TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
89uncu Birleşim
13 Haziran 2019 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri
Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Konya Milletvekili Fahrettin Yokuşun, Türk sporunun sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.-
Karabük Milletvekili Niyazi Güneşin, 6 Haziran Karabükün il
oluşunun 24üncü seneidevriyesine ilişkin gündem dışı
konuşması
3.-
İstanbul Milletvekili Erkan Başın, grubu olmayan siyasi
partilerin Meclis çalışmalarına etkin
katılımının sağlanmasına ilişkin gündem
dışı konuşması
III.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, İstanbul Milletvekili Erkan Başın
gündem dışı yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
2.-
Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin, Kocaelide düzenlenen Sosyal
Medya Araçlarının Medeniyet ve Değerlerimiz Üzerindeki Etkileri
konulu Birinci Gençlik Sempozyumuna ilişkin açıklaması
3.-
Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının, 2018-2019 eğitim
öğretim yılının sona ermesiyle öğrencilerin
alacağı karnenin başarı ya da
başarısızlık belgesi olmadığına, 15-16
Haziran tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları
Sınavına girecek öğrencilere başarılar
dilediğine ilişkin açıklaması
4.-
Uşak Milletvekili Özkan Yalımın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
memurlara, polislere, öğretmenlere, sağlık
çalışanlarına ve imamlara 3600 ek gösterge verilinceye kadar
konunun takipçisi olacaklarına ilişkin açıklaması
5.-
Mersin Milletvekili Hacı
Özkanın, 2018-2019 eğitim öğretim yılının sona
ermesiyle tatile giren, karne sevinci yaşayan çocukları ve gençleri
kutladığına, öğretmenlere fedakârlıkları için
teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
6.-
Mersin Milletvekili Baki Şimşekin, inşaat sektöründe ciddi
sıkıntılar yaşandığına ilişkin
açıklaması
7.-
Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun, Tunceli
kırsalında çıkan çatışmada şehit düşen
hemşehrisi Ökkeş Edeye ve Kütahyalı Emre Üçkana Allahtan
rahmet dilediğine, Kuzey Irakta yürütülen Pençe Harekâtına
kararlı şekilde devam edildiğine ilişkin
açıklaması
8.-
Bursa Milletvekili Atilla Ödünçün, 16 Haziran Pazar günü kutlanacak olan
Babalar Gününü tebrik ettiğine ilişkin açıklaması
9.-
Ankara Milletvekili Servet Ünsalın, toplumda kutuplaşma ve
ayrışma yaratma çabasında olan Önder Gökçekaya hakkında
işlem yapılıp yapılmayacağını
İçişleri Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
10.-
Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, Gaziantep ilinde
Suriyelilere bağlı olarak artan nüfus karşısında
yetersiz kalınan sağlık hizmetlerinde eksikliklerin
giderilebilmesi için Sağlık Bakanının gereğini yerine
getirmesini beklediklerine ilişkin açıklaması
11.-
Ankara Milletvekili Nihat Yeşilin, yazarların, milletvekillerinin,
gazetecilerin ve iş insanlarının haksız yere cezaevlerinde
yattığına ilişkin açıklaması
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun, Kahramanmaraş ilinin köy ve
mahalle yollarının perişanlık içerisinde olduğuna
ilişkin açıklaması
13.-
İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarcanın, Askeralma Kanunu
Teklifinin milletin beklentisiyle şekillendiğine ilişkin
açıklaması
14.-
Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeçin, halkın seçimden sonra
insanları işinden edenlerin, nefret suçu işleyenlerin,
yargı mercilerini çete diyerek hedef gösterenlerin kim olduğunu
ferasetiyle bulacağına inandığına ilişkin
açıklaması
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın, büyük dava adamı
Dündar Taşeri rahmetle andığına, 15-16 Haziran
tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları
Sınavına girecek öğrencilere başarılar
dilediğine ve kalıcı insan gücü planlamasının
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
16.-
Bursa Milletvekili Refik Özenin, 13 Haziran münzevi ve mütecessis fikir
işçisi Cemil Meriçi ebediyete irtihalinin 32nci seneidevriyesinde
rahmetle andığına ilişkin açıklaması
17.-
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, hastane yetersizliği nedeniyle
Adana ilinin Yüreğir, Seyhan, Ceyhan ve Karataş ilçelerinde
yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
18.-
Uşak Milletvekili İsmail Güneşin, 14 Haziran Dünya Kan
Bağışçıları Gününe ilişkin açıklaması
19.-
İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlunun, büyük Türk milletinin
ulusal güvenliği sağlamak adına her türlü adımı atacak
iradeye ve kudrete sahip olduğuna, 14 Haziran Türk milliyetçisi Dündar
Taşeri Hakkın rahmetine kavuşmasının 47nci
seneidevriyesinde rahmetle andığına ilişkin
açıklaması
20.-
Denizli Milletvekili Yasin Öztürkün, 14 Haziran Türk milliyetçisi Dündar
Taşeri vefatının 47nci yıl dönümünde rahmetle
andıklarına ilişkin açıklaması
21.-
Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, 13 Haziran büyük mütefekkir Cemil
Meriçi vefatının 32nci, 14 Haziran Türk milliyetçisi Dündar
Taşeri vefatının 47nci yıl dönümünde rahmetle
andığına, 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak olan
Yükseköğretim Kurumları Sınavına girecek öğrencilere
başarılar dilediğine ilişkin açıklaması
22.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 2018-2019
eğitim öğretim yılının sona ermesiyle tatile giren
öğretmen ve öğrencilere iyi tatiller dilediğine ve insanın
kendi ırkını kutsayıp diğer yeryüzü
ırklarını sömürmesinin insanlığın en büyük
problemi olduğuna ilişkin açıklaması
23.-
Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgat çiftçisine sertifikalı tohum
kullanım desteği ödemesinin ne zaman yapılacağını
Tarım ve Orman Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
24.-
İstanbul Milletvekili Serap Yaşarın, Mudanya Belediyesi
Suriyelilere sahili yasakladı. haberine ilişkin açıklaması
25.-
Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, 13 Haziran büyük mütefekkir
Cemil Meriçi vefatının 32nci seneidevriyesinde rahmetle
andığına, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel
Karamollaoğlunun pasaportuna terör şerhinin kim tarafından
konulduğunu ve makam aracının geçiş üstünlüğünün
kaldırılıp, koruma polislerinin kimin talimatıyla geri
çekildiğini İçişleri Bakanından öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
26.-
İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlunun, Orta
Doğuda ısınan süreç içerisinde Amerika Birleşik
Devletleriyle olan ilişkilerimizin bozulmaya devam ettiğine ve Türk
devletinin istikbaline dair egemenlik haklarımızın bir toz
zerresi kadar olanının bile feda edilemeyeceğine ilişkin
açıklaması
27.-
Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Suriyedeki İdlib
Gerginliği Azaltma Bölgesine yapılan havan saldırısı
sonucu yaralanan Mehmetçiklere Allahtan şifa dilediğine, Antalya ili
Muratpaşa ilçesinde hastanede meydana gelen patlama sonucu
hayatını kaybeden vatandaşa Allahtan rahmet dilediğine, 14
Haziran Türk milliyetçisi Dündar Taşeri vefatının 47nci, 13
Haziran büyük mütefekkir Cemil Meriçi vefatının 32nci yıl
dönümünde rahmetle andıklarına, Tunceli ilinde gerçekleştirilen
Dünya Rafting Şampiyonasına, 15-16 Haziran tarihlerinde
yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavına
girecek öğrencilere başarılar dilediğine ilişkin
açıklaması
28.-
İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluçun, AKP
iktidarının 31 Mart yerel seçimlerinde kaybettiği belediyeleri
çalıştırmayacağı beyanına ve enkaz hâline
getirilen Yüksekova Belediyesi çalışanlarının, Yüksekova
halkının mağduriyetinin acilen çözülmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
29.-
Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın, bayram yoğunluğu nedeniyle
Bursa ili Mudanya ilçesi sahillerinde yaşanan olumsuzluklar üzerine
belediyenin tedbirler aldığına ve Belediye Başkanı
Hayri Türkyılmazın konuya ilişkin açıklamalarına,
Kuzey Marmara Otoyolu nedeniyle Kocaeli ili Kandıra ilçesinde yaşanan
çevre katliamının durdurulması için Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile
Kocaeli Valiliğine seslendiğine ilişkin açıklaması
30.-
Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 13 Haziran büyük mütefekkir Cemil
Meriçi vefatının 32nci yıl dönümünde rahmetle
andığına ilişkin açıklaması
31.-
Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun, Dicle Vadisinin baraj suyu
altında kalmasıyla hayvan ile bitki türlerinin besin ve
habitatlarının yok edilmesiyle çevresel yıkımın
gerçekleşeceğine ilişkin açıklaması
32.-
Ordu Milletvekili Cemal Enginyurtun, Ordu ilinde 2/B arazilerinin fiyat
tespitinde yapılan hatanın giderilebilmesi için Tarım ve Orman
Bakanlığının çalışma yapmasını
beklediklerine ilişkin açıklaması
33.-
Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruçun, Giresun
Milletvekili Sabri Öztürkün HDP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
34.-
Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin, işsizliğin Türkiyenin
kanayan yarası olduğuna ve memlekette genç beyinler işsizlikten
ülkeyi terk ederken devletin tüm olanaklarından sınırsız
yararlanmış, misyonunu tamamlamış iktidarın
eskilerinin hangi teknik ve mesleki becerileriyle atandıklarını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
35.-
Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Hatay Milletvekili Hüseyin
Şanverdinin CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
36.-
Van Milletvekili Muazzez Orhanın, 21 Kasım 2016 tarihinde Van ilinde
başlayan eylem ve etkinlik yasağının hukuka
aykırı şekilde uzatıldığına, Van Valisi
tarafından Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34üncü maddesinin
askıya alındığına ilişkin açıklaması
37.-
Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürkün, Kırıkkale ilinde
meydana gelen yağış sebebiyle Kırıkkale merkez
köylerinde, Sulakyurt ilçe merkezi ve köyleri ile Yahşihan ilçe merkezinde
yaşanan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
38.-
Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlunun, Malatya ilinde Türkiyenin
kuru kayısı üretiminin yüzde 90ının üretildiğine,
kayısı üreticileri ve çiftçilerinin KAYISIBİRLİKin tekrar
kurulmasını ve kayısının hak ettiği değeri
alabilmesini Ticaret Bakanından talep ettiklerine ilişkin
açıklaması
39.-
Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun, eğitimden
sağlığa, ekonomiden sosyal yaşama dair hemen hemen her
alanda sorunlarla boğuşan Gaziantep ili için Hükûmetin çözüm üretmeyi
düşünüp düşünmediğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
40.-
Amasya Milletvekili Mustafa Levent Karahocagilin, 3 Kasım 2002 öncesi
demokratik hak ve hürriyetlerin askıya alındığına,
ülke emanetini omuzlamak üzere yola çıkan AK PARTİnin önce millet
dediğine ilişkin açıklaması
41.-
Muş Milletvekili Mensur Işıkın, AKP iktidarının
bugüne kadar ayrımcı politikalar uyguladığına,
Muş Valisinin siyasi iktidarın bir uzantısı olduğuna
ve Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçeceğine ilişkin
açıklaması
42.-
Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Aydın ili
Çıldır Havaalanının sivil havacılığa
açılması yönünde herhangi bir çalışmanın olup
olmadığını Ulaştırma ve Altyapı
Bakanından öğrenmek istediğine, İstanbul üçüncü
havalimanı ihale şartnamesine uyulmadığına
ilişkin açıklaması
43.-
Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıçın, 13 Haziran
büyük mütefekkir Cemil Meriçin vefatının 32nci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
44.-
Şırnak Milletvekili Nuran İmirin, Şırnak ili Cudi
Dağı eteklerinde meydana gelen yangına askerî operasyon
gerekçesiyle köy halkının ve itfaiyenin müdahale etmesine izin
verilmediğine ilişkin açıklaması
45.-
Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlunun, önemli sorun hâline
gelen anne baba tutukluluğuna çözüm bulunması için yetkilileri göreve
davet ettiğine ilişkin açıklaması
46.-
Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunun, 15-16 Haziran
tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları
Sınavına girecek öğrencilere başarılar
dilediğine, Sudana yapılan yatırımların akıbetinin
ne olacağını Tarım ve Orman Bakanından öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
47.-
Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun, gerek dağcılık
sporuna gerekse bölge halkının gelirine önemli katkı
sağlayacak olan Cilo ve Sat Dağları ile Ağrı
Dağının yasaklı durumunun sona erdirilmesini talep
ettiğine ilişkin açıklaması
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Levent Gökün, siyasi
partilerin Meclisin artan çoğulcu yapısını dikkate alarak
çalışma yapmasının yararlı olacağına ilişkin
konuşması
V.-
ÖNERİLER
A)
Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
İYİ PARTİ Grubunun, 13/6/2019 tarihinde İYİ PARTİ
Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Yavuz
Ağıralioğlu tarafından, 2003 sonrası dönemde
ağırlıklı olarak uygulanan kamu özel iş birliği (KÖİ)
modeli projelerin Hazineye ve milletimize maliyetinin açık ve net bir
şekilde kamuoyuyla paylaşılması, varsa kamunun
uğratıldığı zararın tespit edilmesi ve gerekli
bütçe önlemlerinin alınmasına dair sürecin
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Haziran 2019 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
2.-
HDP Grubunun, 26/4/2019 tarihinde Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu
Demir ve 20 milletvekilinin, Giresunun Eynesil ilçesinde hayatını
kaybeden Rabia Naz başta olmak üzere çocuk ölümlerinde etkili ve yeterli
soruşturma yapılması için alınacak önlemlerin belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/1108) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Haziran 2019 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
3.-
CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve
Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, Suriyedeki iç savaşın Hataya etkilerinin
incelenerek olumsuz etkilerin bertaraf edilmesini sağlayıcı
çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/198) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 13 Haziran 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VI.-
KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A)
Kanun Teklifleri
1.-
İstanbul Milletvekili Şirin Ünal ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 49 Milletvekilinin
Askeralma Kanunu Teklifi (2/1940) ve Milli Savunma Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 69)
13 Haziran 2019 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), İsmail OK (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
89uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Değerli milletvekilleri, gündeme geçmeden önce
üç sayın milletvekilimize gündem dışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri beşer dakikadır.
Gündem dışı ilk söz, Türk sporunun
sorunları hakkında söz isteyen Konya Milletvekilimiz Sayın
Fahrettin Yokuşa aittir.
Buyurun Sayın Yokuş. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
II.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Konya Milletvekili Fahrettin Yokuşun, Türk
sporunun sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi
saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün Türk demokrasisinin kara bir günü. Gazeteci
Yazar Yavuz Selim Demirağ şu saatlerde Sincan Cezaevine girmek üzere.
Malumunuz bu gazeteci kardeşimiz, yaklaşık bir ay önce Ankarada
bir grup çetenin beyzbol sopalarıyla yaptığı
saldırı sonucu ağır yaralanmıştı. Ona
saldıran alçaklar sokaklarda gezerken, onlara ceza verilmezken bu
kardeşimiz cezaevine girdi. Suçu fikir suçu. Efendim, Sayın
Cumhurbaşkanımıza Kaşının üstünde gözü var.
demiş, fikren eleştirmiş; mahkemeler doğru dürüst
kendisinden ifade bile almamış, On bir ay yirmi gün, gel
bakalım yat. demiş. Ve şimdi bu kardeşimiz Ben bu
cezayı şerefle çekerim. Niye biliyor musunuz? Ben Türkiye
Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına asla hakaret etmem. Eleştiririm
ama hakaret etmem. Ama adaletin olmadığı, demokrasinin
olmadığı bir ülkede bunları yaşarım. diyor ve
yaşıyor. Yavuz Selim Demirağ, katıksız bir Türk
milliyetçisi, tam bir ülkücü, dava adamı ve 2016 yılında, FETÖ
operasyonlarının şaşırttığı bir süreçte
yani önüne gelenin FETÖcü yapıldığı bir dönemde 10u
aşkın arkadaşıyla yine cezaevine gönderilen bir
kardeşimiz. Suçu FETÖcü hainlerin, alçakların hakkında
yazmış olduğu kitap ve bu kitap dolayısıyla sanki Sen
niye FETÖcüleri ifşa ettin, niye sen FETÖcülerle iktidarın
ilişkisini ifşa ettin? denilip içeri tıkılan bir
kardeşimiz. Ve bunları söylerken gerçekten çok üzülüyorum. Ergenekon
ve Balyoz davalarının takipçisi olmuş, FETÖ
kumpaslarını ortaya çıkarmış bu kişi şimdi
cezaevinde. Yazık, ülkemize yazık, demokrasimize yazık.
Gelelim esas konumuza: Değerli milletvekilleri,
15 Ocak 2019 günü bu kürsüden Türk sporunun bazı sorunlarını
anlatmaya çalışmıştım ama o günden bu yana
değişen bir şey yok. Bir federasyon başkanının
kız sporcumuzu taciz ettiği olayla ilgili altı aydır bir
sonuç alamadık, almayı da beklemiyoruz zaten çünkü böyle bir derdiniz
yok.
En son, Basketbol Federasyonunun bir rezaleti var.
Yıllarca Federasyon Başkanlığı yapmış Turgay
Demirel, Uluslararası Basketbol Federasyonu
Başkanlığına aday oluyor ama bizim Basketbol Federasyonu
Başkanı 49 ülkeye yazı yazarak diyor ki: Sırp adayı
destekliyoruz biz. Türk aday Turgay Demirele oy vermeyin. Allah Allah! Yahu,
bu Turgay Demirel vatan haini mi? Hayır. Bu iktidarın adamı
değil, sarayın tasdiklediği adam değil. Sarayın
atadığı Basketbol Federasyonu Başkanı bunu
yapıyor. Yani, hani yerli ve millîsiniz ya, vallahi helal olsun(!) Evlere
şenlik bir iktidarsınız, Türk spor tarihine bu kara lekeyi de
bulaştırdınız; Sırp bir adayı destekleyen, kendi
adayını desteklemeyen Federasyon Başkanı orada oturuyor,
Bakan oturuyor, siz de burada hiçbir şey olmamış gibi
oturuyorsunuz, ne güzel(!) Yahu, kardeşim, Eurovision şarkı
yarışmalarında bile Kardeş ülkeler bize puan vermedi.
diye kıyameti koparan bir Türk milletiyiz biz ya! Yazıklar olsun
iktidarınıza da yönetim anlayışınıza da!
Daha hangisini anlatayım? Ben burada her ay
sporla ilgili bir şeyler anlatacağım, bu ilk ama o kadar çok
yanlışınız var ki.
Futbol Federasyonu seçimlerimizi yaptık.
Maşallah ya, sarayın müteahhidini Futbol Federasyonu
Başkanı yaptık.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Delegeler
yapıyor, delegeler.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Delegeler
yapmış.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) - Delegeler
yapıyor, evet.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Vay bu
delegelere vay! Vay bu delegelere vay!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Yokuş.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Delegelerin
iradesi sarayda toplanmış.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Sen de
futbolu konuşuyorsan artık biz çıkalım buradan yani!
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Eğer ben
futbolu senden iyi bilmiyorsam
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) Benden! 127
defa A Millî Takım forması giydim ben.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) -
futbolun
sorunlarını senden iyi bilmiyorsam vallahi ben boşa
konuşuyorum. Çıkalım bir televizyona, sana öğreteyim.
BAŞKAN Sayın Yokuş, Genel Kurula
hitap edin lütfen, şahsileştirmeyelim, Genel Kurula hitap edin.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Oradan laf
atma, oradan laf atma!
BAŞKAN Siz Genel Kurula hitap edin.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Ve bu
Federasyonun içinde bir futbol adamı var; o da vallahi, Hülya
Koçyiğit Hanımefendinin, açılımcı Hülya Koçyiğit
Hanımefendinin eşi, eş kadrosundan Futbol Federasyonu
Hep
müteahhit, esnaf
Bir de hakkını yemeyelim, Mehmet Baykan var.
Bakanlığını yöneten adam hem divan üyesi oluyor hem yönetime
seçiliyor. Niye? Kardeşim, hukuk, kural, adalet tanımıyorsunuz.
Bu Futbol Federasyonunu da müteahhitlere teslim ettiniz. Zaten Basketbol
Federasyonunun hâli ortada. Hangi federasyondan bahsedeyim? Keşke zaman
olsa da size ben bir saat şurada Türk sporunun sorunlarını
anlatsam da o sporun içinden gelenler de bunları öğrense.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Bu üslupla kimse dinlemez
sizi Fahrettin Bey.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Daha
anlatacağım çok şey var, bir dakika verebilir misiniz?
BAŞKAN Tamamlayalım, selamlayalım
ama Sayın Yokuş.
FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) Erzurumda
Kayak Federasyonu tesisi var. Mayıs ayının 11inde 2
çocuğumuz boğularak öldü, 2 Erzurumlu yiğit boğularak öldü;
vallahi kapattılar, soruşturma moruşturma yok. Sorumlusu kim?
Saray. Niye? Kayak Federasyonu Başkanlığı böyle istiyor.
Başka? Sporu anladım. diyen kişiler şu Sayıştay
raporlarını bir okusunlar Allah aşkına! Türkiye'de
stadyumların nasıl devredildiğini, nelerin
yapıldığını
Ha, onlar okumuyorsa ben
hazırlayayım bari onlara sunayım diyorum; Türk sporu dâhil, Türk
milletinin her meselesini, yaptığınız her
yanlışı burada size bıkmadan usanmadan anlatmaya devam
edeceğim.
Başkanım, teşekkür ediyorum, hepinize
saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Temiz dille anlat
dinleyelim. Bu üsluba kim ne cevap verecek?
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
Karabük ilimizin il oluşu nedeniyle Karabük Milletvekilimiz Sayın
Niyazi Güneşe aittir.
Buyurun Sayın Güneş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
2.- Karabük Milletvekili Niyazi Güneşin, 6
Haziran Karabükün il oluşunun 24üncü seneidevriyesine ilişkin
gündem dışı konuşması
NİYAZİ GÜNEŞ (Karabük) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Karabük ilimizin il
oluşunun seneidevriyesindeyiz. Bu vesileyle söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi hürmetle saygıyla selamlıyorum.
3 Nisan 1937 tarihinde Demir Çelik
Fabrikalarının temeli atıldığında Safranboluya
bağlı 13 haneli bir köyden ibaret olan Karabük, Demir Çelik
Fabrikalarının gelişmesi, büyümesi ve ülke ekonomisine
katkısının yükselmesiyle birlikte il olma yolunda
hızlı bir trend yaşamıştır. 6 Haziran 1995
tarihinde il olan Karabük, 13 haneli bir köyden bugün 250 bini aşan
nüfusuyla mütevazı bir il konumundadır. Karabük; Safranbolu, Yenice,
Eskipazar, Ovacık ve Eflani ilçelerini bünyesine alarak ülkemizin 78inci
ili olmuştur. Karabük, ülkemizde şehirleşme ve
sanayileşmenin birlikte kurulduğu nadir şehirlerden biridir.
İlk Türk demiri 10 Eylül 1939da Demir Çelik
Fabrikalarında Fatma isimli yüksek fırında üretilmiştir.
Demir Çelik Fabrikaları uzun yıllar boyunca ülkemizdeki endüstriyel
atılımlara öncülük etmiş, Türk sanayisinin öncüsü ve okulu
olmuştur. Öyle ki adını tarih kitaplarına fabrikalar kuran
fabrika olarak yazdırmış, ülkemizin sanayisine, yurdun dört bir
yanına unutulmaz eserler kazandırmıştır.
Karabük ilimiz her bölgeden
insanımızın bir arada yaşama tecrübesini en güzel
şekilde sergilediği bir şehirdir; Türkiyenin özeti durumundadır.
Ülkemizin dört bir yanından iş bulmak maksadıyla gelen
kardeşlerimizin bir arada yaşama kültürünü en güzel sergiledikleri
yerlerden biridir.
Ülkemizin her bölgesinde Karabükün ve Karabüklü
ağır sanayi işçisinin alın teri ve emeği vardır.
Kısaca, Türkiye'nin harcında Karabükün demiri ve çeliği
bulunmaktadır. Dünya miras kenti Safranbolu geleneği temsil
etmektedir. Karabük moderniteyi, Safranbolu geleneği temsil ediyor;
İkisi bir arada yaşıyor, birbirinin mütemmimi durumunda.
2007 yılında kurulan Karabük Üniversitemiz
şehrimize ayrı bir nitelik kazandırmış -üretim
şehrinin yanında- 50 bini aşan öğrencisiyle eğitim
şehri unvanını da alarak ülkemizin tercih edilen üniversiteleri
arasında olmuştur.
Yine doğal güzellikleriyle ve ormanlarıyla
ülkemizin doğa turizminin ve orman endüstrisinin can damarı olan
Yenice ilçemiz, her geçen gün katma değerini yükseltmekte ve
gelişimini sürdürmektedir. Karabük Keltepe Kayak Merkezi, Kültür Yolu
Projesi ve doğa güzellikleriyle ülkemizin turizm hamlesine bundan sonra da
daha fazla katkı sağlayacaktır.
Karabüklü hemşehrilerimizin kurduğu sivil
toplum kuruluşları hemşehrilerimiz arasında birlik ve
beraberliği sağlamanın yanı sıra dayanışma
kültürüne de katkı vermektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz ve bölgemiz
için çok önemli bir proje olan Filyos Limanına değinmek istiyorum.
Bu proje her ne kadar Zonguldak, Bartın ve Karabükü doğrudan
ilgilendiriyor olsa da Filyos Limanı Anadolunun kuzeyden dış
dünyaya açılan kapısıdır. 2020 yılında
tamamlandığında 25 milyon ton kapasiteye sahip olacak Filyos
Limanı, ülkemizin 3 büyük limanından 1idir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, devam edin.
NİYAZİ GÜNEŞ (Devamla) 2016
yılı sonunda temelleri atılan Filyos Limanının
tamamlanması sadece Karabükü değil tüm bölgeyi denize
ulaştıracak, bu sayede bölge sanayicimizin ihracat potansiyelini de
artıracaktır. Bu sebeple Karabük halkı olarak Filyos Liman
Projesinden beklentimiz büyüktür. Karabükün yıllara sâri ticari ve
sanayi kültürüyle Filyos Liman Projesine verebileceği katkı,
oluşacak kurullarda yer alma beklentimiz en büyük arzumuzdur.
