sürekli OHAL vadettiğine ve
aşılamanın artırılması için Sağlık
Bakanlığını göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tekrar seçim
dediniz, şimdi de bir panik seçime gidiyorsunuz. Ülke önümüzdeki bir
yıl içerisinde 235 milyar dolar borç ödeyecek. Getirdiğiniz ülkenin
ekonomisi bu borçları ödeyemeyecek duruma geldi ve krizin ucu
göründüğünde iktidarınızı ileriye taşıyabilmek
için bu kriz daha yaşanmadan kendinizi ileri taşımaya
çalışıyorsunuz ama bugün sahada herkes bu krizi
yaşıyor. OHALsiz seçime gidemiyorsunuz ve sürekli OHAL
vadediyorsunuz. İnsanlar OHALden yana mı, demokrasiden yana mı
tercihini kullanacak hep beraber göreceğiz, özgürlüklerine ve demokrasiye
sahip çıkacak. Daha önce Erken seçim vatana ihanettir. diyordunuz,
şu anda aldığınız kararla siz de mi ihanet
ediyorsunuz?
Aşı konusunda
Sadece saman ithal
etmediniz AKP iktidarında, kızamık ithal ettiniz, çocuk felci
ithal ettiniz ve Türkiye salgın hastalıklarla boğuşuyor.
Aşı candır, aşılamanın artırılması
için Sağlık Bakanlığını göreve davet ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Sayın Sami Dedeoğlu, Kayseri, AK
PARTİ...
12.- Kayseri Milletvekili Sami Dedeoğlunun, 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediğine
ilişkin açıklaması
SAMİ DEDEOĞLU (Kayseri) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, bugüne kadar,
cumhuriyet tarihi boyunca çok seçimler yaşadık ama bazı
zamanlarda seçimler gerçekten çok önem arz eder. Özellikle 24 Haziranda
yapılacak erken genel seçimin ülkemize, Cumhurbaşkanımıza
ve milletvekillerimize hayırlı olmasını diliyorum.
Tarihî bir dönemden geçiyoruz, bugünlerde bir kez
daha milletimizin huzuruna gidiyoruz, milletimizin en doğru kararı
vereceğine inanıyoruz. AK PARTİ siyaset anlayışı,
millete güvenmek, milletle beraber yürümek, millet için var olmaktır.
Devletin gerçek sahibi millet olacaktır, Hükûmet icraat, Meclis kanun
yapacak, millet denetleyecek. Gelişen uzlaşma kültürüyle Hükûmet
kurulmasında sorun kalmayacak. Milletimiz huzur, güven içinde
yaşarken terörle mücadelemiz daha da etkin olacak. Bu seçim sonucunun tüm
Türkiyeye hayırlar getirmesini diliyorum, Gazi Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Sayın Nihat Yeşil Bey, lütfen buyurun.
13.- Ankara Milletvekili Nihat Yeşilin, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
NİHAT YEŞİL (Ankara) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
24 Haziranda yapılacak seçime Cumhuriyet Halk
Partisi olarak hazırız. Sorunlarla yaşayan, işçinin,
çiftçinin, esnafın, emeklinin, gencin ve işsizin, oylarıyla AK
PARTİyi göndereceğine kararlı olduğunu görüyoruz.
Olağanüstü hâl sürecinde seçime gitme kararınız olağan bir
öz güven eksikliğinden mi kaynaklıdır? Baskın seçim yaparak
CHPyi hazırlıksız yakaladık diyorsanız, biz
hazırız, hodri meydan. Erken seçime giden yol, erken çöküşünüzün
taşlarıyla döşelidir.
OHALin defalarca uzatılması FETÖyle
mücadelenin başarısızlığı anlamına gelmiyor
mu?
Hâlen bu kadar işsiz, aç, sefil, perişan
insanımız varken, sizin halkın sorunlarını dile
getirmeniz gerekirken bu kararı aldınız. İnşallah
ülkemize, milletimize hayırlı olur.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Kerem Ali Bey var mı?
Sayın Reşat Petek, AK PARTİ,
Burdur...
Buyurun efendim.
14.- Burdur Milletvekili Reşat Petekin, 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize hayırlı olmasını dilediğine ilişkin
açıklaması
REŞAT PETEK (Burdur) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir, millet de egemenliğini seçimler yoluyla belirler. 24 Haziran
seçimlerinde ilk defa Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
hayata geçecek ve halkımız yürütme erkinin başı
cumhurbaşkanını doğrudan doğruya belirleyecektir. Bu
yönüyle 24 Haziran seçimleri fevkalade önemli. Bu seçimlerin milletimiz,
halkımız, ülkemiz için hayırlı olmasını
Cenab-ı Allahtan diliyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Efendim, grup başkan vekilleri yerlerinde.
Sayın Erhan Usta, Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkan Vekili.
Buyurun Beyefendi.
15.- Samsun Milletvekili Erhan Ustanın,
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde yaşanan spor terörünü
kınadığına, Şenol Güneşe geçmiş olsun
dilediğinde bulunduğuna, Yunanistanda Türkiyeden kaçan 8 darbeci
askerden birisinin serbest bırakılmasının üzüntü verici
olduğuna, Avusturya Başbakanının hasmane
beyanatlarını yanlış bulduklarına ve 24 Haziran
seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilediğine
ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, dün gece
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde yaşanan spor terörünü
kınadığımı ifade etmek isterim. Sorumluların bir
an evvel bulunarak gerekli cezaların verilmesi gerekmektedir ve bu tür,
benzer olayların bir daha yaşanmamasını da temenni
ediyoruz. Bu vesileyle Şenol Güneş Beye de geçmiş olsun demek
istiyorum.
Sayın Başkan, Yunanistan, biliyorsunuz,
hem komşumuz hem de müttefikimiz. Yunanistanda dün alınan bir
kararla Türkiyeden kaçan 8 darbeci askerden birisi adli kontrol
şartıyla serbest bırakılmıştır. Bu üzüntü
verici bir tutumdur, ben bunu bir siyasi karar olarak değerlendiriyorum.
Dolayısıyla komşumuzun da bu FETÖcüleri kollamaktan vazgeçmesi
gerekmektedir.
Diğer taraftan, Avusturya
Başbakanının -geçen yıl da sorun olmuştu bu-
Türkiyeye karşı bir kısım beyanatları son derece
hasmanedir. Seçim kampanyası yapılmasına, Türk siyasi
partilerinin seçim kampanyası yapmasına izin vermeyeceklerini ifade
etmişlerdir. Bunu da yanlış bulduğumuzu ifade etmek
isteriz.
Sayın Başkan, bugün 24 Haziranda bir erken
seçim yapılmasına ilişkin kararı Genel Kurulda
görüşeceğiz ve karar oylanacak. Erken seçimin Türkiye'nin önünü
açacağını, dört bir yandan kuşatılmış olan
Türkiye'nin, boğulmak istenen Türkiye'nin önünü açacağını
düşünüyoruz. İnşallah, Türkiye yeni sistemle yoluna güçlü bir
şekilde devam edecektir.
Ben burada yapacağımız
görüşmelerin ve alınacak kararın şimdiden hayırlı
olmasını, memleketimize, milletimize hayırlı
olmasını Cenab-ı Allahtan temenni ediyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Efendim, söz sırası Halkların
Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Filiz
Kerestecioğlunda.
16.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
HDPli milletvekilleri ile binlerce seçilmiş rehin iken seçime gitmenin
ahlaki yozlaşmanın ve eşit, adil bir seçime gitmekten korkunun
ifadesi olduğuna, erken seçimin aslında bir kumpas olduğuna,
vatandaşlar yoksullukla mücadele ederken ülkeye baskın seçimin
dayatılmasının gayrimeşru olduğuna,
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinde çıkan olaylarda yaralanan
Şenol Güneşe geçmiş olsun dilediğinde bulunduğuna ve
24 Haziranda ülkenin bu şiddet sarmalından her alanda
çıkacağını düşündüklerine ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Seçim kararı verildiği anda Osman Baydemir
ve Selma Irmak vekillerimizin milletvekillikleri düşürüldü, daha dün
burada. Aynı gün Mardin Milletvekilimiz Gülser Yıldırıma
yedi yıl altı ay hapis cezası verildi.
Bugün basına yansıdı, Erdoğan
seçimle ilgili kendi örgütlerine yolladığı ilk mesaja HDPyi
hedefleştirerek başlamış; il başkanları ve
milletvekillerini toplantıya çağırıyor ve sonra HDPyi
sandığa gömeceksiniz. diyor. Neden? Çünkü HDPnin sesinden, sözünden
korkuyor. HDPnin yeni yaşam, barış, özgürlük ve demokrasi
taleplerinden korkuyor.
2015 yılından beri Cumhurbaşkanı
her konuşmasında ölümden, gömmekten bahsediyor. Yerel demokrasiyi
kayyumlarla, demokratik siyaseti tutuklamalar ve cezalarla yok etmeye
çalıştı ancak başaramadı. HDPli milletvekilleri Demirtaş,
Yüksekdağ, Baluken ve binlerce seçilmiş rehin iken seçime gitmek
aslında ahlaki bir yozlaşmadır, korkunun da göstergesidir,
eşit, adil bir seçime gitmekten korkunun ifadesidir.
Erken seçim denilen aslında bir kumpas.
Erdoğan ve AKPli yetkililer halkın gözüne baka baka Erken seçim
yok. dediler. Öte yandan, bugün basına yansıyanlardan
öğreniyoruz ki hazırlıklar tamammış; AKPnin seçim
programı, müziği, beyannamesi, her şeyi hazırmış.
Halka yalan söyleyerek seçime hazırlanılmış.
Değerli arkadaşlar, Denizlinin Pamukkale
ilçesinde dün bir vatandaş daha intihar etti ve iğde
ağacına asılı hâlde bulunan 43 yaşındaki
vatandaşın
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ekliyorum efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul)
Süleyman K.nin cebinden borç ihtarnamesi çıktı.
İşte, vatandaşlar yoksullukla mücadele ederken bu
koşullarda ülkeye baskın seçim dayatıldı.
Seçim, gerçek, adil bir seçim hepimiz için kabuldür,
hepimizin kabulüdür ama dayatma gayrimeşrudur. Yani biz çok net olarak
seçime değil ama dayatmaya hayır diyoruz.
Dün de aynı şekilde, ülkenin şiddet
sarmalından etkilenerek Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinde olaylar
çıktı. Şenol Güneşe geçmiş olsun diyoruz ve 24
Haziranda ülkenin bu şiddet sarmalından her alanda çıkacağını
düşünüyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Engin Altay, Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili, İstanbul Milletvekili...
17.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Fenerbahçe-
Beşiktaş derbisinde yaşanan olayların tasvibinin mümkün
olmadığına, Şenol Güneşe geçmiş olsun
dileğinde bulunduklarına, bu olaylarda Hükûmetin alması gerekip
de almadığı tedbirler varsa bunun
araştırılmasını talep ettiklerine ve milletin içinde
bulunduğu gerilim hâlinin 24 Haziranda son bulacağına inandıklarına
ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Dün Fenerbahçe-Beşiktaş maçında
yaşanan olaylar, tasvibi mümkün olmayan ve hele hele spor faaliyetlerinde,
spor müsabakalarında asla olmaması gereken görüntüler bütün milletimizi
üzmüştür. Bununla beraber, bu tarz olayların
sıklaşması, toplumdaki gerilimin, kutuplaşmanın,
ötekileşmenin bir sonucu, ekonomik sorunların dışa vurumu
diye de değerlendirilebilir. Milletin cinnet getirir hâle geldiğini
üzülerek görüyoruz. Ben bu tarz olaylarla ilgili olarak, sporun her şeyden
önce bir centilmenlik mantığı içinde yapılması ve
izlenmesi gereken bir etkinlik olduğu düşünüldüğünde, bütün
taraftarların, bütün taraftar gruplarının daha sağduyu
içerisinde, daha hoşgörüyle, daha empatiyle bu alanlarda spor
etkinliklerini icra etme ve izleme şeklinde değerlendirmelerinin
önemini belirtmek istiyorum. Her yerde kavga olabilir ama sporda kavga olmaz,
şiddet olmaz. Spor, centilmenlik ve hoşgörünün temel alındığı
bir unsurdur. Bu vesileyle Sayın Şenol Güneşe geçmiş olsun
diyoruz. Bu tarz olayların ülkede bundan böyle yaşanmaması için
biz de niyetimizi ve irademizi ortaya koyuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şüphesiz,
Hükûmetin alması gerekip de almadığı tedbirler var ise de
bunun araştırılmasını talep ediyoruz.
Milletin içinde bulunduğu gerilim hâlinin,
inşallah bugün alacağımız bir kararla, 24 Haziranda son
bulacağına olan tam inancımla Genel Kurulu ve
Başkanlığınızı saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Mehmet Muş, AK PARTİ Meclis
Grubu Başkan Vekili, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Beyefendi.
18.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, Fenerbahçe-
Beşiktaş derbisinde yaşanan olayları tasvip etmediklerine,
Şenol Güneşe AK PARTİ Grubu olarak geçmiş olsun
dileğinde bulunduklarına, Cumhurbaşkanının ülkesinin
menfaatleri ile Türkiye'nin geleceğini canı pahasına
savunduğuna, 81 milyon yurttaşın can güvenliği ile ülkenin
bölünmez bütünlüğüne kasteden teröristleri kazdıkları
çukurların içerisine gömmekten başka çarenin
kalmadığına ve AK PARTİnin Türkiye'nin en büyük siyasi
partisi olduğuna ilişkin açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dünkü müsabakadaki yaşanan olayları tasvip
etmiyoruz ve orada başından yaralanan Şenol Güneşe AK
PARTİ Grubu olarak biz de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Orada birkaç kişinin ortaya çıkardığı bu olaylar ne
Beşiktaş ne de Fenerbahçe camiasının tamamına mal
edilemez. Dolayısıyla mutlaka olayla alakalı gerekli
tahkikatlar, soruşturmalar yapılacaktır ve orada bu
olayları çıkarmaya çalışanlar, ilgili birimler
tarafından gerekli çalışmalar yapılarak tespit edilecektir
diye düşünüyorum.
Bu arada şunu ifade etmekte fayda görüyorum:
Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız
şimdiye kadar ne bir kurumsal yapıdan ne bir örgütten ne de
başka bir mihraktan ne çekinmiştir ne de korkmuştur;
şimdiye kadar ülkesinin menfaatlerini, Türkiyenin geleceğini
canı pahasına savunmuştur ve savunmaya da devam edecektir.
Burada gömmekten bahsediliyor. Doğru, 81 milyon
yurttaşımızın can güvenliğine, ülkemizin bölünmez
bütünlüğüne kasteden teröristleri çiçekler vererek
karşılamayacağız onları hak ettikleri şekilde
kazdıkları çukurların içerisine gömmekten başka bir çare
kalmıyor. Dolayısıyla hangi ifadenin hangi bağlamda
kullanıldığını iyi bilmek gerekiyor.
Efendim, bizden çekiniyorlar, sesimizden
çekiniyorlar. Kimseden çekindiğimiz falan yok, AK PARTİ on altı
yıldır ülkeyi yöneten Türkiyenin en büyük siyasi partisidir ve
inşallah 24 Haziranda da göğüsleyecek bir partidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MUŞ (İstanbul) -
Dolayısıyla herkes kendi değerlendirmelerini kendi adına
yapsın, bizim adımıza kimse bir değerlendirmede
bulunmasın.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Buyurun efendim.
IV.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- AK PARTİ Grubunun, bastırılarak
dağıtılan 552 sıra sayılı Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı Osmaniye Milletvekili
Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi
ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması Hakkındaki
Önergesi ve Anayasa Komisyonu Raporunun kırk sekiz saat geçmeden gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına alınmasına; Genel Kurulun, 20
Nisan 2018 Cuma günkü birleşiminde 552 sıra sayılı Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalarını sürdürmesine, 552 sıra sayılı
Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerinin 20 Nisan 2018 Cuma günkü
birleşiminde tamamlanması hâlinde Genel Kurulun 23 Nisan 2018
Pazartesi günkü özel birleşiminde konuşmaların tamamlanmasından
sonra Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmındaki işlerin görüşülmeyerek
çalışmaların tamamlanmasına ilişkin önerisi
20/4/2018
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 20/4/2018 Cuma günü (bugün)
toplanamadığından, İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince, grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mehmet
Muş
İstanbul
AK
Parti Grup Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak dağıtılan 552
sıra sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet
Bahçeli ile 7 milletvekilinin Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve
Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması Hakkındaki Önergesi
ve Anayasa Komisyonu Raporunun kırk sekiz saat geçmeden gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer işler
kısmına alınması;
Genel Kurulun; 20 Nisan 2018 Cuma günkü (bugün)
birleşiminde 552 sıra sayılı Anayasa Komisyonu Raporunun
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalarını
sürdürmesi, 552 sıra sayılı Anayasa Komisyonu Raporunun
görüşmelerinin 20 Nisan 2018 Cuma günkü (bugün) birleşiminde
tamamlanması hâlinde Genel Kurulun 23 Nisan 2018 Pazartesi günkü özel
birleşiminde konuşmaların tamamlanmasından sonra Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer işler
kısmındaki işlerin görüşülmeyerek
çalışmaların tamamlanması;
Önerilmiştir.
BAŞKAN Öneri üzerinde konuşma talebi
yok.
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri
kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
İç Tüzükün 95inci maddesinde seçimlerin
yenilenmesine dair Anayasa Komisyonu raporunun Genel Kurulda gündemdeki bütün
konulardan önce görüşüleceğine dair hüküm bulunmaktadır. Bu
hüküm sebebiyle 1inci sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı Osmaniye Milletvekili
Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi
ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde Yapılması Hakkındaki
Önergesi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin
Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/147) ve Anayasa Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 552) (X)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 552 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Komisyon raporu üzerinde İç Tüzükün 72nci
maddesi uyarınca görüşme açıyorum.
Gruplar adına ilk konuşmacı
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa
Milletvekili Sayın Erkan Akçaydır.
Buyurunuz Sayın Akçay. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 27nci dönem genel seçimlerinin 24
Haziran 2018 Pazar günü yapılmasına ilişkin önerge hakkında
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, Sayın Genel
Başkanımız 17 Nisan Salı günkü grup konuşmasında,
Türkiyenin 3 Kasım 2019 tarihini beklemeden
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin bütün unsurlarıyla
bir an önce hayata geçmesinin ülkemiz için daha faydalı
olacağını ifade ederek erken seçim yapılması
teklifinde bulunmuştur. Akabinde iki sayın liderin görüşmelerini
takiben Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan 18 Nisan
Çarşamba günü yaptığı açıklamayla erken seçim
zaruretini yaşanan gelişmeler ışığında
değerlendirdiklerini ifade ederek 24 Haziran 2018 tarihinde
Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin yapılmasına
karar verdiklerini açıklamıştır.
Peki, erken seçim kararı neden
alındı? Değerli milletvekilleri, siyaset bir bakıma gerçekleri
görmek, geleceği öngörmek ve tutum almaktır. Önce ülkem ve milletim
diyerek hareket ettiğimizi defalarca vurguluyoruz. Bugün de aynı
ilkelerle 24 Haziran seçimlerinde kurulacak sandığın Türkiyenin
önünü açacağına inanıyoruz. Erken seçim kararının odağında
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini bir an önce hayata
geçirmek vardır.
Türkiye hedeftedir, iç ve dış güvenlik
sorunları karmaşık bir hâl almakta, vatanımızı
içine alan husumet çemberi daralmaktadır. Ülkemizin huzuru ve
güvenliğine kastedenlere cevap vermek, ülkemizin geleceğini planlamak
zorundayız, geleceğe daha güçlü adımlarla yürümek
zorundayız. Türkiyenin bekasının sarsılmak istendiği
bu dönemde gündemi sürekli seçim tartışmalarıyla meşgul
edemeyiz. Bu seçim ülkemizin temel konularını demokrasi içinde çözme
gayretidir. Yurt içinde ve yurt dışında terörle mücadelede
önemli bir dönemdeyiz. Terörle mücadele millî bir meseledir. Millî meseleler
konuşulurken diğer konular tali kalır. İşte bu nedenle
seçim tartışmalarıyla geçirecek beş yüz altmış
iki günümüz yoktur. 16 Nisan Anayasa referandumuyla kabul edilen
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine herhangi bir tavsama ve
gecikme olmaksızın geçilmelidir. Milletimizin talep ve beklentisi de
bu yöndedir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
Türkiyenin demokrasi yolunda ilerleyişinin doğal bir neticesidir.
