TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
10uncu
Birleşim
24
Ekim 2019 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Nazır Cihangir İslamın, 19 Ekim Bosna-Hersek'in
ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviçin vefatının
16ncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Demirin, düzensiz göç konusunda yapılan
çalışmalara ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Ankara Milletvekili
Mustafa Desticinin, Suriyenin kuzeydoğusunda yürütülen Barış
Pınarı Harekâtına yönelik Türkiye ile ABD arasında
anlaşmaya varılan mutabakat metnine ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Şanlıurfa
Milletvekili Aziz Aydınlıkın, Barış Pınarı
Harekâtı sebebiyle ekonomik açıdan sekteye uğrayan
Ceylânpınar, Akçakale, Suruç, Nusaybin esnaf ve çiftçilerinin
mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
2.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Akının, her 3 gençten 1inin işsiz
olduğuna ve iş bulamayan gençlerin KYK kredi borçlarını
ödeyemedikleri için yaşadıkları mağduriyete ilişkin
açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Ali
Cumhur Taşkının, Türkiyenin Barış Pınarı
Harekâtı sürecinde ABD'den sonra Rusyayla da mutabakata
varılmasıyla oyun bozucu ve oyun kurucu gücünü dünyaya
gösterdiğine ilişkin açıklaması
4.- Giresun Milletvekili
Necati Tığlının, yaşanılan trafik
sıkışıklığı ve karmaşanın son
bulabilmesi için Giresun Güney Çevre Yolu Projesine
başlanılması gerektiğine ilişkin açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Serap Yaşarın, 20 Şubatta 5 partinin
ortaklaşa verdiği önergeyle kurulan Hayvan Hakları
Araştırma Komisyonunun raporunu Meclis
Başkanlığına sunduğuna ilişkin
açıklaması
6.- Düzce Milletvekili Ümit
Yılmazın, mısır üreticilerinin zor durumda olduğuna,
Düzceli mısır üreticilerinin
Düzceye de depolama tesisi kurulmasını talep ettiklerine ilişkin
açıklaması
7.- Osmaniye Milletvekili
İsmail Kayanın, 24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun 23üncü
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
8.- Konya Milletvekili
Abdulkadir Karadumanın, er Zekeriya Altınok şehit
olmasaydı kendisine terörist denilmeye devam mı edileceğini
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
9.- Niğde Milletvekili
Ömer Fethi Gürerin, Niğde-Bor yolunda karşıdan
karşıya geçerken araç çarpması sonucu vefat eden üniversite
öğrencileri Fatma Gül Uzun ile Kader Karacaya Allahtan rahmet
dilediğine, araç geçişleri
için kavşaklarda düzenleme yapılması gerektiğine
ilişkin açıklaması
10.- Kahramanmaraş
Milletvekili İmran Kılıçın, atıkların geri
dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden
bertarafının hem maddesel hem de enerji olarak kaynak
kayıpları yaşanılmasına sebep olduğuna
ilişkin açıklaması
11.- Yozgat Milletvekili Ali
Kevenin, şehit yakını ve gazilerin taleplerine ilişkin
açıklaması
12.- İzmir Milletvekili
Tamer Osmanağaoğlunun, Türk milletinin devletiyle bölünmez bir bütün
olduğuna, PKK ve YPGyi terör örgütü olarak görmeyenlerin sonuna kadar
karşısında olduklarına ilişkin açıklaması
13.- Osmaniye Milletvekili
Mücahit Durmuşoğlunun, 24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun 23üncü
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
14.- Manisa Milletvekili
Bekir Başevirgenin, bu yıl için ödenecek tarımsal desteklerle
çiftçilerin dayanabilme şansının olmadığına
ilişkin açıklaması
15.- Eskişehir
Milletvekili Jale Nur Süllünün, Eskişehir ilinde
maaşlarını alamadıkları için açlık grevi
başlatan ve basın açıklaması yapmak isteyen işçilere polisin
biber gazıyla müdahale ettiğine, emekçilerin mağduriyetinin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
16.- Tekirdağ
Milletvekili İlhami Özcan Aygunnun, Erzincan ili Tercan ilçesinde bir
banka çalışanı tarafından mağdur edilen çiftçilerin
mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
17.- Sivas Milletvekili Ahmet
Özyürekin, hakem hataları nedeniyle Sivassporun puan kaybetmesinin
taraftarlarını üzdüğüne, Türkiye Futbol Federasyonunu
maçların adaletli yönetilmesi konusunda uyardıklarına
ilişkin açıklaması
18.- Kayseri Milletvekili
Dursun Ataşın, açıklanan 2019 yılına ait
tarımsal destekleme tutarlarının çiftçinin beklentisini
karşılamadığına, çiftçilerin borçlarının
yapılandırılması ve destekleme oranlarının
yükseltilmesi hususunda Genel Kurulu göreve davet ettiğine ilişkin
açıklaması
19.- Kocaeli Milletvekili
Lütfü Türkkanın, 25 Ekim İYİ PARTİnin kuruluşunun
2nci yıl dönümüne, Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde
PKKlı teröristlerin askerî araca düzenlediği saldırıda
yaralanarak şehit olan Er Zekeriya Altınokun KHK mağduru
olduğuna, mahkeme tarafından suçsuzluğu
kararlaştırılan KHKlilerin görevlerine iadesinin yapılarak
mağduriyetin giderilmesi gerektiğine, bizim terörist olarak
gördüklerimize yabancı devletlerin siyasi figür gibi davranmasını
kınadıklarına, ABD Devlet Başkanı Trumpun devlet
ciddiyetiyle bağdaşmayan mektubunu içlerine sindiremediklerine ve
cevabının verilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
20.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, 24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun 23üncü
yıl dönümü vesilesiyle MHP Genel Başkanı Osmaniye Milletvekili
Devlet Bahçeliye vekâleten Osmaniyeli hemşehrilerinin yıl dönümünü
kutladıklarına, 24 Ekim Birleşmiş Milletlerin kuruluşunun
74üncü yıl dönümüne, Barış Pınarı Harekâtıyla Türkiye'nin
hem sahada hem de masada temin ettiği başarının takdire
şayan olduğuna ve hamlelerinin bölgede barışa,
komşularının toprak bütünlüğüne hizmet ettiği
gerçeğinin yakın zamanda anlaşılacağına
ilişkin açıklaması
21.- İzmir Milletvekili
Kani Bekonun, katı atık toplayıcılarının
topladığı atıklar sayesinde doğa ve ülke
kaynakları korunurken petrol ve döviz konusunda dışa
bağımlılığın da azaldığına,
katı atık toplayıcılarının mağduriyetinin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
22.- Gaziantep Milletvekili
İmam Hüseyin Filizin, 24 Ekim Dünya Bilgi Geliştirme Gününe
ilişkin açıklaması
23.- Mersin Milletvekili
Olcay Kılavuzun, halka hizmet fikriyle hareket etmesi gereken Mersin
Büyükşehir Belediyesinin performans düşüklüğü gerekçe
gösterilerek işçilerin işine son verdiğine ilişkin
açıklaması
24.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, 24 Ekim Türkiyenin Paris eski Büyükelçisi İsmail Erezin
katledilişinin 44üncü, Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl
dönümü ile Anayasa Profesörü Mümtaz Soysalın hapse mahkûm edilişinin
47nci yıl dönümü vesilesiyle başta İbrahim Kaboğlu olmak
üzere FETÖ örgütünün hedefinde olmuş akademisyenlerin kürsülerinden,
üniversitelerinden uzaklaştırılmasının kabul edilemez olduğuna,
İç Tüzük değişikliğiyle Meclis araştırması
komisyonlarının ortaya koyduğu raporların Genel Kurulda
dönemi içinde görüşülmemesi hâlinde kadük olmasının önüne
geçilebilmesi gerektiğine, 25 Ekim İYİ PARTİnin
kuruluşunun 2nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
25.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, 24 Ekim Osmaniyenin il
oluşunun 23üncü yıl dönümünün hayırlı olmasını
dilediğine, Barış
Pınarı Harekâtının Türkiye'nin askerî, diplomatik ve
siyasi zaferiyle sonuçlandığına, dünya halklarının
Türkiyenin insanlığın umudu, vicdanı olduğunu yüksek
sesle haykırdığına, İsmet İnönünün sarf
ettiği Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır.
cümlesinin ete kemiğe büründüğüne ilişkin açıklaması
26.- Antalya Milletvekili
Feridun Bahşinin, sağlık alanında eğitim veren
liselerden mezun olan öğrencilerin torba kanunla değiştirilen
unvanları ile görev tanımlarına uygun devlet
kadrolarının açılması ve bu öğrencilerin bölümleriyle
ilgili ön lisans programlarına yerleştirilebilmeleri için gerekli
düzenlemelerin yapılıp yapılmayacağını
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
27.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, siyaset üstü mesele olan Rabia Naz Vatan başta olmak üzere
şüpheli çocuk ölümlerinin araştırılması amacıyla
kurulan Komisyonun Başkanlık Divanı oluşturulurken CHPnin
Toplantıya katılan siyasi partilerden 1er kişiye görev
verilsin. önerisini kabul etmeyerek Meclisi kucaklayamayan iktidarın
Türkiyeyi nasıl kucaklayacağını öğrenmek
istediğine ve AK PARTİ Sözcüsü Ömer Çelikin CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğluna yönelik ifadelerine ilişkin
açıklaması
28.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgözün İYİ
PARTİ grup önerisi üzerinde AK PARTİ grubu adına
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
29.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
30.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
31.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, AK PARTİ Sözcüsü Ömer
Çelikin haklı açıklamalarının eleştirilmeye
çalışıldığına ve Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
32.- Manisa Milletvekili Özgür
Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
33.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
34.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, iddianın delillendirilmesi ya da mahcup olunduğunda
susulması gerektiğine ilişkin açıklaması
35.- Kahramanmaraş
Milletvekili Sefer Aycanın, Kahramanmaraş ilinin şehir
merkezindeki trafik akışını düzenleyebilmek için alt
geçitli kavşakların bitirilmesi ve park sorununun giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
36.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Adalet ve Kalkınma Partisinin kanun tekliflerini temel
kanun olarak görüşerek Meclisteki müzakerelerin önünü kesen bir yasama
yöntemini benimsediğine ilişkin açıklaması
37.- Kırıkkale
Milletvekili Halil Öztürkün, Fransız Le Point dergisinin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana yönelik ithamlarına
ilişkin açıklaması
38.- Antalya Milletvekili
Abdurrahman Başkanın, ülkemiz ihracatı için önemli olan Antalya
Limanı ve Serbest Ticaret Bölgesinin büyütülebilmesi için destek
beklediklerine ilişkin açıklaması
39.- Aydın Milletvekili
Süleyman Bülbülün, pamuk üreticilerinin alması gereken destekleme
priminin takipçisi olacaklarına, birinci sınıf tarım
arazilerine kurulan çırçır fabrikalarına gösterilen hassasiyetin
Aydın ilinde kurulan jeotermal elektrik santralleri için de gösterilip
gösterilmeyeceğini Çevre ve Şehircilik Bakanından öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
40.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili
Özgür Karabatın 104 sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci
bölümü üzerinde CHP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
41.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine, İstanbul seçmeninin verdiği karara kafa tutan
anlayışa, ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının
Haydarpaşa ve Sirkeci gar alanlarının ihalesine ilişkin
açıklaması
42.- İstanbul
Milletvekili Özgür Karabatın, Çankırı Milletvekili Muhammet
Emin Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
43.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili
Özgür Karabatın yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Tunç Soyer hakkında Kıbrısla ilgili sözlerinden dolayı
disiplin soruşturması başlatılıp
başlatılmayacağını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
44.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
45.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, yargıya
taşınan Haydarpaşa ve Sirkeci gar alanlarının
ihalesiyle ilgili karara saygı gösterilmesi gerektiğine,
Kıbrısla ilgili sözlerinden dolayı İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Tunç Soyerin özür dilemesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
46.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, gündem değiştirilerek Haydarpaşa ve Sirkeci gar
alanlarıyla ilgili ihalenin üstünün örtülemeyeceğine ilişkin
açıklaması
47.- İstanbul
Milletvekili Mahmut Tanalın, ABD Devlet Başkanı Trumpın
Türkiyeye gönderdiği devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan mektubunu
kınadığına ve AK PARTİli yetkililerin neden bu konuda
cumhuriyet savcılarını göreve davet etmediğini
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
48.- İzmir Milletvekili
Bedri Serterin, İzmir Milletvekili ve son Başbakan Binali
Yıldırımın İzmir ilinde yaptığı
konuşmalarına ve AK PARTİ iktidarları döneminde gençlerin
neden sahiplenilmediğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
49.- Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa
Elitaşın, Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın 104
sıra sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşmasında Komisyonu itham
altında bıraktığına ilişkin açıklaması
50.- Zonguldak Milletvekili
Deniz Yavuzyılmazın, 104 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 11inci maddesinin birinci fıkrasında ifade edilen ceza
indirimi ile ikinci fıkrasında belirtilen ceza indirimi
arasındaki dengesizliğe vurgu yaptığına ilişkin
açıklaması
51.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Avrupa Parlamentosunun Türkiyeyi yürüttüğü
Barış Pınarı Operasyonuyla uluslararası hukuku ihlal
ettiği, bölgede istikrar ve güveni zedelediği, sivillerin yerlerinden
olmasına yol açtığı, IŞİDin yeniden
doğuşuna katkı sağlayabileceği gerekçeleriyle
kınadığına dair kararına ilişkin
açıklaması
52.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Avrupa Birliğinin yeni
dünyada kendine yer bulmak istediğine ilişkin açıklaması
53.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, Avrupa Parlamentosunun Türkiyenin
Suriyenin kuzeydoğusuna yönelik yürüttüğü askerî operasyonla ilgili
kararını İYİ PARTİ olarak kınadıklarına
ve TBMMde grubu bulunan siyasi partilerin ortak bir metinle Avrupa
Parlamentosunu kınama kararı almasını tavsiye ettiğine
ilişkin açıklaması
54.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Avrupa Parlamentosunun aldığı karar metninin
kabul edilmesinin mümkün olmadığına, tarihimiz boyunca Türkiye
Cumhuriyetinin itibarının kimseye ezdirilmediğine ilişkin
açıklaması
55.- İzmir Milletvekili
Dursun Müsavat Dervişoğlunun, muhalefet partileri tarafından
iktidarın hataları ifade edildiğinde AK PARTİ Grup
Başkan Vekilinin yeni tartışmaların
oluşmasını engelleyecek üslubun mümessili olması
gerektiğine ilişkin açıklaması
56.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun Türkiye Cumhuriyetinin İkinci
Cumhurbaşkanına yönelik ifadelerinden dolayı özür dilemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
57.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşmasının içeriğine cevap verdiğine ve sözlerinin
kendi bağlamında değerlendirilmesini rica ettiğine
ilişkin açıklaması
58.- Manisa Milletvekili
Özgür Özelin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun yaptığı açıklamasındaki
ifadelerini İsmet Paşanın manevi şahsiyetinden özür olarak
kabul ettiklerine ilişkin açıklaması
59.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, her sözünün kendi
bağlamında değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
60.- Sakarya Milletvekili
Muhammed Levent Bülbülün, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarırın
104 sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesiyle ilgili
önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
61.- Ordu Milletvekili
Mustafa Adıgüzelin, Suriyenin kuzeyinin kim kimin komşusu belli
olmayan bir duruma getirildiğine ilişkin açıklaması
62.- Zonguldak Milletvekili
Deniz Yavuzyılmazın, sözleşmeli gümrük muhafaza
memurlarının kadroya alınması ve
kaçakçılığı ortaya çıkaran gümrük personeline ikramiye
ödemesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğine, 104 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen ifadenin değiştirilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
63.- Trabzon Milletvekili
Ahmet Kayanın, Trabzon ilinde Yanbolu-Santa Grup Yolu üzerinde
yapılmakta olan içme suyu ve arıtma tesisi inşaatı
nedeniyle yaşanılan mağduriyetin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
64.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin 104 sıra
sayılı Kanun Teklifiyle ilgili oyunun rengini belirtmek üzere
aleyhte yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
65.- Manisa Milletvekili
Mehmet Ali Özkanın, Manisa Milletvekili Özgür Özelin 104 sıra
sayılı Kanun Teklifiyle ilgili oyunun rengini belirtmek üzere
aleyhte yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
V.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Celal Adanın, ABD Devlet Başkanı
Trumpun YPGnin yöneticisi Mazlum Kobaniye yönelik General Mazlum ifadesini
kullanmasının generallere hakaret olduğuna ilişkin konuşması
VI.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli
İşler
1.- Başkanlıkça,
Genel Kurulu teşrif eden Sırbistan Meclisi Dışişleri
Komisyonu Başkanı Zarko Obradovic ve beraberindeki heyete Hoş
geldiniz. denilmesi
B) Tezkereler
1.- (10/1058, 1071, 1108,
1220, 1288, 1369, 1464, 1559, 1560) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptıklarına ilişkin
tezkeresi (3/914)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu
Önerileri
1.- İYİ PARTİ
Grubunun, Antalya Milletvekili Feridun Bahşi ve milletvekilleri
tarafından, Göreme Vadisinin millî park olmaktan
çıkarılmasının sebeplerinin ve bütün
insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel ve
doğal varlıklarımızın korunması için alınacak
önlemlerin araştırılması amacıyla 24/10/2019 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş
olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin,
Genel Kurulun 24 Ekim 2019 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin önerisi
2.- CHP Grubunun, Türkiye
Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan, orman yolları ve yangın emniyet
yollarının durumunun incelenerek bu konuda alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/583) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Ekim 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Nevşehir
Milletvekili Faruk Sarıaslanın, Nevşehir Milletvekili Mustafa
Açıkgözün İYİ PARTİ grup önerisi üzerinde AK PARTİ
Grubu adına yaptığı konuşması sırasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın 104 sıra sayılı Kanun Teklifinin 13ncü
maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşması
sırasında AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun, Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın sataşma nedeniyle yaptığı
konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
IX.- KANUN
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Konya Milletvekili Ziya
Altunyaldız ile 85 Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104)
2.- Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun
Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık
İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Türkiye Cumhuriyetinin
Beyanlarla Birlikte Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/1801) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 88)
X.-
BİLDİRİLER-DEKLARASYONLAR
1.- AK PARTİ, CHP, MHP
ve İYİ PARTİ gruplarının, Suriyenin kuzeyindeki terör
odaklarına karşı icra edilen Barış Pınarı
Harekâtı hakkında Avrupa Parlamentosunda kabul edilen kararı,
yüce milletimiz adına Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bütünüyle
reddedip kınadıklarına ilişkin ortak bildirisi
XI.- OYLAMALAR
1.- (S. Sayısı:
104) Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin oylaması
XII.- YAZILI SORULAR VE
CEVAPLARI
İstanbul Milletvekili
Gamze Akkuş İlgezdi'nin, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü
bünyesinde düzenlenen iller arası kız voleybol
karşılaşmalarının kaldırılmasının
nedenine ilişkin sorusu ve Gençlik
ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlunun cevabı
(7/18828)
24 Ekim 2019 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER:, Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
10uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, 3 sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Aliya
İzzetbegoviçin 16ncı ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen
İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir İslama aittir.
Buyurun Sayın İslam. (CHP
sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Nazır Cihangir
İslamın, 19 Ekim Bosna-Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya
İzzetbegoviçin vefatının 16ncı yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
NAZIR CİHANGİR İSLAM (İstanbul)
Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım; 16ncı
ölüm yıl dönümü münasebetiyle rahmetle andığımız
İzzetbegoviçi Bilge Kral olarak ananlar var. Ben kişisel olarak
buna bir itiraz koyuyorum. Aslında, sürekli hakkı, adaleti, eleştirel
düşünceyi ve itirazı önemseyen rahmetli İzzetbegoviçin
dünyasında krallara da bir yer bulamazsınız. Mesela, krallar
hakkındaki düşüncelerini bu itirazcılar dilinden şöyle
ifade eder: O itirazcılar ki geçimlerini hükümdara borçlu
olduklarını kabul etmeyip bilakis, hükümdarı da kendilerinin
beslediklerini iddia ederler. İşte, rahmetli İzzetbegoviçin
meşruiyeti kendinden menkul otoriteye karşı tutumu açıkça
budur.
Çok değerli arkadaşlarım, burada
asıl karşı çıkılan şey, elbette insanın
insana tahakkümünü reddetmesi ve Allahtan başka herhangi bir otorite tanınmamasıyla
doğrudan alakalıdır. Bunun tamamen insani fıtratına,
onun İslam inancına ve Müslüman kimliğine ait olduğunu
müşahede ediyoruz.
Eski Yugoslavyada, bildiğiniz gibi, rahmetli
İzzetbegoviç 12 arkadaşıyla beraber İslami bir düzen tesis
etmeye çalışmak suçlamasıyla otoriter eski Yugoslavya
tarafından yargılanmıştı. Mahkemeye
çıkarıldığında, kararları zaten peşinen
belli olan mahkeme heyetinin yüzüne karşı açıkça otoriteyi
sevmediğini ancak ve ancak zorunluluktan dolayı itaat
edebileceğini ama İslamın kendisi için iyinin, doğrunun ve
uğrunda yaşanabilecek olan her şeyin bütünü olduğunu ifade
edebilmişti.
Çok değerli arkadaşlarım,
İzzetbegoviçi biz savaş dönemindeki tutumundan da
hatırlıyoruz yani Saraybosnanın kuşatma altında
olduğu, bombalamalarla kitlesel ölümlerin yaşandığı
bir dönemde dahi o Saraybosnayı işgal etmek isteyen açıkça
Sırp faşistleri diyebileceğimiz Çetniklerin yayın
organları, televizyonları, radyoları dahi yayınına ara
vermedi. Aslında, o tür olağanüstü bir hâli dünyanın hiçbir
yerinde görmek mümkün değildi. Bu uygulaması üzerine, aslında
yakın çevresinden de bir eleştiri aldı ama savunduğu daima
şu oldu: Ancak hakikati tartışırsak, doğru ile
yanlış açıkça ortaya konabilirse bizler doğruyu ve hakikati
bulabiliriz. Açıklaması kısaca buydu. Sonunda haklı
çıktı, savaş bittiğinde, kara propagandayla Bosna
direnişi aleyhinde yayın yapanlar özür dilemek zorunda kaldılar.
Yine, o dönemde tatsız bir olay
yaşanmıştı. Tecavüzlerin, katliamların olduğu bir
dönemde tepkisel, bireysel bir cinayet olarak 2 papaz katledildi. Bunu hiçbir
zaman refleksle açıklamanın arkasına
sığınmadı, hemen televizyonlara çıktı ve kendi
halkına savaşın ortasında şöyle seslenebildi: Bizler
de zalimlerden olursak zulme karşı savaşmamızın bir
anlamı kalmaz. Karşımızdaki caniler yani Çetnikler,
bizlerin öğretmeni mi olacak? Hayır, her şartta kitaba
uyacağız.
Çok değerli arkadaşlarım, rahmetli
İzzetbegoviç yine Saraybosnanın en sıkışık
anlarında dahi herhangi bir terör eylemine cevaz vermedi ve ulvi hedeflere
hiçbir zaman aşağılık vasıtalarla
ulaşılamayacağı hakkında kendi toplumunu daima ve
daima uyardı.
İzzetbegoviçi bir kez daha rahmetle
anıyorum çok değerli arkadaşlar.
Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkürler efendim, sağ olun. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı ikinci söz,
İstanbuldaki yabancıların memleketlerine dönüşleriyle
ilgili yapılan çalışmalar hakkında söz isteyen
İstanbul Milletvekili Mustafa Demir Beye aittir.
Buyurun Sayın Demir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Demirin, düzensiz göç
konusunda yapılan çalışmalara ilişkin gündem
dışı konuşması
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; son yılların moda söylemi
olarak dilimizden düşürmediğimiz küreselleşmenin önemli
sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Bu sonuçlardan biri de
göçtür. Biz millet olarak dil, din, ırk, cinsiyet, hiçbir ayrım
gözetmeden mazlum olanın, ihtiyacı olanın hep yanında
olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Göç, sadece bizim ülkemizin sorunu değildir,
bütün dünyanın ortak ve önemli bir problemi hâline dönüşmüştür.
Bölge veya ülkelerdeki istikrarsızlık, gelir
dağılımı, temel yaşam kaynaklarına ulaşım
zorluğu, terör, çatışmalar, enerji ihtiyacı gibi
dengesizlikler aşırı göç dalgalarını ortaya
koymuştur.
Göçün bizi ilgilendiren en önemli nedeni
şüphesiz terördür. Sadece Suriye iç savaşında yaklaşık
2 milyon insan PKK/YPG terörü tarafından yurtlarından edilerek sürgün
edilmişlerdir. Baktığımızda tüm terör örgütleri, PKK/YPG,
DEAŞ, FETÖ aynı kaynaktan beslenmektedirler ve aynı
fabrikanın ürünü olduklarını rahatlıkla görebiliyoruz.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Cumhurbaşkanımız 24 Eylülde Birleşmiş Milletler
toplantısında yaptığı örneği olmayan tarihî
konuşmasında, Suriyenin kuzeyini teröristlerden
temizleyeceğimizi ve güvenli bölge
oluşturacağımızı ilan etmiştir. 9 Ekimde
başlatılan Barış Pınarı Harekâtı,
Cumhurbaşkanımızın gösterdiği dirayet ve
kararlılık, kahraman ordumuzun alandaki olağanüstü
başarısıyla sonuç vermeye başlamış, Ankara ve
Soçi Mutabakatlarıyla da kayıt altına
alınmıştır.
Biz bu harekâtta hiçbir toplumun doğal
kaynağı, alın teri, emeği ve kanı üzerinden hesap
yapmadık. Bu toprakların asıl sahiplerinin yurtlarına geri
dönmeleri, orada güven ve huzur içerisinde yaşamaya devam etmeleri temel
hedeflerimizden bir tanesiydi.
Değerli milletvekilleri, Suriyede yaşanan
iç savaş nedeniyle 6 milyon 700 bin Suriyeli mülteci durumuna
düşmüştür. Suriyede iç savaşın
başladığı 2011 yılından bu yana 3 milyon 674 bin
Suriyeli ülkemize sığınmıştır. Bizler, Avrupa
ülkeleri gibi çeşitli bahaneler öne sürerek yaşanan mülteci
dramlarına kayıtsız kalmadık.
Ülkemize gelen yabancıların yoğun
olarak yerleşmeye yöneldiği yer İstanbulumuzdur; toplam 1
milyon 99 bin yabancı kayıtlı olarak İstanbulda
yaşamaktadır. İstanbulda, hâlihazırda geçici koruma
kapsamındaki Suriyeli sayısı yaklaşık 550 bindir.
Diğer ülke vatandaşı olup da
İstanbulda kayıtsız olarak bulunduğu tespit edilen
kişilerden gerekli şartları sağlamayanlar hakkında
sınır dışı süreci başlatılmıştır.
2019 yılında İstanbulda yakalanan düzensiz göçmenlerin toplam
sayısı yaklaşık 80 bin kişidir. Bu kişiler
ülkelerine gönderilmek üzere geri gönderme merkezinden alınıp
yaklaşık 75 bini ülkelerine geri gönderilmiştir. Ayrıca,
başka illere kayıtlı olup da İstanbulda yaşayan yaklaşık
72 bin göçmen de kendi merkezlerine, kayıtlı olduğu
kamplarına geri gönderilmişlerdir.
Sınır dışı edilecek göçmen
sayısı arttığından, 2014 yılında yalnız
1.740 olan geri gönderme merkezi kapasitemiz şu an itibarıyla 20 bini
bulmuştur. Bu, tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin toplam kapasitesi
kadardır. İstanbulda 3 tane geri gönderme merkezimiz
bulunmaktadır. Ayrıca Arnavutköyde 150 bin metrekarelik alanda yeni
bir geri gönderme merkezi yapma çalışmalarına
başlanmıştır.
Değerli milletvekillerimiz, İçişleri
Bakanlığımız tarafından Düzensiz Göç Stratejisi
Belgesi ve Ulusal Eylem Planı 2015 yılında hazırlandı.
Sahada uluslararası korumaya ilişkin tüm sorumluluk Göç İdaresi
Genel Müdürlüğü yetkisinde toplandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MUSTAFA DEMİR (Devamla) Ve 22 kamu kurumuyla
entegre çalışan GÖÇNET Bilişim Sistemi kurularak bu kurumlar
arasında bilgi paylaşımı gerçekleştirildi.
Suriyeli göçmen çocukların eğitimde
okullaşma oranı bizim ülkemizde yüzde 96,3tür. Bu oran, Avrupada
yabancıların çocuklarında ancak yüzde 61 civarındadır.
Değerli milletvekilleri, düzensiz göç konusunda
hızlı ve doğru karar almak durumundayız. Bu yüzden tüm
kurum ve kuruluşlarımız ortak hareket etmektedirler. Biz şu
ana kadar, bu sorunu insanlığın temel değerleri üzerinden
çözmeye gayret ettik, ediyoruz. Bu ilkeli duruşumuzdan taviz vermeden
devam edeceğiz. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi, Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Gündem dışı üçüncü söz,
Suriyenin kuzeydoğusunda devam eden Barış Pınarı
Harekâtı hususunda ABD ile Türkiye arasındaki üzerinde
anlaşılan 13 maddelik mutabakat metni hakkında söz isteyen
Ankara Milletvekili Mustafa Desticiye aittir.
Buyurun Sayın Destici.
3.- Ankara Milletvekili Mustafa Desticinin, Suriyenin
kuzeydoğusunda yürütülen Barış Pınarı Harekâtına
yönelik Türkiye ile ABD arasında anlaşmaya varılan mutabakat
metnine ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) Kıymetli
Başkanım, değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Barış Pınarı Harekâtında
ve terörle mücadelede, diğer sahalarda şehit olan Mehmetçiklerimize
bir kere daha Allahtan rahmet diliyorum. Yaralı gazilerimize acil
şifalar niyaz ediyorum ve kahraman güvenlik güçlerimize de üstün
muvaffakiyetler diliyorum.
Tabii Türkiye, hem içeride hem de
dışarıda terör belasını defetmek üzere güçlü
harekâtlar düzenledi, bunun sonuncusu Barış Pınarı
Harekâtı. Biz de başından itibaren hem bu harekâtın yapılması
gerekliliğini hem de desteklediğimizi çok açık ve net bir
şekilde ifade ettik. Gazi Meclisimizin siyasi bölücüler
dışındaki bütün kesimleri de zaten bu harekâtı destekledi,
tezkereye evet verdi.
Yine, ABD ve Rusyayla yapılan
anlaşmalardan sonra da ben şahsen bu birlikteliğin devam
etmesinin hem ülkemiz, milletimiz açısından hem de geleceğimiz
açısından çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.
Dış politika, hepimizin bildiği gibi,
siyaset üstüdür ve millî bir politikadır. Dolayısıyla bu, kim
tarafından bir iç siyaset malzemesi hâline dönüştürülürse şahsen
bunu doğru bulmadığımızı da ifade ediyorum.
Buradan, özellikle harekâtın ve bundan sonraki süreçlerin
kazanımı açısından da devletimizi, devleti yönetenleri,
harekâtı yönetenleri yıpratmamanın, dışarıya
karşı elinin güçlü olması açısından da çok önem arz
ettiğini ifade etmek istiyorum.
Tabii, iki ülkeyle yapılan müzakereler
sonucunda ortaya şu çıkmıştır: Terör örgütleri
üzerinden vekâlet savaşı yürüten ve bölge haritasını
yeniden çizme hayalini kuranların hevesleri bu harekâtla birlikte
kursağında kalmıştır, terör koridoru yerle bir
edilmiştir. Bu bölgede Türkiyeye rağmen politika
üretilemeyeceği bir kez daha net bir şekilde ortaya
çıkmıştır. Ülkemize yönelik yaptırım
tehditlerinin ve ambargoların da işe yaramayacağı
görülmüştür.
Sözde demokrasinin beşiği ülkelerin sözde
özgür medyasının iftiraya dayalı, kendi kamuoylarını
yönlendirmeyi amaçlayan propagandist iletişim tuzakları ellerinde
patlamıştır. Lakin buna karşı biz de sınıfta
kaldık, haklı davamızı Türkiye olarak tam anlamıyla
anlatamadık. Hem sahada hem masada güçlü bir Türkiye gerçeğini herkes
hem görmüş hem de kabullenmek zorunda kalmıştır. ABD ve
Rusyayla yapılan müzakereler ve bunların sonuçları da bunun
göstergesidir. Terör örgütleri sivil halkı kalkan yaparken kahraman
Mehmetçikimiz sivillere kalkan olmuştur ama maalesef, bunu dahi
anlatmakta zorlanmışız ve sanki harekât Kürtlere karşı
yapılıyormuş gibi bir algı dünyada
yaygınlaşmıştır. Hâlbuki harekâtın
amacının tamamen teröre ve teröriste yönelik olduğu bir
gerçektir.
Kendi halkına demokrasiyi çok görenlere ve
otoriter rejimlere karşılık hakkı ve hukuku savunan Türkiye
gerçeği gözler önüne serilmiştir. Milyonlarca masum ve mağdur
insana kucak açan şefkat adası, insanlığın
sığınağı Türkiye algısı
pekişmiştir. Kendi içinde fikir birliğine varamayan, karar
alamayan Avrupa Birliği, kapıda beklettiği Türkiye'den hem
askerî hem de siyasi ders almıştır; ABD ve Rusya
anlaşmasından sonra da açığa düşmüştür.
Sınırlarını korumak için meşru müdafaa
hakkını kullanan üyesinin yanında yer almaktan âciz NATO bir kez
daha sınıfta kalmıştır. Stratejik ortağı
yerine terör örgütünün safında yer alan ABDnin petrolün
bekçiliğinden öte bir vizyonunun olmadığı, bizzat
Trumpın ağzından açıklanmıştır. Türkiye ile
Rusya, bölgenin iki lider ülkesi olarak uzlaşma, iş birliği
yapma ve sorun çözme kapasitelerini dünya önünde teyit etmiştir. Bu arada,
İran da sınıfı geçemeyenler kategorisinde yer
almıştır.
Tabii, bu anlaşmaların eksiklikleri,
noksanlıkları da vardır. Örneğin, Süleyman Şah
Türbesinin geleceği ne olacaktır? Bu, net bir şekilde ifade
edilmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın Sayın
Destici.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Bir başka
husus: Bize göre, sığınmacıların geri dönüşüne
ilişkin tam bir netlik burada görülmemektedir. Güvenli bölgeye
sığınmacıların yerleştirilmesi, terörden
temizlenmesi kadar bize göre önemlidir. İdlib konusu: Özellikle Rusya ve
Suriye, sivillere yönelik bir hassasiyet gösterecek midir? Ayrıca, oradaki
Suriye Millî Ordusunun mensuplarının akıbeti ne olacaktır?
YPGliler çekilirken ağır silahlarının ne
olacağı, ABDyle yapılan müzakerelerde açıklığa
kavuşturulmuştur ama Rusyayla varılan mutabakatta bu
netliği göremedik. Ayn el Arap ve Kamışlının
stratejisiyle alakalı varılan mutabakat da uzun vadeli, ciddi riskler
taşımaktadır çünkü bölgenin Rusya ve Suriye rejimi,
PYD/YPGlilerin Suriye Ordusu üniforması giydikten sonraki gelecekleriyle
ilgili de bir netlik yoktur. Yani görünen odur ki bizim hedeflemelerimiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
BAŞKAN Toparlayın Sayın Destici.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) Bitiriyorum,
evet.
Bizim hedeflemelerimiz
Bir kez daha harekâta ve bu süreçlere olan
desteğimizi yineliyor, şehitlerimizi rahmetle anıyor,
gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Sizlere de teşekkür ediyorum,
sağ olun, var olun. Hayırlı çalışmalar diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
sisteme giren ilk 15 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz
vereceğim.
Buyurun Sayın Aydınlık.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Şanlıurfa Milletvekili Aziz
Aydınlıkın, Barış Pınarı Harekâtı
sebebiyle ekonomik açıdan sekteye uğrayan Ceylânpınar, Akçakale,
Suruç, Nusaybin esnaf ve çiftçilerinin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
AZİZ AYDINLIK (Şanlıurfa)
Sayın Başkan, Barış Pınarı Harekâtı
sebebiyle bölgemizde alınan önlemler, yetkililer tarafından bölge
halkımızın daha güvenli noktalara çekilmesi Ceylânpınar,
Akçakale, Suruç ve Nusaybindeki esnaf ve çiftçimizi ekonomik açıdan
sekteye uğratmıştır.
Bu süreçte iş yapamayan sınır
ilçelerimizin esnaf ve çiftçilerinin tek bir talebi vardır: Tüm bankalara,
Tarım Kredi Kooperatiflerine ve esnaf odalarına olan kredi
borçlarının, devlet kurumlarına olan tüm borçlarının,
çek ve senetlerinin koşulsuz bir yıl ertelenmesi.
Tüm Hükûmet yetkililerini, sayın bakanları
bu konu üzerinde gerekli çalışmaları başlatmaya
çağırıyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Akın
2.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Akının, her
3 gençten 1inin işsiz olduğuna ve iş bulamayan gençlerin KYK
kredi borçlarını ödeyemedikleri için yaşadıkları
mağduriyete ilişkin açıklaması
AHMET AKIN (Balıkesir) Sayın
Başkan, teşekkürler.
Genç işsizlik oranı resmî verilere göre
yüzde 27,1 yani neredeyse 3 gençten 1isi işsiz durumda, iş sahibi
gençlerimizse yoksul durumda. İş ve aş yaratamayan bir iktidarla
karşı karşıyayız ve yıllar içinde borçlu da
mezunlar yaratan bir iktidar. Öğrenim kredisi borcunu ödeyemeyen
üniversite mezunu sayısı 5 milyonu buldu. Hasbelkader bir iş
bulmuş yeni mezunların da maaşlarına haciz konuluyor.
Bugüne kadar 217 bin gencimizin maaşı hacizli durumda.
Öğrenim kredisi borçlarının silinmesi
için defalarca buradan iktidara seslendik. Verdiğimiz kanun teklifleri
reddediliyor, işleme alınmıyor. Bu kanayan yaraya pansuman
olacak çözüm önerilerimize kulak tıkıyorsunuz. Gençlerimiz bir gecede
vergi borçları silinen yandaş şirketlerden daha değerlidir.
BAŞKAN Sayın Taşkın
3.- Mersin Milletvekili Ali Cumhur Taşkının,
Türkiyenin Barış Pınarı Harekâtı sürecinde ABD'den
sonra Rusyayla da mutabakata varılmasıyla oyun bozucu ve oyun kurucu
gücünü dünyaya gösterdiğine ilişkin açıklaması
ALİ CUMHUR TAŞKIN (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Barış Pınarı Harekâtıyla
bölgede oynanan oyunları ters yüz eden Türkiye,
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğanın
güçlü liderliğiyle ve kararlı duruşuyla, Soçide diplomatik
alanda tarihî bir başarıya daha imza atmıştır.
ABDden sonra Rusyayla yapılan bu 10 maddelik
anlaşma, Türkiye'nin bütün güney sınırlarını kapatma
niyeti taşıyan terör kuşağı projesini tamamen
başarısızlığa uğratmış, Türkiye'nin
güvenlik kaygılarını uluslararası ölçekte kabul ettirme
sonucunu doğurmuştur.
Türkiye oyun bozucu ve oyun kurucu gücünü hem
bölgeye hem bütün dünyaya göstermiştir. Bu gerçek, ülkemizi devler ligine
taşımıştır. Artık, ister bölgesel ister küresel
olsun, o masada Türkiye her zaman olacaktır diyor, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Tığlı
4.- Giresun Milletvekili Necati
Tığlının, yaşanılan trafik
sıkışıklığı ve karmaşanın son bulabilmesi
için Giresun Güney Çevre Yolu Projesine başlanılması
gerektiğine ilişkin açıklaması
NECATİ TIĞLI (Giresun) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Güney Çevre Yolu Ordu ili geçişinin hizmete
girmesiyle buradaki geçiş hızlanmış, trafik
yoğunluğu Giresuna taşınmıştır. Giresun
ilinde şehir içi ve transit geçişin birleştiği noktalarda
trafik sıkışıklığı ve karmaşası
her geçen gün artarak devam etmektedir. Bu sebeple, muhalefet olarak Güney
Çevre Yolu Ordu etabı devam ederken Giresun geçişinin
inşaatının başlamasını acileyetle istiyoruz.
Artık, günü kurtarma projelerinden vazgeçip iktidarın söz
verdiği gibi, bir an önce Giresun Güney Çevre Yolu Projesine
başlaması gerekmektedir. Bu projenin tüm Giresunlular adına
takipçisiyiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Yaşar
5.- İstanbul Milletvekili Serap Yaşarın, 20
Şubatta 5 partinin ortaklaşa verdiği önergeyle kurulan Hayvan
Hakları Araştırma Komisyonunun raporunu Meclis
Başkanlığına sunduğuna ilişkin
açıklaması
SERAP YAŞAR (İstanbul) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
20 Şubatta Mecliste grubu bulunan 5 partinin
ortak olarak vermiş olduğu önergeyle Hayvan Hakları
Araştırma Komisyonunu kurduk. Komisyonumuz 8 Mayısta
çalışmalarına başladı. Bu hafta, Komisyon üyelerimizle
birlikte raporumuzu Meclis Başkanımıza sunduk. Hayvan
haklarını partilerüstü bir mesele olarak kabul ederek büyük bir uyum
içinde ve hassasiyetle konunun tüm taraflarını dinledik ve raporumuz
bu şekilde şekillendi. Mecliste temsil edilen tüm partilere mensup
milletvekili arkadaşlarımızla hayvan haklarının
birleştiriciliğinin güzel bir örneğini yaşadık. Bu
konuda çok sayıda hayvansever, doğasever dernekler, STKler,
aktivistler ve ilgili bölümlerin öğretim üyelerinden de görüş
alışverişinde bulunduk. Pek çok ülkenin
karşılaştırmalı hukuk metinlerinden faydalandık
ve metnimizi olabildiğince geniş katılımlı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yılmaz
6.- Düzce Milletvekili Ümit Yılmazın,
mısır üreticilerinin zor durumda olduğuna, Düzceli
mısır üreticilerinin Düzceye de depolama tesisi
kurulmasını talep ettiklerine ilişkin açıklaması
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Gerek ülkemizde gerekse Düzcede mısır
üreticileri son yıllarda büyük sorunlar yaşamaktadır. Artan
girdi maliyetleri karşısında mısırdaki fiyat
artışları yetersizdir. Özellikle Düzce gibi TMOnun depolama ve
kurutma tesisinin olmadığı illerdeki fiyatlar, TMO bulunan
illere göre 15-20 kuruş daha geridedir. Düzce, 50 bin tonun üzerinde
mısır, 210 bin tonun üzerinde silaj üretimi yapmasına
rağmen TMOnun depolama ve kurutma tesisi olmayan bir üretim merkezidir.
Hükûmet tarafından sezon başında 1 lira 15 kuruş olarak
açıklanan mısır fiyatları şu anda 30 randıman
mısırda 75 kuruşa kadar düşmüştür.
Tarım Bakanlığından Düzceli
mısır üreticisinin beklentisi, bir an önce TMOnun Düzceye depolama
tesisi yapmasıdır. Depolama tesisi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaya
7.- Osmaniye Milletvekili İsmail Kayanın, 24 Ekim
Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Osmaniyemizin il oluşunun 23üncü yıl
dönümü münasebetiyle söz almış bulunmaktayım. Osmaniyemiz köklü
tarihi, kültürel mirası, zengin doğal güzellikleri ve bereketli
topraklarıyla birçok medeniyete ev sahipliği yapan, kaleler ve
ozanlar şehridir. Osmaniyemiz 24 Ekim 1996 tarihinde Resmî Gazetede
yayımlanan kanunla Türkiye Cumhuriyetinin 80inci ili olmuştur.
Yirmi üç yıl içinde üniversitemizle, gelişmiş organize sanayi
bölgeleriyle, hizmet standardı yüksek kamu binalarıyla, altyapı
çalışmalarıyla her alanda oldukça büyük gelişim ve
değişim göstermiştir. Özellikle ekonomik alanda her geçen
yıl ülke ekonomisine daha da fazla katkı sunmaktadır.
Osmaniyemizin il olmasında emeği geçen herkese şükranlarımı
sunuyorum.
Bu kadim şehre, Cebeliberekete Osmaniye
Milletvekili olarak hizmet etmekten gurur duyduğumu ifade ederek
Osmaniyemizin il oluşunun 23üncü yıl dönümünü kutluyor, Osmaniyeli
hemşehrilerime saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Karaduman
8.- Konya Milletvekili Abdulkadir Karadumanın, er
Zekeriya Altınok şehit olmasaydı kendisine terörist denilmeye
devam mı edileceğini öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
ABDULKADİR KARADUMAN (Konya) Bu
fotoğrafa iyi bakınız. Bu fotoğrafta gördüğünüz masum
bakışlı çocuk, babası polis memuruyken KHKyle ihraç
edilen, daha sonrasında askerlik vazifesini yerine getirirken şehit
olan, kısa bir süre içerisinde terörist kabul edilecek kadar tehlikeli,
şehit düşecek kadar vatansever olan Burak Zekeriya Altınokun
yaşadığı zulmü anlatan çocuklarının
bakışıdır. Bu fotoğraf, iktidarda kalmak pahasına
insanların hayatını mahveden adaletsizliğin ve ahlak
tanımazlığın fotoğrafıdır. Zekeriya
Altınok şehit olmasaydı kendisine terörist demeye devam
mı edecektiniz? Bu fotoğrafı görüp de vicdanı
sızlamayanlara Biz ne yapıyoruz? diye sormayanlara şunu
hatırlatmak istiyorum: Hesap vereceksiniz, tarihin önünde olmasa da
Allahın önünde hesap vereceksiniz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Gürer
9.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürerin,
Niğde-Bor yolunda karşıdan karşıya geçerken araç
çarpması sonucu vefat eden üniversite öğrencileri Fatma Gül Uzun ile
Kader Karacaya Allahtan rahmet dilediğine, araç geçişleri için
kavşaklarda düzenleme yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Niğde-Bor yolunda öğrenci yurdunun
bulunduğu yerde karşıdan karşıya geçmek isteyen
üniversite öğrencileri Fatma Gül Uzun ve Kader Karaca araç çarpması
sonucu can vermişlerdir.
Gençlere Allahtan rahmet, kederli ailelerine
başsağlığı diliyorum.
Bu yol güzergâhında daha önce de üniversite
öğrencileri ve yurttaşlar canlarını yitirdiler. Dönemin
Bakanına Niğde-Bor yolu üzerinde yaya ve araç geçitleri
yapılması için önerge verdim. Bakan yanıtında Kaza tespit
tutanaklarında yoldan kaynaklanan bir sorun yok. dedi. Son kaza
sonrası Valilik de eylülde 738, ekimin ilk on sekiz günü 396 sürücüye
hız ihlal cezası kesildiğini açıkladı. Sorun ceza
kesmekle sona ermiyor. Yolda yaya ve araç geçişleri için üst geçitler
farklı bölgelerde yapılmalıdır. Kaza yeri ile üniversite,
organize bölgesi, Bor TOKİ ve Altunhisar Kavşağı ve Kayseri
yolu Aktaş Kavşağında mutlaka araç geçişleri için
düzenleme yapılmalıdır.
BAŞKAN Sayın Kılıç
10.- Kahramanmaraş Milletvekili İmran
Kılıçın, atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım
süreci içinde değerlendirilmeden bertarafının hem maddesel hem
de enerji olarak kaynak kayıpları yaşanılmasına sebep
olduğuna ilişkin açıklaması
İMRAN KILIÇ (Kahramanmaraş)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Atıkların geri dönüşüm ve geri
kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertarafı hem maddesel
hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıpları yaşanmasına
sebep olmaktadır. Dünya üzerindeki nüfus ve hayat standartları
artarken tüketimde de kaçınılmaz şekilde bir artış
yaşanmakta ve bu durum doğal kaynaklarımız üzerindeki
baskıyı artırarak dünyanın dengesini bozmakta,
sınırlı kaynaklarımız artan ihtiyaçlara
yetişememektedir. Bu anlamda Sıfır Atık, Sıfır
Kayıp uygulamasının büyük avantajlar sağlayacağı
kesindir çünkü bu uygulamayla verimlilik artar, temiz ortam sağlanır,
israf önlenir, maliyetler azalır, çevresel riskler azalıp çevre
koruma bilincine sahip duyarlı tüketiciler çoğalır; çevreci
davranışlarımız ulusal ve uluslararası çevrelerde saygınlığımızı
artırır.
Çevre, bize atalarımızdan kalan bir miras
değil, gelecek nesillerimizden aldığımız bir
emanettir.
BAŞKAN Sayın Keven
11.- Yozgat Milletvekili Ali Kevenin, şehit
yakını ve gazilerin taleplerine ilişkin açıklaması
ALİ KEVEN (Yozgat) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Şehit yakını ve gazilerimizin,
devletimizin sunduğu bazı hakların yanında çeşitli
sorunları ve talepleri vardır ve acil ele alınmayı
beklemektedir. Şehitlerimizin yakınlarına sunulan 2 kişilik
kamuda istihdam desteği çocuklar arasında bir sorun
oluşturmayacak şekilde artırılmalıdır. Gazilere
istihdam desteği 2 kişi olmalıdır. Gazilerimize 3000 prim
gününde emekli olma hakkı verilmelidir. Şehit
yakınlarının ve gazilerin yararlandığı
sağlık hakları milletvekillerine sunulan haklar düzeyinde
olmalıdır. Şehitlerimizin birinci derece yakınlarına
kamu eliyle ücretsiz konut yapılarak tahsis edilmelidir. Bütün şehit
yakını ve gazilerimize yeşil pasaport verilmelidir.
Gazilerimizin tamamına ÖTVsiz araç hakkı verilmelidir. Vücudunda
fiziksel ve psikolojik etkilerin uzun yıllar sürebileceği tespit
edilen ama gazi unvanı verilmemiş olan gazilerimize bir an önce
gazi unvanı tanınmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ KEVEN (Yozgat) - Gazi sayılmayan 20
bin yurttaşımız acil gazilik unvanı bekliyorlar.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Osmanağaoğlu
12.- İzmir Milletvekili Tamer
Osmanağaoğlunun, Türk milletinin devletiyle bölünmez bir bütün
olduğuna, PKK ve YPGyi terör örgütü olarak görmeyenlerin sonuna kadar
karşısında olduklarına ilişkin açıklaması
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sahada PKK/YPG ve diğer terör örgütlerine
karşı ulusları kendisine hayran bırakan bir mücadele
sergileyen ülkemiz, son bir hafta içinde masada da terörle mücadele konusundaki
kararlılığını göstermiştir. Müşterek bir
millî ruhla hareket eden, asıl gayelerine ve yüksek ideallerine
ulaşmak için sağlam adımlarla ilerleyen Türkiye Cumhuriyeti,
içinde bulunduğu coğrafyada dökülen mazlum kanını durdurmak
için çözüm üretme kabiliyetini sonuna kadar kullanmıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin harcı şehit kanlarıyla
karılmış, Türk milletinin devletiyle birlikte bölünmez bir bütün
olduğu hükmü doksan altı yıl önce bu çatı altında
verilmiştir. Bu sebeple tartışmaya kapalı bir hükmün
gereğini yapan devletimizin sonuna kadar yanında olduğumuzu, PKK
ve YPGyi terör örgütü olarak görmeyenlerin de sonuna kadar
karşısında olduğumuzu beyan ederiz.
BAŞKAN Sayın Durmuşoğlu
13.- Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlunun,
24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye)
Teşekkürler Sayın Başkanım.
24 Ekim 1996 tarihinde Resmî Gazetede
yayımlanan 4200 sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyetimizin
80inci ili olan Osmaniyemiz, ülkemizin doğusu ile
batısını birbirine bağlayan tarihî ve kültürel dokusuyla
genç bir il olmakla birlikte coğrafi konumuyla önemli bir yere sahiptir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
önderliğinde, 2002 yılından bu yana eğitimden
sağlığa, altyapıdan ulaştırmaya, tarım ve
hayvancılıktan çevre, orman ve KÖYDES projelerine, enerjiden
sanayiye, iki organize sanayi bölgemiz ve üniversitemizle Kadirli, Düziçi,
Bahçe, Sumbas, Hasanbeyli ve Toprakkale ilçelerimizi tüm Türkiyeye örnek bir
hâle getirmek için gece gündüz çalışmaya kararlıyız.
Binlerce yıllık tarihi, geleneksel halk kültürü, muhteşem
doğal güzellikleriyle her türlü turizm çeşitliliğine sahip
ülkemizin nadir illeri arasında yer alan Osmaniyemizin il oluşunun
23üncü yılını Gazi Meclisimizde kutlama şerefini bizlere
veren tüm Osmaniyeli hemşehrilerimize sonsuz teşekkür ediyor, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Başevirgen
14.- Manisa Milletvekili Bekir Başevirgenin, bu
yıl için ödenecek tarımsal desteklerle çiftçilerin dayanabilme
şansının olmadığına ilişkin
açıklaması
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Çiftçisine destek olmak yerine köstek olmayı
kendine vazife edinen iktidar, yıl biterken tarımsal destekleri
açıkladı. Hayvancılık yine yok sayılmış;
gübre desteği sadece buğday, arpa, çavdar, tritikale ve yulaf
ürünlerinde var, diğer ürünlerde yok. Primde buğday, arpa, çavdar ve
yulaf üreticisi için de bir önceki yıla göre oldukça az miktarda destek
var. Mazot desteğiyse ancak çiftçinin mazot giderinin yaklaşık
yüzde 10unu karşılıyor. Çiftçinin girdi maliyetlerine göre bu
destekler çok düşük. Mazot, gübre, ilaç, sulamada kullanılan
enerjideki artış hemen hepsinde yüzde 50nin üzerinde. Çiftçi yine
yok sayılmış, üretememesi için ne gerekiyorsa
yapılmış. Çiftçinin bu şartlar altında dayanabilme
şansı yok. İthalat kapıları ardına kadar
açılıyor; bu, ülke tarımına ve çiftçiye ihanettir. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Süllü
15.- Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllünün,
Eskişehir ilinde maaşlarını alamadıkları için
açlık grevi başlatan ve basın açıklaması yapmak
isteyen işçilere polisin biber gazıyla müdahale ettiğine,
emekçilerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) Eskişehirde
beş aydır maaşını alamayan 500 işçi, iki günlük
açlık grevi ardından bu sabah basın açıklaması
sırasında polisin biber gazlı saldırısına
uğradı; 29 işçimiz gözaltına alınırken
BİRLEŞİK METAL-İŞ Sendikası Genel
Başkanı Adnan Serdaroğlu ve işçilerimiz hastanelerde.
Haklarını arayan emekçilerimize yapılan bu müdahale kabul
edilemez. 2009 yılında TMSF tarafından el konulan ve hatalı
yönetimiyle zarar eden şirketler, borç yüküyle haziran ayında
Zeytinoğlu Holdinge geri iade edilmişti. İşçiler
işlerine geri dönebilmek için Sayın Cumhurbaşkanı ve
TMSFye seslerini duyurmak istiyor: Dev fabrikalarınız var,
holdingsiniz. Ne olur yanınıza 5-10 işsiz insanı
alsanız. diyerek istihdam yaratmak için sanayicilere seslenen Sayın
Cumhurbaşkanı ve TMSF, emekçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi
için gereğini yapmalıdır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak işçilerin
haklı mücadelesinin sonuna kadar yanında olmaya devam edeceğiz.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İlhami Bey, size söz vereyim.
16.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygunnun,
Erzincan ili Tercan ilçesinde bir banka çalışanı tarafından
mağdur edilen çiftçilerin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) Erzincan
Tercanda bugün itibarıyla 54 çiftçimiz Ziraat Bankasında bir banka
çalışanı tarafından maalesef ki sahte imzayla
dolandırılmış, banka çalışanı bankanın
parasını zimmetine geçirmiş. İlgili çalışan böyle
bir suçlamaya karşın önce başka bir şubeye gönderilmiş,
sonra da savcının yürütmüş olduğu soruşturma
neticesinde altı ay hapis cezası yatmış ve bugün serbest
bırakılmış. Şimdi tüm imzalar da kriminal incelemeye
gönderilmiş. Bakın, çiftçilerimiz banka çalışanı
tarafından yapılan dolandırıcılık sebebiyle icralık
olmuş ve hayatını kaybedenler var. Tablo giderek
karanlıklaşıyor. Tercan Cumhuriyet Savcılığı
konu üzerinde
Buradan görevini yapmakta olan savcımıza teşekkür
ediyorum. Banka çalışanıyla ilgili bugüne kadar Ziraat
Bankasının müdahil olmadığını öğrendik,
üzüldük. Bugün Genel Müdürü aradım. Genel Müdür Hüseyin Aydın konudan
yeni haberdar olduğunu söyledi, çiftçilerin mağdur edilmesine asla
izin vermeyeceğini söyledi ancak geldiğimiz noktada mağduriyet
var. Bu mağduriyetin giderilmesi konusunda Genel Müdürden ve
göndereceği müfettişlerden istirhamımız bir an evvel
sorunun çözülerek ilgili çiftçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özyürek
17.- Sivas Milletvekili Ahmet Özyürekin, hakem hataları
nedeniyle Sivassporun puan kaybetmesinin taraftarlarını
üzdüğüne, Türkiye Futbol Federasyonunu maçların adaletli yönetilmesi
konusunda uyardıklarına ilişkin açıklaması
AHMET ÖZYÜREK (Sivas) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Sivasımızın çok önemli bir
markası olan Sivassporumuz Süper Lige çok iyi bir başlangıç
yaparak lig 2nciliğine kadar yükseldi ama ne var ki Rizespor ve
Alanyaspor maçından sonra, İstanbulda oynanan Sivasspor-Galatasaray
maçıyla yine hakem hatalarının Sivasspor aleyhine
olmasının sonucunda çok değerli puanlar kaybettik. Hakem
hatalarının devam etmesi ve Sivassporumuzun da burada çok önemli
puanlar kaybetmesiyle Sivassporumuz ve Sivassporlu taraftarlar çok üzgündür.
Bizim isteğimiz, Futbol Federasyonuna uyarımız şudur: Hak
ve adaletli bir maç yönetilmesini ve gerçekten sahada kim hak ediyorsa ve 3
puanı alnının akıyla kim alıyorsa galibiyetin ona
verilmesini istiyoruz. Futbol Federasyonu bilsin ki İstanbulda ve Türkiye
genelinde 5 milyon Sivaslı vardır, onun için protesto etmek
istemiyoruz. Hak ve adaletle galibiyetin gerçekten de sahada hak edene
verilmesini istiyoruz.
BAŞKAN Dursun Ataş Bey, buyurun.