Sayın milletvekilleri, sözlerime son verirken
Karabükün kuruluşunda 1937 yılında ilk harcın
konmasındaki kurucu iradeyi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak
üzere, şükranla, minnetle ve rahmetle anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
NİYAZİ GÜNEŞ (Devamla) 1990lı
ve 2000li yılların başında içine düştüğü
finansal sıkıntılar sebebiyle ikinci kez kapanmanın
eşiğine gelen KARDEMİRin özellikle 2002 yılından
sonra AK PARTİnin tek başına iktidara gelmesi ve siyasi
iktidarının görünmesi bu zorlu süreci atlatması için fırsat
olmuş, yeniden atılıma geçmiş ve üretim kapasitelerini
artırarak teknolojisini yenilemiştir. O dönemde
Başbakanımız Sayın Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğana ve buradan bölgenin diğer milletvekillerine de
şükranlarımızı sunuyoruz.
Ayrıca, 1995 yılında Karabükün il
olmasında katkı sunan o günkü siyasi iradeyi şükranla yâd
ediyoruz.
VE her şeyden önemlisi, tüm zor dönemlerde
hiçbir zaman desteğini esirgemeyen Karabük halkına da buradan
şükranlarımı arz ediyorum ve hepinizi hürmetle saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
grubu olmayan siyasi partilerin Meclis çalışmalarına etkin
katılımı hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekilimiz
Sayın Erkan Başa aittir.
Buyurun Sayın Baş. (HDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
3.- İstanbul Milletvekili Erkan
Başın, grubu olmayan siyasi partilerin Meclis
çalışmalarına etkin katılımının
sağlanmasına ilişkin gündem dışı
konuşması
ERKAN BAŞ (İstanbul) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şimdi, bu gündem dışı söz
talebine aslında salı günü Meclis Başkanlığına
sunduğumuz bir teklif sonrasında başvurmuştum ama bir
tesadüf oldu, dün burada yaptığım konuşmadan sonra AKP grup
başkan vekili bir söz istedi ve aslında bu konuşmanın
zeminini de tekrar oluşturmuş oldu.
Şimdi, yeni bir sataşmaya mahal
vermeyeyim, tutanaklardan okuyorum, dün ben konuştuktan sonra Sayın
Bülent Turan şöyle söylemiş: Sayın komünist arkadaşın
ithamına ufak bir cevap vermek isterim. Israrla Noter gibi
çalışıyorsunuz, geleni onaylıyorsunuz. dedi. Muhtemelen
çalışmaları takip edemedi arkadaşımız. Sadece
kürsüde söz hakkı varken geldi ve tekrar ayrılacak.
Şimdi arkadaşlar, bakın, ben iddia
ediyorum, Meclis tutanaklarıyla sabittir, bu Mecliste en fazla bulunan
Genel Başkan benim. İki: En fazla bulunan milletvekillerinden biri de
benim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bülent Turandan çok
bulunduğuna ben şahidim.
ERKAN BAŞ (Devamla) - Şimdi, sevgili
arkadaşlar, bunu da yanlış anlamayın. Bakın, övünmek
için falan söylemiyorum; bu, bizim görevimiz; bu, bizim vazifemiz. Ayrıca,
şimdi sizin yüzlerce kişiden oluşan milletvekillerinizin
yaptığı işi, biz 2 kişiyle yapmaya
çalışıyoruz. Dolayısıyla hem genel başkanlık
yapmaya çalışıyoruz hem grup başkanlığı
yapmaya çalışıyoruz hem milletvekilliği yapmaya
çalışıyoruz; bu, görevimiz.
Şimdi, bunu niye söylüyorum? Ben düşündüm;
bir milletvekili yalan söylemez, hele bir grup başkan vekili ucuz siyasi
polemikler için olmadık bir şeyi söylemez; demek ki arkadaşlar
gerçekten bizi göremiyorlar. Peki, niye göremiyorlar? İşte,
arkadaşlar, bu İç Tüzük yüzünden göremiyorlar. Bu İç Tüzük
yüzünden Mecliste grubu olmayan partiler çalışmalara istedikleri gibi
katılamıyorlar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bravo, haklısın.
ERKAN BAŞ (Devamla) - O yüzden öncelikli olarak
sizlerden ricamız, bu İç Tüzükün sadece grubu olan partilere göre
hazırlanmış bir İç Tüzük olduğunu kabul edelim ve
derhâl değiştirelim arkadaşlar, derhâl değiştirelim.
Şimdi, hepimiz övünüyoruz: Meclis artık çok partili oldu, daha
işlevli çalışacak. diyoruz. Peki, bu İç Tüzük Meclisin bu
çok partili hâline uygun mu?
Değerli arkadaşlarım, özellikle
Meclis Başkanlığı başkan vekilleri, grup başkan
vekili arkadaşlar; hepimiz pratik olarak ne
yaşandığını biliyoruz. Bakın, gündem
dışı konuşmaları bile gruplar kendi arasında
paylaşıyor. Şahıslar adına konuşmaları
gruplar kendi arasında paylaşıyor. Kanun görüşmeleri
sırasında değişiklik önergesinde gruplara
ayrıcalık tanınmış, bizim görüşmeden önce önerge
verme hakkımız var, onu da gruplar kapatma önergesiyle ortadan
kaldırıyorlar. Komisyonlara üye olma şansımız yok,
Danışma Kurulunda temsil edilemiyoruz. Peki, arkadaşlar, bu,
milletvekilleri arasında bir eşitsizlik yaratmıyor mu? Yani
grubu olan milletvekili ile grubu olmayan milletvekili arasında halka
karşı sorumlulukta fark mı var? Yani bakın, net söylüyorum:
Sadece İç Tüzüke bağlı kalsak, sadece Meclis teamüllerine
bağlı kalsak biz neredeyse Bu Meclise gelmeyin. denilen
pozisyondayız. Hatta, bakın, dikkat edin, grubu olmayan 9 ya da 10
bağımsız milletvekili var, neredeyse
arkadaşlarımız Parlamentoya gelemez durumdalar; gelmiyorlar,
etkili olamadıkları için gelmiyorlar. Biz biraz daha inatçıyız,
biraz daha halkın yüzüne nasıl bakacağız kaygısı
taşıyoruz, o yüzden elimizden geldiğince burada bu
çalışmalara katılmak istiyoruz.
Sevgili arkadaşlar, sorun, sadece grubu olmayan
siyasi partilerin sorunu değildir; sorun, Meclise nasıl
yaklaştığımız sorunudur. Bu Meclis, Meclisin tüm
vekillerinin halka karşı sorumlulukları olduğunu önsel
olarak kabul eden ve hepsine eşit yaklaşan bir İç Tüzüke
ihtiyaç duymaktadır. Yani biz bir kere bu eşitliği bir
sağlayalım, bütün milletvekilleri çalışma yapabilecek hâle
gelsinler, ondan sonra da bırakalım halkımız takdir etsin
hangi milletvekili çalışıyor, hangi milletvekili
çalışmıyor.
Bir de arkadaşlar,
bunlar gelip geçici süreçler yani bugün grubu olan partinin yarın grubu
olmayabilir, bugün grubu olmayan partinin yarın grubu olur, yarın
burada çoğunluk olur; bunları gözeterek eşitlikçi bir
yaklaşımla bu sorunu çözmemiz gerekiyor.
Şimdi, sevgili
arkadaşlar, peki çare ne? Yani Konuşuyorsun, şikâyet ediyorsun
da çare, önerin var mı? İki tane somut çare, önerimiz var
arkadaşlar. Bir: İç Tüzük, eşitlikçi ve özgürlükçü biçimde
yorumlanabilir. Bir kere burada bütün milletvekillerinin böyle bir
yaklaşımda ortaklaşması gerekiyor. Neyi kastediyorum?
Şahıs adına yapılan konuşmalar. Şahıs
adına yapılan konuşmalarda önceliği grubu olmayan
partilerin milletvekillerine, bağımsız milletvekillerine vermek
mümkündür. Gündem dışı konuşmalarda bu Parlamentoda grubu
olmayan milletvekillerinin, bağımsız milletvekillerinin
olduğunu düşünmek gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ERKAN BAŞ (Devamla) -
Sayın Başkan, toparlayayım.
BAŞKAN Buyurun, devam
edin.
ERKAN BAŞ (Devamla) İkincisi
değerli arkadaşlar: Sonuçta bu sorunlar sadece bizim ülkemizde
yaşanmıyor. Biz oturduk, Meclis araştırma biriminden de
rapor istedik; hep birlikte çalıştık dünyada bu sorun nasıl
çözülmüş, dünya parlamentolarında, başka ülkelerde bu sorun
nasıl çözülmüş diye. Ve bu örnekleri değerlendirdikten sonra,
bizim mevcut durumumuza en uygun olduğunu düşündüğümüz İç
Tüzüke bir fıkra eklenmesi önerisini salı günü Meclis
Başkanlığına verdik. Bakın, çare aslında çok
basit eğer burada hep beraber karar verirsek yapılacak şey
şudur, diyeceğiz ki: Siyasi parti gruplarına mensup olmayan
bütün milletvekilleri karma grup çatısı altında bir araya gelir
ve karma grup da siyasi parti gruplarının haklarıyla,
sorumluluklarıyla eşit haklara ve sorumluluklara sahiptir. Bir ilk
adım olarak bizim tüm milletvekili arkadaşlarımıza, siyasi
parti gruplarına çağrımız budur. Bir İç Tüzük
değişiklik teklifi verdik; gelin, bu İç Tüzük
değişiklik teklifi bizim olmaktan çıksın, tüm Meclise ait
bir İç Tüzük değişiklik teklifi olsun diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve HDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Turan, yerinizden bir söz
talebiniz oldu.
Buyurun.
III.- AÇIKLAMALAR
1.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın,
İstanbul Milletvekili Erkan Başın gündem dışı
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın vekilin ifade ettiği dünkü
-tırnak içerisinde- sataşma, aslında grubumuza dönük, Askerlik
Yasasıyla ilgili Noter görevi görüyorsunuz, gelen metni aynen
geçiriyorsunuz. demeye ilişkin bir cevaptı. Şu doğru bir
yaklaşım değil Sayın Başkanım: Siz bir ithamda
bulunuyorsunuz, biz polemik uzamadan, büyük bir gündem olmadan cevap
verdiğimizde de buna ilişkin bir alınganlık
gösteriyorsunuz. Bu doğru değil yani bir insan bir şey diyorsa
buna ilişkin cevabımızı vermek durumundayız.
Tabii, Tüzükte sözlerimizi kesen, grubu olmayan
partilere imkân sağlamayan maddeleri tartışalım,
konuşalım ve daha çoğulcu, daha katılımcı bir
Tüzükü hep beraber yapalım; bu, başka bir gündem maddesi. Fakat
tartışmanın konusu Noter gibi görev yapıyorsunuz.
iddiasıydı.
Bir daha söylüyorum: Askerlik bizim ortak meselemiz.
1927 tarihli bir kanun var. Bu kanun şimdiye kadar yüzden fazla defa
revize edilmiş, değiştirilmiş, eklenmiş,
çıkarılmış vesair. Şu anda bunu görüşmek
istiyoruz fakat bu görüşmeyi yaparken de -tüm kamuoyunun takip ettiği
gibi- Bakanımız tüm partilerle görüşüyor; bizler, grup
başkan vekilleri bir araya gelip görüşüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayınız Sayın
Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) 84 madde az bir sayı
değil, tüm yasal konuşmalar da değerlendirilse belki iki ay
sürer. Ama uzlaşı zemininde beraber tartışarak ülkemizin en
iyi bir modelle beraber askerlik sorununu çözelim ve bu kanunu geçirelim
istiyoruz. Uzlaşı niyetimizden dolayı ki daha -tırnak
içerisinde- yavaş gidip anlayıp dinleyip ziyaretler yapmaya
çalışıyoruz. Sayın konuşmacının da bu
konudaki emeğimizi takdir etmesini bekleriz. Noter gibi bu işi
yapacak olsaydık kimseyle konuşmadan görüşmeden sadece oylama
yapabilirdik. Ama bir daha diyorum: Askerlik ortak paydamız, tüm
partilerin kanaatlerini alıyoruz; ciddi anlamda çalışmalar
yaptık, revizeler söz konusu. Bugün de Savunma Bakanımız tüm
partileri ziyaret edecek ve çıkacak ortak kanaate göre -ümit ediyorum- 84
madde arzu edilirse bir saatte biter, arzu edilip bitmezse haftaya biter. Ama
ok yaydan çıktı tabiri caizse. Gelin, hep beraber, uzlaşı
zemininde, birbirimizi itham ederek noter gibi falan diyerek değil
anlaşarak, konuşarak en iyi kanunu beraber çıkaralım
diyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Peki, teşekkür ediyorum.
ERKAN BAŞ (İstanbul) Sayın
Başkan, tutanaklara geçsin diye söylüyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Baş.
ERKAN BAŞ (İstanbul) Şimdi, ben,
özellikle sataşma olmasın diye tutanaktan okudum Bülent Beyin
ifadelerini.
BAŞKAN Biliyorum, dün de
tartışmıştık zaten bu konuyu.
ERKAN BAŞ (İstanbul) Dün de tartıştık.
Gerçekten iki başlık vardı. Bir tanesi, benim bir
eleştirime yanıt verdi, başüstüne. Ben, noter gibi
çalışıyorsunuz dedim, Hayır, noter gibi
çalışmıyoruz. dedi. İsterim ki bunu uzun uzun
tartışalım bir gün gündem hâline getirelim ama şimdi konu o
değil.
İkincisi: Onun bana bir ithamı vardı
Parlamentoya gelmediğim, çalışmaları takip etmediğimle
ilgili.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Az geldi Sayın
Başkan çünkü çok yoğun genel başkan, o yüzden.
BAŞKAN Sayın Turan, lütfen
ERKAN BAŞ (İstanbul) Sanıyorum,
bunu şimdi gündem hâline getirmediğine göre düzeltme ihtiyacı
hissetti. Teşekkür ediyorum kendisine.
BAŞKAN Teşekkür ederim, sağ olun.
ERKAN BAŞ (İstanbul) Üçüncüsü de:
Arkadaşlar, şimdi elimde bir rakam var. Şu ana kadar 27nci
Dönemde 21 kere kanun yapmışız, tamamı AKP Grubunun
önerilerinden oluşuyor, muhalefetin herhangi bir kanun teklifi henüz
Parlamentodan geçmedi. Bunu da Genel Kurulun takdirine bırakıyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan,
daha fazla gelmesi lazım genel başkanın.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili
Levent Gökün, siyasi partilerin Meclisin artan çoğulcu
yapısını dikkate alarak çalışma yapmasının
yararlı olacağına ilişkin konuşması
BAŞKAN - Şimdi, tabii, Meclisimizde bu
dönem gerçekten çoğulculuk yapısı daha da arttı. Tüm siyasi
partilerimizin bu artan çoğulculuk yapısını dikkate alarak
varsa eksikliklerin giderilmesi konusunda bir anlayış içerisinde çalışmalar
yapmasının ben yararlı olacağını ben de düşünüyorum.
Hepinize teşekkür ederim.
Şimdi değerli arkadaşlarım,
sisteme giren milletvekillerimize yerlerinden birer dakikayla söz
vereceğim. Bu sözlerin ardından da sayın grup başkan
vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
Sayın Şeker
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Kocaeli Milletvekili İlyas Şekerin,
Kocaelide düzenlenen Sosyal Medya Araçlarının Medeniyet ve
Değerlerimiz Üzerindeki Etkileri konulu Birinci Gençlik Sempozyumuna
ilişkin açıklaması
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
11 Haziran Salı günü seçim bölgem Kocaelide 5
üniversite, Büyükşehir Belediyesi ve Körfez Belediyesinin desteğiyle,
Körfez Fen Lisesinin öncülüğünde 16 proje okulunun
katılımıyla Sosyal Medya Araçlarının Medeniyet ve
Değerlerimiz Üzerindeki Etkileri konulu Birinci Gençlik Sempozyumu
yapıldı, 36 öğrenci bildiri verdi. Yediden yetmişe sosyal
medya arkadaşlığının arttığı günümüzde
sosyal medyadaki kirli bilgilere ve yıkıcı gücüne dikkat
çekilmesi, bilinçli sosyal medya okuryazarlığına sahip
olunması, sosyal medyayı doğru kullanma ve kaliteli zaman
geçirme konusunda aile ve gençlerin bilinçlendirilmesi konularının
işlendiği bu sempozyumu önemsediğimi ifade etmek istiyorum.
Birinci Gençlik Sempozyumunda emeği geçen
Kocaeli İl Millî Eğitim Müdürlüğüne, Körfez İlçe
Müdürlüğüne, Fen Lisesi Müdürü ve öğretmenlerine, sempozyum sorumlusu
Neslihan Gülçebiye teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Taşkın
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur
Taşkının, 2018-2019 eğitim öğretim
yılının sona ermesiyle öğrencilerin alacağı
karnenin başarı ya da başarısızlık belgesi
olmadığına, 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak olan
Yükseköğretim Kurumları Sınavına girecek öğrencilere
başarılar dilediğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
2018-2019 eğitim öğretim yılı
yarın sona erecek ve 18 milyon öğrencimiz karne heyecanı
yaşayacak. Öncelikle, tatili hak eden, başta sevgili
öğrencilerimiz olmak üzere, öğretmenlerimiz, idarecilerimiz ve
velilerimiz için yaz tatilinin hayırlı olmasını diliyorum.
Buradan karne heyecanını çocuklarıyla
beraber yaşayan velilerimize seslenmek istiyorum: Karne bir
başarı ya da başarısızlık belgesi değil,
eksik yanlarımızı görmemizi sağlayan bir araçtır.
Başarısız öğrenci yoktur, her çocuğun çok iyi
olduğu bir alan mutlaka vardır. Eğitimin amacı,
çocuğun bu yeteneğini keşfedip geliştirmektir.
Öte yandan, hafta sonu yapılacak üniversite
sınavı 2019 YKSye, Yükseköğretim Kurumları
Sınavına girecek öğrencilerimize de buradan başarılar
diliyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Yalım
4.- Uşak Milletvekili Özkan Yalımın,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak memurlara, polislere, öğretmenlere,
sağlık çalışanlarına ve imamlara 3600 ek gösterge
verilinceye kadar konunun takipçisi olacaklarına ilişkin
açıklaması
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Değerli vatandaşlarımız,
biliyorsunuz 24 Haziran seçimleri öncesi İlk yüz günde ve ikinci yüz
günde yapacağız. diye sözler verildi. AK PARTİ Genel
Başkanı ve birçok bakan verdi bu sözleri. Bunları billboardlarda
ve TVlerde yayınladılar. Bu vaatlerden bir tanesinde ise
Memurlarımıza, polislerimize, öğretmenlerimize,
sağlık çalışanlarımıza ve imamlarımıza
3600 ek gösterge verilecek. dendi ama sözler tutulmadı. Değil yüz
gün, değil iki yüz gün, neredeyse üç yüz altmış beş gün
geçti. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, memurlarımıza,
polislerimize, öğretmenlerimize, sağlık
çalışanlarımıza ve imamlarımıza 3600 ek gösterge
verilinceye kadar bu konunun takipçisi olacağız diyorum.
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Özkan
5.- Mersin
Milletvekili Hacı Özkan, 2018-2019 eğitim öğretim
yılının sona ermesiyle tatile giren, karne sevinci yaşayan
çocukları ve gençleri kutladığına, öğretmenlere
fedakârlıkları için teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
HACI ÖZKAN (Mersin) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Yarın 18 milyona yakın öğrencimiz ve
tabii ki ailelerimiz ve öğretmenlerimiz karne heyecanı
yaşayacak. Eğitim öğretim yılını tamamlayarak
tatile giren ve karne sevinci yaşayan çocuklarımızı ve gençlerimizi
kutluyor, öğretmenlerimize fedakârlıkları için teşekkür
ediyorum. Bu süreçte, bizlere düşen, karne sonuçları ne olursa olsun
çocuklarımızın öz güvenini zedeleyecek tutumlardan özenle
kaçınmalı, çocuklar üzerinde yıkıcı etkiler
oluşturacak tepkiler yerine yapıcı ve teşvik edici
yaklaşımları benimsemeliyiz.
Çocuklarımızın uzun yaz tatili
sürecini iyi bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Aileler olarak
çocuklarımızı iyi yönlendirmeliyiz. Çocuklarımız
tatilde elbette ki dinlenecekler ve spor yapacaklar ama en önemlisi
onların bu tatilde kitap okumaları ve ailelerinin destek ve sevgisini
hissetmeleridir.
Bütün öğretmen ve öğrencilerimize
aileleriyle birlikte huzur dolu bir tatil diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Şimşek
6.- Mersin Milletvekili Baki Şimşekin,
inşaat sektöründe ciddi sıkıntılar
yaşandığına ilişkin açıklaması
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, inşaat sektöründe ciddi
sıkıntılar yaşanmaktadır. Özellikle yaz ayları,
müteahhitlerin konut teslimi, daire satışı, ev sahibi olmak
isteyen vatandaşların da daire almak için beklediği
aylardır, kira sezonudur.
KOBİ destek paketi açıklanmış ve
yaklaşık 25 milyarlık bir teşvik paketi Sayın Maliye
Bakanı tarafından açıklanmıştır. Biz bunu olumlu
buluyoruz. Bununla beraber, inşaat sektörünün kendini toparlayabilmesi
için, özellikle konut kredi faiz oranlarının mutlaka ivedi olarak
düşürülmesini ve konut alacak insanların mali yükünün
azaltılmasını; ikinci olarak, müteahhitlerin KDV
alacaklarının ödenmesini ve bir nebze olsun
rahatlamalarını
Bir de ayrıca, müteahhitlere dönük mutlaka
ayrı bir destek paketi açıklanmalıdır çünkü inşaat
sektörü gerçekten, Türkiyenin hem büyümesi adına hem istihdam adına
lokomotif sektörlerinden biridir. Bununla ilgili, tabii,
yatırımcıların da hataları vardır. Bundan sonraki
konuta dönük yatırımların da arz-talep dengesi göz önünde
bulundurulup yapılması ve Türkiyenin bir beton
yığınına dönüştürülmemesi gerekmektedir.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
7.- Osmaniye Milletvekili Mücahit
Durmuşoğlunun, Tunceli kırsalında çıkan
çatışmada şehit düşen hemşehrisi Ökkeş Edeye ve
Kütahyalı Emre Üçkana Allahtan rahmet dilediğine, Kuzey Irakta
yürütülen Pençe Harekâtına kararlı şekilde devam
edildiğine ilişkin açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkan.
11 Haziran gecesi Tuncelide bölücü teröristlerle
çıkan çatışma sonucu şehit olan ve dün ebediyete
uğurladığımız Osmaniyeli kahraman hemşehrimiz
Ökkeş Edeye, Kütahyalı kahramanımız Emre Üçkana ve tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından 27
Mayıs 2019da Irakın kuzeyindeki Hakurk bölgesinde stratejik terör
hedeflerinin etkisiz hâle getirilmesi amacıyla başlatılan
pençe adı verilen harekâtımız kararlı bir şekilde
devam etmektedir. On sekiz gündür devam eden Pençe Harekâtı kara ve hava
birliklerimizin yanı sıra İHA ve SİHAlarımız
tarafından da desteklenmekte ve ilk kez yerli ve millî olma
özelliğini taşıyan BORA füzesi kullanılmaktadır.
Harekâtın başlangıcından bu yana
45 PKKlı terörist etkisiz hâle getirilirken imha edilen mayın
sayısı 101 oldu. Teröristlerin kullandığı 126
mağara ve sığınak kullanılamaz hâle getirildi.
Harekâtımız kapsamında Hakurkun tamamen kontrol altına
alınmasıyla bir ilk yaşanacak ve PKK Irakın kuzeyinde
dağlık alan kontrolü ve iddiasını kaybetmiş
olacaktır.
Harekâta katılanlara Allahtan muvaffakiyetler
diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Ödünç
8.- Bursa Milletvekili Atilla Ödünçün, 16 Haziran
Pazar günü kutlanacak olan Babalar Gününü tebrik ettiğine ilişkin
açıklaması
ATİLLA ÖDÜNÇ (Bursa) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; bu yıl 16 Haziran Pazar günü
kutlayacağımız Babalar Gününü şimdiden tebrik ediyorum.
Çocukların babalarına vereceği en
güzel ve en anlamlı hediye, onlara layık evlatlar olarak
vatanına, milletine ve insanlığa hizmet eden bireyler
olmasıdır. Babaların her zaman hatırlanması;
onların bir çınar ağacı gibi, dünyaya geldiğimiz andan
ayaklarımızın üzerinde duruncaya, ailemizi kuruncaya ve son
nefesimizi verinceye kadar büyük bir gurur ve özveriyle yardım ve
desteğini esirgemeyen, maddi ve manevi, her an yanı
başımızda olduklarını unutmamamız gerekir.
Kalbi sevgi dolu, sevecen, cömert, kibar,
anlayışlı, şefkatli tüm babaların ve baba
adaylarının en özel ve en anlamlı gününü kutluyor; kıymetli
babamın ellerinden, prenseslerim Zeynep ve Dilaranın
yanaklarından, tüm çocukların gözlerinden öpüyor, saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Ünsal
9.- Ankara Milletvekili Servet Ünsalın,
toplumda kutuplaşma ve ayrışma yaratma çabasında olan Önder
Gökçekaya hakkında işlem yapılıp
yapılmayacağını İçişleri Bakanından öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
SERVET ÜNSAL (Ankara) Teşekkürler.
Değerli arkadaşlar, iç işlerine bakan
Sayın Soyluya: İktidarın yarattığı nefret ve
şiddet söylemi her geçen gün daha tehlikeli boyutlara ulaşıyor.
Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğluna yönelik alçak
saldırıda gözaltına alınıp serbest bırakılan
inek hırsızı saldırganın elini öperek kendini
göstermeye ve gündeme gelmeye çalışan şahıs bir kez daha
şiddet ve saldırganlıkla karşımıza
çıktı. İktidar partisi mensubu olduğu bilinen Etimesgut
belediye başkan aday adayı Önder Gökçekaya elinde otomatik silahlarla
poz vererek tüm yurttaşların güvenliğinden sorumlu olması
gereken İçişleri Bakanının adını anarak
saldırgan söylemini sürdürmüş ve bir başka mesajında da
seçilmiş İstanbul Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğluna tehdit içeren bir paylaşım
yapmıştır. Toplumda kutuplaşma ve ayrışma yaratma
çabasında olan bu şahıs hakkında acaba bir işlem
yapılacak mıdır? Acaba bu ülkede savıcı olmayan bir
savcı çıkacak mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Filiz
10.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin
Filizin, Gaziantep ilinde Suriyelilere bağlı olarak artan nüfus
karşısında yetersiz kalınan sağlık hizmetlerinde
eksikliklerin giderilebilmesi için Sağlık Bakanının
gereğini yerine getirmesini beklediklerine ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gaziantepte son zamanlarda Suriyelilere
bağlı olarak artan nüfus karşısında sağlık
hizmetleri yetersiz kalmaktadır. Küçüklü büyüklü enfeksiyon
hastalıkları bir yana TÜİKin açıkladığı
ölüm istatistikleri verisine göre bebek ölümünde binde 15 oranıyla Gaziantep
bölgede ilk sırada. Suriyeli nüfusu 400 binin üzerinde. Suriyelilerin
doğum oranı Türklere göre 3 kat fazla. Yerel basında çıkan
haberlere göre çok fazla gebe olduğu için takibinin
yapılamadığı, bunun erken doğumlara yol
açtığı, gebelerin hijyen olmayan ortamlarda doğum
yaptığı, devlet hastanelerinde kadın ve doğum
hastalıkları uzman sayısının yetersiz olduğu ve
36 sağlıkevinde ebenin olmadığı vurgulanmaktadır.