Demokrasinin gereği olarak her siyasi partinin 16 Nisan Anayasa
referandumuna saygı göstermesi gerekmektedir. Sistemin ana omurgası
güçlü devlet, güçlü yönetim ve demokratik istikrardır. Bu gerçek
karşısında Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi
üzerinde kriz ve kaos lobisi faaldir, fitne odaklarına karşı
harekete geçilmelidir.
Değerli milletvekilleri, Türk siyaseti, keskin
mücadelelerin tarihidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman Önce
ülkem ve milletim. düsturuyla hareket ettik. Siyasetimizin amacı milletin
birliği, devletin dirliği, vatanın bütünlüğü içinde Türkiye
Cumhuriyetinin ilelebet yükselmesi, muhafaza ve müdafaasıdır.
Hafızamızı tazeleyecek olursak 15 Temmuz hain darbe
girişimini unutmadık. Öncesinde, yönetim sisteminde 2007
yılından beri var olan, 2014 yılındaki
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle gün yüzüne çıkan anayasal
sorunlarla karşılaştık. Mesele kişiler değildir.
2007 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından
seçilmesine karar verilmesi sonrasında çift başlılığa
ve yönetim sorunlarına yol açacak bir tablo ortaya
çıkacağını zamanında öngörmüş ve
uyarmıştık. 2014 yılında da bu durum gerçekleşti
ve haklı çıktık. 15 Temmuz hain darbe girişimi
sonrasında siyasi kilitlenmeye ve krize sürüklenmek istenen ülkemizde
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yönetim
sorunlarına son veriyoruz. Bundan sonra esas olan, Türk siyasetinin bu
mecrada yol almasını sağlamaktır.
Yaklaşık bir yıldır devam eden
ve son iki aydır yoğunlaşan erken seçim
tartışmalarını biz başlatmadık, ne Milliyetçi
Hareket Partisi ne de Adalet ve Kalkınma Partisi bu tartışmalara
hiç girmedik. Bazı çevrelerin gündeminde 16 Nisan Anayasa referandumundan beri
sürekli erken seçim vardır. Her fırsatta erken seçim
çağrılarıyla hodri meydan deniliyordu. Bütün bu çevrelere ve
kaos çıkarma gayretlerine rağmen Cumhur İttifakı seçimlerin
zamanında yapılması gerektiği kanaatini çeşitli
vesilelerle dile getirmiştir. Sayın Genel
Başkanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanının
3 Kasım 2019u defalarca işaret etmesine rağmen malum çevreler
seçim tartışmalarıyla kamuoyunu meşgul etmeye devam etmiştir.
Bugün itibarıyla 3 Kasım 2019a 563 gün gibi uzun bir süre
vardır. Fitne, dedikodu ve kriz mekanizması kaosa kapı aralamak
için faaliyetlerini hızlandırırken, bölgesel risk ve tehlikelere
zamanında önlem alınması gerekirken, emperyalistler
sınırlarımızın hemen ötesinde işgal ve savaş
planları yaparken, ülkemiz aleyhine siyasi ve ekonomik operasyonlar
derinlik kazanırken, Türkiye döviz -faiz- sıcak para sarmalında
ekonomik ambargoya alınmak istenirken,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi daha fiilen hayata
geçmeden karalanmak istenirken bütün bu olanları görüp de seyirci
kalamazdık.
Terörle mücadele, ekonomik canlanma, sosyal huzur ve
topyekûn kalkınma hamlesi yapmak zorundayız. İç ve dış
tehditlerin yoğunlaştığı bir dönemde
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş tamamlanarak
taşlar yerine oturtulmalıdır. Sorumlu siyasetin temsilcileri
olarak bu işin daha fazla uzatılmaması gerektiği yönündeki
görüşümüzü ortaya koyduk. Seçim var mı, yok mu, erken mi,
zamanında olacak mı? gibi tartışmaların, polemiklerin
sona erdirilmesi gerekiyordu. Bir kısım zevat yine memnun değil.
Baskın seçim, acele seçim, yangından mal kaçırmak gibi
birtakım ifadelerle bu kararı yine eleştiriyorlar. Kendi
sanrılarını millete mal etmek için erken seçim kararı
hakkında akla hayale gelmeyecek spekülasyonlar, komplo teorileri üretmekte
yine çok mahirler. Baskın seçim deniliyor. Allah aşkına, kime
baskın bu seçim? Tüm partiler hazırız, hodri meydan diyor.
Hatta erken seçim çağrısını da neredeyse bir
yıldır onların başlattığını tekrar
hatırlatmak isterim. Sık sık erken seçim çağrısı
yapanlara Madem öyle, buyurun sandığa. denilmiştir. Öte yandan
Yüksek Seçim Kurulu Hazırız diyor. Cumhur İttifakı da
hazır. O hâlde bu seçim kime baskın? Söyleyelim: Bu seçim Türkiye
üzerinde operasyon yapmak isteyenlere, proje örgütlerle birleşik cephe
hâlinde Türkiye Cumhuriyetini hedef alanlara baskın seçim olabilir. Bu
karar Türkiyenin Zeytindalından, Fırat Kalkanı ve El Bab
Operasyonundan rahatsız olanlara baskındır. Bu karar FETÖyle,
PKKyla mücadeleden rahatsız olanlara baskındır. Bu karar
turuncu devrimcilere, etnik bölücülere, 15 Temmuzculara, PKK muhiplerine, Sevr
sevdalılarına, sokak sevdalılarına baskındır. Bu
karar küresel emperyalizmin sözcülerine baskındır. Daha dün ABD
sözcüsü Kaygılarımız var. diyor, İngiliz gazeteleri
hazımsızlıklarını yansıtıyor. Neticede
Türkiye düşmanları hazırlıksız yakalanmış,
onların 2019a ayarlı bütün müdahale senaryoları ellerinde
kalmıştır.
Değerli milletvekilleri, seçimler tıkanan
veya tehdit altında olan siyasi, sosyal, ekonomik ve dış
politika meselelerine çözüm için atılacak bir adımdır, bir
nefestir. Demokrasiye bağlıysanız millete gitmekte sakınca
görülmemelidir. Erken seçim çağrısı karşı
karşıya bulunduğumuz durumlara karşı
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş suretiyle
milletin hakemliğine başvurma çağrısıdır. Biz
millî iradeye sadakatle bağlıyız. Milletimizin
kararını duymaktan rahatsız olmayız. 16 Nisanda milletimiz
hukuki çerçeveyi çizmiştir, 24 Haziranda da millî devlet-güçlü iktidar
istikametinde yürütmeyi ve yasamayı belirleyecektir.
Değerli milletvekilleri, erken seçim
kararı doğru ve zaruri bir karar olmuştur. OHALde seçim mi
olur? bahanesine sığınanlar da var. Bu bir gerekçe değil
bir bakıma bahanedir. Türkiyenin belli bölgelerinde bugüne kadar pek çok
defa OHALle, hatta sıkıyönetim altında seçime gidilmiştir.
Sonuç olarak, değerli milletvekilleri, Türkiye
hepimizindir, hepimizin vatanıdır. Bir an önce ülkemizin temel
konularına odaklanmalıyız; yönümüzü, istikametimizi belirlemeli,
ülkemizi bir an önce her türlü risk ve krizden uzak tutmalıyız. Sözü
ve iradeyi asıl sahibi olan millete vermenin zamanı gelmiştir.
İstikbal ve istiklal Türk milletinindir. Millî devlet, güçlü iktidar için
istikametimiz millî iradedir. Milletimiz, bu seçimi demokratik olgunluk içinde
gerçekleştirecek, demokrasi şölenine dönüştürecektir;
milletimiz, ihanete göz açtırmayacak, iradesini cumhurun yükseltilmesi
istikametinde ortaya koyacaktır. 24 Haziran 2018 Pazar günü, cumhurun
dirilişine, Türkiye Cumhuriyetinin şahlanışına sahne
olacaktır. Millet iradesi 24 Haziranda tecelli edecek, milletsiz siyaset
yapanlar gereken dersi alacaklardır.
Konuşmama son verirken 24 Haziran seçimlerinin
ülkemize ve milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını
diliyor, muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Akçay.
Gruplar adına ikinci konuşmacı
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili
İstanbul Milletvekili Sayın Filiz Kerestecioğludur.
Buyurun Sayın Kerestecioğlu. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
HDP GRUBU ADINA FİLİZ
KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, sevgili halkımız; algı
operasyonları ve yalan bombardımanlarından neredeyse hafızanız
uzun bir süredir silinmek istendi ya, gelin, biraz hafıza tazeleyelim diyorum,
bir geçmişe yolculuk yapalım, bugüne nasıl geldik. Nasıl bu
ülkede nihayet herkes kucaklaşacak, barış gelecek derken
barışın adı dahi yasak oldu? Nasıl Çocuklar ölmesin.
diyen Ayşe öğretmen 6 aylık bebeğiyle tam da bugün hapse
girmekle yüz yüze kaldı? Nasıl televizyonlarda yalnızca
savaştan bahsedenler konuşur oldu? Yeni bir yaşam umudu
Türkiyede yeşermiş iken nasıl bunca zora, baskıya,
düşmanlığa sürüklendi Türkiye? Neler yaşadık,
nasıl bugüne geldik, son birkaç yıla bir bakalım.
Geçtiğimiz son birkaç yıl içinde bu
ülkenin hiç hak etmediği olaylar yaşadık. İkbalini
barışta değil savaşta ve herkesi birbirine düşman
etmekte görenler, birden söylem değiştirdiler. 2011deki
Diyarbakır mitinginde Kürt sorunu benim sorunumdur. diyen Erdoğan
2015te Kürt sorunu yoktur, ne Kürt sorunu? demeye başladı. Fakat
fayda etmedi. 7 Haziran seçim sonuçlarına göre AKP iktidarı yüzde 40
oyla 258 milletvekili alarak büyük bir oy düşüşü yaşadı.
Partimiz ise yüzde 13,1 oy ve 80 milletvekiliyle önemli bir başarı
sağladı. 7 Haziran seçim sonuçlarına göre AKP iktidarı
hükûmet kurma çoğunluğunu kaybetti; Erdoğan, iktidarı
kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Erdoğan, kırk beş günlük hükûmet kurma süresini uzatmak
amacıyla Davutoğluna 9 Temmuza kadar hükûmet kurma görevini vermedi.
Teamüller gereği bir hafta-on günde tamamlanması gereken koalisyon
görüşmeleri, CHP markaja alınarak, 18 Ağustosa kadar devam
ettirildi; böylelikle, kırk beş günlük yasal sürenin kırk günü
boyunca hükûmet kurma görevi AKPde kaldı.
Sonrasında çok acı birçok olay
yaşadık. Değerli arkadaşlar, bazı insanlar idealleri
için yaşarlar; yanı başındaki insanların
yaşadıkları acılara duyarsız kalamazlar. İşte,
böylesi inanç dolu gençler, Kobanede savaşın izlerini
çocukların hafızalarından silmek için, kütüphaneler, oyun
parkları inşa etmek istediler fakat ne yazık ki Kobaneye
gitmeden önce Suruçta, gençlerin basın açıklaması
sırasında IŞİD canlı bomba patlattı ve 32
kişi hayatını kaybetti. Bu acı olaydan yalnızca iki
gün sonra, yine Ceylânpınarda 2 polis memuru evlerinde uyurken
başlarından vurularak öldürüldü. Bu cinayet, barış
sürecinin bitmesine bahane edildi. Bugün, biliyorsunuz -ya da bilmiyorsunuz,
emin değilim ama- bu dava beraatle sonuçlandı ve faili meçhuller
hanesine yazıldı. Bu konuda verdiğimiz birçok
araştırma önergesi reddedildi. Birbiri ardına sokağa
çıkma yasakları ilan edildi daha sonra. Türkiye İnsan
Hakları Vakfı Dokümantasyon Merkezi verilerine göre sokağa
çıkma yasaklarının uygulanmaya başlandığı
ilk tarih olan 16 Ağustos 2015 ile 1 Haziran 2017 tarihleri arasında
başta Diyarbakır -Diyarbakırda 127 kez- olmak üzere toplam 10
il ve en az 43 ilçede, en az 218 kez süresiz sokağa çıkma
yasağı ilanı gerçekleşti. Söz konusu sokağa çıkma
yasakları ve ablukalar boyunca başta Cizrede 291 kişi olmak
üzere toplam 861 kişi yaşamını yitirdi. İnsan
hakları örgütleri yaşamını yitirenlerin 79unun çocuk, 30u
60 yaş üstü olmak üzere 71inin kadın olduğunu bildirdi. Taybet
anayı, henüz 10 yaşındaki Cemile Çağırgayı
bizler unutmadık. Söz konusu dönem boyunca yaklaşık 1 milyon 809
bin kişi başta en temel yaşam ve sağlık hakları
ihlal edilerek bu yasaklardan etkilendi, yaklaşık 500 bin insan
yerlerinden göç etti.
Savaşı bir seçim
çalışmasıymışçasına büyüten Hükûmet ve 24
Ağustos 2015 tarihinde sarayında Meclis Başkanı İsmet
Yılmazla görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerin
yenilenmesine karar verdi. Seçim tarihi olarak 1 Kasım 2015 belirlendi.
Çatışmaların başlaması ve seçim takvimiyle birlikte
HDPye medya sansürü de devreye sokuldu ve o tarihten beri zaten bu sansür
hiçbir zaman kalkmadı. HDP sözcülerinin ana akım medyaya
çıkması yasaklandı. Muhalif, demokrat onlarca internet sitesine
erişim yasağı getirildi, medya araçları başta HDP
olmak üzere bütün partilere aslında kapatıldı. Medya
kuruluşlarına kayyum atandı. İMC TV, TÜRKSATtan yasaya
aykırı biçimde çıkartıldı. Hayat TV, TV 10 ve daha
birçok televizyon kanalı ve yayın organı kapatıldı ve
yine yanı başımızda Türkiye'nin en kanlı
saldırılarından birini yaşadık, 10 Ekim Ankara Gar
katliamı. 10 Ekimde KESK, TMMOB, TTB, DİSK'in tertiplediği emek,
barış ve demokrasi mitinginde isimleri önceden basında yer alan
ve istihbaratın da sözde izlediği IŞİD
militanlarının Gar Meydanı'nda gerçekleştirdiği
canlı bomba saldırısı sonucu 102 kişi
yaşamını yitirdi, 400ün üzerinde yurttaş da
yaralandı. Bu saldırının arkasındaki güçleri
açığa çıkarmak yerine hapishaneler muhalifler, gazeteciler,
akademisyenler, öğrencilerle dolduruldu. Savaşın başladığı
günden bugüne DBP ve HDP başta olmak üzere, demokrasi mücadelesi yürüten
tüm kesimlere karşı hemen her gün siyasi operasyonlar
yapıldı. Bu siyasi operasyonlarda 13 bin civarında HDP ve DBP
üyesi gözaltına alındı, 13 bin kişiden söz ediyoruz
değerli arkadaşlar.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi
Sur ilçesinde Dört Ayaklı Minarenin çatışmalarda gördüğü
zarar üzerine yapılan basın açıklaması sırasında
vurularak öldürüldü, hâlâ ölüm nedeni açıklığa
kavuşturulamadı.
29 Nisan 2016da Davutoğlu'nun AKP
teşkilatlarını görevden alma ve atama yetkisi elinden
alındı, daha sonra 2 Mayısta gerçekleştirilen
Erdoğan-Davutoğlu görüşmesinde ise Davutoğlu'nun partiyi
olağanüstü kongreye götürerek görevini bırakması istendi. Bunun
üzerine Davutoğlu 3 Mayısta MKYKyı toplayarak 22 Mayıs
2016da partinin olağanüstü kongreye gideceğini ve kendisinin aday
olmayacağını açıkladı. Bu olay
Cumhurbaşkanının Hükûmete ve Davutoğlu'na darbesi olarak
adlandırıldı.
Geldik 20 Mayıs 2016ya, HDPli
milletvekillerinin dokunulmazlıklarının
kaldırılması için yoğun bir kampanya yürütüldü. Anayasa'ya
aykırı bir şekilde vekillerimizin
dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin
yasa tasarısı Komisyondan ve ardından Genel Kuruldan AKP, MHP ve
CHPnin desteğiyle geçti. 15 Temmuz 2016da askerî darbe girişimi
yaşandı. 20 Temmuz 2016da OHAL ilan edildi. Sonuncusu panik seçimin
açıklandığı gün olmak üzere, şimdiye kadar OHAL 7nci
kez uzatıldı, OHAL neredeyse iki yıldır devam ediyor.
İki eş başkanımız, iki grup
başkan vekilimiz ve parti sözcümüzün de aralarında bulunduğu
toplam 11 milletvekilimiz tutuklandı, hâlen 9 milletvekilimiz tutuklu,
11inin milletvekilliği düşürüldü. Seçimin
açıklandığı günün ertesinde yani daha dün 2
milletvekilimizin daha vekilliği halkın iradesini yansıtmaktan
bütünüyle uzaklaşmış bu Mecliste düşürüldü.
Demokratik Bölgeler Partisinin yüksek oylarla
kazandığı belediyelere kayyum atanırken bugüne kadar 95
belediye eş başkanımız tutuklandı, 56sı hâlen
cezaevinde.
16 Nisan 2017de, OHAL koşullarında hiçbir
bakımdan adil olmayan bir şekilde Anayasa değişiklik
referandumu yapıldı. Sonuçları tartışmalı,
şaibeli seçim sonucu yüzde 1 farkla yüzde 51 evet oldu. Referandumun
hemen ardından 21 Mayıs 2017de Erdoğan AKP Genel
Başkanı oldu fakat bu acımasız yol, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı
seçildiği tarihte de bitmedi. Cumhurbaşkanını
eleştiren binlerce yurttaş, dünya üzerinde görülmemiş biçimde
Cumhurbaşkanına hakaret davalarında yargılandı ve
yargılanmaya devam ediyor. Davaların hiçbiri
Cumhurbaşkanlığı kurumuna yönelik ifadeler aleyhine
olmadı, doğrudan Cumhurbaşkanının şahsiyetini
korumaya yönelikti. Siyasi eleştiriler hakaret kabul edildi, TCKnin
299uncu maddesi sansür yasası hâline geldi. Cumhurbaşkanına
padişah bozuntusu dediği gerekçesiyle Grup Başkan Vekilimiz
Ahmet Yıldırımın milletvekilliği düşürüldü. Buna
karşın Erdoğan, istediğine terörist istediğine
çapulcu vandal kemirgen barbar ajan hain diyebildi. Kendisinin bu
sözleriyse savcılar tarafından ifade özgürlüğü olarak
değerlendirildi.
Bugün bebeğiyle birlikte hapse girecek olan
Ayşe öğretmenle başlayarak, barış için 2015ten beri
binlerce insan cezaevine girdi. KHKlerle yalnızca muhalif oldukları
gerekçesiyle akademisyenler, öğretmenler, kamu personeli işten
atıldı. Ülkenin en değerli gazetecilerinin neredeyse tamamı
işsiz kaldı. AKP iktidara geldiği gün hapisteki kişi sayısından
fazla öğrenci, bugün hapiste bulunuyor.
Ziraat Bankası medya patronuna 700 milyon dolar
kredi verirken, çiftçi, borcunu ödeyemediği için sütünü yerlere dökerek
protesto edecek hâle geldi. Man Adası, Panama gibi dünya üzerindeki birçok
kişinin yolsuzluklarını ortaya çıkaran belgelerde,
yurttaşlardan kuruşu kuruşuna vergi alanların bütün mal
varlıklarını vergi cennetlerine taşıdıkları,
bizzat bu ülkenin Başbakanının oğullarının,
Cumhurbaşkanının akrabalarının vergi ödemediği,
hatta IŞİDle petrol ticaretleri ortaya çıktı.
Referandumdan bugüne, yalnızca bir yıl
içinde, dolar 3,65 liradan 4,1 liraya; benzin 5,38den 6,09a yükseldi.
Bugün, özel sektörün bu sene ödemesi gereken
yaklaşık 180 milyar dolar dış borcu var arkadaşlar.
Türkiyede bugün 5 milyon 981 bin işsiz var.