18.- Kayseri Milletvekili Dursun Ataşın,
açıklanan 2019 yılına ait tarımsal destekleme
tutarlarının çiftçinin beklentisini
karşılamadığına, çiftçilerin borçlarının
yapılandırılması ve destekleme oranlarının
yükseltilmesi hususunda Genel Kurulu göreve davet ettiğine ilişkin açıklaması
DURSUN ATAŞ (Kayseri) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Çiftçilerimizin dört gözle beklediği 2019
yılına ait tarımsal destekleme ödemelerine ilişkin
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi bugün itibarıyla
yayınlanmıştır. Açıklanan desteklemeler
çiftçilerimizin beklentilerinin çok altındadır. Desteklemelere
yapılan artışlar üretim maliyetlerine gelen zamların da çok
altındadır. Ekonomik krizi en derinden hisseden ve yerli üretime
katkıları üst seviyede olan çiftçilerimiz akaryakıta, gübreye,
ilaca ve tohuma peş peşe gelen zamlar yüzünden üretim yapamaz hâle
gelmişlerdir. Çiftçilerimiz bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine
olan borçlarını ödemekte zorlanmaktadırlar. Milyon dolarlık
spor kulüplerinin ve büyük ölçekli batık şirket borçlarını
yapılandıran devlet bankalarımızın çiftçilerimizin
borçlarını yapılandırma güçleri de vardır. Çiftçilerimizin
borçlarının bir an evvel yapılandırılması ve
destekleme oranlarının yükseltilmesi hususunda Genel Kurulu göreve
davet ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Şimdi söz talep eden Grup
Başkan Vekillerine söz vereceğim.
Sayın Türkkan
19.- Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkanın, 25 Ekim
İYİ PARTİnin kuruluşunun 2nci yıl dönümüne,
Ağrı ili Doğubayazıt ilçesinde PKKlı teröristlerin
askerî araca düzenlediği saldırıda yaralanarak şehit olan
Er Zekeriya Altınokun KHK mağduru olduğuna, mahkeme tarafından
suçsuzluğu kararlaştırılan KHKlilerin görevlerine
iadesinin yapılarak mağduriyetin giderilmesi gerektiğine, bizim
terörist olarak gördüklerimize yabancı devletlerin siyasi figür gibi
davranmasını kınadıklarına, ABD Devlet
Başkanı Trumpun devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan mektubunu
içlerine sindiremediklerine ve cevabının verilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye'nin iyi ve cesur evlatları ile aziz
milletimizin inancı ve desteğiyle kurduğumuz İYİ
PARTİmizin yarın 2nci kuruluş yıl dönümünü
kutlayacağız. Kutlu olsun. Cenab-ı Hakka hamdolsun ki bu
kısa sürede değişmez denileni değiştirdik, güçlü ve
mutlu bir Türkiye'nin yolunu açtık. Kuruluş yıl dönümümüz
ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olsun. Unutmayın:
Yılmayacağız, yıkılmayacağız, güneşi
görene kadar yorulmayacağız.
Ağrının Doğubeyazıt
ilçesinde PKKlı teröristlerin askerî araca düzenlediği
saldırıda yaralanan 5 askerden 1i olan Er Zekeriya Altınok
kardeşimiz ne yazık ki tedavi gördüğü hastanede dün şehit
oldu. Şehit Altınokun KHKyle meslekten atılan eski bir polis
memuru olduğu ortaya çıktı. Altınokun FETÖ üyesi
olduğu gerekçesiyle 2017 yılında 701 sayılı KHKyle
mesleğinden ihraç edildiği, on altı ay da cezaevinde tutuklu
olarak yargılandığı ve sonunda da beraat ettiği ortaya
çıktı. Terörist diye peşinen on altı ay hapis
yatırdığınız adam vatan, bayrak uğruna şehit
oldu. Bu konuyu daha önce de gündeme getirmiştik. Terör örgütü üyesi
suçlamasıyla görevlerine son verildiği hâlde yargılaması
bittikten sonra mahkeme tarafından suçsuzluğu
kararlaştırılan KHKlilerin görevlerine iadesi, OHAL Komisyonu
tarafından bir an önce yapılmalıdır. Hem vatandaşlarımız
hem de aileleri gerçekten mağdur durumdadır. Bu ailelerden karşımıza
her gün başka bir trajik hikâye çıkmaktadır. Bu mağduriyeti
gidermek devletin öncelikli vazifesidir. İnsanı yaşat ki devlet
yaşasın anlayışıyla üç bin yıldır varlığını
devam ettiren Türk devletini bugün yönetenler artık daha fazla
vatandaşını mağdur etmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Amerika Birleşik
Devletleri Devlet Başkanı Trumpun Türkiye Cumhuriyetine hakaret
ettiği mektubu önce, sakladığınızı; sonra da çöpe
attığınızı ifade ettiniz. Buruşturulup çöpe
atıldı mı, atılmadı mı; saklandı mı,
saklanmadı mı onları bilmiyoruz ama bu konuda hâlâ net bir
açıklama yok. Hiçbir emperyalist ülkenin başkanı Türkiye
Cumhuriyetine karşı o ifadeleri kullanamaz, kullanıyorsa da en
sert şekilde cevap verilmelidir.
Yabancı devletlerin bizim bugün terörist diye
gördüklerimize siyasi bir figür gibi davranmasını, bizler de sizin
gibi kınıyoruz ancak size bu konuda birkaç kelamım olacak.
Kimseyi kandırmaya kalkmayın, Osloda karşınıza
alıp görüştüğünüz andan itibaren onları terör örgütü
kategorisinden siz kendi ellerinizle çıkardınız. Bugün Trumpa
kızıyorsunuz ama aynı adamları Osloda
karşınıza oturtup pazarlık ettiğiniz, görüştüğünüz
gün bu teröristleri terörist kategorisinden çıkaran Trumptan önce
sizdiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Çözüm sürecinde, PYDye
destek için peşmerge silahlı güçlerine eşlik ederek
topraklarımızdan Suriyeye girişlerine yardımcı
oldunuz, sadece ve sadece muhafazakâr Kürt oylarına talip olmak için
onları aranıza aldınız.
Trump, küstah ifadeler içeren mektubun mürekkebi
henüz kurumadan, kerameti kendisinden menkul bir teröriste önce general diye
hitap etti, sonra da en kısa sürede görüşme arzusunu ifade etti.
Şimdi, buradan soruyoruz: Türkiye
Cumhuriyetine hakaret eden bir adamın bu davranışını
siz nasıl içinize sindiriyorsunuz? Biz sindiremedik. Sizden, bu adama
gerekli cevabın gerektiği şekliyle verilmesini bekliyoruz,
beklemeye de devam edeceğiz; vermezseniz, bunu bütün milletimize anlatmaya
devam edeceğiz.
Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
V.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Celal
Adanın, ABD Devlet Başkanı Trumpun YPGnin yöneticisi Mazlum
Kobaniye yönelik General Mazlum ifadesini kullanmasının
generallere hakaret olduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN Generallere de bir hakaret ona
general demek. General diye ifade ediyorlar, ben de basından takip
ediyorum. Bu da generalliğe hakaret, kedi gibi kaçıp Amerikanın
himayesinde bir zavallı. General ifadesi bile insanı incitiyor.
Sayın Bülbül
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
20.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, 24 Ekim
Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl dönümü vesilesiyle MHP Genel
Başkanı Osmaniye Milletvekili Devlet Bahçeliye vekâleten Osmaniyeli
hemşehrilerinin yıl dönümünü kutladıklarına, 24 Ekim
Birleşmiş Milletlerin kuruluşunun 74üncü yıl dönümüne,
Barış Pınarı Harekâtıyla Türkiye'nin hem sahada hem de
masada temin ettiği başarının takdire şayan
olduğuna ve hamlelerinin bölgede barışa,
komşularının toprak bütünlüğüne hizmet ettiği
gerçeğinin yakın zamanda anlaşılacağına
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl
dönümüdür. Burada, daha önce diğer partilerden Osmaniye milletvekillerimiz
kuruluş yıl dönümünü kutlarken, Milliyetçi Hareket Partisinin
Osmaniye Milletvekili Sayın Genel Başkanımız olduğu
için biz de Genel Başkanımıza vekâleten bütün Osmaniyeli
hemşehrilerimize selamlarımızı dile getirirken kuruluş
yıl dönümlerini de kutladığımızı ifade etmek
istiyoruz.
Osmaniye, Çukurovanın son derece mümtaz
insanlarının yaşadığı büyük bir Türkmen
şehridir. Allah, sonuna kadar onları var etsin diyorum.
Sayın Başkan, bugün, 24 Ekim 1945te resmen
faaliyete geçmiş olan Birleşmiş Milletlerin kuruluş
yıl dönümüdür. Birleşmiş Milletler, İkinci Dünya
Savaşı galip devletlerinin öncülüğünde kurulan ve
yaşanmış olan büyük savaşların, güvenlik tehditlerinin
bir daha yaşanmaması ile birlikte uluslararası barışı
muhafaza gayelerine hizmet eden önemli bir kuruluştur. Faaliyete
geçtiği 1945 yılından bu yana dünyada cereyan eden hadiseler
dikkate alındığında, Birleşmiş Milletlerin
etkinliği ve uluslararası barışa hizmet edebilme kapasitesi
konusunda hayal kırıklığı yaratan bazı
gelişmelerin yaşandığı da görülmektedir. Savaş,
çatışma ve insanlık dramlarının
yaşandığı süreçlerde Birleşmiş Milletlerin
fonksiyon ifa edememesinde yapısal yanlışlıkların
etkisi büyüktür. Yapısal yanlışlıktan kastımız,
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin teşkilatın
omurgası olarak değişmeyen daimî 5 üyeden müteşekkil
olmasıdır. Bu 5 üye, dünyada yaşanan önemli hadiselerde
çoğunlukla menfaat çatışması içinde olduğundan,
Birleşmiş Milletlerin inisiyatif alabilme şansı oldukça
sınırlı kalmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bu çerçevede,
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Birleşmiş
Milletler son Genel Kurulunda dünyaya bir defa daha dile getirdiği Dünya
5ten büyüktür. ifadesini gönülden desteklediğimizi belirtmek istiyoruz.
Dünyada barış ve güvenliğin korunmasında norm koyabilme
imkânına sahip olan ve uluslararası meşruiyeti temsil eden
Birleşmiş Milletlerin yapısında, başta Güvenlik
Konseyi olmak üzere, önemli değişikliler yapılması
kaçınılmaz hâle gelmiştir. Gittikçe içinden çıkılmaz
hâle gelen, kuralsızlığın kural hâline geldiği,
güçlünün haklıya galebe çaldığı dünya düzeninde adaletin hâkim
kılınması ve huzurun kalıcı olarak temin edilmesi
hayati bir meseledir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, tarihinde olduğu gibi,
hiçbir gizli gündemi, gizli ajandası olmadan hasbi duygularla huzura ve
adalete katkı sağlayarak dünyada âdeta bir rol model olmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bitiriyorum.
Türkiye'nin bu tavrı ve duruşu
kuşkusuz dünyadaki hâkim güçleri rahatsız etmektedir. Bugün
coğrafyamızda yaşanan gelişmeleri, ülkemize yönelen
muhasım faaliyetleri ve saldırıları bu kapsamda da değerlendirmek
gerekmektedir.
Türk devleti, tarih boyu bitmeyen bu hesapları
altüst etmeye muktedir olmuş ve olacaktır. Bunun en canlı ve
yakın örneği Barış Pınarı Harekâtı ve
arkasından gelişen mutabakat süreçleridir. Türkiye'nin hem sahada hem
masada temin ettiği başarı takdire şayandır. Bu noktada,
bu başarıya imza atılmasında emekleri geçen, başta
şanlı ordumuz olmak üzere, Sayın
Cumhurbaşkanımıza ve değerli Hükûmet üyelerine
teşekkürleri burada bir borç biliriz.
Her türlü kara propagandaya rağmen Türkiyenin
hamlelerinin bölgede barışa ve komşularının toprak
bütünlüğüne hizmet ettiği ve her türlü teröre muazzam bir darbe
vurduğu yakın zamanda anlaşılacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Cenab-ı
Allah Türk milletini ve Türk devletini ebediyen var etsin.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN Şimdi söz isteyen sayın
milletvekillerine de söz vereceğim.
Buyurun Sayın Beko.
21.- İzmir Milletvekili Kani Bekonun, katı
atık toplayıcılarının topladığı
atıklar sayesinde doğa ve ülke kaynakları korunurken petrol ve
döviz konusunda dışa bağımlılığın da
azaldığına, katı atık
toplayıcılarının mağduriyetinin giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
KANİ BEKO (İzmir) Katı atık
toplayıcıları, ülkemizin ve dünyamızın ortak sorunu
olan iklim değişikliğiyle mücadele konusunda
topladıkları atıklarla büyük bir görevi yerine getirmektedirler.
Ekonomiye yıllık 20 milyarlık katkısı olan bir
sektördür bu. Toplanan atıklar sayesinde hem doğa ve ülke
kaynakları korunurken hem de petrol ve döviz konusunda dışa
bağımlılık azalmaktadır. Ancak ülkemizde 500 bin
kâğıt toplayıcısının yüzde 20si ne yazık ki
çocuk. Bunlar engellenmeli. Barınma yerleri genelde kâğıt topladıkları
yerler. Çalışanların tamamı kayıt dışı,
sosyal güvenceleri yok. Yüzde 15i ise yabancı uyruklu; Türkmenistan,
Suriye, Afganistan gibi ülkelerden gelenler. Talepleri ise şunlar: Yasada
tanımlanmak istiyorlar, statülerinin olmasını ve sosyal güvence
altında olmak istiyorlar. Konuyu gündeminize almanızı talep
ediyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Filiz.
22.- Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filizin, 24
Ekim Dünya Bilgi Geliştirme Gününe ilişkin açıklaması
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
24 Ekim Dünya Bilgi Geliştirme Günü olarak
kabul edilmiş. Bilgi, insanın karanlıktan
çıkışı için tek anahtardır. Onun için bir ayette Hiç
bilen ile bilmeyen bir olur mu? denmiştir. İnsanlık bugünkü
durumuna bitmek bilmez bir enerji ve bilgi aktarımıyla gelmiştir.
Bilgiyi besleyen kaynak ise bizzat hayatın kendisidir. Hayatı iyi
okuyan, takip eden ve geliştiren insan, bilgisini de
zenginleştirmiştir. Bir buluş başka bir buluşun
habercisi iken bir bilgi diğer bilginin payandası olmuştur.
Bilginin zenginleşmesi insanlığın bilgi kütüphanesini de
büyütmüştür. Bu kütüphaneden doğru ve yeterince beslenen insanlar
çağı yakalarlar.
Genel Başkanımız Sayın Meral
Akşenerin dediği gibi, geride kalmak ile güçlü olmak arasındaki
farkı belirleyen unsur bilgidir diyor, Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Kılavuz
23.- Mersin Milletvekili Olcay Kılavuzun, halka hizmet
fikriyle hareket etmesi gereken Mersin Büyükşehir Belediyesinin performans
düşüklüğü gerekçe gösterilerek işçilerin işine son
verdiğine ilişkin açıklaması
OLCAY KILAVUZ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; daha önce birçok işçiyi işten
çıkaran, yüzlercesini de sürgün eden Mersin Büyükşehir Belediyesi,
400e yakın işçi kardeşimizin işine son vermiştir.
Sözde performans düşüklüğü gibi komik gerekçeler sunularak
işten edilen kardeşlerimiz, kendilerine verilen işi en iyi
şekilde yerine getirmişler ama ne yazık ki kapının
önüne konulmuşlardır. Okulların açıldığı,
kış hazırlıklarının başladığı
bir dönemde işçilerin mağdur edilmesi hiçbir makul gerekçeyle izah
edilemeyecektir. Mersin Büyükşehir Belediyesi, kendi işçilerine
karşı daha adil ve daha insani davranmalı, partizanca
duygulardan sıyrılarak belediyeciliğin temel gereği olan
tarafsızlık ve halka hizmet fikriyle hareket etmelidir.
İşten çıkarılan
kardeşlerimizin daima yanında olduğumuzu ve bu süreci
yakından takip edeceğimizi vurgulamak istiyorum. Hiçbir işçi
kardeşimiz yalnız değildir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özel
24.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, 24 Ekim Türkiyenin
Paris eski Büyükelçisi İsmail Erezin katledilişinin 44üncü,
Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl dönümü ile Anayasa Profesörü
Mümtaz Soysalın hapse mahkûm edilişinin 47nci yıl dönümü
vesilesiyle başta İbrahim Kaboğlu olmak üzere FETÖ örgütünün
hedefinde olmuş akademisyenlerin kürsülerinden, üniversitelerinden
uzaklaştırılmasının kabul edilemez olduğuna,
İç Tüzük değişikliğiyle Meclis araştırması
komisyonlarının ortaya koyduğu raporların Genel Kurulda
dönemi içinde görüşülmemesi hâlinde kadük olmasının önüne
geçilebilmesi gerektiğine, 25 Ekim İYİ PARTİnin
kuruluşunun 2nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
24 Ekim 1975te, Paris Büyükelçimiz İsmail Erez
terör örgütü ASALA tarafından şehit edilmişti. Başta ölüm
yıl dönümü olan İsmail Erez olmak üzere, 31
diplomatımızı ve 58 aile mensubunu bir kez daha rahmetle ve
minnetle anıyoruz.
24 Ekim tarihi, Anayasa Profesörü Mümtaz
Soysalın Anayasaya Giriş kitabında Marksizm propagandası
yaptığı iddiasıyla Ankara Sıkıyönetim Askerî
Mahkemesince altı ay hapse mahkûm edildiği gündür. Ara rejimlerde,
demokrasiyi özümsemeyen rejimlerde bilim adamlarına, akademisyenlere
baskıların yapılmasına çok sık tanık olduk.
Adalet ve Kalkınma Partisi, serbest seçimlerle
gelmiş olduğu iktidarda ilan ettiği OHAL sonrasında
takındığı tutumla, ara rejimlerin, darbe sonrası
dönemlerin tutumlarını tekrar etmekte ve bunu siyasi tarihimize kara
bir leke olarak sürmektedir.
Mümtaz Hocanın mahkûm edilişinden
yıllar sonra, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bir
başka Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlunu rejime kasteden
Anayasa değişikliğine karşı tutumu nedeniyle
görevinden ihraç etmiştir. Ele alınan OHAL yetkisiyle FETÖyle
mücadele edeceğiz. derken FETÖ terör örgütüyle uzaktan yakından
ilişkisi olmayan, doğal olarak bu örgütle taban tabana zıt
politikaları savunan ve bu örgütün hedefinde olmuş çok sayıda
akademisyenin kürsülerinden, akademiden, üniversiteden
uzaklaştırılmış olması kabul edilebilir
değildir. Bu konuda Anayasa Mahkemesinin almış olduğu
karara rağmen, hâlâ görevlerine dönüşlerin yapılmaması da
Adalet ve Kalkınma Partisinin kuvvetler ayrılığına ve
hukukun üstünlüğüne nasıl yaklaştığını
gözler önüne sermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bugün
24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun yıl dönümü. Geçtiğimiz sekiz
yıl boyunca -beşi yılında resmen, sekiz yılında
da fiilen- Osmaniye milletvekilimiz olmadığı için orada fahri
milletvekilliği görevini yapmış birisi olarak -burada, Osmaniyenin
il olmasını hep kutluyorduk- ne mutlu ki bana artık, Osmaniyeye
sadece ziyaret için gitmek durumundayım, yılın on iki
ayında ayın iki gününü orada geçirmiyorum çünkü yapmış
olduğumuz siyaset ve partimizin Türkiyede yakaladığı
yüksek başarı, partimize gösterilen yüksek teveccüh Osmaniyeden Baha
Ünlüyü Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine
kazandırdı. Son seçimlerde Osmaniyenin Cumhuriyet Halk Partisine de
bir temsil görevi vermesinin Osmaniye halkının ve Türkiye
halkının CHPnin ortaya koyduğu siyasete nasıl
yaklaştığı yönünden çok önemli olduğunu görüyor ve
Osmaniye halkını bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yarın Meclis kapalı,
çalışmayacak ve son seçimlerdeki ittifak ortağımız
İYİ PARTİnin kuruluş yıl dönümü. İyi
insanların partisi İYİ PARTİ. Bir itiraz kültüründen
geliyor, yaşananlara duyduğu tepkiyi ve duruşunu
değiştirmeden siyasetini sürdüren insanların kurmuş
oldukları bir parti. Biz, onlarla yaptığımız
ittifakın bugün de Meclis çatısı altında
karşılıklı iyi ilişkilerle sürüyor olmasından son
derece memnunuz ve İYİ PARTİye uzun yıllar siyaset
hayatında başarılar diliyoruz. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, çok önemli gördüğümüz
bir konuyu hem sizin vasıtanızla Başkanlık Divanına
hem de diğer siyasi partilerin dikkatine sunmak isterim. Yapmış
olduğumuz bir çalışma var. Biliyorsunuz, Meclis
araştırması komisyonları kuruluyor, Meclisteki bütün
partiler temsil oranlarına göre yer alıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ciddi harcamalar
yapılıyor; yurt içi, yurt dışı ziyaretler gerekiyor.
Stenografından tüm Türkiyeden görevlendirilen uzmanlarına kadar,
harcırahlara kadar, konaklama bedellerine kadar önemli harcamalar
yapıldığı gibi çok ciddi emekler veriliyor. Sonra, bir
rapor ortaya çıkıyor. Bu raporun Genel Kurulda değerlendirilmesi
lazım ancak İç Tüzükümüze göre o dönem içinde rapor
görüşülemezse bir sonraki dönem bu rapor görüşülemiyor. Bu, ne sonuç
doğurdu? Örneğin, Adananın Aladağ ilçesindeki kız
öğrenci yurdundaki yangını hep birlikte
araştırdılar, raporlarını çıkardılar ama o
raporu burada görüşemiyoruz. 24üncü Yasama Döneminde, Soma maden faciasını
araştıran komisyonun raporu, mevsimlik tarım işçilerinin
ölümlerini araştıran komisyonun raporu, doping araştırma
komisyonunun raporu, toplumsal barış ve darbeleri araştırma
amacıyla kurulan komisyonun raporu dâhil, 6 tane rapor görüşülemeden
kadük kaldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarının tamamında, 2002den bugüne kadar 63 komisyon
kurulmuş, bunların 20sinin raporu ele alınamamış
Sayın Başkan. Bunda milletin vergileriyle harcanan para, milletin
vekillerinin emekleri var. Üç ay boyunca bazen haftada beş gün, günde on
iki saate, on dört saate varan çalışmalar rapor hâline geliyor ama
görüşülemiyor. Adalet ve Kalkınma Partisinin bir muhasebe yapması
gerekirse çok eleştirdiği, koalisyonların en yoğun
olduğu dönem 20nci Yasama Döneminde -baktım ben- 4 ayrı
koalisyon 29 araştırma komisyonu kurmuş, 26sının
raporunu görüşmüş. Adalet ve Kalkınma Partisi 63te 20. Biri
yüzde 90 oranında başarmış, biri yüzde 59-60larda
kalmış. Bu, Meclise duyulan saygının bir göstergesi. Bu
kadar emeğe karşılık bunları gündeme almamak kötü.
Bunun için bir İç Tüzük değişikliği öneriyoruz. Bunu hep
birlikte yaparsak çok daha doğru olur.
Ortaya çıkmış raporlar bir sonraki
dönem Danışma Kurulu kararıyla ele alınabilsin. Biz,
Aladağ yangınının o koca raporunu burada niye
görüşemeyelim, dopingi niye görüşemeyelim, Soma faciasının
raporunu niye görüşemeyelim?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
Bunların görüşülmesi yapılacak küçük
bir İç Tüzük değişikliğiyle olur. Ha kaygı
Efendim,
darbe raporu da oluşturuldu ama biz oluşmamış kabul
ediyoruz, o da gündeme gelir. diyorsanız, darbe raporu meselesini
ayrı bir yere koyalım, onu ayrı konuşalım ama 20 tane
hazır rapor varken bundan, bu birikimden bu Meclis mahrum olmasın
diyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden
Sırbistan Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı
Zarko Obradovic ve beraberindeki heyete Hoş geldiniz. denilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, ülkemize
resmî bir ziyarette bulunan Sırbistan Meclisi Dışişleri
Komisyonu Başkanı Sayın Zarko Obradovic ve beraberindeki heyet
Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir, kendilerine Meclisimiz
adına Hoş geldiniz. diyorum. (Alkışlar)
Sayın Akbaşoğlu
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
25.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, 24 Ekim Osmaniyenin il oluşunun 23üncü yıl
dönümünün hayırlı olmasını dilediğine, Barış
Pınarı Harekâtının Türkiye'nin askerî, diplomatik ve
siyasi zaferiyle sonuçlandığına, dünya halklarının
Türkiyenin insanlığın umudu, vicdanı olduğunu yüksek
sesle haykırdığına, İsmet İnönünün sarf
ettiği Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır.
cümlesinin ete kemiğe büründüğüne ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, bugün
Osmaniyenin il oluşunun yıl dönümü. Ben bu münasebetle bütün
partilerimiz nezdinde milletvekillerimiz üzerinden ve tabii ki bilhassa MHP
Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçelinin de Osmaniye Milletvekili
olması münasebetiyle Sayın Genel Başkanın ili, CHPnin, AK
PARTİnin, MHPnin seçilmiş olan milletvekilleri üzerinden bütün
Osmaniyelilere hayırlı uğurlu olmasını temenni
ediyorum. Cenab-ı Hak bütün illerimizin güzelliklerini hep beraber
yaşamayı bizlere nasip etsin.
Değerli arkadaşlar, malum, Türkiye'nin
uluslararası hukuk çerçevesinde başlattığı harekât
sonucu Amerikanın ve Rusyanın Suriyedeki PKK/YPG terör örgütünün
sınırlarımızdan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Terör koridorunda kurulması planlanan terör devleti
geçişli, Nilden Fırata Büyük İsrail Projesi de çökmüştür.
Tüm insanlığın gözü önünde yaşanan bu süreç, aynı
zamanda, Batılı değerlerin tam bir çöküş içinde
olduğunun ve maskeli balonun sona ererek yeni bir dönemin
eşiğinde bulunduğumuz hususunun herkesçe görülmesidir. Bu yeni
dönem, zulüm ve sömürü üzerine, ikircikli ve sahte bir düzen değil; adalet
üzerine, ilkeli, sahici ve samimi bir düzendir. Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanın
liderliğindeki Türkiye Dünya 5ten büyüktür. mottosuyla bu hakikati tüm
dünyaya haykırmaktadır. İlkemiz: Kendimiz için istediğimizi
bütün insanlık için istiyoruz, kendimiz için istemediğimizi bütün
insanlık için de istemiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Son olarak toparlıyorum.
Barışın, huzurun, güvenliğin
formülü ve anahtarı işte bu anlayış ve bu ilkeli
duruştur. Erdoğan liderliğindeki Türkiye bütün dünyaya bunu
ispat etmiştir. O sebeple, dünya halkları, Türkiyenin
insanlığın umudu ve vicdanı ve kendilerinin gür sesi
olduğunu yüksek sesle haykırmaktadırlar. Vaktiyle İsmet
İnönünün yıllar önce sarf ettiği Yeni bir dünya kurulur,
Türkiye de bu dünyada yerini alır. cümlesi bugün ete kemiğe
bürünmüş, Türkiyenin liderliğinde yeni bir dünyanın kurulma
safhası başlamıştır. Aziz milletimizin
öncülüğünde insanlık, adil ve merhametli yeni dünya düzenine
inşallah kavuşacak, yepyeni bir dönem başlayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle,
çalışmalarımızın hayırlı olmasını
diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bahşi, buyurun.
26.- Antalya Milletvekili Feridun Bahşinin,
sağlık alanında eğitim veren liselerden mezun olan
öğrencilerin torba kanunla değiştirilen unvanları ile görev
tanımlarına uygun devlet kadrolarının açılması ve
bu öğrencilerin bölümleriyle ilgili ön lisans programlarına
yerleştirilebilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılıp
yapılmayacağını öğrenmek istediğine ilişkin
açıklaması
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Mesleki ve teknik Anadolu liseleri içerisinde
sağlık alanında eğitim veren liselerden mezun olan
öğrencilerin 18/1/2014 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan torba kanun
kapsamında unvan ve görev tanımları
değiştirilmiştir ve hemşire
yardımcılığı, ebe
yardımcılığı ve sağlık bakım
teknisyenliği unvanları verilmiştir. Ancak Sağlık
Bakanlığı Kanununda bu verilen unvanlara ait kadro
açılmamıştır. Birçoğu Anadolunun gelir düzeyi
düşük ailelerinin çocukları olan bu evlatlarımız için
kanunla verilen unvanların ve görev tanımlarına uygun devlet
kadrolarının açılması için bir çalışmaları
var mıdır? Meslek derslerinin yoğunluğu nedeniyle
üniversitelere yerleşme oranları oldukça düşük olan bu
öğrencilerin en azından bölümleriyle ilgili ön lisans
programlarına yerleştirilmeleri için yeni düzenlemeler yapılması
düşünülüyor mudur?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Araştırma Komisyonunun başkan,
başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimine ilişkin bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Tezkereler
1.- (10/1058, 1071, 1108, 1220, 1288, 1369, 1464, 1559, 1560)
esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptıklarına ilişkin
tezkeresi (3/914)
23/10/2019
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Komisyonumuz; Başkan, Başkan Vekili, Sözcü
ve Kâtip seçimi için 23/10/2019 Çarşamba günü saat 16.00'da
toplanmış ve kullanılan 11 adet oy pusulasının tasnifi
sonucu aşağıda adları ve soyadları yazılı
üyeler karşılarında gösterilen oyu alarak İç Tüzük'ün
24'üncü maddesi uyarınca Başkan, Başkan Vekili, Sözcü ve Kâtip
seçilmişlerdir.
Bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Hayrettin
Nuhoğlu
İstanbul
Komisyon
Geçici Başkanı
Başkan: Cengiz Aydoğdu (Aksaray) (7) oy
Başkan Vekili: Osman Mesten (Bursa) (6) oy
Sözcü: Zeynep Gül Yılmaz (Mersin) (6) oy
Kâtip: Ahmet Özdemir (Kahramanmaraş
(6) oy
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
27.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, siyaset üstü mesele
olan Rabia Naz Vatan başta olmak üzere şüpheli çocuk ölümlerinin
araştırılması amacıyla kurulan Komisyonun
Başkanlık Divanı oluşturulurken CHPnin Toplantıya
katılan siyasi partilerden 1er kişiye görev verilsin. önerisini
kabul etmeyerek Meclisi kucaklayamayan iktidarın Türkiyeyi nasıl
kucaklayacağını öğrenmek istediğine ve AK PARTİ
Sözcüsü Ömer Çelikin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluna
yönelik ifadelerine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, Rabia
Naz Komisyonu... Bütün Türkiyenin yüreği sızladı, değil
mi, hepimiz üzüldük, hepimiz kahrolduk. Bütün partiler ortak hassasiyet
gösterdiler, Mecliste görüştük, bir komisyon kurulmasına karar
verdik. Komisyona baktım, tüm siyasi partiler kadın milletvekilleri
görevlendirdiler, hukukçu milletvekilleri görevlendirdiler, Giresun
milletvekilleri görevlendirdik, Giresunda milletvekili olmayanlar yakın
illerinkini görevlendirdiler. Önemli bir Komisyon.
Dün sizin çağrınızla saat 16.00da toplantıya
gitti, toplantıda bu Komisyona başkan, ikinci başkan, sözcü
seçilecek. Cumhuriyet Halk Partisi şöyle bir öneride bulundu: Bütün
toplantıya katılan siyasi partilerden 1er kişiye bu görevi
verelim. En yaşlı üye başkan olsun. dedi En genç üye olsun.
dedi AK PARTİden olsun. dedi İkinci başkanlık MHPden
olsun. dedi veya diğer bütün kombinasyonlar.
Sonuç ne biliyor musunuz arkadaşlar? Rabia Naz
Komisyonu 4 AK PARTİli Başkanlık Divanı üyesinden
oluşturuldu. Şimdi, uzlaşı, siyasetüstü mesele.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bugün Sayın Ömer Çelik
televizyonda diyor ki: Efendim, Kılıçdaroğludan şöyle bir
konuşma beklerdik: Ordumuz sınır ötesi operasyonda, ben bu
hafta grup konuşmamda iktidarı eleştirmeyeceğim. Bu
sorumluluğu beklerdik. diyor.
Kardeşim, bizden bu sorumluluğu
Ana
muhalefet partisi bu kadar yanlışınızı görmesin,
birlik olalım, beraber olalım, muhalefet görevini bıraksın
Ordu üzerinden kendi hatalarınızı temize çekme gayreti.
Rabia Naz Komisyonu ya! Küçücük bir evlat, neler
yaşadı, nasıl öldü? Komisyonu kuruyoruz, başkanı AK
PARTİden, 2nci başkan AK PARTİden, sözcüsü AK PARTİden,
yazmanı AK PARTİden. Diyoruz ki: MHPli sayın üyeyi getir
göreve, 1, 2, 3, 4 paylaşalım. Ona bile ret oyu veriyorlar. Kabul
edilecek bir şey değil. Nasıl bir yaklaşım? Sonra
nasıl bir uzlaşı kültürü ya? Bunu bir AK PARTİli
nasıl savunabiliyor? Rabia Naz Komisyonunun tüm yönetimini, Meclisteki
yüzde 46lık temsilinizle yüzde 100ünü ele almayı nasıl içinize
sindiriyorsunuz? Örnekleri var, İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonunda paylaşılıyor mecburen, kanun öyle
çıkmış, siz çıkarmamışsınız. KEFEK,
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda örneği var.
Bu paylaşımdan doğal bir şey yok. Bu adımı
nasıl atamıyorsunuz?
Ve siz, millî meselelerde, Rabia Naz gibi bir
kızın ölümü üzerine kurulan komisyonda Meclisi
kucaklayamıyorsanız Türkiyeyi nasıl
kucaklayacaksınız? Gerçekten ne desem boş.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İYİ PARTİ Grubunun
İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır,
okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Buyurun, okuyun:
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Antalya Milletvekili
Feridun Bahşi ve milletvekilleri tarafından, Göreme Vadisinin millî
park olmaktan çıkarılmasının sebeplerinin ve bütün
insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel ve
doğal varlıklarımızın korunması için
alınacak önlemlerin araştırılması amacıyla
24/10/2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24
Ekim 2019 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin önerisi
24/10/2019
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 24/10/2019 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19'uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Lütfü
Türkkan
Kocaeli
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Antalya Milletvekili Feridun Bahşi ve
milletvekilleri tarafından, Göreme Vadisinin millî park olmaktan
çıkarılmasının sebeplerinin ve bütün
insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel ve
doğal varlıklarımızın korunması için
alınacak önlemlerin araştırılması amacıyla 24/10/2019
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer
önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 24/10/2019 Perşembe
günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere, İYİ PARTİ Grubu adına Antalya Milletvekili
Sayın Feridun Bahşi.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA FERİDUN
BAHŞİ (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Göreme Vadisinin millî park olmaktan
çıkarılmasının sebeplerinin
araştırılması amacıyla vermiş olduğumuz grup
önerisi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Nevşehir,
Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine
yayılmış bir bölge olan Kapadokya havzası, doğa ve
tarihin birleştiği bir yerdir. Geçmişten beri meydana gelen
doğa olayları peri bacalarını oluşturmuş,
dönemine göre insanlar da ev, kilise, cami veya otel yaparak kullanılmak
üzere içlerini oymuş, kendilerine yaşam alanı
oluşturmuşlardır.
Kapadokya, Pers dilinde Güzel atlar ülkesi
demektir. Türk turizmine öncülük eden Kapadokya bölgesinin tam ortasında
Göreme Vadisi, yani Göreme Millî Parkı vardır. Göreme Millî
Parkı, UNESCO Dünya Mirası Listesinde hem kültürel hem de doğal
miras olarak yer almaktadır ve 1986 yılında ise Bakanlar Kurulu
kararıyla millî park ilan edilmiştir.
Göreme Vadisi, Türkiyenin en önemli turizm
merkezlerinden biridir. Kapadokya bölgesi, içindeki Göreme Millî Parkı,
Erciyes ve Hasan Dağı volkanlarıyla oluşan eşsiz
jeolojik güzellikleri ve bu jeolojik yapılarda yaşanmış
kültürel zenginliklerle birlikte bugüne kadar gelebilmiştir. Bu kültürel
ve doğal zenginliğin bugüne kadar korunmasında ise en önemli
etken, millî park oluşudur. Şimdi, soruyorum: Göreme Vadisinin millî
park özelliğinin kaldırılmasındaki amaç nedir? Bölge imara,
ranta, yapılaşmaya mı açılacaktır? Bölgenin imara
açılması hâlinde bölge turizminin tamamen yok
olacağının farkında değil misiniz? Doğal ve
kültürel varlığın tamamen talan edileceğini,
yağmalanacağını bilmiyor musunuz? Kısaca,
buraları kime peşkeş çekeceksiniz? Hangi
yandaşınızı zengin edeceksiniz? Ülkenin doğal ve
kültürel varlığını, statülerini değiştirip ranta
kurban ederek nereye kadar gideceksiniz?
Bundan daha birkaç gün önce, iki yıl öncesine
kadar 3 bin lira maaşla İstanbul Büyükşehir Belediyesinde
çalışan birine kurdurduğunuz, milyonlarca sermayeli, bu
sermayeyi nereden bulduğunu dahi sormadığınız,
Sayın Bakanla fotoğrafı olan şirket sahibine
Haydarpaşa Garını peşkeş çekmediniz mi? Daha bu olay
hafızalarımızda tazeliğini korurken bu yeni adım neyin
nesi? Doymadınız mı? Doymayacak mısınız? Harun
gibi gelip Karun gibi zengin oldunuz; yetti artık, yeter artık!
Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz yasama
döneminde, bildiğiniz gibi, Kapadokya Alan Komisyonu kurulması
hakkında kanun teklifi görüşülerek yasalaştı. Bu teklifle,
Kapadokya bölgesinin birden fazla koruma statüsüne sahip olduğunu, bunun
da planlama ve koruma sorunları oluşturduğunu söylediniz. Biz de
bu gerekçelerinizi olumlu bularak yapılan düzenlemenin kaçak
yapılaşmaya engel olacağını ve bu bölgenin
gelişimine olumlu katkı vereceğini düşündüğümüzden
İYİ PARTİ olarak bu yasa teklifine destek verdik. Ama bu son
kararla yani millî park statüsünün kaldırılmasıyla,
bırakın kaçak yapılaşmayı önlemeyi; yağma, talan
düzeninin önü açılmaktadır.
Kaçak yapılaşmanın
sonuçlarını Trabzon Uzungölde gördük. Arkadaşlar, bu
fotoğrafa bir bakın. Uzungölün öncesi, yapılaşmaya
açıldıktan sonraki Uzungöl.
Yine, Van Gevaştaki Halime Hatun Kümbeti
yanına yüksek TOKİ evleri yapan zihniyet, Göreme Vadisine daha
fazlasını yapacaktır. Arkadaşlar, yine kümbet ve sonraki,
TOKİ evleriyle birlikteki fotoğrafı.
Kaz Dağları yine bilindiği gibi
gündemde, gündemden düşmüyor. Kaz Dağlarının son hâli
arkadaşlar bu fotoğrafta görülmektedir. Okluk Koyuna hiç girmiyorum
bile.
Değerli arkadaşlar, bu ve benzeri binlerce
örnek dururken tekrar soruyorum: Göreme Millî Parkının statüsünün
kaldırılmasına neden gerek duyulmaktadır? Hangi oğula,
hangi yeğene ya da hangi yandaşa peşkeş çekilecektir? Bütün
insanlığın ortak mirası olan kültürel ve doğal
varlıklarımızın koruma statülerinin
kaldırılmasıyla ne amaçlanmaktadır? Sayın Bakan
tarafından yapılan Göreme bölgesine sahip çıkma adına
yetki karmaşasını önlemek için millî park statüsünden
çıkarılmıştır. gibi bahaneler, önceki örnekler akla
gelince kimseyi ikna etmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayınız.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla)
Teşekkür ederim.
Göreme Vadisinin millî park statüsünün
kaldırılması kararı derhâl geri alınmalıdır.
Bu vesileyle grup önerimize desteklerinizi bekliyor,
Gazi Meclisimiz ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Nevşehir Milletvekili Sayın Faruk Sarıaslana söz
veriyorum.
Buyurun Sayın Sarıaslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FARUK SARIASLAN (Nevşehir) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Göreme Vadisi, dünyada eşi benzeri olmayan bir
vadidir. 30 Ekim 1986 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Göreme Vadisi ve
çevresindeki alan millî park olarak ilan edilmiştir. Göreme Vadisi
aynı zamanda 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Alanı olarak
kabul edilmiştir, dünyada başka bir benzeri de bulunmamaktadır.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bu alan millî park
statüsünden çıkarılmıştır. Hani denir ya düğün
değil, bayram değil neden? Turizm Bakanı bu kararnameyle ilgili
basına bir açıklama yapmış ve demiş ki Bu
kararnamenin çıkarılmasındaki amaç yetki
karmaşasının önüne geçilmesidir. Sayın Bakana soruyorum:
Biz bu Mecliste çok kısa bir süre önce karmaşanın önüne geçmek
amacıyla Kapadokya Alanı Hakkında Kanunu çıkardık ve
çok başlılığı önledik. Demek ki bu gerekçe
gerçeği yansıtmıyor. Kapadokya bölgesinden, Nevşehirden
milletvekili 2 arkadaşım da burada. Bu alan yasasının
çıkarılmasıyla ilgili kendileriyle görüştüğümüzde
bazı maddelerin değiştirilerek kabul edileceğini, bunun da
bölgemize faydalı olacağını söyledim. Bu Mecliste de
destekledik. Zaten maddenin amacına baktığınız zaman,
gerekçesine baktığınız zaman gerekçesinde de
kargaşayı önlemek var. Yani ortada, kargaşanın önlenmesi
için çıkarılmış bir yasa var. Demek ki bu gerekçe, Bakanın
söylediği gerekçe doğruları yansıtmıyor. Ben size
gerçeği söyleyeyim: Kapadokyaya turist akımı başladı,
oda fiyatları arttı, kâr marjı yükseldi, yandaş sermayenin
de doğal olarak -bunlarda alışkanlıktır-
iştahı kabardı; okçular, damatlar devreye girdi. Buranın
imara açılması için millî park statüsünden çıkarılması
gerekiyordu çünkü millî parklar statüsündeki bir yere çivi dahi
çakamazsınız. Böylelikle birinci aşamayı
tamamlamış oldunuz. Şimdi geldi ikinci aşama. Kısa bir
süre içerisinde yandaş sermayedarlarınıza otel inşaatı
ruhsatı verip yeteri kadar nemalandıracak, sonra da çekip gideceksiniz.
Kapadokya bölgesi mahvolacak, turist sayısı düşecek, en çok
zararı da bölge insanı görecek. Turistler gelmemeye
başlayınca başlayacaksınız dış güçler
demeye. Sizin, bütün kabahati dış güçlere atmakta maharetiniz var.
Ecdadımızın bize vatan yaptığı bu toprakları
ve coğrafyayı mahvedeceksiniz, sonra da kalkıp Coğrafya
kaderdir. sözüne sığınmaya çalışacaksınız.
Şimdi Mevlânanın bir sözüyle size cevap
vermek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Ufak bir sözünü
söyleyeceğim Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Mevlâna diyor ki:
Niyeti kötü insanlardan değil, niyetinin kötü olduğunu gizleyen
insanlardan korkunuz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına söz Nevşehir Milletvekili Sayın Mustafa Açıkgöze
aittir.
Buyurun Sayın Açıkgöz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Mustafa, anlat
bakalım şu Göremeyi, dinleyelim.
AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir)
Sayın Başkanım, çok kıymetli Divan, değerli
milletvekili arkadaşlarım, aziz milletim; hepinizi saygıyla
sevgiyle muhabbetle selamlıyorum.
Tabii, aslında dinlerken, özellikle
Nevşehir Milletvekilimizi dinlerken niyet okumasını tebrik
ediyorum gerçekten, kalplerden geçeni, akıllardan geçeni okumak böyle bir
marifet olsa gerek. Çok hayretler içerisinde dinledik yani bunu.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Örnek
vereceğim, örnek
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Tabii, aslında
günümüzün de bir modası oluştu: Gerçek dışı
algılar, hakikatin ve doğrunun önüne geçmeye başladı bu
dünyada, yurt içinde, Göremede olduğu gibi. Maalesef algı
yönetimiyle kafalar, beyinler sulandırılmaya
çalışılıyor.
Değerli milletvekillerim, hem Komisyonda hem de
Mecliste defaatle anlattık. Yetki kargaşasını,
bakanların, kurulların, kurumların birçok etkenin bölgede bir
yetki kargaşasına ve karmaşasına sebep olduğunu,
dolayısıyla da etkili bir korumanın, etkili bir tanıtımın
ve etkili bir gelişmenin sağlanmadığını burada
kabul ettik. Sayın Vekilimiz de, Nevşehir Vekilimiz de buna destek
verdiğini söyledi, lakin, fakat bir CHP zihniyetinin gereği hemen
Anayasa Mahkemesine koştular. Bölgede Alana destek olduğunu söylüyor
ama maalesef arkadan kendi yaptığı işi kendi de biliyor
zaten.
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Neyle gittik,
merak ettim. Öyle bir şey yok.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Alan yönetiminin
iptaliyle ilgili Anayasa Mahkemesine başvurmadınız mı
Sayın Vekilim? Başvuruldu.
Neyse, orayı geçelim.
Şunu söylemek istiyoruz arkadaşlar:
Dolayısıyla millî parkların amacı korumak, kollamaksa bunu
Alan yönetimiyle zaten beraber yapıyoruz.
Çıkardığımız kanunla, hep beraber destek
verdiğiniz kanunla amacımız korumak ve ilk önce amacımız
korumak. Bunu zaten sağlayacağız. Dolayısıyla birçok
kurulun, kurumun, kuruluşun yetkisi bir yerde toplanıp etkin bir
korumayı sağlayacağız.
Bizler biliyoruz ki buradaki bütün vekil
arkadaşlarımızın ve bölge insanımızın
amacı, bu dünya güzeli harika yeri gelecek nesillere aktarmak. Amma
velakin, Nevşehirli hemşehrilerimizin, o misyonu, vizyonu
farklı, balonlarıyla, butik otelleriyle turizme katkı
sağlayan Nevşehirli hemşehrilerimizin rızıkları,
geçimleri ve emekleri hep bu bölgede. Dolayısıyla biz bölgeye gözümüz
gibi bakarız hiç merak etmeyin.
Bir de soruyorum ya: Yüzde 96sı özel mülkiyet
olan bir yerden nasıl rant sağlayacaksınız? Feridun
Vekilim, acaba Göremeyi gezmiş midir? Derinkuyuyu, Kaymaklıyı
gezmiş midir?
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Gezdik
tabii
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Davet ettiniz de gitmedik
mi?
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Davet edeceğim
Davet edeceğim
Nasıl ranta çevirdik arkadaşlar? Ya, çok
merak ediyorum gerçekten.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Çağır, gidelim.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Yani gerçek
dışı algıyla siyaset yapılması, gerçek
dışı algıyla böyle hüküm sürmesi bizi çok üzüyor.
O yüzden, bizim tek amacımız var: Bu
bölgeyi koruyup, bu bölgeyi geliştirmek ve dünya ortak mirasını
geleceğe aktarmak arkadaşlar. Hiç merak etmeyin, bunu zaten bölge
insanı yapar çünkü bölge insanının turizm görüşü, öngörüsü
çok yüksektir. Benim turizmcim buradan geçim sağlıyor, ekmeğini
kazanıyor, rızkını kazanıyor. Dolayısıyla
gözünden ve canından daha kıymetlidir Kapadokya onun için ve bizler
için, hiç merak etmeyin. Asla ve kata bu şekildeki suçlamaları kabul
etmiyoruz. Tek amacımız var: Korumak, geliştirmek ve
bölüşmektir. Hepinizi bekliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Size değil bölge
insanına mı güvenelim, ne yapalım yani? Size de güvenelim mi
bölge insanıyla beraber?
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Arkadaşlar, her
anlamda güvenebilirsiniz. Gerçekten, tekrar söylüyorum: Bizim tek bir
amacımız var, korumak. Korursak, insanın geçim kaynağı
olan yerleri biz korursak bu insanlarımız buradan geçimini
sağlayacaklar.
Ben bütün milletvekillerimizi davet ediyorum,
bekliyorum ama şunu asla unutmayın.
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Kaz
Dağlarına geldiniz mi?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Mustafacığım, Selçuklu kümbetini gördünüz mü?
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Devamla) Sadece bir algı
operasyonu üzerine siyaset yapılmaya çalışılıyor.
Tabii, UNESCOyla olan anlaşmamız zaten devam ediyor. UNESCOyla
ilgili anlaşma feshedilmedi arkadaşlar, etmedik, devam ediyoruz. Bir
tek amacımız var: Koruyup geliştirmek, büyütmek. 70 milyon
turisti hedefleyen bir ülkenin 7 milyonluk bir hedefi olan Kapadokyadaki
insanların geçim kaynağı olan yere, hiç merak etmeyin,
canından, gözünden daha iyi bakacaklardır.
Ben bütün vekillerimizi Kapadokyaya bekliyorum ve
lütfen, alanda söylenen, Nevşehir merkezde yapılan siyaset ile burada
yapılan siyasetin farklı olması riyakârlıktır
arkadaşlar, çok üzülüyoruz biz buna. Ve ben, buradan, sahada, masada, her
alanda, dünya lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğana ve anlı şanlı, kahraman Türk ordumuza selamlarımı
iletiyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım,
sayın hatip konuşmasında İlde yapılan siyaset ile
Mecliste yapılan siyasetin farklı olması
riyakârlıktır. diyerek doğrudan hatibimize ve kendi seçim bölgesindeki
milletvekilimizin şahsına sataşmıştır. İç
Tüzük 69a göre cevap hakkı kullanmak gerekiyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Başkanım, bir şey söyleyeceğim sadece müsaade ederseniz.
BAŞKAN Sayın Türkkan...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Şimdi, şu fotoğrafı
arkadaşım gösterdi demin, siz de daha iyi göresiniz diye ben
gösteriyorum. Bakın, Selçuklu mezarlarının yanı
burası, Selçuklu kümbeti. Hemen yanına da Boş arsa var. diye
TOKİ ev yapıyor. Yani koruma anlayışınız buysa
vay Göremenin başına geleceklere! Böyle koruyacaksanız
Göremenin işi çok zor.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Allah ömür verirse
yirmi yıl sonra görüşelim, Allah ömür verirse on yıl sonra
görüşelim.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Yani bölge halkına
güveniyoruz ama size güvenemiyoruz, problem orada.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Hiç merak etmeyin,
her konuda güvenebilirsiniz.
BAŞKAN Ama bir şey söyleyeyim tecrübeyle
-vereceğim söz- vilayet milletvekillerinin birbirleriyle geçinmeleri daha
çok puan getirir, haberin olsun. Yani birbirinize
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Ya, öyle bir
şey yok. Benim böyle, sataşma gibi bir niyetim yok. Sadece
açıklayacağım, öyle bir niyetim yok.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslanın,
Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgözün İYİ PARTİ
grup önerisi üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı
konuşması sırasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Şimdi,
değerli arkadaşlar, ben, Alan yasası geldiğinde -beraber
oturduk konuştuk- destekleyeceğimi de söyledim, destekledim, oyumu da
böyle kaldırdım, açık net. Bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak
Anayasa Mahkemesine götürmemiz iptaliyle ilgili değil, daha iyi hâle
getirilmesiyle ilgili yani var olanın dışında değil.
İki: Şimdi, ikiyüzlü
Benim
Nevşehirde farklı, burada farklı söylediğim söyleniyor.
Benim kimliğimi, kişiliğimi bilen herkes bilir, Nevşehirde
ne söylüyorsam burada da aynısını söylerim, söylemeye de devam
ederim.
Bakın, size bir şey söyleyeyim: Diyor ki:
Biz ne söylediysek arkasındayız, biz taraf tutmayız.
13/12/2018 tarihinde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne müracaat
ederek balonla ticari havacılık faaliyeti yapmak için ön izin isteyen
bir şirket -şimdi adını söylemeyeyim, çökersiniz
adamın başına- Genel Müdürlüğe müracaat ediyor. Genel
Müdürlük 24/5/2019 tarih ve 291/56034 sayılı yazıyla reddediyor.
Ret gerekçesi uzun, anlatmayayım. Bu kapsamda bölge işletme ve
uçuş konuları sınırlandırılmıştır.
deniyor. 20 tane müracaat var bununla ilgili, hepsi reddediliyor aynı
gerekçeyle.
MUSTAFA AÇIKGÖZ (Nevşehir) Sayı daha
fazla.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Şimdi, daha sonra
bir yandaş müracaat ediyor. O müracaat eden yandaşa siz aynı
gerekçeler gösterildiği hâlde
Bakın, gerekçeleri de burada size
söyleyeyim çünkü tehlikeli: 2013 yılından itibaren Kapadokya
bölgesinde Genel Müdürlük tarafından çeşitli tedbirler
alınmıştır. Bu kapsamda bölge işletme ve uçuş
konuları sınırlandırılmıştır.
dediği hâlde kendi yandaşlarınıza bundan altı ay sonra
2 tane izin belgesi verdiniz. Yani siz konu yandaş olduğu zaman ülke
çıkarlarını, doğa çıkarlarını değil,
öncelikle yandaş çıkarlarını koruyorsunuz. Nevşehirde
bir anket yapın bakalım, hangi milletvekili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Sizler de mertsiniz,
sizler de kişilik sahibisiniz, asla öyle bir laf etmem, ondan
adınız kadar emin olun. Ben hiç kimsenin kimliğiyle,
kişiliğiyle ilgili bir söz etmem ama ülke çıkarları,
Nevşehirin çıkarları için dünyanın her yerinde, çekinmeden
söylemeye devam ederim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- İYİ PARTİ Grubunun, Antalya Milletvekili
Feridun Bahşi ve milletvekilleri tarafından, Göreme Vadisinin millî
park olmaktan çıkarılmasının sebeplerinin ve bütün
insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen kültürel ve
doğal varlıklarımızın korunması için
alınacak önlemlerin araştırılması amacıyla
24/10/2019 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olan Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24
Ekim 2019 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
Buyurun okuyun.
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, orman yolları ve
yangın emniyet yollarının durumunun incelenerek bu konuda
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/583) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Ekim 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
24/10/2019
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu 24/10/2019 Perşembe
günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İç Tüzükün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Özgür
Özel
Manisa
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan orman yolları ve
yangın emniyet yollarının durumunun incelenerek bu konuda
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/583) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin
görüşmesinin Genel Kurulun 24/10/2019 Perşembe günlü (bugün)
birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin gerekçesini açıklamak
üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Hatay Milletvekili Sayın
Suzan Şahine söz veriyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SUZAN ŞAHİN (Hatay) -
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Türkiyede
özellikle yaz aylarıyla birlikte korkulan orman yangını
haberleri peş peşe geliyor. Tarım ve Orman
Bakanlığından yapılan açıklamaya göre 2019un
başından bugüne kadar toplam 1.965 orman yangınına müdahale
edilmiş ve orman bitkileri ile hayvanlarının telef olduğu
bu yangınlarda toplam
Rant amaçlı orman yangınları ve bu
yangınlar sonucu yandaş müteahhit ve iş insanlarının
yanan alanlara otel, konut yapması konusu Türkiyenin kanayan
yaralarından biridir. Halkı orman yangınları konusunda
bilinçlendirme, sonra yasaya rağmen orman yangın yolunu yapmamakta
diren. Yetmedi, yangına havadan müdahale edecek uçak, helikopter ihalesini
siyasi hırs uğruna Türk Hava Kurumu yerine ondan 34 milyon TL daha
pahalıya yandaş firmaya ver. Yangınlar sürerken Türk Hava
Kurumunu acil durum çerçevesinde ısrarla göreve çağırma. Sonra,
özellikle turizm bölgelerinde çıkan yangınlar sonrası zarar
gören alanları, teşvik eder gibi, imara aç. Gelecek nesillere
mirasımız olan ormanların beton çöplüğü hâline gelmesine
göz yum. Her yangın haberiyle ciğerimiz yanıyor, nefesimiz
kesiliyor; sizin vicdanınız sızlamıyor mu?
Yangınların kasten çıkarıldığını
düşünmek istemiyoruz. Hadi, yangındır, çıktı diyelim,
ancak yangına geç müdahale edilmesi ve zarar gören alanın fazla
olmasının en büyük nedeni, Tarım ve Orman
Bakanlığına bağlı olan orman müdürlüklerinin
sorumluluğunda olan orman yangın yollarının
yetersizliğidir. Neden yapılmıyor? Yol yok diye ekipler
yangına ya geç müdahale ediyor ya da yangın bölgesine
ulaşamıyor. Bu da kül olan alanı artırıyor.
1937 tarihli 3116 sayılı Orman Kanunuyla
orman yolları, yangın emniyet yol ve şeritlerinin orman
yangınlarının önlenmesindeki işlevleri belirtilmiş ve
yasal bir zorunluluk olmasına rağmen, aradan geçen seksen bir
yılda bu tesislerin inşası henüz
tamamlanamamıştır. Tarım Bakanlığının
mevcut yapım programı ve 2018 verilerine göre yılda bin
kilometre yangın yolu inşa edilirse kırk yedi yıl sonra
yani 2065 yılında bu yollar ancak bitirilebiliyor. Aynı
şekilde, yangın emniyet yollarının inşası da
yılda
Anayasaya göre, ormanların korunması
devletin güvencesi altında ama devlet, 2065 yılına kadar
çıkacak yangınlarda çaresiz olacak. Bu ülkenin bu kadar zamanı
yok değerli milletvekilleri. Orman yolları, yangın emniyet yol
ve şeritlerinin genel planlama ve uygulama esasları içerisinde, orman
yangınlarına en hassas bölgelerde yoğunlaşmak üzere, en
kısa sürede bitirilmesi gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Vekil.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Türkiye
sınırları içerisinde son beş yılda çıkan 11.713
orman yangınında toplam
Değerli milletvekilleri, toplum ve çevre
sağlığı, yaban hayvan ve bitki hayatının
korunması, yaşamın hayat kaynağı olan su ve bitki
popülasyonunun dengesi konuları siyasetüstü, partilerüstü konulardır.
Gelecek nesillerin bizlere emaneti, ülkemizin akciğerleri olan ormanlara
bu yüce Meclis çatısı altındaki 600 vekilin de dört elle
sarılması gerekmektedir. Bugün bu önergeye vereceğiniz kabul oyu
çocuklarınıza, torunlarınıza
bırakacağınız en büyük miras olacaktır.
Açıkladığımız üzere doğa tahribatının
önlenmesi, birtakım doğal afetlerin engellenmesi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SUZAN ŞAHİN (Devamla) Bir cümleyle
toparlıyorum efendim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika daha alabilir
miyiz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Şahin.
SUZAN ŞAHİN (Devamla)
orman
yolları ve yangın emniyet yollarının inşası
faaliyetlerinin araştırılarak tespit edilmesi ve çözüm
önerilerinin belirlenmesi ile yüce Meclis ile halkımızın
bilgilendirilmesi amacıyla Meclis araştırması
açılması için gereğini arz ve teklif ediyoruz.
Yüce Meclisi ve siz değerli milletvekillerinin
vicdanlarını saygıyla selamlıyorum.