İlave olarak çocuk cerrahisi, beyin cerrahisi, çocuk hematolojisi ve çocuk
onkoloji uzmanları ve pratisyen hekim sayılarının da
yeterli olmadığı belirtilmektedir. Sağlık
Bakanlığımızın eksikliklerin giderilmesi konusunda
gereğini titizlikle yerine getirmesini bekliyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Yeşil
11.- Ankara Milletvekili Nihat Yeşilin,
yazarların, milletvekillerinin, gazetecilerin ve iş
insanlarının haksız yere cezaevlerinde yattığına
ilişkin açıklaması
NİHAT YEŞİL (Ankara)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Siyasi iktidar sözüm ona yargı reformuyla
değişiklik yapmak isterken ne yazık ki Cumhuriyet gazetesi
yazarları, milletvekilleri -Eren Erdem, parti meclisi üyemiz- gazeteciler,
iş insanları haksız yere cezaevlerinde yatıyor.
Geçtiğimiz ay evinin önünde uğradığı saldırı
sonucu ağır yaralanan Yeniçağ gazetesi yazarı ve Türkiyem
TV sunucusu Yavuz Selim Demirağ, Cumhurbaşkanına hakaret
suçundan cezaevine gireceğini bugün gazetesindeki köşesinde
yazmıştır. Sayın Yavuz Demirağ şöyle diyor:
Suçum Cumhurbaşkanına hakaret. Daha önce yazdım, FETÖcü
polislerin kumpasıyla tutulan fezleke, konuşma metninin kaseti bana
verilmedi. Montajsız video izletilmedi. Karar gıyabımda verildi,
hâkim dinlemedi bile. Talimatla alınan ifadeyi yeterli gördü, istinaf
mahkemesi de hiçbir işlem yapmadan onayladı. Düşünebiliyor
musunuz? Sayın Genel Başkanımıza linç girişimi
yapanlar, Sayın Demirağ ölesiye dövüldü, günlerce hastanede
yattı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öztunç.
12.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunçun,
Kahramanmaraş ilinin köy ve mahalle yollarının
perişanlık içerisinde olduğuna ilişkin açıklaması
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Seçim bölgem Kahramanmaraşın köy ve
mahalle yolları perişanlık içerisinde. Afşinin
Kaşanlı, Haticepınar, Koçovası, Büyüktatlı köy
yolları; Elbistanın Sevdilli, Kantarma, Gücük köy yolları;
Ekinözünün Çiftlik, Ambar, Alişar, Çiftlikkale, Nergele köy yolları;
Pazarcık ilçesinin Hürriyet Mahallesi ve Payamlı Obası
içerisindeki köy yolları perişanlık içerisinde. 1960lı
yılların Türkiye şartları içerisinde insanlar yolculuk
yapmaya çalışıyorlar. Çağlayanceritin Bozlar-Abbasiye
arasındaki Aksu Köprüsü çöktü bakımsızlıktan dolayı.
Hâlâ bu köprü yapılmıyor, neden yapılmıyor? Sorulduğu
zaman da Büyükşehir Belediyesi Borcumuz var, borçtan dolayı çalışamıyoruz.
diyor. Bir önceki belediye AK PARTİydi bugünkü belediye de AK PARTİ.
AK PARTİli belediye borç yaptı, AK PARTİli yeni gelen
belediyeyse hizmet yapamıyor, çünkü Borç var. diyor.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Kaynarca
13.- İstanbul Milletvekili Tülay
Kaynarcanın, Askeralma Kanunu Teklifinin milletin beklentisiyle
şekillendiğine ilişkin açıklaması
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Gazi Meclisimizin
gündeminde yeni askerlik sistemi var. Aziz milletimizin beklentisiyle
şekillenen Askeralma Kanunuyla birlikte zorunlu askerlik süresi
kısalıyor, kalıcı bedelli askerlikte bir aylık temel
eğitim öngörülüyor. Kanun, yedek astsubaylık gibi köklü değişiklikleri
de içeriyor yani planlı ve bilinçli bir şekilde profesyonel
askerliğe geçiş hazırlıkları da
değerlendiriliyor. Bu düzenlemeler, aziz milletimizin beklentisidir yani
reform niteliğindedir ve de kanun yürürlüğe girdiğinde süresi
dolan Mehmetçiklerimizin de terhisi gerçekleşecektir.
Ben şimdiden hayırlı
olmasını diliyorum.
BAŞKAN Sayın Gözgeç
14.- Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeçin,
halkın seçimden sonra insanları işinden edenlerin, nefret suçu
işleyenlerin, yargı mercilerini çete diyerek hedef gösterenlerin
kim olduğunu ferasetiyle bulacağına inandığına
ilişkin açıklaması
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün sorular sormak istiyorum.
Söz namustur. diyerek seçimden önce Hiçbir
kişinin işiyle, aşıyla oynamayacağız. deyip
seçimden sonra insanları işinden edenler kim? Göreve gelir gelmez
insana hizmet yerine faşizan bir anlayışla ayrımcı,
yasakçı zihniyetle âdeta nefret suçu işleyenler kim? Hukuki kurallar
çerçevesinde karar veren yargı mercilerini eleştiri
sınırlarını da aşıp çete diyerek hedef
gösterenler kim? Bu soruların cevabını halkımızın
ferasetiyle bulacağına inanıyorum.
Son söz; gecesi sümbül kokan, Türkçesi bülbül kokan
İstanbulun maskesiz, samimi, laf değil iş üreten Sayın
Binali Yıldırımla yıldırım hızında
daha fazla hizmetlere, güzelliklere kavuşacağına
inanıyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Yirmi beş senedir
neredeydiniz?
BAŞKAN Sayın Aycan
15.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer
Aycanın, büyük dava adamı Dündar Taşeri rahmetle
andığına, 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim
Kurumları Sınavına girecek öğrencilere başarılar
dilediğine ve kalıcı insan gücü planlamasının
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; büyük dava adamı, sadakat
örneği ağabeyimiz Dündar Taşer Beyi rahmetle ve minnetle
anıyorum.
Sayın Başkan, hafta sonu üniversiteye
giriş sınavı yapılacaktır. Yaklaşık 2,5
milyon gencimiz sınava girecektir. YÖK bölümlerin
kontenjanlarını henüz açıklamamışken Türkiyedeki yükseköğrenim
görmüş gençlerin yüzde 25inin işsiz olduğuna dikkat çekmek
istiyorum. Mevcut mesleklerin hiçbirinde Türkiyenin insan gücü
açığı yoktur.
Bu durumu dikkate alarak ve üniversitelerin
altyapı, öğretim üyesi kapasitesini dikkate alarak bölüm
kontenjanlarının belirlenmesini istiyorum. Uzun vadede ise ülkemiz
için kalıcı insan gücü planlamasının
yapılmasını ve ona göre hareket edilmesini istiyorum.
Tüm gençlerimize başarılar diler, her
şeyin gönüllerince olmasını dilerim.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Özen
16.- Bursa Milletvekili Refik Özenin, 13 Haziran
münzevi ve mütecessis fikir işçisi Cemil Meriçi ebediyete irtihalinin
32nci seneidevriyesinde rahmetle andığına ilişkin
açıklaması
REFİK ÖZEN (Bursa) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Aydın olmak için önce insan olmak lazım.
İnsan, mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz,
konuşur; maruz kalmaz, seçer. Aydın, kendi kafasıyla
düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan,
uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya
çalışan bir tecessüs. ve Vatanlarını yaşanmaz
bulanlar vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır.
diyen, ülkemizin yetiştirdiği büyük mütefekkir ve hayatını
Türk insanına adayan, bu ülkenin derdiyle dertlenmiş, münzevi ve
mütecessis bir fikir işçisi Cemil Meriçi ebediyete irtihalinin 32nci
seneidevriyesinde sevgi, saygı ve rahmetle anıyorum. Ruhu şad
olsun, mekânı cennet olsun diyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şevkin
17.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
hastane yetersizliği nedeniyle Adana ilinin Yüreğir, Seyhan, Ceyhan
ve Karataş ilçelerinde yaşanan sorunlara ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Sayın
Başkan, Adananın merkez ilçeleri Yüreğir ve Seyhan, ayrıca
Ceyhan ve Karataş, hemşehrilerimizin hastane yetersizliği
nedeniyle büyük sorun yaşadıkları ilçelerdir. Nüfusu 300 bine
yaklaşan Yüreğirde 2012 yılında Adana-Karataş yolu
üzerinde, yıkılan devlet hastanesinin yerine yedi yıldır
bir yenisi yapılmadığı için buradaki
vatandaşlarımız ölmez de sağ kalırsa şehir
hastanesine yetişiyorlar.
Yine benzer şekilde, nüfusu 500 bine
ulaşan Seyhanda ödenek ayrıldığı söylenmesine
rağmen hâlen bir hastane yapılmamıştır. Ceyhanda yine
yılan hikâyesine dönen, altı yıldır bitmeyen bir devlet
hastanesi söz konusudur. Karataşta teçhizat, doktor yetersizliği
nedeniyle atıl konumda olan bir devlet hastanesi vardır. Bizler
şehir hastaneleri yerine butik veya devlet hastanelerini öneriyoruz
Sağlık Bakanlığına.
Ayrıca, İstanbulda Sayın Ekrem
İmamoğluyla her şey çok güzel olacak diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Güneş
18.- Uşak Milletvekili İsmail
Güneşin, 14 Haziran Dünya Kan Bağışçıları
Gününe ilişkin açıklaması
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 14 Haziran Dünya Kan Bağışçıları
Günüdür. 2 litre ani kan kaybı insanı hayattan ederken 1 ünite kan
insanı hayata bağlar. Kan insan vücudu tarafından üretilen
eşsiz ve mucizevi bir ürün olup bedeli asla parayla ölçülemez. Hiçbir
bedel almadan kan bağışı yapan tüm
vatandaşlarımızdan Allah razı olsun.
Ülkemizde 2018 yılında 2 milyon 571 bin
482 ünite kan bağışı yapılmıştır.
Ülkemizde nüfus oranına göre kan bağışı oranı
yüzde 4,9dur. İlkler şehri olan kendi şehrim Uşak ilimizde
kan bağışında bu oran yüzde 8,7yle Türkiye
ortalamasının yaklaşık 2 katı olmuştur, 2015
yılında da Türkiye 1incisi olmuştur. Hem Uşaklı
hemşehrilerimizin hem de tüm kan
bağışçılarımızın gününü tebrik eder,
şükranlarımı sunar, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Sayın Osmanağaoğlu
19.- İzmir Milletvekili Tamer
Osmanağaoğlunun, büyük Türk milletinin ulusal güvenliği
sağlamak adına her türlü adımı atacak iradeye ve kudrete
sahip olduğuna, 14 Haziran Türk milliyetçisi Dündar Taşeri Hakkın
rahmetine kavuşmasının 47nci seneidevriyesinde rahmetle
andığına ilişkin açıklaması
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
ABD başta olmak üzere, sadece
çıkarları söz konusu olduğu zaman müttefikimiz olduğunu
dillendiren ikiyüzlü ülkelerin Türk milletine olan hasımlıklarını
açık eden adımları kabul edilemez. ABDnin Savunma Bakan Vekili
aracılığıyla, Türkiye'nin bütün yükümlülüklerini
sağlamasına rağmen ve uluslararası hukuku yok sayan
F35lerin teslimatının iptalini gündeme getiren mektubu rezaletin
ötesinde Türk milletine yapılan bir saygısızlıktır.
Hatırlatmakta fayda görüyorum, büyük Türk milletinin kurucu iradesinin
kaynağı olan Türk milleti de büyük millettir. Ulusal güvenliğini
sağlamak için her türlü adımı atacak iradeye ve kudrete
sahiptir.
Diğer yandan, bugün Dündar Taşer Bey'in
Hakkın rahmetine kavuşmasının seneidevriyesi vesilesiyle
büyük Türk milliyetçisi, düşünür ve mümtaz şahsiyet Dündar
Taşeri rahmet ve minnetle anıyorum. Manevi huzurunda hürmetle
eğiliyorum.
BAŞKAN Sayın Öztürk
20.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürkün, 14
Haziran Türk milliyetçisi Dündar Taşeri vefatının 47nci
yıl dönümünde rahmetle andıklarına ilişkin
açıklaması
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Ülkücüler ipeğe
sarılmış çelik gibidir." diyen Dündar Taşer gerçek bir
Türk milliyetçisiydi. Türk milletini iyi anlamıştır. İyi
anladığı için meseleleri iyi tahlil ederdi. Dündar Taşerin
millet tanımı, üzerinde durulması gereken çok önemli bir
noktadır. Çünkü kutuplaşmanın, fikir
çatışmalarının yoğun yaşandığı bir
dönemde saldırgan bir milliyetçilikle gençleri teşkilatlandırmak
yerine birleştirici, dirliğe ve birliğe önem veren bir millet
tanımıyla gençlerin yetişmesini sağlamıştır.
Taşere göre millet, binlerce sene içinde kanın, imanın,
duyguların birleşmesiyle yoğrulmuş ve müşterek
kıymet hükümleri hâlinde billurlaşmış müşterek
davranışlar hâlinde haz ve elemi beraber tadan, birbirinden haberi
yokken de birbirleri gibi olan varlıktır. Büyük Türkiye ülküsünün
mümtaz temsilcisi, buhranlı dönemlerimizde meselelerimizin sahibi Dündar
Taşeri vefatının 47nci yılında rahmetle
anıyoruz. Dündar ağamız, Dündar ağabeyimiz yüreklerden hiç
çıkmasın, ruhu şad, mekânı cennet olsun.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
21.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, 13
Haziran büyük mütefekkir Cemil Meriçi vefatının 32nci, 14 Haziran
Türk milliyetçisi Dündar Taşeri vefatının 47nci yıl
dönümünde rahmetle andığına, 15-16 Haziran tarihlerinde
yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavına
girecek öğrencilere başarılar dilediğine ilişkin
açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 13 Haziran 1987de Hakka yürüyen örnek bir Türk
aydını olan büyük mütefekkir Cemil Meriçi vefatının 32nci
yılında rahmetle anıyorum. Gençlik millet geleceğinin
teminatıdır. sözüyle Türk gençliğinin üzerine yüklenen tarihî
misyonu ortaya koyan; fikir, iman, ülkü aşkını yüreğinde
çelikleştiren büyük fikir ve dava adamı Dündar Taşeri ebediyete
intikalinin 47nci yılında rahmet, minnet ve saygıyla yâd
ediyorum. Ruhu şad olsun.
Bu hafta sonu ÖSYM tarafından yapılacak
olan, milyonlarca gencimizin üniversiteye yerleşmek için gireceği
Yükseköğretim Kurumları Sınavında tüm kardeşlerime
başarılar diliyorum. Cenab-ı Allah yollarını açık
eylesin. Hepsine zihin açıklığı diliyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kılıç
22.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, 2018-2019 eğitim öğretim
yılının sona ermesiyle tatile giren öğretmen ve
öğrencilere iyi tatiller dilediğine ve insanın kendi ırkını
kutsayıp diğer yeryüzü ırklarını sömürmesinin
insanlığın en büyük problemi olduğuna ilişkin
açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tüm öğretmen ve öğrencilerimize iyi
tatiller diliyorum.
Malcolm Xin hayatında hac önemli bir
dönüşümdür, şöyle yazar: Hiç böyle bir şeye şahit
olmamıştım; böyle sıcak kucaklaşmalar,
ırkları ve renkleri ne olursa olsun gerçek kardeşlik
gösterilerine. Etrafımdaki her renkten insanın sergilediği bu
cana yakınlık karşısında söyleyecek söz bulamıyorum.
Bunlar beni tüm eski düşüncelerimi yeniden gözden geçirmeye ve takındığım
birçok tavrı bir kenara atmaya zorluyor.
İnsanın kendi ırkını
kutsayıp göklere çıkararak diğer yeryüzü
ırklarını küçümseyip, aşağılayıp,
ötekileştirip ezmesi, sömürmesi ve toptan değerleriyle beraber yok
etmeye çalışması ırkçılıktır ve bir Cahiliye
toplumu hastalığıdır ve insanlığın en büyük
problemidir.
BAŞKAN Sayın Keven...
23.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, Yozgat
çiftçisine sertifikalı tohum kullanım desteği ödemesinin ne
zaman yapılacağını Tarım ve Orman Bakanından
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
çiftçilerimize ödenen sertifikalı tohum kullanım desteği
ödemeleri hâlâ ödenmedi. Normalde ocak-şubat aylarında ödenen
tarımsal destekleme ödemeleri bu yıl dört beş ay gecikti.
Diğer destekleme ödemeleri mayıs ayında gecikmeli de olsa ödendi
ancak sertifikalı tohum desteği 13 Haziran itibarıyla ödenmedi.
Tarım ve Orman Bakanına Yozgatlı çiftçiler soruyor: Yozgat
çiftçisine tohum destekleme ödemeleri ne zaman ödenecektir? Çiftçilerimiz bir
an önce bu ödemenin yapılmasını bekliyor. Yazlık,
kışlık saraylara kaynak bulunabiliyorsa çiftçilere
yapılacak ödemeler için de gerekli kaynak bulunabilir diye
düşünüyorum.
Saygılar iletiyorum.
BAŞKAN Sayın Yaşar
24.- İstanbul Milletvekili Serap
Yaşarın, Mudanya Belediyesi Suriyelilere sahili yasakladı.
haberine ilişkin açıklaması
SERAP YAŞAR (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Geçtiğimiz günlerde Mudanya Belediyesi
Suriyelilere sahili yasakladı. diye bir haber düştü haber
kanallarına. Açıkçası, bu haberin doğruluğu konusunda
herhangi bir şüphe duymuyoruz. Belediye Başkanı Hayri
Türkyılmaz kişisel sosyal medya hesabından da yabancı
düşmanlığı içeren, nefret söylemi ve
ayrımcılık içeren bu dili kullanarak tekrar savundu verdiği
talimatı. Seçilmiş bir belediye başkanı olduğu ve
yaptırım gücünün de bulunduğu dikkate
alındığında ırk üstünlüğü ve nefrete dayalı
fikirleri yaymak anlamına gelen bu açıklamalar fikir ve ifade
özgürlüğü olarak nitelendirilemez ve hem ulusal hem de uluslararası
metinlerde suç teşkil eder. Bu tutumuyla belediye başkanı
görevini kötüye kullanmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERAP YAŞAR (İstanbul) - Bu ifadelerden
sonra, göçmenlere yönelik herhangi bir şiddet olayı görüldüğünde
bu söylemlerin de bir etkisi olduğunu düşüneceğiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Karaduman, söz talebiniz
var. Aynı zamanda Saadet Partisinin bir temsilcisi olduğunuz için ben
sizin sürenizi biraz uzun tutacağım.
Buyurun.
25.- Konya Milletvekili Abdulkadir
Karadumanın, 13 Haziran büyük mütefekkir Cemil Meriçi
vefatının 32nci seneidevriyesinde rahmetle andığına,
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlunun pasaportuna
terör şerhinin kim tarafından konulduğunu ve makam
aracının geçiş üstünlüğünün kaldırılıp,
koruma polislerinin kimin talimatıyla geri çekildiğini
İçişleri Bakanından öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle Kamus namustur. diyerek ülkemize ve
insanımıza önemli ufuklar açan Cemil Meriçi vefatının
seneidevriyesinde rahmetle anıyorum.
Aslında, dün de Genel Kurulda konuşulan ve
tartışılan, Genel Başkanımız Sayın Temel
Karamollaoğlunun pasaport meselesiyle alakalı ben birkaç hususa
burada dikkat çekmek istiyorum.
Sayın Genel Başkanımız, pasaport
meselesiyle alakalı olarak, 24 Haziran seçimleri sonrasında
pasaportunu yenilemek üzere Ankara Nüfus Müdürlüğüne gider. Başvurusu
esnasında, yenileme başvurusu esnasında pasaportun
verilemeyeceğini çünkü terör isnadı olduğunu Nüfus
Müdürlüğü ifade eder. Genel Başkanımız ve çalışma
ekibi ile İçişleri Bakanlığı
Müsteşarlığı şifahen birtakım temaslara geçerler
ve bunun neticesinde de terör ibaresi kaldırılır ve pasaport
yenilenir ve kendilerine takdim edilir ama 24 Haziran seçimleri
sonrasındaki aynı süreçte makam aracının geçiş
üstünlüğü kaldırılır ve kendisinin koruma polisleri geri
çektirilir. Bütün bunlardan haberdar edilen İçişleri Bakanı,
yine bugünlerde, özür dilemek yerine olayın
yaşanmadığını ileri sürerek örtbas etmeye
çalışmaktadır. Tabii, biz biliyoruz ki İçişleri
Bakanı fırıldak gibi döndüğünden dünü unutmuş olabilir
Dün dündür, bugün bugündür. diyebilir ama biz şu soruları kendisine
sormak istiyoruz:
Eğer bu meseleyle alakalı herhangi bir
problemin yaşanmadığını söylüyorsa pasaporta terör
şerhi kim tarafından konulmuştur? Bunun
açıklanmasını istiyoruz.
Makam aracının muafiyeti yani geçiş
üstünlüğünün kaldırılması kimin talimatıyla
gerçekleşmiştir ve koruma polisleri kimin talimatıyla geri
çektirilmiştir? Bunun cevabını bekliyoruz.
Eğer İçişleri Bakanının
işi yalan söylemek, insanlara haksız yere iftira atmak değil de
İçişleri Bakanlığı yapmak ise bu sorulara cevap
vermeli ve açıkça özür dilemelidir.
Yine, dün, aslında, İYİ PARTİ
Milletvekili Sayın Metin Erguna da teşekkür ediyorum bu konuyu dile
getirdiler ama kendileri bu konuyu dile getirirken -ben esefle takip ettim-
insan hakları alanında önemli çalışmalar yapıyorlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Karaduman.
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Konuşma
esnasında, insan haklarıyla alakalı önemli çalışmalar
yapmış olan, birçok sivil toplum kuruluşunda görevleri bulunan
hem de bir hukukçu olan AK PARTİ Trabzon Milletvekili Sayın Salih
Cora, aynen şunu söyledi: İngiliz pasaportu varsa ona terör
ibaresi konmuş olabilir. Tutanaklarda da bu, aynen bu şekilde
mevcut. Kendisini insan haklarıyla ilgili çalışma yapan birisi
olarak da ben hayretle takip ettim ve bu sözünü esefle de
kınadığımı burada belirtmek isterim. Eğer kendisi
bu meseleyle ilgilenmek yerine -bir Trabzonlu olduğu için de-
Trabzonlulara Pontusçu diyenlerle eğer mücadele ederse kanaatimce çok
daha makul bir işi yapmış olacağı
düşüncesindeyim.
Ben Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
izin verirseniz zabıtlara geçsin diye söylemek istiyorum.
Bakınız, ortada bir iddia var pasaport meselesiyle ilgili. Bu
iddianın çok eski olduğu ortaya çıktı zaten, Sayın
Genel Başkan da bunun eski bir iddia olduğunu ifade etti sonra. Yani
bir buçuk yıl önce olan bir konu bugün gündem oldu. Bu bir defa
başlı başına soru işareti. Eğer böyle bir mesele
varsa o gün gündem olması lazımdı. Kaldı ki buna
ilişkin Sayın Bakan açıklama yaptı, pasaportun kendisine
verildiğini ifade etti. Biz, bırakın Genel Başkanı,
Türkiye'deki her vatandaşımızın pasaportunu
almasını isteriz. Ama bu derdi, bu sorunu Meclise getirirken, özür
diliyorum, yalancı gibi, fırıldak gibi çok böyle sokak
ağzı ifadelerle taşımayı konunun çok ötesinde,
şık bulmadığımızı ve
kınadığımızı ifade etmek istiyorum Sayın
Başkan.
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Sataşmaya
kısa bir şekilde cevap vermek istiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sayın Başkan
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
şimdi sayın grup başkan vekillerimizin söz taleplerini
karşılayacağım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) İzin verirseniz 60a
göre söz istiyorum. Yine bir konuşmacı
arkadaşımızın Mudanya Belediyesiyle ilgili ithamları
vardı.
BAŞKAN Ekleyelim, yerinizden söz vereyim.
Herhâlde bugün Engin Bey yetkilendirdi sizi, orada ilave edersiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN - İYİ PARTİ Grubu
adına Grup Başkan Vekilimiz Sayın Ağıralioğlu.
Buyurun.
26.- İstanbul Milletvekili Yavuz
Ağıralioğlunun, Orta Doğuda ısınan süreç
içerisinde Amerika Birleşik Devletleriyle olan ilişkilerimizin
bozulmaya devam ettiğine ve Türk devletinin istikbaline dair egemenlik
haklarımızın bir toz zerresi kadar olanının bile feda
edilemeyeceğine ilişkin açıklaması
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Amerika Birleşik
Devletlerinin bilhassa Orta Doğu'da ısınan süreç içerisinde
bizimle ilişkileri her geçen gün bozulmaya devam ediyor. Biz,
altmış yedi yıllık NATO müttefikiyiz, NATOnun en büyük
ordusunu besliyoruz; buna rağmen, NATOnun üzerimize yüklediği bütün
mesuliyeti taşıyor olmamıza rağmen PYDye, PKKya, binlerle
ifade edilen rakamlarla tırlarla silah ve mühimmat sevk ediyor olması
NATO hukukunu bozmuyorsa,
NATO hukukuna yakıştırılabiliyorsa Türk devletinin müstakil
iradesiyle bozulan hukukun beraberinde getirdiği güvenlik
endişelerinden dolayı S400 alması da NATO hukukuna halel
getirmez. Hukuku karşılıklı muhafaza edeceksek Amerika
Birleşik Devletlerinin yükümlülükleri de vardır. Sen, müttefikinin
hasmına, düşmanına silah ve mühimmat desteği yaparsan,
Türkiye müstakil olarak iradesini muhafaza etmek için, kendi güvenliğini
sağlama almak için her türlü tedbiri alır. Bu anlamda iradenin
arkasında duracağız ama uluslararası ilişkiler, her
şartta her cümleyi ağzına geldiği gibi konuşabilmek
demek değildir; gücünü, kuvvetini, kudretini bilerek kurduğun
cümleler, gerçekleştirebilme ihtimalin olan tehditler üzerinden vakara
döner, gerçekleştirilemez tehditler devletimiz için de zillettir.