Yalnızca 2017 yılında, evet, yalnızca 2017
yılında en az 2006 işçi iş cinayetlerinde
yaşamını yitirdi. OECDnin Daha İyi Yaşam Endeksinde
Türkiye, 38 ülke içinde son sırada yer alıyor. Yine OECD
rakamlarına göre, en mutsuz öğrenciler Türkiye'de. İşte bu
nedenle ülkeyi bir yıl daha yönetemeyecek duruma düşen Hükûmet,
beş yıl, on yıl, hatta bir kez Başkan olduktan sonra
gitmemecesine ülkeyi yönetmek istiyor. Panik seçime gidilmesinin nedeni ülkedeki
bütün bu saydığımız gidişattır ve bu ekonomik
tablo devam ederse Erdoğanın asla o koltuğa
oturamayacağını da biliyor olmasıdır.
Bakın, bu karanlık tablodan sonra biraz
gençlerin sözüyle ferahlayalım çünkü onlar her durumda gülmeyi biliyorlar.
Gülmek devrimci bir eylemdir, yaşatır ama öfke ise yaşamı
öldürür. Seçim kararına ilişkin gençler diyorlar ki arkadaşlar:
Olumlu düşünelim Seçimi geçen hafta yaptım ben. de diyebilirdi.
Evet, böyle diyorlar. Yani der miydiniz? Derdiniz vallahi Seçimi geçen hafta
yaptık biz, haberiniz olmadı mı? diyebilirdiniz çünkü bütün bu
tablo, bugüne gelen süreçte, sürekli yaptığınız
dayatmalarla dolu.
Bir komik anekdot daha var bugünden. Fransada bir
televizyon yayınında TRT editörü olan şahıs demiş ki:
HDPlileri yayına çağırıyoruz, çağırıyoruz,
korkuyorlar, gelmiyorlar. Evet, aynen böyle demiş. Yani buna söylenecek
ne söz var bilemiyorum ama yarın toplanıp gidelim diyoruz TRTye, el
mi yaman bey mi yaman görelim. Neyse, TRT de sizin olsun biz kendi sözümüze,
kendi gücümüze bakalım.
Peki, biz bu ülke için ne istiyoruz, nasıl bir
ülke istiyoruz? Bunun kararını verme zamanı arkadaşlar.
Biz, seçime karşı değiliz, dayatmalara karşıyız.
Ama 24 Haziran şimdi bunun kararını da vermenin zamanıdır.
Bu, tek başına Tayyip Erdoğan meselesi de değil. Biz, bir
tek adam rejimi mi istiyoruz yoksa herkesin hukuk kurallarına uyduğu
parlamenter bir sistem mi istiyoruz?
Tek adam mı istiyoruz yoksa Heyt! Hoyt! Er
meydanı! laflarını etmeyecek siyasetçilerin, daha çok
sayıda kadın ve gencin olduğu bir Parlamento mu istiyoruz?
Vekiller sizin yerel sorunlarınızla
ilgilenebiliyor mu? Bizleri bir daha seçmek istemezseniz hangi demokratik
usullere başvuracaksınız? İddialarınız,
idealleriniz var ve aday olmak istiyorsunuz ama nasıl olacak bu köşe
başlarını tutmuş olanların arasında, bunu
nasıl açacaksınız? Hangi demokratik usuller olsa eşit
şartlar sağlanır ve sizin yolunuz açılır? Bu
yolları açacak bir demokratik siyaset mi istiyorsunuz, bir kişinin
sözünden çıkmayanların yürüttüğü bir siyaset mi istiyorsunuz?
Hâlâ, 12 Eylülden beri orasından
burasından delinmekle kalıp tam anlamıyla
demokratikleşememiş bir Anayasayla devam etmek mi istiyorsunuz yoksa
demokratik, özgürlükçü, bütün yurttaşların haklarını
güvenceye alan bir anayasa mı istiyorsunuz?
Kuvvetler ayrılığını ve
yargı bağımsızlığını mı istiyoruz
yoksa kimsenin adalete inancının kalmadığı,
yargının tek elde toplandığı bir sistem mi istiyoruz?
Bütün vergi muafiyetleri zenginlere
tanınsın ve yoksulların, orta gelirlilerin sırtına her
türlü vergi yüklensin mi istiyoruz yoksa vergi adaleti mi istiyoruz?
Ormanlar, mera alanları şirketlerin olsun,
bütün sahiller AKP'yle iyi geçinenlere peşkeş çekilsin; ormanlar,
parklar, bahçeler yerine betonlara boğulalım mı istiyoruz yoksa
daha az beton, daha çok nefes mi istiyoruz?
Bir tarım ülkesi olan Türkiye'de bu bereketi
artıracak, doğayla uyum içinde bize de çocuklarımıza da
yetecek bir gıda ve tarım politikası mı istiyoruz,
Rusya'nın, ABD'nin GDOlu tohumunu, ithal etini mi istiyoruz? Nohudu bile
başka ülkeden mi satın almak istiyoruz?
Yurttaşlar kendi yaşam alanları
üzerinde kendileri mi karar versin istiyoruz yoksa bir günde evimiz
kamulaştırılsın, sahiller, ormanlar, dereler bizlere hiç
sorulmadan zenginlere mi ait olsun istiyoruz? Çocuklarımız, her gün
değişen sınav sistemine ve üniversite sınavı gününe
seçim koyacak kadar öğrencileri önemsemeyen bir Hükûmete mi mahkûm olsun, yoksa
stressiz, eşit ve kaliteli bir eğitim mi görsün istiyoruz? Evet,
kendi ikbali için kendi getirdiği, aslında bizim karşı
olduğumuz istismar yasasını bile bir kenara atan ve sadece kendi
ikbalini düşünen bir iktidar mı istiyoruz, yoksa çocuk hakları
bakanlığını kuran ve onları her türlü istismardan
korumak için canla başla çalışan bir yönetim mi istiyoruz?
Kadınlar olarak kaç çocuk doğuracağımızdan nerede
gezeceğimize kadar karışan, Kadın-erkek eşit
değildir. diyen bir siyasetçi mi istiyoruz; kadınlar olarak
eşit ve özgür olmak mı istiyoruz?
Evet, değerli halkımız,
yapılanlar karşısında umutsuzluğa
kapılmış olanlarınız olabilir ama bunu bir kez daha
ifade etmek isterim ki bu ülke Orta Doğuda barışın öncüsü olabilir,
bu ülke içeride kendi sınırları içinde tüm
yurttaşlarına ekonomik ve kültürel eşitlik sağlayabilir;
herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği, birbirine öfkeyle
değil saygı duyarak yaşayabildiği bir ülke olabilir. Mutlu
olacağımız bir ülke mümkün. Bunun anahtarı elimizde.
Kapısı kapalı diyenlere sadece o kapı kolunu çevirerek
biz o kapıyı açıp ulaşabiliriz. Gelin canlar, 24 Haziranda
bir olalım diyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Hatip
konuşmasında Genel Başkanımıza atfen
Akrabalarının IŞİDle petrol ticareti ortaya
çıkmış. gibi bir iddiada ve ithamda bulunmuştur. Bu, Genel
Başkanımıza ve partimize bir sataşmadır. İç Tüzük
69a göre söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yeni bir sataşmaya meydan vermeyelim lütfen.
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin 552 sıra sayılı
Önerge üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grup Başkanına ve Adalet ve
Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; az önce hatibi burada dinledik fakat
öyle şeyler ifade etti ki şimdi Sayın
Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın
akrabalarının DEAŞ terör örgütüyle petrol ticareti
varmış
Bunu çıkacaksınız, Sayın Kerestecioğlu,
ispat edeceksiniz. Öyle yalan konuşarak, Meclis kürsüsünden atarak bu
işler olmuyor. Bunu ispatlamadığınız müddetçe siz bir
müfterisiniz; bunu unutmayın.
Bir diğeri: Bu Man Adası
tartışmaları, biliyorsunuz, birilerinin canını
bayağı sıktı. Bu ortaya atıldı. İşte
yurt dışına şu kadar para gönderdiler
Sonra baktı ki,
ortaya çıktı, para falan gitmedi. Ama hâlâ bu Man etrafında
dönüp dolaşıyorlar.
Bir diğeri: Değerli arkadaşlar,
bakın, sanki Türkiyede legal siyaset yapanlara karşı bir
tavır, bir tutum var. Türkiyede siz hukuk içinde
kaldığınız müddetçe siyaset yapabiliyorsunuz, herkes yapabiliyor.
Bu noktada kimseye bir kısıtlama yok. Şu an yargılananlar
sütten çıkmış ak kaşık gibi! Bir yargılama
sürecini görelim, ortaya çıksın.
Birkaç tane örnek hatırlatacağım
size. Diyor ki: PKK'nın öyle bir gücü var ki sizi tükürüğüyle
boğar. Bunu diyen bir milletvekili. Şimdi, hukuk devreye girip
yargılandığı zaman Efendim, o rehin alındı. O
demokratik siyaset yapacaktı, öyle mi? Bölücü terör örgütünün
propagandasını yapacaksınız, Öyle bir gücü var ki sizi
tükürüğüyle boğar. diyeceksiniz, tehditler savuracaksınız,
ondan sonra hapishaneyi boyladığınız zaman Rehin
alındı. Siyaset yapacaktı, yapamadı. diyeceksiniz. Yok
öyle bir dünya.
O Keleşleri size çevirmesini biliriz.
diyeceksiniz. Bunun karşılığını hukukta
gördüğünüz zaman Biz masumduk, bir şey yapmadık. diyeceksiniz.
Devlet baraj yapar, yol yapar. O yollar PKK ya
gidiyordu, o yollar PKKyı etkisiz hâle getirmek için
yapılıyordu. O barajlar niye yapılıyordu biliyor musunuz?
Teröriste de terörist diyemiyor, gerilla diyorlar. Gerillanın
geçiş yollarını engellemek için yapıldı. diyor. Velev
ki onun için yapıldı. Onun için de yapabilir bunu devlet. Siz niye
bundan rahatsız oluyorsunuz? Rahat geçip gelsin de burada insanları
katletsin, onu mu istiyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MUŞ (Devamla) Fakat
konuştukları zaman demokrasi ve insan haklarından burada dem
vuruyorlar.
Kızılay Meydanında, bakın,
onlarca vatandaşımızı katleden teröristin cenazesinde boy
gösteren milletvekilleri, anne karnında altı aylık bebek o
bombalı saldırıda şehit düştü.
Bunlar hiç yokmuş gibi, bunlar hiç
olmamış gibi Biz siyaset yapamıyoruz. Bizim alanımız
daraltılıyor. gibi konuşmalar, kusura bakmayın, kimseye
bunları inandıramazsınız.
Bunların istediği ne biliyor musunuz?
PKKlı teröristler millete kan kustursun, baskı yapsın, haraç
kessin, yargılasın, bunlar da istedikleri gibi oralarda cirit
atsınlar. Bunların demokrasi anlayışı budur. Buna
müsaade etmeyeceğiz. Böyle bir şeyi hayal ediyor ve
düşünüyorsanız asla bunları göremeyeceksiniz.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Muş.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
19.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin,
İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun sataşma nedeniyle
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Muşa çok fazla cevap vermeyi aslında
gerekli görmüyorum ama sadece şunu söyleyeceğim: Ben bir siyasi süreç
anlattım ve o siyasi süreç içerisinde yargının da ne kadar
iktidarın tekelinde olduğunu, siyasetçilerin sadece sözler nedeniyle
yargılandığını, eylemler veya yaptıkları
herhangi bir başka şey nedeniyle değil, Anayasaya
aykırı olarak bunların
kaldırıldığını anlattım ama verileri
soruyorlarsa herhâlde Rusyaya da sormak lazım çünkü esas olarak,
öncelikle, tüm dosyalar onlardaymış. Erdoğan ve ailesi
IŞİDle petrol ticareti yapıyor. sözleri şimdi daha
yakın oldukları o ortaktan çıkmıştı ve bunun
dışında da, Ekonomi Bakanlığı
yaptığı süreçte Sayın Elitaşın, IŞİD
sınır komşusuyken yapılan ticaret TÜİK verilerine
yansımıştı. Yani biz bunu, bir yargı mekanizması
yerine geçerek söylemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bitireceğim.
BAŞKAN Hanımefendi lütfen
tamamlayınız.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Ama hakikaten, burada siyaset yapması her türlü, her
anlamda, her koşul altında engellenmek istenen ve zaten 2015 7
Haziranından bugünün seçimine geldiğimiz süreçte de, barajı
geçtiği için ve halklara umut verdiği için bu Meclise gelen bir
partinin buradan gönderilmesi, halkların iradesinin tanınmaması
için de yine yeni bir seçime gidildiğini ifade etmek isterim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, kayıtlara geçmesi için
BAŞKAN Buyurun Mehmet Bey.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Biz gazeteci
değiliz, biz siyasetçiyiz. Ağzımızdan çıkan lafı
ona göre
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Man Adası belgeleri yok. dediniz burada, savcı
Var. dedi. Yırttınız burada.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Böyle haberler
çıktı, ben onları söyledim. Haberleri söylemeyeceksiniz. Siz
siyasetçisiniz, söylediğiniz sözü ispat edeceksiniz, etmediğiniz
müddetçe de müfterisiniz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Savcılık Gerçek. dedi, siz Gerçek değil.
dediniz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin
Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/147) ve Anayasa Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 552) (Devam)
BAŞKAN - Evet efendim, şimdi gruplar
adına üçüncü konuşmacı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Sayın Engin Altaya
aittir.
Buyurun Sayın Altay. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (İstanbul) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim,
hayırlı uğurlu olsun.
Sayın Genel Başkanımız üç hafta
önce Düşün bu milletin yakasından. dedi. Buradan ne çıkar?
Yani Ya istifa edin ya seçime gidin. dedi. Bu milletin sizi yakasından
düşürmesine fırsat verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum,
Allah razı olsun. (CHP sıralarından alkışlar)
Bu vesileyle bir hayırlı iş daha
yapmış olacağız. Sayın Canikli
açıklamıştı 3 bin kripto FETÖcüyü bir KHK'yle ihraç
edeceğiz. diye. Aziz milletimiz de siyasetin kripto FETÖcülerini,
siyasetteki kripto FETÖcüleri 24 Haziranda inşallah tasfiye edecek. Bu da
güzel bir haber. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, sözlerime Recep Tayyip
Erdoğanın bir sözüyle başlamak istiyorum: OHALe evet
diyenler için söylüyorum -Recep Tayyip Erdoğan söylüyor- demek ki terörün
diline teslim oluyorsunuz, teröre hizmet ediyorsunuz. Şimdi, OHALe
evet diyen AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket Partisine soruyorum: Bu OHALe
evet diyenlerin teröre teslim olduğunu, terörün diline teslim
olduğunu, teröre hizmet ettiğini söyleyen Recep Tayyip Erdoğan
doğru mudur yanlış mıdır? Çıkın Recep
Tayyip Erdoğan doğrudur. deyin ya da Recep Tayyip Erdoğan
yanlıştır. deyin. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, OHAL
şartları içinde seçime gitmek etik değildir. OHAL değil
dünyanın en katı sıkıyönetimini de ilan edip seçime
gitseniz akıbet kaçınılmazdır. Çok bilinen bir terim
vardır: Etki tepki doğurur. Siz 80 milyonun anayasal
haklarını yani yerleşme ve seyahat hakkını,
düşünce ve vicdan hakkını, düşünce ve kanaat hakkını,
düşünceyi açıklama ve yayma hakkını, bilim ve sanat
hakkını, basın ve iletişim hakkını, toplantı
ve gösteri hakkını, mülkiyet hakkını, çalışma
hakkını, grev hakkını gasbederseniz, o, çuvala
sığmaz; milletin isyanı, milletin temel hak ve özgürlük
aşkı, milletin demokrasi sevdası sizi buradan indirmeye yeter.
Bu bakımdan OHAL şartlarındaki bir seçimi etik, ahlaki
bulmamakla beraber; dünya milletler ailesine Türkiye için bir kara leke, bir
olumsuzlama olarak da geçmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi bu
seçimlerden -çok şükür- 1inci parti olarak çıkacaktır. Bunu bir
gönül rahatlığıyla Meclisten ilan etmekten mutluluk duyuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
HASAN BASRİ KURT (Samsun) Adayınız
kim Sayın Başkan, Öztürk Bey mi?
ENGİN ALTAY (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Türkiye altmış sekiz yıldır demokrasi
mücadelesi veriyor, milletçe veriyoruz. 27 Mayıslar, 12 Martlar, 12
Eylüller, 28 Şubatlar, 15 Temmuzlar milletin demokrasiye olan sadakatini
ve aşkını kıramadı. Hiç şüpheniz olmasın, 27
Mayıstan, 12 Marttan, 12 Eylülden, 28 Şubattan ve 15 Temmuzdan daha
vahim sonuçlar doğuran, demokrasimizi daha fazla tahrip eden 20 Temmuz
sivil darbesi ve OHALle Türkiyeye verilen zarar, demin
saydığım 5 darbeyle verilen zarardan fazladır. Türkiyede
tahrip edilen bir demokrasi var. Kutuplaşan bir toplum, dünya milletler
ailesi nezdinde itibarsız bir ülke yarattınız.
Kamplaştırdınız toplumu, demokrasiyi tahrip ettiniz ve
Türkiyeyi itibarsızlaştırdınız.
Geldiğimiz noktada, 24 Hazirana giderken
Türkiyede 5 çok temel sorun can yakıcı hâle geldi. Türkiyenin bu 5
temel sorunu kabul edilebilir sınırların çok ama çok üstünde.
Demokrasimiz, ekonomimiz, eğitim politikalarımız, dış
politikamız ve toplumsal barış ve huzur ortamı
noktasında Türkiye taşınabilir noktada değil artık;
ekonomi pert, demokrasi komada, eğitim kanser, dış
politikamız felç; toplumsal barış ve huzur ortamını da
zaten yok ettiniz.
Bunu yaparken, ekonomide çok büyük bir tahribat
yarattınız; devletin iç ve dış borcu 243 milyardan 896
milyara çıktı; toplam dış borcumuz 129 milyardı, 453
milyar oldu; vatandaşın banka borcu 6 milyardan 500 milyara
çıktı ve cari açık 1 milyar dolardan 53 milyar dolara
çıktı. Ekonomideki olumsuzlukları saymakla bitiremeyiz. Gerçek
işsiz sayısı bugün 6 milyonu aştı, 15-29 yaş arasındaki
genç nüfusta 4 milyon 800 bin işsiz var. Hep söyleriz, işsiz insan
sudan çıkmış balık gibidir ve onları siz bu hâle
getirdiniz, sizin politikalarınız onları bu hâle getirdi. (CHP
sıralarından alkışlar) 2002 yılında 1,6 olan,
2013 yılında hazırlanan beş yıllık kalkınma
planında bu yıl için, 2018 için 1,9 olacak. dediğiniz dolar 4
lira oldu. Bunlar millete söylediğiniz yanlışlardır.
Yalan dersem dava açarsınız.
Şurada çok büyük bir hata yaptınız:
Yaşam tarzı üzerinden, etnik aidiyet üzerinden, inanç
farklılıkları üzerinden önce insanları, sonra toplumu
böldünüz ve insanların etek boyuyla uğraştınız,
insanların başlarının açık olup kapalı
olmasıyla uğraştınız.
BAŞBAKAN YARDIMCISI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Yapmayın ya.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onunla siz
uğraşıyorsunuz, siz. Kendinizi anlatıyorsunuz.
AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) Aynaya bak,
aynaya.
ENGİN ALTAY (Devamla) Yalanlar söylediniz.
Camide içki içtiler. dediniz, ispatlayamadınız. Müfterilik
arıyorsun ya müfterilik
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kendinizi
anlatıyorsunuz, kendinizi.
ENGİN ALTAY (Devamla) Başörtülü
kadını tekmelediler. dediniz, ispatlayamadınız.
İnsanların dinî duygularını ve hassasiyetlerini çok kirli
bir şekilde kullandınız. İnsanların mezheplerini
sorguladınız. İnsanlar için Affedersiniz, Ermeni.
diyebildiniz. Bunlar toplumu bölen konular. Biz Türkiye'de Kürtüyle Türküyle
Ermenisiyle, Alevisiyle Sünnisiyle, başı açığıyla
başı kapalısıyla bin yıllık kardeşliğin
devamını istedik, siz toplumu böldünüz.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ya, onu yapan
sizsiniz.
ENGİN ALTAY (Devamla) İşkence
yaptınız, işkencelere göz yumdunuz. Gazetecileri ve
milletvekillerini hapse attınız.
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) Ya, nereyi
anlatıyorsunuz?
MEHMET MUŞ (İstanbul) CHPyi
anlatıyor, CHPyi.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sanatı
yasakladınız, sanatı sansürlediniz. Sanatçıları
fişlediniz.
Belediye başkanlarını hukuksuz yere
görevden uzaklaştırdınız, kayyumlar atadınız.