Teşekkürler Sayın Başkanım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Özel
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
28.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Nevşehir
Milletvekili Mustafa Açıkgözün İYİ PARTİ grup önerisi
üzerinde AK PARTİ grubu adına yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
biraz önce Kapadokya konusunda sayın hatip Cumhuriyet Halk Partisinin
Anayasa Mahkemesine başvurduğunu söyledi. Sayın hatibimiz de
Biz itiraz olarak değil ama daha iyisi için bazı
başvurularımız oldu." dedi. Sayın Grup Başkan
Vekili de dedi ki: Öyle olmaz, iptal için olur, daha iyisini
yapamazsınız. Önümde var başvurumuz. Şimdi, başvuru
bir kere şuna itiraz ediyor: 1 Haziran 2019 tarihinde biz kanun
çıkarıyoruz, aynı tarihte Cumhurbaşkanlığı
kararnamesi çıkarıyorlar. Kanunla düzenlenen konu
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmez. ilkesinden
dolayı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin iptaline
Gerekçemiz: Oradaki hususlar düzenlenecekse kanunla düzenlenecek. diyoruz,
bir.
İkincisi, kanundaki itiraz ettiğimiz nokta
komisyonun gündemiyle ilgili, meslek odalarının idarenin davetiyle
toplantıya gözlemci olarak katılması hususunda, idarenin
davetiyle ifadesinin çıkarılmasını istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yani orada vali isterse
çağıracaktı ya, burada günlerce söyledik Yahu, niye idarenin
davetiyle? Sivil toplum örgütleri gelsin ve doğrudan gözlemci olarak
Kapadokya Alan Başkanlığının toplantılarına
katılsın. diye, kabul etmediniz ya idarenin davetiyle ifadesinin
Anayasaya aykırılığına
Devam edeyim: İdareye
aktarılacak gelirlerden belirtilen pay oranının 2 katına
kadar çıkartılmasının Cumhurbaşkanınca uygun
görülmesi durumundaya, Cumhurbaşkanınca uygun görülmesi durumuna
Yani doğrudan o gelirin 2 katına kadar
çıkarılmasını teminen gibi, 5 maddede, kelimelere
Burada önergemiz var ya Sayın
Başkanım, diyoruz ki: Yahu, niye valiye bu yetkiyi veriyorsun,
mimarlar odası doğrudan gelsin, Kapadokyayla ilgili. O önergemizin
arkasında durup o ifadeye itiraz ediyoruz. Sayın hatip diyor ki:
Orada Destekleyeceğim. dediniz, burada Anayasa Mahkemesi
diyorsunuz. Bak, bak, bak. Faruk Sarıaslanı tutanaklar önünde
tebrik ediyor, kendisini de seçmen önünde küçük düşürmeye
çalışan bu kumpası Kapadokyayı seven, Türkiyeyi seven,
Nevşehiri seven herkese şikâyet ediyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
29.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biraz evvel CHP Grubu Başkan Vekilinin söylediği
sözü şöyle doğrultmak gerekir. İptal davası için
değil, iptali için değil, daha iyi olması için bir dava
açıldı. deyince biz Davanın ismi iptal davasıdır.
dedik, o kadar. Bir, davanın ismi iptal davasıdır.
İki, bu konuyla ilgili çelişkili açıklamalar
ortadadır. Aynı zamanda, sayın hatip biraz evvel Ömer Çelik
Beyin, parti sözcümüzün açıklamalarına ithafen bazı
hususları dile getirdi, metin önümde, söylediği cümleleri metinden
aynen okuyorum: Bizim açımızdan yok hükmündeki mesajı grup
konuşmasında söz konusu ederek siyasi sabotajı
gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Eğer gerçekten
samimiyse CHP Genel Başkanı, terör örgütünün yanında olan
partiye yönelik bir eleştiri getirmelidir. Türkiyenin haklı tezi
dünya tarafından kabul edilmiş ancak CHP bu olgunluğu
gösterememiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Kendisi 7 tane soru sormuş. Onun şimdiye kadar
bu makama karşı hürmetkâr tutum içerisinde
olmadığını biliyoruz. Mektubun sızdırılması
tüm bu diplomatik başarı süreçlerini sabote etmek için
kullanılmak istendi.
Kılıçdaroğlu, aynı grup
konuşmasında, FETÖ ve PKK tarafından bir yalan olarak ortaya
koyulan Türkiye Cumhuriyetinin teröristlere yardım ettiği
şeklindeki propagandayı dillendiriyor. Bunu, Mehmetçik
sınır ötesinde konuşlanmışken yapıyor. Zamanlama
da manidardır. Türkiyenin yaptığı şey, Orta Doğu
halklarını terörün pençesinden kurtarmaktır. Terör örgütlerini
meşrulaştıran sözler söyleyenler, eğer siyasi namustan
bahsediyorsa önce kendi sözleri konusunda öz eleştiri vermelidir.
Yaptığı konuşmalarda namustan bahsedip duran
Kılıçdaroğlu, seçim döneminde verdiği Hiçbir işçi
çıkarılmayacak, namus sözü veriyorum. sözlerini unuttu mu? diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Dolayısıyla, değerlendirme bu minval
üzeredir, bunu başka noktaya çekmek doğru değildir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
30.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şaşkınlık
içinde bir acziyeti izliyoruz.
Dediler ki: Kapadokya
Başkanlığıyla ilgili iptal başvurusu
yaptınız. Dedik ki: Yok, bir iki itirazımız var, iyileştirmek
için başvuru yaptık. Çıktı mesele ortaya, ondan sonra
diyor ki: Ben dedim ki: Dilekçenin adı iptal dilekçesi
falan.
Sonra, Ömer Çelikin açıklamalarını
okuyor bana. Ben şunu söylüyorum: Ömer Çelik dedi ki: Efendim,
sınır ötesi operasyon varken keşke bizi eleştirmeseydiniz.
Şunu söylüyoruz: Birliktelik, beraberlik diyorsunuz ya, bugün, Rabia Naz
Komisyonu kuruldu -dün dedim- Başkan, Başkan
Yardımcısı, Yazman, Kâtip üye, bunların tamamını
AK PARTİye aldınız; böyle bir işte bile bu Meclisle
ortaklaşamıyorsunuz, sonra ana muhalefet partisine Bize muhalefet
etme, sınır ötesi operasyon var, bekle. diye
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) -
kendi eksikliklerinizi
Mehmetçike olan sevgimiz, saygımız, hürmetimiz üzerinden temize
çekmeye çalışıyorsunuz. Sizin Genel Başkanınız il
başkanları toplantısı yapıyor operasyon
başladıktan on saat sonra -esas onu iptal etmek lazım, iç siyasi
faaliyet en üst düzeyde- sonra da diyor ki: Bütün milletimi AK PARTİde
birleşmeye çağırıyorum. Ya, böyle bir iş olur mu? Bu
mu birliktelik? Bu mu beraberlik? Parti devleti, devlet partisi
Sen ama bu
konuda, Rabia Naz meselesinde söylediğim meseleyi bir cevapla
bakalım. Böyle, bir evladımızın hayatını
kaybetmesinde, bir acıda ortaklaşıyoruz, diyoruz ki: MHP,
İYİ PARTİ, CHP, AKP hep birlikte olalım, Komisyonun
yönetiminde. Onda bile makam mevki ya, 4ü de benim, 4ü de benim. Allah
gözünüzü doyursun ya! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
31.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, AK PARTİ Sözcüsü Ömer Çelikin haklı
açıklamalarının eleştirilmeye
çalışıldığına ve Manisa Milletvekili Özgür
Özelin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim.
Mesele sadece Rabia Naz konusuyla ilgili
çerçevelenseydi ona cevap verirdik ancak Rabia Naz üzerinden aslında Ömer
Çelik Beyin haklı açıklamaları eleştirilmeye
çalışılıyor.
Komisyonu hep beraber kurduk, bütün partilerin ortak
iradesiyle ve Komisyon özgür iradesiyle seçimini yaptı, herkes
görevlendirildi. Bu, ayrı bir meseledir, ayrı ayrı
tartışılabilir, talepler olabilir, değerlendirilebilir ama
onun üzerinden harekâta yönelik ve AK PARTİye yönelik oradan bir
çıkarsamada bulunduğunuz için bunu hatırlatıyorum.
Aynı zamanda, iptal davasıyla ilgili de,
bakınız, bir kanun çıkardık, kanunun uygulanması
kararnameyle olur, kararname, uygulanmasını gösterir, kanun,
çerçeveyi çizer, kararname de yürütülmesinin nasıl olacağının
detaylarını ortaya koyar. Hiçbir çelişkili durum yokken ve konu
geçmişken, geçmişe dönerek bir önceki oturumda elde edilen
konuları, sonuçlanan konuları tekrar açmak
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynı oturumdayız,
aynı oturumdayız.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Aynı oturum da, hayır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Aynı oturumdayız, oturum olarak aynı da
bahis geçmiş, başka bir konuya geçecekken tekrar geriye dönmek
anlamsız.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu kadar da olmaz ya!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Ben de dolayısıyla sizin çelişkilerinizi
ortaya koymak mecburiyetindeyim.
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Özgür Bey, toparlayalım
isterseniz.
32.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, olur
da bu kadar olmaz. Daha Birinci Oturumdayız, televizyonlarının
başındaki herkes görüyor, Birinci Oturum, bir.
İki, geriye dönen biz değiliz. Hatibiniz
diyor ki: İptali için gittiniz. Ben ne yapacağım?
Arayacağım grup danışmanımı, Bana iptal
dosyasının bir örneğini yolla. diyeceğim. Üç dakika içinde
yetişmemiş. Ee, gelince benim bunu açıklamaktan doğal bir
hakkım olur mu? Bakıyoruz, aynen bizi doğruluyor, Faruk
Sarıaslanı doğruluyor. Bunu söyleyince Efendim İptale
başvurdunuz. dedik ama adını söyledik
deyip sonra
bambaşka bir yerden bambaşka bir şey söyleyip haklılık
çıkarmaya çalışıyor. Bakın, bir işi ya
çalışın, gelin dört dörtlük, enine boyuna hâkim olun, savunun
alnınızın akıyla, beceremiyorsanız bu
yetersizliğinizi başka bir şey üzerinden örtmeye
çalışmayın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Değerli Başkanım, son olarak
BAŞKAN Bir cevap hakkı doğurmadan
lütfen.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Son olarak, bilgi olması bakımından
söyleyeceğim.
BAŞKAN Buyurun.
33.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Manisa Milletvekili Özgür Özelin
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Ben bir konuşma da yapmadım, sadece,
konuşma yapılırken adı iptal davası diye kendisine,
hiçbir kimsenin duymayacağı şekilde bir söz söyledim, belki
tutanaklara bile geçmemiştir. Yani buradan bu konuşmaya
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Adı iptal davası
demedin.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Evet Adı iptal davası dedim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dava iptal için
açılır. dedin.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) İptal davası, davanın adı iptal
davası. Arkadaşımız, konuşmacı milletvekilimiz
de diyor ki: İptal davası açtınız. bu kadar. Yani
kimsenin duymadığı bir sözden kendisine bu kadar konuşma
yapmaya mehaz, kaynaklık teşkil edecek o kadar, bir dolu söz
söylüyorsunuz; biz kendimizin haklı gerekçelerini, ne söylediğimizi
açıklayalım diye söz alırken de bu noktayı çarpıtma
olarak nitelendiriyorsunuz. Bu yaklaşımın bizatihi kendisi
çarpıtma. Değerli arkadaşlar, ben de bu tespiti yapıyorum.
Teşekkür ediyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
34.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, iddianın
delillendirilmesi ya da mahcup olunduğunda susulması gerektiğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Vicdanı olan herkes kendi
düşünsün, aynı seçim bölgesinden bir milletvekili
çıkmış, Faruk Sarıaslan karşısında, diyor
ki: Önce Kapadokyayı destekleyeceğiz. dersiniz, sonra kanunun
iptali için Anayasa Mahkemesine gidersiniz. Bu, siyasi
riyakârlıktır. Bu lafa karşı bizim Biz kanunu iptale
gitmedik, daha iyileştirmek için gittik. dememizden
Ve siz Öyle bir
dava yok, iyileştirme davası yok, iptalini istiyorsunuz.
dediğinizde, bu kanıt kapı gibi ortaya
çıktığında bunu söyleyelim mi, oturup susalım mı?
Ya iddianızı gerçekten delillendireceksiniz ya da böyle mahcup
olduğunuzda bütün mahcuplar gibi susacaksınız.
Teşekkür ediyorum.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Herhangi bir mahcubiyetimiz söz konusu değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Daha ne olacak, daha ne
olacak!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Hiçbir mahcubiyetimiz söz konusu değil.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Daha ne olacak!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bir mahcubiyet söz konusu değil.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, ben
Nevşehirden yanayım. Nevşehirle ilgili güzel şeyler olur
diye düşünüyorum. Nevşehir bizim için anlamlı, değerli bir
yer. Nevşehire saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, orman yolları ve
yangın emniyet yollarının durumunun incelenerek bu konuda
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/583) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Ekim 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN İYİ PARTİ Grubu
adına Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisliye söz
veriyorum.
Buyurun Sayın Cinisli. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET
NACİ CİNİSLİ (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; üç dakikaya sığmayacak çok önemli bir
konuyla ilgili yüce Meclisimize açıklamalarda bulunmaya çalışacağım.
Her şeyden önce, ormanların idaresinin
yanlış bir bakanlık organizasyonu içinde olduğunu söylemem
gerekiyor. Masabaşı kararlarıyla idare edilmeye
çalışılan Tarım ve Orman Bakanlığının
ormanlarımıza yaklaşımına en baştan bakmak
lazım.
Sayın Genel Başkanımız Meral
Akşener Hanımefendi ve İYİ PARTİ milletvekillerimizle
Kaz Dağlarının durumunu gidip yerinde inceledik, faciayı
yerinde gördük.
Esas soru, ormanlarımızı korumak
istiyor muyuz? Son dönemde yüzlerce hektar orman arazimiz yok olmuş,
canlılarımız zarar görmüştür. Yalnızca bu yıl
Ocak-Ağustos döneminde 1.345 orman yangını
çıkmış, bu yangınlarda 2.987 hektarlık orman
alanı küle dönmüştür.
Yangınları söndürebilmenin birinci çaresi
Türk Hava Kurumu uçaklarını uçurma iradesini gösterebilmek. Türk Hava
Kurumunun envanterinde bulunduğunu ilan ettiği Avrupanın en
büyük özel uçak yangın hava söndürme filosu uçakları, Dalaman, Göcek
ve İzmirde yerleşim yerlerini tehdit edecek kadar büyüyen orman
yangınlarında kullanılmadı.
Doğal kaynaklar içinde en önemlilerinden biri
olan ve ulusal ekonomideki değerleri gün geçtikçe artan ormanların
geliştirilmesi ve korunması kaçınılmaz bir zorunluluk
hâline geldi.
Değerli milletvekilleri,
ormanlarımızın sahiplerinin orman köylüleri olduğunu idrak
etmeliyiz. Ormanlarımıza âdeta ebeveynlik yapan orman köylülerimizi
hırsız gibi görmemeliyiz. Sadece orman muhafaza memurlarıyla
ormanlar korunamaz. Herhangi bir orman yangınında ihbarı yapan
orman köylülerimiz oluyor. Orman yangınlarında ilk ihbarı
yapanın ve orman yangınlarının söndürülmesi için
canhıraş çalışanların da onlar olduklarını
unutmayalım lütfen.
Bu vesileyle, ormanların korunması için
düzenlemeler yapılırken doğal yaşamın ve
canlıların da dikkate alınmasının şart
olduğunu belirtmek isterim. Bu bağlamda, ormanın olmazsa
olmazı keçiyi yasaklamak ormanların sağlığı
açısından son derece yanlış bir masabaşı
uygulaması. Yeni orman sahalarına üst sürgünlere erişemeyecek
duruma gelene kadar keçilerin girmemesi tabii ki sağlanmalı ancak
eski ormanlarda keçilerin yasaklanması yarar değil; aksine, zarar
veriyor. Keçi ormana faydalıdır, tırnaklarıyla
toprağı kazır, işler, gübreler ve tohumları gömer.
Ayrıca, alt filizleri yiyerek, fidanları seyrelterek
ağaçların büyümesini sağlar.
Bir ormanın yetişmesinin neredeyse bir
insan ömrü kadar olduğunu dikkatlerinize sunarak Genel Kurulumuzu
saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Buyurun Sayın Aycan.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
35.- Kahramanmaraş Milletvekili Sefer Aycanın,
Kahramanmaraş ilinin şehir merkezindeki trafik
akışını düzenleyebilmek için alt geçitli
kavşakların bitirilmesi ve park sorununun giderilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
SEFER AYCAN (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, Kahramanmaraş şehir merkezinde alt geçitli kavşak
inşaatları bir türlü bitmemektedir. Bu da şehrin içinde
trafiğin akışını etkilemekte,
sıkışıklığa ve sıkıntıya sebep
olmaktadır. Bir an önce kavşakların bitirilmesini bekliyoruz.
Kahramanmaraşta kavşaklar
dışında da genel olarak şehir içi ulaşımda
sıkıntı yaşanmaktadır. Bir türlü bu
sıkıntılar giderilememektedir. Şehir merkezi, Trabzon
Caddesi harcanan milyonlarca paraya rağmen rahatlamamış;
tersine, eski hâlini aratır hâle gelmiştir. Şimdi yeni projeden
söz edilmektedir. Korkarım ki düşünülen proje yine çözüm olmayacak,
yapılacak harcamalar boşa gidecektir. Şehir merkezinde park
sorunu çözülmeden trafiğin akışını düzenlemek mümkün
görünmemektedir.
Teşekkür ederim.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- CHP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan, orman yolları ve
yangın emniyet yollarının durumunun incelenerek bu konuda
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilmiş
olan (10/583) esas numaralı Meclis Araştırması Önergesinin
ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 24 Ekim 2019 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
adına Antalya Milletvekili Sayın İbrahim Aydın.
Buyurun Sayın Aydın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AYDIN
(Antalya) Sayın Başkanım, kıymetli milletvekilleri, aziz
milletimiz; öncelikle sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Başkanımız bir orman mühendisi,
Meclisimizde 3 orman mühendisi var. Onun Başkanlığında
orman yangınları ve orman yollarıyla ilgili konuşma
yapmaktan onur duyduğumu belirterek konuşmama başlıyorum.
Orman yangınlarının önlenmesi ve
yangınlarla mücadelede yangın emniyet yol ve şeritleri öteden
beri önem arz etmektedir. CHP Grubunun vermiş olduğu
araştırma komisyonu kurulması önerisi üzerinde, otuz yıl
orman mühendisliği yapmış ve Antalya, Muğla, İzmir
gibi orman yangınlarında birinci derece hassas olan bölgelerde görev
yapmış orman mühendisi olarak grubum bu konuşmayı bana
verdi.
Evet, ülkemiz her konuda geliştiği gibi
özellikle de orman teşkilatı, Orman Genel Müdürlüğü son
yıllarda büyük gelişmeler yaptı, kendini çok geliştirdi.
Özellikle orman yangınları konusunda
Daha önce mükellefler
tırmıkla, tahrayla yangına giderken şimdi ise güçlü bir
orman teşkilatı kuruldu orman yangınlarıyla ilgili ve
eskiden kırk beş dakikada yangınlara ulaşılırken
bu, şimdi, son yıllarda on iki dakikaya düştü.
Evet, orman yollarının planlaması
1960lı yıllarda yapıldı. O zaman 300 bin kilometre yola
ihtiyaç var. denildi, onun büyük bölümü, 275 bin kilometresi
yapıldı. Ama ormancılık faaliyetleri yapılırken,
yangında birinci derece hassas olan bölgelerde buna dayalı olarak 25
bin kilometre yangın emniyet şeritleri yapıldı. Tüm bu orman
yangınlarında hassas olan bölgelerde özellikle orman
yangınlarına dayanıklı bir şekilde orman kurma
peşindeyiz, tüm çalışmalarımız ona bağlı.
Yine stratejimiz, yangınları önleme ve
eğitim çalışmaları; ikincisi, erken ve etkin müdahale;
üçüncüsü, yanan alanların rehabilitasyonu.
Şimdi, biz gerçekten erken ve etkin müdahale
yapabiliyoruz çünkü bizim ilk müdahale ekip sayımız; 1.173 noktada
281 adet su tankeri, 1.076 adet arazöz, 586 adet ilk müdahale aracı, 182
adet dozer, 25 adet hava araçlarımız ile kuleden anında görüp
yani otuz saniye içerisinde görüp, harekete geçip on iki dakikada erken ve
etkin müdahale yapabiliyoruz.
En çok konuşulan konu, son yıllarda yanan
alanların rehabilitasyonu konusu. Bölge müdürlüğüm
sırasında da hep bunlar konuşuldu. Yanan alanlar
ağaçlandırılmıyor, imara açılıyor, otel
yapılıyor
Hiç böyle bir şey yok. Ben 3 bölge
müdürlüğünde, yangına hassas olan bölgelerde çalıştım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili, buyurun.
İBRAHİM AYDIN (Devamla) - Şu ana
kadar, yanmış
Son yıllarda orman yangınları
konusunda ülkemiz çok başarılı bir şekilde... Son on
yıllık ortalamaya baktığımız zaman, Türkiyede
6.665 hektarken bu rakam Yunanistanda 25 bin hektar, Portekizde 90 bin
hektar, İspanyada 11 bin hektarı bulmuştur. Ben, bu mücadeleyi
yapan Orman Genel Müdürlüğü personelini, özellikle orman köylüsünü ve
orman yangın personelinden, kuledeki işçisinden dozercisine kadar,
mühendisinden işçisine hepsini tebrik ediyorum. Şu ana kadar 117
şehit verdik, şehitlerimize de Allah rahmet eylesin diyorum, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.59
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.16
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU
(Bursa), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
10uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince, gündemin Kanun
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1nci sırada yer alan, Konya Milletvekili Ziya
Altunyaldız ile 85 Milletvekilinin Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Teklifleri
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde, İç Tüzükün 91inci
maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 104 sıra sayılı
Kanun Teklifinin birinci bölümünde yer alan 7nci maddenin önerge
işlemlerinde kalınmıştı.
7nci madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık derecelerine göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 104 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 7nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
MADDE 7
1. Gümrük mevzuatı uyarınca, gümrük
vergilerinin veya diğer amme alacaklarının ödenmesini
sağlamak üzere bir teminat verilmesi gereken hallerde, bu teminat söz
konusu vergiler ve diğer amme alacakları tutarı kadar yükümlü
veya yükümlü olması muhtemel kişi tarafından verilir.
Ümit
Yılmaz Esin
Kara Olcay
Kılavuz
Düzce Konya Mersin
Mustafa
Kalaycı Ali
Muhittin Taşdoğan
Konya Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ÜMİT YILMAZ (Düzce) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
104 sıra sayılı Kanun Teklifinin
7nci maddesinde değişiklik yapılması için söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, Barış
Pınarı Harekâtında şehit olan Mehmetçiklerimize ve Suriye
Millî Ordusu mensubu kardeşlerimize Allahtan rahmet, gazilerimize acil
şifalar, görev başındakilere de başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Düzce ili, bulunduğu
bölgede 4 tane aktif organize sanayi bölgesi, 1 tane kurulmuş ama
faaliyete geçmemiş organize sanayi bölgesi ve orman ürünleri entegre
kooperatif sitesi itibarıyla sanayi üretiminin oldukça fazla olduğu
bir şehrimizdir. Bu organize sanayi bölgelerinde toplamda 200e yakın
firma faaliyet göstermekte, 10 binin üzerinde işçi
çalışmaktadır. Eylül 2019 itibarıyla Düzcenin ihracat
rakamı 165 milyon dolardır ve bu rakam aslında firmaların
muhasebelerinin başka vergi dairelerinde tutulması nedeniyle gerçek
rakamın dörtte 1i kadardır. Düzce, önümüzdeki yıllarda organize
sanayi bölgelerinin tam olarak dolması ve yarım organize sanayi
bölgelerinin yüzde 100 faaliyete geçmesiyle gerek firma sayısında
gerek istihdam sayısında gerekse de ihracat rakamlarında bu açıkladığımız
değerlerin birkaç katına çıkması muhtemel olan önemli bir
sanayi bölgesi ve sanayi şehri olacak kapasitededir.
Organize sanayi bölgelerinin yanı sıra,
Düzce, önemli bir tarım ihraç ürünü olan fındık üretim ve
işleme merkezi olarak da göze batmaktadır. 2018 yılında
Düzceden ihraç edilen fındık miktarı 13.797 tondur.
Fındığın yanı sıra, 5.580 ton diğer
tarım ürünü Düzceden Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmiştir.
2019 yılının ilk sekiz ayında ise 5.273 ton
fındık Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmiştir. 2019
yılında fındık ve mamullerinden elde edilen ihracat geliri
2 milyon 100 bin dolar civarındadır. Aslında bu rakamlar gerçek
rakamların oldukça altındadır. Zira, Düzce, yaklaşık
60 bin ton fındık üretilen, bunun da yaklaşık 30 bin tonunun
iç fındık olarak işlendiği bir merkezdir.
Bütün bu üretim ve ihraç rakamlarına göre,
Düzcede maalesef gümrük müdürlüğü yoktur. Gümrük müdürlüğünün
olmaması gerçek ihracat rakamlarının kâğıt üzerine
yansımasını engellemekte, bu da Düzce ve Düzce gibi gümrük
müdürlüğü olmayan illerin rakamlarının düşük görünmesine
sebep olmaktadır. Düzcenin yarısı kadar ihracat rakamı
olan bir komşu ilimizde bile gümrük müdürlüğü varken Düzce ilimizde
müdürlüğün olmamasının izah edilebilir bir tarafı yoktur.
Bu yüzden bir an önce Düzceye gümrük müdürlüğünün kurulması, Düzceli
sanayici ve fındık ihracatçılarının haklı
talebidir. Ayrıca, Düzce ve Düzce gibi illerimizde gümrük müdürlüklerinin
olmaması, şehrin elde etmesi gereken gümrük vergilerinden alması
gereken payı da almamasına sebep olmaktadır. Önemli bir gelir
kalemi olan gümrük vergisi kaybı şehrin gelirini düşürmekte ve
şehre yapılacak yatırımların önünü kesmektedir.
Düzce ve Düzce ölçeğindeki illerin diğer
bir önemli sorunu da şirket merkezleri başka illerde olan
firmaların muhasebe kayıtlarının merkezdeki illerde
tutulması ve vergilerin de şirket merkezi olan illere
yatırılmasıdır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 14üncü maddesinin (4)üncü fıkrasındaki ayrı
beyanname verilmemesi hükmü bu türden illeri vergi gelirinden mahrum
bırakmaktadır. Düşünün ki Düzcede 10 bin metrekarelik
fabrikasında 200e yakın çalışanı olan firmanın,
merkezi İstanbul olan ofisinde 5-6 çalışanı olmasına
rağmen bütün vergileri İstanbulun hanesine yazılmaktadır.
Bu durumda fabrikanın olduğu il, katma değer vergisi, kurumlar
vergisi gibi gelirlerin yanı sıra işçilerin yatan
stopajından bile yararlanamamaktadır. 5520 sayılı Kanunda
yapılacak olan bir değişiklik veya düzenlemeyle,
firmaların, asıl üretimini yaptığı yer dikkate
alınarak bulunduğu ildeki vergi dairesine vergi ödemelerini
yapmaları şeklinde düzenlenmesi sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekilim.
ÜMİT YILMAZ (Devamla) Bu şekilde
yapılacak bir düzenlemeyle, firmaların vergilerini üretim
yaptığı şehrin vergi dairesine yatırmaları
bölgemiz ve şehrimiz açısından büyük bir katma değer
vergisi yaratacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
36.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Adalet ve
Kalkınma Partisinin kanun tekliflerini temel kanun olarak görüşerek
Meclisteki müzakerelerin önünü kesen bir yasama yöntemini benimsediğine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Düzcenin Değerli Milletvekilini dinledik. Burada önemli bir noktaya temas
etmek gerekiyor. Biz burada bir kanun teklifi görüşüyoruz, kanun teklifini
normalde İç Tüzükün 81inci maddesine göre görüşmemiz lazım.
Ama istisna olarak tanımlanan temel kanun maddesi Bin maddelik Vergi Usul
Kanununu görüşüyorsan bunu 30-30 böl, 30 maddeymiş gibi görüş.
diye bir imkân tanıyor. Bu, istisna; beş yılda 2 kere, 3 kere
başvurulacak bir yol. Adalet ve Kalkınma Partisi bunu 22nci Dönemde
10 kez kullandı, 23te 100 kez kullandı, şimdi istisnayı
temel hâline getirdi ve ne sonuç doğuyor? Değerli milletvekili Gümrük
Kanununda konuşmak ve Düzceye gümrük müdürlüğünün
kurulmasını talep etmek istiyor son derece haklı olarak. Bunu
nerede konuşacak? Bu maddede konuşacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Konuşabilir mi? Temel
kanun olduğu için konuşamaz. Ne yapması lazım Grup
Başkan Vekilinin? Biz de aynı şeyi yapıyoruz. Maddedeki
ve kelimesini veya ile değiştirmişler. Mecbur yapacaklar,
biz de yapıyoruz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
yaptığında hiçbir anormallik yok. Konuşma icat ediyor
beş dakika veyi veya yapıp çıkıyor, meramını
anlatmaya çalışıyor milletvekili olarak. Oysa İç Tüzük 81e
göre nasıl yapmamız lazımdı? Bu madde geldiğinde her
partinin söz hakkı var, temel kanunda yok. Her parti bu maddede
konuşacak olsa önergeyle söz icat etmeye çalışmayız ne biz
ne İYİ PARTİ ne MHP ne HDP. Burada yasamayı
kalitesizleştiren ve istisna olarak tanımlanan bir durumu kaideye
çevirme durumu var. Bunu tutanağa geçirmek ve bunun
sağlıksız yasama yaptığını göstermek
Çünkü
yirmi yıl sonra birisi tutanağa bakınca der ki: Ya, Düzce milletvekiline
bak, veyi veya yapalım diye konuşma yapmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oysa hepimizin
başında bu. Bizi tutanaklar önünde otuz sene sonra mahcup edecek
işler yapıyoruz. Bizim de önergelerimizin yarısı bu
şekilde. Sorumlusu, Adalet ve Kalkınma Partisinin İç Tüzük 81
yerine temel kanun yapıp Meclisteki müzakerelerin önünü kesen bir yasama
yöntemini benimsemesidir.
Tarihe not düşmek için ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Tutanaklara geçmesi için ifade edeyim ki: İç
Tüzükün amir hükümleri çerçevesinde hangi usuller belirlenmişse o
usullere uyulmaktadır.
Teşekkür ederim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tutanağa geçsin.
Bu ifade külliyen yalandır.
Teşekkür ederim.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bu ifade külliyen yalandır, evet.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Sayın
Başkan
BAŞKAN Halil Bey, sizin bir mazeretiniz var.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürkün,
Fransız Le Point dergisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğana yönelik ithamlarına ilişkin açıklaması
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) Sayın
Başkan, Fransız Le Point dergisi bu haftaki sayısının
kapağına Sayın Cumhurbaşkanımızın resmini
koyarak kendisini etnik temizlik yapmakla itham etmiş ve Avrupanın
buna izin vermemesini yazmıştır.
Her seferinde teröre destek veren Fransız
politikası, aklınca Kürt kardeşlerimizin haklarını
savunduğunu iddia etmektedir. Suriyeyi işgal ettiği dönemde
Türkiyeden Suriyeye kaçan teröristleri himayesine alarak onları bize
karşı örgütleyen Fransa değil midir? 1927, Kürt ve Ermeni
teröristlere ülkemize karşı Hoybun terör örgütünü kurduran yine
Fransa değil midir? Tarihinde Orta Afrikada gerçekleştirdiği
etnik temizlikle anılan ve bilinen Fransa, Barış Pınarı
Harekâtıyla Suriyedeki eski ortakları bozguna uğrayınca
saldırganlaşıyor ve seviyesizleşiyor. Avrupa, bu
şovenist kafadan ve anlayıştan
sıyrılamadığı sürece içten içe kendini kemirmeye
mahkûm olacaktır. Türkiye dosta güven, düşmana korku vermeye devam
edecektir.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7nci
maddesinin aşağıdaki şekilde aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
MADDE 7-4458 sayılı Kanunun 202 nci
maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
yeniden düzenlenmiştir.
1. Gümrük mevzuatı uyarınca, gümrük
vergilerinin ve diğer amme alacaklarının ödenmesini
sağlamak üzere bir teminat verilmesi gereken hallerde, bu teminat söz
konusu vergiler ve diğer amme alacakları tutarı kadar yükümlü
veya yükümlü olması muhtemel kişi tarafından verilir.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Feridun
Bahşi Bedri
Yaşar
Adana
Antalya
Samsun
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Yasin
Öztürk
İzmir
Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yeterli
çoğunluğumuz olmadığından katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Denizli Milletvekili Yasin Öztürk.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi üzerine
İYİ PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir önceki konuşmamda da dile getirdiğim
üzere gümrük eşittir, dış ticaret. Dünya ticaretinde var olmak
istiyorsak öncelikle bürokrasiyi azaltmak ve mevzuatı bu doğrultuda
düzenlemek zorundayız. Dünya ticaretinde gözlemlenen serbestleşme
eğilimi ülkelerin eski korumacılık modelinden yavaş
yavaş vazgeçmelerine sebep olmaktadır. Günümüzde dünya ticaretinde
dikkati çeken en belirgin özellik ülkelerin tarife ve tarife
dışı dış ticaret politikalarından vazgeçmeleri
veya yumuşama eğilimi içine girmeleridir. Bu nedenledir ki
dış tacirlerin tercihi makul vergiler ve asgari bürokrasidir. Ancak
ülkemizin bürokrasisi ve vergi oranlarının yüksekliği dünya
ticaret endekslerine bakan bir dış yatırımcıyı
anında vazgeçirebilecek bir görüntü sergilemektedir.
Bakınız, ülkemiz, sınır ötesi
dünya ticaretinde 71inci sırada yer almaktadır. Sıralama
yaparken bazı kriterler belirliyorlar. Ne var bu hesaplamaların
içinde? Önce ihracat verilerine bakalım. Gümrükleme süresi OECD
ülkelerinde 12,7 saat, ülkemizde ise 16 saat; gümrükleme maliyeti OECD
ülkelerinde ortalama 150 dolar, ülkemizde ise 376 dolar; belge hazırlama
maliyeti OECD ülkelerinde 35 dolar, ülkemizde ise 87 dolar. Konuyu rakamlara
boğmak istemiyorum. Özetle, ülkemizde ithalatta da ürküten bir tablo söz
konusu. Türkiye, yabancı bir yatırımcı için hem zaman hem
de para açısından maliyetli bir ülke.
Her ülke tacirini korumak zorundadır ancak bu
da bir tercihtir. İsterseniz ekonominizi ithalata dayalı bir sistem
üzerine oturtursunuz, isterseniz kendi ürününüzü ve üreticinizi
kalkındırmaya yönelik ihracatı ön plana
çıkarırsınız ya da ara mal ithal edip
ihracatınızı yüksek gösterirsiniz ama dış ticaretteki
hedef ne olursa olsun, önce bürokrasiyi azaltıp maliyetleri en aza
indirmelisiniz. Bunun ilk adımı nedir? Bunun için Romayı tekrar
keşfetmeye gerek yok, dünyadaki gelişmiş sistemler örnek
alınabilir. İhracat ve ithalatta elektronik beyan sistemine geçmek,
otomasyonu sağlamak ve mevzuatı sadeleştirmek. Bu neden
yapılmalıdır? İhracat beyannamesindeki verilerin
taşımacı tarafından yeniden manuel ortamda girişinin
yapılması mükerrer veri girişine, mükerrer kontrole, zaman
kaybına ve ilave maliyete sebep olmaktadır. Öte yandan, hatalı veri
girişlerinde taşımacı firmalar gümrük cezalarıyla
karşı karşıya kalmaktadır. İhracat beyannamesinin
onay aşamasındaki kullanımı için otomatik kod
oluşturulması ve bu kod üzerinden ihracat beyanname verilerinin
otomatik transferine imkân sağlanması hem bu hataları önler hem
de sistemin işlerliğini kolaylaştırır. Ayrıca,
sınır kapılarındaki bekleme sürelerinin uzunluğu ve
yarattığı sorunlara da bir an evvel düzenleme getirilmesi
gerekmektedir. Gümrük sürecinin basitleştirilmesi, bürokrasinin
azaltılması, kurumlar arası mesai uygulama ve
farklılıklarının giderilmesi de başlı
başına zamanı verimli kullanmak için alınabilecek
tedbirlerdendir. Tır işlemleri için gümrüklü sahaların genişletilmesi,
peron sayılarının artırılması, akaryakıt
satış istasyonlarının saha dışındaki
tır parkı alanlarına kaydırılması, giriş
çıkış yapacak ticari araçların önceden tasnif edilerek
ayrı koridorlar üzerinde gümrük işlemlerinin tamamlanması da
sağlanabilmelidir.
Değerli milletvekilleri, Ticaret
Bakanlığı haziran ayında ihracat ve ithalat
rakamlarını açıkladı. Rakamlar müthiş.
İhracatımız, mayıs ayında bir önceki yılın
aynı ayına göre 11,46 oranında artarak 16 milyar 813 milyon
dolara yükselmiş; 2019un beşinci ayında ihracatımız
yine yüzde 5,7 artışla 76,6 milyar dolara ulaşmıştır.
Yapılan açıklamanın altı çizili en dikkat çekici
kısmı ise bu rakamın aynı zamanda cumhuriyet tarihimizin en
yüksek ilk beş aylık ihracat rakamı olmasıymış.
Yine, aynı dönemde ithalatımız yüzde
19,85 azalarak 18 milyar 588 milyon dolara gerilemiş. Hâl böyleyse ülkemiz
açısından sevindirici bir durum var. Ancak hepinizin malumu, bütün
sektörlerin ortak gideri elektriğe, doğal gaza ve iğneden
ipliğe her şeye yapılan zamlar ortadayken, firmalar, esnaflar
kapısına kilit vururken, banka kredilerinde geri dönüşümün
gerçekleşmediği malumken enflasyon yüzde 9 olarak
açıklanınca Hükûmetin açıkladığı her resmî rakam
da şüphe uyandırıyor. İstatistik rakamlarla oynama
sanatıdır, doğru ama istatistiklerle halkı yanıltmak
ne kadar doğru. İhracat rakamlarının içine ara ürün ithal
edip işleyerek ihraç ediyorsanız bunu İhracatta rekor
kırdık. diye açıklayamazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - İhracatta gerçek
rekor ancak Türk üreticisinin kendi malı, kendi emeğiyle
ürettiği bir ürünü dışarıya pazarlayabiliyorsanız
işte o zaman kırılır.
Değerli milletvekilleri, kontrolsüz
dış ticaret olmaz. Ama kontrolü işini düzgün yapan
firmaların ticaretine zarar verecek şekilde
yoğunlaştırırken kaçakçılara da göz yummamak gerekir.
Tekel ürünlerine yapılan zamlar terör örgütlerinin en büyük finansman
kaynağı sigara kaçakçılığını teşvik
edecek düzeyde. Güneydoğuda sınır kapıları güvenli
değil, hallaç pamuğu gibi. Gemilerde Türk Bayrağı yok,
uluslararası sulara çıkıldığı anda başka
ülkelerin bandırası takılıyor, hatta öyle ki Turizm
Bakanının tur şirketinin gemilerinde de usul aynı.
Bu nedenledir ki yapmamız gereken, ticaretimizi
millîleştirmek, bayrağımızı tüm dünyada dalgalanabilir
kılabilmek diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7nci
maddesinde geçen veya ifadesinin ya da şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Bülbül Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın
Aydın Adana
Balıkesir
Tahsin
Tarhan Tacettin
Bayır Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
Kocaeli İzmir Manisa
Turan
Aydoğan Hüseyin
Yıldız Aydın
Özer
İstanbul Aydın Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yeterli
çoğunluğumuz olmadığından katılamıyoruz.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; 15 Temmuz FETÖ darbe
teşebbüsünden sonra 20 Temmuz 2016da OHAL ilan edildi. OHALle birlikte
37 kanun hükmünde kararname yayımlandı. Bu kararnamelerin
numaraları 668den başlıyor 701e kadar ve en önemlisi 27 Temmuz
2016 tarihli 667 sayılı KHKde kurumların kararlarıyla kamu
görevlileri ihracı yapıldı ve kurumlar dışında da
terör örgütlerine mensubiyet ve devletin millî güvenliğine
karşı faaliyet gibi nedenlerle, genel ifadelerle mensubiyet ve
devletin millî güvenliğine karşı faaliyetleri gibi
açıklamalarla, ilgili ve ilişkisi olmayanların birçok kurumdan
amirleri tarafından ihraçları yapıldı.
Bu KHKlerin en büyük özelliği, olağanüstü
hâl süresince uygulanmak üzere, olağanüstü hâlin gerekli
kıldığı konularda düzenlemeler yapılması
gerekiyordu ama bildiğiniz gibi, TOKİden tutun kış
lastiklerine kadar birçok madde bu KHKlerin içine girdi. Tabii, bununla
birlikte Anayasadaki hak ve özgürlükleri ihlal eden, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesini, Birleşmiş Milletler sözleşmelerini
ihlal eden KHK düzenlemeleri ve uygulamaları yapıldı, birçok
aile mağdur oldu. Bu çerçevede anayasal hak ve özgürlüklerin özüne
dokunuldu, suçun şahsiliği ilkesi ihlal edildi, masumiyet ilkesi
ihlal edildi, yeterli inceleme yapmaksızın, keyfî, savunma hakkı
tanınmaksızın yapılan ihraçlarla ağır hak
ihlalleri oluşturuldu, kişilerin Anayasadan kaynaklanan lekelenmeme
hakkı ihlal edilmiş oldu, yargıya erişim hakkı
engellendi. Yani sivil bir darbe yaşandı, KHKlerle iktidara muhalif
olan binlerce kişi işten atıldı, ekonomik yaşam
dışına itildi, eve kapatıldı, yurt
dışına çıkış yasağı konuldu,
pasaportları iptal edildi, olağanüstü hâl uygulamaları 2 milyon
kişiyi etkiledi, yaygın hak ihlalleri ve mağduriyetler yaşanmaya
başlandı.
OHAL KHKleriyle 125.678 kişi kamu görevinden
çıkarıldı, 131.922 tedbir işlemi uygulandı.
Olağanüstü hâl kapsamında yayımlanan KHKlerle 33.695
öğretmen ihraç edildi, 5.740 akademisyen ve 405 barış
akademisyeni ihraç edildi, en az 46 KHKli maruz kaldıkları
baskı, umutsuzluk ve zor yaşam şartları nedeniyle intihar
etti. OHAL mağduriyetlerine deva olarak da takdim edilen Olağanüstü
Hâl İşleri İnceleme Komisyonu etkin bir başvuru yolu
olmadı, aksine hak mağduriyeti yaşayan kişilerin
yargısal başvuru yollarını tıkama işlemi hâline
geldi.
29/8/2019 itibarıyla OHAL Komisyonuna 126.200
başvuru oldu, 6.700 kabul, 77.600 ret olmak üzere 84 bin karar verildi,
devam eden başvuru sayısı 40.900 rakamında kaldı.
Aileler mağdur kaldı, adalet sağlanamadı, adalet
çığlıkları duyulamadı.
Birkaç yaşam örneği vermek istiyorum
arkadaşlar. Burak Zekeriya Altınok, önceki gün
Doğbeyazıtta teröristlerin haince saldırısı sonucu
şehit edilen er. OHAL KHKsiyle, 701 sayılı KHKnin ek
listesinde polis olarak görev yaparken ihraç edilmişti. On altı ay
hapis yattı, beraat etti, çıktı ama mesleğine iade
edilmedi, bedelli parası bulunmadığı için askere gitti ve
şehit oldu, dün Kayseride şehit töreniyle son yolculuğuna
uğurlandı. Eşi Vildan Altınok diyor ki: Benim eşim
tertemizdi. Eşinin ve 2 çocuğunun çektiği acıyı
nasıl anlatabiliriz? Vicdanınız buna ne der? 5
yaşındaki oğlu Ahmet Erene, 3 yaşındaki oğlu
Gökdenize ne anlatabilirsiniz? Baban KHKliydi, beraat ettiği hâlde
görevine dönemediyi nasıl anlatacaksınız? Nasıl bir vicdan
bu? Sizin adaletiniz batsın. derlerse ne diyeceksiniz? Bu çocuğa ne
anlatacaksınız? Anlatılacak hiçbir şey yok arkadaşlar.
Bir örnek daha vermek istiyorum: Yine, 29 Ekim 2016
tarihli 675 sayılı KHKyle, Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası (SES) Malatya temsilcisi, eski Başkanı
Bülent Uçar ihraç edildi; ailesine bakmak için çay ocağında
çalışmaya başladı, işten çıkarıldı;
özel hastaneye girdi, baskı yapıldığı bahanesiyle
işten çıkarıldı ve o gün İŞKURa gitti ama
olumsuz yanıttan sonra kalp krizi geçirdi, öldü. Tam iki yıl önce
öldü ama 26 Eylül 2019da -yani bir ay önce- OHAL Komisyonu işe iade
kararı verdi. Ailesi perişan oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) Ailesi perişan oldu
ama kime ne? Dönemin Başbakanı Sayın Binali
Yıldırım demişti ya Kurunun yanında yaş da
yanar. Esas hukuk devletinde, adil yargılanma hakkının
bulunduğu yerde kurunun yanında yaş yanmaz. Hukuk devletinde
Yakacağınıza, yargılayın. der. Ne oldu? Aileler
perişan oldu. Görevlere iade etmediniz, aileler perişan oldu, aç ve
açıkta kaldılar.
Arkadaşlar, çözüm ne? Çözüm açık. OHAL
KHKleri ile TCK, TMK ve TMKda yapılan değişiklikler ele
alınmalı, anayasal hak ve özgürlüklere yönelik OHAL hak ve
ihlallerine son verilmeli. Bu çerçevede, 27nci Yasama Döneminin ilk kanunu
olan 7145 sayılı OHAL rejiminin devamı niteliğindeki Yasa
yeniden düzenlenmeli. Tüm OHAL KHKli mağduriyetler giderilmeli, yoksa
OHAL nedeniyle yaygın mağduriyetler giderilmeden yargı reformu
gerçekleştirilmez, adalet çığlıkları devam eder,
vicdanlar susar ama bir gün adaletsizliklerin hesabı sorulur.
Hepinize teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın Başkan, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
38.- Antalya Milletvekili Abdurrahman Başkanın,
ülkemiz ihracatı için önemli olan Antalya Limanı ve Serbest Ticaret
Bölgesinin büyütülebilmesi için destek beklediklerine ilişkin
açıklaması
ABDURRAHMAN BAŞKAN (Antalya) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Serbest ticaret bölgeleri ülkemiz ihracatı için
çok önemlidir. Türkiye'de serbest ticaret bölgesine imkân veren yasanın
1985 yılında çıkmasından bu yana Türkiyede 21 serbest
ticaret bölgesi kurulmuştur. Bunlardan 2ncisi olan Antalya Serbest
Ticaret Bölgesi 14 Kasım 1987 tarihinde faaliyetine
başlamıştır. Şu an 607.130 metrekarelik bir alanda
faaliyet gösteren Antalya Serbest Ticaret Bölgesi, Antalyamızın Konyaaltı
ilçesi sınırları içinde bulunmaktadır. Antalya Serbest
Ticaret Bölgesinin işletmesi Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde
36sı kamuya, geri kalan yüzde 64lük kısmı Antalya Serbest
Ticaret Bölgesi AŞye verilmiştir. Bu sene 9 Martta Ticaret
Bakanımız Sayın Ruhsar Pekcan Antalya Limanını ve
Serbest Ticaret Bölgesini ziyaret ederek çalışmaları inceledi
ve Antalya Limanının ve Serbest Ticaret Bölgesinin büyütülmesi için
toplantıya katıldı ve bilgi aldı. Bu konuda
Antalyamız için desteklerinizi beklemekteyiz.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN 8inci madde üzerinde 2 tane önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 8inci
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
MADDE 8- 4458 sayılı Kanunun 216 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 216- 1. Gümrük vergileri ile bunların
ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya
gecikme zammının geri verilmesinde, geri vermeye konu fazla
tahsilatın yükümlüden kaynaklanması durumunda geri verme başvurusunun
yapıldığı tarihten, diğer durumlarda ise tahsilat
tarihinden geri verme kararının tebliğ edildiği tarihe
kadar geçen süre için geri verilecek tutar üzerinden, aynı dönemde 6183
sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan
faiz ödenir.
2. Geri verme kararının tebliğ
edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde idarece söz konusu
kararın uygulanmaması halinde, ilgilinin talebi üzerine, tebliğ
tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için
6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında
hesaplanan faiz ödenir.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk Ayhan
Altıntaş İbrahim
Halil Oral
Denizli Ankara Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Çoğunluğumuz
olmadığından katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş.
Buyurun Sayın Altıntaş.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8inci
maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kanun teklifinin 8inci maddesi, gümrük idareleri
tarafından fazla tahsil edilen vergileri yükümlülere yani firmalara geri
vermeyi düzenlemektedir. Mevcut durumda idare geri verme işleminde sadece
vergi tutarını ödüyordu fakat aradan geçen süre için faiz ödemesi
yapmıyordu. Firmalar bu konuyu dava edince Anayasa Mahkemesi firmaların
haklı olduğuna hükmetti ve vergi tutarının faizinin de
verilmesi gerektiğine karar verdi. Teklifteki geri verme işlemi
yükümlünün hatası ise geri verme başvurusu tarihinden itibaren,
gümrük idaresinin hatası ise fazla verginin tahsil edildiği tarihten
itibaren 6183 sayılı Kanuna göre faiz uygulanır. ibaresiyle
firmalara geri verme işleminde faiz ödenmesi düzenlenmektedir.
Kısaca, devlet, fazla aldığı vergiyi geri öderken firmaya
faizini de ödeyecektir. Bu madde firmaların lehine Anayasa Mahkemesi kararına
göre düzenlenmiş olduğundan bu madde üzerinde bir
itirazımız bulunmamaktadır fakat teklif tamamen
destekleyeceğimiz bir teklif değil.
11inci ve 12nci maddede verilen cezalar iyi niyet
çerçevesinde yeniden değerlendirilmeli, hata yapmış fakat iyi niyetli
mükellefler cezalandırılmamalı, cezalandırılsa da bu
cezanın mümkün olduğu kadar düşük tutulması gerekmektedir.
Hatayı kısa süre içerisinde herhangi bir ikaz olmadan fark eden
mükelleflerin iyi niyeti görülmelidir. Bu iyi niyete karşı ceza
uygulanması mükellefleri içinde bulundukları hatayı gizleme
uğraşına itecektir, bundan kaçınmak gerekir. Devletin
görevi, doğruluğu ve dürüstlüğü desteklemek olmalıdır.
Aynı şekilde, 17nci maddede de
muğlaklıklar söz konusudur. Hükûmetin yaptığı birçok
kanunda muğlak ifadeler kullanılması daha sonra
sıkıntılar doğurmaktadır. Mevcut mevzuatta gümrük
müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcılarının
belgeleri gümrük yetkilileri tarafından alıkonulabiliyor. Bugün bu
alıkonmanın sınırı yokken bu maddeyle altı
aylık bir sınırlandırma konulmaktadır. Bu
sınırlandırmayı olumlu karşılıyoruz. Bu
maddede itiraz edeceğimiz nokta Gerek görülmesi hâlinde ibaresidir.
Muğlak bir ifade olan Gerek görülmesi hâlinde derken neyin
kastedildiği, hangi sınırların içerisinde olduğu belirtilmelidir.
Hangi gerekçeler belgenin alıkonulmasına neden olacaktır? Bunlar
belirtilmezse, bahsi geçen bu kavram yoruma son derece açıktır, zaman
zaman kötü niyetli kullanımlara sebep olacaktır. Bizim burada
amacımız, vatandaşlarımızın ve
firmalarımızın mağdur olmasını engellemek
olmalıdır ancak bu şekilde insanlar işlerinde ve gündelik
hayatlarında huzurlu yaşayabilir.
Hükûmetimizi bir an önce halkın ekonomik
gündemine davet ediyorum. Halkımız ekonomik
sıkıntılarla bu denli boğuşurken önceliği
işsizliğe, yoksulluğa, açlığa vermek gerekmez mi?
Hatırlarsınız, geçtiğimiz günlerde TÜİK, işsizlik
rakamlarını açıkladı. Resmî rakamlara göre işsizlik
oranı temmuz ayında geçen yılın aynı ayına göre
3,1 puan artarak yaklaşık yüzde 14 oldu. İşsiz
sayısı bu dönemde 1 milyon 65 bin kişi arttı ve 4 milyon
600 bini buldu. Genç işsizlik oranı resmî rakamlara göre yüzde 27nin
üzerine çıkmıştır, yani resmî rakamlara göre
yaklaşık 3 gençten 1i işsiz durumdadır. Bu gençliğe
biz nasıl umut olacağız? Son dönemde işsizliğin arttığını
gözlemlediğimiz ekonomik koşullarda yetkilendirilmiş gümrük
müşavirlerinin de işsizler ordusuna katılmasını
üzüntüyle izliyoruz.
Yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri, 2008
yılında yapılan düzenlemeyle, dış ticarette
kullanılan raporları hazırlama ve gümrük antrepolarını
denetleme yetkisi alarak şirketler kurmuş, yüzlerce kişiye
istihdam sağlamıştır ancak
Bakanlığımızın 3 Ocak 2019 tarihli Gümrük
Yönetmeliğinde yapmış olduğu değişiklikle, 65
yaşını aşmış yetkilendirilmiş gümrük
müşavirlerinin elinden hem yetkileri hem de kurdukları şirketler
alınmaktadır.
Hükûmeti bu yönetmelikte sebep olduğu
mağduriyeti bir an önce gidermeye davet ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8inci
maddesinde geçen veya ifadesinin ya da şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın
Kocaeli Adana Balıkesir
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Özkan
Yalım Tacettin
Bayır
Manisa Uşak İzmir
Hüseyin
Yıldız Turan
Aydoğan Aydın
Özer
Aydın İstanbul Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Uşak Milletvekili Özkan Yalım.
Buyurun Sayın Yalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZKAN YALIM (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarıma ve de bizi
izleyen tüm vatandaşlarımıza en içten duygularımla
saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
104 sıra sayılı Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8inci
maddesinde söz aldım. 8inci maddesi, biraz önceki vekil
arkadaşımın da belirttiği gibi -gümrük
memurlarının- bir şekilde, hatayla fazla tahsil edilen
rakamların hem firmalara hem de şahıslara geri iadesiyle
alakalı. Bu maddenin kesinlikle destekçisiyiz çünkü
vatandaşlarımızın lehine olan her türlü kanunun her zaman
yanındayız.
Şimdi, tabii ki bu fazla tahsilatların bir
an önce çabuklaştırılması lazım. Bunlar aylara,
yıllara varan süreçlerdi, bunların bir an önce de geri dönmesi
lazım. Tabii ki haksız yere alınan bu verginin, bu
tahsilatın faiziyle birlikte vatandaşımıza verilmesinin
kesinlikle doğru olduğunun ve de bir an önce
yapılmasının da özellikle altını çiziyoruz. Tabii ki
bu maddenin açılımı bu şekilde. Ancak esas Türkiye'de
yaşayan çok sayıda gümrük memurumuz var. Şimdi, Türkiye'de
toplam 26 tane sınır kapısı var. Bu sınır
kapılarında 4.659u kadın, 11.516sı erkek olmak üzere
toplam 16.175 gümrük memurumuz var. Peki, bunların nasıl
sorunları var? Birçokları bana defalarca ulaştılar ve
onlarla görüştüğümde başlıca 3-4 tane ana hatlarda
sorunları var. Bunları bu maddeyle konuşurken onların da
altını çizmek istiyorum.
Bir kere, biliyorsunuz, Hükûmet 2018 Haziran
seçimleri öncesi İlk yüz günde yapacağız." diye bir söz
verdi. Tabii ki bu da nedir? Yüz gün içerisinde 3600'ü
çıkaracağız." dediler. Ben buradan tekrar Hükûmete
sesleniyorum, saray Hükûmetine, AK PARTİ Genel Başkanı ve
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğana sesleniyorum:
Vermiş olduğunuz sözün arkasında durun. Yüz gün içinde 3600'ü
çıkaracağız." dediniz. Bunun yanında daha da çok
sözleriniz vardı ama özellikle bunun altını çizmek istiyorum,
3600'ü bir an önce uygulamaya geçirin.
3600ün gümrük memurlarımıza
uygulanmasını istiyoruz, bir.
İki: Gümrüklerde çalışan
yaklaşık 17 bin memurumuzun hiçbir sosyal tesisten faydalanma
hakkı yok. Daha önceleri Adalet Bakanlığının sosyal
tesislerinden faydalanıyorlardı, maalesef son birkaç yıldır
bu haklarından da mahrum oldular. Onun için buradan özellikle
belirtiyorum, gümrüklerde çalışan
vatandaşlarımızın en azından senelik izinlerinde
kullanabilecekleri bir sosyal tesise ihtiyacı var.
Bir de biliyorsunuz, gümrüklerde çalışan
arkadaşlarımız, memurlarımız olası bir
yoğunlukta değil sekiz saat, dokuz saat; on saat, on beş saat,
yirmi saat hatta tam gün çalışıyorlar. Bunlarla ilgili en ufak
bir fark da ödenmemektedir, bunun da altını çizmek istiyorum.
Diğer bir taraftan, gümrüklerde
çalışan gümrük memurlarımız -diğer
vatandaşlarımızda olduğu gibi- EYTli durumdalar yani
emeklilikte yaşa takılmaktadırlar. Bunların da bir an önce
sorunlarının giderilmesi gerekiyor, emeklilikte yaşa
takılan tüm çalışanlar gibi.
Bir de gümrük memurlarımız gerçekten
aynı güvenlik görevlilerimiz gibi ciddi derecede risk içindeler. Nedir bu?
Gümrüklerde, biliyorsunuz, her türlü kaçakçıyla karşı
karşıyalar yani -eroin, esrar, vergi kaçakçılığı
da var- ürünlerini kaçak sokmaya çalışıyorlar, hatta kaçak insan
bile sokmaya çalışıyorlar. Onun için bu
çalışanlarımızın güvenliği söz konusudur. Görev
yaptıkları süre içerisinde kendilerini koruyabilmektedirler ama
emekli olduktan sonra da bu haklardan mahrum kalmamak ve bunların
kendilerini koruması adına da gerekli şartların, gerekli
koşulların oluşturulması gerektiğinin de
altını çiziyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii ki
gümrüklerimizde başka sıkıntılarımız da var.
Özellikle nakliyeci arkadaşlarımızın, nakliyedeki lojistik
sektöründeki işveren arkadaşlarımızın
Rusyaya
biliyorsunuz ihraç yapıyoruz, özellikle sebze ve meyve dalında. Ancak,
sebze ve meyve dalında, biliyorsunuz frigorifik dediğimiz
buzdolaplı araçlar var, römorklarla nakliyatlar gerçekleştiriliyor.