Amerika Birleşik Devletlerinin bize F35leri
vermeme teşebbüsüne S400 alırız. gibi bir meydan okumanın
müstakilliğimiz anlamında anlaşılabilir tarafı
vardır ama güçlü devletler Onu vermezsen kendim yaparım.
diyebileceği günlere alın teri döker. İnşallah o günleri
görürüz, inşallah bize verilmesi gerektiği hâlde PYDye verilen
tırları, silahları Yanlışlıkla onlara verdiniz,
biz onları aldık, geldik. diyeceğimiz kuvvetli, kudretli
günlerimiz olur; birincisi bu.
İkincisi, NATOdaki
varlığımıza rağmen, Amerika Birleşik
Devletlerinin bilhassa İsraille, yanına Mısırı
alarak, Arabistanı da yanına katarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul)
Yunanistanı da Güney Kıbrıs Rum kesiminin arkasına
yığarak Akdenizdeki egemenlik haklarımıza musallat
olmasına göz yumamayız. Türk ekonomisinin, Türk devletinin
istikbaline dair egemenlik haklarımızın bir toz zerresi kadar
olanını bile feda edemeyiz. Kıbrısta bir oldubittiye,
Doğu Akdenizde sular ne kadar ısınırsa
ısınsın, oradaki egemenlik haklarımızın bize
sağlayacağı imkânları kullanma irademize asla kimseyi
musallat ettirmeyiz. O anlamda, içeride, iç politikada AK PARTİyle
rekabetimize rağmen, Tayyip Bey dâhil AK PARTİdeki
arkadaşlarımızla rakip olmamıza rağmen,
dışarıda Tayyip Beyin şahsında ona sallanan
parmağı Türk devletine sallanan parmak sayarız, bu anlamda millî
bir duruş sergileriz; devletimize sallanmış parmak
sayacağımız bu şeyin arkasında, millî bir vecibe
olarak millî egemenlik haklarımızın muhafaza edilmesi için bir
güç verilmesi gereken her yerde duruşumuzla siyasi
koordinatlarımızı belirlemiş olmak için konuştum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Peki.
Söz sırası, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Bülbülde.
27.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün,
Suriyedeki İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesine yapılan havan
saldırısı sonucu yaralanan Mehmetçiklere Allahtan şifa
dilediğine, Antalya ili Muratpaşa ilçesinde hastanede meydana gelen
patlama sonucu hayatını kaybeden vatandaşa Allahtan rahmet
dilediğine, 14 Haziran Türk milliyetçisi Dündar Taşeri
vefatının 47nci, 13 Haziran büyük mütefekkir Cemil Meriçi
vefatının 32nci yıl dönümünde rahmetle andıklarına,
Tunceli ilinde gerçekleştirilen Dünya Rafting Şampiyonasına,
15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim
Kurumları Sınavına girecek öğrencilere başarılar
dilediğine ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesinde Suriye rejim
güçlerinin kontrol ettiği noktadan Türk Silahlı Kuvvetleri
kontrolündeki 10 numaralı gözlem noktasına 35 adet havan
atışıyla bir saldırı gerçekleştirilmiştir.
Yapılan havan saldırısı sonucu 3 Mehmetçikimiz hafif
şekilde yaralanmış, gözlem noktasında bulunan teçhizat ve
malzemelerden bir kısmı zarar görmüştür. Yaralı
askerlerimize Allahtan şifa dilerken bu saldırının bu
süreçte son derece manidar olduğunu ifade ederek Türk devletinin bu
meselenin takipçisi olduğuna inancımızı dile getiriyorum.
Yine, Antalya Muratpaşa ilçesinde özel bir
hastanenin çatı katında bulunan klima ünitesinde meydana gelen
patlama sonucu 1 vatandaşımız hayatını
kaybetmiştir. Vefat eden vatandaşımıza Allahtan rahmet,
kederli ailesine sabırlar diliyoruz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Mutlak manada millî, manevi, İslami değerlere
bağlı bir gençliği ülkü ve fikirler etrafında toplayarak
aksiyoner bir hareket oluşturmak zorundayız. diyerek ülkücü ve
milliyetçi harekete fikirleriyle yön veren, hareketimizin bugünlere gelmesinde
büyük emekleri olan, yazmış olduğu eserleriyle Türk gençliğini
iyiye, doğruya ve Türk milliyetçiliği fikrine yönelten büyük fikir ve
dava adamı Dündar Taşeri vefatının 47nci
yılında rahmet, minnet ve duayla anıyoruz.
Yine, başta dil, tarih, edebiyat, felsefe ve
sosyoloji alanları olmak üzere birçok alanda yazıları ve
araştırmalarıyla tanınan, Türk edebiyatının ve
kültür hayatımızın önemli değerlerinden merhum Cemil
Meriçi de vefatının 32nci yıl dönümünde saygı ve
şükranla anıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, dün şehit haberiyle anmış olduğumuz Tuncelide
Türkiyede ilk kez Munzur Çayında düzenlenmiş olan R4 Dünya Rafting
Şampiyonası 20 ülkeden yaklaşık 800 sporcunun
katılımıyla gerçekleşmiştir. Dünya çapında bir
organizasyonun bu şekilde başarıyla gerçekleşmesinde
emeği geçen başta Tunceli Valimiz olmak üzere bütün yetkililere ve
hassaten Tuncelili vatandaşlarımıza tebriklerimizi ve
teşekkürlerimizi sunmayı bir borç biliyoruz. Özellikle terör
olaylarıyla anmak durumunda kaldığımız illerimizde bu
tarz organizasyonların yapılması, geleceğe dair bizlerde
ümitleri artırmakta ve vatandaşımızın orada sosyal ve
kültürel hayatının gelişmesi konusunda bize son derece
memnuniyet veren bir gelişme olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım, devam edin.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Son olarak
Sayın Başkan, 15-16 Haziran tarihlerinde yani bu hafta sonu
gerçekleştirilecek olan üniversitelere giriş sınavında,
sınava girecek olan bütün öğrencilerimize üstün başarı
dileklerimizi sunuyor, zihin açıklığı diliyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Söz sırası, Halkların
Demokratik Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Sayın Oluçta.
28.- İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan
Oluçun, AKP iktidarının 31 Mart yerel seçimlerinde kaybettiği
belediyeleri çalıştırmayacağı beyanına ve enkaz
hâline getirilen Yüksekova Belediyesi çalışanlarının,
Yüksekova halkının mağduriyetinin acilen çözülmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, eski ve köhnemiş bir
zihniyet vardır, merkezde iktidarda olan siyasi partiler, yerel
yönetimlerde iktidarda olan farklı siyasi partileri ve onların
mensuplarını cezalandırmak için merkezden yerele aktarılan
imkânları sınırlarlar, engellerler. Bu, eskiden beri
yapılan şeydir ama çok köhnemiş bir zihniyetin
yansımasıdır. Böylelikle, o yereldeki farklı yerel iktidar
partisini cezalandıracağını düşünen merkezdekiler,
aslında o yerelde yaşayan halkı cezalandırmış
olurlar. Bu yaklaşım demokratik bir yerel yönetim
anlayışıyla bağdaşmaz takdir edersiniz ki; yerel
demokrasiyi içermez, iç hukuka aykırıdır, Türkiye'nin
altında imzası olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Şartına
aykırıdır ama buna rağmen bu tür uygulamalarla
karşı karşıya kalınıyor. Maalesef, iktidar,
kaybettiği belediyeleri çalıştırmayacağını
açıkça, birkaç kez beyan etmiştir yetkili
ağızlarından.
Kayyumlarla ilgili, biliyorsunuz, biz defalarca
burada gündeme getirdik, araştırma önergelerimizle de bunu tartıştık.
Kayyumlar belediyelerde büyük bir borç batağı
bırakmışlardır ve aslında -hani eski deyimle- bir
enkaz devralmıştır seçilmiş olan yeni yönetimler.
Şimdi, ben genel olarak kayyumların
durumuna ilişkin bir şey söylemek istemiyorum, bunu konuştuk,
konuşmaya da devam edeceğiz ama şu anda çok net bir örnek var
önümüzde, ona ilişkin bazı bilgiler vermek istiyorum: Konu Yüksekova
Belediyesi. Yüksekova Belediyesinde 31 Mart seçimlerinde Halkların
Demokratik Partisi yüzde 66 oy almış, Adalet ve Kalkınma Partisi
yüzde 29 oy almış, Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 2 oy almış
ve buna göre belediye başkanlıkları ve belediye meclisi
üyelikleri şekillenmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Yüksekova Belediyesi
seçim öncesinde kayyum elinde ve 680 milyon borç bırakmış kayyum
Yüksekova Belediyesinde. İlginç bir uygulama da yapmış, ona
değinmek istiyoruz esas olarak: Kayyum olarak atanan o dönemin
Kaymakamı Mahmut Kaşıkçı, atandıktan sonra 5 Haziran
2017de belediye meclisi toplantısında iki karar alıyor. Bu
kararlarla İller Bankasından kanalizasyon inşaatı için 18
milyon Türk lirası, içme suyu inşaatı için ise 78 milyon Türk
lirası kredi kullanılıyor. Kayyum, bu projeyle ilgili tüm
işlemlerin tek yetkilisi olarak kendisini belirliyor,
aldığı kredi karşılığı belediyenin tüm
gelirlerini bankaya ipotek ettiriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) - Kararla kredi
borcuna karşılık belediyenin tüm gelirleri ile belediye
çalışanlarının maaşları ve ilçeye hizmet için
gönderilecek para da teminat olarak gösteriliyor. Bu paranın da yetmemesi
durumunda proje kapsamında yapımı tamamlanan inşaatların
da İller Bankasına rehin verilmesi
kararlaştırılıyor. Şimdi, böylelikle aslında
Yüksekova Belediyesi bir enkaz hâline getirilmiş oluyor.
Bakın, Yüksekova Belediyesi 31 Mart
seçimlerinden sonra çalışanlarına maaş ödemesi
yapamıyor çünkü İller Bankası kaynağında
Yüksekovanın bütün gelirini, yüzde 100 bütün gelirini kesiyor.
Yaklaşık 300 personel var Yüksekova Belediyesinde; bunun 78i memur,
657ye tabi, diğerleri işçi statüsünde. İller
Bankasının, 5393 sayılı Kanunun geçici 5inci maddesine
göre aslında en fazla yüzde 40 kesinti yapabilmesi gerekirken kayyumun
aldığı bu karar nedeniyle yüzde 100ü kesiliyor
Yüksekovanın gelirleri. Şimdi çalışanlar mağdur, üç
aydır maaş alamıyorlar, hayatlarını geçindiremiyorlar;
kredi almışlar bankalardan, ödeyemiyorlar, bankalar haciz için
kapılarına gelmiş vaziyette. Bunun üzerine Yüksekova Belediyesi
bir karar alıyor bu durumu değiştirmek için. Dün belediye
meclisinin aldığı bu kararı kaymakamlık reddediyor ve
diyor ki: Gidin, yürütmeyi durdurma davası açın. Şimdi,
yürütmeyi durdurma davası açılır, tabii, hukuktur ancak bu
davanın açılması ve sonuçlanması da aylar sürecek bir
durumdur. Yani Yüksekova Belediyesinde çalışanlar mağdur,
Yüksekova halkı mağdur, belediyenin gelirleri yüzde 100 olarak
İller Bankasında kaynaktan kesiliyor.
Burada, Yüksekovada sadece Halkların
Demokratik Partisinin seçmenleri yok; biraz evvel oranları verdim,
diğer partilerin de seçmenleri var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Oluç.
HAKKI SARUHAN OLUÇ (İstanbul) Şimdi, ben
Mecliste grubu olan diğer partilere de sesleniyorum: Yüksekova
Belediyesinin bu sorununun acilen çözülmesi gerekiyor. Yani Adalet ve
Kalkınma Partisinin de, Cumhuriyet Halk Partisinin de burada seçmenleri
vardır, oy vermiş insanlar vardır. Bu insanların -hem
belediyede çalışanların hem de orada yaşayanların-
halkın daha fazla mağdur edilmemesi için bu konuda adım
atılması gerekiyor. Yani Yüksekovada, 31 Martta halk yüzde 66
oranında Halkların Demokratik Partisine oy verdi diye onların
cezalandırılması, bu şekilde mağdur hâle getirilmesi
doğru bir tutum değildir; iktidar bir an evvel bu tutumundan
vazgeçmelidir. İller Bankasında gereken adımlar
atılmalıdır ve Yüksekovanın bu mağduriyetinin
giderilmesi için önlemler alınmalıdır. Bu çağrıyı
bir kez daha buradan dile getirmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Söz sırası, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Engin Özkoçun
yetkilendirmesiyle Sayın Haydar Akara aittir.
29.- Kocaeli Milletvekili Haydar Akarın,
bayram yoğunluğu nedeniyle Bursa ili Mudanya ilçesi sahillerinde
yaşanan olumsuzluklar üzerine belediyenin tedbirler
aldığına ve Belediye Başkanı Hayri
Türkyılmazın konuya ilişkin açıklamalarına, Kuzey
Marmara Otoyolu nedeniyle Kocaeli ili Kandıra ilçesinde yaşanan çevre
katliamının durdurulması için Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile
Kocaeli Valiliğine seslendiğine ilişkin açıklaması
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Biraz evvel bir dakikalık konuşmalarda
Mudanya Belediyesi ve belediye başkanımızla ilgili hususlar,
aslında konu kapanmış olmasına rağmen bugün Türkiye
Büyük Millet Meclisinde tekrar gündeme getirildi. Mudanya, hepimizin
bildiği gibi, hem tarih anlamında cumhuriyet tarihinin önemli
kentlerinden bir tanesi hem de Bursanın şirin tatil beldesi de diyebiliriz.
Bursalıların nefes aldığı, denizi
kullandığı, orada vakit geçirdiği şirin bir kent
aslında baktığınız zaman. Mudanyada bayram
yoğunluğu nedeniyle sahillerinde olumsuzluklar
yaşanmış, bunun üzerine de belediye birtakım tedbirler
almıştı. Bunu tabii Suriyeli mültecilerle direkt
ilişkilendiriyorlar ama orada Suriyeli olabilir, Türk olabilir,
Bursalı olabilir, Kocaelili olabilir, hiç önemli değil, herkes için
geçerli birtakım tedbirler aldırıyor belediye başkanı.
Bu tedbirlerin sadece Suriyeli mülteciler kısmı için sosyal medyada
da olsa, basında da olsa bir yaygara koparılıyor. Bunun üzerine
belediye başkanımız zaten gerekli açıklamaları
yapmıştır. İsterseniz belediye başkanının
açıklamasını bir özetleyeyim şöyle: Suriyeli mültecilerin
sahilde at gezdirip çadır kurmaları, iç çamaşırlarıyla
denize girmelerine yönelik şikâyetler üzerine harekete geçmiş,
zabıta ekiplerine Benzer durumlara müdahale edin. talimatı
vermiştir. Kendisine yöneltilen eleştirilere, düzenlediği
basın toplantısıyla yanıt veren Türkyılmaz Birlikte
yaşam kurallarına uyduktan sonra etnik kökeni, dinî inancı fark
etmez, barışın ve kardeşliğin, özgürlüklerin kenti
Mudanyada herkese yer var. diyerek görüşünü özetlemiştir ve Mudanyada
problemin çözüldüğünü düşünüyoruz, burada da tekrarlamanın çok
doğru olduğunu düşünmüyorum.
Yine, Sayın Başkan, bu sefer de
Kocaelinin şirin bir ilçesi olan Kandıra, Karadenize
kıyıları bulunan Kandıra -hem tarihsel birikimi nedeniyle
hem de güzel doğasıyla- bugünlerde bir uygulamayla karşı
karşıya kaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kuzey Marmara Otoyolu
nedeniyle bir taş ocağı açılmaya
çalışılmaktadır, hatta çalışmaları
başlamıştır. Yaklaşık 2.159 meşe
ağacının kesileceği 130 dönümlük bir alanda taş
ocağı yapma çalışmaları sürüyor ancak bölgede de çok
önemli, iki bin yıllık tarihî mezarlar çıkmıştır,
kayalara oyulmuş mezarlar çıkmıştır. Bu taş ocağı
niçin gereklidir, bunu iyice konuşmak lazım. Özellikle, Kuzey Marmara
Otoyolu ve diğer otoyolları yapan şirketlerle ihaleye
girdiği sözleşme şartlarında gösterilen hafriyat
ocaklarındaki birim fiyat üzerinden sözleşme yapılmasına
rağmen, bunlara bir imkân daha tanınıyor, en yakındaki
-talan etseler de fark etmez, doğayı yok etseler de fark etmez-
kazanç sağlayacağı noktalardan ÇED raporu olmaksızın,
hiçbir kamu zararı gözetilmeksizin taş ocağı yapma,
taş çıkarma yetkileri verilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bunlardan biri de bugün
Kandıra Babaköyde uygulamaya, hayata geçmiştir.
Buradan Çevre ve Şehircilik
Bakanlığına, Tarım ve Orman Bakanlığına,
Kocaeli Valiliğine sesleniyorum: Bu çevre katliamını
durdurmalarını talep ediyorum.
Yine Kocaeli milletvekili arkadaşlarıma da
sesleniyorum: Gelin, birlikte bu çevre katliamını durduralım.
Nereden taahhüt ettiyse, nereden birim fiyatını verdiyse ve o
sözleşme gereği o ihaleyi alırken nereden getireceğini,
hangi birim fiyatla getireceğini taahhüt ettiyse oradan taşı
almasını sağlayın diyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Söz sırası, AK PARTİ
Grubu adına Çanakkale Milletvekili Grup Başkan Vekili Sayın
Bülent Turana aittir.
Buyurun.
30.- Çanakkale Milletvekili Bülent Turanın, 13
Haziran büyük mütefekkir Cemil Meriçi vefatının 32nci yıl
dönümünde rahmetle andığına ilişkin açıklaması
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Bugün, edebiyatımızın mütefekkir
yazarı ve medeniyetimizin yılmaz savunucusu Cemil Meriçin
vefatının 32nci yıl dönümü.
Cemil Meriç başta tarih, dil, edebiyat,
felsefe, sosyoloji olmak üzere sosyal bilimlerin birçok alanında
araştırma yapmış, önemli bir düşünce insanı
olarak edebiyat tarihimizdeki müstesna yerini almıştır. Birleşmek
ve düşünmek zorundayız. Bu zincirleri ne zaman kıracağız?
Kendi kendimize vurduğumuz bu zincirleri kıralım artık.
diyen büyük yazar, mütercim ve kendi ifadesiyle hayatını Türk
irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi Cemil Meriçi
vefat yıl dönümünde rahmetle, minnetle anıyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, birleşime yirmi
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.14
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), İsmail OK (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
89uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Değerli milletvekilleri,
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
İYİ PARTİ Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, 13/6/2019
tarihinde İYİ PARTİ Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili
Yavuz Ağıralioğlu tarafından, 2003 sonrası dönemde
ağırlıklı olarak uygulanan kamu özel iş birliği
(KÖİ) modeli projelerin Hazineye ve milletimize maliyetinin açık ve
net bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması, varsa kamunun
uğratıldığı zararın tespit edilmesi ve gerekli
bütçe önlemlerinin alınmasına dair sürecin
araştırılması amacıyla verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Haziran 2019 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
13/6/2019
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 13/6/2019 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Yavuz
Ağıralioğlu
İstanbul
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili ve İYİ
PARTİ Grup Başkan Vekili Yavuz Ağıralioğlu
tarafından, 2003 sonrası dönemde ağırlıklı olarak
uygulanan kamu-özel iş birliği (KÖİ) modeli, iktidarın
elinde önemli bir araç olarak, ileri teknoloji gerektiren veya hizmetin
istisnai özelliklerinden kaynaklanan tercihlerin çok ötesine
taşınmış ve kaynak aktarımının bir metodu
hâline gelmiştir. Bunun yanı sıra, bu model bütçe açığının
düşük görülmesine ve yükümlülüklerin uzun vadeye yayılmasına ve
hizmet maliyetlerinin artmasına da yol açmakta, ayrıca
vatandaşlarımızın hizmetler
karşılığında bedel ödemesine de sebep olmaktadır.
Kamu kaynaklarının KÖİ uygulamalarıyla israfa ve ranta
açık hâle getirildiği kaçınılmaz bir gerçektir. KÖİ
uygulamalarıyla şeffaflık ve hesap verilebilirlikten de
kaçıldığı düşüncesi kamuoyunda yoğun olarak
tartışılmaktadır. Milletimiz, Hazine garantili bu
projelerin yatırım ve maliyet bilgilerine ulaşamayarak kendi
cebinden ödediği birçok bedelden habersiz
bırakılmıştır. Bu gerekçeler doğrultusunda,
Hazineye ve milletimize bu tür projelerin maliyetinin açık ve net bir
şekilde kamuoyuyla paylaşılması, varsa kamunun
uğratıldığı zararın tespit edilmesi ve gerekli bütçe
önlemlerinin alınmasına dair sürecin
araştırılması maksadıyla 13/6/2019 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne
alınarak görüşmelerinin 13/6/2019 Perşembe günkü birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
(Uğultular)
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
birazcık uğultu var, arkadaşlarımız
konuşmalarını sonlandırırlarsa sevinirim.
İYİ PARTİ Grubunun önerisinin
gerekçesini açıklamak üzere, öneri sahibi İYİ PARTİ Grubu
adına Bursa Milletvekilimiz Sayın İsmail Tatlıoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın
Tatlıoğlu.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA
İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin saygıdeğer mensupları; hepinizi partim ve
şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Kamu-özel iş birliği projeleri
esasında Türkiyede 1986dan beri uygulanan ve dünyada da 1980den sonra
uygulama alanı bulan bir yatırım şeklidir. 1980lerden
sonra gelişmekte olan ülkelerde özel sektörün yeterli finansmana sahip olduğu,
yeterli sermaye birikimine sahip olduğu, bu nedenle kamuya ait
altyapı yatırımlarına, yüksek sermaye gücüne sahip özel
sektörden de yararlanarak altyapı yatırımlarına hız
verilmesi düşüncesiyle bu model Türkiyede, Çinde, Arjantinde, Brezilya
başta olmak üzere -Hindistan da dâhil- gelişmekte olan ülkelerde
yaygın olarak kullanılmıştır. Bugün
baktığımızda Türkiyede de kamu-özel iş birliği
projeleri yani halk tabiriyle yap-işlet, yap-işlet-devret,
yap-işlet-kirala şeklinde tabir edilen projeler
Yaklaşık
243 projeden bahsediyoruz ve bu 243 projenin 62,8 milyar dolarlık bir
yatırım tutarı var yani bunları, bu projeleri kamu kendi
üstlenmiş olsa yaklaşık 63 milyar dolarlık bir
yatırım yapması gerekiyor. Peki, bu projelerin getirisi ne?
Getirisi 139 milyar dolar yani 63 milyar dolar yatırım yaptığınızda
139 milyar dolarlık bir getiriniz söz konusu.
Peki, projeler hangi alanlarda? Özellikle tabii ki
yeni ihtiyaç duyulan alanlarda. Enerjide 92 projemiz var, kara yolunda 42,
limanlarda 23, hastanede 20, havalimanında 19; diğer projelerle
birlikte toplam 243 projeyi konuşuyoruz. Esasında 2023 hedefleri
doğrultusunda konuşulan projelere bakarsak da 325 milyar
dolarlık bir portföyü konuşuyoruz. Bu 325 milyar dolar önemli bir
rakam Türkiye için. Nasıl vurgulayalım? Mesela 2019 yılı
bütçesinin 2 katı. Bugün itibarıyla 243 milyar dolarlık
projelerin geliri 139 milyar, proje geliri. Bunlar da 2019 bütçesinin
yaklaşık yüzde 80ine, 90ına eşit bir değer.
Esas olarak baktığımızda,
sistemin kullanılmasında bir sıkıntı yok, sistemin
varlığında da bir sıkıntı yok ama özellikle
Türkiyede sistemin işleyişinde sıkıntı söz konusu
oluyor. Ne gibi mesela? Mesela bu sistemin kamu-özel iş birliği
projelerinde temel olarak bir 5 asıl, bir de 5 yedek şirket var. Bunlar
asla değişmiyor, bu şirketlerde ana aktörler ve yardımcı
aktörler olmak üzere 10lu bir grup var. Hatta bunların ilk 5i dünyada
kamudan en çok ihale alan 5 firma olarak da geçiyor büyük projelere.
Peki, bir başka şekli sistemin, bu
kamu-özel iş birliği projelerinin, önemli projelerin
sözleşmeleri ortada yok. Geçen bütçe görüşmelerinde de hep beraber
burada şahit olduk, Parlamentodaki bütün milletvekili
arkadaşlarımız Sağlık Bakanından şehir
hastaneleriyle ilgili sözleşmenin gösterilmesini talep ettiler, Sayın
Sağlık Bakanı bunu bir türlü yapamadı yani yok.
Dolayısıyla şeffaf yürütülmeyen bir süreç var. Şeffaf
yürütülmeyen sürecin ahlaki ve hukuki tarafı bir yana -ona yine hukuki
olarak ve ahlaki olarak eleştirel bir yaklaşımda bulunulur- ama
ekonomik olarak şöyle bakmak lazım: Piyasa ekonomisinin
dışında gidiyor işler yani siz kamu olarak bir alan
açıyorsunuz, bir ihale yapıyorsunuz ve bu ihaleye eşit
şartlarda girme imkânı yok ve çok büyük projeleri konuşuyoruz.
Şöyle bir şey de var: Esasen bu firmalar
normal bir müteahhitlik firması değil, bu işler bir müteahhitlik
işi değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) Bir
dakika
BAŞKAN Devam edin.
İSMAİL TATLIOĞLU (Devamla) Yani
daha önce, diyelim ki 15 Temmuz Şehitler Köprüsünü 1974te
konuştuğumuzda, bir firmaya veya bir firmaya veya bir gruba bu ihale
ediliyordu, firmada sadece müteahhitlik birikimi aranıyordu, bir hizmet
birikimi ama bu projelerde bu aranmıyor esas olarak, daha fazla sermaye
birikimi ve de proje yönetimi aranıyor. Ama baktığımızda
bu 10 firmanın 8,5 tanesi diyelim bunlardan yoksundu zamanında,
bunların çoğu bilinmeyendi. Bu projeler sayesinde bilindi ve
şeffaf yürütülmüyor. O zaman, bunu, Parlamentonun bir masanın üzerine
koyup çalışması ve üzerinde konuşması gerekiyor. Biz
bugün konuşmazsak yarın savcılar konuşmak durumunda
kalır. O nedenle bizim bu önerimizi hepinizin takdirlerine sunuyorum.
Saygılar sunarım. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerine söz isteyen,
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekilimiz
Sayın Rıdvan Turan. (HDP sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Turan.