Nüfusun yüzde 51ini halkın seçmediği belediye başkanları
yönetiyor bugün. (CHP sıralarından alkışlar)
Sarayın avukatları hâkimlere ve
savcılara talimat verir oldu, emir verir oldu, keseceği cezayı
resmen söyler oldu.
Başlı başına bir konu ama
eğitimi bilimsellikten kopardınız. Afrikadaki en az
gelişmiş kabile devletlerinde bile Türkiye'den daha bilimsel, daha
laik ve daha parasız eğitim yapılıyor bugün. (CHP
sıralarından alkışlar)
Türkiye'yi meczuplar ve sapkınların kol
gezdiği bir ülke hâline getirdiniz. Atatürke küfrün ve hakaretin
özendirildiği bir ortama Türkiye'yi taşıdınız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Bak, yine
kaybettiniz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Yüce dinimizi, kutsal
dinimizi tartışmaların göbeğine oturttunuz bu meczuplar, bu
sapkınlar aracılığıyla.
Türkiye'yi Avrupa Birliğinin siyasi denetimine
yıllar sonra yeniden maruz bıraktınız.
Kürt sorununu salt siyasi malzeme olarak gördünüz.
Türkiye'yi ve 80 milyon
yurttaşımızı muhtelif terör örgütlerinin açık hedefi
hâline getirdiniz. FETÖ başta olmak üzere, PKK, DAEŞ gibi örgütlere
yardım ve yataklık yapıldı devlet yöneticileri tarafından
ve hâlâ
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) Böyle bir şey
söyleyemezsiniz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
ve hâlâ
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ha, söyle, ne?
ENGİN ALTAY (Devamla)
ve hâlâ Sayın
Recep Tayyip Erdoğan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu
hakkında FETÖye, PKK-PYDye, DAEŞe yardım ve yataklık
yaptı. iddiası için bir tane ceza davası açmadı.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Açtı, açtı.
ENGİN ALTAY (Devamla) Açmadı,
açmadı.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Açamaz!
ENGİN ALTAY (Devamla) Vali ve kaymakamlara
âdeta şantiye şefliği gibi nezaret ettirerek Türkiyenin bir
bölgesinde önce hendek kazdırdınız valilerin ve
kaymakamların nezaretinde, kontrolünde. [CHP sıralarından
alkışlar(!)] Sonra o hendekler için kasabaları, köyleri,
şehirleri bombaladınız, insanları bombaladınız.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ya, o hendeklerde
kim var?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Terör örgütü yok
mu orada, terör örgütü?
ENGİN ALTAY (Devamla) Türkiye Büyük Millet
Meclisi yerine soruna Osloda, Kandilde, Dolmabahçede, İmralıda
güya çözüm aradınız. Sizin sorumsuzluğunuzun,
basiretsizliğinizin, tutarsızlığınızın
bedelini askerimiz, polisimiz ve vatandaşımız canıyla,
kanıyla ödedi.
Değerli arkadaşlar, sayın
milletvekilleri; dış politikada Türkiyenin itibarını yerle
yeksan ettiniz. Birleşmiş Milletler kararıyla Türkiye
Cumhuriyetine ait adalara ve aidiyeti belirsiz coğrafi formasyonlara
Yunan bayrağı çektirmeyi başardınız, sizi tebrik
ediyorum(!) [CHP sıralarından Bravo(!) sesleri,
alkışlar(!)]
Kendi topraklarımızdan, kutsal ve
kıymetli sayılan topraklarımızdan şanlı
bayrağımızın direğiyle birlikte, bayrak direkteyken
bayrağı söküp yere yatay çevirip bayrağımızı
yerlerde süründüre süründüre Türkiyenin sınırına yakın bir
bölgeye kutsal emanetleri taşıdınız. Bu da sizin Türkiyeyi
getirdiğiniz ayıp ve acı bir noktadır. [CHP
sıralarından alkışlar(!)]
Müslümanlara bomba yağdıran
emperyalistleri alkışladınız.
HAYATİ TEKİN (Samsun) Miraç Gecesi hem
de.
ENGİN ALTAY (Devamla) Türkiyeyi Orta
Doğu bataklığında aciz ve itibarsız bir aktör hâline
getirdiniz. Danışılan Türkiyeyi didişilen Türkiyeye
çevirdiniz. Bu da Orta Doğu coğrafyasında ve dünyada Türkiyeyi
soktuğunuz durumun acı bir gerçeğidir. Orta Doğuda
kardeş ve akrabalarımız olan Türkmen, Kürt ve Arapların
cihatçılaştırılmasına, kriminalize olmalarına ve
birbirlerini boğazlamalarına çanak tuttunuz. Bu da Hükûmetin, AK
PARTİnin en büyük günahlarından biridir.
Bugün dünyada daha şimdiden Türkiyedeki
seçimlerle ilgili olarak olumsuz demeçler birinci günden seslendirilmeye
başlandı.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onlardan önce siz
yaptınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Dünya bize ayar
veremez, ne Amerika ne Rusya. Sizin zaman zaman Ey Amerika! deyip sonra
dostum dediğiniz Amerika, Aklını başına al.
dediğiniz Rusya Devlet Başkanı Putin; hiç kimseden alacak
ayarımız yok ama Türkiyeyi 189 ülke arasında, ülke nezdinde bu
kadar itibarsızlaştırmaya, Türkiyeyi beşinci
sınıf bir ülke gibi göstermeye ne hakkınız var? (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bugün Amerika
Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü Türkiyedeki seçimlerle ilgili endişesini dile getiriyor. Ey
sözcü, hiç endişelenme, Cumhuriyet Halk Partisi var, Türkiyede
demokrasiye aşık 70 milyon insan var.
MEHMET MUŞ (İstanbul) 81, 81
ENGİN ALTAY (Devamla) - Hiç şüpheniz
olmasın, Türkiye 24 Haziranda yeniden demokrasi standartlarını
çok geliştirmiş bir ülke olarak dünya milletler ailesi içindeki
yerini alacaktır. Almanya diyor ki: Türkiyedeki gerilim ortamı, AK
PARTİnin yarattığı gerilim ortamı Almanyadaki
Türklerin kendi arasındaki gerilimlerinden kaynaklı olarak
Almanyanın huzurunu bozuyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Öyle mi?
Almanyaya bir bakalım, PKK çadırları ne arıyor orada?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Türkiyeyi bu hâle
düşürmeye ne hakkınız var? Size değil sözüm tabii, bütün
söylediklerim Hükûmetedir.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Yönetemiyorlar Sayın Grup Başkan Vekili, yönetemiyorlar.
ENGİN ALTAY (Devamla) Türkiyeyi bu hâle
düşürmeye ne hakkınız var? (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Almanyaya söyle
bakalım, PKK çadırları ne arıyorlar orada?
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdi,
değerli arkadaşlar, taşeron
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onu da söyle.
ENGİN ALTAY (Devamla) Çiftçi, işçi,
memur, işveren, öğrenci, ev kadını, küçük esnaf ve iş
arayan insan sizden müştekiydi, sizden şikâyetçiydi, sizden dertliydi.
Onların hayatını allak bullak ettiniz. Yetmedi, son bir
yıldır Türkiyenin irili ufaklı bütün holdingleri, bütün
sanayicileri, bütün tüccarları da sizden müşteki oldu. Sizden
artık kurtulmak lazım. Türkiyenin fikir birliği ettiği bir
konu var, Türkiye bir felakete sürükleniyor. Türkiyede bu konuda bir fikir
birliği var. Onun için, son söyleyeceğimi baştan söyledim. Bu
kararı alanlardan Allah razı olsun. (CHP sıralarından
alkışlar) Kararda bizim de oyumuz var ama bu kararı Meclise
getirme noktasında ilk girişimi yapanlara teşekkür ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, görmediğiniz bir
şey var, gözünüzü kapattığınız bir şey var.
Keşke AK PARTİ 2002-2008 ayarlarına geri dönebilseydi. AK
PARTİ 2002-2008 ayarlarına geri dönmüş olsaydı belki belki
o da- bu seçimde bir şansınız vardı.
NİHAT ÖZTÜRK (Muğla) Sandıkta
göreceğiz onu.
ENGİN ALTAY (Devamla) Ya göreceğiz zaten
merak etme, acele etme, etten önce çömleğe atlama. (CHP
sıralarından alkışlar)
2002-2008de hakikaten bir şeyler
yaptınız. Yiğidi öldür hakkını ver denmiştir.
2002-2008 arasında dişe dokunur bir şeyler yaptınız.
Keşke hep mağdur kalsaydınız, çünkü 2002-2008 arasında
mağdurdunuz. Kendinizi millete öyle yutturdunuz ama bir yandan da ekonomik
olarak palazlandınız ve palazlandıkça
mağrurlaştınız. Palazlandıkça, bir AK PARTİli
sayın milletvekilimizin dediği gibi şımarıp,
yoksuldan, fakir fukaradan uzak düşer oldunuz.
Sırtınızı zengine dayadınız.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Hiç öyle bir
şey yok.
ENGİN ALTAY (Devamla) AK PARTİ
milletvekili söylüyor ben söylemiyorum.
Onun için bu milletin yakasından, bu millet
sizi Taşköprü kebabını sallar gibi sallayıp düşürecek.
(CHP sıralarından alkışlar) Türkiyeyi güvene, ahlaka,
adalete, saygıya, huzura, eşitliğe ve özgürlüğe
susattınız. Türkiyenin adalete, güvene, ahlaka, saygıya,
huzura, eşitliğe ve özgürlüğe olan
susamışlığını Fırat Nehri dindiremez,
Türkiyeyi bu hâle getirdiniz. Bu millet sizden kurtulmasın da ne
yapsın?
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul)
Kılıçdaroğlunu aday yapın o zaman.
ENGİN ALTAY (Devamla) Tahammül edin.
Değerli arkadaşlar, gelinen noktada
Vatana ihanet olur. dediğiniz erken seçimi yapmak zorunda
kaldınız. Sayın Erdoğan Erken seçim vatana ihanet.
diyordu. Ne oldu? Ya, seçim gerekçenize bakın, çok ayıp ya! Avrupa
Birliği ilişkileri. diyorsunuz ya. Daha iki gün önce Avrupa
Birliği Türkiyeyle ilgili sert bir rapor yayınladı. Böylece
Avrupa Birliğinin yayınladığı raporu da haklı ve
meşru gösteriyorsunuz ya. Gerekçenize bari düzgün bir şey
yazsaydınız ya, ne ayıp ya! (CHP sıralarından alkışlar)
Biz Türkiyenin dışarıya yönelik itibarını korumaya
çalışırken siz bu itibarı yerle yeksan etmek için
yapmadık bir şey bırakmadınız.
Değerli arkadaşlar, neyse, erken seçim
yapıyoruz, tekrar Allah razı olsun. Şu sözümü unutmayın,
şimdi söyleyeceğimi unutmayın: Bence Sayın Erdoğan ve
-kendisi burada, kızmasın ama- Sayın Bahçeli siyasi ötenazi
hakkını kullandı, hayırlısı olsun. (CHP
sıralarından alkışlar) Hayırlısı olsun.
AHMET HAMDİ ÇAMLI (İstanbul)
Kılıçdaroğlu mu aday şimdi?
ENGİN ALTAY (Devamla) Recep Tayyip
Erdoğanın kini, öfkesi, hırsı ve ihtirası, AK
PARTİli kardeşlerimiz için de kabul edilebilir
sınırların çok üstünde. Gidin sahanıza, seçim
bölgelerinize, bunu size söyleyecekler.
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) Oradan geliyoruz
zaten.
ENGİN ALTAY (Devamla) Tıpkı
Cumhuriyet Halk Partili, İYİ PARTİli, Saadet Partili, HDPli,
MHPli seçmenler gibi AK PARTİli seçmenler de 24 Haziranda felakete
Dur. diyecek. Tıpkı bizim gibi, İYİ PARTİ, HDP,
MHPli gibi, Saadet Partili gibi, Vatan Partili gibi, ÖDPli gibi AK
PARTİli seçmenler de 24 Haziranda günahlarınıza daha fazla
ortak olmayacak ve seçimleri kaybedeceksiniz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Efendim, hazırlıkmış, çok
hızlıymış
Bu seçim erken seçim değil, çok acele erken
seçim; iyi ki de öyle, iyi ki de öyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) Başkanım,
toparlamama müsaade eder misiniz?
BAŞKAN İki dakikada tamamlayın
lütfen.
ENGİN ALTAY (Devamla) Cumhuriyet Halk Partisi
üyeleriyle, gençlik ve kadın kollarıyla, ilçe ve il
başkanlarıyla, sandık kurulu üyeleriyle, müşahitleriyle,
milletvekilleriyle, Parti Meclis Üyeleriyle, Merkez Yönetim Kuruluyla ve
Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğluyla
24 Hazirandaki demokrasi, huzur ve adalet bayramına hazırdır.
Gidişiniz güle güle olsun efendim, güle güle
gidin efendim.
Saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) 25inde
görüşeceğiz.
BAŞKAN Sayın Altay, teşekkür
ediyorum.
Efendim, gruplar adına dördüncü
konuşmacı, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Grup
Başkan Vekili Çanakkale Milletvekili Sayın Bülent Turandır.
Buyurun Sayın Turan. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Müddetiniz yirmi dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA BÜLENT TURAN (Çanakkale)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan AK
PARTİ ve MHP gruplarınca verilmiş olan 27nci Dönem
milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin
erkene alınması hakkında önergemiz üzerinde AK PARTİ
adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Çatısı altında bulunmaktan büyük onur
duyduğum Gazi Meclisimiz hiçbir parlamentoya nasip olmayacak
şanlı bir geçmişe sahip. Üç gün sonra 98inci yıl dönümünü
kutlayacağımız Gazi Meclisimiz, ülkesi işgale uğrayan
bir milletin direnişinin en özel sembolü.
1920 yılında Osmanlı
İmparatorluğunun başkenti olan İstanbulun işgal
edilip Meclis-i Mebusan vekilleri tutuklanmaya başlayınca
vatanın istiklalini ve istikbalini milletimizin iradesinde gören vekillerimiz,
Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere, büyük bir harekete başlayarak,
Anadoluya çıkarak, sonuç olarak Ankarada Büyük Millet Meclisini
kurdular. En yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif
Bey Başkanlık koltuğuna oturarak şu konuşmayı
yaptı...
HAYATİ TEKİN (Samsun) O zaman
Vahdettinciydin!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu yüksek Meclisin en
yaşlı üyesi sıfatıyla, Allahın yardımıyla,
milletimizin iç ve dış tam bağımsızlık içinde
alın yazısının sorumluluğunu doğrudan
doğruya yüklenip kendi kendisini yönetmeye
başladığını bütün dünyaya ilan ederek Büyük Millet
Meclisini açıyorum. demişti. Bu sözlerle Şerif Beyin
bahsettiği doğrultuda Meclisimiz bu yıllara kadar geldi ve biz
bir anlamda bu kararla, bu önergeyle yeniden bismillah diyerek 24 Haziranda
tekrar Meclisimizin görevini tazeliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu Meclis, destansı bir mücadeleye öncülük etti,
Kurtuluş Savaşını bizzat buradan idare etti, bir asır
önce savaş ortamında bile millî iradeden asla taviz vermedi. Yokluk
ve yoksulluk içerisinde olan bir milletin öncülüğünü yapmak, bütün dünyaya
örnek olmak her millete nasip olmazdı. Bugün Vandan Çanakkaleye,
Trabzondan Mersine, Karstan İzmire kadar birsek, yüreğimiz bir
atıyorsa, aynı dertte birleşiyorsak, aynı kıvancı
paylaşıyorsak bundaki en büyük irade milletin iradesinin Meclise
yansımasıdır. Bu Meclisin şahsiyetli duruşu sayesinde
cumhuriyet ilan edildi ve bugünlere geldik.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her dönemin kendi kıymeti oldu ancak
baktığımızda, kapatmaya
hazırlandığımız 26ncı Dönemde de çok büyük
işleri geride bıraktık. 15 Temmuz darbesi gibi demokrasi
tarihimizde çok farklı anılacak olan ve dik duruşla sergilenen o
günü beraber yaşadık. Dokunulmazlıkların kaldırılması,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin hayata geçirilmesi,
İç Tüzük değişikliği, ekonomiden vesayet kavgamıza
kadar, demokrasinin büyütülmesinden güvenliğimize kadar birçok alanda
vekillerimizle çok büyük işler yaptık.
Bu demokrasi tarihinde zaman zaman farklı
dönemler yaşadık. 1950de deyim yerindeyse bir beyaz devrimle
demokrasimiz çocukluk hastalıklarından bir anlamda olgunluk dönemine
geçmiş oldu. Darbelerle kapanan Meclisler oldu, bunları
alkışlayan partiler oldu, askerî darbelerden sonra üniformayla bu
Mecliste oturan vekillerle beraber olmaktan gurur duyan vekiller oldu ama ne
olursa olsun hep sivil irade galip çıktı, hep millet iradesi meseleye
el koyup bir anlamda, Mehmet Akif Ersoyun dediği gibi, mabedimizin eline
namahrem elini asla değdirmedi. Demokrasimiz düştü kalktı ama
geldiğimiz yerlerde büyük işleri hep beraber yaşadık. 15
Temmuz akşamı üniforma giymiş teröristler, maalesef, ülkemize
büyük bedeller ödettiler. Parlamento tarihine bu Meclis, bu vekiller
adını altın harflerle yazdırdılar. Yirmi altı gün
boyunca milletimiz meydanlarda âdeta demokrasi tarihi yazdı.
Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu bütün milletimize
aşk verdi, umut verdi. Lider milletine, millet liderine güvendi ve tarihî
döneme hep beraber şahitlik ettik.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; son birkaç yıl devletimiz, milletimiz uluslararası
sebeplerle hepinizin bildiği sıkıntılı dönemler
yaşamaya başladı. Bir yandan PKKnın uluslararası
güçlerin desteğiyle yaptığı operasyonlar, DEAŞın
canlı bomba girişimleri, FETÖnün ülkemizi istikrarsız hâle
getirmek için yaptığı girişimler ve benzer örgütlerin
operasyonları bizi zaman zaman inkıtaya uğratmaya
çalıştı ancak milletimizin desteğiyle tüm bu tehlikeleri
aşmayı, milletimize güvenerek bütün bu sorunları
aşmayı hep beraber başarma imkânı bulduk. Buna rağmen,
bu tabloya rağmen Afrin gibi önemli bir zaferi milletimizin
desteğiyle kazanma imkânı bulduk.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 15 Temmuzdan sonra siyaset kurumunun
yaşadığı kriz, AK PARTİ ve Milliyetçi Hareket
Partisine tekrar bu siyasi tabloyu sağlıklı bir şekilde
okuma imkânı verdi ve bunun sonunda da
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş
imkânımızı milletimize götürme imkânı bulduk. 7
Ağustosta Yenikapıda bir destan yazdık. Milletimiz, orada, biz
siyasilere çok özel bir görev verdi. Bu verilen özel görevin gereği olarak
referandumdan sonra ortaya çıkan tablonun bir an önce hayata geçmesi için
de bu seçimi erkene alma kararı almış olduk.
Zaman zaman, yok Yönetemiyorlar. yok Neden böyle
oldu? diyenler var. Bakınız, AK PARTİ kurulduğu günden
bugüne kadar, biz, hep seçimleri zamanında yapmayı, milletin
emanetini son gün sandığa götürmeyi bir görev bildik ancak
altını çiziyorum, referandumda bir sistem değişikliği
oldu, halkımız bize bir görev verdi; uyum yasaları, yeni sistem,
Cumhurbaşkanlığı sistemi gibi önemli ödevler verdi. Gördük
ki bu önemli ödevlerin bir an önce hayata geçmesi Türkiye'nin daha güçlü
demokrasisi için, daha güçlü güvenliği için, daha güçlü ekonomisi için bir
gereklilikmiş. Yok efendim, daha düne kadar biz erken seçime Hayı.
diyormuşuz; evet, yine söylüyorum: Biz, erken seçimin
olmamasını, hep zamanında olmasını on altı
yıl boyunca istedik ancak önümüzde farklı bir tablo var. Bu tabloya
göre hareket etmek, buna göre karar almak yani bir anlamda, okun yaydan
çıkmasından sonraki tavrımızı ortaya koymak bizim
stratejimizin gereğidir. O yüzden, seçimin erkene alınması
herkesin kabul edeceği bir gereklilikti.