Ancak Rusyaya verilen dozvola dediğimiz, araçların geçiş
adedi 9 bindi. Geçen yıl bu rakam yetmedi, bu yıl benim de Sayın
Ulaştırma Bakanıyla görüşmelerimden sonra da 2 bin artarak,
kota 11 bine yükseldi. Ancak hâlâ Rusyaya
Madem ekonomimiz kötü, ekonomimizin
daha iyileştirilmesi adına bu kotanın -11 binde değil- en
az 20 bine çıkarılmasını talep ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZKAN YALIM (Devamla) - Üreten bir Türkiyeyi ancak
bu şekilde yaratırız diyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
8inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
9uncu madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Buyurun, okuyun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 9uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
MADDE 9- 4458 sayılı Kanunun 227 nci
maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
d) Taksirli suçlar hariç olmak üzere; affa
uğramış olsalar dahi, ağır hapis veya beş
yıldan fazla hapis ya da kaçakçılık, zimmet, ihtilas, irtikap,
rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, güveni kötüye kullanma, dolanlı iflas, yalan yere
şahadet, suç tasnii, iftira gibi yüz kızartıcı suçlar ile
resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörün
finansmanı, Devlet sırlarını açığa vurma, vergi
kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına
teşebbüs suçları ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu kapsamı suçlar ile örgütlü suçlardan hüküm giymemiş
olmak.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Hayrettin
Nuhoğlu
Adana
Aksaray İstanbul
Feridun
Bahşi Yasin
Öztürk İbrahim
Halil Oral
Antalya
Denizli
Ankara
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu.
Buyurun Sayın Nuhoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasında Dair Kanun Teklifinin 9uncu
maddesi üzerine konuşacağım. Selamlarımı sunarak
başlıyorum.
Bu maddeyle gümrük müşaviri
yardımcısı olabilmek için gereken şartlara Terörle Mücadele
Kanunu kapsamındaki suçlar ile örgütlü suçlardan dolayı hüküm
giymemiş olma koşulu eklenmektedir. Geç kalınmış olsa
da bizce yerinde bir değişikliktir.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın
bu bölümünü Barış Pınarı Harekâtına ayırmak
istiyorum.
Anladığımız kadarıyla,
Barış Pınarı Harekâtı derin dondurucuya
kaldırılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin
yerleşim konumu çembere alınmış, YPG terörist olmaktan
çıkarılıp ayrılıkçı bir siyasi hareket hâline
getirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu harekâtına tam
destek verdik, millet olarak birlik ve beraberliği en üst düzeyde
gösterdik. Ne var ki ülkemizi yönetenlerin verilen bu önemli desteğe
rağmen bilhassa küstah Amerika Birleşik Devletleri
Başkanına ve ülkemize gelen heyete karşı dik duruşunu
göremedik. Amerika Birleşik Devletleri Başkanının Daha
önce ekonomini yerle bir ettim, yine ederim. ve Okul bahçesindeki çocuklar
gibi kavga etmeleri gerekiyordu; bıraktım, kavga ettiler, sonra da
ayırdım. sözleri asla karşılıksız
kalmamalıdır. Her ne kadar kendi şahsiyetini ve devlet
adamlığından yoksun, küstah ve kabadayı tavrını
gösterse de Türk milleti bu tavırdan hazzetmez. Mektubu yırtıp
çöpe attık. ifadesi çok sık tekrarlansa da az sayıdaki Adalet
ve Kalkınma Partili ve yandaş medya dışında herkes
böyle bir tepkinin anlam taşımadığını
bilmektedir. Mektuba mektupla cevap verilmeli ve bu mektupta yazılanlar
kamuoyuna da açıklanmalıdır. Tweetleriyle meşhur olan
Amerika Birleşik Devletleri Başkanının bizi ilgilendiren
tweetlerine de benzer üslupla cevap verilmelidir.
Bir başka tavır da Ankara'ya gelen heyete
başkanlık eden Amerika Birleşik Devletleri Başkan
Yardımcısıyla yapılan müzakere şeklidir. Binlerce
yıllık Türk devlet geleneğinde hiçbir Türk devlet
başkanı -ister kağan olsun isterse hakan, isterse de hükümdar,
padişah, sultan veya Cumhurbaşkanı- diğer devletlerin
başkan yardımcısını kendisine eşit
saymamış, aynı hizada müzakere masasına
oturmamıştır. Bizim heyete de Cumhurbaşkanı
Yardımcısının başkanlık etmesi uygun olmaz
mıydı? İşte, böyle durumlarda itibardan taviz verilmemesi
gerekir.
Değerli milletvekilleri, Barış
Pınarı Harekâtı vesilesiyle ülkelerin dostluklarını da
daha iyi görmemiz ve anlamamız gerekir. Harekât kararıyla birlikte,
dostluk mesajı vermesini beklediğimiz çok sayıda devlet
vardı, destek beklerken hiç de öyle olmadı. Özellikle bu devletlerin
ikisinden bahsetmeden geçmek olmaz. Birincisi: Yavru vatan Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı
koltuğunu işgal eden, Annan Planı artığı,
kansız, ruhsuz, nankör kişiliktir.
Pişmanlığını ve özür dilediğini
duymadığım için diyorum ki: Bu şahıs görevinden
ayrılmalı ve Kıbrısı terk etmelidir.
Diğeri de uzun yıllardır Türk
devletinin birinci önceliklerinden olan Filistindir. Bu devleti yönetenler,
yüz yıl önce olduğu gibi, Türk milletini arkadan hançerlemekten
çekinmemiştir. Onları da lanetliyorum.
Arap ülkelerinin yöneticileri Müslüman
halklarına rağmen ağababalarının yanında saf
tutarak Birinci Dünya Savaşı yıllarına dönüş
yapmışlardır. Dostluklarını gösteren Türk dünyasının
bütün ülkelerine; Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve
Kırgızistan ile her zamanki gibi dost olduğunu bu defa da
gösteren Pakistana, Avrupa Birliği üyesi Macaristana ve Arap
Birliğine rağmen desteğini açıklayan Katara teşekkür
etmeyi de bir görev sayıyorum.
Değerli milletvekilleri, Barış
Pınarı Harekâtına verilen ara ve sonrası Rusyayla
yapılan anlaşmayla gelmiş olduğumuz bu durumu her yönüyle
değerlendirmeliyiz. Güvenli bölgenin kontrol edilmesi ve teröristlerin
elindeki silahların toplanması gibi hususların Türk Silahlı
Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilmesi önemle gerekirken, bu
görevin Rusyayla birlikte yapılma kararını uygun bulmak mümkün
değildir. Esasen öngörülen güvenli bölge bu hâliyle zaten Türkiyenin güvenliği
için yeterli görülemez. Güvenli bölge Suriyenin tamamıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun toparlayın Sayın
Nuhoğlu.
HAYRETTİN NUHOĞLU (Devamla) ABD ve Rusya
Federasyonuyla ayrı ayrı yapılan mutabakat metinlerinde de
belirtildiği gibi bölgesel istikrarın temel şartı
Suriyenin toprak ve siyasal bütünlüğüdür. Bu bütünlüğü sağlamak
için gereken politika değişikliği cesaretle
yapılmalıdır. PKK ve beraber çalıştığı
terör gruplarına bölge tahsisi yapılıp koruma altına alma
planları kesinlikle bozulmalıdır. Barış
Pınarı Harekâtının başarı göstergesi olarak
beklentimiz, Türk milleti için, incinen ecdat ruhunun huzura
kavuşması için Süleyman Şah Türbesinin de
devralındığı yere, tarihî mekânına dönmesinin
sağlanmasıdır.
Değerli milletvekilleri, sizlere son olarak
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkün bir sözünü hatırlatmak istiyorum:
Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle,
yabancıların planlarıyla yükselebilir? Tarih böyle bir durumu
kaydetmemiştir.
Bu harekât sonuçlanıp geri dönünceye kadar Türk
Silahlı Kuvvetlerinin bütün mensuplarına Allahtan yardım niyaz
ediyor, hepsinin evlerine, yuvalarına, sevdiklerine sağ salim
kavuşmalarını diliyorum. Allah Türkü korusun ve yüceltsin.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Amin.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan, kayıtlara geçmesi
açısından bir şeyi ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın konuşmacı tabii kanaatlerini ortaya
koydular. Ben sadece kayıtlara geçmesi açısından
Suriyeyle
ilgili, Suriyedeki durumla ilgili hem Amerika hem de Rusyayla yapılan
mutabakat muhtıraları elimde. Burada net bir şekilde şu
ifadeyi okumak istiyorum: Rusya ve Türkiye, terörizmin tüm şekil ve
tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye topraklarındaki
ayrılıkçı gündemleri boşa çıkarma yönündeki
kararlılıklarını vurgularlar. diyor. Aynı zamanda
Menbiç ve Tel Rıfattan bütün YPG unsurları silahlarıyla
birlikte çıkarılacaktır. diyor. 7nci maddede de Her iki taraf
terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için
gerekli tedbirleri alacaktır. diyor. Dolayısıyla bütün
sınır hattımız boyunca inşallah bu husus beraberce
deruhte edilecektir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Allah yardımcımız
olsun. Milletimiz bu işte başarılı olacaktır
inşallah.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanun Teklifinin
9uncu maddesinde geçen hapis ya da ifadesinin hapis veya şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet
Akın Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli
Balıkesir
Adana
Tacettin
Bayır Özcan
Purçu Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
İzmir
İzmir
Manisa
Aydın
Özer Hüseyin
Yıldız Turan
Aydoğan
Antalya
Aydın
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İzmir Milletvekili Özcan Purçu. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ÖZCAN PURÇU (İzmir) Sayın Başkan,
kıymetli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Gönül arzu ederdi ki tek adam rejiminin
bakanları olsun, bürokratları olsun, gelsin, vatandaştan uzak
durmasın. Biz milletvekilleri olarak vatandaşların seçtiği
kişileriz. Vatandaştan aldığımız sorunu geliriz
Mecliste paylaşırız. E, burada kiminle paylaşacağım
ben? Kiminle paylaşacağım? Tek adam rejiminin bakanı var
mı burada? Ben kime neyi söyleyeceğim?
Vatandaş, çiftçi diyor ki: Ben mazot
alamıyorum ey vekilim! Kredi çekmem için Ziraat Bankasını arar
mısın? Üniversiteyi bitirmiş öğrenci diyor ki: Ey vekilim!
Ben iş istiyorum. Biri diyor ki: Ey vekilim! Ben battım, ne
yapacağım? Ben kime derdimi anlatacağım? Sayenizde
damadı olmayan bir düğün gibi oldu Meclis, bravo size.
Şimdi, tek adam -2014te başladı bu
projeniz- rejiminin sonucunda hangi zararları gördük son dört yılda,
biliyor musunuz, araştırdınız mı? Ben size söyleyeyim
istiyorsanız. Bakın, 2014te bu projeyi ortaya attınız, tek
adam rejimi projesini. Kimseyi de göremiyoruz muhatap. Türkiye 2014 ile 2019
arasında 950 milyar dolarlık bir gelirden ne kadara
düşmüş?- 722 milyar dolara düşmüş. Sizin rejiminizin
sayesinde Türkiye Cumhuriyeti 228 milyar dolar zarar etmiş.
Yine aynı şekilde zararları
anlatıyorum, bu tek adam rejiminin zararlarını; krizin sebebi
aslında bunlar. Krize girdik bu sistem sayesinde. Dünyada 188 ülke
içerisinde vatandaşına en yüksek enflasyonu yaşatan 16ncı
ülkeyiz arkadaşlar, haberiniz olsun.
Şu an icra dairelerinde ne kadar dosyamız
oldu biliyor musunuz? Esnaf, çiftçi, memur, işçi, hepsi batakta. 22 milyon
dosyamız var arkadaşlar icra dairelerinde, haberiniz var mı?
Vatandaş, memur, işçi, emekli, ne yiyeceğini düşünüyor
bugün. Tenceresini kaynatamıyor, haberiniz var mı bundan? (CHP
sıralarından alkışlar)
Çiftçiler hapse giriyor arkadaşlar. Çiftçi
üretemiyor. Bir iktidarın başarısının altında
nitelikli insan yetiştirmek ve üretim yapmak gelir. Çiftçisinin
ürettiği, sanayicisinin ürettiği bir ülke yaratabiliyorsan
başarılısın demektir. Siz çiftçiyi de batırdınız,
sanayiciyi de batırdınız, nitelikli insan da yetiştiremediniz.
Eğitimi de yerle bir ettiniz. 15 defa eğitim sistemini
değiştirdiniz.
Tarım ülkesiyiz. Bu Anadolu topraklarında,
tarım devrimi yapılmış bir yerde; bir bölgede
yaşıyoruz. Siz 2003 ile 2019 yılları arasında 97,5
milyar dolarlık tarım ürünü ve hayvan ithalatı
yapmışsınız. Yazıklar olsun! Dört mevsimi yaşayan
bir ülkede mısırı, fasulyeyi, bulguru dışarıdan
alıyorsunuz, dışarıdan alıp vatandaşa
yedirtiyorsunuz.
Tarım Bakanı ne işe yarıyor?
Yıllık planlama niye yapmıyor? Hangi ürünü ne zaman
ekeceğini neden tespit etmiyor? Bu kadar bürokrata, bu kadar
çalışana, memura neden planlama yaptırıp yönlendirmiyor?
Neden görev vermiyor?
Arkadaşlar, bu tek adam rejiminin eksikliklerini
daha sayayım size: Türkiyede şu an 8,5 milyon işsiz var. Kim
önlemini alıyor, kim çaresini arıyor? Hiç kimse. Şu an
dünyanın maalesef en pahalı 8inci ülkesiyiz. Bakın, size bir
istatistik vereceğim arkadaşlar. Yazıklar olsun,
vatandaşın üzerine yükü yüklüyorsunuz Ne yaparsan yap! Ben
parayı bekliyorum, ben parayı Ankarada bekliyorum. Vergi versin
vatandaş, ezilsin, isterse tenceresi kaynamasın, bana ne! Bana ne?
diyorsunuz çünkü neden biliyor musunuz? Burada bir bakanınız dahi yok
sizin. Milletin vekillerinin vatandaşın sorunlarını
dillendirdiği bir ortama bakan niye gelmez ya, Hükûmetin yetkilisi niye
gelmez? (CHP sıralarından alkışlar) Vatandaştan uzak
bir yönetim tipi işte. Tek adam rejimi böyle maalesef.
Bakın, bu yıl ne
yapmışsınız biliyor musunuz? Vatandaş
karnını nasıl doyuracağını düşünüyor,
bakın siz ne yapmışsınız? Bir yılda bulgura yüzde
30 zam, limona yüzde 29 zam, yine sarımsağa yüzde 176 zam
yapmışsınız. Bu, enflasyonun sonucu. Bir de bunun
yanında ne yapmışsınız söyleyeyim size.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
ÖZCAN PURÇU (Devamla) Vatandaş otoyolu
kullanıyor ya, siz bu yıl ulaşıma yüzde 120 zam
yapmışsınız. İnsaf ya! Memurun maaşına yüzde
120 zam yaptınız mı, emeklinin maaşına yüzde 120 zam
yaptınız mı, işçinin maaşına yüzde 120 zam
yaptırdınız mı? Hani enflasyon oranında zam yapacaktınız
memura, işçiye, emekliye? Onun sözünü de tutmadınız. Felakete
doğru gidiyoruz, sayenizde felakete doğru sürükleniyoruz. Bir an önce
önlem alın, bir an önce vatandaşa yakınlaşmaya
çalışın şu son döneminizde, vatandaşın
sorunlarını dinleyecek mekanizmalar oluşturun. Nöbetçi bir bakan
getirdiniz biz yüzünü göremiyoruz ki, nöbetçi bakanı da göremiyoruz. Ben
burada derdimi, vatandaşın derdini anlatamadıktan sonra nöbetçi
bakanın burada ne işi var? Sizin özel işinizi takip etsin diye
mi gönderildi bakan? Gelsin şurada vatandaşın sorununu dinlesin
arkadaş. Mecbur da gelecek, milletin vergisiyle maaşını
alıyorsa gelecek, burada bizim sorunlarımızı,
vatandaşın sorununu dinleyecek.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
9uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde 2 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 10uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederim.
MADDE 10- 4458 sayılı Kanunun 231 inci
maddesine aşağıdaki fıkralar ilave edilmiştir.
3. Gümrük vergilerine ilişkin idari
yaptırım kararları ve bu kararlara yönelik itirazlar
hakkında bu Kısım ve Onikinci Kısım hükümleri
uygulanır.
4. Mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilen
eşyanın bulunamaması halinde kaim değer olarak
eşyanın gümrüklenmiş değerinin kamuya geçirilmesine karar
verilir.
5. Gümrük idaresi tarafından yükümlüye
yazı ile yanlış izahat verilmiş olması halinde bu
Kısım hükümlerine göre idari para cezası ve faiz uygulanmaz.
Feridun
Bahşi Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel
Antalya Adana Aksaray
Yasin
Öztürk Hüseyin
Örs
Denizli Trabzon
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen, Antalya Milletvekili Feridun Bahşi. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 104 sıra sayılı Gümrük
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
10uncu maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, insanların
yaşamlarını devam ettirebilmesi için temel
ihtiyaçlarını karşılamada acze düşme durumu olarak
tarif edilen yoksulluk, ülkemizin en önemli gündem maddelerinden birisidir.
Adaletsiz gelir dağılımı, ranta dayalı,
yatırımdan uzak, istihdam yaratmayan ekonomik politikalar, gelir
dağılımındaki dengesizlik, başarısız genel
politikalar sebebiyle yoksulluk, ülkemizin en büyük sorunu hâline
gelmiştir.
Yoksulluğun en önemli sebeplerinden biri, belki
de en önemlisi istihdam artırıcı politikaların
geliştirilememesi sonucu ortaya çıkan işsizliktir, özellikle de
genç işsizlik. TÜİK rakamları bile cumhuriyet tarihinin en
yüksek işsizlik oranına ulaşıldığını
göstermektedir. TÜİK ne kadar güvenilir, onu ayrıca
tartışmak gerekir. TÜİK verilerine göre, temmuz ayı
işsizlik verilerinde genç işsizlerin oranı 7,2 puan artarak
yüzde 27yi aşmış durumdadır. Resmî işsiz sayısı
sadece son bir yılda 1 milyon 65 bin kişi büyüyerek 4 milyon 569 bine
ulaşmıştır. Sadece temmuz ayında bir önceki aya göre,
bir ayda yüzde 1e yakın artmıştır işsizlik.
İstatistiki veriler ve araştırmalar
göstermektedir ki nüfusumuzun önemli bir kesimi için yoksulluk ve
dolayısıyla işsizlik kronikleşmiştir ve artarak devam
etmektedir. Sosyal yardımlarla yaşamaya çalışan
vatandaşlarımıza bu cefayı reva görmek mümkün
değildir. Ekonomik yönünün yanı sıra sosyolojik ve psikolojik
boyutları da bulunan yoksulluk gerçeğinin bir bütün olarak
incelenmesi şarttır. İnceleme sonucuna göre ise yoksulluğu
azaltma ya da yok etme konusunda çalışmalar yapılması,
yoksulluğun sebep olduğu olumsuzlukların ortadan
kaldırılabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması
kaçınılmazdır.
Değerli milletvekilleri, dış
ticaretteki aktörlerin gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde rekabet
edebilmesi açısından gümrük ve ticaret operasyonlarının
kesintisiz ve etkin bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Bu ise
öncelikle gümrük uygulamalarının titizlikle takibi, muhtemel risklere
karşı gerekli iç ve dış kontrol ve denetim sistemlerinin ve
uygulamalarının tesis edilmesiyle mümkündür. Günümüzde gümrük ve
dış ticaret işlemlerinin giderek karmaşık hâle
getirilmesi, gümrük ve dış ticaret mevzuatının sürekli
değişiklik göstermesi ve gümrük işlemlerinde yapılan
hatalar nedeniyle firmalar ciddi risklerle karşı karşıya
kalmaktadır. Örneğin zaman aşımı problemleri: Gümrük
idarelerince alınan idari para cezaları belirli bir sürenin
geçmesiyle beraber zaman aşımına uğramaktadır ancak ne
var ki hukukun temel ilkelerinden biri olan zaman aşımı konusu
gümrük işlemleriyle meşgul olan kişilerin bile üzerinde
anlaşmaya varamadığı bir bilmecedir. Bundan dolayı bir
cezanın vergi alacağına bağlı olmasına, nispi veya
maktu olup olmamasına göre zaman aşımı
değişmekte, hangi cezanın vergi alacağına
bağlı olduğu, hangi cezanın nispi olduğu net bir
biçimde ortaya konamamaktadır.
Değerli milletvekilleri, 4458 sayılı
Kanunun 231inci maddesine eklenen fıkralarla gümrük vergileri ve para
cezalarının tahsilinde uygulamada tereddüt oluşturan hususlara
açıklık getirilmesi amaçlandığı söylenebilir. Anayasa
Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı üzere hukuk güvenliği
ilkesi hukukun, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını,
bireylerin tüm eylem ve işlemlerde devlete güven duyabilmesini, devletin
de hukuk normlarında bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden
kaçınmasını gerektirir.
Hukuk devletinin hukuk güvenliği ilkesinin
vergilendirmede de belirliliği koruması gerekir. Belirlilik ilkesi
yükümlünün hem kişiler hem de idare yönünden belli ve kesin
olmasını, hukuk normlarının ilgili kişilerin mevcut
şartlar altında belirli işlemin ne tür sonuçlar
doğurabileceğini öngörmelerini mümkün kılacak bir şekilde
düzenlenmesini ve uygulanmasını gerektirir. Bu kanun teklifinin
AByle uyumlu, kapsamlı ve günün koşullarına uygun bir Gümrük
Kanunu değişikliği yapmaktan ziyade özellikle cezalar yönüyle
dış ticaret erbabının uzun süredir cezaların
ağır ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİDUN BAHŞİ (Devamla)
yıkıcı
olmasına vurgu yapılan şikâyetlerin giderilmesini
amaçladığı, bu yönüyle beklentileri tam karşılamamakla
beraber olumlu bir düzenleme olduğu söylenebilir.
Bu vesileyle yüce Türk milletini ve Gazi Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanunu Teklifinin
10uncu maddesinin (4)üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın Tahsin
Tarhan
Adana Balıkesir Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul İzmir
Faruk
Sarıaslan Hüseyin
Yıldız Aydın
Özer
Nevşehir Aydın Antalya
4. Mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilen
eşyanın bulunamaması hâlinde kaim değer olarak gümrük
vergileri tutarı kadarının kamuya geçirilmesine karar verilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
gerekçeyi okutalım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
"Gümrüklenmiş değer deyimi,
uluslararası kıymet sözleşmesine göre belirlenecek, ithal
eşyası için eşyanın CIF kıymeti ile gümrük vergileri
toplamını, ihraç eşyası için FOB kıymeti ile gümrük
vergileri toplamını ifade etmektedir.
Önergeyle maddede gümrüklenmiş değer
yerine gümrük vergileri tutarı ifadesinin kullanılmasıyla
ödeme yükünün azaltılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Süleyman Bey, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
39.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbülün, pamuk
üreticilerinin alması gereken destekleme priminin takipçisi
olacaklarına, birinci sınıf tarım arazilerine kurulan
çırçır fabrikalarına gösterilen hassasiyetin Aydın ilinde
kurulan jeotermal elektrik santralleri için de gösterilip
gösterilmeyeceğini Çevre ve Şehircilik Bakanından öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Aydın ili Söke ilçesinde bulunan 5 adet
çırçır fabrikası birinci sınıf tarım arazisine
kurulduğu için Bakanlık emriyle Aydın İl Tahkim Kurulunun
16/10/2019 tarih (2019/3) sayılı kararıyla fabrikaların
işletme ruhsatları iptal edilmiştir. 5 fabrikaya pamuk veren
yaklaşık 500 üretici çiftçinin yaklaşık 25 bin ton pamuk
için verilmesi gereken destekleme primlerinin alınmasının
takipçisi olacağız.
Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanına
sormak istiyorum: Birinci sınıf tarım arazisine kurulan
çırçır fabrikalarına gösterilen hassasiyeti Aydında
birinci sınıf tarım arazisine kurulan jeotermal elektrik
santrallerinde de gösterecek misiniz?
Teşekkür ederim.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN - Birinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz. İkinci bölüm 11 ila 21inci maddeleri
kapsamaktadır.
Teklifin ikinci bölümü üzerinde İYİ
PARTİ Grubu adına Tekirdağ Milletvekili Sayın Enez Kaplan
konuşacaktır.
Buyurun Sayın Kaplan. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ENEZ KAPLAN
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
ikinci bölümü üzerinde İYİ PARTİ Grubumuz adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Komisyonumuza
getirilen, gümrük işlemlerinde yaşanan eksiklikleri ve
aksaklıkları giderebilmek için Gümrük Kanununda değişiklik
yapılmasını öngören bu kanun teklifini genel olarak olumlu
görmekle beraber bazı maddeleriyle ilgili muhalefet şerhimizde de
belirttiğimiz gibi çekincelerimiz vardır. Gümrükler,
uluslararası ticareti düzenleyen, bütün ekonomik ve ticari faaliyetler
içerisinde değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, ticaret için
çeşitli nedenlerle engelleyici olmaktan çok
kolaylaştırıcı bir işleme sahip olmalıdır.
Gelişmiş ülkelerin dışında birçok ülkede gümrüklerin
varlığı hissedilmeden, gerekli yasal takipler mükellefin
işini zorlaştırmadan dış ticaret
yapılabilmektedir. Gümrükler, gelişen dünya ticaretinde özellikle
gelişmiş ülkelerde engelleyici unsur olmaktan
çıkmıştır, Türkiyede de çıkmak zorundadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gümrüklerde ticareti kolaylaştıran, yeniden
yapılanma süreci içinde gümrüklerin imajının düzeltilmesi
yönünde adımlar atılması da zorunluluk arz eder hâle gelmiştir.
Gümrük işlemleri sırasında sehven yapılan hataların
düzeltilmesi için de çeşitli imkânların tanınması
kanaatindeyiz. Yine, muhalefet şerhimizde belirttiğimiz gibi,
teklifin 12nci maddesinde de 11inci maddesinde olduğu gibi idari para
cezaları öngörülmüş ve eşyanın ithali yasaklanmış
eşya olduğunun tespiti hâlinde gümrüklenmiş değerinin 4
katı idari para cezası verileceği ifade edilmiştir. Bu
maddede de 11inci maddede olduğu gibi, idarenin tespitinden önce beyan
sahibi tarafından iyi niyet çerçevesinde yapılacak düzeltmelerde
beyan sahibine on beş günlük bir süre tanınmalı, bu süre içinde
yapılacak düzeltmelerle ilgili cezai işlem
uygulanmamalıdır. Böylelikle beyan sahibi tarafından sehven
yapılan hataları düzeltmek için bir imkân sağlanmış
olacaktır. Aynı zamanda, bürokrasinin azaltılması, idari
para cezalarının hem ülkemize hem de
vatandaşımızın lehine düzenlenmesi yönünde çabaların
gümrüklerimizin üzerindeki kötü imajın değişmesi
açısından faydalı olacağını düşünüyoruz.
Sayın milletvekilleri, bir de teklifin 17nci
maddesine göre, Gümrük Kanunu ve gümrüklerde uygulanan mevzuat hükümlerine
aykırı hareketleri görülen gümrük müşavirleri ve gümrük
müşavir yardımcılarının izin belgelerinin Ticaret
Bakanlığı müfettişleri ve gümrük ve dış ticaret
bölge müdürleri tarafından gerek görülmesi hâlinde tedbir mahiyetinde en
fazla altı ay süreyle geçici olarak alınıp gümrüklerde iş
takip etmelerine izin verilmeyeceği ifade edilmiştir ancak burada
mevzuat hükümleri ifadesi çok geniş bir alanı kapsamaktadır.
Usulsüzlük de bir mevzuat ihlalidir, kıymet bildirimini eksik doldurmak da
bir mevzuat ihlalidir. Böyle geniş bir ifadenin kanun maddesinde yer
alması ilgili görevlilerin tamamının yetki belgelerinin
alınabileceği ihtimalini doğurmaktadır. Bu sebeple, izin
belgelerinin hangi hâllerde geçici olarak alınabileceğinin çerçevesi
net olarak çizilmelidir. Aksi takdirde, bu meslek yapılamaz bir hâle
gelecektir. Şahsi anlaşmalardan kaynaklı mağduriyetlerin
doğmaması için insanların mesleki kariyerleri denetim yapan
kişilerin insafına bırakılmamalıdır. Bu maddede
yer alan mevzuat hükümleri ibaresi yerine mevzuat hükümlerine
kasıtlı olarak menfaat sağlamak amaçlı aykırı
hareket etme gibi daha net bir anlayışla ibarenin
değiştirilmesi gerekmektedir.
Gümrük işlemleri ve gümrüklerimiz konusu
gündeme geldiğinde gümrük müşavirlik mesleğinin sorunlarına
da değinmeden geçmenin büyük bir eksiklik olduğu
kanısındayız. Devlet ile özel sektör arasında köprü görevi
üstlenen gümrük müşavirlik mesleğinin sorunları ciddi bir
biçimde ele alınması ve sektörün yeniden yapılanması
kaçınılmazdır. Sektörün bilgi ve imaj eksisinin giderilmesi
mesleğin onuru ve geleceği açısından önemli diye
düşünüyoruz. Gümrük müşavirlerinin arzu ettiği odalaşma
faaliyetleri bu millete vadedip de yapmadığınız onlarca
konu arasında bulunmaktadır. Bu konunun da hızlanması
gerektiği çok aşikârdır.
Değerli milletvekilleri, gümrüklerdeki en büyük
sorunların başında gümrük işlemlerinde ikinci bir resmî
kurumla ilgili olan problemler gelmektedir. Örneğin tarım
müdürlüğü veya çevre müdürlüğü tarafından yapılması
gereken numune kontrolleri; bir araçta, tırda, trende, gemide bulunan
malın kontrolü, onayı dijital ortama geçtiğiniz gümrük
sistemlerinde ortalama asgari on beş-yirmi gün sürüyor. Bu da işin
aksamasına, gümrükle çalışan firmaların maddi olarak zarara
uğramasına neden oluyor. Aynı zamanda bazı beyanlar,
ticaret odasının onayı dijital ortamda isteniyor. Zaman zaman bu
onay bir saniyelik iş iken saatler ya da günlerce sürdüğü
gözlemlenmektedir. Yine gümrüklerde beyannamenin elektronik ortamda
düzenlenmesi, beyannameyle ilgili diğer evrakların taratılarak
elektronik ortama aktarılması sonucunda memurların her türlü
elektronik ortamda bunları onaylaması ya da reddetmesi gerekiyor.
Fakat ekranda gördükleri evrakları basılı olarak da istemesi
bazı memurlarımızın elektronik ortama hazır
olmadığını göstermektedir.
Sayın milletvekilleri, Gümrük
Yönetmeliğinin 196ncı maddesinde hangi eşyanın Türkiye'ye
girişte zorunlu olarak tahlile tabi tutulacağı, hangi durumda
sadece numune olarak varış gümrüğüne sevk edileceği, emsal
analiz raporlarının hangi durumlarda kabul edileceği
düzenlenmişken bazı gümrüklerde yönetmelik hükümlerine
aykırı işlemler yapıldığı, yükün tahlile
gönderileceği gerekçesiyle mükelleflerden menfaat temin edilmeye
çalışıldığı belirtilmiştir. Gümrüklerde
tahlil ve analizle ilgili sorunlar da yaşandığı
tarafımıza bildirilmiştir. Türkiyenin dış ticaretinin
gelişmesi açısından gümrüklerimizin modernizasyonu konusunda
çalışmalar yapılması, konuyla ilgili bütün kesimlerin bir
araya gelerek ortak platformda sorunları masaya yatırması
gerektiğinin altını bir kere daha çiziyorum. Gümrük
yazarımız Sayın İhap Subaşının o veciz
sözünü bir daha hatırlatmak istiyorum: Gümrükler bir ülkenin namus
kapısıdır.
Değerli milletvekilleri, şimdi,
kısaca başka konulara değinmek istiyorum. İktidarın
Başkanlık gelirse ekonomi uçacak. sözü buhar oldu. Millet hayat
pahalılığı, geçim darlığından
boğuluyor. Millet aş istiyor, millet iş istiyor, millet ekmek
istiyor. İktidarın Tarımda Avrupa 1incisiyiz. lafı
havada kaldı. Bırakın 1inci olmayı bu verimli topraklarda,
güzel ülkemde millet karnını doyuramaz oldu. Buğdayı,
kırmızı eti ve canlı hayvanı, pamuğu,
mısırı, neredeyse bütün gıda ürünlerini ithal eder olduk,
hatta ve hatta samanı bile ithal ediyoruz. Vatandaş karnını
doyurmak için, biraz daha ucuz gıdaya ulaşmak için kuyruklarda sefil
oldu. Bunun adını da ne yazık ki varlık kuyruğu
olarak adlandırdınız.
Ekonomiden sorumlu Sayın Bakanınız
Yeni Ekonomi Programını açıkladı. Yine değişen
hiçbir şey yok; bütün yük yine memura, işçiye, çiftçiye, esnafa,
çalışana yani milletimize yüklendi. Yine aynı Sayın Bakan
ekonomiyle ilgili olarak geçenlerde yapmış olduğu
konuşmanın birinde Nisan marttan daha iyi olacak. dedi. Nisan
geçti, mayıs geçti, bırakın onu, yaz geçti ama hiçbir şey
daha iyi olmadı, hatta daha daha kötü oldu.
TÜİK, geçenlerde, eylül ayı enflasyon
oranının tek haneye düştüğünü açıkladı.
İlgili Sayın Bakan da hem TÜFEde hem ÜFEde hedefin tuttuğunu
söyledi. Enflasyonla mücadelede aşama kaydedildiğini belirtmiş
ama maalesef aynı akşam elektriğe yüzde 14,9 zam gelmiş ve
o günden bugüne maalesef zam haberleriyle uyanıyoruz.
Sayın milletvekilleri, Gümrük Kanununda
yapılan değişikliğin ülkemiz ve milletimiz adına
hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Özgür Karabat.
Buyurun Sayın Karabat. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR KARABAT (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanunu Teklifinin
ikinci bölümü üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte
olduğumuz kanun teklifi, ne gümrüklerde meydana gelen sorunları
çözecek ne uluslararası ticarete bir katkı sunacak ne de kaçakçılıkla
ilgili mücadeleyi etkin bir şekilde engelleyecek, ne ihracatı
artıracak ne de ithalatı düşürecek, ne sanayiyi
geliştirecek ne de üretimi artıracak bir teklif olarak gözükmüyor.
Bunların hiçbiri olmayacak. Peki, bu kanun teklifiyle ne olacak? Bazı
maddelerle cezalar artırılacak, bazılarıyla
düşürülecek, her şey hallolmuş, bitmiş gibi gümrük
memurlarının emeklilikten sonra silah harçları
kaldırılacak.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi,
yeni sistemde artık kanun teklifleri bakanlar
aracılığıyla değil milletvekilleri eliyle
hazırlanıyor. Bu durumda, vatandaşın ihtiyaçlarına
daha net çözümler üretilecek. deniyordu ancak gelinen noktada, teklifi
hazırlayan ve altında imzası bulunan 86 iktidar mensubu
milletvekili arkadaşımız var ancak birçoğunun sadece
teklife imza atarak katkı koyduğunu üzülerek gözlemlemekteyiz.
Gümrük Kanunuyla ilgili teklif Sanayi Komisyonuna
geldiğinde aslında yeni sistem denen şeyin ne olduğunu da
anladık değerli milletvekilleri. Anladık ki hiç kimseye
sorulmamış, konunun muhataplarıyla görüşülmemiş ve
milletvekillerine ise bir noter görevi verilmiş değerli
milletvekilleri.
Bugün, kime sorarsanız sorun gümrük deyince,
ülkemizde milletin aklına vergi ya da ceza gelmektedir.
Her fırsatta kapısını
çaldığınız Suudi Arabistanda sırf Türkiyeden
geldiği için yüzlerce tır gümrüklerde bekletiliyorsa, Türkiye'nin
taşıyıcı kolonu olan otomotiv sektöründe milyonlarca euro
değerinde araç yanlış uygulamalar sonucunda pazara giremiyorsa
burada sorun var demektir ve bu kanun ne yazık ki bu sorunları
çözmemektedir değerli arkadaşlar.
Sorunumuz sadece bu değil, güncel bir soruna da
değinmek istiyorum değerli arkadaşlar, gargaraya getirilsin
istemiyoruz. Haydarpaşa Garı ve Sirkeci Garını Türkiye'nin
kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz. Haydarpaşa ve Sirkeci Garıyla
ilgili Türkiye'nin gözü önünde şaibeli bir ihaleye tanıklık
etmekten duyduğumuz üzüntüyü bütün Türkiye kamuoyuyla paylaşmak
istiyoruz.
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu, ilgili bakana
verdiği cevapta İstanbulu tanımıyorsun. ifadesini
kullandı. Aslında bütün Meclise buradan bir çağrı yapmak
istiyorum değerli arkadaşlar: Bu ihale nezdinde İstanbulu biraz
tanımak gerektiğini sizlerle paylaşmak gerekiyor.
Tabii, İstanbulu tanımak için sadece Cumhurbaşkanlığı
kararnamelerini okumakla yetinmemek lazım; biraz tarih bilmek lazım,
biraz vicdan sahibi olmak lazım. Eğer böyle olursa, bir kentin sadece
ve sadece binalardan ibaret olmadığını, bir kentin ruhunun
olduğunu ve bunun tuz ruhuyla alakasının olmadığını
bilmemiz gerekir. Bir kent eğer küçük bir kentse o kente ruhunu veren
şey tarihidir, meydanlarıdır. Her kentin bir meydanı
vardır, o meydanında özgürlüğü temsil eden güvercinleri vardır
ve hepimizin bildiği, tanıdığı meşhur delileri
vardır. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, bir kent
tarihiyle, kimliğiyle kent olur, sadece binalarıyla değil.
Eğer bakanın yaptığı gibi olaya sadece rant
anlayışıyla yaklaşırsak, olaya sadece para anlayışıyla
yaklaşırsak İstanbulu anlayamayız.
Değerli arkadaşlar, Haydarpaşa ve
Sirkeci Garı bir bellektir ama milyonlarca insanın aynı zamanda
anısıdır; sadece bir gar değildir, sadece bir bina
değildir; sayısız tarihî olaya tanıklık etmiştir.
Sirkeci Garı, Kurtuluş Savaşından sonra Balkanlardan göç
edenlere tanıklık etmiştir, hepimizin anısıdır.
Yaşlı bir amca şöyle anlatıyor,
Ben, Sirkeci Garına gelen bir trenden trenin penceresinden indim ve
buraya her geldiğimde bunu hatırlıyorum. diyor o adam. Bu
hafızayı, bu anıyı yok etmeye kimsenin hakkı yoktur.
Şüphesiz ki bu hafızaya en iyi şekilde kamu
kuruluşları sahip çıkar. Eğer söz konusu olan yer
İstanbuldaysa buna en iyi İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı sahip çıkar değerli arkadaşlar.
Hepinizi biraz düşünmeye davet ediyorum. Nazım Hikmet şiirinde
diyor ki:
Haydarpaşa garında, 1941 baharında,
saat on beş.
Merdivenlerin üstünde güneş, yorgunluk ve
telaş.
Bir adam merdivenlerde duruyor bir şeyler
düşünerek.
Şimdi, hepiniz düşünün değerli
arkadaşlar, o düşünen adam belki de sizin anneniz, belki de
babanız, belki sizin çocukluğunuz; Haydarpaşa Garında
merdivenlerden geriye bakın ve oradaki saate bakın; bir vicdani karar
verin. O saat dönmeye devam ediyor ama o saatin aynı zamanda sizin için
dönmesini de istiyorsanız değerli arkadaşlar, vicdani bir
şekilde bu karardan hızlı bir şekilde vazgeçin. Aksi, zaman
için; aksi, saat de zaman da sizin için duracaktır değerli
arkadaşlar. Bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
O Haydarpaşa Garında Anadoludan
işsiz gelen bir çocuk geleceğini düşünüyordur. O Haydarpaşa
Garı, Sirkeci Garı birçok Türk filmine sahne olur. Bütün hikâye orada
başlar Türk filmlerinde, Haydarpaşa Garında başlar. Salak
Milyoneri orada biliriz, Bu Adam Nereye Bakıyoru orada biliriz,
Cilalı İboyu orada biliriz; hepimizin çocukluğu,
gençliğidir Haydarpaşa Garı. Çocuklar biraz saftır, gençler
idealisttir. Ben şimdi iktidar mensubu milletvekillerini gençliklerindeki
gibi idealist düşünmeye çağırıyorum değerli
arkadaşlar.
Şüphesiz ki iktidar partisi mensubu
milletvekillerimizin -elbette- vicdanı var ama sadece vicdan sahibi olmak
da yetmiyor; biraz da cesaret sahibi olmak gerekiyor, söz söylemek gerekiyor,
cesur olmak gerekiyor. Eğer durumu özetlersek durum net bir şekilde
şu değerli arkadaşlar: Attilâ İlhanın şiirinde dediği
gibi Sirkeci Garı tren çığlıklarıyla
bıçaklanmış, Haydarpaşa Garı ise intihar
dumanları içinde. Bunu bilerek söylüyorum. Neden dumanlar içinde?
Haydarpaşa Garında çıkan yangınları
hatırlıyor musunuz? Hepimiz bu yangınları
hatırlıyoruz. Peki, o zaman kamuoyuna ne dedik? Haydarpaşa
Garının yerine acaba bir otel mi yapılacak, buraya ne yapmak
istiyorlar? diye hepimiz sorduk. Şimdi, ben soruyu biraz daha
genişletiyorum: Burayı alan arkadaşımız, bu ihaleyi
alan firma, Garın yanındaki Toprak Mahsulleri Ofisi arsası ve
yeniden tadil edilen bina, hemen oraya yapılan üst geçitleri de
düşündüğümüzde, acaba Toprak Mahsulleri Ofisi ve arsasını
da alıp buraya başka bir şey yapacak mıdır, bütün
Türkiye kamuoyuna ve sizin vicdanınıza soruyorum değerli
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Ve bir şey daha soruyorum: Tesadüf müdür ki bu
ihaleyi alan firmanın bulunduğu adreste iki firma daha var ve tesadüf
müdür ki bu iki firma da hem Ulaştırma Bakanlığından
iş alıyor hem Büyükşehirden iş alıyor hem Enerji
Bakanlığından iş alıyor hem de Okçular Vakfıyla
alakası var.
Şimdi, müteselsilen ve müştereken
lafının yerine başka bir laf kullanıldığı
için ihale iptal edilmiş ya, ben size müteselsilen ve müştereken
sorumlu olanları söyleyeyim değerli arkadaşlar. Elbette ki bu
işten Ulaştırma Bakanlığı sorumlu, değerli
arkadaşlar, elbette ki AKP Grubu da bu işten müteselsilen ve
müştereken sorumlu çünkü ihale alan arkadaşınız, aynı
zamanda AKPnin Sürekli Eğitim Merkezinin Yönetim Kurulu üyesi.
Dolayısıyla, bunun altından kalkamazsınız değerli
arkadaşlar. Milletin tarihine ok atmaktan vazgeçin, milletin tarihine
sahip çıkın, ecdadımızın tarihine sahip
çıkın.
Bakın, ben size ecdadımızdan örnekler
vereyim: Sultan II. Abdülhamitin tuğrası ve onun adı
altında bir yazı var Sirkeci Garında, diyor ki: Ulu hakan
himmet ederek buyruk verdi, demir yolu için bu gönül çeken istasyonu
yaptırdı. Gönül çeken istasyon değerli arkadaşlar. Siz de
gönül belediyeciliği diyordunuz ya hani, şimdi gönül kıran
olmayın, gönül yapan olun, bakın, padişahımız öyle
diyor, tarihinize ihanet etmeyin.
Sultan Abdülaziz diyor ki: Memleketime tren yolu
yapılsın da isterse sırtımdan geçsin, razıyım.
(CHP sıralarından alkışlar)
Ve şimdi, bunu ne zaman söylüyor? Rumeli demir
yolu hattı Topkapıdan Sirkeciye kadar
uzatıldığı zaman söylüyor ve sarayın bahçelerini tren
yoluna veriyor.
Şimdi, siz ne yapıyorsunuz değerli
arkadaşlar? Saraya milletin hafızasını teslim ediyorsunuz.
Bu hak mıdır değerli arkadaşlar? (CHP
sıralarından alkışlar)
Siz, milletin bahçelerini saraya teslim etmek istiyorsunuz
ve bu hak değildir, bunu vicdanlarınıza havale ediyoruz
değerli arkadaşlar.
Bir şeyi daha anlatmak isterim: Değerli
arkadaşlar, ben sizin vicdanınıza sesleniyorum. Şüphesiz
siz yine Padişahım çok yaşa! diyeceksiniz ama yine de
sesleniyorum. Şairin dediği gibi, Gelmeyeceğini biliyorum
da/Her yıl bugün/Dönecekmişsin gibi seni bekliyorum/Haydarpaşa
Garında diyor ya, yine de vicdanlarınıza sesleniyorum.
Kalmışsa eğer, vicdanlarınıza sesleniyorum
değerli arkadaşlar.
Ben bir başka hatırayı daha anlatmak
isterim: Haydarpaşa Garı; Mustafa Kemal Atatürk Haydarpaşa
Garında işgalci donanmaları görür ve Haydarpaşa
Garından Geldikleri gibi giderler. der değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Bir dakika daha alabilir
miyim Sayın Başkanım?
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR KARABAT (Devamla) Şimdi, bu milletin
size Gidin. dediğini biliyoruz. O yüzden bir kez daha
vicdanınıza sesleniyoruz. Şüphesiz, değerli
arkadaşlar, bütün Türk filmlerinde Haydarpaşa Garı buluşma
anıdır, vedalaşma anıdır. İstanbul büyük bir
şekilde Ekrem İmamoğluyla ve onun yeni nesil belediyecilik
anlayışıyla buluşmuştur ve siz şunu tercih
etmeyin: Bu milletle buluşmak yerine, bu milletle vedalaşmayı
tercih etmeyin. Haydarpaşa Garıyla ilgili oturun, düşünün ve
size tavsiyem, değerli arkadaşlar,
Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinden daha çok biraz da tarih
okuyun ve karar verin.
Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun, var
olun. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Bravo Özgür Başkan,
AKPye ders verdin.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
40.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Özgür Karabatın 104
sıra sayılı Kanun Teklifinin ikinci bölümü üzerinde CHP Grubu
adına yaptığı konuşmasındaki bazı
ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biraz evvel kürsüde yapılan konuşmada
Haydarpaşa Garı üzerinden grubumuza yönelik bir sataşma söz
konusu oldu ve müteselsilen sorumlu olunduğuyla ilgili bir beyanda
bulunuldu.
Evet, şunu ifade etmek isterim: Üç gündür
temcit pilavı gibi bu husus gündeme getiriliyor. Konumuz başka
-başka konular üzerinden mesajlar verilmeye ve bir algı
oluşturulmaya çalışılıyor- algı başka,
gerçek başka, o olgu bambaşka. Dolayısıyla, bu konuyla
ilgili, Ulaştırma Bakanımız gerekli açıklamayı
yaptı. Muhatapları bellidir ve mahkemeye de intikal etti. Yargı
kararını verecektir. Eski dönemde de AK PARTİ döneminde de
Büyükşehir Belediyesi bu yerlerle ilgili talepte bulunmuş, o zaman da
Ulaştırma Bakanlığı kendilerine buraları
vermemiş. Şimdi de istenmiş, vermemiş; bu sefer
İmamoğlu diyor ki: Ben alacağım; zoraki, mutlaka
alacağım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) Akrabalara
verdiniz, hısımlara verdiniz; AK PARTİli akrabalara verdiniz;
açıklasana onları.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Ama daha dosyayı tekemmül ettiremeyen bir
Büyükşehir yönetimi var.
VELİ AĞBABA (Malatya) 3 bin lira
maaş alan adama verdiniz. Resmen bir gasp var, gasp!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Hukuk bilmeyen bir yönetim var. Dosyayı
hazırlamaktan aciz bir yönetim var. Aynı şekilde, daha
düşük teklif verdiği hâlde, 100 bin lira teklif verdiği hâlde, 300
bin lira teklif veren için Hayır, daha fazla verene vermeyeceksin; ben
Büyükşehirim, ben daha az verdim, bana vereceksin. diyen, böyle
mızıkçılık yapan çocuk gibi bas bas bağıran bir
durum var.
VELİ AĞBABA (Malatya) Bir çocuğa,
30 yaşında bir çocuğa ihaleyi vereceksin, İstanbulun en
değerli yerini vereceksin
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Şimdi, sonuç itibarıyla, değerli
arkadaşlar, bakın, asıl gerçek ne biliyor musunuz?
VELİ AĞBABA (Malatya)
Mızıkçı çocuk kimmiş bak bakalım,
mızıkçı kim bak bakalım.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bakın, şu daha önce AK PARTİ döneminde
bitirildiği hâlde ve bizzat kendimin de gezdiği yer olan Kemerburgaz
Kent Ormanını İmara değil, halka açıyoruz. diye
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) Tosun
cumhuriyetiyiz, biz tosun cumhuriyetiyiz! Mehmet Aydın gibi
yönetiyorsunuz.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı)
bir algı yönetimi yapmaya çalışıyor
ama Mevlüt Uysal Beyin zamanında bitirilmiş bir olay.
VELİ AĞBABA (Malatya) Mehmet
Aydınla ne alakanız var sizin, Mehmet Aydınla? Çiftlik
Banktan ne farkınız var?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Öbür taraftan da gördüğünüz şu
yeşilliği -Beşiktaş Dikilitaşta şu ağaçlar
yerine- ihaleye çıkaran bir Büyükşehir Belediyesi yönetimi var ancak
buna Büyükşehir Meclisi mâni oldu ve şu yeşilliği park
alanına dönüştürdü.
VELİ AĞBABA (Malatya) İşin zor
valla, işin zor. Böyle bir pisliği savunmak
İşin zor
valla, işin zor.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Evet, aslında yeşillikleri imara açmak isteyen
ve parkı imara açmak isteyen, CHPli Büyükşehir Belediyesinin
kendisidir.
VELİ AĞBABA (Malatya) Böyle bir
yüzsüzlüğü savunmak kolay değil!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Aynı zamanda, biliyorsunuz, Büyükşehir
Belediyesi, Sayın İmamoğlu Makam araçları var. diyerek
kamyonetleri Yenikapıya dizmişti.
VELİ AĞBABA (Malatya) Arabaları,
arabaları.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Bunlar israf. demişti ve sonra da eski parayla 1
trilyonun üzerinde bir ihaleye çıktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) Valla bu
yolsuzluğu, haksızlığı savunmak kolay değil.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Hem de kendisinin israf diyerek fazlalık
dediği taşıtları da devam ettirmek suretiyle.
VELİ AĞBABA (Malatya) Haydarpaşaya
gel Haydarpaşaya! Tren kalkıyor, Haydarpaşaya gel!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Dolayısıyla, bu konuda siz kendi
vicdanlarınıza hem İmamoğlunun algı yönetimini,
yalanlarını hem de şu günlerde
VELİ AĞBABA (Malatya) Çiftliğe gel!
3 bin lira maaşlı çocuğa koca çiftlik arazisi verdiniz mi
vermediniz mi, onu söyle.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı)
Kıbrısla ilgili, CHPli İzmir
Belediyesinin yapmış olduğu, Mehmetçikimize, Türkiyeye hakaret
içeren yaklaşımı vicdanlarınıza sorun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Tosuna,
tosuncuğa verdiniz mi vermediniz mi? Tosuncuğa verdiniz mi vermediniz
mi, onu söyle.
ŞAHİN TİN (Denizli) Boş
boş konuşuyorsun!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Evet, sonuç itibarıyla şu Tunç Soyer diyor ki
Tunç Soyer: Filler tepişir. Rahmetli Erbakan ile Ecevitin beraberce
Kıbrıs Barış Harekâtını yaptıkları
zamanda şehit olan Mehmetçikimizin kemiklerini inciten Tunç Soyere ne
cevap vereceksiniz, size soruyorum. Evet
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Anlayan var
mı seni?
ŞAHİN TİN (Denizli) Dinle, dinle!
VELİ AĞBABA (Malatya) Tosuncuğa
cevap ver, tosuncuğa.
ŞAHİN TİN (Denizli) Ya sussan da
bir dinlesek, adam anlatıyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) Tosuncuğa
cevap ver. Çiftlik cumhuriyeti! Tosuncuğu geçtiniz, tosuncuğu! Mehmet
Aydını geçtiniz!
BAŞKAN Ali, senin gibi çalışkan bir
milletvekili laf atar mı ya!
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) Ne
yapayım Başkanım, sürekli laf atıyor.
BAŞKAN Ya olur mu ya!
Veli Baba, laf atma Veli Baba.
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, Mehmet Aydına
BAŞKAN Veli Baba, laf atma, laf atma.
VELİ AĞBABA (Malatya) 30
yaşındaki bir çocuğa, tosuncuğa Türkiyenin en değerli
arazilerini verdi bunlar, peşkeş çektiler. Nasıl söylemeyelim?
BAŞKAN Grup Başkan Vekili söz istiyor.
Sayın Özel
ŞAHİN TİN (Denizli) Siz sadece
slogan atarsınız böyle, boş boş işte. Konuş
konuş, boş boş konuş. Dinlemesini bilmiyorsun,
konuşuyorsun.
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili söz istiyor.
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
karşımızdaki anlayış Oylar bana verildiğinde
millî irade, bana verilmediğinde kirli irade diyen
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Hiç alakası yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Dinle! Ben seni dinledim,
dinleyeceksin!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Alakası yok ama.
ŞAHİN TİN (Denizli) Nerede
dinlediniz, dinlemediniz ya! Adam oradan bağırdı devamlı.
Ağbaba bağırmadı mı orada? Niye
bağırıyor?
ORHAN SÜMER (Adana) Sen de bağırıyorsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) 13.600 oyu
BAŞKAN Bir dakika Özgür Bey, bir dakika
ŞAHİN TİN (Denizli) Siz
bağırttınız ama orada bizim Grup Başkan Vekili
konuşurken. Niye susturmadın yanındaki adamı?
BAŞKAN Niye laf atıyorsunuz Sayın
Milletvekili? Sayın Milletvekili
Ya böyle şey olur mu?
ŞAHİN TİN (Denizli) Biraz önce
Başkan konuşurken bağırdı oradan.
BAŞKAN Ya, sizin Grup Başkan Vekiliniz
var, o cevap verir, bekle, sabırlı ol. Bu bağırmayla
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Arkadaşlar, cevabı ben vereceğim.
ŞAHİN TİN (Denizli) Grup
Başkan Vekili konuşurken orada Veli Ağbaba
bağırdı.
BAŞKAN Ona da söyledim ben, Veli Beye de
söyledim.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Veli Bey,
gerçekleri söylüyor.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Değerli arkadaşlar, ben cevap vereceğim,
rahat olalım.
Buyurun, sizi dinliyoruz, buyurun...
ŞAHİN TİN (Denizli) Dinlemesini
bileceksin!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Nezaketle dinleyelim.
ŞAHİN TİN (Denizli) Nezaket yok.
BAŞKAN Arkadaşlar, Veli Beye de söyledim,
Ali Beye de söyledim, size de söylüyorum; bu bağırmayla
çağırmayla, laf atmayla sonuç almak mümkün değil.
Buyurun Sayın Özel.
41.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine, İstanbul seçmeninin
verdiği karara kafa tutan anlayışa, ve Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryollarının Haydarpaşa ve Sirkeci gar
alanlarının ihalesine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, bu
anlayış, İstanbulun iradesine kafa tutan anlayış. Bu
anlayış, seçilmiş belediye başkanının
seçildiği karara, İstanbul ilinin verdiği karara, İstanbul
seçmeninin verdiği karara kafa tutan anlayış; 13.600 fark varken
seçimi yargı üzerinde baskıyla iptal ettirip İstanbul
halkından üç ay sonra 806 binlik farkı yiyen, demokrasi
tokadını yiyen ama akıllanmayan anlayış. Bu
anlayış ne yapıyor biliyor musunuz Sayın Başkan? Bu
anlayış, Belediye Kanununda değişiklik hazırlıyor,
emlak vergileri belediyeye giderken lüks konut vergisi diye vergi alıp
onu genel bütçeye koyuyor ki İstanbul, Ankara Büyükşehir Belediyeleri
CHPnin elinde diye hizmet etme imkânları ortadan kalksın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bu anlayış,
belediyeler kendisindeyken belediyenin gelirini artırmaya
çalışırken belediyeler elinden gidince, sanki o belediye 16
milyon İstanbulluya hizmet etmiyormuş gibi, onun
imkânlarını daraltıp İstanbulluyu İmamoğlu
üzerinden cezalandırmaya çalışan anlayış. Bu
anlayış, üç gündür Trumpın mektubuna cevap verememeyi
savunamayan, titreye titreye hamaset yapan anlayış; şimdi, eline
Tunç Soyerin iki buçuk yıl önce söylediği sözleri alıp Ona
cevap verin. deyip Özgür Karabatın tarihsel ve güncel tahlilleri
karşısında ezilen anlayış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Şimdi, bu
anlayış şuna cevap veremiyor: Haydarpaşa Garını
veya Fransada, İtalyada, İngilteredeki şehirlerle
özdeşleşmiş binaları, önlerindeki meydanları o
belediyelere mi veriyorlar, yoksa Macronun veya İngiltereyi yöneten
şimdiki Başbakanın çocuğunun vakıflarına mı
veriyorlar? Türkiyede böyle bir meydanın işletilmesinde, böyle bir
mekâna sahip çıkmada bir belediye çıkıp da Ben buna talibim.
diyorsa, ülkeyi ve şehri yönetenler, o şehri seviyorlarsa o
belediyeye bırakırlar orayı. Ama ne yapıyorsunuz?
İmamoğlunu Binali Yıldırım yenemedi; Bakan, kudretli
Başbakan, Meclis Başkanını koydunuz, yenemedi. Şimdi,
bir aile saltanat düzeni üzerinden, oğlanın yönettiği
vakfın genel müdürlüğünü yapmış, İstanbul Belediyesi
sizin arpalığınızken 3 bin lira maaşa layık
gördüğünüz adama trilyonluk ihaleyi veriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum
Başkanım.
Peki, nasıl vereceğiz biz bu ihaleyi?
İstanbul Büyükşehir Kültür AŞ, bir kültür ve tarih
yatırımı yaparak o meydanı o şehre kazandırmak
istiyor, Okçular Vakfının Genel Müdürüne vereceksiniz, nasıl
eliyorsunuz İmamoğlunu? Müştereken ve müteselsilen
kelimelerinin Türkçesini yazdı. diye eliyorsunuz ve göz göre göre
milletin mekânında, Meclisinde diyorsunuz ki: Daha düşük olana
mı... Oysaki bir sonraki ihale aşaması, tarafların
çağrılıp açık artırma yapılarak en üst
fiyatı verene verilecekken, Kültür AŞyi kelime oyunuyla eleyip
adamı oraya çağırıp, dönüp Ya, bu kadar vermişsin ama
şu kadar ver hadi sende kalsın, bir tek sen kaldın. diyorsunuz.
Kültür AŞ orada olsa İstanbulun hatırına o meydanı o
yandaşa, o piyona...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayalım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bitiriyorum Sayın
Başkan, son.