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) Sayın
Başkan, değerli vekiller; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kamu-özel iş birliği projeleri esasen
1980lerin hemen sonrasında dünyada gündem olmaya başladı. Çünkü
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Keynesyen
iktisadın artık tıkandığını düşünen
kapitalist ideologlar bunun yerine bir alternatif olarak neoliberal
politikaları ikame ettiler. Neoliberal politikaların en önemli
başlıklarından hatta temellerinden bir tanesi de
özelleştirmeydi. Özelleştirme, esnekleştirme,
kuralsızlaştırma gibi önemli konularda çalışma
hayatını yeniden düzenleyen, sermaye hareketlerini yeniden düzenleyen
ve esas olarak da devletin piyasaya müdahalesini gereksiz ve anlamsız
görerek bütün piyasa hareketini sermayenin kendi başına
yapabileceğini öngören bir tahayyüldü, tabii şu anda bu çökmüş
durumda. İşte kamu-özel ortaklığının esbabımucibesi
tam da buraya dayanıyor. Dolayısıyla aslında bu, sermayeye
kaynak aktarmanın bir yöntemi olarak, neoliberalizmin öngörülerinden bir
tanesi olarak gündeme geldi yoksa sermaye de bu işi yapabilirdi, o sebeple
bunların ittifak içerisine girerek bir işi yapmaları biçiminde
olmadı. IMF ve Dünya Bankasının bizim gibi az gelişmiş
ya da gelişmekte olan ülkelere dönük olarak yazdığı reçete
bu temel esasa dayalıydı. Yani kamu kaynaklarının sermayeye
bir şekilde devri ve sermayenin bu sayede yeni bir sermaye birikim rejimine
yönelmesiydi esas olan. O sebeple, eğitimden sağlığa kadar
her şeyin paralı hâle getirilmesi dünyada gündeme geldi; Türkiyede,
Arjantinde, Brezilyada ve buna benzer ülkelerin tümünde.
Şimdi, bu derin bir mesele, ciddi bir ekonomi,
politik geri planı var, zaman müsait değil bunlara değinmek
için. Ancak bunun bir boyutu olan kent hastanelerine, şehir hastanelerine
değineyim.
Şimdi, 18 şehir hastanesinin sözleşme
değeri 10,6 milyar dolardı arkadaşlar, yirmi beş yılda
30,3 milyar dolar ödenmesi taahhüt ediliyordu. Bu, daha sonra kurulacak olan
şehir hastaneleri de dikkate alındığında, 2050
yılına kadar bütçeye 50 milyar dolar gibi devasa bir yük
yüklemiş olacak ne yazık ki. Oysa, 18 şehir hastanesi için 2018
yılında öngörülen 2,6 milyar liralık giderle memlekette 150
yataklı ve tam teşekküllü 64 hastanenin kamu eliyle
yapılması mümkündü, hiç kimseye de 5 kuruş borçlanmadan, hiç
kimseye de minnet etmeden kamunun bunu yapması mümkündü. Bu bir zorunluluk
değil, bu ideolojik bir tercihti. AKPnin on yedi yıllık ve daha
önce de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin.
RIDVAN TURAN (Devamla) AKP öncesinde de IMF ve
Dünya Bankasına dayanarak reçeteyi oluşturmuş olan Kemal
Dervişten bu zamana kadar bu bir ideolojik ve siyasi tercihti, iktisadi
bir tercihti, bunun sonucunda böyle bir noktaya geldik. Uzun uzun
okumayayım ama Sayıştay raporu diyor ki: Şehir
hastanelerinin yapım sürecinde, ihale sürecinde, anlaşma
çerçevesinde, ödeme formüllerinde kamu zarara
uğratılmıştır, sermayeye rant
devşirilmiştir. Sayıştayın 2018 yılında açıkça
raporu var yani Sayıştay yolsuzluğu bu anlamda belirlemiş
durumda.
Size ilginç bir şey söyleyeyim arkadaşlar,
şunu bilmiyorduk: Gerçekten, Sağlık Bakanlığıyla
yapılan sözleşmenin içeriğinin ne olduğuna tam olarak
vâkıf değildik. Fakat Tabip Odası olarak açtığımız
dava sonucunda bu kurumların, şehir hastanesi yapacak o meşhur
5linin, aynı zamanda, yıkılan kamu hastanelerinin de onlara, o
5liye bedelsiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Turan,
bitirelim.
RIDVAN TURAN (Devamla) Bitiriyorum, son cümlem.
BAŞKAN Tamam.
RIDVAN TURAN (Devamla)
bilabedel devriyle, orada
AVM, vesair gibi iştiraklerde bulunmaları bedelsiz olarak kayıt
altına alınmış. Biz Tabip Odası olarak dava
açtığımız için bunu biliyoruz, kim bilir bilmediğimiz
daha neler var Dolayısıyla, bu konuda ciddi bir eksiklik var, ciddi
bir yolsuzluk var; bunu bütün halkımızın takdirine sunuyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerine söz isteyen, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekilimiz Sayın Hüseyin
Yıldız.
Süreniz üç dakika Sayın Yıldız.
CHP GRUBU ADINA HÜSEYİN YILDIZ (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiyede
yapılan bu yap-işlet-devret modeli bence bir soygundur, size 2-3 tane
örnek vereceğim.
Osman Gazi Köprüsü yap-işlet modeliyle
yapılmış bir köprüdür arkadaşlar. Şu an, Hazineden
yılda 210 milyon dolar para çıkıyor; kısa ve net, o firmaya
210 milyon dolar para ödüyorsunuz. Peki, bu ihale sistemi nasıl kuruldu?
Bu ihale olunca dediler ki o şirketlere: Öz sermayenizi kendiniz
bulacaksınız. İhale yapıldı, 5li firma ihaleye
girdi. Sonra bu 5li firma bir dilekçe verdi, dedi ki: Şu an bankalar
bize kredi vermiyor, Hazine kefil olsun. Hazine de kefil oldu, krediyi
çektiler. 2-3 milyar dolara mal olacak şekilde ihale edildi; hâlbuki 1,5
milyar dolara o köprü yapılabilirdi. Ne oldu? Tam yirmi iki yıl
boyunca, yirmi iki yıl boyunca her yıl 210 milyon dolar o firmalara
tıkır tıkır Hazine -yani bu köylü, gariban, yoksul, memur-
para ödeyecek. Yani 2 milyar 200 milyon liraya mal olan bu köprü o firmaya 4
milyar 600 milyon lira bir kâr sağlıyor arkadaşlar. En vahim
olan şey ne biliyor musunuz? Hani övünüyorsunuz ya üçüncü havaalanı
diye arkadaşlar, şuradan göstereyim: Şu, İstanbul
Havaalanı değil, Çin Pekin Havaalanı, yeni açılacak; bizim
2 katımız arkadaşlar, maliyeti 12 milyar dolar. Peki, üçüncü
havaalanı kaç paraya mal oldu biliyor musunuz arkadaşlar? 35 milyar
dolara mal oldu arkadaşlar, 35 milyar dolara. Yani bu aradaki fark, 23
milyar dolar nereye gitti? Ben sizi tenzih ediyorum sayın vekillerim, size
ulaşmaz o paralar, kime gittiği belli. Ben söylemiyorum, bunu eski
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu anlatıyor;
Sayın Bakan, eski Meclis Başkanımız, şu an
Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali
Yıldırıma anlatıyor, diyor ki: Efendim, Atatürk
Havaalanına bir pist yapalım, bir tane ek bina yapalım. Bu
üçüncü havaalanına gerek yok.
İSMET YILMAZ (Sivas) Doğru değil,
doğru değil.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Gerek yok. diyor.
Bunu ben demiyorum ki, bürokratınız diyor. Yazdığı
kitabı okuyun Sayın Bakanım.
İSMET YILMAZ (Sivas) Doğru değil.
BAŞKAN Sayın Yılmaz, lütfen
Sayın Yılmaz, lütfen
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Sayın
Bakanım, yazdığı kitabı alın, okuyun. Okudum, tek
tek cümlelerini okudum, diyor ki: Uygun değil. Ama o lobi var ya,
Sayın Bakanım, o lobi var ya, o lobi öyle bir lobi ki, diyorlar ki:
Bir pist 15 milyar dolara mal olacak. Sayın Yıldırıma
diyor ki: 15 milyar dolar vermenize gerek yok. Ben 2 milyar dolara bu pisti
yaparım. Türk Hava Yolları bunu, 13 milyar doları kâr olarak
cebine koyar. Kendisi itiraf ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Yıldız.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Ama o 5li çete
lobisi var ya, öyle bir sarmış ki etrafı ve şu an üçüncü
havaalanı bana göre Türkiye'nin yüz karası oldu çünkü uçaklar oraya
inmiyor arkadaşlar. Yapılan 2 pist var, yanlış
yapılmış, yanlış yapılmış. Bunu ben
söylemiyorum, oradaki işletmeciler söylüyor; işletmeciler söylüyor,
ben söylemiyorum.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Kılavuzunuz
yanlış, kılavuzunuz.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Şimdi,
şunu düşünüyorum: Bir havaalanı daha yapıyorlar
arkadaşlar, Bayburta saygı duyuyorum. Şimdi, 80 bin nüfuslu bir
yere 2 milyon yolcu garantisini veriyorsunuz ya arkadaşlar, 80 bin nüfuslu
yere 2 milyon yolcu garantisi veriyorsunuz. Aydının nüfusu 1 milyon
200 bin, oranın yerini bir vatandaşımız havaalanı
yapılması için hibe etmiş, orayı niye kiraya verdiniz
başka yerlere? Peki, niye orayı yapmıyorsunuz da 80 bin nüfuslu
bir yere 2 milyon yolcu garantisi vererek Bayburt havaalanının
çalışmasını yapıyorsunuz?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Diğer illerle
beraber kullanacaklar.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bu parayı bizden sonra gelen çocuklarımız,
torunlarımız ödeyecek. Ben AKPli milletvekillerini tenzih ediyorum
burada ama başkaldırmanız gerekiyor Başkan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Selamlayalım.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Bu çeteye
başkaldırmanız lazım. Arkadaşlar, bu ülke bizim
ülkemiz.
Ben size bir örnek daha vereyim, bir örnek daha
vereyim.
BAŞKAN Toparlayalım Sayın
Yıldız, süreniz bitiyor.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Değerli arkadaşlar,
bu üçüncü havaalanı var ya, size 2017den 2019a kadar yıllık 1
milyar 350 milyon euro kira vermeleri gerekirdi. Şimdi size soruyorum:
2019a geldik, acaba kira aldınız mı? Hayır. 2020de sadece
350 milyon euro kira alacaksınız. Peki, 3,5 milyar euro kira bedelini
nasıl sildiniz? EYTye geldiğinde para yok diyorsunuz ama 5li çeteye
geldiği zaman 3,5 milyar euroluk kira bedeline çizgi çektiniz değerli
arkadaşlar; çizgi çektiniz, çizgi.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Öyle değil.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Ben size şunu
söylüyorum: Elinizi vicdanınıza koyacaksınız, bu
halkın parasını 5li çeteden keseceksiniz arkadaşlar,
başka çaresi yok.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekilimiz Sayın
Mehmet Sait Kirazoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Kirazoğlu.
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET SAİT
KİRAZOĞLU (Gaziantep) Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; İYİ PARTİ Grubunun kamu-özel iş
birliği modeli üzerindeki Meclis araştırması önergesinin
görüşülmesine ilişkin grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi ve aziz
milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere kamu-özel iş birliği
modeli, çeşitli kamu altyapı yatırımlarının
yapılmasını ve uzun dönemli bakım, işletme ve
yapım hizmetlerinin sağlanmasını amaçlamakta ve bu amaçla da
devlet ve özel sektör arasında yatırım, risk, sorumluluk ve
kazancın paylaşılmasını ifade etmektedir. Kamu
idaresi, bu sözleşmelerle, kamu yararı, sunulan kamu hizmetlerinin
kalitesi, fiyat politikası ve yapılan işlerin hedeflere
uygunluğunun denetlenmesi sorumluluğunu üstlenmektedir. Yani devletin
burada denetleme ve kontrol görevi her zaman ve her şartta devam
etmektedir.
Ülkemizde yap-işlet, yap-işlet-devret,
yap-kirala-devret, işletme hakkı devri metotları
benimsenmektedir ve bu modellerle kara yolu, havaalanı, liman, yat
limanı, turizm tesisi, gümrük tesisi gibi birçok yatırım
gerçekleştirilmektedir. Burada temel amaç, bu kamu-özel iş
birliği modeliyle, ödenen paraya karşılık kaliteli ve
sürdürülebilir hizmetler sunulması, yüksek maliyet gerektiren kamu
hizmetinin etkin ve ucuz temini ile modelin kamu finansmanı
açısından yeni bir imkân oluşturmasının
sağlanması, her ortağın kendi uzmanlığına en
uygun olan faaliyetlere odaklanması, aynı zamanda hizmet teminindeki
risklerin özel sektör tarafından da üstlenilmesi, kamu hizmetlerinin
kalite ve miktar açısından hızlı ve etkin yürütülmesi ve
aynı zamanda bilgi, deneyim ve teknolojiye ulaşımda
kolaylık sağlanması amaçlanmaktadır.
Bu model dünya ülkelerinin birçoğunda da
başvurulan bir model olup 1984 yılında çıkarılan 3096
sayılı Kanunla birlikte ülkemizde de yasal altyapıya
kavuşmuştur ve uygulanmaktadır.
Şimdi, araştırma önergesinin gerekçesinde,
2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programında yer
alan bilgilerden hareketle, 76 milyar ABD doları tutarında
işletme hakkı devri modeliyle yürütülen kamu-özel iş
birliği projeleri olduğu belirtilerek kamunun bu düzeyde bir gelirden
vazgeçmiş olduğu ifade edilmektedir. Burada bir yanılgı
var; hâlbuki bu tutar, projelerin işletme haklarının özel
sektöre devredilmesi karşılığında kamuya ödenecek
tutardır yani kamu açısından bir geliri ifade etmektedir.
Yine, Türkiyede yapılan bu kamu-özel iş
birliği projelerinde rekabetçi ihaleler yapılmakta, yerli ve
yabancı birçok teklif alınmakta ve son aşamasına kadar
teklifler değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Son aşamada 5liye
veriyoruz diyorsun yani.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim Sayın
Kirazoğlu, toparlayalım.
MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla)
Kamu-özel iş birliği yöntemiyle yaptırılan bu kamu
yatırımlarının kamu tarafından yapılması
hâlinde de çok büyük yatırım maliyetlerine katlanılacağı
açıktır. Bu, bir model olarak tercih edilmekte ve bu modelin 1986
yılından beri Türkiyedeki uygulamalarından milletimizin,
ülkemizin hem altyapısını iyileştirdiği hem
refahına katkı sunulduğu açıkça bilinmektedir.
Yine şunu ifade etmek gerekiyor ki
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe
Başkanlığının her yıl
yayınladığı ve bu yıl mayıs ayında
yayınlanmış olan Kamu-Özel İşbirliği Raporunda
da bu konuyla ilgili bütün bilgiler şeffaf bir şekilde kamuoyuyla
paylaşılmaktadır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sözleşmeler var
mı, sözleşmeler?
MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla) Ve
yine kamu-özel iş birliği projeleri uluslararası muhasebe
standartlarına uygun olarak muhasebeleştirilmekte ve her yıl
ilgili bütçe kanunlarında, ilgili maddelerde garanti tutarlarına
ilişkin rakamlar yer almaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Kirazoğlu.
MEHMET SAİT KİRAZOĞLU (Devamla) Son
olarak şunu söylemek istiyorum ki Türkiyenin kısa vadede
sağlıkta, eğitimde, altyapıda, ulaştırmada çok
daha fazla yatırım yapmasına ihtiyaç bulunmakta ve 2023e dönük,
2051e dönük hedefleri çerçevesinde de milletimizin refahını
artırmak, ülkemizin büyüme altyapısını oluşturmak için
bu yatırımların yapılması gerekmektedir. Burada
geleneksel bütçe kaynakları dışında kamu-özel iş
birliği projelerinin de bu finansman yöntemini devreye sokarak
yatırımları hızlandırma yolunda katkı
sağlayacağı açıktır.
Ben sözü daha fazla uzatmadan yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. İyi günler diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
(Uğultular)
Değerli milletvekilleri, salonda bir
uğultu var, onu keselim lütfen.
Halkların Demokratik Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- HDP Grubunun, 26/4/2019 tarihinde Ankara
Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir ve 20 milletvekilinin, Giresunun
Eynesil ilçesinde hayatını kaybeden Rabia Naz başta olmak üzere çocuk
ölümlerinde etkili ve yeterli soruşturma yapılması için
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan
(10/1108) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 13 Haziran 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
13/6/2019
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 13/6/2019 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Fatma
Kurtulan
Mersin
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
26 Nisan 2019 tarihinde Ankara Milletvekili
Sayın Filiz Kerestecioğlu ve arkadaşları tarafından
Türkiye'de Rabia Naz olayı ve çocuk ölümleri başta olmak üzere
şüpheli ölümlerde soruşturma aşamasındaki usulsüzlüklere
karşı alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan (2151)
sıra numaralı Meclis araştırması önergesinin
diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 13/6/2019
Perşembe günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere, öneri sahibi Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Adana
Milletvekilimiz Sayın Tulay Hatımoğulları Oruç. (HDP
sıralarından alkışlar)
Sayın Oruç, süreniz beş dakika.
HDP GRUBU ADINA TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ
(Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye kamuoyu
Rabia Naz olayını yakinen takip ediyor, herkesin vâkıf
olduğu bir konu ve bu Meclis çatısı altında bulunan bütün
partilerin ilgilendiği bir konu. (Uğultular)
BAŞKAN Bir dakika Sayın Oruç.
Değerli arkadaşlarım, bir
değerli konuşmacı konuşuyor, lütfen aramızda
konuşmayalım, bir uğultu var.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Devamla) Bu konuyla
ilgili birçok parti soru önergeleri verdi. Biz bu meselenin detaylı bir biçimde
araştırılması için Meclis araştırması
teklifimizi sunuyoruz.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz üzere,
Giresunun Eynesil ilçesinde 13 Nisan 2018 tarihinde evinin
yakınlarında yaralı olarak bulunan Rabia Nazın ölümüyle
ilgili basına çeşitli haberler yansıdı. İlk etapta
yansıyan biçimi ve ifade edilen, bir trafik kazası sonucu
yaralandığıydı; fakat daha sonra, yüksek bir yerden
düştüğü ve en nihayetinde Adli Tıp Kurumunun bedensel travma
geçirdiğine dair bir rapor verdiği bütün kamuoyu tarafından
biliniyor. Ancak bu konuyla ilgili esaslı bir araştırmanın
yapılmasının engellendiği ortadadır. Çünkü Eynesil
Belediye Başkanının yeğenleri aileye ciddi biçimde
tehditler savurmuş, kuvvetle muhtemel yargıya ciddi anlamda
müdahalelerde bulunulmuş, savcı henüz araştırma
sırasında araştırmayı, ortamı terk ederek oradan
ayrılmış ve birçok delilin karartıldığına
dair bilgiler yansımıştır. Bu durumda bizler, eşit bir
biçimde çocuk katliamlarının
araştırılmamasını, siyasilerin ya da Mecliste
çoğunluğu olan partinin yakınlarının ya da belediye
başkanlarının bu şekilde bu sürece müdahale etmesini asla
ve asla doğru bulmuyoruz. Elimizi vicdanımıza
koymalıyız ve Türkiyede yaşanan bu çocuk ölümlerinin -özellikle
Rabia Naz şahsında- araştırılması gerektiği,
önlemler alınması gerektiği, sembolik değil esasa dair,
gerçekten önlemek üzere samimi bir biçimde müdahalelerin olması
gerektiği kanaatindeyiz.
Bakın, kadın cinayetinde yitirdiğimiz
Şule Çetin, Münevver Karabulutun katillerinin ailelerinin nüfuzlu
olmasından kaynaklı, bu konuyla ilgili araştırmalar
yapılmadı. Hatta Cem Garipoğlunun Münevver Karabulutu
paramparça ettiği cinayeti hatırlayacaksınız, yüz doksan
yedi gün sonra ancak teslim edildi ve yargı önüne çıktı.
Elbette çocuklarla ilgili yaşanılan
ihmaller sadece bununla sınırlı değildir. Bakın, Adana
Aladağda 11 çocuk yurt yangınında yaşamını
kaybetti ama şu anda herkes tutuksuz. Sanki Aladağ
yangınından hiç kimse sorumlu değilmiş gibi herkes serbest
bırakıldı ve tutuksuz yargılama devam ediyor. İzmir
Dikilide bir yurtta 9 erkek öğrenci cinsel istismara maruz kalıyor
ama bu konuyla ilgili doğru düzgün hiçbir araştırma
yapılmıyor.
Yine aynı şekilde, Temmuz 2017
itibarıyla 0-6 yaş grubunda 668 çocuk cezaevinde ama bu Meclis ve bu
konuya duyarlılık göstermesi gereken siyasiler bu konulara
kulağını tıkamış durumda.
Bizler şunu ifade etmek istiyoruz: Küçük
bedenleri toprak altında olan çocuklar niye şiddet gördüklerini,
gördükleri şiddetin anlamını, tacizi ve tecavüzü
anlamlandıramadan toprağın altına girdiler. Kiminin yaşı
1, kiminin 3, kiminin 7 ve o yaşta kalakaldılar. Sevgili Nazım
Hikmet Hiroşimada atom bombasından kâğıt gibi yanan
çocuklar için yazdığı şiirde demişti ki:
Çalıyorum kapınızı,
Teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin,
Şeker de yiyebilsinler.
O toprak altındaki çocuklar ve şu anda
ismini zikredemediğimiz, ismini sayamayacağımız birçok
çocuk buradaki vekillere Vekil teyze, vekil amca diye sesleniyor, Bizler
şeker de yemek istiyoruz, oyun da oynamak istiyoruz; gemiciklerle olmasa
da bizler lolipoplarla oynamak istiyoruz, balonlarla oynamak istiyoruz.
diyorlar.
Ben Meclisin bu konuda hep birlikte, hiçbir parti
ayrımı gözetmeksizin gerekli duyarlılığı
göstermesini ümit ediyorum. Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen,
İYİ PARTİ Grubu adına İstanbul Milletvekilimiz
Sayın Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Nuhoğlu.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAYRETTİN
NUHOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Rabia Naz ve çocuk ölümleri hakkında verilmiş olan
önerge üzerinde söz aldım. Öncelikle selamlarımı sunuyorum.
Uzun süredir yakından ilgilendiğim Rabia
Nazla ilgili detaylı incelemeler yaparak mayıs ayı
başında bu kürsüden yaptığım konuşmada
olayın açıklığa kavuşması için 9 tane soru
sormuştum. O soruların cevaplarını ararken soruşturma
dosyasına, kamuoyu ve sosyal medyadaki bilgi kirliliğinin önlenmesi,
soruşturmanın daha sağlıklı yürütülmesi gerekçeleriyle
mahkeme tarafından erişim yasağı getirildi. Hem intihar
diyeceksiniz hem de erişim yasağı getireceksiniz. Bu, makul bir
davranış değildir. Rabia Nazın intihar etmediği, bir
trafik kazasında yaralandıktan sonra evinin önüne
bırakıldığı iddiasının çok daha
ağırlık kazanması ve daha ağır basmasına
rağmen, bir siyasetçinin adının karışması
dolayısıyla ben de temkinli davranarak o siyasetçinin adını
vermemiştim. Adı geçen siyasetçinin yargıya başvurarak
soruşturmanın her yönüyle araştırılmasını
istemesini, ayrıca bu konuda Meclis araştırması önergesi
verileceğinin parti yetkilileri tarafından
açıklanmasını da olumlu bulmuştuk. Ancak, şu ana kadar
yargı soruşturmasında da araştırma önergesinde de bir
gelişme olduğunu göremedik.
Biz Rabia Naz olayının peşini elbette
bırakmayacağız. Diğer taraftan, bu olayla ilgili adı
geçen siyasetçi İstanbul seçimleriyle ilgili haddini aşan iftira,
tahrik ve hezeyanlarda bulunmuştur. Bu vesileyle bu konuya kısaca
değinmek istiyorum.
Ekrem İmamoğlunun Trabzonlu
olmasından yola çıkarak Pontus benzetmesi yapmasını,
İstiklal Savaşı kahramanlarından Topal Osman
Ağayı seçimlere alet etmesini ve Giresunlular adına
konuşmasını şiddetle ve nefretle kınıyorum. Ne
demek istiyor? Şu sözlere bakar mısınız: Topal Osman
Ağanın Kurtuluş Savaşı Döneminde Pontuslulara
karşı, bu bölgeyi Pontuslulaştırmak isteyenlere
karşı verdiği mücadelenin bir benzerinin şu anda yine biz
torunları tarafından verilmesiyle karşı
karşıyayız. Öyle anlaşılıyor ki bu projeyi
yürütmek üzere seçilenlerden biri de CHPnin İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkan adayı Ekrem Beydir. Ve devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, ayıptır,
ayıp; gerçekten çok ayıptır. Ne demek istiyorsun sen? Üstelik
devletin önemli makamlarında görev aldın, uzun zaman
milletvekilliği yaptın
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Nuhoğlu.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla)
bakanlıklar yaptın ama ne yazık ki devlet adamı
olamadın, devleti tanıyamadın. Kaldı ki Topal Osman
Ağayı da tanımamışsın. İstanbuldaki Giresunluları
etkilemek için Osman Ağayı ağzına aldın ama
hatırlatmak istiyorum ki Topal Osman Ağa, Damat Feritin,
Şeyhülislam Dürrizade Abdullahın, Şeyhülislam Mustafa
Sabrilerin yanında değil, Kuvayımilliyenin yanında yer
alarak Mustafa Kemal Paşayla beraber savaşmış bir
kahramandır. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Adı geçen o siyasetçiye tavsiye ediyorum
-adını gene vermiyorum- akıllı olmasını, Rabia
Naz olayından da leke almadan çıkmayı başarmasını
diliyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekilimiz Sayın Müzeyyen
Şevkin. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Şevkin.
CHP GRUBU ADINA MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, gene içimizi yakan
bir olayla ilgili söz almış bulunmaktayım. Giresunun Eynesil
ilçesinde, Nisan 2018de, evinin önünde yaralı olarak bulunan ve
kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 11
yaşındaki Rabia Naz yavrumuzun şüpheli ölümüyle ilgili, aradan
geçen on dört aya rağmen hâlen aydınlatılamaması üzerine
söz almış bulunuyorum.