Gördüğünüz gibi, seçimin erkene
alınması kararının hemen ardından ekonomi dengelerinin
rahatlaması, toplumun tüm kesimlerinin, farklı kesimlerinin de bu
konuya olumlu yaklaşması bu kararın isabetli olduğunu
gösterdi. Bakınız, bu kadar yönetilmeyen bir Türkiye olsaydı
-dediklerinize inanan yok Allahtan ama- dedikleriniz doğru olsaydı
nasıl olurdu da yüzde 52 oy almış Cumhurbaşkanı, yüzde
50 oy almış AK PARTİyle bugüne kadar dünyanın en büyük
ekonomik büyümesine sahip olabilirdi? Tarımda, sanayide, millî güvenlikte,
enerjide, her alanda iddiamızı çok net ortaya koyduk. Hangi alanda
olağanüstü krizimiz var? Hani bir zamanlar bir partinin genel başkanına
Cumhurbaşkanı bir kitapçık attıktan sonra bir gecede 3 kat
borçlanan Türkiye? Enflasyonu ve döviz kuru artan, faizleri patlayan Türkiye
nerede, bu kadar uluslararası krize rağmen hâlâ
istikrarını, büyümesini, yatırımını her alanda
devam ettiren Türkiye nerede? O yüzden yönetilememeyi bırakın,
dünyaya örnek bir yönetim tarzını hep beraber ortaya koyduk.
Bakınız, AB ülkelerinden 3 kat fazla büyüyen Türkiye; Çinden,
Hindistandan daha çok büyüme rakamı yakalayan Türkiye;
yatırımlarını çok fazla artırma iradesini hâlâ
gösteren Türkiye.
Değerli arkadaşlar, AK PARTİ on altı
yıl önce bütçeyi devraldığında, ilk iktidarında 120
milyardı; altını çiziyorum, yıl 2002, AK PARTİ ilk
bütçesini yapıyor, 120 milyar bu ülkenin bütçesi var. Bu sene, sadece
eğitim bütçemiz 134 milyar. Bakınız, nasıl bir
yönetilememezlik ki on altı sene önce 120 milyar olan bütçemiz, bugün
sadece eğitim başlığında daha fazla rakama
ulaşmış. Sağlık, tek başına 120 milyar. O
yüzden, yönetilememe iddiasına sizden başka inanan yok. Göreceksiniz.
Az önce sayın grup başkan vekili heyecanla Güle güle. dedi,
kayıtlar var, 24 Haziran akşamı o kayıtları bir daha
inceleyeceğiz. Benzer konuşmaları on altı yılda on
altı defa yaptınız; yok, siyasi ötenaziymiş, yok son
günlerinizmiş. Biz, millete rağmen bir iş yapmadık; biz,
sırtımızı hep millete dayadık. Vesayetçilere, darbecilere,
basın mensuplarına, yanlış yapmalara asla bu konuda prim
vermedik. Biz, milletimizle beraber yol yürümenin
karşılığını on altı yılda tüm
referandumlarda, yerel seçimlerde, genel seçimlerde yaşamış
olduk. O yüzden 24 Haziran akşamı aynı konuşmayı
tekrar bu kürsüden inşallah yapma imkânı bulacağız. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakınız, değerli milletvekilleri, ben
Çanakkale Milletvekiliyim. Sadece Çanakkalede yapılan yatırımları
alsak, bütün Türkiye'de seçimlerde anlatsak bu bile bir partiye seçimlerini
kazanma imkânı verir. Köprüsünü mü, hastanesini mi, hükûmet
binalarını mı, okullarını mı, tünellerini mi,
Troyasını mı, Assosunu mu, Ezine OSBsini mi; hangisini anlatayım?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Sattıklarınızı da anlat ama.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Çanakkalenin
dönüşümünü, tüm Türkiyenin dönüşümünü herkes görüyor ve
yaşıyor. Kim laf üretiyor, kim iş; bu millet artık
bunları çok iyi biliyor.
Sayın Başkan, Türkiye AK PARTİli
yıllarda sadece yatırım yapan bir ülke olmaktan öte evrensel
vicdanın, mazlumların sesi olmanın da onurunu yaşadı.
Dünyanın neresinde bir mazlum varsa, neresinde sıkıntı yaşayan
varsa Türkiye bize el uzatsın. demeye başladı. Türkiyeyi artık
Edirne-Kars sınırlarının çok ötesinde bir ruhla beraber
tanıma imkânı bulduk.
Bakınız, bugünlere kolay gelmedik; gün
geldi, partimize kapatma davası açıldı; gün geldi, liderimiz
cezaevine girdi; gün geldi, muhtıra verildi; gün geldi, darbe
girişimleri oldu ama grubumuz asla sarsılmadı, milletimize olan
inancımız asla yitirilmedi. O yüzden bütün bu imkânları bulma ve
aşma erdemine ermiş olduk. Eğer bu olmamış
olsaydı, bu kadar yönetilemezlik iddiası geçerli olsaydı
Fırat Kalkanı olabilir miydi, Afrin olabilir miydi,
yatırımlar devam edebilir miydi? Ne yönetilemezliği! Biz,
yönetilemezlikten dolayı değil; sadece, bu geçiş dönemi daha
çabuk olsun, ülkemize daha fazla güven olsun, ekonomide, demokraside,
siyasette, güvenlikte daha çabuk büyüyelim diye bu adımı
atıyoruz. O yüzden her seçimden sonra milletimizi
aşağılayan aynı anlayış, makarna, kömür
edebiyatı yapan aynı anlayış aynı ifadelere
başladı; siz devam edin. Ben buradan izninizle, bırakın 24
Haziranı, bu anlayış devam ettiği müddetçe 2023 seçimlerini
de alacağımızı şimdiden ilan etmek istiyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizin adayınız var mı, yok mu belli
değil; kimin ne yaptığı belli değil. Televizyonlarda
duyduğumuzda güldüğümüz adaylarınız bir tarafa, bu ülkenin
on altı yıldan beri liderliğini yapan, tüm uluslararası
toplantılarda Acaba ne diyecek? diye bakılan, mazlumun sesi,
demokrasinin öncüsü Tayyip Erdoğanın adaylığında
göreceksiniz hem 24 Haziranı alacağız hem de sonrasını
planlayacağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Çünkü bu millet bizim ruhumuzu biliyor;
yaklaşımımızı, niyetimizi biliyor.
Bakınız, ısrarla sayın grup
başkan vekili Olağanüstü hâlde seçim olmaz. dedi.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ya İstersen
sıkıyönetim yap. dedim, ne alakası var ya?
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, biz bu ülkede CHPnin çelişkilerini anlatmaktan yorulduk
ama siz çelişkilerinizi anlatmaya imkân vermekten yorulmadınız.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Siz kendi
çelişkilerinizi açıklayın; erken seçim ihanet mi, değil mi,
onu açıklayın.
BÜLENT TURAN (Devamla) Bakınız
değerli arkadaşlar, bu ülkede ilk defa olağanüstü hâlde seçim
olmayacak.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ülkenin
tamamında olağanüstü hâl olduğunda olmadı seçim.
BÜLENT TURAN (Devamla) Olağanüstü hâl
bambaşka bir konu, seçim bambaşka bir konu.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ülkenin bir
kısmında vardı o zaman.
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, olağanüstü hâl, hâlâ FETÖyle, diğer örgütlerle olan
mücadelemizde bazı kurumlarımıza ekstra haklar veren anayasal
bir kurum. Seçim bambaşka bir mesele. Bu ülkede 12 defa olağanüstü
hâl döneminde seçim olmuş ama daha ötesi, olağanüstü hâlde seçim
kararı alan 1995te CHPnin kendisi olmuş.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Olağan yönetemiyor
musunuz ülkeyi?
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) 1
Mayısı yasaklıyorsunuz, 1 Mayısı.
BÜLENT TURAN (Devamla) CHP 1995 yılında
erken seçim kararını olağanüstü hâlde alırken
yanlış değil, AK PARTİ alırken yanlış!
ALİ ŞEKER (İstanbul) Ülkenin hangi
yerinde vardı, hangi yerinde?
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu çifte standart ile bu
haksız ithamlara izin vermeyeceğiz. Olağanüstü hâlden bu millet
rahatsız değil; esnafımız, akşam çay içmeye giden
emeklimiz, okula giden öğrencimiz, hiç kimse rahatsız değil.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Perişan,
perişan, hepsi perişan.
BÜLENT TURAN (Devamla) Kim rahatsız? Bir:
FETÖcüler rahatsız. İki: Kim olduğunu biliyorsunuz.
ALİ ŞEKER (İstanbul) Tarihi
öğren, tarihi.
GAYE USLUER (Eskişehir) Tarihi öğren.
BÜLENT TURAN (Devamla) O yüzden, diyorum ki
olağanüstü hâl ile seçimin bambaşka gündemler olduğunu, Yerim
dar. diyen gelin misali şimdiden seçimlerden sonra yenilgisine mazeret
üretmeye çalışanların bir oyunu olduğunu söylemek isterim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Mazot kaç lira,
mazot?
ALİ ŞEKER (İstanbul) Boynuz
kulağı geçti, 12 Eylül...
GAYE USLUER (Eskişehir) Tarihi öğrenin.
BÜLENT TURAN (Devamla) Yer dar değil, yer
geniş. Önümüzde altmış altı gün var.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Altmış altı gün yok, altmış dört kaldı.
BÜLENT TURAN (Devamla) Olağanüstü hâl seçimle
ilgili değil. O yüzden altmış altı güne de
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Altmış dört, altmış dört.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Altmış dört, altmış dört. Siz yerinizde sayın.
BÜLENT TURAN (Devamla)
yok efendim
baskınmış, çok aceleymiş diyenlere şunu demek
istiyorum değerli arkadaşlar
BAŞKAN Bülent Bey, bir dakika efendim
Bülent
Bey, bir dakika
Sayın Şeker, müteaddit defalar müdahale
ediyorsunuz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Altmış dört gün.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Altmış dört gün kaldı.
BAŞKAN Lütfen müdahale etmeyiniz, lütfen
insicamı bozmayınız efendim.
ALİ ŞEKER (İstanbul)
Yanlış söylüyor, bilgilendiriyorum.
BAŞKAN - Hatip kendi fikirlerini söyleyecek ve
siz tahammül edeceksiniz.
Buyurun efendim.
BÜLENT TURAN (Devamla) Sayın Başkan, siz
rahat olun. O sürekli bağırır, üç yıldan beri
bağırıyor. Ne kadar az bilirsen o kadar çok
bağırırsın. O yüzden az bilenler çok bağıracaklar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Biz doğru
biliyoruz, günü bile doğru bilmiyorsun.
BÜLENT TURAN (Devamla) Biz yolumuza devam
edeceğiz. Sen bağırmaya devam et, iki ay daha bağır.
Değerli arkadaşlar, yıl 1995. Hani
altmış altı gün azmış ya, onun cevabını
veriyorum. Fuat Çay kim? CHPnin o tarihteki grup başkan vekili. Önerge
veriyor, seçim kararı alınıyor. Kaç gün sonra?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Elli sekiz gün
sonra.
BÜLENT TURAN (Devamla) Elli sekiz gün sonra. CHP
elli sekiz gün sonra seçim kararı alınca bu yanlış
değil, AK PARTİ altmış altı gün sonra alınca bu
yanlış. Bu çifte standardı, bu hatalı eleştirileri
bütün milletimiz görmeye devam ediyor. Hepinizin bildiği gibi, dün Anayasa
Komisyonunda kırk sekiz saatlik görüşmeyi kısaltarak hemen
gündeme geçtik. Yok, olmaz; yok, yanlış. dediler. Aynı
önergenin devamında, CHPnin aynı grup başkan vekilinin
kırk sekiz saati kaldıran önergesi var.
Bir daha söylüyorum: Hukuk içerisinde yapılan
her türlü girişimin başımızın üzerinde yeri var. Ben
bunu eleştirmiyorum ama CHP yapınca doğru, AK PARTİ
yapınca yanlış yaklaşımı doğru bir
yaklaşım değil. Biz on altı yıldan beri hukukun
dışına çıkmadık, İç Tüzük ne demişse onu
yaptık. Seçim kararında iki parti, iki Anadolu partisi, kökleri bu
topraklar olan parti bu kararı aldı ve seçime gitmeye karar verdi.
Şimdiye kadar sürekli Hadi, hodri meydan! diyen, Seçime gidelim.
diyen, Sandık nerede? diyenler, bugün, yok Süre az. yok Kırk
sekiz saat yetmez. demeye başladılar. Biz tekrar milletimizin
hakemliğine gideceğiz ve milletimize yaptıklarımızı
anlatmaya çalışacağız. Bu
yaptıklarımızın karşılığında
milletimiz ne derse baş tacı diyeceğiz, milletin sözü üzerine
söz söylemeyeceğiz. Ancak 24 Haziran akşamı millet sizi -8 defa
gittiniz- 9uncu defa bir daha gönderirse buna saygı
duyacaksınız.
Şimdiden uyarıyorum: Yok olağanüstü
hâldi yok mühürsüz zarftı yok şöyleydi yok böyleydi demeyin.
Her sandıkta her partinin 5 temsilcisi var. Şeffaf, demokratik,
kanuna uygun seçimleri dün 4 parti ortak karara bağladık, Komisyonda
beraber geçirdik. O yüzden diyorum ki bu evraklarda olduğu gibi, eski
yaptıklarınızı şu an biz yapmaya
çalışıyoruz. Bu ülkenin büyümesine, gelişmesine hep beraber
katkı sağlayacağız. Ne olur, bir defa aynaya bakın; ne
olur, bir defa farklı davranın. Millete gidiyoruz, alkışlayın,
beraber yürümeye çalışalım. Bu millet zamanın ruhunda
Cumhur İttifakı dedi, bu millet zamanın ruhunda Tayyip
Erdoğan liderliğinde güçlü bir Türkiyeyi beraber inşa edelim.
dedi.
Bakınız, Değerli Başkan,
değerli milletvekilleri; aslında gündemimiz çok ancak grup
başkan vekilinin iddia etmiş olduğu bir hususa cevap vermek
isterim; dedi ki: FETÖyle mücadelede Kılıçdaroğlunun
iddialarına Tayyip Erdoğan ceza davası açmadı.
Sayın Altay, siz hukukçu değilsiniz,
kandırılmış olabilirsiniz; ben size söyleyeyim: Sayın
Kılıçdaroğlunun bütün iddialarına
Cumhurbaşkanımız avukatları
aracılığıyla tazminat davası açtı.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ceza diyorum,
ceza!
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ceza
davasını soruyor.
BÜLENT TURAN (Devamla) Ceza davasını
neden açmadığını söyleyeyim sizlere.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hah, söyle.
BÜLENT TURAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bilmiyorsanız Tüzüke bakın, Anayasaya bakın;
grup başkanlarının, milletvekillerinin grup
konuşmaları dokunulmazlık kapsamındadır, ceza davası
açılmaz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) HDPlileri niye
hapse attınız o zaman?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Bravo!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bir şey söyleyeyim,
Meclis dışındaki bütün konuşmaları için ceza
davası açıldı ancak birine bile ifade vermeye gitmedi Sayın
Kılıçdaroğlu. Davet ediyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Bırak
onları sen, son söylediğine gel.
BÜLENT TURAN (Devamla) Bütün
konuşmalarına, Meclis dışındaki
konuşmalarına dava açıldı, savunmaya gitmedi. Savunmaya
giderse dava devam edecek. Yalanla, numarayla, üçkâğıtla bu
işler olmaz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Açamadık. de, Açamadık. de!
BÜLENT TURAN (Devamla) Hep böyle
yaptınız şimdiye kadar, hep böyle yaptınız; bunlar
yanlış. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Açamadık,
gerçekleri söylüyor. de!
BÜLENT TURAN (Devamla) Bu millet kimin doğru
olduğunu, kimin yanlış olduğunu gördü.
Bakınız, FETÖyle mücadelede en büyük
argüman, Türkiyeyi kurtaran en büyük yaklaşım Tayyip
Erdoğanın güçlü liderliğidir. FETÖnün
karşısında, basın mensuplarının
karşısında, bankaların karşısında sizin gibi
sıraya geçenler olsaydı bugün, bugünlere gelmezdik ama Allahtanki
Cumhurbaşkanımızın liderliği var, dik duruşu var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN İki dakikada tamamlar
mısınız.
BÜLENT TURAN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Siz aynı söylemleri devam ettirin, siz
aynı ifadeleri kullanıp farklı sonuç beklemeye devam edin.
Aynı ifadeyi kullanıp da farklı sonuç bulmak hukuken, kanunen,
tıbben asla mümkün değil. Farklı söylemeye başlayın,
CHPyi tekrar Mustafa Kemalin partisi yapın
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Mustafa
Kemalin partisi CHP.
BÜLENT TURAN (Devamla)
başka partilerin
karikatürü olmaktan çıkarın. O zaman belki halk size evet der.
Ben söylüyorum, en istikrarlı parti -25,25,25-
CHP. Bu sefer 25i de bulamayacaksınız. Seçim geldi, her gün seçim
diyen insanlar aday bulmakta âciz hâle geldiler. O yüzden biz yürümeye
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Aday çok, niye âciz hâle
gelelim?
BÜLENT TURAN (Devamla) İktidara gelmemek için
her türlü adımı atan insanlarsınız. Biz yolumuza devam
edeceğiz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Herkes Tayyip Erdoğan
kadar adaydır bizim partimizde.
BÜLENT TURAN (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kaldı iki ay. Zalime karşı
mazlumun hakkını savunmak için, egemenlerin karşısında
diz çökmeden mağdurun yanında olmak için, evrensel sesin vicdanı
olmak için, Dünya 5ten büyüktür. demeye devam etmek için, iki yüz
yıldır bu topraklar üzerinde oynanan oyunları bozmak için, 24
Haziranda hep beraber tarih yazmak için buyurun, hep beraber bu önergeye evet
diyelim. Gelin, cumhuriyetimizin 100üncü yılında ülkemizi
dünyanın en büyük 10 ekonomisinin içerisine katmaya
çalışalım.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Öyle diye diye
batırdınız ya! On beş yıldır aynı hikâye.
BÜLENT TURAN (Devamla) Gelin, 2023, 2053, 2071in
hedeflerini hep beraber yakalamaya çalışalım. Tarih bizi
çağırıyor, tarih bağıra bağıra bizi
çağırıyor; gelin, bu çağrıya hep beraber kulak
verelim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) On altı
yıldır yapamadınız, şimdi mi yapacaksınız?
BÜLENT TURAN (Devamla) Şimdiden 24
Haziranın hayırlı olmasını, önergemizin kabulünü
diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
FATMA KAPLAN HÜRRİYET (Kocaeli) 16 Nisanda da
aynı şeyi söylediniz; aynı yalanlar.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan, hatip konuşmasında, bizi, yalan, numara ve
üçkâğıtçılıkla itham ederek ağır ve bugün
yapılmaması gereken bir sataşmada bulunmuştur efendim, hep
birlikte seçime gittiğimiz bugünlerde.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Yeni bir sataşmaya meydan vermeyin lütfen.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Ben
sataşmaya meydan vermedim ama
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Çanakkale Milletvekili
Bülent Turanın 552 sıra sayılı Önerge üzerinde AK
PARTİ Grubu adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Siyaset şüphesiz, müzakere ve
münakaşadır ama siyaset laf cambazlığı değildir,
yalan söylemek hiç değildir, yalan söylemek hiç değildir. (AK
PARTİ sıralarından Oooo sesleri) Sakin olun.
Nerede Sayın Turan, su içmeye mi gitti? Allah
aşkına, şu seçime kim hayır dedi ya?
Çıkmışsın burada Seçime evet. deyin, Seçime
hayır. dediniz. diyorsun. Allah aşkına, Cumhuriyet Halk
Partisi bu seçimin neresine... Daha dün, bırakın 24 Haziranı, 17
Haziranda yapalım seçimi dedim. Nereden çıkarıyorsun, işte
CHP yaparsa elli sekiz günde normal de AK PARTİ yaparsa CHP hopluyor.
diye? Bizim böyle bir tavrımız yok. Komisyonda bütün üyelerimiz
evet oyu kullandı. Burada da Cumhuriyet Halk Partisinin bütün
milletvekilleri bu seçime evet oyu verecek. Yalandan yere, gelin
Sanki
Cumhuriyet Halk Partisi Hayır. diyor da Sayın Turan aklı
sıra televizyonlarda millete seçimi çok istedikleri arzunu söylüyor.
Vallahi de billahi de iç dünyanızda yarınız bu seçimi
istemezsiniz; ben biliyorum. (CHP sıralarından alkışlar).