O meydanları, o tarihî mekânları hanedana,
oğlana, damada yani sizin taşeronunuz, piyonunuz olarak 3 bin lira
maaş alan adama Bilmem kaç trilyonluk envanter varmış. diye
gösteren, onu da ortaklardan borçlanarak sermaye artırımı yapan,
kâğıt üzerinde ekonomik ve ticari hülle yapan birilerine verme
şeytanlığını savunuyorsunuz ya, bu tutanaklar, bu yüce
çatı bunu unutmaz, Türk milleti sizi affetmez. İstanbulludan
yediğiniz demokrasi tokadının fevkinde bir tokadı ilk
seçimde milletten yiyeceksiniz, mahkûm olacaksınız. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar; İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın Milletvekili, Özgür Beyin
anlattıklarına ne ekleyeceksiniz siz? Size soruyorum.
ŞAHİN TİN (Denizli) Zaten
öğrendiler nasıl dinlenir, siz de dinleyin şimdi.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Şimdi
şöyle
BAŞKAN Özgür Bey anlattı işte her
şeyi.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Benim söylediklerime
cevap vermediği gibi, yalan beyanda bulunduğumdan bahsetti. Ben
kısa bir açıklama getirmek istiyorum. Sataşma sebebini hiçbir
şekilde açıklamadı.
BAŞKAN Buyurun.
42.- İstanbul Milletvekili Özgür Karabatın,
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Şimdi
Sayın Grup Başkan Vekili Müteselsilen ve müştereken bizi,
grubumuzu sorumlu tuttu. diye söz aldı ancak hiç buraya değinmedi.
Sebep şuydu herhâlde: Ben, ihaleyi alan firmanın ve ilaheyi alan
firmanın adresinde bulunan firmaların sahiplerinin aynı zamanda
AKPde görevli olduğundan bahsettim, dolayısıyla buradan bahisle
de müştereken ve müteselsilen bir sorumluluktan bahsettim. Buraya hiçbir
şekilde değinilmedi, bunu belirtmek isterim.
Onun ötesinde, yine söz aldığı
şekilde, kamyonetlerden bahsetti ama bugün mesela KİPTAŞta bir
müzayede oldu -takip etti mi, bilmiyorum- sadece 1 aracın 500 bin liraya
satıldığını da belirtmek isterim, bugünkü
KİPTAŞtaki müzayedede. Dolayısıyla, kamu
kaynaklarını kollamak önemlidir.
İkincisi: Yeşil alanla ilgili bir
fotoğraf gösterdi, Beşiktaşta bir fotoğraf gösterdi.
Şimdi sormak istediğim soru şudur: Orada bir imarlı alan
var ve yeşil alana çevrilmek isteniyor. Peki, bu imarlı alanı
kim daha önce düzenlemiş? Birincisi bu. Bunu sormamız lazım.
İkincisi: İlgili Belediye Başkanından bahsetti, Sayın
Mevlüt Uysaldan. Sayın Mevlüt Uysalın
(CHP sıralarından
alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akbaşoğlu,
buyurun.
43.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, İstanbul Milletvekili Özgür Karabatın
yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında
Kıbrısla ilgili sözlerinden dolayı disiplin
soruşturması başlatılıp
başlatılmayacağını öğrenmek istediğine
ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Biraz evvel La Fontaineden masallar dinledik.
Hamasetle üstünü örtmeye çalıştı, evet
AHMET KAYA (Trabzon) Gerçekler acı olur
maalesef.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Şimdi şöyle, bakınız, bütün
basına da yansıyan bir hakikat: İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Genel Sekreteri olarak bir şirketten görevlendirdiği
kimsenin kendi şirketinden üç aylığına 1 milyon 152 bin 810
liralık bir ihale yapıyor.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Ulaştırma Bakanlığı.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Hani israftı araçlar? İhalesi burada, evet.
Sonuç itibarıyla, değerli arkadaşlar,
biraz evvel söylediklerimi gayet açık bir şekilde ifade ettim, hepsi
kayıtlara geçmiştir.
VELİ AĞBABA (Malatya)
Haydarpaşayı yanıtla.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Onlar hikâye de asıl mesele, şu yavru vatan
Kıbrısla ilgili, Türkiye'nin en hassas konularından,
kırmızı çizgilerinden biri olan bu konuyla ilgili.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) Haydarpaşaya
gel!
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Şehitlerimizi, Mehmetçikimizi ve Türkiyemizi
gerçekten üzen, hakaret eden ve Bunu ben iki yıl önce söylemiştim.
diye tornistan yapan CHP Büyükşehir Belediye Başkanının,
bunu 14 Ekimde söylediği net bir şekilde ortaya çıktı,
yalanı da ortaya çıktı. Siz, şimdi, şehitlerimize
hakaret eden, Kıbrısla ilgili bu kadar ciddi suçlamalarda bulunan,
tepişen filler diye Türkiyeyi nitelendiren kendi üyeniz ve Belediye
Başkanınızla ilgili özür dileme ve disiplin
soruşturması başlatma girişiminde bulunacak
mısınız, bulunmayacak mısınız? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Haydarpaşaya
gel!
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Ne alakası var!
Haydarpaşa Garına gelmemek için başka bir şey
anlatıyor cevap olarak.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet, Özgür Bey, sizin
konuşmanızla ana gündemimize geçelim.
Buyurun.
44.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkanım,
bir dakikayı uzatmanızı dahi istemeden şu
kadarını söylüyorum: Karşımızdaki acziyet bir
mahkûmiyete dönüştü. Haydarpaşa meselesinde suçüstü
yakalandılar, rezalet paçalardan akıyor. Zaten bu işleri gizli
kapaklı yapıyorlardı. Allahtan, İmamoğlu geldi çarka
çomağı soktu; bu vakitten sonra İstanbullunun hakkını
size yedirmiyor, damada, oğlana peşkeş çektirmiyor.
Buna cevap veremeyip Tunç Soyerin ifadesi
Gelirsin, Tunç Soyer bahsi açarsın.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Açtım.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Her türlü cevabı da
alırsın ama sana, Haydarpaşa konusunda cevap
veremediğinizin ve rezil rüsva duruma düştüğünüzün üstünü
örttürmem kardeşim, bunu gör. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hadi, bir dakikada baş
et, düello teklif ediyorum.
45.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, yargıya taşınan Haydarpaşa ve
Sirkeci gar alanlarının ihalesiyle ilgili karara saygı
gösterilmesi gerektiğine, Kıbrısla ilgili sözlerinden
dolayı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyerin
özür dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Çok teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Minderden kaçmak için, Tunç Soyerin sözüne maalesef
cevap veremediğin için Haydarpaşaya çekiyorsun ama
VELİ AĞBABA (Malatya) Haydar, Haydar!
ORHAN SÜMER (Adana) Konu zaten Haydarpaşa ya.
Konu Haydarpaşa zaten.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Haydarpaşayla ilgili biz konumuzu söyledik. Ve
baştan aşağıya büyükşehir belediyesinin hakikaten
dosya hazırlama konusunda bile beceriksiz kaldığı ve
verdiği tekliflerde kesinlikle daha az teklif verdiği hâlde
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) Daha az teklif diye
bir şey yok.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı)
kesin itibarıyla daha yüksek teklif veren bir
firmaya bırakıldığı ortada. Aynı zamanda
mahkemeye de intikal etmiş bir husus, yargının vereceği
karara herkes saygı gösterecek. (CHP sıralarından gürültüler)
ŞAHİN TİN (Denizli)
Başkanım, müdahale etseniz ya.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Haydarpaşa Garı, hukuka, mahkemeye intikal
etmiş bir konu. Neticelenecek, herkes eyvallah diyecek. Bununla beraber
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan, toparlıyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Pazarlık usulünü
bilmiyor. Sayın Başkan, pazarlık usulü yapılır bu.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) Ayıp!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Evet, bununla beraber değerli arkadaşlar,
bakın, burada belediyelerin yapmış olduğu faaliyetlerden
vesairelerden bahsedildi. Kıbrısla ilgili daha önceki
konuşmacılar atıfta bulundu. Bugün ve dün gazetelerde çıkan
bu haberle ilgili siz belediyenin bu imkânlarını başka noktada
peşkeş çekmeye çalışan ve siyasi olarak da hakikaten
kırmızı çizgilerimizle ilgili, Ecevit ve Erbakanın,
Mehmetçikin kemiklerini sızlatan bu konuyla ilgili ne
düşünüyorsunuz, bunu soruyorum size.
VELİ AĞBABA (Malatya) Haydar, Haydar!
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, grup
başkan vekilleri kendi düşüncelerini ifade ettiler ama aynı
konuyu tekrardan başka bir şey söylenmiyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Aynı kanaateyim.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Cevap bekliyoruz, özür dileme bekliyoruz Tunç Soyerden.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bir dakika, bir dakika
BAŞKAN - Dolayısıyla bana göre Özgür
Bey, bir dakikayla, bir cevap hakkı çıkartmadan bu işi
toparlayalım.
Buyurun.
46.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, gündem
değiştirilerek Haydarpaşa ve Sirkeci gar alanlarıyla ilgili
ihalenin üstünün örtülemeyeceğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
Cumhuriyet Halk Partisi bir muhalefet partisi, kürsüyü etkili kullanan
hatipleri var. Özgür Karabat, daha önceki arkadaşlar ve bundan sonrakiler
gibi çıktı kürsüye -tanınmış hak- konuştu,
Meclisin gündemine Haydarpaşayı dün ve evvelsi gün olduğu gibi
bomba gibi oturttu, aslanlar gibi. Verecek bir tek cevap yok. Önünüzde
konuşma hakkınız var. Bir tane İzmir milletvekili
çıkarırsın kürsüye, bu meseleyi gündeme getirir, ben de sana Tunç
Soyer meselesinde cevabı veririm ama ben bu oltaya gelecek acemilikte
değilim, Haydarpaşa pisliğinin üstünü gündem
değiştirerek örtemezsin. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Şimdiye kadar çoktan vermiş olurdun ama
cevabı veremedin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çık konuş.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Evet, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Sayın Arzu Erdem
konuşacaklardır.
Şahıslar adına da söz talebiniz var.
Sayın Erdem, konuşma sürenizi birleştiriyorum. Süreniz on
beş dakikadır.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul)
Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin ikinci bölümü
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubum ve şahsım adına söz
almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişle birlikte
Gümrük ve Ticaret ile Ekonomi Bakanlıklarının Ticaret
Bakanlığı olarak birleştirilmesiyle ihracat ve ithalat
işlemleri, gümrük hizmetleri ve ticarete yönelik politikaların tek
bir elden yürütülmesine yönelik uygulamaların daha etkili ve
kapsayıcı icra edilmesine imkân tanınmıştır.
Böylelikle, Ticaret Bakanlığı tarafından izlenen etkin ve
dinamik politikalar çerçevesinde, Bakanlıkça yürütülen işlemlerin
teknik, uygulama ve mevzuat yönünde bir araya getirilmesiyle işlemler
hız kazanmıştır ve maliyetler azalmıştır.
Ticaret Bakanlığı, ihracatın ve ithalatın,
kalkınma planları ve yıllık programlarındaki ilke,
hedef ve politikalar yönünde desteklenmesi ve geliştirilmesi ve özellikle
ihracatın bu politikalar çerçevesinde ülke ekonomisi yararına
düzenlenmesi yönünde çalışmalarına etkin olarak devam
etmektedir. Buna ilaveten, gümrük hizmetlerinin hızına, güvenlik ve
kaliteli bir şekilde yürütülmesine, gümrük işlemlerinin
dijitalleştirilmesine ve basitleştirilmesine yönelik
çalışmalar gümrüklerde hızla sürdürülmektedir. Bu kapsamda, yapılan
çalışmalara örnek vermek gerekirse ihracata yönelik devlet
yardımları artırılmış, kaçakçılıkla
mücadele kapsamında etkin denetimler gerçekleştirilmiş,
dış ticarete konu belgelerin elektronik ortamda alınması
çalışmaları başlatılmış, kâğıt
ortamındaki teminat mektupları elektronik ortama
taşınmıştır. 459 güvenilir kuruma gümrük
işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan
yetkilendirilmiş yükümlü sertifikası verilmiştir. İhracat
işlemlerine ilişkin tüm süreçlerin elektronik ortamda yürütülmesi
sağlanmış, Konteyner ve Liman Takip Sistemi bazı limanlarda
uygulamaya alınmış, Serbest Bölgeler Bilgi Sistemi, SEBİS,
tüm serbest bölgelerde uygulanmaya başlanmıştır.
Varış öncesi gümrükleme projesi hayata geçirilmiştir. Başta
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu
olmak üzere, birçok platformda dile getirilen Gümrük Kanunundaki
cezaların işlenen fiille orantılı olması
gerektiği yönündeki taleplerin karşılanması, kanunun
uygulanmasında karşılaşılan tereddütlerin giderilmesi
ve ihracatçılarımızın önündeki engellerin
kaldırılması yönünde çalışmalar yürütülmüştür ve
bu konuyla ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin hassasiyeti de vardır ve
bu çalışmaları desteklemektedir. Bu kapsamda, gümrük
işlemlerinin daha etkin yürütülmesini sağlamak amacıyla Gümrük
Kanunu ve Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi hazırlanmıştır.
Değerli milletvekilleri, söz konusu kanun
teklifinde Gümrük Kanununda yer alan idari para cezalarına ilişkin
usul hükümleri, ceza miktarları ve pişmanlık hükümleri yeniden
değerlendirilerek uygulanacak cezalarda günümüz ekonomik
koşullarına uygun olarak fiilin ağırlığı göz
önünde bulundurulmak suretiyle hakkaniyet sağlanması
amaçlanmıştır. Gümrükte eşyanın tasfiye sürecinden
daha etkin işlenmesi amacıyla tasfiye hükümlerinde düzenlemeye
gidilmiştir. Teminat uygulanmasının birçok gümrük işleminin
vazgeçilmez bir unsuru olması nedeniyle gümrük idaresince teminat
alınması gereken durumlarda yüzde 20 fazla teminat alınması
uygulaması yürürlükten kaldırılarak günümüzün ekonomik koşullarında
teminatların ticaret erbabı açısından işlem
maliyetlerini düşürücü bir unsur olması hedeflenmiştir.
Transit rejiminde rejim hak sahibinin asıl
sorumlu dediğimiz gümrük idaresine karşı mali yönden
sorumluluğu açıkça belirtilmiş, cezai açıdan
sorumluluğunun belirlenmesinde ise işlenen fiile dahlinin bulunup
bulunmadığına dair araştırılma ölçütü
getirilmiştir.
Mülga Savunma Sanayii
Müsteşarlığı Cumhurbaşkanlığı
makamına bağlanmış olduğundan uygulamada yaşanan
tereddütlerin giderilmesini teminen ithal edilecek eşyaya ilişkin
gümrük muafiyeti uygulanacak kurumlar arasına Savunma Sanayii
Başkanlığı eklenmiştir.
Anayasa Mahkemesince fazla ve yersiz tahsil edilen
vergilerin iadesinde faiz ödenmeyeceğine ilişkin kuralın
yükümlülükleri belli bir dönem için faiz gelirinden mahrum kalması
sonucunu doğuracak kurumsal yarar ile bireysel yarar arasındaki
dengenin bozulmasına neden olduğu gerekçesiyle Gümrük Kanununda yer
alan Yetkili idareler tarafından gümrük vergileri ile bunların
ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya
gecikme zammının geri verilmesinde idarece faiz ödenmez. hükmünün
iptal edilmesiyle birlikte oluşan boşluğun giderilmesini gümrük
vergileri ile bunların ödemelerine bağlı olarak fazla
tahsilatın geri verilmesi, idarece geri verilecek tutar üzerinden
hesaplanacak faizin ilgililere ödenmesi amaçlanmıştır.
Uzlaşmanın yükümlü ile idare arasında
ihtilafın daha hızlı bir şekilde giderilmesine yönelik bir
süreç olduğundan yükümlü veya ceza muhatabına süresi içerisinde olmak
ve itirazın sonuçlanmamış olması kaydıyla
itirazından vazgeçerek uzlaşma talep etme hakkı tanınarak
uzlaşmanın yaygınlaştırılması
hedeflenmiştir. Ayrıca uzlaşma sonucunda hesaplanacak gecikme
zammı oranında gecikme faizinin uygulanmasında dikkate
alınacak süre daha net ifade edilmiştir.
6136 sayılı Kanunda yapılan
düzenlemeyle, silah taşıma yetkisine sahip personelimize diğer
kolluk birimlerinde olduğu gibi görev silahlarını zati silah
olarak edinebilme ve emeklilikte harç ödemeksizin silah ruhsatı alabilme
imkânı sağlanmıştır. Bu ve bunun gibi birçok sebepten
yola çıkarak söz konusu kanun teklifimizin vatanımıza,
milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı
Kuvvetlerimizin 9 Ekim 2019 saat on altı itibarıyla
başlatmış olduğu Barış Pınarı
Harekâtıyla Suriyenin kuzeyi terörden temizlenmiştir. Harekât, ülkemizin
uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını, özellikle de
terörle mücadeleye yönelik kararları ve Birleşmiş Milletler
sözleşmesinin 51inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı
çerçevesinde Suriyenin toprak bütünlüğünü korumak suretiyle icra edilmiştir.
Fırat Kalkanı Harekâtı ve Zeytin Dalı Harekâtında
olduğu gibi harekâtın planlama ve icrasında sadece ve sadece
hain teröristler ile onlara ait barınaklar, sığınaklar,
mevziler, silahlar, araç ve gereçler hedef alınmıştır.
Sivil ve masum kişilerin, harekât bölgesinde tarihî, kültürel, dinî
yapılar, altyapı tesisleri ile bölgede bulunan muhtemel dost ve
müttefik ülke unsurlarının zarar görmemesi anlamında her tür
dikkat, özen ve hassasiyet gösterilmiştir. Hudutlarımızın
güvenliğini sağlamak, sınırlarımızın
güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasını engellemek,
DEAŞ, PKK, YPG ve diğer terör unsurlarının
tamamını, güvenliğimizle ilgili tehdit oluşturan tüm terör
örgütlerini ve teröristleri etkisiz hâle getirmek, yerinden edilmiş
Suriyelilerin evlerine ve topraklarına dönüşleri için uygun
şartları sağlamak amacıyla yürütülmüş olan
Barış Pınarı Harekâtında mücadele eden kahraman
Mehmetçiklerimize minnetlerimizi, şükranlarımızı sunuyoruz,
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, kederli ailelerine sabır
diliyorum, gazilerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletip bu anlamda uzun,
sağlıklı ömürler diliyorum. Barış Pınarı
Harekâtıyla PKK, YPG ve tüm terör unsurları ilga edilmiştir,
imha edilmiştir, dağıtılmıştır, silahlar
alınmıştır, istismar ettiği insanlar örgütten
kurtarılmıştır -başta Kerkük, Irak-
tartışmalı bölgelere sızarak yeni etkiler üretmesi
engellenmiştir. Barış Pınarı Harekâtı küresel
konjonktürde de büyük yankı ve dalgalanmalara sebep olmuştur. Küresel
çetelerin ülkemiz üzerinde yürütmüş olduğu kirli
çalışmaların tamamının karşısında
-başta Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin uzun senelerden
beri Fıratın doğusunda oluşturulması gereken bir
güvenlikli bölgenin, hilal şeklindeki bir güvenlikli bölgenin
uyarısıyla- birlikte yürütülmüş olan bu harekâtla aslında
küresel çetelerin tamamına kadim devletimiz gerekli meydanı da
okumuştur. Harekâtın neden olacağı olası sonuçlardan
korkan ve çekinen küresel güçler Türkiyeyle masaya oturmak zorunda kalmıştır.
Her iki küresel güçle böylesine hassas bir ortamda anlaşma yapmak bile
başlı başına anlamlı, değerli ve önemlidir. Bu
açıdan, bu harekâtla ilgili farklı yorumların, Mehmetçikimize,
bu açıdan yürütmüş oldukları mücadelede sadece Mehmetçikimize
değil tüm güvenlik güçlerimize, bu topraklar altında yatan,
canını bir çakıl parçası için vatanı uğruna feda
etmiş olan, yine bedenini silahların karşısına siper
etmiş olan, terör örgütlerinin karşısına siper etmiş
olan gazilerimize yapılacak olan olumsuz yorumların tamamı birer
hakaret niteliğindedir ve bizler tarafından da yok hükmündedir. (MHP
ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Liderimiz
Sayın Devlet Bahçeli Beyefendinin dediği gibi, Fıratın
doğusunda hilal yükselmelidir, terörle yaşamaya da
alışılmayacaktır. Hamdolsun hilal yükselmiştir,
hamdolsun ay yıldızlı al bayrak dalgalanmaktadır. (MHP ve
AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu vesileyle, tüm
güvenlik güçlerimize, askerimize, emniyet mensuplarımıza,
korucularımıza Allah güç, kuvvet versin.
Terörle mücadelede, devletten maaş almadan
yıllarca gönüllü olarak, PKKnın çok yoğun tehdidi altında
olduğu hâlde devletten yana safını belirleyen, özellikle
Güneydoğu Anadolu coğrafyasında, evde sayısızca
çocuğunu bırakıp giderken helalleşen ve güvenlik korucusu
olarak zor imkânlarla görevini yürüten kahramanlarımızı da ben
buradan selamlamak istiyorum.
Burada yürütülmüş olan mücadele, tabii ki
başta Mehmetçikimiz olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olmak
üzere, emniyet teşkilatımız, Jandarma Özel
Harekâtımız, Polis Özel Harekâtımız ve bunların
yanında korucularımızla birlikte yürütülmektedir ve yine
sınır ötesine korucu kardeşlerimiz de gerekli müdafaayı
yapmak üzere sevk edilmişlerdir. Yirmi altı yıl arayla
-korucularımızla ilgili biraz detaylı bilgi de vermek istiyorum-
babadan oğula şehadeti geçen, aynı yaşta, aynı zamanda
şehit olan korucularımız var ve bununla ilgili örneği
aslında hepimizin örnekleyip şunu görmemiz gerekiyor: Bakın,
terörle mücadele etmek çok zor bir şey aslında ama bir taraftan da
çok kolay. Devlet politikası olarak yaparsınız ama o mücadeleye
giden herkesin ağzından çıkan tek bir söz var: Biz düğüne
gidiyoruz. Biz Kızılelmaya gidiyoruz. Elini bozkurt yapıp bu
mücadeleye giderken gülümseyerek gidebilmek, anasına
kavuşmayacağını bilmek, bacısına
kavuşmayacağını bilmek, babasına kavuşmayacağını
bilmek, bu anlamda geri dönüşünün olmadığını bile bile
o sefere çıkabilmek ayrıca bir yürek işi. Bu açıdan da
yapılmış olan mücadelenin kıymeti orada mücadeleyi yürüten
tüm Mehmetçiklerimiz açısından ve tüm Emniyet
teşkilatımız açısından, Polis Özel
Harekâtımız açısından, güvenlik korucularımız
açısından çok önemli.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
korucularımızla ilgili
Korucularımızın ayrı bir
kanunu yok, sayı olarak da aslında çok yüksek bir sayı
olmamasına rağmen mutlak ve mutlak kanunla düzenlenmesi
gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili olarak vermiş
olduğumuz kanun teklifinde bir korucu kanunuyla haklarının
düzenlenmesi ve bu anlamda özlük hakları başta olmak üzere maaş
düzenlemelerinin yapılması gerekmektedir. Bu konuyla ilgili kanun
teklifimizin de yine Cumhur İttifakımızla birlikte ve tüm
milletvekili arkadaşlarımızla birlikte aynı hassasiyet
içerisinde yürütüleceğine ben inanıyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Arzu Hanım,
biz destek oluruz.
ARZU ERDEM (Devamla) Ve bu açıdan özellikle
güvenlik korucularımızla ilgili getirmiş olduğumuz kanun
teklifinin kıymetli olduğunu düşünüyoruz.
Bakın, çok önemli bir şey var; ülkemizi
etnik unsurlar üzerinden bölmek, Türk milletini ayrıştırmaya
çalışmak isteyenlere de buradan seslenmek istiyorum. O bölgede
şu an, Türk askeri, çoğunluğu Kürt kökenli olan korucularla
birlikte aslında PKKnın zulmüne uğramış Kürtlere
yardıma yetişti, onları orada kurtardı. Ananın
askerimizin gözüne bakıp bir kurtarıcı melekle karşı
karşıya olduğunu görünce aslında etkilenmemesi mümkün
değil. Bu açıdan bu süreç çok önemli. Rabbim Türk milletinin birlik
beraberliğini daim eylesin, Rabbim devletimizin üniter
yapısını bozmasın. Bir çakıl
taşımızı bile haine teslim etmeyeceğiz, bir çakıl
taşımızı bile PKKlıya teslim etmeyeceğiz. Her
kim ki onların arkasında da duruyorsa, her kim ki onların
diliyle de konuşuyorsa onlar da yok hükmündedir.
Ben hepinizi saygıyla sevgiyle
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şahıslar adına
başka söz talebi yoktur
Soru-cevap işlemi talebi yoktur.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeler varsa o
madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
Buyurun Sayın Tanal.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
47.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, ABD
Devlet Başkanı Trumpın Türkiyeye gönderdiği devlet
ciddiyetiyle bağdaşmayan mektubunu kınadığına ve
AK PARTİli yetkililerin neden bu konuda cumhuriyet
savcılarını göreve davet etmediğini öğrenmek
istediğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul) Ben çok teşekkür
ediyorum Değerli Başkanım.
Değerli milletvekilleri, öncelikle
Trumpın Türkiye'ye göndermiş olduğu mektuptan dolayı
Trumpı kınıyorum. Türkiye Cumhuriyeti devletinin
Cumhurbaşkanına hakaret etmiştir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
organlarını, hükûmetini, devletini
aşağılamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz
bunu şikâyet ettik, AK PARTİli yetkililer neden şikâyetçi
olmuyor, neden bu cumhuriyet savcılarını göreve davet etmiyor?
Bir üniversite öğrencisi Cumhurbaşkanını ağır
eleştirdiğinde, ağır bir tweet attığında
hepiniz mahkemenin, karakolun yolunu tutuyorsunuz ama Trumpa gelince sus pus
yerinizde duruyorsunuz. Sizden rica ediyorum: Öğrenciler nedeniyle
nasıl karakollara, nasıl savcılığa şikâyet
ediyorsanız Trumpın yapmış olduğu ahlaksızca
mektup nedeniyle de sizin şikâyet etmeniz gerekiyor, aksi takdirde siz
Trump karşısında ezik bir vaziyette durmaya devam edeceksiniz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Serter, buyurun.
48.- İzmir Milletvekili Bedri Serterin, İzmir
Milletvekili ve son Başbakan Binali Yıldırımın
İzmir ilinde yaptığı konuşmalarına ve AK
PARTİ iktidarları döneminde gençlerin neden sahiplenilmediğini
öğrenmek istediğine ilişkin açıklaması
BEDRİ SERTER (İzmir) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
İzmir Milletvekili, son Başbakan, eski
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Binali
Yıldırımı burada, Genel Kurulda göremiyoruz ama kendisi
burada yapmadığı siyaseti İzmirde üniversite üniversite
gezerek yapıyor. Kendisi sadece siyaset yapmakla kalmıyor, mensubu
olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi sanki on yedi yıldır
iktidarda değilmiş gibi, bu süreçte beyin göçünü hiç
duymamış gibi davranabilmektedir. Bugün İzmirdeki konuşmasında
Silikon Vadisine yaptığı ziyaretten söz edip orada ciddi
yatırım ve buluşlara imza atan Türk bilim insanları için
Keşke o beyinler orada değil, burada olsalardı. diyebiliyor.
Sorarlar insana: Bunca yıllık iktidarınızda bu gençleri
neden sahiplenmediniz? Soruyorum, Amerika Birleşik Devletlerinden geri
gelsin dediğiniz gençler kime güvenecek? Her üniversite mezunu iş
bulmak zorunda değil. diyen Cumhurbaşkanına mı Kamu bütün
üniversite mezunlarına istihdam sağlamayabilir. diyen son
Başbakana mı? Bundan dolayı, artık hamaset ve boş
konuşmalar son Başbakana yakışmamaktadır.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN 11inci madde üzerinde 3 önerge
vardır; önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 11inci
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederim.
MADDE 11 - 4458 sayılı Kanunun 234üncü
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde ve
üçüncü fıkrasında yer alan "on beş ibaresi "on
şeklinde değiştirilmiştir.
"2. Dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü
altında işleme rejimi ve tam muafiyet suretiyle geçici ithalat rejimi
hükümlerine tabi eşyaya ilişkin olarak yapılan beyan ile muayene
ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda; birinci fıkrada
belirtilen farklılıkların tespiti durumunda vergi
farkının yarısı tutarında idari para cezası
verilir. Beyana aykırılık durumun, idarenin tespitinden önce ve
beyan tarihinden itibaren 15 gün içerisinde beyan sahibi tarafından
idareye bildirilmesi hâlinde herhangi bir cezai işlem uygulanmaz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk Zeki
Hakan Sıdalı
Denizli Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekili Zeki Hakan Sıdalı.
Buyurun. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, ekonomimiz büyük bir çöküntü içinde;
yapılan tüm YEPler, yapılanmalar başarısız oluyor.
Nüfus artışının çok altında büyüyoruz. Her geçen ay
işsizlik artıyor, işsizlikle birlikte içeride satın alma
gücümüz de erozyona uğruyor; insanlarımız temel
ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Küçülen ekonomiyle
ölçek ekonomisinden de uzaklaşıyoruz, rekabet gücümüzü kaybediyoruz.
Peki, çözüm nedir? İhracata yönelik her imkânı kullan, inşaat
ekonomisinden üretim ekonomisine geç. Peki, sizin çözümünüz nedir?
İthalatı zorlaştır aman cari işlem
açığı vermeyelim ama bunu ihracatı artırarak
değil, ithalata cezalar vererek yapalım. Hep sopa. Hâlbuki sanayici
sizden havuç istiyor. Dün Sayın Durmuş Yılmaz anlattı, on
sene öncesine göre portakalı yüzde 44, mandalinayı yüzde 37, limonu
yüzde 28, greyfurtu yüzde 32 daha ucuza ihraç ediyoruz.
Bakın, ithalat malları ülkeye giren sadece
tüketim mallarını değil ara mallar, ham maddeler sanayicilerin
üretim yapabilmesi için envaiçeşit ürünleri de kapsıyor.
Görüşmekte olduğumuz bu 11inci madde büyük ölçüde ihracat yapmak
için ithal edilen ara mal ve ham maddelerle ilgili. Yani bu ithal mallarla
sanayici üretim yapacak ve neticesinde ihracat gelirlerine katkı
sağlayacak. Bu sebeple bizim burada çıkaracağımız
kanunlar sanayicinin, üreticinin işini kolaylaştırmalı,
teşvik etmeli ve önünü açmalıdır. Üreticinin beklediği
malların gümrüğe takılması, sehven yaptığı
beyan hatalarından yüksek cezalar alması bu ülkeye hiçbir fayda
sağlamaz. Sanayici hata yapmış, kendisi fark etmiş. Biz ne
yapıyoruz? Hop, gel buraya, öde cezayı. Bizim görevimiz Türk
mallarının ihracattaki rekabetçi gücünü artırmaktır. Küçük
hatalara büyük cezalar keserek suyunu çeken yerle bir ettiğiniz bütçemize
can suyu pompalamak değil. Konu hakkındaki önergemiz, ilgili kanun
maddesinin daha kapsayıcı, teşvik edici ve beyan sahibi
tarafından sehven yapılabilecek bir hatayı önleyebilecek
düzeltmelere sahiptir. Hatalı işlemin idarenin
farklılığı tespit etmesinden önce beyan sahibi
tarafından bildirilmesi hâlinde kendisine ceza kesilmesini doğru
bulmuyoruz. Yanlışlığı bildiren beyan sahibine on
beş günlük bir tadilat süresi tanınması ve bu hatalı beyan
için herhangi bir cezai işlem uygulanmaması hataların
düzeltilmesini teşvik edecektir. Bırakın sanayici işini
yapsın, çökerttiğiniz ekonomiye can suyu olsun. Gelin, bu ceza
maddesini hep beraber kaldıralım.
Sayın milletvekilleri, dâhilde işleme
rejimi, ülkeden temin edilemeyen malzemelerin yurt dışından
getirilmesine olanak sağlayarak girdi maliyetlerini azaltmak ve ihraç
mallarının rekabet gücünü artırmak amacı gütmektedir. Ancak
bu rejim, ihracatı ithalata bağımlı kılmakla birlikte
yerli üreticiyi de olumsuz etkilemek gibi birtakım sakıncaları
bünyesinde barındırıyor. Ticarette zorlama olmaz, teşvik
olur. İhracatçıya yerli alternatif kullanması hâlinde
teşvik vermeli, onu ödüllendirmeliyiz.
Dünyanın her yerinden ülkemize karşı
yaptırım tehditleri ihracat kalemlerimizi de doğrudan hedef
alıyor. İhracatçılarımızı ve sanayicilerimizi
başta pelüş saçlı olmak üzere, bu tehditlerden nasıl
koruyacaksınız? Ürün satacak, ham madde alacak alternatif pazarlar
yaratacak mısınız? Yoksa bazı firmaları batmaktan
kurtarıp diğerlerini kendi kaderine mi terk edeceksiniz? Keşke
Varlık Fonumuz, inşaatçı kurtaracağına,
ihracatçı KOBİ desteklese. Ama nerede!
Ticaret Bakanlığı verilerine göre,
Avrupa Birliği ülkelerinde dâhilde işleme rejimi kullanımı
yüzde 5 civarında seyrederken Türkiyenin ihracatının yüzde
43ünü karşılamakta. İlgili mevzuatlara
baktığımızda dâhilde işleme rejiminin her sektörde
uygulanabildiği görülüyor. Uygulama değiştirilerek Türkiyede
üretilmesi mümkün olmayan ham madde ve ara malı
kullanımının gerekli olduğu sektörle
sınırlandırılması yerli üretim bağlamında
bir ivme sağlayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) Türkiyenin en
çok ithalat yaptığı kalemlerin ara mallar ve ham madde
olduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak yerli üreticinin ve millî
ekonominin zarar görmemesi adına, gerekli tedbirler
alındığı takdirde ihracata dayalı ekonomik büyümenin
daha sağlıklı ilerleyeceğini göreceksiniz, tabii o gözle
bakmak isterseniz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanun Teklifinin
11inci maddesinde yer alan on ibaresinin beş olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın Tahsin
Tarhan
Adana Balıkesir Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul İzmir
Hüseyin
Yıldız Aydın
Özer Deniz
Yavuzyılmaz
Aydın Antalya Zonguldak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz.
Buyurun Sayın Yavuzyılmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
özü ve özeti itibarıyla Gümrük Kanunundaki bu değişiklik
teklifi Türkiyenin ekonomisi açısından çok tehlikeli bir tekliftir.
Bu teklif kaçakçılığı teşvik etmektedir. Bu teklif
kaçakçıları cesaretlendirmektedir. Gümrük muhafaza görevlilerinin yerli
imalatçıların koruması gereken kalkanlarını yok
etmektedir. Eşit rekabet imkânlarını ortadan kaldırarak
yerli imalatçıları iflasa sürükleyecek olan bir tekliftir.
Kısacası bu teklif, doğuracağı sonuçlar
itibarıyla gayrimillî bir tekliftir.
Şimdi, 11inci maddeyi bu tespitlerin
ışığında birlikte inceleyelim. 11nci madde Türkiyeyi
yabancı plakalı araç cehennemine çevirecek olan maddedir. 11inci
maddenin ikinci fıkrasında belirtilen tam muafiyet suretiyle geçici
ithal rejim hükümlerine tabi eşyadan kasıt, aynı zamanda
Türkiyedeki yabancı plakalı araçlardır.
Bu teklifle mevcut kanunun 234üncü maddesine göre
usulsüzlüklere verilen ceza en az yüzde 400 azaltılmaktadır. 11inci
maddeye göre, çifte pasaport sahibi olup gerçekte Türkiyede yerleşik
olduğu hâlde yurt dışında yerleşikmiş gibi
beyanda bulunan bu kişinin hak sahibi olmadığı
anlaşıldığında aracın gümrük vergilerinin 1/2si
kadar ceza verilmesi öngörülmektedir. Eğer bu madde bu hâliyle
yasalaşırsa ülkemizdeki sıfır kilometre ve ikinci el araç
piyasası büyük bir krize girecektir. Araç sahibi olmak için kanunlara göre
vergisini ödeyen vatandaşımızsa en kibar ifadeyle mağdur
edilmiş olacaktır.
Yine 11inci maddenin (2)nci fıkrasında
dâhilde işleme rejiminden kasıt, ihracat yapmak üzere ithal edilen ürünlerin
rejimidir. Örnek olarak, gömlek üretip ihraç etmek için Çinden bin metre
kumaş ithal ettiğini beyan eden bir imalatçının
aslında bin değil, daha fazla,
Bakın, bu istismarı Sayıştay
nasıl tespit etmiş? Elimde gördüğünüz Sayıştay Raporu,
Ticaret Bakanlığı 2018 Yılı Denetleme Raporudur.
Bulgu 5: Gümrük Vergileri Ek Tahakkuk ve Ceza Tutarlarının Muhasebeleştirilmemesi
yani diyor ki: Gümrük müdürlüklerince kesilen ek tahakkuk ve ceza
tutarları ile bunlardan takibe alınan ya da tecil edilenlerin
muhasebeleştirilmediği görülmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın
Milletvekili.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) 2010
yılı Sayıştay Raporunda da burada aynı bulgu var. Ne
demek bu? Sayıştay raporlarından alınan rakamlara göre,
2018 yılı ek tahakkuk ve ceza toplamı 3,2 milyar TL,
tahsilatı sadece 710 milyon TL, aradaki fark 2,49 milyar TL; bunlar tahsil
edilememiş ve uzlaşma müessesesinde silinen cezaları
içermektedir. Sayıştay bas bas bağırıyor kendi
üslubunca: Uzlaşma müessesesinde silinen cezaları denetleyemiyorum.
Hangi şirketlerin cezalarının
sıfırlandığını denetleyemiyorum. diyor.
Dolayısıyla usulsüzlüklerin AK PARTİ bürokratları
tarafından sistematik bir şekilde yapıldığı
anlaşılmakta ve komisyonculuk yapıldığı
iddiaları bulunmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) Toparlayabilir
miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN Sesiniz iyi, devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Devamla) Teşekkür
ediyorum.
Bir diğer nokta da aynı zamanda
yapılmak istenen kanun değişikliği teklifiyle bu liyakatsiz
ve kullanılan kavramlarının anlamlarının nereye
gideceği dahi hesap edilmeden hazırlanmış bu kanun teklifi
de, nasıl narkotik polislerinin sözleşmeli kadroyla görev
yapmalarına müsaade edemeyeceksek aynı şekilde gümrük muhafaza
memurlarının da sözleşmeli olarak görev yapmaması
gerektiğini ifade etmediği için büyük bir eksiklik içermektedir.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, söz
verir misiniz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Başkan.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
49.- Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Elitaşın, Zonguldak
Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın 104 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 11inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasında Komisyonu itham altında
bıraktığına ilişkin açıklaması
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekili konuşmasında AK PARTİ Grubunu itham
ederken aslında Komisyonumuzu büyük bir itham altında
bırakmaktadır. Sanki bu metin yolsuzluğa ve yolsuzluk yapmak
isteyenlere büyük bir imkân verecek gibi ifade edilmektedir.
Bakın, daha önce 234üncü maddenin (3)üncü
fıkrasında pişmanlık münasebetiyle farklılıklar
beyan edildiği takdirde yüzde 15 alınması gereken oran bizim
metnimizde yüzde 10 olarak değiştirilmiştir. Sizin önergenizde
bu yüzde 10luk oran yüzde 5e düşürülmektedir. Komisyonda değerli
milletvekili arkadaşlarımız, bunun yüzde 10 mu, yüzde
Bakın, Değerli Milletvekilim, 234üncü
maddede bu konuların neler olduğu beyan edilmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) 234üncü maddede herhangi bir
eksiklik, yanlışlık denetleme anında ortaya çıktığı
takdirde bunun nasıl cezalandırılacağı (2)nci,
(3)üncü fıkralarda belirlenmiş. Eğer bu yapılan
işlemler, farklılık varsa, miktar cinsinden
farklılıklar varsa 238inci madde hükmüne tabi olarak
cezalandırılması gerekir. Siz kanunu sadece 234ten
değerlendirerek ve verdiğiniz önergenin de hilafına bir
konuşma yaparak aslında bütün Komisyonumuzu töhmet altında
bırakmaktasınız. 238inci maddeye
baktığınızda, bunların, yapılan bir
yanlışlığın, kötü niyetli bir yanlışlık
varsa onun da nasıl cezalandırılacağı
anlatılmaktadır. Lütfen, Kanunun 238inci maddesine bakarsanız
değerlendirmiş olursunuz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Çok teşekkür ederim.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak)
Başkanım
Başkanım
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.38
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.54
BAŞKAN: Başkan
Vekili Celal ADAN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),
Nurhayat ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa)
-----0-----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin
10uncu Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
104 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
11inci madde üzerindeki son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 104 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesiyle 4458 sayılı
Kanunun 234üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan
değişiklik maddesinde yer alan verilir ibaresinin uygulanır
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Lütfi
Kaşıkçı Metin
Nurullah Sazak Muharrem
Varlı
Hatay Eskişehir Adana
Yaşar
Karadağ Hasan
Kalyoncu Ali
Muhittin Taşdoğan
Iğdır İzmir Gaziantep
BAŞKAN Sayın Yavuzyılmaz
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
50.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın, 104
sıra sayılı Kanun Teklifinin 11inci maddesinin birinci
fıkrasında ifade edilen ceza indirimi ile ikinci fıkrasında
belirtilen ceza indirimi arasındaki dengesizliğe vurgu
yaptığına ilişkin açıklaması
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sayın
Başkan, biraz önce görüştüğümüz 11inci maddenin birinci
fıkrasında ifade edilen ceza indirimi ve ikinci fıkrada
belirtilen ceza indirimleri arasındaki dengesizlik hususuna ben özellikle
vurgu yaptım. Madde kendi içinde hem ceza vermeli hem de
caydırıcılığın bir dengesini
oluşturmalıdır. Maddenin her fıkrası eğer
aynı şeyi söyleyecekse bir maddede zaten birden çok fıkra
olmazdı.
Aynı zamanda, madde 238le ilgili bir
cezanın yine bu maddeye dayanarak verileceğini söylediniz ama 2013
yılı öncesi gümrüklenmiş bedelin 2 katı olan para
cezasını 11/4/2013 tarihinde yapılan değişiklikle
zaten siz gümrük vergileri tutarının dörtte 1ine indirmiştiniz,
zaten onu kuşa çevirmiştiniz. Dolayısıyla ben bunu ifade
etmedim. Bunu hatırlattığınız için teşekkür
ediyorum.
Aynı zamanda yaklaşımınızı
da çok popülist bulduğumu da ifade etmek istiyorum.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu Sayın Başkan?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Gaziantep Milletvekili Ali Muhittin Taşdoğan.
Buyurun Sayın Taşdoğan.
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN
(Gaziantep) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye
İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan verilere göre
seçim bölgem Gaziantepte 2019 yılı Ağustos ayında geçen
yılın ağustos ayına göre yüzde 7,7 oranında
artışla 554 milyon 148 bin dolar ihracat
yapılmıştır. Rakamları değerlendirdiğimizde
Türkiyenin ağustos ayı ihracatı yüzde 1,7 artarken Gaziantep
ihracatı yüzde 7,7 artışla ülke ortalamasının 4,5
katı olmuştur. Bu yılın ilk sekiz ayında
yaptığımız ihracat rakamları ile geçen yılın
ilk sekiz ayında yapılan ihracat rakamlarını birbirine
oranladığımızda Türkiye ihracatı yüzde 2,9 artarken
Gaziantepimizin ihracatının yüzde 9la ülke ortalamasının
3 katını geçtiğini memnuniyetle belirtmek isterim. İhracat
yaparak ülkemize ve Gaziantep ekonomisine katkı sağlayan
müteşebbislerimize, Gaziantep sanayisinin bu güzide işletmelerinin
sahiplerine ve ihracatçılarına ne kadar teşekkür etsek
azdır.
2019 yılının Ağustos
ayındaki verilere baktığımızda ülkemizde en fazla
ihracat yapan ilk 10 il arasında Gaziantepin 6ncı sırada
olduğunu görmekteyiz. Gaziantepin sanayi ve üretimdeki ihracat
potansiyelinin yüksekliği memnuniyet vericidir. Gaziantepin ihraç
ettiği ürünler halı, tarımsal sanayi ve hububat ürünleri,
tekstil ve ham maddeleri, kimyevi maddeler ve mamulleri; mobilya, kâğıt
ve orman ürünleri, deri ve deri mamulleri; çelik, hazır giyim ve
konfeksiyon, yaş meyve ve sebze mamulleri, makine ve makine
aksamlarından oluşmaktadır. Gaziantepten en fazla ihracat
yaptığımız ülkeler ise Irak, Suriye, Suudi Arabistan,
Birleşik Krallık, İran, Libya başta olmak üzere özellikle
komşu ülkeler ve yakın ülkelerdir. Dolayısıyla bölgemizde
oluşturacağımız huzur, güvenlik ve istikrar
ortamının aynı zamanda komşu ülkelerle
yapacağımız ticarete katkısı çok daha büyük
olacaktır. Bu nedenle terörle mücadeleyi ve bölgenin istikrara
kavuşmasını en çok da Gaziantep arzu etmektedir. Tüm bu
sebeplerden dolayı Gaziantep sanayisi ve ihracatçıları için
gümrük iş ve işlemleri önemli bir konudur.
Sayın milletvekilleri, Avrupa Birliğinin
yeni gümrük kanunu Birlik Gümrük Kodu 1 Mayıs 2016 tarihi itibarıyla
ABde yürürlüğe girmiştir. Birlik Gümrük Koduyla gümrük
işlemlerinin standartlaştırılması,
basitleştirilmesi ve kolaylaştırılması, tüm gümrük
işlem ve süreçlerinin tamamen elektronik ortamda yürütülmesinin
sağlanması, tüm üye ülkelerin elektronik sistemlerinin
uyumlaştırılması, güvenilir firmalara
-yetkilendirilmiş yükümlü statüdeki firmalar deniyor- önemli
kolaylıklar getirilmesi ve teminata konu gümrük işlemlerinin
genişletilmesi amaçlanmaktadır.
Sanayicinin ve
ihracatçılarımızın isteği, ülkelere
yaptığı mevcut ihracatımızı daha da
artırmasını sağlayacak yasal düzenlemelerdir. Gümrük
işlemlerinin daha sade ve hızlı olmasını düzenleyecek
olan bu değişiklik sayesinde, sanayicilerimizin gümrük iş ve
işlemlerinde karşılaştığı birçok sorunun
bertaraf edileceğini düşünmekteyiz. Yeni gümrük kanunuyla getirilecek
yeni basitleştirmenin, özellikle ticaret erbabı için maliyetleri
azaltacağı ve gümrük işlemlerinin daha öngörülebilir
olmasını sağlayacağını düşünmekteyiz.
Özellikle bilgi teknolojilerine dayanan gümrük işlemleri ve kontrollerinin
hızlandırılacağı ve uluslararası ticari
faaliyetleri artırarak küresel olarak komşu ve diğer ülkelerle
entegrasyonu geliştireceği de unutulmamalıdır.
Değerli milletvekilleri, gümrük idarelerinin,
denetim fonksiyonundan ziyade gözetim fonksiyonunu ön plana çıkaran bir
anlayışa sahip olduğu, değerlendirdiğimiz kanun
değişikliğinin uluslararası ticaretin
akışında gümrük idarelerinin eşyanın mutat
akışını durdurmadan gerekli denetimleri
yaptığı gümrük işlemleri dolayısıyla ortaya
çıkabilecek öngörülemeyen risklerin ve envanter maliyetlerinin asgariye
indirildiği bir yaklaşıma sahip olduğu aşikârdır.
Birlik Gümrük Koduyla uyumlu olarak yeni gümrük kanunuyla getirilecek yeni
uygulamaların ve basitleştirmelerin temel itibarıyla
yetkilendirilmiş yükümlü statü sahibi firmalar için getirileceği
anlaşılmaktadır.
Yapılacak olan kanun değişikliği
teklifinin, memleketimize ve ihracatçılarımıza hayırlı
olmasını diler, Gaziantep gibi gazi olan Gazi Meclisimizi
saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın Bülbül sizin bir talebiniz var, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
51.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Avrupa
Parlamentosunun Türkiyeyi yürüttüğü Barış Pınarı
Operasyonuyla uluslararası hukuku ihlal ettiği, bölgede istikrar ve
güveni zedelediği, sivillerin yerlerinden olmasına yol
açtığı, IŞİDin yeniden doğuşuna katkı
sağlayabileceği gerekçeleriyle kınadığına dair
kararına ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Avrupa Parlamentosu Türkiyeyi
Suriyenin kuzeydoğusunda gerçekleştirmiş olduğu operasyon
nedeniyle, Barış Pınarı Operasyonu nedeniyle şiddetle
kınadığına dair bir karar almıştır. Ben bu
kararla alakalı olarak söz almış bulunuyorum.
Avrupa Parlamentosu, Türkiyeyi uluslararası
hukuku ihlal ettiği, bölgede istikrar ve güveni zedelediği,
sivillerin yerlerinden olmasına yol açtığı,
IŞİDin yeniden doğuşuna katkı
sağlayabileceği gerekçeleriyle derhâl harekâtın durdurulmasını
Türkiyeden talep etmiş ve Türkiyeyi şiddetle
kınamıştır. Avrupa Parlamentosu ilk defa aday statüsünde
bir ülkeye karşı ekonomik ve siyasi yaptırım da talep
etmiştir. Burada, hedefli birtakım yaptırımlar talep edip
ayrıca Türkiyedeki bir kısım yöneticilere, devlet adamlarına
karşı da aynı şekilde birtakım yaptırımlar
düzenlenmesine ve hatta Gümrük Birliği Anlaşmasının
askıya alınmasına yönelik de birtakım tavsiye
niteliğinde kararlar verdiği görülmektedir.
Avrupa Parlamentosunun çifte standartlı,
ikircikli ve haksız kararlarına yenisinin eklendiğini görüyoruz.
Bu noktada, Avrupa Parlamentosunun kararını, Dışişleri
Bakanlığımızın da isabetli bir şekilde ifade
ettiği üzere, bizler de kınıyoruz. Bu bakış
açısı Türkiyede Müslüman Türk milletine Avrupalının
özellikle şark politikası çerçevesinde ortaya koyduğu ve yüz
yıllardan beri ne yazık ki değişmeyen bir bakış
açısının parçasıdır. Bu konuda çok pembe tablolar
çizmemize gerek yok. Gerçeği görelim, ona göre kendimiz buna dair
tedbirler üretelim.
Bu konuda kısaca bir alıntı yapmak
istiyorum, bir hatıradan bahsetmek istiyorum. Mithat Cemal Kuntay Mehmet
Akif adlı eserinde bir hatırasından bahseder Mehmet Akifin.
Kuntay, Tevfik Fikretin meşhur Halûkun Amentüsü şiirindeki
Milletim nevi beşerdir, vatanım ruyizemin mısrasında
Akifin çok sinirlendiğini yazar. Bir gün bu mısrayı
hatırlattığında Akif Sen de bu yalana inanıyor
musun? dedikten sonra şunları söyler: Avrupanın nevi
beşerine, ruyizeminine Türkler ile Müslümanlar dâhildir sanıyor
musun? Biz umumi harpte 3 kişi Berline gittiğimiz zaman Alman
Hükûmeti bize ne dedi bilir misin? Türklerle ittifak ettik diye Reichstagta
Katolik mebuslar bağırıyorlar: Müslümanlar ve Türkler gibi
vahşilerle medeni Alman milleti nasıl birleşir? Makaleler
yazınız da Türklerin ve Müslümanların da insan
olduklarını bu adamlara karşı ispat edelim." dedi.
Mithat Cemal hayretini Acayip diye ifade edince
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bitiriyorum
efendim.
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya)
Akif Bundan
daha acayibi var." der ve 1. Dünya Harbi sırasında Viyanada
olduğunu, bir gece çanların çalmaya
başladığını, otelin penceresinden bakınca caddede
her elde bir mum, herkesin haykırdığını, kendi kendine
Müttefiklerimiz galiba cephede yeni bir zafer kazandılar." diye
düşünerek sokağa fırladığını ve bir
dükkâncıya Bir zafer haberi mi var? diye sorduğunu anlatır.
Adam Akife şu cevabı verir: Zafer de söz mü, İngilizler
Müslümanlardan Kudüs'ü aldılar. İngiliz ordusu Allenbynin
kumandasında Kudüse girdi, mukaddes şehir aydan
kurtarıldı, haça kavuştu." der.
Mehmet Akifin hatıralarında yer alan bu
örneklerle birlikte cumhuriyet tarihimiz boyunca
karşılaştığımız muameleler ve
Batının bu ikiyüzlü tavırlarına bu
yaşadığımız son hadise de yenisini eklemiş
olmaktadır. Bu noktada Türkiye'nin yapacağı şey
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bitiyor efendim.
BAŞKAN Buyurun.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Bu noktada bizim
yapacağımız şey birilerine karşı düşmanca
hislerle nesillerimizi yetiştirmek değil ama tarihimizde
yaşadığımız bu gerçekleri unutmadan, büyük bir
şuur içerisinde, geleceğe çok daha güçlü, kuvvetli, kudretli ve öz
güven sahibi nesilleri Atatürkün veciz şekilde ifade ettiği gibi
Türk övün, çalış ve güven. dediği gibi yetiştirmektir
diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu
52.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Avrupa Birliğinin yeni dünyada kendine yer bulmak
istediğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Çok teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Değerli Grup Başkan Vekilimizin ortaya
koyduğu hususlar çerçevesinde, ben de aynı şekilde Avrupa
Parlamentosunun almış olduğu bu kararı kınıyorum
ve keenlemyekûn olarak tarihe geçeceğini de ifade etmek istiyorum. Bu
konuda Avrupa Birliği yeni bir dünyanın kurulduğunu görüyor,
kendisi de bu dünyada kendine bir yer bulmak istiyor ancak Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesine, Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesine ve uluslararası hukuka
aykırı bir tutum ve davranış içerisinde hareket ediyor.
Aslında bir asır önce merhum Akif en güzel cevabı vermiş:
Tükürün ehlisalib'in o hayasız yüzüne!
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!
Medeniyet denilen maskara mahluku görün,
Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!
Teşekkür ederim. (AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN 12nci madde üzerinde 2 önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci
maddesinin 6ncı fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
6. Birinci ve ikinci fıkrada belirtilen
aykırılıkların gümrük idaresi tarafından tespit
edilmesinden önce beyan sahibi tarafından bildirilmesi durumunda ilk 15
gün içinde beyan edilmesi halinde ceza uygulanmaz, 15 günden sonra bildirilmesi
durumunda bu fıkralara göre hesaplanan cezalar yüzde 10 oranında
uygulanır.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Feridun
Bahşi Yasin
Öztürk
Adana Antalya Denizli
Ayhan
Erel Bedri
Yaşar
Aksaray Samsun
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Samsun Milletvekili Bedri Yaşar.
Buyurun Bedri Bey. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ben de grubum adına Avrupa Parlamentosunun
almış olduğu bu kararları şiddetle, nefretle
kınıyorum; inşallah Parlamento olarak hep bir araya gelir, hep
beraber de kınarız. Sözlerime böylece başlıyorum.
Sayın Başkanım, Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci
maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle de yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 12nci maddesi genel olarak idari
para cezaları konusunda düzenlemeleri öngörmektedir. Önergemizde, idarenin
tespitinden önce beyan sahibi tarafından iyi niyet çerçevesinde
yapılacak düzeltmelerde beyan sahibine on beş günlük bir süre
tanınması öngörülmektedir. Böylece bu süre içerisinde yapılan
düzeltmelerle ilgili cezai işlem uygulanmayarak kişiye sehven
yapılan hataların düzeltilmesi için bir imkân sağlanmış
olacaktır.
Gümrük işlemlerinde ortaya çıkan
aksaklıkların ve eksikliklerin giderilmesi,
kaçakçılığın önlenmesi, iç ve dış ticaretimizin
geliştirilmesi açısından çok büyük önem arz etmektedir. Bunun yanında,
ayrıca, gümrüklerin hızı çok büyük önem taşımaktadır.
Özellikle yaz aylarında gümrüklerin önünde oluşan
yığılmalar bu devirde çok da hoş görüntüler
oluşturmuyor. Ümit ederiz ki bunlarla ilgili de gerekli tedbirler
alınır, gümrükteki bu yığılmalar da önlenir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin içine
düştüğü bu ekonomik kriz ortamında yapılan bu küçük
değişiklikler kesinlikle yeterli değildir. Hükûmetin ekonomiye
dönüp küçük ve orta boy işletmelere yönelik uygulanan politikaları
yeniden gözden geçirmesi gerekmektedir. Aksi hâlde, yaşanan bu krizler nedeniyle
ülkemizde ticaret yapacak kurum ve kuruluş kalmayacağı gibi,
vergi ödeyecek vergi mükellefleri de kalmayacaktır.
Yaşanan krizler yüzünden ülkemizde ticaret her
geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır. Ekonomik alanda ortaya
çıkan daralma, işletmecilerimiz başta olmak üzere bütün
üreticilerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiyede hemen hemen her alanda
güven kaybı yaşanmaktadır. İç talepte ciddi daralmalar
meydana gelmiştir. Üretim azalmış, işsizlik
artmıştır. Genç nüfustaki işsizlik oranı TÜİK verilerine
göre yüzde 7,1e yükselmiştir.
Ülkemizde bugün birçok işletmede yaşanan
krizler nedeniyle borçlar ödenemez hâle gelmiştir. Birçok şirket
borçlarından dolayı batmakta, konkordatoya gitmekte, seri iflaslar
yaşanmaktadır. 2018 yılında 12.564 şirket
kapanmıştır. Kapanan bu şirketler nedeniyle binlerce
kişi işsiz kalmıştır. Yine, Türkiye Bankalar
Birliği verilerine göre 2018 yılında toplam 938.198 senet
protesto olurken 588.297 çek karşılıksız
çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, yine, 2018
yılında 902.918 kişi kredi borcunu ödeyemezken, 806.709
kişi de kredi kartı borcunu ödeyememiştir. Toplamda 1 milyon 388
bin 673 kişi kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemez duruma
düşmüştür. Hükûmetimizin
Bu Parlamentoda
çıkardığımız yasalar daha çok büyük firmaların
sorunlarını çözmeye yönelik, bankalarla ilgili
çıkardığımız yasa da onların borçlarını
yapılandırmaya yönelik. Eğer biz küçük ve orta boy
işletmelerin sorunlarını çözmeye yönelik formüller üretemezsek
bu problemlerin altından kalkmamız mümkün görünmüyor. Aynı
şekilde, geçmiş dönemde yapılan vergi, SSK, KDV
borçlarının yapılandırılması ciddi oranda şu
an ödenemez duruma düşmüştür. Yıl sonu geliyor. Vergi Kanununun
da geldiğini biliyorum, burada da yeniden bir yapılandırmaya
ihtiyaç vardır. Mevcut faizlerle borçları
yapılandırmanız bir anlam ifade etmiyor. Borcun anası
ödenemezken faiziyle beraber yapılan taksitlendirmelerle bunların
ödenmesi de mümkün olmamaktadır. Bir keze mahsus, sadece borçların
anasının ödenmesine yönelik yapılanmaya, özellikle küçük ve orta
boy işletmeler açısından çok ciddi oranda ve tez zamanda ihtiyaç
vardır.