Evet, bu ayıp hepimizin değerli
milletvekilleri, bu ayıp bu Meclisin bununla ilgili araştırma
komisyonu oluşturmamasıyla ilgilidir diye düşünüyorum. Çünkü biz
çocuklarımızı bu ülkenin geleceği için yaşatmak
zorundayız ve bu karanlık ölümleri de aydınlatmakla yükümlü
olduğumuzu düşünüyorum.
Evet, büyük bir mücadele veren baba Şaban
Vatanın gözaltına alınması yetmezmiş gibi, neredeyse
bir akıl hastası muamelesi görmesi gerçekten kabul edilebilir bir
durum değildir. Evladını kaybetmiş bir babaya bu
muameleleri vicdanı olan hiçbir bireyin kabul etmesi düşünülemez.
Değerli milletvekilleri, iki hafta önce Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlunu
ziyaret eden babanın anlattıkları insan olarak herkesin nutkunun
tutulmasına ve gözlerini dolduran -ne yazık ki- sahnelere neden oldu.
Eldeki veriler gösteriyor ki bu olay bir intihar değil, bir cinayettir.
Çocuğun intihar etmediği, bir trafik kazasında yaralandıktan
sonra evinin önüne getirilerek intihar süsü verildiği ve
Bir savcı
veya bilirkişi değiliz ama olayı aydınlığa
çıkaracak olan Türk yargısına da buradan güvenmek istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu çocuklar hepimizin.
Zonguldak Ereğlide kaybolduktan sonra cansız bedenleri bulunan Eylül
ve Leyla çocuklarımızdan, yine Ankara Polatlıda ölen,
Eylülden, Yüreğirde 3, 7 ve 9 yaşlarında öldürülen 3
çocuğumuzdan, yine Simavda kafası taşla ezilerek öldürülen
çocuklarımızdan hepimiz sorumluyuz ve bu vicdani yükümlülüğü taşıyoruz
diye düşünüyorum. Bu çocuk istismarlarını ve ölümlerini önlemek
Meclisin elindedir.
Evet, olayın üzerinin örtülmesi, yargı
mensuplarına siyasi baskı yapıldığı bilinen
gerçekler. Bizim amacımız birilerini burada suçlamak değil, bir
babanın adalet mücadelesinin takipçisi olmaktır. Olayı
derinlemesine araştırıp şüpheli ve karanlıkta hiçbir
nokta kalmadan olayın aydınlatılması gerekmektedir.
Cinayetin aydınlatılmaması için
siyasi baskı yapılıp hatırlı kişilerin araya
girdiği doğru mudur? Olay yeri inceleme polislerine, hastane ve
doktorlarına, adli tıp kurumlarına ve savcılığa
baskı yapılmış mıdır?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Hemen
bitiriyorum efendim.
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Şevkin.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) Adı geçen
siyah Doblonun olayda rolü var mıdır? Olay günü oto
yıkamacısında neler olmuştur? Çocuğun üzerinde bulunan
talaşların yer aldığı metruk bina neden
yıkılmıştır? Savcılığın bu binayla
ilgili kararı var mıdır? Trafik kazasını
yaptığı iddia edilen kişi ya da kişilerin o günkü
belediye başkanının yakınları olduğuna
ilişkin baba Şaban Vatan suç duyurusunda bulunduğu hâlde
haklarında soruşturma açılmadığı doğru
mudur? Şaban Vatan, adı geçen Bakanın korumaları
tarafından taciz edildiğini iddia etmektedir. Bu durum
araştırılmış mıdır?
Mademki AK PARTİ Grubu olarak Sayın
Nurettin Canikli de bu olayın araştırılması için
önerge verdi, gelin, hep beraber, hiç bekletmeden bu araştırma
önergesini bir an önce hayata geçirelim ve bu çocuk cinayetlerine, tacizlerine
son verelim diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Giresun Milletvekilimiz Sayın Sabri
Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Öztürk.
AK PARTİ GRUBU ADINA SABRİ ÖZTÜRK
(Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
HDP Grubu tarafından Rabia Naz olayı ve
şüpheli çocuk ölümleriyle ilgili bir Meclis araştırması
açılması için grup önerisi verilmiş, bunun üzerine grubum
adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle seçim bölgem olan Giresunun Eynesil
ilçesinde 2018 yılında 12 Nisanda vefat eden Rabia Naz yavrumuza
Allahtan rahmet diliyorum, ailesine başsağlığı
diliyorum.
Benim de tanıdığım bir çocuktu,
yüreğimiz yanıyor. Gerçekten ölümünden bir yıl öncesinde Eynesil
ilçesini ziyaretim sırasında bir kırtasiyede bir öğrenci
grubuyla karşılaşmış, onlara âcizane kitap hediye
etmiştim, fotoğraf çektirmiştik. Vefatından sonra o
fotoğraf gözümün önünden gitmiyor. Allah bu acıyı hiç kimseye
yaşatmasın.
Biz, Rabia Nazın vefatından dolayı
gerek babası Şaban Vatanın gerek ailesinin gerek kamuoyunun,
siyasetçilerin, yazarçizerin adalet arayışını, bu konunun
en detaylı şekilde aydınlatılması isteğini
saygıyla karşılıyoruz. Bu konuda yapılan bütün samimi
açıklamalar, bütün öneriler için teşekkür ediyoruz. Ancak bir
çocuğumuzun elim vefatından dolayı, bu intihar mıdır
ya da bir trafik kazası mıdır, bunun ne olduğunu şu
ana kadar yargı henüz aydınlatmış değil ama bunun
aydınlatılmasını en çok biz istiyoruz. Şayet burada
bir trafik kazası varsa, burada sorumlular varsa, kim olursa olsun, makamı,
mevkisi ne olursa olsun, en sonuna kadar gidilmesini, en etkili cezaların
alınmasını biz Giresunlular, Giresun milletvekilleri olarak
bizler arzu ediyoruz. O yüzden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Adaletin amacı mutlaka maddi gerçeği
ortaya çıkarmaktır, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde
maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır. Adalet bunu ararken gözü
bağlıdır, ne mağdurun sıfatına ne de
hakkında iddia olan, olacak olanın sıfatına asla bakmaz,
bakamaz. Yargı da bir yandan bağımsızdır. Biz siyasi
faaliyetlerimizi yaparken yargının
bağımsızlığına da saygı göstermek
zorundayız. O açıdan, bu dosyada şu anda gizlilik kararı
var ve üzerinde de o kadar şayia yayılıyor ki üzücü şeyler
de var. İnanın çok şey söylemek istiyorum, vaktim
sınırlı.
Özetle, bakın burada polislerle ilgili
iddialarla ilgili İçişleri Bakanlığımız bir
müfettiş görevlendirdi ve soruşturma yapılıyor. Yine Adalet
Bakanlığımız, Hâkimler ve Savcılar Kurulu bu konuda
müfettiş görevlendirdi, soruşturma yapılıyor.
Soruşturma da devam ettiği için üzerinde menfi ya da müspet herhangi
bir şey diyemiyoruz. Zaten Anayasamızın 138inci maddesi
ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın.
SABRİ ÖZTÜRK (Devamla) Dolayısıyla,
biz her ne kadar yargıya müdahale edemesek de biz her ne kadar yargı
bağımsız, tarafsız olarak bu görevini icra ederken
Rabia
Naz olayından hareketle, Rabia Naz olayı ve benzer şüpheli çocuk
ölümleriyle ilgili, bu olayların sebebi, neticesi, nedenleri, bunlar
elbette araştırılabilir. Nitekim, AK PARTİ Grubumuz
adına, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Nurettin Canikli ve arkadaşları
tarafından, bu konuyla ilgili, bu önergeyle benzer olarak, bir Meclis
araştırması komisyonu kurulması önergesi verilmiştir.
Biz zaten içerik olarak buna karşı değiliz. Fakat şu anda
takdir edersiniz ki bütün kamuoyunun beklediği bir Askerlik Kanunu görüşmesi
var, Meclisin çok yoğun bir gündemi var. Bir Giresun milletvekili olarak
benim kadar bunun bir an önce aydınlığa çıkmasını
başka kimse isteyemez.
O açıdan, biz önergeye içerik olarak
karşı değiliz, ancak dileğimiz, bütün Meclis
gruplarının, parti gruplarının bir araya gelerek
ortaklaşa bunun yapılması ve bizim önergemizin de uygun bir
zaman dilimi içerisinde, Meclis takvimine göre grubumuz tarafından gündeme
getirileceğini buradan ifade etmek isterim.
Kamuoyunu saygıyla selamlarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Değerli arkadaşlar, bugün biraz vaktimiz
var. 60a göre sisteme giren arkadaşlarımıza mümkün
olduğunca söz vermeye çalışacağım. Takdir sizindir.
Buyurun Sayın Koç.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
31.- Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun,
Dicle Vadisinin baraj suyu altında kalmasıyla hayvan ile bitki
türlerinin besin ve habitatlarının yok edilmesiyle çevresel
yıkımın gerçekleşeceğine ilişkin açıklaması
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Teşekkür
ederim.
Hasankeyf bölgesinde endemik ve nesli tehlike
altında olan türler bulunmaktadır. Dicle Vadisinde Fırat
Nehrinin barajlarla doğal yapısını kaybetmesi sonucunda
birçok endemik tür yok olacaktır, Dicle Vadisi ve Ilısu Barajı
alanında balık türlerinin dışında bölgede yaşayan
bitki ve hayvan türlerinin yaşam alanları daralacak ya da tamamen yok
olacaktır.
Hasankeyf çevresinde 266 endemik bitki türü
olduğu, bunlardan 66 türün GAPla sınırlı ve 129 türün
Türkiyede ender olduğu tespit edilmiştir. Dicle Vadisinin baraj
suyu altında kalmasından dolayı bazı hayvan ve bitki
türlerinin besin ve habitatlarının yok edilmesiyle birlikte kitlesel
balık ölümleri, iklimde yumuşama ve doğal yaşamda
değişim gibi birçok ekolojik ve çevresel yıkım
gerçekleşecektir. Arkeolojik kazı
araştırmalarının yeterli düzeyde yapılamayacak
olması nedeniyle tarihî bazı bilgiler karanlıkta
kalacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Enginyurt
32.- Ordu Milletvekili Cemal Enginyurtun, Ordu
ilinde 2/B arazilerinin fiyat tespitinde yapılan hatanın
giderilebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığının
çalışma yapmasını beklediklerine ilişkin
açıklaması
CEMAL ENGİNYURT (Ordu) Sayın
Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Ordu ilinde 2/B arazilerinin fiyat tespitinde bize
göre büyük bir hata yapılmıştır. Sahilde dönümü 5 bin lira
olan yer tespiti, dağ başındaki köylerde de 5 bin lira olarak
tespit edilmiştir. Arazinin değil, köyün tamamını satsan
etmeyecek paraya bir değer tespiti yapılmıştır.
2/B arazileriyle ilgili bu değer tespitini
doğru bulmuyoruz, gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
İnşallah Tarım Bakanlığımızın da bu
konuda çalışma yapmasını bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Hatımoğulları Oruç
33.- Adana Milletvekili Tulay
Hatımoğulları Oruçun, Giresun Milletvekili Sabri Öztürkün HDP
grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) AKP
milletvekilinin biraz önce Rabia Nazla ilgili bizim sunduğumuz
araştırma önergesiyle ilgili yaptığı konuşma
üzerine bir iki şey söylemek istiyorum.
Evet, biz AK PARTİ Genel Başkan
Yardımcısı Nurettin Caniklinin bu konuyla ilgilendiğini ve
önerge verdiğini biliyoruz. Şunu hatırlatmak istiyoruz: Bir
çocuk ölümü ortada varken veya çocukların ölümü ortada varken bir insan
yaşamından daha önemli hiçbir şey olamaz. Sonuç itibarıyla,
bu Meclis çatısında biz bir tek işle
uğraşmıyoruz. Yani Askerlik Kanunu görüşülürken başka
bütün görüşmemiz gereken meseleleri askıya alıyoruz gibi bir
yaklaşım bu Meclisin işleyişine de aykırı bir
yaklaşımdır, bunu kabul etmiyoruz. Bu konuyla ilgili sergilemiş
olduğu konuşmasında duyarlılığın devamı
olarak bu önergenin kabul edilmesi gerektiğini düşünüyoruz,
düşünüyorduk ancak yine her zaman olduğu gibi, HDPden bu teklif
geldiği için reddedildiğini düşünüyoruz.
BAŞKAN Sayın Şevkin
34.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkinin,
işsizliğin Türkiyenin kanayan yarası olduğuna ve
memlekette genç beyinler işsizlikten ülkeyi terk ederken devletin tüm
olanaklarından sınırsız yararlanmış, misyonunu
tamamlamış iktidarın eskilerinin hangi teknik ve mesleki becerileriyle
atandıklarını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) Sayın
Başkan, Türkiyenin kanayan yarası işsizlik. Gerçek
işsizlik rakamları 9 milyona yaklaştı. Sağlıkta,
tarımda, mühendislikte, öğretmenlikte atama yok, emeklilikte
yaşa takılanlara hak teslimi yok. Üniversite mezunlarımız
işsiz, mülakatlarda yandaş torpili var. Kadın ve çocuklara
yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün alabildiğince
arttığı bir dönemi yaşarken iş isteyen 2 üniversite
mezunu kadına Kocan çalışıyor ya. cevabı
travmanın derinleşmesinden başka bir işe yaramıyor.
Tüm bu olumsuzluklar yaşanırken bir de bakıyoruz ki eskilere
âdeta nur yağdırılıyor. İktidarın eskileri
devletin bankalarına yönetim kurulu üyesi ya da sarayda Yüksek
İstişare Kurulu üyeliklerine getiriliyor. Memlekette genç beyinler
işsizlikten kıvranır ve ülkeyi terk ederken iflas eden iş
insanları, işsiz gençler intihar ederken, kendini yakarken devletin
tüm olanaklarından sınırsız yararlanmış ve
misyonlarını tamamlamış eskiler hangi liyakatle, hangi
teknik ve mesleki becerileriyle atanıyorlar, sormak istiyorum.
BAŞKAN Diğer
arkadaşlarımıza daha sonra söz vereceğim.
Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç
Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan,
Suriyedeki iç savaşın Hataya etkilerinin incelenerek olumsuz
etkilerin bertaraf edilmesini sağlayıcı çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/198)
esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 13 Haziran 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
13/6/2019
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 13/6/2019 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Engin
Özkoç
Sakarya
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan, Suriye'deki iç
savaşın Hatay'a etkilerinin incelenerek olumsuz etkilerinin bertaraf
edilmesini sağlayıcı çözüm yollarının belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/198) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun
13/6/2019 Perşembe günlü (bugün) birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önerinin gerekçesini açıklamak üzere, öneri
sahibi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Hatay Milletvekilimiz
Sayın Serkan Topal... (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Topal.
CHP GRUBU ADINA SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinize
saygılarımı sunuyorum. Bizi ekranları başında
izleyen bütün hemşehrilerime, bütün vatandaşlarıma
selamlarımı, saygılarımı iletiyorum.
Evet, Hatay medeniyetlerin beşiği,
hoşgörünün kenti. Hatayın dili sevgidir değerli
arkadaşlar. Hatayın siyasi görüşü de barıştır,
kardeşliktir, medeniyettir, hoşgörüdür. Vatan sevdası, bayrak
sevdasıyla içselleştirilen bir halktır Hatay. Hepimiz çok iyi
biliyoruz, aslında Hatay sadece Türkiye'nin değil, aynı zamanda
Avrupanın da Orta Doğu ve Afrikaya açılan sosyal, siyasal bir
kapısıdır. Aynı zamanda Hatay Türkiye'nin küçük bir
numunesidir, numune. Yani, Hatay Türkiye'nin şah damarıdır.
Eğer şah damarı kesilirse ya da bir şey olursa şah
damarına, maalesef, hepimiz çok iyi biliyoruz beyin felç olur, kalp durma
noktasına gelir. Dolayısıyla, Hatay Türkiyenin en önemli
kentidir değerli arkadaşlar ve hepimiz çok iyi biliyoruz, 2011
yılında başlayan Suriye savaşından en çok etkilenen
illerin başında Hatay geliyor. 1 milyon 600 bin nüfusuyla, 15
ilçesiyle, birlik ve beraberlik içerisinde kardeşçe yaşamayı
içselleştirmiş, dünyada nadide kentlerden bir tanesidir Hatay
değerli arkadaşlar. Ama maalesef 2011den bugüne kadar yaklaşık
450 bin Suriyeliyi içinde barındıran bir Hatay ve maalesef o
sorunları beraberinde yaşayan bir Hatay.
Şimdi, bu sorunları bu kürsüde defalarca
dile getirdim ama maalesef bakanlar Hataya gidiyor, seçim döneminde
konuşmalarını yapıyor
Hatta bir gün
Cumhurbaşkanı oraya gitti. Havaalanına inerken, selden
dolayı orada bir gölet oluşmuştu, maalesef o göleti baraj
zannetmişti ve Biz baraj yaptık. dedi. Burada milletvekili
arkadaşlarımız var, soruyorum: Reyhanlı Barajına ne
oldu? Bitmedi. Karaçay Barajı hâlâ bitmedi ve ovanın
sıkıntısı devam ediyor.
Az sonra bütün ilçelerin
sıkıntılarını dile getireceğim ama sürekli beka
sorunu diyoruz ya arkadaşlar, bakın, geçen IŞİDle
ilişkili bir teröristin cenazesinde, yaklaşık 7-8 bin, 10 bin kişiyle
orada, Reyhanlıda provokatif bir eylem yapıldı. Şimdi,
benim Sayın Valimizin, Sayın Kaymakamımızın iyi
niyetinden hiçbir şüphem yok, hatta değerli milletvekili
arkadaşlarımdan da herhangi bir şüphem yok ancak ben şunu
merak ediyorum: Eğer spontane bir şekilde 7-8 bin kişi
toplanıyorsa devletin hiç haberi olmadan, yarın olası herhangi
bir provokatif eylem yapılırsa bir beka sorunuyla karşı
karşıya değil miyiz değerli arkadaşlar? Dün MHPli
Mersin Milletvekili arkadaşımız ne güzel getirdi Suriyelilerle
ilgili olan sorunu, teşekkür ediyorum bununla ilgili.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu sorunun
ivedi bir şekilde masaya yatırılması gerekiyor ve
araştırma komisyonu kurulması gerekiyor. Bakın, AK
PARTİli milletvekili arkadaşlara sesleniyorum, özellikle Hatay
milletvekili arkadaşlara sesleniyorum: Bütün Hatay şu an bizi
izliyor. Özellikle, bütün milletvekili arkadaşlarımızı
Hataya davet ediyorum, samimi bir şekilde davet ediyorum. Gerçekten,
gelin, birlikte görelim, oradaki sorunları birlikte çözelim.
Bakın, sınır kapıları
kapalı. Yayladağı Sınır Kapısı, hepimiz çok iyi
biliyoruz, şu anda tır filoları
Samandağın,
Kırıkhanın, Reyhanlının, Defnenin ve
Antakyanın birçok iş adamı şu anda maalesef batacak
durumda. Tırlar şu anda maalesef garajlarda duruyor, sayın
vekillerimiz de bunu çok iyi biliyor.
Bakın, inanın, samimi bir şekilde
söylüyorum: Hatayda işsizlik yüzde 37. Eğer Yüzde 37 değil.
diyorsa AK PARTİli milletvekili arkadaşlarım, sadece Serkan
Topala 24 bin kişi müracaat etmiş, o 24 bin kişinin sadece 2 bininin
isimlerini ben size vereyim, bunları işe alalım. Bakın, ben
24 binin sadece yüzde 10unu size vereyim. Hatayda işsizlik yüzde 37
çünkü kayıt dışı var orada. Suriyeli
vatandaşlarımızın maalesef şu anda Reyhanlı
nüfusundan daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, tamamlayalım.
SERKAN TOPAL (Devamla) Sayın
Başkanım, Hatay çok önemli, çok teşekkür ediyorum.
Bakın, yine, maalesef pamuk desteği dönüm
başına 650 kilogramdan 500 kilograma indi, neden 500 kilograma indi
arkadaşlar, hani ekonomi iyiydi? Ayrıca, ya, 500 kilograma veriliyor
ama 500 kilogramın da sadece yüzde 70i ödeniyor. Ovadaki çiftçimiz
perişan, mazotunu alamıyor.
Bakın, arkadaşlar, dünyanın en güzel
zeytini Altınözünde ama zeytin üreticisi zor durumda, perişan
olmuş.
Ayrıca, Altınözü-Antakya yolu ne zaman
bitecek? Yayladağı-Antakya duble yolu ne zaman bitecek?
Samandağ-Antakya duble yolu ne zaman bitecek? Eyvallah, Arsuz-Çevlik
yolunun ihalesi yapıldı, Allah razı olsun, teşekkür ediyorum.
Bu kürsüde, yapılan her hizmete teşekkür edeceğim ama yani onun
dışında bir şey yok. Arsuzda hastane yok, 150 bin nüfuslu
Defnede hastane yok arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
SERKAN TOPAL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
150 bin nüfuslu bir ilçede nasıl hastane olmaz
arkadaşlar?
Bakın, Samandağda kıyı kenar
çizgisi mağdurluğu hâlâ devam ediyor. Bir komisyon kuralım, bu
mağduriyeti, gerçekten bu sorunları çözelim. dedik ama iktidar
tarafından tık yok, ses yok. Nerede? Şimdi, bakanlar burada yok.
Maalesef bakanlar ile milletvekilleri arasında bir kopukluk var, bakanlar
zaten buraya gelmiyor, bakanlar milletvekilleriyle görüşmüyor, bakanlar
maalesef hizmet de üretemiyor. Bunu da ifade etmek istiyorum.
Bakın, İskenderunda angus ticaretiyle
ilgili dün de ifade etmiştim, bir kez daha ifade ediyorum,
İskenderunlu vatandaşlarımız perişan durumda. Orada,
gerçekten bu sorunun çözülmesi gerekiyor. AK PARTİli milletvekili
arkadaşlarımızdan buradan destek istiyorum.
Erzinde narenciye üreticisi zor durumda. Liman
projesine ne oldu, burada sormak istiyorum. Yayladağında çilek
deposu lazım, devlet desteğiyle mutlaka yapılması
gerektiğini burada ifade ediyorum değerli arkadaşlar.
Antakya, güzelim Antakya, Antiochia diğer
adı, hepimiz çok iyi biliyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Topal, güzel bir cümleyle
tamamlayalım.
SERKAN TOPAL (Devamla) Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Payasta, Belende, Hassada, Kırıkhanda
gerçekten işsizlik sorunu var, yoksulluk sorunu var, ekonomik kriz var.
Bunları burada ifade etmek istiyorum. Antakya, Hatayın kalbi -gerçi
15 ilçesi Hatayın kalbi- Antakyada Uzun Çarşı eskiden
cıvıl cıvıldı, hepimiz çok iyi biliyoruz ama
inanın bugün itibarıyla esnafın yüzde 30u kepenk kapattı
arkadaşlar, kepenk kapattı.
Az sonra, değerli milletvekili
arkadaşımız, AK PARTİli milletvekili
arkadaşımız gelecek bu kürsüde konuşma yapacak. Ben
kendilerinden şunu bekliyorum -kendilerini seviyorum- ben bunu da ifade
ediyorum, ne Türkiyede ne dünyada hiçbir güç, hiçbir siyasi güç Hataydaki
birlik ve beraberliği bozamaz, oradaki provokatif eylem ne olursa olsun
bozamaz ama sizlerden çözüm bekliyoruz. Az sonra buraya
çıkacaksınız, konuşma yapacaksınız, Hatay halkı
da bizler de sizden şunu bekliyoruz: Gelin, bu komisyonu kuralım,
Hatayın sorunlarını birlikte çözelim.
Teşekkür ediyor, saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen,
İYİ PARTİ Grubu adına Mersin Milletvekilimiz Sayın
Behiç Çelik.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Çelik.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine İYİ PARTİ
adına söz almış bulunuyorum.
Hatay, benden önceki hatibin ifade ettiği gibi,
Türkiye'nin müstesna, çok özellikli bir vilayetidir. 1939 yılında
Türkiye Cumhuriyetine katılmış olan Hatay, binlerce
yıllık tarihi olan ve Hristiyan dünyası için de çok önemi olan
Saint Pierre Kilisesini bünyesinde sakladığı bir
vilayetimizdir. Burada özellikle şunu yüce heyetinize hatırlatmak
isterim: Hatay için Mustafa Kemal Atatürkün Otuz dokuz asırlık Türk
yurdu düşman eline bırakılamaz. demesi, Hatayın ne kadar
önemli bir merkezde olduğunu da aslında gösteriyor.
Şimdi, Hatayı geniş
boyutlarıyla burada ele almak mümkün ama ben grup önerisinin
başlığına sadık kalarak, özellikle Suriye iç
savaşından yani sekiz yıllık Suriye iç savaşından
Hatayın nasıl etkilendiğini burada birkaç cümleyle süreye
sadık kalarak ifade etmek istiyorum.
Hatay, doğal olarak en çok etkilenen
vilayetimizdir, buranın demografik yapısına büyük olumsuz etkisi
olmuştur Suriye savaşının. Adrese Dayalı Nüfus
Kayıt Sistemi, Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verdiği
rakamlar sadece 240 bin Suriyelinin Hatay vilayetinde
yaşadığını gösteriyor ama kayıt
dışı olan, kaydedilemeyen Suriyelilerin sayısını
maalesef bilemiyoruz. Ama şöyle bir şey daha var: Hatayda
yaşayan Suriyelilerin, diğer illerde yaşayan Suriyelilerden
farklı olarak Hatay insanıyla daha uyumlu
yaşadığını da burada devlet yetkililerinden
öğrenmiş bulunuyoruz, bu olumlu bir durumdur.
Ayrıca, Hatayın jeostratejik olarak
konumu itibarıyla, Zeytin Dalı Harekâtı yani Afrinin ordumuz
tarafından tamamen ele geçirilmesinden sonra, Hatay vilayeti ve
İskenderun Körfezinin de ebediyen, inşallah, güvence altında
tutulabildiğini de gösteriyor.
Burada, özellikle Suriye iç savaşından
dolaylı etkilenen, Afrin nedeniyle de kendileri olumsuz etkilenen
Amanoslardaki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edelim Sayın Çelik.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Sağ olun
Sayın Başkan.
PKK unsurlarının 11-12 kişi düzeyine
kadar indiği, bunların da yakın zamanda bertaraf
edilebileceği tahmin edilmektedir, bu da iyi bir gelişmedir.
Dileğimiz şudur: Hataydaki Suriyelilerin
peyderpey Suriyeye göç ettirilmesi, oraya yerleştirilmesi çok önemli
çünkü bu sağlandığı takdirde, Hataydan giden her
Suriyelinin Türkiye'ye Suriye içerisinde mevzi
kazandıracağını özellikle vurgulamak istiyorum.
Dolayısıyla, Hatay bizim çok önem verdiğimiz bir vilayet
olmalıdır, olmaktadır ve olacaktır.