Bir şey daha söyleyeyim, seçimden sonra üçte 2niz burada yoksunuz ama biz
yine burada olacağız hem de orada oturarak, hem de orada oturarak
olacağız. (CHP sıralarından alkışlar)
Ya, iyi ki Recep Tayyip Erdoğanın güçlü
bir liderliği varmış da bu FETÖden bizi kurtarmış, ya
olmasaymış
FETÖnün bu memleketin başına bela edilmesinde
geçmiş siyasilerin de AK PARTİ öncesindekilerin de günahı ve
kusuru vardır ama kusurun büyüğü sizindir, bunu kabul edeceksiniz.
(CHP sıralarından alkışlar) Öyle olmasaydı Recep
Tayyip Erdoğan şu lafı etmezdi: Allahım beni affet! Ey
milletim, özür diliyorum! Babam der ki: Özür dileme, özür dilenecek iş
yapma. Niye diledin ey Erdoğan?
Saygılar. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sataşma yok.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sataşma yok.
BAŞKAN Bülent Bey
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
usul ekonomisi gereği kürsüden söz talep etmiyorum, zabıtlara geçsin
diye söylemek istiyorum.
BAŞKAN Ben açayım mikrofonunuzu.
Dinliyorum efendim, buyurun lütfen.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
usul ekonomisi gereği sataşmadan söz almak istemiyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Al.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Ancak sayın grup
başkan vekilinin ısrarla CHP seçime Hayır. demedi. demesiyle
ilgili eleştirimi yalancılıkla itham etti.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bunu reddediyorum,
şundan dolayı: Eski uygulamalarda defaatle CHPnin de kırk sekiz
saati kaldırmaya ilişkin önerisi olmasına rağmen, dün biz
grubumuz olarak 4 partiye bunu teklif ettik, buna imza atmadı ancak
yukarıda Evet. dedi yani aşağıda Hayır. dedi,
yukarıda Evet. dedi. Bu kafa karışıklığına
ilişkin bir beyanda bulunmak istedim.
Tekrar teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Tutanaklara geçti efendim.
Teşekkür ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın
Başkan...
BAŞKAN Engin Bey...
ENGİN ALTAY (İstanbul) Müsaade ederseniz
ben de tutanaklara bir şey geçirmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet,
söylediğimin arkasındayım, 1 CHPlinin -Genel
Başkanımız dâhil, sayın milletvekillerimiz dâhil- bu
seçimlere yönelik Hayır, doğru değil, olmaz. dediğini
ispatlasın, bugün milletvekilliğinden istifa ederim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Baskın. dediler
Sayın Başkan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Hayır, öyle
şey olur mu?
Kırk sekiz saate gelince, ben hep söylüyorum:
Kanunlar, Anayasa, İç Tüzük her yerde çiğnenebilir; bu yüce çatı
altında kanun, Anayasa, İç Tüzük çiğnenmez. Biz, işi
kuralına, hukukuna uygun yapın dedik; bunda ne var? Yani dün
görüşüleceğine bugün görüşülse seçim geri mi gidecekti? Sizin
derdiniz başka, onu da biliyoruz, merak etmeyin ama dersinizi
alacaksınız.
Teşekkür ederim efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan...
BAŞKAN Efendim, bu ikili
konuşmaları burada keselim isterseniz.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Son Sayın
Başkan.
BAŞKAN Herkes kendi meramını ifade
etti.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Etti efendim,
etti.
BAŞKAN - Tutanaklar ortada, hadiseler ortada.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
ısrarla Baskın seçim. dediler.
BAŞKAN - Bülent Bey...
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Israrla Baskın
seçim. demişlerdi, bu seçimin eski uygulamalardan daha uzun sürede
yapıldığını ifade etmek istiyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN Efendim, teşekkür ediyorum.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin
Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/147) ve Anayasa Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 552) (Devam)
BAŞKAN Şimdi şahıslar
adına konuşmalara geçiyoruz.
Şahsi adına ilk konuşmacı,
Çanakkale Milletvekili Sayın Muharrem Erkektir.
Buyurunuz Sayın Erkek. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
MUHARREM ERKEK (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
552 sıra sayılı erken seçim önergesi
burada. Dün Anayasa Komisyonunda görüştük; bütün milletvekillerimizin,
Anayasa Komisyonu üyelerimizin evet oyu da burada, muhalefet şerhi de
yazmadık ama tarihe not düştük, Anayasa Komisyonu tutanaklarında
tarihe not düştük ama evet oyunu verdik çünkü 24 Haziran 2018,
özgürlükler cumhuriyeti olacak, umut yılı olacak 2018, demokrasi
yılı olacak, buna inandığımız için.
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Hayal bu,
hayal!
MUHARREM ERKEK (Devamla) Evet, hayaller de
güzeldir.
İki gün sonra, 23 Nisan Pazartesi günü 23
Nisanın 98inci yılını kutlayacağız. Doksan sekiz
yıl önce vatan işgal altındayken dahi Mustafa Kemal Atatürk ve
arkadaşları önce Meclisi açtılar ve biz,
bağımsızlık, özgürlük, kurtuluş mücadelemizi Meclisle
birlikte yürüttük, tüm kararlar Mecliste alındı. Ama siz ne
yaptınız? Meclisi, Parlamentoyu devre dışı
bıraktınız OHAL düzeninde. Vatan işgal altındayken
bile bu Meclis devre dışı kalmadı ama maalesef, yirmi
aydır demokrasi ve hukuk askıda, Parlamento devre dışı
ve siz, kararnamelerle, OHAL KHKleriyle her şeyi yaptınız
yetkiniz olmadığı hâlde, terörle mücadele dışında
da her şeyi yaptınız ve millî iradeye, Parlamentoya aslında
çok da büyük bir saygısızlık yapıldı.
24 Haziran erken seçim tarihi nerede
açıklandı? Sarayda. Saray rejimi her geçen gün tahkim edilmek, siyasi
güç merkezi Meclis değil, saray yapılmak isteniyor. Sarayda
seçimlerin 24 Haziranda yapılacağı ilan edildi. O zaman biz
burada neyi görüşüyoruz? Bu Parlamentoya, bu Türkiye Büyük Millet
Meclisine hiç saygı yok mu? Bari bırakın da Meclis Genel
Kurulunda kabul edildikten sonra bazı açıklamalar
yapılsaydı. İşte, bu, saray rejiminin vesayetini ve
baskısını açıkça gösteriyor. İşte, 24 Haziranda
bu saray rejimine, bu tek adam rejimine millet Dur. diyecek, millet size
demokrasi dersini verecek.
Bakın, 16 Nisan 2017de kötü niyetli bir
Anayasa değişikliğiyle kuvvetler
ayrılığını yıktınız ve dediniz ki:
Altı ay içerisinde uyum yasalarını Meclisten geçireceğiz.
Evet, altı ay içerisinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sistemine göre ve Anayasa değişikliklerine göre uyum
yasalarının Meclisten geçmesi gerekiyordu. Nerede uyum yasaları?
Madem erken seçim planlıyordunuz, uyum yasaları nerede? Siz, şu
anda biliyor musunuz hukuki sorunları?
Bakın, Anayasadan bir cümleyi
kaldırdık Anayasa değişikliğiyle. Siyasi partiyle
ilişkisi kesilir. cümlesi vardı Cumhurbaşkanının,
değil mi? Anayasadan bunu kaldırdınız, Anayasada bir
düzenleme de yapmadınız bu konuda ama şu anda Cumhurbaşkanı
Seçim Kanununda hüküm var. Cumhurbaşkanının varsa partisiyle
ilişiği kesilir. diyor, hâlâ var, çıkarmadınız.
Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğanın durumu tamamen Seçim
Kanununa ve hukuka aykırı çünkü Anayasada bir düzenleme yok. Niye
yapmadınız? Yarın 24 Haziranda seçilecek olan
Cumhurbaşkanı Millî Güvenlik Kurulunu topladığında
Cumhurbaşkanı yardımcıları o toplantıya
katılabilecek mi? Millî Güvenlik Kurulu Kanununda uyum yasalarını
hallettiniz mi? Sıkıyönetimi kaldırdık,
Sıkıyönetim Kanunu duruyor. Bu kadar basiretsiz, öngörüsüz bir
siyasetle karşı karşıyayız. Bunu kabul edin.
İşte, yönetemiyorsunuz, yönetemediğinizin göstergesi bunlar.
(CHP sıralarından alkışlar)
ALİ ŞEKER (İstanbul) Panik seçim,
panik.
MUHARREM ERKEK (Devamla) Bırakın, biz yapalım,
size yardımcı olalım, bunları halledelim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Siz partinizi
yönetin önce, siz partinizi yönetin.
MUHARREM ERKEK (Devamla) Uyum yasalarını
söyleseydiniz biz hallederdik. Bakın, Altı ay. dediniz altı
ay, altı ay.
Gelelim yalanlara, çelişkilere: Sayın
Başbakan burada, 20 Temmuz sivil darbesiyle OHAL ilan ettiniz
Parlamentonun o onurlu, dik duruşuna yakışmayan bir
şekilde, darbeye karşı ve ne dedi Sayın Başbakan? Bir
ay içerisinde, kırk beş gün içerisinde halledeceğiz bunu.
Soruşturmaya ilişkin etkin tedbirler alacağız ve OHAL
kalkacak. dedi. Yirmi ay geçti, yirmi ay. OHALde Anayasa
değişikliğini bu memlekette biz yaptırmayız. dedi
Sayın Başbakan ama yapıldı, ama yapıldı.
Sayın Başbakan doğru söylüyordu, iyi
niyetliydi ama onun üzerinde bir irade var; tek adam. Tek adam müsaade etmedi,
tek adam OHAL düzeninde Anayasa değişikliği yapılsın,
referandum yapılsın istedi çünkü sarayda bir korku hâkim. Egemenlik
şahsileşmiş Acaba iktidar gider mi? İşte birileri
şahsi ikbal için siyaset yapıyor, birileri de Türkiye için, demokrasi
için siyaset yapıyor. Bizim mücadelemiz demokrasi mücadelesi, bizim
mücadelemiz hak hukuk, adalet mücadelesi.
Sayın Bekir Bozdağ da burada, Hükûmet
Sözcüsü, en yetkili isim, bir ay önce ne dedi? Madem
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin yürürlüğe girmesi
çok önemli, bir ay önce Hükûmet sözcünüz çıktı Erken seçim
olmayacak. dedi. Erken seçim yok, bunu nereden çıkarıyorsunuz.
Seçimler zamanında yapılacak, herkes planını buna göre
yapsın. dedi. Siyaset, topluma, millete yalan söylemek değildir.
Siyaset, hile yapmak değildir. Siyaset, diğer partilere tuzak kurmak
değildir. Siyaset, iktidarda kalabilmek uğruna her yolu meşru
görmek değildir. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, bu kötülükleri Türkiyeye yapmayın.
Biz hazırız, hiç sorun değil ama ben size bir şey
söyleyeyim, sizin vicdanlarınıza soruyorum, adalet duygunuza
soruyorum
İşte, demokraside iktidarda çok uzun süre kalmanın
mahzurları da var. Hani diyor ya bir düşünür İktidar
yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak yozlaştırır.
Maalesef, saray rejimi bazı değerleri kaybetmiş, onun için bu
seçimi yaşıyoruz.
Evet, yalanlar, çelişkiler böyle devam ediyor.
Uyum yasaları da çıkmadı. Daha bugün bile, yüz bin imzayla
cumhurbaşkanı adayının nasıl tespit edileceğini
biz biliyoruz ama millet bilmiyor, daha gelmedi, görüşeceğiz. Bunlar
çıkarılıp erken seçim yapılamaz mıydı? Ben sizin
vicdanlarınıza, adalet duygunuza soruyorum: Bu Parlamentoda, bu Genel
Kurulda, bu Gazi Mecliste OHALi üç ay uzatıp aynı gün erken seçim
kararı almak siyasi etikle bağdaşır mı?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) CHP döneminde de
aynı şey oldu.
MUHARREM ERKEK (Devamla) CHPnin o döneminde
Türkiye'nin tamamında OHAL yoktu, belli illerinde OHAL vardı. Türkiye
ilk kez böyle bir düzende bir genel seçime ve
Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor ve Türkiye bunu hak
etmiyor.
OHAL nedir biliyor musunuz sayın
milletvekilleri? İşte, masum öğrenciler cezaevinde, askerî
öğrenciler cezaevinde, erler cezaevinde, terörle, FETÖyle ilgisi,
iltisakı olmayan binlerce insan mesleklerinden ihraç edildi,
yargılanmadan, bir soruşturma olmadan aileleriyle birlikte sivil
olarak ölüme terk edildi.
OHAL ne demektir, biliyor musunuz? Hani bir
Ayşe öğretmen vardı, Beyaz Showa bağlandı,
duygularını paylaştı Çocuklar ölmesin. dedi -demek ki
Çocuklar ölsün. demesi gerekiyormuş- bugün, bu akşamüstü altı
aylık bebeğiyle birlikte cezaevine girecek. Terör propagandası
yapmaktan bir yıl üç ay hapis cezası aldı ve bugün, altı
aylık bebeğiyle cezaevine girecek, on bir ay yatacak. İşte,
OHAL budur sayın milletvekilleri. (CHP sıralarından
alkışlar) OHALdir bunu yaratan, bu adaletsizlikleri yaratan.
Voltairein çok güzel bir sözü var: Fikirlerinize katılmıyorum ama
onları ifade edebilmeniz için canımı veririm. diyor. Nerede
kaldı düşünce özgürlüğü? Nerede kaldı ifade özgürlüğü?
Bir kadın, bir öğretmen, bir anne Çocuklar ölmesin. dediği
için cezaevine giriyorsa bu memlekette işte onun için adaleti, hakkı,
hukuku yok ettiniz.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Sarayda,
sarayda, fikir özgürlüğü sarayda!
MUHARREM ERKEK (Devamla) Anayasa Mahkemesinin
önünde dosya. Bu adaletsizliği, bu vicdansızlığa ancak
Anayasa Mahkemesi, vereceği bir tedbiren infazı durdurma
kararıyla durdurabilir, başka bir yol yok ama onu yapacak cesareti
olduğunu düşünmüyoruz. Lütfen takip edin, nasıl dramlara,
nasıl haksızlıklara, hukuksuzluklara imza
attığınızı lütfen görün. Böyle adaletsiz bir düzende
Türkiyeyi tarihî bir seçime götürüyorsunuz.
Evet, 24 Haziran 2018de inanın, demokrasi
kazanacak, inanın. Siz, 16 Nisan 2017 referandumuyla, o Anayasa
değişiklikleriyle hukuk devletini yıktınız;
yasamayı, yürütmeyi, yargıyı tek elde topladınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakikada toparlar
mısınız lütfen.
MUHARREM ERKEK (Devamla) Şu anda, sarayda
maalesef Devlet benim. diyen bir Cumhurbaşkanı var ve aynı
zamanda da bir siyasi partinin Genel Başkanı. Anayasaya göre, hukuka
göre mecbur olmadığı hâlde Sayın Cumhurbaşkanı
aynı zamanda siyasi partisinde Genel Başkan olmayı tercih etti;
keşke etmeseydi çünkü Cumhurbaşkanlığı yüce bir makam.
Türkiye Cumhuriyeti devletini ve milletini temsil ediyorsa 81 milyonu
kucaklayan bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız var.
İşte biz gerçekten tarafsız ve 81 milyonu, Türkiyeyi kucaklayan
cumhurbaşkanını 24 Haziranda seçeceğiz, bundan emin olun.
(CHP sıralarından alkışlar) Bundan emin olun çünkü millet
artık adaletsizlikleri, yaşananları görüyor. Şu anda
Sayın Cumhurbaşkanı, Genel Başkanınız
tarafsız değil, 81 milyonu kucaklamıyor, onun için 24 Haziran 2018
özgürlükler cumhuriyeti olacak diyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Erkek.
Efendim, Hükûmet adına Başbakan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir Milletvekili Muhterem Binali
Yıldırım Bey konuşacaklar.
Buyurun Sayın Yıldırım.
(Bakanlar Kurulu ve AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (İzmir)
Sayın Başkan, Gazi Meclisimizin değerli milletvekilleri, yüce
Meclisi, sizleri; sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Bugün tarihî bir gün, bir dönüm
noktasındayız. 24 Haziran 2018de yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler için yüce
Meclis karar alacak. Yapılacak seçimlerin ülkemiz ve milletimiz için
hayırlı, uğurlu olmasını Mevlamdan bu mübarek cuma
gününde niyaz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Değerli milletvekilleri, 16 Nisan halk
oylamasıyla milletimiz mevcut siyasal sistemde bir
değişikliğe gitti, bu yönde bir karar verdi; halkın
doğrudan iradesiyle oluşan, demokratik ve hukuk devletine
bağlı, denge denetleme mekanizmasıyla donatılmış,
daha güçlü bir Meclis ve istikrarlı bir yürütme için
Cumhurbaşkanlığı sistemine 16 Nisanda evet dedi.
Parlamenter sistemde, geçen yıllara
baktığımızda, vesayet odakları sürekli olarak millî
iradeyi baskı altına almaya gayret etmiş, zaman zaman
doğrudan, zaman zaman da dolaylı müdahalelerle, darbelerle demokratik
işleyiş kesintiye uğramıştır. Ülke olarak, millet
olarak bu müdahalelerden çok çektik, büyük bedeller ödedik. Milletimizin,
sanayicimizin, esnafımızın, çiftçimizin alın teri dökerek
oluşturduğu birikimler maalesef bu müdahalelerle yok olup gitti.
Ülkemiz her seferinde ekonomik krize ve istikrarsızlığa
sürüklendi. Vesayet odakları sürekli olarak siyaseti
itibarsızlaştırma ve devleti işlemez hâle getirmeye
çalıştılar. Vatandaşlar arasına ayrılık
tohumları atarak birliğimizi, dirliğimizi,
kardeşliğimizi bozmaya, milleti zayıf düşürerek mevzi kazanmaya,
güç devşirmeye çalıştılar. Türkiyenin itibarını,
onurunu hiç düşünmediler. 15 Temmuz hain darbe girişimi ve
arkasından yaşanan gelişmeler Türkiye Cumhuriyetinin hem üniter
devlet yapısını hem de millî birlik ve kardeşliğini
muhafaza edebileceği sağlam bir anayasal yapıyı mecburi
hâle getirmiştir. 16 Nisan halk oylamasında milletimiz Anayasa
değişikliğine evet diyerek vesayeti bertaraf etmiş,
demokrasiyi, ülkenin geleceğini güvence altına
almıştır. Kesintisiz bir demokrasi, millî iradenin mutlak
iktidarı, güçlü ve istikrarlı siyasal yönetime geçiş süreci
başlamıştır. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı
hükûmet sistemiyle bundan böyle daha hızlı karar alma ve
kararları etkin bir şekilde uygulama kabiliyetine sahip
olacaktır. Sistemin tam olarak uygulamaya geçmesi şüphesiz önümüzde
yapılacak seçimlerle mümkün hâle gelecektir. 24 Haziranda yapılacak
bu seçim Türkiyenin 100üncü yıl hedefleri açısından da son
derece önemlidir. Bu seçimde Türkiye geleceğini, istikrarını ve
istikbalini de onaylamış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 16 Nisan Anayasa değişiklikleriyle birlikte yürütme
görevi tamamen halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanına ait
olacak şekilde karar çıkmıştır. Yönetim sistemi
değişikliği bürokrasinin iş yapış şeklinden
ticari hayatın döngüsüne kadar hayatın her alanında yüksek bir
beklenti oluşturmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin bir an önce hayata geçmesi yönünde toplumda beklentiler günden güne
artmıştır. Madem sistem değişti, o hâlde neden
bekliyoruz? sorusu ciddi olarak sorulmaya başlanmıştır.
Vatandaşlarımız 2019 Kasımına kadar beklemeyi
kayıp zaman olarak görmeye başlamıştır. Sadece
vatandaşlarımız değil, siyasi partilerin bazıları
da zaman zaman erken seçimin yapılması yönünde geçmişte
beyanatlar vermiştir. Sürekli Erken seçim olacak mı, olmayacak
mı? gibi değerlendirmeler toplumda geleceğin planlanması,
vatandaşlarımızın öngörüsünü de olumsuz etkilemeye
başlamıştır. Bunun yanı sıra,
coğrafyamızda devam eden jeopolitik riskler ve ortaya çıkan
gelişmeler Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı hükûmet
sisteminin bütün kurum ve yapılarıyla uygulamaya geçmesini zorunlu
hâle getirmiştir. Bu durumu görmezden gelemeyiz, bu riskleri görmezden
gelemeyiz.