Yine e-haciz yöntemiyle de bir sürü mükellefin
hesapları bloke edilmiş vaziyettedir. Eğer biz bu problemlere
çözüm üretemezsek, bırakın vergilerin ödenmesini, gelecekte ülkemizi
çok daha ciddi problemlerin beklediğini buradan bir kez daha
hatırlatmak isteriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) Toparlıyorum
Başkanım.
Yine aynı şekilde, özellikle bu
Parlamentoda farklı konularda habire didişip duruyoruz.
Arkadaşlar, ben şahsen şunu
söylüyorum: Tunç Soyerin söylediklerine
katılmadığımız gibi, aynı dönemde Rauf
Denktaşa yapılanlara da katılmadığımızı,
aynı şekilde Sirkeci Garının ihalesinin de vicdanlarda
yerini bulmadığını buradan hatırlatmak istiyorum. Bizler
yanlışa yanlış demediğimiz sürece bu işlerin
altından kalkamayız. Yanlışa yanlış deme erdemini
herkesin göstereceğine inanıyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci
maddesinin a) bendinde bulunan gümrüklenmiş değerinin dört
katı ifadesinin gümrük vergilerinin iki katı, c) bendinde bulunan
gümrüklenmiş değerin iki katı ifadesinin gümrük vergileri
tutarı kadar şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın Tahsin
Tarhan
Adana
Balıkesir
Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul
İzmir
Hüseyin
Yıldız Aydın
Özer Necati
Tığlı
Aydın
Antalya
Giresun
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Giresun Milletvekili Necati Tığlı.
Buyurun Sayın Tığlı. (CHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ TIĞLI (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 12nci
maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
Bu madde, Gümrük Kanununun 235inci maddesi yani
ithalatı yasak olan eşyaların yurdumuza girerken tespit edilmesi
hâlinde uygulanacak para cezalarını düzenliyor. İthal ürünler
için getirilen bu düzenlemeyle kaçakçılığın önüne geçilmek
istense de küçük ihtiyaçları için yurt dışından
alışveriş yapan birçok vatandaşımızı olumsuz
yönde etkileyecektir. Hepiniz hatırlarsınız, geçtiğimiz
dönem yapılan bazı düzenlemelerde kanun yapılmamış
âdeta yurt dışından alışveriş yapan
vatandaşın cebindeki son paranın nasıl
alınacağı tasarlanmıştı. Cep telefonu getirme
süresinin üç yıla çıkması, yurt dışı kargosunda
vergi muafiyetinin kaldırılması ve ÖTV getirilmesi gibi
düzenlemelerin tamamı vatandaşın aleyhine olan düzenlemelerdir.
Artık yurt dışından 1 euroya da 22 euroya da
aldığımız her bir ürün için vergi veriyoruz.
Hatırlarsınız önceden 22 euronun altındaki ürünler için
vergi yoktu. Adı geçen gümrük vergisi oranları Avrupa Birliği
ülkelerinden gelen ürünler için yüzde 18, diğer ülkelerden gelen ürünler
için yüzde 20dir. Gerek görüldüğü şartlarda bu vergi kalemlerinin
artırılarak ve adına da ÖTV denilerek fatura edilmesi mümkün
olacaktır. Durum böyle olunca, yurt dışından
alışveriş yapanlar yüksek vergi vermemek için
alışveriş yaptıkları firmalardan aldıkları ürünün
değerinin düşük gösterilmesini talep edebiliyorlar. Burada
vatandaşa kızmak yerine, verginin de vergisini almaya
çalışan sistemin yenilenmesi gerektiğini unutmamak gerekir.
Saygıdeğer milletvekilleri, konuyla ilgili
sizlere kısa bir örnek vermek istiyorum. Mesela 50 euroluk bir eşya
kargo paketi üzerinde 10 euro gösterilirse Hazine ve Maliye
Bakanlığı vergiden kaynaklı bir gelir kaybına
uğramış gibi görünse de düzenlenen bu 12nci maddede ceza
sistemiyle birlikte hem aradaki gümrük vergisinin farkını alıyor
hem de ürünün gümrüklendirilmiş değeri üzerinden 4 kat ceza kesiyor. Yani
her hâlükârda Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi payını
ve ceza miktarını kasasına koyarken posta ve kargo yoluyla yurt
dışından günlük ihtiyaçları için küçük
alışverişler yapan birçok kişi gümrük kaçakçısı
konumuna düşüyor. İktidar tarafından yapılan bu
düzenlemenin amacı, acaba günlük ihtiyaçları için küçük
alışverişler yapan yurttaşlarımızın ithal
ürünlere olan ilgisini ve talebini kısmak ya da azaltmak mıdır
yoksa vatandaştan ne kadar vergi koparırsam kârdır diyerek
yapılmış düzenlemeler midir, onu yurttaşlarımın
takdirine sunuyorum.
Konuştuğumuz bu 12nci madde ithal edilen
ürünler üzerine olunca hâliyle insanın aklına hemen ithal edilen
tarım ürünleri geliyor. Evet, bildiğimiz saman; siz saman ithal
ettiniz ama Tarım ve Orman Bakanı çıktı Samanı ihtiyaçtan
ithal etmedik. dedi. Peki, ne için ettiniz? Siz büyükbaş hayvan ithal
ettiniz, hepsi hasta çıktı; ölenleri denize attınız,
sağ kalanları mezbahada kuşbaşı oldu. Siz önce
Avrupadan çöp ithal ettiniz, sonra çıkıp Market poşetleri
zararlı. deyip çevreciyiz şovu yaptınız. Siz petrol ithal
ettikçe hem benzine hem mazota zam üstüne zam yaptınız. Seçim öncesi
Doğal gaz yatakları bulduk. dediniz ama doğal gazı yine
ithal ettiniz ve siz doğal gaz ithal ettikçe zam yaptınız, zam
yaptıkça da vatandaşı tezek yakma noktasına getirdiniz.
İki şey daha eklemek istiyorum.
Tarımda kendi kendine yeten ülkemiz AKP iktidarıyla birlikte
Rusyadan buğday, mısır, pirinç; Kanadadan mercimek;
Meksikadan kuru fasulye ve nohut; Almanyadan incir; İrandan üzüm;
Suriyeden zeytinyağı ithal etti. Üretim olmayınca ithal
edersin, ithal edersen muhtaç olursun, muhtaç olursan elin adamı gelir,
bir gün sana yaptırım uygulamaya kalkar, Türkiye Cumhuriyeti
tarihinin en adi mektubunu yollar, sen de sesini çıkaramazsın. (CHP
sıralarından alkışlar)
Güçlü ekonomi, güçlü tarım, güçlü dış
ilişkiler için çözüm üretemeyenler kaos üretir, mutsuzluk üretir,
çatışma üretirler. Ülkede üretim olmayınca tüm vergisinin ithal
edilen bu ürünlere harcandığını gören
vatandaşımız, cebindeki son meteliğe de göz dikilirse
hâliyle çileden çıkar. Gelin, siz siz olun
vatandaşımızı çileden çıkarmayın. Saray ahalisi
için yapılan zamları görmezden gelmeyin ve artık Dur! deyin.
Buraya 82 milyonun menfaatini korumaya geldiğimiz için bunu hiçbir zaman
aklımızdan çıkarmayalım diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
53.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, Avrupa Parlamentosunun Türkiyenin Suriyenin
kuzeydoğusuna yönelik yürüttüğü askerî operasyonla ilgili
kararını İYİ PARTİ olarak kınadıklarına
ve TBMMde grubu bulunan siyasi partilerin ortak bir metinle Avrupa
Parlamentosunu kınama kararı almasını tavsiye ettiğine
ilişkin açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygılarımla
selamlıyorum.
Avrupa Parlamentosunun Türkiyenin Suriyenin
kuzeydoğusuna yönelik askerî operasyonunu kınayan kararını
İYİ PARTİ olarak biz de şiddetle kınıyoruz.
Gümrük birliğinin askıya alınması başta olmak üzere,
birçok yaptırım talebini de beraberinde getiren bu kararın kabul
edilebilecek bir yanı yoktur. Ayrıca, Avrupa Parlamentosu Türkiyeyle
ilgili ilk kez karar almıyor, yaşadığımız
coğrafyayla ilgili ne zaman olağan dışı bir
gelişme söz konusu olsa benzer müdahalelerde bulunup karşı
cephede saf tutmayı alışkanlık hâline getirmişlerdir.
Onlara göre insan hakları sadece kendileri içindir, onların insan
hakları anlayışı içinde Türkün hak ve hukukunun
korunması yoktur. Birleşmiş Milletler Şartının
51inci maddesi kapsamında, sınır güvenliğini korumak ve
kendi güvenliğini sağlamak amacıyla tamamen meşru ve hukuki
bir hakkı kullanan Türkiye Cumhuriyetine karşı takınılan
bu tavrı bir kere daha İYİ PARTİ olarak
kınıyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi kınadı, Adalet ve
Kalkınma Partisi kınadı.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan bütün
siyasi partilerin ortak bir metin üzerinde Avrupa Parlamentosunu kınama
kararı almasını tavsiye ediyor, saygılarımı
sunuyorum efendim. (İYİ PARTİ, AK PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Özel
54.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Avrupa
Parlamentosunun aldığı karar metninin kabul edilmesinin mümkün
olmadığına, tarihimiz boyunca Türkiye Cumhuriyetinin
itibarının kimseye ezdirilmediğine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Avrupa Parlamentosunun
aldığı kararın metni incelendiğinde Türkiyeyle ilgili
yaptıkları tanımlamalar ve kullandıkları dil kabul
edilebilir değildir. Avrupa Parlamentosunda bu kararın altına
imza atanlara, Türkiyenin sınırında oluşmuş terör
unsurlarına karşı kendinin meşru müdafaa hakkını
kullandığını ve o Parlamentonun mensubu olan hangi ülkenin
ülkesinin sınırlarında ya da komşu bir ülkenin
sınırları içerisinde ülkesine böyle bir tehdit içeren terör
unsurları bulunduğunda buna kayıtsız kalabileceğini
hatırlatmak lazım.
Başta gümrük birliğiyle ilgili tehdit
olmak üzere, Türkiye üzerindeki çeşitli, yaptırım andıran
tehditlerin tamamını reddettiğimizi ifade etmek istiyoruz. Bu
süreçte Türkiye Cumhuriyetinin Trump tarafından da olsa Avrupa
Parlamentosu tarafından da olsa Türkiyenin dışındaki kim
tarafından tehdit edilirse edilsin tarihimizin bu tip tehditlere pabuç
bırakmayan, karşımızda Johnson mektubuna karşı
dik duran İsmet Paşadan gelen geleneğimiz ve Ecevitin en
ağır ambargo tehditlerine karşı ortaya koymuş
olduğu kararlı duruşu ve Mustafa Kemal Atatürkün dünyaya
antiemperyalist mücadelenin nasıl verildiğini gösteren lider
tavrını hatırlatıyor, tüm bu liderlerin ve tarihimiz
boyunca Türk dış politikasını ve Türkiye Cumhuriyetinin
itibarını kimseye ezdirmemiş olan adını
sayamadığım tüm siyasetçilerin bugünkü siyasetçilerimize örnek
teşkil etmesini ümit ediyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP, AK PARTİ ve
İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Biz de Divan olarak grup başkan
vekillerimizi kutluyoruz. Türkiye bu birlik beraber içerisinde Allahın
izniyle her şeyin üstesinden gelecek, Allah birliğimizi,
beraberliğimizi bozmasın.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN 13üncü madde üzerinde iki önerge
vardır, önergeleri okutup aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 13üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
MADDE 13- 4458 sayılı Kanunun 236
ncı maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
5. Eşyanın gümrük antrepo rejimine tabi
tutulmasına ilişkin beyanının kontrolü veya muayenesi
neticesinde antrepo beyannamesinde beyan edilenden belirgin bir şekilde
farklı cinste eşya olduğunun tahlil, teknik inceleme ve
araştırmaya gerek olmaksızın tespiti halinde;
a) Farklı
çıkan eşyanın gümrük vergileri toplamının beyan edilen
eşyanın gümrük vergileri toplamından fazla olması durumunda
farklı çıkan eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin iki
katı idari para cezası verilir.
b) Farklı
çıkan eşyanın beyan edilen eşyadan farklı
şekilde, ithalinin lisansa, şarta, izne, kısıntıya
veya belli kuruluşların vereceği uygunluk veya yeterlilik
belgesine tabi olması durumunda farklı çıkan eşyanın
gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir.
Fahrettin
Yokuş Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel
Konya Adana Aksaray
Feridun
Bahşi Yasin
Öztürk
Antalya Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlayarak
sözlerime başlamak istiyorum.
Dün de ifade etmeye
çalıştığım gibi, bugün de özelinde gümrük yasa
teklifini, genelinde Ticaret Bakanlığı
çalışanlarının sorunlarını anlatmaya gayret
edeceğim.
4458 sayılı Kanunun 221inci maddesi
kapsamında; personele fazla çalışma ücreti ödenmesinde tavan
katsayısının 5 bin uygulamasından tüm personel
faydalandırılmalı, gümrük muayene memurları kariyer meslek
grubuna alınmalı, kurumun ihtiyacı olan uzman ve muayene memuru
gibi kadrolar öncelikle tecrübe ve birikim sahibi olan kurum personelinden
karşılanmalı, kaptan, gemici, makinist gibi unvanlarda görev
yapan personele silah verilmeli, yeni ihdas edilen Gümrük ve Ticaret
Denetmenliğine gümrük ve muhafaza ayırımı
yapılmaksızın şartları tutan personelin yapılacak
özel yazılı sınavla geçişleri sağlanmalı,
özellikle kaçakçılığa teşebbüsün olduğu ve
mükelleflerle ihtilafın çok yaşandığı gümrük
kapılarındaki personelin gerek iş yerinde gerekse özel
hayatındaki güvenliğini sağlayacak tedbirler alınmalı
ve tüm sınır kapılarında görev yapan personelin can
güvenliği sağlanmalı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
ve il müdürlüklerinde görev yapan personelin anonim şirketlerin genel
kurullarında Bakanlık temsilcisi olarak görevlendirilmeleri temin
edilmeli, eğitim ve sınav açılmalı, temsilci ihtiyacı
kurum içinden karşılanmalı, gümrük ve ticaret uzmanlığı
için kurum çalışanları özel yazılı sınav
açılmak suretiyle kadrolara atanmaları sağlanmalı,
Bakanlıkta açık bulunan avukat, istatistikçi, kimyager, eğitim
uzmanı gibi kadrolara yapılan açıktan atamalarda öncelik
hakkı şartları taşıyan kamu kurumu personeline
verilmeli, Bakanlıktaki 4/Bli ve diğer sözleşmeli
çalışan tüm personel kadroya geçirilmeli, deniz araçlarında
çalışan personele iaşe bedeli ödenmesi yönünde düzenleme
yapılmalı, aday memurlukta geçen sürenin tamamı bu sürenin
geçtiği bölgenin hizmetinden sayılmalı, Ticaret
Bakanlığı idari personelinin ticaret uzman kadrolarına
atanabilmesi için belirlenecek kriterlere göre kurum içinde geçiş
imkânı sağlanmalı, ürün denetmenlerinin unvanları ticaret
denetmeni olarak değiştirilmeli, gümrük muhafaza memurlarına
yıpranma hakkı verilmeli, yine muhafaza personelinin silah
tazminatı hakkı teslim edilmeli, muhafaza memurları genel idare
hizmetleri sınıfından çıkarılmalı, müstakil bir
sınıf oluşturulmalıdır. Geçici görevlendirmelerdeki keyfiyet
ortadan kaldırılmalıdır. Bazı sınır
kapılarında iş hacmi düşük olduğu gerekçesiyle
memurlara yolluk verilmemektedir, çalışanların bu
mağduriyeti giderilmelidir. Mükelleflerin beyanlarını inceleyen,
denetleyen muayene memurlarına, müdürlerine, şeflerine gümrük
müşavirlik karnesinin imtihansız verilmesi, diğer memurlara da
müşavir yardımcı karnesi verilmesi sağlanmalıdır.
Ticaret Bakanlığı tasfiye işlemlerinde çalışan
memurlar, maaşlarını satılan malzemelerden yani döner
sermayeden değil diğer kurumlar gibi devletten almalıdır.
Döner sermayeden ikramiye dağıtılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, yukarıda
saydığım, gümrük çalışanlarının ekonomik ve
sosyal sorunlarını çözmediğimiz sürece gümrük
çalışanlarından verimli hizmet almamız mümkün
değildir. Daha da önemlisi gümrükte kaçakçılık ve yolsuzlukları
önleme imkânımız yoktur diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 13üncü
maddesinin a) bendinde bulunan gümrük vergilerinin iki katı ifadesinin
gümrük vergileri tutarı kadar, b) bendinde bulunan "gümrüklenmiş
değerin iki katı ifadesinin "gümrük vergilerinin 2 katı
kadar şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın Tahsin
Tarhan
Adana Balıkesir Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Tacettin
Bayır Hüseyin
Yıldız
Manisa İzmir Aydın
Turan
Aydoğan Aydın
Özer Veli
Ağbaba
İstanbul Antalya Malatya
Alpay
Antmen
Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Malatya Milletvekili Veli Ağbaba.
Buyurun Sayın Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, gündemimize bir
bomba düştü. Cumhuriyetin 96ncı yıl dönümüne günler kala daha
önce tarihimizde hiç yaşamadığımız bir rezaletle
Türkiye Cumhuriyeti karşı karşıya kaldı. ABD
Başkanı Türkiye Cumhurbaşkanına bir mektup yazdı. Bu
mektup gelince dokuz gün sustu mektubun muhatapları, sakladılar
mektubu, o mektubu yuttular, mektup ABD tarafından basına
sızdırılınca suçüstü yakalandı Hükûmet. Bu mektubun
kamuoyundan gizlenmesi de ayrı bir rezalet, ayrı bir kepazeliktir. Ne
diyor mektupta? Ekonominizi yok etmek istemem ama istersem yaparım. Terör
örgütüyle otur anlaş. Senin bazı sorunlarını çözdüm. Hangi
sorunlarını çözdüğünü de merak ediyoruz. Sert adam olma.
Eğer dediklerimi yapmazsan tarih seni şeytan olarak görür.
Aptallık etme! diyor. En sonunda Ben seni sonra ararım. diyor.
Değerli arkadaşlar, bu sözler kavgada
söylenmez. Bu sözler mahallede söylense kavga çıkar, bu sözleri ben burada
okusam burada herhâlde bana atmadığınız laf kalmaz.
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Okudun zaten.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bu mektup tarihimize kara bir leke olarak geçmiştir ve
tarih bu mektubu alanları, dokuz gün saklayanları ve cevap
vermeyenleri de büyük bir utançla anacaktır.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Mektubu
yazanları
VELİ AĞBABA (Devamla) - Bu mektuba en sert
cevabı başta Genel Başkanımız olmak üzere partimiz
veriyor, vermeye de devam ediyor. Sokakta biri size Aptallık etme. dese,
örneğin Ramazan Cana, Ramazan Can herhâlde durup düşünmez, herhâlde
bir laf söyler, susup gitmezsiniz ama Trump söyleyince ne yapıyorsunuz?
Süt dökmüş gibi kedi gibi sesiniz çıkmıyor, hiçbir şey
söyleyemiyorsunuz.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) Trumpa bir
şey söyler.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) El
ovuşturuyordunuz ya!
VELİ AĞBABA (Devamla) - Şimdi ben
burada birine -demem de hiç kimseye demem de- Şeytanlık etme. desem
ne yaparsınız? Saldırırsınız.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Siz de el
ovuşturdunuz, el ovuşturdunuz!
VELİ AĞBABA (Devamla) Trumpı
görünce süt dökmüş kedi gibisiniz! Aptallık etme! diyor,
susuyorsunuz ya! İnsan vallahi, biraz utanır, utanır,
utanır! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT
(İstanbul) Johnsonı görmedin mi?
ALİ ŞAHİN (Gaziantep)
Barış Pınarı Operasyonunda belli olmuyor mu
VELİ AĞBABA (Devamla) Bu mektubu yazan
Trump olduğu için susuyorsun. Bana laf atıyorsun ya, keşke
Trumpa da laf söylesen. (CHP sıralarından alkışlar) Keşke
bir de Trumpa laf söylesen. Şöyle yiğitliğinizi bir de Trumpa
karşı gösterin. Ey Hollanda Ey bilmem ne diyorsunuz ya,
keşke bir de Trumpa Ey Trump deseniz.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Siz de el
ovuşturdunuz!
VELİ AĞBABA (Devamla) Niye diyemiyoruz?
Onu da söyleyeceğim, söyleyeceğim.
Şimdi, değerli arkadaşlar, size bu
mektubu Kemal Kılıçdaroğlu yazmış olsaydı 2
milyon liradan dava açardınız, il, ilçe örgütlerini ayağa
kaldırırdınız ama Trump deyince ne yapıyorsunuz? Bir
daha söyleyeyim, süt dökmüş kedi gibisiniz, kedi! (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bunu bir gazeteci yazsa cezaevine
atarsınız. Bunu birisi Facebookta paylaşsa ne
yaparsınız? Dava açarsınız, cezaevine atarsınız.
Trump yazınca ne yapıyor? Süt dökmüş kedi gibisiniz!
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT
(İstanbul) Trumpın sesi oluyorsunuz.
TAMER DAĞLI (Adana) Verilen cevap sizi
şok etti, şok.
VELİ AĞBABA (Devamla) Bakın, birkaç
örnek vereceğim: Evrensel yazarı Ender İmreke Yolsuzluk,
hırsızlık, rüşvet gizlenebilir mi? yazısı
nedeniyle dava açılıyor, Psikiyatri Doktor Ahmet Koyuncu Facebookta
Recep Tayyip Erdoğan Türkiyenin ortalamasıdır. diyor,
cezaevine atılıyor, Cumhuriyet muhabirleri cezaevine
atılıyor. Bakın, değerli arkadaşlar, ama Trump deyince
ne oluyor? Süt dökmüş kedi gibisiniz!
Bakın değerli arkadaşlar, Cumhuriyet çizeri
Musa Karta, 17 Aralık yolsuzluk karikatürü nedeniyle dava açanlar, 69
yaşındaki Nuri Kurtcebeyi cezaevine atanlar, Penguen çizerlerine
-Erdoğan saraya çıkınca- karikatürleri nedeniyle on bir ay ceza
verenler Trumpın şeytan benzetmesine sessiz kalıyorlar, âdeta
süt dökmüş kedi gibiler!
Bakın, ancak sessizliğin bir sebebi var.
Bakın, Halk Bankası var, Erdoğanın ailesinin mal
varlığının araştırılması var ya,
şantajı, bir şantaj yapıyor; ne zaman mal
varlığı gündeme gelse düşmanıyla bile
anlaşıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Ne
şantajı?
VELİ AĞBABA (Devamla) - Çünkü bakın,
anlatayım, hatırlatayım: Rusya krizi çıktı, uçak
düştü; Başbakan Ben düşürdüm. dedi, Cumhurbaşkanı
Hayır, ben düşürdüm. dedi, sonra kıvırttılar Biz
yapmadık, FETÖ yaptı. dediler. Niye biliyor musunuz? Rusya dedi ki:
Erdoğanın ailesi Iraktan kaçak mazot getirip satıyor.
Bunların belgesini Birleşmiş Milletlerde sunum
yapacağım. Hemen ışık hızıyla özür mektubu
yaptınız, Rusyayla anlaştınız, Rusyayla!
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Yalan
konuşuyorsun, yalan!
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Bu kadar seviyesizlik
olmaz ya!
VELİ AĞBABA (Devamla) Değerli
arkadaşlar, niye? Çünkü mal varlığı gelince her şey
gidiyor.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Sürekli
yalan konuşuyorsun!
VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bakın, bunu yüzünüze vuracağız. Bu tarihe
geçecek bir yanlış, bir ayıp.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Devamla) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Söz vermeye gerek yok, zaten
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Yeter
Başkanım, uzatma.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Bu kadar düşürme
seviyeyi ya!
VELİ AĞBABA (Devamla) Ayrıca birkaç
şeyinizi daha yüzünüze vurayım. Suriyede kahramanlık hikâyeleri
yapıyorsunuz ya.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Zoruna
mı gitti, zorunuza mı gitti?
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Zoruna mı
gitti, hayır zoruna mı gitti?
VELİ AĞBABA (Devamla) - Suriyeyi bu
batağa sokan da sizsiniz, bunun sorumlusu sizsiniz.
HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) Çok zorunuza
gitmiş.
VELİ AĞBABA (Devamla) -
Kılıçdaroğlu ne diyordu? Esatla görüş kardeşim,
Suriye yönetimiyle otur. Yok. dediniz.
Putin dün akşam dedi, asker selamı
çaktınız Putine.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Sana mı
dokundu?
VELİ AĞBABA (Devamla) Hazır ola
geçtiniz Putinin karşısında, utanın biraz! (CHP
sıralarından alkışlar)
Bugün Suriye bataklığı varsa,
IŞİD varsa, hepsinin sorumlusu sizsiniz. IŞİDi büyütenler
de sizsiniz, Orta Doğu bataklığını büyüten de
sizsiniz. Bugün Türkiyeyi düşmüş olduğu duruma da getiren
sizsiniz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Zoruna mı
gidiyor?
VELİ AĞBABA (Devamla) - Zorunuza gitse de
Türkiyeyi batağa soktunuz, Türkiyeyi uçuruma yuvarladınız,
bunun sorumlusu sizsiniz, siz!
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Senin derdin ne?
VELİ AĞBABA (Devamla) Sizsiniz!
Bakın söylesenize IŞİDi biz
büyütmedik. deyin Bu Orta Doğu bataklığına Türkiyeyi biz
sokmadık. deyin.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Hadi oradan, hadi
oradan!
VELİ AĞBABA (Devamla) Ölen
askerlerimizin, bu işin sorumlusu AKPdir, bu politikaları
yürütenlerdir.
HACI TURAN (Ankara) Ölen değil,
şehit olan. Asker şehit oldu, ölmedi.
VELİ AĞBABA (Devamla) - Sağ olun
Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Biraz evvel hatip grubumuza
sataşmıştır, kürsüden söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın 104
sıra sayılı Kanun Teklifinin 13ncü maddesiyle ilgili önerge
üzerinde yaptığı konuşması sırasında AK
PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Değerli Başkan, değerli milletvekilleri;
biraz evvel bir hezeyanın yansımasını, bir iftiranın,
bir acziyetin yansımasını gördük. Yazık! Erdoğan ve AK
PARTİ düşmanlığı, millî meselelerde gerçekten
teröristlerin ağzıyla konuşma züllünü size
yaşatmamalıydı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Evet, olan biten nedir, biz burada gösterdik. 9
Ekimde bir mektup gelmiş, ekleri de varmış. Mektubu ve eklerini
Sayın Cumhurbaşkanımız yırtıp çöp sepetine
atmış. Suriyeye girmeyeceksiniz. denmiş, girilmiş, dokuz
gün harekât yapmışız ve sonra tıpış
tıpış Beştepeye gelmişler, masamıza oturup bizim
tezlerimizin altına imza atmışlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ya, bu başarı hepimizin
başarısı arkadaşlar. Yazık ve ayıp, ayıp!
Bak, Jeffrey ne diyor Sayın Ağbaba? Ey
Amerika, ey aziz milletim... ABD Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey Senato
Dış İlişkiler Komitesinde konuştu, Barış
Pınarı konusunda itirafta bulundu ve dedi ki: ABD çekilmeseydi bile
Türkiye bu harekâtı yapardı. Erdoğan Çekilin. dedi, biz de
çekildik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Veli Ağbaba, sana, ne yazık ki,
Jeffrey cevap veriyor. Çok yazık ya, çok yazık, gerçekten yazık!
Bakın, bir sürü sataşma oluyor, ben
buraya, karşınıza çıkıp konuşma talebinde
bulunmuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Bütün
yaptırımları da geri çektiler Sayın Başkanım.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Sataşmaya da sadece kayıtlara geçsin diye, yarın, yüz yıl
sonra bile kayıtlara bakıldığında hakikat ortaya
çıksın diye yerimden söz alıp bazı gerçek dışı
beyanlarınıza cevap veriyorum. Hiç olmazsa şu millî meselede
biraz dik durun ya! Teröristlerden değil, kendi ülkenizden, kendi
milletinizden yana durun ya! Yazık, yazık! (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Evet, bak, yaptırımları
tıpış tıpış geri aldılar mı? Geri
aldılar. Halkbank Genel Müdür Yardımcısını
İstanbul Borsa Genel Müdürü olarak atadık mı? Atarız.
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Hayırlı
olsun!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Niye? Çünkü biz Türk milletinin temsilcileriyiz. Biz 82 milyon insanın
tamamının selameti açısından aynı gemide
olduğumuzun şuuruyla hareket ederiz. Erdoğan ve AK PARTİ
düşmanlığı vesilesiyle millî meselelerde sizin gibi yalpa
yapmayız, yamuk yapmayız. Dolayısıyla, Kıbrısa
nasıl sahip çıktıysak, Kıbrıs nasıl büyük bir
zaferse
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
1699
Karlofça Antlaşmasından bu tarafa nasıl büyük bir zafere
milletçe imza attıysak
Gerçi Tunç Soyer bu konuda maalesef hepimizi üzen,
şehitlerimizi üzen beyanatlarda bulundu ise ve bununla ilgili herhangi bir
cevap da vermemiş olsanız, sonuç itibarıyla şunu ifade
edeceğim.
TACETTİN BAYIR (İzmir) Yapmayın,
açıklama yaptı adam, ayıptır ya!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Değerli arkadaşlar
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Başkan,
kürsüyü işgal ediyor hatip.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Değerli arkadaşlar, tutanaklara geçsin diye bak, ilave ettirmiyorum
-sizin arkadaşlarınız da yapıyor- Sayın
Başkanımızı da zorlamıyorum.
Son cümle olarak şu değerli milletvekilim,
değerli arkadaşlar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Karlofçayla ne
ilgisi var?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Arkadaşlar, lütfen millî meseleleri parti düzleminde
değerlendirmeyin. Muhalefet kin ve öfkeyle millî meselelere ihanet etme
işlevi asla değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki, çok teşekkür ederim.
Özgür Bey, buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan,
aslında izaha hiç gerek olmadığı şekilde sayın
hatip biraz önce konuşma yapan Sayın Genel Başkan
Yardımcımız Veli Ağbabaya terör örgütünün ağzıyla
konuşmak gibi kabul edilemez bir hakarette bulunmuştur. İç Tüzük
69a göre kürsüden buna cevap hakkını kullanacak.
BAŞKAN Veli Bey, bir sataşmaya meydan
vermeden düşüncelerinizi ifade edin. (CHP sıralarından
alkışlar)
3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
VELİ AĞBABA (Malatya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; teröristin ağzıyla
konuşanların Allah belasını versin! Amin! (CHP ve AK
PARTİ sıralarından Amin! sesleri) Amin! demeye devam. Allah
tacizci, tecavüzcü, MİTin ve Emniyetin kırmızı bültenle
aradığı tecavüzcü Osman Öcalanı TRTye çıkarıp
konuşturanların da Allah belasını versin! (CHP ve
İYİ PARTİ sıralarından Bravo! sesleri,
alkışlar) İstanbul seçimlerinde, İstanbul seçimlerini
kazanmak için teröristbaşı dediğiniz Abdullah Öcalanın
mektubunu TRTde yorumlayanların da Allah belasını versin! (CHP
sıralarından alkışlar)
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Omuz omuza
yürüyenlerin de!
VELİ AĞBABA (Devamla) Dolmabahçede yan
yana, diz dize terör örgütü temsilcisi olduğunu iddia ettiğiniz
insanlarla oturanların da Allah belasını versin! (CHP
sıralarından alkışlar)
Başka? Bugün, PYDnin başkanı
dediğiniz Salih Müslimi kırmızı halıyla
karşılayıp devlet konukevinde yatıranların Allah belasını
versin! (CHP sıralarından alkışlar)
Başka söyleyeyim mi?
TAMER DAĞLI (Adana) Vatan hainleriyle kol
kola gezenlerin de Allah belasını versin!
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Aynen.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) HDPlilerle kol
kola gezenlerin de Allah belasını versin!
VELİ AĞBABA (Devamla) Barzaniyi
çağırıp kongrede konuşturan, paçavra dediğiniz Kürt
bayrağının önünde Türk askerini selam durduranların Allah
belasını versin! (CHP sıralarından alkışlar)
Başkan, Sayın Akbaşoğlu, ben
sana söyleyeyim: Sen Jeffrey misin? Jeffrey cevap vereceğine sen cevap ver
yüreğin yetiyorsa. Yüreğin yetiyorsa Jeffrey, ey ABD, ey Amerika
diyeceğine sen söyle. Diyor ki: Cumhurbaşkanımız mektubu
aldı, çöpe attı. Şahit kim, şahit? Şahit kim?
Fahrettin Altun. Şahide bak. Yüreğiniz yetiyorsa, alırsın
mektubu -Cumhurbaşkanının her imkânı var-
çıkarsın dersin ki: Ey Trump, bu mektubu kabul etmiyorum. Devlet
arşivine sokmazsın. Bu mektubu devlet arşivine sokanların
Allah belasını versin! (CHP sıralarından
alkışlar)
İSMAİL KAYA (Osmaniye) Kandili niye
söylemiyorsun? Kandili söyle, Kandili.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) Kandilin de
belasını versin! deseydin.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) Seviye bu.
Seviyenizi tebrik ediyoruz!
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Sayın Başkan, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Akbaşoğlu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, sataşmayı üstüne mi alındılar?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) -
Başkanım, muhatap olma.
4.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşması
sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Evet, Değerli Başkanım, değerli milletvekilleri;
gerçekten şunu söylemek istiyorum: Mektuba en güzel cevabı sahada
verdik ve mutabakatla
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Bakın, onlar bize mektup yazdılar ve dediler ki:
Sakın girmeyin.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkan, sataşmayı üstüne mi alındılar?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Johnson mektubunu alıp da harekâttan tornistan yapanlar gibi
davranmadık. Biz mektubu aldık, çöpe attık, harekâtı
başlattık.
VELİ AĞBABA (Malatya) Şahit kim?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Şahit mi? Millet, millet; şahit millet, şahit dünya.
VELİ AĞBABA (Malatya) Devlet
arşivine soktu o mektubu, o mektubu devlet arşivine soktu. Fahrettin
Altunun şahitliğinde çöpe atmış
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla)
Türkiye hem Rusyayla hem Amerikayla kendi tezlerini onlara kabul ettirmek
suretiyle uluslararası hukuk çerçevesinde, PKK ve YPGnin
sınırımızdan
BAŞKAN Teşekkür ederim.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Mektubun cevabı Koydum mu oturturum.du ve girdik, koyduk, oturttuk.
Cevap böyle verilir! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) Ne diyorsun?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Koyduk
mu oturturuz!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın
Grup Başkan Vekili
VELİ AĞBABA (Malatya) Anca gidersin,
anca gidersin! Yürü taş arabası!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ)
Buradayım, burada. Ben fazla muhatap olmak istemiyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) Anca gidersin!
Yürü, yürü!
BAŞKAN Sayın Dervişoğlu,
buyurun.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda yine
MAHMUT TANAL (İstanbul) Gitme, gitme!
VELİ AĞBABA (Malatya) Yürü, anca
gidersin!
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ne
yapacağım, sabaha kadar seni mi bekleyeceğim yani?
BAŞKAN Bir dakika, bir dakika
Sayın milletvekilleri
VELİ AĞBABA (Malatya) Anca gidersin,
yürü! Taş arabası!
TAMER DAĞLI (Adana) Koskoca Genel Başkan
Yardımcısısın yürü diyorsun adama, ayıp! CHP bu mu
ya!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Grup
Başkan Vekiline söz verdim.
Sayın milletvekilleri, ya, laf atmayı
bırakın, laf atma hiç kimseye yakışmaz, bir milletvekiline
hiç yakışmaz.
Buyurun Sayın Grup Başkan Vekili.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
55.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat
Dervişoğlunun, muhalefet partileri tarafından iktidarın
hataları ifade edildiğinde AK PARTİ Grup Başkan Vekilinin
yeni tartışmaların oluşmasını engelleyecek
üslubun mümessili olması gerektiğine ilişkin
açıklaması
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Genel Kurulun yine harareti yükseldi. Siyasi
partilerimizin grup temsilcilerinden de ayrı olarak ana muhalefet
partisinin Genel Başkan Yardımcısı Genel Kurula hitap etti.
Bugün Silahlı Kuvvetlerimiz, şayet sınır ötesinde kendi
güvenliğini sağlamak üzere bir operasyon gerçekleştiriyorsa bu,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin aldığı ortak kararla
sağlanmıştır. O sebeple gerek iktidar grubunun gerek
muhalefet grubunun bu operasyonla alakalı tezkeresindeki
tutarlılığı ve kararlılığı
nazarıitibara alarak konuşmamız lazım. Sayın hatip,
iktidar partisi tarafından elbette ki kabul edilmesi çok zor olan, belki
de bir itirafı ve öz eleştiriyi beraberinde getirmesi muhtemel olan
geçmişe yönelik bazı hatalardan bahsetti. Tamamdır,
doğrudur, elbette ki Adalet ve Kalkınma Partisinin Grup Başkan
Vekili, Cumhuriyet Halk Partisinin hatibinin sözlerine cevap verecek ama bunun
yeni tartışmalara zemin oluşturmasını engelleyecek üslubun
da mümessili olması gerektiği hususunu biz kendisine
hatırlatıyoruz. Bu partinin, iktidarın geçmişe yönelik
birtakım hataları ifade edildi. Bugün başka bir siyasi partinin
sözcüsü ve belediye başkanı üzerinden siz de şunu
yapıyorsunuz demeyi çok anlamlı bulmuyorum. Geçmişe yönelik
iktidarın aldığı kararlar var. Bu kararlar ve uygulamalar
dış politika açısından kendi içinde
tutarsızlıklar barındırıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika
Açıyorum mikrofonu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Keşke yapmasaydık demek yerine
karşılıklı atışmalara vesile olabilecek bir
üslubun benimsenmemesi kanaatini taşıyorum. Yüce Meclisi de
saygıyla selamlıyorum efendim. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan
BAŞKAN Özgür Bey, rica ediyorum, bir
sataşma olmadan düşüncelerinizi ifade ederseniz sevinirim.
56.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun Türkiye Cumhuriyetinin
İkinci Cumhurbaşkanına yönelik ifadelerinden dolayı özür
dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Akbaşoğluna zaten en iyi cevabı Sayın Veli Ağbaba
verdi, orada bir eksiklik yok ama Sayın Akbaşoğlu başka bir
şey konuştu sonra. Bu konuştuğu mesele bugünün siyasetine,
bu ülkenin kurucu kadrolarını
Ki dünyanın hiçbir demokrasisi
hangi siyaset olursa olsun o ülkenin kurucu kadrolarıyla -kimisi kurucu
babalar diye nitelendirir- onlarla uğraşmaz güncel siyasette ama
cümle arasında -tutanaklardan bulacağım birazdan- diyor ki:
Johnson mektubunu alıp da tornistan edenler
Bu, İsmet
Paşanın Johnsondan mektup geldiğinde Amerikayla bütün
diplomatik ilişkileri de kesmek de dâhil olmak üzere Yeni bir dünya
kurulur, Türkiye orada yerini alır. sözü ve o konuda Amerika
Birleşik Devletlerine karşı gösterdiği dirayet ve bunun
üzerinden yaşanan süreç ve Türkiye'nin kazanımları bütün
diplomatlarca malum. Alsın telefonu, gitsin arkaya, güvendiği
hariciyecilerden birini arasın. Dünya siyaset tarihi o cevabı, o
tutumu, o duruşu övüyor. Türkiye 1974e kadar giden süreçte, oradaki
mezalimi durdurmak için diplomasiyi de sonuna kadar zorladı,
uluslararası kuruluşları da zorladı, en sonunda ambargo
tehditlerine de boyun eğmeden Ayşeyi tatile çıkardı ve
soydaşlarımızı kesenler gökyüzüne bir baktılar hava
indirme tugayı, yukarıdan aşağıya, Türkiyede
Kıbrısı izleyen annelerin gözyaşlarına
karşılık olarak gözyaşı gibi, yağmur gibi
iniyordu beyefendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bunu yapanlara ve bu
dış politikayı getirenlere, Türkiye'nin kazandığı
savaştan sonra Sevri yırtıp atıp Lozanda masadaki mermeri
kıranlara minnet edeceksiniz, rahmet okuyacaksınız. Onlara
karşı kullanılan bu iftira dilini, bu Meclisin çatısı
altında, Türkiye Cumhuriyetinin 2nci Cumhurbaşkanı hak etmez.
Türkiye Cumhuriyetinin 2nci Cumhurbaşkanına yapılan bu iftira,
bu hakaret, iddia ediyorum, yarın AKPyi dış politikada
destekleyen ve yönlendiren kişilerle de konuşulsa CHPye veya
İsmet Paşaya her şeyi söyle ama Johnson mektubunda korktu,
tornistan yaptı. gibi lafları ağzına alma. derler.
Sizi böyle bir ifadeden men ederim.
Alacağınız sözün de özür dileme mahiyetinde olduğunu ümit
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, Akbaşoğlu, gündemimize
dönmek üzere
57.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın
sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasının
içeriğine cevap verdiğine ve sözlerinin kendi bağlamında
değerlendirilmesini rica ettiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Tabii
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, evet, sonuç
itibarıyla, burada, CHP Genel Başkan
Yardımcısının üslubu ve konuşmasının
içeriğiyle ilgili mektup meselesi üzerinden cevap verilmiştir. Evet,
burada şahıslarla ilgili, Sayın İnönüyle ilgili en ufak
bir şey söylenmiş değil. Johnson mektubu
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Johnson mektubunda tornistan
yapan dediğin kim?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - O gün harekât yapılmamıştır.
manasında. Biz mektubu aldık ve harekâtı yaptık.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır Johnson mektubunda
tornistan yaptı. dediğin kim?
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Ve sabahleyin ilk söz aldığımda
-bakarsanız benim ilk konuşmama- grup başkan vekillerinin ilk
açıklamalarında şunu demiştim: Sayın İnönünün
Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de burada yerini alır. sözü şu
anda, Erdoğanın liderliğindeki Türkiyede ete kemiğe
bürünmüş ve yeni bir dünyanın kurulması safhasına
geçilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Toparlıyorum efendim.
Ve Türkiye'nin öncülüğünde yeni bir dünya
kurulacaktır. Bu dünya ikircikli, zulüm düzenine ilişkin,
Avrupanın kendi ortaya koyduğu sömürüye, ikircikli yapıya
değil de adalet, merhamet ve huzura, güvene, barışa dayalı
bir dünya olacaktır. Bu dünya da Türkiye'nin liderliğinde
kurulacaktır. Adil ve merhametli yeni bir dünyanın kurulmasına
hepimiz tanıklık edelim diye kanaatlerimizi ifade ettik.
BAŞKAN Teşekkür ederiz, sağ olun.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı)
- Bu hususun tutanaklardan da görülebileceğini ifade ediyor, sözlerimin
kendi bağlamında değerlendirilmesini rica ediyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan
BAŞKAN Özgür Bey, çok kısa lütfen.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bana bir dakika yeterli
olacak.
BAŞKAN Buyurun.
58.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Çankırı
Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlunun yaptığı
açıklamasındaki ifadelerini İsmet Paşanın manevi
şahsiyetinden özür olarak kabul ettiklerine ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, biraz
önce Johnson mektubunu alıp da tornistan edenler lafından Bir
dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır. noktasında hareket
ediyoruz, İsmet Paşayı kendimize örnek alıyoruz, önder kabul
ediyoruz. dış politikasındaki noktasına dönüşü, bu
Meclis kürsüsünde yapılmış önemli bir öz eleştiri ve
İsmet Paşanın manevi şahsiyetinden özür olarak kabul
ediyoruz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
59.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin
Akbaşoğlunun, her sözünün kendi bağlamında
değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) - Şöyle: Bakınız
Sayın
Başkanım, her sözü kendi bağlamında değerlendirmek
gerekir. Söylediğim söz çok açık ve nettir, ortadadır. Sabah
yaptığım konuşma da ortadadır, şimdi de
söylediğim husus ortadadır. Bu konunun da kendi bağlamı
çerçevesinde değerlendirilmesini de ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, şu
anda Türk Silahlı Kuvvetlerinin belli gruplarının
sınırda abdest almış, şehitlik için
yarışırken bizi de takip ettiklerini dikkate almak gerekir.
Biraz evvel Grup Başkan Vekillerinin
Avrupadaki bazı gelişmelere karşı koymuş
oldukları ortak tavrı tebrik ediyorum.
Taslak hazırlanıyor mu?
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU
(İzmir) Hazırlanıyor.
BAŞKAN Hazırlanıyor, peki.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
14üncü madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri aykırılık derecesine göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü
maddesinin (a) bendinde bulunan eşyanın gümrüklenmiş
değerinin iki katı ifadesinin gümrük vergilerinin iki katı,
2nci fıkrasındaki gümrük vergileri tutarında ifadesinin
gümrük vergilerinin yarısı tutarında şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Mahir Başarır Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın
Mersin Adana Balıkesir
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul İzmir
Hüseyin
Yıldız Aydın
Özer Tahsin
Tarhan
Aydın Antalya Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ MEHMET ERDOĞAN (Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dün ve bugün bazı
Mersin Milletvekillerimiz Mersin Büyükşehir Belediyesinde işçi
kıyımlarının olduğuna ilişkin iddialar ortaya
attı. Mersin Milletvekili olarak buna cevap verme zorunluluğum
doğdu.
Öncelikle, bir iddia ortaya atıyorsak bununla
ilgili elimizde somut verilerin, en azından sayıların
olması gerekiyor.
Mersinde 31 Mart seçimlerinden hemen önce 205
işçi alındı, seçimden üç gün önce. Öncelikle şunu
söyleyeyim: Bu işçilerin hepsi işten çıkartıldı.
İşe gelmeyen, belediyenin yolunu bilmeyen, hayatında
çalışmamış 154 bankamatik işçisi vardı, bunlar
işten atıldı ve toplam 374 işçi çıkmış.
Şimdi, bu altı yedi aylık süreçte bunların yerine 375
işçi alınmış, bunlardan 223ü kadın. Bakın, bu
kadınların işe girerken yeterliliğine baktık,
liyakatine baktık, bir de ihtiyaç sahibi olup olmadığına
baktık.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak)
İnanalım mı?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
İnanın, inanın, pek inancınız yok ama inanın.
Şimdi, öyle insanlar geldi ki AKPli, MHPli,
İYİ PARTİli, HDPli; gerçekten ihtiyacı olan
kadınları işe aldık. İnanalım mı? dedi,
bir örnek vereyim: Bakın, ismini, soy ismini de verebilirim, AK
PARTİye oy vermiş, 2 çocuk annesi, yakın bir zamanda eşini
kaybetmiş bir hanımefendi geldi. Bakın, bunu kendisi söyledi,
dedi ki: AK PARTİliyim. İşe ihtiyacım var,
sokaktayım çocuklarımla. Aldım, Büyükşehir Belediye
Başkanı Vahap Seçere götürdüm, ne iş yaparsın
dediğimizde Otobüs kullanırım. dedi. Ehliyeti, bilgileri,
yeterliliği vardı, sınavı geçti ve işe girdi. Belki de
o 374 işçiden en çok mutlu olduğum kişi oydu. Kesinlikle Mersinde
partili-partisiz, Alevi-Sünni, Kürt-Arap, hiçbir ayrım
yapılmıyor ama 2014te de belediye değişti. Bakın,
seçimden önce, Kurban Bayramı öncesi 1.150 işçi kapının
önüne konuldu.
ABDULLAH DOĞRU (Adana) Sen şimdiye bak,
boş ver.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Bakın, Belediye Başkanı pazar günü seçimi kaybetti, salı
günü görev teslimi yapılacaktı, pazartesi eşyaları
çuvalın içine konuldu, plaketler falan evine yollandı. Bizde
ayrımcılık yok, Mersin Belediyesinde ayrımcılık
yok. Mersin Belediyesi hiçbir işçiyi partisinden dolayı,
inancından dolayı mağdur etmedi. Bunu yapan bir parti varsa on
yedi yıldır AKP iktidarıdır, kesinlikle.
ABDULLAH DOĞRU (Adana) Keşke
inanabilsem.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Ya
inanıp inanmamakta serbestsin, dediğim gibi inançta bir sorun var
zaten. Sizinle biz aynı şeye inanmıyoruz, aynı şeyleri
düşünmüyoruz, sizde var.
Şimdi, bakın, bizi insanlar arıyor,
en insani sorun
Öğrenciler, birçok öğrenciye yurt çıkmadı.
Bir hanımefendi aradı numarası da yok- Bir haftalık bir
yurt istiyorum. dedi. Yurt müdürünü aradım, Mersin Milletvekili Ali
Mahir Başarır ben. dedim. Hangi parti? dedi. Allah kahretsin
seni. dedim. Çünkü o vatandaşa ben hangi partiye oy verdiğini
sormamıştım. İşte sizin bürokratlarınızda bu
var. Mersinde, Adanada, Antalyada, İstanbulda böyle bir şey yok.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) İzmir,
İzmir! İzmirde var.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Bakın, belediyeyi aldığımızda maalesef bankamatik
işçileri, milyarlarca lira borç, kimin eli kimin cebinde belli değil.
Şu anda Mersin kâr yapan bir belediye, şu anda Mersinde en
azından kadın işçiler çoğunlukta ve bunu yaparken de
ayrım yapmıyoruz. Lütfen, ben, iddiayı yapan milletvekili
Tarsuslu, Baki Şimşek benim değerli bir
arkadaşımdır, ona yanlış bilgi verdiklerini düşünüyorum.
Biz Mersin söz konusuysa Hacı Özkan olsun, Cumhur Bey olsun, Baki Bey
olsun, hepimiz bir konuda oturur anlaşırız. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Alpayı
ayırma.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Beni unutma.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) Alpay
Bey de olsun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Cengizi de unutma.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla)
Eğer ki gerçekten bir hata varsa, bir işçi mağdur
edilmişse, birisi hakkında yanlış bilgi varsa Baki Bey
gelir, beraber Vahap Seçere gideriz bu sorunu çok rahat çözeriz. Sorun
Mersinse, sorun Türkiyeyse, sorun işçilerse, sorun emekçilerse, sorun
evine ekmek götüren insanlarsa hiç problem yok, biz bunu çözeriz ama Mersin
Büyükşehir Belediyesinde kasten, bilinçli bir işçi
kıyımı yok, olmadı, olmayacak.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Sana
yanlış bilgi vermişler.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Ya, bu
konuda laf atıyorsun ya, ne diyeyim ben sana.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) Yanlış
bilgi vermişler.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) Allah
seni bildiği gibi yapsın, yemin ediyorum ya. Ya, ne dedim ya? Ya,
oraya geçiyorsun, insanları taciz ediyorsun sadece sen.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) Ya,
sıkan mı var, niye bağırıyorsun?
BAŞKAN Ya, siz niye tahrik ediyorsunuz
Meclisi arkadaş ya?
EDNAN ARSLAN (İzmir) Sen niye
bağırıyorsun, seni sıkan mı var?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) E,
onun bağırmasına bağırıyorum.
BAŞKAN Size tecrübeyle ilgili bir şey
söyleyeyim: Çok bağıranlar seçimlerde pek Meclise gelmiyorlar, haberiniz
olsun. (Gülüşmeler) Tecrübeyle söylüyorum bak, samimi söylüyorum.
İşte, Özgür Bey de burada. Eski arkadaşların hepsi
bilirler, her seçimde Parlamentonun yüzde 65i gidiyor ama ilk gidenler de
bağıranlar, ben size söyleyeyim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Sayın
Başkanım, AK PARTİde bakan oluyor çok bağıran.
BAŞKAN Bak, o Niğde Milletvekili
alkışlıyor beni.
Buyurun Levent Bey.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
60.- Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbülün, Mersin
Milletvekili Ali Mahir Başarırın 104 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 14üncü maddesiyle ilgili önerge üzerinde
yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine
ilişkin açıklaması
MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) Sayın
Başkanım, şimdi, Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Mersin
Milletvekilinin konuşmasını dinledik. Bu dün de gündeme geldi,
arkasından karşılıklı olarak söz alarak meseleyi belli
bir düzleme koyduğumuzu düşünüyorum zaten. Ama tabii ki Mersindeki
işten çıkarmalarla alakalı kendi ellerindeki bilgileri
Meclisimizle paylaşmalarından dolayı da teşekkür ediyorum
ama burada verilen sayılar, rakamlar açısından, işte, bir
kısmının bankamatik işçisi olduğu ifade edildi, bir
kısmının da başka sebeple işten
çıkarıldığı söylendi, 350 civarında bir işçi
çıkarıldığı ifade edildi. 150-160 civarında bir
sayıyı bu şekilde izah ettik, onun dışında
kalanların da sözleşmesi feshedilirken mutlaka belli birtakım
gerekçeler gösterilmiştir. O gerekçelerin gerçekten hukuken var olup
olmadığı yaşanacak yargılama süreçlerinde ve özellikle
zorunlu ara buluculuk geldikten sonra da önce ara buluculuk sürecinde ve
arkasından yargı sürecinde de ortaya çıkacaktır. Bizlerin
de görevi Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Mersinde bu süreçleri
milletvekillerimiz vasıtasıyla, oradaki teşkilatlarımız
vasıtasıyla takip etmek olacaktır. Bu konuyla alakalı
gelişmeleri de Meclisimizle de süreç içerisinde
paylaşacağız diyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Gayet makul, güzel.
Teşekkür ederim.
Bir şey daha söyleyeyim değerli
arkadaşlar, önergeyi merak edenler konuşmacıları takip
ederken onların da değerlendirmelerini merak etmeniz lazım.
Önergeyle ilgili hiçbir şey konuşulmuyor yani bugün.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14üncü
maddesinin ilk fıkrasında yer alan eklenmiş ibaresi ilave
edilmiş ibaresiyle değiştirilerek madde metninin yeniden
düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Feridun
Bahşi Yasin
Öztürk
Adana Antalya Denizli
Ayhan
Erel Aydın
Adnan Sezgin
Aksaray Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanunuyla ilgili yeni
düzenleme dış ticaretimizin geliştirilmesine ne katkı
sağlayacak onu tam göremiyoruz. Ancak dış ticaretimizin durumu
hiç de iç açıcı değil, bunu berrak şekilde görüyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda Sayın Ticaret Bakanı TÜİK
tarafından hazırlanan verileri kamuoyuyla paylaştı ve bu
rakamlar âdeta müjdeymiş gibi sunuldu. Birkaç gün önce yayınlanan
2019 yılı dış ticaret beklenti anketine göre son çeyrekte
ihracat beklentisi bir önceki çeyreğe göre yüzde 14 düşmüş
durumda. Yani dış ticarette söz sahibi olan firmaların
yakın geçmişe ve mevcut duruma ilişkin değerlendirmeleri
olumsuz olduğu için gelecek döneme yönelik beklentileri de
düşmüş durumda. Nitekim geçen hafta TÜİK tarafından açıklanan
rakamlara göre ağustos ayında dış ticaret
açığı yüzde 1,2 artarak 2,5 milyar dolar şeklinde
gerçekleşti. Mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış ihracat rakamları ise 2019
Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1,5 azaldı; buna
karşılık, ithalat yüzde 0,4 arttı. İhracatın
niteliğine baktığımızda ortaya çıkan manzara daha
da vahim, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayisi ürünleri ihracatı
içindeki payı sadece yüzde 3 yani bugün karşımızda 19uncu
yüzyılda sanayileşmeyi ıskalayan Osmanlı dönemine benzer
bir ekonomi anlayışı var.
Ekonomi bütün unsurlarıyla giderek uçuruma
doğru yuvarlanırken iktidar vatandaşı muhtelif yöntemlerle
oyalamaya devam ediyor. Bu sırada da gizli bir IMF programı
uygulandığı izlenimi giderek güçleniyor. Geçtiğimiz haftalarda
verdiğim bir soru önergesinde iktidarın özellikle pamuk
politikasından yola çıkarak 1999 yılındaki IMF stand-by
anlaşması ve 2002 yılında Dünya Bankasıyla imzalanan
bir anlaşmaya paralel bir tarım politikası
uyguladığını belirtmiştim. Önergemden birkaç gün sonra
açıklanan Yeni Ekonomi Programı, sadece tarımda değil,
ekonominin genelinde gizli bir IMF programı uygulandığı
kanaatini kuvvetlendirdi. İki hafta önce açıklanan IMF Türkiye
raporunda belirtilen önerilerin programda hemen hayata geçirildiğini
gördük. Açıklanan programa göre, ücret artışları beklenen
enflasyona göre yapılacak, asgari ücret ve memur maaşı
artışlarında enflasyon beklentisi düşük olacak.
Sayın milletvekilleri, İYİ
PARTİnin ordumuzun Barış Pınarı Harekâtına dair
tutumu malum. Ordumuz, iktidarın 2011 Ağustos ayından beri
izlediği berbat ve mağlup Suriye politikasının
hasarını kısmen onarmak için üzerine düşeni yaptı.
Ancak bugün bazı sözcülerin ifade ettiği gibi, ABD ve Rusyayla
varılan mutabakatlara zafer demek düpedüz büyük bir hatadır. O
metinlerde olumlu bazı unsurlar olabilir ama aslında bu
görüşmeler ve mutabakatlar yanlış Suriye politikasının
mağlubiyetini, millî güvenliğimiz üzerinde yarattığı
cumhuriyet tarihinin en büyük tehditlerini, zararlarını hafifletme
çabalarıdır. Bunu sınırımızın
başına uzaklardan gelmiş devletlerle ve onlara tabi olarak
yapıyoruz maalesef. Olay budur, süreç de bitmemiştir. Süreç devam
ederken zafer naraları ayrıca zararlıdır. 2011
koşullarını arıyoruz, bu hedef ne yazık ki
şimdilik çok uzaklardadır.
Genel Kurula saygılarımı
sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
15inci madde üzerinde 2 önerge vardır,
önergeleri okutup aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci maddesinin
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve teklif
ederiz.
MADDE 15- 4458 sayılı Kanunun 241 inci
maddesinin dördüncü fıkrasının (ı) bendi yürürlükten
kaldırılmış ve altıncı fıkrasının
(d) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
d) 11 inci madde hükmüne göre yazılı
olarak talep edilen bilgi ve belgeler ile 13 üncü madde hükmü uyarınca
beş yıl süreyle saklanması gereken belgelerin gümrük kontrolü
sırasında ibraz edilmemesi.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk Aylin
Cesur
Denizli Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Isparta Milletvekili Aylin Cesur.