Dolayısıyla, grup önerisini
desteklediğimizi buradan ifade ediyor, yüce heyetinizi tekrar saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen
Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Muş Milletvekilimiz
Sayın Mensur Işık. (HDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz üç dakika Sayın Işık.
HDP GRUBU ADINA MENSUR IŞIK (Muş)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sizi ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. CHPnin vermiş olduğu araştırma önergesi
üzerine partim adına söz almış bulunmaktayım. Şu an
bizi izlemekte olan halklarımızı da saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlar, Hatay
gerçekten Türkiyenin küçük bir örneği. Yani Hatay Kürtler, Türkler,
Araplar, Sünniler, Alevilerin birlikte yaşamış olduğu ve
bugüne kadar da genel anlamda huzur içerisinde yaşamını
beraberce sürdürdükleri küçük bir kent. Ama maalesef AKPnin son yıllarda
özellikle Suriyedeki iç savaşa yönelik olarak göstermiş olduğu
yanlış politika, yapmış olduğu yanlış
politika, özellikle
Aslında Suriyedeki yanlış politikanın
temelini ben şuradan halkların huzurunda şöyle ifade etmek
istedim: Anti Kürt politikası yani Kürt fobisini, Kürt sorununu hâlâ fobi
olarak görmeye devam etmesi ve Kürtlere karşı beslemiş
olduğu, bir türlü işin içinden çıkamadığı anti
Kürt politikasından kaynaklı Suriyede yanlış bir
bataklığa batmıştır. O yanlış bataklık
bugün Türkiyede maalesef, yaklaşık olarak, resmî rakamlara göre 4,5
milyon Suriyeden kaçıp Türkiyeye gelen, yerleşen insanla
dolmuştur. Şimdi bunun en yoğun olarak etkilendiği kent de
tabii ki Hatay ili olmaktadır.
CHPnin önergesine bu yönüyle elbette
katılıyoruz. Gerçekten de yanlış politika sonucu olsa da
netice itibarıyla ülkemize gelip sığınmak zorunda kalan, iç
savaştan kaçan halklara, ülke, siyasi iktidar, ayrımcı politika
olmaksızın insan onuruna yakışır bir yaşamı
vermek zorundadır. Bu yönüyle özellikle basında da zaman zaman
Suriyeden kaçıp Hataya gelen ve öncelikle Türkiyenin değişik
illerine gelip sığınmak zorunda kalan Suriyeli yurttaşlar
-artık Suriyeli vatandaşlar diyeceğim onlara- Suriyeli
halklara da aynı şekilde, siyasi iktidar, gerekli olan, dediğim
gibi, insan onuruna yakışır bir yaşamı vermek
zorundadır. Bu yönüyle, dediğim gibi, siyasi iktidarın özellikle
bu konuda Suriyelilerden bahsederken diline, üslubuna çok dikkat etmesi
gerekir. Zaman zaman basında da şöyle durumlarla karşı
karşıya kalmaktayız: Özellikle bazı sahil kentlerinde ve
bazı illerde devlet idaresinde çalışan bir kısım
belediye ve aynı zamanda mülki idare amirlerinin de Suriyeli vatandaşlara,
Suriyeli insanlara ayrımcı politika dili uygulayarak toplumda
farklı bir kutuplaşma yarattığına tanık
olmaktayız. Ben özellikle de idarecilerin bu konuda daha hassas
davranması gerektiğini düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Işık.
MENSUR IŞIK (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aynı şekilde, Türkiye'nin Suriye
politikasındaki yanlış ve çelişkili durumunu izah etmek ve
göstermek açısından ve aynı zamanda IŞİDle mücadele
ediyorum. diye söylediği politikanın da gerçeklikten ne kadar uzak
olduğunu gerçekten göstermesi açısından
Biraz önce bir
milletvekili arkadaşımız da belirtti, IŞİD mensubu
Abdulbasit El Sarutun Hatay Reyhanlıda kendisi için düzenlenen cenaze
töreninin kaymakamın ve valinin bilgisi dışında
olmasını düşünmek imkânsız bir şey. Biz şöyle değerlendiriyoruz:
Reyhanlıdaki bu cenaze töreni hem kaymakamın hem valinin bilgisi
dâhilinde olmuştur ve aynı zamanda siyasi iktidarın
politikasının bir gereğidir aslında bu. Biz bunu bu
şekilde değerlendiriyoruz.
AKPnin bu politikasından, bu çelişkili politikasından
da bir an önce vazgeçmesi gerektiğini düşünüyor, teşekkür
ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneri üzerinde söz isteyen, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Hatay Milletvekilimiz Sayın Hüseyin
Şanverdi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz üç dakikadır Sayın Şanverdi.
AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
ŞANVERDİ (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerinde partim
adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
2011 yılında Suriyede başlayan iç
savaştan ve Esad zulmünden kaçan insanlar ülkemize
sığınmış, Hatay halkı ölümden ve zulümden kaçan
insanlara kucağını açmış, ekmeğini ve aşını
paylaşmış, ensarlık görevini yapmış ve dünyaya
insanlık dersi vermiştir. Suriyede oluşturulan güvenli
bölgelerin artmasıyla Hatayda yaşayan Suriyeli misafir
sayısı her geçen gün azalmaktadır. Sadece 2018 yılı
içerisinde Hataydan ülkesine dönen Suriyeli sayısı 35 bindir. Hatayda
ikamet eden Suriyeli misafirlerin sayısı abartıldığı
kadar olmayıp Ulusal Adres Veri Tabanına göre Suriyeli
sayısı bugün itibarıyla 240.464tür.
Dünyada daralan ekonomi ülkemizi de olumsuz
etkilemiş, ister istemez Hatay da bu olumsuzluktan etkilenmiştir.
Suriye krizinden ilimizin ticari olarak etkilendiği söylense de 2011
yılında ihracat için Cilvegözü Sınır Kapısından
Suriyeye giren ticari tır sayısı 110 bin iken 2018
yılı içerisinde bu sayı 114 bin tıra çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, Hatay, Suriye krizinin
etkilerini atlatabilmek anlamında devletimizin yetki ve kabiliyetleri
çerçevesinde, idarenin çalışmaları sayesinde
normalleşmesini sürdürmektedir. 2012 yılına göre turizm
anlamında bir değerlendirme yaptığımızda 240 bin
olan ören yeri girişlerinin bugün 476 bin olmasıyla, yine 300
binlerde olan geceleme sayılarının 1 milyon 400 bine
ulaşmasıyla övünmekte, Arsuz-Çevlik yolunun yapılarak turizme
kazandırılmasıyla ilgili yatırım faaliyetlerini
konuşmakta, Hassa-Dörtyol Tünelinin yapımını beklemekte,
Erzin, Hassa, Reyhanlı, Kırıkhan organize sanayi bölgelerinin
hayata geçirilmesini konuşmakta, Reyhanlı Barajı, Tahtaköprü
Barajı ve Davutlar projesinin 2019 yılı içerisinde faaliyete
geçmesi için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca,
Hatayda tarım sektöründe çalışan çiftçilerimize 2018
yılı içerisinde Tarım Bakanlığı tarafından
306 milyon TL destek sağlanmış, Hatay ekonomisi her zaman
olduğu gibi yine ilk 10da yerini almıştır. Sayın
Serkan Topal, bilgilerinize. Evet, şu anda Hatay ekonomisi ilk 10da. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım.
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Devamla) Hatay
halkı çalışkandır, Hatay halkı zorluklarla mücadele
etmesini bilen bir millettir. Hatay, Türkiye'nin en önemli kentlerinden bir
tanesidir. Hoşgörü kentidir, tarih şehridir, kültür şehridir,
medeniyet şehridir Hatay; lezzet şehridir Hatay; gerçekten Türkiye
için açık hava müzesidir Hatay. Ben herkesi, bu güzellikleri yaşamak
için Hataya davet ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin bu önerisini reddediyor,
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu arada, Hatay Milletvekilimiz Sayın Serkan
Topal geçen gün bir cenazeyle ilgili bir bilgi verdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Devam edin, toparlayın.
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Devamla) O
Suriyeli vatandaş bir futbolcu, tanınmış birisi, Özgür
Suriye Ordusunda savaşan birisidir.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) IŞİD
çetesidir, IŞİD çetesi ya!
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Devamla)
Reyhanlıdaki ve Hataydaki, hatta tüm Türkiyedeki Suriyeliler ona sahip
çıkmıştır ve onun 4 kardeşi Özgür Suriye Ordusunda
vefat etmiştir, şehit olmuştur, babası şehit
olmuştur, bundan ötürü Suriye halkı ona sahip
çıkmıştır.
Bilgilerinize sunuyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Sayın Vekil,
IŞİD saflarında savaşmış, IŞİD
saflarında.
TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) Kaymakam
öyle demiyor ama. Reyhanlı Kaymakamının açıklamasıyla
çelişiyorsunuz.
SERKAN TOPAL (Hatay) Sayın
Başkanım, az önce benim söylediğim rakamlar ile kendilerinin
dile getirdiği rakamlar çelişikti, bu yüzden töhmet altında
bırakıldım. Dolayısıyla iki dakikalık
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Töhmet yok
Başkanım, biz anladık.
BAŞKAN Sayın Topal, herhangi bir
sataşmada bulunmadı ama konuyu madem gündeme getirdiniz, ben bir
dakika süre veriyorum, bir dakikada toparlayıp konuşmanızı
bitirin.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Hatay Milletvekili Serkan Topalın, Hatay
Milletvekili Hüseyin Şanverdinin CHP grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum.
Sayın Vekilim, tabii ki gerçekten Hatay nadide
bir şehir demiştim. Biz gerçekten birbirimizi çok seviyoruz ama az
önce sizin açıkladığınız rakamların gerçek
dışı rakamlar olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Madem
gerçekten öyle bir rakam var, o zaman gelin, hepimiz bu araştırma önergesine
evet diyelim, hakikati, gerçekleri öğrenelim.
Evet, bütün bu saydıklarınızda
şu ana kadar tamamlanan hiçbir hizmet yok. Evet, Arsuz-Çevlik yoluna
başlandı, başka bir şey yok değerli arkadaşlar.
Eğer o söylediğiniz, ilk 10daysa o zaman
neden insanlar kepenk kapatıyor? O zaman neden tırlar şu anda
garajda bekletiliyor? Neden Yayladağı Sınır
Kapısı açılmadı?
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) Hatay
ekonomisi ilk 10da.
BAŞKAN Karşılıklı
olmasın değerli arkadaşlar.
Sayın Topal, tamamlayın, bitirin
konuşmanızı.
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) Şu
anda Hatay ekonomisi ilk 10da.
SERKAN TOPAL (Hatay) Ben bir kez daha AK
PARTİli milletvekillerinden destek bekliyorum. Araştırma
komisyonlarını gerçekten, gelin, kuralım, Hatayın
sorunlarını birlikte çözelim.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Hatay hepimizin; çok değerli, çok
güzide bir kent.
HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) Sizi davet ediyoruz
Başkanım.
BAŞKAN - Ben de değerli
milletvekillerimizin kardeşliğini görüyorum. İnşallah, en
kısa zamanda hep beraber Hatayda yer alırız, Hatayın hem
güzelliklerini hem yemeklerini beraber paylaşma olanağı buluruz.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, Suriyedeki
iç savaşın Hataya etkilerinin incelenerek olumsuz etkilerin bertaraf
edilmesini sağlayıcı çözüm yollarının belirlenmesi
amacıyla verilmiş olan (10/198) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 13
Haziran 2019 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) Sayın Başkan,
beş komisyon var mevcut olarak, o yüzden mümkün değil.
BAŞKAN Sayın Orhan, sisteme
girmişsiniz
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay) Sayın
Başkan, kayıtlara geçmesi açısından bir kelime
söyleyeceğim.
BAŞKAN Bekleyin, bir saniye bekleyin.
Sayın Orhan, buyurun.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Van Milletvekili Muazzez Orhanın, 21
Kasım 2016 tarihinde Van ilinde başlayan eylem ve etkinlik
yasağının hukuka aykırı şekilde
uzatıldığına, Van Valisi tarafından Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 34üncü maddesinin askıya
alındığına ilişkin açıklaması
MUAZZEZ ORHAN (Van) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Vanda dokuz yüz otuz beş gündür devam eden bir
yasak var. Toplanma hürriyeti, düşünce ve ifade hürriyeti hem
uluslararası sözleşmelerle hem Anayasayla güvence altına
alınmıştır ancak vali genelgesiyle anayasal hakların
askıya alındığı 1 milyonluk bir kent var. Yasada
olmayan birçok talimat Valiliğin yasaklama kararı var. diye
partimize ve sivil toplum kuruluşlarına dayatılmaktadır.
Kapalı alanda yapılan iç etkinlikler yasal olmamasına
rağmen kamera kaydına tabi tutuluyor, zorunlu olmamasına
rağmen tüm etkinlikler için tertip komitesi oluşturulma
şartı koşuluyor. 21 Kasım 2016 tarihinde Vanda
başlayan bu eylem ve etkinlik yasağı aradan geçen yıllara
rağmen, aralıksız ve hukuka aykırı bir şekilde
uzatılıyor. Vanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
34üncü maddesi vali tarafından neredeyse bin gündür askıya
alınmıştır. Van Valisi kendisini yasama, yürütme ve
yargı ilan etmiştir. Türkiyede OHAL kaldırıldı
deniliyor ancak Van
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bu konuşmaları bir dakikada
tamamlamak durumundayız, ona göre arkadaşlarımız
konuşmalarını belirlesinler.
Sayın Öztürk
37.- Kırıkkale Milletvekili Halil
Öztürkün, Kırıkkale ilinde meydana gelen yağış
sebebiyle Kırıkkale merkez köylerinde, Sulakyurt ilçe merkezi ve
köyleri ile Yahşihan ilçe merkezinde yaşanan mağduriyetin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Sayın
Başkan, geçtiğimiz gün seçim bölgem Kırıkkalede meydana
gelen yağış sebebiyle özellikle Kırıkkale merkez
köylerinde, Sulakyurt ilçe merkezi ve köyleri ile Yahşihan ilçe merkezinde
ciddi hasarlar meydana gelmiştir. Ben buradan bütün hemşehrilerime
geçmiş olsun dileklerimi iletirken yine bir an önce -gerek Tarım ve
Orman Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğünün ve Devlet
Su İşleri Genel Müdürlüğünün- ivedilikle zarar gören
bölgelerdeki ihtiyaçların karşılanmasını istiyorum.
Yine valiliğimiz elindeki tüm imkânları kullansa da bu zarar ve
ziyanın telafisi güç, telafi edilmesi noktasında yetersiz
kalmaktadır. Buradan Hükûmet yetkililerinin dikkatini çekerek tekrar bu
zararın karşılanmasını talep ederken bunların
takipçisi olacağımı iletiyor ve tüm hemşehrilerimi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Fendoğlu
38.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal
Fendoğlunun, Malatya ilinde Türkiyenin kuru kayısı üretiminin
yüzde 90ının üretildiğine, kayısı üreticileri ve
çiftçilerinin KAYISIBİRLİKin tekrar kurulmasını ve
kayısının hak ettiği değeri alabilmesini Ticaret
Bakanından talep ettiklerine ilişkin açıklaması
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Bilindiği üzere, Türkiyenin kuru
kayısı üretiminin yüzde 90ınını Malatya üretiyor,
dünya kuru kayısı üretiminin de yüzde 67sini
karşılıyor. 2018 verilerine göre Malatyadaki kuru
kayısı ihracatımız 93 bin ton ve bunun ekonomimize
getirdiği rakam ise 253 milyon TL. Bugün Sayın Valimiz 2019
yılı rekoltesini açıkladı, yaş kayısı
üretiminde rekoltenin 391 bin ton olacağını, kuru
kayısıda ise 87 bin ton olacağını ifade etti. Tabii,
Malatyada geçmişte kurulan bir kayısı birliğimiz
vardı, her ne hikmetse kapatıldı. Kayısı
üreticilerimiz ve çiftçilerimiz Ticaret Bakanımızdan kayısı
birliğinin tekrar kurulması ve kayısının hak
ettiği değeri üretici nezdinde almasını talep ettiler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Toğrul
39.- Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrulun,
eğitimden sağlığa, ekonomiden sosyal yaşama dair hemen
hemen her alanda sorunlarla boğuşan Gaziantep ili için Hükûmetin
çözüm üretmeyi düşünüp düşünmediğini öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Gaziantep,
fıstığı, baklavası, gastronomisi, küçük sanayide el
becerisiyle bilinen ustalarıyla tanınırken, Gaziantep kültür,
sanayi şehri ve tarihî bir şehir iken bugün Forbes dergisinin iş
yapmak ve yaşamak için en iyi kentler araştırmasında, 94
başlıkta veri setine göre hazırlanan araştırmada
beşerî sermaye ve yaşanabilirlik, marka becerisi ve yenilikçilik,
ticaret becerisi ve üretim potansiyeline erişebilirlik kategorisinde
33üncü sırada yer almıştır. Eğitimden
sağlığa, ekonomiden sosyal yaşama dair hemen hemen her
alanda sorunla boğuşan Gaziantep için Hükûmet bir şeyler
yapmayı düşünüyor mu, bunu sormak istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Karahocagil...
40.- Amasya Milletvekili Mustafa Levent
Karahocagilin, 3 Kasım 2002 öncesi demokratik hak ve hürriyetlerin
askıya alındığına, ülke emanetini omuzlamak üzere yola
çıkan AK PARTİnin önce millet dediğine ilişkin
açıklaması
MUSTAFA LEVENT KARAHOCAGİL (Amasya) Tarih, 3
Kasım 2002 öncesi, ekonomik ve sosyal hayata krizin egemen olduğu,
birikmiş iç meselelerini çözemeyen, uluslararası camia önünde temsil
edilemeyen ve büyük itibar kaybeden ülkemizde demokratik hak ve hürriyetler
askıya alınmıştı. Toplumun talepleri
karşılanamıyor, yolsuzluklar ayyuka çıkmış,
ekonomik hayat durma noktasına gelmişti, enflasyon yüzde 100leri
geçmişti. Kısacası, milletimizin umutlarının en çok zayıfladığı
bir anda ülke emanetini omuzlamak üzere yola çıkan AK PARTİ,
milletinin kararan bahtına ak sayfa açmak için kolları
sıvadı, önce millet dedi ve milletin mayaladığı
hamurdan doğdu. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. dedik,
on yedi yıldır her şey eskisinden çok güzel oldu. Milletin
emanetini emin ellere teslim ettik. Türk milleti on yedi yılda 15 sefer AK
PARTİ dedi. Her şey Türkiye için. dedik, popülist politikalara
tenezzül etmedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Işık...
41.- Muş Milletvekili Mensur
Işıkın, AKP iktidarının bugüne kadar
ayrımcı politikalar uyguladığına, Muş Valisinin
siyasi iktidarın bir uzantısı olduğuna ve Türkiye tarihine
kara bir leke olarak geçeceğine ilişkin açıklaması
MENSUR IŞIK (Muş) Sayın
Başkan, AKP iktidarı bugüne kadar hep ayrımcı politikalar
uyguladı. Siyasi parti olarak kendisine yakın olan valiyi vali olarak
atadı, kaymakamı kaymakam olarak atadı, hâkim savcıyı
aynı şekilde yaptı. Yine, her ilde -özellikle bölgede de öyle-
İŞKUR üzerinden de bunu yaptı ama ben size Muş Valisinin
son güzel hareketini söyleyeceğim, tırnak içerisinde söylüyorum:
Muştaki köylülerin, tarımla uğraşan köylülerin yani fide
isteyen köylülerin GBTsi yapılarak hangi siyasi partiye yakınlarsa
ona göre bir uygulama yapılıyor. Yani HDPye yakın olan, HDPye
oy çıkan köylerdeki çiftçilerin fide talebini yerine getirmeyen bir
valiyle karşı karşıyayız. Bu vali siyasi
iktidarın bir uzantısıdır, yanlıştır,
yanlıştır, yanlıştır, Türkiye tarihine kara bir
leke olarak geçecektir. Bugün de bunu burada yine Meclisin ve Türkiye
halklarının huzurunda belirtmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Yıldız
42.- Aydın Milletvekili Hüseyin
Yıldızın, Aydın ili Çıldır
Havaalanının sivil havacılığa açılması
yönünde herhangi bir çalışmanın olup
olmadığını Ulaştırma ve Altyapı
Bakanından öğrenmek istediğine, İstanbul üçüncü
havalimanı ihale şartnamesine uyulmadığına
ilişkin açıklaması
HÜSEYİN YILDIZ (Aydın) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Her dönemde Aydında seçim olduğunda,
genel seçimlerde özellikle her gelen bakan, her gelen başbakan,
cumhurbaşkanı Aydındaki Çıldır
Havaalanının sivil havacılığa
açılacağını söylemişti. Tam on yedi yıl geçti
hâlen bir çivi çakılmadı, Ulaştırma Bakanına soruyorum:
Herhangi bir çalışmanız var mı?
Ulaştırma Bakanına sizin
aracılığınızla bir soru daha sormak istiyorum
Sayın Başkanım: Üçüncü havaalanı işletmeleri ihale
şartnamesine göre, 1 Ocak 2017 yılından itibaren devlete
yıllık 1 milyar 45 milyon euro kira ödemesi gerekiyordu, 2019
yılına kadar bu kira ödenmedi. 2019 ve 2020 yıllarında
yıllık sadece 350 milyon euro olarak ödenecek diye sözleşme
yaptılar. Devleti 3,5 milyar dolar zarar ettirdiler. Sayın Bakan,
hangi gerekçeyle bu firmalara 3,5 milyar euro avantaj sağladınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Şanverdi
HÜSEYİN ŞANVERDİ (Hatay)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, Hatay Milletvekili
Serkan Topal, Hatayın ekonomisinin ilk 10da
olmadığını iddia etti. Ben de Hatay ekonomisinin ilk 10da
olduğunu iddia ediyorum, yetkililerden sorabilirler. Kayıtlara
geçmesi için söz aldım.
Teşekkür ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN Sayın Kılıç
43.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, 13 Haziran büyük mütefekkir Cemil Meriçin
vefatının 32nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bugün merhum Cemil Meriçin vefat yıl
dönümüdür. Cemil Meriç muzdarip kuşağın gönül gözü açık
temsilcisidir, Kitaptan değil, kitapsızlıktan
korkmalıyız. der. Tarihimiz mührü sökülmemiş bir hazinedir ona
göre. Dünyanın bütün toprakları bir tek insanın
kanını akıtmaya değmez. Şucular bucular diye
değil insanları, namuslular ve namussuzlar diye ayırmak gerekir.
Düşünceye önem verilmeyen yerde bilim adamı çıkmaz. Onun eserleri
2023 hedeflerimizin işaret taşları olmalıdır.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.11
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), İsmail OK (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
89uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Değerli milletvekilleri, alınan karar
gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan İstanbul
Milletvekili Şirin Ünal ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 49 Milletvekilinin
Askeralma Kanunu Teklifi ve Millî Savunma Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- İstanbul Milletvekili Şirin Ünal ve
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem
Zengin ile 49 Milletvekilinin Askeralma Kanunu Teklifi (2/1940) ve Milli
Savunma Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 69) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 69 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştı. Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri,
varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra
ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Değerli milletvekilleri, 1inci madde üzerinde
iki önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Askeralma Kanun Teklifinin
1inci maddesinde yer alan sayılması ibaresi yerine kabul
edilmesi ibaresinin getirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yavuz
Ağıralioğlu İbrahim
Halil Oral Feridun
Bahşi
İstanbul Ankara Antalya
Ayhan
Erel Hüseyin
Örs Hasan
Subaşı
Aksaray Trabzon Antalya
Enez
Kaplan
Tekirdağ
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Müzeyyen
Şevkin Haydar
Akar Faruk
Sarıaslan
Adana Kocaeli Nevşehir
Serkan
Topal Hüseyin
Yıldız Servet
Ünsal
Hatay Aydın Ankara
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ REFİK ÖZEN (Bursa) - Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
Aynı mahiyetteki önergeler üzerinde söz isteyen
Aksaray Milletvekilimiz Sayın Ayhan Erel. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Erel.
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL
(Aksaray) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, kıymetli
Komisyon üyeleri; Askeralma Kanun Teklifinin 1inci maddesi üzerinde
İYİ PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce Meclisi, yüce Türk milletini saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidar partisi uzunca
bir süredir kanun yapma işini âdeta yangından mal
kaçırırcasına bir sistematiğe
bağlamıştır. Muhalefet partilerince sunulan kanun
teklifleri ise komisyonlarda sıra beklemeye devam etmektedir. Büyük bir
hızla hazırlanıp birkaç saat içinde komisyondan
çıkarılan kanun teklifleri aynı hızla Genel Kurulumuzda
onaylanmaktadır. Yasama işinin bu şekilde acele
yapılmasını doğru bulmadığımızı
açıkça ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün görüşülen
kanun teklifiyle ordu yeniden dizayn edilmekte ve zorunlu askerlik hükümlerine
dair bazı değişiklikler hedeflenmektedir. Üzerinde
görüştüğümüz kanun teklifinin kahraman Türk ordumuzu doğrudan
doğruya etkileyeceği bir gerçektir. Ülkemiz için oldukça hassas bir
yasadan bahsediyoruz. Toplumun tamamını etkileyen ve ilgilendiren
kanun yapma sürecinin verimli, etkili ve nitelikli bir yasama etkinliğine
dönüşmesi, istişare, diyalog kurma ve iş birliğiyle
mümkündür. Görüşmekte olduğumuz kanun teklifiyle erken tezkere
beklentisi oluşmuştur. Şu anda askerde bulunan gençlerimizin
gözü kulağı, kalbi Meclistedir. Onlar da bir an önce bu teklifin
kanunlaşmasını ve bir an önce ailelerine kavuşmayı
beklemektedir. Dolayısıyla bizim de bu gençlerimizin bir an önce
ailelerinin yanına, baba ocağına, ana kucağına
kavuşması isteğimizdir. İlga edilmek istenen 1111
sayılı Kanun 1927 yılında yürürlüğe girmiş, bu
yıldan itibaren Kore Savaşı, Kıbrıs Barış
Harekâtı, kırk yıldır süregelen terörle mücadelede
destanları yazan şanlı Türk ordusunun temel
taşlarını hüküm altına almıştır. Bu ordu
devlet kurmuş, vatan kurmuş ve defalarca vatan
kurtarmıştır. Şimdi, böyle bir ordunun statüsüyle,
hiyerarşisiyle, temel yapısıyla ilgili birtakım
değişiklikleri içeren kanun teklifini görüşmekteyiz. Bunu
yaparken, yaşadığımız coğrafyanın
taşıdığı riskleri ve karşı karşıya
bulunduğumuz tehlikeleri ve tehditleri göz ardı edemeyiz. Çok ince
eleyip sık dokumalıyız; böyle bir temel konuyu tesadüflere ve
ani kararlara bırakamayız, bir oldubittiye hiç getiremeyiz.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinde yer
alan bazı maddelerle ilgili görmüş olduğumuz eksikliklerin
düzeltilmesini istediğimiz hususları da ifade etmek istiyorum. Bayram
dolayısıyla vatandaşlarımızla sohbet etme imkânı
oldu; vatandaşlarımızın basın ve medya
aracılığıyla teklif hakkında edindikleri bilgiler
çerçevesinde, bedelli askerlik ücretiyle ilgili itirazlarına şahit
olduk. Biliyorsunuz ki dokuz ay önce bedelli askerlik ücreti 15 bin TL idi,
aradan dokuz ay geçmesine rağmen bu ücret 2 katından fazla bir hâle
yani 30 bin küsur liraya getirildi; vatandaşın buna itirazı vardır.