AK PARTİ, bildiğiniz gibi, 3 Kasım
2002den bu yana 5 genel seçim, 3 yerel seçim, 3 halk oylaması, 1 de
Cumhurbaşkanlığı seçiminden milletimizin teveccühüyle
açık ara birinci olarak çıkmayı başarmıştır.
Bütün milletimiz bilir ki her zaman ülkemizin, milletin menfaatlerini öne
alarak buna göre hareket ettik, buna göre kararlar verdik. Bu seçim
kararını da yine ülkemin ve milletin yüksek menfaatlerini gözeterek
aldık.
Şunu samimi olarak ifade etmek istiyorum:
Türkiye üzerine plan yapan odaklar, Cumhurbaşkanımızın
seçim tarihini açıklamasıyla birlikte büyük bir hayal
kırıklığı yaşadılar. Demokratik siyaset
refleksimiz, Türkiyeye yönelik karanlık hesap ve söylemlerin önünü
tıkamıştır.
Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin son iki
yılında demokrasimiz çok çetin sınavlardan geçti. Hamdolsun bu
süreci Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle
başarıyla ve yüz akıyla yönetebildik. Millet iradesinin tecelli
ettiği bu Gazi Meclis tarihte görülmeyen bir saldırıya
uğradı. 15 Temmuz hain darbe saldırısı
karşısında millete yakışır yiğitlikte ve
cesaretle bu Meclis durmasını bilmiş, alçak FETÖ örgütü mensuplarına
gereken dersi vermiştir. Bayrağımıza, ezanımıza,
demokrasimize, millî iradeye uzanan eller millet iradesiyle
kırılmıştır. Gazi Meclisi ve Gazi Meclisin
değerli milletvekillerini bu asil duruşları
dolayısıyla bir kez daha tebrik ediyorum, kutluyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ortaya koyduğumuz bu mücadele
demokrasi tarihinde altın harflerle yazılacaktır.
Değerli milletvekilleri, bazen insanlar
yaşadığı tarihin önemini bilemez. Olayları
yaşarız, bize çok sıradan gelir ama gelecek kuşaklar bu
olayları incelerken ne kadar anlamlı olduğunu, ülkeler için ne
kadar önemli olduğunu çok daha iyi fark edeceklerdir. Biz tarihi
yaşayanlardanız, tarihi yazacaklar bu yaşananları en güzel
şekilde anlatacaklar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bu mücadeleye 65inci Hükûmetin Başbakanı olarak
katkı veren bir arkadaşınız olmaktan dolayı da büyük bir
mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Bugün karşınızda
65inci Hükûmetin Başbakanı olmanın yanında Türkiye
Cumhuriyetinin son Başbakanı olarak da hitap etme onurunu
yaşıyorum. (Bakanlar Kurulu ve AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, ayakta alkışlar) Sağ olun, sağ olun,
arkadaşlar sağ olun.
Aslında her şey, bu Anayasa
değişikliği, sistem değişikliği Türkiyenin
yakın tarihinde hep gündemde olmuş bir meseledir. Ben
hatırlıyorum, 70ten 80e kadar siyasetteki bölünmüşlük, siyasetteki
boşluk hep sistem tartışmalarını ön plana
çıkarmıştır ve Türkiyede hatta 1921 Teşkilat-ı
Esasiyeden sonra yeni bir anayasa yapılması da gündeme gelmiş,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Ziya Gökalpe, Diyarbakır Mebusuna,
Ağaoğlu Ahmet Beye görev vermiştir ve onların
hazırladığı anayasa çalışması hâlâ
Cumhuriyet Müzesinde mevcuttur. Oraya baktığımızda
şunu görüyoruz: Önerilen model başkanlık modelidir. Ancak
Türkiyenin İstiklal Harbinden çıkmış olması ve
içinde bulunduğu şartların çetinliği dolayısıyla
bu modelden vazgeçilmiş ve parlamenter sistemin devamında karar
kılınmıştır.
Değerli milletvekilleri, ülkenin gündemini
yıllarca işgal eden bu hükûmet sistemi değişikliğinin,
esasında, 15 Temmuz alçak darbe girişiminden sonra ülkemiz için,
milletimiz için ne kadar hayati bir mesele olduğu toplumda tam
anlamıyla olgunlaşmış, algı yerleşmiş ve
bize düşen görev, siyasetçiler olarak, ülkenin, milletin beklentisini bir
an önce hayata geçirmek olmuştur, 15 Temmuzdan sonra başlayan
Yenikapı ruhu, ondan sonra da devam etmiştir. Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu ve AK PARTİ Yenikapı ruhunu esas alarak Cumhur
İttifakının ilk adımlarını aslında Anayasa
değişikliği noktasında başlatmıştır.
(Bakanlar Kurulu ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ve
Anayasa'da yönetim sistemine yönelik değişiklikler gündeme
gelmiş, 10 Kasımda Sayın Bahçeli'yle ilk görüşme
yapılmış ve nihayet 10 Aralıkta yüce Meclise iki partinin
mutabakatı olan bu teklif sunulmuştur. Komisyon görüşmeleri ve
nihayet 21 Ocak tarihinde de yüce Meclis bu Anayasa
değişikliğini kabul etmiş, halk oylaması kampanya
süreci başlamıştır. 16 Nisan da -malumunuz- teklifin
halkımız tarafından onaylanma tarihidir. Evet, Türkiye, 16
Nisandan sonra artık yönetim sistemi açısından farklı bir
noktaya gelmiştir; bazı maddeler hemen yürürlüğe girmiş,
bazı maddeler de yapılacak seçime ertelenmiştir.
Bir kez erken seçim konuşulmaya
başlandığı zaman, artık bunu ısrar ederek
ertelemenin toplum için, ülke için, gelecek için hiç ama hiç kimseye faydası
yoktur. O yüzden de bu yönde yine Sayın Bahçeli'nin erken seçim
ihtiyacını dile getirmesi ve ülkemizin baş başa
kaldığı jeopolitik riskleri de dikkate alarak bu yönde
kararı Sayın Cumhurbaşkanımız, 18 Nisan tarihinde, 24
Haziran Pazar günü seçimin yapılması yönünde prensip
kararımızı halkımıza, milletimize bildirmiştir.
Burada bize düşen, hepimize düşen, milletin önüne gitmek ve millete
hesabımızı vermektir. Biz zaten 2002den bu tarafa hesap vere
vere geliyoruz ve seçimlere de gidiyoruz. (Bakanlar Kurulu ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu seçimin
zamansız olduğu, baskın olduğu vesaire gibi söylemlerin bir
altyapısı yoktur, gerekçesi yoktur. Siyasi partiler -ister muhalefet
olsun ister iktidar olsun- her an seçime hazır olmak mecburiyetindedir.
(Bakanlar Kurulu ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Gördüğümüz kadarıyla, böyle de bir hazırlık var. Seçim
tarihi açıklanır açıklanmaz Cumhuriyet Halk Partisinde
adaylık açıklayanlar ardı ardına devam ediyor. (Bakanlar
Kurulu ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Değerli
Kemal Beye benim tavsiyem: Elini çabuk tutsun, sonra sıra kalmayacak.
(Bakanlar Kurulu ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bu seçimlerde ilk defa, geçmiş seçimlerde gizli
saklı, kapalı kapılar arkasında yapılan
ittifakları da sona erdirdik. Artık isteyen istediğiyle birlikte
seçime kendi kurumsal kimliğini, amblemini, rozetini muhafaza ederek
girebilir dedik; bu yönde de yasal değişikliği yaptık.
Bunun sonucu olarak da bizim ittifakımız millet
ittifakıdır, Cumhur İttifakıdır. (Bakanlar Kurulu, AK
PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Milliyetçi Hareket
Partisi, AK PARTİ olarak ülkemizin geleceği için, bekası için,
her türlü iç-dış tehdidi bertaraf etmek için güçlerimizi
birleştirerek sandığa gidiyoruz; hayırlı uğurlu
olsun! (Bakanlar Kurulu, AK PARTİ ve MHP sıralarından Bravo!
sesleri, ayakta alkışlar)
Evet, değerli arkadaşlar, tabii, 65inci
Hükûmetin son Başbakanı olarak belki gidip gelmemek gelip de görmemek
var. Birbirimize hakkımız geçmiştir, hakkınızı
helal edin. (AK PARTİ sıralarından Helal olsun. sesleri) Gerçi
Engin Bey burada taksimatı yaptı Siz gideceksiniz, yüzde
60ınız geri gelmeyecek, ben geleceğim. dedi. Kimin
geleceğini, kimin gelmeyeceğini Mevlam bilir, görelim. (AK PARTİ
ve Bakanlar Kurulu sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Millet de bilir.
BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM (Devamla) -
Mevlam neyler, neylerse güzel eyler diyorum, hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum. Sağ olun, var olun.
Bizim adayımız
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğandır, milletin
adamıdır. (AK PARTİ ve Bakanlar Kurulu sıralarından
Bravo! sesleri, ayakta alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Başbakan.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Engin Bey
ENGİN ALTAY (İstanbul) Efendim,
şimdi müsaade ederseniz 60a göre pek kısa bir meramımı arz
etmek istiyorum.
ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep)
Adaylık başvurusunda mı bulunacaksın Engin Bey?
MEHMET MUŞ (İstanbul)
Adaylığı açıklıyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun lütfen.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
20.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, Başbakan
Binali Yıldırımın 552 sıra sayılı Önerge
üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Çok teşekkür
ederim.
Sayın Başbakan Hükûmetin plaka
numarasını mı karıştırdı, ben mi
karıştırdım, bu Hükûmet 65inci Hükûmet mi?
MEHMET MUŞ (İstanbul) Kendi
farkında değil.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Evet, Sayın
Başkan, partilerde, siyasi partilerde demokratik mekanizmaların
çalışmasından Sayın Başbakanın rahatsız
olmasını ve yadırgamasını ben demokrasimiz adına
üzüntüyle karşıladığımı belirtmek istiyorum. Ben
de adayımızı açıklıyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Mahmut Tanal.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Bizim
adayımız demokrasidir, özgür ve bağımsız Türkiyedir.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Hayırlı olsun Engin Bey.
BAŞKAN Sayın Altay, zannediyorum,
kurumlar değil, kavramlar değil de kişiler aday olur; esprinizi
anlaşılmıştır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Demokrasi
kazanacak.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin
Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/147) ve Anayasa Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 552) (Devam)
BAŞKAN Efendim, şahsı adına
ikinci konuşmacı Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Sayın Mehmet Muş Beydir.
Buyurun Sayın Muş.
Süreniz on dakikadır.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Anılan, birazdan Mecliste oylanacak olan 24
Haziranla ilgili seçim kararının şimdiden milletimize
hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Bildiğimiz üzere 16 Nisan referandumuyla
birlikte Türkiyede hükûmet sistemi değişmiştir ve
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmiştir. Gerek
Türkiyenin bölgesinde yaşanan dış gelişmelerden gerekse
eski sistemin yol açabileceği bazı açmazlardan dolayı bir an
önce belirsizliğin ortadan kaldırılması maksadıyla
böyle bir tartışma yapılmıştır, böyle bir karar
verilmiştir. Birazdan da Parlamentonun onayına gelecektir bu.
Şimdi, bu seçim kararıyla ilgili ana
muhalefet partisinden hatiplerin dile getirdikleri bir şey var; az önce
konuşan hatiplerden biri diyor ki: Bu karar Külliyede
alınmıştır, sizlere dayatılmıştır ve
sizlere burada evet oyu kullandırılacaktır.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz de
kullanacağız.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Fakat aynı hatip ve
sayın grup başkan vekili de diyor ki: Biz de buna evet
diyeceğiz.
Şimdi, bize hadi baskı yapıldı,
size ne oluyor?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Biz seçim istiyoruz,
seçim istiyoruz, hemen seçim istiyoruz.
MEHMET MUŞ (Devamla) Biz isteyemez miyiz?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sizin
istediğinizden şüphem var.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Biz istediğimiz
zaman baskı oluyor, onlar istedikleri zaman demokrasi oluyor. CHP budur,
CHP bu.
ALİ ÖZCAN (İstanbul) Kardeşim, siz
istemediniz ki Bahçeli istedi, Bahçeli.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Şimdi, değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri; Türkiyeyi yönetemiyorlar, o
yüzden seçime gittiler.
Böyle bir iddiada bulunuyorlar. Bu iddia yersizdir,
temeli yoktur.
ALİ ÖZCAN (İstanbul) Siz istemediniz,
Bahçeli istedi. Sizin adayınızı da Bahçeli belirledi. Allah
Allah, ne konuşuyorsun sen!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Çünkü on altı
yıldır Türkiyeyi AK PARTİ yönetmektedir ve on altı yıldır
da milletimizden bu yetkiyi alabiliyoruz.
ALİ ÖZCAN (İstanbul) - Sen kim, aday
belirlemek kim? Bahçeli belirledi senin adayını.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Acaba erken seçim
olacak mı, olmayacak mı? gibi bir tedirginlik de bu vesileyle
ortadan kalkmış olacak. Zaten karar açıklandıktan sonra,
böyle bir açıklama yapıldıktan sonra gerek piyasaların
gerek toplumun gerek milletimizin buna tepkileri pozitif yönde olmuştur.
24 Hazirandan sonra beş yıl boyunca seçim böylece milletimizin
gündeminden çıkmış olacaktır.
Aynı şekilde, bakın, değerli
milletvekilleri Eğer yüreğin yetiyorsa erken seçim yap. Er
meydanına çık. Bunlar Sayın Cumhurbaşkanımıza,
Genel Başkanımıza atfen Sayın Kılıçdaroğlu
tarafından yapılan konuşmalar.
MEHMET METİNER (İstanbul) 2017...
MEHMET MUŞ (Devamla) Şimdi, iki boyutu
var olayın: Erken seçim yapın. Yaptık, karar
alacağız Baskın seçim... Peki baskının anlamı
nedir? Baskın köken itibarıyla, kelime itibarıyla
Beklenmedik. Hazırlığımız yok. Aniden demek,
aslında şuur altında Nereden çıktı bu, nereden
çıktı bu karar? demektir.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Siz
baskın yaptığınızı zannediyorsunuz.
MEHMET MUŞ (Devamla) Bunu direkt
söyleyemedikleri için dün de söyledim- delikanlılığa da halel
gelmesin diye baskın seçim OHALde seçim olmaz. gibi ifadeler
kullanıyorlar.
Şimdi, Kılıçdaroğlu diyor ki:
Er meydanına çık, ben hazırım.
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) Siz
istemediniz ki Sayın Bahçeli istedi. Yoksa danışıklı
dövüş müydü?
MEHMET MUŞ (Devamla) Şimdi,
sanırım, Kılıçdaroğlunun bu çağrısı,
kendisi pehlivan olmadığına göre güreş meydanına bir
çağrı değil; bir sandık çağrısı, bir
yarış çağrısı.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Televizyon, televizyon...
MEHMET MUŞ (Devamla) Doğru mu
anlıyorum?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Doğru
anlıyorsun.
MEHMET MUŞ (Devamla) Peki, Sayın
Cumhurbaşkanımızın adaylığı
açıklandı. Bekliyoruz, Kılıçdaroğlu ne zaman
çıkacak? Hâlen bekliyoruz. Bakın, Öztürk Yılmazın, Didem
Enginin gösterdiği cesaret kadar Kılıçdaroğlu cesaret
gösteremedi, şu saate kadar adaylığını hâlen
açıklayamadı.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Sana ne bundan?
Sen kendi adayına bak!
MEHMET MUŞ (Devamla) Az önce basına
yansıdı, Muharrem İnce diyor ki: Görüştük. Kendisine Aday
olmalısın, Cumhuriyet Halk Partisinin adayı sen olmalısın.
dedim fakat kendisi bana anketlerdeki adayları
araştıracağını söyledi. Elimde bir anket var,
çeşitli adaylar var, onları araştırıyorum. dedi.
Şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu
da aday olursa kaybedeceğini ve kaybettikten sonra da Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanlığından olacağını çok
iyi biliyor yani Abbas yolcu olacağını çok iyi bildiği için
aday olamıyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Onu
Allah bilir, Allah bilir.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Şimdi, değerli
milletvekilleri, bu kadar açıklama yaptıktan sonra, bu kadar meydan
okuduktan sonra mert bir siyasetçi ne yapar? Sözünün arkasında durur.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ne kadar çok
seviyorsunuz bizim Genel Başkanı, hep onu anlatıyorsunuz her
yerde.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Seçim meydanı
açılmış, iktidara talipsiniz ve bunları İktidar
Partisinin Genel Başkanına ana muhalefet partisinin lideri olarak
söylemişsiniz. Ne yaparsınız? Gereğini yerine getirirsiniz.
Eğer gereğini yapmazsanız sizi siyasette şöyle
tanımlarlar: Aciz bir siyasetçi. Dikkate alınmayan bir siyasetçi.
Millet nezdinde de Sözünün itibarı olmayan bir siyasetçi. etiketini
yersiniz. Dolayısıyla bunları yerine getirmeniz gerekiyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) O size,
size; o saraya karşı, saraya.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Erken seçim
yok. diye 40 kere yalan söylediniz halka ya!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Şimdi, Türkiyede
seçimler yapılacak, gizli oy, açık tasnif ilkesiyle yapılacak,
hâkim gözetiminde yapılacak, propaganda serbestliğiyle
yapılacak.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Olağanüstü hâl ne olacak? Olağanüstü hâl ne olacak Beyefendi?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, Türkiyede
Cumhuriyet Halk Partisinin karıştırdığı bir
şey var.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Olağanüstü hâl ne olacak?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bağır
bağır, duymuyoruz!
MEHMET MUŞ (Devamla) - Sanki bütün seçimleri
1946daki seçimler gibi sanıyor. 1946daki seçimleri biliyorsunuz.
İkinci Dünya Savaşından sonra demokrasi yanlıları
kazanmış, bütün dünya demokrasiye geçiş yapmıştı.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Olağanüstü hâl ne olacak, olağanüstü hâl?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi
-tek parti dönemi- daha fazla dayanamayarak 1946da seçimleri yapmak zorunda
kaldı.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Tek
parti döneminde sen de içindeydin, sen de vardın onun içinde.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Ama mış gibi
yaptı, gerçek anlamda 1950de oldu seçimler ve 1950den sonra bir daha
zaten tek başına iktidar yüzü görmediler.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Doğru
okumamışsın, doğru oku.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Tek parti
döneminde sen de vardın onun içinde.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Şimdi, bakın,
1946 seçimleriyle alakalı birkaç şeyi paylaşmak istiyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) 1978de de biz
iktidardaydık, yanlış biliyorsun.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Bakın, şu,
1946 seçimlerinde oy kullanılıyorken ki sandık, sandık
alanı. Görüyorsunuz değil mi? Cumhuriyet Halk Partisinin
flamaları, altı oku her tarafta, sandık sarılmış.
Böyle bir ortamda 1946da oy kullandırılıyor.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ya,
eleştirdiğini şimdi siz yapıyorsunuz işte.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Oy açık
kullanılacak. Fakat oylar kullanıldıktan sonra CHPliler bir
odaya giriyorlar.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Aynısını yapıyorsunuz. Onu örnek almayın, demokrasiyi
örnek alın.
MEHMET MUŞ (Devamla) - Odada sadece CHPliler
var, oyları sayıyorlar ve çıkıyorlar; Biz kazandık.
diyorlar.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) 16
Nisanda ne yaptınız?
MEHMET MUŞ (Devamla) - Öyle saymışlar
ki bazı illerde yaşayan insanlardan daha fazla CHPlilere oy
çıkmış.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) YSK ne
yaptı, ne yaptı?
BAŞKAN- Sayın Muş, bir dakika, bir
dakika
İbrahim Bey, rica ediyorum, rica ediyorum
Israrla müdahale ediyorsunuz, lütfen
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Doğruları söylemiyor Sayın Başkan.
MEHMET MUŞ (Devamla) Öyle saymışlar
ki bir ilde yaşayan insanlardan daha fazla Cumhuriyet Halk Partisine oy
çıkmış. Ne zaman oldu bu? 1946. Cumhuriyet Halk Partisi, kendisi
1946 seçimlerini organize ettiği için her seçimin böyle olduğunu
düşünüyor. Öyle değil; uyanın, kendinize gelin.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) 16
Nisanda ne yaptınız?