Buyurun Sayın Cesur. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYLİN CESUR (Isparta) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Gümrük Kanununu görüşüyoruz. 20nci
yüzyılın ikinci yarısından bu yana, gelişmiş
ülkeler gümrük vergileri ve miktar kısıtlamalarıyla tarım
sektörlerini korumuşlar ve gene yüksek oranlarda iç destek
sağlamışlardır. Bu destekler, üretim miktarı,
fiyatı ve girdi kullanımına bağlı belirlendiği
için genellikle aşırı üretime neden olmuş ve
gelişmiş ülkelerin dünya pazarındaki yüksek payları
nedeniyle dünya fiyatları düşmüş ve sektörlerini koruyamayan
ihracatçıların dünya ticaretlerindeki payları da
azalmıştır. Çiftçimizin bitkisel üretimde en önemli sorunu,
gübre ve mazot gibi temel girdi maliyetlerinin yüksek olması maalesef.
Yüzde 57si tarım ve hayvancılıkla
uğraşan Ispartamızın en önemli tarım gelirlerinden
biri ve aslında bizim sembolümüz güldür. Dünyada yılda
yaklaşık 15 bin ton gül çiçeği üretimi yapılıyor.
Türkiye gül çiçeği üretimi yapan en önemli ülkelerin başında.
Ülkemizdeki üretimin de yüzde 80e yakını Ispartada yapılmakta.
Bunun büyük kısmı ihraç ediliyor. Pazarı hazır bir ürün
aslında gül çiçeği ve hâl böyle iken, bu sene gül üreticisi 10 lira
bandında bir fiyat beklerken, fiyat belirleyici konumunda olan
GÜLBİRLİK gül çiçeği alım fiyatını 7,80 lira
olarak açıkladı. GÜLBİRLİK bu sektörde faaliyet gösteren
önemli bir üretici kuruluş. Aslında biz GÜLBİRLİKimizle
gurur duyarız Ispartalılar olarak. Birlik uygulamaları gül
çiçeği piyasasının oluşumunda önem arz eder. Girdiler misli
artarken, dolar yerinde durmazken, gül çiçeğinin kilosuna biçilen 7,80lik
fiyat 2016 fiyatıyla yaklaşık aynı ve birim fiyat olarak
2016 fiyatının da neredeyse yarısına eşit. 2016da
verilen 7,65 lira 2,28 dolar, 2017de verilen 8,70 lira 2,41 dolar, 2018de
verilen 9,20 lira 1,53 dolarken bu sene verilen 7,80 lira 1,32 dolara denk
gelmektedir ve bu rakam 2004teki birim fiyattan daha da düşük.
Isparta Ziraat Odası Başkanı
Mustahattin Can Selçuk bağırıyor, seslenmiyor,
bağırıyor, diyor ki: 10 lira bandında bir fiyata bile biz
razıydık üreticimiz için, GÜLBİRLİK 7,80 bandında bir
fiyat açıkladı. Bu, geçen yıldan 1,40 lira daha düşük,
gelin hep beraber bunu çözelim. Isparta bölgesinde 50 bin kişi geçimini
gülden sağlıyor. Bununla beraber gül üreticisine doğrudan
destek, girdi desteği, prim ödemesi, ihracat desteği uygulaması
yapılmıyor. Oysa, gül üretimi konusunda en büyük rakibimiz olan
Bulgaristanda gül üreticisi ciddi şekilde desteklenmekte.
Bulgaristandaki üreticilere sağlanan destek karşısında
Türkiye için çok özel bir yeri olan gül çiçeği üretiminin desteklenmesi ve
dünya pazarında rekabet gücünün artırılması gerekiyor.
Bizde bırakın desteklemeyi üretici, gerek kilo başına
hakkı olan fiyatı verilmeyerek gerekse artan enflasyonun girdilere
çok yüksek oranda yansıması nedeniyle âdeta ezdiriliyor. Türkiyede
sadece Ispartada ve çevresinde yetiştirilen gül çiçeği bir kültür
ürünü olarak ele alınmalı ve bu kapsamda devlet desteği ve
korumasına tabi olmalı. Yağ gülü endüstri bitkilerine dâhil
edilmiş ancak bu, üreticiye yeterli bir yardım
sağlamamış; 2019 yılında da tarım havzaları
destekleme modeline alınmamış, böylece üreticiler prim,
teşvik ödemesinden de mahrum bırakılmış.
Değerli arkadaşlarım, ülkede
uygulanan tarım politikaları sonucunda tarımda belirgin bir
küçülme var ve bu küçülmeden Isparta gülü de olumsuz etkilenmekte. Girdi
maliyetleri artarken gelir azaldı, gelir ile gider arasındaki makas
belirgin daraldı. Ne mi yapmalı? Özellikle çiftçiye girdi
desteği sağlanmalı; ucuz akaryakıt, ucuz gübre, ucuz ilaç
verilmeli; devlet desteği sadece üreticiyle sınırlı kalmamalı,
birlikler ve sektördeki firmalar da desteklenmeli; pazar payını
artırmaları ve ihracatı artırmaları konusunda
teşvikler verilmeli; mevcut fabrikaların revizyonu ile yeni
fabrikaların kurulması için hibe desteği verilmeli. Sonuç olarak
gül üreticisine doğrudan destek, girdi desteği, prim ödemesi ve
ihracat desteği sağlanmalı. Bu konuda harekete geçerek acil
adımlar atılmalı. 15 olması gereken ama 10 liraya,
karın tokluğuna gönlü zengin bizim çiftçimizin razı olduğu
bu duruma 7,80lik fiyat açıklanınca hâliyle buna ilişkin
görüşlerimi açıkladım Isparta basınında ve Gülü
toprağa gömdünüz. dedim. Buna iktidar partisi ve ortağı
içerlemişler ve söz birliği edip beyanlar verdiler ardı
ardına. Dediler ki, sloganları da şu: Gülü siyasete alet
etmeyin. Bu ihanetinizi size ödetiriz. diye tehdit de ettiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) Sayın Başkan,
ek süre rica edebilir miyim.
BAŞKAN Buyurun, toparlayın.
AYLİN CESUR (Devamla) Beyler, ne zamandan
beri, çiftçinin sorunlarını söylemek, köylüyü ezdirmeyin demek
siyasete alet ettirmek oluyor, ben şimdi bunu size soruyorum buradan.
Ayrıca, bizim siyaseti yapma amacımız zaten, bizi seçip buraya
getiren vatandaşlarımızın derdine derman olmak, siyaset bu
zaten. Hem Ispartamızı hem Türkiyemizi hem de çiftçilerimizi biz
burada temsil ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz sizin tehditlerinize
rağmen.
Sormuşlar madem önerilerimizi, söyledik az
önce, tekrar okuyup dinlesinler buradan. Araştırma önergesi
sunacağım, kanun teklifi sunacağım, niye mi? Çünkü
GÜLBİRLİK yetkilileri, fiyat neden düşmüş, bunu
açıklarlarken o sıkıntılı ve utanır hâlden
kurtulsunlar diye. Niye mi? Köylümüzü ezilmekten, gülümüzü de toprağa
gömülmekten kurtaralım diye.
Kendilerinden ve hepinizden destek bekliyor,
saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15inci
maddesinde geçen beş yıl ifadesinin beş sene şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Sarıaslan Müzeyyen
Şevkin Tahsin
Tarhan
Nevşehir Adana Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Ahmet
Akın Tacettin
Bayır
Manisa Balıkesir İzmir
Turan
Aydoğan Aydın
Özer Hüseyin
Yıldız
İstanbul Antalya Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Nevşehir Milletvekili Faruk Sarıaslan.
Buyurun Sayın Sarıaslan. (CHP
sıralarından alkışlar)
FARUK SARIASLAN (Nevşehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bilim ve eğitim üzerine
beş dakikalık kısa bir konuşma yapacağım.
Bilim, otoritelerin gerçeğine değil,
gerçeğin otoritesine hizmet etmektir. Bilimin reddettiği otorite
sadece şahıslarınkini değil, ideolojilerin otoritesini de
kabul etmez. Sosyalist bilim, kapitalist bilim, İslam ve Hristiyan bilimi
olmaz. Bilim ön yargılardan uzak olmaktır. Hele ülke yönetimi
bilimin, aklın dışına çıkmışsa o ülke
felakete gidiyor demektir. Tarihte de, günümüzde de bunun örnekleri var. Nazi
Almanyasının İngilizler de Aryandır, bizimle
savaşmaz. deyip ülkeyi felakete sürükledikleri gibi ya da yeni
yaşadığımız, bizim de Bütün Müslümanların
desteğini alırız. deyip Birleşmiş Milletlerde
boyumuzun ölçüsünü aldığımız gibi.
Sayın milletvekilleri, bilime
ulaşmanın yolu elbet eğitimden geçer. Türkiye OECD ülkeleri
arasında öğrenci başına en az para harcayan 2nci ülkedir.
Türkiye gibi nüfus artışı ve genç nüfus oranı OECD
ortalamasının çok üstünde olan bir ülke eğer doğan
çocuklarına dünyayla rekabet edebilecek becerileri kazandırmak
istiyorsa OECD ortalamasının çok üstünde bir kaynağı
eğitime ayırmak zorundadır. Yani yüzde 5 harcama, öğrenci
oranı bizden düşük ülkeler için yetiyor olabilir ama bizim için
yetmez. Finlandiyanın eğitim başarısının
kökeninde 1990larda diğer bütçe kalemlerini kısıp eğitim
bütçesini 2 katına çıkarmış olması gerçeği
yatmaktadır. Unutulmamalıdır ki hiçbir mucize kendi
başına ortaya çıkmaz.
Eğitim araştırmalarının
ortaya çıkardığı tartışmasız gerçek
şudur ki: Eğitimde başarıyı belirleyen temel girdi
öğretmen kalitesidir; önemli olan, mesleğine tutkuyla
bağlanmış öğretmenlerden oluşan bir kadro kurmak.
Türkiye, öğretmen kadrosu en genç 2nci ülkedir. Bu kendi başına
bir avantaj değil ama ciddi bir potansiyeldir. Bilginin ve bilgiye
ulaşma yönteminin bu kadar hızla değiştiği bir dünyada
yeni yetişmiş genç öğretmen kadrosu doğru yönlendirmeyle
çok ciddi bir reformun dinamosu olabilir.
Bugün, açılan okullara gelen 19 milyon
çocuğumuza dünyayla rekabet edecek becerileri kazandırmaktan çok uzak
bir eğitim sistemimiz var. Eğitimde acil olarak yapılması
gereken, siyasetin günlük akışına göre değil, veriye
dayalı bir reform programı üzerinde toplumsal bir uzlaşma
aramaktır. Çocuklarımızı dünyayla rekabete nasıl daha
iyi bir şekilde hazırlarız? sorusuna hep beraber cevap vermemiz
gerekir. Türkiyenin önünde iki seçenek var; ya akıl ve bilim
diyeceğiz ya da olduğumuz yerde debeleneceğiz. Tarih bize iklim
ya da coğrafya ile ekonomik başarı arasında basit ya da
kalıcı bir başarı olmadığını göstermiştir.
Dünyada bütün araştırmalar göstermiştir ki eğitimde
başarının sırrı okul öncesi eğitimden
geçmektedir. Bugün Türkiyede okul öncesi eğitim sayısı
azdır. Her mahallede belediye ve milletin iş birliğiyle beraber
bu konu çözülebilir. Bunun dünyada da örnekleri vardır.
Bugünkü iktidarın önceliği üniversite
sayısını artırmak olmuştur. Ne yazık ki sayı
arttıkça eğitimde nitelik düşmüştür. Bu nedenledir ki
üniversiteli işsiz sayısı artmıştır. Yurt
dışına master, doktora yapmak için giden gençlerimizin yüzde
77si ülkesine dönmek istememektedir. Bu ülkenin geleceği
yetişmiş insan gücünün artmasıyla orantılıdır.
Değerli milletvekilleri, Mecliste konuşma
yapacağımı duyan hemşehrim sağ olsun bize bir belge
göndermiş. Ben aslında Nevşehir konusunu bundan üç beş saat
önceki yaptığım konuşmada dile getirmiştim,
Nevşehir konusuna girmek istemiyordum ama ancak önemli bulduğum için
Hani şair de diyor ya: Şikâyetim var cümle yasaktan/Dillerimi hâkim
bey bağlasan durmaz. Şimdi, şu an elimde bir belge var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FARUK SARIASLAN (Devamla) Başkanım, bir
dakika daha
BAŞKAN Buyurun.
FARUK SARIASLAN (Devamla) Şu an, FETÖ/PDY
terör örgütü şüphesiyle pasaportuna el konulmuş bir şahıs,
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesinde dekanlık yapıyor. Şimdi bizi
hep FETÖyle mücadele etmemekle, sizi desteklememekle suçluyorsunuz ya, ismini
vereyim size Mehmet Öcal, siz bu şahsın FETÖcüdür diye pasaportuna
el koymuşsunuz. Şimdi ben diyorum ki eğer bu FETÖcüyse bunu
orada dekan yapmayın, eğer bu FETÖcü değilse pasaportundaki tahdidi
kaldırın. O zaman da başkalarını suçlamak yerine önce
kendinizi suçlayın.
Dinlediğiniz için teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde iki önerge vardır,
önergeleri okutup aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı
maddesinde geçen vergileri ve cezalarına ifadesinin vergileri ile
cezalarına şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ömer
Fethi Gürer Ahmet
Akın Tahsin
Tarhan
Niğde Balıkesir Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul İzmir
Aydın
Özer Müzeyyen
Şevkin Hüseyin
Yıldız
Antalya Adana Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Gürer.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda kısmi
düzenlemeler yapılıyor. Esasında Gümrük Kanununun bütünü
üzerinde dünya ülkeleri standartlarında değişikliklerin
gerçekleşeceği bir temel yasanın çıkması ülke için
ihtiyaç. Bu tür yapılanlar ihtiyacı tam anlamıyla
karşılamıyor. Şimdi gümrükle ilgili düzenleme
yapılınca herkesin aklına farklı şeyler geliyordur,
benim aklıma da doğal olarak tarım ürünleri geliyor çünkü ülkemizde
ithal edilmeyen ürün kalmadı. Ama bundan daha vahim olan bir şey var,
ithal edilen ürünlerle ilgili yapılan düzenlemeler genelde ya üretici ürün
ekerken yapılıyor ya da hasat dönemi yapılıyor.
Örneğin buğdayı hasat edecek çiftçi, bir bakıyorsunuz
gümrük sıfırlanıyor. Öyle olunca, üretici, çiftçi üretimden
uzaklaşıyor. Bugün TÜİK verileri açıklandı, yine
buğdayda yüzde 9lara varan üretim azalması bekleniyor. Bunun için
gümrük girişinde gümrüğü sıfırlanan ürünlerle Türkiyede
çiftçiyi vuran anlayıştan vazgeçmemiz lazım. Kendimize yeten bir
ülkeyken bugün ithalatçı bir ülke olduk. Tabii, ben, milletvekili olunca
bu gümrüğü sıfırlanan ürünleri de takibe başladım ve
bu Mecliste milletvekili olarak bardo diye bir hayvanın
varlığını da yurt dışından ithalatı
sıfırlanınca öğrendim. Ya, bu hayvan nedir diye
baktım, katırın kuzeniymiş. Onun bile sakatatının
bu ülkeye girmesinin gümrüğü sıfırlandı. Ama daha vahim bir
durum var: Türkiyeye ithalat yapanların, gümrükten ürün sokanların
kim olduğunu bakanlara soruyoruz, ticari sır diyorlar. Türkiyeye
et getirenin, buğday getirenin ticari sırrı nedir? Şimdi
bunları öğrenmek istiyoruz. Acaba kimler buradan vurgun vuruyor?
Çünkü ülkemizde üretilen ürünler varken, kendi çiftçimize destek verip bu
bağlamda sorunları aşmamız olasıyken, tam üretici
ürünü ekerken gümrüğü sıfırlayıp diğer ülkelerin
ürününü Türkiyeye sokmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. (CHP
sıralarından alkışlar) Bunun için de birilerinin bu
işin içinde olması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, Bakana sordum: 2018
yılında ne kadar nohut ithal ettiniz? Çünkü bizim orada nohut geçen
yıl depoda kalmıştı. Bakandan yanıt: 2018
yılında nohut ithal edilmedi. Sonra TÜİK verilerini açtım
baktım, 160 bin ton nohut ithal edilmiş. E, şimdi biz kime
güveneceğiz? Bakan diyor ki: Nohut ithal edilmedi 2018
yılında. TÜİK diyor: 2018 yılında nohut ithal
edildi. Yani, bakanlıkların verileri TÜİKle örtüşmüyor.
Onun için son dönemlerde bakanlara soru önergesi veriyoruz, bize yanıt
şu: TÜİKte var. Biz Bakanlıktan soruyoruz. Soracak olsak
TÜİKin değerlerini biz de biliyoruz. Çünkü artık rakamlar dahi
örtüşmüyor.
Bunun yanında hastalıklı hayvanlar
gümrükten geçip Türkiyeye giriyor. Tabii, bunun yanında ülkemize Akdeniz
sineği gibi ya da domates güvesi gibi ithal yoluyla hayvan
hastalıkları da giriyor, ürün hastalıkları da giriyor ama
bunlar yurt dışına ithal edilirken başka ülkelerin
gümrüğünden geçmiyor. Nasıl oluyor da bizim ülkemize domates güvesi,
Akdeniz sineği olan ürünler laboratuvar incelemelerine rağmen
gümrükten geçip girip de bizim yerli üreticimizi vuran hastalıkların
varlığına neden oluyor? Bu da benim gümrükle ilgili kafamı
karıştıran bir olay. Et; biz bu konuda sorduk, dedik ki yurt
dışından gelen etlerde hastalık var. Yok, böyle bir
şey. dediler. Sonra bir baktık, aradan altı ay geçti, o etlerin
hastalıklı olduğu kabul edilip Bakanlık imhasına karar
verdiğini açıkladı. Yani gümrüklerin giriş ve
çıkışında bizden giden ürün detaylı incelenip o ürünle
ilgili başka ülke alım yapmayarak iade ederken biz başkasının
hastalıklı tohumunu bu ülkeye sokuyoruz. Patates ürünü; patateste
siğil denilen hastalık yani patates kanseri nedeniyle 27 ilde
üretim alanları daraldı. Patatesin tohumuyla gelen
hastalığı bizim gümrüklerimizden gelen tohumlardan ülke
topraklarına taşıdık. Neden bunlar yeterince incelenmedi?
Şu anda patateste büyük sorun yaşıyoruz. Yurt
dışına satışı için teşvik gerekiyor, şu
ana kadar da verilmedi. Üreticinin elindeyken bu teşviki versek de yurt
dışı satışının yolunu açsak olmaz mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika, buyurun.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Şu anda
patates 50 kuruş, maliyeti 90 kuruş.
ŞAHİN TİN (Denizli) Patates
üreticileri para kazanıyor, değil mi?
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) Bunu önümüzdeki
hafta detaylı olarak hem de verileriyle anlatacağım. Çiftçimiz o
konuda mağdur ama bugün gümrükle ilgili söyleyeceklerim olduğu için
patates konusunu haftaya bıraktım. Ama yine söylüyorum, gümrükle
ilgili düzenleme yapılacaksa bu ülkeye giren ürünlerin doğru dürüst
kontrolleri yapılsın. Neden ve niye onlar ithal ediliyor, yurttaş
bilsin, sıfırlanan gümrüklerle kimler ticari sır kapsamında
vurgunu vuruyor; bunları da herkes görsün istiyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı
maddesinin ilk fıkrasında yer alan değiştirilmiştir
ibaresinin yeniden düzenlenmiştir ibaresiyle değiştirilerek
madde metninin yeniden düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Arslan
Kabukcuoğlu Yasin
Öztürk
Eskişehir Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Eskişehir Milletvekili Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurun Sayın Kabukcuoğlu. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Gümrük Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16ncı maddesi üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Bu değişiklik teklifiyle Gümrük
Kanununun 317 kelimelik 244üncü maddesinde bir kelimeye çok atıfta
bulunulmaktadır: Gizlilik. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre gizli
Niteliği anlaşılmayan, bilinmeyen; başkalarından
saklanan, duyurulmayan, saklı kalan anlamına gelmektedir. Bu kanun
değişikliğiyle saklanmak istenen nedir?
Madde metninde 2011de olduğu gibi düzenlenen
işlem, gümrük vergilerinde uzlaşma yoluyla indirimdir. Bu
değişiklikle yapılan pazarlık sonucu kimlere ne kadar
menfaat sağlandığı gizlenmek istenmektedir. Bu
gizliliğin çerçevesi ise muğlak
bırakılmıştır. Bu madde gümrük vergilerinde ve
cezalarında uzlaşma kurumunun yasal dayanağıdır. Bu
yüzden muhteviyatında gizlilik yerine olması gereken daha önemli
ilkeler vardır. Bu ilkeler vergilemede adalet ilkesi, hukuk güvenliği
ilkesi ve eşitlik ilkesidir. Uzlaşma kurumuyla gümrük idaresinin
gümrük vergilerinin ve cezalarının bir bölümünden vazgeçmekte
olduğu görülmektedir. Bu durum, gümrükte vergilendirme yetkisinin yasama
organı yerine yürütme organı tarafından
kullanıldığı izlenimi yaratmaktadır. İşte,
az önce bahsettiğim o üç ilke bu izlenimi, bu yetki gasbını
ortadan kaldırmak adına önemlidir.
Gümrük vergilerinde ve cezalarında uzlaşma
kurumunun hangi kriterlere göre uzlaşacağı ve
uzlaşılacak vergi ve para cezasının miktarının
alt ve üst sınırının bu maddede yer almaması esneklik
ve keyfilik doğurmaktadır. İdare, uzlaşma
görüşmelerini yaparken yasa koyucunun sınırlarına
bağlı kalmalıdır ki kurallarda istikrar ilkesi
bozulmasın.
Uzlaşma kurumu iyi niyet sahibi olmayan
kişiler tarafından suistimal edilebilir; eşya yurda ithal
edildiğinde yüzde 30 gümrük vergisine tabi tutulması gerekirken
sehven oranın yüzde 20 olarak uygulanmasının ardından aradaki
fark uzlaşma konusu yapıldığında asıl ödenmesi
gereken vergi doğal olarak eksik tahsil edilecektir. Bu durumun süreklilik
arz etmesi sakıncalıdır. Bu sakıncayı ortadan
kaldırmak için daha önce gümrük idaresiyle benzer konularda ihtilaf
yaşamış mükelleflerin sicil kaydı tutulmasına yönelik
düzenlemenin yasalarda yer alması gerektiğini düşünmekteyiz.
Uzlaşma kurumuna 2011 yılından 2015
yılına kadar toplam 13 bin başvuru olmuştur. Bu
başvurulardan 11.800ü görüşülmüş, 11.100ünde uzlaşma
sağlanırken, 700 başvuruda uzlaşılamamıştır.
Kurumun yargı yükünü hafiflettiği doğrudur ancak burada
uzlaşmayı yapan idarenin nasıl davranacağının ve
hangi miktarlarda uzlaşı sağlayacağının çerçevesi
çizilmediği için Anayasamızın 10uncu maddesinde belirtilen
eşitlik ilkesine aykırı durumlar da yaşanmış
olabilir ve ileride yaşanabilir. Bu çerçevenin yasa koyucu tarafından
çizilmemiş olması aynı hukuki konumda bulunan iki muhatap
açısından uzlaşmaların farklı sonuçlar
doğurmasına sebebiyet verebilir. Diğeri hakkında
eşitsizlik oluşturacak, birisi için uzlaşma miktarı çok
yüksek, diğeri için ise az olabilir.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan
bu maddenin geri çekilerek milletimizin endişelerini ortadan
kaldıracak şekilde, eşitlik ilkesine uygun ve tüm
tarafların katılımıyla çerçevesi belirginleşmiş,
yeniden gözden geçirilmiş bir madde hazırlanmasının uygun
olacağını düşünmekteyiz.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım.
(İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde 2 önerge vardır.
Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 17nci
maddesinde değiştirilmesi planlanan 4458 sayılı Kanunun
geçici 6ncı maddesinin birinci fıkrasının 9 numaralı
bendinde yer alan "bu kanuna ve gümrüklerde uygulanan mevzuat hükümlerine
ibaresinden sonra gelmek üzere "kasıtlı olarak menfaat
sağlama amaçlı ibaresinin eklenmesini arz ve talep ederiz.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk Hüseyin
Örs
Denizli Trabzon
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 17nci maddesi üzerinde
konuşmak üzere İYİ PARTİ Grubu adına söz aldım.
Hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan evvel bir hususu da
arz etmek istiyorum. Bugün biraz evvelki oturumda söz alan Sayın
Kahramanmaraş Milletvekilimiz çok değerli Sefer Bey
Kahramanmaraştaki Trabzon Caddesindeki trafik problemini dile
getirmişti. Sefer Hocam, Trabzonda da bir Kahramanmaraş Caddesi var,
maalesef bizde de aynı trafik sıkıntısı var. Ben bu
vesileyle Kahramanmaraştaki sevgili vatandaşlarımıza,
kıymetli vatandaşlarımıza saygılarımı
iletiyorum. İnşallah, Trabzondaki Kahramanmaraş Caddesinin
trafik problemi de çözülür, Kahramanmaraştaki Trabzon Caddesinin de
problemi çözülür diyorum, hepinizi tekrar saygılarımla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
Saygıdeğer milletvekilleri, teklifin
17nci maddesinde Gümrük Kanunu ve gümrüklerde uygulanan mevzuat hükümlerine
aykırı hareketleri görülen gümrük müşavirleri ile gümrük
müşavir yardımcılarının izin belgeleri Ticaret
Bakanlığı müfettişleri ve gümrük ve dış ticaret
bölge müdürleri tarafından gerek görülmesi hâlinde tedbir mahiyetinde en
fazla altı ay süreyle geçici olarak alınarak gümrüklerde iş
takip etmelerine izin verilmeyeceği ifade edilmiştir. Ancak buradaki
mevzuat hükümleri ifadesi çok geniş bir alanı kapsamaktadır.
Bu sebeple izin belgelerinin hangi hâllerde geçici olarak alınabileceğinin
çerçevesi net bir şekilde çizilmelidir diyorum. Çünkü bu durum şahsi
anlaşmazlıklardan mağduriyetler yaratabilir.
İnsanların mesleki kariyerleri denetim yapan kişilerin
insafına bırakılmamalıdır.
Değerli milletvekilleri, mevzuattaki
değişikliklerle ilgili ihracatçılarımızla
yapmış olduğum görüşmeler sırasında tarafıma
iletilen bazı sıkıntıları da bu vesileyle arz etmek
istiyorum. İhracatçılarımız gümrüklerde kendilerinden
tahsil edilen ve mesai saatleri dışında yapılan
çalışmalar için fazla çalışmada bulunan kurum
personellerine ödenen miktarın ihracatçı için büyük bir maliyet
artışına sebebiyet verdiğini söylemişlerdir.
Yine, ihracatçılarımız, ülkemizdeki
tüm kamu kurumlarında mesai saatleri dışında yapılan
çalışmalarda çalışan memur veya görevlilere ödenen fazla
mesai ücretleri ilgili kurumun kendi bütçesinden ödenirken -yani
karşılanırken- genel bütçeden ayrılan ödeneklerle
ödenirken, gümrük idarelerinde yapılan bu kabil çalışmalarda
fazla çalışma ücretinin mükelleften, iş insanlarından
tahsil edilmesinin büyük bir çelişki olduğunu ifade etmişlerdir.
İhracatçılarımız bu çifte standardın
kaldırılması, fazla çalışma ücretinin kurumun bütçe
kaynaklarından personele ödenmesi veya gümrüklerde gelişmiş ülke
örneklerinde olduğu gibi yirmi dört saat esasına göre vardiyalı
çalışma sisteminin getirilmesini talep etmektedirler.
İhracatçılarımızın bir
başka talebi de kâğıtsız ihracat işlemleriyle
ilgilidir. Gümrüklerde kâğıtsız ortamda işlemler yürüsün
diye kâğıtsız ihracat işlemleri başlatılmış,
artık mükellefler kâğıt ortamında gümrüğe beyanname
ibraz etmeksizin beyanlarını dijital ortamda bilgi işlem
üzerinden yapabilir uygulamasına geçilmiştir. Bu uygulama güzel bir
uygulamadır, yerinde bir uygulamadır ancak burada şunu da izah
edeyim: Daha önce kâğıt ortamında verilen ve gümrüğün
basımını yaptığı beyannameler için 3 TL ücret
alınırken, kâğıtsız ortama geçilen ve herhangi bir
kâğıt ortamında evrak düzenlenmeyen işlemler için bu
ücretin 5 TLye çıkarılmasının çok mantıklı bir
izahı yoktur diyorum.
Değerli milletvekilleri, son olarak da bölgemdeki
uluslararası nakliyecilerin bir sorununu burada dile getirmek isterim.
Nakliyecilerimiz, Rusyaya ve Rusya üzerinden diğer ülkelere
gerçekleştirilen taşımalarda geçiş belgesi
kotalarının yetersizliğinden çok şikayetçidirler. Bu
belgelerin yetersizliğinden dolayı taşımalar aksamakta ve
dolayısıyla ihracatımız da sekteye uğramaktadır.
Bu sorunun giderilmesi hususunda yetkilileri göreve çağırıyor,
hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum. (İYİ
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanunu Teklifinin
17nci maddesinde geçen gerek görülmesi halinde ifadesinin soruşturmanın
resmi olarak başladığı tarihte şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saliha
Sera Kadıgil Sütlü Müzeyyen
Şevkin Tahsin
Tarhan
İstanbul Adana Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Aydın
Özer Ahmet
Akın
Manisa Antalya Balıkesir
Tacettin
Bayır Turan
Aydoğan Hüseyin
Yıldız
İzmir İstanbul Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen İstanbul Milletvekili Saliha Sera Kadıgil.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 104 sıra
sayılı Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin 17nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyor,
bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Bu maddedeki değişiklik, bakanlık
müfettişleri ve müdürlerine gümrük mevzuatını ihlal eden ya da
hakkında Terörle Mücadele Kanununun şu meşhur 7nci maddesinin
ikinci fıkrası nedeniyle kovuşturma açılan kişilerin
izinlerini askıya alma yetkisi vermektedir. Birincisi: Gümrük
mevzuatı denen şey, kanunları, tüzükleri, yönetmelikleri ve
hatta genelgeleri kapsayan, ucu bucağı olmayan bir tabirdir. En küçük
bir maddi hata nedeniyle dahi müşavirlerin izin belgelerinin askıya
alınabilmesi yönündeki düzenlemede ısrarcı olunması kabul
edilemez. Madde revize edilecekse, sürede olduğu gibi, koşullarda da
daha net bir çerçeve çizilmeli, insanların ekmeğiyle oynamak bu denli
kolay olmamalıdır.
İkincisi ve daha mühimi ise TMK madde 7/2ye
ilişkin hukuksuz ve asli niyeti âdeta paçalarından akan önermedir.
Terörle Mücadele Kanununun bu maddesi, vesayet altındaki bazı
yargıçların pek sevdiği, son zamanlarda âdeta sık kullanılanlarına
eklediği bir kanun maddesi olup tüm muhaliflerin üzerinde Demoklesin
kılıcı gibi sallanmaktadır. Zira geldiğimiz noktada
suçlu, hain, terörist ilan edilebilmek için bir terör örgütüne üye olmak ya da
şiddet çağrısı yapmak dahi gerekmemektedir. Günümüz
Türkiyesinde bu madde çerçevesindeki yaptırımlar sözde terör, özde
iktidarı kaybetme korkusu nedeniyle kontrolsüz ve denetimsiz tek kişi
rejiminin gölgesinde bir hayli dallanıp budaklanmıştır.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti, bitmek bilmez bir paranoya hâliyle âdeta
yarı açık bir cezaevine dönüştürülmüştür. Terör örgütü
üyesi olmak bir yana, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım etmek,
yardım etmemekle birlikte örgüt propagandası yapmak, propaganda yapmamakla
beraber terörle iltisaklı, irtibatlı olmak ve hatta iltisaklı,
irtibatlı olmamakla beraber terör örgütü destekçileriyle dirsek
temasında olmak gibi yepyeni suçlar icat edilmiştir. Bugün Türkiye
ifade özgürlüğü konusunda öyle içler acısı bir hâldedir ki
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2018 yılında verdiği
77 ifade özgürlüğü hakkı ihlali kararının tam 40 tanesi
Türkiyeyi mahkûm eden kararlardır. Ülkemiz, ifade özgürlüğü
hakkını ihlal etme hususunda birinciliği ne acı ki
kimselere kaptırmamaktadır. Hiçbir şiddet çağrısı
olmayan en küçük bir muhalif ses, herhangi bir düşünce
açıklaması ve hatta bir haberi sosyal medya hesaplarından
paylaşmak dahi cübbesinin onurunu ayaklar altına alan sözde
savcı ve hâkimler tarafından suç adı altında
cezalandırılmaktadır.
Üzerinde konuştuğumuz teklifte bahsi geçen
madde öyle saçma, öyle hukuksuz bir kullanım alanı
açmıştır ki iktidar dahi reform adı altında
Meclisten geçirdiği yargı makyajı paketinde ilgili maddeye
İfade açıklamak ve habercilik suç kabul edilemez. gibi son derece
absürt bir değişiklik yapma lüzumu hissetmiştir. Yalnızca
fikirlerini beyan eden akademisyenler, mesleğini yapan gazeteciler, adalet
isteyen avukatlar, siyasi parti temsilcileri, hakkını arayan
öğrenciler, Çocuklar ölmesin. diyen öğretmenler, ilgili madde
bahane edilerek hukuksuzca mahkemelerde süründürülmekte, hapse atılmakta,
işlerinden olmaktadır. Azıcık aykırı ses
çıkartanın kafasına bu madde balyoz olup inmektedir.
Seçilmiş belediye başkanlarını dahi milyonların gözü
önünde tutuklamaktan ar etmeyen bir anlayışın kendi
istediği gibi hareket etmeyen bir gümrük müşavirine bu maddeye
dayanarak neler yapabileceği hepimizin malumudur.
Bir kişinin suçlu olup
olmadığına bürokratlar değil, mahkemeler karar verir. (CHP
sıralarından alkışlar) Hukukun en bilinen, en evrensel, en
önemli ilkelerinden biri şudur: Suçu ispatlanıncaya dek herkes
masumdur. Oysa bu değişiklikle, henüz kavuşturma
aşamasında olan kimseler ya da gümrük mevzuatının herhangi
bir köşesini ihlal ettiği iddia olunan kişiler ekmeklerinden
edilecek, aylar boyu işsizliğe mahkûm edilebilecektir. Gerçi on
binlerce insanın hukuksuz KHKlerle âdeta sivil ölüme mahkûm edildiği
bir ülkede böyle bir teklifin Meclise getirilmiş olması da çok
şaşırtıcı değildir. Ancak defalarca
yaptığımız gibi, bir kez daha altını çizerek
hatırlatmak gerekir: Hukuku kendi işine geldiği gibi eğip
bükmeyi marifet sananlar unutmamalıdırlar ki aynı hukuk bir gün
mutlaka kendilerine de lazım olacaktır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Dün Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla Türk
ordusunun şerefli subaylarını Silivri zindanlarında mahkûm
edenlerin akıbeti her ne olduysa, bugün kendi ikbali için milletin
ikbalini hiçe sayanların akıbeti de aynı olacaktır. Ancak
merak etmesinler, o gün gelip çattığında adil
yargılanmaları için elinden geleni yapacak olanlar, yine, Adalet
mülkün temelidir. anlayışını kendisine kılavuz
belleyenler yani bu ülkenin gerçek vatanseverleri olacaktır.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
18inci madde üzerinde üç önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanun Teklifinin
18inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Tahsin
Tarhan Ahmet
Akın Müzeyyen
Şevkin
Kocaeli
Balıkesir
Adana
Tacettin
Bayır Jale
Nur Süllü Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu
İzmir
Eskişehir
Manisa
Aydın
Özer Hüseyin
Yıldız Turan
Aydoğan
Antalya
Aydın
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
18inci madde vesilesiyle yakın geçmişte yaşananlarla sizleri
düşünmeye davet ediyorum.
Esenyurtta dayısının silahıyla
kendisini vuran Caner 6 yaşında, Elâzığda dedesinin
iş yerinde kendini vuran Kuzey henüz 10 yaşındaydı.
Antakyada 15 ve 16 yaşlarındaki 2 kuzenin
oynadıkları tabancanın ateş almasıyla Ç.S
hayatını kaybetti, S.A ağır yaralandı.
Boşandığı eşi
tarafından öldürülen Ayşe Acar 2019 yılında 25i
ateşli silahlarla eş, eski eş, sevgili cinayetine kurban giden
49 kadından sadece 1iydi. Pendikte okul çıkışı
internetten aldığı pompalı tüfekle vurulan Helini de
unutmayalım. Yüreğirde kucağında 5 yaşındaki
çocuğuyla motosiklet üzerinde vurulan Hayati Özkaya adaleti kendi
arayanların kurbanıydı, tek suçu oradan o anda geçmekti.
Gaziantepte terasta dedesiyle televizyon izlerken 11 yaşındaki Emin,
Karabükte düğünde Yunus Yıldız, serseri kurşunlarla
ölenlerin sayısına ekleniverdi. Daha geçen ay 23 yaşındaki
Nadira Kadirova milletvekilinin ruhsatlı silahıyla
yaşamını yitirmedi mi?
Her yıl Türkiyede ateşli silahlarla
ortalama 4.500 kişi ölüyor. Arkalarında kanayan yürekler
bırakarak televizyon yayın arşivlerinde ya da solup giden gazete
satırlarında kalıyor isimleri. Oysaki hepsinin
yaşayacakları günleri vardı, yaşamdan birden
koparılıverdiler patlayan silahlarla. Anton Çehovun dediği gibi
Sahnede silah varsa o silah patlar. Çehovun silahı bir gün bir yerde
hepimize doğrulabilir. (CHP sıralarından alkışlar)
Gencecik bir fidanken arkadaş kurşunuyla
hayattan kopan Umutun anısına kurulan ve tüm hayatını
Umutun anısına silahsızlanmaya adayan Umut Vakfının
araştırmasına göre korunmak için edinilen silahların yüzde
57si silah sahibinin en yakınına doğrulmaktadır.
Vakfın Ocak 2019 raporuna göre silahlı şiddet son dört
yılda yüzde 69 artış sağlamıştır. 2018
yılında 3.679 kişi ateşli silahlarla
yaşamını yitirmiş, 3.762 kişi
yaralanmıştır. Ancak bireysel silahlar, yaşam hakkı,
toplumsal barış ve huzur ortamı için ciddi bir tehdit
oluşturmaktadır. Özel Güvenlik Dairesinin 2017 raporuna göre son
yıllarda ruhsatlı silahların sayısı azalırken
ruhsatsız silahların sayısı artmaktadır.
Ruhsatsız silahlarla işlenen suçlar ruhsatlı silahlarla
işlenen suçların tam 6 katıdır. Bu da kontrol mekanizmalarının
zayıfladığına, kayıt
dışılığın arttığına ve kolay silah
sahibi olunabildiğine işaret etmektedir. Silah
alımının kolaylığıyla birey potansiyel
şiddet kaynağı hâline gelmektedir.
Son 17 yılda AKP yönetiminde yaşanan
şiddet olaylarındaki artış silah
artışlarıyla ilintilidir. Makine Kimya Endüstrisinde silah
fiyatlarında indirime gitmek, 2018deki yönetmelikteki
değişiklikle mermi hakkının 200den bine
çıkarılması ve belli gruplara silah taşıma yetkisinin
tanınması gibi düzenlemeler bireysel silahlanmayı
artırıcı rol oynamaktadır. Bireysel silahlanmanın
devlet eliyle artırılmasının önüne geçilmelidir.
Halkın sağlığı için özel
araçlarda sigara içilmesi yasaklanıp, içki satışına saat ve
yaş sınırı getirilirken 18 yaşından küçükler bile
av bayilerinden kolaylıkla ateşli silah satın alabilmekte,
sosyal medyadaki reklamlarla kargoyla kapıda ödemeli silah
satışları yapılmaktadır. Televizyonda sigara
görüntülerine cezalar verilirken dizilerde silah kullanımını ve
şiddeti özendiren sahneler engellenmeden yayınlanmaktadır. Bir
dizinin tek bir bölümünde bile sayısız cinayetler, katliamlar
işlenmekte , dizi kahramanları evlerinde iyi baba, iyi eş, iyi
evlat rolünde, öyle ki suçun cezasız kalacağı imajıyla
izleyiciye sunulmaktadır. Dolayısıyla silah sahibi olmak ve
kullanmak sıradanlaştırılmakta, özendirilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) Sayın Başkan,
bir dakika rica edebilir miyim.
BAŞKAN Buyurun efendim.
JALE NUR SÜLLÜ (Devamla) Otoriterleşmenin
giderek arttığı, adalet ve yargı kurumlarına güvenin
azaldığı ülkemizde silahla kendi adaletini sağlama
arayışı yaygınlaşmıştır. Toplum olarak
kan donduran şiddet ve ölüm haberleriyle karşılaşmaktan
yorgun düştük. Toplumsal barış ve huzurumuz bozulduğu gibi,
yaşam hakkımız da tehdit altındadır.
Vatandaşların yaşam hakkını ve can güvenliğini
korumak için bireysel silahlanmada tedbirler almak devletin en öncelikli
görevidir. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Genel Kurulu, bireysel
silahlanmanın yarattığı tehdidi ortadan kaldırmaya
yönelik yasaları hayata geçirmeye davet ediyorum. Unutmayın, sahnede silah
varsa o silah er ya da geç patlar. Silahları toplumsal yaşamın
bütün sahnelerinden bir an önce çıkarmazsak şiddet ve ölüm
haberlerine her gün bir yenisi eklenecek ve bunun sorumluluğu hepimizin
olacak.
Genel Kurulu saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Adıgüzel, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
61.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzelin, Suriyenin
kuzeyinin kim kimin komşusu belli olmayan bir duruma getirildiğine
ilişkin açıklaması
MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Suriyenin kuzeyi bugünlerde tıpkı
puzzle parçaları gibi, parsel parsel, kim kimin komşusu belli
olmayan bir duruma getirilmiştir. Ankarada ise ABD Başkan
Yardımcısı, Sayın Erdoğanla, bir masanın eş
başkanı olarak oturtulmuştur. Teröristlerin muhatap
alınmadığı söylenmiştir ama YPG/PYDye on binlerce
tır silah gönderen, Pensilvanyadaki zatın ev sahibi olan ABD, Türkiye
düşmanlarının hem hamisi hem sözcüsü olarak muhatap
alınmıştır. Üstelik teröristler masada yoktur ama telefonun
ucundadır. Ankaradakiler daha masadan kalkmadan sözde ateşkesi
dünyaya duyuran ise henüz cevap verilmeyen küstah mektubun yazarı bir
Twitter manyağıdır. Ankaranın göbeğinde, bu Atlantik
havasından kısa süre sonra şimdi de Rusyadan gelen soğuk
kuzey rüzgârlarının etki alanına girmiş bulunuyoruz.
Kısacası Türkiye, uzak görüşü olmayan bir kaptanın elinde
uluslararası sularda savrulmaktadır. Rotası belirsiz
yabancı bandıralı gemilerde seyahat edenlere inatla diyoruz ki:
Kuvayımilliyeciler, Cumhuriyet Halk Partililer olarak biz hâlâ
Bandırma Vapurundayız, sizler de gelin, o kutlu öyküyü bir daha
yazalım.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 18inci
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederim.
MADDE 18- 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında
Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı
bendinin (B) alt bendine "f) Ticaret Bakanlığı Gümrükler
Muhafaza Genel Müdürlüğünde Genel Müdür, Genel Müdür
Yardımcısı, Daire Başkanı ile merkez ve taşra
teşkilatında görevli Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürü,
Bölge Amiri, Kısım Amiri ve Gümrük Muhafaza Memuru
unvanlarından, ibaresi eklenmiş, üçüncü fıkrasına
"kayıt ve belgeler ile ibaresinden sonra gelmek üzere "birinci
fıkranın (4) numaralı bendinin (B) alt bendinde sayılan
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünde
Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Daire Başkanı ile
merkez ve taşra teşkilatında görevli Kaçakçılık ve
İstihbarat Müdürü, Bölge Amiri, Kısım Amiri ve Gümrük Muhafaza
Memuru unvanlarındaki personelin, ibaresi ilave edilmiştir.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk
Denizli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Antalya Milletvekili Feridun Bahşi. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 104 sıra sayılı
Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi'nin 18inci maddesi üzerinde söz aldım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, madde üzerindeki
görüşlerimize geçmeden önce toplumsal birkaç konuya değinmek
istiyorum. Birinci konu EYT, hep EYT diyoruz, EYT, EYT
Biliyoruz ki EYT
konusunun gündeme getirilmesinden AK PARTİ sıraları çok
rahatsız. İstiyorsunuz ki yaşanan mağduriyetler,
çaresizlikler hiç gündeme gelmesin ve siz rahatça yaşamaya,
mağduriyetler de yaşanmaya devam etsin. Ancak biz sizi başta EYT
olmak üzere, toplumumuzun sıkıntı yaşadığı
her konuda rahatsız edeceğiz, etmeye devam edeceğiz. Ne zamana
kadar? Sorunlar kökten çözüme kavuşana kadar. Genel seçimlerde her
partinin vaadi EYT konusunda çözümdü. Oylar alınıncaya kadar
çaresizlik içindeki EYTliler kandırılıp aldatıldı,
oylar alındıktan sonra AK PARTİ tarafından unutuldu.
İYİ PARTİ milletvekillerince defalarca soru önergesi ya da
teklif verdik. Teklif ve önergelerimiz ya Genel Kurula indirilmedi ya da
reddedildi. Daha önce de ifade ettik: Bizim yasa tekliflerimizi
beğenmiyor olabilirsiniz, saygı duyarız. O zaman buyurun, teklifi
siz getirin, biz destek olalım ve hukuksuz olarak mağdur olmuş
bu insanlarımızın sorunlarını çözelim. dedik, yine
ses yok. Burada bu teklifimizi yineliyoruz: Buyurun, teklifi getirin, biz
destekleyelim ama siz çözüm üretme taraftarı değilsiniz. Burada
yandaş rantı yok, çözmek için çaba harcamazsınız.
Diğer bir konu ise kamuda A ve B
kadrolarına memur olarak girişte aranan 35 yaş
sınırının kaldırılması. 657 sayılı
Yasada sayılan memurluk kadrolarına girişte belirlenen 35
yaş sınırını Avrupa Birliği ve gelişmiş
ülkelerdeki sınıra uygun hâle getirmek gerekir. Liyakat sahibi, kamu
ve özel sektörde iş tecrübesine sahip kişilerin bu kadrolarda daha
fazla istihdamına imkân sağlanmalıdır.
Arkadaşlar, biraz sessiz olursak
Gürültü çok
fazla.
BAŞKAN Bir dakika Sayın Milletvekili.
Recep Bey, arkadaşlarla bir ilgilen bak, orada
sohbet ediyorlar yani sorumluluk al.
Değerli milletvekilleri, özellikle sizin için
AK PARTİli milletvekili kardeşlerimiz gürültü
yaptığınızı söylüyorlar, kardeşimiz burada.
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) Buyurun,
dinliyoruz Başkanım.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla)
Teşekkür ederim dinleyenlere.
Ayrıca, hâkim ve savcılık
mesleğinin gerektirdiği bilgi birikimi ve tecrübeye sahip daha fazla
hukukçunun hâkim adaylığı başvurularına girebilmesi
için ve yargıya olan güven duygusunun artırılması için de
bu 35 yaş sınırının kaldırılması
gerekir. Bu konuyla ilgili kanun teklifimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunduk. Bir an önce gündeme
alınmasını vatandaşlarımız da beklemektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde özel
eğitim ve iyileştirme merkezlerinden, eski tabirle rehabilitasyon
merkezlerinden destek alan öğrencilerimiz mevcuttur. Özel eğitim ve
iyileştirme merkezlerinde özel eğitim bölümünden mezun olan özel
eğitim öğretmenleri, zihinsel engelliler, işitme engelliler
öğretmenleri, görme engelliler öğretmenleri ve bunlar
dışında özel eğitim bölümü mezunu olmayıp özel
eğitim sertifika programını tamamlayan öğretmenler de
çalışmaktadır. Özel eğitim ve iyileştirme
merkezlerinde çalışan özel eğitim bölümü mezunu olmayan
öğretmenler çalıştıkları kurumlarda birçok sorunla
karşılaşmaktadırlar. Bu sorunların başında
da kadro sorunu gelmektedir. Bu öğretmenlerimize yaz tatili
uygulaması dahi yoktur. Haftada kırk saat derse giren bir
öğretmen hem fiziki hem de ruhen yıpranmaktadır.
Değerli arkadaşlar, psikolojik
danışmanlık ve rehberlik öğretmenlerimizin de benzer
sorunları vardır. Hızla toplumsal değişmeyle çocuk ve
gençlerin uyuşturucu ve şiddete yönelme, evden kaçma, okul
başarısızlığı ve okula devamsızlık gibi
problemlerinde artma olmuştur. Bundan dolayı psikolojik
danışmanlık ve rehberlik hizmetleri ülkemizin geleceği
açısından çok önemlidir. Okullarda rehberlik personeli yetersizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Toparlayın Sayın Bahşi.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) Bu
yetersizliğe rağmen atama sayıları çok düşük tutulmakta
ve bu eksiği tamamlamak için kanunsuz görevlendirmeler yoluna gidilmekte,
rehberlik hizmeti aksatılmaktadır. Bu yüzden görev yapmakta olan tüm
rehber öğretmenlerin psikolojik danışman kadrolarına
aktarılması ve yeni atamalar yapılması gerekmektedir.
Yine, diğer bir konu, ülkedeki tarım
politikaları sorunu. Türkiye'nin tarımda söz sahibi olması ve
rekabet edebilir düzeye erişebilmesi için tarımın devam edegelen
yapısal sorunlarının çözülmesi gerekir. Tarımsal üretim ve
ticaret politikaları güçlendirilmeli, kırsal kalkınma
politikaları tarım politikalarıyla bütünleştirilmelidir.
Tarımsal desteklemeler amacına uygun olarak sürdürülmeli ve etkileri
artırılmalıdır. Tarım sektörünün sürdürülebilir
rekabet gücü ve küçük üreticilerin yaşayabilmesi için tarımsal üretim
için kullanılan mazottaki özel tüketim vergisini kaldırmak, hatta
yatta uygulanan mazot indiriminin küçük çiftçiye de uygulanması
gerekmektedir.
Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla
selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 104 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 18inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Bekir
Kuvvet Erim Salih
Cora
Çankırı Aydın Trabzon
Selim
Gültekin Ramazan
Can Mehmet
Doğan Kubat
Niğde Kırıkkale İstanbul
Muhammed
Levent Bülbül
Sakarya
MADDE 18- 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında
Kanunun 7 nci maddesi aşağıdaki şeklide
değiştirilmiştir.
MADDE 7 - Ateşli silahları ancak;
1. Cumhurbaşkanı, Başbakan,
Cumhurbaşkanı yardımcıları, Bakanlar, Yasama
Organı üyeleri ve Bakan yardımcıları ile bu görevlerde
bulunmuş olanlar,
2. Özel kanunlarına göre silah taşıma
yetkisine sahip bulunanlar,
3. Cumhurbaşkanı kararı ile silah
taşıyabileceklerine karar verilen Devlet, belediye, özel idare ve
kamu iktisadi teşebbüsleri memur ve mensupları,
B) Disiplin kurulları veya mahkeme
kararıyla meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar
ya da haklarında verilen mahkûmiyet kararı sonucu memuriyetle
ilişiği kesilenler veya sicilen ya da 1402 sayılı Kanunun 2
nci maddesi gereğince emekli edilenler hariç olmak üzere,
a) Vali,
vali muavini, kaymakam ve bucak müdürlüğünden veya mülki idare
amirliği hizmetlerinden,
b) Hakim
ve Cumhuriyet savcısı ile bu meslekten sayılanlardan,
c) Emniyet
hizmetleri sınıfına dahil kadrolarda çalışan
personelden,
d) MİT
hizmetleri mensuplarından,
e) Büyükelçi
unvanlarından,
f) Cumhurbaşkanlığı
merkez teşkilatında Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü ve
Cumhurbaşkanlığına bağlı kurum ve
kuruluşların en üst yöneticileri ile Cumhurbaşkanı
başdanışmanlarından,
g) Gümrükler
Muhafaza Genel Müdürlüğünde Genel Müdür, Genel Müdür
Yardımcısı, Daire Başkanı ile merkez ve taşra
teşkilatında görevli Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürü,
Bölge Amiri, Kısım Amiri ve Gümrük Muhafaza Memuru
unvanlarından,
ğ) Ceza İnfaz Kurumu başkontrolörleri
ve kontrolörleri, birinci ve ikinci müdürleri, idare memurları, infaz ve
koruma başmemurları ve memurları ile denetimli serbestlik müdür
ve müdür yardımcılarından,
h) Orman
muhafaza memurları ve orman bölge şeflerinden,
Emekli olanlar.
5. Cumhurbaşkanınca
çıkarılan yönetmelikte belirlenecek esaslara göre valiler
tarafından verilecek izin vesikasını alanlar,
6. 442
sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesine göre görevlendirilen güvenlik
Taşıyabilirler veya mesken ya da
işyerinde bulundurabilirler.
Birinci fıkranın (4) numaralı
bendinin (A) alt bendinden istifade edenler ilgili Kuvvet
Komutanlıkları, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik
Komutanlığı veya Jandarma Genel
Komutanlığının kayıtlarına geçmek ve bu
makamlarca verilen belgelere işlenmek şartıyla ateşli silah
taşıyabilirler veya bulundurabilirler. Bu şekilde düzenlenen
belgeler, taşıma veya bulundurma izin belgesi yerine geçer.
Birinci fıkranın (1), (2), (3) ve (4)
numaralı bentlerinde sayılan kişilere ait silahların, (6)
ve (7) numaralı bentlerde sayılan kişilerin edinecekleri en
fazla bir adet silahın, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununun 64 üncü maddesine, 2330 sayılı Nakdi
Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna, 2453
sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat
Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna, 2566
sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve
Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna, 2629 sayılı Uçuş,
Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri
Tazminat Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna, 1005
sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani
Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması
Hakkında Kanuna ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununa göre
aylık bağlananlara ait silahların, barışta veya
olağanüstü hallerde iç güvenlik ve asayişin sağlanmasına
yönelik her türlü faaliyet, eğitim, tatbikat ve manevralar ile birlik veya
grup halinde intikaller sırasında veya bu harekat ve hizmetlerin
sebep ve etkileri ile hayatlarını kaybedenler ve silah ruhsatı
alamayacak derecede malul olanların ana, baba, eş ve çocuklarına
bu kişilerden intikal eden ateşli silahlar ile yukarıda
sayılan kanunlara göre aylık bağlanmamış olsa bile bu
şekilde yaralananlara ait ateşli silahların
taşınmasına veya bulundurulmasına yetki veren kayıt ve
belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Barışta veya
olağanüstü hallerde iç güvenlik ve asayişin sağlanması
amacıyla yürütülen her türlü faaliyet, eğitim, tatbikat ve manevralar
ile birlik veya grup halinde intikaller sırasında bu harekat ve
hizmetlerin sebep ve etkileriyle vefat edenlerden (şehit, er, erbaş
ve malûl gaziler dahil) intikal eden silah bulunmaması durumunda;
bunların ana, baba, eş ve çocuklarından sadece birinin, bir
ateşli silahla sınırlı olmak kaydıyla, silah
taşımasına veya bulundurmasına yetki veren kayıt ve
belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
Silah taşımaya yetki veren kimlik
kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya
da geri alınmasına ilişkin usul ve esaslar Milli Savunma ve
İçişleri bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak
bir yönetmelikte düzenlenir.
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci,
Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum
olanlara affa uğramış olsalar bile ateşli silah
taşıma ve bulundurma izni verilemez. Ateşli silahla işlenen
suçlardan hükümlü bulunanlar ile taksirli suçlar hariç olmak üzere bir
yıldan fazla hapis cezasına mahkûm olanlara, mahkum olunan
cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren
beş yıl geçmedikçe ve haklarında yasaklanmış hakların
geri verilmesine ilişkin karar verilmedikçe, ateşli silah
taşıma ve bulundurma izni verilemez.
8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanun kapsamında haklarında tedbir kararı verilenlere tedbir
kararı süresince ateşli silahları taşıma ve bulundurma
izni verilmez, varsa ruhsat verilmesine ve yenilemesine ilişkin
işlemler bekletilir. Bunların ruhsata bağlanmış
silahları ise tedbir kararı kalkıncaya kadar genel kolluk
kuvvetleri tarafından muhafaza altına alınır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yeterli
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle; mecburi hizmetini tamamlayarak
ayrılan genel kolluk personeline tanınan haklardan Emniyet Genel
Müdürlüğünden ayrılan emniyet hizmetleri sınıfı
personelinin de yararlanmasının sağlanarak genel kolluk
kuvvetleri personeli arasında yeknesaklığın
sağlanması, yaptıkları görevler nedeniyle güvenlik riski
taşıyan bazı kamu görevlilerinin görevli iken sahip
oldukları harçsız silah ruhsatı hakkına emekliliklerinde de
sahip olmalarının sağlanması ve Kıbrıs ve Kore
gazilerine harçsız silah ruhsatı hakkının
sağlanması amaçlanmaktadır.
26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci,
Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle
Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkûm olanlara affa
uğramış olsalar bile hiçbir şekilde silah ruhsatı
verilmemesi, bunun dışında sayılan suçlardan hüküm
giyenlere memnu hakların iadesi kararı alınması ve mahkûm
olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten
itibaren beş yıl geçtikten sonra silah ruhsatı verilebilmesi
amaçlanmıştır.
Ayrıca, kadın ve çocuklara karşı
şiddetin önlenmesine ilişkin tedbirler kapsamında,
haklarında tedbir kararı verilenlerin ateşli silahlara
erişimlerinin derhal engellenmesine yönelik düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
18inci maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
19uncu madde üzerinde 3 önerge vardır,
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 19uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederim.
MADDE 19 - 6136 sayılı Kanunun ek 8 inci
maddesinin birinci fıkrasına "çarşı ve mahalle
bekçilerine, ibaresinden sonra gelmek üzere "Ticaret
Bakanlığınca satın alınan tabanca ve mermiler, Ticaret
Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında
silah taşıma yetkisini haiz personele, ibaresi ilave
edilmiştir.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk Dursun
Ataş
Denizli Kayseri
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Antalya Milletvekili Feridun Bahşi. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 19uncu maddesi üzerine söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ticaretin
yaşamsal döngüsü olan nakitte ciddi sıkıntılar var.
Firmalar ve esnaf tahsilat yapamaz durumda. Bir ticari firmanın veya
esnafın ana hedefi kâr etmektir. Kâr, yaşamak için gerekli olan katma
değerdir. Kâr ne kadar önemli? Belki de daha önemli bir başka husus
da nakit akışıdır. Nakit akışlarında da
sorunlar yaşanmakta yani tahsilat yapamama ve ödeme taahhütleri yerine
getirilememektedir. Bunun sonucunda iflasa kadar giden önemli
sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde ticaretin finansmanı,
ağırlıklı olarak firma ve tüccarların
karşılıklı olarak birbirlerine ve son olarak da tüketiciye
yaptıkları daha çok vadeli satışlarla
sağlanmaktadır. Bunların önemli bir kısmı da açık
hesaplardır. Senet ve çekler de vadeli alışverişlerin en
önemli araçlarıdır. Vadeli alışverişlerin özü ise güven
ve itibardır. Ekonomide her geçen gün artan sıkıntılar
nedeniyle vatandaş borcunu ödemekte güçlük çekmekte, hatta tamamen
ödeyemez duruma gelmektedir. Bu durum, artık ticareti bitirme
noktasına getirmiştir.