Hem Yoklama kaçağı sayısını, bakaya
sayısını azaltalım. diyorsunuz hem de bedelli askerlik
ücretini daha bir yıl bile geçmeden, 15 bin TLden 30 bin TLye
çıkarıyorsunuz. Bu konuda kamuoyu ikna olmamıştır ve
söylediklerinize inanmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, bir hususu daha arz
etmek isterim: Bu teklifte birçok maddede belirsizlikler mevcuttur. Mesela
askerlik çağının Sayın Cumhurbaşkanı
tarafından değiştirilebilecek olmasının gerekçesi
açık ve net bir şekilde kanunda yer almamaktadır; ayrıca,
hangi hâllerde Sayın Cumhurbaşkanının bu yetkiyi
kullanacağı da belirtilmemiştir. Yine, ilave izin verilmesiyle
ilgili madde söz konusu belirsizliklere dikkat çekmektedir. İlave izin
verilmesine dair bir sınırlama açıkça belirtilmemiştir.
Üstün başarı göstermenin şartları da maalesef
açıklanmamıştır. Yine, bu izinlerin kimler tarafından
verileceği de belirsizdir. Bu iznin bir askerlik dönemi içerisinde kaç
kere verileceğine dair bir sınırlama da bulunmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) Değerli milletvekilleri,
son olarak, kanunlar keyfiyete ve tercihe bırakılmış
işlemlere açık olmamalıdır.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önerge üzerine
söz isteyen Nevşehir Milletvekilimiz Sayın Faruk Sarıaslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Sarıaslan.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Tarihi bilmek geçmişten ders çıkarmak için
önemlidir. Sizin getirdiğiniz yasa teklifinin aynısı
Osmanlının son yıllarında getirilmiş, sonuç ortada,
Osmanlının çöküşü, yok oluşu
Türkiye Cumhuriyeti
devletini kuran irade Osmanlının son dönemini çok iyi bildiği
için ve o dönemi yaşadığı için gençlere hitaben Sizi
yönetenler gaflet, dalalet ve hattı hıyanet içinde olabilirler. diye
uyarıda bulunmuş.
Sene 1846, bedelişahsi uygulaması. Buna
göre kura çıkıp beş yıllık zorunlu askerlik yapmak
istemeyenler bedel parası ödeyerek kendilerinin yerine bir
başkasını gönderebilecekler. Bakmışlar bu büyük tepki
topluyor, sene 1865te bedelişahsiyi kaldırıp bedelinakdîyi
getirmişler. Zorunlu askerlik yapmak istemeyen Osmanlı zenginleri
bedel akçesi ödeyerek askerlikten kurtulmuşlar. Hani denir ya
Yırtılan Tüfekçi Bekirin yakası. diye; Osmanlıda
askerlik, fakir Anadolu delikanlılarının, Türk
çocuklarının işi hâline gelmiş.
Yine, sizin, bu kanun teklifinin 45inci maddesinde
getirdiğinizin aynısı 1846 yılında padişahın
özel fermanıyla Askerlikten muaftır. dediği kişiler
askerlik yapmayacaklar. Yani o döneme doğru yavaş yavaş
kayıyoruz.
Şimdi, 45inci maddede
Cumhurbaşkanına verilen yetki: Cumhurbaşkanınca gerekli
görülen sahalarda özel olarak görevlendirilen gönüllüler,
Cumhurbaşkanınca belirlenen şartlara uydukları takdirde
Askerlik hizmetlerinden muaf tutulur. diyorsunuz. O dönemde
padişahın fermanıyla her şey halloluyordu; şimdi
Anayasa var, yasalar var. Şimdi size soruyorum: Bu görevliler hangi
sahada, hangi görevleri yapacaklar, kimlerden oluşacak, sayısı
ne kadar olacak, hangi şartlara uyması gerekecek? Bu koşullar
her seferinde, her göreve, her kişiye göre değişecek mi?
Biliyorsunuz, muğlak ifadelerle yasalar yapılmaz, çok muğlak bir
teklif.
Sene 1908, Balkan Harbinden önceki son seferberlik
ilanından yaklaşık bir buçuk ay önce harp tehlikesinin
olmayışı ve hasat zamanının yaklaşmış
olması gibi gafilce sebeplerle Rumeliden tam 75 bin asker terhis edilmiş.
Daha önceden de siyasi sebeplerden dolayı -görüntüde ise orduyu
gençleştirmek adına- Rumeliyi iyi bilen bin kadar tecrübeli subay
zorla emekli edilmiştir.
Sonuç, bütün Balkanlar üç ayda kaybedilmiş.
30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes
Antlaşmasına göre Osmanlı Ordusu dağıtılacak. 5
Kasım 1918; İngilizleri memnun etme politikası gereği
padişah Vahdettin, ordunun onda 9unu terhis etmiş, erleri
memleketlerine göndermiş. Vahdettinin Şeyhülislamı Mustafa
Sabri, İzmirin işgalinden on beş gün sonra Ordunun görevi oruç
tutmaktır. diye bir açıklama yapmış. Sonuç, 10 Ağustos
1920, Osmanlının parçalanması, Sevr Antlaşması
İngiltere Dışişleri Bakanı
Lord Curzon Sevr Anlaşması öncesinde şöyle diyor, tarih 20 Mart
1920: Türkler için askerlik mesleği tümüyle kapanmıştır.
Kuşkusuz, Türkler askerlik yapmak isterlerse başka bir yere
gidebilirler. Fransız Lejyonu onları kabul edecektir ancak
İngiltere buna bile karşıdır çünkü Türkler öteki
düşmanlarımızdan farklıdır, başka bir yerde bile
askerlik yapmaları iyi değildir, Türkiyeye dönüp yeni askerlik
dönemini başlatabilirler.
Gelelim günümüze. En hafif deyimiyle iktidarın
gafleti ve FETÖ terör örgütünün ihanetiyle önce 2007 yılından
itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik Ergenekon, Balyoz ve Askerî
Casusluk gibi kumpaslarla başlayan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
sanık, PKKnın tanık yapıldığı bir süreç
yaşadık. Bu süreçte ordunun kozmik odasına girildi. Özellikle
MİLGEM gibi projelerle güçlenen Deniz Kuvvetleri bitirilmek istendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayalım Sayın
Sarıaslan.
FARUK SARIASLAN (Devamla) İktidar
milletvekilleri, buradan özellikle sizlere sesleniyorum: Deniz Kuvvetlerinde
oynanan oyunlar hâlâ devam ediyor, Deniz Kuvvetlerine alınacak füze
konusunda Yerli füze mi kullanalım, Amerikan yapımı mı
kullanalım? diye tartışmalar devam ediyor. Bu konuda
iktidarı ve iktidar partisini uyarıyorum.
Eğer bu teklif kanunlaşırsa bedelli
askerlik daimî hâle gelirken askerlik süresi de altı aya indirilecek. Bu,
şu demek: Silah altındaki birçok Mehmetçik derhâl terhis edilecek,
kışlalar yarı yarıya boşaltılacak; Balkan Harbi
öncesinde olduğu gibi, tecrübeli komutanlar emekli, usta askerler de
terhis edilmiş olacak. Şimdi soruyorum: Irakın durumu ortada,
Suriye de her geçen gün daha kötüye gidiyor, Doğu Akdenizdeki sorun
sıcaklığını koruyor, Amerikayla ilişkilerimiz
belli. Rusyaya ne kadar, ne zamana kadar güveniriz? Balkan Harbindeki
kışkırtıcı ve yıkıcı rolünü hiçbirimiz
unutmadık.
Türkiye, dört bir yandan
kuşatılmışken neden Anayasadaki ifadesiyle hak ve ödev
olan askerlik, hak ve ödev olmaktan çıkarılmak isteniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın
Sarıaslan, selamlayalım.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Bitiriyorum.
Sizi uyarıyorum, yeni bir gaflete
düşmeyin. Unutmayınız ki su uyur, düşman uyumaz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci madde üzerinde iki önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Askeralma Kanunu Teklifinin
2nci maddesinde yer alan uygulanır ibaresi yerine geçerlidir
ibaresinin getirilmesini arz ve teklif ederim.
Haydar
Akar Müzeyyen
Şevkin Ali
Öztunç
Kocaeli Adana Kahramanmaraş
Serkan
Topal Faruk
Sarıaslan
Hatay Nevşehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ REFİK ÖZEN (Bursa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın Ali Öztunç. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Öztunç.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri sevgiyle selamlıyorum.
Komisyonumuza birkaç önerim olacak, birincisi:
Anadolu çocuğu askere gidiyor, vatan görevini yapmaya gidiyor. Askerde bir
trafik kazası oluyor; kolu kopuyor, bacağı kopuyor,
yaralanıyor bir şekilde. Tazminat verilmiyor bu askerimize. Bu
askerimiz 2330 sayılı Kanun kapsamına alınmıyor. Gazi
yapılıyor ama maalesef tazminat verilmiyor. Bu şekilde 12 bin
kişi var şu anda. Bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Afyon patlamasını
hatırlarsınız. Afyon patlamasından sonra oradaki gaziler ve
şehitler bu kapsama alındı özel bir yasayla, 2330un içerisine
konuldu ve bu kapsama alındı. Bunun daimî olması gerekiyor,
diğer askerlerin de bu şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Mesela, Tekirdağdan, tankçı
birliğinden çıkıyor asker, askerî otobüsle Suriye
sınırına gidiyor. Manisada, Allah göstermesin, bir trafik
kazası oluyor. O asker yaralandığı takdirde, kolu
koptuğu, bacağı koptuğu takdirde Manisada olduğu
zaman o askere tazminat ödenmiyor ama Suriye sınırını geçtikten
sonra ödeniyor. Bu, yanlış bir uygulamadır, bunun düzeltilmesi
gerekiyor. Bir öneri olarak bunu getiriyorum. Askerlerimiz, Komisyonumuz bu
konuda bir çalışma yapmalı. Sonuçta, terör bölgesindeki asker de
askerdir, diğer bölgedeki de yani terörle mücadele eden de asker,
diğer asker de askerdir. Yani Edirneye gitti, Edirnede birliğinde
bir kaza meydana geldi, asansör kazası meydana geldi, ciddi bir yara
aldı, ona da tazminatının ödenmesi gerekiyor. Bu konuda bir
adım atılması gerektiğini düşünüyorum.
Bedelli askerlik konusunda, evet, bedelli askerlik
olabilir, olmalıdır da, bunda bir sıkıntı yok -benim
şahsi görüşüm bu- ama bir ay boyunca asker gelecek; botu var, montu
var, yediği içtiği var
Hepimiz askerlik yaptık. Ben Kayseri
Jandarma Komutanlığında altı ay askerlik yaptım,
devlet bize bot verdi, kıyafet verdi, yemek verdi. Bir sürü masraf oluyor,
bu masrafa bence gerek yok. Aldığımız paranın bir
kısmı zaten buraya gidecek gene. Bu bir aylık eğitimin, bir
aylık askerliğin yanlış olduğunu düşünüyorum -bu
düzeltilebilir- bunun düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum.
Bir başka ricam olacak. Şöyle ki:
Bakın, bir polis memuru, ismini de söyleyeyim, Mehdi Uzun,
İstanbulda -benim hemşehrim, Ekinözlü- şehit oldu.
İstanbulda nişanlısıyla düğün alışverişine
çıkıyor, alışveriş sırasında bir
hırsızlık olayına denk geliyor. Hırsızı
kovalıyor, hırsız çekiyor bıçağı, bu polisi
şehit ediyor. Şehit sayılmadı, şehit
sayılmıyor. Niye? Görevde değildin. deniliyor. Bu
yanlış bir uygulamadır, bunun da düzeltilmesi gerekiyor.
Üstelik, bakın, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ne diyor biliyor musunuz:
Polis, görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde, hizmet
branşı, yeri ve zamanına bakılmaksızın, bir suçla
karşılaştığında suça el koymak, önlemek,
sanık ve suç delillerini tesbit, muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim
etmekle görevli ve yetkilidir. Bu madde hükmü gereğince bir suça müdahale
eden polise karşı işlenen suçlar görevli memura karşı
işlenmiş suç; müdahalede bulunan polisin işlediği suçlar
ise görevli memurun işlediği suç sayılır. O polisi
şehit eden, bıçağı sokan hırsız polisi şehit
etmekten cezaevine giriyor ama bu polis şehit sayılmıyor. Bu,
yanlış bir uygulamadır, bunun düzeltilmesi gerekiyor. Çok
sayıda bu şekilde şehit de vardır. İyi niyetli bir
öneri olarak bunu da sizlere getirmek istedim.
Efendim, bedelli askerler
alındığı zaman nerelerde eğitim alacaklar? Evet
Eğitim birliklerinin olduğu yerler. deniliyor. Güzel, tamam ama bu
eğitim birlikleri çoğaltılabilir. Mesela benim seçim bölgeme,
Kahramanmaraşa da bedelli askerler gelebilir. O şehirlere bir gelir
getirir. Sadece Maraş için söylemiyorum arkadaşlar, başka illere
de yayılabilir. Şimdi, bildiğim kadarıyla Amasyada var,
Erzincanda var, Edirnede var, Tekirdağda var. Yani Anadolunun pek
iline yayılırsa bedelli askerler, o kentlere bir gelir gelir çünkü
bedelli askere giden çoğu zaman zaten evli barklı oluyor, çoluk
çocuğu oluyor, anası gelir, babası gelir. Bizim Maraşa 10
bin bedelli asker gelse çok güzel bir, şehre gelir getirir. Celp celp
geleceği, bir anda da olmayacağı için de her celpte
geleceği için de yükleme de olmaz. Ben bunun da değerlendirilmesi
gerektiğini, bedelli askerlerin nerelerde eğitim
alacaklarının, nerede bulunacaklarının iyi belirlenmesi
gerektiğini düşünüyorum.
Belki konu dışında ama iki tane örnek
vereceğim. Birincisi, az önce AK PARTİnin Sayın Amasya
Milletvekili bir konuşma yaptı: 2002 yılında ekonomi
şöyle kötüydü, bu böyle kötüydü, işte millet perişandı
Anlattı, anlattı; evet, eyvallah ama 2002 yılında biz
iktidarda değildik, Cumhur İttifakındaki
ortağınız MHP iktidardaydı. Yani bunu bize söylemeyecek,
MHPye söyleyecek o zaman.
İkincisi, Sayın İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu geçtiğimiz günlerde bir tweet attı,
işte Sultangazide galiba Berbere geldim, Mahmut Ustaya,
yıllardır gelirim, sıklıkla gelirim. dedi. Fotoğrafını
çekmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Tamamlayın Sayın Öztunç.
Bugün bizim milletvekillerimiz gittiler aynı
berbere. Diyor ki berber: Vallahi Sayın Bakan ilk kez geldi, tesadüfen
girdi, yeni tanıştık. Daha önce hiç gelmiyordu. Bence hani
İstanbul seçimini alacağız diye böyle ufak numaralara hiç gerek
yok. Zaten şurada 23 Hazirana az bir süre kaldı. 23 Haziranda
vatandaş gidecek sandığa, oyunu verecek, gereğini yapacak
ve Türkiyede, İstanbulda her şey çok güzel olacak.
Teşekkürler, saygılar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Askeralma Kanun Teklifinin 2nci maddesinde yer alan uygulanır ibaresi
yerine uygulamaya tabidir ibaresinin getirilmesini arz ve teklif ederim.
Yavuz
Ağıralioğlu Feridun
Bahşi Mehmet
Metanet Çulhaoğlu
İstanbul Antalya Adana
İsmail
Ok Ayhan
Altıntaş
Balıkesir Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ REFİK ÖZEN (Bursa) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında söz isteyen,
Ankara Milletvekilimiz Sayın Ayhan Altıntaş. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Altıntaş.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Anayasanın 72nci maddesinde Vatan hizmeti,
her Türkün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya
kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği ve getirilmiş
sayılacağı kanunla düzenlenir. denilmektedir. Bu hükümde birçok
husus açık bırakılmıştır. Her Türk deyimiyle
erkek veya kadın ayrımı yapılmamış, askerlik
hizmeti münhasıran Silahlı Kuvvetlere
bırakılmamış, kamu hizmetlerinin niteliği
belirtilmemiş, zorunlu veya bedelli hizmet konusunda bir
sınırlama yapılmamıştır. Dolayısıyla
Anayasamızda büyük bir esneklik mevcuttur.
Tarihçesine bakacak olursak, Osmanlıdan bugüne
askerlik sistemi birçok kez değişikliğe uğramış,
bu değişlikler toplumu psikolojik ve sosyolojik olarak ciddi
şekilde etkilemiştir. Aynı zamanda Türk Silahlı
Kuvvetlerinin ülkenin her bölgesinden tüm gençleri bir araya getirerek
kaynaştırması, ortak disiplin altına alması, devlete
sahip çıkma bilincini oluşturması gibi birçok hususta, askerlik
hizmeti toplum gözünde vatan borcu yanında bir olgunlaşma süreci
olarak görülmeye yol açmıştır. 13 Temmuz 2013 tarihli 6496
sayılı Kanunla askerlik tanımı ve Silahlı Kuvvetlerin
vazifesi konularında değişiklik yapılmış, 35inci
maddedeki Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak ifadeleri
çıkarılmıştır. Osmanlıda yeniçerilik ve tımarlı
sipahileri gibi profesyonel askerliğin kaldırılmasını
takip eden süreçte 1846 yılından 1886 yılına kadar kura
usulü askerlik uygulanmış, 1886 yılından sonra zorunlu
askerlik sistemi getirilmiştir. Hristiyan halk için ise zorunlu askerlik
yerine bedelli askerlik uygulaması
başlatılmıştır. Bu bedelli askerlik sistemi
İkinci Meşrutiyetle birlikte
kaldırılmıştır. Kısacası profesyonel
askerlik ve bedelli askerlik Osmanlıda da uygulanmıştır.
Mevcut durumda on iki ay zorunlu hizmet olarak
uygulanan askerlik dört yıllık yüksekokul mezunları için yedek
subay olarak, diğerleri içinse er/erbaş olarak
yapılmaktadır. Dört yıllık yüksekokul mezunları
isterlerse iki ay yedek subaylık yerine altı ay kısa dönem er
olarak yükümlülüklerini yerine getirebilmektedirler. Yüksekokul
mezunlarının yaklaşık yüzde 95i kısa dönemi tercih
etmektedir.
İhtiyaç fazlası yükümlü
sayısını eritmek amacıyla çıkarılan bedelli
askerlik hizmeti son otuz iki yılda 6 kez uygulanmıştır.
Kısacası, askerlik sistemimizdeki belirsizlikler ve aksaklıkların
başlıcaları şunlardır:
1) Askerlik Yasası aynı kalmasına
rağmen hizmeti yerine getirme yöntemi birçok kez değişmiş,
âdeta bir piyango ve şans hâline dönüşmüştür.
2) Yükümlü sayıları iyi
öngörülemediği için zaman zaman yığılmalar olmuş, bu
yığılmaları eritmek için bedelli uygulamasına
başvurulmuştur.
3) Mevcut sistem karmaşıktır. On iki
ay er, on iki ay yedek subay, altı ay kısa dönem er ve bedelli
askerlik imkânları gençlerin gelecek planlaması yapmalarını
engellemektedir.
4) Askerlik sistemi eşitlikçi değildir.
Toplumsal baskı ve ekonomik koşullara göre farklı zamanlarda
bedelli askerlik çıkarılmış, bedelli ücretleri
mükelleflerin gelir düzeylerinden bağımsız belirlendiği
için adil uygulanmamıştır.
5) Askerlik sisteminin zorunlu olduğu söylense
de profesyonel askerliğe geçiş yoluna hayli girilmiş, sistem
aslında hem zorunlu hem gönüllü yani profesyonel unsurlara sahip hibrit
bir yapıya dönüşmüştür.
6) Sistemdeki belirsizlik gençlerin askerlik
hizmetini geciktirmesini teşvik etmektedir. Yüksek lisans ve doktoraya
kayıt yaptırarak askerliği geciktirmek yaygın bir yöntem
olmuş, lisanüstü eğitim kalitesi de bu durumdan etkilenmiştir.
Şimdi oturup düşünelim: Mevcut yasa bu
sorunların hangilerine çözüm getirecek ve başka hangi sorunlara yol
açacaktır? Özellikle ordu millet kavramına dünyadaki 193 ülke
içinde en bağlı bulunan ülkemizde böyle bir teklifin tüm partilerin
mutabakatıyla, yeterli istişareler yapılarak geçirilmesi çok
elzemdir. Ciddi iç ve dış tehditlerle karşı
karşıya olduğumuz bir ortamda hazırlanan bu teklifin
devletin ilgili kurumlarının görüşleri alınarak, verilere
dayalı bilimsel yöntemlerle ve toplumun her kesiminin benimseyeceği
bir şekilde hazırlanması çok faydalı olacaktır.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul edilmiştir.
Sayın İmir, sisteme girmişsiniz.
III.- AÇIKLAMALAR (Devam)
44.- Şırnak Milletvekili Nuran
İmirin, Şırnak ili Cudi Dağı eteklerinde meydana
gelen yangına askerî operasyon gerekçesiyle köy halkının ve
itfaiyenin müdahale etmesine izin verilmediğine ilişkin
açıklaması
NURAN İMİR (Şırnak) Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
İki gün önce Cudi Dağı eteklerinde üç
ayrı bölgede yangının meydana geldiği haberini aldık.
An itibarıyla da Mardin Ömeryan ve Doğanlı çevresinde bulunan üç
ayrı köy etrafında geceden beri yangının oluştuğu
belirtiliyor. Köy halkının ve itfaiyenin yangına müdahale
etmesine de izin verilmiyormuş. Gerekçe ise Askerî operasyon var.
Güvenlik gerekçesi de bahane edilerek yangının söndürülmesine izin
verilmiyor.
Bu açıdan da buradan ilgili bakanlığa
da çağrıda bulunmak istiyorum. Bu operasyonlar sonrası
çıkarılan bu bilinçli yangınlar doğamıza ve diğer
canlılara ciddi zarar vermekte, ekosistem ve kültürel
miraslarımız da yok edilmek istenmektedir. Orman Müdürlüğünü de
görevini yerine getirmeye çağırıyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Gergerlioğlu
45.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk
Gergerlioğlunun, önemli sorun hâline gelen anne baba tutukluluğuna
çözüm bulunması için yetkilileri göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Anne baba tutukluluklar günümüzde son derece önemli
bir sorun hâline gelmiştir. Türkiye cezaevlerinde kapasitenin üstü 60-70
bin kişi vardır ve son zamanlarda anne baba tutukluluklar büyük aile
dramlarına neden olmaktadır. Şu anda cezaevlerinde 800e
yakın bebek ve çocuk bulunmaktadır. Aynı zamanda, anne baba
tutuklu olan insanların çocukları ortada kalmış
durumdadır. Babaanne veyahut da anneannenin yanında kalan çocuklar
büyük ruhsal sıkıntılar yaşamakta, bazen de tüm aile
cezaevinde kalmak zorunda kalmaktadır. Bu soruna bir an önce çözüm
bulunması, bu büyüyen yaraya çözüm bulunması için yetkilileri göreve
davet ediyorum.
BAŞKAN Sayın Aygun
46.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan
Aygunun, 15-16 Haziran tarihlerinde yapılacak olan Yükseköğretim
Kurumları Sınavına girecek öğrencilere başarılar
dilediğine, Sudana yapılan yatırımların
akıbetinin ne olacağını Tarım ve Orman Bakanından
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ)
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Hafta sonu yapılacak olan üniversite
sınavında gençlerimize başarılar diliyorum öncelikle.
Bir de Tarım Bakanına soruyorum, daha önce
de sormuştuk. Sudanda geçtiğimiz yıl yatırımlar
yapmıştık, arazi kiralamıştık ama geçtiğimiz
ay içerisinde yaşanan darbeyle beraber, Türkiye'deki yaptırımlar
orada ne olacak? Yine, aynı zamanda üç dört gün önce de Türk Hava
Yolları Sudana uçuşu durdurdu. İşte o zaman da
demiştik ki: 4 milyon hektar boş olan arazimiz dururken neden
dışarıda üretim yaptık. İşte şimdi bizim
haklılığımız ortaya çıktı. Önce bizim kendi
boş arazilerimizi ekmemiz, önce kendi çiftçilerimizi desteklememiz, ondan
sonra eğer artıyorsa dışarıya bakmamız
gerektiğini ifade etmiştik. Haklılığımız bir
defa daha ortaya çıktı.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Son olarak Sayın Koç
47.- Ağrı Milletvekili Abdullah Koçun,
gerek dağcılık sporuna gerekse bölge halkının gelirine
önemli katkı sağlayacak olan Cilo ve Sat Dağları ile
Ağrı Dağının yasaklı durumunun sona
erdirilmesini talep ettiğine ilişkin açıklaması
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dağcılıkta önemli
tırmanış alanına sahip Ağrı Dağı, Cilo,
Sat Dağları hâlâ tırmanışa yasaklıdır. Bu
bölgeye ait olan yaylalar da ne yazık ki yasaklı durumdadır.
Bölgede, yaklaşık olarak, yıllık 10 bin dağcı bu
dağlarda tırmanış gerçekleştirmektedir. Gerek
dağcılık sporuna ve gerekse bölge halkının geçimine ve
gelirine önemli katkı sağlayacak olan bu
dağlarımızın ve yaylalarının açılmasını
talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.59
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Levent GÖK
KÂTİP
ÜYELER: Şeyhmus DİNÇEL (Mardin), İsmail OK (Balıkesir)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
89uncu Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
VI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- İstanbul Milletvekili Şirin Ünal ve
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem
Zengin ile 49 Milletvekilinin Askeralma Kanunu Teklifi (2/1940) ve Milli
Savunma Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 69) (Devam)
BAŞKAN 69 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Değerli milletvekilleri, gündemimizde
başka bir iş bulunmadığından, alınan karar
gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 18 Haziran Salı günü saat 15.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.04