MEHMET MUŞ (Devamla) Her seçim sonrası
Şaibe vardı, hile vardı. tantanasını yapar
Cumhuriyet Halk Partisi ve buradan, demokrasiden dem vurur.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Şimdi sen
de yapıyorsun aynısını.
MEHMET MUŞ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi demokrat bir parti değildir.
Ellerine imkân geçse, hasbelkader ülkeyi yönetmeye kalksalar bütün seçimleri
1946daki gibi yaparlar, hiç şüpheniz olmasın...
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Yuh!
Yuh!
MEHMET MUŞ (Devamla)
bakın, hiç
şüpheniz olmasın.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sen de
inanmıyorsun söylediğine ama söylemek zorundasın, söyle.
AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) Yat kalk, CHPye
dua et.
MEHMET MUŞ (Devamla) Şimdi, burada her
çıkan konuşmacı tek adamdan bahsediyor; tek adam, tek adam, tek
adam
Arkadaşlar, bizde tek adam olmaz, bizde meydan okumalara
karşı dik duran adam olur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi Seçimi kazanacağım. diyor
Cumhuriyet Halk Partisi, Biz kazanacağız. diyor. Bakın, Cumhur
İttifakının adayı son iki ay içerisinde -49 il, onlarca
ilçe- onlarca programa katılmış, onlarca devlet
başkanıyla görüşmüş, onlarca ülkeyi ziyaret etmiş,
yerinde durmuyor. AK PARTİ teşkilatları, ittifak
teşkilatları gece gündüz uğraşıyor, gece gündüz
çalışıyor, koşturuyor, sokak sokak dolaşıyor ama
Cumhuriyet Halk Partisi ne yapıyor? Oturma eylemi yapıyor
değerli arkadaşlar, oturma eylemi yapıyor.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Olağanüstü hâl için yapıyor, olağanüstü hâl.
MEHMET MUŞ (Devamla) Bakın, seçimi
oturarak kazanamazsınız, seçimi çalışarak
kazanırsınız.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Hadi ya!
MEHMET MUŞ (Devamla) Sayın Engin Altay,
1950den itibaren millet size oturma görevi veriyor. 1950den beri
oturuyorsunuz, korkarım ki böyle giderse bir elli sene daha
oturacaksınız ama oturarak kimse bir şey elde etmiyor. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Kalkacağız, merak etmeyin.
MEHMET MUŞ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, son duyduklarımıza göre Cumhuriyet Halk Partisi
Adayla
ilgili anketlerden az önce bahsetmiştim. Bakın, bu anket işi
şuna benziyor: Siz 2017de açıklama yapmışsınız:
Seçim istiyoruz. geldi Hodrimeydan! demişsiniz, adayı anketlerle
arıyorsunuz. Yani aslında bu, samanlıkta iğne aramaya
benzer. Bazen dışarısını aydınlık sanıp
dışarıda da arıyorlar bir aday fakat hâlen
bulunabilmiş değil. Aynı zamanda buna mikroskobik arama da
diyorlar. Arkadaşlar, aday bu şekilde bulunmaz; aday vardır,
gider aday gösterirsiniz. Eğer siz hakikaten Türkiye'yi yönetmeye niyetliyseniz,
böyle bir iddianız varsa böyle anketlerle samanlıkta iğne arar
gibi aday aramazsınız, böyle işlerle zaman kaybetmezsiniz.
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) Bu hiç
olmadı.
MEHMET MUŞ (Devamla) Dolayısıyla
bakın, bir şeyi daha ifade etmek istiyorum: CHPnin millete
bakış açısı nedir? 26 Şubat 2016 tarihinde bir
milletvekilleri diyor ki: Memlekette her 4 kişiden 1i sosyal demokrat
yapıya sahip, diğer 3ü yobaz ve bağnazdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kim diyor bunu?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Kim diyor,
kim?
BAŞKAN Sayın Muş, bir
dakikalık süre uzatımı veriyorum, lütfen tamamlayınız.
MEHMET MUŞ (Devamla) Şimdi bu yobaz ve
bağnaz dediklerinizden yüzde 50yi geçmek için oy istiyorsunuz. O insanlar
size oy vermez.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Kim diyor bunu,
kim diyor ya?
MEHMET MUŞ (Devamla) O insanlardan oy
alamazsınız.
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) Yalan söylüyorsun!
MEHMET MUŞ (Devamla) Milletvekillerinize
sorun. Bizde yalan olmaz, o sizde olur.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) Doğruyu
söyle! İsim ver, isim.
MEHMET MUŞ (Devamla) 26 Şubat 2016
tarihinde Hatay Milletvekiliniz Hilmi Yarayıcı -isim de verdim- yurt
dışında bir programda söylüyor.
Dörtte 3ü yobaz ha! Şimdi o dörtte 3ten oy
istiyorsunuz, sizi iktidar yapacaklar; sizi iktidar yapmazlar.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Söylemez
böyle bir şey, söylemez.
MEHMET MUŞ (Devamla) Siz bu kafayla iktidar
olamazsınız, millet size ülkeyi yönetme görevi vermedi, vermeyecek.
Bir şeyi daha hatırlatmak isterim,
bakın, değerli arkadaşlar, Kılıçdaroğlunun seçim
tahminleri: 2011 yılında diyor ki: Genel Başkan olduğum
zaman kendime hedef koymuştum, hedefimiz yüzde 40. Seçim sonucu: CHP
yüzde 25,98.
7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi
Başarısız olursam, oyum düşerse İlla ben
koltuğumda kalacağım. diye bir düşüncem yok. diyor.
CHPnin aldığı oy: 24,88.
Arkadaşlar, kalktı mı? Sayın
Altay, kalktı mı koltuktan?
ENGİN ALTAY (İstanbul) Duymadım
sizi.
MEHMET MUŞ (Devamla) Öyle söyledi de
Soruyorum
size.
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) Seni
ilgilendirir mi?
MEHMET MUŞ (Devamla) 1 Kasım 2015 öncesi
Hedefimiz yüzde 35, bunu tutturacağız, aşabiliriz de. Eğer
CHPnin oyu düşerse Biz bu işi beceremedik. deriz. CHPnin
aldığı oy: 25,2.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Ne kadar
korkuyorsunuz Kılıçdaroğlundan, başka
konuştuğunuz konu yok. Cumhurbaşkanını konuşun,
siz onu konuşursunuz.
MEHMET MUŞ (Devamla) 16 Nisan referandumu
öncesi Kesinlikle hayır oyu çıkacak. diyor, evet
çıktı.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
İşçiye, köylüye, esnafa, çiftçiye yaptıklarınızı
anlat, mazot kaç kere zam gördü onu anlat, elektriğe gelen zammı
anlat, doğal gaza gelen zammı anlat, onları anlat az da.
MEHMET MUŞ (Devamla) Şimdi, önümüzdeki
seçimle ilgili söyledikleri: Hedefimiz en az yüzde 60; 51 falan değil ha,
60. Yüzde 60 diyorum ama yüzde 70 de alabilirim.
Şimdi, geçmiş tahminleri ortada. Kendisi
koyduğu hedefe inanmadığı için aday olamıyor. CHP,
tarihinin en büyük tokadını milletten yiyecektir, unutmayın. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana)
Göreceğiz.
BAŞKAN Sayın Muş, teşekkür
ediyorum.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Engin Altay.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Milletin
tokadı sataşma değil.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
Bir milletvekilimizin toplumla ilgili
yaptığı bir tespitin doğru olmadığını
düşünüyor. Bu konuda bir açıklamaya da zaten gerek var, teyide muhtaç
ama bu konuda benim bir değerlendirme yapmam ve cevap hakkı kullanmam
gerekir diye düşünüyorum efendim.
BAŞKAN İki dakika için buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun 552 sıra sayılı Önerge üzerinde
şahsı adına yaptığı konuşması
sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Teşekkür
ederim Başkanım.
Önce şunu söyleyeyim: Sandık
çağrısını biz yaptık, bu kesin.
İkincisi: Ben Cumhuriyet Halk Partisinin
adayını toplumun merak ettiğini biliyorum, bundan büyük bir
memnuniyet duyuyorum da sizin bu kadar merak etmeniz, bizim bir seçim zaferiyle
bu sonuca ulaşacağımızı teyit ediyor. Eksik
olmayın, merak etmeyin. (CHP sıralarından alkışlar)
Demin söylediğimi gene söylüyorum: Bu seçimin kazananı demokrasidir.
Demokrasi kazanacak, şüpheniz olmasın.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Kesinlikle gene
demokrasi kazanacak.
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdi gelelim
Müflis tüccar, iflas eden tüccar eski defterleri
karıştırır. Mehmet Muş kardeşim 1946ya kadar
gittiğine göre sizin durumunuz hakikaten zor, hakikaten zor. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ama tabii şu iddia vahimdir: Bir milletvekilimizin
Toplumun yüzde 75i mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Evet, öyle
söyledi.
ENGİN ALTAY (Devamla)
toplumun yüzde 75inin
yobaz ve cahil olduğunu söylediğini iddia ediyor. Bunu kabul etmemiz
mümkün değildir, tasvip etmemiz mümkün değildir.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Gereğini
yapın o zaman.
ENGİN ALTAY (Devamla) Böyle bir söz
söylenmişse gereği yapılır.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Yapın,
yapın. Ezanlara ve şehitlere laf edenlere de gereğini
yapın.
ENGİN ALTAY (Devamla) Biz aziz milletimizin
her ferdinin, köylüsü kentlisi, iskarpinlisi cizlavetlisi, kravatlısı
feslisi, tümünün birinci sınıf vatandaş olduğunu düşünüyoruz.
Ve Mehmet Muşa da bir soru sormak istiyorum...
Mehmet Muş, Mustafa Kemal Atatürk sade bizim değil kardeşim,
senin de Mustafa Kemal Atatürkün, bunu unutma!
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kerestecioğlu, buyurun
efendim.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
21.- İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demirin, her
koşulda seçime hazır olduklarına ancak seçimi dayatma
anlayışına karşı çıktıkları için bugün
oy kullanmayacaklarına ve 24 Haziranda tüm demokrasi güçlerini oy
kullanmaya çağırdıklarına ilişkin açıklaması
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Sayın Başkan, tutumumuzu belli etmek için söz
aldım.
Bizler her koşulda seçime hazır olan bir
partiyiz. Hatta ifade etmeliyim ki bizler kadar bütün zorluklarla mücadele eden
ve bunların üstesinden gelme becerisi, geleneği olan, halk iradesine
başvurmaya daha hazır bir parti de yoktur; bu bizim için net. Ancak
daha dün Erken seçim vatana ihanettir. deyip şimdi Ben istedim oldu.
Gelin, burada oy verin. demek bir dayatmadır. Biz bu dayatma
anlayışına karşı çıkıyoruz ve Ben
ekonomiyi, ülkeyi batırdım ama şimdi seçime gidelim kendi
ikbalim için. diyen anlayışa karşı çıkıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) Tamamlayacağım.
BAŞKAN Lütfen tamamlayın efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR
(İstanbul) - Bu bizim için şaşırtıcı değil
tabii. Ama seçime değil bu dayatmaya karşı olduğumuz için,
bu er ve yalanla dolu olan meydanda bugün oy kullanmayacağız. 24
Haziranda ise tüm demokrasi güçlerini, güçlerini birleştirmeye ve bu zulüm
ittifakına son vermek ve demokrasinin kapılarını açmak için
oy kullanmaya çağırıyoruz.
Teşekkür ederim.
(HDP milletvekillerinin Genel Kurul salonunu terk
etmesi)
BAŞKAN Teşekkür ederiz.
Sayın Elitaş, buyurun efendim.
22.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, Sayın Altay biraz önce kürsüden sataşmadan
yaptığı konuşmada cevap verirken AK PARTİliler bizim
adayımızı merak ediyor. dediler. Aslında normal,
şöyle; televizyonlarda alt yazılarda, genel başkan yardımcısı
diyor ki: Bizde 4-5 aday olabilir. Şu anda parti sözcüsü Sayın
Kılıçdaroğlu en yakın adaydır. diyor. 6 falan aday
var. Kamuoyunun merak ettiği Daha fazla kaç tane olacak ve bunlardan hangisi
yarışı kazanacak? Bütün merak bundandır.
İkincisi: Sayın Altay Demokrasi aday
olacak. diyor.
ENGİN ALTAY (İstanbul) Demokrasi
kazanacak. dedim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bir düzeltme
yapayım: Demokrasi aday olmaz. Demokrasi adayların
yarıştığı er meydanıdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, söz talebim var, 60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN Mehmet Bey, buyurun.
23.- İstanbul Milletvekili Mehmet Muşun, İstanbul
Milletvekili Engin Altayın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET MUŞ (İstanbul ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ben az önce Gazi Mustafa Kemal
Atatürke yönelik herhangi bir ifade kullanmadım.
Kullandığım ifade 1946 seçimleridir. Gazi, 1938
yılında vefat etmiştir. Şimdi, geçtiğimiz bir Meclis
çalışmasında diğer bir grup başkan vekilleri
Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluş tarihini bilmiyordu, şimdi
Sayın Altay da maalesef 1946 ile 1938i
karıştırmış durumda. Bunu Genel Kurulun takdirine
sunuyorum. Gazi Mustafa Kemal hepimizin ortak değeridir.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (İstanbul) Sayın
Başkanım, beni bilgisizlikle itham etti efendim.
BAŞKAN Sayın Altay, bu böyle sürmesin
yalnız, bir sataşma daha olmasın.
ENGİN ALTAY (İstanbul)
Konuşmamı buradan yapayım o zaman.
BAŞKAN Lütfen buyurun efendim.
24.- İstanbul Milletvekili Engin Altayın, İstanbul
Milletvekili Mehmet Muşun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ENGİN ALTAY (İstanbul) Şimdi,
Sayın Başkanım, ben Mehmet Muşa Atatürk sizin değil
mi? derken 1946 seçimleriyle ilgili değildi. Mehmet Muş bize Siz
Mustafa Kemalin partisisiniz, partisi olun. falan deyince Sanki siz
başka bir şey misiniz, Mustafa Kemali içselleştiremiyor
musunuz? mealinde söyledim.
MEHMET MUŞ (İstanbul) Onu ben demedim.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Onu ben demiştim,
ben.
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Mehmet Muş öyle bir
şey söylemedi Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Merak etmesin,
biz, Türkiyenin cumhuriyet tarihini, bu cumhuriyet için bedel ödeyenlerin
durumunu çok iyi biliriz. 1946 seçimleriyle ilgili değil söylediğim.
Mehmet Muş Mustafa Kemalin partisisiniz. deyince Sen kimin partisisin
yani sen bu cumhuriyeti kuran Mustafa Kemalin kurduğu cumhuriyetle burada
değil misin? demek için bunu söyledim.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) Ben öyle bir
şey demedim ya!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Engin Altay, onu ben
demiştim.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İzmir
Milletvekili Binali Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin
Milletvekili Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/147) ve Anayasa Komisyonu
Raporu (S. Sayısı: 552) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Anayasa Komisyonunun,
Milletvekili Genel Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018 Pazar
Günü Yapılmasına Dair 552 sıra sayılı Raporunun
görüşmeleri tamamlanmıştır.
İç Tüzükün 95inci maddesi gereğince
komisyon raporu açık oya sunulacaktır. Açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararına müracaat edeceğim.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim.
Bu süre içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen sisteme
giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için verilen süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Pusula veren milletvekillerinin Genel Kuruldan
ayrılmamaları gerekmektedir. Bunu ikazen hatırlatıyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın
bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini, kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da
taşıyan oy pusulasını yine oylama için verilen süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Efendim, neticeyi
ıttılanıza sunacağım.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanı İzmir Milletvekili Sayın Binali
Yıldırım ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanı
Osmaniye Milletvekili Sayın Devlet Bahçeli ile 7 Milletvekilinin
Milletvekilliği Genel Seçiminin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2018
Tarihinde Yapılması Hakkında Önergesi ve Anayasa Komisyonu
Raporunun açık oylama sonucunu sunuyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 386
Kabul : 386 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Vecdi
Gündoğdu Sema
Kırcı
Kırklareli Balıkesir
(AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı İsmail Kahramanın,
seçim kararının hayırlı olmasını dilediğine,
26ncı Dönemin herkesin iftihar edeceği ve siyasi tarihe altın
harflerle yazılacak bir dönem olduğuna, yeni döneme
başarılar dilediğine ve şehitleri rahmetle
andığına ilişkin konuşması
BAŞKAN Efendim, böylelikle, çok önemli, çok
mühim bir kararı almış bulunuyoruz; bir dönemin, yerini yeni bir
döneme bırakması kararı bu. Hayırlı olsun, uğurlu
olsun milletimiz için, memleketimiz için.
Seçim, malumunuz, çok önemli; seçim, demokrasinin
kalbi; sandık, demokrasinin kalbidir. Sandık ne derse o ve demokratik
hayatın devamı, ülkemizin gelişmesi için şarttır. Biz,
cumhuriyetten yanayız, demokrasiden yanayız ve demokratik
cumhuriyetle, inşallah, ilelebet devam edeceğiz. (AK PARTİ, CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan, bir
tek biz dinliyoruz.
BAŞKAN Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek
devlet; bizim hepimizin iştirak ettiği topyekûn bir Anayasamız,
demos kratos halkın hakimiyeti; bu, devam edecek inşallah.
Birbirimizi bazen kırıyoruz, bazen
kırıcı durumlar oluyor ama nasıl 15 Temmuzda burada idiysek
ve hep beraber idiysek yine hep beraberiz. Bunlar geçici hadiseler. Hepimizin
hedefi, ülkemizin gelişmesi ve ileri gitmesidir.
Biraz evvel Sayın Başbakanımız
Burada parlamenter sistemin son Başbakanı olarak konuşuyorum.
dedi. Olabilir ama demokrasi devam ediyor. Bizim 26ncı Dönemdeki büyük
başarılarımızı tarih yazacak. İnanıyorum ki
siyasi tarihimize bu, altın harflerle geçecektir. (AK PARTİ, CHP ve
MHP sıralarından alkışlar)
Bir kere, öncelikle, biz, emanetin müdafisi olduk ve
15 Temmuz günü burada bütün partiler bir araya gelerek burayı biiznillah
terk etmedik.
Bitiriyoruz, acele etmeyin, bitiriyoruz.
Arkadaşlar, 26ncı Dönem, hepimizin
iftihar edeceği, siyasi tarihe altın harflerle yazılacak bir
dönemdir. Bunun ispatı kesindir, inceleyince bunu herkes görecektir. Bir
bütün hâline geldik. Buradan 7 Ağustos doğdu. O ruh hep devam
etmelidir, Yenikapı ruhu hep devam edecek. Millî menfaatlerde biz bir aradayız.
Seçimlerde birbirimizi inşallah kırmayacağız. Beni
bağışlarsanız, hepinize gelmiş olduğunu
zannettiğim, edebiyattan güzel bir şiir var; onunla
tamamlayalım, bence rehber bir şiir:
Gülü İncitme Gönül
Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.
Konuşmak bize mahsus,
Olsa da bir güzel süs,
Ya hayır de, yahut sus.
Dili incitme gönül.
Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül.
Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül.
Mevlâ verince azma,
Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Külü incitme gönül.
Dokunur gayretine,
Karışma hikmetine.
Sahibi hürmetine
Kulu incitme gönül.
Güzel değil mi? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu, bizim zaten kültürümüzün gereğidir
ve buna göre hareket edeceğiz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) Sayın
Başkanım, veda konuşması gibi oldu, biz sizi bir daha
görmek istiyoruz.
BAŞKAN Ben şunu da eklemek istiyorum
arkadaşlar: Elimden geldiğince adil olarak davranmak istedim.
Beşeriz, hepimizin hatası olur. Helallik istiyorum; ben, topyekûn helal
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından Helal olsun. sesleri,
alkışlar) Allah utandırmasın.
Yeni döneme başarılar diliyorum.
Arkadaşlarımızın bazısı gelmeyebilir ama
yapılan hizmetler hep kalıcıdır. Hepinizin eskiden
yaptıklarınızın iyi tarafı anlatılacaktır.
Sağlık, afiyet dileklerimle şükranlarımı sunuyorum,
şehitlerimizi rahmetle anıyorum, Türkiyemizin çok daha ötelere gitmesini
niyaz ediyorum.
Alınan karar gereğince Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kuruluşunun 98inci yıl dönümü ile Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramının kutlanması, günün anlam ve öneminin
belirtilmesi maksadıyla yapılacak görüşmeler için 23 Nisan 2018
Pazartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Teşekkürler ediyorum, sağlık, afiyet
diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Kapanma Saati: 17.07