Değerli milletvekilleri, bir ülkenin
sınırı, hududu o ülkenin namusu ve şerefidir.
Sınır bizim için sadece hayalî bir çizgi değildir. Günümüzde
ulus devletlerinin sınırları milletlerin büyük mücadeleleriyle
kazanılmış, ecdatlarının kanlarıyla
çizilmiştir. Ancak AK PARTİ tarafından uygulanan
yanlış dış politikalar neticesinde maalesef sınır
kapılarımız ve sınırlar delik deşik edilmiş
durumdadır. Özellikle güney sınırlarımızda uzun
zamandır güvenlikten söz etmek artık mümkün değildir.
Sınırlardan teröristler rahatça geçerken her türlü kaçak mal da
ülkeye girebilmektedir. Sınırdan geçen teröristler kadar tehlikeli
olan bir şey varsa o da yine teröristlerin ya da kaçakçıların
getirdiği kaçak mallardır. Akaryakıt, alkollü içecekler, tütün,
çay ve şekerde kaçak getirme oranı tahminlerin çok üzerindedir.
Ankaranın göbeğinde, özellikle Ulus
bölgesinde kaçak sigara tezgâhları, her türlü kaçak alkollü içki
satışı, şehirler arası yollarda bulunan
adını ilk defa duyduğumuz petrol istasyonlarında
satılan kaçak mazotun çokluğu artık hem ekonomik hem de vergi
açısından zarar verici noktalardadır. Bir istasyonda 6,70 lira
olan mazot, bir sonraki istasyonda 5,60 liraya satılabilmektedir. Sahte ve
kalitesiz olarak ülke piyasasına giren bu mallar fiyatlarının
ucuzluğu münasebetiyle halk tarafından ilgi görmekte, tercih
edilmekte ve maalesef, toplum sağlığını ve mazot
açısından kullanılan araçların sağlamlığını
tehdit etmektedir.
Sınırlardaki güvensizlik ve denetimsizlik
sonucunda ülkemize her çeşit uyuşturucu sokulduğu da
unutulmamalıdır. Afganistan ve Pakistan gibi ülkelerde üretilen
uyuşturucunun Avrupaya geçiş güzergâhında bulunan ülkemizde
uyuşturucu kullanımı da günden güne tehlikeli boyutlara
ulaşmaktadır. Bu maddeleri tüketen gençlerimizin ve ailelerin
hayatları da kararmaktadır.
Bunun yanında, ülkemize bu maddeleri sokan,
ticaretini yapanların büyük bir kısmı ise bölücü terör örgütü
mensuplarıdır ve kazandıkları paralar da askerimize,
polisimize kurşun olarak geri dönmektedir. Bu yüzden, AK PARTİnin
dış politikaları ülkemizi hem dıştan hem içten
çürütmektedir. Sınırlarımıza, gümrüklerimize ne
pahasına olursa olsun sahip çıkılmalı, bu yüzden politikalar
öncelikle oluşturulmalıdır.
Değerli milletvekilleri, gündeme getirmek
istediğim diğer bir konu ise 3600 ek gösterge sorunudur. Memurlara
3600 ek gösterge verilmesiyle düzenleme yapılacağı sözünü
vermiştiniz. Seçimin üzerinden tam on beş ay geçti. Bugüne kadar
birinci parti tarafından sorunun çözümü konusunda hiçbir somut adım
atılmadı. Biz ise sadece imamlar, öğretmenler, hemşireler
ve polislere değil, başta adliye ve maliye personeli dâhil tüm kamu
personeline 3600 ek gösterge verilmesini öneriyoruz. Milyonlarca kamu
çalışanını ilgilendiren 3600 ek gösterge düzenlemesi bir an
önce hayata geçirilmelidir.
Bu düşüncelerle Gazi Meclisi ve yüce Türk
milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanunu Teklifinin
19uncu maddesinde yer alan Ticaret Bakanlığınca ibaresinin
Ticaret Bakanlığı tarafından olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan
Baltacı Ahmet
Akın Tahsin
Tarhan
Kastamonu Balıkesir Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul İzmir
Aydın
Özer Müzeyyen
Şevkin Hüseyin
Yıldız
Antalya Adana Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı.
Buyurun Hasan Bey. (CHP sıralarından
alkışlar)
HASAN BALTACI (Kastamonu) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle seçim bölgemle ilgili bir konuya, ithalat
vergisiyle ilgili bir konuya değineceğim, sonra da iktidar partisinin
bir eleştirisine buradan cevap vereceğim.
Birinci olarak şundan bahsetmek istiyorum:
İthalat vergisiyle son zamanlarda, Kastamonuda üretilen, coğrafi
işareti olan Taşköprü sarımsağının üretimine
ağır darbe vurulmuştur.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz ki son
dönemlerde -pazarda karşılaştığınız
ürünlerde- enflasyonun en fazla arttığı ürünlerden biri
Taşköprü sarımsağı olmuştur. Ama Taşköprü
sarımsağının fiyatının artmasının en
önemli sebebi Kastamonuda, Taşköprüde art arda yaşanan dolu
felaketleri olmuştur. Şimdi, bu dolu felaketinin yaraları
sarılmadan Hükûmetiniz, iktidarınız sarımsağa
uygulanan ithalat vergisinden bin dolar düşürmüştür. Hâlbuki bizim
yapmamız gereken, sarımsak üreticisini korumak, daha fazla destek vermek,
Çiftçi Kayıt Sistemini düzelterek çiftçilerin tarım
sigortasını genişletmekken biz ithalat vergisinde indirime
giderek Taşköprü sarımsağına ağır darbe
vuruyoruz. İthalat vergisinin bir an önce
kaldırılmasını diliyorum.
İkinci olarak şöyle bir eleştiri var
iktidar partisinden -bu eleştiriye katılmamak mümkün değil ama
bu eleştirinin altındaki bir gerçeği de vurgulamak istiyorum-
deniliyor ki: Biz burada Gümrük Kanununu konuşuyoruz, biz burada Gümrük
Kanununu konuşurken muhalefet milletvekilleri çıkıyor kürsüye
kendi gündemlerini konuşuyorlar. Evet, doğru, eğer kaliteli bir
yasama faaliyeti yürütmek istiyorsak burada, buraya gelen, Meclise gelen kanun
teklifleri üzerine konuşmamız gerekir ama şöyle bir sayı
var elimde: 1 Ekim 2019 tarihi itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
27nci Dönemde AKP 163 tane kanun teklifi vermiş, Cumhuriyet Halk Partisi
1.530 tane kanun teklifi vermiş, MHP 169 tane vermiş, HDP 82 tane
vermiş, İYİ PARTİ 131 tane vermiş, TİP 2 tane
vermiş, Saadet Partisi 1 tane kanun teklifi vermiş. Ama muhalefetin
verdiği hiçbir kanun teklifi bu kürsüde konuşulmamış.
Eğer muhalefeti yok sayarsanız bu kürsüde elbette ki muhalefet
halkın gerçek gündemini konuşacak değerli arkadaşlar. Siz
toplumun beklentilerini, toplumun ihtiyaçlarını, toplumun taleplerini
gözeten kanun tekliflerini buraya getirmediğiniz sürece, biz de önergeler
vererek burada toplumun gerçek sorunlarını konuşmaya devam
edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Bu
uyarıyı niye yapıyorum değerli arkadaşlar? Eğer
bir toplum kendi Meclisinde kendi sorunlarını konuşamazsa çözümü
başka mecralarda arar değerli arkadaşlar. Bugün dünya üzerinde
bunun örnekleri var; Şilideki örneği görüyorsunuz, Lübnandaki
örneği görüyorsunuz.
Bunun üzerine, Türkiyeden 2 tane örnek vermek
istiyorum değerli arkadaşlar: Bugün Zeytinoğlu bünyesindeki
Entil, Hapalki ve Tarkon fabrikalarında çalışan ve dört
aydır maaşlarını alamayan, DİSKe bağlı
Birleşik Metal-İş Sendikasında örgütlenmiş
işçiler basın açıklaması yapmak istedi Eskişehirde.
Basın açıklaması yapmak isteyen o işçilerin üzerine gaz
sıkıldı, 3 işçi yaralandı, 29 işçi de
gözaltına alındı değerli arkadaşlar. Eğer bu
Meclis işçilerin, emekçilerin, köylülerin, gençlerin, işsizlerin
gerçek sorunlarını tartışmazsa toplum kendisine
konuşacak başka mecralar bulur, sokaklar gittikçe hareketlenir. Bugün
durdurmuş olabilirsiniz değerli arkadaşlar. Size sadece
şunu söylüyorum: Kulak verin, bu işçilere kulak verin istiyorum.
Eğer bugün Eskişehirdeki işçilerin taleplerine kulak
vermezseniz, dün Somadaki işçilerin taleplerine kulak vermeyip
yollarını keserseniz işçilerin ayak seslerini daha çok
duyarsınız değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar) Bugün önünü kesmiş olabilirsiniz ama şunu belirtmek
istiyorum: İşçi sınıfı kendi hak mücadelesini
engelleyenlere her zaman tarihsel olarak cevabını vermiştir,
yine de verecektir. Bu gelen, işçilerin ayak sesleridir değerli
arkadaşlar, yavaş yavaş, ağır ağır ama
kendinden emin bir şekilde Ankaraya doğru geliyor. Dün Somada
durdurdunuz, bugün Eskişehirde durdurdunuz ama Ankaraya gelişini bu
gidişle durduramayacaksınız değerli arkadaşlar. Onun
için gelin, bu kürsüde bu ülkenin gerçek sorunlarını
konuşalım, kaliteli yasama faaliyetini de bunun üzerine inşa edelim.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 104 sıra
sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 19uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Bekir
Kuvvet Erim Selim
Gültekin
Çankırı Aydın Niğde
Mehmet
Doğan Kubat Salih
Cora Muhammed
Levent Bülbül
İstanbul Trabzon Sakarya
Bayram
Özçelik Ramazan
Can
Burdur Kırıkkale
MADDE 19- 6136 sayılı Kanunun ek 8 inci
maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Cumhurbaşkanlığınca temin
edilen tabanca ve mermiler Cumhurbaşkanlığı Koruma
Hizmetleri Genel Müdürlüğündeki koruma personeline ve bunların
amirlerine; Milli Savunma Bakanlığınca temin edilen tabanca ve
mermiler, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde subay, astsubay ve uzman
erbaşlara; Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığınca temin edilen tabanca ve mermiler, kendi
bünyelerindeki subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlara; Emniyet
Genel Müdürlüğünce temin edilen tabanca ve mermiler, emniyet hizmetleri
sınıfı personeline; Ticaret Bakanlığınca
satın alınan tabanca ve mermiler, Ticaret
Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatında
silah taşıma yetkisini haiz personele, görevlerinde kullanmak üzere
bedeli mukabili zati demirbaş silah olarak satılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Önergeyle Cumhurbaşkanlığınca
temin edilen tabanca ve mermilerin Cumhurbaşkanlığı Koruma
Hizmetleri Genel Müdürlüğündeki koruma personeline ve bunların
amirlerine zatî demirbaş silah olarak satışına imkân
sağlanmaktadır.
BAŞKAN Şimdi önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
19uncu maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere,
görüşülmekte olan teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan ancak
teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı İç Tüzükün 87nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür. İç Tüzükün 91inci maddesine göre
yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddelerde belirtilen sayıda önerge verilebilir. Bu nedenle önergeyi
okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla,
14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 104 sıra sayılı
Kanun Teklifine çerçeve 19uncu maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Özgür
Özel Muhammed
Levent Bülbül
Çankırı Manisa Sakarya
Dursun
Müsavat Dervişoğlu Mehmet
Doğan Kubat Bayram
Özçelik
İzmir
İstanbul Burdur
Fahri
Çakır İffet
Polat
Düzce İstanbul
"MADDE 20 - 11/9/1981 tarihli ve 2521
sayılı Avda ve Sporda Kullanılan Tüfekler, Nişan
Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı, Alımı,
Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanuna aşağıdaki
ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1- 8/3/2012 tarihli ve 6284
sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında haklarında tedbir
kararı verilenlere, tedbir kararı süresince bu Kanun
kapsamındaki yivsiz av tüfekleri, spor ve nişan tüfek ve
tabancaları taşıma ve bulundurma izni verilmez, varsa ruhsat
verilmesine ve yenilemesine ilişkin işlemler bekletilir.
Bunların bu Kanun kapsamında ellerinde bulunan yivsiz av tüfekleri,
spor ve nişan tüfek ve tabancaları ise tedbir kararı
kalkıncaya kadar genel kolluk kuvvetleri tarafından muhafaza
altına alınır.
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, salt
çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan, önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen? Yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Yeni madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir
madde eklenmiştir.
Herhangi bir karışıklığa
mahal vermemek için, bundan sonra maddeler üzerindeki önerge işlemlerine
mevcut sıra sayısı, metindeki madde numaraları üzerinden
devam edilecek, kanunun yazımı esnasında madde numaraları
teselsül ettirilecektir.
Komisyon bir redaksiyon talep ediyor.
Buyurun.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkanım, biraz önce kabul ettiğimiz önerge doğrultusunda
kanun metninde bulunmayan başka bir kanun ilave edildiğinden
dolayı teklifin başlığı ve içeriği arasında
bir uyumsuzluk oluştu. Kanun yapım tekniğine daha uygun
olması bakımından, teklifin başlığının
Gümrük Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi şeklinde değiştirilmesine dair
redaksiyon talebimizi takdirlerinize saygıyla arz ederiz.
BAŞKAN Redaksiyon talebiniz kayıtlara
geçmiştir. Görüşülen teklifin kabul edilmesi hâlinde redaksiyon
işlemi Başkanlığımızca
gerçekleştirilecektir.
X.- BİLDİRİLER-DEKLARASYONLAR
1.- AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ PARTİ
gruplarının, Suriyenin kuzeyindeki terör odaklarına
karşı icra edilen Barış Pınarı Harekâtı
hakkında Avrupa Parlamentosunda kabul edilen kararı, yüce milletimiz
adına Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bütünüyle reddedip
kınadıklarına ilişkin ortak bildirisi
BAŞKAN Değerli milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda hazır bulunan siyasi parti
gruplarının imzaladığı ortak açıklama
Başkanlığımıza ulaşmıştır.
Şimdi, bu açıklamayı okuyorum:
Bizler Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
hazır bulunan siyasi parti grupları olarak ülkemizce Suriye'nin
kuzeyindeki terör odaklarına karşı icra edilen Barış
Pınarı Harekâtı hakkında bugün Avrupa Parlamentosunda kabul
edilen kararı, yüce milletimiz adına Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak bütünüyle reddediyor, kınıyoruz. (Alkışlar)
Birleşmiş Milletler
Şartı'nın 51inci maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa
hakkımız ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin
terörizmle mücadeleye ilişkin kararları uyarınca
uluslararası hukuk temelinde yürütülen harekat, PKK'nın Suriye kolu
PYD/YPG unsurları ile bu unsurlara ait barınak,
sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçleri hedef
almıştır. Sivillerin ve sivil altyapının zarar
görmemesi için azami hassasiyet gösterilmiş, gereken her önlem
uygulanmıştır. Esasen bu hususlar ilgili kurumlarımız
tarafından yapılan açıklamalarla da her vesileyle kamuoyuna
duyurulmuştur. Avrupa Parlamentosunun kararındaki iddiaların
tamamı, bugüne kadar defalarca uluslararası kamuoyu nezdinde ve
yabancı muhataplarımızla en üst düzeydeki
temaslarımızda ilgili makamlarımızca yalanlanmış
veyahut gereken izahat getirilmiştir.
Terörle mücadelesinde Türkiye'yle
dayanışma göstermek yerine, bir terör örgütünün safını
tutmayı ve gündemine hizmet etmeyi tercih eden Avrupa Parlamentosuna,
PKK'nın Avrupa Birliği ve NATO tarafından da terör örgütü olarak
kabul edildiğini bir kez daha hatırlatma gereğini duyuyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarını hedef
alan bu tür kararları hiçbir şekilde kabul etmediğimizi, bu
kararın Avrupa'nın ortak çıkarları için en ciddi düzeyde
sorun doğurma kapasitesinde gördüğümüzü, bu kararın
bağlayıcı olması için atılmış ve
atılacak her tür adıma karşı milletimizin ortak
kararlılığını ve dayanışmasını
ifade ettiğimizi, icra organının uluslararası mütekabiliyet
çerçevesinde gereken karşılığı vermesinin hak
olduğunu kamuoyuna duyururuz. 24 Ekim 2019
Muhammet
Emin Akbaşoğlu Özgür
Özel
Çankırı Manisa
Adalet
ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
Muhammed
Levent Bülbül Dursun
Müsavat Dervişoğlu
Sakarya İzmir
Milliyetçi
Hareket Partisi İYİ
PARTİ
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN 20nci madde üzerinde iki önerge
vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 20nci
maddesinin aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve
teklif ederiz.
MADDE 20- Bu Kanun yayımı tarihinden 10
gün sonra yürürlüğe girer.
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk İmam
Hüseyin Filiz
Denizli Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Gaziantep Milletvekili İmam Hüseyin Filiz. (İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Filiz.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 20nci
maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubumuzun vermiş olduğu
önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Gümrük Kanunundan bahsedilince eski Gümrük ve Tekel
Bakanı, devlet adamı Gün Sazak Beyi anmadan geçmek olmaz diye
düşündüm. Gümrük ve Tekel Bakanıyken yolsuzluklara,
kaçakçılığa karşı geniş tedbirler
almış, sıkı bir mücadele başlatmış ve her
kesimin takdirini kazanmıştı ama Gün Sazak Bey,
Bakanlığı döneminde bazı mafya tipinde özellikle
kaçakçılık ya da gümrükteki rüşvet üzerinden gelir elde eden
grupların, imtiyazlarına dokunulan vatan hainlerinin Dev-Sol
taşeronlarınca 27 Mayıs 1980 tarihinde şehit
edilmiştir. Kendisini rahmet, minnet ve duayla anıyorum, mekânı
cennet olsun.
Değerli milletvekilleri, şu ana kadar
bütün maddeler tartışıldı, onların üzerinde
durmayacağım ama gümrük müdürlerinin özlük haklarıyla ilgili
birkaç konudan bahsedeceğim.
Merkezde, uzman ve üstü müşavir unvanı
alıyorken taşradaki müdürlere yani bu işi denetleyen, yönlendiren
gümrük müdürlerine bu hak verilmemektedir. Bu, adil değildir.
Bir diğer konu silah taşımayla
ilgili. 18inci madde biraz önce değiştirilmiş ise de bu kanuna
esas teşkil eden gümrük personellerinden genel müdür, genel müdür
yardımcısı, daire başkanı, merkez ve taşra
teşkilatında görevli kaçakçılık ve istihbarat müdürü, bölge
amiri, kısım amiri ve gümrük muhafaza memuru unvanlarına sahip
olanların faydalanması önerilmiş. Gümrük muhafaza memurlarının
silah taşıması anlaşılabilir bir durum ama
diğerlerine silah verilmesi anlaşılamamıştır.
Unvanlarını saydığım kişilere silah gerekiyor ise
aynı tarzda çalışan gümrük müdürü listede niye yok, onlara neden
bu hak tanınmıyor bunu sormak isterim.
Değerli milletvekilleri, üzerinde
değişiklik yapılan 4458 sayılı Yasa 27 Ekim 1999
tarihinde çıkarılmış ama bugüne kadar 25 kere
değiştirilmiş. Bazen ihtiyaçtan kaynaklanan
değişiklikler olsa da yasalar çıkarılırken
muhatapların ve uygulayıcıların görüşlerinin
alınmasına azami dikkat etmek gerekmektedir.
Bir diğer konu, yasanın alandaki
uygulayıcılarının liyakatli olması gerekmektedir, aksi
takdirde rüşvet ve kaçakçılık olayları devam eder.
Yandaşlık anlayışı terk edilmez ve liyakat esas alınmazsa
nasıl bir sistem kurarsınız kurun, nasıl bir kanun
çıkarırsanız çıkarın başarı
sağlamanız mümkün değildir. Aslına bakarsanız,
liyakat, bu milleti yüz yıllardır Anadolu topraklarına hâkim
kılmıştır ve liyakat Türk medeniyetinin temelidir.
Liyakatli insanlar yetiştirmek için güçlü bir eğitim öğretim
sistemine, güçlü üniversitelere ihtiyaç vardır. Güçlü üniversiteler
nitelikli eğitim ve nitelikli araştırma yapan kurumlardır
ama üniversiteler sorunludur. Siyasetin bulaşmaması gereken
üniversiteler, maalesef, bu konuda başarılı değiller, bunun
örneklerini sıklıkla görmekteyiz.
Türkiye'de bilim yapma arzusu, teknoloji
geliştirme heyecanı hızla ortadan kayboluyor. Bugün birçok bilim
adamı, akademisyen ve iş bulamama endişesi içinde olan
gençlerimiz Türkiye'nin dışında yaşamanın yollarını
arıyorlar. Türkiye artık kendi bilim adamını, aydınını
yetiştirme zeminini kaybetmek üzere.
Değerli milletvekilleri, gümrük konu edilince
ithalat ve ihracat akla geldiğine göre her iki husus da üretimle
ilgilidir. Yerli ve millî üretim sistemini kurmamışsanız,
üretiminiz ithalata bağlı ve dolayısıyla ihracatı da
ithalata dayandırmışsanız ihracat rakamlarının
yüksek olması bir şey ifade etmez, fakirliğimizi de ortadan
kaldırmaz. Söylemek istediğim şey: Tarımda, sanayide üreten
Türkiye olmak durumundayız. Ama yıllardan beri uygulanan yönsüz,
ufuksuz, vizyonsuz, plansız eğitim öğretim ve ekonomi
politikalarının sonucu olarak Türkiye artık üretemiyor.
Değerli milletvekilleri, teknoloji odaklı
sanayi, dijital teknoloji ve Endüstri 4.0 sistemine girmenin, tarımda
teknoloji uygulamanın yolları bulunmadıkça, sanayicilerimiz ve
çiftçilerimiz desteklenmedikçe başka ülkelerin potansiyel pazarı
olmaktan kurtulamayız. Üretemiyoruz ama harcıyoruz,
israfımız da had safhada. Türkiye israftan vazgeçmek zorundadır.
İsrafın tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olduğu
unutulmamalı, başta Külliye bu konuda örnek olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN Buyurun Sayın Milletvekili.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, geride kalmak ile güçlü olmak arasındaki
farkı belirleyen yegâne unsurun bilimde ve teknolojide
aldığınız mesafe olduğunu bir defa daha belirtiyor,
Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Yavuzyılmaz
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
62.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmazın,
sözleşmeli gümrük muhafaza memurlarının kadroya
alınması ve kaçakçılığı ortaya çıkaran
gümrük personeline ikramiye ödemesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğine,
104 sıra sayılı Kanun Teklifinin 12nci maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen ifadenin değiştirilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) Sayın
Başkan, sözleşmeli narkotik polis memuru olamayacağı gibi,
sözleşmeli gümrük muhafaza memuru da olamaz. Bu kanun teklifi veya bir
sonraki kanun teklifinde tümü mutlaka kadroya alınmalıdır. Ceza
ve kaçakçılığı meydana çıkaran gümrük personeline
ikramiye ödemesi 2009 yılında yapılan değişiklikle
kaldırılmıştı. Bu madde mutlaka yeniden
düzenlenmelidir.
Teklifin 12nci maddesinin birinci
fıkrasında belirtilen idare tarafından tespit edilmeden önce
ifadesi muayene veya denetime başlanacağına dair bildirim
yapılmadan önce ifadesiyle değiştirilmelidir. Aksi takdirde
örnek olarak muayene memurunun liman sahasına konteyneri açtırmaya
gittiğini anlayan bir beyanname sahibi yakalanacağını
anlayınca kendini ihbar ederek cezayı yüzde 10a indirmektedir. (CHP
sıralarından alkışlar)
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanun Teklifinin
20nci maddesinin Bu Kanun yayımlandığı tarihte
yürürlüğe girer. şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Alpay
Antmen Müzeyyen
Şevkin Tahsin
Tarhan
Mersin
Adana
Kocaeli
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Aydın
Özer Ahmet
Akın
Manisa
Antalya
Balıkesir
Tacettin
Bayır Turan
Aydoğan Hüseyin
Yıldız
İzmir
İstanbul
Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge hakkında konuşmak
isteyen Mersin Milletvekili Alpay Antmen. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ALPAY ANTMEN (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Gümrük Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Teklifin 20nci ama madde eklenince 21nci maddesi
üzerine partim adına söz almış bulunmaktayım.
Bu madde teklifin yürürlük maddesi. Bu
bağlamda, Gümrük Kanununu konuşurken gümrük
çalışanları ve gümrüğe emek veren emekçi
kardeşlerimizin sorunlarından da bahsetmek gerekiyor. Örneğin
gümrük müşavirleri hâlen dernek şeklinde örgütlenmekte olup bir
meslek odası olarak örgütlenmelerine her nedense olanak
sağlanmamaktadır. Hatta On Birinci Kalkınma Planında
gümrük müşavirlerinin meslek odalarının kurulması, Onuncu
Kalkınma Planının aksine planlamadan
çıkartılmıştır. Bu durum, gümrük müşavirliği
mesleğinin disipline edilmesi anlamında son derece
yanlıştır. Bu bağlamda, bir an önce gümrük
müşavirlerinin meslek kanunlarının çıkartılması
zorunludur. Kaldı ki gümrük müşavirlerinin yaptıkları
işlemlerle ilgili olarak müteselsil sorumlu olmaları da kendileri
için büyük haksızlıklara yol açmaktadır. Keza gümrüklerde
ihracatta olduğu gibi bir an önce ithalatta da kâğıtsız
ortama geçilmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, Ticaret
Bakanlığı bünyesinde bulunan gümrük
çalışanlarının, tüm kamu emekçilerinin olduğu gibi,
çözüm bekleyen ama ısrarla çözülmeyen birçok sorunu bulunmaktadır.
Bunların başında eş, sağlık ve engellilik
durumuna göre talep edilen tayinlerin pek de dikkate alınmaması ve
bölgeler arası sürelerden kaynaklanan dengesizlikler büyük önem
taşımaktadır.
Maalesef her kamu görevinde olduğu gibi, AK
PARTİ iktidarlarında, görevde yükselme sınavında
kısım amiri, şef gibi unvanlara veya görevde yükselmelerde
mülakat uygulamasında liyakat tamamen devre dışı
bırakılmış ve partizanca tutum kesinlikle uygulanmaya devam
edilmiştir. Tüm kamu personel alımlarında görüldüğü gibi,
yazılı sınavdan yüksek not alan pek çok personelin sözlü
sınavda partili olmadığı için düşük not verilerek
elenmesi sağlanmaktadır.
Esasen tek adam rejiminde sorunlar dağ gibi
büyüyor ve büyüdükçe çözülme olağanı da ortadan kalkıyor
sayın milletvekilleri.
Tek adam ve saray rejimi, güzel ülkemizi ekonomiden
eğitime, adaletten üretime her yerde akamete uğratmaktadır. Adil
ve bağımsız yargının olmaması yabancı
yatırımcıyı ülkemizden kaçırmaktadır.
Yabancı yatırımın olmaması ekonomimizi darboğaza
sokmaktadır.
Ayrıca, gördük ki, ekonomik olarak güçlü
olmamamız nedeniyle, açıkça iddia ediyorum, sosyal medya ve kendi
seçimlerinde algı yönetimi sayesinde ABD Başkanı olan mektupçu
şahıs fütursuzca ülkemizle dalga geçmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, Türk milleti olarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak
bu fütursuz şahsa, AK PARTİ iktidarının özellikle mektup
konusunda haddini bildirmesini ısrarla talep ediyoruz. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Yapılması gereken ilk şey, tek adam
rejimine son verilerek ülkemizin ortak akılla yönetilmesinin yolunun
açılması ve özellikle yargının, AKP üyeliğinden gelen
hâkim ve savcılar yerine tarafsız ve bağımsız hâle getirilmesinden
ibarettir.
Sayın milletvekilleri, AKP iktidarında
patatesi, soğanı, buğdayı bile ithal eder hâle geldik.
Bakınız, AKP iktidarından önce
çocuklarımıza Türkiyeyi anlatırken Dünyada kendi kendine yeten
7 ülkeden biriydik. derdik ve bununla gurur duyardık ama şimdi bütün
ülkeler bizimle dalga geçiyor ve AKP iktidarı sonrasında Dünyada
kendi kendini yiyen ülke oldu. diyorlar.
Değerli milletvekilleri, son olarak şunu
da eklemek istiyorum: Sözde yargı reformu yapmak istiyorsunuz ya,
bakınız, Ulu Önder, Ebedî Başkomutan, Büyük Devlet Adamı
Mustafa Kemal Atatürk yaklaşık yüz yıl önce ne diyor, okuyun
lütfen: Devlet hâlinde teşkilatlanmış bir insan toplumu
Anayasasında, adalet kuvvetinin bağımsızlığının
önemini açıklamaya gerek yoktur. Milletlerin yargı hakkı
bağımsızlığının birinci
şartıdır. Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir
milletin devlet olarak varlığı kabul edilemez. İşte,
bunu şiar edinin.
Hepinizi en derin sevgilerimle,
saygılarımla selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şimdi, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
BAŞKAN Sayın Kaya, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
63.- Trabzon Milletvekili Ahmet Kayanın, Trabzon ilinde
Yanbolu-Santa Grup Yolu üzerinde yapılmakta olan içme suyu ve arıtma
tesisi inşaatı nedeniyle yaşanılan mağduriyetin
giderilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
AHMET KAYA (Trabzon) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Trabzonda Yanbolu-Santa Grup Yolu üzerinde içme
suyu ve arıtma tesisi inşaat işlerini yapan firmanın araç
yolunu kapatması ve çalışırken kullandığı
paletli iş makinelerinin İşhan, Üçpınar, Yolaç, Atayurt,
Başdurak, Maden, Kılıçlı, Çamlıyurt ve
Tandırlı Mahallelerimize hizmet eden yola büyük zararlar vermiş
olması bu yolu kullanan vatandaşlarımızı çok
mağdur etmiştir.
Ayrıca, 22 okul servisi iki aydır büyük
zorluklar altında 243 öğrencimizi bu tahrip edilmiş yolu
kullanarak okula taşımaya çalışmaktadır. Sorunu
çözebilmek için iki aydır uğraşan ve yaptıkları
başvuruları karşılıksız kalan servis
şoförleri soruna dikkat çekmek için üç gün boyunca öğrencileri okula
taşımama kararı almıştır. Buradan Trabzon
Büyükşehir Belediyesi yetkililerini göreve çağırıyor,
Santa-Yanbolu yolunu kullanan vatandaşlarımızın haklı
sesine kulak verilmesini, yolun trafiğe kapatılmadan
çalışma yapılmasını ve tahrip edilmiş yolun
ivedilikle düzeltilerek asfaltlanmasını talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
BAŞKAN 20ci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
21inci madde üzerinde 2 önerge vardır, aynı
mahiyetteki bu önergeleri birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Gümrük Kanunu Teklifinin
21inci maddesinin Bu Kanun hükümleri Cumhurbaşkanı tarafından
yürütülür şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Serkan
Topal Müzeyyen
Şevkin Ahmet
Akın
Hatay Adana Balıkesir
Ahmet
Vehbi Bakırlıoğlu Turan
Aydoğan Tacettin
Bayır
Manisa İstanbul İzmir
Hüseyin
Yıldız Aydın
Özer Tahsin
Tarhan
Aydın Antalya Kocaeli
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza
sahipleri:
Mehmet
Metanet Çulhaoğlu Ayhan
Erel Feridun
Bahşi
Adana Aksaray Antalya
Yasin
Öztürk Şenol
Sunat
Denizli Ankara
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki
önergelere katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ FAHRİ ÇAKIR (Düzce) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Feridun Bahşi.
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 104 sıra sayılı
Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa
Teklifinin 21inci maddesi yani yürütme maddesi üzerinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, devletin
sınırları ve bu sınırlarının korunması
o ülkenin namusudur. Gümrük muhafaza memurları ise bu ülkenin bu anlamda
uç beyleridir, ülkemize gelen insanların ilk muhatap olduğu
kişilerdir; devletin gelirini, halkın
sağlığını, ülkenin güvenliğini korurlar. Gümrük
Muhafaza teşkilatının yıllardır ihmal edilen
sorunları bir an önce giderilmelidir.
Teşkilat çalışanlarının
yüzde 92sinin lisans, yüzde 8inin yüksek lisans mezunlarından
oluştuğu açıklanmıştır ancak ek göstergeleri
başka kurumlardaki birçok lise hatta ortaokul mezunlarının bile
altındadır. Gümrük muhafaza memurlarının mesai saatleri
uzundur, ayrıca sınır kapılarının yerleşim
yerlerine uzak olması nedeniyle fiilî hizmet tazminatının
verilmesi gerekir. Silahlı ve resmî üniformalı olarak görev yapan
muhafaza memurlarının genel idari hizmetler sınıfında
istihdam edilmesi doğru bir uygulama değildir. Güvenlik hizmetleri
sınıfları gibi müstakil bir hizmet kategorisinde
değerlendirilmesi ve bu kapsamda hizmet tazminatlarının da
yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Gümrük muhafaza personelinin yer
değiştirmeye tabi bir sınıf olmasından ve 5 ayrı
bölgede görev yapmasından dolayı görev yapılan yerlere uyum
sağlama sorunları yaşanmaktadır. Bundan dolayı birçok
gümrük muhafaza memuru ailesiyle ayrı yaşamak zorunda
kalmaktadır. Rotasyon uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi
ve sınır kapısından diğer sınır
kapısına tayin edilenler ile geçici görevlendirmelerin yeniden
düzenlenerek bölge sayısının azaltılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, gümrük muhafaza
memurlarının çalışma saatleri de çok uzundur.
Anayasanın 49uncu maddesine göre devlet çalışanların
hayatını geliştirmek için çalışanları korumak
zorundadır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23üncü
maddesine göre her şahsın çalışmaya, adil ve elverişli
çalışma şartlarına hakkı vardır. İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesinin 24üncü maddesine göre her
şahsın dinlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul
surette tahdidine hakkı vardır. Yasaya aykırı
çalışma sisteminin getirdiği fizyolojik, sosyolojik ve
psikolojik sorunlara meydan vermeden çalışma şartları
yeniden düzenlenmelidir. İşten çıktıktan sonra
dinlenebilmek, bayramlarda izin yapabilmek, ailesiyle zaman geçirmek, stressiz
bir şekilde, yarının ne olacağını düşünmeden
yaşamak gümrük muhafaza memurlarının da en tabii
hakkıdır. Bunu sağlayacak yasal düzenlemeler bir an önce
yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, diğer bir sorun,
defalarca dile getirdiğimiz bir sorun, sigortalılık öncesi
doğum yapan kadınlara borçlanma hakkı tanınması
konusu. Bunu tekrar dile getirmek istiyorum. Bu konuyla ilgili gerek sosyal
medya hesaplarımdan gerekse telefon yoluyla birçok mesaj almaktayım.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu, doğum yapmadan önce SSKya kayıtlı olarak
çalışan kadınlara doğum sebebiyle çalışma
hayatından ve sosyal güvenceden yoksun kaldıkları süreleri
borçlanma yoluyla kapatabilecekleri bir imkân tanımıştır.
Sigortalılık statüsü fark etmeksizin bütün kadın
sigortalılar doğum borçlanma hakkından yararlanmaktadır.
SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı mensubu kadın
çalışanlar doğum borçlanması yapabilmektedir. Ancak,
kadın sosyal güvence şemsiyesine katılmadan önce doğum
yapmışsa borçlanma hakkına sahip değildir.
Sayıları toplam 600 bin kişidir. Yetkili makamlar, doğumdan
önce sosyal güvenlik kaydı olmayan annelerin doğum
borçlanmasını neden kabul etmemektedirler? Konuyla ilgili mahkemelere
yapılan müracaatlarsa mevcut yasalar sebebiyle davacının
aleyhine sonuçlanmakta, açılan davalar reddedilmektedir. Bu durumsa hem
anayasal hak olan eşitlik ilkesine aykırı olmakta hem de
anneleri mağdur etmektedir. Annelere sigorta öncesi doğum borçlanma
hakkının verilmesi büyük bir ihtiyaçtır. Bu konu hakkında
partimizin birçok milletvekili gibi bizim de kanun teklifimiz vardır,
hatta bu konudaki teklifimizin doğrudan Genel Kurula indirilmesi konusunda
müracaatımız vardır. İnşallah önümüzdeki günlerde
Genel Kurula gelir ve tüm partilerin desteğiyle yasalaşır.
Bu vesileyle Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini
saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeler
hakkında söz isteyen Hatay Milletvekili Serkan Topal.
Buyurun Sayın Topal. (CHP
sıralarından alkışlar)
SERKAN TOPAL (Hatay) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinize
saygılarımı sunuyorum.
Gümrük Kanununun 21inci maddesi üzerinde partim
adına söz aldım, bir kez daha hepinize saygılarımı
sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, kanunlar aslında
toplumsal ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak milletin talepleri göz önünde
bulundurulur ve ona göre Mecliste tartışılır,
değerlendirilir ve ona göre oylanır. Şimdi, gerçekten, bu kanun
hangi acil ihtiyaçtan doğdu, hangi sorunları çözüyor; ekonomiye,
ticarete ne getiriyor? Burada gerçekten somut anlamda bir şey yok
değerli arkadaşlar. Zira, teklifin sahipleri neyi amaçladı,
kimlerle görüştü bu belli değil.
Şimdi, kanuna baktığımızda
değerli arkadaşlar, gümrük cezaları azaltılıyor,
ithalattaki kimi yaptırımlarda indirime gidiliyor. Aslında
burada amaçlanan ne, gerçekten bir çelişki var. İthalat mı
artırılmaya, ihracat azaltılmaya; yoksa ihracat
artırılmaya, ithalat mı azaltılmaya
çalışılıyor, burada gerçekten bir çelişki var
değerli arkadaşlar.
Mesela, bakın, Afrinden ihraç kaydıyla
Hataya zeytinyağı getiriliyor ama maalesef ihraç edilmiyor, iç
piyasada tüketiliyor ve şu anda Hatayda zeytin hasadı
başladı, üretici zor durumda. Bundan dolayı da zeytinyağı
yüzde 30, yüzde 40 inanın düştü, litresi 20 TL iken 13-14 liraya
düştü. Bu konuda önlem var mı? Maalesef yok, değerli
arkadaşlar.
Şimdi, 21inci madde yürütme maddesini
düzenliyor. Bu kanunun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. diyor.
Zaten Sayın Cumhurbaşkanının yürütmediği bir kanun
maddesi oldu mu? Biz sürekli tek adam rejimi dediğimiz zaman AK
PARTİli milletvekili arkadaşlarımız bizi eleştiriyor.
Şimdi soruyorum, çok açık ve net: Sayın
Cumhurbaşkanının yürütmediği bir kanun var mı, tek
başına karar vermediği bir hüküm var mı? Maalesef yok.
Değerli arkadaşlar, Sayın
Cumhurbaşkanı bu kanun hükümlerini Anayasanın eşitlik
ilkesine, Cumhurbaşkanının tarafsızlığı
yeminine maalesef uygun uygulamıyor. Bunu burada bir kez daha ifade etmek
istiyoruz. Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı Belediye Kanunu hükümlerini
uygularken eşit davranıyor mu? Belediyeleri topal ördeğe
benzetirken kanun hükümlerini de topal ördek mantığıyla
mı uyguluyor, yoksa gerçekten yasada yazdığı üzere,
hükümleri tarafsızlık içerisinde mi uyguluyor? Yine, kanun hükmünde
kararnameyle atılan ve mahkeme sonucuyla yeniden iade edilen bütün kamu
personellerini Anayasaya uygun olarak iade ediyor mu? Hayır. Ya da
özelleştirme ihalelerinde Sayın Cumhurbaşkanı Kamu
İhale Yasasının hükümlerini adaletle uyguluyor mu? Hayır.
En basit örneği Haydarpaşa Garı ihalesi. Ne yazık ki
yürütme yetkisini bulunduran Sayın Cumhurbaşkanımız ne
Anayasanın ne de kanunlarımızın hükümlerini yürütmede
maalesef adaletli davranmıyor ve kendisine verilen tarafsızlık
görevini yerine de getirmiyor.
Şimdi, bu kanunun hükümlerini yürütme yetkisi,
Gümrük Kanununun hükümlerine eşit bir şekilde şu ana kadar
uygulandı mı? Mesela gümrüklerde ne kadar cezalar kesildi, ne
kadarı affedildi, affedilen kimlerdi, bunlar açıklanmıyor tabii
ki.
Değerli arkadaşlar, şimdi, önemli
olan kanun çıkarmak değil, nitelikten çok nicelik önemli ve en
önemlisi, gerçekten, kanunlar yapılırken milletin yararına
yapılıyor mu, yapılmıyor mu; burada yeterince
tartışılıyor mu, tartışılmıyor mu, onu
burada tartışmak gerekiyor. Aslında taktik belli:
Dışarıda bürokratlar hazırlıyor, buraya sunuyorlar, bu
teklif oluyor ve burada maalesef bütün milletvekili
arkadaşlarımız sadece el kaldırıp indiriyor,
başka yok.
Değerli arkadaşlar, dediğim gibi,
yeterince tartışılmadığı için, bu kanunda
herhangi bir yenilik olmadığı için işte c bendinden ç
harfi mi olsun, d' harfi mi olsun? açıkçası Komisyon
tutanaklarına baktım onlar da var değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SERKAN TOPAL (Devamla) Sayın Başkan, son
bir dakika, son olarak yürütme olduğu için
BAŞKAN Buyurun.
SERKAN TOPAL (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Şimdi, kanun yapma tekniği
açısından aslında belki bundan sonra yürütme maddelerini Bu
kanunun hükümlerini Cumhurbaşkanı tarafsızlık içinde yürütür.
şeklinde düzenlemenin daha doğru bir yaklaşım
olacağı kanaatindeyim çünkü gerçekten çok önemli bir şey
söyleyeceğim arkadaşlar, Cumhurbaşkanı ülkenin en kritik
döneminde bile o dönemi bir kenara bırakıp Millet
İttifakını dağıtma girişimini kamuoyuna
açıklamaya çalışıyor. Aslında burada bile
tarafsızlık içinde olmadığının bir göstergesidir.
Değerli arkadaşlar, burada Sayın
Cumhurbaşkanına yeminini ve anayasal görevlerini hatırlatarak,
tarafsızlık ilkesine uyarak kanun hükümlerini uygulamaya bir kez daha
kendilerini davet ediyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum,
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
21inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
İç Tüzükün 86ncı maddesine göre oyunun
rengini belirtmek üzere lehte, aleyhte birer kişiye söz vereceğim.
İlk söz, lehte olmak üzere Samsun Milletvekili
Sayın Fuat Köktaşa aittir.
Buyurun Sayın Köktaş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmeleri tamamlanan Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine
şahsım adına lehte söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanunlarda, yönetmeliklerde güncel ihtiyaçları
karşılamak, tarafların beklentilerini karşılamak üzere
geçmiş dönemlerde de bugün de değişiklikler
yapılmış, yarın da değişiklikler yapılarak
yoluna devam edecektir. Bu kanun hazırlanırken sanayicimizle, iş
adamlarımızla, gümrükte çalışan gümrük müşavirlerimizle,
bütün paydaşlarıyla azami derecede irtibat kurulmuş, görüş
alışverişinde bulunulmuş ve sorunları gidermek için
çalışmalar yapılarak Plan ve Bütçe Komisyonuna ve Ticaret
Komisyonuna gelmiştir ve orada da gerekli çalışmalar
yapılmıştır.
Bu kanun, burada iddia edildiği gibi,
kaçakçılığın önünü açan bir kanun değil; bu kanunun,
sanayicimizin, tüccarımızın, ihracatçımızın önünü
açmak üzere dâhili işlemde ithal edilecek mallarımızı
kolaylaştıran, esnafımızın, sanayicimizin yükünü
azaltan bir kanun olarak bugün Genel Kurulda görüşmeleri
tamamlanmıştır. Aynı zamanda bu kanun, serbest
dolaşım rejimine girmemiş, transit
taşımacılıkta da yaşanan problemleri ortadan
kaldırmak üzere değişiklikler getirmiş ve tarafları
mutlu eden bir kanundur. Aynı zamanda silah taşıma
güvenliğini gümrük muhafaza memurlarımıza sağlayan bir
kanun olarak da gündeme gelmiştir. Kısacası dâhilde işleme
rejiminden başlayarak serbest dolaşımda dürüst esnafı
koruyan bir kanun, bir o kadar da kaçakçılığa meyilli,
suistimale meyilli kişileri de cezalandıran bir kanun. Bu kanunun
hazırlanmasında emeği geçen herkese ayrı ayrı
teşekkür ediyoruz. Gerek Komisyonumuzda gerek Genel Kurulumuzda olumlu
katkı sağlayan, kanunun daha iyi çıkması için görüş
veren herkese, bütün milletvekillerimize teşekkür ediyoruz.
Bu kanunda oyumuzun renginin kabul olduğunu
beyan ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İkinci söz aleyhte olmak üzere
Manisa Milletvekili Sayın Özgür Özele aittir.
Buyurun Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu kanunda bir ilk yaşayacaktık, hevesimiz
kursağımızda kaldı. Uzun süredir ilk kez torba kanun
yapmıyorduk, kanun torba kanuna dönüştü, hevesimiz
kursağımızda kaldı. Sanayi Komisyonu yapısı
gereğince iletişimi kuvvetli bir komisyon, ülkenin ve sanayicinin
faydasının birlikte gözetildiği bir komisyon. O komisyon uyum
içinde çalışmıştı, kanunda istediğimiz birçok
düzeltme ve düzenleme yapılmıştı. Kanuna evet oyu
vereceğimizi teyitleşmiştik Komisyon Sözcümüz Tahsin Tarhanla
-bir cenaze için Kocaeline gitti- ama hevesimiz kursağımızda
kaldı. Ne oldu?
Bu kanuna Adalet ve Kalkınma Partisi
tarafından, bireysel silahlanmayı son derece geliştiren bir
madde eklendi. Belki maddenin içinde bu konuda beklentisi olan bazı
haklı gruplar, Onlara veriliyor, bize verilmiyor. diyen haklı
gruplar olabilir ama sonuçta bireysel silahlanmayı genişleten bir
madde eklendi. Biz buna ilkesel olarak karşıyız. Neden
karşıyız? Ne kadar çok silah, o kadar çok kadın cinayeti, o
kadar çok çocuk cinayeti, o kadar çok töre cinayeti, o kadar çok kaza
kurşunu, o kadar çok maganda kurşunu. Örneklerinin hepsini Sayın
Jale Nur Süllü söyledi ve dedi ki: Çehovun dediği gibi, sahnede, piyeste
duvarda bir silah asılısıysa eninde sonunda patlar. Silah
sayısını artırdık, duvarlara asılan silah
sayısını artırdık. Bu yönden, bu kanunun tümüne
şeklen aleyhte ama esasen lehte oy kullanacağız deme
imkânından mahrum kaldık. Konu hakkında da anayasal denetim
görevimizi yerine getireceğimizi ve bu bireysel silahlanma ve yaşam
hakkı tecavüzüne karşı partimizin sosyal demokrat bir parti
olarak duyarlılıklarının takipçisi
olacağımızı burada açıkça ifade ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Doğru bir iş de yaptık hep birlikte.
Doğru iş olunca, milletvekilimiz kalktı, gitti, Komisyonun
ortasına gocunmadan oturdu, destek verdi. Neye destek verdik? Kadın
cinayetlerinden yargılananların, varsa başka
silahlarının ruhsatları dondurulsun, el konulsun ve
masumiyetleri kesinleşene kadar onların silahla temasını
keselim. dediler. Hemen gelir oy veririz dedik, tutumumuz bu yönde oldu.
Bir başka konuya değinmek
durumundayım burada. Adalet ve Kalkınma Partisinin bir sayın
milletvekili, Soma Milletvekili, hemşehrim -bugün burada yok- Mehmet Ali
Özkan kalktı, Somaya gitti.
MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) Buradayım.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Somada bir basın
toplantısı yaptı. Yanına kimi aldı? Yanına
Türkiye Maden-İşin Başkanı Nurettin Akçulu aldı, Somanın
Belediye Başkanını aldı, kendi ilçe
başkanını aldı ve müjde veriyorlar, diyorlar ki:
Somalı işçilerin sorununu çözüyoruz. Kimle? Sarı sendikayla. Şimdi
dinleyin bakalım, bu sendika neler yapmış?
Maden faciası olmuş, 2.800 işçi
işten atılmış, tazminatlarını
alamamışlar, meseleyi konuşmuşuz. Daha önce de söyledim,
MHPnin Sayın Grup Başkan Vekili Erkan Akçay ve benim ısrarlarım,
Sayın Doğan Kubatın gayretleriyle özel kanun
çıkarmışız. TMSF tarafından bu Soma AŞnin
malına el konulmuş. Soma AŞnin kocaman bir gökdeleni var,
satılıp alacaklar tahsil edilecek ama bir yolunu bulup
sattırmıyorlar. Biz burada 4 parti kanun çıkardık geçen
sefer ve dedik ki: Soma AŞnin TMSFnin elindeki malı
satılacak, öncelikle bu işçilerin alın teri, bu işçilerin
tazminatları ödenecek. O tazminatlar dört yıldır ödenemiyor.
Sebep ne biliyor musunuz? Bugün sorunu çözüyoruz diye himayenize
aldığınız sarı sendika Maden-İş, TMSFye
-soru önergelerime cevap alamamıştım, Bilgi Edinme Kanunuyla
TMSFden aldım, gösterdim- diyor ki: Biz işçiler adına firmayla
anlaştık, gökdeleni satmayın, otuz altı taksitte
ödeyecekler. Bunu 3 kez yapıp 3 kez uygulamadılar, sadece üç taksit
aldılar, otuz üç taksit yok, canına tak etti çocukların; zaman
aşımına bir süre kala yollara düştüler. Somadan Kaymakam
çıkarmadı, mahkeme Anayasal haktır. dedi, yürüttü.
Kırkağaçta Manisa Valisi bir daha durdurdu. O günden bugüne orada
direniyorlar ama bir hakkı teslim edeceğiz. Ben bunu böyle
anlatınca Özlem Zengin -Sayın Mevkidaşımız- dedi ki:
Bir dosya verir misiniz Özgür Bey? dedi. Orada oturuyordu, kalktı geldi
Bu işte vebal var Özgür Bey, bu işi çözmemiz lazım. dedi. Ve
oradan 5 temsilci buraya geldi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Özgür Bey.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sayın Naci
Bostancının da katkılarıyla bütün gruplarla
görüştüler ve bu sorunun çözülmesi için Bakan Yardımcısına
gittiler. Özlem Hanımla 2 kez daha görüştüler, günde 3-4 kez
telefonda görüştüler ve sonuçta bu işçiler
Ama kim bu işçiler?
Türkiye Maden-İşten istifa etmiş sayın vekil,
Bağımsız Maden-İş diye bir sendika kurmuş. Bu vampirler
kanımızı emdi
Onlar kim biliyor musunuz? Onlar, Soma
faciasından önce, inancına göre, gelen müfettişi önceden haber
alıp rakı balık, Ayvalık diye götürüp denetimi
geciktirenler bunlar, Soma Komisyonunda var. Eğer içki içen birisi
değilse müfettiş onun da hevesine göre, onun da inancına göre onu
oyalayan ama denetimdeki aletleri gizleyen, ibreleri bozanlar var ya, onlar
bunlar. Ve bugün maden işçileri diyor ki: İnanamıyoruz. Özlem
Hanımın katkısı var, Doğan Kubatın
katkısı var, tüm siyasi partilerin grup başkan vekillerinin
katkısı var ama lanet olası sarı sendikanın
katkısı yok bu işte.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sayın
Başkanım, konu mühim, bitiriyorum.
BAŞKAN Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Lanet olası sarı
sendikanın yok. Biz orada oturup da Kırkağaçta dururken Ne
içersiniz, ne yersiniz? diye sormadı bize sayın vekil. diyorlar.
On beş gündür bize selam vermemiş, gelmiş geçmiş; bugün
sarı sendikayı almış gitmiş Sorunu çözdük. diyor.
Bakın, sorun çözülürse ki teşekkür
niteliğinde bir konuşma yaptım, daha fevkinde bir konuşma
yapacağım sorunun çözümünde katkı sağlayan herkese. 2.830
kişi işsiz kaldı ve alacaklarına çöktü o namussuzlar ve
iş birlikçileri buna engel oluyordu. Bugün onları himaye etme işi
sizin işiniz değil sayın vekil. Son derece yanlış bir
işin içindesiniz. İşte burada, sizin bu ziyaretinizden sonra
Milletvekilini, patronları arkanıza almakla olmuyor bu işler,
beş senedir neredeydiniz? demiş maden işçisi Sami Yavuz ve
Bizim bunca emekle ördüğümüz bu sürecin üzerine çökmek isterlerse
eğer, Somalı maden işçileri bunun hesabını
soracaktır. demiş.
Şimdi, bunu söylüyoruz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Bu alın terine, emek
mücadelesine katkı sağlayan her siyasete eyvallah; o sarı
sendikadan istifa edip mücadele eden, o yollarda duran ve bir tanesi o
sendikanın üyesi olmayan işçilere selam olsun, sarı
sendikayı arkalayanlara da yazıklar olsun.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ
PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Teklifin tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim. Bu süre
içinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini,
bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy
pusulalarını oylama için verilen süre içinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
64.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin 104 sıra sayılı Kanun Teklifiyle
ilgili oyunun rengini belirtmek üzere aleyhte yaptığı konuşmasındaki
bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Özel ve diğer milletvekili
arkadaşlar dinlerse memnun olurum. 7 Ekim 2019 tarihinde Ahmet Vehbi
Bakırlıoğlu Milletvekilimiz biz Antalyada toplantı
hâlindeyken Sayın Ahmet Akın, Sayın Abdurrahman Başkan,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve ilgili bakan
yardımcısı arkadaşlarımız oradayken bu konu
gündeme geldi; gerekçesini araştırdık, nedir, ne değildir
diye inceledik. Türkiye Kömür İşletmelerinin bu tazminat hakkına
sahip olan, kıdem ve ihbar tazminat hakkına sahip olan kişilere
mahkeme kararıyla yaptıkları, haklar karşısında
bir ödeme var. Bu, Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından,
mahkemenin verdiği karar doğrultusunda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Kömür
İşletmeleri, henüz mahkeme kararı sonuçlanmadan bir
kısım işçi kardeşimizin hak ettikleri kıdem ve ihbar
tazminatını ödemişler ama bu ara, Sayıştay
denetçisinin Bireysel hak niteliğindeki bu hakkın mahkeme
kararı olmadan herkese ödenmesi doğru değildir. diye bir
yazı almasının üzerine, eleştiri getirmesi üzerine, Kömür
İşletmeleri Genel Müdürü bunu ödemekten vazgeçmiş. Biz bunu Sayın
Ahmet Akınla paylaştık, Sayın Bakanımızla
paylaştık, Sayın Bakanımızla paylaştık.
Dedik ki: Mahkemeye gidilsin, mahkemeyle ilgili toplu avukat tutulması
varsa hep birlikte bu arkadaşlarımızın davası görülsün
ve bir an önce mahkeme bitsin ve kurum da itiraz müessesesini, temyiz
müessesesini çalıştırmasın, bir an önce, hak sahibi olan bu
işçi kardeşlerimiz alacaklarına kavuşsun diye ifade ettik.
Şimdi, siyasi partilerdeki hukukçu
milletvekillerine düşen en önemli görevlerden birisi, hukukçu milletvekili
arkadaşlarımız bu konunun nasıl
hızlanacağıyla ilgili, süreç neyse onu ortaya
çıkarmaları ve Bakanlığın bu konuda hazır
olduğunu ifade etmek istiyorum.
Yüce heyetinizi bilgilendirmek istedim.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Tutanağa geçsin.
Ben birçok ismi anarken Sayın
Başkanın olumlu katkılarını biraz önce söylemedim, çok
önemli katkıları var.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) Sayın
Başkanım, az önce, oylamaya geçmeden önce söz istedim. İsmim
zikredilerek Sayın Özel tarafından açıklamalar yapıldı.
MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU
(Çankırı) Yerinden bir açıklama yapmak istiyor.
BAŞKAN Söyleyin, geçsin zabıtlara.
MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
65.- Manisa Milletvekili Mehmet Ali Özkanın, Manisa
Milletvekili Özgür Özelin 104 sıra sayılı Kanun Teklifiyle
ilgili oyunun rengini belirtmek üzere aleyhte yaptığı
konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin
açıklaması
MEHMET ALİ ÖZKAN (Manisa) - 13 Mayıs
2014te bir elim kaza yaşadık Manisa Somada, hepimizin malumu. Ben
kırk sekiz yıldır o şehirde yaşayan, o şehirde
doğmuş bir insanım. Kazanın olduğu tarihte AK
PARTİde aktif siyaset yapıyordum, AK PARTİ İlçe
Başkanıydım. O süreçte bütün olayların merkezinde olan
insanlardan bir tanesiydim. Kaza sonrasında orada devletimiz, milletimiz,
hayırsever insanlarımız, STKlerimiz gerçek manada bir iş
birliğiyle hem orada vefat eden, şehit olan 301 madencimizin
ailelerinin, yakınlarının mağduriyetlerinin giderilmesi
noktasında önemli adımlar attılar. Daha sonra orada
ocakların kapanmaması, üretimin, istihdamın devamı için
devletimiz, Enerji Bakanlığımız, Türkiye Kömür
İşletmeleri büyük yükümlülükler aldılar, büyük özveriyle
çalıştılar, hem istihdam arttı hem üretim devam etti hem
arttı. Ayrıca 2014ten bu yana geride kalan 5,5 yıllık zaman
zarfında Enerji Bakanlığı ve Türkiye Kömür
İşletmeleri sırf orada maden ocakları kapanmasın diye
bugüne kadar yaklaşık 1 katrilyon lira sübvansiyon uyguladılar.
Yani o madenlerin zararını Türkiye Kömür İşletmeleri
beş buçuk yıl boyunca kendi nam ve hesabından ödedi.
IX.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Teklifleri (Devam)
1.- Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/2213) ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 104) (Devam)
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Açık oylamanın
sonuçlarını okutuyorum arkadaşlar.
Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ile 85
Milletvekilinin Gümrük Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 282
Kabul : 245
Ret : 37 (x)
Kâtip
Üye Kâtip Üye
Nurhayat
Altaca Kayışoğlu Bayram Özçelik
Bursa Burdur
BAŞKAN - Teklif kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır, hayırlı olsun.
2nci sırada bulanan, 88 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine başlıyoruz.
2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentopun Kullanılmış
Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin
Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Türkiye Cumhuriyetinin
Beyanlarla Birlikte Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Teklifi (2/1801) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S.
Sayısı: 88)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir iş
bulunmadığından, alınan karar gereğince, kanun
teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 30 Ekim 2019 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatılıyorum.
Kapanma Saati: 22.29